ENERJİ VE SU ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI BURSA ŞUBESİ
SU İHTİYACI Doğal yaşam için en temel ihtiyaçlardan biri olan
suyun, artan nüfus ve plansız büyüme ile birlikte tükenmeye başlaması, kullanılabilir-içilebilir-temiz suya erişimde yaşanan sorunlar, su yoksunluğu ve yoksulluğu, suyun “ticari bir meta” olarak görülmeye başlamasıyla uluslararası su politikaları da biçim değiştirmektedir.
SU MİKTARI Kişi başına yılda 10.000 m3’ten fazla su düşen ülkeler
su zengini sayılmaktadır.
Ülkemizde bu kişi başına düşen su miktarı yıllık 1.450
m³’ tür. Bu bakımdan bakıldığında ülkemiz su zengini değil,
ancak kendi kendisine yeten bir ülke konumundadır.
SAĞLIKLI SUYA ERİŞİM MİKTARLARI Dünya genelinde sağlıklı suya erişen nüfusun
toplam nüfusa oranı %82’dir. Sanayileşmiş ülkelerde bu oran %99, Gelişmekte olan ülkelerde %66, Afrika’da %38, Asya ve Pasifik’te %63, Latin Amerika - Karaipler ile Kuzey Afrika ve Orta Doğu’da %77, Türkiye’de ise %93’tür.
GÜNLÜK SU TÜKETİMİ Dünya’da bölgelere göre genel
olarak kişi başına günlük su tüketim miktarları Sanayileşmiş ülkelerde 260 litre, Afrika’da 65 litre, Asya’da 140 litre, Arap ülkelerinde 150 litre, Latin Amerika’da 180 litredir. Ülkemizde ise kişi başına günlük su tüketimi ortalama 100 litredir.
GÜNLÜK SU TÜKETİMİ Bir insanın içme, yeme, banyo ve temizlik gibi temel
ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için minimum 50 litre/gün suya ihtiyacı olduğu bilinmektedir. Bu rakam, içme suyu ve temizlik için Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Bankası tarafından verilen 20-40 litre/kişi/gün alt sınırına yakın bir değer olan 25 litre/kişi/gün değerine (ayrıca Birleşmiş Milletler Uluslar Arası İçme suyu Temini ve Sanitasyon Bildirisi ve Gündem 21 Dünya Zirvesi değerlerine de paraleldir), Banyo ve yemek pişirmede kullanılan su ihtiyacı da eklenerek, iklim, teknoloji ve kültür etkenlerinden bağımsız olarak hesaplanmıştır.
GÜNLÜK SU TÜKETİMİ Yurttaşlar, bir kişinin bir
günlük minimum su ihtiyacı olarak hesaplanan miktardaki suya şartsız erişebilmelidirler. İçme Suyu 5 lt/kişi/gün Temizlik 20 lt/kişi/gün Banyo 15 lt/kişi/gün Yemek 10 lt/kişi/gün Toplam 50 lt/kişi/gün
*1
ELEKTRİK ENERJİSİNDE SU Sulama ve içme amaçlı barajlar kuran insanoğlu,
elektrik üretmek amacıyla da 100 yılı aşkın zamandır hidroelektrik santralleri (HES) inşa ediyor.
Fosil yakıtlılara göre çevreci ve temiz enerji üretim
tesisleri olan HES‘ler, elektrik üretiminde büyük öneme sahip olduğu bilinmektedir. Ekonomik yönden HES‘lerin kuruluş maliyeti
yüksek, işletme maliyeti düşük ve uzun vadede ucuza elektrik üretimine olanak sağlıyor.
ELEKTRİK ENERJİSİNDE SU Su kaynaklarının petrol, doğalgaz ve diğer enerji
kaynaklarına kıyasla ucuz girdi niteliğinde olması, HES‘lerin ekonomik değerini arttırıyor. Teknik yönden HES‘ lerin devreye alınıp çıkarılmaları çok kolay, ani talep değişimlerinde ciddi avantaj sağlıyorlar. Talebin pik yaptığı dönemleri ifade eden puant saatlerde devreye alınan HES‘ler, puant santral olarak çalıştırılabilir. Diğer önemli nokta, HES‘lerin yerel kaynaklara dayanıyor olması.
ELEKTRİK ENERJİSİNDE SU HES‘lerin yukarıda kısaca özetlenen faydalarının
sağlanabilmesi; Ciddiyetle planlama yapılmasına, kâra değil kamu yararına odaklanan bütüncül enerji politikaları uygulanmasına bağlıdır. Bunların göz ardı edilmesi, elektriğin güvenli, kaliteli ve ucuz sunumunu olumsuz etkiler. HES‘lerde yıllık yağış miktarlarına ve barajların doluluk oranlarına paralel olarak güvenli düzeyde elektrik üretimi sürdürülebilir, bu nedenle baz santral olarak kurgulanmaları mümkün değildir.
ELEKTRİK ENERJİSİNDE SU Puant dönemler dışında HES‘leri kullanmak mümkün
olmakla birlikte, kurak dönemlerde beklenen üretim sağlanamayabilir. Ilısu Barajı ve Karadeniz‘de kurulmak istenen
HES‘lerde doğal güzellikler, bitki örtüsü, insan yaşamı ve kültürel hayat üzerinde olumsuz etkiler söz konusu.
Özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi‘nde denetimden
uzak, doğa katliamına dönüşen projeler yürütülüyor.
ELEKTRİK ENERJİSİNDE SU Kamudaki kurumsal yapının büyük ölçüde tasfiye
edilmesiyle yaratılan denetim zafiyetine bölgesel jeolojik olumsuz şartlar da eklendiğinde, kâr amaçlı HES yatırımlarının ciddi faciaları bünyesinde barındırdığı belirtilmeli.
HES‘lerin serbest piyasa mantığına teslim edilmesi,
hidrolik kaynaklardan ucuza elektrik sağlama olanağını yok eder.
ELEKTRİK ENERJİSİNDE SU Türkiye‘nin teknik ve ekonomik yönden
hidrolik kaynaklardan elektrik üretim potansiyeli, 140 milyar kilovat saat, 2010 yılı itibariyle bu potansiyelin sadece yüzde 25,6‘sını değerlendirebiliyoruz. Avrupa, ekonomik olarak değerlendirilebilir su potansiyelinin yüzde 75‘ini halihazırda kullanıyor.
ELEKTRİK ENERJİSİNDE SU 2009 yılı geçici rakamlarına göre, elektrik
üretiminin 94,3 milyar kilovat saat ile yüzde 48,6‘sı doğalgazdan sağlanırken, yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektrik, 38 milyar kilovat saat ile yüzde 19,6 düzeyinde. Yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanan elektriğin de yüzde 94‘ü hidrolik kaynaklardan elde ediliyor. .
ELEKTRİK ENERJİSİNDE SU Türkiye için HES‘ler olmasa, yenilenebilir
enerji kaynaklarından ciddi bir üretim yapıldığından söz etmenin imkânı yoktur. 2009‘da 36 milyar kilovat saat ile HES‘lerden sağlanan elektriğin, Türkiye‘nin toplam elektrik üretimindeki payı yüzde 18,9 dur. Beş yıllık dönemler itibariyle bakıldığındaysa hidrolik santrallerin elektrik üretimindeki payının 1985‘te yüzde 35‘e, 1990‘da yüzde 40‘a ve l995‘te yüzde 42‘ye çıktığı görülüyor.
ELEKTRİK ENERJİSİNDE SU Beş yıllık dönemler itibariyle bakıldığındaysa hidrolik
santrallerin elektrik üretimindeki payının 1985‘te yüzde 35‘e, 1990‘da yüzde 40‘a vel995‘te yüzde 42‘ye çıktığı görülüyor. 2000 yılında HES‘lerin elektrik üretimindeki payı yüzde 25‘e, 2005‘te yüzde 24‘e, 2009‘da ise yüzde 18,5‘e kadar düşmüş durumda. Ülkemizde hidrolik enerji kurulu gücü 13.596 MW dır.
SU VE HİDROELEKTRİK SANTRALLERİ Hidroelektrik enerji üretiminin doğal, tarihi ve kültürel
varlıklar ve sosyo-ekonomik çevre üzerinde (boyutları projeden projeye değişen) bir çok etkisi mevcuttur. Barajlı projelerde etki çoğunlukla su altında kalan taşınmazlar ve yöre halkının yeniden iskânı, orman varlığının taşınması, nadir ve nesli tehlikedeki bitki ve hayvan türleri konularında ortaya çıkmaktadır. Buna ek olarak, tesislerin yer seçiminde titiz davranılmaması çevresel açıdan hassas yörelerde birçok projenin iptalini gündeme getirebilmektedir. Ayrıca, karşılaşılan en büyük sorunlardan biride uzun tünel alternatifleri ve baraj yapısından santrale kadar olan nehir kesitine yeterli miktarda su bırakılmamasıdır.
ÇED ÇALIŞMALARI
Önerilen tesisin ve sürecin proje yöresindeki
çevre ve sosyal yapı üzerindeki etkilerini ortaya koyan ve etkileri en aza indirgemeyi hedefleyen teknik bir çalışmadır. Mevcut çevresel ve sosyo-ekonomiközelliklerin proje alanındaki verileri içeren literatür çalışmaları, anketler, sahaya ait örnekleme ve analiz çalışmaları, sahada yapılan gözlemler ve sahaya ait görsel materyalle desteklenerek ÇED bölümü içinde yer alması gerekmektedir.
YAP İŞLET DEVRET- YAP İŞLET
Enerji alanında özelleştirmenin yolunu açmak için Yap-
İşlet (Yİ) modeli geliştirilmiş ve 16.7.1997 tarih ve 4283 sayılı “Yap-İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının Düzenlenmesi Hakkında Kanun” çıkarılarak yasal alt yapı oluşturulmuştur.
Bu kapsamda kamunun işletmekte olduğu hidrolik
santraller işletme karşılığında yada yeni inşa edilecek santrallerle yap işlet devret uygulamaları başlamıştır.
YAP İŞLET DEVRET- YAP İŞLET Bu kapsamda yapılan anlaşmalarda “su garanti”
edilmiştir. Suyun yetersiz olmasından kaynaklanacak eksik üretimler kamu tarafından karşılanmaktadır. Yapılan sözleşmelerde mücbir sebepler içerisinde, yıllık akımın uzun yıllar ortalamasından az olması sayılmıştır. Yıllık akımın uzun yıllar altında olması çok olağan bir durumdur. Ancak burada dikkate alınması gereken işletme debisi ile akımın karşılaştırılmasıdır.
YAP İŞLET DEVRET- YAP İŞLET Bu tip santrallerin hepsinde kamu zarar
ettirilmektedir. Sözü edilen santrallere ilişkin bilgiler ticari sır nedeniyle açıklanmamaktadır. Sayıştay tarafından yapılan denetlemede, YİD modeliyle 24 ve Yİ modeliyle yapılan 5 santral olmak üzere 29 santral (termik yada hidrolik ayrımı yapılmamış) için 4 yıl içerisinde 2.3 milyar ABD Doları kamu zarar oluşturduğunun belirtmektedir.
YAP İŞLET DEVRET- YAP İŞLET Bu yapılanmalarda
yaşanan sıkıntılardan sonra elektrik üretimi konusunda 4628 sayılı kanun ile yeni bir başlangıç yapılmıştır. Ancak bu başlangıç da sorunları birlikte getirmiştir.
4628 SAYILI ELEKTRİK PİYASASI YASASI VE SU KULLANIM HAKKI ANLAŞMASI 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu hükümleri
gereği enerji üretim tesislerinin yapımı tamamen özel sektöre devredilmiştir. Yasa kapsamında “Elektrik Piyasasında Üretim Faaliyetinde Bulunmak Üzere Su Kullanım Hakkı Anlaşması imzalanmasına ilişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” in 26 Haziran 2003 tarihinde yürürlüğe girmesiyle birlikte de Hidroelektrik Santral Projeleri, DSİ web sitesinde yayınlanarak özel sektör başvurusuna açılmıştır.
4628 SAYILI ELEKTRİK PİYASASI YASASI VE SU KULLANIM HAKKI ANLAŞMASI 11.09.2008 tarihi temel alınarak, bu tarihe kadar DSİ
*2
ve EİE tarafından geliştirilerek başvuruya açılmış olan proje sayısı yaklaşık 330 adettir. Tüzel kişiler tarafından geliştirilmiş olan proje sayısı 1700 civarındadır. Ancak bunlardan 600 adedi 2007 yılında bir günlük başvuru süresi tanınmış ve aynı gün ezbere geliştirilerek yapılmış proje başvurularıdır. Yani toplamda Türkiye’de 2000’e yakın hidroelektrik santralinin değerlendirilmesi gündemdedir. Planlanan 2000 projenin 419 adedi Doğu Karadeniz’de yer almaktadır
ENERJİ VE SU
DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM.
Remzi ÇINAR Elektrik Mühendisi