Gas&Power 218. sayı

Page 1

Enerji Piyasasının Gazetesi

Yıl: 11

Sayı: 218

@petroturkcom

www.petroturk.com

MESAJ NET Sektör tek ses tek yürek haykırdı: Demokrasinin ve milli iradenin yanındayız.

•• 10

İGDAŞ saat gibi işleyen güçlü bir kurum

STRATEJİ

PERSPEKTİF

MAKALE

Darbe girişimi sonrası enerji piyasaları

Darbe girişiminin enerji piyasaları ve arz güvenliğine etkileri

Afrika: Eski, yeni kaynaklar

Mustafa Karahan

•• 5

Emin Emrah Danış

•• 18

Zeynep Elif Yıldızel

•• 24



03

‘Vatandaşımıza güzel haberler vereceğiz’ Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak 15 Temmuz darbe girişimi ve bu girişimin sektöre yansımaları ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

E

nerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak 15 Temmuz darbe girişimi ve bu girişimin sektöre yansımaları ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en yakınındaki isim olan Bakan Albayrak, Türkiye’nin büyümesinden rahatsız olan insanlar olduğunu ifade etti. Bakan Albayrak, kış gelmeden doğalgazda indirim yapılacağını da dile getirdi. Ülke olarak zor günlerden geçtiklerinin altını çizen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, “Bu darbe girişimi kesinlikle başarılı olamaz. Geçtiğimiz 10 yıl her yıl bir darbe girişimi yaşadık. Tespit olduktan sonra kararlı adımlar atıldı. Cumhurbaşkanımızın son yüzyılda gelmiş geçmiş siyasetçilerden en büyük farkı halka kurduğu iletişimdir. Cumhurbaşkanımız halkla iletişime geçerek bu süreci çok iyi yönetti” dedi.

“TÜRKİYE CİDDİ BİR MAKRO VE MİKRO TEMELE SAHİP” Yaşananların ardından bir kredi derecelendirme kuruluşunun Türkiye’nin görünümüyle ilgili olumsuz karar vermesini de değerlendiren Bakan Albayrak, “Türkiye çok ciddi bir şekilde makro ve mikro temele sahip. Piyasa ürkektir günlük haftalık

tepkiler verebilir. Türkiye’deki istikrarın daha da güçlenerek devam edeceğinden hareketle günlük dalgalanmaları değerlendirmek lazım” dedi.

“BU CANİLER BU MİLLETİN GENİNİ TAŞIMIYOR” Geçtiğimiz günlerde darbe girişimine karşı direnenler arasında yer alan ve şehit olan bir vatandaşın ailesini ziyaret ettiklerini anlatan Bakan Albayrak, “Ziyarete gittiğimiz ailedeki bir çift darbe girişiminin yaşandığı gün Külliye’nin önünde tankların karşısına geçiyor. Bu karşı duruş sırasında vatandaşımız tank tarafından şehit ediliyor. Bunu yapan caniler, bu milletin ekmeğini yiyen insanlar bu milletin genlerini taşıyor olamaz” dedi.

“VATANINI SATAN HERŞEYİNİ SATAR” Bakan Albayrak, FETÖ’nün başının darbe girişiminin bertaraf edilmesinin ardından yaptığı açıklamalar için de çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Albayrak, “Bu yapının haşhaşilikle ne kadar benzeştiği, ülkesini, vatanını, eşini, çoluğunu, çocuğunu satabilecek noktaya geldiği belli. 79 milyonun bu darbeyi demir yumruğuyla püskürtmesi en büyük kazanımdır. Süreci, dünyada kim ne dediyse akılcı

‘DOĞALGAZA İNDİRİM GELECEK’

H

avalar soğumadan doğalgazda ciddi bir indirim yapılacağını belirten Bakan Albayrak, “Kış gelmeden havalar soğumadan inşallah doğalgazda ciddi bir indirim yapacağız. Yüksek fiyatlar döneminde tahkimlik olduğumuz alıcılarda süreç tamamlandı ama bazıları tamamlanmadı. Bu süreç tamamlanmasa bile biz kış gelmeden vatandaşımıza bu konuda güze haberler vereceğiz. Belirsizlik her zaman için soru işareti uyandırır. Bu sürecin güçlü bir şekilde atlatılması Türkiye’yi daha güçlü kılacaktır” dedi.

ve rasyonel diplomasiyle yürüteceğiz. Bu konu artık Türkiye’nin ya da sadece bakanlar kurulunun muhatap olduğu bir konu değildir. Bazı şeyler unutturulmaya bile çalışılsa yüzlerce yıl bile geçse unutulmayacak olaylardır” açıklamalarını yaptı.

“BU YAPIDA CİDDİ BİR ÇÖZÜLME VAR” FETÖ/PDY’de ciddi bir çözülme olduğunu vurgulayan Bakan Albayrak, “Zira bireysel olarak tüm dünyayı tehdit altına alan bir terörizmle karşı karşıyayız. Sadece Türkiye değil. Bugün 79 milyonun gördüğü bir süreci yaşıyoruz. IŞİD ne kadar bir terör örgütüyse ki FETÖ daha tehlikeli bir örgüt.12 sene boyunca öve öve bitiremediğiniz bir iktidarı bir anda eleştirmeye başlıyorsunuz. Nasıl bir şeytana dönüştükleri ortaya çıktı. Devlet olarak bu örgüte nasıl müdahele ettiğimiz ve takip ettiğimizi herkes görüyor. Bu YAŞ son yılların en önemli YAŞ’ıydı. Çok ciddi bir tasfiyenin yaşanacağı YAŞ olacaktı. Üyelerin birçoğu zaten şimdi gözaltında” dedi.

“CUMHURBAŞKANIMIZ SÜRECİ YÖNETTİ” Bölgedeki hareketliliği fark ettiklerini fakat Cumhurbaşkanına bir saldırı olacağı haberini almadıklarını

Enerji Bakanlığı ve EPDK’da

FETÖ/PDY mücadelesi kapsamında 325 kişi görevden uzaklaştırıldı

E

nerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nda Fetullahçı Terör Örgütü/ Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) ile mücadele kapsamında, 325 kişi açığa alındı. Enerji Bakanlığı’nın resmi twitter hesabından yapılan açıklamada şöyle denildi; “Bakanlığımız birimlerinde FETÖ-PDY bağlantılı olduğu tespit edilen 300 kişi açığa alınmış ve haklarında soruşturma başlatılmıştır. FETÖ-PDY ile irtibatlı kamu personeline yönelik

belirten Albayrak, “Bütün olası senaryolar konuşuldu. Ama helikopterlerin dönmesi ve ona yönelik kararların alınması Cumhurbaşkanımızın orayı terk etmesi bizim kararımızdı. Orada bırakmak zorunda olduğumuz polis arkadaşlarımız oldu. Bu hainlerin ne kadar kahpece hareket edebileceğini biliyorduk. Nitekim 2 polisimiz şehit oldu. Bu hainler 79 milyon tarafından nesiller boyunca lanetlenecek. Haberi aldıktan sonra Cumhurbaşkanımız kendi inisiyatifi ile süreci yönetti. Tüm ekip helikoptere sığmadı. Bazı kişileri orada bırakmak zorunda kaldık. Geride bıraktıklarımız için çok endişelendik” dedi.

İSTİHBARATTA ZAAFİYET KONUSU MGK, Bakanlar Kurulu ve daha sonrasında yapılan güvenlik toplantılarında bir daha böyle bir sorun yaşanmaması için çalışıldığını dile getiren Albayrak, “Güvenlik toplantılarında bir daha böyle bir sorun yaşanmaması için çalışıldı. OHAL’e karar verildi.

çalışmalar sürdürülmektedir. Kamuoyuna saygı ile duyurulur” denildi. EPDK’da da grup başkanı ve enerji uzmanı düzeyinde isimlerin de bulunduğu 25 personel hakkında soruşturma başlatıldı. EPDK yetkilileri paralel devlet yapılanmasına yönelik kurum bünyesinde tespit ve soruşturma süreçlerinin devam edeceğini vurguladı. EPDK’nın paralel devlet yapılanması/FETÖ ile işbirliği içerisinde olduğu tespit edilen lisanslı enerji şirketleri ile ilgili de gerekli adımları atacağı öğrenildi. OHAL’in amacı hızlı adım atabilme hususunda çıkarılan bir karar. Genelkurmay, MİT ve Jandarmaya ilgili ciddi adımlar atacağız. Önümüzdeki günlerde ABD’ye gidilecek. FETÖ elebaşısının iadesi ile ilgili bir süreç içindeyiz.”

ÜSLERİN ELEKTRİĞİ KESİLDİ Fetullahçı Terör Örgütü’nün hain planlarının engellenmesinde enerji yönetiminin çok önemli bir konumda olduğunu belirten Albayrak, “Bakanlıkta o akşam tüm kritik yerlerin, kritik üslerin tamamının elektriğinin kesilmesi talimatıyla önemli adımlar atıldı. Bakanlığımız bu tip durumlarda enerjinin ne kadar önemli olabileceğiyle ilgili çalışmalar yaptı. Bakanlığımızda, bu sürecin içinde olan tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Elektrik sistemiyle ilgili yaşanabilecek bir sıkıntı, sürecin yönetilmesini de olumsuz etkileyebilirdi. Bakanlıktaki arkadaşlar da milletimiz gibi başarılı ve kahramanca mücadele verdi.”



Darbe girişimi sonrası enerji piyasaları

T Enerji piyasalarımız için çok önemli konular var gündemde... En önemlileri ise yerli ve yenilenebilir kaynaklar. Elbette hali hazırda yurtiçinde kurulmuş ve çalışan, üstelik de verimli olan tüm tesisler de artık yerlidir. Bunu da unutmamak lazım.

emmuz ayı içerisinde Cumhuriyet tarihimizin en önemli olaylarından birine şahit olduk. Yaşı yeterince büyük olanlar daha önceki doğrudan askeri darbeleri belki hatırlıyor olabilir ancak sektörümüzün çalışanlarına baktığımızda çoğunluğun 12 Eylül 1980 darbesini dahi hatırlayacak yaşta olmadığını gözlemleyebiliyoruz. Dolayısı ile 1970 ve 1960’ları hatırlayamayanların, tankların sokağa çıkması gibi durumların vahametini tahmin etmeleri kolay değildi. Ancak artık yeni kuşağın da bir hikayesi oldu. Elbette bir farkla... Hem de çok önemli ve hayati bir fakla.... 2016 Temmuz’unda girişilen hareket halkın önünde durması ile başarıya ulaşamadı. Sırf bu sebeple bu hareketin sonuçlarının kazanımı Cumhuriyet tarihinin en büyük kazanımları olacaktır. Bakmayın, şimdi moral bozan açıklamalara, kurdaki faiz oranlarındaki volatilitenin artmasına... Kredi derecelendirme kuruluşlarının uzun vadede olumlu görmeleri gereken bu “sebep – sonuç” ilişkisini negatif yorumlayıp değerlendirenler çoğunlukta gibi ancak bunların tamamı tersine dönebilir. Türkiye’de bizim hayatlarımız zaten ya krizle ya da kriz senaryoları ile geçiyor. Buna alışkınız. Son 5-6 sene içinde ne seçim ne darbe senaryoları atlattık. Düşününce, bunu

da atlatacağımızdan emin oluyorum. Üstelik bu durumda önemli de avantajlar var; • Darbeyi planlayan hainler amaçlarına ulaşamadı ve bu tip fiziki darbelerin önü artık tıkanmış oldu. • Halkın bu tip hareketler karşısında nasıl bir refleks göstereceği teyit edildi. • Devlet ve genel anlamda Türkiye içerisinde yuvalanmış bu hain yapının temelleri ve üyeleri büyük ölçüde ortaya çıkarılıyor. • Bu büyük temizlik hareketi tüm sektörlerin ekonomik olarak da önünü açacak bir potansiyele sahip. Yani Türkiye yeni bir hikaye yazmak üzere... Bu bakımndan Türkiye daha önce tarihinde yaşadığı tüm darbelerde yapamadığı kadar iyi bir sınav verdi bu kez. Halk gücünü anladığı gibi büyük ihtimal darbeyi planlayanlar da anladı. İşte bu gücü tekrar test etmeye kalkmalarını beklemiyorum. Bu yüzden de Türkiye yeni bir hikaye yazabilir konusuna inancım yüksek... Ancak bunun da şartı var... Şartı basit... Bir an önce işimize bakacağız. Bu temizlik hareketi arkasından büyük bir seferberlik bizleri bekliyor. Hedeflerden şaşmadan daha çok odaklanıp daha fazla çalışmak gerek.

Enerji piyasalarımız için çok önemli konular var gündemde... En önemlileri ise yerli ve yenilenebilir kaynaklar. Elbette hali hazırda yurtiçinde kurulmuş ve çalışan, üstelik de verimli olan tüm tesisler de artık yerlidir. Bunu da unutmamak lazım. Tüm sorunları ancak iyi işleyen bir piyasa yapısında çözebileceğimiz çok nettir. • Piyasa yapısını bozmadan destek mekanizmaları kurmalıyız... • Doğal gaz piyasasını hızla hayata geçirmeliyiz... Bununla ilgili altyapıları hazırlamalıyız... • Elektrik sistemindeki altyapı sorunlarını çözmeliyiz... • Yerli petrol ve doğal gaz üretimini teşvik etmeliyiz, önündeki engelleri kaldırmalıyız... Tüm sektörler bu mantıkla düşünmeli ve gereksinimlerini ilgili kurumlarla paylaşıp yeni ve hızlı bir yol haritası çıkartmalılar... Bizim enerjide bu yol haritası aşağı yukarı belli ancak yine de gri alanlar var. Özellikle devletin yapması gereken konuların hızlanması için bu dönem bir fırsat. Bunları yapabilir ve Türkiye için yeni hikayeyi yazmaya başlarsak kredi değerleme kuruluşları ne derse desin Türkiye, bölgesinin parlayan yıldızı olmaya devam edecektir...

Haziran’da kurulan şirket sayısı yüzde 2,56 arttı TOBB, Haziran ayına ilişkin kurulan - kapanan şirket istatistiklerini açıkladı. Buna göre kurulan şirket sayısı bir önceki aya göre yüzde 2,56, kapanan şirket sayısı ise yüzde 55,64 arttı. TOBB, Haziran ayına ilişkin kurulan-kapanan şirket istatistiklerini açıkladı. Buna göre kurulan şirket sayısında yüzde 2,56 oranında artış oldu.

KURULAN KOOPERATİF SAYISINDA ARTIŞ OLDU Açıklanan verilere göre kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısında yüzde 2,93 oranında ve kurulan kooperatif sayısında yüzde 16,44 oranında artış oldu. Bir önceki aya göre kapanan şirket sayısında yüzde 55,64 oranında, kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısında

yüzde 31,56 oranında ve kapanan kooperatif sayısında yüzde 21,05 oranında artış oldu. 2016 yılı Haziran ayında, 2015 yılı Haziran ayına göre kurulan şirket sayısında yüzde 5,69 oranında ve kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısında yüzde 15,28 oranında azalış, kurulan kooperatif sayısında yüzde 7,59 oranında artış oldu.

TOPLAM 37 BİN 227 ŞİRKET VE KOOPERATİF KURULDU 2016 yılı Haziran ayında, kapanan şirket sayısı 2015 yılı

yılının aynı ayına göre yüzde 7,75, kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısında yüzde 2,29 ve kapanan kooperatif sayısında yüzde 28,13 oranında azaldı.

KURULAN ŞİRKET SAYISI YÜZDE 4,82 ARTTI 2016 yılının 6 aylık döneminde, 2015 yılının aynı dönemine göre kurulan şirket sayısı yüzde 4,82 oranında artış, kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısında yüzde 11,97 oranında, kurulan kooperatif sayısında yüzde 16,82 oranında azalma göründü.

Aynı dönemler için kapanan şirket sayısı yüzde 20,91 oranında, kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısında yüzde 4,74 oranında ve kapanan kooperatif sayısında yüzde 16,39 oranında azalış gözlemlendi.

TOPLAM 37 BİN 227 ŞİRKET VE KOOPERATİF KURULDU 2016 yılı ilk altı ayında toplam 37 bin 227

şirket ve kooperatif kuruldu. 29 bin 660 limited şirket, toplam sermayenin yüzde 79,67’ini, 7 bin 114 anonim şirket ise yüzde 19,10’ünü oluşturdu.






10

‘İGDAŞ saat gibi işleyen

güçlü bir kurum’ İGDAŞ Genel Müdürü Mehmet Çevik ile İGDAŞ’ın yatırım planlarını, müşteri memnuniyetine ilişkin çalışmaları, İGDAŞ’ın halka arzını, abone sayısını arttırmaya yönelik çalışmaları ve doğalgaz dağıtım sektörünün geldiği noktayı konuştuk.

İ

GDAŞ Genel Müdürü Mehmet Çevik ile İGDAŞ’ın yatırım planlarını, müşteri memnuniyetine ilişkin çalışmaları, İGDAŞ’ın halka arzını, abone sayısını arttırmaya yönelik çalışmaları ve doğalgaz dağıtım sektörünün geldiği noktayı konuştuk.

“HEDEFLERİ BELİRLERKEN SINIRLARI ZORLAMALIYIZ” Öncelikle İGDAŞ Genel Müdürlüğü’nde birinci yılınızı doldurmak üzeresiniz. Bu geçen bir yılı ana hatlarıyla değerlendirebilir misiniz? Bu süre zarfında sizi şaşırtan ya da zorlayan unsurlar oldu mu? İGDAŞ’ı birkaç kelimeyle anlatın dersek neler söylersiniz? İGDAŞ, uluslararası belgelerle tescillenmiş kalite standartlarına, saat gibi işleyen yönetim sistemlerine sahip ve köklü kurum kültürü olan güçlü bir şirket. Böyle bir şirketin yönetimi, çok kolaymış gibi düşünülse de, omuzlarınıza ağır bir sorumluluk yüklüyor. Bu da çııtayı daha yukarı taşıma, aldığınız bayrağı daha ileri götürme sorumluluğunu. Ben bu anlayışla görevi aldım ve o dönemde çalışma arkadaşlarımla yaptığım ilk toplantılarda altını özellikle çizdiğim bir mesajım vardı. Yeniliklere açık olmak ve sadece bugünü değil yarını da

İGDAŞ ailesinin duygu ve düşüncelerimi paylaştığını görmek en büyük avantajım oldu. Onlar sayesinde beni zorlayan hiçbir unsurla da karşılaşmadım. Bugün de aynı ortak anlayış ve hedeflerle yolumuza devam ediyoruz.

ÖZEL

düşünerek plan yapmak. Zira İGDAŞ, bir okul. Bu özelliğini sektöründe öncü kimliğine borçlu. Bu özelliğimizi korumak için de dünyayı yakından takip etmeliyiz. Bugün bilim ve teknoloji inanılmaz bir hızla gelişiyor. Hizmet kalitemizde, iş süreçlerimizde, sistemlerimizde çıtayı biraz daha yukarı çıkarabilmek için yapmamız gerekenler belli. Yeniliklere açık olmalıyız. Çok çalışmalıyız, kendimizi geliştirmek için daha çok çalışmalıyız. Hedeflerimizi belirlerken sınırları zorlamalıyız. Bunu sadece İstanbul ve İstanbullular için değil tüm Türkiye için yapmalıyız. Çünkü İGDAŞ’ın sektörün tüm oyuncuları tarafından takip edildiğini, sektörümüzün standartlarını belirlediğimizi asla unutmamalıyız.

“ORTAK ANLAYIŞ VE HEDEFLERLE DEVAM EDİYORUZ” Çalışma arkadaşlarımla bu anlayışımı paylaşmıştım. Hangi görevde olursa olsun her biri alanlında uzman, tecrübeli, çalışkan, hepsinden önemlisi kararlı ve azimli çalışma arkadaşlarım en büyük yardımcım oldular. İş anlayışımda ve hedeflerimde yalnız olmadığımı, tüm

AJ RÖPORT

“SEKTÖRÜN OKULU KONUMUNDAYIZ” Dünyanın sayılı doğal gaz dağıtım firmalarından olan İGDAŞ’ın Genel Müdürlüğü’nü yapıyorsunuz. Temel yönetim ilkeleriniz neler? Bu sorunuza iki aşamalı olarak yanıt vermek; hem kişisel ilkelerimi hem de İGDAŞ’ın kurumsal ilkelerini paylaşmak isterim. Yönetim ilkelerimin temelinde; iş süreçlerini, hedefler ve ölçümlenebilir sonuçlar üzerinden değerlendirmek yer alır. Ayrıca karar verirken alanında uzman, tecrübeli ekibimin önerilerini dikkatle dinlerim. Profesyonel bir yönetici olarak benim temel prensiplerim bunlardır. İGDAŞ’ın yönetim ilkelerinin temelinde ise tüm çalışanları tarafından benimsenmiş ve kurum kültürü halini almış 8 strateji bulunur. Bunlar; • Hizmet kalitesini geliştirerek müşteri memnuniyetinin arttırılması

• Güçlü finansal yapının, maliyetleri azaltarak devamının sağlanması • Güçlü finansal yapının gaz satışlarını ve diğer gelirleri artırarak devamının sağlanması • Kurumsal yönetim sisteminin mükemmelleştirilmesi • Çalışanların performans ve memnuniyet düzeylerinin arttırılması • Yenilikçilik ve tasarım kapasitesini geliştirerek bilgi ve teknoloji liderliği • Fiziksel ve operasyonel yapının güçlendirilerek risklere duyarlı hale getirilmesi • Ulusal ve uluslararası alanda saygın konumumuzun güçlendirilmesi İGDAŞ, bu yönetim ilkelerinin üzerinde yükseliyor. Sahip olduğu sağlam ve köklü

“6 MİLYONUN ÜZERİNDE ABONEYE HİZMET VERİYORUZ” Abone kazanımı konusunda hangi aşamadasınız? Abone sayısını arttırma konusunda ne tür çalışmalar yapıyorsunuz? Öncelikle şunu belirtmem gerekir ki; bugün İstanbul’un yüzde 95’ine hizmet veriyoruz. Kalan yüzde 5’lik kısmı ise ya tarihi dokusu sebebiyle ya da orman sınırları içinde kaldığı için altyapı yatırımı yapılamayan bölgeler oluşturuyor. Bir de henüz yerleşim yoğunluğu çok düşük ve dağınık olan köy ve mezra gibi şehir merkezlerinin çok dışında kalan kırsal alanlara da henüz alt yapı yatırımı gerçekleştirmedik. Kabul etmek gerekir ki; yüzde 95 oranı, rekor bir seviyedir. Hele bu oranı İstanbul gibi binlerce yıllık tarihi olan dünyanın en büyük metropollerinden birinde elde etmek daha da büyük bir başarıdır. Abone sayımız, Türkiye genelindeki tüm doğalgaz kullanıcılarından fazladır. Bugün, Türkiye’de konutlarda kullanılan doğalgazın yüzde 43’ünü İGDAŞ olarak İstanbullulara güvenle dağıtıyoruz. Sayılarla ifade etmek gerekirse; bugün 6 milyonun üzerinde abonemize hizmet veriyoruz. 2015 yılında, toplam 5,7 milyar metreküp doğalgazı, abonelerimize güvenle ulaştırdık. Bunu, 17 bin kilometreyi bulan doğalgaz altyapı şebekemizle gerçekleştirdik. Durmak yok. Altyapı yatırımlarımız ve yeni abone kazanımlarımız hız kesmeden devam edecek. 2016 yılında, 270 bin yeni abone kazanmayı hedefliyoruz.

kurum kültürüyle sektörün okulu konumunda. Bu yapının başarısı, alınan uluslararası kalite belgeleri ve sayısız ödülle tescillenmiş durumda. Son yıllarda kalite standartları konusunda elde edilen başarılar da bu yapının bir sonucu. İGDAŞ, 2011 yılında Kalder Ulusal Kalite Büyük Ödülü’nü almış bir şirket. Bunu geçtiğimiz yılın sonunda Kalder Türkiye Mükemmellikte Süreklilik Ödülü ile taçlandırdık.

“2015 YILI İGDAŞ İÇİN ÇOK BAŞARILI GEÇTİ” Geçtiğimiz kış İGDAŞ açısından nasıl geçti? En çok gaz çekişinin olduğu dönemler hangileriydi? Gaz arzını olumsuz etkileyen sorunlar yaşadınız mı? 2015 yılı İGDAŞ için çok başarılı geçti ve yıllık gaz satış miktarı bakımından kendi rekorumuzu kırdığımız bir yıl oldu. Yıllık gaz satış miktarımız 5.7 milyar m3’ü buldu. Günlük olarak en yüksek gaz çekiş miktarına, havaların en soğuk günlerinden birinde 8 Ocak 2015 tarihinde 48.5 milyon m3 ile ulaştık. Allaha şükür, 2015’te ve 2016’ da da gaz arzını olumsuz etkileyen her hangi hiçbir sorun yaşamadık. İstanbullulara güvenle ve kesintisiz olarak doğalgaz dağıtımını gerçekleştirdik.

“MÜŞTERİLERDEN GELEN TALEP VE ŞİKAYETLERİ DİKKATLE İNCELİYORUZ” Müşteri memnuniyetini arttırmaya yönelik çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Tüketiciden aldığınız geri bildirimler


11 bu konuda nasıl sonuçlar veriyor? Öncelikle bu konuda, bugün hangi noktada olduğumuzu belirtmekte fayda var. Bağımsız araştırma şirketlerinin yaptığı anket çalışmalarına göre müşteri memnuniyetimiz yüzde 96,1 ve kurumsal itibar oranımız da yüzde 82. Her ikisi de elde edilmesi zor, rekor seviyeler. Bu noktaya nasıl ulaştığımızı ve daha yukarı çıkarmak için neler yaptığımızı kısaca paylaşayım. Her şeyden önce müşteri memnuniyetini, istisnasız tüm İGDAŞ çalışanları, hizmet politikamızın temel ilkesi olarak benimsiyor. Bu anlayışla, müşterilerimizin beklentilerinin üstünde hizmet verebilmek için müşteri memnuniyeti süreçlerini, tutarlı, sistematik, paydaş odaklı ve duyarlı bir şekilde düzenliyor ve yürütüyoruz. Müşteri memnuniyetinin artırılması amacıyla düzenli olarak bağımsız araştırma şirketlerine anket çalışmaları yaptırıyoruz. Müşteri analizleri sonucunda; iyileştirme ve gelişim alanlarını tespit ederek gerekli aksiyonları planlıyor ve hızla uygulamaya alıyoruz. Ayrıca müşterilerimizden; çağrı merkezi, e-posta, twitter, facebook, beyaz masa ve web sitemiz aracılığıyla gelen öneri, talep ve şikâyetleri dikkatle takip ediyoruz. Bu kaynaklardan gelen çok değerli bilgiler, Kurumsal İletişim ve Medya İlişkileri Müşavirliği ile Müşteri İlişkileri Müdürlüğümüz tarafından raporlanıp analizi yapıldıktan sonra, Müşterinin Sesi Toplantıları ile ilgili müdürlükler ve üst yönetim ile paylaşılıyor. Yapılan analiz ile iyileştirmeye açık alanlar ve bunlara uygun süreç iyileştirmeleri belirlenerek müşterilerin istek ve ihtiyaçları doğrultusunda uygulamaya geçiliyor. Bu arada 2014 yılında hayata geçirilen Müşteri Segmentasyonu Projesi’nden de bahsedeyim. Bu projeyle; müşteri karakteristiklerine göre farklı hizmet stratejileri geliştiriyoruz. Homojen gruplara ayırdığımız müşteri verilerini kullanarak onlara, ihtiyaçlarına doğrudan cevap veren daha kaliteli hizmet verebiliyoruz. Zira bu segmentasyonla, müşterilerimizi daha iyi tanıyor, farklı müşteri değer ve davranışlarını göz önünde bulundurarak, onların beklentilerini daha iyi anlıyor ve bu doğrultuda kanal, ürün, hizmet ve iletişim stratejileri geliştirebiliyoruz. Bunların yanı sıra, yüksek tüketim kapasitesine sahip, büyük sanayi ve toplu konut müşterilerimiz için hizmet veren ayrı bir birimimiz bulunuyor. Bu tür müşterilerimizin her konuda destek ve bilgi alabilecekleri, kendilerine özel hizmet veren

bir müşteri temsilcileri var. Kısaca özetlemek gerekirse; müşteri memnuniyeti için öncelikle onları çok iyi dinliyoruz. Farklı kanallardan düzenli olarak aldığımız geri bildirimleri dikkatle inceliyor ve sürekli kendimizi nasıl geliştirebiliriz sorusunda yanıt arıyoruz. Bu amaçla kurduğumuz sistemler çok önemli ama daha da önemlisi çalışanlarımız, onların memnuniyeti. Zira biliyoruz ki; müşteri memnuniyetine katkı sağlayan en önemli etkenlerden biri de çalışan memnuniyeti. Bu nedenle çalışan memnuniyetini sağlamak ve motivasyonu sürekli üst düzeyde tutmak için sürekli sosyal, sportif ve kültürel aktiviteler uyguluyoruz.

“İGDAŞ İSTANBUL’UN HAVASINI TEMİZLEMEK İÇİN KURULDU” Bildiğiniz gibi İBB Başkanı Sayın Kadir Topbaş İGDAŞ’ın halka arz yöntemiyle özelleştirileceğini açıklamıştı? İGDAŞ halka arza hazır mı? Halka arz konusu hangi aşamada? Konuya biraz daha geniş bir perspektiften bakarak giriş yapmak istiyorum. İGDAŞ, bundan 30 yıl önce Büyükşehir Belediyesi tarafından İstanbul’un havasını temizlemek için kuruldu. İstanbul’un kurtuluş projesiydi ve kısa zamanda hedefine ulaştı. İGDAŞ, 1990’lı yıllarda kirli havadan nefes alamayan İstanbul’u kurtardı. İstanbul, İGDAŞ’la nefes aldı. Bugün İstanbul, dünyanın havası en temiz metropollerinden birisi. Ayrıca İGDAŞ, biraz önce de belirttiğim gibi İstanbul’un yüzde 95’ine doğalgaz dağıtımı gerçekleştiren güçlü bir yapıya ulaştı. Bütün bunların yanı sıra uluslararası kalite standartlarını belgelemiş, yönetim sistemlerini kurumsallaştırmış hatta tüm iş süreçlerini, Kalder Türkiye Mükemmellikte Süreklilik Ödülü ile taçlandırmış bir şirket İGDAŞ. Biraz önce de belirttiğim gibi; bağımsız araştırma şirketlerinin yaptığı anket çalışmalarına göre müşteri memnuniyetimiz yüzde 96,1 ve kurumsal itibar oranımız da yüzde 82. Finansal açıdan bakıldığında da, bu tabloyu tamamlayan bir sonuçla karşılaşıyorsunuz. İGDAŞ, son 10 yıldır Türkiye’nin en büyük şirketleri listesinde ilk 50 içinde yer alıyor. Bu tablonun, özel sektörün; her türlü yatırımcının, mutlaka yatırım yapmak isteyeceği bir tablo olduğunu güvenle söyleyebilirim. Öyle tahmin ediyorum, halka arza İGDAŞ’ın hazır olup olmadığı sorunuza yanıt verebilmişimdir. Süreci İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımız bizzat yürütmektedir.

“ALT YAPI YATIRIMLARI HIZ KESMEDEN DEVAM EDİYOR” İGDAŞ’ın yatırım planları hakkında bilgi verir misiniz? Bundan sonraki dönemde hat yenilemesine ilişkin yatırımların daha ağırlıklı olacağını söyleyebilir miyiz? Yeni yatırım bölgeleri olacaksa nereleri öngörüyorsunuz?

İGDAŞ Genel Müdürü Mehmet Çevik, Genel Yayın Yönetmenimiz Emin Kaya’nın sorularını yanıtladı.

“BAKANLIĞIMIZ VE EPDK GEREKLİ ADIMLARI ATIYOR” Doğalgaz dağıtım sektöründe yasal mevzuat açısından üzerinde en çok durulması ve acil düzenlenmesi gerekli hususlar nelerdir? Doğalgaz dağıtım sektörünü düzenleyen 4646 sayılı Doğalgaz Piyasası Kanunu bilindiği üzere 2001 yılında yürürlüğe girdi. Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten bugüne kadar sektörde önemli gelişmeler yaşandığını belirtmek gerekir. Piyasa gelişmeleri ve enerji ihtiyacının artması göz önüne alınarak arz talep dengesinin sağlanması büyük önem taşıyor. Bakanlığımız ve EPDK, bu konuda gerekli adımları, hızlı ve etkili bir biçimde atıyor. Ayrıca, günümüzde enerji sektörünün ülkeler arasında ciddi bir yarış ortamı oluşturduğunu ve ülkemizin doğudaki zengin kaynaklarla, batıdaki büyük tüketici ülkeler arasındaki stratejik konumu nedeniyle bu yarışta iddialı olduğunu da çok iyi biliyoruz. Ülkemizin enerji sektöründe, uluslararası ölçekte rekabet edebilmesi için ihtiyaç duyduğu yasal düzenlemelerin ivedilikle ve kararlı bir biçimde gerçekleştirildiğini, sektörün önünün açıldığını görüyoruz. Bu bağlamda, doğalgaz piyasasının günün koşullarına uygun olarak uluslararası entegrasyonun gerekliliklerini yerine getirmek suretiyle verimlilik ve rekabeti sağlayacak şekilde yapılanmasını, enerji piyasasının daha etkin olmasını ve arz güvenliğini sağlayacak yasal düzenlemelerin de hız kesmeden gerçekleşeceğine inanıyorum. Hükümetimizin bu konudaki yaklaşımı ve sektörü destekleyen, yolunu açan tarzı büyük önem taşıyor.

“SEKTÖR GELİŞEN VE BÜYÜYEN DİNAMİK BİR YAPIYA SAHİP” Aynı zamanda GAZBİR’in de Başkan Yardımcılığı’nı

yapıyorsunuz. Doğalgaz dağıtım sektörünün geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Önümüzdeki dönemde sektörde bir konsolidasyon süreci öngörüyor musunuz? Doğalgaz dağıtım sektörü eski ve yeni tüm piyasa oyuncuları ve yeni yatırımlar ile hızlı gelişen ve büyüyen dinamik yapıya sahiptir. Özellikle 2001 yılından sonra yürürlüğe giren 4646 sayılı yasa ve bugüne gelinen süreç içinde oluşturulan ikincil mevzuatlar ve aynı zamanda GAZBİR’in kurulması ve aktif bir şekilde sektörde faaliyet göstermesi bunun bir göstergesidir. Türkiye Doğalgaz dağıtım sektörü Avrupa ve hatta dünyadaki emsalleri ile kıyaslandığında son 15 yıl gibi kısa bir süre içinde ulaştığı dağıtım ağı, hizmet kalitesi, ekonomik büyüklük, katma değer ve yan sektörlerle beraber istihdama sağladığı katkı gerçekten takdire şayandır. Tabii burada İGDAŞ’ın son 30 yıldır doğalgaz dağıtım sektörüne her yönüyle vermiş olduğu katkıyı da anmadan geçmek istemiyorum. Tüm yönetici ve çalışanlarımızla bunun haklı gururunu yaşamaktayız. Geçmişte doğal gazı Türkiye’nin en uzak noktasına kadar sürekli, kesintisiz ve güvenli biçimde ulaştırmak ve hızla yaygınlaştırmak için çok büyük çabalar harcandı. Bugün geldiğimiz nokta, müşteri memnuniyeti bakımından örnek bir sektör olması, hizmet odaklı ve tüketici öncelikli bakış açımızın bir sonucudur. Diğer bir nokta ise; doğalgaz zincirinin üretiminden iletimine, dağıtımından son kullanıcıya kadar tüm sürecinin ekonomik, çevresel, sosyal boyutlarının olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçekliktir. Doğalgaz zincirinin her bir boyutundaki bu süreçler sürdürülebilir kalkınmanın temel özelliklerini kendi içinde taşır. Bu zincir içindeki her sürecin veya boyutun çok paydaşlı olarak değerlendirilmeli, paydaşlar tarafından çok yönlü olarak

İGDAŞ’ın altyapı yatırımları hız kesmeden devam ediyor. Doğalgaz altyapı şebekemiz, İstanbul’un tüm ilçelerine ulaşmış durumda. Geçtiğimiz yıllarda Silivri ve Şile’yi doğalgazla buluşturduk. Şimdi bu ilçelerin tek tek köylerine gidiyoruz. Adalar’a dahi denizin altından boru hatları geçirerek en temiz fosil yakıt doğalgazı ulaştırdık. Ama şunu da unutmamak gerekiyor. İstanbul dinamik, sürekli gelişen, büyüyen bir şehir. 3. Havalimanı, 3. Köprü gibi devam eden ve en önemlisi Kanal İstanbul, iki yeni şehir gibi Hükümetimizin ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin planladığı dev projeleri var. Hatta bunların yanı sıra İstanbul genelinde büyük bir kentsel dönüşüm yaşanıyor. Bütün bunlar yeni altyapı ihtiyaçlarını da beraberinde getiriyor. Bunun için de altyapı yatırım planlarımız hazır. İGDAŞ olarak stratejik planlarımızı, İstanbul’un gelişim sürecini öngörerek yapıyoruz. Örneğin; 2016’da 450 kilometre yeni doğalgaz hattının inşasını planlıyoruz. Bu plan çerçevesinde; Çatalca ilçesinde kalan bazı bölgelere doğalgazı ulaştıracağız. Bir önemli gelişme de; Çatalca, Hadımköy ve Muratpaşa için doğalgaz dağıtım lisansını AKSATRAKYADAŞ’dan satın almamız oldu. Bu nedenle önümüzdeki yıllarda bu mahallelerin kalan diğer bölgelerine de doğalgaz altyapı yatırımı planlıyoruz. Ayrıca, TRAKYADAŞ mevcut dağıtım şebekesini, İGDAŞ şebekesine entegre edeceğiz. Bunun için de altyapı yatırımı planlarımız bulunuyor. tartışılmalıdır. Türkiye finans piyasasını gözlemlediğimizde her sektörde konsolidasyon olabileceğini görmekteyiz. Birleşme ve satın almalar her zaman mümkündür. İzlenecek yol farklı olsa da gaz dağıtım sektöründe de konsolidasyonu görmemek için hiçbir neden yoktur.


12

GAZBİR ve EPDK tarife

tablolarını değerlendirdi Erman Tekdemir/Ankara

E

PDK - GAZBİR 2016 Yılı Tarife Tabloları Değerlendirme Toplantısı doğal gaz dağıtım şirketlerinin temsilcileri ve UGETAM’ın katılımıyla Ankara’da gerçekleşti. EPDK yetkililerinin doğal gaz tarifeleri konusunda bilgilendirme yaptığı ve 2016 yılına ilişkin önemli değerlendirmelerin yapıldığı ‘Tarife Tabloları

Değerlendirme Toplantısı’nda önceki yılların tarifelerine ilişkin bazı ayrıntılar ile 2016 yılının doğal gaz dağıtım değerlendirmeleri yapıldı. Doğal gaz dağıtım şirketleri temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşen toplantıda, katılımcılar için, oluşturulacak yeni doğal gaz tarifelerine yönelik bilgilendirmeler yapıldı.

EPDK - GAZBİR 2016 Yılı Tarife Tabloları Değerlendirme Toplantısı doğal gaz dağıtım şirketlerinin temsilcileri ve UGETAM’ın katılımıyla Ankara’da gerçekleşti.

TABLOLARIN EPDK’YA İLETİLECEĞİ TARİH ERTELENDİ Gelecek yılın tarife tablolarının oluşturulması konusunda da görüşlerini paylaşan katılımcılar, önerilerini EPDK yetkilileriyle paylaştı. Yapılacak değişikliklerin her yönüyle tartışıldığı toplantıda, tabloların şeffaf bir şekilde hazırlanması sektör temsilcilerinden istenirken, EPDK’ya iletilecek

ABD’nin kömür üretimi arttı ABD’nin haftalık kömür üretim tahmini geçen haftaki tahmine göre arttı. ABD Enerji Bilgi Kurumu’nun açıklamasına göre, ülkenin haftalık üretim tahmini karşılaştırılabilir verilerde bir önceki haftaya göre yüzde 17,2 artış göstererek 15,1 milyon ton oldu. Yıllık bazda ise yüzde 13,8 düşüş yaşandı. Mississippi nehrinin doğusunda kömür üretimi 5,5 milyon ton olurken, nehrin batısında üretim 9,7 milyon ton olarak gerçekleşti.

Çin’in kömür ihracatı ve ithalatı arttı Çin’in kömür ihracatı Ocak-Haziran döneminde yıllık yüzde 99 artarak 4,7 milyon ton oldu.Çin gümrük verilerine göre, kömür ihracatı sadece Haziran ayında yıllık yüzde 41 artarak 658.724 ton oldu. Kömür ithalatı Haziran ayında yıllık yüzde 14 artarak 15,6 milyon ton olurken, Ocak-Haziran döneminde yıllık yüzde yüzde 4,7 artarak 79,7 milyon tona çıktı.

tarife tabloları için daha önce belirlenen 12 Ağustos tarihinin, son dönemde Türkiye’de yaşanan olumsuz gelişmelerden dolayı ileri bir tarihe ertelendiği ifade edildi. Toplantı süresince tarife tablolarında yapılması istenen değişiklikler tartışıldı.

Satılabilir taşkömürü üretimi

Mayıs’ta 95 bin 913 ton oldu TÜİK, 2016 yılı Mayıs ayı Katı Yakıt İstatistiklerini açıkladı. Buna göre katı yakıtların 2016 yılı Mayıs ayı toplam satılabilir üretim miktarlarına bakıldığında; taşkömürü 95 bin 913 ton, linyit 4 milyon 25 bin 300 ton ve taşkömürü koku 372 bin 972 ton, teslimat miktarlarına bakıldığında ise; taşkömürü 2 milyon 683 bin 45 ton, linyitin 3 milyon 613 bin 422 ton ve taşkömürü koku 415 bin 105 ton olarak gerçekleşti.

T

ürkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2016 yılı Mayıs ayı Katı Yakıt İstatistiklerini açıkladı. Buna göre Katı yakıtların 2016 yılı Mayıs ayı toplam satılabilir üretim miktarlarına bakıldığında; taşkömürünün 95 bin 913 ton, linyitin 4 milyon 25 bin 300 ton

ve taşkömürü kokunun 372 bin 972 ton, teslimat miktarlarına bakıldığında ise; taşkömürünün 2 milyon 683 bin 45 ton, linyitin 3 milyon 613 bin 422 ton ve taşkömürü kokunun 415 bin 105 ton olarak gerçekleştiği görüldü.

ÜRETİMİN TESLİMATLARI KARŞILAMA ORANI EN DÜŞÜK TAŞKÖMÜRÜNDE GERÇEKLEŞTİ Açıklanan verilere göre üretilen katı yakıtların teslimatları karşılama oranı yüzde 3,6 ile en düşük taşkömüründe gerçekleşti. Bu oran linyitte yüzde 111,4 iken taşkömürü kokunda yüzde 89,9 olarak hesaplandı.

TAŞKÖMÜRÜ VE LİNYİT TESLİMATI EN FAZLA TERMİK SANTRALLERE YAPILDI Bu dönemde katı yakıtların teslimat yerlerine göre dağılımı incelendiğinde; taşkömürü teslimatının yüzde 54,2’si termik santrallere, yüzde 21,9’u kok tesislerine, yüzde 7,5’i demir-çelik haricindeki sanayiye yapılırken linyit teslimatının yüzde 85,9’u termik santrallere yapıldı. Taşkömürü kokunun ise yüzde 99’u demir-çelik sanayine sevk edildi.


Ülkemizi, milletimizi, demokrasimizi hedef alan darbe girişiminde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ulusumuza başsağlığı, yaralılarımıza da acil şifalar diliyoruz. Ulusumuzun parlamentomuz, medyamız, Cumhurbaşkanımızla birlikte yekvücut halinde bu girişimi bertaraf etmesi, demokrasiye ve özgürlüğe olan inancını net bir şekilde göstermiştir. Demokrasiye, cumhuriyete, temel insan hak ve özgürlüklerine olan inancımızı bir kez daha vurguluyor, ülkemiz ve milletimizin bu badireyi de atlatacağına yürekten inanıyoruz.


14

Bilişim ve iletişim teknolojileri

Elektrik sistemine

entegre edilecek

Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER) Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir 2018 yılında hayata geçirilmesi planlanan SmarterEMC2 Projesi ile akıllı şebeke uygulamalarının artırılacağını, bu sayede tüketicinin elektrik sistemine daha aktif katılımının sağlanacağını açıkladı.

A

vrupa Birliği bünyesindeki Horizon 2020 programından destek alan SmarterEMC2 Projesi ile akıllı şebeke uygulamalarının artırılacağını kaydeden ELDER Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, projede Türkiye ile birlikte Yunanistan, İtalya, Danimarka, Portekiz ve İngiltere gibi ülkelerden katılımcıların yer aldığını da vurguladı.

“AKILLI ŞEBEKELER 2018’DE” Geçtiğimiz yıl Ocak ayında temelleri atılan proje kapsamında 2 farklı uygulamanın daha gerçekleştirileceğini belirten Nihat Özdemir, hayata geçirilecek projelerin en kapsamlı olanının ADM EDAŞ bünyesindeki şehirlerden, Aydın, Denizli ve Muğla illerindeki endüstriyel ve

“AMAÇ ÇIĞIR AÇAN BİR BULUŞA İMZA ATMAK”

ELDER Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir 4 milyon euro bütçeye sahip olduğu belirtilen SmarterEMC2 Projesine ilişkin detayları paylaşan Özdemir, “ELDER’in de dahil olduğu ve dünyanın en büyük Ar-Ge programı olarak kabul edilen Avrupa Birliği’nin Horizon 2020 (Ufuk 2020) destekli SmarterEMC2 Projesinin amacı, bilişim ve iletişim teknolojilerini mevcut elektrik sistemine entegre ederek bu alanda çığır açan bir buluşa imza atmaktır” diye konuştu. ticari abonelerin katılımı ile uygulanacağını dile getirdi. Söz konusu projenin 2018 yılında sonuçlanmasının beklendiğini ifade eden Özdemir, “2018 yılında sonuçlanması beklenen proje ile tüketici, enerji tedarikçisi ve dağıtım şirketi ile çok düzeyli, organize bir akıllı şebeke modelinin oluşturulması, talep taraflı yönetim teknolojileri

sayesinde tüketicilerin üretim optimizasyonunda etkin katılımının sağlanması bekleniyor. Sanal elektrik santrallerini piyasaya dahil ederek, şebekeye ek hizmetlerin sunulması ve akıllı şebeke katılımcıları arasında iletişim sağlanarak yenilenebilir kaynakları ile dağınık üretimin şebekeye entegre edilmesi hedefleniyor” dedi.

2018 yılında hayata geçirilmesi planlanan SmarterEMC2 Projesi ile akıllı şebeke uygulamaları artırılacak.

SEDAŞ, araç filosunu yenilemeye devam ediyor

SEDAŞ’ın saha ekiplerinin çalışmalarına artı değer katacak olan yeni araçların, kaliteli ve süratli hizmet sunabilmek amacıyla sahada kesme-açma ve sayaç okuma hizmetlerinde kullanılmak üzere ilgili birimlere teslim edildiği belirtildi.

ELDER Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, SmarterEMC2 Projesi ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

“TÜKETİCİLER İÇİN REKABETÇİ BİR PAZAR” Avrupa Birliği’nin de desteklediği projelerin gerçekleşmesi durumunda tüketiciler açısından da olumlu gelişmelerin yaşanacağını dile getiren ELDER Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, “Pilot bölgelerde inovatif iletişim ve bilişim teknolojilerinin tanıtılması, AB kurumlarının belirlediği akıllı şebeke yol

haritasının değerlendirilmesi ve standartların oluşturulmasına katkıda bulunması, tüketicilerin açık ve rekabetçi bir pazardan faydalanmasının sağlanması, elektrik tedarikçileri ile dağıtıcıları arasında daha iyi işbirliği sağlayacak iş modellerinin geliştirilmesi hedefleniyor” açıklamasında bulundu.

Elektrik dağıtım hizmetlerinde yeniliklere devam eden SEDAŞ, araç filosunu Dacia Duster marka jeeplerle modernize ederek hizmet kalitesini ve servis gücünü daha da artırıyor. SEDAŞ kesme-açma ve sayaç okuma hizmetlerinde 4X4 arazi şartlarına uygun ilk etapta 92 adet aracını yenilerken, araç filosunu Dacia Duster marka jeeplerle modernize ederek hizmet kalitesini ve servis gücünü daha da artırıyor. Yılın dört mevsiminde arazi koşullarına göre SEDAŞ’ın saha ekiplerinin çalışmalarına artı değer katacak olan yeni araçların, kaliteli ve süratli hizmet sunabilmek amacıyla sahada kesme-açma ve sayaç okuma hizmetlerinde kullanılmak üzere ilgili birimlere teslim edildiği belirtildi.

“MÜŞTERİ MEMNUNİYETİNİ EN ÜST SEVİYELERE ÇEKMEYİ AMAÇLIYORUZ” SEDAŞ İcra Başkanı Bekir Sami Güven araç filosunun güçlendiğini belirterek, “Sakarya, Kocaeli, Bolu, Düzce ve Gebze bölgelerinde 1,5 milyon elektrik tüketicimize kaliteli hizmet için araç filomuzu sıfır kilometre 4X4 arazi araçları ile yenilemeye devam ediyoruz. Hizmet kalitemizi daha da artırarak, müşteri memnuniyetini en üst seviyelere çekmeyi amaçlıyoruz” dedi.


SSDGD olarak, demokrasimizi ve özgürlüklerimizi hedef alan her türlü girişimin karşısındayız. 15 Temmuz günü yapılmak istenen darbe girişimini tanımıyor ve şiddetle kınıyoruz. Bu girişim karşısında direnen Türk Halkı, milli iradeye darbe vurmak isteyenlere en net cevabı vermiştir. Bu uğurda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralananlara acil şifalar diliyoruz.


16

Türkiye’nin mühendis kızları sertifikalarını aldı

Limak Şirketler Grubu’nun başlattığı Türkiye’nin Mühendis Kızları Projesi’ne seçtiği öğrenciler Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi İşbirliği ile Sosyal Mühendislik Sertifika Programına katılarak sertifikalarını aldılar.

L

imak Şirketler Grubu’nun kadınların iş hayatında daha etkin olması ve karar verici mekanizmalarda yer alması için geçen yıl başlattığı Türkiye’nin Mühendis Kızları (TMK) Projesi’ne seçtiği öğrenciler Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi İşbirliği ile gerçekleştirilen Sosyal Mühendislik Sertifika Programına katılarak sertifikalarını aldılar.

“MÜHENDİSLİK DEĞER YARATAN BİR MESLEK” ÖĞRENCİLER ÇEŞİTLİ KONULARDA DERS ALDILAR TMK’da yer alan 40 öğrenci içinden üniversitelerin 2, 3 ve 4. sınıflarında eğitimini sürdüren 16 öğrenci, İstanbul’a gelerek Sosyal Mühendislik Sertifika Programı’na katıldılar. Toplam 2 hafta süren kampta, öğrenciler Boğaziçi Üniversitesi

kampüsünde eğitim aldılar ve Kilyos kampüsünde konakladılar. 78 saatli eğitimde öğrenciler; İnovasyon ve Yaratıcılık, İş Geliştirme ve Yönetim, İletişim, Pazarlama, Liderlik ve Yönetim,

Sürdürülebilirlik, Finansçı olmayanlar için Finans, Sosyal İnovasyon, Philanthropy, Sosyal Medya Yönetimi ve Dijital Pazarlama, İnsan Kaynakları Yönetimi ve Kariyer Yönetimi dersleri aldılar.

Program sonunda gerçekleştirilen sınavda başarılı olan öğrenciler ‘Sosyal Mühendislik Sertifikası’ almaya hak kazandılar. Limak Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir, “Mühendislik değer yaratan bir meslek. Limak Grubu olarak enerji, çimento, inşaat, turizm sektörlerinde varız. Havalimanı ve liman işletmeciliği yapıyoruz. İş yaptığımız sektörler

itibari ile mühendislere daha çok fırsat sunuyoruz. Karar verici alanlarda kadın sayısı artmalı. Mühendislik eğitimi alan kadınların bunu daha iyi yapacağına inanıyorum. Sosyal Mühendislik sertifika programı sayesinde öğrencilerimiz toplum bilincine sahip, sosyal ve donanımlı bireyler olarak mesleklerinde fark yaratacaklar” dedi.

2015 Kurumlar Vergisi rekortmenleri açıklandı Gelir İdaresi Başkanlığı 2015 Vergilendirme Dönemi Kurumlar Vergisi Türkiye Geneli İlk 100 sıralamasını açıkladı. Geçtiğimiz yıllarda sıralamada ilk 10’da yer alan enerji şirketlerinin sıralamada gerilediği görüldü.

G

elir İdaresi Başkanlığı 2015 Vergilendirme Dönemi Kurumlar Vergisi Türkiye Geneli İlk 100 sıralamasını açıkladı. Geçtiğimiz yıllarda sıralamada ilk 10’da yer alan enerji şirketlerinin sıralamada gerilerde kaldığı görüldü. Buna göre, 2015’in Kurumlar Vergisi rekortmeni Merkez Bankasını sırasıyla, Ziraat Bankası, Akbank, Garanti Bankası, Turkcell, Vakıflar Bankası, Türkiye İş Bankası, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü,

Yapı Kredi Bankası ve Türkiye Elektrik İletim AŞ izledi.

da 38 milyar 983 milyon 279 bin 133 lira olarak hesaplandı.

TEİAŞ İLK 10’DA YER ALDI

İLK 100’DE ENERJİ ŞİRKETLERİ DE VAR

Listede bankacılığın yanı sıra telekomünikasyon, enerji, inşaat, çimento, otomotiv, perakendecilik, madencilik, teknoloji ve lojistik sektörlerinde faaliyet gösteren kurum ve şirketler ön plana çıktı. Türkiye Elektrik İletim A.Ş ilk 10 içerisinde yer aldı. Geçen yıl mükelleflerden tahakkuk ettirilen Kurumlar Vergisi tutarı

Buna göre, TEİAŞ 274 milyon 216 bin 859 TL ile 10. sırada yer alırken, Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü 248 milyon 805 bin 402 TL ile 12. Sırada yer aldı. Türkiye Petrolleri 145 milyon 915 bin 888 TL ile 20. sırada yer alırken onu 110 milyon 642 bin 693

TL ile 25. sıradaki İGDAŞ izledi. KOÇ Holding 102 milyon 810 bin 710 TL 29. sırada, FİNA Holding 79 milyon 882 bin 723 TL 34. sırada, General Elektrik 55 milyon 871 bin 441 TL ile 50. sırada, Söğüt İnşaat Taahhüt Petrol Madencilik Gıda Nakliyat İç ve Dış Ticaret A.Ş 52 milyon 234 bin 838 TL ile 56. sırada, STFA İnşaat A.Ş 42 milyon 649 bin 561 TL ile 66. sırada, TÜPRAŞ 39 milyon 991 bin 129 TL ile 75. sırada ve Aygaz 37 milyon 249 bin 427 TL ile 84. sırada yer aldılar.



18

Darbe girişiminin enerji piyasaları ve arz güvenliğine etkileri

Ü

lkelerin tarihlerinde bazen öyle kırılma noktaları yaşanır ki bu kırılma sadece o ülkenin değil içinde bulunduğu bölgenin de gelecek 10 hatta 100 yıllarını şekillendirir. 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişimi de Türkiye için Kurtuluş savaşında olduğu gibi tarihi bir kırılma noktası, büyük bir zafer olarak siyasi tarih içindeki yerini şimdiden aldı. Halkımız önümüzdeki aylar ve yıllarda geriye dönüp 15 Temmuz akşamından bu yana yaşananlara baktığında ülkenin korkunç bir uçurumun eşiğinden nasıl büyük bir bedel ödenerek döndüğünü çok daha iyi anlayacak. Hepimizin hayatına ve geleceğine kast eden demokrasi ve insanlık düşmanı vatan hainlerinin hak ettikleri en ağır cezaları alması ve adaletin tecelli etmesi halkın Türk adaletinden en büyük beklentisi.

Akaryakıt, elektrik ve doğal gaz piyasalarında sistemler ile altyapıların etkilenmeden çalışmaya devam etmesi enerji piyasalarının sağlıklı olarak çalışmasını sağlarken şirketlerin maddi zarar yaşamasının da önünü kesti.

Günlerdir hepimiz sosyal medya, internet, yazılı ve görsel medyadan ülkede an be an neler olup bittiğini endişe ve şaşkınlık içinde takip ediyoruz. Öte yandan artık üzerimizdeki şok, kızgınlık ve hüznü atıp toplumun tüm kesimleri olarak daha sıkı kenetlenerek darbe girişiminin demokrasimiz, ekonomi, toplumsal barış, güvenlik ve psikolojik olarak verdiği zararları telafi etmek için hep birlikte mücadele vermemiz gerekiyor. Ekonomi ve günlük hayatımızın en önemli unsuru durumundaki enerjiye erişimin kesintisiz olarak sağlanmasının ne kadar hayati önemde olduğunu ise 15 Temmuz gecesi bir kere daha gördük. Darbe girişiminde bulunan hainler internet ve iletişim altyapısıyla birlikte elektrik iletim hatlarını kesmiş olsalar ne bu girişimden haberimiz olacak ne de halkımız sokaklara çıkarak bu alçaklığa karşı mücadele etme şansını bulacaktı. Darbe girişiminin enerji sektörü üzerinde ne gibi etkilere neden olacağını sağlıklı bir şekilde değerlendirebilmek için Türkiye enerji piyasaları ile Dünya piyasaları açısından kısa ve orta-uzun vadeli olarak değerlendirmek faydalı olacaktır.

DÜNYA’DAKİ TİCARİ PETROL TAŞIMACILIĞININ YÜZDE 6,7’Sİ TÜRKİYE ÜZERİNDEN GERÇEKLEŞTİRİLİYOR

ihraç edilen ham petrol geri kalanını ise işlenmiş petrol ürünleri oluşturmaktadır. Türk boğazları küresel petrol ticareti açısından oldukça büyük bir önem arz etmektedir. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası boğazlardan transit geçişlerin geçici olarak güvenlik nedeniyle durdurulması petrol fiyatlarında arz endişeleri nedeniyle yüzde 2’ye yakın artışa neden olurken 18 Temmuz pazartesi itibariyle geçiş kaynaklı endişeler tamamen giderilmiştir. Türkiye aynı zamanda topraklarından geçen boru hatlarıyla da dünya petrol ticareti açısından önem arz ediyor. BOTAŞ verilerine göre, 2016’nın Ocak-Mayıs döneminde Bakü-Tiflis-Ceyhan ham petrol boru hattından günlük ortalama 730 bin varil, bir diğer ifadeyle toplam 111 milyon varil Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan petrolü taşınarak Ceyhan’dan tankerler dünya piyasalarına ulaştırıldı. 2016’nın 5 aylık döneminde KerkükCeyhan ham petrol boru hattından taşınan Irak’a ait toplam ham petrol miktarı ise günlük ortalama 463 bin varil oldu. Toplam taşınan petrol miktarı ise 70,4 milyon varil olarak gerçekleşti. Türkiye üzerinden yaklaşık 1,2 milyon varili boru hatları 2,9 milyon varili boğazlardan olmak üzere günlük ortalama 4,1 milyon varil/gün ham petrol dünya piyasalarına ulaştırılmaktadır. BP verilerine göre, 2015 yılında dünya üzerinde gerçekleşen sınır aşan petrol taşımacılığı ise 61,2 milyon varil gün oldu. Dünya’daki ticareti petrol taşımacılığının yüzde 6,7’si Türkiye üzerinden gerçekleştiriliyor.

TÜRKİYE’NİN TÜM YAŞANANLARA RAĞMEN BÖLGESİNDEKİ EN GÜVENLİ ENERJİ KORİDORU OLDUĞU GÖRÜLDÜ Türkiye’de yaşanan darbe sürecinin başarısız olması ve enerji piyasaları ile altyapının kesintisiz olarak çalışmaya devam ederek yaşanan olaylardan etkilenmemesi aynı zamanda doğusu ile güneyinde yer alan zengin doğal gaz ve petrol rezervlerinin Avrupa piyasalarına ulaştırılabilmesi için en ekonomik, en güvenli güzergâhın Türkiye olduğunu bir kere daha göstermiş oldu.

Çevresindeki enerji kaynaklarının dünya piyasalarına ulaştırılmasında önemli bir güzergâh durumundaki Türkiye’nin güvenliğinin aynı zamanda dünya enerji arz güvenliği ve piyasalarının da güvenliği olduğu son gelişmelerle birlikte bir kez daha görüldü.

Azerbaycan doğal gazını taşıyacak olan ve devam eden TANAP projesine ek olarak ilerleyen yıllarda Türkmenistan, Kuzey Irak ve İsrail doğal gazının Avrupa piyasalarına ulaştırılması amacıyla hayata geçirilmesi planlanan boru hattı projelerinin darbe girişiminden kaynaklı olarak etkilenmesi beklenmemektedir.

2004 yılında Çanakkale ve İstanbul boğazlarından günlük ortalama 3,4 milyon varil ham petrol ve işlenmiş petrol ürünleri geçerken bu rakam 2013 yılında ise 2,9 milyon varile gerilemiştir. Bu miktarın yüzde 70’ini Rusya, Kazakistan ve Azerbaycan’dan

Türkiye Cumhuriyet tarihinin en büyük güvenlik sorunu ile karşı karşıya kalmasına rağmen boğazlardan ve boru hatlarından geçen petrol ve doğal gaz iletiminde herhangi bir kesinti ile karşı karşıya kalmamıştır.

Türkiye yaşanan süreçte kendi enerji arz güvenliğinde herhangi bir sorun yaşamadığı gibi dünya enerji arz güvenliği için de risk olabilecek bir duruma imkan vermeyerek hem var olan projeler hem de gelecek yıllarda Avrupa enerji arz güvenliği için büyük önem taşıyacak doğal gaz boru hattı projeleri açısından neden en güvenliği ve doğru güzergah olacağını bir kere daha ortaya koymuştur.

ENERJİ PİYASALARINDA UZUN VADELİ RİSK YARATMASI BEKLENMİYOR Darbe girişiminin Türkiye ekonomisi ve enerji sektörü üzerindeki kısa vadeli etkilerine bakıldığında piyasalar ile döviz kurlarında kısa süreli ani yükseliş ve düşüşlere bağlı olarak yaşanacak dalgalanmaların şirketlerin mali yapısı üzerinde kalıcı bir hasara neden olması beklenmiyor. Bununla birlikte yatırım amaçlı döviz cinsinden borçlanan ve döviz pozisyon açığı olan şirketlerin yaşayabilecekleri kısa süreli ödeme sıkıntılarına karşı ise kamu tarafından likidite desteği sağlanması piyasalarda güven ve istikrarın sağlanması açısından doğru bir adım olacaktır. Akaryakıt, elektrik ve doğal gaz piyasalarında sistemler ile altyapıların etkilenmeden çalışmaya devam etmesi enerji piyasalarının sağlıklı olarak çalışmasını sağlarken şirketlerin maddi zarar yaşamasının da önünü kesti. Bundan sonraki süreçte akaryakıt, elektrik ve doğal gaz arz-talep dengesi üzerinde darbe girişimi kaynaklı olarak ciddi bir etki olması öngörülmüyor. Akaryakıt fiyatlarında döviz kurundaki hareketlere bağlı olarak yaşanacak fiyat artışları ise kısa süreli ve geçici olacağı değerlendirilmektedir. Elektrik piyasasında gün öncesi fiyatlarına bakıldığında ise yaşanan gelişmelere bağlı olarak olumsuz bir gelişme yaşanmadığını görülüyor.

SEKTÖR RİSKLERİ FIRSATA ÇEVİRECEKTİR Darbe girişiminin enerji sektörüne olası orta ve uzun vadeli etkilere bakıldığında ise; şuan ki veriler ışığında piyasalardaki dalgalanmaların önümüzdeki günlerde ve haftalarda etkisinin azalmasına bağlı olarak sektör için orta ve uzun vadede kalıcı ve ciddi bir hasara neden olmayacağı değerlendiriliyor. Bununla birlikte enerji yatırımcıları açısından bakıldığında ise devam eden ve proje halindeki yatırımların etkilenmemesi için yatırımcılara özellikle finansman tarafında kamu bankalarının ve hazinenin ilave katkı sağlaması, yatırım süreçlerini kısaltıcı ve sektörün acil ihtiyaç duyduğu yasal düzenlemelerin vakit kaybetmeden yapılması enerji sektörünün darbe sürecinin olumsuz etkilerini tersine çevirerek fırsata yaşadığımız zor dönemden güçlenerek çıkmasını sağlayacaktır.



20

Naturelgaz, Türkiye’nin ilk CNG’li çekicisini aldı Naturelgaz, Scania’dan Türkiye’nin ilk yüzde 100 CNG ile çalışan, çevre dostu çekicisini satın alarak filosunu güçlendirdi.

G

lobal Yatırım Holding bünyesinde faaliyet gösteren Naturelgaz, Türkiye’de CNG dağıtım pazarında yatırımlarını sürdürüyor. Doğal gaz boru hattının gitmediği noktalara doğal gazı CNG formunda taşıyan şirket, filo yenilemeye yönelik yatırımları kapsamında son olarak Scania’dan Türkiye’nin ilk CNG’li çekicisini aldı. Naturelgaz filosuna katılan yeni çekicisi yüzde 100 CNG ile çalışıyor.

“ÇEVRE DOSTU, TEMİZ VE GÜRÜLTÜSÜZ BİR ARAÇ” Doğuş Otomotiv Scania Genel Müdürü İlhami Eksin de Naturelgaz filosuna katılan yeni çekici hakkında şu bilgileri verdi: “G kabinli ve 340 beygir gücündeki bir aracımız yüzde 100 doğal gaz ile çalışıyor. Araçlarımız çevre dostu, güvenli ve gürültüsüzdür. Modüler yapımız sayesinde, doğal gazlı aracımızı, farklı aks konfigürasyonu, kabin, beygir gücü ve şanzımanlarda sunabiliyoruz. Scania, doğal

gazlı ve diğer alternatif yakıtlı araçlarda sektörde öncü üreticilerden biri. Diğer bütün ürün gamımız gibi, doğal gazlı araçlarımızda da yüksek tork-düşük devir teknolojimiz mevcuttur. Doğal gazlı araçlar Avrupa’da da Türkiye’de de daha çok bölgesel dağıtım kamyonları, çöp kamyonları ve çekici olarak kullanılıyor. Scania’nın Avrupa’da doğal gazlı kamyon satışlarının bu yıl 500 adedi geçmesi bekleniyor. Bu rakam her yıl ciddi seviyede artış gösteriyor. Naturelgaz’a verdiğimiz bu araç, bizim Türkiye’deki ilk doğal gazlı aracımız, hatta Türkiye’deki ilk yüzde 100 doğal gaz ile çalışan çekici. Doğal gaz ile çalışan kamyonların yakın bir gelecekte ülkemizde önemli bir segment olacağına inanıyoruz. Scania olarak ürünlerimize çok güveniyoruz. 125 yıllık Scania tecrübesi ve 2011 yılından beri geliştirilen alternatif yakıtlı araçlarımız ile müşterilerimizin çözüm ortağı olmaya devam ediyoruz. Türkiye’de ilk CNG’li çekicimiz ile Naturelgaz filosunda yer alacak olmaktan mutluluk duyuyoruz.”

‘TÜRKİYE’DE OTO CNG İŞİNİN BÜYÜME POTANSİYELİ YÜKSEK’

N

aturelgaz CEO’su Kanat Emiroğlu, Scania ile imza attıkları iş birliğinin Türkiye’de lojistik sektörüne örnek ve öncü olacak nitelik taşıdığını belirterek, “Naturelgaz, bir CNG firması. Bu alanda Avrupa’daki en büyük firmayız. Aynı zamanda Türkiye’de CNG dağıtım pazarının yaratıcısı ve lideriyiz. Boru hattının gitmediği yere doğal gaz götürüyoruz. Böylelikle karbon emisyonu yüksek

olan, ağır metal emisyonları taşıyan dizelin, kömürün, Fuel Oil’in kullanılmasını engelliyoruz. Ayrıca tüm araçlara CNG sağlıyoruz ve bu sektörün Türkiye’de büyüme potansiyeline sahip olduğunu öngörüyoruz. Son dönemde doğal gazın araçlarda sağladığı kazanımların farkındalığıyla orijinal CNG’li çekiciler Türkiye’ye gelmeye başladı. Bunu da ilk yapanlardan biri, Scania oldu. Bu konudaki

ilk adımı attıkları ve çevreci yaklaşımları bizimle uyuştuğu için, filomuzu yenilemek amacıyla Scania’nın ürettiği çekiciyi operasyonumuz için tercih ettik” şeklinde konuştu.

General Electric ve Bereket Enerji’den işbirliği ÇEVRE PERFORMANSINI YÜKSELTİYOR

G

E Enerji Servisleri Doğu Avrupa ve Türkiye Genel Müdürü Murat Demirel, “BEREKET Enerji ile Yatağan enerji santraline ilişkin imzaladığımız hizmet sözleşmesi, GE’nin Türkiye’deki enerji sektörüne uzun yıllara dayalı taahhüdünün ve bağlılığının bir göstergesini oluşturuyor. Bu proje aynı zamanda enerji santrallerinin verimliliğini ve çevre performansını artırmaya yönelik uzun vadeli hedeflerin desteklenmesini de yansıtıyor. Türkiye’de alanının ilk örneği olan böyle bir projeye imza attığımız için GE olarak gurur duyuyoruz. Alstom’u satın almamızla da birlikte artan yetkinliklerimizi, diğer tedarikçilerden gelen hizmet üretim ekipmanlarıyla daha da artırıyor, müşterilerimize aklınıza gelebilecek her türlü yakıt kaynağıyla en üst düzey verimliliği sunuyoruz” dedi.

GE, Bereket Enerji ile Türkiye’deki tam kapsamlı santral çözümleri yetkinliklerine dikkat çeken bir anlaşmaya imza attığını duyurdu.

G

eneral Electric (GE), Bereket Enerji iştiraki Yatağan Termik Enerji Üretim A.Ş ile Türkiye’deki tam kapsamlı santral çözümleri yetkinliklerine dikkat çeken kilometre taşı niteliğinde bir anlaşmaya imza attığını duyurdu. Anlaşma kapsamında Muğla ilindeki Yatağan Kömür Santrali’nde bulunan üç buhar türbini ve jeneratörü için yenileme çalışması yapılacak. Proje, her yıl Avrupa enerji üretim sektöründeki isimleri bir araya getiren, Milano’da düzenlenen Power-Gen Europe 2016 konferansında duyuruldu.

44 MW EK ÜRETİM KAPASİTESİ Proje, santralin üretim miktarını, kullanılabilirliğini ve çalışma ömrünü artıracak ve Türkiye’de ortalama

125 bin hanenin enerji ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek 44 MW ek üretim kapasitesi oluşacak. Bereket Grup Kurucu Ortağı Ali Yağlı, sahibi oldukları Yatağan Enerji Santrali’nde olduğu gibi Türkiye’de enerji sektöründe tesisler özelleştirildikçe, eski güç ünitelerinin yenilenmesine ve güçlendirilmesine yönelik giderek artan bir modernleştirme trendi olduğunu belirtti. Yağlı, “Türkiye’nin enerji talepleri giderek artış gösterirken santraldeki buhar türbin ve jeneratörlerin yenileme ve güçlendirme hedefimizi gerçekleştirmek adına GE ile çalışmaktan memnuniyet duyuyoruz. Bu proje kapsamında, ünitelerin üretim miktarı artırılacak ve uzun vadeli güvenirlik elde edilecek; bakım çalışmalarına daha az sıklıklarla ihtiyaç duyulacak” diye konuştu. Proje, GE’nin Türkiye’deki ilk tam kapsamlı Buhar Türbini ve Jeneratörü modernizasyon projesi olarak öne çıkıyor. Modernizasyon çalışmalarının tesisin şu andaki 180 MW’lık düşük üretim düzeyini yaklaşık 228 MW’a yükseltmesi

bekleniyor. Üretim düzeyindeki bu artış, Türkiye’de ortalama 125 bin evin enerji ihtiyacını karşılamaya yetecek düzeyde olacak.

TESİSİN ÖMRÜNÜ 15 YIL DAHA UZATILACAK Bereket Enerji’nin Buhar Türbin ve Jeneratör ünitelerine yönelik proje hedefleri arasında, santralin kullanılabilirliğini yılda 8 bin saat çalışma süresine kadar yükseltmek, tesisin ömrünü 15 yıl daha uzatmak ve tesisin nominal üretim düzeyini yaklaşık 228 MW’a kadar artırmak yer alıyor. Ekipmanın, planlanan 105 günlük bir hizmet dışı kalma süresi kapsamında teslim edilmesi ve kurulması gerekiyor. GE, Polonya ve İsviçre’de bulunan üretim tesislerinden getirilecek üç buhar türbini ve jeneratör setini Mart 2017 ve Mart 2018 arasında aşamalı olarak teslim edecek. Tesisin Türkiye’nin ulusal şebekesine bağlı olan ilk ünitesinin en geç Haziran 2017’de tam enerji yükseltme kapasitesiyle ticari faaliyete geçmesi bekleniyor.


Büyük uğraşlar ve mücadelelerle kazanılan demokrasi ve özgürlüklerimiz, maalesef hain bir girişimle bir gecede elimizden alınmaya çalışıldı. Ne mutlu ki, demokrasiye, milli iradeye, Yüce Meclis’imize karşı gerçekleştirilen bu saldırılar, milletimizin yek vücut direnişiyle püskürtüldü. Bu yolda canını veren tüm vatan evlatlarına Allah’tan rahmet diliyoruz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da demokrasinin, özgürlüklerin, insan haklarının ve Cumhuriyet’in yanında olmaya devam edeceğiz.


22

Kayseri’de doğalgaz abone sayısı

435 bine ulaştı

Kayserigaz Müşteri Hizmetleri Müdürlüğü, 2004 yılında yatırım faaliyetlerinin başlaması ile hizmete sunulan doğalgazda abone sayısının Temmuz ayı başında 435 bin Bağımsız Birim Sayısına (BBS) ulaştığını açıkladı.

Doğalgaz, kolay kullanımı ve çevreye zarar vermeyen özelliği sayesinde günlük yaşamımızdaki yerini alarak kullanımı kısa sürede büyük bir orana ulaştı.

K

ayserigaz, güncel abone rakamlarını paylaştı. 2004 yılından bu yana Kayseri Halkı’nın hizmetine sunulan doğalgaz kullanımının, yeni yatırım alanları ile sürekli artış eğilimine devam ederek, Temmuz ayı başında 435 bin BBS aboneye ulaştı.

KAYSERİGAZ YÜZDE 98’LİK PENETRASYON ORANINA ULAŞTI Doğalgaz, kolay kullanımı ve çevreye zarar vermeyen özelliği sayesinde tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de günlük yaşamımızda ki yerini alarak kullanımı kısa süre içinde büyük bir orana ulaştı. Nüfus ve sanayileşmenin artması ve temiz yakıt kullanım bilincinin gelişmesi doğalgaza olan talebi de arttırdı. Kayseri’nin tüm cadde ve sokakları ile birlikte mümkün olan tüm ilçelerine doğalgaz ulaştırma hedefi ile projelerini hızla sürdürmeye devam eden Kayserigaz, yapılan yatırımlarla abone sayısını arttırma hedefi ile yüzde 98’lik penetrasyon oranına ulaştı.

BBS ABONE SAYISI

21 KAT ARTTI

K

ayserigaz Müşteri Hizmetleri Müdürü Ceyhun Bahtiyar, 2004 yılında Kayseri Halkı’nın hizmetine sunulan doğalgazda abone sayısının 435 bine (BBS) ulaşıldığını paylaştı. Bahtiyar, 2004 yılında 20 bin civarında olan BBS abone sayısının 21 kat artarak 435 bine (BBS) ulaşması ile doğalgazın kullanıma sunulduğu günden bugüne, Kayseri’nin hava kirliliğinin azalmasına büyük katkı sağladığını sözlerine ekledi.



24 Dr. Zeynep Elif Yıldızel

Afrika: Eski, yeni kaynaklar

A

frika, yüz ölçümü ve nüfus yoğunluğu açısından dünyanın en büyük ikinci kıtasıdır. Kendisine jeolojik olarak bağlı olan adalar ile birlikte 30.8 milyon kiometrekare bir alanı mevcuttur. En önemli özelliklerinden birisi ise, tüm kıtalar içerisinde en fazla genç nüfusa sahiptir ve nüfusun yüzde 50’si 19 yaşının altındadır. Ama jeolojik olarak neredeyse en yaşlı kıtalardan birtanesidir.

EN YAŞLI VE DURAĞAN YER KABUĞU

Ükemiz için gerekli hammaddelerin kaynağından üretilip ekonomimize katılmasının son derece stratejik öneme sahip ekonomik bir değer olduğunu akılda tutarak, yatırımların doğal kaynaklarca zengin yaşlı kıtada yapılması, kalkınmamız için kritik bir noktadır.

Afrika’nın bazı bölgelerinde bulunan jeolojik olarak “craton” dediğimiz ve en yaşlı ve durağan yer kabuğunu betimleyen kayaların yaşının yaklaşık 3 milyar yıl olduğu hesaplanmıştır. Dünyamızın yaşının 4.54 milyar yıl olduğu göz önünde bulundurulacak olursa neredeyse dünyanın oluşumundan beri var olan ve jeolojik devirlerde değişik şekillerde karasal alan oluşturan bir bölgedir. Gondwana dediğimiz günümüzden 570 ile 510 milyon yıl öncesine ait paleokıtanın kuzey kısmını oluşturan önemli bir parçası ve neredeyse 600 milyon senelik jeolojik bilgilerin yer aldığı yaşlı bir doğal kaynak deposudur.

Şekil 1: Afrika kıtasının doğal kaynak haritası

Oil Gas Coal Copper Bauxite Gold Diamond Timber Uranium Chromium Cobalt Manganese Phosphate Platinum Palladium

Şekil 2: Dünya petrol ve doğal gaz rezervleri

NE ARADIĞINI BİLMEYEN ARADIĞINI BULAMAZ Bu jeolojik bilgiyi bilmemiz bize günümüzde son derece büyük hidrokarbon sahalarının kaynak kayasının nerelerde çökeldiği bilgisini vermektedir. Dolayısı ile eğer bir doğal gaz araması yapmak istiyor ve bu gazın çok üretken olan Silüriyen kaynak kayasından türemiş olmasını dolayısı

42.8

6.8

7.6 7.5

9.1 2015 Total 1697.6 thousand million barrels

8.4

2015 Total 186.9 trillion cubic metres

14.0

SİLÜRİYEN KAYNAK KAYASI Afrika, kıta olarak günümüz şeklini yine paleokıta olan Pangea’nın parçalanması sonucu almıştır. Tüm bu jeolojik bilgilerin önemi, hangi doğal kaynağı dünya üstünde veya Afrika’nın neresinde aramamız gerektiği ve hangi bölgelerde, hangi kaynak için yatırım yapılması gerektiğini anlamada çok önemlidir. Örneğin, Silüriyen dediğimiz günümüzden 440 ile 417 milyon sene önceyi tanımlayan jeolojik zaman diliminde, deniz seviyesi tüm zamanların en yüksek seviyesini ulaşmış (global flooding) ve bu nedenle ilk bitkiler denizlerden karalara çıkmış ve organik maddece zengin kaynak kaya çökelimi Gondowana paleokıtasının göreceli kuzey kısmında hem çok yoğun hem de sürekli olarak devam etmiştir.

4.1

doğal gaz

2.5 47.3

petrol

Middle East S. & Cent. America North America Europe & Eurasia Africa Asia Pacific

19.4

30.4

Şekil 3: Dünya petrol ve doğal gaz R/Ü oranları 2015 by region petrol 150

2015 by region doğal gaz 160

120 120 90 80 60

40

30

North S. & Cent. Europe & Middle East America America Eurasia

Africa

Asia Pacific

ile reservlerimizin çok yüksek olmasını istiyor isek bu bilgi bizim için çok kıymetli ve kritik bir bilgidir. Silüriyen kaynak kayasının doğal gaz sahalarına örnek vermek gerekirse, Katar’ın ve İran’nın ortaklaşa sahip olduğu Güney Pars sahası ki Basra Körfezindedir, Irak’taki Akkas Sahası, Ürdün’deki Al Risha sahası ve Libya’daki Elephant

0

North S. & Cent. Europe & Middle East America America Eurasia

Africa

Asia Pacific

0

Sahası Silüriyen kaynak kayasından türeyen doğal gaz ve petrol sahalarıdır. Görebileceğiniz üzere birbirlerine göre günümüzde coğrafik olarak çok uzak olsalar da jeolojik devirlerde aynı çökel ortamında oldukları için birbirlerine ve diğerlerine analoji oluşturmaktadırlar. Ne aradığını bilmeyen aradığını bulamaz sözü ise tam da bu noktada çok önem


25 MADEN BİRÇOK AFRİKA ÜLKESİNİN ANA GELİR KAYNAĞI

Şekil 4: 2009-2014 yılları arasındaki Afrika’da gerçekleşen fosil yakıt keşifleri.

arz etmektedir.

AFRİKA’DAKİ KAYNAKLARIN VARLIĞI İLK KEZ 15. YY’DAN İTİBAREN FARK EDİLDİ Öyleyse, Afrika’nın günümüzdeki önemi nereden gelmektedir? Afrika’nın önemi zengin doğal kaynaklara sahip olması, genç nüfusu, gelişmemiş ekonomisi ve çok büyük enerji ihtiyacından kaynaklanmaktadır. Afrika’nın zengin doğal kaynakları nelerdir sorusuna yanıt ise; öncelikle elmas, platin, altın, gümüş, bakır, demir, aliminyum, fosfat, nikel, boksit, kobalt, manganez, krom, paladyum, petrol, doğal gaz, uranyum gibi doğal kaynaklar, kahve, zeytin, portakal, tuz, balık gibi önemli yiyecekler ve önemli ticari metalardır (Şekil 1). Maalesef ki; günümüzde son derece stratejik öneme sahip bu maddeleri kendi kendilerine, kendi ekonomilerine katma kabiliyetinden çeşitli nedenler ile yoksunlar. Bu kaynakların varlığı ilk olarak 15.yy’dan itibaren Portekizliler, Hollandalılar, Fransızlar ve 16. yy’dan itibaren ise İngilizler tarafından farkedilmiş ve o bölgelere yerleşilmeye başlanmıştır.

Günümüzde, Afrika, madencilik alanında, diğer kıtaların aksine, hâla zengin rezervlere sahiptir. Maden aramacılığı ve üretimi bugün birçok Afrika ülkesinin ana gelir kaynağıdır. Afrika, boksit, kobalt, endistüriyel elmas, altın, fosfat, platin, vemikülit ve zircon madenleri açısından dünya rezervleri sıralamsında birinci ve ikinci sıradadır. Yukarıda da bahsedildiği gibi 1800’lerin başlarında Belçika, İngiltere ve Portekiz kolonilerinin başlıca yatırım alanı değerli metaller ve kıymetli taşlar olmuştur. 1990’ların başında Afrika, dünya arama yatırımlarının yüzde 5’ini almıştır. Afrika’nın ihracat odaklı maden arama ve üretim sektörü genellikle bu hammaddelere ihtiyacı olan teknoloji üreten büyük ekonomik ülkeler tarafından şekillendirilmektedir.

2040 YILINDA SAHRA ALTI AFRİKA DÜNYANIN BİRİNCİ GAZ TEDARİKÇİSİ OLACAK Afrika, petrol ve doğal gaz rezervleri açısından ise dünya rezervlerinin, petrol için yüzde 7.6’sına, doğal gaz içinse yüzde 7.5’ine sahiptir (Şekil 2). Ancak petrol ve doğal gaz aramacılığı, Ortadoğu bölgesinde olduğu gibi 200 yıllık bir geçmişe sahip değildir. Özellikle, 2000’li yıllardan itibaren artan petrol ve doğal gaz arama

KEŞİFLERİN YÜZDE 30’U SAHRA ALTI AFRİKASI’NDA GERÇEKLEŞTİRİLDİ Uluslararası Enerji Ajansının yaptığı açıklamaya göre 2040 yılında Sahra altı Afrika Rusya’yı geçip dünyanın birinci gaz tedarikçisi olacaktır. Zaten son yıllarda yapılan keşifler ile 1990 yılında 7 bcm olan gaz üretimi 2012 yılında 58 bcm’e yükselmiştir. 2040 yıllında ise yıllık 175 bcm doğal gaz üretimine ulaşacağı hesaplanmaktadır. Yine UEA’nın yaptığı çalışmaya göre, dünya genelinde yapılan petrol keşiflerinin yüzde 30’u Sahra altı Afrikası’nda gerçekleşmiştir (Şekil 4).

SAHRA ALTI AFRİKA 2020 YILINDA GÜNLÜK 6 MİLYON VARİL PETROL ÜRETECEK Afrika kıtası dünya birincil enerji tüketiminin sadece yüzde 3.3’ünü tüketmektedir ve bu tüketim içinde fosil yakıtlar tüm dünya genelinde

Şekil 5: 2015 yılı Afrika’nın Birincil Enerji Tüketimi Afrika’ın Birincil Enerji Tüketimi 2015 Renewables Hydro electric Nuclear Energy Coal

AFRİKA KITASI BUGÜN DÜNYA EKONOMİSİ İÇİN ÖNEM ARZ ETMEKTEDİR

Natural Gas Oil 50.0

100.0 milyon ton petrol eşdeğeri

200.0

150.0

Şekil 6: 2015 yılı Afrika’nın Dünya Fosil Yakıt Tüketim ve Üretimindeki Payı Afrika’ın Fosil Yakıt Tüketim ve Üretim Payı 2015 10 üretim

9

tüketim

8 7 Percent %

Denizcilikte ilerlemiş olan Avrupa ülkeleri her ne kadar Afrika kıyılarında koloniler kurmuşsalarda, iklim ve tabiat şartlarından dolayı kıtanın içlerine ilerlemeye cesaret edememişlerdir. Çok eski çağlardan beri Nil nehri bereketin sembolü olduğu için insanların ilgisini çekmiş ama kaynağını araştırma teşebbüşleri ilk defa 19. yy’da bir İngiliz olan John Speak tarafından yapılmıştır. Ancak, 18421873 yılları arasında hem Nil nehrinin kaynağını hem de Afrika’nın bilinmeyen kısımlarını araştımak için Afrika’nın içlerine yol alan David Livingstone’dur. Ayrıca bu gezileri sırasında Kongo ve Zambezi nehirlerini de keşfetmiştir. Afrika’nın keşfedilmesi, Avrupa devletlerinin kıyılardan içlere doğru hucum etmesine ve sömürgeleşmenin hızlanmasına neden olmuştur. Tüm bu anlatılanlar nedeni ile Afrika kıtası bugün dünya ekonomisi için önem arz etmektedir.

faaliyetleri çok önemli keşiflerle sonuçlanmıştır. Buradaki diğer en önemli gösterge ise R/Ü (reserv/ üretim) oranıdır. Çünkü bu oran üretilen hammadde yerine ne kadar rezerv eklediğinizi gösterir ki; bu hem arama üretim şirketlerinin o yılki başarısını hem de bölgenin ne kadar verimli olduğunun göstergesidir. Buradan yola çıkarak, 2015 yılında petrol açısından Afrika’nın R/Ü oranı yüzde 42 ve doğal gaz R/Ü oranı ise yüzde 66 olarak gerçekleşmesi bu bölgenin hâla keşfedilecek petrol ve doğal gaz açısından son derece zengin olduğunun bir kanıtır (Şekil 3).

6 5 4 3 2 1 0 petrol

doğal gaz

kömür

olduğu gibi en önemli kısmını oluşturmaktadır (Şekil 5). Bununla beraber 2015 yılında, Afrika dünya petrol üretiminin yüzde 9.1’ni ve doğal gaz üretiminin yüzde 6’sını gerçekleştirmiş ancak dünyada gerçekleşen petrol tüketiminin yüzde 4.2’sini ve doğal gaz tüketiminin ise yüzde 3.9’unu kullanmaktadır. Kömürde ise yine dünya üretiminin yüzde 4’ünü ve tüketiminin yüzde 2.5 tüketmektedir (Şekil 6). Mevcut keşfedilmiş rezervleri ile Sahra altı Afrika 2020 yılında toplamda günlük 6 milyon varil petrol üretiyor olacaktır. Bu rakamlara Kuzey Afrika (Cezayir, Libya, Mısır) üretimi dahil edilmemiştir. Ayrıca Doğu Afrika’daki Sahra altı ülkelerinden Mozambik, Nijerya, Angola ve Tanzanya, 2040 yılında Rusya, Avustralya ve Kuzey Afrika ülkelerinden daha fazla LNG ihraç edecektirler. Tüm bunların yanında 2012 yılında Sahra altı Afrikasında 600 milyon insan elektrikten mahrumken, 2040 yıında bu rakamın 600 milyonun altına düşeceği ve yaklaşık 1 milyar Sahra altı Afrikalının elektrik kullanması gerçekleşecektir. Dünyanın oluşumundan günümüze kadar geçen zamanın yüzde 75’i boyunca değişik jeolojik şekillerde var olan Afrika kıtası, bu uzun süre boyunca insanlığın ihtiyacı olan doğal kaynaklar yönünden oldukça zengin bir birikime sahip olduğu ve bu nedenle de değişik dönemlerden itibaren sömürge olarak başka ülkelerin zenginliğine zenginlik kattığı gerçeğini görememenin bedeli çok ağır olmuştur.

AFRİKA KITASI YATIRIMCI İÇİN SON DERECE ÖNEMLİ Hâla kendi zengin doğal kaynaklarını kendileri için değil, gelişmiş ülkeler için kullanmakta ve sadece hammadde satarak gelir elde etmektedirler. Bu durumda Afrika kıtasını yatırımcı için son derece önemli bir konuma taşımış durumdadır. Şöyle ki; hammadde değer zincirinde yatırımcı, ilk önce hammaddeyi (maden ya da fosil yakıt, jeotermal kaynak, değerli taşlar vs.) arama, bulma, üretme ve işletme yatırımından daha sonra ise bunların dünya piyasalarına ulaştırılmasından ve en önemliside kıtanın ihtiyacı olan enerji’nin üretilmesine ve bu enerjinin iletilmesi ve tüketiciye ulaştırılması değer zinciri eklenti noktalarında yatırım yaparak kâr elde etmektedir. Söz konusu hammaddeler günümüzde sadece ekonomik değil aynı zamanda da stratejik öneme sahiptir.

YATIRIMLAR ZENGİN YAŞLI KITADA YAPILMALI Bunları göz önünde bulundurarak ülkemiz için gerekli hammaddelerin kaynağından üretilip ekonomimize katılması son derece stratejik öneme sahip ekonomik bir değer olduğunu akılda tutarak, bu yatırımların bu doğal kaynaklarca zengin yaşlı kıtada yapılması, kalkınmamız için kritik bir noktadır. Herkesin dikkatini bu konuya yoğunlaştırması ve yatırımlarımızın bu yöne odaklanması hususunu sizlere hatırlatmak isterim.




28

İzmir Doğalgaz sergi açılışı yaptı

İzmir Doğalgaz, İzmir Fotoğrafçılar Odası işbirliğiyle bu yıl beşincisi düzenlenen fotoğraf yarışmasının sergi açılışı gerçekleştirildi. Açılışa eser sahipleri ve çok sayıda sanatsever katıldı.

İ

zmir Doğalgaz, İzmir Fotoğrafçılar Odası işbirliğiyle bu yıl beşincisi düzenlenen fotoğraf yarışmasının sergi açılışı düzenlenen bir törenle gerçekleştirildi. İzmir Ticaret Odası sergi salonunda gerçekleştirilen alışılışa, İzmir Doğalgaz Genel Müdür Yardımcısı Cebrail Özdemir, İzmir Fotoğrafçılar Odası Başkanı Murat Yavuz, jüri üyeleri, dereceye ve sergilenmeye değer görülen eser sahipleri ve çok sayıda sanatsever katıldı. Bu yıl “Geleneklerimiz” temasıyla düzenlenen yarışmaya amatör ve profesyonel çok sayıda fotoğraf sever katılmıştı. Yarışma sonucunda 3 esere ödül, 3 esere mansiyon verilirken, 33 eser ise sergilenmeye değer bulunmuştu.

“FOTOĞRAFSEVERLERE DESTEK VERMEYE ÇALIŞIYORUZ” Açılış töreninde duygularının dile getiren Özdemir, İzmir Doğalgaz olarak bulundukları şehrin kültürel yaşamına katkıda bulunmaya

‘YARIŞMAMIZI HER SENE DAHA İYİ BİR SEVİYEYE TAŞIYORUZ’

İ

zmir Fotoğrafçılar Odası Başkanı Murat Yavuz ise, yeni tecrübelerle yarışmayı daha ileri noktalara taşıma gayreti içinde olduklarını belirterek, “Katılım süreci, eserlerin değerlendirilmesi gibi konularda son derece profesyonel bir çizgi yakaladık. Bir önceki

yıldan edindiğimiz tecrübelerle yarışmamızı her sene daha iyi bir seviyeye taşıyoruz. Tüm katılımcılarımıza teşekkür ediyorum” dedi. Törenin ardından dereceye ve sergilenmeye değer görülen eserlerin sertifika dağıtımı yapılarak, katılımcıların eserleri incelendi.

devam edeceklerini belirterek, “Ürettiğimiz çok sayıda sosyal sorumluluk projesiyle İzmir’e, doğalgaz yatırımları dışında da katkı sağlamaya çalışıyoruz. Bu yıl ilk defa Türkiye geneli düzenlemeye başladığımız fotoğraf yarışmamız bunlardan sadece biri. Yarışma ile fotoğraf severlere yeteneklerini, ürünlerini sergileyebilecekleri bir alan yaratarak, destek vermeye çalışıyoruz. Eserlerini göndererek yarışmamıza katkıda bulunan tüm katılımcılarımıza teşekkür ediyorum” açıklamasında bulundu.

İzmir Doğalgaz abonelerini uyarıyor İzmir Doğalgaz abonelerini, yetkisiz kişi ve kurumlara para ve belge verilmemesi konusunda uyardı. İzmir’in doğalgaz dağıtım ve işletmesini üstlenen İzmir Doğalgaz’dan abonelerine, yetkisiz kişi ve kurumlara karşı dikkatli olunması konusunda önemli bir uyarıda geldi. Konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada, “Son günlerde bazı gerçek ve tüzel kişiler tarafından firmamızın bilgisi dışında, sayaç bağlantı borusunun (fleksi boru) değiştirilmesi, yenilenmesi, kontrol edilmesi gibi gerekçelerle bilgi, belge ve para istendiği; bu işlemlerin İzmir Doğalgaz tarafından yapılması durumunda daha çok ödeme yapılmak zorunda kalınacağı veya gazın kesileceği

gibi dayanağı olmayan söylemlerle tüketicinin aldatılmaya çalışıldığı tespit edilmiştir” denildi.

“MUTLAKA KİMLİK SORULMALI” Yaşanabilecek muhtemel sorunların önlenmesi açısından; abonelerin bu tür kişi ya da kurumlara kimlik sormaları, herhangi bir ad altında para ya da belge vermemeleri istendi. Yasal olmayan uygulamaların tespit edilmesi halinde gerekli hukuki işlemelerin yapılacağının belirtildiği açıklamada, abonelerden şüpheli durumlarda 444 33 35 No’lu Çağrı Merkezi’ne ya da 449 39 39 No’lu telefona bilgi vermeleri istendi.

“ABONELERİMİZ DİKKATLİ OLMALI” Vatandaşların bu tür kişi ve kurumlara karşı dikkatli olması gerektiğinin belirtildiği açıklamada, İzmir Doğalgaz’ın bilgisi dışında yetkisiz kişi ya da işyerleri tarafından yapılan işlemlerden doğabilecek risklerden ve oluşabilecek zararlardan dolayı İzmir Doğalgaz’ın herhangi bir sorumluluğunun bulunmayacağı belirtti. Yetkisiz kişiler tarafından gazlı hatlara yapılacak müdahalenin can ve mal kaybına kadar ulaşabilecek sonuçlar doğurabileceğinin belirtildiği açıklamada, “Bu tür uygulamalar sadece İzmir Doğalgaz’ın mühendis ve teknisyenleri tarafından güvenli olarak yapılabilir. Bunun dışındaki uygulamalar tehlikeli sonuçlar

doğurabilir. Ayrıca, şirketimiz tarafından, mevzuat kapsamında, gerçekleştirilen sayaç değişimi gibi uygulamalarda vatandaştan herhangi bir şekilde para talep edilmemektedir” denildi.



30

makale Bülent Şen

Dijitalleşiyoruz: Akıllı şehirler @bulentenerji

D

Gelecek yüzyılın trendi şimdiden belli oldu: Akıllı şehirlerde dijital yaşam. Artık dijital bir geleceğe doğru yelken açmış durumdayız.

ünya artık, yakıt türü ne olursa olsun, ithal ya da yerli fark etmeksizin üreteceği-tüketeceği enerjisini verimli kullanmaya ve en önemlisi belirli yazılımlar ile kullanmış olduğu enerjiyi doğru yönetmeye, ölçmeye, katma değeri en yüksek şekilde kullanmaya ve dijital verileri kullanarak alınan geri bildirimler ile daha çözüm odaklı bir yönetim şekline doğru gitmektedir. Güzel bir söz vardır: “Ölçemezsen yönetemezsin.” Artık çoğunluğumuz büyükşehirlerde yaşıyoruz ve şehirleşme giderek artıyor. (Türkiye’de şehirleşme oranı yüzde 80’i geçti) Çok farklı talepler, beklenen hizmetler ve yaşlanan altyapı gibi karmaşık bir ağı yöneten yöneticiler, şehirlerindeki verileri analiz etmek, sorunları tahmin etmek ve kaynakları koordine etmek için sürekli daha etkili yöntemler arayışı içindedirler. İş, kültür ve yaşam merkezleri olarak şehirler, kamu güvenliği, ulaşım, su, elektrik, gaz gibi ortak kullanımı olan hususları bütünleştirmek için uygun yerlerdir. Şehirler, test edilmiş bu yaklaşımları kullanarak, kesintileri en aza indiren ve enerjinin fiyatlarının ucuz olduğu dönemlerde tüketim alışkanlıklarını yönetebilir. Akıllı sensörlar ile gerçek zamanlı üretim-tüketim izlemesi, scada gibi otomasyon ve kontrol sistemleri ile verimliliği artırma, izleme ve şebekeye feed-back verilmesi ile çözüm odaklı bakış açıları artmaya başladı. Artık günümüzde her şey dijitalleşiyor.

DİJİTAL GELECEĞE BAKIŞ Gelecek yüzyılın trendi şimdiden belli oldu: Akıllı şehirlerde dijital yaşam. Artık dijital bir geleceğe doğru yelken açmış durumdayız. Bu yükselen trende uyum sağlayamayan kentlerin ekonomik büyüme getirilerinde ciddi düşüş yaşayacağı uzmanların öngörüleri arasında yerini alıyor. Buna karşın “dijital ekosistemi” besleyen akıllı kentlerin aldıkları yatırımlar ve yaratacakları iş olanaklarında önemli bir artış olacağı belirtiliyor. Avrupa’nın önde gelen ekonomilerinden birine sahip olan İngiltere’de dijital teknoloji sektörünün 2010-2014 yılları arasında diğer sektörlere kıyasla yüzde 32 daha fazla büyüdüğü ve sektördeki maaşların ülke ortalamasına göre yüzde 36 daha fazla olduğu kaydedildi. Sadece ABD’de her 1 saniyede risk sermayesinin 1.532 doları bu alana yatırılıyor. Bu trendi özümseyerek, gerekli yatırımları yapan kentler ise en çok gelecek 10 yıl içerisinde dijital sektörün kazananları olarak anılmaya başlayacaklar.

DÜNYADAKİ DİJİTAL ŞEHİRLER Dünyada dijital dönüşümünü başlatan çok sayıda kent olduğu biliniyor. Londra, bu alanda finansal teknolojinin başkenti olarak tanınıyor. Londra’daki akıllı kent pazarının 2020 yılı itibariyle 13,4 milyar doları bulması öngörülüyor. Akıllı kentler arasında Seul, ağ bağlanırlığı açısından çok önemli adımlar atarak 5G’nin kullanıldığı ilk şehir olarak tarihteki yerini aldı. Chicago ve Singapur’da; günlük olarak nasıl işlediğinin takip edilebilmesi

için kentin dört bir yanına sensörler yerleştiriliyor. Barcelona ise çeşitli projeler ve girişimlerle dijital etkinliklerini sürdürüyor. Almanya ve Belçika’da pilot uygulamalar ile 50 bin ila 150 bin nüfuslu şehirlerde tamamen dijital otomasyon programları ile şehirlerin enerji ihtiyacı yönetilmektedir. Bunların dışında önümüzdeki beş yıl içerisinde dijital şehirleşmeye geçileceği net görülmektedir.

BEKLEYEN ZORLUKLAR Birçok şehir için büyük problemlerin başında barınma, ısınma ve elektrik ile içilebilir su dağıtımının güvenli bir biçimde yapılabilmesi geliyor. Dijital altyapı ile bu tür gereksinimlerin giderilmesi çok daha kolay ve sürdürülebilir şekilde sağlanıyor. Yeni nesil altyapıların merkezinde ise elektriklendirme, otomasyon ve dijitalleştirmenin yer alacağı belirtiliyor. Örneğin, enerji ağlarının dijitalleştirilmesiyle insanlar, talebin az olduğu ve dolayısıyla ücretlerin düşük olduğu zamanlarda enerji kullanmaya teşvik edebilecek. Böylece enerji talepleri günün tamamına yayılabilecek ve gün içerisindeki bazı zamanlarda yoğunlaşan talebi karşılamak için çabalayan enerji üretim tesislerine yenilerinin eklenmesi yönündeki kamuoyu baskılar da azalacak ve ithal edilen yakıtlarda azalma meydan gelecektir. Dijitalleşmenin herkes tarafından kabul edilmesiyle birlikte zaman içerisinde şehir sakinlerinin ve işyerlerinin beklentileri artış göstereceği tahmin ediliyor. Bu beklentiler arasında da; telekomünikasyon şirketlerinden daha iyi bağlantı sunmaları, şehirlerin çevrimiçi hizmetlerini artırmaları ve altyapı sağlayıcıların projelerinde çok daha yenilikçi olmaları gibi isteklerin ön plana çıkacağı beklenmektedir. Ülkemizin de değişen şartlara uymak zorunda olduğu ve beklenmedik gelişmelere-fırsatlara ve tehditlere hazırlıklı olmak zorundadır. Sonraki yazım ise tamamen Yenilenebilir Enerji kaynakları ile Akıllı Şehirlerin tüm elektrik, ısınma, soğutma ve sıcak su ihtiyaçlarının karşılayabildiği en önemlisi yazılım-otomasyon programları ile izlenebildiği ve ortalama verimliliğin artırıldığı şehirler üzerine olacaktır…..




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.