Se
Petrol ve LPG sektörlerinin Gazetesi
Yıl:47
lim Şiper
Sayı:549
www.petroturk.com
@petroturkcom
ISSN: 1301-4129
TURKIYE’NIN
ACI KAYBI Dünyad
an
•• 52
33 yıl sonra akaryakıta zam
BAŞYAZI
Sertaç Komsuoğlu
•• 51
lim Şiper e S
2
016 yılına başlarken; 2015’in getirdiği sorunlarla kalmasını ve yeni yıla sadece güzellikleri ve huzur, barış, dirlik ve düzeni aktarmasını diliyoruz. Türkiye enerji sektörüne ise tüm tüketicilerimize hak ettikleri üstün hizmeti götürebilecekleri imkanları bulmalarını temenni ediyoruz. Sektörümüzün platform oluşturucusu, önde gelen iletişim omurgası Enerji Petrol Gaz’ın yeni formatının başarılarını artırmasını öngörüyoruz. Hayırlı, uğurlu olsun. Bakıldığı zaman 2015’in sadece çok küçük bir azınlık tarafından öngörülebilmiş durumlara vesile olduğunu söyleyebiliriz… Petrol ve diğer enerji kaynaklarındaki fiyat dinamikleri, bizim gibi kaynak fakiri ülkelerin lehine; hasbelkader toprağın altındaki kaynağın sefasını süren ülkelerin uzun zaman sonra ilk kez aleyhine sonuçlar verdi. Tabi bu arada geçmiş düzenden yararlanan kişi ve kuruluşlar da zorlu zamanlar yaşadılar, kendi muhasebelerini yeniden yapmak zorunda kaldılar. Birkaç yıldan beri “enerji durumlarında kartların yeniden dağıtılacağını ve yeni gerçeklerle karşı
karşıya kalınacağını” dillendirmekteydik. 2015 genel olarak bu açıdan bizi yanıltmadı. 2015 yeni ve değişik bir düzenin perçinidir.
YA Y
K A
AŞ I
Dünya boyutunda LPG pazarına baktığımızda, yine artan bir üretim ve tüketim, düşen fiyatlar ve değişen ikmal trafiği görüyoruz. Üretimde ABD’nin liderliği artan payıyla pekişti, tüketim tüm dünyada ve her segmentte gelişti. Göstergelere göre dünya tüketimi 285 milyon tonluk bir hacme ulaştı ki; bu da yaklaşık yüzde 4’lük bir artış demektir. Türkiye olarak bizim bu tüketimdeki payımız yaklaşık yüzde 1,4 oranında tecelli edecek gibi görünüyor.
YA A I Y Diğer segmentlerde duruma baktığımızda ise müjdeli bir duruma şahit oluyoruz: 2000 yılından beri ilk kez tüplü LPG pazarımız daralmadı! 2014’deki 780 bin tonluk tüketim kadar bir tüketim oluştu (bu pazar 2000 yılında 2,2 milyon tondu!). Bu nispeten olumlu gelişmeyi üç sebebe bağlıyoruz. Birincisi; yıllardan beri genişlemeyi sürdüren doğal gaz şebekesi doyuma ulaşmış ve alabileceğinin çoğunu almıştır. Özellikle de kırsal kesimdeki tüketiciler LPG tüketimlerini devam ettirmişler ve kitlesel tüketici kayıpları bu yıl oluşmamıştır. İkincisi; ülkemizde de tüplü LPG fiyatları reel anlamda geriye gitmiş ve dolaysıyla alınabilirliği artmış, tüketiminden fazla çekinilmemiş ve arzu edildiği gibi ilkel yakıtlar (tezek, çalı çırpı, odun kömürü) yerine tekrar LPG kullanılır, sağlık kazanılır olmuştur. Üçüncüsü; Suriye’deki olumsuz hayat koşulları nedeniyle ülkemizde misafir ettiğimiz, bir insanlık dramının parçası olmuş olan kardeşlerimiz bir anda ülkemizde 2 milyon tüketici daha oluşturmuşlardır. Suriyeli kardeşlerimiz yerleşik bulunmadıklarından veya geçici durumda olduklarından tek mobil enerji kaynağı olan tüplü LPG ile işlerini görmektedirler. Tabii arzu ederiz ki, bu insaniyet dramı sona ersin, bu insanlar da refah ve huzura kavuşsun; varsın tekrar pazar daralsın… Türkiye LPG sektörü, 2015 yılında da sıkı bir rekabete devam etti ama bir taraftan da
ülkenin ve tüketicilerin lehine olarak resmi merciler nezdindeki istişarelerine, girişimlerine, katkılarına ara vermedi. Tüm emeği geçenlere saygı ve takdirlerimizi sunuyoruz. Tabii ki her şey tam ve mükemmel olamaz. Ama eminiz ki karşılıklı anlayış ve iyi niyet çerçevesinde ve genel menfaatler göz önünde tutularak yapılan çalışmalar olumlu neticeler verir. Şu bilinmelidir ki; evet, hem LPG kanununun hem de ikincil mevzuatın düzeltmelere, çağdaşlaştırmalara ve uyumlandırmaya muhtaç yerleri vardır ancak yine de temel olarak dünya ortalamasının (özellikle de Avrupa ve Amerika’daki mevzuata göre) çok üzerindedir, hatta örnek alınan konumdadır.
Z S K YASASI A KA KISI Türkiye LPG pazarı, özel sektörün en fazla katkısıyla oluşmuş bir sektördür. Ülkemizde zaman zaman özel girişim eserleri sadece kendi menfaatini düşünerek yapılan faaliyetler olarak algılanmıştır ve resmi mercilerin yaklaşımları da “müştereklik ve toplam menfaat” yerine “sınayıcı resmi taraf ve salt kamu menfaati” şekline yönelmiştir. Geldiğimiz günde bu yaklaşımların terk edilip, sorunların müştereken çözülebildiği, kimsenin kimseye karşı değil; herkesin beraber gayret sarf ettiği bir düzene doğru yönelmek durumundayız. Aksi takdirde sorunlar çözülemiyor, büyüyor; eksikler tamamlanamıyor, daha da eksiliyor.
A
AZ
KA
SS Tekraren ifade etmekte yarar var, bizim gibi enerji kaynakları açısından dışa bağımlı ülkelerde kaynak kullanımlarının çeşitlendirilmesi ve ikame ürün imkanlarının elde tutulması ve buna yönelik olarak merkezi strateji ve politikaların geliştirilmesi kaçınılmazdır. Geçen yıl kamuoyuyla paylaşılmış olan strateji belgesinde ilk kez LPG de yer alabilmiştir ki bu sektör adına önemli bir başarı ve merhaledir. Anlayış gösteren tüm yetkililere teşekkür ediyoruz. Geldiğimiz günde enerji strateji ve uygulamalarımızda LPG’nin olması gerektiği gibi yer almasının önemi, Rusya
ile olası bir anlaşmazlık çerçevesinde doğabilecek vahim sonuçların önlenmesinde kendini belirgin bir biçimde göstermiştir. Uzun zamandan beri ifade ettiğimiz üzere dünyanın pek çok yerinde kullanılan geniş çaplı “doğal gaz–LPG ikame” sistemleri hin-i hacet için ülkemizde de ciddi şekilde planlanmak ve uygulanmak durumundadır. Bireysel ve küçük-orta çaplı çözümler zaten özel sektör
içinde paylaşılmaktadır, bu çözümlerin resmi bir koordinasyonda daha stratejik olarak düşünülmesi iktiza etmektedir. Bunlar bir nevi “sorunsuzluk sigortası”, bu çözümleri üretecek yatırımlar ise sorunsuzluk sigorta primidir. Hep birlikte çok daha iyi günler görebilmek temennisiyle… En başta tüm ülkemizin sonra tüm sektör bileşenlerinin enerjisi eksilmesin, ışığı sönmesin.
O
PET yeni bayileri ile Regnam Carya Golf&Spa Resort’da gerçekleştirilen toplantıda bir araya geldi. OPET Yönetim Kurulu Kurucu Başkanı ikret Öztürk, PET Yönetim Kurulu Kurucu Üyesi urten Öztürk, PET Genel üdürü üneyt Ağca ve PET Genel üdür ardımcısı ğuz Özçetin katılımı ile gerçekleşen toplantıda akaryakıt sektörüne ilişkin değerlendirmeler yapıldı. PET üst düzey yöneticilerinin “hoş geldiniz”konuşmalarıyla başlayan bayi buluşması, Antalya’nın tarihi mekanlarına düzenlenen kısa turlar ve gala gecesiyle renklendi.
YI
A Ş K
K K
“Bugünkü toplantımızın amacı, birbirimizi yakından tanımak ve sizin düşüncelerinizi dinlemek” diyerek konuşmasına başlayan PET Genel üdürü üneyt Ağca, öncelikle PET’in kuruluş öyküsünü ve tarihçesini katılımcılarla paylaştı. arkanın ortaklık yapısına da değinen Ağca sözlerini şöyle sürdürdü: “ aaliyet alanlarımıza baktığımızda akaryakıt ürünlerinin perakende ve toptan satışı, petrol ürünleri depolanması, iştiraklerimiz aracılığı ile jet yakıtı ve madeni yağ satışı ve yurtdışı iştiraklerimiz ile petrol ürünleri ticareti yapmaktayız. ıllar geçtikçe değiştik ve ilerledik. İstikrarlı ve sağlıklı büyümemizle, genişleyen istasyon ağımızla, 1,1 milyon metreküp Türkiye’nin en büyük depolama kapasitesiyle, Tüpraş’ın gücü ve togaz’da Aygaz’la stratejik işbirliğimizle ilerledik.”
K S S ZA Y K AB Y Y Z
K
Türkiye’nin en iyi bayileriyle çalıştıklarını ifade eden üneyt Ağca; “Takip eden değil,
takip edilen olduk hep. 8 oktan kurşunsuz benzini ilk biz getirdik. arketlerden geçişli tuvaletler PET sayesinde Türkiye’ye geldi. Dünyada örneği olmayan online yakıt servisini ilk biz başlattık. İşte bunlar hayal etmekle başlıyor. PET hiçbir konuda akaryakıt dağıtım sektörünün takip eden, gelişmeleri izleyen firması olmayı kabul etmedi. Bütün bunlar bir gurur tablosu, bunları sizin de bizlerle birlikte yaşamanızı istiyoruz. Ticaret yapıyoruz ama bunun kadar önemli bir şey var ki o da kalp kazanmak. Bunu da birlikte yapacağız. usursuzluğa yolculukta bizimle birlikte yürümeyi tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz” diye konuştu.
Eylül 2015 sonunda dünyanın ulusal taşıma ve yıllık yolcu sayısı bakımından en büyük havayolu şirketlerinden biri olan AER L T A.Ş. yurtdışı hava meydanlarında jet yakıtı ikmaline ilişkin alım ihalesinin sonuçlarını açıkladı. İhalede, Türkiye meydanları arasında İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan sonra en yüksek hacimli nokta olan Antalya Havalimanı, jet yakıtı ikmali için birçok firma teklifte bulundu. Birbirine çok yakın verilen birinci tur teklifleri ardından LU L
ikinci turda ihaleyi kazandı. Anlaşma kapsamında ilk dolum 8 cak tarihinde gerçekleştirildi.
YI Y
A
Y AŞIY
AER L T, dünya üzerinde 52 ülkede 1 0 noktaya uçuyor. Günlük uçuş sayısı 250 olan AER L T Hava olları’nın yıllık yolcu sayısı 18 milyon civarında. Skyteam isimli havayolu birliğinin üyesi olan AER L T birçok başka firma ile partnerlik yapıyor.
24
Haber
31 Aralık 2015
başı akaryakıt istasyonu ve her istasyonda bol ve kaliteli akaryakıt var. Ama istasyon akaryakıtçılığının püf noktası, kaliteli hizmet, temiz ve bakımlı istasyondur. arifet müşterilerimize iyi hizmet sunabilmektir. Sizi öteki istasyondan ayıran, daha düzeyli hizmet ve müşterilerinize sunduğunuz farklılık yaratan yeni konseptlerdir. Biz akaryakıt sektörü olarak, bedeli karşılığı tüketiciye sunduğumuz kaliteli ürünlerin yanı sıra; araba yıkamak, lastiğe hava basmak, arabanın camını silmek ve benzeri gibi parasız hizmetler de sunuyoruz. Bunları yaparken tüketicilerimize hizmet vermenin sevinci ve gururunu yaşıyoruz. Bir başka ifade ile mesleğimizi daha iyi yaptıkça göğsümüz kabarıyor; mesleğimizle ve meslektaşlarımızla iftihar ediyoruz” şeklinde konuştu.
İ
smail Aytemiz her yıl olduğu gibi bu yıl da “Bayi ektubu”nu akaryakıt bayilerine gönderdi. Aytemiz kaleme aldığı mektubunda 2015 yılı içinde yaşanan gelişmelere ve istasyon işletmeciliğinin nasıl olması gerektiğine ilişkin düşümcelerine yer verdi. azdığı mektupta Türkiye’de yaşanan seçimlere değinen İsmail Aytemiz; “Ülkemiz için, 2015 yılının belirgin vasfı’, 6 ay içinde 2 illetvekili Genel Seçimi yapılmasıydı. 7 Haziran’da yapılan illetvekili Genel Seçiminin istikrar getirmeyeceği kanaati oluşunca, 1 asım seçimlerine gidildi. Bu seçimle birlikte istikrarlı bir döneme girildiği yaygın bir görüş olarak benimsendi. Önümüzdeki dört yıllık seçimsiz dönemin ülkemize ve ulusumuza hayırlı ve uğurlu olmasını dilerim” dedi.
BAY
KAZA
I
“Sektörümüz bakımından, 2015’in belirgin özelliği, 2010 yılında başlayan ilk Beş ıllık Bayilik Sözleşmesi’ döneminin sona erip ikinci “Beş ıllık Bayilik Sözleşmesi” dönemine girmiş bulunmamızdır” diyen Aytemiz; “Bu ikinci beş yıllık döneme geçerken, 1,500 kadar akaryakıt bayisi bayrak değiştirdi. Bir başka deyişle,
AKA YAKI KA AK I I I AZA birçok bayi, geçen dönemde çalıştığı dağıtım şirketinden ayrılarak başka bir dağıtım şirketine geçti. Bu da hem bayiler hem de dağıtım şirketleri bakımından, rekabet ortamını genişleten, piyasayı canlandıran, bir başka deyişle, kan dolaşımını hızlandıran bir gelişmedir. Beş ıllık Bayilik Sözleşmesinin’ sektörümüze getirdiği bir yenilik de bayilerin güç kazanması olmuştur. nedenle, dağıtım şirketleri, bayilerine karşı daha verici olmuşlardır. Bayilerini ellerinde tutabilmek için, bayilerine hibe ve indirimler sağlamışlardır. Bayi lehine verilen bu haklarla bayiler ile dağıtım şirketleri arasında olumlu bir ortam doğmuştur. Bu ortamın devamı, tarafların makul, dengeli ve adil davranmalarına bağlıdır. Bayiler ve dağıtım şirketleri sağduyuları ile bu gelişimi
değerlendireceklerdir” dedi.
S ASY K ASI KA Z Bayiliğin çok değerlendiğinin altını çizen İsmail Aytemiz; “Bu değişikliğin kıymetini bilin. İstasyonlarınıza sahip çıkın ve istasyonlarınızı bakımlı, güzel ve temiz tutun. alışanlarınıza, güler yüzlü ve saygılı davranmalarını aşılayın. Sizler de, evet bizzat kendiniz de, müşterilerinizle mümkün olduğu kadar saygılı ve samimi münasebetler kurun. Siz kendiniz fırsat bulamıyorsanız istasyon yöneticilerine talimat verin. alışanlarınıza, müşterilere, sıcak davranmalarını empoze edin. Aman unutmayın ve yanlışa düşmeyin! Her adım
I
Türkiye’nin gelişip kalkındıkça, enerji ihtiyacının da arttığından söz eden Aytemiz; şöyle konuştu; “Enerji sektörü, büyüyüp genişliyor. Özellikle Türkiye’de otomotiv sanayinin gelişmesi akaryakıt tüketimini de tetiklemektedir. Petrol, doğalgaz ve LPG tüketimleri günden güne artıyor. Enerji piyasası önem kazanıyor. Enerji Bakanlığı ve EPD ’nın denetimleri ve önlemleri ile akaryakıt kaçakçılığının azalmış olduğunu memnuniyetle müşahede ediyoruz. Bu bağlamda, yasa dışı ürünün payı yok denecek kadar azalmış bulunmaktadır. 10 numaralı yağın ve kaçak akaryakıt piyasasının güçlü şekilde denetim altına alınması, başlı başına olumlu bir gelişmedir. otorin satışındaki yüzde 1 ’lük artış, 10 numaralı yağdaki ve kaçak akaryakıttaki sıkı denetimin sonucudur.”
Y AŞ I
T
üpraş Batman SE Tiyatro ulübü yeni oyunlarını sahneye koydular. Dördüncü yılına girerken her sezon farklı tarzlarda oyunlarla izleyici karşısına çıkan Tüpraş Batman SE Tiyatro Topluluğu, bu kez insan kaynağı ve üretimin devamlılığına ilişkin yaşam ve Tüpraş çalışma kültürünün temelinde bulunan iş güvenliği
konusunu içeren Ahmet Seven’in Tüpraşlıların desteği ile yazdığı Gölge oyununu sahneledi.
YI I
AA
I
25 Aralık 2015 tarihinde Batman eni ültür erkezi’nde sahnelenen ve büyük beğeni toplayan oyunu Tüpraşlılar ve aileleri
ile birlikte 400 kişi izledi. Tüpraş SE Tiyatro ulübü hayattan, yaşanmış olandan, insanı düşündüren, yürekten gülümseten, bazen de içini acıtan öykülerin dillendirildiği oyunlarla perdelerini ilk olarak 2011 yılında açtı. ulüp bugüne dek “Haydi arına oş, Bityeniği, ördövüşü” gibi oyunları tiyatro severler ile buluştu.
Tüpraş teknolojisini üretecek bilgiye sahip olmak üzere 200 yılı sonbaharında başladığı ArGe yolculuğu başarıyla sürüyor. Tüpraş’ın Horizon 2020 ater-2015-2-Stage çağrısına yaptığı ntegroıl proje başvurusu, Avrupa omisyonu değerlendirme süreçlerini başarıyla geçerek kabul edildi. Tüpraş Tedarikçi önetimi Politikası ve Tüpraş Tedarikçi Davranış İlkelerinin yayınlanmasının ardından Tüpraş Tedarikçi Portalı da devreye alındı. Politika ve ilkeler rehberliğinde tedarikçileri ortak bir platformda toplayacak portal, Sözleşme ve Satın Alma Direktörlüğüne bağlı Ana eri önetimi oordinatörlüğünün ve Bilgi Teknolojileri Direktörlüğünün işbirliği ile hazırlandı.
SA
A K AYA AK
Ş
“supplier.tupras.com.tr” eb adresinden ulaşılabilecek olan Tüpraş Tedarikçi Portalı, tedarikçiler ve Tüpraş arasında kolay, hızlı ve etkin bir iletişim
ortamı sağlamak üzere, bilgilendirme, başvuru, haber, ölçümleme ve raporlama kaynağı olarak tasarlandı. SR onaylı tedarikçiler portal üzerinden kullanıcı adı ve şifreleri ile SR sistemine giriş yapabiliyor. Potansiyel tedarikçiler ise testler tamamlandıktan sonra tedarikçi olmak üzere başvurularını portal üzerinden yapabiliyor olacak.
A KA SA I Ş K Projenin ilk fazı 25 kişilik bir takım, 8 üdürlük ile işbirliği, 4 çalışma haftası, bin 510 saatlik iş gücü ve 1.188 insan saat emek ile tamamlandı. 2016 yılında portalın kapsamını genişletme çalışmaları devam edecek.
AY IK S Tüpraş’ın kabul edilen üçüncü Horizon 2020 projesi olan bu proje, 6 aylık bir sürece sahip olup 2. aşama başvurusunu 15 üzerinden 14.5 gibi rekor bir puanla geçti. Proje grubunda Proje önetimi ArGe Başmühendisi unda etin ve Proje önetimi ArGe Şefi Özgül Ayyıldız, evre Başmühendisi Pervin Eryavuz ve Üretim üdürlüğü Proses Başmühendisi Ömer ağlar görev yaptı.
Y
S A A AK
S
Proje, ileri atık su arıtım teknolojilerini, petrol endüstrisi atık su
A
Batman Rafinerisi Tiyatro ulübü; ulüp Başkanı ve İnsan aynakları üdürlüğü Eğitim Şefi Özden Türkeri, ühendislik üdürlüğü Proje ekanik Şefi Ali anak, Rafineri üdürlüğü önetici Asistanı Arzu Altunç, Planlama ve Satış üdürlüğü Planlama Şefi Birsen Sayın, Güvenirliği ve Teknik ontrol Başmühendisliği Ersan Eke orozyon Şefi, Teknik Emniyet ve evre üdürlüğü Teknik Emniyetçi eyzullah Erdem ühendislik üdürlüğü Başressam enan Duygun, ühendislik üdürlüğü Tekniker ahfuz Erdoğan, Teknik Emniyet ve evre üdürlüğü evre ontrol ustafa İbek Başmühendisi, Üretim üdürlüğü peratör Seyfettin Aslan Üretim üdürlüğü peratör eysel Egil’den oluşuyor.
geri kazanımı ve petrol endüstrisinde kaynak korunumu alanlarında uygulamayı ve sektör ihtiyaçlarına göre günümüz teknolojilerinin geliştirilmesini amaçlıyor. Bu kapsamda petrol rafinerisi atık suyu ve petrol sondajıyla gelen suyun geri kazanımı için ileri su arıtım teknolojileri geliştirilerek, petrol endüstrisinde uygulanacak.
AŞ I
K
Tüpraş’ın projedeki görevleri, geliştirilecek atık su arıtma deneme ünitesi için atık su arıtım gerekliliklerinin belirtilmesi, deşarj suyu kalite standartlarına göre uygulama senaryolarının belirlenmesi, işletilmesi, testlere katılarak optimum çalışma koşullarının belirlenmesi ve son olarak yaşam döngüsü analizi için verilerin sağlanması olarak sıralanıyor. Proje, proses şartları uygun olan Tüpraş rafinerilerde, ArGe, Genel üdürlük ve Rafineri evre Proses ekipleri tarafından yürütülecek.
G
eçtiğimiz yılın Eylül ayında 25 milyon euro’ya T TAL’i satın alan Demirören Holding’e Rekabet urumu’ndan vize çıktı. Buna göre; T TAL il Türkiye’nin kontrolü Demirören Holding tarafından devralınması işlemine Rekabet urumu izin verdi.
B KY Türkiye genelinde 400’den fazla akaryakıt istasyonu bulunan T TAL, 1 2 yılından bu yana Türkiye’de faaliyet gösteriyor.
TOTAL, pazarlama sektörü yayınlarından arketing Türkiye ve tüketici araştırmaları şirketi A ADE ETRE’nin gerçekleştirdiği “2015 ılı İtibar ve arka Değer Performans Ölçümü” araştırmasında akaryakıt sektöründe itibarını en çok artıran firma seçilerek ödüle layık görüldü.
KŞ Ş Bütünleşik pazarlama alanında, bu yıl ikincisi gerçekleştirilen “The E A ards” ödül töreni İstanbul’da gerçekleşti. Toplam 12 ilde bin 200 kişiyle yüz yüze gerçekleştirilen görüşmeler sonucunda 5 sektörde itibarını en çok artıran şirketler belli oldu.
KAZA A S B
A I A K
Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da halk jürisi tarafından itibarını en çok arttıran markalar ödüllendirildi. Araştırmada gıda, holdingler, içecek, kişisel bakım, kozmetik, bankacılık, ev temizlik ürünleri, temizlik ürünleri, otomotiv, telefon operatörü, beyaz eşya, kahverengi eşya, sağlık, dernek-vakıf, elektronik market, akaryakıt, enerji, iklimlendirme, turizm, sigorta, kamu kurumları, medya ve yayıncılık, ev tekstili, e-ticaret, elektronik-teknoloji, tekstilgiyim, havayolu, eğitim, A , hipermarket, mobilya, ayakkabı-çanta ve deri giyim, lojistik, gayrimenkul sektörlerinde itibarını en çok arttıran marka ve kurumlar incelendi.
Samsun, ırıkkale ve Batman’daki depolama tesisleriyle Alpet enerji sektöründe en yüksek depolama kapasitesine sahip dağıtım şirketlerinden biri.
YA I I
İ
zzet Çubukcu, Alpet’in en önemli avantajlarının yaygın ve yüksek depolama kapasitesi, Altınbaş Holding’ten aldığı finansal güç, sağlam alt yapısı ve sektörde deneyimli insan kaynağı olduğunu belirterek; “Alpet enerji sektörünün dinamik öncü gücüdür” dedi.
SS Z
Z AŞI I
A
Y ubukcu; “Alpet, bayilerine sağladığı ikmal güvencesiyle iş ortakları olarak benimsediği bütün bayilerinin yanında olmayı sürdürüyor. Türkiye’nin coğrafi yapısını göz önüne alarak denize ulaşımı olan tüm yerlerde kurduğumuz tesislerimiz, bu güvencenin bir göstergesidir. ersin, İzmir, Kocaeli,
Y S
A I K
ısa ve orta vadede depolama ve istasyon yatırımları ile kaliteli iş gücü istihdam etmeye ve ürün, marka yatırımlarımızı yeni projeler ile sürdürmeye devam edeceğiz. Biz tüm projelerimizde bayilerimizle birlikte yol alıyoruz. Alpet, bayileri ile iş ortaklığı felsefesi ile çalışmaya devam edecek.
BAŞA I A I IZA Y K Y Z Alpet olarak büyümeye yönelik her adımda ortak hedef ve fikir birliğine varılmış projeler ile hareket ediyoruz. rtak hedeflere ulaşmayı amaç edinmiş her takım gibi gelecek dönemlerde Alpet’in de başarılarına yenilerini ekleyeceğinden hiç şüphem yok” şeklinde konuştu.
KAB B YI İzzet ubukcu sözlerine şöyle devam etti: “Sürekli gelişerek değişen organizasyon yapımızla, yeni açılan istasyonlarımız ve bünyemize kattığımız yeni müşterilerimizle ve buna bağlı olarak artan satışlarımız ve karlılığımızla; her aşaması gerçekten çok zor geçen, aşırı rekabetin yaşandığı 2015 yılını geride bıraktık.
BAŞA I A I IZ YI I A A A K 2015 yılında Alpet tarihinin en yüksek günlük satışı ve toplam 600 bin metreküplük miktarla da son 4 senenin en yüksek yıllık satışını başarılı bir şekilde gerçekleştirdik. Bu başarı terminallerimizdeki güvenlikçilerden tesis müdürlerimize, saha müdürlerimizden bölge müdürlerimize Genel üdürlük’teki hizmetlilerimizden birim müdürlerimize kadar tüm Alpet çalışanlarının emeğidir. Bu emeğin ve başarının 2016 yılında da artarak devam
edeceğine inanıyorum.”
A A A
B Y K A SA IY
Altınbaş Holding’in yürüttüğü çalışmalardan söz eden İzzet ubukcu; “Altınbaş Holding 60 yılı aşkın tecrübesiyle Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen holdingi unvanıyla yoluna devam ediyor. Bugün enerji, finans, mücevherat, lojistik ve eğitim alanlarındaki markalarıyla birbirinden önemli başarılara imza atmaya devam eden bir kurum. inansal gücü yüksek ve hızlı karar alma kabiliyeti olan bir holdingin çatısı altında olmak Alpet’e büyük avantajlar sağlıyor” diye konuştu.
Kıdem tazminatının miktarının tespitinde son ücret esas alındığından önceki yıllardaki ücret miktarının çokluğu ve azlığı bazı haksızlıkların oluşmasına neden olmaktadır.
46
Makale
31 Aralık 2015
makale Zeynep Elif Yıldızel
trol yatırım zamanı Jeolojik Araştırmalar Derneği, II. Başkan
@ZeynepYildizel
B
Ne kadar yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelirsek yönelelim, sürdürülebilir enerji için sürekli ve stabil olan fosil yakıt ile nükleer enerjiye ihtiyaç hiç bir zaman sı ıra inmeyecektir. Tabiidir ki ben de yenilenebilir enerjinin yaşanabilir dünya için gerekli ve elzem olduğuna sonuna kadar katılıyorum. ncak hepimiz gayet iyi biliyoruz ki üneş ışımaz ise rü ar esmez ise enerji üretemeyiz.
ugün yaptığımız yatırım yarını belirleyecektir……
Enerji yatırımları günümüzün en önemli konusu haline gelmiştir. Bunun nedeni sadece ülkemizin ve dünyanın artan nüfusu değil aynı zamanda çevre ve en önemlisi sürdürülebilir enerji için hammadde güvenliğidir. Yani enerji üretmek için kullanılan hammaddeye sahip olmak ve ona bağlı oluşturulan enerji politikaları çağımızın en önemli konusudur. Öncelikle günümüzde enerjimizin (tüm dünyada) yüzde 86’sını fosil yakıtlardan ürettiğimizi ve gelecek 20 yıl süresincede bunun yüzde 80’in altına düşmeyeceğini, yenilenebilir enerjinin dünya enerjisinde yüzde 3’ten ancak yüzde 8’e kadar artabileceğini ve nükleer enerjinin de gelecek 20 yılda ancak yüzde 5 oranında enerji üretminde katkı sağlayacağı gerçeğini bilerek ve konuya duygusal açıdan (çevre, konuları, ülkemizin güneş ve rüzgar kapasitesi) bakmadan hareket etmemiz gerekmektedir. Yani ne kadar yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelirsek yönelelim, sürdürülebilir enerji için sürekli ve stabil olan fosil yakıt ile nükleer enerjiye ihtiyaç hiç bir zaman sıfıra inmeyecektir. Tabiidir ki ben de yenilenebilir enerjinin yaşanabilir dünya için gerekli ve elzem olduğuna sonuna kadar katılıyorum. Ancak hepimiz gayet iyi biliyoruz ki, güneş ışımaz ise, rügar esmez ise enerji üretemeyiz. Yani yenilenebilir enerjide doğaya bağımlıyız. Gelişmek ve üretim için ise istikrarlı ve sürdürülebilir bir enerji gereklidir. Bunun tek yolu da maalesef fosil ve nükleer yakıtlı santrallerden geçmektedir. Bunun yanında bir de bilim, istatistik ve matematik bize ne diyor ona bakmak, rakamları doğru okumak ve kendimizi kandırmaktan vazgeçmek gerek diye düşünüyorum. Yapılan analizler ve yorumlar eğer geleceği şekillendirmek için kullanılmıyorsa, sadece rakam olarak görülüp ona göre politika ve eylem planı oluşturulmuyorsa iyi birer matematik egzersizi olmaktan öteye gidemez. Önümüzdeki 20 yıl içerisinde yapılan öngörüler neticesinde 1.6 milyar fazla insanın enerjiye ihtiyacı olacaktır. Ve birincil enerji tüketimi yıllık yüzde 1.4 oranında artacaktır. Zaten bir önceki Şe l
Ka a
Y ll er Yat r mlar Şe l Ka a I
yazımda bu konulardan detaylıca bahsetmiştim. Yapılan çalışmalara göre dünyada son 10 yılda 1 birim enerji üretmek için harcanan para 2 katına çıkmıştır. Yani ucuz enerji beklentisi gerçeklerden son derece uzaktır. Uluslararası Enerji Ajansı’nın 2014’te yaptığı çalışmaya göre dünyanın enerji bütçesi 1.6 trilyon dolardır ve 2000 yılına kıyasla iki katı artmıştır. Bu miktar enerji santrallerinden, enerji iletim hatlarına, petrol ve gaz sahalarına yapılan arama üretim yatırımlarından yüzey tesislerine kadar 2013 yılındaki tüm enerji yatırımlarını içermektedir. Bu yatırımların 1 trilyon doları fosil yakıtlara yapılan yatırımdır (Şekil 1). Yine UEA’nın yapmış olduğu çalışmaya istinaden, enerji arzını koruyabillmek için 2035 ylına kadar 40 trilyon dolar yatırım gerekmektedir. Bu yatırımın yüzde 40’ı artan enerji ihtiyacını karşılamak, yüzde 60’ı ise mevcut enerji ihtiyacını koruyabilmek için kullanılacaktır. Yani önümüzdeki 20 yıl boyunca, yıllık 2 trilyon dolarlık yatırımın yapılması enerji ihtiyacımızın karşılanması için elzemdir. Tüm bu yatırımların içerisinde petrol ve doğal gaz konusunda yapılan yatırımların yüzde 80’i mevcut sahaların üretim seviyelerini koruyabilmek için yapılmaktadır. Yani başka bir deyişle petrol ve doğal gaz sahaları için yapılan bu büyük yatırımlar petrol ve doğal gaz talep artışından gelmemekte, daha çok mevcut sahaların ömrünü uzatmak için yapılmaktadır. Geride bıraktığımız 20 yıl süresince hep konuşulan özelleştirme eğilimine rağmen, dünyada enerji santrallerinin yarısı ve petrol ve doğal gaz rezervlerinin yüzde70’i ise devlet ya da devlet eli ile yönetilen şirketlerin elindedir. Bunun
I
o
ll o s o ere
oe sa t o e ll o oe ost
o
ll o s o ere
oe sa t o e ll o oe ost
bize söylediği en önemli nokta ise enerji yatırımları sadece ekonomik göstergeler doğrultusunda değil daha çok devletlerin politikalarının uygulanması amaçlı yapılmaktadır. Sözün özü; bugün yapacağımız enerji yatırımları yarını belirleyeceğinden sadece ekonominin gerektirdiği kazanımlar ile değil ülkemizin politik çıkarları doğrultusunda yapılması önemlidir. Petrol fiyatları düşük seyrederken, enerji hammaddesi yükünün maddi değerini düşürüp dışarıya ödediğimiz parayı ve “cari açığı” azalttığı için sevinirken, bir yandanda önümüzdeki 20 yılı planlamak, şekillendirmek ve geleceğimizin enerjisini kontrol altına almak gerekmektedir. Bunun için ülkemizin acilen yeraltındaki petrol ve doğal gaz rezervlerini gerek özel gerekse milli enerji şirketleri vasıtası ile satın alarak (reserve booking) sürdürülebilir enerji için hammadde güvenliği sağlamalıdır. Malum her kriz içinde bir fırsatı barındır. Özetle malı ucuzken almak en doğrusu ve şu anda hidrokarbon emtiası son yılların en düşük seviyesinde seyretmektedir. Hepimiz biliyoruz ki, önümüzdeki 2-3 yıl içinde petrol fiyatları yeniden yükselecetir. 2014 yılındaki petrol fiyatları düşmeye başladığından itibaren petrol şirketleri arama ve üretim yatırımlarını durdurdular diye düşünüyoruz. Ancak veriler bize bunun 2014 yılında petrol fiyatı düşmesinden bir kaç yıl önce başladığını ve petrol fiyatında ki düşme ile arttığını göstermektedir. Söyle ki: dünyada 2002-2005 yıllarında 30 milyar varil petrol eşdeğeri rezerv keşfedilmiştir, ancak; 2005’den sonra sadece 7 milyar varil petrol eşdeğeri rezerv keşfedilmiştir (Şekil 2). Başka bir matematik ile üç yılda 30 milyar varil keşif yapılırken son 10 yılda 7 milyar varil hidrokarbon rezervi dünya rezervlerine eklenmiştir. 2005 yılından itibaren arama yatırımlarının azalması neticesine, bir de petrol fiyatlarının ciddi düşmesi eklenince yakın gelecekte bir petrol açlığı ile karşı karşıya kalabileceğimizin sinyalleri görülmektedir. Çünkü 2014 yılında dünyada günlük 92 milyon varil petrol üretimi gerçekleşmiştir. 2035 yılına gelindiğinde günlük
Makale
Y llar a etrol e oğal a sa alar so u u ar e s l ğ Şe l
el t rme ç ertele e
31 Aralık 2015
47
arım a yanlı
at r mlar
y
lamalar yakıt
t k t m n artırıyor ar m Kre e el r e tar m a oğru olma a u ulamalar a t masra art r ğ s le
110 milyon varillik petrol üretimine ihtiyacımız olacağı tahmin edilmektedir. Bir de bunlara düşük petrol fiyatları sebebi ile, keşfedilmiş ama üretime alınmamış sahalara ve aramaya yatırım yapmamak eklenince, önümüzdeki 10 yıl içerisinde mevcut üretimin talebi karşılayamayacağı ve bir arz sorunu yaşanacağının en önemli göstergesidir. Sadece 2015 yılında 46 petrol ve doğal gaz saha geliştirme projesi ile 2016 için FID (fist investment decision) alınmış, 22 petrol ve doğal gaz sahası geliştirme yatırımları durdurulmuş ve toplamda 380 milyar dolarlık yatırım ertelenmiştir. Ertelenen bu yatırımlar ile 27 milyar petrol eşdeğeri varil rezervin pazara çıkışı engellenmiştir. Tam da bu noktada İran’ın üzerindeki ambargoların kalkması ama petrol fiyatlarının düşük seyretmeye devam edecek olması yine gereken arzın zamanında piyasaya ulaşamayacağının net bir kanıtıdır. Çünkü petrol ve doğal gaz sahalarının üretime alınması arama ve keşiften sonra yaklaşık 5 yıl kadar bir zaman alırken, plato üretimine ulaşması ise 10 yıla kadar uzamaktadır. Yani bugün yeni bir keşif yaptıktan sonra, sahayı tam anlamıyla üretime almak ve piyasaya arz etmek 10 yıllık bir süreçtir. Bu hali hazırda Iran’ın üretimde olan sahaları için de geçerlidir; çünkü üreten sahalarının yaşlanmaya ve üretim düşüşüne karşı yüklü miktarda yatırıma ihtiyacı vardır. Petrol fiyatlarının düşük seyrettiği bugünlerde bu yatırımların yapılması durumunda dahi, bu sahaların plato üretime geri dönmeleri, yeterli rezervleri kalmış ise, en az beş yıllık bir zaman gerektirmektedir. Hali hazırda dünya piyasasında günümüzde 3 milyar varil fazla petrol mevcuttur. 2015 yılında dünyanın günlük tüketimi 93 milyon varil (92.88 milyon varil) olarak gerçekleşmiştir. Bu durumda önümüzdeki zamanda günlük petrol harcamamızı 94 milyon varil (ki 2035 yılında 110 milyon varil/ gün olarak tahmin ediliyor) olarak düşünürsek, yaklaşık 30 günlük fazla petrol mevcuttur. Ama yeni yatırımlar yapılmadığı için petrol fiaytları 2 sene içerisinde artmasa bile bu fazla petrol bir ay kadar bir sürede tüketilerek ve günlük petrol ihtiyacının karşılanması sıkıntıya girecek ve “market starvation” oluşmaya başlayacaktır. 2015 ve 2016 için ertelenen yukarıda bahsettiğim toplam 68 petrol ve doğal gaz sahası geliştirme projesinin sonucu 2021’de günlük 1.5 milyon varil ve 2025’de ise günlük 2.9 milyon varillik arz sıkıntısı yaşanmasına neden olacaktır (Şekil 3). Henüz petrol fiyatlarının yükselmesi beklentisi oluşmadığı için bir de buna 2017 yılında yatırımların
yapılmaması ve mevcut sahaların üretim düşüşü eklenirse karşılaşacağımız sonuç çok ciddi olacaktır. Yine buna ek olarak 2014 yılında UEA’nın yaptığı çalışmaya göre zaten Amerika’daki “shale oil/shale gaz” furyasından dolayı Orta Doğu’da yeterince petrol ve doğal gaza yatırım yapılmamaktadır. Gelecek 20 yıldaki talep artışını karşılayabilmek için Orta Doğu’nun üretiminde günlük 6 milyon varil artış sağlaması gerekmektedir. Bu da ister istemez petrol fiyatlarının artmasına neden olacaktır. Doğal gaz fiyatları ise petrole endeksli olduğundan tüm bu süreçlerden o da etkilenecektir. Ayrıca petrol fiyatları düşerken, taşımacılık fiyatları artmıştır. Bu da bize daha önceki yazılarımda değindiğim entegre enerji şirketi olmanın ve petrol işi değer zincirinin her halkasında faaliyet göstermenin ne kadar önemli olduğunu bir kere daha hatırlatmıştır. Ayrıca şu dönemde bazılarının tankerlerini düşük fiyattan doldurup, beklemeye aldığı da bir gerçektir. Zaten bahsedilen 3 milyar fazla petrol bunun bir göstergesidir. Düşük petrol fiyatları sadece cari açığı kapattığı ve harcamamızı yekün olarak azalttığı için iyi bir durum değil, aynı zamanda bizim gibi gelişmekte olan ekonomiler için çok iyi fırsatlar sunan bir dönemdir. Aslında bu konu ile ilgili Ocak 2015’de yani tam bir yıl önce Gas&Power’da bir makale kaleme almıştım. Ancak o zamandan bu zamana değişen ve gelişen bir sonuç görmedim. Petrol fiyatları düşükken ellerinde nakit olan entegre enerji şirketleri hemen rezerv satın alma yoluna giderler. Böylelikle kriz bittiğinde, nakit sorunu yüzünden petrol varlığının tamamını veya parçasını satan şirketler ortadan kalkarken, satın alan şirketler daha büyük ve daha çok mala sahip olarak ortaya çıkarlar. Evet haberlerde sürekli duyuyorsunuz petrol sektöründe arama yatırımları kısıldı, personel giderleri azaltıldı diye. Bu doğru ama aynı zamanda bu şirketler hali hazırda satın alma ve birleşme yolu ile rezervlerini arttırıyorlar. Yani yerin altında petrol ve doğal gaz satın alıyorlar. Çünkü malı ucuzken almak en doğrusu. Ayrıca son yıllarda arama yatırımlarında ciddi düşüşler söz konusu; ki bu da yakın gelecekte piyasada petrol emtiasında arz sıkıntısı oluşturacak. Bu öyle bir emtia ki düşük fiyat oluştuğu zaman, emtianın yok olması mümkün değil. Sadece el değiştiriyor. Hangi yöne biliyor musunuz, krizi fırsata çevirmeyi bilen, geleceği öngörmekte başarılı ve risk yönetebilen ve büyümek isteyen yöne doğru. Ülkemizde böyle şirketlerin var olduğunu görmek ne güzel!
7.
Enerji erimliliği orumu ve uarı’nda konuşan Tarım redi Genel üdürü İrfan Güvendi, tarımda doğru olmayan uygulamaların yakıt masrafını yüzde 65 civarında artırdığını söyledi. Tarımdaki modern teknolojik uygulamaların enerji tüketimini artırdığını, enerji ihtiyacının da ağırlıklı olarak fosil yakıtlardan sağlandığını söyleyen Güvendi, tarımda tüketilen birincil enerjiler arasında petrol, elektrik, doğal gaz, jeotermal ve diğer ısıların bulunduğunu ifade etti. Tarımın enerji tüketimindeki payının yüzde 5, 5 olduğunu söyleyen Güvendi, “Bir araştırma sonucuna göre, rta Anadolu şartlarında 18-20 santimetre derinden sürüm yeterli oluyor ve daha derinden sürümün verime etkisi yok. Ancak tarımsal ekipmanların yanlış kullanımı enerji tüketimini çoğaltıyor. Sürümde 20 santimetre yerine 25 santimetreye inilmesi gibi doğru olmayan bu uygulama üretimin artmasına katkı sağlamadığı gibi, yakıt masrafını yüzde 65 arttırmakta. asrafları azaltırken, üretimi arttırmanın yollarını bulabilmek. Daha az enerji kullanmak ve olumsuz çevre etkisini minimize etmek için sistem etkinliğinin artırılması gerekiyor. Enerji kaynaklarının kıtlığının yanında, enerjinin dikkatsiz kullanılması sonucunda oluşan istenilmeyen yan etkiler, enerji tüketimini doğru planlamayı ve dikkatli değerlendirmeyi gerektiriyor” dedi.
A I A
AY B K A I I I I A I
Güvendi, “Ana maddesi petrol türevleri olan gübre etkin ve tasarruflu kullanılmalıdır. Tarımsal ilaç uygulamaları için, kalibrasyonu yapılmış makinalar ile etkin ilaçlama programları uygulanmalıdır. Tarımda
ar m Kre
e el r ra e
yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını mutlaka artırılmalı. Tarım sektöründe etkin olarak yararlanılabilecek başlıca yenilenebilir enerji kaynakları güneş, rüzgar jeotermal ve bio enerji. enilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasıyla işletme giderleri, elektriksel güce olan aşırı talep ve çevre kirliliği azalacaktır” dedi. Toprak analizleri yapılarak, ürüne özel gübre ile gübrenin doğru ve tasarruflu kullanımının sağlandığını da söyleyen İrfan Güvendi, yılda yaklaşık 1 milyon 500 bin ton gübrenin üreticilere GÜBRETAŞ aracılığı ile ulaştırıldığını dile getirdi. Güvendi, şöyle devam etti: “Türkiye’deki 1 milyon 400 bin traktörün 700 bini, 25 yaşın üzerindeki ekonomik ömrünü doldurmuş. TÜ TÜR iş birliğiyle traktörlerin rutin muayeneleri yapılıyor. Böylelikle muayeneden geçen traktörlerin tarımsal üretimde enerji verimliliğine de katkıda bulunuldu. adasa bırakılan alanlarda biyo dizel üretimi amacıyla, çiftçiler sözleşmeli üretimle aspir ekimine yönlendirilmekte ve arazilerin daha verimli kullanılması sağlanmakta olup, özel sektör ve kamu kuruluşlarından oluşan paydaşlar ile yürütülüyor. Tarımsal mekanizasyon araçları ile çalışan tarımsal mekanizasyon araçlarının imalatını yapan firmalar ile anlaşmalar yapılarak ortaklarımıza yıla kadar indirimli faiz oranları, diğer üreticilere ise peşin olmak üzere gelen talepler karşılanmaktadır. Bu kapsamda Tarım redi, 2015 yılında 500 milyon liralık tarımsal mekanizasyon aracı sağlandı.”
Basyaz覺
52
Dünyadan Haberler
31 Aralık 2015
a r yn 33 yıl sonra Çin’de petrol ve gaz akaryakıta zam tüketimi artacak B Ç Benzin fiyatlarının artırılması, 2014’ten itibaren petrol fiyatlarının düşmesinden kaynaklandı. Petrolün varili, 2014 yılından bu yana yaklaşık yüzde 70 azalarak 120 dolardan 5 dolara düştü.
an
ahreyn’de yıl sonra ilk defa akaryakıt fiyatlarına zam yapıldı. Bahreyn Parlamentosu’nun kararına göre, 5 oktan benzinin litresi yüzde 60 artışla 0.41 dolar ve 1 oktan benzinin litresi ise yüzde 56 yükselişle 0. dolar olacak.
Dünyad
in Petrol ve imya Sanayii ederasyonu 2016 yılı görünüm raporunda, in’in petrol ve gaz tüketiminin yüzde 4,8 artarak 750 milyon ton petrole eşit seviyede gerçekleşmesini beklediklerini bildirdi. in’in 2016 yılında petrol talebinin yüzde 4, artışla 570 milyon ton, günlük 11, 7 milyon varil olması bekleniyor. Aynı dönemde doğal gaz talebinin de yüzde 6,5 artışla 1 milyar metreküp seviyesine ulaşacağı tahmin ediliyor.
Yüzde 11,9’i Statoil’in orveç’in en büyük petrol şirketi Statoil, İsveç’te Lundin Petroleum’un yüzde 11, hissesini 540 milyon dolar karşılığında satın aldığını duyurdu. Açıklamada, şirket payının artırılmasına yönelik çalışma yapılacağı vurgulandı.
Katar’dan benzine zam atar akıt Şirketi, bir litre süper benzin fiyatını 1 riyalden, 1, 0 riyale (0, 5 dolar), normal benzin fiyatını ise 0,85 riyalden 1,15 riyale (0, 1 dolar) yükseltti.
Suudi Arabistan petrol yatlarını r Suudi Arabistan, son günlerde arası bozulan İran’ın piyasaya çıkmasını engellemek için Avrupalı müşterilerine petrol fiyatlarını düşürdü.
rak ın trol l rl r azal ı Irak Petrol Bakanlığı sözcüsü tarafından yapılan açıklamaya göre, uluslararası piyasada düşen petrol fiyatları nedeniyle daha önce aylık 8 milyar dolar olan petrol geliri yüzde 70’lik düşüşle 3 milyar dolara kadar geriledi. Petrol arzının azaltılması konusunda mutabakat sağlanamaması
halinde fiyatlardaki azalmanın devam edeceği vurgulandı. Irak’ın petrol üretim miktarının günlük 3,6 milyondan 3,8 milyon varile kadar ulaştığı belirtilerek, petrol fiyatlarının son 11 yılın en düşük seviyesine indiği, beklentilere göre fiyatların daha da düşeceği yönünde olduğu ifade edildi.
tro ras yatırım lanlarını azalttı Petrol fiyatlarının sert düşüşünün ardından birçok petrol şirketi yatırımlarını gözden geçirme kararı aldı. Brezilya’nın devlet kontrolündeki petrol üreticisi Petrobras, 2015-2019 dönemi için yatırım planlarını kısma kararı aldı. Petrobras, 5 yıl için planlanan yatırım miktarını yüzde 25 azaltarak 98,4 milyar dolara indirdi. Planlanan
bu yatırımın 80 milyar doları petrol arama ve üretim faaliyetlerine yapılacak. Petrobras ayrıca bu yıl için ortaya konan üretim hedefini 2 milyon 185 bin varil/günden, 2 milyon 145 milyon varil/ güne çekti.
tanol yatları arttı Arjantin Enerji Bakanlığı, petrol rafinerileri için etanol fiyatlarını arttırdı. Benzine karıştırılan etanol için rafineriler
0,74 dolar/litre ödemek zorunda oldu. Bakanlık fiyat dalgalanmalarını aylık yüzde 5 ile sınırlayacağını söyledi.
380 milyar olarlık trol projesi ertelendi Düşük petrol fiyatları nedeniyle geleceğe dair yatırımları olumsuz etkilenen uluslararası enerji şirketleri, bugüne kadar toplam 80 milyar dolar değerindeki projelerini erteleme kararı aldı. erkezi İskoçya’da bulunan enerji araştırma ve danışmanlık kurumu ood ackenzie’den yapılan açıklamaya göre, 2015’in ikinci yarısında, toplam 7 milyar varile eş değer 22 ham petrol projesi ertelendi.
sya nın n s ran Petrol fiyatları, İran’ın piyasalara geri dönerek arzı arttıracağı ve in borsasından gelen olumsuz haberler üzerine 6 düşüşle 12 yıl sonra ilk kez 0 doların altında ortalana fiyata indi. Brent petrolünün fiyatı 28. dolara kadar geriledi. Rus Ural petrolünün 27 dolar civarında olduğu, anada petrolünde ise spot piyasalarda 15 doların bile görüldüğü haber veriliyor.
Rus ekonomisine petrol darbesi
TB apital araştırma şirketine göre Brent petrol fiyatı 60 dolar olursa dolar kuru 57-61 ruble arasında seyreder ancak petrol 20 dolara düşerse dolar 6 rubleyi geçerek tarihi bir rekor kırabilir. TB apital raporunda, 12 aylık esnek kur deneyiminden sonra Rusya döviz piyasasının yeni bir döneme girdiği belirtilerek, “Hesaplamalar, petrol varil fiyatının 40 dolar olması halinde dolar kurunun 6 ,1-74,8 ruble, 20 dolara kadar düşmesi halinde ise 87,2- 6, ruble civarında olacağını gösteriyor” denildi. Petrol varil fiyatının 20 doların altına düşmesinin mümkün olmadığını savunan TB apital uzmanları, petrolün üst sınır olarak gördükleri 60 dolara çıkması halinde ise dolar kurunun 57, -61,1 ruble civarında olacağını öngördü.
ar
z ll t rm
Petrol fiyatları nedeniyle ekonomik kriz yaşayan Azerbaycan’da umhurbaşkanı İlham Aliyev, bütçeye ek kaynak yaratılması için kapsamlı bir özelleştirme programının hazırlanması talimatını verdi. Petrol fiyatlarındaki düşüşün ülkesi için riskleri artırdığını söyleyen Aliyev, sorunlu bankalara destek verilmesinin de görüşüleceğini söyledi.