1 minute read
Şimdinin Heterotopyası’ndan Yeni Ütopya’ya: İstanbul Heterotopyaları
Elif Rüzgar
Stüdyo Yürütücüleri / Studio Instructors: Cem İlhan - Devrim Çimen
Advertisement
AURA-İSTANBUL | BAHAR 2020
İstanbul metropolü geçirdiği tüm süreçleri fiziksel yapılanmasına taşıyarak dönüşürken içinde katmanlaşan hikayeler oluşturan bir kenttir. Farklılığın mekanını, ötekileşen, karşıtlaşan, dönüşen mekanlar üzerinden okuturken, Foucault’nun heterotopya kavramının mekansallaştığı kesitler sunar. Heterotopya kelimesi “diğer yer”, “öteki yer” ya da “farklı yer” olarak Türkçe’ye çevrilmektedir. Heterotopyalar, normal düzen sistematiğini reddeden ve kendi düzen sistematiğini yeniden oluşturan bir oluşum olarak tanımlanabilmektedir. Gündelik yaşamda bedenin “bezgin tutum” içinde yüzeysel olarak karşılaştığı kentsel odaklar, heterotopyanın kendi içinde dönüşümünü oluş-
Tarihe ait farklı izleri taşıyan, yazılan, silinen ve tekrar yazılan yazı anlamına gelen palimpsest kavramı, kentsel literatüre bu noktada girmiştir. Kentsel palimpsest kavramı, heterokronik yaklaşımla bu anlamda ortak yönler taşımaktadır. Galata örneğinde gündelik yaşam devam ederken zamanın biriktirdiği unsurlar da aynı zaman diliminde deneyimlenmektedir. Bu yüzden heterokronik heterotopya olarak karşımıza çıkar. Aynı zamanda ilüzyon mekanlarını da içinde barındırır.
Kentsel düğüm noktaları kentin önemli nirengi noktalarında meydana gelen birçok işlevi, sosyal ve kültürel aktiviteyi barındırma, günün her diliminde farklı amaçlar hizmet etme özellikleri taşırlar. Bu tür kentsel mekanlar veya binalar kentte bir ya da birden çok kentsel aktörün ortaya koyduğu çok işlevli komplekslerdir. Kentte çeşitli büyüklükler ve türlerde bulunabilirler. Kentsel düğüm noktalarının birer heterotopya olduğunu ve bu tip heterotopyaların zaman içinde evrime uğradığını belirtmektedir.