Çalişma yaşaminda kadinin kariyer sorunu

Page 1

Prof. Dr. N. Ekin'e Armağan

ÇALIŞMA YAŞAMINDA KADININ KARİYER SORUNU Doç. Dr. Serpil AYTAÇ * Hızlı bir değişim sürecinde olan dünyamızda, işgücünün ve tüketicilerin demografik özelliklerinde de meydana gelen değişmeler, kadının geleneksel statüsünü de değiştirmiş, bunun sonucunda kadınların sosyal ve ekonomik yaşamda aldıkları rol giderek artmaya başlamıştır. Bu doğrultuda, kadınların işgücüne katılma ve kariyer geliştirme oranlarında da önemli artışlar olmuştur. Ancak, uygun eğitim, yetiştirme ve deneyime sahip olan profesyonel kadınların dahi, üst yönetim kademelerine ulaşmada erkeklere nazaran aynı başarıyı gösteremedikleri saptanmıştır. Her ne kadar 1981 yılında yürürlüğe giren “Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayırımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi” ile kadınlara ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda cinsiyete dayalı olarak yapılan herhangi bir ayrım, mahrumiyet ve kısıtlamaların ortadan kaldırılması amaçlanmışsa da, yine de kadınların çalışma yaşamında ilerleme ve yükseltilmede karşılaştıkları eşitsizlikler azalmamıştır. Kadın çalışanların kariyerlerinin, iş yaşamlarına başladıkları andan itibaren “çıkmaz” (dead end) kariyer yollarına yönlendirildikleri ve bu sebeple kadınların yöneticilik kademesine bile ulaşamadıkları, kariyerlerinin alt düzeyde plato halinde olduğu dikkati çekmektedir1. Kariyer, kişinin çalıştığı kurum içindeki yerini belirten ve bireyin meslek veya kurum içindeki gelişmesini, yükselen başarısını anlatan bir kavram2 olarak ifade edilmektedir. Kariyer, insanın iş hayatı boyunca yer aldığı basamaksal mevkiler ve yaptığı işler, bulunduğu konumlarla ilgili tutum ve davranışlarını kapsayan bir süreçtir. 1970’li yılların başında işletmelerin, çalışanlarının yönetimsel kariyerlerinde etkili olan faktörlere yönelmeleri, kariyer konusunu gündeme getirmiş, kadınların sadece çalışacakları işi değil, kariyerlerini *

Uludağ Üniversitesi, Öğretim Üyesi. R. M. KANTER, Men and Women of the Corporation, Basics Books. New York. 1977, s. 45 2 S. AYTAÇ, Çalışma Yaşamında Kariyer, Yöneticinin Kitaplığı Dizisi, Epsilon Yayınları, İstanbul 1997, s. 19 1

905


Kadın ve Kariyer

de seçebilecekleri ve kariyer gelişimlerini bu doğrultuda yönlendirebilecekleri konusu önem kazanmaya başlamıştır. Kadınların eğitim seviyeleri de hızla yükselmiş, prestijli mesleklere yönelerek kariyer yapma isteği beraberinde üst yönetimlere talip olmaya başlamışlardır. Bütün bu gelişmelere rağmen, ülkeden ülkeye değişen farklılıklar olsa bile kadının geleneksel rolünün ev, çocuk ve ailesi ile sınırlandırıldığı, iş yaşamında belli mevkilere ulaşmasında engellerle karşılaştığı, bir diğer ifade ile kariyer ilerlemesinden erkeklere oranla daha az yararlandıkları bir gerçektir. Yapılan araştırma sonuçları, evlilik ve çocukların, kadının çalışması ve kariyeri konusunda en büyük engel olduğunu ortaya koymaktadır3. İşverenlerde hakim olan görüşe göre, kadınların geçici olarak çalıştıkları, erkeklere oranla kendilerini daha az işe verdiği ve olası hamilelik ve ev işleri yüzünden terfi ettirilmemesi, özellikle yönetim basamaklarına getirilmemesi gibi görüşler yaygındır. Kadından, önce anne ve eş olarak toplumsal rolleri üstlenmesi beklenmekte, mesleki başarı ve kariyer ikinci planda kalmaktadır. Nitekim, çeşitli ülkelerde kadınların yönetim kademesindeki oranlarına baktığımızda gerçekten de kadınların işe seçilme, işe yerleştirilme ve yükseltilme (kariyer) sürecinde karşılaştıkları eşit olmayan farklı yaklaşımlar göze çarpmaktadır. Bunun sebeplerinin, çoğunlukla kişisel özelliklerden kaynaklanmadığı açıktır. Genel olarak baktığımızda Avrupa’da çalışan kadınların ancak % 10’unun orta ve alt kademe yönetici olmalarına karşılık, % 5’den azı tepe yönetimde yer alabilmektedir. Batı Avrupa ve öteki gelişmiş ülkeler genelinde, ancak kamu yönetimlerinde, özellikle sosyal işlerle uğraşan bakanlıklarda üst düzeylerde, karar verme organlarında yer alan kadınların oranı % 13.1 olmaktadır4. Avrupa’daki çeşitli ülkelere göre kadınların yönetim kademesindeki oranları aşağıdaki gibidir5. İngiltere : İşgücü içindeki kadınların % 26’sı yönetim kademelerinde yer almasına karşılık, ancak % 2’si üst yönetimdedir. İrlanda : Çalışan kadınların % 7.4’ü yönetim kademelerindedir. Fransa : Çalışan kadınların % 25’i yönetim kademesinde bulunmaktadır. Bunların % 9.8’i mühendislik ve teknik alanda yönetici olup, % 10’u tepe yönetimde yer almaktadır. Ancak bunların sosyal, sağlık, ilkokul eğitmenliği alanında tepe yönetimde oldukları dikkat 3

M. PALMER, B. HYMAN, Yönetimde Kadınlar, Rota Yayınları, İstanbul, 1993 Meryem KORAY, Türkiye’de Kadınlar, Yeni Yüzyıl, Türkiye’nin Sorunları Dizisi - 4, 1993, s. 21 5 Target: 30 Percent of Leadship Positions to Women by 1995 Unchronicle, Jun 90, Vol 27, Issue 2, p. 68 4

906


Prof. Dr. N. Ekin'e Armağan

çekmektedir. Böylece kadınların toplum hizmetlerinin yönetiminde daha fazla yer aldıkları görülmektedir. Almanya : Kamu sektöründe tepe yöneticilerin % 11.2’si kadın. Özel sektör yöneticilerinin ise % 5’i kadın6. Ancak % 0.7’si direktör pozisyonunda. Genel olarak baktığımızda sağlık, sektöründe çalışanların % 86’sı, sosyal hizmetlerde çalışanların % 79’u, perakende hizmetlerde çalışanların % 62’si, eğitim hizmetleri alanında çalışanların % 48’i kadın. Dolayısıyla kariyer şansları bu sektörlerde daha yüksek. İtalya : pozisyonunda.

Çalışan kadınların ancak % 3’ü tepe yönetici

İspanya : Çalışan kadınların ancak % 5’i üst pozisyonda yönetici. Yunanistan : Kadınların işgücüne katılma oranı % 45.4. Yönetici pozisyonda bulunanların oranı ise % 8. İskandinav ülkelerine baktığımızda ise bu oranların Avrupa ülkelerine nazaran biraz daha yüksek olduğu dikkat çekmektedir. Örneğin, Danimarka ve Finlandiya’daki oranlar aşağıdaki gibidir. Danimarka : İşgücünün % 46’sı kadındır. Bunlardan % 10’u özel ve kamu sektöründe orta kademe yöneticisidir. 1991 tarihli araştırmaya göre 755 şirket direktörünün % 4’ü kadındır. Finlandiya : İşgücü içindeki kadınların % 21’i üst kademe yöneticisi. Kadın tepe yöneticiler özellikle bankacılık ve kamu sektöründe yoğunlaşmış bulunmakta. Japonya’da ise, işgücünün % 40’ını oluşturan kadınların ancak % 1’i yönetim kademelerinde yer almakta. Amerika Birleşik Devletleri’ne baktığımızda ise, işgücünün % 45’ini kadınlar oluşturmakta. Kadın yöneticilerin oranı 1970 de % 16’dan 1992 yılında % 42’ye yükselmiş. Bu oran giderek artmasına karşılık ancak % 4. 3’ünün tepe yönetimde olduğu görülmekte. Türkiye’de ise kadınların işgücüne katılma oranları düşük olup, yıllara göre sürekli azalma göstermektedir. İşgücüne katılma oranı Ekim 1990 da % 34’den 1996 da % 30’a gerilemiştir. Müteşebbis, direktör ve üst kademe yöneticiliği konumunda yer alan kadınların oranı % 0.19’dur7. Bunların çoğunluğunun hizmet sektöründe yer aldığı dikkati çekmekte. Kamu yönetimi, yüksek eğitim görmüş kadınların başlıca çalışma alanı. Ancak karar alma mekanizmasında kadın sayısı çok az. 6 7

Women’s International Network News, Winter 98, Vol 24, Issue 1, p. 71 “Hedefteki Kadın” Capital Dergisi, Yıl: 4, Sayı 5, 1995, s. 94

907


Kadın ve Kariyer

Kamuda üst ve orta düzey yönetici statüsünde çalışan kadınların % 80’i şef, % 15’i şube müdürü, % 3.7’si daire başkanı, % 0.12’si genel müdür statüsünde8. Genel olarak bakıldığında, kamu sektöründe tepe yönetimdeki kadın oranı sadece % 4.29. Özel sektörde ise üst düzey yönetimde çalışan kadın sayısı çok daha düşük. İstanbul’da 80 büyük işletmeyi kapsayan araştırmada 100 işçiden çok işçi çalıştıran 63 büyük işletmenin yalnızca 6’sında toplam 7 üst düzey kadın yönetici bulunduğu (% 2.8), 100 işçiden az işçi çalıştıran işletmelerin ise hiçbirinde üst düzey kadın yönetici olmadığı ortaya konmuştur10. Kadın yöneticilerin sayısının az olması, büyük ölçüde geleneksel cinsiyet ayrımcılığına dayalı tutumların eğitim alanına da yansıması sonucu, eğitimde fırsat eşitliğinin tam anlamıyla gerçekleştirilememesi ve bunun doğal sonucu olarak kadınların, işlerinin gerektirdiği bilgi ve beceriyle yeterince donatılamamış olmalarına bağlıdır11. Günümüzde işgücünün önemli bir parçası haline gelen kadınların istihdamı ve geliştirilmesi, şirketin başarısı için temel bir gereklilik haline gelmiştir. Ancak kadının aile yaşamındaki rolü ve sorumlulukları, mesleğinde terfi ettirilme imkanını da kısıtlamaktadır. Bu eğilim bugün birçok örgütte kadınlara yönelik ayırımcılığın esası olan Şeffaf Tavan (glass ceiling) kavramını ortaya çıkarmıştır. Kadınların, organizasyonların üst yönetim düzeylerine ilerlemelerini durduran engeller, şeffaf tavanlar (glass ceiling) olarak adlandırılmaktadır. Bir diğer ifade ile şeffaf tavan, örgütlerde tepe yönetim pozisyonu için kadınlara konulan keyfi engellerdir12. Bu kavram, kadınların ilerlemelerini engelleyen görünmeyen bariyerleri tanımlamak için kullanılmaktadır. Şeffaf tavan, kadınlar ile üst yönetim arasında yer alan ve onların başarılarına ve liyakatlarına bakmaksızın ilerlemelerini engelleyen, açıkça görülmeyen, aynı zamanda aşılamayan engellerdir. Kadın, çalışma yaşamında kendine belli bir kariyer hedefi oluşturabilmekte, ancak hedeflediği tepe noktadaki iş, kendisine “kadın” olduğu için keyfi olarak kapatılmaktadır13. Kadınların kariyerini engelleyen şeffaf tavanlar, işletmelerin rekabet üstünlüğü elde edebilmek için gerekli olan farklı ve çeşitli yeteneklere sahip kişilerin üst düzey yönetimde görev alamamalarına ve 8

http://www.kssgm.gov.tr http://kidog.org.tr Filiz, TABAK, Women Top Managers in Different Types and Sizes of Industry in Turkey, B.Ü. Yayınlanmamış Master Tezi, İstanbul, 1985, s. 28 11 Ş. ALTAN, A. ERSÖZ, “Kadının Çifte Yükümlülüğü”, Kadın ve Sosyal Hizmetler Müsteşarlığı Kadın Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü Bülteni, Sayı: 2, Mart 1994, s. 27 12 th Louse E. BOONE & David L. KURTZ, Management, 4 Edt., McGraw Hill, New York, 1992, s. 562 13 “Cam Tavan Sendromu”, Capital, 8 / 1997, s. 85 9

10

908


Prof. Dr. N. Ekin'e Armağan

özelliklerine bakılmaksızın işletmenin kârlılığına ve sağlığına katkıda bulunabilecek yeteneklerin kullanılmamasına neden olmaktadır. Kısaca kadınların üst düzeylere ulaşmalarını yavaşlatan veya durduran engeller bulunmaktadır. Bu tavan, kırılması oldukça zor bir engel olarak görülmektedir. Gerçekten de, çok az kadın bugün bu engelleri aşarak tepe yönetime ulaşabilmektedir. Araştırmalara göre kadınların engelleyen nedenler şunlardır14:

tepe

noktalara

gelmelerini

1- Kadınların çocuk büyütmek için kariyer süreçlerini yavaşlatmaları veya durdurmaları, tepe yönetim noktalarına ulaşmaları için önemli bir engeldir. 2- Kadınların mühendislik, işletme, liderlik becerilerinden yoksun oldukları gerekçesiyle tepe yönetime hazır değillerdir. 3- Kadınlar, genelde aile ve iş hayatındaki rollerini dengeleme arayışları içindedirler. Evlilik ve çocuk, kadınların tam gün kendini işine vermesine engel olmaktadır. Böylece tepe yönetim için gerekli olan zamanı ayıramamaktadırlar. 4- Kadınlar, geleneksel olarak insan kaynakları alanlarındaki kariyer kadrolarını kendileri seçmektedirler. 5- Tepe yöneticilik için gerekli olan iş tecrübesi ve otorite azdır. 6- Duygusal yoksundurlar.

olmaları

nedeniyle

yönetme

becerisinden

Görüldüğü gibi şeffaf tavanın neden kaldırılmadığı hususunda ileri sürülen çeşitli gerekçelerin, kadın ve erkek arasındaki rol farklılığından kaynaklandığı dikkati çekmektedir. Kadınların iş yaşamlarında evlilik, aile ve çocuğun yerinin kariyerden önce geldiği ve bu nedenle evlenene ve çocuk sahibi olana kadar, esnek kariyer planları yaparak gerektiğinde kolayca bırakabilecekleri işleri tercih etmeleri öngörülmektedir. Bazı kaynaklar ise kadınların kariyerle ilgili problemlerinin psikolojik, sosyolojik ve kurumsal engellere bağlı olduğunu açıklamaktadır15. Kadının toplumsal rolü nedeniyle ev hayatı ve iş hayatı arasında denge kurmak zorunda olması, kadınların annelik, eşlik rolünün bir uzantısı gibi değerlendirilen öğretmenlik, hemşirelik, sekreterlik gibi 14

th

Ricky W. GRIFFIN, Management, 4 Edt., Texas, 1993, s. 579 F. ACAR, “Womens Participation in Academic Science Careers Turkey in 1989”, Improving Employment Prospects for Women in Changing Society, 7-8 Nowember 1989, Turkish Employment Organization, 1990 15

909


Kadın ve Kariyer

feminine mesleklere yönelmesine yol açmıştır.16 Böylece erkeksi ve kadınsı meslek ayırımı ortaya çıkmıştır. Ayrıca kadınların iş güvencesi ve sınırlı zaman uygulaması nedeniyle de kamu kesimini tercih ettikleri görülmüştür17. Gerçekten de kadın çalışanlar ve yöneticiler, genellikle hizmet sektöründe, finans, sigortacılık, emlakcılık ve toptan veya perakende satış işlemlerinde erkeklere nazaran çok daha fazla yer almaktadırlar. Endüstri sektöründe kadınların, kumanda pozisyonlara yerleştirilmelerinin risk olduğu kanısı mevcuttur. Zira özel sektörde çalışan kadınların geleneksel olarak kadın fonksiyonel alanı diye adlandırılan ve tepe yönetim kademeleri için kariyer yolunda olmayan insan kaynakları, şirket iletişimi, halkla ilişkiler ve pazarlama alanlarında sadece staff (kurmay) pozisyonlarda çalışmakta olup, ayrıca yetkisiz sorumluluklar üstlenmektedirler. İlerleme şansları olmayan kariyer yollarına yönlendirilen ve tepe yöneticilik aday havuzuna dahi alınmayan kadınların yöneticilik kariyerleri baştan ölü doğmaktadır. Yatay ve dikey ilerleme olasılıklarının çok az olduğu durumlarda kadın çalışanlar genellikle kariyer platosuna girmekte ve kariyerlerini aynı pozisyonda sürdürmek zorunda kalmaktadırlar. Bu nedenle sürekli aynı pozisyonlarda çalışan kadınlar için şeffaf tavanlardan bahsedildiği kadar, onların yatay ilerlemesini engelleyen şeffaf duvarlar da söz konusudur. Bütün bunlara karşılık özellikle kadınlar tarafından ileri sürülen, “Kadın ve erkeğin kariyerleri arasında bir farklılık olmaması gerektiği” konusunda tartışmalar başlamıştır. Her ne kadar kariyer hedeflerinin birbirine benzer olduğu savunulsa bile, “cinsiyet ayırımı, eşit istihdam fırsatı” gibi tartışmaların da gösterdiği gibi, uzmanlarda görüş ayrılığı ortaya çıkmıştır. Kadınların kariyer gelişimlerinin erkeklerden farklı olduğunu savunan görüşün dayandığı noktalar ise şunlardır: 1- İşe uygunluk açısından kadın ve erkeğin beklentileri farklıdır. Bu nedenle kadın ve erkek çalışanların seçecekleri işlerin tipi de farklı olacaktır. 2- Evli çiftlerde eşlerin birbirlerinin kariyerlerine uyum sağlama konusunda farklılıklar bulunmaktadır. Kadınlar genellikle daha mobil ve kocalarının kariyer gereksinmelerine daha fazla uyum gösteren bir pozisyonda yer almaktadırlar. 16

M. KORAY, Çalışma Yaşamında Kadın Gerçekleri, BASİSEN Yayını, İzmir 1993, s. 27-34 Betz, E. NANCY & Fitzgerald F. LOUISE, The Career Psychology of Women, Academic Press Inc., 1987. s. 151-157

17

910


Prof. Dr. N. Ekin'e Armağan

3- Ebeveynlik rolü kadın ve erkek için farklı tanımlanmıştır. Kadınların annelik rolü, babalık rolüne göre daha fazla zaman ve çaba gerektirmektedir. 4- Erkeklerle karşılaştırıldığında kadınlar, işyerinde daha fazla engelle karşılaşmaktadırlar. Ayırımcı ve önyargılı düşünceler, kariyer gelişimlerine zarar vermektedir. 5- Kadınların iş yaşamı ve kariyerlerini, evlilik ve çocuk sekteye uğratmaktadır. Bu da kadınların kolay kolay üst kademelere yükselmesini engellemektedir18. Yukarıda saydığımız nedenlerden dolayı işletmeler, kadınlara yapacakları yatırımın çocuk bakımı, evlenme gibi nedenlerle geri dönmeyeceği kuşkusuyla, yatırım yapmaktan da kaçınmaktadırlar. Günümüzde meslek sahibi kadınlar, meslek ve aile rolleri arasındaki çatışmaya, aile rollerinden bütün bütün çekilmek veya omuzlarına yüklenen aşırı sorumlulukları taşımaya çalışarak kişisel çözümler arayıp bulmak yoluna gitmektedir. Bu alternatiflerden birincisi, “evlenmeyi dışlamak” ki bu hiçbir toplumda yaygın olarak uygulanan bir seçenek olamaz. İkincisi, “süper kadın olmak” ise, yalnızca gerçekleştirilmesi güç bir seçenek olmakla kalmayıp, aynı zamanda kadınlar tarafından ödenen ciddi bir fiziki ve psikolojik bedeli içermektedir19. Kadınların çalışma yaşamında yüzyüze olduğu problemleri azaltmak amacıyla birçok işveren, çalıştırdığı kadınların aile ve iş yükünü azaltarak özellikle tepe noktalara gelebilmeleri için çalışan annelere esnek programlar (mummy Track) geliştirmişlerdir20. Bu programlar dahilinde, çalışan kadınların hem aile sorumluluğunu ve hem de kariyer gelişimini sağlamak için part-time çalışma, esnek çalışma, iş paylaşımı, süt izni, kreş ve yuva hizmetleri, eğitim hizmetleri, evde çalışma gibi esneklikler, alternatif kariyer yolları sağlama gibi bazı imkanlar sağlamışlardır. Ancak, yine de tüm faktörler içinde cinsellik, hala tam anlaşılmaz bir sebeple birçok kadının tepe yönetime gelip başarılı olmasını engellemektedir. Çalışma yaşamında kadının kariyer sorununu genel olarak değerlendirdiğimizde aşağıdaki sonuçlara ulaşmak mümkündür.

18

S. VINNICOMBE & N. COLWILL, The Essence of Women in Management, Prentice Hall, 1995, p. 79-106 19 F. ACAR, Turkish Women in Academia: Roles and Careers, METU Studies in Development, 10, 1993, s. 4 20 Nancy E. BETZ & Louise F. FITZGERALD, The Career Psychology of Women, Academic Press Inc., 1987, s. 211

911


Kadın ve Kariyer

• Çocuk büyütme ve aile sorumlulukları, istihdama ara verilmesine yol açmakta, bu da kadınların kariyerinde ciddi bir sorun oluşturmaktadır. • Kadınların, mesleki ilerlemeyi getiren ileri seviyede öğrenim ve eğitime katılımı azdır. • Pekçok kadın, çocuk doğurduğu zaman işlerini kaybetmekte veya terk etmektedir. Bir süre sonra işe geri dönen kadın, vasıf seviyesinin düştüğünden yakınmaktadır. • Kariyer ilerlemesinde kadın, rol çatışmasından ciddi olarak etkilenmektedir. • Kariyer ve aile rolleri arasında uyuşmazlığa yol açan toplumsal ve kültürel faktörler, pekçok yerde kadınların mesleki ilerlemesini engelleyen etmenler olarak görülmektedir. • Gerek kadınlara erkeklerin egemen olduğu mesleklerin vasıflarını kazandırma çabası, gerekse kadınların egemen olduğu hizmet mesleklerinin seviyesini yükseltme stratejisi, kadınlara erkeklerinkine eşit statü ve kazançta işlere girebilmeleri imkanını sağlama konusunda henüz bir başarı gösterememiştir. • Kadınlar daha “kadınca” alanlara toplanmışlardır. Ayrıca kadınların “önü kapalı” (dead end), alt düzey statülü işlere katılımı daha yoğundur. • Elit meslek sahibi kadınlar, mesleki kariyerlerini korumak için bedelli yardım ya da aile içi yardım şeklinde diğer kadın olanaklarından yararlanmaktadırlar. • Kadınların meslektaşlarıyla evlenmeleri, kariyer ilerlemesine olumlu katkı sağlayan bir etmen olarak görülmektedir. Hatta kariyer amaçları kendisininkine paralel olan bir erkekle evlilik yapan kadınların meslekleri ile ilgili bazı olanaklara kavuşmalarında evliliklerinin özellikle yardımcı olduğu söylenmektedir21. Sonuç olarak çalışma yaşamı, bir yandan kadının ekonomik özgürlüğünü ve toplumsal değerini artırırken, diğer yandan geleneksel değer ve tutumların sürmesi nedeniyle, kadın için çeşitli sorunları da beraberinde getirmiştir. Bireysel ve toplumsal önyargılar yanında, kurumlardaki örgüt yapıları da bilerek veya bilmeyerek, çalışma zamanında esneklik olmaması, kadınlara daha az yükselme imkanı

21

Rosanna HERTZ, More Equal Than Others, Women and Men in Dual-Career Marriages, University of California Press, 1986, p. 134

912


Prof. Dr. N. Ekin'e Armağan

tanınması gibi, kadınların mesleki gelişimlerini engelleyebilmiştir22. Kadınların bu sorunları çoğu ülkelerin gelişmişlik düzeyine bakılmaksızın ortaktır ve değişmeye direnen ataerkil cinsiyet rollerinden kaynaklanmaktadır. Kısaca özetlemek gerekirse, kadın gerek yasal mevzuatta, gerekse uygulamadan kaynaklanan nedenlerle, kamu yaşamının tüm alanlarına yeterince katılamamaktadır. Kadının işe girmesini ve yükselmesini etkileyen başlıca faktör, kadının asli görevini eş ve anne olarak algılayan cinsiyetçi toplumsal değerlerin devam etmesidir. Böylece kadın, hem eş ve çocuğunu ihmal ettiği endişesiyle, hem de fazla güç sarfetmekten dolayı psikolojik olarak çöküntü geçirirken, diğer yandan da işinden beklediği doyumu alamamaktadır. Bunun sonucunda kadınlar mesleki kariyer ile annelik, eşlik arasında ikilem yaşamaktadırlar23. Kadının toplumda hak ettiği yerini alabilmesi, onları çalışma yaşamında dezavantajlı konumdan çıkaracak önlemlerin alınması, onlara erkeklerle eşit fırsatların tanınması ve geleneksel zihniyetin kırılması ile mümkündür. YARARLANILAN KAYNAKLAR ACAR, Fatma, “Womens Participation in Academic Science Careers: Turkey in 1989”, Improving Employment Prospects for Women in Changing Society, 7 - 8 Nowember 1989, Turkish Employment Organization, 1990. ACAR, F., Turkish Women in Academia: Roles and Careers, METU Studies in Development, 1993. ALTAN, Şengül & ERSÖZ, Aysel, “Kadının Çifte Yükümlülüğü”, Kadın ve Sosyal Hizmetler Müsteşarlığı Kadın Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü Bülteni, Sayı: 2, Mart 1994. AYTAÇ, Serpil, Çalışma Yaşamında Kariyer: Yönetimi, Planlanması, Geliştirilmesi ve Sorunları, Yöneticinin Kitaplığı Dizisi, Epsilon Yayınları, İst. 1997. BETZ, E. Nancy & FITZGERALD, F. Louise, The Career Psychology of Women, Academic Press. Inc., 1987. 22

M. Yaşar TINAR, Çalışma Psikolojisi, İzmir, 1996, s. 116 Ş. ALTAN, A. ERSÖZ, “Kadının Çifte Yükümlülüğü,” Kadın ve Sos. Hizmetler Müsteşarlığı Kadın Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü Bülteni, Sayı: 2, Mart, 1994, s. 28

23

913


Kadın ve Kariyer

BOONE E. Louse & David L. KURTZ, Management, 4th Edt., McGraw Hill, New York, 1992. Capital Dergisi, “Hedefteki Kadın”, Yıl: 4, Sayı: 5, 1995. Capital Dergisi, “Cam Tavan Sendromu”, Sayı: 8, 1997. GERSON, Kathleen, Hard Choices: How Women Decide About Work, Career And Motherhood, University of California Press, 1985. GRIFFIN, Ricky W., Management, 4th Edt., Texas, 1993. HERTZ, Rosanna, More Equal Than Others, Women and Men in Dual-Career Marriages, University of California Press, 1986. KANTER R. M., Men and Women of the Corporation, Basic Books, New York, 1977. KORAY, Meryem, Çalışma Yaşamında Kadın Gerçekleri, BASİSEN Yayını, İzmir, 1993. PALMER, Margaret & HYMAN, Beverly, Yönetimde Kadınlar, Çev.: Vedat Üner, RotaYayınları, İstanbul, 1993. TABAK, Filiz, Women Top Managers in Different Types and Sizes of Industry in Turkey, B.Ü. Yayınlanmamış Master Tezi, İstanbul, 1985. Target: “30 percent of leadship positions to women by 1995 unchronicle”, June 1990, Vol. 27, Issue 2. TINAR, M. Yaşar, Çalışma Psikolojisi, İzmir, 1996. VINNICOMBE, Susan & COLWILL, Nina L., The Essence of Women in Management, Prentice Hall, 1995. “Women’s International Network News”, Winter 98, Vol: 24, Issue: 1. http://www.kssgm.gov.tr http://www.kidog.org.tr

914


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.