2015’te dünyada yenilenebilir enerjiye 286 milyar $ yatırıldı
30 MW’lık biyokütle enerji santralinde geri sayım •• 6
03
OVP’ye yerli ve yenilenebilir enerji damgası Orta Vadeli Program’da yenilenebilir enerji başlıklarının desteklenmesi yer aldı. Güneş ve rüzgar enerjisi ilk kez bir orta vadeli kalkınma planında kendine yer buldu. Erman Tekdemir / ANKARA
B
aşbakan Binali Yıldırım’ın açıkladığı Orta Vadeli Program’da yenilenebilir enerji başlıklarının desteklenmesi yer aldı.
YENİLENEBİLİR ENERJİ İLK KEZ KALKINMA PLANINDA YER ALDI Başbakan Binali Yıldırım tarafından Çankaya Köşkü’nde açıklanan ve Kalkınma Bakanlığı koordinasyonu ile hazırlanan 2017-2019 Orta Vadeli Programda enerji başlıklarına önemli ölçüde yer verildi. Yenilenebilir enerji alanında atılacak adımlar da Programın çarpıcı başlıkları arasında yer aldı. Orta Vadeli Program’da yenilenebilir enerji alanındaki “rüzgar”, “güneş” ve “elektrikli otomobiller” ilk kez bir kalkınma planında
kendine yer buldu.
Başbakan Binali Yıldırım’ın açıkladığı Orta Vadeli Program’da yenilenebilir enerji alanında atılacak adımlar da programın çarpıcı başlıkları arasında yer aldı.
PROGRAMDA “YERLİ” VURGUSU Son dönem de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın da sıklıkla dile getirdiği, yenilenebilir enerji üretimindeki teçhizatların yurtiçinde üretilmesi konusu 2017-2019 Orta Vadeli Program’da yer aldı.
YURTİÇİ ÜRETİM KAPASİTESİ ARTIRILACAK Programda kullanılan ifadeye göre, “Rüzgar, güneş ve hidroelektrik gibi alternatif enerji kaynakları üreten tesislerde kullanılan makine ve teçhizatın yurt içinde üretilmesine yönelik çalışmalar sürdürülecektir” denildi. Yerli üretim konusunda “elektrikli otomobil üretimi” de programdaki başlıklar arasında dikkat çekti. Buna göre, elektrikli otomobil imalatında AR-GE ve yatırım
ATIKLARIN EKONOMİYE KAZANDIRILMASI HEDEFLENİYOR Bununla birlikte geri dönüşümü yapılabilecek atıkların ekonomiye kazandırılması da hedeflenecek. Yapılacak atık geri dönüşümünün ekonomiye kazandırılması çalışmalarında enerji üretimi ilk planda yer alacak.
teşvik sisteminin güçlendirileceği ve yurtiçi üretim kapasitesinin artırılacağı yönünde bir hedefin belirlendiği ifade edildi.
YENİLENEBİLİR İLE “ARZ” GÜVENCE ALTINA ALINACAK Enerji arz güvenliğinin de değerlendirildiği Orta Vadeli Program’da arz güvenliğinin sağlanmasında yenilenebilir enerji yatırımlarının da önemli ölçüde pay sahibi olacağı belirtildi.
NÜKLEER TEKNOLOJİ YATIRIMLARINA DEVAM Enerji arz güvenliğinin sağlanması için yerli ve
yenilenebilir enerji kaynaklarının harekete geçirileceği program maddelerinde yer alırken diğer taraftan nükleer teknoloji yatırımlarına da devam edileceği belirtildi.
YERLİ KAYNAK TESPİTİNE HIZ VERİLECEK Kamuoyuna duyurulan 20172019 Orta Vadeli Program’a göre; yerli doğal kaynak tespiti çalışmaları sadece kömür ile sınırlı kalmayacak. Programa göre kömür kaynaklarının tespit edilmesinin yanında jeotermal enerjide de kaynak arama çalışmaları sürdürülecek.
04
Biyodizeli unuttuk mu? Değerli Okuyucularım,
Akaryakıt dağıtım firmaları yurt genelinde motor biyoyakıtlarının harmanlamasını başarılı bir şekilde yapmakta. Biyodizel ve biyoetanolde “Ulusal Marker” ile işaretleme süreci, kalite kontrol aşamaları, ikmal lojistiğinin sorunsuz olduğunu duymak sevindiriciydi.
Unutmadık değil mi? Evet. Unutmadık. Başta Green Power’ın yeşil sayfalarında olmak üzere yenilenebilir enerji kaynakları hem sözcüklerde, yayınlarda yer bulurken, hem de etkinliklerde masaya yatırılıyor. Güneş ışıldayıp, rüzgar efil efil eserken, su gücü sesini yazıyoruz ve konuşuyoruz. Yenilenmiş enerji resmi erkimiz ile yatırımlarının peşindeki iş dünyası koşuyor, koşmaya gayret ediyor. Sivil toplum da çoştu, gidiyor. Bendeniz de kalemim ve sözcüklerimle görevdeyim. Güzelim ülkemizde, dışarıda sonbaharın mahzun güzelliği var iken, bütün enerji kaynaklarının kaynağı güneşin yerküremizdeki deposu biyokütle kaynakları, biyoyakıtlar hiç unutulur mu? İyi ki fotosentez var. Yoksa güneşin koskocaman gücünü nasıl bu kadar ucuza ve rengarenk depolardık. Bitkisel ve hayvansal biyokütle yaşam demek. Unutmadık değil mi? Evet. Unutmadık. Biyodizeli de, biyobriketleri de, biyogazı da, biyoelektriği de unutmadık. Yakıt alkolünü, biyoetanolü de hiç unutmadık. Benzinlerimiz yakıt alkolünün küçük ama kıymetli yerli-yeşil katkısı ile yanıyor. Oktan sayıları minik minik artarken, yerli enerji tarımının gücü ekonomimizi destekliyor. Unutmadık değil mi? Evet. Unutmadık. Ve biyoyakıtlar, 27-30 Eylül 2016 tarihlerinde, T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsünce düzenlenen 2. Ulusal Biyoyakıtlar Sempozyumu’nda, Samsun’da, akademi, resmi erk, yerel yönetimler ve biyoyakıt sektörünün bir araya gelmesiyle görüşüldü. 20 Mart 2008’de duyurulan “2008–2012 Tarım Vizyonu” kapsamında T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsünün enerji tarımı konusunda uzmanlaşmasına ve Enerji Tarımı Eylem Planı yürütülmesi kararı alınmıştı. “20132017 Stratejik Planı” ile ilerliyoruz. Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü “Enerji Tarımı Araştırma Merkezi” ülkemiz için mühim bir ilk ve tek. Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) olarak destek verdiğimiz etkinlikte biyokütle enerji teknolojileri masaya yatırıldı. Sempozyumu akaryakıt sektörümüzün ilk biyodizel tedarikçisi DB Tarımsal Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Borovalı ile değerlendirdik. S. Borovalı
“Sempozyum biyo yakıtların ülkemizde bugünü ve yarınını tartışmak ve konuşmak açısından iyi bir fırsattı. Katılımcılar tarımsal uygulamalardan, biyodizel ve biyoetanol üretimi, tüketimi, pazar koşulları hakkında ayrıntılı bilgi edindiler.
SEMPOZYUMDA BAŞARILAR DA KONUŞULDU Özellikle biyodizel üretimi ile ilgili pazarda yaşanan zorluklar, birçok kez gündeme gelip de iptal edilen harmanlama zorunluluğu, bu karmaşıklığın yarattığı olumsuzluklar ve sektörün yaşadığı büyük sıkıntılar dile getirildi. Biyodizel üretimi hammaddelerin, yerli enerji tarım ürünleri ve atık bitkisel yağların ülkemizdeki bulunabilirliği konularına yoğunlaşıldı. Ülkemizde tarım sektörünün gelişebilmesi ve kaynak yaratılması için biyodizel sektörünün faydası ve yarattığı ekonomik değer zinciri incelendi. Sempozyumda sadece sorunlar ve sıkıntılar değil, aynı zamanda başarılar da konuşuldu. Biyodizel pazarının 2015 sonunda geldiği seviye, sektörün bir yan ürünü olan gliserinin saflaştırılarak ithal ikamesi yaratılması, gerek biyodizelde, gerek gliserinde kalite yönü ile elde edilen başarılar, dünyada örnek gösterilen titizlikte yapılan üretim ve harmanlamalar dinleyicilerin geleceğe ümit ile bakmasına yardımcı oldu. Sektör temsilcilerinin yaşanan her zorluğa rağmen, büyük mücadele azmi ile ülkemiz için katma değer yaratma heyecanları, geçen on yıl içerisinde kat edilen mesafe ülkemizde biyoyakıtlar için karamsar olmamamız için güzel gerekçeler oldu. Sempozyumda ortaya çıkan bir gerçek de, ülkemizin biyoyakıtlar ile ilgili birinci evreyi, yani hammadde tedarik kanalları, mevzuat, pazar oluşumu, üretim kapasitesi, ürün kalitesi, harmanlama yatırımlarını tamamlamış olduğudur.
BAŞARILI VE RASYONEL UYGULAMALARA HAZIR OLDUĞUMUZU GÖRDÜK Akaryakıt dağıtım firmaları yurt genelinde motor biyoyakıtlarının harmanlamasını başarılı bir şekilde yapmakta. Biyodizel ve biyoetanolde “Ulusal Marker” ile işaretleme süreci, kalite kontrol aşamaları, ikmal lojistiğinin sorunsuz olduğunu duymak sevindiriciydi. İkinci evreye, yani dünyaya örnek olmaya devam edeceğimiz başarılı ve rasyonel uygulamalara hazır olduğumuzu da gördük. Hep beraber ikna olduk.
Diğer yandan ülkemizdeki tarım alanlarımızın “gıda için mi? enerji için mi?” kullanılması soruları yine anlamsız şekilde dile getirilmeye devam edildi. Bu sorulara güzel ve tatminkar cevaplar verildi. Ülkemizde önemli olanın üretim olduğu, geçen on yılda tarımda kullanılan alanların maalesef azaldığı, ülkemizin kalkınmak ve gelişmek için tarım alanlarını daha fazla ekonomiye kazandırılması gereği anlatıldı. Bu konuşmalar içinde “gıda mı? enerji mi?” sorusu o kadar basit kaldı ki. Tabii ki cevap gıda. Ama bunu tartışmak için daha o kadar çok yol kat etmemiz gerekiyor ki. Bunu unutmamak gerek. Gıda Güvenliği, Enerji Güvenliği, Stratejik Sektörler, Bölgesel Ekonomik Kalkınma, Gelir Eşitsizliği, Ulusal Üretim Kaynaklarının Değerlendirilmesi kavramlarını düşünerek sempozyumun sonuna geldik. Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nü, emeği geçenleri alkışlıyorum. Biyoyakıtları gündeme getirdik. Birlikte düşündük, tartıştık, konuştuk” dedi. Ben de bu verimli imeceye tebriklerimi sunuyorum.
ATIKLAR DÖNGÜSEL EKONOMİNİN LOKOMOTİFİ Unutmadık değil mi? Evet. Unutmadık. Atık bitkisel yağlardan biyodizel üretimi de gelişerek ilerliyor. Biyobozunur katı-sıvı-gaz atıklar biyorafinerilerin girdisi. Atıklar döngüsel ekonominin lokomotifi. 19-20 Ekim 2016 tarihlerinde, Ankara’da “Türkiye’de Tüm Yönleriyle Atık Yönetimi Paneli (7. TÜRKTAY)” kapsamında atık konuşacağız. Sizleri alanın en önemli etkinliği kabul edilen bu etkinliğe ve kolaylaştırıcısı olacağım “Türkiye’de Döngüsel Ekonomi Kapsamında Atık Yönetimine ve Geri Dönüşüme Genel Bakış, Durum Analizi” panelimize davet ediyorum. Buyurunuz. Döngüsel ekonomi giderek artan hızla duyacağımız, Avrupa Birliğinde de tetiklenen bir konu. Unutmadık değil mi? Evet. Unutmadık. Biyodizeli, tüm biyoyakıtları ve yenilenebilir enerji kaynaklarını gündemde tutmayı sürdüreceğiz. İkinci davetim ise Ekim ayında ayrı bir güzel olan İTÜ Yerleşkesinde, 24-26 Ekim tarihlerinde yapacağımız 10. Uluslararası Temiz Enerji Sempozyumu (UTES) için. 23 yıl önce başladığımız bu yolda, ülkemiz de temiz enerji için çok yol aldı. Geliniz. Temiz enerji için İTÜ’ye buyurunuz. Enerjinize ve çevrenize iyi bakınız değerli okuyucularım.