GAZETE LOKMAN HEKİM HASTANELERİ AYLIK YAYIN ORGANIDIR // ÜCRETSİZDİR // YIL: 2 // SAYI: 12 // MART 2012
ve ’ta sizlerleyiz Lokman Hekim Hastaneleri sosyal paylaşım siteleri twitter ve facebook üzerinden sizlerle buluşuyor. Twitter.com/LokmanHekimHst ve facebook.com/LokmanHekimHastaneleri linklerinden bize ulaşabilirsiniz. 10’da
Kalbiniz bizim en değerli işimiz 4 yılda 1.017 KVC ameliyatı
4 yılda 12.071 koroner anjiografi
Lokman Hekim Sincan Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü, kalp ameliyatlarındaki başarısı ile dikkat çekiyor. Kurulduğu 2008 yılından bu yana pek çok başarılı operasyona imza atan Lokman Hekim Sincan Hastanesi aradan geçen 4 yıl boyunca 1.000’in üzerinde KVC ameliyatı gerçekleştirdi.
Kalp krizi riskinin önlenmesi ve göğüs ağrılarının giderilmesi amacıyla yapılan koroner bypass ameliyatları ile kalp hastalarına adeta ikinci bir hayat şansı veren Lokman Hekim Sincan Hastanesi, bu alanda da önemli bir başarıya ulaştı. 4 yıl boyunca yapılan koroner anjiografi sayısı 12.071 oldu. HABERİ 6 ve 7. sayfada
TIP BAYRAMI KUTLU OLSUN
10 yıllık derdine Lokman Hekim’de derman buldu Yaklaşık 10 yıldır taş ağrısı çeken ancak bir türlü derdine derman bulamayan 62 yaşındaki Sevim Ergen, Lokman Hekim Sincan Hastanesi’nde şifa buldu. Yüksek ateş ve sol yan ağrısı şikâyeti ile Sincan Hastanemize gelen Ergen’e, Üroloji Uzmanı Op. Dr. Mesut Tül tarafından taşa bağlı böbrek iltihabı teşhisi konuldu. Doktor Tül’ün başarılı müdahalesi sonrasında Sevim Ergen 10 yıldır çektiği ağrılarından kurtuldu. 3’de
Lokman Hekim Hastaneleri Genel Müdürü İrfan Güvendi, dünyanın en zor ama bir o kadar da onurlu işlerinden birini yapan doktorlar başta olmak üzere tüm sağlık çalışanlarının “14 Mart Tıp Bayramı”nı kutladı. 11’de
2
& 444 99 11 / LOKMANHEKİM
www.lokmanhekim.com.tr
Prostat soğuk hava sevmiyor Metin TAŞ Üroloji
Yurt genelinde son yılların en sert kışı yaşanırken uzmanlar, soğuk havanın neden olduğu hastalıklara yönelik uyarılarını sürdürüyor. n Lokman Hekim Sincan
Hastanesi Üroloji Uzmanı Op. Dr. Metin Taş, soğuk havanın, idrar yolları enfeksiyonu riskini artırdığı gibi büyümüş olan
prostatın daha çok şişmesine de neden olabildiğini söyledi. Prostat büyümesinin, idrara sık çıkma, özellikle geceleri idrara kalkma, idrar yaptıktan sonra damlamanın sürmesi, zorlanarak ve ıkınarak idrar yapma, idrar akımının kesik kesik olması, ağrılı ve kanlı idrar yapma, yanma gibi belirtileri olduğunu ifade eden Op. Dr. Metin Taş şu bilgileri verdi: “Prostat büyümesi, hormonal düzensizlikler ve ailevi yatkınlıkla
ilişkilendirilebilse de nedeni tam olarak bilinemeyen bir erkek hastalığıdır. Genellikle 45-50 yaşından sonra büyüme eğilimi gösteren bu organda, büyümenin yanı sıra prostat iltihabı ve prostat kanseri de görülebilmektedir.” Prostat büyümesi teşhisi konmuş hastaların kışın kendilerine daha da dikkat etmek zorunda olduklarını belirten Metin Taş, “Kendilerini soğuktan mümkün olduğunca korumalı,
Soğuk değil, tedbirsizlik hasta ediyor n Özellikle kış aylarında
çocuklarda sık görülen üst solunum yolu hastalıkları, ebeveynleri endişelendiriyor. Ateş, boğaz ağrısı, burun akıntısı, öksürük, hapşırık gibi belirtilerle kendisini gösteren bu hastalıklar, doğru ve bilinçli tedavi edilmediği takdirde çocuklarda nadir de olsa ciddi rahatsızlıklara davetiye çıkarabiliyor. Lokman Hekim Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hatice Bölümünden POÇAN SONIŞIK Çocuk Sağlığı Op. Dr. Hatice Poçan Sonışık, çocuklarda sık görülen üst solunum yolu hastalıklarına karşı alınması gereken önlemler ve tedavi yöntemleri hakkında şu bilgileri verdi: “Üst solunum yolu hastalıkları mevsimine göre farklılık gösterir. Genellikle ilkbaharın ilk yarısı, sonbaharın son yarısı ve kış aylarında üst solunum yolu hastalıklarına çocuklar daha sık yakalanmaktadır; çünkü bu dönemlerde hem havada mikropların oranı daha fazla oluyor hem de insanlar
kapalı alanlarda daha fazla vakit geçirip daha iç içe yaşıyorlar.” GEREKSİZ ANTİBİYOTİK VERMEYİN Hatice Poçan Sonışık, çocuklarda görülen üst solunum yolu hastalıkları için anne ve babalara şu önerilerde bulundu: “Çocukta ateş var diye gereksiz yere antibiyotik verilmemelidir. Bir uzmana danışılmalı ve çocuğun hastalığına göre tedavi uygulanmalıdır. Üç aydan küçük çocuğun her ateşlenmesinde doktoru haberdar edilmelidir. Üç aydan büyük çocuklarda tüm ateş düşürücülere rağmen 48 saatten fazla uzun süren ateşi varsa, yemek yiyemiyor, kendisini halsiz ve mutsuz hissediyorsa hemen doktora gidilmelidir.” ANNE SÜTÜ HASTALIKTAN KORUR “Anne ve babalar mümkün olduğu kadar kapalı ve kalabalık ortamlardan çocuklarını uzak tutmalı ve hasta olduğu bilinen kişilerle
çocuklarını aynı ortamda bulundurmamalıdır. Hastalıklardan koruyucu özelliği kanıtlanmış tek şey anne sütüdür. Anne sütü, çocuğu orta kulak iltihabı ve üst solunum yolu iltihapları dahil olmak üzere pek çok hastalıktan korur. Anneler bebeklerini ilk 6 ay mümkünse tek anne sütü ile beslemelidir. Aileler çocuklarının yanında sigara içmemeli ve içilmesine izin vermemelidirler. Soğuk her ne kadar tek başına hastalık nedeni değilse de, aileler çocuklarını soğuk havalardan korumaya özen göstermelidir.”
ilaç tedavilerini aksatmamalı, baharatlı yiyeceklerden kaçınmalı ve yatmaya yakın sıvı tüketimini kontrol altında tutmalıdırlar” diye konuştu. Taş, kışın vücut direncini düşüren gribal enfeksiyon gibi hastalıklar ve bu hastalıkların tedavisinde kullanılan bazı ilaçların da prostat büyümesi olanlarda zaten yetersiz olan idrar akım hızını daha da azalttığını da sözlerine ekledi.
Çok sık idrara mı gidiyoruz? n Lokman Hekim Hastaneleri Üroloji Uzmanı Op.
Muharrem MURAT YILDIZ Üroloji
Dr. Muharrem Murat Yıldız, sık idrara gitmenin en sık görülen şikayetler arasında yer aldığını söyledi. Ağrılı mesane sendromu hakkında bilgi veren Doktor Yıldız, bu hastalığın kaynağının genellikle belirsiz olduğunu vurguladı. “Sistit basit bir idrar kontrolü ile teşhis edilemez” diyen Yıldız, çoğunlukla kadınlarda görülmekle beraber, erkeklerde de görülebilen bu hastalığın belirtilerini şöyle sıraladı: “Ağrı, acil tuvalete çıkma, geceleri de kapsayan sık işeme hali, tuvaletten yeni çıkıldığı halde acilen tuvalete gitme arzusu, karnın alt bölümünde ağrı, kadınlarda vajinal ağrı, erkeklerde penis, testis, skrotum veya perinde ağrı, cinsel birleşmede ağrıların oluşması, mesanede yanma hissi.” ADET ÖNCESİ ARTIYOR Bu tür rahatsızlıklarda mesane ya da çevresinde spazm veya batma tarzında bir vajinal ağrı olabileceğine işaret eden Yıldız, “Bazen mesanede bir başlangıç gibi hissedilebilir. Ağrı, sürekli ya da aralıklarda gelebilir, tüm pelvik ve sırtın alt bölümlerine yayılabilir. Şikayetler görünür hiçbir neden olmadan, bazen bir operasyon akabinde doğum veya mesanenin ciddi bakteriyel enfeksiyonu sonrası ortaya çıkabilir” dedi. Birçok kadın semptomlarının adet öncesi ya da menopozda arttığının saptandığını hatırlatan Yıldız, sözlerine şöyle devam etti: “Şikâyetler duygusal ya da fiziksel stresle doğru orantılı olarak artış gösterebilir. Rahatsızlık esnasında cinsel ilişki hem kadın, hem de erkek için ağrılı, hatta bazen olanaksız olabilir. Ağrılı mesane sendromu; birçok yönleri ile araştırılmasına rağmen, nedeni henüz bilinmemektedir. Birçok değişik nedenlerden kaynaklanabilir. Tedavisi kişisel özellikler gösterebilmekte ve her hastaya farklı tedaviler uygulanmaktadır.”
LOKMANHEKİM / 444 99 11
3
&
www.lokmanhekim.com.tr
10 yıllık derdine derman buldu Yaklaşık 10 yıldır taş ağrısı çeken ancak bir türlü derdine derman bulamayan 62 yaşındaki Sevim Ergen, Lokman Hekim Sincan Hastanesi’nde şifa buldu. n Yüksek ateş ve sol yan ağrısı şikâyeti ile Sincan Hastanemize gelen Ergen’e, Üroloji Uzmanı Op. Dr. Mesut Tül tarafından taşa bağlı böbrek iltihabı teşhisi konuldu. Doktor Tül’ün tavsiyesi, Sevim Ergin’in de onayı ile ameliyat kararı alındı. Bunun üzerine 3 hafta süren bir antibiyotik tedavisi uygulandı. Tedavi sonunda taşa bağlı oluşan böbrek iltihabı kurutuldu ve hasta ameliyata hazır hale getirildi. Kapalı yöntem (perkütan nefrolitotomi) ile ameliyatı gerçekleştiren Mesut Tül, başarılı bir operasyon sonrasında hastanın ağrılarından kurtulmasını sağladı.
“KAMERALI YÖNTEM” Operasyon hakkında bilgi veren Mesut Tül, “Açık ameliyatta normalde yaklaşık 15 santimetrelik bir alan açılır. Sevim Hanım’a uyguladığımız yöntem ile sadece 1 santimetrelik alan açıldı. Bu alandan kamera ile girilerek ağrıya neden olan yaklaşık 3 santimetre büyüklüğündeki taş kırılarak dışarıya alındı. Uyguladığımız yöntem sayesinde kanama ve ağrı mümkün olduğunca az yaşandı” dedi. Klasik yöntemlerle yapılan ameliyatlarda hastanın 1 aylık bir sürenin ardından günlük işlerine dönebildiğini belirten Tül, “Bu yöntem
Diyetisyen
Lokman Hekim Sincan Hastanesi Başhekim Yardımcısı
8 Mart Kadınlar Günü, 14 Mart Tıp Bayramı
İ
sayesinde hastamız taburcu sonrası günlük işlerine dönebildi” diye konuştu. “1 GÜN SONRA AYAKTAYDIM” Yaklaşık 10 yıldır taştan kaynaklanan şikâyetleri nedeniyle çeşitli hastanelere gittiğini ancak bir türlü ağrılarından kurtulamadığını ifade eden Sevim Ergen ise operasyon sonrası şunları söyledi: “10 yıldır çeşitli hastanelere gittim ama bir türlü derdime çare bulamadım. Doktorlar yaşımı da ileri sürerek bir müdahaleye gerek olmadığını söylediler. ‘Bu taş ağrısız, sızısız sizi 10 sene götürür’ dediler ama ben her kış enfeksiyon geçiriyordum. Son olarak şiddetli bir ağrı şikâyeti ile Lokman Hekim Sincan Hastanesi’ne geldim. Burada Mesut Hocamın yaptığı ameliyattan 1 gün sonra gezmeye başladım. Herkese çok teşekkür ediyorum.”
Doğumdan ölüme kalsiyum Kübra IŞGIN
Kemal KARTAL
n Lokman Hekim Hastanesi Diyetisyeni Kübra Işgın, vücutta en fazla bulunan minerallerden biri olan kalsiyumun, metabolizmamızın sağlıklı bir şekilde işleyişi adına önemli görevler üstlendiğini vurguladı. Işgın, “Kalsiyum, anne karnından başlayan hayat serüvenimizde kemiklerin oluşumu ve sertleşmesinden boyun uzaması, dişlerin sağlıklı bir şekilde korunmasına kadar önemli fonksiyonlarda bulunuyor” dedi. Kalsiyum tüketiminin kalp sağlığını da koruduğunu hatırlatan Işgın, “Kalsiyum tüketimimizi artırmak ileriki dönemlerde kemiklerde hassasiyet, çabuk kırılma, kemik erimesi gibi problemlere karşı koruyucu bir önlem olup;
şayet yeterli kalsiyum depomuz yoksa, vücut kalsiyuma ihtiyaç duyduğunda diş, kemik gibi bölümlerdeki kalsiyumu kullanmaya başlayacak ve bu gibi dokularda hasarlar baş gösterecektir” dedi. UZMAN YARDIMI ALIN Işgın, “Doğumumuzdan ölümümüze kadar her dönemde ihtiyaç duyduğumuz kalsiyum, sağlıklı bir şekilde hayatımızı sürdürmemiz için son derece önemli olup; başta süt ve ürünleri olmak üzere koyu yeşil yapraklı sebzeler gibi kalsiyum kaynakları yeterli miktarlarda tüketilmeli” derken kalsiyum emilimiyle alakalı bir problem olduğunda uzman yardımı alınması gerektiğini vurguladı.
nsan; eşref-i mahluk olarak yaratılan, yapısı hala bilim araştırmalarına konu olan, yedek parçası üretilemeyen, her bir hücresi tek kullanımlık, ruh yapısı şahsına münhasır yegane üstün varlıktır. Hekim; kendisinin üretmediği, yapısının ve kullanım kılavuzunun henüz tam olarak aydınlatılamamış olduğu, garanti sertifikalarıyla iş görülen modern çağımızda, eşrefi mahluk olan insanın sağlığını korumak, geliştirmek, arızalarını gidermek, yaşamını bedenen, ruhen ve sosyal olarak tam bir iyilik halinde tutmakla vazifeli meslek erbabı sanatkar… Kadın; şirin bir bebek, olgun bir öğrenci, kara sevdalara yol açan genç kız, ömre bedel eş, ayağının altı öpülen anne, çınarlaşan büyük anne, şefkatiyle insanlığı yörüngesinde tutan yürek, kudretiyle nesline yön veren lider… Bayram; zenginlik, yücelik, mutluluk, neşe, coşku, barış, sessizlik, huzur, “deliye her gün bayram” deseler de “akıllıya her gün ziyan mı”, anı bayram tadında yaşamak, bayram tadında sunmak imkansızın sınırlarını zorlamak mı yoksa bu durumu delilere atfederek akli ziyanda kolaya kaçmak mıdır.? İnsan; sadece insan olarak yaratıldığı için sahip olduğu zenginliği, yüceliği, erdemi görebilme bahtına erişebilmiş ve insanlığını iliklerine kadar sindirebilmiş olsaydı yaşamının ve dahi yaşamın her anını bayram tadında geçirmesi kuşkusuz delilere değil akıllılara nasip olurdu… Hekime her gün bayram; zira en büyük deliliği hekim olmakla yapmışlardır, “deliye her gün bayram”. Uykusuz geçen onca öğrencilik yılları, tedavi başında geçen onca uykusuz geceler, ağzında lokmasıyla telefon sesine koşulan onca sofralar, her an telefon çalacak refleksiyle kuş uykusuna yatılan onca geceler, çocuklarından ve eşlerinden esirgenen onca zamanlar, maruz kalınan şikayetler, hakaretler, onam yerine talep edilen garanti belgeleri, komplikasyon sonrası ağır ithamlar, elden gelenin yapıldığı halde kaybedilen hastaların yüreklerde oluşturduğu acı dinmeden diğer bir hastaya derman olma kudreti… Kadına her gün; zira alem-i ervahdan; rahm-ı madere, dünyaya, berzaha, kabre, haşre, sırata ve cennetül bakiye uzanan kutsal bir yolculuğun her anını bir bebeğin müjdesi, bir genç kızın sevdası, bir eşin başarısı, bir annenin şefkati, merhameti, kudreti, bir ninenin bilgeliği ile taçlandıran kadın yaşamın merkezi ve dahi kendisidir. Bu dünyaya gelme ihtimalimizin başından, gidene kadar yanımızda kim var? Arkadaşlarımız, akrabalarımız, kardeşlerimiz, babamız, kadınımız ve hekimimiz mutlaka var, doğarken, yaşarken, ölürken... Biz ne denli kıymetliysek kadın ve hekimimizde o denli kıymetlidir, kendimize nedenli değer veriyorsak kadınımıza ve hekimimize de o denli değer vermeliyiz, iyi günümüzde herkes yanımız da olur, kötü günümüzde ise kadınımız ve hekimimiz mutlaka yanımızdadır ve özünde onlar bu günlerimiz için yaşıyorlar… Tüm insanlığın yaşamı bayram tadında yaşaması ve sunması dileğiyle, sağlıcakla kalınız…
4
& 444 99 11 / LOKMANHEKİM
www.lokmanhekim.com.tr
Şaşılık tedavi edilebilir mi? Sadık Kavaklı
Göz Hastalıkları
n Lokman Hekim Sincan Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Sadık Kavaklı göz tembelliğinin en sık nedeninin şaşılık olduğunu söyledi. Kavaklı, “Bebeklik ve çocukluk döneminde kayan gözden gelen görüntü beyin tarafından algılanmaz. Yalnızca hedefe bakan gözün görüntüsü beyinde algılanır. Bu durumda kayan gözdeki tembellik artar” dedi. Yrd. Doç. Dr. Sadık Kavaklı, şaşılık tedavisi hakkında şu bilgileri verdi: “Amaç, göz hareketlerindeki düzeni tekrar oluşturmak ve göz tembelliğini önlemektir. İç şaşılıkta sıklıkla hipermetropi vardır ve gözlükle içe kayma belirgin
şekilde düzelir. Tembellik varsa kapama yapılır. Tembellik tedavi edildikten sonra gözlükle düzeltilemeyen belirgin içe kayma varlığında şaşılık ameliyatı yapılır. Şaşılık ameliyatı için yaş sınırı yoktur. Şaşılığın tipine ve gözlükten fayda görüp görmediğine bakılarak ameliyatın
şekline karar verilir. Bebekliğin 4. ayından itibaren olan kaymalarda mutlaka göz hekimine danışılmalıdır. Daha küçük bebeklerdeki kısa süreli kaymalar şaşılık olarak değerlendirilmez. Küçük bebeklerde kısa süreli kaymaların dışındaki şaşılık varlığında yine de göz muayenesi yapılmalı; nadir görülen daha ciddi göz problemleri yönünden incelenmelidir.” Bebeklikte olan içe kaymanın zamanla düzeleceği düşüncesinin kısmen doğru olduğunu dile getiren Kavaklı, “Ancak burada atlanan daha önemli konu göz tembelliğidir. Göz tembelliğinin 6 yaşından sonra etkili bir tedavisi yoktur” uyarısında bulundu. Kavaklı, dışa doğru olan kaymaların genellikle 2-3 yaşında başladığını söyledi.
BİRKAÇ SORU ÇEVAP n Yakından okumak gözü bozar mı? Uzun süreli olarak yakından kitap okunması, çocuklarda gözün miyopa kaymasına neden olabilir.
Televizyon seyretmek ya da uzun süreli bilgisayar kullanmak gözleri bozar mı? Parlak cisimlere uzun süreli bakılması var olan göz kuruluğu şikayetlerini arttırabilir. Uzun süreli olarak yakın mesafeden monitöre bakılması, çocuklarda miyopa kaymaya kısmen neden olabilir.
n
n Gözlük takmak gözleri zayıflatır mı? Hayır.
Gözlük takmak, gözlük numarasını azaltır ya da ilerlemesini engeller mi? Miyopi ve astigmatizmada gözlük sadece net görüşü sağlamak için kullanılır. Ergenlik dönemindeki boy uzaması ile birlikte göz de uzadığı için sıklıkla miyopi numarası artacaktır.
n
Havuç ve maydanozun göze faydası var mı? Diğer gıdalara karşı bilinen bir üstünlüğü yoktur. Gözlük ihtiyacını azaltmaz ya da ortadan kaldırmaz.
n
Göz için lens konforu Hakan TERZİ
Göz Hastalıkları
Lokman Hekim Hastaneleri Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Hakan Terzi, milyonlarca insanın kontak lens kullandığına dikkat çekerek, bu uygulama için “gözlüklerin aksine daha güvenli ve etkili bir seçenek” değerlendirmesinde bulundu. n Op. Dr. Hakan Terzi, “Hayat tarzınız, beklentileriniz ve gözlerinizin sağlığına göre bir lens aldığınızda uygun bakımını yaparak kullandığınız takdirde gözlüklerin aksine daha güvenli ve etkili bir seçenekle tanışmış olursunuz” dedi. Kontak lensler
hakkında bilgi veren Hakan Terzi, “Kontakt lens kullanırken rahatınız ve görmenizin berraklığı açısından kornea yüzeyi ve gözyaşı tabakasının sağlığı önemlidir. Gözlüğün düzelttiği tüm kusurları kontak lensler de düzeltebilir” diye konuştu. Sert ve yumuşak olmak üzere iki tip kontak lens olduğunu belirten Terzi, “Sert lensler günümüzde nadiren kullanılmaktadır” derken rahatlığı ve seçeneği bol olması nedeniyle lens kullananların büyük bir bölümünün yumuşak lens tercih ettiğini kaydetti. Zararları var mıdır? “Uygun şekilde temizlenmeyen ve dezenfekte edilmeyen lensler enfeksiyon riskini arttırır” uyarısında bulunan Hakan Terzi, “Eski veya uygun şekilde yerleştirilmeyen lensler gözü çizip kornea üzerinde anormal damar oluşumuna yol açabilir. Lens, zamanla çarpıklaşabileceği veya korneanın şekli değişebileceği için düzenli olarak kontak lensin uygunluğu ve gücü test edilmelidir. Kontrol muayenelerine
gözün durumu ve görsel ihtiyaçlara göre karar verilir” dedi. Bakımı nasıl yapılmalıdır? Gözden çıkarılan her lensin kabına konulmadan önce temizlenip dezenfekte edilmesi gerektiğini söyleyen Terzi, “Kontak lens bakımı, lens kabının temizliğini de içerir, çünkü o da bir enfeksiyon kaynağıdır. Suyla yıkanması, silinmesi ve kurulanması gerekir. Evde hazırlanan tuz çözeltileri ciddi enfeksiyonlara yol açabileceği için kullanılmamalıdır” diye konuştu.
Kontak lens kullanmak istiyorsanız ne kadar kararlı olduğunuza bakmalısınız. Bakımını düşünmelisiniz ve düzenli aralıklarla değiştirmeniz gerektiğini aklınızdan çıkarmamalısınız. Yine belirli aralıklarla göz doktoru tarafından muayeneden geçirilmeniz gerektiğini unutmayınız.
LOKMANHEKİM / 444 99 11
5
&
www.lokmanhekim.com.tr
A’dan Z’ye burun estetiği Burun şeklinin cerrahi yöntemlerle yeniden biçimlendirildiği estetik burun ameliyatları, günümüzde daha sık yaptırılmaya başlandı. Estetik burun ameliyatları, günümüz teknolojisinin yardımıyla artık daha ağrısız ve kansız yapılabiliyor. n Lokman Hekim Sincan Hastanesi Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mert Demirel, yeryüzünde en çok yapılan estetik uygulamanın “burun” ile ilgili olanlar olduğunu belirtirken, “Bunun nedini burnun yüzümüzün tam ortasında yer alan ve en çok dikkat edilen yapı Mert olmasından kaynaklanır” DEMİREL Plastik Cerrahi dedi. Burundaki en ufak müdahalenin bile insan simasında ve başka insanların algısında değişikliklere yol açtığını vurgulayan Demirel, “Hafif bir daralma, daha narin bir görünüme sebep olur. Burun sırtındaki kemerde hafif bir toparlama dikkati gözlere yöneltir. Burun ucunun az miktarda kaldırılması, daha güzel bir gülüşe ve kendine güvene neden olur. Dış görünüşümüz ve kendimize olan güvenimiz için bu kadar önemlidir”
dedi. Birçok soru ve sorunu beraberinde getiren burun estetiği ameliyatları hakkında merak edilen tüm sorulara Dr. Demirel şu yanıtları verdi: nBu ameliyatı bir Kulak Burun Boğaz (KBB) Uzmanı mı yoksa Plastik Cerrahi Uzmanı mı yapmalıdır? Bu ameliyat kimsenin tekelinde değildir. Her iki uzmanlık dalının da pratiğine girer. Hangi hekim bu işe yoğunlaşırsa o daha iyi yapar. n Ameliyatın genel anestezi mi yoksa lokal anestezi altında olması mı uygundur? Benim düşünceme göre genel anestezi hastanın ve hekimin konforu, ameliyatın güvenliği için
daha uygun bir seçenektir. n Hangi teknikle operasyon yapılıyor? Hangisi daha iyidir? En sık kullanılan iki yöntem mevcuttur. Açık ve kapalı. Her iki yönteminde avantaj ve dezavantajları mevcuttur. Hekiminiz ile yapacağınız görüşmeden sonra en sağlıklı karar verilir.
TAMPON KORKUSUNA SON n Ameliyatta tampon konuyor mu? En sık sorulan bu soru, eski dönemlerde konan uzun tamponlar nedeniyle oluşan rahatsızlık nedeniyle olmaktaydı. Artık bu uzun tamponlar yerine kısa süngerimsi yapılar kullanılmakta. Biz, kliniğimizde bu ameliyat sonrası tampon yerine
Öksürük nasıl geçer? n Öksürük, solunum yolu hastalıklarında sıkça rastlanan belirtilerden biridir. Solunum yollarına giren yabancı maddeleri ya da içeride oluşan bronş salgısı, kan, balgam gibi patolojik maddeleri dışarıya atmak için bir refleks biçiminde ortaya çıkar. Şiddetli bir soluk vermeyle birlikte gırtlağın kapanmasını sağlayan ses tellerinin kasılmasıyla oluşun öksürüğün tedavisi bağlı olduğu hastalığa yönelik olmalıdır. Kuru öksürük, hava kirliliği veya sigara gibi tahriş nedenleri ortadan kaldırıldığı zaman çoğunlukla kesilir. Güzel bir havalandırma ve havanın nemlendirilmesiyle birlikte öksürük büyük oranda azalır. Enfeksiyon kapılmış ise bu öksürük, antibiyotiklerle tedavi edilmelidir. Enfeksiyonlardan kaynaklanan öksürükler, mikropların akciğerlerde birikmemesi için, kesilmeyip aksine desteklenir.
İlacı doktorunuz önermeli
n Doğru kullanıldığında mucizeler yaratabilen ilaçların, bazen de sağlığı tehlikeye atabileceğini belirten uzmanlar, ilaç kullanımında dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle açıkladı: ‘’Doktor tavsiyesi olmadan, eş, dost, komşu önerisi ile alınan ilaçlar bazen ciddi sıkıntılara neden olabilir. Bu bir deneme yanılma yöntemidir ve bazen aynı sandığınız sağlık problemi size ilaç önerisinde bulunan kişininkinden çok farklı olabilir. Aldığınız ilaç kesinlikle almamanız gereken bir içeriğe sahip olabilir ve bunun sonuncunda da önemli sorunlar ortaya çıkabilir.”
silikon destekler koymayı tercih ediyoruz. n Kaç günde iş veya okul yaşantıma dönebilirim? Ameliyattan sonra 3. günde burun içi destekleri alıyoruz, 10. günde de burun üzerinde bulunan ateli çıkarıyoruz. Bu günden sonra hiçbir kısıtlama olmaksızın yaşamınıza dönebilirsiniz. Fakat fiziksel olarak 2. günden sonra günlük işlerinizi yapar duruma gelirsiniz. 10 gün kadar beklemeniz tamamen sosyal nedenlerle olur. n Ameliyattan sonra burun şeklini ne zaman alır? Atel çıkarıldıktan hemen sonra burun şiş ve farklı gelir. İlk bir ay içerisinde şişler (ödemler) hızla geçer. Fakat burunun tam olarak şekillenmesi için 6- 9 ay geçmesi gerekir. n Ameliyattan sonra gözlük kullanabilir miyim? Üç ay boyunca numaralı ve güneş gözlüğü kullanmak uygun değildir. n Ameliyat sırasında nefes alma problemim de düzeltilebilir mi? Evet burun çatısında (septum) mevcut olan eğrilikler (deviyasyon) eş zamanlı olarak düzeltilebilir. n Ameliyattan sonra burun çökmesi oluyor mu? Bu problem eskiden çok sık yaşanırdı. Artık modern yaklaşımlar sayesinde bu problemle neredeyse hiç karşılaşmıyoruz.
Sinsi bir hastalık: Böbrek yetmezliği n Dünyada ortalama 1 milyon kişi den 578’inde kronik böbrek hastalığı olduğu belirtili yor. Her yıl bu rakama ise 189 yeni hasta ekle ndiği kaydediliyor. Türkiye’de de bu sıklık dünyayla aynı orantılı olduğu vurgulanıyor. Böbrek yetmezliği iki kısımda incelenirse bunlardan biri ncisi ani olarak gelişen akut böbrek yetmezliği, diğeri ise yavaş gelişen ve geri dönüşümü olm ayan kronik böbrek yetmezliğidir. Akut böbrek yetm ezliği genellikle tedavi edilince iyileşir. Yan i hastanın böbrek fonksiyonları tamamen düzelir. Böbrek yetmezliğinin hastaya verdiği en öne mli zarar, vücuttaki dolaşımı bozan olaylardır. Tedavi amacıyla kullanılan ilaçlar olabileceği gibi intihar veya zehirlenme amacıyla kullanılan çeşitli ilaçların veya maddelerin de vücuda verdiği zarar büyüktür. Böbrek yetmezliği ned enlerine bakarsak, dünyada en çok üç önemli nedeni vardır. Birinci sırayı şeker hastalığı alır. İkin cisi yüksek tansiyon olurken, üçüncü neden ise nefritlerdir. Ayrıca ülkelere göre değişmekle bera ber, böbreğin anatomisini bozan bazı hastalıklar da vardır.
6
& 444 99 11 / LOKMANHEKİM
www.lokmanhekim.com.tr
Kalbiniz bizim en değerli işimiz Kalp sağlığında doğru bilinen yanlışlar n Toplumda kalp sağlığı hakkında ‘doğru’ bilinen ‘yanlışlar’, kişilerin gereksiz yere endişeye kapılmalarına veya tam aksine kalp sağlıklarını riske atmalarına yol açabiliyor. Peki nedir bu hurafelerin doğruları? Lokman Hekim Sincan Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Op. Dr. Cemal Özbakır kalp sağlığı hakkında toplumda yerleşmiş olan ‘yanlış’ bilgilerin ‘doğrularını anlattı! 1) Kalp doktoruna göğüs ağrım olursa giderim Genellikle vücudumuzda bir şeylerin yolunda gitmediğini fark ettiğimizde ve kaybettiğimizde sağlığımızın kıymetini anlar, işin ciddiyetini kavramaya başlarız. Teknolojik gelişmelerle birlikte erken teşhisin önemi her geçen gün artarken, 35 yaş üzeri bireylerin düzenli sağlık kontrolü yaptırmalarını öneriyoruz. 2) Beyaz et kalp sağlığını korur Tüketilen gıdaların hazırlanış şekli çok önemlidir. Bol yağ ve soslarla hazırlanmış beyaz etler de kalp sağlığına zarar verebilir. Besinlerin az yağlı, özellikle hayvansal ve margarin türü doymuş yağlardan uzak duracak bir şekilde tüketilmesi kalp sağlığı için daha uygundur. 3) Egzersizler kalp krizini tetikler Kalp hastaları da belli ölçüde egzersiz yapabilir. En yararlı egzersiz şekli hızlı yürüyüş veya yavaş koşudur. Ağırlık kaldırmaya veya vücuda yük bindirmeye yönelik egzersizlerin kalp sağlığı açısından bazı sakıncaları olabilir. Egzersize başlamadan önce efor veya egzersiz testi yapılmalıdır. 4) Cinsel ilişki kalp sağlığını etkiler Kalp hastalarının uyarılma problemi nedeniyle cinsel gücü artıran ilaçları kullanmadan önce mutlaka kardiyologlarından gerekli onayı almaları gerekmektedir. 5) Orta yaşa gelmeden kolestrol ölçümüne gerek yoktur 40 yaş altında, özellikle ailede kalp damar hastalığı bulunanlarda kolestrol düzeyi ölçülmelidir. Özellikle ebeveynlerinde kalp hastalığı öyküsü olan çocuklarda bu ölçüm gereklidir. Çünkü bu çocuklarda kalp hastalığı riski yetişkinlerdeki düzeydedir. 6) Açlık kan şekerim normal! Yüksek şeker kalp krizine zemin hazırlıyor. Bu doğru bir bilgi. Ama biz kan şekeri dengemizi sadece açlık şekerimizi kontrol ettirerek takip etmeye devam ediyoruz. Oysa sadece açlık şekerine güvenerek şeker dengesinin yerinde olduğunu söylemek doğru değildir. Tokluk şekeri de en az açlık şekeri kadar kalp krizi riski açısından önemlidir. 7) Bedenim sağlam! Ruh sağlığı da beden sağlığı kadar önemli. İyimser, iyi, güzel beklentileri olan, korku, endişeden uzak yaşayan olur olmaz şeylere öfkelenmeyen, depresyondan uzak bireyseniz, inançlı, rahat, huzur dolu bir dünyanız varsa bunlar da kalp için faydalı ve etkili avantajlar olarak işinize yarayacaktır. Stresi ortadan kaldırmak, düzenli uyumak ve sağlık kontrollerini aksatmamak önemlidir.
n Lokman Hekim Sincan Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü, kalp ameliyatlarındaki başarısı ile dikkat çekiyor. Kurulduğu 2008 yılından bu yana pek çok başarılı operasyona imza atan Lokman Hekim Sincan Hastanesi aradan geçen 4 yıl boyunca 1.000’in üzerinde KVC ameliyatı gerçekleştirdi. Her yıl halktan aldığı destekle daha da büyüyen Lokman Hekim Sincan Hastanesinde 2008 yılında 136 KVC ameliyatı gerçekleştirilirken, bu rakam 2009 yılında 184, 2010 yılında ise 221’e çıktı. Borsa süreci ile birlikte 2011 yılında altın çağını yaşayan hastanemiz geçtiğimiz yıl içerisinde süre boyunca Lokman Hekim Sincan ise bir önceki yılın iki katından fazla Hastanesinde yapılan koroner anjiografi KVC ameliyatına imza attı. Kalp sayısı 12071 gibi önemli bir rakama ve Damar Cerrahisi Bölümü 4 yılda ulaştı. ekibi 2011 yılında toplam 476 ameliyat gerçekleştirerek bu 12.071 kroner TABURCU OLMA SÜRESİ KISALDI alanda önemli bir başarıya anjiografi imza attı. Hastanemizin 4 yılda Kalp ve damar cerrahisinde; gerek ileri gerçekleştirdiği KVC ameliyatı teknolojik gelişmelerle, gerekse modern sayısı 1.017 oldu. yöntemlerle hastaların iyileşme süresi kısaldı. Geçmiş yıllarda hasta ameliyattan 12071 KORONER ANJİOGRAFİ sonra yaklaşık 15 gün hastanede yatarken, günümüzde bu süre oldukça kısaldı. Kalp krizi riskinin önlenmesi ve göğüs Hastalar ameliyatın ertesi günü ağrılarının giderilmesi amacıyla yoğun bakımdan çıkarılarak yapılan koroner bypass ameliyatları odasına alınırken, 3-4 gün ile kalp hastalarına adeta ikinci içerisinde ise taburcu edilebiliyor. bir hayat şansı veren Lokman Lokman Hekim Sincan Hastanesi Hekim Sincan Hastanesi, bu Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü alanda da önemli bir başarıya doktorları, göğüste ağrı, yanma gibi ulaştı. 2008’de 855 hastaya koroner kalbe ait yakınmaları olan, performans anjiografi yapılırken, 2009’da bu rakam düşüklüğü, nefes darlığı gibi şikâyetlerde 2664’e, 2010’da ise 3789’a çıktı. 2011 yılı bulunan kişilerin, mutlaka hastanemizi boyunca yapılan koroner anjiografi sayısı ise ziyaret etmesi gerektiğini belirtiyor. 4763’e çıktı. Kuruluşundan bu yana geçen
4 yılda 1.017 KVC ameliyatı
Kalp krizi her yaşta olur Cemal ÖZBAKIR Kardiyoloji
n Lokman Hekim Sincan Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Cemal Özbakır, kalp krizinin yaşının olmadığına dikkat çekti. Doktor Özbakır, kalbi besleyen damarların tıkanmasına bağlı olarak, kalp dokusunun hasar görmesi ve oradaki dokunun ölmesi sonucu kalp krizinin meydana geldiğini belirterek, şu bilgileri verdi: “Yaş bizim için önemli bir risk faktörüdür, erkeklerde 45, bayanlarda ise 55 yaşından sonra risk artar. Ama kalp krizinin yaşı yoktur. Bazı kişilerin genetik yapıları kriz geçirmelerine neden olur. Çok genç yaşlarda da kalp krizi geçiren hastalara şahit olduk. Kalp krizine neden olan etmenlerin başında stres geliyor. Yaşam koşulları ve stresin artması önemli bir faktör. Stresten uzak durulması gerekiyor. Bir diğer neden sigara içiciliği…
Bu da büyük bir risk faktörüdür. Sigarayı bırakırsak kalp krizi geçirme riskimizi azaltmış oluruz. Son olarak kişinin kolesterol değerinin yüksek olması da bir risk faktörüdür. Kişinin hipertansiyon, diyabet ve şeker hastası olması riski erken yaşlara indirger. Biz kalp hastalarında mutlaka risk faktörlerini göz önünde bulunduruyoruz ve risk oranlarına göre tedavi uyguluyoruz.” Risklere karşı tavsiye ve uyarılarda da bulunan Doktor Özbakır, “Özellikle diyetimize dikkat etmemiz gerekir. Doymamış yağlardan yani katı yağlardan uzak durmalıyız. Hazır yiyeceklerden kaçınmalıyız. Ailelerinde erken yaşta kalp krizi geçirmiş olan kişilerin sık bir şekilde kalp yönünden kontrolden geçmeleri gerekiyor” dedi.
LOKMANHEKİM / 444 99 11
7
&
www.lokmanhekim.com.tr
Endoskopi hayat kurtarıyor n Kalp kapak hastalıkları, ritim bozukluğu ve doğumsal kalp rahatsızlıklarının erken teşhis ve tedavisinde önemli bir rol oynayan kalp endoskopisi ile kalbinizin daha detaylı incelenmesi mümkün. Kalp hastalıkları tedavisinde kullanılan kalp endoskopisiyi uzmanlar; “Bu tetkik şeklinin endoskopiden farkı, endoskopun ucunda video çekim yapabilen kamera bulunması burada ise kör ultrasonografi kristali bulunmasıdır” sözleriyle açıklıyor.
Hastalar dondurularak hayata döndürülüyor n Kalp krizi geçirerek yaşamsal faaliyetleri duran hastaların vücudu adeta “dondurularak” beyninde herhangi bir hasar oluşmadan hayata döndürülüyor. “Terapötik hipotermi” denilen bu tedavi yöntemi Lokman Hekim Hastaneleri Kardiyoloji Bölümü uzman hekimlerinin gerek gördüğü durumlarda uygulanıyor. Bu tedaviyle
kas gevşetici verilen hastanın vücudunun, ağırlıklı olarak da baş bölgesinin dışarıdan buz, içerden de soğuk serumlarla 24 saat boyunca yaşamsal değerin altı olan 32 dereceye kadar soğutuluyor. Uygulama hakkında bilgi veren uzmanlar şu bilgileri verdi: ‘’Ağır kalp krizi geçiren hastalarda en büyük korkumuz, hayatta kalsalar bile yeterli oksijen gitmediği için beyinde hasar oluşmasıdır. Bu tür hastalar tekrar yaşama dönseler bile büyük oranda ileri beyin hasarı ya da nörolojik sekel gelişebiliyor. Soğutma işlemi sayesinde beynin oksijen ihtiyacı azaldığı için zehirli maddelerin salınımı azaltılıyor ve beyin hücrelerinin ölümü engelleniyor. Böylece hasta hayata döndüğünde nörolojik sekel kalmıyor. Uluslararası resütasyon kuruluşları, bu yöntemin 2005’den beri kalp krizi geçiren hastalarda uygulanmasını öneriyor.’’ 24 SAAT SOĞUTULUYOR 24 saatlik soğutma işlemi sonrası hastanın vücut ısısının tekrar yavaş yavaş artırılarak normal düzeye getirildiğini belirten uzmanlar, hasta uyandıktan sonra genel olarak vücut ve beyin fonksiyonlarında herhangi bir sorun tespit edilmediğini söyledi. Yöntemin kalbi durduktan sonra tekrar çalıştırılabilen her hastada standart olarak uygulanan veya uygulanması gereken bir yöntem olmadığını belirten uzmanlar, “Kalbi çok uzun süre durmuş olan kişilerde yararlı olmayabilir. Hangi hastalarda yararlı olabileceğine yoğun bakım hekimleri kadar verirler. Başka türlü iyileşmesi mümkün olmayacak birçok hasta bu yöntem ile hayata döndürülmüştür” dedi.
Kalp hastalarına soğuk uyarısı n Lokman Hekim Hastaneleri Kalp ve Damar Cerrahisi uzmanları kalp hastalarının soğuk havada dışarı çıkarken yanlarında dil altı tableti bulundurmalarının önemine dikkat çekti. Uzmanlar, “Soğukta vücut ısısının düşmesi nedeniyle spazm oluşabilir, kalbe yeterince kan gitmez ve göğüs ağrısı ortaya çıkar. Bunun için kalp hastaları sokağa çıkarken sıkı giyinmeli, kesinlikle soğukta tok karnına yürüyüş yapmamalıdır” uyarısında bulundu.
8
& 444 99 11 / LOKMANHEKİM
www.lokmanhekim.com.tr
İmplant ile gülmenin keyfini çıkartın n Lokman Hekim Sincan Hastanesi,
Ağız ve Diş Sağlığı Kliniği “İMPLANT” uygulama ile sağlıklı, mutlu ve içten gülüşlere davet ediyor. Eksik olan dişlerin fonksiyon ve estetiğini tekrar sağlamak amacıyla çene kemiğine yerleştirilen titanyum malzemeden yapılan yapay diş köküne verilen isim olan “iplant” küçük bir cerrahi girişimle çene kemiğine yerleştiriliyor. Uygulama sonrasında ortalama 3-6 ay sonra implantın etrafını yoğun ve sağlam
Bağışıklık sistemini güçlendirmek için öneriler n Lokman Hekim Sincan Hastanesi Diyetisyeni Emine Sezgin, vücudun doğal savunma sisteminin insanı hastalıklardan en iyi koruyan sistem olduğunu belirtti. Sezgin, vücudun doğal savunma sisteminin korunması için kesinlikle sağlıklı beslenilmesi gerektiğini, haftada en az 3 kez 30-45 dakikalık yürüyüşler yapılması gerektiğim Emine Sezgin söyledi. Bağışıklık Diyetisyen sistemini güçlendirmek için beslenme önerilerinde bulunan Sezgin, şunları kaydetti: “Günde en az beş porsiyon sebze ve meyve tüketilmelidir. Vücutta mikrop ve virüslere karşı savaşma özelliği yüksek aktif maddeler içeren ıspanak, karnabahar, lahana, brokoli, brüksel lahanası, havuç, domates, biber ve turunçgilleri bol miktarda tüketmeliyiz. Vücudun yapı taşı olması bakımından protein kaynakları ve günlük alınan protein miktarı da önemlidir Bundan dolayı diğer bir sağlık sorunundan dolayı yasaklama veya sınırlandırma yoksa yumurta, kırmızı et, tavuk, balık, peynir, süt ve yoğurt tüketimimizi artırmalıyız.” Emine Sezgin, yoğun katkı maddesi içeren hazır besinlerin çok tüketilmemesi gerektiğini, sarımsak, soğan gibi antibiyotik özelliği olan ürünlerin tüketiminin de büyük önem taşıdığım vurguladı.
bir kemik sarıyor, sıkı bir şekilde çene kemiği içinde oturmasını sağlıyor. İmplantlara kron, köprü ve hareketli diş protezleri uygulanarak klasik tedavide karşılaşılan bir çok problem ortadan kaldırılır.
Kimlere yapılabilir? Ağzındaki diş eksikliklerinin giderilmesini isteyen ve bazı kriterlere sahip olan herkese implant yapılabilir. Bu kriterlerden biri eksik diş veya dişlerin olduğu bölgedeki kemiğin
ve anatomik yapıların durumudur. İmplantın sağlam ve sağlıklı olarak yerleşip tutunabilmesi için bu bölgede yeterli kemik yüksekliği bulunmalıdır.
hastanın yaşı, sağlık durumu ve implant yerleştirildiği bölgeye göre saptanması uygundur.
İmplanttan sonra protez Genellikle uygulanan prosedür implant yerleştirildikten sonra kemikle kaynaşması için protez yapılmadan önce alt çenede 3, üst çenede 6 ay beklenmesidir. Ancak kemiğin iyileşme potansiyeli bireyden bireye değiştiği için bu sürenin
Bağışıklık sisteminiz ne kadar güçlü? Vücudunuz kışa hazır mı? Bağışıklık sisteminiz ne kadar güçlü? Formsante Dergisinin testini çözün, çıkan sonuca göre tedbirinizi alın. 1-Tipik bir iş günündesiniz. Sabah, kahvaltı için masanızın üzerinde neler bulunuyor? A-Yoğurt, müsli, meyve ve peynirli çavdar ekmeğinden oluşan bir kahvaltı menüsü. B- Marmelatlı bir dilim tost ekmeği tabii ki. C- Hiçbir şey. Yolda kendime bir poğaça alırım, olur biter. 2-Manken gibi bir vücuda sahip olup olmadığını sormuyoruz ama kilonuz ne durumda? A-Tam ideal kilomdayım. B- Biraz kilo almalıyım. C- İdeal kilonun oldukça üzerine çıktım. 3-Hangi sıklıkta spor yapıyorsunuz? A-Düzenli olarak egzersiz yapmaya özen gösteriyorum, ancak abartmamak kaydıyla. B- Spor yapmadan yaşayamam, vücudumun sınırlarını haftada birkaç kez zorluyorum. C- Spor yapmak mı? Güzel bir fikir, ancak öyle yoruluyorum ki spor yapmaya gücüm kalmıyor.
C- Hemen her gün birkaç kadeh şarap, bira veya votka içiyorum. 7- Rutin muayenenizi yaptırdığınızda diş hekiminiz nasıl bir manzarayla karşılaştı? A-Sağlıklı dişlerle tabii ki! B- Eskiden yapılmış birkaç dolguya rastladı. C- Dolgu yapılması ve / veya çekilmesi gereken dişlerle ne yazık ki. 8- Geçen kış kaç kez nezleye yakalandınız? A-Kış mevsimini hiç hastalanmadan atlatmıştım B- Pek hatırlayamıyorum. Belki bir iki kez nezle olmuşumdur ama daha fazla değil. C- Geçen kış en az 3 kez nezleye yakalandığımı hatırlıyorum. 9- “Off dudağımda yine sevimsiz bir uçuk çıktı” Bu cümleyi sık sık söylüyor musunuz? A-Ne mutlu ki şimdiye kadar dudağımda bir kez bile uçuk çıkmadı. B- Maalesef bu sevimsiz sorunla ayda bir veya iki kez uğraşmak zorunda kalıyorum. C- Sadece aşırı stresli olduğum dönemlerde. Yani, yılda üç veya dört kez.
4-Geceleri nasıl uyuyorsunuz? A- Her zaman yaklaşık 8 saat saat, üstelik uyanmadan. B- Geceleri genellikle 6 saat uyuyorum. C- Bebeğimle ilgilenmek, sık sık da fazla mesai yapmak zorunda kaldığım için geceleri maalesef genellikle 6 saatten az uyuyabiliyorum.
10- Mutfakta elinizi bıçakla kestiğinizde veya spor sırasında vücudunuzu zedelediğinizde yaralarınız ne kadar sürede iyileşiyor? A-Yaralarım genelde 4-6 gün arasında iyileşiyor. B- Yaralarım aynı zamanda sık sık iltihap kapıyor. C- Kapanması için kimi zaman bir iki hafta geçiyor.
5-Sigaranın olumsuz etkilerini bilmemize rağmen çoğumuz bu illeti bırakamıyoruz. Peki ya siz, sigara içiyor musunuz? A- Sigara kullanmadığım gibi, pasif içicilikten de kaçınıyorum. B- Sigara içmiyorum. Ancak iş yerinde ya da barlarda sık sık sigara dumanına maruz kalıyorum. C- Sigarayı bırakmayı asla düşünmüyorum. 6-Alkolle aranız nasıl? A- Sosyal içiciyim. Alkolü sadece doğum günü, evlilik yıldönümü veya arkadaş toplantılarında alıyorum. B- Her gün düzenli olarak bir kadeh şarap, bira veya votka içiyorum.
11- Güneş ışınlarından korunuyor musunuz? A- Elbette! Denizi kıyısında bile gölgede durmaya özen gösteriyorum. B- Kimi zaman, yüksek koruma faktörlü güneş kremi olmadan bir saat boyunca güneşin altında kaldığım oluyor. C- Özellikle tatildeyken güneşten mümkün olduğunca faydalanmaya çalışıyorum. Kış mevsiminde de solaryumdan yararlanabildiğimiz için çok şanslıyız. 12- Şimdi aynanın karşısına geçin ve dişetlerinizi gözden geçirin… A- Dişetlerim sağlıklı ve güçlü görünüyor. B- Bazen kızardığı veya biraz acıdığı da oluyor.
Çalışanlar motivasyon gecesinde buluştu n Lokman Hekim Hastaneleri tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen ‘İdari Hizmetler Gecesi’nin dördüncüsü geçekleştirildi. Lokman Hekim Sincan Hastanesi’nin organize ettiği etkinlik büyük ilgi gördü. Sincan Happy Garden Düğün Salonu’nda yapılan etkinliğe katılım büyük
oldu. Geceye Lokman Hekim Hastaneleri yöneticileri, Lokman Hekim Sincan, Etlik ve Van Hastaneleri personeli ve aileleri katıldı. Çalışanların moral ve motivasyonlarını artırmak amacıyla düzenlenen ‘İdari Hizmetler Gecesi’nde, hastane personeli bol bol eğlenip stres attı.
C- Dişetlerim geri çekiliyor ve oldukça kırmızı görünüyor. Ayrıca dişlerimi fırçalarken de sık sık kanıyorlar. 13- Mesai bitiminden sonra sorun yaşamadan gevşeyebiliyor musunuz? A- Akşam saatlerinde stresin beni olumsuz etkilemesine asla izin vermiyorum. B- Bazen gevşemekte zorlandığım oluyor ama sık değil. C- Hayır. Maalesef sorunlarımı genellikle eve de taşıyorum. 14- İş ve aile hayatında yaşadığımız sorunlar, özellikle biz kadınların üzerinde büyük bir yük oluşturuyor. Peki stres sizin hayatınızı nasıl ve ne kadar etkiliyor? A- Stres mi? Uzaktan yakından alakam yok B- Stres benim için yabancı bir kelime değil, ancak spor ve/ veya sakinleşmemi sağlayan çeşitli yöntemlerle bu sorunun üstesinden gelebiliyorum. C- Sürekli baskı altında olduğumu düşünüyorum.
Değerlendirme A’lar çoğunluktaysa: İçiniz rahat olsun, yaşam alışkanlıklarınıza dikkat ettiğiniz için güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmalısınız. B’ler çoğunluktaysa: Dikkatli olun, bağışıklık sisteminiz gücünü yitirmeye başlamış olabilir. Eğer birtakım tedbirler alarak savunma sisteminizi güçlendirmezseniz, hastalıklara yol açan virüs, bakteri veya mantara davetiye çıkarmış olursunuz. C’ler çoğunluktaysa: Paniğe kapılmayın ama bağışıklık sisteminiz büyük bir olasılıkla “alarm” veriyor! Siz siz olun zaman kaybetmeden bir doktora başvurun ve check up yaptırın, doktorunuzun önerilerini harfiyen yerine getirmeye de özen gösterin.
LOKMANHEKİM / 444 99 11
9
&
www.lokmanhekim.com.tr
Ayağı rahat r o ıy ır d n a şl a y n e rk e Geç uyku olmayanının başı da rahat olmaz ı n yaşlandığı belirtiliyor. Lokma Hekim Sincan Hastanesi Uyku Dr. Laboratuvarı Sor umlu Hekimi Op. i din ken Mansur Sezginer, “Vücudun 0 03.0 yenilemesi için saat 01.00 ile i. arasında uyumak çok önemli” ded ma Sezginer, “Türk insanının yat n saati genellikle saat 12’dir. Vücudu 1 t saa kendini yenileyebilmesi için ile 3 arasında uyumak çok önemli. Gündüz uyuma şansı yoksa gece geç yatılmamalıdır “ dedi.
n Gece geç uyuyanların daha hızl
Mansur SEZGİNER
Uyku Laboratuvarı
7 SAAT YETERLİ a7 Sağlıklı yaşam için günde ortalam e ifad nun uğu old mli saat uykunun öne az, tten saa “6 er, eden Mansur Sezgin or. 9 saatten fazla uyumamak gerekiy i em sist lık ışık Az uyuyanların bağ a daha zayıf oluyor. Çok uyuyanlard ın ğın talı has n siyo ise şeker, kalp, tan t saa 10 yor. ülü daha fazla gör uyuyup hâlâ uyumak isteyen insanlarda uyku sor unu vardır” diye konuştu.
Cihat YAPICI FTR
10 kişiden 9’unun dişi çürük n Türkiye’de yapılan araştırmalar,
Özlem GARİP
Diş Hastalıkları
her 10 kişiden 9’unun ağzında çürük olduğunu ortaya koydu. Lokman Hekim Hastaneleri Diş Hastalıkları ve Tedavisi Kliniğinden Dt. Özlem Garip, diş hastalıkların hayatı olumsuz etkilediğini belirterek her 10 kişiden 9’unun ağzında çürüğe rastlanmasına dikkat çekti. Birçok kişinin diş çürükleri konusunda yeterli bilince sahip olmadığını vurgulayan Özlem Garip, “Tedavi edilmeyen diş çürükleri ve diş eti yıpranmaları şiddetli gaz ve ülser gibi mide rahatsızlıklarına sebep oluyor. Eksik dişten ötürü kayma yapacak olan çene, migren ve baş ağrıları da ortaya çıkarabiliyor” uyarısında bulundu. Diş Hekimi Özlem Garip, diş beyazlatma konusuna da değinerek şunları söyledi:
Metin DOĞANCIOĞLU Ortopedi
Tedavi ve Rehabilitasyon Kliniğinden Doktor Cihat Yapıcı, bireylerin ayakkabı tercihlerinde ayaklarının rahatlığına önem göstermeleri gerektiğini belirterek, “Ayağı rahat olmayanın başı da rahat olmaz” dedi. Doktor Yapıcı, yaptığı açıklamada, ayak sağlığına özen göstermenin, çocukluktan başlayarak yaşam boyunca süren bir alışkanlık olması gerektiğini söyledi. Bireylerin ayakkabı seçerken model ve renkten önce rahatlığa ve ayakkabının doğal malzemelerden yapılmış olmasına dikkat etmesinin ayak sağlığı için önemli olduğunu ifade eden Yapıcı, “Tercih sıralamasında ayak kubbesini koruyan, ayaktaki boşlukları alan sağlıklı ayakkabıların seçimi yer almaktadır” şeklinde konuştu. Marka ve modeline aldanılarak alınan dar ayakkabıların ayak kubbesinin bozulmasına sebep olduğunu, bu durumun da belli bir süre sonra yürüyüş bozukluklarına neden olduğunu dile getiren Yapıcı, şunları kaydetti: “Dar ayakkabılar tırnak batmalarına ve ayak kubbesinin bozulmasına neden olur. Ayak kubbesinin bozulması demek, belli bir yürüyüşten sonra ayakların ağrıması demektir. Ayak kubbesi bozulan kişi kesinlikle rahat yürüyemeyecektir. Bu durum kişilerde zamanla yürüyüş bozukluklarına sebep olmaktadır.”
ZAMANLA AÇILIR SÖZÜNE İNANMAYIN “Aynaya baktığınızda dişlerinizin renginin kötü olduğunu hissediyorsanız, dişlerinizi beyazlatın. Ancak diş beyazlatmak için bazı kriterler vardır. Zorunlu olarak diş beyazlatılması ilaç ve doğum lekelerinde yapılmalıdır. Yoksa dişiniz beyaz olduğu halde dişinizi beyazlattırıyorsanız, dişinize zarar veriyorsunuzdur.”
Topuklu ayakkabı vücut yapısını bozuyor n Lokman Hekim Hastanesi Ortopedi Uzmanı Op. Dr. Metin Doğancıoğlu, kadınların yüksek topuk seçiminde 5 santimetreyi geçmemelerini tavsiye etti. Sağlık açısından en ideal ayakkabının yaklaşık 5 santimetre yükseklikte olduğunu belirten Doktor Doğancıoğlu, ayakkabı seçiminde sadece topuk yüksekliğine değil, parmakların rahatlığına da bakılması gerektiğini kaydetti. Beş santimetreye kadar olan topuklu ayakkabıların spor ayakkabısı kadar sağlıklı olduğunu ifade eden Doktor Doğancıoğlu, “8
n Lokman Hekim Hastanesi Fizik
santimetreden uzun topuklu, sivri uçlu bir ayakkabı ise uzun süreli kullanıldığında bel, kalça, diz, ayak bileği ve ayağın ön kısmında anormal yüklenmelere neden olur” uyarısında bulundu. Kol, bacak ve başın yer çekimine göre bir pozisyonu olduğunu vurgulayan Doğancıoğlu, yüksek topuklu ayakkabıların fizyolojik duruşu bozacağını, bunun da diz, kalçanın hafif bükülmesine neden olacağını söyledi. Metin Doğancıoğlu, kalçanın bükülmesiyle belin öne doğru kamburlaşacağını, belin normal çukurluğunun artacağını ifade etti.
Ayakkabı seçiminde dikkat edilmesi gereken noktalar: n Ayakkabıları, günün sonunda satın alın. Ayağınız gün boyu şişer ve büyür, sabah saatlerinde alacağınız ayakkabı ileride sizi rahatsız edebilir. n Ayakkabı, ayağınızın ön tarafına olduğu gibi topuğuna da tam oturmalıdır. n Alacağınız ayakkabının sadece sağ ya da sol teklerini değil, her ikisini de deneyin. n İdeal ölçüde bir ayakkabının burnu ile en uzun parmağınızın arasında biraz mesafe olmalıdır ve burun kısmı parmaklarınızı rahatça oynatmanıza izin vermelidir. n Ayakkabı deneyip hiç yerinizden kalkmadan çıkarmayın. Bir süre mağaza içinde dolaşın. n Eğer ayakkabı sıkıyorsa zamanla açılır sözlerine inanmayın ve onları satın almayın.
10
& 444 99 11 / LOKMANHEKİM
www.lokmanhekim.com.tr
2011 Yönetimin Gözden Geçirme toplantısı yapıldı Şirin ACUN Resapsiyon ve Çağrı Merkezi Sorumlusu
Güçlü iletişim güçlendirir
L
okman Hekim Sincan Hastanesi Resepsiyon ve Çağrı Merkezine görevlendirildiğimden itibaren çağrı merkezleri ile ilgili birçok araştırma yaptım. Aslında yıllardır içinde olduğum ve önemine inandığım bir birim olmasına rağmen işleyişiyle ilgili ve “çağrı merkezi kalitesi” gibi kavramların dünya çapındaki kullanımını bilmiyordum. Çağrı merkezimizi arayan kişilerin hastanemizle temas kurma ihtiyacı vardır ve bu ihtiyacın giderilmesinin en kolay yolu telefon etmektir. Dolayısıyla arayanlar şube, kişi, konu ayırmadan öğrenmek istediği her şeyi sorabilir, yani arayana göre çağrı merkezi şirkettir ve çağrı merkezi çalışanı her sorulana doğru yanıt verebilmeli ve gerekli kişilerle irtibatı sağlayabilmelidir. Ayrıca hastanelerimiz hakkında herhangi bir bilgiye sahip olmayan kişi için o telefon konuşması ilk intibadır. Çağrı merkezi görevlisinin sesi ve bilgi aktarımı onu ikna edebilir ya da kaybedebilir. Bununla ilgili yapılan araştırmaların rakamsal hali aşağıdaki gibidir. n Amerika’daki tüketicilerin %92’si kafalarındaki şirket imajlarını o şirketin çağrı merkezleri ile yaşadıkları deneyimlere göre belirlemektedir. n Müşteri bağımlılığındaki %5’lik bir artış karlılığı %25 ila % 80 arttırabilir. n Ankete katılan tüketicilerin %86’sı çağrı merkezi ile yapılan görüşme negatif ise o firmayı kullanmaktan vazgeçtiğini söylemiştir n Türkiye’de ise tüketicilerin % 96’sı, sadece çağrı merkezinden aldığı hizmete göre, o şirketi tercih ediyor ya da etmiyor. n 2008 yılında yapılan bir araştırmaya göre iş başvurusu yapan kişiler başvurdukları firmayı önce arıyor, çağrı merkezi hizmet kalitesi kişinin orada çalışma kararını % 8 etkiliyor. 1970’lerde müşteriler ile temas etmek, onları hissetmek ve müşteri memnuniyeti sağlamak için en ideal platformu sunan çağrı merkezleri bugün kurumsal müşterilerinin markaları için kritik bir rol üstlenmektedir. Kontrolü en kolay ve başarısı tamamen performansa bağlı bu birim bir kurumun zirveye çıkmasını sağlayabilir ve ciddi başarılar elde edilebilir. Çağrı merkezi kontrolü kolay bir birim olması nedeniyle ve başarının ya da başarısızlığın net, rakamlarla ölçülebilir olması nedeniyle günümüz Türkiye’sinde de birçok kurumda kullanılmaktadır. Biz de Lokman Hekim Hastaneleri olarak tecrübeli, saygılı, iletişimi kuvvetli ve en önemlisi işini severek, bağlanarak yapan çağrı merkezi ekibimizle, hastalarımıza ve arayanlarımıza en iyi hizmeti sunmaktayız. En büyük duamız; “Arayanımız eksik olmasın (J)”, sihirli cümlemiz “İyi günler ben ********** nasıl yardımcı olabilirim?”
n Lokman Hekim Engürüsağ
Sağlık Turizm Eğitim Hizmetleri ve İnşaat Taahhüt A.Ş. üst yönetiminin Lokman Hekim Hastanelerinde kalite yönetim sisteminin değerlendirilmesi amacıyla 18-19 Şubat 2012 tarihlerinde, Lokman Hekim Sincan Hastanesi’nde “Yönetimin Gözden Geçirmesi” toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya Yönetim Kurulu Üyeleri, Hastanelerin Başhekimleri, Başhekim Yardımcıları, Hastanelerin Müdürleri ve Üst Düzey Yöneticileri katıldı. Toplantıda, Kalite
Yönetim Sistemi kapsamında yürütülen faaliyetlerin uygunluğu, sürekliliği ve gelişimi değerlendirildi. Ayrıca, belirlenmiş olan kalite politikasının uygulanma, taahhütlerin yerine getirilme ve amaçlanan kalite hedeflerine
Hastane personeli ‘İşaret Dili Eğitimi’ni tamamladı n Lokman Hekim Sincan Hastanesi personeli
Sincan Halk Eğitim Merkezi tarafından açılan İşaret Dili Tercümanlık kursunu başarı ile tamamlayarak sertifikalarını aldı. Sağlık Bakanlığı tarafından yeni uygulamaya konulan Hizmet Kalite Standartları gereği hastanelerde işaret dili bilen personel bulundurması zorunluluğu getirilmesi ile birlikte Sincan Halk Eğitim Merkezi bünyesinde bir eğitim açılarak bu konudaki eksiklik giderilmiş oldu. Lokman Hekim Sincan Hastanesi personeli Emine Turgut tarafından verilen eğitimi başarı ile tamamladı. Kursta, parmak alfabesi ile bu alfabenin anlamı öğretildi. Eğitim programını başarıyla tamamlayan personel bundan böyle işitme engelli vatandaşlara daha çok yardımcı olabilecek. Özürlü vatandaşların yaşadığı sıkıntıların önüne geçilmesi adına önemli bir uygulamaya imza atan Lokman Hekim Hastaneleri bir ilke daha imza atmış oldu.
KEPAN Ankara’da cerrahlarla buluştu n “KEPAN Cerrahlarla Buluşuyor” etkinliklerinin
ilki 10 Şubat 2012 Cuma günü Ankara Rixos Otel’de yapıldı. 30’u Ankara’dan, 11’i diğer illerden olmak üzere toplam 41 cerrahın katılımı ile gerçekleşen toplantıda “Perioperatif Dönemde Beslenme” teması işlendi. Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği (KEPAN) Başkanı Haldun Gündoğdu’nun yönettiği toplantının panelistleri arasında Lokman Hekim Sincan Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Kemal Yandakçı da yer aldı. Dr. Gündoğdu açılış konuşmasında KEPAN Derneğinin yaptığı ve planladığı etkinliklerden söz etti. Sonrasında bilimsel toplantıya geçildi. Dr. Gündoğdu’nun perioperatif dönemde beslenme ile ilgili olarak hazırladığı soruları katılımcılar key padler ile yanıtladılar. Her soruda hem panelistler görüşlerini
literatür eşliğinde söylediler, hem de salondan görüş bildirenler oldu. Yaklaşık 2 saat süren toplantı interaktif olarak son derece zevkli ve bilimsel düzeyi yüksek tartışmalarla tamamlandı.
ulaşma etkinliği izlenerek, değerlendirildi. İki gün süren toplantıların ardından Bilgi İşlem Yetkilisi Oktay Tefenli ve Etlik Başhekim Yardımcısı Dr. Ali Yakut’un doğum günleri pasta kesilerek kutlandı.
ve sizlerleyiz
’ta
n Lokman Hekim Hastaneleri sosyal paylaşım
siteleri twitter ve facebook üzerinden sizlerle buluşuyor. Günümüz teknolojilerine ayak uyduran Lokman Hekim Hastaneleri, sanal alemde de yerini aldı. Twitter ve Facebook üzerinden üyemiz olan herkes hastanelerimizde gelişen olaylardan, etkinliklerden, duyurulardan, yayınlardan, sağlık konularından, kısacası bizi ve sizi ilgilendiren her şeyden haberdar olabilecekler. Sosyal paylaşım sitelerindeki üyelerimiz, buralardaki haberleri takip edebilecekleri gibi yorum yapabilecek, fotoğraf ve video gibi görseller paylaşabilecek. Hastanemizdeki hizmet kalitesini artırmak ve sizden gelecek olan görüşler doğrultusunda adımlar atmak için yer aldığımız sosyal paylaşım sitelerine twitter.com/LokmanHekimHst ve facebook.com/LokmanHekimHastaneleri linklerinden ulaşabilirsiniz.
Elif İpek’e veda n Lokman Hekim Hastaneleri İnsan Kaynakları
personeli Elif İpek, Genel Merkez’de düzenlenen bir törenin ardından görevinden ayrıldı. Yaklaşık 8 yıl boyunca çeşitli birimlerde Lokman Hekim’e hizmet veren İpek, özel nedenlerinden ötürü iş hayatına bir süre ara verdi. İnsan Kaynakları görevlisi olarak tüm çalışanlarla iyi ilişkiler kuran Elif İpek’e, Genel Müdür İrfan Güvendi, Tıbbi Hizmetler Direktöre Mehmet Altuğ, Van Hastanesi Başhekimi İbrahim Uğur ve Sincan Hastanesi Müdürü Bayram Güvendi’nin de katıldığı bir törenle veda edildi. İpek’e, hizmetlerinden ötürü Genel Müdür Güvendi tarafından plaket verildi.
LOKMANHEKİM / 444 99 11
11
&
www.lokmanhekim.com.tr
14 Mart Tıp Bayramı n Tıp Bayramı, her Mart ayının 14’ünde kutlanan, Türkiye’de tıp
alanından çalışanların hizmet sorunlarının tartışıldığı, bilime katkılarının ödüllendirildiği bir anma ve kutlama günüdür. 14 Mart 1827’de, II. Mahmut döneminde, Hekimbaşı Mustafa Behçet’in önerisiyle ilk cerrahhanenin, Şehzadebaşı’daki Tulumbacıbaşı Konağı’nda Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire adıyla kurulması, Türkiye’de modern tıp eğitiminin başladığı gün olarak kabul edilir. Okulun kuruluş günü olan 14 Mart, “Tıp Bayramı” olarak kutlanmaktadır. İlk kutlama, 1919 yılının 14 Mart’ında işgal altındaki İstanbul’da gerçekleşmiştir. O gün, tıbbiye 3. sınıf öğrencisi Hikmet Boran’ın önderliğinde, tıp okulu öğrencileri işgali protesto için toplanmış ve onlara devrin ünlü doktorları da destek vermişti. Böylece Tıp Bayramı, tıp mesleği mensuplarının yurt savunma hareketi olarak başlamıştır. 1976’dan beri sadece 14 Mart günü değil, 14 Mart’ı içine alan hafta boyunca kutlama yapılmakta ve bu hafta Tıp Haftası olarak kabul edilmektedir.
Her 100 bin kişiye 160 doktor düşüyor n Sağlık çalışanlarının üzerindeki iş yükünün
çok fazla olduğu, bu yükü azaltmak için çalışma yapıldığı biliniyor. Türkiye’deki sağlık çalışanlarının sayısı, Dünya Sağlık Örgütü’nün Avrupa bölgesindeki 53 ülke ile kıyaslandığında oldukça düşük kalıyor. Avrupa bölgesindeki 53 ülkede her 100 bin kişiye toplamda 360 doktor
düşerken, Türkiye’de ise her 100 bin kişiye sadece 160 doktor düşüyor. Doktor sayısındaki azlık ise iş yükünü artıran etmenler arasında gösteriliyor. Yine aynı Avrupa bölgesinde her 100 bin kişiye 700 ebe hemşire düşerken bu oran Türkiye’de her 100 bin kişiye 180-200 hemşire, ebe olarak görülüyor.
TIP BAYRAMI KUTLU OLSUN
D
ünyanın en zor ama bir o kadar da onurlu işlerinden birini yapan doktorlarımız başta olmak üzere tüm sağlık çalışanlarımızın “14 Mart Tıp Bayramı”nı kutluyorum. Sağlık çalışanlarımız her koşulda büyük özveri ve heyecanla görev yapmakta, ‘insana hizmet’ ilkesi doğrultusunda hareket etmektedir. Bir insanın sağlık çalışanı olabilmesi için yüreğinin ‘insan sevgisi’ ile çarpması gerekmektedir. Ancak bu şekilde büyük bir özveriyle, sabırla ve hoşgörüyle insanlara hizmet edilebilir. Hastaların en mahrem sırlarını emanet ettikleri, güvendikleri, kimi zaman da ailelerinin bir ferdi olarak gördükleri sağlık personelinin görevi, hastaları sağlığına kavuşturmak, aynı zamanda da sağlıklı olan insanların sağlığını korumaya yardımcı olmaktır. Böylesi zor bir görevi büyük bir aşkla ve şevkle yerine getiren sağlık çalışanlarımız sayesinde sağlık hizmetlerindeki memnuniyet oranları ileri noktalara taşınmaktadır. Fedakarca çalışarak, kurumumuza ve sağlık sektörüne değerli katkıları bulunan doktorlarımıza ve tüm sağlık çalışanlarımıza teşekkürü bir borç biliyorum. Özel Lokman Hekim Hastaneleri olarak hedefimiz günün teknolojik imkânlarından yararlanarak tüm insanlarımıza kolay, erişilebilir, kaliteli ve alınabilir bir sağlık hizmeti sunmak, insanlarımızın bu hizmetlerden en iyi şekilde yararlanabilmesini sağlamaktır. Bu düşüncelerle bütün doktor ve sağlık personelimize hizmetlerinde başarılar diliyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum. İrfan Güvendi Genel Müdür, Yönetim Kurulu Başkan Y.
BULMACA www.lokmanhekim.com.tr
Lokman Hekim Engürüsağ A.Ş. adına sahibi: İrfan GÜVENDİ Editör-Yazı İşleri Müdürü: Bora AYDİN Yayın Danışma Kurulu:
Uzm. Dr. Mustafa SARIOĞLU Dr. Mehmet ALTUĞ Uzm. Dr. Necmettin DİN Doç. Dr. Celil GÖÇER Dr. Kemal KARTAL Dr. İbrahim UĞUR Uzm. Dr. Metin TAŞ Dr. Murat Kadir ERDEM Bayram GÜVENDİ Uzm. Dr. H. Ali YAKUT Nazım BİLGEN Sara FARBOUDİ Ümmühan DEMİREZEN
Yönetim Yeri: Zübeyde Hanım Mah. Aslanbey Cad. No: 17 İskitler/Altındağ/ANKARA Tel: 0.312. 444 99 11 Tasarım:
Atatürk Mahallesi, Lale Caddesi No:1/4 Sincan / ANKARA Tel: 0.312. 271 00 82 www.akkankopyalama.com
Baskı Yeri: AFŞAR MATBAACILIK Ağaçişleri Yapı Koop. 21. Cad. 599. Sokak No.: 29 İvedik / ANKARA 0.312. 394 39 22-23 Baskı Tarihi: 1 Mart 2012 Lokman Hekim Hastaneleri’nin Yerel süreli Yayın Organıdır. Ayda bir kez yayınlanır. Ücretsizdir.
SOLDAN SAĞA 1.Eskrimde ve boksta rakibin hamlesini çelme- Delik açmaya yarayan bir alet 2. yabancı- Kemer, bele bağlanan kuşak- Sahip malik 3. Doku teli- Kiloamper (kısa)- Boş, kafa 4. İçte kalan yüz-Ünlü tanınmış 5. İnsana alışkın, kendisinden yararlanılan hayvan, evcil - Cennet ile cehennem arasında bulunduğuna inanılan yer - İsim 6. Müzikli jimnastik hareketleri- Güneşte bir oyun 7. İlgi eki Kripton’un etkisi-Atardamarlara parmakla basılınca ileri gelen hareket 8. Bir mavi boya türü-Bilimsel bir gerçeği göstermek, bir yasayı doğrulamak, bir varsayımı kanıtlamak amacıyla yapılan işlem 9.Radon’un simgesi- Topraktaki fazla suyu akıtmak için yeraltına döşenmiş delikli künk ya da plastik borudan oluşan akıntı yolu-Kuzu sesi 10. Verme ödemeSürekli-Kötü çirkin 11.Şilteyi taşımaya ve ona esneklik vermeye yarayan, yaylarla donatılmış kerevet-Leş 12. İlave- Kars yöresinin bir halk oyunu- Akarsu yatağı YUKARIDAN AŞAĞI 1. Nişasta, şeker ve su ile yapılan bir tatlı türü- Hıristiyan tapınağı 2.Yüce, yüksek, ulu – Hıyanet eden, kötülükten hoşlanan- “Aç” karşıtı 3. Alışverişte kullanılan- İlmeklerden oluşmuş ağ torba- Bir tiyatro edebiyat türü 4. En kısa zaman parçası- Lahza –Güzel olmayan- Bir hayret ünlemi 5. Yunan mitolojisinde “adalet tanrıçası”- Klavyeli bir çalgı türü- Anadolu’da kullanılan bir dövme türü 6. Sevinç, şenlik-Evin bir bölümü 7. Fas’ın plakası –Cerahat- Dileyiş, dilek 8. Dingil-Yüksekokul 9. Burun- Tende bulunan koyu renkli küçük leke-Bir nota 10. Bir şeyin bir bedel karşılığında bir süre için başkasına verilmesi, icar- Kesici araç kabı- Savunucu 11.Gezegenimizin uydusu- Gereç 12. Uçmuş, solmuş-Gereğinde kullanılmak için fazladan bulundurulan, ayrılmış olan
Sağlığa Açılan Şifa Kapınız...