CAYIRHAN’DA GERI SAYIM
03
ZİRVENİN İKİNCİ GÜNÜNDE ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ İÇİN ÖZEL OTURUM
H
er yıl Türkiye’nin farklı bir ilinde gerçekleştirilen ve tüm enerji piyasası oyuncularını bir araya getiren 7. Türkiye Enerji Zirvesi bu yıl 23-26 Kasım tarihleri arasında Adana HiltonSA’da düzenlenecek. Zirve enerji piyasalarını ve sektörün tüm paydaşlarını bir araya getirecek. 3 gün boyunca gerçekleştirilecek olan Zirvede enerji sektöründe yaşanan son gelişmeler ve öne çıkan konular tartışılacak. Bununla birlikte Türkiye’yi yakından ilgilendiren Doğu Akdeniz enerji kaynaklarının tüm yönleriyle
masaya yatırılacağı Zirve, enerji piyasalarını ve sektörün tüm paydaşlarını bir araya getirecek.
BÜYÜK BAYİ BULUŞMASI 26 KASIM’DA Zirve Adana, Hatay, Osmaniye, Mersin illerini ve KKTC’yi kapsayacak ve Doğu Akdeniz başlığı ile gerçekleştirilecek olan 7. Türkiye Enerji Zirvesinin son gününde Büyük Bayi Bulaşması düzenlenecek. Bu buluşmada yüzlerce akaryakıt bayisi sektöre ilişkin sorularını konunun en yetkili isimlerine yöneltme şansı yakalayacak.
YOL HARİTASI OLUŞTURULACAK 7. Türkiye Enerji Zirvesi’ne Türkiye ve birçok ülkeden bakan, bürokrat, diplomat, enerji uzmanı, akademisyen, bölgede çalışmalar yapan çok uluslu şirketlerin yöneticileri ve sektör profesyonellerinin katılım sağlaması bekleniyor. Ayrıca Zirve’de enerji piyasalarının tüm yönleriyle derinlemesine analiz edilerek tüm bölge ülkelerinin refahı ve barışına katkı sunacak bir uzlaşının sağlanabilmesi için bir yol haritası sunulması hedefleniyor.
Sektörün en büyük Zirvesi yüksek öğrenim öğrencileri için de önemli bir kariyer eğitimi niteliği taşıyor. Zirvenin ikinci gününde üniversite öğrencileri için “Enerji Sektörü ve Kariyer” başlıklı panel düzenlenecek. Panelde akademisyenlerden sektör temsilcilerine alanında yetkin isimler konuşmacı olarak yer alacak.
08
‘Sloganımız: daha çok yerli ve yenilenebilir’
158 elektrik santralinin toplu açılış töreninde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Yıldırım ve Enerji Bakanı Albayrak sektöre yönelik önemli açıklamalarda bulundu. Sayfa07’nin devamı
“ENERJİDE AVRUPANIN EN HIZLI BÜYÜYEN ÜLKESİYİZ” Geçtiğimiz günlerde Erzincan’da açılışı gerçekleştirilen “40 ilçeye doğal gaz dağıtımına” ilişkin açıklamalarda bulunun Başbakan Binali Yıldırım, doğal gaz konusunda atılan adımların süreceğini belirtti. Yenilenebilir enerji yatırımlarında da Türkiye’nin her geçen gün ivme kazandığı yönünde açıklamalarda bulunan Yıldırım, “40 ilçeye doğal gaz bağlantısı gerçekleştirdik. Bundan sonra da ilçelerimizi doğal gazla buluşturmaya devam edeceğiz. Her ilçeye sabit doğal gaz hattıyla vermemiz kolay olmayabilir. Bu durumda da taşınabilir yöntemlerle doğal gaz kullanmak mümkün olabilecek. Türkiye artık sadece kendi arz güvenliğini sağlayan ülke olmanın yanında, Avrupa ve Balkanlar için bir enerji geçiş güzergahını oluşturuyor. Tedarikçi olmamamıza rağmen, diğer ülkelere enerjinin aktarılması için büyük projelere ev sahipliği yapıyoruz. Önümüzde yapacak çok işimiz var 2023, 2053 vizyonlarımızı gerçekleştirmek için büyümeye üretmeye devam etmeliyiz. Bu nedenle 2017’de büyümemizi hedef olarak artırdık. Yüzde 5 üzerinde bir büyüme hedefliyoruz. Enerjiyle ilgili kapasite artışını da tabiatıyla sağlamak zorundayız. Çalışmalarımız planlarımız devam ediyor. Enerji bakımından Avrupa’nın en hızlı büyüyen ülkesi durumundayız. 1998’de sadece 7.8 MW rüzgar enerjisi mevcutken bugün 5 bin 300 MW’a çıktık.
“TÜRKİYE’NİN EN ÜCRA KÖŞELERİNE DOĞALGAZIN ULAŞTIRILMASI İÇİN ÇALIŞIYORUZ”
için borç almaya çabalayan bir Türkiye’nin, bugün dev bütçeli projelerin finansmanını kendi kaynakları ve yabancı kaynaklarla gerçekleştiren bir ülkeye dönüştüğünü söyledi.
Türkiye’yi enerji üssü haline getirmek, enerji talep artışına cevap vermek ve vatandaşın aldığı hizmet kalitesini arttırmak için çalışmalara devam ettiklerini belirten Bakan Berat Albayrak, “Batıda ne varsa doğuda da olması düsturuyla Türkiye’nin en ücra köşelerine doğalgaz ulaştırılması için var gücümüzle çalışıyoruz” diye konuştu.
“UCUZLAYACAK ELEKTRIKLE HEM VATANDAŞIMIZ KAZANIYOR HEM DE ÜLKEMİZ”
“TÜRKİYE’NİN ÜRETİM ÜSSÜ OLMASINI AMAÇLIYORUZ”
Yenilenebilir kurulu gücümüz 12 bin MW’dan 32 Bin MW’a yükseldi. Ne kadar alternatif enerji üretebilirsek dışa bağımlılığımız o kadar azalır” ifadelerini kullandı.
“GELDİĞİMİZ NOKTAYLA KESİNLİKLE YETİNMİYORUZ” Enerji alanında durmadan yatırımların süreceğine dikkati çeken Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, şunları kaydetti: “Durmak yok yola devam şuuruyla hareket eden bir iktidar olarak bugün geldiğimiz noktayla kesinlikle yetinmiyoruz. Büyük bir özveri gösterdik. Enerji Bakanlığı olarak milletimizden aldığımız güçle politikalarımızda yeni bir sayfa açıyoruz” diye konuştu.
“STRATEJİMİZ: ARZ GÜVENLİĞİ VE TEKNOLOJİ TRANSFERİ” Berat Albayrak; “Ülkemizin büyüme ve kalkınmasının desteklenmesi için enerji alanında da büyümeyi yeni bir stratejiyle hedefliyoruz. Bu stratejiyi iki temel üzerine inşa ediyoruz: Arz güvenliği ve teknoloji transferi. Hem doğalgaz hem de elektrik alanında arz güvenliğini garanti altına almak için makro planlarımız tamam, projelerimizi hayata geçirmeye başladığımız bir dönemdeyiz. Bu kapsamda daha çok yerli ve yenilenebilir sloganıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yerli kömürün ekonomiye kazandırılması için sahaları açık eksiltme yöntemiyle ihaleye çıkarıyoruz. Termik santral kurulum şartını uygulayacak firmalar arasında en ucuz elektriği bize garanti eden firmalara veriyoruz. İş sağlığı, güvenliği ve çevrenin
korunması konusunda da dünyanın en ileri yöntem ve teknolojilerinin kullanılması amaçlanıyor” diye konuştu.
“YIL BİTMEDEN EGE BÖLGESİ’NDE FSRU PROJESİ HAYATA GEÇECEK” Türkiye’nin doğalgazda kaynak ülkeyle beraber yöntemleri çeşitlendirmeyi hedeflediğine dikkati çeken Albayrak, doğalgaz depolama tesisleri, yüzer sıvılaştırılmış doğalgaz terminalleri (FSRU) gibi birçok projede de adımların atıldığını hatırlattı. Albayrak, bu yıl bitmeden Ege Bölgesi’nde bir FSRU projesinin hayata geçeceğini vurgulayarak, “Özel sektörle birlikte hayata geçecek projeden sonra benzer ikinci proje BOTAŞ’la gelecek yıl hayata geçecek. Doğalgaz depolamada da çalışmalar hızlandı. Tuz Gölü’ndeki depolama tesisinde ocakta ilk kaverne gaz basarak projenin ilk kısmını hayata geçireceğiz. Yeni yılda depolama alanında depolamatüketim oranını stratejik olarak amaçladığımız noktaya taşınması için daha büyük bir projenin startını açıklayacağız” değerlendirmesinde bulundu.
Enerji Bakanı Berat Albayrak, Türkiye’nin, Çin’den sonra enerji talep artışında dünyada ikinci sırada bulunduğunu belirterek, “Ülkemizin dışarıdan ithal teknolojiye bağımlı kalarak büyümesini ve gelişmesini beklemek ve yetinmek ülke ve millete büyük bir haksızlık. Bu kapsamda Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) uygulamasıyla Türkiye’nin teknoloji alanında da dünyadaki gelişmelere ayak uydurmasını ve bu alanda bir üretim üssü olmasını amaçlıyoruz” diye konuştu.
“5 MİLYAR DOLARLIK YATIRIMLA TÜRKİYE’NİN BÜYÜMESİNE GÜÇ KATTIK” Enerji Bakanı Berat Albayrak, elektrik enerjisindeki üretim portföyünün dengelenmesi için güneş enerjisinden hidroelektriğe, rüzgardan jeotermale, biyokütleden termik santrale kadar toplam bu 5 milyar dolarlık yatırımla Türkiye’nin büyümesine güç kattıklarını anlattı. Açılışın değişen ve büyüyen Türkiye’nin en önemli resimlerinden biri olduğunu vurgulayan Albayrak, bir zamanlar IMF kapılarında bugün yapılan yatırımın sadece yüzde 10’u kadarlık bir miktar
Dünyada büyüklük olarak örneği olmayan sahaları, elektrik iletim altyapısı açısından hazır hale getirdiklerini ifade eden Albayrak, şöyle devam etti: “Yatırımcıya bu sahayı bedelsiz olarak vererek fabrika kurma ve 15 yıl süreyle Ar-Ge yapma şartını kabul etmek hususuyla yine elektrik fiyatı üzerinden açık eksiltme yöntemiyle önemli bir yarışma modeliyle önemli bir adım atmaya başlıyoruz. Bu modelle 15 yıllık elektrik alım garantisi, Türkiye gibi büyük bir pazarda avantaj elde etme, bölgeye ve bölgedeki yatırım potansiyeline erişme kapasitesiyle yatırımcılar açısından önemli bir altyapı hazırlıyoruz. Ucuzlayacak elektrikle hem vatandaşımız kazanıyor hem de Ar-Ge’yle ülkemiz kazanıyor.”
“ELEKTRİK İLETİM VE DAĞITIM ALTYAPISINI İYİLEŞTİRMEK İÇİN ADIMLAR ATIYORUZ” Enerji Bakanı Berat Albayrak; “Dünyada fotovoltaik teknolojide tek parça olarak en büyük saha olacak bin MW’lık Karapınar GES bu yıl bitmeden hayata geçirmek için düğmeye basacağız. Bu alanda bir marka haline gelmeyi amaçlıyoruz. Rüzgar alanında da 2017’nin ilk çeyreğinde benzer bir ihale için adımımızı atacağız” dedi. Albayrak, elektrikte toplam 30 milyar lirayı aşan bir yatırımla elektrik iletim ve dağıtım altyapısını iyileştirmek için önemli adımlar atmaya devam ettiklerini sözlerine ekledi.
Enerjide Avrupa’nın en hızlı büyüyen ülkesi olan Türkiye, elektrik iletim altyapısını iyileştirmek için özel sektör öncülüğünde yatırımlarını sürdürüyor.
10
‘Gelişim için start-up programlar desteklenmeli’ IICEC ev sahipliğinde Sabancı Üniversitesi’nin katkılarıyla düzenlenen “Hello Tomorrow İstanbul” etkinliği “Enerjinin Geleceği” gündemiyle yapıldı.
I
ICEC ev sahipliğinde Sabancı Üniversitesi’nin katkılarıyla ‘Hello Tomorrow’un İstanbul ayağı düzenlendi, etkinlikte ‘Enerjinin Geleceği’ gündem konusuydu. Seminerde özel sektör ve devlet kademesinden Uluslararası Enerji Ajansı’nın İcra Direktörü Dr. Fatih Birol, TÜSİAD Başkanı Canan Başaran- Symes, Türkiye Bilişim Vakfı Başkanı Faruk Eczacıbaşı ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Dr. Hasan Ali Çelik gibi bir çok önemli isim konuşmacılar arasındaydı. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Canan BaşaranSymes, “Bir milyondan fazla insanın enerjiye ulaşımı yok. Biz bu konuda sorumluluk almalıyız” diye belirttikten sonra Türkiye temelinde konuşmasına şu şekilde devam etti: “Düşük karbonlu enerji üretimi için yeni grid sistemlerine ve teknolojilere ihtiyacımız var. Buna ek olarak Paris konferansında sıcaklık artışını 2 C derece düşürme hedefi verildi, COP21 bu nedenle bizim için olumlu bir gelişme” diye belirtti. Yeşil enerjinin bu konudaki önemine dikkat çeken Başaran, “Yenilenebilir enerji için daha çok yatırıma ihtiyacımız var. Enerji ücretlerini düşürebilmek için yenilenebilir teknolojilerini geliştirmeliyiz. Çünkü teknoloji endüstrisi diğer bütün endüstrilerden daha hızlı değişiyor. Şu anki tükettiğimiz şekilde fosil yakıt tüketimine devam edemeyiz. Bu süreçte oyun değiştirici girişimciler enerji dönüşümüne öncülük etmeli. TÜSİAD bu konuda her kesimden girişimcilerin ihtiyaçlarını karşılama konusunda destek oluyor. Bu nedenle hiçbir değişiklik yapamama korkusundan uzak durmalıyız” diye konuştu.
“GİRİŞİMCİLERİ DESTEKLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ” Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Yardımcısı Dr. Hasan Âli Çelik, “Yarına da bir şeyler katıyor olmak hepimiz için çok önemli. ‘Hello Tomorrow’ Bu konuda genç girişimcileri önce bilgi ve tecrübe sonrasında ise finansman ile buluşturuyor. Bizim bu süreçte ele aldığımız iki temel kavram var. Bunlar girişimcilik konusunda start-up
firmaları teknoloji özelinde çok hızlı gelişebiliyor. Bu nedenle bu tür firmaları desteklemek büyük ekonomik geri dönüşler getirebiliyor olsa da bunun yanında büyük riskler de barındırıyor. Desteklenen projelerde 10 firmadan ancak bir tanesi devam edebiliyor ama bu tek firmanın markalaşması büyümesi bire 10 hatta bire 100 değerinde önemlidir” diye açıklama bulundu. Bakan Yardımcısı Çelik, desteklenen projelerin önemine dikkat çekerek, “Bu konuda bakanlığımız doktora ve yüksek lisans öğrencilerine muafiyetler, projelerde destek ve ARGE ye iş ve gelişim kolaylıkları sağlamakta bunun yanında sanayi kuruluşlarına da yardımlarda bulunarak kolaylık sağlamakta. Desteklediğimiz projelerden 1000 tanesi içinden yalnızca bir tanesi bile insanların yararına bir sonuca ulaşırsa bunun yararı
tüm ülke ve insanlığa olacağı için desteklemeye devam ediyoruz. Gündemimize girmiş olan robotik teknolojiler nesnelerin interneti gibi alanların desteklenmesini ülkenin geleceği için önemli görüyoruz” şeklinde konuştu.
“ÇEVREYİ KİRLETİYORUZ VE BU KONUDA BİR SORUMLULUĞUMUZ VAR” Seminerin ikinci kısmında konuşan Enerjisa CEO’su Kıvanç Zaimler, “Enerji verimliliği son zamanların en önemli konularından biri. İnsanlar faturalarına baktıklarında ödedikleri miktar üzerinden bunu değerlendirebilirler ancak biz enerjiyi sağlarken fosil yakıt tüketiyoruz, çevreyi kirletiyoruz ve bu konuda bir sorumluluğumuzun olduğu bir gerçek. Bu konuda çalışmalar devam ediyor, gelişiyoruz ve
gittikçe daha büyük bir balık oluyoruz ancak etrafımızda bizden daha hızlı birçok balık var” diyerek sektördeki sorumlulukları ve yetkinlikleri üzerine konuştu. Zaimlerin değindiği bir diğer nokta ise enerjide gelişimin sadece piyasa ya da sektör temelli olmaması üzerineydi. “sadece enerjiyi yönetmek yeterli değil, aynı zamanda ‘talent management’ yani yeteneklerin yönetilmesi, yönlendirilmesi üzerine çalışmamız lazım” diye konuşan Kıvanç Zaimler, Türkiye’nin genç bir nüfusa sahip olduğunun ve bu nüfusun iyi, doğru bir şekilde kullanılması gerektiğinin altını çizdi. Zaimler’in dikkat çektiği bir başka konu ise projelerin maddi anlamda desteklenmesi oldu. “Teknik açıdan nasıl sağlam ‘iyi yapılandırılmış’ bir marka oluşturulabiliriz
‘ÇALIŞMALARIMIZI ÇOK TARAFLI YAPMALIYIZ’
K
onuşmacılardan bir diğeri ise Uluslararası Enerji Ajansı’nın İcra Direktörü Fatih Birol’du. Video konferans ile konuşmasını yapan Birol, “iklim değişikliği ile ilgili ciddi bir problemimiz var. Kyoto protokolünde ciddi bir politik momentumla karşılaşmıştık ancak Paris konferansında bir sonuca varabildik. Sadece bir tane dünyamız var ve çocuklarımızın yaşadığı dünya da bizim bu gün iyi yönde değiştirmeye çalıştığımızla aynı dünya olacak. Çabalarımız,
ülkesel bazda kalıcı değişikliğe ulaşma sorunumuzu çözümüne ulaştıracak kadar yeterli değil. O yüzden çalışmalarımızı çok taraflı yapmalıyız” dedi. Bu çerçevede üretilecek yeni fikirlerin inovasyonu destekleyeceğini ve hükümetlerle kurulan iş birliklerinin en iyi sonuçları getireceğinin altını çizen Fatih Birol, Uluslararsı Enerji Ajansı özelinde şunları söyledi: “Bizim tarafımızda uluslararası enerji ajansı oldukça sıkı çalışıyor.
Son hazırlanan raporda bu yönde bilgiler mevcut. Bu süreçte Enerji Bakanı Berat Albayrak ile enerji verimliliğini sağlayacak teknolojiler üzerine konuştuk. Hidrojen kullanımı, elektrikli araçlar, Okyanus enerji gibi konuları ele aldık. Temiz enerjinin kabul edilip, yaygınlaşabilmesi için koordinasyon halindeyiz. Bu sadece bugün değil her zaman gündemimizde olacak. Start-up firmalar bu sürecin yönlendirilmesinde önemli rol oynuyor”
diye konuşuyoruz ama diğer yandan işin bir o kadar önemli olan kısmı da yatırımla alakalı. Bu konuda bizim de üstümüze düşenler var” diyen Zaimler konunun diğer bir tarafını gündeme getirdi.
“ENERİ PAZARI ÇOK KARMAŞIK VE ZOR” Sanko Enerji Grubu’nun CEO’su Adil Tekin panelde, “Her gün ofise gittiğimde bu gün benim için yeni ne var diye sorarak başlıyorum güne. Bu gelişimlerin takip edilebilmesi için çok önemli. Eneri pazarı çok karmaşık ve zor. Bizim bu süreci takip etmemiz lazım hatta sadece takip etmekle kalmayıp yönetebilmeliyiz. Bu konuda bize yardımcı olabilecek en önemli gelişimlerden bir tanesi İnovasyon konusu. Bu konuya ciddi olarak eğilmeliyiz” diye konuştu. Toplantının genel olarak her kısmında gündemde olan Start-up firmaların ya da programların desteklenmesi konusuna Adil Tekin de değinerek “İnovasyonun ve gelişimin takip edilebilmesi için Start-up firmalarına bakmak zorundayız. Çünkü ancak bu şekilde geleceği şekillendirebilir ve geliştirebiliriz” dedi. Tekin koşumasında internetin enerjisinin çok iyi benimsenmesi gerektiğinden bahsetti ve “Bu bizim kullanmak zorunda olduğumuz bir şey. Biz bunu sağlayamazsak bilgiyi verileri ihtiyaç olunan zamanda ihtiyaç olunan doğru yerlere sunamayız. İnternetin enerjisi bu yüzden çok önemlidir” dedi.
11
Türkiye’nin doğal gaz ağı genişlemeye devam ediyor
Dağıtım lisansı verilen 61 bölgenin yanı sıra ilçelere de doğal gaz dağıtımının yapılması konusunda çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor.
4
646 sayılı Kanun kapsamında EPDK tarafından bugüne kadar yapılan ihaleler sonucunda 61 dağıtım bölgesi için dağıtım lisansı verildi. Kanun öncesi lisans verilen 7 adet dağıtım lisansı ile birlikte mevcut durumda 68 doğal gaz dağıtım lisansı yürürlükte bulunuyor. Gelinen noktada, yapılan ihaleler sonucunda 76 ilde şehir içinde doğal gaz kullanımına imkan sağlandı.
AĞRI VE TUNCELİ İÇİN ARALIK’TA İHALEYE ÇIKILACAK Kalan 5 ilden Ağrı ve Tunceli için Temmuz 2016 itibarıyla ihale süreci yeniden başlatıldı, 6 adet firma tarafından EPDK’ya ihale yeterlilik başvurusu yapıldı. Aralık ayı içerisinde söz konusu iller için doğal gaz dağıtım ihalesine çıkılacak.
136 İLÇE GENİŞLEME YOLUYLA DOĞAL GAZ DAĞITIM BÖLGESİ KAPSAMINA ALINDI Diğer taraftan gerek ihaleler kapsamında gerekse de EPDK tarafından yapılan dağıtım bölgesi genişletmesi işlemleri neticesinde
halihazırda 300’ün üzerinde ilçede doğal gaz kullanılıyor. EPDK tarafından yapılan dağıtım bölgesi genişlemeleri kapsamında 2005 yılından günümüze kadar toplam 136 ilçe genişleme yoluyla doğal gaz dağıtım bölgesi kapsamına alındı. Ayrıca, Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında nüfusu 10 binin üzerinde olan toplam 34 ilçe için genişletme işlemleri devam ediyor. Bu ilçelerde 2017 yılı içerisinde doğal gaz arzı sağlanması planlanıyor. Diğer yandan, nüfusu 20 binin üzerinde olan toplam 53 ilçe için de yeni bir Bakanlar Kurulu Kararı alındı. Bu çerçevede Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı BOTAŞ ve EPDK tarafından bu ilçelere de doğal gaz ulaştırılması amacıyla ön hazırlık çalışmaları yürütülüyor.
YENİ İLÇE VE BELDELER
ERZİNCAN’IN REFAHİYE İLÇESİNE CNG İLE DOĞAL GAZ
D
oğal gaz arzı sağlanacak boru hatlarının uzak olduğu veya ulaşılması mümkün olmadığı ilçelerde doğal gaz kullanımına imkân tanınması amacıyla, EPDK tarafından mevzuat düzenlemesi yapıldı ve bu durumdaki ilçelere doğal gaz arzının sağlanabilmesi amacıyla CNG (Sıkıştırılmış Doğal Gaz) yöntemi benimsendi. Mevcut durumda, Refahiye ilçesini besleyecek doğal gaz boru hattı bulunmadığı için EPDK’nın koordinasyonunda; EPDK, BOTAŞ ve Enerya Erzincan Gaz Dağıtım A.Ş. yetkilileri ile yapılan görüşmeler sonucunda Refahiye ilçesine en hızlı doğal gaz arz yönteminin CNG yöntemi olduğuna ilişkin mutabakat sağlandı. Refahiye ilçesi için gerekli olan CNG ve ilgili alt yapı yatırımları yaklaşık 6 ay sürecek. Planlanan CNG sisteminde, Erzincan’ın merkezinde yer alan RMS-A istasyonundan alınacak doğal gaz, Üzümlü
ilçesinde kurulan CNG kompresör istasyonu ile 250 bar basınca kadar yükseltilecek ve özel olarak tasarlanmış treyler üzerinde bulunan CNG tüplerine aktarılacak. Bu yöntem ile doldurulacak olan treyler bir çekici vasıtası ile Refahiye ilçesinde kurulacak boşaltma istasyonuna taşınacak. 250 bar basınca sahip olan gaz, bir ölçüm istasyonu vasıtasıyla şebeke basıncına düşürülerek şehir içi doğal gaz hattına verilecek ve vatandaşın kullanımına hazır hale getirilecek. Son teknoloji kullanılarak kurulacak bu sistemde güvenlik seviyesi en üst düzeyde olacak. En zor koşullarda bile arz güvenliğinin sürekliliğini sağlamak adına CNG kompresörü ile treylerin yedekli olması sağlanacak ve tüketim artışına göre sayıları arttırılacak. Bu sistem ile, 10 bin 815 nüfuslu Refahiye ilçesinde doğal gaz arzının sağlanamadığı hiçbir yer kalmayacak.
Ayrıca boru hatları ile doğal gaz rahatlığına kavuşan ilçelere kervanına yenileri eklenmeye devam ediyor. EPDK kararı ile Gümüşhane Şiran, Çanakkale Lapseki ilçeleri ile Güzelyalı ve Dardanos beldeleri de doğal gaz dağıtım bölgesi kapsamına alındı.
Gazprom: Doğalgaz üretimi azalacak Gazprom, 2016 yılında doğalgaz üretiminin 2015 yılına göre yüzde 2.1 oranında azalarak 409.8 milyar metreküpe düşeceğini bildirdi.
G
azprom 2016 yılında doğalgaz üretiminin 2015 yılına göre yüzde 2.1 oranında azalarak 409.8 milyar metreküpe düşeceğini bildirdi. Gazprom tarafından hazırlanan raporda, 2016 yılının ilk yarısında Gazprom’un doğalgaz üretiminin yüzde 0.4 oranında azaldığı belirtildi.
“ÖNGÖRÜLEN TAHMİNLERİN ALTINDA”
GAZPROM 2015’TE EN DÜŞÜK ÜRETİMİNİ YAPTI
Daha önce Gazprom yöneticilerinden Vsevolod Çerepanov, 2016 yılında doğalgaz üretiminin 452 milyar metreküp düzeyinde olmasını ön gören tahminlerin altında olacağını belirtmişti.
2015 yılı sonunda Gazprom tarihinin en düşük üretimini yaptı. Geçen sene doğalgaz üretimi 418.479 milyar metreküp seviyesindeydi. 2014 yılında ise bu değer 443.9 milyar metreküptü.
12
Kömürün geleceği masaya yatırıldı
Kömür Üreticileri Derneği tarafından gerçekleştirilen 1. Kömür Eylem Planı Çalıştayı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, TBMM Enerji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız, Enerji Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Zafer Benli ve EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz’ın da katılımıyla İstanbul’da yapıldı. iktidarında tarihi bir büyüme ortaya koyduklarını anlattı.
‘KALORİFİK DEĞERİ YÜKSEK REZERVLER BULDUK’ 1. Kömür Eylem Planı Çalıştayı’nda konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak,Türkiye’nin kömür kaynaklarının potansiyeline ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Albayrak, “Bu çerçevede yerli kaynaklarımız özelinde kömürde bu performansın ortaya konulması noktasında son 10 yıldaki aramalarımızda 7 milyar tondan daha fazla bir rezerv bulduk. Bunları değerlendirmeyecek miyiz? Birçok havzada büyük oranda kömür rezervi var. Bu rezervin bizim için başka bir anlamı daha var. Eski rezervlere oranla kalorifik değer daha yüksek yeni keşifler bunlar. Bu ekonomik açıdan çok önemli, verimliliği ve kaliteyi artıran bir unsur. Türkiye
yeni rezervlerle birlikte çok önemli bir adım attı. Aramacılık açısından da başarılar elde ettik ama yolun başındayız. Sadece kömür alanında değil, diğer madenler açısından da yeni dönemde Maden Tetkik Arama (MTA) başka rol oynayacak. Çok önemli kararlar aldık. Çünkü ne kadar ararsanız o kadar çok bulursunuz. Bu alanın önemli bir kısmını kömür oluşturacak ama diğer maden çeşitleri için de yoğun bir seferberlik başlattık. 2017 itibarıyla asgari hedefimiz 1 milyon metre derinde sondaj yapmak. Sonrasında bu miktarın da üzerine çıkmak zorundayız. Çünkü haritada henüz aramadığımız bölgeler var. Bu haritayı tamamlamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Gelecek dönemde doğru yatırım ortamının oluşturulması için daha güçlü bir performans ortaya koymaya ihtiyaç duyulacağını dile getiren Albayrak, Türkiye’nin yerli kaynaklarıyla büyümeye devam edeceğini, kendilerinin de Bakanlık olarak gereken desteği vereceklerini ifade etti.
TEKNOLOJİ EN ÜST DÜZEYDE KULLANILACAK
Burak Söylemez/İstanbul
Ç
alıştayın açılışında konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, kömürle ilgili çalışmalarda çevre kriterlerine büyük önem verdiklerini belirterek, “Çayırhan sahası için birçok değerde Avrupa’nın, Batı’nın kriter kabul ettiği değerlerin neredeyse iki katından fazla daha kaliteli hava kriterleri koyduk. Şimdi soruyorum, kim daha çevreci? Türkiye, emisyon noktasında dünyayı en az kirleten ülkeler arasında” dedi.
YERLİ KAYNAKLARLA BÜYÜMEYE DEVAM Bakan Albayrak, 1. Kömür Eylem Planı Çalıştayı’nın açılışında yaptığı konuşmada, yerli kömür sektörünün Türkiye için istihdam, gelişme, strateji gibi alanlarda büyük önem ifade ettiğini ve AK Parti
Aramacılık faaliyetleri için teknolojinin de en üst düzeyde kullanılacağını aktaran Albayrak, bu dönemde karadan ve havadan aramacılık yapılacağını, havadan yapılacak aramalar için iki helikopterin bulunduğunu söyledi. Albayrak, MTA’nın, Afrika başta olmak üzere, yurt dışında da aramacılık faaliyetlerine başlayacağını ve daha hızlı netice alabilmek için kamuözel ortaklığıyla hareket edebileceğini söyledi. “Türkiye’nin taşı toprağı altın diyoruz, taşında toprağında ne kadar hangi maden var, bunu bilmemiz lazım “ diyen Albayrak, bu verileri en doğru şekilde kullanarak ülkenin büyüme vizyonunu daha güçlü bir şekilde destekleyeceklerini vurguladı.
“KÖMÜR KAYNAKLARIMIZI SONUNA KADAR KULLANACAĞIZ” Kömür karşıtı lobi faaliyeti yürütenlere seslenen Albayrak, dünyadaki kömür kullanımının yüzde 40’ın üzerinde olduğunu
ifade etti. Kömürün geçen yıl sonu itibarıyla elektrikte yüzde 12 olan payının bu yılın 9 aylık döneminde yüzde 16’ya çıktığına dikkati çeken Albayrak, şöyle konuştu: “Biz bu oranı 12’den 16’ya çıkardık diye kıyamet kopuyor. Kimin ne dediği çok önemli değil. Birileri var kömür karşıtı lobicilik yapmaya çalışıyor, ama çok da önemli değil. Hele de dünyanın kömürü çok yoğun bir şekilde kullandığı atmosferde, çok da ne dediklerine bakmayacağız. Biz bu kaynakları sonuna kadar kullanacağız. Nasıl kullanacaksınız? diye sorarsanız her noktada en iyisini en doğrusunu yaparak kullanacağız. Burada Çayırhan’da çevre kriterlerine bakmalarını rica ediyorum. Bugün Avrupa’da 2024 ve sonrası için kriter alınan sınır değerler 1 normal metreküp hava için partikül maddede günlük 40 mikrogram, yıllık 50 mikrogram iken bizim Çayırhan’daki kriterlerimizde bu rakamlar günlük 23, yıllık ise 18,07 mikrogram olarak belirlendi. Yine kükürt için kriter olarak kabul edilen günlük 125, yıllık 350 mikrogram olan üst değerler, günlük 33,72 mikrogram, yıllık 127 mikrogram olarak belirlendi. Hava kalite ölçümlerinde AB’nin baz aldığı azot oranları saatlik 200 mikrogram, yıllık 25,44 mikrogram iken biz buradaki üst sınırı değerleri saatlik 134, yıllık 25 mikrogram olarak belirledik. Birçok değerde Avrupa’nın, Batı’nın kriter kabul ettiği değerlerin neredeyse iki katından fazla daha kaliteli hava kriterleri
13 en önemli kaynak olduğunu belirten Benli, ortaya konulan resmi belge ve kalkınma planlarında, orta vadeli programlarda yerli kömürlerin tamamının enerji üretiminde kullanılmasına yönelik hedefler konulmasına rağmen, bugüne kadar gelinen noktada yerli kömürden elektrik üretme eğrisinin, genel elektrik üretim içerisindeki payının giderek düştüğünü ifade etti.
YERLİ KÖMÜR
30 BİN MEGAVATA ÇIKABİLİR
T
BMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı ve AK Parti Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız da son 13 yılda Türkiye’nin ortalama yüzde 5, sanayi üretiminin ise yüzde 5,3 büyüdüğüne dikkati çekti. Altunyaldız, bu kapsamda Türkiye’de toplam dış ticaret açığının yarıdan fazlasını enerji ithalatının teşkil ettiğini belirterek, “Bir paradigma değişikliğine gitmek gerekiyor. Enerji Bakanlığımız bunu yapıyor.
koyduk. Şimdi soruyorum, kim daha çevreci? Dünyayı daha az kirletmesine rağmen, AB’den çok daha ileri kriter koyan biz mi? Türkiye, emisyon noktasında dünyayı en az kirleten ülkeler arasında” Albayrak, ayrıca “Karot Bankası” oluşturulmasıyla ile ilgili önemli adımlar attıklarını, asgari ücretten kaynaklanan sıkıntıları çözerek sektörün daha güçlü ve vizyon sahibi olabilmesi için çalışmalara devam ettiklerini dile getirdi.
KÖMÜR ALANINDA ÜÇ KESİME ÇAĞRI Yerli kömür kaynaklarının değerlendirilmesiyle ilgili süreçte akademisyenlere, finans sektörüne ve özel sektöre çağrıda bulunan Albayrak, sektörün daha fazla gelişmesi için akademisyenlerin daha çok katkılarını beklediklerini ifade etti. Albayrak, finans sektörüne, yerli kömür sektörüne daha fazla inanmaları ve katkı yapmaları için çağrıda bulundu. Özel sektörün daha cesur şekilde büyümeye katkı yapmasını ve yatırımlarına son sürat devam etmesini isteyen Albayrak, şunları kaydetti: “Madencilik açısından
İthalat bağımlılığımızı düşürmek, kaynak arzını garanti altına almak, kaynak çeşitliliği yaratabilmek adına yerli ve yenilenebilir kaynaklara yönelmek, sektör aktörleriyle her fırsatta bir araya gelmek…” 2015 yılı rakamlarına bakıldığında, birincil enerji tüketimi bağlamında, kömürün yüzde 31,5 payla petrolden sonra ikinci sırada geldiğini vurgulayan Altunyaldız, elektrik üretiminde ise kömürün payının yüzde 30 olduğunu söyledi. Altunyaldız, Türkiye’nin yerli kömürdeki mevcut kurulu gücünün 10 bin megavat seviyesinde bulunduğunu, bu miktarın 30 bin megavatlara kadar çıkabileceğini de sözlerine ekledi. bakıldığında birkaç hassas hususu ifade etmekte fayda var. Burada çevre vurgusunu kesinlikle hiçbir projemizde ihmal etmeyin. İnsan ve istihdam boyutunu, onların ihtiyaçlarını ihmal etmeyin. Üretim hırsına kapılarak, daha fazla üreteyim hırsına aman aldanmayın. Tamamen bilimsellik içinde olması gerektiği kadar üretin. Tüm bunlar çok önemli, tüm bunları birleştirdiğimizde Türkiye için çok önemli bir istihdam aracı olan bu sektörü büyüteceğimize inancım tam.”
ÖNCELİK DIŞA BAĞIMLILIĞI AZALTMAK Türkiye’nin birincil enerji kaynakları bakımından yüzde 75 oranında dışa bağımlı olduğunu belirten Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Zafer Benli, devlet olarak yerli ve yenilenebilir kaynaklara öncelik vererek, enerji üretiminde dışa bağımlılığı azaltmanın en önemli hedefleri olduğunu söyledi.
“KÖMÜRDEN YETERİ KADAR FAYDALANAMADIK” Kömürün, yerli kaynaklar içerisinde enerji yatırımı için
Benli, iklim değişikliği sonucu ortaya çıkan yeni politikaların, kömürün enerji üretimine yönelik kullanımını zorlaştırdığını, 2001 yılında ülkemizde başlatılan serbestleşme politikaları sonucunda kömürün diğer kaynaklarla rekabet ortamının zayıf olmasının, kömürden enerji üretiminde istenilen verimin alınmasına engel olduğunu ifade etti. Benli, 2013 yılında doğalgazın elektrik üretimi için kurulacak santrallerde teşvik kapsamından çıkarılıp yerine kömürün teşvik kapsamına alınmasının, ortaya konulan kararlılığın ve atılan somut adımların bir sonucu olduğunu söyledi.
“GÜÇLÜ VE DİNAMİK BİR PİYASA KURMAK İÇİN ÇALIŞIYORUZ” Türkiye’nin zor bir coğrafyada olduğunu belirten EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, “Coğrafyamız zor bir coğrafya. Kadim uygarlıklara ev sahipliği yapmış bir coğrafya. Zengin kaynakların olduğu, ancak bu kaynakların hakça paylaşılmadığı, küresel müdahalelere açık bir coğrafya. İşte böyle bir coğrafyada güçlü, dinamik ve sürdürülebilir bir piyasa kurmak için çalışıyoruz” dedi.
YENİLENEBİLİRDE VE KÖMÜRDE POTANSİYEL YÜKSEK Türkiye’nin kuzey, güney ve doğu komşularının, hidrokarbon kaynaklar bakımından zengin olduğunu belirten Yılmaz, ancak Türkiye’nin böyle bir imkanının olmadığını söyledi. Türkiye’nin yenilenebilir enerji ve kömürde potansiyelinin olduğunu ifade eden EPDK Başkanı Yılmaz, bu kaynakları en verimli şekilde
Kömür Üreticileri Derneği tarafından düzenlenen “1. Kömür Eylem Planı Çalıştay”ında, kamu ve özel sektörden ilgili kurum ve kuruluşların temsilcileri kömürün geleceğini masaya yatırıdı.
ekonomiye kazandırmaya, vatandaşların ve ülkenin refahına katkı sağlamaya çalıştıklarını kaydetti.
PETROLDEN SONRA EN ÇOK KÖMÜR KULLANILIYOR Kömürün, petrolden sonra dünyada en çok kullanılan birincil enerji kaynağı olduğunu belirten Yılmaz, kömürün dünya elektrik üretimindeki payının yüzde 40 seviyesinde olduğunu söyledi. Son dönemde yapılan sondaj çalışmalarıyla, Türkiye’nin 15 milyar tonluk kömür rezervinin olduğunun bilgisini veren Yılmaz, bunun yaklaşık 13,5 milyar tonunun linyit, 1,5 milyar tonunun da taş kömüründen oluştuğunu belirtti.
“TÜRKİYE’DEKİ LİNYİT REZERVLERİNİN ISI DEĞERİ DÜŞÜK” Türkiye’deki linyit rezervlerinin düşük ısı değerine sahip olduğunu belirten Yılmaz, kül, nem ve kükürt içeriklerinin ise yüksek düzeyde olduğunun bilgisini verdi. Bu özelliklerin, linyit kaynaklarının daha çok elektrik üretimi amaçlı tüketilmesini zorunlu kıldığını belirten Yılmaz, bunun hem elektrik üretiminde, yüksek seviyede olan yabancı kaynak kullanım oranını düşürdüğünü, hem de istihdama katkı sağladığını ifade etti.
“TÜRKİYE KÖMÜRDEN YETERİ KADAR FAYDALANAMADI” Teknolojik imkanların yetersizliğinden dolayı, Türkiye’nin bu zamana kadar kömürden yeteri kadar faydalanamadığını ifade eden Yılmaz, günümüzde teknolojik gelişmelerin yeni fırsatlar sunduğunu, temiz kömür yakma teknolojilerinin geliştiğini ifade etti. Yılmaz, yerli kömürden yeteri kadar yararlanabilmek için Enerji Bakanlığı’nın ortaya koyduğu vizyon ve siyasi kararlılığın önemli olduğunu belirterek, ” Ben, el birliği içinde bu imkanları, ülkemizin menfaatleri için fırsata dönüştüreceğimize inanıyorum” diye konuştu.
Kurulu güçleri toplamı 14 bin 300 MW olan yerli kömüre dayalı termik santral tesisi ve projesi için lisanslama yaptıklarının bilgisini veren Yılmaz, söz konusu üretim tesislerinde kurulu güçlerin 9 bin 250 MW’lık kesiminin işletmede bulunduğunu ifade etti. 2015 yılında yerli kömür kaynaklı elektrik üretiminin, toplam üretim içindeki payının yaklaşık yüzde 13 olarak gerçekleştiğini söyleyen EPDK Başkanı, bu oranın daha fazla yükseltilmesi, yerli kömür kaynaklarının daha fazla değerlendirilmesi, ve üretimdeki teşvikleri arttırmaya yönelik çabaların söz konusu olduğunu söyledi.
“REKABETİN ARTMASI YERLİ KAYNAKLARIN PAYINI DAHA DA ARTTIRACAK” Uygulanan tetkikler ve sağlanacak işlem hacminin, yerli kaynakların kullanımında daha dinamik bir yapının oluşmasına katkı sağlayacağını belirten Yılmaz, “Artan rekabet ve sağlanacak üst düzey verimlilikle, yerli kaynaklarımız elektrik üretiminde daha fazla paya sahip olacaktır” ifadesini kullandı.
Muzaffer Polat Kömür Üreticileri Derneği Başkanı Muzaffer Polat, derneğin sektörün ihtiyaçlarına binaen kurulduğunu, son bir yıldır da bakanlıktan aldıkları destekle, bir sivil toplum kuruluşu olarak yapılan bütün işlere katkı vermeye çalıştıklarını söyledi.Polat, Kömür Çalıştayı’nın bakanlığın himayesinde olmasının, çalıştayın her yıl yenilenecek olmasının önemli olduğunu belirterek, “Bu çalıştayda bir yıl öncesinin muhasebesi ve bir yıl sonrasının planlamasının yapılacak olması, sektörün geleceği açısından önem arz etmektedir. Böylece ülkemiz kazanacak” diye konuştu.
14
Yerli kömürden elektrik üretiminde yeni dönem
H
idrokarbon kaynakları açısından yakın çevresindeki Orta Doğu ve Hazar bölgelerinin aksine zengin rezervlere sahip olmayan Türkiye toplam enerjide yüzde 72’ye yakın oranda dışa bağımlı durumda. Bu durum uzun yıllardır hem enerji arz güvenliği açısından hem de ağırlıklı olarak petrol ve doğalgaz ithalatının neden olduğu yüksek enerji ithalat faturası nedeniyle sürdürülebilir olmaktan uzaklaşmış ve önemli bir risk unsuru halini almıştı. Oluşan risklerin farkında olan Enerji ve Tabii Kaynakları Bakanlığı bu nedenle yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimini en önemli politika önceliği olarak belirlemesine rağmen güneş ve yerli kömüre dayalı gerçekleştirilmesi planlanan projelerde istenilen mesafe alınamamıştı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndaki değişim ve yeni dönem yerli-yenilenebilir kaynaklara dayalı üretimin arttırılması hedeflerinin proje dokümanlarının ötesine geçerek somutlaşmasını da beraberinde getirdi. Bu amaçla 2016 Ocak ayından itibaren enerji bürokrasisi ve ilgili kurumlar çalışmalarını hızlandırırken, güneşte YEKA ve kömürde yeni sahaların geliştirilmesi amacıyla önemli mesafe alındı. Güneşte 1000 MW’lık ilk ihalenin önümüzdeki ay yapılması planlanırken yerli kömürde ise yeni dönem 19 Aralık’ta son tekliflerin toplanacağı Çayırhan sahası ihalesi ile başlayacak. Yerli kömürde yeni dönemin neler getireceğini, ülke ekonomisi ve sektör açısından önemini ele almaya geçmeden önce geçtiğimiz hafta 11-12 Kasım tarihlerinde İstanbul’da Enerji ve Tabii Kaynakları Bakanımız Sayın Berat Albayrak’ın da katılımıyla gerçekleştirilen “1. Kömür Eylem Planı Çalıştayı”na değinmekte fayda var. Kamu ve özel sektörden konunun tüm taraflarını en üst seviyede buluşturan çalıştayda yerli kömür çevresel boyuttan finansmana, madencilikten yerli kömüre özel yeni kazan ve düşük salınımlı üretim teknolojilerine, bürokratik süreçlerden yerli kömürün ekonomi ve istihdam üzerindeki katkılarına kadar tüm boyutlarıyla ele alınırken kömür sahalarının geliştirilmesi ve yerli kömüre dayalı elektrik üretim projelerinin geliştirilmesinde karşılaşılan sorunlar ve çözüm
güncel ve önemli bir örnek üzerinden anlatmak oldukça açıklayıcı olacak.
Yaklaşık değerler üzerinden hesaplandığında 700 MW’lık bir yerli kömür santralinin hayata geçirilmesi Türkiye’nin cari açığını yıllık bazda 225 milyon dolar, santralin kullanım ömrü boyunca ise toplam 5.81 milyar dolar düşürecektir.
önerileri tartışıldı. Çalıştayın sonuç bildirgesine de giren ve raporlaştırılan konular yerli kömüre dayalı santral yatırımlarında karşılaşılan sorunların giderilmesi ve gerekli yasal düzenlemelerin yapılarak yatırımların önünün açılması için önemli bir yol gösterici olacak. Enerji yönetiminin yerli kömür konusundaki kararlılığı ve bir an önce sonuç almayı hedeflemesi enerji sektörü açısından oldukça önemli ve sevindirici.
YERLİ KÖMÜR, CARİ AÇIK VE ÇAYIRHAN ÖRNEĞİ Yerli kömüre dayalı santral yatırımlarının en önemli etkisi hiç şüphesiz ki enerji ithalatı ve dışa bağımlılıkta olacak. 2014 yılında Türkiye’nin enerji ithalat faturası 54,9 milyar dolar olmuştu. Petrol ve gaz fiyatlarındaki düşüşün etkisiyle bu rakam 2015’de 37,8 milyar dolara geriledi. Önümüzdeki yıllarda petrol ve gaz fiyatlarında görülebilecek artışlar cari açık ve enerji ithalat faturasının tekrar artışa geçmesine neden olacak. Bu nedenle dışa bağımlılığı azaltıcı yerli kömür yatırımlarının hayata geçirilmesi ve yerli kaynaklardan üretilecek her 1 MW’lık elektrik ülkemiz açısından oldukça önemli. Peki yerli kömüre dayalı santral yatırımlarının ülke ekonomisine sağlayacağı katkılar neler olacak? Bu konuda yapılan birçok çalışma mevcut olmakla birlikte konuyu
19 Aralık’ta son tekliflerin alınacağı “Çayırhan Kömür Rezerv Alanı ve Enerji Üretim Alanı” ihalesi ile Ankara’nın Nallıhan ilçesindeki Çayırhan bölgesinde bulunan Çayırhan 2 maden sahasının üretime açılması ve buradan çıkarılacak kömürden elektrik üretecek Çayırhan B termik santralinin kurulması planlanıyor. Santralin toplam kurulu gücünün ise 700-800 MW arasında olması öngörülüyor.
700 MW’LIK YERLİ KÖMÜRE DAYALI BİR SANTRAL CARİ AÇIĞI YILDA 225 MİLYON DOLAR DÜŞÜRECEK Yaklaşık değerler üzerinden hesaplandığında 700 MW’lık bir yerli kömüre dayalı santralin hayata geçirilmesi Türkiye’nin cari açığını yıllık bazda 225 milyon dolar, santralin kullanım ömrü boyunca ise toplam 5.81 milyar dolar düşürecektir. 1.500 kişi doğrudan olarak istihdam edilirken dolaylı olarak 5.000 ve toplam 6.500 kişiye istihdam sağlanırken yatırımdan sağlanacak gelirin önemli bir bölümünün tabana yayılması sağlanacak. Aileleri ile birlikte değerlendirildiğinde ise yaklaşık 25 bin kişiye katkı sağlanmış olacak. 2020 yılına kadar yerli kömüre dayalı 5.000 MW’lık santral yatırımının inşaat çalışmalarının başlaması planlanıyor. Bu yatırımların hayata geçmesiyle birlikte orta ve uzun vadede yıllık bazda cari açıkta 1,5 milyar dolarlık düşüş sağlanırken 10 binlerce kişilik yeni istihdamın önü açılmış olacak. Devam eden maden arama çalışmaları ve başka sahalarla birlikte uzun vadede 10.000 MW’lık yerli kömüre dayalı santralin hayata geçirileceği tahmin ediliyor.
YERLİ KÖMÜRDE YENİ DÖNEM NELER GETİRİYOR? Bu yatırımların hayata geçmesi için ise en önemli gereksinim bu projelerin desteklenmesi. Normal koşullarda yatırım kararının alınması, izin süreçleri, finansman ve inşaat süreleri göz önüne alındığında bir yerli kömür santralinin hayata geçmesi 7. Yılın sonunda mümkün olabiliyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Elektrik Üretim A.Ş (EÜAŞ)’ın bu konuda yürüttüğü çalışmalarda sona gelinmiş durumda. Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED), kamulaştırma ve imar planı gibi izinlerin tamamı EÜAŞ tarafından alınarak yatırımların önündeki bürokratik engeller ve zaman alıcı süreçler ortadan kaldırıldığı gibi yatırım maliyetlerinin düşmesi de sağlanacak. Yeni dönemdeki bir diğer önemli destek ise alım garantisi olacak. Yatırımların hayata geçirilmesi ve finansman sağlanabilmesi için projenin finanse edilebilir olması, gelir-gider akışının sağlıklı ve doğru hesaplanabilmesi oldukça önemli. Yine Çayırhan 2 sahası örneğine bakacak olursak, buradaki 15 yıllık alım garantisi yatırımın finansmanı açısından oldukça önemli. Alım fiyatı ve süresinin sabitlenmesi gelir akışının doğru ve sağlıklı olarak hesaplanmasını sağlayacak. Buna ek olarak sahaya ilişkin işletme hakkı devir sözleşmesi ise 35 yıllık olacak. Çayırhan B halesi açık eksiltme usulüyle yapılacak olup bundan sonraki süreçlerde yapılacak başka kömür sahalarında da benzer yöntemin izlenmesi bekleniyor. İhalenin dolar kuru üzerinden yapılacak olması enerji yatırımları büyük oranda döviz finansmanı ile gerçekleştirildiği için bir diğer önemli avantaj. Bu sayede yatırımcıların kur riskinden korunması sağlanmış olacak. Yerli kömüre dayalı santral projelerinde yatırımın süreçlerinin kısaltılması, alım garantisinin olması ve kur riskinin ortadan kaldırılması bu projelerin sağlıklı, öngörülebilir bir şekilde gelir-gider akışının yapılmasını sağlarken yüzde 20 öz sermaye ve yüzde 80 finansman yapısı ile hayata geçirilecek bu projelerin ucuz ve yeterli finansmana ulaşması sağlanmış olacak. Çayırhan B ihalesi sonrası KonyaKarapınar sahasının 2017 sonuna kadar, Eskişehir-Alpu, Afyon-Dinar ve Trakya Kömür Havzalarının ihale süreçlerinin ise 2020’ye kadar tamamlanması planlanıyor. Yerli kömüre dayalı santral yatırımları önümüzdeki dönemlerde ülke ve sektör açısından önemi giderek artan ve üzerine sıkça konuştuğumuz önemli bir konu olmaya devam edecek.
16
17
18
Ç
alık ve Limak şirketlerinin ortak olduğu ve Kosova’nın elektrik dağıtımını yapan KEDS şirketi tarafından kurulan KEDS Academy üçüncü dönem mezunlarını da verdi. Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi, Kosova Eğitim Bakanlığı, KEDS ve Kosova Devlet Üniversiteleri işbirliğinde hazırlanan program, 1 yıllık teorik ve pratik eğitimin ardından başarılı öğrencilere Avrupa Birliği ülkelerinde geçerli olan BTEC sertifikası veriyor.
“KEDS ACADEMY HEDEFİNE ULAŞTI” Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, toplantıda yaptığı konuşmada, “Bu tür sosyal sorumluluk projelerine başlamak kolaydır ama onları sürdürülebilir hale getirmek oldukça zordur. Ben bugün burada KEDS Academy’nin
kurumsallaştığını ve hedefine ulaştığını görmekten dolayı ayrı bir mutluluk yaşıyorum” dedi. Özdemir, Limak olarak yatırım yaptıkları her yerde topluma ve çevreye pozitif katkı yapabilmek için projeler geliştirdiklerini ve bu konuya büyük özen gösterdiklerini de söyledi.
“İNSAN HAYATINA KATKIDA BULUNMAK ÖNCELİĞİMİZ” Ahmet Çalık “KEDS şirketimiz ile faaliyet gösterdiğimiz Kosova’nın sürdürülebilir büyümesi ve insan hayatına katkıda bulunmak önceliğimizdir. Bu önceliğimizin en değerli alanlarından biri de eğitimdir. KEDS Academy bu misyonumuzun önemli bir parçasıdır. Bugün burada bulunan genç mezunları mutlulukla izliyoruz. Çünkü onların başarısı bizim başarılı işlere imza attığımızın en büyük göstergesi. KEDS Ailesi
AKEDAŞ ile ELDER iş birliğiyle hayata geçirilen e-kesinti mobil aplikasyonu, Türkiye’nin her yerindeki planlı elektrik kesintilerini akıllı telefonlar aracılığıyla önceden haber veriyor. Uygulamayı kullanan abone bulunduğu mahalledeki kesintiyi 48 saat önceden cep telefonundan öğrenirken, kesintiden 30 dakika önce telefonuna son bir uyarı daha geliyor. Türkiye’de bir ‘ilk’ olan uygulama için hiçbir ücret ödenmiyor.Türkiye’de yapılan planlı elektrik kesintileri, EPDK mevzuatı gereğince web siteleri, e-mail, gazeteler gibi iletişim kanallarından ilan ediliyor. Buna karşın abonelerin bu kesintilerden haberdar olmaması, günlük yaşam ve iş dünyasında ciddi sıkıntılara yol açabiliyor.
Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir öğrencilere BTEC sertifikalarını verdi. olarak daha güçlü bir Kosova için ülkeye ve topluma değer katacak projeler üretmeye ve desteklemeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. 2014 yılında kurulan KEDS Academy, genç işsizliğinin yüzde 50’nin üzerinde olduğu Kosova’da üniversite ve sanayii işbirliği ile gençlerin istihdamını artırmayı hedefliyor. Önümüzdeki günlerde dördüncü dönem öğrencilerini
PLANLI ELEKTRİK KESİNTİLERİNE HABERSİZ YAKALANMAK SONA ERDİ ELDER-AKEDAŞ proje ekibi lideri Kemal Önyurt, elektrik kesintileri konusunda aboneleri zamanında haberdar etmenin hayati öneme sahip olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Türkiye’nin tüm il ve ilçelerinde veya bir mahallesinde yapılacak kesintiyi mobil uygulama ile önceden kolayca öğrenmek ve buna göre planlama yapmak mümkün. Daha önce aboneler çeşitli kanallardan haberdar edilseler de birçok abone, kesintiyi uygulama sırasında öğreniyor ve sıkıntı yaşıyordu. E-kesinti uygulaması, bu sorunu tamamen ortadan kaldırmak için geliştirildi. Üstelik e-kesinti, tamamen ücretsiz bir uygulama.”
kabul etmeye hazırlanan KEDS Academy, başlangıçta sadece Kosova’da Priştina Üniversitesi ve teknik liseler ile işbirliği halindeyken, dördüncü dönem ile birlikte programa Gilan, Prizren, Mitrovica ve Peja’daki devlet üniversiteleri de katılıyor. Böylece KEDS Academy ülkedeki gençlere eğitim ve iş fırsatı sunmak için etki alanını genişletiyor. Programın 4. dönem başvuruları 25 Kasım’a kadar devam edecek.
Ayrıca, KEDS Academy’nin 3 yıllık macerası da kitap oldu. Arnavutça, İngilizce ve Türkçe olarak ‘KEDS Academy Yolculuğu’ adıyla basılan ve Dr. Aylin Löle tarafından hazırlanan kitap, yaşam boyu eğitim temasıyla elektrik dağıtım sektörünü kariyer olarak hedefleyen gençlere ilham vermeyi hedefliyor.
20
Dünyanın dostluk enerjisi Türkiye’den yola çıkıyor Musa Enes Uslu/İstanbul
M
evcut 13 Enerji Gemisi ile dünyanın en büyük Enerji Gemisi filosuna sahip olan Karadeniz Holding, büyümeye devam ediyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan ve Sedef Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan’ın katılımıyla 13 Kasım 2016’da Tuzla Sedef Tersanesi’nde düzenlenen törende en yeni dört Enerji Gemisi yola çıkmaya hazırlandı. 480 MW elektrik üretim kapasitesiyle dünyanın en büyük Enerji Gemileri olan Karadeniz Powership Osman Khan Gana’ya, Karadeniz Powership Onur Sultan ise Myanmar’a doğru yola çıkmaya hazırlanırken, 120 MW kapasiteleri ile Karadeniz Powership Gökhan Bey ve Karadeniz Powership Yasin Bey Endonezya için hazırlandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı törende aralarında dünyanın en büyük Enerji Gemilerinin de yer aldığı dört yeni Enerji Gemisi Gana, Myanmar ve Endonezya’ya doğru yola çıkmaya hazırlandı. Ayrıca 2017 yılı içinde üretilecek 14 yeni Enerji Gemisinin inşa töreni gerçekleştirildi.
HER İKİ GEMİ DE REKOR BİR SÜREDE TAMAMLANDI Karadeniz Powership Osman Khan ve Karadeniz Powership Onur Sultan, her biri 480 MW’lık kapasiteleri ve 300 metreye ulaşan uzunluklarıyla dünyanın en büyük Enerji Gemileri olma ünvanını paylaşıyorlar. Her iki gemi de rekor bir sürede tamamlandı. Biri Gana’da, yani Afrika’nın batısında; diğeri Myanmar’da Asya’nın güney doğu ucunda hizmet verecek. Karpowership Enerji Gemileri, acil enerji ihtiyacı olan ülkelere çözüm bulmak için geliştirildi. Tamamen Türk mühendislerce tasarlanan Enerji Gemileri Tuzla’da üretiliyor. Karpowership Enerji Gemileri bugün Lübnan’ın yüzde 27’sini, Gana’nın yüzde 22’sini, Zambiya’nın yüzde 16’sını ve Kuzey Sulawesi, Endonezya’nın elektrik ihtiyacının yüzde 31’ini
karşılıyor. Ayrıca 3 Enerji Gemisi son altı senede Irak’ın da elektrik ihtiyacının yüzde 15’ini karşıladı.
“TÜRKİYE’NİN ELEKTRİK İHRAÇ EDEN İLK ŞİRKETİYİZ” Karadeniz Holding CEO’su Orhan Karadeniz, “Karadeniz Holding olarak Türkiye’nin elektrik ihraç eden ilk şirketiyiz. Bunun üzerine 13 Powership ile 2700 MW’ı aşan kurulu güç kapasitesine sahip dünyanın ilk ve en büyük Enerji Gemisi filosunu inşa ettik. Ayrıca inşaasına başladığımız 14 yeni gemiyle 4500 MW’a ulaşıyoruz. Bu kapasite dünyadaki birçok ülkenin kurulu gücünden daha fazla. Türk girişimcileri olarak Türkiye’nin mühendisleri,
Osman Khan ve Onur Sultan gemileri dünyanın en büyük gemileri ve her biri toplam 480MW kapasiteye sahip.
işçileri, tersaneleri, bankaları, yatırımcıları ve 2000’i aşan Karadeniz Holding ekibinin emeği ile hayata geçirdiğimiz bu projemizin gururunu yaşıyoruz.” dedi. Karadeniz Holdingin 2017 yılı içinde yapımı tamamlanması planlanan 14 gemisi Karadeniz Powership Orka Sultan 420 MW, Karadeniz Powership Orhan Ali Khan 420 MW, Karadeniz Powership İbrahim Bey 120 MW, Karadeniz Powership Mehmet Bey 120 MW, Karadeniz Powership Koray Bey 40 MW, Karadeniz Powership Metin Bey 40 MW, Karadeniz Powership Nezih Bey 40 MW, Karadeniz Powership Göktay Bey 40 MW, Karadeniz Powership Göksel Bey 40 MW, Karadeniz Powership Faruk Bey60 MW,
Recep Tayyip Erdoğan
A
‘TÜRKİYE KENDİSİNE YATIRIM YAPAN KİMSEYİ MAHÇUP ETMEDİ, ETMEZ’
çılışta son olarak kürsüye çıkan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: “İnşası tamamlanan 4 gemiden ikisi Endonezya’da biri Gana’da, biri Myanmar’da elektrik üreterek bu ülkelerin enerji ihtiyaçlarının karşılanmasına katkıda bulunacak. Powership projeleri ile dünyada enerji gemilerinin inşası ve işletilmesi adına ülkemizi önemli yerlere taşıyan Karadeniz Holdingi şahsım adına tebrik ediyorum. Bu şirketimizin halen daha Irak’ta bazı sıkıntılar yaşadıklarını biliyorum, Bunun yanında Lübnan’da Gana’da Endonezya’da ve Zambiya’da 9 gemi ve bin 500 MW’ı aşan kapasite ile
faaliyet gösteriyor. Karadeniz holdingin yeni gemileri ile beklentimiz odur ki 6 bin MW kapasite artışı sağlayacağını kendilerinden de öğrenmenin memnuniyeti içerisindeyim. Ülkedeki enerji yatırımlarını çeşitlendirmek suretiyle yakından takip ettiğimiz bu şirketi ekonomi, ihracat ve istihdam üzerine yapılan katkılar için de teşekkür ederim. Türkiye kendisine inanan güvenen yatırım yapan hiç kimseyi mahcup etmedi, mahcup etmez. Hem yerli hem yabancı yatırımcıların bir an önce Türkiye’ye yatırım konusunda herekete geçmesi lazım, yarın çok geç olabilir” diye belirtti.
21 Yerli katkı oranı yüzde 80’lere gelen geminin, ana makine ve buhar makineleri haricinde bütün aksamı Türkiye’de yapıldı.
Binali Yıldırım
‘SADECE ENERJİDE DEĞİL, SOSYAL SORUMLULUKTA DA YARAR SAĞLIYOR’
B Karadeniz Powership Ebru Sultan 80 MW, Karadeniz Powership Filiz Sultan 80 MW, Karadeniz Powership Selma Sultan 80 MW, Karadeniz Powership Sibel Sultan 80 MW güce sahip.
POWERSHİP’LER ÇEVRECİ ENERJİ ÇÖZÜMÜ SUNUYOR Karadeniz Holding, Ortadoğu, Asya ve Afrika’nın bazı bölgeleri başta olmak üzere ülkelerin giderek artan elektrik ihtiyaçlarını karşılamak üzere yenilikçi bir yaklaşımla Enerji Gemileri Projesi’ni geliştirdi. Powershipler, hızlı ve ekonomik elektrik ihtiyacı olan ülkelere orta vadeli çözüm olarak, güvenilir elektrik
sağlıyor. Hem sıvı yakıt hem de doğal gaz ile elektrik üretebilen Enerji Gemileri, ülkelerin elektrik şebekesine yüksek gerilim seviyesinden bağlanarak, bulundukları şehirlere ek olarak, gittikleri ülkenin her köşesinde elektrik ihtiyacının giderilmesine katkı sağlıyor. Powershipler, çok kullanılan son teknoloji ve özel tasarımları sayesinde enerji verimliliği konusunda da hassas ve çevre dostu bir alt yapı ile inşa ediliyor.
“YERLİ KATKI ORANI YÜZDE 80” Sedef Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan: “Bize imkan tanındığında neler
yapabileceğimizi sizlere göstermek istiyoruz. Osman Khan ve Onur Sultan gemi dünyanın en büyük gemileri ve her biri toplam 480MW kapasiteye sahip. Aynı zamanda 35 bin ton yakıt kapasitesi var. 13 ayda gemiyi son haline getirdik. Yerli katkı oranı yüzde 80’lere gelen geminin, ana makine ve buhar makineleri haricinde bütün aksamı Türkiye’de yapıldı” diye konuştu.
“ÜLKENİN HEDEFLERİNE ULAŞMASI İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPACAĞIZ” Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet
aşbakan Binali Yıldırım: “Sadece gemi inşaat sanayisinde ve denizcilik sektöründe yarar sağlamıyor, dünyanın nüfusunun beşte birinin hala elektriğe ulaşamadığını düşünürsek aynı zamanda önemli bir sosyal sorumluluğu da küresel alamda yerine getiriyor. Dünyanın birçok ülkesinde Afrika’da Asya’da enerji gemileri ısıtıyor,
Arslan: “Ülkemizin ulaştırmak istediğimiz 2023, 2053, ve 2071 hedeflerine erişebilmesi için özel sektör ekinden geleni yapacak, bunun yanında kamu tarafı olarak biz de elimizden geleni yapacağız. Bu gemiler çok büyük güç üreten gemiler, sadece bir tanesi
aydınlatıyor ve orada yaşayan insanların en temel ihtiyaçlarını sağlıyor. Türkiye, küresel dış yardımlarda en gelişmiş ülkelerin arasında girdi. Denizcilik sektörü krizlerden en çok etkilenen sektör. Çünkü ticari taşımacılığın yüzde 80 civarı bu sektörde yapılıyor. Sektörün hareketliliğini devam ettiren denizcilik ve gemi firmalarına teşekkür ediyoruz” dedi.
2,5 milyon nüfuslu bir şehrin elektrik ihtiyacını karşılayabilir. Teknikerinden, mühendisine, işçisine gece gündüz demeden bu çalışmaları yapan bu gemileri bitiren arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz” dedi.
22
Çayırhan ihalesinde geri sayım devam ediyor E
nerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından, arz güvenliğinin sağlanması amacıyla ve yerli kaynaklardan elektrik üretiminin gerçekleştirilmesi hedefi doğrultusunda atılan önemli adımlardan biri olan Çayırhan Kömür Rezerv Alanı ve Enerji Üretim Alanı’nın ihalesinde geri sayım sürüyor. Enerji Bakanlığı’nın stratejik hedefleri arasında önemli bir yer tutan yerli kömür ile elektrik üretiminin sağlanması kapsamındaki çalışmalar hız kesmeden devam ederken, Ankara’nın Nallıhan ilçesindeki Çayırhan bölgesinde bulunan Kömür Rezerv Alanı ve Enerji Üretim Alanı’nın ihalesi sürecinde son teklif verme tarihi 19 Aralık Pazartesi günü doluyor. Söz konusu sahada hayata geçirilecek olan toplam kurulu gücün 700 MW ile 800 MW arasında olması beklenirken, açık eksiltme yöntemiyle uygulanacak ihalede MW/h başına 72 dolar tavan fiyatın belirlendiği öğrenildi.
SANTRALİN 800 MW’A KADAR OLMASI PLANLANIYOR Söz konusu ihalenin ardından yapılacak “benzer kömür sahaları” ihaleleri için de ÖİB tarafından benzer bir
YERLİ KÖMÜR BAKANLIĞIN STRATEJİK HEDEFLERİ ARASINDA
E
nerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, yerli kaynaklar ile enerji üretiminin önemini her fırsatta dile getirirken, yerli kömür ile elektrik enerjisi üretimi Enerji Bakanlığı’nın stratejik planında önemli bir yer tutuyor. Bu kapsamda, enerji arz güvenliğinin sağlanması amacıyla 2023’e kadar yerli linyit ve taş kömürü kaynaklarının tamamının elektrik üretimi amacıyla değerlendirilmesi planlanıyor. Bakanlığın stratejik planları dahilinde 2005 yılında başlayan “Linyit Arama Projesi” kapsamında 8.3 milyar ton olan linyit kömür rezervi miktarının 15.9 milyar tona çıkarıldığı bununla birlikte kömür arama ve rezerv geliştirme çalışmalarına da aralıksız devam edildiği belirtiliyor.
yolun izleneceği de öğrenildi.
Aralık ayı içinde tamamlanacak.
MW/h BAŞINA 72 DOLAR
İKİ AYRI ANLAŞMA İMZALANACAK
İhaleye katılacak olan yatırımcıların 19 Aralık Pazartesi gününe kadar tekliflerini sunacağı ihalede ÖİB, kapalı zarfla alınan tekliflerden sonra yatırımcılarla pazarlık görüşmeleri yapacak. Nihayetinde ise yatırımcılar açık eksiltme usulüyle tekliflerini vererek yarışacak ve MW/h başına en düşük teklifi veren yatırımcı ihaleyi kazanmış olacak. Bu süreç ise en geç
Çayırhan kömür sahasına ilişkin ihaleyi kazanan yatırımcı ile 15 yıllık elektrik satış anlaşması (ESA) ile 35 yıllık işletme hakkı devir sözleşmesi imzalanacak. Böylece, özelleştirilmesi yapılan bir alan için ilk kez iki ayrı anlaşma imzalanmış olacak. Söz konusu ESA, santralden üretilecek elektrik enerjisinin tamamının satın alınmasına
Açık eksiltme yöntemi ile özelleştirilecek olan Çayırhan 2 Maden Sahası ve Çayırhan B Termik Santrali ihalesinde 21 Kasım olan son teklif verme tarihi ÖİB tarafından 19 Aralık’a uzatıldı.
ilişkin esasları kapsayacak. Alanda yapılacak santral yatırımının takviminin öne çekilmesi ve elektrik üretiminin planlanandan daha önce başlaması durumunda, yatırım takvimi öncesine konu her gün, alım garantisi süresine eklenecek. Yatırımcı, işletme hakkı devir sözleşmesiyle devraldığı taşınmazları ise 35 yıl sonra EÜAŞ’a geri devredecek. Diğer taraftan, yatırımcı santral yapımında kullanmak üzere çevresel etkileri de göz önünde bulundurarak, mevcut en iyi teknolojiyi kullanacak ve kullanacağı teknolojiyle ilgili ayrıntılara kendisi karar verebilecek. Toplam rezervi 213 milyon ton olarak hesaplanan sahada, bugüne kadar 150 milyon lira maliyetle 730 sondaj gerçekleştirildi.
24
26
28
30
G
lobal Enerji Derneği tarafından organizasyonu yapılan ve bu yıl 9. kez gerçekleştirilen Uluslararası Enerji Kongresi ve Fuarı Ankara Congresium’da yapıldı. “Energy Is Future” (EIF) sloganıyla markalaşan kongre ve fuar 2 gün sürdü. Açılış programıyla birlikte ziyaretçilerini ağırlamaya başlayan fuarın ilk konukları Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez, TBMM Enerji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız, TPAO Genel Müdürü Besim Şişman ve Enerji Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Abdullah Tancan oldu.
“KÜRESEL AKTÖRLERİN TÜRKİYE’YE İLGİSİ YÜKSEK” TBMM Enerji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız, sıklıkla dile getirdiği, Türkiye’nin büyümesi ile enerji yatırımları arasında bir korelasyon olduğu görüşünü yineleyerek, dünyadaki ve Türkiye’deki yatırımları yorumladı. Altunyaldız, “Geçtiğimiz günlerde uluslararası enerji ajansı, içeriğinde önemli tespitler bulunan Türkiye raporunu açıkladı. 2015 yılı enerji yatırımlarının yüzde 10’lara yakın düştüğünden yenilenebilir enerji ve enerji verimliği yatırımlarının arttığından bahsediliyordu. 2017 için ise enerji yatırımlarının düşmesi tespitine yer verildi. Türkiye, enerji bağımlısı bir ülke ve bu kapsamda, konvansiyonel
31
enerjisinin yenilenebilirle bilek güreşine girdiği dönemde Türkiye yeni ufuklar geliştiriyor. Bakanlığımız ve Hükümetimiz dünya gidişatını ve trendleri doğru okuyarak ülkemiz için reel politiği kazandırma yolunda önemli çalışmalar yapıyor. Geçmişe baktığımızda, enerjide son 13 yılda elektrik tüketimi 2.5 kat arttı. OECD içerisinde birinci ve dünyada da Çin’den sonra 2. olduk. Türkiye’nin büyümesinde enerji ile önemli bir korelasyon olduğunu söyleyebiliriz” açıklamasında bulundu.
“OTOMOTİV İHRACATI YÜZ AKIMIZ OLDU” Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez, Uluslararası Enerji Kongresi’nde Türkiye’nin ticaret hacmine dikkat çekerek, büyüme hızı konusunda görüşlerini paylaştı. Özel sektörün yurtiçinde ve dışında aktif olması gerektiği yönünde açıklamalarda bulunan Dönmez, enerji sektöründe yerel ile küreselin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
“ÖZEL SEKTÖR HEM İÇERİDE HEM DE DIŞARIDA AKTİF OLMALI” Dönmez, “Ülkemizin daha hızlı büyümesi için dikkat edilmesi gerekenler konusunda birkaç hususa dikkat çekmek istiyorum. Birincisi, bizlerin hem kendi tüketimlerimizi hem de başka ülkelerin ihtiyaçlarını bu ülkede ekonomik olarak üretebiliyor olmamız. İkincisi de ülkemizdeki özel sektörün hem içeride hem de dışarıda aktif olması gerekmektedir. Bu sebeple enerji sektörü özelinde yereli küreselle birlikte değerlendirmemizde fayda var. Mesela, bu ay ihracatta otomotiv sektörü yüz akımız oldu. Ama dünyada elektrikli arabalar, otonom arabalar üretilir ve pazara sunulurken, Türkiye’de de bu pazarlara uygun arabaların üretilmesi gerekiyor. Eğer bir elektrik dağıtım işinde
yapay zeka algoritmaları ve programları ile hizmet kalitesi iyileştiriliyor ve maliyetler düşüyorsa, ülkemizdeki dağıtım şirketlerinin bu iş modelinden kaçma şansı yok” diye konuştu.
“DOĞAL GAZDA EN HAREKETLİ DÖNEME GİRDİK” Türkiye’nin doğal gaz konusundan içinde yer aldığı uluslararası projelere ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Enerji Bakanlığı Müsteşarı Dönmez, son 10 yılda tüm dünyada enerjide dengelerin değiştiğini söyledi. BOTAŞ’ta yapılacak değişime ilişkin de bazı ayrıntıları paylaşan Dönmez, “Doğal gazı pek konuşmasak da, aslında doğalgaz da son 10 yıldaki en hareketli döneme girdik. Türk Akımı imzalandı, Akdeniz gazı masada, TANAP inşaatı devam ediyor ve bir Türkiye gaz ticaret platformu için düğmeye basıldı. 2017’de bu platform hazır hale gelecek. Uluslararası bölgesel gibi hedeflerimiz olsa da önce iç piyasamızın isteklerine hizmet veren likit, geniş ve ürün açısından risk yönetimine yardımcı bir platform hedefliyoruz. BOTAŞ’ı da Depolama, İletim ve Ticaret olarak ayrıştırmayı tamamlayacağız ve BOTAŞ Ticaret bölgesel bir oyuncu olacak. Diğer taraftan dünyada enerji sektöründe 10 senede sarsılmayan taş kalmadı diyebiliriz. Önce 147 dolarları gören petrol, sonra ekonomik kriz, sonra şeyl gaz devrimi, şimdi OPEC Pazar savaşları, elektrikli arabalar, 20152016’da da rekor düşük güneş fiyatları... Aslında tüm bunlar değişimin temel taşlarını oluşturdular” şeklinde konuştu.
“DÖNÜŞÜM NE KADAR YIKICI GÖRMEMİZ GEREKİYOR” Açıklamalarında petrolün geleceğine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Müsteşar Dönmez, petrolün yakın gelecekte son kez bazı zirveleri göreceğinin
tartışıldığını söyledi. Dünyada yaşanan gelişmeleri göz önünde bulundurarak Türkiye’nin yerli kaynaklara yönelmesi gerektiğini vurgulayan Dönmez, değerlendirmelerinde, “İki gün önce Avrupa’nın en büyük petrol şirketinin CFO’su yatırımcı konferansında “petrol talebi 5 ila 15 yıla en yüksek seviyesini görebilir” demiş. Bu şirket büyük bir gaz şirketini satın aldı. Geçtiğimiz günlerde de ABD’de büyük bir alım gerçekleşti. Mısırda Zuhr keşfini yapan petrol şirketi, önce çalışmalara bir süper bilgisayar merkezi kurarak başlamış. Dün Almanya, AB parlamentosundan 2030’dan sonra yeni içten yanmalı motorlu araç satışının yasaklanmasını istedi. Dönüşüm ne kadar yıkıcı görmemiz gerekiyor. Bir elektrikli araba, bir dizel aracın hareketli parçalarının yüzde 10’una sahip. Tüm yan sanayileri, bakım-destek noktalarını ve istihdamı düşünün. Petrol talebinin yakın gelecekte son kez bazı zirveleri göreceğinin tartışıldığını hatırlayın” dedi.
“ZAMANIN RUHUNU DOĞRU OKUMAK GEREKİR” Müstaşar Fatih Dönmez; “Bizim daha teknolojik bir enerji sektöründen başka çıkışımızın olmadığı görülebilir. Bizim kaynaklarımızı bir an önce kullanmamız gerektiği kolayca hesaplanabilir. Bunu en iyi petrol şirketleri hissederken, en rahatta olanlar yenilenebilir şirketler. Ama enerji sektöründe kimse uzun süre zirvede kalamıyor, bugünün kazananları yarının kaybedenleri olabilir. Bunun için bir an önce pazarı büyütmeli, Türkiye yerine gelişmekte olan ülkeler pazarında teknolojik lider olmamız gerekiyor. Herkesin bu hızlı dönüşümde kafasının karıştığı ortamda, zamanın ruhunu doğru okumak gerektiğini, bakanlığımızın da mesaisinin büyük kısmını bu okumaya ayırdığını belirtmek istiyorum” ifadelerine yer
verdi.
“TPAO OLARAK GÖREVLERİMİZ VAR” TPAO’nun konumuna yönelik açıklamalar yapan TPAO Genel Müdürü Besim Şişman, arz güvenliğinin sağlanması konusunda kendilerinde önemli bir sorumluluk olduğunu belirtti. Şişman, “Petrol ve doğalgaz ülkesi değiliz. Bizim TP olarak bir görevimiz daha var. Devlet bize, ‘petrol doğal gaz potansiyelimizi bulun çıkarın, kar edin’ diyor ama diğer taraftan ‘enerji arz güvenliğimizi de sağlayın’ diyor. Bunun en önemli yollarından biri de kaynaklar üzerinde söz sahibi olmaktır. Dünyada ve coğrafyamızda bir savaş ortamı var. Enerji savaşı olarak da adlandırılıyor ama ben ona enerji savaşı demek istemiyorum. Çünkü enerji savaşı, enerji için yapılan savaştır. Ben enerjinin savaşın aracı olduğu kanaatindeyim. Arkada, dinsel temelli, sosyal temelli ya da siyasi temelli bir kavga var. Enerji bu kavga için kullanılıyor” diye konuştu.
“YENİLENEBİLİRLE SORUN ÇÖZÜLSÜN, BİZ OLMAYALIM” Petrol konusunda dünya genelinde yaşanan sıkıntılara değinen TPAO Genel Müdürü Şişman, büyük bir petrol şirketinin kar payı dağıtabilmek için kredi çektiğini ve ABD’de
Houston ziyaretleri sırasında bir “kule mezarlığıyla” karşılaştıklarını söyledi. Yaşananlara paralel olarak Türkiye’de yenilenebilir enerji şirketlerinin hızlı yükselişini takip ettiklerini dile getiren Şişman, “Dünyaya baktığımız zaman hiçbir bağımsız enerji şirketinin aslında bağımsız olmadığını görebiliyoruz. Hangi politikalarla nasıl hareket ettiklerini çok iyi biliyoruz. Türkiye Petrolleri tarafı olarak Devletimizin, hazinemizin, hükümetimizin genel olarak çizdiği rotada üzerimize düşen rolü en iyi şekilde yerine getirmenin gayreti içindeyiz. Tüm petrol şirketleri ciddi sıkıntı yaşıyorlar. ABD’ye Houston’a gittiğimizde gerçekten oranın bir kule mezarlığı haline döndüğünü gördük. Binlerce insan işsiz kalmış durumda. Bu fiyatlar aslında yeni yatırımları tamamen durdurdu. Hep birlikte bekleyip sonunda ne olacağını göreceğiz. Dünyanın en büyüklerinden birinin hissedarlarına kar payı dağıtmak için kredi çektiğini biliyoruz. Ülkelerin, rüzgara güneşe yöneldiğini biliyoruz. Çok şükür Türkiye’de yenilenebilir enerji sektörü çok ciddi ve agresif çalışıyor. Buraya gelirken arkadaşlarımız sordu, ‘yenilenebilir enerji ile Türkiye enerji sorununu çözerse biz ne olacağız’ diye, ben de ‘Güneşle rüzgarla bu sorun çözülsün de biz de olmayalım. Bizim için ülkemiz önemli’ dedim” açıklamalarında bulundu.
32
Ş
ebeke yatırımlarına devam eden Bursagaz, Bursa’nın en eski yerleşim yerlerinden Gündoğdu Köyü’nü de düzenlenen törenle doğalgazla buluşturdu.
ÇALIŞMALAR 3 AYDA TAMAMLANDI Temmuz ayı sonunda başlanarak yaklaşık 3 ay gibi kısa bir sürede tamamlanan çalışmalar ve 3,7 milyon TL yatırımın ardından, Bursa Osmangazi ilçesine bağlı Gündoğdu Mahallesi’nde doğalgaz ateşi yakıldı.
GÜNDOĞDU SAKİNLERİNDEN BÜYÜK İLGİ 14 Kasım Pazartesi günü gerçekleştirilen doğalgaz verme törenine, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, AK Parti Bursa İl Başkanı Cemalettin Torun, Bursagaz Genel Müdürü Dr. Markus Rapp, Bursagaz çalışanları ve Gündoğdu Mahalle sakinleri katıldı.
YATIRIMLAR DEVAM EDİYOR Bursagaz 2016 yılında yaptığı yatırımları sürdürerek ve şebekesini daha da büyüterek daha fazla doğalgaz kullanıcısına ulaşma hedefini gerçekleştiriyor. Bu hedefi doğrultusunda, Mayıs
ayında medeniyetler kenti İznik’i doğalgazla buluşturan Bursagaz, Bursa’nın köy ve mahallelerine de doğal gaz hizmeti götürüyor. Bursagaz ekiplerinin Temmuz ayından bu yana devam eden çalışmaları sonucunda Gündoğdu Mahallesi doğalgaza kavuştu. 850 potansiyel aboneye sahip olan Gündoğdu Mahallesi’ne doğalgaz hizmeti götürebilmek için toplam 3,7 milyon TL değerinde yatırım yapıldı.
33
DMS Dış Ticaret tanıtım atağına geçti
DMS Dış Ticaret A.Ş. yurt genelinde sektörün ihtiyaçlarını, sorunlarını yerinde görmek, yeni ürünleri tanıtmak amacıyla teknik ekibiyle 7 aydır sürdürdüğü ziyaretlerde ülke çapında 62 ilde 80 kuruluşu ziyaret etti.
D
MS Dış Ticaret A.Ş. yurt genelinde sektörün ihtiyaçlarını, sorunlarını yerinde görmek, yeni ürünleri tanıtmak amacıyla teknik ekibiyle 7 aydır sürdürdüğü ziyaretlerde ülke çapında 62 ilde 80 kuruluşu ziyaret etti.
‘ZİYARETLER SON DERECE BAŞARILI VE VERİMLİ GEÇTİ’
B
u ziyaretlerin son derece başarılı ve verimli geçtiğini ifade eden Kimya Mühendisi Mehmet Recai Öztuna; “OSB yönetimlerinin enerji birimleri; sorumluluğunu bilen, kendi gayret ve azimleri ile konularına vakıf olmaya çalışan teknik arkadaşlarımızın uğraşısı ile yürütülmekte. Ekip-ekipman oluşturulması yönündeki taleplerinin yönetimleri tarafından çok sıcak karşılanmadığı ve çok da fazla kabul görmeyen talepler
olarak değerlendirildiği anlaşılmaktadır. Özellikle şehir içi doğal gaz dağıtım şirketlerinden satın aldıkları hizmetlerle doğal gaz işletmeciliğini yürüttükleri ancak kendilerince de ifade ettiği gibi yetersiz kaldıkları gözlemlenmiştir. Bu anlamda EPDK’dan beklentimiz, doğal gaz yöneticilerinin OSB’leri de dağıtım şirketlerine benzer şekilde mevzuat içinde yer vermelerini sağlaması, hatta denetimlerin de şehir
GAZ DAĞITIM ŞİRKETLERİ Akmercan, Samgaz, Aksa, Arsan, Kolin, Ewe, Palen, İLE BULUŞTU Kırgaz, Çedaş, Çinigaz, Udaş, DMS’nin ürün tanıtım ve eğitim uzmanları, Kimya Mühendisi Mehmet Recai Öztuna ve Orhan Tunçtan; başta BOTAŞ’ın bölge işletmeleri olmak üzere Zorlu, Gazdaş, Enerya,
Toros, Kargaz, İngaz ,Polgaz Grubu,Diyargaz Grubu, İzgaz, Doğugaz gibi gaz dağıtım şirketlerini faaliyet gösterdikleri illerdeki yönetimleri yanı sıra teknik ekipleriyle de buluşarak ekipman, malzeme
içi dağıtım şirketlerince yapılmasını zorunlu hale getirmesidir. Dolayısıyla şehir içi doğal gaz dağıtım şirketlerinin EPDK denetimi esnasında dağıtım şirketi OSB yönetimi ile birlikte OSB adına EPDK DENETİM Komisyonuna bilgi, belge sunmalıdır. Tabii bu arada mevzuata girmesi istenen OSB’ler; kampüsünde yer alan üretim ve sanayi şirketlerinin sayısı, kapasitesine göre sınıflandırılmalıdır” dedi.
konularında görüşlerini, uygulamada karşılaştıkları ihtiyaç ve sorunlarını dinlediler.
EĞİTİM VERİLDİ DMS tarafından temin edilen ithal ekipmanların kullanımı konusunda kullanıcılara eğitim veren DMS teknik ekibi, gittikleri
Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme sektörü üretimi yüzde 1,2 azaldı Türkiye İstatistik Kurumundan yapılan açıklamaya göre; Türkiye’nin elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme sektöründe üretim ve dağıtım yüzde 1,2 oranında düştü.
T
ürkiye’nin elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme sektöründe üretimi ve dağıtımı Eylül ayında takvim etkisinden arındırılmış verilerle yıllık yüzde 1,2 düşüş gösterdi.
BİR ÖNCEKİ AYA GÖRE YÜZDE 3,3 AZALDI TÜİK yapılan açıklamaya göre, aynı ayda sektörde üretim mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış olarak bir önceki aya göre yüzde 3,3 azaldı.
TÜİK, enerji üretiminde mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış verilerle aylık bazda yüzde 0,3, takvim etkisinden arındırılmış verilerle yıllık bazda yüzde 2,2 düşüş olduğunu açıkladı.
illerdeki OSB’leri de ziyaret programlarına aldı.
BİRÇOK FARKLI ÜRÜNÜN TANITIMI YAPILDI Ekip bu ziyaretler sırasında, SENSIT Gaz Detektörleri, STOOLS Boru Boğma Ekipmanları, hasarlı ve gaz kaçağı meydana gelen boru hatlarının tamiri ve güçlendirilmesinde kullanılan STRONG Boru Tamir Kitleri, STRONG STOPPER Gas Tıkama Balonları, hatların sızdırmazlığını ölçen hassas KANE Dijital Manometreleri, bilhassa kazı çalışmalarında alanda mevcut boru hattı ve kablo gibi şebekelerin tespitinde kullanılan CSCOPE Detektörleri ve boru hatlarının korozyona karşı korunmasında etkin olarak kullanılan SCAPA AntiKorozyon Bantları gibi ürünlerin tanıtımını yaptılar.
34
SEDAŞ, sistemlerini ‘Hesap Verebilirlik’ üzerine kuruyor Kocaeli, Sakarya, Bolu ve Düzce’de 3,4 milyon nüfusa ve 1,6 milyon tüketiciye verdiği elektrik dağıtım hizmeti kapsamında kamu hizmeti veren özel şirket statüsünde görev yapan SEDAŞ, sistemlerini hesap verebilirlik üzerine kuruyor.
K
ocaeli, Sakarya, Bolu ve Düzce de 3,4 milyon nüfusa ve 1,6 milyon tüketiciye verdiği elektrik dağıtım hizmeti kapsamında kamu hizmeti veren özel şirket statüsünde görev yapan SEDAŞ, sistemlerini hesap verebilirlik üzerine kuruyor. SEDAŞ İcra Başkanı Bekir Sami Güven, “SEDAŞ’ta hesap verebilirlik ön planda geliyor. Bu konudaki aksiyonları hızla alabilen çeviklikteyiz” dedi.
ŞEFFAF VE SORUMLU YÖNETİM SEDAŞ’ın hem iç hem de dış denetimlere tabi bir kuruluş olduğunu belirten Güven, “Bilişim teknolojileri ile kurduğumuz sistemler, bu anlamda yaptığımız yatırımlar aynı zamanda verilerimizi ölçebilmemizi ve kontrol edebilmeyi sağlarken, daha şeffaf bir şekilde hesap verebilirliğimizi de sağlıyor. Halka açık olsun veya olmasın tüm şirketlerin ayakta kalmaları, büyümeleri, sürdürülebilirlikleri,
hatta küresel oyuncular haline gelmelerinde ön koşul iyi ve doğru yönetimdir. Doğru ve iyi yönetim şeffaf, adil, sorumlu ve hesap verebilen yönetimdir. “Yönetişim” ya da “iyi yönetişim” gibi adlarla anılan uygulamaların tümünde görülen yaklaşımlardan birisi de “hesap verebilirlik” ilkesidir. Hesap verebilirlik, modern demokratik yönetimlerin ayırt edici bir özelliği ve kamu yönetiminin de tamamlayıcı bir unsuru olarak görülmektedir. Hesap verebilirlik kavramının şemsiyesi altında aynı zamanda; şeffaflık, yükümlülük, kontrol edilebilirlik, sorumluluk,
Prysmian Group Türkiye, Türkiye’nin en önemli projelerinden olan İstanbul’un yeni havalimanın piyasa değeri 7-8 milyon Euro’yu bulan son teknolojiye sahip enerji ve zayıf akım kablolarını tedarik edecek.
cevap verebilirlik kavramları da yer almaktadır. SEDAŞ bu kavramlarla ilgili aksiyonları hızla alabilen çevikliktedir” dedi.
SEDAŞ’TA VERİMLİLİK VE KALİTE ESAS Güven açıklamasında, SEDAŞ’ın regülasyona ve denetime tabi bir kurum olduğunu belirterek, SEDAŞ’ın kamusal denetimi ve hesap verebilirliğinin, yönetim anlayışı gereği; verimlilik, performans, sonuçlar, rekabet, kalite, regülasyona uyum ve sürekli iyileştirme ekseninde ele alındığını söyledi.
KAMU DENETİMİ DE DEVAM EDİYOR
S
EDAŞ İcra Başkanı Bekir Sami Güven, SEDAŞ’ın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, EPDK ve TEDAŞ gibi kurumlar tarafından denetlendiğini, SEDAŞ’ın bu kapsamda yürüttüğü hizmetlere ilişkin süreçler, performans bilgileri ve sonuçları hakkında çeşitli verileri sağladığını, Bağımsız Denetim kuruluşlarına da SEDAŞ’ın kendisini denetlettirdiğini ve rapor hazırlattırdığını, SEDAŞ’ın kendi İç Denetim biriminin de yapılan çalışmaları denetlediğini ve SEDAŞ Risk Değerlendirme biriminin de SEDAŞ ile ilgili riskleri ele aldığını, SEDAŞ’ta verimlilik esası ile performans değerlemesi de yapıldığını belirtti.
İstanbul’un yeni havalimanının kabloları Prysmian Group’tan
D
ünya çapında enerji ve telekomünikasyon kabloları sektörünün lideri Prysmian Group’un Türkiye operasyonu Prysmian Group Türkiye, İstanbul’un yeni havalimanı projesine enerji ve zayıf akım kablolarıyla hayat veriyor. Mali değeri 7 – 8 milyon Euro’yu bulan ve son teknolojiye sahip enerji kabloları, halojenden arındırılmış, düşük duman yoğunluklu ve yangına dayanıklı olma özellikleri ile öne çıkıyor.
YILLIK KAPASİTESİ 200 MİLYON Türkiye’nin en önemli projelerinden biri olan Yeni Havalimanı’nın çalışmaları 76.5 milyon metrekarelik dev inşaat alanında büyük bir hızla devam ediyor. Tamamlandığında, yıllık 200 milyonun üzerinde yolcu kapasitesiyle dünyanın en büyük havalimanlarından biri olacak İstanbul Yeni Havalimanı’ndan, 350’den fazla destinasyona uçuş yapılacak. 6 adet bağımsız pisti, yolcu terminalleri, hava trafik kontrol kulesi, apron alanları, katlı otoparklar, havalimanı ve havayolları destek tesisleri gibi ilave yapılarla, Avrupa’nın ve dünyanın en önemli havacılık merkezlerinden biri
olacak.
TÜRKİYE’DE PRESTİJLİ PROJELERDE İMZASI VAR Dünyada ve Türkiye’de ulaşımdan inşaata, benzer birçok önemli projeye kablo tedariğinde bulunan Prysmian Group Türkiye’nin katkı sağladığı projeler arasında Türkiye’de bir ilk olan, çift katlı Avrasya Tüneli, Marmaray Ayrılıkçeşme-Üsküdar ve YenikapıSirkeci arasında yer alan tüneller ve Gerede Tünelleri gibi birçok özel proje yer alıyor.
“Türkiye’yi Yarınlara Bağlıyoruz…” misyonu kapsamında önemli projelerde yer alarak ülkemizin geleceğine yatırım yapmayı sürdüreceklerini söyleyen Erkan Aydoğdu, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’de her gün büyüyen inşaat sektöründe teknikler gelişirken, biz de Prysmian Group Türkiye olarak yeni trendlere uyum sağlayarak ürün yelpazemizi geliştirmeyi sürdürüyoruz. Prysmian Group Türkiye olarak özel üretim gerektiren kablolar alanındaki başarılarımızı birçok projede kanıtlamış olmaktan da gurur duyuyoruz.”
KABLOLAR 2016 YILI İÇİNDE DÖŞENMİŞ OLACAK
İ
stanbul’un yeni havalimanı projesinde yer almaktan büyük gurur duyduklarını belirten Prysmian Group Türkiye CEO’su Erkan Aydoğdu, “Temin ettiğimiz kabloların döşenmesi 2016 yılı içinde bitirilmiş olacak. Tamamlanmasıyla birlikte hem İstanbul’un ve ülkemizin ihtiyacı olan büyük bir yatırım hayata geçecek, hem de dünyaya örnek niteliklere sahip bir havalimanına kavuşacağız” dedi.
E
nerji Piyasası Düzenleme Kurumu Ağustos 2016 Elektrik Piyasası Sektör Raporunu yayınladı. Söz konusu dönemde Türkiye’de toplam 20 milyon 491 bin 138 MW/h oldu. Ağustos ayında en fazla elektrik tüketimi 3 milyon 343 bin 937 MW/h ile İstanbul’da gerçekleşti. İkinci en fazla elektrik tüketimi ise 1 milyon 545 bin 837 MW/h ile İzmir’de yapıldı. İzmir’i 1 milyon 067 bin 977 MW/h ile Ankara, 918 bin 731 MW/h ile Kocaeli, 846 bin 252 MW/h ile Bursa, 837 bin 058 ile Antalya takip etti. En az elektrik tüketimi ise 8 bin 134 MW/h ile Bayburt’ta gerçekleşti. Ağustos ayında toplam elektrik tüketimi 20 milyon 491 bin 138 MW/h oldu.
EN FAZLA TÜKETİM SANAYİDE GERÇEKLEŞTİ Ağustos ayında en fazla elektrik sanayi alanında tüketildi. Sanayi alanında toplam 8 milyon 139 bin 473 MW/h elektrik kullanıldı. İkinci sırada 5 milyon 674 bin 266 MW ile ticarethaneler yer aldı. Meskenler 4 milyon 577 bin 656 MW/h elektrik tüketirken, tarımsal sulama için 1 milyon 358 bin 748
EN FAZLA ÜRETİM İZMİR’DE YAPILDI
MW/h elektrik kullanıldı. En az elektrik tüketimi 740 bin 992 MW/h ile aydınlatmada gerçekleşti.
LİSANSLI KURULU GÜÇTE İLK SIRA DOĞALGAZIN EPDK’nın resmi verilerine göre Ağustos ayı sonu itibariyle toplam lisanslı elektrik kurulu gücü 77 bin 253 MW oldu. Lisanslı elektrik kurulu gücünün kaynak bazında dağılımı incelendiğinde ilk sırada 26 bin 137 MW kurulu güç ve yüzde 33,83 oran ile doğal gaz yer aldı. Doğal gazı 19 bin 385 MW ile barajlar, 9 bin 266 MW ile linyit, 7 bin 479 MW ile ithal kömür, 6 bin 888 MW ile akarsu, 5 bin 143 MW ile rüzgar santralleri takip etti. Lisanslı elektrik üretiminin kuruluşlara göre dağılımına bakıldığı zaman ise ilk sırada, 14 milyon 579 bin 788 MW/h ile serbest üretim şirketi santralleri, ikinci sırada 5 milyon 015 bin 650 MW/h ile EÜAŞ santralleri, üçüncü sırada 3 milyon 834 bin 196 MW/h ile yap-işlet santralleri, dördüncü sırada 1 milyon 105 bin 468 MW/h ile yap-işlet-devret santralleri ve beşinci sırada ise 305 bin 518 MW ile işletme hakkı devredilen
santraller yer aldı. Lisanslı elektrik üretiminin kuruluşlara göre dağılımının toplamı ise 24 milyon 840 bin 623 MW/h olarak gerçekleşti.
TOPLAM LİSANSSIZ ELEKTRİK KURULU GÜCÜ 724,117 MW OLDU 2016 Yılı Ağustos ayı sonu toplam itibariyle lisanssız elektrik kurulu gücü 724,117 MW oldu. Söz konusu toplam kurulu gücün 627,556 MW’lık kısmını güneş santralleri oluşturdu. 50,467 MW ile ikinci sırada doğal gaz santralleri yer aldı. Doğal gazı 31,671 MW ile biyokütle, 8,622 MW ile rüzgar santralleri, 4,580 MW ile hidrolik santralleri takip etti. Ağustos ayında en fazla lisanssız elektrik kurulu gücü
EPDK’nin resmi verilerine göre; Ağustos ayında en fazla lisanslı elektrik üretimi İzmir’de yapıldı. İzmir’de toplam 1 milyon 809 bin 598 MW/h elektrik üretimi gerçekleşti. İzmir’den sonra en fazla üretim 1 milyon 542 bin 291
127,014 MW ile Konya’da oldu. İkinci sırada 104,752 MW ile Konya, üçüncü sırada 45,505 MW ile Ankara, dördüncü sırada 38,222 MW ile Antalya ve beşinci sırada da 32,250 MW ile Mersin yer aldı.
EN FAZLA LİSANSSIZ ÜRETİM KAYSERİ’DE GERÇEKLEŞTİ Lisanssız elektrik üretiminin kaynaklara göre dağılımı şöyle oldu; güneş 122 bin 384 MW, biyokütle 7 bin 422 MW, rüzgar 1.271 MW, hidrolik 1.052 MW. Genel toplam ise 132 bin 131 MW oldu. Lisansız elektrik üretiminde birinci sırada 25 bin 095 MW/h ile Kayseri yer aldı. Kayseri’yi sırasıyla Konya, Mersin, Denizli, Burdur, Ankara, İzmir ve Antalya takip etti.
MW/h ile Sakarya’da yapıldı. Üçüncü sırada Zonguldak, dördüncü sırada Hatay ve beşinci sırada ise Çanakkale yer aldı. En düşük üretim ise sırasıyla, Bitlis, Yozgat, Çankırı, Bingöl ve Iğdır’da gerçekleşti.