Çocukluk Nur Duygu
Ömer, bir fikir atmıştı ortaya ama kimse yanaşmamıştı ilk başta. Tıfıl Tekin her zamanki gibi korkakça baktı bize. Orhan, o kendine güvenen ukala gülüşüyle suratımı inceledi: -“Korktun mu Selim?” -“Ne korkacağım oğlum, yapalım. Ben varım.” dedim korkaklığımı saklamaya çalışarak. Orhan yapmaktan çekindiğimi anlarsa aşağı mahalledeki çocuklara anlatıp dalga geçeceğini biliyordum. Ukala, gevezenin tekiydi. İspiyoncuydu hem de. Ömer cesaretle öne atıldı ve: -“Ben yaparım!” diyerek karşıdaki apartmana doğru yürümeye başladı. Anlamadığım bir hızla karşıdaki apartmanın zillerine tek tek basıp koşarak babasının aldığı o gıcır ayakkabılarla kaçmıştı. Yeni ayakkabısı vardı bir kere, o koşmayacaktı da ben mi koşacaktım? Babama çok yalvarmıştım o gıcır ayakkabı yüzünden ama her defasında “ayın
22
www.baltadergi.com Ocak-Şubat 2020
on beşinde alalım oğlum” deyip durmuştu. O ayın on beşi de gelmemişti işte. Ah bende olsaydı o ayakkabılar… Nasıl koşardım, nasıl… Ömer’den bile hızlı koşardım. Ama yoktu işte gıcır ayakkabım. Zaten Ömer’in babası ne istese alıyordu. Orhan, babasının parasının çok olduğunu söyledi. O da bize hava basıyordu. En iyi arkadaşımdı ama böyle yaptığında ona çok sinir oluyordum. Kendi kendime bir daha onunla yakın olmayacağım diyordum ama nasıl oluyorsa her defasında yaptıklarını unutuyordum. Hep onun dediği oluyordu oyunlarda. Bizi dinlemiyordu. İşte yine o istedi diye zillerine bastı, ama biz kaçmak zorunda kaldık. Tıfıl Tekin’e baktığımda yine evlerinin bahçesine koşup saklanmıştı. Korkak! Her şeyden korkardı zaten. Orhan’dan da... Bir keresinde Orhan kovaladığı için altına işemişti. Babası yoktu, belki de ondan böyleydi. Benim de babam olmasa ben