Green Power 152 - Enerji - Dergi

Page 1

YEKDEM’DE 17 BIN MW ASILDI

•• 3



03

EkoRE’den Konya’ya 5 MW’lık güneş enerjisi santrali EkoRE, 2017 yılında tamamlamayı hedeflediği beş güneş enerjisi santralinden ilki olan 5 MW güçteki Konya Kulu projesini hizmete soktu.

E

koRE, 2017 yılında tamamlamayı hedeflediği beş güneş enerjisi santralinden ilki olan Konya Kulu projesini hizmete soktu. 75 bin metrekare üzerine kurulan ve 5 MW güce sahip bulunan Konya Kulu santralinin ardından yine Konya’nın Akören ilçesinde ve Osmaniye, Antalya, Aydın, Tokat illerinde faaliyete geçecek olan santrallerle birlikte EkoRE’nin enerji üretiminde kurulu gücü toplamda 25 MW’a ulaşacak. Toplam lisanssız GES portföyünü 120 milyon euro’luk bir bütçeyle 100 MW’a çıkarmayı hedefleyen EkoRE’nin CEO’su Serhan Süzer, küresel hedefleri doğrultusunda yurtdışında da faaliyet göstereceklerini söyledi. EkoRE’nin Konya’nın Kulu ilçesinde kurduğu güneş enerjisi santrali (GES) faaliyete geçti. 5 MW’lık kurulu güce sahip olan Konya Kulu GES, test aşamasını tamamlayarak Kasım 2016 itibariyle enerji üretimine başladı. 75 bin metrekare alan üzerine kurulan santral, EkoRE’nin kurulu kapasitesi 25 MW’ın üzerinde bulunan yapılmaya hazır GES projeleri serisinin ilk ayağı konumunda bulunuyor.

2.750 CİVARINDA HANENİN ENERJİ İHTİYACINI KARŞILAYACAK EkoRE’nin Konya Kulu’daki santralinde toplamda 19 bin 328 güneş paneli ve 165 inverter bulunuyor. Yılda 8 bin MWh’ın üzerinde elektrik

Musa Enes Uslu/İstanbul üreterek 2 bin 750 civarında hanenin enerji ihtiyacını karşılayacak olan santral, bir sene içerisinde 5 bin 500 tonun üzerinde karbonun atmosfere salınımını engelleyerek doğaya önemli katkı yapacak. EkoRE olarak güneş enerjisi santralleri proje serisine Konya Akören ve Osmaniye Düziçi’nde devam edeceklerini belirten EkoRE CEO’su Serhan Süzer, şu bilgileri verdi: “Devam eden çalışmalarımız arasında toplam 25 MW’ın üzerinde GES projesi bulunuyor. Bu projelerin ilk ayağı olan 5MW’lık Konya Kulu projesinin faaliyete geçmesiyle birlikte şimdi sırada fazlar halinde devreye alacağımız Konya Akören, Osmaniye, Antalya, Aydın ve Tokat illerinde bulunan güneş enerji santrallerimiz bulunuyor.”

“KENDİ AR-GE’MİZ İLE SEKTÖRÜMÜZDE DEĞER YARATMAYA DEVAM EDİYORUZ” EkoRE Şirketler Grubu bünyesinde çalışmalarını sürdüren EkoRE Güneş Enerjisi A.Ş.’nin Genel Müdürü Oğuzhan Haznedar, güneş enerjisi sektörünün tüm dünyada hızlı bir yükselişte olduğunun altını çizdi: “Bu alanda eğer bilinçli hareket etmiyor ve sektörün gereksinimlerini doğru kavrayamıyorsanız sürdürülebilirlik sağlamanız mümkün değil. Şirketimiz güneş enerjisi alanında yüksek bir odaklanmayla, hem yurtiçi hem de yurtdışına yönelik detaylı bir hareket planıyla ilerliyor. Güneş enerjisi alanındaki yatırımlarımızla ülke ekonomisine, istihdama ve doğaya katkı sağlamak en büyük hedefimiz. Dünyanın en önemli güneş enerjisi firmalarıyla knowhow paylaşımı yapıyor, kendi Ar-Ge birimimizle sektörümüz

Sektörde teknolojiye de yatırım yapan EkoRE, geçtiğimiz aylarda wafer, hücre ve modül üretim süreçleri ile birlikte Türkiye’nin ilk güneş paneli üretim tesisinin inşasına Niğde’de başlamıştı.

EkoRe, TÜV Reinland Sertifalı Bilir kişi’den denetim uygunluk belgesini yüksek mühendis Sümer Kuyrultay’dan aldı.

adına değer yaratmaya devam ediyoruz.” Bunlara ek olarak Haznedar sözlerine şöyle devam etti: “Projenin gerçekleştirilmesi ve uygulanması ciddi bir süreç. Bunu yaptıktan sonra işletme ve bakım süreçleri önümüzde olacak. Bunun için ‘monitoring’ dediğimiz izleme sistemlerini gerçekleştiriyoruz. Şu an açılışını yaptığımız Konya Kulu projesi bizim en sağlam projelerimizden. 75.000 metrekare alana kurulmuş olan Konya Kulu Projesi başlangıç adımımız ve sonraki projelere de bir an önce başlamak istiyoruz.”

EKORE, TÜRKİYE’NİN İLK GÜNEŞ PANELİ ÜRETİM TESİSİNİ İNŞA EDİYOR Alanında uzun dönemli planlama çalışmalarıyla hareket eden EkoRE’nin yenilenebilir enerji sektörüne katkısı güneş ve rüzgar enerjisi santralleriyle sınırlı değil. EkoRE Solar Enerji Endüstrisi A.Ş. Genel Müdürü Zorlu Yalnız konuyla ilgili şu bilgileri verdi: “Niğde Bor Karma Organize Sanayi Bölgesi’nde 40 bin metrekare alanda inşa edilmekte olan tesisimiz tamamlandığında yüzlerce kişiye istihdam

yaratacak, ihracat yapacak ve böylelikle ekonomimize önemli katkı sağlanacak. Minimum 600 MWp gücünde panel üretim kapasitesiyle hem bölgenin hem de Türkiye’nin güneş paneli ihtiyacını karşılayacak üretim tesisinin 2018 yılının ilk yarısında tamamlanarak üretime başlamasını hedefliyoruz.”

“YERLİ ÜRETİM YAPACAK OLMANIN HEYECANI İÇİNDEYİZ” Satın alınan panellerin performans düşüklülerinin yanında kendi üretimleri olan panellerin performans ve verimlilik hesaplarının daha rahat yapılacağını belirten Yalnız, “yerli üretim yapacak olmanın heyecanı içindeyiz. Projede üretimin yüzde 60’ından fazlası tamamı ile yerli olacak. Ancak hedefimiz yüzde 100 yerli üretime ulaşmak. Panellerin üretim sürecini yavaş yavaş en başından itibaren Türkiye’de yapmayı hedefliyoruz. YEKA’yı kazanmayı istiyoruz ama biz bu işe daha YEKA düzenlemesi çıkmadan başladık ve sağlam bir ekibimiz var, her halükarda hedefimize ulaşabiliriz” açıklamasında bulundu.

‘HEDEFİMİZ TÜRKİYE’DEN BİR DÜNYA MARKASI ÇIKARMAK’

S

erhan Süzer, güneş enerjisi alanındaki yatırımlarının yanı sıra ilk rüzgar enerjisi santralini (RES) İzmit’in Kandıra ilçesinde 5 MW kurulu kapasiteyle kurmakta olduklarını da belirtti: “EkoRE olarak yenilenebilir enerji sektöründe pek çok farklı alanda projeler yapıyoruz ve yalnızca Türkiye içinde değil, küresel çapta da hedeflere sahibiz. Bunun için teknolojiye yatırım yapmaya başladık. Wafer, hücre ve modül süreçlerini kapsayan entegre bir üretim tesisinin temellerini Niğde Bor OSB’de attık. Tek taraflı hücrede minimum yüzde 22, çift taraflı (bifacial) hücremizde de yüzde 25’in üzerine çıkacağımız ürünümüz bizi dünya güneş enerjisi konjonktüründe en üst sıralara taşıyacaktır. Hedefimiz Türkiye’den bir dünya markası çıkarmaktır.” Enerjide geldikleri son noktadan gurur duyduklarını belirten Ekore CEO’su Serhan Süzer, “ bu sene teknolojiye yatırım yapmaya karar verdik. Rüzgar ve güneş enerjisinden sonra biyogaz üzerine hareket etmek. Firmamız bu üç alanda özellikle Ortadoğu ve kuzey doğu Afrika’da önemli projelere imza atacak. Bundan sonra Konya Antalya Tokat gibi farklı illerde de projelerimiz devam edecek. Biz Türkiye’de yenilenebilir enerji teknolojilerini ‘üreten’ firması ve Global bir marka olmak istiyoruz. Yenilenebilir enerjide birçok ülkeden yatırım yapmamız için teklif geliyor, panel üretiminde de sektöre girdiğimizde bu gelen teklifleri daha da arttıracaktır” şeklinde konuştu.


G

üneş enerjisi sektörünün gelişimine önderlik etmek amacıyla sektörün liderleri tarafından GÜYAD (Güneş Enerjisi Yatırımcıları Derneği) kuruldu. Kuruluş açıklaması ve imza törenini EIF’te gerçekleştiren derneğin 17 kurucu üyesi bulunuyor. GÜYAD’ın öncelikli amacı sektördeki sorunları çözmek ve yatırımları arttırmak.

“TEKNOLOJİYİ GELİŞTİRİP, YATIRIMLARI ARTTIRACAĞIZ” GÜYAD Başkanı Birol Ergüven: “Güneş enerjisi sektörünün büyümesi, bürokrasiye, kamuya ve özel sektöre her türlü desteği vermek için bir araya toplandık. Aynı zamanda Türkiye’de

teknolojinin geliştirilmesini ve yatırımların artmasını destekleyecek bir sivil toplum kurumu olacağız. Şu anda 17 kurucu üyemiz var. Türkiye’nin böyle bir çalışmaya ihtiyacı vardı. Güneş enerjisi sektörü içinde yatırımcıların bir araya geldiği derneği kurmak için büyük çaba sarf ettik. Bütüncül bakış açısı ile yatırımcının önünde duran

problemleri gidermek istiyoruz. Güneşle su ısıtmakta Türkiye ilk üçte yer alıyor. Doğru adımlar atarsak güneş enerjisi sektöründe dünyada ilk sıralarda yer alabiliriz. Paydaşlarının tamamının faydası için uzlaşılmış önerilere kılavuzluk yaparak yatırımcılara destek olmak adına adım attık. Her şey sektörün gelişmesi için” açıklamasında bulundu.

doğal gaz tüketimini yüzde 30 civarında düşürebiliyor.

ELEKTRİĞİN YÜZDE 47’SİNİ SANAYİDE KULLANIYORUZ “YILDA YAKLAŞIK 7-10 MİLYAR DOLAR ARASINDA TASARRUF EDİLEBİLİR”

Bain & Company tarafından hazırlanan ve Türkiye’de enerji verimliliğinin artırılması yönelik “Avrupa Birliği’nin Enerji Verimliliği Perspektifi ve Türkiye Enerji Verimliliği Analizi” isimli çalışma, enerjide dışa bağımlılığın azaltması için en uygun maliyetli ve en hızlı seçeneğin enerji verimliliğini arttırmak olduğunu ortaya koyuyor. Belirtilen önerilerin hayata geçirilmesi halinde yılda yaklaşık 7-10 milyar dolar arasında tasarruf elde edilebileceği öngörüsünde bulunuyor.

Bain & Company Türkiye Ortağı Volkan Kara, “Türkiye’de enerji talebinin GSYİH ile paralel, sağlıklı bir artış eğiliminde olduğunu görüyoruz ancak bu talebin yüzde 83’ü ithal kaynaklardan karşılanıyor. Göstergeler Türkiye’deki enerji talebinin gelişmekte olan ülkeler ortalamasının üzerine çıktığını gösteriyor. Enerjide dışa bağımlılığın azaltması için en uygun maliyetli ve en hızlı seçenek, enerji verimliliğini arttırmak” dedi.

Yapılan araştırmaların Türkiye’de hanelerde yüzde 30, sanayide yüzde 20 ve ulaşımda yüzde 10-15 oranlarında enerji tasarrufuna ulaşmanın mümkün olduğunu gösterdiğini belirten Volkan Kara, “Makul teşvikler ve cezalara rağmen tasarruf oranlarının arzu edilen seviyeye ulaşamadığını, enerji yoğunluğunun 2005 ile 2015 yılları arasında yüzde 5 oranında arttığını görüyoruz. Çalışmada, önerilerin hayata geçirilmesiyle yaklaşık 7-10 milyar dolar arasında tasarruf edilebileceğini gösteriyor” dedi.

KONUTLARIN YAKLAŞIK YÜZDE 85’İNDE DOĞRU ISI YALITIMI YOK Türkiye’de konutlar ithal doğalgazın neredeyse yüzde 20’sini tüketiyor, konutların yaklaşık yüzde 85’inde doğru ısı yalıtımı mevcut değil. Ayrıca evlerin yüzde 75’i merkezi ısıtma yerine bireysel ısınma kullanıyor. Bina yalıtımı ve merkezi ısıtma

Türkiye’de elektriğin yüzde 47’si sanayi tarafından tüketiliyor. Bu oran Avrupa’da yüzde 37. Hizmet ağırlıklı ekonomik model ve katma değerli üretime geçişin normalde sanayinin, toplam elektrik tüketimindeki yüzdeyi azaltması bekleniyor. Ancak, Türkiye’de durum daha farklı. Sanayi içinde katma değeri düşük ve enerji yoğun sektör oranının çok büyük olması, bu durumda son 10 senedir hiçbir değişiklik olmaması sonucunu doğuruyor. Türkiye’deki toplam petrol ürünleri tüketiminin yüzde 70’ini oluşturan dizel, payını her yıl artırıyor. Benzinli arabalara kıyasla yüzde 25-30 daha verimli olan dizel arabalar, toplam binek araç ve hafif ticari araç satışlarının yüzde 60’ını oluşturuyor. Dizel yakıtlara uygulanan vergi oranları, kullanımı teşvik etmek üzere benzine oranla daha düşük. Öte yandan Türkiye, kullanımda olan araçların yüzde 20’si ile en yüksek LPG kullanım oranlarına sahip ülkelerden biri. Rafinasyon kapasitesi eksikliğinden dolayı yurtiçi tüketimin dizelde ancak yüzde 40’ı, LPG’de ise yüzde 22’si yerli kaynaklardan

sağlanabiliyor. Çalışma, Hibrid ve elektrikli araçların Avrupa’da azımsanmayacak bir kullanım oranına ulaştığına, ancak Türkiye’de kayda değer bir varlık gösteremediğine dikkat çekiyor. AB ülkelerinde enerji pazarından en büyük payı yüzde 29 ile nükleer enerji alırken, onu yüzde 26 ile yenilenebilir enerji takip ediyor. 2004 yılından 2014 yılına kadar yenilenebilir enerji kullanımı yüzde 73 artış gösterirken, ham petrol tüketimi yüzde 52, doğal gaz tüketimi yüzde 43 ve katı yakıt tüketimi yüzde 25 oranında azalmış durumda. Enerjide dışa bağımlılığı ve karbon salınımını azaltmayı hedefleyen Avrupa ülkeleri kamu binalarında enerji verimliliği iyileştirilmesi, emlak satış ve kiralama esnasında enerji verimliliği sertifikalarının kullanılması, akıllı elektrik ve doğal gaz sayaçlarının kullanıma girmesi gibi pek çok uygulama ile 2001-2011 yılları arasında bölge genelinde yaklaşık yüzde 20 oranında enerji tasarrufu elde etmiş. Türkiye’de kömür/linyit yüzde 33 ile başı çekerken, onu yüzde 32 ile doğal gaz ve yüzde 26 ile petrol takip ediyor. Bain’in çalışması, Türkiye’deki doğal gaz tüketiminin son 10 yılda yüzde 25’den yüzde 32’ye yükseldiğini gösteriyor. Ulaşım, son 10 yıllık dönemde toplamdaki payını yüzde 20’den yüzde 28’e çıkarması dikkat çekiyor.



06

EPDK’dan önemli rüzgar açıklaması:

‘Başvurular online olacak’

Rüzgar yatırılmalarının değerlendirildiği Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi (TÜREK) Ankara’da gerçekleştirildi. Erman Tekdemir/Ankara

R

üzgar yatırılmalarının değerlendirildiği Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi (TÜREK) Ankara’da gerçekleştirildi. TBMM Enerji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez ve EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz’ın katıldığı kongre, “Rüzgar’la daha güçlü Türkiye” sloganıyla hayata geçirildi. Yenilenebilir enerji alanındaki hedeflere değinen TBMM Enerji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız, Türkiye’nin 2023 yılında elektrik üretim kapasitesinin 120 bin MW seviyesine çıkacağını ve rüzgarda da önemli ölçüde kapasite artışı sağlanacağını ifade etti.

“2023’E KADAR 20 GW ARTIŞ” Rüzgar enerjisi kurulu gücünde 2023 yılına kadar 20 GW’lık bir artış hedeflendiğini söyleyen Altunyaldız, “Rüzgarda ve güneşte hedeflerimiz var. Şu an 78 bin MW’da olan hacmimizi 120 bine, rüzgarda da Avrupa’nın en yüsek potansiyeli dediğimiz 48 GW’lık hacmimizin 20 GW’ını 2023’te gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Şu an 5 GW seviyesinin üzerindeyiz, bu kadar zamanda bu mesafe alınır mı diyebilirsiniz ama hedeflerimiz var ve hep beraber çalışarak bunu gerçekleştireceğiz. Burada önemli paradigma değişikliklerinin olduğu görülüyor. Bu değişiklikleri sektörle birlikte Bakanlığımız organize ediyor ve Meclis olarak biz de yasalarla bu stratejilerin önünü açıyoruz” dedi.

“RÜZGARDA ÇOKTAN SEÇMELİ MODEL İÇİN ÇALIŞIYORUZ” Geçtiğimiz haftalarda Konya Karapınar’da güneş enerjisinde hayata geçirilecek olan YEKA modelinin tanıtım toplantısının yapıldığını hatırlatan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez, benzer bir modelin rüzgarda da yapılacağını açıklamasının ardından bu çalışmalara ilişkin ipuçlarını paylaştı. Güneşin aksine rüzgarda bin MW’lık kapasiteyi tek bir alanda yaşama geçirilme şansının olmadığını vurgulayan Dönmez, “Güneşte tek bir alanımız vardı ve bu durum bir avantaj olarak görülüyordu. Bin

Ziya Altunyaldız

Fatih Dönmez

‘YENİLENEBİLİRİN PAYINDA ARTIŞ HEDEFLİYORUZ’

‘YENİLENEBİLİRDEKİ GELİŞME HIZI BAŞ DÖNDÜRÜCÜ’

E

E

nerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın son dönemde gündeminde yerli kaynaklardan enerji üretiminin önemli ölçüde yer tuttuğunu söyleyen Komisyon Başkanı Altunyaldız, yüzde 30 seviyesinde olan yenilenebilir kaynaklardan enerji üretiminin de artırılmasının amaçlandığını kaydetti. Altunyaldız, “Türkiye, 27 çeyrektir aralıksız büyüyor. Son 13 yılda yüzde 5’in üzerinde büyüme kaydedilirken, sanayi üretiminde yüzde 5.3 büyüme gözlendi. Sanayi üretimiyle enerji arasında bir etegrasyon olduğunu biliyoruz. Eğer enerjinin tedariği zamanında yapılmazsa günlük hayatın aksadığı gibi üretim de aksıyor. O zaman kalkınmaya ve gelişmeye devam edebilmek için enerji arz güvenliğini temin etmek zorundayız. Bunu temin ederken yerli kaynaklardan bahsettik. Son dönemde bakanlığımız tarafından özellikle sürdürülmeye çalışılan önemli programlar var. Yerli kaynaklardan elektrik üretiminin ağırlık kazanması ve enerjide yüzde 30’lara varan yenilenebilir enerji payının daha da yukarı çıkarılması üzerinde durduğumuz konular arasında önemli bir yer tutuyor. Bunu

yaparken enerji endüstrisi dediğimiz makine ekipman ve techizatın Türkiye’de üretilmesi konusu oldukça önemli. Enerjide yenilenebilir enerji kaynaklarına sahipsek, endüstri bağımlılığımızı da kesmek durumundayız. Enerji bağımlılığımızı azaltmaya çalışırken endüstri bağımlılığımızı devam ettiremezdik. Üretim bilgisi ve tecrübesi için de ARGE yatırımlarını destekliyoruz. Bir taraftan enerji endüstrisinin yapılmasına dönük tüm yatırımları nerede olursa olsun desteklerken ARGE çalışmlarını da vergisel unsurlarla ve stopaj desteğiyle, vergi indirimleriyle desteklemeye devam ediyoruz” açıklamalarını yaptı.

nerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez, “Mayıs ayında Bakanlığımızda TÜREB ve sektör temsilcileriyle birlikte gerçekleştirdiğimiz bir değerlendirme toplantısı vardı. Orada bir ev ödevi vermiştik. Biz sektörü değerlendirirken, sektörden bize gelen bilgi ve verilere ihtiyacımız var. Onların sektörü nasıl gördüğü çok önemli. Ortak akıl yakalamak adına bir ev ödevi hazırlarsanız mutlu oluruz demiştik. Sayın Başkan Ataseven de büyük bir hassasiyetle üzerine aldı. Yenilenebilir enerjide, inovasyon ve teknoloji baş döndürücü bir hızla gelişiyor. Neredeyse bu hıza yetişemiyoruz. Bu durumun aslında hem piyasaya hem de müşterilere çok olumlu yansımaları var. Bir taraftan verimlilik artarken, bir taraftan da maliyetlerde ciddi bir iyileşme görüyoruz. Bizim gibi teknolojiyi iyi kullanan ama fazla üretemeyen ülkeler açısından bir handikap vardı. bunu telafi etmek için de bir yol haritasında değişikliğe gittik ve yerli ekipmanı teşvik edici bir takım mekanizmalar geliştirdik. Mayıs ayındaki toplantıda bunun ipuçlarını paylaşmıştık. Nitekim Mayıs ayı sonunda Meclis’ten

geçen kanunla yerli ekipmanın Türkiye’de mümkün olduğu kadar kullanılmasını teşvik eden bir model geliştirdik. Yönetmeliğimiz yayınlandı. Güneş’te Aralık ayı içinde bin MW’lık bir ihaleye çıkacağız. Ümit ediyorum ki 2017’nin ilk çeyreğinde de benzer bir modeli rüzgarda hazırlamış olacağız. Güneşle ilgilenen arkadaşlar bilirler, Bakanlığımızda bu konularla ilgilenen arkadaşlarımız sektör ile birebir dirsek teması halinde çalışıyorlar. Uzun mesai harcadılar rüzgarda da aynı modeli icra edeceğiz. Arkadaşlarımız, rüzgarda da sanayicilerimizle bir araya gelecek ve bu modelin hayata geçirilmesi için ne gerekiyorsa yerine getireceğiz” diye konuştu.


07 Mustafa Yılmaz

‘PİYASAYI VE TÜKETİCİLERİ BERABER ELE ALIYORUZ’

H

ayata geçirilen düzenlemelerle, yatırımcıların destekleme mekanizmalarından en yüksek düzeyde fayda sağlanmasını amaçladıklarını belirten EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, ilerleyen dönemlerde rüzgar yatırımlarına olan ilgilinin daha da artacağını vurguladı. Yılmaz, konuşmasında, “EPDK olarak piyasanın sadece bir bölümünü ya da üreticilerin bir kısmını değil piyasanın ve tüketicilerin durumlarını bütüncül şekilde ele almak durumundayız. YEKDEM’deki RES’lerin piyasadaki işlemlerini, makul boyuttaki olağan fiziksel dengesizliklerini yönetebilecekleri şekilde yürütebilecekleri bir marj tanıdık. Böylelikle, basiretli bir piyasa oyuncusu olarak hareket eden katılımcıları destekleme mekanizmasından azami derecede faydalanabilmelerini sağlamış olduk. Tüm bu gelişmelere ilaveten 9 Ekim’de Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları Yönetmeliği Bakanlığımızca yayımlandı. Bu yönetmelik çerçevesinde Bakanlığımızca getirilen usul ve yöntemlerin rüzgar enerjisi bakımından kaynaklarımızın etkin ve verimli kullanılmasına ve üretim tesislerinde kullanılan ileri teknoloji içeren aksamın yerli olarak üretilmesine imkan sağlayacaktır. Ben başta Sayın Bakanımız olmak üzere bu süreçte emeği geçen herkese teşekkür etmek istiyorum. Son yıllarda ülkemizin enerji sektörüne damga vuran rüzgar enerjisinin, oturmuş mevzuat yapısı, sektörel potansiyeli ve sürece katılacak off-shore kaynaklarla çok daha fazla ilgi göreceğine eminim. Önümüzdeki dönemde lisanlandırılacak yeni kapasiteler düşünüldüğünde türbin üreticileri açısından da rüzgar enerjisi sektörü her zamankinden daha cazip olacaktır. EPDK olarak yerli ve yabancı yatırımcılarımızın önünü açmak ve onlara yol göstermek için üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz” dedi.

Mustafa Serdar Ataseven

‘AVRUPA’DA İLK 5, DÜNYADA İLK 10’DAYIZ’

R

üzgar enerjisinin, Türkiye’nin elektrik üretimindeki payı hakkında da bilgi veren TÜREB Yönetim Kurulu Başkanı Ataseven, Avrupa ve dünya ölçeğinde Türkiye’deki rüzgar enerjisi sektörünün ulaştığı konumu rakamlarla paylaştı. Ataseven, “Türkiye rüzgar enerjisi konusunda çok ciddi bir mesafe kaydetti. Geçtiğimiz yıl bin MW kurulu gücü hayata geçirerek şu an itibariyle yaklaşık 5 bin 300 MW’lar civarına gelmiş bulunuyoruz. Geçen yıl gerçekleştirdiğimiz kurulu güç ile dünya genelinde ilk 10’da, Avrupa’da ise ilk 5’in içinde yer alıyoruz. Bunu bu salonlarda ifade etmek oldukça kolay ancak gelinen bu noktaya ne kadar zor ulaşıldığını, hem kamu hem de özel sektördeki paydaşlarımız çok iyi biliyorlar. Ülkemizde 48 bin MW teknoekonomik potansiyel var. Bu tekno-ekonomik potansiyelin altı boş değil. Potansiyelimizin içeriğinde 2023 yılına kadar gerçekleştirmek istediğimiz 20 bin MW rüzgar hedefimiz var. Bu ülkede biz, 20 bin MW rüzgarın işletme olduğunu göreceğiz. TÜREB olarak ülkemizdeki rüzgar enerjisinin ekonomiye kazandırılmasıyla ilgili çalışmalarımıza sizlerin desteğiyle devam ediyoruz. Yarınlarımıza daha temiz, daha güçlü bir ülke bırakmak istiyorsak hepimizin birey olarak rüzgar enerjisini desteklemesi gerekiyor. Tıpkı Mahatma Gandhi’nin söylediği gibi; ‘Dünyada değişim görmek istiyorsanız, değişimin kendisi olunuz” diye konuştu.

MW’lık bir kapasiteyi yakalama imkanımız vardı ve bunu Konya Karapınar’da ilan ettik. Rüzgar’da bin veya üzeri bir gücü bu saatten sonra tek bir alanda yakalama imkanımız yok. Rüzgarda 5 bin 300 MW’lara ulaşan bir kurulu gücümüz bulunuyor. Bunun neredeyse iki katı kadar lisans süreci ve inşası devam eden projeler var. Ülkenin yarısından çoğunda da rüzgar sahaları bulunmakta.

Dolayısıyla söz konusu olan bin MW ve üzeri gücü tek alanda yakalama imkanımız yok. Bunun yerine çoktan seçmeli bir model üzerinde çalışıyoruz. Belki birden fazla ilde ve trafo merkezinde sizin önünüze bir portföyle çıkmayı planlıyoruz. Bu portföyden yatırımcı, bizim belirlediğimiz güç kadar alanı kendisi seçecek ve kuruma – idareye gelerek türbinleri yerleştirmek istediği alanları ifade edecek. Bu şekilde de bir yol alma hedefimiz var” dedi.

DÖNMEZ’DEN YEKDEM AÇIKLAMASI Dönmez; “YEKA’nın dışında da yarışma gerektiren yerlerde başka bir değişikliğe gittik. YEKDEM yasası aslında sabit fiyatla, belirli süreyle bu enerji kaynağına dayalı tesislerden elektrik üretenlerin, ürettiği elektriği alma esasına göre kurulu. Sürede bir değişikliğimiz yok ancak ‘artık fiyatı biz belirlemeyelim, siz belirleyin’ dedik. Rekabete açık olsun, sizin belirleyeceğiniz bu fiyatla da biz yine elektrik almaya hazırız. Beklemede olan 3 bin MW bir başvuru var. Bu da aynı kapsamda değerlendirilecek ve yarışma usulüyle hak sahipleri belirlenecek” diye konuştu.

“TEKNOLOJİ VE İNOVASYON FİYATLARA OLUMLU YANISYOR” Elektrik alım fiyatlarının belirlenmesinin yanı sıra teknoloji ve inovasyon konusunun da altını çizen Dönmez, “Teknoloji ve inovasyondaki değişiklikler fiyatlara ve maliyetlere olumlu yansıyor. Bunun tarifelere de benzer şekilde yansıması için böyle bir model getirdik. Bu sadece bizde değil tüm gelişmiş ülkelerde karşılaşılan bir model. Türkiye’yi sadece Türkiye pazarıyla değerlendiremeyiz. Orta Doğu’da ve Afrika’da da ciddi pazarlar var. Yetişmiş iyi insan kaynağımız, ciddi bir yan sanayimiz var. Rüzgarda mekanik aksam yoğun kullanılıyor, bu anlamda Türkiye’de önemli bir deneyim var. Onlarla anlaşma yaparak böyle bir ürünün Türkiye’de belirli bir oranda gerçekleşebileceği kanaatindeyim” dedi.

“HEDEFİMİZ: İTHALAT BAĞIMLILIĞINI KONTROL ALTINA ALMAK” Yapılan düzenlemelerin yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından azami ölçüde yararlanma amacını taşıdığını dile getiren EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz,“1998’de rüzgar yatırımları başladı, özel sektörün marifetiyle 8,7 MW olarak başlayan rüzgâr enerji yatırımları, bugün yaklaşık 5 bin 250 MW’a ulaştı. Ama sahip olduğumuz yüksek verimli potansiyelden yararlanmak için daha yapacak çok işimiz var. İthalat bağımlılığımızı kontrol altına

almak ve enerjiyi çeşitlendirmek temel politikamız” dedi.

“BAŞVURULAR NİSAN’DA ONLINE YAPILACAK” Yatırımların izin süreçlerine ilişkin kendilerine gelen talepleri dikkate aldıklarını söyleyen Yılmaz, yatırımcılardan başvuruların alım yöntemiyle ilgili de önemli bir ayrıntı paylaştı. Geçtiğimiz Ekim ayında alınması planlanan ancak ileri bir tarihe ertelenen rüzgar başvurularının da tarihini açıklayan Yılmaz, “Yaptığımız görüşmelerden şu sonucu çıkarmaktayız: Rüzgar enerjisi yatırımlarının izin süreçlerinde ve yeni başvuruların kabulü konusunda teknik altyapının geliştirilmesi konusunda talepler var. Bu talepleri kendi görev alanımız çerçevesinde değerlendiriyoruz. Teknik altyapının güçlendirilmesi halinde çok daha hızlı yol alacağız. Bu kapsamda yeni dönemde başvuruları online ortamda elektronik imzalara dayalı olarak almak konusundaki çalışmalarda son aşamaya geldik. 2017 yılı Nisan ayı başvurularını sadece online ortamda almayı planlamaktayız” diye konuştu.

“TABLO BİZE HEYECAN VERİYOR” Yılmaz, “TEİAŞ Genel Müdürlüğü’nden 2018 yılı sonuna kadar bağlanabilir kapasite olarak belirlenen 3 bin MW’lık kapasite için önlisans başvurularını aldık. Toplam gücü yaklaşık 42 bin 500 MW olan, tahsis edilecek kapasitenin 14 katı büyüklükte başvuru aldık. Bu tablo bize heyecan ve daha çok çalışma azmi veriyor. Bu başvurulara ilişkin yapılan kişisel hak itirazları sonuca bağlanmış olup, projeler teknik değerlendirmesinin tamamlanması için Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü’ne gönderilmiştir. Konuya ilişkin Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü bünyesindeki çalışmalar lisanssız projelerle kesişme dışında da tamamlanmıştır. Teknik değerlendirme sürecinin bütünüyle tamamlanmasından sonra bu başvuruları yarışmaların yapılabilmesi için TEİAŞ Genel Müdürlüğüne göndereceğiz. Bu aşamada yarışma yönetmeliği değişikliği çalışmalarında da taslak düzenlemenin bu hafta kamuoyuna ilan edileceğini müjdelemek isterim” dedi.

“REKOR BAŞVURU BEKLENİYOR” Nisan ayında alınması beklenen RES başvurularının rekor düzeyde olmasını beklediklerini kaydeden Yılmaz, söz konusu başvurulara ilişkin düzenlemelerin hızla tamamlanacağını da vurguladı. Yılmaz, “2017 yılı Nisan ayının ilk haftasında alınmak üzere ertelenen başvuru döneminde yine rekor bir başvuru ile

karşılaşmayı bekliyoruz. Bu kapsamda Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğünden ölçümler konusunu düzenleyen Yönetmelik taslağının da Kurumumuza ulaşmasıyla yeni başvurulara yönelik mevzuat değişikliği işlemlerini hızla tamamlayacağız. Nisan 2015’te yaptığımız değişiklikle birlikte, YEKDEM kapsamında desteklenmekte olan rüzgar santralleri bu kapsamdaki diğer üretim tesisleri ile birlikte serbest piyasada faaliyet gösterir hale gelmiştir. Bu değişiklik, kesinlikle, öteden beri vermekte olduğumuz desteğin azaltılması anlamına gelmemektedir. Aksine, bu tesisleri birer piyasa oyuncusu haline getirerek esnekliklerini artırma ve içinde bulundukları piyasanın sürdürülebilirliğine hizmet etmektedir” diye konuştu.

“RÜZGAR İLE DAHA GÜÇLÜ TÜRKİYE” TÜREB Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Serdar Ataseven,“Bu yıl beşinci kez gerçekleştirdiğimiz Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi’nde ana tema olarak ‘Rüzgarla Daha Güçlü Türkiye’yi seçtik. Kongremizin ana temalarından birini de Sayın Müsteşarımızın bize verdiği ev ödevi oluşturuyor. Mayıs ayında gerçekleştirdiğimiz, Türkiye Rüzgar Enerjisi Sektör Toplantısı’nda bize verilen ödevi yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Yönetim Kurulumuzda bir komisyon oluşturduk. Bir bağımsız danışmanlık firmasıyla birlikte daha sonra sizlerle de paylaşacağımız bir raporu hayata geçirdik. Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları’na yönelik yönetmelik yayınlandı ve güneşle ilgili şartname Resmi Gazete’de yayınladı. Ardından bu konuyla ilgili yarışma süreci başladı. Bunun bir benzeri rüzgarda da gerçekleştirilecek” dedi.

“TECRÜBEMİZİ İRAN’DA DA KULLANACAĞIZ” Türkiye’de rüzgar enerjisinin her geçen gün önemli ölçüde ilerleme kaydettiğini vurgulayan Ataseven, edinilen tecrübelerin yurtdışı pazarlarında da değerlendirilebileceğini ifade etti. TÜREB olarak bu kapsamda gerçekleştirilen temaslara da değinen Ataseven, “Hepimizin bildiği gibi İran’da enerji alanında önemli bir pazar var. İran üzerindeki ambargonun kaldırılmasının ardından da tüm dünyanın gözü bu ülkeye çevrildi. Biz de Türkiye Rüzgar Enerji Birliği olarak 15 Temmuz’daki hain kalkışmanın ardından 19-20 Temmuz’da İran’da Rüzgar Enerjisi Kongresi’ne katıldık. Orada bakan yardımcısı düzeyinde çeşitli temaslarda bulunduk. Edindiğimiz izlenim neticesinde, son 10 yılda kazandığımız tecrübeyi İran’da ve diğer pazarlarda, hem yatırım hem de rüzgar sanayisi anlamında kullanabileceğimizi düşünüyoruz” dedi.


ASTOR AŞ. Bölgesel Tanıtım Toplantılarının beşincisini Adana’da gerçekleştirdi. Adana’da enerji sektöründen birçok firmanın katıldığı toplantıda, bölgenin enerji potansiyelinin önemini vurgulayan yetkililer yapılacak her türlü iş birliği ve yatırımın enerji sektörün canlandıracağının altını çizdi.

“NİTELİKLİ İSTİHDAMI ARTTIRMAYA DEVAM EDECEĞİZ” ASTOR A.Ş. Ar-Ge Direktörü Dr. Fatih Işık, transformatör üretiminde farklı ürün yelpazesi ile yapılan satışların yanı sıra ASTOR Ar-Ge merkezi ile bilgi birikimi ve nitelikli istihdam artışı sağlamaya devam edeceklerini söyledi. Işık, “Ar-Ge Merkezi çalışmalarımız kapsamında özel projelerimizin yanında TÜBİTAK’ın desteğiyle başarı ile tamamlanmış 13 adet ve devam eden 6 adet Ar-Ge projemiz var. Amacımız, Ar-Ge çalışmaları ile teknolojik gelişimlere katkı sunmak ve firmamızın dünya çapında etkinliğini ve bilinilirliğini arttırmak” dedi. iletim sisteminde işletmeye alınan ve sistemde başarı ile çalışan 20 adet 100 MVA ve 5 adet 62,5 MVA güç trafosuyla, ASTOR A.Ş. Kurumsal Direktörü enerji piyasasında söz sahibi Alişan Taştan, dağıtım trafolarında üretim kapasitesi ile Türkiye’de zirvede olmanın yanı sıra, kalitesinden ödün vermeden düşük kar yer alan ASTOR’un son yıllarda marjı ile ülke ekonomisine ciddi üretimine başladığı 154 kV ve üzeri güç trafolarında da yurt içi piyasalarda katkılar sunmaya başlamıştır. Kaliteli üretimin yanı sıra etkisini hissettirmeye başladığını belirterek, ”ASTOR, son bir yıl içinde ASTOR, satış sonrası hizmet

ÜLKE EKONOMİSİNE KATKI SUNMAYA DEVAM

politikasıyla müşterilerimize hızlı çözümler sunmayı hedeflemektedir” dedi.

YERLİ ÜRETİMİN GELİŞMESİ İÇİN ASTOR BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR Astor’un çalışmalarının yerli üretim için büyük önem taşıdığını belirten Teiaş 18. Bölge Müdürü Yılmaz Eğerci “Astor sadece üreterek değil, geliştirerek, Ar-Ge çalışmaları yaparak Türkiye’de ve dünyada söz sahibi olmak istiyor. Son bir yıl içerisinde bölgemizde 4 adet 100 MVA ve 1 adet 62,5 MVA güç trafosu devreye alınarak başarı ile çalışmakta. Bu durum ASTOR adına önemli bir başarı” dedi.


09

GE ile dünya çapında Siemens’ten RES’te 25 bin rüzgar türbini ihtiyaca uygun çözümler

GE rüzgar enerjisi alanında yeni teknolojiler ve enerji verimliliği üzerine çalışmalarını, dünyanın bir çok yerinde gerçekleştirmeye devam ediyor.

GE

Yenilenebilir Enerji 9 milyar dolarlık bir startup ile yenilenebilir enerji endüstrisinde en geniş üretim ve servis portföyünü bir araya getirdi. Rüzgar enerjisinde’de kara ve deniz alanlarını, hidro ve inovatif teknolojiler ile birleştiren GE Yenilenebilir Enerji, dünya çapında 25 bin rüzgar türbinin kurulumunu gerçekleştirdi. Geçtiğimiz yıl GE, Alstom’un enerji ve şebeke çözümleri iş alanlarını satın aldığında, dünyanın en büyük rüzgar ve su türbinleri, “ultra-süper-kritik” buhar türbinleri dev jeneratörler ve enerji üretmek için gereken diğer gelişmiş teknolojik cihazlarla da güçlerini birleştirmiş oldu. Dünya üzerindeki enerjinin üçte birini GE üretiyor. Bu pay, yazılım çözümlerinin elektrik santrallerini buluta bağlaması ve data analizleri yaparak santralleri optimize etmesiyle daha da artacak. GE’nin Saint-Nazaire Fransa’daki bir fabrikada üretilip Amerika kıyılarına yerleştrilecek olan Haliade türbinlerinin pervane çapı 150 metre

ve bu pervaneler 6 megawatt elektrik üretebiliyor.

GE TARAFINDAN ÜRETİLEN EN GÜÇLÜ RÜZGÂR TÜRBİNİ GE’nin yeni 3.4-130 rüzgâr türbini, iki farklı kanat çapı ve enerji depolamak için üç farklı jeneratör değeriyle öne çıkıyor. GE rüzgâr türbinleri, Endüstriyel İnternet için GE tarafından geliştirilen ve dışarıdan geliştirilmeye açık bir yazılım platformu olan Predix ile birlikte çalışıyor. Dijital Rüzgâr Santralleri konsepti de bu noktada devreye giriyor. Dijital ortamda ikizleri yaratılan türbinler, üzerlerinde bulunan sensörler sayesinde sürekli olarak veri üretiyor ve bu bilginin verimlilik için değerlendirilmesini kısaca analizini sağlıyor ve en verimli ortamı sunuyor. Rüzgârdan daha fazla faydalanabilmek için toplanan verileri hemen değerlendiren sistem bütün santrali ve türbinleri rüzgârın anlık değerlerine göre optimize edebiliyor ve bu sayede %20’ye kadar daha fazla verimlilik sağlanabiliyor.

Siemens Rüzgâr Bölümü, yenilenebilir enerjiyi, konvansiyonel enerji kaynaklarıyla rekabet edebilir seviyeye getirmeyi ve rüzgâr enerjisinin maliyetini düşürmeyi hedefliyor.

D

ünyanın artan enerji ihtiyacını karşılamak için temiz enerji üretimine talep arttıkça, Siemens Rüzgâr Bölümü de bu ihtiyaca uygun çözümler üretiyor. Siemens Rüzgâr Bölümü, yenilenebilir enerjiyi, konvansiyonel enerji kaynaklarıyla rekabet edebilir seviyeye getirmeyi ve rüzgâr enerjisinin maliyetini düşürmeyi hedefliyor. Siemens, bu amacına uygun olarak geliştirdiği yeni rüzgar türbini SWT-3.3-130’u geçtiğimiz sene IWPC 2015’te tanıttı. Rüzgâr alanında yeni ürünleri ve projeleriyle aktif rol alan Siemens’in SWT-3.3-130 türbini az rüzgar alan alanlarda bile verimli bir şekilde enerji üretiyor. 130 metrelik rotoruyla geniş bir süpürme alanına sahip SWT3.3-130, başarısı kanıtlanmış Direct Drive (Dişli Kutusuz) teknolojisiyle birlikte rüzgar hızının düşük olduğu zamanlarda bile benzer ürünlere

nazaran %19 daha fazla enerji üretimi sağlıyor. Saha koşullarına bağlı olarak 135 metreye varan kule yükseklikleri ile farklı opsiyonları olan SWT-3.3130’da, eksiksiz bir tasarıma sahip yekpare kanat teknolojisi (integral blade) kullanıldı. Yenilik ve kanıtlanmış teknolojiyi bir araya getiren türbin, rüzgâr enerjisinde yeni standartlar belirleyerek düşük ve orta hızdaki rüzgâr bölgelerinde 3,300 kW seviyesinde enerji üretimi gerçekleştiriyor.

KARBON SALINIMINI AZALTAN PROJELER Siemens’in 2014’deki Gemini projesine 14 MW’lık rüzgar gülleri ile toplamda 600 MW’lık kurulu gücüyle yılda 2,6 TWs elektrik kapasitesi ile gündeme gelmişti. Rüzgâr enerji santralinin tamamı işletmeye alındığında 1,5 milyon insana temiz enerji sağlayacak ve CO2 emisyonununda yılda 1.25 milyon ton düşüş sağlayacak. Bu yıl ise Dong Energy firmasının projesi Hornsea Project One için Siemens tarafından üretilen tam 174 rüzgar türbini projede olacak.190 metre uzunluğunda olup tam 1 milyon eve enerji sağlayacak olan dünyanın en büyük denizde yüzen rüzgar türbin santrali İngiltere’de yapılacak.

Nordex’ten 25 farklı ülkede 20 GW’lık rüzgar enerjisi santrali

Dünyanın birçok farklı noktasına RES türbinleri üreten Nordex, 20 GW’lık üretim kapasitesine imzasını attı.

N

ordex Grup, bugüne kadar 25 farklı ülkede 20 GW’lık rüzgar enerjisi santralinin kurulumunu gerçekleştirdi. 2015’de Nordex ve Acciona Windpower, toplamda 3.4 milyar euro kar üretti. Almanya, İspanya, Brazilya, Birleşik Devletler ve Hindistan’da bulunan fabrikaları ile ortak üretim gerçekleştiriyor. Ürün portföyleri, 1.5 MW - 3.6 MW arası sınıflarda üretime yoğunlaşmış durumda.

Ürün portföyleri, 1.5 MW - 3.6 MW arası sınıflarda üretime yoğunlaşmış durumda

NORDEX’DEN ÖDÜLLÜ TRİBÜNLER Nordex, teknik platformlarında şu anda

üretimde olan ‘Delta Jenerasyon’ ve ‘Gama Jenerasyonu’ kurulumlarda kullanıyor. Anti buzlanma sistemleri gibi çözüm odaklı teknik çalışmaları yürüten bir uygulama anlayışına sahip olan Nordex, teknik sistemde optimizasyon sağlama konusunda yeni standartlara erişti. Delta Jenerasyonu Türbinler ekonomik verimlilik ve güvenilirliği arttırarak ve hem orta hem sert ölçekli rüzgarlarda lokasyondan kaynaklanan güvenlik problemlerinin giderilmesinde rol oynadı. Bu nedenle Delta Jenerasyonu Türbinler 2015 Alman Dizayn Ödüllerinde,

“En iyi ürün – materyal, sağlık hizmetleri ve endüstri dizaynı” kategorisinde ‘Özel Mansiyon Fiyatları’ ödülünü kazandı. 3 MW üstü segmentte Jenerasyon Delta ve 3.5 MW segmentte jenerasyon Gama “2013 Yılın Türbinü” ödülünü aldı. Geliştirilen AW3000 ise farklı pervane çapları ve merkez ağırlığı bazında kurulacak rüzgar çiftlikleri için düşük ve sert rüzgarlarda hasat maksimizasyonu için verimli çalışma sistemi sağlaması ile öne çıkarak, Amerika, Kanada, Brezilya, Şili, Meksika, Polonya, İspanya, Güney Afrika ve Türkiye’den sipariş almaya devam ediyor.


10

Baraj ve HES sektörü Antalya’da bir araya geldi

Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) ve Uluslararası Büyük Barajlar Komisyonu Türk Milli Komitesi (TRCOLD) işbirliği ile düzenlenen 10. ICOLD Avrupa Kulübü Sempozyumu, 25-30 Ekim tarihlerinde Susesi Kongre Merkezi Antalya-Belek’ de gerçekleşti.

D

evlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ve Uluslararası Büyük Barajlar Komisyonu Türk Milli Komitesi işbirliğiyle düzenlenen 10.ICOLD Avrupa Kulübü Sempozyumunu, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun da katılımıyla 25-30 Ekim tarihleri arasında Antalya Susesi Kongre Merkezi’nde gerçekleşti.622 delege, 21 farklı ülkeden 123 yabancı katılımcı ve sektörün önde gelen 48 firması yoğun ilgi gösterdi. Sempozyumda Sürdürülebilir kalkınmada barajların ve HES’lerin önemi vurgulandı.

YURTDIŞINDAKİ YENİLİKLER ELE ALINDI Yurt dışındaki yeniliklerin de anlatıldığı konferansta, “Sürdürülebilir Kalkınma için Barajlar ve HES’ler” ana teması altında Barajların Emniyeti, Rehabilitasyonu ve İzlenmesi, Baraj ve HES Projelerinin Finansmanı, Tasarımı, İnşaatı, Sosyoekonomik boyutu ile İklim Değişikliği, Küresel Isınma ve Çevresel etkileşimi” vb. konu

başlıklarına değinildi.

SEMPOZYUMA YOĞUN İLGİ Baraj ve HES sektörünün Avrupa’daki en büyük buluşması olan 10. ICOLD Avrupa Kulübü Sempozyumu, Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Devlet Su İşleri Genel Müdürü Murat Acu, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Uluslararası Büyük Barajlar Komisyonu Üyesi Michel Lino’ nun katılımları ile başladı. 3 yılda bir düzenlenen Sempozyumun bu yıl 10’uncusu Antalya-Belek’ Susesi Kongre Merkezi’nde hem kamu, hem de özel sektörün yoğun katılım ile gerçekleşti. Yerli ve yabancı 62

konuşmacının katıldığı Sempozyumda, HES ve baraj sektörünün yenilikleri, barajların emniyeti, rehabilitasyonu ve izlenmesi, baraj ve HES projelerinin finansmanı, tasarımı, İnşaatı, sosyo ekonomik boyutu ile iklim değişikliği, küresel ısınma ve çevresel etkileşimi vb. konulara değinildi. Barajlarda geomebran uygulamaları, ölçüm aletleri, atık barajlar, elektromekanik ve hidromekanik ekipman gibi konularda da çalıştaylar organize edilerek, son teknolojik gelişmelerle ilgili olarak katılımcıların bilgi sahibi olması sağlandı.

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu DSİ standında incelemelerde bulundu.

KATILIMCILAR ANTALYA’NIN TARİHİ YERLERİNİ GEZDİ Sempozyum süresi boyunca, teknik oturumların yanı sıra poster sunum, fuar ve teknik sergiler de organize edildi. Ayrıca, Antalya

civarındaki projelere bir günlük teknik gezi organize edilerek katılımcıların ülkemizin kültürel, tarihi ve turistik yerlerini görmeleri de sağlandı.




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.