Sakl› Tarih Sinan Meydan
Elitist De¤il Halkç›
“Halktan Kopuk Atatürk” Yalan› ve Gerçekler tatürk karfl›tlar›, öteden beri Atatürk’ü ve kurdu¤u ça¤dafl Cumhuriyet’i elefltirmek, hatta karalamak istediklerinde hep söze “Cumhuriyeti kuran elitler!” veya “Kemalist elitler!” diye bafllamaktad›rlar. Çünkü onlar›n dilinde Atatürk, halk karfl›t›, halk›n de¤erleriyle kavgal› bir elitist/seçkincidir. Ancak ne kadar
A
ilginçtir ki, Atatürk’ün “halk karfl›t›”, “antidemokratik” bir “elitisit” ve “jakoben” (bask›c›-tepeden inmeci) oldu¤unu iddia eden bu çevreler, y›llarca halk›n s›rt›ndan geçinen din istismarc›s›, karfl›devrimci siyasileri “halktan yana”,“demokratik” göstermek istemifllerdir. Asl›nda bunlar, ne elitizmi, ne jakobenizmi bilirler. 51
BD OCAK 2016
Atatürk'e hakaret olarak kulland›klar› bu ifadelerin tarihsel süreçte, dünyan›n de¤iflip geliflmesinde oynad›¤› rolden de habersizdirler. Bu çevreler, 1950’ lerden beri kendilerine, iç ve d›fl Türkiye düflmanlar›nca ezberlettirilen yalan ve uydurma bilgilerle ve i¤fal ettikleri bu tür kavramlarla Türk halk›n› Atatürk’e ve kurdu¤u ça¤dafl Cumhuriyet’e düflman hale getirmeye çal›flmaktad›rlar. Ancak Atatürk ve Cumhuriyet karfl›tlar›n›n, “Elit Mustafa Kemal!” veya “Kemalist elitler!” teorisinin onlar›n düflündükleri anlamda- hiçbir tarihsel dayana¤› olmamakla birlikte asl›nda "Elit Mustafa Kemal" ve "Kemalist elitler" kavram› özünde, kavramlar yerli yerinde kullan›ld›klar› takdirde- son derece do¤ru tan›mlamalard›r. Evet, yar› ba¤›ml›, çok geri kalm›fl, savafl yorgunu bir ümmet imparatorlu¤unda yap›p ettikleri dikkate al›nd›¤›nda; akla, bilime dayal›; ulusal, ça¤dafl ve laik Türkiye Cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal Atatürk 52
tabi ki bir elittir. Osmanl› Devleti'nde kendini çok iyi yetifltirmifl, dil bilen, çok okuyan, toplumu ileriye yönelik de¤ifltirmek, dönüfltürmek amac›yla çok büyük bir devrim gerçeklefltiren Atatürk'ün devrimci kiflili¤i bak›m›ndan bir elit olmad›¤›n› söylemek mümkün müdür? Atatürk bu anlamda evet bir elittir. Atatürk'ün ça¤dafl devrimini düflünceden uygulamaya geçirirken onun çevresinde yer al›p devrimci ad›mlar› destekleyen ayd›nlar ve bu devrimci sürecin bizzat uygulay›c›s› durumundaki devlet adamlar› da -bu anlamda- elittir. Bu anlamda evet, onlara da "Kemalist elitler" demekte hiçbir sak›nca yoktur. Ancak Atatürk'ün ve dava arkadafllar›n›n elitizmi, Atatürk karfl›tlar›n›n kafas›nda ve dilindeki gibi halktan kopuk, halka
Atatürk'ün baflar›s›n›n s›rr› her ad›m›nda halkla birlikte hareket etmesi ve en zor zamanlar›nda bile mutlaka halka inan›p güvenmesidir.
BD OCAK 2016
karfl› bir elitizm de¤ildir. Atatürk ve dava arkadafllar›n›n elitizmi, yüzy›llar içinde her bak›mdan ça¤›n gerisinde kalan bir halk› bilgi, görgü ve donan›mlar›yla ve yurtseverlikleriyle ileriye tafl›mak anlam›nda bir elitizmdir. Atatürk'ün baflar›s›n›n s›rr› her ad›m›nda halkla birlikte hareket etmesi ve en zor zamanlar›nda bile mutlaka halka inan›p güvenmesidir. Türk milletiyle Atatürk aras›ndaki karfl›l›kl› gönül ba¤›, sayg›, sevgi ve inanç önce Kurtulufl Savafl›'n›n, sonra uygarl›k savafl›n›n kazan›lmas›n› sa¤lam›flt›r. Atatürk’ün önderli¤ini yapt›¤› tüm mücadeleler özünde hem “hak mücadelesi”, “hem halk” mücadelesidir. Bu nedenle daha Kurtulufl Savafl›’ n›n bafllar›nda I. TBMM’nin kurucu hükümetini bir “Halk Hükümeti” olarak tan›mlayan Atatürk, bu hükümetin program›n›n “Halkç›l›k Program›” oldu¤unu ilan etmifltir. Atatürk’ün Kurtulufl Savafl› y›llar›ndaki bu Halkç›l›k Program›, Cumhuriyet döneminde Halkç›l›k ilkesine dönüflmüfltür. Türk Devrimi’nin özü durumundaki ilkelerden biri iflte bu Halkç›l›k ilkesidir. Atatürk sürekli baflar› s›rr›n›n, ilham kayna¤›n›n "milletin gerçek hisleri ve emelleri" oldu¤unu söylemifltir: "Memleket ve millet hizmetlerinde bafl olmak isteyenlerin ilham kayna¤› milletin hakiki hisleri ve emelleridir. Bizim an›lma¤a de¤er
bir hareketimiz varsa o da milletin duygu ve e¤ilimlerinde varl›¤›na temas etme¤e çal›flmaktan ibarettir. Her türlü muvaffakiyet s›rr›n›n, her nevi kuvvetin, kudretin hakiki kayna¤›n›n, milletin kendisi oldu¤una kanaatimiz tamd›r." örüldü¤ü gibi Atatürk, bir anlamda gerçek "elit"in tan›m›n› yapm›flt›r. Ülke ve ulus hizmetlerinde "bafl olmak" isteyenle-
G
rin; liderlerin, önderlerin, yol göstericilerin, devrimcilerin, yani gerçek elitlerin "ilham kayna¤›n›n" halk›n duygular›, arzular› ve halk›n kendisi oldu¤unu belirtmifltir. Bir keresinde, "Milletimde bugünkü baflar›y› do¤rulayabilecek hisleri görmüfl olmak… Bütün bahtiyarl›¤›m iflte bundan ibarettir" demifltir. Atatürk, baflka bir konuflmas›nda da millet istemeseydi kendisinin hiçbir fley yapamayaca¤›n› ifade etmifltir: "Bu millet, k›l› k›p›rdamadan dava u¤runa ve benim u¤ruma can›n› verme¤e haz›r olmasayd›, ben hiçbir fley yapamazd›m." Atatürk, ilham kayna¤›n›n neresi oldu¤unu 53
BD OCAK 2016
soranlara da ilham ve kuvvet kayna¤›n›n "milletin kendisi", daha do¤rusu "milletin vicdan›" oldu¤unu söylemifltir: "Bizim ilham kayna¤›m›z do¤rudan do¤ruya büyük Türk milletinin vicdan› olmufltur ve daima da öyle olacakt›r." Bir keresinde de "Bütün harareti, feyiz ve kuvveti milletin vicdan›ndan ald›kça, bütün teflebbüslerimizde milletin akl›selimini rehber kabul ettikçe, flimdiye kadar oldu¤u gibi bundan sonra da milleti do¤ru hedeflere götürece¤imize iman›m›z tamd›r." demifltir. Atatürk, her zaman dile getirilmese ve belirtilmese de, mutlaka milletin "ortaklafla bir fikrinin" oldu¤unu söylemifltir. fiöyle demifltir: "Varl›¤›m›z›, ba¤›ms›zl›¤›m› kurtaran bütün ifller ve hareketler milletin müflterek fikrinin, arzusunun, azminin yüksek belirtisinden baflka bir fley de¤ildir." Yar› ba¤›ml›, geri kalm›fl bir ümmet imparatorlu¤unda hem iflgalci, 54
sömürgesi emperyalizme hem de kendini Allah'›n yeryüzündeki gölgesi olarak gören bir padiflaha karfl› "ulusal ba¤›ms›zl›k", "ulusal egemenlik" ve "uygarl›k" savafl› bafllatan ve bu bunun için önce halkla birlikte bir kurtulufl savafl› kazanan, sonra da halkç› bir devrim gerçeklefltiren Atatürk'ü, halktan kopuk, halka düflman, halk karfl›t› bir elitist/ seçkinci olarak göstermek her fleyden önce gerçek d›fl›d›r. üzy›llard›r ötekilefltirilip yönetim kademelerinden özellikle d›fllanan, hatta diliyle kültürüyle dalga geçilen, köylü, çiftçi ve asker olmaya zorlanan ve her bak›mdan merkezden çevreye itilen bu topra¤›n insan›n›, Türkleri, devflirme unsurlar›n yerine yeniden devletin as›l sahibi haline getirip, çevreden merkeze tafl›yan Atatürk, olsa olsa ulusçu, halkç› bir elitisit olur! Türkiye’de maalesef 1950'lerden beri halk›n cehaletinden ve dindarl›¤›ndan beslenen, bu nedenle cehaleti övüp dini kullanan halk düflmanlar›, halkç› geçinmektedirler. Fakat gerçek halkç›l›k, halk›n›n cehaletinden beslenmek de¤il, bazen halk›n tepkisini çekmek pahas›na her türlü cehaletle sonuna kadar mücadele etmektir. Gerçek halkç›, her zaman halk›n
Y
BD OCAK 2016
yan›nda duran idare-i maslahatç› de¤il, bazen halktan ö¤renen, bazen de halka yol gösteren devrimcidir. Yani asl›nda gerçek halkç› biraz da elitisttir, elitisit olmak zorundad›r. De¤iflik kaynaklarda anlat›ld›¤› gibi Atatürk’ün anne ve baba soyu alt veya orta tabakaya mensuptur. Anne taraf›ndan dedesi Sofuzade Feyzullah Efendi ve baba taraf›ndan dedesi K›rm›z› Haf›z Ahmet Efendi “alt tabakadan” gelen, halk›n içinden ç›kan Müslüman Osmanl› Türkleridir. Hayatlar›n› kazanmak için sürekli mücadele etmifllerdir. Onlar›n çocuk-
Gerçek halkç›l›k, halk›n›n cehaletinden beslenmek de¤il, bazen halk›n tepkisini çekmek pahas›na her türlü cehaletle sonuna kadar mücadele etmektir. lar› Ali R›za Efendi ve Zübeyde Han›m da ayn› flekilde do¤ufltan gelen hiçbir imtiyaza sahip olmadan, parçalanan bir imparatorlukta yaflam mücadelesi vermifllerdir. Genç yaflta dul kalan Zübeyde Han›m çok geçmeden ikinci eflini de kaybedince o¤lu Mustafa’y› ve k›z› Makbule’yi Os-
manl›'n›n en buhranl› günlerinde tek bafl›na besleyip büyütmüfltür. fievket Süreyya Aydemir'in ifadesiyle, "Gerek Zübeyde, gerek Ali R›za Efendi, her ikisi de halktan gelen birer halk çocu¤udurlar. Aileleri, halk denilen canl› ve hareketli y›¤›n›n öz mal›d›r. Hemen bütün Türk aileleri gibi onlar›n ailelerinin de bir ve nihayet iki kuflak ötesi hat›rlanmaz. Türk tarihinde halktan gelip, sonra halk›n hayat›na yöne veren bütün önderler gibi Mustafa'n›n da çaprafl›k ve ço¤u zaman soysuzlaflan soyluluk ba¤lant›lar› fleklinde bir aile asaleti yoktur. Mustafa, annesi Zübeyde, babas› Ali R›za Efendi taraf›ndan, asalet, flöhret ve servet miras›n›n yükü alt›nda ezilmez. Denilebilir ki onun tarihi kendisiyle bafllar ve kendisiyle biter."
M
ustafa Kemal Atatürk de yoksul Müslüman Türk halk›n›n yaflad›¤› tüm s›k›nt›lar› en derinden yaflam›flt›r. Bir taraftan vatan mücadelesi verirken, di¤er taraftan uzak yak›n akrabalar›n›n maddi sorunlar›yla u¤raflm›flt›r. Örne¤in Birinci Dünya Savafl›’n›n hemen öncesinde Sofya’da askeri atafleyken 17 Ocak 1914’te ‹ttihat Terakki’nin önde gelen isimlerinden Cemal Pafla’ya yazd›¤› mektupta, ayl›¤›n›n zaman›nda gelmedi¤ini, Fethi Bey sayesinde karn›n› doyurdu¤unu, annesi ve k›z kardeflinin Selanik’te paras›zl›ktan dolay› “ç›rp›nd›klar›n›”, “terzinin paras›n› bile ödeyemedi¤ini” ve “Lütfi Eniflte’nin de ‹stanbul’da sefil bir halde süründü¤ünü” yazm›flt›r. Büyük Taarruz 55
BD OCAK 2016
haz›rl›klar› öncesinde, 19 Haziran 1922 tarihinde yazd›¤› bir mektupta da “aradan geçen üç sene boyunca annesi Zübeyde Han›m’a yapt›¤› yard›mlardan dolay› Sezai Ömer Bey’e teflekkür ederek” ondan, o s›rada ‹stanbul’da bulunan “halas› ve baz› akrabalar›n›n geçimlerini sa¤layabilmeleri için” k›z kardefli Makbule Han›m’a her ay 100 lira vermesini rica etmifltir. Sezai Ömer Bey bu paray›, Mustafa Kemal’in b›rakt›¤› 2000 liradan ödeyecektir. abas› geçimini sa¤lamakta zorlanan, annesi geçim s›k›nt›s› çekti¤i için tek o¤lunun yat›l› askeri okulda okumas›na izin veren ve ikinci kez evlenen bir ailenin çocu¤u olan Mustafa Kemal Atatürk, difliyle t›rna¤›yla, akl›yla, iradesiyle mücadele ederek, deyim yerindeyse söke söke bir yerlere gelmifltir. Çok daha önemlisi sadece kendisi de¤il ulusunu da bir yerlere getirmifltir. Rüflvetin, adam kay›rman›n, din bezirgânl›¤›n›n pirim yapt›¤› bir ça¤da
B
56
namuslu bir flekilde çal›flarak, halka inan›p güvenerek ve akl›n› kullanarak ilerlemifl ve önce Çanakkale’de, Kurtulufl Savafl›’nda asker olarak vatan› kurtarm›fl, sonra da bir devlet adam› olarak ça¤dafl bir ulus devlet yaratm›flt›r. Atatürk, Türk ulusunu dünyadaki uygar uluslar düzeyine ç›karmak için çok önemli bir devrim yapm›flt›r. Bu devrimde temel amaç, as›rlar içinde geri b›rak›lan Türk ulusunu yaflay›fl›yla, davran›fl›yla, görünüflüyle ve düflünüflüyle her bak›mdan ça¤dafl bir ulus haline getirmektir. Atatürk, devrimlerini yurt gezileriyle bizzat halka anlatm›flt›r. Bir anlamda odevrimini halk›n aya¤›na götüren bir devrimcidir. Hiçbir zaman -bizim Atatürk karfl›tlar›n›n düflündü¤ü anlamdaelitist bir tav›rla halka tepeden bakmam›fl, her zaman halkla iç içe olmufltur. Atatürk’ün yurt gezilerinde korumas›z biçimde halkla birlikte oldu¤u foto¤raflar›na bak›lacak olursa halk›n dertleriyle nas›l dertlendi¤i, halk›n sevinçleriyle nas›l mutlu olup sevindi-
BD OCAK 2016
¤i çok rahat bir flekilde görülecektir. Bu nedenle Kemalist devrim -halka tepeden bakmak anlam›nda- elitist de¤il, halkç›d›r. Bu devrimi yapan adam, Mustafa Kemal Atatürk, halk›n ba¤r›ndan ç›karak her türlü yabanc›
Babadan o¤ula geçen saltanat ve ondan nemalananlar m› elittir, yoksa kelle koltukta özgürlük ve ba¤›ms›zl›k savafl› verenler mi? unsurlara, soylulara, zenginlere, iflbirlikçilere, din bezirgânlar›na ve sarayl›lara karfl› mücadele ederek ça¤dafl, laik ve halkç› bir sosyal hukuk devletinin temellerini atm›flt›r. Halk›n deste¤ini arkas›na alan Mustafa Kemal Atatürk, halkla birlikte, do¤ufltan gelen ayr›cal›klara sahip “Osmanl› saray elitine” ve kiflisel ç›karlar›n› korumaya çal›flan, köhne düzenden beslenen, iflbirlikçi “Osmanl› bürokrat elitine” karfl› da mücadele etmifltir. Bizim Atatürk karfl›tlar›na flunu sormak gerekir! Babadan o¤ula geçen saltanat ve ondan nemalananlar m› sizin anlad›¤›n›z anlamda elittir, yoksa kelle koltukta özgürlük ve ba¤›ms›zl›k mücadelesi verenler mi? Araflt›rmac› Soner Yalç›n bir yaz›s›nda -halka tepeden balan, hatta halk› sömüren
anlamda- as›l elitin “karfl› devrimciler” oldu¤unu flöyle ifade etmifltir: “Bugünlerde baz› siyasetçiler, Cumhuriyet ideolojisini elefltirmek için sürekli küfür gibi ‘seçkinci’, ‘elitist zümre’ laf›n› kullan›yorlar. ‹sim vermeseler de sözleri hep Atatürk’ü hedef al›yor. Oysa: Atatürk’ün birlikte yola ç›k›p sonra ayr›ld›¤› ve Atatürk’e seçkinler yap›flt›rmas› yapanlar›n pek sevdi¤i Rauf Orbaylar, Kâz›m Karabekirler, saltanatç› seçkinlerdi. Atatürk halk çocu¤uydu. Bu nedenle CHP’nin alt› okundan biri halkç›l›kt›. Ne günlere kald›k. Toprak reformuna karfl› ç›kt›¤› için CHP’den kovulan toprak a¤as›, zengin aile çocu¤u Adnan Menderes halk çocu¤u oluyor, yoksul ailenin çocu¤u Atatürk ise seçkinci, öyle mi? Kimin hangi s›n›f için çal›flt›¤› ortadayken, tarih bu kadar tersyüz edilebilir mi?” Her fleyden önemlisi Atatürk, "S›n›fs›z imtiyazs›z kaynaflm›fl bir kitleyiz" slogan›yla her türlü s›n›f ayr›m›n› ve s›n›f çat›flmas›n› reddetmifltir. Atatürk, daha cumhuriyetin ilan edilmedi¤i günlerde "Biz kimiz, neyiz? Ad›m›z› koyal›m!" diyenlere, "Biz bize benzeriz" dedikten sonra "Bizim hükümetimiz halk hükümetidir" karfl›l›¤›n› vermifltir. • sinanmeydan@butundunya.com.tr Kaynakça: Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve Düflünceleri, Ankara, 1969 / M. Agah, Gazi’nin Vecizeleri, ‹stanbul, 1930. / Necati Gündüz, Atatürk Ça¤› ve Zihniyeti, Ankara, 1973 / fievket Süreyya Aydemir, Tek Adam Mustafa Kemal, C1, ‹stanbul, 2009. Murat Bardakç›,“Mustafa Kemal’in Mektuplar›nda Sözünü Etti¤i Meçhul Akrabalar” Hürriyet, 7 A¤ustos 2005, s. 27 / Soner Yalç›n, “Ali R›za Efendi ile Zübeyde Han›m Evlili¤inin Trajik Hikâyesi”, Hürriyet, 18 May›s 2008, s. 34. / Komisyon, Atatürk'ün Bütün Eserleri, (30 Cilt) ‹stanbul, 1998-2011/Sinan Meydan, Atatürk ‹le Allah Aras›nda, 9 bas. ‹stanbul, 2015.
57