Bilim ve Diyet Beslenme ve Sağlık Dergisi
sayı
01 nisan 2020
Röportaj: Murat Baş Kahve ve Sağlık Üzerine Etkisi
Adipokinler ve Obezite
Yeme Bozuklukları Ramazanda Beslenme
Sirkadiyen Ritim Tam Tahıllı Ekmek Mikrobiyota ve Obezite
Sürdürülebilir Beslenme
Ceviz Suyu Zayıflatır Mı? Çocuklara Doğru Beslenme Alışkanlığı Kazandırma
Depresyon ve İşlenmiş Besinler
İrritabl Bağırsak Sendromu Ek Gıdaya Geçiş Dönemi
Bilim ve Diyet
B l m ve D yet / Beslenme ve Sağlık Derg s / N san-Mayıs-Haz ran 2020
Editör Zeyneb YILDIRIM y ld r mzeyneb@gma l.com Yazarlar Aslıhan KOÇ Büşra ÖZKANOĞLU Eda YEKELER Elif YILDIZ Esra TOPAY Feyza YILDIRIM Gamze ALTINTAŞ Kübra KÜÇÜKÇERÇİ Kübra ZEYDANLI Rabia Betül KARAHAN Şeyma SELVİ Şeyma YALÇIN Zeyneb YILDIRIM Zeynep Şilan CEYLAN Tasarım Zeyneb YILDIRIM Kübra KÜÇÜKÇERÇİ Kapak Resmi Zeyneb YILDIRIM Sosyal Medya Sorumlusu Feyza YILDIRIM
b l m.ve.d yet@gma l.com nstagram/b l mved yetderg s nstagram/b l mved yet nstagram/b l mved yetkayser facebook/b l mved yett
Editörden Bir yıldan biraz fazla oldu Kübra Zeydanlı’nın güzel fikriyle ilk toplantımızı yapalı, “Bilim ve Diyet” ailemize adını koyalı. Mesleki olarak birlikte olmak ve bilimsel veriler ışığında hareket etmek amacıyla demiştik, ilk toplantıda topluluğun amaçlarını belirlerken. İlk günden beri içinde olmaktan büyük keyif aldığım canım topluluk… Yeni gelenler, hiç gitmeyenler, biraz durup devam edemeyenler, sosyal medyadan takip edenlerimiz derken epey de büyüdük, yürüdük, öğrendik, öğrenmeye de davam ediyoruz. Şimdi, bu dergi de enerjisi bitmeyen genç ekibimizin fazlaca heyecanlı, biraz tedirgin ama kendinden emin bir adımı. Bu adım büyüsün dünyayı gezsin istiyoruz, heyecanımıza ortak olun istiyoruz. Bu dergiyle amacımız sağlıklı beslenmeye, sağlığa dair bilimsel ve güncel bilgiyi kendimiz araştırırken sizlerle de paylaşmak, nasıl faydalı olabilirizin derdine düşmek, mesleğe dair dertleşmek… Son olarak “Neden dergi?” konusunu Cemil Meriç’in şu güzel cümleleriyle cevaplamak isterim: “Kitap fazla ciddi, gazete fazla sorumsuz. Dergi hür tefekkürün kalesi. Belki serseri ama taze ve sıcak bir tefekkür. Kitap, çok defa tek insanın eseri, tek düşüncenin yankısı; dergi bir zekâlar topluluğunun. Bir neslin vasiyetnamesidir dergi; vasiyetnamesi, daha doğrusu mesajı.” Makale, röportaj, tarif, belgesel ve kitap incelemelerinden oluşan dergimizi siz okuyucularımıza sunarken önerilerinize, fikirlerinize, yapıcı eleştirilerinize her daim açık olduğumuzu belirtmek isterim. Dergimizi beğenmeniz ve bir sonraki sayıda buluşmak dileğiyle… Dyt. Zeyneb YILDIRIM
Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. © Her hakkı saklıdır.
03
DİYETİSYEN ARAŞTIRMA BİRLİĞİ NEDEN
SAĞLIKTA GÜNCEL OLAYLAR
07
RÖPORTAJ: MURAT BAŞ
11
TAM TAHILLI EKMEK
13
CEVİZ SUYU ZAYIFLATIR MI?
15
MUCİZE BESİNLER: ELMA
16
TARİF: TEPSİ BROWNİE
17
KAHVE VE SAĞLIK ÜZERİNE ETKİSİ
20
SÜRDÜRÜLEBİLİR BESLENME
21
TAMAMLAYICI BESLENMEYE GEÇİŞ DÖNEMİ
23
YEME BOZUKLUKLARI
25
İSRAF ETME
29
DEPRESYON VE İŞLENMİŞ ÜRÜNLER
33
KİTAP İNCELEME: PKOS VE BESLENME
35
ADİPOKİNLER VE OBEZİTE
40
TARİF: EV YAPIMI TEREYAĞI
41
MİKROBİYOTA VE OBEZİTE
43
SİRKADİYEN RİTİM
45
İRRİTABL BAĞIRSAK SENDROMU
48
FİLM/BELGESEL İNCELEME: JUST EAT IT
49
ÇOCUKLARA DOĞRU BESLENME ALIŞKANLIĞI KAZANDIRMA
51
RAMAZANDA BESLENME
B l m ve D yet / Beslenme ve Sağlık Derg s / N san-Mayıs-Haz ran 2020
05
içindekiker
KURULDU?
DİYETİSYEN ARAŞTIRMA BİRLİĞİ NEDEN KURULDU? Dyt. Kübra ZEYDANLI
Ne kadar popüler bir meslek olsa da diyetisyenler iş hayatında pek çok sorunla karşılaşmaktadır. Herkesin beslenme hakkında yorum yapması, birkaç kilo verenin kendini diyetisyen sanması, diyetisyenin ve tıbbi beslenme tedavisinin sağlık personelleri tarafından yeterince önemsenmemesi, atamaların azlığı, işsizlik oranının fazla olması yaşanılan başlıca
sorunlar
arasındadır.
Ancak
bu
sorunların
temelinde
diyetisyenlerin
yeterince
bilgi
birikimine
sahip
olmaması, sadece kilo kontrolü üzerine çalışması ve bu konuda yaptığı paylaşımlarla mesleği yanlış tanıtması, kamuoyunda güven oluşturamaması, meslektaşlarıyla sürekli bir rekabet halinde olması yani aslında diyetisyenin kendisi bulunmaktadır. Bir yıl önce diyetisyenlerin bilimsel bilgiyle sürekli iç içe olması, farklı alanlarda uzmanlaşarak hastalıklarda tıbbi beslenme tedavisine yönelmesi, mesleki birlik ve beraberliğinin sağlanması ve mesleğin hak ettiği ilgiyi görebilmesi için bu grubu kurduk. Grubumuzda bilimsel bilgileri okuyor, paylaşıyor ve tartışıyoruz. Hepimiz farklı alanlara yönelmeye ve o alanda uzmanlaşmaya çalışıyoruz. Toplantılarımızda zaman zaman güncel konular hakkında beyin fırtınası
yapıyor
zaman
zaman
da
birbirimize
eğitimler
veriyoruz.
Sosyal
medya
hesaplarımızda
yaptığımız
paylaşımlarla meslektaşlarımıza ve halka bilimsel bilgiler sunuyoruz, diyetisyen kimliğinin kilo kontrolünden ibaret olmadığını göstermeye çalışıyoruz. Çalışmalarımıza Ankara’da başlasak da Kayseri’de bir destek grubumuz kuruldu ve daha büyük bir aile olduk. Hedeflerimiz arasında her şehirde destek gruplarımızın olması, diyetisyenler arasında bilimsel bilgiyi ve alanlaşmayı yaygınlaştırma, dergi/kitap yayınlayarak daha çok insana ulaşma, mesleki birlikteliği artırma bulunuyor. Siz de Bilim ve Diyet ailemize katılmak isterseniz sosyal medya hesapları veya mail aracılığı ile bize ulaşabilirsiniz.
Bilim ve Diyet - 03
Besinler ilacınız, ilacınız besinler olsun.
HİPOKRAT
Sağlıkta Güncel Olaylar Dyt. Zeyneb YILDIRIM
Soframızdaki Tehlike: Pestisit Greenpeace Akdeniz’in 20 Ocak 2020’de hazırladığı “Soframızdaki Tehlike: Pestisit” raporunda 2019 yılı Ağustos, Ekim ve Kasım aylarında Türkiye’de faaliyet gösteren beş büyük market ve bir semt pazarından alınan 30’ar adet domates, yeşil biber ve salatalık olmak üzere toplam 90 örnek incelendi. Gıda örneklerinde 620 farklı çeşit pestisit kalıntısı incelendi ve 90 adet domates, yeşil biber ve salatalık örneklerinin % 15,6’sında (14’ünde) ürünlerde kullanılması yasak pestisit kalıntısı tespit edildi. 90 örneğin yarısında (% 52) hormonal sistem üzerinde etkili bir ya da birden fazla sayıda pestisit kalıntısı, yarısında (% 49) sucul canlılar, arılar, algler ve faydalı böcekler açısından çok zararlı olan pestisitlerin kalıntısı tespit edildi. Marketlerden alınan örneklerin pestisit kalıntıları açısından pazarlardan alınan örneklere kıyasla yüzde 14 farkla daha fazla risk içerdiği görüldü.
Sosyal Mesafe Sosyal mesafe (Social distancing), halk sağlığı yetkilileri tarafından bulaşıcı bir hastalığın yayılmasını durdurmak veya yavaşlatmak için yapılan bazı eylemlere uygulanan bir terimdir. El sıkışmamak, kalabalıklardan uzak durmak, insanlarla araya belirli bir mesafe koymak, hasta hissedildiğinde evinde olmak gibi geniş bir yelpazeyi tanımlar. Kısıtlamalar altında, herkes evde kalmalı ve sadece zorunlu nedenler olduğunda çıkmalıdır. Eğer dışarı çıkmak zorunda kalırsanız sosyal mesafeyi korumak için diğer insanlara en fazla 2 metre yaklaşmalısınız. Yeni tip koronavirüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin çoğunu yaşlı ve bağışıklık sistemi zayıf olanlar oluştursa da virüsün yayılmasındaki en etkili grubun sosyal olarak en aktif grup olan gençler olduğu biliniyor. Bu nedenle sosyal mesafeye özellikle gençlerin dikkat etmesi gerekiyor. Kişisel karantina ve izolasyon sosyal mesafenin birer çeşidi. Kişisel karantinada kişi kendini iyi hissettiği halde daha önce virüse maruz kalmış olma ihtimaline karşı kendini diğer insanlardan ayırıyor. Kişisel izolasyonda ise kişinin hastalık belirtileri gösterdiği andan itibaren başkalarına bulaştırmamak için uyguladığı yöntem.
Bilim ve Diyet - 05
SEPTEMBER 2020, ISSUE 1
THE VOİCE
Gerçek Bal Türkiye Arı Yetiştiricileri Birliği eski Genel Başkanı Mustafa Sarıoğlu, Türkiye'de 1 milyon 200 bin tonun üzerinde sahte balın üretildiğini, merdiven altı üretimle bu rakamın 2,5 milyon tona çıktığını ifade ediyor. 19 Şubat 2020 tarihli Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği kapsamında bal aromalı şurup diye adlandırılan sahte balların yasaklanmasının ardından Sarıoğlu “İnsanlarımızı sessizce öldürüyorlardı. Artık hiçbir şekilde 'aroma' adı altında bal ismi kullanılmayacak.” diyor. Sarıoğlu sahte balın cam gibi bir görünüme sahip olduğunu belirterek "Gerçek bal mutlaka kristalize olur. Kavanozun içinde berrak görünmez Çünkü içerisinde polen ve diğer maddeler vardır, cam gibi olmaz. Ama glikoz cam gibidir. Parmağınızı bile batıramazsınız.” diyor. Gerçek bal; kristalize olan ve donan ayrıca yedikten sonra tadı 15-20 saniye daha damakta kalan bal olarak tanımlanıyor.
Koronavirüs Hakkında Dikkate Almamanız Gereken Hurafeler Sıcaklık: Grip virüsünün yaz aylarında dış mekanlarda uzun süre yaşayamadığını biliniyor fakat bunun yeni tip Koronavirüs için geçerliliği henüz belli değil. Çarşafları ve havluları 60 derece sıcak suda yıkamak iyi bir fikir çünkü bu kumaşlardaki virüsü öldürebilir. Ancak aynı şey cildimiz için geçerli değil; vücudumuzu ısıtmaya çalışmanın ya da güneşte durmanın virüse karşı etkili bir yöntem olması uzmanlarca mümkün görülmüyor. Ev Yapımı Dezenfektan: El temizliğinin öneminin belirtilmesiyle bazı ülkelerde el dezenfektanı kıtlığı ortaya çıktı ve bunun sonucunda sosyal medyada ev yapımı el dezenfektanı tarifleri ortaya çıkmaya başladı. Ancak bilim insanları bunların cilt temizliğinde kullanılmaması gerektiğini ifade ediyor. Alkol bazlı el jelleri genellikle yüzde 60-70 alkol içermesine karşılık cilde verdiği zararı engellemek için nemlendiriciler içeriyor. Bilim insanları evde etkili bir el dezenfektan jeli yapılamayacağını belirtiyor. Sarımsak: BBC'de yer alan habere göre özellikle Facebook üzerinden sarımsak yemenin virüse yakalanmayı engelleyeceğine dair birçok paylaşım yapıldığı örülüyor. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre sarımsak "genel olarak mikroplara karşı etkili olabilen bazı özellikler taşıyan sağlıklı bir gıda" fakat sarımsak yemenin insanları yeni tip Koronavirüs'ten koruduğuna dair hiç bir kanıt yok. 15 Dakikada Bir Su İçmek: Hava yoluyla yayılan virüsler vücuda nefes aldığımızda soluğumuzla veya ağız yoluyla girer. Sürekli su içmenin virüsleri yıkayıp atması ile bunlardan kurtulma şansımız maalesef yok. Ancak besinlerle olan ilişkimizde olduğu gibi suyu da sağlığımız için yeterli ve dengeli tüketmeliyiz. Bazen en zararsız görünen tavsiyeler bile yanlış anlaşılıp abartılırsa zararlı olabilir. Örneğin Çin'de yayımlanan bir habere göre 1,5 kilo çiğ sarımsağı yediği için boğazı ciddi derecede tahrip olan bir kadın hastaneye kaldırılmış. Genel olarak meyve ve sebze yemenin, su içmenin sağlıklı olduğunu biliyoruz. Ancak belirli bir gıdanın virüse karşı koruyucu olduğuna COVID-19 Virüsünün taç şeklindeki sivri uçlarının elektron mikroskobundan alınan
dair bir kanıt yok.
görüntüsü. (Fotoğraf: ABD Hastalık Kontrol Merkezi)
Bilim ve Diyet - 06
Röportaj
MURAT BAŞ le Mesleğe ve Kar yer ne Da r B r Sohbet
Röportaj: Dyt. Zeyneb YILDIRIM, Stj. Dyt. Kübra KÜÇÜKÇERÇİ
sonrasında Araştırma Görevlisi olarak Hacettepe Üniversitesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü'nde 5 yıl çalıştım. 1999 yılında Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nün ilk çalışanı olarak göreve başladım ve 14 yıl görev yaptım. Daha sonra bir değişime ihtiyacım olduğunu fark edip gelen teklif üzerine Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nü kurdum ve 7 yıldır görevime Bölüm Başkanı olarak devam ediyorum. Aynı zamanda 2 yıldır Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı olarak da görev yapıyorum. Yeni mezun diyetisyenler ve geleceğin diyetisyenlerine neler önerirsiniz? Sizler, bizlere göre çok daha şanslısınız. Bilgiye ulaşmanız çok kolay. Ufkunuz daha geniş. Bu
Acıbadem Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Murat BAŞ ile hem mesleğe dair hem de mikrobiyata üzerine bir konuşma gerçekleştirdik.
Bize biraz kendinizden
nedenle, bizlerden çok daha iyi
bahseder misiniz?
yerlere gelme şansınız var.
Merhabalar. Yalova, 1970
Sizlere tavsiyem, İngilizceyi çok
doğumluyum. İlk-orta ve lise
iyi öğrenin, fırsatınız oldukça
öğrenimimi Yalova’da
yurt dışında deneyim kazanmaya
tamamladıktan sonra 1994 yılında
çalışın. Yani dünya insanı olmayı
Hacettepe Üniversitesi, Beslenme
hedefleyin. Kendinizle yarışın.
ve Diyetetik Bölümü’nden mezun
Yaptığınızın doğru olduğuna
oldum. Mezun olduktan sonra 6
inanıyorsanız eleştirilere kulak
ay kadar Ankara Özel Bayındır
asmayın. Bilimsel gerçeklerden
Hastanesi’nde çalıştım ve
de asla uzaklaşmayın.
Bilim ve Diyet - 07
Türkiye’de diyetisyenliğin
Toplumda fazla popüler
Her bölgenin farklı mikrobiyotası
mevcut durumu ve geleceği için
olmasına karşın
vardır. Bağırsak mikrobiyotası
ne düşünüyorsunuz?
desteklemediğiniz beslenme
vücudumuzdaki en fazla
Önümüzdeki yıllarda her yıl
alışkanlıkları var mı, varsa
mikroorganizmayı barındırdığı
6.000 civarında diyetisyen mezun
bunlar hakkındaki
için biz daha çok ondan
olacak. Eğitim kalitesi
düşünceleriniz nelerdir?
bahsediyoruz. Çünkü bağırsak
birbirinden farklı bu kadar
Biz hep diyetin kişiye özel
mikrobiyotasında bizimle birlikte
diyetisyenin istihdam edilmesi
olduğunu söylüyoruz. Mesela;
ortak bir yaşam süren ve yaklaşık
çok zor. Mezunların bilgi
ketojenik diyet, glutensiz diyet
1.5-2 kilogram ağırlığa sahip olan
seviyeleri oldukça düşük. Herkes
veya intermittant fasting diyet
bir topluluk bulunuyor.
popüler olmanın peşinde ama bu
herkes için uygun değildir. Bu
Günümüzde yaygın olarak
yolda hata yapan çok fazla
nedenle “hastalık yoktur, hasta
görülmeye başlayan otoimmün
diyetisyen var. Mesleğimizin
vardır” ifadesini çok seviyorum.
hastalıklar, diyabet, kalp ve
deformasyona uğradığını
Bazen hastanın yararına olacağını
damar hastalıkları, despresyon ve
düşünüyorum. Özellikle sosyal
düşündüğünüz, ama hiç
obezite gibi birçok sağlık
medyada diyetisyenlik mesleğinin
onaylamadığınız bir diyet
probleminin kaynağı bağırsak
hakkını verenlerin yanında,
programını da uygulamak
mikrobiyotasındaki
diyetisyenliği gösteri yapmak
zorunda kalabilirsiniz. Ancak,
dengesizliklerin olduğuna dair
zannedenler de olduğunu
topluma mesaj verirken
elimizde birçok kanıt bulunuyor.
görüyoruz. Aşırı bilgi kirliliği var
söylemlerimize dikkat etmek
Yani bağırsaklarınız ne kadar
ve herkesin kafasının karışık
zorundayız. Genel anlamda
sağlıklı mikroorganizmaların
olduğunu düşünüyorum.
Akdeniz Beslenmesi gibi
hakimiyetinde ise genel sağlığınız
Diyetisyenlik eğitiminde standart
benimseyen sürdürülebilir
da o kadar iyi olur diyebilirim.
yok ve diyetisyenler arasında
beslenme modelleri toplumun
Eğer bağırsak mikrobiyotanız
ciddi boyutta bilgi düzeyi
geneli için en doğru seçenektir.
sağlıklı mikropların egemenliği
farklılıkları bulunuyor. Bu
altında ise siz de sağlıklı
nedenle, böyle devam ederse
oluyorsunuz. Aksi durumda birçok hastalık için tehlike çanları
mesleğimizin ivme kaybedeceğini düşünüyorum. Gelecekte bu kadar mezunun iş bulması çok zor. Bu nedenle yeni iş alanları yaratılmalı ve uzmanlık alanları belirlenmeli. Gelecekte TUS benzeri bir sınav ile
SOSYAL MEDYADA DİYETİSYENLİK MESLEĞİNİN HAKKINI VERENLERİN YANINDA, DİYETİSYENLİĞİ GÖSTERİ YAPMAK ZANNEDENLER DE OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ.
çalmaya başlıyor. Sindirim sistemimizin hem önemini bilmiyoruz, hem de bize ait değilmiş gibi hakkında konuşmak bile istemiyoruz. Oysa sindirim sistemimiz bize sağlımız
diyetisyenlerin kendi içlerinde
Mikrobiyota ile ilgili birçok
hakkında uyarılar veren birçok
ayrılmaları gerektiğini
çalışmanız bir de kitabınız var,
fonksiyona sahip. Kötü
düşünüyorum.
sizce beslenme açısından
beslendiğimiz bir akşamın ertesi
mikrobiyotayı bu kadar önemli
sabahında bize gaz ve şişkinlik ile
kılan ne?
cevap verebiliyor. Vücudumuzda
Öncelikle mikrobiyota ifadesini
toplam 100 trilyon civarında
açıklamak isterim. Mikrobiyota
mikroorganizma bulunuyor ve
içimizde ve dışımızda yaşayan
bunların %95’i bağırsakta yer
tüm mikroorganizmalara
alıyor. Ben onlara mikroişçiler
(bakteriler, virüsler, mayalar ve
adını veriyorum. İçimizde bir
parazitler gibi) verdiğimiz
fabrika olduğunu
isimdir.
düşünebilirsiniz.
Bilim ve Diyet - 08
Bu fabrikaya gerekli olan ham
mikrobiyotasının
maddeyi dışarıdan biz yolluyoruz.
şekillenmesindeki en değerli
Bu ham maddeler yediğimiz ve
besindir. Çünkü anne sütü hem
içtiğimiz tüm yiyecekler ve
prebiyotik hem de
içecekler. Sindirim sonrası,
probiyotiklerden zengindir ve
bağırsağımızdaki fabrikaya gelen
bebeğin bağırsak
yiyecekler, fabrikanın işçileri
mikrobiyotasının temelini
olan mikroorganizmalar
oluşturur. Sonrasında ek besinler
tarafından işlenmeye devam eder.
ile devam eden süreçte bebeğin
Ve sonrasında farklı ürünler
bağırsak mikrobiyotası yaklaşık 3
ortaya çıkmaya başlar. Eğer
yaşında tamamen şekillenmiş
Akdeniz Diyeti’ne bağlanarak
yedikleriniz sağlıklı ise, üretilen
olur. Yani beslenme alışkanlıkları
bağırsak mikrobiyotasının
ürünler de sağlıklı olur. Ama
bağırsak mikrobiyotasının
sağlığını sürdürülebilir hale
sağlıksız bir beslenme
şekillenmesinde ve
getiriyoruz. Öncelikle eklenmiş
alışkanlığınız varsa, üretilen
sürdürülmesinde %50’den fazla
şeker içeren tüm yiyecek ve
ürünler de sağlıksız olur ve bu
bir etkiye sahiptir. O zaman
içecekleri beslenme
ürünler genel sağlığınızı etkiler.
sağlıklı beslenme alışkanlıkları
alışkanlıklarından çıkarıyoruz.
bağırsak mikrobiyotamızı sağlıklı
İşlenmiş etler (salam, sucuk, sosis
Okurlarımıza sağlıklı
bir hale getirebilir. Bunun için en
gibi), vücutta inflamasyona neden
bağırsaklar için verebileceğiniz
ideal beslenme tarzı Akdeniz
olan yağlar (tereyağı, Ayçiçek
tavsiyeler nelerdir?
Diyeti’dir. Çünkü Akdeniz Diyeti
yağı gibi), Batı tarzı beslenme
Bağırsak mikrobiyotasını
hem prebiyotik, hem de
olarak ifade edebileceğimiz fast-
etkileyen birçok etmen
probiyotikler açısından zengindir.
food ürünler, fruktoz içeren
bulunuyor. Genetik özelliklerimiz
Diğer yandan eğer bozulmuş bir
yiyecekler ve içecekler, hatta
bunların başında yer alıyor.
bağırsak mikrobiyotasını tamir
yapay tatlandırıcı içeren
Genetik özelliklerimizi nasıl anne
etmek istiyorsak bunun için
yiyecekler ve içecekler,
ve babamızdan alıyorsak,
kitabımda oluşturduğum
özellikle ilk aşamada gluten ve
bağırsak mikrobiyotasının temeli
mkrobiyota diyeti devreye
laktoz içeren yiyecek ve
de anneden geliyor. Bu nedenle
giriyor. Aslında önce
içecekleri beslenme
anne ne kadar sağlıklı bir
bir gastroenteroloji uzmanına
programından çıkarıyoruz. Bunun
bağırsak mikrobiyotasına sahip
danışıp bağırsak geçirgenliği olup
nedenini şöyle açıklayabilirim:
ise bebeğin başlangıç
olmadığının saptanması yerinde
Eğer bağırsak geçirgenliği
mikrobiyotası da o kadar sağlıklı
olur. Bu zonulin testi adı verilen
artmışsa, bağırsak yüzeyinde
oluyor diyebiliriz. Asıl önemli
bir test ile saptanabiliyor. Eğer
hasar vardır. Bağırsak yüzeyinde
olan ise, doğum itibariyle
bağırsak geçirgenliği yüksek
bizim için yararlı olan besin
başlayan beslenme süreci. Anne
düzeyde ise, mikrobiyota diyeti
öğelerinin kana geçmesini
sütü bebeğin bağırsak
ile bağırsak yüzeyinin
sağlayan güvenlik kapıları
toparlanması için 2 haftalık bir
bulunur. Ancak, hatalı beslenme
süre gluten, laktoz ve şekerden
alışkanlıkları, antibiyotik
uzak bir beslenme uyguluyoruz.
kullanımı, bazı ilaçlar (mide
İkinci aşamada yavaşça
koruyucular gibi), aşırı stresli
prebiyotik ve probiyotiklerden
yaşam ve kötü hijyen
zengin bir beslenme programı ile
koşulları gibi durumlar bağırsak
devam ediyoruz. Üçüncü aşamada
mikrobiyotasını bozar ve
bağırsak mikrobiyotasını
beraberinde bağırsakta bulunan
yeniliyor ve son aşamada
bu güvenlik kapıları açık kalır.
KENDİNİZLE YARIŞIN. YAPTIĞINIZIN DOĞRU OLDUĞUNA İNANIYORSANIZ ELEŞTİRİLERE KULAK ASMAYIN. BİLİMSEL GERÇEKLERDEN UZAKLAŞMAYIN.
Bilim ve Diyet - 09
BESLENME ALIŞKANLIKLARI BAĞIRSAK MİKROBİYOTASININ ŞEKİLLENMESİNDE VE SÜRDÜRÜLMESİNDE %50’DEN FAZLA BİR ETKİYE SAHİPTİR.
Kapılar açık kaldığında kana
Son olarak eklemek istediğiniz
Ben mesleğimize başka
geçmemesi gereken zararlı
bir şey var mı?
mesleklerin zarar verdiğini
maddeler de kana geçmeye başlar
Bana yer verdiğiniz için çok
düşünmüyorum. Mesleğimize
ve vücutta inflamasyon durumu
teşekkür ederim. Çok çalışmak
zarar verenler, bu mesleğin içinde
gelişir. İnflamasyon, vücudun
zorundayız. Hep birlikte
olanlar. Farklı olmaya çalışmakla,
iltihaplanmasıdır ve bütün
mesleğimizi daha iyi yerlere
saçmalıyor durumuna düşmek
hastalıkların temelini oluşturur.
getirmek için el ele vermeliyiz.
arasındaki ince çizgiyi
Bu nedenle önce açık kapıları
Mesleğimizde aykırı sesler
unutmamamız gerekiyor. Sizleri
tamir etmemiz gerekir ki, açık bir
artmaya başladı. Ancak, eğer aynı
yakından tanımasam da hepinizi
kapıya her şey zarar verdiğinden
dilde konuşabilirsek başarıya
sevgiyle kucaklıyor ve harika bir
bir süre bazı besin gruplarını
ulaşabiliriz.
gelecek diliyorum.
tüketmeye ara vermemiz gerekir. Aksi taktirde kanayan yaraya sürekli tuz basıyor durumu meydana gelir ve yara iyileşmez.
Bugün Murat Baş’ın meslekte bu kadar bilinen bir isim olmasını sağlayan 3 özelliğini söyleyebilir misiniz? En zor soru bu sanırım. Bilineyim diye bir çabam olmadı. Ben sadece işimi en iyi şekilde yapmaya ve mesleğimi en iyi şekilde icra etmeye çalıştım. Bu başarmak için yaptığım 3 özelliği şöyle sıralayabilirim. Birincisi, kendim gibi oldum ve meslektaşlarıma hep sevgiyle yaklaştım. İkincisi, başkaları hakkında konuşmak yerine, hep daha çok çalışmayı ve üretmeyi tercih ettim. Üçüncüsü ise; sosyal zekası yüksek bir insanım. İnsan ilişkilerine önem veririm. Bilgimi de herkesle paylaşırım.
HEP DAHA ÇOK ÇALIŞMAYI VE ÜRETMEYİ TERCİH ETTİM.
Bilim ve Diyet - 10
TAM TAHILLI EKMEK
Dyt. Şeyma SELVİ
Sofralarımızda ve kültürümüzde
açısından zengin bir besin
mineraller açısından endosperme
önemli bir yere sahip olan ekmeğin
kaynağıdır (2). Şimdi birlikte
oranla daha yoğundur. Tam tahıl
tarihi insanlık tarihi kadar eskidir.
buğday unundan elde edilen
ifadesi de tahıldaki bu 3 bileşeni
Bazı sosyal bilimcilere göre ekmek
ekmeğin temel taşı olan bir buğday
belirtir. Tanenin bu üç
medeniyetin ilk adımıdır.
tanesini inceleyelim.
bölümündeki öğelerin yoğunluğu
Soframızda eksik olmayan ekmek
Buğday tanesi fiziksel olarak kepek
birbirinden farklı olduğu için
ülkemizde tahıl tüketiminin başında
(kabuk), endosperm ve rüşeymden
öğütülme ile birbirinden kolayca
yer almaktadır. Günlük enerjimizin
(embriyo) oluşur (Şekil 1).
ayrılabilir (3). Bu durum birçok
ortalama %50'si ekmek ve tahıl
Kepek tahıl tanesinin dış kısmını
besin öğesinde önemli kayıplara
ürünlerinden gelmektedir (1).
oluşturup tanenin yaklaşık
neden olmaktadır. Özellikle düşük
Toplumumuzda ekmeği, beyaz
%14,5‘ini oluşturur. Bu kısımda
randımanlı unlardan yapılan
ekmek, tam buğday ekmeği,
nişasta olmayan karbonhidratlar,
ekmeklerde örneğin, beyaz
çavdar ekmeği, mısır ekmeği gibi
bitkisel kimyasallar yanında
unlardan elde edilen ekmeklerde bu
farklı türlerde tüketiriz. Ekmek
vitaminler ve mineraller daha
kayıpların daha da arttığı
temel bileşen olarak un, su, tuz ve
yoğundur. Kabuğun altında bulunan
bilinmektedir. Bu da gösteriyor ki
mayadan oluşur. Buğday unundan
endosperm kısmı tanenin %83’ünü
tam tahıllı buğday unu beyaz una
elde edilen ekmek, karbonhidratın
oluştururken aynı zamanda enerji
göre daha çok posa, vitamin ve
yanı sıra %8-12 protein,%1-5 yağ,
deposudur. Tanenin yaklaşık
mineral içermektedir. Ayrıca B
%1-2 kadar mineral içerir ve
%2‘sini oluşturan rüşeym
grubu vitaminler için de iyi bir
özellikle B grubu vitamini
(embriyo) protein, lipit, vitamin ve
besin kaynağıdır (Tablo 1) (3).
Bilim ve Diyet - 11
Şekil 1. Buğday tanesinin anatomisi
11 dakika içinde ulaşır (4). Ayrıca sofralarımızda tükettiğimiz beyaz ekmeğin beyazlatılmasında kullanılan benzoyl peroksit gibi kimyasalların ve E472 kodlu katkı maddelerinin kanserojen etkisi
"Yapılan
olduğu öne sürülmektedir (4). Tam tahıllı veya işlenmemiş
çalışmalar
buğdaydan yapılan ekmeğin
gösteriyor ki tam
Dolayısıyla soframızda tükettiğimiz
glisemik indeksi ve glisemik yükü
ekmeğin miktarının yanında türüne
saflaştırılmış veya beyaz unla
de dikkat etmeli ve beslenmemizde
yapılan ekmeğe göre daha azdır
özellikle tam tahıllı ekmek
(5). Düşük glisemik indeksli
tüketimine yer vermeliyiz. Tam
beslenmenin insülin salınımını
tahıllı ekmeğin sağlık üzerine
azaltırken, kan lipit
etkilerini incelediğimizde, yapılan
konsantrasyonunu da düşürdüğü
çalışmalar gösteriyor ki tam tahıl
klinik çalışmalarda
tüketen bireylerde kronik
gösterilmiştir(6). Bu durum da
hastalıkların riski önemli derecede
bizim iştah ve kilo kontrolü
azalmaktadır. Kalp hastalıkları
yapmamızı kolaylaştırır.
riskini %25-36, Tip II diyabet
Sonuç olarak; ülkemizde tahıl
riskini %21-27, GİS kanserleri
ürünü olarak en çok tüketilen
riskini %21-43, Obezite riskini %47
besinlerden biri olan ekmeğin
oranında düşürdüğü öne
çeşidine karar verirken faydalarını
sürülmektedir (4). Tam buğday
göz önünde bulundurduğumuzda,
ekmeğinin yoğun ve sert olması
beyaz ekmeğe göre daha fazla posa
nedeniyle çiğneme sayısı daha
içeren, vitamin ve mineraller
fazladır. Hızla yutulamaz. Besinleri
açısından daha zengin olan tam
çok çiğnediğimiz için de leptin
tahıl unundan yapılan ekmeğe
hormonu tam görev yaparak iştahı
soframızda daha fazla yer
azaltır ve doygunluk hissi beyne
vermeliyiz.
tahıl tüketen bireylerde kronik hastalıkların riski önemli derecede azalmaktadır..”
KAYNAKLAR
Tablo 1. Tam buğday unu ve beyaz unun besin içeriği
1. Yücecan, S. (1992). Türklerde Beslenme Kültürü. Dördüncü Milletlerarası Yemek Kongresi, Konya Kültür ve Turizm Vakfı Yayını, Konya. 2. Aktaş, N., Özdoğan, Y. (2016). Gıda ve beslenme okuryazarlığı. Harran Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi, 20(2): 146-153. 3. Şanlıer N. 2012. Tam tahıl ürünleri ve sağlık üzerine etkileri. Tam Buğday Ekmeği Yaygınlaştırma Sempozyumu, ss. 48-54, Ankara. 4. Doğanay H, Coşkun O. (2012). Tarım Coğrafyası (2. Baskı), Pegem Akademi, Ankara. 5. Atkinson, F.S., Foster-Powell, K., Brand-Miller, J.C. (2008). International tables of glycemic ındex and glycemic load values. Diabetes Care, 31: 2281–2283. 6. Kim .J., (2009). Glycemic Index Revisited. Korean Diabetes J.,33(4):261-266.
Bilim ve Diyet - 12
DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR CEVİZ SUYU ZAYIFLATIR MI? Stj. Dyt. Feyza YILDIRIM Ceviz önemli bir yağ asidi olan omega 3 içermektedir. Ayrıca vitamin E ve polifenoller gibi çeşitli biyoaktif bileşikler de içermektedir. Ceviz sert kabuklu kuruyemiş grubu içerisinde yer alan, antioksidan içeriği yüksek, antiinflamatuar bir besindir (1, 2). Yaşlanmayı geciktirme, alzheimerı yavaşlatma ve hafızayı güçlendirme gibi özellikleri vardır (3). İçerdiği polifenoller ile kardiyovasküler sistem disfonksiyonu ve hasarında, metabolik sendrom, diyabet, enflamasyonla ilişkili çeşitli patolojiler ve kanser üzerinde faydalı etkiler gösterdiği bilinmektedir (1).
PEKİ ASIL SORUMUZA GELİRSEK CEVİZ VEYA CEVİZ SUYU ZAYIFLATIR MI?
Rock ve arkadaşlarının yapmış oldukları çalışmada obez veya hafif şişmanlardan oluşan 100 kişilik grup üzerinde, düşük kalorili diyet uygulanmış ve enerjinin %15’i cevizden gelecek şekilde diyete eklenmiştir. Kontrol grubunda sadece düşük kalorili diyet uygulanmıştır. Her iki çalışma grubunda da vücut ağırlığının, vücut kitle indeksinin ve bel çevresinin azaldığı tespit edilmiştir. Her iki diyet stratejisine yanıt olarak kilo kaybı kardiyovasküler hastalık risk faktörlerindeki iyileşmelerle ilişkili olsa da, cevizle zenginleştirilmiş diyet LDL-C ve sistolik kan basıncı üzerinde daha olumlu etkiler gösterdiği görülmüştür (4). Bu çalışmadan şu sonucu çıkarabiliriz. Kilo verme hepimizin bildiği gibi tek bir besini ekleyerek veya çıkartarak oluşan bir durum değildir. Eğer aldığımız enerji harcadığımız enerjiden az olursa kilo verme görülür.
Bilim ve Diyet - 13
Bu çalışmada kilo vermeyi düşük
eksiklikleri oluşabilmektedir (6).
kalorili diyet uygulanması
Ceviz suda bekletilince, cevizde
açıklamaktadır. Ancak cevizin
bulunan fitik asit ve lektin suya
kolesterol ve kardiyovasküler
geçer. Lektin bağırsak duvarına
hastalık üzerine olumlu etkileri göz
yapışarak bazı besinlerin emilimini
ardı edilemez. Ayaz ve arkadaşları
engeller ve bağırsak geçirgenliğini
tarafından 2015 yılında yapılan bir
arttırır. Yani cevizi suda bekleterek
çalışmada ceviz, ceviz suyu kürü ve
lektin ve fitik asiti ayrıştırmış
dislipidemi diyetinin dislipidemi
oluyoruz. Böylece cevizin
üzerindeki etkisi araştrılmıştır.
sindirilebilirliği de artmış oluyor.
Ceviz ve ceviz suyu kürünün
Fakat lektin ve fitik asit içeren suyu
dislipidemi üzerindeki etkisi
içmek size ne yazıkki yarardan çok
anlamsız bulunmuştur. Sadece
zarar getirebilir. Suda bekletmiş
dislipidemi diyetinin etkili olduğu
olduğunuz cevizi yiyin ama suyunu
bulunmuştur (5). Zayıflama
içmeyin. Veya hiç suda
diyetinde de sadece tek bir besini
bekletmeden 2 adet ceviz ve yanına
eklemek sizin zayıflamanızı
bir bardak su içebilirsiniz.
sağlamaz. Size özel olarak
Kolesterolün düşmesinde, sağlıklı
hazırlanmış, kalori kısıtlaması olan,
beslenmede, zayıflamada su çok
dengeli bir beslenme zayıflamanızı
önemlidir. Günlük su tüketiminiz
sağlayacaktır. Ceviz sağlıklı
yeterli miktarda olduğu sürece ve
beslenmenin içerisinde yer alan bir
sağlıklı beslendiğiniz sürece değişik
besindir. Zayıflamanın temelinde
kürlere ihtiyacınız kalmayacaktır.
de vücudu sağlıklı besleyerek,
Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi
olması gereken kilosuna ulaştırmak
öğrenmek istiyorsanız internette
olduğu için zayıflama diyetlerinde
yazan bilgileri uygulamak yerine
ceviz yer alabilir. Cevizin
bir diyetisyenden size özel
kabuğunda fitik asit bulunmaktadır.
beslenme planını öğrenebilirsiniz.
Fitik asit vücutta çinko, demir,
Böylece istediğiniz kiloya daha
kalsiyum gibi bazı minerallere
kolay bir şekilde ulaşabilir ve
bağlanarak emilmesini engeller.
hastalıklardan uzak yaşamınızı
Bunun sonucunda vücutta mineral
sürdürebilirsiniz.
KAYNAKLAR 1- Sánchez-González, C., Ciudad, C. J., Noe, V., & Izquierdo-Pulido, M. (2017). Health benefits of walnut polyphenols: An exploration beyond their lipid profile. Critical reviews in food science and nutrition, 57(16), 3373-3383. 2- Dikmen, D. (2015). Sert Kabuklu Kuruyemişler ve Sağlık Üzerine Etkileri. Beslenme ve Diyet Dergisi, 43(2), 174-182. 3- Pribis, P., & Shukitt-Hale, B. (2014). Cognition: the new frontier for nuts and berries. The American journal of clinical nutrition, 100 (suppl_1), 347S-352S. 4- Rock, C. L., Flatt, S. W., Barkai, H. S., Pakiz, B., & Heath, D. D. (2017). Walnut consumption in a weight reduction intervention: effects on body weight, biological measures, blood pressure and satiety. Nutrition journal, 16(1), 76. 5- Ayaz, T., Şahin, S. B., Şahin, O. Z., Özyurt, N., & AKIN, A. (2015). Dislipidemide Ceviz veya Ceviz Suyunun Yeri. Journal of Kartal Training & Research Hospital/Kartal Egitim ve Arastirma Hastanesi Tip Dergisi, 26(3). 6- Bilgiçli, N. (2002). Fitik Asitin Beslenme Açısından Önemi ve Fitik Asit Miktarı Düşürülmüş Gıda Üretim Metotları. Selcuk Journal of Agriculture and Food Sciences, 16(30), 79-83.
Dergimizin bu köşesinde gündemde olan, herkesin doğru bildiği beslenme yanlışlarından bahsediyoruz. Doğrusunu merak ettiğiniz beslenme bilgileri varsa bize mail aracılığı ile iletebilirsiniz. Böylece sonraki ‘Doğru Bilinen Yanlışlar’ köşesinde sizin göndermiş olduğunuz soruları araştırabiliriz.
Bilim ve Diyet - 14
MUCİZE BESİNLER ELMA
Dyt. Kübra ZEYDANLI Bazı insanların fruktoz diyip geçtiği şu güzelim meyve içinde 300'den fazla bileşik barındırıyor. Kendisi ayrı, çekirdeği ayrı kabuğu ayrı mucize! Bir tane orta boy elma yaklaşık 80 kalori enerji veriyor. Elmanın kabuğu neredeyse tamamen liften oluşuyor. İçinde kuersetin adında bir bileşik var ki son yıllarda üzerinde birçok bilimsel çalışma yapıldı. Hücrenin içindeki stres oluşumunu emgellemekte böylece her hastalığın başlangıcı diyebileceğimiz çok önemli tepkimelerin oluşumunu azaltmaktadır. Obezitenin, leptin direncinin, insülin direnci ve diyabetin oluşmasını, LDL ve oxLDL'nin (kötü kolesterol) artışını engellemektedir. Antikanserojendir. Bir çalışmada farelere 1-3-6 tane elma eşdeğeri verilmiş: Meme kanseri gelişme riski %17- %39- %44 oranında düşmüştür. Hatta elmanın meme kanseri olanlarda tümör miktarını 6 ay sonra %25 azalttığı bulunmuştur. Kuersetin özellikle prostat ve akciğer kanserinde etkili bulunmuştur. Lif içeriğiyle kolon kanserine karşı da koruyucudur. 5 yıl süren bir çalışmada polifenol alımının kalp astalıklarından koruduğu bulunmuştur. Çalışmada bu polifenollerin en önemlileri; soğan, elma ve çay olarak gösterilmiştir. Elma güçlü bir antioksidandır. Beyin aktivitesi üzerinde etkilidir. Oksidatif hasarı azaltarak Alzheimer gibi beyin hastalıklarında olumlu etkisi bulunur. Yaşlanmayı önler (Antiaging). Cildi güzelleştirir, cilde parlaklık verir.
Bilim ve Diyet - 15
TEPSİ BROWNİE Dyt. Şeyma YALÇIN
MALZEMELER 1 su bardağı tam buğday unu 1 su bardağı süt 6 yemek kaşığı kakao 1 tatlı kaşığı kabartma tozu 1 paket vanilin 250 gram (1 paket) kuru hurma 3 yemek kaşığı tahin ÜZERİ SOS İÇİN: 1 paket bitter çikolata 5-6 adet ceviz veya istenilen bir kuruyemiş
YAPILIŞI Hurmalar sıcak suda 15 dk bekletilir. Çekirdekleri çıkartılır ve blendırdan geçirilir. Daha sonra tahin ve süt eklenir tekrar blendırdan geçirilir. Un, kakao, vanilin ve kabartma tozu eklenir. En son yağlı kâğıt serili küçük kare bir borcam veya kaba spatula yardımıyla kek yayılır. 180 derece fırında (alt-üst) 20-22 dk pişirilir. Soğuduktan sonra üzeri için: çikolata benmari usulü eritilip en son dövülmüş cevizler eklenir. Çikolatanın soğumasını bekleyin (15-20 dk) servis ediniz. Afiyet olsunnn.
Bilim ve Diyet - 16
KAHVE VE SAĞLIK ÜZERİNE ETKİSİ
Stj. Dyt. Esra TOPAY
Kahvenin tarihi Afrika’da başlamış
birbirinden farklı kimyasal bileşime
ekstraksiyon aşaması hazırlanacak
olup ticaret, seyahatler, savaşlar
sahiptir. Arabica, daha fazla lipit
kahve türüne göre kaynatma,
yoluyla tüm dünyaya yayılmıştır.
içerirken, robusta ise daha fazla
demleme ve basınç uygulama
Kahve içme kültürü 11. yüzyıldan
kafein ve polifenol içermektedir
olarak değişiklik gösterir (8). Türk
günümüze kadar sosyal bir içecek
(3).Kahvenin olumlu ve olumsuz
kahvesi kaynatma, filtre (instant/
olma özelliği ile farklı akımlar
fizyolojik etkilerinin anlaşılması
hazır) kahve demleme, geleneksel
halinde taşınmıştır ve petrolden
için biyoaktif bileşenlerin vücuttaki
İtalyan kahvesi espresso ise basınç
sonra en yüksek ticaret payına
etkilerinin anlaşılması
yönteminin uygulandığı kahve
sahip ikinci ürün olarak
gerekmektedir (4). Bunlar
türlerine birer örnektir (9).
günümüzdeki yerini almıştır (1).
klorojenik asit, kafein, diterpenler,
Kavurma işlemi sırasında kahvede
Uluslararası Kahve Organizasyonu
kafeik asit, trigonellin ve
bulunan klorojenik asit içeriği
(International Coffee Organization)
melanoidindir (5). Kahve üretim
azalmaktadır. (10).
verilerine göre kahve tüketimi her
aşamaları sırayla kahve
yıl büyük bir ivmeyle artmaktadır
çekirdeğinin toplanması, kurutma,
Kahve ve Klorojenik Asit İçeriği
ve verilere göre ülkemiz kişi başı
kavurma, öğütme, ektraksiyondur.
Kahve antioksidan özelliğiyle öne
400 gr/yıl tüketim değeri ile
Bu aşamalar sonucunda son ürün
çıkan klorojenik asitten en zengin
dünyada 104. sırada yer almıştır
kahve elde edilir (6).
kaynak konumundadır (11).
(2). Kahve çekirdeğinin 2 ana
Kavurma işlemi sırasında kahvenin
Klorojenik asit kahvenin
kaynağı vardır. Bunlar Coffee
antioksidan polifenolleri içeriği
antioksidan özellik göstermesinde
arabica ve robusta olarak bilinen C.
azalmaktadır (7). Kahvenin öğütme
öne çıkan en önemli polifenoldür
carephore’dir. Bu iki yeşil çekirdek
aşamasından sonra gelen
(12).
Bilim ve Diyet - 17
Klorojenik asit, antioksidan ve
etkilerini göstermektedir. Ayrıca
antienflamatuar etkilerin yanı sıra
kafein denince akla ilk olarak
(12) anti-diyabetik, anti-kanserojen
kahve gelmesine rağmen çay, yeşil
ve anti-bakteriyel özellikleri ile
çay, kakaolu içecekler, enerji
sağlık üzerindeki olumlu etkilerini
içecekleri de diyetin kafein
göstermektedir (13).
kaynağıdır (14).
"Kahve antioksidan özelliğiyle öne çıkan klorojenik asitten en zengin kaynak
Diğer bir yandan, reaktif oksijen türleri ve inflamasyonun
Kahve ve Diterpenler İçeriği
kardiyovasküler hastalıklar,
Kahveol ve kafestol bu grupta yer
diyabet, kanser gibi kronik
almaktadır. Bu iki molekülün etkisi
hastalıkların patogenezinde yer
daha çok kahvenin hazırlama
aldığı da bilinmektedir. Klorojenik
yöntemine göre değişmektedir.
asit, serbest radikalleri temizleyerek
Kaynatılarak hazırlanan Türk
oksidatif stresle savaşabilen, metal
kahvesinde ve french press kahve
şelatör görevi gören, lipit
türlerinde diğer kahve türlerine
peroksidasyonunu azaltır. Bu
göre yüksek konsantrasyonda
sayede plazmanın antioksidan
bulunurlar. Bunun nedeninin su ve
kapasitesini arttırır (13).
kahve etkileşiminin fazla olması olarak gösterilmektedir.
Kahve ve Kafein İçeriği
Filtre ve instant kahve türlerinde
Kafein merkezi sinir sistemi
ise işleme sürecinde
uyarma, metabolizma ve solunum
uzaklaştırılmaktadır. Özellikle
hızında artma, termojenik etki,
filtre kahvede kahveol ve
diüretik etki ve kan basıncında akut
kafestolün filtre kağıdından çok az
yükselme olarak fizyolojik
miktarda geçtiği belirtilmiştir (16).
konumundadır.”
KAYNAKLAR 1. Kaya, G., Toker, S. (2019), Kahve Tüketim Alışkanlıklarının İncelenmesi: İstanbul Örneği, International Journal of Economics, Politics, Humanities & Social Sciences, 2(3), 2636-8137. 2. International Coffee Organization, Latest facts and figures about the global coffee trade from the International Coffee Organization, 2015. 3. Cagliani LR, Pellegrino G, Giugno G, Consonni R. 2013. Quantification of Coffea arabica and Coffea canephora var. robusta in roasted and ground coffee blends. Talanta 106:169–173. 4. A. Cano-Marquinaa, J.J. Tarínb, A. Canoc, The impact of coffee on health, 2013, Maturitas, 75, 7–21.
Tablo 1: Kahve türlerinin kafein bileşimi (14,15)
5. Iziar A. Ludwig et. Al., Coffee: biochemistry and potential impact on Health, Food Funct., 2014, 5, 1695–1717. 6. Parliament TH, Stahl HB. 2005. What makes the coffee smell so good? Chem Tech 25:38–47. 7. Saltan, F.Z, Kaya H. (2018), Kahve: Bir Farmakognozik Derleme, FABAD J. Pharm. Sci., 43, 3, 279-289 8. Yüksel Z, Avcı E, Erdem YK. (2010), Characterization of binding interactions between green tea flavonoids and milk proteins. Food Chem 121:450–456. 9. Parras P, Martı´nez-Tome´ M, Jimenez AM, Murcia MA. (2007), Antioxidant capacity of coffees of several origins brewed following three different procedures. Food Chem 102:582–592. 10. J. Godos et al., 2014, Coffee components and cardiovascular risk: beneficial and detrimental effects, Food, Science and Nutrition, 65/8, 925-936. 11. Nkondjock, A. (2009). Coffee consumption and the risk of cancer: An overview. Cancer Letters, 277(2), 121– 125. 12. George SE, Ramalakshmi K, Mohan Rao LJ (2008) A perception on health benefits of coffee. Crit Rev Food Sci Nutr 48(5):464–486.
Bilim ve Diyet - 18
Kahve ve Sağlık İlişkisi
sorumlu CYP450 enzim sisteminin
Kahvenin sağlık üzerindeki
indüksiyon ve inhibisyonu, bireysel
olumsuz etkileri kafein içeriğine
faktörler (vücut ağırlığı, cinsiyet,
bağlı olarak kan basıncındaki artış
yaş vb.), karaciğer hastalığı varlığı
(17) ve diterpen içeriğine bağlı
ve kafeinin bağlandığı adenozin
olarak da serum kolesterol
reseptör sayısı (21).
seviyelerini yükseltmesiyle (10)
Kahve ve tip 2 diyabet arasındaki
ilişkilendirilmiştir. Ancak
ilişki ise özellikle kahvenin
diterpenler üzerine yapılan
içeriğindeki kafein ve klorojenik
çalışmalarda çakışan sonuçların
asit içeriğine dayandırılmaktadır.
varlığı nedeniyle daha çok
Klorojenik asitin adenozin
araştırmaya ihtiyaç olduğu
monofosfat aktive edici protein
kaynaklarda belirtilmektedir (16).
kinazı aktive ederek hücresel enerji
Kahvenin sağlık üzerine olumlu
dengesini düzenleyici, hepatik
etkileri insülin duyarlaştırıcı (18)
glukoz üretimini ve yağ asiti
ve antienflamatuar (19) ve
sentezini baskılayarak yararlı
antioksidan etkilere sahip biyoaktif
metabolik etkilere öncü olduğu
bileşikler içermesiyle (özellikle
raporlanmıştır (22). Ayrıca,
klorojenik asitler grubu)
klorojenik asit gibi kahvenin
ilişkilendirmektedir.
içerisindeki antioksidanların
Görüş farklılıklarının oluşmasını
glukoz metabolizmasını ve
çekirdek halden tüketime kadar
insülin duyarlılığını
olan kahve işleme süreçleri,
geliştirebileceği kabul edilmektedir
kahvenin hazırlanma yöntemi,
(23). Diyabet oluşumunu
kahve çekirdeğinin türü ve kahve
engelleyici olarak diğer bir
bileşikleri gibi faktörler
mekanizma intestinal glikoz
etkilemektedir (5).
emilimini inhibe etmesi olarak
Kahve tüketimi ve kardiyovasküler
görülmektedir. Bunu karbonhidrat
hastalıklar, hipertansiyon arasındaki
sindiriminden sorumlu 2 anahtar
ilişkiyi inceleyen çalışma sonuçları
enzim olan a-amilaz (24) ve
değerlendirildiğinde; 3 farklı
a-glikosidaz (25) enzimlerini
hipotez kurulabilmektedir. İlki
inhibe ederek yaptığı
düzenli kahve tüketim alışkanlığı
raporlanmıştır.
13. Tajik N, Tajik M, Mack I, Enck P, 2017, The potential efects of chlorogenic acid, the main phenolic components in cofee, on health: a comprehensive review of the literatüre, Eur J Nutr., 56:2215– 2244. 14. Nieber, K. (2017), The Impact of Coffee on Health, Planta Med, 83(16): 1256-1263 15. Diyetisyen Dünyası 16. Saniye Sözlü ve ark., 2017, Kahve Tüketimi ve Bazı Hastalıklarla İlişkisi, Sdü Sağlık Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 8/2, 3339 17. Rodríguez-Artalejo, F., LópezGarcíave, E. (2018), Coffee Consumption and Cardiovascular Disease: A Condensed Review of Epidemiological Evidence and Mechanisms, J. Agric. Food Chem., 66, 5257−5263. 18. van Dam RM, Feskens EJM. Coffee consumption and risk of type 2 diabetes mellitus. Lancet. 2002;360(9344): 1477– 1478. 19. Kempf K, Herder C, Erlund I, et al. Effects of coffee consumption on subclinical inflammation and other risk factors for type 2 diabetes: a clinical trial. Am J Clin Nutr. 2010;91(4): 950– 957. 20. Zhao Y, Wang J, Ballevre O, Luo H, Zhang W. 2012. Antihypertensive effects and mechanisms of chlorogenic acids.
olan bireylerin kafeine karşı bir
Hypertens Res 35: 370–374. 21. Miners JO, McKinnon RA. 2000. CYP1A. In: Levy RH, Thummel KE, Trager WF, Hansten PD, Eichelbaum ME, editors. Metabolic drug interactions. New York (NY): Lippincott Williams & Wilkins. p 61–73. 22. Ong KW, Hsu A, Tan BK. 2013, Antidiabetic and anti-lipidemic effects of chlorogenic acid are mediated by ampk activation. Biochem Pharmacol, 85, 1341–1351. 23. O’Keefe JH, Bhatti SK, Patil HR, DiNicolantonio JJ, Lucan SC, Lavie CJ. Effects of habitual coffee consumption on cardiometabolic disease, cardiovascular
tolerans geliştirmiş ve kan
Sonuç olarak; kahve tüketimi ve
basıncında ılımlı etkilere sahip
sağlık üzerindeki etkileri
olabileceğidir. İkinci olarak ise
değerlendirildiği takdirde
kahvenin içeriğindeki antioksidan
EFSA(European Food Safety
aktivite gösteren fenolik bileşenler,
Authority)’nın önerisi olarak
minerallerlerin kafeinin pro-
sağlıklı bireylerde günde 4 bardak
hipertansif etkisini
ılımlı kahve tüketimi (diğer kafein
engelleyebileceği yönündedir (20).
kaynakları tüketilmeksizin,
Üçüncü olarak ise kafeine olan
yaklaşık 300- 400 mg kafein)
duyarlılığın bireyden bireye
yeterli ve dengeli bir diyetin
değişebileceği yönündedir. Bireysel
parçası olabilir. Ancak gebeler için
duyarlılık 5 farklı faktöre bağlıdır:
ise tüm kaymaklardan alınan kafein
EFSA Panel on dietetic products, nutrition
genetik polimorfizim, karaciğerde
miktarı 200 mg olarak
and allergies (NDA). Scientific opinion on
kafeinin metabolize olmasından
sınırlandırılmalıdır (26).
health, and allcause mortality. J Am Coll Cardiol 2013; 62(12): 1043-51. 24. Narita Y, Inouye K. 2009. Kinetic analysis and mechanism on the inhibition of chlorogenic acid and its components against porcine pancreas alpha-amylase isozymes I and II. J Agric Food Chem 57: 9218–9225. 25. Adisakwattana S, Chantarasinlapin P, Thammarat H, Yibchok-Anun S. 2009. A series of cinnamic acid derivatives and their inhibitory activity on intestinal alpha-glucosidase. J Enzyme Inhib Med Chem 24:1194–1200. 26. European Food Safety Authority.
Bilim ve Diyet - 19
the safety of caffeine. EFSA Journal 2015; 13: 4102–4107
Dyt. Büşra ÖZKANOĞLU
olmadığımız bir kavram haline geldi. Mevcut beslenme biçimimiz, çeşitliliği zayıf, tarımsal yoğunluğu destekleyen ve teşvik eden, obezite salgınına karşı küresel bir eğilimi kötüleştiren yüksek enerjili besinlere dayandığı için sürdürülebilirliğe aykırı olarak ele alınmaktadır. Peki bu sürdürülebilirlik nedir? FAO; ‘sürdürülebilir beslenme, doğa ve insan kaynaklarını en iyi şekilde kullanırken, biyolojik çeşitliliğe ve ekosisteme karşı koruyucu ve saygılı, kültürel olarak kabul edilebilir, ulaşılabilir, ekonomik ve satın alınabilir, besinsel açıdan yeterli, güvenilir diyetlerdir’ şeklinde tanımlamaktadır. Yani beslenme aslında birçok yönden sağlığımızı etkilediği kadar tarımı, ekonomiyi, kültürü ve en önemlisi gelecek neslin şartlarını etkilemektedir. Bu yüzden sürdürülebilir beslenmenin pek çok açıdan bir yaşam biçimi olarak benimsenmesi gerektiği ortadadır. Peki bu beslenme biçimini hayatımıza dahil etmek için neler yapmalıyız? *Yeterli, dengeli ve çeşitli şekilde beslenmeli *Hayvansal kaynaklı proteinlerin (yumurta, et, süt vb.) yerine bitkisel protein kaynaklarını tercih etmeli * Özellikle en çok karbon ayak izine neden olan büyükbaş hayvan etini sınırlandırmalı *Sürdürülebilir balıkçılık ile mevsiminde avlanmış balıkları tercih etmeli *Günde en az 5 porsiyon sebze meyve tüketmeli *Mevsiminde besin tüketmeli ve ithal besinlerden uzak durmalı *Baklagillerin, tam tahılların tüketimini arttırmalı * Fındık, ceviz veya badem gibi yağlı tohumlara beslenme de yer vermeli *Yerel besinleri tüketmeye ve yerel üreticiden satın almaya özen göstermeli * Satın aldığımız besinleri doğru koşullarda muhafaza etmeli ve israf etmemeli *Poşet, plastik vb kullanımını azaltmalı geri dönüşüme izin veren ürünleri tercih etmeli Sonuç olarak ‘sürdürülebilir beslenme’ konusunda daha fazla bilinçlenmeli ve bir adım da biz atarak sürdürülebilirliğe destek olmalıyız.
Bilim ve Diyet - 20
SÜRDÜRÜLEBİLİR BESLENME
Sürdürülebilir beslenme, artık günümüzde çok da uzak
TAMAMLAYICI BESLENMEYE GEÇİŞ DÖNEMİ Stj. Dyt. Kübra KÜÇÜKÇERÇİ
Bebeğin hem böbrek hem de gastrointestinal fonksiyonları besinleri metabolize edebilecek olgunluğa 4. aydan sonra ulaşmaktadır. İlk 6 ay sadece anne sütü bebeğin ihtiyaçlarını karşılamaktadır, tamamlayıcı besinlere 6. ayda başlanmalıdır. Ancak bazı bebekler 6. aydan önce tamamlayıcı besine ihtiyaç duyabilir. Bu durumda doktor ve diyetisyen kontrolünde 4-6 ay arasında başlanabilmektedir. Tamamlayıcı besinlerle birlikte anne sütü verilmeye devam edilmelidir!
Bilim ve Diyet - 21
İLK 6 AY SADECE ANNE SÜTÜ Anne sütü ile beslenen bebeklerde allerji ve kronik hastalık görülme riski daha azdır. Solunum sistemi enfeksiyonları ve astım görülme riski daha azdır. Anne sütü alan bebeklerde gastrointestinal enfeksiyonlar, menenjit, bakteriyemi görülme riski daha azdır. Anne sütü alan çocuklarda obezite riski daha düşüktür. Anne sütü probiyotik özelliklerinden dolayı bebeğinizi enfeksiyonlardan korur. Anne sütü düşük sodyum ve protein içeriğiyle böbrekleri yormaz. İlk 6 ay bebeğin protein ihtiyacını karşılamak için tek başına yeterlidir. Anne sütü; içeriğindeki proteinlerin vücut proteinlerine dönüşüm oranı %100 olan tek besindir.
Kaynak: Fewtrell et al. (2017). Complementary Feeding: ESPGHAN. Journal of Pediatric Gastroenterology and Nutrition, 64(1), 119–132.
Bilim ve Diyet - 22
PSİKOLOĞUN KÖŞESİ Uzm. Psk. Rabia Betül KARAHAN
YEME BOZUKLUKLARI Hayatta kalmak için en temel gereksinimlerimizden biri olan beslenme; biyolojik, psikolojik ve toplumsal bileşenlerin bütününden oluşur. Bu faktörler insanların beslenme biçimlerinde değişikliklere sebep olmaktadır. Günümüzde yeme bozuklukları en yaygın olan psikolojik rahatsızlıkların başında gelir. Yeme bozuklukları içerisinde anoraksiya nervoza, bulimiya nervoza ve son yıllarda tanımlanan tıkınırcasına yeme bozukluğu gibi psikiyatrik hastalıklar bulunmaktadır. Bu hastalıklar ruhsal kaynaklı olmasına rağmen bedensel belirtileri ön planda ciddi bir ruhsal problemdir. İnsanların yeme bozuklukları geliştirmesi birçok nedenle bağlantılıdır. Aile içi şiddet, düşük benlik saygısı, duygu durum bozuklukları, madde kullanımı, obezite, Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB), depresyon, kötü olaylara maruz kalma gibi yaklaşımlarla açıklanmaktadır.
Amerikan Psikiyatri Birliği’nin 2014 yılında güncellenmiş DSM-V kriterleri olarak yayınlanan Psikiyatrik Hastalıklar Tanısal ve İstatiksel El Kitabı’nda “Beslenme ve Yeme Bozuklukları” son olarak aşağıdaki gibi sınıflandırılmıştır: 1. Anoreksiya Nervoza 2. Bulimiya Nervoza 3. Tıkanırcasına Yeme Bozukluğu 4. Pika 5. Geri Çıkarıp Çiğneme (Ruminasyon) 6. Kaçıngan/ Kısıtlayıcı Yeme Bozukluğu
İlk olarak bu yazımızda beslenme ve yeme bozuklukları hastalıklarından anoreksiya nervozadan başlayarak nelerin bu hastalığa sebep olduğunu inceleyeceğiz. İlerleyen yazılarda diğer yeme bozukluklarından da bahsedeceğiz.
ANOREKSİYA NERVOZA Aşırı derecede zayıf olmalarına karşın yine de aynada kendilerini aşırı şişman görürler. Kilo almaktan ve şişman olmaktan aşırı korkarlar. Bazen günde sadece bir elma veya sadece su ile beslenmelerini yaparlar çünkü aldıkları her kalorinin onları aşırı şişman yapacağı düşüncesine sahiptirler. Eğer çevrenizde anoreksiyalı insanlar varsa onlara bir uzmana başvurması hakkında bilgilendirelim. Psiko destek ve doktor yardımı alan insanlar kendilerini daha iyi hissederler.
Bilim ve Diyet - 23
Dünya Sağlık Örgütü sınıflandırmasına göre;
Hastalığın bazı özellikleri şunlardır: Aşırı zayıf olmalarına rağmen kilo almaktan aşırı derecede korkma, Vücut dış görünüşüne dair düşünce bozukluğu ve kendi düşüncesine tamamen bağlanma, Normal kiloda kalmayı devamlı reddetmek, Kiloyu takıntı haline getirmek, Kilo alımını engellemek için farklı birçok yola başvurmak (kusmak, idrar söktürücü kullanmak), Zamanla birlikte adet görememe, Nefes almada zorlanma, Kansızlık ve diğer sağlık sorunlarına neden olur.
Anoreksiya nervozanın tedavisi çeşitli şekillerde yapılabilir. Öncelikli olarak bir doktora başvurulmalı ve bedenin genel özelliklerini içerecek olan chech-up yaptırılmalıdır. Doktorlar genel fiziksel eksiklikleri göz önüne alarak iyileşme sürecine büyük katkı sağlayabilir. Doktor bireyi mutlaka bir uzman psikiyatriste ve sağlıklı bir kilo alım süreci için diyetisyene yönlendirecektir. Böylelikle kişi hem psikolojik hem de fiziksel olarak daha sağlıklı bir bakış açısına ve görünüme sahip olabilecektir. Hastalığın tedavisinin, ciddi ve uzun uğraşlar gerektiren bir süreç olduğu ve düzenli aralıklarla kontrollerin yapılması gerektiği unutulmamalıdır.
Yararlanılan Kaynaklar: http://www.psikiyatri.org.tr/halka-yonelik/32/yeme-bozukluklari https://nptipmerkezi.com/yeme-bozukluklari Fairburn CG, Mphil DM, Cooper Z ve ark. (1999) Risk factors for anorexia nervosa: Three integrated case-control comparison. Arch Gen Psychiatry, 56:468-476. https://www.e-psikiyatri.com/her-yonuyle-anoreksiya-nervoza
Bilim ve Diyet - 24
Dünya'nın yıllık yiyecek üretiminin 3'te 1'i yani yılda 1,3 milyar ton gıda israf ediliyor.
İSRAF ETME!
İsraf edilen gıda, dünyada açlık çeken 868 milyon insanı doyurmaya yetecek miktarın 4 katı.
Gıda israfı her yıl yaydığı 3,3 milyon ton karbondioksit ile iklim değişikliğine sebep olmakta. Bilim ve Diyet - 25
Dyt. Zeyneb YILDIRIM
Canlıya, besine ne kadar saygı duyuyoruz? Bir yemeği atmadan önce onun nereden geldiğini ne kadar düşünüyoruz ya da düşünüyor muyuz? Dünya genelinde ortalama bir tabak yemek önümüze gelene kadar 1600 km yol yapıyor. Dünya’nın yaklaşık %40’ı bizi doyurmak için kullanılıyor. Her gün 10 milyar insana yetecek kadar gıda üretiliyor. Her 9 kişiden 1’i yaşamını sağlıkla sürdürebilmesi için gerekli olan besinlere ulaşamazken dünyanın yıllık yiyecek üretiminin üçte biri çöpe gidiyor yani her yıl 1,3 milyar ton gıda israf ediliyor. İsraf edilen gıda dünyada açlık çeken 868 milyon insanı doyurmaya yetecek miktarın 4 katı. İsraf edilen gıdaların ekonomik değeri yaklaşık 1 trilyon dolar. Eğer gıda israfı bir ülke olsaydı, bu ülke ABD ve Çin’den sonra dünyanın en çok karbondioksit üreten ülkesi olacaktı. Gıda israfı yaklaşık 3,3 milyar ton karbondioksit yaymakta ve bunun etkisi ile küresel iklim değişikliği hızlanmaktadır. Bu süreçte bilinmesi gereken ve farkındalık oluşturması gereken konu, gelecek nesiller ve dünya için konunun ne derece önemli olduğuna dikkat çekmek olmalıdır.
Kaynak: Artık, N., Şi reli , T., Türkyılmaz, M., 2016. Gıda israfı, açlık sorunu ve sürdürüleb lilir gıda projeksi yonları. Ankara Halk Ekmek ve Un Fabr ikası A.Ş. Ekmek Derg isi, 111-125.
Bilim ve Diyet - 26
NİSAN
Erik * Çilek * Çağla * Elma
MAYIS
Erik * Çilek * Çağla * Elma * Böğürtlen
HAZİRAN
Çilek * Şeftali * Dut * Kayısı * Kiraz * Yeni Dünya * Yeşil Erik * Ahududu
MEYVELER
NİSAN
Bakla * Bezelye * Biberiye * Brokoli * Dereotu * Ebegümeci * Enginar * Havuç * Isırgan Otu * Ispanak * Kuşkonmaz * Limon * Marul * Pancar * Roka * Semizotu * Şalgam * Taze Soğan * Tere * Nane * Maydanoz
MAYIS
Asma Yaprağı * Bakla * Barbunya * Bezelye * Biberiye * Deniz börülcesi * Domates * Taze Soğan * Nane * Ebegümeci * Enginar * Hindiba * Marul * Semizotu * Taze Soğan * Isırgan Otu * Roka * Kuşkonmaz * Madımak
HAZİRAN
Asma Yaprağı * Bakla * Bamya * Bezelye * Börülce * Biber (Çarliston ve Dolmalık) * Dereotu * Domates * Enginar * Taze Fasulye * Marul * Patates * Rezene * Taze Kabak * Salatalık * Semizotu * Taze Soğan
SEBZELER
DEPRESYON VE İŞLENMİŞ ÜRÜNLER
Dyt. Aslıhan KOÇ
İşlenmiş Besin Tüketimi
nüfusunun % 4,4’ünün
hastaların diyetlerinin önemli bir
Depresyonu Tetikler mi?
depresyondan muzdarip olduğu,
ortak özelliği de yine bu besin
Depresyon günümüzde çok yaygın
2015 yılında depresif bozuklukların
maddelerinden eksik olmalarıdır.
görülen zihinsel bozukluklardan
dünya genelinde 50 milyondan
Diğer yandan depresif bireyler
biridir. Dünya Sağlık Örgütü
fazla insanı etkilediği tahmin
genelde kötü gıda seçimleri yaparak
depresyonu; en az iki hafta boyunca
edilmektedir. Depresyon ölüm
depresyona katkıda bulunabilecek
günlük aktiviteleri yapamamaya
riskini de etkilediği için büyük bir
yiyecekleri tüketirler. Sonuç olarak
eşlik eden, kalıcı hüzün ve
halk sağlığı sorunudur (2,3,4).
beslenme depresyonun oluşumunda
normalde zevk aldığınız aktivitelere
Birçoğumuz beslenme
olduğu kadar ciddiyeti ve süresinde
olan ilginin kaybı ile karakterize
yetersizlikleri ile fizyolojik hastalık
de kilit bir rol oynayabilmektedir
yaygın bir zihinsel bozukluk olarak
arasındaki bağlantıyı kolayca
(4).
tanımlamıştır (1). Depresyonun
anlayabilirken çok azımız beslenme
biyokimyasal bazlı ve duygusal
ve zihinsel bozukluklar arasındaki
Depresyon-Diyet İlişkisi
köklü olduğu düşünülmektedir.
bağlantının farkındadır. Birçok
Birçok araştırma depresyon ve
Depresyon dünya çapında 350
Asya ve Amerika ülkesinde genel
metabolik sendrom, obezite, tip 2
milyondan fazla insanı
popülasyonun diyeti çoğu besleyici
diyabet ve kardiyovasküler
etkilemektedir ve diğer ruh sağlığı
maddeden, özellikle de temel
hastalıklar arasındaki ilişkiyi
problemleri ile birlikte, küresel
vitamin, mineral ve omega-3 yağ
kuvvetle desteklemektedir. Yakın
engellilik için ana katkıyı
asitlerinde genellikle eksiktir.
tarihli prospektif çalışmalar, yüksek
oluşturmaktadır. Dünya
Zihinsel bozukluklardan muzdarip
fast-food tüketimi, unlu mamuller
Bilim ve Diyet - 29
ve tatlılar gibi 'işlenmiş bir gıda
ortaya çıkmış olur. Son olarak,
modelinin' daha yüksek bir
bitkisel yağlarda baskın olan
depresyon riski ile ilişkili olduğunu
omega-6 batı diyetinde, genellikle
göstermiştir (3,4).
fast-food gibi ticari ürünlerde,
Fast-food ve unlu mamüllerdeki
tahılla beslenen hayvan ürünlerinde
trans yağ asitlerin yüksek içeriği,
bolca bulunur. Omega-6
bu diyet modellerinin potansiyel
proinflamatuar serinin temel
olumsuz etkilerinin temel sebebidir.
öncüsüdür. Periferik kandaki
Trans yağ asitleri LDL-
omega-6 ve omega-3 dengesizliği,
kolesterolün artması, HDL-
majör depresyon patofizyolojisi ile
kolesterolün azalması, pro-
ilişkili olan pro-inflamatuar
enflamatuar değişiklikler ve endotel
sitokinlerin aşırı üretilmesine
disfonksiyonu ile ilişkilidir. Bu
neden olabilir (4).
olumsuz biyolojik değişiklikler,
Bu konuda yapılmış en kapsamlı
"Ultra işlenmiş
depresyon üzerinde olası zararlı
çalışmalardan biri olan Fransa'da
besinler NOVA
etkilere katkıda bulunabilir. Ayrıca
yapılan Nutri Net Sante
'işlenmiş gıda diyeti', tipik olarak
çalışmasında beslenme önerilerini
yüksek bir serbest radikal üretimi
yansıtan birçok diyet indeksinin
ve pro-inflamatuar durumların yanı
depresif semptomlar geliştirme
sıra bağırsak geçirgenliğine sebep
riski ile ilişkisi gözlemlenmiştir.
olabilir . Bunlara ek olarak doymuş
Sosyodemografik veriler ve yaşam
yağ asitleri veya toplam yağ
tarzı verileri için düzenlenen ana
bakımından zengin diyetler zayıf
modelde, diyetteki ultra işlenmiş
bilişsel yetenek ile de ilişkilidir.
besin* yüzdesi ile depresif
Yeni bir ön-klinik çalışma, şeker ve
belirtilerin riski arasında güçlü ve
yağ açısından zengin bir diyet ile
doğrusal bir ilişki gözlenmiştir.
ağırlık değişikliklerinden bağımsız
Diyetteki ultra işlenmiş besin
hipokampal inflamasyonda bir
yüzdesindeki % 10'luk artış,
artışla ilişkili olduğu, hipokampusa
depresif belirtilerdeki % 21 artış ile
bağlı bellek bozukluğu ve oksidatif
ilişkiliydi. Beslenme düzenleri ve
stresle sonuçlandığını gösterdi (4).
diyetle alınan besin ögeleri için
Depresyon kronik düşük dereceli
(karbonhidratlar, lipitler ve
bir enflamatuar yanıtla
sodyum), hastalık durumları veya
ilişkilendirilirken, daha yüksek
CDS skoru için daha fazla
seviyelerde sistemik inflamasyon
düzeltme yapıldığında bile ilişki
depresyon riskini artırabilir. Batı
büyük ölçüde değişmedi.
diyet modelinin güçlü bir
Takip sırasında antidepresanların
inflamasyon kaynağı ve daha
kullanımı ve CES-D skorunun
yüksek CRP seviyeleri ile ilişkili
temel değerinin hesaplanmasından
olduğu gösterilmiştir. Ek olarak,
sonra ilişki zayıfladı ancak yinede
'Batı' diyeti yüksek glisemik
önemli kaldı. Ultra işlenmiş besin
indeksli gıdalar ve yüksek glisemik
tüketimi ve depresyon arasındaki
yüklü besinler içerir. Yüksek
bağlantı kısmen işlenme sırasında
glisemik indeksli gıdalar metabolik
kullanılan veya üretilen bazı besin
bozukluklarla ve oksidatif stresin
olmayan bileşenlerin etkisiyle
artmasıyla ilişkilidir. Bunlar DNA
açıklanabilir. Ultra işlenmiş
hasarı ve telomer kısalmasına sebep
besinlerin içeriğindeki katkı
olur, sonuçta majör depresyon
maddeleri (özellikle emülgatörler),
Bilim ve Diyet - 30
sınıflandırılmasına göre kategorize edilmiş olan 4 grup besini kapsamaktadır. Örneğin; gazlı içecekler, işlenmiş et, bisküvi,kurabiye, şekerleme, 'hazır' paketlenmiş çorbalar ve erişte, tatlı veya tuzlu paketlenmiş aperatifler, şekerli süt ve meyve içecekleri vb."
zihinsel sağlık ile önemli ilişkiler
depresyon gelişme riski ile
gösterdiği öne sürülür, ayrıca bu
doğrudan ilişkili olduğu
besinler bağırsak mikrobiyotasında
gösterilmiştir. Akdeniz
değişikliklere neden olabilecek
popülasyonunda yapılan bu
moleküller içerir. Bu çalışmaya
çalışmada, ultra işlenmiş besin
göre ultra işlenmiş besinlerin
tüketiminin en yüksek olduğu
depresyon üzerindeki spesifik rolü,
katılımcılar, izlem sırasında en
besleyici olmamasının ötesinde,
düşük tüketime sahip katılımcılara
besleyici olmayan bileşenlerin
göre % 31 daha fazla depresyon
neden olduğu mikrobiyotadaki
gelişme riski göstermişlerdir (2).
değişiklikler, özellikle bağırsakta
Gebeler üzerinde yapılan ve 2019
dysbiosisi tetikleyebilen ve
yılında yayınlanan bir çalışmaya
bağırsaktaki enflamatuar süreçlere
görede belirlenen 4 diyet düzeni
aracılık edebilen öncülere da bağlı
arasında geleneksel ve sağlıklı diyet
olabilir . Örneğin birçok besinde
modellerine daha fazla uyumu olan
beyazlatıcı bir nanoparçacık olarak
kadınlar, bu beslenme düzenlerine
kullanılan TiO2 bir hayvan
daha az bağlı olanlar ile
modelinde incelenmiş ve
karşılaştırıldığında, kendilerini
nöroenflamasyon ile ilişkili
depresyonda veya üzgün hissetme
bulunmuştur . Yine bazı hayvan
ihtimallerinin daha düşük olduğu
çalışmalarından elde edilen
belirlenmiştir (6).
"Bazı gıda katkı maddelerinin (örneğin monosodyum glutamat) anksiyete ve depresyon semptomlarına yol açabileceği veya depresör uyaranlarına duyarlılığını artırabileceği gösterilmiştir."
bulgular, bazı gıda katkı maddelerinin (örneğin
Depresyonun Diyet Tedavisi
monosodyum glutamat), anksiyete
Depresyon için şimdiye kadar farklı
ve depresyon semptomlarına yol
tedaviler önerilmiş olsa da,
açabileceğini veya depresör
depresyon tedavisi pahalıdır, kötü
uyaranlarına duyarlılığını
terapötik sonuçlarla ilişkilidir,
artırabileceğini göstermiştir (5).
depresif atakların seyri üzerinde
İspanya'da 14.000'den fazla kişinin
zararlı etkileri bulunmaktadır ve
takibinin yapıldığı SUN Projesi
ciddi yanetkiler oluşturabilmektedir.
kohortu verilerine göre de daha
Öte yandan, kapsamlı deneysel ve
yüksek bir ultra işlenmiş besin
klinik çalışmalar, beslenme
tüketiminin, takip sırasında
müdahalesinin yaşam kalitesini
"İspanya'da 14.000'den fazla kişinin takibinin yapıldığı SUN Projesi kohortu verilerine göre daha yüksek ultra işlenmiş besin tüketiminin depresyon gelişme riski ile doğrudan ilişkili olduğu gösterilmiştir."
Bilim ve Diyet - 31
arttırmanın yanı sıra hastalığın
kepekli tahıllar, fındık ve tohum
KAYNAKLAR 1- https://www.who.int/mental_health/
başlangıcını ve ilerlemesini
tüketiminizi artırın. Bu besinler lif
yavaşlatmakta ümit verici bir rol
bakımından yüksek, doymuş ve
2-Rao TS, Asha MR, Ramesh BN, Rao
oynadığını göstermiştir (7).
trans yağ asidi bakımından düşük
KS. Understanding nutrition, depression
Zihinsel bozuklukları olan
olduğu için diyetin büyük kısmını
hastalarda görülen en yaygın
oluşturmalıdır.
beslenme yetersizlikleri, omega – 3
3. Omega-3 PUFA'lar açısından
yağ asitleri, B vitaminleri,
zengin gıda tüketimi ekleyin.
mineraller ve nörotransmitere öncü
Balık, omega-3 PUFA'ların ana
olan amino asitlerin
kaynaklarından biridir ve daha
yetersizlikleridir. Demografik
yüksek balık tüketimi, düşük
çalışmalar yüksek balık tüketimi ile
depresyon riski ile ilişkilidir.
düşük zihinsel bozukluk insidansı
4. İşlenmiş gıdalar, 'hızlı’
arasında bir bağlantı olduğunu
hazırlanan gıdalar, pastane ürünleri
göstermektedir; bu düşük insidans
ve tatlı alımınızı sınırlayın. Bu
oranı, omega – 3 yağ asidi alımının
yiyecekler, trans yağ asitleri,
doğrudan sonucudur. Her biri
doymuş yağ, rafine karbonhidrat ve
beslenme ve psikiyatri
ilave şeker bakımından yüksektir
araştırmalarında önemli bir
ve lif bakımından düşüktür. Bu
uzmanlığa sahip olan yazarlarla
yiyeceklerin tüketimi gözlemsel
Lívia Castro, & Sartorelli, Daniela Saes.
yapılan güncel kanıtlardan ve
çalışmalarda artmış bir depresyon
(2019). Association of dietary patterns and
tartışmalardan beş öneri ortaya
riski ile ilişkilendirilmiştir.
çıkmıştır. Bunlar aşağıda
5. Sağlıksız yiyecekleri sağlıklı,
özetlenmiştir ve daha ayrıntılı
besleyici yiyeceklerle değiştirin.
olarak ele alınmıştır:
Sağlıklı beslenme düzenleri
1. Akdeniz, Norveç veya Japon
(örneğin meyveler, sebzeler,
diyetleri gibi 'geleneksel' diyet
kepekli tahıllar ve balık) ve
modellerini takip edin. Mevcut
sağlıksız beslenme düzenleri
kanıtlar, geleneksel beslenme
(örneğin tatlılar, alkolsüz içecekler,
alışkanlıklarının pozitif zihinsel
kızarmış yiyecekler, rafine tahıllar
sağlık için faydalı olabileceğini
ve işlenmiş etler) sırasıyla düşük
göstermektedir.
ve yüksek depresif belirtilerin
2. Meyve, sebze, baklagiller,
belirleyicileridir (4).
management/depression/en/
and mental illnesses. Indian J Psychiatry. 2008;50(2):77–82. DOI:10.4103/00195545.42391 3-Gómez-Donoso, C., Sánchez-Villegas, A., Martínez-González, MA ve diğ. Eur J Nutr(2019). doi: 10.1007/s00394-01901970-1 4-R.S. Opie, C. Itsiopoulos, N. Parletta, A. Sanchez-Villegas, T.N. Akbaraly, A. Ruusunen & F.N. Jacka (2017) Dietary recommendations for the prevention of depression, Nutritional Neuroscience, 20:3, 161-171, DOI: 10.1179/1476830515Y.0000000043 5-Adjibade, M., Julia, C., Allès, B. et al. Prospective association between ultraprocessed food consumption and incident depressive symptoms in the French NutriNet-Santé cohort. BMC Med 17, 78 (2019) doi:10.1186/s12916-019-1312-y 6-Badanai, Nayla de Lourenço, Zuccolotto, Daniela Cristina Candelas, Crivellenti,
degree of food processing with feelings of depression in pregnancy. Revista Brasileira de Saúde Materno Infantil, 19(3), 581-590. Epub September 16, 2019 7-Seyed Mohammad Nabavi, Maria Daglia, Nady Braidy & Seyed Fazel Nabavi,(2017) Natural products, micronutrients, and nutraceuticals for the
Bilim ve Diyet - 32
treatment of depression: A short review, Nutritional Neuroscience, 20:3, 180-194,
PKOS VE BESLENME KİTAP İNCELEME
Stj. Dyt. Esra TOPAY
''PKOS, MODERN ÇAĞA AİT BİR KADIN HASTALIĞIDIR.'' Dyt. Kübra Zeydanlı
"Türkiye obezite, insülin direnci, diyabet, kısırlık ve polikistik over sendromunun en hızlı arttığı ülkelerden birisidir. Güncel bilgilere göre ülkemizde her 7 kadından 1’i PKOS’ludur. PKOS önemli ve hızlı artış gösteren bir hastalık olmasının yanı sıra beslenmeyle kontrol edilebilmekte ve fiziksel aktivite birlikteliği ile semptomları ciddi düzeyde azaltılabilmektedir." Kitabın arka kapağından alıntılamış olduğum bu metin aslında yazarın doldurmaya çalıştığı boşluğu gösteriyor bizlere.
Yazar, Diyetisyen Kübra Zeydanlı’nın bu kitabı yazmaktaki amacı PKOS’lu bireylerin sağlık sorunlarını düzeltmek ve toplumumuzda ilerlemesini durdurmak olarak belirtilmiş kitabın arka kapağında. Bu sayede kitabın hem teşhis almadan önceki dönem hem de teşhis sonrasındaki arayışlar için yazıldığını
"Gelecek nesillerin hastalıklardan ve üreme sorunlarından olabildiğince
anlamış oluyoruz.
korunmasında bir paya sahip olabilmek en büyük dileğimdir. "
Bilim ve Diyet - 33
Hangi diyeti yapmalı, diyet başarısını nasıl arttırmalı? Sorularına cevap aranıyor.
Kitapta birçok başlık
Kitapta halk arasında merak
bulunmasına rağmen yazarın
edilen ve birçok karışıklığa
hedefini daha iyi anlayabilmek
sebep olan nasıl besleneceğim,
için özellikle iki bölüme
ne tür bir diyet uygulayacağım
ayırmak istiyorum kitabı.
sorularına yalın, aydınlatıcı bir dille ve en önemlisi bilimsel
İlk olarak PKOS nedir? İkinci
ve güncel literatür
olarak ise inflamasyon,
doğrultusunda yanıtlar
obezite, insülin direnci ile
verilmiştir.
arasındaki ilişki nedir? Egzersiz, besin seçimi, PKOS
PKOS’taki kısır döngünün bu
diyet ilkeleri, besinlerin PKOS
sorular etrafında
üzerindeki etkisi, kullanılan
detaylandırarak anlatılmış ve
bitki çayları ve bitkilerden
çözüm önerileri getirilmiş
diyet başarısını artırma
olması danışanlar için bir rehber niteliği taşımasına fırsat veriyor.
yöntemlerine kadar değinilmiş olduğunu da fark ediyoruz.
"PKOS semptomları yaşam tarzı değişiklikleriyle oldukça hafifletilebilir, yaşanılan üreme sorunları düzelebilir, bireyler oluşabilecek hastalıklardan korunabilir."
Yaşam tarzı değişikliği ve sağlıklı beslenme öğrenmeyi de içeren
Son olarak, bir diyetisyen adayı olarak
meşakkatli bir süreçtir. İşte bu süreç kitapta adım adım ve
her kadın ve diyetisyenler tarafından da
maddeler halinde okuyucuya yansıtılmış ve hayata geçirmek için
okunması yönünde bir öneride bulunmak
kolaylık sağlanmıştır.
istiyorum. Bu sayede gelecek nesillerin hastalıklardan ve üreme sorunlarından
Diyetisyen Kübra Zeydanlı yalın, aydınlatıcı anlatımı, diyetisyen
korunmasında biz de küçük bir paya
kimliği ve bilgi birimiyle PKOS’lu bireylerin ihtiyaç duyduğu bu
sahip olabiliriz.
kitabın biz okuyucuların eline ulaşmasını sağlamıştır.
Bilim ve Diyet - 34
Sağlıkla kalmanız dileğiyle.
ADİPOKİNLER VE OBEZİTE
Dyt. Büşra ÖZKANOĞLU
Obezite, vücutta yağ dokusunun
sonucu oluşan çeşitli metabolik
(adipoz dokunun) aşırı artışı olarak
bozuklukların gelişmesinde veya
tanımlanmaktadır (1). Artan adipoz
önlenmesinde çeşitli roller
doku başlangıçta sadece enerji
üstlenmektedirler (2,3,4,5). Bu
depolayan bir organ olarak kabul
çalışmada da özellikle güncel
edilmekteyken yapılan çalışmalar
olarak tanımlanan adipokinlerin
sonucunda artık endokrin olarak
obezite gelişimi ve önlenmesi ile
çalışan bir organ olarak kabul
olan ilişkisi literatür taraması
edilmektedir (2). Adipoz doku
yapılarak açıklanmaya
genellikle abdominal ve subkütanöz
çalışılacaktır.
olarak birikim göstermekte ve kahverengi, beyaz ve yeni
1. Adiponektin
keşfedilen bej adipoz doku olarak
Adipoz doku tarafından bol
farklı türevlerde bulunmaktadır.
miktarda üretilen bir adipokin
Bunlardan en önemlisi vücutta
olarak tarif edilmiştir. Toplam
geniş alana sahip olan beyaz adipoz
serum proteinlerinin %0.01’ini
dokudur.Beyaz adipoz doku
oluşturan, 244 aminoasitten oluşan
tarafından salgılanan, biyoaktif
bir proteindir. Adiponektin, yaygın
maddeler bulunmaktadır.Bu
olarak antienflamatuar,
biyoaktif maddeler, adipokin olarak
antidiyabetik ve antiaterojenik
adlandırılmakta ve vücutta obezite
olarak tanınmaktadır (6).
Bilim ve Diyet - 35
"Adiponektin; obez bireylerde ağırlık kaybı ile adipoz dokunun azalması sonucunda adiponektin düzeyleri artış göstermektedir."
Adiponektin, yağ asit
sağkalımı ile birlikte insülin
oksidasyonunu artırarak enerji
indüksiyonunda görev alan çok
dağılımını stimüle etmektedir (3).
işlevli bir sitokin olarak
Adipoz dokunun genişlemesi
tanımlanmaktadır. TNF a, obez
(hiperplazi veya hipertrofik olarak)
hayvanların ve insanların adipoz
adiponektinin sentezini ve
dokusunda aşırı derecede
sekresyonunu etkileyebilmektedir.
salgılandığı tespit edildiğinden
Adiponektin; BKİ, glikoz, insülin
dolayı adipokin olarak
ve trigliserid düzeyleri ve en
düşünülebilmektedir (9).
önemlisi abdominal bölgedeki
Obezitede adipoz doku, düşük
kadınlarda
adipoz doku birikimi ile ters
dereceli inflamasyon ve çeşitli
erkeklere göre daha
orantılıdır.(6,7).
sitokinlerin salgılanması ile karakterizedir. TNF a, adipogenezi
2. Leptin
etkileyerek adipoz doku işlevini
Leptin, latincede zayıf, ince
değiştirebilmektedir. Bu yüzden
anlamına gelmekte olup olgun
obezitenin metabolik
beyaz adipoz dokuda üretilen 16.7
komplikasyonlarında rol
kDa’lık kütleye sahip bir proteindir.
oynamaktadır. (10).
"Leptin düzeyinin
yüksek olduğu tespit edilmiştir."
Hormonun salgılanmasını etkileyen başlıca faktörler; adipositlerin
4. Resistin
boyutları ve adipoz doku kütlesidir
Resistin, 2001 yılında keşfedilen
(8). Leptin salgılayan adipoz doku
yüksek miktarda sistein içeren 108
miktarının artması ile çoğu obez
aminoasit içeren bir polipeptittir
bireyde leptin düzeyleri yüksektir.
(2). Bu polipeptit; esas olarak
Tersine, zayıf bireylerin leptin
adipositler tarafından adipoz
düzeyleri daha düşüktür. Leptin,
dokuda üretilir ancak hipotalamus,
vücut ağırlığının önemli bir negatif
pankreas, gastrointestinal kanal,
düzenleyicisidir. Bu sayede
dalak gibi birçok dokuda da
obezitenin tedavisinde
tanımlanmıştır.
kullanılmaktadır (2,3).
Resistin, obezite ile ilişkili olarak insülin antagonisti olarak etki edip
3. Tümör Nekrozis Faktör Alfa
insülin direnci ve tip 2 diyabette
(TNFa)
rol oynamaktadır ve bunlar
Tümör nekrozis faktör alfa (TNFa);
üzerinden de dolaylı olarak
inflamasyon, apoptoz ve hücre
obeziteye etki etmektedir (11).
"Yapılan kesitsel bir çalışmada TNFa ile BKİ arasında kuvvetli ve pozitif bir ilişki bulunmuştur. Yine aynı çalışmada adipoz hipertrofisi olan hastalarda TNF a salınımının arttığı tespit edilmiştir."
Bilim ve Diyet - 36
5. Adipsin
7. Omentin
Adipsin; kompleman faktör D (Cfd)
Omentin, 2003 yılında abdominal
olarak da anılmaktadır. Kompleman
adipoz dokuda tespit edilmiştir
faktör D; adipositler tarafından
(15).
salgılanan bir serin proteazdır.
İnsanlarda omentinin fizyolojik
Kopleman sistemi, adiposit
konsantrasyonu 100-800 ng/ml
farklılaşmasında ve lipid
aralığında bulunmaktadır. Bu aralık
birikiminde rol oynamaktadır.
değeri, obezite ve insülin direnci
Adipogenezde hücre içinde rol alan
gibi faktörlerle değişebilmektedir.
Cfd’nin yağ dokularındaki
Aynı zamanda omentin inflamatuar
bağışıklık hücrelerini ve
gibi durumlardan da
adipositlerde glikoz metabolizması
etkilenmektedir. Obezitede
ile insülin duyarlılığını kontrol
inflamasyon yapan hastalık
ettiği tespit edilmiştir. Böylece
olduğundan obez bireylerde
adipoz dokuda kompleman
omentin konsantrasyonunda artışa
sistemlere uygun düzenlemeler ile
katkıda bulunabilmektedir. Fakat
obezite sonucu gelişen metabolik
bu artış omentin üreten genlerde
hastalıklara karşı alternatif
azalma ile sonuçlanabilmektedir
stratejiler sağlanabileceği ön
(7,16).
"Omentin, insülinini uyararak glikoz taşınmasında ve lipit metabolizmasının düzenlenmesinde görev almaktadır."
görülmüştür (12,13). 8. Chemerin 6. Apelin
2007 yılında keşfedilen chemerin,
Apelin, glikoz homeostazının
ilk başta bağışıklık hücreleri için
düzenlenmesinde rol oynayabilen
kemoatraktan olarak bilinmekteydi.
ve obezite ile ilişkili metabolik
Chemerinin fonksiyonu dokudan
hastalıklar ile bağlantılı olabilen bir
dokuya değişiklik göstermektedir.
adipokindir (9). Her yerde bulunan
Adipositler tarafından salınan
bir peptid olmasının yanı sıra,
chemerin, insülini uyararak glikoz
adipositler tarafından üretilip
alımını güçlendirmektedir (7).
salgılanmaktadır.
Aynı zamanda adipogenezin ve
Bazı kaynaklarda, antiobezite ve
inflamasyonun düzenlenmesinde de
antidiyabetik özelliklere sahip
görev almaktadır.
olmasından dolayı metabolik
Birçok çalışma chemerin ile BKİ,
bozukluklarda umut verici bir
inflamasyon, metabolik sendrom
tedavi aracı olabileceğinden
arasında ilişki olduğunu bulmuştur
bahsedilmektedir (14).
(17,18).
KAYNAKLAR 1) WHO. Obesity 2017. Available at: http://www.who.int/topics/obesity/en/. Accessed 28.10.2017 2) Coelho M, Oliveira T, Fernandes R. Biochemistry of adipose tissue: An endocrine organ. Arch Med Sci 2013;9:191–200. 3) Nakayama T, Wang Z. Inflammation, a link between obesity and cardiovascular disease. Mediators Inflamm 2010:117.doi:10.1155/2010/535918. 4) Okamatsu-Ogura Y, Fukano K, Tsubota A, Uozumi A, Terao A, Kimura K, et al. Thermogenic ability of uncoupling protein 1 in beige adipocytes in mice. PLoS One 2013;8. 5) Giralt M, Villarroya F. White, brown, beige/brite: Different adipose cells for different functions? Endocrinology 2013;154:2992–3000. 6) Nigro E, Scudiero O, Monaco ML, Palmieri A, Mazzarella G, Costagliola C, et al. New insight into adiponectin role in obesity and obesity-related diseases. Biomed Res Int 2014:1-14 7) Leal V de O, Mafra D. Adipokines in obesity. Clin Chim Acta 2013;419:87–94.
Bilim ve Diyet - 37
8) Kuryszko J, Sławuta P, Sapikowski G. Secretory function of adipose tissue. Pol J Vet Sci 2016;19:441–446.
9. Serum Amiloid A
neden olabilmektedir. Bu da
Serum amiloid A (SAA), hassas
neredeyse her adipokinin vücut
blocks to obesity and diabetes therapy.
inflamasyon markeri olan, adipoz
üzerindeki etki mekanizmasının
Mol Metab 2014;3:230–240.
dokudan ve karaciğerden salgılanan
farklı olduğunu ortaya
bir apolipoproteindir (3,19). Bu
koymaktadır. Bu yüzden
apolipoproteinin inflamasyon
çalışmalarda birbirine zıt sonuçlar
markeri olması, obezite için bir
çıkabilmektedir. Fakat genel olarak
belirteç olabileceği belirtilmektedir
obezite ile ilişkilendirilen
(3).
adipokinlerin etkisi günümüzde
Obezitenin hafif kronik bir
obezitenin incelenmesinde önemli
inflamasyon olmasından dolayı
yer edinmektedir. Fakat halen
serum SAA düzeyleri obez
netlik kazanamayan tartışmalı
induced complement factor D (Adipsin)
bireylerde artmaktadır. Fakat
birçok adipokin bulunmaktadır.
promotes lipid accumulation and adipocyte
ağırlık kaybı ile birlikte bu
Günümüzde bu konu ile ilgili
düzeylerde de azalma
binlerce araştırma yapılmış
gözlenmektedir (3,19, 20).
olmasına rağmen adipokinlerin
9) Blüher M. Adipokines - removing road
10)Arner E, Rydén M, Arner P. Tumor Necrosis Factor α and Regulation of Adipose Tissue. N Engl J Med 2010;362:1151–1153. 11) Devanoorkar A, Kathariya R,
vücuttaki etkilerini açığa Sonuç olarak; adipositlerden ya da
kavuşturabilmek ve obeziteyi
adipoz dokudan salınan adipokinler,
önlemede ve tedavi etmede
hafif kronik inflamasyon, obezite,
adipokinlerden faydalanabilmek
insülin direnci, tip 2 DM gibi
için daha fazla araştırma
birçok metabolik komplikasyona
yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
Guttiganur N, Gopalakrishnan D, Bagchi P. Resistin: A potential biomarker for periodontitis influenced diabetes mellitus and diabetes induced periodontitis. Dis Markers 2014:1-7 12) Song NJ, Kim S, Jang BH, Chang SH, Yun UJ, Park KM, et al. Small molecule-
differentiation. PLoS One 2016;9:1-15. 13)Takahashi M, Ishida Y, Iwaki D, Kanno K, Suzuki T, Endo Y, et al. Essential role of Mannose-binding lectinassociated serine protease-1 in activation of the complement factor D. J Exp Med 2009;207:29–37. 14)Castan-Laurell I, Dray C, Attané C, Duparc T, Knauf C, Valet P. Apelin, diabetes, and obesity. Endocrine 2011;40:1–9. 15)Lesná J, Tichá A, Hyšpler R, Musil F, Bláha V, Sobotka L, et al. Omentin-1 plasma Levels and cholesterol metabolism in obese patients with diabetes mellitus type1: Impact of weight reduction. Nutr Diabetes 2015;5:e183. 16) Escoté X, Gómez-Zorita S, LópezYoldi M, Milton-Laskibar I, FernándezQuintela A, Martínez JA, et al. Role of omentin, vaspin, cardiotrophin-1, TWEAK and NOV/CCN3 in obesity and diabetes development. Int J Mol Sci 2017;18:1-27 17)Han J, Kim SH, Suh YJ, Lim HA, Shin H, Cho SG, et al. Serum chemerin levels are associated with abdominal visceral fat in type 2 diabetes. J Korean Med Sci 2016;31:924–931. 18)Lehrke M, Becker A, Greif M, Stark R, Laubender RP, Von Ziegler F, et al. Chemerin is associated with markers of inflammation and components of the metabolic syndrome but does not predict coronary atherosclerosis. Eur J Endocrinol 2009;161:339–344. 19)Jylhävä J, Haarala A, Eklund C, Pertovaara M, Kähönen M, HutriKähönen N, et al. Serum amyloid A is independently associated with metabolic risk factors but not with early atherosclerosis: The Cardiovascular Risk in Young Finns Study. J Intern Med 2009;266:286–95 20)Kotani K, Satoh N, Kato Y, Araki R, Koyama K, Okajima T, et al. A novel oxidized low-density lipoprotein marker, serum amyloid A-LDL, is associated with obesity and the metabolic syndrome. Atherosclerosis 2009;204:526–531
Bilim ve Diyet - 38
Bilim ve Diyet Sözlüğü
Diyet Sağlığı korumak veya düzeltmek amacıyla uygulanan beslenme düzeni. Günlük gıda alımını oluşturan maddelerin tümü.
Diyetisyen Sağlık bilimleri beslenme ve diyetetik eğitim ve öğretim programını en az dört yılda (bir yıl hazırlık ile 5 yılda) tamamlayarak “Beslenme ve Diyetetik Lisans Diploması” alarak “Diyetisyen” unvanını kazanıp; diyetisyenlik mesleğini yapmaya ve uygulamaya hak kazanan profesyonel sağlık personelidir. Bilim ve Diyet - 39
EV YAPIMI TEREYAĞI Dyt. Kübra ZEYDANLI
YAPILIŞI 1.Çiğ sütü kaynatırken ve soğuturken kaymakları sürekli topluyoruz. Bu kaymakları buzlukta bekletiyoruz.
MALZEMELER 2.Buzluktan çıkarınca çözülmesini bekliyoruz. Çözülünce derin bir
750 gr Süt veya
çırpma kabına boşaltıp sıcak su ilave ediyoruz. (Bu su miktarı kaymak miktarına göre değişiyor yaklaşık 750 gram kaymak için
Yoğurt Kaymağı Yarım Çay Bardağı
yarım çay bardağı ekliyoruz.)
Sıcak Su 3.Sıcak su eklenen kaymağı mikserle çırpıyoruz. (En düşük ayarda başlayarak çırpmamız gerekiyor.)
2 Su Bardağı Buzlu Su
4.Kaymak toparlanmaya başlayınca buzlu su ekliyoruz. (Bu da 750 gram kaymak için 2 bardak kadar)
5.Yağı temiz bir patiska türü (tülbentten daha sık gözlü) kumaşa koyup süzüyoruz.İyice süzdükten sonra buzlukta bekletiyoruz.
6.15-20 dakika sonra da çıkarıp şekil veriyoruz. Buzdolabında saklıyoruz.
7.Süzdüğümüz su ise asla boşa gitmiyor. Bu suya biraz da yoğurt katarak çorba yapıyoruz. Not: Çok lezzetli oluyor :)
Bilim ve Diyet - 40
MİKROBİYATA VE OBEZİTE
Stj. Dyt. Zeynep Şilan CEYLAN
Günümüz toplumunun modern
Aşırı vücut ağırlığı, dünya çapında
yaşama olan bağlılığı, insanları
ölüm için beşinci önde gelen risk
daha az hareket etmeye ve
faktörü olarak tanımlanmıştır (3).
beslenme alışkanlıklarını
Etiyolojisi, tüketilen kaloriler ve
değiştirmeye yöneltmiştir. Son
harcanan kaloriler arasındaki enerji
çeyrek yüzyılda doymuş yağlardan
dengesizliği ile ilişkili olmasına
Kütahya Evliya Çelebi Eğitim ve
zengin, posadan fakir, yüksek
rağmen, esas olarak zayıf bir diyet
Araştırma Hastanesi, Kütahya.
kalorili beslenme tarzı obezite
ve yetersiz fiziksel aktivite
prevalansının artmasına sebep
sonucunda, genetik, hormonlar ve
Probiotics and Prebiotics in the
olmuştur (1). Obezite, özellikle
çevre arasındaki etkileşimi içeren
Prevention and Treatment of Obesity.
viseral yağ olmak üzere yağ kütlesi
faktörlerin bir özetidir (4).
birikimi ile karakterize dünya
Son insan ve hayvan çalışmaları
çapında epidemiyolojik bir
bağırsak mikrobiyota topluluğunun
sendromdur (2).
obezitenin gelişimindeki etkisini,
Mevcut Dünya Sağlık Örgütü
konak metabolik fonksiyonlarını
global food system. Obes. Rev., 14: 21–
(DSÖ) istatistikleri, 20 yaşından
düzenlediğini göstermiştir (5,6).
28.
büyük yetişkinlerin % 35'inin şu
Bağırsak mikrobiyota terimi,
anda aşırı kilolu (BMI > 25 kg / m²)
gastrointestinal sistemdeki çeşitli
ve % 11'inin obez (BMI > 30 kg /
komensal mikrobiyal türleri (> 500
m²) olduğunu, yani yaklaşık 2.5
olduğu düşünülmektedir) açıklar
milyar olduğunu bildirmektedir.
(7).
KAYNAKLAR
1.Fatih Kuzu 2017. Bağırsak Mikrobiyotasının Obezite, İnsülin Direnci ve Diyabetteki Rolü, The Role of Intestinal Microbiota in Obesity, Inculin resistance and Diabetes, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları BD, DPÜ
2.Cerdó T, Garcia-Santos Ja, Bermúdez Mg, Campo C 2019. The Role of
3. DSÖ 2009. Global Health Risks— mortality
and burden of disease
attributable to selected major risks. 4.Monteiro, Ca, Moubarac Jc, Cannon, G, Ng, Sw, Popkin, B 2013. Ultra-processed products are becoming dominant in the
5.Cerdó T, Ruiz A, Campoy C 2017. Human Gut Microbiota and Obesity during Development, Adiposity—Omics and Molecular Understanding; Gordeladze, J., Ed.; InTech: Vienna,
Bilim ve Diyet - 41
Austria.
6.Kasselman Lj, Vernice Na, Deleon J, Reiss
İnsan bağırsağındaki baskın
yoluyla bağırsak monosakkarit
bakteriyel filumlar, Bakteriyodetler
emilimini ve enerji
(örn., Bacteriodes spp), Firmicutes
ekstraksiyonunu teşvik edebilir
(örn., Clostridium ve Bacillus spp)
(14,15,16).
ve Actinobacteria (örn., Bi fi
Yerleşik mikrobiyotanın giderek
dobacterium spp), (8) ve bağırsak
artan şekilde konakçı işlevlerinde
mukozasının 100 trilyonu aştığı ve
ve daha sonra sağlık ve hastalıkta
insan hücrelerinden 1016 kat daha
önemli rolleri olduğu kabul
fazla olduğu tahmin edilmektedir.
edilmektedir (17). Son hayvan
Ayrıca, deneysel modeller, birkaç
çalışmaları, bağırsak
3: 207–215.
bakteri suşunun kronik
mikrobiyotasının, metabolik
10.Şener D, Yüksel D, Keskin Cn,
inflamasyonla ilişkili immün
fonksiyonu ve beyindeki yeme
yanıtları inhibe edebildiğini veya
davranışı ile ilişkili alanları
azaltabildiğini göstermiştir (9).
etkileyen hormonları etkileyerek
Beslenme alışkanlıkları, insan
gıda alımının düzenlenmesinde rol
bağırsak mikrobiyotasının
oynadığını göstermiştir (18).
Mikrobiyota.
çeşitliliğine katkıda bulunan başlıca
Obezite gibi metabolik
13.Luoto R et al 2013. Reshaping the Gut
faktörlerdir. Kısa ve uzun sürede
hastalıklarda hangi bakteri türü
uygulanan diyetin türü, gıdalardan
kilit rolü oynamaktadır veya hangi
14.Bäckhed F, Ding H, Wang T, et al
enerji ekstraksiyonuna ve enerji
mikrobiyal fonksiyon kaybı esas
2004. The gut microbiota as an
dengesinin düzenlenmesine katkıda
sorumludur sorularının cevabı
bulunan bakteriyel metabolitleri
henüz tam olarak açıklanamamıştır.
etkilemektedir. Bağırsak
Metabolik fonksiyonlar üzerine
mikrobiyatası enerji
bağırsak mikrobiyotasının etkisine
ekstraksiyonunu arttırır, immün
ilişkin yeni jenerasyon tekniklerin
sistemin düzenlenmesini sağlar,
kullanılması ile yapılacak kapsamlı
lipid metabolizmasını değiştirir ve
çalışmalardan alınacak sonuçlar,
konak metabolizmasını etkiler. Bu
bağırsak mikrobiyotasının yeniden
etkiyi mikrobiyatanın varlığı ve
düzenlenmesi gibi potansiyel
oluşturduğu metabolitler sağlar
obezite tedavilerinin
Obesity, inflammation, and the gut
(10).
kullanılmasında yenilikçi klinik
microbiota. Lancet Diabetes Endocrinol,
Son yıllarda elde edilen kanıtlar
stratejiler geliştirmek açısından yol
öncülüğünde bağırsak
gösterici olacaktır (19).
Ab 2018. The gut microbiome and elevated cardiovascular risk in obesity and autoimmunity. Atherosclerosis, 271: 203– 213. 7.Guarner F, Malagelada Jr 2003. Gut fl ora in health and disease. Lancet, 361: 512–19.
8.Eckburg Pb, Bik Em, Bernstein et al. 2005. Diversity of the human intestinal microbial fl ora. Science, 308: 1635–38. 9.Cox Aj, West Np, Cripps Aw (2015). Obesity, inflammation, and the gut microbiota. Lancet Diabetes Endocrinol,
Albayrak G, Biberoğlu Mert F 2019. Obezite ve mikrobiyota ilişkisi. 11.Isolauri E 2017. Microbiota and obesity. Intestinal microbiome: functional aspects in health and disease 88: 95106. 12.Yıldırım Ae, Altun R 2014. Obezite ve
Microbiota at an Early Age: Functional Impact on Obesity Risk?
environmental factor that regulates fat storage. Proc Natl Acad Sci USA, 101: 15718–15723. 15.Schwiertz A, Taras D, Schäfer S et al 2009. Microbiota and SCFA in lean and overweight healthy subjects. Epidemiology, 18: 190–195. 16.Velagapudi Vr, Hezaveh R, Reigstad Cs, et al 2010. The gut microbiota modulates host energy and lipid metabolism in mice. J Lipid Res, 51: 1101–1112. 17.Cox Aj, West Np, Cripps Aw 2015.
3: 207–215. 18.Hildebrandt Ma, Hoffmann C, Sherrill–Mix Sa, Keilbaugh Sa, Hamady M, Chen Yy, Knight R., Ahima Rs,
mikrobiyatası obezitenin, obezite
Bushman F, Wu Gd 2009. High-fat diet
ile ilişkili inflamasyonun ve kardiyometabolik
determines the composition of the murine
Şekil-1 (20).
gut microbiome independently of obesity. Gastroenterology, 137: 1716–1724.
komplikasyonların ortaya
19.Durmaz B 2019. Bağırsak
çıkmasında önemli rol
Mikrobiyotası Ve Obezite İle İlişkisi.
oynamaktadır (11,12).
Türk Hijyen Ve Deneysel Biyoloji Dergisi.
Mikrobiyotayı obezite ile
20.Boulange Cl, Neves Al, Chilloux J,
ilişkilendirmek için çeşitli
Nıcholoson Jk and DUMAS ME 2016.
mekanizmalar önerilmiştir (13).
Impact of the gut microbiota on inflammation obesity, and metabolic
Bağırsak mikrobiyota bileşiminin
diseases. Genome Medicine.
bozulması olan disbiyoz, sindirilmeyen gıda bileşenlerinden (esas olarak karbonhidratlar) kısa zincirli yağ asidi (SCFA) üretimi ve hepatik de novo lipogenez
Bilim ve Diyet - 42
Stj. Dyt. Gamze ALTINTAŞ
SİRKADİYEN RİTİM
STJ. DYT. GAMZE ALTINTAŞ
Srkadyen term Latnce crca “döngü” ve des “gün” kelmelernden oluşmakta ve br günü fade etmek çn kullanılmaktadır. Srkadyen rtm, byolojk rtmlerden br tanesdr. Kısaca tanımlarsak, organzmanın yaklaşık br günde tekrarlayan fzyolojk ve byolojk değşmler dyeblrz. Bilim ve Diyet - 43
Ritmin düzenlenmesinde merkez hipotalamustaki suprakiazmatik nükleus (SCN)’tur. Aynı zamanda karaciğer, pankreas, iskelet kası, bağırsak ve adipoz doku gibi periferal dokular da SCN’ye yardım ederler. Uyku-uyanıklık döngüsü insandaki en belirgin sirkadiyen ritimdir. Işığa duyarlı olan melatonin hormonu epifiz bezinden döngüsel olarak salgılanır. Özellikle gece saat 23:00-05:00 arasında melatonin salgılanması zirve yapar ve sabah 07:00’den sonra bazal seviyelere iner. Yine gece mide boşalmasının yavaşlaması, postprandiyal açlık glukozunun düzenlenmesi için insülin salgılanması, gece boyunca düşük seyreden oroksijenik bir hormon olan kortizolün sabaha karşı pik yapması gibi durumlar sirkadiyen ritim tarafından yönetilir. Küreselleşen dünya ve artan iş gücü sonucu nöbet tutma, vardiyalı çalışma, gece sabit çalışma, uyku yoksunluğu ve ışığa fazla maruziyet gibi durumlar ritimde bozulmaya sebep olabilir. Bu bozulmuş senkronizasyon depresyon, obezite, diyabet ve kalp hastalıkları gibi birçok hastalığa yol açabilir. Örneğin irritabl bağırsak sendromu gece vardiyasında çalışan işçilerde gündüz çalışanlara göre anlamlı derecede yüksek bulunmuştur. Yine gece çalışan bireylerde gündüz çalışan bireylere göre daha yüksek serum triaçil gliserol ve kolesterol düzeylerine rastlanmıştır. Farklı zaman bölgeleri arasındaki seyahat sonucu oluşan jet-lag da iç saat ile varış yerindeki aydınlık/karanlık döngüsü arasındaki uyuşmazlık sonucu oluşur. Kişinin biyolojik saati gidilen ülkenin coğrafi saatine, gece-gündüz farkına, uyku düzenine, yeme ve çalışma saatlerine uyum sağlamada zorlanabilir. Ve kişilerde uykusuzluk, iştahsızlık, bağırsak sorunları, bedensel ağrılar gibi problemlere yol açabilir. Yapılan çalışmalarda yüksek yağlı yüksek fruktozlu batı tarzı beslenmenin sirkadiyen ritmi yöneten genlerin regülasyonunu bozarak birçok sağlık problemine yol açtığı ve mikrobiyotayla sirkadiyen ritim arasında karşılıklı bir etkileşim olduğu düşünülmektedir. Sonuç olarak; sirkadiyen ritmi anlamak birçok metabolik hastalığı önlemek, tedavi etmek ve kişilere bireysel beslenme önerilerinde bulunmak için etkili olabilir.
Yararlanılan Kaknaklar: Sözlü S, Şanlıer N. Sirkadiyen Ritim, Sağlık ve Beslenme İlişkisi, Turkiye Klinikleri J Health Sci 2017;2(2):100-9 Özdemir PG, Ökmen AC, Yılmaz O. Vardiyalı Çalışma Bozukluğu ve Vardiyalı Çalışmanın Ruhsal ve Bedensel Etkileri, Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar 2018; 10(1): 71-83. Voigt RM, Forsyth CB, Green SJ, Engen PA, Keshavarzian A. Circadian Rhythm and the Gut Microbiome, International Review of Neurobiology 2016; 131: 193-205.
Bilim ve Diyet - 44
İRRİTABL BAĞIRSAK SENDROMU
Dyt. Elif YILDIZ
1. Tanımı ve Patofizyolojisi
aşırı duyarlılık, artmış bağırsak
ikisinin birden görüldüğü değişken
Klinik açıdan bilinen organik bir
geçirgenliği, immün aktivasyon,
bağırsak alışkanlığıdır. Karın
sebebi bulunmayan; bağırsak
değişmiş bağırsak florası ve beyin-
ağrısının şiddeti ve meydana
alışkanlıklarında değişiklik
bağırsak hattında bozukluk başlıca
geldiği bölge farklılık
(kabızlık, ishal), dispeptik
değişikliklerdendir (3).
göstermektedir, genellikle karnın
yakınmalar (gaz, şişkinlik, geğirti)
alt kısmında oluşmaktadır (3,5,6).
ve karın ağrısı gibi semptomlar ile
2. Epidemiyolojisi
Sindirim sistemi şikayetleri dışında
karakterize olan; hayat kalitesini
IBS’nin prevelansı ülkeden ülkeye
nefes darlığı, sırt ve baş ağrısı,
bozan ve sık karşılaşılan
değişmekle beraber bir çalışmaya
fertilitesinde önemli göğüste ağrı ve çarpıntı, yorgunluk,
fonksiyonel gastrointestinal sistem
göre dünya genelinde ortalama
halsizlik, sinirlilik hali Balık görülebilir rol oynar. ve
hastalığıdır (1,2). Patofizyolojisi
%11.2'dir. Ayrıca kadınlarda
(7). Bazı psikiyatrik bozukluklar
multifaktöriyeldir ve kesin olarak
erkeklere göre daha çok
(majör depresyon, panik bozukluk,
bilinmemektedir. IBS gelişme
görülmektedir. 50 yaş üstü
uyku ve stres bozuklukları, duyusal
riskini genetik, çevresel ve
bireylerde ise daha az
infertiliteye daha bozukluklar, çevreye karşı aşırı
fizyolojik nedenler başlıca arttıran
rastlanılmaktadır (4).
duyarlılık ve bastırılmış öfke)
faktörlerdendir. Bu faktörler
"Omega-3 erkek
deniz ürünleri
tüketen erkeklerde
az
rastlanır.”
IBS’li bireylerde genel popülasyona
çerçevesinde ortaya çıkan
3. Klinik Özellikleri ve Tanı
göre daha sık gözlenebilmektedir
patofizyolojik değişiklikler
Kriterleri
(8). Hastalık semptomlarına göre
hastadan hastaya değişiklik
IBS’nin başlıca klinik özelliği
tanımlanmakta ve 2016 yılında
göstermektedir ve değişmiş
kronik karın ağrısı ile beraber
yayımlanan Roma IV tanı kriterleri
gastrointestinal motilite, visseral
görülen kabızlık, ishal veya her
kullanılmaktadır (Tablo 1) (3).
Bilim ve Diyet - 45
KAYNAKLAR
Tablo 1: IBS için Roma IV Tanı Kriterleri
1. Özdemir M, Perktaş G. İrritabl bağırsak sendromunda diyet. Güncel Gastroenteroloji Dergisi 2016;20(3):274-9. 2.Baykan AR, Kasap E, Gerçeker E, Yüceyar H. İrritabl barsak sendromu ve genetik. Güncel Gastroenteroloji 2012;16(1):53-5. 3.Kaya M, Kaçmaz H. Roma IV kriterlerine göre fonksiyonel bağırsak hastalıklarının yeniden değerlendirilmesi. Güncel Gastroenteroloji Dergisi
4. Beslenme Tedavisi
uygulanabilir (16,17). Gluten kısıtlı
IBS mortalite riski düşük ancak
diyetlerin etkisi hala belirsizdir
yaşam kalitesini olumsuz yönde
ancak gluten alımıyla beraber
etkileyen, anksiyete ve depresyona
semptomların arttığı bazı
sebep olabilen bir hastalıktır. Bu
çalışmalarda gözlemlenmiştir (18).
nedenle multidisipliner bir tedavi
Yapılan bazı çalışmalarda
planlaması yapılmalıdır (9).
probiyotik ve prebiyotiklerin
Beslenme tedavisi multidisipliner
bağırsak florasını düzenleyip, gaz
tedavinin en önemli
ve IBS kaynaklı karın ağrısı
parçalarındandır (10). 2017 yılında
oluşumunu azaltmasına dair olumlu
IBS’deki diyet yaklaşımlarını
sonuçlara ulaşılmıştır (19). Ancak
değerlendirmek için besin
kullanılacak probiyotik türü, dozajı
rehberleri ve bilimsel literatür
ve süresi açısından net bir bilgi
taranarak bir çalışma yürütülmüştür
mevcut değildir bu nedenle daha
(11). Bu çalışmaya göre beslenme
ileri klinik çalışmalara ihtiyaç
tedavisi yaklaşımı olarak birinci
vardır (20).
basamakta sağlıklı beslenme ve
Son yıllarda yapılan çalışmalarda
yaşam tarzı ile ilgili tavsiyeler yer
düşük FODMAP (fermente
almaktadır. Sağlıklı beslenme
olabilen oligosakkaritler,
alışkanlıkları ile ilgili sunulan
disakkaritler, monosakkaritler,
öneriler: 5-6 öğün beslenme, büyük
polihidrik alkoller) diyetinin gaz,
öğünlerden kaçınma, yiyecekleri
karın ağrısı ve ishal gibi IBS
iyice çiğneyerek yemektir. Bu
semptomlarını
öneriler IBS hastalarında sağlıklı
azaltmada etkili olabileceğine dair
bireylere göre daha düzensiz yeme
sonuçlar bulunmuştur (21).
alışkanlıkları olduğunu, düzensiz
FODMAP besinlerin içerisinde yer
beslenmenin kolon hareketini
alan karbonhidratlardır. Bu ögeler
etkileyebileceğini ve IBS
bağırsaklarda düşük seviyede
semptomlarını arttırabileceğini öne
emilirler, bağırsak bakterileri
süren çalışmalarla
tarafından hızlı bir şekilde
desteklenmektedir (12,13). Ayrıca
fermente olurlar ve bunun sonucu
çözünmeyen lif, alkol, kafein,
olarak semptomları arttırabilirler
baharatlı yiyecekler ve yağ alımının
(22).Yapılan çalışmalarda, düşük
sınırlandırılmasının yanı sıra
FODMAP diyetinin uygulandığı
düzenli fiziksel aktivite yapmak ve
İBS’li hastaların genelinde
iyi bir hidrasyon sağlamak ilk
abdominal ağrı, distansiyon,
basamakta önemlidir (14,15). IBS
şişkinlik, kabızlık ve diyarenin
semptomları devam ettikçe ikinci
azaldığı gözlemlenmiştir (23).
guidelines for the dietary management of
basamak diyet yaklaşımı olarak
FODMAP besinlerin kaynakları
irritable bowel syndrome in adults (2016
düşük FODMAP diyeti
Tablo 2’de gösterilmektedir (8,24).
2016,20(4):393-407. 4.Lovell RM, Ford AC. Global prevalence of and risk factors for irritable bowel syndrome: a meta-analysis. Clin Gastroenterol Hepatol 2012;10:712-21. 5.Lacy BE. et al. Bowel disorders. Gastroenterology 2016;150:1394- 407. 6.Whitehead WE, et al. Comorbidity in irritable bowel syndrome. Am. J. Gastroenterol. 2007; 102:2767–2776. 7.Tang B, Zhang J, Yang Z, Lu Y, Xu Q, Chen X, Lin J. (2016) Moxibustion for Diarrhea-Predominant Irrıtable Bowel Syndrome: A Systematic Review and Meta-Analysis of Randomized Cıntrolled Trials. Evid Based Complement Alternat Med;2016:5105108.doi:10.1155/2016/510 5108. 8.Drossman D.A: Do psychosocial factors define symptom severity and patient status in irritable bowel syndrome? Am J Med 1999; 107: 41S-50S 9.Spiller R, Aziz Q, Creed F, Emmanuel A, Houghton L, Hungin P, et al. Guidelines on the irritable bowel syndrome: mechanisms and practical management. Gut 2007;56(12):1770-98. 10.Singh, R., Salem, A., Nanavati, J., Mullin, G.E. 2018. The Role of Diet in the Treatment of Irritable Bowel Syndrome. Gastroenterology Clinics of North America 47 (1),107-137 11.Cozma-Petruţ A, Loghin F, Miere D, Dumitraşcu DL. Diet in irritable bowel syndrome: What to recommend, not what to forbid to patients!. World J Gastroenterol 2017;23(21):3771-83 12.Miwa H. Life style in persons with functional gastrointestinal disorders--largescale internet survey of lifestyle in Japan. Neurogastroenterol Motil. 2012;24:464–471, e217. 13.Guo YB, Zhuang KM, Kuang L, Zhan Q, Wang XF, Liu SD. Association between Diet and Lifestyle Habits and Irritable Bowel Syndrome: A Case-Control Study. Gut Liver. 2015;9:649–656. 14.McKenzie YA, Bowyer RK, Leach H, Gulia P, Horobin J, O’Sullivan NA, Pettitt C, Reeves LB, Seamark L, Williams M, et al. British Dietetic Association systematic review and evidence-based practice
Bilim ve Diyet - 46
update) J Hum Nutr Diet. 2016;29:549– 575.
15.National Institute for Health and
Tablo 2: FODMAP Kaynaklı Besinler
Clinical Excellence. Irritable bowel syndrome in adults: diagnosis and management. Clinical Guideline [CG61]. Published: February 2008. Last updated: February 2015. Cited 2017-01-03. 16.Staudacher HM, Whelan K, Irving PM, Lomer MC, J Hum Nutr Diet. 2011 Oct; 24(5):487-95. 17.Halmos EP, Power VA, Shepherd SJ, Gibson PR, Muir JG Gastroenterology. 2014 Jan; 146(1):67-75.e5.
Diyet posasının IBS’nin beslenme
posası alımı 20-30 g/gün’ü
tedavisinde etkili olup olmadığına
aşmamalıdır (26,27).
18.Makharia A, Catassi C, Makharia GK Nutrients. 2015 Dec 10; 7(12):10417-26. 19.Coşkun T. Pro-pre ve simbiyotikler. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi
dair tartışmalı çalışmalar mevcuttur. Yapılan bir çalışmada
Sonuç olarak; bilimsel literatüre
pisilyum gibi suda çözünen bir
bakıldığında IBS’nin beslenme
posanın IBS semptomları ve
tedavisinde düşük FODMAP diyeti
konstipasyonu azaltabileceği fakat
veya glutensiz diyet uygulaması ve
kepekte bulunan çözünmeyen posa
probiyotik kullanımına yönelik
ile plasebo arasında bir fark ortaya
çalışmalar mevcuttur ancak bu
çıkmadığı ikisinin de semptomları
diyetlerin ve probiyotik
2006;49:128-48 20.Lacy BE, Chey WD, Lembo AJ Gastroenterol Hepatol (N Y). 2015 Apr; 11(4 Suppl 2):1-19. 21.Maagaard, L. et al. Follow-up of patients with functional bowel symptoms treated with a low FODMAP diet. World Journal of Gastroenterology
arttırmadığı gözlemlenmiştir (25).
kullanımının uzun dönemde
Posanın etkisini araştıran farklı bir
etkilerini açıklayan çalışmalar
makalede tüm posa türlerinin IBS
yetersizdir. Bu nedenle bilinçsiz
üzerinde faydalı olmadığı
diyet kısıtlamalarından uzak
gösterilmiştir. Semptomları
durulmalı ve diyetisyen
kötüleştirebileceği için posa alımı
kontrolünde sağlıklı beslenme
aşamalı olarak arttırılmalı ve
alışkanlıkları ve yaşam tarzı
optimal bir doz kesin olarak
değişiklikleriyle tıbbi beslenme
belirtilmediği için toplam diyet
tedavisi uygulanmalıdır.
2016;22(15):4009 22.Çelebi F, Akbulut G. Barsak hastalıklarında güncel diyet yaklaşımı: Fermente oligo, di- ve mono-sakkaritler ve polyol (FODMAP) içeriği düşük diyet. Turkiye Klinikleri J Gastroenterohepatol 2014;21(2):43-52. 23.Wathsala S Nanayakkara, Paula ML Skidmore, Leigh O’Brien, Tim J Wilkinson, Richard B Gearry, (2016) Efficacy of the low FODMAP diet for treating irritable bowel syndrome: the evidence to date, Clinical and Experimental Gastroenterology 2016:9 131–142 24.Gibson PR, Shepherd SJ. Evidencebased dietary management of functional gastrointestinal symptoms: The FODMAP approach. J Gastroenterol Hepatol 2010;25(2):252-8. 25.Ford AC, Talley NJ, Spiegel BM, Foxx-Orenstein AE, Schiller L, Quigley EM, et al. Effect of fibre, antispasmodics, and peppermint oil in the treatment of irritable bowel syndrome: systematic review and meta-analysis. BMJ 2008;337:a2313. 26.El-Salhy M, Otterasen Ystad S, Mazzawi T, Gundersen D. Dietary fiber in irritable bowel syndrome (Review). Int J Mol Med 2017;40(3):607-13. 27.Eswaran S, Tack J, Chey WD. Food: the forgotten factor in the irritable bowel syndrome. Gastroenterol Clin North Am. 2011;40:141–162.
Bilim ve Diyet - 47
FİLM / BELGESEL İNCELEME Stj. Dyt. Feyza YILDIRIM
Türkiye'de "HEPSİNİ YE" ismiyle TRT Belgesel
Yayın tarihi: Nisan 2014 (Kanada) Yönetmen: Grant Baldwin Film müziğinin bestecisi: Grant Baldwin Yapımcı: Jenny Rustemeyer Senaryo: Grant Baldwin, Jenny Rustemeyer
tarafından yayınlanan belgeselde Jenny ve Grant çiftinin, yapılan israfa dikkat çekmek için yaptıkları 6 aylık projesi anlatılmakta. Bu çift 6 ay boyunca yemeğe hiç para harcamadan, çöplükten buldukları yemekler ile beslenmekte. Peki, sizce 6 aylık süre boyunca aç kalmışlar mıdır, nasıl gıdalar ile beslenmişlerdir? Bu soruları izleyerek cevapları bulmanız için size bırakıyorum. Bu süreci heyecanlı bir şekilde, çöpten
Y yecek srafının kabul ed leb l r olmadığına nanmamız gerek yor.
neler çıktığına inanamayarak izleyeceğinize eminim. İzlerken hem biz şaşırıyoruz hem de onların şaşkınlıklarına şahit oluyoruz. Dünyada insanlar için üretilen gıdanın yaklaşık 3’te 1’i yani yılda 1,3 milyar ton gıda israf edilmekte ya da kaybolmakta. Bu belgesel de besinlerin üretim aşamasından tüketiciye ulaşana kadar insanların ne kadar besini israfı ettiğine bir pencere açmakta. Atılan yiyeceklerin aslında sadece yemek israfı olmadığını, önemli derecede farklı tür israflara da neden olduğunu belgeselde görüyoruz. Bu israfın boyutuna, bir hamburger üretiminde kullanılan suyun 90 dakikalık duşta kullanılan suya eşit olduğu belirtilerek dikkat çekilmiş. Peki, biz israfın bu kadar yaygın olduğu dünyanın neresinde yer alıyoruz? Evde yemeklerimizi israf etmemeye dikkat etsek bile, bu israfın önüne geçmek için daha fazla bir şeyler yapabiliriz. Bu belgesel sayesinde yiyeceklere daha farklı bakıp bu israfın önüne geçmek için bir şeyler yapacağımızı keşfedeceğimize inanıyorum.
Bilim ve Diyet - 48
ÇOCUKLARA DOĞRU BESLENME ALIŞKANLIĞI KAZANDIRMA Dyt. Eda YEKELER
Beslenme deneyimlerinin yetişkinlik yaşamında ki beslenme modeli üzerinde önemli bir etkisi vardır. O nedenle çocuklar zorlanmadan değişik yemek çeşitlerine alıştırılmalı, bu şekilde ileri yaşlara uzanan doğru yemek seçme alışkanlığı edinilmesine çalışılmalıdır.
1 yaşından sonra çocuklar alerjisi olmadığı sürece her türlü besini tüketebilirler. Çocuğun tek besin türüne bağımlı kalmamasına dikkat edilmeli, besin çeşitliliği sağlanmalıdır.
Sofraya mutlaka beraber ve belirli saatlerde oturulmalı ve yemeğin sadece yemek masasında yenilebileceği öğretilmelidir.
Çocuğunuza besinleri seçme ve tanıma şansı tanıyın. Örneğin; sebze yemeğini sevdirmek istiyorsanız en az iki çeşit sebze yemeği hazırlayıp “kabak mı yersin, ıspanak mı?” şeklinde kararı ona bırakın. Tek çeşit sebze yemeği sunduğunuzda tam da “hayır” deme çağında olan çocuğunuz yemeği reddedecek, ilerisi içinde o besin hakkında olumsuz duygular hissedecektir.
Bilim ve Diyet - 49
2-3 yaş aralığı erkek çocuklarında babayı, kız çocuklarında ise anneyi örnek alma dönemidir. Bu durumda ebeveynlerin sofrada tüketmediği gıdaları örnek alarak reddedecek, fazla tükettiği gıdalara da merak duyacaklardır.
Yemekleri az yağlı ve az tuzlu yaparak çocuğunuzun damak tadının bu doğrultuda gelişmesini sağlayın. Sofrada tuz bulundurmayın.
Çocuğunuza etin yanında patates kızartması yerine salata, beyaz ekmek yerine tam buğday ekmeği, pirinç pilavı yerine bulgur pilavı tüketme alışkanlığını kazandırın.
Şeker, çikolata veya bunlarla yapılmış besinleri ona ödül gibi sunmak yerine haftanın bazı günleri kaçamak şeklinde ailecek, mutlu olarak, iletişim kurarak tüketin. Örneğin; yemeğini ye, sana çikolata vereceğim demektense haftada bir akşam evde hazırladığınız sağlıklı browniyi hadi hep beraber yiyelim diyerek sunabilirsiniz.
Diyelim ki, öğle yemeğine oturdunuz çocuğunuz yemek yemek istemiyor,yaptığınız bütün yemekleri ve seçenekleri reddediyorsa zorlamayın, bir sonraki öğünde acıkmış olacak ve yemek zorunda kalacaktır.
Çocuğunuzun sevmediği faydası bol yiyecekleri farklı tariflerin içine koyarak alternatiflerle sevdirmeye çalışmalısınız.
Sofrada çocuğunuza özel çatal,bıçak, kaşık bulundurmalı ve onu kendi kendine yemek yemeğe özendirmelisiniz.
Çocukta kazandırılması gereken bir alışkanlık da öğünlerin düzenli olması ve tabağına koyulan yemeğin bitirilmesidir. Çocuğa yiyecekler küçük porsiyonlar şeklinde verilmeli, bitiremeyeceği miktarlarda ısrar edilmemelidir.
Besinlerle tanıştıkça çocuklarınıza faydalarını bir birey gibi anlatın neyi neden yemesi veya yememesi gerektiğini öğrenmesini sağlayın.
Yararlı besinlerle hazırlayacağınız eğlenceli tabaklar da çocukların bu besinlere karşı ilgisini arttırmada yardımcı olacaktır.
Bilim ve Diyet - 50
RAMAZANDA BESLENME Dyt. Şeyma YALÇIN Ramazanda Yapılan Beslenme Hataları 1. İftarda büyük öğünler yemek (>1500 kkal) Ramazan-ı şerif, dünya nimetlerini elinin altında bulundurduğu halde, Rabb'inin emri olduğu için yemeyen içmeyen, şehvetlere karşı sabır imtihanını kazanmaya gayret eden müminlerin ayıdır. Hem bedenen hem ruhen arındığımız sahur ile başlayan iftar ile sonlanan oruç ayıdır. "İnsanoğlunun her ameli kendisi içindir fakat oruç bundan hariçtir; o, benim içindir ve onun karşılığını ben vereceğim." hadisinin devamında orucun bir kalkan olduğu bildirilmiştir. (Buhari, Savm 2)
postprandiyal glikozun artmasına ve buna bağlı kilo alımına neden olmaktadır. 2. İftar yaptıktan sonra ve sahur öncesi zaman aralığında sık sık atıştırmak ve bu besinlerin işlenmiş besinlerden (paketli, yüksek şekerli ve yağlı atıştırmalıklar) tercih edilmesi. 3. İftar için hazırlanan yemeklerde yapılan yanlış pişirme teknikleri (kızartma, etli yemeklere ilave yağ ekleme, tereyağı gibi hayvansal yağ kullanımının artması vb.) 4. Sahurda yapılan besin seçimlerinde glisemik indeks ve glisemik yükü yüksek yiyecekler tüketilmesi. (En fazla yapılan hatalar; beyaz un ve türevlerinden yapılan hamur işleri, yüksek yağlı ve şekerli besinler, sofra şekeri ve yüksek tuz kullanımı) 5. Sahur (seherde yenen yemek )yapmamak, kişilerin gün içinde kan şekerinin düşmesi, vücudun dehidre olması, baş dönmesi gibi istenmeyen sonuçlar ortaya çıkaracaktır.
Ramazan Ayında Alınması Gereken Günlük Yararlanılan Kaynaklar
Kalorinin Yüzdelik Dağılımı
Rivellese AA ve diğerleri Effects of Monounsaturated vs . saturated fat on postprandial Lipemia and Adipose Tissue Lipases in Type 2 diabetes.
%30-40 Sahur
Clinical Nutrition 2008;27(1):133-138 American Diabetes Association. 3. Foundations of care and comprehensive medical evaluation. Diabetes Care
%10-20 Ara Öğün %40-50 İftar
2016;39 Suppl 1:S23-35. Ali S, Davies MJ, Brady EM, et al. Guidelines for managing diabetes in Ramadan. Diabet Med 2016; Epub ahead of print [doi:
Ara Öğün: Kişiye göre 1 ya da 2 kere
10.1111/dme.13080].
Bilim ve Diyet - 51
1,5 kase mevsim sebze
2-4 dilim buğday ve türleri
4-8 yemek kaşığı kuru baklagil
4 köfte kadar derisiz et / etli yemek
1 kase yoğurt veya ayran
1-2 adet kuru hurma
650-750 kkal enerji sağlamaktadır. Tabak modeli , bireyin günlük ihtiyacına göre düzenlenmektedir.
Ramazan Ayında Sağlıklı Beslenme Önerileri Bireyler ihtiyacına yönelik besin alımını planlamalıdır. Toplam kalorinin % 45-55’ini karbonhidratlar oluşturmalıdır (tam tahıllar, meyve ve sebzeler, kurubaklagiller vb.). Lif alımı yaklaşık 25-35 g/gün olmalıdır. Çözünebilir posa (10-25 gram/gün) kaynaklarından ham yulaf ezmesi haftanın 3 günü sahurda veya ara öğün olarak 1 porsiyon (28-30 gr/gün) olacak şekilde tüketilebilir. Bu, oruç tutarken tokluk sağlamaya yardımcı olur. İftar ve sahurda olmak üzere 2 kâse yoğurt, kefir gibi süt ürünleri tüketilmelidir. Toplam kalorinin yağ içeriği %25-35 oranında tutulmalıdır. Zeytinyağı, fındık yağı gibi tekli doymamış yağ asitlerinin (%14-20) artırılması ve ayçiçek yağı, mısır özü yağı gibi çoklu doymamış yağ asitlerinin total kalorinin <%10 olması gerekmektedir. Omega-3 yağ asitlerinden zengin beslenme, sardalye, ton balığı, somon, ceviz içi, çiğ badem içi, keten tohumu tercih edilmelidir. Toplam kalorinin %15-20’si proteinlerden gelmelidir. Yemek hazırlama ve besin seçiminde kırmızı et yerine omega-3 içeren taze balık (haftada 2 kez = 330 gram tüketilmelidir), derisiz tavuk ve hindi göğüs yemeklerde tercih edilmelidir (yağsız etlerin suyu kullanılabilir). Sebze yemeği olan günlerde ara öğün atıştırmalıklarında et seçeneği olarak da kullandığımız sert kabuklu yemişler haftada 4-5 kez 40 gram/gün tüketilebilir. (40 gram yaklaşık 20-25 adet) Yeterli su içerek ve tatlandırılmadan yeterli hidrasyon sağlanmalıdır. 10 saatten uzun açlık durumlarında mutlaka sahur yapılmalıdır. Sahurda tuzlu, şekerli besinler yerinde lifli tahıl ürünleri, mevsim meyve ve sebzesi, mutlaka yumurta, gün içerisindeki hidrasyon durumuna bağlı sade soda ile yapılmış ayran veya bir kâse ev yoğurdu tercih edilebilir.
Bilim ve Diyet - 52
INSTAGRAM'DAN SİZLERE SORDUK! + Hocam diyete harfiyen uyuyorum. Ama hiç kilo verememişim. Ekmeği de kestim. (Diyetisyen her öğünde ekmek vermiştir.) Diyetisyenlik mi? Aaaa! Öğretmenlik tutmuyor muydu? Tüh..
2 yıllık mı, 4 yıllık mı
Akraba ortamında şimdi bunun kalorisi ne diye bizi kalorimatik sanmaları..
Ekşi elma kan şekerini yükseltmiyormuş, tatlı elma yükseltiyormuşşşş.
+ Doktor musun, hemşire mi? - İkisi de değil, Diyetisyenim. + Olsun kızım olsun.
Kaç kilo veririm, garantisi var mı ?
Kalıcı kilo verme diyeti istiyorum. Ona dikkat edin.
Benim diyetim protein ağırlıklı olabilir mi lütfen?!
Meslek veya öğrencilik hayatınızda karşılaştığınız ilginç olayları/soruları bizimle paylaşmak ister misiniz?
+ Benim eski diyetisyenim ayrıca beslenme uzmanıydı. - ...
+ Ne okuyorsun kızım? - Diyetisyenlik. + Estetisyen miii?
Halamın internetten zayıflama çayı alıp, bunu günde kaç kez içeyim diye bana sorması…
(Olay yemek kursunda geçmektedir.) + Hangi bölüm okuyorsun? -Beslenme ve Diyetetik + Aaa, çok güzel bölüm, iyi yapmışsın onu okumakla. İlerde diyetisyen bile olabilirsin belki bu bölümden sonra. - Mezun olduktan sonra zaten diyetisyen oluyorum. Bilim ve Diyet - 53
MOTİVASYON SAATİ BİR GÜN KALKACAKSINIZ VE HEP HAYAL ETTİĞİNİZ ŞEYLERİ YAPMAYA VAKİT KALMAMIŞ OLACAK. ŞİMDİ TAM ZAMANI.
HAREKETE GEÇİN! -PAULO COELHO
BİLİM VE DİYET