2
4
n zo
un
Oy
ve rı la 017 tım -2 6 nı Ta 201
AM
GR Se O PR
OYUN TANITIMLARI VE PROGRAM 2016 - 2017
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes TÜREL Genel Sanat Yönetmeni Mehmet ÖZGÜR Şehir Tiyatrosu Şube Müdürü Seyfi ALBAYRAK Grafik Tasarım Cem Burak ÇİMRİN Fotoğraflar Ümit KARAKAYA Cem Burak ÇİMRİN Metinler / Hazırlık Burcu ERDAŞ
ANTALYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROLARI Karaalioğlu Parkı, AŞT Sahnesi 07100 MURATPAŞA / ANTALYA Gişe Tel: 0 242 249 53 26
www.ast.gov.tr @astiyatro
2
/astiyatro
İçindekiler Önsöz 4 Sunuş 6 Para 10 Huysuz 28 Tarla Kuşuydu Juliet
42
Geç Kalanlar 54 Oyun Oyun İçinde
64
Her Limanda Aşkın Komedisi
76
Kurnaz 86 AŞT Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu Birimi
100
Okyanusta Bir Su Damlası Gibi
104
Özgürlüğe Kaçış 116 Değiştirilmiş Çocuk 132 Sır 148 Küçük Karabalık 160 *Tiyatromuzun 2016 - 2017 tüm sezonu programını son sayfalarda bulabilirsiniz.
3
Önsöz Sevgili Tiyatro Dostları, Antalya Büyükşehir Belediye Tiyatrosunu, yeni tiyatro sezonuna Şehir Tiyatrosu olarak başlaması nedeni ile öncelikle kutlamak istiyorum. Antalya’yı bir kültür ve sanat merkezi olarak dünya sahnesine çıkarma hedefimizde Sinema ve Piyano Festivallerimizden sonra tiyatro alanında da ciddi bir gelişme kaydediyoruz; Mehmet Özgür’ün Genel Sanat Yönetmenliğinde Şehir Tiyatrosu olma sürecini başarıyla tamamlıyoruz. Dileriz, Antalyalı tiyatro severler ve bu mesleği icra eden sanatçı dostlarımız, kardeşlerimiz için bugün ve gelecek adına önemli bir imza atabilmişizdir. Antalya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarının, şehir tiyatrosu olma sürecindeki önemli gelişmelerden biri de pek yakında hizmete girecek olan Doğu Garajı Kültür Ticaret Merkezi.’ Antalya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolar için ayrılmış olan iki sahne bu merkez de yer almaktadır. Geçen yıl hayalimiz olan bu çalışmaları gerçekleştirebilmiş olmanın mutluluğunu duymaktayız. Antalya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın oyunlarıyla ve gerekse diğer festivallerimiz aracılığıyla Antalya’mız sanatın her alanında ilerleyecek. Gençlerimiz Türkiye’nin zengin kültür ve sanat tarihinden eserler de izleyerek milli kültürlerine daha fazla sahip çıkacak. Bunun için ilçelerimizde başlattığımız kültür merkezleri yatırımlarını da destekleyerek, büyüteceğiz. Büyükşehir Belediyesi olarak kültür ve sanat faaliyetlerini bütün ilçelerimizde canlandırmak için gayret gösteriyoruz. Tiyatro sanatının yaygınlaşması için yapılacak olan bölge turnelerinin yarattığı kültürel yatırımın öneminin farkındayız. Bu amaçla geçtiğimiz sezon olduğu gibi bu sezonda da Antalya’nın doğusundan batısına tüm ilçelere giderek, tiyatroyu vatandaşlarımızla buluşturacağız. Sanatın ve tiyatronun
4
Menderes TÜREL
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı
evrensel gücü kapsamında, uluslararası kültür alışverişini sağlamak ve desteklemek için önceki sezonda başlattığımız konuk tiyatrolar projesine devam edeceğiz. 2016-2017 tiyatro sezonunda da her ay yurt dışından gelen bir tiyatro ekibini kentimizde ağırlayarak, onların tiyatro çalışmalarını Antalyalı sanatseverlerle buluşturacağız. Antalya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları bu sezona da kısa zamanda, büyük bir fedakârlıkla, çalışma disiplini ile hazırlandı. İddialı yeni tiyatro sezonunda başarılarının devam etmesini diliyorum. Antalya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarının bu sezon programını sizlere sunmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyoruz. Antalya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları sınırlı bir süre içinde ve yoğun bir çalışma döneminin sonucunda ortaya çıkan dört yeni oyun ile perdelerini açıyor. Usta Necip Fazıl Kısakürek’in “Para” oyunu sayın Özer Tunca’nın rejisiyle sizlere merhaba diyor. Sayın Engin Alkan’ın yazıp yönettiği “Huysuz”, sayın Antonio Fava’nın yönettiği “Her Limanda Aşkın Komedisi”, çocuk ve gençlik oyunu ile sayın Jaques Mathiessen’in yazıp yönettiği “Okyanusta Bir Su Damlası Gibi” bu sezonun sizlerle buluşacak olan yeni oyunları. Elbette bir önceki sezonun çok sevilen ve neredeyse her seansta kapalı gişe oynayan oyunları “Tarla Kuşuydu Juliet”, “Geç Kalanlar”, “Oyun Oyun İçinde”, “Değiştirilmiş Çocuk”, “Küçük Kara Balık”, “Sır”, “Özgürlüğe Kaçış” yine bizlerle olacak. Antalya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarına yeni sezonda başarılar diliyor, coşkuyla alkışlıyor, tebrik ediyorum. Ailemiz, çocuklarımız, dostlarımız ile hep birlikte Antalya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları sahnelerinde buluşmak üzere. Sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
5
Sunuş Merhaba… Antalya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları büyüyor, değişiyor, yenileniyor, her yıl yeniye doğuyor. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Menderes Türel’in “Şehir Tiyatrosu” olma sürecine verdiği sonsuz ve bizler için çok kıymetli olan destekle otuz dördüncü yılında perdelerini “Antalya Şehir Tiyatroları” olarak açıyor. Her geçen yıl güçlenen, başarılı çalışmalara imza atan tiyatromuz Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu Birimi ile sezona dört yeni oyunla başlıyor. Geçen sezonlarda sahnelenen oyunlarımız ise bu sezonda seyircilerimizle buluşmaya devam ediyor. Büyük usta Necip Fazıl Kısakürek’in “Para” oyunu Özer Tunca’nın yaratıcı yorumuyla, Moliere ve Halk Tiyatrosu geleneğinin harmanlanmasıyla Engin Alkan’ın tiyatro estetiği ile yazılıp sahnelenen “Huysuz”, Commedia Dell’arte geleneğinin usta yönetmenlerinden Antonio Fava’nın 17. yüzyıl Napoli hikayelerinden uyarlayarak yönettiği “Her Limanda Aşkın Komedisi” yetişkin tiyatrosunda bu sezona merhaba diyecek olan yeni oyunlarımız. Çocuk ve Gençlik Birimi geçen sezon oyunlarımıza Danimarkalı tiyatro sanatçısı Jacques Mathiessen’in yazıp yönettiği “Okyanusta Bir Su Damlası Gibi” oyunu katılıyor. Antalya Şehir Tiyatroları sezona keyifli, yoğun bir çalışma dönemini, prova sürecini tamamlayarak mutluluk ve heyecanla başlıyor. 2016 sezonunda oyunlarımız devam ederken “Okyanusta Bir Su Damlası Gibi” oyunu için ön çalışmalara başlandı. Jacques Mathıessen’in tiyatromuzun çocuk ve gençlik birimi ile tanışması, workshop çalışması bu süreçte oldu. Ardından, Commedia Dell’arte geleneği ve oyunculuğu üzerine Antonio Fava’nın eğitmenliğinde, tiyatromuzun oyuncuları ile yapılan workshop çalışması gerçekleşti. 2016 yazında yeni sezon oyunlarımız için çalışmaya devam edildi. Antonio Fava, Jaques Mathiessen, Özer Tunca, Engin Alkan yönetmenliğinde Antalya Şehir Tiyatrosunun sahnesinde oyuncularımız, teknik ve tasarım ekibimiz yoğun, keyifli, yaratıcı, sadece tiyatronun olduğu günler geçirdi, çalıştı. Provalar, workshop çalışmaları, yeni yönetmenler, yeni oyunlar, öğrenilen bir çok şey ve tiyatro aracılığıyla kurulan değerli dostluklar, tanınan yeni dostlar… Antalya Şehir Tiyatroları kurulduğu günden bu güne çalışmayı, üretmeyi, yaratmayı seven, tiyatroya saygı duyan insanlarla, hep daha nitelikli oyunlar, daha farklı projeler yapabilmenin peşinde oldu. Bu nedenle, 2016-2017 sezonuna başlarken geçen sezondan beri ön çalışmalarını sürdürdüğümüz Kukla Tiyatrosu Birimi’ni de hayata geçiriyoruz. Okyanusta Bir Su Damlası Gibi adlı oyunumuzun yazarı ve yönetmeni Jacques Mathiessen’in danışmanlığı ve uzmanlığı bu yepyeni birimin kurulmasında ve bir kukla oyunun sahneye konulmasında bizlere yol gösteriyor.
6
Mehmet ÖZGÜR
Antalya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni
Tüm bu çalışmaların yanı sıra hizmet içi eğitimlerimize kaldığımız yerden devam ediyoruz ve geçen sezonda başlattığımız yabancı dil ve müzik derslerini bu sezonda bir üst seviyeye çıkarıyoruz. Antalya Şehir Tiyatroları başarılı çalışmalarını kendi sahnesinde sürdürürken yurtiçi ve yurtdışı turne ve festivallerde yer almaya devam edecek. Çocuk oyunumuz “Sır” aldığı davet ile Mayıs ayında, Bulgaristan’da düzenlenen 17.International Festival of Performances for Children The Magic Curtain festivalinde yer aldı. Ayrıca Eylül ayında, bu yıl yirmi dördüncüsü düzenlenen Hindistan Tiyatro Olimpiyatları Uluslararası Tiyatro Festivaline davet edilen ilk Türk tiyatro ekibi olarak, “Okyanusta Bir Su Damlası Gibi” oyunuyla katıldı. Ekim ayında Adana Büyükşehir Belediyesinin bu yıl üçüncüsünü düzenlediği Şehir Tiyatroları Buluşmasında “Tarlakuşuydu Juliet” oyunumuz Adana’da seyircisi ile buluştu. 2015-2016 tiyatro sezonunda sekiz oyun sahneye koyan ve tüm sezon boyunca 44. 746 seyirciye ulaşan Antalya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları yeni oyunlarının provalarını yaparken, yurt dışı turnelerine çıkarak ve uluslararası festivallere katılarak ülkemizi başarılı bir şekilde temsil ediyor, tiyatromuzu tanıtmayı sürdürüyor. Konuk Tiyatrolar Projesi’ ise bu sezonda da devam ediyor. ‘Konuk Tiyatrolar Projesi’ ile, yurtiçinden ve yurtdışından gelen tiyatroların ekipleri bu sezonda, her ay sahnemizde oyunlarını sahneleyecek. Antalyalı tiyatro seven seyircilerimiz yeni, farklı tiyatro oyunları ile tanışıp, her ay sahnemizde yeni bir oyun izleyebilecek. Konuk yabancı tiyatrolarımızın oyunları ile siz değerli seyircilerimizin buluşmasını sağlayıp, tiyatro sanatının farklı ülkelerdeki örneklerini sizlere sunabilmeyi diliyoruz. Sezon başlıyor. Yolculuk devam ediyor. Otuz dört yıldır tiyatro hayatına devam eden Antalya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarına ve bu tiyatronun saygıdeğer siz seyircilerine keyifli, hayırlı bir sezon diliyorum. Geçen sezondan devam etmekte olan, Geç Kalanlar, Oyun Oyun İçinde, Tarla Kuşuydu Juliet, Kurnaz, Değiştirilmiş Çocuk, Küçük Kara Balık, Sır, Özgürlüğe Kaçış, oyunlarımızın başarılarına yeni başarılar katacağına inanıyorum. Bu sezonun yeni dört oyununa, Para, Huysuz, Her Limanda Aşkın Komedisi, Okyanusta Bir Su Damlası Gibi oyunlarımıza şans ve başarı diliyorum. Siz değerli seyircilerimizi bu sezon “Para” oyunumuzla karşılıyoruz. Özer Tunca hocamızla çok uzun zamandır birlikte çalışmaktayız, tiyatromuzda çok başarılı, güzel oyunlara imzasını attı. Bu değerli insan, bir başka değerin, usta Necip Fazıl Kısakürek’in Para oyunu ile bizlerle. Para karşısında unuttuğumuz değerleri hatırlatan, insan olmanın kıymetini bizlere tiyat-
7
ronun biçim ve içerik unsurlarını en güzel şekilde kullanarak anlatan Para oyununa, Özer Tunca’ya verdiği tüm emekleri için teşekkürlerimi sunuyorum. Güzel oyunu bizlerle çalıştığı için kendilerine teşekkürlerimi sunuyorum. Dünya çapında tanınan, nitelikli ve samimi işlere imzasını atan Antonio Fava. “Commedia Dell’arte” geleneği adına öğrettiklerin, emeklerin için sonsuz teşekkürler. “Her Limanda Aşkın Komedisi” ile hem tiyatro tarihinin en eski hem de Antalya seyircisi için yeni olabilecek tiyatro dili ve anlatımıyla bizlere zenginlik kattın. Sonsuz teşekkürlerimi ve saygılarımı sunuyorum. Danimarka’nın önemli tiyatro sanatçılarından, dünya çapında tanınırlığı olan Jacques Mathiessen… Sanki yıllardır beraber çalışıyormuşuz gibi, uyum, anlayış, ortak bir tiyatro dili bulabilmemiz, sakin ve bir o kadar keyifli geçen çalışma sürecimiz adına öncelikle teşekkür ederim. Söz kullanmadan bu denli derin ve acıklı bir insanlık hikayesini, komiğin unsurlarını kullanarak bizlere sunduğun için, yarattığın “Okyanusta Bir Sus Damlası” için teşekkürlerimi sunuyorum. Engin Alkan. Yüreği büyük, zihni büyük güzel insan. Tarlakuşuydu Juliet’in ardından sizi bırakamayacağımız çok belliydi. Ne çok şey öğrendik tiyatro ve hayat bilginizden. Güzelleştik, büyüdük her prova gününde. “Huysuz” buruk bir gülüş, koca bir kahkahadır sizden bize kalan. Emekleriniz, anlayışınız için sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Bizi sevgiyle kucakladınız. Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu birimimizin Sanat Yönetmeni Hasibe Aygül Özgür hanımefendiye, emekleri ve yarattığı, yardımcı olduğu tüm güzellikler adına sevgilerimi, sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Antalya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarının otuz dördüncü yılında sahnelenen oyunların yazarlarına, yönetmenlerine, bu oyunlarda rol alan oyuncularımıza, oyunların sanatsal yaratım ve teknik çalışma sürecinde emeği olan arkadaşlarıma sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Alkışınız bol olsun. Alkışımız bol olsun. Geçmiş yıllarda olduğu gibi bugün de sanatın ve sanatçının dostu olma özelliğini büyük bir inançla sürdüren, tiyatromuzun gerçek bir kurum tiyatrosu olma yolundaki atılımlarının sonsuz destekçisi olan Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Sayın Menderes Türel’e, tiyatronun gerektirdiği yapılanmayı hayata geçirmemizde önemli yeri olan Genel Sekreterimiz Birol Ekici’ye, Genel Sekreter Yardımcımız Sanem Öztürk’e, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Danışmanımız İbrahim Evrim’e teşekkürü bir borç bilirim. İnsanla, sanatla, tiyatroyla gelecek yıllara, güzel hedeflere yürüyebilmek, güzellikler yaratabilmek umuduyla…
8
Profesyonellerin tercihi BAYUK, Sanatın Profesyonellerine 2016-2017 tiyatro sezonunda başarılar diler...
9
Proje Başkanı. HASİBE ÖZGÜR Dekor Tasarım. EMRE SATI Kostüm Tasarım. DİLEK KAPLAN Müzik. OKTAY KÖSEOĞLU Dans&Koreografi. MELTEM YORULMAZ Işık. ERSEN TUNÇ ÇEKİÇ Dramaturg. ORHAN KARATAŞ Yönetmen Yardımcısı. RUTEBA TATLI Oyuncular. TEKİN TEMEL, CENAP AYDINOĞLU, OSMAN KOT, SAFİNAZ ÖZGÜR, PINAR BOYAR, AYŞE SİNEM KOROLA, SELİM TURGAY DELİ, SENCAN KÖYMEN, ÇAĞATAY ÇANTA, YUNUS DERLİ, MUSTAFA DOĞAN AYHAN, RECEP KAMİLOĞLU
Yazar.
NECİP FAZIL KISAKÜREK Yönetmen.
ÖZER TUNCA 2016-2017 www.ast.gov.tr @astiyatro
/astiyatro
Genel Sanat Yönetmeni.
AFiŞ TASARIM. TÜLAY DEMİRCAN
MEHMET ÖZGÜR
10
Para Yazar: Necip Fazıl Kısakürek Yönetmen: Özer Tunca Proje Başkanı: Hasibe Özgür Yönetmen Yardımcısı: Ruteba Doğan Işık: Ersen Tunççekiç Dekor Tasarım: Emre Satı Kostüm Tasarım: Dilek Kaplan Müzik: Oktay Köseoğlu Dans&Koreografi: Meltem Yorulmaz Dramaturg: Orhan Karataş OYUNCULAR
DANS VE HAREKET GRUBU
O: Tekin Temel
Demet Çetin
Benzeri: Tekin Temel
Suser Başaran
Hususi Katibi: Osman Kot
Fatih Kasap
Hademesi: Recep Kamiloğlu
Giray Suner
Casusu: Yunus Derli
Oğuzhan Yücel
Kadın Müşterisi: Safinaz Özgür
Cansu Sabetrasekh
Kadın Müşterisinin Kızı: Ayşe Sinem Korola
Sertaç Arı
Oğlu: Selim Turgay Deli
Elif Selçuk
Karısı: Pınar Boyar
Mert Sidal
Kızı: Sencan Köymen Kızının Nişanlısı: Çağatay Çanta Noteri: Cenap Aydınoğlu Nazır: Mustafa Doğan Ayhan
11
12
Oyun Hakkında Üstad Necip Fazıl Kısaürek tarafından 1941-42 yılları arasında yazılan “Para” da bir banka patronu, O’nun ailesi ve yakın çevresinin hayatından bir kesit anlatılmaktadır. Ahlaksızlığı ve kişisel çıkarlar peşinde koşmayı bir yaşam felsefesi haline getirmiş olan O’na göre hayatta her şeyin aklın, sağlığın, bilginin, dünyanın ve hatta ahretin bile mutlaka maddi bir karşılığı vardır. Bunun aksini düşünmek ise açıkça ahmaklıktır. Para kazanmak için gidilecek her yolu meşru gören O, ayrıca ahlaksızlığında samimi davranmakta, saklamaya bir nebze olsun gerek duymamaktadır. İnsanoğlunun en iğrenç zaaflarının, en karanlık yönlerinin ve duygusuz menfaat ilişkilerinin merkezinde gelişen olaylar neticesinde para öyle bir kıstas haline gelir ki herkesin iç yüzünün ortaya çıkmasını sağlar.
ÜSTADIN YORUMUYLA PARA “O kağıt parçası ki üstünde nazırlarım imzası, dalkavuğun puşesi, mezarcının çamuru, orospunun pudrası, sarrafın ütüsü, casusun buruşuğu, imamın nefesi, urganın teri, milletin remzi, dilencinin kiri, şehidin kanı, sarhoşun tükürüğü, katilin tırmığı, mübaşirin zımkı birbirine karışmıştı. O olmadan, gel de müstebide devletini, ihtilalciye aletini, babaya şefkatini, çocuğa itaatini, hakime heybetini, yalancıya şehadetini, fedakara hizmetini, müraiye nefretini, alime hikmetini, hastaya illetini, reise heyetini, bedbahta uzletini tercüme ettirir. Arkadaşın sadakati, satılmışın hıyaneti, zahidin cenneti, muhtacın zilleti, ordunun kuvveti, moruğun şehveti, vekilin talakati, ölünün vasiyeti, vatanın emaneti, kelamın sefaleti, günahın kefareti, dünyanın hakikati hep o… Necip Fazıl Kısakürek
13
Yazar Hakkında
Necip Fazıl KISAKÜREK Şair / Yazar
Ahmet Necip Fazıl Kısakürek, 26 Mayıs 1904 yılında İstanbul’da doğmuştur. Yazın hayatına çok genç yaşta başlayan sanatçı, ilk şiirlerini 17 yaşında yayınlamaya başlamıştır. Paris Sorbonne Üniversitesi’nde felsefe eğitimi alan ancak devam etmeyip birinci yılın sonunda yurda dönen sanatçı, hemen akabinde,1925 yılında ilk şiir kitabı olan “Örümcek Ağı”nı 1928 yılında ise ikinci kitabı olan “Kaldırımlar”ı yayınlamıştır. 1931-1933 yılları arasında askerlik görevini yerine getiren yazar askerlik dönüşü çıkardığı “Ben ve Ötesi “adlı kitapla şöhretinin zirvesine ulaşmış ve edebiyat çevrelerinde “Üstat” olarak anılmaya başlanmıştır. 1934 yılı Necip Fazıl’ın hayatında bir dönüm noktası olmuştur. O yıl Abdülhakim Arvasi ile tanışan yazarın eserlerinde bu tarihten sonra tasavvufi düşüncelerin izleri etkili bir biçimde görülmeye başlanır. 1935 yılında yeni döneminin ilk önemli eseri olan “Tohum” adlı oyunu yazar. Oyun Muhsin Ertuğrul tarafından İstanbul Şehir Tiyatroları’nda sahneye koyulur. Ancak sanat çevreleri tarafından büyük beğeni toplayan oyuna halkın ilgisi çok fazla olmaz. Hemen ardından üstün bir ahlak felsefesinin savunulduğu Para, Bir Adam Yaratmak, Namı-ı Diğer Parmaksız Salih gibi eserlerini peş peşe yayınlar ve bu eserler dönemin tiyatrolarında uzun zaman kapalı gişe oynanır. Şiirlerinin ve oyunlarının yanı sıra çok sayıda denemeleri, kısa öyküleri, anı yazıları da bulunan Necip Fazıl Kısakürek 1943 yılında Büyük Doğu adlı dergiyi çıkarmaya başlamış ve makalelerini burada yayınlamıştır. 79 yıllık hayatında yüzlerce eserin altına imza atan sanatçı 25 Mayıs 1983 yılında İstanbul’da hayata gözlerini yummuştur.
14
15
16
17
Yönetmenden
Özer TUNCA Yönetmen
“İnsanoğlunun hiçbir icadı para kadar fesat verici değildir” demiş ünlü Antik Yunan tragedya yazarı Sophokles. İster madeni, ister banknot, her gün cüzdanımızın başköşesinden, cebimizden eksik etmediğimiz, varlığı ayrı dert, yokluğu ayrı dert dediğimiz, borç aldığımız, borç verdiğimiz, yüzyıllardır maddi değişim aracı olarak kullandığımız PARA, bundan 3000 yıl önce M.Ö 7. Yüzyılda, Anadolu topraklarında, Lidya’nın başkenti Sardes’in içinden geçen Paktalos Irmağı’nın alüvyonlarında doğal olarak bulunan altın-gümüş karışımı “elektron” madeninden, üzerinde Lidya Krallığı arması olan sikke adıyla basılmış. Sonra Lira demişler ona. Mark, Dolar, Avro, Frank, Sterlin, Liret, Drahmi, Leva, Ruble, Şilin, Yen, Dinar, Şekel demişler. Gücü her geçen gün artmış. Dünyaya hakim olmuş. İnsanlığı esir almış. Ne savaşlar çıkmış para yüzünden, imparatorluklar, krallıklar yıkılmış. Sitemler çökmüş. Medeniyetler, devletler yok olmuş. Ekonomik krizler çıkmış, iflaslar, intiharlar… Nice ocaklar sönmüş, şirketler batmış, bankalar kapanmış, bankerler kaybolmuş. Oyunumuz Para’ da olduğu gibi. Oyun bilinmez bir zamanda ve yerde geçer. Kişilerin isimleri yoktur. “O”, “Hususi Katibi”, “Noteri”, “O’nun Karısı”, “Oğlu”, “Nazır” , “Casusu”, “Banka Müfettişi” dir oyun kişileri. Paranın cinsi de yoktur. Bunlar oyunu evrensel kılar. O, bir işin değerini parayla ölçen, gerisinin ahmaklık olduğuna inanan, ahlakı yok sayan bir banka patronudur. Şirketler, köşkler, para; büyük bir servet, lüks içinde dertsiz, tasasız bir yaşam. Bu sefahat kolay elde edilmemiştir. Savaş yılları, yokluk, karaborsa, fırsatçılık, siyasilerle iyi ilişkiler, vurgun üstüne vurgun… İşin gereği neyse hepsi yerine getirilir. O, günün birinde ailesini sınamak için tüm servetini hayır kurumlarına bağışlayacağını açıklar. Babasının paraya düşkünlüğüne sürekli karşı çıkan oğlu bile bunu kabul edemez. Buraya kadar her şey normaldir. Ta ki işler tersine dönüp, ayaklanma başlayana, bankada parası olanlar isyan edene kadar. O’nun bir esrar kahvesinde yaşayan tıpatıp benzeri vardır. İsyan edenlerin önüne benzeri sürülür ve O’nun yerine benzerinin parçalanmasına izin verilir. İşte gerçek tragedya burada başlar. O parçalanan benzerinin giysileriyle eve gelir ama ailesi O’nun yaşadığını bildiği halde kabul etmez. Çünkü servet çoktan paylaşılmıştır. Böylece O’nun hazin sonu parçalanmak değil, beş parasız benzeri olarak esrar kahvesinde ölmektir. Oyun bugünün insanına hiç de yabancı değil. Uzak, yakın tarihimizde bu olayları gördük, duyduk, biliyoruz ve de yaşadık. İyi seyirler
18
19
20
21
Ruteba DOĞAN
Yönetmen Yrd. / Dramaturg
O’nun olan her şey…
2013 yılında Ankara Devlet Tiyatrosunda Özer Tunca’nın yönetmenliğinde Necip Fazıl Kısakürek’in “Para” oyunu sahnelenir. Özer Hoca ile oyun üzerine çalışmaya başladığımızda belirttiği ilk şey; üç yıl önce çalıştığı bu oyunu şimdi başka bir biçimde anlatmak istediğiydi. Oyunu, daha önceki reji çalışmasından farklı kılan bir biçim ve buna bağlı düşünceleri vardı. Heyecanla yarattığı dünyayı anlattı, şimdi sizlerle bulaşan “Para”yı. Özer Hocanın yeni yorumu, yeni rejisiyle metin ve reji üzerindeki çalışma süreci başladı. 1941 yılında yazılmış olan oyun, Necip Fazıl Kısakürek’in felsefesinden, hissiyatından uzaklaşmadan, ancak yeni bir sahneleme biçimi ile nasıl anlatılırdı? Özer Hoca dramaturgi, reji, oyunculuk çalışmalarında bu soruyla yol aldı, yol almamızı sağladı. Oyun, edebi değerinden hiçbir şey kaybetmeden, Özer Tunca’nın yorumuyla bütünleşti, “para” karşısında insanın toplumsal ya da bireysel olarak olumsuz yöne gidişini anlattı. Nerdeyse bir oyun kişisine dönüşerek metindeki, sahnedeki yerini alan ‘para’, aslında hayatta sahibi olduğu yerleri gösteriyor. O’nun olan her şeyi. İyi seyirler…
22
23
24
25
26
Para
Orhan KARATAŞ
Dramaturg
Ahlakın para ile sınandığı oyunumuzda; insanın en temel değerinden olması gereken ahlak olgusunun yine insanın kendisinin yarattığı bir değer değiştirme/takas aracına, paraya tutsaklığı işlenir. Türk yazın hayatının önemli bir köşe taşı olan Necip Fazıl Kısakürek şair kimliğinin yanında başarılı tiyatro eserleri de yazmıştır ve bunlar günümüzde halen oynanmaya devam etmektedir. Yazar, bu oyunda, insanın paraya olan tutkusuna; batının maddeci anlayışına karşın doğunun manevi değerlerini savunarak karşı çıkmış ve bu inancını dile getirmiştir. Oyunumuzun hemen başında perde üzerinde düşen; oyunun herhangi bir yer ve zamanda oynandığı ibaresi, yazarın konuyu evrensel olarak ele aldığını, sorunun bugüne ve sadece bize ait olmadığını göstermesi bakımından önemlidir. Eserdeki tüm oyun kişilerinin isimleriyle değil de sıfatları ile var olmaları, konunun, oyunun eksenine yerleştirilen bankerin, O’nun (ve benzerinin), çevresinde geçeceğinin göstergesidir. Fazlaca eğitim almadan ama çalışarak fakat kirli işlerden zengin olan banker baba, ailesini; parayı anlamak, hesabı bilmek ve zaaflardan kurtulmak üzere eğitmiş ve bütün felsefesini de; ahlak yoktur, üstün menfaat hesabı vardır, fikrine temellendirmiştir. Ne zamanki gün gelir, işler tersine döner, zaman içinde tüm serveti el değiştirir, parası, karısı ve çocuklarına kalır; geri geldiğinde artık O’nu kimse tanımaz. O, artık bir hiçtir. Mademki ahlak yok üstün menfaat hesabı vardır, ailesinin yaptıklarında yadırganacak/şaşılacak bir yan yoktur belki de. Artık O’nun yapacağı tek bir şey vardır; geçmişiyle yüzleşerek ruhunu kurtarmak. Bunun içinse: Doğduğu ilk günün çıplaklığı içinde, ahlaka dönmekten başka bir çaresi yoktur. İyi seyirler…
27
Müzik. ENGİN ALKAN Dekor ve Işık Tasarım. CEM YILMAZER Kostüm Tasarım. TOMRİS KUZU Koreografi. DİCLE DOĞAN Müzik Düzenleme. BURÇAK ÇÖLLÜ Proje Başkanı. MUSTAFA DOĞAN AYHAN Ses Efekti. NURULLAH UZUN Yönetmen Yardımcısı. RUTEBA TATLI Reji Asistanı. İNANÇ TARTAN Oyuncular. MEHMET ÖZGÜR, OSMAN KOT, YUNUS DERLİ, HASİBE ÖZGÜR, SAFİNAZ ÖZGÜR, AYŞE SİNEM KOROLA, SELİM TURGAY DELİ
Yazan Yöneten.
ENGiN ALKAN Genel Sanat Yönetmeni.
MEHMET ÖZGÜR 2016-2017 www.ast.gov.tr /astiyatro
AFiŞ TASARIM. TÜLAY DEMİRCAN
@astiyatro
28
Huysuz Yazar: Engin Alkan Yönetmen: Engin Alkan Proje Başkanı: Mustafa Doğan Ayhan Müzik: Engin Alkan Dekor Tasarım: Cem Yılmazer Kostüm Tasarım: Tomris Kuzu Işık Tasarım: Cem Yılmazer Koreografi: Dicle Doğan Müzik Düzenleme: Burçak Çöllü Dekor Realizatör: Cihan Aşar Kostüm Realizator: Selin Ölçen Ses Efekti: Nurullah Uzun Yönetmen Yardımcısı: Ruteba Doğan Reji Asistanı: İnanç Tartan OYUNCULAR Darpagan / Armağan Özcan: Mehmet Özgür Jacques Usta / Hemşir Mikail: Osman Kot Arif Huzurlu/ Memo /Hastabakıcı Arif: Yunus Derli Madam Bijoux /Elmas Hanım: Hasibe Özgür Mürşide Huzurlu /Amber / Dr.Mürşide : Safinaz Özgür Sümbül Hanım / Sümbül: Ayşe Sinem Korola Klean / Cihan Bey : Selim Turgay Deli MÜZİSYENLER Nurullah Gürsoy: Perküsyon İbrahim Alperen Kozak: Kanun Serkan Kandemir: Klarnet Duygu Dikmen: Piyano Onur Kırım: Bas Gitar Levent Yıldırım - Abdullah Türkay Uzun : Bateri
29
30
Oyun Hakkında Moliere’in Huysuz’u lakabı ile anılan tiyatro oyuncusu Armağan Özcan yaşlılık günlerini bir huzurevinde geçirmektedir. İçinde bulunduğu durumdan sürekli şikayet eden eski oyuncu aksilikleri ile hayatı hem kendine hem de etrafındakilere zehir ederken eski parlak günlerini özlemle anmakta ve bir zamanlar sahnede başarı ile canlandırdığı Moliere karakterleri kafasının içinde dönüp durmaktadır. Bu durum neticesinde de sık sık gerçek dünya ile hayal dünyası arasında gidiş gelişler yaşar. Usta tiyatro adamı Engin Alkan tarafından Moliere’in Zoraki Nikah, Cimri, Hastalık Hastası, George Dandin ve Teodor Kasap’ın yazardan Türkçe adaptasyonu olan İşkilli Memo oyunlarının bir derlemesi olarak yazılan Huysuz’da mizah ve komedi unsurları da en üst seviyede sunuluyor. Huysuz’da Armağan Özcan cimri, huysuz ve hastalık hastası bir ihtiyara dönüşürken diğer huzurevi sakinleri başka Moliere karakterlerine bürünüyor ve eğlence başlıyor. Aşk, entrika, kahkaha, kumpas ve şamatanın bir arada sahnelendiği oyunun yönetmenliği de Engin Alkan’a ait.
31
Yazar Hakkında 1965 Yılında İstanbul Samatya’ da doğan Alkan 1984-1989 yılları arasında İstanbul Belediye Konservatuvarı Tiyatro Bölümü ve İ.Ü. Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nde oyunculuk eğitimi gördü. 1996 yılından başlayarak çeşitli oyunculuk okullarında eğitmenlik ve tiyatro bölüm başkanlıkları yaptı. 1985 yılında mensubu olduğu İBB Şehir Tiyatrolarında halen oyunculuk ve rejisörlük çalışmalarına devam etmektedir. Bahçeşehir Üniversitesi’nde, oyunculuk dersleri vermektedir Yönettiği Oyunlar Şark Dişçisi. Nilüfer Tiyatro; Şekerpare: İBBŞT; Tersine Dünya: Nilüfer Tiyatro; Çürük Temel: İBBŞT; Huysuz: Engin Alkan-AYSA Prod, Tiyatrosu, Küskün Müzikal:Emek Sahnesi:, Vişne Bahçesi: Anton Çehov - İBBŞT, Islah Evi: Norman Lock - Çamurdan Tiyatro, Şark Dişçisi: Hagop Baronyan - İBBŞT, Generaller, Savaş ve Barbekü: Boris Vian - Tiyatro Adam, Tarla Kuşuydu Juliet: Ephraim Kishon - İBBŞT, Alemdar (Tohum ve Toprak): Orhan Asena - İBBŞT, Hekate’nln Şarkısı: William Shakespeare -Krater Yapım, İstanbul Efendisi: Musahipzade Celâl - İBBŞT, Bernarda Alba’nın Evi: Federico Garda Lorca - İBBŞT, Kadınlar da Savaşı Yitirdi: Curzio Malaparte - DramART, Ben Anadolu: Güngör Dilmen - İBBŞT, Kral Ölü(şü)yor: Eugène Ionesco - İBBŞT Sevgili Doktor: Anton Çehov - Sahakyan Nunyan Kültür Derneği, Antigone: Sophokles - MSM Oyuncuları, Vişne Bahçesi: Anton Çehov - MSM Oyuncuları, Saltanat: Kolaj - MSM Oyuncuları, Dönüşüm: Performans Çalışması - MSM Oyuncuları, Çizgi: Performans Çalışması - MSM Oyuncuları, Tebeşir Dairesi: Klabunt- MSM Oyuncuları, Metro Canavarı: Gürkan Gür - İBBŞT, Küskün Kahvenin Türküsü: Engin Alkan / C. Mc Cullers - Tiyatro Pati, Sevgili Doktor: Neil Simon - Sahakyan Nunyan Kültür Derneği Sahip Olduğu Ödüller Taksim Bebek Rotary Kulübü Tiyatro Ödülleri “Yılın Tiyatro Yönetmeni” Çürük Temel, İBBŞT - 2015 Ekin Yazın Dostları Tiyatro Ödülleri “En iyi Küçük Salon Oyunu” Küskün Müzikal, Emek Sahnesi- 2014 14. Direklerarası Seyirci ödülleri “Yılın Özgün Tiyatro Müziği” Küskün Müzikal, Emek Sahnesi -2014 Vefa Lisesi 8. Kemal Sunal Kültür ve Sanat Ödülleri “Yılın En İyi Tiyatro Oyuncusu Ödülü”, Vişne Bahçesi İBBŞT-2013
32
Engin ALKAN
Oyunun Yazarı, Bestecisi ve Yönetmeni
Tiyatro Tiyatro Dergisi “Yılın Yönetmeni Ödülü” Şark Dişçisi - İBBŞT - 2012 37. ismet Küntay Tiyatro Ödülleri “Yılın En Başarılı Yönetmeni Ödülü” Şark Dişçisi – İBBŞT 2012 Suna Pekuysal Tiyatro Ödülleri “Yılın En Başarılı Yönetmeni Ödülü” Şark Dişçisi - İBBŞT TOBAV Tiyatronun Çırakları Ödülü “Yılın En Başarılı Yönetmeni Ödülü” Şark Dişçisi – İBBŞT 2012 16. Sadri Alışık Ödülleri “Komedi Dalında, Yılın En iyi Yönetmeni” Generaller Savaş ve Barbekü Tiyatro Adam - 2011 12. Kırım Uluslararası Tiyatro Festivali “Bosporsklye Agoni Grand Prix” En iyi Oyunun Yönetmeni İstanbul Efendisi - İBBŞT - 2010 Çırağan Lions XIII. Türkan Kahramankaptan “En Başarılı Erkek Oyuncu Ödülü” Danton’un Ölümü -İBBŞT - 2006 İstek Vakfı Ödülleri “Yılın En İyi Yönetmeni Ödülü” Kral Ölüşüyor - İBBŞT 2003 Selim Naşit Özcan Ödüllen “Yardımcı Rolde En İyi Erkek Oyuncu Ödülü” Herkes Aynı Bahçede - İBBŞT - 2002 Nasreddin Hoca Mizah Büyük Ödülü: 7 Numara - Dizi Film - 2001 Altan Erbulak Ödülü “Yılın En Başarılı Oyuncusu Ödülü” Arslana Benzer - İBBŞT - 2000 İŞTİSAN Ödülleri “Şaziye Moral Tiyatro Emek Ödülü” Barış - İBBŞT - 2000 Afife Tiyatro Ödüllen “Yılın En Başarılı Müzikal ya da Komedi Erkek Oyuncusu” Barış - İBBŞT - 2000 Avni Dilligil Ödülleri “Küskün Kahvemin Türküsü oyunundaki rejisiyle Jüri Özendirme Ödülü” 1996 Avni Dilligil Ödülleri “Yardımcı Rolde En iyi Erkek Oyuncu Ödülü” Savaş ve Barış - İBBŞT -1996 Avni Dilligil Ödülleri “Avni Dilligil En İyi Ekip Oyunculuğu Ödülü” Askerliğim - İBBŞT -1995
33
34
35
Yönetmenden
Engin ALKAN
Yönetmen
Geçtiğimiz sezon sizlerle buluşan Tarla Kuşuydu Juliet oyununun yarattığı heyecanla bu sezon da Huysuz oyunuyla tekrar siz Antalyalı seyircilerle buluşabilmenin büyük sevinci içindeyim. Umuyorum tiyatronun bizleri bir arada tutan ve hayatı güzelleştiren sihirli gücüyle bu buluşma belleğimizin o çok özel anıları arasında hak ettiği yeri alacaktır. Özgün kimliğinden ödün vermeden sahip olunabilecek bir geleceğe ancak değişimi dışlamayan ve geçmişi yararlanılan dinamik bir kaynak olarak gören bir gelenek algısıyla ulaşmak mümkündür. Bu nedenle, seyircisiyle bütünleşebilen, özgün, kimlikli bir tiyatronun geleceği için geleneğimizi oluşturan kaynakların hiç bıkmadan yeniden ve yeniden işlenmesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Huysuz da, İBB Şehir Tiyatroları’nda sahnelediğim; “İstanbul Efendisi” ve “Şark Dişçisi” oyunlarında aynı anlayışla örneklerini vermeye çalıştığım modern tiyatro ile geleneksel halk tiyatrosu öğelerini bir araya getirme arayışımın bir ürünü olarak hayat buldu. Araştırmalar gösteriyor ki, hem Avrupa halk tiyatrosunun kaynağı Auto ve Arte oyunlarıyla büyük benzerlikler taşıyan geleneksel Ortaoyunumuz, hem de Tanzimat sonrası Batı Tiyatrosu ile geleneksel oyunculuk biçemlerinin bir melezlenme şekli olarak karşımıza çıkan Tuluat oyunları, Moliere’in de beslendiği aynı halk tiyatrosuyla derin ilişkiler barındırmakta. Birbirinden farklı toplumlarda, farklı etkiler altında gelişmiş, farklı gelenekleri olan bu zengin seyirlik biçimlerin yarattığı tanıdık dokular, aynı zamanda Moliere’in Türkiye Tiyatrosu’ndaki önemini de açıklar nitelikte. Beş farklı Moliere oyunundan, çeşitli tanıdık oyun kişilerinin ve durumların izlerini sürebileceğiniz bu yeni post modern kurmacanın yaratılmasında emeği geçen herkese, Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne ve başta Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Özgür olmak üzere tüm AŞT ailesine teşekkür eder, keyifli seyirler dilerim.
36
37
38 38
39 39
40
41
@astiyatro
42
/astiyatro
Tarla Kuşuydu Juliet
Yazar: Ephraim Kishon Çeviri: Hale Kuntay Yönetmen: Engin Alkan Proje Başkanı: Sencan Köymen Yönetmen Yardımcısı / Dramaturg: Ruteba Doğan Reji Asistanı: Aslı Arslan Uzun Dekor Tasarım: Gamze Kuş Kostüm Tasarım: Duygu Türkekul Işık Tasarım: Özgür Dokuyucu Müzik: Poldi Schaetzmann (Aşk Sonsuzluktur / Aşık Ol adlı eserler Engin Alkan) Oyuncular Hasibe Aygül Özgür: Juliet Mustafa Doğan Ayhan: Romeo Osman Kot: William Shakespeare Onur Kırım: Lukretia Müzisyen Abdullah Türkay Uzun
43
44
Oyun Hakkında Shakespeare’ in yüzyıllardır insanları gözyaşına boğan karakterleri Romeo ve Juliet, Ephraim Kishon’ un kurgusunda günlük yaşantı ve çığırından çıkmış bir evlilik içinde ele alınıyor. İntiharın eşiğinden döndükten sonra evlenen, bir de çocuk sahibi olan “kıdemli âşıklar” kimsenin öngöremediği bir hayat sürmeye başlar. Onların yaratıcısı Shakespeare mezarında ters döner, olaylara müdahale etmek için Romeo ile Juliet’in evine gelir. İ.B.B. Şehir Tiyatroları’nda Engin Alkan’ın rejisiyle dört sezon boyunca kapalı gişe oynayan ve pek çok ödülle onurlandırılan oyun aynı reji tasarımıyla bu kez “çağdaş” bir klasik olarak Antalya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları repertuarında yerini alıyor. Romeo ve Juliet’in trajik öyküsüne mizahi bir bakışla yaklaşan yapım, “öten tarla kuşu muydu, bülbül müydü?” absürt sorusunun altındaki “aşk nasıl olur da bu hale gelir?” sorusuna yanıtlar arıyor. Pişirilen yemeklerin kokuları oyuna, oyun oyuncular tarafından oluşturulan orkestranın şarkısına dönüşüyor bu iki saatlik şölende. Tariflere uygun yapılmaya kalkıldığında hep tadı kaçmış, alışveriş listelerinde unutulmuş, akşam yemeği telaşı sırasında kaynamış ve sonunda dibi tutmuş “efsane aşk”ın tüm zamanlarda, tüm tanıdıklığıyla “ille de var”lığı hatırlatılıyor.
45
Yazar Hakkında EPHRAİM KİSHON 23 Ağustos 1924 tarihinde Macaristan’da Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Asıl adı Ferenc Hoffman olan yazar resim ve heykel öğrenimine devam ederken bir yandan da mizah yazıları yazmıştır. İkinci Dünya Savaşı sırasında Naziler tarafından toplama kamplarına gönderilmiş, Sobibor İmha Kampına giderken kaçarak savaşın geri kalanını Stanko Andras adında bir Slovak işçisi kılığında geçirmiştir. Savaştan sonra Yahudi kimliğini gizlemek için Kishon soyadını alarak Macaristan’a dönen yazar 1949 yılında bu kez de komünist rejimden kaçarak İsrail’e iltica etmiştir. Ephraim adını da bu iltica işlemleri sırasında almıştır. Tiyatro oyunlarının yanı sıra senaryo, öykü ve romanları da bulunan yazarın eserleri 37 dile çevrilmiştir. “Tarla Kuşuydu Jülyet”, “Bir Tavsiye Mektubu” ve “Nikâh Kâğıdı” adlı oyunları defalarca sahnelenmiş olan Ephraim Kishon’un hem yazıp hem de yönettiği “Sallah Shabati” ve “The Policeman” adlı filmleri de Oscar’a aday gösterilmiştir.
46
47
48 48
49 49
Yönetmenden
Engin ALKAN
Yönetmen
Post modern metinlerin ilk örneklerinden sayılabilecek Ephraim Kishon’un “Tarla Kuşuydu Juliet” oyunu, tüm coğrafyalarda aşkın en somut hali olarak mitleşen Romeo ve Juliet karakterlerini kendi zamanlarından ve efsanevi aşklarının romansından belirsiz bir zamana, evliliğin gündelik gerçekliğine ve dertlerine taşır. Farklı dönem, kültür ve dinlere özgü unsurların mizahın hoşgörüsüyle sarmalandığı, aralara serpiştirilmiş Shakespeare’in oyunlarından metinlerle zenginleşen oyunda adına “ilişki” dediğimiz çok bilinmeyenli o koca denklemi ironik bir gülmece anlayışıyla gözler önüne sermeyi amaçladık. Shakespeare’in de bizatihi olaylara dâhil olmasıyla üstadın kendisinin de sorgulanmaktan kurtulamadığı bir düzlemde gündelik alışkanlık ve ezberlerimizi devasa bir mutfağın tezgâhına yatırdık. Durmaksızın pişirilen, kesip doğranan ve sürekli yiyip içilip, tüketilen bir atmosferde birlikteliklerimizin ömrünü, ocaklarımızın tütme süresiyle ilişkilendirerek, çağımızın tüketim toplumu dayatmalarıyla duygularımızın maruz kaldığı derin çelişkiyi gözler önüne sermeye çalıştık. Ocakta kaynamak zorunda olan tencerelerle gündelik hayatlarımızın nasıl içgüdüleri kıstıran ve iştahı öğüten dişlilere, zorunluluklarımızın nasıl alışkanlıklara ve reflekslere dönüştüğünü göstermeyi amaçladık. Eğlenceli bir taşlamayı ustalıkla oynamanın yanı sıra, polifonik şarkıları başarıyla icra eden, yeri gelip dans eden, birkaç ayrı enstrümanı öğrenip çalan, yetmedi yoğuran, doğrayan, pişiren velhasıl on parmağında on marifetle iki saatlik bir müzikali yorulmadan sırtında taşıyan oyuncuların maharetleri karşısında saygıyla eğiliyorum. Bu maharete tanıklık eden sizler de umarım mutlu, dopdolu bir gece geçirirsiniz. Sevgi ve saygılarımla…
50
51
52 52
53 53
54
Geç Kalanlar Yazar: Pervin Ünalp Yönetmen: Nofal Valiyev Proje Başkanı: Mustafa Doğan Ayhan Yönetmen Yardımcısı/Dramaturg: Ruteba Doğan Reji Asistanı: Sinem Arslanoğlu Çakıcı Işık Tasarım: Vadim Kuskov Dekor Tasarım: Musa Öçal Kostüm Tasarım: Gizem Karasu Müzik Danışmanı: İhsan Kılavuz Koreografi: Fatih Haktan Coşkun Oyuncular Hasibe Özgür: Kadın Safinaz Özgür: Anne Hüseyin Atav: Genç erkek Sencan Köymen: Genç kadın
55
5656
Oyun Hakkında Bütün ilişkiler güzel başlar. Bütün evlilikler bir masal havasında geçer ilk yıllarında. Sonra zaman vurur insanları, en hassas yerlerinden. İncelikler unutulur, güzel sözler tükenir, yargılar ön yargılara, davranışlar alışkanlıklara dönüşür. Geç Kalanlar’da anlatılan hepimizin hayatı aslında. Bizim, sizin ve onların hayatı. Birbirlerini hala seven ama bunu söylemeyi unutmuş, en değerli anların yanından sessizce yürüyüp geçmiş genç bir çiftin geri dönüş çabası. Oysa ne zamanı almak mümkündür geri, ne de ağızdan çıkan bir sözü. Beraberken kıymet bilmek, yaşamımıza yıllar değil, yıllarımıza yaşam katmaktır önemli olan. O yüzden sımsıkı tutun hayatı en sağlam yerinden, o sizi bırakmadan önce. Hüznün sevinçle kavrulduğu, gözyaşlarının kahkahayla yoğrulduğu, sade, sıcacık ve samimi bir oyun Geç Kalanlar. Pervin Ünalp’ın kaleminden dökülen sözler, Nofel Valiyev’in yönetmenliği eşliğinde can buluyor ABT Sahnesi’nde ve duygusal bir yolculuğa çıkarıyor sizleri yetenekli oyuncularımızın eşliğinde.
57
Yazar Hakkında
Pervin ÜNALP
Yazar
Merzifon doğumludur. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih- Coğrafya Fakültesi, Tiyatro Bölümü mezunudur. Yaklaşık 30 yıldır Devlet Tiyatrolarında oyuncu olarak görev yapmaktadır. 50’ye yakın oyun ve gösterimde görev almıştır. TRT ve özel kanallarda senaryo yazarı olarak çalışmıştır. Sevilen dizilerde ana karakter roller oynamıştır. Yazdığı dört oyun Devlet Tiyatroları Edebi Kurulundan geçmiştir. “Geç Kalanlar” ve “Kuaförde bir gün” adlı oyunları seyirciyle buluşmuştur. VE SUSTU MELEK adında bir romanı vardır.
58
Geç Kalmayın
Nofal Valiyev Yönetmen
Antalya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda, büyük bir mutlulukla yönetmenliğini yaptığım “Geç Kalanlar” adlı oyun sanat hayatımda en önemli yerlerden birini teşkil ediyor. Pervin ÜNALP’in kaleme aldığı bu oyun metni bana göre, kaybolmuş manevi değerlerin önemi ve bu değerlerin günümüz karışık dünyasının facialarından ve kaosundan kurtulabilmesine yönelik çıkış yolları sunuyor. Yeryüzündeki tüm problemler (açlık, sefalet, bitmek bilmeyen savaşlar, boşanmalar, milletler arasındaki tartışmalar…) insanların birbirleriyle konuşmaması ve birbirlerini dinlememesi sebebiyle başlıyor. Aile dediğimiz şey küçük bir dünyadır ve bu çok sayıdaki küçük dünyanın yıkılması en nihayetinde büyük dünyamızın yıkılmasına yol açabiliyor. Aile dediğimiz küçük dünyada herkes hukukunu bildiği gibi vazifesini de bilmeli. Nenelerimizin ve dedelerimizin bizlere miras bıraktıkları “ailede büyüklere saygı küçüklere sevgi” kültürünü korumalı. ABT’de Geç Kalanlar’ı çalıştığım süre içinde sanat hayatımın en mutlu dönemini yaşadığımı söylesem abartmış olmam. Provalarda çok profesyonel ve meslekleri için çok büyük zorlukları bile göze alan yaratıcı bir ekiple çalıştım. Oyunun ortaya çıkabilmesi için Sanat Yönetmeni Mehmet ÖZGÜR başta olmak üzere tüm tasarımcılara, mümkün olan hatta mümkün olmayan her şeyi seve seve yaptıkları için sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Tabii ki yönetmen yardımcısı ve oyuncu ekibi, tam anlamıyla hayatımın bir parçası oldular. Yanında Ruteba DOĞAN gibi bir Dramaturg ve Yönetmen Yardımcısına sahip olan yönetmen çok şey yapabilir. Düşünceme göre şu an Türkiye Tiyatrosu’nun en başarılı oyuncularından biri olan Hasibe Aygül ÖZGÜR, ABT’de kelimenin gerçek manasıyla bir anne olan ve oyundaki anne rolünü büyük başarıyla canlandıran Safinaz ÖZGÜR, gelecekte Türkiye Tiyatrosu’nun en ünlü oyuncularından biri olacaklarına zerre kadar kuşkum olmayan genç oyuncular Hüseyin ATAV ve Sencan KÖYMEN benim can arkadaşlarım oldular. Gözümün nuru, evladım kadar sevdiğim oyunu onlara emanet ettiğimden dolayı çok mutlu ve şanslıyım. Umarım oyunumuzu izleyen seyirciler, sevdiklerine söylenmesi gereken ama söylemek için geç kaldıkları iyi sözleri hemen söyleyecekler ve hayatlarında hiçbir şey için geç kalmayacaklar. Saygılarımla
59
60
61
62
63
64
Oyun Oyun İçinde Hizmetçi Yazan: Özer Tunca Yönetmen: Özer Tunca Proje Başkanı: M.Doğan Ayhan Yönetmen Yardımcısı/ Dramaturg: Ruteba Doğan Reji Asistanı: Ezgi Albayrak Müzik: Oktay Köseoğlu Işık Tasarım: Özgür Dokuyucu Dekor Tasarım: Tayfun Çebi Kostüm Tasarım: Funda Çebi Dans-Koreografi: Meltem Yorulmaz Sahne Amiri: Cem Tatlı
Oyuncular Osman Kot: Yönetmen Selami / Anne Recep Kamiloğlu: Temizlikçi Sadık / Külkedisi Mustafa Doğan Ayhan: Dekorcu Mesut / Küçük Kız Yunus Derli: Aksesuarcı Bahtiyar / Büyük Kız Pınar Boyar: Terzi Nezaket / Prens Asaf Doğan : Sahne Amiri Seyfi Müzisyenler Nurullah Gürsoy: Ritm İbrahim Alperen Kozak: Kanun Serkan Kandemir: Klarnet
65
66
Oyun Hakkında Küçük bir tiyatro… Hizmetçi elinde süpürgesi, temizlik bezi, oyun öncesi sahneyi, kulisi temizler. Aksesuarcı, dekorcu, terzi, hepsi oyun öncesi hazırlıklarını yapmakta. Oyunun başlamasına az zaman kala bir haber gelir, işler karışır. Oyun oyuncularını bekler, seyirci oyunu. Aslında oyun çoktan başlamıştır, oyun içinde oyun başlamıştır. Ama kim kimdir, oyun hangi oyundur? Özer Tunca’nın yazıp yönettiği “Oyun Oyun İçinde”, durum komedisi üzerine kurulu, iç içe geçen rolleriyle, müzikleriyle, danslarıyla temposu yüksek, eğlenceli bir oyun. Bol kahkaha, bol neşe, Oyun Oyun İçinde!
67
68
Yönetmenden
Özer TUNCA Yönetmen / Yazar
Bizim zamanımızda, çocukluğumuzda ne bilgisayar, ne cep telefonu, ne televizyon, ne de diziler vardı. Masallar –beyaz atlı prensini bekleyen, her türlü hakarete katlanan ve bir peri tarafından hayatı değişen Külkedisi, uzun saçlı Rapunzel, ormana sürgüne gönderilen ve ölüme terkedilen Pamuk Prenses, Pinokyo, Kırmızı Başlıklı Kız, Bremen Mızıkacıları, Küçük Kara Balık, Küçük Prens –dinlerdik. Heyecanlanırdık, hayaller kurardık, eğlenirdik, üzülürdük. Bu masallardan küçük küçük tiyatro oyunları yapar, canlandırırdık. Hatta hiç unutmuyorum; daha tiyatronun ne olduğunu tam anlamıyla bilmezken mahalle arkadaşlarımı toplar, Rapunzel’i, Pinokyo’yu, Bremen Mızıkacıları’nı oynardık. Sonraları radyo tiyatrolarını dinlemeye başladık. Tomris Oğuzalp’i, Baykal Saran’ı, Macide Tanır’ı, Ecder Akışık’ı, Asuman Korad’ı, Yalın Tolga’yı ve birçok değerli sanatçı ustalarımızı tanıdık. Dinlerken sanki onlar radyonun içindelermiş gibi gelirdi bize. Merak ederdik. Kulaklarımıza hitap eden metni hayallerimizde canlandırırdık. Sonra televizyon, bilgisayar, cep telefonu girdi hayatımıza; mertlik bozuldu, masallar unutuldu, çöpe atıldı. Tiyatrolar zaten para kazandırmıyor dendi, yıkılıp yerine AVM’ler yapıldı. Oyuncular dizilere gitti. Bu arada herkes oyuncu oldu. Oyunculuk, FGR ajansları mantar gibi çoğaldı. Ama her şeye rağmen yine de tiyatroyu yaşatmaya, ayakta tutmaya çalışanlar da oldu. Küçük küçük tiyatro grupları kuruldu, sahneler açıldı, yeni yazarlar çıktı. Sevdiği kadın için pavyonu tiyatroya çeviren Selami Bey de bunlardan biriydi. Hamlet oyunundan kalmış kırık dökük dekorlar, eski püskü kostümlerle çocukluğunun masalını büyüklere sahnelemeye başladı. Pavyoncu Selami oldu yönetmen… Yıllarca oyun sürdü… Ta ki o gün, o saat gelene dek…
69
70 70
71 71
Yazar Hakkında Bursa’da doğdu. Ankara Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü mezunu. İzmir, Ankara, Bursa Devlet Tiyatrolarında oyuncu, yönetmen, yönetmen yardımcısı, yazar olarak 60’ın üzerinde oyunda görev aldı. ASSİTEJ ( Uluslar arası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Birliği) Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı. Küçük Hanımlar Küçük Beyler Uluslar arası Çocuk Tiyatrosu Festivali, Bursa Uluslar arası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festivali’nin gerçekleştirilmesinde, organize edilmesinde öncülük yaptı ve çalıştı. Ulusal ve Uluslar arası festivallere katıldı. Atölye çalışmalarında, oyun yazma yarışmalarında jüri üyeliği yaptı. Ödüller aldı. Çocuk oyunları yazdı. Oyunları özel tiyatrolarda, ödenekli tiyatrolarda ve New York’ta sahnelendi. 5 çocuk oyununun içinde bulunduğu “Oyun Köprüsü” adlı kitabı Kodeks Yayınları tarafından basıldı. “Tiyatro Aduacodo”nun kurucu üyesi (Bursa Barosu Avukatları Tiyatro Topluluğu) Tiyatro Acuacodo’da oyunlar yönetti; halen süpervizör olarak çalışmakta. Film, dizi ve reklamlarda oynadı. 2009 yılında Devlet Tiyatroları’ndan emekli oldu. Atacan adında oğlu var. İstanbul’da yaşamakta. Oynadığı Oyunlardan Bazıları Pazartesi Perşembe, Dünyanın Düzeni, Yedi Köyün Yargıcı, Köşebaşı, Mustafa, Baba Evinde Hayat, Sokullu Ne Yapmalıydı, Sarı Naciye, Oyuncakçı Dede, Elmadaki Barış, Behçet Bey’in Fötr Şapkası, Bir Şehnaz Oyun, Külhan Beyi Operası, Rumuz Goncagül, Ağzı Çiçekli Adam, Yedekçi, Misafir, Venedik Taciri, Canavar Sofrası, Hüznün Coşkusu, Aya Öğretmen, Veton Diye Diye, Barbaros Hayreddin, Yıldırım Bayazıd, Yıldız Yargılaması, Komuoyu, Rehine Sahibinin Sesi, Candan Can Koparmak, Bir Sevda Öyküsü, Cordano Bruno, Gelin Yarışalım, Sevgili Doktor, Babaannem Yüz Yaşında, Yolculuğun Sonu, (Türk İngiliz Ortak Yapımı) Bir Efes Masalı… Yönettiği Oyunlardan Bazıları Islık Sever Max, Komik Prenses ile Mutsuz Prenses, Shirley Valentine, Büyük aşkların Sonuncusu, Reis Bey, Ağzı Çiçekli Adam, Yedi Köyün Yargıcı, Androcles ile Aslan, Harikalar Mutfağı, Oyunun adı Kül kedisi, Otobüs Durağında Üç Bencil, Nasreddin İnadın Sonu, Üç Kafadar Hırsız Kuklacı Olursa, Kral Aranıyor, Albay Kuş, Kamuoyu, Para, Değiştirilmiş Çocuk.
72
Özer TUNCA Yönetmen / Yazar
Katıldığı Festivaller ve Yurtdışı Turneler Alaçatı, Bursa, Eskişehir, Ankara Uluslar arası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festivalleri, Rusya St. Petersburg Rainbow, Tunus Ben Arous, Fransa Lyon, İsrail Haifa, İsrail Holon, Danimarka Herning, Danimarka Kolding, Norveç Tromso, İngiltere Brouhoha Tiyatro Festivalleri. Almanya Nürngberg, Almanya Frankfurt, Brezilya Jao Paulo turneleri… Oynadığı Diziler, Filmler ve Reklamlar Karanlıkta Koşanlar, Kurtlar Vadisi, Ruhsar, Azap, Araf Zamanı, Doğruluk Ekseni, Kader Çizgisi, Kendimize Doğru, Muhteşem Yüzyıl, Veda, Dere, Akvaryum Film ve Kısa Filmleri, Türk Telekom Fiber Optik, Sek Süt, Yeni Rakı reklamları, Çınar, Yasak dizileri
Katıldığı Atölye Çalışmaları Sevinç Sokullu; çocuk tiyatrosu, Sıgrıd Jeberich Aukiron; Commedia Dell’Arte, Wendy Haris; Devize Tekniği, Görsel ve Fiziksel Tiyatro, William Gaskill; Doğaçlama Oyunculuk… Aldığı Ödüller Bursa Yıldırım Bayezid Rotary Klübü Meslek Onur Ödülü. Tunus Ben Arous Med Tiyatro Festivali En İyi Oyun Ödülü (Yedi Köyün Yargıcı) Tunus Ben Arous Med Tiyatro Festivali En İyi Oyun (Otobüs Durağında Üç Bencil) Rusya St. Petersburg Rainbow Tiyatro Festivali En İyi Erkek Oyuncu Ödülü (Keloğlan) Rusya St. Petersburg Rainbow Tiyatro Festivali En İyi Geleneksel Oyun ( Androcles ile Aslan) Antalya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Meslek Onur Ödülü
73
Kendine Sürpriz Yapan Oyun
Ruteba Doğan
Yönetmen Yardımcısı-Dramaturg
Bir tiyatro oyunu kurmanın, oynamanın heyecanını, zorluklarını seyircinin varlığını unutmadan anlatan, tiyatronun komedisini yapan bir oyun “Oyun Oyun İçinde” Sahneye dair göndermeleriyle sahne dışını sahneye taşımasıyla, oyuncu ve rol kimliği arasında kurduğu ilişkiyle kendisinin, tiyatronun farkında; bu farkındalıkla oyun kendine sürpriz yapıyor. Her sürpriz oyuna dönüşüyor. Oyun bir oyun olduğun bilerek, tiyatronun bileşenlerini bu şekilde yorumlayarak oyunu kuruyor. Düştükleri durumu düzeltmeye çalışan bir grup “tiyatro” insanı kimi zaman gülünç, kimi zaman da yaratıcı olan halleriyle sahnede. Bu gülünç ve yaratıcı insanlar, onlardan istenen bir şey sonucunda oyunun ikinci perdesinde tekrar yeni bir oyuna başlıyor. Metindeki ikinci rollerine geçiyorlar. Roller, oyunlar, hikayeler, ilişkiler, kulis, sahne, sahne kulis iç içe geçiyor. Yaşanan durum, durumun yarattığı fiyaskolar oyuna dönüşüyor oynanıyor. Finale kadar oyunun oyuna yaptığı sürpriz bitmiyor. Dolayısıyla finalde bir sürprizle geliyor….
74
75
Proje Başkanı. RECEP KAMİLOĞLU Reji Asistanı. ASLI ASRLAN UZUN Dekor&Kostüm Tasarım. GİZEM KARASU Müzisyenler. DUYGU DİKMEN, BURCU ZEREN, SERKAN KANDEMİR, ABDULLAH TÜRKAY UZUN Oyuncular. SAFİNAZ ÖZGÜR, SENCAN KÖYMEN, AYŞE SİNEM KOROLA, HÜSEYİN ATAV, YUNUS DERLİ, MUSTAFA DOĞAN AYHAN, ASAF DOĞAN, İNANÇ TARTAN
Her Limanda Aşk’ın Komedisi Yazan Yöneten.
ANTONIO FAVA
2016-2017
Genel Sanat Yönetmeni.
MEHMET ÖZGÜR
www.ast.gov.tr /astiyatro
AFiŞ TASARIM. TÜLAY DEMİRCAN
@astiyatro
76
Her Limanda Aşkın Komedisi Commedia dell’Arte
Yazan: Antonio Fava (17.yy Napoli Hikayelerinden Adaptasyon) Yöneten: Antonio Fava Proje Başkanı: Recep Kamiloğlu Dekor&Kostüm Tasarım: Gizem Karasu Reji Asistanı: Aslı Arslan Uzun Oyuncular Safinaz Özgür Sencan Köymen Ayşe Sinem Korola Hüseyin Atav Yunus Derli Mustafa Doğan Ayhan Asaf Doğan İnanç Tartan Müzisyenler Duygu Dikmen Burcu Zeren Serkan Kandemir Abdullah Türkay Uzun
77
78
Oyun Hakkında “Her Limanda Aşkın Komedisi” 17.yüzyıl anonim Napoli hikayelerinden sahneye uyarlanmış bir oyundur. Olaylar sırasıyla Napoli’de başlar, hayali Yunan adası Kokorikos’ta devam edip, Trabzon’da nihayete erer. Dünyanın en güzel ama aynı zamanda en karmaşık duygusu aşk çerçevesinde gelişen hikayede genç çiftlerin birbirlerine kavuşmak için gösterdikleri çabaya, sevinçlerine, hüzünlerine, hayal kırıklıklarına şahit oluruz. Elbette içinde aşk olan her hikayede olduğu gibi bu hikayede de mutluluğun önüne çıkanlar, aşka engel olmaya çalışanlar vardır. Ancak aşk o kadar güçlüdür ki hem çevresindeki tüm kötü duyguları aşarak kendi mutlu sonunu yaratır, hem de izleyenlere kahkaha dolu dakikalar yaşatır. Commedia Dell’arte’nin yaşayan en büyük ustalarından biri olan Antonio Fava tarafından derlenerek yazılan ve yönetilen oyunun en önemli özelliği Antalya Şehir Tiyatroları sahnesinde bu tarzda sahnelenen ilk eser olması.
79
Commedia Dell’arte Nedir? Tuluat ve doğaçlama tekniğine dayalı 16 yy İtalyan halk tiyatrosu geleneğinin bir biçimi olan Commedia Dell’Arte arte’nin sözcük anlamı “usta işi oyun” demektir. Bu tanımda usta sözcüğü ile kast edilen oyuncudur. Commedia Dell’Arte Avrupa’da yaklaşık iki yüz yıl egemen olmuş ve birçok ülkenin tiyatrolarını da etkisi altına almıştır. Kökeninin 16.yy’da sık rastlanan tek kişilik gösterilere dayandığı düşünülen Commedia Dell’Arte’nin ilk oluşum safhaları güney İtalya’da karnaval günlerinde oynanan farslardır. Commedia Dell’Arte’nin en karakteristik özelliği doğaçlamadır. Dolayısıyla bu türün oyuncuları sahnede aynı zamanda oyun yazma işini de üstlenerek çok yönlü ve ustalık isteyen bir sanat ortaya koyarlar. COMMEDİA DELL’ARTE KARAKTERLERİ Commedia Dell’arte’nin bütün komedilerinde rastladığımız tipler şunlardır. Yaşlı adamlar (Vecchi), uşaklar (Zanni) ve âşıklardır. Commedia Dell’Arte tiplerini ciddi ve komik tipler olarak ikiye ayırabiliriz. Ciddi tipler genel olarak daha az önem arz eden rollerde görünürken, komik tipler oyunun temel kişilerini oluşturur. Bu tipleri birbirinden ayıran en belirgin özellik ise ciddi tiplerin sahneye maskesiz çıkması, komik tiplerin ise maske ile oynamasıdır. Commedia Dell’Arte’de kullanılan maskeler oyuncuların yüzünü tamamen kapatmayan, sesi boğmayan, burun ve çeneyi kapatarak, jest ve mimik kullanımına izin veren yarım maskelerdir. Komik Commedia Dell’Arte tipleri de kendi arasında yaşlılar, gençler ve uşaklar olarak ayrılmaktadır. Yaşlı tipler en bilinenleri Pantalone ve Dottore’dir. Genç tiplerin en önemlileri ise Capitano ve Scaramuccia’dır. Ancak Commedia Dell’Arte’nin en sürükleyici tipleri şüphesiz uşaklardır. Uşak tiplemelerinin başında Arlecchino, Pulcinella, Birighella’yı sayabiliriz. Âşıklar ise Orazio, Flavio, Isabella, Flaminia vb.dir.
80
Yönetmen Hakkında
Antonio FAVA Yönetmen
Aktör, yazar, yönetmen, komedyen, Commedia dell’Arte ve mask yapımı ustası Antonio Fava 28 Mayıs 1949’da İtalya’nın Crotone şehrinde, Scandale adında küçük bir köyde dünyaya gelmiş, daha sonra halen yaşamakta ve çalışmalarını sürdürmekte olduğu Reggio Emilia kentine taşınmıştır. Aktörlük kariyerine National Theatre of Strasbourg (Strazburg Ulusal Tiyatrosu) da başlamış, daha sonra Paris’te Fransız yazar Jean-Pierre Chabrol ile yola devam ederken bir yandan da Theatre of the Jacquerie’in gerçekleşmesinde aktif rol oynamıştır. 1980 yılında Reggio Emilia’ya geri dönerek pek çok oyununu sahneye koyduğu Teatro del Vicolo’yu kurmuştur. Sanatçı Teatro del Vicolo ile Fransa, İspanya, İngiltere, İspanya, Senegal, Lübnan, Japonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Pakistan, Amerika, Kanada ve Avustralya’da sahne almıştır. Aynı zamanda Barselona Tiyatro Enstitüsü, Madrid Dramatik Sanatlar Kurumu gibi kuruluşlarla da ortak çalışmalar yürütmüştür. Dünya çapındaki farklı tiyatro ve üniversitelerde öğretim üyesi olarak dersler de veren Antonio Fava Reggio Emilia’da yaşamakta ve kendi kurmuş olduğu International School Of The Comic Actor (Scuola Internazıonale Dell’attore Comico) ‘de yeni sanatçılar yetiştirmeye devam etmektedir.
81
82
83
Yönetmenden ORYANTALIZM Batı’nın Doğu’yu idealize ettiği zaman… Antalya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları ile bu sanatsal maceraya başlamadan önce; Batı’nın Doğu Mit’leri düşüncesi üzerine beni zihinsel ve entellektüel bir sürece hazırlayacak tarihsel ve kültürel bağları aramaya koyuldum. Söz konusu; Batı’dan bakıp Doğu Mit’leriyle özdeşleşebilmekti. Genellikle iki tür görme, algılama biçimine sahibiz. Kültür ve toplumları bizden farklı düşünme, olduğumuzdan farklı ya da olduğunu sandığımızdan farklı iki şekilde görme biçimine sahibiz: Önyargı ve idealleştirme. Uluslararası ve kültürlerarası tek tek edindiğim sayısız her bir deneyim sebebiyle, aldığım eğitim ve ait olduğum klasik, Avrupa Italyan kültüründen ötürü önyargı bana tamamen yabancı bir kavram olarak geliyor. Önyargı ve ırkçılık aynı şey olmasa da birbirine yakındır. Her ikisi de ‘kabul etmeme/edilmeme’, ‘düşmanlık’ ve ‘nefret’ duygularını amaç edinip, bu duyguları ön plana çıkarır. Önyargı’nın öteki ile(‘biz’ olmayan ile) muhtemel olan her türlü etkileşimi önemli bir davranışsal yanılgıdır. Paradoksal olarak, önyargının tersine; idealleştirme de gerçekle uyuşmadığından dolayı hatalı bir değerlendirmedir. Sanatsal fikrin patlamasına, zarar görmesine sebep olan sıradan tekniklerde olduğu gibi, bu ‘hata’ doğal ve yerinde bir hatadır. İdealleştirme; gerçek olaylardan ilham alan, içerik ve görünümü ile bütünsellik içinde birbiriyle aynı yönde ilerleyen ‘istek’ duygusunun izdüşümüdür. Örnek verecek olursak; birlikte olduğum kadına aşığım. O gerçek olan, o var olan kadına aşığım. Onu görmek istediğim mükemmelliğe dönüştürerek ölümsüzleştiriyorum, idealize ediyorum. İdealleştirme; hayal edilen, hayali kurulan bir gerçeklik halidir. Öteki; kendisinin idealize edilmesinde mükemmelleşerek ve istek uyandırarak iyi kötü herşeyin mümkün olduğu şaşırtıcı bir boyuta girer. Batı dünyasında önyargının dışında; Doğu’nun keşfi Oryantalizm olarak adlandırılan kültürel ve özellikle sanatsal bir hareket başlattı. Gizemli ve
84
Antonio FAVA Yönetmen
büyüleyici; aynı zamanda çekici, güzel kokulu, acımasız ve merhametsiz de olan bu masalsı Doğu’da herşey çok güzel, esasen kötü ve zalim olan da güzel ve merak uyandırıcı. Doğu’nun kadın köleleri göz kamaştırıcı, çekici, büyüleyici ve davetkar... Onları köleliklerinden kurtarıp, özgürleştirme hissi doğuyor insana ve onlarla bir aşk hikayesi yaşama hissi... Başdöndüren manzaralarıyla, melankolik gün batımlarıyla, büyüleyici şehirlerden kesitlerle; Doğu’da herşey çok güzel. Ancak Commedia dell’Arte (günümüzde kullanılan terim Commedia dell’Arte fakat o zamanlar ‘la Zannesca’ ‘l’italiana’ ya da ‘l’improvvisa’ olarak bilinirdi) oryantalist bir vizyona sahip değildir. Komedya’da İstanbul olup olmadığına karar verilemeyen o muazzam Costantinopoli’nin, o zamanlar gizemli ve anlaşılmaz olduklarından dolayı büyüleyici ve bir o kadar da tehlikeli olan levanten toplumların, yakın ama bir o kadar da uzak olan o Doğu’nun oryantalist, idealize edilen vizyonuna Commedia dell’arte’de rastlamayız. Temel olarak, Komedya’da Doğu’yu çekici kılan tehlike cazibesidir. Yol, deniz yolu ile katedildiği için ve çoğunlukla fırtınalı denizlerde yol alındığı için zaten tehlikelidir. Tehlikeli deniz, hatalar karmaşasına dahil olan ve yanlış anlaşılmalara tanıklık eden bu iki dünyayı, bu iki ayrı dili, bu iki farklı yaşam tarzını ayırır. Sonuç olarak, iki ana konu ortaya çıkar: ‘Aşıkların ayrılıkları ve yeniden buluşmaları’. Komedya’nın buyurduğu gibi de her hikaye hep iyi sonlanır. Geriye kalan büyü, cazibedir. O merak uyandıran uzak dünya aşıkları ayırır gözükür ama sonunda biraraya getirir. Söz konusu düşman bile olsa; uzak olan, farklı olan, yabancı olan bile olsa, Commedia dell’Arte tahammül ve anlayıştan yanadır. Aşk; birleştirir, buluşturur. Commedia dell’Arte’de 1530’lu yıllardan bugüne; yaklaşık beş yüzyıl boyunca tekrar tekrar ele alınan neredeyse tek evrensel konu Aşk’tır. Beş yüzyıl boyunca devam eden bu gelenek şimdi de buraya ulaştı. Commedia dell’Arte emekçileri olan atalarımın düşlediği; bazen korktuğu, uzak dünyaların en yakını olan bu muhteşem Levant Bölgesi’ne, Antalya’ya ulaştı. O halde şimdi hep birlikte sanat için iş başına! Tüm bu olanlar çok güzel! Herkese iyi eğlenceler!
85
86
Kurnaz Yazar: Anonim Yönetmen: Alexander Lubenov Iliev Proje Başkanı: Recep Kamiloğlu Reji Asistanı: İnanç Tartan Dekor Tasarım: Alexander Lubenov Iliev Kostüm Tasarım: Alexander Lubenov Iliev Işık Tasarım: Alexander Lubenov Iliev Müzik Düzenleme: Alexander Lubenov Iliev Oyuncular Safinaz Özgür: Guilemette Pınar Boyar: Çavuş / Yargıç Yunus Derli: Pierre Patelin Hüseyin Atav: Çoban Asaf Doğan: Terzi
87
88
Oyun Hakkında Dürüstlük kelimesinin anlamını dahi bilmeyen Pierre Pathelin, genellikle işlerini üçkâğıtçılık yaparak halletmeye alışkın bir avukattır. Ancak işleri uzun zamandır kötü gitmekte ve para kaynakları her geçen gün tükenmektedir. Tüm bu kötü gidişata rağmen bildiği yoldan kesinlikle şaşmayan ve sürekli insanları kandırarak geçimini sağlamaya çalışan avukatın karşısına bir gün dişli bir rakip çıkar. 1457 yılında Fransa’da yazılmış olan Avukat Pierre Pathelin farsı, aradan geçen yüzlerce yıla rağmen zamana uyum sağlamakta hiç zorlanmayan ve maddesel çıkarlar için kurulmuş, yalan dolana dayalı insan ilişkilerini gözler önüne seren bir komedi. Beden dili ve mim tekniklerine dayalı olarak sahneye koyulan performansın yönetmeni Bulgar sanatçı Alexander Iliev. “Kurnaz” ayrıca ABT sahnesindeki ilk fars tiyatro eseri olma özelliğini de taşıyor.
89
90
Yönetmenden
Alexander Lubenov Iliev Yönetmen
“Usta Pierre Pathelin Farsı” ya da “Avukat Pierre Pathelin” 1457’de Fransa, Paris’te yazıldı. 550 yıl önce 1465’te ilk defa sahnelenerek tiyatro tarihinin en çok yönetilen komedisi oldu. 21. yüzyıl bakış açımız bu dramaturgi incisinin ismini “Kurnaz” olarak değiştirdi. Yeni yüzyılın ilk yirmi yılının ana akımları oldukça ticari, hızlı ve gerçekçi. İdealler, maneviyat ve sessizliğe yer yok. Bizim görselimizin kilit noktası buydu. Antalya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları; tüm dünyadaki 7 milyardan fazla insanın anlayabileceği fiziksel tiyatroya ve mim diline dayalı, TV reklamı hızında bir performans yarattı. Bu 7 milyardan fazla insana basit bir gerçeği anlatmak istedik: eğer birine yalan söylerseniz en sonunda kendinize yalan söylersiniz. Günümüzün en insana ait tavırları yalana, rekabete, ticarete ve siyasi partilere dayalı. Muhtemelen yüzde yüzünüz katılmayacaktır ama size basit bir soru sorayım: “Gerçek fiyatı hakkında yalan söylemesek kârımız nereden gelirdi?” Peki, bu problemi nasıl çözeriz? Küçük dünyamızı doğruluğa nasıl döndürürüz? Şeytanın tahriklerine kanmadan insanlığın gerçek bir kısmı, insanın gerçek bir kardeşi nasıl oluruz? Her din bir keşiş ya da rahibe olmamızı önerir. Peki ya biz, bir medeniyette yaşayan normal insanlar? Cevabımız basit. Doğrulukla bütünleşin. Asla yalan söylemezseniz asla kendi tuzağınıza düşmezsiniz. Tüm bu sorular dağını yıkarak, biz, Antalya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın teatral takımı olarak doğruluk diline-aksiyon diline, tavırlara ve görselliğe dayalı zekice ve komik bir performans oluşturmaya çalıştık. Tüm oyuncular ve senaryo yazarı ve yönetmen olarak ben; seyircinin kafasını karıştırabilecek tüm yanlış hareketleri, reaksiyonları ve kompozisyonları çıkardık. Bakış açımız seyirciyle irtibattı. Seyircinin nabzını hissederek her zaman doğruluk bıçağında kalmayı umuyoruz. Hoş geldiniz!
91
92 92
93 93
Yönetmen Hakkında Doğum yeri ve tarihi: 01.10.1956 – Sofya, Bulgaristan Üniversite Eğitimi: • Teknik Üniversite – Sofya, “Bilgisayar Programcılığı” bölümü. 1979 • Uluşlar Tiyatrosu Üniversitesi – Barselona, İspanya, “Commedia Dell’ Arte” bölümü, 1985 • NATFIZ “Kr. Sarafov”, Sofya, “Dramatik tiyatro yönetmenliği” bölümü, 1988 Uzmanlık: Stanislavski sistemi – Moskova, Rusya – 1982 – 1984 yaz atölyeleri Derece: Yüksek Lisans İş tecrübesi: • Sofya, Bulgaristan, NATFIZ “Kr. Sarafov”da tam zamanlı doçent • Carnegie Mellon University, ABD’de öğretim görevlisi Diğer Beceriler: Pandomim okulu (4 yıl) 1979, geleneksel Vietnam tiyatrosu (3 yıl) 1980, Vietnam Masajı Xoa Bop (5 yıl) 1976-1979, Beijing Operası (2 yıl) 1981, Akrobasi (2 yıl) 1982, Uluslararası Pandomim çalıştayı-Rusya 1985, Tibet Masajı Djamtso Kunye (18 yıl) 1993-2010, Commedia dell’Arte ileri seviye 1985, 1988, 2015, Dhime Nrittya Nepal Kraliyet Dansı – Nepal 1998, Endonesya Topeng dansı 2005-2008, Wayang kulit, Bali 2005, 2008, Derviş dansı Türkiye 2006, Gravür tekniği İtalya 1988-1992, Resim sanatı kuru pastel Rusya 1991, Mask teknolojileri İspanya 2005 Dövüş Sanatları & Yoga: Hatha Yoga –1970’ten günümüze; Vietnam masajı Xoa Bop (4 yıl), 1979; ustalık, 2005; Vietnam Voo (3 yıl), 1979, Voo ustasu 2005; Kodokan judo (2 yıl), 1980; Shotokan karate (3 yıl), 1982; Aikido (2 yıl), 1984; Kung fu, Qi Gong ve Taiji (8 yıl), 1988; Çin masajı An Muo (sporcular için) – 1990’dan günümüze; Agni Yoga – 1991’den günümüze; Tibet masajı Djam tso Kunye – 1993’ten günümüze; Raja Yoga – 1995’ten günümüze Kurmuş olduğu ve yöneticilik yaptığı tiyatrolar: Pandomim tiyatrosu – Mim Stüdyosu “Alba”, 1985-1992. 1988’den beri profesyonel statüdedir. “TAMA” Tiyatrosu, 1992-1994. Oyuncular, mim sanatçıları ve dansçılardan oluşan profesyonel Pandomim grubu. “Polyhymnia” Tiyatrosu, 1995-1999. Profesyonel mim tiyatrosu.
94
Alexander Lubenov Iliev Yönetmen
1997’den beri teatral antropoloji klübü. “Theatre of Dreams”, 1999’dan günümüze. Profesyonel sözsüz tiyatro. Atölye Başkanlığı 4 kıta da 80 den fazla atölye başkanlığı Kendi performanslarının yönetmenliği Bulgaristan: 165 performans Diğer ülkeler: 35 performans Performanslara katılım Bulgaristan: 91 performans Diğer ülkeler: 31 performans Yazarın filmleri 61 film ve belgesel Filmlere katılım 37 film ve belgesel Televizyon katılım 27 ülkede 950’den fazla TV yayını ve 50 den fazla kanalda oynayan TV filmi Kültür antropolojik Keşifler 4 kıta da 150 den fazla Spor keşifleri ve yarışmalar 50 den fazla balkan yarımadasında Alpler, Klimanjaro, Hindukush, Pamir, Karakoram, Tibet ve Himalayalar. Bu keşiflerden üçü GUINESS rekorlar kitabına dahil alanlarda yapılmıştır. • Everest maratonu -Nepal Himalayalar 1993 • 25 saat tek kişilik pandomim gösterisi • Everest konseri- 5350 metre yükseklikte Nepal, Hindistan 1996 Yazdığı oyunlar: “Dwarf with long nose” 1989; “Devil in sackful” 1991; “Nevan – the hearth of the world” 1993; “Kumari – the living goddess” 1999; “Virgin – knight” 2000; “Testament of the prodigal son” 2001; “The effect” 2009; “Chronicle of events in the times, when was building the Great pharaon’s pyramid” 2015 Film, TV ve Tiyatro senaryoları yazarlığı: 250’den fazla
95
96
97
Fars Tiyatrosu Nedir? Kökeni eski Fransızcadaki “farce” kelimesinden gelen fars tiyatrosunun en belirgin özelliği gülünç bir ortam yaratmak adına olay örgüsünün mantık diziliminden feragat etmesi ve tiplerden çok durumlar üzerine eğilmesidir. Bu yönüyle bakıldığında fars tiyatrosu için oyun kişileri ve durumlarının son derece abartılı olduğu rahatlıkla söylenebilir. Farsı komedyadan ayıran en belirgin özellik, komedyadaki gibi düşündürmeye çalışmaması sadece güldürmeye odaklı olmasıdır. Komedya daha çok tuhaf bir insanın günlük hayattaki halini ele alırken, fars sıradan insanların tuhaf durumlarla olan savaşını işler. İlk olarak ortaçağ dinsel tiyatrosunda kendini gösteren farsta rastlantısallık oranı oldukça fazla, olay örgüsü yüksek tempoda ve fiziksel eylemler yoğundur.
98
99
รง en eG k v su cu r o ร o yat i Ti r i m Bi
lik
100
AŞT Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu Birimi
Hasibe Aygül ÖZGÜR
Antalya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu Birimi Sanat Yönetmeni
Merhaba Tüm dünyada gerçek anlamda üretimleri ile yer alan çocuk ve gençlik tiyatroları, yarının sanatsever, iletişim sorunu yaşamayan, kendini ifade edebilen, yaratıcı ve aydınlık bireylerin toplumda yer alabilmeleri için bulunmaktadır. Çocuk izleyiciler, sınırsız hayallerini ve doğallıklarını henüz kaybetmedikleri için onların bu özelliklerini daha da zenginleştirmelerine ve geliştirmelerine yardımcı olmak çocuk ve gençlik oyunlarının ilk hedefi olmalıdır. Zihinsel ve ruhsal gelişimi de devam eden çocuk ve genç izleyici, dünyayı ve yaşananları yorumlama, yaşamı anlamlandırabilme, sevgi, barış, birlik olma gibi evrensel değerlerin sözde kalmayıp hayatlarına geçirebilme olanağını da nitelikli oyunlar izleyerek bulabilirler. Tüm bu düşüncelerle yola çıkan Genel Sanat Yönetmenimiz Mehmet Özgür ve çocuk, gençlik tiyatrosu alanında yazar ve yönetmen olarak çok değerli çalışmaları bizlerle buluşturan aynı zamanda birimimizin sanat danışmanı Özer Tunca önderliğinde Türkiye’de ilk kez kurumsal anlamda çocuk ve gençlik tiyatrosu birimi kuruldu. Kurulduğu günden bugüne ise Tunus, Bursa, Eskişehir, Almanya, Bulgaristan ve Hindistan olmak üzere altı uluslararası tiyatro festivaline katıldı. Bölge turnesi kapsamında ise çevre ilçelerde oyunlarımız çocuk ve genç izleyicilerle buluştu ve buluşmaya devam edecek. Birimimizde yer alan oyuncu arkadaşlarımızın bu alanda daha da ilerleme sağlamaları adına, Danimarka’dan Soren Ovesen ve Jaques Mathiessen, Bulgaristan’dan Alexander Iliev ve İtalya’dan Antonio Fava ile ile atölye çalışmaları gerçekleştirildi. Yurt içi ve yurt dışından aldığımız festival davetlerinin değerlendirme çalışmaları sürmekte. Bu sezon, İki yıl önce sahnelediğimiz “Değiştirilmiş Çocuk” ve “Küçük Kara Balık”ın yanı sıra geçtiğimiz sezondan itibaren sahnelenen Soren Ovesen’nin yönettiği “Sır” ve Özer Tunca’nın yönettiği “Özgürlüğe Kaçış” ile birlikte, hikayesi ve yönetmenliği Jack Mathiessen’e ait olan “Okyanusta Bir Su Damlası Gibi” adlı yeni oyunumuz dönüşümlü olarak sizlerle birlikte olacak. Çocuklarımızın ve gençlerimizin hayallerine doğru yol alma süreçlerini destekleyen daha nice üretimlerde buluşmak dileğimle mutlu sezonlar…
101
AŞT Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu Birimi Hakkında Merhaba Antalya, “Alışkanlıklar çocuk yaşta başlar. Birey ne kadar erken yaşta sanatla tanışır, sanatla uğraşır, sanatı sever, sanatla yoğrulur, sanatı içselleştirirse o kadar erken yaşta kendini, dünyayı keşfeder. Soru soran, sorgulayan, eleştiren, empati kurabilen, hoşgörülü, sevebilen, paylaşabilen bir birey, sanatı ve sanatçıyı seven bir yönetici olur.” Dedik, söyledik durduk yılarca, sadece konuştuk. Çocuk tiyatrosunun önemini, kalitesini, nasıl olması, nasıl yazılması, nasıl yönetilmesi, nasıl oynanması gerektiğini tartıştık. Festivallerde seyrettiğimiz harika oyunlara bazen özendik, kıskandık neden biz yapamıyoruz, yapmıyoruz diye kendimiz, yöneticilerimize kızdık. Neden bizde de kaliteli, çağın çocuğunu yakalayan, nitelikli, çocuğu birey yerine koyan, onlara saygı duyan çocuk tiyatroları, çocuk oyunları yok diye birbirimize sorduk. Az da olsa çocuk ve gençlik tiyatrosuna ciddi anlamda gönlünü veren, emek harcayan değerli arkadaşlarımı bu yazımın, eleştirimin dışında tutuyorum. Evet yıllardır ödenekli, ödeneksiz tiyatrolarda çocuk ve gençlik oyunları oynanmakta ama nasıl? Büyük oyunlarına gösterilen özenin yanında çocuk oyunlarına gösterilen özen yok denecek kadar az. Ödenekli tiyatrolarda ya ceza aracı olarak kullanıldı ya da reji yapmak isteyen yönetmen adaylarına basamak. Kasap dükkanını kapatan korsan çocuk tiyatrosu kurdu. Okullarda günde 6 seans oynayarak büyük paralar kazandı. Yazarlar yetişmedi, yönetmenler yönetmek, oyucular oynamak istemedi, çünkü küçük görüldü. “Çocuk Oyunu mu? Almayayım, teşekkür ederim.” Dediler. Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu Birimi, defalarca kuruldu dağıtıldı, kuruldu ama yaşayamadı, yaşatılmadı hep ölü doğdu. Ama Antalya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın bir “Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu Birimi” var. Amacı ne ceza aracı olmak ne de basamak. Amacı; Dünya çapında, geleneksel ve çağdaş, harekete dayalı, kendi tarzında, kendi metinlerini yazabilen örnek bir “Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu Birimi” olmak. Uluslararası projelere imza atmak, festivaller düzenlemek, festivallerde tiyatromuzu ve ülkemizi en iyi şekilde temsil etmek.
102
Özer TUNCA
AŞT Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu Birimi Sanat Danışmanı
Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu Birimi’miz geçtiğimiz günlerde 1.yılını doldurdu. Bu kısa süre zarfında amaçladığımız birçok projeyi adım adım gerçekleştirdik, gerçekleştirmeye de devam etmekteyiz. İlk oyunlarımız “Değiştirilmiş Çocuk” ve “Küçük Kara Balık” idi. İlk yurtdışı festivali olarak da Tunus Ariana Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu Festivali’ne “Değiştirilmiş Çocuk” ile katıldı, başarı ile temsil etti, katılımcılardan övgüler aldı. Antalya ilçelerine bölge turneleri yaptı. Daha sonra Danimarka’dan önemli yönetmen Soren Valente Ovensen “SIR” adlı çocuk oyunumuzu yönetti. “SIR” geçtiğimiz günlerde 20.Bursa Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu Festivali’ne katıldı. Birimimiz ve oyunumuz “SIR”, katılımcıların yine övgülerini aldı. Birimimizin gençlik ve çocuk oyunu Eşref Karadağ’ın yazdığı Özer Tunca’nın yönettiği “Özgürlüğe Kaçış (Bir Hamster Müzikali)” çocuk ve genç seyircisiyle buluştu, prömiyerini yaptı. Yine amacımız uluslararası festivallere katılmak, turneler yapmak, başka illerdeki çocuk ve gençlere oynamak. Hedeflerimizin diğeri de Avrupa’nın, Asya’nın önemli, usta yönetmen, oyuncu, yazarlarıyla workshoplar yapmaktı. Bunları da adım adım gerçekleştirdik, gerçekleştirmeye devam ediyoruz, edeceğiz de. İlk olarak Bulgaristan’dan önemli yönetmen, hoca, oyuncu ve oyunculuk koçu Prof. Alexander İliev gelmiş, oyunumuz Özgürlüğe Kaçış’ın ön çalışmaları için 10 günlük clown, sirk becerileri, doğaçlama, Comeddia dell’Arte atölye çalışması yapmıştır, katılımcılara sertifika vermiştir. Daha sonra İtalya’dan Commedia dell’Arte’nin usta oyuncusu, yönetmeni, yazarı Antonio Fava gelmiş ve bu konuda atölye çalışması gerçekleştirmiş, katılımcılara sertifika vermiş, ilerleyen günlerde yine gelerek bizlerle çalışmalarını sürdürecektir. Aralık’ta Danimarka’nın en ünlü yönetmenlerinden Jaques Matthiessen gelip 1 haftalık atölye çalışmasından sonra 2016 Nisan ve Mayıs aylarında yeni çocuk oyunumuzun provalarını gerçekleştirecektir. İlerleyen zamanlarda değerli yönetmenlerle kukla tiyatrosu, anlatı ve gölge tiyatrosu konusunda da çalışmalarımız olacaktır. Bu yolda değerli yöneticilerimiz ve sevgili Sanat Yönetmenimiz Mehmet Özgür başta olmak üzere, sanatçı arkadaşlarımız ve teknik elemanlarımızla el ele, omuz omuza, yürek yüreğe yeni projelere, yeni hedeflere doğru koşar adımlarla yürüyoruz, yürümeye devam edeceğiz. Antalya’ya selam olsun!
103
2016-2017
Hikaye ve Yönetmen.
JACQUES MATTHIESSEN
Genel Sanat Yönetmeni.
MEHMET ÖZGÜR
Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu Sanat Yönetmeni. HASİBE AYGÜL ÖZGÜR Sanat Danışmanı. ÖZER TUNCA Proje Başkanı. BAŞAK ÖZYÖNÜM Müzik Direktörü. İHSAN KILAVUZ Dramaturg. RUTEBA TATLI Işık Tasarım. ÖZGÜR DOKUYUCU Dekor Tasarım. MUSA ÖÇAL Kostüm Tasarım. GİZEM KADİRLER KARASU
104
Okyanusta Bir Su Damlası Gibi Yazan – Yöneten: Jaques Mathıessen Proje Başkanı: Başak Özyönüm Dramaturg: Ruteba Doğan Reji Asistanı: Harun Dağaşan Müzik Direktörü: İhsan Kılavuz Dekor Tasarım: Musa Öçal Kostüm Tasarım: Gizem Karasu Oyuncular Anıl Şereflioğlu Selim Turgay Deli Çağdaş Çobanoğlu Erhan Özdemir İnanç Tartan Müzisyen: Abdullah Türkay Uzun
105
106
Oyun Hakkında
Okyanusta Bir Su Damlası Gibi, her sene okyanusu geçen kuşlar misali, daha iyi bir hayat için denizi geçmek isteyen beş adam hakkındaki traji-komik, sözsüz bir performanstır. Fakat her zamanki gibi, işler planlanan şekilde yürümez ve geçirdikleri bir kaza sonucu kendilerini ıssız bir adada, belanın içinde, yalnız ve yardımsız bir halde bulurlar. Bu zor durumda birbirlerine yardım etmek ve destek olmaktan başka çareleri yoktur, ancak birbirinden farklı beş karakterin bunu yapması çok da kolay olmayacaktır.
107
108
109
Yazar Hakkında
Jacques S. MATTHIESSEN Yazar - Yönetmen
1960 yılında Kopenhag’da Fransız/Ermeni/Danimarkalı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. 1977 yılında mim, clown, fiziksel tiyatro, dans ve aktörlük çalışmaları ile tiyatro dünyasına adım atmıştır. İlerleyen yıllarda oyun yazmaya ve yönetmeye başlamıştır. Özellikle çocuk ve gençlik tiyatrosu üzerine eserler vermiştir. Bugüne kadar yazmış olduğu 50’den fazla, yönetmiş olduğu ise 60’dan fazla oyun bulunmaktadır. Çalışmalarını yürüttüğü ülkeler arasında Rusya, İtalya, Fransa, Nepal, Tanzanya, Türkiye, İspanya, Uganda, Lübnan, Hırvatistan, Mali, Uruguay ve Burkina Faso bulunmaktadır. 2007 yılında çocuklar ve gençler arasında çok kültürlü bir platform oluşmak için “Passepartout Thetare Production” (Pasaport Tiyatro Prodüksiyon) ı kurmuştur. 2012 yılında ise genç izleyicileri performans sanatları alanında bilgilendirmek ve kültür alışverişi sağlamak amacıyla bir İskandinav ülkeleri platformu olarak “Prospero Performing Arts Centre’s” ı kurmuştur. Sanatçı halen Kopenhag’da yaşamakta, tiyatro çalışmalarına ise hem Danimarka’da hem de Dünya’nın pek çok farklı ülkesinde devam etmektedir.
110
111
112
113
Yönetmenden
Jacques S. MATTHIESSEN Yazar - Yönetmen
2015 yazında Bitez’de Özer Tunca ile tanıştım ve çocuk ve genç izleyiciler için tiyatro üzerine konuştuk. Öyle şanslıydım ki; Özer Tunca AŞT’de genç izleyiciler için bir performans yapmam konusunda bana bir teklif sundu ve ne istersem yapabilecektim! Bu tür fırsatlar; sınırlandırılmadığım, özgür bırakıldığım çalışmalar her zaman ürkütücü gelir bana. Tecrübelerime göre bu koşullarda yapılabilecek en iyi şey –mantıklı ve net düşünerek- pratik olmak ve çok hayal kurmamaktır. Peki, kaç oyuncum olacak? Alan, sahne nasıl? Ne kadar sürede oyunu çıkarmalıyız? Ve üstelik Türkçe bilmiyorum! Öyleyse hikâyeyi - performansı söz kullanmadan – sözsüz yapalım. Söz kullanmadan - sözsüz mü? Bir hikâyeyi söz kullanmadan anlatabilir miyiz; izleyici hikâyeyi, hikâyenin ne anlattığını anlayabilecek mi? Evet, anlayabilirler. Üstelik kendi bakış açılarına göre anlayacaklar. Bu da sözsüz tiyatronun gücüdür! İzleyici; düşünmekte, hissetmekte ve tecrübelerine göre kendi yorumunu yapmakta özgürdür. Performansımız soyut değil; açık bir hikâyesi, açık bir dili var. İzleyici olarak kendi hikâyenizi, yorumunuzu yapmakta özgürsünüz; burada doğru ya da yanlış yok. “Okyanusta Bir Su Damlası Gibi”den kendi hikâyenizi çıkarırken özgür hissetmeniz umuduyla. Hepinize en iyi dileklerimi sunuyorum.
114
115
116
Özgürlüğe Kaçış Yazar: Eşref Karadağ Yönetmen: Özer Tunca Dramatrug: Ruteba Doğan Dekor Tasarım: Mehmet Ali Zeren Mask Tasarım: Mehmet Yetik Özşimşek & Gizem Karasu Kostüm Tasarım: Dilek Kaplan Hareket&Dans&Koreagrafi: Ozan Yıldırım Makyaj: Özlem Durmaz Sirk Ve Clown Oyunculuk: Alexander Lubenov Iliev Alexander Lubenov Iliev Işık Tasarım: Özgür Dokuyucu Müzik: Oktay Köseoğlu Oyuncular Anıl Şereflioğlu: Bilgin Burçin Demir: Uzuntüy Başak Özyönüm: Yumak Çağatay Çanta: Diken Çağdaş Çobanoğlu: Efendi Erhan Özdemir: Doktor Harun Dağaşan: Köpek İnanç Tartan: Kocagöz Berk Yücesir: Kahve Şebnem Yurttutan: Pamuk Müzisyenler Duygu Dikmen: Piyano Abdullah Türkay Uzun: Bateri Serkan Kandemir: Saksafon
117
1118 18
Oyun Hakkında
Her yaştan izleyiciye tam bir görsel şölen vaat eden oyunda, bir kafesin içinde sessiz sakin yaşayıp giden bir grup evcil hamsterın özgürlük mücadelesi anlatılıyor. Kafeslerinde oturarak satılmayı bekleyen sevimli hamster ailesi, bir gün peynir çalarken yakalanarak kafese atılan Kocagöz adlı bir fare ile tanışırlar. Çiftliğin gizli köşelerinde özgürce yaşamaya alışmış olan Kocagöz, kafese girdiği andan itibaren kaçış planları yapmaya başlar. Zaman içinde bu planlarına hamsterları da dâhil eder ve kendilerini hep birlikte fantastik bir maceranın içinde bulurlar. Eşref Karadağ tarafından yazılan ve İstanbul Kültür Projesi içinde yer alarak ödüle de layık görülen oyunun en önemli özelliği sahnede yaratılacak olan sirk havası ve sunulacak olan akrobatik gösteriler.
119
120
121
Yazar Hakkında 1964 yılında İzmir’in Kiraz ilçesinde doğdu. Atatürk Üniversitesi, Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi, Ağrı Eğitim Yüksek okulu’nu, Anadolu üniversitesi, AÖF Türkçe bölümüyle lisansını tamamladı. 1986 yılından bu yana yurdun değişik yerlerinde öğretmenlik yaptı. ADD, Dil Derneği, Edebiyatçılar Derneği, Dumansızlar Edebiyat Grubu, Eğitim-İş üyesi olan Eşref Karadağ evli ve iki çocuk babasıdır. Edebiyat ile olan tanışıklığı 1987 yılında başladı. Şiir, öykü, çocuk romanı ve oyun çalışmaları yaptı. Şiir ve öyküleri “Öğretmen Dünyası”, “Varlık” “Yaba” ,“Karşı”, “Damar”, “Kıyı”, “Çalı” “Güneş” “Lacivert” “Şiir Ülkesi” “Parmak izi” “Alaz” “Şehir” “Tay” “Temrin” “Afrodisyas Sanat” gibi dergilerde yayımlandı. Okura ulaşmış 5 kitabı bulunmaktadır. İstanbul Şehir tiyatrolarına “Kuşlar Döndüğünde” adlı “Cumhuriyet” konulu bir oyunu seçildi. İstanbul Kültür Başkenti Ajansının “Tiyatro Okullarda” projesiyle “Özgürlüğe Kaçış” adlı çocuk oyunu kitaplaştı ve İstanbul’un tüm okullarına dağıtıldı. TRT Radyo 1’de radyo oyunları yayınlandı. Ödülleri
• • • • • • • • • • • • 122
2005 yılı Karabük Kültür Sanat Derneği İbrahim Yıldız Şiir Mansiyonu. 2005 yılı Ümit Kaftancıoğlu Öykü ikinciliği. Beşparmak Dergisi 10. şiir yarışması ikinciliği TRT Çocuk oyunları yarışması 2007 yılı Çocuk Bahçesi üçüncülüğü 2007 yılı Nasreddin Hoca Gülmece öyküleri yarışması mansiyonu 2007 yılı Yirce şiir yarışması üçüncülüğü 2008 Yılı GİB “Vergi” konulu Tiyatro oyunu yarışması Mansiyonu Yarımada Yayınları, Çanakkale Savaşı Konulu Öykü yarışması, 2008 Mansiyonu. 2008 yılı İ.B.Ş.B “Cumhuriyet” konulu tiyatro oyunu mansiyonu. Çorum Gazeteciler Cemiyeti Mahmut Tunaboylu 2009 öykü ikinciliği Şalom Gazetesi V. Gila Kohen Öykü Yarışması 2009 Mansiyonu Pervari Festivali Siirt Yöresi Öyküleri Öykü yarışması 2009 üçüncülüğü
Eşref Karadağ Yazar
• •
2010 İstanbul Kültür Ajansı, Tiyatro okullarda oyun yarışması ikinciliği 2011 Raşit Kara Şiir mansiyonu.
Kitapları Erik Ağacı olmak isteyen Çocuk –Şiirler, Öğretmen Dünyası –Ankara -2004 • Çıkınımdaki Azıklar –Öyküler – Hayal Yayınları –Ankara - 2006 • Şiir Amcanın Düşleri- Çocuk Şiirleri- Top yayınları-İzmir- 2010 • Yangın-Çocuk Romanı- Top Yayıncılık-İzmir- 2010 • Özgürlük mü o da ne-Çocuk Romanı-Top Yayıncılık- 2011
•
Yayınlanan Radyo Oyunları Yangın (Çocuk Bahçesi) TRT Radyo 1 (Ekim-2007) Göç Mevsimi (Radyo Tiyatrosu) TRT Radyo 1 (Aralık-2007) Teyelli Hayatlar (Arkası Yarın) TRT Radyo 1 (Mayıs 2011) Bahtıgüzel Ailesi (Radyo Tiyatrosu) TRT Radyo 1 (Haziran 2011)
• • • •
Tiyatro Oyunları 1. Kuşlar Döndüğünde 2. Hırsız Kim 3. Uçkur Hesabı Demokrasi 4. Büyük Ders (Çocuk Oyunu) Özgürlüğe Kaçış (Uyarlama-Çocuk Oyunu) 5. 6. Ülkenin Renkleri (Uyarlama-Çocuk Oyunu) 7. Barış Bahane (Uyarlama-Çocuk Oyunu)
123
124
125
Yazardan
Eşref Karadağ Yazar
“Özgürlük mü; o da ne?” adlı çocuk romanımdan oyunlaştırdığım Özgürlüğe Kaçış’ı aynı yıl ‘2010 İstanbul Kültür Başkenti Projesi’nde duyurulan “Tiyatro Okullarda” oyun yarışmasına gönderdim. İkinci olan oyun, İstanbul’a her giden gibi bir daha geri dönmedi. 2011 yılında Devlet Tiyatroları repertuarına girdi ve 2012-2013 sezonunda, Zafer Güllü yönetmenliğinde Sivas Devlet Tiyatrosu’nda sahnelendi. Özer Hoca (Tunca)’dan oyunun bir de Antalya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda sahneleneceğini duyduğumda yeniden heyecanlanmıştım. Ancak itiraf edeyim; olanaklar ve altyapı zenginliği açısından Devlet Tiyatroları sunumunun gölgesinde kalacağını, görsel öğelerde bir şeyin eksik duracağını düşünmüştüm. Demek ki yanılma hakkımı kullanmışım; daha oyunu seyretmeden, fotoğraflardan yola çıkarak, harcanan emeği, gösterilen özeni görebiliyorum. Oyunu bir görsel şölen haline getirerek genç seyircinin beğenisine sunan Yönetmen Özer Tunca ile ekibine ve Antalya Halkı için vazgeçilmez bir önem taşıyan Antalya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’na teşekkür ediyorum. Antalyalı çocuklar çok şanslı.
126
127
128 128
129 129
Yönetmenden
Özer TUNCA
Yönetmen Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu Birimi Sanat Danışmanı
BEN ÖZGÜRLÜK Ben, ÖZGÜRLÜK; Bireyin kendisini rahatça ifade etmesiyim. Kendini belirlemesiyim, denetlemesiyim. Başkalarının buyruk, emir, baskı, zorlamasına karşı; “ TEPKİ” yim, “ GÜÇ”üm, “ DURUŞ” um. Ben bir DÜŞÜNCE”yim, düşündüğünü söyleyebilme, huzurlu ve korkusuzca yaşayabilme iradesiyim. “MEŞALE” yim, “IŞIK”ım, “AY”ım, “ GÜNEŞ”im, “ GÖKKUŞAĞI”yım, Karanlıkları aydınlatan, tarihleri değiştiren, çağlar açıp çağlar kapatan. Örülen duvarlara, çekilen setlere, kükreyen “ SEL”im, Vurulan zincirlere “ BALYOZ”um. Yaşayan tüm canlıların aklımdayım, fikrindeyim, kalbindeyim, duygularındayım. “ ÖZGÜRLÜK “Benim adım. Oyunumuzun kahramanı KOCAGÖZ’ün dediği gibi; Dans edebilmektir doğada Gezebilmektir dağlarda Şarkı söylemektir notalarla Özgürlük budur işte! İyi seyirler
130
131
132
Değiştirilmiş Çocuk Yazar: Selma Lagerlöf Dramatizasyon: Göran Tunström Çeviri: Nurgök Özkale Yönetmen: Özer Tunca Proje Başkanı: Hasibe Özgür Yönetmen Yardımcısı: Başak Özyönüm Reji Asistanı: İnanç Tartan Dramaturg: Selen Korad Birkiye Dekor ve Kostüm Tasarım: Dilek Kaplan Müzik: Oktay Köseoğlu Işık Tasarım: Özgür Dokuyucu Hareket Koreografi: Ozan Yıldırım
Oyuncular İnanç Tartan: At Ayşe Sinem Korola: Çiftçinin karısı Şebnem Yurttutan: Hizmetçi-Yaşlı kadın Çağatay Çanta: Yanaşma Selim Turgay Deli: Anlatıcı ve çocuk Erhan Özdemir: Baykuş Anıl Şereflioğlu: Yaşlı adam Çağdaş Çobanoğlu: Kedi-at Harun Dağaşan: Çiftçi Başak Özyönüm: Trol Müzisyenler Serkan Kandemir: Klarnet Burcu Zeren: Yan Flüt
133
1134 34
Oyun Hakkında
Çok çok uzak diyarlarda, yemyeşil bir orman köyünde yaşayan genç bir çift günü gelir güzel bir bebek sahibi olurlar. Ancak bu köyün arkasındaki mağaralarda, ormanın karanlık kuytularında çirkin, dev troller yaşamakta ve köy halkına korku salmaktadır. Bir gün genç çiftimiz, dünya tatlısı bebeklerini de yanlarına alır ve ormanda bir gezintiye çıkar. Bu esnada başlarına küçük bir kaza gelir ve çıkan karışıklıkta bir anne trol, kendi çirkin bebeğini, çiftin güzel bebeği ile değiştirir. Anne ve baba eve döndüklerinde bebeklerinde bir tuhaflık olduğunu anlarlar. Pembe yanaklı, sarı saçlı bebekleri gitmiş yerine çalı gibi saçları olan, kara kuru bir bebek gelmiştir. Bu bebek mama yemez, süt içmez ve sürekli ağlar. Komşular ve yakınlar genç anne babaya trol bebeği ormana bırakıp, kendi bebeklerini bulmaları için sürekli baskı yapar. Baba da bu işi yapmak için yollar arar. Ancak tüm çatışmalara, tüm kavgalara rağmen anne yüreği dayanamaz, küçük çirkin bebeğe kıyamaz ve sonunda trol çaldığı bebeği geri getirir. Çünkü bilir ki dünyaya gelen her canlı sevmeyi, sevilmeyi ve yaşamayı hak eder. Çocukların ve her yaştan çocuk kalanların kalplerini yumuşatacak olan “Değiştirilmiş Çocuk” ta bir yandan hayatın güzelliğini ve sevmenin değerini öğrenirken, diğer yandan da büyülü bir ormanda fantastik bir gezinti yapacağız.
135
136
137
Yazar Hakkında SELMA LAGERLÖF Efsane ve masallara dayanan yapıtlarıyla tanınan Selma Lagerlöf, Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan hem ilk kadın yazar, hem de ilk İsveçli yazardır.20 Kasım 1858’de İsveç, Mabracka’da dünyaya gelen Lagerlöf 81 yaşında yine aynı yerde hayata veda etmiştir. Çocukken geçirdiği bir hastalık yüzünden bir süre sakat kalan ve dönemin geleneklerine göre uzun süre evde eğitim gören yazar, 1882 yılında babasının rızası olmadan öğretmen okuluna girmiştir.1885 yılında öğretmenliğe başlayan Selma Lagerlöf, iki ciltlik ünlü eseri Gösta Berlings Saga’yı bu yıllarda yazmıştır. 1.Dünya Savaşı başlayınca çok sarsılan Lagerlöf, birkaç yıl süreyle pek ürün vermedi. Daha sonra Marbacka (1922), Bir Çocuğun Anıları (1930) ve Selma Lagerlöf’ün Günlüğü (1932) adlı kitaplarında incelikli bir üslupla çocukluğunu anlattı. Vaermland’ı konu alan üçlemesiyle de tanınan Lagerlöf, çağdaş öykü yazarlarının en yeteneklilerinden biri sayılır. Lagerlöf’ün en iyi eseri olan Nils Holgerssons underbara resa genom Sverige (Nils Holgersson’un yabankazlarıyla maceraları) adlı kitabından yola çıkarak hazırlanan çizgi film dizisi, Türkiye’de Uçan Kaz adıyla gösterilmiştir. Türkçede ayrıca Kurtlar ve Uçan Kazlar adlı çocuk kitapları vardır.
138
Sevginin Alevinden Daha Parlak Olan Nedir ?
Özer TUNCA
Yönetmen Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu Birimi Sanat Danışmanı
Oyunumuzun hikayesi çok uzaklardan, kuzeyden, karlar ülkesi İsveç’ten Nobel ödüllü ünlü hikaye yazarı Selma Lagerlöf yazmış, Göran Tunstrom dramatize etmiş, dilimize de Nurgök Özkale çevirmiş. Evet hikaye çok uzaklardan ama bana, bize hiç de yabancı değil. Bir zamanlar çocukluğumda, gençliğimde yakınlarım, çevrem buna benzer yaşanmış, yaşanmamış hikayeler anlatmıştı. Hikayenin kahramanını da bir yerlerde gördüm, tanıdım sanki. Sizden, bizden, onlardan “Farklı” ya da “Başka” dediğimiz, yok saydığımız ya da aşağıladığımız, alay ettiğimiz, küçümsediğimiz, ötekileştirdiğimiz, yaşama, soluk alma hakkı tanımadığımız biri. Peki siz gördünüz mü? Tanıyor musunuz? Beraber yaşadınız mı? Anlamaya çalıştınız mı? Sevdiniz mi? Hatırlıyor musunuz? Bir düşünün bakalım. Hani o “Pis çirkin şey!” dediğiniz, bu yüzden sevmediğiniz, dışladığınız, Ha?... Sevmek !.. Sev…mek..! Ne güzel, sihirli, sıcacık bir sözcük. Kulağa da ne kadar hoş geliyor. Her canlının, kim olursa, nasıl olursa olsun sevmeye, sevilmeye, insan yerine konmaya yaşamaya hakkı yok mu? Oysa sevginin alevinden daha parlak olan nedir? İyi seyirler
139
140
141
Troll mü O da Ne Demek?
Selen Korad Birkiye Dramaturg
Oyunumuz bir trol tarafından değiştirilen çocuklar üzerine. Narnia Günlükleri’ne, Yüzüklerin Efendisi’ne. Spidderwick Günlükleri’ne ya da Avrupa’nın soğuk toprakları İskandinavya’nın efsanelerine yakın olmayanların ilk başta anlamakta güçlük çekeceği bir kelime. Aslında troll’ün kelime kökü “doğaüstü” ya da “büyülü” den gelmekte. Ama anlamı aynı zamanda yaramazlığı, huysuzluğu, farklı ya da kötü huylu olmayı da barındırıyor. Belki de biz bunlara “dağ yaratıkları” desek daha doğru olur. Çünkü onlar dağlarda mağaraların içinde yaşayan, güneşten hoşlanmayan, hatta günışığında taş kesilen yaratıklardı. Bunların bazıları rüzgarlarla dolaşır, bazen sesleri duyulur ama görünmezlerdi. Evlere girip hırsızlık yapmakta ustaydılar. İskandinav folklorunda iki tip troll’den söz ediliyor. Birincisi iri yarı, kaba saba çirkin devler. İkincisi ise insana benzeyen, bazen kuyrukları da olan yaratıklar. Hatta kimi zaman çekici trol kadınlarının insan erkeklerini büyüleyip, hizmetkarları yaptığı bile söylenir. Bu yaratıkların bir başka kötü alışkanlığı ise. Çocuklarını insanların çocuklarıyla değiştirmekti. İşte bu yörelerde yaşayanlar çocuklarının troll’ler tarafından kaçırılmasını önlemek için, bebeğin baş ucunda bir mumu yanık tutar ve bebeği görmeye gelenlerden de, bebeğin değiştirilmesi tehlikesine karşı, ellerini çabucak ateşin üzerinden geçirmelerini isterlerdi. Ayrıca evin giriş kapısının üzerine de bir bıçak asılırdı. Çünkü troll’ler kesici metal bulunan bir yere giremezlerdi. Böylece insanlar yıllar boyunca çocuklarının değiştirilmesine engel olacaklarına inandılar. Ama bu önlemler işe yaramadığında, insan yavruları troll’lerle birlikte yaşamak zorunda kaldılar. Yine de hayat sadece değiştirilen insan yavrusu için değil, onun yerine konan trol yavrusu için de kolay geçmezdi. İşte bizim oyunumuz bu değiştirilmişlerin öyküsü. Unutmayın bir gün dağda ya da ormanda yürürken pişen leziz yemeklerin kokusunu duyar, ama kimseleri göremezseniz, bilin ki yakında bir trol mağarasında yemek pişirmekte. Siz iyisi mi bir an önce oradan uzaklaşın.
142
143
Değiştirilmiş Çocuk Çağdaş Bir Çocuk Oyunu Her birey gibi çocuğun da hatta belki daha çok çocuğun, sanatı yaşamına dahil etme sanat ile zenginleşme, derinleşme, eğlenme, aydınlanma hakkı var. Bir sanat dalı olarak tiyatro da çocuklar için estetik bir yaşantı olanağı sunabilmeli ve kendini oldukça eski ve geçerliliği kalmamış hatta belki de hiçbir zaman geçerliliği olmamış, basmakalıp düşüncelerin, kalıplaşmış yaklaşımların zincirlerinden koparabilmelidir. “Çocukça”, didaktik ve kaba eğlence aracı haline gelmiş tiyatroların çocuğun yaşamını anlamlı kılmadığı, hayal gücünü harekete geçirmek bir yana, onun hayal gücünü bile erişemediği, dolayısıyla seyircisinden uzağa düştüğü açıkça görülmektedir. Bilineni tekrarlayan, kalıplaşmış, değerleri dayatmaya çalışan, böylece de kendince güvenli sularda yüzen bu tiyatro anlayışının en azından devrini tamamladığı söylenebilir. “şarkı söyleyip dans eden tavşanlar” dan daha iyisini hak etmektedir bizim çocuklarımız da. Çocuk kafası okşanıp eğitilecek “ev hayvanı” değildir. Ya da bir an önce büyüyüp işe yaraması gereken küçük bir insan. Çocuk kendi bütünlüğü içinde kendine has bilişsel, duygusal ve sosyal özellikleri olan bir bireydir. Hem de öyle bir bireydir ki hızla büyümekte, değişmektedir. Onlar hep söylediğimiz ama içini doldurmadığımız için gereğini hiçbir zaman yerine getiremediğimiz “yarının kurucuları” dır. Yarının kurucusu birey bugünün kalıplarını, önyargılarını, değerlerinin içselleştirerek değil, tam tersine onlara eleştirel bakarak kendi düşüncesini oluşturabilir. Kendi gözleriyle dünyaya bakıp, kendi düşüncesine dayanarak, yeni anlamlar üreterek yapabilir ancak bunu. Sanatın, özellikle çağdaş tiyatronun görevi de bu yolda desteklemek, özgürleştirmek olmalıdır çocuğu. Çocuk sahnede bildiği, duyduğu ya da bilmediği, ama ilk defa karşılaştığı olaylar, durumlar ve kişilerin gerçek yaşamdakinden başka bir dil aracılığıyla yansıtılan dünyasının içinde bir yandan haz duyar biryandan farklı ifade olanaklarının farkına varır ve estetik bir yaşantıdan geçer. Bu yaşantı ona sezgilerini güçlendirme, hayal gücünü zenginleştirmenin yanı sıra farklı düşünme ve çözcüm yolu bulma olanaklarının olduğunu da gösterir. Sahnenin bilineni, tanıdık olanı dönüştürebilme sembollerle anlatabilme ve
144
Doç.Dr. Tülin Sağlam ASSITEJ Türkiye Merkezi Başkanı
çoklu anlam üretebilme gücü onu izleyen bireyde benzer düşünme süreçlerini harekete geçirebilir. Dramatik olan hayal gücünü beslerken, hayal gücünün ürettikleri de dramatik olana kaynaklık edebilir. 20. yüzyılın başlarından itibaren İsveç Çocuk Tiyatro çevrelerinde kişisel gelişimi için çocuğun sanat ve sanatsal deneyim gereksinimi hakkında tartışmalar başlar. Bu tartışmalar sanatsal olanın öneminin daha da vurgulandığı bir gelişim izler ve bugün tüm dünyada ilgiyle izlenen bir çocuk tiyatrosu uygulaması ortaya çıkar. Sanatsal yönüyle, bugünkü çocuğun yaşamına yaklaşımıyla çocuğun yaşadıklarını, deneyimlerini, daha önce tabu diye görülen hemen tüm tartışmalı meselelerle birlikte ele alışıyla; sadece içerikte değil, biçimde de tiyatronun sanatsal sınırlamaları aşan bütüncül diliyle bir çocuk tiyatrosudur bu. İçeriğiyle biçimiyle, yeni olana çağdaş olana yönelmiştir. Risk alır, sanatın anlatım olanaklarını zorlar, çocuğu bir birey olarak ciddiye alır ve onunla temel meseleleri paylaşır. Değiştirilmiş çocuk batıl inanç önyargı, yabancı düşmanlığı, kültürel farklılık, dışlama, dışlanma gibi insanlığın hem temel hem de çağdaş sorunları etrafında örülmüş doğaüstü bir hikayenin mesafesiyle korucuyu bir çerçeveye alınmış, hayal gücünün ve gerçeğin sınırlarında dolaşan çarpıcı bir tiyatro oyunu. Tiyatronun bir sanat formu olarak hareket, mim, imgeler, müzik, şiir, söz, nesneler gibi teatral efektlerle çocukları büyülü ama ciddi bir dünyanın içinde nasıl etkileyici bir yolculuğa çıkarabileceğini gösteren bir örnek. İsveç ITI ve ASSITEJ merkezlerinin destekleriyle edindiğimiz İsveç çocuk oyunlarının çağdaş örnekler olarak dilimize kazandırılması ve Devlet Tiyatroları tarafından bazı örneklerinin sahnelenmesinin; çocuklara geleneksel hikaye anlatma tekniklerinden farklı, geleneksel norm ve arayışlarla bağını koparan modern bir sahne dili ile oyun seyretme olanağının verilmesinin önemli kazançlar olduğuna kuşku yok. Emeği geçen herkese teşekkürler.
145
146
147
148
Sır Yazar: Soren Ovesen Yönetmen: Soren Ovesen Çeviri: Sadi Tekelioğlu Yönetmen Yardımcısı / Dramaturg: Ruteba Doğan Dekor Tasarım: Musa Öçal Kostüm Tasarım: Gizem Karasu Kukla Tasarım: Mehmet Yetik Özşimşek Müzik Ve Korepeditör: Sus Hauch Işık Tasarım: Özgür Dokuyucu Oyuncular Çağatay Çanta: George Harun Dağaşan: Çocuk / Kapadokyalı Başak Özyönüm: Oda / Çocuk / Kapadokyalı Burçin Demir: Adda / Çocuk / Kapadokyalı Şebnem Yurttutan: Leila / Prenses Sabra Müzisyenler Duygu Dikmen: Piyano İbrahim Alperen Kozak: Kanun Abdullah Türkay Uzun: Bateri / Keman Burcu Zeren: Yan Flüt
149
150
Oyun Hakkında
12 yaşındaki George 1900’lü yılların Londra’sında iki halası Oda ve Adda ve hizmetçileri Leila ile beraber yaşamaktadır. Son derece korkak bir çocuk olan George’un geceleri yatağını ıslatmak gibi can sıkıcı bir sorunu vardır. Diğer yandan halaları da katı ve baskıcı insanlardır. Hayatında yapmak istediği çoğu şeye yasak koyulan George sürekli hayaller kurarak ve “Korkusuz George ve Kana Susamış Ejderha” adlı bir kitabı okuyarak günlerini geçirmektedir. Kendini kitaptaki kahramanla özdeşleştiren George, bir gün Kapadokya’ya giderek ejderhayı yenmeyi ve prensesi kurtarmayı kafasına koymuştur. Tiyatro Batida’nın kurucularından, Danimarkalı sanatçı Soren Ovesen tarafından yazılan ve yönetilen “Sır” tıpkı adı gibi gizemlerle dolu, fantastik bir masal. Destansı bir kahramanlık hikâyesini çocuk gözüyle sizlere sunan oyun cesaretin ve sevginin en güzel halini ABT sahnesine taşıyor.
151
152
153
Yazar Hakkında Soren OVESEN Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da dünyaya gelen Soren Valente Ovesen, tiyatro hayatına teknik personel olarak başlamıştır. Tiyatro Batida’nın kurucularından olan Soren Ovesen, bugüne kadar 45 oyun yazmış, 25 oyuna ise yönetmen olarak imza atmıştır. Dünyanın her kıtasında oyun sahnelemeyi başarmış olan Tiyatro Batida, aralarında Kuzey Kore, Afganistan gibi gidilmesi çok zor ülkelerin de bulunduğu, Meksika, Küba, Rusya, Vietnam, Japonya, Çin, Brezilya, İran dahil toplam 42 ülkeye turne düzenlemiştir. Türkiye ile olan ilişkileri 20 yıl öncesine dayanan Soren Ovesen ve Tiyatro Batida Bursa, Mardin ve İstanbul’da çeşitli festivallere katılmıştır. Ankara “Öteki Tiyatro” da “Monkey Called Osvald” adlı oyunu sahneye koymuş, Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi’nde atölye çalışması gerçekleştirmiştir. Oyunlarında her zaman canlı müziğe yer veren Soren Ovesen’in ülkemizde sahnelenmiş olan oyunlarından bazıları; Hepinizi Taçlandırıyorum, Kapadokya, Uvertür, Petrus ve Fiona, Büyük Final’dir.
154
155
Yönetmenden
Soren OVESEN Yazar - Yönetmen
Utanç, aşağılanma ve kurtuluşa dair müzikal bir masal… 7 yaştan itibaren çocuklar ve aileleri için… Çocuklar için ne oynayabilirsiniz? Memleketim Danimarka’da şu soru son 30-40 yıldır sürekli soruldu: Gösterdiğimiz şeyleri çocuklar anlıyor mu? Gördükleri şeyleri kaldırabiliyorlar mı? Sıkılıyorlar mı? Herhangi bir şeyi öğreniyorlar mı? Sahnede gördüklerinden herhangi bir şey öğrenmeliler mi? Salt eğlence kabul edilemez midir? Vs… Kazanılan tecrübeyle eş zamanlı olarak tiyatro kaçınılmaz bir biçimde gelişirken, içeriğin yanı sıra biçimle de ilgili deneyler ve tartışmalar devam etti. Burada Türkiye’de Sır’ı çalıştığımız süre zarfında bizim de pek çok tartışmamız oldu. Performansın daha hareketli ve renkli bir biçemde olması, aksesuarların ve sahne elementlerinin görsel olarak daha dikkat çekici olması ve hatta çocukların eşlik edebileceği şarkıların bulunması gerektiğini düşünenler oldu. Sır’ın ana karakterleri olan George ve Laila hakkındaki hikâyenin; Antalya çocuklarının anlayabileceğinin üzerinde kalabileceğinden ve hatta aile ve öğretmenlerin perde kapandıktan sonra diğer herkese asla gelmemeleri gerektiğini söyleyeceğinden endişelendiler. Endişelenmekte haklılar mı? Kendiniz karar verin. Gidin oyunu izleyin. Hedefi ıskalamış mıyız yoksa sahnede olan bitenden etkilendiniz mi? Ben bizzat bu noktaya gelmiş olmaktan çok mutluyum. Neredeyse 15 yıl önce Danimarka’daki tiyatro grubum Batida’yla bu oyunu yaptığım zaman da çok mutluydum. O zaman oyunun ismi “Şahane Kapadokya” idi. Danimarkalı seyirci oyunu bağrına bastı ve beş sezon boyunca ülkeyi dolaştı. Bursa’da festivalde –bu arada prömiyerden hemen sonraydı- Türk seyircisinin zevkine sunuldu. Antalya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’ndan Özer Tunca bile izlemişti. Unutamamış olacak ki, buraya, Antalya’ya gelmem ve tiyatronun genç, yetenekli ekibiyle bu oyunu çalışmam için beni davet etti, ki onlarla çalışmak benim için sıra dışı bir zevk oldu. “Sır”ı kendi tarzımda sahnelememe izin verdiği için Antalya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Özgür’e büyük bir teşekkür göndermek istiyorum. Aynı zamanda ASSITEJ Türkiye’ye de özel teşekkürlerimi sunarım. Bu organizasyonun Uluslararası ASSITEJ Küresel Ağı’ndaki çabaları olmasaydı, benim ve tiyatromun bu güzel insanlarla bu güzel ülkede buluşması ihtimali söz konusu olamayacaktı. İyi seyirler.
156
157
158
159
160
Küçük Kara Balık Yazar: Samed Behrengi Çeviri: İlknur Özdemir Yönetmen: Ali Meriç Proje Başkanı: Safinaz Özgür Reji Asistanı: Cem Tatlı Dramaturg: Ruteba Doğan Dekor ve Kostüm Tasarım: Gizem Karasu Işık Tasarım: Özgür Dokuyucu Kukla Tasarım: Mehmet Yetik Özşimşek Müzik: Doç.Dr. Atilla Kadri Şendil Oyuncular Şebnem Yurttutan: Küçük karabalık Burçin Demir: Anne balık Harun Dağaşan: Baba balık Çağdaş Çobanoğlu: Yaşlı balık Berk Yücesir: 1.balık Anıl Şereflioğlu: 2.balık Çağatay Çanta: 3.balık Erhan Özdemir: 4.balık Başak Özyönüm: Dost balık İnanç Tartan: Can balık
161
162
Oyun Hakkında
Annesi ile beraber bir derede yaşayan Küçük Kara Balık bir gün yaşadığı yerin dışındaki dünyayı merak eder ve ona engel olmak isteyenlere karşı direnerek uzun bir yolculuğa çıkar. Bu yolculuğunda kurbağalarla, denizatlarıyla ve büyük kepçeli bir balıkçıl kuşuyla maceralara atılır. Hayalini kurduğu yaşam için her şeyi göze alan ve özgürlük uğruna yılmadan savaşan bir balıktır Küçük Kara Balık. Kendi dünyasından çıkıp başka dünyaları tanımak, başka hayatları keşfedip, hayatın sadece yaşadığı dereden ibaret olmadığını öğrenmektir amacı. Kendine sunulanı kabul etmeyen ve daha fazlası için pek çok şeyi göze alan Küçük Kara Balık, hayallerini gerçekleştirmekten korkmayan mutlu insanlara da bir örnektir aslında. Her yetişkinin hayatında en az bir kere okuması ve her çocuğun kütüphanesinde de mutlaka bulunması gereken bu güzel masalı bir kez de bizim sahnemizden izleyin. Hayatın gerçekten bir avuç yerde durmadan dönüp durmak, sonra da yaşlanıp ölüp gitmek olmadığını, bu dünyada başka türlü yaşamanın da mümkün olduğunu görebilmek için.
163
164
165
Yazar Hakkında
SAMED BEHRENGİ Yazar
Azeri asıllı İranlı yazar Samed Behrengi, 24 Haziran 1939’da Tebriz’de doğmuştur. Yoksul bir ailede dünyaya gelen Behrengi, öğretmenlik eğitimi aldıktan sonra kendini İran’ın yoksul bölgelerindeki çocukların eğitimine adamış, bir yandan da halk dilinde dolaşan masalları, söylenceleri derlemiş, yorumlamış ve yeniden yazmıştır. Bunların yanı sıra çocuk öyküleri de yazan Samed Behrengi’nin eserleri, kimilerince halkı eşitliğe, özgürlüğe, adalete çağıran metinler olarak yorumlanmıştır. Zamanın baskıcı şahlık yönetimine yazdığı masallarla başkaldıran Behrengi, henüz 29 yaşındayken şüpheli bir biçimde Aras nehrinde ölmüştür. Boğularak öldüğü söylense de kimse buna inanmamış, bir suikasta kurban gittiği şüphesi baki kalmıştır. İtalya ve Çekoslovakya’da ödüller almasını ve tüm dünyada tanınmasını sağlayan “Küçük Kara Balık”ın yanı sıra “Bir Şeftali Bin Şeftali”, “Bir Vardı Bir Yoktu”, “Yıldız ve Konuşan Bebek”, “Yıldız’ın Kargaları”, “Püsküllü Deve”, Bu Gelen Köroğludur” , “Sevgi Masalı” gibi pek çok eseri kısacık yaşamına sığdırmayı başarmıştır.
166
Küçük Kara Balık
Ali MERİÇ Yönetmen
Merhaba… Bir zamanlar Samed Behrengi adında bir öğretmen varmış. 1939 yılında iran’da doğmuş ve 29 yıl yaşamış. Bu kısacık yaşamında öğretmenlik, çevirmenlik, derlemecilik yapmış. “Güvercinci Keloğlan”, “Ulduz ile Kargalar”, “Bir Günlük Düş ve Gerçek”, “Telhun”, “Sevgi Efsanesi”, “Bir Şeftali Bin Şeftali” ve “Küçük Kara Balık” kitaplarını yazmış. Yalnızca size ve sizin yaşınızdaki arkadaşlarınıza yazan Samed BEHRENGİ, kendi ülkesinde “gün yüzü görmemiş” ama daha adil, daha yaşanılabilir bir dünya yaratmak için yazdığı kitaplarıyla, yeryüzünün “ÖLÜMSÜZ”leri arasında yerini almış. Bugün “Küçük Kara Balık”la tanıştıktan sonra siz de yalnız olmadığınızı anlayacaksınız. Çünkü, dünyada o kadar çok “Küçük Kara Balık” var ki… İyi seyirler…
167
168
169
Sanat Dostu
170
Gişe Bilgileri BİLET FİYATLARI BÜYÜK OYUNLARI
Tam : 7.00 TL İndirimli : 5.00 TL Grup İndirimi : 4.00 TL (25 kişi ve üzeri) ( Büyük oyunlarına 10 yaşından küçükler alınmaz.) ÇOCUK OYUNLARI : 3.00 TL İndirim Uygulanacak Seyirciler: Öğrenci Öğretmen Emekli Basın Mensubu Kurum Mensubu (İndirim uygulanacak seyirciler kimlikle beraber şahsen gişeye başvuru yapmalıdır.) Ücret Alınmayacak Seyirciler: • 2022 sayılı yasa gereğince “65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun” kapsamınaki kişiler • Engelliler • Gaziler, Şehit ve Gazi Dul ve Yetimleri (Ücret alınmayacak seyirciler kimlikle beraber şahsen gişeye başvuru yapmalıdır.) • Gişe Çalışma Gün ve Saatleri: Pazartesi/Salı/Çarşamba: 09.00/18.00 Perşembe/Cuma/Cumartesi: 09.00/20.00 Pazar: 09.00/15.00 Oyun Saatleri Matine : 14.00 (Cumartesi) Suare : 20.00 (Perşembe / Cuma / Cumartesi) Çocuk Oyunları : 13.00 / 15.00 (Pazar)
Not: *Temsillerimiz ilan edilen tarih ve saatte başlar. *Temsillerimize geç gelen seyircilerimiz ilk perdeyi izleyemezler.Tek perdelik oyunlarda ise salona giremezler ve oyunu izleyemezler. Bunun için oyunlara temsil saatinden önce gelinmesi önem arz etmektedir. *Antalya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları gerektiğinde oyun düzeninde değişiklik yapabilir. *Satılan bilet geri alınmaz ve değiştirilmez. *Seyircilerimiz indirimli ve ücretsiz bilet temininde bilet kontrol görevlilerine kimliklerini ibraz etmeleri gerekebilir, bu nedenle kimliklerini yanlarında bulundurmaları önem arz etmektedir. *Tiyatromuzda satışı yapılan biletler için önceden rezervasyon yapılmamaktadır. *Seyircilerimiz Tiyatro Gişemizden bilet alımı yapabileceği gibi, aynı zamanda da internet üzerinden (E-Bilet) bilet alabilir. (www.ast.gov.tr – www.antalya.bel.tr ) *İnternet üzerinden (E-bilet) bilet satın alan seyircilerimizin bilet çıktılarını yanlarında bulundurmaları ya da kendilerine ayrılan giriş kapısında görevlilere bilet koltuk numaralarını söylemeleri önemle rica olunur.
171
İletişim Gişe Telefonu : 0 242 249 53 26 Müdürlük : 0 242 249 53 20 Fax : 0 242 249 53 25 E-Posta : abttiyatro@hotmail.com
www.ast.gov.tr @astiyatro
172
/astiyatro
im Ek
16
20 ım as ram - K Prog
173
Ekim - Kasım 2016 TARİH
GÜN
SAAT
OYUN ADI
27.10.2016
PERŞEMBE
20:00
PARA (PRÖMİYER)
28.10.2016
CUMA
20:00
PARA
14:00 20:00 13:00 15:00
OKYANUSTA BİR SU DAMLASI (Çocuk Oyunu)
29.10.2016
CUMARTESİ
30.10.2016
PAZAR
PARA
03.11.2016
PERŞEMBE
20:00
HUYSUZ (PRÖMİYER)
04.11.2016
CUMA
HUYSUZ
05.11.2016
CUMARTESİ
20:00 14:00
06.11.2016
PAZAR
20:00 13:00 15:00
HUYSUZ DEĞİŞTİRİLMİŞ ÇOCUK (Çocuk Oyunu)
10.11.2016
PERŞEMBE
20:00
TARLA KUŞUYDU JULIET
11.11.2016
CUMA
TARLA KUŞUYDU JULIET
12.11.2016
CUMARTESİ
13.11.2016
PAZAR
20:00 14:00 20:00 13:00 15:00 20:00
17.11.2016
PERŞEMBE
18.11.2016
CUMA
19.11.2016
CUMARTESİ
20.11.2016
PAZAR
23.11.2016
ÇARŞAMBA
20:00 14:00 20:00 13:00 15:00 20:00
24.11.2016
PERŞEMBE
20:00
25.11.2016
CUMA
26.11.2016
CUMARTESİ
27.11.2016
PAZAR
20:00 14:00 20:00 13:00 15:00
GÖSTERİM YERİ
TARLA KUŞUYDU JULIET
AŞT SAHNESİ
SIR (Çocuk Oyunu) OYUN OYUN İÇİNDE OYUN OYUN İÇİNDE OYUN OYUN İÇİNDE KÜÇÜK KARA BALIK (Çocuk Oyunu) ŞARK DİŞÇİSİ (Nilüfer Belediyesi ‘Tiyatro’) ŞARK DİŞÇİSİ (Nilüfer Belediyesi ‘Tiyatro’) GEÇ KALANLAR GEÇ KALANLAR ÖZGÜRLÜĞE KAÇIŞ (Gençlik Müzikali)
* Konuk Tiyatrolar Projesi kapsamında Bursa’dan gelen Nilüfer Belediyesi ‘Tiyatro’ Hagop Baronyan’ın yazdığı ve Engin Alkan’ın yönettiği “Şark Dişçisi” isimli oyunu ücretsiz sahneleyecektir. Davetiyeler AŞT Gişesi’nden temin edilebilir.
174
16 20 Äąk ram al rog Ar P
175
Aralık 2016 TARİH
GÜN
SAAT
OYUN ADI
01.12.2016
PERŞEMBE
20:00
PARA
02.12.2016
CUMA
20:00
PARA
03.12.2016
CUMARTESİ
04.12.2016
PAZAR
08.12.2016
14:00
PARA
20:00 13:00 15:00
OKYANUSTA BİR SU DAMLASI (Çocuk Oyunu)
PERŞEMBE
20:00
HUYSUZ
09.12.2016
CUMA
20:00
HUYSUZ
10.12.2016
CUMARTESİ
11.12.2016
PAZAR
15.12.2016 16.12.2016
14:00 20:00 13:00
HUYSUZ
15:00
DEĞİŞTİRİLMİŞ ÇOCUK (Çocuk Oyunu)
PERŞEMBE
20:00
TARLA KUŞUYDU JULİET
CUMA
20:00
TARLA KUŞUYDU JULİET
17.12.2016
CUMARTESİ
18.12.2016
PAZAR
22.12.2016
14:00 20:00 13:00
GÖSTERİM YERİ
AŞT SAHNESİ
TARLA KUŞUYDU JULİET
15:00
SIR (Çocuk Oyunu)
PERŞEMBE
20:00
Konuk Tiyatro*
23.12.2016
CUMA
20:00
Konuk Tiyatro*
24.12.2016
CUMARTESİ
20:00
Konuk Tiyatro*
13:00 15:00
OKYANUSTA BİR SU DAMLASI (Çocuk Oyunu)
25.12.2016
PAZAR
29.12.2016
PERŞEMBE
20:00
PARA
30.12.2016
CUMA
20:00
PARA
* Konuk Tiyatrolar Projesi kapsamında gerçekleşen tüm gösterimler ücretsiz olup, davetiyeler
ABT Gişesi’nden temin edilebilir. 176
17 20 k ram ca Prog O
177
Ocak 2017
178
TARİH
GÜN
SAAT
OYUN ADI
05.01.2017
PERŞEMBE
20:00
PARA
06.01.2017
CUMA
20:00
PARA
07.01.2017
CUMARTESİ
08.01.2017
PAZAR
12.01.2017 13.01.2017
14:00 20:00 13:00
PARA
15:00
KÜÇÜK KARA BALIK (Çocuk Oyunu)
PERŞEMBE
20:00
HUYSUZ
CUMA
20:00
HUYSUZ
14.01.2017
CUMARTESİ
14:00 20:00
HUYSUZ
15.01.2017
PAZAR
19.01.2017 20.01.2017
13:00 15:00
ÖZGÜRLÜĞE KAÇIŞ (Gençlik Müzikali)
PERŞEMBE
20:00
OYUN OYUN İÇİNDE
CUMA
20:00
OYUN OYUN İÇİNDE
14:00 20:00 13:00 15:00
21.01.2017
CUMARTESİ
22.01.2017
PAZAR
23.01.2017
PAZARTESİ
13:00
24.01.2017
SALI
13:00
25.01.2017
ÇARŞAMBA
13:00
26.01.2017
PERŞEMBE
13:00
27.01.2017
CUMA
13:00
28.01.2017
CUMARTESİ
13:00
29.01.2017
PAZAR
13:00
30.01.2017
PAZARTESİ
13:00
31.01.2017
SALI
13:00
GÖSTERİM YERİ
OYUN OYUN İÇİNDE DEĞİŞTİRİLMİŞ ÇOCUK (Çocuk Oyunu) DEĞİŞTİRİLMİŞ ÇOCUK (Çocuk Oyunu) ÜCRETSİZ DEĞİŞTİRİLMİŞ ÇOCUK (Çocuk Oyunu) ÜCRETSİZ SIR (Çocuk Oyunu) ÜCRETSİZ SIR (Çocuk Oyunu) ÜCRETSİZ SIR (Çocuk Oyunu) ÜCRETSİZ OKYANUSTA BİR SU DAMLASI (Çocuk Oyunu) ÜCRETSİZ OKYANUSTA BİR SU DAMLASI (Çocuk Oyunu) ÜCRETSİZ OKYANUSTA BİR SU DAMLASI (Çocuk Oyunu) ÜCRETSİZ KÜÇÜK KARA BALIK (Çocuk Oyunu) ÜCRETSİZ
AŞT SAHNESİ
og Pr
17 20 m at ra
b Åžu
179
Şubat 2017 TARİH
180
GÜN
SAAT
OYUN ADI
01.02.2017
ÇARŞAMBA
13:00
KÜÇÜK KARABALIK (Çocuk Oyunu) ÜCRETSİZ
02.02.2017
PERŞEMBE
13:00
KÜÇÜK KARABALIK (Çocuk Oyunu) ÜCRETSİZ
03.02.2017
CUMA
13:00
ÖZGÜRLÜĞE KAÇIŞ (Gençlik Müzikali) ÜCRETSİZ
04.02.2017
CUMARTESİ
13:00
ÖZGÜRLÜĞE KAÇIŞ (Gençlik Müzikali) ÜCRETSİZ
05.02.2017
PAZAR
13:00
ÖZGÜRLÜĞE KAÇIŞ (Gençlik Müzikali) ÜCRETSİZ
09.02.2017
PERŞEMBE
......
KURNAZ (Sokakta Gala) HUYSUZ (Gala)
10.02.2017
CUMA
20:00
11.02.2017
CUMARTESİ
20:00
PARA (Gala)
13:00 15:00 (Gala)
OKYANUSTA BİR SU DAMLASI (Çocuk Oyunu)
12.02.2017
PAZAR
16.02.2017
PERŞEMBE
20:00
GEÇ KALANLAR
17.02.2017
CUMA
20:00
GEÇ KALANLAR
18.02.2017
CUMARTESİ
14:00 20:00
GEÇ KALANLAR
19.02.2017
PAZAR
23.02.2017
PERŞEMBE
15:00 20:00
24.02.2017
CUMA
20:00
PARA
25.02.2017
CUMARTESİ
14:00 20:00
PARA
26.02.2017
PAZAR
13:00
13:00 15:00
SIR (Çocuk Oyunu) PARA
DEĞİŞTİRİLMİŞ ÇOCUK (Çocuk Oyunu)
GÖSTERİM YERİ
AŞT SAHNESİ
M
7 01 t 2 ram ar Prog
181
Mart 2017
182
TARİH
GÜN
SAAT
OYUN ADI
02.03.2017
PERŞEMBE
20:00
HUYSUZ
03.03.2017
CUMA
20:00
HUYSUZ
04.03.2017
CUMARTESİ
05.03.2017
PAZAR
09.03.2017 10.03.2017
14:00 20:00 13:00
HUYSUZ
15:00
KÜÇÜK KARA BALIK (Çocuk Oyunu)
PERŞEMBE
20:00
TARLA KUŞUYDU JULIET
CUMA
20:00
TARLA KUŞUYDU JULIET
14:00
TARLA KUŞUYDU JULIET
11.03.2017
CUMARTESİ
12.03.2017
PAZAR
16.03.2017
PERŞEMBE
20:00
OYUN OYUN İÇİNDE
17.03.2017
CUMA
20:00
OYUN OYUN İÇİNDE
18.03.2017
CUMARTESİ
14:00 20:00
OYUN OYUN İÇİNDE
19.03.2017
PAZAR
23.03.2017
20:00 13:00 15:00
ÖZGÜRLÜĞE KAÇIŞ (Gençlik Müzikali)
15:00
OKYANUSTA BİR SU DAMLASI (Çocuk Oyunu)
PERŞEMBE
20:00
Konuk Tiyatro*
24.03.2017
CUMA
20:00
Konuk Tiyatro*
25.03.2017
CUMARTESİ
20:00
Konuk Tiyatro*
26.03.2017
PAZAR
13:00 15:00
SIR (Çocuk Oyunu)
27.03.2017
PAZARTESİ
20:00
HUYSUZ Dünya Tiyatrolar Günü Özel Gösterim (Davetiyeli)
30.03.2017
PERŞEMBE
20:00
PARA
31.03.2017
CUMA
20:00
PARA
13:00
GÖSTERİM YERİ
AŞT SAHNESİ
* Konuk Tiyatrolar Projesi kapsamında gerçekleşen tüm gösterimler ücretsiz olup, davetiyeler AŞT Gişesi’nden temin edilebilir.
17 20 m an gra is Pro N
183
Nisan 2017 TARİH
GÜN
01.04.2017
CUMARTESİ
02.04.2017
PAZAR
06.04.2017 07.04.2017
SAAT
OYUN ADI
GÖSTERİM YERİ
14:00 20:00 13:00
PARA
15:00
DEĞİŞTİRİLMİŞ ÇOCUK (Çocuk Oyunu)
PERŞEMBE
20:00
TARLA KUŞUYDU JULIET
CUMA
20:00
TARLA KUŞUYDU JULIET
08.04.2017
CUMARTESİ
09.04.2017
PAZAR
13.04.2017 14.04.2017
14:00 20:00 13:00
TARLA KUŞUYDU JULIET
15:00
KÜÇÜK KARA BALIK (Çocuk Oyunu)
PERŞEMBE
20:00
HUYSUZ
CUMA
20:00
HUYSUZ
14:00
HUYSUZ
15.04.2017
CUMARTESİ
16.04.2017
PAZAR
20.04.2017
PERŞEMBE
.......
SIR (Çocuk Oyunu)
21.04.2017
CUMA
..........
SIR (Çocuk Oyunu)
22.04.2017
CUMARTESİ
.........
KONUK TİYATRO*
23.04.2016
PAZAR
13:00
ÖZGÜRLÜĞE KAÇIŞ (Gençlik Müzikali)
20:00 13:00 15:00
15:00
AŞT SAHNESİ
OKYANUSTA BİR SU DAMLASI (Çocuk Oyunu)
* Konuk Tiyatrolar Projesi kapsamında gerçekleşen tüm gösterimler ücretsiz olup, davetiyeler AŞT Gişesi’nden temin edilebilir.
184
3