SINAV KAYGISI Ve SINAVA HAZIRLIK SÜRECİNDE AİLELERE ÖNERİLER Kaygı Nedir?: Kişi fiziksel ya da duygusal baskı altındayken ortaya çıkan bir tepkidir. Kaygı, üzüntü, sıkıntı, korku, başarısızlık duygusu, acizlik, sonucu bilememe ve yargılanma gibi bir ya da birçok heyecanı içerebilir. Aşırı korku ve kaygı anında beyin adrenalin ve noradrenalin denilen maddeleri salgılar. Bu iki madde de düşünmenin bloke olmasına yol açar. Beyinde öğrenmek için gerekli olan protein zincirlerinin kurulması engellenir. Sınav kaygısı nedeniyle bildiklerini unutan öğrencilerin durumu bundan ibarettir. Sınav kaygısı ise; öğrencinin sınav anında potansiyelini tam olarak ortaya koyamaması durumudur. Öğrenciler sınav anında olumsuz iç konuşmalarla kendilerini etkiler ve düşünülen bu olumsuz konuların doğruluğuna inanır bunun sonucu da çalışmasının karşılığını alamamaktadır. Genel olarak insanlar kaygıyı; gelecek ile ilgili karamsarlık, başarısızlık, endişe umutsuzluk, karışıklık duygularıyla dile getirirler. Sınav heyecanı da kendiliğinden ortaya çıkan, bizim elimizde olmayan bir şey değildir. Düşünceyi biz başlatır ve biz bitiririz. Sınava başlamadan kısa bir süre önce hissedilen duygu hali genellikle heyecandır. Beyin bir süre sonra karşılaşacağı soruları yanıtlayabilmek ve gerekli olan beyin fonksiyonlarını yerine getirebilmek için hazırlık aşamasındadır. Önemli olan bu doğal sürecin kaygıya ve paniğe dönüştürülmemesi, algılama, hatırlama, anlama, yorumlama gibi bilişsel etkinliklerin olumsuz yönde etkilenmemesidir. Eğitim ortamlarında gözlenen kaygının birçok nedeni vardır. Kötü çalışma alışkanlıkları, düzenli çalışmama, Yüksek beklenti düzeyi, Mükemmeliyetçi yaklaşım, Görev ve sorumlulukları erteleme, Başarısız olma ve değerlendirilme korkusu. Sınav Kaygısının Nedenleri Aile içerisinde çocuktan hiçbir şey beklenmemesi çocuğun motivasyonunu düşürür. Ailenin çocuktan beklentisi ne çok yüksek ne de çok düşük olmalıdır Bu ikisi arasında dengeyi kurabilmemiz için aile içi beklentilerin her sonuca açık olması, çocuğun ilgi ve yeteneklerinin bilinmesi, kıyaslamadan uzak olması gerekir. Ailenin sergileyeceği sınava yönelik tavır ve davranışlar, ailenin sınavla ilgili tanımları gencin kaygı düzeyini olumlu ya da olumsuz etkileyecektir. Ailelerin çocuklarını motive etmek, hırslandırmak amacıyla kullandığı yöntemler kimi zaman sınav kaygısının kaynağını oluşturabilir. Örneğin, “sen bu gidişle zor kazanırsın, bu çalışmayla hiçbir yere giremezsin, aman bizi utandırma, bak biz elimizden gelen her türlü özveriyi gösteriyoruz şimdi sıra sende” vb ifadeler bireyi teşvik etmek yerine kaygıya neden olur Kaygı Bulaşıcı Bir Duygudur Sınava hazırlık sürecinde gençleri ve aileleri kaygılandıran birçok faktör vardır. Bunlardan birisi de belirsizliklerdir. Bu belirsizlikler; Konuların nasıl yetiştirileceği, Eksiklerin nasıl tamamlanacağı, Nelere öncelik verileceği, Hâlihazırda yapılan çalışmaların yeterli olup olmayacağı, Deneme sınavlarında gösterilen performansın gerçek sınava nasıl yansıyacağı vb.
Bir diğer etkende genç ve ailesinin sınava ilişkin ürettikleri olumsuz düşüncelerdir. Bunlar; Sınavdan önce sınavın sonucuna yönelik olumsuz tahmin yürütmeler, Karşılaşılan herhangi bir güçlükten veya sonucu iyi olmayan bir deneme sınavından sonra sınavın başarılı geçmeyeceğine yönelik atıfta bulunmalar, Sınavın genç ve ailesi tarafından bir kişilik ölçümü olarak görülmesi, Çocuğun başkaları ile kıyaslanması, Sınavda başarılı olamazsa rezil oluruz vb düşünceler. Kaygıya İlişkin İpuçları Aşırı gerginlik ve huzursuzluk. Tahammülsüzlük, aşırı duyarlılık. Dikkati toplayamama. Kendini suçlama. Olumsuz olaylardan ve sonuçlardan kolay etkilenme. Uykusuzluk, fiziki yorgunluk ve psikosomatik belirtiler. Kaygılı Öğrenci Sınavda Neler Yaşar? Sınav sırasında bildiklerini unuttuğu duygusuna kapılır. Sınav sırasında yüksek kaygı nedeniyle okuduğunu anlayamaz. Bildiği soruları yanlış yapar ya da yanlış şıkkı işaretler. Dikkatini toplayıp sınava odaklanamaz. Yeterli ve sistemli çalıştığı halde sınavlarda başarı göstermez. Sınava girmekten kaçınır. Sık sık sınavı kazanamayacağı düşüncesine kapılır. Sınav öncesinde aşırı gerginlik ve sinirlilik gösterir. Sınavlardan önce aşırı uykusuzluk yaşar. Sınavla ilgili olumsuz düşünceler üretir. Zamanı iyi kullanamaz, işlem hatası yapar. Çözemediği bir soruyla karşılaştığında kendini yargılayarak, korkuya kapılır ve diğer soruları da çözemeyeceğini düşünmeye başlar. Kaygının Fizyolojisi Soluk alıp vermemiz hızlanır. Terlemeye başlarız. Kelimeler boğazımızda düğümlenir. Midemiz bulanmaya başlar. Kaslarımız gerilmeye başlar. El ve ayaklarda üşüme, avuç içlerinde terleme olur. Nefes alıp vermede düzensizlik, kesik kesik nefes alma, gerginlik kalp çarpıntısı olur. Vücudun belirli bölümleri ağrır. İshal ya da kabızlık, sürekli tuvalete gitme ihtiyacı yaşanır. Sürekli bir yorgunluk ve tedirginlik hissi olur. Boyun kasları gergin olur.
Sınav Kaygısı ile Baş Etme Yolları Olumlu düşünceler geliştirme, telkin, Düzenli çalışma sistemi uygulama, Düzenli fizik egzersizlerinin yapılması, Doğru nefes alıp verme teknikleri, Gevşeme tekniklerinin uygulanması gibi yöntemlerle sınav kaygısının azaltılması veya ortadan kalkması mümkün olmaktadır.
SINAVA HAZIRLIK SÜRECİNDE AİLELERE ÖNERİLER Sınavın yaklaşmakta olduğunu sürekli çocuklarınıza hatırlatmayın. Rahatlar düşüncesiyle sık sık “sana güveniyoruz”, “sen yaparsın” ya da “kazanırsın, merak etme” türünde konuşmalar yapmamaya çalışın. Çocuğunuzla sınav öncesinde kendisini nasıl hissedip değerlendirdiğine yönelik konuşmalar yapın, gerekiyorsa sadece dinleyin. Çocuğunuzla gündemi belli olan, özellikle onu ve çalışmalarını konu alan konuşmalar yapabilirsiniz. Çocuğunuza yönelik olarak yapacağınız olumlu şeyleri sınav sonucuna endekslemeyin. Sınav öncesinde öğrencinizi kaygılandıran, telaşlandırıcı tavır ve davranışlardan kaçının. Çalışmasını sağlarım düşüncesiyle tehditler, suçlayıcı ve eleştirel bir gözle yaklaşıp değerlendirme yapmayın. Çocuğunuzun sizden beklediği tek şey kendisi objektif bir şekilde değerlendirmeniz ve sonuç ne olursa olsun onun yanında olduğunuzu hissettirmenizdir. Bazı durumlarda anne-baba kendi gerçekleştiremedikleri ideallerini çocuklarının gerçekleştirmesini isterler.”Ben olamadım, o olsun” anlayışı ile gençler zorlanır, baskı altında tutulur. Çocukların istek ve ideallerinin sizinkinden farklı olabileceğini unutmayınız Çocuğunuzun başarısını başkaları ile kıyaslamanız onu üzecektir. Nasıl ki insanların fiziksel özellikleri aynı değilse başarıları da aynı olmayabilir. Onu başkaları ile değil daha önceki kendi durumu ile kıyaslayınız. Aile içindeki çatışmalar gencin başarısını azaltacaktır. Aile içi tutarlı davranışların ve belirli kuralların olması aile içi iletişimi kolaylaştıracaktır. Ders çalışma konusunda yapılacak aşırı baskılar çocuğunuzun çalışma ve başarma isteğini düşüreceği için bu konuda aşırı baskı yapmayınız. Motive edici ve destekleyici yaklaşımlar daha sağlıklı olacaktır. Çocuğunuzun sınava sakin ve endişeden uzak hazırlanmasına çalışın; sizin kaygılı ve telaşlı olmanız onun da kaygısını çoğaltacaktır. Okul seçimi veya meslek seçimi konusunda yol gösterebilir, fikrinizi söyleyebilirsiniz, ama son kararı siz değil, çocuğunuz versin. Unutulmasın ki çocuğunuzun yeteneklerine ve isteklerine uygun olmayan bir mesleği seçmesi onu mutsuz ve başarısız yapar. Çocuğunuzun sınırlarını zorlamayın. Geçmiş okul ve sosyal hayatındaki başarılarını göz önünde bulundurarak gerçekçi beklentiler içinde olun. Çocuğunuzun hem okul derslerine çalışması hem de sınava hazırlanması onun yükünü artırmaktadır. Kendini daha rahat hissedebilmesi için ders dışı faaliyetlere de zaman ayırmasına izin verin.
Anne – baba olarak göreviniz çocuğunuza iyi bir eğitim vermek olduğu kadar, ona hayatı sevdirmek ve yaşama sevincini aşılamak olduğunu göz ardı etmeyin.
Ders çalışmak ve sınav kazanmak uğruna çocuklarınızla olan yakınlığınızı tehlikeye atmayın. Önündeki sınavda başarılı olsa da olmasa da önemli olan çocuğunuzla aranızdaki sıcaklığın tehdit edilmemesidir. Anne ve babaların kabul etmeleri gereken bir şey vardır ki, kimse kimseye yaşamayı öğretemez. Herkes hayatı kendisi, “yaşayarak” öğrenir. Çocuklarınızın bazı hatalar dışında, yaşayarak öğrenmesine izin verin. Sınavlar sadece birer fırsattır. Bu fırsatların bir şekilde telafisi vardır. Aile, öğrenciye sınavın bir ölüm-kalım meselesi olmadığını, yararlanılması gereken bir fırsat olduğunu, bu fırsat kaçırılsa bile hayatta başka fırsatların onu beklediğini, bir kapı kapanırsa başka bir kapının açılacağını, bu sınavı kazanmanın hayatta başarılı ve mutlu olmak için tek yol olmadığını anlatın.
Unutmayın ki, kendi varlıklarından memnun olanlar, iyi sonuçlara ulaşırlar. Hoşgörü, karşımızdakini istediğimiz gibi olmaya zorlamak değil, kendi istediği gibi olmasına imkan verme büyüklüğüdür.
Rehberlik ve Psikolojik Danışma Birimi