Sarı Lacivert Bir Aile Olmak
Başkan’dan
Klasik bir cümle: “Biz büyük bir aileyiz, sorunları aile içinde çözeriz.” Madem o kadar büyük bir aileyiz, bu cümlenin hakkını vermeliyiz. Sorunları aile içinde çözmeliyiz. Fenerbahçe bu ailenin adıdır, tarafı değil. En başta taraftarı, Eskisiyle, yenisiyle yöneticisi, Sporcusu, Teknik kadrosu, Basın mensubu, Hatta sponsoru, Bu büyük ailenin tüm fertleri, Fenerbahçe arması, Fenerbahçe renkleri altında bir araya gelmiştir.
A. Sertaç Komsuoğlu
Fenerbahçe’dir bu birlikteliğin adı ve başka Fenerbahçe yoktur. Bugün, Tüm fertleriyle Fenerbahçe’nin tek vücut, tek yürek olma günüdür. Bizi bir araya getiren, birbirimize bağlayan Fenerbahçe sevgisini yeniden hatırlama günüdür. Bu sevgi, şampiyonluktan da, başarıdan da önemlidir. Bu sevgi, babamızdan bize kalan Fenerbahçe’nin en önemli değeridir. Her zaman söylüyoruz, söylemeye devam edeceğiz… Biz Fenerbahçeliyiz, sevgimizin temeli şampiyonluklar ya da, kupalar değildir. Kazandığımız kupalara değer katan, bizim Fenerbahçe sevgimizdir. Bizim mesajımız net. Sarı Lacivert ailesinin mesajı tek. Biz Fenerbahçemizin yanındayız. Biz Fenerbahçemiz için, Fenerbahçemizin geleceği için, her zaman her türlü sorumluluğu almaya hazırız. Biz Fenerbahçemizi seviyoruz. Biz Fenerbahçe için emek harcayacak, mesai verecek herkesi destekleyeceğiz. Biz Fenerbahçeli doğduk. Biz Fenerbahçeli öleceğiz.
Bugün, Tüm fertleriyle Fenerbahçe’nin tek vücut, tek yürek olma günüdür. Bizi bir araya getiren, birbirimize bağlayan Fenerbahçe sevgisini yeniden hatırlama günüdür. Bu sevgi, şampiyonluktan da, başarıdan da önemlidir.
İMTİYAZ SAHİBİ Sarı Lacivert Derneği adına Yönetim Kurulu Başkanı Sertaç Komsuoğlu SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Emin Kaya YAZI İŞLERİ Sıla Acar Burak Söylemez Musa Enes Uslu
Sarı Lacivert Ailesi Boğaz’da Buluştu
“Gurbette Fenerbahçe Aile Olgusu Gibi”
6
18
Loran Vayloyan: Ulu Önder’in Kulübü...
Daha Aktif Sarı Lacivert
20
22
REKLAM Ayşe Işık GRAFİK TASARIM Ersin Güleç YÖNETİM ADRESİ Osmanağa Mahallesi Yoğurtçu Parkı Caddesi Nurpark Apt. No: 2 D:5 Kadıköy İstanbul Tel: 0216 449 45 00 Faks: 0216 449 45 05 BASKI İRM Dijital Baskı ve Matbaacılık San. Tic. A.Ş. Bostancıyolu Caddesi Şehit Sokak No: 44. Yukarı Dudullu 34775 Ümraniye/ İstanbul Tel: 0216 466 74 96 Faks: 0216 365 58 05
Aslan Olmak Öyle Kolay Değil
“Fenerbahçeli Olmak Benim İçin Bir Yaşam Biçimi”
“Bir Gün Fenerbahçe’ye Dönebilirim”
SARI LACİVERT DERGİSİ
24
28
30
Spor Yöneticilerine, Kulüp Üyelerine ve Spor Sektörü Temsilcilerine ücretsiz dağıtılır. Para ile satılmaz. Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarına aittir. Reklamların sorumluluğu ise reklam verene aittir. Dergide yayınlanan yazı ve resimler kaynak gösterilmek sureti ile iktibas edilebilir.
Kadın Taraftar Olmak
Dernek İnşaatımız Devam Ediyor
Üyelerimizle Güçlüyüz
32
34
36
YAYIN TÜRÜ Yaygın Süreli Yayın
SARI LACİVERT AİLESİ BOĞAZ'DA BULUŞTU
D
AHA A SARI LA KTİF CİVERT
S
arı Lacivert Derneği 24 Eylül Cumartesi günü İstanbul Boğazı'nda tekne turu organizasyonu düzenledi. Tekne turuna dernek üyeleri yoğun ilgi gösterdi. Gece boyunca İstanbul Boğazı’nın eşsiz manzarasının tadını çıkaran Sarı Lacivert Üyeleri yemek ve müzik eşliğinde eğlendi. Gecede bir konuşma yapan Sarı Lacivert Derneği İkinci Başkanı Eyüp Aratay, davetlilere “Hoşgeldiniz” derken, aile olgusunu arttıran benzer buluşmaların devam edeceğini söyledi. Aratay, etkinliğin organizasyonunda emeği geçen herkese teşekkür ederken, Yönetim Kurulu Üyesi Erdem Er’e bir plaket takdim etti.
06
Sarı Lacivert Derneği’nin İstanbul Boğazı’nda düzenlediği tekne turu organizasyonuna dernek üyeleri yoğun ilgi gösterdi.
Eyüp Aratay:
MUTLULUKLARIMIZI HEP BERABER YAŞAYACAĞIZ
S
Sarı Lacivert Derneği İkinci Başkanı Eyüp Aratay, dernek üyelerini bundan sonraki organizasyonlarda da yanlarında görmek istediklerini ifade etti.
arı Lacivert Derneği olarak bu sene yazı kapatma tadında yaptığımız tekne turumuz çok coşkulu geçti. Bu da bizi çok mutlu etti. Dostlarımız bu gecenin keyfini çıkarıyorlar tabi biz de bundan büyük keyif duyuyoruz. İnşallah futbol, basketbol ve diğer branşlardaki takımlarımızla bu sezon da güzel başarılara imza atacağız. Bu mutlulukları hep beraber daha çok yaşayacağımızı düşünüyoruz. 29 Ekim Cumhuriyet Balosu uzun zamandır yapmayı arzu ettiğimiz ve dernek olarak da bizim misyonumuzun en önemli değerleri arasında bulunan Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğindeki Türkiye
Cumhuriyeti’ne olan sarsılmaz inancımızı pekiştirmek adına bugünler için çok önemli olduğunu düşündüğümüz bir organizasyon olacak. Bu çerçeveden bakarsak oradaki katılım buradan çok daha fazla olacak. Bu etkinlikte teknenin kapasitesi ile sınırlıydık ama orada güzel bir mekanda ciddi bir katılımla çok coşkulu bir etkinlik yapacağımıza inanıyoruz. Dernek üyelerimize öncelikle Sarı Lacivert Derneği’ne üye oldukları için katkılarından dolayı çok teşekkür ediyorum. Bununla birlikte başta Cumhuriyet Balosu olmak üzere bundan sonraki aktivitelerde de bizleri yalnız bırakmamalarını rica ediyorum.
07
Ogün Erdem:
KATILDIĞIMIZ İÇİN MUTLUYUZ
Gökhan Kura:
D
erneğin düzenlediği organizasyona katıldığımız için çok mutluyuz. Böyle organizasyonların daha sık olması hem dernek açısından hem dernek üyelerinin kaynaşması açısından hem de daha aktif hareket etmemiz açısından çok güzel. Daha önceden tarihleri belli olan ayda bir yapılacak ve üyelerin katılacağı yemekli, daha kaynaştırıcı, arada fikirlerinde tartışılabileceği, önden küçük toplantıların yapılabileceği organizasyonlar çok mantıklı olacaktır. Bununla birlikte Fenerbahçe bazında bakarsak, futbol takımı hariç kulüpte her şey güzel gidiyor. Belli başlı herkesin gördüğü sorunlar var. İnşallah onlar da düzelecek. Fenerbahçelilik her zaman baki kalır. Skora göre taraftarlık olsaydı herkesin her sene takım değiştirmesi gerekirdi.
MUHTEŞEM ORGANİZASYON
O
rganizasyon muhteşem. Tekne turu olması da ayrıca bir güzellik kattı. Düşünülerek yapılmış ve Sarı Lacivert ailesine yakışan bir organizasyon olduğunu düşünüyorum. İlk defa böyle bir organizasyona katılıyorum. Çok beğendim. Bir senedir İstanbul’dayım. Hem İstanbul’u hem de çevreyi tanıma fırsatım oldu. Önümüzdeki dönemlerde de Sarı Lacivert Derneği’nin bu tür organizasyonlarına katılmayı düşünüyorum. Bir Fenerbahçeli ve bir taraftar olarak birçok kişi gibi ben de futbol takımına ne kadar kızgın olursak olalım. Biz Fenerbahçe’yi iyi günde de kötü günde de sevmeye devam edeceğiz. Her şeyin daha iyiye gideceğine ve takımımın şampiyon olacağına inanıyorum.
09
Rahmi Eyüboğlu:
FENERBAHÇE HEPİMİZİN AŞKI
Barbaros Ersöz:
BAŞARILI BİR ORGANİZASYON
B
en daha önce de tekne turlarına katıldım. Katıldığım bu organizasyon diğer tekne turlarından çok daha iyi. Bu tür organizasyonların devam etmesini diliyorum. Bundan sonraki süreçte etkinlik olarak başka bir şehre gidilebilir tarihi yerler gezilebilir ya da doğa yürüyüşleri de yapılabilir. Fenerbahçe’den bahsetmek gerekirse Fenerbahçe anlatmakla bitmez. Fenerbahçe çocukluğumuzda çubuklu formaya aşık olduğumuz tarif edilemez duyguları yaşatan bir takım. Yenmek ya da yenilmek bambaşka, aidiyet duygusu bambaşka bir şey. Kulübün amatör branşlara verdiği desteği takdir ve tebrik ediyoruz. Fakat bu medyada gerekli desteği bulmuyor. Fenerbahçeli yazarlar ve muhabirler bunun daha çok duyurulmasına katkıda bulunmalı. Burada kulübe büyük görev düşüyor.
K
atılımın yüksek olduğu güzel bir organizasyon oldu. Derneğe son dönemde yeni üyelerin katılımı oldukça fazla oldu. Sertaç Başkan Amerika’da olduğu için katılım sağlayamadı ama bu derneğe başkanlık etmiş diğer isimlerin burada olması gerekiyordu. Sarı Lacivert’in önemi üyelerinin birbirine olan desteğinden gelir. Fenerbahçe çok büyük bir kulüp, Fenerbahçe hepimizin aşkı. Kulüp, zor günler geçiriyor, üstüne oyunlar oynanıyor ama artık bunların büyük bir kısmı aşıldı. Olimpiyatlara Fenerbahçeli sporcuların damga vurması Fenerbahçe taraftarı olarak bizleri mutlu etti. Fenerbahçe adında olduğu gibi bir spor kulübüdür, sadece futbol değildir.
11
Haluk Gemici:
AİLE ORTAMINI YAKALADIK
Ali Aynalı:
O
rganizasyon, çok güzel ve çok kaliteli bir organizasyon. Şu bir gerçek ki Sarı Lacivert Derneği artık bir aile oldu. Onun rahatlığı ve keyfi ile çok güzel bir organizasyon geçiriyoruz. Bu gibi organizasyonların daha sıklıkla yapılmasını diliyoruz. Çünkü bu tür organizasyonların Fenerbahçe’ye katkı sağlayacak ve aile bütünlüğünü sağlayacak organizasyonlar olacağını düşünüyorum. Daha önce de Amsterdam gezisine katılmıştık. Şampiyonluk gecesi olmuştu. Bunları daha sıklıkla yaparak ve aileyi daha pekiştirerek birbirine yakınlaştırmak önemli diye düşünüyorum. Fenerbahçe sevgisinin pekiştirilmesi ve yaygınlaştırılması hatta Sarı Lacivert Derneği’nin kurumsallaşması açısından önemli olduğunu düşünüyorum.
12
HER ZAMAN DESTEKLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ
B
iz Sarı Lacivert Derneği üyelerini bir arada tutan ve birbirimizle kaynaştıran çok güzel duygular yaratan bir organizasyon oldu. Çok mutlu olduk. Bundan sonraki organizasyonlara da mümkün olduğu sürece katılmak istiyorum. Bu tür eğlenceler, balolar ya da yurtdışı deplasman organizasyonları olabilir. Çocukluktan bu yana Fenerbahçeliyim yani Fenerbahçeli olarak doğdum demek istiyorum. Fenerbahçe’nin başarılı olmasını ve yurtdışında bizi çok iyi temsil edilmesini gönülden arzu ediyoruz. Her zaman desteklemeye devam edeceğiz ve sonuna kadar da Fenerbahçeliyiz.
Mehmet Erdem Er:
BİRLİK VE BERABERLİKLE BÜYÜYECEĞİZ
S
arı Lacivert Derneği’nin bu sene başlayan organizasyonlarından ilkini gerçekleştiriyoruz. Boğazda yemekli tekne turu yapalım dedik. Üyelerimizin birbirleriyle kaynaşması sağlamak ve birlik beraberlik adına yapıldı. Bunun devamı tabi ki olacak. Sosyal Komite olarak yemekli, üyelerimizin eşleri ve çocukları ile bir araya geldiği, beraber vakit geçirip eğlenebilecekleri organizasyonlar yapmayı düşünüyoruz. Buradan da Fenerbahçe Spor Kulübü ve Yönetim Kurulu’na bir katkı verebilirsek ne mutlu bize. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda Cumhuriyet Balosu yapacağız. Burada da ülkenin birlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğu günlerde Sarı Lacivert Derneği olarak bu süreçte ne katkı verebilirsek bunu vermek istiyoruz. Cumhuriyet ve Atatürk teması ile iyi bir organizasyon olacağını düşünüyoruz. Amacımız bu organizasyonlarla üyelerimizi daha çok bir araya getirmek. Bu tarz organizasyonlara daha fazla katılım, daha çok ilgi ve alaka bekliyoruz. Bizim Sarı Lacivert Derneği Sosyal Komitesi olarak en büyük beklentimiz bu. Çünkü bu birlik ve beraberlikle büyüyeceğimizi düşünüyoruz.
13
Tekne turu organizasyonunda misafirler DJ Adil Topçu eşliğinde keyifli dakikalar yaşadı.
Sarı Lacivert Derneği üyeleri muhteşem boğaz manzarası eşliğinde keyifli dakiklar yaşadı.
14
Acun Güneş:
SARI LACİVERT ÇOK KALABALIK BİR AİLE OLDUK
B
u gece çok güzel bir organizasyonda Sarı Lacivert Derneği Üyeleri olarak bir araya geldik. 100’den fazla üyemiz, eşleri, çocukları ve aileleri ile hep birlikteyiz. Beraberliğimizi hep birlikte kutladığımız çok güzel bir gece oldu. Fenerbahçe’miz ve Sarı Lacivert renkler için birlikte daha iyiye ve daha güzele gittiğimiz günler için bugün umuyorum çok güzel bir başlangıca imza attık. Derneğimize, Başkanımıza, Yönetim Kurulumuza, organizasyonda emeği geçen arkadaşlarımıza bizi böyle bir akşamda bir araya getirdikleri için çok teşekkür ediyorum. Bu gece bir müjdeli haber de aldık. Derneğimiz 29 Ekim Cumhuriyet Balosu’na da imza atacakmış. Cumhuriyetimizin değerini bugün daha fazla anlıyoruz. Hepimiz Cumhuriyetimize demokrasimize daha fazla sahip çıkacak ve bunu da Sarı Lacivert renkler altında yapacağız. Bundan dolayı çok mutlu oldum. Bugün burada tek başıma değilim. Kardeşlerim eşleri ve ailemle çok kalabalık bir ekip olarak geldik. Bu ekip Cumhuriyet Balosunda daha da artacak. Sarı Lacivert renklerimize hem de Cumhuriyetimize ne kadar sahip çıktığımızı göstermek için orada olacağız.
16
“4-3’LÜK GAZİANTEP GALİBİYETİNDE BENİM DE PAYIM VAR”
ÖZEL
RÖPOR
TAJ
Fenerbahçe ile ilgili hiç unutamadığınız bir anınızı anlatır mısınız?
K
esinlikle efsanevi Gaziantepspor maçı. O gün, bir şekilde maça gitmedim. Maçın ilk yarısı 0-3 olunca, “Benim bu maça gitmem lazım, takımın bana ihtiyacı var” dedim. Arkadaşlarımın “maç gitti artık. Dönmez… Boşuna gitme” demelerine kulak kapayıp, ikinci yarı ile beraber stada gittim. Daha yoldayken 3-1 oldu. Kapılar kapalıydı ve ben girmeye çalışırken 3-2 oldu. Daha sonra içeri girdim, tribüne gelir gelmez 3-3’ ü yakaladık ve sevgili dostum Yasemin Merçil’in tribünde yanına gittim. “Birazdan dördüncüyü atacağız. Ben 0-3’ten inanıp geldim” demeye kalmadan birkaç dakika sonra 4-3’ü yakaladık. O sevinç selini, o mutluluk gözyaşlarını ömrüm boyunca unutamam. Tabi futbolcuların üstün çabası, taraftarın inanılmaz desteğiyle o maçı aldık ama bana sorarsanız benim totemim ve inancımla getirdiğim enerjimin de büyük payı olduğunu düşünüyorum. Aslan payı her zaman futbolcuların ama benim hissettiğim o galibiyette, benim de payımın olduğu yönünde.
'Kadıköylü olup da başka takım tutmam ' i d z e m e l ü n ü ş ü d New York’ta yaşayan, bir süre Fenerbahçe USA Başkanlığı da yapan ve halen Divan Kurulu Başkanlığı’nı yürüten Sarı Lacivert Derneği Üyesi, Fenerbahçeli iş adamı Ömer Ekinci ile Fenerbahçe’yi ve Fenerbahçe sevgisini konuştuk. Ekinci, Fenerbahçe sevgisiyle çocukken tanıştığını belirterek, “Etrafımdaki insanların yüzde 90’ı Fenerbahçeliydi. Kadıköylü olup da başka takım tutmam düşünülemezdi’’ dedi.
G
urbette Fenerbahçe’nin aile olgusu gibi olduğunu, Fenerbahçe şemsiyesi altında toplandıkları arkadaşlarıyla aile olduklarını kaydeden Ekinci, fırsat buldukça Türkiye ve Avrupa’daki deplasman maçlarına gitmeye çalıştıklarını söyledi.
Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Diyarbakır doğumluyum. 2 yaşında geldiğim İstanbul
18
Kadıköy’de büyüdüm. Gururla söylerim ki, İstanbul Erkek Liseliyim. Hayatımda ilk defa sarının yanına başka bir renk koydum o da siyah. Daha sonra inşaat mühendisliğini bitirdim ve iş hayatına atıldım. 13 senedir de New York’ta yaşıyorum. Evliyim, eşim Türk ve Fenerbahçeli. İsmi Tülay ve New York’un en prestijli hastanesinde doktor olarak çalışıyor. Lorin isminde 5 yaşında bir kızımız var.
FENERBAHÇE SEVGİSİYLE ÇOCUKKEN TANIŞTIM Fenerbahçe sevgisiyle nasıl tanıştınız? Fenerbahçe sevginizi tarif etmenizi istesek neler söylersiniz? Fenerbahçe sevgisiyle çocukken tanıştım. Caddebostan’da büyüdüğüm için zaten etrafımdaki insanların yüzde 90’ı Fenerbahçeliydi. Kadıköylü olup da başka takım tutmam düşünülemezdi. Cemil Turan’lar ve Selçuk Yula’lar efsanelerimizdi. Binlerce kilometre uzaktan Fenerbahçe’yi takip etmek nasıl bir duygu? Fenerbahçe özleminizi nasıl gideriyorsunuz?
“GURBETTE FENERBAHÇE AİLE OLGUSU GİBİ” Gurbette, Fenerbahçe bir aile olgusu gibi. Uzaklarda olduğumuz için, Fenerbahçe şemsiyesi altında toplandığımız arkadaşlarımız ailelerimiz gibi oluyor. Zaman buldukça Türkiye ve Avrupa’daki deplasman maçlarına gitmeye çalışıyoruz.
Uzun bir süre Fenerbahçe USA Derneği’nin başkanlığını yürüttünüz. Bize biraz Fenerbahçe USA Derneği’nin faaliyetlerinden, amaç ve hedeflerinden bahseder misiniz?
‘’FENERBAHÇE KÜREK TAKIMINA DESTEK OLDUK’’ 2001 yılında kurulan derneğimizin 3. başkanıydım. Eski başkanlarımızdan aldığımız bayrağı daha da ileri taşımak için ekibimle beraber canla başla çalıştık. Çok iyi bir ekibimiz vardı. Bu da derneğin aktifliğine ve faaliyetlerine yansıyordu. Dernekçilik ekip işidir. Ekibinizi iyi oluşturursanız, başarı kolaylıkla geliyor. Sayısız projeye imza atarak, amatör branşlardan kürek takımımıza sürekli destek olduk. Sosyal sorumluluk projeleri yürüttük. Diyarbakır’da bir Anadolu Lisesi’ne kütüphane, müzik odası ve laboratuvar kazandırdık. Bir önceki Türkiye ziyaretimde görme şansım oldu ve aktif kullanıldığını görünce sevincimiz bir kat daha arttı. Bunun yanında, Şanlıurfa’da yetim ve öksüz bin çocuğumuzu tepeden tırnağa Fenerium’dan giydirdik. Hem çocuklara Fenerbahçe sevgisi aşıladık, hem de Fenerium’a ciddi bir katkı sağlayarak kulübümüze destek olduk. Şubat ayında da Amedspor’la yapılan maçta, 8-12 yaş arası 50 çocuğu İstanbul’a getirip, 5 gün misafir edip, 2 maç izlettik. Bu projeye Sarı-Lacivert Derneğimizin de aktif olarak katılması
gururumuzu bir kat daha arttırdı. Şimdi yakın zamanda, yine Sarı Lacivert Derneğimizle bir çocuk parkı projemiz var. Bütçesi ve yeri hazır olan parkın, en kısa zamanda açılışını yapacağız.
Fenerbahçe’nin amatör branşlar hakkındaki başarıları ile ilgili neler söylemek istersiniz?
‘’TÜM DERNEKLERİN AMATÖR ŞUBELERE DESTEK OLMASI LAZIM’’ Amatör branşlar, maalesef destek isteyen branşlar oldukları için, bütçeleri fazla değil. Bu bağlamda, tüm derneklerin güçleri oranında amatör şubelere destek olması gerektiğini düşünüyorum. Biz daha önce 4 defa kürek takımımızı, Amerika’da yapılan, dünyanın en zor ve prestijli yarışları olan Head of Charles yarışlarında ağırladık ve sporcularımız ciddi başarılara imza atıp bizleri gururlandırdılar. Sarı Lacivert Derneğimizin de amatör branşlara destek olması için projeler üretiyorum, yakında yönetime sunacağım.
Sarı Lacivert Derneği ile nasıl tanıştınız? Sarı Lacivert Derneği’nin çalışmaları hakkında neler söyleyeceksiniz?
‘’BENİ ÜYELİĞE SERTAÇ BAŞKANIMIZ KAZANDIRDI’’ Sarı Lacivert Derneğiyle ilk tanışmam, kurucu üyelerden, kadim dostum Yasemin Merçil sayesindedir. Fakat Amerika’da yaşadığım için uzun yıllar üye olmamıştım. Beni üyeliğe kazandıran, Sertaç başkanımızdır. Kendisi ısrar edince, ben de seve seve derneğe üye oldum. Derneğin içine girince ne denli büyük ve güçlü bir aile olduğunu daha yakından görme şansım oldu. Kasım ayındaki Amsterdam turu ve Ajax maçına gitmek için Amerika’dan direkt gitmek yerine, Türkiye’ye uçup, dernekle beraber gitmeye karar verdim, iyi ki de katılmışım. Hem dernek üyeleriyle tanışıp yakınlaştım, hem de inanılmaz keyifli zamanlar geçirdim. En kısa zamanda yenisine katılmak için sabırsızlıkla bekliyorum ve ekliyorum #hayat sarı lacivert güzel…
“AİLEMLE VAKİT GEÇİRMEYİ ÇOK SEVİYORUM” Bize biraz özel yaşamınızdan bahseder misiniz? Bir gününüz nasıl geçer? Hobileriniz var mı? Ailenizle birlikte yapmayı en sevdiğiniz şeyler nelerdir? İş dışında kalan zamanlarımda briç oynamayı çok severim, Aynı zamanda, amatör olarak klarnet çalıyorum. Ailemle gezmeyi ve yeni yerler keşfetmeyi çok seviyorum. Kızım Lorin ile mümkün olduğunca maçlara gelmekten çok keyif alıyorum. O da, babası kadar fanatik bir Fenerbahçeli oldu. Tepeden tırnağa, yatak örtüsünden, bardağından, ayakkabısından, pike takımına kadar Fenerium’dan aldığımız Fenerbahçe ürünlerini severek kullanıyoruz.
19
Ulu Önder’in kulübü… “Dünyanın en güzel takımı” rüya gibi bir sezonu lig şampiyonu, Türkiye Kupası sahibi ve Euroleague finalisti ünvanlarıyla kapattı. Taktik disiplin, hırs, azim ve mücadele gibi temel kavramları son saniyeye kadar terlerinin son damlasına kadar parke üzerine koyup hepimizin gönlünü bir kez daha fethettiler.
Hazırlayan: Loran Vayloyan
F
enerbahçemiz’in 109 yıllık şanlı tarihi pek çok benzersiz ve başkalarının sadece olduğunu umut edip var saydığı olaylarla ve tarifsiz gururlarla doludur. Özellikle kuruluştan Cumhuriyetimizin ilanına kadar geçen, Birinci Dünya Savaşı ve milli mücadele yıllarında Fenerbahçe kulübünün üstlendiği rol bugüne kadar sayısız tez konusu olmuş, daha da önemlisi Türk milletinin kalbinde bambaşka bir yer edinmiştir. Bu konu defalarca anlatılmış, tartışılmış ve başkaları tarafından “biz de yaptık veya biz de yapmışızdır!” diye değerlendirilen ama sadece Fenerbehçe’ye özgü tarihsel gerçekler olarak kayıtlarda yer almaktadır. Her şeyden önce kulübümüzün kuruluş tüzüğünün 2 ve 3. Maddeleri aynen şu cümlelerden oluşmaktadır;
“Kulübün takip ettiği amaç: Memlekette bedenî ve fikrî terbiyenin yayılmasını sağlamak, Vatan gençlerini vatanın korunmasına, zorluklara ve askerî seferberliklere hazırlamaktır.” “Kulüp, özellikle askerî beden eğitimlerinin yapılması, millî oyunların yaygınlaştırılması ve disiplinli bir hâlde geliştirilmesiyle uğraşacak. Kaybolan tecrübelerin
20
kazanılmasına uygun amatör şubeler kurulması ve açılmasına çalışacaktır.” Kuruluş amaçları içinde “vatan”, “vatan korunması” ve “askeri seferberliklere hazırlamak” ibarelerinin birlikte yer aldığı tek kulüp Fenerbahçe’dir…
MİLLİ MÜCADELEYE KAHRAMANCA DESTEK Milli mücadele döneminde, bu şanlı mücadeleye direkt, açık ve kahramanca en net desteği veren tek kulüp Fenerbahçe’dir. Bu noktada dönemin her kulübüne mensup pek çok vatan evladı milli mücadeleye katılmış olup canlarını kanlarını bu uğurda feda etmiştir. Bu konu ile ilgili hiç kimsenin aksini iddia etmek gibi bir gaflet içinde olması mümkün değildir. İşte bu noktada Fenerbahçe Spor Kulübü’nün farkı “Kulüp sporcularının münferit olarak değil, kulübün top yekûn, milli mücadeleye destek olma ve bu uğurda açık, net ve aleni destek olmasıdır.” Fenerbahçe’yi dönemin tüm kulüplerinden ayıran ve bu kadar büyük bir popülariteye ulaştıran yegâne unsur budur. Dönem koşulları içinde verilen bu aleni destek, verilen canlar, memleket uğruna yapılan
tarifsiz destekler, Ulu Önder Mustafa Kemal’i 3 Mayıs 1918’de kulübümüzün Kuşdili’ndeki lokalini ziyaret etmesi onuruna kadar getirmiştir. “Fenerbahçe Kulübünün her tarafa mazhar-ı takdir olmuş bulunan aşari mesaisini işitmiş ve bu Kulübü ziyaret ve erbab-ı himmeti tebrik etmeyi vazife edinmiştim. Bu vazifenin ifası ancak bugün müyesser olabilmiştir. Takdirat ve tebrikatımı buraya kayd ile mübahiyim.”
ATATÜRK’ÜN ZİYARET ETTİĞİ TEK SPOR KULÜBÜ Kulüp şeref defterinde yazan bu cümleler, Fenerbahçe tarihinin en şerefli, en gurur verici ifadeleri olarak Mustafa Kemal’in bizzat el yazısı ile tarihteki yerini almıştır. Bu ziyaret, Ulu Önder’in bir davet veya benzer bir girişim olmadan, dönemin kulüpleri içinde yapmış olduğu TEK spor kulübü ziyaretidir. Yazının hemen başında belirttiğim bazı kulüplerin “biz de yaptık, bizde de olmuştur” hayallerinin en önemli noktalarından bir tanesi de budur… Benim şahsen yakından tanıdığım ve Fenerbahçe tarihi ile ilgili bugüne kadar yapılmış en kapsamlı araştırmaların sahibi
kişiden oluşan yönetim kurulları tarafından idare edildi.
tarihçi ve araştırmacı büyük Fenerbahçeli Cem Ertuğrul, şanlı tarihimizin bu sadece bize özgü yıllarını şu şekilde anlatmıştır; ***
Birinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan bir olay, Fenerbahçe kulübünde yeni bir kriz dönemi başlattı. Yedi as futbolcusunun Altınordu kulübüne gitme tehdidi karşısında, prensiplerinden taviz vermeyen Fenerbahçe, bu krizi de gelişme halindeki genç takımları sayesinde çabuk atlattı. Bu sıralarda Askeri Tıbbıye ve Veteriner okullarından Nahit (Çokbaşaran), Kamil (Rona), Kadri (Gençer), Refik (Kuntol), Sabih (Arca) gibi kıymetli futbolcuların katılımıyla Fenerbahçe daha da kuvvetlendi. Bu konuda yeni üyelerden Tıbbiye talebesi Çelebizade Sait Tevfik’in gösterdiği çabalar şükranla anılmaya değerdir. Yine bu sıralarda yaşanan bir ziyaret, Fenerbahçe Spor Kulübü için eşsiz ve ebedi bir övünç kaynağıdır: Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal, Gelibolu Yarımadası’nda denize döktüğü düşmanı, Suriye çöllerinde de karşılamak üzere 3 Mayıs 1918 günü İstanbul’dan geçerken, kısacık molası esnasında Fenerbahçe Spor Kulübü’nü ziyaret etmiştir. Kulüp hatıra defterine takdir ve tebriklerini kaydeden büyük Ata’mızın bu değerli duygu ve yazıları, kulübümüz için paha biçilmez bir hazinedir. Fenerbahçe Spor Kulübü, tarihinin en büyük tehlikesini, vatan ve bağımsızlığımızın kurtuluşu gibi kutsal bir gaye uğrunda yaşamış olmakla, bugün en çok övünme hakkına sahip bulunuyor. Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılışı ile sonuçlanan 1. Dünya Savaşından sonra, Anavatanın işgali sırasında Fenerbahçe Spor Kulübü hiç tereddüt etmeden milli göreve koşmuş ve Anadolu’daki mücahitlere silah ve cephane sağlama ve gönderme işine girişmişti. Geceleri dere kenarına yanaşan balıkçı kayıkları şeklinde kamufle edilmiş tekneler, kulüp mahzeninden yüklerini alıp İstanbul Boğazı’ndan denize açılarak Anadolu kıyılarına yollanırlardı. Bunu haber alan İşgal Orduları Başkomutanlığı, 1920 yılının bir haziran gecesi, kulübe baskın yaptı. Kuşdili Çayırı’nda meydana gelen silahlı çatışma, baskını sonuçsuz bırakınca, ertesi sabah düşman komutanlığı, aşağıdaki 3 ağır suçlamayı, Umumi Kâtip (Genel Sekreter) Nasuhi Esat (Baydar) Bey’e sıraladı: 1. Fenerbahçe Spor Kulübü, İttihat ve Terakki Fırka (parti)’sının bir şubesidir.
2. Müttefiklere karşı düşmanca duygularla davranmaktadır. 3. Anadolu’daki isyancı kuvvetlere silah ve cephane kaçırmaktadır. İşgal Orduları Başkomutanlığı’nın bu üç suçlamasına dayanarak, bir manga düşman askerinin, kulübün bahçesinde silah çatması ve yönetim kurulunun dağıtılıp, Başkan Sabri (Toprak) Bey’in Malta’ya sürgün edilmesi, Fenerbahçe tarihinin en şerefli olaylarının başında yer alır.
Fenerbahçe Spor Kulübü’nün düşman askerleri tarafından baskına uğrayıp dağıtılması ve başkanının sürgün edilmesi kulüpte yeni bir mücadeleci ve azimkar bir ruh halinin doğmasına neden oldu ve bu durum, kulüp tarihinde çok görkemli bir dönemin açılması sonucunu doğurdu. Bu cidden çok şerefli ve parlak dönem, mütareke ve işgal yılları zaferleridir. Sportif olmaktan çıkarak, milli bir kimliğe bürünmüş olarak, 1918 Kasımından 1923 Kasımına kadar tam 5 yıl süresince devam eden bu maçlar, Fenerbahçe’nin halk tarafından yürekten sevilişinin ana nedenidir. Düşman karşısında alınan bu zaferlerden milli duyguları şahlanan pek çok Türk gencinin, Anadolu’daki Kurtuluş Hareketine koşmaları, Fenerbahçe’nin vatan hizmetindeki büyük rolünün çok anlamlı bir hatırası olarak ebediyen yaşayacaktır. Harap bir yurt ve yaralı bir ulusun kan ağladığı o yıllarda Fenerbahçe, işgalci devletlerin hazırlıklı, takviyeli ve talimatlı takımlarına karşı, yıllarca süren devamlı zaferler kazanarak, millete ümit, cesaret ve teselli verdi, mücadele azmini körükledi, zafere olan inancını körükledi ve dolayısıyla büyük bir sevgi selini isim ve renkleri üzerinde topladı. ***
Fakat Fenerbahçe kulübünün bu uğurda kazandığı sonsuz manevi kazancın yanında, uğradığı büyük zarar ve katlandığı acıları da işaretlememiz gerekir. Birçok değerli üye ve yöneticinin kulüpten uzaklaştırılmalarının yarattığı sarsıntı epeyce ağır oldu. Devamlı göz hapsine alınan o muhteşem Fenerbahçe kulübü yok olmaya yüz tutmuştu. Ancak üyelerden, eski futbolcu Burhan (Belge) Bey’in Bahariye Caddesi’ndeki evinde yapılan toplantılarda o eşsiz Fenerbahçelilik ruhu kulüp dışında da yaşatıldı ve Fenerbahçe ilk fırsatta yeniden harekete geçti. İşte, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün, Beden Terbiyesi Kanunu’ndan önceki tüzüklerinde yer alan “Kulübü tesis ve ihya edenler” ibaresindeki “ihya” sözü, 1920 yılında yaşanan bu büyük krizi ifade eder.
KURULUŞUNDAN BUGÜNE UZANAN BİR GELENEK
Bu olaydan sonra Fenerbahçe kulübünde Müessesan (kurucular) Heyeti kuruldu. 30 kişiden oluşan bu heyeti, Umumi Kâtip, Umumi Kaptan ve Muhasebeci sıfatlarını taşıyan üç kişilik bir yönetim kurulu temsil etmiş ve kulüp, Şükrü Saracoğlu’nun başkan seçildiği 16 Mart 1934 fevkalade (olağanüstü) kongresine kadar, bu üçer
Bu geleneğe ve şanlı tarihimize paralel olarak, camiamızın 3 Temmuz belası ve sonrasında yaşananlara verdiği tepki, geleneklerinden ve damarlarındaki asil kandan gelmektedir. İşte bunun için “Fenerbahçe yıkılmayan son kaledir”… İşte bunun için tüm Fenerbahçeliler’in sloganı “Atam izindeyiz biz de Fenerbahçeliyiz”dir…
Cem Ertuğrul’un araştırmasındaki bu bölümün en önemli noktası; İşgal Kuvvetleri Komutanlığının Fenerbahçe Spor Kulübü’nün özelinde yayınlamış olduğu 3 maddelik bildiridir. İşte Fenerbahçe Spor Kulübü’nü o dönemde benzersiz yapan ve milli mücadeleye en net ve aleni desteği veren kulüp olmasının kanıtları da bu bölümde açıkça görülmektedir. Fenerbahçe Spor Kulübü’nün ülkemizin en büyük sivil toplum örgütü olması yakın tarihe dayalı bir olgu değil, kuruluşundan bugüne uzanan bir gelenektir.
21
Daha Aktif Sarı Lacivert “Daha Aktif Sarı Lacivert” sloganıyla faaliyetlerine hız kesmeden devam eden Sarı Lacivert Derneği, düzenlediği etkinliklerde üyeleriyle bir araya gelmeyi sürdürüyor.
S
arı Lacivert Derneği 20. yılına girerken “Daha Aktif Sarı Lacivert” sloganıyla çalışmalarına ara vermeden devam ediyor. Bu kapsamda farklı birçok etkinliğe imza atan Sarı Lacivert Derneği, yeni dönemde de önemli projeler ve organizasyonlarla üyeleriyle buluşacak.
BOĞAZ’I SARI LACİVERT’E BOYADIK Derneğimiz 24 Eylül’de düzenlediği organizasyonda Boğaz’ı Sarı Lacivert renklere boyadı. Üyelerin yoğun katılımı ile gerçekleştirilen Boğaz Turunda tüm gece boyunca hep birlikte Fenerbahçe marşları söylendi.
CUMHURİYET BALOSU SONRASI TOPUK YAYLASI’NDAYIZ Organizasyonlar kapsamında Cumhuriyet sevdalısı Sarı Lacivert Derneği üyeleri 29 Ekim’de Cumhuriyet Balosu’nda, 12 Kasım’da da Topuk Yaylası’nda bir araya gelecek.
22
SARI LACİVERT’İ BİLEĞİMİZE YAZDIK Tüm bu etkinliklerinin yanı sıra derneğimiz, Sarı Lacivert bileklikleri de satışa sundu. Fenerbahçe’ye gönül vermiş dernek üyelerimiz artık Sarı Lacivert renkleri bileklerinde taşıyabilecekler.
ASLAN OLMAK ÖYLE KOLAY DEĞİL
G
eçen hafta “Futbolda ilk tape” yazımıza konu olan olaylı Fenerbahçe-Galatasaray maçı sonrasında neler yaşanmıştı kısaca hatırlayalım. • Beşiktaş’ın şampiyonluğu üzerine kurgulanan sene, Harbiye’nin Beşiktaş’ı 3-0 yenmesiyle başarısızlığa uğramıştır. • Fenerbahçeliler’den 6 tanesi futbolda yaşanan bu kepazeliğe daha fazla katlanamayacaklarını söyleyerek futbolu bırakmışlardır. • Hakem Haçopula maçtan sonra, halktan gelen baskılara dayanamamış ve utancından Türkiye’yi terk ederek Yunanistan’a kaçmıştır.
• Akşam gazetesi “Dün Taksim Stadyumunda, Futbol Federasyonu ve memleketimizde futbol adına en hafif tabiriyle büyük bir rezalet yaşanmıştır. Futbolda karar mevkiinde bulunanların aynı zamanda Fenerbahçe’nin rakibi olmaları, memleketin en yüksek ve en temiz kulübünün hakkının göz göre göre ayaklar altına alınarak çiğnenmesine neden olmuştur. Adiliğin bu derecesine düşmek zilleti önünde insanların tüyleri diken diken olmaktadır. Sportmenlik adına dün kalbimizi dolduran nefreti tarif etmek imkânsızdır. Hakeme ve Futbolun hâkimlerine en güzel cevabı, memleketin tek hâkimi olan millet “Yuha” sözleriyle zaten vermiştir” diye yazmıştır. 1924 yılında Fenerbahçe ile Galatasaray arasında yaşanan tatsız hadise sonrasında o zamanki Maarif Vekili Vasfiye Çınar Bey her iki kulübede birer mektup göndermiş ve mektubunda şunları yazmıştı.
“Bütün gençliğin efkar ve hissiyatına tercüman olarak, aranızda samimi bir ahengin yeniden teessüsünü görmek
24
sözü yerine getirmeye mecburdurlar.” 29 Ekim günü zamanın Cumhuriyet Gazetesi konu ile ilgili olarak şu haberi yapmıştır.
Çubuklu Kalın Mehmet Doğan isterim. Bu iki kıymetli kulübün mütekabil dargınlığını, spor hayat ve samimiyetine nümunei imtisal olmaları lazım gelen sizler için layık görmemekte çok haklıyım. Binaenaleyh herkesi müteessir eden son hadiseyi derin ve mütekabir bir samimiyet ve vifakla halletmeye teşebbüs etmenizi bilhassa rica ediyor ve Teşrinievvelin 2. Haftasına kadar kulüplerimiz arasında bir müsabaka için Vekalet namına bir kupa koyuyorum.” Bu mektubu alan, Fenerbahçe ve Galatasaray 31 Ekim 1924 Cuma günü İngiliz hakem idaresinde maçı oynamayı kararlaştırıp aralarında konu ile ilgili bir protokol imzalamışlardır. Her iki kulüp de maçın oynanacağı 31 Ekim gününü beklerken, 28 Ekim’de Futbol Federasyonundan, Reis Yusuf Ziya Öniş’den aşağıdaki yazıyı alıyorlardı.
“7 Kasım’da Rus İnkılabı senei devriyesi dolayısıyla Moskova’da yapılacak futbol müsabakalarına milli takımımız davet edilmiştir. Hükümet bu müsabakaya iştiraki lüzumlu görmektedir. Binaenaleyh Ekim’in 31. Cuma günü Odesaa’ya hareket edecek Çelyo Vapuruna aşağıda isimli idmancıların binmek üzere Futbol Heyeti Müttehidesine başvurmaları rica olunur.” Fenerbahçe’den; Cafer, Kadri, İsmet, Sabih, Alaettin, Zeki, Bedri. Galatasaray’dan: Ulvi, Ali, Nihat, Kemal Rıfat, Leblebi Mehmet. Bu tebliğ her iki kulüp idarecileri tarafından hayretle karşılanmış ve 28 Ekim akşamı gazetecilerin de hazır bulunduğu bir toplantıda taraflar aşağıdaki bildiriyi yayınlamışlardır:
“Kulüplerimiz amatördürler. Futbolcularımızı böyle uzun bir seyahat için 48 saatte hazırlamak imkânsızdır. Ayrıca 31 Ekim’de Maarif Kupasını oynamak üzere İstanbul Halkına verilmiş sözleri vardır ve bu
“Mevsimsiz Davet (Yazının başlığı), Milli Takımın Cuma Sabahı Moskova’ya hareketi hakkındaki Federasyon davetini Galatasaray’la Fenerbahçe reddetti. Binaenaleyh Cuma günü saat 14:30’da Galatasaray-Fenerbahçe maçı behemehal icra edilecektir” 31 Ekim Cuma günü gazetelerde ise Galatasaray Kulübünün şu açıklaması vardır.
“Hükümet tarafından gösterilen lüzum üzerine Moskova’da icra edilecek müsabakaya iştiraki kulübümüz milli bir vazife telakki ettiğinden ve takım efradımızın ekseriyeti azimesinin hareketi zaruri olduğundan bugünkü müsabakaya iştirak etmemizin kulübümüz için maddeten imkânı kalmadığını muhterem halka esefle arzederiz.” Olayı hayretle karşılayan Fenerbahçe Kulübü’ne 31 Ekim saat 10:30’da gelen Galatasaray Kaptanı Nihat Bekdik, Fenerbahçe’li yöneticilerine şu tarihi açıklamayı yapıyordu.
“Milli Takıma çağrılan 5 kişi ben hariç bugün kafile ile birlikte Rusya’ya gidiyorlar, Onların yerlerini 2. Takımımızın elemanları ile doldurup mutlak suretle bugün saat 14:30’da Taksim stadında sahaya çıkacak ve size verdiğimiz sözü yerine getireceğiz.” Fenerbahçe Kulübü, Galatasaray Kaptanının sözü üzerine rahatlamış ve Galatasaray’ın 2. Takımdan alacağı futbolcu sayısı kadar kendilerinin de 3. Takımdan aynı sayıda genci birinci takıma alacaklarını belirtmişti. Fenerbahçe futbol takımı Taksim stadına hareket etmek üzere 12:30’da tam ayrılacağı sırada kulübe bir telefon geldi ve telefondaki ses Galatasaray’ın tam kadro olarak Moskova’ya hareket ettiğini, hatta Kaptan Nihat’ın da motorla son anda vapura yetiştirildiğini, maçın oynanmayacak olduğunu ve boşuna gelinmemesini söylüyordu. Bu arada Taksim Stadının etrafı mahşer günü gibiydi. Binlerce meraklı kapı ve gişelerin önüne yığılmıştı. Nihayet orada da benzer havadis dolaşmaya başlamıştı. “Galatasaray Moskova’ya gitti, maç yok” Bunun üzerine Fenerbahçe Kulübü aşağıdaki tarihi beyannameyi basına verdi…
“Muhterem İstanbul Halkına
Fenerbahçe Kulübü bu sabah yevmi gazetelerde Maarif Kupası maçının tehir edildiğine dair Galatasaray Kulübünü Heyeti idaresi tarafından gönderilmiş tebliği İstanbul Halkı gibi kemali hayret ve taaccüple mütalaa etmiştir. Galatasaray Kulübü ile Kulübümüz arasında akit ve imza edilen taahhütname mucibince; Maarif Kupası maçı 31. Ekim Cuma günü saat iki buçukta Taksim Stadında icra edilecekti. Salı günü öğle üzeri Türkiye Futbol Federasyonu Reisleri tarafından Moskova’ya bir seyahat icrası lüzumu tebliğ edildiği zaman Galatasaray Kulübünün selahiyetkar erkanı ile görüşülerek Maarif Kupası maçının bu vaziyet karşısında tehir edilip edilmemesi yeniden müzakere edilmiş ve neticede bu tehirin her şeyden evvel halka karşı bir hürmetsizlik olacağı düşünülerek oyunun eksik bir takımla da olsa behemehal icrasına karar verilmişti. Hatta Galatasaray kulübünün eksik bir takımla çıkması ihtimaline karşı Maarif Kupasının ayrıca ve tam takımla icra edilecek bir maçın galibine tahsisi muhterem refikimiz tarafından teklif edilmiş bu teklif de tarafımızdan derhal kabul edilmişti. Müteakiben Galatasaray Reisi Cevdet ve GALATASARAY Kulübünün birinci futbol takımının kaptanı Nihat Beyler tarafından vaziyetin değiştiğine dair son dakikaya kadar kulübümüze ne bir müracaatta bulunuldu ne de bir tebliğ icra edildi. Bilakis hatta Cuma sabahı, Galatasaray Heyeti İdare tebliğinin gazetelerde intişarından sonra saat on buçukta Galatasaray Kaptanı Nihat Bey Kulübümüz merkezine gelerek ve herkesi hayrete düşürerek, takımına mensup oyunculardan bir kaçının gideceğini fakat kendisinin gitmediğini ve gitmeyeceğini oyunu oynamak konusunda verdiği sözü tuttuğunu ve tutacağını binaenaleyh maçın ikinci veya üçüncü takımlardan alınacak destekle de olsa yapılacağını bildirdi ve daha ziyade-i şayanı hayret bir hadise olarak kaydedelim ki, bu müracaattan 2 saat sonra Galatasaray Kaptanı Nihat Bey’inde Çelyo Vapuru ile Moskova’ya hareket ettiği taaccüple istihbar edildi. Mili Takıma mensup Fenerbahçeli oyuncuların Moskova Seyahatine iştirak etmemeleri keyfiyetine gelince, bu hususta Türkiye Futbol Federasyonu Reisi tarafından gazetelere vaki olmuş beyanat tamamıyle mahsülü garez ve binaenaleyh külliyen hilafı hakikat efsanelerden ibarettir. Fenerbahçe Kulübü Heyeti İdaresi Moskova Seyahatine iştiraki hiç bir zaman reddetmemiştir. Bilakis eğer bu vazifei milliye ise bu vazife-i milliyeyi memnuniyetle ve azami havahişle
26
ifa etmek istediğini söylemiş, yalnız Kulübün en yüksek heyeti olan Müessisler Heyetinin kendine verdiği kati talimata tevfikan Paris Seyahatinde bu gibi vazifeleri ve seyahatleri idareye ademi kabiliyetleri tahakkuk eden ve kulübümüze karşı husumetler ile tearüf eyleyen Yusuf Ziya ve Hamdi Beyler refakatinde Fenerbahçe Futbol Azasının hiç bir yere gönderilemeyeceği hatta gönderilmek istense dahi takım azasının bu zevat ile gitmek istemeyeceklerini binaenaleyh Fenerbahçe Kulübünden bir mutemedin oyunculara refakati icabettiğini bildirmiş, fakat mumaileyhim kendilerinin behemehal gidecekleri hussuunda ısrar ettikleri maada bir mutemedin Fenerbahçeki Aza ile beraber gitmesi teklifi de, hükümetten bu seyahat için 3000 lira aldıkları halde reddetmişlerdir. Binaenaleyn Fenerbahçe Kulübü vafiyei milliye ismi verilen bu tatlı seyahatten iaşe edilmek istendiği gibi kaçınmamıştır. Hatta bu gibi seyahatlerin idare kabiliyetlerinden şüpheli kimselerle yola çıkmak istememesi de vafizei milliyesini çok iyi idrak ettiğine bir delil olmakla beraber, bu suretle hareket etmiş olduğu için de nadim de değildir. Memlekete olan büyük aşk ve alakasını senelerce cephelerde kan dökerek ve şehitler vererek izhar ve ispat etmiş genç müessesemiz üzerine sürülmek istenen lekei kemali nefretle kaillerine iade eder ve Fenerbahçe Kulübünün hiç kimseden vataniye ve vazifei milliye dersi almak ihtiyacında olmadığını beyan ederiz…” Fenerbahçe Spor Kulübü *** Fenerbahçe futbolcularından yoksun Milli Takımın ise Rusya’da rakibine 3-0 yenilerek yurda döndüğünü de not olarak belirtmekte fayda var. Sonrasında ise Maarif Kupası o veya bu sebeplerden bir türlü iki takım arasında oynanamamıştır. Fakat bütün bu hadiseler bu yazının konusu değil. Ne 1924 yılında iki takım arasında yaşanan tatsız olaylar, ne Fenerbahçe ile o zaman ki Federasyon arasındaki kavga ki kavganın esas sebebi Paris Seyahatinde yaşanan başıbozukluk dahi bu yazının konusu değil. Bu yazının esas konusu Galatasaray Kaptanı Nihat Bekdik’in 31 Ekim 1924 sabahı Fenerbahçe Kulübüne giderek Maarif Kupası maçının mutlak olarak yapılacağı konusunda teminat vermesine rağmen 2 saat sonra Rusya’ya gitmesinin bu
temiz milli sporcu hakkında bir tereddüt uyandırması ihtimaline binaen, Fenerbahçe Umumi Katibi Ali Naci Bey’e (Milliyet Gazetesinin Kurucusu) vapurdan yazdığı tarihi mektuptur…
“Fenerbahçe Kulübü beni affetmelidir. Sizden ayrılıp köprüye gelince 30-35 kişi beni bütün ısrarıma rağmen sürüklemeye başladılar. Biri kolumdan asılmış öteki yakamdan bir kaç kişi de arkamdan itiyorlardı, adeta posta edilmiş bir mücrim (suçlu) gibi sürüklüyorlardı. Bu suretle köprüyü geçtik ve Karaköy’de bekleyen motora atıldık. Rıhtımda birçok arkadaş müthiş bir gürültü içerisinde idi. Her kafadan bir ses çıkıyordu. Aptallaşmış sersemlemiş bir haldeydim. Böyle iken motor hareket etti. O zaman ben bütün azmimin kırıldığını ve her şeyin bitmiş olduğunu gördüm. Gayri ihtiyari ağlamaya başladım. Çünkü başka hiç bir şeyim kalmamıştı. Olduğum yerde tepiniyor gitmemek için ısrar ediyordum. Benim bu halimi gören Muhtar, Mahir ve Mehmet şaşırmışlar ve yüzümü gözümü öpüyorlar ve beni teskin etmeye çalışıyorlardı. Ben bu haldeyken vapur hareket etmişti. Vapurun durdurulması için işaretler verildi borular öttürüldü, sonunda vapur durduruldu ve vapura zorla bindirildik. Üstümde bir elbise, empermabl (yağmurluk) ve bastonum vardı. Arkadaşlarımın tesellileri bana fayda etmiyordu. Düşün ki sözünü tutamayan aciz mevkide bir sporcuydum. Buna karşı teselli nasıl mümkün olur. Emin ol bu seyahat bana pek acı ve neşesiz gelmektedir. Kafilenin en müteessir ve kederli ferdiyim. Fazla yazamayacağım, çünkü fazla müteessir oluyorum. Senden ve Fenerbahçeli arkadaşlardan son ricam beni affetmenizdir.” Galatasaray Kaptanı Nihat. *** Bizim Sarı Kanarya lakabını Cihad Arman’ın sarı kazağından aldığımız gibi, Galatasaray’a da Aslan lakabı Kaptan Aslan Nihat’tan miras kaldı. --Sözünü tutamadığı için adam gibi özür mektubu yazan Galatasaraylı Kaptan Nihat Aslandır. Aslı astarı olmadığı halde Fenerbahçe şike yaptı diye UEFA’ya 10.000’nin üzerinde şikâyet mektubu gönderenlerin ne olduğunu ise buraya yazmayalım… Çubuklu Kalın…
FENERBAHÇELİ OLMAK BENİM İÇİN BİR YAŞAM BİÇİMİ
ÖZEL
RÖPOR
TAJ
16 yıl önce hem yüksek lisans yapmak hem de ticari hayatını devam ettirmek üzere yola çıkan ve Amerika’ya yerleşen Derneğimiz Üyesi Fenerbahçeli İş Adamı Fatih Akarsu ile Fenerbahçeli olmanın kendisi için neler ifade ettiğini konuştuk.
Ç
ocukluğunun Pazar kahvaltılarını babasından Fenerbahçe ile ilgili kesitler dinleyerek geçiren İş Adamı Fatih Akarsu ile Amerika’daki yaşamanı ve bir yaşam biçimi olarak benimsediği Fenerbahçe’yi konuştuk.
ve Dalya isimlerinde iki çocuğum var.
Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Fenerbahçe sevgisiyle Pazar sabahı kahvaltılarında rahmetli babamın bana Fenerbahçe tarihinden kesitler anlatmasıyla tanıştım. Fenerbahçeli olmak benim için bir yaşam biçimi ve hayata karşı duruş şeklidir. Başkanımızın dediği gibi: Önce vatan sonra Fenerbahçe, sonra yine Fenerbahçe. Fenerbahçe sevgisi işte içimize böyle yer etti.
Ben Üniversite’de Ekonomi Bölümünden mezun olduktan sonra Amerika’ya yükseköğrenim görmek ve ticari hayatımı burada devam ettirmek üzere yola çıktım ve Amerika’ya yerleştim. Burada 16 yıldır kendi şirketlerimi yönetmekteyim. Türkcan
Fenerbahçe sevgisiyle nasıl tanıştınız? Fenerbahçe sevginizi tarif etmenizi istesek neler söylersiniz?
“FENERBAHÇE YERİ GELİYOR ANNEMİZ, YERİ GELİYOR AİLEMİZ OLUYOR” Binlerce kilometre uzaktan Fenerbahçe’yi takip etmek nasıl bir duygu? Fenerbahçe özleminizi nasıl gideriyorsunuz? Bu kadar uzakta yaşamak geride kalan ailemizi, ülkemizi, tüm sevdiklerimizi sürekli düşünerek buralarda ileri gidebilmek, başarıyı yakalayabilmek pek mümkün olmuyor maalesef. Belli dönemlerde gerideki tüm gemileri
28
yakmış olmanız gerekiyor. Yabancı bir ülkede biraz olsun ileri gidebilmeniz için bunu yapmak şart. İşte benim için öyle bir dönemdi diyebilirim, sonradan fark ettim. Sevdiğim her şeyin yerine sembol olarak Fenerbahçe'yi koydum ve yoluma o şekilde devam edebildim. Yani Fenerbahçe bu kadar uzakta yeri geldi annemiz, yeri geldi babamız, yeri geldi memleket hasreti oldu. Fenerbahçe özlemimizi gidermek
“FENERBAHÇE SEVGİSİNİ YAYMAK İÇİN ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPIYORUZ” Fenerbahçe USA Derneği’nde önemli görevler üstleniyorsunuz. Bize biraz Fenerbahçe USA Derneği’nin faaliyetlerinden, amaç ve hedeflerinden bahseder misiniz? Bizler tüm Fenerbahçe derneklerinin ortak görevi olan Fenerbahçe sevgisini yaymak, geliştirmek ve yurt dışında yaşayan Fenerbahçelileri bir araya getirmek üzere, üzerimize düşenleri büyük zevk alarak yapmaktayız.
“SARI LACİVERT DERNEĞİ’NİN
Sarı Lacivert Derneği ile nasıl tanıştınız? Sarı Lacivert Derneği’nin çalışmaları hakkında neler söyleyeceksiniz?
TARZI FARKLI”
Sarı Lacivert Derneği ile bir Türkiye ziyaretimizde Sertaç Başkanımızın daveti üzerine tanıştık. O günden bugüne Sarı Lacivert Ailesini tanıma fırsatımız oldu.
YAKLAŞIM
için takımımıza olan ilgili ve alakamızı her zaman en üst seviyede tutuyoruz. Kadiköy’deki maçları kaçırmamaya özen gösteriyorum. Bir de artık biz kendi çocuklarımıza Fenerbahçeliliği aşılıyoruz. Böylece biraz da olsa Fenerbahçe özlemimizi gidermeye çalışıyoruz.
“FENERBAHÇE’NİN AMATÖR BRANŞLARA VERDİĞİ KATKIYI EN ÇOK TAKDİR EDENLERDENİM” Fenerbahçe’nin amatör branşlar hakkındaki başarıları ile ilgili neler söylemek istersiniz? Fenerbahçe’nin amatör branşlara verdiği katkıyı en çok takdir edenlerden biriyim. Öyle ki; 3 Temmuz’dan sonra futbol izleme hevesim bile kalmadı buna karşın amatör branşlarda masa tenisi dahil Fenerbahçe’mizin başarılı oyuncularını takip ediyorum. En son Berlin'e Final
Sonunda Sarı Lacivert Ailesine de katıldım ve bundan kıvanç duymaktayım. Sarı Lacivert Derneği’nin çalışmaları, her daim kulübümüzün yanında olması ve diğer derneklerimize nazaran olaylara yaklaşım tarzı bana farklı geldi. Bu sebeple Sarı Lacivert Ailesine katıldım. İlerleyen dönemlerde çok güzel organizasyonlara imza atacağımıza da eminim.
Four’a gittim her şey müthişti. Dünyanın her yerinden Fenerbahçelilerle buluştuk. Belki de futboldan hiç almadığımız kadar keyif aldık müsabakalardan.
“TONİ SCHUMACHER İDOLÜMDÜ” Fenerbahçe ile ilgili hiç unutamadığınız bir anınızı anlatır mısınız? Samsunspor altyapısında kalecilik yapıyordum. Toni Schumacher tabi ki idolümdü ve Fenerbahçe’yle Samsun’a gelmişti. Maçtan önceki gün kaldıkları otelde ziyaret ettim. Maç gününde de top toplayıcı arkadaşların arasına karışarak kendisini 90 dakika boyunca iki kale arkasında basın mensupları arasına oturarak izlemiştim. Evde koca posteri olan Schumacher Fenerbahçe’deydi ve canlı izliyordum. Paha biçilemez bir şeydi. Maçı 90 dakika adım adım ne yapıyor diye büyük bir hayranlıkla izledim. Şans
o ya; 40 metreden frikikten gol yedi, top tam önünde sekti. Milinkovic atmıştı, kahrolmuştum. Bire birde onun kadar iyi çıkan bir kaleci su ana kadar belki bir tane görmüşümdür. O günkü 90 dakikalık takipten bile çok şey öğrenmiştim. Geri kalan donemde Türkiye’de hiç bir maçını kaçırmadım. O tam bir futbol efsanesiydi ve bizim kalemize çok yakışıyordu. Bize biraz özel yaşamınızdan bahseder misiniz? Bir gününüz nasıl geçer? Hobileriniz var mı? Ailenizle birlikte yapmayı en sevdiğiniz şeyler nelerdir? İş ve seyahat dolu bir yaşamım var. Boş zamanlarımı genelde FB TV izleyerek, çocuklarımla vakit geçirerek değerlendiriyorum. En büyük zevklerimden birisi Avrupa deplasmanlarında Türkiye’den gelen eş ve dostlarımızla buluşmak. Böylece hem Fenerbahçe’mizi destekliyoruz hem de dostlarımızla özlem gideriyoruz.
29
Feynoord’un Hollandalı futbolcusu Dirk Kuyt, Fenerbahçe maçı öncesi düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Derneğimizin atkısıyla poz veren Dirk Kuyt; “Bir gün Fenerbahçe'ye dönebilirim” diye konuştu.
30
F
eynoord’un Hollandalı futbolcusu Dirk Kuyt, Fenerbahçe maçı öncesi düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Fenerbahçe camiası ve taraftarlarının kendisini çok iyi karşıladığını belirten Kuyt futbol kariyerini noktaladığında Fenerbahçe’ye dönebileceğini belirtti.
“TARAFTARLAR VE CAMİA BENİ ÇOK İYİ KARŞILADI” Fenerbahçe’ye geldiği için çok mutlu olduğunu ifade eden Kuyt, “Buraya geldiğim için çok mutluyum. Fenerbahçe camiası ve taraftarlar beni gerçekten çok güzel karşıladılar. Buradan sanki hiç
gitmemiş gibiyim. İlerleyen zamanlarda Fenerbahçe’ye futbol anlamında her zaman yardım etmek isterim. Şu anda futbol oynamayı daha çok seviyorum ve futbol kariyerime devam etmek istiyorum. Futbol kariyerim bittiği zaman Fenerbahçe’ye nasıl bir katkım olacağına bakacağım” dedi.
“FENERBAHÇE’YE DAİR GÜZEL ANILAR HEP AKLIMDA” Eşi ve çocuklarının da İstanbul’u çok özlediğini ifade eden Kuyt şöyle konuştu, “Ailemle birlikte ilk defa bir yıl sonra İstanbul’a geldik. Tabi onlar için tekrar İstanbul’a gelmek muhteşem bir duygu. Ben ve ailem Fenerbahçe ve İstanbul’a dair
UEFA Avrupa Ligi grup maçında Kadıköy’de Feyenoord’u konuk eden Fenerbahçe mücadeleden 1-0 galip ayrılmıştı.
çok şeyi özledik. Fakat şu an ilk aklıma gelen Fenerbahçe’de yaşadığım güzel anılar. Ve bu anılar her zaman aklımda kalacak. Fenerbahçe’ye yeni yolunda başarılar diliyorum. Hollanda’da Fenerbahçe’yi takip etmeye çalışıyorum. Fenerbahçe’nin maçlarını canlı takip etmek çok zor oluyor. Kulüpten arkadaşlarımla hala görüşüyorum.”
“FENERBAHÇE TARAFTARINA BÜYÜK SAYGI DUYUYORUM” Robin van Persie’nin çok değerli bir oyuncu olduğuna değinen Kuyt, “Van Persie eğer Advocaat’tan iyi destek ve güven alabilirse elinden geleni yapacaktır. Advocaat’ın Fenerbahçe’ye gelmesi RVP’ye iyi gelecektir. Şunu da göz önünde bulundurmak lazım ki istatistikler her şeyi anlatır. İstatistiklere bakarsak Van Persie her zaman fit değildi. Hoca her maç oynamasına fırsat vermedi ama yine de iyi bir oyun oynadığını biliyoruz. Benim nasıl bir oyuncu olduğumu 3 sene içerisinde herkes gördü. Fenerbahçe’ye her şeyimi verdim. Sonuna kadar savaştım. Bu savaşı yarın Feyenoord için de vereceğim. Eğer gol atarsam sevinme kısmını saygı çerçeveleri içinde yapacağımı söyleyebilirim. Beni 3 sene destekleyen ve hala desteklemeye devam eden Fenerbahçe taraftarına büyük saygı duyuyorum” diye konuştu.
31
KADIN TARAFTAR OLMAK Stattan içeri girdiğin anda aslında kadın veya erkek olduğunun bir önemi kalmıyor. O dakikadan itibaren sen sadece Fenerbahçelisin ve takımına destek için oradasın. Ama insanlarda bir önyargı var. İçeriye bir kadın olarak girince zannediyorlar ki bütün gözler onlara çevrilecek. Halbuki biz futbol izlemek için, Fenerbahçemiz’e, yaptığımız tezahüratlarla, takımımıza motivasyon katabilmek için oradayız.
E
rkeklerin çoğu maç öncesi arkadaşlarıyla toplandıklarında yanlarında eşleri, kız kardeşleri veya arkadaşları olsun istemiyorlar. Maç sırasında da sanki yanlarında onlar varken rahat edemezlermiş gibi düşünüyorlar. Kadınlarda da bu durum pek farklı değil aslında. Futbol sevenler bile içeride çok kaba bir ortam olduğunu düşündükleri için maçları evde izlemeyi tercih ediyorlar. Hadi gelin size benim bir maç günümü anlatayım… Sabah büyük bir heyecanla uyanmışım, çünkü o gün Fener’in maçı var! Havaya bakarım, ne çok soğuk ne sıcak ama kapalıysa... İşte tam maç havası! O gün gazete okumam, TV’de spor programlarını izlemem. O da benim totemim. Kadroyu bilmeden girmeliyim o stada. Benim hiçbir zaman babamla maça gitme şansım olmadı. Çünkü o başka takım taraftarıdır. Evet evet yanlış okumadınız. Hatta sıkı durun devamı da geliyor. Eşim de aynı şekilde başka takım taraftarı. Hadi babanın tuttuğu takıma müdahale edemiyorsun ama en azından kocanı ona göre seçseydin değil mi? Değil! Ben tuttuğu takımdan önce futbolu
32
Ebru Çapan Ekmekçi sevmesine ve spordan anlamasına baktım. Bu yüzden de maça giderken evden yalnız çıkmaya alışkınım. Doğma büyüme Avrupa yakasında oturduğum için, yine aynı yerde oturan arkadaşlarımla kaçta geçelim, nereye gidelim diye maç öncesi muhabbetini yaptıktan sonra mümkünse vapura biner karşıya geçeriz. O vapur benim için huzura giden yoldur mesela. O yüzden de ne zaman vapurla karşıya geçecek olsam kendimi Fenerbahçe’ye gidiyor gibi hissederim. Bizim arkadaş grubumuzda genelde tek kız ben olurum ama bir gün olsun kendimi farklı hissetmedim yanlarında. Sanılanın aksine buluştuğumuzda sadece futbol konuşmayız. Çocuğu hasta olan anlatır, yeni bir işe başlayan anlatır, arada futbolcuların son maçtaki performansları konuşulur, sinirlenen anlatır, memnun olan anlatır… Normalde arkadaşlarınızla bir yere gittiğinizde nasıl sohbet ederseniz öyle geçer vakit. Etrafta aşka gelip tezahürat edenler varsa arada onlara da katılınır tabi. Çünkü kafa olarak maça hazırlanmak lazımdır artık. Konsantrasyon sadece futbol olduğu
an, evet zaman gelmiştir artık. Yavaş yavaş hesaplar ödenir ve stada doğru yürümeye başlanır. Bakın işte burada kadın olduğunuzu anlarsınız. Çünkü sizi güvenlikten geçerken kadın görevliler kontrol eder, erkek değil (Vay be! Gördünüz mü kadın taraftar olmak ne kadar zormuş). İçeride fotoğraf çektirenler, çekirdek yiyenler, sohbet edenler… Herkes ayrı telden çalıyordur ve hala kafasını çevirip de bu kızın burada ne işi var diye bakan olmaz. Yerime geçerim, iki ön sıramda her maça kızıyla gelen bir baba, onun hemen bir sıra yanında her maçta sarı lacivert kıyafetiyle oturan kadın. Hoparlörden ilk 11 okunurken onlar da Ahmet Abiyle, Mehmet Amcayla ayakta isimleri bağırmaktadır. Gol olduğunda yanındakine kadın, erkek fark etmeksizin sarılırsın, pozisyon kaçtığında yine beraber kafanı duvarlara vurmak istersin. Derken maç biter ve evimize döner, hayata kaldığı yerden devam ederiz. Diyeceğim odur ki, erkek taraftarlar olarak yanınızda kadın getirmeye çekinmeyin. Eğer içinde bir parça dahi futbol sevgisi olan tanıdığınız varsa aksine teşvik edin. Bir kere o atmosferin tadına varan kim olursa olsun zaten bir daha gelmek isteyecektir. Aynı şekilde futbol sever kadınlar, siz de utanmayın, sıkılmayın. Maçlara gitmek sadece spor için değildir. Orada kurulan arkadaşlıklar olur. Hayatınızda belki de asla yollarınızın kesişmeyeceği kişilerle omuz omuza verip başlama düdüğüyle beraber zıplamaya başlarsınız. Özellikle hayat şartlarının bizleri birer fanusta yaşamaya ittiği bu devirde, alıştığınız ortamın dışına çıkmak bazen iyi gelebilir. Hayat sizin için de sarı lacivertse, gelin bu ay bir maçta beraber bağıralım En Büyük FENERBAHÇE diye!
Sarı Lacivert Derneği Genel Merkez inşaatı devam ediyor. Zemin sağlamlaştırma çalışmalarının tamamlandığı inşaatın hafriyat işlemlerine başlandı.
Dernek merkezimizin inşaatı devam ediyor S arı Lacivert Derneği Genel Merkez inşaatı çalışmaları devam ediyor. İnşaatın zemin sağlamlaştırma çalışmalarının tamamlanmasının ardından hafriyat işlemlerine başlandı. İnşaatın en kısa sürede bitirilmesinin ardından Dernek Genel Merkezi buraya taşınacak. Binada ayrıca Dernek üyelerinin uygun şartlarda yararlanacağı bir de cafe-restoran bulunacak.
Acınızı Paylaşıyoruz Geçtiğimiz aylarda derneğimiz üyelerinden bazı isimler, sevdikleri isimleri kaybetmenin acısını yaşadı. Üyelerimizin acısını paylaşıyor, tüm merhum ve merhumelere Allah’tan rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı diliyoruz.
34
≥ Derneğimiz Üyesi ve Enerji Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez'in halası Resmiye Dönmez ≥ Derneğimiz Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Kılıç’ın eniştesi Özgür Mercimek ≥ Derneğimiz Sicil Kurulu Üyesi Emin Kaya’nın kayınbiraderi Yavuz Kaçmaz
Üyelerimizle güçlüyüz YASEMİN MERÇİL
ÖMER KOÇŞAN
ALP TEKİN BAŞ
KADİR TURGUT KUTLU
HALDUN İŞÖZEN
AGAH SERT
ORHAN DEMİREL
JAK BENZONANA
ORHAN GÜRLEVÜK
AHMET BURHAN BAŞOĞLU
ÜMİT ÖZGÜL
COŞKUN HAKER
SABAHATTİN RAHMİ EYÜBOĞLU
SELİM ALTARAS
METİN PİŞKİN
BÜLENT NURİ ERİŞ
İBRAHİM SELİM TURAN
ZERRİN ALADİNLER
MUHARREM METE YURDDAŞ
AHMET SAMİ HACISALİHZADE
HAYATİ EREN
AHMET MUHİTTİN ŞENGÜL
ALİ BAKİ USTA
TOLGA DEMİR
SERHAN İREN
MEHMET ORHAN KESİKOĞLU
HARUN HÜSEYİN ÖZERKAN
NECCDET ÇOBAN
ADNAN ÖZTOP
YAVUZ ASLAY
KEMAL ALICI
CÜNEYT ARINEL
UĞUR MÜNİR BAŞITAŞ
TUNÇ ÖZGÜR
EGE UĞURLU
FERİT ÇAĞRI ÖZALP
AHMET AKSOY
TOLGA TUNÇ
MURAT ÖZDEMİR
SÜLEYMAN ÇAKIR
MAHMUT ALİKAYA
BÜLENT YAZICI
EMRAH İNEL
TAYLAN SAYIN
HÜSAMETTİN KOÇLU
GÖKHAN ÖZAKINCI
CENGİZ BİLGİLİ
HÜROL KIYNAK
CANAN BOLAT
ERKAN AKSEL
GÖKHAN DANDİN
MUSTAFA ERDAL YALÇIN
SERKUT COŞKUNSU
AYKUT AKCAKOCA
ŞEFİK ÇETİNKAYA
KEREM BİRDAL
ERCAN TİRYAKİ
NECDET GÜVENÇ
SALİH ÖZBULUT
AHMET LEVENT GÜNDÜZ
AHMET GÜRKAN ERGENEKON
DİLAN AYDIN
SADİ NECDET ŞENSEZER
ADNAN HALUK SARIPINARLI
VOLKAN ACARKAN
SÜLEYMAN DURSUN
HÜRMÜZ ESRA KAZANCIBAŞI ÖZTEKİN
ALİ SEDAT ÖZKAZANÇ
EMİLİOS PAGİDA
BORA YARDENİZ
MEHMET AYDIN TEMİZER
HAYRANİ TEKELİOĞLU
MEHMET MELİH ŞİNGİN
UĞUR SELÇUK ULUĞ
ÇAĞATAY ASLAN BAYAR
MEHMET HALUK KUNTER
BERK ÇOKKAN
TANER ÇOTUK
MUSTAFA EMRE BELGEN
ARZU GÜRMEN
CAN KALELİOĞLU
KAYHAN POROY
İSMAİL ÇAĞATAY ARSLAN
AHMET GÖKHAN UĞURSOY
ETHEM NACİ BAŞERDEM
YALÇIN HAKER
LÜTFÜ FERHAT KAYA
MAHMUT AKPOLAT
TAHİR KOÇ
ULUKAN ULUN
GÖKHAN EREL
MUHARREM GÜRKAN ÖGEMEN
ACAR SERTAÇ KOMSUOĞLU
KAZIM CENK ÖZER
NİHAN KOÇ
MUSTAFA AKINCI
AHMET CEMAL OKAN
ONUR BENEK
MEHMET ACUN GÜNEŞ
İRFAN TOPALOĞLU
TOLGA GÜR
EYÜP ARATAY
İLHAN TOPALOĞLU
SELDA ÖKTEM
AHMET İZZET EKE
FUAT KURU
ONUR MUTLU İMAMOĞLU
YAVUZ TOLON
ÖZGÜR KANDİL
AHMET ERSAGUN YÜCEL
RIDVAN KAR
HÜSEYİN SELÇUK GÖRKEY
MURAT KAPKİ
MEHMET AKİF CAN
SERKAN ÖZKÖK
MURAT RAŞİT ARSLANOĞLU
AHMET DEMİR
MEHMET ÇAKMAK
GÖKHAN GÜVENÇ
MERT BALCI
AYDIN BAŞARDI
ILGAZ CAN
AYTAÇ ŞAHİN
36
Üyelerimizle güçlüyüz CEVDET YURTTAPAN
İLHAN ZEKİ KÖROĞLU
SELİM ŞİPER
ABDULLAH YILDIZLI
ERHAN ÇENDİK
SERKAN KELEŞER
MUHSİN ALP MİSKİ
YİĞİT KUBİLAY ÇENDİK
SADIK KAYHAN KÖSEOĞLU
HAKAN HIZLAN
BÜLENT YİĞİT
NURİ YENİHAYAT
BİROL ULUSOY
OZAN KANSU
YAŞAR OYTUĞ YENİHAYAT
REBİİ GÜVENÇ
MAHMUT GÖKSEL NARDEMİR
UĞURCAN GÜRLER
İBRAHİM GÜNÇALDI
YUSUF KAYA
SAVAŞ ARKMAN
MAHMUT RAMAZAN ULUSOY
ALİ YILMAZ
ENGİN YALAMAN
CAN LEVENT ULUSOY
SELÇUK SALİH YILMAZ
SEMİH GENÇ
BARBAROS YAKUP ERSÖZ
YURDAKUL ÖZDOĞAN
OKTAY AKTOLUN
MEHMET DOĞAN
MEHMET LEVENT BULGURCU
ERSİN DALKIÇ
KEREM ESKİŞEHİRLİ
MEHMET ERKAN ÇELİKER
MEHMET KARAGÖZ
MEHMET EROL YETKİN
BERKEHAN BULGURCU
TANER KARABAĞ
İDRİS BAYAT
TUĞBA GÜVENÇ
İSMAİL GÖKHAN ÖZTÜRK
İSMET GÜLEN
HALUK GEMİCİ
FAZIL ŞENEL
SERHAT BARIŞ TÜRKMEN
SAİT OKAN KAPLAN
MELİH TÜRKER
MUSTAFA KARAHAN
YİĞİT SUPHİ MERAL
CEMALETTİN TÜNEY
FAZLI UĞUR KILIÇ
KEREM ARIĞ
AHMET ERDEM
ENGİN KESKİNEL
İBRAHİM OĞUZ YAPAR
HÜSEYİN ÖZTÜRK
MUSTAFA GÜRLER
SAVAŞ GÜNGÖR
ABDULLAH KAĞAN ZENGİN
AHMET SEDAT YALTIRIK
DUYGU KOMSUOGLU
HALİL İBRAHİM DİKKANAT
MUSTAFA KOMSUOĞLU
EROL ÖZDOĞAN
LORAN BERÇ VAYLOYAN
EMİN KAYA
FİKRET ÖZTÜRK
AHMET CEM AYDEMİR
ÖZER ALBAYRAK
YASEMİN ALUÇ
ALP AYDEMİR
NURETTİN DOĞAN
UĞUR ÇIKRIKCI
ONUR GÜVENÇ
İRFAN COŞKUN
ALİ ŞAFAK ÖZTÜRK
CEMALETTİN GÜVENÇ
AYHAN KAYA
YAVUZ ERKUT
EMRE KARAYEL
KAYHAN GÜNDÜZ
GAMZE YOSMAOĞLU
SADİHAN ÇELEBİ
SERDAR CEBECİ
DİLARA YALTIRIK
BÜLENT BİLGİÇ
METİN İBRAHİM GÜNGÖR
ALİCAN SELEK
OĞULCAN KESKİNEL
FATİH DÖNMEZ
ÖMER MÜMTAZ ER
BAHADIR YAATASI
ÖZGÜR AKMAN
MEHMET ERDEM ER
SUAT KURTOĞLU
FİKRET YELKENCİ
ŞAHİN ŞAHİNOĞLU
ERTÜM TÜFEKÇİ
KEMAL EMRAH ERDOĞ
BURAK UTKU AKTAN
MERT ERCAN
OKAN EKİNCİ
TUFAN KAYHAN
İHSAN MUTLUAY DOĞAN
ANIL ALTUN
HÜSEYİN LATİFOĞLU
MEHMET EMİN KIZILKAYA
ATA ALTUN
ORÇUN GÜVEN
ÇAĞDAŞ DEMİRAĞ
FERHAT GÜLER
KÜBRA KAPKİ
MÜNİR OZAN SARICI
DORUK PARMAN
ZÜLKİF KAPKİ
NİYAZİ İLTER
ERHAN TAŞÇI
ERTAN SULAYICI
ONUR BENÖN
ADİL DİNÇER ALPMAN
HALİL HALDUN GÜVENİR
BURÇAK ERSEVER
38
Üyelerimizle güçlüyüz EREN ÇAK
AHMET KALYONCU
DURMUŞ GÖKALP YOLCU
MUHARREM FAİK ÖZTUNÇ
YAVUZ DURMUŞ
HAKAN ÖRER
SEYFİ CEM KOÇAK
ADNAN CİNGÖZ
ERSİN KAYA
BERİ BARUH DE TARANTO
OZAN EKMEL ANDA
TANER GÜNEY
MUSTAFA TÜRKMEN
MELİS GÜLERGÖZ CİĞERCİ
FÜSUN AKTOLUN
ALİ UFUK PEKER
AYKUT ÇETİNKAYA
ALEXANDER TERLETSKİY
MEHMET KAANCAN KOMSUOĞLU
HÜSEYİN NUSRET KARADAĞ
ALİ ASLAN UZUN
BANU KARACA
MUSTAFA MERMERCİ
OKTAY SARICA
AKİF ÖZAL
ERHAN CANBAZ
MURAT TOSUN
ERCAN POLAT
SELÇUK DÖNMEZ
OSMAN NURİ BAŞAR ULUSOY
EMRE KUVVET
ALİ ACAR
FERİAL ORHAN
ERTUĞRUL FEVZİ TUNCER
BERKANT ÇANKAYA
BİRGÜL KÖROĞLU
AHMET AKSU
NESLİHAN ŞATIR
EGE MURAT KÖROĞLU
MAHSUN USLU
ERCÜMENT ZENGİN
MAVER BURCU AKTÜRK KARAHANOĞLU
MUSTAFA BAŞ
ÖMER FARUK PEKDİLER
AYDIN YENİGÜN
BARIŞ ULUSOY
BANU ÖNÜR
BURÇİN CAFER
EZGİ ARATAY
ZEYNEP EBRU ÇAPAN EKMEKÇİ
ÇAĞATAY ÖRSAL
KEMAL BABÜR GELGEL
RAMAZAN FARUK DİNÇER
MUSA CEM ÖNAL
ÖMER EKİNCİ
MUSTAFA KEMAL ÜNVER
ÜNAL PALA
HİLMİ HAKAN KOCA
SALİH İLERİ
BARTU ER
CEM AVCI
İLKER LANACI
HALE ER
BİLUN SAKA
MURAT YALÇIN
OSMAN NADİ TANCA
CEM KÖZ
ÖZGÜR VARLIK
OGÜN ERDEM
MEHMET ÇAĞATAY DENİZ
ERSAN ÇUBUKCU
MUSTAFA EMRE AKSU
KAAN PUSAT
SERHAT BİLGEHAN UÇAK
EKİN CEM EKE
ALİ TAHİR VARUŞ
YENER ŞENOK
AYNUR EKE
METİN KOÇAN
ALİ AYNALI
EMİR ULUSOY
MUZAFFER KUTLU
ŞÜKRÜ FERAHBAŞ
BARIŞ TAŞCIOĞLU
MUHARREM BİROL
MESUT MERTOL ABAY
ALEXANDER TERLETSKİY
ATİLA TİRİT
CEM EROL
ÖMER EKİNCİ
MEHMET FATİH UZUNKÖK
SERDAR VURAL ÖKTEM
NEBİ SÜLEYMAN AYTEKİN
SEMİH KARPUZ
BÜLENT ŞEN
ALP ÖZENALP
ZAFER EGE ERSÖZ
HASAN YAVUZ İPEK
ÖKKEŞ KEMAL AYALP
FATİH AKARSU
CEM ALİ ATILGAN
AYNUR KUMSEL AKSOY
BÜLENT YALÇIN
EMRAH ATEŞ
SVETLANA OKAN
ADNAN ÜNAL
ADEM ÖZ
ABDULAZİZ KUL
İLHAN ÜTTÜ
ÖMER TORUN
ÖMER TURAN
MEHMET FARUK TÜRKÖZ
BURAK AKBURAK
BARIŞ EKİNCİ
METİN GÜNDOĞDU
MUSTAFA ÇİNDİR
SAİM BAKKALOĞLU
TARDU SİPAHİOĞLU
ÜMİT ÇİNDİR
FEYZA GÜL HAKAN TAŞKESEN
40
www.turkeyenergysummit.com
ADANA MERSİN HATAY OSMANİYE ve KKTC