NİSAN AYI BÜLTENİ 2018

Page 1

7 Kadın Kültür ve Sanat Merkezi’nden Yaşlılara Ziyaret

15

8 Şehit Lider Muhsin Yazıcıoğlu Arnavutköy’de Anıldı

ARGEM Öğrencileri Rumeli Hisarı’nda

NİSAN 2018 SAYI: 64

Çocuk, Çalışmaya Engel Değil

Binler Duada Buluştu 8 Mart Dünya Kadınlar Günü programı, Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı’nın katılımıyla gerçekleştirildi. Yeni kültür merkezinde düzenlenen programda, ilk tiyatro gösterimi de sahnelendi.

Kadın Kültür ve Sanat Merkezi eğitmenlerinden Didem Özcan, kucağındaki oğlu ile kursiyerlere Kur’an-ı Kerim dersi veriyor. 5

Karaburun Feneri

Işık Gücü Bakımından Dünya 3’üncüsü

Rumeli Karaburun Tahlisiye istasyonunun hizmet verdiği fener, Karaburun eski kale ucunda yer alıyor. Görünüşte o kadar büyük görünmese de Fener ışık gücü bakımından dünyanın 3’üncü güçlü feneri.

14 20

Geçmişin Sesinden:

Hacı Mihaliç’den Hacı Maşlı’ya

Koral Erdeniz’den 3 Madalya Birden Türkiye Özel Sporcular Federasyonu tarafından Antalya’da düzenlenen Türkiye Yüzme Şampiyonasında Arnavutköy y yüzme y y p Belediyesi takımı, özel yüzme sporcusu Koral Erdeniz girdiği g rd gi diğ ği 6 yarışta, y rışt ya ş a,, 2 gümüş şt güm ü üşş ve 1 bronz madalya mada aly ya kazandı. ka aza and dı.

Denizin, yeşilin ve tabiatın ilçesi Arnavutköy aslında yaşayan bir tarih gibidir. Kültürel değerlere sahip köyleri ve Arnavutköy’ün dününe şahit olmuş insanları, ilçenin hatıralarını yarınlara taşıyan kültür elçileri gibidirler. 21

23


2

TÜRKİYE

Arnavutköy Bülteni

Savunma Sanayine Yerli Çelik Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) Kırıkkale Ağır Silah ve Çelik Fabrikası’nda yapımı bitirilen çelikhane ile savunma sanayinin çelik ihtiyacının tamamının karşılanması hedefleniyor.

Ü

lkenin yerli savunma gücünde yer alan Fırtına ve Panter Obüsü, Altay Tankı gibi muharebe araçlarının silah sistemleri, uluslararası çapta takdir edilen nüfuz edici bomba ve çeşitli uçak füzelerinin çelik dış yüzeylerinin hem dökümleri hem de işlenmesi bu fabrikada yapılıyor. Fabrika içerisine yeni kurulan gelişmiş teknoloji sistemlerine sahip çelikhane ise üretimin hem gelişmesini hem de hızlanmasını sağlıyor. Çelik üretim tesisi hakkında konuşan Fabrika Müdürü Gündüz Güler, “Şu anda Türkiye’mizde kaliteli çelik alanında kurulmuş, en yeni ve en modern çelikhanede bulunuyor-

sunuz. Buradan ürettiğimiz çelikler, dövme yöntemiyle şekillendirilerek özellikle silah ve mühimmat üretiminde ihtiyaç olan çelikler üretilmektedir. Burada ağır silah malzemelerinin üretimlerini yapmaktayız. Bilindiği gibi ark ocaklarında sekonder metalürji uygulanarak, ark ocağı, pota ocağı ve vakum sistemiyle son derece homojen ve temiz bir çelik üretimi sağlıyoruz. Temizlikten kastettiğimiz şey, oksijen, azot ve hidrojen gazlarından temizlenmiş, özellikle nonmetalik inklüzyonlardan temizlenmiş son derece homojen çelik üretimidir. Modern çelikhanemizde biz bunu sağlıyoruz. Bugün itibariyle savunma sanayinin

ihtiyacı olan tüm kaliteli çelik türlerini üretebilecek yetenekteyiz. Aralık ayında başladığımız deneme üretimleri, şu anda namlu çelikleri de dahil tamamlanmak üzere. Mart ayı sonuna kadar performans testlerini de tamamladığımız zaman, çelikhanemizi resmen devreye almış olacağız.” dedi. Ağır Silah ve Çelik Fabrikası Çelikhanesi, üretim için MKEK’e bağlı Hurda Müdürlüğünden elde edilen hurdaları kullanıyor. Hurda ürünler ergitilerek oluşturulan alaşımdan yeniden kullanılabilir, kaliteli çelik üretiliyor. Çelikhane, savunma sanayinde ülkenin dışa bağımlılığının önlenmesi açısından büyük öneme sahip.

Türk Akımı Projesinde Gecikme Olmayacak Yapımı devam eden Türk Akımı Projesi, belirtilen tarihte kullanılmaya başlanacak.

İ

sviçre merkezli bir denizcilik şirketinin Türk Akımı doğalgaz boru hattından sorumlu proje müdürü Pieter Smit, projeyle ilgili soruları yanıtladı. Smit, projenin başladığı 2014’ten bu yana Türk Akımı için çalıştığını ve projeye ilişkin hiçbir zorluktan çekinmeyerek, çözüm odaklı bir yaklaşım sergilediklerini belirtti. Pieter Smit, projede şu ana kadar bir gecikme yaşanmadığını ve yaşanmasını beklemediklerini dile getirdi. Smit, Türk Akım Projesine Rusya kıyılarındaki sığ sularda 225 metre uzunluğundaki Audacia isimli gemiyle başladıklarını, şu anda Pioneering

Spirit ile devam edildiğini ve Türkiye kıyılarına yaklaşıldığında da 184 metre uzunluğundaki Lorelay gemisiyle son 2 kilometreyi tamamlayacaklarını bildirdi.

150 bine yakın boru kullanılacak Türk Akımı için şimdiye kadar 80 binden fazla boru teslim aldıklarını kaydeden Smit, bunların Varna, Samsun, Trabzon, Burgaz ve St. Petersburg gibi şehirlerden ikmal gemileriyle geldiğini, proje için toplamda 150 bine yakın boru kullanılacağını da sözlerine

“Enerji alanında tarihi bir eser”

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerinin devamında şunları söyledi: “Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin ilk reak-

444 4 597

Yahut sosyal medya hesaplarımızdan iletebilirsiniz.

ekledi. Pioneering Spirit ile Karadeniz açıklarında boru döşeme işine devam eden geminin kaptanı Fred Regtop, işlerin takvime uygun bir şekilde ilerlediğini aktararak, “Karadeniz’de planlandığı şekilde ilerlemeye devam ediyoruz. Çalışmalarımızı azimle sürdürüyoruz, herhangi bir sorun söz konusu değil. Türkiye’ye doğalgaz sağlayacak hattın 764 kilometresini tamamlanmış bulunuyoruz.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin 60 yıllık hayali gerçek oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Putin’in katıldığı törenle Akkuyu Nükleer Santrali’nin ilk harcı döküldü.

T

İstek, Öneri ve Şikayetlerinizi

arnavutkoy@arnavutkoy.bel.tr

Akkuyu’nun Temeli Atıldı ürkiye’nin 60 yıllık nükleer güç santrali hayalinde bugün önemli bir adım atıldı. Akkuyu Nükleer Santrali’nin temeli Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Putin’in katılımıyla video konferans yoluyla ilk harcı döküldü. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı açıklamada, “Bugün gerek ülkemizin kalkınması gerekse Rusya Federasyonu ile enerji işbirliğimiz adına tarihi bir ana şahitlik ediyoruz.” şeklinde konuştu.

Arnavutköy’deki tüm okullarımızı kapsayan, hazırlayacağımız OKUL KÖŞEMİZ için bilgi, belge, resim, fotoğraf ve dokümanlarınızı bültenimizde yayınlanmak üzere bulten@arnavutkoy.bel.tr adresine gönderebilirsiniz

törünün 2023 yılında devreye alınmasıyla Türkiye de nükleer enerji kullanan ülkeler ailesine dahil olmuş olacaktır. Böylece Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100’üncü yılını enerji alanında da tarihi bir eserle taçlandırmış olacağız. Akkuyu tüm üniteleriyle devreye girdiğinde, tek başına ülkemizin elektrik ihtiyacının yüzde 10’unu karşılayabilecektir. Böylece, halen ağırlıklı olarak petrol, doğalgaz ve kömüre dayanan enerji sepetimizi daha sağlıklı hale getirmiş olacağız.”

NİSAN 2018 • Sayı: 64 İmtiyaz Sahibi Arnavutköy Belediye Başkanlığı adına Ahmet Haşim BALTACI Danışma Kurulu Kemal AYGENLİ Turgut BARAN Osman AKKAYA Yavuz FIRAT M. Hakan ŞİŞMAN Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mutlu BAHTİYAR Fotoğraf Emre DÜZEL Bünyamin ŞAHAN Veysel ÖZMENOĞLU Eyüp SARICA Editör Bünyamin ŞAHAN Şerif CAN Hazırlık ve Baskı DERGAH OFSET Küçükçekmece / İSTANBUL 0212 489 33 33 Grafik Tasarım Platin GROUP İdare Adresi Taşoluk Mah. Kazım Karabekir Cd. No:88 PK: 34275 Arnavutköy - İstanbul Fax: 0212 597 00 57 E-Posta: bulten@arnavutkoy.bel.tr

2018


İSTANBUL

Arnavutköy Bülteni

Kanal İstanbul ÇED Raporu Toplantısı Yapıldı

3

İstanbul’dan 2 Ayda 15 Milyon Yolcu Uçtu

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı yetkilileri, halka Kanal İstanbul projesini anlattı.

Ç

evresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Yönetmeliği gereğince Kanal İstanbul projesine ilişkin halkın katılım toplantısı, Arnavutköy Kültür Merkezi’nde yapıldı. Toplantıda yapılan sunumda, 2011 yılında başlatılan projeyle çevreye uyumlu, İstanbul Boğazı’na alternatif oluşturabilecek yeni yolların araştırıldığı belirtildi. Projenin açıklanmasıyla farklı kurum ve kuruluşlar ile üniversiteler tarafından alternatif yolların tespit edilmesi, su kalitesiyle ilgili analiz çalışması ve finansmana yönelik çalışmalara başlandığı anlatılan toplantıda, 2016 yılından itibaren çalışmaların değerlendirilerek etüt proje çalışmasının yapıldığı aktarıldı. Bu çalışmalar sonunda 5 alternatif koridorun belirlendiği, en büyük tankerlerin geçişine imkan sağlayacak mukayese çalışmalarının yapıldığı ifade edilen toplantıda, çalışma sonucunda, Avcılar, Küçükçekmece, Başakşehir, Arnavutköy ilçelerini kapsayan 45 kilometre uzunluğunda bir boğazın yapılabileceğinin belirlendiği kaydedildi.

A Gerekli Bütün Önlemler Alınacak Projenin tehlikeli tankerler nedeniyle olası çevre felaketini önlemek, İstanbul Boğazı’nın tarihsel dokusunu korumak, İstanbul Boğazı’nın yükünü hafifletmek amacı taşıdığı vurgulanan toplantıda, bu koridorun yaklaşık 7 bin kilometrelik kısmının Küçükçekmece, 3 bin kilometrelik kısmının Avcılar, 6 bin 500 kilometrelik kısmının Başakşehir, 28 kilometrelik kısmının Arnavutköy sınırları içinde yer aldığı belirtildi. Gerçekleştirilen ÇED sonrasında, planlanan proje koridoru alanı içinde kanalın işletmesi için bazı tesis ve yapılara ihtiyaç olduğu, bu kapsamda dalga-

kıranlar, kumanda merkezleri, kılavuz kaptan ofisleri, römorkör rıhtımları, deniz fenerleri, acil müdahale istasyonlarının yapılacağı aktarıldı. Kanal İstanbul Projesi’nden 1,5 milyar metreküp hafriyatın çıkmasının beklendiği toplantıda, kazı çalışmaları sonucu çıkacak hafriyat ile Marmara Denizi’nde adalar, Karadeniz’de dolgu alanı oluşturulacağı belirtildi. İstanbul’daki 4 ilçe sınırları içinde, 37 mahallede bulunan 273 bin hanedeki 996 bin kişiyi ilgilendiren proje kapsamında, bu alanda bulunan kültür varlıklarının korunması için de arkeologlar tarafından saha çalışması yürütüleceği, resmi kurumlarla iş birliği içinde kültürel mirasın korunmasına yönelik çalışmalar yapılacağı kaydedildi.

İstanbul’da 13. Lale Festivali Başladı

İstanbul’da geleneksel hale gelen Lale Festivali’nin ali’nin n 13’üncüsü başladı. Açılışta konuşan Başkan Mevlütt Uysal, ekilen lalelerin hepsinin yerli olduğunu söyledi. yledi..

E

mirgan Korusu’nda gerçekleşen 13. Lale Festivali’nin açılışında İBB Başkanı Mevlüt Uysal ve Eşi Hatice Uysal ile İstanbul Valisi Vasip Şahin ‘in yanı sıra; Özbekistan, Tunus, Lübnan, Tataristan ve Cezayir Başkonsolosları ile Dışişleri Bakanlığı İstanbul Büyükelçisi ile bazı ilçe belediye başkanları İBB Bürokratları, öğrenciler ve vatandaşlar yer aldı. Törende konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, İstanbul’dan dünyaya yayılan lalenin 13 yıl öncesine kadar İstanbullular için ismi duyulan, resmi görülen bir çiçekten ibaret olduğunu belirterek, “Lale bu festivallerle inşallah İstanbul’umuza dönmüş oldu.” dedi.

“Lalelerin tamamı yerli ve milli” Bugün itibariyle 125 çeşit lale-

nin tamamının yerli ve milli olduğunu, lalelerin İstanbul’un köyleri ile bazı illerde yetiştirildiğini vurgulayan Uysal, lale dikimi ve Lale Festivali’nin maliyetinin 10,5 milyon lira olduğunu söyledi. Uysal, “Lale Festivali kapsamında hem İstanbulluları lale ile buluşturduk. Hem köylülerimizi lale üreti-

cisi yaptık, iş ve ekmek kapısı oldu. Aynı zamanda laleyi anavatanı İstanbul’dan ihraç eder konuma getirmiş olduk. Ancak 1720’li yıllarda İstanbul’da 1588 çeşit lale olduğunu düşünürsek, daha yapmamız gereken çok iş var.” şeklinde konuştu.

tatürk ve Sabiha Gökçen havalimanlarından Ocak ve Şubat ayında hizmet alan yolcu sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre 2 milyon 826 bin 409 artarak 15 milyonu geçti. Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü verilerinden derlenilen bilgiye göre, kentteki iki havalimanında Ocak ve Şubat ayında gelen-giden yolcu ile icra edilen sefer sayısı geçen yılın aynı dönemine göre arttı. Atatürk Havalimanı’nı, ilk 2 ayda iç hatlarda 3 milyon 20 bin 469, dış hatlarda 6 milyon 961 bin 661 olmak üzere 9 milyon 982 bin 130 kişi kullandı. Sabiha Gökçen Havalimanı’nda ise ocak ve şubatta gelen-giden yolcu sayısı 5 milyon 86 bin 897 oldu. Bu yolcuların 3 milyon 476 bin 916’sı iç hatları, 1 milyon 609 bin 981’i dış hatları tercih etti. Kentteki iki havalimanından, bu yıl geçen yolcu sayısı 15 milyon 69 bin 27 kişi olarak kayıtlara işlendi. Atatürk ve Sabiha Gökçen havalimanlarında, 2017’nin ocak ve şubat aylarında gelen-giden yolcu sayısı 12 milyon 242 bin 618 olurken, bu yıl geçen yıla göre 2 milyon 826 bin 409 yolcu artışı sağlandı. Uçaklar en çok yurt dışına havalandı Bu yılın ocak ve şubat ayında Atatürk Havalimanı’nda iç hatlarda 21 bin 244, dış hatlarda ise 49 bin 415 olmak üzere toplam 70 bin 659 uçaklık trafik oluştu. Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan iniş ve kalkış yapan uçak sayısı, iç hatlarda 22 bin 534, dış hatlarda 12 bin 365 oldu. Söz konusu havalimanında, iki ayda 34 bin 899 uçuş trafiği yaşandı. İstanbul’daki iki havalimanından geçen yılın ocak ve şubat ayında 95 bin 539 uçak iniş ve kalkış yaparken, bu yıl sefer sayısı 105 bin 558 olarak kayıtlara geçti. Böylece bu yıl, geçen senenin aynı dönemine göre hava trafiğinde 10 bin 19 seferlik artış kaydedildi.


4

GÜNCEL

Arnavutköy Bülteni

103. Yıldönümünde Duygusal Anlar Yaşandı Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı 18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma ve Deniz Zaferi’nin 103. yıldönümünde düzenlenen programa katıldı.

H

adımköy Şehitliği’nde düzenlenen çelenk sunma programından sonra, Arnavutköy Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Çanakkale Şehitlerini Anma ve Deniz Zaferi” programına geçildi. Program, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Akşemsettin İmam Hatip Ortaokulu Konuşan Eller İşaret Dili Korusu da İstiklal Marşı okunurken, eşlik ettiler. Ayrıca Akşemsettin İmam Hatip Ortaokulu Konuşan Eller İşaret Dili Korusu Çanakkale Türküsü’nü işaret dili ile söyledi.

rafından sömürülen ülkelerin bağımsızlık fikrinin kuvvetlenmesine yardımcı olmuştur. Çanakkale Zaferi, Türk milletinin kaderini olumlu yönde değiştirmekle kalmayıp, dünya milletlerinin düşünce yapısının değişimine de büyük etki etmiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Çanakkale savaşlarında özellikle Anafartalar civarında askerleriyle verdiği üstün mücadele ve 276 kiloluk top mermisini sırtında taşıyan Seyit Onbaşı ve arkadaşlarının göstermiş olduğu kahramanlık, dünyada çok az

milletin gösterebileceği kahramanlık olduğunu ifade etti. Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu öğretmen ve öğrencilerinin hazırladığı “Çanakkale Geçilmez” adlı oratoryo seyirciler tarafından beğeni ile seyredildi. Program sonunda ise “Çanakkale Şehitlerini Anma ve Deniz Zaferi” etkinlikleri kapsamında ilçemizde düzenlenen resim, şiir ve kompozisyon yarışmasında dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi.

Günün anlam ve önemini belirten konuşmayı yapan Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu Müdürü Ümran Durmuş; 103.yıldönümünü kutlamanın ve mukaddes vatanımız için canlarını çekinmeden feda eden aziz şehitlerimizin Şehitler Günü’nü idrak etmenin büyük onurunu yaşamaktayız. Türk milletinin elde ettiği bu zafer, sadece kazanılmış bir savaş olarak görülmemeli, etkileri ve sonuçları itibariyle neler götürüp-getirdiğine iyi bakılmalıdır. Bilinmelidir ki! Bu zafer kolay elde edilmemiş, Türk milletinin Anadolu’daki varlığının devamı bu savaşın kazanılması ile mümkün olmuştur. Çanakkale Savaşları, maneviyatın maddiyatı yendiği yer olma özelliği ile dünya tarihi üzerinde de büyük etkilere neden olmuş, asırlardır Avrupalılar ta-

Düşmanlarımıza Karşı Güçlü Olmalıyız Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı, şehit ve gazi yakınları ile yemekli programda bir araya geldi.

18

Mart Çanakkale Şehitlerini Anma ve Deniz Zaferi’nin 103 yıldönümünde, Arnavutköy Belediyesi ve Arnavutköy Kaymakamlığı, şehit ailelerine yönelik yemekli bir program düzenledi.

Arnavutköy Belediyesi yeni kültür merkezinde düzenlenen programa; Arnavutköy İlçe Kaymakamı Kasım Fikret Dayıoğlu, Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı, Garnizon Komutanı Hava Savunma Kıdemli Albay Nurettin Saral Belediye Meclis Üyeleri ve daire amirleri katıldı. Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı şehit ve gazi yakınlarına konuşarak; “Çanakkale Savaşında ve devletimizin devamı, milletimizin birliğini sağlamak ve korumak adına diğer savaşlara katılıp

şehit olan askerlerimize rahmet diliyorum. Yine bu uğurda canları pahasına savaşmış ve gazi olmuş askerlerimize de sağlık ve sıhhat diliyorum” dedi. Çanakkale Savaşı, imkansızlığın olduğu bir dönemde kazanılan büyük bir zaferdir diyen Başkan Baltacı: “Şanlı tarihimizin birbirinden kıymetli zaferlerini; okullardan, sempozyumlardan ve kitaplardan öğreniyoruz. Karşımızda bulunan her yönden donanımlı olan bir düşmana karşı, imanımız, inancımız, azmimiz ve gayretimizle büyük bir galibiyet elde ettiğimizi görüyoruz. Çevremize baktığımız zaman o gün Çanakkale’ye nasıl geldilerse bugün de Suriye, Afganistan, Myammar, Filistin’e de böyle geldiler. İstikballerini nerede görüyorlarsa oraları acımazsızca yakan yıkan bu zihniyeti Çanakkale’den

tanıyoruz. Her yerde karşımıza çıkan ve bizi ne zaman güçsüz görseler karşımıza çıkacak bu katilleri tarihin derinliklerinden tanıyoruz. Tarihin her anından tanıdığımız bu düşmanlara karşı güçlü olmalıyız, kudretli olmalıyız her şeyden fazlası birbirimize sımsıkı sarılmalıyız” diye konuştu.


Arnavutköy Bülteni

GÜNCEL

5

Şehit Mezarlarına Karanfiller Bırakıldı 18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma ve Deniz Zaferi’nin 103. yıldönümü nedeniyle; Hadımköy Şehitliğine Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı tarafından çelenk sunuldu.

18

Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitler Günü’nün 103. yıldönümü dolayısıyla, Hadımköy Şehitlikteki anıta; Arnavutköy Kaymakamı Kasım Fikret Dayıoğlu, Garnizon Komutanı Hava Savunma Kıdem Albay Nurettin Saral ve Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı çelenk sundu. Hadımköy Şehitliği’ndeki anıta sunulan çelenklerden sonra Aziz Şehitlerimiz için saygı atışı, bir dakikalık saygı duruşu ardından da İstiklal Marşı okundu. Daha sonra Çanakkale Şehitlerimiz için dua edildi. Çelenk sunma töreninden sonra ise; Arnavutköy Kaymakamı Kasım Fikret Dayıoğlu, Garnizon Komutanı Hava Savunma Kıdem Albay Nurettin Saral ve Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı Hadımköy Şehitliği’nde yatan şehitlerimizin mezarlarına, karanfil bırakarak dualar ettiler.

Çocuk, Çalışmaya Engel Değil Kadın Kültür ve Sanat Merkezi eğitmenlerinden Didem Özcan, kucağındaki oğlu ile kursiyerlere Kur’an-ı Kerim dersi veriyor.

K

uran-ı Kerim Hocası Dilek Özcan 3 yıl önce doğum yaptı. Mesleğine devam etmek isteyen Özcan, oğlu bir yaşına geldiğinde mesleğine döndü. Özcan, oğlu Kağan Ali ile birlikte eğitim vermeye başladı. Bir yaşından itibaren annesi ile derslere gelen Kağan Ali, eğitmenlerin ve kursiyerlerin ilgi odağa oluyor.

Oğlumla 7/24 birlikteyiz 35 yaşında olan Kur’an-ı Kerim öğretmeni Didem Özcan 18 yaşımdan beri bu işin içerisinde olduğunu söyledi. Her kadının her şeyi başaracağına inandığını dile getiren Özcan: “Kadın isterse üstesinden gelemeyeceği hiçbir şey yok” dedi. Çoğu kadının bahanelerin arkasına saklandığını söyleyen Özcan, kendisinin bahanelerin arkasına saklanmadığını, hiçbir zaman da bahanelerin arkasına saklanmayacağını vurgulayarak şunları söyledi: “Çocuğumla çalışıyorum bu benim kendi seçimim bunun için başka seçenekler başka durumlar var ama ben bunu seçtim ve çocuğumla birlikteyim. 7/24 birlikteyiz. Bunun iyi yönleri de var zor yanları da var. Hanımlarla da çalıştığım için beni mazur görüyorlar. Çünkü bazen kriz anları sadece onunla ilgilenmem gereken anlar oluyor. 5 dakika müsaade istiyorum ve onunla ilgileniyorum. Onun haricinde artı yanları çok daha iyi. Çünkü ben çocuğuma çalışmanın değerini ve sevdiğin işin güzelliğini göstererek öğretiyorum. Anlatmayacağım ona çalışmanın güzelliğini o, görerek öğrenecek. Benim 2 tane oğlum var. Bir tanesi ilkokul öğrencisi onunla da aynı şekilde diyanette çalışırken ilgileniyordum. O okul çağına geldiğinde bayrağı Kağan Ali aldı. 2 senedir bana ayak uyduruyor. Ve her alanda her zaman her koşulda yol arkadaşım.”

“Tam Destek Oldular” Çocuğu olduğu için iş görüşmelerinde sıkıntı yaşadığını, iş görüşmelerine gittiğinde, ‘Çocuğu ne yapacaksın?’ gibi sorularla karşılaştığını belirten Özcan: “Kimi olumsuz anlamda eleştiriyor kimi de acıyor. Ben buradan o bana acıyanlara şunu söylemek istiyorum: Bana hiç acımasınlar, ben çocuğuma her şeyi göstererek öğretiyorum. Bunun yapılabilir olduğunu burada kanıtladığıma inanıyorum. Buranın müdiresi hiçbir zaman bana köstek olmadı. Hiçbir zaman eleştirmedi. Dost eli her zaman omuzumdaydı. Ben çocuğum var dediğimde ‘halledebiliyorsanız hocam sıkıntı yok’ dedi. Çok olumlu karşıladılar. Bu yüzden onlara teşekkür ediyorum. Toplum bilincinde bu şekilde çalışılmayacağı kanısı var. Ama bu böyle değil yapılabiliyor” şeklinde konuştu.

“Mesleğimize Hiç Ara Vermeden Devam Etmemiz Gerekiyor” Herkese fıtratına uygun meslek ya da zanaat verildiğini söyleyen Özcan: “Bu zanaat marangozluk olabilir, el işçiliği olabilir, öğreticilik olabilir. Herkesin bir zanaatı var. Bu zanaata mola verilmez . Nasıl yemek yemeye mola vermiyoruz. Kendi elimizdeki mesleğimize de hiç ara vermeden yapmamız gerekiyor. Çünkü o bizim kendi motivemiz oluyor. Hanımlar ara verdiklerinde motiveleri düşüyor, demoralize oluyor ve daha çabuk strese giriyorlar. Ben buraya geldiğimde hem kendi mesleğimi hem de sevdiğim mesleği icra ettiğim için kendimi motive etmiş oluyorum. Herkes kendi elindeki mesleği severek yapmalı diye düşünüyorum” diyerek sözlerini tamamladı.


6

GÜNCEL

Arnavutköy Bülteni

İmam Hatip Okulları Platformu Toplandı Arnavutköy Belediye Başkanı Ahmet Haşim Baltacı’nın katılımlarıyla Arnavutköy İmam Hatip Okulları Platformu ilçe koordinasyon toplantısı gerçekleştirildi.

T

ürkiye İmam Hatip Okulları Platformu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayesinde, İstanbul Millet Vekili Nurettin Nebati ve Bilal Erdoğan’ın öncülüğünde kuruldu. Zeynel Önal’ın Başkanlığı’nda hizmet veren platformda, İlim Yayma Cemiyeti/Vakfı, Ensar Vakfı, Önder, Türgev, Türkiye Gençlik Vakfı, Türkiye Diyanet Vakfı, KADEM ve İnsan Medeniyet Hareketi gibi vakıflar yer almaktadır. Türkiye’nin 81 vilayetinde kurulmuş olan platform, imam hatip okulları ve diğer okullardaki seçmeli İslami dersler hakkında çalışmalar yürütüyor.

“Dindar bir nesil bu ülkenin geleceğidir” Arnavutköy Belediyesi’nde gerçekleşen toplantıda Başkan Haşim Baltacı konuşma yaptı. Arnavutköy Belediye Başkanı Ahmet Haşim Baltacı, bu tür toplantıların geleceğe aynı zamanda ahirete yapılan bir yatırım olması nedeniyle çok ehemmiyetli olduğunu

vurgulayarak: “Hepimiz burada bu dert ile dertlendik. Neyi neden yaptığımızı iyi bilirsek, farkında olursak çok daha isabetli sonuçlar elde edebiliriz” dedi. Toplumun asırlardır bir temel hedefi olduğunu söyleyen Başkan Baltacı: “O temel hedef son zamanlarda da çokça zikrediliyor,‘i’la-yı kelimetullah.’ Bu bizim artık genlerimizde kanımızda olan damarlarımızda dolaşan bir hedef. Allah adını yüceltmek ve yükseltmek. Kul olan, yaratılmış olan herkesin vazifesidir. Böyle bir görevimiz var. ‘Emr-i bil maruf nehy-i anil münker’ yani iyiliği emretmek kötülükten uzaklaştırmak ta hepimizin görevidir. Aynı namaz kılmak, oruç tutumak, ibadet etmek gibi… İşe buradan baktığımızda imam hatip okullarının önemi buradan çıkıyor. İmam hatip okulları da böyle bir kaygı işle diriliş hareketi olarak ortaya çıktığını bilmeyenlerimiz yoktur. Dindar bir nesil bu ülkenin geleceğidir” ifadelerini kullandı.

“Amacımız imam hatip ruhunu yaşatmak” Koordinasyon Kurulu Arnavutköy Temsilcisi Mesut Yavuz İmam Hatip Okulları Platformunun amaç ve görevlerini şu sözlerle anlattı: “İmam Hatip Okulları Platformunun amacı; İmam hatip ruhunu yaşatarak, milli manevi ve ahlaki değerlere bağlı, kültürlü bir nesil yetiştirilmesi, imam hatip okullarının eğitim ve faaliyetlerinin değerlendirilmesi ile sorunlara çözüm getirilmesi ve yeni imam hatip okullarının kazandırılmasıdır. Platformun görevlerini de Türkiye’nin en küçük yerleşim biriminde dahi, imam hatip okullarının açılması gayret göstermek, çocukların yürüyerek gidebileceği şekilde, imam hatip ortaokullarının açılmasını sağlamak, okul binalarının yapılmasını teşvik etmek ve öğrenci yurtlarının yapılması konusunda destek olmaktır. İmam hatip haricindeki okullarımızda; Kur’an-ı Kerim, temel dini bilgiler ve Hz. Muhammed’in (sav) hayatı seçmeli derslerinin ağırlıklı olarak seçilmesi konusunda çalışma yapılmasıdır.”

İstiklal Marşı’nın Kabulünün 97’nci Yılı Kutlandı Şehit Demet Sezen Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, İstiklal Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü dolayısıyla program düzenledi. Programa Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı da katıldı.

Ş

ehit Demet Sezen Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, İstiklal Marşı’nın kabulünün 97. yıl dönümü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü dolayısıyla Arnavutköy Kültür Sanat Merkezi’nde etkinlik gerçekleştirdi. Arnavutköy Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen program; büyük devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk, İstiklal Şairimiz Mehmet Akif Ersoy ve tüm şehitlerimizin manevi huzurunda bir dakikadakika lık saygı duruşu ve akabinde İstiklal Marşı okunmasıyla başladı. Günün anlam ve önemini belirten bir konuşmayı

Şehit Demet Sezen Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Edebiyat Öğretmeni Emrah Ceylan yaptı. Edebiyat Öğretmeni Ceylan; Mehmet Akif Ersoy, Türk edebiyatı ve düşünce tarihinin kuşkusuz mümtaz şahsiyetlerinden biridir. Türkiye Cumhuriyeti’nin milli marşı olan İstiklal Marşı’nın güftekarı, Safahat şairi, Çanakkale’yi destanlaştıran şair, Vatan Şairi, ilim, fikir ve dava adamı, örnek bir insan, fikir ve edebiyat dünyamızda eşine az rastla rastlanan bir deha adamı olduğunu belirtti. Günün anlam ve önemini belirten konuşmalardan sonra Taşoluk Şehit Demet Sezen Mesleki ve Tek-

nik Anadolu Lisesi tarafından hazırlanan program; şiir dinletileri, Akif’in hayatı konulu kısa film gösterimi, İstiklal Marşı’nın ilk bestelerinin örneğinin dinletilmesi ile devam etti. Program sonunda ise; şiir, kompozisyon ve resim yarışmalarında dereceye giren öğrencilere ödülleri; Arnavutköy Kaymakamı Kasım Fikret Dayıoğlu, Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı, Garnizon Komutanı Hava Savunma Kıdemli Albay Nurettin Saral ve İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Dağ tarafından takdim edildi.


Arnavutköy Bülteni

GÜNCEL

7

Kadın Kültür ve Sanat Merkezi’nden Yaşlılara Ziyaret Arnavutköy Belediyesi Kadın Kültür ve Sanat Merkezi kursiyerleri, Yaşlılar Haftası nedeniyle Arnavutköy Belediyesi Yaşlı ve Engelli Merkezi’ni ziyaret etti.

Ü

lkemizde her yıl 18–24 Mart tarihleri arası ‘Yaşlılar Haftası’ olarak kutlanmaktadır. Her insan için değişik mana ve önem ifade eden yaşlılık, hayatın çok özel bir dönemidir. Yaşlılarımız dün ile bugün arasında köprü kuran, kültürümüzü ve değerlerimizi yarınlara taşımamızı sağlayan en değerli varlıklarımızdır. Yaşlılık dönemi itibar gerektirmektedir bu aynı zamanda bir minnet borcudur. Yaşlı bireylerin toplumla bütünleşmesi, daha aktif olması ve yaşama bağlı kılınmaları gerekir. Yaşlılar Haftası nedeniyle Arnavutköy Belediyesi Kadın Kültür ve Sanat Merkezi eğitmenleri ve kursiyerleri, Arnavutköy Belediyesi Yaşlı ve Engelli Merkezi’ni ziyaret etti. Etkinlik kapsamında Kadın Kültür ve Sanat Merkezi eğitmenleri ve kursiyerleri AYEM binasını gezerek birimler hakkında bilgi aldılar. Arnavutköy Belediyesi Başkan Yardımcısı Turgut Baran, Kadın Kültür Merkezi kursiyerleri ile birlikte ‘Yaşlılar Haftası’ münasebetiyle Yaşlı ve Engel-

li Merkezi’ni ziyaret ettiklerini dile getirerek şunları söyledi: “Burada hizmet alan yaşlılarımızla kursiyerlerimiz bir araya getirdik. Hem belediyemizin yaşlılara yaptıkları hizmetleri yakından görmeleri açısından hem de Kadın Kültür ve Sanat Merkezi kursiyerlerinin etraflarındaki insanları, kendi mahallesinde bulunan yaşlıları buraya kanalize etmesi ile alakalı bir yardımları olması açısından yararlı bir ziyaret oldu” dedi.

“Afrin’deki askerlerimiz için şapkalar ve bereler yapıyoruz” 16 yıldır Halk Eğitim Merkezi’nde Uğraş terapisi öğretmenliği yapan, 2 yıldır da AYEM’de gönüllü olarak çalışan Kader Saraslan, Kadın Kültür ve Sanat Merkezi’nin Yaşlılar Merkezi’ni ziyaretinden memnun olduğunu söyledi. Yaşlılar haftası nedeniyle Kadın Kültü Merkezi’nin ziyaretlerine geldiğini belirten Saraslan: “Burada yaşlılar ile birlikte uğraş terapisinde örgüler yapıyoruz. Çeşitli materyallerden işler yapıyoruz. Geri dönüşümler yapıyoruz. Yaptığımız örgüleri kimsesiz çocuklar yurtlarına veriyoruz. Sokak çocuklarına hediye ediyoruz. Bazı yaşlılarımızda kendi torunlarına yapıyor. Şimdi de Afrin’deki askerlerimiz için şapkalar ve bereler yapıyoruz. Bunun dışında yaşlılarımızı gezilere götürüyoruz. Yemeklere götürüyoruz. Onların bakımlarını yapıyoruz. Sağlık sorunları ile ilgili yardımcı oluyoruz” şeklinde konuştu.

“Çok ilgi gösteriyorlar” 62 yaşında emekli memur olan ve AYEM’den hizmet alan Saniye Akcan: “7 defa ameliyat oldum. Şikayetlerim nedeniyle AYEM’deki arkadaşlar yardımcı oldular bana. Çok teşekkür ediyorum onlara. Allah razı olsun. Sabahları evden alıp eve getiriyorlar. Akşamları burada ilgileniyorlar. Sevgiye ilgiye ihtiyacımız olduğu için çok ilgi gösteriyorlar. Çok teşekkür ediyorum AYEM’e” ifadelerini kullandı.


8

GÜNCEL

Arnavutköy Bülteni

Minik Öğrenciler Kütüphaneyle Tanıştı Minik öğrenciler, Kütüphane Haftası etkinlikleri kapsamında Arnavutköy Belediyesi Kadın Kültür ve Sanat Merkezi içerisinde bulunan kütüphaneyi ziyaret etti.

T

ürkiye’de 1964 yılından beri Mart ayında Kütüphanecilik Haftası ya da diğer adıyla Kütüphaneler Haftası kutlanır.

Kütüphaneler Haftasının amacı, öğrencilerde okuma alışkanlığını ve zevkini geliştirmek, kitap sevgisini artırmak, okuyucuların kitaplardan daha çok faydalanmalarını sağlamak, kütüphanelerde uyulması gereken kuralları öğretmek ve halkı kütüphanelerin gelişmesi için bilinçlendirmektir. Bu kapsamda Özel Saydam Yıldızlar Anaokulu öğrencileri Arnavutköy Belediyesi Kadın Kültür ve Sanat Merkezi içerisinde bulunan kütüphaneyi ziyaret etti. Özel Saydam Yıldızlar Anaokulu Öğretmeni Seçil Ünye, çocukların kitapları sevmesi ve kitaplar hakkında güzel bilgiler öğrenmesi için bu etkinliği gerçekleştirdiklerini belirterek: “Okulumuzda bunun hakkında çizgi filmler izledik. Kütüphane hakkında sohbet ettik. Kütüphanede uyulması gereken kuralları, kitaplara nasıl davranılması gerektiğini öğrettik.” şeklinde konuştu. Etkinlik çerçevesinde okuma bilmemelerine rağmen kitapları renklerine ve kokularına göre seçip inceleyen çocuklar doyasıya eğlendiler. Ayrıca öğrenciler öğretmenlerinden Kibritçi Kız Masalı’nı dinledi. Etkinlik sonunda öğrencilere Kadın Kültür ve Sanat Merkezi tarafından hediyeler verildi.

Şehit Lider Muhsin Yazıcıoğlu Arnavutköy’de Anıldı Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı, Şehit Lider Muhsin Yazıcıoğlu için düzenlenen anma etkinliğine katıldı.

B

üyük Birlik Partisi’nin Eski Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, 9 yıl önce Kahramanmaraş’ın Göksun ilçesi açıklarında helikopter kazasında hayatını kaybetti. Vefatı sonrası her yıl düzenlenen anma etkinlikleri ile ölümsüzleştirilen Şehit Lider Muhsin Yazıcıoğlu, Arnavutköy Sivaslılar Derneği’nin düzenlediği anma gününde bir kez daha yad edildi. Şehit Lider Muhsin Yazıcıoğlu anma günü için düzenlenen programa, Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı, Ak Parti İlçe Başkanı Mustafa Candaroğlu, Gazeteci Yazar Ahmet Çelik, STK başkanları ve çok sayıda vatandaş katıldı. Şehit Lider Muhsin Yazıcıoğlu anma gününde konuşma yapan Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı: “Bu dünya hayatı sınırlı, hepimizin değerleri var. Hepimiz bu değerler üzerinden hayatımızı sürdürüyor ve bu değerler üzerinden hayatımızı anlamlandırıyoruz. Geçmişte bedel ödeyen ve bu bedeli öderken zerrece düşünmeyen canını ve malını ortaya koyan gönül insanları var. Bu insanlardan biri de değerli büyüğümüz rahmetli Şehit Lider Muhsin Yazıcıoğlu’dur” dedi. Başkan Baltacı konuşmasına şöyle devam etti: “Burada bir şehadet almaya kalksak herhalde canı gönülden hepimiz rahmetli şehidimiz Muhsin Yazıcıoğlu için iyi bilirdik deriz. Çünkü bir insanı diğer insanların sevmesinin en büyük nedeni o insa-

nı Allah’ın sevmesidir. Sevgi zorla kalbe sokulmaz. Zorla bir insanı diğer insana sevdiremezsiniz. Ama bir insanı Allah sevdi mi? Allah o kulunu herkese sevdirir. İşte Muhsin Yazıcıoğlu, Allah’ın ve insanların sevdiğiydi.” diye konuştu. Şehit Lider Muhsin Yazıcıoğlu anma programı; Gazeteci Yazar Ahmet Çelik’in, Şehit Lider Muhsin Yazıcıoğlu ile ilgili konuşmasıyla sürdü. Program sonunda ise; Kur’an-ı Kerim okunarak, dualar edildi.


Arnavutköy Bülteni

GÜNCEL

9

Arnavutköy’de Okuma Yazma Seferberliği Başladı Arnavutköy Belediyesi Kadın Kültür ve Sanat Merkezi, “Okuma Yazma Seferberliği” başlattı. İlçede okuma yazma bilmeyen kadınlara yönelik başlatılan okuma yazma kursu, yoğun ilgi gördü.

A

rnavutköy Belediyesi tarafından hizmete açılan Kadın Kültür ve Sanat Merkezi, kadınların hayatlarına dokunarak, birçok çalışmaya öncelik ediyor. Her dönem açılan kurslar ile kadınların eğitim hayatlarında dönüm noktası olan Kadın Kültür ve Sanat Merkezi; son açtığı kurs ile Arnavutköy’de bir ilki gerçekleştiriyor. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Sayın Emine Erdoğan’ın başkanlığında Türkiye genelinde Okuryazarlık Seferberliği başlatılmasıyla beraber, bu seferberliğe kayıtsız kalmayan Kadın Kültür ve Sanat Merkezi, okuma yazma bilmeyen vatandaşların eğitimi için kurs açtı. 20 kişilik sınıflarda eğim alan öğrenciler 1. Kademe Okuma Yazma Eğitimini, müfredata uygun bir şekilde tamamlayacak. 167 kişinin ön kayıt yaptırdığı okur yazarlık kursunda, okuma yazma kurslarının sayısı kısa süre içerisinde artarak devam edecek.

aktif hale getirdik. Kurslarımızın devamlılığını sağlayarak; verimli ve kaliteli bir eğitim vermeyi hedefliyoruz. Okuma yazma kurslarımız 1’inci ve 2’nci kademe olarak uygulanıp, okuma yazma bilmeyen kadınlarımızın 1’inci Kademe Yetişkin Okuma Yazma Kursları’na katılmalarını sağlanarak, okuryazar hale getirilecek. İlkokul düzeyinde öğrenim görmelerini sağlayacak olan 2’nci Kademe Yetişkin Okuma Yazma Kursları’na ise gerekli yönlendirmeleri sağlayacağız. Bir ülkenin gelişmişliği ve büyüklüğü, eğitim kalitesi ve okuma yazma oranıyla ölçülüyorsa bizlerde ülkenin temel taşı olan eğitimin artırılması ve herkesin okuryazar konuma gelmesi için gerekli çalışmaları yapacağız. Bizden bu anlamda desteği-

ni esirgemeyen Arnavutköy Belediye Başkanı Sayın Ahmet Haşim Baltacı’ya teşekkür ederiz” diye konuştu.

“Yeni Harfler Öğrendikçe Mutlu Oluyorum” Okuma yazma bilmeyen herkesin kurslara katılması gerektiğini söyleyen Hava Sarı: “Yeni harfler öğrendikçe mutlu oluyorum. Kursa yeni başlayan biri olarak her harfte ayrı heyecanlanıyorum. Okuma yazma kursuna yeni başlıyoruz ve o kadar önemli ki okuryazar olmak, tüm kadınları bu kursa bekliyoruz. Çekinmesinler gelsinler. Ayrıca böyle bir imkanı tanındığı için başta Cumhurbaşkanımıza ve Belediye Başkanımıza teşekkür ediyorum” dedi.

Arnavutköy Belediyesi Kadın Kültür ve Sanat Akademisi Koordinatörü Damla Saygıvar: Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Sayın Emine Erdoğan önderliğinde başlatılan ‘Okuma Yazma Seferberliği’, Arnavutköy Kadın Kültür ve Sanat Merkezimizde büyük ilgi gördü. ‘Okuma Yazma Seferberliği’ ile ilgili çalışmalarımızı hızlı bir şekilde başlattık. 167 başvurunun olduğu kursumuzun alt yapısını oluşturduk. Gerekli çalışmaları ve koordinasyonu sağladıktan sonra kursumuzu

Öğrenciler, Down Sendromlu Çocuklarla Pizza Yaptı Şehit Demet Sezen Mesleki Ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri, Arnavutköy Belediyesi Yaşlı ve Engelli Merkezi’nde eğitim alan Down Sendromlu öğrencilere pizza yapmayı öğretti.

A

rnavutköy ilçesindeki Down Sendromlu kişilerin psiko-motor becerilerini geliştirmek, birbirleriyle ve çevre ile iletişimlerini güçlendirmek, hobilerini geliştirmek amacıyla AYEM’de eğitim alan down sendromlu öğrenciler ile ‘atölye çalışması’ gerçekleştirildi. Şehit Demet Sezen Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Yiyecek İçecek Hizmetleri alanı öğrencilerinin ‘Yemek Yapmak Aşktır, Kromozom Saymaz!’ sloganıyla başlatmış oldukları etkinliğe yoğun katılım sağlandı. Etkinlikte, öğrencilerin down sendromu hakkında bilinçlenmesi, sosyal sorumluluk duygusunun geliştirilmesi amaçlandı.

“Amacımız öğrencileri down sendromu hakkında bilinçlendirmek” Arnavutköy Belediyesi Yaşlı ve Engelli Merkezi’nde Uzman Klinik Psikolog olarak çalışan

Burak Akalın: “21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü sebebiyle AYEM olarak 15 tane down sendromlu öğrencimizi Şehit Demet Sezen Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ne getirdik. Burada atölye ortamında beraber pizza yaptık. Buradaki amacımız öğrencileri down sendromu hakkında bilinçlendirmek ve öğrencilerin sosyal sorumluluklarının artırılması” şeklinde konuştu.

“Bu etkinliği geleneksel bir hale getirmeyi düşünüyoruz” Şehit Demet Sezen Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Yiyecek İçecek Hizmetleri alan şefi Hüseyin Yallı, 21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü için bir araya geldiklerini dile getirerek şunları söyledi: “Eğitimde İyi Örnekler projesi kapsamında AYEM’de eğitim alan down Sendromlu öğrencilerle pizza yaptık. Öğrencilerimiz bu sayede Down Sendromlulara nasıl davranılması gerektiğini öğreniyor. Ayrıca öğrencilerimizin onlarla empa-

ti kurarak birlikte iş yapmalarını amaçlıyoruz. Geçen senede bu programı yapmıştık. Herkes etkinlikten memnun kalmıştı. Geçen sene kurabiyeler yapmıştık. Bu sene ise pizza yapıyoruz. Yapılışı kolay ve herkesin sevdiği bir yiyecek olduğu için pizza yapıyoruz. Bu etkinliği geleneksel bir hale getirmeyi düşünüyoruz.”

“Çok iyi geliyorlar bana” Şehit Demet Sezen Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Yiyecek İçecek Hizmetleri alanı 11/B sınıfı öğrencisi Aleyna Kateki, etkinlikten memnun olduğunu belirterek, “Bu insanlar bana çok samimi geliyor. İçime dönük bir insan olduğum için resmen içimi anlatıyor diyebilirim size. Çok samimiler çok sıcak kanlılar. Çok iyi geliyorlar bana” diye konuştu.


10

GÜNCEL

Arnavutköy Bülteni

Yaşlılar İçin Moral Günü Düzenlendi Arnavutköy Belediyesi hizmet verdiği yaşlı vatandaşları unutmayarak, moral günü düzenledi. Yaşlılar Haftası nedeniyle düzenlenen etkinliğe Arnavutköy Belediyesi Başkan Yardımcısı Dr. Kemal Aygenli de katıldı.

A

rnavutköy Belediyesi Yaşlı ve Engelli Merkezi, yılın her günü yaşlı vatandaşlara verdiği hizmetle adından söz ettiriyor. Evde bakımından gündüz bakımına kadar, kişisel bakımından meşguliyet zamanlarına kadar birçok alanda yaşlılara yardımcı olan AYEM, yaşlılar haftasında da hizmet verdiği vatandaşları unutmayarak, çeşitli etkinlikler düzenledi. Arnavutköy Belediyesi Kozlar Sosyal Tesislerinde düzenlenen yaşlılar haftası etkinliğine 80 vatandaş katıldı. Yemekle başlayan program, canlı müzik ile devam etti. Program akışında ise AYEM tarafından ihtiyaç sahibi vatandaşlara, tekerlekli sandalye verildi. Arnavutköy Belediyesi Yaşlı ve Engelli Gündüz Bakım ve Eğitim Merkezi, yaşlı ve engeli vatandaşların her zaman yanında olup; güler yüzlü personelleriyle de yaşlı ve engelli vatandaşlara, aile sıcaklığında bir ortam sağlıyor. Toplumsal dayanışmanın önemli göstergelerinden birini sergileyen Yaşlı ve Engelli Gündüz Bakım ve Eğitim Merkezi çalışanları, yaşlı ve engelli vatandaşların karşılaşabilecekleri tüm sorunların üste-

sinden gelebilmeleri için elinden geleni yapıyor.

“365 gün yaşlılarımızla beraberiz” Arnavutköy Belediye Başkan Yardımcısı Dr. Kemal Aygenli, Arnavutköy Belediyesi Yaşlı Ve Engelliler Merkezi olarak yaşlılara yıl içerisinde sürekli destek verdiklerini dile getirerek: “Yıl içerisinde yaşlılarımızla beraberiz, onlara bir aile sıcaklığı sağlamak bizim şiarımız. Çalışan arkadaşlarımızda bu düşünce de bu amaçla yaşlı vatandaşlarımızın her zaman yanında oluyor. Bugün sadece kutlama amacıyla buradayız ama AYEM olarak 365 gün biz yaşlılarımızla beraberiz, birlikteyiz onlara hem sevgi hem muhabbet sunuyoruz hem de ihtiyaçlarını karşılıyoruz. AYEM bunu çok güzel üstlenmiş bizlerde Allah’ın izniyle sonuna kadar da götüreceğiz” şeklinde konuştu.



12

OKUL KÖŞESİ

Arnavutköy Bülteni

İlkokulda Açılan İlk Sanat Atölyesi Suatlar İlkokulu açmış olduğu sanat atölyesi ile tasarım, maket, seramik ve üç boyutlu çalışmalar yaptırarak öğrencilerin hem kitaplarda öğrendiklerini uygulama imkanı bulmalarını hem de birlikte bir şeyler başarmış olma duygusunu tatmalarını hedefliyor.

A

rnavutköy Suatlar İlkokulu açmış olduğu sanat atölyesi ile bu anlamda bir ilke imza attı. İlkokulda açılan ilk sanat atölyesi olma özelliği taşıyan Suatlar İlkokulu sanat atölyesinde öğrencilerin yıl boyunca belli bir program çerçevesinde yaptıkları eserler sergileniyor. Suatlar İlkokulu Müdürü Fuat Özel, ilkokulda çocukların hayatı tanımaya başladığını belirterek sanat atölyesi açma amaçlarını şu sözlerle anlattı: “İlkokul, öğrencilere sevgi, saygı, dostluk, vefa, ekip çalışması, yardımlaşma, sorun çözme, vatan sevgisinin verildiği ilk yerdir. Maalesef eğitim sistemimizdeki sınav odaklı anlayış nedeniyle bu değerleri vermek yerine çocuklarımızı bilgi bombardımanına tutuyoruz. Bu da çocuklarda bıkkınlık ve onların okuldan soğumalarına neden oluyor. Biz de öğrencilerimizin okula severek ve isteyerek gelmeleri adına böyle bir projeyi başlattık. Çünkü bu projeyle öğrenciler klasik sınıf ortamından farklı bir ortama girdiler ve bu onların müthiş ilgisini çekti. Orada yapmış oldukları çalışmalarla bir şeyler üretmeleri onlarda güven ve başarma duygularının oluşmasına katkı sundu. Ayrıca atölye de yapılan tasarım, maket, seramik, üç boyutlu çalışmalarla öğrencilerimiz hem kitaplarda öğrendiklerini uygulama imkanı bulmuş oldular hem de birlikte bir şeyler başarmış olma duygusunu tattılar.”

“Severek yapılan her işte başarı elde edilir” Velilerden olumlu dönüşler aldıklarını söyleyen Özel, “Bazı velilerimiz öğrencisi hasta olduğu zamanlarda bile atölye dersi olduğu gün okula gelmek istediklerini belirtiyorlar. Dolayısıyla okula devam, öğrencileri akademik başarılarının da artmasına katkı sunuyor. Severek yapılan her işte başarı elde edilir. Öğrencilerin başarısız olması ya da okulu sevmemeleri onların değil, onlara uygun ortamlar hazırlamayan biz büyüklerin eksiğidir” şeklinde konuştu.


Arnavutköy Bülteni

OKUL KÖŞESİ

13

Doğaya Dönüşümlü El Yapımı Enstrümanlar Arnavutköy Malazgirt Ortaokulu müzik öğretmeni Duygu Elbir, öğrencilerine ‘Doğaya Dönüşümlü El Yapımı Enstrümanlar’ yaptırarak geri dönüşümün önemini ve çevre bilincini kazandırmaya çalışıyor.

İ

TÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’ndan mezun olan ve dünyaca ünlü perküsyon sanatçılarının workshop faaliyetlerine katılarak yurt içinde ve yurt dışında eğitimler alan Duygu Elbir, bu çalışmasıyla eğlenerek öğrenme ortamı oluşturmanın yanında çevreye duyarlı bireyler yetiştirmeyi hedefliyor. Öğrenciler, müzik derslerinde gerekli olan materyalleri sağlamak için özellikle plastik ve metal şişe kapaklarını değerlendirerek birbirinden farklı ritim enstrümanları tasarlıyor. Ayrıca tasarladıkları enstrümanlar ile ritim gurubu oluşturdular.

“Hedefimiz Müzikal ve Ritmik Zekalarına Katkıda Bulunmaktır” Müziği sevdirmek için; yaparak-yaşayarak, etkili ve kalıcı öğrenme ortamı amaçladığını dile getiren Elbir: “İyi davranışların alışkanlık haline gelebilmesini sağlamak için okul eğitimi önemli rol oynuyor ve burada en büyük model öğretmenler oluyor. Doğru eğitilmiş ve iyi alışkanlıklar kazanmış bir çocuk çevresini de eğitecektir. Okul kültüründe geri dönüşüme karşı geliştirecekleri olumlu tutum ve davranışlar, gelecekte çevreye değer veren, hayatının her döneminde geri dönüşümü uygulamış yetişkinler olmalarını sağlayacaktır. Bunların yanında diğer bir hedef, çocuklarımızın yaratıcılıklarını ve özgün düşünebilme becerilerini geliştirerek; müzikal ve ritmik zekalarına katkıda bulunmaktır” şeklinde konuştu.

“Çocuklara Daha Temiz Bir Dünya Sunmalıyız” Bu projenin sürdürülebilir olması bakımından oldukça değerli olduğunu belirten Elbir: “Çevremizden aldığımız olumlu tepkiler çalışmalarımızı daha da verimli kılıyor” dedi. Çocuklara daha temiz bir

dünya sunmanın önemini vurgulayan Elbir şunları söyledi: “Projemizin okulumuz ve ilçemiz adına olumlu örnek teşkil etmesi ve farkındalık oluşturacak olması bizi çok mutlu ediyor. Malazgirt Ortaokulu olarak sosyal duyarlılık ve çevre sorumluluğu taşıyan, doğaya saygılı nesiller yetiştirmek için var gücümüzle çalışmaya, temiz bir çevre için alınması gereken önlemlere destek olmaya devam edeceğiz.”

“Vereceğimiz Konser İçin Çok Heyecanlıyım” Malazgirt Ortaokulu 6’ncı sınıf öğrencisi Muhammet Emirhan Timurtaş, yaptıkları ritim çalgıları ile şarkılara eşlik etmenin çok eğlenceli olduğunu söyleyerek: “Grupta farklı fikirler paylaşıyoruz. Çöp sayısını azaltıyoruz” dedi. Öykü Kaya ise: “Benim için çok güzel bir deneyim oldu. İlk defa böyle bir grupta yer alıyorum. 23 Nisan’da okulumuzda vereceğimiz konser için çok heyecanlıyım” diye konuştu.


14

GÜNCEL

Arnavutköy Bülteni

8 Mart Dünya Kadınlar Günü programı, Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı’nın katılımıyla gerçekleştirildi. Yeni kültür merkezinde düzenlenen programda, ilk tiyatro gösterimi de sahnelendi.

Binler Duada Buluştu

8 Mart Dünya Kadınlar Günü programı, Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı’nın katılımıyla gerçekleştirildi. Yeni kültür merkezinde düzenlenen programda, ilk tiyatro gösterimi de sahnelendi.

A

rnavutköy’de yaşayan kadınlar anlamlı bir etkinliğe imza attı.Yüzlerce kadın Afrin’de görev alan Mehmetçik için dua programında buluştu. Arnavutköy Belediyesi ilçede yaşayan kadınları 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Afrin’deki Mehmetçikler için dua programında bir araya getirdi. Arnavutköy Belediyesi Yeni Kültür Merkezi’nde düzenlenen programa Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı da katıldı. Mehmetçik için hazırlanan barkovizyon gösterisi ile başlayan programda Kur’an-ı Kerim okundu ve Afrin’de görev alan askerler ve şehitler için dua edildi. Salonu tamamen dolduran kadınlar, yapılan dualara hep bir ağızdan ’amin’ dedi.

“Bir Vefa Duygusu Olarak Şehitlerimizi Andık” Dua programı hakkında konuşan Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı, savaş dönemlerinde önemli görevler yapmış kadınları gelecek nesillere aktarmayı görev edindiklerini belirtti. 8 Mart Dünya Kadınlar günü için bu tür bir programı uygun gördüklerini ifade eden Başkan Baltacı: “Biz Dünya Kadınlar Günü anısına bir program icra ederken, aslında bugün mücadele veren kahramanlarımızın arkalarındaki gerçek kahramanlar olan anneleri, eşleri ve kardeşleri mesafesinde olan hanımefendileri bu anlamda değerlendirerek, bir program yapmayı uygun gördük. Bugünkü program öncelikle bir vefa duygusu olarak şehitlerimizi anmak ve anlamak. Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı zamanında önemli görevler yapmış olan hanımefendileri, anneleri, şahsiyetli insanları anlamak ve gelecek nesillere anlatmayı da bir görev addettik” dedi.

den gelebileceğine inanıyorum. Sonuçta askeri de teröristi de yetiştiren kadınlarımız. Buradan çok güzel bir mesaj veriliyor. Bu tür programların yaygınlaşması bence daha güzel olacak” diye konuştu.

Dereceye giren Kadınlara Ödülleri Takdim Edildi Gençlik ve Spor Müdürlüğü tarafından düzenlenen 8 Mart Dünya Kadınlar günü yüzme yarışmasında dereceye giren kadınlar, ödüllerini Arnavutköy Belediye Başkanı Haşim Baltacı ve eşi Seda Baltacı’dan aldılar.

“Askeri De Teröristi De Yetiştiren Kadın” Programa katılan kadınlardan Nedime Tosuncuk da anneliğin önemine dikkat çekti. Etkinliklerin artmasını temenni eden Nedime Tosuncuk: “Çok güzel bir etkinlik olacağına inanıyoruz. Bu tür etkinlikleri daha çok kadınların yapabileceğini ve üstesin-

Yeni Tiyatro Salonunda, İlk Tiyatro Yüzlerce kadının katıldığı program tiyatro gösterimi ile devam etti. Şerife Bacı, Efe Ayşe ve Yirik Fatma’nın konu edildiği “Milli Mücadelenin Cesur ve Kayıp Kadınları” isimli tiyatro gösterisi büyük beğeni topladı.


Arnavutköy Bülteni

GÜNCEL

15

ARGEM Öğrencileri Rumeli Hisarı’nda Arnavutköy Belediyesi Gençlik ve Eğitim Merkezi öğrencileri, Rumeli Hisarı’nı gezdi.

A

rnavutköy Belediyesi tarafından ilçe gençliğine hizmet için faaliyete geçirilen Arnavutköy Gençlik ve Eğitim Merkezleri, birçok öğrencinin başarıya ulaştığı bir kurum oldu. Eğitim öğretim faaliyetlerinin yanı sıra öğrencilere yönelik tarihi geziler düzenleyen ARGEM, son olarak üniversite hazırlık öğrencilerini Rumeli Hisarı’na götürdü.

lar. Burada Türk tarihini öğreniyorlar. Fatih Sultan Mehmet’in yapmış olduğu ilk eserlerden birisi burasıdır. Bizim ilçemiz biraz İstanbul’un dışında kaldığı için gençlerimizin buralara kendi imkanları ile gelmeleri pek mümkün değil. Belediye olarak biz hem gençlerimizi buralara getirip rehber eşliğinde kendi tarihlerini anlatıyoruz hem de çocuklarımız burada gezerek sosyal etkinlik çerçevesinde derslerin stresinden uzaklaşıyorlar” dedi.

Üniversiteye hazırlanan öğrencelere yönelik düzenlenen gezide, öğrenciler hem stres attı hem de tarihini yakından öğrenme fırsatı buldu. ARGEM Şubelerinden kalkan otobüslerle sabah saatlerinde Rumeli Hisarına gelen öğrencileri, Hisarlar Müdürü Süleyman Faruk Göncüoğlu karşıladı. 85 öğrencinin katıldığı Rumeli Hisar gezisinde, Hisarlar Müdürü Süleyman Faruk Göncüoğlu öğrencileri hisarın yapılış amacı, yapım şekli ve hangi amaçlarla kullandığına dair bilgiler verdi.

139 Günde İnşa Edildi Fatih Sultan Mehmet Han’ın divanhanesinin Rumeli Hisarı’nda olduğunu dile getiren Hisarlar Müdürü Süleyman Faruk Göncüoğlu: “Rumeli Hisarı 139 günde inşa edildi. 15. yy içerisinde dünyanın en önemlim lojistik başarısı olarak, askeri okul derslerinde yer almıştır. 139 gün içerisinde sadece surların inşasını görmeyin. Bugün içerisinde surlar, mescit, hamamı, topların dökümü ve mahallenin kurulması da var. Rumeli Hisarı’nın inşasında kullanılan malzemenin tamamı dışardan getiriliyor. Buraya getirilen her türlü malzeme deniz yoluyla bu bölgeye taşınıyor. Bu taşıma işlemi çok kolay olmuyor. Ama Fatih Sultan Mehmet, Bizans içinde deniz kuvvetlerindeki yaşanan ayrışmayı fark edip çok iyi değerlendiriyor” diye konuştu. Tarihimiz hakkında çok bilgi sahibi olmadığımızı belirten Hisarlar Müdürü Göncüoğlu: “Rumeli Hisarı ve Anadolu Hisarı Osmanlı Devleti’nin İstanbul’da kendine has inşa ettiği ilk yapılardır. Buralar İstanbul’un ilk Türk Mahalleleridir. Fatih Sultan Mehmet Han’ın Divanhanesinden haberimiz yoktur ve buradadır. Kendi tarihimizden haberimiz yok, işte bilgiyi elde edemezsek,

“Gezilerimiz Devam Edecek”

tanımayız. Tanımazsak da sahiplenemeyiz. Bizim en büyük sorunumuzdur. Çok okumuyoruz. Okusak da başka kaynaklara bakmıyoruz. O yüzden de sahiplenemiyoruz. Aidiyet duygumuz oluşmuyor. Yani aidiyet duygumuzun oluşması için tanımamız, tanıdıktan sonra da sevmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu Öğrencilerin edindikleri bilgileri yerinde görmelerini amaçladıklarını ifade eden Arnavutköy Belediyesi Kültür Müdürü Mitat Yolcu ise: “Arnavutköy Belediyesi Kültür Müdürlüğüne bağlı gençlik merkezleri olarak orada eğitim gören gençlerimizin okumalar yaptıktan, yazarlarla, sanatçılarla buluşmasından sonra İstanbul’da geziler düzenliyoruz. Bu gezilerdeki amacımız kütüphane kulübü, felsefe kulübü, İstanbul okumaları kulübünde okumalar yapıp İstanbul ile ilgili bilgi edindikten sonra gençlerimizin edinmiş oldukları bilgileri tatbikatla yerinde görmelerini istiyoruz. Bunun için Ayasofya’ya, Süleymaniye’ye, Topkapı Sarayı’na ve Türk İslam Eserleri Müzesi’ne gençlerimizi götürürken, Rumeli Hisarı Müzesi’ne de gençlerimizi götürmeyi planladık. Bu amaçla çocuklarımız buraya geliyor-

Kültürel faaliyetler çerçevesinde öğrencileri tarihi gezilere götürdüklerini söyleyen ARGEM Tarih Öğretmeni Nurcan Çiçek: “Öğrencilerimizi sınav stresinden uzaklaşmaları ve bunu yaparken de tarihimizi yakından öğrenmelerini amaçlıyoruz. En önemli gezilerimizden birisi, Rumeli Hisarı gezisi. Burada tarihimizi görerek, yerinde öğreniyorlar. Bu gezimizden önce Topkapı Sarayı ve Kız Kulesi gezilerimiz de oldu. ARGEM olarak tarihi gezilerimiz devam edecek” diye belirtti.

Sınav Stresimizi Tarihi Geziler İle Atıyoruz Sınav stresinden kurtulmak için çok yararlı olduğunu ifade eden ARGEM öğrencisi Zeynep Akçakır ise: “Bu gezilerden çok memnunuz. Sınav stresini atmamız için çok yararlı oluyor. Belediye Başkanımıza da çok teşekkür ediyoruz. Daha önce hiç gelmemiştim. Tarihi öğrenme açısından görerek anladığımız için çok daha iyi oldu.” Bu gezileri düzenledikleri için belediye başkanına, öğretmenlerine ve müdürlerine teşekkürlerini sunan Onurhan Ergün ise: “Ben ilk başta Belediye Başkanımıza, müdürlerimize, öğretmenlerimize çok teşekkür ediyorum böyle bir gezi düzenlendiği için. ARGEM’i bize güzel bir şekilde sunan hocalarımız olsun, Belediye Başkanımız olsun böyle gezileri çok güzel değerlendiriyorlar. Üniversite sınavına gireceğiz. İnşallah da kazanacağız. “


16

SÖYLEŞİ

Arnavutköy Bülteni

Renklerin Suyla Dansı:

Ebru Sanatı Ebru Sanatı kağıt süsleme sanatlarının en önemlilerinden biri… Bütün Osmanlı sanatlarında olduğu gibi usta - çırak usulü ile öğrenilen ve sanatçının iradesi dışında birçok değişkenden etkilenen bir sanattır. Recep Cihan, renklerin suyla dansının yarattığı ahenk olarak tanımladığı ebru sanatını anlattı.

A

rnavutköy Belediyesi Sanat Merkezi Koordinatörü ve aynı zamanda Ebru Sanatçısı olan Recep Cihan, 1989 yılında Arnavutköy’de doğdu. Cihan, ilkokul ve ortaokulu Arnavutköy’de okudu. Liseyi ilçe dışında okuyup, lisans eğitimi için Sakarya Üniversitesi Tasarım Bölümüne gitti ve oradan mezun oldu. Cihan, şu anda İstanbul Üniversitesi’nde Kültürel Miras ve Sanat Tarihi bölümünü okuyor. Zorlu, emek isteyen, geri dönüşü olmayan, tekrarı olmayan ve çok değişkenli bir sanat olan ebru sanatı onun hayatına girdikten sonra onun için mutluluğun kapıları aralanıyor.

n a h i C p Rece

Ebru sanatı ile ilk nerede ve ne zaman tanıştınız? 2006 yılında Sakarya Üniversitesi kampüsünün bahçesinde otururken 2 tane kız kardeşin ebru sanatı ile ilgili sohbet ettiğine kulak misafiri oldum. Ebru sanatını icra edecek herhangi bir yerin olmadığı, bunu devam ettirmek için bir mekan gerektiğini konuşuyorlardı. Bende selam verip yanlarına oturdum. Dedim ki: “Size bir yer ayarlayabilirim. Tek şartım var bana bu sanatı öğreteceksiniz.” Kabul ettiler teklifimi. Ondan sonra onlara bir yer ayarladık belediye üzerinden. Küçük bir atölye tarzında diyebilirim. 2 kişinin masasını ve teknesini açıp kullanabileceği alandı. Onlarla beraber başladım.

Bu ilk etkileşimden sonra ebru sanatına nasıl başladınız? Teknenin ilk başına oturduğumda boyaları fırçaya çektiğimde suyun üzerinde boyala-

rın dağılışı beni çok etkiledi. Çünkü; sihir gibi inanılmaz bir olaydı benim için. Boyaların herhangi bir şekilde suyun dibine çökmemesi ve üzerinde istediğimiz işlemi yapabileceğimizi gördüm. Bu beni çok etkiledi. Bunun akabinde zaten su insanı rahatlatıyor. Ebru sanatıyla beraber suyun üzerine resim yapmak zaten mucizevi bir olay gibi geliyor bana. Psikolojik olarak da rahatlattığını hissettiğim andan itibaren bu sanatı daha çok sevmeye başladım. Bununla ilgili teknikleri, gerekli bilgileri araştırıp hatta kitaplar okuyup videolar izleyip bunun üzerine çeşitli ebru sanatçılarından bilgiler aldım. Bunun peşinden de uygulamaya başladım. Tabi hocalarımda vardı. Kendimi geliştirmek için de hem Türkiye’deki hem de yurt dışındaki ebru sanatçılarının yapmış olduğu eserleri incelemeye başladım.

Ebru sanatının size hissettirdikleri nelerdir? Ebru sanatı benim için sonsuzluğu ifade ediyor. Çünkü ebru sanatında kullanılan malzemenin tamamı yüzde yüz doğal. Herhangi bir


Arnavutköy Bülteni natsal malzemelerde hobi amaçlı birçok zeminlere alınabiliyor. Tabi kullanılan boyası tamamen değişiyor. Biz toprak boya kullanıyoruz kağıda alırken ama kumaşta kök boya kullanılıyor. Dünya genelinde de Türk ebrusunu tanıtmak amaçlı ebru severler ve ebru sanatçıları her sene Dünya Ebru Günü’nü kutluyor. Bu etkinlik çeşitli ülkelerde yapılıyor. Japonların ebrusu var. Onlarda çok daha farklı daha çok mürekkep tarzı bir boya kullanıyorlar ve normal saf su kullanıyorlar. İtalyanlar bu sanatla ilgileniyorlar. Asya ülkelerinde de bu sanat varlı-

SÖYLEŞİ

17

birbirini tamamlayan şeyler. Zaten ebru sanatının ortaya çıkması da Hüsn-ü hattan kaynaklanıyor. Hat yazısını daha çok ortaya çıkarabilmek için ebru sanatı bir yan dal olarak giriyor. Aslında ebru sanatı hat sanatının tamamlayıcısı… Ebrucular zemin yapar. Hattatlar üzerine yazı yazar. Bu sanatlar birleştirilerek çok şahane şeyler ortaya çıkabiliyor. Bizim kadın kültür merkezimizde tezhip ve minyatür kursumuz var. Sanat akademimizde de ebru kursumuz var.

Şu ana kadar açmış olduğunuz veya açacağınız sergi var mı?

kimyasal madde yok. Doğal bir malzemeden yapay bir şey çıkması, yanlış bir şey çıkması, kötü bir şey çıkması benim açımdan imkansız. Ebru sanatında bir ebru çeşidiyle 5 dakika en fazla 10 dakika uğraşırsınız. 10 dakika içerisinde istediğiniz daha doğrusu ebru teknesine yapmış olduğunuz eser karşınıza çıkıyor. Bu doğal olarak hem insanların gözüne hitap ediyor. Hem de ruhuna hitap ediyor. Çünkü diğer sanat dallarındaki gibi değil. Yani bir kara kalem, bir tezhip, bir minyatür ya da bir yağlı boya tablosu gibi değil. Beklentiyi karşılayabilmek için 2-3 dakika sizin için yeterli. Tabi bu beni ekstra cezbediyor. Çünkü hemen sonuca ulaşabiliyorum ve anında bir çerçevenin içine koyabilecek kadar elinde bir eser olmuş oluyor.

Ebru sanatına Arnavutköy’de, Türkiye’de ve Dünya’da nasıl bir ilgi var? Ebru sanatını Arnavutköy’de yapan sayısı herhalde bir elin parmak sayısını geçmez. Tam anlamıyla gerçekleştirenden bahsedersek şayet... Tabi bununla ilgili merak duyan hobi amaçlı ebru workshoplarına giden var. Ebru sanatına ilgi duyan insanların sayısının fazla olduğunu düşünüyorum. Bununla birlikte Arnavutköy’de şu anda yaklaşık 20’ye yakın ebru sanatı öğrencimiz var. Geleneksel Türk Ebrusu üzerine eğitim görüyorlar. Malzemelerin kullanımını ve ebru çeşitlerini öğrenecekler. Yaklaşık 4 ay oldu onlarla bu eğitime başlayalı. Ayrıca hala gelip kursa kayıt olmak isteyenler var. Türkiye geneline baktığımızda büyük üstatlarımız var. Ebru sanatı artık dünya genelinde de Türkiye çapında da çeşitli zeminlere alınabiliyor. Bu zeminler neler? Örneğin; Kağıt, ahşap, seramik, kumaş, tekstil ürünlerinde, sa-

Şu ana kadar kişisel bir sergi açmadım. Karma sergilere katıldım. Toplamda 5 sergide yer aldı eserlerim. Üzerinde yoğunlaştığım bir proje var. Akkase tekniği ile Osmanlı padişahlarının tamamının tuğrasının olacağı bir sergi hazırlığı yapıyorum. 22 Martta Beşiktaş’ta karma bir sergi olacak. Orada 4 tane eserim yer alacak. Şu anda ona odaklanmış durumdayım. 4 tane eserimi bitirip bir an önce teslim etmek istiyorum.

ğını devam ettiriyor. Dünya genelinde de ebru sanatına büyük bir ilgi var. Bu ilginin artarak devam ettiğini düşüyorum. Çünkü; artık sanat, ülkelerin sınırlarını aşan ve sosyal medya aralığıyla da dünyanın diğer ucundaki bir sanatseverin evine girebiliyor.

Ebru üzerine Hüsn-ü Hat yazısı, tezhip ve minyatür gibi diğer geleneksel sanatlarımızda işlenerek ortaya farklı eserler çıkarılıyor. Bu çalışmalar hakkında söylemek istedikleriniz var mı? Bu saydığınız sanatların tümü geleneksel ve

Son olarak ebru severlere bir mesajınız var mı? Ebru sanatı insanın ruhunu okşayan, rahatlatan aynı zamanda mutlu eden bir sanat… Sabırsız insanların yapabileceği bir şey değil. Çünkü ebru sabrı gerektiriyor. Hemen sonucu elde edebiliyoruz ama o sonucu elde edebilmek için sabırlı bir sürecin bitmesi gerekiyor. Ebru sanatını sevenlere şöyle bir şey söyleyebilirim: “ Daha çok sevin. Aşık olun. Aşk duyun… Vazgeçmeyin… Uğraşmaya devam edin. Sanattan insana zarar gelmez. İnsanları ince ruhlu, özgür ruhlu ve aynı zamanda sevecen yapar. Sanatı seven insan hiçbir canlıya zarar vermez.”


18

BİLİM VE TEKNOLOJİ

Arnavutköy Bülteni

Türk SİHA’ları İle İhracat Başarısı Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından son dönemde terörle mücadelede etkin olarak kullanılan Bayraktar TB2 İnsansız Hava Aracı (İHA) Sistemi’nde ilk ihracat başarısına imza atıldı.

T

SK ve Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından 2015’ten bu yana operasyonel olarak kullanılan, Fırat Kalkanı ve son olarak Zeytin Dalı Harekatı’ında görev alan Bayraktar TB2 İHA, yurt dışında da ilgi görüyor. Katar’da düzenlenen Doha Uluslararası Deniz Savunma Fuarı ve Konferansı’nda (DIMDEX 2018), Bayraktar TB2 İHA’nın ilk ihracatı da duyuruldu. Türkiye, sözleşmeyle ilk kez bu çapta bir milli hava aracı platformu ve yardımcı sisteminin ihracatını gerçekleştirecek. İhraç edilen ürünün İHA gibi havacılık teknolojisinin en ileri seviye uygulamalarından biri olması dolayısıyla da söz konusu ihracat önem taşıyor.

ve ekipmanı ile İHA eğitim simülatörü teslim edilecek. Ayrıca Katar Silahlı Kuvvetleri için İHA Harekat Merkezi ve milli olarak geliştirilen ağ tabanlı veri izleme ve arşivleme yazılım sistemi kurulumları yapılacak. Baykar mühendis ve eğitim kadrosu tarafından Katar Silahlı Kuvvetleri personeline Türkiye’de İHA pilot, faydalı yük ve bakım eğitimleri verilecek. Sonrasında yine Türk mühendis ve uçuş destek personelince Katar Silahlı Kuvvetlerine teslim edilen sistemlerin 2 yıllık lojistik ve teknik desteği sağlanacak.

Türkiye, Katar’a Eğitim ve Teknik Destek Sağlayacak

İlk Gelişmiş Hava Aracı İhracatı

Baykar ve Katar Silahlı Kuvvetleri arasında imzalanan sözleşme kapsamında 1 yıl içinde 6 Silahlı Bayraktar TB2 Hava Aracı (SİHA) Platformu, 3 yer kontrol istasyonu sistem

Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sözleşmeye yönelik 3 yıldan bu yana Katar Silahlı Kuvvetleri ile görüştüklerini söyledi. Milli ve özgün Bayraktar TB2 İHA Sistemi’nin ilk ihracat başarısına imza attıklarını vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti: “İmzaladığımız bu sözleşmeyle ülkemiz açısından da bu ölçekte yapılmış ilk gelişmiş hava aracı ihracatı gerçekleşmiş olacak. İHA gibi havacılık dünyasında geleceğin teknolojisi olan bir alanda milli sistemlerimizi ve teknolojilerimizi ihraç ediyor olmak önemli bir gelişme. Türkiye artık 2004’te başlattığı milli ve özgün üretim modelinin sonuçlarını hem kendi ihtiyaçları için hem de Katar gibi dost ve müttefik ülkelere yaptığı ihracatlarla almaya başladı. Katar yetkilileri bu kararı vermeden önce ABD, Avrupa, Çin gibi bu alanda atılım yapan ülkelerin teknolojilerini inceledi ve tercihini Türkiye’den yana kullandı. Ülkemizin bu alanda ulaştığı konumu göstermesi açısından memnuniyet verici bir durum.Vatanımıza ve milletimize hayırlı olsun.”

İlk Mühendisler Mezun Oldu Türkiye’nin ilk nükleer santral projesi Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde çalışmak üzere MEPhI nükleer enerji alanında eğitim gören Türk öğrencilerden 35’i mezun oldu.

A

kkuyu Nükleer A.Ş.’den yapılan açıklamaya göre, 6,5 yıllık eğitim programını tamamlayarak tez çalışmalarını başarıyla sunan 35 Türk öğrenci mezun oldu. Mezunlar, Türkiye’nin ilk nükleer güç santrali projesi olan Akkuyu NGS’de işe alınacak. Açıklamada görüşlerine yer verilen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Necati Yamaç, Rusya’daki nükleer enerji eğitimine talebin yüksek olduğunu belirterek, “İlk Türk nükleer uzmanlarının dünyanın ilk nükleer güç santralinin yapıldığı şehirde eğitim görmelerinin sembolik bir anlamı var. Aldıkları bu eğitimin sonrasında genç uzmanlarımız, Türkiye’nin ilk nükleer güç santralinin yapımında görev alacaklar. Öğrencilerimizin mezun olması, Akkuyu NGS projesinin gerçekleştirilmesine yönelik önemli bir aşamadır.” ifadesini kullandı. Rusya Devlet Nükleer Enerji Şirketi

Rosatom Genel Müdürü Alexey Likhachev de verilen eğitimin dünyadaki en iyi eğitim programlarından biri olduğunu ve nükleer enerji sektörünün pek çok ülkede dinamik şekilde gelişen alanlar arasında yer aldığını kaydetti.

Burgazada İlk Seyrine Çıktı Türk Deniz Kuvvetleri için hazırlanan MİLGEM Ada Sınıfı Korvet projesinin üçüncü gemisi Burgazada ilk seyrine çıktı.

S

avunma Sanayii’nde yeni gelişmeler devam ederken donanma için yapılan çalışmalardan haber geldi. Üçüncü Burgazada’nın haziran-eylül arasında teslimatı hedefleniyor. Türk Deniz Kuvvetleri modern sistemlerle donanmaya ve gücüne güç katmaya devam ediyor. MİLGEM Ada Sınıfı Korvet projesinin üçüncü gemisi Burgazada (F-513) ilk seyrine çıktı. Haziran-eylül arasında teslimatı hedefleniyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Burgazada korvetinin denize indirilmesi ve Kınalıada korvetinin ilk kaynak törenine katılmıştı. Törende açıklamalarda bulunan Erdoğan, “Artık biz kendi uçak gemimizi yapacak hale geleceğiz” ifadelerini kullanmıştı.


SAĞLIK

Arnavutköy Bülteni

19

Vücudumuz Susuz Kaldığında Neler Yaşarız Uzman Doktor Tülay Kadıoğlu, 22 Mart Dünya Su Günü’nde düzenli su tüketiminin önemi ve suyun sağlık üzerindeki etkileri hakkında bilgi verdi.

S

u tüketimi; böbrekler, kalp ve karaciğer başta olmak üzere bütün organlar için hayati önem taşıyor. Vücuda yeterli miktarda su alınmaması pek çok önemli sağlık sorununun yanında yorgunluk, dikkat güçlüğü ve hafıza bozuklukları gibi durumlara yol açabiliyor.

tısı yaşayanlar; dilimlenmiş meyve dilimleri veya havuç, kereviz gibi sebzelerde suyu tatlandırabilir. Çay, kahve gibi içecekler vücuttan su atımını artırdığı için suyun yerine konulmamalıdır.

Yorgunluğunuzun kaynağı su içmemek olabilir

Yeterli su tüketmemenin en önemli etkisi su ile beslenen böbreklerde görülmektedir. Vücutta oluşan üre, kreatin ve ürik asit gibi zararlı maddeler su ile seyreltilip böbreklerden atılır. Yeterli su miktarının olmaması idrar akımını yavaşlattığı için idrar yolu iltihapları ve böbrek taşları, ilerleyen durumlarda ise böbrek yetmezlikleri oluşabilmektedir.

Sağlıklı bir insan vücut ağırlığının erkeklerde %60’i, kadınlarda ise %50’si sudan oluşmaktadır. Bu oran yeni doğan bebekler için %70 seviyelerine çıkar. Beynin %95’i ve akciğerlerin de %90’ı sudur. Vücutta birbiri ile bağlantılı olan bütün sistemler suya ihtiyaç duyar ve yeterli su alamadığında görevlerini tam olarak yerine getiremez. Vücutta bulunan suyun %2 oranında azalması sonucu yorgunluk, dikkat eksikliği ve hafıza ile ilgili sorunlar ortaya çıkar. Gün boyu devam eden yorgunlukların en önemli kaynağı sıvı azalmasıdır.

Böbreklerinizi su ile koruyun

Su içmek için susamayı beklemeyin Başka içecekler suyun yerini tutmaz Hayati fonksiyonların sağlıklı bir şekilde yerine getirilebilmesi için yeterli miktarda suyun tüketilmesi gerekmektedir. Günde 8-9 bardak veya 2-2,5 litre su tüketmek vücudun su ihtiyacını karşılamaktadır. Suyun tadını sevmeyenler ya da mide bulan-

Yürüyüş İle Depresyondan Kurtulun

Gün içerisinde susamadan su içilmesi yeterli miktarda su alınmasına yardımcı olur. İdrar rengi gün içerisinde yeterli su içip içilmediği hakkında fikir verir. Koyu renk ve kıvamda bir idrar vücudun suya ihtiyacı olduğunun en önemli göstergesidir. İdeal su miktarının kişinin gün içerisinde yaptığı aktivitelere, hava sıcaklığına bağlı olarak dengelenmesi önerilmektedir.

Stres Çarkı Tehlikeli Ürünler Listesinde

Çağımızın en önemli rahatsızlıklarından biri olan depresyona, her yaş grubunda sıklıkla rastlanılıyor. Bu hastalıkla baş etmek ise oldukça zor ama imkansız değil.

Avrupa Birliği, çocuklar ve gençler tarafından büyük ilgi gören ‘stres çarkı’ olarak adlandırılan oyuncağı ‘tehlikeli ürünler’ listesine dahil etti.

K

Hızlı Uyarı Sistemi’nin yayımladığı ‘Gıda Dışı Tehlikeli Ürünler için Uyarı Sistemi: 2017’ raporunda, özellikle küçük pillerle donatılarak ışıklandırılan ‘stres çarklarının çocuk sağlığını tehdit ettiği belirtildi.Raporda, ‘stres çarklarında kullanılan yatay pillerin yutulması durumunda yemek borusu ve bağırsaklarda yanma olabileceği, oyuncağın kolaylıkla çıkarılabilen küçük parçalarının da tehdit teşkil ettiği uyarısında bulunuldu. Üye ülkelere konuya ilişkin bilgi paylaşımı yapıldığı aktarılan raporda, ‘Ulusal yetkililerin tehlikeli stres çarklarını tespit edip, sınırlardan girişini engellemeleri ve imha etmeleri için gerekli bilgi aktarımı hızlıca yapıldı’ ifadesi kullanıldı. Hızlı Uyarı Sistemi’nin 2017 yılında toplam 2 bin 201 ürün hakkında uyarı yaptığı belirtilirken, en fazla uyarı yapılan kategorilerin sırasıyla oyuncaklar, motorlu araçlar, tekstil ürünleri, elektrikli cihazlar ve çocuk bakımı ürünleri olduğu kaydedildi.

işinin yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen bu sorunla mücadelede uzman yardımı almak, sosyal hayattan kopmamak, egzersiz yapmak ve dostlarla sıkıntıları paylaşmak büyük önem taşıyor. Derin üzüntüler, stres, sıkıntı, yaşam şartları gibi birçok sorunun depresyona yol açabileceğini belirten uzmanlar göre de, her insanın hayatı boyunca karşılaşabileceği bu tür problemler ile başa çıkamadığı takdirde ruhsal sorunlar baş gösteriyor. Üzüntü ve keder halinin günlük aktiviteleri engelleyecek bir hal alarak uzun sürmesi ve işlevselliği bozması depresyon gelişiminin belirtisi olabiliyor. Depresyon tanısının koyulabilmesi için de kişideki bazı özelliklerin sorgulanması gerekiyor.

Bol Bol Yürüyüş Yapın Depresyon durumunda kişinin kendi başına çare aramaktan ya da kötü alışkanlıklardan kaçınması önem arz ediyor. Ruh sağlığını güçlendirmek için ise mümkün olduğunca sosyal olmak, dost bili-

nen kişilerle sorunların paylaşılması gerekiyor. Ruh sağlığı uzmanlarından kaçınmamak, bu konuda aile hekimlerine danışmak ve yardım almak da yine yapılması gerekenler arasında. Fiziksel aktivitenin, özellikle de tempolu yürüyüşün antidepresan etkisi gösterdiği de unutulmamalı. Akşam yemek öncesi gün batmadan yapılacak 30-40 dakikalık tempolu yürüyüşün uykuya geçişi kolaylaştırdığı biliniyor. Kafeinli içeceklerin tüketilmemesi ve alkolden uzak durulması faydalı olabilir. Ayrıca kişinin intihara eğilimi, bu tür düşünceleri varsa yakınları tarafından mutlaka bir uzmana yönlendirilmesi gerekir.

AB


20

RÖPORTAJ

Arnavutköy Bülteni

Karaburun Feneri

Işık Gücü Bakımından Dünya 3’üncüsü Bir burunda kurulu olan köy asıl şimdi bir Karadeniz köyüne benziyor; yamaçtaki evler, yokuşlar, uçurumlar… Aslında İstanbulluların da bu yeri tam olarak bildikleri söylenemez. Fakat burası maceracı bir kimliğe sahip olan yamaç paraşütçülerinin vazgeçilmez adresidir.

R

umeli Karaburun Tahlisiye istasyonunun hizmet verdiği fener, Karaburun eski kale ucunda yer alıyor. Görünüşte o kadar büyük görünmese de Fener ışık gücü bakımından dünyanın 3’üncü güçlü feneri. Fenerin ışık gücünü uzaklara yansıtması için kristal mercekler kullanılmış. Tavan ve yan cephelerde bulunan kristal aynaların yansımaları orta mercekte toplanarak güçlü bir ışık elde edilmiş. Şile fenerinden sonra Türkiye’nin ışığı en uzun erişime sahip feneri olarak biliniyor. Orijinal bakır kubbenin yanlarında yer alan yağmur suyu saçakları aslan kafaları ile süslenmiş. Yağışlı havalarda saçaklarda biriken sular, aslanların açıkağızlarından aşağı akıyor. Mercekler gündüz güneş ışığı yansımasından zarar görmesin diye de kristallerin üstü örtü ile kapatılıyor.

Yamaç Paraşütçülerinin Vazgeçilmez Adresi Fenerin denizden yüksekliği 54, kule yüksekliği 12 metre. Çakar fener 15 mil mesafe görünüme sahip. Bahçe içinde bulunan direk ve direğe gerili bulunan uzun halat, kötü hava şartlarında sığ zemine oturan bir gemi mahsur kalırsa, roket tarzı ip, geminin üzerinden aşacak şekilde atılıp bağlandıktan sonra, teleferik sistemiyle yolcular kurtarılıyor. Fenerin bulunduğu burun önceki yıllarda daha ilerdeymiş, liman yapımı için dinamitle patlatılan kayalar buradan alınıp kullanılmış. Kıyıdan deniz fenerine doğru veya fenerden aşağı bakanlar, burun çıkıntısının törpülenmiş yerlerini görebiliyorlar. Bu arada eski fener yerinin temel kaidesi kalıntıları da yeni fenerin biraz önünde olduğu fark ediliyor. Aslında İstanbulluların da bu yeri tam olarak bildikleri söylenemez. Fakat maceracı bir kimliğe sahip olan yamaç paraşütçülerinin vazgeçilmez adresidir. Karaburun sahili, Yeniköy’e kadar olup toplam mesafesi 5 kilometredir. Uzun bir plaja sahiptir, sahil şeridinin ucu Sarıyer’e kadar varmaktadır. Aynı zamanda yazları denize girmek isteyenlerin mavi bayrak ödüllü temiz bir suya sahip olan Karaburun Yeniköy sahili bu özelliği ile de ön plana çıkmaktadır.

“Karaburun Feneri’nin Daha Çok İlgi Görmesi Gerekiyor” Karaburun’da 35 yıldır işletmecilik yapan Sami Eti, Kendisinin ve babasının Şehremini doğumlu olduğunu, büyük dedelerinin Kırımlı olduğu-

nu söyledi. Arnavutköy’de 3 tane Kırım köyü olduğunu belirten Eti: “Bu köyler Sazlıbosna, İmrahor ve Haraççı’dır” dedi. Karaburun Feneri hakkında bilgi veren Eti şunları söyledi: “Karaburun Fenerini Fransızların yaptığı söylenir. 1826’da yapıldı. Fener görmek için gelenleri buraya almıyorlar. Buraya geliyorlar fotoğraf çekip gidiyorlar. Daha çok ilgi görmesi gerekiyor. Böyle şeylerin halka açılması lazım. Öcü mü burası? Bu kadar korunuyorsa korunma sebebi nedir? Silahlı bir yer değil ıvır zıvır bir yer değil. Sadece mühimmatları var. Tarihi eserlere sahip. Buraya turistler gelir, gezdirilir. Bizim Karaburun köyünün en kötü tarafı bu. Turistik bir yer yok. Turizmi gösterecek bir yer yok. Bir denizle bir fenerle olmuyor. Burada Osmanlı tarafından yapılmış bir camimiz var. Buranın turizm potansiyeli var bir şeylerin olması lazım. Buranın bakımları kıyı emniyeti tarafından yapılıyor. Benim bildiğim bu fenerin özel bir hikayesi yok. O dönemlerde fenerleri kurma kanununa göre yapılmış bütün sahillere. Yani uluslararası bir fener işi olmuş. Onlar kurmuşlar bırakmışlar. Taşımacılıkta, gemideki insanları kurtarmak, eğitim ile ilgili roket atımı için kullanılıyor burası. Fener artık Arnavutköy belediyesine amblem olmuş.”

“Karaburun Fener’i Uluslararası Bir Fener” 1934 yılında Karaburun köyünde doğan Bahattin Kurt, 28 yıldır emekli olduğunu belirterek: “Hala Allah’a şükür hayatımızı idame ettiriyoruz” dedi. Karaburun Feneri’nin memurlu bir fener olarak 1850 yılında Fransızlar tarafından yapıldığı ve Türklere teslim edildiğini vurgulayan Kurt: “Fener uluslararası bir fener. Camları çok kuvvetli ışık saçıyor boğazdaki fenerleri bazen görüntüsünü aksattığı için onları tekrar değiştirmişler. Onların ışık gücünü azalttılar. Bizim Türk elemanlar fenerde çalışmaktadır. Karaburun feneri bütün dünya gemilerinin seyir defterlerinde kayıtlıydı. Kaç saniyede bir çakar? O saniye gelirler. Boğazı kaybeden gemiler burada bakarlar o saniyeyi bulduğu zaman ‘Karaburun feneri’ derler. Ve rotalarını düzeltir ve boğazdan içeri girerlerdi. Bizim büyüklerimizden duyduğumuza göre; ilk defa Karaburun köyünde bu fenerin kuruluşu ile birlikte Karadeniz’den eleman getirmişler. Bunları çalıştırmak üzere ilk defa memur olarak atanmışlar. Ufak ufak yerleşmişler. Ardından tahlisiye kurtarma teşkilatı İngilizler tarafından teşekkül edilmiş. Ve bu arada o zamanki kurtarma ekibinin araç gereçleri yelken ve kürekti. Motor yoktu. Yardım isteyen personelleri almak kayıkla gidip kurtarıyorlarmış. Bu elemanlar tamamen Karadeniz eşrafından denizi iyi bilenlerden, onlarda buraya memur olarak girmişler. İngilizlerin yapmış olduğu teşkilatı onlar üstlenmiş. Ondan sonra o kuruluş hala daha tahlisiye diye devam etmektedir” şeklinde konuştu.


Arnavutköy Bülteni

ARNAVUTKÖY TARİHİ

21

Geçmişin Sesinden:

Hacı Mihaliç’den Hacı Maşlı’ya Denizin, yeşilin ve tabiatın ilçesi Arnavutköy aslında yaşayan bir tarih gibidir. Kültürel değerlere sahip köyleri ve Arnavutköy’ün dününe şahit olmuş insanları, ilçenin hatıralarını yarınlara taşıyan kültür elçileri gibidirler. Arnavutköy’ün eski köylerinden biri olan Hacımaşlı da söz konusu mühim yerlerden biridir.

A

rnavutköy tarihi için önemli bir yer olan Hacımaşlı köyü ismini nereden aldı biliyor musunuz? Bu ilginç hikaye İstanbul’un fethinden önceye dayanıyor. Hacımaşlı’nın eski isminin ‘Hacı Mihaliç’ olduğu ifade edilmektedir. Köyün eski muhtarlarından Yusuf Mümtaz Özkan’ın verdiği bilgilere göre bölgede Saraybosna’dan gelen Ahmet isimli bir kişinin çiftliği varmış. Çiftlikte Maşlı isminde bir çalışan bulunmaktaymış. Çiftliğin sahibi hacca gidince çiftliğin idaresini Maşlı’ya bırakmış. Hac dönüşü onu karşılamaya gelenler “Hoş geldin Hacı Ahmet Ağa” demişler. Hacı Ahmet ise “Ben Hacı değilim, gerçek hacı Maşlı’dır” demiş. Rivayete göre Hacı Ahmet Kabe’nin etrafında Maşlı’yı görmüş. Fakat onunla konuşamamış. Bu olaydan çok etkilenen Hacı Ahmet, asıl hacının Maşlı olduğunu söylemiştir. Hacımaşlı isminin buradan geldiği ifade edilmektedir.

“Dedem 25-30 Kilometre Uzaklıktaki Eyüp Sultan’a Atla Gidermiş” Celal Yüzüak da aile öyküsü üzerinden Hacımaşlı için şunları aktarmaktadır: “Babam, dedesini tanımıyordu, bilmiyordu fakat duyduğuna göre Zade Musa derlermiş, Çiftçizadeler derlermiş. Çok büyük çiftçiymiş. 7 çift öküz koşarmış, iki tane atı varmış. Biri Arap biri Doru. O zaman kahve, bakkal yok. Sabah iki saatte atla 25-30 kilometre giderek Eyüp Sultan’a gidermiş. Devlette isim yapan biriymiş. Çatalca’nın önde gelen insanlarındanmış. Devlet, o yıllarda Maliye’den para gelmeyince memurun maaşını ödemek için köy ağalarından altın para toplarlarmış. İlçeye para geldikten sonra ağalara paralarını geri iade ederlermiş.”

“Darağacına Asılmadan Önce Son İsteği Sultan Mahmut’u görmek” Celal Yüzüak 1850’lerde Hacımaşlı köyünün sakinlerinden olan Saraybosna’dan gelen Müftü Efendi’nin hikayesini şöyle anlatıyor: Babamın dedesi Kosovalı Mehmet Ağa, Müftü Efendi’yi çok severmiş. Müftü Bey buradan 300 dönüm toprak alıyor. O yıllarda babamın büyük dedesiyle Hicaz’a gidiyorlar. Müftü’nün Saraybosna’dan gelişi 1800’lerin başında oluyor. O yıllarda da

Hacımaşlı Köyü 1990’lardaki gibi Boşnaklar, Sırplar tarafından saldırıya uğruyor. Müftü Bey, Padişah Mahmut’a sormadan Saraybosna’da askeri müdahale yapıyor. Savaş kararını padişah değil, şeyhülislam veriyordu. Şeyhülislam, okuyor ve savaşa karar veriyor. Müftü, Topkapı Sarayı’na çağrılıyor. Kadı yargılıyor ve idamına karar veriliyor. Sultanahmet’teki darağacında asılmadan önce son isteği soruluyor. Son istek olarak Sultan Mahmut’u görmek istiyor. Padişah uyuyormuş ama uyandırmaya karar veriyorlar. Padişah gelince, anlattıkları ile affediliyor.”

“Fransız Cengâveri Öldüren Deli Arif, Paşa Oluyor” Eski dönemlerde Avrupa’dan Osmanlı Devleti’ne cengâverlerin geldiğini burada dövüş müsabakalarına katıldığını söyleyen Yüzüak, Fransız Cengaverin hikayesini şu sözlerle bizlere aktarıyor: “O zamanlar buranın adı Hacı Mihaliç; cengâverle olacak müsabakaların burada olacağı tellallar ile bildiriliyor. Köylerden gelen kalabalık toplanıyor. Fransız cengâveri kalkan, mızrak, kılıç ile atın üzerinde çıkıyor. Bizimkiler korkuyor ve kimse çıkamıyor. Müftü Efendi, kimse çıkmayınca padişaha ben çıkayım diyor. Padişah, ‘sen benim baş adamımsın’ diyerek olmaz diyor. Çiftlikte Deli Arif denilen biri varmış. Huzursuzluk çıkaran biri, ortamı bozuyor. O zaman bu çakmaklı tabancalar yeni çıkmış. Müftü Efendi, De-

li Arif’e ‘pistolu alıp sakla. Bir şey olursa kullanırsın’ diyor. Müsabaka başlıyor; Fransız cengâver, Deli Arif’in atının dizginlerine kılıçla vuruyor ve kesiyor. At kontrolden çıkıyor ve kaçmaya başlıyor, o da arkasından koşmaya başlıyor. Çiftlik ekibinden biri pistolu kullan diye bağırıyor. Deli Arif, pistolu alıyor ve Fransız’ı göğsünden vuruyor. Avrupalılar karşı çıkıyor ve ‘kabul etmeyiz’ diyorlar. ‘Atın dizginlerini vurmak da var mı?’ diyorlar ve böylece Deli Arif kazanmış sayılıyor. Fransız cengâveri ölüyor. Böylece Deli Arif Paşa oluyor.”

“Benim Çocukluğumda 15 Hane Vardı” Hacımaşlı’da ağalığın babasına geçtiğini belirten Yüzüak: “Zamanla babama ağalık geçti. 700 dönüm toprağı vardı. 7 kardeştik. Bana 50 dönüm yer düştü. Devletin aldığı yerler, tapusu olmayanlar ile böyle oldu. Toprak artık para ediyor. Köylüler, hayvancılıkla geçiniyor. İstanbul alınmadan önce üç yer vardı. İkitelli, Odayeri ve bizim Hacımaşlı Köyü. Köyün kuruluşunun yaklaşık 600 yıllık bir tarihi var. 4-5 hane ile kuruluyor. İsmini ise çiftliğe borçlu. Hacı İlyas isminde birinin çiftliğiymiş. Sonra Hacı Mihaliç olmuş, ondan sonra Hacımaşlı olmuş. 4-5 hane ile kurulmuş. Benim çocukluğumda 15 hane vardı. Şimdi gelenlerle birlikte 100-150 hane olmuştur” diyerek sözlerini tamamladı.

Tarihin ve kültürel değerlerin her millet için büyük bir önemi vardır. Arnavutköy’ün mühim tarihini okurlarımıza sunuyoruz. Bu eğitici bir o kadar keyifli yazı dizisi her ay Arnavutköy Bülteni’nde sizlerle. Kaynak: Geçmişin Sesinden Arnavutköy: Savaşın ve Göçün Çocukları kitabı, sayfa 28-31


22

DİNİ BİLGİLER

Arnavutköy Bülteni

İsrâ ve Mi’rac:

Mûcizevi Gece Yolculuğu ve Kulun Allah’a Yükselişi Abdullah (b. Mes’ûd) şöyle demiştir: “İsrâ olayı gerçekleştiğinde Resûlullah’a (sav) üç şey verilmiştir: Beş vakit namaz ve Bakara sûresinin son âyetleri verilmiş, ümmetinden Allah’a şirk koşmayanların büyük günahları mağfiret olunmuştur.” (M431 Müslim, Îmân, 279)

M

ekke’de bunalan Hz. Peygamber’i yolculuğa hazırlamak için Cebrail geldi. Hz. Muhammed’e merkepten büyük, katırdan küçük, Burak adı verilen beyaz bir binek getirildi. Burak, adımını gözünün gördüğü son noktaya basmaktaydı. Mescid-i Harâm’dan Burak’la başlayan kutsal yolculukta, Hz. Peygamber Beytü’lMakdis’e gelip orada iki rekât namaz kıldı. Sonra kendisine birinde şarap diğerinde süt olan iki bardak getirildi. Resûlullah onlara baktı ve sütü aldı. Bunun üzerine Cibrîl, ‘Seni fıtrata (insan tabiatına) uygun olanı almaya yönlendiren Allah’a hamdolsun. Eğer şarabı alsaydın ümmetin azgınlaşırdı.’ dedi.” “O bir nur, O’nu nasıl göreyim!” Beytü’l-Makdis’e kadar olan ve Kur’an’da gece yürüyüşü anlamına gelen “İsrâ” kelimesiyle karşılanan yolculuk, semaya yükselişle yani “Mi’rac” ile devam etti. Yine Allah Resûlü yedi kat semanın her katında, peygamberlerden biriyle buluştu. Bu buluşmalar, hem şahsı ve hem de davet taktiği açısından, ifadeye dökülenlerden daha fazla anlam içermektedir. Zira yaşanan bu tecrübe, Allah’tan vahiy alan peygamberlerin, görevi açısından birlik-

teliğini ortaya koymakta; dolayısıyla müntesiplerini asgarî müşterekte birleştirmeyi hedeflemektedir. Bu yolculuğun sonunda Hz. Peygamber, mânâ âleminde Yüce Allah’ın huzuruna çıkmış; O’ndan bazı emirler almış ve birtakım ödüllerle de huzurdan ayrılmıştır. Allah Resûlü, zaman ve mekândan münezzeh olan Rabbi ile buluşmayı insanın idrakine sunarken de şüphesiz dilin imkânlarını kullanmıştır. Bunu insanî eylemlerle karıştırmamak gerekmektedir. Sadece zaman ve mekânla iliştirildiği takdirde anlama imkânı bulunan insana, anlatmanın bir aracı olarak yani idraki kolaylaştırmak için söz konusu figürlere başvurulmuştur. Nitekim Ebû Zer, Resûlullah’a, “Rabbini gördün mü?” diye sormuş, Hz. Peygamber de, “O bir nur, O’nu nasıl göreyim!” buyurmuştur. Huzura çıkan Elçisi’nin Rabbini görüp görmediği merak edilmeye ve tartışılmaya başlanınca, Hz. Âişe, “Her kim Muhammed Rabbini gördü derse yalan söylemiştir. Zira Allah, ‘Gözler O’nu göremez...’ buyurmaktadır.” açıklamasını yapmıştır. “O gönderildi mi?” Rivayetlerdeki anlatıma göre insanlığın atası Hz. Âdem’le birinci kat semada karşılaşılır. Cebra-

il Hz. Peygamber’le birlikte huzura vardığında, yanındakinin kim olduğu sorulur. Cebrail, “Muhammed” cevabını verdiğinde, “O gönderildi mi?” diye sorar Hz. Âdem ve farklı katlarda karşılaştığı diğer peygamberler. O soru ve verilen cevap, Hz. Âdem’le başlayan nübüvvet geleneğine dikkat çekmekte, öte yandan hem melekût âleminde hem de insanlardaki beklentiye vurgu yapmaktadır. “O gönderildi mi?” Bu, önemli bir sorudur. Zira Son Peygamber’e atıfta bulunduğu gibi kıyametin yaklaştığına da dikkatleri çekmektedir. Nitekim karşılaşılan peygamberlerden Hz. İbrâhim, Hz. Musa ve Hz. İsa ile kıyamet hakkında müzakereler yapmışlardır. Namaz Müminin Mi’racıdır Evet, Mi’rac bir yükseliştir... Kulun Allah nezdinde yükselişi... Kullar bu yükselişi hiç şüphesiz O’nun razı olacağı bir hayat ile gerçekleştirirler. İhlas ile, takva ile, ibadet ve taat ile... Bilhassa da namaz ile. Zira namaz müminin mi’racıdır. KAYNAKÇA Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ‘Hadislerle İslam’ kitabının 7. cildinden alınmıştır.


Arnavutköy Bülteni

SPOR

23

Koral Erdeniz’den 3 Madalya Birden Türkiye Özel Sporcular Federasyonu tarafından Antalya’da düzenlenen Türkiye Yüzme Şampiyonasında Arnavutköy Belediyesi yüzme takımı, özel yüzme sporcusu Koral Erdeniz girdiği 6 yarışta, 2 gümüş ve 1 bronz madalya kazandı.

M

erhum Ekrem Zop adına düzenlenen 1’inci bölge ve 2’nci bölge şampiyonası Antalya Muratpaşa Belediyesi Süleyman Evcimen olimpik yüzme havuzunda gerçekleştirildi. Otizm Mental 16-21 yaş kategorisinde havuza giren Erdeniz, 100 metre sırt üstü yarışında 1.56.06’lık derecesi ile Türkiye üçüncüsü olarak bronz madalya kazandı. Günün ikinci yarışında 200 metre serbest stilde mücadele eden Koray Erdeniz, 3.09.30 derece ile Türkiye ikincisi oldu. Koral Erdeniz İkinci günün yarışında 200 metre kelebek yarışında mücadele etti. Rakibini bir an olsun bırakmayan Erdeniz, ilk çeyrekte ve üçüncü çeyrekte öne geçti. Son 50 metrede rakibine birinciliği kaptıran Erdeniz, yarışı ikinci sırada tamamlayarak gümüş madalya kazandı. Koral Erdeniz, Türkiye Özel Sporcular Federasyonu Başkanı Birol Aydın ile bir araya gelerek fotoğraf çektirdi. Koral Erdeniz’i yakından takip ettiğini dile getiren Federasyon Başkanı Birol Aydın özel sporculara verdikleri destekten dolayı Arnavutköy Belediye başkanı Haşim Baltacı’ya teşekkür etti.

U-15 Takımı Şampiyon Oldu U-15 B ligi 3’üncü grupta mücadele eden Arnavutköy Belediye Spor ligin bitimine 2 hafta kala şampiyonluğunu ilan etti.

İ

stanbul Balkan Spor ve Sultan Murat Spor takımları ile başa baş süren şampiyonluk yarışını 9 puan farkla önde bitiren Arnavutköy Belediye Spor U-15 takımı, bitime iki hafta kala Sultan Murat spor karşısında elde ettiği 2-1’lik galibiyet ile matematiksel olarak şampiyonluğunu ilan etti. Sefaköy Kartal stadında oynanan bu önemli karşılaşmada ilk dakikada bulduğu golle 1-0 öne geçen Arnavutköy Belediye Spor fark yapacağı karşılaşmada atamadıklarıyla dikkat çekti.

Sayısız fırsatı cömertçe harcayan Arnavutköy Belediye Spor, ikinci yarı sonlarına doğru bulduğu gol ile farkı ikiye çıkardı. Karşılaşma bu skorla biter dediğimiz son anlarda ani gelişen ev sahibi atağı golle sonuçlandı ceza sahasında ani gelişen Sultan Murat atağında karambolde gol bulunca fark bire indi ve skor 1-2 oldu. Kalan dakikalarda başka gol olmayınca sahadan galip ayrılan Arnavutköy Belediye Spor matematiksel olarak şampiyonluğunu ilan etti. Şampiyon Arnavutköy Belediye Spor U-15 ta-

kımına ilk tebrik Aranvutköy Belediye Başkan yardımcısı aynı zamanda kulüp başkanı Turgut Baran’dan geldi. Futbolcuları ve teknik ekibi tebrik eden Başkan Baran: “Takımımızın önümüzdeki sezon Türkiye şampiyonalarında A liginde mücadele edecek olması çok güzel. B liginde mücadele edecek takımımız kalmadı hepsinin A liginde olması ayrı bir heyecan katacaktır diyerek U-15 takımına başarılar diledi.


24

KÜLTÜR SANAT AJANDASI

Arnavutköy Bülteni

Oflu Hoca Trakya’da Vizyon Tarihi Yönetmen Oyuncular Tür Ülke

: 13 Nisan 2018 : Adem Kılıç, Serkan Karaarslan : Çetin Altay, Gökhan Yıkılkan, Gülhan Tekin : Komedi : Türkiye

Doğanspor futbol kulübünün başkanlığını yapan Oflu Hoca, yeni transfer peşindedir. Genç yetenek Hayati’yi gözüne kestiren Oflu Hoca, onu transfer etmek için Lüleburgaz’a gider. Bu sırada Lüleburgaz’da hapishanede yatan

Haspi adındaki bir adam tahliye olur. Haspi, tamamen farklı karakterde biri olsa da Oflu Hoca’ya ikizi kadar benzemektedir. Haspi’nin hapisten çıkması Oflu Hoca’nın Lüleburgaz’daki günlerini kabusa çevirir.

Vallahi Hortladı Vizyon Tarihi Yönetmen Oyuncular Tür Ülke

: 20 Nisan 2018 : Volkan Adıyaman : Nuri Alço, Doğa Konakoğlu, Hasan Yalnızoğlu : Komedi : Türkiye

Nam-Sis adında, milattan önce 2600’lü yıllarda yaşayan ve bin yılda bir hortlayan bir kraldır. Nam-Sis ve karsının sonsuza kadar dünyada yaşamasının tek yolu vardır; o da 14 tane özgür ruha sahip olması gerekir. Kral, karısı ve kendisini kurtarmak için 14 kişi-

nin peşine düşmeye karar verir. NamSis’in peşine düştüğü 14 kişi, kendilerini kralın azabından kurtarmak için yıllardır her şeye tövbe etmiş, insanlara şifa dağıtan Nuri hocadan yardım ister ve Nam-Sis’i mezarına geri göndermeye çalışır.

Dua Et Kardeşiz Vizyon Tarihi Yönetmen Oyuncular Tür Ülke

: 6 Nisan 2018 : Hamza Yaman : Ayhan Taş, Başak Akbay, Murat Ercanlı, Ahmet Dursun : Komedi : Türkiye

Varlıklı bir ailenin ferdi olan Tuğrul arazilerinden yol geçeceğini öğrenir. Ailesiyle bu durumu paylaştıktan sonra annesi, küçük oğlu Ömer’i arar. Apar topar memlekete gelen Ömer, bu yolun illegal bir biçimde arazilerinden geç-

tiğini öğrenir. Durum üzerine bütün her şeyi ortaya çıkarmak için elinden geleni yapmaya başlar.

Avengers: Sonsuzluk Savaşı Vizyon Tarihi Yönetmen Oyuncular Tür Ülke

: 27 Nisan 2018 : Joe Russo, Anthony Russo : Robert Downey Jr., Chris Hemsworth, Mark Ruffalo : Bilimkurgu, Aksiyon : ABD

Kaptan Amerika ve Iron Man’in arasında yaşanan olayların ardından bölünen kahramanlarımız, birbirlerinden uzaklara savrulurlar. Hepsi kendi yandaşlarıyla dünyayı korumaya çalışmaktadır. Ancak dünyanın kaderi bir kez daha tehlikeye girer. Sınırsız bir güç kaynağı olan sonsuzluk taşlarının peşine dü-

şen Thanos, dünyanın gördüğü en büyük tehdittir. İnsanlığın kaderi bir kez daha, insanlık için savaşmaya ant içmiş kahramanlarımız elindedir. Hiçbir süper kahramanın tek başına yenemeyeceği büyüklükteki bu tehdit için ekipler birleşmeli ve tehdide tüm güçleriyle karşı koymalıdır...

Rampage: Büyük Yıkım Vizyon Tarihi Yönetmen Oyuncular Tür Ülke

: 13 Nisan 2018 : Brad Peyton : Dwayne Johnson, Naomie Harris, Malin Åkerman : Macera, Aksiyon : ABD

İnsanları kendinden uzak tutan bir Primatolog olan Davis Okoye, doğumundan beri bakımıyla ilgilendiği oldukça zeki bir goril ile arasında inanılmaz bir bağ kurar. Oldukça nazik olan maymun, uygulanan yanlış bir deney sonucu korkunç bir canavara dönüşür. Konu ile ilgili araştırma yapıldıkça, benzer şekil-

de dönüştürülmüş bir çok yırtıcı hayvan keşfedilir. Davis, küresel bir afetin oluşmasını engellemek, genetiği değiştirilmiş hayvanları kurtarmak için, gözden düşmüş bir genetik mühendisi ile birlikte harekete geçer. Aynı isimli bir video oyunundan uyarlanan filmin yönetmen koltuğunda Brad Peyton oturuyor.

AİLECEK ŞAŞKINIZ

Beyazperde.com/Hande Kara

Televizyonda İşler Güçler ve Kardeş Payı gibi daha cüretkar işlerini izlediğimiz, beyaz perdede ise şimdiye kadar çok fazla risk almak istemeyen Selçuk Aydemir’in yeni filmi Ailecek Şaşkınız için, yönetmenin İşler Güçler’e en yakın tondaki filmi denilebilir. Ahmet Kural ve Murat Cemcir ikilisini televizyon izleyicisinin de sinema izleyicisinin de sevdiği bir gerçek. Bu ikilinin yanına bir de Cengiz Bozkurt gibi son dönemin sevilen oyuncularından biri eklenince ortaya izlemesi gerecekten keyifli bir komedi filmi çıkmış. Ailecek Şaşkınız, Çalgı Çengi ve Düğün Dernek’in aksine çok daha şehirli bir film. Bu kez Bursa dolaylarındayız. Mudanya, Trilye ve Nilüfer’de yapılan çekimlerle, Bursa’da yaşayan zengin bir ailenin işkolik oğlu Ferhat ve onun çocukluk arkadaşı, sağ kolu Gökhan’ın maceralarını izliyoruz. Ferhat babasının emekliye ayrılmasının ardından inşaat şirketlerinin başına geçer ve şirketi kendi yöntemleri ile yönetmeye başlar. Önceliği para ve iş disiplini olan Ferhat, başta babası olmak üzere tüm çalışanlarını çileden çıkarırken, birkaç tesadüf onu pamuk gibi bir adam haline getirecek olan Komiser Elif ile tanıştırır ve bir anda hayatının öncelikleri değişir. Bir komedi filmi için gerekli tüm ögeleri barındıran Ailecek Şaşkınız’da yönetmen Selçuk Aydemir yine diyalog kullanımını ön plana alarak, hikayeyi biraz arka plana atıyor. Ancak bu kez küfür kullanımı minimumda diyebiliriz. Bu durum da önceki filmler gibi 13 yaş altı izleyici kitlesinin aile eşliğinde izleme zorunluluğunu kaldırmış ve 7+ izleyici kitlesi için uygundur ibaresi almasını sağlamış gibi görünüyor. Selçuk Aydemir bu kez şehirli bir hikaye anlatıyor bize ve Ahmet Kural ile Murat Cemcir’in yanına Cengiz Bozkurt’u koyarak filmin en başarılı hamlesini yapıyor. Zira Cengiz Bozkurt’un kızına hayırlı bir kısmet arayan, ileri görüşlü baba tiplemesi filmin en öne çıkan ve en başarılı oynanan karakteri. Zaman zaman sadece Bozkurt’un mimiklerine bile gülebilirsiniz. Filmin diğer oyuncu kadrosuna baktığımızda, esas kız rolünde Saadet Işıl Aksoy’un ismini görüyoruz. Aksoy’un her zamanki gibi temiz bir oyunu var ama nedense benim hep mesafeli yaklaştığım bir isim kendisi. Filmin geneline yansıyan ve bir süre sonra rahatsız etmeye başlayan müzik kullanımına da değinmeden geçme istemiyorum. Filmde yerli yersiz kullanılan müzikler bir süre sonra kulak tırmalamaya başlıyor. Bir de kimi hayvanseverlerin tepkisini çekebilecek, boyalı inekler ve at mevzusu var tabii, keşke onlar hiç olmasaydı. Her şeye rağmen ailece keyifli bir komedi filmi izlemek isterseniz, Ailecek Şaşkınız salonlarda sizi bekliyor.


KİTAPLAR

Arnavutköy Bülteni

25

Mutluluk ve Başarı Yolları Yazar Baskı Tarihi Yayınevi Tür

BEŞ ŞEHİR

Metin Yıldız/kitapveyorum.com

Naif, zarif, kibar ve güzelliklerle dolu bir Türkçe ile anlatılan, beş şehrin öyküsü. Okuduğum ilk Ahmet Hamdi Tanpınar eseri Beş Şehir, etkileyici bir anlatıma sahip. Az biraz uzun zamanda okunmamın nedeni ise en son şehir olan İstanbul’da beklentimden çok daha ağır bir ilerleme olmasıdır. Diğer şehirlerde akıcı bir biçimde okunan kitap, bir anda trafiği gibi yavaşlattı beni. Zaten kitabın yarısı İstanbul. Anlatımına hayran kalmamak mümkün değil inanın. O kadar zarif bir Türkçe kullanıyor ki Ahmet Hamdi Tanpınar, bunca zamandır duyduğum Türkçe ise bu Türkçe nedir? Diye düşünüyorsunuz. Özellikle günümüzde dilimizin yitip gittiğini de göz önünde bulundurursak, böylesi bir güzel Türkçe ile yazılmış eserin özellikle genç kuşak tarafından okunması şart gibi görünüyor. Fakat bizim gençlerimiz böylesi eşsiz eserler yerine, kötü çocuk iyi kız vs. gibi herhangi bir değeri olmayan, zaman israfı şeyleri okuyarak zamanlarını harcıyorlar. Daha kötüsü bu yaptıklarına okumak adını veriyorlar çoğu zaman. Üzücü olduğu kadar düşündürücü olan ülkemizin bu durumunda, böylesi bir eşsiz kalitede eser okumak beni çok etkiledi. Hiç beklemeyeceğim şehirlerin dokusundan ve tarihinden etkilendiğim gibi, yazılanlardan sonra ziyaret edesim geldi. Ahmet Hamdi Tanpınar bizlere bildiğimiz şehirleri sanki farklı bir tepsi ile sunuyor gibiydi. Fakat İstanbul’a geldiğimizde bu durum ne yazık ki biraz değişti. İlk başlarda oldukça iyi giderken, ilerleyen sayfalarda akıcılığını yitirmeye başladı. İstanbul her zaman olduğu gibi böylesi eşsiz bir zarifliğe sahip kitapta bile kendisini göstermişti. İstanbul kısmının kitabın yarısını kapladığını göz önünde bulundurursak, okumanın ikinci yarısı ne yazık ki biraz uzun sürüyor. Fakat bu demek değil ki kötü ya da okumaya değer değil. Sadec e diğer illerde olduğu gibi bir akıcılık bir süre sonra kaybediliyor. Uzatmaya gerek yok enfes bir kitap, mutlaka okunmalı yazarlarımızdan Ahmet Hamdi Tanpınar Arka kapak; Beş Şehir’in asıl konusu hayatımızda kaybolan şeylerin ardından duyulan üzüntü ile yeniye karşı beslenen iştiyaktır. İlk bakışta birbiriyle çatışır görünen bu iki duyguyu sevgi kelimesinde birleştirebiliriz. Bu sevginin kendisine çerçeve olarak seçtiği şehirler, benim hayatımın tesadüfleridir. Bu itibarla onların arkasında kendi insanımıza ve hayatımızı, vatanın manevi çehresi olan kültürümüzü görmek daha da doğru olur.

: Zülfikar Özkan Sayfa Sayısı : 183 : 1998 ISBN : 9789758243259 : Hayat Yayıncılık : Kişisel Gelişim, İnsan ve Toplum

Günümüz insanı hayatın güzelliklerini yeteri kadar fark edemiyor. Stres, kuşku, kaygı, hırçınlık, gerginlik, iş yoğunluğunun altında ezilme, suçluluk duygusu ve kendini yetersiz görme gibi çok sık yaşanan olumsuz duygular, insanı yıpratmakta ve bunalıma sürüklemektedir. Aslında çok kazanmak isteyen her işadamının, güzel ve bakımlı olmaya çalışan her kadının, çalıştığı yerde en üst konuma

çıkmak isteyen her elemanın, okulunun en başarılısı olmak isteyen her öğrencinin ve sanatının zirvesine ulaşmak isteyen her sanatçının amacı, mutlu olmaktan başka nedir ki? Elde etmek istedikleriyle ve ulaşmak istedikleri hedefleriyle iç huzura kavuşmak ve mutlu olmak değil midir? Peki o zamana kadar bekleyecek miyiz? Mutluluğumuzu ertelemeye hakkımız yok!..

Diriliş Neslinin Amentüsü Yazar Baskı Tarihi ISBN Yayınevi

: Sezai Karakoç : Haziran 2012 : 9789123494293 : Diriliş Yayınları

Diriliş Neslinin Amentüsü adlı eser Sezai Karakoç’un İslam’ın dirilmesi gerektiğini ve nasıl bir yol ve yordam izlenmesini gerektiğini anlatan bir kitaptır. Kitapta insanların yapması gerekenler, yetişmesi gereken nesil anlatılır. Toplumdaki bozukluklarla birlikte, diğer güçlü devletlerin oluşturduğu akımlardan bahsedilir. Örneğin: kapitalizm, sosyalizm gibi...

Sayfa Sayısı : 68 Tür : Din (İslam), Deneme-İnceleme

Kitapta Sezai Karakoç’un şu ifadesi çok güzeldir : Günün adamı değil “dem”in adamı olmak. Kitabında bunların gereklerini anlatır. Sezai Karakoç kendinin, bir diriliş eri olduğuna inanır ve bir diriliş cephesi bulunduğuna, kendinin de o cephede bir savaş adamı olduğuna, ya da olması gerektiğine inanır.

Kaşağı Yazar Baskı Tarihi ISBN Yayınevi

: Ömer Seyfettin : Ağustos 2003 : 9789753628648 : Timaş Çocuk

Ömer ve kardeşi Hasan, çocukluklarını büyük bir çiftlikte geçirmişlerdi. Küçük Ömer ve Hasan, en çok atlarla oynamayı, özellikle de onları tımar etmeyi seviyorlardı. Bunun için İstanbul’dan özel getirtilen Kaşağı’yı kullanıyorlardı. Ama bir gün Küçük Ömer, çocukluk heyecanıyla Kaşağı’yı kırar ve suçu kardeşi Hasan’a atar. Babası bu olaydan sonra

Sayfa Sayısı : 96 Tür : Hikaye (Öykü) Çocuk, Edebiyat

Hasan’a çok kızar ve ona: -Yalancı, der… Hasan, bu olaydan sonra içine kapanır ve bir gün hastalanır. İşte o zaman Ömer için zor günler başlar. Kitapta ayrıca ‘Hürriyet Bayrakları, Nadan, Çakmak, Kütük, ‘Kızıl Elma’ “Neresi?” adlı öykülerde yer almaktadır.

Sosyal Fobi Yazar Baskı Tarihi ISBN Yayınevi

: Hasan Durna : Ocak 2018 Sayfa Sayısı : 144 : 9786052411612 Tür : Psikoloji : Pegem Akademi Yayıncılık

Sosyal Fobi. Kim Korkar Sosyal Fobiden! kaygı bozuklukları hakkında yazdığım serinin ikinci kitabı. Kitap bu sorundan yakınan bireyler ve onların yakınları, BDT teknikleri ile hasta ve danışanlarına yardım etmek isteyen meslektaşlarım ve bu konuyu öğrenmek isteyen psikoterapi öğrencileri için yazılmıştır. Kitaptaki tekniklerin uygulanması kolaydır. Konu sade bir Türkçe ile an-

latılmaktadır. Canım Okur! Sosyal fobi yıkıcı ve meşakkatli bir rahatsızlıktır. Bu kitap ile sana yardımcı olmayı umuyorum. Unutma! Birçok insan uzun yıllardır BDT teknikleri ile bu problemi dizginleyip başa çıkmışlardır. Sen de başarabilirsin! Kendine bir şans ver!

Yaşamak Yazar Baskı Tarihi ISBN Yayınevi Tür

: Cahit Zarifoğlu : 2004 Sayfa Sayısı : 220 : 9789754731927 : Beyan Yayınları : Edebiyat, Anı-Mektup-Günlük

Yeni Türkçe’de ki hatıra türünün en yetkin örneklerinden biri olan Yaşamak, toplumsal olarak bir ışığa dönüştürmek istediğimiz acıya, bireysel bir dünyada aydınlık sağlamaktadır. Zarifoğlu, çevremizde gelişen olayların gözümüzü yorduğu ve bizim, hayatın bütünsel akışıyla olan bağlarımızı güçlükle koruduğumuz dönemde, o bağlara canlılık veren birkaç şairimiz-

den biridir. Yaşamak, şiirindeki derinliğin yol açtığı açılım getiren ve şaire ait iç dünyanın zenginliğini gözler önüne seren bir eserdir. Şair, yaşamayı varlık ve oluşun özüne dokunan bir derinlik içinde algıladığı ve arka planındaki hikmetle anlaşarak yaşadığı için, aynı hikmetin onun anlatımında parıldaması pek tabiidir.


BULMACA

26 $oÕNJ|] NXUQD]

$QDVĂ• RODQ

øOHUL JHOHQOHU

0Â WDUHNH

ArnavutkĂśy BĂźlteni 7UDMLN

(OHNWULNWH GDáĂ•WĂ•FĂ• NXWX

1

%LU NLPVHQLQ LOLúLáLQL NHVPH

6LOLQGLU ELoLPLQGH ELU EDĂşOĂ•N

(UNHN KLQGL

2VPDQOĂ•ODU GD NDSĂ•NXOX DVNHUL Â FUHWL

%LWPHPLĂş

+DPXU WRSDáĂ• SD]Ă•

2UWD

0DNEX]

7DĂşD WXWDUDN |OGÂ UPH

0HKLO

6HUPD\H

8

%LU LODFĂ•Q ELU GHIDGD DOĂ•QDQ PLNWDUĂ•

$oĂ•áD oĂ•NPĂ•Ăş GX\XOPXĂş

%LU WÂ U WDWOĂ• o|UHN =L\D QXU ĂşDYN

%LU W U EXODúÕFĂ• KDVWDOĂ•N

.DUD .XYYHWOHUL .RPXWDQOĂ•áĂ•

*HPL YH\D XoDáĂ•Q JLGLĂş \|QÂ

6WDG\XP

8W oDODQ oDOJĂ•FĂ•

'Â NÂ Q NDUĂ•VĂ• 2 ]DPLULQLQ EXOXQPD GXUXPX HNL DOPĂ•Ăş ELoLPL

6RORFX

'ROPD NDOHP

4

$VDO

.X]H\ .XW EX \DĂşD\DQĂ• %LU WÂ U ER\D PDO]HPHVL

g]Â RODQ

.XODNOD DOJĂ•ODPD

$VNHUOLNOH LOJLOL

*Â oOÂ VHYJL

3HUPDQDQW

.DE]D øUL ELU GXUXPD JHOPH

6WHQRJUDIL

%DĂşKH\NHOL

%LU Â ONH DGĂ•

7

'L]Ho GL]H\L

7DNVLPHWUHVL RODQ RWRPRELO

'LUHNVL\RQOD WHNHUOHN EDáODQWĂ•VĂ• oXEXáX

.HVH WRUED FHS

%LU ĂşH\LQ EDáODQĂ•S WXWWXUXOGXáX QHVQH

.DYLP NDELOH

$WDPDN LĂşL WD\LQ

(WNLQ ROPD GXUXPX PÂ HVVLUL\HW

.|\OHUGH KHNLPOLN \DSDQ

%DNĂ• 7HVLUOL

.DSĂ•VĂ• RODQ 7RQ YE QH EDáOĂ• NDOPDGDQ ROXĂşWXUXODQ EHVWH

6

(NLOPLĂş RODQ PH]UX

%LU WÂ U R\XQ

.XO N|OH

5HIOHNV

+HNLP

%LU W U JHOLQFLN EDOĂ•á

(ĂşHN \DYUXVX

hWRS\DFĂ•

7HUVNHSoH

*|oHEHOHULQ NRQDN \HUL

<HQJL WDNĂ•

5

'RáDO Y FXW VĂ•FDNOĂ•áĂ•

gOÂ P ]DPDQĂ•

H S A Y V E L S A Ăś Ăš N V

V A D A H A H A M H E E Ăœ

1

Ă‚ B S N K B Y Ăš B S R F C 2

2

L ĂŽ E ĂŽ ø D E B ĂŽ E S ø Ă›

V Y T I S Z D C S ĂŽ A N D 3

H M U R Ă‚ D Ă‚ ø E ĂŽ F Ă‚ H 4

A E I K U Z Y M N M Y Ă‚ A

4

C V Y Ă‚ A E H A D ø ø O T 5

5

B L D Ă› S S ø ĂŽ N N Ă› R M

M Ă‚ ø A L R R Ăš A Ă‚ K U L 6

6

N Ăœ T Ă‚ Ă‚ Ă‚ A E Ă‚ R Ă– Ç P

A I D Y N R Y T F C Ă› K ĂŽ

7

11

12

17

18

16 19

21 22

13

15

14

23

20

Ăš T E Ă‚ T ĂŽ N E S E B S Ă‚ 8

9 10

8

3

2]DQ

7RSOXFD YH JL]OLFH \Â UÂ WÂ OHQ KHUKDQJL ELU SODQ (WDQ GDQ WÂ UH\HQ & + JUXEX

*LULĂş

7

*HUoHN ROPD\DQ GDYUDQĂ•Ăş

$SDUWPDQ NĂ•VDFD

0RWRUXQ JÂ o ELULPL

2

dDOĂ•POĂ• J ]HO JL\LQPLĂş \DNÕúÕNOĂ•

3

. o N DNDUVX

%LU ELWNL KDVWDOĂ•áĂ• VDP

*L\VL

'DQÕúÕN GDQÕúÕNOÕN

.DUDNWHU

1

,úÕQ

7HODĂş

0HWDO QHVQH SODND

=DYL\H

5€] L .Ă•\kPHW J QÂ

+HYHV

$OODK D ú NUHWPH

Ä°hya etmek için ne kadar ilim lazÄąmsa, Ä°mha içinde o kadar cehalet kafidir. Necip FazÄąl KISAKĂœREK ABD

HÂİN

NESĂŽ

AKD

HASĂŽS

NEY

Ă‚L

HATM

NÄ°ZĂ‚M

AND

HEYÛLÂ

NÛR

AR

ĂŽCĂ‚Z

ORUÇ

ASL

ĂŽFĂ‚

RĂ‚YE

AYB

IRK

REF’

AYN

İŞÂ

SÂ’

CEM’

IYD

SABĂŽ

CÛKÎ

KUL

SAF

DĂ‚YÄ°N

LA’B

SATIĹž

DÄ°N

LAKĂŽT

SA’Y

DUĂ‚

LÄ°Ă‚N

ĹžER

EDĂ‚

MA’ÎŞET

ŞÎÎ

ELSAÄž

MEVLĂ‚

TE’ÂTÎ

ESRĂ‚R

MURĂ‚D

VA’D

FÄ°NĂ‚

MĂœD

VASĂŽ

HACB

NĂ‚R

VERESÄ°YE

HAD

NA’Ş

VĂœCĂ›D

HAHAM

NESEB

20

11

7

20

13

6

28

24

8

2

11

13

24

21

6

28

20

24

3

24

23

7

18

2

3

25

20

25

22

24

11

18

28

24

11

3

24

11

6

14

20

30

25

20

8

15

24

3

24

20

27

3

5

22

24

11

18

24

25

24

25

25

6

25

18

19

28

6

18

20

23

5

24

8

20

7

11

8

6

3

20

11

18

26

27

3

5

7

24

23

24

7

6

28

28

24

22

6

21

6

7

24

7

10

24

3

3

6

21

6

28

20

11

Y A Ăš L

5

26

I

L A R 3

15

24 28

23

6

13

24

21

6

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20

21

22

23

24

25

26

27

28

29

30

7

6

SS: 1. Paylar, hisseler. - 5. DĂźzeltme iĹ&#x;areti. - 9. DĂźnya Ăźzerinde yer alan bir kÄąta. - 10. DĂśvĂźlerek savrulmaya hazÄąrlanan ekin yÄąÄ&#x;ÄąnÄą. - 12. DavarlarÄąn yĂźn veya kÄąllarÄąnÄą kÄąrkmaya yarayan makasa benzer araç. - 14. BĂźyĂźk Sahra’da kumullarla ĂśrtĂźlĂź bĂślge. - 15. Boa yÄąlanÄą. - 16. Kaz, kedi, yÄąlan vb.nin çĹkardÄąÄ&#x;Äą ses. - 17. Kavim. - 19. YĂśnĂź olan. - 21. AÄ&#x;zÄąna kadar dolacak biçimde. - 22. BaskÄąda kullanÄąlmak amacÄąyla, Ăźzerine kabartma resim, Ĺ&#x;ekil, yazÄą çĹkarÄąlmÄąĹ&#x; metal levha. - 23. ÇeĹ&#x;itli sebzelerle piĹ&#x;irilen yemek. YA: 1. GĂźzellik duygusu ile ilgili olan. - 2. “Kim, hangi Ĺ&#x;eyâ€? anlamlarÄąnda kullanÄąlan bir sĂśz. - 3. Amma, lakin. - 4. ÇÜplĂźk. - 5. HoĹ&#x;nutsuzluk belirten sĂśz ya da yazÄą, sÄązlanma. - 6. Seyelan. - 7. Ä°Ĺ&#x; arkadaĹ&#x;Äą, ortak. - 8. Ä°Ĺ&#x;çi arÄąlarÄąn ĂźrettiÄ&#x;i besin deÄ&#x;eri yĂźksek sÄąvÄą. - 11. Karakter. - 13. Keçi tĂźyĂź. - 18. Prizden elektrik akÄąmÄą almaya yarayan araç. - 20. UydurulmuĹ&#x; hayalĂŽ yaratÄąk, umacÄą.

9

24

1 2 1 5 3

9

7 4 5 1

8 7

1

6 2 8

7 4 2 8 9 5

6 7


Arnavutköy Bülteni

SOSYAL MEDYA

Sosyal Medyada Bu Ay Öne Çıkanlar Teknolojiyi her alanda aktif bir şekilde kullanan Arnavutköy Belediyesi, sosyal medya aracılığı ile vatandaşlarına ulaşıyor. Arnavutköy Belediyesi resmi sosyal medya adreslerini takip ederek, belediye ile aktif iletişime geçebilirsiniz.

27



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.