ŞUBAT AYI BÜLTENİ 2017

Page 1

AKSAKAL AİLESİ YENİ EVİNE KAVUŞTU

13

6

5

“KADINA YÖNELİK ŞİDDET” KONULU SEMİNER DÜZENLENDİ

ARNAVUTKÖY’DE DEV ORGANİZASYON

ŞUBAT 2017 SAYI: 50

04 K ISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KIS A KIS

A KISA KISA KISA KISA K I S

A

KIS

A KISA KISA KISA KISA K I S A

K ISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KIS A


2

TÜRKİYE

Arnavutköy Bülteni

Türkiye mega projelerle daha da büyüyecek İ

stanbul Finans Merkezi, Kanal İstanbul, 3. Havalimanı gibi projeler yeni yılda Türkiye'nin büyümesine katkı sağlayacak. Tüm zorluklara rağmen 2016 yılında büyümesini surdüren Türkiye için 2017 yılı atılım dönemi olarak belirlendi. Türkiye'deki büyümenin motoru yeni ve mega projeler olarak belirlendi. İstanbul Finans Merkezi (İFM), Kanal İstanbul, 3. Havalimanı, Akkuyu Nükleer Santrali, Türk Akımı, ve TANAP yeni yılda öne çıkan projeler olacak. 41 TÜNEL İNŞA EDİLECEK Başbakan Binali Yıldırım, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'nın koordinasyonunda yürütülen çalışmalarda 2017 yılı sonuna kadar 68 km uzunluğunda 41 tünelin tamamlanmasının hedeflendiğini açıkladı. Bunun yanı sıra ‘Ankara-Niğde Otoyolu’, ‘AydınDenizli Otoyolu’, ‘Ankara-KırıkkaleDelice Otoyolu’ ve ‘Kırıkkale Çevre Yolu’ ile ‘Mersin-Erdemli-Taşucu Otoyolu’

başta olmak üzere yılbaşından itibaren 706 kilometrelik otoyol projesinin ihalesi gerçekleştirilecek. FİNANS MERKEZİ TÜRKİYE'Yİ ZENGİNLEŞTİRECEK İstanbul Finans Merkezi, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK)'nun temeli geçtiğimiz aylarda atılmıştı. Proje bittiğinde Türkiye zenginleşecek. Uluslararası danışmanlık kuruluşlarının hesaplamalarına göre İFM’nin tam olarak hayata geçirilmesi halinde ilk etapta 50 bin kişiye istihdam sağlanabilir. Yıllık Türkiye ekonomisine 20 milyar euroluk da getiri sağlayabilir. NÜKLEER PROJELERİ HIZ KAZANDI Akkuyu Nükleer Deniz Yapıları'nın temeli atılmıştı. Sinop’a kurulacak proje için görüşmeler tüm hııyla sürüyor. Üçüncü santral ile birlikte toplam üç nükleer santralin maliyetinin 60 milyar doların üzerine çıkacağı hesaplanıyor.

TANAP 2018'E HAZIRLANACAK Azeri gazını Avrupa’ya taşıyacak TANAP Projesi de tüm hızıyla sürüyor. 10 milyar dolarlık proje hem Avrupa’nın enerji güvenliğini sağlayacak hem de Türk ekonomisine katkısı büyük olacak. İlk gaz akışının 2018 yılında başlaması bekleniyor.

Mega projeler ders kitaplarında! 3

. Havalimanı, Marmaray ve Kanal İstanbul gibi Türkiye'nin dev projeleri coğrafya dersinde öğretilecek. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), uzun süredir üzerinde çalıştığı ilk ve ortaöğretim müfredatını tamamlayarak askıya çıkardı. Akşam'ın haberine göre, yeni öğretim programlarına Türkiye’de çığır açan Marmaray, 3. Havalimanı, Yavuz Sultan Köprüsü gibi projeler eklendi. Müfredat değişikliği kapsamında 9. sınıf coğrafya derslerinde 'İnsanların

doğayı kullanma biçimleri' konusu işlenecek. 153 YILLIK HAYAL MARMARAY Konu örneklendirilirken, İstanbul Boğazı’nı yerin 27 metre altından geçerek 153 yıllık hayalleri gerçekleştiren Marmaray ve Karadeniz’in üstüne denizin doldurulmasıyla kurulan OrduGiresun (OR-Gİ) Havalimanı anlatılacak. 10.sınıfta ise 'ulaşım hatlarının bölgesel ve küresel etkileri' işlenecek. Bu

kapsamda, dış mihrakların kıskandığı İstanbul’daki 3. Havalimanı projesi anlatılacak. Bu derste öğrencilere Kanal İstanbul Projesi örneği de verilecek. MİNİK MUCİTLER OKULDA YETİŞECEK İlk ve ortaokul fen bilimleri müfredatı taslağında da, reform niteliğinde uygulamalar yer alıyor. Öğrenciler, derslere 4. sınıftan itibaren eklenen 'fen ve mühendislik uygulamaları' ünitesiyle bilimsel ve yenilikçi ürün tasarlayacak.

Kanal İstanbul'un hafriyatından 3 ada inşa edilecek K

anal İstanbul'dan elde edilecek 2.7 milyar metreküp hafriyatla 3 ada yapılacak. Kanal İstanbul projesine yönelik ihalelere bu yıl içinde çıkılması planlanırken, kanaldan çıkarılacak 2.7 milyar metreküp hafriyatla yapılacak yapay adalara yönelik çalışmalar da başladı. Hafriyatla, Marmara ve Karadeniz’e çıkış noktalarına yapay adalar kurulacak. Kanal inşasında çıkan her toprağın ada yapmaya uygun olmayacağı belirtilirken, toprak kimyasal değerlerine göre iyileştirmeye tabi tutulacak. Habertürk'ten Deniz Çiçek'İn haberine göre, asit ve metal yoğunluğu olan topraklar ayrıştırılacak. Adaların yapılacağı yerin belirlenmesinde de sismik hareketler ve deniz derinliği dikkate alınacak. HAFRİYAT KALİTESİNE GÖRE ADALAR KURULACAK Bu kapsamda, kanaldan çıkacak toprakla yapılacak adalara ilişkin detaylar

Arnavutköy’deki tüm okullarımızı kapsayan, hazırlayacağımız OKUL KÖŞEMİZ için bilgi, belge, resim, fotoğraf ve dokümanlarınızı bültenimizde yayınlanmak üzere bulten@arnavutkoy.bel.tr adresine gönderebilirsiniz

İstek, Öneri ve Şikayetlerinizi

444 4 597

arnavutkoy@arnavutkoy.bel.tr

Yahut sosyal medya hesaplarımızdan iletebilirsiniz.

ARNAVUTKÖY BÜLTENİ ŞUBAT 2017 • Sayı: 50 İmtiyaz Sahibi Arnavutköy Belediye Başkanlığı adına Ahmet Haşim BALTACI Danışma Kurulu Kemal AYGENLİ Turgut BARAN Osman AKKAYA Yavuz FIRAT Mehmet Hakan ŞİŞMAN Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mutlu BAHTİYAR Fotoğraf Emre DÜZEL Veysel ÖZMENOĞLU Bünyamin ŞAHAN Hazırlık ve Baskı DERGAH OFSET Küçükçekmece / İSTANBUL 0212 489 33 33 Grafik Tasarım Muhammet AYAN

da netleşmeye başladı. Kanal inşasında çıkan her toprağın ada yapmaya uygun olmayacağı belirtilirken, toprak kimyasal değerlerine göre iyileştirmeye tabi tutulacak. Asit ve metal yoğunluğu olan topraklar ayrıştırılacak. Adaların yapılacağı yerin belirlenmesinde de sismik hareketler ve deniz derinliği dikkate alınacak.

3 ADA PLANI FİZİBİLİTEYE BAĞLI Şu anda 3 adet planlanan adaların sayısı büyüklüğü ve konumu da yapılacak fizibilite ile hafriyata göre netleşecek. Kanal İstanbul’un uzunluğu: 43 KM Yatırım tutarı: 15 milyar $ Kanal üzerindeki köprü sayısı: 6

İdare Adresi Merkez Mah. Genç Osman Cad. No: 19 34275 Arnavutköy/İstanbul 444 4 597 Fax: 0212 597 00 57 E-Posta: bulten@arnavutkoy.bel.tr

2016


İSTANBUL

Arnavutköy Bülteni

3

Havalimanları raylı sistemle birbirine bağlanacak Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Arslan, İstanbul'da raylı sistemlerin havalimanları ile entegre edileceğini açıkladı.

U

laştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, ulaştırma türlerinin birbiriyle entegrasyonunun çok önemli olduğunu vurgulayarak, "Atatürk ve Sabiha Gökçen havalimanları ile İstanbul Yeni Havalimanı'nın raylı sistemle şehir merkezlerine bağlanması için çalışmalar başlatıldı. Esenboğa Havalimanı'nın da şehir merkezine raylı sistemle bağlanması için bu yılın ilk yarısında ihale yapılacak." dedi. "2 YIL İÇİNDE ENTEGRE OLACAK" Havacılık sektöründe önemli bir yol katettiklerini belirten Arslan, havalimanlarının raylı sistemlerle şehir merkezlerine bağlanmasının çok önemli olduğunu vurguladı. Atatürk Havalimanı'nın raylı sistemle şehir merkezine bağlı olduğu-

nu anımsatan Arslan, "Sabiha Gökçen Havalimanı'nın da raylı sistemle Kadıköy-Kaynarca-Kartal hattına bağlanması çalışmamız devam ediyor. Ankara'da Keçiören metrosunu hizmete sunduk. Bu hattın, yaklaşık 27 kilometre olan Esenboğa Havalimanı'na bağlanmasına ilişkin ihalesi, bu yılın ilk yarısında yapılacak. Böylece hem Esenboğa'yı hem de Yıldırım Beyazıt Üniversitesini Ankara'daki merkezi raylı sistem ağına bağlamış olacağız. Bununla da yetinmeyeceğiz. Bu hattı daha sonra Çubuk'a kadar uzatacağız. Bu hatla ilgili etüt çalışmalarına başladık. Ankara Yüksek Hızlı Tren Garı'ndan Kızılay'a bağlanmasıyla ilgili bugünlerde ihale sürecini başlatıyoruz. İnşallah 2 yıl içinde de diğer raylı sistemlerle entegre olacak şekilde uzatmış olacağız." "YENİ HAVALİMANI RAYLI SİSTEMLE ŞEHİR MERKEZİNE BAĞLANACAK" İstanbul yeni havalimanının raylı sistemle şehir merkezine bağlanmış olması gerektiğine işaret eden Arslan, Gayrettepe'den yeni havalimanına kadar olan 34 kilometrelik raylı sistemin ihalesinin sonuçlanmasının ardından yer

tesliminin yapıldığını ve çalışmaların başladığını anlattı. Yeni havalimanını, Halkalı'dan da raylı sistemle ana omurgaya bağlayacaklarını dile getiren Arslan, "Bunları ayrıca şehir içindeki diğer raylı sistemlerle de entegre edeceğiz ki insanlar havalimanından çıktığı zaman sadece istasyonda aktarma yaparak istediklere yere gidebilsinler." dedi.

Küçük Çamlıca TV- Radyo Kulesi'nin inşası sürüyor

Çamlıca'da görüntü ve çevre kirliliğine sebep olan anten direklerinin yerine inşa edilen yeni kule, 128 metreye kadar ulaştı.

Ç

amlıca Tepesi'nde görüntü kirliliğine neden olduğu düşünülen anten direkleri için çalışmalar 2016 yılında başlatılmıştı. Çamlıca TV-Radyo Kulesi, gerçekleştirilen çalışmalarla birlikte 128 metreye kadar ulaştığı belirtildi. Kulenin yapımı tamamlandığında Eyfel Kulesi'nden daha yüksek bir yapı haline gelecek. KULE HERGÜN 2,5- 3 METRE YÜKSELİYOR Projenin hergün 2,5 - 3 metre yük-

seliyor. İstanbul'un en önemli simgelerinden biri olması hedeflenen Küçük Çamlıca TV-Radyo Kulesi’nin, 148'inci ve 153'üncü metrelerinde seyir terasları, 153'üncü ve 175'inci metrelerinde ise restoranlar hizmet verecek. 2017'DE HİZMETE AÇILACAK İstanbul Anadolu Yakası`nın siluetine değer katacak olan Küçük Çamlıca TV-Radyo Kulesi’nin, 2017 yılının Haziran ayında açılması planlanıyor.

Kabataş sahilinde çalışmalar sürüyor

G

eçtiğimiz aylarda yapımına başlanan 'Martı Projesi'nde iskeleler için kazık çakma işlemleri tüm hızıyla devam ediyor. Havadan bakıldığında denize doğru uzanan iskelelerin yavaş yavaş şekillenmeye başladığı görülüyor. İskelelerin yüksekliği ise şehrin siluetini bozmaması için 9,5 metreyi geçmeyecek. KABATAŞ 2 YIL DENİZ TRAFİĞİNE KAPATILACAK Projede deniz otobüsü, vapur ve deniz otobüsü iskeleleri yenilenecek. İnşaat nedeniyle Kabataş 2 yıl deniz trafiğine kapalı kalacak.

3. Havalimanı inşaatında çalışmalar devam ediyor İ

stanbul’un 3’üncü havalimanı projesi için yapılan çalışmalar ayda yüzde 4 ilerleme kaydediyor. Üçüncü Havalimanı'nın 10.2 milyar Euro'luk yatırımla inşa çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. Vahap Munyar, bugünkü köşe yazısında Üçüncü Havalimanı ile ilgili bazı detayları okuyucusuyla paylaştı. 150 MİLYON YOLCUYA HİZMET VERECEK Türkiye'nin ve dünyanın en büyük havalimanı tamamlandığında yaklaşık 150 milyon yolcuya hizmet verecek. 25 yılda da toplam 22 milyar Euro kira ödenecek. 2025 YILINDA İSTİHDAM ARTACAK 3’üncü havalimanı inşaatında şu anda aktif olarak 22 bin 500 kişi çalışıyor. Haziran ayında inşaatta istihdamın ise 30 bini aşacağı öngörülüyor. Havalimanının 2025 yılında yaratacağı istihdam sayısının 195- 225 bin kişi dolayında olaca-

ğı belirtiliyor. MİLLİ GELİRE KATKISI OLACAK Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Amsterdam Schipol Havalımanı’nın Hollanda’nın GSYH’sine yıllık 26 milyar Euro’dan fazla katkı sağladığına işaret ederek, "Etki Analizi Raporu'na göre, 3’üncü havalimanı Türkiye’nin milli gelirine katkısı yıllık yüzde 4.2-4.9 arasında olacak" diye konuştu. "İNŞAAT AYDA YÜZDE 4 İLERLİYOR" Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan ayrıca Üçüncü Havalimanı'nın inşaatıyla ilgili de bilgi vererek, "3’üncü havalimanı hedeflenen takvimde ilerliyor mu? İki ayda bir şantiyeyi gezerim. 2 ay önce projenin yüzde 32’si tamamlanmıştı. Bugün tamamlanma oranı yüzde 40’a çıktı. Yani, inşaat ayda yüzde 4 ilerliyor. İki ay sonra tamamlanma oranını yüzde 50’yi bulmalı" ifadelerini kullandı.


4

GÜNCEL

Arnavutköy Bülteni

AVM İnşaatı hızla devam ediyor A

Arnavutköy Belediyesi tarafından projelendirilen ve yap işlet devret modeli ile yapılan yaşam merkezinin çalışmaları, yüklenici firma tarafından başlatıldı.

rnavutköy Belediyesi ilçeye kazandırdığı dev projelerle, adından söz ettirmeye devam ediyor. Bölge halkının daha ferah ortamlarda zaman geçirebilmesi için yapımı tamamlanan büyük şehir parkları, köy meydanları ile yapımı bitmek üzere olan yönetim ve yaşam merkezine yenileri ekleniyor. Arnavutköy Belediyesi tarafından yıllardır ulaşım müdürlüğüne bağlı olarak kullanılan; kademe binası, araç bakım atölyesi ve itfaiyenin bulunduğu bölge, yaşam alanına dönüştürülüyor. DÜŞLENİLEN BİR YAŞAM MERKEZİ Arnavutköy Belediyesi tarafından projesi hazırlanan yaşam merkezi, 33.192 m2 alana inşa edilecek. İlçe halkına hizmet edecek olan yaşam merkezi, modern teknolojinin son yenilikleriyle donatılacak. Kültür Merkezi, ticarethaneler, süs havuzları, çocuk oyun alanları ve rengârenk peyzaj düzeniyle, bugüne kadar hep düşlenilen bir yaşam merkezi, Arnavutköy’e kazandırılacak. Burada çocuklarınız dilediği gibi koşup oynarken siz de ayrıcalıklarla donatılmış bir yaşam merkezinin keyfini çıkaracaksınız. ARNAVUTKÖY’ÜN CAZİBE MERKEZİ OLACAK Arnavutköy Belediyesi Ulaşım Müdürlüğü tarafından kullanılan alan, geleceğin cazibe merkezi olacak. 17.400 m2 kullanım alanı ile ilçeye sosyal ve kültürel alanda büyük katkısı olacak. Sinema salonları, eğlence alanları, bowling salonları, kültür merkezi, kütüphane, müze, sosyal tesis ve katlı otoparkı ile Arnavutköy’ün yaşam merkezi olacak.


GÜNCEL

Arnavutköy Bülteni

5

Aksakal Ailesi Yeni Evine Kavuştu A

Arnavutköy’de heyelan nedeniyle toprak altında kalan aileye, Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı yardım elini uzattı.

rnavutköy’de gecekonduları heyelan sonrası toprak altında kalan 9 kişilik Aksakal ailesine, Arnavutköy Belediyesi sahip çıktı. Heyelandan canlarını zor kurtaran aile için dayalı döşeli ev tutularak ailenin mağduriyeti giderildi. Kardeşinin enkaz altında kalmasından dolayı büyük korku yaşayan 9 yaşındaki Enes, “Kardeşim enkaz altında kaldı, arka camdan çıkarttık. Çok zor kurtardık ama bir şey olmadı” dedi. Enkaz altından son anda kurtarılan minik Samet ise başından geçen felaketi, “Kocaman

bir toprak geldi ve ev gitti. Odanın camını kırdık, oradan çıkarıldım. Önce çıkarıldığım oda sonra salon yıkıldı. Daha sonra arabaya büyük bir ağaç düştü, arabanın camları kırıldı” sözleriyle anlattı. OYUNCAK ARABAYLA GELEN MUTLULUK Çocukların hafızalarından facianın izlerini silmek isteyen belediye yetkilileri minik Samet ve Enes’e yeni oyuncaklar hediye etti. Oyuncakları çamur altından kalan minikler aldıkları hediyelerle oldukça mutlu oldular. “SADECE CANIMIZI

KURTARABİLDİK” Yaşanan faciada evde olmayan baba Nezir Aksakal, “Olay sırasında benim dışımda herkes evdeydi. Toprak kayması olduğunu anlayınca herkesi dışarı çıkarmak için hemen eve koştum. Hiçbir şeyimizi alamadık, sadece canımızı kurtarabildik” dedi. “BABA OĞLUNA BU KADARINI YAPAMAZDI” Olay esnasında memleketi Erzurum’da olduğunu aktaran dede Mehmet Emin Aksakal, yapılan maddi ve manevi yardım karşısında duyguları-

na hakim olamadı. Mutluluk gözyaşları döken Aksakal, “Allah razı olsun, hemen sahip çıktılar. Çocuklarım evden hiçbir şeylerini alamadan çıkarken, giydirmişler, ev vermişler. Erzurum’dan sıkıntı içerisinde koşa koşa geldim gördüm ki, baba oğluna bu kadarını yapamazdı” diyerek yetkililere teşekkür etti. Ailenin barınma ihtiyacını karşılayan ve ev kiralarını üstlenen Arnavutköy Belediyesi, kullanılamaz hale gelen eşyaların yerine yenilerini aldı. Belediye yetkilileri aileye gereken yardımları yapmaya devam edeceklerini de belirtti.

Madagaskar’a Kurban Kesim Alanı A

Madagaskar Büyük Elçisi Volkan Türk Vural, Arnavutköy Belediye Başkanı Ahmet Haşim Baltacı’yı makamında ziyaret etti.

rnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı, Madagaskar Büyükelçisi Volkan Türk Vural’ı Taşoluk Ek Hizmet Binası’ndaki makamında ağırladı. Yaklaşın bir saat süren görüşmede, Arnavutköy Belediyesi tarafından Madagaskar’da yapılacak Kurban Kesim Alanı için görüşmeler yapıldı. Görüşmeler sonucunda Madagaskar’da Arnavutköy Belediyesi tarafından Kurban Kesim Alanı yapılmasına karar verildi. Madagaskar’da yapılacak Kurban Kesim alanı için memnuniyetini dile getiren Madagaskar Büyükelçisi Volkan Vural Türk, Başkan Baltacı’ya teşekkürlerini sundu. Başkan Baltacı ise yapılacak kurban kesim alanı ile Madagaskar’da yaşayan Müslüman halkın; daha temiz ve daha hijyenik bir ortamda ibadetlerini yerine getirecekleri dile getirdi.


6

GÜNCEL

Arnavutköy Bülteni

“Geri Dönüştür, Hayat Bulsun” Arnavutköy Belediyesi Kadın Kültür ve Sanat Merkezi, süresiz geri dönüşüm kursu ile kullanım amaçlı eşyalar yaparak değerlendiriyor.

A

rnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı öncülüğünde hizmete açılan Kadın Kültür ve Sanat Merkezi, hanımlara özel açtığı kurslar ile ilgi odağı olmaya devam ediyor. Kadın Kültür ve Sanat Merkezi tarafından açılan kurslar; hem hanımlara yeni kazanç kapısı hem de boş vakitlerini değerlendirecekleri zamanlar su-

nuyor. Son olarak Kadın Kültür ve Sanat Merkezi tarafından açılan geri dönüşüm kursuyla kullanılabilir atık malzemeler, hanımlar tarafından değerlendirilerek, çok amaçlı eşyalar haline getiriliyor. Bu kurs ile atık malzemeleri atmak yerine ham madde olarak kullanma ve çevre kirliliğinin önüne geçilme-

si amaçlanıyor. Plastik şişelerden fabrika atıklarına kadar, camdan kağıda hatta eskimiş kıyafetlerden tutun yıpranmış ayakkabılara kadar birçok eşya kullanılıyor. Atık malzemelerden kullanılan eşyalar daha sonra ahşap boyama tekniği ile son haline getiriliyor. Kurs eğitmeni Ganime Tosuncuk: “

Gazetelerden rulo veya ince çubuk yapıp örme işlemi ile çeşitli sepetler, kalemlikler, vazo, şekerlik gibi hem kullanılabilir hem de sus amaçlı objeler yapıyoruz. Yapılan bu objeler çeşitli renk tonlarıyla boyanıyor. Boyan objeler daha sonra dekupaj ve stencil gibi çalışmalara yapılarak daha gösterişli hale getiriliyor” dedi.

“Kadına Yönelik Şiddet İnsan Haklarına karşı işlenmiş bir suçtur” Dr. Zehra Fatma Nükte:

A

Arnavutköy Kadın Kültür ve Sanat Merkezi’nde Dr. Zehra Fatma Nükte “Kadına Yönelik Şiddet” konulu seminer ile kadınları bilinçlendirdi.

rnavutköy Kadın Kültür ve Sanat Merkezi tarafından düzenlenen seminerler kapsamında bu hafta Dr. Zehra Fatma Nükte; kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet konusunda değindi. Kadın Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen seminerde şiddetin tanımının yapan Dr. Zehra Fatma Nükte: “Sahip olunan güç veya kudretin, yaralanma ve kayıpla sonlanan veya sonlanma olasılığı yüksek bir biçimde bir başka insana, kendine, bir gruba veya bir topluma karşı tehdit yoluyla ya da bizzat uygulanmasıdır” dedi. Kadın Kültür ve Sanat Merkezi tarafından organize edilen seminerde, Dr. Zehra Fatma Nükte’nin şiddet konusunda konuşmasından satır başları; KADINA YÖNELİK ŞİDDET NEDİR Kadınlara, yalnızca kadın oldukları için uygulanan veya kadınları etkileyen cinsiyete dayalı bir ayrımcılık ile kadının insan hakları ihlaline yol açan her türlü tutum ve davranış KADINA YÖNELİK ŞİDDET olarak tanımlanır AİLE İÇİ ŞİDDET NEDİR Evli olunan ya da boşanılan eşin kişiye, çocuklarına ya da akrabalarına yönelik; Tehdit, baskı ve özgürlüğün keyfi engellenmesini içeren, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmeye sebep olan her türlü tutum ve davranış AİLE İÇİ ŞİDDETTİR. TOPLUMSAL CİNSİYET KAVRAMI Toplumsal cinsiyet, KADIN VE ERKEK olarak var olan biyolojik farklılık-

larımızın yanı sıra, toplumun kadın ve erkek için biçtiği ve genel kabul gören rollerdir. Hepimiz dünyaya kız ya da erkek bebekler olarak geliriz; ailemiz ve toplum bize nasıl kadın ya da erkek olacağımızı öğretir. KADINLARA DAİR TOPLUMSAL İNANIŞLAR • Sevecendir • Duygusaldır • Uysaldır • Naziktir • Korunmaya muhtaçtır • Zayıftır • Fedakârdır • Ayrıntıcıdır • Gevezedir, dırdırcıdır • Sık sık ağlar • Etkilenmeye açıktır • Basit düşünür, • Tek eşliliğe yatkındır • Dedikoducudur ERKEKLERE DAİR TOPLUMSAL İNANIŞLAR • Sorumluluk sahibidir • Duygularını göstermez, ağlamaz • Etkilenmesi zordur, kararlıdır • Çok eşliliğe yatkındır • Dedikodu yapmaz...gibi • Saldırgandır • Akılcıdır • Kolay sinirlenir • Koruyucudur • Güçlüdür • Serttir • Teknolojiye ilgi duyar NEDEN CİNSİYETE DAYALI ŞİDDET? • Kadına yönelik şiddet, toplumsal bir sorundur. • Toplumsal güç ilişkilerine bağlı olarak ortaya çıkar. • Cinsiyete ilişkin yargılar şiddetin meşrulaştırılmasına aracılık eder (Erkeğin doğasında vardır gibi). TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİNİN SONUÇLARI • Kadınların çoğu hayatlarını ilgilendiren kararları almada güç sahip değildir. • Kadınların çoğu para, bilgi, sosyal çevre ve yasalar gibi güç kaynaklarına uzaktır. • Eşitsizlik e-

şitsizliği besler. • Sadece kadınlar için değil, erkekler için de örseleyici olabilir. • En ağır sonuçlarından birisi kadına yönelik şiddet ve buna bağlı ölümlerdir. FİZİKSEL ŞİDDET Kaba kuvvetin bir korkutma, sindirme ve yaptırım aracı olarak kullanılmasıdır. CİNSEL ŞİDDET Mağdura olan yakınlığına bakılmaksızın herhangi bir kişinin, ev ya da işyeri dahil herhangi bir ortamda cinsel içerikli eylemlerde bulunması ya da buna kalkışmasıdır. PSİKOLOJİK/DUYGUSAL ŞİDDET Duyguların ve duygusal ihtiyaçların, kadına baskı uygulayabilmek için tutarlı bir şekilde istismar edilmesi, bir tehdit aracı olarak kullanılmasıdır. EKONOMİK ŞİDDET Kadının yaşamını sürdürebilmesi

için gerek duyduğu ekonomik olanaklardan mahrum bırakılması, ekonomik kaynakların ve paranın kişi üzerinde bir yaptırım, tehdit ve kontrol aracı olarak düzenli bir şekilde kullanılmasıdır. KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN KÜÇÜK ÇOCUKLAR AÇISINDAN SONUÇLARI • Temel güven duygusu ve empati duygusunun gelişiminde sorunlar • Duygusal sıkıntı belirtileri gösterme • Yaşının gerisinde davranışlar sergileme • Tuvalet alışkanlığı ve konuşma becerilerinde gerileme • Travma sonrası stres bozukluğu benzeri belirtiler gösterme • Kız çocuklarında daha yoğun olmak üzere fiziksel yakınmalarda artış • Karın ağrıları


Arnavutköy Bülteni

GÜNCEL

7

Ağaçlar Daha Güzel A

Arnavutköy Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, refüj kenarlarındaki ağaçlarda budama çalışması yaptı.

rnavutköy Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekiplerince ilçede bulunan kaldırım ve orta refüjlerdeki ağaçların daha güzel bir görünüm kazandırması amacıyla ağaç budama çalışması yapılıyor. VATANDAŞLARA TESLİM EDİLİYOR Arnavutköy Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü, İlçenin ana caddeleri başta olmak üzere tüm cadde, sokak ve parklarda budama faaliyetlerine titizlikle devam ediyor. Park ve Bahçeler Müdürlüğü tarafından bu-

dama işlemi yapılacak ağaçlar cinsine göre belirlenip, budama ve bakım işlemleri gerçekleştiriliyor. Ağaç budama işlemleri, mevsimseler budamaların yanı sıra ağaç dallarından oluşacak tehlikeyi önlemek, görüş engellini kaldırmak ve estetik amaç düşünülerek yapılmaktadır. Budanan ağaçlardan kalan dal parçaları ise, Arnavutköy Belediyesi Park Bahçeler Müdürlüğü ekiplerince toplanarak, talep eden vatandaşlara teslim ediliyor.

Mahalle Meydanları Yenileniyor A

Arnavutköy Belediyesi tarafından başlatılan meydan yenileme çalışmaları devam ediyor

rnavutköy’ün ilçe olmasıyla beraber mahalle statüsüne kavuşan köyler, kendine özgü dokularını koruyor. Bu kapsamda kendine özgü dokusu bozulmadan mahalle meydanlarına çalışma başlatan Arnavutköy Belediyesi; kültürel dokuyu koruyacak, vatandaşların faydalanabileceği yenilenmiş meydanları hayata geçirmeyi planlıyor. SAZLIBOSNA MEYDANI BİTME AŞAMASINDA Her mahalleyi kendine özgü yapısına uygun projelendiren Arnavutköy Belediyesi, ilk çalışmayı Sazlıbosna

Meydanı’na başlattı. Kısa zamanda alt yapı çalışması tamamlanan Sazlıbosna Meydanı’nın peyzaj çalışmalarında sona gelindi. Tamamlandığı zaman yaşayan bir meydan haline gelecek ve vatandaşların rahat bir şekilde kullanabileceği bir alan olacak. Köy statüsünden çıkmış mahalle meydanlarını yenileme ve kendine özgü dokularını koruma adına başlatılan çalışmalar; İmrahor, Taşoluk Köyiçi, Çilingir, Haraççı, Haçımaşlı ve Yeşilbayır Mahalleleri ile devam edecek.


8

GÜNCEL

Arnavutköy Bülteni

Arnavutköy Belediyesi Sokakta Yaşayan Hayvanlarını Unutmadı A

Soğuk havalarda yiyecek bulma sıkıntısı yaşayan sokak hayvanlarını unutmayan Arnavutköy Belediyesi, ilçenin çeşitli noktalarına mama bıraktı.

rnavutköy Belediyesi, soğuk havalarda sokak hayvanlarını unutmadı. Sokak hayvanları için Hadımköy, Durusu, Balaban ve Tayakadın gibi birçok noktaya mama bırakıldı. İstanbul'da kar yağışının etkili olduğu bugünlerde, belediye ekipleri yaşanabilecek olumsuzluklara karşı da seferber edildi. Vatandaşların kardan olumsuz etkilenmemesi için çalışmaları sürdüren Arnavutköy Belediyesi, sokak hayvanlarının da kar ve soğuktan zor durumda kalmaması, yiyecek sıkıntısı çekmemesi için bir dizi tedbir aldı.

Alaca Çinte Arnavutköy’de Görüntülendi İstanbul’da en son 2008 yılında görülen Alaca Çinte isimli kuş, fotoğrafçılar tarafından Arnavutköy’de tekrar görüntülendi.

A

rnavutköy’ün eşsiz doğa güzelliklerinden biri de farklı kuş türlerinin ilçede yaşamlarını sürdürmeleridir. Ayrıca Karaburun Bölgesi’nin kuşların göç yolları üzerinde bulunması, her yıl farklı türde kuşların ilçeye uğramasına neden oluyor. ALACA ÇİNTE’NİN EN GÜZEL FOTOĞRAFLARI KAYDEDİLDİ İstanbul’da en son 2008 yılında görülen Bilimsel adı 'Plectrophenax nivalis' olan Alaca Çinte isimli kuş, Karaburun Bölgesi’nde kuş gözlemcileri tarafından tekrar fark edildi. Uzun bir aradan sonra tekrar görünen Alaca Çinte, kuş gözlemcilerini de Arnavutköy’e çekti. Ülkemizde yaşayan ve görülen kuş türleri ile ilgili çalışmalar yapan kuş gözlemcileri, Alaca Çinte’nin en güzel fotoğraflarını kayıt ettiler. Yurdumuzda, kış aylarında ve nadiren olmak üzere Trakya, Karadeniz sahilleri ve Kuzeydoğu Anadolu’da rastlanabilen bu kuş, Kuzey Yarım Küre’de, Arktik Bölge’de ürü-

yor. En son 2008 yılında İstanbul'da görüldü. Bunun dışında 2010 yılında Samsun ve 2013 yılında da İğneada'da tespit edilmişti. TANIMI Çok güzel siyah beyaz bir kuştur. Baş ve kanatların dip kısmı tamamen beyaz olup uç kısımda siyah bir bölge bulunur, sırtı da kahve-siyah renktedir. Dişilerin kanatları daha koyu kahve-siyah renklerde, baş gri kahve renklerde olup belirsiz çizgilidir. Her iki cis de uçuşta beyaz kuyruğun ortasında uzunlamasına siyah bir bant gösterir. Üreme dışı dönemlerde cinsler daha pas-kahve renklere bürünürler. Ayaklar ve gaga siyah olsa da gaga kışın sarı renge döner ama uç kısmı siyah kalır. Gençlerin Tepe ve sırtı gri kanatlar kahve tonlarda, göğüs ve karın beyaz üstüne gri çizgilidir. Değişik bölgelerde üreme dönemi erkeklerinin tüylerinde az farklılıklar bulunan dört alt türü yaşar. Plectrophenax nivalis nivalis. Plectrophenax nivalis insulae. Plectrophenax nivalis vlasowae. Plectrophenax nivalis townsendi. HABİTATI Yüksek ve ağaçsız dağ tepelerinde, tundralarda ürerler, kışın ise genellikle kumluk veya çakıllık deniz kıyılarında bulunurlar. Kuzgun dışında başka hiçbir ötücü, kışı bu tür kadar kuzeyde geçirmez.

YAYILIŞI Yurdumuzda kış aylarında ve nadiren olmak üzere Trakya, Karadeniz sahilleri ve Kuzeydoğu Anadolu’da rastlanabilir. Kuzey yarım kürede arktik bölgelerde ürer. Daha güneyde üreyen küçük izole gruplar İskoçya ve Kuzey Amerika’dadır. Son buzul çağında bu türün bütün Avrupa’da yaygın bir şekilde yaşadığı sanılmaktadır. BESLENME Böcekler ve tohumlarla beslenirler. BİYOLOJİSİ Geniş yuvasını kaya oyukları içerisine yapar. Kuluçkaya dişi kuş yatar. Yumurtalar mavi-yeşilimsi renkte olup üzeri kahverengi noktalıdır. Yavrular yumurtadan çıktıktan iki hafta sonra uçmaya hazır hale gelirler. Alaca Çinteler ,üreme dönemi başlamadan uzun bir süre önce kar daha kalkmadan, üreme bölgelerine geri dönerler. Önce erkekler döner ve sabahakşam kendi bölgelerini ararlar. Arada, kötü havalarda gruplar oluştururlar. Dişiler, Mayıs sonu ve Temmuz başı arasında, bölgeye ve yüksekliğe göre yılda iki kez ,iğ şeklinde 21.9x16.2mm büyüklüğünde, üzeri benekli beyazımsı veya açık yeşilimsi mavi (3)4-6(8) yumurtayı yuvaya bırakır.Yuva bazen kıyı kuşlarının yuvaları arasında,kaya veya taş yığınlarının altında saklıdır.Yuvanın kıyı veya kar tarlalarınınyakınında olması-

nın nedeni,yavrular için daha kolay böcek bulabilmeleri içindir. Dişi yaklaşık 12-13 gün tek başına kuluçkaya yatar ve erkek tarafından ebslenir.Yavrular 8 ila 10 günlük olunca daha uçmayı öğrenmeden yuvadan ayrılırlar ve kayalar arasında gezinirler,ebeveynleri tarafından da yaklaşık 12 gün daha beslenirler. GÖÇÜ Çok uzun mesafelerde olmasa da göçmen bir türdür. POPÜLASYONU Henüz tehlikede olan bir tür değildir. Dünya üzerinde 39 milyon birey yaşadığı tahmin edilmektedir. DAVRANIŞLARI Kışın göçebe sürüler halinde yaşarlar. Sürüler halinde ve yerde beslenirler. İnsanlardan ürkmez ve yuvasını Arktik bölgelerdeki yerleşim yerlerine yakın kurar. İnsanların bıraktıkları tohum ve diğer yiyeceklerle de beslenirler. YEREL ADLAR Diğer ismi Alaca Kiraz kuşudur.


TEKNOLOJİ

Arnavutköy Bülteni

Türkiye'nin ilk yerli antivirüs programı: Türkiye'nin ilk antivirüs yazılımı olan Chomar yayınlandı.

T

ürkiye'nin ilk antivirüs yazılımı olan Chomar (Çomar) resmen hizmete girdi. Chomar'ın özellikle milli güvenliğin korunmasına ve ekonomiye katkı sağlayamasına kesin gözüyle bakılıyor.

Ülkemiz, dünyada antivirüs teknolojisine sahip 17 ülkeden biri oldu. Milli imkanlarla geliştirilen yerli antivirüs yazılımının adı Chomar (Çomar). Yerli yazılım, ekonomiye katkı ve mil-

Chomar

li güvenlik açısından da önemli bir imkan sağlayacak. Chomar antivirüs yazılımı Mersin'de Teknopark'ta geliştirildi. 10 kişilik mühendis ekibinin 3 yıllık çalışmasın ürünü olan milli antivirüs programı, üstün bir kalitede. Chomar, en yüksek seviye olan Gold sertifikasına sahip. Dünyada bu sertifikayı alan 33 adet ürün bulunuyor. Programın 2 versiyonu var. CHOMAR ANTİVİRÜS ÖZELLİKLERİ On-Access Tarama, Antivirus ve Antispyware, Self-Defense, Sezgisel Koruma, Düşük Kaynak Tüketimi, Otomatik Güncelleme, Sunum Modu, Türkçe Destek, Uzaktan Yönetim, İnternet Koruması, E-Posta Koruması, Güvenli Dosya Silme Aracı, Veri Kasası, Veri Kaçağı Önleme, Chomar'a buradan ulaşabilirsiniz. (Teknolojioku)

İnternet hızınıza tavan yaptıracak yeni çip! Qualcomm'un son WiFi mimarisi, internet performansını önemli ölçüde artıracak. 802.11ax, kayda değer teknolojilere sahip ve kullanıcısını memnun edecek nitelikte.

E

vinizdeki Wi-Fi performansınız, Qualcomm'un bugün duyurduğu yeni Wi-Fi yongaları (yönlendiriciler ve erişim noktaları) ve IPQ8074 sistem çipi sayesinde alıcılar için çok daha performanslı olabilir. Qualcomm'un yeni yongası, IPQ8074 sistem çipi sayesinde artık hiç olmadığı kadar güçlü. Qualcomm, "IPQ8074'un erişim noktaları, ağ geçitleri ve yönlendiriciler için tasarlanmış ve gelişmiş mimarili hepsi birarada bir platform" olduğunu ifade ediyor. Mimari 14 nanometrelik çip, 11ax radyo, MAC ve baz bandı ve dört çekirdekli 64 bitlik A53 işlemci ile ve çift çekirdekli bir ağ hızlandırıcıyı bir araya getiriliyor. Yapıda, 12x12 Wi-Fi yapılandırması (5GHz bandında 8x8 ve 2.4GHz bandında 4x4) kullanılıyor ve mimari, geliştirilmiş bağlantı için MU-MIMO'yu destekliyor. Sonuç olarak, herhangi bir 802.11ac

yongasından daha geniş kapsama alanı üzerinden bağlantılar korunurken 4.8 Gbps'ye ulaşabiliyor. Qualcomm, müşteri tarafında QCA6290 SoC'nin kalabalık bir ağda üretim hızında 4 katına kadar bir artış sağlayabileceğini iddia ediyor. 2x2 MU-MIMO'yu destekliyor ve 8x8 sondaj mekanizması sayesinde 8x8 MUMIMO'nun tüm avantajlarından yararla-

nabiliyor. Yonga, 2.4 GHz ve 5 GHz bantlarını, 1.8 Gbps Wi-Fi hızına kadar çıkarmak için Dual Band Simultaneous (DBS- Eş Zamanli Çift Bant) özelliğini kullanarak birleştirebiliyor. 802.11ac ile karşılaştırıldığında, çipin güç tüketimi de üçte bir seviyesinde azalıyor. Yeni ürünün, yılın ikinci yarısında satışa sunulması bekleniyor.

Güvenliği arttırılmış kablosuz şarj sistemi! MIT

araştırmacıları, sahte kablosuz şarj cihazlarının, elektronik cihazlara vereceği hasarı önlemek için kablosuz şarj cihazlarının doğrulanmasını sağlayan yeni bir kablosuz şarj teknolojisi geliştirdi. MIT’deki (Massachusetts Teknoloji Enstitüsü) araştırmacılar, sahte kab-

losuz şarj cihazlarını engellemeyi amaçlayan yeni bir kablosuz şarj yöntemi geliştirdi. Bütün şarj ürünleri gibi, kablosuz şarj cihazları da üçüncü şahıs firmaları tarafından genellikle resmi ürünler olarak satılıyor. MIT News sitesinde yer alan bir haberde, Britanya’daki Sözleşmeli Ticaret Standartları Enstitüsü tarafından geçen yıl yayınlanan bir araştırma kaynak gösterilerek, çeşitli online alışveriş sitelerinden satın alınan 400 şarj cihazının 397’sinin temel güvenlik testini geçemediği belirtildi. Bu sorunun çözümü i-

se, eliptik kavis şifrelemesi olarak bilinen bir kriptografik doğrulama tekniği kullanan bir kablosuz şarj cihazı. Bu yöntem sayesinde, bir elektronik cihaz; kendisine bağlı olan kablosuz şarj cihazını doğrulayabilir ve kablosuz şarj cihazı, doğrulama testinde başarısız olursa şarj etme işlemini durdurabilir. MIT araştırmacıları, aynı zamanda bu teknolojinin, iki cihazı eş zamanlı olarak daha hızlı bir şekilde şarj etmeye imkan tanıdığını da belirttiler. Mevcut kablosuz şarj yönteminin verimliliği, cihazların dahili elektrik bobinine yakınlığına bağlı olarak değişiyor. Fakat MIT’nin çözümü, mesafe farketmeksizin tüm cihazların şarj edilmesini sağlıyor.

9

Telefonu satmadan önce ne yapmalı?

A

kıllı telefonunuzu satmadan önce bunları mutlaka yapın ki sonra başınız ağrımasın! TELEFONDA NELERE ULAŞILABİLİR? Alışveriş, bankacılık ve sosyalağ gibi uygulamaların hesapları, kredi kartı bilgileri, kişisel bilgiler, fotoğraflar, videolar, yer bilgisi içeren görseller, fatura detayları, webgezinmegeçmişi, Wi-Fi bağlantı geçmişi, çeşitli hesaplara ait oturum açma bilgileri... liste uzatılabilir. Tüm bu veriler, bir siber suçlunun, cihaz sahibi veya yakınlarına karşı saldırı düzenlemesi için yeter de artar bile. Hatta yanlış ellere düşecek olursa bu bilgiler gasp, sahtecilik ve cihazın sahibine yönelik şantajla bile sonuçlanabilir. Dolayısıyla önlem alınması, kullanıcılara geceleri daha rahat uyku sağlayacaktır. NE YAPILABİLİR? Öncelikle dosyalarınızısilin ama kilit soru şu: Bir dosyayı sildiğinizde saklanan veri gerçekten siliniyor mu? Ne yazık ki hayır! Birçok elektronik cihazda bir dosya silmek demek aslında sisteme bir dahaki sefere dosya yazılması gerektiğinde önceki dosyanın üzerine yazabileceğini söylemekten ibaret. Fakat sonraki yazmaişlemi gerçekleşinceye kadar veri, fiziksel olarak bit hali ile saklanıyor ve gerektiğinde kurtarılabilir durumda bulunuyor. Bu tür silme işlemlerine mantıksal silme adı veriliyor ve hemen tüm işletim sistemleri bu yöntemle çalışıyor. KENDİNİZİ NASIL KORUYABİLİRSİNİZ? Bahsettiğimiz gibi iOS kullanıcıları için fabrika ayarlarına dönmeleri yeterli. Fakat Androidkullanıcılarıneyapmalı? Verinin tekrar kurtarılabilmesini engellemenin en basit yolu fabrika ayarlarına döndürmeden önce cihazı şifrelemek. Bu şekilde birileri cihazın fiziksel kopyasını bile oluşturabilse üzerindeki bitler hiçbir şey ifade etmeyecektir. Tüm bunlar, cihazı yeni satın alan ya da kullanan kişi için, cihazın kullanımı açısından da sorun oluşturmayacaktır. ŞİFRELEME NASIL YAPILIR? Android cihazınızı şifrelemek için Ayarlar > Güvenlik > Şifreleme menüsüne gidebilirsiniz. Ayrıca sıfırlama seçenekleri de Ayarlar > Yedekleme & Sıfırlama > Fabrika ayarlarına sıfırla menüsünde bulunuyor. KARTLARI UNUTMAYIN! Son olarak da SIMKart ve MicroSD kartları da çıkarmayı unutmayın. Bu şekilde cihazı gerçekten temizlemiş ve kişisel verileri korumuş olursunuz.


10

SÖYLEŞİ

Arnavutköy Bülteni

Senarist Mustafa Burak Doğu:

“Arnavutköy Parlak bir istikbal vaad ediyor” “Diriliş Ertuğrul”, “Sevda Kuşun Kanadında” dizileri ve TRT’nin yeni bir projesi olacak olan İSİMSİZLER adlı eserlerin senaristi olan Mustafa Burak Doğu ile dizi ve sinema hakkında tatlı sohbetimizi sizlerle paylaşıyoruz. Hoca’nın yanındaki çıraklık mesaimiz devam ederken; TRT’de fail-i meçhul cinayetleri ele alan TANIKLAR projesinde yer aldım. TANIKLAR Adnan Kahveci ve TANIKLAR Gaffar Okkan isimli TV filmi projelerinde; bu iki aziz şehidin hatıralarını yâd etmek nasip oldu. O işlere TRT ekranlarında ilk yayınlandığında; jenerikte ismimi gördüğüm anı unutamıyorum. Karşılığında aldığım cüzî para da meslek hayatım için unutulmayan adımlardan biridir. Sevdiğim işi yapmak, kelimelerimin sevdiğim oyuncuların ağzından repliklere dönüşmesi, üstelik bunun karşılığında bir de para kazanmak; benim için paha biçilemezdi. Bu amatörce denebilecek heyecanı; daha sonra içinde yer aldığım bütün projelerde taşıdım. Allah’tan niyazım; heyecanımı ömrüm boyunca daim etmesidir.

MUSTAFA BURAK DOĞU DENİNCE AKLA SENARİST OLDUĞUNUZ GELİYOR. DİRİLİŞ ERTUĞRUL VE SEVDA KUŞUN KANADINDA DİZİLERİ GELİYOR. SİZLERİ DAHA İYİ TANIYABİLMEMİZ İÇİN KENDİNİZDEN BAHSEDER MİSİNİZ? 1987 yılında Manisa/Akhisar’da doğdum. Edebiyata, okumaya, yazmaya meraklı bir anne babanın oğlu olarak yetiştim. İçinde büyüdüğüm bu his ve fikir atmosferi; ilerleyen zamanlarda beni de şiir ve hikâye yazmaya teşvik etti. Kelimelerden kendime bir dünya kurabilme yeteneğimi bu anlamda aileme borçluyum diyebilirim. Ayrıca, ailemin aktif olarak içinde olduğu milli ve manevi temellere dayanan siyasî mücadele; bugün kaleme aldığım her satıra sirayet eden hassasiyeti doğurdu. Kendine münevver diyen adamın her şeyden önce bir davası, bir derdi, bir ıstırabı olmalı diye düşünüyorum. Bu manada hikâyelerimin omurgasını oluşturan duruşu ailemden bir miras olarak aldım. Onların kan ve alınteriyle verdikleri mücadeleyi; söze ve yazıya aktararak; bayrak yarışının devamını sağlamaya çalışıyorum. Esasen; hayatımın evveli ahiri kısaca budur. SENARİSTLİK SERÜVENİNİZ NASIL BAŞLADI? İLK SENARYONUZ NEYDİ? Senaryo yazma tecrübem yoktu. Fakat eskiden ezelden içimde dalga dalga büyüyen bir şeyler anlatma isteği vardı. Bu anlatma isteğini de edebiyatın benim açımdan daha bilindik sularına sığınarak tatmin ediyordum. “Bir kitap okudum; hayatım değişti” diye klasikleşen bir roman girişi vardır ya… Benim de hayatım bir adamla tanıştığımda değişti. Bir gün Osman Sınav’ın yanına gittim. Tabir-i caiz ise onun da gözü beni biraz tuttu. Birlikte çalışmaya başladık. En başta hazırlandığımız projeler bazı sebeplerden dolayı hayata geçemedi. Fakat Osman

KÜÇÜKKEN HERKESİN BİR MESLEK HAYALİ VARDIR. SİZİNKİ DE HERKES GİBİ BİLİNEN MESLEKLERDEN MİYDİ YOKSA SENARİSTLİK GİBİ BİR MESLEK MİYDİ? Küçükken bir şekilde siyasetle içli dışlı bir ailede ve sosyal çevrede büyüdüm. O sayede çok kıymetli isimler tanıdım. Bunlar arasında şüphesiz en unutulmazı merhum Muhsin Yazıcıoğlu’dur. Onun gibi karizmatik isimlerin etkisiyle bir dönem politikacı olmanın, memlekete böyle hizmet etmenin çok önemli olduğunu düşünüyordum. Çocukluk hayalim aslında buydu. Temiz, dürüst ve milletten yana siyaset yapanların varlığı elbette çok kıymetli… Ama kendi içimde yaşadığım değişim; bu toprağın çocuklarına güzel hikâyeler anlatmanın da çok önemli bir vazife olduğunu bana öğretti. Bu göreve bir şekilde talip olmamın sebebi budur. YENİ BİR DİZİ SENARYOSU YAZARKEN

KARAKTERLERİ Mİ OYUNCUYA GÖRE YAZARSINIZ YOKSA OYUNCUNUN MU KARAKTERE UYGUN BİR KALIBA GİRMESİNİ İSTERSİNİZ? Bir star oyuncunun varlığı üzerine kurulan hikâyeler vardır. Ama bu tip bir projede hiç yer almadım. Şahsi kanaatim de böyle projelerin dar bir grup fan kitlesine yakın vadede hitap etse bile, uzun vadede halkın yüreğinde makes bulamayacağı yönündedir. Seyircinin kalbine dokunan öyküler; güzel yüzlü kızların ve erkeklerin üzerine giydirilmiş sentetik kıyafetler gibi karakterlerle oluşturulmuyor. Kartondan değil, etten ve kemikten, hayallerden ve ümitlerden oluşan karakterler millet tarafından seviliyor. Bu yüzden de doğru formülün, iyi kurgulanmış derinlikli karakterler ve o karaktere ruh üfleyebilen oyuncular üzerine inşa edileceğini düşünüyorum. PEKİ, NELERDEN BESLENİYORSUNUZ? NE İZLİYORSUNUZ, NE OKUYORSUNUZ? Bir dönem dizisi yazarsam muhakkak o dönemi akademik olarak inceleyen farklı kaynakları dikkatle okurum. Notlar çıkarırım. Hatta anlatacağım zaman diliminde genel dünya tarihinin seyrini de göz önünde bulundurmak için genel taramalar da yaparım. Ama bunun haricinde sevdiğim ve üslubunu önemsediğim yazarların eserlerini düzenli olarak takip ederim. Ayriyeten sağlam bir sinema ve dizi takipçisiyim. İntihâle varmayacak ölçüde olduktan sonra; beslenilen kaynaklardan esinlenmelerin hikâyeye renk kattığını düşünüyorum. Bazı göndermeleri de şuurlu şekilde anlattıklarımın arasına serpiştiririm. Bunların önemli bir kısmı saygı duyduğum yazarların cümleleri yahut da milletin kolektif hafızasında yer eden tarihi fi-


SÖYLEŞİ

Arnavutköy Bülteni

11

gürlerin unutulmaz sözleridir. Diriliş Ertuğrul gibi bir projede Aliya’dan Abdurrahim Karakoç’a kadar pek çok ismin sözlerinin seyirciye göz kırpma sebebi de buydu. Ben bunu o abidevi isimlere bir selam çakma olarak nitelendiriyorum. Hatta Gazi Üniversitesi’nden bir hoca bu konuyla alakalı bir akademik makale kaleme alarak; benim dizide “selam çaktığım” isimlerin izini sürmüş ve bunu çalışmasında tek tek belirtmişti. DİRİLİŞ ERTUĞRUL, HER KESİMİN İLGİYLE İZLEDİĞİ BİR DİZİ OLMASI KONUSUNDA SİZİN DE EMEKLERİNİZ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUZ. BU KONU HAKKINDA NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ? Diriliş Ertuğrul içinde yer alan herkesin inanarak alınteri, göz nuru döktüğü bir projeydi. Fakat ulaşılan sonuç bu emeklerin hepsinin toplamından daha büyük oldu. Diriliş’i gerçek manada Diriliş yapan milletin onu bağrına basmasındaki samimiyetti. Çünkü Diriliş; milletin kendi hikâyesiydi. “Aslanlar kendi hikâyelerini yazana kadar avcıları dinlemek zorunda kalacağız” diye meşhur bir söz vardır. Aslanların kendini anlattığı ilk hikâye Diriliş Ertuğrul oldu. Sade suya tirit harem entrikalarına veya –sözde- mürteci Osmanlı karalamalarına hapsedilmeyen bir efsane oluşturuldu. Bugünün dilinde, bugünün sözleriyle bir eski zaman destanı; milletle buluşturuldu. Millet de bu destanı sahiplendi. Ulaşılan başarının gerçek sırrı budur. Diriliş Ertuğrul’un benim açımdan ehemmiyetini şöyle özetleyebilirim. Benim arkadaşlarım; kendi çocuklarının evde Ertuğrulculuk oynayışını videoya çekip bana iletiyorlardı. Bu ülkenin evlatları, boyalı çizgi roman kahramanları yerine hakiki bir kahramanı kendilerine rol-model seçmeye başladılarsa; benim açımdan Diriliş kelimenin bütün manasıyla bir dirilişe vesile olmuştur. SEVDA KUŞUN KANADINDA DİZİSİNDE YER ALMA HİKÂYENİZ NASIL OLDU? Sevda Kuşun Kanadında dizisinin tanıtım fragmanlarını görünce heyecanlanmıştım. 1968-71 arasındaki çalkantılı ve buhranlı dönemi ilk defa bir başka pencereden göreceklerini iddia ediyordu yapımcılar. Keşke bu dizinin kadrosunda yer alsaydım dediğimi çok iyi hatırlıyorum. Çünkü bir kesimin dünyanın en temiz ve masum gençleri, diğerlerinin ise kan içen vampirler olarak gösterildiği; şartlanmış hikâyelerin bir alternatifi olmalıydı. Bu memleketin topraklarını kendi canından aziz bilen delikanlılar için bir iade-i itibar olmalıydı. Sonra Allah gerçekten o projeye dahil olmamı sağladı. Bir kadro değişikliği oldu ve yeni oluşan ekibin içinde yer aldım. Ağıtı yakılmamış, destanı yazılmamış çocukların hikâyesini; çalışma arkadaşlarımla birlikte anlatmaya giriştik. Hani Diriliş için demiştim ya; aslanların ilk hikâyesi diye… Sevda Kuşun Kanadında dizisi de onun başka bir çağdaki izdüşümü aslında. SEVDA KUŞUN KANADINDA DİZİSİ MURAT ÜNALMIŞ, DENİZ BAYSAL GİBİ OYUNCULARIN AYRILIŞIYLA, MEHMET KISAKÜREK’LE YAŞANAN MAHKEME SÜRECİYLE GÜNDEME GELDİ. BU HUSUSTA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ? Neticede içinde bulunduğumuz sistem, profesyonel bir iş ortamı… Biz her ne kadar bu yapıyı; bir fabrika soğukluğu değil, bir aile sıcaklığıyla görmek istesek de bazı gerçekler var ki aşmak mümkün değil… Bu gerçeklerden birisi de dizi işinin çok parçalı bir yapı olması… Teknik ekipten oyunculara, yönetmeninden yazarına kadar hepimiz o büyük makinenin dönen dişlileriyiz. Bu çalışmanın yürüyebilmesi için parçaların uyumlu olması çok önemli… Uyumsuzluk; o işten ekmek yi-

yen 100-200 kişinin mağdur olmasına sebep olabilir çünkü. Murat Bey de bu sistemin içinde yer almak istemediğini yapım şirketine bildirmişti. Talep uygun görülünce gereği yapıldı sanıyorum. Deniz Hanım’ın durumu ise mahkemeye intikal etmiş bir vaka… Üzerine yorum yapmam doğru olmaz sanırım. Ama benim açımdan önemli olan şu; biz ayrılan arkadaşlarımızdan sonra da hikâyeyi sürdürmeye devam ettik. Seyirci de aslında karakterlerin hikâyesinden çok o dönemki Türkiye’nin hikâyesine alaka gösterdiğini belli etti. SENARYO YAZARLIĞI SIRASINDA MÜDAHALELERLE KARŞILAŞTINIZ MI? Müdahale diyebileceğim tarzda rijit ve sert bir girişim olmadı. Ama her kanalın, her yapımcının senaryo üzerine geliştirdiği fikirleri, tavsiyeleri olur tabi ki. Neticede ortaya çıkan film; benim olduğu kadar onların da üzerinde söz sahibi olduğu bir mamul… Bu önerileri değerlendirmeye tabi tutup tutmamak senaristin inisiyatifindedir. Ben yapısal problemlere yol açmıyorsa; bu farklı bakışların zenginliğinden faydalanma yoluna giderim. Bir şekilde anlatacaklarımızın omurgasını zedeleyen talepler olursa da bunu yapmayacağımı açık bir şekilde belirtirim. Şu ana dek de bu kararıma hep saygı gösterildi. SENARYOLARINIZI EN ÇOK HANGİ ORTAMLARDA YAZMAYI SEVİYORSUNUZ? Çoğu yazar; evine kapanıp sessizlikte yazmayı tercih eder. Ben aksine toplumla iç içeyken yazmayı tercih ederim. Gümrah bir akarsu gibi önümden gelip geçen insanlar ve hayatlar; canlı bir manzarayı seyretmemi sağlar. Sürekli gittiğim kafeler vardır mesela. Oralarda kaleme alırım çoğu senaryomu. Bir de merhum Ömer Lütfi Mete’nin bir şiiri vardır; “Yazsam okusam, okusam yazsam / Biri devamlı çay verse bana” diye. Yazarken bana sürekli çay getiren birilerine ihtiyacım oluyor. Kafelere tercih etme sebebim biraz da bu yüzden. YERLİ DİZİLERİMİZİN SÜRELERİ, DİĞER ÜLKELERİN DİZİ SÜRELERİNE GÖRE ÇOK UZUN. BU DURUMDAN SİZ BİR SENARİST

OLARAK MEMNUN MUSUNUZ? Bu memnuniyet duymamızın mümkün olmadığı bir durum… Ne yapımcılar, ne oyuncular, ne yazarlar, ne teknik ekip… Hiç kimse mevcut vaziyetten haz almıyor. Çünkü bu uzun set saatleri herkesi bir şekilde mağdur ediyor. Çocuğunu görememekten dolayı şikayet eden set çaycımızı görüp bu uzun sürelerden memnuniyet duymak çok zor… Aslında bu aşırı uzunluk; hikâyelerin derinliğini de azaltıyor. Aslen yarım saatte anlatılabilecek bir hikâyeyi; iki saate yaymak seyir zevkini de bozuyor. Uzun bakışmalar ve müzikaltı sahnelerle bezenmiş, klip tadında diziler yazılıyor bu sebeple. Süreci, yapım şirketleri ve kanallar kendi elleriyle başlattılar. Hâlbuki Süper Baba gibi hafızalara nakşedilmiş bir dizinin final bölümü; otuz üç dakikaydı zamanında. Rekabetin dozu aşılınca da bu noktaya kadar gelindi. Reyting ölçüm sistemleri de herkesi uzun diziler yapmaya mahkûm etti. Artık istense bile geri adım atılmıyor. Bu durumun düzelmesi için, kamu yayıncılığı hassasiyeti gereği TRT’nin girişimlerde bulunması ve diğer kanallara öncü olması gerekli. SIRADA BAŞKA PROJELER VAR MI? Mart sonu yahut da nisan ayı başında Kanal D ekranlarında yer alacak İSİMSİZLER diye bir projemiz var. Barakuda ve Es Yapım ortaklığında hayata geçecek bu dizide; terörle mücadele veren isimsiz kahramanları anlatacağız. İnşallah yine milletin yüreğinde karşılık bulacak bir hikâyeye imza atabiliriz. ARNAVUTKÖY BELEDİYESİ VE ARNAVUTKÖY BELEDİYESİ’NİN ETKİNLİKLERİ HAKKINDA NELER DÜŞÜNÜYORSUNUZ? Arnavutköy Belediyesi gözlemleyebildiğim kadarıyla yeni gelişen ve sürekli atılımlar gerçekleştiren bir belediye… Bu hamlelere uygun bir şekilde genç ve dinamik bir kadro tarafından etkinlikler düzenleniyor. Mesela kıymetli dostum Mitat Yolcu’nun ön ayak olduğu kültürel faaliyetleri uzaktan da olsa takip etmeye çalışıyorum. Arnavutköy Belediyesi’nin kesinlikle parlak bir istikbal vaat ettiğini düşünüyorum.


12

ARGEM’den haberler

Arnavutköy Bülteni

Dersten Önce Sıcak Çorba A

rnavutköy Belediyesi Gençlik Eğitim Merkezi tarafından düzenlenen yarıyıl TEOG ve YGS kamp programında, yoğun tempo ile sınavlara hazırlanan öğrencilere derse başlamadan önce çorba ikram edildi. Merkez, Haraççı ve Hadımköy Kiptaş ARGEM’de yapılan organizasyonda, kamp programına davam eden 500 öğrenciye bardak çorba ikram ederek soğuk kış günlerinde öğrencilerin içleri-

nin ısıtılması amaçlandı. Yıl boyu devam eden eğitimlerde öğrencilerin sosyal, eğitsel ve kültürel faaliyetlerle buluşması sağlanırken yapılan ikramlarda öğrencilerde memnuniyet uyandırdı. ARGEM ailesi olarak eğitimin tüm basamakları uygulanırken öğrencilerde aidiyet duygusu ve motivasyon artırıcı etkinliklerin devam edeceğini belirten ARGEM yöneticileri, gençlerimizin her zaman en iyisini hak ettiğini belirtiler.

Kitaplarınız ARGEM’den Çalışması Sizden YGS

Okul Bitti Kamp Başladı O

kullarımızın yarıyıl tatiline girmesi ile Arnavutköy Belediyesi Gençlik Eğitim Merkezi öğrencilerimizin sınavlara yönelik hazırlıklarını pekiştirmek için kamp programı düzenledi. YGS ve TEOG hazırlık öğrencilerinden oluşan 500 kişilik gurupla Merkez, Haraççı, Kiptaş ARGEM de yapılan hızlandırılmış

ve TEOG hazırlık kurslarında ki öğrencilerin kaynak kitap ihtiyacı ARGEM tarafından karşılanmaktadır. Sınavlara ARGEM le hazırlanan 500 öğrenciye ocak ayı başında alanlarına göre ihtiyaç duydukları 6’lı soru bankası seti hediye edildi. Sınav müfredatına uygun soru

bankaları öğretmenler nezaretinde dağıtılırken alanlarına göre soru çözüm programı oluşturuldu. Kaynak kitaplarda bulunan soruların çözümü için kurum bünyesinde oluşturulan etüt programıyla öğrencilerin çözmekte zorlandığı soruları öğretmenleriyle birlikte çözerek eksikliklerini gidermeleri amaçlanmıştır.

eğitim programında buluş yolu ağırlıklı eğitim sistemiyle öğrencilerimizin eksikliklerini tespit edip giderilmesi hususunda modüler bir program uygulandı. Kamp boyunca 4 hazırlık sınavına giren öğrenciler sınavlarda uyması gereken kurallar ve pratikliğin artması yönünden de kendilerini geliştirdiler.

Rehberlik Hizmetleri Devam Ediyor G

Karne Hediyesi Sinema Keyfi Y

arıyılda karnesini alan ARGEM öğrencileri velileriyle birlikte sinema keyfi yaptı. 20 ocak 2017 tarihinde düzenlenen programda Hadımköy Kiptaş ARGEM Şubesine kayıtlı 100 öğ-

renci ve velimiz animasyon filmiyle eğlenceli anlar yaşadı. 2. Döneme daha motive ve zinde girebilmeleri için yapılan faaliyette öğrenciler tatile güzel bir başlangıç yaptılar.

ençlik eğitim merkezi bünyesinde devam eden eğitimlerle öğrencilerimizin sınav kaygıları ve motivasyonlarını düzenleyici rehberlik hizmetleri sunulmaktadır. Öğrencilerin en çok ihtiyaç duyduğu alanlardan biri olan rehberlik hizmetlerinde bireyin kendisini tanıması ve yeteneklerini keşfetmesine yönelik çalışmalar yapılırken sınavlar hakkında bilgi de verilmektedir. Çalışma programları, soru çözüm oranları ile yapı-

lan profesyonel değerlendirmelerle, öğrencilere hedefe doğru yoldan ulaşmanın teknikleri sunulmaktadır.


Arnavutköy Bülteni

SPOR

13

Arnavutköy’de Dev Organizasyon Arnavutköy Belediyesi’nin organizasyonuyla bu yıl üçüncüsü düzenlenen İstanbul Okullar Arası Halter Şampiyonası’nda, sporcular kıyasıya mücadele etti.

A

rnavutköy Belediye Başkanı A. Haşim Baltacı’nın öncülüğünde ilçede bu yıl üçüncüsü düzenlenen İstanbul Okullar Arası Halter Şampiyonası nefes kesen bir mücadeleye sahne oldu. İstanbul’da eğitim gören ortaokul ve lise öğrencisi 50 milli haltercinin katıldığı şampiyonada sporcular kıyasıya yarıştı. Turnuvada başarı gösteren sporcular, Türkiye Şampiyonası’nda İstanbul’u temsil edecek. 18 farklı branşta sporcu yetiştiren Arnavutköy Belediyesi, ülkemizi dünyada temsil edecek sporcuların yetişmesine de önemli katkılar sağlıyor. Şampiyonaya ilişkin bilgiler veren Arnavutköy Belediyesi Gençlik Hizmetleri ve Spor Müdürü ve aynı zamanda Arnavutköy Belediye Spor Kulübü Başkan Yardımcısı Mahmut Okur, "Çok kurum ve federasyonla benzer programlar yapıyoruz. Bu da 3’üncüsünü yaptığımız İstanbul Okullar arası Halter Şampiyonası İl Spor Müdürlüğü, Halter Federasyonu ile ortak yaptığımız güzel bir çalışma. İstanbul’daki halter sporcuları kendi aralarında müsabakalarını gerçekleştirdi ve burada başarılı olanlar Türkiye Şampiyonası'nda İstanbul’u temsil edecekleri bir organizasyon” dedi. "ANNEMİN ÖN YARGISI ANTRENÖRÜMLE KONUŞUNCA KIRILDI” Halter sporunun hayatında birçok şeyi değiştirdiğini belirten lise öğrencisi Rabia Danış, ”2-2 buçuk yıldır halter sporu yapıyorum. Türkiye şampi-

yonluğum var, ben bir yıl geç başladım. İlk önce ailem izin vermedi. Daha sonra antrenörüm ailemle konuştu. Onlar da ikna oldu. Şimdi çok iyiyim, bırakmak istemiyorum. Annemin ön yargısı antrenörümle konuşunca kırıldı” şeklinde konuştu. "HALTER BOYU KISALTIR DİYE DÜŞÜNÜYORLAR, BU YANLIŞ" Halter sporuna olan önyargının kırılması gerektiğini söyleyen milli sporcu Kürşat Yıldırım ise, “Bu sporu yapmak isteyenler halter boyu kısaltır diye düşünüyorlar, bu yanlış. Basketbol boy uzatıyor diyorlar, bu da yanlış. Basketbola boyu uzun çocukları seçiyorlar. Boyu kısa olmanın avantajı ağırlığın altına daha kolay girmektir. Bu da bir spor sonuçta, zararlı olsa yapılmaz. Herkese tavsiye ediyorum, sporun iyisi kötüsü diye bir şey yok” diye konuştu.


14

DİNİ BİLGİLER

Nezaket Dersi HZ

. Aişe annemizin naklettiği bu sünner, sevgili Peygamberimiz’in insanlar arası ilişkilerde dikkat edilmesi gereken önemli bir kuralı, yani, bir kimsenin kusurunu herkesin içinde yüzüne vurmama nezaketini ifade etmektedir. Hz. Peygamber’in dinî hayatla ilgili olduğu gibi, sosyal hayatla ilgili pek çok tavır, tutum ve davranışı da onu yakinen takip eden ashabı tarafından bize aktarılmıştır. Örneğin Hz. Hüseyin, babası Hz. Ali’ye, meclisinde bulunan arkadaşlarına karşı Hz. Peygamber’in nasıl davrandığını sorduğunda şu cevabı almıştır: “Allah Rasulü (s.a.s.) Her zaman güler yüzlü, yumuşak huylu ve alçak gönüllü idi. Asla kaba, katı kalpli, şarlatan, kötü sözlü, cedelci, kusur bulucu değildi. Arzu etmediği şeyleri görmezlikten gelir, kendisinden beklentisi olan kimseleri hayal kırıklığına uğratmaz ve onları isteklerinden mahrum bırakmazdı. Kendini üç şeyden uzak tutardı. Tartışma, boşboğazlık ve malayani. İnsanlara karşı da şu üç şeyden sakınırdı. Hiç kimseyi kötülemez, ayıplamaz, gizliliklerine vakıf olmak istemezdi. Sadece sevabını umduğu (yararlı bulduğu) konularda konuşurdu. Hz. Peygamber konuşurken, meclisinde bulunan dinleyiciler, başlarının üzerine kuş konmuşçasına hiç kımıldamadan kulak kesilirlerdi. Sustuğunda ise onlar konuşur fakat huzurunda hiç çekişmezlerdi. Bir kimse konuşunca sonuna kadar hepsi onu dinlerdi. Hz. Peygamber’in yanında, onların hepsinin sözü, ilk önce konuşanın sözü gibi ilgi görürdü. Ashabın güldüklerine o da güler, onların şaşırdığı şeylere o da hayret ederdi. Yanına gelen gariplerin (bedevilerin) kaba saba konuşmaları ile pervasız sorularına/isteklerine sabrederdi. Bir isteği olan ihtiyaç sahibini gördüğünüzde talebini karşılayın buyururdu. Sadece yapılan iyiliğe denk düşen övgüyü kabul eder ve haddi aşmadığı sürece hiç kimsenin sözünü kesmezdi. Aksi halde onu men ederek veya oradan kalkarak sözüne engel olurdu.” (Tirmizî, Şemâil, s.290-291, H. No: 352, Beyrut-1412) Sevgili Peygamberimiz, her konuda sergilediği bu yumuşak ve nazik tavrını yerine göre düşmanına bile göstermiştir. Bir gün yanına gelen bir Yahudi heyeti, selam veriyormuş gibi yaparak “es-sâmu aleykum” (ölüm üzerinize olsun) deyince, yanında bulunan Hz. Aişe, “ve aleykümü’s-sâmu ve’l-la’netü” (ölüm ve lanet sizin üzerinize olsun) diyerek karşılık vermiş, bunun üzerine Allah Rasûlü “Yavaş ol ey Aişe! Allah her şeyde rıfkı (yumuşaklığı) sever.” Diyerek müdehale etmiştir. “Dediklerini duymadın mı ya Rasulallah?” Diyen Hz. Aişe’ye Allah Rasulü, “Ben de onlara, “ve aleyküm” (size de) dedim.” Buyurmuştur. (Buhârî, Edeb, 35.) Toplumsal ilişkilerde saygının ve bunun kibarca ifadesi olan nezaketin ne kadar önemli olduğunu belki bilmeyenimiz yoktur. Ama iş uygulamaya gelince ne kadar zorlandığımızı da itiraf etmek durumundayız. Her zaman karşılaştığımız, bazen yan yana bulunmak durumunda kaldığımız insanlara bir baş işaretiyle bile olsa selam verebilmek, gerektiğinde teşekkür edebilmek, iyi dileklerimizi sunmak, konuşanı sabırla dinlemek, herkesin görüşüne saygı göstererek kavga etmeden konuşabilmek, kimsenin mahremiyetini ve kusurlarını merak etmeden kendi kusurumuza bakabilmek, herkesin hakkını kendi hakkımız gibi saygın görebilmek velhasıl toplumsal hayat içinde, bazen “adab-ı muaşeret”, bazen “görgü kuralları” olarak bilinen nezaket ölçülerine riayet etmek

Arnavutköy Bülteni Hz. Aişe (r.a) bildiriyor: “Allah Rasulü (s.a.s.) ne, bir kimseyle ilgili bir şey (şikayet) ulaştığında, “falancaya ne oluyor da böyle söylüyor” demez, “bazı kimselere ne oluyor da böyle söylüyorlar” derdi.” (Ebû Davud, Edeb, 6.) aslında sevgili Peygamberimiz’in, dolayısıyla dinimizin tavsiye ettiği hususlardır. Bunların ilk öğrenileceği yerler hiç şüphesiz aile yuvalarıdır. Örgün ve yaygın eğitim, görsel ve basılı her türlü yayın ve iletişim araçları bu kuralların gelişip yaygınlaşmasını sağlayacak kurum ve kuruluşlardır. Ancak bugün evlerimizin davetsiz misafirleri ve en etkili mürebbileri olan televizyon ve internet yoluyla nezaketimiz bir yana, dilimiz bile bozulmaya başladı. “Lan’lı, “lun’lu konuşmalar, hatta küfürler yerli dizilerimizin vazgeçilmezi haline geldi. Bunları izleyen dışarıdan birisinin, bu ülke insanlarının birbirlerine doğal hitap tarzının böyle olduğunu düşünmesi kaçınılmaz olacaktır. Bir polisiye dizide bile amir-memur, avukat, savcı, sanık, önüne gelen herkesin birbirine “lan” diye hitap ettiğini görünce, acaba devlet kurumlarımız bu kadar laubalileşti de bizim mi haberimiz yok diye endişelenmeye başladım. Gerçek durumun bu kadar vahim ol-

Toplumsal hayat içinde, bazen “adab-ı muaşeret”, bazen “görgü kuralları” olarak bilinen nezaket ölçülerine riayet etmek aslında sevgili Peygamberimiz’in, dolayısıyla dinimizin tavsiye ettiği hususlardır. Peygamberimiz, hayatının her safhasında sergilediği hoşgörülü, saygılı ve nazik tutumuyla bedevî bir toplumu medenileştirmiş, bu medeni toplum eliyle de İslam, kısa sürede dünyaya ışık saçan bir medeniyet kaynağı haline gelmiştir.

madığını bildiğimize göre bu dizilerle yapılmak istenen nedir? Amaç, bunları ilgiyle izleyen gençlerimizin, çocuklarımızın dilini, birbirine saygısını, nezaketini bozmak mı? Nitekim bu yayınların olumsuz etkileri gün geçtikçe, kendi çevremizde ve toplumda daha çok hissedilir hale gelmektedir. İslam tarihinde nezaketi örnek olarak gösterilen bir şahıstan bahsedilir. Adı Hatem olan ve miladi 9. Asırda bugünkü Afganistan’ın Belh şehrinde yaşayan bu zat devrinin ileri gelen sufilerinden biridir. Feridüddin-i Attar’ın “Tezkiretü’l-Evliya” isimli kitabında naklettiğine göre bir kadın, bir şey sormak için Hatem’in yanına geldi. Kadın derdini anlatırken birden yelleniverdi ve utancından kıpkırmızı kesildi. Hatem kadının utandığını fark edince, “kulağım ağır işitiyor, söylediklerini duymadım, yüksek sesle konuş” dedi. Hatem’in durumu fark etmediğini düşünen kadın derin bir oh çekerek rahatladı. İşitmesi normal olduğu halde, kadını o zor durumdan kurtarmak için böyle bir çare düşünen Hatem’in o günden itibaren, kadın ölene kadar on beş yıl sağır gibi davrandığı nakledilir. İşte bu nezaket âbidesi insan o zamandan bu yana “Hatemü’l-Esamm” (sağır Hatem) diye anılagelmiştir. Kanuni’ye nispet edilen, “Kimsenin aybını görüp kılma zinhar aşikâr / günde yüz bin aybın örter Hazreti Perverdigâh” beytinde açığa vurulmaması istenen ayıpların yanında, kadından sadır olanın ayıp bile sayılmayacağını söylemeye herhalde gerek yoktur. Nezaketine Kur’an’ın şahitlik ettiği (Âl-i İmran, 159; Ahzab, 53.) Sevgili Peygamberimiz, hayatının her safhasında sergilediği hoşgörülü, saygılı ve nazik tutumuyla bedevi bir toplumu medenileştirmiş, bu medeni toplum eliyle de İslam, kısa sürede dünyaya ışık saçan bir medeniyet kaynağı haline gelmiştir. Yorumunu yaptığımız sünnetinde Allah Rasulü, muhatabını incitmemek için, yapılan hatayı herkesin içinde yüze vurmadığı gibi, özel bir olayı üçüncü şahıslar üzerinden genel bir uyarıya dönüştürerek, benzer hatayı işleyebileceklerin, kırmadan nasıl eğitebileceği konusunda da bize önemli bir ders vermektedir. . Prof. Dr. I. Hakki Ünal (Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi)’nın Diyanet İşleri “40 Hadis 40 Yorum” kitabından alınmıştır.


SAĞLIK

Arnavutköy Bülteni

Sigarayı bırakanlarda sevindirici gelişme Sağlık Bakanlığı verilerine göre, son yedi yılda 1 milyon 891 bin 170 tiryaki, sigarayı bırakmak için polikliniklere müracaat etti.

S

ağlıkta Dönüşüm Programı ile sigara, nargile gibi tütün ürünlerinin kullanımıyla mücadele için harekete geçen Sağlık Bakanlığı, hem kişisel hem de toplum sağlığının korunması amacıyla çeşitli kanuni düzenlemelerle kullanım alanları ve satış yerlerine ilişkin sınırlamalar getirdi. Bakanlık yetkililerinden alınan bilgiye göre, uygulamaya giren programlar sonrasında dünya genelinde takdir kazanan Türkiye, yeni düzenlemelerle sigara kullanımını en aza düşürmek için "sigara bıraktırma hizmetleri"ni de güçlendirdi. Bu kapsamda, 2010 yılında uygulamaya giren "ALO 171 Sigara Bırakma Danışma Hattı" ile tütünle mücadele çalışmalarının kapsamlı şekilde yürütülmesi ve kullanıcılara sigarayı bırakma yönündeki talepleri konusunda yardımcı olunmaya başlandı. Bugün itibarıyla 175 operatörle 24 saat kesintisiz hizmet verilen ALO 171 Sigara Bırakma Danışma Hattı'nda

günlük ortalama 6-7 bin gerçek çağrıya karşılık veriliyor. Öte yandan, bura-

da 2015 yılından itibaren geliştirilen yeni yazılım aracılığıyla hem sigara bırakma poliklinikleri hem de ,"www.alo171.saglik.gov.tr" entegre çalışmaya başladı. Bu kapsamda sigara bırakma polikliniğine müracaat eden hastaların kayıtları doğrudan ALO 171 sistemine de düşüyor ve hastalar 171 aracılığıyla yıl boyunca bir hafta, ilk altı ay ve ardından birinci yılın sonunda olmak üzere yıl içinde 6 kez, aranarak sigara kullanıp kullanmadığı takip ediliyor. Sigara bırakmak için polikliniklere 2009'da 35 bin, 2010'da 120 bin, 2011'de 235 bin 558, 2012'de 325 bin 134, 2013'te 212 bin 80, 2014'te 226 bin 383, 2015'te 340 bin 92 ve 2016'da 378 bin 612 kişi başvurdu. Bu yılın ilk ayında ise başvuru sayısı 18 bin 311 olarak belirlendi. Bu verilerle yaklaşık yedi yılda sayı toplam 1 milyon 891 bin 170 olarak tespit edildi.

Çiğ tavuk alırken bu ayrıntıya dikkat!

Tavuklarda kas hastalığı mı var! Marketten aldığınız tavuğun üzerinde beyaz çizgiler dikkatinizi çekti mi? Bir kas hastalığı olan bu yağ çizgileri fabrika çifliklerinde büyütülen tavukların büyüme şartlarından kaynaklanıyor.

C

ompassion in World Farming isimli hayvanları koruma grubunun yayınladığı video, en çok tükettiğimiz besinlerden bir tanesi olan tavuklar hakkında ilginç bir tespitte bulundu. Marketten aldığınız tavuğun üzerinde beyaz çizgiler dikkatinizi çekti mi? Bir kas hastalığı olan bu yağ çizgileri fabrika çifliklerinde büyütülen tavukların büyüme şartlarından kaynaklanıyor. CIWF açıklamasında, "Beyaz çigiler gibi kas hastalıklarının spesifik nedeni hala araştırılmakla birlikte, araştırmaların çoğu tavukların hızlı büyütülmesi, daha kilolu olması ve göğüs kısmının

daha fazla olması ile miyopati adı verilen kas hastalığı arasında bir bağlantı olduğunu gösteriyor." diye bildirdi. Rapora göre, beyaz çizgiler sadece etin kalitesini düşürüp lezzetini azaltmakla kalmıyor aynı zamanda besleyici değerini de azaltıyor. Kas hastalığı olan tavuk daha yağlı oluyor ve sosunu iyi emmiyor. Bu hastalıktan daha fazla etkilenen tavuklar genellikle nugget gibi işlenmiş et ürünlerinde kullanılıyor. Yapılan bir araştırmada incelenen 285 tavuğun %96'sının aynı hastalığa sahip olduğu görüldü.

Hastalığınız sesinize de yansıyor! S

oğuyan havalar ve bununla beraber gelişen üst solunum yolları enfeksiyonları dışında gelişen ses kısıklığı, gırtlak kanseri ve depresyon gibi birçok hastalığı beraberinde getirebiliyor. Uzmanlar, gırtlak kanseri ve akciğer kanseri gibi ölümcül hastalıkların ses kısıklığını da beraberinde getirebileceğini belirtiyor.

Sesteki kısılma, kalınlaşma ve güçsüzleşme gibi belirtilerin uzun süre devam etmesi halinde muhakkak bir doktora başvurulması gerektiğinin altını çiziyorlar. Gırtlak kanseri en önemli risklerden biri Gırtlak tümörleri ve alerjide ses kısılır ve kalitesi değişir. Uzun süren ses kısıklığında akla ilk gelen gırtlak bölgesi kanserleridir. Derhal muayenenin yapılıp gırtlak bölgesinin mutlaka incelenmesi gerekir. Ses tellerinin üzerinden gelişen tümörlerde hemen hemen ilk ve erken bulgu ses kısıklığıyken, ses tellerinin yukarısında veya aşağısında gelişen gırtlak kanserlerinde bazen ses kısıklığı

geç bulgu olarak ortaya çıkar. Hangi belirtiler gerçekleştiğinde doktora gitmek gerekir? Hafif soğuk algınlığı veya bağırmaktan meydana gelen geçici ses kısılmaları meydana gelebilir. Bu durumda aşırı soğuk ve sıcak yiyeceklerden uzak durmak gerekir. Bunların dışında sürekli devam eden ve uzun süre geçmeyen ses kısıklığı sağlığınız açısından büyük tehlike oluşturabilir. • Ses kısıklığınız 2 veya 3 haftadan fazla sürmesi • Soğuk algınlığı gibi problemler yokken Ağrı ve acı hissedilmesi • Kan tükürmek • Yutkunmada güçlük ve boğaz şişliği gibi belirtiler etkisini göstermeye başladığında muhakkak bir doktora başvurmanız gerekir.

15

Ev Yapımı Oda Spreyi, Sabun ve Şampuan

G

ünlük hayatta kullandığımız bazı ürünlerin, içerdikleri kimyasallardan dolayı çeşitli kanser hastalıklarına sebep olduğu ortaya çıktı. Kullandığımız temizlik ürünlerinden, soluduğumuz havaya kadar birçok faktör kansere neden oluyor. Bundan kurtulmanın tek yolu günlük hayatta kullandığımız birtakım ürünleri hayatımızdan çıkarmak ya da onlara karşı önlem almak. İşte kanser yapan ürünler… ODA SPREYLERİ Bu ürünler odanızın güzel kokması için gerekli olabilir ancak hiçbir şey sağlığınızdan önemli değil. Bu tür ürünler, ölümcül olan kanserin yanı sıra astım ve hormonal bozukluklara neden oluyor. Ev yapımı oda spreyi tarifi Bu tarz ürünleri kullanmak yerine, karbonatla sirkeyi karıştırıp odanızdaki kötü kokuları nötr hale getirerek, odanızın temiz kokmasını sağlayabilirsiniz. KEPEĞE KARŞI ETKİLİ OLAN ŞAMPUANLAR Bu tür şampuanlarda yüksek miktarda sülfat ve metilkloroizotiyazolinon bulunur. İçeriğindeki bu kimyasallar ilerleyen zamanlarda cilt kanserine ve diğer ölümcül hastalıklara neden olabilir. Bunları kullanmak yerine şampuanınızı evde kendiniz hazırlayıp kullanabilirsiniz. Ev yapımı şampuan tarifi Normal saçlar için olan şampuandan 5 çorba kaşığı alın. Daha sonra 3 çorba kaşığı biberiye yağını ve aynı miktarda elma sirkesi ile limon suyunu karıştırın. Hazırladığınız bu şampuan kepeği gidermek için size yardımcı olacaktır. ANTİBAKTERİYEL SABUNLAR Bu tür sabunların bizi bakterilerden koruduğu söylenmiştir ancak yapılan son araştırmalarda içerİğinde, Triclosan maddesi bulunmuştur. Triclosanmaddesi, kanserojen etkili kimyasallar grubuna dâhildir. Su ile birleştiğinde kanser etkisine neden olan kloroform gazinin salgılanmasına yol açan triclosan, kanserden başka karaciğer hastalıklarına ve depresyona da neden olmakta. Zararlarını saymakla bitiremediğimiz bu ürünler yerine evinizde kendinizin hazırladığı doğal sabunları kullanabilirsiniz. Ev yapımı sabun tarifi Kimyasal içermeyen katı ve bitkisel sabunu bir rende yardımıyla rendeleyin. Daha sonra sabunu düşük sıcaklıkta eritin. Erittiğiniz karışıma lavanta yağı veya herhangi bir uçucu yağ ilave edin Karışımı kuru bir kaba koyduktan sonra kurumasını bekleyin.


16

KÜLTÜR SANAT AJANDASI IMDB PUAN

Tüylü Kaçak Vizyon Tarihi: Yönetmen: Oyuncular Tür: Ülke:

7,0

3 Şubat 2017 (1s 30dk) Alberto Rodríguez (II), Nacho la Casa Benjamin Nathan-Serio, Michelle Jenner Animasyon İspanya

Ozzy isimli çok sevimli bir ev köpeğinin maceralarını konu alan filmde, aile Japonya tatiline çıkınca geride kalan Ozzy’nin başına hiç beklenmedik olaylar gelecektir. Zira Ozzy’yi emanet ettikleri oldukça lüks gibi görünen barınak aslında hayvanları sahipleri yokken acımasızca satan bir çeteye aittir... Yönetmenliğini Alberto Rodriguez IMDB PUAN

Pepee 9,0

Vizyon Tarihi: Yönetmen: Oyuncular Tür: Ülke:

IMDB PUAN

‘in üstlendiği senaryosunda ise Juan Ramón Ruiz de Somavía’nın imzası olan İspanya yapımı film tam bir komedi-aile animasyonu. Sinemanın haşarı yüzlerinden biri olarak görülen animasyon türü, dünyanın dört bir yanından farklı tatlarda ürünler vermeye devam ediyor. Bu seferki filmimiz ise İspanya menşeili.

20 Ocak 2017 (1s 17dk) Hüseyin Emre Konyalı Ayşe Şule Bilgiç, Yağız Alp Şimşek, Iraz Elif Kıraç Aile, Animasyon, Macera Türkiye

Pepee, dedesinin labratuvarında ürettiği teknolojik sıcak hava balonu ile Türkiye semalarında kaybolur. Bu uçan teknolojik balon Pepee'yi önce Adıyaman-Nemrut, UrfaGöbeklitepe ve en son ise Kapadokya'ya götürür. Pepee başına gelen onca işten sıyrılıp evine geri dönebilecek midir? Acaba gerçeği bulabilecek midir? En önemlisi sevginin ve bir olmanın ne kadar önemli ve de-

ğerli olduğunu anlayabilecek midir? Aynı isimli sevilen milli çizgi film dizisinin üç boyutlu bir animasyon filmi Pepee:Birlik Zamanı'nda Pepee'yi Yağız Alp Şimşek seslendirirken, seslendirme kadrosunda Iraz Elif Kıraç, Çağrı Manas Kıraç, Meryem Atmaca ve Emre Törün de bulunuyor. Hüseyin Emre Konyalı'nıon yönettiği film Mars Dağıtım dağıtımıyla Düşyeri Yapım tarafından hazırlandı.

John Wick 2 Vizyon Tarihi: Yönetmen: Oyuncular Tür: Ülke:

8,6

10 Şubat 2017 (2s 2dk) Chad Stahelski Keanu Reeves, Common, Laurence Fishburne Aksiyon, Gerilim ABD

Emekliye ayrılmış olan John Wick can yoldaşı köpeğiyle sakin bir hayat sürmektedir. Ancak başına gelen kimi olaylar onu bir kez daha suç dünyasına iter. Bu kez bu uğurda Roma sokaklarını arşınlaması gerekecektir... Başarılı aksiyon filmi John Wick'in devam filmi olacak John Wick'in yöIMDB PUAN

Arnavutköy Bülteni

netmen koltuğunda Chad Stahelski oturuyor. Filmin başrolünde yine Keanu Reeves'i izleyeceğiz. Filmin kadrosunda Ruby Rose, Bridget Moynahan, Ian McShane, Peter Stormare, Laurence Fishburne, John Leguizamo ve Common gibi isimler de yer alıyor.

Recep İvedik 5 6,0

Vizyon Tarihi: Yönetmen: Oyuncular Tür: Ülke:

16 Şubat 2017 (1s 54dk) Togan Gökbakar Şahan Gökbakar, Orkan Varan, Deniz Ceylan Komedi Türkiye

Recep İvedik serisinin beşinci filmi olan yapımda Recep bu sefer yanındaki ekiple birlikte yarım kalan önemli bir işi tamamlamak için yollara dökülüyor. Çeşitli spor dallarında profesyonel olarak ter döken genç sporcuları müsabakalara taşımayı görev edinen İvedik, kaş yaparken yine göz çıkartıyor ve Türkiye'yi atletizm, boks, güreş vb. sporlarda temsil

IMDB PUAN

etmek İvedik ve ekibine düşüyor! Filmin yönetmenliğini gelenek bozulmadan yine Togan Gökbakar üstlenirken, başrol Şahan Gökbakar'a Orkan Varan ve Deniz Ceylan isimleri eşlik ediyor. Çamaşırhane firmasının yapımcılığını üstlendiği filmde müzikler Ömer Özgür'e, görüntü yönetimi ise Gérard Simon'a emanet.

Silence 8,2

Vizyon Tarihi: Yönetmen: Oyuncular Tür: Ülke:

17 Şubat 2017 (2s 41dk) Martin Scorsese Andrew Garfield, Adam Driver, Liam Neeson Dram, Tarihi ABD, İtalya, Japonya, Meksika

Film, 17. yüzyılda yaşayan iki rahibin karşılaştıkları şiddet ve baskıyı konu alıyor. Onyedinci yüzyılda Hristiyanlığı tanıtmak ve kayıp olan akıl hocaları Ferreira'yı bulmak için yola çıkan iki Cizvit papaz, Rodrigues ve Garrpe, Japonya'ya geldiklerinde şiddet ve zulümle karşı karşıya kalırlar. Katolikliğin yasadışı olduğu ve varlıklarının yasak

olduğu bir dönemde Japonya'ya gelen ikilinin inancı ciddi bir teste tabi tutulacaktır... Filmin yönetmen koltuğunda usta yönetmen Martin Scorsese oturuyor. Filmin kadrosunda Andrew Garfield, Adam Driver, Liam Neeson, Tadanobu Asano, Issey Ogata, Ciaran Hinds, Yosuke Kubozuka ve Yoshi Oida yer alıyor.

TÜYLÜ KAÇAK beyazperde.com

Miniklere hayvan sevgisi! Bu türün en çok sevilen ve tercih edilen kahramanları olan hayvanlar da tahmin edeceğiniz gibi bu serüvenin kahramanları konumunda. Hatta hikayenin neredeyse tamamı köpekler çevresinde gelişiyor. Sevdiklerinden ayrı kalan, başına hiç beklenmedik şeyler gelen ve özgürlüğü için elinden geleni ardına koymayan bir köpeğin macerası. Alberto Rodríguez ve Nacho la Casa tarafından yönetilen Tüylü Kaçak, Ozzy isimli bir ev köpeğinin hapishaneden kurtuluş mücadelesi üzerine kurulu. Ailesi beklenmedik bir Japonya seyahatine çıkınca, çok sevdikleri köpeklerini, Ozzy’i güvenli bir yere emanet ediyor. Reklamlarda oldukça güzel ve güvenilir görünen bir köpek oteli, tüylü dostumuz için de kısa bir süre için geçici evi oluyor. Ancak işler hiç de beklendiği gibi ilerlemiyor. Ailesi tarafından bu lüks ve gösterişli köpek oteline bırakılan Ozzy, kısa süre sonra acı gerçekle yüzleşiyor. Kırgın olsa da en azından huzurlu şekilde gün geçireceğini düşündüğü mekan aslında kendisi için bir hapishaneye dönüşüyor. Kötüler Ozzy’i köle olarak çalıştırıyor, diğer köpeklere de aynı şekilde emirler yağdırıyor. Buradan sonra olacakları az ya da çok tahmin etmişsinizdir. Bu tür animasyon filmlerde eğer merkezde hayvanlar var ve kahramanlar da onlarsa, genellikle hikayenin önemli kısmında insanlar da yer alır. En azından Buz Çağı’nda geçen bir hikayede, bir mamut ile kaplanın maceralarına tanık olmayacaksanız. Tüylü Kaçak filminde bu durum tersine çevrilmiş. Her ne kadar Ozzy’nin ailesi ile tanışıyor ve sahte otele kadar onlarla vakit geçiriyor olsak da, sonrası ağırlıklı olarak iyi köpekler, kötü köpeklere karşı şeklinde devam ediyor. Tabii perdenin ardına her zamanki gibi kötü insanlar var! Tüylü Kaçak teknik anlamda izleyiciyi, küçük ya da büyük fark etmeksizin tatmin edecek düzeyde. Renkli ancak abartılı olmayan bir atmosfer, kısa ancak keyifli arka plan müzikleri ve bolca köpek. Ozzy’nin dostluk kurup, oradan kaçması ve ailesi ile bir kez daha bir araya gelebilmesi için sağlam bir plana ortak etmesi gereken sayısız arkadaş. Buna rağmen küçüklerin mutlu olacağı, hayvanlara dair dikkate değer mesajları alma şansına erişeceği, izlenesi bir animasyon filmi Tüylü Kaçak. İyi seyirler!


KİTAPLAR

Arnavutköy Bülteni

17

Önce Sen (Bir gün gelecek, bir gün kalacak..) CESUR YENİ DÜNYA -Aldous Huxley

kitapveyorum.com / Metin Yılmaz

Bilim kurgu romanları denildiğinde ilk akla gelen romanlardan biri olan Cesur Yeni Dünya’yı en sonunda okudum. Çok geç kalmış olsam da bitirmiş olmanın verdiği mutluluğu yaşadım. Kitap gerçekten çok etkileyici bir kurguya sahip. Konuların işlenişi ve bağlanmaları ise Aldous Huxley’in dahihane yeteneğinin eseri. Her ne kadar sizi hemen yakalamasa da biraz okumaya başlayıp, konuya gömülmeye başladığınızda sizi içine çekmeye başlıyor. Sonrasında ise zaten okumaya ara veremiyorsunuz. Sürekli olarak George Orwell’ın 1984 romanı ile karşılaştırılan bir roman Cesur Yeni Dünya. Ama bana sorarsanız bu yanlış bir karşılaştırma. Zaten kitap karşılaştırması yapmak saçma sapan bir hareket. Sanırım yazarlarının aynı dönem yaşamış olmaları, birbirleri ile mektuplaşmaları yüzünden, günümüzün magazinsel kimseleri tarafından bu kıyaslamaya gidilmiş. Bence her iki romanında kendine has noktaları var. Eğer karşılaştırma değilde, hangisi daha sürükleyici, hangisi seni daha çok etkiledi derseniz 1984 derim. 1984’ü iki kere okumuş olmama rağmen, kitap beni hiç sıkmadan, aynı heyecanla sona kadar sürüklemişti. Aradan yıllar geçmesine rağmen. Aynısını Cesur Yeni Dünya ile de yaşayacağımızı umuyorum. Kitabın genel olarak konusu dünya düzeni. Tam bir distopya sunuyor bize Aldous Huxley. Yalnız bunu yaparken bir çok yere parmak basıyor ve göstermek istediği her noktayı irdeliyor. Henry Ford ve efsanevi T modelinin ortaya çıkışı, sonrasında yaşanan tüketim odaklı dünya düzeni, sürekli olarak mükemmelliyetçi bir yaşam arayışı konularının üzerinde duruluyor. Bu karakter ile ilgili olarak herkes kendisine göre bir yorum getirmiş. Ben kendi yorumumu yazmak istemiyorum. Siz de okuyun ve siz de kendi yorumunuzu getirin. Zaten hayatımızda herşeyi anlamak istediğimiz gibi ya da bize gösterilen gibi anlamak istiyoruz. Kitap adı: Cesur Yeni Dünya Orijinal adı: Brave New World Yazar: Aldous Huxley Çeviri: Ümit Tosun Yayınevi: İthaki Sayfa: 348 Baskı: 2014 Tür: Bilim Kurgu, Roman

Yazar: Baskı Tarihi: ISBN Tür: Yayınevi:

Çağatay C. Öztürk Ocak 2017 9789751037411 Kişisel Gelişim İnkılap Kitabevi

Başkalarının ne düşündüğünü kendisinden daha çok önemseyen bir toplumda, ne yazık ki haklı olma kaygısı da üst düzeydedir. Zira ne kadar haklıysanız o kadar kabul görür, o kadar makbul ve iyi bir insanmış gibi olursunuz! Ne var ki aslolan kişinin kendisine verdiği cevap ve gerçekten mutlu olup olmadığıdır. Peki kime Önce Sen diyoruz? Karşı-

Sayfa Sayısı: 255 Dil: Türkçe

mızdakine mi, yoksa kendimize mi? Önceliği kendimize vermek bencilik anlamına mı geliyor? Ya da karşımızdakine verdiğimizde, onu var ederken kendimizi yok saymış olmuyor muyuz? Belki de bu defa, bizi biz yapan egolarımızı ortadan kaldırmaya çalışmak yerine onları ehlileştirmeyi denemeliyizdir.

Yağmurun Gelini Yazar: Baskı Tarihi: ISBN Tür: Yayınevi:

Sinan Akyüz Ocak 2017 9786051714486 Roman, Edebiyat Alfa Yayıncılık

“Bazen alıp başını gitmek ister insan. Uzaklara, çok uzaklara… Görürüm ki sen de alıp başını gitmek istersin buralardan. O vakit ben de seni yanımda götüreyim derim…” Delal iliklerine kadar sarsıldı. Sonra ani bir öfke hissetti içinde. “Doğrudur,” diye bağırdı. “Uzaklara, hem de çok uzaklara gitmek isterim…

Sayfa Sayısı: 333

Fakat Şiyar’ımın olmadığı bir yere de gitmek istemem.” Mamo sakinliğini hiç elden bırakmadı. “İstersen acele hüküm verme,” dedi. “Yarın sabaha kadar vaktimiz vardır. Bilesin ki benim oğlum da senin gibi yaralıdır. Bu kötü günlerinizde birbirinize yoldaş olursunuz kızım. Baran’ım elbette iyileşecek, bir gün ayağa kalkacaktır. ...

Farfara Yazar: Baskı Tarihi: ISBN Tür: Yayınevi:

Sezgin Kaymaz Ocak 2017 9786055162801 Roman, Edebiyat April Yayınları

Ankara kocaman bir patlak kâse, onlar da ateşini almış patlamış mısır, o yana bu yana sıçrayıp duruyorlar. Luki'nin romanı bu. Veya adonna'nın veya Lucky'nin veya Matahari'nin; kısaca itin tekinin. Ne anasının başı kurtulduydu belâdan ne de yavrusunun kurtuldu. Ne anasının ağına düşenler kurtarabildiydi yakasını aşktan, ne yavrusu-

Sayfa Sayısı: 416 Dil: Türkçe

nun ağına düşenler kurtarabildi. "Al sana bir yavru köpek. Oynaş, eğleş!" deyip verdi Allah bunlara bir yavru köpek, o yavru köpek de tuttu bir güzel oynaştı alayıyla; dalgasını geçti. Mücellâ… Tahsin Bey’in kaybıyla yıkılan, kendini uykuyla iyileştirmeye çalışan, sitemkâr sır küpü bir Ankara hanımefendisi. ...

Bill Gates Gibi Düşünmek Yazar: Baskı Tarihi: ISBN Tür: Yayınevi:

Daniel Smith Ocak 2017 9786052990506 Kişisel Gelişim Pegasus Yayınevi

Gates, Microsoft’u 1975’te kurdu. Windows’un ilk versiyonu 1985’te ortaya çıktığında Gates’in şirketi dünyanın en başarılıları arasında çoktan yerini almıştı. Acımasızlığıyla ün salmış olan genç girişimci, sadece pazar için ürün geliştirmeyi bilmekle kalmıyor, aynı zamanda onu satmayı da çok iyi beceriyordu.

Sayfa Sayısı: 176 Dil: Türkçe

Bu alandaki başarısı onu kırk yaşına gelmeden dünyanın en zengin insanı yaptı. Bugün Gates’in mirası, bilgisayarlarla her türlü etkileşimimizde görülebilir. Ama yakın dönemde Bill ve Melinda Gates Vakfı ile yaptığı çalışmalar, onu teknolojiye katkılarıyla olduğu kadar yoksulluğa karşı mücadelesiyle de hatırlayacağımızı gösteriyor. ...

Tılsım (Talisman) Yazar: Baskı Tarihi: ISBN Tür: Yayınevi:

Stephen King, Peter Straub Ocak 2017 9789751037374 Roman, Polisiye, Edebiyat Sayfa 6 Yayınları

“İnsan bir şeyin sahibi olduğunu, onu ne kadar kolaylıkla verebileceğinden anlar.” Jack Sawyer on iki yaşında mutlu bir çocukken yaşamı, babasının ani ölümü, ardından da annesinin ölümcül bir hastalığa yakalanmasıyla tepetaklak olur. Annesi, Jack’i alarak ülkenin diğer ucundaki bir otele götürür. Aslında amacı o-

Sayfa Sayısı: 648 Dil: Türkçe

nu babasının iş ortağı Morgan Sloat’tan uzaklaştırmaktır. Sloat ne kadar güvenilmezse Jack’in en yakın arkadaşı olan ve bu yolculukta onu yalnız bırakmayan oğlu Richard da o kadar dürüsttür. Jack orada tanıdığı lunaparkın yaşlı görevlisi Hızlı Parker’dan, Diyar diye anılan başka bir evrenden getireceği bir Tılsım ile annesini iyileştirebileceğini öğrenir. ...


18

BULMACA

Arnavutköy Bülteni

“Küsmek ve darılmak için bahaneler aramak yerine, sevmek sevilmek için çareler arayın.” Mevlana Celaleddin Rumi


Arnavutköy Bülteni

SOSYAL MEDYA

19

Teknolojiyi her alanda aktif bir şekilde kullanan Arnavutköy Belediyesi, sosyal medya aracılığı ile vatandaşlarına ulaşıyor. Arnavutköy Belediyesi resmi sosyal medya adreslerini takip ederek, belediye ile aktif iletişime geçebilirsiniz.



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.