Bir Milletin Şahlanışı 15 Temmuz Özel Sayısı

Page 1

15 Temmuz gecesini karanlıktan aydınlığa çeviren Arnavutköylü gaziler Ali Balşak, Halil Buğlu, Murat Yapar, Orhangazi Ümmetimuhammed ve Özkan Ersoy; inancın gücünün tankın gücünü yendiği o geceyi anlattı.


ARNAVUTKÖY BÜLTENİ 15 TEMMUZ ÖZEL SAYI İmtiyaz Sahibi Arnavutköy Belediye Başkanlığı adına Ahmet Haşim BALTACI Danışma Kurulu Kemal AYGENLİ Turgut BARAN Osman AKKAYA Yavuz FIRAT M. Hakan ŞİŞMAN

Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mutlu Bahtiyar Fotoğraf Emre DÜZEL Bünyamin ŞAHAN Veysel ÖZMENOĞLU Eyüp SARICA Editör Bünyamin ŞAHAN Şerif CAN

Hazırlık ve Baskı Dergah Ofset Küçükçekmece / İSTANBUL 0212 489 33 33 İdare Adresi Taşoluk Mah. Kazım Karabekir Cd. No:88 PK: 34275 Arnavutköy - İstanbul Fax: 0212 597 00 57 E-Posta: bulten@arnavutkoy.bel.tr

* Bu bültende kaynak olarak Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği ve Anadolu Ajansı’ndan görsel ve metinler kullanılmıştır.


15 Temmuz’da Ne Oldu?

T

ürk Silahlı Kuvvetleri içerisinde yuvalanmış olan FETÖ mensupları, emir komuta zincirinin dışına çıkarak, 15 Temmuz 2016 Cuma akşamı saat 21:00 sularında bir askeri darbe girişimine başladı.15 Temmuz darbe teşebbüsü Ankara ve İstanbul’da eş zamanlı olarak başlatıldı. İstanbul’da Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüleri, Atatürk Havalimanı ve İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü zapt edildi. Ankara’da ise devletin Milli İstihbarat Teşkilatı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Gölbaşı Polis Özel Harekat Merkezi gibi stratejik kurumlarına bombalı saldırılar düzenlendi. Her iki şehirde de darbeciler kaçırdıkları F-16’larla alçak uçuşlar gerçekleştirdi. İstanbul ve Ankara’daki TRT binaları işgal edilerek, kendisini “Yurtta Sulh Konseyi” olarak tanımlayan darbeci çete üyelerinin hazırladığı bildiri zorla okutuldu. Metnin içerisinde sokağa çıkma yasağının yanı sıra tüm özel yayın organlarının bu bildiriyi okuması dikta edildi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Başbakanlık ile birlikte çeşitli belediye binalarına saldırılarda bulunuldu. Cumhuriyet tarihinde ilk kez Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne darbeci çete tarafından

kaçırılan F-16 uçaklarından bomba atıldı. Ulusal televizyon kanallarından canlı bağlantı ile halka hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, söz konusu darbe teşebbüsünün TSK içinde küçük bir azınlığın kalkışması olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan millete, iradesine sahip çıkmak için sokaklarda darbeye direnme çağrısında bulundu ve halk darbe kalkışmasını engellemek için sokaklara çıktı. Darbeciler, silahsız bir şekilde sokağa çıkan halka ateş açtı. İstanbul ve Ankara’daki darbe karşıtı protesto ve direniş eylemlerinde 248 sivil hayatını kaybetti. 1537 kişi yaralandı. 24 darbeci ölü, 50 darbeci yaralı ele geçirildi. 15 Temmuz ülke ve toplum tarihimiz açısından bir milat noktasıdır. Fert, millet, devlet ve medeniyet açısından tarihin önemli bir eşiğinde olduğumuzu göstermektedir. Bu zor zamanda hemen her vatandaş darbe girişimine tepki vermiş ve ortak ideal çerçevesinde halk bir araya gelerek bir destan yazmıştır. 15 Temmuz sadece bugünlerde değil, Türkiye tarihinde demokrasi zaferi olarak yer alacaktır.

3


4


Dakika Dakika 15 Temmuz

“ ”

15 Temmuz’da TSK içerisindeki FETÖ mensubu bir grup subay tarafından Genelkurmay Başkanlığı Karargahı’nda başlatılan darbe girişimi, tüm yurtta yaklaşık 22 saatte kontrol altına alındı. AA muhabirlerinin derlediği bilgilere göre, 15 Temmuz Cuma günü saat 22:00’de başlayan FETÖ’nün darbe girişimi, 16 Temmuz Cumartesi günü saat 20:02’de bertaraf edildi. FETÖ’nün darbe girişimi ile ardından yaşanan gelişmeler:

15 TEMMUZ

22:00

Genelkurmay’da silah sesleri duyuldu ve bir helikopterden dışarıda bulunanların üzerine ateş açıldı

15 TEMMUZ

22:00

Ankara’da Genelkurmay Başkanlığı Karargahı ve TRT Genel Müdürlüğü bir grup askerce ele geçirildi. Aynı saatlerde İstanbul’da Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprüleri bir grup asker tarafından geçişe kapatıldı.

15 TEMMUZ

22:10

Olağanüstü durum üzerine Başbakanlık Müsteşarı başkanlığında Çankaya Köşkü’nde koordinasyon merkezi kuruldu. İlk olarak meydanların halk tarafından hakimiyet altına alınması kararlaştırıldı

5


15 TEMMUZ

23:05

Başbakan Binali Yıldırım önce NTV, akabinde A Haber televizyon kanallarının canlı yayınlarına bağlanarak yaptığı açıklamada, “bir kalkışma girişimi”nin olduğunu belirtti. Yıldırım, “Bu girişime izin verilmeyecektir. Bunu yapanlar en ağır bedeli ödeyeceklerdir. Askerin içerisinde bir grubun kalkışması söz konusu.” dedi.

15 TEMMUZ

23:24

Ankara’nın Gölbaşı ilçesindeki Polis Özel Harekat Eğitim Merkezi’nde bir patlama meydana geldi.

15 TEMMUZ

23:30

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın, darbe girişiminde bulunan bir grup asker tarafından rehin alındığı bildirildi.

00:00

Güvenlik kaynaklarınca, “Askeri kalkışma, ordu içerisindeki Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) mensubu bir grup subay tarafından yapılmaya çalışılmaktadır.” açıklaması yapıldı.

15 TEMMUZ

6


16 TEMMUZ

00:09

Ankara Yenimahalle’de bulunan Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) kampüsüne askeri helikopterlerce ateş açılması üzerine MİT’in çevre güvenliğini sağlayan unsurlarca saldırıya silahla karşılık verildi.

16 TEMMUZ

00:10

Marmaris’te bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı’na doğru hareket etti.

16 TEMMUZ

00:13

TRT’yi işgal eden kalkışmacı askerler korsan darbe bildirisi okuttu. Cumhurbaşkanlığı kaynaklarınca açıklamanın TSK tarafından yapılmadığına dikkat çekilerek “Korsan bildiridir. Gerekli özenin gösterilmesini rica ederiz” denildi. Korsan bildirinin TRT’de okutulmasından bir süre sonra TÜRKSAT, TRT’nin yayınını kesti.

16 TEMMUZ

00:26

Bu açıklamaların ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan başta CNN Türk televizyonu olmak üzere çeşitli televizyon kanallarına bağlanarak, askerî kalkışmaya tepki gösterdi ve halkı meydanlara davet etti. Erdoğan, “Millî iradeye yönelik bu ayaklanma hareketine karşı tabii ki hukuk, yasalarımız, anayasamız neyi gerektiriyorsa bunun bir defa cevabını bu yapı ister Silahlı Kuvvetler içinde olsun, bir grup azınlık da olsa ister başka kurumlarımızın içerisinde olsun, gereken cevabı alacaklardır.” dedi.

7


16 TEMMUZ

00:30

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısı ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın talimatı üzerine 81 ilde okunan birlik selaları ile Türkiye genelinde vatandaşlar sokağa çıkarak darbe girişiminde bulunanlara tepki göstermeye başladı.

16 TEMMUZ

00:35

Darbe girişimiyle ilgili ilk soruşturma İstanbul’da başlatıldı. Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcısı Ali Doğan, darbe girişimini yapan askerlerle ilgili soruşturma başlatıldığını ve askerlerin görüldükleri yerde tutuklanacaklarını bildirdi.

16 TEMMUZ

00:57

Saldırganlar, TRT yayınlarını kesen TÜRKSAT’ın Gölbaşı’ndaki tesislerine askerî helikopterlerle saldırdı.

16 TEMMUZ

01:01

Ankara Emniyet Müdürlüğü savaş uçağı ve helikopterlerin saldırısına uğradı. Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, “Bu, TSK içinde bir cuntanın kalkışma girişimidir.” dedi.

8


16 TEMMUZ

01:30

Çankaya Köşkü’ne ateş eden 5 zırhlı araca güvenlik görevlileri silahla karşılık verdi. Halkın da desteği ile darbeciler püskürtüldü. TBMM Başkanı İsmail Kahraman da Başbakanlık Koordinasyon Merkezine geldi ve TBMM’nin açık tutulması kararı alındı.

16 TEMMUZ

01:39

TBMM Genel Kurul Salonu açıldı. TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve milletvekilleri Genel Kurul Salonu’nda yerlerini aldılar.

16 TEMMUZ

02:00

Darbe girişiminin ardından bazı askerler gözaltına alınmaya başlandı.

16 TEMMUZ

02:30

Darbeci askerler Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığı’nı havadan hedef aldı. Hava saldırısı sonucu 17 polis şehit oldu. Türk Hava Kuvvetleri’ne ait F-16 uçağı, darbe girişiminde bulunanların elindeki Sikorsky helikopteri düşürdü.

16 TEMMUZ

02:35

TRT’yi ele geçirmeye kalkışan 1’i rütbeli 5 asker, vatandaşlar ve polis tarafından etkisiz hale getirildi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne girmeye çalışan bölücü terör örgütü FETÖ mensubu 3’ü rütbeli 13 asker gözaltına alındı. 9


16 TEMMUZ

02:42

TBMM’ye atılan bomba nedeniyle bazı polis memurlarıyla Meclis görevlileri yaralandı, kulis camları kırıldı.

16 TEMMUZ

02:49

Meclise yeni bir bomba atıldı. TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve Genel Kurul’daki milletvekilleri Meclis sığınağına indi.

16 TEMMUZ

02:55

Yeniden NTV televizyon yayınına bağlanan Başbakan Binali Yıldırım, “Havadaki jetlerle kurumlarımıza mermi, bomba yağdıranlar adeta bu terör örgütünün elemanı gibidir, devamı gibidir. Asla ve asla böyle bir iş, şanlı Silahlı Kuvvetler bayrağı altında görev yapan hiçbir subayımıza, hiçbir askerimize yakıştırılacak bir iş değildir.” dedi.

16 TEMMUZ

03:00

TRT yeniden normal yayınına döndü. TRT Genel Müdürlüğü binasını ele geçirmeye çalışan FETÖ mensubu askerler gözaltına alındı.

10


16 TEMMUZ

01:39

Başbakan Yıldırım, Ankara semalarında, MİT, Meclis, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık gibi kritik bölgeler üzerinde uçuş yapan her türlü askeri helikopter ve uçağın füzeyle indirileceğini açıkladı.

16 TEMMUZ

02:00

Genelkurmay Başkanlığı’ndan yeniden çatışma sesleri gelmeye başladı.

16 TEMMUZ

02:00

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’a geldi.

02:00

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, darbe girişiminde bulunan terör örgütü FETÖ/PDY irtibatlı yargı görevlileri ve sözde “Yurtta Sulh Komitesi” mensubu general, amiral, subay, astsubay, er ve erbaşlar hakkında gözaltı kararı verdi.

16 TEMMUZ

11


“ ”

Fetullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) mensup subayların, 15 Temmuz’da WhatsApp’ta oluşturdukları grup üzerinden darbe girişimini koordine ettikleri, yapılan yazışmalarda sivil vatandaşlara yönelik vur emrini “Ezin, yakın, taviz yok” gibi ifadelerle verdikleri ve girişimleri bastırılınca da kaçma planları yaptıkları ortaya çıktı.

12


04:42

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Marmaris’te konakladığı ve gece yarısı ayrıldığı otele helikopterlerden ateş açıldı. Helikopterlerden inen yüzleri maskeli ve ağır silahlar taşıyan askerler oteli abluka altına aldı. Çıkan çatışmada 5 polis yaralandı.

05:20

Başbakan Yıldırım, resmî twitter hesabından darbe girişimi içerisinde yer alan bir generalin öldürüldüğü bilgisinin geldiğini ve aralarında albayların da bulunduğu 130 askerin gözaltına alındığını bildirdi.

16 TEMMUZ

06:00

Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, darbe girişimiyle ilgili soruşturma başlatıldığı, Gölbaşı’ndaki Özel Harekat Merkezi’nde 42 kişinin hayatını kaybettiği, bölgede olayların kontrol altına alındığı bildirildi.

16 TEMMUZ

06:30

Darbe girişiminde İstanbul Boğaziçi Köprüsü’nü kontrol eden askerler teslim oldu.

06:30

Güvenlik çemberine alınan Çankaya Köşkü ve Başbakanlık Resmi Konutu’na çıkan tüm yollar kapatıldı. Darbe girişiminde bulunan FETÖ mensuplarınca kullanılan ve TÜRKSAT’ı bombalayan askeri helikopter Gölbaşı’nda düşürüldü.

16 TEMMUZ

16 TEMMUZ

16 TEMMUZ

13


16 TEMMUZ

06:43

FETÖ mensuplarınca, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin yakınlarına 2 bomba atıldı. Bombalar, Millet Camisi’nin önüne park etmiş araçlardan birinin üzerine düştü.

16 TEMMUZ

06:52

Başbakan Yıldırım, Genelkurmay Başkanlığı’na vekaleten 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar’ın atandığını bildirdi.

16 TEMMUZ

07:00

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi yakınındaki Jandarma Genel Komutanlığı’nın bulunduğu kavşağa askeri uçaktan bomba atıldı.

16 TEMMUZ

07:10

İçişleri Bakanlığı’ndan edinilen bilgiye göre, FETÖ mensubu 336 kişi gözaltına alındı.

14


16 TEMMUZ

07:41

Genelkurmay Başkanlığı’ndan dışarıya çıkarılan tanktan, barikat amacıyla kurulan kamyonların olduğu bölgeye ateş açıldı.

16 TEMMUZ

07:50

Fetullahçı Terör Örgütü üyesi 29 albay ve 5 general, İçişleri Bakanı Efkan Ala tarafından görevden uzaklaştırıldı.

16 TEMMUZ

08:32

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar Çankaya Köşkü’nde.

08:36

Jandarma Genel Komutanlığı, emniyet özel harekat polislerince ele geçirildi. Karargahtaki Fetullahçı Terör Örgütü’ne mensup askerler etkisiz hale getirildi.

16 TEMMUZ

15


09:10

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), silahlı terör örgütü FETÖ üyesi hakim ve savcılar hakkında en ağır tedbiri almak üzere toplandı.

16 TEMMUZ

09:32

Darbe girişimiyle ilgili başlatılan soruşturmalar kapsamında, Türkiye genelinde, silahlı terör örgütü FETÖ üyesi bin 374 TSK personeli gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında 58. Topçu Tugay Komutanı Tuğgeneral Murat Aygün’ün de bulunduğu öğrenildi.

16 TEMMUZ

09:40

Genelkurmay Başkanlığı’ndan çıkan 200’e yakın silahsız er ve erbaş polise teslim oldu.

16 TEMMUZ

16


09:44

FETÖ’nün darbe girişimi nedeniyle çıkan olaylarda Türkiye genelinde, 90 kişinin şehit olduğu, bin 154 kişinin yaralandığı bildirildi.

16 TEMMUZ

09:46

Eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk ile Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanlığı (EDOK) Muhabere ve Destek Eğitim Komutanı Korgeneral Metin İyidil hakkında, vatana ihanet suçundan işlem başlatıldı.

16 TEMMUZ

09:56

Soruşturmalar kapsamında, Türkiye genelinde silahlı FETÖ üyesi bin 563 kişi gözaltına alındı.

16 TEMMUZ

09:58

Türkiye genelindeki tüm hakim ve savcılardan izinli olanların, izinlerini keserek derhal görevlerine başlamalarına ve adli tatilin iptaline karar verildi.

16 TEMMUZ

17


16 TEMMUZ

10:07

Genelkurmay Başkanlığı’ndan çıkan 700’e yakın silahsız er ve erbaş polise teslim oldu.

16 TEMMUZ

10:15

Bingöl 49. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Yunus Kotaman ile Bolu 2. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral İsmail Güneşer gözaltına alındı.

10:22

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir süre kalıp ayrıldığı Marmaris’teki otele ağır silahlarla helikopterlerden ve karadan ateş açan askerler, darbe girişiminin başarısız olması sonucu bölgeden kaçtı.

10:34

Genelkurmay Başkanlığı içinde darbeye katılmadığı için elleri bağlı olarak odalar içinde kilitli tutulan subay ve astsubaylar, sabah saatlerinde tahliye edildi. Aralarında tankçı subay ve astsubayların da bulunduğu bir grup rütbeli asker ve erbaş da teslim oldu.

16 TEMMUZ

16 TEMMUZ

18


16 TEMMUZ

10:37

Başbakan Yıldırım, “Genelkurmay Başkanımız Hulusi Akar, sağ salim kurtarıldı ve şu anda Çankaya’da kriz merkezinde görevinin başındadır.” açıklamasında bulundu.

16 TEMMUZ

10:41

Akıncı’daki 4. Ana Jet Üs Komutanlığı’nda üslenen FETÖ mensupları, darbe girişimlerinin başarısızlıkla sonuçlanması üzerine üssü terk etmeye başladı.

16 TEMMUZ

10:59

İçişleri Bakanı Efkan Ala, Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Hakan Üstem’i görevden aldı.

16 TEMMUZ

11:27

Genelkurmay Başkanlığı Karargahı’nda bulunan FETÖ terör örgütü mensubu askerler, teslim olmak için müzakere talebinde bulundu.

16 TEMMUZ

12:04

Özel harekat polislerinin operasyon düzenlediği Jandarma Genel Komutanlığı binasında 200 kadar asker gözaltına alındı.

12:56

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosunda görevli 3 Cumhuriyet savcısı, sanıkları teslim almak için Genelkurmay Başkanlığı nizamiyesine geldi.

16 TEMMUZ

19


12:57

Başbakan Yıldırım, Çankaya Köşkü’ne geldi, kameraların karşısına geçti ve açıklamalarda bulundu. Yıldırım, “Bu kalkışma bastırılmıştır, toplam 161 şehidimiz, şu ana kadar bin 440 yaralımız vardır. Bu aşağılık kalkışmaya, bu olaya karışan şu ana kadar 2 bin 839 çeşitli rütbede subay, asker gözaltına alınmıştır. Üst düzey rütbeliler de mevcuttur.” dedi.

16 TEMMUZ

14:37

HSYK Genel Kurulu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın gözaltı kararı doğrultusunda 5 HSYK üyesinin üyeliğinin düşürülmesine karar verdi. HSYK 2. Dairesi, 541’i ilk derece idari yargıda, 2 bin 204’ü ilk derece adli yargıda olmak üzere toplam 2 bin 745 hakimi açığa aldı.

16 TEMMUZ

14:43

Darbe girişiminde bulunan FETÖ mensuplarının bir bölümü, Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne getirildi.

16 TEMMUZ

15:03

Danıştay Başkanlığı’ndaki FETÖ mensubu üyelerden 5’i Danıştay Genel Kurul Salonu’nda gözaltına alındı.

16 TEMMUZ

15:26

FETÖ’nün darbe girişimiyle ilgili haklarında yakalama kararı bulunan 10 Danıştay üyesi gözaltına alındı.

16:08

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, terör örgütü üyeliği suçundan 140 Yargıtay, 48 Danıştay üyesi hakkında gözaltı kararı alındı. Bu isimlerden 11 Yargıtay ve 4 HSYK üyesi gözaltına alındı.

16:08

Başbakan Binali Yıldırım olağanüstü toplanan TBMM Genel Kurulu’nda milletvekillerine hitap etti. Yıldırım, konuşmasına İstiklal Marşı’ndan dizeleri okuyarak başladı.

16 TEMMUZ

16 TEMMUZ

16 TEMMUZ

20


18:46

Örgüt mensuplarınca darbe girişiminde kullanılan Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün bahçesindeki tanklar, askeri tırlarla kışlaya çekildi.

20:02

FETÖ’nün darbe girişiminin ardından yürütülen soruşturma kapsamında, evinde arama yapılan Anayasa Mahkemesi Üyesi Alparslan Altan gözaltına alındı.

20:50

Ankara Akıncı 4. Ana Jet Üssü’nde yürütülen FETÖ darbesine yönelik operasyonda Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi kurtarıldı. Mendi’nin görevinin başına döndüğü bildirildi.

16 TEMMUZ

21:09

FETÖ’nün darbe girişimi ardından yürütülen soruşturma kapsamında evinde arama yapılan Anayasa Mahkemesi üyesi Erdal Tercan, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı (KOM) ekiplerince gözaltına alındı.

16 TEMMUZ

21:19

HSYK 2. Dairesince açığa alınan adli yargıdaki hakim ve savcıların isimleri açıklandı.

21:57

FETÖ’nün darbe girişimine ilişkin soruşturma başlatan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, tüm ağır ceza cumhuriyet başsavcılıklarına yazı göndererek, “aynı örgüte üye oldukları değerlendirilen” idari ve adli yargıda görev yapan toplam 2 bin 745 hakim ve savcının gözaltına alınmasını ve haklarında soruşturma yürütülmesini istedi.

16 TEMMUZ

16 TEMMUZ

16 TEMMUZ

16 TEMMUZ

21


VATAN SİZE MİNNETTAR • Cemal ABUATUYE • Dursun ACAR • Mesut ACU • Ömercan AÇIKGÖZ • Yasin Naci AĞAROĞLU • Murat AKDEMİR • Suat AKINCI • Tevhit AKKAN • Muhammet AKSU • Timur AKTEMUR • Meriç ALEMDAR • Salih ALIŞKAN • Ali ALITKAN • Murat ALKAN • Münür ALKAN • Suat ALOĞLU • Akif ALTAY • Hasan ALTIN • Muhammet AMBAR • Ali ANAR • Yalçın ARAN • Haki ARAS • Mucip ARIGAN • Metin ARSLAN • Osman ARSLAN • Mustafa ASLAN • İbrahim ATEŞ • Mustafa AVCU

22

• Mahir AYABAK • Onur Ensar AYANOĞLU • Bülent AYDIN • Muzaffer AYDOĞDU • Ayşe AYKAÇ • Vedat BARCEĞCİ • Fevzi BAŞARAN • Şükrü BAYRAKÇI • Hikmet BAYSAL • Ufuk BAYSAN • Velit BEKDAŞ • Lokman BİÇİNCİ • Zekeriya BİTMEZ • Fuat BOZKURT • Fırat BULUT • Cüneyt BURSA • Recep BÜYÜK • Adil BÜYÜKCENGİZ • Vedat BÜYÜKÖZTAŞ • Mustafa CAMBAZ • Çetin CAN • Ömer CANKATAR • Volkan CANÖZ • Selim CANSIZ • Burak CANTÜRK • Samet CANTÜRK • Mahmut COŞKUNSU • Seyit Ahmet ÇAKIR

• Yusuf ÇELİK • Yusuf ÇELİK • Mehmet ÇETİN • Ziya İlhan Çağdaş • Askeri ÇOBAN • Ümit ÇOBAN • Aydın ÇOPUR • Cuma DAĞ • Fatih DALGIÇ • Cemal DEMİR • Şeyhmus DEMİR • Muhammet Fazlı DEMİR • Faruk DEMİR • Mehmet DEMİR • Murat DEMİRCİ • Sümer DENİZ • Necmi Bahadır DENİZCİOĞLU • Erdem DİKER • Mustafa DİREKLİ • Şirin DİRİL • Kübra DOĞANAY • Erhan DURAL • Sener DURSUN • Erhan DÜNDAR • Şener DURSUN • Tolga ECEBALIN • Barış EFE • Nedip Cengiz EKER


• Medet EKİZCELİ • Kemal EKŞİ • Yusuf ELİTAŞ • Murat ELLİK • Erkan ER • Yılmaz ERCAN • Batuhan ERGİN • Niyazi ERGÜVEN • Münir Murat ERTEKİN • Sait ERTÜRK • Gökhan ESEN • Mahmut ESIT • Osman EVSAHİBİOĞLU • Yunus Emre EZER • Özgür GENÇER • Tahsin GEREKLİ • Hüseyin GORAL • Serdar GÖKBAYRAK • Serkan GÖKER • Orhun GÖYTAN • Mehmet GÜDER • Ümit GÜDER • Gülşah GÜLER • Hasan GÜLHAN • Halit GÜLSER • Hakan GÜLŞEN • Mehmet GÜLŞEN • Lütfi GÜLŞEN • Recep GÜNDÜZ • Emin GÜNER • Sevda GÜNGÖR • Hüseyin GÜNTEKİN • Fazıl GÜRS • Yıldız GÜRSOY • Önder GÜZEL • Ömer HALİSDEMİR • Halil HAMURYEN • Uhud Kadir IŞIK • Halil IŞILAR • Celalettin İBİŞ • Battal İLGÜN • Erol İNCE • Murat İNCİ • Ömer İPEK • Hüseyin KALKAN • Fatih KALU • Halil KANTARCI • Akif KAPAKLI • Sedat KAPLAN • Resul KAPTANCI • Ahmet KARA • Mehmet KARAASLAN • Mehmet KARACATİLKİ • Davut KARAÇAM • Sultan Selim KARAKOÇ • Bülent KARALI • Mustafa KARASAKAL

• Köksal KARMİL • Ali KARSLI • Köksal KAŞALTI • Vahit KAŞÇIOĞLU • Hasan KAYA • Feramil Ferhat KAYA • Ismail KAYIK • Mustafa KAYMAKÇI • Alper KAYMAKÇI • İsmail KEFAL • Ayhan KELEŞ • Mehmet Ali KILIÇ • Onur KILIÇ • Mutlucan KILIÇ • Muhammet Oğuz KILINÇ • Hüseyin KISA • Muhsin KİREMİTÇİ • Ahmet KOCABAY • Mehmet KOCAKAYA • Murat KOCATÜRK • Ferhat KOÇ • Mustafa KOÇAK • Ramazan KONUŞ • Zafer KOYUNCU • Yakup KOZAN • Aytekin KURU • Ali İhsan LEZGİ • Jouad MERROUNE • Murat MERTEL • Ramazan MEŞE • Halit Yaşar MİNE • Murat NAİBOĞLU • Eyyüp OĞUZ • Lokman OKTAY • Abdullah Tayyip OLÇOK • Erol OLÇOK • Mehmet ORUÇ • Ahmet ORUÇ • Serhat ÖNDER • Burhan ÖNER • Ozan ÖZEN • Özkan ÖZENDİ • İzzet ÖZKAN • Ahmet ÖZSOY • Özcan ÖZSOY • Fikret Metin ÖZTÜRK • Erkan PALA • Rüstem Resul PERÇİN • Volkan PİLAVCI • Cengiz POLAT • Emrah SAĞAZ • Zeynep SAĞIR • Şenol SAĞMAN • Mehmet Akif SANCAR • Emrah SAPA • Ramazan SARIKAYA • Fatih SATIR

• Necati SAYIN • Mustafa SERİN • Mete SERTBAŞ • Akın SERTÇELİK • Demet SEZEN • Kader SİVRİ • Mustafa SOLAK • Turgut SOLAK • Yakup SÜRÜCÜ • Mehmet Şefik ŞEFKATLİOĞLU • Mehmet ŞENGÜL • Şuayip ŞEREFOĞLU • Ömer TAKDEMİR • Mustafa TECİMEN • Türkmen TEKİN • Engin TİLBEÇ • Varol TOSUN • Kemal TOSUN • Yunus UĞUR • Samet USLU • Hurşut UZEL • Mehmet Şevket UZUN • Hakan ÜNVER • İlhan VARANK • Ali Mehmet VUREL • Mesut YAĞAN • Muhammet YALÇIN • Mustafa YAMAN • Oğuzhan YAŞAR • Seher YAŞAR • Fahrettin YAVUZ • Birol YAVUZ • Alpaslan YAZICI • Beytullah YEŞİLAY • Sevgi YEŞİLYURT • Halil İbrahim YILDIRIM • Gökhan YILDIRIM • Muharrem Kerem YILDIZ • İhsan YILDIZ • Mehmet YILMAZ • Osman YILMAZ • İbrahim YILMAZ • Hasan YILMAZ • Yasin YILMAZ • Erkan YİĞİT • Cennet YİĞİT • Ümit YOLCU • Hakan YORULMAZ • Ferdi YURDUSEVEN • Bülent YURTSEVEN • Yasin Bahadır YÜCE • Edip ZENGİN

23


Bir Milletin Şahlanışı

15 Temmuz ülke ve toplum tarihimiz açısından bir milat noktasıdır. Bu zor zamanda tüm vatandaşlar darbe girişimine tepki vermiş ve ortak ideal çerçevesinde bir araya gelerek bir destan yazmıştır. 15 Temmuz sadece bugünlerde değil, gelecekte de tarihimizde şanlı bir zafer olarak hatırlanacak. Bu şanlı direnişte canlarını korkusuzca vatanı ve namusu için ortaya koyan Arnavutköylü gaziler yaşadıklarını anlattı.

” Murat Yapar

“Çoluk çocuk hemen çıktık sokağa” İstanbul’un Fatih ilçesinde doğan Murat Yapar 7 yıldır Arnavutköy’de yaşıyor. 15 Temmuz gecesinde Boğaziçi Köprüsü’nde gazi olan Yapar, başından geçenleri şu sözlerle anlattı: “Evdeydim, saat 22:0023:00 civarlarıydı. Kızım odadan çıktı dedi ki: ‘3. köprü kapatılmış.’ Ben yanlış anlamışım. Dedim ki: ‘Kızım 3. Köprü açılmadı ki kapansın.’ Umursamadım. Biliyorsunuz, burası kırsal kesim olduğu için biraz erken yattım. Aradan bir yarım saat geçti. Özkan Ersoy var. Uzaktan akrabam, yeğenim olur. Telefon açtı bana dedi ki: ‘Amca televizyonu açsana bak darbe oluyor.’ Dedim ‘Ne darbesi hayırdır inşallah.’ ‘Sen aç bir televizyonu bak’ dedi. Bir açtım baktım o anda reisimiz

24

konuşma yapıyor. İşte ‘Tüm halkımız sokağa çıksın şunu yapsın’ Neye uğradığımı şaşırdım. Şok oldum. Çok aşırı derece bunaldım. Çünkü Menderes’i biliyorum, bir davada şehit verdik. Evin içinde bağırıyorum, çağırıyorum. ‘Reisimizi vermeyeceğiz, elimizden ne geliyorsa yapacağız’ dedim. Hemen Özkan’a tekrar bir geri dönüş yaptım. Dedim ‘Oğlum çık gel.’ Benim aracım vardı burada çoluk çocuk hemen çıktık sokağa.”

“Milyonlar köprüye gidiyor” Olayı duyar duymaz ailesiyle sokağa çıkan Yapar, buradan Arnavutköy merkeze çıktığını söyleyerek konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Arnavutköy merkeze çıktık. Araca yakıt almak için bankadan bir miktar para çekti eşim.


Arnavutköy’ün içinde baya bir dolaştık. Tur attık baktık coşku içinde herkes. Bayrakları salladık. Ondan sonra Fatih’te arkadaşlarım var. Arkadaşlarımı aradım dedim ‘Fatih’te durum nedir?’ Dediler ki: ‘Vatan Caddesi biraz sakinleşti. Milyonlar köprüye gidiyor. Orada çatışma var.’ Ondan sonra Kayabaşı’na kadar gittik. Özkan, ailem ve çocuklarım var arabanın içinde. Kayabaşı’nda arabamızı fulledik. Çocuklar bayağı bir tedirgin, bayağı bir korkuyor... Biz geri Arnavutköy’e döndük. Çocukları eve bıraktık. Arabanın içinde birkaç malzeme vardı onları da indirdik. Çocukları eve bıraktıktan sonra çocuklar evde panik yapmış. Çünkü bilmiyorlar ne olduğunu. Camlara yastıkları mastıkları koymuşlar. Biz Özkan ile buradan çıktık. Göktürk’ün oradan tekrar 26’ya çıktık. Baya bir yoğunluk vardı. O anda Kral Pop radyosunu açtım. Spiker devamlı olarak orada ölümlerin olduğunu, askerlerin sivilleri katlettiğini söylüyordu. Baktık 26’da tanklar yolları kesmiş. Biraz daha ilerledim. Yan taraftan sol şeride geçebildim. Ters yol boştu. Orada 2 genç arkadaş da bize katıldı. Viaport’un oradan 4. Levent’e kadar gittik. Burada bir grup önümüzü kesti. ‘Buradan geçiş yapmayın. Buradan geçmeyin, köprüde olaylar bitti’ dediler. Radyo söylüyor. Ortalık yıkılıyor. Oradaki vatandaşlarda yolumuzu kesmiş bize engel olmuş göndermiyor. Biz ısrarla bunların üzerine arabayı sürdük ve geçtik.”

“6 şehidimiz var o gece” Boğaziçi Köprüsü’nün girişinde darbeci askerlerin ses bombalarına maruz kaldıklarını belirten Yapar şunları söyledi: “Boğaziçi Köprüsü’nün oraya yaklaştım. Köprüye gelmeden sağ tarafta giriş yerleri var, oraya arabamı park ettim. Biz ilerledik. Polis panzerler falan yolu kapatmıştı. Polis dedi ki: ‘Öbür tarafa geçmeyeceksiniz, can güvenliğinizden biz sorumlu değiliz.’ ‘Yok’ dedik ‘Biz geçeceğiz.’ Orada katliam var ve bizim bir şeyler yapmamız lazım. 22-23 kişiydik ısrar ettik. 01:00-02:00 civarıydı o barikatı aştık. Bayağı bir ileri gittik. Bağıra çağıra ilerliyoruz köprünün üstünde. Bir ara karşıdan bir silah sesi geldi. Arkamızdan bir arkadaş düştü. Bir baktık kafadan vurulmuş. Hemen yere yattık. Arkadaşımızı kucakladık. Arkadan bakıyoruz polis, ambulans falan göndermiyor. Sivil araca müsaade ettiler. Biz o ilk gelen arkadaşımızı gönderdik. Tekrar köprünün oraya ilerdik ama kurşunun nereden geldiğini anlamadık. Bu sefer silah sesleri daha seri gelmeye başladı. Orada köprünün çelik halatlarının yanına kendimizi can havliyle attık. Atlama esnasında bacağımı bariyerlerin arasına sıkıştırdım. Bir güzel canım yandı ama ben hisset-

medim ne olduğunu. O anki sıcaklıkla hissetmedim. Bariyerlere sığınarak kendimizi saklıyoruz. İlerliyoruz, ilerledikçe kurşunlar geliyor. Yine orada 2-3 arkadaşımız yaralandı. Biz yine geri gönderiyoruz arkadaşlarımızı... Arkadan sivil araç çağırıyoruz, araca yüklüyoruz gönderiyoruz. Üstümüz başımız kan oldu. Onları bırakıyoruz, ilerliyoruz… Kafasını çıkaran kurşun yiyor. O bariyerlerden kendini gösterince ya bacağından, ya omzundan ya da kafandan kurşun yiyorsun. Bunlar hiç acımadılar bize. Sanki karşılarında düşman askeri var. Biz bunlara bayrak sallıyoruz. Bağırıyoruz, belki darbeden haberleri yoktur diye… Biz uyardıkça kurşunlar daha da seri gelmeye başladı. Her yarım saatte bir, bir buçuk metre anca ilerleyebiliyoruz. Her ilerlediğimiz de muhakkak açığa çıkan bir arkadaşımız ya yaralandı ya da şehit oldu. 6 şehidimiz var o gece.”

“Ben dayanamıyorum, hakkınızı helal edin” Sabaha kadar direndiklerini, sabah olunca zafere ulaştıklarını anlatan Yapar, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Bir motorlu arkadaşımız vardı, gece bize su falan getiriyordu. Arkaya yaralı falan taşıyordu.. Biz köprünün ortasını geçtik, o tarafa iyice yaklaştık. Bir arkadaşımız daha kafadan yaralandı. Tişörtümüzü çıkardık, tampon yaptık. Motorlu arkadaşımız bu yaralımızı da polis barikatının oraya götürüp sivil araca bırakıp geldi. Gece 03:30-04:0 civarı motorlu arkadaşımız artık dayanamadı. Dedi ki: ‘ Ben dayanamıyorum, bunlara dalacağım. Hakkınızı helal edin.’ Bunlara doğru gitti. Yaklaşınca o genci şehit ettiler. Biz ona bakmaya giderken tekrar seri seri ateşler. Dayanamıyorsun, az önce sana su veren arkadaşın, gözünün önünde paramparça oluyor. 1-2 tane kurşun değil. Alabildiğine taradılar. Biz o arada iyice yaklaştık. Tekrar seri şekilde ateşler başladı. Bir tane kurşun kulağımın dibinden geçti. Bacağımı sıkıştırdım tekrar, yere düştüm parmağım kırıldı. Yine pes etmedim. Sabaha kadar direndim. Ta ki onlar teslim olana kadar. Ondan sonra eve geldiğimizde mezardan çıkmış ölü gibiydik. Üst baş kan revan içinde. Burada ben duramıyorum. Özkan kardeşim duramıyor. Eşim, ‘Hastaneye gidelim’ dedi. ‘Yok’ dedik. Korkuyoruz. Kime güveneceğini de bilmiyorsun. Tamam olaylar bitti ama neyin ne olduğunu bilmiyorsun ve bu nedenle tam emin olamıyorsun. Hastaneye gittik. Bize üstün körü baktılar. Hatta diyoruz köprüden geldik. Durumumuz çok kötü elim, bacağım tutmuyor. Dümenden bizi tedavi edip gönderdiler. Aradan 2-3 gün geçti. Dediler ‘Böyle böyle olmuşsunuz görüntüleriniz var. İşte hastane kayıtlarınız var. Sizi gazi ilan ettik. Sizinle ilgileneceğiz.’ İşte bunları yaşadım.

25


Özkan Ersoy

“Gösterişe mi gidiyoruz? Ölmeye mi?” 15 Temmuz gazisi Özkan Ersoy amcası Murat Yapar ile yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Olay günü saat 23.00 civarı TRT 1’ de spikerin çıkıp darbe girişimini anlatmasına kadar darbenin olduğunu anlamadık. O ana kadar tabii, biz darbe görmediğimiz için darbenin eski darbe olduğunu zannettik. Sonra Reis çıkınca, herkesi çağırınca dedik ki bu darbe bize yapılıyor. Amcamı aradım. Dedim ‘Böyle böyle darbe varmış. Bir şeyler yapmak gerekiyor.’ Sağ olsun 15-20 dakikada kendisi geldi. Buradan çıktık. Merkeze indik. Teşkilatın oraya. Teşkilatın orası bayağı bir yoğundu zaten. Atatürk Havalimanı’nda olan arkadaşlarımızı aradık. Orada durumun normalleştiği söylendi. Ondan sonra Afrikalı Ali sağ olsun, Kral spikeri, köprüde kendilerinin üstlerine ateş açıldığını, yüzlerce kişinin öldüğünü, yaralandığını söylüyordu. ‘Amca’ dedim ‘Ne yapıyoruz? Gösterişe mi gidiyoruz, ölmeye mi?” ‘Sen ne dersen o’ dedi. ‘Hadi’ dedim ‘Gidelim ölelim bari, yapacak bir şey yok.’ Sultangazi’de köprünün orada bir tank vardı. İlk önce tankın olduğu yerde durduk. Oradan köprüye ters yoldan Cebeci yolundan doğru gidiş yaptık. Ondan sonra köprüye giderken yaklaşık bir 600-700 kişilik bir sivil grup tarafından durdurulduk yolda. Köprüde her şeyin normal olduğunu, ileriye gidemeyeceğimizi söylediler. Biz de dedik ‘Geldik buraya kadar bir gidelim, görelim ne kadar sağlam, ne kadar değil.’”

26

“Şükür Allah’a bugünümüze geldik” Engellemelere rağmen köprüye geçtiklerini vurgulayan Ersoy konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Köprüye geçtik üstüne doğru. Polis barikatları, bayağı büyük bir vatandaş, yani sayısı baya bir fazla, 2000-3000. 10 dakika içinde bir uçak, bir ses bombası. Sonra baktık kalabalıktan eser yok. Herkes gidiyor. Giderken bizi de tutuyorlar. ‘Yürüyün gelin, vurulmayın burada’ falan. Sağ olsun amcam da bizi bırakmadı. İki tane de genç arkadaş almıştık Sultangazi’den. Çocuk diyeyim daha doğrusu, 15-16 yaşlarındaydılar. Geldik. Polisler bu sefer giremeyeceğimizi, can güvenliğimizin olmadığını, ‘İsteyen gider ama can güvenliği veremeyiz’ dediler. Onları da aştık. Baya bir yürüdük. Ondan sonra silah sesleri gelmeye başladı. Bu sefer ilerlemeye başladık. İki üç tane de arkadaşımız şehit oldu o esnada orada. Bir tanesi yanılmıyorsam şehit oldu ya da gazi. Saat 05.00-05.30 sularında laz arkadaşı, şehit düşen arkadaşı motorsikletle taşıdılar. Ambulans, polis bunların hiçbiri giremiyor. Motorsikletlerle götürdük. Oradan sonra zaten polis arkadaşların üstüne yürüyor vatandaş. ‘Ya’ diyor ‘Artık gireceksiniz içeri, ya da’ diyor ‘Biz gireceğiz silahlarınızla.’ İki tane toma, bir tane zırhlı araç yanımıza kadar geldi. Topu topu ya 10 kişi kaldık ya da 11 kişiyiz. ‘Abi’ dedi b’Biz gidiyoruz, bizle beraber geliyor musunuz?’ Onun arabanın arkasına takıldık. Koşa koşa olay yerine kadar geldik. Orada bir arbede esnasında ne olduğunu ben de bilmiyorum.


Kaçmaya çalışan FETÖ’cüler, işte oğlunu, kardeşini kaybeden insanların acıları... Saat 06.00’yı 20-22 geçe köprüyü tamamen ele geçirdik zaten. Ondan sonra da Arnavutköy’e zafer bayramı yaparak geldik. Kahvaltı yaparken amcamın el, benim iki ayak şişmeye başladı. Ne olduğunu tabii anlamıyoruz. Yengem ‘Doktora gidin’ dedi. Hastaneye götürdüler bizi. Sol ayakta 2 kırık, 6 çatlak. Hastanemizde de ters tepkilerle bayağı bir uğraştık. Şükür Allah’a bugünümüze geldik. Böyle de devam ediyoruz.”

27


Halil Buğlu

Gelmeyin bu oyuna!” O karanlık gecede Ankara’da iş gezisinde olan Halil Buğlu yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “O gece ben, İstanbul’dan Ankara’ya çalışmaya gelmiştim. Akşam saat 22:00 civarıydı. Uçaklar üstümüzden geçiyordu. Bir anormallik vardı. Çok alçaktan geçiyordu. Üç arkadaş evden çıktık. Dikmen’den Genelkurmay’ın arası mesafe 30 dakikaydı. İnterneti açtığımızda darbe olduğu bilgisi vardı ve sonra reisimizin anonsunu duyduk. Üç arkadaş olarak Ahmet, Yunus ve ben Genelkurmay’ı esir aldıklarını duyunca oraya gitmeye karar verdik. Gittiğimizde kalabalık bir topluluk vardı. Herkes tekbir getiriyor. ‘Vatan bölünmez’, sesleri… ‘Asker kışlaya’ diye bağırıyordu. O esnada bir askeri araç trafik polisinin arabasının üstünden geçti. Bizler, yaklaşık 300 kişiyle Genelkurmay’ın içine girmeye karar verdik. Demir barikatları kırarak girdik. Askerlere, ‘Yapmayın sizin anneniz kim? Bizim annemiz kim?’ dedik. Askerlerin bir kısmı, ‘Abi girmeyin! Burası askeri bölge! Vurulursunuz!’ diye bağırıyordu. Bu arada saatler ilerliyordu. İlk atış emrini rütbeli verdi. İlk atış esnasında, bazı kardeşlerim vuruldu. Yaralı kardeşlerimizi Genelkurmay’ın içinden aldık. Bazı kardeşlerimiz yaralı kardeşlerimizi hastaneye yetiştirdi. Bizler tekrar toplanıp tekbir sesleri, bayraklarla askerlerin üstüne gittik. Bu arada helikopter üstümüze ses bombası gibi bombalar atıyordu. Bizler dağılmadan tekrar toplanıp Genelkurmay’ın içine girdik.”

28

“Vurulmak nasıl bir duygu anlamadım” Helikopterden gelen kurşunla yaralanan Buğlu, konuşmasını şu sözler tamamladı: “Saat 03:00 gibiydi. Genelkurmaydaki rütbeli ‘Ateş serbest’ helikopter de ‘Vurun!’ diyerek anons geçti. Helikopterin o atış esnasında yerden seken mermi parçası, sağ karnımın altından kaba etime isabet etti. Vurulmak nasıl bir duygu anlamadım. Ayağa kalktım. Vurulduğumu bilmiyordum. Yaralananlara yardım etmeye çalışacaktım. Sağ ayağımı tutamıyordum. ‘Yere düştüm ya ondandır’ dedim. Birkaç adım attım. Vatandaşın biri ‘Abi sen vurulmuşsun’ deyince anladım. Beni alelacele 5-6 kişi hemen taksiye koydular. Maalesef özel hastanelerin birçoğu kepenklerini kapatmış. Gazi Üniversitesi Hastanesi’nin aciline girince, baktım, benden ağır hastalar var. Orada asistanın bir tanesine dedim ki ‘Ben sizleri fazla meşgul etmeyeyim. Kanamayı durdurun, dikin. Sonra gelir, ameliyat edersiniz.’ Asistan kardeşim göreve yeni başlamış. Acemiliği üzerindeydi. Heyecanlı bir şekilde bize müdahale etti. Eve geldiğimde sabah ezanı okunuyordu. Telefonla arkadaşlarımı arıyorum. ‘Durum ne‘ diye soruyorum. Arkadaşlar ‘Hâlâ mücadele devam ediyor fakat büyük ölçüde darbe bastırıldı’ dediler. Haberi duyunca rahatladım. Çocuğum beni arıyor, eşim arıyor: ‘Ankara’dasın. Neredesin?’ diyorlar. 17 yaşındaki oğlum 15 yaşındaki oğlumla birlikte Beylikdüzü’ndeki askeriyenin önünde nöbet tutuyorlar. Onlar da benden saklıyorlar.


Ben onlara ‘İyiyim, bir şey yok’ dedim. Ne mutlu ki vatan sevdası denince, anne, baba, evlat; bunlar ikinci sırada kalıyor. Çocuklarımın ve eşimin durumumdan 5 gün haberleri olmadı. Ameliyat oldum, mermi parçasını çıkardılar. Daha sonra rahatladım. Sonra gece nöbetlerine başladık. Ardından İstanbul’a döndüm.”

29


Ali Balşak

“O anki ruh halini anlatmak mümkün değil” Bingöl doğumlu olan Ali Balçak Atatürk Havalimanı’nda gazi oldu. Balçak, o gece neler yaşadığını anlattı: “Darbe gecesi ilk olarak öğrendiğimde saat 20.30-21.00 sularıydı. Benim ablam karşıda Ağva’da oturuyordu. O sıralarda karşıya geçmek için Arnavutköy’den çıktık. Saat 20.30 sularıydı beni aradı. Dedi ‘Böyle böyle biz köprünün üzerindeyiz. (Şu an ki 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün üzerindeyiz.) Biz buradayız. Burada tanklar var’ dedi. ‘Üzerinde silahlı askerler var ve ne oluyor ne bitiyor biliyor musun’ dedi. Ben de ona istinaden televizyonu açtım. Darbe görmedik ama darbe gören nesilleri biliyoruz. Düşündüm yani dedim büyük ihtimalle darbe yapılmış. Ondan sonra tekrar ablamı aradım. ‘Şu anda kimse bir şey söylemiyor ama büyük ihtimalle darbe yapılıyor.’ Ondan sonra kapattım telefonu. Zaten bir yarım saat sonra falan Başbakanımız Binali Yıldırım çıktı. Herkesi meydanlara davet etti. Biz de zaten o sırada hazırlandık, abdestimizi aldık. İlk önce AK Parti ilçe binasına gittik. Orada büyük bir kalabalık vardı. Bizim buradan çıkmamız çok ağır kalacaktı. Saat 22.00 sularıydı Arnavutköy’den çıktık kendi aracımızla. Yanımda 5 tane büyük abim bir de arkadaşlarımla beraber kalktık havaalanına doğru gittik. Havaalanına doğru giderken Yenibosna Basın Ekspres yolunda tankların karşı taraftan geldiğini gördük. Oraya vardığımızda da zaten büyük bir kalabalık havaalanına doğru yürüyordu. 30

Arabalarımızı Mall of İstanbul’un önünde park ettik. Oradan yürüye yürüye 212’ nin önüne kadar geldik. Oradan tankların geldiğini gördük zaten. Biz 212’nin önüne geldiğimizde nasıl diyeyim o anki ruh halini anlatmak mümkün değil. Biz şu anda konuşuyoruz ama o anki ruh hali çok farklı bir şey.

“Bizim milletimize yakışacak bir şey değil” Balçak konuşmasına şu sözlerle devam etti: “İnsan dünyada olduğunu hissetmiyor bile. Bizim gayemiz farklıydı oraya gittiğimizde. Biz oraya giderken zaten abdestimizi aldık. Herkesten helallik isteyerek biz bunu bile bile gittik aslında. Gittik oraya işte karşımızdan tanklar geliyordu. Ben askerliğimi Ankara’ da Zırhlı Birlikler Tugayı’nda yaptım. Tankları az çok biliyorum. Tankın üzerine çıktım. Kulesini açtım. Kulenin içinden bir subay çıktı. Subayla biraz itiş kakış yaşandı. Tankın üzerine o sırada başka arkadaşlar da çıktı. Tankın üstüne çıktığımda zaten ben yarım saate yakın kuleyle uğraştım açmak için. Adama dil döküyoruz, ‘Abi açın, yapmayın, gözünüzü seveyim. Bizim milletimize yakışacak bir şey değil. İnsanların, halkın malını halka kullanamazsınız. Sizin gittiğiniz yol yol değil.’ Anlatmaya çalıştık. Kimse bize iyi niyetle yaklaşmadı. Bir tane heybetli bir abimiz vardı.


Subayı tuttu çekti içerden. Çekerken sendeledi aşağı düştü. Sonra tekrar çıkmaya çalışırken ben subayla boğuştum. O sırada subay bana silahla vurdu kafama. Kafama silahla vurunca ben dengemi kaybettim. Tankın üzerinden düştüm, omzumun üzerine düştüm. Tank da hareket ediyordu o sırada. Zaten ondan

sonra gözümü açtım ben Sultangazi Lütfiye Nuri Burat Hastanesi’ndeyim. Ondan sonra işte tekrar Bağcılar Devlet Hastanesi’ne gittim. Akabinde belediye başkanları geldi. Benimle çok ilgilendiler. Allah razı olsun bugüne kadar bizi hiç yalnız bıraktıklarını hissetmedik. Her şeyimize koştular.”

31


Orhangazi Ümmetimuhammed

“Fatih’in torunlarıysak biz ölmeye değil, fetih yapmaya gidiyoruz” Azerbaycan, Nahcivan’da doğan Orhangazi Ümmetimuhammed, karanlıktan aydınlığa çıkan o geceyi şu sözlerle anlattı: “Polis bir kaynım var hâlâ görevinde hamdolsun. Sabiha Gökçen Havalimanı’nda görev yapıyordu. Ayda bir köprüde şimdiki şehitlerimizin köprüsünde görev yapıyordu. O gün akşam 21.00 gibi beni aradı. Ben evdeydim. İşte ‘Enişte bir şey var ya’ dedi ‘Bir sıkıntı var.’ ‘Hayırdır’ dedim. ‘Ya’ dedi ‘Bizim köprüde görev yapan arkadaşlar.’ Hani kendi arkadaşlarından birisi aramış. ‘Askerler geldi, silahımıza el koydu’ diye. Ben de Türkiye’de cumhurbaşkanımızın okuduğu imam hatip lisesinden de mezunum. Şimdi çoğu halk maalesef bir kesimi zanneder ki imam hatiplerde sadece Kur’an, tefsir öğretir. Hayır, değil. Oralarda Türkiye’nin geçmişi de hatta geleceği de öğretiliyor. Darbeler de öğretiliyor. Ben de buna dedim ki ‘Ya sen ne diyorsun bir terslik olmasın.’ ‘Yok’ dedi ‘Asker var.’ Dedim o zaman bu darbe. ‘Ya’ dedi ‘Darbe mi olur? Kim darbe yapabilir?’ ‘Ben de inanamıyorum ama başka açıklama yok’ dedim. Evimiz kiraydı hamdolsun. İşte 15 Temmuz, 20 Temmuz’da bizim kira ödememiz gerekiyor. Eşime dedim ki ‘Hakkını helal et. Helalinden yedirdim size hep. 100 lira param var. Yapacak bir şey yok. Ayın 20’sine Allah kerim.’ 100 lirayı verdim hanıma. ‘Ben buna ne yapayım’ dedi. ‘Gitme’ dedi. ‘Bizi bırakma’ dedi. ‘Bir şey olursa ödeyemeyiz kirayı.’ ‘Allah öder’ dedim ya. Ben çıktım. Bu sefer bu ağlayarak annesini babasını aramış. Sonra kaynım beni aradı. ‘İyi

32

ki çıktın’ dedi. ‘Ne oldu’ dedim. ‘Sen arayınca ortalık karıştı’ dedi, ‘Ben de camdan çıktım, kaçtım’ dedi. ‘Babam da benim peşimden geliyor’ dedi. ‘Sonra abim de duymuş, o da geliyormuş’ dedi. ‘İyi’ dedim ‘Sen git havalimanına onlar da oraya gelecek.’ Ama emin olun havalimanına gidelim falan diye bir açıklama yok. Cumhurbaşkanımız daha bir açıklama yapmamış. O orada çalışıyor ya. Görev yeri orası… Bir de polis. O gün nöbetten gelmişti eve hatta. Tekrar geri gitti işe bir saat sonra. Derken ben de bizim derneğe doğru yaklaştım. Azerbaycanlı arkadaşlara mesaj atan bir kardeşimiz vardı. Dernekte işte sekreter, genel sekreter görevi yapan arkadaş. Dedim ‘Mesaj at. Kardeş ülke değil miyiz? Hocamız diyor ki bugün bizimle gelmeyen bizden değildir. Bu kadar. Başka bir şey atma.’ Babam vardı. Babama dedim ‘Sen mahallede çoluğuma çocuğuma sahip çık. Ben ileri gideceğim. Şimdi herkes mahallede durabilir.’ ‘Ya oğlum dur’ diyor ‘Daha bir şey yok’ filan. O ara ama ben bir helikopter sesi duydum. Ve kesinlikle çok gürültülüydü. Muhtemel dedim ‘Ya bu askeri helikopter. Biz ilerleyelim bir gidelim. Ne var ne yok görelim yani.’ Ben 4 tane Kur’an-ı Kerim öğretmiş olduğum talebe, arkadaşım dediğim 4 arkadaşımı araca aldım. Dernekte de başkan yardımcısı, yani benim yardımcım olan arkadaşı bekliyorlar. O da gelsin. Dedim ‘Onu beklemeyin.’ Niye? Bir şey doğmuş içime niyeyse? Sürekli Erzurum’a kadar fethede ede gideceğiz. Böyle bir kafa var bende. Hiç Erzurum’a gitmedim mesela. Niyeyse o dilime yapıştı. Dedim ki arkadaşlar ‘Erzurum’a kadar biz savaşa savaşa gideceğiz. Bir o adam savaşa gidecek adam değil. İki yaşamak isteyen benim arabamdan


insin.’ Dediler ki ‘Hocam üçüncü ne o zaman. Hani biri dedin, iki dedin üç ne?’ ‘Kimse ölmesin’ dedim. ‘Biz ölmeye değil, fethetmeye gidiyoruz. Fatih’in torunlarıysak biz ölmeye değil, fetih yapmaya gidiyoruz. Öldürmeye de gitmiyoruz. Fetih yapacağız.’ Bizim değil miydi? İşte kimi zaman bizim olanı yumrukla alırız. Kimi zaman lafımızla alırız. Kimi zaman silahımızla alırız. Ama o gün silah yok bir şey yok. Mecbur ya yumrukla ya lafla bir şekilde almamız lazım. Ben hareket ettim sağ olsun. Çevik kuvvete doğru gittim. Yolda da arabamın direksiyonunu yumrukluyorum. Yolda telefon geldi ki TRT’den açıklama yapılıyor. Daha ne açıklaması darbe yapılıyor. Son sürat oraya doğru yaklaşırken Bayrampaşa Kaymakamlığı’nda görevli polis olsa gerek. Bizim çocuklar da coşmuş. Camlardan dışarı çıkmışlar arabadan. Polis de şimdi bir hocanın arabasından camdan çıkan görünce yaklaştı. ‘Hocam hayırdır nereye gidiyorsunuz’ dedi. Ben de dedim herhalde ceza kesecek bize. Dedim ya böyle böyle bir olay var. Benim kaynım da polis. ‘Hocam’ dedi ‘Maalesef duyduklarınız sanki gerçek gibi’ dedi. O da tam emin değil ama. ‘Ama sizden ricam Vatan’ a doğru gitseniz olmaz mı?’ ‘Bir şartla giderim’ dedim. ‘Hayırdır.’ ‘Sana sarılayım’ dedim. ‘Yok’ dedi, ‘Ben görevdeyim’. ‘Sarıl demiyorum’ dedim. ‘Ben sarılacağım.’ Ona sarıldım. Oraya yaklaştığımda baktım ki askerler yolu kesmiş ve ateş ediyorlar. Havaya da değil bize doğru. Arabayı yolun ortasında terk ettim. Anahtarı üstünde bıraktım ki hareket olmasın. Yani bir askeri araç hareket edemesin diye. Anahtarı bırakmamın sebebi de hani birinin ihtiyacı olursa ambulans gibi kullansın. Dedik iş başa düştü herhalde. Haydi Ya Allah! Ne yapacağız? Tekbir! En büyük silah müminin duasıdır. Hani hadisi şerif de var zaten ‘Müminin silahı duasıdır’ diye. Başladık dua etmeye. Ya bunun videoları var. Gerçek, kesinlikle kayıtları var. Ben arkadaşlara diyorum ki ‘Dinlendiniz’ mi. ‘Evet’, diyorlardı. Önde bir grup var. Polisler biraz daha gerideler. Biz yaralıları almak için falan. Hakikaten biz diyorduk polise ‘Siz gelmeyin, geride durun, biz yaralıyı alırız. Siz bize lazımsınız. Siz 4 kişisiniz, biz 400 kişiyiz.’ Velhasıl, ben bir ara şöyle olmuştu. Diyordum ki, ‘Haydi arkadaşlar nefesinizi toplayın, ateş edeceğiz.’ ‘Tamam hocam’ diyorlardı. ‘Hazır mısınız?’ ‘Evet.’ Diyordum ‘Haydi ateş edelim.’ ‘Tekbir! Allahuekber!’ diyordu vatandaş. Onlar ta ta ta diye saydırıyorlardı G3 ile otomatik tüfeklerle. Ben M16 gördüm erlerin elinde. Daha doğrusu bana doğru çevirip ateş etmek isterlerken gördüm elinde. Biz bu şekilde sanırım saat 04.00’ e kadar, 03.30-04.00’ e kadar bu şekilde tekbirlerle ateş ettik ve mermilerle karşılık aldık.

“Makamını daha çok şereflendiren Ömer Halisdemir” Ümmetimuhammed, Saraçhane’de göstermiş oldukları direnişi şu sözlerle anlattı: “Bir araç gözüme kestirdim. APT dediğimiz askeri personel taşıma aracı. Terk etmiş askerler. Polisin biri dedi ki ‘Mühimmatımız tükeniyor.’ Dedim ‘Ben size mühimmat getireceğim.’ Fırladım, gittim o araca, mühimmat yok. Çok susamışım. Su da istiyorum, su da yok. Neyse ön tarafına geçtim aracın. Dışarda işte bir polise demiştim ki ‘Ben gidiyorum, getireceğim.’ O benim gitmemi istememişti. ‘Gitme vurulursun’ falan. O benim vurulmadığımı görünce o da geldi araca. ‘Hocam silah dedin silah falan yok, e mermi?’ ‘Mermi de yok’ dedim. ‘Ya’ dedim ‘Su da yok ama memur bey ben çok susadım’ dedim. ‘Yapacak bir şey yok’ dedi ‘Hocam.’ Orada havuz vardı, aklımıza da gelmedi içelim. Hatta birçoğu da oradan abdest aldı arkadaşlarımızın fetihten sonra. Bir baktım aracın kontağı üstünde, e bizim siperimiz de çok azdı. Hakikaten hani kafamızı sokacak bir yer yoktu ki. Halk çoğaldıkça siperden bir kişi dışarıda kalıyordu. Her dışarıda kalan vuruluyordu. Dedim ‘Memur bey bunu bir çalıştır, çevirelim böyle, attıkları bu arabaya gelsin.’ ‘Mantıklı.’ dedi. Hadi in bakalım. Ben indim. Hâlâ ben orada memura hürmet ediyorum, polise hürmet ediyorum, saygımız sonsuz. Yani ben normalde belki de hayatımda hiç etmediğim duayı polise etmişimdir ve askere etmişimdir. Ama şöyleydi: ‘Allah’ım şerefli askerimize yardım eyle.’ Hakikaten de öyle oldu. Yani şerefli, makamını daha çok şereflendiren Ömer Halisdemir mesela… Bu polis çalıştıramadı arabayı. Dedim ‘Memur bey bir de ben deneyeyim.’ Ya derler ya hani ‘Can çıkar, huy çıkmaz.’ Bir alışkanlığım var benim. Oturdum, anahtarı tuttum böyle, başladım Ayet-el Kürsi okumaya. ‘Allahu la ilahe illa’ diye. Memur, yarıya gelmemiştim ‘ Ya hocam şimdi duanın zamanı mı? Bırak’ dedi. Kestim yarıda. Dedim ki ‘Memur bey bak senin yüzünden yarıda kestim. Şimdi bir daha başlayacağım.’ Dedim ‘Bölme bitirip çalıştıracağım.’ Zaten hakkımız bitti, değil mi? Bu acele ediyor ki in kaçalım buradan vuracaklar bizi. Dur bir kere bitireyim, ya olursa? İşte kurban olayım Allah’a. Bana göre mucizeydi hakikaten. Okudum. Bittiği anda vurdum, araba çalıştı. Dedim ‘Gel, sür haydi. ‘ Tamam. Sen devam et’ dedi. Sürmeyeceğiz. Çevireceğiz. Bu nasıl çevrilir. Ben ne bileyim? Tevekkül. Çevirdim arabayı hamdolsun. Döndü.

33


“Ben öldüğümü zannediyordum” Vurulduğunu sonradan arkadaşlarının söylemesiyle anlayan Ümmetimuhammed, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Birden işte ben vuruldum. Attıkları silah kaputa, kaputtan aracın camına, camdan bana. Bu sebeple yavaşlayarak geldi mermi. Hamdolsun ben vurulmak nedir bilmem… Hani ben öyle bir hayat yaşamadım ki bileyim. Arkadan aracıma gaz bombası atıyor polisler hani askeri araç hareket ediyor diye. Kepçe de geldi yanımda durdu. Bir tane de kirpi, askeri araç, geldi beni görünce o da önüme geçip dedim ‘Sen devam et’, işaret ettim ona, ben gidemiyorum. Ne olduğunu da bilmiyorum, nefesim kesildi bir anda o yani. Çocukken karnına yumruk atarlar, nefes alamazsın. Öyle bir hal oldu, ben nefesim açılsın diye bekliyorum. Polis ilerledi, onu da vurdular. O bu sefer geri geri geldi. Ben de bu sefer bastım gaza. Buna arkadan dokundurdum kirpiye. Yani gelme geri gidelim. Ben öldüğümü zannediyordum. Öyle bir yanıyordum ki. Meğer benim vücudumda delikler oluşmuş ve o deliklerden o gazın şeyi içeri giriyor. Yakıyor beni. ‘Biri beni sırtıma ellesin. Elinizi sürün.’ Ben önden vuruldum. ‘Eğer vuruldu diyorsanız.’ O arada kolumu yırttılar tişörtümü. Baktım buradan delik var, kan akıyor. O arada işte ‘Tamam’ dedim ‘Bak şimdi sakin olun. Sırtıma elinizi sürün.’ Çünkü ben önden yara aldığımı o an kanaate vardım. Sırtımı ellediler. Dedim ‘Elleyin delik var mı, pürüz var mı? Benim sırtım pürüzsüzdür normalde. Orada takıntı varsa tamam hastaneye gidelim. Yoksa ben gitmem’ dedim. Niye? ‘Ya organ zedelenmesi yoktur herhalde’ dedim. Polis diyor ‘Bu gidicidir, tamam ya bu sayıklıyor. Abi yapmayın, serbest bırakın falan. Hanımına haber verelim’ dediler. ‘Yok yapmayın’ dedim. ‘Ben onunla kavga ettim, geldim.’ Aslında kavga etmedik. Yolda bir şeyi atladım. Kaynanamlar karşıda oturuyorlar. Kayınpeder bütün aileyi oraya toplamış. Sonra polis kaynım çıkınca hepsini çıkarmış erkeklerin. Bir tane küçük kaynımı evde bırakmış. Şimdi o da jandarma komando avcı timde, Irak’a gidecekler inşallah haftaya. O kaynımı evde bırakmış. Gerisi hepsi çıkmış cepheye. Hanım aradı. Kızgın bir şekilde ‘Ya gel bari beni anama götür, öyle git nereye gidersen.’ Dedim ki ‘Ya köprülerin hepsi kapatmışlar hanım, az bir müsade et açalım gelip seni götüreceğim.’ Hakikaten o günün sabahı bir şekil edip onu annesine gönderdim. Köprü de açıldı, hamdolsun. Rabbimiz duamızı kabul etti herhalde. Şükürler olsun ya böyleydi. Ondan sonra işte hastane, ambulansa aldılar. Orada müdahale oldu. Sonrasında işte hastaneye gittik.” 34


35



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.