Bakıntı1

Page 1

BAKINTI SİİR FANZİNİ silah çeker gibi

temmuz, 2016, sayı ilk


ŞARJÖRDEKİLER

HASAN AY CAN KÜÇÜKOĞLU (İKİ EL) UĞUR YANIKEL AHMET KESKİNKILIÇ ASLAN KOCAMAN MUSTAFA MERT MUTLUBAY ONUR KARAKAYA EKSTRALAR NE DEMİŞLER: ŞİİR SIK SORULAN SORULAR


VAROŞSAL GERÇEKLİKHASAN AY

1.En derin uykuların mahmuzu bu, anmak tabiatına aykırı zaten, koynumda tekelleşen seni sevmek, Daha nasıl kuyulaşacağız anlayın, ayna diplerinde biriken karanlıktan, dağılıp otlak bölgelere. 2. Amanos dağlarına çıkıp söndürebilirsem bu ateşi, ters tepip de isyan başlangıcı olmayı versin. kabullenip en sığ uçurumu, ölüme kanıp, beraberinde gittiğimiz o kurt ölü artık. 3. Varoşsal gerçeklik, tahribi geçiştirilmiş yaranın, mağlup o kent ışıklarına, denilmesi. 4. Ova kanunları, dökülür tarihi ahitlerden, ah gerçeklik, hiç olmadığı kadar hiç, düşünülmüyor bu yaz. 5. Hiçbir yere varacağız, hiçbir yere ANDERSON VAREJAHO!


50 FAKTÖRÜN GECELİĞİ YOKTUCAN KÜÇÜKOĞLU şimdi ben yanmıyorum ya deliren kutup ayısı ölemez çünkü onu tek hürmetimle manyak diril bile dalga geçilir rüyamda yine deli aşırımt düşkat et! bir değil tekdi delim yutkuma kül eli utanmayabil ben güneşten dünyaya karşı görünmemekleme yanmıyorum yağ şimdi bir gece, hiç unutuş bu tektekçiden ayrıldığım esle sadece seslen ey'im ki kuşurumun öfkem dibi hadm olunsun -bam bam bam bam dam. kimleğimi de kınamayorum krampa düş isemle düşsem de kırağa özetlikle güzeldir göt ayağı ve tabii ki terlikli nasırlar ve güzeldir tembel hayvan kadrajıyla muc' ize gösteren -asla tek bir inde sanlaşılamamıştır hakkını teslim edip terize ulaş her kesiyor ben yanmıyorum deliren kutup ayısı ölemez çünkü ulan onun keşkeleriyle. allahsızlık, yaratılırdı. gündüz cıvıklığı altında mı? durma, bile dalga kaşınır rüyam da yine deli aşırımt ve ardımdan niye o ölemez miyim çektim niye o ölemez miyim çektim çıkmış mı?


CİVANPERÇE Mİ SİNAUĞUR YANIKEL

hışımla söz verdim Kara’daki geçilmez! duvara her şeyi ilk gün doğumuyla telafi edeceğime insan diyor -ne bilsin suyun ağzındaki insanı omuz başındaki bir kol eksikliği hepsinin toplamı ağlayan yolda yürümesi kolay düşüncenin mı? karar: sızlanma kanayıp düşen saksılı yavrularınla içim Jazz! eder üç körpe toprağının telafuzuyla Hikmet’in yakasında bitmiyor başı fesli reyhan beni kabul ederse en ana olan –bir yaylayım! solmak bilgisine sahipsiz sarılarla karadaki kayıplara misina rastlantıdır çekildik çekildik ve irkildik buncasına hiç uzaktan komşumuz olmasın diyedir iki kesik kolumla trompetleri çıkarın derim çalan: düşenler yukarıda kalanlardan kalabalıktır marşı ayakları altındaki mahşeri görmeden geçiyor hepsi İskorpit’e şirk koştum kötü bir türküyle dinle! buradan geçiyor şehir işi şeytanlık oldu sandım sonumun uzun atlayışı pasajlarında adında giz bul -teal mavisi kanıyor vaka buna ne diyordu devletler Mağlupçada?


ŞEY SÖYLENCESİAHMET KESKİNKILIÇ 1. Hiçbir yerlerden geliyorum durduk yere ikna edilmiş olmanın sancılı gölgelenmesini iç yerlerimde babadan kalma eski bir dükkan gibi hissediyorum. Evet! durduk yere ikna edildim benim olmayan ben’i sahiplenmek için sormadım bile neden giyinmeliyim bu giysiyi çünkü ihtiyacım vardı “bu benim” demeye kendimi bir ben olarak sunmaya meyilim vardı şimdiyse keşke olmasaydı demek için çok fazla benim. 2. En ağzından denedim söylenebilmeyi sesçe hadım bir yalnızlığım vardı kustum itinayla cezp edilmiş bir çift dudak kıvrımı için ağlamak enikonu göz bebeklerini emzirmek için midir sordum, soruşturuldum taşınmışım iki sene evvel kahkahamdan oralara da uğramaz olmuşum bir dalganın kıyıya vuruşu, öyle acımasız öyle bilerek bir de bakıyorum dışarıdan içeriye ağlayışım hayatıma soundtrack. Beni söyleme artık duyulmam nefesinin yetersizliği çıtkırıldım bir astım gözlerimi açıyorum gördüklerim kapalı gördüklerimi kucağına koyuyorum tart bir bak kaç kilo geliyor yanılmışlığım 3. Peki şunu konuşalım benden nasıl kaçacaksın?


Duvarlarından taa kalp duvarlarından geçeceğim biliyorsun bir bütünlüksüz hayalet olarak zihnine kıvrılmış bir yılan olarak baktığında gördüğün olarak hep bulunacağım Peki bunu konuştuk diyorum benden nasıl olsa kaçamayacaksın. 4. Kimseyi öldürmedim ama katilim. Sıfır kilometre bir zihinle durdum durduğum yerde ot bitmedi bir daha kime dönsem sana sana dönsem kime sorusuyla kurdum şimdi kanatmak için sürümü. Ağır çekimde tüm jiletler için koro ile bir kez daha ÖĞĞZÜÜÜĞĞRRR DİLEEĞĞĞRRİİİĞMM. 5. Gözlüklerimi çıkarıp masanın üzerine görmediklerimi koyuyorum annem beni anlardı, annem beni hep anladı yalan yok beni başkaları da anladı ama bu anlıyor olmaktan sıkıldılar ve görmediklerini masanın üzerine bırakarak uzaklaştılar. Ben de dedim: seni bir daha buralarda görürsem ağlarım. 6. Gör, üşürüz.


ŞARKININ BİTTİĞİ YERDEASLAN KOCAMAN

şarkının bittiği yerde bir çığ sesleniyor suskunluğun kalabalığını kelimeyi sırtlayıp götürüyor ama nereye ve nerededir hüzün? kimi kimsesi yok mudur? ne acayip bir duygudur bu hüzün durmuyor yerinde geceleri uyanıp aynalardan topluyor kendini biçimsiz yüzler giyerek nefesine rüzgâra dağılıyor… gittiği her cümlede biraz da sevinci bölüşüyor ağız ağza vermiş bir aşkın kollarında soluksuz ayrılıklarla buluşmaya yıkıyor kendini, bir nehir gibi duygularında yaralar büyütüyor, yaşama tazelenen acının tüm mevsimlerinde bir bahar vardır, karanfili hatırla! her şey bir sokağın caddeye döküldüğü yerde geçiyor birbiri içinde yalnızlıklardan nicesinden bir öğüt gibi velhasılıkelam bir voltanın yorgunluk telaşıyla askıda unutuluyor terli bir yaz akşamı kadar gelecekli


GÖLGEM KIRMIZI DÜŞÜYOR MUSTAFA MERT MUTLUBAY duydum ki sevdiğin mermerler ağlamış d. için beni bana kırıyorum bu ateşte ne zaman kendime gelmeye kalksam kendimi bulamıyorum saatler bir birlerini dövmek istiyor kimsesiz bir şehir oluyorum gözlerinde sırf sana benzeyen evler dikmiştim şimdi kana susanmış hayvan cinayetleri görüyorum ağladıkça gecem göz yanlarına karıştı kendimi ve dünyayı en çok sevmeye önce senden başladım dün sevdiğim kurt bugün kendini astı sen balkondan atladın dolaplar yıkadım içim dışımdan daha çok dert tuttu gördüğüm şeyleri unuttum görmediğim şeyleri söylüyor şeyhim buz gibi eriyor salyangozlarımda dinlediklerim yanlış yerlerde devrik ilahlar öpüyorum bir de seni öpüyorum ağzım kan yüzün gitmiyor bir tek aklımdan bir tacir oluyorum güzelim derdimi satıyorum birden renginin dengeme karışmasını istiyorum en çok önce su sonra sana boğularak susalım istiyorum en çok açıldıkça matruşka hanedanlığı oluyor yaralarımızda odalara girelim hepsi benzesin sana kırk duvar yüzüme baktıkça kararsın senden yıkanarak tekrar başlarım dünyaya ağaçlar yürüsün kendi bildiğim dalları keserek ellerinde ölmek var sevgilim senin ellerinde dirilsin bir beygir hiç koşmamışız gibi şakaklarında ama dünyanın en çok dünyanın da ipleri olmalı uzayda


İSTEMEDEN OLDUMONUR KARAKAYA yittim ceddimizden üç denizden denden denden denden ölüme konuşunuz, canlım on-air evetttt sayın sevicilerrrrr yapmak zorunda mıydınız ki yaptınızzz beni anne babba beş kenar dörtgen ne bağırıyorsun be sözlerime sözlerime bu ne menemen bi öfke neydi leylim

denden

denden

denden

yargılı günde dünyaya geldik, başımıza gelmeyen kalmadı olmuşum artık’ın ne kelime, ammannelli cümle

denden

gel seni İsrafiloğulları Sûr üfleyicisi yapalım deseler bundan iyi beyaz yaka işi olmaz fakat kalkar mısınız oradan o noktayı açıklığa kavuşturalım bir ablam beni istememekle haklıymış arz kederim


KESİLMEK İSTENEN BİLEKLERE BİLEKLİK BİR CAN KÜÇÜKOĞLU iyi ki göz sürçmesi var doğarken başıma ne geldi -hep böyleydibaşlıklı bir kız yemiş gibi ekşisini diyagramatik bir özenle mumyalandım anlaşılmaz kopyalarca lamalanmak da dert mi? sabahlara -sabah mısınız ki kop ağız yalancı yalnızlardan koru beni tarzı dua raspaladım ben hep mi böyleyedim, evet en birinci yalnızımla hava attım, sevilir ses frekansı duyulmayan bir balık koyuyken o kıraçlara mutsuz değil dili merdiven dayar ben yutarım çünkü sizle alakasız bir olaydı iyi ki göz sürçmesi var sizle alakasız bir olaydım aksiakıllanamazmahsülüolsakeşkedeğil. tek harfle anlatılıp bitirilmemiş bir cümlenin sağ taklidi sağ taklidinin ölü sağ taklitleri ve diri sağ taklitçileriyle ilişkisinden doğan cansız tablo hayaletleri. ben, neden mi böyleyim çünkü sizle alakası olmayan benim iyi ki var olsaya iyi ki var olsalarca olsalandı ama biter bir gün perdenin su tasması da yeni bir kedi alnı şeklinde gülerim ne olur o olur ne de güzel o ikiye bir de olsa göz sürçmesi iyi ki vardı göz sürçmesi, iyi ki vardı kanır


NE DEMİŞLER: ŞİİR


SIK SORULAN SORULAR?

1. Nereden çıktınız? Sıkıntıdan çıktık. Ünlü bir düşünürün de dediği gibi: “insan sıkıntıdan yaratılmıştır, sonra da patlamıştır zaten.” 2. Sık çıkmayı düşünüyor musunuz? Bir dur ilk defa çıkıyoruz, bakalım belli olmaz bu işler. Belki ölürüz, ölebilriz de yani. Ünlü bir düşünürün de dediği gibi; “Burası bizim değil şiir fanzini okumak istemeyenlerin ülkesi.” 3. Kimsiniz? Siz kimsiniz? 4. Şiir nedir? Dünyanın en uzun sorusudur. 5. Böyle sıkıcı olmuyor mu kendi kendine sorup cevaplamak? Ben daha önce kendimle röportaj yapmıştım. Bence eğlenceli. 6. Oyy oyy oyy. İyi çalışmalar. Eyv.


ARGO KAPAK


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.