Bilim ve Diyet Beslenme ve Sağlık Dergisi
sayı
02 temmuz 2020
Röportaj: Mücahit Muslu Hindistan Cevizi Yağı - Tereyağı
Nutrigenetik ve Obezite
Erkeklerde İnfertilite
Duygusal Yeme
Etiket Okuma Antiinflamatuar Beslenme
Gıda Katkı Maddeleri Çocukluk Çağı Obezitesi
Tereyağı Kalbe Zararlı Mı? Gestasyonel Diyabette Tıbbi Beslenme Tedavisi
Mikro Besin Ögeleri ve Spor Performansı
Disfaji ve Beslenme Tedavisi
Gece Yeme Sendromu
Bilim ve Diyet
B l m ve D yet / Beslenme ve Sağlık Derg s / Temmuz-Ağustos-Eylül 2020
Editör Zeyneb YILDIRIM y ld r mzeyneb@gma l.com Yazarlar Aslıhan KOÇ Ayşe OKUR Burcu ÜNAL Büşra ÖZKANOĞLU Ebrunur YILMAZ Elif YILDIZ Emine Merve TURGUT Esra TOPAY Fazilet KURT Feyza YILDIRIM Gamze ALTINTAŞ Kübra Feray ÖZTÜRKAN Kübra KÜÇÜKÇERÇİ Kübra ZEYDANLI Rabia Betül KARAHAN Zeyneb YILDIRIM Tasarım Zeyneb YILDIRIM Feyza YILDIRIM Kübra KÜÇÜKÇERÇİ Kapak Resmi Zeyneb YILDIRIM
b l m.ve.d yet@gma l.com nstagram/b l mved yetderg s nstagram/b l mved yet nstagram/b l mved yetkayser facebook/b l mved yett
Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. © Her hakkı saklıdır.
Editörden İlk sayımıza öyle güzel dönüşlerde bulundunuz ki bir kez daha "İyi ki bu güzel adımı atmışız." dedik ve ikinci sayımızla karşınızdayız. Yine bilimsel ve güncel bilgilerle dolu "Bilim ve Diyet" çizgisinde bir sayımızı daha sizlere sunmanın, mesleğimize katkı sağlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. Sağlık haberleri köşemizde yeni bir cihazın da piyasada tanıtılması ile "Diyetisyenlerin yerini alabilir mi?" söylemleri çıkınca sağlık alanındaki teknolojik gelişmeleri pozitif ve negatif yönleri ile sizler için inceledik. Röportaj köşemizde çok keyifli bir yazı, bakış açısıyla ufkumuzu genişleten bir diyetisyen var, Mücahit Muslu. İkinci sayımızdan itibaren "Gıda Katkı Maddeleri"ni ele alalım dedik ve bu sayımızda onları tanıttık, diğer sayılarımızda da etkilerini inceleyeceğiz. Gıda katkı maddesi demişken "Etiket Okuma"ya değinmeden olmazdı onu da ele aldık. Makale başlıklarımızda en güncel konular var; "Nutrigenetik ve Obezite", çağımızın sorunu "Erkeklerde İnfertilite", "Gestasyonel Diyabette Tıbbi Beslenme Tedavisi", "Disfaji ve Beslenme Tedavisi" ve "Gece Yeme Sendromu" yazılarını derledik. Tarifler köşemizde özellikle yaz aylarında çok ihtiyacımız olan birbirinden lezzetli tarifler var. Yöreselcilik kazanacak, dedik ve tariflerimizden birini yöresel lezzetlerimizden seçtik, içeriklerini inceledik. Beslenme ve psikoloji arasında çok kuvvetli bir ilişki var, bakış açımızı genişletmek için dergimizde Psikoloğun Köşesi bölümüne yer veriyoruz ve bu sayımızda "Duygusal Yeme" başlığı ele alınıyor. Yine tabii ki sizler için seçtiğimiz bir kitap ve belgeseli de inceledik. Doğru Bilinen Yanlışlar köşemizde "Tereyağı Kalbe Zararlı Mı?" yer alırken, cevabı diğer başlıklarımız ile birlikte birkaç sayfa ileride. Bilim ve Diyet olarak bizi destekleyen herkese teşekkür eder, keyifli okumalar dileriz. Bir sonraki sayımızda görüşmek dileğiyle... Dyt. Zeyneb YILDIRIM
07
RÖPORTAJ: MÜCAHİT MUSLU
12
GIDA KATKI MADDELERİ
15
MAKALE: NUTRİGENETİK VE OBEZİTE
18
YÖRESEL LEZZETLER: YEŞİL MERCİMEKLİ BULGUR PİLAVI
19
DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR: TEREYAĞI KALBE ZARARLI MI?
21
SAĞLIKTA ÖNEMLİ GÜN VE HAFTALAR
23
MAKALE: ERKEKLERDE İNFERTİLİTE
26
ANTİİNFLAMATUAR BESLENME
29
MAKALE: GESTASYONEL DİYABETTE TIBBİ BESLENME TEDAVİSİ
33
DONDURMA TARİFLERİ
35
HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI - TEREYAĞI
37
KİTAP İNCELEME: YARIN DİYETE BAŞLIYORUM
39
MAKALE: DİSFAJİ VE BESLENME TEDAVİSİ
42
MUCİZE BESİNLER: KARPUZ
43
ETİKET OKUMA
46
FİLM/BELGESEL İNCELEME: FORKS OVER KNIVES
47
PSİKOLOĞUN KÖŞESİ: DUYGUSAL YEME
49
MAKALE: GECE YEME SENDROMU
51
MİKRO BESİN ÖGELERİ VE SPOR PERFORMANSI
53
ÇOCUKLUK ÇAĞI OBEZİTESİNE GENEL BAKIŞ
B l m ve D yet / Beslenme ve Sağlık Derg s / Temmuz-Ağustos-Eylül 2020
SAĞLIK HABERLERİ
içindekiler
05
Çizim: Dyt. Zeyneb YILDIRIM
Bilim ve Diyet - 03
Bilim ve Diyet Sözlüğü
Disfaji Yutma, yiyecek ve içeceklerin ağız boşluğu, yutak ve yemek borusu yoluyla mideye uygun hız ve oranda iletilmesidir. Bu iletim sırasında meydana gelen bozukluklara disfaji (yutma bozukluğu) denir.
Gıda Katkı Maddesi
Tek başına gıda olarak tüketilmeyen, besleyici değeri olan veya olmayan, üretim, işleme gibi aşamalarda koruma, stabilize etme gibi teknolojik amaçlarla gıdaya ilave edilen, doğrudan ya da dolaylı olarak o gıdanın bileşeni haline gelen maddelerdir.
Bilim ve Diyet - 04
Sağlık Haberleri
Sağlıkta Teknolojik Gelişmeler Dyt. Gamze Altıntaş
Lumen Lumen metabolizmayı doğru şekilde ölçmek iddiasıyla üretilmiş ilk elde taşınabilir cihazdır. Cihaz, iki Ironman koşucusu ve fizyoloji alanında doktora yapan ikiz kız kardeşler Merav ve Michal’in fikri olarak ortaya çıkmıştır. Nasıl Çalışır? Cihazın sisteminin, metabolik hız ölçümünde altın standart olan indirekt kalorimetre yöntemine benzer şekilde, solunum değişim oranına (RER) dayandığı söylenmektedir. RER, canlı bir organizma ve çevredeki atmosfer arasındaki gaz alışverişinin ölçülmesidir. Bu cihazda, kullanılan gazın konsantrasyonunu belirlemek için CO
₂
sensörü ve akış ölçer kullanılmaktadır. Bu bilgilerle, vücudun belirli bir zamanda metabolize etmek için kullandığı yakıtın türünü ve verimliliğini tahmin ettiği söylenmektedir. Cihazı kullanırken, cihazdan sabit miktarda hava solunması istenir. Kullanıcıdan 10 saniye boyunca nefesini tutması ve tam olarak nefes alması istenir. Sonuçta bir kişinin solunan nefesinde nispeten yüksek miktarda CO göstergesi
olarak
değerlendirmektedir.
Nispeten
₂
düşük
gösterilirse, cihaz bunu karbonhidratları yaktığının bir ise,
bunu
da
şu
anda
yağları
kullandıkları
şeklinde
değerlendirmektedir. Lumen, kendi cihazlarının altın standarta göre doğru bir ölçüm yaptığını, kendi yaptıkları hakemsiz
iki
çalışmada
ispatladıklarını
ve
bunu
daha
kısa
sürede
ve
az
maliyetli
şekilde
ölçtüklerini
iddia
etmektedir. Mobil Uygulama Özellikleri Lumen’in bu cihazla birlikte “Cep boyutunda bir beslenme uzmanı” iddiasıyla geliştirilmiş
bir
uygulaması
“kişiselleştirilmiş”
beslenme,
mevcuttur. uyku
ve
Bu
uygulamada
egzersiz
önerileri
ölçüme
göre
bulunmaktadır.
Uygulamada her bir makro besin ögesi için ne kadar alınması gerektiğini gösteren bir döküm ve yemek tarifi önerileri de vardır. Lumen, metabolizmayı yağ kullanmaya doğru kaydırmak için genellikle düşük karbonhidratlı bir diyet önerdiğini söylemektedir. Ve bazen de “aralıklı açlık günü” uygulatmaktadır. Bunun
yanında
ek
ücrete
tabi
olarak,
Lumen
kişilere
gerçek
beslenme
uzmanlarıyla görüşme de sağlayabilmektedir. Egzersiz Lumen, egzersizden önce de bir ölçüm yapılmasını istemekte böylece egzersiz sırasında kullanılacak yeterli yakıt olup olmadığına bakarak kişilere bir öğün tüketip tüketmemesiyle ilgili öneride bulunmaktadır. Aynı zamanda egzersizden sonra da vücutta nasıl bir değişiklik olduğunu bildirmektedir. Bu özelliğinden ötürü cihaz, özellikle koşucuların dikkatini çekmektedir. Diyetisyenin Yerini Alabilir mi? Cihaz
iddia
edildiği
gibi
metabolizma
hakkında
altın
standarta
yakın
derecede
doğru
bilgi
veriyorsa
kolay
kullanılabilir ve taşınabilir olması açısından avantaj sağlayabilir. Ancak unutulmamalıdır ki, diyet yazmak kişinin hastalık/sağlık durumu, kan bulguları, antropometrik ölçümleri, yaşı, beslenme tercihleri, ekonomik durumu, psikolojisi,
dini
inançları
gibi
birçok
faktörü
kapsayan
karmaşık
bir
süreçtir.
Sadece
kişinin
CO
₂
kullanma
durumuna göre belirlenebilecek basit bir olay değildir. Yine kişilerde vücudun yağ kullanımını arttırmak için ketojenik diyete eğilim gösterme gibi yanlış bir anlaşılmaya sebebiyet verebilir. Bu sebeple cihaz kullanılacaksa mutlaka bir diyetisyen kontrolünde olmalıdır. Ayrıca cihaz çalışmalarında her yaş grubu ve hastalık durumunun dikkate alınmadığı ve çalışmaların şirketin kendisine ait olduğu da akıldan çıkarılmamalıdır.
Bilim ve Diyet - 05
SEPTEMBER 2020, ISSUE 1
THE VOİCE
Adımsayarlar Adımlar insan hareketinin temel bir birimidir. Aynı zamanda kolay ve doğru şekilde ölçülmesi mümkün olan bir değerdir. Bu nedenle fiziksel aktiviteyi ölçmek için tercih edilmektedir. <5000 adım hareketsiz yaşam tarzı, >12.500 adım ise çok aktif yaşam tarzı olarak kabul edilmektedir. Çalışmalar günlük adım sayısının beden kitle indeksi (BKİ), hipertansiyon ve diyabet ile ters orantılı olduğunu göstermiştir.
Yapılan çalışmalarda fiziksel
aktivite müdahalelerinde adımsayar kullanmanın davranış değişikliğini kolaylaştırdığı söylenmektedir. Kişilerde motivasyona sebep olarak aktivite düzeylerini yaklaşık 2500 adım arttırabilmektedir. Adımsayarlar bel, cep, bilek, uyluk, ayak bileği ve ayağa takılabilenler olmak üzere ayrılmaktadır. Adımları doğru bir şekilde ölçmek için ideal yerin ayak bileği veya ayak olduğu düşünülmektedir. Adımsayarların en büyük hatası yavaş yürüyen ya da obez bireylerde adımların eksik sayılmasıdır. Çoğu cihaz 26,8 m/dk (1mph) hızındaki adımların sadece %50-75'ini kaydedebilmektedir. Düşük hızdaki adımları doğru kaydedebilen cihazların ise maliyetleri yüksektir. Daha ucuz olan ve yaylı adım sayaçlarındaki hata ise adımların iki
kez
sayılmasıdır.
cihazlarda
yaygındır,
Bu
sorun
günlük
özellikle
aktiviteler
bileklik ya
da
şeklindeki konuşurken
meydana gelen bilek hareketleri fazladan adım sayılmasına sebep olmaktadır.
Bunu
engellemek
için
cihazın
daha
az
kullanılan
bileğe takılması önerilmektedir. Adım sayaçları henüz klinik uygulamada yaygın hale gelmemiştir, ancak gelecekte adım/gün önemli sağlık bilgilerini ileten hayati bir işaret
olarak
kabul
edilebilir
ve
giyilebilir
tıbbi
cihazlar,
bazı
hastalıkların tedavisi için standartlara entegre edilebilir.
Davranış Değişikliğinde Mobil Sağlık Uygulamaları Akıllı
telefona
erişimin
artmasıyla
birlikte
“uygulama”
kullanımı
da
artış
göstermiştir.
Peki,
bu
sağlık
uygulamaları davranış değişikliği sağlamada etkili midir? Aslında sağlık teknolojisi alanı giderek gelişmekte, buna rağmen etkinliğinin ölçülmesiyle ilgili yapılan çalışmalar sınırlı kalmaktadır. Sigara bırakma, egzersiz, obezite, diyabet, etiket okuma, motivasyon sağlama, ilaç kullanımı, kadın sağlığı, baş ağrısı hatta EKG ölçümü gibi birçok alanda
uygulamalar
mevcuttur.
Çalışmalara
göre,
sağlık
uygulaması
kullanımı
ya
da
kısa
mesaj
müdahalesi
davranış değişikliğinde etkili gibi görünmektedir. Çok bileşenli müdahalelerle birlikte kullanıldığında, tek başına kullanıma kıyasla bu etki daha da artmaktadır. Sağlık uygulamalarının erişimi kolaydır, ucuzdur, herkes tarafından kullanılabilir. Bu sebeple de kronik hastalıkların önlenmesi veya tedavisi, sağlığın geliştirilmesinde etkin rol alabileceği düşünülmektedir. Fakat yapılan çalışmalara göre bu uygulamaların çoğunda bilgilerin kanıta dayalı olmaması, güvenilirlik, sağlık profesyonelleri görüşüne dayanmama, ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) onaylı olmaması, kullanımının zorluğu, yanlış anlaşılabilir olması gibi sorunlar mevcuttur. Bu teknolojinin kişilerin yararına kullanılabilmesi için hedef grupları, psikososyal, sosyo-demografik faktörleri de göz önüne alarak müdahalelerin optimum süresi ve yoğunluğunu belirleyen çalışmalar yapılmalıdır. Aynı zamanda bilgi kirliliğinin önlenmesi için sağlık profesyonellerinin bu alanda da etkin olması gerektiği unutulmamalıdır.
KAYNAKLAR: 1- Erişim adresi: www.lumen.me Erişim tarihi: 08.06.2020 2 -Lorenz KA, Yeshurun S, Aziz R, Delatorre JO et al. Validity of the Lumen® hand-held metabolic device to measure fuel utilization in healthy young adults, 2020 3- Mor MT, Mor M. A Novel Approach Identifying Changes in Metabolic Fuel Usage by the Lumen Device, 2020 4- Bassett DR, Toth LP, LaMunion SR, Crouter SE. Step Counting: A Review of Measurement Considerations and Health-Related Applications, Sports Med (2017) 47:1303–1315. 5- Redfern J. Smart health and innovation: facilitating health-related behaviour change, Proceedings of the Nutrition Society (2017), 76, 328–332. 6- Schoeppe S, Alley S, Lippevelde WV, Bray NA et al. Efficacy of interventions that use apps to improve diet, physical activity and sedentary behaviour: a systematic review, International Journal of Behavioral Nutrition and Physical Activity (2016) 13:127.
Bilim ve Diyet - 06
Röportaj
Çok Yönlü B r D yet syen MÜCAHİT MUSLU
Röportaj: Dyt. Feyza YILDIRIM, Dyt. Kübra ZEYDANLI
İstanbul Arel Üniversitesi'nde Araştırma Görevlisi ve Yeşilay kurumsal beslenme danışmanı Uzman Diyetisyen Mücahit MUSLU ile yaptığı çalışmalar ve araştırmalar üzerine bir konuşma gerçekleştirdik.
Sizi çok yönlü araştırmaları olan bir diyetisyen olarak biliyoruz. Bize biraz kendinizden, çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz? Merhaba, öncelikle bu röportajı bana ayırdığınız için teşekkür ederim. Ben Mücahit MUSLU, uzman diyetisyenim. Eğitimime 2010 yılında Marmara Üniversitesi Makine Bölümü’nde başladım. İngilizce bir bölüm olduğu için bir yıl hazırlık ve bir yıl da bölüm okuduktan sonra bu mesleğin bana uygun olmadığını düşünerek bıraktım. 2012 yılında Marmara Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’ne yeniden başladım. Öğrencilik hayatım kulüpler ile çok aktif bir şekilde geçti. Üniversite 2. sınıfta Beslenme ve Diyetetik Kulübü başkanlığını üstlendim. Daha sonra Yeşilay ile tanışıp Marmara Genç Yeşilay Kulübü’nü kurdum. Yeşilay ile tanışmam bana çok şey kazandırdı.
Bilim ve Diyet - 07
Yeşilay Genel Merkez’de Genç
antropolojisi ve arkeolojisi
%95’e kadar hayvansal kaynak
Yeşilay Etkinlik Komisyonu
çalışıyorum. Dört yıldır okuma ve
tüketebilir. Japonya Okinawa
Başkanlığı ve Yönetim Kurulu
gezme ile edindiğim bilgileri şu
yerlileri ise vejetaryendir. İki
Başkan Yardımcılığı görevlerini
an kitaplaştırıyorum. İstanbul’da
toplumda kalp hastalıklarını
üstlendim. Bu süreçte ülkenin
bu alanda geziler ve eğitimler
neredeyse bilmez. Şimdi kalp
birçok yerinde yüze yakın Genç
düzenlemeye devam ediyorum.
hastalıkları ve beslenme için ne
Yeşilay kulübü kuruldu. Benim
Şu an Arel, Çapa, dernekler ve
diyeceğiz? Şunu diyebiliriz
de çok geniş bir tanıdık kitlem
özel hayatım ile yaşama devam
binlerce yıldır yaşadığınız
oluştu. Aynı zamanda ulusal ve
ediyorum.
coğrafya, iklim, ülkenizde yetişen ürünler, yediğiniz yemekler,
uluslararası birçok projeyi yazıp yönetebildim. Tüm üniversite
Beslenmenin tarihsel ve
yaşam standartlarınız, dininiz
hayatım boyunca fabrikalardan
kültürel değişimleriyle
gibi birçok faktör beslenmenizi
özel derslere kadar birçok alanda
ilgileniyorsunuz. Bu bağlamda
etkiler. Hepsini değerlendirdikten
çalıştım. Kendi ekonomik
öğrendiğimde çok etkilenmiştim
sonra ancak öneride bulunabiliriz.
kazancım ile eğitimime
dediğiniz bir bilgiyi bizimle
Söylediklerimiz hiçbir zaman
devam ettim. Mezun olduktan
paylaşır mısınız?
mutlak doğru olamaz. Çünkü
sonra İstanbul Tıp Fakültesi
Aslında beslenmeye sadece
daha o kadar çok şey bilmiyoruz
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
fizyolojik bir süreç olarak
ki neredeyse hiçbir şeyi… Bizim
A.B.D. Beslenme Programı’nda
bakıyordum. Daha doğrusu bize
için en doğrusu Akdeniz usülü
yüksek lisansa kabul aldım. Hem
öyle öğretildi ama okumaya
beslenmedir. O bile ille de olacak
klinik hem teorik çok yoğun bir
başlayınca bakış açım çok değişti.
diye kaide yok. Doğu mutfağı
eğitime başladım. Daha sonra
O kadar çok şaşırdım ki ne
ile gayet sağlıklı yaşayanlar da
İstanbul Arel Üniversitesinde
söylesem bilemedim. Trende
mevcut. Artık batı tarzı diyet
Araştırma Görevlisi olarak işe
kitap okurken ‘yuh’ diye
arttığı ve toksik öğeler her yerde
başladım. Hem çalışıp hem de
bağırdığımı bilirim. Öğrenmenin
olduğu için ben Akdeniz Diyeti
çok yoğun bir şekilde okumak
zevkini çok geç fark etmiş gibi
derim.
beni bayağı yordu diyebilirim. Bu
hissediyorum. Basit bir örnek,
süreçte Yeşilay, Genç Rota ve
Sümer taş tabletleri beni çok
Gelecekte beslenmemizde ne
Geleceğin Bilimi gibi sivil
etkiledi. İçinde beslenmeyle ilgili
gibi değişikliklerin olacağı ön
toplum örgütlerinde
çok güzel atasözleri var.
görülüyor? Sizin bu
çalışmalarıma devam ettim. 2019
Günümüzden 5000 yıl önce
konulardaki görüşlerinizi
yılında ilk defa Yeşilay Kurumsal
beslenmenin önemini aktarıyor.
öğrenebilir miyiz?
Beslenme Danışmanlığı
Anlatmayacağım, isteyen
Beni eleştiren bazı
sürecini başlattık. Bu Yeşilay’da
okuyabilir.
meslektaşlarım "Sürekli tarihsel konuları çalışıyorsun günümüze
bir ilkti. Benim için de çok heyecanlı bir süreç oldu. Bu
İnsan fizyolojisine en uygun
ne faydası var?" gibi eleştirilerde
süreçte birçok stajyer öğrenci
beslenme şekli sizce nedir? Bize
bulunuyorlar.
kabul ederek bu alanı tanıtmak
düşüncenizin nedenlerini kısaca
için çalıştım. 2019 yılında yüksek
anlatabilir misiniz?
lisansım bitti ve hemen aynı
Dünyada yaklaşık 7,2 milyar
bölümde doktora kaydımı
farklı insan fizyolojisi vardır.
gerçekleştirdim. Gebze’de oturup
Kısaca hiçbiri aynı değil. Bu
Cevizlibağ’da çalışınca günde 4,5
nedenle genel beslenme önerileri
saat yol gidiyorum. Böylece çok
verebilsek de muhteşeme
fazla okumaya vaktim oluyor.
ulaşamayız. Bir örnek vereyim.
Hobi olarak beslenme
Eskimolar zamanı geldiğinde
Bilim ve Diyet - 08
SÜMER TAŞ TABLETLERİ BENİ ÇOK ETKİLEDİ. İÇİNDE BESLENMEYLE İLGİLİ ÇOK GÜZEL ATASÖZLERİ VAR. GÜNÜMÜZDEN 5000 YIL ÖNCE BESLENMENİN ÖNEMİNİ AKTARIYOR.
Canım bunu çalışmak istiyor ve
Bir örnek vereyim. Zeytinyağı
çalışıyorum. Lakin her eleştiriyi
muhteşem bir besin, öneriyoruz.
de değerlendiririm. Bu nedenle şu
Lakin ona dünyanın en muhteşem
an "Sürdürülebilir Beslenme"
besini gibi yaklaşanlara soralım
çalışıyorum. Yani "Artık gelecek
‘Kırgızistan’daki insan hiç zeytin
de çalışıyorum." diyebiliyorum.
gördü mü?’. Et yemeyelim diyene
İklim gitgide kötüleşiyor.
soralım ‘Sizce tüm insanları otla
Kaynaklar azalıyor. Su sıkıntısı
besleyecek tarım alanı var mı?’.
çoğu yerde var. Nüfus sürekli
Çok yönlü düşünme ve dünyayı
artıyor. 2050'de 9 milyarı
takip etme özelliği olmayan bu
geçecek. Bu nedenle bu kadar
insanlar uçları yaşasın biz
insanı besleyecek ama şu anki
işimizi yapalım. Yalnız yapmak
Avrupa, Asya hatta Amerika
kaynakları azaltmayacak ve
için çok iyi bilmek lazım ya
mutfağından bile etkilenmiş.
çevreye zarar vermeyecek bir
gerçekten bildiğinizde konuşun
Örneğin Hindistan üzerinden
yöntem aranıyor. İnsanlığın daha
ya da susun.
(nararanga) İran’a (nar-ı renç)
ÇOK OKUMALI, DÜŞÜNMELİ VE YAZMALIYIZ. ÖĞRENDİKLERİMİZİ MESLEKTAŞLARIMIZLA PAYLAŞMALIYIZ. SÜREKLİ YENİ BİLGİLERİ TARTIŞMALI VE BİLGİYİ HALKA İNDİRMELİYİZ. YAPTIĞIMIZ İŞLERDE KANUNLARA VE BİLİMSEL ETİĞE UYMALIYIZ.
oradan Anadolu’ya (narenciye)
tam sömürmeye başlamadığı okyanuslardaki yosunlar ve
Farklı ülke mutfakları
giren asıl vatanı Çin olan
biyokütlesi insanlardan yüksek
hakkında güzel
turunçgiller ya da Karadeniz çayı
olan böcekler bence geleceğin
araştırmalarınız var. Türk
denilen (camellia sinensis) Çin
kaynakları. Bunları illa kızartıp
mutfak kültürünün diğer
kamelyası veya Farsça kökenli
yemek gerekmiyor. Özellikle bu
mutfak kültürleri ile
çorba (şor: tuzlu, ba: aş,yemek).
ürünlerden elde edilecek tozlar
karşılaştırıldığında ne gibi
Örnek vermeye devam etsem
(protein tozu gibi) geniş alanlarda
avantajları ve dezavantajları
günlerce sürer. Bu kadar geniş
kullanılacak diye düşünüyorum.
vardır?
mutfakta avantaj dezavantaj
Dünyada zaten 2 milyar insan
Türk mutfağını anlatmak için
arayamayacağım. Bizim dünyaca
böcek yiyor, yosunlar da birçok
Türk tarihi bilmek lazım.
ünlü şerbetli tatlıları veya ot
ülkede kullanılıyor. Sizce
Dünyanın neredeyse yarısına
yemeklerimizi tercih etmenize
ülkemizde bu kaynaklar az mı?
yayılmış, güçlü ülkeler kurmuş,
göre değişir.
ticaret yollarına sahip olmuş, Son zamanlarda bazı uzmanlar
farklı ülkelere yelken açmış,
Tütün endüstrisi ve açlık
süt, buğday, yumurta gibi
halifeliği almış kısaca tarih
arasındaki ilişkiyi kısaca
önemli besinlere savaş açmış
sayfalarında her an olan bir
açıklayabilir misiniz?
durumda, bu konuda siz ne
milletin mutfağı da doğal olarak
Tütünün zararları artık
düşünüyorsunuz?
geniş oluyor. Yabancı
tartışılamaz derecede açık ve
Ben de onlara savaş açtım.
gastronomlar "Osmanlı Mutfak
nettir. Bu nedenle özellikle
Dediğim gibi hiçbir besin
İmparatorluğu" der. Bazen ben
gelişmiş ülkelerde tütün pazarı
muhteşem değil ama hepsine
bile tarifleri okurken şok olurum.
zayıflamaktadır. Endüstri gözünü
ihtiyacımız var. Mevzu ‘o kötü,
Bu nasıl bir fantezi derim.
bu nedenle fakir ülkelere
bu kötü’ demek değil.
Özellikle Osmanlı döneminde
dikmiştir. Özellikle şu an için
Sürdürülebilir bir şekilde yerine
elde edilen zenginlik mutfağı
Afrika kıtası endüstrinin
kaynak önermek. Ekmek yeme, et
dünyanın en büyük mutfağı
hedefindedir. Peki açlık ile ne
yeme, süt içme o zaman ne
haline getirmiş. Ama bu mutfağa
alakası var derseniz. Tütün doğal
yiyecek bu insanlar. Televizyonu
Türk mutfağı demek ne kadar
olarak zehirli olduğu gibi tarımı
açınca tek bir mesaj var
doğru bilemem. Tarih boyunca
sırasında da çok fazla ilaç
"Zıkkımın kökönü yiyin.".
her milletle etkileşimin bir
kullanılmaktadır. Yani tütün
İnsanlara söylenen aynen bu.
ürünüdür bu mutfak. İran, Arap,
tarımı çevreye zarar veren bir
Bilim ve Diyet - 09
tarımdır. Afrika ve Güneydoğu
çalışanıdır. Beslenmenin dışında
şekilde olmalıyız. Mesleğimizin
Asya’da zaten birçok ülke açlık
birçok konuya da hakim
hak ettiği değeri görmesi için çok
ile mücadele etmektedir. Tütün
olmalıdır. Örneğin uyku düzeni
okumalı, düşünmeli ve
tarımının en fazla yapıldığı 10
kötü olan birisi zaten diyetinde
yazmalıyız. Öğrendiklerimizi
ülkeden 5’i açlığın en fazla
başarı sağlayamaz. Aynı şekilde
meslektaşlarımızla paylaşmalıyız.
olduğu ülkelerdendir. Bu
tütün kullanan birisinin de sağlık
Sürekli yeni bilgileri tartışmalı ve
ülkelerde ekilebilir alanlara tütün
algısı hiçbir zaman tam oturmaz.
bilgiyi halka indirmeliyiz.
ekilmesi normal ekilecek
Bu nedenle her zaman
Yaptığımız işlerde kanunlara ve
besinleri iyice azaltarak açlığı
sorgulamalı ve bırakılması için
bilimsel etiğe uymalıyız.
arttırmaktadır. Hatta bu ülkelerde
teşvik edilmelidir. Ben bir
Kendimizi bir kaynaktan değil
birçok orman kesilip tarım için
diyetisyen ve sivil toplum
pek çok kaynaktan beslemeli
arazi açılmaktadır. İnsanlar da
temsilcisi olarak tütünle
olabildiğince çok yönlü
karınlarını doyurabilmek için
mücadelemi ölünceye kadar aktif
olmalıyız. Tüm bunlar yazılır ve
buralarda çalışmak zorunda
bir şekilde sürdüreceğim.
okunurken kolay olan lakin uygulamada zor olan şeyler.
kalmaktadır. Kısaca çevre ve insan hakları katledilmektedir.
Son olarak eklemek istediğiniz
Farkında olmalıyız. Şunu
Alınan her paket sigara dünya
bir şey var mı?
unutmamak gerekir ki
üzerinde birilerinin aç kalması
Mesleğimizi çok sevmemiz
yaptıklarımız ve söylediklerimiz
demektir.
gerekir ama sevgi emek ister.
ismimizin yanındaki ünvanı ve o
Nasıl ki bir anne çocuğunu çok
ünvana sahip kişileri
Tütün ile beslenme arasındaki
sever ama hem gebelik hem
etkilemektedir. Kendi
ilişkide diyetisyenin rolü nedir?
doğum hem de sonrasında birçok
hatalarımızı başkalarının üzerine
Diyetisyen bir halk sağlığı
sıkıntısına katlanır biz de aynı
yüklememeliyiz.
Bilim ve Diyet - 10
PAKETTEN ÇIKANI DAHA AZ, TOPRAKTAN . GELENI DAHA ÇOK YE.
Bilim ve Diyet - 11
GIDA KATKI MADDELERİ Dyt. Büşra ÖZKANOĞLU - Dyt. Esra TOPAY
Gıda Katkı Maddesi Nedir ve Ne İçin Kullanılır? Günümüzde
nüfusun
artması
ile
birlikte
canlıların
besin
ihtiyaçlarının
karşılanması
yönünde
çalışmalar gerekmektedir. Azalan tarım arazilerine oranla besin ihtiyacının karşılanabilmesi için gıdaların daha uzun süre bozulmadan korunması ve üretim maliyetlerinin düşürülmesi dikkate alınmaktadır.
Bu
çalışmaların
büyük
bir
kısmı
gıda
katkı
maddeleri
üzerine
yapılmaktadır.
Tüketime sunulan veya sunulacak olan gıdaların görünüm ve lezzetlerini tüketicinin arzu ettiği duruma getirmek, bozulmalarını önleyerek raf ömrünü uzatmak amacıyla tüketime sunulmadan önce
bilinçli
ve
belirli
bir
amaç
doğrultusunda
gıdalara
ilave
edilen
tek
başına
gıda
olarak
tüketilmeyen, tek başına besleyici değeri olan veya olmayan maddelere Gıda Katkı Maddeleri (GKM) denmektedir.
"E Kodu" Nedir? Bu
katkı
maddelerini
düzenlemek
ve
tüketicileri
bilgilendirmek
için,
her
katkı
maddesine
Avrupa'da onaylanmış tüm katkı maddeleri için kullanılan "E numaraları" adı verilen bir numara verilir. Numaranın başındaki E harfi Avrupa (Europe) kelimesinin ilk harfini simgelemektedir. Yanındaki 3 basamaklı sayı ise gıda katkı maddesinin kimyasal adı yerine kullanılan kodlama sistemidir. Katkı maddesinin; No Adverse Effect Level (NOEL-Hiçbir yan etkinin görülmediği konsantrasyon) ya da Acceptable Daily Intake (ADI- Kabul edilebilir günlük alım) değerlerinin belirlendiğini ve güvenli kullanım koşullarının bilindiğini göstermektedir. E
numaraların
önüne
gelir,
ancak
Avrupa
dışındaki
ülkeler,
katkı
maddesinin
Avrupa'da
onaylanmış olsa da olmasa da yalnızca numarayı kullanabilmektedir. Örneğin, Avrupa'da satılan ürünlere asetik asit E260 olarak yazılır, ancak bazı ülkelerde 260 katkısı olarak bilinir. Ayrıca
katkı
maddelerinden
sadece
aroma
maddelerine
E
kodu
veya
numarası
verilmemiştir.
Çünkü bu grup oldukça geniştir. Türk Gıda Kodeksi’nde izin verilen yaklaşık 340 gıda katkı maddesi bulunurken, aroma verici maddelerin sayısı 1700 civarındadır.
Bilim ve Diyet - 12
Bazı Gıda Katkı Maddelerinin E Kodları
Gıda Katkı Maddesi
E Kodu
Renklendiriciler
E100-E180
Koruyucular
E200-285,E330
Antioksidanlar
E300-E321
Jelleştiriciler
E400-E495
Tatlandırıcılar
E950-E959
Gıda Katkı Maddelerine Dair Diğer Tanımlar NS
(Not
Specified):
ADI
sınırlaması
yoktur.
Kullanımı
en
güvenli
katkılardır.
Teknoloji
gereği
kullanılan miktarlarıyla ADI değeri aşılmamaktadır. QS (Quantum Satis): Katkı maddesinin besine katılacağı maksimum düzey belirtilmemiştir. Kullanımı en güvenli katkılardır. TE (Temporary ADI): Geçici ADI değeri, yapılan araştırma sonuçlarına göre ADI değeri değişebilir. NO (No ADI allocated): ADI değeri saptanmamıştır. GMP
(Good
kullanımı
Manifacturing
GMP
olarak
Practice):
belirtilen
İyi
katkıların,
bir
işleme
teknoloji
tekniğinin gereği
gerektirdiği
kullanılan
miktar.
miktarlarıyla
Besinlerde ADI
aşılmamaktadır. ML (Maximum Level): Katkı maddesinin besine katılmasına izin verilen en yüksek miktardır.
Gıdalara Katılacak Gıda Katkı Maddeleri Miktarlarının Belirlenmesi Gıdaya katılacak katkı maddesinin maksimum miktarının belirlenmesi için: Katkı maddesinin günlük alınabilecek miktarı (ADI (mg / kg) değeri) Gıdanın üretim teknolojisinin gerektirdiği miktar (GMP-İyi İmalat Uygulamaları) Katkı maddesinin kaç besine katılacağı Katkı maddesinin katılacağı besinlerin ortalama günlük tüketim miktarlarının bilinmesi gerekir.
Bilim ve Diyet - 13
değeri
Gıda Katkı Maddelerinin Sınıflandırılması
Tatlandırıcılar
Renklendiriciler
Gıda Katkı Maddeleri
Nem Tutucular
Kıvam Artırıcılar
Antioksidanlar
Aroma Vericiler Emülgatörler
Koruyucular Hacim Artırıcılar
Türk Gıda Kodeksi’ne Göre Gıda Katkı Maddelerinin Kullanımı Resmî Gazete’de 2013 yılında yayınlanan Türk Gıda Kodeksi Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliği hem tüketiciler hem de üreticiler için yol gösterici olacaktır. Yönetmelik kapsamında kullanılabilecek gıda katkı maddeleri, bunların kullanımına izin verilen ve gıda içinde bulunmasına izin verilmeyen katkı maddeleri belirlenmiştir. Katkı maddelerinin kullanılabileceği maksimum miktar (mg/l veya mg/kg) ve quantum satis olarak belirtilmektedir. Ayrıca yönetmelikte kullanılan gıda katkı maddesine dair bir yan etki veya o katkı maddesi kullanımı nedeniyle bazı hastalık grupları için sakıncalı olacak bir bileşen belirtilmişse üreticinin bunu ürün paketinde ibraz etmesi gerekmektedir. Örneğin, polioller ve/veya aspartam ve/veya aspartamasesülfam tuzu içeren bir sofralık tatlandırıcının etiketinde aşağıdaki uyarılar yer alır: Polioller için “aşırı tüketimi laksatif etkiye neden olabilir”, Aspartam/aspartam-asesülfam tuzu için “fenilalanin kaynağı içerir” şeklinde uyarıların ürün paketinde bulunması zorunludur.
KAYNAKLAR: 1- Pandey, R. & Upadhyay, Santosh. (2012). Food Additive. 10.5772/34455 2- Turkiye Klinikleri J Food Hyg Technol-Special Topics 2016;2(2):1-10 3- Türk Gıda Kodeksi Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliği (2013, 30 Haziran). Resmi Gazete (Sayı: 28693) Erişim adresi: https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=18532&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5 4- Yurttagül, M., & Ayaz, A. (2008). Katkı Maddeleri: Yanlışlar ve Doğrular. Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü. Birinci Basım. Klasmat Matbaacılık. Ankara. Sağlık Bakanlığı Yayın, (727).
Bilim ve Diyet - 14
NUTRİGENETİK VE OBEZİTE
Dyt. Zeyneb YILDIRIM
Beslenme genomiği, sağlığı
Beslenme genomiği, genetik,
Obeziteye yatkınlık kısmen genetik
etkileyen genom-besin ögesi
beslenme ve çevresel faktörlerin
faktörler tarafından belirlenir,
ilişkilerini inceleyen bir bilim
etkileşimli doğasını ve bu
ancak fenotipik ifade için
dalıdır, nutrigenetik ve
faktörlerin sağlık çıktıları ile nasıl
"obezojenik" bir ortam gereklidir.
nutrigenomik kavramlarını kapsar.
etkileşim kurduğunu ve etkilerini
Bu nedenle, her gün yeni genetik
Nutrigenetik; genetik
açıklayan bir araştırma alanıdır (3).
etki ve nöroendokrin dengesizlik
varyasyonların sağlık ve hastalık
Çoğu karmaşık hastalık gibi obezite
kanıtları ortaya çıkmasına rağmen;
durumlarında besin ögelerinin
de, vücut ağırlığını kontrol eden
biyolojik ve psikososyal faktörlerin
kullanılmasını, besin toleransını ve
fizyolojik sistemde uygun
karmaşık bir biçimde etkileşimde
besin ögesi gereksinmelerini
homeostazın eksikliğinden
bulunduğu bütünsel bir model
inceler. Nutrigenomik ise besin
kaynaklanmaktadır. Obezite,
üzerinde düşünmek gereklidir.
ögelerinin gen evrimini; mutasyon
genetik düzeydeki (örn., Gen
Dolayısıyla, beslenme biliminde
hızını, anne karnındaki genom
transkripsiyonu veya değişmiş
gen ifadesi, obezite riskini ve
yaşamını, programlamayı ve gen
protein fonksiyonu) veya çevresel
gelişimini etkileyen önemli bir
ekpirasyonunu inceler (1,2).
maruziyetteki (örn., Diyet, fiziksel
faktör olan "gen-besin etkileşimi"
Genetik faktörler çevresel sorunlara
aktivite, vb.) düzensizlikten
kavramını oluşturmuştur (5).
biyolojik tepki verebilmekte; yani
kaynaklanabilir (4). Genetik
genetik, beslenme ve çevresel
faktörler obezite için bir başlangıç
Obezitenin Genetik
faktörler etkileşime girmekte ve bu
aşamasına gelmiş olsa da; diyet,
Sınıflandırılması
etkileşimler sağlık üzerinde etkili
egzersiz ve yaşam tarzı sorunun
Vücut ağırlığı açısından uyuşmayan
olabilmektedir.
büyüklüğünü belirler.
nadir monozigotik ikiz çiftlerin
Bilim ve Diyet - 15
edinilen obezitenin etkilerini
Obezite şüphe edilen etiyolojiye
keşfetmek için eşsiz bir fırsat
bağlı olarak alt gruplara ayrılır:
sağlar çünkü bu bireyler sadece
monogenik obezite (gelişimsel
aynı genetik zemini değil aynı
gecikmeler yokluğunda aşırı
zamanda erken yaşam olaylarını
derecede şiddetli obezite),
ve aile ortamını da paylaşır (7).
sendromik obezite (klinik olarak
İkiz çalışmaları, aile ve evlat
obez kişiler zeka geriliği, dismorfik
edinme çalışmalarıyla
özellikler ve organa spesifik
karşılaştırıldığında, bir
gelişimsel anormalliklerle ayırt
başlangıç
popülasyondaki Beden Kitle
edilir) ve poligenik ya da genel
aşamasına gelmiş
İndesksi (BKİ) varyansının %60
nüfusu etkileyen (ancak
ila %90'ının genetik etkilerle
kardiyovasküler hastalık riskinde
açıklanabileceğini ortaya
artış gibi ilişkili sağlık risklerine
koymuştur (8).
sahip olabilen) yaygın obezite (9).
"Genetik faktörler obezite için bir
olsa da; diyet, egzersiz ve yaşam tarzı sorunun büyüklüğünü belirler.”
Çizim: Dyt. Zeyneb YILDIRIM
"İkiz çalışmaları, aile ve evlat edinme
1. Monogenik Obezite
çalışmalarıyla
Etiyolojide tek gen bozukluğuyla
melanokortin yolağı en iyi
gelişen obezitelerdir. Periferdeki
tanımlanmış olanıdır (10). Genel
enerji depo bilgilerinin tokluk
olarak, bu tip obezite ile ilişkili
merkezinin yer aldığı
olan 11 gen tespit edilmiştir (11).
hipotalamusa iletilip gıda
Bugüne kadar, yaklaşık 200
alımının düzenlendiği yolaktaki
insan obezitesi vakası, tek gen
tek gen bozuklukları sonucu
mutasyonu ile ilişkilendirilmiştir
ortaya çıkmaktadır. İlk 1 yaşta
ve bu mutasyonların hepsi 11
ciddi obeziteyle ve eşlik edebilen
genden birinde bulunmuştur. Bu
başka problemler ile (hipotiroidi,
vakalar, kendilerini çocuklukta
adrenal yetmezlik vb.) kendini
gösteren ve çoğunlukla ek
gösterir. Bilinen en sık
davranışsal, gelişimsel ve
monogenik obezite nedeni
endokrin bozukluklarla ilişkili
otozomal dominant geçen MC4R
olan aşırı şiddetli fenotiplerle
mutasyonudur ve leptin
karakterizedirler (12).
Bilim ve Diyet - 16
karşılaştırıldığında, bir popülasyondaki BKİ varyansının %60 ila %90'ının genetik etkilerle açıklanabileceğini ortaya koymuştur.”
KAYNAKLAR 1- Simopoulos AP. Nutrigenetics/ Nutrigenomics. Annu. Rev. Public Health 2010.31:53-68 2- Rimbach G, Minihane AM. Nutrition Society Silver Medal Lecture Nutrigenetics and personalised nutrition: how far have we progressed and are we likely to get there. Proceedings of the Nutrition Society (2009), 68, 162–172. 3- Mazzattı D, Ouderaa F, Brown L. The Future Of Food: Nutrigenomics and Nutrigenetics. AgroFOOD Industry hi-tech 2007; Anno 18 - No. 2 4- Alfredo Martínez J, Enríquez L, MorenoAliaga MJ, Martí A. Genetics of obesity. Public Health Nutr. 2009 Jan;12(1):136. 5- Peña-Romero AC, Navas-Carrillo D, Marín F, Orenes-Piñero E. The future of nutrition: Nutrigenomics and nutrigenetics in obesity and cardiovascular diseases. 2017, Jul 6- Rankinen T, Zuberi A, Chagnon YC, Weisnagel SJ, Argyropoulos G, Walts B at al. The Human Obesity Gene Map: The 2005 Update. OBESITY Vol. 14 No. 4 April 2006;529-644
2. Poligenik Obezite
içinde olduğu bir dizi fiziksel ve
Poligenik obezite, birden fazla
gelişimsel anomalileri ifade eden
genin DNA varyasyonunda bazı
klinik kompleks sendromlardır.
özelliklerin eş zamanlı varlığı
Obezitenin de beraberinde
nedeniyle olabilir. Kantitatif bir
görüldüğü, çeşitli klinik
fenotipin kalıtımını topluca kontrol
özelliklerin rapor edildiği yaklaşık
eden veya nitel bir karakterin
30 Mendel genetiği ile kalıtılan
ekspresyonunu modifıye eden
hastalık bulunmaktadır (15).
farklı gen lokusundaki allel
Sendromik obezite, ilişkili klinik
gruplarından herhangi biri
fenotiplerin bağlamında ortaya
10:498–505
"poligenik" varyant olarak
çıkan obezitedir. Sendromik
10- Darcan Ş. 15. Ulusal Pediatrik
adlandırılır. Bir birey, vücut
obezitenin 25'den fazla sendromik
ağırlığını arttıran birçok poligenik
formu belirlenmiştir (16).
varyant barındırıyorsa, obezite
Bu sendromlardan bazılarının
ortaya çıkabilir (14).
isimleri; PraderWilli, Bardet-
7- Pietiläinen KH, Naukkarinen J, Rissanen A, Saharinen J, Ellonen P, Keränen H at al. Global Transcript Profiles of Fat in Monozygotic Twins Discordant for BMI: Pathways behind Acquired Obesity. PLoS Med. 2008 Mar; 5(3): e51. 8- Hinney A, Vogel CIG, Hebebrand J. From monogenic to polygenic obesity: recent advances. European Child & Adolescent Psychiatry. 2010;19(3):297310. 9- Herrera BM, Lindgren CM. The Genetics of Obesity. Curr Diab Rep (2010)
Endokrin ve Diyabet Kongresi Bildiri Kitabı, Kasım 2011 11- Sheikh AB, Nasrullah A, Haq S, Akhtar A, Ghazanfar H, Nasir A at al. The Interplay of Genetics and Environmental
Biedel, Cohen sendromu, Borjson3. Sendromik Obezite
Forssman-Lehman, Wilson-Turner
Sendromik obezite, obezitenin de
sendromu (17)
Factors in the Development of Obesity. Cureus. 2017 Jul; 9(7): e1435. 12- Mutch DM, Clément K. Unraveling the Genetics of Human Obesity. PLoS Genet. 2006 Dec; 2(12): e188. 13- Kılınç F, Gözel N. Obezite ve Genetik. Fırat Tıp Dergisi, 2018; 23:9-13 14- Hinney A, Hebebrand J. Polygenic Obesity in Humans. Obes Facts. 2008;1(1):35-42. 15- İnanç M. Obez hastalarda MC4R (ekzon) ve FTO (1.intron) geninde mutasyon ve polimorfizm araştırması. Ege Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Doktora Tezi. Temmuz 2014 16- Wendy K. Chung. An Overview of Mongenic and Syndromic Obesities in Humans. Pediatr Blood Cancer.2012 January;58(1):122–128. 17- Srivastava A, Srivastava N, Mittal B. Genetics of Obesity. Ind J Clin Biochem (Oct-Dec 2016) 31(4):361– 371
Bilim ve Diyet - 17
YÖRESEL LEZZETLER YEŞİL MERCİMEKLİ BULGUR PİLAVI Hazırlanışı Yeşil mercimeği 3 bardak su ile hafif haşlayın (kaynamaya başlayınca altı kısık olarak 5 dakika kadar haşlamanız yeterli, çok haşlanırsa bulgur ile de pişeceğinden pilavın içinde dağılır). Tereyağı ve sıvı yağı karıştırıp ince doğranmış soğanı ekleyip biraz pembeleştirin. Soğanlara bulgur ve tuz ekleyip karıştırın. Üzerine kaynattığınız mercimekleri suyu ile birlikte ekleyip karıştırın. Suyu üzerine 1 parmak çıkacak kadar ekleyin ve orta ateşte suyu çekene kadar pişirin. Tencerenin ağzına kağıt havlu serip sıkıca kapatıp 15 dk dinlendirin. Dinlendikten sonra pilavınız servise hazır.
Kurubaklagil ve tahılın muhteşem buluşmasıyla ortaya çıkan lezzet, yeşil mercimekli bulgur pilavına sofralarınızda yer açın. Neden mi? Kurubaklagiller kalsiyum, demir gibi mineraller ile B12 dışındaki diğer B vitaminlerinden tiamin, riboflavin, niasin, folik asit ve E vitamininden zengindir. Baklagiller, esansiyel bir aminoasit olan metiyoninden düşüktür. Tahıllar ise bu açığı kapatır. Bu sebepten kurubaklagillerin tahıllarla birlikte pişirilmesi protein kalitesini arttırır. Mercimek ve bulgur ayrıca bol miktarda posa sağlar. Bu da hem bağırsak sağlığımızı hem de kolesterol seviyelerimizi korur. Servis önerisi: Yanında bol limonlu yeşil salata (c vitamini sayesinde) ile demir emilimini arttırabilirsiniz, ayran/cacık/yoğurt ile de dört besin grubunu da aynı öğünde kullanarak dengeli bir tabak oluşturabilirsiniz.
Tar f: Dyt. Em ne Merve TURGUT Malzemeler 1,5 su bardağı bulgur 1 su bardağı yeş l merc mek 3 su bardağı su (merc meğ haşlamak ç n) 1 adet büyük kuru soğan 2 yemek kaşığı tereyağı 2 yemek kaşığı sıvı yağ Sıcak su (bulgurların üzer n b raz geçecek kadar) Tuz Bilim ve Diyet - 18
DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR TEREYAĞI KALBE ZARARLI MI? Dyt. Fazilet KURT Tereyağı eski zamanlardan beri mutfaklarımızdan eksik olmayan bir gıda olarak bilinmekte ve et yemeklerinden özel soslara kadar her tür yemeğe katılarak ayrı bir lezzet vermektedir. Sabah kahvaltılarında ekmek üstüne sürdüğümüz, kurabiyelere ve pastalara kattığımız, yemeklerimize ayrı bir tat ve aroma veren tereyağı vazgeçemediğimiz gıdalar arasındadır. Türk Gıda Kodeksi-Tereyağı, Diğer Süt Yağı Esaslı Sürülebilir Ürünler ve Sadeyağ Tebliği’ne göre; ağırlıkça %80- %90 oranında süt yağı, en fazla %2 oranında yağsız süt kuru maddesi ve en fazla %16 oranında su içeriğine sahip ürün olarak ifade edilmektedir. Türk Standartları Enstitüsü TS 1331-Tereyağı standardına göre yapılan tanımda
ise
tereyağı;
krema
(kaymak)
ve
yoğurdun
tekniğine
uygun
metot ve aletlerle işlenmesi sonucunda elde edilen, gerektiğinde Gıda Katkı
Maddeleri
Yönetmeliğinde
izin
verilen
katkı
maddeleri
de
katılabilen kendine has tat, koku ve kıvama sahip süt ürünüdür. Tereyağı
üretimi
dayanmaktadır. öğelerinin
temelde
Tereyağı
tümünü
süt
yağının
bileşiminde,
içermektedir.
süt
Fakat
konsantrasyon kuru
oranları
maddesini arasında
işlemine oluşturan farklılıklar
mevcuttur. Aslında tereyağı üretiminde yağ içeriği konsantre edilirken, yağ dışındaki maddelerde azalmalar meydana gelebilmektedir. Süt yağı beslenme fizyolojimiz açısından önemli özelliklere sahiptir. Bu önem sağlamış olduğu enerjiden ziyade bünyesinde bulundurduğu esansiyel
yağ
asitlerinden
kaynaklanmaktadır.
Beslenme
uzmanları
günlük enerji gereksiniminin % 25’inin yağlardan ve bunun % 35-45’inin de
süt
yağından
içerisinde
karşılanmasını
yaşamsal
sindirilmesinin
kolay
öneme olması,
önermektedirler.
sahip yağda
yağ
Ayrıca
asitlerini
çözünen
süt
yağı;
bulundurması,
vitaminleri
içermesi
ve
vücut ısısında çözünmüş halde bulunması sebebiyle de önemli bir süt bileşenidir.
Süt
yağının
sayılan
tüm
bu
özellikleri
tereyağının
değerini artırmaktadır.
Bilim ve Diyet - 19
besin
Süt yağı, sütün görünüm, tat, lezzet
Örneğin,
ve
etkilemektedir.
kullanılan
asitleri,
patatesten daha sağlıklı bir seçim
dayanıklılığını
Ayrıca
elzem
yağ
eriyen
vitaminler
ve
yağda
enerji
için
su
emülsiyonu
mikroskobik
içerisinde
Süt
halinde
trigliseritler
(%97–98), fosfolipitler (%0.2–1.0), serbest
steroller
kolesterol, yağ
(%0.22-
mumlar
asitleri,
0.41:
v.b),
serbest
yağda
eriyen
vitaminler (A, D, E, K), 400’den fazla farklı yağ asidi ve yağ asit türevi
içeriğine
sahip
bir
besin
maddesidir. Süt yağı %5 oranında doymuş
yağ
kronik
hastalıklar
içermesinin
yanında
için
olumlu
etkileri olan konjuge linoleik asit, sifingomiyelin,
bütirik
miristik
özel
asit
içerdiği
gibi
için
asit,
bileşenler
sağlık
açısından
önemlidir. Her
ne
doymuş LDL
yağ
kanıtlar
diyetle
tüketimini,
seviyelerine
kardiyovasküler bağlamış
olsa
artmış
ve
artmış
hastalık
riskine
da,
kardiyovasküler
son
bulgular
hastalık
ve
doymuş yağ arasındaki bağlantının aslında
düşünülenden
daha
az
ve
basit olabileceğini göstermiştir.
yüksek bazı gıda kaynaklarının, her lipoprotein
farklı
şekilde
aynı
zamanda
hastalık önemli
Diyetle
alınan
meydana genellikle
metabolizmasını
etkileyebilecek
riskini
ve
kardiyovasküler değiştirebilecek
miktarlarda
diğer
besin
maddelerine katkıda bulunabilecek bir dizi doymuş ve doymamış yağ asidi içermesinden kaynaklanabilir.
yağda
azalmanın
kardiyovasküler
iyileştirdiği konuyla
doymuş
gelen
sağlığı
düşünülmektedir.
ilgili
yapılan
bir
Bu
meta-
analizde prospektif epidemiyolojik çalışmalarda diyetle doymuş yağın koroner
kalp
hastalığı,
kardiyovasküler
inme
hastalık
ve
(KVH;
inme dahil koroner kap hastalığı) riski ile ilişkili kanıtları özetlemek
ekmek
buna
veya
karşılık,
soya
Meta-analizin alınan
sonucu yağın,
kalp
hastalığı
kardiyovasküler
için
diyetle
doymuş
koroner
hastalık
olduğu
önemli
artmış veya
riski
sonucuna
bir
kanıt
ile
varmak
olmadığını
Kardiyovasküler yağ
spesifik
hastalık
kullanılan
besinlerden
etkilenip
fazla
duyulduğu
veriye
sonucuna
16
varılmıştır.
8
ve
ile
inme
çalışmadan
ile elde
edilen veriler, mümkün olan diğer besin
maddelerinin
ayarlanmasından
sonra,
alınan
yağın
doymuş
prevalansı
ile
ilişkisi
diyetle hastalık
olmadığını
göstermiştir. Başka bir çalışmanın sonuçları da tereyağı ile mortalite, kardiyovasküler hastalık ve diyabet arasında
görece
küçük
veya
nötr
bir ilişki olduğunu göstermektedir. Sonuçlar tereyağının sağlık üzerine etkilerinin
tahıllar, daha
veya
rafine
nişastalar
sağlıklı
kişinin veya
ve
risk
şekerlerden olduğu
Herhangi
sağlığa
arka
edilmiş
seçimler
görülmektedir. yiyeceğin
yağların;
plan
olan diyeti,
faktörü
bir etkisi,
genetiği
profili
ile
değiştirilebilir. Sağlığımız başına hiçbir
için
hiçbir
mucizevi besin
tek
besin
değilken başına
tek yine
suçlu
da
olarak
damga
vurmamız
doğru
olmayacaktır. Doğada bulunan tüm besinlerin farklı etkilerini bilimsel kaynaklardan beslenme
öğrenmek uzmanı
beslenmemizde
bu
ve
desteğiyle besinlere
yer
alternatif
değerlendirilmesi
Ne yediğimiz kadar, ne sıklıkta ve ne miktarda yediğimiz de çok önemlidir.
Beslenmeye
bakış
açımız bu şekilde olmalıdır.
ihtiyaç
hastalık
çalışma
yapılan
için
meta-analizde
kardiyovasküler
ilgili
açıklamak
aynı
yapılan
riskinin
yerine
etkilenmeyeceğini daha
tereyağı
gibi
vermek en doğru seçim olacaktır.
göstermiştir.
doymuş
zeytinyağı
değildir. Besinlere iyi ya da kötü
amaçlanmıştır.
Yine
Bunun nedeni ise doymuş yağdan
biri
sızma
ilişkili kadar
olarak
fasulyesi, kanola, keten tohumu ve
globüller
bulunmaktadır.
yaygın
beyaz
olabilirken
kaynak oluşturmaktadır. Yağ,
tereyağı,
seçime
göre
gerektiğini
göstermektedir.
Bilim ve Diyet - 20
KAYNAKLAR 1- Huth, P. J., & M Park, K. (2012). Influence of Dairy Product and Milk Fat Consumption on Cardiovascular Disease Risk: A Review of the Evidence. Advances in nutrition. 2- Milli Eğitim Bakanlığı. (2013). Tereyağı. Gıda Teknolojisi. Ankara. 3- Pimpin, L., Wu, J., Haskelberg, H., Gobbo, L., & Mozaffarian, D. (2016). Is Butter Back? A Systematic Review and Meta-Analysis of Butter Consumption and Risk of Cardiovascular Disease, Diabetes, and Total Mortality. 4- Siri-Tarino, P. W., Sun,, Q., Hu, F., & Krauss, R. (2010). Meta-analysis of prospective cohort studies evaluating the association of saturated fat with cardiovascular disease. The American Journal of Clinical Nutrition. 5- Unal, R. N., & Besler, T. (2008, Şubat). Beslenmede Sütün Önemi. Ankara.
SAĞLIKTA ÖNEMLİ GÜN VE HAFTALAR Lenfoma, erken teşhis ve uygun tedaviyle tamamen iyileşme
Fizyoterapist,
Hepatit karaciğer inflamasyonudur ve
üniversitelerin
uzun dönemde
4 yıllık Fizyoterapi ve
karaciğer kanseri ve
Rehabilitasyon
siroza yol açabilir.
bölümünden ya da
Dünyada 325 milyon
yüksekokulundan
insan Hepatit B ve C ile
mezun olup hekim
enfektedir. Global bir
tarafından tanısı
sağlık sorunu olan
konmuş hastalığa uygun
hepatitin farkında ol,
tedavi programı çizen
bilgilen ve korun!
ve uygulayan kişidir.
sağlanabilen kanser türüdür. Kalıcı kilo kaybı lenfoma gelişme riskini azaltmaktadır. Diyabet lenfoma gelişiminde risk teşkil etmektedir. Kilo kontrolü sağlama, düzenli ve sağlıklı yaşam koşulları lenfomadan korunmada önemlidir.
3-9 Eylül
dünya hepat t günü
halk sağlığı haftası
12 Eylül
dünya f zyoterap günü
dünya lenfoma dünya lk yardım günü farkındalık günü
8 Eylül
28 Temmuz
15 Eylül
Dünyada her 5 saniyede Hastalık ortaya
1 kişi yaralanmaktadır.
çıkmadan önce
Herhangi bir kaza ya da
bireylerin sağlığını
yaşamı tehlikeye
korumak ve önlemek
düşüren bir durumda, ilk
halk sağlığının amacıdır.
yardım uygulaması ile
Yeterli ve dengeli
hayati tehlikede olan
beslenmek ve uygun
kişinin yaşamsal
fiziksel aktivite
fonksiyonlarının
yapmak birçok kronik
sürdürülmesi ve
hastalığın oluşmasını
durumunun
engeller. Halk sağlığının
kötüleşmesinin
amacı, sağlıklı toplum
engellenmesi sağlanır.
ve sağlıklı gelecektir.
Bilinçli ilk yardım hayat kurtarır.
Bilim ve Diyet - 21
Dyt. Elif YILDIZ
Kuduz ölümle sonuçlanabilen zoonotik bir enfeksiyondur. Riskli temas sonrası ilk önlem
Eczacılar, Eczacılık
iyi bir yara bakımıdır,
fakültelerinde 5 yıllık
aşı yapılması gerekli
lisans eğitimini başarı
görülürse zamanında ve
ile tamamlayan; ilacın
eksiksiz olarak
üretiminden hastaya
yaptırılmalıdır.
ulaştırılmasına kadar
Beslediğimiz
her aşamada yetkinlik
hayvanların da kuduz
sahibi olan kişilerdir.
aşılarını yaptırarak onları, kendimizi ve toplumumuzu korumalıyız.
27 Eylül
21 Eylül
dünya alzhe mer günü
dünya eczacılık günü
dünya okul sütü günü
25 Eylül
Alzheimer hastalığı, yaşlanmayla beraber ortaya çıkar. Dünyada ve ülkemizde nüfus giderek yaşlanmaktadır. Hastalığı engellemek mümkün değildir ancak Akdeniz tipi beslenme, balık ve sebze-meyve tüketimi hastalığın başlamasını ve ilerlemesini yavaşlatır.
29 Eylül
dünya kuduz günü
dünya kalp günü
28 Eylül
Süt ve ürünleri yüksek kalitede protein, birçok vitamin ve minerali içerisinde barındırır. Okul döneminde çocuklar günlük 3 porsiyon süt ve ürünlerini tüketmelidir. Süt ve ürünleri tüketiminin okullarda teşvik edilmesi yaşam boyu sağlığın korunması ve geliştirilmesinde önemlidir.
Sağlıksız beslenme, yetersiz fiziksel aktivite, tütün ve alkol kullanımı kardiyovasküler hastalıkların %80’inden sorumludur. Kalp sağlığımızı korumak için; yeterli ve dengeli beslenmeli, hazır işlenmiş gıdalardan ve aşırı tuz, şeker ve yağ tüketiminden kaçınmalı, düzenli fiziksel aktivite yapmalı, sigara ve alkol tüketmemeliyiz.
Bilim ve Diyet - 22
ERKEKLERDE İNFERTİLİTE
Dyt. Kübra ZEYDANLI
İnfertilite en az 1 yıl süren
zengin beslenen erkeklerde semen
korunmasız cinsel ilişkiye rağmen
kalitesi daha yüksektir. Enerjisi
gebeliğin oluşmaması durumudur.
yüksek, trans yağ ve doymuş
Kimyasal atıklar, hava kirliliği, ağır
yağdan zengin batı tarzı diyet ise
metaller, radyasyon, kozmetik
semen kalitesini azaltır (4).
ürünler, stres, obezite veya zayıflık, sigara alkol ve madde bağımlılık-
Yağ Asitleri
ları, yanlış beslenme alışkanlıkları
Trans yağlar, palmitik asit ve
infertilite nedenleri arasındadır (1).
stearik asit gibi doymuş yağ asitleri
Tahminlere göre dünyada yaklaşık
astenozoospermi riskini artırır.
72,4 milyon çift infertilite sorunu
Çoklu doymamış yağ asitleri ise
yaşamaktadır (2). İnferitilite
sperm hareketliliğini artırır.
vakalarının yaklaşık %30-40’ı
Omega-3 erkek fertilitesinde
erkek faktörlerden kaynaklıdır (3).
önemli rol oynar. Balık ve deniz
Erkeklerde semen kalitesi ve
ürünleri tüketen erkeklerde
doğurganlık oranları beslenmeyle
infertiliteye daha az rastlanır (5).
ilişkilidir. Antioksidanlar (E
Ayrıca yüksek miktarda kırmızı et
vitamini, C vitamini, β-karoten,
ve işlenmiş et ürünlerinin tüketimi
selenyum, çinko, kriptoksantin,
infertilite riskini artırır. Bu etki
likopen), omega-3 yağ asitleri, D
hem doymuş yağ hem de oksidatif
vitamini ve folik asit yönünden
stres ile ilişkilendirilebilir (4).
Bilim ve Diyet - 23
"Omega-3 erkek fertilitesinde önemli rol oynar. Balık ve deniz ürünleri tüketen erkeklerde infertiliteye daha az rastlanır.”
Karbonhidratlar
çalışmada gebelik ve canlı doğum
Şeker, patates gibi yüksek glisemik
oranları üzerinde olumlu etkisi
indekse sahip besinler semen
gözlenememiştir (6).Takviye
parametrelerini olumsuz etkiler. Bu
olarak uygulanan koenzim Q10
etki oksidatif stres, inflamasyon,
semen parametrelerinde
insülin direnci ve tip 2 diyabet gibi
düzelmelere yol açarken besinlerle
sağlık sorunları ile
alınan koenzim Q10’un böyle bir
ilişkilendirilmektedir. Sebzeler,
etkisi gözlenmemiştir (7).
meyveler, baklagiller ve tam tahıllar içerdikleri lif, vitamin ve
Çinko
mineraller sayesinde semen
Vücutta eser element olarak
kalitesini olumlu etkilemektedir.
bulunan çinko, seminal plazmada
Özellikle antioksidan olan A, C, E
diğer dokulara göre oldukça yüksek
vitaminlerinden zengin sebze ve
düzeyde bulunur ve moleküler
meyveler erkek infertilitesiyle
aktiviteleri nedeniyle erkek üreme
yakından ilişkilidir. Domates,
sürecinde önemli bir rol oynar.
portakal ve yeşil yapraklı sebzelerin
Dünya Sağlık Örgütü her 3 kişiden
az tüketilmesi düşük semen
1’inde çinko eksikliği olduğunu
kalitesiyle ilişkilendirilmektedir(4).
tahmin etmektedir. Birçok çalışma
"Şeker, patates gibi yüksek glisemik indekse sahip besinler semen parametrelerini olumsuz etkiler..”
infertil erkeklerde çinko Antioksidanlar
seviyesinin anlamlı olarak daha
Spermin dölleme yeteneği
düşük olduğunu göstermektedir.
kazanması için reaktif oksijen
Çinko sperm membranının
türleri gereklidir. Ancak ROS’un
akışkanlığını ve sperm
artması sperm işlevi üzerinde
kromatininin stabilitesini etkiler.
olumsuz etkilere neden olabilir. Bu
Antioksidan etki gösterir,
nedenle erkek infertil hastalarda
kapasitasyon ve akrozom
ROS’un azaltılması için
reaksiyonunda düzenleyici rolü
antioksidanlar önerilmektedir. C ve
vardır. Çinko takviyesi uygulanan
E vitamini, β-karoten, selenyum,
infertil erkeklerde normal sperm
folik asit, çinko, koenzim Q10 gibi
morfolojisi, sperm motilitesi ve
antioksidan besin öğelerinin diyetle
meni hacmi önemli ölçülerde
veya takviye olarak alınması erkek
artmıştır (3).
fertilitesiyle ilişkilidir.
"Günde 10 adet ve üzeri sigara içenlerde sperm
Antioksidanlar sperm morfolojisi,
B12 Vitamini
yapısı ve hareketliliği üzerinde
B12 vitamini, homosisteinin
önemli olumlu değişikliklere neden
metionine ve metilmalonilKoA’nın
içmeyenlere göre
olmaktadır. Ancak hangi infertilite
süksinil KoA’ya dönüşümünde rol
%13-17 oranında
tipine hangi antioksidan besin
alır. Ayrıca B12 DNA sentezi için
öğesinin ne kadar uygulanacağı
gereken tetrahidrofolat üretimi için
henüz net bir şekilde
gereklidir. Erkeklerde B12
bilinmemektedir (1).
eksikliği etiyolojisi net olarak
Sigara testiküler
bilinmese de impotans, sperm
fonksiyonu olumsuz
Koenzim Q10
sayısında azalma ve infertiliteyle
İnfertil erkeklere koenzim Q10
ilişkilidir. Kanda B12 seviyesi
takviyesi uygulandığında sperm
düşmeden önce dokularda B12
konsantrasyonu ve motilitesi
eksikliğine bağlı sorunlar ortaya
artmaktadır. Ancak birçok
çıkabilir ve infertilite de bunlardan
Bilim ve Diyet - 24
konsantrasyonu
daha az bulunmuştur.
etkilemektedir.”
KAYNAKLAR
biri olabilir. Bu nedenle sebebi
Probiyotik
bilinmeyen infertilite durumlarında
Yüksek yağlı diyetlerin,
kanda metilmelonik asit ve
obezitenin, yüksek kolesterol ve
homosistein seviyeleri
trigliserid düzeylerinin kötü sperm
incelenmelidir (8).
kalitesine neden olduğu
1- Arslan S, Ayaz A, Erkek İnfertilitesinde Antioksidanların Rolü, Beslenme ve Diyet
bilinmektedir.
Dergisi, 2018;46(2):201-207 2- Boivin J, Bunting L, Collins JA, Nygren KG. International estimates of infertility prevalence and treatmentseeking: Potential need and demand for infertility medical care. Hum Reprod 2007;22:1506–12
Kahve ve Kafein
Probiyotiklerin bu durumları
Kafein (1,3,7-trimetilksantin)
düzeltici etkisinin olabileceği,
kahve, çay, alkolsüz içecekler
böylece sperm kalitesine de olumlu
(özellikle kola içeren içecekler ve
etkide bulunabileceği
enerji içecekleri) ve çikolatada
düşünülmektedir. Ayrıca
bulunur. Kafein molekülü insanlar
probiyotiklerin oksidatif stresi
Dietary patterns, foods and nutrients in
tarafından kolayca emilir, oral
azaltarak erkek infertilitesinde
male fertility parameters and
yoldan alındığında yaklaşık %100
olumlu etkide bulunduğunu
biyoyararlılığı vardır ve
gösteren çalışmalar da mevcuttur.
tüketildikten sonra 15-45 dakika
Lactobacillus paracasei B21060,
içinde kandaki düzeyi zirveye
Lactobacillus rhamnosus
ulaşır. Kafein, merkezi sinir sistemi
CECT8361 ve Bacteriodes longum
stimülasyonu, katekolamin
CECT7347 türleri kullanılan
salgısının artması, düz kasların
probiyotiklerden bazılarıdır (10).
3- Zhao J, Dong X, Hu X, Long Z, Wang L, Liu Q, Sun B, Wang Q, Wu Q, Li L, Zinc levels in seminal plasma and their correlation with male infertility: A systematic review and meta-analysis, Scientefic Reports, 2016 Mart 2;6:22386 4- Huetos A, Bullo M, Salvado J,
fecundability: a systematic review of observational studies, Human Reproduction Update, Cilt 23, Konu 4, Temmuz-Ağustos 2017, Sayfa 371–389 5- Eslamian G ve Arkadaşları, Dietary fatty acid intakes and asthenozoospermia: a case-control study, Fertility and Sterility, Cilt 103, Konu 1, Ocak 2015, Sayfa 190198 6- Lafuente R, González-Comadrán M, Solà I, López G, Brassesco
gevşemesi ve kalp hızının
M, Carreras R, Checa MA, Coenzyme
uyarılması gibi biyolojik etkilere
Sigara
Q10 and male infertility: a meta-analysis.
sahiptir. Sağlık üzerinde hem
Sigaranın içinde bulunan
J Assist Reprod Genet. 2013 Eylül,
olumlu hem de olumsuz etkilerinin
kadminyum ve kurşun başta olmak
olduğu bilinmektedir. Erkeklerde
üzere pek çok bileşiğin erkeklerde
kafein alımının semen
sperm kalitesini etkilediği
parametrelerini ve sperm DNA
düşünülmektedir.
bütünlüğünü etkileyeceği
Günde 10 adet ve üzeri sigara
düşünülmektedir. Ancak konu
içenlerde sperm konsantrasyonu
üzerinde yapılan çalışmalarda
içmeyenlere göre %13-17 oranında
kahve kaynaklı kafeinin erkek
daha az bulunmuştur. Sigara total
kısırlığı üzerinde tutarlı bir
antioksidan kapasiteyi azaltmakta,
and male infertility: a systematic review,
etkisinin olduğu gözlenmemiştir.
spermde oksidatif DNA hasarına
Nutr J., 2017.
Kola tüketiminin ise meni
yol açmakta ve oksijen
hacminde ve sperm
yetmezliğine sebep olarak
konsantrasyonunda azalmaya neden
testiküler fonksiyonu olumsuz
olduğu gösterilmiştir (9).
etkilemektedir (11).
30(9):1147-56 7- Tiseo BC, Gaskins AJ, Hauser R, Chavarro JE, Tanrikut C Coenzyme Q10 Intake From Food and Semen Parameters in a Subfertile Population. Urology, 2017 Nisan, 102:100-105 8- Avşar A, Taş E, Akçay G, B-12 Vitamini ve İnfertilite, Ankara Medical Journal, 2013; 13(2):82-84 9- Ricci E., Vigano P., Cipriani S., Somigliana E., Chiaffarino F., Bulfoni A., Parazzini F., Coffee and caffeine intake
10- Akgül T, Doğantekin E, Ağras K, İdiyopatik Erkek İnfertilitesinde Probiyotiklerin Yeri, Androloji Bülteni, 2019;21:67-71 11- Doğantekin E, Sigara ve Erkek İnfertilitesi, Androloji Bülteni, 2016; 18(64): 44–47
Bilim ve Diyet - 25
ANTİİNFLAMATUAR BESLENME Dyt. Büşra ÖZKANOĞLU
İnflamasyon
(iltihaplanma)
canlanmaktadır.
İnflamasyon
biçimidir.
vücudun
Yani
inflamasyonun edildiğinde
klasik
ortadan
denince
çoğu
aslında
kendini
bulguları
kişinin
vücudumuzda
korumak
için
kızarıklık,
kalkmaktadır.
aklında
Fakat
bir
durum
bir
problem
olduğunu
verdiği
tepkidir.
Akut
ağrı,
kronik
kötü
şişme (uzun
vb.
süreli)
anlatma
(kısa
durumlardır
olarak
süreli)
ve
inflamasyon
tedavi
genellikle
sessizdir ve gözle görünür bir belirti vermeden de ilerleyebilir. Kronik inflamasyonda bağışıklık hücreleri sağlıklı dokulara sürekli saldırarak diyabet, kalp hastalığı, kanser ve otoimmün hastalıklar gibi bazı hastalıklarla sonuçlanmaktadır. Her alanda olduğu gibi beslenmemiz bu konuda da önemli rol oynamaktadır. Beslenmede yer
alan
bazı
göstererek asitleri
besinler
inflamasyona
inflamasyonu
yüksek
tahıllardan
olan
elde
ve
edilen
neden
azaltmaktadır. doğal
olurken
Rafine
nişastalar,
antioksidanlar
liflerden
zayıf
olan
bazıları
da
şeker,
antiinflamatuar doymuş
ve
meyvelerden,
diyet
düzenleri,
ve
sebzelerden
büyük
etki
trans-yağ ve
olasılıkla
tam aşırı
inflamatuar sitokinlerin üretilmesi nedeniyle doğal immün sistemin aktivasyonuna neden olabilir. meyve,
Akdeniz sebze,
tipi
balık
beslenme; ve
işlenmemiş
yoğurdun
tahıllar,
orta/yüksek
kurubaklagiller,
tüketimi
ile
kırmızı
yağlı ve
tohumlar,
işlenmiş
et
tüketiminin azaltılması da antiinflamatuar etki göstermektedir. Buna ek olarak besinlerin inflamasyon
indeksleri
hesaplanarak
inflamasyonu
artıran
ve
azaltan
besinler
şeklinde
gruplandırılmıştır. Bu besinler tabloda yer almaktadır.
İNFLAMASYONU AZALTAN BESİNLER Brokoli - Yağlı tohumlar (ceviz, badem vb.) - Yaban mersini - Zencefil - Zerdeçal Yağlı Deniz Balıkları - Soğan - Sarımsak - Yeşil Yapraklı Sebzeler
İNFLAMASYONU ARTIRAN BESİNLER Şeker - Yüksek fruktozlu mısır şurubu - Tatlandırıcılar - Alkol - Salam, sosis vb. işlenmiş et ürünleri - Yer fıstığı - Kızartmalar - Rafine edilmiş unlar - Bitkisel yağlar
KAYNAKLAR: 1- Galland L. (2010). Diet and inflammation. Nutrition in clinical practice: official publication of the American Society for Parenteral and Enteral Nutrition, 25(6), 634–640. https://doi.org/10.1177/0884533610385703 2- Yıldız F. (2018). Kanıta Dayalı Stratejik İnflamasyon Beslenmesi
Bilim ve Diyet - 26
MEYVELER
TEMMUZ * Ahududu * Böğürtlen * Karadut * Dut * Ananas * Vişne* Sarı ve kırmızı erik * Karpuz * Kavun * Kayısı * Kiraz * Şeftali * Üzüm * Nektarin * Armut AĞUSTOS * Armut * Ananas * Böğürtlen * Kırmızı erik, mürdüm eriği * Karpuz * Kayısı * Şeftali * Üzüm * İncir * Sarı kiraz
EYLÜL * Armut * Kırmızı erik * İncir * Karpuz * Kavun * Şeftali * Üzüm * Hünnap * Kızılcık
Bilim ve Diyet - 27
SEBZELER
TEMMUZ * Kabak * Semizotu * Yeşil biber * Dolmalık biber * Bamya * Börülce * Domates * Salatalık * Taze fasulye * Bezelye * Patlıcan * Nane * Fesleğen
AĞUSTOS * Domates * Patlıcan * Kabak * Bamya * Taze fasulye * Börülce * Dolmalık biber * Yeşil biber * Kırmızı salçalık biber EYLÜL * Domates * Patlıcan * Kabak * Nane * Biberiye * Kırmızı turp * Börülce * Dolmalık biber * Kırmızı salçalık biber * Salatalık * Sivri biber * Taze Fasulye
Bilim ve Diyet - 28
GESTASYONEL DİYABETTE TIBBİ BESLENME TEDAVİSİ
Dyt. Emine Merve TURGUT
Öncelikle tanım karmaşasına bir
mikrovasküler komplikasyonlarda
Pankreatik β hücre hiperplazisi
son verelim. Tip 1 veya tip 2
ilerleme riski ile ilişkilidir (2).
prolaktin ve plasental laktojenin
diyabetli bir kadının gebelik
Uluslararası Diyabet Fedarasyonu
stimüle etmesiyle oluşur ve daha
durumu; pregestasyonel diyabet,
(IDF) 2017 Diyabet Atlası'ndaki
yüksek miktarda insülin salınımı
pregestasyonel diabetes mellitus
verilere göre 2017 yılında
gerçekleşir. Büyüme hormonu,
(PGDM), gebelikte diyabet ya da
kadınlarda canlı doğumların
tümör nekrotize edici faktör (TNF)-
gebelikte aşikâr diyabet olarak
%16.2'sinde hamilelikte bir çeşit
α, kortikotropin salgılatıcı hormon
tanımlanır. İlk kez gebelikte
hiperglisemi olduğu tahmin
(CRH), plasental laktojen ve
genellikle 2. veya 3. trimesterde-
edilmektedir. Bu vakaların yaklaşık
progesteron gibi diyabetojenik
ortaya çıkan ve gebelik süresince
%86,4'ünde gestasyonel diabetes
hormonların plasentadan salınımı
devam eden hiperglisemiye ise
mellitus (GDM) olduğu
ile de insülin rezistansı oluşur.
gebelik diyabeti veya gestasyonel
düşünülmektedir. GDM olan
Gebelikteki insülin rezistansı β
diabetes mellitus (GDM) olarak
kadınların %50’si 5-10 yıl içinde
hücre hiperplazisi tarafından
adlandırılır. Gebelik sırasında
tip 2 DM geliştirir (3).
düzeltilemezse GDM meydana
görülen diyabet vakalarının büyük
Normal gebelikte, açlık plazma
gelir. GDM çoğunlukla insülin
çoğunluğunu GDM vakaları
glikozu azalır post prandiyal glikoz
sensivitesinin azalmasıyla ikinci
oluşturur (1). GDM, nispeten daha
düzeyleri artar ve açlık/ post
trimesterın sonlarında başlar.
hafif hiperglisemi ile karakterize
prandiyal insülin artar. İnsülin
İnsülin sensivitesi plasentanın
seyreder. Ancak gebelikte diyabet
duyarlılığı azalır ve lipoliz artar.
çıkmasıyla artar, bu yüzden
daha yüksek konjenital anomali
β-hücre hipertrofisi ve hiperplazisi
genellikle doğumdan sonra GDM
ve annede diyabete bağlı
görülür (4).
kaybolur (4).
Bilim ve Diyet - 29
Tablo 1. GDM Risk Faktörleri
"Gestasyonel diyabette tıbbi beslenme tedavisi anne ve bebeğin sağlığı için uygun ağırlık artışını Gestasyonel diyabetle ilişkili olarak
Derneği’nin yayınladığı rehbere
annede, fetüste ve yenidoğanda
göre ülkemizde hem tek aşamalı
birtakım sorunlarla karşılaşılabilir.
hem iki aşamalı OGTT (oral glikoz
Gestasyonel diyabetli kadınlarda
tolerans testi) yapılmaktadır. Tablo
ilerleyen yıllarda diyabet görülme
2'de tanı için gerekli kriterler
riski artmıştır. GDM’li kadında
gösterilmiştir. Çeşitli kılavuzlarda
kalıcı diyabet, hipertansiyon,
farklı yaklaşımlar olabilmektedir.
preeklampsi, seksiyo riski
Amerikan Diyabet Derneği (ADA)
görülebilir.Fetüste ise perinatal
düşük riskli bireyler dışında kalan
mortalite, doğum travması,
gebelerin 24-28. haftada
makrazomi, omuz distosisi;
taranmasını ve iki yaklaşımın da
yenidoğanda ise neonatal dönemde
kullanabileceğini belirtmiştir.
hipoglisemi, sıkıntılı solunum
Amerikan Jinekoloji-Obstetrisyen
sendromu, hipokalsemi,
Derneği (ACOG) ise düşük riskli
hiperbilüribinemi ve polisitemi
kadınların dışında tüm gebelerin
görülebilir. Ayrıca GDM’li
taranmasını, 100 g OGTT
kadınların çocuklarında adölesan ve
yapılmasını ve NDDG ya da
yetişkinlikte obezite ve diyabet
Carpenter-Coustan kriterlerinin
riski artmıştır (1).
kullanılmasını önermektedir.
sağlayacak enerjiyi verirken normogliseminin sağlanmasını ve ketoneminin önlenmesini içerir."
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Gestasyonel Diyabette Tarama ve
75 g OGTT ile tarama yapılmasını
Tanı Testleri
ve açlık için 126 mg/dL, test
Türkiye Endokrin ve Metabolizma
sonrası ikinci saat için ise 140
"Son kanıtlar, karbonhidrat alımını kısıtlayan klasik
Tablo 2. Türkiye Endokrin ve Metabolizma Derneği GDM Tanı Kriterleri
yaklaşımlar yerine düşük glisemik indeksli diyetleri ön plana çıkarmıştır."
Bilim ve Diyet - 30
mg/dL değerinin alınmasını
öğüne sıkıştırılmamalı, daha sık (3
önermektedir. Uluslararası Diyabet
ana 2-4 ara şeklinde) ve düşük
Federasyonu (IDF) 2009 yılı
glisemik yükü olan öğünler
önerileri ise yüksek riskli gebelerin
oluşturulmalıdır. Düşük glisemik
"Birinci trimesterda
tanı alır almaz, diğer gebelerin ise
indeksli gıdaların alımı
gebelik eki eklemeye
26-28. haftalarda taranmasıdır.
karbonhidrat sindirimini ve
Tarama testi olarak ise 75 g OGTT
emilimini azaltarak hem tokluk hem
ile tek basamaklı yaklaşım
açlık kan glikozunu ve insülin
2. trimester ile
önerilmektedir. Çeşitli derneklerin
ihtiyacını azaltır. Son kanıtlar,
beraber maternal
farklı önerilerinden de anlaşılacağı
karbonhidrat alımını kısıtlayan
üzere GDM'de tarama zamanı,
klasik yaklaşımlar yerine düşük
kimlere tarama yapılacağı ve tanı
glisemik indeksli diyetleri ön plana
kriterleri tartışma konusudur.
çıkarmıştır. Diyette kompleks
Türkiye Endokrin ve Metabolizma
karbonhidratlara yer verilmelidir.
Derneğine göre GDM’de izlem
Gebelerde ketozisi önlemek için
değerleri şöyle belirlenmiştir:
gece uygun bir saatte ara öğün
• APG ve öğün öncesi PG <95
verilmesi önerilebilir. Sıkı kalori
mg/dl
kısıtlaması yağ katabolizmasını
• Gece yatmadan önce PG 80-100
tetikleyip ketoza neden olabileceği
mg/dl
için önerilmemektedir. Dietary
• Öğün sonrası 1st. PG<140
Reference Intakes (DRI) tüm gebe
• 2st. PG<120
kadınlar için günlük minimum 175
• A1C: %6-6,5
g karbonhidrat, 71 g protein ve 28 g
Gebelikte tokluk glisemi yaklaşık
lif önermektedir (5). Birinci
90.dk da olur. Bu yüzden takipte
trimesterda gebelik eki eklemeye
APG ve 1.saat PG ölçümü önerilir.
gerek yoktur, 2 trimester ile beraber
maternal kan akımı, meme, uterus,
Gestasyonel Diyabette Tıbbi
adipoz doku, plasental büyüme,
Beslenme Tedavisi
fetal büyüme ve amniyotik sıvının
Gestasyonel diyabette tıbbi
artması için enerji alımında artış
beslenme tedavisi anne ve bebeğin
önerilir. 2. trimesterda 340 kkal ve
sağlığı için uygun ağırlık artışını
3. trimesterda 452 kkal eklenebilir
sağlayacak enerjiyi verirken
(6). Karbonhidrat günlük enerji
normogliseminin sağlanmasını ve
gereksinmesinin %40-50'si olarak
ketoneminin önlenmesini içerir.
belirlenir ve kahvaltıda 15-30 gram
Intakes (DRI) tüm
Gebenin alması gereken enerji 1-2
karbonhidrat önerilmektedir.
gebe kadınlar için
gerek yoktur,
kan akımı, meme, uterus, adipoz doku, plasental büyüme, fetal büyüme ve amniyotik sıvının artması için enerji alımında artış önerilir."
"Dietary Reference
günlük minimum 175 g karbonhidrat, 71 g protein ve 28 g lif önermektedir."
Bilim ve Diyet - 31
Karbonhidratlar kahvaltıya göre
defektini önlemek adına folik asit
diğer öğünlerde daha iyi tolere
önemlidir. Gebelerin günlük 1000-
edilmektedir. Karbonhidrat
1300 mg kalsiyum ihtiyacı vardır,
alımının azaltılması tokluk plazma
artan kalsiyum ihtiyacı ile beraber
glikozunu azaltsa da, karbonhidrat
emilim de artmıştır. Yeterli
oranı %40’ın altına
kalsiyum alınmazsa gebenin
düşürülmemelidir (5). Özellikle 3.
kemikleri olumsuz etkilenebilir. 3
trimesterda protein daha büyük
su bardağı süt/yoğurt ya da 2 su
Ancak düşük
önem kazanmaktadır. Ancak düşük
bardağı süt/yoğurt+50-60 gram
proteinin zararları
proteinin zararları dışında yüksek
peynir ile gebe kalsiyum ihtiyacını
protein de bebeğin gelişimini
karşılayabilir. Kalsiyumun tek
üzerine olumsuz etkide bulunabilir.
kaynağı süt ve süt ürünleri değildir.
Diyette günlük enerji
İyi bir diyet örüntüsünde gebe
gereksiniminin %20-25'i
kalsiyum ihtiyacını rahatça
proteinden karşılanmalı ve en az
karşılayabilmektedir. Gebelik
60-80 g/gün olmalıdır (5).
süresince maternal kırmızı kan
Protein: 1.1 g/kg/gün (ek 25 g/gün)
hücre sayısının artması ve özellikle
olarak belirlenmelidir (6).
üçüncü trimesterde fetal dokularda
Diyetteki enerjinin %30-35’i
yaşamın ilk 6 ayı için gerekli
yağdan gelmelidir. Beslenmede
demirin depolanması nedeniyle
doymuş yağlar azaltılmalı,
demir gereksinimi artar.
doymamış yağlar seçilmelidir (5).
Gebelikte artan demir gereksinimi
Linoleik asit: 13 g/gün , a-linolenik
büyüyen fetüs ve plasentayı
asit: 1.4 g/gün ve Doymuş yağ:
desteklemenin yanında fetüsün
günlük enerji gereksiniminin %10'u
normal beyin gelişimi için de
veya daha azı olarak
gereklidir. Gebelik süresince
hesaplanmalıdır (6). Doğurgan
diyette yeterli miktarda demir
dönemdeki tüm kadınların gebelik
içeren besinler olmalıdır. Demir
öncesinde de vitamin ve mineral
yetersizliği durumu özelikle 2 ve 3.
seviyelerini normal aralıkta
trimesterlarda görülebilmektedir ve
tutmaları gerekir. Gebelik
hekim kontrolünde takviye
ve tanı testleri, yenilikler ve uygulamaları.
döneminde özellikle nöral tüp
başlanabilir (5).
Çakal E, editör. Gebelik ve Diyabet. 1. Baskı.
"Protein özellikle 3. trimesterda daha büyük önem kazanmaktadır.
dışında yüksek protein de bebeğin gelişimini üzerine olumsuz etkide bulunabilir."
KAYNAKLAR 1- Diabetes Mellitus Ve Komplikasyonlarının Tanı, Tedavi Ve İzlem Kılavuzu- Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği -2019 2- Özdemir D. Gestasyonel diyabette tarama
Ankara: Türkiye Klinikleri; 2020. p.7-13. 3- Internatıonal Dıabetes Federatıon, Dıabetes Atlas Eighth edition 2017. 4- Dağdelen Duran İ, Ersöz Gülçelik N. Gestasyonel diyabet. Çakal E, editör. Gebelik ve Diyabet. 1.Baskı. Ankara: Türkiye Klinikleri; 2020. p.19-26. 5- Kızılgül M, Uçan B. Gestasyonel diyabetli gebelerde tıbbi beslenme tedavisi ve egzersiz. Çakal E, editör. Gebelik ve Diyabet. 1. Baskı. Ankara Türkiye Klinikleri; 2020. p.27-31. 6- T.C Sağlık Bakanlığı, Diyetisyenler İçin Hasta İzlem Rehberi, Ağırlık Yönetimi El Kitabı 2019
Bilim ve Diyet - 32
1 bardak sütün içine 1 tatlı kaşığı saf salep ekleyip iyice karıştırın. Bir tencerenin içinde 2 bardak süt ile 1 yumurta sarısını çırparak karıştırın. Salepli sütü de ekleyip iyice karıştırın. Tencereyi ocağa alıp kaynayana kadar karıştırarak pişirin. Kaynayınca ocağı kapatıp
D
damak tadınıza göre 3-4 yemek kaşığı şeker ve 1 paket vanilya ekleyin. Dondurmanın sıvı halini borcamın yarısına gelecek şekilde dökün. Eğer 2-3 çeşit yapacaksanız ayrı kaplara bölün. Sade seviyorsanız içerisine bu aşamadan sonra bir şey eklemenize gerek olmayacaktır. Kaymaklı yapmak için 1 tepeleme yemek kaşığı kaymak ekleyebilirsiniz. Limonlu yapmak için 2 adet limonun kabuklarını rendeleyip ekleyebilirsiniz. Kakaolu için 2 yemek kaşığı kakao ekleyebilirsiniz. Portakallı için bir
O
portakalın kabuklarını rendeleyerek içini de blenderdan geçirerek ekleyebilirsiniz. Cevizli için 2 yemek kaşığı çekilmiş ceviz ekleyebilirsiniz. Vişneli için de 10-15 adet vişnenin çekirdeklerini çıkarıp kevgirden geçirerek ekleyebilirsiniz. Eğer daha tatlı ve daha yoğun aromalı olsun derseniz 1 yemek kaşığı ev yapımı reçelinizden ekleyebilirsiniz. Dondurmanıza istediğiniz malzemeyi ekledikten sonra mikserle bir miktar çırpın. İyice
N
soğuduktan sonra buzdolabına üstü kapalı bir şekilde yerleştirin. Belirli aralıklarla buzluktan çıkarıp mikserle çırpın. 1-2 saatte bir çırparsanız dondurmanız oldukça güzel olacaktır. Afiyet olsun.
dondurma yı gerçek dondurma tadında sevenler b uraya :)
Tarif 6 porsiyon içindir. Besin Değerleri
D U R
(1 porsiyon için) Enerji: 107 kkal Karbonhidrat: 12,7 gram Protein: 3,9 gram Yağ: 4,3 gram
Tarif: Dyt. E. Kübra ZEYDANLI
Bilim ve Diyet - 33
M A
T
15 küçük boy (100 gram) çilek ve 1 küçük boy (100 gram) olgunlaşmış muz çatal yardımıyla ayrı ayrı ezin veya blenderden geçirin. Sonra dondurma kabınızın yarısına muz püresi, yarısına çilek püresi ekleyin. (İsteğe göre muz püresi ve
A R İ F L E
çilek püresi iyi bir şekilde karıştırılarak da dondurma kabına konulabilir.) Daha sonra buzluğa atın. Ve sadece meyveden oluşan oldukça sağlıklı, katkı maddesi ve eklenti şeker içermeyen dondurmalarınız hazır. Eğer çilekleriniz çok tatlı değilse, muz çok olgunlaşmamışsa içerisine bal da ekleyebilirsiniz. Dondurmanızı çikolatalı yapmak isterseniz, donduktan sonra benmari usulü erimiş bitter çikolataya batırıp çıkartabilirsiniz. Çilek yerine kiraz, vişne, böğürtlen, karpuz gibi farlı meyveler de kullanabilirsiniz. Afiyet olsun.
meyve ı y a m r u dond enler v e s a d tadın ) buraya :
Tarif 3 porsiyon içindir. Besin Değerleri (1 porsiyon için) Enerji: 38 kkal
R İ
Karbonhidrat: 8 gram Protein: 0,5 gram Yağ: 0,2 gram Lif: 1,3 gram
Tarif: Dyt. Feyza YILDIRIM
Bilim ve Diyet - 34
HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI
DYT. ASLIHAN KOÇ Son yıllarda hindistan cevizi yağı dünya çapında medyanın odak noktasıdır. Bloglar, internet videoları ve
makaleler,
bu
ürünün
sağlık
için
faydalı
olabileceği
iddialarına
dayanarak
tüketimini
teşvik
etmektedir. Kolesterol düşürücü olması, kardiyovasküler hastalık riskinin azaltılması, kilo kaybını desteklemesi, bilişsel işlevlerin iyileştirilmesi, antimikrobiyal ajan olarak kullanımı bu faydalardan bazılarıdır. Temel olarak iki tür hindistan cevizi yağı vardır; rafine edilmiş, ağartılmış ve kokusu giderilmiş olan ve ham, işlenmemiş olan. Her ikiside benzer yağ asitleri ve trigliserit profiline sahiptir. Öte yandan ham hindistancevizi yağı E vitamini, steroller ve polifenoller açısından daha yüksek bir biyoaktif bileşik içeriğe sahiptir. 100 g hindistancevizi yağı 890 kkal enerji verir ve 82,5 g doymuş yağ içerir. Ürünün emilimi ve metabolizması henüz tam olarak aydınlatılamamıştır. Mevcut tek net bilgi, hindistan cevizi yağının tüm doğal yağ kaynakları arasında en yüksek miktarda doymuş yağ asidi içerdiği bilgisidir. Dünya Sağlık Örgütü, doymuş yağ alımının günlük alınan enerjinin en fazla %10'uyla sınırlanmasını önermektedir.
Doymuş
yağ
asitlerinin
aşırı
tüketimi
LDL
kolesterolün
yükselmesi
ve
bunun
sonucunda kardiyovasküler olayların gelişmesi ile pozitif korelasyon göstermiştir. Hindistan cevizi yağının sağladığı yararlar hakkındaki literatür hâlâ kesin değildir. Özellikle kilo kaybı ile ilgili yapılan bazı çalışmalar olumlu sonuçlar elde edebilmiştir; bununla birlikte deneklerin diyetleri,
lif,
protein
ve
karbonhidrat
alımı
deneyler
sırasında
değiştirilmiştir.
Bu
nedenle,
artan
tokluğun arkasındaki tek faktörün hindistan cevizi yağı olduğunu düşünmek mümkün değildir. Ayrıca bu çalışmaların bazıları deneklerin lipit profilini uzun süre değerlendirmemiştir. Ham hindistan cevizi yağı için kardiyoprotektif etki bildiren az sayıda çalışma genelde hayvan deneyleridir. Bu konuda yeterli bilgi yoktur ve insan denekleri kullanan çalışmalar oldukça yetersizdir. Bu nedenle, bu yağın sürekli tüketiminin KVH riskini azaltmada bir etkisi olabileceğini varsaymak hala mümkün değildir.
Kaynak: Lima, R. D. S., & Block, J. M. (2019). Coconut oil: what do we really know about it so far?. Food Quality and Safety, 3(2), 61-72.
Bilim ve Diyet - 35
TEREYAĞI
Tereyağı, inek sütünden yapılan bir süt ürünüdür. Son yıllarda yüksek doymuş yağ içeriği nedeniyle kalp hastalığı riskini artırdığı gerekçesiyle suçlu bulunsa da artık ılımlı olarak kullanıldığında sağlıklı olarak kabul edilmektedir. Tereyağı süt yağını sütten ayırarak, daha sonra sıvı kısmından tamamen arındırmak için süt yağını çalkalayarak üretilir. Tereyağı 100 g'ında 51,2 g doymuş yağ içerir ve 717 kkal enerji verir. 2016’da yayınlanan prospektif çalışmaların kapsamlı bir sistematik derlemesi ve meta analizinde; 2005-2015 yılları arasında yayınlanmış çalışmalar ele alınmıştır. 6.5 milyon kişi yıllık takip edilmiş, 9.783 kardiyovasküler olayla beraber toplam 28.271 ölüm gerçekleşmiş ve 23.954 diyabet vakası dahil edilmiştir. Sonuçlar tereyağı ile mortalite, KVH ve diyabet arasında göreceli olarak küçük veya nötr bir ilişki olduğunu göstermektedir. Bu bulgular, tereyağının mutlak suçlu ilan etmeyi bırakıp rafine edilmiş tahılların, nişastalı ürünler ve şekerlerin KVH ve diyabet üzerindeki belirgin zararlı etkilerini düşündürmelidir. Herhangi
bir
yiyeceğin
sağlığa
etkisi,
tüketilen
miktar,
tüketim
sıklığı,
kişinin
rutin
beslenme
programı, egzersiz düzeyi, yaşadığı kültürel ortam, genetiği veya hastalığa özel risk faktörleri ile bir bütün halinde kapsamlı olarak değerlendirilmelidir.
Kaynak: Pimpin, L., Wu, J. H., Haskelberg, H., Del Gobbo, L., & Mozaffarian, D. (2016). Is butter back?
A
systematic
review
and
meta-analysis
of
butter
consumption
and
risk
of
cardiovascular
disease, diabetes, and total mortality. PloS one, 11(6), e0158118.
Sonuç
olarak;
açısından
her
dikkatli
iki
yağda
olunması
yüksek
gereken
doymuş
yağ
yağlardandır.
içeriği
Her
sebebiyle
ikiside
sağlıklı
günlük ve
tüketim
dengeli
bir
beslenme programı içinde makul ölçülerde bulunabilir. Kişinin zayıflamak ya da başka amaçlar uğruna birini özgürce tüketmeye yönelmesi de, çok zararlı olduğu yanılgısıyla birini
tüketmekten
şiddetle
kaçınması
da
gereksizdir.
Uygun
bireysel
koşullar
sağlandığında tereyağı da, hindistancevizi yağı da yeri geldiğinde bir kurabiye tarifinde, yeri geldiğinde yöresel bir yemek içinde makul miktarlarda tüketilebilir.
Bilim ve Diyet - 36
YARIN DİYETE BAŞLIYORUM KİTAP İNCELEME
Yazar
Didem
Başlıyorum problemi
Kanca
kitabı
bulabileceği
Üstay’ın
oldukça
yaşayan
akıcı
herkesin
cinsten.
Dyt. Burcu Ünal
Yarın ve
özellikle
içinde
Yapılan
Diyete
bir
kilo
parçasını
yanlışların
asıl
doğrularını gösteren kitap hem bolca tecrübe hem de bilgi
içeriyor.
yazılan
Ayrıca
kitap
herkes
olabildiğince tarafından
basit
bir
okunabilir
dille
şekilde.
Kitap içeriğini inceleyecek olursak: İlk
bölümü
olan
"İlk
Gençlik
Yıllarım"da
aile
yapısından, bu süreçte aldığı kilolarla başının dertte olmasından
ve
o
zaman
ailesi
ve
kendi
hayatında
karşılaştığı sorunlardan bahsetmiş aynı zamanda bu sorunları kısaca profesyonel olarak değerlendirmiştir. Burada bahsedilen konular; reflü, hızlı kilo kaybının yan etkileri, profesyonel sporculara notlar, diyabet, uzun süreli kullanılan müshil haplarının yan etkileri, anoreksiya
nervoza,
zayıflama
ilaçlarının
zararlı
etkileri, kilo ve sigara şeklinde bigilendirici dipnotlar olarak yer almaktadır. "Okuldan eve dönüğümde, en büyük zevkimin annemin çayın yanına hazırladığı kek, tost ve poğaçaları yemekti." İkinci
bölüm
olan
"Beslenme
Uzmanlığına
İlk
Adım"da yazarın beslenme bölümünü seçme serüveni bu süreçte kaybettiği kilolar, yüksek lisans hayatı ve kazanılan
tecrübelerden
bahsedilmiştir.
Yine
bilgilendirici notlar bırakılmış ve bu notların konusu yine yazarın yaşadığı süreçlerin profesyonel olarak değerlendirilmesinden
oluşmaktadır.
Konular;
diyetisyen olmak için Türkiye şartları, ishal tedavisi için
öneriler,
gece
yeme
sendromu,
tıkınırcasına
yeme bozukluğu, çiğ beslenme, buğday çimi suyu, alkali
diyetin
kolon
kilo
vermeye
hidroterapi,
etkisinin
bulunmaması,
detoksun
etkisinin
bulunmadığından, yavaş yemek yemenin zayıflamaya etkisinden,
bariatrik
cerrahi
ameliyatlarından
"Askıda kıyafetleri görüp beğeniyordum, fakat işin ilginç yanı kilo aldığımı bilmeme rağmen, kendimi o kadar da kilolu görmüyordum. Denemek için 10 beden aldım, küçük geldi; 12 beden olsun bari dedim, o da dar geldi; 14’te de şansım yoktu, içinde kangren olacaktım. En nihayetinde 16 beden rahat rahat kapandı. Nasıl yani? On iki beden giyinen ben, şimdi 16 beden mi olmuştum?"
bahsedilmiştir.
Bilim ve Diyet - 37
Üçüncü
bölüm
kilolarından
olan
"İstanbul’a
kurtulup
Kesin
gelen
Dönüş"de
yazarın
yeni
maceralarından bahsedilmiştir. Kilosuyla hâlâ mutlu olmayan yazarın daha fazla zayıflama çabalarından bahsedilmiştir. SAYASA
Aynı
zamanda
yazarın
hedeflediği
hayata geçirilmiştir. Yazar TV, röportaj
vs. gibi tecrübelerinden bahsetmiştir.
"Bir ay içinde üç kez çok ağır grip geçirdim. İki kez serum takılmak zorunda kaldı, çünkü bir türlü kendimi toparlayamıyordum. Ruhen ve fiziken çöküşteydim. O kadar zayıflamıştım ki 52.5 kiloya kadar
Beşinci
bölüm
olan
"Bebek
ve
Çocuk
Beslenmesi"nde çocuklarda beslenme hatalarından,
düşmüştüm. Ama o üzüntüyle
bazı önerilerden, farklı başlıklarda popüler adölesan
zayıflamak bile beni mutlu
dönemi
etmiyordu."
zayıflama
çabalarından
bahsedilmiştir.
İkilemde kalınan bazı popüler konulara da açıklık getirilmiştir.
Dördüncü
bölüm
olan
"Hayatın
İçinden"de
tiroit
hastalıkları, kinoadan somona popüler yiyecekler ve polikistik
over
sendromu
konularından
"Kilolu bebek sağlıklı bebek demek değildir! Önemli olan bebeğin boyunun
bahsedilmiştir.
uzamasıdır." "Kilo veremediyseniz veya aldıysanız bile, beslenme uzmanı bu konuda size yardım edebilmek için oradadır."
Altıncı
bölüm
olan
"Bitirirken"de
motivasyon,
tavsiyeler ve danışan soru cevapları şeklinde hem bilgilendirici
hem
de
öğretici
bir
bölüm
oluşturulmuştur.
"Hayatta hiçbir şey tesadüf değil dedim ya; bir zamanlar kilo almam da tesadüf değildi. Eğer kilolarımla boğuşmuş olmasaydım, belki de bugün çok sevdiğim mesleğimi yapmayacaktım."
Son
bölümde
yazarın
hayatına
dair
hatıralarından
oluşan bir fotoğraf albümü oluşturulmuştur.
Bilim ve Diyet - 38
DİSFAJİ VE BESLENME TEDAVİSİ
Dyt. Kübra KÜÇÜKÇERÇİ
Yutma, yiyecek ve içeceklerin ağız
Depresyon, kaygı, ağrı ve
dudak/damak, solunum
boşluğu, yutak ve yemek borusu
iştahsızlık da beraberinde
bozuklukları, ilaçlar, enfeksyon ve
yoluyla mideye uygun hız ve
görülmektedir (2,3).
hastalıklar olarak sıralanmaktadır
oranda iletilmesidir. Bu iletim
Yutma sırasında besinin vokal
(5,6).
sırasında meydana gelen
kordların üzerinde kalacak şekilde
Normalde 8 aylık bir bebek küçük
bozukluklara disfaji (yutma
havayoluna girmesine penetrasyon,
topakları olan yiyecekleri yiyebilir,
bozukluğu) denir. Disfaji, DSÖ
vokal kordların altına inerek
9 aylık olunca yumuşak yiyecekleri
tarafından da tanıtılan Uluslararası
trakeaya geçtiği duruma ise
çiğneyebilir, 10 aylık olunca sert
Hastalık Sınıflaması'nda (ICD-10,
aspirasyon denir. Yutmadan önce,
yiyecekleri çiğneyebilir, 12 aylık
kod R13) “sindirim semptomları ve
yutma sırasında ya da sonrasında
olunca boğulmadan sert yiyecekleri
belirtileri” altında
aspirasyon olmasına rağmen
çiğneyebilir ve yutabilir. 4 yaşına
sınıflandırılmaktadır (1).
öksürük olmaması da sessiz
geldiğinde ise tipik olarak
Disfaji; aspirasyon pnömonisi,
aspirasyon olarak adlandırılır (4).
yutmanın oral ve faringeal
dehidratasyon, malnütrisyon,
Disfajiye sebep olan birçok farklı
aşamaları için yetişkinlerdeki gibi
morbidite ve mortalitede artışa
etmen bulunmaktadır. Bunlar
bir kas aktivasyonu paternine sahip
sebep olabilmektedir. Bu da klinik
nörolojik (epilepsi, otizm, serebral
olurlar. Bu becerilerde bozukluk
durumun kötüleşmesine, yatış
palsi) sebepler, mekanik (ağız
görüldüğü zaman yutma bozukluğu
süresinin uzamasına, sağlık
kanseri, özefagus kanseri, baş ve
açısından değerlendirilmelidir (10).
harcamalarının artmasına ve yaşam
boyun kanserleri) sebepler,
kalitesinin düşmesine sebep
gastroözofageal reflü, prematüre,
olmaktadır.
düşük doğum ağırlığı, yarık
Bilim ve Diyet - 39
"Diyet modifikasyonları disfaji yönetiminin temelini oluşturmaktadır."
Semptomları Tekrarlayan akciğer
aspirasyon değerlendirmesinde en
enfeksyonları
sık kullanılan yöntemlerdir (11).
Açıklanamayan kilo kaybı veya büyüme geriliği
Tedavi
Ağızda veya boğazda kalıntı
Disfajinin tedavisinde; medikal
hissi
tedaviler, cerrahi müdahaleler,
Yeme içme sonrası veya yutma
rehabilitasyon yaklaşımları ve
sırasında öksürük
güvenli diyet tedavileri mevcuttur.
Yutma esnasında solunumda
Beslenme tedavisine karar verme
zorlanma
aşamasında aspirasyon riski
Seste değişme
değerlendirilmektedir. Sağlık ve
Çiğneme ve yutmada fazla vakit
refahı en üst düzeye çıkarmak,
ve çaba harcama
yetersiz beslenme ve aspirasyon
Tükürük yönetiminde zorluk
pnömonisi riskini en aza indirmek,
diş hekimi, eczacı,
Yiyecek ya da içeceğin ağızdan
oral alımı artırmak amacı ile diyet
sosyal hizmet
akması
modifikasyonları yapılmaktadır
Emmede zayıflık
(6,12). Sıvı modifikasyonları kıvam
Beslenme sırasında sinirlilik
artırıcılar kullanılarak
veya uyku hali
yapılmaktadır. Katı besin
Hırıltı, kusma ve ateş (7,8,9)
modifikasyonları ise besinlerin yapısının veya boyutunun
Tanı ve Değerlendirme
kaynatma, pişirme, ezme, doğrama
Disfajinin tanı ve
gibi işlemlerle değiştirilmesi ile
değerlendirilmesinde klinik ve
yapılmaktadır. Farklı şişe ve meme
aletsel yöntemler kullanılır.
uçları, kaşık, bardak vb. özel
Bunlardan en önemlileri video
beslenme ekipmanları
floroskopik yutma çalışması
üretilmektedir. Pozisyon ve/veya
(VFSS) ve fiberoptik endoskopik
oturma ekipmanını değiştirmek,
yutma çalışmasıdır (FEES) (1,9).
yutma manevralarının denenmesi
Bunlar altın standart olarak kabul
gibi özel beslenme stratejileri
edilen, bebeklerde ve çocuklarda
uygulanmaktadır (13).
Bilim ve Diyet - 40
"Disfaji tedavisi; doktor, diyetisyen, dil ve konuşma terapisti, hemşire,
uzmanı, psikolog, radyoloji teknisyeni ve ailenin bulunduğu bir ekiple multidisipliner bir şekilde yürütülmelidir."
KAYNAKLAR
1.5 cm² den daha fazla partikül
(modifiye nişasta bazlı) ve yeni
büyüklüğü disfajili hastalar için
nesil (gam bazlı) olmak üzere ikiye
risklidir. Disfajisi olan yetişkinlerle
ayrılmaktadır. Nişasta bazlı kıvam
yapılan çalışmalarda; 5 mL ve
artırıcılar daha az etkili su bağlama
altındaki bolus hacimlerinin, 10
özelliğine sahiptirler, nişastalı
mL ve üzerindeki boluslara kıyasla
tatları ve bulanık görüntüleri
daha düşük penetrasyon/aspirasyon
vardır, ince bağırsakta metabolize
riskine sahip olduğu görülmüştür.
olurlar. Gam bazlı olanlara göre
Ancak pediatride bu değerler
daha ekonomiktirler ancak
değişebilmektedir (14).
tükürük/amilaz enzimi ile hidrolize
Ticari amaçlı; hastalara içecek
uğrarlar ve viskoziteleri azalır.
seçimi sağlamak için kıvam artırıcı
Gam bazlı kıvam artırıcılar çok iyi
tozlar, çeşitli tatlarda belirli
su bağlama özelliğine sahiptirler,
seviyelerde önceden
duyusal özellikleri daha iyidir,
kıvamlaştırılmış sıvılar, kolaylık
kaygan yapıları ve yağlı tatları
sağlamak için önceden paketlenmiş
vardır, kalın bağırsakta metabolize
Care. Nutrition in Clinical Practice
yapısı değiştirilmiş besinler
olurlar (1).
7- The Speech Pathology Association of
üretilmektedir (10). Disfajili
Her yaştan disfajiye sahip bireyler
bireyler katı besinleri çiğneme,
için kullanılan modifiye edilmiş
tükürükle karıştırma, bolus
gıdaları ve kalınlaştırılmış sıvıları
oluşturma ve ağzın arka tarafına
tanımlamak için yeni,
iletmede zorluk yaşadıkları için
standartlaştırılmış terminoloji
besin modifikasyonları gereklidir.
oluşturmak ve tanımları geliştirmek
Gecikmiş yutması ve aspirasyon
amacıyla 2013 yılında Uluslararası
riski olan, yutma güçlüğü yaşayan
Disfaji Diyet Standardizasyonu
hastalarda sıvı modifikasyonları
Girişimi (IDDSI) kurulmuştur.
uygulanır. Kıvam artırıcılar
Kıvam seviyelerine karar verirken
kullanılarak daha koyu kıvamlı
kullanılmak üzere besinler için;
sıvılar elde edilir. Koyu kıvamlı
çatal veya kaşık basınç testi, çatal
sıvılarda geçiş daha yavaş, yutma
damlama testi, kaşık eğim testi,
daha kolay ve aspirasyon riski daha
chopstick testi ve parmak testini,
azdır. Fakat gereğinden fazla
sıvılar için; şırınga akış testini
kıvamlaştırılan sıvılarda yutma
geliştirmişlerdir. Böylece ortak bir
sonrası kalıntı riski artar ve
terminoloji oluşmakta ve hasta
tüketimi zorlaşır (1,7).
güvenliği daha kolay
Ticari kıvam artırıcılar geleneksel
sağlanmaktadır.
1- Gallegos, C., Brito-de la Fuente, E., Clavé, P., Costa, A., & Assegehegn, G. (2017). Nutritional Aspects of Dysphagia Management. Advances in Food and Nutrition Research, 271–318. 2- Zaletel, M. (2016). Dysphagia. Clinical Nutrition ESPEN. 14: 51–52. 3- Shelat V. G. and Pandya G. J. (2015). Nutritional Support in Dysphagia. Seminars in Dysphagia. 4- Karaduman, A. A. , Serel, S., Ünlüer, Ö., & Demir, N., (2012). Penetrasyon Aspirasyon Skalası: kişiler arası güvenirlik çalışması. Turkish Journal Of Physiotherapy Rehabilitation, 23: 151-155. 5- Shelat V. G. and Pandya G. J. (2015). Nutritional Support in Dysphagia. Seminars in Dysphagia. 6- McGinnis, C. M., Homan, K., et. al. (2018). Dysphagia: Interprofessional Management, Impact, and Patient-Centered
Australia, (2012). Dysphagia Clinical Guidelines. 3 -51 8- Runge M. (2015). The influence of texture modification on nutrition in people with dysphagia. CDS 465 Senior Capstone Spring 9- Duffy, K. L. (2018). Dysphagia in Children. Current Problems in Pediatric and Adolescent Health Care. 48(3): 71–73 10- Cichero, J. A. Y., Steele, C., … Murray, J. (2013). The Need for International Terminology and Definitions for Texture-Modified Foods and Thickened Liquids Used in Dysphagia Management: Foundations of a Global Initiative. Current Physical Medicine and Rehabilitation Reports, 1(4), 280–291. 11- Durvasula, V. S. P. B., O’Neill, A. C., & Richter, G. T. (2014). Oropharyngeal Dysphagia in Children. Otolaryngologic Clinics of North America, 47(5), 691–720 12- Macleod, 33rd Congress of Clinical Nutrition & Metabolism, ESPEN, Gothenburg 3-6th September 2011 13- Dodrill, P., & Gosa, M. M. (2015). Pediatric Dysphagia: Physiology, Assessment, and Management. Annals of Nutrition and Metabolism, 66(5), 24–31 14- Rizzo, K., Mong, L., Helser, M., Howard, N., Katz., L. (2016). Effects of bolus size on swallow safety: A systematic review of external evidence. EBP Briefs, 11(3), 1-12
.
Bilim ve Diyet - 41
MUCİZE BESİNLER KARPUZ Dyt. Kübra ZEYDANLI
150 gram karpuz; 46 kalori içerir, günlük C vitamini ihtiyacının %21'ini, A vitamini ihtiyacının ise %17'sini karşılar. Karpuz potasyum kaynağıdır. İçerdiği likopen sayesinde kanseri önler ve kalp damar sağlığını korur. Karpuzun içerdiği diğer bir önemli bileşik ise L-sitrülindir. Akut L-sitrulin alımı L-arginini artırarak nitrik oksit sentezini etkiler. Böylece vasküler fonksiyonu olumlu etkileyerek egzersiz performansını artırabilir, kas ağrılarını azaltabilir. Karpuz tüketimi kan lipid profilini olumlu yönde etkiler, tansiyonu düşürür. Antihipertansif etkisi normotansiflerde görülmez, sadece hipertansiyonu olan bireylerde görülür. İçerdiği vitaminler ve fonksiyonel bileşikler sayesinde karaciğerde gen ekspresyonunu değiştirerek antioksidan kapasiteyi artırır, antiinflamatuar etki gösterir. Karpuz tüketimi kardiyovasküler hastalık riskini azaltır.
BÜTÜN BESİNLER MUCİZEDİR! Bilim ve Diyet - 42
. ETIKET OKUMA Dyt. Esra TOPAY
Paketli bir ürünün etiketine bakarak o gıda hakkında bilgi almış oluruz. Bu bilgilendirmenin doğru, açık ve tüketici
için
içeriğini
kolay
bilme
anlaşılır
hakkına
olması
sahiptir.
gerekmektedir.
Ülkemizde
Her
Gıda,
tüketici
Tarım
ve
mutfağına
Hayvancılık
konuk
edeceği
Bakanlığınca,
her
ürünün
5996
sayılı
Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununun 8 maddesine dayanılarak gıda etiketlemeye dair bir yönetmelik hazırlanmış ve Resmî Gazete'de yayınlanmıştır. Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliği’ne göre aşağıdaki bilgilerin ürünün paketinde belirtilmesi zorunludur: a) Gıdanın adı. b) Bileşenler listesi. c) Ek-1’de yer alan Alerjiye veya İntoleransa Neden Olan Belirli Madde veya Ürünler. ç) Belirli bileşenlerin veya bileşen gruplarının miktarı. d) Gıdanın net miktarı. e) Tavsiye edilen tüketim tarihi veya son tüketim tarihi. f) Özel muhafaza ve/veya kullanım koşulları. g) 8. maddenin birinci fıkrasında bahsedilen gıda işletmecisinin adı veya ticari unvanı ve adresi. ğ) 12. maddede belirtilen işletme kayıt numarası veya tanımlama işareti. h) Menşei ülke. ı) Kullanım bilgisi olmadığında gıdanın uygun şekilde tüketimi mümkün değilse, gıdanın kullanım talimatı. i) Hacmen %1,2’den fazla alkol içeren içeceklerde hacmen gerçek alkol derecesi. j) Beslenme bildirimi. Yukarıda bildirimi zorunlu tutulan bilgilerin belirtilmemesi durumunda bu ürünler tercih edilmemelidir. 2017 yılında Erem ve ark. tarafından İstanbul’daki market zincirlerinde yer alan ürünlerden toplamda 700 besin etiketi incelenmiş ve mevzuata göre besinlerin beslenme bilgileri açısından etiket bilgilerini tam olarak
karşılayamadığı
ancak
ticari
bilgiler
açısından
yeterliliklerin
yüksek
düzeyde
karşılandığı
bildirilmiştir. Bu noktada biz tüketiciler, üreticilerin ihmal ettiği etiket bilgilerinin farkında olarak ürün seçiminde bulunmalıyız. Bu farkındalığı oluşturduktan sonraki adım, özellikle ne tükettiğimizin ve içeriğin farkında olmaktır.
Bilim ve Diyet - 43
Beslenme yönünden etiket okuma değerlendirildiği zaman; bunu 3 bölüme ayırmakta fayda var. İlk olarak içindekiler, ikinci olarak alerjen bildirimi, üçüncü olarak ise enerji ve besin ögeleri içeriğinin bulunduğu beslenme bilgisi bölümü. İçindekiler kısmında üründe yer alan bileşenler ve gıda katkı maddeleri yer almaktadır. Bu bileşenlerin birbirinden
farklı
maddelerin
virgüller
ile
ayrılarak
sıralandığını
görebilirsiniz.
Bu
sıralama
ürünün
içerisinde en çok yer alan bileşenden en az yer alan bileşene doğru yapılmaktadır. Bu şekilde ürünün içerisinde
en
fazla
hangi
bileşeni
bulundurduğunu
görebilirsiniz.
Bazı
bileşenler
ise
oranlarla
ifade
edilmektedir. Alerjen bölümünde yönetmelik tarafından belirlenmiş olan alerjen maddelerin uyarısı yapılmaktadır. Bu maddelere karşı alerji geliştiren, intoleransı olan kişilerce tüketilmemesi gerekmektedir. Bildirilen alerjen maddeler: Gluten, kabuklular ve bunların ürünleri, yumurta ve yumurta ürünleri, yerfıstığı ve yerfıstığı ürünleri, süt ve süt ürünleri (laktoz dahil), sert kabuklu meyveler ve bunların ürünleri, kereviz ve ürünleri, hardal
ve
ürünleri,
susam
tohumu
ve
ürünleri,
kükürt
dioksit
ve
sülfitler,
acı
bakla
ve
ürünleri,
yumuşakçalar ve ürünleridir. Besin bildirimi kapsamında ürünün 100 gramı veya 100 mililitresinde veya porsiyon biriminde bulunan enerji, yağ (doymuş yağ, tekli doymamış yağ, çoklu doymamış yağ, trans yağ), karbonhidrat (şekerler, polioller, nişasta), tuz, lif, protein, belirgin miktarlarda bulunan vitamin ve mineraller (örneği süt için kalsiyum içeriği) ve referans alım oranı bildirilmektedir. Bu miktarın yanı sıra bir paket için de beslenme bilgisi verilmektedir. Ortalama bir yetişkinin referans alım miktarı 2000 kkal üzerinden değerlendirilmektedir. Referans alım oranında enerji ve besin ögeleri içeriğinde yer alan miktarların gereksinmeyi ürünün 100 gram veya ml üzerinden karşılama yüzdeleri yer almaktadır. Burada önemli olan tüketicinin tüketim miktarıdır. Vitamin ve mineraller, süt için 100 g veya 100 ml’de %15’ten fazla, diğer içecekler için 7,5’tan fazla, tek porsiyon halinde sunulan ürünlerde %15’ten fazla olacak şekilde beslenme referans değerini karşılıyorsa bu miktar belirgin miktar olarak kabul edilir. Örneğin, sütte bulunan kalsiyum minerali paketlerde belirgin miktar olarak belirtilir. Bir vitamin veya mineral belirgin miktar olarak belirtilmiyorsa ve ticari olarak ürün satışını artırmayı hedefleyen "C vitaminli, antioksidanlı vb." gibi ifadelere karşı bu tanım tüketicinin daha bilinçli bir duruş sergilemesini sağlar. Besin
etiketi
okumak
gıda
katkı
maddelerinin
tüketimine
dair
de
bir
bilinç
oluşturur.
Bir
diyetisyen
tarafından her yaştan tüketici için verilebilecek ilk öneri şudur: Paketi açıp, çöpe atmadan önce neyi ne kadar
ne
zaman
yediğinizin
farkında
olun.
Hücrelerinize
sindirildiğini ve hücrelerinizi ne ile beslediğinizi bilin.
Bilim ve Diyet - 44
kadar
ulaşacak
olan
moleküllere
kadar
Simdi paketli bir ürünün etiketini birlikte inceleyelim: . Ürün İsmi: Kakao Soslu, Vanilya Aromalı ve Kakaolu Bitkisel Yağlı Sütlü Buz Birçok tüketicinin dondurma niyetiyle aldığı ancak etiketi okumadan farkına varamayacağınız bir detay sütlü buz adı altında satılan ürünlerdir. İncelenen sütlü buz, görünüş itibariyle külahlı bir şekle ve normal paketli dondurma görünümüne sahip olabilir. Etiketini okumadan bunun aslında bir dondurma olmadığını anlamanız eğer bilmiyorsanız pek mümkün değil. Ne yediğimizin, neyi neyin yerine yediğimizin farkında olalım, etiket okuyalım. İçindekiler: Vanilya Aromalı Bitkisel Yağlı Sütlü Buz (%33): Su, şeker, süt ürünleri (süt tozu, peynir altı suyu), bitkisel yağ (hurma, pamuk, kanola, ayçiçek), glikoz şurubu, emülgatör (yağ asitlerinin mono ve digliseritleri),
stabilizörler
(gam,
sodyum
karboksimetil
selüloz,
karregenan),
aroma
verici(vanilya).
Kakaolu Bitkisel Yağlı Sütlü Buz (%31): Su, şeker, süt ürünleri (süt tozu, peynir altı suyu), bitkisel yağ (hurma, pamuk, kanola, ayçiçek), glikoz şurubu, kakao tozu (%4), emülgatör, stabilizörler, aroma verici (vanilin). Külah (%14): Buğday unu, şeker, mısır nişastası, bitkisel yağlar, şeker, emülgatörler, tuz, aroma verici. Kakaolu Sos (%14): Bitkisel yağlar, şeker, kakao tozu (%4), süt ürünleri, emülgatörler, aroma vericiler (çikolata), tuz.
Ürüne bakınca temelde Vanilya aromalı bitkisel yağlı sütlü buz, kakaolu bitkisel yağlı sütlü buz, külah, kakao sosu olmak üzere 4 farklı üründen oluştuğunu görüyoruz. Besin etiketinde hem 100 gram için hem 1 paket için beslenme bildirimi yapılmıştır. Tüketici 1 paket şeklinde tüketiyorsa paket için verilen değerleri alması uygun olacaktır. Ürünün enerji içeriğine en çok katkıda bulunan toplam karbonhidrat miktarı iken buna asıl katkı sağlayan eklenti şeker yani beyaz şekerdir. İçindekiler listesine bakıldığı zaman ürünlerde ilk sıralarda belirtilmesinden de bunu anlayabiliriz. Enerji içeriğine katkı sağlayan 2. makro besin ögesi ise yağdır. Ürün bir miktar doymuş yağ da içermektedir. Lif ve protein içeriği oldukça düşüktür. Şeker içermesine rağmen, glikoz şurubu da ürünün içeriğinde belirtilmiştir. Gıda katkı maddelerinden emülgatör, aroma verici, stabilizörler kullanılmıştır. Hurma yağı, palm yağının diğer adıdır.
Enerji ve Besin Ögeleri
100 g
1 Paket (60 g)
250 kkal
150 kkal
15 g
9 g
4 g
2,4 g
Trans Yağ
0 g
0 g
Karbonhidrat
32 g
20 g
Şekerler
27 g
16,2 g
Lif
1 g
0 g
Protein
3 g
1,2 g
0,2 g
0,1 g
Enerji Yağ Doymuş Yağ
Tuz
KAYNAKLAR: 1- Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme Ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliği, 2017, Resmî Gazete Sayı: 29960 (Mükerrer) 2- Erem, S., Yeşil, E., Ercan, A., & Tayfur, M. (2018). Günlük Yaşamda Sıklıkla Tüketilen Çeşitli Besinlerin Etiket Bilgilerinin Değerlendirilmesi. Beslenme ve Diyet Dergisi, 46(1), 40-48.
Bilim ve Diyet - 45
FİLM / BELGESEL İNCELEME Stj. Dyt. Ebrunur YILMAZ
Türkiye’de
"ÇATAL
yayınlanan
belgeselde
BIÇAKTAN bitkisel
ÜSTÜNDÜR"
beslenmenin
faydaları
ismiyle üzerinde
araştırmalar yapan Amerikalı kalp cerrahı Dr. Caldwell Esselstyn ve
biyokimya
uzmanı
Dr.
Colin
Campbell,
dünyanın
değişen
beslenme alışkanlıkları, obezite, kalp-damar hastalıkları, kanser ve diyabetin artması konularını araştırıyor. Bitkisel bazlı beslenme, hayvansal kaynaklı ürünleri en aza indirerek veya hariç tutarak, bitkilerden elde edilen herhangi bir şeyi tüketmeyi vurgular. Bilim insanları
araştırma gıdaların
sonuçlarına
ulaştıklarında
hayatımıza
girmesiyle
özellikle
kalıtsal
işlenmiş
Yayın tarihi: 6 Mayıs 2011 (ABD)
hayvansal
hastalıkların
Yönetmen ve Senaryo: Lee Fulkerson
ortaya çıkışı arasında bağlantı kuruyor. Ayrıca belgeselde bitkisel
Yapımcı: John Corry
protein ve hayvansal protein ile beslenen iki farklı grubun sağlık
Film müziğinin bestecisi: Ramón Balcázar
açısından süreçleri karşılaştırılıyor. Peki, sonuç ne olmuştur sizce? Belgeseli izlediğinizde şaşkınlık ile öğreneceksiniz. Belgeselde
ilginç
bahsediliyor. olduğu
ve
proteinin
Bir
olaylardan örnek
bitkisel
vermek
proteinin
tüketiminin
ve
fazla
çok
büyük
gerekirse;
ucuz
olduğu
olduğu)
çalışmalardan
Filipinler'de (dolayısıyla
zamanlarda
bir
açlığın bitkisel
araştırmacı
halka destek olmak amacıyla gidiyor ve o da ne? Hayvansal gıda tüketimi yüksek olan bölgenin zengin kesiminde kanser görülme sıklığı
daha
yüksekken;
bitkisel
proteini
tercih
eden
yoksul
kesiminde ise kanser görülme sıklığı daha düşük bulunuyor. Bu
Büyüme le lg l b r sorunumuz var ve büyüyen b z z.
ilginç
durumun
keşfedilmesi
ile
çalışmalar
hız
kazanıyor
ve
sonuçlarını şaşkınlıkla izliyoruz. Belgeselin Türkçe adı olan "ÇATAL BIÇAKTAN ÜSTÜNDÜR" otları
yerken
üstündür
kullandığınız
anlamına
çatal,
gelmekte
ve
hayvanı oldukça
kestiğiniz inandırıcı
bıçaktan şekilde
anlatılmaktadır. Bu belgeseli izledikten sonra kırmızı etin çok fazla tüketiminin
hem
bedenimize
hem
çevremize
verdiği
öğrenerek biraz daha bitkilere yöneleceğimize inanıyorum.
Bilim ve Diyet - 46
zararları
PSİKOLOĞUN KÖŞESİ Uzm. Psk. Rabia Betül KARAHAN
DUYGUSAL YEME Günümüzde en popüler olan konulardan biri de duygusal yemedir. İnsanlar genellikle kendilerini yalnız, başarısız, umutsuz ve depresif hissettiklerinde duygularını
bastırabilmek
için
yemek
yeme
ihtiyacı
duyar.
Hayatın
akışındaki negatif ve olumsuz durumlar insanların yeme alışkanlıklarını ciddi
oranda
değiştirebilen
bir
faktördür.
Duygusal
yeme
genellikle
duygulardaki dalgalanmalardan meydana gelir ve şu şekilde tanımlanır. Duyusal
uyarana
bir
olumsuz
fizyolojik
tepki
ve
olarak
psikolojik
gıda bazı
tüketiminde sonuçlar
bir
ile
değişimdir
ve
ilişkilendirilmiştir.
Birçok insan duygusal yemelerinin fiziksel ihtiyaçtan doğduğunu düşünür bunun için öncelikle fiziksel açlığın ve duygusal açlığın neler olduğuna dikkat
çekmemiz
birbirinden kazınma,
gerekir.
farklıdır.
Fiziksel
Fiziksel
burukluk
açlık
açlık
olmakta
ve
ve
duygusal
durumunda
kan
şekeri
açlık
bireyin
belirtileri
midesinde
düşebilmektedir.
bir
Birey
doygunluğa yedikçe ulaşmaktadır. Açlığı giderme davranışı duygusal yeme davranışı olan bireyden farklıdır. Örneğin birey meyve, sebze vb. gibi
NE YEDİĞİNİ DÜŞÜN!
enerji
içeriği
düşük
bir
besin
veya
atıştırmalıklarla
açlığını
giderebilir.
Duygusal açlıkta ise tam tersi bir durum söz konusudur. Duygusal açlık aniden başlamakta ve fiziksel belirti vermemektedir. Birey ne bulursa onu yemekte
ve
enerji
değeri
yüksek
besinleri
daha
çok
tercih
etmektedir.
Fizyolojik yeme sonrasında tokluk hissinden kaynaklanan bir rahatlık söz konusu
iken,
duygusal
yeme
sonrasında
kişi
pişmanlık,
rahatsızlık
ve
suçluluk duyar.
Duygusal yeme keder, üzüntü, öfke gibi negatif duygularla baş etmek için yapılan
yeme
çeşididir.
Geçici
olarak
verdiği
mutluluk
ve
rahatlama
hislerinden dolayı kişiler kaçmaya çalıştığı duygulardan bir süre de olsa uzaklaştıklarını düşünmektedir. Bu yüzden duygusal açlık dönemlerinde fazla yemek yemek kişilerde fazla kalori alımına neden olur.
Duygusal
yeme
Tıkanırcasına
genel
yeme
olarak
diğer
bozukluğu
ve
yeme bulimia
bozuklukları nevroza
ile
ile
de
ilgilidir.
yakından
ilgili
olabilir. Duygusal yeme bozukluğu tüm insanlarda görülebilir ve insanların kilosu duygusal yeme için en temel faktör değildir. Kişiler duygusal yeme bozukluğu olup olmadığını kendilerinin olumsuz durumlarda nasıl tepki verdiklerine çeşitlilik
bakarak
gösterebilir.
buzdolabına
gidip
tespit
edebilir.
Örneğin,
tatlı
yeme
Kişilerde
sınav
ihtiyacı
kaygısı
duygusal
yeme
olan
bir
öğrenci
da
iş
duyabilir
ya
nedenleri sürekli
yerinde
bazı
baskılar altında olan insanda da duygusal yemek yeme ihtiyacı doğabilir.
Bilim ve Diyet - 47
Yine de en çok karşılaşılan sorunlardan bazıları şunlardır: Stres ve Kaygı: İnsanlar olumsuz ve endişeli geçen bir günün ardından kendilerini yemek yemeye verebilirler. Pasif vakit geçirme: Televizyon, dizi, film ya da diğer sosyal medyalarda geçirilen pasif ve aktivitesiz zamanlarda insanlarda yemek yeme isteği artabilir. Uyarıcı eksikliği: İnsan beyni sürekli uyarılma üzerine kuruludur. Uyarılma olmadığında insanlar yemek yemeye yönelebilirler.
Yapılan
bazı
araştırmalarda
bireylerdeki
stres
seviyesi
fazla
olduğunda,
kişilerin
sağlıksız
gıdalar
tüketmeye eğilimli olduğu tespit edilmiştir. Diğer taraftan daha pozitif duygulara sahip olan bireylerde sağlıklı olan gıdalara eğilim fazla olarak ölçülmüştür. Genellikle pozitif duygulara ev sahipliği yapan kişilerde kontrollü bir yeme durumu mevcuttur.
İçinde bulunduğumuz toplumun ve kültürün yemek yemeye verdiği değer yargıları da bizim yememizle ilgili olabilir. Bir araştırmada Japonya’da yaşayan Japon kadınları, İngiltere’de yaşayan Japon kadınları ve İngiltere’de yaşayan İngiliz kadınlarının duygusal yemek yemesi üzerine test yapılmıştır. Sonuçlara göre
İngiltere’de
yaşayan
İngiliz
kadınların
duygusal
olarak
yemek
yemeye
en
çok
başvuran
grup
olmuştur. Japonya’da yaşayan Japon kadınların ise hayatlarındaki duygusal durumlarda yeme alışkanlıkların diğer iki gruba göre daha az değiştirdiği ortaya çıkmıştır.
DUYGUSAL YEMEYLE NASIL BAŞ EDİLİR? Duygusal
yeme
ile
baş
etmek
için
önce
kendinizin
farkına
varın.
Duygularınız
dalgalandığında
ve
özellikle olumsuz duygulara kapıldığınızda nasıl hissettiğinizi ve neler yediğinizi düşünün. Gerekirse yazın. Örneğin bugün çok depresif hissettim ve iki tane büyük çikolata yedim gibi. Göreceksiniz ki yazdığınızda gün içerisinde ne kadar fazla yediğinize şahit olacaksınız. Kendiniz için kalıcı ve etkili etkinlikler oluşturun. Müzik dinleyerek fiziksel aktivitenizi arttırın. Hafif tempoda yürüyüşler yaparak hem bedeninizi hem de ruhunuzu aydınlatın. Yeme alışkanlıklarınızı yavaş yavaş değiştirin. Önce küçük adımlar atarak duygusal ataklarınızda yediğiniz çikolatanın yerine meyve tercih edin.
Göreceksiniz ki
küçük değişimler hayatınızda çok büyük etkilere neden olacak. Olumsuz duygular ve yemekten sonraki pişmanlık döngüsünü kırıp olumlu duygularımıza ve sağlıklı yiyeceklere yükleyeceğimiz anlamlarla duygusal
yeme
ile
başarılı
bir
şekilde
baş
edebiliriz.
Kendimizin
yeterli
olmadığını
düşündüğünüz
durumlarda ise alanında uzman birinden yardım almak kesinlikle olumlu sonuçlar doğuracaktır. Sonuç olarak zinciri kırmak sizin kendi elinizde, başlayın ve olacak güzel şeyleri görün ve şunu asla unutmayın ‘Çaresizseniz; çare sizsiniz.’
KAYNAKLAR: 1- Sefacı, M, B & Eşen, E, Duygusal Yeme Bozukluğu, 2018 https://www.rafinera.com/blog/diyetisyenkosesi/duygusal-yeme-bozuklugu 2- Dilbaz N. Duygusal açlık şişmanlatıyor. Available at: http:// www.e-psikiyatri.com/duygusal-acliksismanlatiyor-37017. Accessed Apr 20, 2015 3- Economy, A. M. 2013, “Exploring the association between emotions and eating behavior.” Capstone Project, Winona State University. 4- Habertürk, 2015, "Duygusal Yeme Nedir?", www.haberturk.com/saglik/haber/1170209- duygusal-yeme-nedir 5- Lyman, B. 1982, “The nutritional values and food group characteristics of foods preferred during various emotions.” The Journal of Psychology, pp 121-127.
Bilim ve Diyet - 48
GECE YEME SENDROMU (NIGHT EATING SYNDROME)
Dyt. Feyza YILDIRIM
Gece yeme sendromu (GYS)
Bozuklukları Sınıflandırması’nda
çalışmalar bu yüksekliğin iştahı
anoreksiya nervoza, bulimia
(ICSD) uyku bozukluğu olarak yer
bastırarak uyku düzenini
nervoza ve tıkınırcasına yeme
almıştır. Ancak 2005’te yapılan
koruduğunu savunmaktadır. Ancak
bozukluklarından farklı olan yeni
yeni sınıflamada (ICSD-2) uyku
bu artışın zayıflaması (leptin
bir yeme bozukluğudur (1). Yeme
bozukluğu olarak yer
direnci), iştahın baskılanmasını
bozuklukları biyolojik, psikolojik,
almamaktadır. Bu nedenle uyku ile
önlemektedir. GYS obez olmayan
sosyal etkenler gibi birçok faktörün
ilişkili yeme bozukluğu olarak
kişilerde ortaya çıkmasına rağmen,
etkili olması sonucunda ortaya
tanımlanmıştır (4). GYS’de enerji
obez kişiler arasında daha yaygın
çıkan yeme davranışının bozulması
alımında gecikme meydana
görülmektedir. Artan adipozite ile
durumudur ve görülme sıklığı
gelmektedir. Böylece bu kişiler
GYS prevalansı artmaktadır. Bir
toplumda giderek artmaktadır.
sabahları iştahsız olup akşam ve
çalışma sonucunda gece yeme
Ciddi problemlere yol açtığı için
gece yemeleri artar. Gece yeme
sendromu olan bireylerin ruh
önemli bir sağlık sorunudur (2).
sendromunda uyku düzeninin
halinin, kontrol grubuna göre daha
Yeme bozukluğu aşırı beslenme
bozulmadığı belirtilmektedir (5, 6).
düşük olduğu ve GYS olan
sonucu obezite; beslenme
Fakat farklı kaynaklarda GYS’nin
bireylerde, gece alınan besinlerin
yetersizliği sonucu zayıflık, ölüm;
uyku bozukluklarına neden
karbonhidrat içeriğinin yüksek
depresyon; psikolojik problemler
olabileceği bildirilmiştir (7). Gece
olduğu görülmüştür (1). GYS
gibi ciddi sorunlara yol
yeme sendromlu bireylerde Leptin
uykusuzluk, yeme bozuklukları ve
açabilmektedir (3). GYS, 1990
hormonu seviyelerinin gece yüksek
diğer psikiyatrik bozuklukları olan
yılında Uluslararası Uyku
olduğu bilinmektedir. Yapılan
kişilerde daha yaygındır (7).
Bilim ve Diyet - 49
Gece Yeme Sendromu Tanısı
madde eklenmiştir. Bu kriterlerden
GYS, akşamları aşırı yemek
üçünün olması tanı için yeterlidir
tüketimi (akşam yemeğinden sonra,
(Tablo 1) (8).
yani akşam hiperfajisi) veya
Gece yeme sendromu tanımlamak
uykudan uyandıktan sonra yemek
için 14 soruluk Gece Yeme Anketi
yeme (yani gece yeme) olarak
geliştirilmiştir. Anket, sendromun
tanımlanan tekrarlayan gece yeme
hem davranıșsal, hem psikolojik
olayları ile karakterizedir (7).
yönlerini değerlendirmektedir (9).
"Yeme bozukluğu; obezite, zayıflık, depresyon, psikolojik problemler ve ölüm gibi ciddi sorunlara yol
Gece yeme sendromunu tanımlamak için bazı tanı kriterleri
Gece Yeme Sendromu Tedavisi
oluşturulmuştur. Yapılan
Gece yeme sendromunda tedavi
çalışmalarda 2 kriter belirlenmiştir:
yöntemleri farmakolojik ve
1. Akşam yemeğinden sonra günlük
farmakolojik olmayan tedavi olarak
kalori alımının en az %25'inin
belirlenmiştir. GYS tedavisinde
alınması
santral sinir sistemi
2. Haftada en az iki kez gece yeme
modülasyonunun etkili olduğu
açabilmektedir.”
KAYNAKLAR
bilinmektedir. Serotonin geri alım Bu iki kritere çekirdek kriter
inhibitörleri farmokolojik tedavi
denilmiş ve GYS'nin daha iyi
olarak GYS tedavisinde
anlaşılması için beş tanımlayıcı
kullanılmaktadır (10).
1- Birketvedt, G. S., Florholmen, J., Sundsfjord, J., Østerud, B., Dinges, D., Bilker, W., & Stunkard, A. (1999). Behavioral and neuroendocrine characteristics of the night-eating syndrome. Jama, 282(7), 657-663. 2- Çaka, S. Y., Çınar, N., & Altınkaynak, S. (2018). Adolesanda Yeme Bozuklukları. Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri
Tablo 1. GYS için önerilen araştırma tanı kriterleri (8)
Dergisi, 7(1), 203-209. 3- Pritts, S. D., & Susman, J. (2003). Diagnosis of eating disorders in primary care. American Family Physician, 67(2), 297-314. 4- Orhan, F. Ö., & Tuncel, D. (2009). Gece yeme bozuklukları. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 1(2), 132-154. 5- Stunkard, A. J. (2002). Binge-eating disorder and the night-eating syndrome. Handbook of obesity treatment, 107-121. 6- Stunkard, A. J., Allison, K. C., & O'Reardon, J. P. (2005). The night eating syndrome: a progress report. Appetite, 45(2), 182-186. 7- McCuen-Wurst, C., Ruggieri, M., & Allison, K. C. (2018). Disordered eating and obesity: associations between binge eating-disorder, night-eating syndrome, and weight-related co-morbidities. Annals of the New York Academy of Sciences, 1411(1), 96. 8- Allison, K. C., Lundgren, J. D., O'Reardon, J. P., Geliebter, A., Gluck, M. E., Vinai, P., ... & Engel, S. (2010). Proposed diagnostic criteria for night eating syndrome. International Journal of Eating Disorders, 43(3), 241-247. 9- Allison, K. C., Lundgren, J. D., O'Reardon, J. P., Martino, N. S., Sarwer, D. B., Wadden, T. A., et.al. & Stunkard, A. J. (2008). The Night Eating Questionnaire (NEQ): psychometric properties of a measure of severity of the Night Eating Syndrome. Eating behaviors, 9(1), 62-72. 10- Trojian, T. H., & Jow, V. (2009). Night eating syndrome presenting as anorexia in an athlete: case report and review. Current sports medicine reports, 8(4), 182-185.
Bilim ve Diyet - 50
M kro Bes n Ögeler ve Spor Performansı Dyt. Ayşe OKUR Sporcular, hem antrenman sırasında maksimum performans gösterebilmek için hem de yarışmalarda başarılı olabilmek için özel beslenme gereksinmeleri olan, özel bir tüketici grubu şeklinde tanımlanmaktadır. Yeterli düzeyde enerji alımıyla birlikte kombine edilen doğru oranlardaki karbonhidrat, protein ve yağ hem en uygun sporcu performansı için hem de sporcuların toparlanma süreçleri açısından oldukça
önemlidir.
programlarını
İyi
seçilmiş
destekleme,
beslenme
sağlıklarını
stratejileriyle
devam
sporculara;
ettirme,
antrenman
performanslarını
üst
seviyeye çıkarma gibi geniş çapta birçok olanak sağlanmaktadır. Sporcu
performansını
birçok
faktör
etkileyebilmektedir.
Beslenme,
sporda
başarıya katkı sağlayan anahtar bileşenlerden birisidir. Düzenli öğün alışkanlıkları da hem makro ve mikro besin alımına olumlu etki ederken hem de sporcunun psikososyal
performansını
etkilemektedir.
Bazı
mikro
besin
ögelerine
ilişkin
bilgiler şu şekildedir; Mikro besin alımına bakıldığında bir tez çalışmasında verilen tabloya göre sporcular
genel
olarak
makro
ve
mikro
besin
önerilerini
karşılamışlardır
sadece; K vitamini, D vitamini, iyot, kalsiyum ve potasyum alımları % 100’ün altında kalmıştır. Vegan
diyetlerine
bakıldığında
genel
olarak;
kalori,
protein,
yağ,
B12
vitamini, omega-3 yağlar, kalsiyum ve iyot diğer diyetlerden daha düşük olma eğilimindedir.
Protein,
sindirilebilirliği
ve
kalsiyum,
emilimiyle
ilgili
demir
ve
konularda
çinko
da
bir
gibi
sorun
besinlerin
olabilir,
yani
vegan sporcuların bu besin ögelerinden zengin yiyecekleri daha fazla miktar da tüketmeleri gerekebilir. Demir, bazı sporcularda yoğun antrenmana bağlı olarak terle, idrarla, feçesle ve intravasküler hemolize bağlı olarak demir kaybı artabilmektedir. Özellikle kadın
sporcularda
demir
durumunun
izlenmesi
oldukça
önemlidir.
Demir
gereksiniminin tüm kadın sporcularda % 70 oranında arttırılması gerektiği belirtilmektedir. Son sistematik incelemelerde belirgin genel eğilim; demir takviyesinin, demir seviyesinin zayıf olduğu bireylerde demir durumuna ve atletik
performansa
herhangi
bir
fayda
problem
sağlayabileceğidir.
olmayan
sporcularda
Ancak
takviye
demir
verilen
seviyelerinde demirin
yararı
olmamaktadır. D vitamini, kalsiyum ve fosforun hem emilimini hem de metabolizmasını düzenlediğinden kemik sağlığı açısından kritik bir role sahiptir. Bunun dışında D
vitamininin
kasın
metabolik
fonksiyonunu
devam
ettirmedeki
görevine
dikkat edilmektedir. Bu fonksiyonların sporcu performansı üzerine etkileri olabilmektedir. D vitamini uygun değerlendirme ve eksikliğin düzeltilmesi sporcunun mevcut
refahı
veriler
ve
atletik
sporcular
başarısı
için
desteklememektedir.
Bilim ve Diyet - 51
için
ergojenik
hayati bir
önem
yardımcı
taşımasına olarak
D
rağmen, vitamini
Kalsiyum
kas
ve
kardiyovasküler
fonksiyon
için
hayati
derecede
önemli
olmasına rağmen, kalsiyum takviyesinin atletik performans üzerinde doğrudan etkisi olduğuna dair bir kanıt bulunmamaktadır. Ayrıca kalsiyum takviyesi, normal diyet alımının kapsamlı bir değerlendirmesinden sonra belirlenmelidir. Magnezyum için mevcut kanıtlar kısa süreli takviyenin (~ 1-4 hafta) 300-500 mg/gün
kas
performansı
kortizol
ve
immünolojik
üzerinde
olumlu
izokinetik
bir
egzersiz
ilgili
kaynaklı
fonksiyonel
etkiye
performans
performansıyla
ve
sahip
dinamik
ölçümler,
olabileceğini
üzerinde
sonuçları
inflamasyon,
hiçbir
için
kan
hasarı,
belirteçleri
düşündürmektedir
etkisi
iyileştirmek
DNA
yoktur.
ancak
Dayanıklılık
magnezyum
takviyesinin
faydasını destekleyen kanıt yoktur. Magnezyum ergojenik potansiyele sahip gibi
görünmektedir,
ancak
çeşitli
popülasyonlarda
hem
aerobik
hem
de
direnç/dinamik güç antrenmanı ve performansına yanıt olarak çok daha fazla kanıt gereklidir. Sporcular arasında çinko takviyesinin popülaritesine rağmen, çinkonun atletik performansı
arttırabileceğine
dair
çok
az
kalite
kanıtı
vardır
ve
mevcut
kanıtlar kısa deneme süreleriyle (1-6 hafta) ilgilidir. Antioksidan
besinler,
hücre
zarlarını
oksidatif
hasardan
korumada
önemli
roller oynar. İyi eğitimli bir sporcu, daha az aktif bir kişiden daha gelişmiş bir endojen antioksidan sistemine sahip olabilmektedir ve özellikle antioksidan bakımından
zengin
takviyesinden
besinlerin
olduğu
faydalanamayabilirler.
bir
diyet
tüketiyorsa
Antioksidan
antioksidan
takviyelerinin
atletik
performansı arttırdığına dair çok az kanıt vardır. Mikro besin antioksidanlarla ilgili en güvenli ve en etkili strateji, antioksidan açısından zengin besinler içeren
iyi
seçilmiş
bir
diyet
tüketmektir.
Mevcut
literatür
egzersize
bağlı
oksidatif stresi önlemenin bir yolu olarak antioksidan takviyesini desteklemez. Sporcular takviye almaya karar verirlerse, daha yüksek dozlar Edilebilir Üst Alım Düzeylerini aşmamaları tavsiye edilmelidir.
Mikro besinlerin bir özeti olarak, sporcular, önceden var olan bir eksikliği tersine
çevirmedikçe
iyileştirmediği
ve
vitamin
mikro
ve
besin
mineral
takviyelerinin
takviyesini
destekleyen
alımının
performansı
literatürün
genellikle
belirsiz bulgular ve zayıf kanıtlarla gölgelendiği konusunda eğitilmelidir. Sporcu diyetisyenleri,
mikro
besin
eksikliğiyle
ilişkili
belirti
ve
semptomları
gözlemlemenin yanı sıra, besin tüketim öyküsünün toplanmasına dayanan mikro besin
durumunu
değerlendirmek
için
çeşitli
stratejiler
sunabilir.
Bu
özellikle
demir, D vitamini, kalsiyum ve antioksidanlar için önemlidir.
KAYNAKLAR: 1- Tuğal, D. (2019). Sporcuların besin seçimlerinin beden imajı ve yeme davranışına göre değerlendirilmesi. (Yüksek Lisans Tezi). Hacettepe Üniversitesi, Ankara. 2- Heffernan, S.M., Horner, K., De Vito, G. ve Conway, G.E. (2019). The role of mineral and trace element supplementation in exercise and athletic performance: a systematic review. Nutrients, 11(3): 696. 3- Rogerson, D. (2017). Vegan diets: practical advice for athletes and exercisers. J Int Soc Sports Nutr, 14:36. 4- Thomas, D.T., Erdman, K.A., ve Burke, L.M. (2016). American College of Sports Medicine Joint Position Statement. Nutrition and Athletic Performance. Med Sci Sports Exerc, 48(3): 543-68.
Bilim ve Diyet - 52
ÇOCUKLUK ÇAĞI OBEZİTESİNE GENEL BAKIŞ Dyt. Kübra Feray ÖZTÜRKAN
Obezite, genel olarak vücuda alınan enerji miktarının enerji harcamasından fazla olduğu durumlarda, yağ dokusunun artmasıyla ortaya çıkan klinik bir durumdur. Dünyada az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde obezite prevelansı yüksek oranda artış gösterdiği için, obezite en önemli küresel halk sağlığı sorunlarından biri haline
gelmiştir.Yetişkin
bireylerde
olduğu
gibi
çocuk
ve
adölesanlarda
da
görülen
obezite
alarm
verici
düzeydedir.
Dünya Sağlık Örügütü (DSÖ) verilerine göre; 2019 yılında beş yaş altında obez ve fazla kilolu çocukların toplam sayısının yaklaşık 38,2 milyon kişi olduğu görülmüştür. Başlarda gelişmiş yüksek gelirli ülkelerin sorunu olarak görülse de düşük ve orta gelirli ülkelerde özellikle kentsel yerlerde fazla kilo ve obezite durumu olan kişi sayısı artmaktadır. Afrika'da, 5 yaş altındaki fazla kilolu çocuk sayısı 2000 yılından 2019 yılına kadar yaklaşık %24 oranında arttığı bildirilmiştir. Ayrıca DSÖ’nün verilerinde, 1975 yılında %4 olan obezite prevalansının dramatik bir biçimde artarak 2016 yılında %18 üzerine çıktığı bilgisi yer almaktadır.
Türkiye Çocukluk Çağı Obezite Araştırma Girişimi Çalışması-2016 verilerine göre Türkiye’de ilk okul 2. sınıfa giden 7-8 yaş grubundaki çocukların %14,6’sı fazla kilolu ve %9,9’u obezdir (sırası ile kızlarda %15,7 ve %8,5; erkeklerde %13,6 ve %11,3). Sonuç olarak Türkiye’de 7-8 yaş grubundaki her 4 çocuktan biri fazla kilolu veya obezdir. Bu veriler, COSI-TUR 2013 çalışması ile karşılaştırıldığında çocuklarda obezitenin üç yılda %19,3 oranında arttığı (kız %28,8, erkek %13) ve özellikle kız çocuklarındaki artışın alarm boyutunda olduğu görülmektedir.
Çocukluk
çağı
obezitesi
ile
birlikte
görülen
belirgin
sağlık
problemleri
vardır.
Bunlardan
bazıları;
kardiyovasküler hastalıklar (hipertansiyon, dislipidemi), solunum hastalıkları (astım, obstrüktif uyku apnesi), alkolik olmayan yağlı karaciğer hastalığı, tip 2 diyabet, depresyon, polikistik sendrom,
psödotümör
serebri,
kas
iskelet
sorunlarıdır.
Bu
hastalıklar,
morbidite ve mortalite için önemli risk faktörüdür.
Bilim ve Diyet - 53
over sendromu, metabolik
çocukların
yetişkinlik
döneminde
Obezite,
genetik
ve
genetik
olmayan
faktörlerden
etkilenen
multifaktöriyel
bir
hastalıktır.
Çocukluk
çağı
obezitesini etkileyen faktörlerden bazıları şöyledir: Prenatal dönemde annenin beslenme şekli Annelerin bebeği ilk 6 ay anne sütü yerine mama ile beslemesi Çocukların diyetlerinde yüksek enerji ve yağ oranı içeren yiyecekler olması Porsiyon büyüklüklerindeki artış Alkolsüz şekerli içeceklerden zengin beslenme Ebeveynlerin ikisinin çalışıyor olması ve şehirleşmenin sonucu olarak değişen yaşam tarzına bağlı evde yemeğin pişirilmemesi Ev dışı beslenmenin artışı, Güven azlığı algısından kaynaklı, mahalle aralarında oyun oynayan çocuklar yerine, evlere kapanarak tablet, bilgisayar ve televizyonda fazla vakit geçiren çocukların sayısındaki artışa bağlı olarak fiziksel aktivitenin azalması
Nadir görülen tek gen bozuklukları Çocukların akademik hayatta başarılı olma kaygısıyla birlikte fiziksel aktiviteye zaman ayıramamaları
Sağlıksız atıştırmalıklar tüketilmesi Enerjisi yoğun sağlıksız yiyeceklerin reklamlarının yapılması Uyku sürelerinin kısalması Çocukluk döneminde kullanılan bazı ilaçlardır. Sonuç olarak, çocukluk çağı obezitesindeki artış bir ülkeye özgü olmayıp dünya çapında bir sorun hâline gelmiştir. Gerekli önlemler alınmadığı taktirde çocukluk çağı obezitesi sıklığının daha çok artacağı öngörülmektedir. Hayat kalitesini düşüren ve önemli komplikasyonlara sahip hastalıktır. Obezitenin önlenmesi, sıklığının azalması için en önemli faktör, obeziteye hazırlayıcı etmenlerin belirlenmesidir. Obezite tedavisinin başarılı yürütülmesi için, “diyet, egzersiz ve davranış değişikliği” sağlayan multidisipliner yaklaşım gereklidir. Diyetisyen, çocuk endokrinolog, çocuk psikiyatristi veya psikologu, fizyoterapist gibi birimler ortak çalışmalıdır. Obezite tedavisindeki amacımız kilo vermeyi hedeflemek kadar doğru yaşam tarzının aile ve çocuğa öğretilip tekrar kilo almayı önlemek ve “geleceğimizi korumak” olmalıdır.
KAYNAKLAR: 1- World Health Organization.Media Centre.1 Nisan 2020.Web.10 Haziran 2020 Erişim Adresi: https://www.who.int/en/news-room/fact-sheets/detail/obesity-and-overweight 2- Alpcan, A. ve Durmaz, Ş.A (2015). Çağımızın Dev Sorunu: çocukluk çağı obezitesi.Turkish Journal of Clinics and Labaratory, 6(1), 30-38. 3- Yayan, E. H. ve Çelebioğulları A. (2018).Obezojenik Çevre ve Çocukluk Çağı Obezitesine Etkileri. 4- Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği. (2019). Obezite Tanı ve Tedavi Klavuzu. 2019/8. Ankara.
Bilim ve Diyet - 54