SÖYLEŞİ: “Sait Faik Araştırma Atölyesi ve Bilişsel Haritalama Üzerine…”(Zafer Yalçınpınar) Ö. Duygu Durgun ile 30 Ekim 2014 tarihinde…
sanatatak.com taifesinden Ö. Duygu Durgun Hanım, Sait Faik Araştırma Atölyesi ve Bilişsel Haritalama çalışmalarımız ile bu çalışmaların yönsediği serim süreci hakkında detaylı sorular sordu, biz de memnuniyetle yanıtladık. “Kültür Sanat’ta Oligarşik Tahakkümü Reddediyoruz” başlığıyla öne çıkan bu söyleşi, 30/10/2014 erişim tarihiyle http://sanatatak.com/view/KulturSanatta-Oligarsik-Tahakkumu-Reddediyoruz/1170 adresinde Duygu Hanım’ın ön-yazısıyla yayımlandı. EVV3L’in sıkı takipçileri için bu önemli söyleşiyi aşağıda alıntılıyoruz ve Duygu Hanım’a gösterdiği ilgi için çok teşekkür ediyoruz.
Özgür Duygu Durgun: “Bilişsel haritalama” nedir bize anlatır mısınız? Web tabanlı bir proje mi, interaktif özelliği var mı? Kimler nasıl ve ne amaçla kullanabilir? Zafer Yalçınpınar: “Bilişsel Haritalama” bir analitik serim süreci ve nitel araştırma yöntemidir. Yani, niceliği, sayısal ve çoklu doğrusal hiyerarşiyi, endüstrileşmiş istatistiksel analizi ön-planda tutmayan, araştırılan konunun niteliksel açıdan tüm hatlarını, tüm detaylarını, eğrisel varoluşunu, ihtiva ettiği nedensellikleri, kavramsal ve duygusal arka-planını ortaya çıkartmaya yarayan özel bir yöntem… 80’li yılların ortasından günümüze, dünyada, birçok disiplinde ve özellikle de sosyolojik araştırmalar alanında çokça kullanılıyor. Sosyoloji alanında web tabanlı uygulamaların çok daha fazla olduğunu görüyoruz. Psikoloji alanında ise psikologların kişisel notlarında, bazı klinik çalışmalar ve klinik heyetler seviyesinde yaygındır. Biz, şimdilik, edebiyat alanında bu yöntemi bir odaklanma biçimi olarak kullandığımızdan ve 1000’lere yaklaşan örneklem hacmi ile çalışmadığımızdan endüstrileşmeyerek, çok insani bir şekilde yüz yüze görüşmelerle, odak grubu oturumlarıyla yürütüyoruz projeyi. Proje belli bir seviyeye geldiğinde geniş kitlelerle ağ ve bilgisayar uygulamaları aracılığıyla buluşacağız. Bu merhaleye gelmemize 2-3 sene var en azından… Bilişsel haritalamanın bilinen tanımı şöyledir: Belli bir konuyu odak alan öznel algıların birleşimi ile kavramlar, olgular, unsurlar arasında kurulan nedensellik ilişkilerini, nedenselliğin derecesini ve etkileşim yönünü ortaya çıkarmaya yarayan bir grafik temsil-analiz yöntemi…
Ö.D.D.: İlk defa Sait Faik ile edebiyat alanına yönelen bir bilişsel haritalama üzerine konuşuyoruz… Neden edebiyat ve neden Sait Faik? Z.Y.: Bilişsel haritalama deneyimleri, Burgaz Adası’nda, Sait Faik Müzesi kapsamında kurduğumuz Sait Faik Araştırma Atölyesi’nin bir alt-başlığıdır. 2014 yılının ilk günlerinde ben, Şükret Gökay, Canan Cürgen ve Tekin Deniz dördümüz birlikte çalışarak kurduk atölyeyi… Ülkemizdeki edebiyatın özgürlüğe ve tahayyül gücüne ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Biz, edebiyata, edebiyatın özündeki kalb ve vicdan yoluna ulaşmaya çalışan ve dilsel göreliliğe inanan madencileriz. Günümüzde, kültür-sanat alanında, özellikle de edebiyat eleştirisi alanında görülen oligarşik tahakkümü, bağlamsızlığı ve kötücül yönetimi, yani tüm statükocu mekanizmaları reddediyoruz. İmgelemin özgürleşmesi için düşünürüz, şiirler yazarız, okuruz ve özgürlük tahayyülüyle yaşarız. Bilişsel haritalama bu tahayyül için son derece doğru bir yöntemdir. Bu yöntem, analitik süreç üzerinde tahakküm kurmayan özgür, ayrıca da basit bir yöntem; insanı, soruların ve retoriğin tahakkümü altında ezmeyen, algı ve tahayyül seviyesinde tutarlı, bulanık mantıkla çalışan imgesel bir yöntem… Atölye olarak maksadımızı şöyle tanımladık: Yeni yöntemler ile çeşitli bakış açıları geliştirerek Sait Faik’in edebiyatına ve yaşamına değinen “yeni” bulgulara ulaşmak… Sürekli gelişen ve kendini yenileyen projelerin icra edilmesi de uzgörümüzün en önemli bileşeni… Sait Faik ve edebiyatı bu özgür bileşeni, bu özgür yöntemi sonsuz derecede hak ediyor. Bu kapsamdaki her şeyi http://saitfaikmuzesi.org/sait-faik-odakli-bilissel-haritalama adresinden takip edebilirsiniz. Ö.D.D.: Sait Faik’in hikâyelerini merkez alarak bugüne dek toplam dört atölye çalışması gerçekleştirdiniz. Peki, bu atölyelerde ”yeni” diyebileceğimiz neler keşfedildi Sait Faik’e dair, biraz bahseder misiniz? Z.Y.: “Analitik serim” sürecinden “çıkarımlar elde etme” sürecine geçişte, binlerce sayfa kaleme alınabilir, alınacak. 1-2 sene içerisinde bu merhaleye de geçeceğiz. Bir sonuç bildirisini ve kitabını derleyeceğiz. Ama size birkaç misal vereyim… Günümüze kadar Sait Faik’in edebiyatındaki gerçeküstü öğeler ve bu öğeler arasındaki nedensellik ilişkileri imgesel düzlemde detaylı olarak incelenmemiştir. Bu alanda çeşitli kavramların kümelendiğini ve Sait Faik’in hayatında merkeziyet oluşturduğunu fark ettik. “Bohem Hayatı”, “Beyoğlu” ve “Flaneur” bu kavramlardan bazıları… Sonra, ada yaşamının belirleyicisi olan bir “Tecrit” faktörü vardır. Bu faktörün “Yazmak” edimiyle ilişkisi son derece ilginç… “Tecrit” ve bu kavramın ilişkide olduğu dolaylı nedensellikler Sait Faik’in yaşamı ya da edebiyatı üzerinde çok büyük bir etkiye, merkeziyete sahip… Diğer kavramlardan açık bir şekilde daha baskın “Ada” ve “Tecrit” kavramı. Örneğin “Aşk” ya da “Azınlıklar” hiç de merkezi değil. Örneğin, “Aşk” ya da “Sevgi” kavramı yıllardır bize sunulduğu gibi çok önemli, çok belirleyici çıkmadı, çıkmıyor araştırmalarımızda… Hatta duygusal açıdan bakıldığında “Sosyal Sürgün” kavramı Sait Faik’in edebiyatındaki diğer kavramlardan çok daha belirleyici görünüyor. Kümelenme açısından “Doğa” ve diğer canlılar -örneğin, balık- “Modern Birey” dediğimiz şeyden çok daha belirleyici etkileşimlere yönelmiş… Bir örnek de şu: “Mahalle ahlâkı”nın, aile ya da hukuk aracılığıyla sunulan klasik etikten daha önemli ve Sait Faik’in edebiyatında daha belirleyici olduğunu görüyoruz. Buradan, Sait Faik’in doğada özgürlüğü arayan biri olduğu, klasik etiği önemsemediği, özüt bir ahlâk ve yeni bir “de jure” yarattığı düşünülebilir. Bu noktalarda bir tür toplumsal “içerme” veya “dışlanma” analizi gerekiyor. Bu çıkarımları elimizdeki bazı metinlerle ve efemeralarla ilişkilendirmeye çalışıyoruz. Çelişkileri ve kesişimleri inceliyoruz. Çalışmalarımız ilerledikçe bazı değişimler de olabilir tabiî… Ama mesela, Sait Faik’in üzerinde edebiyat yayıncılığı veya dergiciliği cihetinden gelen çok büyük bir “editöryal tahakküm” olduğunu da sezinledik son incelemelerimizde… Yaşar Nabi’nin ve Varlık Dergisi çevresinin tahakkümüdür bu…
Ö.D.D.: Atölyelere kimler katılıyor? Z.Y.: İnsanlar… Edebiyat öğrencileri, akademisyenler, adalar ve İstanbul kültürü hakkında kitap yazan dostlar, şairler, müzeciler, sosyologlar, araştırmacılar… Sanıyorum, bu insanların en önemli ortak özelliği Sait Faik’i ve yaşamını içselleştirmiş olmaları, kendilerine Sait Faik’i yakın hissetmeleri, kendilerini Sait Faik’le özdeşleştirmeleri… Ö. D. D.: Sait Faik’in Lüzumsuz Adam hikâyesinden yola çıkarak oluşturulan bilişsel haritada dikkatimi çeken bir detay ”Tutku”, ”Sosyal Sürgün” “Mahalle Ahlâkı” gibi kavramlar ve bu kavramların yanı başındaki numaralar oldu? Bu projenin sistematiğinden biraz bahseder misiniz? Numaralar ve bu tanımlar arasında nasıl bir ilişki var? Tanımlar, kavramlar nasıl oluşuyor veya seçiliyor? Z.Y.: Odak grubu çalışmalarımızda aşamalı bir biçimde Sait Faik’in hikâyelerini okuyuz ve ortak akıl yöntemiyle çeşitli kavramlar belirliyoruz. Sonra, katılımcılar belirlenen kavramlarla ya da karma olarak ya da isterlerse özgürce tamamen kendi kavramlarıyla haritalama yapıyorlar. Çizilen haritalar sayısal ve görsel olarak birleştiriliyor, üst üste konuluyor. Bilişsel haritalamanın temel notasyonu şöyle özetlenebilir: Bilişsel haritalarda kavramlar, unsurlar arasında görünen oklar “nedensellik ilişkisi”nin yönünü belirler. Örneğin bir ok, A unsurundan B unsuruna doğru çizilmişse, A unsuru B unsurunun nedeni, başlangıcı olarak, B unsuru da A unsurunun sonucu olarak kabul edilir. Bununla birlikte, çift taraflı olarak, A ile B unsurunun karşılıklı biçimde etkileştiği nedensel ilişkiler de bilişsel haritalarda görülebilir. Okların yanında yer alan sayılar ve pozitif veya negatif işaretler, nedenselliğin, ilişkinin gücünü, etki derecesini ve etki biçimini gösterir. A unsurundan B unsuruna çizilen bir okun “+” işaret taşıması A’nın B’yi “olumlu yönde etkilediğini” ya da “arttırdığını”, çizilen bir okun “-” işaret taşıması ise A’nın B’yi “olumsuz yönde etkilediğini” ya da “azalttığını” ifade eder. Ö.D.D.: Projenin bundan sonraki süreçlerine dair neler söylemek istersiniz? Z.Y.: En önemli hedefimiz, Sait Faik ve edebiyatını incelemek üzere ön-plana çıkmış, akademik çalışmalar ve araştırmalar gerçekleştirmiş bazı yazarlarla, araştırmacılarla ve editörlerle görüşmek, çalışmak… Onlara haritalarımızı gösterip haritalarda onların dikkatini çeken unsurların, ilişkilerin neler olduğunu, haritalarda hangi teyitlerin veya çelişkilerin gerçekleştiğini araştıracağız. Yani bir “yeniden okuma” sürecinin, özeninin peşindeyiz. Ve tabiî onların zihnindeki Sait Faik haritasını da çizmeye çalışacağız. Ve son olarak; edebiyat ortalığında salınan okur ve yazarların, biraz “dilsel görelilik” konusu üzerine eğilmelerini ve biraz da felsefeyle ilgilenmelerini temenni ediyoruz. İnsanlığın gelişmesi ve imgelemin özgürleşmesi adınadır bu temenni… Kaynak: 30 Ekim 2014, sanatatak.com