HAKEMİN PSİKOLOJİSİ Futbol hakemliği psikolojik ve bilişsel (zihinsel) yönleri olan bir fiziksel aktivitedir. Spor psikolojisi şimdiye kadar bu alana fazla ilgi göstermemiştir. Gerçekte ise bu aktivite yıllarca spor dünyasında küçümsenmiş, futbol hakemi kuralları uygulayan bir otorite daha doğrusu “gerekli bir şeytan” olarak kabul edilmiştir. Günümüzde ise spor dünyasındaki profesyonelliğin gelişmesi ve daha iyi performans elde etme isteği, futbol hakemlerinin fiziksel, psikolojik ve oyun kural bilgisi konusunda yeterli olması gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Bu çalışma, spor psikolojisinin hakemlik alanına uygulanması ile ilgili bilgiler sunmak üzere hazırlanmıştır. Çalışma üç bölümden oluşmuştur. Bunlar; A) Temel gerekliliklerin tanımlanması, B) Psikolojik ve bilişsel özelliklerin belirtilmesi, C) Hakemin zihinsel antrenmanı. A) TEMEL GEREKLİLİKLER Hakemin aldığı her karar beş özel gerekliliğe cevap vermelidir. 1) Kural Bilgisini Uygulayabilme: Bir hakem uygulanan kuralların, kabul edilen normlarla tutarlı olmasına dikkat etmelidir. Aynı zamanda hakemin görevleri arasında kuralları bozan her oyuncuyu veya kurallara aykırı hareket eden her oyuncunun kurallar çerçevesinde cezalandırılması yer almaktadır. Kurallar, onları uygulamayı ve kendi görevinin tüm haklarını bilmek bir futbol hakeminin en temel özelliğini oluşturmaktadır. Tüm bu özellikler hakemi cezalandırıcı, sporcuyu da suçlu yapmaz; aksine bir hakem sporsunun kabul edebileceği biçimde kuralları uygular. Yani bir hakemin kural bilgisi davranış tarzı ile tutarlı olmalıdır.
2) Değerlendirmede Tarafsız Olduğunu Gösterme: Hakem algıladığı uyarıyı seçer, analiz eder, kategoriye ayırır, bilgisiyle kıyaslar ve daha sonra bu uyarıya en uygun tepkiyi verir. Hakemin kararı sadece sahadaki performansın niteliğinden etkilenmez, aynı zamanda seyircilerin, antrenörlerin ve oyuncuların baskısından da etkilenir. Bu etkileşim hakemin bağımsız değerlendirme yapmasına sınırlamalar koyar. Bir futbol hakemi bir maçta yaklaşık 120 karar verir (Hardaker, 1977) ve aynı anda seyircilerin, antrenörlerin ve oyuncuların protestolarıyla karşılaşır. Bu da bir hakemin tüm durumlarda doğru karar verebilmesi için kendini sürekli geliştirmesi gerektirdiğini gösterir. 3) Amaçları Kabul Etme: Oyun kural bilgisi ve tarafsız karar özelliklerini taşıyan hakem kararları aynı zamanda tüm spor çevresi tarafından da kabul edilmelidir. Hakem, ortamı kontrol eden kişidir, kişisel isteklerini güç elde etmek için uygulamaz. Sporcular tarafından kabul edilmek hakemin daha az yanlış yapmasına neden olacaktır. Bu otoritenin azalması demek değildir, sadece kararlılığı göstermektedir. Bir futbol hakemi zor olayları çözen, rakip oyuncular veya iki takım arasındaki ilişkiyi ve oyunu kontrol eden kişidir. 4) Fiziksel Kondisyonun İyi Olması: Hakemin fiziksel kondisyonunu iki boyutta değerlendirebiliriz: İlki aktivite (maç) süresince olan fiziksel kondisyon, ikincisi ise hakemin genel fiziksel ve atletik hazırlığıdır. Bir maç süresince hakemin oyunu iyi takip edebilmesi için en iyi fiziksel kondisyona sahip olması gerekmektedir. Herhangi bir sağlık problemi hakemin kendini işine konsantre etmesine engel olur. Aynı zamanda bir hakem iyi fiziksel ve atletik kondisyona sahip değilse maç sırasında fiziksel yorgunluk kaçınılmaz olur ve bu zihinsel aktivitelerin de düşmesine, karar vermede zorlanmaya neden olur.
5) Hareketin veya Faulün Gelişimini Önceden Tahmin Etme: Hakemlik mesleğinde geçtiğimiz yıllarda bir çeşit “özelleşme” yapısı meydana gelmiştir; bu da hakemin değerlendirilecek olan hareketin önceden tahmine izin veren kural bilgisi ve becerisinin geliştirilmesine dayalı bir yapıdır. B) PSİKOLOJİK ve BİLİŞSEL ÖZELLİKLER Hakemlik için gerekli özellikleri gördük. Şimdi şu soruyu sorabiliriz: Hakemlik için nasıl bir motivasyon ve kişilik özellikleri gerekmektedir? Zihinsel değerlendirme yapan önceki çalışmada (Deci, 1975-Deci ve Ryan, 1980) kişinin becerisini algılamasıyla spordaki başarısının arttığı bulunmuştur. Bununla da spora karşı olan motivasyonun arttırdığı bulunmuştur (Vallerand ve Reid, 1984; daha geniş bilgi için Gill, 1986 ve Weinberg, 1984). Yani hakemin maç sırasındaki davranışları direkt olarak onun özgüvenini ve kişisel motivasyonunu geliştirmeye yarayacaktır. Hakemlik için yüksek düzeyde motivasyon gereklidir, çünkü motivasyon; kişilikle birlikte, yapılan aktivitenin niteliğini geliştirir. Bu işin sorumluluğunu üzerine almak kişiye spor dünyasının bir parçası olma şansı verir.(Ceridono, 1986). Bu yolla kişiler spor dünyasıyla bütünleşebilirler. Futbol hakemlerinin motivasyonu “Lever, (1983)” tarafından tespit edilmiştir. Kişilerin büyük bir kısmı hakem olmayı futbolu sevdikleri için istemişlerdir. Birçoğu daha önce amatör olarak futbol oynamışlar ve profesyonel olmak istemişlerdir. Hakemlik onlara oyun alanında olma ve önemli bir görev yapma şansı vermektedir. Hakemlerin genellikle otoriter bir kişiliğe sahip olduklarına inanılır ancak hiçbir bilimsel çalışma bu fikri desteklememiştir. Gerçek olan şu ki hakemler görevleri gereği hislerini ve kişisel reaksiyonlarını kontrol etmek zorundadırlar (Antonelli ve Salvini, 1975) Yani otoriter ve katı görünen davranışları engellemek için kendilerini kontrol etmeyi bilmeleri gerekmektedir. Bunu şu örnekte görebiliriz: “Çok saygı duyulan hakemlerden birisi bana çok az olayda da olsa
kendi gücünü göstermek için isteyerek, kötü karar verdiğini ve bunu sadece Pele’den, diğer oyunculardan ve VIP tribününde oturan kişiden daha önemli olduğunu göstermek için yaptığını söyledi.” (Lever, 1983,p. 127). İdeal profili belirlemek için belirli kişilik özelliklerine bakılarak yapılan araştırmalar fazla anlamlı bulunmadığından bırakılmıştır (Martens, 1975). Son yıllarda psikoloji alanında elde edilen daha geçerli yaklaşıma ise “Etkilerim Yaklaşımı” deniyor. (Endler ve Magnusson, 1986). Bu yaklaşımla davranış, kişi ve içinde bulunduğu ortam arasındaki sürekli ilişkiyle elde edilir. Kişilik çalışmalarında kullanılan modeller arasında en sık kullanılan durum ve süreklilik kaygı teorileri bu yaklaşımla tutarlıdır. Araştırmacı ilk teoriyi bir olaya kişinin verdiği psikolojik cevapları tanımlamada, ikincisini ise birçok davranış biçimini tanımlamada kullanılır. Bu konu üzerine daha çok araştırma yapılırsa, hakemlik davranışlarını anlamada yardımcı birçok ilginç sonuçlar bulunabilir. Haksızlık Yapma Kaygısı Kaygının kontrolü bir hakemin yapması gereken en önemli görevlerden birisidir. Örneğin, voleybolda oyuncularla ve seyircilerle yapılan kişisel bağlantılar “kaygı kontrolünü” çözümlemesi gereken en önemli problem yapıyor (Ceridono, 1986). Kişinin kendi duygusal düzeyini kontrol etmesi çok önemlidir. Çünkü yüksek kaygı seviyesi hem sinirliliğin hem de yanlış kararların artmasına neden olur. Kaygı dolu bir hakem kendi güvensizliğini oyunculara yansıtır, sinirli bir ortam oluşmasına neden olur ve takıma veya sporcuya karşı daha fazla hata yapmaya başlar. Böyle davranan hakem, oyuncunun, seyircinin ve antrenörün haksızlık yapıldığını düşünmesine neden olur. Bu oldukça tehlikeli bir ortamdır, çünkü sadece hakemin görevinin düşmesine değil aynı zamanda sporda şiddete de neden olur (Mark, 1983). Smith (1976) “kabul edilmeyen hakem kararlarının” taraftarların şiddetiyle bağlantılı olduğunu bulmuştur. Kişilerin olayı algılamasının ötesinde, bir hakemin değerlendirmesinin doğru olması gerekmektedir. Bu
çerçevede bir hakemin kendi duygularını kontrol etmesi, kuralları uygulayarak kabul ettirmesi, gergin ve dolayısıyla tehlikeli bir ortam yaratmaması gerekmektedir. Bilginin Analizi Futbol hakemliği oyunun akışına göre sürekli değişen uyarılarla doludur. Hakemin dikkat türünün (Nideffer, 1976, 1979) doğru karar vermek için toplayabileceği kadar veriye doğru yönelmiş olması gerekmektedir. Öncelikle hakem oyun alanında neler olduğunun farkında olmalıdır. Bu da geniş bir dikkat gücü gerektirmektedir. Aynı zamanda hakem dikkatini dışarıdaki uyarılara karşı fazla tutmamalıdır ki geniş dikkatini çok küçük bir olay için de kullanabilir. Bir hakem oyunu iyi takip edebilmelidir; ama bu oyun alanındaki her hareketi takip etmeli demek değildir. Çünkü insan denen sistem belirli sınırlara sahiptir ve bunlar bir olaya tepki verme hızı ile uyarılar arasındaki seçimi etkiler. Böylece hakem, oyunun akışını görebileceği şekilde olabilecek her hareket için hazır olmalıdır. Tüm bunlar hakemlik tekniğiyle ilgili bazı pratik bilgiler şeklinde özetlenebilir. Bunlar; 1) İlgisiz verileri çıkartmak, 2) Ne zaman gözlem yapacağını bilme, 3) Tahmin gücünü kullanma. 1) İlgisiz Verileri Çıkartmak: İlgisiz bilgi performansı engeller çünkü dikkati gerekli olan bilgiden alıp performansı daha az etkili hale sokar. Bu, özellikle algılama-dikkat mekanizması için doğrudur. Örneğin, topun hareketi otomatik olarak dikkati çeker ve topun havadaki hareketini izlemek hata olabilir. Bunun yerine topun yerle teması ile oyuncuyla olan temasını önceden görmek gerekiyor. Dikkati dağıtan ikinci etken ise maç sırasında ortaya çıkan ve dikkati
etkileyen kaygıdır. Kesin olan şu ki hakemin yanlış ya da yetersiz oyun kural bilgisi yaklaşımı hakemi oyunun ilgisiz yönlerini izlemeye yöneltir. 2) Ne Zaman Gözlem Yapacağını Bilme: Hakemin oyunun akışını bilmesi ve dikkatinin yöneldiği olaylar zincirinin farkında olması gerekir. Aynı zamanda bir hakem dikkatini geniş bir alandan dar bir alana yöneltebilmelidir. 3) Tahmin Gücünü Kullanma: Olayları önceden tahmin etme, reaksiyon zamanını azaltarak hareketli objeye dikkat etmek için gerekli zamanı azaltır. Antrenmanlı bir insan için bu, zamanı yaklaşık 17/100 saniye azaltır. Böylece bir hakemin topun havada kalış zamanını değerlendirmek için sürekli antrenman yapması gerekmektedir. Böylece hakem başlangıç hareketine göre topun hangi noktaya ineceğini tahmin etmesi gerekmektedir. Fakat bu, zamansız karar verme anlamına gelmiyor, sadece hakemin kendisini gerekli tüm verilere hazırlaması, hareketi algılaması ve karar vermesi anlamına geliyor. D) FUTBOL HAKEMİNİN ZİHİNSEL ANTRENMANI Hakemlik için gerekli temel psikolojik ve bilişsel özelliklerden bahsettik. Bu özelliklere herkes sahiptir ancak bir hakemde bunların daha gelişmiş olması gerekir çünkü hakem, gergin bir ortamda bu özelliklerini kullanmak zorundadır. Öncelikle önemli olan bir hakemin kendi performansını yukarıda saydığımız beş noktaya göre değerlendirmesinin gerekliliğidir. Böyle yaparak, kendisinin hakemlik özelliklerinin resmini yapabilir. Kendisini zayıf bulduğu yönlerde geliştirebilir. Hakemlere yararlı olabilecek birkaç öneri (Cei, 1987); İdeomotor antrenmanı dediğimiz, oyunun bölümlerini gerçekten oluyormuş gibi zihinde tekrarlanması hakemler için çok yararlı olabilir. Çünkü bunu, hem hataları tespit etmede hem de o hataları düzeltmede kullanılabilir.
Bununla birlikte zihinsel aktivitenin yönü ve seçiciliği de geliştirilebilir. Örneğin; hakem konsantrasyonunu bozan uyarıların farkına varırsa, zihinsel antrenmanlar yaparak bu uyarıları azaltabilir. Bunun yanında ruhsal durumu dolayısıyla dikkatini dağıtan uyarıların farkına varırsa egzersizler yaparak dikkatini sabit tutabilir. Zihinsel antrenmanların yararlı olabileceği bir başka bölüm ise, maça etkili bir biçimde hazırlanmak için kullanılabilir. Maçı oynayacak takımları bilmek genel olarak maçın akışını ve böylece oluşabilecek olayları önceden tahmin etmesini sağlayabilir. Doğal olarak böyle tahminler maç sırasında ortaya çıkar ve doğru olursa hakemin kararları için öncü olur.
Alberto CEI İtalyan Olimpiyat Komitesi Çeviri: Ayşe KİN Kaynak Hakemin Sesi Dergisi Derleyen: EMRE ALBAZ İL HAKEMİ-Lisans No:20400