Deniz Turizmi

Page 1

DENİZ TURİZMİ İMEAK DTO / NİSAN 2015 SAYISI DENİZ TURİZMİ EKİDİR

DENİZ TURİZMİNİN DÜNÜ, BUGÜNÜ VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ



DENİZ TURİZMİ DENİZ TURİZMİNİN DÜNÜ BUGÜNÜ VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ “Deniz Turizminin sürdürülebilirliğini sağlamanın tek şartı, eşsiz koylarımızın yapılaşmaya kapatılarak, koruma ile ilgili mevzuatın tam olarak uygulanmasıdır”.

Deniz turizminin tarihi çok eski yıllara uzanmaktadır. Osmanlı şairleri, “... bir çifte kürek, bir kayıkla çıkalım sadabada...” benzeri deniz gezilerinden çokça söz etmişlerdir. Boğaz’da, Haliç ve Göksu’da kürekli teknelerle geziler yapıldığı da bilinmektedir. Cumhuriyet Dönemi’nde birkaç adet yattan söz edilir. Şehir hatları vapurlarıyla kruvaziyer gemi gezileri de, Akdeniz’de bilinen bir deniz turizmi gezisi tipidir. Ancak, organize deniz turizmi faaliyeti, ilk kez Bodrum’da Halikarnas Balıkçısı diye anılan şair/ yazar/felsefeci Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın sürgün yıllarında, süngerci-balıkçı kayıklarıyla Gökova koylarına yaptığı gezilerle başlamıştır. Sonraları yabancı konukların da geziye katılmaları ile “Mavi Yolculuk” adı altında deniz gezileri yaygınlaşmıştır. Başlangıçta 6-7 m sandallarla yapılan geziler, sonraları motorlu teknelerle, Marmaris, Fethiye, Antalya gibi güzel koyların olduğu

DENİZ TURİZMİ ENVANTERİ DENİZ TURİZMİ TESİSLERİ Yat Limanları Kruvaziyer Liman

62 Adet 10 Adet

DENİZ TURİZMİ ARAÇLARI Yatlar (Guletler v.b.) Bare-Boat (Mürettebatsız kiralanan) Günübirlik gezi tekneleri Yüzer restoran İçsular gezi teknesi Dalış işletmeleri Su üstü işletmeleri

1529 Adet 571 Adet 1051 Adet 45 Adet 1000 Adet (yaklaşık) 263 Adet 697 Adet

ÖZEL DENİZ ARAÇLARI Özel tekneler

38.838 Adet

Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan belgeli dalış turizmi ve su üstü hizmetleri ticari merkezlerinin sayısı ise 800’lere ulaşmıştır. 3


DENİZ TURİZMİ DENİZ TURİZMİ

bölgelere yayılmıştır. Bu arada, çevre koylara günübirlik geziler de başlamıştır. 1960-1970’li yıllardan itibaren sualtı dalış faaliyetlerinin başladığı da gözlemlenmiştir. 1980’li yıllarda Turizm Teşvik Yasası’nın içerdiği “Yatçılık ve Marinacılık Bölümleri”, “Gulet” teknelerin ve marinaların yapımını hızlandırmıştır. Aynı zamanda günübirlik geziler, dalış ve su sporları, yatılı yat gezileri gelişmeye başlamıştır. Ege/Akdeniz kıyılarımızla yakınlarındaki Yunan Adaları’na yapılan feribot seferleri de “Deniz Turizmi”ni desteklemiştir. Denizde bunlar olurken, bu teknelerin bağlama-kışlama yanaşma gereksinimlerini karşılayan “Deniz Turizmi Tesisleri” görülmeye başlamıştır. Turizm Bakanlığı’na bağlı TURBAN Şirketi, önce Kuşadası Marina’yı sonra da Bodrum ve Kemer marinalarını işletmeye açmıştır.

DENİZ TURİZMİNİN BUGÜNÜ

Deniz turizmini, deniz araçları ile denizde (kıyıda, üzerinde, altında) yapılan turizm amaçlı ticari faaliyetler olarak, tanımlamaktayız. İlgili mevzuat (öncelikle 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu ve bağlısı yönetmelikle ile Denizcilik Mevzuatı) “Deniz Turizmi Tesisleri” ve “Deniz Turizmi Araçları” olarak iki ana başlığa ayrılmıştır. Tüm bu sektörlerin Türkiye genel turizm döviz girdilerinden aldığı pay yüzde 20 olup, yıllık yaklaşık 5 milyar dolar döviz girdisi sağlanmaktadır. Bugün Türkiye’de yat bağlanacak tesis sayısı toplam 69 adete ulaşarak, 25.199 adet yat bağlama kapasitesine ulaşılmıştır. (Yat limanları, belediye iskeleleri/rıhtımları, yat çekek yerleri v.b. diğer bağlama yerleri) ÖTV indirimi ve liman indirimleri sayesinde özellikle “Yat Turizmi” ve günübirlik tekneler diğer sektörlerle rekabet edebilir konuma gelmiş ve zengin turiste hizmet veren kruvaziyer turizm çok önemli oranda artış göstermiştir. Ayrıca, 2011 yılında yayımlanan “Deniz Turizmi Yönetmeliği Uygulama Tebliği” ile sektör kayıt altına alınmaya başlanmıştır.

KRUVAZİYER TURİZM

Kruvaziyer gemimiz olmamasına rağmen ülkemiz kruvaziyer limanlarımızı, 2014 yılında 1.385 adet kruvaziyer gemi 4

DENİZ TURİZM TESİSLERİ VE İŞLETMELERİ 1. Kuruvaziyer gemi limanları (a ve b b tipi) ve işletmeleri 2. Yat limanları (3,4,5 çıpalı) ve işletmeleri 3. Diğer tesisler (rıhtım, iskele ve çekek yeri) ve işletmeleri

DENİZ TURİZM ARAÇLARI VE İŞLETMELERİ 1. Kuruvaziyer gemiler ve işletmeler 2. Yat yatırım ve işletmeleri a) Mavi yolculuk deniz taşıma ve işletmeleri b) Bareboat deniz taşıma araçları ve işletmeleri c) Günübirlik gezi tekneleri ve işletmeleri 3. Dalabilir deniz taşıma araçları ve işletmeleri 4. Diğer deniz taşıma araçları ve işletmeleri a) Yüzer deniz taşıma araçları b) Özel deniz taşıma araçları c) Sualtı ve su üstü faaliyet araçları

ziyaret etmiş, bu gemilerle 1.795.125 adet yabancı turist ülkemiz limanlarına gelmiştir. Ülkemiz uluslararası kruvaziyer firmaları tarafından özellikle İstanbul ve İzmir kalkış-varış limanı (turnaround port) olarak seçilmiştir. Sektör olarak en büyük arzumuz, uluslararası sularda Türk Bayraklı kruvaziyer gemilerin dolaşmasıdır. Son 10 yıldaki istatistiki veriler incelendiğinde, sektör genelinde yüzde 120’lik bir artış olduğu görülmektedir.

DENİZ TURİZMİNİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ

Deniz Turizminin vazgeçilmez öğesi, görece temiz Akdeniz-Ege suları, iklim ve

dünyada benzeri olmayan koylarımızdır. Başta Gökova, Hisarönü, Fethiye, Göcek, Kekova ve Antalya çevresi olmak üzere birçok özelliği bir arada taşıyan bu doğa parçaları, deniz turizminin varlık nedenidir. Örnek olarak, Deniz Ticaret Odası Bodrum Şubesi’nin yaptığı bir çalışmaya göre; Edremit Körfezi -Antalya Faselis arasında yatçılığa uygun toplam 239 adet koy bulunurken, 2013 yılı itibari ile 41 adet koy geri dönüşümsüz bir şekilde tahrip olmuş, 104 tanesi Milli Park kapsamında koruma altına alınmış, 94 adedi ise yoğun yapılaşma ve çevre baskısı ile korumasız bir şekilde tahribat altında bulunmaktadır.


DENİZ TURİZMİ YER BAĞLAMA SIKINTISI AMATÖR DENİZCİLİĞİN GELİŞMESİNDE BÜYÜK ENGEL Deniz turizmi denince akla ilk gelen isimlerden olan Faruk Okuyucu ile ülkemizdeki deniz turizminin bugün geldiği noktayı, aldığımız yolu konuştuk. Aynı zamanda DTO’nın 14 No’lu Her Nevi Yolcu Taşımacılığı Turistik Gemi İşletmeciliği Meslek Komitesi Başkanı da olan Faruk Okuyucu önemli konulara dikkat çekti. Sizin uzmanlık alanınızı deniz turizmi oluşturuyor. Bugün deniz turizmiyle ilgili neler yapılıyor? Nasıl bir noktadayız?

İlk önce güncel bir konudan başlayalım. Güneyde dünyaca ünlü bir kumsalımız var, İztuzu... Geçmişte karmaşık nedenlerle özel bir firmaya işletilmek üzere kiralanmıştı. Daha sonra bir takım sorunlar kamuoyuna yansıdı, hatta buranın idaresi gündeme geldi. Hürriyet Gazetesi’nden Fatih Çekirge köşesinden Bakan’a hitaben yazı kaleme aldı. Hem İztuzu, hem de diğer koylar için tecrübeli denizcilerden bir komisyon kurulmasını istedi. Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce de bu çağrıya olumlu yanıt verdi. Çevre ve Şehircilik Bakanı 4-5 kişilik bir denizci grubunu Ankara’da kahvaltıda topladı. Bu grupta; Fatih Çekirge, Sadun Boro, Meriç Köyatası, Can Pulak ve ben vardım. Bunun yanında sayın bakan, müsteşarı, birkaç genel müdür ve uzmanlarla güzel bir sohbet yaptık. Sayın bakan ilk defa “Biz denizlere fazla ilgi göstermemişiz. Bundan sonra denizlere daha fazla ilgi göstermemiz lazım” dedi. Bu cümle bana göre Türkiye’de milattır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan bahsediyorum. Şehircilik Bakanlığı, 644-648 sayılı kuruluş kararnameleri ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı oldu. Çok çeşitli koruma alanları ki, buna denizler de dahil, bu bakanlık bünyesinde birleştirildi. Tabiat Varlıkları Koruma Genel Müdürlüğü kuruldu. Özel Çevre Koruma Başkanlığı kapatıldı, Tabiat Varlıkları Koruma Genel Müdürlüğü’ne verildi. Bu genel müdürlükte enteresan bir yetki var; kıyı yasasına göre deniz alanları hiçbir şekilde kiralanamaz, satılamaz, devredilemez. Ama bu

yasa ilk defa koruma altındaki deniz alanlarını da kapsıyor. Bakanlar Kurulu kararıyla koruma altına alınan deniz alanlarının; korunmak amacıyla işletilmesi, kiralanması ve özel sektöre verilmesine imkan tanıyan bir yasa bu. 648 sayılı kararnamede bu hüküm açıkça var. Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü bu yetkisini bir yönetmelikle belirledi. Bu yönetmelik başlıca iki şeyi öneriyor: Bir başka kamu kurumu, vakıf veya oda gibi kurumlara genel müdürlük bu yerleri, ihalesiz tahsis edebiliyor. Özel şirketlere de açık ihaleyle kiralayabiliyor. Bunu öğrendik ve ilk defa bir yerin ihaleye çıktığını duyduk. O yer Selimiye ve Karacasöğüt iskeleleri idi… Bu iki yer de çok güzel, deniz turizminin yapıldığı yerler. Bu iskelelerin ihale edildiğini duyduk. Sayın bakan, denizci arkadaşların da önerisiyle “Denizcilik Danışma Kurulu” kurmayı kabul etti. Kıyı, deniz alanları ile ilgili alınacak kararların “Çevre Danışma Kurulu” adındaki bu kurula danışılmasını teklif ettik. Bakan İdris Güllüce de seve seve kabul etti. Memnuniyetle karşıladı. Bakana bağlı danışma kurulu olması uygun görüldü. Ben de bu toplantılara hem amatör denizci olarak şahsım adına, hem de İMEAK Deniz Ticaret Odası adına sürekli katıldım. Sayın bakanın danışmanıyla özel toplantılar da yaptık. 9 Mart günü Muğla Üniversitesi Rektörlüğü Başkanlığı’nda bu danışma kurulu biraz daha genişletilmiş şekilde ilk defa sayın bakan danışmanımız eşliğinde toplandı. Bu toplantıda denizci sayısı biraz arttı. Öğretim görevlileri de yoğun katılım gösterdi. Ana konu İztuzu olmakla birlikte kıyıların kullanımı, Göcek konuları çerçevesinde denizi konuştuk. İztuzu’nun yönetimi sayın bakan tarafından ilk

FARUK OKUYUCU İMEAK DTO Yönetim Kurulu Üyesi 14 No’lu Her Nevi Yolcu Taşımacılığı Turistik Gemi İşletmeciliği Meslek Komitesi Başkanı

toplantıda Muğla Üniversitesi’ne verildi. Muğla Üniversitesi orada plajı halka açarak, deniz kaplumbağalarının koruma alanlarına önem vererek orayı yönetecek. Orada kıyı alan yönetimi uygulanacak. Biz de rektöre, bir de mahalli danışma kurulu kurulmasını söyledik. 4-5 kişilik bilim adamı ve denizcilerden oluşan bir danışma kurulu kuruldu. Kamunun denizcileri dinlemesi, olumlu söylemleri, hızlıca uygulaması, denizcilik adına çok olumlu gelişmeler. Durum genel özetiyle budur. Fatih Çekirge dünkü yazısında da bu konuyu yazdı. Basının bu tür konularda öncülüğü çok önemli...

Deniz turizmi içinde birçok sektörü barındıran geniş bir kavram. Sizce ülkemizde deniz turizmi neden yeteri kadar gelişmedi? Eskiden sadece yat turizmi vardı. Sonra günlük geziler başladı. Bir turizm tipi ortaya çıktı. Yat işletmeliği yönetmeliği 1983 tarihlidir. O yönetmelik işi 2007’ye kadar getirdi. Sonra bir baktık ki, yat turizmi değil deniz turizmi diye bir kavram var. Araştırdığımızda bir tanım eksikliği gördük. Deniz turizmi tanımını Oda bünyesinde bizzat birlikte yaptık. Tanım şu; deniz araçlarıyla denizin altında, üstünde, kıyısında yapılan turizm amaçlı faaliyetler. Hepsini kapsıyor bu tanım. Tabii turizm mevzuatı da yetersiz 5


DENİZ TURİZMİ

kaldı. 2007’de turizm mevzuatında kısmi bir değişiklik yapıldı. Deniz turizmi sektörü ikiye ayrılıyor; birincisi kıyı tesisleri, diğeri deniz araçları. Kanunda da böyle. Kıyı tesisi denildiğinde içinde marinalar yoktur. Yat limanları, yat bağlama yerleri, yat iskeleleri diye geçer marinalar. Kruvaziyer limanları da kıyı tesisi olarak geçer. İkincisi de deniz araçlarıdır. Her dakika yeni eğlence aracı çıkıyor. Eski yönetmeliği değiştirdik. Deniz Turizmi Yönetmeliği’ni eski Yat İşletmeciliği Yönetmeliği’ni değiştirdik. Deniz Turizmi Yönetmeliği adı altında topladık. Bakanlıkla Oda arasında 4-5 kişilik bir komisyon kurduk. Deniz Turizm Yönetmeliği’ni bu komisyon iki yılda yazdı. Üzerinde çok geniş düşündük. Şunu söylemeliyim ki; hakkında dava açılmamış yegane yönetmeliktir. Üstelik Başbakanlık Yönetmeliği’dir. Bu yönetmeliği sektör ve bakanlık birlikte yazdı.

Deniz turizmi dediğimizde sizin gözlemlediğiniz önemli ilk üç sorun nedir?

İlk sorun, kıyı yapıları, marinalar ve kruvaziyer limanların planlanmasındaki zorluklar. Türkiye’nin en genel sorunu. Yaklaşık 10 yıldır devletin en üst kademelerinde çalışıyoruz. Türkiye’yi bağlayan bir bürokrasi ağı var. Başbakan da istese, bazı sorunları bir gecede çözemiyor. İşin bürokrasi tarafı çok sıkıntılı... Hukuk, planlama tekniği, stratejik planlarımızın olmayışı birçok makro sebepten birkaçı. Şimdi hızlı 6

bir şekilde stratejik plan hazırlanıyor. Bundan sonra bütünleşik master planları yapılmalı ki, mekansal olarak yerler belirlenebilsin. Şu an 19 yıldır planını alamayan marina yerimiz var. Deniz turizminin en önemli ikinci sorunu ise; deniz araçları... Bizim yanlış yorumlanan bir Ticaret Kanunumuz var. Bu kanundaki gemi tanımı sıkıntılı, bu kanuna göre kayığa bile gemi deniyor. Bizim teknelerimiz gemi değil ki. Bu yüzden vergide, bürokraside, teknikte oldukça zorluklar yaşanıyor. 22 metre bir guletim vardı. Kaydını almaya gittiğimde, armatör sıfatını aldım. Kayıtta gemi diye geçti. Bunu aşmak lazım… Türk Ticaret Kanunu denizi ve gemiyi tanımlayan bir kanun değildir. Hukukçu arkadaşlar yanlış yapıyorlar. Türk Ticaret Kanunu, parasal ilişkileri derleyen bir kanundur. Yat ve gemi birbirinden tamamen farklı iki ayrı dünyadır. Gemiler dışındaki deniz araçları için ayrı bir mevzuat oluşturulursa ölçmesi de, denetlemesi de kolay olur. Tabii ki deniz ve yolcu güvenliği öncelikli olacak. Üçüncü sorunumuz da, bağlama yeri sorunudur. Marinalar, denizin beş yıldızlı bağlama yerleridir. Gereklidir ve yapılmalıdır. Ancak daha basit, bir yatçının temel ihtiyaçlarını görebileceği basit iskelelere şiddetle ihtiyaç bulunmaktadır. Amatör denizciliğimizin gelişmesi de buna bağlı. Deniz turizmimiz sanılanın aksine dünyada çok iyi bir yerde. Kruvaziyer turizm hariç. Bir tane bile cruise gemimiz yok. Ama çok iyi potansiyelimiz var. En önemli sorun, İstanbul’da bir liman olmayışıdır. Bugünkü Galata Limanı

büyük gemiler için de tehlike arz ediyormuş. Yeni bir limana ihtiyacımız var. Zeyport Bölgesi konuşuluyor. Kruvaziyer limanla ilgili İstanbul Büyük Şehir Belediyesi ve Odamız tarafından bir komisyon kuruldu. İstanbul’un tüm sahilleri gözden geçirildi. En uygun yer olarak Sarayburnu’ndan Ataköy’e kadar olan bölüm önerilmiş. Ataköy pek gündemde değil ama Zeyport’un bir talebi oldu. Rönesans Şirketi’nin 6 milyar dolarlık bir projesi vardı. Onlar da hukuka takıldılar. Danıştay’da davaları sürüyor. Havaalanı gibi kat kat çok geminin aynı anda yanaşacağı müthiş deniz terminalleri gerekiyor. Ancak öyle olursa homeport olunabilir. Başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin acilen kruvaziyer terminallerine ihtiyacı var. Akdeniz, Karadeniz’e de gemiler uğruyor. Sinop, Samsun ve Trabzon’un da göze çarpan çalışmaları var.

Akdeniz Çanağı’ndaki bağlama kapasitesinden aldığımız payı arttırmak hedeflerimiz arasında. Bu arada yabancı yatçıların giriş çıkışları ile ilgili bir takım sorunlardan bahsediliyor...

Çok ciddi sıkıntılar var. Türkiye amatör yatçılar için bir ara cennetti. O kadar güzel imkanlar tanımıştık ki. Son aylarda Göç İdaresi Başkanlığı kuruldu. Bazı şeyler Göç İdaresi Başkanlığı’na geçti. Bu geçiş sırasında yatçılık bölümü ya unutulmuş ya da bürokrasiye takılmış durumda. Yabancı yatçıların Türkiye’de kalış süresinde bir kısıtlamaya gidildi. Komik bir durum yaşanıyor. Bürokratik bir sorun. Uluslararası anlamda kan kaybettik. Yatçı dünyada bu kadar bürokrasiye alışkın değildir. Sorunun çözümü de mümkün. Odamız çok aktif çalışıyor. Hepimiz aldığımız ilk sorunu, ne olursa olsun anında ilgili merciye yazıyla değil, ilişkilerle iletip onların çözmesini sağlıyoruz. Bizde uzmanlığımız alanında çalışmalara katılıyor, destek veriyoruz. Ama işlem süreleri uzun sürüyor. Oda olarak hızlı ve ciddi çalışıyoruz. Kruvaziyer limanlarımız bu haliyle bile birçok ülkeden iyi. Bizim marinalarımız beş çıpalı. Oysa Avrupa’da hemen hemen bizim kalitemizde marina yoktur. Bizdeki marinaların hem sayısı, hem kalitesi Avrupa’daki birçok marinadan çok daha öndedir.


DENİZ TURİZMİ İSPARK’ın bu alandaki çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Güzel bir model… Ama herkes bu işi denizciye hizmet şeklinde değil de, para kazanma müessesesine döndürdü. İSPARK’ın fiyatları Ataköy Marina’dan yüksek. Bu büyük hata. Çünkü sahiller kamu malıdır. Bir gruba verilse bile kamuya göre fiyat tarifesi olması gerekir. İskele ve bağlama yeri olarak daha basit ve uygun bütçeli yerler gerekiyor. Yer bağlama sıkıntısı amatör denizciliğin gelişmesinde de bir engel. Marinalardaki fiyatlar yüksek. Ama onları suçlamayalım. Bunun sebebi de bürokrasinin denizi bilmemesi. Deniz alanlarımızı kiralayan tek ülkeyiz. Astronomik fiyatla kiralama yapılıyor, bu da fiyatlara yansıyor tabii. İkinci el bir tekneyi marinada neredeyse dört yılda finanse ediyorsunuz.

Biraz da amatör denizcilikten bahsedelim…

Önce çocuklardan başlamak gerektiğini düşünüyorum. Çocuk yaşlarda denize açılırsanız, deniz belleğinize yazılır. İstanbul’da rıhtım yoktu. Her yer sahildi. Saati 25 kuruşa sandal kiralar denize çıkardık. İstanbul’da artık böyle bir yer yok. Güney’de de kalmadı. Denizi bilmeyen yönetimler, rıhtım yapıp betonlaştırıyor, ne yazık ki denizle karayı ayırıyorlar. Metin Kalkavan’ın çok güzel bir sözü vardır: “Biz bir deniz ülkesiyiz, ama denizci ülke değiliz”. Ben de aynı fikirdeyim... Deniz bir yaşama biçimidir. Japonya’da denizcilik okullarının hala yelkenli gemide öğrenci eğittiklerini biliyorum. Ama bizde çocuklarımızın denizle ilgisi çok zayıf. Belediyelerin de ilgisi çok zayıf. Çok az belediye denizci. Amatör denizcinin iki sorunu vardır. Birincisi alacağı ruhsat, bürokrasi, alım satım gibi sorunlar. Geçmişe göre bu işler daha kolay ama hala sorunlar devam ediyor. 4-5 metrelik kıçtan takmalı teknesi olan birisini kayıt etmek için 1-2 ay uğraştıran bir bürokrasi var bu ülkede. Hem tekneye bir belge alacaksınız, yani bağlama ruhsatı, hem de amatör denizci belgesi alacaksınız. Bazı ülkelerde istenmiyor denizci belgesi. Deniz aracının ruhsatı çok ciddi bir sorun. Sonunda insan aldığına pişman oluyor. 10 metre gibi belli bir boya kadar, neden Liman Başkanlığı’na gidip kaydettirilsin? Bir

portal açıp oraya kaydedilir. Bugün otomobillerin ruhsatları bile evinize geliyor. Geçmişte Motorlu Taşıt Vergisi diye bir şey vardı. Kaldırıldı. Bunun yerine bağlama ruhsatnamesi ve damga adı altında bir şey konuldu. Orada da 5 metreye kadar ruhsat alıyorsunuz, ama harç ödemiyorsunuz. 5 metreden sonra belli bir boya kadar harç ödüyorsunuz. Bu rakam da maksimum 4 bin lira. O zaman 5 metreye kadar ruhsattan da muaf tutun. İnsanlar tekneleri her gün bağlama yerinde tutmazlar. Bizim sahillerimizde bir römorku denize indirecek rampamız yok. Her büyükşehir belediyesinin planlamasını yaparken; 20-25 metrelik denize indirme rampası ve park alanlarını planlaması gerekir. Tekneleri koymak için raflı park sistemleri de olabilir. Basit ve pratik bağlama yerleri şart. Deniz Ticaret Odamız

bunun için çalışıyor. Ticari denizciliğin amatör denizcilikten geldiğini biliyoruz. TURMEPA’nın da büyük katkılarıyla bir şeyler yapıyoruz. Ama kişisel fikrim; bu gidişle ülkemizde amatör denizciliğimizin gelişeceği kanaatinde değilim. En çok çabalayan kişilerden birisiyim. Denizlerimiz elden gidiyor…

Son olarak deniz turizmiyle ilgili gelecek beklentiniz nedir?

Benim tüm umutsuzluğuma rağmen denize ilgi artıyor. Eğitimli orta gelir grubundaki vatandaşların yelkene büyük ilgisi var. Eğer bağlama yeri sorununu çözersek, hem tekneciliğimiz hem de yan sanayimiz gelişecek. O konuda umutluyum. Bürokrasiden umutsuzum. Ama gençlerin bürokrasiyi düzelteceğinden umudum var.

7


DENİZ TURİZMİ İNSANLARI DENİZDEN SOĞUTMAYACAK KURALLAR OLUŞTURMALIYIZ Marinacılık sektörünün duayenlerinden Kaptan Yılmaz Dağcı’ya deniz turizminin ve amatör denizciliğin geliştirilmesi için neler yapılması gerektiğini sorduk. Dağcı yapılması ve yapılmaması gerekenleri net olarak ortaya koydu.

KAPTAN YILMAZ DAĞCI DTO Yönetim Kurulu Başkan Danışmanı

Sizce ülkemizde deniz turizmi olması gerektiği yerde mi?

Maalesef hayır. Çünkü 75 milyonda, yüzde 1 dahi denizci değiliz. Bir örnek şöyle vereyim; 20 sene evvel benimde kurucusu olduğum Deniz Temiz Derneği diye bir dernek kuruldu. Hayati önem taşıyan bir dernektir. Deniz Temiz Derneği çok efektif bir çalışmadan sonra şu anda sanıyorum çok iyi niyetle 5-6 bin üyemiz var. 75 milyonda 5 bin üyesi olan ilk ve tek derneğiz. Başka söyleyecek söz bulamıyorum. Bana aman ne kadar büyük başarı sizin 5-6 bin üyeniz var diyorlar. 75 milyonu 5 bine vurursanız milyonda sıfır virgül bilmem ne yapar. Hani denizciliğimiz?

Peki, amatör denizciliğimizi nasıl ileri götüreceğiz?

Öncelikle ailemizden başlamalı deniz sevgisi. Sonra ilkokulda eğitime girmeli denizlerimiz. Çocukların yüzme bilmesini sağlamalıyız. Ben marinacıyım. Ömrümün 70 yıllık tecrübesinin son 30 yılı marinalara aittir. Ama marinacılıkta da yanlış yola gittik. Sadece 5 yıldızlı otel gibi 5-6 çıpalı marina yapıyoruz. Bu insanları denizden soğutuyor. Neden 5-6 çıpa? 5 yıldızlı otelimiz var, ama 4, 3,2 hatta hiç yıldızsız tertemiz güvenli pansiyonlarımız da var kara turizminde. Deniz turizminde de bizim ihtiyacımız sadece lüks marinalar değil. Lüks olmayan, halka sempatik gelen, bütçesini ödeyebileceği, sadece temizlik ve güvenlik şartını yerine getiren bağlama yerleri yapmamız lazım. 8

Siz özellikle okul gemileriyle de ilgileniyorsunuz. Neden bu tür yelkenli okul gemilerine ihtiyaç var? Siz aynı zamanda engelliler için de bir projede çalışıyorsunuz… O projede son durum nedir?

Türkiye’de 7 milyondan fazla engelli vatandaşımız var. Diyeceksiniz ki senin yaptığın yelkenli kaç kişi taşır. Oradan başlayayım. Doğru, benim yaptığım yelkenli diyelim ki haftada 50 kişi taşır. Senede 2 bin 500 kişi yapar. Ama bu 2 bin 500 kişi milyonlara moral verecektir. “Ben de biraz daha iyileşirsem o teknede bir hafta tur yaparım” gibi moral kaynağı olacaktır. Dünyada bugün sadece İngilizlerin birisi Tenacious, öteki Lord Nelson adında iki tane yüzer hastane veyahut okul gemisi var. Biz niye dünyada ikinci millet olmayalım. Mesela

benim yapacağım tekne tek katlı olacak. Merdiven yok. Denize gireceği zaman engelliler yanlarından kapakları açılacak. Kaptan köşkündeki pusula, konuşan pusula olacak. Görmeyen insanlar, her türlü engelli vatandaşımıza yardım ve kolaylık sağlayacak bir teknedir amacımız. Tabii asıl amacımız; engellilere eğitimde de, eğlencede de eşitlik sağlamak. Bunun için projemin adına 4E dedim; Engelli vatandaşlara eğitim ve eğlencede eşitlik. Bunun için de Avrupa Parlementosu Maritime Komisyonu’na gittim. Çok olumlu karşıladılar ve hatta şu tavsiyede bulundular: “Yılmaz Bey fikir güzel, biz sizi tanıyoruz, fedaice çalışıyorsunuz. Ama bizim de kurallarımız var. Buraya Yılmaz Dağcı gelirse, biz bir lira yardımda bulunabiliriz. Arkanızda DTO gibi çok tanınmış, temiz, dürüst, milyonlar verip üniversite yaptırmış bir oda var, ama ona da kanunlarımıza göre


TÜRK KOSTER DENİZ TURİZMİ FİLOSU ancak yüz lira veririz. Ama projenizi devletin himayesine alırsanız 10 milyon veririz. Dolayısıyla gidin projenizi devletin kanatları altına sokun”. Döndüm, ilk işim Sayın Abdullah Gül’e müracaat etmek oldu. O da lütfetti. Dedim ki, bu projemiz 2010-2025 yılları arasında gerçekleştirilecektir ve cumhuriyetimizin 100. yılında biz bunu gerçekleştirmiş olmak istiyoruz. O da “memnuniyetle”, dedi. Elimizde belgelerimiz var. “Cumhurbaşkanının himayesine alınmıştır” diye belgeleri verdiler. Aradan 3 sene geçti. Cumhurbaşkanlığından bana bir yazı geldi. Yetkinin süresinin bittiğini söylediler. Telefon açtım; “Ben size projemi sunarken, 2010-2025 arası dedim. Bana en az 2023 yılına kadar yetki verilmesi gerekiyordu, zaten belgeyi vermeniz 3 sene sürdü. Cumhurbaşkanlığının amblemi var, bayrağı var ve bu yetki verilmiştir diyor. Bir süresi yok. 2014 yılı sonunda da süre bitmiştir, diye haber veriyorsunuz. Bu bana iyilik değil, kötülük oldu. Şimdi millet diyecek ki ‘Sen ne yaptın da cumhurbaşkanının sana verdiği iyi niyeti kötüye kullandın’. Akıllarına bu gelecek” dedim. Cevap yok. O orada kaldı. Şu anda yetkim var mı yok mu bilmiyorum maalesef.

Hatta bir de gezi planlamıştınız değil mi?

kalkarım derseniz olmaz. Bütün kadınlarımızın amatör aşçı belgesine ihtiyacı var mı? Hepsi evde yemek yapıyorlar. Amatör bisikletçi ehliyeti var mı? Niye amatör denizci ehliyeti var? Dünyanın başka ülkelerinde böyle şeyler yok. İlla ki bir kalıba sokmaya mecbur muyuz? Yüzen insan yüzüyordur. O sporcu oluyorsa kulübe gider, Galatasaray’a gider, Beşiktaş’a gider, Fener’e gider. Ama illa ki sen yüzmek için benden izin alacaksın. Falanca yat kulübünden izin alacaksın; izin almak için de doktor kontrolüne git, şuna git, buna git, böyle olmaz. Fakir bir ailenin üç çocuğu varsa, 500 liradan bin 500 lira masraf doğacaktır. Dolayısıyla denize ulaşacak insanları engelleyecek kuralları sıfırlamak mecburiyetindeyiz. Üçüncüsü de, evvela kadınlarımızın çocuklarına şunu söylemelerinden vazgeçmeleri lazım.

Son olarak sizce bizim deniz turizmimizin gelişmesi için yapılması gereken ilk üç şey nedir?

Çok uzun süre (40 yıl) İskandinavya’da yaşadım. Hakikatten denizci bir millettir. Analar çocuklarını kız veya erkek ayrımı yapmadan spor yap, denize git diye teşvik ederler. Bizde ise, “Aman evladım dikkat et, denize düşme” derler. Kadınlarımızın tam tersi “Aman evladım yüzme öğren, denize düşersen yüzebilesin” demeleri gerekiyor.

gençlere öğretilmesi hedefleniyor. 2010 yılından bu yana Bodrum Belediyesi bünyesinde bulunan okul gemisinde 5 günlük ve 2 günlük olmak üzere yelken kursları yapılmakta. Kış aylarında sektörde çalışmakta olan kaptanlara ve

gemicilere yönelik haftalık ve aylık kurslar düzenlenerek, sektördeki eğitim boşluğu kapatılmaya çalışılacak. Yaz aylarında ise; bu konuda eğitim almak isteyen kişilere ve üniversite öğrencilerine yönelik günlük ve haftalık kurslar düzenlenecek.

Biz bıkmadan çalışıyoruz. Arpa boyu kadar yol gidiyoruz, ama gidiyoruz. Biz bunu dünya turu gibi değil A-B noktaları arasında mesela Fethiye-Marmaris arasında iki iskele arasında yapacağız. 7 günlük bir tur. Ama iki tarafta da otoparklar olacak, ambulans yerleri olacak. Çünkü belki tekne kalkmadan bir gün evvel gelecekler. Belki orada 3-5 saat kalınacak. İndikleri yerde de teknelerine aynı gün dönmeyebilirler. Yeni her türlü engelli vatandaşlarımıza kolaylık sağlayacak imkanları olan iki iskele olması gerekiyor. Tekne bir noktadan aldığı 50 kişiyi diğer iskelede boşaltacak. Buradan geriye 50 kişiyi getirecek. Böylece haftada 100 kişi derseniz, 5000 kişi bir tekne ile taşınmış olacak. İki tekne yaparsak, yılda 10 bin engellimizi gezdirebiliriz.

Bir, eğitim. Okullarda başlamalı mümkünse. İki, milleti denizden soğutmayacak kurallar. Örf ve adetler. Şimdi Karadeniz’de evinin önünde yüzen çocuğa, amatör yüzme ehliyeti vermeye

STS BODRUM OKUL GEMİSİ EĞİTİME DEVAM EDİYOR

Yelkenli Gemide Eğitim Derneği (YEGED) organizasyonu ve Bodrum Belediyesi’nin desteğiyle Barcelona’da Uluslararası Okul Gemileri Yarışı’na katılan Türkiye’nin ilk ve tek yelkenli okul gemisi ‘STS Bodrum’ eğitime devam ediyor. 33 m ( yaklaşık 114 ft ) uzunlukta, 7 m ( yaklaşık 23 ft ) genişlikte olan STS Bodrum Türkiye’nin ilk ve şimdilik tek, yelken okulu teknesi. 459 m²’lik yelken alanı olan gemi, BOSAV (Bodrum ve Karya Kültür, Sanat ve Tanıtma Vakfı) bünyesinde ve çeşitli kurumların finansal katkılarıyla inşa ettirildi. Özellikle yat turizminin her geçen gün daha fazla önem kazandığı ülkemizde, bu alandaki nitelikli eleman sayısı oldukça az. Yelkenli okul gemisinde denizcilik bilgilerinin sistemli bir yöntemle uygulamalı olarak,

9


DENİZ TURİZMİ DENİZİN ALTI DA ÜSTÜ DE BİZİM dünya çapında ekonomik anlamda bir durgunluk söz konusu. Bu sürecin getirdiği bir takım olumsuzluklar nedeniyle yat sanayinde de bir durgunluk yaşanmaktadır.

B. İNANÇ KENDİROĞLU DTO Antalya Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı

Antalya Bölgesi’nde deniz turizm başlığı altında marinalar ve amatör denizciliği değerlendirir misiniz? Bölgenizde yat bağlama kapasitesi ne kadar? Dünden bugüne Antalya hep denizle iç içe olmuş bir şehir. Ancak denizin nimetlerinden yeteri kadar istifade edilememiş. Artık geçmişe nazaran iyi şeylerin yaşandığı da görülebilir. Örneğin eskiden tarlada yat yapılırken bugün Antalya Serbest Bölge’de olduğu gibi modern tersanelerimizde, ilçelerdeki üretim yerlerinde 70 mt. Üzerinde uluslararası mega yat siparişleri alınmaktadır. Bu çok büyük bir gelişimi ifade etmektedir. Tamamen Türk işçiliğiyle yat sanayi üretimi gerçekleştirilmektedir. Biz bu yönde gelişimi teşvik eden her türlü yatırımın ve projenin destekçisiyiz. Bugün Antalya yüzünü denize dönen bir kent. Hali hazırda Antalya ve ilçelerinde 5 marina hizmet veriyor. Bunun yanında yapılması planlanan Aksu Yat Limanı Projesi ve Manavgat Tekne Yapım ve Çekek Yeri Projeleri Antalya için çok büyük önem taşımaktadır. Ancak şunu da belirtmekte yarar var, son aylarda 10

Bugün baktığımızda Antalya bölgesinde yaklaşık 550 yat işletmesi bulunuyor. Bunlar arasında günübirlik yat turizmi ile uğraşan, ticari yat işletmecileri, yolcu motorları ağırlıktadır. Bu işletmelere ait 680 tekne bulunmakta. Antalya bölgesinde 14 adet faal tekne bağlama yeri mevcut. Bunlar balıkçı barınağı, yat limanı, marinalar ve ırmak içinde bulunan bağlama yerleridir. Yat ve tekne sahipliği açısından genel olarak günü birlik deniz turizmi işletmeleri, ticari yat işletmeleri, motor yat işletmeleri ve balıkçılar bölgemizde ağırlıktadır.

Antalya Bölgesi’nde deniz turizmi ile ilgili sorunlar ve çözüm önerileriniz nelerdir?

Denizde bağlama konusunda Antalya’da yeterli kapasite var, ancak kara çekek

alanları yetersiz. DTO Antalya Şubesi, her yat limanı için bir çekek yeri tahsis edilmesi için girişimlerde bulundu. Bakanlık nezdinde çalışmalar devam ediyor. Çekek yeri yönünden sıkıntılar var, çünkü kapasite yetersiz. Mevcut çekek yerleri belgelendirme sıkıntısı içinde. Teknecilerin belge yükleri çok ağır… Odamız TAPDK Belgesi’nin deniz turizmi araçlarında aranmaması için girişimlerde bulundu. Zorunlu mali mesuliyet sigortası limitleri deniz turizmi araçları için çok yüksek. Deniz turizmi araçlarının tebliğden muaf tutulması için girişimde bulunduk. Genel olarak yat sahiplerinin en büyük sıkıntısı mevzuat hükümlerine ilişkin. Büyük ticari gemilerle ve turizm tesisleri ile bir tutularak bu büyük işletmelerden talep edilen yükümlülük ve sorumlulukların küçük deniz turizmi araçlarından da beklenmesi hatta zorunlu tutulması, adil olmayan bir durum doğuruyor. Biz oda olarak kamusal ve hukuksal platformlarda deniz turizmi araçları ile ilgili gerçek farkındalığı yaratmak için çalışıyoruz.


DENİZ TURİZMİ Bütün bunların yanında bir diğer önemli konu da bölgemizdeki sualtı müze sayısının artırılması hususudur. Bu konuda biliyorsunuz Side’de dünyada ikinci olma özelliğine sahip Side Sualtı Müzesi Projemizi yürütüyoruz. Hem çevreye duyarlılığın geliştirilmesi hem deniz turizmi anlamında dalış turizminin bölgede canlandırılması için çok önemli bir proje. Bu gibi çalışmaların çoğaltılması, bölgedeki sualtı müzesi sayısının artırılması gerekmektedir.

Bölgenizde kruvaziyer turizm alanında rakamları verir misiniz?

Türkiye’nin turizm gelirleri arasında “Deniz Turizmi” yüzde 25’lik bir paya sahip ve odamız olarak Antalya’nın bu pay içerisindeki yüzdesini arttırmak için çalışmaktayız. Bu kapsamda deniz turizmi unsurlarını; kruvaziyer turizmi, marina yatırım ve işletmeleri, tekne yapım ve işletmeleri, sualtı ve su üstü sporları işletmeleri, günübirlik/ charter teknelerimiz olarak sıralayabiliriz. Öncelikle amacımız sektörü biraraya getirmek ve uluslararası bazda turizme yüksek kaliteli ve konforlu hizmet verilmesini sağlayacak bir disiplini yerleştirmektir. Kruvaziyer turizminin deniz yolu ile Antalya’ya gelen turist sayısında ciddi bir artış meydana getireceği kesindir. Bu yönde kruvaziyer turizminin geliştirilmesine yönelik çalışmalara Oda olarak aktif katkı sağlıyoruz. Çeşitli platformlarda ve çalışma gruplarında sürekli biçimde çalışmalarımız oluyor. Antalya, Türkiye’nin olduğu gibi dünyanın da en önemli turizm kentlerinden biridir. Saymış olduğumuz deniz turizmi unsurlarını aktif olarak kullanarak, turizm gelirimize denizin katkısını arttırabiliriz. Bölgemizde geniş bir sahil şeridi olması; Akdeniz Çanağı’nda seyreden mega yatların ülkemizi ziyaretleri için bir fırsat haline dönüştürülebilir. Mevcut marinalara ek olarak yapılacak marinalar ve nehir marinaları ile kapasiteyi genişletebiliriz. Ayrıca bölgemizde yeni yat yapım alanlarının yapılması ile Antalya Akdeniz’in yat yapım merkezi haline getirilebilir. Kruvaziyer turizm geliri açısından bakacak olursak: maalesef

şu anda Alanya ve Antalya olmak kaydıyla iki tane kruvaziyer limanımız bulunmaktadır. Maalesef dememdeki sebep ise; Kaleiçi Limanı’nın önündeki deniz sahasının da kruvaziyer gemilerin indi-bindi yapabilmesi için özel bir yer olduğudur. Bu bölgenin canlanması şehir esnafına ayrıca bir gelir kapısı açacaktır. Bu durumun değerlendirilmesi gerekmektedir. Tabii ki Kaleiçi’nin kullanımının denizcilik sektörünü geliştirmek adına gerekli girişimlerde de bulunmaktayız.

Çevre, önemli konu başlıklarımızdan birini oluşturuyor. Bölgenizde denizlerdeki çevre ile ilgili faaliyetler hakkında bilgi verir misiniz? Çevre konusu Odamızın üzerinde durduğu en hassas noktayı oluşturmaktadır. Biliyorsunuz TURMEPA ile işbirliği içerisinde pek çok çalışma yapılıyor. Bu bakımdan denize atık bırakmanın önlenmesi için yoğun çaba sarf ediyoruz. Mavi Kart uygulamasının yürütülmesi için Odamız öncülüğünde çalışmalarımız oluyor. Ayrıca atık temizliğinin sağlanması için belediyelerle deniz süpürgesi edinilmesi konusu üzerinde görüşülmektedir.

ÇEKEK YERLERİ ÖNEMLİ

İnanç Kendiroğlu: Mevcut çekek yerlerinin faaliyetlerinin devamının sağlanması ve yeni çekek yerleri oluşturulması son derece önemli. Ayrıca yat sahiplerinin yüksek bağlama ücretlerinden kurtarmak için yeni yat bağlama yerleri sağlanması üzerinde çalışıyoruz. Bu yönde yüzer ya da sabit iskele inşaatları yapılması için girişimlerde bulunuyoruz.

Antalya’da genel deniz ticareti ile amatör denizcilik arasında rakamsal olarak nasıl bir oran var?

Elbette mesleki anlamda deniz ticaretinin canlı tutulması bizim açımızdan son derece önemli. Ancak amatör denizciliğin de canlı tutulması, özellikle yeni nesillerin amatör denizcilikle tanışması, denizcilikle iç içe olmaları bizim için oldukça önemli. 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı etkinliklerinde deniz konulu resim yarışmaları düzenleyerek, yelken yarışlarıyla, ücretsiz geziler ve eğitimler düzenleyerek amatör denizciliği özendirmeye çalışıyoruz.

Son olarak ilave etmek istediğiniz neler var?

Her platformda tekrarladığım gibi, denizin altı da üstü de bizim. Sadece ticaret ve turizm olarak değil, tabiat varlığı olarak da denize bakmak gerekli. Denizimiz olmadan hiçbir şeyiz. İnsanların denize saygı göstermesini bekliyoruz. Bu nedenle deniz temizliği ve denizin korunması, üzerinde durduğumuz en hassas konulardan biri. Denizimizi temiz tutarsak ancak deniz bize kucak açar, imkânlarından yararlanmamızı sağlar.

SİDE SUALTI MÜZESİ PROJESİ

İnanç Kendiroğlu: Ayrıca Side Sualtı Müzesi Projemiz sürüyor. Bu proje Türkiye’de bir ilk… Dalış turizminin canlandırılması amacıyla çeşitli temalarda heykeller Side açıklarında denize batırılarak dalış turizmine kazandırılacak. Heykellerin yapımına devam ediliyor. Yaz aylarında müzenin açılması ve dalış turizmi faaliyetlerinin başlamasını planlıyoruz. 11


DENİZ TURİZMİ BODRUM: MAVİ YOLCULUĞUN DOĞDUĞU TURİZM CENNETİ

GÜNDÜZ NALBANTOĞLU İMEAK DTO Bodrum Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı

Bodrum; Antik dönemin önemli kıyı şehirlerinden birisi olan Halikarnassos Kenti üzerine kurulmuştur. Kent M.Ö. 4. yy.da; Karia Bölgesi olarak bilinen yörenin başkenti olmuş ve ünlü Karia Satrapı Maussollos tarafından yönetilmiştir. M.Ö. 4.yy.da, Karya Satrapı Maussollos’un kardeşi ve aynı zamanda karısı olan ilk kadın amiral Artemisia tarafından yaptırılan, “Dünyanın Yedi Harikası” olarak tanımlanan ünlü Maussolleion Anıt Mezarı Bodrum’da bulunmaktadır. 1406-1521 yıllarında St. Jean Şövalyeleri tarafından inşa ettirilen ve St. Petros Kalesi olarak bilinen “Bodrum Kalesi” günümüzde dünyanın bilinen en önemli sualtı eserlerinin sergilendiği “Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi” olarak kullanılmaktadır. Mavi yolculuğun doğuş ve gelişiminin merkezi olması sebebiyle “Gulet ve Tirhandil” adı verilen mavi yolculuk teknelerinin en önemli imal yeri Bodrum olup, yat yapım tersaneleri, Bodrum’da deniz turizminin gelişmesine çok büyük katkı sağlamıştır. Eşsiz güzellikteki kıyı ve koylarımıza (Güllük, Gökova, Hisarönü, 12

Fethiye Körfezleri) yapılacak “Mavi Yolculuk” başlangıç limanı olarak genellikle Bodrum tercih edilmektedir.

edilen tek turizm beldesi olmasıyla da görülmeye değer turizm cennetlerinin başında gelmektedir.

Akdeniz’in en önemli sahil yerleşimlerinden biri olan Bodrum, 1900 yılı ortalarında sakin bir balıkçı kasabası iken, verimli sünger yatakları sayesinde, sünger ticaretinin yapıldığı bir merkez konumuna gelmiş ve 1980 yıllarına kadar halkının çoğunluğunun sünger ve balık avcısı olarak geçimini sağladığı bir kasaba olarak adını duyurmuştur. Akdeniz’in en berrak sularına sahip Bodrum, yelken, su üstü ve sualtı sporları ile de çok ünlüdür. Özellikle iki gemi, bir uçak batığı ve iki doğal reef’i ile Bodrum, sualtı turizminde Akdeniz’in en önemli sualtı dalış merkezlerinden biridir. Kültür, doğa, deniz ve Akdeniz akşamlarının iç içe yaşanabileceği uzun yaz sezonuna sahip olan Bodrum, Dünyanın En Güzel Koyları Kuruluşu’nun üyeliğine kabul

DENİZ TURİZMİ

• Kruvaziyer Turizm ve Feribot İşletmeleri • Marinalar ve Yat Limanı İşletmeleri • Yat Yatırım ve İşletmeciliği • Mavi Tur İşletmeciliği (Guletler) • Bareboat İşletmeciliği • Günübirlik Gezi ve Tenezzüh tekneleri İşletmeciliği • Yat İmalat ve Çekek Yerleri İşletmeciliği • Su Sporları ve Dalış Turizm İşletmeciliği Türkiye’de deniz turizmi en yoğun olarak Muğla kıyılarında yoğunlaşmıştır. Mavi Yolculuk; Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı ve arkadaşlarının küçük teknelerle ve kısıtlı imkanlarla başlattığı gezilerle Bodrum’da doğmuş ve gelişmiştir.


DENİZ TURİZMİ BODRUM MARİNA VE YAT BAĞLAMA TESİSLERİ MİLTA MARİNA BODRUM PALMARİNA YALIKAVAK D-MARİN TURGUTREİS PORT IASOS KIYIKIŞLACIK AĞANLAR MARİNA YAT LİFT ÇEKEK YERİ

DENİZ KAPASİTESİ 450 710 550 150 50 0

KARA KAPASİTESİ TOPLAM KAPASİTE 50 500 120 830 150 700 ÇEKME YAPILMIYOR 150 300 350 400 400

LİMAN VE İSKELELER DENİZ KAPASİTESİ KARA KAPASİTESİ TOPLAM KAPASİTE BODRUM BELEDİYE LİMANI 230 ÇEKME YAPILMIYOR 230 BODRUM CRUISE PORT 24 ÇEKME YAPILMIYOR İSKELE 340 MT. GEMİ BOYUNA GÖRE EN AZ 2 EN FAZLA 4 GEMİ GÜLLÜK LİMAN İŞLETMESİ İSKELE UZUNLUĞU 346 m. 2 KÜÇÜK 100 m. + 130 m. 2 BÜYÜK 210 m + 204 m. YANAŞMA KAPASİTESİ KUMBAHÇE İSKELESİ 50 ÇEKME YAPILMIYOR 50 GÜMBET İSKELESİ 70 ÇEKME YAPILMIYOR 70 BİTEZ İSKELESİ 100 ÇEKME YAPILMIYOR 100 TORBA İSKELESİ 40 ÇEKME YAPILMIYOR 40

İMEAK Deniz Ticaret Odası’nın gelişen deniz turizmine çatı oluşturması 1990 yılında Muğla Şubesi’ni Bodrum’da kurarak başlamıştır. Sektörün gelişimine paralel olarak, 1996 yılında Marmaris ve 1998 yılında Fethiye Şubeleri faaliyete geçmiştir. İMEAK DTO Bodrum Şube sorumluluk sahası olan, Akbük Koyu ve Gökova Körfezi’ni kapsayan alanda Bodrum ve Güllük Liman Başkanlıkları ile Turgutreis Denet Şefliği bulunmaktadır. Bodrum Liman Başkanlığı 172km., Güllük Liman Başkanlığı ise 130km. kıyı uzunluğuna sahiptir. Akdeniz Çanağı’nda dolaşan tekneler giderek koylarımızı ve marinalarımızı yoğun olarak tercih etmektedir. Bu nedenle marinalarımızın doluluk oranı yüzde yüzün üstündedir, yeni marina ve yat limanı ihtiyacı artmaktadır.

DENİZ TURİZMİ İLE İLGİLİ SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

• Koyların yapılaşma sonucu deniz turizmi tarafından kullanılamaz hale gelmesi, kaybedilmesi, • Yatların giriş-çıkış işlemlerinde yaşanan bürokratik işlemlerin azaltılması, • Marina yatırımlarında yaşanan yoğun bürokratik işlemlerin azaltılarak, marina arz kapasitesinin arttırılması, • Son yıllarda taleplerin yoğunlaştığı kruvaziyer turizmin teşvik edilmesi ve deniz yolu ile turist getiren gemilerin limanlarımıza olan taleplerinin arttırılması, • Günübirlik gezi tekneleriyle yapılan gezilerin hizmet kalitelerinin yükseltilmesi, • Belgesiz yatların disipline edilmesi ve belirli standartta hizmet verebilmeleri için belgesiz yatların belge kapsamına alınması, • Deniz turizmi sektöründe hizmet verebilecek turizm amaçlı diğer deniz araçlarının bu hizmet ticaretinde faaliyet sürdürebilecekleri yasal düzenlemelerin yapılması, • Sportif amaçlarla yapılacak su altı dalışlarında ve diğer sportif faaliyetlerde yaşanan sorunların giderilmesi, • Çevre kirliliğinin önlenmesi, ülkemize gelen yatçıların temiz bozulmamış bir doğada tatil yapmalarının sağlanması, • Kamu ve özel sektörün birlikte ve etkili tanıtım kampanyası yapabilmeleri için gerekli tedbirlerin alınması. 13


DENİZ TURİZMİ KRUVAZİYER YOLCU TAŞIMACILIĞI 2014 İSTATİSTİKLERİ AYLAR

CRUISE GEMİ

CRUISE YOLCU

TRANSİT YOLCU(FERİBOT)

YÜKLEME YOLCU(FERİTBOT)

BOŞALTMA YOLCU(FERİBOT)

OCAK

0

0

78

1259

1237

ŞUBAT

0

0

127

1059

1044

MART

1

1361

1505

1234

1127

NİSAN

2

670

3063

5722

5163

MAYIS

8

1295

12680

20415

19419

HAZİRAN

6

1207

17162

24053

23392

TEMMUZ

21

9788

22705

40612

38308

AĞUSTOS

17

10683

26624

45704

45761

EYLÜL

10

4341

19600

37148

37808

EKİM

11

3202

13160

18953

19271

KASIM

0

0

142

2138

2236

ARALIK

0

0

73

1925

2132

TOPLAM

76

32547

116919

200222

196898

BÖLGEDE KAYITLI ÖZEL (AMATÖR) VE TİCARİ KULLANIM İÇİN KULLANILAN DENİZ ARACI SAYILARI

Bodrum Limanı’na kayıtlı özel (amatör) kullanım amacı olan tekne sayısı toplam

14

2058 adet ve ticari kullanım amacı olan deniz aracı sayısı (yat, tenezzüh tekneleri, balık avlama, sürat teknesi, spor ve eğlence amaçlı ticari deniz aracı vb.) 1702 olup; “özellikle yaz aylarında”

bu sayı koylarda demirli ve marinalarda bağlı olan yabancı bayraklı özel tekneler ile bağlama limanı Bodrum olmayan teknelerle beraber hatırı sayılır bir şekilde artmaktadır.


DENİZ TURİZMİ DİĞER İSTATİSTİKLER MAVİ YOLCULUK TİCARİ YAT SAYI VE KAPASİTESİ Yat Sayısı Toplam Yatak Kapasitesi 527 4822 BODRUM SU ÜSTÜ İŞLETMELERİ TOPLAM SAYI 106 ADET BODRUM SU ALTI SPORLARI SAYILAR Dalış Tekneleri Dalış Okulları Özel Dalış Noktaları

Adet 13 17 22

GÜNLÜK GEZİ TEKNE VE KOOPERATİFLERİ Adet Günlük Gezi Teknesi 197 Günlük Gezi Kooperatifleri 13

Kapasite 431

Kapasite 6965

YAT İMALAT VE ÇEKEK YERLERİ (Gemi İnşa Yan Sanayi, Yat İnşa Yan Sanayi, Gemi İnşa Tamir-Bakım Tersaneleri, Yat İnşa ve Tamir Bakım Faaliyetleri, Gemi ve Teknelerin Bakım-Onarımı ) İŞLETME İZNİ OLAN İŞLETME İZNİ BEKLEYEN 21 28

KIYIDA ÇEKME HİZMETİ VEREBİLEN TESİSLER 5 ADET RUHSATLI OLMAK ÜZERE TOPLAM 12

ODAMIZ SORUMLULUK SAHASINDA FAALİYET GÖSTEREN BALIK ÇİFTLİKLERİ Firma Sayısı 23

Balık Çiftliği Sayısı 203

BODRUM BALIKÇI BARINAKLARI Balıkçı Barınakları Liman İçi Liman Dışı Güllük 30 40 Kıyıkışlacık 60 Yalıçiftlik 12 Gümüşlük 26 Göltürkbükü 100 Yalıkavak 48 Turgutreis 12 Gezi Teknesi 64 Gündoğan 60 Genel Toplam 348 104 MUĞLA KOYLARI Toplam koy Toplam Yat kapasitesi Kullanılmakta olan koylar Kullanılmakta olan Yat kapasitesi Risk altında olan koylar Risk altında olan yat kapasitesi Kaybedilen koylar Kaybedilen yat kapasitesi

Toplam Kapasite 88.260 TON

Toplam 70 60 12 26 100 48 76 60 452

189 2940 78 692 79 899 38 1349

15


DENİZ TURİZMİ

BÖLGEMİZDE ACİLEN İSKELE VE MARİNA YAPILMALIDIR

ŞABAN ARIKAN İMEAK DTO Fethiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı

Fethiye Bölgesi’nde deniz turizm başlığı altında marinalar ve amatör denizciliği değerlendirir misiniz? Tabii yat bağlama kapasitenizi de öğrenmek istiyoruz…

1990’lı yıllara kadar bir tarım ilçesi olan Fethiye, bugün itibariyle tüm dünya tarafından “Deniz Turizmi Cenneti” olarak tanınmaya adaydır. Deniz Ticaret Odası Fethiye Şubesi (kuruluş 1999) olarak sorumluluk sahamız, denizde 242 km. kıyı şeridi ile Fethiye (Göcek) Dalaman ve Ortaca (Dalyan) ilçelerini kapsamaktadır. İMEAK Deniz Ticaret Odası Fethiye Şubesine kayıtlı 370 üyemiz bulunmaktadır. Şube sorumluluk sahamızda denizde 1750, karada ise 350 olmak üzere toplam 2094 teknenin bağlama/ barınma imkânı vardır. Ancak bu kapasitenin çoğunluğunun Göcek’te olması bu beldede aşırı yığılmaya yol açmaktadır. Fethiye Merkez, Seydikemer (Eşen), Dalaman ve Ortaca’da marina yapımına yönelik 16

proje ve girişimlerin desteklenmesi ve hatta özendirilmesi gerekmektedir. Bölgemizde yat bağlama kapasitesinin önümüzdeki 10 yıllık dönemde en az iki katına çıkarılamaması halinde, özellikle “Mega Yat”ların barınabilmesine dönük uluslararası rekabette geri kalınacağı düşünülmektedir. Fethiye; doğası, tarihi, kültürüyle Türkiye turizminin gelişmekte olan merkezlerinden biridir. Popüler “kitle turizmi” dışında, doğayla barışık, sürdürülebilir turizm anlayışının gerektirdiği “alternatif turizm”

etkinlikleri içinde mükemmel olanaklara sahiptir. Son yıllarda hızla gelişen ve bütün dünyada meraklıları hızla artan sualtı dalış sporu, alternatif turizmin önemli bir unsuru durumundadır. Fethiye kıyılarında görsel zenginliği arttırmak maksadıyla dünyanın çeşitli ülkelerinde uygulandığı gibi, su altında dalışa uygun derinliklerde; Yapay resifler ve batıklar oluşturulması düşünülmektedir. Böylece sağlanacak görsel çekicilikten ötürü, yurt içi ve dışında dalış sporu yapan insanların yıl boyunca Fethiye’ye ilgisi artarak, sualtı turizmi gelişerek bölge ekonomisine ciddi katkı sağlayacaktır.


DENİZ TURİZMİ

MARİNA ADI

KAPASİTESİ

TÜRÜ DENİZ

KARA

TOPLAM

20

-

20

MARİNA

420

-

420

BELEDİYE MARİNA- FETHİYE MARİNA

140

-

140

BELEDİYE MARİNA-GÖCEK

MARİNA

120

-

120

PARK MARİNA HOTELMARİNA VİSTA

MARİNA

34

-

34

YAT OTEL MARİNA

MARİNA

30

-

30

YES MARİNA

MARİNA

30

-

30

CLUP MARİNA

MARİNA

205

-

205

D-MARİN

MARİNA

380

150

530

MARİNTÜRK EXCLUSIVE

MARİNA

100

-

100

MARİNTÜRK GÖCEK VİLLAGE PORT

MARİNA

170

200

370

SKOPEA MARİNA

MARİNA

55

-

55

HİLLSİDE TATİL KÖYÜ

YANAŞMA YERİ

15

-

15

LETONYA TATİL KÖYÜ

YANAŞMA YERİ

25

-

25

1744

350

2094

MY MARİNA YAT KULÜP ECESARAY MARİNA

Toplam

Amatör denizcilik Fethiye’de kürek sporu

2001 yılından bu yana Fethiye Belediyesi tarafından 2. Karagözler’de inşası yapılan kayıkhaneden ilçemiz kürek kulübünün yanı sıra, Milli Takımımız ve diğer kulüp takımları ile olimpiyat ve dünya şampiyonu olan yabancı ülkelere ait takımlar da yararlanmaktadır. Yaklaşık olarak 50 sporcunun faydalandığı kulübe odamız tarafından alınan dünya standardında 4 çifte yarış teknesi yarışmalarda kullanılmaya başlanmıştır. Her yıl onlarca sporcumuz milli olma başarısını göstererek, yurt dışında ülkemizi başarıyla temsil etmişlerdir. Yine Fethiye Belediyesi’ne ait yelken tesislerinde yaklaşık 20 sporcu ile eğitim çalışmaları yapılmaktadır. Kulüp ulusal ve uluslararası birçok yarışmaya katılarak dereceler elde etmiştir. Türkiye Yelken Federasyonu tarafından talep eden kulüplere verilmek üzere Şubemizce tahsis edilen Optimist tipi 2 adet yelken teknesi de kulübe teslim edilmiştir. Şubemiz gerek kürek kulübüne gerekse Yelken Kulübü’ne imkanları dahilinde katkılarını sürdürmeye devam etmektedir.

Fethiye, sayısız eşsiz güzellikte koyları, iklim ve coğrafi özelliklerinden dolayı 12 ay dalış yapılabilir avantaja sahiptir. Bölgemizde dalış turizminin hizmetine sunulmak üzere hizmet dışına çıkarılmış eski bir Sahil Güvenlik botu tahsis edilmesi sağlanmış ve bölgemizde sualtına batırılmak üzere dalış turizmi amaçlı kullanılmaya başlanmıştır.

Fethiye Bölgesi’ndeki deniz turizmi ile ilgili sorunlar ve çözüm önerileriniz nelerdir?

İlçemizde yat imalat sektörünün en büyük sorunu çekek yerleri ile inşa atölyelerinin halen gerektiği boyutta ve yeterlilikte olmayışıdır. Karagözler mevkiinde Ahşap Gulet tipi charter teknelerinin ağırlıkta inşa edildiği, çekek ve onarımının yapıldığı 180 tekne kapasiteli tersaneler bölgesi bu günkü koşullarda yeterli olmadığı gibi, imarı olmayan ve her türlü çevre projesinden uzak şimdiki yat çekek yerleri ile inşa atölyeleri Fethiye’nin önde gelen Letoonia ve Hillside gibi tatil köylerinin ulaşımını sağlayan karayolu üzerinde çok olumsuz koşullarda yıllardır “geçici işletme izni” ile faaliyetlerini gerçekleştirmektedir. İşletmelere, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme

Bakanlığı’nca (UDHB) Fethiye Yanıklar Köyü Karaot mevkisinde bulunan Ahşap Yat İnşa, Bakım-Onarım ve Çekek Kompleksi (Karaot Projesi) faaliyete geçene kadar “Geçici İşletme İzni” verilmiştir. Bölgemizdeki sektör işyerleri faaliyetlerine son 10 yıldır bu geçici işletme izin ile devam etmektedir. UDHB tarafından düzenlenen yeni yönetmelik kapsamında 10 Ağustos 2014 tarihinden itibaren kısmi işletme izni olmayan işletmelerin tekne imal ve çekek faaliyetlerinde bulunamayacağı bildirilmiştir. Diğer taraftan “Karaot Projesi” 15 yılı aşkın bir süredir devam etmekte olup, Tabiat Varlıkları Koruma Genel Müdürlüğü’nde onay aşamasında tıkanmıştır. “Geçici İşletme İzni” konusunda yaşanan sorun nedeniyle bu sektördeki üyelerimizle birlikte, sektörden hizmet alan tekne donatanları da mağduriyet yaşamaktadırlar. İşletmelerin geçici işletme izni kapsamında bakanlığa yazılı olarak yaptıkları bireysel müracaatlara olumsuz yanıt verilmiştir. Sonuç olarak hâlihazır durumda; işletmeler istese de mevcut yerlerine ruhsat alamamakta, Karaot’ta belirlenen alana da gerekli yasal izinler çıkmadığı için taşınamamaktadırlar. Bugün gelinen noktada geçici iletme izni verilmemesi ya da yönetmelikte öngörülen sürenin uzatılmaması durumunda sektörde ciddi zafiyet yaşayacağı, önlem alınmaması durumunda telafisi mümkün olmayan maddi ve manevi kayıplar yaşanabileceği değerlendirilmektedir. Bölgemizi ziyaret edecek büyük ölçekli yatların ve gemilerin ihtiyacını karşılayabilmek için en kısa sürede yeni bir iskele yapılmalıdır. Bu iskele yapılırken de, çevre yolu ve ana arterlere ulaşımı kolay olan, denize cepheli, şehir yoğunluğunu dağıtacak ve gerekli yan üniteler ile hizmet binalarının kolaylıkla yapılabileceği ve gerekirse, birden fazla amaç için kullanılabilecek bir yer olması tercih edilmelidir. Getirisi oldukça fazla olan mega yatların barınabilmesi için acil olarak uygun marina yapılması öncelikli hedeflerimizdir. Akdeniz Çanağı’nda pek çok marina artık mega yat turizmine açılmanın yollarını aramaktadır. 17


DENİZ TURİZMİ Gemiler sınırlı süreyle limanlarda kalmalarına rağmen, bir mega yat haftalarca, hatta beğendiği takdirde aylarca kalabilmektedir. Güvenli ve aynı zamanda doğal güzellikleri olan yerleri tercih eden bu yatlar için uygun marinalar yapılarak, önemli bir turizm girdisine sahip olan bu potansiyel değerlendirilmelidir. Ayrıca, Göcek ve Fethiye çevresindeki yat bağlama yerleri ve marinalar neredeyse tam

doluluk kapasitesiyle çalışmakta ve bu bölgede en az 2000 yatlık daha bağlama yerine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu sebeple, marina ve yat yanaşma yeri yapılabilecek yerlerin tespiti ve ardından değerlendirilmesi için bir an önce çalışmalara başlanması gerekmektedir. Limanlarımızdaki en büyük problem; dere ve azmakların getirdiği alüvyonların denizimizi doldurmuş ve doldurmaya devam etmekte olmasıdır.

4 milyon metreküplük çamurun çıkarılmasına ve deniz taramasına ve ayrıca bu derelerin Murt Deresi’nde yapıldığı gibi ıslah edilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Bunun için yerel imkanlar yetersiz kalmaktadır ve acilen devlet gücü ile deniz dibi taranması ve dere ıslahlarının yapılması önem arz etmektedir.

KRUVAZİYER TURİZM

Bölgemiz kruvaziyer turizminden hak ettiği karşılığı maalesef alamamaktadır. Son 10 yıllık dönemde Limanlarımıza gelen kruvaziyer yolcu ve gemi sayıları aşağıda belirtilmiştir

Limanlarımıza Gelen Kruvaziyer Yolcu Sayıları Liman

2004

2005

2006

2007

2008

2009

2010

2011

2012

2013

Fethiye

3.682

3.157

3.566

948

4.217

2.615

879

1.975

1.969

1.067

Göcek

0

0

0

0

1.121

1.532

2.274

1.216

1.038

252

Yıllara Göre Limanlarımıza Gelen Kruvaziyer Gemi Sayıları Liman

2004

2005

2006

2007

2008

2009

2010

2011

2012

2013

Fethiye

21

7

67

4

13

8

5

5

11

4

Göcek

0

0

0

0

6

10

16

7

6

2

Çevre, önemli konu başlıklarımızdan birini oluşturuyor. Bölgenizde denizlerdeki çevre ile ilgili faaliyetler hakkında bilgi verir misiniz? Deniz Temiz Derneği (TURMEPA) tarafından Fethiye Bölgesi’nde kullanılan 2 adet atık toplama gemisi ile koylara demirleyen teknelerden atık toplanmaktadır. Odamız gayretleriyle üçüncü bir tekne inşa ettirilmekte olup, Haziran 2015’ten itibaren hizmete girmesi planlanmaktadır. Ayrıca 18

Mavi Kart sisteminin uygulanması ve yaygınlaşması kapsamında bölgemizde toplam 34 adet Atık Su Otomasyon Sistemi (ASOS) uyumlu atık alım istasyonu odamız imkanlarıyla yaptırılarak hizmete sunulmuştur. Deniz ve Kıyıların temizliği için şubemizce değişik yer ve tarihlerde temizlik faaliyetleri düzenlenmiş, Göcek’teki faaliyetler için de akaryakıt ve personel desteği sağlanmıştır. Deniz kirliliği ile mücadeleyi görev addeden odamız tarafından zaman zaman eğitici seminerler verilmekte, deniz bilincini

ve kültürünü yayma adına etkinliklerini sürdürmektedir. Gemilerden atık alımı ve bertarafı konusunda yetersiz kalan Göcek MOPAK İskelesi ile birlikte, konunun çözümünün daha fazla atık alım noktası belirlenmesi ve her teknenin kendi atığını bertaraf etmesi için paket arıtma sisteminin teknelerde kullanımına izin verilmesi gerektiği tarafımızca uygun mütalaa edilmektedir. Türkiye’de öncelikli olarak korunma altına alınması gereken 1.200 km’lik sahil şeridinin büyük bir bölümü ilçemiz sınırları içerisindedir. Sahillerde “Kıyı İnceleme Merkezleri” oluşturularak, bölgemize özgü sorunların tespiti ve bu sorunların giderilmesi, halkın bilinçlendirilmesi gerekliğinden yola çıkılarak, Fethiye’de bir deniz gözlem istasyonu kurulmuş olup, odamızca da desteklenmektedir. Sürdürülebilir kalkınma adına, koruyarak kullanma bilincini edindirmek ve denizlerimizin kirlenmesinin önüne geçebilmek için Odamız şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da gerekli çalışmaları yapmaya ve kıyı temizliği, bilinçlendirme çalışmaları gibi etkinlikleri desteklemeye devam edecektir.


DENİZ TURİZMİ

Bölgede genel deniz ticareti ile amatör denizcilik arasında rakamsal olarak nasıl bir oran var?

Bölgemizde deniz ticareti üç ana sektör üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bunlardan ilki marina sektörü, diğeri yat imal ve çekek sektörü, üçüncüsü ise yat ve günübirlik gezi tekneciliği sektörüdür. Tarihi 40-50 yıl geriye giden geleneksel Akdeniz ahşap tekne yapım teknikleri ile yapılmış olan “GULET” olarak adlandırdığımız modern, her tür teknik ve konfor donanımına sahip teknelerimizle eşsiz koylarımızda yapılan dünya turizmine armağan ettiğimiz “Mavi Yolculuk” artık vazgeçilmez bir tatil alternatifi haline gelmiştir. Yaklaşık 2500-3000 teknelik filomuz dünyada ilk ve tektir. Bunun yanı sıra ilçemiz sadece “Mavi Yolculuk” alanında değil, deniz turizminin her dalında eşsiz bir güzelliğe sahiptir. Su sporları, dalış, yelkencilik, kürek gibi amatör aktiviteler bunlardan sadece bazılarıdır. Ancak bölgemizde bir Gemi Adamları Sınav Merkezi (GASM) olmaması nedeniyle Amatör Denizcilik Belgesi (ADB) almak isteyen adayların sınava girmek için en yakın sınav merkezi olan Marmaris ya da Antalya’ya gitmesi gerekmektedir. Bu

alandaki zafiyeti gidermek ve Fethiye’de de, gerekirse sektörümüz maddi olanakları da kullanılarak bir GASM

açılması maksadıyla Fethiye Liman Başkanlığı aracılığı ile talebimiz üst makamlara iletilmiştir.

FETHİYE BÖLGESİ’NDE RAKAMLARLA DENİZ TURİZMİ Bölgemizdeki Mavi Bayraklı Plaj ve Marinalar Cinsi

Adet

Marina

2

Plaj

14

Açıklama D-Marin Göcek Marina Ece Marina Kumburnu Halk Plajı Hotel Meri Hillside Beach Club Suncity Beach Club Blue Point Beach Liberty Hotels Lykia Majesty Club Tuana Park - Sarıgerme Belçeğiz Halk Plajı SDÇED Plajı - Sarıgerme TT Hotels Sarıgerme Imperial Iberotel Sarıgerme Park Robinson Club Sarıgerme Park Hilton Dalaman Sarıgerme Resort & Spa Puravida Resort Seno Sarıgerme

Bölgemize son üç yılda giriş-çıkış yapan Türk ve yabancı bayraklı tekne sayısı 2012, 2013 ve 2014 yıllarında yaklaşık olarak Fethiye Limanı’ndan 12 000, Göcek Limanı’ndan ise 21 000 tekne giriş çıkış yapmıştır. 19


DENİZ TURİZMİ

İSKENDERUN’DA DENİZ TURİZMİ HENÜZ GELİŞME GÖSTEREMEDİ

BÜLENT KAVSAK İMEAK DTO İskenderun Şubesi Başkanı

İskenderun Körfezi’nde deniz turizmi henüz gelişme göstermemiştir. Bölgede marina olmaması, bu konudaki en büyük olumsuz etkendir. Fakat bu konuda çalışmalar ilgili yönetimler tarafından başlatılmıştır. İskenderun Körfezi’nde amatör denizcilik; sportif balık avcılığı ve yaz aylarında küçük botlarla yüzme ve gezi gibi aktiviteleri kapsamaktadır. Marina ve yat bağlama yerleri yapıldığı takdirde deniz turizmi, yat rallisi ile birlikte amatör denizcilikte de hareketlenme görülecektir. İskenderun Yelken Kulübü ve İskenderun Yüzme İhtisas Kulübü başarılı çalışmaları ve kadrosu sayesinde milli sporcular yetiştirmekte ve kendi alanlarında ulusal dereceler kazanmaktadırlar. Deniz turizminin gelişmesi amacı ile 28 Nisan 2015 tarihinde “İskenderun Körfezi’nin Deniz Turizmindeki Yeri” konulu bir sempozyum yapılması planlanmaktadır. Bu sempozyum İMEAK Deniz Ticaret Odası İskenderun Şubesi önderliğinde ilgi resmi ve özel kurumlar ve denizcilik sektöründe 20

önde gelen kişilerin katılımı ile gerçekleşecektir. Bu sempozyum sonucunda deniz turizminin gelişmesi konusunda yapılması gerekenler tespit edilecek ve bir yol haritası çizilecektir. İskenderun Körfezi’nde marina olmadığı gibi kruvaziyer limanının da olmaması ciddi bir eksikliktir. Deniz turizminin gelişmesi açısından marina dışında inanç turizmi ve Hatay’ın farklı kültürleri

barındıran mozaik yapısının tanıtılması için bir kruvaziyer limanının olması büyük fayda sağlayacaktır. İskenderun Körfezi’nde çok sayıda liman olması sanayileşmeyi sağlarken denizin temiz tutulması gerekliliğini de ön plana çıkarmaktadır. Bu sebeple “Mavi Kart” otomasyon sistemine Aralık 2015 tarihine kadar geçiş yapılarak katı ve sıvı atıkların belirli yerlere teslim edilmesi sağlanacaktır.


DENİZ TURİZMİ

“DENİZ TURİZMİNDEN DAHA ÇOK PARA KAZANABİLİRİZ”

İzmir Bölgesi’nde deniz turizm başlığı altında marinalar ve amatör denizciliği değerlendirir misiniz? Yat bağlama kapasiteniz bölgenizde ne kadar?

Deniz turizmini kruvaziyer gemiler ve limanları, marinalar ve yat işletmeciliği, günübirlik gezi tekneleri ve sualtı ve su üstü denizsporları başlıkları altında toplayabiliriz. Ülkemizin turizm gelirlerinin yüzde 20’sini deniz turizmi gelirleri oluşturuyor. Deniz turizminde 6.86 milyar dolar gelir ile Akdeniz’de 5 sıradayız. 2023’te deniz turizminde Akdeniz’de 3 ülke arasına girmeyi ve 20 milyar dolar gelir sağlamayı hedefliyoruz. Biz bölgemizde yaptığımız çalışmalar ile bu hedefe ulaşma çabasına destek veriyoruz.

Son yıllarda marinalarda yaşanan doluluk sevindirici olmakla beraber, yeni marina yatırımlarının bir an önce gerçekleştirilmesi gerekiyor. Akdeniz Çanağı’nda bağlama kapasitesi açısından 5. sıradayız. Kıyılarımızın uzunluğu ile marina sayımızı karşılaştırdığımızda, çok daha fazla marina ve tekne bağlama kapasitesine ulaşmamız gerektiğini görmekteyiz. 2023’te de hedefimiz 25 bin olan yat bağlama kapasitemizi 50 bine çıkarmak. Bu hedefe ulaşmada en önemli bölge de Ege kıyılarımız. Bölgemizde Setur Çeşme Marina, IC Çeşme Marina, Port Alaçatı Marina, Teos Marina, Setur Kuşadası Marina, D-Marin Didim Marina, Setur Ayvalık Marina ve Levent Marina olmak üzere 8 adet marina bulunuyor. Bu yat

YUSUF ÖZTÜRK İMEAK DTO İzmir Şubesi Başkanı

limanlarının bağlama kapasitesi 3 bin 775 teknedir. 2023’e kadar bölgemizde 8 adet daha yeni marina kurulması, böylece yat bağlama kapasitesinin iki katına ulaşması planlanıyor. Yat turizminin yanı sıra yelken ve diğer su sporlarının daha fazla gelişmeye ihtiyacı var. Dünyanın en iyi 3. sörf

21


DENİZ TURİZMİ

için bölgeye sörf temalı butik oteller yapılmalı. Tesislerde uluslararası sertifikalı eğitmenler çalıştırılmalıdır. Bölgemizde geçen yıl itibariyle 24 Dalış Merkezi yer alıyor. Bu merkezler dalış, tur, eğitim, malzeme satışı, rehberlik ve doğa yürüyüşü hizmetleri veriyor. Tesislerde uluslararası sertifikalı eğitmenler ve personel çalıştırılmalı. Sektör temsilcileri ruhsat alma ve belgelendirme de problemler yaşamaktadır. Bu sorunlar mutlaka çözülmeli.

alanı olan Alaçatı bölgemizde yer alıyor. Dikili, Ayvalık gibi rüzgar açısından şanslı olan diğer yörelerimizi de tanıtmayı hedefliyoruz. Bu çalışmalar sonucunda ülkemizin deniz turizm gelirlerini artırmak mümkün olacaktır.

İzmir Bölgesi’nde deniz turizmi ile ilgili öne çıkan sorunları ve çözüm önerilerini değerlendirir misiniz?

Bölgemizde deniz turizminin gelişmesi için daha fazla tanıtıma ihtiyacımız var. Alaçatı başta olmak üzere rüzgar sörfü için ideal merkezlerimize Avrupa’dan yaz kış daha fazla turist çekmek için tanıtım artırılmalı. Yılın 330 günü rüzgarlı olan Çeşme Alaçatı, sörf tutkunları için vazgeçilmez bir yöre. Alaçatı’da rüzgarı, 22

denizi satıyoruz. Sadece Alaçatı ve Çeşme değil; Çeşmealtı, Urla, Dikili ve Foça’nın da sörf turizminde potansiyeli olduğunu ve geliştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Sörf turizminde havadan para kazanıyoruz. Üstelik sörf için gelen turist, bir gün değil en az 10 gün kalıyor. Alaçatı Sörf Cenneti’nde geçen yıl itibariyle 12 sörf okulu yer alıyor. Alaçatı, 23 Nisan ile 29 Ekim tarihleri arasında 6 ay boyunca faaliyet gösteriyor. En canlı sezon ise temmuzeylül dönemini kapsayan yaklaşık 90 günlük süre. Kalan aylarda kapasitesinin çok azı kullanılıyor. Sezon süresini uzatacak yaratıcı projeleri bir an önce hayata geçirmeliyiz. Sezonu uzatmak

Kruvaziyer turizminin geliştirilmesi için daha çok gemi getiren firmaya daha fazla teşvik verilecek şekilde bir destek modeli uygulanmalı. Ayrıca İzmir Alsancak Limanı’nda yolcu terminalinin modernleştirilip, daha fazla geminin yanaşması için parmak iskeleler bir an önce yapılmalı. Planlanan iskelelerin maliyetinin yüksekliği dikkate alınarak alternatif olarak dolphin iskelelerin yapılması da önerilebilir. Kruvaziyer yoluyla daha fazla turistin gelmesi için, Kemeraltı başta olmak üzere İzmir’in tarihi ve kültürü daha çok öne çıkarılmalı. Çeşitli limanlarımızda gastronomi ve tarih turları olmak üzere cazibe merkezleri yaratılmalı. Marinaların tesis edilemeyeceği şehir içinde kalmış kıyılarımıza tekne park yerlerinin yapılması en önemli isteğimizdir. Bu sayede


DENİZ TURİZMİ İzmir Körfezi’nde önemli bir canlılık yakalanacaktır. Özellikle sahil, sıhhiye, fener ücretlerinde, römorkajda indirim yapılmalı. En azından gelen gemi ve yolcu sayısını artırıcı teşvik sistemi geliştirilmeli. Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nün yeni Gemi Trafik Hizmeti Ücret Tarifesi, zaten var olan maliyet sıkıntılarının üzerine tuz biber oldu. Ayrıca bu uygulama, birbirine yakın olan limanlar arasında haksız rekabet oluşturacak. Yunanistan’ın Pire Limanı ile bölgedeki benzer yabancılimanlara karşı rekabet gücümüz alacak. Kamu hizmeti karşılığı alınan bu ücretin kaldırılmasını talep ediyoruz. Hali hazırda gemilerden bu kapsamda Navigationaldues (seyir güvenliği destek hizmeti) olarak fener ve tahlisiye ücreti alınmaktadır. Şimdiye kadar Bakanlığımız, ülkemizi uluslararası düzeyde etkileyecek her gelişmede pozitif yaklaşım içinde oldu. Bu yaklaşımın devam edeceğine, Odamız ve sektör temsilcileri ile birlikte bu sorunu çözeceğimize inanıyoruz.

Çevre, önemli konu başlıklarımızdan birini oluşturuyor. Bölgenizde denizlerdeki çevre ile ilgili faaliyetler hakkında bilgi verir misiniz?

Ayrıca TURMEPA ve yerel yönetimlerle işbirliği yaparak deniz ve kıyı temizliği etkinlikleri düzenleyerek, kamuoyunu, özellikle gençleri ve çocukları denizlerimizi ve kıyıları korumak için duyarlı olmaya davet ediyoruz. Bu yıl günübirlik gezi teknelerinin uğrak yeri olan koyların temizliği için de çeşitli kampanyalarımız olacak.

Deniz turizmi için en önemli çalışma, küçük deniz araçlarından kaynaklanan deniz kirliliğinin önlenmesini amaçlayan Mavi Kart Sistemi’dir. Ayvalık’tan Didim’e kadar olan sorumluluk sahamızda bulunan 15 liman ve 8 marinada atık alım tesisleri mevcut. Ama bu tesisler sadece kendi müşterilerine hizmet veriyor. Bunların yanında 156 günü birlik gezi teknesi, 58 balık çiftliği, 63’ü gırgır 53’ü trol

Bölgenizde genel deniz ticareti ile amatör denizcilik arasında rakamsal olarak nasıl bir oran var?

olmak üzere 4 bin küsur kayıtlı balıkçı teknesi, atık alım tesisine ihtiyaç duymaktadır. Bu tesislerin müşterisi olmayan balıkçı ve gezi teknelerinin atık vermesi ticari açıdan mümkün değil. Şubemiz, teknelerde Mavi Kart Atık Alım Sistemi mevzuatı ve uygulamalar konusunda yerel yönetimler başta olmak üzere bilgi aktarmak için çalışıyor. Odamız tarafından belediyelere ve kıyı tesislerine bu konuda sağlanacak destekleri anlatıyoruz. Bu ihtiyaçların giderilmesi için günübirlik gezi teknelerinin bağlı bulunduğu rıhtımlara Atık Alım Tesisi kurulması için gerekli üst yapıları Oda olarak temin ediyoruz. Belediyelerden de altyapının oluşturulmasını istiyoruz.

ilgi görmeye başladı. Yapılan altyapı yatırımları ve destekler sayesinde amatör denizciliğin, deniz sporlarının ve deniz turizminin daha hızlı gelişeceğini öngörüyoruz. İçişleri Bakanlığı’nın Türkiye’ye yabancı sermaye ve zengin turistin gelmesini sağlamak için başlattığı 5 yıl ikamet izni çalışması çok önemli. Bakanlık, yat turizmi amacıyla ülkemize gelen ya da gelmek isteyen yat sahibine, eşine ve çocuklarına talepleri halinde 5 yıl geçerli ikamet izni verilmesiyle ilgili çalışıyor. Bugüne kadar Arap ülkeleri, Rusya, Ukrayna gibi ülkelerden gelen turistlere 3 ay ikamet tezkeresi veriliyordu. Yeni çalışma ile turist sayısında önemli artış yaşanacağını düşünüyoruz.

Bölgemizde deniz ticaretinin gelişimi uzun yıllara dayanıyor. Ancak amatör denizcilik ve deniz turizmi son yıllarda

Bölgenizde kruvaziyer turizm alanında rakamları verir misiniz?

Bölgemizde kruvaziyer turizmi özellikle son 10 yılda hızla büyüdü. Kuşadası Limanı, geçen yıl 553 bin yolcu ile kruvaziyer turizminde Türkiye’nin birinci limanı oldu. İzmir Alsancak Limanı 338 bin, Çeşme Limanı 37 bin, Dikili Limanı ise 8 bin yolcu ağırladı. Geçen yıl Bölgemizdeki kruvaziyer limanlarına 685 gemi, 937 bin yolcu getirdi. Geçen yıl gemi ve yolcu sayısında gerileme yaşanmasına rağmen, gelecek dönemde kruvaziyer turizminin gelişeceğine inanıyoruz. Bu kapsamda 16-19 Mart 2015 tarihlerinde Amerika Birleşik Devletleri’nin Miami kentinde düzenlenen kruvaziyer fuarına katıldı. Katılım ve rekabet açısından yoğun geçen Miami’deki buluşmada tüm limanlarımızın yanında olduk. Onların tanıtımına destek verdik. Fuar boyunca kruvaziyer sektörüne hizmet veren şirketlerle görüşmeler gerçekleştirdik. Bu çabalarımızın sonucunda ülkemizin önümüzdeki dönemde daha çok yolcu çekeceğine, ülkemizin kruvaziyer sektöründen daha fazla pay alacağına inanıyoruz.

23


DENİZ TURİZMİ

TANITIM EKSİĞİMİZ DENİZ TURİZMİNDE DE ÖNE ÇIKIYOR

İRFAN ERDEM İMEAK DTO Karadeniz Ereğli Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı

Bölgenizde deniz turizm başlığı altında marinalar ve amatör denizciliği değerlendirir misiniz? Yat bağlama kapasitesi hakkında bilgi verir misiniz? Turizm Kıyı Yapıları Master Plan çalışması sonucunda, Karadeniz kıyısında yer alan mevcut kıyı yapılarının bir bölümünün yat turizmi için değerlendirilebileceği öngörülmüştür. Bu bölgede yer alan kıyı yapılarının kullanılabilir yat bağlama kapasitesinin yaklaşık 2400 adet olduğu değerlendirilmektedir. Bu değerlendirme kapsamında 28 adet balıkçı barınağı irdelenmiş olup, yat turizmi için kullanılabilir yat bağlama kapasitesi 2100 adet civarındadır.

Bölgemiz sınırları içerisinde olan ve Turizm Kıyı Yapıları Master Plan Çalışması’nda turizm açısından hizmet verebileceği düşünülen balıkçı barınakları ve turizme ayrılması öngörülen kapasiteler adet bazında şu şekildedir: 24

Yat turizmi için değerlendirilebileceği öngörülen 6 balıkçı barınağımızda kullanılabilir yat bağlama kapasitesi toplam 286 adettir. Bunlara ek olarak Karadeniz Ereğli ilçemizde içinde çekek yerleri, idari bina, sosyal tesisler ve kulüp binalarının olacağı bir marina projesi mevcuttur. Bakanlığımızın ve Belediyemizin de desteği ile bu projeyi hayata geçirme gayretindeyiz.

Bölgenizdeki deniz turizmi ile ilgili sorunlar ve çözüm önerileriniz nelerdir?

Potansiyelin belirlenmesi ve araştırma faaliyetleri, fiziki yapı ve sistem-organizasyon, mevzuat ve kurumsal düzenlemeler, eğitim ve tanıtım konularında eksikliklerimiz mevcuttur.

KEFKEN (KOCAELİ) BALIKÇI BARINAĞI + YAT BARINAĞI

25

AKÇAKOCA (DÜZCE) BALIKÇI BARINAĞI + YAT BARINAĞI

21

ALAPLI (ZONGULDAK) BALIKÇI BARINAĞI

41

KİLİMLİ (ZONGULDAK) BALIKÇI BARINAĞI

112

AMASRA TARLAAĞZI (BARTIN) BALIKÇI BARINAĞI + ÇEKEK YERİ

50

AMASRA (BARTIN) BALIKÇI BARINAĞI + YAT BARINAĞI

37


DENİZ TURİZMİ Potansiyelin belirlenmesi ve araştırma faaliyetleri konusunda;

marinalarımızda yatçılar ve tüm taraftarlar ile yurtiçi ve yurtdışı-talep ve beklentileri belirleyebileceğimiz bir anket çalışması yapılabilir, bu çalışma neticesinde öncelikle bir pilot bölge oluşturulması ve talebe göre tüm Karadeniz Bölgesi’nin buna göre şekillendirilmesi sağlanabilir. Bunlara ek olarak Karadeniz’e sahili olan çevre ülkelerdeki mevcut potansiyelinin değerlendirilebilir, bölgemiz üniversitelerde araştırma projesi haline getirilebilir.

Fiziki yapı ve sistem-organizasyon konusunda; balıkçı barınaklarının

altyapısının iyileştirilmesi, bölgedeki tersanelerin yatlar için bakım-onarım konusunda altyapısının geliştirilmesi, balıkçı kooperatiflerinin sistemin içinde yer almasını sağlayacak marina ve yatçılar arasında iletişim sağlayacak organizasyon veya proje geliştirilebilir.

Mevzuat ve kurumsal düzenlemeler hususunda; Bakanlığımız ve Deniz

Ticaret Odamız sürekli istişare halindeler. Bölgesel olarak düşünürsek; tüm balıkçı barınaklarının imar planının çıkarılması, imar planı bulunmayan yapıların yasal işlemlerinin gerçekleştirilmesi, örnek teşkil edecek marina mevzuatları ve yönetmeliklerinin incelenmesi, yasal izne sahip olacak barınaklar yat limanına dönüştürülerek il özel idaresine devredilmesi, balıkçı barınaklarını yat turizmine açılması ilgili mevzuat düzenlenmesi konuları değerlendirilmelidir.

Eğitim konusunda; yelkencilik yatçılık

gibi sportif faaliyetlerle ilgili kursların düzenlenmesi, ilköğretim okullarında deniz ve denizcilikle ilgili eğitimler verilmesi, yabancı yatçılara hizmet verebilecek dil bilen kalifiye personelin istihdamı ve yabancı dil eğitimi, amatör kulüpler kurularak yelkenciliğin teşvik edilmesi gerekmektedir. Tüm bu sayılan sorunlara ek olarak maalesef tanıtım eksikliğimiz bulunmaktadır. 2014 yılında Türkiye, Gürcistan, Rusya Federasyonu ve Ukrayna’nın Karadeniz’deki liman şehirleri arasında Karadeniz

Kruvaziyer Platformu kuruldu. Platform, Karadeniz’in doğusunda gerçekleştirilecek Kruvaziyer turizmi faaliyetleri kapsamında tanıtım, pazarlama, ücretlendirme ve rekabet stratejileri belirlemek adına taraflar ortak hareket etme alanlarında işbirliğini hedeflemektedir. Uluslararası piyasada kruvaziyer turizmi pazarlanmasında ortak tanıtım stratejileri tespit edilecek ve limanların ortak tanıtımı gerçekleştirilmesinin yanı sıra “Kruvaziyer Turizmi” için uluslararası fuar, toplantı vb. tanıtım organizasyonlarına tek çatı altında ortak katılım sağlanacak ve bu katılımlara yönelik hazırlanacak tanıtım materyallerinde platform üyesi limanların tamamı dâhil edilmesi amaçlanan bu platforma batı Karadeniz Bölgemiz de dahil edilerek genişletilebilir. Buna ek olarak Karadeniz kıyılarındaki turizm potansiyelini tanıtıcı basın-

yayın ve broşür hazırlama ve reklam faaliyetlerine ağırlık verilebilir, lobicilik faaliyetlerinin yaygınlaştırılabilir. Ulusal bazda tanınırlığın artması için bölge üniversitelerinde yat kulüplerinin kurulması ve yarışmaların düzenlenmesi planlanabilir. Uluslararası tanıtım için Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenter Asamblesi (KEİPA) , Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ) gibi kuruluşlarla organizasyon ve birlikte ortak tanıtımlar yapılabilir. İlki 1997 yılında düzenlenen KAYRA (Karadeniz Yat Rallisi) gibi spor organizasyonları, Karadeniz kıyı ülkeleriyle her sene düzenlenebilir. Kruvaziyer yolculara yönelik olarak liman çevresinde bulunan tarihi ve dini yerlerin tanıtımının yanı sıra, Karadeniz Kruvaziyer Liman Tanıtım Platformu gibi bölgesel platformlar oluşturarak kruvaziyer operatörlerinin ilgisinin çekilmesi de sağlanmalıdır. 25


DENİZ TURİZMİ Bölgenizde kruvaziyer turizm alanındaki rakamları verir misiniz? Karadeniz Bölgesi’nde kruvaziyer gemiler Bartın, Sinop, Samsun ve Trabzon olmak üzere 4 limana uğramaktadırlar. Şubemiz yetki sınırları içerisinde bulanan Bartın Limanı’na yıllara göre gelen yolcu ve gemi sayıları şu şekildedir:

YIL

2007

2008 2009

2010

2011

2012

2013

2014

YOLCU SAYILARI

-

-

-

957

941

555

208

882

2071

2835

GEMİ SAYILARI

-

-

-

8

10

4

2

9

15

18

Çevre, önemli konu başlıklarımızdan birini oluşturuyor. Bölgenizde denizlerdeki çevre ile ilgili faaliyetler hakkında bilgi verir misiniz? Oda olarak her yıl Deniz Temiz Derneği/ TURMEPA, Karadeniz Ereğli Belediyesi, Karadeniz Bölge Komutanlığı, Bülent Ecevit Üniversitesi, Hatice Erdem Denizcilik Anadolu Meslek Lisesi, bölgemiz ilkokulları, şubemiz ve gönüllülerin katılımları ile ortaklaşa kıyı temizliği faaliyetleri düzenlemekteyiz. Bunun yanı sıra çocuklarımıza deniz çevre bilincinin aşılanması adına Erdemir Limanı’nda yapılan rutin “Acil Müdahale Tatbikatlarına” ilköğretim öğrencilerinin de katılımını sağlıyoruz. Bunlara ek olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca yürütülen ve sektör temsilcileri, ilgili kurum kuruluşlar ve İMEAK DTO organizasyonu yapılan koordinasyon toplantılarına katılım sağlamaya çalışıyoruz.

Bölgenizde genel deniz ticareti ile amatör denizcilik arasında rakamsal olarak nasıl bir oran var?

2008- 2009 yıllarındaki finans piyasalarında başlayan küresel kriz, daha sonraları reel ekonomiye sirayet etmiş ve etkilerini günümüzde de sürdürmektedir. Art arda yapılan parasal genişlemeler krizin şiddetini hafifletse de, henüz krizden çıkılamamıştır. Bu durum ister istemez Türkiye ekonomisini ve piyasaları etkilemektedir. Bölgemiz tersanelerinde 2008 yılında çalışan sayısı yaklaşık 7000 kişi iken Mart 2015 itibari ile yaklaşık 250 kişi istihdam edilmektedir. Gemi inşa sektörümüzde yaşanan bu krizin 26

2005 2006

bölgemiz deniz ticareti istatistiklerinde de yaşanmaması için oda olarak elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Sektörel ve bölgesel analizler yaparak, bölgemiz limanları ile istişare halinde olup liman operasyon fiyatlarını azaltarak, bölgemiz hinterlandı içinde bulunan OSB, oda ve borsalar ile görüşerek bölge limanlarından yapılan ticareti arttırmaya çalışmaktayız. Küresel finansal krize ek olarak malumunuz Karadeniz’in kuzeyi de son dönemde karışık. Bu karışıklık bölgemiz limanlarından Rusya ve Ukrayna’ya yapılan ticareti olumsuz etkilemiştir. Buna rağmen bölgemiz limanları Türkiye genelinde en fazla yük elleçlenen 10 limanın içindedir. Deniz ticaret hacminde yakaladığımız bu başarıyı maalesef amatör denizcilik

faaliyetlerinde yakalayamıyoruz. Yaklaşık 250 km sahil şeridi bulunan bölgemizde 5 yelken kulübü faaliyet göstermektedir. Deniz Ticaret Odası olarak faal halde olmayan Yıldız Spor Yelken ve Kürek Kulübü Derneği; bağış yardımı ve sponsorluk desteği ile aktif hale getirilmiş olup, diğer bölgemizde faaliyet gösteren yelken kulüpleri ve dernekleri ile koordineli çalışmalarımız devam etmektedir. Önemli gün ve haftalarda organizasyon ve toplantılar düzenleyerek, deniz ve mavi temalı resim ve fotoğraf yarışmaları organize ederek, sektörel geziler yaparak ve eğitimler vererek, yelken ve kürek yarışları düzenleyerek başta çocuklarımız ve gençlerimiz olmak üzere bölge halkımıza amatör denizciliği sevdirmeye çalışmaktayız.

KARADENİZ EREĞLİ TURİZM MASTER PLANI

Turizm bir ülkenin en önemli milli değerlerinden biridir. Birçok medeniyetlere, devletlere beşiklik etmiş, bu medeniyetlerden kalma çok zengin bir tarihi mirasa sahip, doğal güzellikleri eşsiz olan, bir yılda dört mevsimin görüldüğü ülkeler içerisinde önemli bir bağ kuran ülkemiz, turizm güzellikleri açısından dünyanın en çok ziyaret ettiği ülkeler arasındadır. Konumu, coğrafi özellikleri ve tarihi mirası sebebiyle de Batı Karadeniz, Karadeniz Bölgesi’nin turizm merkezlerinin başında gelmektedir. Bu bağlamda şubemiz 2014 yılında; başta sorumluluk sahamız olmak üzere tüm Karedeniz Bölgesi’ne Kurvaziyer turizmini kazandırmak amacıyla, ilgili kurum ve yerlerde kullanılmak üzere Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı (BAKKA)’nın “Doğrudan Faaliyet Desteği (DFD) Programı” kapsamında “Karadeniz Ereğli Turizm Master Planı” konulu bir proje konusu hazırlamıştır. Karadeniz Ereğli Turizm Master Planı ile doğal güzellikleri, tarihi ve turistik yapısı ile zengin bir turizmi potansiyeline sahip olan Karadeniz Ereğli’nin, bugünün ve geleceğin ihtiyaçlarını göz önüne alarak doğal kaynak değerlerin, sürdürülebilirlik, katılımcılık ve çevreye duyarlılık temel ilkeleriyle planlanarak turizmin geliştirilmesi hedeflenmiştir. Önümüzdeki yıllarda da bu tarz projelere başvurarak başta bölgemiz deniz turizmini canlandırmak, var olan potansiyeli hayata geçirmek, dalış spor imkânlarını ve yeterliliğini arttırmak, amatör denizciliği teşvik edici organizasyonlar düzenlemek niyetinde ve kararlılığındayız.


DENİZ TURİZMİ

YATLARIN GİRİŞ-ÇIKIŞ İŞLEMLERİNDE PASAPORT POLİSİNİN YENİ UYGULAMASI SIKINTI YARATIYOR Marmaris Bölgesi’nde deniz turizm başlığı altında marinalar ve amatör denizciliği değerlendirir misiniz? Yat bağlama kapasiteniz bölgenizde ne kadar?

Denizde deniz araçları ile yapılan, turizm amaçlı meslek faaliyetleri ile onu doğrudan destekleyen diğer meslek faaliyetleri “Deniz Turizmi” olarak tanımlanmaktadır Türkiye’de 80’li yıllardan sonra gelişmeye başlayan deniz turizmi, sağladığı sosyal ve ekonomik katkının yanı sıra tanıtım faaliyetlerine katkısı ve sağladığı döviz girdisi ile genel turizm sektörü içerisinde önemli yer tutmaktadır. Turizmi Teşvik Kanunu ve bu kanuna paralel olarak Yat Turizmi Yönetmeliği yerine Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yayımlanarak yürürlüğe giren “Deniz Turizmi Yönetmeliği”nin sağladığı ortamda gelişen deniz turizmi, turizm girdilerinde yaklaşık yüzde 25’lik paya sahip bir sektör haline gelmiş olup, ticari-özel yat, yelkenli gulet dahil, ülkemiz kıyılarında yaklaşık 10.000 adet ticari ve özel tekne bulunmaktadır. Bu teknelerin büyük çoğunluğu Muğla ilindedir. Marmaris’te toplamda 4 adet büyük, 2 adet ufak ve 2 adet belediyenin marinası bulunmaktadır. Hali hazırda Datça’da da yapımı devam eden bir inşaat söz konusudur. Marinalarımızdaki doluluk oranı da yüzde 90’lardadır. Sektör için en önemli beklentimiz, yeni marinaların yapılarak, rekabetin arttırılmasıdır. Marinalarımızın kalitesi oldukça iyi, yeni marinalar yapıldığında bu kalite daha yükselecektir. Amatör denizciliğe gelince; ülke olarak çok gelişmiş olduğumuzu söyleyemeyiz ancak ‘Denizci ülke denizci millet’

diyoruz ve herkese denizi sevdirmeye çalışıyoruz. Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımız da bu konuya önem veriyor. Ülkemizde 100.000 civarında amatör denizci var. Bugün Amatör Denizci Belgesi internet ortamında alınıyor. Bu manada önümüzdeki yıllarda bu sayıları 300.000’lerde görmemiz şaşırtıcı olmayacaktır. Yine son zamanlarda marinalar dışındaki tekne park yerleri ile amatör denizcilere kolaylıklar sağlanmaya çalışılıyor. Kendi sorumluluk sahamızda ise, küçük yaşlardan itibaren çocuklara, gençlere denizciliği sevdirmeye yönelik etkinlikler düzenliyoruz. Yelken kulüplerine destek olmaya çalışıyoruz ki, yelken yapan bu sporu sevenleri çoğaltabilirsek, ileride hepsi zevkle amatör denizci olacak. Hatta bazıları profesyonel olarak denizcilik sektöründe çalışacak.

Bölgenizdeki deniz turizmi ile ilgili sorunlar ve çözüm önerileriniz nelerdir? Deniz turizmimizi olumsuz etkileyen sorunların başında ülkemizi ziyaret eden yatların son zamanlarda yaşamış oldukları sıkıntılar yer almaktadır. Bu sadece Marmaris’in değil, ayrıca ülkemiz deniz turizminin de önemli bir sorunudur. Yatların giriş-çıkış işlemlerinde pasaport polisinin yeni uygulamasının gereklerini yerine getirmekte ve bu durum yatçılara anlatılamamaktadır. Örneğin daha önceleri bir yat geldiğinde ister demir atsın, ister marinaya yanaşsın giriş ve çıkışları süratle ve sıkıntısız yapılmakta idi. Son yıllarda pasaport polisinin yatların sadece ve sadece ticari limanlara yanaşmaları halinde, giriş

HASAN MENGİ İMEAK DTO Marmaris Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı

ve çıkışlarının yapılabileceği ve bunun dışında yanaştığı marinalarda ve demir bölgelerinde bulunmaları halinde giriş ve çıkışlarının yapılamayacağı belirtmiştir. Bilindiği gibi bu limanlar çoğunlukla ticari yük gemilerinin, yolcu gemilerinin ve ferry botların ikmal yerleridir. Ülkemizi turistik amaçlı ziyaret eden yat sahipleri ve misafirleri için uygun bir görüntü vermemektedir. İşlemler de normalin çok üzerinde zaman almaktadır. Gerek Deniz Turizmi Yönetmeliği’nin ilgili maddelerinde bunun beyan üzerine yapılabileceği belirtilirken, bu konuda bir yumuşama olmamıştır. Bu anlamda gün be gün ülkemizi ziyaret eden yatları kaybetmeye devam ediyoruz. Yine burada deniz turizmimizi Marmaris’i etkileyen bir diğer sorun da “Zorunlu Mali Sigorta” olmuştur. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1259. maddesi gereği, 12 den fazla yolcu taşıyan tüm deniz araçları için mali sorumluluk sigortası zorunluluğu yer almaktadır. Uluslararası anlaşma gereğince yapılan düzenlemeler tarafımızca da uygundur. Ancak çıkan tebliğde, yasada yer almayan 12’nin altındaki yolcu taşıyan tekneler de 27


DENİZ TURİZMİ Çevre, önemli konu başlıklarımızdan birini oluşturuyor. Bölgenizde denizlerdeki çevre ile ilgili faaliyetler hakkında bilgi verir misiniz?

kapsama girmiş ve yöremize özgü ve oldukça düşük risk taşıyan teknelerin bu kapsama girmesi sıkıntı yaratmıştır. Konu ile görüşlerimiz merkezimize, koordineli şekilde ilgili yerlere iletilmekte ve yeni çıkacak tebliğde bu sorunların ortadan kalkacağını ümit etmekteyiz.

Bölgenizde kruvaziyer turizm alanında rakamları verir misiniz?

Deniz Ticaret Odası Marmaris Şubesi olarak 3 Temmuz 2012 tarihinde kurulan Kruvaziyer Platformunun kurucu üyelerindeniz. Kruvaziyer turizme büyük önem veriyor ve ilçemizde bu anlamda yapılan her çalışmaya destek vermeye çalışıyoruz. Mart ayında Amerika Miami’de düzenlenen Cruise Shipping Miami Fuarı’na da katılarak, ilçemiz kruvaziyer turizmine destek vermeye çalıştık. Marmaris Liman İşletmeleri’ne 2014 yılında gelen gemi sayısı 94, yolcu sayısı ise 312.551’dir. Özellikle 2014 yılında Marmaris kruvaziyer turizmde yeni pazarlara yöneldi ve Amerikan ve Fransız gemilerinde artış yaşandı. İlçemiz kültürel miraslar açısından çok zengin. Doğu Akdeniz’de istikrar sağlandığında çok daha hareketli bir liman olacağımızı düşünüyorum.

Deniz Ticaret Odası Marmaris Şubemiz çevreye ve çevre temizliğine verdiği önemle bilinmektedir. Marmaris Şubemiz tarafından yapılan Deniz Temiz 3 ve Deniz Temiz 4 tekneleri şubemiz tarafından inşa edilerek, Turmepa’ya hibe edilmiştir. Şubemiz tarafından hibe edilen Deniz Temiz 3 ve DenizTemiz 4 tekneleri ile 2014 yılında 1924 tekne ziyaret edilmiş, 970 litre gri ve siyah su, 6582 litre sintine suyu ve 906 jumbo boy katı atık toplanmıştır. Odamız mobil tekneler yolu ile yapılan çevre temizlikleri dışında, 2014 yılında ICC uluslararası kıyı temizliği etkinliği ve Lets Do İt adı altında iki ayrı uluslararası etkinliğin Marmaris ayaklarını oluşturarak ve bu etkinliklere sivil toplum örgütlerini de dahil ederek, çevre bilincinin gelişmesine yönelik organizasyonlar düzenlemiş, hem karadan hem de deniz altından temizlik etkinlikleri yapmıştır. Yine Tarım Bakanlığı’ndan hibe yolu ile şubemiz yine bir tekne almış ve

KARA KAPASİTESİ

DENİZ KAPASİTESİ

TOPLAM KAPASİTE

48

40

88

YACHT MARİNA

800

600

1400

NETSEL MARİNA

120

720

840

MARTI MARİNA

100

370

470

43

43

52

67

200

200

94

94

2119

3202

PUPA YAT MY MARINA

15

MARMARİS BELEDİYESİ İÇMELER BELEDİYESİ MARMARİS TOPLAM 28

1083

Bölgemizde deniz ticareti özellikle yatçılık konusunda çok gelişmiş durumda. Bugün “Mavi Yolculuk” deyince ilk akla gelen yerlerden biri Marmaris’tir. Diğer yandan günübirlik tur işletmeciliği de ticaret anlamında gelişmiş durumda. Ancak amatör denizcilik daha yeni yeni canlanıyor. Tekne park projeleri, amatör denizcileri teşvik edici krediler, gerek Bakanlığımızın gerekse Deniz Ticaret Odamızın çabaları ile daha çok gelişime açık olduğunu düşünüyorum.

2014 YILINDA 4.972.595 DOLAR İHRACAT VE 2.259.884 DOLAR İTHALAT YAPILMIŞTIR. EN FAZLA İHRACAT YAPILAN ÜLKE YUNANİSTAN İKEN, İHRACATA KONU OLAN ÜRÜNLER AĞIRLIKLI OLARAK MOTORİN VE HEDİYELİK EŞYADIR. EN FAZLA İTHALAT YAPILAN ÜLKE İSE FRANSA İKEN İTHALATI YAPILAN ÜRÜNLER YAT VE KUMDUR

YABANCI YATÇI ÜLKEMİZE GELDİĞİNDE TRANSİT YAKIT ALIYOR. ANCAK BUNU KENDİ SULARIMIZDA KULLANAMIYOR. VE BİZ BURADA ÜLKE OLARAK BİR DÖVİZ KAYBINA UĞRUYORUZ. ÇÜNKÜ YATÇIYA BİZDEN YAKITINI ALDIN GİT YURTDIŞI SULARDA BUNU KULLAN GEL DİYORUZ. YABANCI YATÇI BUNU KENDİ SULARIMIZDA DA KULLANABİLSE, ÜLKE OLARAK BİR KAYBI DA ÖNLEMİŞ OLACAĞIZ.

ALBATROS MARİNA

Muğla Büyükşehir Belediyesi ile çalışmalarımız iş birliği içinde devam etmekte olup, sorumluluk sahamız içerisinde yer alan atık alım noktalarına otomasyon cihazlarının bağlanması içinde merkezimiz ile koordineli çalışmalarımızı yürütmekteyiz.

RAKAMSAL VERİLER

YABANCI YATÇILAR İÇİN DİKKAT ÇEKEN NOKTA

MARİNA ADI

tadilat çalışmalarına başlayarak, 2015 yaz sezonu için sorumluluk sahamız sularında teknenin atık alım gemisi olarak çalışması için gayret göstermektedir. Bilindiği üzere “Mavi Kart” uygulamasında Muğla pilot bölge seçilmiş ve Marmaris bu kapsamda atık alım noktalarını hızlı bir şekilde hayata geçirmiştir.

MARMARİS’TE TEKNE SAYILARI BAĞLAMA KÜTÜĞÜ 2633 GEMİ SİCİLİNE BAĞLI 1029 DATÇA BAĞLAMA KÜTÜĞÜ :415 SU SPORU İSTASYONLARI 39 İSTASYON 346 EĞİTMEN MARMARİS TOPLAM AKTİF GEMİADAMI SAYISI 2342


DENİZ TURİZMİ “ODAMIZDA DENİZ TURİZMİ ÇALIŞMA GRUBU OLUŞTURULDU” 39 No’lu Günübirlik Gezi Tekneleri İşletmeleri Meslek Komitesi Başkanı ve DTO Meclis Üyesi Çetin Taşkent, sorunlarını ve geldikleri noktayı kısaca özetledi.

Sene 1982. Odamız 744 tacir ile İstanbul ve Marmara Bölgesi Deniz Ticaret Odası olarak toplam 25 meslek komitesi ile kurulmuştur. Bu komitelerin arasında bir komite “Hacmi ne olursa olsun her nevi yolcu taşımacılığı yat ve turistik amaçlı yolcu gemiciliği” adı altında 7145 sayılı meslek komitesi olarak kuruldu. Kuruluşta yapılan seçim sonucunda A. Çetin Taşkent (turistik yat işletmeciliği), Av. Zeki Yerebasmaz (şehir hatları işletmesi temsilcisi), Fethi Danişmen (deniz nakliyat), İsmail Kalkış (gemi acenteciliği) üye olarak seçildi. Nihat Beytüzün (turizmci) seçim sonucunda odadan ayrıldı. Bunu

bu kadar detaylı yazmamdaki maksat, odamız; kuruluşunda tamamen armatör ağırlıklı olduğunu belirtmek idi. Deniz turizmi ile ilgili tek üye şahsımdı. Geçen zaman içinde Turizm Bakanlığı’nda odamızın esamesi okunmuyordu. Ancak zamanla Bodrum, Marmaris, Antalya, Fethiye odalarımızın kurulması ve buradaki üyelerin büyük bir çoğunluğu deniz turizmi ile iştigal ettiklerinden öyle bir an oldu ki, odamızda 7145 sayılı Meslek Komitesi en kalabalık komite haline geldi. Bu durumdan sonra 7145’den farklı isimler altında 6 adet komite

ÇETİN TAŞKENT 39 No’lu Günübirlik Gezi Tekneleri İşletmeleri Meslek Komitesi Başkanı

oluşturuldu. Tabii ki bu zaman zarfında da Turizm Bakanlığı ile ilişkilerimiz çoğaldı. Odamızda “deniz turizmi çalışma grubu” altında 5 adet deniz turizmi ile ilgili komite ile başkanları ve turizm ile ilgili şube başkanları ile Çalışma Grubu oluşturuldu. Turizm ile ilgili komite başkanları komite üyelerinin

29


DENİZ TURİZMİ

sorunlarını ele alarak, çalışma grubunda tartışılması sonucunda oluşan sonuçlar sonrasında odamızın şube başkanlarının da katıldığı yönetim kurulu toplantısında çözüm yolları için Ankara’da ilgili mercilerle görüşmeler yapılmaktadır. Odamızın kuruluşundan beri bu tür çalışmalara katılan biri olarak aşağıdaki ana başlıklar halinde sorunlarımızdan bahsedeceğim:

1- BAĞLAMA SORUNU

Bu sorun tüm şubelerimizi kapsamaktadır. Bununla ilgili açıklamada fazla detaya girmeyeceğim çünkü bir kangren haline gelen bu sorun odamızın bürokrasi ile ilgili yaptığı çalışmalar sonucunda umarız ki yakın zamanda çözüme ulaşacaktır.

2- ÇEKEK YERLERİ SORUNU

Bu sorun bilhassa Akdeniz’de bulunan şubelerimizin ana sorunu olup mevcut çekek yerleri de belgelerinin eksik olması neticesiyle daha da büyümektedir.

3- SİGORTA SORUNU

Bu olay 2014 senesinden beri çok büyük bir sorun olarak kanamaya devam etmektedir. Ancak odamızın bu konuda yaptığı çalışmalar neticesinde umarız ki, bu sorun da iyi bir netice ile sonuçlanacaktır. 30

4- SAHİL GÜVENLİK İLE SORUNLAR Bu sorunla ilgili bir şey yazmayacağım. Bu sorunlar böyle bir makalede anlatılamayacak kadar yaşanmış büyük ve derin, anlamsız sorunlardır.

5- ÜYELER ARASINDAKİ HAKSIZ REKABET SORUNU

Bu sorun, fiyat ve kalite bakımından oluşan farklılıklar neticesinde üyelerin uyguladıkları politikalar sonunda oluşmaktadır. Hatta bu üyeler, sorunların çözümü için önerdikleri çözüm yolları tamamen serbest piyasa ekonomisine ve anayasal haklara aykırı olmasına rağmen çözümün sonucuna varacaklarını sanmaktadırlar.

6- MAVİ KART İLE İLGLİ SORUNLAR Uygulanmaya başlanan bölgeler dahil altyapısı yeterliliğe sahip olmamasına rağmen zaman içinde yeni uygulanacak bölgeler için çok eksik altyapısı olan bu uygulamaların geçerlilik kazanması çok zor. Hatta İstanbul’da uygulamaya geçeceği söylenen uygulamanın İstanbul’daki bir komite üyesi olarak nasıl uygulanacağını çok merak etmekteyim.

7- BÜROKRATİK SORUNLAR

Bu sorunlara “torba sorunlar” da diyebiliriz. Aklımıza gelen uygulamada karşılaştığımız tüm sorunları bu

torba içinde düşünebiliriz. Uzun uzun tartışabileceğimiz sorunlardır. Geçen hafta Fethiye’de (Fethiye ve Antalya şubeleri ile) Bodrum’da (Marmaris, Bodrum ve İzmir şubeleri ile) kapsayan 39 no’lu komitem ile ilgili olarak yaptığım toplantılarda dertli olan üyelerin tek tek dertlerini, şikayetlerini dinledik. Bu bilinen dertler ilgili olarak kendilerinin, merkez şubemizde bu konularla ilgilendiğimizi söyleyerek biraz rahatlamakta olduklarını gördüm. Ama ekonomik olarak dertlerine ise kendilerine iktisatçı bir ağabey olarak para kazanamadıklarından bahsederken, bir işin ekonomik olarak (rekabet için çok ucuz bir fiyatta) iş yapmamalarını, genel ve işletme giderlerinin gelirleri karşılamayacağını gördüklerinde bende kendilerine “zararın neresinden dönülürse kardır” diyerek kendilerinin karar vermesini istedim. Sonra da kendilerine 55 senelik çalışma hayatımın sonuna geldiğimin, gerek ekonomik, gerekse bürokratik durumlardan dolayı bu işin rantabl olmadığını anladığımdan bu işi tasviye edeceğimden bahsettim. Son olarak tüm çalışma arkadaşlarıma işlerinde kolaylıklar ve bol kazançlar diliyorum.


DENİZ TURİZMİ

HAKSIZ BİR REKABET YAŞANIYOR 31 No’lu Liman İçi ve Liman Dışı Hatlı Tarifeli Sefer Yapan Yolcu Gemisi Taşımacılığı Meslek Komitesi Başkanı ve DTO Meclis üyesi Şenol Morgül sorunları ve çözüm önerilerini değerlendirdi. Biz, Deniz Turizmi Çalışma Grubu’nda yer alıyoruz. Yapılan toplantılarda görüşlerimizi beyan ediyoruz. İstanbul için yapılması gerekenlerle ilgili yorumlarda bulunuyoruz. Dentur Avrasya isminden önce, Küçük Deniz Nakil Vasıtaları Esnaf Odası’na ait 40 adet tekneyle bir hizmet vardı. Bu hizmetin içinde biz gemilere acentelik hizmeti veriyorduk. Ama acenteliği biraz açmak lazım… Evrak üzerinde değil, daha çok gıda ve gemi ihtiyaçları gibi hizmetler veriyorduk. Geçmişte Boğaz’da turizm işi için bu kadar yatırım yoktu. Belli başlı isimler vardı turizm işi yapan. Biz de vardık… Dentur Avrasya turizm işini 50 senedir yapıyor. Günlük turlar düzenliyorduk. Turistten ziyade Türk vatandaşına hizmet veriyorduk. Daha sonra sektöre çok fazla aktör girdi. Dentur Avrasya olarak deniz turizmi ile deniz taşımacılığını belgesel anlamda ayrı tutmuyoruz. Günübirlik gezi teknesiyle diğer turizm amaçlı çalışan karıştırılıyor. “Günlük toplu taşıma yapan gemiler,

günübirlik gezi düzenleyemez” şeklinde bir çalışma yapıldı geçmişte. Tabii biz de bu çalışmaya itiraz ettik. Boğaz’da hiçbir tekne yokken bu işi yapan bir firma olarak, bunun yanlış olduğunu ifade ettik. Bizim bu işte baş aktör olmamız lazım. Turizm Müsteşarlığı bizim bu işi yapabileceğimize dair yazı gönderdi. Biz bu belgeleri Deniz Turizmi Çalışma Grubu’nda da gösterdik. Dentur Avrasya olarak günübirlik gezilerde de hizmet veriyoruz. Onun dışında yemekli turlarımızı turizm belgeli gemilerimizle yapıyoruz. Bizim günlük acentelerle yaptığımız çalışmalar turizm amaçlı değil, yolcu transferi gibi daha çok. Gemi ihtiyacı oluyor ve biz de bu gemi ihtiyacını karşılıyoruz. Belgede ‘yolcu gemisi’ yazıp turizm işi yapmıyoruz. Bizim yaptığımız daha çok transfer. Elmalarla armutları karıştırmamak gerekiyor. Turyol da, Mavi Marmara da, Yoltur da bu işi yapıyor. Boğaz’da farklı durumlardaki tekneler de bu işi yapıyor. Bireysel anlamda da bu işi yapan çok

ŞENOL MORGÜL

31 No’lu Liman İçi ve Liman Dışı Hatlı Tarifeli Sefer Yapan Yolcu Gemisi Taşımacılığı Meslek Komitesi Başkanı kişi var. Haddinden fazla arz var bu işte. Eski valimiz bu konuyla alakalı bir toplantı düzenlemişti. Hatta bunun önüne geçmek için Liman Başkanlığı’yla birlikte eşgüdümlü bir çalışma da yapıldı, hala sonuç elde edilemedi. Boğaz’da gelişi güzel herkes teknesini yaptırıp, turizm belgesini alıp bu işi yapabiliyor. Turizm belgesi almak için bağlama yeri gösterme şartı getirildi. Herhangi bir yerde gösterilebiliyor. Belgesini alıyor tekne, ama o tekneyi gösterdiği bağlama yerinde bulamazsınız.

31


DENİZ TURİZMİ

Ama Dentur Avrasya ve diğer bu işi yapan markalar yaptıkları işin arkasındalar. Bizler profesyonel çalışıyoruz. Gemi arıza yaptığında, ikinci, hatta üçüncü gemileri devreye sokabiliyoruz. Bu anlayışta olan firma sayısı bellidir. Biz Deniz Turizm Çalışma Grubu’nun içindeyiz. Belki 1000 üzerinde tekne var turizm belgeli. Geçen sene 650 idi. Bu kadar profesyonel varken, böyle bireysel anlamda iş yapan insanlarda bir liyakat aranmalı. Bilindiği üzere 17/10/2009 tarihli ve 27389 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, Uluslararası Emniyet Yönetim Kodu’nun Türk Bayraklı Gemilere ve İşletmecilerine Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin sadece ulusal sefer yapan hat iznine sahip yolcu gemilerine ve işletmecilerine uygulanması, EYS’ye tabi yolcu gemilerinde, emniyet bağlamında sürekli yükselen bir standardın ve bilincin oluşmasına, çeşitli kontrol mekanizmaları ile oluşabilecek risklerin minimize ve bertaraf olmasında ciddi fayda ve bilinç sağlamıştır. EYS’nin sadece hat iznine sahip gemilere uygulanması, aynı alanda benzer yoğunlukta taşıma yapan gezinti ve tenezzüh tekneleri ile turizm teknelerine 32

uygulanmaması emniyet açısından ciddi risk barındırmaktadır. EYS bağlamında gemilerin kondisyonundan ve emniyetli işletilmesinden, kaptan, gemi personeli, şirket yetkilileri ile liman başkanlıkları ve Gemi Sörvey Kurulu’nun çeşitli sorumlulukları olması, gemi üzerinde emniyet anlamında ciddi bir kontrol mekanizması olmasını sağlamakta, fakat hat iznine tabi olmayan gemilerin emniyeti kendi inisiyatiflerine bırakılmaktadır. Bu durumun ciddi anlamda bir başıboşluk ve emniyet zafiyetine yol açma potansiyeli vardır. Emniyet bilincinin oluşturulması ciddi bir zaruriyettir ve bu bağlamda en iyi aracın eys olduğu dünyaca kabul görmüştür. Emniyet yönetimi anlamında bilinç hem vardır, hem yoktur. Sonuçta bu bir risktir. Dünyanın en değerli varlığını taşıyoruz, yani insan taşıyoruz. Acil bir durumda o insanları kontrol altına almak çok kolay değil. Kargo değil taşıdığımız. Hala belgesi eksik birçok tekne Boğaz’da bu işi yapmaktadır. Haksız bir rekabet var. Fatura kesmeden bu işi yapanlar bulunuyor. Radikal bir çözüm getirilemedi, bu çok önemli bir sorundur.

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Birincisi; bu işi yapacak insanlarda bir liyakat aranmalı. Alt yapı çok önemli... Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarlığı ile Turizm Bakanlığı Müsteşarlığı’nın, valiliğin ve sektörde gerçek firmalarla bir toplantı yapılması lazım.Yaptırımlar getirilmesi gerekiyor. Firmaların öz geçmişi incelenmeli. Gemilerde evrak denetiminin sıkılaşması lazım. Maliye’nin de gemileri denetlemesi gerekiyor. Denizde de bir vergi denetimi olmalı. Deniz maliyesi olması gerekir. Teknik anlamda Liman Başkanlığı denetleyebilir. Ama bu insanlar ayrıca ticaret yapıyorlar. Uygun şartları taşıyor mu bu gemiler? Bu işi doğru yapan belli başlı firmalar belli İstanbul’da. Dentur Avrasya lider firmalardan biridir. Yılda ortalama 8 bin transfer yapan, yılda 300 bine yakın insan taşıyan bir firmayız. Gemilerin hem teknik anlamda, hem de mali anlamda denetlenmesi lazım. Bu işi yapanlarda bir yeterlilik aranması gerekiyor. Turizm amaçlı çalışan gemiyle yapılan taşımacılığa farklı bir isim koymalıyız. Müsaade edilmemesi lazım. İdareler bir konsorsiyum içinde çalışıp bir takım kıstaslar getirmeliler. Kesinlikle bir disipline ihtiyaç var. Biz bundan dolayı rahatsızız.


DENİZ TURİZMİ

YAT İŞLETMECİLİĞİ 38 No’lu Yat İşletmeciliği Meslek Komitesi Başkanı Tunç Kurtluoğlu, sektördeki sorunları ve çözüm önerilerini tek tek sıraladı. Tabii Mavi Yolculuk da öncelikleri arasındaydı.

Turistlerin gezi, spor, eğlence amaçlı olarak yatlarda konaklaması, ağırlanması ve gezdirilmesi faaliyetlerinin tamamı yat işletmeciliğinin kapsamını oluşturmaktadır. Sektörü yaratan ve sürdürülebilirliğini sağlayan en önemli bileşenler; temiz deniz, korunaklı koylarımızın doğal güzelliği, özgün teknelerimiz guletler bir bütünün olmazsa olmaz parçalarıdır. Anadolu’nun Ege ve Akdeniz kıyıları dünyanın en güzel kıyı şerididir. Yat işletmeciliğinin gelişmesi için denizlerimizin temiz kalması, doğal dengenin korunması başlıca görevimiz olmalıdır. Kıyı ve koylarımızda uygulanan yanlış politikalar sektöre ciddi zararlar vermektedir.

KOYLARIMIZ YOK OLUYOR, KİRLENİYOR…

• Son otuz yılda Mavi Yolculuğun ana güzergahı olan Kuşadası-Antalya arasındaki teknelerimizin konaklama yapmasına uygun koylarımızın yüzde 30’u çarpık yapılaşma sonucu kaybedildi, kalan koyların da yüzde 30’u halen yapılaşma tehdidi altında. • Balık çiftlikleri açık denizde olsa bile tekne seyir emniyetini bozmakta, tehlike yaratmaktadır. Dibe çöken yemler kirliliğe yol açarak, sualtı ekolojisini bozmakta, katil yosun vb tehlikeli oluşumlara yol açmaktadır. • Su sporları teknelerinin demirleme koylarına girerek yatlara yakın mesafede, aşırı süratli olarak faaliyet göstermesi, yolcular için tehlike

KAPTAN TUNÇ KURTLUOĞLU

38 No’lu Yat İşletmeciliği Meslek Komitesi Başkanı

yaratmakta, koylardaki sakin dinginliği bozmaktadır. • Koylarda teknelerin bağlama ve demirleme operasyonu, ağaçlara ve su altındaki bitki örtüsüne zarar vermektedir. • Koylara karadan gelen günübirlikçiler, haftalık kamp kuranlar çöplerini bırakmakta, teknelerden çöp toplanma noktalarına bırakılan çöplerin toplanmasındaki zaafiyet görsel ve çevresel kirliliğe yol açmaktadır. • Kıyılarımızdaki yerleşim alanlarında hala arıtma tesisi yapılmamış köy ve kasabalar mevcuttur. Yapılan arıtma

33


DENİZ TURİZMİ

tesisleri de kaliteli ve yeterli arıtma yapamamaktadır. Bölgedeki deniz kirliliğinin en önemli nedeni yetersiz arıtmadır.

SORUNLAR

ÇÖZÜM

Sahil Güvenlik Komutanlığı denetimleri: Teknelerimiz seyir halinde veya koylarda Sahil Güvenlik birimlerince denetlenmekte, tekne evrakı sorulmakta, üniformalı ve silahlı görevliler tekneye çıkmaktadır. Tatile gele turistler için son derece itici, ürkütücü bir görüntü oluşmaktadır. Uzun seyir yapan yatlarda ayrı bölge SGK tekneleri denetleme yaptıklarında bir günde iki kez dahi denetleme söz konusu olmaktadır. Aynı konularda farklı birimlerin, farklı uygulamaları da tekne personelde moral bozukluğu yaratmaktadır. Teknelerin seyrinin kesintiye uğraması turistin tatil sresinde bir kayıptır. Sahil Güvenlik birimleri tekne üzerindeki personele ve turistlere potansiyel suçlu muamelesi yapmaktadır.

• Korunaklı koyların ivedilikle koruma altına alınması, her ne sebeple olursa olsun yapılaşmaya açılmaması, tesis ve benzeri oluşumlara tahsisinin durdurulması. • Balık çiftliklerinin seyir yardımcısı sinyalizasyon sistemlerinin tamamlanması, akıntılı ve derin bölgelerde konuşlandırılmaları, Mavi Yolculuk rotaları üzerinde olmamaları sağlanmalıdır. • Su sporları kulvar izinleri plaj ve konaklama tesisi olmayan kıyı ve koylarda verilmemeli, verilmiş izinler kaldırılmalıdır. • Koylarda bağlama mapası ve şamandıra sistemlerinin kurularak, acilen hizmete sokulması gerekmektedir. • Koylar hangi kurumsal yapının yetki altında ise, yetkili kurumun karasal kirlilik denetimlerini gereği gibi yapması sağlanmalıdır. Çöp toplanmasında zaafiyetler acilen giderilmeli, gerekli alet ve araçlar hizmete sokulmalıdır. • Arıtma tesisleri hızla tamamlanmalı, mevcutlar kaliteli hale getirilmeli, karadan denize bir damla dahi kirlilik oluşturacak akışın önlemi alınmalıdır. 34

Yat işletmecilik sektörünün sorunlarını ana başlıkları ve çözüm önerileri ile sıralarsak:

ÇÖZÜM

Sahil Güvenlik görevlileri özel bir ihbar yoksa yatlara kesinlikle çıkmamalıdır, denetime tabi olan evrakın tamamı, evrakın verildiği kurumun veri tabanında mevcuttur. Devletin farklı kurumlarının veri tabanlarını birbirine açması; hem kurumların, hem de sektörün hayatını kolaylaştıracaktır. Sahil Güvenlik

birimleri arasında iyi bir haberleşme sağlanırsa, aynı teknenin mükerrer denetimi önlenebilir. Sahil Güvenlik birimlerinin performansının denetim sayısına bağlı olarak değerlendirilmesi kaldırılmalıdır. SGK tutanaklarının bir nüshası tekne kaptanına mutlaka teslim edilmelidir. Sahil Güvenlik Komutanlığı üst birimlerinin, sektörün yetkili kuruluşları ile geniş bir çalıştay oluşturmasında fayda vardır. Sektör temsilcileri ve SGK birlikte denetleme kuralları ve yetkileri içeren bir metin oluşturarak, herkese açık bir şekilde yayınlamalıdırlar.

DENİZCİLİK MEVZUATI

Denizcilik mevzuatında köklü bir değişiklik yapılması artık elzem hale gelmiştir. Yatlara gemi, yat personeline de gemi adamı mevzuatından yola çıkılarak uygulama yapılmaktadır. Yat işletmelerinin maliyetlerini arttırarak, rekabet gücünü zayıflatan düzenlemelerden kaçınılmalıdır. Liman başkanlıklarının aynı konularda farklı uygulamaları olmaktadır.

ÇÖZÜM

Yatlar ve yat personeline ilişkin mevzuat, enternasyonal olarak kabul görmüş düzenlemelere uygun hale getirilmeli, yat ve gemi, gemi adamı ve yat personeli kavramları kesinlikle birbirinden ayrılmalıdır. Mevzuat açık ve


DENİZ TURİZMİ farklı uygulamalara mahal bırakmayacak şekilde düzenlenmelidir.

TURİZM MEVZUATI

Deniz turizmi işletme belgelerinin işlevlerinin arttırılması turistler ve tur operatörleri açısından görülebilir olması gerekmektedir. Kaçak charterın önlenmesi açısından mevzuat yetersiz kalmaktadır.

ÇÖZÜM

Turizm Bakanlığı’nca verilen belgelerin üzerinde kayıtlı teknelerin bakanlık nezdinde oluşturulacak bir veri tabanında toplanması gerekmektedir. Turizm Bakanlığı öncülüğünde, yat işletmeciliği sorunlarını içeren bir çalıştay düzenlenmesi isabetli olacaktır. Yat işletmeciliğini kolaylaştırıcı uygulamaların Turizm Bakanlığı mevzuatında açık şekilde yer alması, diğer kurumların mevzuatlarında birbiri ile örtüşmeyen ve mevzuat kirliliğine yol açan uygulamalara engel olacaktır.

MAVİ YOLCULUK

1946 yılında Halikarnas Balıkçısı (Cevat Şakir Kabaağaçlı)’nın arkadaşları ile küçük balıkçı ve süngerci teknelerine binerek denize açılmaları, koyları keşfetmeleri, yaşadıklarını kaleme almaları ile başlayan bir efsane doğdu “MAVİ YOLCULUK”.

Konaklama tesislerine uygulanan yüzde 8 KDV, yat işletmelerine de uygulanmalıdır. Yatlarımız deniz üstünde yüzer konaklama tesisleridir.

DİĞER SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

• Mavi Kart uygulamalarında alt yapı yatırımlarındaki yetersizlik yat işletmelerinin faaliyetlerine engel olmaktadır. Koylarda yatlardan atık alınması için uygun olan mobil atık toplama üniteleri acilen tamamlanmalı, sabit atık alım tesisleri kapasiteleri arttırılmalı, arıtma tesisleri hiç zaman kaybetmeden tamamlanmalıdır. • Yurt dışı giriş çıkış işlemleri kolaylaştırılmalı yatların limanda çıkış yapmalarındaki gecikmelere önlem alınmalıdır. • Yat personeli Polis Vizesi için, Fethiye-Bodrum-Marmaris-Datça gibi ilçelerden İzmir’e giderek vize işlemini yapmaktadır. Çağımızda bu uygulama son derece ilkel kalmaktadır.

gelen motor yatlar, yelkenli tekneler, mega yatlar ile kıyılarımızda dolaşmak, rota tutmak, yelken açmak da mavi yolculuk tablosunun tamamlayıcı

Vize işlemlerinin yerinde yapılması sağlanmalıdır. • Çekek yerleri, yat bağlama limanları yetersiz kalmaktadır. Mevzuattaki belgesiz işletmelerin durumuna açıklık getirilmediğinden, her yıl ciddi bir karmaşa yaşanmaktadır. • Yurt dışına çıkışlarda alınan çıkış harçları gemi adamlarına muafiyet tanınmasına rağmen, yat personelinden yasaya aykırı bir biçimde alınmaktadır. • Yerel klasik teknelerin imalatlarının dünya üzerinde gittikçe terk edildiği bilinmektedir. Türkiye dünya genelinde klasik ahşap yat inşaasında oldukça geniş bir potansiyeline sahiptir. Klasik tekne inşaatının teşvik edilmesi, rekabet gücümüzü, dolayısı ile sektörün gelirlerini arttıracaktır. Yat işletmeciliği önerdiğimiz düzenleme ve uygulamalarla daha güçlü olacak, oluşturduğu katma değer artacaktır. Deniz turizminin tüm bileşenlerine başarılar diliyorum. Gönlünüz ven Pruvanız neta olsun…

unsurlarıdır. Mavi Yolculuk markası ile Türkiye’de yat işletmeciliği, marinaları, yatları, hizmeti, personeli ile her geçen gün büyüyen bir sektör olmuştur.

Zaman içinde, yat imalat teknolojisindeki gelişmelerin uygulanması, tekne boyutlarının büyümesi, servis ve hizmetin kalitesinin yükselmesi, “Mavi Yolculuk” kavramının Türkiye’nin en önemli turizm markası olmasını sağlamıştır. Dünyanın birçok ülkesinde yat gezisi yapabilirsiniz, “Mavi Yolculuk yaptım” dediğinizde kimse size, “Hangi ülkeye gittin?” diye sormaz. “Mavi Yolculuk” Anadolu kıyılarından doğmuş, bu toprakların kültürü, tarihi ile harman olmuş, yüzyılların imbiğinden süzülen tekne ustalığının, tasarımının yansıdığı Ege ve Akdeniz’e özgü teknelerle yaşanan bir maceradır. Sadece tatil değil, bir yaşam tarzıdır. Gulet ve Triandiller dışında Türkiye’ye

35


DENİZ TURİZMİ

SU ALTINDAKİ PERSONEL KONUSUNDA DÜNYADAKİ ÜLKELERLE UYUM SAĞLANMIŞTIR

KAPTAN ARİF YILMAZ 46 No’lu Dalış Turizmi ve Su Üstü Aktiviteleri Faaliyetleri Meslek Komite Başkanı

Komitemiz; su altında aletli dalış, su üstünde gezi, spor ve eğlence amaçlı faaliyetlerin yapıldığı katamaran, sörf, yelken, kano ve benzeri deniz bisikleti gibi makine dışında güçlerle hareket eden ya da deniz motosikleti ve benzeri gibi motorlu kişisel deniz araçları ile yedeğinde banana, ringo gibi şişme deniz oyuncakları, su kayağı çekebilen, paraşüt uçurabilen mürettebatlı veya mürettebatsız gün içinde kısa sürelerle kiraya verilebilen araçlarla turistik eğlence hizmeti sunan işletmelerden oluşan 303 üye adediyle Oda’mızın en kalabalık meslek komitelerinden biridir.

36

46 No’lu Dalış Turizmi ve Su Üstü Aktiviteleri Faaliyetleri Meslek Komite Başkanı Kaptan Arif Erdem, komiteleri ile ilgili son durumu ve sorunları özetledi.

Mesleğimizde kullanılan araç ve malzeme bakımından yüzde 80 dışa bağlı olsak da, son yıllarda özellikle şişme bot ve sürat tekneleri açısından yerli üreticilerin ürettiği kaliteli ürünler sektörümüz tarafından tercih edilmektedir. Su altında ise dalış elbisesi, maske, palet ve dalış kompresörlerinde yerel üretim benzeri bir gelişim göstermektedir. Personel açısından baktığımızda diğer turizm sektörlerini kıskandıracak oranda (% 100) uluslararası ehliyet ve sertifikalara sahip, kalifiye personelle

çalışmaktayız. Özellikle su altında personel konusunda hem teknik, hem de mesleki açıdan dünyanın diğer ülkeleriyle tamamen uyum sağlanmıştır. Su üstü sporlarında teknik anlamda yeterli olmakla beraber, mesleki ehliyet çeşitliliği açısından eksik kaldığımız yönlerde uyum çalışmalarımız sürmektedir. Sektörümüzde yeterli ehliyet ve sertifikalara sahip personelle çalışılması kanuni zorunluluk olup, turizm işletme belgesi alındığında ve çalışma esnasında yetkililer tarafından, sürekli kontrol edilmektedir. Ayrıca araç ve üçüncü şahıs sigortaları sektörde


DENİZ TURİZMİ

zorunluluk olup, bütün bu koşullar yerine getirilmeden, turizm işletme belgesi alınması mümkün değildir.

YASAL OLARAK:

• Turizmi Teşvik Kanunu • Deniz Turizmi Yönetmeliği • Turizm Amaçlı Sportif Faaliyetler Yönetmeliği • Türk Karasularında Sportif Amaçlarla Yapılacak Aletli Dalışlarla İlgili Yönetmelik • Deniz Turizmi Uygulama Tebliği • Türkiye Su Altı Federasyonu Donanımlı Dalış Talimatı • Su Üstü Sporları İle İlgili Güvenlik Kuralları Hk.2005/1 Sayılı Genelge ile sektörün kanuni altyapısı oluşturulmuştur. Araç, malzeme, personel ve hizmet açısından dünyadaki rakipleriyle aynı kalitede hizmet üretebilen bu sektör, Türk turizmi ve günün rekabet koşulları ile doğru orantılı gelişim göstermiştir. Ülkemiz, kıyılarının doğal güzellikleri, fiziki yapısı, uygun iklim koşulları, deniz suyu sıcaklığı ve berrak suları su sporları için avantaj sağlamaktadır. Bu çeşit turizm diğer turizm çeşitleriyle karşılaştırıldığında doğada tahribat ve

kirliliğe çok fazla yol açmadığından, aynı zamanda sürdürülebilir bir turizm şeklidir de diyebiliriz. Özellikle Ege ve Akdeniz kıyılarında 12 ay su altı ve su üstü sporlar için uygun ortam mevcuttur.

Alternatif ve sürdürülebilir turizmin, iyi bir örneği olan ve ciddi bir katma değer oluşturan sektörümüzün gelişiminde en ciddi sorunlar olarak durmaktadır.

İMEAK DTO bünyesinde mesleki örgütlenmesini tamamlayan sektörümüz, Oda’mızın da katkılarıyla birçok yapay dalış alanları projesini gerçekleştirerek, Türk turizmine yeni dalış noktaları kazandırmıştır. Günümüzde sektörün gelişimine en büyük engel bürokrasi ve mevzuat karmaşasıdır. Maalesef kanun ve kurallar sektörün oluşumundan çok sonra yapılmış, birtakım konular eksik kalmış ya da farklı yorumlanmıştır. Hatta zamanla eksiklikleri gidermek için yapılan yönetmelik değişiklikleri, genelgelere yansıtılmamıştır.

BUGÜNE GELİNDİĞİNDE:

• Diğer Deniz turizmi araçlarına bir kez düzenlenen, Turizm İşletme Belgesi’nin, su sporlarında her yıl düzenlenmesi. • Su üstü sporlarında çıkış noktalarının belirlenmesinde yaşanan sorunlar. • Aslen amatör bir spor federasyonu olan TSSF’nin ticari dalış merkezlerine müdahalesi. 37


TEKNE KİRALAMA HİZMETLERİ 4U Yatçılık her türlü talebinize anında karşılık veriyor 4U Yatçılık Türkiye, Yunanistan ve Hırvatistan ağırlıklı olmak üzere tüm dünyada lüks guletlerden mega yatlara uzanan yüzlerce kiralık tekne seçenekleriyle başından sonuna size özel olarak tasarlanan yat kiralama hizmetleri sunmaktadır. İster küçük bir tekne gezisi, ister arkadaşlarınız veya ailenizle birlikte uzun süreli bir mavi yolculuk olsun, tüm yat kiralama hizmetleri ile ilgili mümkün olan en iyi alternatifleri, bunun yanı sıra havaalanı transferlerinden, uçak ve otel rezervasyonlarına kadar tüm yan hizmetleri 4U Yatçılık çatısı altında bulabilirsiniz. 4U Yatçılık’ı farklı kılan faktörler arasında bire bir iletişim başta gelmektedir. Yat kiralama konusunda tecrübeli çalışanlarımız bizimle kontak kurduğunuz andan itibaren, sizin için tahsis edilecek ve tüm iletişim süreci boyunca sizin hizmetinizde olacaktır. Bu sayede her görüşmenizde farklı birine talebinizi yeniden anlatarak vakit kaybetmek zorunda kalmayacaksınız.

İsterseniz canlı destek birimimizden anında destek alabilir, daha sonra talep göndermek, hesaplama, karşılaştırma yapmak üzere tekneleri sepetinize ekleyebilir, seçtiğiniz yatları kendinize ve arkadaşlarınıza e-posta ile gönderebilirsiniz. Tam olarak ne tip bir tekne aradığınız ve ne tür bir rota izleyeceğiniz gibi konularda emin

değilseniz; yetkililerimiz, sizi sorularıyla yönlendirerek gerekli tüm detayları ortaya çıkartacak ve size en kısa sürede hayalinizdeki Mavi Yolculuk ile ilgili en iyi alternatifleri sunacaklardır. Tel: +90 216 3368484 Web: www.4uyachting.com

Geleneksel Türk guletleri uzmanlık alanımız Faaliyetlerini 2005 senesinden beri sürdüren Mets Yat. Tur. Sey. Ltd. şirketimizin uzmanlık alanı geleneksel Türk guletleri ile yapılan Mavi yolculuktur. Merkezi Marmaris’te bulunan şirketimiz Ege ve Akdeniz’in Türkiye sahillerine, (Bodrum-Fethiye-Marmaris-GocekDatca-Kekova-Kaş-Kalkan vs.) Yunan adalarına turlar düzenlemektedir. Tekne seçeneklerimiz arasında klimalı lüks guletler bulunmakta, şirketimiz bireysel misafirlerimiz için cabin turları ve en iyinin peşinde olanlar için de lüks megayatları sunmaktadır. Bunun yanında yat bakım onarım, alım satım ve kişi ve gruba özel seyahat hizmetleri vermektedir.

38

Tel: 0 252 413 43 40 Web: www.metsyachting.com

Tekne web adresimiz: www.luxuryguletsperladelmar.com


TEKNE KİRALAMA HİZMETLERİ Gemimize hoş geldiniz Barbaros Yatçılık 2001 yılında Bodrum’da kurulan Türkiye’deki mavi yolculuk ve yat turizmi sektöründe lider firmalardan biridir. Firmamız, münferit müşterilerine direkt satış yapabilmesinin dışında Türkiye, Avrupa ve dünyanın çeşitli bölgelerinde faaliyet gösteren birçok büyük organizasyon şirketlerinin mavi yolculuk operasyonlarını da başarı ile yürütmektedir. Barbaros Yatçılık çalışanları gerek iş tecrübesi gerekse aldıkları mesleki eğitim açısından tam donanımlı olarak konuklarına en üst seviyede hizmet vermektedirler. Amacımız sizlere Türkiye ve Yunan adalarında mümkün olan en iyi yat tatilini sunmak ve evinize unutulmaz anılarla dönmenizi sağlamaktır.

Sizleri teknelerimizde misafir etmekten mutluluk duyacağız.

Tel: +90 252 316 3919 Web: www.barbarosyachting.com.tr

MG Yachting’den MEZCAL 2 VIP klasmandaki MEZCAL 2; 2012 yapımı, 38 metre uzunluğunda, 6 kabini ile (2 master, 2 double, 2 twin) 12 konuk kapasitelidir. Teknede; kaptan, şef, 2 hostes, 3 gemici olmak üzere toplam 7 personel hizmet sunmaktadır. Su sporları olarak su kayağı, wakeboard, banana, ringo, paddleboard, kano bulunmaktadır. Tel: 0 252 413 13 77 Web: www.mgyachting.com

39



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.