ARALIK AYI BÜLTENİ 2017

Page 1

HACI CEMAL AKSOY CAMİİ’NİN TEMELİ DUALARLA ATILDI

14

8

5

EN YEŞİL OFİS, ARNAVUTKÖY BELEDİYESİ YÖNETİM MERKEZİ

“YÜRÜYEBİLDİĞİN KADAR YÜRÜ”

ARALIK 2017 SAYI: 60

Arnavutköy’de Yatırımlar Katlanarak Devam Ediyor Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı, mahalle muhtarları ile bir araya gelerek, ilçede devam eden projeleri anlattı.

4 K ISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KIS A KIS

A KISA KISA KISA KISA K I S

A

KIS

A KISA KISA KISA KISA K I S A

K ISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KIS A


2

TÜRKİYE

Arnavutköy Bülteni

137 Yıllık Hayal Proje Gerçek Oldu O

smanlı Dönemi arşivinde bulunan Ovit Tüneli projesi, 137 yıl sonra hayata geçirildi. Artık 12 ay boyunca, Rize ile Erzurum arasında ulaşım kesintisiz sağlanabilecek. Rize'nin İkizdere ilçesi Ovit Dağı Geçidi’nde, geçen yılın kasım ayında Başbakan Binali Yıldırım’ın katılımı ile 'Işık Göründü' töreni yapılan 14.3 kilometrelik Türkiye’nin en uzun, dünyanın 3’üncü uzun çift tüplü karayolu tüneli Ovit Tüneli’nde, tek tüpte ulaşım kontrollü olarak verilmeye başlandı. Osmanlı arşivi kayıtlarına göre, 1880 yılında Osmanlı devletinin kalkınma çalışmalarında yer alan tünel projesi, 137 yıl sonra gerçekleşmiş oldu. OSMANLI DÖNEMİ ARŞİVİNDE YER ALIYORDU Ovit Projesi, Başbakanlık Osmanlı arşivi kayıtlarına göre, 1880 yılı Os-

manlı Devleti’nin kalkınma çalışmalarında yer aldı. Proje için ilk adım 1930 yılında yol projesi ile hayata geçirildi. Kazma ve küreklerle yol yapımına başlanan bölgeye, Rizeliler gruplar halinde gönderildi. Yapımı yıllarca gündemden düşmeyen Ovit Tünel Projesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde gündeme geldi ve 13 Mayıs 2012 tarihinde temeli atıldı. 11 Kasım 2016 tarihinde Başbakan Binali Yıldırım'ın katılımı ile 'Ovit Tüneli'nde Işık Göründü' töreni yapıldı. Ovit Dağı geçidinde yapımı tamamlanan 14.3 kilometrelik Ovit Tüneli, Türkiye’nin en uzun, dünyanın 3’üncü uzun çift tüplü tüneli oldu. Tünelin giriş kotu 2 bin 54, çıkış kotu ise 2 bin 260 metre oldu. 412 milyon 366 bin liraya mal olan Ovit Tüneli ile Rize- Erzurum arasındaki ulaşım 4.4 kilometre kısaldı

ve 12 ay boyunca kesintisiz ulaşım sağlanmış oldu. Ovit tüneli sayesinde, daha önce 4,5 saat süren Rize-Erzurum arası 1 - 1,5 saat arası kısalacak. Vatandaşlar hem zaman hem de yakıt tasarrufu sağlamış olacaklar.

Baraj Sayısı İkiye Katlanacak O

rman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu, 727 olan toplam baraj sayısını 5 yılda ikiye katlayarak 2023 yılında bin 454'e yükseleceğini söyledi. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu yaptığı açıklamada, yakın bir gelecekte dünyadaki en önemli sektörün gıda güvenliği ve gıda arzı olacağını belirtti. "SEFERBERLİK BAŞLATTIK" Bu sebeple Türkiye'yi dünyanın gıda üretim ve ihracat merkezi haline getirmek istediklerini aktaran bakan Veysel Eroğlu, "Yeter ki biz sulama projelerimizi, barajlarımızı, göletlerimizi yapalım. Bu maksatla bir seferberlik başlattık. Ekonomik sulanabilir bütün zirai alanlarımızı suya kavuşturmakta kararlıyız" dedi. "2023 YILINDA BİN 454 BARAJ HİZMETE SUNULMUŞ OLACAK" Bu çerçevede planlamalarını yaptıklarını belirten Veysel Eroğlu şunları kaydetti: "1954-2002 yılları arasında 276 baraj inşa edildi, 2002-2017 yılları arasında ise 451 baraj tamamlandı. Planlama,

proje ve inşaat aşamasında bulunan 727 baraj ise 2018-2023 yılları arasında tamamlanacak. Sulama, içme suyu, enerji ve taşkın koruma maksatlı olarak inşa edilen baraj sayımızı 2023 yılında bin 454'e yükselterek aziz milletimizin hizmetine sunacağız. Bu sayede, 1053 Sayılı Kanun kapsamındaki bütün yerleşim yerlerinin 2040 yılına kadar ihtiyacı

olan içme-kullanma ve sanayi suyu temin edilmiş olacak. Ekonomik olarak sulanabilir 8,5 milyon hektar alan sulu ziraata kavuşmuş olacak. Ayrıca binlerce yerleşim yeri ile milyonlarca dekar arazi, taşkın zararlarından korunarak bu barajların bazılarına kurulacak santraller ile yerli ve yenilenebilir enerji üretilecek."

T

İstek, Öneri ve Şikayetlerinizi

444 4 597

arnavutkoy@arnavutkoy.bel.tr

Yahut sosyal medya hesaplarımızdan iletebilirsiniz.

ARNAVUTKÖY BÜLTENİ

ARALIK 2017 • Sayı: 60 İmtiyaz Sahibi Arnavutköy Belediye Başkanlığı adına Ahmet Haşim BALTACI Danışma Kurulu Kemal AYGENLİ Turgut BARAN Osman AKKAYA Yavuz FIRAT M. Hakan ŞİŞMAN

Dünya’nın En Büyük 2. Tüneli rabzon-Gümüşhane Karayolu üzerindeki Yeni Zigana Tüneli’nde çalışmalar tam hızla sürüyor.

Arnavutköy’deki tüm okullarımızı kapsayan, hazırlayacağımız OKUL KÖŞEMİZ için bilgi, belge, resim, fotoğraf ve dokümanlarınızı bültenimizde yayınlanmak üzere bulten@arnavutkoy.bel.tr adresine gönderebilirsiniz

Yapımına 1,5 sene önce başlanan Yeni Zigana Tüneli tamamlandığında Türkiye ve Avrupa’nın en uzun, dünyanın ise 2.

en uzun tüneli olma özelliğini elinde bulunduracak. SÜRÜCÜLERE BÜYÜK KOLAYLIK SAĞLAYACAK Bu projede 1. Zigana Tüneli ve 2. Zigana Tüneli adı altında iki tünel bulunuyor. Bunlardan 2. Zigana Tüneli; Gümüşhane-Trabzon arasındaki yolu 8 km daha kısaltıyor. Bu da kış aylarında keskin virajlarda hava şartlarıyla mücadele eden sürücülere büyük kolaylık sağlayacak. 2019'DA HİZMETE GİRECEK Zigana Tüneli'nin 1,5 yılda yüzde 30'u tamamlandı. Projenin tam anlamıyla sona ermesi 29 Ekim 2019'u bulacak. GECE GÜNDÜZ 400 İŞÇİ ÇALIŞIYOR Yatırım bedeli 580 milyon lira olan proje için her iki tünel tarafından da toplam 400 işçi gece gündüz çalışıyor.

Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mutlu BAHTİYAR Fotoğraf Emre DÜZEL Veysel ÖZMENOĞLU Bünyamin ŞAHAN Eyüp SARICA Hazırlık ve Baskı DERGAH OFSET Küçükçekmece / İSTANBUL 0212 489 33 33 Grafik Tasarım Platin GROUP İdare Adresi Merkez Mah. Genç Osman Cad. No: 19 34275 Arnavutköy/İstanbul Fax: 0212 597 00 57 E-Posta: bulten@arnavutkoy.bel.tr

2017


İSTANBUL

Arnavutköy Bülteni

Yeni Havalimanı’nın %73’ü tamamlandı

U

laştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Arslan, çalışmaların yüzde 73'ünün tamamlandığını açıkladı. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, havalimanı inşaatında gazetecilere yaptığı açıklamada, son 15 yılda havalimanı sayısının 26'dan 55'e, yolcu sayısının 34,5 milyondan 180 milyona çıktığını, 2017'yi 189 milyon yolcu sayısı ile kapatmayı hedeflediklerini bildirdi. Arslan, Atatürk Havalimanı'nın maksimum kapasiteyle çalışmasına rağmen yeterli olmaması nedeniyle, İstanbul'un havacılıkta bir hub haline gelmesi için yapılan İstanbul yeni havalimanının, hem istihdam açısından hem de ekonomik açıdan ülkeye sağlayacağı katma değere değindi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kanal İstanbul ihale aşamasında C

umhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kanal İstanbul projesinin ihale sürecinde olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ATO Ödül Töreni'nde gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, çalışmaları devam eden Kanal İstanbul projesine değinen konuşmasında, "İstanbul'da Kanal İstanbul projesi bitme noktasına geldi artık ihale aşamasında." dedi. "1 YIL İÇERİSİNDE FUAR ALANI MESELESİNİ BİTİRECEĞİZ" Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan, başkent Ankara için de benzer projeler geliştireceklerini belirterek, "Hep konuşulan, ama mesafe alınamayan fuar alanı meselesini de inşallah bu dönemde bitireceğiz. İnşallah bu fuar alanını 1 yıl içerisinde tamamlayacağız" diye konuştu. 1 MİLYON İLAVE İSTİHDAM Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2023 yılı-

na kadar 65 yeni organize sanayi bölgesi kurarak, sadece buralarda 1 milyon ilave istihdam hedefliyoruz. Şu anda sayıları 800'e ulaşmış olan AR-GE araştırma geliştirme ve tasarım merkezlerinin sayısını, önümüzdeki yıl sonuna kadar bin 200'e ulaştırarak, istihdamın niteliğini de yükseltiyoruz" dedi.

KANAL GENİŞLİĞİ 600 METREYİ BULACAK Karadeniz ile Marmara denizi arasında yaklaşık 43 kilometre uzunluğunda olacak Kanal İstanbul, Küçükçekmece'de son bulacak. Ayrıca genişlik için çalışma yapılan kanalın, gemi büyüklüğüne göre 500 veya 600 metreyi bulması planlanıyor.

Metrobüs hattı Silivri'ye kadar uzatılıyor İ

stanbul'da, Beylikdüzü-Silivri güzergahı için metrobüs çalışmaları başladı. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi, kasım ayı toplantılarının 4'üncü birleşiminde, İETT Genel Müdürlüğü'nün "2018 Yılı Bütçesi ve Performans Programı" görüşüldü. İBB Meclisi Başkan Vekili Ahmet Selamet'in başkanlığını yaptığı toplantıda, meclis

üyelerine bütçeyi sunan İETT Genel Müdürü Arif Emecen, faaliyetlerini anlattı. BEYLİKDÜZÜ- SİLİVRİ GÜZERGAHI GELİYOR İETT'nin 146 yıllık birikimi ve tecrübesiyle, İstanbul’un can damarı sayılan otobüslerle yılın 365 günü 24 saat kesintisiz hizmet verdiğini belirten Emecen, "İETT yaş ortalaması 5,15 olan 3 bin 130 otobüsü ile Avrupa’nın en geç filosu olmaya devam ediyor. İETT, denetim ve yürütümünden sorumlu olduğu Özel Halk Otobüs ve Otobüs AŞ otobüsleri ile birlikte günde yaklaşık 50 bin sefer gerçekleştirerek, 4 milyon yolcu taşımaktadır. İstanbul'da kıtalararası yolculuğu hızlandıran metrobüste ise, 590 aracımızla hizmet veriyoruz. Yolculuklardaki konforu arttırmak ilk hedefimiz. 52 kilometre ve 45 istasyonumuzla birlikte iyileştirme projelerimize hız kesmeden devam ediyoruz. Planlanan Beylikdüzü-Silivri güzergahı ile, İstanbul halkı hızlı ve konforlu ulaşım hizmetlerinden birine daha kavuşacaktır" dedi.

"METRO İLE ENTEGRE EDİLECEK" İstanbul'da hizmet veren tüm otobüs hatlarını ana-besleme hat modeli olarak yeniden düzenlediklerini dile getiren Emecen, "Her mahalleden merkeze olan hat yapısını; her mahalleden en yakın metro veya metrobüs istasyonuna entegre olacak şekilde düzenleyerek, hatlardaki sefer sıklığının artması sağlanıp seyahat süresi kısaltılmaktadır. Böylelikle daha kısa sürede, daha konforlu bir ulaşım hizmeti sağlanmaktadır. Mevcutta 725 olan hat sayısı; anabesleme hat modeline göre yeniden planlandığında, toplam hat sayısı 429'a düşerek, ortalama hat uzunluğunun da 18 kilometreden 13 kilometreye düşürülmesi ile, sefer sıklığının yüzde 50 arttırılması hedefleniyor. Metro istasyonları ile entegre olan besleme hatlar sayesinde, metrekareye 4 kişi olacak şekilde sefer sıklığı planlamaları yapılarak, konfor oranının yüzde 25 oranında arttırılması hedefleniyor" şeklinde konuştu.

3

Çamlıca Camii 2018 Ramazan Ayında hizmete açılacak

Y

apımı devam eden Çamlıca Camisi'nin 14 Haziran 2018 tarihinde ibadete açılması planlanıyor. Tamamlandığında iç mekanda ana kubbeyi tutan 4 kemer arasındaki 220 metrelik bir alana, "Fetih Suresi" de yazılmış olacak. 14 HAZİRAN 2018 TARİHİNDE AÇILACAK Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, konuyla ilgili bir açıklama yaparak, “İslam coğrafyasının en önemli eserlerinden biri olan Çamlıca Camii, Üsküdar’da yükseliyor. Asrın mührü olacak bu cami, önümüzdeki Ramazan ayında (14 Haziran 2018) ibadete açılacak, müjdeyi buradan vermiş olalım” dedi. BİR AFET ANINDA 100 BİN KİŞİYE EV SAHİPLİĞİ YAPACAK Bittiğinde 50 bin kişinin aynı anda ibadet edebileceği büyüklükte olacak Çamlıca Camisi'nin bir başka özelliği ile ön plana çıktığını söyleyen Ergin Külünk ise, “Bu projenin ayrı bir özelliği daha var. Bizim kapalı alanlarımız ihtiyaç halinde yaklaşık 100 bin insanı sivil savunma anlamında barındırabilecek büyüklükte. Yani herhangi bir deprem ya da başka bir sıkıntılı durumda, bu proje 100 bin insanı barındırabiliyor. Bu da sivil savunma anlamında ciddi bir hizmet vereceği manasına geliyor" dedi.

Mahmutbey-Esenyurt Metro Hattı'nda çalışmalar başladı

2

ay önce yer teslimi gerçekleşen Mahmutbey-Esenyurt Metro Hattı'nda inşaat çalışmaları hız kazandı. Projenin 11 Temmuz'da yapılan ihalesinde kazanan, 3 milyar 49 milyon 994 bin 729 lira bedelle Akyol- Astur- IC İçtaş ortaklığı olmuştu. İNŞAAT ÇALIŞMALARI BAŞLADI Metro hattının yer teslimi 2 ay önce gerçekleşti ve geçtiğimiz günlerde inşaat çalışmaları başladı. Mahmutbey - Bahçeşehir - Esenyurt Metro Hattı 18.5 km uzunluğunda olacak. 12 duraktan oluşacak metro hattı, 70 bin kişiye hizmet verecek ve açıldığında Bağcılar, Küçükçekmece, Başakşehir, Avcılar ve Esenyurt ilçelerine hizmet verecek.


4

GÜNCEL

Arnavutköy Bülteni

Arnavutköy’de Yatırımlar Katlanarak Devam Ediyor

Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı, mahalle muhtarları ile bir araya gelerek, ilçede devam eden projeleri anlattı.

M

ahalle muhtarlarıyla yapılan kahvaltılı toplantı, Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı’nın katılımıyla düzenlendi. Toplantıda, Arnavutköy İlçesi’nde yapımı devam eden çalışmalardan ve geleceğe yönelik yapılan projelerden bahseden Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı; AVLU34 ile katlı otopark ve meydan düzenlemesinin en kısa zamanda tamamlanacağını belirtti. Arnavutköy Belediyesi Yönetim Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantı yaklaşık 2 saat sürdü. Toplantıda yapılmış ve yapımına devam edilen projeler ile ilgili bilgiler verildi. Toplantıda, mahalle muhtarlarının istek ve sorunları Başkan Baltacı tarafından dinlenildi ve çözüm yolları konuşuldu. Sağlıktan spora, altyapıdan imar planlarına ve vatandaşların en çok merak ettiği yeni projelere kadar birçok konudaki düşüncelerini muhtarlarla paylaşan Başkan Baltacı, Arnavutköy İlçesi’nin alt yapı sorununun önceki dönemde bittiğini hatırlatıp, “Günümüzde ise üst yapı sorununu tamamlayıp, artık yeni şehircilik anlayışımızı ilçemize uyarlıyoruz” dedi. TÜM MÜDÜRLÜKLER YÖNETİM MERKEZİNDE “Tüm müdürlüklerimiz ile yeni binada halkımızın hizmetindeyiz” diyen Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı, “Hadımköy ve Durusu’daki birimlerimiz dışında tamamen yönetim merkezimize taşındık. Nasip olursa birkaç ay içerisinde bu alanda bulunan tüm binalar hizmette olacak. Kültür merkezimiz, tiyatro salonumuz, toplantı salonlarımız, yemekli düğünlere ev sahipliği yapacak salonumuz ve nikah salonumuz vatandaşlarımıza açılacak. Aynı alanda diğer çalışmalarımız ise ticari ünitelerin yapımıdır. Yakın zamanda bu da ihale aşamasına gelecektir. Böylece boş arazilerimizi de kullanacağız. Tüm fonksiyonları bittiği zaman bu alan, tam manasıyla yaşam alanı olacak” diye konuştu. MEYDAN DÜZENLEME ÇALIŞMALARI BİTME AŞAMASINDA Yönetim merkezinin yanından metro geçeceğini belirten Başkan Baltacı, “Daha önce de söylemiştim. Metro hatlarından bir tanesi yönetim merkezimizin bulunduğu alandan geçecek. Buradan geçecek metro hattı, Vezneciler’den buraya gelecek. Bu hattın ihalesi tamamlanmış olup, tramvay yer altına alınarak, Vezneciler-Habipler-Arnavutköy hattı olarak hizmet görecek. Diğer hat ise Halkalı’dan havalimanına giden hat. Bu hatlarla beraber Arnavutköy yeniden yapılanacak. Arazide görüyorsunuz, yoğun bir çalışma var. Gerek merkezi hükümet, gerek Büyükşehir, gerekse Arnavutköy Belediyesi olarak bizler ciddi bir çalışma içerisindeyiz. Arnavutköy Belediyesi olarak bu sene meydanlara ağırlık verdik. Sazlıbosna ve Yeşilbayır mahalleleri bitti. Çilingir ve Yassıören’de çalışmalar bitme aşamasında. Diğer mahallelerimi-

zin yer teslimleri yapılacak. İmrahor Meydanı’nda da çalışmalarımız devam ediyor” şeklinde konuştu. ÇEVRECİLİK ANLAYIŞIYLA DÜZENLEMELER YAPILIYOR Ekolojik koridor projesi hakkında yürütülen çalışmalara da değinen Başkan Baltacı: “İmrahor’dan başlayıp Boğazköy’e kadar giden yeşil alan projesi, sadece bizim için değil, İstanbul için de önemli bir çalışmadır. 2013 yılından beri çalışmaları yapılan bu projenin içerisinde; Hollanda ve İngiltere’den ekipler yer almış ve bienallerde sergilenmiştir. Dere ıslahı ve havza bölgelerinde kalan yerlerin nasıl yapılandırılacağına dair yapılan bu çalışmalar, çevreci bakış açısıyla planlanarak, günümüze kadar geldi. Bunlardan birinci aşaması olan Bolluca bölgesindeki çalışmalar başladı. Kapalı Pazar alanı, belediye hiz-

met binası ve Bolluca Stadyumu’na kadar olan alan büyük bir meydana dönüştürülecek. Ekolojik koridorun diğer çalışmaları ise tamamlanarak, devam edecek” şeklinde konuştu. BOĞAZKÖY’E DEV YATIRIM Boğazköy Merkez Mahallesi’nde inşa edilen spor ve kültür kompleksi hakkında bilgi veren Başkan Baltacı: “ Bölgeyi hareketlendirecek olan kompleksin içerisinde birçok sosyal donatı alanı bulunuyor. Gençlerin sportif faaliyetlerini yapabileceği spor merkezi ve kaykay pisti, vatandaşların vakit geçirebilecekleri kafe ile restoranlar yer alacak. Ayrıca bilim merkezi, etkinlik alanları, katlı otopark, kütüphane, çok amaçlı salonlar, gençlik merkezi, yetişkin evi, halk sağlık merkezi, kadın kültür merkezi, kreş, anaokulu ve idare binalar da dev kompleks içerisinde faaliyette olacak” dedi. Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı muhtarlar ile yaptığı bilgilendirme toplantısında, restorasyon çalışmalarına, yeni yapılacak sağlık ocaklarına, parklara, devam eden alt yapı çalışmalarına kadar birçok konuya değindi. Muhtarlardan gelen talepleri not alan Başkan Baltacı, muhtarların tüm sorunlarına cevap vererek, çözüm yolları hakkında açıklamada bulundu. Başkan Baltacı, ilçeye yapılacak makro projeler sayesinde, yatırımcıların bu bölgeyle daha çok ilgileneceğini söyledi. Toplantı sonunda ise Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı, yönetim merkezi, kültür merkezi, tiyatro ve nikah salonunu muhtarlara gezdirdi.


Arnavutköy Bülteni

GÜNCEL

5

Hacı Cemal Aksoy Camii’nin Temeli Dualarla Atıldı Hacı Cemal Aksoy Camii temel atma töreni, Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı’nın katılımıyla gerçekleştirildi.

H

er gün yeni yapıların yükseldiği Arnavutköy’de, vatandaşların ihtiyaçlarına yönelik merkezler inşa edilmeye devam ediliyor. İlçede, eğitim merkezleri ve kültür merkezleri gibi birçok yapının yanı sıra, ibadethanelerin de temelleri atılıyor. Arnavutköy Mezarlığı yanına inşa edilen bin 800 m2 alana sahip gasilhaneden sonra Hacı Cemal Aksoy Camii’nin de temeli atıldı. 500 kişinin aynı anda namaz kılabileceği Hacı Cemal Aksoy Camii temel atma töreni, vatandaşların yoğun katılımıyla gerçekleştirildi.. Hacı Cemal Aksoy Camii temel atma törenine, Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı, İBB Mezarlıklar Daire Başkanı Adem Avcı, İlçe Müftüsü Bahri Şamat ve çok sayıda vatandaş katıldı. Cami temel atma töreninde bir konuşma yapan Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı: “İnancımızın bize öğrettiği çok önemli bir gerçek var. İnsan ölse bile sevaplarının yazıldığı amel defteri kapanmaz. Bu gibi eserler kazandıran hayırseverlerin de amel defteri hiçbir zaman kapanmayacaktır. Sadaka-i Cariye dediğimiz kalıcı eserler ortaya koyan insanlar; dünya var olduğu sürece yad edilecektir” diye konuştu. Yapılan konuşmalardan sonra, Hacı Cemal Aksoy Camii’nin temeli dualarla atıldı.

Hadımköy Kültür Kampüsü İnşaatı Devam Ediyor Arnavutköy Belediyesi tarafından temeli atılan Hadımköy Kültür Kampüsü’nün yapım çalışmaları, tüm hızıyla devam ediyor

H

adımköy merkezde 2017 yılı başlarında temeli atılan Hadımköy Kültür Kampüsü’nün yapım çalışmaları aralıksız sürüyor. Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı tarafından temeli atılan kültür kampüsü, kısa sürede tamamlanarak, vatandaşların hizmetine açılacak. İstanbul’un geleceği Arnavutköy; yapılan planlı çalışmalar ile şekil almaya devam ediyor. Arnavutköy Belediyesi tarafından inşa edilen ve 6 bin m2 büyüklüğe sahip kültür kampüsü, içerisinde dev eserleri barındırıyor. Tarihi Hadımköy İstasyonları’nın yanında inşa edilen Kültür ve Sanat Merkezi, Gençlik Merkezi ve Kütüphane sayesinde, bölge eğitim merkezi haline gelecek. Arnavutköy Belediyesi tarafından projelendirilen ve etap etap çalışmaları devam eden Hadımköy Meydan Projesi, tamamlandığında ilçenin cazibe merkezi haline gelecek. İlk etap çalışmalarıyla Tarihi Hadımköy İstasyon binalarını restore eden Arnavutköy Belediyesi, tarihi mirasa da sahip çıkıyor. Yaşayan tarih müzesi ile geçmişten günümüze, kentsel ve kültürel dönüşüme ilişkin belgeler, istasyon alanından günümüze kalan eserler sergilenecek. Kaba inşaatı biten üç eser ise bölgenin eğitim ve kütür alanında birçok ihtiyacını karşılayacak. 700 kişilik Kültür Merkezi, Gençlik Merkezi ve içerisinde yer alacak binlerce kitap ile yapılacak olan Kütüphane, öğrencilerin en uğrak yeri haline gelecek.


6

GÜNCEL

Arnavutköy Bülteni

Ulu Önder Atatürk, 79. Ölüm Yıldönümünde Törenle Anıldı

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ebediyete intikalinin 79. yılında, tüm yurtta olduğu gibi Arnavutköy’de de düzenlenen törenlerle anıldı.

G

azi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikalinin 79. Yıldönümü münasebeti ile yapılan anma törenine; İlçe Kaymakamı Kasım Fikret Dayıoğlu, Garnizon Komutanı Hava Savunma Kıdemli Albay Nurettin Saral, Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, siyasi parti yetkilileri ve vatandaşlar katıldı. Çelenk bırakma ile başlayan törende, sırası ile İlçe Kaymakamlığı, Garnizon Komutanlığı, Belediye Başkanlığı çelenk bırakarak Ata’ya saygılarını sundu. Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü aramızdan ayrılışının 79. Yıldönümü’nde açık alanda gerçekleştirilen anma programı, çelenk bırakma merasiminin hemen ardından yapılan 2 dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile birlikte sona erdi. Anma programı, Arnavutköy Kültür Merkezi’nde devam etti.

Öğrenciler ATA’yı unutmadı

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temelini atan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 79. Yıldönümü’nde anıldı.

C

umhuriyet Meydanı’nda yapılan çelenk bırakma merasiminin ardından Arnavutköy Kültür Merkezi’ndeki etkinlikle, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 79. yılında bir kez daha anıldı. Program Ulu Önder Atatürk ve silah arkadaşları için 2 dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Program, günün anlam ve önemini

belirten konuşmalar ile devam etti. Osman Gazi Ortaokulu’nun hazırladığı programda; Atatürk’ün, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda üstlendiği önemli rolü belirten konuşmalar ve şiir dinletileri yapıldı. Osman Gazi Ortaokulu Öğrencileri tarafından hazırlanan 10 Kasım Oratoryosu, öğrencilerden büyük beğeni aldı. Program sonunda; İlçe Milli

Eğitim Müdürlüğü’nce düzenlenen şiir, resim ve kompozisyon yarışmalarında dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi. Dereceye giren öğrencilere ödüllerini; Arnavutköy Kaymakamı Kasım Fikret Dayıoğlu, Garnizon Komutanı Hava Savunma Kıdemli Albay Nurettin Saral, Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı ve İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Dağ takdim etti.


GÜNCEL

Arnavutköy Bülteni

7

Arnavutköy’de 24 Kasım coşkusu B

Arnavutköy Belediyesi, "24 Kasım Öğretmenler Günü" dolayısıyla ilçede görev yapan eğitimcileri bir araya getirdi.

elediye, öğretmenlere ve davetlilere, öğretmenlerden oluşan müzik korosu ile bir yemek ziyafeti sundu. Arnavutköy Belediyesi, 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde göreve yeni başlayan öğretmenler için, Yeni Kültür Merkezi’nde yemin töreni düzenledi. Stajyerliği biten öğretmenler, hep bir ağızdan burada yemin etti. Yemin töreninin ardından 24 Kasım Öğretmenler Günü münasebetiyle ilçede görev yapan öğretmenlere yemekli bir program düzenlendi. Arnavutköy Belediyesi Yeni Hizmet Binası'nda düzenlenen etkinliğe, Arnavutköy Belediye Başkanı Ahmet Haşim Baltacı, Belediye Başkan Yardımcıları, İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Dağ, Belediye Meclis üyeleri, Okul Müdürleri ve öğretmenler katıldı. Programda; İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Türk Halk ve Türk Sanat Müziği Öğretmenler Korosu, davetlilere eşsiz bir müzik ziyafeti yaşattı. Programa katılan öğretmenler keyifli anlar yaşadı. "ÖĞRETMENLER HAYATIMIZIN BİR PARÇASI" Programa katılarak öğretmenlere karanfil takdim eden ve tüm öğretmenlerin Öğretmenler Günü'nü kutlayan Arnavutköy Belediye Başkanı Ahmet Haşim

Baltacı; "Öğretmen dediğimizde, hepimizin hayatında derin iz bırakan kişileri hatırlıyoruz. Hayatın her anında, öğretmenlerimiz hayatımızın parçası. Unutamadığımız hatıralarımızı, ilerleyen zamanlarda daha da iyi hissediyoruz. Öğretmenler Günü'müzü her yıl geleneksel olarak tertip ediyoruz. Onların sevinçlerine, bu anlamlı günlerine destek vermek maksadıyla bir aradayız. Nice seneler diliyoruz. İyi ki varlar" diye konuştu. Öğretmenler Günü'nde mesleğe başlamak üzere yemin eden 24 yaşındaki genç öğretmen Damla

Er, "1 yılımı doldurdum ve yeminimi ettim. Çok mutluyum ve gururluyum" ifadelerini kullanırken, 28 yaşındaki Fen Bilgisi Öğretmeni Emre Garip de “Yemin törenini bugün, Öğretmenler Günü’nde yapmamız, bizim için daha da önemli oldu. Arnavutköy Belediyesi'nin düzenlediği bu organizasyona katıldık. Büyük gurur duyduk, mutlu olduk" sözlerini kullandı. Program sonunda ise; şiir, resim ve kompozisyon gibi çeşitli yarışmalarda dereceye giren öğrencilere hediyeleri takdim edildi.

'24 Kasım Öğretmenler Günü Resim Sergisi' yoğun ilgi gördü

Arnavutköy Belediyesi ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğiyle düzenlenen '24 Kasım Öğretmenler Günü Resim Sergisi' sanatseverlere kapılarını araladı.

A

rnavutköy Belediyesi yeni Kültür Merkezi'nde açılan resim sergisindeki eserler, Arnavutköy'deki okullarda görevli öğretmenler tarafından yapıldı. Farklı branşlarda eğitim veren öğretmenler tarafından hazırlanan eserler, bu sergide bir araya geldi. Çeşitli tekniklerde hazırlanan 120 kadar resimin yer aldığı sergi, Arnavutköy Kaymakamı Kasım Fikret Dayıoğlu, Belediye Başkan Yardımcısı Kemal Aygenli, İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Dağ ve öğrencilerin katılımıyla açıldı. Resim sergisi açılışında konuşma yapan İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Dağ, “Bu güzel eserleri ortaya çıkaran öğretmenlere teşekkür ediyorum. Ayrıca Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı’ya da, bu güzel mekanda bizlere bu fırsatı sunduğu için şükranlarımı sunuyorum” dedi. Açılış kurdelesi kesildikten sonra resim sergisi, protokol ve öğrenciler tarafından gezildi.


8

GÜNCEL

Arnavutköy Bülteni

En Yeşil Ofis, Ofis, Arnavutköy Belediyesi Yönetim Merkezi E

Arnavutköy Belediyesi’nde uygulanan çevre dostu projeyle 139 ağaç kesilmekten kurtuldu, 695 bin litre su tasarrufu sağlandı, 39 ton karbondioksit salınımı engellendi ve 30 ton katı atığın önüne geçildi.

lektronik Belge Yönetim Sistemi’ne (EBYS) geçen belediye, iş süreçlerini hızlandırdı, kâğıt tüketiminde tasarruf sağladı. Arnavutköy Belediyesi, çevreci araştırmalar yapan Envision adlı uluslararası kuruluş tarafından da, belediyeler kategorisinde "en yeşil ofis" listesinde yer aldı. Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı, “Yapılan hesaplamalara göre, Arnavutköy’de 139 ağacı kurtarmış bulunuyoruz. Mart 2016’dan itibaren tam iş süreçlerini EBYS ile yönetiyoruz ve söz konusu sürede; 139 ağacı kesilmekten kurtardığımız gibi, 695 bin litre su tasarrufu sağladık, 39 ton karbondioksit salınımını engelledik ve 30 ton katı atığın önüne geçtik. Böylelikle yaklaşık 1.1 milyon A4 kağıdın çöpe gitmesini de önlemiş olduk. Zaman ve maliyet tasarrufu ile, işlem kuyrukları ve tamamlanma süreleri kısaldı, kurum içi iletişim kanallarımız daha da iyi duruma geldi ve vatandaşlarımıza daha da iyi hizmet vermeye başladık” dedi.

Dev Kompleks Yükseliyor İ

Arnavutköy Boğazköy Kültür ve Spor Merkezi’nin yapım çalışmaları başladı.

stanbul’un gelecek vaat eden ilçelerinden biri olan Arnavutköy, dev projelere ev sahipliği yapıyor. Yeni Havalimanı, Kanal Projesi ve Kuzey Çevre Yolu gibi birçok hükümet projesinin merkezinde olan Arnavutköy, yapılan yatırımlar ile “İstanbul’un Yarını” olma yolunda hızla ilerliyor. Arnavutköy Belediyesi’nin yaptığı yatırımların yanı sıra İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin de ilçeye yaptığı dev kompleksler, vatandaşlar tarafından tam not alıyor.

Arnavutköy Belediyesi tarafından talep edilen ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından projelendirilip yapım aşamasına geçilen Arnavutköy Boğazköy Kültür ve Spor Merkezi, 15 bin 390 metrekare alan üzerinde yükseliyor. Boğazköy Merkez Mahallesi’nde inşa edilen spor ve kültür kompleksi, bölgenin sosyal ihtiyaçlarını karşılayacak. Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı’nın talepleri doğrultusunda yürütülen çalışma, 500 gün gibi kısa bir sürede tamamlanacak. Böl-

geyi hareketlendirecek olan kompleksin içerisinde birçok sosyal donatı alanı bulunuyor. Merkez’de, gençlerin sportif faaliyetlerini yapabileceği spor merkezi ve kaykay pisti, vatandaşların vakit geçirebilecekleri kafe ile restoranlar da yer alacak. Ayrıca bilim merkezi, etkinlik alanları, katlı otopark, kütüphane, çok amaçlı salonlar, gençlik merkezi, yetişkin evi, halk sağlık merkezi, kadın kültür merkezi, kreş, anaokulu ve idari binalar da dev kompleks içerisinde faaliyette olacak.


Arnavutköy Bülteni

GÜNCEL

9

Taşoluk Mahallesi Yenileniyor Arnavutköy Belediyesi; Taşoluk Mahallesi’ndeki asfalt ve kaldırımları yol bakım ve onarım çalışmaları kapsamında yeniliyor.

A

rnavutköy Belediyesi, ilçe genelinde alt yapısı tamamlanan, cadde ve sokak asfaltlama işlemlerini tam gaz sürdürüyor. Ayrıca Arnavutköy Belediyesi’ne bağlı Fen İşleri personeli, asfaltlama öncesinde cadde ve sokaklara stabilize serimi gerçekleştirerek, ilçe genelinde yolları asfaltlamaya hazır hale getiriyor. Balaban Mahallesi’nde yapılan asfaltlama ve tretuvar çalışmalarından sonra, Taşoluk Mahallesi’nde de asfaltlama ve tretuvar çalışmalarına başlayan Arnavutköy Belediyesi, Taşoluk Meydanı’nı baştan aşağı dü-

zenliyor. İstanbul Caddesi ve ara sokaklarda başlatılan çalışmalar kısa sürede tamamlanarak, asfaltlanmış yollar trafiğe açılacak. Yol düzenleme çalışmalarının yanı sıra, mahalle meydanı da daha düzenli hale getiriliyor. Meydan içerisinde de ağaçlandırma çalışmaları başlatılarak, oturma alanları oluşturuldu. İlçe genelinde başlatılan yol bakımı, yeni yollar, cadde genişletme ve stabilize serimi çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. Çevre Yolu, Çilingir-Hadımköy ve Sazlıbosna-Hadımköy yollarından sonra merkez trafiğini daha da rahatlatmak için çalışmalar başlatıldı.

Bahar Temizliği Devam Ediyor Arnavutköy Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü’ne bağlı Temizlik İşleri Personeli tarafından başlatılan sonbahar temizliği devam ediyor.

A

rnavutköy Belediyesi Temizlik İşleri Personeli, her hafta bir mahallede gerçekleştirdikleri kapsamlı mahalle temizlik çalışmalarına, Bolluca Mahallesi’nde devam ettiler. Sabah erken saatlerde ekipmanlarıyla mahalleye

gelen Temizlik İşleri Personeli, ilk olarak cadde ve sokakları mobil temizlik araçları ile temizlediler. Her noktada titiz bir temizlik çalışması gerçekleştiren ekiplerin bir bölümü cadde ve sokaklarda süpürme çalışması yaparken, bir bölümü de arazide temizlik çalışması yaptı. E-

kipler, cadde ve sokaklarda bulunan çöp konteynırlarını yıkarken, zarar görmüş çöp konteynırlarının da tamir ve bakım işlemini gerçekleştirdiler. Cadde ve sokakları mobil temizlik araçlarıyla baştan sona elden geçiren ekipler, her hafta bir mahallede temizlik çalışmasını sürdürecek.


10

GÜNCEL

Arnavutköy Bülteni

ABİM, İSKİF’2017 Fuarı’nda

Arnavutköy Belediyesi, kariyer ve istihdam fuarına katıldı. İstanbul Kariyer ve İstihdam Fuarı (İSKİF'2017), kapılarını ziyaretçilere açtı.

İ

şletmelerin; kısa, orta ve uzun vadede ihtiyaç duyduğu ve duyacağı işgücü açığının giderilmesi ve iş arayanlara firmaları tanıma imkanı sağlayacak olan fuar, 2 gün sürdü. Başarılı bir çalışma yaşamı için rehberlik ve danışmanlık hizmeti vermek, aynı zamanda işverenin nitelikli işgücü teminine yardımcı olmak için düzenlenen kariyer ve istihdam fuarına katılan Arnavutköy Belediyesi İstihdam Merkezi (ABİM), fuarda ziyarete gelen vatandaşlara Arnavutköy’de istihdam adına neler yapıldığını anlattı.. Kurulduğu günden bugüne kadar 20 bin kişiye yardımcı olan ABİM, istihdam fuarında da ziyaretçi akınına uğradı. Her gün gelişen ve değişen Arnavutköy, yapılan yeni yatırımlarla istihdam alanının merkezi haline geliyor. İstanbul Kariyer ve İstihdam Fuarı’nda konuşma yapan Arnavutköy İstihdam Merkezi Koordinatörü Ömer Fidan: “ABİM olarak İŞKUR tarafından gerçekleştirilen istihdam fuarlarına katılım sağlıyoruz. İstihdam merkezi olarak yedi yılda 20 bin vatandaşımıza iş konusunda destek olduk. Şu an fuara katılım nedenimiz de, fuara katılan vatandaşlarımızın iş başvurularını alarak, onları mesleklerine uygun yönlendirmeleri yapmak. Bu maksatla buraya gelen vatandaşların öz geçmişlerini alıp, en kısa zamanda kendilerine dönüş yapacağız” dedi.

“Yürüyebildiğin Kadar Yürü” Vatandaşlara sporu sevdirmek ve teşvik etmek için başlatılan “Sağlıklı Yürüyüş” kampanyasına, Arnavutköy Belediye personeli de destek verdi.

rü” sloganıyla başlattığımız bu programda, şehirde yaşayan vatandaşlarımızın güne sporla başlamalarını amaçlıyoruz. Hayata geçirdiğimiz şehir parklarında yürüyüş parkurları oluşturarak, vatandaşlarımızın sağlıklı yaşam adına, buralarda yürümelerini sağlıyoruz” dedi. “Sağlıklı yaşam adına daha çok vatandaşımızı spora davet etmek için bir kampanya başlattık” diyen Başkan Yardımcısı Baran: “Bu kampanya çerçevesinde Vadipark yürüyüş alanına bir sistem inşa ettik. Bu sisteme kayıt yaptıran vatandaşlarımıza manyetik bileklikler teslim ediyoruz. Bu manyetik bileklikler sayesinde vatandaşlarımız ne kadar adım atmış, bunu görebiliyoruz. Bu program sonunda ise en çok adım atmış vatandaşlarımıza çeşitli hediyeler takdim edeceğiz” diye konuştu.

“Y

ürüyebildiğin Kadar Yürü” sloganıyla başlatılan kampanya, vatandaşlar tarafından yoğun ilgi gördü. Kampanyaya katılan vatandaşlar, Vadipark’ta kayıt yaptırdıktan sonra, manyetik bileklikleri ile yürüyüşe başlayabiliyorlar. Kampanya dahilinde hafta içi sabah 07.00-10.00, akşam ise 17.0020.00 saatlerinde yapılan yürüyüş, hafta sonu 07.0019.00 arasında düzenleniyor. Katılımcılara her defasında yürüyüşe başlarken manyetik bileklik veriliyor. Manyetik bileklikler, kimlik karşılığında vatandaşlara zimmetleniyor ve sadece belirlenen alanda yürüyüşü gerçekleştirebiliyor. Yürüyüş alanında ilerledikçe manyetik bileklik ile alana yerleştirilen mesafe ölçer cihazlar haberleşmiş oluyor. Bu sayede toplam yürü-

yüş mesafesi kayıt altına alınmış oluyor. ARNAVUTKÖY BELEDİYESİ PERSONELİNDEN DESTEK Her gün gerçekleştirilen sabah yürüyüşünde vatandaşlara destek vermek isteyen Arnavutköy Belediye Personeli, Vadipark’ta vatandaşlarla birlikte yürüyüş gerçekleştirdi. Sabah erkenden Vadipark’a gelen Arnavutköy Belediye Başkan Yardımcısı Turgut Baran ve Kemal Aygeli ile Arnavutköy Belediye Personelleri kayıtlarını yaptırdıktan sonra belirli alanda yürüyüşe geçtiler. Yaklaşık 4 bin 500 adım atılan sabah yürüyüşü, saat 08.00‘de son buldu. “Sağlıklı Yürüyüş” kampanyasına destek vermek için yürüyüşe katılan Arnavutköy Belediye Başkan Yardımcısı Turgut Baran, “Yürüyebildiğin Kadar Yü-



12

SÖYLEŞİ

Arnavutköy Bülteni

Gazeteci - Yazar Mehmet Akif Ersoy:

“Ortadoğu’da gazeteci olmak” Mesleki hayatının büyük bir bölümünü savaş muhabirliği yaparak geçiren, aynı zamanda “Tünel & Gazze’de Yaşamak” adlı kitabın yazarı Mehmet Akif Ersoy ile kahve tadında sohbetimizi sizlerle paylaşıyoruz. KENDİNİZİ NASIL TANIMLARSINIZ? Gazetecilik, televizyonculuk yapıyorum. Yaklaşık 9 senedir dış haberler alanında çalışıyorum. İşe başladığımdan beri daha çok Ortadoğu alanında derinleşmeye çalıştım. Bu görev yaptığım yerlerle ilgiliydi, biraz da görev yaptığım Ortadoğunun diline aşina olmamla ilgiliydi. Manisalıyım. İSTİKLAL ŞAİRİ MEHMET AKİF ERSOY SİZE NE İFADE EDİYOR? İSİM BENZERLİĞİNİZ İLE BİR BAĞ VEYA HİKAYENİZ VAR MI? Babam, Mehmet Akif'i çok severmiş. Hayatından da çok etkilenmiş. Mehmet Akif'in özellikle duruşundan belki biraz da yalnızlığından, son dönemlerinde soy ismimiz Ersoy olduğu için, ismimi Mehmet Akif koymayı tercih etmiş. Bunun bazen çok avantajlarını, bazen dezavantajlarını gördüm. Hatta bazen televizyonda, sosyal medyada “ya utanmıyor musun Mehmet Akif Ersoy'un ismi üzerinden prim yapmaya çalışıyorsun” falan diyenler de oldu ama, taşıması zor bir isim. Benim için de Mehmet Akif özel bir şahsiyet. Ben aslında belki küçükken farkında olmadım ama, biraz daha büyüdüğümde, meseleleri kavramaya başladığımda babamın bana isim konusunda bir kıyak yaptığını düşünmeye başladım. Mehmet Akif benim için de, hayatımda özellikle duruşu itibari ile çok özel bir adam. İsimler; insanların hayatlarında etkili oluyor. Ama tabi ki ismim Mehmet Akif Ersoy olunca, gittiğiniz her yerde bir şekilde göze batıyor. GAZETECİLİK, ÇOCUKLUK HAYALİNİZ MİYDİ? YANİ İLKOKULDA, LİSEDE? Değildi. Açıkçası küçükken ne diyordum, hatırlamıyorum. Hani mesela benim oğlum şu anda “önce iyi bir insan olacağım, sonra itfaiyeci olacağım, polis olacağım” falan diyor. Benim küçükken, büyüğünce ne olacağım konusunda böyle bir hayalim var mıydı, bilmiyorum. Ama biraz hatırlamaya başladığım anlardan itibaren, yani Türkiye'nin içinde bulunduğu durumu da göz önünde bulundurursak, biz biraz 80'ler jenerasyonu oluyoruz. Şu anda biraz daha başka bir yerdeyiz. O dönemler; insanların çok fazla mesleklerini idealize edebilecekleri, en azından orta sınıf ailelerin ya da ekonomik olarak belirli bir düzeyde olan, belir-

li bir düzeyin altında olanların çok tercih edebilecekleri dönemler değildi. Halen de Türkiye'de belki böyle insanların tercih ettikleri meslekleri yaptığı bir sürecin içerisinde değiliz. Zorunluluktan bir sürü iş yapabiliyor insan. Gazetecilik mezunu olan insanların, fakülteden mezun olan insanların, mesleki anlamda sadece söyleyecek olursak, Uluslararası İlişkiler bölümlerini bitirmiş de çok alakasız bir yerde konservatuarda çalışabiliyor. İdealize ettiği şey belki de gazetecilik iken, o kameramanlık yapmak zorunda kalıyor. Ve hayatı boyunca kameramanlık yapıyor, muhabir olmayı düşünürken. Böyle bir şeyim yoktu. “Gazeteci olacağım ben” diye bir hayalim yoktu. Biraz kaderin sürüklediği bir durumdu. Yapmaya başladığımda “iyi ki bu işi yapıyorum” dedim. Çok severek yaptım. Hakikaten de mesleğime çok aşığım. Ve bu iş bana çok şey öğretti, hayata dair. Zaten bu kadar sevmiyor olsaydım; savaş bölgelerinde çalıştım, sevmiyor olsaydım da böyle yapamazdım herhalde bu işi. Şanslı azınlıktandım herhalde, biraz beni sürükleyen bir durumdu. Hayatın sürüklediği bir şey idi. Yani şu anda bir daha tercih yapacak olsam ne iş yapardım? Bu işi yapardım. Bu işi yapmak isterdim. BİRAZ DA İHTİYAÇ MI VARDI ACABA? YANİ BU İNSANLARIN YAŞAYIŞLARI, DURUMLARINI ANLATABİLMEKTE BİR EKSİKLİK GÖRDÜNÜZ MÜ? Savaş Muhabirliği’ni tercih etme sebebim oydu. Gazetecilik değil de, gazetecilik yaparken savaş bölgelerinde çalışmamın temelinde,; ortada bir sürü şey yaşanıyor ve bunları anlatacak ya çok insan var, ya da kimse yok, ya da çok kısıtlı. Bir de hakikatin peşine düşme, merak.. Yani bize anlatılanları değil de kendi hikayelerimizi anlatmamız gibi. Benim böyle bir merakım vardı, gittiğim her yerde. Dolayısıyla şahit olduğum olayları bir yerlerden okumaktan ziyade, görmeyi tercih ettim. Bu; onunla ilgili olabilirdi. O bir tercihti, severek yaptığım içindi, devam ettim. Yani hala daha, severek yapıyorum. Çok şey öğrettiğini düşünüyorum. Zaten hastalıktır; bu işe girdiğin zaman eğer seversen, bu işi yapmıyor olsan bile bu işi yaparsın, çok kolay kurtulamazsın bu işten. NERELERDE ÇALIŞTINIZ? İlk olarak özel bir televizyon kanalında işe başla-

dım. Uluslararası bir haber kanalında Ortadoğu masasında başladım. Biraz Ortadoğu ile ilişkim böyle şekillendi. Arapça masasındaydım. Sonrasında Uluslararası bir haber ajansında çalışmaya devam ettim. TRT Türk'e programların yapıldığı Uluslararası bir haber ajansıydı. Sonrasında TRT Türk'ün temsilciliğini yaptım. Afrika'da, Irak’ta, Suriye’de temsilcilikler yaptım. Bu tam da Ortadoğu’da olayların başladığı dönemde, Libya'da bir iç savaş süreci vardı. Bunu takip etmek için Libya'ya gitmiştim. Sonrasında da TRT'nin Kahire temsilciliğini yaptım. 2 sene boyunca darbe döneminde falan orada idim. Onun dışında İsrail'de Gazze'deki son 2 savaşı takip ettim. Suriye Savaşı 2012'de Halep Kuşatması, çatışmayla başlayan ve sonrasında bir kaç defa Suriye'nin çeşitli bölgelerinde Savaş Muhabirliği yaptım. Yemen'de çalıştım. Ortadoğu işte; Tunus, Libya, Yemen, Mısır, Ürdün, İsrail, Filistin, Irak, İran hep böyle Ortadoğu'da geçti hikaye. O yüzden de Ortadoğu'da daha fazla kaldım. Daha çok dış haberciydim. TRT'de bir dönem yöneticilik yaptım. Şu anda da bu alanla ilgili çalışmaya devam ediyorum. Bir dergi çıkarıyoruz, Dış Politika adında. O derginin Yayın Yönetmenliği’ni yapıyorum. 3 ayda bir, akademik bir dergi olarak çıkarıyoruz. Yaklaşık 300 sayfa, her bir sayımız. Özellikle Uluslararası İlişkiler noktasında çalışan herkese çok faydalı olacak, geniş kapsamlı ve bölgesel tüm konuları ilgilendiren makaleler, çok kıymetli gazetecilerin yazıları yer alıyor. Haber Türk'teki programlara ve TRT'ye devam ediyorum. GAZETECİLİK TÜRKİYE' DE HAK ETTİĞİ YERDE Mİ? BİR DE KİŞİSEL OLARAK MERAK EDİYORUM, BİRÇOK KANALLARA BAKILIYOR. DÜNYA'DA OLAN OLAYLA RI, ORTADOĞU'DA YA DA DÜNYA'NIN HERHANGİ BİR YERİNDE OLAN OLAYLARI, DOĞRU ŞEKİLDE YANSITMASI MESELA YÜZDE KAÇTIR? Bu iş aslında ben başladığımda ve bir süre çalıştığımda zihnimde olan şey ile, çalışmaya devam ettiğimde karşılaştığım şey arasında büyük bir fark olduğunu gördüm. Gittiğim her yer, her ülke beni biraz daha çok ülkeye gitmeme veya Savaş Muhabirliği yapmama itiyor. Baktım. Hiçbir şey televizyonda bize anlatıldığı gibi değildi. Yani her gittiğimiz yerde karşılaştığımız manzara farklıydı. Dolayısıyla herkesin kendi hikayesini, kendi bakış açısıyla, kendi ülkesinin menfaatlerini gözeterek anlattığını gördüm. Uluslararası Haber Ajanslarının yaptıklarının, aslında bu işin çok pahalı bir iş olduğunu, uluslararası bir haber ajansı yönetmenin çok maliyetli olduğunu ve dolayısıyla hiç kimsenin aslında bu işten para kazanmadığını, bu işlerin finanse edildiğini gördüm. Dolayısıyla bu iş niye finanse edilir? Dünya’nın, toplumun algılarını yönetmek ve yönlendirmek için, O yüzden çok önemli bir güçlü medya. 4. Kuvvet diyoruz, ancak bazen öyle etkili oluyor ki 1. Kuvvete dönüşebiliyor. Buna tanık olduktan sonra her ülkenin özellikle başka coğrafyalar üzerinde, kendi hikayesi üzerinden meseleleri okuduğuna tanıklık ettim. Şimdi mesele Türkiye'de hak ettiği yerde mi? İletişim Fakülteleri’nde derslere giriyorum. Bazı Üniversite konferanslarına gidiyorum. Öğrenci arkadaşlarla bunları çok konuşuyorum. Türkiye'de basın özgürlüğünden falan da bahsediyorlar. Onlara şöyle söylüyorum. Bu ülkede iktidara yakın bir gazeteyi elinize aldığınızda, iktidarı eleştiren bir haber göremezsiniz. Muhalif bir gazeteyi elimize aldığımızda da iktidarın yaptığı iyi bir şeyi haberleştiren bir metin göremezsiniz. Eğer basın özgürlüğünden kastettiğimiz herkes istediğini yazabiliyor olması ise, evet herkes kendi alanında, kendi istediğini yazıyor. Ama kastettiğiniz şey adaletli ilkeler üzerinden sadece haberi haber gibi aktarmaksa,


Arnavutköy Bülteni bu; Dünya'da hiç yapılmadı. Uluslararası haber ajansları da bu işi böyle yapmıyorlar. Herkesin bir gündemi var. Herkesin o televizyonu finanse etmesinin bir sebebi var. Dolayısıyla bu sebepler çerçevesinde de basın özgürlüğü anlayışımız yani. Türkiye'de muhalif gazeteler de var. Her gün Cumhurbaşkanına sayıp döken bir sürü haber de çıkıyor. İktidara yakın gazeteler var. Yere göğe koyamayan haberler de çıkıyor. Dolayısıyla bu anlamda evet ama, başka bir şeyden söz ediyor isek, bunu uluslararası düşünmemiz lazım. Yani bize dayattıkları, ya da anlattıkları demokrasi hikayesi gibi, Dünya demokrasiye inanıyor olsaydı gerçekten Çin ve Hindistan'ın Güvenlik Konseyi’nin en güçlü üyeleri olması gerekirdi. Bangladeş’in Pakistan'ın üye olması gerekirdi. Bunlarla beraber, Çin üye de, yani nüfusa göre hareket ediliyor olsa idi. İnsanların, çoğunluğun işte burada demokrasinin önemi, yönetime gerçekten yansıyor olsa idi. Güvenlik Konseyi ya da Dünya'da da başka fotoğraflarla karşılaşırdık. Maalesef şunu görüyoruz. Burada bir güç var, bu gücün yönettiği bir Dünya var. İşte uluslararası hukuk anlatırlar derslerde.. Uluslararası ilişkiler anlatırlar.. Ama bunların hepsinin sonunda tek bir gerçek vardır. Güçlüyseniz haklısınızdır. Güçlüyseniz kendinizi güçlü argümanlarla, güçlü medyayla ifade edebiliyorsanız, ortaya koyabiliyorsanız toplumu kandırabilirsiniz, ya da kendinizi bir şekilde bir olayın içerisine, çok da haksız olduğunuz anda, başka bir yere taşıyabilirsiniz. Amerika'nın Irak'ı işgali, Amerika'nın Afganistan’ı işgali bunların birer örnekleridir. GAZETECİLİK YAPARKEN, SİZİ KİTAP YAZDIRMAYA İTEN ŞEY NE OLDU? Arkadaşlarım, dostlarım çok ısrar ettiler. Özellikle savaş bölgelerinde yaşadıklarımı paylaşmamı istediler. Filistin'deki son savaşta da uzunca bir süre orada kalmıştım. Hatta çıkamayacağımızı düşünmeye başlamıştık. Çok yoğun bir bombardıman vardı. Daha önce operasyonlardan önce de oraya gitmiştim. Filistin meselesi de İslam Dünyası için, bizim coğrafyamızın böyle kritik süreçlerinden bir tanesiydi. Hep anlamaya çalıştığımız, hep bize anlatılan, yıllardır okuduğumuz, dinlediğimiz ama bir türlü gerçekten ne olduğuna yanıt bulmakta güçlük çektiğimiz, 1948'den beri İslam Dünyası’nın 1.5 milyarının tamamını Filistin meselesi olduğunu ama çözüm konusunda hiçbir adım atılamadığını hatta her geçen gün meselenin daha da kötüye gittiğini gözlemlemek, benim için çok fazla soru işareti idi. İşte oraya gittim. Orada yaşadım. Savaş döneminde de orada kaldım. Savaş döneminde yaşadıklarımı, daha çok anılarımı, fotoğraflarla, belgelerle paylaşmaya çalıştım. Filistin meselesinin tarihsel sürecinin; hem de bugün içinde bulunduğu yarına dair bir projeksiyon ortaya koymaya çalıştım. Çok zorlandım. Çünkü ben daha çok gezmeyi, daha çok hareketli hayatı seviyorum. O yüzden televizyonculuğu seviyorum ve yapıyorum. Çok ta keyifli yapıyorum, biraz da o yüzden ama, kitap yazmak biraz oturmayı, biraz da sürekli okumayı falan gerektiren bir durumdu ve beni zorladı. 1, 1.5 sene en az, kitapla uğraştık. Destek olan arkadaşlarım oldu. Yani deşifreler konusunda, konuşmaları vs. onların desteği olmasaydı muhtemelen yarısında sıkılır ve bırakırdım. KİTABINIZDA, “GAZZE'DE NASIL YAŞANIR” SORUSUNA CEVAP ARAMIŞSINIZ. GAZZE'DE NASIL YAŞANIYOR VE TÜNELLER? Gazze küçücük bir şehir. 360 bin kilometrekarelik bir yer. Yani şehir olarak düşündüğünüzde Antalya'nın yarısı ya da İzmit kadar, belki daha küçük İzmit'ten. Nüfusu 1.8 milyon, yani kişi başına düşen nüfus ve coğrafi olarak belki de en yoğun yerleşim bölgelerinden bir tanesi. Dört bir yandan kuşatılmış bir yer. Mısır'ı da işin içine katarsak, şu anda sınır kapılarının açılması konusunda bir şeyler konuşuyorlar. Az önce de aktardıklarım üzerinden, bir Filistin meselesi vardı. İşte buna bir Gazze meselesi eklendi. Gazze kendi içinde çok kopuktu. Son savaşlarda yönetim biçimi vs. konuları da ön plana çıktı. Gazze'de; kitapta bolca, “Çocuklar ne yapıyor? Gençler ne yapıyor? Savaşçılar ne yapıyor?” çokça anlattım. Kendi hikayeleri üzerinden anlattım. Şöyle örnek verebilirim. Yani siz eğitim alıyorsunuz, iş imkanlarınızı konuşuyorsunuz. Orada iş imkanlarınızın hepsi kısıtlı. Yurtdışına gitmeyi konuşuyorsunuz. Gazze'de kimse yurtdışına gidemez. Uçağa biniyorsunuz, Gazze'de kimsenin binebileceği uçağı yok. Gemiye biniyorsunuz mesela, Gazze'de gemiyle sahilden 3 kilometreden fazla açılmazsınız. Kocaman bir sahili vardır ama, İsrail ablukası altında. Bir genç arabasıyla 150 km yapıp bir otobanda araba süre-

mez. Mutlaka bir 10 dakika sürüp, duvara toslar. Çünkü gidebileceği bir yer yok, etrafı duvarlarla kaplı devasa bir hapishane gibi düşünün. Belki de Filistin meselesi şu süreçte, bedel ödeyen kentlerden bir tanesi. Filistinliler’in en beter edildiği yerlerden bir tanesi. Son yıllarda çünkü; 2008'den beri 3 tane savaş gördü. Tüneller onların can damarlarıydı. Kuşatılmış oldukları için ve bir yere çıkamadıkları için, yerin altından tüneller kazarak, kah evlenenler düğün yapanlar.. Refah’ta gelinleri tünellerden geçiyorlardı. Çocuklar akrabalarını ziyarete, bayramlarda aileleriyle ziyarete birlikte tünellerden gidiyordu. Bazen kenti turistlik olarak görmek isteyenlerin tünellerden geçtiği bizim gibi. Ben, 1 yaşındaki oğlumu tünellerden Gazze'ye götürmüştüm. Bazen direniş gruplarının savaş koşullarında silah, füze vs. geçirmek için tünelleri kullandığı dönem de oldu. Bu; Sina Yarımadası’ndaki güvenlik sorunlarının bugünlerde çok gündeme gelen bir parçası. İsrail artık bu tünellerin Mısır'la birlikte bir çoğunu imha etmiş durumda. Şu anda Gazze'de sadece 4-5 kilometre uzunlukta çok az bir kaç tane direniş gruplarının tüneli kaldı. Onun dışında eskisi gibi tüneller yok. Tüneller çalışmıyor. Dolayısıyla Gazze'nin can da-

marları yüksek oranda kesildi. Bu ablukadan dolayı gıdaların gitmesi, malzemelerin gitmesi, bunların hepsi İsrail'in denetimine bağlı, çoğu yasak. İnsanlar ticaret te yapıyorlardı o tüneller vasıtasıyla. Bunların bir çoğunluğu şu anda durdu. GAZZE'DE SİZİ EN ÇOK ETKİLEYEN OLAY NE OLDU? YA DA BİR TANESİ? Gazze'de oğlum, o zaman bir tane oğlum vardı. İlk operasyonda Abdurrahman diye bir çocuk, 2 yaşındaki çocuk saldırıda hayatını kaybetmişti. Cenazesinde fotoğrafını çekmiştim. Hastaneye geldiklerinde o fotoğraf ve o süreç beni çok etkilemişti. Bir de Koruyucu Hat Operasyonu’nda İsrail parkı vurdu, 13 tane çocuk hayatını kaybetti. O saldırıda bir anne, çocuğunun cesedini ararken, gelen her ambulanstaki her cenaze ki; bazıları parçalanmış cesetlerdi, her cenazenin böyle kafasını açıp, oğlu mu diye yüzüne bakıp, yüzünü alnını öpüp, kanlı kanlı, oğlu olmasa bile, o çocukların hepsini alnını öpüp, oğlunu arıyordu. En son oğlunu bulmuştu. Ve biz de hastanenin önünde çekim yapıyorduk. “Niye böyle” diye çok sorduğum oldu o zamanlar. Benim hayata bakış açımı çok değiştirdi savaşlar, bu meseleler çok etkilemişti.

SÖYLEŞİ

13

TÜRKİYE'NİN İSRAİL İLE İLİŞKİLERİNİ NORMALLEŞTİRME KONUSUNDA GAZZELİLER NE DÜŞÜNÜYOR? Bunlar politik meseleler. Her toplum için söylüyorum, sadece Gazzeliler için söylemiyorum. Her ülke önce güvenliğini sonra da ekonomisini düşünür. Bu Gazzeliler için de böyleydi. Dolayısıyla Türkiye'nin İsrail'le ilişkileri Gazzeliler açısından tabii ki Türkiye çok önemli bir ülke. Onlara en çok destek veren ülke. Ve istemezler elbette, İsrail'le Türkiye'nin böyle bir yakın ilişkisi olsun. İsrail onlar için çok büyük bir düşman. Ama hiç bir zaman onlar Türkiye'nin dışişlerine, siyasetine karışmayı kendi açısından doğru bulmadılar ve şunu söylediler. Türkiye'nin dış politikası Türkiye'yi ilgilendirir. Önemli olan bize nasıl baktığı. Bizim için ne yaptığıdır. Türkiye, Gazze için büyük bedeller ödedi , büyük şeyler yaptı, büyük şeyler yapmaya devam ediyor. Hala İsrail'le ilişkileri Türkiye'nin tamamen konjonktürel ve dış politikanın gereklilikleri ile ilgili bir süreç. O yüzden dış politikada, maalesef Dünya'da çok fazla zalim ülke var ve siz bunların hepsiyle kavga edemezsiniz. Örneğin Hindistan Keşmir'de Müslümanlara zulmediyor. Hindistan ile düşman olduk. Çin, Doğu Türkistan'da Müslümanlara zulmediyor. Amerika, Irak'ta 1.5 milyon Müslümanı öldürdü. Afganistan'da yüz binlerce Müslüman öldürüldü. İngiltere, Ortadoğu'yu darmadağın etti. Fransa hala Kuzey Afrika ve Orta Afrika'da sömürgeciliğe devam ediyor. İnsanlara zulmetti. İtalyanlar, Kuzey Afrika'da bir sürü Müslümanı katletti, idam etti. Yani Dünya'nın böyle gerçekleri var.. Bir de realiteleri var.. Dolayısıyla rasyonel olmak zorundasınız. Bu süreçleri kontrol ederken ve uluslararası ilişkileri belirli bir düzeyde tutmak zorundasınız. Gücünüzün yettiğinden sorumlusunuz. Abdulmuttalip; Peygamber Efendimizin dedesi.. Ebrehe'nin ordusu Kabe'ye girdiğinde, Peygamberimizin dedesi, Ebrehe'den develerini istemişti. Bu önemli kıssadır. “Kabe'nin; Rabbinin evini koru” demişti. “Biz develerimizden sorumluyuz.” cevabını vermişti. Develerimizi kurtarmazsak eğer, yani memleketimiz iyi olmazsa, başka hiçbir şeye gücümüz yetmez. Bu nedenle bizim güçlü olmamız gerekir. GENÇ BİR GAZETECİ OLARAK, GAZETECİ OLMAK İSTEYENLERE NELER TAVSİYE EDERSİNİZ? Öncelikle, kesinlikle yabancı dil öğrenmelerini, bir alanda ihtisaslaşmalarını, sevdikleri alanda kendilerini geliştirmelerini. Mesela gazetecilik yaparken, kameraman mı olacağım yoksa muhabir mi olacağım? İnternet gazeteciliği mi yapacağım, yoksa televizyon gazeteciliği mi yapacağım? Yoksa normal bir gazetede yazılı basında veya bir dergide mi çalışacağım? Ekonomi alanında mı muhabir olacağım veya dış politikada mı muhabir olacağım? Polis adliyeci mi olacağım, yoksa sağlık muhabiri mi olacağım? Yani neyi seviyorsa, o alanda kendisini yetiştirmesi, yabancı dil bilmesi, hangi alanda çalışacaksa da o alanda derinleşmesi çok önemli. Çünkü iletişim fakültelerinde çok mezun arkadaşımız var. Branşlaşma yok, iletişim fakültelerinde o yüzden de yeteneği doğrultusunda staj yapmaları çok önemli, son 2 yılında. Yetenekleri üzerinde kendilerini geliştirmezlerse de, başkalarına fark atmış olamıyorlar ve ciddi bir işsizlik problemi var piyasada. O yüzden bir farklılık ortaya koymaları lazım. Bir değer oluşturmaları lazım. O değeri oluştururlarsa aranan insanlar olurlar. Bu nedenle de kesinlikle yabancı dil meselesi; öncelikle çok önemsiyorum. İngilizce mutlaka olmalı, yanına başka bir dil koyabiliyorsa; Rusya, Fransızca, İspanyolca, Arapça vs. daha iyi olur. Ama dediğim gibi; bir de hangi alanda iyi olduklarını, neyle ilgileniyorlarsa o alanda yoğunlaşmaları. Uluslararası anlamda da, o alanla ilgili her şeyi takip etmeleri. ARNAVUTKÖY İLÇESİ, ARNAVUTKÖY BELEDİYESİ İÇİN NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ? Bir kere çok uzak. :) onu söyleyeyim. Arnavutköy'e Konferans için geldim. Belediye'de çok kıymetli dostlarım var. Çok gayretliler. Arnavutköy, çok hızlı gelişmekte olan yeni bir belediye. Çok yoğun gayretleri var. 3. Havaalanı projesi Arnavutköy için çok kritik, sonra Kanal İstanbul Projesi, İstanbul'da şehir artık o tarafa doğru akmaya başladı. O yüzden de çok kıymetlenmeye de başladı. Zannediyorum ilerleyen dönemlerde sosyal, kültürel ve sanatsal alanlarda da fark ortaya koyarak İstanbul'da uzak olsa da sonradan adını duyuran bir belediye olsa da ön plana çıkmaya başlayacaktır diye ümit ediyoruz. Bu konuda da değerli dostlarımın çok yoğun gayretleri var. Buna da şahit oluyoruz. İnşallah başarıları daim olsun. Milletle olan iletişimleri daima güzel olsun...


14

DİNİ BİLGİLER

Arnavutköy Bülteni

BİLGİ AHLAKI: ALİMİN İLİMLE SINAVI(1) Hz. Ebü Bekir ve Hz. Ömer'in idaresi altında geçirilen huzur ve sükun yılları ne yazık ki Hz. Osman'ın halifeliğinin ikinci yarısında yerini huzursuzluklara ve iç karışıklıklara bırakmıştır. Bu duruma bir son verilmesi için girişimlerde bulunulmuştur. Üsame b. Zeyd'den de gelişen tatsız olaylara müdahale etmesi istenmiştir. Zira Üsame, vaktiyle Peygamberimizin Müslüman ordusuna başkumandan tayin ettiği bir kişidir. Üsame, Hz. Osman'ın şehid edilmesinden sonra kargaşa ortamını terk edip Şam'a yerleşmiş, ardından Medine'ye dönmüş ve orada vefat etmiştir.1 Üsame b. Zeyd'e, "Osman'ın yanına girmez misin, (bu durumu) onunla bir konuşsan." denilmişti. Üsame, "Sizinle paylaştıklarımın dışında onunla bir şey konuşmadığımı mı sanıyorsunuz? Ben onunla bu konuları, kapısını açan ilk kişi olmayı istemeyeceğim bir işe (fitneye) meydan vermemek için (özel olarak) konuştum. Resülullah'tan işittiğim şu sözden sonra, başıma yönetici olan bir kişi için ‘İnsanların en hayırlısıdır.’ diyecek de değilim. Resülullah şöyle buyurmuştur: ‘Kıyamet günü bir adam getirilip cehenneme atılır ve bağırsakları dışarı fırlar. O kişi, eşeğin değirmen taşı ile döndüğü gibi bağırsaklarıyla birlikte dönmeye başlar. Derken etrafına cehennemlikler toplanır ve 'Ey falan, ne bu hal? Sen iyiliği emredip, kötülükten alıkoymaz mıydın?' derler. O da, 'Evet, ben iyiliği emrederdim, ama onu kendim yapmazdım. Kötülükten alıkoyardım, ama onu kendim yapardım.' diye karşılık verir."2 Hadiste yapılan benzetme, bilgi ahlakına ve yönetim sorumluluğuna sahip olmamanın vahim durumunu ve akıbetini bizlere tasvir etmektedir. Bir insan düşünün, ateşe atılmış, ardından iç organları dışarı fırlamış ve onların etrafında tıpkı eşeğin değirmen taşı etrafında döndüğü gibi dönerek kıvranmaya başlamış... Bu arada dünyadayken kendisini iyi bilen kişiler de etrafına toplanmış onu seyrediyorlar! Bu insanın zavallı, iğrenç ve ürkütücü hali neyse, bilgiyle ve insanların yönetimiyle meşgul olup da bunun yükümlülüğünü yerine getirmeyenlerin durumu da işte budur. Cehennemde azap gören bu kişinin iç organlarının dışarı fırlaması, bir anlamda içinde gizlediğinin dışa vurulmasına, bir anlamda da ilimden ve sahip olduğu makamdan nemalanarak midesini bunların üzerinden kazandıklarıyla doldurmasına işaret olsa gerektir. Kur’an’ın benzetmesine göre, böyle bir kimse tıpkı ciltler dolusu kitap taşıyan, ama taşıdığı kitaplardan faydalanamayan merkep gibidir. 3 Hiç şüphesiz insanı diğer varlıklardan ayıran temel özelliği, bilgi elde etme ve bilgisi doğrultusunda hareket etme yetisidir. “Şüphesiz biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de, onlar onu yüklenmek istemediler, ondan çekindiler. Onu insan yüklendi. Çünkü o çok zalimdir, çok cahildir.’’4 ayeti, bize “emanet” kavramı kapsamında din, itaat, akıl, sınırlar ve sorumlulukların yanısıra ilim ve hidayeti yüklenmeye de sadece insan tabiatının kabiliyetli olduğunu bildirir. İlim ve hidayetin göklere, yere ve dağlara teklif edilmesi karşısında onların bunu kabullenmekten kaçınması, gerçekte bu varlıkların tabiatlarının emaneti sahiplenmeye uygun olmadığına işaret etmektedir. Bilgi gibi bir değeri taşıyabilecek ve onu yeryüzünde Rabbin rızasına uygun bir hayatın inşası yolunda kullanabilecek tek varlık insandır. Bizatihi muhterem ve değerli olan bilginin bu saygınlığına uygun hareket etmek de, en az onu elde etmek kadar önemlidir. Bilgi sahibi, onu bu asil konumuna yaraşır bir şekilde, doğru ve ahlaklı bir yöntemle kullandığı zaman alim sıfatını kazanır. Aksi takdirde, aynı bilgi birikimine sahip olduğu halde zalim ve cahil konumuna düşebilir. Gerçek alim başkalarına aktardığı bilgiyi öncelikle kendisi özümseyen ve hayatına yansıtan kişidir. Bildiği ve insanları teşvik ettiği doğrulara göre yaşamayan bilgili kişinin, hadiste temsili olarak anlatılan içler acısı durumuna karşılık, bilgisini kendi ruhu ve kalbi üzerinde etkin kılarak imanını güçlendiren, bilgisi doğrultusunda davranışlarını biçimlendiren kişiler, Kur’an-ı Kerim’de övülmektedir.5 Buna göre ilim, insanı imana götüren bir vasıtadır. Kur’an’da iman edenlerin, “Rablerinden gelen gerçeği bilenler’’6 olarak zikredilmesi, bilgi ile iman arasındaki kuvvetli bağın bir göstergesidir. Amele dönüşmeyen, ahlak veya davranış boyutunda olumlu bir yansıması olmayan ilim, sahibine yük olmaktan başka bir işe yaramaz. İlim sahibinin bilginin ışığıyla etrafını aydınlatırken, onun feyz ve bereketi ile kendi iç dünyasını da aydınlatması ve davranışlarını bu bilginin gerektirdiği şekilde düzeltmesi alim olmanın temel

Üsame b. Zeyd'in işitip naklettiğine göre , Resülullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kıyamet günü bir adam getirilip cehenneme atılır ve bağırsakları dışarı fırlar. O kişi, eşeğin değirmen taşı ile döndüğü gibi bağırsaklarıyla birlikte dönmeye başlar. Derken etrafına cehennemlikler toplanır ve 'Ey falan, ne bu hal? Sen iyiliği emredip, kötülükten alıkoymaz mıydın?' derler. O da, 'Evet, ben iyiliği emrederdim, ama onu kendim yapmazdım. Kötülükten alıkoyardım, ama onu kendim yapardım.' diye karşılık verir." (M7483 Müslim, Zühd, 51)

şartıdır. Süfyan b. Uyeyne, kişinin sahip olduğu bilgiyi başkalarına aktarmadan önce iyice belleyip özümsemesi gerektiğini şu şekilde ifade eder: “İlmin başı güzelce dinlemektir. Sonra onu bellemek, sonra anlayıp kavramak, sonra bilgiyi uygulamak ve en sonunda da onu neşredip yaymak gelir.”7 Kur’an-ı Kerim’de başkalarına iyiliği telkin edip de kendilerini unutanlar eleştirilmiş ve akıllarını kullanmaya davet edilmişlerdir.8 Allah Resulü, bilgisini başkalarına aktaran ama kendisini bundan mahrum bırakan kişileri, ‘etrafını aydınlattığı halde kendisini yakan kandile benzetmiştir.9 Topluma öncülük etmek, insanları doğruya ve güzele sevk etmek, bilgi sahibi kişilerin temel sorumluluğudur. Onlar bu özellikleri sayesinde peygamberlerin varisleri konumunu elde ederler.10 Muaz b. Cebel ile Peygamberimiz arasında geçen şu konuşma, ilim adamlarının toplum içindeki rollerine ve sorumluluklarına dikkat çekmektedir: Genç sahabi Muaz der ki: “Resulullah tavaf yaparken ona yanaştım ve “İnsanların hangisi en şerlidir?” diye sordum. “Allah’ım (bizi) affet! (Muaz!) sen şerden değil, hayırdan sor. İnsanların en şerlileri en şerli alimler, en hayırlıları da en hayırlı alimlerdir.” buyurdu.11 Şerli yani kötü niyet ve davranışlara sahip olmakla, bilgili olmak arasındaki bu garip çelişki, bilginin toplumu yönlendirmedeki etkisine işaret etmektedir. İlim adamı, peygamberlerin yolundan giderek bilgisinin gücüyle insanları doğru ve güzele teşvik edip onların en hayırlısı konumuna yükselebileceği gibi, yanlış yollara özendirip topluma en büyük kötülüğü de yapabilir. İşte bu ikinci tip bilgi adamı, topluma herhangi bir kötü insandan kat kat daha fazla zarar verebilmektedir. İlim sahibi kimselerin sadece kasıtlı ya da sorumsuz davranışları değil, farkında olmadan yaptıkları hatalar bile toplumsal çürüme ve yozlaşmaya sebep olabilir. Nitekim Hz. Peygamber, “alimlerin ayak sürçmesi”ni vefatından sonra ümmeti için endişe ettiği en tehlikeli durumlardan biri olarak zikretmiştir.12 Bilgiyi gizlemek ve insanlardan esirgemek ilim adamının gösterebileceği en büyük sorumsuzluklardan biridir. Hata ihtimaline rağmen bilgi üretmek, bilgiyi paylaşmak, aktarmak ve yaymak alimin geri duramayacağı bir iştir. Kur’an’a göre de bozgunculuğun yayılmasında, görevlerini hakkıyla yerine getiren ilim ve irfan sahibi, hayırlı ve faziletli kimselerin azlığının13 yanı sıra, bildikleri halde insanları haram yemekten ve günah işlemekten alıkoymayan bilgin din adamlarının14 umursamaz ve sorumsuz tavırları önemli rol oynamaktadır. Peygamberimizi ziyarete gelen bir heyet içinde bulunan Talk b. Ali’nin bu esnada işittiği15 ve Ebu Hureyre, Enes b. Malik, Ebu Said el-Hudri, Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Mes’ud, Abdullah b. Amr gibi önde gelen sahabilerin ve Ata’ b. Ebu Rebah, Nafi’, el-Esved ve Said b. Cübeyr gibi tabiun neslinden alimlerin naklettiği bir rivayete göre, Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur: “Her kim, bildiği bir konuda kendisine danışılır da onu gizlerse, kıyamet günü ağzına ateşten bir gem vurulur.“16 Sahip olduğu bilgiyi paylaşmayan, tecrübelerini toplumun yararına sunmayarak bencil davranan kişi, hakikatleri gizlemek suretiyle Allah’a karşı, bilgi sayesinde hayat bulan ruhları bundan mahrum bırakmak suretiyle de insanlığa karşı büyük bir suç işlemektedir. Böyle bir kimse, konuşması beklenen yerde sustuğu ve bilgiyi esirgediği için, konuşmaya ve derdini anlatmaya her zamankinden daha çok ihtiyaç du-

yacağı ahirette, konuşma hakkından mahrum bırakılacaktır. Hadislerin anlaşılması ve yorumlanması çabalarına değerli katkılarda bulunan, hicri dördüncü asır alimi Hattabi, hadiste yer alan “gem vurma” tabirinin, hak sözü, bilgiyi esirgeyip gizleyen kimsenin adeta kendi ağzına gem vurması anlamına geldiğini belirtir.17 Zira o, toplumu özgürleştirmesi gereken bilgiyi onlardan gizleyerek, zihinsel ilerlemenin önüne set çekmekte, düşünce atılımını engellemekte, gönüllerin bilgi ile kemale erişmesine mani olmaktadır. İlmi diğer insanlardan gizlemek aynı zamanda bir güvensizlik ve samimiyetsizlik ifadesidir. “Sadakanın en faziletlisi, Müslüman kişinin öğrendiklerini Müslüman kardeşine öğretmesidir.”18 buyurarak, bilgiyi paylaşmayı sadaka vermenin bir çeşidi olarak sunan Peygamberimiz, bu paylaşımın Müslümanlar arasındaki sadakat ve güveni temsil ettiğini bize bildirmiştir. Bilginin esirgenmesi ve gizlenmesi, Allah’ın bahşettiği bir nimeti O’nun kulları ile paylaşmamak ve bencil davranmak anlamına gelir. Gizlide ve açıkta, göklerde ve yerde ne varsa bilen19 ve sınırsız ilmi ile bilginin gerçek kaynağı olan Rabbimize yapılan böyle bir saygısızlık, aynı zamanda kişisel mal haline getirilemeyecek kadar asil ve cihanşümul olan bilgiye karşı da bir haksızlık ve hürmetsizliktir. Nitekim Kur’an’ da, “De ki: ‘Sizler mi daha iyi bilirsiniz, yoksa Allah mı?’ Allah tarafından kendisine ulaşan bir gerçeği gizleyen kimseden daha zalim kimdir? Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir.“20 buyrulurken, ilahi hakikatleri gizleyen ilim adamları da şiddetle kınanmaktadır: “İndirdiğimiz apaçık delilleri ve hidayeti kitapta açıklamamızdan sonra onları gizleyenler var ya, işte onlara hem Allah, hem de diğer bütün lanet edenler lanet eder.”21 Bilgiyi paylaşmak ve yaymak aslında alimin varlık sebebidir. Bu, bazen var olma ve var kalma mücadelesi haline gelebilir. Özellikle kritik zamanlarda toplumsal duyarlılıkların sesi olmak, toplumun rehberleri konumundaki alimlerin sorumluluğudur. Elbette ki hakikatin sözcülüğünü yapmak her zaman kolay olmayabilir, cesaret ister, inanç ister, özgüven ister. İslam’ın ilk yıllarından itibaren Hz. Peygamber’le birlikte sıkıntılara göğüs geren sahabe-i kiramdan Ebu Zer’in22 tutumu bu mücadelenin en güzel örneklerindendir. Hz. Osman’ın hilafeti döneminde Muaviye ile arasındaki tatsızlık nedeniyle konuşması yasaklanan23 Ebu Zer, bu yasağa aldırmayıp bir hac mevsiminde etrafında toplanan insanlarla konuşurken, bir adam gelmiş ve kendisine konuşma yasağını hatırlatmıştı. Bunun üzerine Ebu Zer, ensesine işaret ederek “Kılıcı şuraya dayasanız da, Resulullah’tan (sav) duymuş olduğum bir kelimeyi, sizler beni öldürmeden önce nakledeceğimi bilsem, kesinlikle onu naklederdim.” dedi. 24 1 HII/49 Ibn Hacer, İsabe, 1, 49. 2 M7483 Müslim, Zühd , 51. 3 Cum’a, 62/5. 4 Ahzab, 33/72. 5 Nisa, 4/22; 6 Bakara, 2/26. 7 BŞ1797 Beyhaki, Şuabü’l iman, II, 289. 8 Bakara, 2/44. 9 MŞ35151 İbn Ebu Şeybe, 10 D3641 Ebu Davud, ilim, l. 11 DM378 Darimi, Mukaddime, 34. 12 MK14142 Taberani, el Mu’cemü’l-kebir, XVII, 17. 13 Hud, 11/116. 14 Maide, 5/63. 15 MK8251 Taberani, el Mu’cemül’kebir, VIII, 334. 16 T2649 Tirmizi, İlim, 3. 17 AV10/66 Azimabadi, Avnü’l-ma’büd, X, 66. 18 İM243 İbn Mace, Sünnet, 20. 19 Al-i İmran, 3/29. 20 Bakara, 2/140. 21 Bakara, 21/159. 22 B3861 Buhari, Menakıbü’ l ensar, 33. 23 ST4/226 İbn sa’d, Tabakat. 4/226 24 DM554 Darimi, Mukaddime, 46.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “Hadislerle İslam” Kitabının 1. Cildinden alıntılanmıştır.


Arnavutköy Bülteni

SPOR

15

Arnavutköy, 76 Madalya İle Dünya’daki Başarısını Sergiledi Uluslararası yarışmalarda 76 madalya kazanan Arnavutköy Belediyesi, "Maraton ve Spor” fuarına katıldı.

U

luslararası spor müsabakalarında ülkemizi temsil eden Arnavutköy Belediye Spor, başarılarını fuar alanında sergiledi. Çeşitli ülkelerde kazanılan kupalar ve madalyalar fuarda sergilenirken, Arnavutköy Belediyesi’nin ilçe gençliği için neler yaptığı ziyaretçilere anlatıldı. Yenikapı Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi’nde “Türkiye’nin En Spor Fuarı” sloganıyla başlayan Maraton ve Spor Fuarı’nın ilk gününde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, Arnavutköy Belediyesi standını ziyaret etti. SPORA DAİR HER ŞEY BU FUARDA

İstanbul Maraton ve Spor Fuarı; katılımcıların düzenlediği müsabakalar, etkinlikler, sahne showlarının yanı sıra alanında uzman kişiler tarafından spora dair verilen seminerlerle ziyaretçilerine hem görsel bir şölen hem de akademik bir platform deneyimi sundu. İstanbul Maraton ve Spor Fuarı’nda spor ve sağlıklı yaşam üzerine odaklanarak, spor tesisleri, spor malzemeleri, beslenme ürünleri ve sektörle ilgili tüm ürün ve hizmetlerin tanıtımı yapıldı. 39. KEZ KOŞULDU Ayrıca bu yıl 12 Kasım’da 39’uncusu düzenlenen Vodafone İstanbul Maratonu'nun tanıtım toplantısı ya-

pıldı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Spor İstanbul tarafından Vodafone’un isim sponsorluğunda “Çocuklarımızın geleceği için koşuyoruz” temasıyla gerçekleştirilen Vodafone 39. İstanbul Maratonu, dünyanın dört bir yanından 30 bine yakın sporcuyu 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde buluşturdu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Spor İstanbul tarafından Vodafone’un isim sponsorluğunda düzenlenen Vodafone 39. İstanbul Maratonu 12 Kasım Pazar günü koşuldu. Dünyada kıtalararası koşulan ilk yarış olan ve Vodafone’un bu yıl 6’ncı kez ismini verdiği maraton, “Çocuklarımızın geleceği için koşuyoruz” temasıyla gerçekleştirildi.


16

KÜLTÜR SANAT AJANDASI IMDB PUAN

Aile Arasında 7,0

Vizyon Tarihi: Yönetmen: Oyuncular Tür: Ülke:

1 Aralık 2017 Ozan Açıktan Engin Günaydın, Demet Evgar, Gülse Birsel... Komedi Türkiye

21 yıllık ilişkileri aynı gün noktalanan nevrotik Fikret ile müzikhol vokalisti Solmaz komik bir tesadüfle tanışır. Solmaz’ın kızı Zeynep, Adanalı sevgilisiyle evlenmeye karar verince her şeyden korkan Fikret, kendini bir anda hayatının rolünü oynarken bulur. IMDB PUAN

Arnavutköy Bülteni

Aile arasında olması planlanan nikah, damadın ailesinin ısrarıyla büyüdükçe büyür. Bu ekip düğün hazırlıkları boyunca silahlı, geleneksel, kebapçı zinciri sahibi Adanalı aileyle anlaşabilecek ve bu düğün bir terslik çıkmadan yapılabilecek midir?

Star Wars: Son Jedi 9,0

Vizyon Tarihi: Yönetmen: Oyuncular Tür: Ülke:

13 Aralık 2017 (2s 30dk) Rian Johnson Daisy Ridley, John Boyega, Oscar Isaac Bilimkurgu, Aksiyon ABD

Rey, efsanenin ikinci bölümünde de Finn, Poe ve Luke Skywalker ile destansı yolculuğuna devam ediyor.

IMDB PUAN

Filmde Daisy Ridley, John Boyega, Mark Hamill, Domhnall Gleeson, Carrie Fisher, Laura Dern, Oscar Isaac, Gwendoline Christie ve Lupita Nyong'o gibi birbirinden ünlü isimler yer alıyor. Yönetmen koltuğunda ise Rian Johnson oturuyor.

Maide’nin Altın Günü 8,6

Vizyon Tarihi: Yönetmen: Oyuncular Tür: Ülke:

8 Aralık 2017 Caner Özyurtlu Ezgi Mola, Mesut Can Tomay, Hilmi Özçelik Komedi Türkiye

Maide, titiz mi titiz, marifetli mi marifetli bir ev kadınıdır. Mahallenin en havalı altın günlerini yapmasıyla meşhurdur. Kısırları, börekleri, eğlencesi dillere destandır. Altın günlerinden birinde Maide'nin aile yadigarı gerdanlığı IMDB PUAN

çalınır. Gerdanlığı bulmak için İstanbul dışından gelen ergen yeğeni Yağmur ile bir liste yaparlar. Güne gelen kadınların tek tek peşine düşecekleri bu macerada başlarına birbirinden komik olaylar gelecektir.

İntikam 6,0

Vizyon Tarihi: Yönetmen: Oyuncular Tür: Ülke:

8 Aralık 2017 (1s 54dk) Martin Campbell Jackie Chan, Pierce Brosnan, Katie Leung Aksiyon, Gerilim Çin, İngiltere

Restoran sahibi olan Quan zamanını işleriyle geçirmektedir. Bir gün düzenlenen bir terör saldırısı tüm hayatını alt üst eder. Saldırıda kızı ölmüştür. Kızının ölümü Quan'ı derinden etkiler. Kendine kızının ölümünden sorumlu olanları öldürmeyi görev ediIMDB PUAN

nir. Quan, gerçeklere ulaşmaya çalışırken karşısında eski bir devlet görevlisi olan Liam Hennessy'i bulur. Martin Campbell'in yönetmenliğini üstlendiği Aksiyon ve Gerililm filmin başrollerinde Jackie Chan, Katie Leung ve Pierce Brosnan yer alıyor.

Poyraz Karayel: Küresel Sermaye 8,2

Vizyon Tarihi: Yönetmen: Oyuncular Tür: Ülke:

15 Aralık 2017 Osman Taşçı Musa Uzunlar, Celil Nalçakan, Emel Çölgeçen Aksiyon Türkiye

Yasemin, mafya babalarından Kulaksız Adnan'ın kızıdır ve kirli işlerle uğraşan Makber'in oğlu Semih ile birliktedir. Fakat babası bu ilişkiyi onaylamaz. Kulaksız Adnan, kızını Semih'ten ayırması için Bahri Umman'dan yardım ister. Bahri Umman bu görevi Sadrettin ve adamlarına vermesiyle

tehlikeli ama bir o kadar da komik ve heyecanlı maceranın pimi çekilmiş olur. Oyuncu kadrosunda Celil Nalçakan, Emel Çölgeçen, Musa Uzunlar ve Cem Cücenoğlu'nun yer aldığı "Poyraz Karayel: Küresel Sermaye" filminin yönetmenliğini Osman Taşçı üstleniyor.

AİLE ARASINDA beyazperde.com/ Deniz Ali Tatar

Aile boyu kahkaha atmaya hazır olun! Türk sinemasının son dönemlerinde komedi filmleri, git gide içindeki komediyi yitirerek vasat hale gelmeye başlamıştı. Ama tam bu zamanda, Gülse Birsel’in güçlü kalemiyle bir komediye el attı. Ve “Aile Arasında” başarılı senaryosu ile bol mizah ve kahkaha ile sinema severlerin karşısına çıkıyor. İlk kez bir film senaryosu yazan güçlü mizah kalemine sahip Gülse Birsel’in senaryosunu yazdığı filmi, son olarak dramı en üst çıtada başarıyla gösteren “Annemin Yarası” filmini yöneten Ozan Açıktan yönetiyor. Kadroda ise uzun zamandır görmediğimiz ve komedi denince aklımıza gelen isimler bir araya gelmiş. Engin Günaydın, Demet Evgar, Fatih Artman, Su Kutlu, Gülse Birsel, Ayta Sözeri, Derya Karadaş, Devrim Yakut ve Erdal Özyağcılar gibi isimlerin başrollerde olduğu filmde; yıllar süren birliktelikleri aynı gün biten, takıntılı bir adam olan Fikret ile müzikholde vokalistlik yapan Solmaz’ın tesadüfi karşılaşmalarına şahit oluyoruz. Bu karşılaşma olaylı başlasa da sonunda komşuluğa doğru gider. Bu sırada Solmaz'ın kızı Zeynep, zengin bir kebapçının oğluyla evlenmeye karar vermiştir. Babası ortada olmayan Zeynep’in babası rolü, hiç istemese de Fikret’in olur. İlk başta aile arasında olması planlanan nikah, giderek tantanalı bir hal alınca Fikret, Solmaz ve bütün ekip kendini hiç beklemediği olayların ortasında bulur… Yönetmen Ozan Açıktan, “Çok Filim Hareketler Bunlar” ve “Sen Kimsin” gibi komedi filmleriyle sinemaya giriş yapmış; “Silsile” ve “Annemin Yarası” gibi dram ve gerilim yönü güçlü filmlerle filmografisine devam etmişti. “Aile Arasında” ile komediye geri dönen Açıktan, güçlü bir planlama ile komediye dönüşü muhteşem yapmış. Tabi burada Gülse Birsel ile yaptıkları taktik çalışmaları da önemli. Gülse Birsel’in mizah yeteneğini “Avrupa Yakası” ile “Yalan Dünya” dizilerinden ve köşe yazılarından zaten biliyoruz. Dizileri izlerken çenemiz ağrır bir şekilde sonlandırırdık. Fakat sinema ve dizi arasında büyük farklılıklar var. Birsel bu farklılıkları net bir şekilde görmüş, hikayeyi ve senaryoyu doğru tercihle yoluna sokmuş. Birsel, ayrıca oyunculukta da yol aldığını bu rolüyle kanıtlıyor. Film boyunca hem gülüp hem sinir olacağımız bir karakter olmuş Mihriban. Birsel’e boğazdan konuşma gerçekten çok yakışmış, özellikle karakterin finalde yaşadığı trajedi de gerçekten enteresan bir hal olmuş.


KİTAPLAR

Arnavutköy Bülteni

17

Dünyada Aşk Cennette Vuslat TOM SAWYER’IN MACERALARI – MARK TWAİN

kitapveyorum.com / Metin Yılmaz

Huckleberry Finn’in Maceraları adlı kitabı okumaya başlamıştım. Fakat bir kaç sayfa sonra farkettim ki bu kitaptan önce okunması gereken bir kitap var. Tom Sawyer’ın Maceraları. Mark Twain bunun gerekliliğini önceki kitaba olan referanslarla söylüyor bizlere. Ben de hemen Tom Sawyer’ın Maceraları ile başladım. İyi ki başlamışım. Tom Sawyer adlı yaramaz ama zeki bir çocuğun başından geçenler. Bunun yanında geçtiği dönemin Amerikası ele alınmış. Toplumsal işleyiş, kölelik, dini ve batıl inançların etkileri gibi konuları cımbızla ayıklar gibi ayıklayabiliyorsunuz. Oldukça akıcı bir kitap. Bir kaç saat içinde bitirebileceğiniz, ama keşke bitmeseydi, biraz daha devam etseydi diyeceğiniz bir kitap. Hem Vasconcelos’a yakın bir tat hem de Jack London’a yakınlaşan bir tat almak için okunması gereken yazarlardan biri Mark Twain. Belki de bana öyle geliyor emin değilim elbet. Ama her halükarda güzel bir kitap Tom Sawyer’ın Maceraları. İyi okumalar. Arka kapak; Mark Twain’in en sevilen yapıtlarından biri olan Tom Sawyer’ın Maceraları, çocukluğun masum, güvenli ve olağanüstü maceralarla dolu evrenine bir övgüdür. Roman Mississippi Nehri kıyısındaki küçük bir kasabada, belirtilmeyen bir dönemde geçer. Ancak okur evlerde siyahi kölelerin bulunmasından hikâyenin 1830’larda ya da 1840’larda geçtiği sonucuna varabilir. Herkesin herkesi tanıdığı, yetişkinlerin çocukları eğitmek ve disipline sokmak için birlikte çalıştıkları bu küçük kasabada, herkes göründüğü gibi midir? Roman insan doğasının ikiyüzlülüğünü, bencilliğini, maddi değerlere düşkünlüğünü ve Amerikan taşrasındaki küçük kasaba ruhunu mükemmel biçimde yansıtır. Twain, iyi kalpli, ancak her daim haylazlık peşindeki Tom ve arkadaşlarının maceralarını gerçekçi bir dille aktarırken, alışılmış terbiyeli ve örnek çocuk imgesini de yıkar. Yapıtın kuşaklar boyu her yaştan okura hitap etmesinin sırrı, belki de çocuk aklının nasıl işlediğini bize hatırlatmasında; yetişkin dünyasından ansızın çocukluğa ışınlanmanın paha biçilmez değerinde yatar. ...

Yazar: Baskı Tarihi: ISBN Tür: Yayınevi:

Fatih Kandemir Kasım 2017 9786052963579 Roman, Edebiyat Cinius Yayınları

Bismillâhirrahmânirrahim... Şaşırdınız değil mi, neden besmeleyle başladık diye? Yoksa Arapça bir duanın Türkçe açıklamasını mı okuyacağınızı sandınız? Oysa her işe besmeleyle başlamıyor muyuz? Hâlâ şaşkınlığınız sürüyor değil mi? Hiç

Sayfa Sayısı: 55 Dil: Türkçe

şaşırmamış da olabilirsiniz ancak bu kitapta okuyacaklarınız sizi şaşırtacak. Neden besmeleyle başladığımızı kitabın derinliklerine inip yüzeye doğru çıkarken anlayacaksınız. Herkesin az çok ama kiminin az, kiminin çok; kiminin çoktan da çok bildiği, yaşadığı, belki de yaşadığını sandığı o kavramı okurken hissedeceksiniz.

Zihin Nasıl Çalışır Yazar: Baskı Tarihi: ISBN Tür: Yayınevi:

Steven Pinker Sayfa Sayısı: 712 Kasım 2017 9786051067773 Dil: Türkçe Bilim-Teknoloji-Mühendislik Alfa Yayıncılık Çeviri: Sabri Gürses

Pulitzer ödüllü evrimsel psikolog, bilişsel bilimci ve popüler bilim yazarı Steven Pinker bu kitabında, modern nörobilimin son bulgularına dayanarak zihnimizin nasıl evrimleştiğini, nasıl dünyayı kavradığımızı ve düşünce ürettiğimizi ortaya koyuyor. Bizi rasyonel yapan nedir? Öfkeli, arzulu, sevinçli ya da üzüntülü olmamızın altında yatan nedenler nedir? Bilinç nasıl ortaya çıktı? Bütün bu soruların cevaplarını irdelediği kitabında Pinker, evrimsel

biyolojinin ışığında bilimden müziğe, cinsellikten dile, sanattan dine kadar bütün insani faaliyetlerin ortak noktasını araştırıyor ve çok ilginç sonuçlara ulaşıyor. Zihnin işleyişi ve dünyayı kavrayışı konusunda çağdaş nörobilimin ve Churchland gibi nörofelsefecilerin yaklaşımı olan nöral ağlar kuramını savunan Pinker, dilin doğuştan olduğunu kabul etmekle birlikte, evrimsel yaklaşımı dolayısıyla Noam Chomsky ve diğerlerinden ayrılıyor.

Huzursuz Özne Yazar: Baskı Tarihi: ISBN Tür: Yayınevi:

Hanife Altun Kasım 2017 9786052036129 Hikaye (Öykü), Edebiyat Nota Bene Yayınları

Hanife Altun, Masalından Göçen Kuş adlı ilk öykü kitabından sonra, ikinci öykü kitabı, Huzursuz Özne ile okurun karşısına çıkıyor. Altun, sesini bulmuş bir yazar; Huzursuz Özne bu nedenle okur açısından çok da yabancısı olmayacakları bir üslup sergiliyor. Yazarın ironik, yer yer muzip ama dokunaklı anlatım dili, bu kitapta da okurların belleğinde kalıcı izler bırakmaya aday öyküler kuruyor.

Sayfa Sayısı: 80 Dil: Türkçe

Kırılmış fay hatları boyunca ilerleyerek kah çocukluğa kah kadınlığa, kah yaşama acemiliğine ve vazgeçişlere uzanan öyküler, yazarın kendi deyimiyle, "Buraya sığışamayanlara ve orada duramayanlara" seslenirken, yazarın sesine yankı beklediği nokta tam da burası oluyor. "O kadar uzun zaman oldu ki ona mektup yazmayalı. Belki beş sene, belki beş gün, belki de beş saat. ...

Kelimelerle İknanın Psikolojisi Yazar: Baskı Tarihi: ISBN Tür: Yayınevi:

Joe Vitale Haziran 2017 Sayfa Sayısı: 304 9786052970492 Çeviri: Sinem Bayındır Kişisel Gelişim, Ekonomi-Emek-İş Dünyası, İletişim-Medya Yakamoz Yayınları Dil: Türkçe

Dünyaca ünlü yazar Joe Vitale, Kelimelerle İknanın Psikolojisi kitabıyla, karşınızdakini sözcüklerinizle nasıl hipnotize edebileceğinizi gözler önüne seriyor. Hipnoz şeytani değildir. Doktorlar ve psikiyatristler tarafından insanların hayattan daha fazla şey almalarında onlara yardım etmek için kullanılır. 1950 yılından beri Amerikan Tıp Derneği tarafından onay-

lanmaktadır. İyi bir film ya da kitap da bir tür hipnozdur. İyi bir satış mektubu, satış konuşması ya da kısa reklamlar da öyle… Hipnozun yazı dilindeki etkilerini gördüğünüzde aldığınız sonuçlara inanamayacaksınız. Bu kitapla birlikte karşınızdakinden hayalinizdeki tepkiyi nasıl alabileceğinizi öğrenecek ve onu yalnızca kelimelerinizle istediğiniz şeye ikna edeceksiniz.

24 Öğrenme Tuzağı Yazar: Baskı Tarihi: ISBN Tür: Yayınevi:

Mustafa Acungil Ekim 2017 9786059218412 Kişisel Gelişim, Eğitim Tuti Kitap

Öğrenmeyi yaygın eğitim-öğretimle kısıtlı gibi düşünüyoruz çoğu zaman. (Bakınız bu kitaptaki ilk tuzak.) Oysa tüm hayatımız öğrenerek geçiyor. Ve ne yazık ki nasıl öğrendiğimize pek de kafa yormuyoruz... Oysa yormalıyız. Çünkü öğrenmeyi ne kadar ve nasıl yaptığımız, doğrudan yaşam kalitemizi belirliyor. Yanlış şeyler öğ-

Sayfa Sayısı: 184 Dil: Türkçe

rendiğimiz için, yanlış yöntemlerde takıldığımız için, yönümüzü doğru belirlemediğimiz için büyük bedeller ödüyoruz. Bu kitap, öğrenmeyi yeniden ve doğru öğrenmeniz için size yardımcı olacak. Başarılı bir eğitim hayatının ardından alanında öne çıkan bir kariyer yapan Mustafa Acungil, öğrenmeyi hayatının ana ekseninde görüyor. ...


18

BULMACA

Arnavutköy Bülteni

Sevdiğiniz üç hobi bulun; Biri para kazanmak için, biri sizi zinde tutmak için ve biri de yaratıcı olmak için. Matt Mullnweg


Arnavutköy Bülteni

SOSYAL MEDYA

19

Teknolojiyi her alanda aktif bir şekilde kullanan Arnavutköy Belediyesi, sosyal medya aracılığı ile vatandaşlara ulaşıyor. Arnavutköy Belediyesi resmi sosyal medya adreslerini takip ederek, belediye ile aktif iletişime geçebilirsiniz.



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.