DENETIMDE YENI Enerji Piyasasının Gazetesi
Yıl: 11
Sayı: 216
@petroturkcom
Fatih Dönmez Eskişehir’de incelemelerde bulundu
www.petroturk.com
Mersin
23-26 KASIM 2016 - ADANA
2012 KAYSERİ
Hatay
Osmaniye
Kayseri
Adana
2016 DOĞU AKDENİZ
K.K.T.C
Ankara
2015 KONYA
2010 ANKARA
2011 ANKARA
Gaziantep
2014 GAZİANTEP
Trabzon
2013 TRABZON
05
07
Fatih Dönmez Eskişehir’de
incelemelerde bulundu
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez, Eskişehir Alpu’da, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), Maden Tetkik Arama (MTA) ve Türkiye Kömür İşletmeleri’nin (TKİ) çalışmalarını yerinde inceledi.
E
nerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez, Eskişehir Alpu’da, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), Maden Tetkik Arama (MTA) ve Türkiye Kömür İşletmeleri’nin (TKİ) çalışmalarını yerinde inceledi.
* Sondaj hizmeti için yapılacak olan ihale 10 Haziran 2016’da MTA Genel Müdürlüğü’nde gerçekleşecek.
MÜSTEŞAR’A BÜROKRATLAR EŞLİK ETTİ Müsteşar Dönmez’e, TKİ Genel Müdürü Mustafa Aktaş ile birlikte MTA, TPAO, TKİ bürokratları da eşlik etti. Müsteşar Fatih Dönmez TPAO’nun sismik, MTA ve TKİ’nin sondaj çalışmaları hakkında bilgi aldı.
ESKİŞEHİR ALPU’YA SONDAJ
E
nerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı görevini Berat Albayrak’ın devralmasıyla birlikte sıklıkla gündeme gelen yerli kömür ile elektrik üretimi, bürokrasiyle birlikte enerji piyasalarının da ilgi odağı olmaya devam ediyor. Bakan Albayrak’ın yerli kömürden elektrik üretimine ilişkin yaptığı açıklamaların ardından bu alanda atılacak adımlar da hızlanırken, MTA Eskişehir Alpu’da linyit
kömürü arama sondajı için birden fazla bölgede kullanılmak üzere toplamda 35 bin metre sondaj hizmeti ihalesine çıktı. Resmi Gazete’de yayımlanan ilana göre en az 6 adet Wire-Line sistemli çalışan sondaj makinesi ile işyeri teslimi yapılarak çalışmalara başlanacak. Sondaj hizmeti için yapılacak olan ihale 10 Haziran 2016’da MTA Genel Müdürlüğü’nde gerçekleşecek.
‘Türkiye ile tahkim süreci dışında anlaşabiliriz’ Gazprom’un Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Aleksander Medvedev Türkiye ile tahkim süreci dışında anlaşabileceklerini ifade etti. Gazprom tarafından “Doğalgaz İhracatı ve Avrupa’ya Yönelik Doğalgaz Arz Güvenliğinin Geliştirilmesi” başlığıyla düzenlenen basın toplantısında Gazprom Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Aleksander Medvedev ve Gazprom Export Genel Müdürü Elena Burmistrova yıllık basın toplantısı kapsamında merak edilen konulara ilişkin açıklama yaptılar.
GAZPROM 2016’DA REKOR DÜZEYDE İHRACAT BEKLİYOR Medvedev ve Burmistrova, ıIlımlı kış koşulları yaşansa dahi, 2016 yılında doğal gaz ihracatının en az 165 milyar
metreküp gibi rekor bir seviyeye ulaşmasını beklediklerini ve Avrupa’nın yerli üretimindeki düşüşün, kendilerine çok iyi sonuçlar getirdiğini söylediler.
“BOTAŞ VE ŞİRKETLERE AYNI DÜZEYDE GAZ TEDARİK EDİLİYOR” Toplantıda, Türkiye’ye yönelik doğal gaz tedarikinde hiçbir kesinti yaşanmadığı, yalnızca müzakerelerde yaşanan gecikmelerden kaynaklı bazı kısıntılar olduğu belirtildi. BOTAŞ ve özel şirketlere aynı düzeyde doğal gaz tedarik edildiğini vurgulayan Medvedev, “Ancak tahkim sürecinde söyleneni tekrar edebiliriz. Yargı sürecinin dışında bir uzlaşıya
varmak her zaman yeğdir” diye konuştu.
“KUZEY AKIM 2 PLANLANDIĞI GİBİ GİDİYOR” Şirketten Kuzey Akım 2 Projesiyle ilgili ise şu bilgiler verildi: “Kuzey Akım 2 AB mevzuatıyla uyumlu ve planlandığı gibi ilerliyor: Boru hattının döşenmesine ilişkin sözleşmeler de dahil olmak üzere, proje planlandığı gibi ilerliyor. Boruların döşenmesi ihalesinde güzel bir rekabet ortaya çıktı. Kuzey Akım 1 Projesine nazaran daha çok sayıda şirket katılım göstermek istiyor. Bu da bize umut veriyor.”
YENİ DOĞALGAZ İHALESİ
G
azprom, toplantıda 2016 yılı Haziran ayında yeni bir doğalgaz ihalesi düzenlemeyi planladığını da bildirdi. Avrupa’daki doğal gaz fiyatlarının ikinci çeyrekte dibe vuracağı belirtilen açıklamada; “Gazprom’un
sözleşmeleri 6 ila 9 ay geriden gelecek şekilde petrol fiyatına endeksli. Buna göre ikinci çeyrekte fiyatlar en düşük düzeye inecek, ancak üçüncü ve dördüncü çeyrekte yeniden yükselişe geçecek” bilgisi aktarıldı.
08
‘Doğal gazda arz güvenliği umut veriyor’ T
ürkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Türkiye Doğal Gaz Meclisi, Meclis Başkanı İbrahim Akbal başkanlığında Ankara’da toplandı. Enerji Piyasaları İşletme A.Ş. (EPİAŞ), Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (PİGM), Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (ETKB), Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. (BOTAŞ), Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), Rekabet Kurumu, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve Özel Sektörden temsilcilerin bulunduğu geniş katılımlı toplantıda, sektördeki güncel gelişmeler ele alındı.
ENERJİ PİYASALARI DEĞERLENDİRİLDİ TOBB Doğal Gaz Meclisi toplantısından önce enerji piyasaları hakkında değerlendirmelerde bulunan Meclis Başkanı İbrahim Akbal, yerli linyit kömürünün ekonomiye kazandırılması yönünde çalışmaların sürdüğünü, bu konudaki hazırlıklarda da tamamlanma
TOBB Türkiye Doğal Gaz Meclisi, İbrahim Akbal başkanlığında Ankara’da toplandı.
Petrol işleri Genel Müdürü Selami İncedalcı
TOBB Doğal Gaz Meclisi Başkan Yardımcısı Yaşar Arslan
aşamasına yaklaşıldığını belirtti. Doğal gazın, elektrik üretimi içindeki payının 2016 yılı ilk çeyrek döneminde yüzde 33 civarında seyrettiğini ifade eden Akbal, Türkiye’nin, 2023 vizyonu çerçevesinde elektrik üretiminde, nükleer enerji ile yenilenebilir enerji kaynaklarından daha fazla yararlanılması yönünde planların olduğunu vurguladı.
TOBB Doğal Gaz Meclisi Başkanı İbrahim Akbal
BAKANLIK TEDBİRLERİ ÇEŞİTLİLİĞİ ARTIRDI Doğal Gaz Meclisi Başkanı Akbal, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından alınan tedbirlerle kaynak çeşitliliğinin artırıldığını, yeni giriş noktalarının tesis edildiğini, FSRU sistemlerinden faydalanma ve mevcut LNG terminalleri ile yeraltı
TOBB Doğal Gaz Meclisi Başkan Yardımcısı Eyüp Aratay
depolarının kapasitelerini artırma yönünde olumlu gelişmeler olduğunu belirtti. BOTAŞ’ın ulusal iletim şebekesinin taşıma kapasitesini artırma yönündeki kararlılığının devam ettiğini de dile getiren Akbal, bu durumun önümüzdeki kış döneminde ve sonrasında ulusal arz güvenliğini pekiştirme yönünde umut verici olduğunu kaydetti.
YANGINDAN KORUNMA ÇALIŞMALARI BAŞLATILDI Toplantıda, Meclis Başkan Yardımcıları Yaşar Arslan ve Eyüp Aratay’ın sunumlarında katılımcılar komite çalışmaları ve yapılmakta olan hazırlıklar konusunda bilgilendirilirken, “Yap İşlet” ve “Yap İşlet Devret” santrallerinin sona ermesinin doğal gaz piyasasına etkisi konusundaki çalışmada
EPİAŞ Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Karahan
akademik bir katkı alınmasının da düşünüldüğü ifade edildi. TOBB Doğal Gaz Meclisi toplantısında binaların yangından korunmasına ilişkin yönetmelik konusunda görüş oluşturmak için çalışma başlatılmasına da karar verildi.
SERBESTLEŞMEDE EPİAŞ KATKISI EPİAŞ Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Karahan’ın EPİAŞ ve doğal gaz piyasasının EPİAŞ’a entegrasyonuna ilişkin yaptığı bilgilendirmeyle başlayan interaktif oturumda, doğal gaz piyasasındaki serbestleşme yolunda EPİAŞ’ın katkıları değerlendirildi. Toplantının bu bölümünde, doğal gaz piyasasının da EPİAŞ sistemine dahil olmasıyla istenilen piyasa ve rekabet ortamına ulaşma yönünde önemli bir adım atılacağı görüşü dile getirildi.
YERLİ DOĞAL GAZ GÜNDEME GELDİ Petrol işleri Genel Müdürü Selami İncedalcı’nın yaptığı sunumda, yerli doğal gaz üretiminin geçmişi, günümüzdeki durumu ve geleceği masaya yatırıldı. Değişen Petrol Kanunu sonrasındaki yönetmelik değişiklikleriyle artık ruhsat sahalarındaki sondaj ilerlemelerinin daha yakından ve zamanlı takip edildiği belirtildi. Arama çalışmalarının artırılması gerektiği yönünde görüş bildiren İncedalcı, artık bunu destekleyen koşulların sağlandığını ve özel sektör yatırımcılarının da bu konuda daha cesaretli olmaları gerektiğini ifade etti.
TOBB Türkiye Doğal Gaz Meclisi, Meclis Başkanı İbrahim Akbal başkanlığında Ankara’da toplandı. Özel sektörden temsilcilerin bulunduğu geniş kapsamlı toplantıda sektördeki güncel gelişmeler masaya yatırıldı.
09
İGDAŞ’tan çevre bilincini okullara taşıyan proje İGDAŞ, 5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında; İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğiyle hayata geçirdiği ‘Okullar Erguvanla Renkleniyor’ sosyal sorumluluk projesiyle ilgili rakamları açıkladı. İstanbul genelinde 69 okula ulaşan proje kapsamında 20 bin öğrenciye çevre bilinci aşılamak için etkinlikler düzenlendi.
İ
GDAŞ, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğiyle Mart 2014’te başlattığı ‘Okullar Erguvanla Renkleniyor’ adlı sosyal sorumluluk projesiyle, öğrencilere çevre bilinci kazandırmayı amaçlıyor.
İGDAŞ Genel Müdürü Mehmet Çevik
‘İGDAŞ OLARAK
‘69 OKULA VE 20 BİNE YAKIN ÖĞRENCİYE ULAŞTIK’
M
ehmet Çevik projeyle ilgili şunları söyledi: “İstanbul’da yaşayan çocukların, kentin doğal mirasına sahip çıkması, doğadaki değişimleri görüp okuyabilmesi ve kent kültürünün oluşumunda
ekolojinin etkisini kavrayabilmesini amaçlayan projemizle, çocukları ve okulları erguvan ağaçlarıyla tanıştırarak toplam 69 okula ve 20 bine yakın öğrenciye ulaştık.”
CEMRE’NİN RÜYASI OYUNUN KONUSU
OKULLARIN BAHÇELERİNE ERGUVAN FİDANLARI DİKİLİYOR Proje, ilköğretim 3’üncü ve 4’üncü sınıf öğrencilerine, diktikleri fidanların sorumluluğunu da almayı öğretiyor. Proje kapsamında İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından belirlenen ilkokullarda ‘Cemre’nin Rüyası’ isimli tiyatro oyunu sahneleniyor ve oyunun ardından öğrencilerle birlikte okullarının bahçesine erguvan fidanları dikiliyor. Düzenlenen etkinlikler sonunda çocuklara çevrenin önemi, nasıl fidan dikileceği ve erguvan fidanı hakkında bilgilerin yer aldığı kitapçık hediye ediliyor.
“Cemre’nin Rüyası” isimli oyunda ana karakter Cemre, doğalgaz kullanılmadan önceki İstanbul’u ve erguvan fidanın özelliklerini anlatacağı bir ödev hazırlığı yaparken rüyasında Hava Ana ile tanışıyor ve kendisini doğalgaz kullanılmadan önceki İstanbul’da buluyor. Arkadaşı Ömer ve Neriman Öğretmen sayesinde ödevi ile ilgili tüyoları alan Cemre ödevini başarı ile tamamlıyor.
Proje kapsamında düzenlenen etkinlikler sonucunda çocuklara çevrenin önemi, nasıl fidan dikileceği ve erguvan fidanı hakkında bilgilerin yer aldığı kitapçık hediye edildi.
GELECEĞE YATIRIM YAPIYORUZ’
P
rojeyi değerlendiren İGDAŞ Genel Müdürü Mehmet Çevik; “Çevreye verdiğimiz önemi ‘Okullar Erguvanla Renkleniyor’ sosyal sorumluluk projemiz ile bir kez daha kanıtladık. İGDAŞ olarak daha temiz ve yaşanabilir bir İstanbul için çalışırken, bu projemiz ile ilköğretim çağındaki çocuklara çevre bilinci aşılıyoruz. İGDAŞ olarak geleceğe yatırım yapıyoruz” şeklinde konuştu.
“BU DENEYİM ÇEVREYLE İLGİLİ EN GÜÇLÜ EĞİTİM OLACAK” Çevik, “Temiz havanın sağlığımız üzerindeki etkilerini, temiz hava için temiz yakıt kullanmanın önemini eğitimler vererek anlatıyoruz. Hepsinden de önemlisi ağaç dikmenin keyfine varmalarını, bir ağacı büyütmenin sorumluluğunu almalarını istiyoruz. Bu deneyimin çevreyle ilgili en güçlü eğitim olacağına inanıyoruz” diye konuştu.
10
VE
13
9 yılın en yüksek seviyesinde Tayland’ın termal kömür ithalatı Mart ayında yıllık yüzde 85 artarak 9 yılın en yüksek seviyesine çıktı. Termal kömür ithalatı belirtilen ayda 3,7 milyon ton oldu. Ocak-Mart döneminde ise termal kömür ithalatı yüzde 60 artarak 8,8 milyon tona çıktı. Tayland’ın bu yıl yüzde 3,5 artışla 22,5 milyon ton termal kömür ithal etmesi bekleniyor.
Güney Gaz Koridoru’na destek ABD ve Avrupa Birliği, TANAP, TAP ve Güney Kafkasya Boru Hattı’ndan oluşan Güney Gaz Koridoru projesini destekliyorlar. Azeri haber ajansı Apa’nın haberine göre Washington’da toplanan ABD-AB Enerji Konseyi yaptığı ortak açıklamada, “Konsey, TAP’ın inşa edilmesini de içeren Güney Gaz Koridoru’nun açılmasına desteğini tekrar eder ve Yunanistan - Bulgaristan’ın enterkonnekte hale gelmesinin, Hırvatistan’da LNG terminallerinin inyşaa edilmesinin öneminin altını çizer” ifadelerine yer verildi.
Gaz tüketimi % 13 azaldı Ukrayna doğal gaz taşımacılık şirketi Uktransgaz’ın verilerine göre, yılın ilk 4 ayında doğal gaz tüketimi yüzde 13,6 azalarak 16,2 milyar metreküpten 14 milyar metreküp seviyesine geriledi. Bu dönemde Ukrayna’nın doğal gaz depolama tesislerinden tüketicilere pompalanan gaz miktarı ise 3.9 milyar metreküpten 5,6 milyar metreküpe yükseldi.
Enerji talebi yüzde 2 arttı Polonya’nın enerji talebi Nisan ayında yıllık yüzde 2 arttı. Enerji talebi belirtilen ayda 13,1 TWh oldu. Polonya’da aynı ayda üretim ise yüzde 0,5 artarak 12,7 TWh olarak açıklandı. Kömür yakıtlı üretim yüzde 3 artarak 6,414 GWh, linyit yakıtlı üretim yüzde 3,8 azalarak 3,852 GWh, doğal gaz yakıtlı üretim yüzde 20 artarak 548 GWh oldu.
‘Enerjide maliyet azaltan
sistemler sunuyoruz’
Raşit Kırkağaç
PNQ İş Geliştirme Direktörü Murat Erden ile kojenerasyon sistemlerinin sağladığı avantajları ve PNQ’nun 2016 yılı hedeflerini konuştuk.
P
NQ İş Geliştirme Direktörü Murat Erden ile kojenerasyon sistemlerinin sağladığı avantajları, PNQ’nun 2016 yılı hedeflerini ve Türkiye’deki projelerini konuştuk.
MÜŞTERİLER
KAYIP KAÇAK BEDELİ ÖDEMEK
“MÜŞTERİLERİMİZİN MALİYETLERİNİ AZALTAN SİSTEMLER SUNUYORUZ” PNQ’nun Avrupa’nın en büyük kojenerasyon sistemleri üreticisi olduğuna dikkat çeken PNQ İş Geliştirmek Direktörü Murat Erden, “PNQ kendini enerji verimliliğine adamış, müşterilerine fayda sağlayan bir firmadır. Müşterilerimizin enerji maliyetlerini yüzde 40 azaltan bir sistem sunuyoruz. Biz bu sistemin adına kojenerasyon diyoruz. PNQ çatısı altında Türkiye’de ve bölgede tek yetkili distribütörlüğünü yaptığımız ENER-G 35 yıllık bir geçmişi olan dinamik bir firma. Yaklaşık 4 bin adet tesis kurmuş. Bunlardan bir kısmını kendisi işletiyor bir kısmını ise satmış. Ayrıca 10-15 yıllık uzun bakım anlaşmaları yapmıştır” şeklinde konuştu.
“MÜŞTERİLERİMİZE KONFOR SAĞLIYORUZ” Doğalgaz çevrim santralleri, hidroelektrik santralleri ve kömür santralleri gibi santrallerden devletin elektrik ürettiğine değinen Murat Erden, “Buralardan üretilen elektrik iletim hatları ile şehir merkezlerine iletiliyor ve oradan da dağıtılıyor. Elektriğin taşınmasından dolayı bu hatlar üzerinde verim kaybı yaşanıyor. Çok uzun mesafelerde bu kayıpların artma oranı daha yüksek. İstanbul için bakacak olursak, Gebze’de üretilip İstanbul’a merkeze gelen bir elektrik çok fazla kayba
ZORUNDA KALMIYOR uğruyor. Daha sonra bunun üstüne devlet çeşitli vergiler koyuyor. Bu vergiler sonucunda da 17 kuruşluk bir elektrik, son kullanıcıya 30 kuruşa geliyor. Peki biz ne yapıyoruz? Müşterimiz kojenerasyon kullandığında elektriğini doğalgazdan üretiyor. Bu elektrik direkt olarak kendi tesisi içinde üretildiği için iletim ve dağıtım esnalarında kayıp yaşanmıyor. Ayrıca devletin aldığı ilave vergiler bunun üzerine eklenmiyor. Kojenerasyonda üretilen elektriğin devlete ilave bir vergisi olmuyor. Dolayısıyla bir tasarruf ortamı açığa çıkıyor. 500 kW’lık bir kojenerasyon tesisinde 150-200 bin Euro bir tasarruf var. Yani 450500 bin TL’lik bir kayıp önlenmiş oluyor. Bu da bir Ferrari parasıdır. Aslında bizim müşterilerimize sağladığımız şeyin adı konfordur. Bu sunduğumuz hizmet veya ürünün enerji olarak arkasındayız” diye konuştu.
“MÜZE ÇALIŞMALARI HASSASİYET İSTİYOR” Liverpool Müzesi’nde kurdukları sistem hakkında bilgiler veren Murat Erden müzelerde kullanımın iyi analiz edilmesi gerektiğini belirtti. Erden, “Liverpool Müzesi’nde analizörler vasıtası ile geçmiş yıllardaki ısı ve elektrik
P
NQ’nun sağladığı hizmetleri bakım ile güçlendirdiği sürece hiçbir sorun olmadığını ifade eden Murat Erden; “Bakımlar bizim öngördüğümüz sürece yapıldığı için sistemde herhangi bir arıza riski oluşmuyor ve sistem sürekli çalışıyor. Sistem çalışmaya devam ettiği için size de her saat para kazandırıyor. Çünkü ucuza elektrik üretip ucuza hatta bedavaya ısı sağlıyorsunuz. Elektrik üretilirken ısı da yan atık olarak ortaya çıkıyor. Çıkan ısıyı da otel ya da hastanenin ısı sistemine ilaveten aktarıyoruz. Bu da sizi yine ek bir maliyetten kurtarıyor. Diğer bir avantajı ise şebekedeki elektrik sıkıntılarından etkilenmemeniz. Ayrıca müşteri kendi elektriğini ürettiği için kayıp kaçak bedeli de ödemek zorunda kalmıyor” diye konuştu.
tüketimlerini ve bunlarla ilgili grafikleri çıkardık. Bizden hangi ürün buraya uyuyor hangi ürün yatırımı en kısa sürede amorti ediyor diye analiz çalışmalarımızı yaptık. Liverpool Müzesi dünyadaki müze uygulamalarında önemli bir yere sahip. 385 kW elektrik üreten ve 400 kW’a yakın da ısı sağlayan bir sistem kuruldu. Müze, açığa çıkan bu enerjinin tamamından
faydalanabiliyor. Burada sadece ısıtma var. Bazen trijenerasyon da yapıyoruz. Bu olduğunda ise bizim makinamızdan çıkan ısıyı bir ekipman içine sokup o ısıdan da soğutma elde ediyoruz” dedi.
“TESİS ANALİZLERİNİN İYİ YAPILMASI GEREKLİ” İnsanların bilinçlendirilmesi gerektiğini ifade eden Murat Erden, “Çünkü bu sistem tasarruf üzerine kuruluyor. Adı üzerinde kojenerasyon yani ikili üretim. İki tane enerji üretiyorsunuz. Bu enerjiden sadece bir tanesinden faydalanırsanız verimsiz bir sistem olur. Bu yüzden ikisinden de faydalanmanız gerekiyor. Türkiye’de yönetmeliklere göre üretilen enerjinin yüzde 80’ini tüketmeniz gerekiyor. Devlet bu oranı kullanmanız gerektiğini belirtiyor ve verimsiz santral kurmanızı istemiyor. Sistemi kurarken buna dikkat etmek gerek. Yanlış seçimden dolayı lisans alamayan ve işletmeye sokulamayan birçok kojenerasyon tesisi var. Başta tesisin analizlerinin iyi yapılması gerekiyor” diye belirtti.
“HEDEFİMİZ İNSANLARI BİLİNÇLENDİRMEK” 2015 yılının kendileri için yapılanma yılı olduğuna dikkat çeken Murat Erden, 2015’in marka bilinirliğini artırma ile geçtiğini ifade etti. Erden, “PNQ olarak temsilciliğini üstlendiğimiz ENER-G, dünya çapında çok bilinen bir marka ama Türkiye pazarı için çok yeniyiz. Türkiye pazarı için tasarruf kelimesi bile yeni. Böyle olunca doğru bilgilendirme yapmak gerekiyor. Ayrıca 2015’te Konya’daki 400 kW’lık elektrik ve 513 kW’lık ısı üreten bir projemizi devreye aldık. Müşterimiz şu an bu tesisten çok memnun. 10 yıllık bir bakım anlaşmamız da mevcut. 2016 yılında insanları bilinçlendirmeyi amaçlıyoruz. Üniversitelerde çalışmalarımızı arttırmayı hedefliyoruz. Çünkü bir şeyleri temelden doğru yönetmek gerekiyor. Bununla birlikte kurmuş olduğumuz tesislerde yaklaşık 2 milyon ton karbondioksit salınımını ortadan kaldırdık. Bu da 635 bin otomobilin çıkartacağı kirliliğin önceden önlenmesi anlamına geliyor.”
14 Ayhan Bamyacı
‘Dünya artık global bir köy haline geldi’ Her gün biraz daha dijitalleşen dünyanın en önemli konularından biri de bilişim teknolojileri. Enerji sektöründe de hayati önem taşıyan bilişim dünyasını Platin Bilişim Genel Müdürü Ayhan Bamyacı’dan dinledik.
E ‘HER FİRMANIN
MUTLAKA BİR SİBER
SALDIRI TESPİT SİSTEMİ KURMASI GEREKİYOR’
T
üm dünyayı çok fazla ilgilendiren siber güvenlik konusuna da değinen Ayhan Bamyacı konuya ilişkin önemli başlıkları paylaştı. Bamyacı; “Siber güvenlik aslında bizim tam olarak yaptığımız iş. Siber savunmanın bir parçasını yapıyoruz. Çünkü siber güvenliğin iki bacağı var. Biri siber saldırı, ikincisi siber savunma. Genellikle çok popüler olduğu için bizler siber saldırıları biliyoruz. Biz siber savunma duvarları oluşturuyoruz. Geçen yıl Türkiye’de büyük bir elektrik kesintisi yaşandı. Kesintinin nedeni ile ilgili çok şey söyleyemem ama ne olabileceğini söyleyebilirim. Bence bunun bir siber saldırı olma ihtimali göz ardı edilmeyecek kadar büyük. Çünkü bir anda böyle bir şeyin olması o kadar kolay değil. Kullandığımız cihazlar akıllılaştıkça, bu cihazların güvenliğini alma ihtiyacı da ortaya çıkıyor. Kısacası siber güvenlik diye bir olgu var ve bu olgu devletler düzeyinde de, şirketler düzeyinde de bireyler düzeyinde de kesinlikle göze alınması gereken bir şey. Maalesef siber güvenlikte şöyle bir şey var saldırganlar bir adım daha önde olabiliyor. Her firmanın mutlaka bir saldırı tespit sistemi kurması gerekiyor. Zaten 27001 standarttı da enerji piyasalarında firmaların merkezi bir güvenlik zekası oluşturmasını istiyor. Yalnız siber güvenlikte göz ardı ettiklerimiz var. Bu konuştuklarımızı hepimiz biliyoruz. Bir güvenlik duvarı oluştururken her şeyin güvenliğini almak çok kolay değil. Çünkü bir bilgi dağınız var ve o dağın etrafını bir tel örgüyle çevirmeniz mümkün değil. Öncelikle verilerinizi sınıflandırmanız lazım, ikincisi mutlaka yedekleme yapıp, felakete karşı hazırlıklı olmanız lazım. Bu biraz göz ardı edilebiliyor. Çünkü herkesin konuştuğu sistemlere sızılması ve sızıldıktan sonra değerli bilgilerin çıkarılmasıyla ilgili. Fakat insanlar içeri sızarsa yapabilecekleri, hiç düşünmediğimiz bir şey daha var. Her şeyi sabote edebilirler. Tüm bilgilerinizi, borcunuzu, alacağınızı, stok bilginizi, üretiminizi, stokunuzu geri gelmeyecek şekilde silebilirler. Bu tam anlamıyla bir depreme eşit” diye konuştu.
nerji sektöründeki firmalar EPDK kararı doğrultusunda artık dağıtım ve pazarlama birimlerini birbirinden ayırıp, bilişim altyapılarını yeniden düzenlemek durumundalar. Firmaların ISO 27001 Regülasyonuna uyum sağlayıp belge alabilmek adına bilgi teknolojileri alanında yatırım yapması gerekiyor. Bu alanda hizmet veren Platin Bilişim Teknolojileri Genel Müdürü Ayhan Bamyacı, firmaların alması gereken önlemleri, veri depolama işlemlerini, siber güvenlik alanında yapılanları Gas&Power’a anlattı. Yıllarca masanın diğer tarafında IT yönetiminde bulunduktan sonra kendi firmasını kurduğunu söyleyen Ayhan Bamyacı; “Biz veri güvenliği ve veri koruma konusunda hizmet veren bir firmayız. Platin Bilişim’in amacı her şeyden önce müşterilere kaliteli ve dürüst hizmet vermek. Dünyanın en iyisi olduğuna inandığımız ve bizim test ettiğimiz ürünleri müşterilerimizin hizmetlerine sunuyoruz. Bunu yaparken de butik bir firma yaklaşımındayız. Her şeyi biz yapacağız gibi bir yaklaşım içinde değiliz. Birkaç tane ürünü öğrenelim, müşterilerimize sunalım ve tüm hizmetleri, tüm derinliğiyle müşterilerimize sunalım istiyoruz” dedi.
“BİLGİ BİRİKİMİMİZİ VE TECRÜBEMİZİ ENERJİ SEKTÖRÜNE DE SUNMAK İSTİYORUZ” 24 banka, tüm telekomlar ve 3 hava yolu ile çalıştıklarını ifade eden Bamyacı; “Bu firmaların yanı sıra enerji sektöründen de önemli müşterilerimiz var. Özellikle elektrik dağıtım ve gaz alanında hizmet veren firmalarla çalışıyoruz. Hepsiyle gizlilik anlaşmamız olduğu için isim zikredemiyoruz ancak piyasanın en büyük firmaları ile çalışıyoruz. Ama henüz başlangıç noktasındayız. Enerji sektöründeki tüm firmalara erişebilmiş durumda değiliz. Bu da bazı firmaların Anadolu’da olmasından bizim İstanbul merkezli olmamızdan kaynaklanıyor. Ama mümkün olduğu kadar bütün firmaları ziyaret ederek hizmetlerimizi anlatmaya çalışacağız. Şu ana kadar ki deneyimlerimiz teknolojinin çok yoğun kullanıldığı ve çok yoğun rekabetin olduğu bankacılık ve Telekom sektöründe olduğu için bizim burada çok büyük bir bilgi birikimimiz var. Yurtdışı deneyimimiz de var. Biz bu bilgi ve tecrübeyi enerji sektörüne de sunmak istiyoruz. Saydığım tüm bu sektörlerden toplam 350 civarında referansımız var. Biz müşterilerimize
iş güvenlik. Benim şirketlere önerim regülasyonları mutlaka takip etmeleri. Bizim şu anda enerji sektöründe aldığımız en büyük talep İSO 27001 Güvenlik Sertifikası ile ilgili alt yapı çalışmaları. Bunları bir an önce tamamlamaları ve dizayn etmeleri çok önemli. IT altyapılarının mutlaka dinamik ve değişebilir olmasına dikkat etmeliler.”
“BİLİŞİMDE HIZ VE KALİTE ÇOK ÖNEMLİ” güvenlik ürünleri sunuyoruz. Bu ürünlerin kurulumlarını, dizaynlarını gerçekleştiriyoruz, kullanılır hale getiriyoruz. Herhangi bir arıza durumunda da bakım anlaşmalarıyla bu ürünleri tekrar çalışır duruma getiriyoruz. IT alanında yetişmiş insan gücü bulmak çok zor olduğu için bazen ürünleri müşterilerimiz adına biz yönetiyoruz. Ya uzaktan bağlanarak ya da yerinde hizmetlerle bu operasyonu da gerçekleştiriyoruz. Böylece müşterilerimiz sadece kendi ana konuları olan enerjiyle uğraşırken biz tüm IT güvenliğini sağlamış oluyoruz” diye konuştu.
“ENERJİ SEKTÖRÜNDE KURALLAR YENİDEN ŞEKİLLENİYOR” Enerji sektörünün çok hızlı geliştiğini ifade eden Ayhan Bamyacı; “Enerji sektöründe kurallar yeniden şekilleniyor. Liberalleşen bir piyasayla karşı karşıyayız. Dolayısıyla piyasadaki güvenlik tedbirlerinin önemi yeni yeni ortaya çıkıyor. Benim anladığım kadarıyla enerji piyasasında tam oturmuş bir düzen yok. Bu nedenle müşterilerimiz olabildiğince esnek çözümler istiyorlar. Bizim çözümlerimizde bu taleplere çok uygun. Bizim amacımız müşterilerimizin ihtiyacına tam olarak hizmet verebiliyor durumda olmak. Biz sadece bir ürünü sunmuyoruz. Ürünle beraber başka neye ihtiyacınız varsa onların hepsini sunuyoruz. Arıza ya da memnuniyetsizlik olursa da sadece bir firma ile muhatap oluyorsunuz” açıklamasını yaptı.
“REGÜLASYONLARI MUTLAKA TAKİP ETMELİLER” Enerji sektöründeki firmaların IT alanında dikkat etmeleri gereken unsurları anlatan Bamyacı sözlerini şöyle sürdürdü; “Enerji sektörü ve diğer sektörler öncelikle kendilerine para kazandıracak asıl işlerine odaklanmaları, işlerini nasıl daha verimli, daha karlı hale nasıl getirebileceklerini düşünmeliler. IT olarak da biz varız. Bizim yaptığımız
Şu anda 42 kişilik bir ekip olduklarından bahseden Ayhan Bamyacı; “Bu 42 kişinin 32 kişisi mühendis. Biz teknik tarafı çok güçlü bir firmayız. Teknik çağrı merkezimiz. Hizmetlerimizi alan firmalar orayı arıyorlar ve biz de 7/24 bu çağrı merkezi üzerinden hizmetlerimizi veriyoruz. Ayrıca uzaktan bağlanarak güvenli hizmet verme teknolojisini kullanıyoruz. Bu sayede İzmir’deki ya da Sydney’deki bir müşterimizin ekranına internet üzerinden bağlanıyoruz. Uzak ülkelere, şehirlere gitmeden, bulunduğumuz noktadan hizmet verebiliyoruz. Bu şekilde en batıda Kanada’da, en doğuda Sydney’de hizmet veriyoruz Artık dünya global bir köy haline geldiği için mesafelerin ortadan kaldırılması çok önemli. Bizim sorunları giderme süremiz ortalama 1 saatin altında. Yani müşterinin yanına gidene kadar zaten biz olduğumuz yerden sorunu çözüyoruz. Bilişimde hız ve kalite çok önemli 2 etken. Bizim çalıştığımız sektörde hem hızlı olacaksınız, müşterilerinizin sorunlarını gidereceksiniz. Hem de kaliteli olacaksınız. Bir sorun giderilince aynı sorun tekrar etmeyecek. Ayrıca çıkan sonuçtan müşteri de memnun olacak” diye konuştu.
“HİÇ KİMSE YÜZEYSEL HİZMET İSTEMİYOR” Ayhan Bamyacı sözlerine şöyle devam etti; “Bizi diğer firmalardan ayıran en önemli özelliğimiz servis tabanlı oluşumuz. IT firmalarına eskiden bilgisayar firması deniyordu. Eğer ki işin uzmanı değilseniz yaptığınız işi yüzeysel yaparsınız. Artık hiçbir müşteri yüzeysel bir hizmet istemiyor. Olabildiğince derin bir hizmet beklentisi içindeler. Aldığı üründen tam olarak yararlanmak istiyor. Çünkü bu ürüneler ucuz ürünler değil. Eğer siz bir ürüne 250 bin dolar veriyorsanız onun yüzde 30’unu değil yüzde 100’ünü kullanmak istersiniz. Bu nedenle şu anda piyasada çok fazla bilişim firması yok. Ama ileride bizim gibi sadece bir iş yapan butik firmaların artacağını tahmin ediyorum.”
17
18
19
UGETAM Kayserigaz’ın düzenlediği programda belgelendirme eğitimi verdi UGETAM Genel Müdürü Serkan Keleşer ve Stratejik Planlama ve Kurumsal İletişim Müdürü Hüseyin Bulundu önce Kayserigaz Genel Müdürü Hasan Yasir Bora’yı ziyaret etti, daha sonra ise Erciyes Üniversitesi’nde eğitim verdi.
U
GETAM, Kayserigaz’ın Erciyes Üniversitesi öğrencileri için organize ettiği eğitim programına katıldı. UGETAM Genel Müdürü Serkan Keleşer ve UGETAM Stratejik Planlama ve Kurumsal İletişim Müdürü Hüseyin Bulundu, Kayserigaz Genel Müdürü Hasan Yasir Bora’yı ziyaret etti. UGETAM Yöneticileri Keleşer ve Bulundu, Kayserigaz Genel Müdürü Hasan Yasir Bora ile enerji sektörü hakkında istişarede bulundular.
YAPILAN ÇALIŞMALAR HAKKINDA BİLGİ VERİLDİ Serkan Keleşer ve Hüseyin Bulundu, gerçekleştirdiği ziyaretin ardından, Kayserigaz Proje Müdürü, İç Tesisat Sorumlusu ve Kurumsal İletişim Sorumlusu ile beraber Erciyes Üniversitesi Mustafa Çıkrıkçıoğlu Meslek Yüksekokulu’nda öğrenciler için planlanan “MYK Kapsamında Belgelendirme” eğitimini gerçekleştirdiler.
Güney Kıbrıs yeni gaz lisanslarını
UGETAM’IN GENEL DEĞERLENDİRMESİ YAPILDI Gerçekleştirilen eğitim programında UGETAM Genel Müdürü Serkan Keleşer, UGETAM’ın genel bir değerlendirmesini yaptıktan sonra, uluslararası alanda gerçekleştirilen eğitim, belgelendirme, deney, kalibrasyon, muayene, teknolojik hizmetler ve yenilebilir enerji kapsamındaki çalışmaları hakkında bilgiler verdi.
MESLEKİ BELGELENDİRMENİN ÖNEMİ AKTARILDI UGETAM Genel Müdürü Serkan Keleşer ve Kayserigaz Proje Müdürü Murat Akdağ Erciyes Üniversitesi öğrencilerinin ve öğretim görevlilerinin merak ettiği konuları açıklığa kavuşturdu
Erciyes Üniversitesi Mustafa Çıkrıkçıoğlu Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Nafiz Kahraman, Kayserigaz’a ve UGETAM’a gerçekleştirilen eğitim programı için teşekkür belgeleri takdim etti.
UGETAM test hizmetlerinde
kapasite artırıyor
bu yıl verecek Güney Kıbrıs hükümeti, Afrodit açıkdeniz doğalgaz sahasında üçüncü tur petrol ve doğalgaz arama lisanslarını 2017 yılı başına kadar vermeyi planlıyor. Güney Kıbrıs hükümeti Enerji Bakanı George Lakkotripis, Kıbrıs Münhasır Ekonomik Bölge’sinde yer alan 6, 8 ve 10’uncu parsellerde petol ve doğalgaz aramaları için yapılacak üçüncü tur ihalenin 2017 yılının başlarında tamamlamayı beklediklerini açıkladı. Bakan, üçüncü tur ihalelere katılmak için son teklif verme tarihinin 22 Temmuz olduğunu kaydetti. Doğu Akdeniz’deki doğalgaz arama çalışmalarına devam eden G. Kıbrıs hükümeti, şimdiye kadar 13 blok petrol ve doğalgaz lisansı verdi.
ve mesleki belgelendirmenin günümüz sektöründeki önemi katılımcılara aktarıldı. Konferans’tan sonra gerçekleştirilen eğitimlerin öğrencileri için çok faydalı ve önemli olduğunu belirten
UGETAM sektör ihtiyaçları doğrultusunda mevcut teknoloji yatırımlarına yeni test cihazlar ekleyerek kapasitesini artırmaya devam ediyor.
“BÜYÜK ÇAPLI TALEPLERE CEVAP VEREBİLİYORUZ”
UGETAM sektör ihtiyaçları doğrultusunda mevcut teknoloji yatırımlarına yeni test cihazlar ekleyerek kapasitesini artırmaya devam ediyor.
UGETAM A.Ş. Genel Müdürü Serkan Keleşer bu kapsamda verdiği bilgiler dahilinde, su dağıtım hatlarında kullanılan Koruge Borular, Spiral Sarımlı Borular ve CTP borularda, boruların dış yüke dayanıklılığının görülmesi için yapılan “Halka Rijitliği” ve malzeme esnekliğinin görülmesi için yapılan “Halka Esnekliği” deneylerinde 2000 milimetre çapa kadar olan boruları da kapasite artışı yaparak kapsamına ilave ettiğini belirtti. Keleşer; “Bu sayede müşterilerden gelen büyük çaplı test taleplere de artık cevap verilebiliyoruz” dedi.
“YENİ BİR LABORATUVAR BİNASI İNŞA EDİYORUZ” Genel Müdür Keleşer, “UGETAM olarak, mevcut Test Laboratuvarımıza ilave olarak yine sektör ihtiyaçları ve müşteri beklentileri doğrultusunda yeni bir laboratuvar binası inşa çalışması içerisindeyiz. 2016 yılı sonu itibarıyla ile tamamlamayı hedeflediğimiz bu laboratuvar binası ve ilave cihazlar ile müşterilerimize daha hızlı ve geniş kapsamlı test imkanları sunacağız” diyerek, Hidrostatik basınç testlerinde DN1000 çap dahil olmak üzere bu çapa kadar olan tüm PE ve PVC boruları test edebilir duruma geleceğini ve yeni laboratuvar inşa çalışması sonuçlandığında Koruge ve PVC borularda yapılan “Darbe Deneyi”ni de DN2000 çapa kadar yapabilir duruma geleceğini belirtti.
20 Dr. Zeynep Elif Yıldızel
Geçmişten, geleceğin izlerini sürmek Ü
lke olarak istatistiki bilgiye-ki geçmiş zamanda ki bilginin detaylı ve sürekli olarak kayıt altına alınmasına dayalıdır-ve gelecek için yapılan projeksiyonlara ne kadar kıymet veriyoruz? Bu soru epey bir zamandır aklımın bir köşesinde yer tutmakta. Meslek hayatım boyunca gözlemlediğim bir durumdan bahsederek bu makalemi kaleme almak istiyorum. Bir petrol arama jeologu olarak, değişik bir çok milletten sayısız insan ile ortak iş yapma, müzakere etme ve sosyal ortamda bulunma fırsatlarım oldu. Gözlem yapmak ise mesleğin temeli olduğu için farkında olmadan yapılan bir eylem haline dönüştüğünden, ortaya çıkardığım sonuç şudur ki; başka bir çok milletin arasında, İnglizlerin bir zamanların güneşi batmayan impartorluğu olmaları ve günümüz dünya düzeninde de, özellikle pahada ağır sektörlerdeki varlıkları ve bu sektörlerde (maden, petrol ve doğal gaz, pırlanta gibi kıymetli taşlar) açık ara önde olmaları bana bu milletin bizden neyi farklı yaptığını sorgulamama neden olmuştur.
Ülke olarak mevcut istatistiklerin bize söylemek istediklerini anlamak konusunda gerekli çabayı YERBİLİMLERİ OLMADAN sarf etmez ve bu ENERJİ KONUSUNDA BİR YERE konuda gerekli VARAMAYIZ yatırımları Vardığım sonuç ise yazmaya olan yapmazsayakın tutkularıdır. Hiç aralıksız yarım saatte bir, önceki yarım saatte neler yaptığını, veya uzak bir içtiği çay, gittiği lavabo dahil, yazan bir coğrafyalarda İngiliz jeolog tanımıştım. Gördükleri, yerin altında duydukları, yaptıkları, gözlemledikleri her şeyi yazıyorlar. Bir nevi dokümenter rezerv satın insanlar. Diğer bir önemli özellikleri ise almazsak, bizi çok gezgin birer yerbilimci olmalarıdır. Dünyada kurulan Jeoloji Meslek Odası 13 Kasım daha ağır mali ilk 1807 yılında 13 kurucu üye tarafından yükler bekliyor kurulan “Geological Society of London”dır. olacaktır. 1815 yılında William Smith ilk defa
İngiltere’nin jeolojik haritasını yapmıştır. Bunu yapmasındaki neden ise, 1790’lardan itibaren yaptığı jeolojik çalışmalarda fosillerin birbirine benzeyen katmanları ayırt etmede önemli olduklarını gözlemlemesidir. Bu katmanları ayırabilmek ve anlayabilmek o dönemin en önemli enerji hammaddesi olan kömürün yerlatındaki geometrisini ve oluşumunu anlayabilmek ve çözebilmek için önemlidir. Bu konudan burada bahsetmemde ki en önemli neden ise, yerbilimleri olmadan ne enerji konusunda, ne de endüstriyel hammaddeler konusunda bir yere varamayız. Bu tarihten daha da eski, 1865 yılında J. W. S. Jevons “The Coal Question” (Kömür
Şekil 2: Türkiye’nin 2014 yılı milyon ton ve milyon varil petrol eşdeğeri biriminden fosil yakıt tüketimi (BP 2015)
Şekil 1 The Coal Question, W.S. Jevons (1865), kitabı ve kitaptan bir cümle alıntı.
Şekil 4: Türkiyenin Dünya Fosil Yakıt Tüketimi içerisindeki yüzde payı (BP,2015)
PETROL VE DOĞALGAZI AYNI BİRİMLERE İNDİRGERSEK KONUNUN ÖNEMİ ORTAYA ÇIKAR
Sorunu) isimli bir kitap yazarak, ekonomisi ve endüstürileşmesi kömüre bağlı olan İngiltere’nin, birincil enerji kaynağı olarak kullandığı kömürün sınırlı olduğunu ve İngiltere’nin sürdürülebilir bir gelişme için düşünmesi gereken sorular olduğunun altını çizmiştir. Kitabın bölümleri arasında, sorunun jeolojik açıdan incelenmesi, kömür madeninin işletme maaliyetleri, kömürün fiyatı, yakıtın ekonomisi, kömürün yerine geçebilecek maddeler, kömür tüketimi, değişik ülkelerdeki kömür rezervlerinin karşılaştırılması gibi konuların yer alması daha o günlerde birincil enerji kaynaklarını nasıl ele aldıklarının bir göstergesidir (Şekil 1). Buradan yola çıkarak sizlere petrol ve doğal gazın hem dünyada hem de ülkemizde birincil enerji kaynağı olması hasebi ile bizim bu sınırlı ve başka ülkelerde bulunan ve hem ekonomimizi hem de sürdürülebilir gelişmemizin önemli bir girdisi olan bu ticari metaların önümüzdeki 26 yılı nasıl şekillendireceğini anlatacağım. Başka bir deyişle, istatistiki bilgiyi, geleceği yorumlamak için kullanacağım.
Şekil 3: Dünya’nın 2014 yılı milyon ton ve milyon varil petrol eşdeğeri biriminden fosil yakıt tüketimi (BP 2015)
Ülkemizde, hepimizin bildiği ve dünya genelinde olduğu gibi fosil yakıtlar, ana enerji hammaddesini oluşturmaktadır. Ve ne üzücüdür ki fosil yakıtlar açısından (kömürü dahil etmeden) yani petrol ve doğal gaz yönünden ülkemizde yeterli değil, hiç kaynak yoktur. Bu tesbit hepimizin konuşurken söylediği ancak anlam açısından çok dikkate almadığı bir konudur. Şöyle ki; Türkiye’nin 2014 yılında günlük petrol tüketimi 724 bin varil ve yıllık doğal gaz tüketimi 48.6 milyar metreküptür. Ancak bu rakamları ayrı birimler olarak telafuz edince, sanki petrol ithalatımız ile doğal gaz ithalatımız birbirinden ayrı konularmış gibi geliyor insanın aklına. Oysaki enerji için ödediğimiz miktar hammadde açısından hem petrole hem de doğal gaza ödediğimiz ve hatta kömür için ödediğimiz toplamdır. Bu nedenle hem petrol hem de doğalgazı aynı birimlere indirgersek konunun büyüklüğü ve önemi ortaya çıkacaktır. Ülke olarak bizim enerji hammaddesi girdimiz (sadece petrol ve doğal gaz) 2014 yılı verilerine göre yıllık toplam 77.5 milyon ton ya da başka bir deyişle 568.1 milyon varil petrol eşdeğeridir (Şekil 2). Eğer bu rakamlara kömür tüketimimizide ekleyecek olursak 2014 yılı fosil yakıt tüketimimiz 113.4 milyon ton veya 831.2 milyon varil petrol eşdeğeri olmuştur (Şekil 2). Dünya ise aynı yıl 7.3 milyar ton veya 53.3 milyar varil petrol eşdeğeri petrol ve doğal gaz ve 11.2 milyar ton veya 82 milyar varil petrol eşdeğeri fosil yakıt (kömür dahil olarak) tüketmiştir (Şekil 3). Tüm bu rakamlardan yola çıkarsak Türkiye, dünyada tüketilen petrolün yüzde 0,8’ni, doğal gazın yüzde 1,4’nü, kömürün yüzde 1’ni tek başına tüketmektedir (Şekil 4). Toplam fosil yakıtlar açısından bakacak olursak Dünya’da tüketilen fosil yakıtların %1’ni Türkiye tüketmektedir. Tüm bu veriler ışığında 2040 yılına Türkiye ve dünya açısında projeksiyon yapılırsa, Türkiye’nin petrol ve doğal gaz tüketimi 104 milyon ton, fosil yakıt tüketimi (kömür dahil) ise 152 milyon ton olarak hesaplanmaktadır (Şekil 5).
21 Şekil 5: Türkiye’nin fosil yakıtlar açısından enerjide hammadde ihtiyacındaki artış
günümüzde ticari mallar önemli bir pazar olan doğuya doğru yer değiştirmektedir. Küreselleşen dünyada, hala ne kadar yenilebilir enerji kaynakları kullanımı konusunda çaba harcanırsa harcansın, en önemli ticari meta petrol ve doğal gazdır.
Türkiye’nin 1965-2014 yılları arası petrol ve doğal gaz toplam tüketimi ve 2040 yılına projeksiyonu (milyon ton) petrol + doğal gaz
2040 yılına projeksiyon
ARAMA YATIRIMLARI CİDDİ DARBELER ALDI
Kaynak: BP, 2015
Ancak geçtiğimiz sene düşen petrol fiyatları nedeni ile genel olarak petrol ve doğal gaz 2040 yılına projeksiyon petrol + doğal gaz+fosil arama üretim sektörüne yapılan yatırımlarda ciddi düşmeler gerçekleşmiştir. Aslında bu yatırım düşme temayülü petrol fiyatları düşmeden çok önce başlamış olsa da (bakınız “Petrole Yatırım Zamanı” başlıklı Ocak Kaynak: BP, 2015 2016 makalem) petrol fiyatları bu yatırımların kısılmasında hızlandırıcı bir rol oynamış ve etkili KÜRESELLEŞEN DÜNYADA EN olmuştur. Bu nedenle mevcut sahalara ÖNEMLİ TİCARİ META PETROL ya da keşfedilmiş ama geliştirilmemiş VE DOĞAL GAZDIR sahalara üretim yatırımları yapılmadığı gibi arama yatırımları da ciddi darbeler Bu projeksiyon tamamen almıştır. Dahda da önemlisi bugün bu 1965 yılından itibaren artış hızına yatırımları yapmaya başlasak bile, bu dayandırılarak yapılmış ve nüfus artışı sahaların işler hale gelmesi en az 3-5 ve satın alma gücü gibi tüketimi arttırıcı yıl arasında zaman alıcaktır. Aslında etkenler dikkate alınmamıştır. Yine aynı önümüzdeki 5 yılın en önemli konusu; şekilde dünyanın enerji hammaddesi talep olan ama arzında sıkıntı yaşanacak, tüketimindeki artış projeksiyonuna petrol ve doğal gazı ne şekilde tedarik bakılacak olursa, 2040 yılında dünya 9 edecek ve ihtiyacımız olan miktarı nasıl bin 600 milyon ton petrol ve doğal gaz, güvenlik altına acağımız olmalıdır. Tıpkı kömrü de ilave edersek fosil yakıt olarak 1865 yılında Jevenson’un kaleme aldığı 14.4 milyar ton tüketimi gerçekleşecektir Kömür Sorunu gibi. Uluslararası Eneji (Şekil 6). Söz konusu enerji Ajansı’nın çalışmalarına göre; küresel hammaddesine olan ihtiyacımızı nerden petrol üretim kapasitesi 2013 yılından ve nasıl karşılayacağımız konusu beni 2014 yılına aniden artmış ve birçok en çok düşündüren konudur. Genellikle enerji sektöründe hakim olan kanı, petrol yorumcu tarafından petrol fiyatlarındaki düşümenin nedeni buna bağlanmıştır. hangi ülkede var ise oradan satın alma Bu doğru ve etmenlerden birisi olmakla yolu ile tedarik ederiz, doğal gaz için ise beraber, gözden kaçan en önemli nokta boru hatları döşeyerek, satıcı ülkelerin ise 2014, 2015 ve 2016 yıllarında 1.5 alıcı ülkelere ulaşması için en uygun milyon varil/gün üzerinde olan küresel coğrafik bölgede konumlandığımızdan petrol üretim artış miktarının, 2018 bu sorunu da bu şekilde çözebilirz ve 2019 yıllarında 1 milyon varil/gün şeklindedir. İşte en düşündürücü nokta seviyesine ineceği öngörüsüdür (Şekil 7). burasıdır. Çünkü; dünya nüfusu hızla artmakta ve genel olarak Asya bölgesi ARTAN ENERJİ HAMMADDESİ nüfus olarak dünyanın en kalabalık İHTİYACIMIZI NASIL GÜVENLİK bölgesini oluşturmaktadır. Hepimizin bildiği gibi Çin ve Hindistan hem ALTINA ALABİLİRİZ? kalabalık nüfusları hem de gelişmekte Bu rakamları da ton cinsinden olduklarından tüm enerji ticaret yolları yazacak olursak, 2014-2015 yıllarında yönünü bu bölgeye çevirmiştir. Eski küresel petrol üretim artışı 74.7 milyon çağlarda, dönemin önemli ticari malları ton/yıl olarak gerçekleşirken, 2017’den doğudan batıya doğru yer değiştirirken, Türkiye’nin 1965-2014 yılları arası fosil yakıt tüketimi ve 2040 yılına projeksiyonu (milyon ton)
sonra bu rakam 49.8 milyon ton/yıl olacak ve yıllık yaklaşık 24 milyon ton üretim eksikliği gerçekleşecektir. Hal böyle iken, artan enerji hammadesi ihtiyacımızı nasıl güvenlik altına (supply security) alabiliriz sorusu en önemli sorudur. Çünkü, sadece bizim enerji hammaddesi ihtiyacımız artmayacak, üstelik Asya’daki nüfus artışı ve gelişme, oradaki ihtiyacın daha hızlı şekilde artmasına neden olacaktır. Doğaldır ki petrol fiyatları da artacaktır. Ayrıca petrol ve doğal gaza erişim, parası neyse öder, maaliyetine katlanır, ve satın alırız düşüncesinin çok uzağına gidecektir. Ülke ekonomimizde yarattığı cari açık da cabasıdır. Ne kadar çok üretirsek üretelim, üretmek için de petrol ve doğal gaza ihtiyaç olduğundan bu cari açık hiç bir zaman bu yollarla kapanmayacaktır. Petrol ve doğal gaz hepimizin bildiği gibi son derece stratejik ticari bir metadır. Ayrıca sadece ulaşım ve enerji elde etmek için kullanılan bir meta değildir. Modern dünyada ihtiyacımız olduğunu düşündüğümüz her şeyin içinde bir petrol ürünü mevcuttur. Günümüzde petrolden 80 bin ürün elde edilir. Enerji ihtiyacı olarak da sadece evsel ve fabrikalarda kullanılan enerji aklımıza geliyor; oysa bunun çok ötesinde, bugün sahip olduğumuz nüfusu doyurabilecek tarımı yapabilmek için bile enerji hammaddesine ihtyacımız vardır. Yani sadece ulaşım, askeri, ısınma, tıbbi amaçlı kullanım ve modern dünya ihtiyaçlarının yanında sürekli artan nüfusumuzu doyurabilemek için de petrol ve doğal gaza ihtiyacımız vardır.
HAMMADDE GÜVENLİĞİ İÇİN YERİN ALTINDA REZERV SATIN ALMALIYIZ Yapmamız gereken ise, ülkemizin hammadde güvenliği için yerin altında rezerv satın alma yolu ile ihtiyacımız olan petrol ve doğal gazı güvenlik altına almalıyız. Bunu zaten büyük ülkeler, ister kendi topraklarında doğal kaynak olarak mevcut olsun isterse doğal kaynak olarak mevcut olmasın, petrol ve doğal gaz yönünden zengin bölgelerde arama ve üretim faaliyetlerinde bulunarak, petrol ve doğal gaz sahaları keşfederek yada satın alarak, yerin altında rezervuarda bu önemli ticari metaya sahip oluyolar. Bunlara en güzel örnek Amerika’da petrol ve doğal gaz olmasına rağmen tüm dünyada ki rezervlere sahip olmak için çaba sarfeden dev Amerikan petrol şirketleri verilebilir. Ayrıca bu şirketler Global 500 listesinde ilk 20 de yer alıyorlar. Bunun nedeni arama ve üretim yatırımları ne kadar göreceli yüksek olursa olsun, her zaman en büyük kar, arama üretim iş kolunda elde ediliyor. Enerji değer zincirinde toplam karın yüzde 90’ı arama-üretim iş kolunda, yüzde 1’i taşımacılıkta, yüzde 5’i rafineride ve yüzde 4’ü ise perakende satışta elde
Şekil 6: Dünya’nın fosil yakıtlar açısından enerjide hammadde ihtiyacındaki artış
2040 yılına projeksiyonu
petrol + doğal gaz+fosil
Kaynak: BP 2015
petrol + doğal gaz
Dünya’nın 1965-2014 yılları arası fosil yakıt tüketimi ve 2040 yılına projeksiyonu (milyon ton)
Kaynak: IEA,2015
edilmektedir. Bugün Global 500 listesinde olan entegre petrol şirketlerinin en büyük karları ve bu listenin ilk 20’sinde yer almalarının nedeni budur. Ayrıca yine bu büyük şireketlerin özelikle Ortadoğu da petrol aramalarının nedeni ise, petrol fiyatları ister düşük olsun, 30 dolar gibi, ister yüksek olsun, 100 dolar gibi, petrol ve doğal gaz arama üretim maliyetlerinin en düşük olduğu bölge Ortadoğu’dur. Yatırım maliyeti ve operasyonel maliyet olarak incelendiğinde Irak 5.6 dolar (capex) ve 5.10 dolar (opex), maliyet ile en düşük maliyetlere sahip ülkedir (Şekil 8). İran, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri de yine açık ara düşük masraflı petrol bölgeleridir. İster 30 dolardan, ister 50 dolardan, isterseniz 100 dolardan satın her durumda son derece karlı bir iş kolu olduğu için, dünyanın en büyük şirketleri okyanus ötelerinde petrol ve doğal gaz arama üretim ameliyesi yapmaktalar. Biz ülke olarak hemen yanı başımızdaki bu zenginliğin önemini kavramış değiliz. Söylemlerimiz sadece ve sadece ihtiyacımız olan miktarı rafinerilerimize ulaştırmak ile sınırlı. Oysaki bu enerji hammaddesi zenginliğinin, hem ülke ekonomimiz hem de “enerji merkezi” olma hedefimiz için önemi çok büyüktür. Her nekadar petrol fiyatları yavaş yavaş 50 dolar seviyelerine gelmeye başlamış olsa bile, hala rezerv satın alınabilecek zaman mevcuttur. Eğer, ülke olarak mevcut istatistiklerin bize söylemek istediklerini anlamak konusunda gerekli çabayı sarf etmez ve bu konuda gerekli yatırımları yapmaz isek yakın veya uzak coğrafyalarda yerin altında rezerv satın almaz isek, bizi çok daha ağır mali yükler bekliyor olacaktır. Bu konu, hem kamu, hemde özel sektör eli ile topyekün çaba sarfetmemiz gereken, ve eğer gerekli yatırımları yapmaz, enerji hammadde güvenliğini önesemez isek 2019 yılından sonra azalan üretim artışı, artan nüfus, ve 2014 öncesinden beri yapılmayan arama-üretim yatırımları, hem petrol ve doğal gaza erişim sorunu ki, son derece stratejik bir sorun, hemde bunlara ödeyeceğimiz mali külfet sorunu ile karşı karşıya kalacağız demektir. Demem odur ki, geleceği planlarken geçmişten faydalanmalı, istatistiki bilgileri iyi okumalı ve enerji hammaddesi konusunda çok önemli adımlar atmalıyız.
Şekil 8: Petrol üretim maliyetleri
2040 yılına projeksiyon
Capital Expediture
Operation Expediture
Kaynak: BP 2015
Dünya’nın 1965-2014 yılları arası petrol ve doğal gaz toplam tüketimi ve 2040 yılına projeksiyonu (milyon ton)
Şekil 7: Dünya petrol üretim artış miktarı
Kaynak: cnn.com based on Ucube by Rystad Enerhy
23
Kesin olarak ispatlanmış bir gerçek vardır ki, serbest piyasa milli menfaatler gereğidir. Bunun istisnası asla doğru değildir. Bu gerçek zaten kabul edilmiştir ve dolayısı ile piyasa tasarımı buna göre yapılmalı ve kamu şirketleri de bu modele uygun birer oyuncu haline getirilmelidir.
KKTC GKRY 02 D3
01 04
05
06
07
10
11
D2 08
09
13
LÃœBNAN BEYRUT
12 TAMAR
26
Ukrayna’ya 177 dolar doğalgaz fiyatı teklifi Rusya Enerji Bakanı Aleksandr Novak 2016’nın ikinci çeyreğinde Ukrayna’ya doğalgazın bin metreküpü için 177 dolar olacağını, bunun herhangi bir indirim olmadan spot piyasalara göre çok daha düşük olduğunu söyledi. Ukrayna ile 2019 sonuna kadar doğalgaz anlaşmasında herhangi bir değişiklik planlamadıklarını ifade eden Novak, en önemli konunun Ukrayna’nın ödeme yapabilme kapasitesi olduğuna dikkat çekti. Üçüncü çeyrek için şimdiden bir rakam söylenemeyeceğini kaydeden Novak, “2019’a kadar var olan kontrat piyasa şartlarında iki şirket arasında devam edecek.” diye konuştu.
Elektrik ve gaz üretimi arttı Türkiye`nin elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme sektöründeki üretimi Nisan ayında yıllık yüzde 3,5 arttı. Türkiye`nin elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme sektöründe üretimi ve dağıtımı Nisan ayında takvim etkisinden arındırılmış verilerle bir önceki yılın Nisan ayına göre yüzde 3,5 artış gösterdi. TÜİK yapılan açıklamaya göre, aynı ayda sektörde üretim mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış olarak bir önceki aya göre yüzde 1,8 arttı. TÜİK, enerji üretiminde aylık bazda yüzde 0,2, yıllık bazda yüzde 2,9 düşüş olduğunu açıkladı.
Çöpten elektrik üretilecek Elazığ’da yapımı tamamlanan Çöpten Elektrik Enerjisi Üretim Tesisi törenle hizmete açıldı. Elazığ Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz, çevreyi koruyan ve kollayan bir belediyecilik anlayışıyla tesisi kısa sürede tamamladıklarını söyledi. Yanılmaz,“Bu tesisin kurulduğu alan ise 2 yıl önce etraftaki köylerde yaşayan hemşehrilerimizin çöpten yaşayamaz konuma geldiği bir alandı. Bugün ise yapılan çalışmalarla günlük gelen 350 ton çöp hemen üzeri kapatılarak metan gazına dönüştürülüyor” dedi.
Denetimde yeni ı s a t i r a h yol EPDK, 4 enerji piyasasının etkin denetimi için yeni yol haritasını belirledi. Kerem Gezer - Ankara Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, (EPDK) enerji sektörünün denetiminde uzmanlaşma çalışmalarını sürdürüyor. Kurum bünyesindeki Denetim Dairesi Başkanlığında, elektrik, doğal gaz, LPG ve petrol piyasalarını ayrı ayrı denetleyecek grup başkanlıkları oluşturuldu. Özellikle akaryakıt kaçakçılığı ile mücadelede Akaryakıt Kalitesi İzleme Sistemi (AKİS) ile büyük başarı elde eden EPDK tüm piyasalardaki denetimde faaliyetlerini yeni yapılanması ile
sürdürecek.
ELEKTRİK DAĞITIM VE TEDARİK MERCEK ALTINDA Yeni yapılanma ile özellikle elektrik dağıtım şirketlerinin hizmet kalitesi ve tüketicilere karşı yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği etkin bir şekilde denetlenmesi hedefleniyor. Ayrıca, dağıtım şirketleri ile birlikte görevli tedarik şirketleri hakkında da daha etkin inceleme ve denetim yapılacak. Bu kapsamda özellikle yüksek fatura şikayetleri, güvence bedeli
iadeleri, abonelik başvurularında yaşanan sıkıntılar, tüketicilere süresinde cevap verilmemesi, serbest tüketicilerin tedarikçi değişiminde yaşanan zorluklar gibi konular hakkında da etkin inceleme ve soruşturma süreçleri yürütülecek. Öte yandan, denetim süreçleri devam eden dağıtım ve görevli tedarik şirketleri hakkındaki soruşturma dosyaları da çok daha hızlı bir şekilde neticelendirilecek. Dağıtım şirketlerinin tüketicilere karşı yükümlülüklerini ne oranda yerine getirdiği de tüm detaylarıyla mercek altına alınacak.
YÜKÜMLÜLÜKLERİ YERİNE GETİRMEYEN ŞİRKETLER CEZAİ YAPTIRIMLARLA KARŞILAŞACAK Bu konuda elektrik dağıtım şirketlerinin tüketicilere karşı yükümlülüklerin bazıları şunlar: Elektrik kesintilerini doğru biçimde, insan eli değmeden kaydedecek altyapıyı kurmak. Her bir kullanıcının yılda kaç defa ve ne kadar süreyle elektrik kesintisi yaşadığını hesaplayabilmek. EPDK’nın belirlediği eşik değerlerin üzerinde elektrik kesintisi yaşayan kullanıcılara ilgili tazminatları ödemek. Oluşan tazminatların denetlenebilmesi için eldeki kesinti verilerini ve ödeme belgelerini saklamak. Bu gibi hizmet kalitesi yükümlülükleri yerine getirmeyen şirketler cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalacak.