Sayı:16
MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI AB BİLGİ MERKEZİ OCAK /2013 İçindekiler:
Bakan Bağış'tan 'Vize' Uyarısı İrlanda Dönem Başkanlığı’nı Güney Kıbrıs’tan Devralıyor Füle: 2013 AB Türkiye İlişkileri Açısından Umut Verici Bir Yıl Olabilir Babacan: 'AB'ye İhtiyacımız Kalmadı Deme Lüksümüz Yok' Bağış: 'Fransa'nın İki Fasılda Blokajı Kaldırmasını Bekliyoruz' İrlanda'dan Dönem Başkanlığı Öncesi Türkiye'ye Mesaj Avrupa Komisyonu Euro Bölgesi Vizyonunu Açıkladı Türkiye'deki AR-GE Çalışmalarına 175 Milyon Avro Destek Euro Krizinin Kötü Kısmı Geride Kaldı Analiz - Türkiye ve Yeni AB Hibe Duyuruları Bunları Biliyormusunuz?
Adres: Mersin Ticaret ve Sanayi Odası AB Bilgi Merkezi Atatürk Cad. Çankaya Mah. MTSO Hizmet Binası Kat:2 33070 MERSİN Tel:0 324 238 95 00 (282) Fax: 0 324 238 98 02 / mtso.abinfo@gmail.com 1
Bakan Bağış'tan 'Vize' Uyarısı Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AB Komisyonu’nun, hizmet sunan Türk vatandaşlarının Almanya, Hollanda ve Danimarka’ya vizesiz girebilmesi açıklamasına ilişkin, gazetelere yansıyan 3 ülkenin vize muafiyeti veya hizmet sağlayanlara vize uygulamama kararının, aslında AB’nin bir belgesinin yenilenmesi sırasında eklenen ülkeler olduğunu belirterek, o ülkelerde vize yerine vize muafiyet belgesinin talep edildiğini, vize muafiyet belgesi almanın vize almaktan daha zor olduğunu ifade etti. Bağış, "AB Komisyonu’nun üye bütün ülkelerden Türkiye ile ilgili vize muafiyet müzakerelerine başlayabilmesi için yetki almasını arzu ediyorduk. Türkiye’nin ısrarlı ve kararlı duruşu sayesinde 27 ülke AB Komisyonu’na Türkiye vize muafiyet müzakerelerine başlama yetkisini verdi. Türkiye olarak şuan AB Komisyonu’nda önümüzdeki süreçte bütün vatandaşlara vizelerin kalkabilmesi için onların ve bizim birtakım beklentilerimizin karşılıklı olarak yerine gelmesini sağlayacak bir yol haritası hazırlamalarını bekliyoruz. Hazırlanan yol haritası şekillendikten sonra üzerinde uzlaşma sağlandıktan sonra uygulanırsa diğer ülkeler gibi bizim de 2-3 yıllık bir süre içinde bu vizelerin kalkmasını göreceğimizi ümit ediyoruz." dedi Bakan Bağış, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Türkiye üzerinden yasa dışı yollarla Avrupa’ya göç eden Mısırlı, Afganistanlı, Pakistanlı, Hindistanlı gibi, yani Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan bütün yasa dışı göçün nasıl Avrupa’dan ülkelerine geri gönderileceğiyle ilgili, bu süreçte Türkiye’nin sınırlarının nasıl daha iyi korunacağıyla ve tamamen sivil ve entegre bir sınır yönetimi platformunun nasıl oluşacağıyla ilgili yapılması gereken çok iş var. Onları bir noktaya getirdikten sonra bunu gerçekleştirebiliriz. Onun için vatandaşlarımızdan bu konuda biraz daha sabır ve anlayış bekliyoruz.”(Radikal-Posta)
İrlanda Dönem Başkanlığı’nı Güney Kıbrıs’tan Devralıyor Euro krizinin başlamasından bu yana ilk kez kurtarma programı kapsamına giren bir ülke, İrlanda, AB dönem başkanlığını 1 Ocak 2013 itibariyle üstlenmeye hazırlanıyor. Geçtiğimiz iki yıl boyunca uyguladığı önlemlerle krizin 'örnek' ülkelerinden olan İrlanda, dönem başkanlıklarında somut adımlar atmayı hedefliyor. İrlanda Dışişleri ve Ticaret Bakanı Eamon Gilmore, “Başkanlığımızda yapacağımız, istihdam ve büyümeyi teşvik edecek önlemleri ileri götürmek olacak. İlerletmek istediğimiz bazı yasal önlemler var” dedi. İrlanda, bankacılık sektöründe yaşanan krizinin ardından 2010'un Kasım ayında AB'nin 85 milyar Euro'luk kurtarma programını kabul etmek zorunda kalmıştı. Ancak o zamandan bu yana İrlanda, kemer sıkma önlemleriyle kat ettiği yol ile krizin örnek ülkelerinden biri oldu. Ülke, AB-IMF programından çıkan ilk Euro Bölgesi olmayı hedefliyor. İrlanda ekonomisi, bazı canlılık belirtileri de göstermeye başladı. Resmi veriler ülkenin yılın ikinci çeyreğinde yüzde 0,4, üçüncü çeyreğinde ise yüzde 0,2 büyüdüğünü gösteriyor. Ancak ülkede işsizlik oranları, yüzde 14.6 ile halen yüksek ve yakın zamanda da kayda değer bir düşüş göstermesi beklenmiyor. Dublin’in dönem başkanlığında, 11 toplantıya ev sahipliği yapması bekleniyor 2
Füle: 2013 AB Türkiye İlişkileri Açısından Umut Verici Bir Yıl Olabilir
Avrupa Komisyonu'nun Genişleme ve Komşuluk Politikalarından sorumlu üyesi Stefan Füle, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile Strasbourg'da gerçekleştirdiği görüşmenin ardından bir açıklama yayımladı. Füle'nin, Komisyon'un yayımladığı 2012 Türkiye İlerleme Raporu'nda, Reform İzleme Grubu’nun, AB-Türkiye ilişkilerinin öneminin altını çizdiği belirtti. Füle ayrıca katılım müzakerelerine ivme kazandırılması çağrısında bulunarak şunları söyledi: “Her iki taraf da, ortak hedefimize ulaşmamızı sağlayacak bir ivme yaratmak üzere daha fazla çalışmamız gerektiğini ve asıl meselenin bu olduğunu anladıklarını açıkça ifade etmişlerdir. Eğer her iki taraf, hem Türkiye hem de AB, ellerinden geleni yaparlar ise 2013 umut vadeden bir yıl olabilir.” Mayıs ayında başlatılan 'Pozitif Gündem' sürecinin ilk sonuçlarını vermeye başladığını vurgulayan Füle, katılım müzakerelerinin ilerletilmesi için elverişli koşulların yaratılması üzerinde odaklanılması gerektiğini belirtti. Komisyon üyesi ayrıca, Geri Kabul Anlaşması'nın Türkiye tarafından imzalanmasına paralel olarak, vize serbestisi konusundaki yol haritasının yakında Komisyon tarafından Türkiye'ye iletilmesine dair temennisini dile getirdi.(euractiv)
Babacan: 'AB'ye İhtiyacımız Kalmadı Deme Lüksümüz Yok' Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bugünlerde AB üzerinden popülizm yapılabildiğini belirterek, Türkiye'nin “Her şeyi elde ettik, artık AB'ye ihtiyacımız kalmadı” gibi bir söylem benimseme lüksünün bulunmadığını, henüz bu aşamaya ulaşılmadığını söyledi. AB politikalarının iç mülahazalardan uzak değerlendirilmesi gerektiğini ve AB'nin, Türkiye'nin iç reformları için 'dış çapa' vazifesi gördüğünü vurguladı. Babacan, “AB, Türkiye'nin bir gelecek projesidir, bir demokratikleşme projesidir.Türkiye'nin temel hak ve özgürlükler konusunda dünyanın en iyi standartlarına yükselme projesidir.İleri demokrasi ve hukukun üstünlüğü konusunda dünyanın en iyi uygulamalarına ulaşmak istiyorsak, AB süreci bizim için son derece önemli” dedi. Ali Babacan, Türkiye'nin 'Her şeyi elde ettik, artık AB'ye ihtiyacımız kalmadı' gibi bir söylem benimseme lüksünün bulunmadığını ve henüz bu aşamaya ulaşılmadığını, demokrasi ve hukukun üstünlüğü gibi konularda kat edilmesi gereken daha çok yol olduğunu ifade etti. Başbakan Yardımcısı, AB ülkelerinin kendi koydukları standartlara uymuş olsalardı şu an içinde bulundukları krizi yaşamayacaklarını öne sürdü ve Maastricht kriterlerini ilk Almanya, daha sonra da Fransa'nın 'Bir defa bozmakla bir şey olmaz' diyerek ihlal ettiğini hatırlatarak “Kuralları harfiyen uygulasalardı şimdi kriz olmazdı” dedi. 3
Babacan, Ak Parti hükümetinin AB'ye üye olma istek ve kararlılığının güçlü şekilde devam ettiğini belirterek, bu sebeple bir yıl önce AB Bakanlığı kurduklarını, Brüksel'de bir AB Daimi Temsilcilik binası satın alarak daimi temsilciliği buraya taşıdıklarını hatırlattı ve “Bunu bir bakıma 'kalıcı olarak burdayız' mesajı vermek için yaptık” dedi. Babacan aynı zamanda Fransa'da François Hollande yönetiminin başa gelmesiyle aradaki ilişkilerin eskisi kadar kötü olmayacağını ümit ettiklerini söyledi ve en son Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Almanya Başbakanı Angela Merkel ile yaptığı görüşmelerin de daha olumlu geçtiğini aktardı. (euractiv)
Bağış: 'Fransa'nın İki Fasılda Blokajı Kaldırmasını Bekliyoruz' Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande'ın Türkiye'yi ziyaret etmesini, bu ziyaretten önce ise Paris'in, Türkiye'nin AB müzakerelerindeki mali politika ve bölgesel politika fasılları üzerindeki blokajını kaldırmasını beklediklerini söyledi. AB dönem başkanlığını devralmaya hazırlanan İrlanda'nın başkenti Dublin'i ziyaret eden Egemen Bağış, Reuters'a yaptığı açıklamada “Sayın Hollande'ın gelecek aylar için planlarını hazırladığına ve bu planlar arasında Türkiye'ye gelmenin de bulunduğuna inanıyorum. Türkiye'ye gelmeden önce, en az iki fasıl üzerindeki blokajı kaldırdığı haberlerini vermesini umuyoruz” dedi. Bağış, bu iki faslın mali politikalar ve bölgesel politikalar olmasını beklediğini ifade etti. Fransa'nın Türkiye'ye, Hollande'ın ziyareti öncesinde bu fasıllardaki blokajlarını kaldıracağını açıkça bildirip bildirmediği sorusunu yanıtlayan Bağış, Paris'in “bunları açmayı değerlendirdiğinin sinyalini verdiğini” söyledi. Egemen Bağış daha önce, İrlanda dönem başkanlığında en az bir faslı müzakereye açmayı planladıklarını söylemişti. İrlandalı yetkililer de dönem başkanlığı planlarını sunarken, genişleme konusunda ilerleme kaydetmek için 'hevesli' olduklarını kaydetmiş, bu konuda çaba göstereceklerini vurgulamıştı.
İrlanda'dan Dönem Başkanlığı Öncesi Türkiye'ye Mesaj 2013 yılı itibarı ile Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı'nı tarihinde yedinci kez alacak olan İrlanda'nın AB Daimi Temsilcisi Rory Montgomery, Avrupa Politika Merkezi'nde (EPC)30 Kasım 2012 tarihinde bir bilgilendirme toplantısı düzenledi. Konuşmasında genişleme politikası çerçevesinde Türkiye ile ilişkilere de değinen Montgomery bu konunun atılacak adımlar noktasında önümüzdeki bir ay içerisinde kendi dönem başkanlıkları öncesi gerçekleşecek olan konsey zirvelerinde alınacak kararlara bağlı olduklarını ifade ederek şöyle konuştu: 4
"Genişleme müzakerelerinde en çok görmek istediğimiz şey Türkiye ile müzakerelerin kaldığı yerden devam edebilmesi ancak bu konuda bizi de aşan faktörler ile sınırlıyız. Umuyorum ki Aralık ayındaki konsey zirvesi bu konuda pozitif mesajlar verecek ve biz de dönem başkanlığımızda her iki taraf için de son derece önemli bu ilişkiyi yeniden tesis edeceğiz. Pozitif adımlar atmak istiyoruz Türkiye'ye yönelik ama şunu da söylemeliyim ki 'Kıbrıs Dönem Başkanlığı' için tüm üye ülkeler arasında güçlü bir dayanışma var ve Türkiye ile bu dönemde bir iletişim oluşmamış olması bizler için son derece üzücü olmuştur. Dediğim gibi biz ileri doğru adım atmak için sabırsızlanıyoruz ve umuyoruz ki birkaç hafta içersinde bu doğrultuda olumlu sinyaller görürüz. Özellikle fasılların açılması noktasında oy birliği belli bir süredir yok. Bu blokajların üstesinden gelebilir miyiz bunu bekleyip göreceğiz. Göstergeler umut verici olsa da ne olacağına ilişkin net şeyler söylemek doğru olmaz. Ayrıca vize diyaloğu oluşturmak için de gerekli süreçlerin devam etmesi ve Türkiye'nin Geri Kabul Antlaşması'nı bu sırada uygulamaya sokmasını bekleyeceğiz. Tüm bunlarla birlikte politik diyaloğumuz da devam edecek." (Brüksel)
Avrupa Komisyonu Euro Bölgesi Vizyonunu Açıkladı
Avrupa Komisyonu ekonomik ve parasal birliğin sağlam temeller üzerinde derinleştirilmesi için planını açıkladı. Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso Euro Bölgesi’nde ayrı bir bütçe oluşturulacağını, önümüzdeki 6 ila 18 ay içinde Euro Bölgesi’ndeki bütçe kapasitesini içeren bir çalışma programı hazırlandığını ve rekabete yönelik düzenlemeler getirmeyi planladıklarını açıkladı. Barroso, borç yükünün üstesinden gelmenin tek yolunun daha federe yapıya sahip bir Avrupa ile olabileceğini vurguladı. Bruegel Enstitüsü’nün Direktörü Guntram Wolff, oluşturulacak bütçenin Euro Bölgesi’nin Yurt içi Gayri Safi Hasılası’nın yaklaşık yüzde 3’üne denk geleceğini, iki vitesli bir Avrupa için önemli bir adım attıklarını ifade etti. Euro Bölgesi için Avrupa Birliği bütçesine kıyasla daha önemli bir bütçenin olacağını ve doğru kurumlarla çalışarak buna Euro Bölgesi düzeyinde parlamento kontrollerin de dahil olacağını açıkladı. Avrupa Birliği’nin kısa vadeli planları arasında bankacılık birliği de bulunuyor. Bu konuların Aralık ayında Brüksel’de gerçekleşecek Avrupa Birliği Liderler Zirvesi’nde masaya yatırılması bekleniyor.
Türkiye'deki Ar-Ge Çalışmalarına 175 Milyon Avro Destek Avrupa Yatırım Bankası, TÜBİTAK tarafından yürütülen Ar-Ge destek programları için 175 milyon Avro destek verecek. Türkiye Cumhuriyeti ile Avrupa Yatırım Bankası arasında Ar-Ge destek programlarına destek amacıyla kredi finans anlaşması imzalandı. Yeni anlaşmayla üniversiteler, kamu kurumları ve araştırma merkezleri tarafından yürütülen akademik araştırma projelerini destekleyen Araştırma Destek Programları (ARDEB) ve sanayi ile üniversiteler arası işbirliğini geliştirerek 5
Türk şirketlerinin küresel rekabet edebilirliğini arttırmayı ve Türkiye’deki girişimcilik kültürünü desteklemeyi amaçlayan Teknoloji ve Yenilik Destek Programları (TEYDEB) için 175 Milyon Avroluk finansman sağlanacak. Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Yatırım Bankası (AYB) arasında 2007 yılında imzalanan “Bilim ve Araştırma Desteği Finansman Sözleşmesi” ile Hazine Müsteşarlığı aracılığıyla, TÜBİTAK tarafından gerçekleştirilen uygun Araştırma, Geliştirme ve Yenilik (AGY) programlarıyla Türkiye’nin ulusal bütçe katkısı birlikte finanse ediliyor. Sözleşme kapsamında 2007-2008 yılları için Avrupa Yatırım Bankası’ndan 400 milyon Avro, 2010-2011 yıllarını kapsayan dönemde de 450 milyon Avro kredi sağlandı. AYB tarafından sağlanan krediler ile Türkiye’nin Ar-Ge altyapısının güçlendirilmesi ve Türkiye’nin Avrupa Araştırma Alanı ile entegrasyonunun sağlanması hedefleniyor.(www.tubitak.gov.tr) Euro Krizinin Kötü Kısmı Geride Kaldı Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schauble, Euro Bölgesi'ndeki borç krizinin kötü kısmının geride kaldığını düşündüğünü söyledi. Schauble, Euro Bölgesi'nin iki dev ekonomisi Fransa ve Almanya için de iyimser konuştu. Bild gazetesine bir mülakat veren Schauble, 'Atina hükümeti, diğer Euro Bölgesi üyelerine aşırı yük bindirmemesi gerektiğini biliyor. Bu sebeple reformlara ağırlık veriyor' dedi. Alman Bakan, Euro Bölgesi'nin öteki devi Fransa'daki reformların hızıyla ilgili olarak da iyimser konuştu. Schauble, Paris'in 'rekabet gücünü koruyabilmek için her ülkenin sürekli reform gerçekleştirmesi gerektiğinin farkında olduğunu' belirtti. Schauble'nin sözleri, şimdiye kadar krizle ilgili bu kadar olumlu mesajlar vermeye yanaşmayan Başbakan Angela Merkel'den daha iyimser bir ton taşıyor. AB'nin Nobel Barış Ödülü almasının ardından açıklamalarda bulunan Merkel, kendini 'ihtiyatlı bir optimist' olarak tanımlamış ve krizin 'tamamen' geride kaldığını söyleyemeyeceğini belirtmişti. Buna karşın Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, 17 üyeli Euro Bölgesi'nin varlığını tehdit eder niteliğe bürünen krizin geride kaldığını dile getirmişti. Schauble, Euro Bölgesi'nin en büyük ekonomisi Almanya'nın da, ABD ve Asya ile ticaret sayesinde önümüzdeki yıl iyi bir büyüme sağlayacağını düşündüğünü söyledi. Alman Bakan, “ABD ve Asya ile güçlü ticaretin de aralarında bulunduğu bazı unsurlar sayesinde durum beklenenden daha iyi. Alman ekonomisi, 2013'te iyi bir oranda büyüyecektir” şeklinde konuştu.
Analiz - Türkiye ve Yeni AB Küresel ekonomik kriz AB'yi derinden sarsmaya devam ediyor. AB Euro bölgesinde Yunanistan ile başlayan borç krizine çözüm aranıyor. Yunanistan'a verilecek kredilerin bundan sonraki bölümünün ödenmesinin aylardır ertelenmesi dikkat çekiyor. Buda AB'de konunun mali olduğu kadar siyasi bir anlamı da olduğunu gösteriyor. Avrupa Komisyonu, IMF ve Avrupa 6
Merkez Bankası'ndan oluşan Troyka'nın şartlarını Atina'nın yerine getirmesi çok ama çok zor. Herkes bir oyun oynuyor. Yunanistan'ın kurtulmasının tek yolu var. Almanya önderliğinde Atina'nın borçlarının silinmesi bunun dışında Yunanistan'ın mevcut koşullarda kurtarılması mucize. Ancak karşılıklı bir oyun oynanıyor. Kıbrıslı Rumlarda Troyka ile ayak sürüyorlar. AB Dönem Başkanı oldukları için Troyka ile karşı karşıya gelmemek için anlaşmaya yakınız mesajları veriyorlar. Daha sonra Troyka zor şartlar öne sürdü diyerek ortalığı bulandırıyorlar: Oysa kriz ilgili Troyka'nın sunacağı öneriler masaya oturmadan belli. Rumlar işi 2013 yılına kadar daha açıkçası AB Dönem Başkanlıkları bitinceye kadar sürüncemede bırakmak istiyor. Rum yönetimi ayrıca AB'nin Yunanistan'a karşı izleyeceği politikayı da görmek istiyor. Taraflar arasında tam anlamıyla satranç oynanıyor. Tüm bu gelişmeler (Yunanistan, İspanya, İtalya, İrlanda ve Güney Kıbrıs'ta yaşanan ekonomik durum ) sonrasında AB'nin bugünkü yapısıyla devam etmesi çok ama çok zor. Bir anlamda imkansız. Bu açıdan yeni bir Avrupa'nın kurulması kaçınılmaz. Bu başarılamazsa sona hızla yaklaşılacak. Avrupa Komisyonu üyesi Stefan Füle, Berlin'de geçtiğimiz hafta temaslarda bulundu. Federal Meclis yetkilileri ve Alman Dışişleri Bakanı ile bir araya geldi. Konu genişleme süreciydi. Füle sürecin önünü açmak için Berlin'in nabzını tuttu. Ancak Almanya'da herkesin önceliği borç krizinin üstesinden gelmek. Genişleme kimsenin umurunda değil. Genişleme süreci fiilen durmuş durumda. Yunanistan ve Bulgaristan Makedonya'nın müzakerelere başlamasını veto edeceklerini açıklamış durumda. Hırvatistan'ın AB üyeliği için gerekli olan Katılım Anlaşması Almanya ve Slovenya tarafından bir dizi gerekçe öne sürülüp imzalanmıyor. Türkiye'nin durumu belli. Sırbistan Kosova'yı tanımayacağını belirtiyor. Gelişmeler gösteriyor ki AB genişleme sürecinde sadece Avrupa Komisyonu'ndaki bürokratların rapor hazırlaması arada sırada basına demeç veya konferans vermekten öteye bir sonuç alınamıyor. Alınması da beklenmemeli. AB gelecekte nasıl bir yapıya bürünecek? 1- Almanya önderliğinde çekirdek Avrupa'sı hayata geçirilecek. Euro kullanan ülkelerin oluşturacağı grup çekirdek Avrupa'sının ilk halkasını oluşturacak. Sayı konusunda şu aşamada bir şey söylemek çok zor. Yaklaşık 8 ile 13 ülkenin Euro grubunda (Yeni AB'nin ilk halkası) olabileceği belirtiliyor. Hatta bu sayının 15 kadar çıkabileceği ifade ediliyor. Ancak şunu da unutmamak gerekiyor. Euro grup içinde de farklı kompartımanların olması söz konusu. Buna göre Euro kullanan ülkelerin dışında kalacak ülkeler ise AB'nin ikinci veya üçüncü halka ülkeleri olacak. Burada ekonomik bütünleşme ülkelerin hangi halkada olduğunu ortaya çıkaracak. Euro'nun güçlü ve zayıf iki ayrı para birimi olarak kullanılması bile AB'de yüksek sesle tartışılıyor. Sonuçta AB'nin ilk halkasını oluşturacak ülkeler arasında da farklı kompartımanların olması söz konusu.
7
2- Almanya'nın borç krizi çerçevesinde, istediği ekonomik, diğer anlamda yapısal reformların hayata geçirilmediğini öne sürüp kendisinin Euro'dan çıkıp Marka dönmesi gündemde. Almanya borç krizini önlemek için her şeyi yaptım ancak kimse beni dinlemedi deyip bu işin içinden kendisi çıkabilir. Buda Euro'nun çökmesi anlamına geliyor. Azda olsa bu gelişme ihtimal dâhilinde. Euro bölgesinin çökmesi durumunda bundan en az zararla çıkacak ülke her şeye rağmen Almanya olacak. 3- İngiliz Avrupa'sı daha çok ticaret, rekabet üretim anlayışına dönük bir Avrupa. Bu da siyasi Avrupa'dan uzaklaşılması demek. Zaten İngiltere bugüne kadar daha fazla bütünleşme öngören AB antlaşmalarına sürekli karşı çıktı. 4- AB'nin OECD veya Avrupa Konseyi gibi bir yapıya bürünmesi. AB müktesebatı dışında ortaklığın kalmaması. Buda çok düşük bir olasılık ancak tüm olasılıkları değerlendirmek gerekiyor. Sonuçları ne olursa olsun yeni bir Avrupa ile karşı karşıyayız. İşte burada Türkiye gelecek Avrupa'sını bir fırsat olarak değerlendirip katkıda bulunabilir. Türkiye'nin bu çerçevede yapması gereken AB'de kendisine yapılan kötü muameleden şikâyet ederken, görünüşe göre bir gün katılmayı hâlâ arzu ettiği AB'yle ilgili gerçek karar alma sürecini kaçırmak yerine, bu tartışmada bir rol oynamak, Türkiye açısından çok faydalı olacaktır. Avrupa Birliği içerisinde olduğu siyasal, ekonomik ve sosyal krizden kurtulmadan ya da en azından bu yönde ciddi bir mesafe kaydetmeden Türkiye ile olan katılım müzakerelerini hızlandıracak enerjiyi bulmakta görüleceği üzere AB zorlanıyor. Öte yandan, yaşanmakta olan çalkantılı süreç, AB’nin siyasi irade gerektiren konularda gerekli kararlılığı göstermesini engelliyor. Krizden çıkabilirse nasıl bir Avrupa ile karşı karşıya kalacağız? Euro krizi Avrupa’nın bugünkü haliyle yola devam edemeyeceğini gösterdi. Hem ortak paranız olacak, hem de bunu siyasal egemenliği paylaşmadan, ortak bir maliye politikası uygulamadan yapacaksınız. Bunun artık mümkün olmadığı ortaya çıktı. Burada iki önemli seçenek var. Euro bölgesi tamamen parçalanacak veya Euro bölgesi toparlanacak ve çok daha ileri düzeyde bir egemenlik paylaşımına gidecek. AB'nin bu krizi çözmesi veya toparlanma birkaç yıldan önce olması çok zor. Bu gelişmeler ışığında karşımıza yeni bir Avrupa çıkacak. İşte burada Türkiye’nin ne yapacağını iyi hesaplaması veya düşünmesi gerekiyor. Gündemde olan Almanya, Fransa, Benelüks ülkeleri ve İtalya'nın Euro bölgesinde kalıp bu ileri düzeydeki egemenlik paylaşımına gitmesi söz konusu. Diğer AB üyesi ülkeler de, başta İngiltere olmak üzere, bu ileri düzeydeki entegrasyona (Euro bölgesi) katılmayacak. Bu çerçevede Avrupa Birliği’nin içinde farklı üyelik modelleri ortaya çıkacak. Bir anlamda kendi içinde kompartımanlara ayrılmış bir Avrupa Birliği ile karşılaşacağız. İşte bu bağlamda Türkiye AB ilişkilerini yeniden düşünme ve belirleme fırsatı ortaya çıkıyor. Türkiye bu fırsatı kullanırsa büyük kazanım elde edebilir. 8
Türkiye’nin AB entegrasyonu için en doğru yolun egemenliği paylaşmadığı ve Euro bölgesinin bir parçası olmadığı oluşum olduğu görülüyor. Avrupa Merkez Bankası’na katılmayan, Euro'yu para birimi olarak kabul etmeyen ve ortak maliye politikasının getireceği bir egemenlik paylaşımı içinde olmayan bir AB halkasına Türkiye'nin entegre olması doğru yolda atılacak bir adım gibi duruyor. Bu da Türkiye'nin AB'nin ikinci veya üçünü halkasında tam üye olarak yerini alması anlamına geliyor. Türkiye, Avrupa Parlamentosu’nda milletvekili, Avrupa Komisyonu’nda komiseri olan bir üye olacak. Yine Ankara ortak dış politika servisi, ortak güvenlik konsepti, ortak eğitim politikalarına vs. katılım sağlayacak. (AB Haber – Analiz)
HİBE DUYURULARI Marie Curie 2013 Yılı CIG Çağrısı Programın Hedefi: 7. Çerçeve Programı Marie Curie Araştırma Programları ve Bursları kapsamında yer alan Kariyer Gelişim Destekleri (Career Integration Grants-CIG) 2013 yılı çağrısı açılmıştır. CIG programı kapsamında dünyanın her-hangi bir yerindeki bir araştırmacının AB Üye Ülkelerine ya da Çerçeve Programlarına anlaşma ile dahil olmuş Türkiye gibi Asosiye Ülkelere araştırma amacıyla gelerek projesine ve maaşına ek destek sağlanması öngörülmektedir. Programın Bütçesi: 40.000.000 Avro Son Başvuru Tarihi: 7 Mart 2013 (1. dönem), 18 Eylül 2013 (2. dönem) Başvuru hakkında detaylı bilgiye TÜBİTAK sayfasından ulaşılabilir. (www.tubitak.gov.tr) Progress Programı Sosyal Politika Deneyleri Çağrısı Programın Hedefi: PROGRESS; istihdam, sosyal ilişkiler ve fırsat eşitliği konularında Avrupa Birliği’nin koyduğu hedeflere ulaşabilmek için oluşturulan bir istihdam ve sosyal dayanışma programıdır. Bu amaçların gerçekleştirilmesi için AB mevzuatı, koordinasyon yön-temlerinin uygulanması ve Avrupa Sosyal Fonu gibi mali desteklerin kullanımı birleştirilmektedir. Sosyal Politika Deneyleri Çağrısı kapsamında “Gençlerin Etkinliğini Artıracak Tedbirlerin Desteklenmesi (Genç İşsizliğinin ve gençlerin istihdamdan dışlanmasının önlenmesi vb. konular)”, “Çocuk Bakım Hizmetlerinin İyileştirilmesi, Çocuk sağlığını ve bakımını koruyacak temel hizmetlerin desteklenmesi vb. konular)”, “Aktif ve Sağlıklı Yaş-lanmanın Desteklenmesi (Sağlığın korunması ve yaşam kalitesinin artırılması, sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliğinin ve etkinliğinin desteklenmesi, özellikle yaşlı insanlar için sosyal içermenin ve bağımsız yaşamanın desteklenmesi vb. konular)” desteklenecektir. Programın Bütçesi: 4.200.000 Avro Son Başvuru Tarihi: 15 Şubat 2013 Başvuru hakkında detaylı bilgiye Avrupa Komisyonu’nun ilgili internet sayfasından ulaşılabilir. (www.avrupa.info.tr)
9
Sivil Toplum Diyaloğu III “Sivil Toplum Diyaloğu Projesinin 3. uygulaması, Türkiye’nin AB süreci için son derece önem taşıyan siyasi kriterler ve medya konularındaki hibe programları ile devam ediyor. Planlanan proje teklif çağrısı ile “İnsan Hakları, Ayrımcılık Karşıtlığı, Demokrasi ve Hukukun Üstünlüğü” ve “Medya” konularında geliştirilen sivil toplum projelerine toplam 9 milyon Avro finansman sağlanacak. Hibe teklif çağrısı, www.csdproject.net veya www.ab.gov.tr web adreslerinden takip edilebilir. Siyasi Kriterler ve Medya Hibe programına başvuru yapmayı düşünen sivil toplum kuruluşlarının ve medya kuruluşlarının şimdiden AB üye ülkelerinden proje ortağı bulma çalışmalarına başlamaları önerilmektedir. AB Müktesebatına Uyumda Son Gelişmeler Türkiye’nin AB’ye uyum konusundaki çalışmaları, Ulusal Program ve Eylem Planı çerçevesinde, mevzuat uyumunda da devam etmektedir. Bu çerçevede yayınlanan kanunlar ve düzenlemeler aşağıda bilgilerinize sunulmuştur: Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkilerin Satışına ve Sunumuna İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 14 üncü ve 15 inci Maddelerinin Uygulanması ile İlgili Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu Kararı (04.12.2012 tarihli 28487 sayılı resmi gazete) Tütün Mamullerinin Üretim ve Ticaretine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 23 üncü Maddesinin, Puro ve Sigarillo İthalatı, Fiyatının Belirlenmesi ve Yurt İçinde Pazarlanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Karar’ın 6 ncı Maddesinin, Makaron Üretim Tesislerinin Kurulum ve İşleyişine İlişkin Uygulanacak Usul ve Esaslara Dair Kurul Kararı’nın 11 inci Maddesinin Uygulanması ile İlgili Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu Kararı (04.12.2012 tarihli 28487 sayılı resmi gazete) Hayvansal Gıdalar İçin Özel Hijyen Kuralları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (5.12.2012 tarihli 28488 sayılı resmi gazete) Türk Gıda Kodeksi Et Ve Et Ürünleri Tebliği (5.12.2012 tarihli 28488 sayılı resmi gazete): Bu Tebliğin amacı, çiğ et, kıyma, hazırlanmış et karışımları ve et ürünlerinin tekniğine uygun olarak üretilmesi, ambalajlanması ve piyasaya arzına ilişkin hususları belirlemektir Bitki Karantinası Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (14.12.2012 tarihli 28497 sayılı resmi gazete)
10
Tütün Mamullerinin Zararlarından Korumaya Yönelik Üretim Şekline, Etiketlenmesine ve Denetlenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik(14.12.2012 tarihli 28497 sayılı resmi gazete) Katılım Öncesi Yardım Aracının (IPA) 5. Bileşeni Kapsamında IPARD Yardımı Türkiye Cumhuriyeti ile Avrupa Komisyonu Arasında Çok Yıllı Finansman Anlaşmasını (20072010) Değiştiren Anlaşmanın Onaylanması Hakkında Karar(19.12.2012 tarihli 28502 sayılı resmi gazete) Katılım Öncesi Yardım Aracı-Geçiş Dönemi Desteği ve Kurumsal Yapılanma BileşeniKısım 1-A Çerçevesinde 2012 Türkiye Ulusal Programına Yönelik Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Avrupa Komisyonu Arasında Finansman Anlaşmasının Anlaşmaya Dair Beyanları İçeren Notalar ile Birlikte Onaylanması Hakkında Karar (19.12.2012 tarihli 28502 sayılı resmi gazete) Türk Gıda Kodeksi Bulaşanlar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (19.12.2012 tarihli 28502 sayılı resmi gazete) Gaz Tüpleri-Taşınabilir-Tamamen Sarılmış Kompozit Tüpler ile İlgili Tebliğ (TS EN 12245+A1) (No: MSG-MS-2012/42) (25.12.2012 tarihli 28508 sayılı resmi gazete) İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliği (26.12.2012 tarihli 28509 sayılı resmi gazete)
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ? Su Kaynaklarının Kullanımında İsrafa Son Avrupa Birliği’nin 23 Ekim 2000 tarih ve 2000/60/EC sayılı Su Çerçeve Direktifi’ne uyum sağlamak amacıyla çıkarılan Su Havzalarının Korunması ve Yönetim Planlarının Hazırlanması Hakkında Yönetmelik 17 Ekim 2012 tarihli ve 28444 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmelikle, yüzeysel ve yeraltı sularının miktar, fiziksel, kimyasal ve ekolojik kalite açısından korunması ve su havzaları yönetim planlarının hazırlanmasına ilişkin usul ve esasların düzenlemesi amaçlanmaktadır. Söz konusu yönetmelikte su kaynaklarının havza bazında sürdürülebilir bir şekilde geliştirilmesi, iyileştirilmesi, korunması ve kullanılmasının sağlanması için; Su kaynaklarının verimli ve etkin kullanılması ve kirletilmemesi maksadıyla havza yönetim planlarının hazırlanması, Su kaynaklarının kalite ve miktarının korunması,
11
Su kaynaklarının iyi su durumunun bozulmasının önlenmesi, bozulmuş olanların ise iyi su durumuna ulaştırılarak bu durumun korunması, Kirleten ve kullanan öder prensibi ile uyumlu olacak şekilde çevresel maliyetleri ile kaynak maliyetlerini içeren su hizmetlerinin toplam maliyetinin karşılanması, Su kalitesini ve miktarını olumsuz yönde etkileyecek etkenlerin, kaynağında asgari düzeye indirilmesi ve kontrol edilmesi, Suya bağımlı karasal ve sucul ekosistemlerin öncelikle korunması, Suyun verimli kullanımının özendirilmesi, Havza su tahsisinde ve havzalararası su aktarımında ekosistemin ihtiyacı olan su miktarının korunması ve güvence altına alınması gibi hususlar yer almaktadır. Bu yönetmelik ile hayati önem içeren su havzalarının kalite ve miktarının çevre dengesi gözetilerek korunması hedeflenmektedir.
LİNKLER Avrupa Birliği İnternet Sayfası http://europa.eu AB Komisyonu Ana Sayfası http://ec.europa.eu/index_en.htm Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu sayfası www.avrupa.info.tr Avrupa Birliği Bakanlığı sayfası www.abgs.gov.tr Merkezi Finans ve İhale Birimi sayfası www.cfcu.gov.tr Avrupa Birliği 7. Çerçeve Programı-TÜBİTAK www.fp7.org.tr Kültür 2007 Programı-TC Kültür İrtibat Noktası www.ccp.gov.tr PROGRESS-Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı AB Koordinasyon Dairesi Başkanlığı www.csgb.gov.tr Rekabetçilik ve Yenilik Programı-Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı http://ab.sanayi.gov.tr/ http://www.bilgitoplumu.gov.tr/ AB Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı sayfası www.ua.gov.tr AB Komisyonu Genel Müdürlükler Sayfası http://ec.europa.eu/dgs_en.htm AB Tarım Genel Müdürlüğü - AB Tarım Uygulamaları http://ec.europa.eu/agriculture/index_en.htm Türkiye - AB İlişkileri, Genişleme http://ec.europa.eu/enlargement/candidatecountries/turkey/index_en.htm AB Komisyonu Karar, Direktif ve Regülasyonları http://eur-lex.europa.eu/en/index.htm AB'ye İthalat Yapabilecek Ülke ve Tesis Listeleri http://ec.europa.eu/food/food/biosafety/establishments/third_country/index_en.htm AB'nin İthalatta ve İç Piyasada Uyguladığı Gıda Sağlığı ve Hijyen Standartları http://ec.europa.eu/food/food/index_en.htm AB'nin İthalat Rejimi http://ec.europa.eu/taxation_customs/dds/tarhome_en.htm AB'ye İhracat Konusunda Yardım Alma Masası http://exporthelp.europa.eu/index_en.html Tüm Ülkelerin İthalat Rejimlerine Kısa Ulaşım Sayfası http://mkaccdb.eu.int/mkaccdb2/indexPubli.htm 12