5 Boğazköy Kültür ve Spor Tesisi İnşaatı Yükseliyor
6
6 Arnavutköy Belediyesi’nden Çocuklara İki Yeni Park
AVLU34 Açılış İçin Gün Sayıyor
AĞUSTOS 2018 SAYI: 68
Boğazköy’de Yeşilçam’ın İzleri
Pedallar Ömer Halisdemir İçin Döndü Arnavutköy Belediyesi, Şehit Ömer Halisdemir’in adını yaşatmak için geçen yıl düzenlediği Ulusal Ömer Halisdemir Bisiklet Turu anma etkinliğini bu yıl da gerçekleştirdi.
Türk sinemasının hafızalara kazınan dönemi Yeşilçam’ın izleri Arnavutköy Boğazköy Mahallesi’nde yaşamaya devam ediyor. Doğası, havası gelişen çevresi ve büyük projelerle adını duyuran bu ilçenin filmlere ev sahipliği yapmasına 12-13 şaşırmamak gerek.
Küçüklerin de Hakları Var
Asırlar önce gelmiş olan bir dinin, toplumun en çok himâyeye muhtaç olan kesimlerinden biri olan çocuklara vermiş olduğu haklar, bugün çağdaş medeniyet seviyemizin bile hâlâ ulaşamadığı bir noktadadır. Buyurun, güzel dinimizin, anne ve babaların gözbebeği olan çocuklara verdiği haklardan bazılarını birlikte 20 gözden geçirelim.
Arnavutköy’de Düğünler
14-15
Arnavutköy’de ‘15 Temmuz Şehitler Anıtı’ Törenle Açıldı Arnavutköy’de geçmişten günümüze birçok alanda değişimler yaşandı. Haliyle düğün gelenekleri de değişti. Eskiden düğünlerin tamamı köyün meydanında yapılırdı. Köy meydanında, köyde o zaman hayvancılık ve tarımla meşgul olmaları sebebiyle herkesin balya dediğimiz ot veya 21 samandan balyaları vardı.
Arnavutköy Belediyesi tarafından 15 Temmuz darbe girişiminin unutulmaması ve şehitlerin anılarının yaşatılması amacıyla yaptırılan “15 Temmuz Şehitler Anıtı” törenle açıldı.
9
2
TÜRKİYE
Arnavutköy Bülteni
Kuzey Marmara Otoyolu 2019 Yılı Sonunda Açılacak
Yavuz Sultan Selim ve Osmangazi köprülerine bağlantı sağlayacak Kuzey Marmara Otoyolu’nda çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor.
İ
stanbul’dan Sakarya’nın Akyazı ilçesine kadar devam edecek Yavuz Sultan Selim ve Osmangazi köprüleri ile bağlantı sağlayacak olan Kuzey Marmara Otoyolu’nda çalışmalar sürüyor. Yolun 2019 yılı sonunda trafiğe açılması hedefleniyor. Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu projede mühendislik harikaları olduğunu belirterek, “Türkiye’nin kalkınmasına, Türkiye’nin gelişmesine bu projenin hızı bir örnektir. Burada mühendislik harikaları var. Türkiye’nin, belki de dünyanın en geniş 4 şeritli tünelleri yapılıyor” dedi.
2019 yılında hizmete sunulacak
Toplamda 8 tünel inşa edilecek
Kuzey Marmara Otoyolu, toplam 430 kilometre uzunluğa sahip olacak. Avrupa yakasında 172 kilometrelik yol yapılırken, Anadolu kesiminde ise 258 kilometre yol inşa edilecek. Proje kapsamında trafiğe açılan SilivriYavuz Sultan Selim Köprüsü- Pendik güzergahının ardından, 2018 yılı sonuna kadar Pendik-Osmangazi Köprüsü arasındaki güzergahın da açılması planlanıyor. Sakarya’nın Akyazı ilçesine kadar gidecek otoyolun tamamının ise 2019 yılı sonunda trafiğe açılması hedefleniyor.
Kuzey Marmara Otoyolu’nda 14’ü Avrupa, 29’u Anadolu kesimlerinde olmak üzere toplam 43 kavşak bulunacak. Toplamda 8 tünel, 24 viyadük, 62 köprü, 78 alt geçit, 47 üst geçit ve 200 menfezin bulunacağı otoyolda, ayrıca 4 şerit ile dünyanın en geniş tünelleri inşa edilecek. Projenin 151 kilometrelik büyük bir bölümü Kocaeli kesiminde inşa ediliyor. Kocaeli kesiminde uzunlukları 1405 metre, 4 bin 159 metre, 371 metre, 2 bin 150 metre ve 1475 metre olan 5 tünel inşa edilecek.
Orhan Okulu Kırkpınar’da Şampiyon Oldu 657. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde finalde Şaban Yılmaz’ı mağlup eden Orhan Okulu şampiyon oldu.
6
57. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde, Antalyalı başpehlivan Orhan Okulu, final güreşinde Samsunlu Şaban Yılmaz’ı yenerek, 2018 Tarihi Kırkpıbnar Yağlı Güreş Başpehlivanı oldu. Sarayiçi Er Meydanı’ndan 657’incisi gerçekleştirilen Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde, başpehlivanların final güreşleri tamamlandı. Kırkpınar şampiyonu olmak için kıyasıya mücadele eden baş-
pehlivanlardan 2015 yılı birincisi Orhan Okulu, rakibi 2005 yılı birincisi Samsunlu Şaban Yılmaz’ı yenerek, altın kemerin bu yılki sahibi oldu.
Altın kemer puanla geldi 657. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri final güreşine kalan başpehlivanlar Orhan Okulu ve Şaban Yılmaz’ın final müsabakasının ilk yarım saatlik bölümünde
Yahut sosyal medya hesaplarımızdan iletebilirsiniz.
yenişme olmadı. Müsabakanın 10 dakikalık puanlama bölümünde Er Meydanı’nda yenişemeyen başpehlivanlar, ‘altın puan’ bölümüne geçti. Yaklaşık 60 dakika süren zorlu mücadelede Orhan Okulu, rakibi Şaban Yılmaz karşısında bir puan alarak, altın kemeri kazanan taraf oldu.
Tarihin başlangıç noktası olarak da nitelendirilen Şanlıurfa’daki Göbeklitepe’de yeni tapınak ve dikili taşlar tespit edildi.
T
böylesi bir kazı alanının bulunmasının tesadüf olmadığını anlatan Mehmet Önal, Türkiye’nin bu insanlık mirasını gelecek nesillere en iyi şekilde aktarmak için elinden gelen çabayı gösterdiğini ifade etti.
Kazı Çalışmaları Devam Ediyor
İstek, Öneri ve Şikayetlerinizi
444 4 597
Göbeklitepe’de Yeni Bulgulara Rastlandı arihin başlangıç noktası olarak nitelendirilen Göbeklitepe’de, 15 mega anıtsal tapınak ile 200’den fazla dikili taşın daha olduğu anlaşıldı. Harran Üniversitesi Arkeoloji Bölümü ve Şanlıurfa Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Önal, Göbeklitepe’nin UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmasında emeği geçenlere teşekkür etti. Göbeklitepe’nin dünyanın en önemli yerleşim birimlerinin başında geldiğini vurgulayan Mehmet Önal, Türkiye’nin bulunduğu coğrafi konum itibariyle insanlık tarihine ışık tuttuğunu dile getirdi. Tarih boyunca medeniyetlere beşiklik eden bu coğrafyada,
Arnavutköy’deki tüm okullarımızı kapsayan, hazırlayacağımız OKUL KÖŞEMİZ için bilgi, belge, resim, fotoğraf ve dokümanlarınızı bültenimizde yayınlanmak üzere bulten@arnavutkoy.bel.tr adresine gönderebilirsiniz
Mehmet Önal, “Göbeklitepe’de yaklaşık çeyrek asırdır arkeolojik kazı çalışmaları devam etmektedir. Kazı alanının büyüklüğünü göz önüne aldığımızda en az 150 yıl daha burada kazı çalışmaları devam edecektir. Şu an ziyaretçilerin gezip gördüğü alan estetik ve güzel bir çatıyla kaplandı. Halen 4 dairevi anıtsal mega tapınağın bulunduğu gezi alanı ziyaretçiler tarafından gezilebiliyor. Şimdi gezilen alanın hemen kuzeyinde, 4-5 yıldır arkeolojik çalışmaların yapıldığı yeni anıt tapınaklarının izine rastlandığı bir kazı alanı daha var. Kazı çalışmaları yapıldıkça Göbeklitepe’nin bilinmeyen özellikleri ön plana çıkacaktır” dedi.
AĞUSTOS 2018 • Sayı: 68 İmtiyaz Sahibi Arnavutköy Belediye Başkanlığı adına Ahmet Haşim BALTACI Danışma Kurulu Kemal AYGENLİ Turgut BARAN Osman AKKAYA Yavuz FIRAT M. Hakan ŞİŞMAN Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mutlu BAHTİYAR Fotoğraf Emre DÜZEL Bünyamin ŞAHAN Veysel ÖZMENOĞLU Eyüp SARICA Editör Bünyamin ŞAHAN Şerif CAN Hazırlık ve Baskı DERGAH OFSET Küçükçekmece / İSTANBUL 0212 489 33 33 Grafik Tasarım Platin GROUP İdare Adresi Taşoluk Mah. Kazım Karabekir Cd. No:88 PK: 34275 Arnavutköy - İstanbul Fax: 0212 597 00 57 E-Posta: bulten@arnavutkoy.bel.tr
2018
İSTANBUL
Arnavutköy Bülteni
İBB’den “Milli Tarım Yerli Tohum” Hamlesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi, mega kentin tarımsal alanda da kalkınması için kolları sıvadı. Bu kapsamda “Milli Tarım Yerli Tohum Deneme Ekimleri” projesi hayata geçirildi. Projeyle topraklarımızda milli tohumun yaygınlaştırılması ve yüksek verimli ürünlerin elde edilmesi hedefleniyor.
H
izmet ve sanayi sektörüyle öne çıkan İstanbul’da 1 milyon dönüme yakın tarıma elverişli arazi bulunuyor. Bu arazilerin ise yaklaşık 750 bin dönümünde aktif tarım yapılıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Muhtarlıklar Gıda Tarım ve Hayvancılık Daire Başkanlığı Tarım ve Su Ürünleri Müdürlüğü de tarımsal verimliliği yükseltmek, çiftçilerin milli tohumlara yönelimini artırmak ve kullanımını yaygınlaştırmak için “Milli Tarım Yerli Tohum Deneme Ekimleri” projesini hayata geçirdi. Bu kapsamda Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı araştırma enstitülerinin geliştirdiği yerli ve milli tohumlar alınıyor. Bu tohumlar İBB’ye bağlı uzman ziraat mühendisleri tarafından bölgenin yağış, sıcaklık ve toprak du-
rumu incelenerek belirlenen deneme ekim alanlarına buğday, pirinç, mısır, ayçiçeği, kanola, karabuğday gibi ürünlerden en uygun olanı belirleniyor. Seçilen tür üzerinden tamamen yerli ve milli imkanlarla üretilen birden fazla tohum ekiliyor.
Verim yüzde 50 arttı Deneme ekimleri Silivri, Çatalca, Şile
başta olmak üzere İstanbul’un birçok farklı noktasında gerçekleştirildi. 17 bölge 130 dönümlük alanda ekim yapıldı. En son Silivri Büyükkılıçlı Mahallesi’nde 5 dekarlık alana ekilen buğday çeşidi olan Alada, Nusrat, Beşköprü ve Hanlı’nın hasadı yapıldı. Toprak verimi düşük olan bu bölgede buğday ekiminden dönüm başına ortalama 400 kilo verim elde ediliyordu. Yerli tohum deneme ekimlerinden sonra Nusrat ve Alada cinsi buğdayların 620 kilo verim sağladığı tespit edildi. Bunun üzerine çiftçiler yüzde 50 daha fazla verim sağlayan ve kılçıklı olmasından dolayı daha kaliteli olan Nusrat ve Alada buğdayını önümüzdeki sene ekmek için şimdiden tohum başvurusunda bulundu.
Topkapı Sarayı’nın Surları Restore Ediliyor İstanbul’da bulunan Topkapı Sarayı’nın etrafındaki metruk surlar yeniden yapılandırılıyor.
T
opkapı Sarayı’nın deniz tarafında bulunan metruk surlarda restorasyona başlandı. 650 gün sürecek restorasyon için Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 25 milyon lira ayrıldı. Kasım 2019’da tamamlanması beklenen restorasyon kapsamında Tarihi İncili Köşk de yer
alıyor. İstanbul 4 Numaralı Koruma ve Bölge Kurulu’nun projeyi onaylanmasının ardından 4 kilometre uzunluğundaki surlar için çalışmalara başlandı. Madde bağımlılarının ve evsizlerin mekan edindiği surlarda restorasyon sonrası güvenlik sorunları da ortadan kalkmış olacak.
Kanal İstanbul’a Yap İşlet Devret Modeli Kanal İstanbul’un ‘yap-işlet-devret’ kapsamında hayata geçirilmesi için torba yasaya düzenleme eklendi. Böylece projenin maliyetlerinin azaltılması ve özel sektörün rekabet gücünün artırılması hedefleniyor.
A
K Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan’ın açıkladığı Torba Yasa’ya Kanal İstanbul maddesi de eklendi. Bu maddeyle Kanal İstanbul’un yap- işlet- devret yöntemiyle ihaleye çıkarılmasına olanak tanınıyor. Osmanlı döneminde planlanan proje, Türkiye’nin en büyük projelerinden biri olarak belirtiliyor. Kanal İstanbul için açıklanan planda bir de-
ğişiklik olmazsa proje; Küçükçekmece – Sazlıdere - Durusu hattında inşa edilecek. Projenin inşa ediliş amacı ise Boğaz trafiğini azaltmak, Boğaz’da ki gemi kazaları gibi sorunları önlemek ve Türkiye’nin anlaşmalar ile elini kolunu bağlayan Boğaz geçişleri için elini güçlendirmek olarak ifade ediliyor. Yetkililer projenin maliyetinin 20 milyar doları bulacağını tahmin ediyor.
3
Gayrettepe 3. Havalimanı Metro Hattı 2019’da Açılacak
Dünyanın en büyüğü olacak Üçüncü Havalimanı’na ulaşımı da kolaylaştıracak proje 2019’un sonunda hizmete girecek. Tamamlandığında yıllık 200 milyon yolcu kapasitesiyle 350’den fazla destinasyona uçuş imkanı sunacak olan Yeni Havalimanı, 29 Ekim tarihinde açılacak. Bu dev projeye ulaşımın da rahat olması için Gayrettepe- 3.Havalimanı Metro Hattı çalışmaları yapılıyor. 37,10 kilometre uzunluğundaki Gayrettepe - Kemerburgaz - Yeni Havalimanı Metro Hattı, Beşiktaş, Şişli, Kağıthane, Eyüpsultan ve Arnavutköy ilçelerinden geçecek. Yeni metro ile saatte tek yönde 70 bin yolcu taşınabilecek.
Diğer hatlarla entegre edilecek Gayrettepe İstasyonu’nda Metrobüs ve Şişhane - Taksim - 4. Levent - Hacıosman Metro Hattı ile Kâğıthane İstasyonun’da Kabataş - Beşiktaş - Mecidiyeköy - Mahmutbey Metro Hattı ile entegre olacak. Yetkililer; Gayrettepe3. Havalimanı Metro Hattı’nın 2019 yılının sonunda açılacağını dile getirdiler. Gayrettepe - Yeni Havalimanı Metro Hattı durakları; Gayrettepe, Kağıthane, Hasdal, Kemerburgaz, Göktürk, İhsaniye, Yeni Havalimanı 1, Yeni Havalimanı 2, Yeni Havalimanı 3.
4
GÜNCEL
Arnavutköy Bülteni
Tek Yön Uygulaması Hayata Geçti Arnavutköy Merkez trafik uygulaması, tek yön olarak hayata geçti. Arnavutköy Belediyesi ve UKOME koordinasyonuyla yapılan çalışmalar sonucunda Arnavutköy Merkez trafik akışı tek yön olarak sağlanacak.
M
ega projelerin beşiğinde yer alan Arnavutköy, her geçen gün gelişerek; İstanbul’un yarını olma yolunda hızla ilerliyor. Yeni bir ilçe olmasına rağmen açılışı 29 Ekim’de yapılacak havalimanının Arnavutköy’de bulunması, ilçenin marka değerini her gün artırıyor. Ayrıca Kanal İstanbul gibi mega projelerin Arnavutköy’de planlanması, ilçeyi dünya çapında bir marka şehri olma yolunda ilerlemesini sağlıyor. Mega projelerin yanı sıra İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen projeler ise Arnavutköy’ün çehresini değiştiriyor. Yapılan çevre yolu düzenlemesi, şehir ve bölge parkları açılarak, vatandaşların hizmetine sunuldu. Ulaşımda kolaylık sağlanması adına yapım ihalesine çıkılacak metro projesi ise yıl sonuna kadar tamamlanacak.
Proje UKOME işbirliği ile gerçekleşti Ulaşımda kolaylık sağlama adına birçok düzenlemenin yapıldığı Arnavutköy’de son olarak tek yön uygulama çalışması başladı. Arnavutköy Belediyesi ve UKOME işbirliği ile uzun zamandır çalışması yapılan Arnavutköy ilçesi, merkezi ve çevresi trafik sirkülasyon ve geometrik düzenleme projesi, tamamlandı. Proje çalışması tamamlanan Arnavutköy Merkezi ve çevresi trafik sirkülasyon çalışması
uygulamaya geçti.
Park alanları İSPARK tarafından işletilecek Birçok cadde ve sokakta yapılan çalışmalar sonucunda Arnavutköy tek yön uygulaması Gazi Osman Paşa Caddesi girişinden devam ederek, Necip Fazıl Caddesi istikametinden, Merkez İlkokulu ve sonrasında Fatih Caddesine bağlanan tek yönlü bir hat üzerinden devam edecek. Diğer istikamet ise Eski Edirne Asfaltın-
dan gelerek, Arnavutköy merkezden geçip, devlet hastanesi yönünde ilerleyecek. Ana arterlerde uygulanan tek yön uygulaması aynı zamanda arka sokaklarda da uygulanacak. Arnavutköy Merkez’de trafiksiz kalan bölge ise trafiğe kapalı alan olarak kalacak. Bu alan Arnavutköy Belediyesi tarafından kent mobilyasıyla zenginleştirilecek. Yapılan tek yön uygulaması ile Arnavutköy Merkez’de parklanma sorunu da ortadan kalkmış olacak. Tek yol uygulamasıyla caddelerin sağ ve sol taraflarında oluşturulan cepler ise araç park alanı olarak İSPARK tarafından işletilecek.
Arnavutköy Bülteni
GÜNCEL
5
Emniyet Teşkilatı Veda Yemeğinde Bir Araya Geldi İkinci sınıf emniyet müdürlüğünden birinci sınıf emniyet müdürlüğüne terfi eden, Arnavutköy İlçe Emniyet Müdürü Mustafa Haluk Özkan için veda yemeği düzenlendi.
A
rnavutköy ilçesine atandığı günden beri başarılı çalışmalar gerçekleştiren İlçe Emniyet Müdürü Mustafa Haluk Özkan, ikinci sınıf emniyet müdürlüğünden birinci sınıf emniyet müdürlüğüne terfi etti. Birinci sınıf emniyet müdürlüğüne yükselen Arnavutköy İlçe Emniyet Müdürü Mustafa Haluk Özkan’ın terfi sonrası tayini gerçekleşti. Yeni tayin yerine geçmeden Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı tarafından veda yemeği verildi. Veda yemeğinde konuşma yapan Emniyet Hizmetleri Geliştirme Dernek Başkanı Bahri Kazankaya, Emniyet Müdürü Mustafa Haluk Özkan’a ilçede yaptığı çalışmalardan dolayı teşekkür etti. Birinci Sınıf Emniyet Müdürü Özkan ise yaptığı veda konuşmasında; “Başarılı bir görev süremiz oldu. İyi dostluklar edindik. Ve bu dostluklar, veda ile kalmayacak, gelecekte de devam edecek” dedi.
Emniyet Müdürümüz Yeni Bir Heyecana Yelken Açtı Emniyet müdürümüzün yeni bir yolculuğa, yeni bir heyecana yelken açtığı bir gün de bir arada olmaktan dolayı mutluluğunu dile getiren Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı “Her vazifenin başlangıcı olduğu gibi bir de bitiş süresi var. Bu memuriyet görevinde özellikle böyledir. Haluk müdürüm gibi daha önce bu görevi yapan müdürümüzü ha-
tırlıyoruz. Eski jandarma komutanımızı hatırlıyoruz. Kaymakamlarımız hatırlıyoruz. Kamu kurumunda çeşitli görevlerde bulunan memur arkadaşlarımız hatırlıyoruz. Görev süresi dolan arkadaşlarımız yeni görevlerinin başlarına geçmek için bizlere veda ediyorlar. Haluk müdürümüz de 2 yıla yakındır bizlerle beraber çalıştı. Kısa sürede olsa adından söz ettirecek başarılı çalışmalar yaptı. Haluk müdürümüz çalıştığı zaman süresince bizim bile göremediğimiz,
duymadığımız Arnavutköy halkı için ciddi çalışmalar yaptı. Tabi bu ekip işi ve bu ekibin parçası olan emniyet teşkilatı mensuplarımıza da teşekkür ediyorum. Haluk müdürüme de yeni görevinde başarılar diliyorum” diye konuştu. Arnavutköy İlçe Emniyet Müdürü Mustafa Haluk Özkan için düzenlenen veda yemeğinde, Arnavutköy Belediye Başkan Haşim Baltacı ilçe emniyet müdürüne günün anısına hediye takdim etti.
Boğazköy Kültür ve Spor Tesisi İnşaatı Yükseliyor İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan Boğazköy Kültür ve Spor Tesisi inşaatının yüzde 60’ı tamamlandı.
İ
stanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan Boğazköy Kültür ve Spor Tesisi inşaatında çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor. Sanat ve sporun bir arada icra edileceği tesisin yüzde 60’ı tamamlanmış durum ayrıca 3 ay içinde de kaba inşaatının tamamlanması bekleniyor. İlçenin sosyal ve kültürel ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik olarak yapılan Boğazköy Kültür ve Spor Tesisi Projesi yaklaşık 15 bin metrekarelik alana sahip bir tesis olacak. Kültürel faaliyetler ve spor aktiviteleri için geliştirilen proje içerisinde; Meydan ve Kapalı Otopark, Kütüphane, Kafe ve Restoran, Çok Amaçlı Salon ve Toplantı Salonu, Kadın Kültür Merkezi, Kreş, Anaokulu ve İdare, Gençlik Merkezi, Yetişkin Evi, Halk Sağlık Merkezi, Spor Merkezi, Bilim Merkezi, Etkinlik Alanı, Kaykay Pisti ve Park yer alacak.
“Arnavutköy’de bir ilk niteliğinde olacak” Arnavutköy’de bir ilk niteliğinde olacak tesis hakkında bilgi veren Arnavutköy Belediye Başkanı Ha-
şim Baltacı “Boğazköy bölgemizde sosyal kültürel ağırlıklı, her yaş gurubundan vatandaşlarımıza hizmet verecek tesisimizin de yapım çalışmaları devam ediyor” dedi. Tesisin içinde birçok merkezin olacağını vurgulayan Başkan Haşim Baltacı “Yanı başımızda yapımına başlanan Boğazköy Kültür ve
Spor Merkezi 15 bin metrekare alana inşa ediliyor. İçerisinde kapalı pazarı, otopark, gençlerin yararlanacağı spor alanları, etkinlik alanları, gençlik merkezi, kadın kültür merkezi ve meydan alanıyla vatandaşlarımıza hizmet verecek” ifadelerini kullandı.
6
GÜNCEL
Arnavutköy Bülteni
Arnavutköy Belediyesi’nden Çocuklara İki Yeni Park Arnavutköy Belediyesi tarafından Boğazköy ve Mavigöl Mahallelerine yapılan iki yeni parkın yapımı tamamlandı.
A
rnavutköy Belediyesi, mahallelerde yaptığı çalışmalarla hem çocukları hem ailelerini sevindiriyor. Bu kapsamda Boğazköy ve Mavigöl Mahallelerine yetişkinler için aktivite ve dinlenme mekanı, çocuklar için de oyun alanı ihtiyacının karşılanması için yeni parklar yapıldı. Çocukların oyun oynayarak, hem zihinsel hem de fizyolojik gelişimlerini sağlıklı olarak geliştirebilmeleri için yapılan parklarda, minikler bir arada hareketli zamanlar geçirecek, bu sayede hem kas gelişimlerini sağlayacak hem de sosyalleşmeyi ve paylaşımı öğrenecekler.
Mavigöl Mahallesi 23 Nisan Egemenlik Parkı 2 bin 434 metrekare alana sahip olan Mavigöl Mahallesi 23 Nisan Egemenlik Parkı’nın içerisinde; çocuk oyun alanı, modüler saha, fitness alanı, büfe,
Boğazköy Mahallesi Parkı 3 bin 62 metrekare alana sahip olan Boğazköy Mahallesi Park Alanı’nın içerisinde; meydan, futbol sahası, çocuk oyun alanı, 3 adet pergola, 6 adet piknik masası ve 7 adet bank yer almaktadır. Parkın çoğu alanı sert zeminden oluşmaktadır.
1 adet ağaç altı oturma, 5 adet çatılı piknik masası ve 8 adet bank yer almaktadır. Ayrıca park alanının içinde muhtarlık binası da yer almaktadır. Parkın yaklaşık olarak yüzde 50’si yeşil alandan yüzde 50’si de sert zeminden oluşmaktadır.
AVLU34 Açılış İçin Gün Sayıyor Başkan Baltacı tarafından hayata geçirilen AVLU34 Alışveriş Merkezi açılış için gün sayıyor.
A
rnavutköy’ü cazibe merkezi yapacak projelerden biri olan AVLU34 Alışveriş ve Yaşam Merkezi açılış için gün sayıyor. Projeyi yakından takip eden Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı AVLU34’ü yerinde ziyaret ederek, incelemelerde bulundu. Vatandaşların, iş yaşamının dışında kalan zamanın önemli bir kısmını geçireceği bu merkez, alışverişin yanında eğlence mekanı olarak da değerlendirilecek. Ayrıca AVLU34, kültür sanat etkinliklerinin de düzenlendiği bir mekan haline gelecek.
Arnavutköy’ün ilk sinema salonu AVLU34’de Arnavutköy’ün ilk sinema salonunun yer alacağı AVLU34, kültür merkezi ve sosyal tesisler ile sanatın ve kültürün tüm renklerini taşıyacak. Ayrıca vizyona yeni girecek yerli ve yabancı filmlerle buluşacak olan Arnavutköylüler, bu sayede hayatın karmaşasından kaçma imkanı sağlayacakları ve sosyalleşecekleri bir mekana sahip olacaklar. Ayrıca mağazaların yer alacağı alış-veriş merkezinde, vatandaşlar ihtiyaçlarına dair her ürünü bulabilecekler.
GÜNCEL
Arnavutköy Bülteni
7
Arnavutköy POMEM 21. Dönem Mezuniyet Töreni Düzenlendi Arnavutköy Polis Meslek Eğitim Merkezi (POMEM) 21. Dönem Mezuniyet Töreni düzenlendi. Törene Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı katıldı.
A
rnavutköy Polis Meslek Eğitim Merkezi 21. Dönem Mezunlarını verdi. Törene İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Valisi Vasip Şahin, Arnavutköy Kaymakamı Kasım Fikret Dayıoğlu ve Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı katıldı. Törende konuşma yapan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Dün gece Şırnak kırsalında, Van Emniyet Müdürlüğümüze ait insansız hava aracı 7 tane teröristi gördü hemen diğer bir insansız hava aracımızı çağırdı. Orayı kontrol altına aldılar ve ardından hemen uçaklar istedik. Bir taraftan insansız hava aracımız, bir taraftan da uçaklarımızla birlikte sabahın erken saatlerinde 7 teröristi etkisiz hale getirdik” dedi.
“Cenab-ı Hak bizlere tekrar böyle acılar yaşatmasın” Bakan Soylu, Polis Akademisi Arnavutköy Polis Meslek Eğitim Merkezi (POMEM) 21. Dönem Mezuniyet Töreni’nde, pazar günü 15 Temmuz münasebetiyle Gölbaşı Özel Harekat Başkanlığı’ndaki törene katıldığını söyledi. Törende şehitleri anarken özellikle şehit Sevda Güngör’ün ismini ifade ettiğini belirten Soylu, “Güzel bir tevafuk. Bugün de sizlerle, onun isminin verildiği bu salonda buluşmak nasip oldu. Cenab-ı Allah bütün 15 Temmuz şehitlerimize, terörle mücadele ederken veya suçlularla, kötü insanlarla, kötülükle mücadele ederken, bu millet uğruna, bu bayrak uğruna, bu vatan uğruna şehit düşmüş bütün evlatlarımıza, polisimize, jandarmamıza, askerimize, korucumuza, gani gani rahmet eylesin. Bizleri şefaatlerinden mahrum eylemesin. Cenab-ı Hak bizlere tekrar böyle acılar yaşatmasın” diye konuştu.
“Terör örgütleri artık küresel bir şirket gibi” Salonda bulunan polis adaylarını sadece “kadro alsınlar veya iş sahibi olsunlar” diye değil, bu ülkenin çok ihtiyacı olduğu için emniyet teşkilatına aldıklarını dile getiren Soylu, dünyada kötülüklerin ve suçun arttığını, kötü insanların boş durmadığını, suç örgütlerinin her gün yeni bir suç, yeni bir acı icat ettiklerini aktardı. Terörün artık küresel bir şirket gibi
küresel bir akılla yönetildiğini, yıllardır Türkiye’de bir şekilde varlığını sürdüren DHKP/C ve PKK’ya, DEAŞ ile FETÖ gibi örgütlerin eklendiğini hatırlatan Soylu, “Dün gece Şırnak kırsalında, Van Emniyet Müdürlüğümüze ait insansız hava aracı 7 tane teröristi gördü hemen diğer bir insansız hava aracımızı çağırdı. Orayı kontrol altına aldılar ve ardından hemen uçaklar istedik. Bir taraftan insansız hava aracımız, bir taraftan da uçaklarımızla birlikte sabahın erken saatlerinde 7 teröristi etkisiz hale getirdik” ifadelerini kullandı.
“Şimdi bir de dijital suçlar ortaya çıktı” Küresel suç örgütleri tarafından ahlaka saldırıldığını dile getiren Soylu, şöyle devam etti: “Vicdanlara sığmayan, burada tarif etmekten utandığım suçları, tecavüzleri ortaya koyan insan müsveddeleriyle karşı karşıya kalıyoruz. Malımıza, canımıza, ırz ve namusumuza kastedenler, her türlü kötülük için fırsat kolluyorlar. Bunlar yetmezmiş gibi şimdi bir de dijital suçlar ortaya çıktı. İnsanların kredi kartlarını çalıyorlar, şahsi bilgileri çalıyorlar. Ya bankadaki parasına ya da insanın şahsiyetine, onuruna saldırıyorlar. Öte taraftan, terör örgütlerine destek veriyorlar, bilgi sağlıyorlar, bomba nasıl yapılır, nasıl canavarca insan öldürülür, onu öğretiyorlar. Bütün bunların yanı sıra, insan ve araç yoğunluğundan, belki eğitimden, belki araçların çok hızlı olmasından veya başka sebeplerden dolayı trafik kazaları da insanların hayatlarını tehdit etmeye devam ediyor. Özellikle ülkemizde, bu konuda geçmişten gelen çok tatsız tecrübelerimiz var.”
“Yıl sonuna kadar 25 bin 500 kişilik daha alım planlıyoruz” Ülkenin huzuru ve güveni için büyük bir gayret içinde çalıştıklarını aktaran Soylu, “Özellikle 15 Temmuz ve arkasındaki hain yapılanmanın güvenlik birimlerimizde yarattığı tahribatı kapatıp artıya geçmeye çalışıyoruz. Emniyet teşkilatımızdaki personel sayımıza 15 Temmuz sonrasındaki süreçte ülke genelinde 68 bin 779 yeni polis ekledik. Yalnız İstanbul’da 17 bin 465 polis arkadaşımızı göreve başlattık. Bugün 21. dönem mezunlarımızla birlikte bu yıl için 18 bin 426 evladımız emniyet teşkilatımıza katılmış olacak. Yıl sonuna kadar 25 bin 500 kişilik daha alım planlıyoruz. İnşallah önümüzdeki yıl da 35 bin yeni öğrenci alacağız” ifadelerini kullandı.
“Mücadelede bir çığ gibi büyüyor” Suça ve suçluya karşı önemli çalışmalar yaptıklarını anlatan Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Mücadelede bir çığ gibi büyüyor, hep birlikte güçleniyoruz. Şunu net olarak ifade etmek isterim ki, emniyet teşkilatımızda FETÖ ile mücadele sürecinin, 15 Temmuz’un, personel noktasındaki bütün tahribatı kapatılmıştır ve artıya geçilmiştir. Önümüzdeki dönemde, yeni hükümet sistemimizin sağladığı güçlü ve hızlı karar alma mekanizmasının da verdiği avantajla çok daha büyük başarılara hep birlikte imza atacağız. Özellikle uyuşturucu, asayiş ve trafik konularında çok önemli işler yaptık, kapasitemizi hızlıca arttırıyoruz. Uyuşturucuda 2016’nın ilk 6 ayında 4 bin 33 uyuşturucu satıcısını tutuklamıştık. 2017’nin ilk 6 ayında tutuklama sayımız 10 bin 660 olmuştu, bu yıl haziran sonu itibarıyla da torbacısından baronuna kadar 12 bin 309 zehir taciri cezaevine konuldu.” Soylu, halen uyuşturucudan kesin hüküm giymiş olarak yaklaşık 32 bin kişi hapishanede olduğunu, 8 bin civarında kişinin de yargı sürecinin devam ettiğini kaydetti.
8
GÜNCEL
Arnavutköy Bülteni
Minikler 15 Temmuz’u İşaret Diliyle Anlattı 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü kapsamında Arnavutköy’de düzenlenen etkinliklerde minikler 15 Temmuz gecesini işaret diliyle anlattı.
1
5 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü kapsamında Arnavutköy 15 Temmuz Meydanı’nda çeşitli etkinlikler yapıldı. Konuşan eller isimli minik öğrencilerden oluşan grup, işaret dilleriyle 15 Temmuz’u marşlarla anlattı. Vatandaşlardan büyük alkış toplayan grup üyeleri, heyecan içerisinde gösterilerini sundu. Çeşitli görevlerde gazi olanların yanı sıra 15 Temmuz gazileri de etkinlikleri takip etti. Ünlü müzisyen Eşref Ziya Terzi ise Arnavutköylüler için sevilen türküleri seslendirdi. Yüzlerce vatandaşın katıldığı etkinlikte ise Arnavutköy’den yola çıkıp Ömer Halisdemir’in mezarını ziyarette bulunan bisikletçilere ödülleri takdim edildi. Aynı zamanda 15 Temmuz şiir yarışmasına katılıp başarı gösterenlere de program kapsamında ödülleri verildi.
“Bir yandan sevinçliyiz, bir yandan da kalbimiz buruk” 15 Temmuz hain darbe girişimine ilişkin konuşan Başkan Baltacı, “Bir yandan sevinçliyiz. Bu sevincimiz böyle şanlı bir millete, güçlü bir millete sahip olmak, başımızda güçlü bir devlet başkanımızın oluşundandır. Bir yandan da kalbimiz buruk. Na-
sıl olur da böyle bir ülkeden, böyle necip bir milletten böyle hainler yetişir? Bütün bunları düşünerek bu akşamki etkinliklerimizi gerçekleştiriyoruz. 15 Temmuz gazilerimizi misafir ettik. Diğer gazilerimiz de buradaydı onları da misafir ettik. Onların duygularını dinledik. Eminim ki bundan sonra hayata geçirmeyi arzu ettikleri böyle elim durumlar karşısında bu vatan hainlerinin alacağı cevabı da en net şekilde burada bu akşam gözüktüğünü tahmin ediyorum. Ayrıca sembolik değeri olan bisiklet turumuz da önemli olan 25 sporcumuza da ödüllerini verdik. Onlara teşekkür ettik çünkü, onlar da kendi meziyetleriyle beraber ‘biz de buradayız, biz de varız’ dedi. Onların da alınlarından öpüyorum” ifade-
lerini kullandı.
“İster istemez o anı yeniden yaşıyoruz” 15 Temmuz gecesini yeni nesillere aktarmak istediklerini söyleyen 15 Temmuz Gazisi Murat Yapar, “Geçen seneleri unutturmamak için belediyemizin yaptığı bu etkinliğe teşekkür ediyoruz. O geceyi yeni nesillere aktarmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Coşkulu kutlayış çok güzel, çok mutluyuz. Ama şehitlerimiz aklımıza geliyor, o gün yaralandığımız o acılar tekrar tekrar yaşıyoruz. İster istemez o anı yeniden yaşıyoruz” diye konuştu.
15 Temmuz Destanı Arnavutköy’de Anıldı Arnavutköy Belediyesi tarafından düzenlenen “15 Temmuz Destanı” adlı programda konuşan Belediye Başkanı Ahmet Haşim Baltacı, “Bugün 15 Temmuz’un ne tür bir tehlike olduğunu gelecek nesillere aktarmak adına toplandık” dedi.
A
rnavutköy Meydan’da gerçekleşen 15 Temmuz Destanı adlı programa Arnavutköy Belediye Başkanı Ahmet Haşim Baltacı ve beraberindeki protokol ile binlerce vatandaş katıldı. Program, 15 Temmuz’da şehit olan vatandaşlar için saygı duruşuyla başlayıp İstiklal Marşı’nın okunmasıyla devam etti.
“15 Temmuz’un sembol ismi Ömer Halisdemir” Başkan Ahmet Haşim Baltacı, 15 Temmuz’un bugün yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, “Bugün hem 15 Temmuz Şehitler Meydanı’nın açılışını gerçekleştirmek sebebiyle hem de sembol haline gelmesi adına bir organizasyon düzenledik. Burada bugün 15 Temmuz’un ne tür bir tehlike olduğunu gelecek nesillere aktarmak adına toplandık. Geçen sene ilkini yaptığımız bir de bisiklet turu
gerçekleştirdik. Buradan yola çıkan 25 bisikletçimiz 6 ilin şehitliklerinden toprakları alarak 15 Temmuz’un sembol ismi Ömer Halisdemir’in kabrine gittiler. Orada Arnavutköy halkının ve diğer illerin hürmetlerini götürdüler. Bu vesile ile de ülkemize tekrardan geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz” dedi.
Gazilere teşekkür plaketi takdim edildi Geçen yıl düzenlenen bisiklet turuna katılan bisikletçiler Arnavutköy’deki törene katılarak Başkan Baltacı’dan plaketlerini aldı. 15 Temmuz Destanı’nın anlatıldığı programda son olarak ise 15 Temmuz’da Ankara Genelkurmay Başkanlığı önünde, İstanbul ve Türkiye’nin çeşitli yerlerinde kalkışmayı önlemek adına canını feda eden gazilere de teşekkür plaketi takdim edildi.
GÜNCEL
Arnavutköy Bülteni
9
Arnavutköy’de ‘15 Temmuz Şehitler Anıtı’ Törenle Açıldı Arnavutköy Belediyesi tarafından 15 Temmuz darbe girişiminin unutulmaması ve şehitlerin anılarının yaşatılması amacıyla yaptırılan “15 Temmuz Şehitler Anıtı” törenle açıldı.
A
rnavutköy Belediyesi tarafından 15 Temmuz programı düzenlendi. Düzenlenen programda çeşitli etkinlikler sahnelendi. Programa Arnavutköy Kaymakamı Kasım Fikret Dayıoğlu, Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı, AK Parti İlçe Başkanı Mustafa Candaroğlu ve 15 Temmuz gazileri katıldı. Ünlü müzisyen Eşref Ziya Terzi ise Arnavutköylüler için sevilen ezgiler seslendirdi. Programa katılan Güneş Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Turgay Güler o günü anlattı. Binlerce vatandaşın katıldığı etkinlikte 15 Temmuz darbe girişiminin unutulmaması ve şehitlerin anılarının yaşatılması amacıyla 15 Temmuz Şehitler Meydanı’na yapılan Şehitler Anıtı’nın açılışı gerçekleşti. Yapılan anıt Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı tarafından açıldı. Açılışta konuşan Başkan Baltacı “Bu akşam Şehitler Anıtı’mızın açılışını gerçekleştiriyoruz. Hayırlara sebep olsun ve bu ruhun kalıcı olarak hem bizlere hem de gelecek nesillerimize aktarılmasına sebep olsun diyoruz” ifadelerini kullandı.
“15 Temmuz bir destanın adıdır” Programda sahne alan Güneş Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Turgay Güler, etkinlik alanda başına gelen bir olayı şu sözlerle anlattı: “Az önce küçük bir kardeşim yanıma geldi. Benimle bir selfie çektirdi. Sonra gitti. 5-10 saniye sonra geri geldi. “Bir soru sorabilir miyim Turgay abi?“ dedi. Tabi ki dedim. Dedi ki “Ben 15 Temmuz’ da dünyaya geldim ve yarın benim doğum günüm. Üzülmeli miyim? Sevinmeli miyim?“ Bir an durdum. Son-
ra ona dedim ki “Buğra tabi ki sevinmelisin. 15 Temmuz bir destanın adıdır. 15 Temmuz bu ülkenin tarihinin, bu milletin tarihinin en şerefli günüdür.”
“Karışık milletlerle beraber biz o gece sokaklardaydık” Aslen Azerbaycan doğumlu olan 15 Temmuz Gazisi Orhangazi Ümmetimuhammed o geceye dair görüşlerini anlattı. Duygusal anların yaşandı-
ğı konuşmada Ümmetimuhammed şunları söyledi: “Yabancı o gece birçok gazimiz var. Fransa’dan, Almanya’dan, İran’dan, Suriye’den gazilerimiz var. Bu farklılıkların oluşu bana Çanakkale’yi hatırlatıyor ve o gecede yine hakeza karışık milletlerle beraber biz o gece sokaklardaydık. Tabi ki sizlerle beraber... Ben bugün burada oluşumuzu sizlere borçlu olduğumuzu düşünüyorum. Zira siz akın akın gelmeseydiniz, benim 3 tane çocuğum var ellerinizden öper, ben ne eşimin yüzüne bakabilecektim ne o çocuklarımın yüzüne bakacaktım. Biz de şehit olacaktık. Sizler akın akın geldiniz ve bizlerin yaralılarımızı aldınız. Bizleri hastanelere götürdünüz ve bu işi aslında siz bitirdiniz. Allah hepinizden razı olsun.”
10
GÜNCEL
Arnavutköy Bülteni
Sanat Akademisi’nde Geleceğin Sanatçıları Yetişiyor Yıl boyunca eğitsel, kültürel ve sanatsal faaliyetler yürüten Arnavutköy Belediyesi Sanat Akademisi, geleceğin sanatçılarını yetiştiriyor.
A
rnavutköy Belediyesi Sanat Akademisi her geçen gün başarılarına bir yenisini daha ekliyor. Bugüne kadar binlerce öğrenciye; resim, gitar, bağlama, halk oyunları, tiyatro, ebru sanatı, drama, kısa film, temel fotoğrafçılık, ahşap yakma, piyano, keman, kemençe, ney, konservatuara hazırlık ve güzel sanatlara hazırlık kurslarında eğitim veren Sanat Akademisi, birbirinden başarılı gençler yetiştiriyor. Her yıl Güzel Sanatlar Fakültesi ve Güzel Sanatlar Lisesi’ne öğrenci kazandıran Sanat Akademisi, bu yıl da kendi bünyesinde eğitim alan Ayşenur Yılmaz’ın Edirne Güzel Sanatlar Lisesi’ni kazanmasını sağladı.
Arnavutköy’de var olduğunu biliyorum. Bu konuda tecrübemiz mevcut daha öncede birçok öğrencimizi farklı dallarda güzel sanatlar lisesi/fakültesi ve konservatuvara gönderdik” şeklinde konuştu.
“O, öğretmeseydi olmazdı” Çocukluğundan beri resim çizen Sanat Akademisi öğrencisi Ayşenur Yılmaz, yeteneğini nasıl keş-
“Kendisi ve ailesi kadar bizler de çok sevindik” Ayşenur Yılmaz’ın nasıl başarıya ulaştığını anlatan Arnavutköy Belediyesi Sanat Merkezi Koordinatörü Recep Cihan, şunları söyledi: “Ayşenur’un annesi sosyal medya üzerinden öğrencimizin çizimlerini bana ulaştırdı. “Hocam değerlendirir misiniz, sizce nasıl” diye. Ben de Ayşenur’un çizimlerini gördüğümde annesine kesinlikle resim dalında yetenekli ve Ayşenur’un resim kursunda hazırlanmasının onun adına iyi olacağını dile getirdim. Bunun üzerine ailesi de destekledi ve Kerem hocamız da Ayşenur’a yetenek sınavına hazırlık aşamasında sınava yönelik bir çalışma programı yaptı. Sonuç olarak öğrencimiz bizimle hazırlandığı sınavı kazanarak Edirne Güzel Sanat Lisesi Resim bölümünü kazandı. Kendisi ve ailesi kadar bizlerde çok sevindik ve mutlu olduk. Başarıları daim olsun.”
“Ayşenur gibi öğrencilerimizin sayısı artarak devam edecek” Verdikleri eğitimde iddialı olduklarını belirten Recep Cihan “Arnavutköy Belediyesi Sanat Akademisi olarak sadece hobi amaçlı kurslarla hizmet vermiyoruz. Eğitim öğretim dönemi başında belirlediğimiz, taramasını yaptığımız öğrencilerimizi güzel sanatlar lise/fakültesine ve konservatuara hazırlıyoruz. Bizler bu konuda iddialıyız eğer öğrenci istiyor ve yeteneği varsa bizler sınava hazırlanması aşamasından başlayıp sınavı kazanması aşamasına kadar elimizden gelenin en iyisini yapmaya hazırız. Ayşenur gibi öğrencilerimizin sayısının artarak devam edeceğini düşünüyorum ve bu potansiyelin
ği olduğunu. Küçüklüğünden beri bir şeyler çiziyor. Ona sürekli boya kalemleri alıyordum. Bir yere gittiğimizde yanımızda boya ve resim defteri taşıyorduk” dedi.
“İlk geldiğinde çok yetenekli olduğunu fark ettim” Ayşenur Yılmaz’ın resim eğitmeni Kerem Kuşçu ise “İlk geldiği zamanlar çok yetenekli olduğunu fark ettim. Eğer ailesi de desteklerse kursa devam edebileceğini söyledim. Ayşenur da yıl içinde sürekli geldi. Yeteneğini geliştirdik. Akademik anlamda müfredatımızı uyguladık. Bu şekilde kendisini sınava hazırladık. Kendisi de çok başarılı oldu” ifadelerini kullandı. fettiğini şu sözlerle anlattı: “Önce kendi kendime çizim yaptım, beğendiğim bir sanatçının resmini. Daha sonra anneme gösterdim. O da beğendi. Sonra Sanat Akademisi’nin resim kursuna kayıt oldum. Burada resim dersi aldım. Aslında kafamda yoktu güzel sanatlara gitmek. Çizimler yapmaya başladıktan sonra güzel sanatlara gitmeye karar verdim. Yeteneğim olmazsa kazanamazdım. Bu başarıdaki en büyük pay annemin… Ayrıca Kerem hoca çok yardımcı oldu. O, öğretmeseydi olmazdı.”
“Ona sürekli boya kalemleri alıyordum” Kızının küçük yaşlardan beri resim yapmaya başladığını söyleyen Ayşenur Yılmaz’ın annesi Ergül Yılmaz: “İlk çizimini gördüğümde anladım yetene-
12
GÜNCEL
Arnavutköy Bülteni
Boğazköy’de Türk sinemasının hafızalara kazınan dönemi Yeşilçam’ın izleri Arnavutköy Boğazköy Mahallesi’nde yaşamaya devam ediyor. Doğası, havası gelişen çevresi ve büyük projelerle adını duyuran bu ilçenin filmlere ev sahipliği yapmasına şaşırmamak gerek.
A
rnavutköy, keşfedilmeyi bekleyen tarihi ve ilçede yapılacak Kanal İstanbul, 3. Havalimanı gibi mega projelerle adını duyursa da aslında geçmiş yıllarda yönetmen ve yapımcılarının film çekimleri için vazgeçilmez mekanlarındandı. İstanbul’un yeşil doğasını koruyan Arnavutköy Boğazköy Mahallesi en çok köy yaşamıyla konu olmuştur bu filmlere. Şimdi ise o filmleri izlediğimizde hem geçmişten Arnavutköy esintilerini hem de bu semtin eski sakinlerini görmek mümkün.
“Tarık Akan bizi muayene etti” Boğazköy’de çekilen; Davaro, Doktor Civanım, Kaptan, Son Sabah ve Tatlı Dillim bu filmlerden birkaçı sadece… Arnavutköy’ de çekilen bu güzel filmler tüm Arnavutköylüler için ayrı bir gurur kaynağıdır. Gelelim bu unutulmaz
filmlerin figüranlarına. Çekilen filmlerde köy halkının hemen hemen hepsi mutlaka rol almış. Boğazköy’ de çekilen filmlerle ilgili hem bilgi veren hem de o dönemden anılarını paylaşan Tuncay Özdeş, o oyunculardan sadece biri... Boğazköy’de doğup büyüyen Tuncay Özdeş başrollerini Filiz Akın ve Tarık Akan’ın paylaştığı Tatlı Dillim filminde rol almış. Filmdeki rolünü ve o anları ise şöyle aktarıyor: “Küçüktük o zaman. 7-8 yaşındaydık. Tarık Akan’ın filminde Sarı salgın hastalığı olmuştu köyde. 3-4 tane çocuk hasta rolü yapacağız orada. Filmde hastayım diyeceğim. Ama ben hasta değilim diyordum. Çocuğuz ya daha bilmiyoruz. Hatta bizi kandırdılar. Çikolata falan verdiler hastayım diyelim diye. Tarık Akan geldi sonra muayene etti bizi. İğne yaptılar bize. Sonra rol gereği iyileştik.”
“Ferdi Tayfur Mercedes’in anahtarını dereye düşürdü” Oyuncuların çocuklara ve köy sakinlerine olan ilgisine değinen Tuncay Özdeş, oynadığı filmleri bu güne kadar neredeyse 15-20 defa izlediğini de sözlerine ekliyor. Türk sinemasının daima gülen ve güldüren yüzü büyük usta Kemal Sunal’ın kamera arkasında da çok gülen birisi olduğunu anlatıyor. Fakat Kartal Tibet’in bir o kadar sert mizaçlı olduğunu söylüyor. Film çekimlerinden birinde gerçekleşen bir anıyı da şöyle anlatıyor: “Kartal Tibet Mercedes ile geliyordu. Ferdi Tayfur Mercedes’in anahtarını dereye düşürdü. Saatlerce
“O zaman böyle son sistem kameralar yoktu” Filmleri ilk günkü heyecanıyla izleyen Özdeş dönemin teknik açıdan nasıl olduğuyla ilgili şunları söyledi: “O zaman böyle son sistem kameralar veya ışıklandırma yoktu. Beyaz parlatıcı kartonlar vardı. Onlarla yansıtma yapıyorlardı. Kameralar arabanın üstünde gidip geliyordu kızakta. Biz de merak ediyorduk, gidip seyrediyorduk filmleri.” Tuncay ÖZDEŞ
Tuncay ÖZDEŞ’in çoçukluğu
Arnavutköy Bülteni
GÜNCEL
Yeşilçam’ın İzleri
arayıp buldular anahtarı. “Ayrıca çekimlerin Boğazköy’deki eski evlerde, Rum evlerinde, köyün dükkanlarında ve kahvehanesinde yapıldığını belirten Özdeş, “Doktor Civanım filmindeki kahvehane köyün kahvehanesi, Çiçek Sineması ise aslında köydeki börekçiydi” diyerek sözlerini tamamladı.
13
14
GÜNCEL
Arnavutköy Bülteni
Pedallar Ömer Hali Farkındalık oluşturmak için yola çıkan bisikletliler, ilk durak olan Sakarya’dan vatan toprağını aldı.
Arnavutköy
Arnavutköy Belediyesi, Şehit Ömer Halisdemir’in adını yaşatmak için geçen yıl düzenlediği Ulusal Ömer Halisdemir Bisiklet Turu anma etkinliğini bu yıl da gerçekleştirdi.
Sakarya
Bolu
Bisiklet turunun 2’nci etabını tamamlayan sporcular, Bolu’dan vatan toprağı alarak Ankara’ya doğru yol aldı.
15
Temmuz darbe girişiminin ardından tam iki yıl geçti. O gece bir milletin şahlanışının gecesiydi. O gecede Türkiye Cumhuriyeti yiğit evlatlarını kaybetse de vatanını kimselere bırakmadı. İşte o gecenin şüphesiz ki şanlı kahramanlarından şehit Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Halisdemir o gecenin seyrini değiştirdi. Adını Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihine yazdırdı. Ardında ise ona minnetle ve şükranla bağlı bir halk bıraktı. Ülkenin her bir yanında adı yaşasın diye anıtlar yapıldı, ağıtlar yakıldı, şiirler yazıldı. Arnavutköy Belediyesi, Şehit Ömer Halisdemir’in adını yaşatmak için geçen yıl düzenlediği Ulusal Ömer Halisdemir Bisiklet Turu anma etkinliğini bu yıl da gerçekleştirdi. Geçtiğimiz yıl ilki gerçekleşen bisiklet turuyla Arnavutköy Vadipark’tan yola çıkan sporcular 6 ili geçerek Ömer Halisdemir’in Niğde Çukurkuyu’daki kabrine ulaşmışlardı. Bu yıl da sporcular Arnavutköy’den aldığı toprakla Arnavutköy 15 Temmuz Şehitler Meydanı’ndan 9 Temmuz’da yola çıktı.
Niğde’ye ulaşmak için geçtiği illerde mola verip o ilin ileri gelenleri ve mülki idare amirleriyle görüşen sporcular daha sonra o ilden aldıkları toprakla yolarına devam ettiler. Arnavutköy Belediyesi’nin Türkiye Bisiklet Federasyonu iş birliğiyle yaptığı Şehit Ömer Halisdemir Bisiklet Turu, profesyonel bisikletçilerin katılımıyla gerçekleşti. Sporcuların ilk durağı Sakarya’nın Hendek ilçesi oldu. Ardından sırasıyla Bolu, Ankara ve Aksaray’ı geçen sporcular şehit Ömer Halisdemir’in Niğde’nin Bor ilçesi Çukurkuyu Köyü’nde yaşayan ailesi karşıladı. Sporcular İstanbul, Sakarya, Bolu,
Ankara ve
Aksaray’dan aldıkları toprakları Türk bayrağı ile birlikte şehidin ailesine takdim etti.
GÜNCEL
Arnavutköy Bülteni
15
isdemir İçin Döndü
Ankara
195 kilometre ile turun 3’üncü gününü tamamlayan bisikletliler geceyi Ankara’da geçirdi.
212 kilometre ile Tuz Gölü’nü geçen sporcular Niğde’ye doğru yol aldı.
Aksaray
Niğde
Arnavutköy’den Niğde’ye uzanan 2. Ulusal Ömer Halisdemir Bisiklet Turunu tamamlayan bisikletliler, 6 ilden teslim aldığı vatan toprağını Ömer Halisdemir’in abisine teslim etti.
16
GÜNCEL
Arnavutköy Bülteni
Gözü Temiz Adam: Cemil Ağacıkoğlu Cemil Ağacıkoğlu, 1959 yılında İstanbul’da doğdu. oğdu. 4 yıl süreyle Cemil Ağacıkoğlu Atölyesi adı altında S/B fotoğraf eğitimi verdi. Türkiye’de ilk kez moda sektöründe öründe tasarım ve fotoğrafı aynı yerde buluşturan 18 design’ı esign’ı kurdu. Aynı yıllarda Türkiye’deki ünlü müzik guruplarına uruplarına klipler çekti ve albüm tasarımlarını yaptı. Fotoğraf ve sinemaya ilginiz nasıl başladı? Certina marka bir makinem vardı. 10-11 yaşlarında onunla turistleri falan çekerdim. Sonrasında 1987 yılında Snopy Canon makinem vardı. O makinemle fotoğraf çekiyordum. Çektiğim fotoğrafları çok beğeniyordu herkes. İşte bir yere gidiyoruz ‘Cemil çeksin’ Kapılar çekiyordum. Kastamonu Tosya’da kapılar çekiyordum. ‘Bunlar çok güzel fotoğraflar, bunları nerede çektin?’ diyordu herkes. Böyle demeleri benim
hoşuma gitti. Güzel Sanatlar’ı kazandım. 15-20 gün gittim. Fakat o yıllarda, 80 olayları olduğu dönemde ailevi, özel nedenlerinden dolayı gidemedim. Fotoğraf kurslarına gittim. Sonra bir kursu yarım bıraktım. Bunun usta ile olacağına çok inandım. O günlerde beğendiğim 3 fotoğrafçı vardı. Hepsine gittim ama birini çok sevdim onunla ilerledim. İsmi İlteriş Tezer. Her şeyi ondan öğrendim. Sonrasında yarışmalarda ödül almaya başladım. 5 yıllık fotoğrafçıyken yarışmaları bıraktım. 3-4 yıl Workshop yaptım. Kurmaca fotoğraflar çekmeye başladım, bu alanda eğitim verdim. Bu kurmacaların sinemaya katkısı çok fazla oldu. Belki de o süreç beni buraya getirdi. Sonrasında Free Lens fotoğrafçı olarak uzun yıllar devam ettim. Teoman gibi birçok bilindik sanatçı için klipler çektim. Kısa metraj ve uzun metraj filmler çektim. Şu anda ‘Kasap’ adlı bir film çekiyorum.
Bir fotoğrafçının başarılı olmasındaki etken nedir? Bence fotoğrafçının başarılı olmasındaki en büyük etken, aşktır. Fotoğrafa, görsele duyduğu sevgidir. Teknik 5’inci plandadır. Ekipman hiç önemli değil. Bana herkes sorar makinem ne olsun? Paran ne kadarsa, makinen o olsun. Ben 2 tane ‘Eylül’ ve Özür Dilerim’ filmimi 5D Mark 2 ile çektim. Ekipmanın ne olduğu aklıma bile gelmedi. Ne anlattığınız, derdiniz önemli. Şu anki imkanlarla ne ile çekerseniz çekin kötü olmaz. İmkanlarınızın az olması kötü film çıkacağı anlamına gelmez. Aşk varsa bence başarı da vardır.
Fotoğraflarınızda genelde siyah renk ve gri renk baskın... Bunun bir nedeni var mı?
Siyah-beyaz olarak çok renkli fotoğraflar üretebilirsiniz. Ben bütün işlerimi neredeyse siyah-beyaz yaptım. Siyah-beyazdaki o tonlama, sizin odak noktanızı belirliyor. Karanlık oda da onu yapardık. Fotoğrafın etrafını daha koyu basardım ki ortadaki özne daha çok ortaya çıksın. Şu an Photoshop’la bütün gece uğraştığım şeyler saniyelerle yapılıyor.
Fotoğraflarınızda herhangi bir akımın izleri var mı? Yoksa özgün mü çalışıyorsunuz?
Ağacıkoğlu’nun 2005 yılında çektiği ilk kısa filmi olan I am İvan’ı, 2006 yılında İp, 2007 yılında İt Was White ve 2008 yılında Polis adlı kısa filmler takip etti. İlk uzun metrajı olan Eylül’ü 2010 yılında, Özür dilerim Filmini 2012 yılında çekti. 1993 yılında Hasırın Öyküsü, 1995 yılında Selene, 1997 yılında Bir Günde, 1999 yılında Hüznün Grenleri, Propaganda filmi ve Jerusalem, 2000 yılında Aralık-Passage a Way, 2007 yılında Kapadokya, 2008 yılında Biz adında sergilerini açtı. Hasırın Öyküsü, Bir Günde, Hüznün Grenleri, Jerusalem ve Aralık - Passage a way adlı çalışmaları albüm olarak yayımlandı.
Arnavutköy Bülteni var fotoğrafçılar arasında. Bir fotoğrafçı sürekli fotoğraflara bakmalıdır. Hep bakmalı, bu göz temizliğidir.
Arnavutköy Belediyesi’nin düzenlemiş olduğu ‘Tüm Renkleriyle Arnavutköy’ fotoğraf yarışmasının jürilerinden biri de sizsiniz. Son dönemlerde büyük projelerle adını duyuran Arnavutköy ilçesinde düzenlenen bu yarışma hakkında neler söylemek istersiniz? ‘Özgün olmak istiyorum’ diyemiyorsun. Ya özgünsünüzdür ya da özgün değilsinizdir. Herkes özgün çalışmaya çalışıyor. Ben fotoğrafçının kim olduğunu baktığım fotoğraftan anlayamıyorsam. O zaman o fotoğrafçıyı anlayamıyorumdur. Fotoğraf, bir kişinin duygularını paylaşma aracıdır. Kişi özgün olmak zorunda, tercih değildir diye düşünüyorum. Akım da kişi ile alakalı bir şey.
Bu alanda ilerlemek isteyen biri için tavsiyeleriniz nelerdir? Ben bu alanda ilerlemek istiyorum demekle ilerlenmez bir defa. Elinde fotoğraflarla deli gibi koşturmalı, içinde bir aşk olmalıdır. ‘Gözünü temizlemek’ tabiri
Cemil Ağacıkoğlu’nun fotoğrafları yurt dışında birçok sergiye katıldı. 1995 yılında Uluslararası Fotoğraf Federasyonu (FIAP) tarafından Artıste Fıap (AFIAP) unvanı verildi. 1996’da 12. Pakistan Uluslararası Salon of Photography’ de Altın madalya, 1998’de Hong Kong Uluslararası Fotoğraf Yarışması dünya üçüncülüğü, Photographic Art Federasyonu Yarışması altın madalya, 1999 yılında Altın Koza film Festivali’nde Fotoğraf yarışmasında Büyük Ödülü aldı. Aynı yıl Mehmet Bayhan’ın küratörlüğünde İsviçre’de yapılan dünya siyah beyaz bianelinde aldığı altın madalya ile Türkiye ilk kez takım olarak birincilik ödülünü kazandı. Pakistan uluslararası fotoğraf yarışmasında altın madalya, Avusturya Super Circuit yarışmasında onur ödülü, Uluslararası Fotoğraf Federasyonu (FIAP) tarafından Excellence Fıap (EFIAP) unvanı verildi. 2000 yılında FIAP İtalya S/B Fotoğraf bienalinde dünya üçüncülüğü, 2002 “Kral TV en iyi klip yönetmeni, uluslararası Balkan fotoğraf yarışmasında İkincilik ödülü” 2003 yılında “FIAP 23. Uluslararası Trofeo Gipuzkao” ikincilik ödüllerini aldı.
Arnavutköy Belediyesi’ni yürekten, candan kutluyorum. Bütün belediyelerimiz bu anlamda çalışmalar yürütmelidir. Pırıl pırıl gençlerimiz var. Bu tür çalışmalar gençler için bir ışık oluyor. Bu yarışmalar bu alanda ilerlemek isteyen birinin önünü açar. Onun vizyonuna, vizyon katar. Onun çalışmalarına katkı da bulunur. O ödülle gençler kendine makine alacaklar ya da o yarışmaya katılan (yaşı ne olursa olsun) insanlar kendilerine bir katkı sağlayacaklar. Diyecekler ki, ‘Benim de çalışmama katkı da bulundu bu belediye.’ Yarışmayı düzenleyenleri hep şükranla anacaklar.
GÜNCEL
17
YAŞAM
Arnavutköy Bülteni
19
Ekmek Nimettir, Nimetini İsraf Etme! Ekmek tarihin ilk zamanlarından günümüze kadar sofralarımızın vazgeçilmezi ezi olmaya devam ediyor. Eskiden tükettiğimiz sağlıklı, tam tahıllı ekmekler yerine sanayileşmeyle birlikte beyaz ekmek de sofralarımızdaki yerini aldı. Bunun yanı sıra nüfusun artışıyla ekmek tüketimi de artmaya başladı. Ekmek tüketiminin artması yanında ekmek israfının artışını da getirdi.
B
uğday toplumumuzda kutsal kabul edilen bir tahıldır. Bu nedenle buğdaydan üretilen ekmek de kutsal bir nimet olarak yerini almıştır. Hatta yerde bir ekmek parçası varsa o ekmek alınıp kenarda, güvenli bir yere konulurdu. Toplumumuzda hal böyle olmasına rağmen ekmek israfının çok fazla olması ise hem üzücü hem de şaşırtıcı. Tüketilebileceğinden fazla alınan ekmekler hemen tüketilmediği için bayatlıyor ya da çöpe atılıyor ya da hayvanlara yemek olarak veriliyor. Ancak insan gıdası olarak üretilen ekmeğin hayvanlara yemek olarak verilmesi de israf olarak göz önünde tutuluyor. Bunun sonucunda ise geriye dönülmez israflar ortaya çıkıyor. Bu noktada sadece ekmek israf edilmiyor. Aynı zamanda üretilen buğday, tohumdan ekmeğin üretimine kadar çalışan işçinin emeği, ülke ekonomisi de dahil birçok şeyi israf ediyoruz. Bir yılda israf ettiğimiz ekmekle ülkemize yeni bir baraj, yüzlerce okul, hastane, kilometrelerce yol, bunlardan herhangi birisi ülkemize kazandırılabilir. Geçtiğimiz yıllarda Türkiye Cumhuriyeti Toprak Mahsulleri Ofisi hem dikkat çekmek hem de israfa karşı bilinçlendirmek amacıyla kampanya başlattı. Bu kampanya sayesinde günde 1 milyon 50 bin adet, yılda 384 milyon ekmek çöpe atılmaktan kurtarıldı. Aynı zamanda geleneksel ekmeğimiz olan sağlıklı tam buğday ekmeği tüketilmeye başlandı.
Peki hem israfı azaltmak hem de ekmeği bayatlamadan tüketmek için neler yapılabilir? 1) Planlayarak üretmeli 2) İhtiyacımız kadar almalı 3) Dilimleyerek servis yapmalı 4) Eğer gününde tüketilecekse poşette muhafa-
haşlayın. Soğanı yemeklik doğrayıp yağda kızartın. İçine salçasını ilave edin. Ayrı bir kapta baharatları, limon suyu ve nar ekşisini karıştırıp sosunu hazırlayın. Maydanozu ince ince doğrayın. Ardından bütün malzemeleri bir kaba alı. Ufalanmış ekmeğide ekleyip yoğurun. Karışımdan ceviz büyüklüğünde parçalar alıp çiğ köfte yapar gibi sıkın. Sıcakken yumuşak olan köfteler soğuyunca kendini toparlıyor. Ekmekli patates köftemiz hazır. Yanında bol yeşillik, ayran veya çayla servis edebilirsiniz. Afiyet olsun. za etmeli 5) Uzun sürede tüketilecekse buzdolabında ya da derin dondurucuda saklamalı 6) Bayatlamışsa yemek ve tatlı yapımında kullanmalı Bayat ekmekleri birçok farklı yemekte malzeme olarak kullanıyoruz. Bu sayede ekmekler israf edilmemiş oluyor. İşte bayat ekmeklerimizi değerlendirebileceğimiz hem pratik hem de lezzetli bir tarifi sizinle paylaşıyoruz.
Bayat Ekmekli Patates Köftesi Malzemeler
2 su bardağı ufalanmış bayat ekmek 4 adet orta boy patates 1 büyük kuru soğan ½ demet maydanoz 2 yemek kaşığı karışık biber ve domates salçası 1 çay bardağı zeytinyağı 1 yemek kaşığı nar ekşisi veya limon Kuru nane, kimyon, karabiber, toz kırmızı biber Yeteri kadar tuz
Hazırlanışı Patatesleri soyup küp küp doğrayın. Daha sonra
Deyim Köşesi
Toprağı Bol Olmak İ
lk Çağ inançlarına göre, insanlar öldükleri vakit birtakım eşyalarıyla birlikte gömülürlerdi. Tanrılarına sunmak ve öte dünyada kullanmak üzere mezarlara birlikte götürdükleri bu eşyalar genellikle kıymetli maden ve taşlardan mamul kap kacak ile takılardan oluşurdu. Türk beyleri de İslamiyet’ten önceki zamanlarda korugan dedikleri mezarlarına altın, gümüş ve mücevherleriyle birlikte gömülürler, sonra da üzerine toprak yığdırtarak höyük yapılmasını vasiyet ederlerdi. Eski medeniyetlerin beşiği olan Ortadoğu ve Anadolu’da, pek çok ünlü hükümdarlara ait bu tür mezar ve höyükler hâlâ bulunmaktadır. Altın ve hazine her zaman insanoğlunun ihtiraslarını kamçılamış, nerede ve ne kadar kut-
sal olursa olsun elde edilmek için insanı kanunsuz yollara sevk etmiştir. Höyüklerdeki hazineler de zamanla yağmalanmaya başlanınca ölenin ruhunun muazzep edildiği düşüncesiyle üzerine toprak yığılır ve gittikçe daha büyük höyükler yapılır olmuş. O kadar ki ölenin yakınları ve cenaze merasimine katılanların birer küfe toprak getirip mezarın üstüne atmaları, gelenek halini almış. Öyle ya, mezarın üzerinde toprak ne kadar bol olursa, düşmanlar ve art niyetliler tarafından açılması ve hazinenin yağmalanması, o kadar engellenmiş olurdu. Bu durumda toprağı bol olan kişi de öte dünyada rahat edecek, en azından kullanmaya eşyası ve tanrılarına sunmaya hediyesi bulunacaktır. Bugün dilimizde yaşayan “toprağı bol ol-
mak” deyimi, aslında ölen kişi hakkında bir iyi dilek ifade eder. Türklerin İslam dairesine girdikten sonra yavaş yavaş terk ettikleri höyük geleneği, “toprağı bol olmak” deyiminin de gayrimüslimler hakkında kullanılmasına yol açmıştır. Yakın zamanlara kadar Müslüman ölüler için “Allah rahmet etsin!” diğerleri için de “Toprağı bol olsun!” denilirdi.
20
DİNİ BİLGİLER
Arnavutköy Bülteni
Küçüklerin de Hakları Var Asırlar önce gelmiş olan bir dinin, toplumun en çok himâyeye muhtaç olan n kesimlerinden biri olan çocuklara vermiş olduğu haklar, bugün çağdaş medeniyet et seviyemizin bile hâlâ ulaşamadığı bir noktadadır. Buyurun, güzel dinimizin, anne ve babaların gözbebeği olan çocuklara verdiği haklardan bazılarını birlikte gözden geçirelim.
Ç
ocuk sevgiyle filizlenir, şefkatle serpilir, merhametle büyür. Farklı şekillerde de olsa her çağda ebeveyninden şartsız ve hesapsız sevgi görme hakkına sahiptir. Bunun içindir ki Sevgili Peygamberimiz çocuklara karşı hiç çekinmeden sevgi sunumunda bulunmuştur. O (sav), kimi zaman çocukları sımsıkı kucaklamış ve öpmüş, kimi zaman da mis kokulu elleriyle okşamıştır. Çocuğun en az disiplin ve ciddiyet kadar şaka ve oyuna da ihtiyacı olduğunu bildiğinden, ağzına su alıp çocuklara püskürtmekten ya da atçılık oynayıp torunlarını sırtında gezdirmekten geri durmamıştır. Çocuğuna şefkat gösterenleri hayırla anarken, sevgisini çocuktan esirgeyenleri esefle kınamış ve “Küçüğümüze merhamet etmeyen ve büyüğümüzün saygınlığını kabul etmeyen bizden değildir” buyurmuştur.
Çocukları, mânevî yönden desteklemek Peygamberimizin sünnetidir Muhabbet ve merhametin bir tezahürü olarak büyüklerinden hayır dua almak, çocuğun bir diğer hakkıdır. “Rabbim! Bu şehri güvenli kıl. Beni ve oğullarımı putlara tapmaktan uzak tut” diye yakaran Hz. İbrâhim misali, anne babalar yavrularının bugününü ve geleceğini dualarla desteklemelidir. Nitekim Peygamberimizin, kucağına oturttuğu yavrulara mallarının ve nesillerinin bereketlenmesi, bağışlanmaları ve merhamete erişmeleri için ettiği sayısız dua vardır. Dolayısıyla çocuğun sadece maddî ihtiyaçlarını karşılamakla yetinmeyerek, onu mânevî yönden de desteklemek Peygamberimizin sünnetidir.
Akşam olduğunda çocuklarınızın dışarı çıkmalarına engel olun Çocuğun korunma ihtiyacı söz konusu olduğunda da aynı ikili dengeyi görürüz. Allah’ın Resûlü, “(Güneş batıp) gece karanlığı başladığında (veya akşam olduğunda) çocuklarınızın dışarı çıkmalarına engel olun” buyururken, karanlıkla beraber sokaklara hızla yayılan kötülüklerden çocukları muhafaza etmeye çalışmaktadır. Savaşta kadınların ve çocukların öldürülmesini yasaklarken onların can güvenliğini sağlamayı hedeflemekte, yaşı küçük olanların orduya katılmasına engel olurken de onları muhtemel bedensel ve ruhsal zararlardan korumaktadır. O kadar ki Rahmet Elçisi’nin gönlü, tedavi amaçlı bile olsa çocuğa acı çektirilmesine razı olmaz ve mümkünse eziyet vermeyen yolların denenmesini ister.
Bana en çok benzeyene selâm olsun O Yüce Elçi, çocuğun varlığını görmezden gelmez; çocukların yanından geçerken selâm verir, sizi fark ettim dercesine... O, çocuğun derdiyle ilgilenir; küçük Ebû Umeyr’e rastladığında serçesini sorar, ‘Senin için önemli olan şeyleri ben de önem-
siyorum’ dercesine... O, çocuğun sağlığına değer verir; bir Yahudi çocuğu hastalandığında ziyaretine gitmekten ve onu Müslüman olmaya davet etmekten çekinmez, ‘Benim gözümde sen, ailenden bağımsız bir bireysin.’ dercesine... O, kızı Fâtıma yanına geldiğinde ayağa kalkıp karşılamayı, elinden tutup kendi yerine oturtmayı sever, ‘Bana en çok benzeyene selâm olsun.’ dercesine... O, çocuğun tercihlerini dikkate alır; annesi ve babası boşanan bir çocuğu, ikisinden birisini tercih etmekte serbest bırakır, ‘Kararına saygılıyız’ dercesine...
Her hak sahibine hakkını ver Küçük insana tanınan bunca hak, din, dil, ırk ve cinsiyet farkı olmaksızın her biri için geçerlidir. Sıcak aile ortamının sunduğu imkânlarla büyüyen şanslı bir çocuk kadar, korunmaya muhtaç ve ezilmiş bir çocuk da aynı hakları beraberinde taşıyarak dünyaya gelir. Peygamber Efendimizin, “Her hak sahibine hakkını ver!” buyruğu kulaklardan silinmemelidir. Nihayetinde zayıf ve kimsesiz çocuklara yardımın öncelikle Kur’an’ın emri olduğu unutulmamalıdır. Ve bizim öyle bir Peygamberimiz vardır ki namaz kadar ulvî bir ibadeti eda etmek için ashâbına imam olduğunda bile, cemaatindeki ufacık bebeklerin hâlini ve hakkını gözetir: “Bazen kıraati uzatma niyetiyle namaza başlıyorum da bir çocuğun ağlayışını duyunca annesinin ona gösterdiği şefkatten dolayı yaşayacağı tedirginliği düşünerek namazı hafif kıldırıyorum.”
Evlat, anne ve baba için bağışlanma vesilesidir Her çocuk, ergenliğe erişene dek yaptıklarından dolayı hesaba çekilmeyecek kadar masum; yaptığı hatalar yazıcı melekler tarafından kaydedilmeyecek kadar günahsızdır. Bir gün gelip yetişkinler arasına katılacak ama çocukken yaşadıklarının etkisini bir ömür üzerinde taşıyacaktır. Şayet anne babası onu haklarına riayet ederek hayata hediye etmişlerse, emeklerinin karşılığını eksiksiz alacaklardır. Peygamber Efendimiz, arkalarında bıraktıkları bu güzel eserin duaları sayesinde, öldükten sonra bile amel defterlerinin kapanmayacağını ebeveyne müjdelemektedir. Anne ve baba, cennette, “Yâ Rabbi, bu yüce dereceye nasıl eriştim?” diyecek kadar şaşırdıklarında alacakları cevap bir ömre bedeldir: “Evlâdının senin için bağışlanma dilemesi ile!”
Kaynakça Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “Hadislerle İslam” kitabının 1. cildinden alınmıştır.
Arnavutköy Bülteni
ARNAVUTKÖY TARİHİ
21
Arnavutköy’de Düğünler Arnavutköy’de geçmişten günümüze birçok alanda değişimler yaşandı. Haliyle düğün gelenekleri de değişti. Eskiden düğünlerin tamamı köyün meydanında yapılırdı. Köy meydanında, köyde o zaman hayvancılık ve tarımla meşgul olmaları sebebiyle herkesin balya dediğimiz ot veya samandan balyaları vardı. Balyaları koltuk veya sandalye olarak kullanılır, insanlar orada oturur, onun üzerine beşe on tahtalar ile beraber masa yapılır, herkes düğün sahibi başta olmak üzere konu komşu yiyeceğini-içeceğini oraya getirir. Yemeksiz düğün olmazdı.
A
rnavutköy’de düğünler üç gün üç gece yapılmaktadır. Davul zurna eşliğinde eğlenilmektedir. Ayrıca kına gecesinde bir çarşaf serilir ve hediyeler oraya bırakılmaktadır. Hediyeler de genellikle bakır kaplardır. Arnavutköy yerlilerinden Ayşe Duyal üç gün süren düğünleri şöyle aktarmaktadır. “Köy düğünleri olurdu. Cumadan başlardı pazara kadar sürerdi. 3 gün 3 gün 3 gece düğün yapılır, davullar çalar, kazanlarda yemekler yapılırdı. Kimi davet ettiyseler, gelen misafiri karşılarlar, ondan sonra çok güzel olurdu. Ne kavga olurdu ne gürültü.”
“Gençlerin o zaman oynaması yasaktı” Arnavutköy yerlilerinden Celal Yüzüak da düğünlerde sadece çengilerin oynadığını, misafirlerin oynamasının Menderes döneminden sonra olduğunu ifade etmektedir. Ayrıca düğünlerde eğer köyün ağasının düğünüyse köylüyü doyurduğunu şöyle aktarmaktadır. “Her köyde bir-iki ağa var. Şimdi hangi kapıda hayvan var, koyun var, inek var; onun bileği bükülmezdi. O çocuğunu evlendirirken bütün köy halkını beslerdi. Çalgı tutardı. Gençlerin o zaman oynaması yasaktı. Çengiler oynardı. Kızın oynama sırası geldi mi kız kahrından ölürdü. Utancından yerlere yatar, beni aman kaldırma oynamaya filan diye. Biz oyun bilmezdik. Ben bir yerde delikanlılığımda oyun öğrendim. Ya, bu nerden öğrendi bunu, eyvah kıyamet kopacak. Demokrat Parti zamanından sonra oynanmaya başladı. Eski türküler, şarkılardan söylenirdi. Atatürk’ün sevdiği şarkılar; Tuna Nehri akmam diyor etrafını yıkmam diyor, Çanakkale içinde Aynalı Çarşı, Mayadağ’dan kalkan kazlar, havada bulut yok bu ne dumandır, öyle söylerlerdi. Sonra oyun havaları. Bizim burası Rumeli olduğu için Rumeli Karşılaması. Oynamak o kadar ayıp bir şeydi ki an-
latmak için kelime bulamıyorum. Şimdi ben bile bu yaşta bir oyun havası olsun oynuyorum.”
“Bazı aileler düğünlerini camilerde mevlit şeklinde yaparlardı” Anadolu’dan gelen göçlerle birlikte düğünler de değişmeye başlamıştır. Örneğin dindar aileler düğünlerini mevlit okutarak yapmaktadır. Bahri Kazankaya mevlitli düğünleri şöyle aktarmaktadır. “İstanbul’da, Vatan’da 19 Mayıs’ta dediğim yıllarda -70’li yıllarda- o bölgede düğün yapan aileler vardı. Sonra Gaziosmanpaşa, Beşyüzevler bölgeleri biraz daha gelişince o bölgelerde de düğün yapmaya başladılar. Bunun haricinde yine meydan düğünü yapan aileler vardı. Tabi o dönemde “gelmeler” diye hitap edilen Anadolu’dan gelen insanlar da kısmen ayak uydurdular. Düğünler ister istemez salonlarda yapılırdı. Fakat mütedeyyin olan aileler camilerde mevlit şeklinde yaparlardı. Ya da evlerinde de mevlit şeklinde yapan aileler vardı. Hacı Fikri bunlardan biridir. Yerli olmasına rağmen, Hacı Fikri’nin eşi Karadenizlidir.” Kimi zaman eski Arnavutköy’de at yarışı yapılır ve güreş tutularak eğlenilirmiş.
“Balyalar koltuk veya sandalye olarak kullanılırdı” Müfit Taşkın da eski düğünlerin artık ortadan kalktığını şu sözlerle aktarmaktadır. “Düğün gelenekleri de değişti. Eskiden düğünlerin tamamı köyün meydanın yapılırdı. Köy meydanında köyde o zaman hayvancılık ve tarımla meşgul olmaları sebebiyle herkesin balya dediğimiz ot veya saman-
dan balyaları vardı. Balyaları koltuk veya sandalye olarak kullanılır, insanlar orada oturur, onun üzerine beşe on tahtalar ile beraber masa yapılır, herkes düğün sahibi başta olmak üzere konu komşu, herkes yiyeceğini-içeceğini oraya getirir. Yemeksiz düğün olmazdı. Yemek sadece bir defa çıkmazdı. Düğünler de öyle yarım saatte biten düğünler değil iki gece-üç gece-beş gece süren düğünler vardı. Davullu zurnalı olurdu. Kişinin maddi durumuna göre, en kısa süreli başlayan sabah başlardı gece yarısına kadar devam ederdi. En kısa süren bir gece olan düğünlerdi. Gelin alma olayı adetler farklı. Gelin işte dualarla çıkarılmadan evvel sandığın üzerine gelinin yakınları oturur. Sandık ağır kalkmaz derler. Bahşiş isterler. Efendim gelin çıkarken şekerler üzerine atılır. Tuz nohut buğdaylar atılır, bereket olsun diye. Bardak kırılır, tabaklar kırılır nazarlar yok olsun diye belki bizim Orta Asya kültüründen kalan bir takım adetler de o vesile ile yaşanıyordu. Araba binecek arabanın kapısı açılmaz. Damadın tıraşı çok uzun sürerdi. Şimdi damat düğün salonuna gitmeden işte yarım saatte bir saatte tıraş oluyor, herhangi bir kuaföre geliyor. O düğünde olurdu takı. Sabah başlardı damadın tıraşı akşama kadar. Çünkü gelen misafirlere o tıraş esnasında takı takılırdı. Takı takma merasimi yapılmazdı. Damat akşama kadar orada oturur tıraşını yapardı.” Tarihin ve kültürel değerlerin her millet için büyük bir önemi vardır. Arnavutköy’ün mühim tarihini okurlarımıza sunuyoruz. Bu eğitici bir o kadar keyifli yazı dizisi her ay Arnavutköy Bülteni’nde sizlerle.
Kaynak: Geçmişin Sesinden Arnavutköy: Savaşın ve Göçün Çocukları kitabı, sayfa 100-102
22
BİLİM VE TEKNOLOJİ
Arnavutköy Bülteni
Milli Güdüm Kitinde Teslimat Başlıyor Milli imkanlarla geliştirilen ve teslimatı bu ay gerçekleştirilecek olan Teber Güdüm Kiti’nin son atış testleestlleri başarıyla gerçekleştirildi.
R
OKETSAN tarafından geliştirilen ve güdümsüz Mk-81 ve Mk-82 serisi bombalara takılan Teber Güdüm Kiti, söz konusu bombaları akıllı mühimmatlar haline getiriyor. Lazer arayıcı başlık, güdüm kiti (ataletsel ölçüm birimi, küresel konumlama sistemi, füze bilgisayarı) ve kuyruk kanat komplesinden oluşan Teber Güdüm Kiti takılmış Mk-82 bombalarıyla 21-22 Haziran’da Konya-Karapınar’da atışlı testler yapıldı. Testlerde, uçak 30 derece yukarı doğru tırmanırken, hareketli hedefe atış ve canlı harp başlığı atışları başarıyla gerçekleştirildi. Testlerde hedefler etkin şekilde vuruldu.
Teslimatlar bu ay başlıyor F-16 uçaklarına entegrasyon ve sertifikasyon faaliyetleri de başarıyla tamamlanan Teber Güdüm Kiti teslimatlarına bu aydan itibaren başlanacak. Sonrasında Teber Güdüm Kiti bulunan mühimmatlar F-16 platformuna takılarak operasyonlar-
da kullanılabilecek. Böylece daha önce yurt dışından tedarik edilen mühimmatlar yerine yerli ve milli imkanlarla üretilen mühimmatlar kullanılmaya başlanacak.
Sahada hızlı entegrasyon Teber, sahada kullanıcı tarafından çok hızlı şekilde bombaya entegre edilebiliyor. Bomba gövdesi üzerinde bulunan gömlekler, stabilite ve kaldırma kuvveti sağlamasının yanı sıra terminal güdüm fazında da yüksek manevra kabiliyeti veriyor. Teber’in modüler tasarımı, ekonomik ve yenilikçi özellikler sunuyor. Bombaların burun kısmına istenildiği zaman takılabilen yarı aktif lazer arayıcı başlık, silah sistemine hareketli hedefler karşısında hassas vuruş kabiliyeti kazandırıyor. Lazer arayıcı başlık bölümüne, yaklaşma sensörü ekleme seçeneği bulunuyor. Ayrıca, kuyruk bölümü, entegre edildiği bombaları tanıyabilme özelliğiyle lojistik açıdan kullanıcıya kolaylık sağlıyor.
Hürjet, Farnborough Airshow’da Türkiye’nin jet eğitimi ve yakın destek uçağı ihtiyacının karşılanması amacıyla tasarlanan Hürjet, İngiltere’deki Farnborough Airshow’daki dünya lansmanında ilgi odağı oldu.
T
ürk Havacılık ve Uzay Sanayii, dünyanın en önemli havacılık fuarları arasında yer alan Farnborough Airshow’a güçlü bir katılım gösteriyor. Şirket, fuara milli hava platformları ve yeni logosuyla adeta çıkarma yaptı. Fuarda, eylül ayında ilk uçuşu planlanan T-625 Özgün Helikopter ve İnsansız Hava Aracı ANKA sergilenirken, Türkiye’nin tek kalemde en büyük savunma ihracatının gerçekleştirildiği T129 Atak helikopteri de uçuş gösterisi yaptı. Türk Havacılık ve Uzay Sanayiinin fuardaki en büyük sürprizi ise Hürjet oldu. Türk Hava Kuvvetlerinin ve uluslararası pazarın kısa dönemde-
ki ihtiyaçlarını hedef alarak, jet eğitim ve hafif taarruz uçağı geliştirilmesi amacıyla başlatılan Hürjet Projesi kapsamında ortaya çıkan “yer prototipi” ilk kez fuarda sergilendi. Fuarda dijital kamuflajlı olarak yer alan Hürjet’in kuyruğunda tarih boyunca Türk milletinin ve Türk Hava Kuvvetlerinin sembolü olan kartal figürü yer aldı. Hürjet’le birlikte TÜBİTAK SAGE tarafından geliştirilen Hassas Güdüm Kiti-82, Kanatlı Güdüm Kiti, Türkiye’nin ilk milli hava füzeleri Gökdoğan ve Bozdoğan; ROKETSAN tarafından geliştirilen Teber Lazer Güdün Kiti MK-81 ve MK-82, L-Umtas’a yer verildi.
Türkiye Pakistan İçin 4 Korvet İnşa Edecek Milli Savunma Bakanı Canikli, Pakistan Deniz Kuvvetlerinin ihtiyacı olan 4 korvetin ihalesinin sonuçlandığını ve bu ihaleyi Türkiye’nin aldığını açıkladı.
G
eçen yıl Mayıs ayında Türkiye ile Pakistanlı savunma sanayi şirketleri arasında Pakistan Deniz Kuvvetleri için dört adet Ada sınıfı MİLGEM’in Karaçi Tersanesi’nde üretilmesi için iyi niyet anlaşması imzalanmış, nihai anlaşmanın geçen yıl Haziran’da imzalanacağı duyurulmuştu. Canikli, “Bugüne kadar Türk savunma sanayiinde bir seferde en yüksek rakamlı ihracattır bu” değerlendirmesinde bulundu. Türkiye’nin kendi kaynakları ve bilgi birikimiyle geliştirdiği MİLGEM, Deniz Kuvvetlerinde Ada sınıfı altında faaliyet gösteriyor.
SAĞLIK
Arnavutköy Bülteni
23
Göz Sağlığına İyi Gelen Besinler Sağlıklı ve dengeli beslenmenin vücut direnci kadar göz sağlığını da yakından ilgilendirdiğini dile getiren Op. Dr. Elvan Yalçın, göz sağlığı için faydalı olan besinleri sıralıyor.
İ
ş ve şehir hayatının yoğun temposunda aksatılan düzenli ve sağlıklı beslenme, göz sağlığını da tehdit ediyor. Op. Dr. Elvan Yalçın, “Sağlıklı bir vücudun yolu düzenli ve dengeli beslenmeden geçiyor. Yoğun tempoda göz ardı edilen yemek yeme alışkanlıklarımız ise özellikle göz sağlığına doğrudan etki ederek, tehdit oluşturabiliyor. Göz sağlığı için A, C, E vitaminleri ve beta karoten ile zenginleştirilmiş besinler tüketmek iyi ve kaliteli görüş kapılarını aralıyor” diyor. Çevresel faktörler ve yoğun iş hayatı içerisinde aksatılan düzenli ve dengeli beslenme göz sağlığı için de tehdit oluşturuyor. Sadece beden sağlığı için değil, göz sağlığımız için de yediklerimize dikkat etmemiz gerekiyor. Birtakım besinlerin görme kalitesini artıracağını belirten Yalçın “Sağlıklı bir vücudun en önemli ihtiyacı doğru beslenmeden geçiyor. Özellikle göz
Ispanak, en faydalı besinlerin başında geliyor
sağlığı için beta karoten ve A vitamini içeren besinler tüketmek retina ve gözün diğer bölümlerinin düzgün çalışmasına yardımcı oluyor. Uzun süreli göz sağlığını korumak için ise A, C ve E vitaminleri ile zenginleştirilmiş renkli diyetler yapmak gerekiyor” diyor.
Gözde oluşabilecek hasarı en aza indiren ve katarakt gibi rahatsızlıkları önlemede yardımcı olan 6 faydalı besini paylaşan Op. Dr. Yalçın, “Özellikle kırmızı biber ve ıspanakta bulunan A vitamini gözün gece görüşünü ve direncini artırırken, yaban mersini ve tatlı patatesin sahip olduğu C vitamini ise gözde katarakt ve makula dejenerasyonu riskini en aza indiriyor. Omega-3’ler bakımından zengin somon balığı retinanın fonksiyonunu koruyan hücre zarlarına yapısal destek sağlıyor. Tamamlayıcı besinler arasında en zengin içeriğe sahip chia tohumları ise içinde barındırdığı beta karoten, E ve C vitaminleri makula dejenerasyonunu önlemeye yardımcı oluyor” diyerek sözlerini tamamlıyor.
Tek başına havuç yeterli değil Göz sağlığı deyince akla ilk gelen besinin havuç olduğunu ancak tek başına yeterli olmadığını belirten Yalçın “Besinlerde bulunan A vitamini ve beta karoten doğrudan göz sağlığına fayda sağlıyor. A vitamini deposu havucun yararlarının yanı sıra Omega 3 ve 6 yağ asitleri ile çinko ve magnezyum gibi mineral zengini besinlerin tüketimi de ilerleyen yaşlarda görme kayıplarını önemli oranda engelliyor” ifadelerini kullanıyor.
Kanserin Çaresi Pelemir Bitkisinde Aranıyor Türk bilim insanları, pelemir bitkisinin sadece Türkiye’de yetişen iki türünde kanser tedavisinde kullanılan saponin türü bileşiklerin bulunduğunu belirledi.
E
kahya, elde ettikleri veriler hakkında, “Pelemirdeki bir tür saponin bileşiğinin özellikle A549 akciğer kanser hücresinde, şu anda ticari olarak kullanılan ilaçtan iki kat daha aktif olduğunu, yan etkisinin de ona göre çok daha az olduğunu gördük. Sadece akciğer değil, prostat, meme kanser hücrelerinde de iki kat daha aktif sonuçlar elde ediliyor. Bundan sonraki aşama oldukça uzun tabii ama asıl hedefimiz yüzde 100 yerli ilaç üretilmesi. Tamamen Türkiye’de yetişen, tamamen Türk bilim insanlarının literatüre kazandırdığı bir bitkiden bu ilacı elde edebilmek” dedi.
ge Üniversitesi Fen Fakültesi Organik Kimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süheyla Kırmızıgül yaptığı açıklamada, yaklaşık 30 yıldır bitkiler üzerinde çalışmalarını yürüttüklerini, bu çalışmalardan en önemlisini halk arasında “pelemir otu” adıyla bilinen Cephalariae bitkisinin oluşturduğunu söyledi. Pelemir otunun sadece Türkiye’de, özellikle de Akdeniz Bölgesi’nde yayılım gösteren 23 türü üzerinde çalıştıklarını anlatan Kırmızıgül, bitkinin içeriğini belirlediklerini, kimyasal anlamda her bileşiğin biyolojik aktivitesini test ettiklerini belirtti.
Ekmek yapımında kullanılıyor Kırmızıgül, son yıllarda heyecan verici laboratuvar sonuçlarıyla karşılaştıklarını vurgulayarak, “Pelemirin sadece Türkiye’de yetişen 2 türündeki bileşiğin akciğer kanser hücresine ve ilave olarak bazı kanser türlerine karşı kullanılan ilaçtan daha aktif olduğunu gördük. Hedefimiz insanlığa hizmet adına güzel sonuçlar alabilmek” dedi. Doç. Dr. Nazlı Sarıkahya ise pelemirin Akdeniz’in yanı sıra Orta ve Doğu Anadolu’da da yabani olarak yetiştiğini ve halk tarafından una katılarak ekmeklerde kullanıldı-
ğını aktardı. Sarıkahya, laboratuvar ortamında yürüttükleri çalışmalarda pelemir bitkisinin içindeki saf maddelerin bileşik aktivitelerini öğrenmek ve biyolojik aktif yeni bileşikler bulmak üzerinde yoğunlaştıklarını vurguladı.
“Hedefimiz yüzde 100 yerli ilaç üretilmesi” Türkiye’de yetişen pelemirin içindeki saponin türü bileşiklerin sadece akciğer değil, diğer kanser türlerinde de etkili olduğunu kaydeden Sarı-
24
KÜLTÜR SANAT AJANDASI
Arnavutköy Bülteni
İnanılmaz Aile Vizyon Tarihi : 22 Ağustos 2018 Yönetmen : Brad Bird Oyuncular : Craig T. Nelson, Holly Hunter, Sarah Vowell Tür : Animasyon, Aile Ülke : ABD İnanılmaz Aile 2’nin yönetmen koltuğun- si için onu eğitmeye çalışır. Senaryosu da da bir kez daha Brad Bird oturuyor. FilmBrad Bird tarafından kaleme alınan filminin de Jack-Jack’in süper güçlerinin gelişmeorijinal seslendirme kadrosunda ise Craig ye başlaması sebebiyle, Bob’un ağırlıklı ilgi- T Nelson; Bob/Mr Incredible, Holly Hunter; si küçük süper kahramandadır. Helen dünHelen/Elastigirl, Sarah Vowell; Violet Parr, yayı kurtarmakla meşgulken, Bob da JackSamuel L Jackson; Lucius Best / FrozoneJack’in süper güçlerini kontrol edebilmeve Huck Milner; Dash Parr olarak yer alıyor.
Milyonluk Kuş Vizyon Tarihi Yönetmen Oyuncular Tür Ülke
: 17 Ağustos 2018 : Hayal Aslanzade : Gökçe Özyol, Mehtap Bayrı, Ufuk Özkan : Komedi : Türkiye
Hakkı, lüks bir otelde şoför olarak çalışmaktadır. Yeni görevi yurtdışından gelecek olan mimarı karşılamaktır. Konuğunu almak için havaalanına giden Hakkı, yanlışlıkla mimar yerine polis tarafından aranan bir kuş hırsızını arabasına alır. Sorunlar bununla da kalmaz, restorasyonu tamamlanmak üzere
olan tarihi bir heykel de mimar sanılan kuş hırsızına verilir. Davetsiz misafirin yol açtığı sorunlarla uğraşmak zorunda kalan Hakkı bir yandan da sabırsız ve dominant eşi Sevda ve oteldeki rakibi Bayram ile baş etmeye çalışır.
Beni Satan Casus Vizyon Tarihi Yönetmen Oyuncular Tür Ülke
: 10 Ağustos 2018 : Susanna Fogel : Mila Kunis, Kate McKinnon, Justin Theroux : Komedi, Casusluk : ABD
Audrey ve Morgan, 30’lu yaşlarında olan iki en yakın arkadaştır. Los Angeles’ta sürdürdükleri hayat, Audrey’in eski sevgilisinin bir anda evlerine gelmesiyle karışır. Peşinde ölümcül suikastçılar olan bu adam ile ikili kendilerini de şaşırtarak maceraya atı-
lırlar. Avrupa boyunca peşlerindeki suikastçılardan kaçan ekip, bu süreçte dünyayı kurtaracak bir plan yapmak zorundadır. Uluslararası bir komploya karışan ikilinin her şeyi çözmek için zamanı bir hayli kısıtlıdır...
Adalet 2 Vizyon Tarihi Yönetmen Oyuncular Tür Ülke
: 24 Ağustos 2018 : Antoine Fuqua : Denzel Washington, Pedro Pascal, Bill Pullman : Aksiyon, Dram : ABD
Robert McCall geçmişin izleriyle boğuşmaktadır. CIA’in gizli operasyon gücündeyken adaleti sağlayabilmenin huzurunu kaybetmiş olan McCall, hala ruhundaki boşlukları doldurmaya çalışmakta ve bir yol aramaktadır. Umutsuz durumdaki adalet arayı-
cılarına yardım eden ve haksızlıkları düzeltmek için mücadele veren McCall, günün birinde eski arkadaşı Susan Plummer’dan kötü haberler alır. Şimdi McCall bildiği en iyi şeyi yapmalı, kendi adaletini kendi sağlamalıdır.
Sıfırın Altında: Dağdaki Mucize Vizyon Tarihi : 3 Ağustos 2018 Yönetmen : Scott Waugh Oyuncular : Josh Hartnett, Mira Sorvino, Sarah Dumont Tür : Macera, Dram Ülke : ABD na sonucu dağın zirvesinde kaybolur. KenEski bir olimpik sporcu olan Eric, geçdisinden haber alamayan yakınları kurtarma mişindeki sorunlarla boğuşmaktadır. Yögörevlileri ile birlikte ona ulaşmaya çalışırnünü kaybeden ve ne yapacağın bilemelar. Fakat bu pek de kolay olmaz. Eric, seyen Eric, birkaç gün kafa dinleyip, sorunlakiz gün boyunca insanlığın sınırlarını zorlarıyla yüzleşmek için her şeyi ardında bırayan koşullarda hayatta kalmak için mücadekarak Sierra Nevada sıradağlarında bir evle eder. Dondurucu soğuk ve zorlayıcı yade inzivaya çekilir. Uçsuz bucaksız Sierra Nevada sıradağlarında snowboard yapan E- şam koşullarının yanı sıra kendi geçmişi ile ric, büyük bir kar fırtınasına yakalanır. Usde savaşan Eric hayatta kalmak için içindeta bir snowboard’cu olmasına rağmen fırtıki inancı yeniden keşfetmelidir.
GÖKDELEN Fatih Yürür/beyazperde.com Artık açık seçik bir biçimde, gayri meşru “Bu Bir Dwayne Johnson Filmidir” kalıbının oluştuğu günler geldi çattı diyebiliriz. Kendisi de epey kalıplı olan güreşçi eskisi dostumuz, çok ilginç bir biçimde, yer aldığı projelerin niteliğinden bağımsız olarak, yediden yetmişe herkesin sempatisini kazanma yolculuğunu tamamladı. Öyle ki; 80’li ve 90’lı yıllarda Schwarzenegger, Stallone, Willis, ya da Gibson gibi “günün kahramanı” kotasını büyük bir şevk ve zevkle dolduran aktörlerin koltuğuna oturma misyonunu da yer yer Gerard Butler ile paylaşma tevazusunu gösterse de, sınıfının tartışmasız lideri haline geldi diyebiliriz. WWF ile başladığı kariyerini, Star Trek: Voyager dizindeki The Champion karakteri ile farklı bir noktaya taşıyan; The Mummy Returns filminde üstlendiği Akrep Kral rolüyle yıldızı ufaktan parlayan ve nihayetinde kendi otonom filmine kavuştuktan sonra da hızla yükselen Dwayne Johnson’ın; bu gün Hollywood cemiyetinin en çok kazanan yıldızlardan biri haline gelmesinin pek çok sebebi var. Be Cool filminde komedi yeteneklerini ilk defa cömertçe sergileyen Johnson, Moana’da da sesiyle döktürmeyi başarmış, daha gün yüzüne çıkarmadığı nice maharete sahip olduğunun sinyallerini vermişti. 2000’li yılların ortasından itibaren de aksiyon arenasının aranan ismi haline geldi. Hem çocukların hem de gençlerin sevgisini kazanmış olması açısında Schwarzenegger ile aralarında daha fazla ortaklık olduğunu düşünmem de pek garip değil hani! Johnson’a dair kafi miktarda güzelleme ve mini mini bir biyografi içeren bu iki paragraflık yumuşak inişin ardından hızlıca Gökdelen’e giriş yapmak istiyorum. En draje tabir ile Tom Cruise’un Ghost Protocol’de Burç Halife’ye tırmanışı sırasında nefesi kesilenlerdenseniz şayet, Gökdelen tam da sizin aradığınız kan diyebilirim. Hele ki akrofobiyi suçlu bir zevke dönüştürme gibisinden bir de fanteziniz varsa sizden iyisi yok! Nitekim The Pearl adlı bu yapı Burç Halife’ye göre bir miktar daha yüksek ve tepesinde dönen curcuna da haliyle oldukça fantastik düzeyde! Binanın 98. Katına tekabül eden yükseklikte dönen debdebe ise tam bir akrofobik aksiyon senfonisi… Şayet, böyle bir tabirin varlığından söz edebilirsek! Filmin hem senaryosuna imza atan hem de kamera arkasına geçen Rawson Marshall Thurber’ı daha ziyade komedi filmleriyle tanıyoruz. Ben Stiller ve Vince Vaughn’lu Dodgeball ile sinema arenasına hızlı bir giriş yapan Thurber; Dwayne Johnson ile birlikte kotardığı ve beyazperdedeki ilk işbirlikleri olan Central Intelligence filmiyle birlikte, cüzdanına aksiyon kartını da eklemeyi başarmıştı. İkilinin yeni işbirliğinin ürünü olan Gökdelen ise; özellikle 90’lı yıllarda karşımıza sıklıkla çıkan “günün kahramanı” temasına ev sahipliği yapan, yarı süper kahraman, kaslı ve işinin ehli kurtarıcı figürünü bir kere daha ön plana konduruyor. FBI eskisi, rehine kurtarma uzmanı olan Sawyer, başına gelen talihsiz bir kaza sonrasında ununu elemiş, eleği nereye koyduğunu bile unutmuş, aile hayatı önceliği haline gelmiş bir orta yaşlı kurt! “Ailem benim her şeyim ve dokunanı yakarım” düsturuna alabildiğine sadık ve ailesine gelebilecek en ufak bir tehlike karşısında tüm dünyayı karşısına almaya hazır. Karakter klişelerinin yanına biraz da yapı ile ilgili klişeleri ekleyecek olursak şayet... Barad-dûr emsali mimarisiyle, dünyanın gelmiş geçmiş en yüksek, en şık, en güvenlikli, en konforlu, en teknolojik yapısı olarak nitelendirilen The Pearl, bir anda dünya üzerindeki rakımı en yüksek cehennem haline geliyor. “Bu gemiyi tanrılar bile batıramaz” diyerek ele güne reklam edilen Titanic’i fazlasıyla anımsatıyor yani! Sözün özü; gişede hafta başına bir dolgun bütçeli aksiyon filminin görücüye çıktığı bir döneme girmiş bulunuyoruz. Bu curcuna içerisinde Gökdelen’ın The Pearl’ın rakımına eşdeğer yükseklikte bir yerlerde durduğunu söyleyemesek de, eğlenceli ve klişeleri ile barışık bir aksiyon ziyafeti çekmek isteyenler için fazlasıyla cazip bir seçenek olduğunu gönül rahatlığıyla iddia edebiliriz!
KİTAPLAR
Arnavutköy Bülteni
25
Hz. Ebubekir Yazar Baskı Tarihi ISBN Yayınevi Tür
DÖNÜŞÜM
Kitabın Yazarı: Franz Kafka Metin Yılmaz/kitapveyorum.com
Bir sabah kalkıyorsunuz ve bir böceğe dönüşmüş bir şekilde yatakta yatarken buluyorsunuz kendinizi. Yataktan kalkmaya çalışıyorsunuz fakat bunu yapmak, önceki sabah kadar kolay olmuyor. Kafka’nın sistem içinde köleleşen, sürekli olarak bazı sorumlulukları yerine getirmesi istenen bu sorumluluklar yerine getirilmediğinde toplum tarafından dışarı atılan insanı resmettiği muhteşem öyküsünü anlatmaya çalışacağım. Evet bu çok kolay olmayacak haliyle. Çünkü karşımızda çok küçük bir öykü gibi görünen, devasa bir anlatım var. Bir nevi buzdağı diyebiliriz. Çok fazla detaya girmeyeceğimden belki işleri biraz kolaylaştırırım kendi adıma. Dönüşüm Kafka’nın 1912 yılında 3-4 günde bitirmeyi öngördüğü, korkunç olarak tanımladığı bir öykü. Bu tanımlamaları yaptığı mektuplarından birinde sevgilisi Felice’ye okumak istediğini de söylüyor. Sevgilisi Felice’ye yazdığı tüm mektuplarda “öykü” diye bahsediyor Dönüşüm’den. Bir zaman sonra adını açıklıyor. “Gregor Samsa bir sabah yatağında sıkıntılı rüyalarından uyandığında, kendini dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu.” Kitap başlar başlamaz konuya direk giriyor. Gregor Samsa (Böceğimiz) bir sabah kalkıyor ve kendisini bir böcek olarak buluyor. Tabi kalkıp kahvaltıya gidemiyor. Aile bireyleri, kardeşi, annesi ve babası merak ediyor, “hadi gel artık” diyorlar ama Gregor kalkıp gelemiyor. Kapı kilitleme alışkanlığı ilk kez işe yarıyor. Odaya kimse giremiyor ve bu ona az biraz zaman kazandırıyor. İşe gidemediği için müdürü geliyor ve nedenleri sorguluyor. Çalışkan ve dürüst bir çalışanımızdı acaba bugün neden geç kaldı? Hiç böyle yapmazdı işinden başka bir şey düşünmezdi. Nasıl oldu da böyle bir düzensizlik, böyle bir sorumsuzluk yaptı? Sistemde küçük bir insan olmaya ara verirseniz, küçük bir böcek olursunuz ve aileniz dahil hiç kimse sizi sevmez, istemez ve tiksinir. Her daim masum olarak anılan küçük kardeşiniz bile bir zaman sonra değişmeye başlar. Kendi hayatına müdahale olduğunda, kendi yapması gerekenler, sorumlulukları arttığında, ödün vermeye başlaması gerektiğinde artık o da sizi istemez ve “artık gitmeli! Ondan kurtulmalıyız” der… Peki gerçekten bu kadar sert mi yaşam? Herkes en yakınlarımız bile bu kadar ikiyüzlü olabilir mi? Tıkır tıkır işleyen bu düzenden birkaç gün olsun çıktığımızda her şeyin rengi değişecek, tavırlar değişecek, sevgi, saygı gidecek mi? Sanırım bunları öğrenmenin tek bir yolu var. Ara vermek ya da durmak. Belki o zaman bazılarının gözünde yok edilmesi gereken bir böcek haline dönüşürüz. Sadece 88 sayfalık bir kitap. Ama barındırdıkları 88 sayfadan çok fazla…
Her şey bittikten sonra temizlikçi kadının aile bireylerinin yanına gelip, o şeyin temizliğini düşünmenizi gerek yok demesi ve Gregor cesedini yok etmesi bana nedense derin devletleri düşündürdü. En ürpertici anlardan biriydi bence. Zaten ilk başından itibaren Gregor ile dalga geçmesi ona sürekli hakaretle karışık şakalar yapması, alaycı tavırları düşündürüyordu. Bir diğer gözden kaçırılmaması gereken nokta ise hizmetçi kadın her gün odasına gelip, rutin kontrolünü yapması… Burada derin bir anlam yatıyor gibi. Düzen kendinden çıkanları sürekli denetliyor ve bir şekilde kontrol altında tutuyor mesajı var gibi.
: İbrahim Sarıçam : Mart 2017 Sayfa Sayısı : 132 : 9753892292 : Diyanet Vakfı Yayınları : Biyografi, Din (İslam)
Hz. Ebu Bekir’in hilafet dönemi İslâm tarihinde önemli bir yer tuttuğu gibi, hayatı ve şahsiyeti de Müslümanlar için büyük bir önem arz eder. O, Rasulullah’ın en yakın arkadaşı, Rasulullah ‘tan sonra ilk devlet başkanı ve Müslümanların ilk halifesidir. Rasulullah’ın vefatından sonra ortaya çıkan problemlerin halledilmesinde önemli rol oynamış, irti-
dad (dinden çıkma) hareketlerini bastırmakla Müslümanların birliğini güçlendirmiş, fetih hareketleriyle İslâm’ın yayılmasını sağlamıştır. Kur’an’ı bir mushaf halinde toplamakla ona en büyük hizmeti yapmıştır. Sadakati, ahlâkı ve devlet adamı kimliğiyle tarihin kaydettiği ender şahsiyetlerden biri.
Yusuf ile Zuleyha Yazar Baskı Tarihi ISBN Yayınevi Tür
: Nazan Bekiroğlu Sayfa Sayısı : 224 : 2012 : 9753625579 : Timaş Yayınları : Edebiyat, Hikaye (Öykü)
Nasıl herkese duyurur da sesimi derim: “Bu anlattığınız ben değilim. Ben bu anlattığınız değilim. Yusuf’u ben nasıl yerim? Ben Yusuf’u nasıl yerim?” Sözünün bu kısmına gelince kurt, nemli gözlerinden boncuk gibi yaşlar dökülmeye başladı. Gri tüylerle kaplı göğsü, ön ayakları ıslandı. Bir ah çekti derinden derine. Islak burnu daha ıslandı. Ve devam etti: “Ben şimdi adımı nasıl temize çıka-
rayım. Alnıma sürülen bu kapkara lekeyi neyle, nasıl yıkayayım? Öyle bir leke ki değil bana, yeter kıyametin kopacağı güne değin gelip geçecek tüm torunlarıma. Tek muradım, bütün yaratılmışların sahibi olan Tanrım. Bu ayıpla yaşatamazsın beni. Ya alsın yeni doğmuş bütün kurt yavrularıyla birlikte canımı, kurt neslinin dalı yaprağı burada kesilsin, ya da adım temize çıksın.”
Geleceği Yönetmek Yazar
: Ahmet Şerif İzgören Sayfa Sayısı : 224
Baskı Tarihi
: Ocak 2018
ISBN : 9786059367233
Yayınevi
: Elma Yayınevi
Tür
: Eğitim, Ekonomi-Emek-İş Dünyası, Hukuk
Zaman zaman herkes geleceğin belirsiz olduğunu düşünebilir. Aslında böyle bir durumda önümüzde sadece iki seçenek vardır; ya bekleyip görürsünüz ya da geleceği şekillendirmek için harekete geçersiniz. Yani, değişime dahil olmadan oluşmasını bekleyip, sonradan geç kalmış bir tepki verirsiniz ya da baştan kontrolü ele alıp değişimi yönlendirirsiniz. İşte, okuyacağınız bu kitap ikinci seçenekle, önceden adım atmakla ilgili. Kurumlarda gelişimin ve değişimin kaçınılmaz bir gerçek olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu gerçeği kabullenmeyenler veya göremeyen-
ler ya kontrolsüz büyüyorlar ya da rekabette geri kalıp küçülüyor ve sonunda da yok oluyorlar. Eğer değişimin ve gelişimin engellenemeyeceğini baştan kabul ederseniz, kurumunuzda yapılacak tüm projelerde, değişimi yönlendirebilme becerilerinin gelişmesine odaklanabilirsiniz. Ahmet Şerif İzgören’in, Elma Yayınevinden çıkan son kitabı Geleceği Yönetmek, raflardaki yerini aldı. Yaşanmış örneklerin yer aldığı kitapta İzgören, iş dünyasına sesleniyor ve şirketlerin gelecek rotasını “Değişim-Başarı-Gelecek” üçgeninde anlatıyor, ipuçları veriyor.
Ferrari’sini Satan Bilge Yazar Baskı Tarihi ISBN Yayınevi Tür
: Robin Sharma Sayfa Sayısı : 230 : Eylül 2012 Çeviri : Filiz Gülerkaya : 9786054263783 : Pegasus Yayınları : Edebiyat, Kişisel Gelişim, Roman
On yıl önce bir kitap yayınlandı ve milyonların yaşamını değiştirdi. Kariyerindeki başarısı, içindeki derin boşluğu gizlemeye yetmeyen ünlü avukat Julian Mantle’ın hikâyesini anlatan Ferrari’sini Satan Bilge, hayatta neyin önemli
olduğuna ve sonunda gurur duyacağınız bir yaşam sürmenizi neyin sağlayacağına dair unutulmaz bir ders veriyor ve okurların refah, mutluluk ve iç huzuruna kavuşmalarını sağlayacak çözümler öneriyor.
İyi Hissetmek Yazar Baskı Tarihi ISBN Yayınevi Tür Sayfa Sayısı Çeviri
: David Burns : Nisan 2012 : 9789759893729 : Psikonet Yayınları : İnsan ve Toplum, Psikoloji : 412 : Esra Tuncer
İşte size iyi bir haber: kendinizi kaygı, suçluluk, kötümserlik, erteleme, düşük benlik saygısı ve depresyonun diğer “dipsiz kuyu”larından ilaçsız kurtarabilirsiniz! İyi Hissetmek’te, psikiyatrist Da-
vid Burns duygularınızı harekete geçirecek ve hayata daha olumlu bakmanızı sağlayacak, bilimsel olarak test edilmiş teknikler sunuyor.
BULMACA
26 Kentsel toprak
Danadaki sinirsiz en bĂźyĂźk kaba et
6|] ODNÕUWÕ Kalça ile D\DN DUDVÕ
Giysi
ArnavutkÜy Bßlteni $úÕODFDN yer
Ölçßlßlßk, itidal
Kaba baston
Pençe
dHĂşLW FLQV WÂ U
*Ă•UWODN
Dilsiz
(OHPHN LĂşL
%LU WÂ U NĂ•VD FHNHW
'RáDO Y FXW VÕFDNOÕáÕ
=RUEDOĂ•NOD DOĂ•QDQ SDUD
Title
1
*HQLĂş
Sima, çehre
Posta paketi %Â \Â N VĂ•FDN VX NDEĂ•
Enteresan
$WHúOL silahlarda çap
ĂšRYHQL]PGH n yana olan 6HYL
Bir tĂźr kertenkele
Sinik
Her birine ßç
2
Sahne oyununa ĂśzgĂź olan
.DGĂ•Q Manzume yazan kimse
ø\RQODUGDQ ROXúDQ
8]ODĂşPD TĂźrk Dil Kurumu
3DUODNOÕáÕ birdenbire artan, GHáLúHQ \ÕOGÕ]
Çokluk LNLQFL NLúL zamiri
øNL úH\LQ DUDVÕ
Bir Ăźlke DGĂ•
Adlar, isimler
Dâhi
<DQNĂ&#x2022;
9HIDVĂ&#x2022;]OĂ&#x2022;N KDNLNDWVĂ&#x2022;]OĂ&#x2022;N
SĂźt oRFXNODUĂ&#x2022;QĂ&#x2022;Q QHĂşH VHVL
Hafifçe açmak
Gereksiz, Ăśnemsiz (sĂśz)
Sahra Kuru NDUĂşĂ&#x2022;WĂ&#x2022; (Sebze) "V" harfi biçiminde olan yaka
*HUL YHUHQ
$ĂşDáĂ&#x2022;OĂ&#x2022;N alçak
'DOPDN LĂşL
KĂźme
Kireç WDĂşĂ&#x2022;QGDQ kireç elde eden
Her ne kadar, YDNĂ&#x2022;D
"... Etme" %RĂşD DOPD
<DúoD GDKD kßçßk olan 'HULQFH çukur
4
"... Denizi" (Bir deniz)
Bozma, çÜzme
3DUDVĂ&#x2022;]
Halk PH\GDQĂ&#x2022;
(W %DOĂ&#x2022;N Kurumu
Mizaç, huy
Birden bir DUWĂ&#x2022;N
Bir tĂźr su NkáĂ&#x2022;GĂ&#x2022;
Ayak direme
.LULĂşOL ELU oDOJĂ&#x2022;
<L\HFHN besin øUL WDQHOL misket ßzßmß
Uyarma, X\DUĂ&#x2022;
Ă&#x2021;ok uzun YH oRN GDU \DUĂ&#x2022;Ăş ND\Ă&#x2022;áĂ&#x2022;
"I" simgeli element
dĂ&#x2022;SODN GRáD
=DYL\H
6
M ø E A F H T E L Ă&#x201A; H E C
1
R C B S A R A S F V D V ø 2
ø Ă&#x201A; A L A G U S E Ă&#x201A; A K Ă&#x17D;
T B L A Ă&#x17D; H ø B E M R H R 3
2
E Ă&#x201A; Ă&#x153; F A S H S U Ă&#x201A; Ă&#x201A; A Ă&#x201A; 4
K B R R Ă&#x153; D Ă&#x2022; H R L F N C
3
V R B Ă&#x17D; Ă&#x203A; R Ă&#x201A; H ø T Ă&#x201A; B ø 5
4
Ă&#x17D; Ă&#x17D; L C S Z Ă&#x203A; I A L Ă&#x17D; E Ă&#x201A;
N N Y A Ă&#x201A; K M A H D Z L M 6
Ă&#x17D; K U T B L A K E A Ă&#x153; Ă&#x17D; Ă&#x201A;
5
M Ă&#x201A; L S ø L Ă&#x153; T E C C U H
7
8
9 10
12
11
17
18
16 19
21 22
13
15
14
23
20
E Y Y ø D R E V E R H Ă&#x153; S
ABES ÂŤÄ?!Ĺ?# AFV ÂŤ '# Aâ&#x20AC;&#x2122;RĂ&#x201A;F ASR-I 2$Ä?#$3 AYN BĂ&#x201A;B BAâ&#x20AC;&#x2122;S BĂ&#x153;RĂ&#x203A;Z ÂŤ"$'Ä?+$3 ÂŤ"Ä # CĂ&#x153;Zâ&#x20AC;&#x2122; EMĂ&#x17D;N ÂŤ$,1 Ĺ?ÂŤ 3$*5Ä&#x2DC;-Ä&#x2DC; ESAHH
3
Utanma duygusu, KLFDS Bir besin maddesi <HU DOWĂ&#x2022; VX ROXáX
$á WRUED
6
Nargillerden kßçßk bir DáDo
BĂźtĂźn
7DĂşOĂ&#x2022;N \HU oĂ&#x2022;SODN WHSH
6H\LUFL dinlenme yeri
Tutanak
E H S V V Y N Y ø F R Ă&#x201A; T
,ĂşĂ&#x2022;Q
5
Ă&#x2021;otiragillerden esmer bir EDOĂ&#x2022;N
GĂźzel koku
1
Oy
Fayda, \DUDUOĂ&#x2022;OĂ&#x2022;N
$UĂ&#x2022;QPĂ&#x2022;Ăş
.DUGHĂşH \DUDĂşĂ&#x2022;U biçimde, dostça, içtenlikle
Hint domuzu
+DEHUFL KDEHU YHUHQ kimse
Asya'da bir gĂśl
'HYOHW hazinesi
Araç
Nerede olursan ol Allahâ&#x20AC;&#x2122;a karĹ&#x;Äą gelmekten sakÄąn; yaptÄąÄ&#x;Äąn kĂśtĂźlĂźÄ&#x;Ăźn arkasÄąndan bir iyilik yap ki bu onu yok etsin. Ä°nsanlara karĹ&#x;Äą gĂźzel ahlakÄąn gereÄ&#x;ine gĂśre davran. Hz. Muhammed (sav) FAL FĂ&#x153;RĂ&#x203A;â&#x20AC;&#x2122; HAC ÂŤ' # ÂŤ' ++Ä?* HANBELĂ&#x17D; HARBĂ&#x17D; HAVL ÂŤ'Ĺ?"Ä?! ÂŤ'4""$3 x+
Ĺ?2+Ä?, ÂŤĹ?!+Ä&#x2DC;2 ÂŤĹ?%1Ä?3 ÂŤĹ?*1Ä?1 Ă&#x17D;LĂ&#x201A; ÂŤĹ?+, Ĺ?ÂŤĹ?+Ä?'Ä&#x2DC; ÂŤĹ?2%Ä?1 ÂŤ* +! ÂŤ*43!
LAâ&#x20AC;&#x2122;B LAHN ÂŤ,Ä? Ĺ?"Ä?1Ä&#x2DC; MĂ&#x201A;L MEĂ&#x201A;L ÂŤ,$23 ÂŤ,4'Ä?9Ä?3 RUBUâ&#x20AC;&#x2122; SAF SAHV ÂŤ2Ĺ? 1 SĂ&#x153;HREVER#Ĺ?88$ ÂŤ3Ä?!Ĺ? ÂŤ3 *2Ä&#x2DC;1Ä?3 ÂŤ3$ #Ä&#x2DC;! VASL YEâ&#x20AC;&#x2122;S
16
6
25
9
5
12
7
15
2
2
19
2
29
7
7
12
3
5
15
5
9
5
7
10
5
20
26
E N
10
18
12
12
5
16
S Ă&#x153; N N E T
T O P L U
11
1
9
17
22
28
17
18
23
Ăš Ă&#x2013; L
24
2
20
22
16
9
2
23
11
9
2
17
22
11
16
22
23
2
16
9
2
23
13
2
30
16
2
17
5
10
2
7
10
2
2
16
9
5
2
23
12
2
8
26
16
24
1
20
3
7
20
5
10
7
24
5
12
16
9
5
23
8
7
10
7
12
2
25
22
9
2
ø
19
22
15
7
23
7
17
2
24
16
22
23
7 23
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
11 Ă´ Ă´ +CPACI Ă´ Ă´ 'QÂśRK?Ă´ W?Ă´ B?Ă´ xCIKCĂ´ GJCĂ´ @GPĂ´ AGQKGLĂ´ @MWA?Ă´ @Ă&#x192;WĂ&#x192;KCQG Ă´ Ă´ 1 6 2 7Ă&#x20AC;LCPEC Ă´ Ă´)Ă&#x20AC;WJĂ&#x192;Ă´GĆ&#x192;@GPJGĹ&#x2020;G Ă´ Ă´"CĹ&#x2020;GPKCLBCĂ´SLSLĂ´@GPGIRGĹ&#x2020;GĂ´WCP Ă´ Ă´2G@CR RC Ă´ 6 5 QW? LÂśLĂ´@?XϙWĂ&#x20AC;PCJCPGLBCĂ´W?@?LGĂ´TCW?Ă´CTAGJĂ´MJ?P?IĂ´W?Ć&#x192;?W?L Ă´IÂśJJ?PϙSXSLĂ´Ă&#x20AC;IĂ&#x192;XĂ´ 5 8 7 4 RĂ&#x192;PĂ&#x192; Ă´ Ă´%CPxCIĂ´MJK?W?LĂ´B?TP?LÂśĆ&#x192; Ă´ Ă´1MLĂ´
Ă´ 8Ă&#x192;JDĂ&#x192;Ă´*GT?LCJG LGLĂ´@GPĂ´PMK?LÂś Ă´ Ă´ CACPGIJG Ă´ Ă´ Ĺ&#x2014;JEG Ă´ EĂ&#x20AC;LĂ&#x192;JĂ´ TCPKC Ă´ Ă´ Ä&#x161;XCLJG Ă´ Ă´ #QIGĂ´ x?Ĺ&#x2020;Ă´ BCLGJCLĂ´ R?PGFĂ´ 3 1 2 BĂ&#x20AC;LCKJCPGWJC Ă´7SL?L *?RGLĂ´R?PGFĂ´TCĂ´SWE?PJÂśIJ?PÂśWJ?Ă´GJEGJG Ă´ Ă´3ASĂ´GĹ&#x2020;LCJGĂ´I?Ć&#x192;ÂśIĂ´ 9 2 3 6 5 @GxGKGLBCIGĂ´MJR?
9 7 Ă´ Ă´)G@?PA?Ă´MJK?W?L Ă´@?W?Ĺ&#x2020;Âś Ă´ Ă´ GPĂ´Ć&#x192;CWGLĂ´?Ć&#x192;?Ĺ&#x2020;ÂśW?Ă´BMĹ&#x2020;PSĂ´SX?L?LĂ´WĂ&#x192;XĂ&#x192; Ă´ Ă´ 7?QQϙBCKGPĂ´xCJGIĂ´Ă&#x192;PĂ&#x192;LĂ&#x192; Ă´ Ă´"CKMIP?RGI Ă´ Ă´3KK?Ă´BSPSKSĂ´W?P?RÂśJK?IĂ´TCW?Ă´ 7 5 1 SKK?Ă´BSPSKSL?Ă´IMLSĂ´MJK?I Ă´ Ă´1?LÂś Ă´ Ă´ RJ?K? Ă´ Ă´1ÂśPRĂ´B?W?K?W?Ă´W?P?W?LĂ´ 4 WCP Ă´ Ă´ Ă&#x192;WĂ&#x192;I@?Ć&#x192;Ă´F?WT?L Ă´ Ă´3RĂ´x?J?LĂ´x?JEÂśAÂś Ă´SRxS Ă´ Ă´%CJCACI Ă´ Ă´%Ă&#x20AC;XBCĂ´ Q?PÂśW?Ă´x?J?LĂ´ICQR?LCĂ´PCLEG
6 4 9
Arnavutköy Bülteni
SOSYAL MEDYA
Sosyal Medyada Bu Ay Öne Çıkanlar Teknolojiyi her alanda aktif bir şekilde kullanan Arnavutköy Belediyesi, sosyal medya aracılığı ile vatandaşlarına ulaşıyor. Arnavutköy Belediyesi resmi sosyal medya adreslerini takip ederek, belediye ile aktif iletişime geçebilirsiniz.
27