RİYANIN 1 00
YILLIK HİKAYE Sİ
Dokuma, 2003 yılında üretimini sonlandırdı Artık kreşe çocuk bırakacak işçiler doldurmayacaktı vardiyaları, top sahasında mahalleliler top oynar belki zaman içinde ama Poplinspor’un kazandığı başarılar yenilenmeyecekti. Uzun planlamalar, projelendirmeler iie yapılmış kent ile işçi sınıfını tanıştırmış bu fabrika üretimi durdurmuştu işte. Hatta hurdacılar taşıyabildikleri kadar makineyi de hurda ederine kaçırmışlardı.
Bulunduğu kente işçi sınıfını tanıştırmış bu yapının 21.yüzyılda sahipsiz kalması çok şey söylüyor bizlere...ve sizlere. İçi dışı iğdiş edilmiş bir yapılar bütünü ve caddeye cepheli devasa bir arsaya dönüşmekten zaman Dokuma’yı kurtaramadı. 2010 yılında Mimarlar Odası Antalya Şubesi girişimleriyle Kepez Belediyesi’nce restorasyonu üstlenilen yapı bulunduğu bağlamı riyadan soyutlayarak yansıtan bir zaman tüneli olarak tasarlandı.
Bu tünelin başlangıcı 1915’e dayanıyor. Bu toprakları terk etmek zorunda bırakılmışların oluşturduğu boşlukları görüyor kullanıcı. Yürüdüğü platform bu boşluğun üzerinde sürüp gitmekte. Bu yürüyüş platformu rampalaşıyor. Rampayı çıkarken sağındaki şelaleyi görüyor, ardından da suyun öte yakasındakileri. Bir süre geçtikten sonra suyun öte yakasındakinin de kendisinden bir farkı olmadığını oradan geçerken görüyor.
Yerinden edilmişleri yad ederek açılan bu sayfada yürürken demokrasi ve insan haklarının bu coğrafyadaki karşılıklarını görüyorsunuz. Toplum olarak nasıl güvensizleştiğimizi; kuzey ışığı alan fabrikanın ana binasında yürürken deneyimliyorsunuz. Dokuma’nın dokunduklarını bugünün perspektifinden değerlendiriyorsunuz. Bir yandan Dokuma Fabrikası’nda çalışan işçiler Nato askerlerine üniforma üretiyor öte yandan da “kampüs fabrika” gereği kreş, spor, yemekhane, lojman, kütüphane fasiliteleriyle işçiler kentli bireyler olarak bütün halde donanıyorlardı. Bu tanıklıktaki çelişki darağaçlarından oluşan strüktürün altından yürürken okunuyor. Yürüyen kişi baskıyı ta tepesinde hissediyor. Nasıl bir kuşatılmışlık altında olduklarını deneyimliyor. 1980 Darbesi’yle askeri darbe gölgesi düşüyor Nato üniformasına. Kent yeni bir sınıfı, başka bir yaşama kültürünü kazanırken ülke ölçeğinde daha farklı bedeller kayıp hanesine yazılıyor. Bu durum, toplumu yalnızlaştırıyor ve kendine yabancılaştırıyor. Toplumsal ikiyüzlülük ve unutma biçimleriyle de iyice sindirilmiş demokrasi, bu coğrafyanın gerçek insanlarının gerçek hikayelerinde,gerçek bir fabrika kampüsünde dokunuyor. Riya’nın 100 Yıllık Hikayesi Müzesi sadece gerçeği anlatıyor.