T.C. Bursa İl Özel İdaresi
Kemal DEMİREL Genel Sekreter
Uludağ flora ve fauna çeşitliliği bakımından sahip olduğu zenginliklerin yanı sıra Bursa'mıza kazandırdığı şelaleleri, akarsuları, termal sular ve doğal kaynak suları açısından da zengin bir potansiyele sahiptir. Uludağ, su kaynakları ile Türkiye’de bir marka olmakla birlikte Bursa’nın marka kent hedefine de katkı sağlamaktadır.
Dünyamızdaki su varlığının % 97,5’ini tuzlu su, % 2,5’ini de tatlı su oluşturmaktadır. % 2,5 olan tatlı su varlığının % 79’u buzullar, % 20’si yeraltı suları ve geriye kalan % 1’i de yüzey sularıdır. % 21’lik tatlı su varlığının sadece % 13’ü erişilebilir durumdadır.
Ülkemizde kullanılabilir su potansiyeli 112 milyar m3/yıl’dır. Bunun 95 milyar m3/yıl’ı yurt içinden doğan yüzey suları, 14 milyar m3/yıl’ı yeraltı suları ve 3 milyar m3/yıl’ı yurt dışından giriş yapan sulardır. 112 milyar m3/yıl olan kullanılabilir su potansiyelinin sadece 42 milyar m3/yıl’ı kullanılabilmektedir. Bu miktarın 29,6 milyar m3/yıl’ı tarımda, 6,2 milyar m3/yıl’ı içme ve kullanmada, geriye kalan 4,3 milyar m3/yıl’ı da endüstride kullanılmaktadır. Bursa’nın su kaynakları potansiyelini 3536,000 hm3/yıl ile yerüstü suları, 409,5 hm3/yıl ile yeraltı suları oluşturmaktadır.
Su kaynakları üzerindeki talebin giderek artması, zaman ve konuma göre ihtiyaç duyulan miktar ve kalitede bulunmaması, mevcut su kaynaklarının ekonomik, çevresel ve sosyal faydalar içinde optimum kullanımını yani yönetimini gerekli kılmaktadır. Su kaynakları yönetimi, suyun çok yönlü kullanımının yanı sıra sürekliliğini de sağlamayı amaçlamalıdır.
Bursa İl Özel İdaresi’nin işletmeye aldığı içme suyu tesisleri ile; İnegöl İlçesindeki
60 köy ve 4 belde, Kestel İlçesindeki 18 köy, Yıldırım İlçesindeki 1 köy, Osmangazi İlçesindeki 13 köy ve 2 belde, Keles İlçesindeki 4 köy, Olmak üzere 102 yerleşim yerinin toplam 55.401 nüfusuna karşılık 96,18 L/s içme ve kullanma suyu Uludağ su kaynaklarından sağlanmaktadır.
Bursa İl Özel İdaresi’nin işletmeye aldığı Uludağ su havzasından beslenen, tarımsal sulama amaçlı 42 adet sulama tesisinden 3 tanesi ile 118 L/s kaynak suyu kullanarak 254 Ha tarım arazisi sulanmaktadır. Geri kalan 39 adet yer üstü sulama tesisi ile 3255,000 L/s yüzey suyu kullanılarak 3918,2 Ha tarım arazisi sulanmaktadır. Yine bu havzadan beslenen toplam 1.684.900 m3 depolama kapasitesine sahip 6 adet sulama göleti ile 5137 Da tarım arazisi sulanmaktadır.
Hali hazırda Uludağ su kaynaklarından (pınarlarından) yaklaşık 500 L/s kaynak suyu Büyükşehir Belediyesi tarafından şehir içme suyu şebekesine alınmaktadır. Ayrıca Uludağ’da yer alan konaklama tesislerinde tam doluluk sağlanması halinde yaklaşık 30 L/s su kullanımı söz konusu olup bu ihtiyaç doğrudan Uludağ su kaynaklarından karşılanmaktadır. İdaremizce, insani tüketim amaçlı ticarete konu olmak üzere bu gün itibariyle 72,5 L/s kaynak suyu kiralanmıştır.
Uludağ su kaynaklarının değerlendirilmesi ile ilgili yasal çerçeve; 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi
Kanunu 167 sayılı Yeraltı Suları Hakkında Kanun 5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu Doğal Mineralli Sular Hakkında Yönetmelik 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu 2863 sayılı Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu
Madde 7- İl özel idaresinin yetkileri ve imtiyazları şunlardır: a) Kanunlarla verilen görev ve hizmetleri yerine getirebilmek için her türlü faaliyette bulunmak, gerçek ve tüzel kişilerin faaliyetleri için kanunlarda belirtilen izin ve ruhsatları vermek ve denetlemek.
Madde 7- Büyükşehir belediyesinin görev, yetki ve sorumlulukları şunlardır: r) Su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek, bunun için gerekli baraj ve diğer tesisleri kurmak, kurdurmak ve işletmek; derelerin ıslahını yapmak; kaynak suyu veya arıtma sonunda üretilen suları pazarlamak.
Madde 4 – Kuyu açan kimse, bulunan suyun ancak kendi faydalı ihtiyaçlarına yetecek miktarını kullanmaya yetkilidir. Bu miktarı aşan sular ile sulama, kullanma ve işlenerek veya doğal haliyle içme suyu olarak satılmak üzere çıkarılan yeraltı suları, Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki kaynak suları (mazbut vakıflara ait sular hariç), 2886 sayılı Kanun hükümlerine uyularak il özel idarelerince kiraya verilir.
Tanımlar MADDE 3 – Doğal mineralli su: Yerkabuğunun farklı derinliklerinde, uygun jeolojik şartlarda doğal olarak oluşan bir veya daha fazla kaynaktan yeryüzüne kendiliğinden çıkan ya da çıkartılan, mineral içeriği ve diğer bileşenleri ile tanımlanan; tedavi, şifa amaçlarıyla da kullanılan içmece suyu, şifalı su ve benzeri adlarla anılan soğuk ve sıcak doğal suları, Mülkiyet ve ruhsat MADDE 4 – Jeotermal kaynaklar ve doğal mineralli sular, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup bulundukları arzın mülkiyetine tâbi değildir. Kaynağa ilişkin faaliyetlerin yapılabilmesi için bu Kanuna göre Ruhsat alınması zorunludur.
Tanımlar Madde 4- Doğal mineralli su: Yerkabuğunun çeşitli derinliklerinde uygun jeolojik şartlarda doğal olarak oluşan, bir veya daha fazla kaynaktan yeryüzüne kendiliğinden veya teknik usullerle çıkartılan, mineral içeriği, kalıntı elementleri ve diğer bileşenleri ile tanımlanan, her türlü kirlenme risklerine karşı korunmuş …onaylanan yeraltı sularını, Madde 25a) Katı tortu olarak hesaplanan mineral miktarı 1500 mg/L den fazla ise “zengin mineralli”, b) Katı tortu olarak hesaplanan mineral miktarı 500 mg/L den az ise “düşük mineralli”, c) Katı tortu olarak hesaplanan mineral miktarı 50 mg/L den az ise “çok düşük mineralli”,
Yasaklanan faaliyetler Madde 14 – Bu Kanun kapsamına giren yerlerde; a) Tabii ve ekolojik denge ve tabii ekosistem değeri bozulamaz, b) Yaban hayatı tahrip edilemez, c) Bu sahaların özelliklerinin kaybolmasına veya değiştirilmesine sebep olan veya olabilecek her türlü müdahaleler ile toprak, su ve hava kirlenmesi ve benzeri çevre sorunları yaratacak iş ve işlemler yapılamaz
Yetki ve yöntem Madde 10 – Her kimin mülkiyetinde veya idaresinde olursa olsun, taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının korunmasını sağlamak için gerekli tedbirleri almak, aldırmak ve bunların her türlü denetimini yapmak veya kamu kurum ve kuruluşları ile belediyeler ve valiliklere yaptırmak, Kültür ve Turizm Bakanlığına aittir.
Uludağ kaynak sularının yönetimi ile ilgili sorunlar iki ana başlık altında toplanabilir; İdari sorunlar
a. Kurumsal sorunlar b. Kurumlar arası sorunlar Mevzuattan kaynaklanan sorunlar
a.
Kurumsal sorunlar;
İdaremizce, Uludağ su kaynaklarının yalnızca kiralamaya konu kaynakların yer ve rezerv tespiti yapılmış olup, tüm kaynaklarla ilgili yer ve rezerv tespiti yapılmamıştır. Söz konusu kaynakların izlenmesi ile ilgili olarak personel ve teknik alt yapı yetersizliği giderilememiştir. İlgili kaynaklara, iklim şartları gereği yılın yalnızca 4-5 ayında ulaşılabiliyor olması kurumsal çalışmaların sürekliliğini engellemektedir. Kaynakların devamlı izlenmesi ve kontrol edilmesi bakımından teknik altyapı destekli olarak (uzaktan kontrol vb..) çalışmalarımız devam edecektir.
b.
Kurumlar arası sorunlar;
Bursa İl Özel İdaresi tarafından, yasanın verdiği yetki tam olarak kullanılamamaktadır. Uludağ su kaynaklarına yönelik yönetim planı oluşturulamamıştır. Muhtemel bir kuraklık riskine karşı, Uludağ’dan desteklenen yer altı ve yerüstü su kaynakları potansiyeli değerlendirilememektedir. Su yönetimine ilişkin kurumlar arası eşgüdüm oldukça zayıftır. Uygulamaya geçirme konusunda yeterince güven vermemektedir. Henüz havza tabanlı yönetim temelinde örgütlenilmemiştir.
Yürürlükte, koruma ve kullanma dengesini sağlayacak müstakil bir Su Kanunu bulunmamaktadır. Su kaynakları ile ilgili konularda ilgili mevzuat gereği (İl Özel İdaresi Kanunu, Büyükşehir Belediyesi Kanunu, Yer altı Suları Hakkında Kanun, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ve bu Kanunlara bağlı Yönetmelikler) farklı kurum ve kuruluşlarca mükerrer çalışmalarla zaman, kaynak ve emek israfı oluşmaktadır. Müstakil çalışmalar birbirlerine entegre edilerek eş güdüm sağlanamamaktadır.
2863 sayılı Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma ve 2873 sayılı Milli Parklar Kanununun uygulanmasından kaynaklanan, peşin hükümlü ve bilimsel olmayan dikine bakış açısında değişiklik meydana gelmemiştir.
167 sayılı Yeraltı Suları, 1595 ve 5179 sayılı Kanunlara dayanılarak çıkartılan Doğal Mineralli Sular Yönetmeliği ile 5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanununa göre aynı suyun doğal kaynak suyu veya mineralli su olarak tescil edilebilmesi mümkündür.
-1Doğal su kaynaklarının işletilmesi ve korunması amacıyla çeşitli tarihlerde çıkarılmış Kanun, Kanun Hükmünde Kararname, Tüzük ve Yönetmeliklerin yanı sıra AB Uyum Yasaları kapsamında yürütülen düzenlemeler tek bir çerçevede birleştirilerek “Su Yönetimi Kanunu” çıkarılmalıdır.
-2Uludağ su kaynaklarının etkin ve sürdürülebilir yönetimi için konum ve rezerv tespiti en kısa sürede gerçekleştirilmelidir. Bu konuda kurumsal hafızası en güçlü olan DSİ teşkilatı daha aktif hale gelmelidir.
-3Uludağ su kaynakları yönetim planı havza bazında ele alınmalı ve çıkarılacak kanun çerçevesinde yerelde oluşturulacak komisyon tarafından sürekli ve etkin kontrol edilmelidir.
-4Kaynak sularının kullanımındaki öncelik sırası dikkate alınarak; temel ihtiyaçlar ve doğal hayatın idamesi için gerekli su karşılandıktan sonra, artan suların yalnızca insanî tüketim amaçlı içme suyu olarak kullanılması sağlanmalıdır.
-5 – Satışa sunulmasında ihtiyaçlar açısından bir sorun görülmediği taktirde, Su kaynaklarının kiralanmasının önündeki mevzuat ve/veya mevzuat uygulamalarından kaynaklanan sorunlar giderilmelidir.
-6167 sayılı Yer altı Suları Kanunu kapsamında; Büyükşehir Belediyesinin Uludağ kaynaklarından şehir şebekesine aldığı suların (BUSKİ)gözden geçirilmesi gerekmektedir.
-7İlgili mevzuatlarda doğal kaynak suyu ile doğal mineralli su tanımları ve nitelikleri tam olarak belirlenerek mevcut karışıklığın giderilmesine yönelik düzenleme yapılmalıdır.
-8Tüm ihtiyaçların karşılanmasından sonra hiçbir şekilde kullanılmayan doğal kaynak suları ve yerüstü sularının, muhtemel bir “kuraklık riski” ne karşı yerüstü ve yer altında depolanması çalışmaları, zaman geçirilmeden başlatılmalıdır. Ayrıca kuzey taraftaki arazilerin(Demirtaş barajı sulama alanı, Çağlayan, Aksungur ve Ahmetbey köyleri arazileri, Mudanya ilçesinin bazı köylerine ait araziler gibi) sulanmasına dönük olarak, yapılacak depolama tesislerine kapalı borulu derivasyon ile su isalesinin gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır. Bunun için kış aylarında su fazlasının olduğu rahatlıkla söylenebilir.
-9Türkiye’mizde bütün su kaynakları ile ilgili olarak mutlaka “Havza Bazında Su Yönetimi Kanunu” çıkarılmalıdır. Bu konuda DSİ gibi kurumsal hafızası diğer kurumlara göre çok güçlü olan teşkilatlardan yararlanılmalıdır.
Kemal DEMİREL Bursa İl Özel İdaresi Genel Sekreteri