3 minute read

İçimdeki putları devir!

Kültür ve Edebiyat Dergisi

2020 Mart-Nisan

Advertisement

Sayı:12

‘‘Riding with Death’’ Jean-Michel Basquiat

Balta Dergi’den herkese merhabalar,

Takdim yazımıza yine bir Mart ayında diye başlamak bizler için memnuniyet verici çünkü biz ilk yılımızı üçüncü ayla birlikte geride bıraktık. Dönüp geriye baktığımızda arkamızda bol bol ders alacağımız hatalar var, ileride ise işleyeceğimiz yenileri... İnsan görmeden ve yaşamadan anlayamıyor. Bizim bu hataları telafi etme imkânımız olacak mı, bilmiyoruz ama dileriz ki sizin olur.

Yeni sayımızda çapımız büyüdü, ekip olarak aydınlandık, hacimce de arttık. Alper Şahin biyografik çalışmasında yakın tarihimizin ilgi çeken ancak bugünlerde unutulmaya yüz tutan isimlerinden Sakallı Celal’i anlattı. Denizhan Gültekin kimi edebiyatçılarımızca çoğu zaman ideolojik gerekçelerle hücum edilen büyük şairimiz Tevfik Fikret’in biricik oğlu Hâluk ile ilk kültür bakanımız Talat Halman’ın mektuplarını işledi. Fatma Dicle Karabınar çağımızda inzivaya çekilmenin güçlüğünden, sosyal yaşamın bireyi asıl odaklanması gereken işlerden nasıl alıkoyabildiğini yazdı. Harun Bora Tunç, bugün akademik çalışmalara da konu olan X,Y ve Z Kuşağını, öncesini ve sonrasını gerekçeleriyle birlikte temellendirerek ülkemizde ve dünyadaki yansımalarına ışık tuttu. 18 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle Muhsin Kıymacı, ülkemizin yetiştirdiği en önemli isimlerden Halide Edip Adıvar’ın yaşamını ve mücadelesini aktardı. Tamer Sağcan öfkesini gizlemedi, kalabalıklardan sıyrılmışlığın portresini çizerek aslında kendi özelinde Balta Dergi’nin durduğu çizgiyi tarif etti. Serap Demir edebî üslubuyla ânı cisimleştirerek doludizgin atlarla önünüze sürdü.

12. sayımıza Bayram Şafak Arslan, Derviş Bozkurt, Doğukan Danış ve Elif Davarcı öyküleriyle katkılarını sundular. Eda Özüuğurlu, Esma Çaldıran, Gökçe Güneyoğlu, Gülcihan Elbeği, İsmail Özcan, Kubilay Yılmaz, Mehmet Zeki Kılıç, Muhammed Kurak, Soner Ataibiş ve Tayfun Öztürk şiirleriyle aramızda yerlerini aldılar. Emre Kılagus, Patricia L. Cisco’nun Mart Şarkısı adlı şiirini ayın hürmetine sizler için tercüme etti. Bu sayımızdan itibaren süreklilik kazanacağını umut ettiğimiz mülakatımızı Müjgân Kurşun gerçekleştirdi. Çalışkanlığı ve samimiyetiyle bizleri kendine hayran bırakan Dr. Öğr. Görevlisi Ali Mıynat ile “nümismatik” üzerine konuştuk.

Şubat ayından itibaren çalışmalarına hız verdiğimiz sayımızın hazırlıklarının nihayete ermesine yakın, acı ve kara bir haberle sarsıldık. İdlib’de şehit düşen askerlerimiz ve gazilerimiz yüreklerimizi titretti. Aziz milletimize ve şehit kahramanlarımızın yakınlarına sabır, yaralılarımıza ise acil şifalar dilerken takdim yazımıza Nazım Hikmet’in şu dizeleriyle son vermek istiyoruz.

Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak ve ipek bir halıya benziyen toprak bu cennet, bu cehennem bizim.

Şimdi herkes susacak, #BaltaKonuşacak

MANİFESTO

Balta Dergi, sizin âlem dediğiniz bu bitirim dünyasının bütün raconlarını tedavülden kaldırmak üzere ikâmet ettikleri semtin delikanlıları ve hanımefendileri tarafından kurulmuştur. İdam mahkûmunun boynundayken kopan ilmikteki merhametten yoksun 21. asrın insanlarına merhameti yeniden anımsatmak gayesindedir. Kitap okur ama çok okunanlar listesinde gözü yoktur. Müzik sever ama müzik listelerinde dinledikleri olmaz. Giyimine kuşamına dikkat eder ama moda ve defile ilgisini çekmez. Ekseriyetten, herkesten ya da kimseden değildir, hiçlik makamına taliptir. Ötekilerden olmadığı gibi beridekilerin suyuna gidenlerden de haz etmez; ne göçtüğü dağı, ne konduğu ovayı unutur.

Balta Dergi, doğruya doğru yanlışa yanlış demekten çekinmeyenlerin dergisidir. Adını ve sloganını Cumhuriyet dönemi şairlerinden Asaf Halet Çelebi’nin “İbrahim” şiirinden almıştır. Politikadan, magazinden, faizden, ana haber bültenlerinden ve putlardan nefret eder. Asyalı olduğunun bilincindedir ama ille de batılı olacaksa Yeni Zelandalı, İrlandalı, İskoç ya da Kızılderili olmada beis görmez. Çayını çay ocağında içer, yemeğini esnaf lokantasında yer. Ders notlarını sınıf arkadaşlarından saklayanın, burnu havada gezenin, küçük dağları ben yarattım diyenin ve kadınlara kabalık edenin elinde henüz görülmemiştir. İnsandan, sohbetten ve hoş sözden başka hiçbir şeyin bağımlısı değildir. Doğayı, hayvanları sevmekle kalmaz, korumayı görev kabul eder. Ayrılık, şiddet, hakaret içermeyen bütün düşüncelere eşit mesafededir ancak dünyayı küçük bir köy olarak görmez.

Okumasını bildikten sonra Balta bir dergidir, aykırıdır ve antikadır. Mutluluğa inanmaz, derdi olan herkese kapısı açıktır.

This article is from: