cleme gark ederek kara toprağa karıştı. Tunceli kıymetli bir evlAdını l<aybetti. Fakat ruhun her zaman aramızda dolaşacaktır. Bugün yalnız scnin köyünden yirmi kişi üniversite vesair okullarda olup hepsi senin
II. 3 Karatoprak'ı Anarken
Köyümdeki ilkokulu bitirdiğim zaman, ailem daha faz|a okumama
cserindir.
şiddetle muhalefet etmiş: " Seni okutacak takatımız yok. Senelerdir biz nasıl geçiııip gidiyorsak sen de bizim gibi yctşqrsın" demişlerdi.
Tek tesellimiz ilkokulu bitiren; "Mehmet Ağabey nasıl gittiyse ben ,la öylecene giderim. " diyen küçük hemşehrilerinin çoğalmasıdır.
İsyan etmiştim: " Hayır, omrüm boyunca keçi çobanlığı yapmayocağım. Mehmet Ağabey nasıl gittiyse bende öyle giderim. "
Ruhun şadolsun
!
Sait
Doğduğu köyden başka, dünyadan bihaber küçücük bir çocuğa bu sözleri söyleten, güven ve cesaret veren bir ışık, bir rehber vardı: Mehmet Karatoprak.
gazcttısi, NIaıt l 9(ı()
Mehmet Karatoprak, yLlzyıllardır monoton hayat çarkları içerisinde ezilen köyümtin ilme, kültüre dalıa doğrusu medeniyete açılmış ilk penceresidir. Hemen hepimiz gibi O da fakir ve yetimdi. Yaradılışındaki harikulöde cesaret ve aziııı, O'nun daracık dlinyamızı yırtıp çıkmasını intaç etmiş, uzuıı didinmelerden sonra kazandığı imtihanla yatılı bir okula girmiş, sırtında pırıl pırıl bir elbise ve kitap dolu çantasıyla tatilini geçirmek uzere köye dönmüştü. İll<
Kararı mLz katiydi:
"
Okuyacağız uğabey! "
Aradan seneler geçti. Mehınet Karatoprak insanüstü bir gayretle, hayatla mücadele etti . Yazın çalışıp biriktirdiği harçlığı bile kendinden esirgeyerek, muhtelif yatılı okullara yerleştirdiği kardeşlerine ve akrabalarıııa yolladı. Seneler süren maddi iınkAnsızlıkların tevlit ettiği devamlı sefalet sağlam bünyesini yıpratmıştı. Anıa Karatoprak, başladığını ne pahasına olursa olsun hedefe vardırmak aziın ve gayretinde zerre kaybetmedi. Durumunlı biraz düzeltmek ve kardeşlerini daha çok perişan görmemek yoluııda son bir feclakarlık yaptı. Teknik Üniversite'deki tahsiliıre ara vererek gittiği yedek subay okulunda iken 195] kışında zamanstz ve acı bir tarzda Hakk'ın röhmetine kavuştu.
Öltlmtinden üç sene sonra, gözleriın yaşlı, kalbinı eşsiz şah-
siyetinin ve mücadele aşkının baıra verdiği ilhamla dolu. sesleniyorııın sana: Aziz Karatoprak, senin vticudun bizi tınutam ayacağınlız derin 48
II. 4 Demokratik Rejim İçinde Yaşamaya Azimli Miltetler
Ne Şekilde Hareket Etmelidirler? Bizzat ulusun büyük çoğunluğu tarafından kurulması arzulanmış vc yine bu çoğunluğun her türlü baskısı ile yerleşmiş "Deü,ı,ı()kratik ıı,f imiıı " ne şekilde korunacağını da millet biliyor demektir.
işi bizi bir araya toplayarak: "Okuyun arkadaşlar! 1nünüze
rıasıl zorluklar çıkarsa çıksın yılmcıyın! Mutlaku muvaffLık olacAğız. " Bu iman ve yenilik taşan sözleri derin bir huşu ve gıpta ile dinlemiştik.
KIRMIZITOPRAK
Şimdi bu ıroktadan hareketle fıkrimizi geliştireliın Bilindiği uzere deınokrasinin çok eski bir geçmişi vardır. Hür :
tl(işünce ve beyanın geçerli olduğu tarihin her devrinde daima büyük
ııygarlıklar doğmuş, ilim ve teknik gelişmiştir. Eski Yunaır ve Roma
ıııedeniYetlerİ demokratİk idare tarzının bir neticesidir. Rönesans, onu iz.leyen her sahada Avrupa'da görülen muazzam gelişmeler ve nihayet ı,irıninci asır uygarlığı tek kelime ile, demokratik rejimin serbest düşti-
ııcıı ve düşündüğünü yayan bir zihniyetiıı insantığa paha biçi|mez
lıcdiyeleridir.
Uygarlığın düşmanları da hiç şüplıe yok ki; şahıs idareleri ve dikta
iınleri olmuŞtur. Bilerek veya bilmeyerek ortadan kalclırılan ıııcdeıriyet, İnsanlık harabe ve lelaketleri üzerinde, daima tek şahıs ı t:İ
\,cya topluluğun saltanatı yükselmiş veya gömülmüştür. Bazeır de hlirıiYet ve demokrasi bu tip insanlar elinde bir vasıta olarak kullanılmış ı c pek çok cinayetler, zulümler onlartn adıııa işlenmiştir.
Fransız İntilali simalarından Madame Reland : "Ah hürriyet seniıı
ı
ıt
lıflcı ne cinayetler işleniyor. "
49
,
Tevfik Fikret: " KQnıın kanun diye kanun tepelendi. " derkeı,ı veciz bir şekilde bu hakikati haykırıyorlardı.
Hiçbir millet demokrasiyi kolayca ve mücadelesiz elde
ede-
memiştir. Zaten sıkıntısız elde edilen haklann kıymeti olmadığı gibi, geri alınmaları da muhakkaktır. Nitekim sadece idare edenlerin arzu-
larıyla halk lehine yapılan tavizlerin, eğer hüsnüniyet sahibi ise o
idareciden sonra, değil se bizzat kendisi tarafından geri alınmalarının kamuoyunda büyük bir reaksiyon yaratmamasının hikmeti budur.
O halde millette demokratik rejim içerisinde yaşama azmi nasıl yaratılabilir? Ayrıca millet çoğunluğunun demokrasinin mahiyetini bilir derecede genel kültür sahibi olması gerekir. Bunu bilen bir kitle, hayatı ve geleceğinin demokrasinin yaşamasıyla kaim olacağına da müdriktir. Her türlli sosyal, ekonomik ve ilmi huzursuzluğun kaynağı, serbestçe fikir beyan edemeffie, yani rejim buhranıdır. Hiç olmazsa çoğunluk bu basit hakikati görebilecek, tutumunu bu görüşe göre ay arlayabi lecek seviyede bıılunmalıdır.
Gençliği; kültürlü ve hadiselere karşı hassas, halkı; uyanık milletlerin insan hak ve hürriyetleri, dolayısıyla demokrasi uğrunda bitmez tükenmez kanlar döktükleri, hayatlarını seve seve feda ettikleri tarihin eski devirlerinden günüm uze kadar süregelmiştir. Tolerans tanımayan, şahsi ihtiras ve fikirlerinden başka şeye kıymet verrneyen bir neslin yetiştirdiği idarecilerin deınokrasiyi yerleştirmek için gayret göstermeyecekleri,
bilakis onu kendilerine uydurmak için çalışacakları açık bir hakikattir. "Hcryır demolçrasi anladığınız manada değil, boyledir; yaptıklartmu onun selameti içindir " diyen müstebit idarecinin uygun zarnan ve zemini bulunca maskesini sıyıffnası, " Kanıün benim! " diyerek kendisiyle beraber milletiııi felakete sürüklemesi işten bile değildir. Demek olııyor ki; demokratik rejim içerisinde yaşama imanına ve onu her ne pahasına olursa olsun korııma azmine sahip milletler, birçok evrimler geçirmişleı kendilerini yeryüzünde Allah'ın gölgesi kabul eden kral ve diktatörleri devirmek için ölüme atılmaktan çekinmemişlerdir.
50
,..* *
Demokratik bir idare tarzıyla istibdat arasındaki uçuruınLı göreıı
l'ıir nesil. kolay kolay demokrasiden mahrum edil enlez. Hele
demokrasi idaresinin evlatları, onun tolerans (hoşgörü) ve hemcins_ lcrine kıYmet veren zihniyetiyle bı-iyümüş nesil aıtık bu azme tama_ lılen sahiP SaYtlabilir. Böyle bir toplulukta, fertlere heııüz mektebe girmeden evvel dalıi, verilen terbiyede; geleceğin bir idarecisi olarak tlemokrasinin muhafazası için ilk ve kuvvetli izler vardır. Daha son_ ı'aları mektep sıralarıııda gayet gerçekçi bir tarzdademok ratik bir hava iÇerisinde büiyüyecek, ınektebin keııdi çapında (mesela birçok idari ve iıızibati iŞlerin talebe tarafından yüklenmesi vesaire vazife alacak ve )
lııı ruhla
YetiŞtirilecektir.
Bıı şekilde sağlanı
esaslar tizerine biııa
cdilmiŞ bir terbiYe sisteminin geııçliği, demokrasiyi korı_ım tla gerekli bütün silalılarla donatmış kılacağı aşikördır.
a
anlaınııı_
Medeni cesareti ve mticadel e azmi taın olan bir gençliğiıı, küıltiir seviYesi vasatın tistünde ve sağdı-ıytısıı krıvvetli bir lıalk topİtıluğuııutı
lıulı.ınduğu yerde deınokrasi "gcırcıııti sigtırtalıri,ır" rJenebilir.'fevekküil (lıer şeYi Allah'a bırakma), sorlımsuzlı-ık ve adam seııdecilik zihııiYetinin hAkim oldı-ığu ve demokrasi t'ikriniıı yukarı çoğunlukla tabakadan geldiği bir toplulukta ise demokrasi her türl|i g|iveı-ıceden uzaktır. Demokrasinin koruııması ise idare edenleriıı insafina kalmıŞtır. Demokratik kurumlar, kanunl arla garaııti edilse bile bıı daima böYle olmı-ıştur. Totaliter (baskıcı) rejimlerde vatandaşlarııı lıadiseleri anlaması olgtısu kısıtlanmıştır. Hakikatleriıı tahrifi ve ileri cİemokrasilerde tanınan insaır hak ve lıürriyetlerinin sağladığı taın bir serbestlik iÇerisindeki yaşama belirtilerinin dahilde duyul*r*uy için lıer ÇareYe baŞvurulur. Halkın milli hisleri ve inanışlurİ istismar edilir. Ve hatta Yapmacık bir refah ve iktisadi kalkınma seferberliğiyle bakıŞların baŞka yönlere çevrilmesine çalışılır. BütLin bunlar ç,ı.tiı. temellere dayanan, hakikatte rejim buhranının doğurduğu kaynaşma ve huzursuzluğun gölgelendirilmesi amacına yön.İik, ueııi ve netice_ siz Çabalardır" Bunun içindir ki; ileri demokrasilerde vatandaş tepki_
leri, en büYük denetlemedir. Bu topluluklar,Ca i,darecilerin demokratik kıırumları zedeleıne ve dikta rejimiııe yönelme ihtimalleri zayıftır. Zira lıeııüz korkunÇ girişimlerinin başlangıcıncla başarısızlığa uğrayacak_ larına, mi l letin bütürı öfkesiyle karşılarına,Ciki leceğine eınindirler.
51
Milletin bütün demokrasi iklimini şiddetle arzu|amasl Ve
bu göstermehusustaki gerekli eğitimin uzun bir zaman ve emeğe ihtiyaÇ sidir ki; hürriyet ve demokrasiyi daima en zor elde edilen haklar haline
getirmiştir. Fakat bir kere de millet bu seviyeye ulaŞınca devletin hukuk rejiminden ve demokrasiden inhiraf etmesi (saPması) hemen hemen imkans ızdır. Ne anti demokratik kanunlar, ne şiddet, ne de baskı kullanılması, hiçbir kuvvet demokratik anlayıŞı olgunlaŞmıŞ bir milleti yıldıra maz. O daima kendini layık olduğu rejimle idare ettirmesini bilir.
II. 5 Sağlık Hizmetleri
FORUM Yazı Kuruluna; İriyarı, kartal burunlu, yanm dazlak doçent küçük amfiyi titreten gtir sesi ile sözü dolaştırı p arzuladığı konuya getirmişti:
Bir tıp
sosyalizasyonudur tııtturmuşlar. Şimdi size soruyorum hekim arkadaşlarım, fedakarlığı yalrıız biz mi ))apacağız? Yarın lııı"Vata atılınca hanginiz bir arabaııız olsun istemezsiniz? Sonra ,,f t,ndim, hürriyet ve insan hakları icabı; insqn isted.iği kadar kazanıp, "
.ı,,t,tıç
Sait
KIRM|ZITOPRAIf?
"Akis"clcrgisi, l
l
()cak
1_958,
l9
ı,ı,
ladiği gibi çalışmulı değil mi? Eınin oltın yalnız kendim için
,ıi).vlemiyorum. Aldığım maaş ar'abanın şo/örü ile masrafına yetişemi|,( )r. Eh sen şimdi tut sosyalize et tıbbı. Bıınca ilim, irfa, sahibini kör-
lcı. Olur mu bu? Kolay mı yani? Önüne gelen
krınuşuyor. Ben
,lıııerika'da iken meşhur yıldızları bile muayene etmiştik c]e oradan lıiliyorum. Tıbbın düzelmesi için önce zenginlik ve para lazım. l)ııktorlara dolgun vizite parafl verecek bol zenginlerin bulunması lııiIıTı, değil mi arkadaşlar? "
İriyarı, kartal burunlu doçent sözleriırin sonuna doğru sesinin ltıııunu yumuşattı, yarattığı tesiri anlamak için gözlerimizin içine tek ıcl< baktı ve: "Vatanı hepimiz seviyorılz, amcı önce takdir edilmek ,ı;t,
rekir.
" diyerek güldü.
O günlerde halk sağlığı probleminin ileri bir anlayış ve organizas\,()nla devletleştirilmesi tartışılıyordu. MBK tarafından daha ilk gün|crde sözü edilmeye başlanan bu konunun, fikirden çıkıp bir kanun tıısarısı haline geldiği, ilgililerin beyanları ile gazetelere geçmişti. lı,iyarı, kartal burunlu ve son model Amerikan araba sahibi hoc amız;.n lıtığazını y ırtarçaslna bize söylev çekmesinin nedeni, işte bu tasarı idi. Yurdumuzda çalışmakta olan 11.000 doktorun 6.500'ü beş büyük şclırimizde toplanmıştır. l6 milyoıı köylünün sağlığı her türlü temiııattan tızak, üfiirükçülük ve batıl inançlar gibi en ilkel tedavi metotlıırının tekelindedir. Zaten yetersiz olan muayene ve tedavi imk6n-
lltı t.rrilrtc
S.rit
tirıırızıtt ılır.rk Istaıılıtıl
lıırıınız kötü bir organizasyon ve kırtasiyecilik yüzünden büsbütün vcriınsiz bir lıalde ve üstelik muayyen birkaç btiyük keııtte toplanmış tltırtımdadır. Hürriyet ve insan haklarından yararlanma salt güçlü
53