Alkol kötüye kullanimi ve depresyonun koku eşiği üzerine etkileri

Page 1

Bağımlılık Dergisi, 2000; 1(2): 69-71

ALKOL KÖTÜYE KULLANIMI VE DEPRESYONUN KOKU EŞİĞİ ÜZERİNE ETKİLERİ Effects Of Alcohol Abuse And Depressıon On Olfactory Treshold

Dr.Okan Çalıyurt 1 ,Dr.Ertuğrul Küçüktürk 2 ,Dr.Engin Karaşin 3 ,Dr.Ercan Abay 4

Özet Amaç: Psikiyatrik bozuklukların etkileri ve bu bozuklukların sonuçları ile meydana gelen biyolojik değişiklikler daha önceki çalışmalarda çok kez bildirilmiştir. Depresyon ve alkol kötüye kullanımı da beyin kan dolaşımı ve merkezi sinir siteminde hasar meydana getirmektedir. Bu iki bozukluğun beyindeki koku duyusu merkezleri ve iletim yollarındaki olası etkilerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Psikiyatrik bozukluklara bağlı olarak oluşan koku eşiği değişmeleri Zwaardemaker olfaktometresi kullanılarak değerlendirilmiştir. Değerlendirme her iki burun deliğinde ayrı ayrı yapılmıştır. Depresyon ve alkol kötüye kullanımı olan gruplardaki veriler sağlıklı kontrol grubu değerleri ile karşılaştırılmıştır. Sonuçlar: Alkol grubunda daha fazla olmak üzere hem depresyon hem de alkol kötüye kullanımı olanlarda koku eşiğinde, kontrol grubuna göre yükselme saptanmıştır. Alkol grubundaki iki hasta dışında lateralizasyona rastlanmamıştır. Tartışma: Sonuç olarak, bu çalışmaya alınan hastalarda, uzun süre alkol kullanımına ve depresyona bağlı olarak oluşan beyin dokusu harabiyeti ve merkezi sinir sistemindeki değişikliklerin yol açtığı koku eşiğindeki yükselmeler gösterilmiştir. Anahtar sözcükler: Alkol kötüye kullanımı, depresyon, koku eşiği

1

Yrd.Doç.Dr., Trakya Üniveristesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD Uz. Dr., SSK Lüleburgaz Hastanesi 3 Uz. Dr., Keşan Devlet Hastanesi, Edirne 4 Prof.Dr., Trakya Üniveristesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD Başkanı 2


Bağımlılık Dergisi, 2000; 1(2): 69-71

Summary Object: There are numerous studies showed that biological cahanges occur with effects and consequences of psychiatric disorders. Depression and alcohol abuse negatively change the brain blood flow and make damage in the central nervous system. To determine the potential effects of these two disorders on olfactory areas and connection pathways aimed in this study. Method: Olfactory treshold changes measured by Zwaardemaker olfactometry apparatus. Measurement made in both two nostrils seperately. Data achieved from depression and alocohol abuse groups compared with normal control group. Result: There was an elevation found in olfactory tresholds of both alcohol and depression patients. In alcohol group the elevation was the highest. There was no lateralisation found except two alcohol abused patients. Discussion: Olfactory treshold elevations showed in this study. By the consequenses of brain damage and central nervous system changes in depression and alcohol abuse patients olfactory treshold seems to change and makes difficulties on olfaction. Key words: Alcohol abuse, depression, olfactory treshold Giriş Beş temel duyumuzdan biri olan koku duyusuna, şimdiye kadar daha az önem verilmiş, üzerinde fazla durulmamış, araştırma ve bilimsel çalışmalara yeterince konu olamamıştır. Koku duyusu, tat duyusu ile birlikte kimyasal duyular olarak isimlendirilmektedir. Yaşamsal öneminin diğer duyular kadar olmaması ve koku duyusu bozukluklarını değerlendirmenin güçlükleri, bu konuda şimdiye kadar gerekli duyarlılığın gösterilmemesinin nedeni olabilir (1). Diğer yandan koku duyusu, yiyecek ve içeceklerin lezzetinin belirlenmesinde ve tercih edilmesinde, tehlikeli duman ve gazların algılanmasında ve bozuk veya zehirli yiyeceklerin sezinlenmesinde rol alan önemli bir duyumuzdur. Rahatsız edici ya da zararlı kokulara maruz kalmak, bireyin ruhsal hayatında bozukluklara yol açabilmektedir. Bu duyu sisteminin bozulması önemli sorunlarla sonuçlanabilir ve depresyon ya da diğer psikiyatrik bozukluklara neden olabilir. Ayrıca koku duyusunun bellek işlevleri ile olan yakın ilişkisi de bilinmektedir(2). Bireyler arası iletişim sağlamada ve cinsel algılamada yeri olduğu düşünülen insan feromonları (bir organizma tarafından çevreye salınan ve aynı türün diğer üyelerinin davranış ve gelişmesine etki eden madde) son zamanlarda araştırma konuları olmaya başlamıştır. Çok geniş yelpazede bir dizi durum koku bozukluklarına neden olabilmektedir. Bunlar; nörolojik, psikiyatrik, endokrin, lokal burun hastalıkları ve obstrüksiyonları, beslenme bozuklukları, viral ve enfeksiyoz durumlar ve intrakraniyal patolojiler şeklinde gruplandırılabilmektedir(3,4). Psikiyatrik bozukluklara bağlı koku bozuklukları, kronik alkolizm, şizofreni, depresyon ve obsesif-kompulsif bozuklukta görülmektedir(3). Başlıca koku bozukluğu sorunları ise koku alma eşiğinde yükselme ve kokuları algılama ile beraber


Bağımlılık Dergisi, 2000; 1(2): 69-71

isimlendirmede güçlükler şeklinde olmaktadır. Yukarıda sayılan psikiyatrik bozukluklarla koku bozukluğu arasındaki ilişkiyi araştıran çalışmalar halen çok yetersiz bir sayıdadır ve bu konunun netleşmesi için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır. Bu çalışmada kronik alkolizm ve depresyon hastalarında olası koku bozukluklarının değerlendirilmesi ve klinik pratikte önem verilmeyen koku duyusu bozukluğunun vurgulanması amaçlanmıştır. Yöntem ve Gereçler Çalışmaya; Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Kliniği’ne 1994 Kasım ile Şubat 1995 tarihleri arasında, ayaktan ya da yatarak tedavi gören hastalar rastgele seçim yapılarak alınmıştır. Çalışmaya alınanların toplamı, 15’er hastalık alkol ve depresyon grupları ile 15 normal bireyin oluşturduğu kontrol grubu ile sağlanmıştır. Depresyon alt grubuna, DSM-IV tanı ölçütlerine göre depresyon tanısı konulan ve Hamilton Depresyon Ölçeği ile tanısı desteklenen hastalar, alkol grubunda da yine DSM-IV tanı ölçütlerine göre alkol kötüye kullanımı tanısı almış ve tedavi için kliniğimize başvurmuş hastalar rastgele olarak seçilerek alınmışlardır. Alkol alt grubundaki çalışmaya alınan hastaların en az 10 yıldır alkol kullanması ve deliryum tremens ile diğer organik hastalıkların dışlanması çalışmaya alınma kriterlerine eklenmiştir(5). Yukarıda sayılan kriterlerin dışında herhangi bir organik tıbbi hastalığı (örn. Diabetes Mellitus) ve/veya psikiyatrik bozukluğu olanlar çalışmaya alınmamıştır. Çalışmaya alınanların burun muayeneleri ve koku almayı engelleyen ve/veya etkileyen özellikleri araştırılmıştır. Koku alma ve değerlendirmede bozukluğu olanlar çalışma dışı bırakılmışlardır. Koku eşiğinin değerlendirilmesi için Zwaardemaker olfaktometresi kullanılmıştır. Bu amaçla kullanılan altı olfaktometreden biri kontrol amaçlı olarak sadece saf su içermekte, diğer beş olfaktometre ikişer kat artan oranlarda kokulu volatil madde olan aseton ve saf su karışımı ile hazırlanmıştır. Çalışmaya katılanların burun deliklerinden elde edilen koku alabilme değerleri, uygun olfaktometrenin sırasına göre eşik değer olarak kaydedilmiştir. Kayıtlar, olası koku eşiği lateralizasyon farklarını değerlendirmek amacı ile sağ ve sol burun deliklerinde ayrı ayrı yapılmıştır. Bulgular Çalışmaya katılanlardan alkol alt grubundakilerin yaş ortalaması 45.7, depresyon alt grubundakilerin 36.1 ve kontrol grubundakilerin 41.6’dır. Alkol alt grubundakilerin tümü erkek, depresyon alt grubundakilerin %66’sı (n=10) kadın ve %33’ü (n=5) erkek ve kontrol grubundakilerin %60’ı kadın (n=9) ve %40’ı (n=6) erkekti. Alkol alt grubundaki hastalar ortalama 22.1 yıldır alkol kullanmaktaydılar. Bu gruptakiler alkol olarak sıklıkla Rakı’yı ve daha az olmak üzere de Bira’yı tercih etmekteydiler. Depresyon alt grubundaki hastaların Hamilton Depresyon Ölçeği ile yapılan değerlendirmelerinin ortalaması 31.4 olarak saptanmış ve ciddi depresyonu yansıtmaktaydılar. Kullanılan olfaktometreler yardımı ile elde edilen değerlerde birinci (“1”) olfaktometre kontrol olarak ayrılmış, kullanılan değerler; “2” en seyreltik olfaktometre ve en düşük koku eşiğini ve giderek artan derecelerde “6” ise en derişik olfaktometre ve en yüksek koku eşiğini belirtmektedir. Çalışmaya katılanlardan elde edilen koku eşiği değerleri Grafik 1’de gösterilmiştir.


Bağımlılık Dergisi, 2000; 1(2): 69-71

Alkol alt grubundaki koku eşiği ortalaması 5.6, depresyon alt grubunda 3.73 ve kontrol grubunda 2.8 olarak saptanmıştır. Ortalamalardan da görüldüğü gibi alkol alt grubunda koku eşiği, depresyon ve kontrol gruplarına oranla belirgin bir şekilde yüksek olarak görülmektedir. Gruplar arasındaki anlamlı farklılık Kruskal Wallis varyans analizi ile de saptanmıştır ( X2=24,78, p<0.001). Tartışma Bu çalışmadan elde edilen sonuçlara göre, uzun süre alkol kullanımına ve depresyon hastalarında, bu hastalıklarına bağlı olarak koku alma eşiklerinde yükselme olduğu saptanmıştır. Alkol kötüye kullanımı ve uzun süre alkol kullanımı olan bireylerde koku eşiği yükselmesi depresyon grubuna kıyasla anlamlı olarak yüksektir. Olasılıkla uzun süre alkol kullanımının beyinde ve merkezi sinir sisteminde yaptığı hasar ve bunun kalıcı olması bu duruma yol açıyor gibi görülmektedir. Uzun süre alkol kullananlarda ve şizofrenik hastalarda, MRG (Manyetik Rezonans Görüntüleme) ile desteklenen beyin hasarı ve koku eşiği bozuklukları ilişkisi daha önceki çalışmalarda gösterilmiştir. Koku algılama sorunlarının, BOS volümü artışı ve kortikal ve subkortikal doku azalması ile ilişkili olduğu ortaya konmuştur (6,7). Alkol kullanımı olanlarda beraberinde koku almayı olumsuz yönde etkileyen sigara kullanımı da yüksek bulunmaktadır ve bu durum alkol kullananlarda daha yüksek olan koku eşiği yükselmelerine katkıda bulunabilir(8). Depresyon hastalarındaki koku eşiği bozukluğu, depresyondaki çevreye karşı olan ilgi ve dikkatin azalması ile ya da bilinmeyen olası ve geçici beyin kimyası değişiklikleri ile açıklanabilir. Depresyondaki bu koku eşiği bozukluğu, çeşitli çalışmalarda gösterilmiş ve tedaviden sonra koku eşiği düzelmelerinin olduğu bildirilmiştir (9,10). Şizofrenik hastalarda da benzer çalışmalar yapılmış ve koku eşiği yükselmeleri gözlenmiştir(11,12,13,14). Şizofrenik hastalarda ortaya çıkan olfaktuvar sorunlar kullanılan ilaçların yol açtığı bir durum olarak düşünülebilir fakat hiç tedavi edilmemiş hastalarda yapılan çalışmalar sonucunda bu bireylerde de olfaktuvar sorunların ortaya konması limbik sistemdeki bir işlev bozukluğunu ön plana çıkarmaktadır (15). Diğer yandan artan yaşla birlikte koku alma eşiğinde yükselmeler görülmektedir. Benzer sorunlar Alzheimer hastalığı olanlarda da bildirilmiştir. Alzheimer hastalığı olanlarda nöropatolojik değişmeler gözlenmektedir, bunlar anterior olfaktuvar nükleus, entorinal korteks ve priform korteks bölgeleridir. Ayrıca Alzheimer hastalığından ölenlerde olfaktuvar epitelde histopatolojik değişmeler gösterilmiştir (16). Sadece iki alkol kötüye kullanımı olan hastada sağ-sol burun deliklerinden elde edilen değerlerde farklılık saptanması, koku eşiği değerlerinde alkol kullanımı ve depresyonun lateralizasyonla ilişkili olmadığını göstermiştir. Sonuç olarak, yapılan bu açık klinik çalışmada, uzun süre alkol kötüye kullanımının koku eşiği üzerinde anlamlı bir değişme yaptığı söylenebilir. Depresyon hastalarında da koku eşiği bozuklukları bu çalışmada gösterilmiştir. Olgu sayısının az olması ve sadece iki psikiyatrik bozukluğun incelenmesi ve ölçümlerde bilgisayarlı teknolojilerin kullanılamaması bu çalışmanın yetersizliklerini oluşturmaktadır. Bu noktadan yola çıkarak diğer psikiyatrik hasta grupları ile de yapılacak çalışmalar ile psikiyatrik hastalıklar ve koku bozuklukları arasındaki olası ilişkinin gösterebilmesi hedeflenmelidir. Tüm bulgular bize, ileride biyolojik psikiyatri açısından psikiyatrik hastalıkların etyolojisi ve fizyopatolojisini daha iyi anlayabilmemiz yönünde ışık tutabilecektir. Kaynaklar 1. Zipporyn T. Taste and Smell: The Neglected Senses. Jama 1982; 247:277-285.


Bağımlılık Dergisi, 2000; 1(2): 69-71

2. Siegel DJ. Perception and Cognition in Kaplan HI, Sadock BJ (eds). Comprehensive Textbook of Psychiatry/VI. Baltimore, Maryland: Williams&Wilkins, 1995:280. 3. Çalıyurt O, Karaşin E, Abay E. Kimyasal Duyularımızdan Koku Duyusunun Psikolojik ve Psikiyatrik Yönleri. PsychoMed 1995; 1:30-33. 4. HL Meiselman, RS Rivlin. Clinical Measurment of Taste and Smell. New York : Macmillan Publishing Co, 1986. 5. Köroğlu E (çev). Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı (DSM-IV). Ankara: Hekimler Yayın Birliği, 1994. 6. Ditraglia GM, Press DS, Butters N ve ark. Assesment of Olfactory Deficits in Detoxified Alcoholics. Alcohol 1991; 8(2):109-115. 7. Shear PK, Butters N, Jernigan TL ve ark. Olfactory Loss in Alcoholics: Correlations With Cortical and Subcortical MRI Indices. Alcohol 1992; 9(3):247255. 8. Frye RE, Schwartz BS, Doty RL. Dose related effects of cigarette smoking on olfactory function. JAMA 1990 Mar 2; 263 (9):1233-6. 9. Amsterdam JD, Settle RG, Abelman E. Taste and Smell Perception in Depression. Biol. Psychiatry 1987; 22:1481-1485. 10. Isserof RG, Haimovici KL, Sasson Y. Olfactory Sensitivity in Major Depressive Disorder and Obsessive Compulsive Disorder. Biol. Psychiatry 1994; 35:798-802. 11. Warner MD, Peabody CA, Csernasky JG. Olfactory Functioning in Schizofrenia and Depression. Biol. Psychiatry 1990; 27:457-467. 12. Hurwitz T, Kopala L, Clarck C ve ark. Olfactory Deficits in Schizofrenia. Biol. Psychiatry 1990; 15;27(4):457-458. 13. Geddes J, Huvs R, Pratt p. Olfactory Acuity in The Positive and Negative Syndromes of Schizofrenia. Biol. Psychiatry 1991; 29(8):774-778. 14. Serby M, Larson P, Kalkstein D. Olfactory Sense in Psychoses. Biol. Psychiatry 1990; 28:829-830. 15. Wu J, Buchsbaum MS, Moy K. Olfactory Memory in Unmedicated Schizofrenics. Schzophr. Res. 1993;9(1):41-47. 16. Murphy C. Nutrition and Chemosensory Perception in the Elderley. Critical Reviews in Food Science and Nutrition 1993; 33(1):3-15.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.