Orkun 19 sayı

Page 1

:ı' .~: .

m

I',

rgi .co

'.

.+

de

; .

TfjRKLER

ken

BÜTÜN

ı

~ ( (,' ~ ~ ( ~

Faruk Nafize Bir İhtar, ATSIZ ~ Birer Kese Asmalı (Şiir). HAYRETTİN BAŞEGMEZ Memur, Siyaset ve Particilik. SGFUOGLU M. ZEKİ TLirk Irkçılrğınırı Düşmanları OKÇUOGLU Kıt'a NURİ TARHAN Münkaşa LÜTFİ ÖNSOY Bu Telimde Tanrı Teli. MEHMET ZEKİ AKDAG Ork undan Sesler ,;,,~,~,

~( Ahmet

Harndi Başar'ın

Türkçülük

Düşrrianlığı NEJDET

.

i

~ Türklük İçin (Şiir) O :Gün (Şiir) i

i

i Tarih

i

}ıi

.

HAYALİ

HASAN YAVAŞ ENVER SAGLm:

Bizimdir PÜSKÜLLÜOGLU TURAN ALİ _ Türkiyem . . . . . . BAGRI-YANIK BEHRAM Ülküda§lar1a Başbaşa. . , . . . . . . ' . *<'* (((

~....--~~-~~~

SAYı·

SANÇAR

~,~\ Şakacı Piyesinin Gayesi ve Bir Teklif HİKMET TANYU Anıt HÜSEYİN KALABA ( Hacılar KÜTÜKHAYTAOGLU AHMET i Sordum ... Söylec iler (Şiir) T. TURAN ATASEVER L Durrna Yarat (Şiir) MEHMET BOZKURT

i

ORDU

ww w.o tu

~r~~ ~~~

BİR

9 - Şubat -1951 25 KURUŞ

~\_~~~~---=---=-=---=-~~ii(

~"

" .. ; ..'-"",.,~'"""'~'

.. ,;\...!:::... .. c,...:.- ~.~.;:._:t::......~._·...;..•. _~·::~€.:~~·ı!!.~ ..,~.~:·.{L~~·.:!~r-: ..;.:··. '.;:~·. ~:.~~r::~ ;:ı::~1~::.-;.·:r:.:f:.~ ..::... ~;~.1t.1~·,f,. __ ;---........::.. .....•• i •.•. ·.ı.~-!......·~......••.....•.•...•... ,:_ . :...__~~. __.-:

,~:

;... :,,":";:-,;.~._ .• ~;_....: .: ....• _ .•.

_i


DURMA olma

Yüksel

fenden

durrna

en üst

Rulıa

ilmin

Türk

o ğlusun

_ olsun

Anadolu,

Yapılmaz

gök

açar sm favdasrz. O günkü darGeıeri Unutmazsm imansız.

_

... Bu

yrı şa t,

Türlde du rma

volctur

gün

hesab

O gün

sana;

atılan

Türk bilsin

Iiısl,nnsınlar

sende

durmu

biçileoe k.

Turan'ın hel' burcuna Bayr ağ ım <liIölecek.

yanıt!

"erini,

ENVE1-:'

zaferini, ile

geçmez

'I'ür lc o ğlusun

vara t, yaşamak

Çal ışmnnırı ..•. 'ı.niasmlar

hayat,

durrna

ya rn.t !

Ne

bu!

Türk

kanat,

sana

oğlusun

yapsurnz

durrna

yanıt!

h e y naralarhı

Der:

Kar-s,

IL~1!ç k ırı d arı çılcrnalrdu-. Al lrıh d evü Türl-dUk için , Allah

Türklük

için.

Şu 'Urallardan

Allah

g e çmell.

er2şmeli. aşma lı.

'I'anr ıda ğa

Aşmuu

menzil

deyü

Tiirkliik

Cmla tma.Ir

yeri

göğü.

Çalmalıdır

ARŞ

di.idi.iğ"ii.

Olsun Allah

Çöle

Va ı-mal ıyrz Allah

Allah

gayri,

Bizansları Altay Hem

Aras

çatası,

yı1;:11 Moskof', yılcan

bizim,

Fa.tih

Baykıl

Ba.rburos

blz imrl ir.

soyum atası.

Han

Türkçülerin

hem

Yavuz,

Kanuniler,

Kahpe

Mo lcsof,

ulu

ğIum

Orkurı

Dereleri Yalın

Orlmn Şan,

ba ta sı,

bizimdir.

bizim,

şan

de" bir

Alaleniz'im,

Cengiz

Han

Tarih

h e yb e tfle

bizim, biz im

biz imd.r.

gu yrI

cihan

ile

'I'iu-Icl iik

şer efle

dolu

a kıvor ,

yıkryor,

şahn

kalkıyor,

Ta.rih

hiz imr'lir-.

PÜSli.:ÜLLÜOGUJ

TURAN

ALt

*

arçatnrak

yakın.

Aras Artık

avr ııırlcerı hüzünlüdür

alem,

Gedtz'e

başlur

lerıdar

döldiyor yaşl a r çizer- ha lkn.la r-.

için.

hile.

gelmiş

a l; sn çl ı ;~ğrı'dan

Doğuda

n kın

{!cyii Tiirl,lii:,

'I'üı-krük

Hafif

htlülc.

bile

Püslcüflo

Ergenekon.

de yü Türklük

ne rkts.

ucmış

BOZKCRT

Yü,ıl

için.

için.

dönmüş

Irakln.r ı edin

BağTIIlI

sana

ylğüleri,

TÜREİYEilI

dillerin dediğL d e yü Tiirkliil,

Bağ"larıntıa

Geldi

b.izhru1ir.

Iiaf1::as

Türk

akmahdır.

toprağa, d e yü

l\Ior;l;:of it!eri

Ardahan'la

Oğuz

de

ken

İçİN

ww w.o tu

TüRI{LÜK

BOZKURT

bize

Hey,

At ilü,

IHEIThIET

Bİz:i:l\IDi:R

I~azan, Ural,

Kırım,

yoktur sonu! 'I'ürk oğlunu!

Öz cevhertrı

SACn.IE"

*

TARİH

rgi .co

Ha yal

!

k ılrcı mıaln

Gövde ler

sanat,

yüksol t esermi,

Kan

bu ğrma. O gün,

o ğlusurı Türk

ına. o kla.r

Saplanacak

atana.

gelsin

dört

ola,

yn.pt.ıklnr ırun

Hazırlan

va rat.:

:yay cihana.

Diie

Durma

çiğnlyecck. Gözünü

ya.nıt!

Geçmiş

oğlusun

~ey

adını

Arsa

Irıltyecek,

t.oprn klu ı-mı

Bozkurtlar

kat,

kurban

'I'ururı

yn pm ış bak

Cihan

kata.

Mo sk of

durma

Türldüğiinii

Türk

Yerle

nurunu

vurdu

Kor-e, Türk

Neler

gelecek o giırı,

gün,

ata,

seni anan

Doğururken Dedi

o

tabiata,

şahlanan

GÜN

m

Esir Bin

o

YARAT

Kıyısmda

binbir

Sakarya;

o büz an

Çorıılı,

dile.

Türk

l~in.

yiğ"lt

şrukısmdu yan

gözle

ölüyer

]'I!·lWZI ş

ıırıu

aka r.

i

söylüyor

bnkun.n

canını

yn lcar.

g iır iil gürül

kılıç

Yine co-tu Allah d eyü

HAyALİ

pırı!

prr ıl

Anadolu,

{leı" ~öni.il 'I'üı-klük için. HASAN

YAVAŞ

~~~.rvvv~"~""'fV""""'''''''N''ıAN''''''''''''''rN';ANV\>A/'Iı'\I''''''oAıfV-"1V'.1'<

cenkçilerin

Barınamaz Çi çeleler-le Ceyhan

otağı,

kz ıl moskof süslerımış tir

neşelrdlr

burada. yutağ"ı

Çukuroyada. BAGRI-YANIK ~N~

BEHRA!\!

"


Başyazarı: Sahibi

ATSIZ

ve Neşriyat Müdürü

İSMET

TD~ITÜRK

P. li.

Galata.

9 Şubat

1818

o

u

Haftalık

ABONE :

6 Aylık

lira

5 lira

Yurt dışı: Yıllık

Dergi

Türkçü

lA

Yıllık

15 lira

Istanbııl

1951

Faruk

Cuma Günlerİ

19. Sayı

Çıkar •

B i r ıhtar

Nafize ATSIZ

kede Amerikan mandasını millete tavsiye eden şu Selarıikli Ahmet E.min'in, Nazım Hikrne tof Yoldaşın halis bir yurtsever olduğunu günlerce yazan halsüd, dem Yahudı Ahmet Emin'in Türkçülüğe sinsi "eya açık hiıcurn etmesi gayet normaldir, Biz bilakis, Tanrı göstermesin. onun Türkçülüğe taraftar gözük, mesinden korkarız. Fakat bu gürüh arasına meşhur de kaı-ısrrsa ne der, ne düşünürsünüz

Şair

Acaba bu f'ikirde Türkiye aleyhinde b.r şey var mı? Bii' insanın kendi memleketini daha büyümüş görmek istemesi, dün kendisinin olan yerlerin yarın yi_ ne kendisine dönmesini arzulaması kötü bi;' fikir midir? Yakın ve uzak tar.hı c bir çok ihanetierine uğraruğ ımız gavı-ıtüık va tanrlaslar m. bu memleketin can alacak mevkilerine gelmemesini ıstemek en basi i bir şuur YE' mantık işi değil .midir?

Bilak.s asıl hainlik. elimizden çıkan veı-leri unutmak ve millete ele unuttıırmak istemek t ir. Bugün «Rume liyi unut ahm diyenler, eğer dün İzmir elirniz . elen Çıkml5 clsavdı. dzmil'i unutalım, da diyecek lcr-, eli. Şuur "C' izzeLnefis bunu asla kabul edemez. Elden cı krrııs olan yer-leı-in kaç yıl sonra unu tula , cağı hakkında ise hiçbir ölçü yoktur. Bu iş, mil le t le., rin şuuruna veva suursuz luğuna bağlıdır. Yahudiler ellerinden çıkrmş ol8.11 vatanıarını 20GJ yıl sonra tekrar elde ettiler. Fakat Turancılığa delilik diyenler Yahuclileri alkıstadı. Bu da üzerinde durulacak bir noktadır. Bu son günlerde. hükümetin komünizm ve; ir t ica aleyhinde hazıı'l;ı(lı~ı tasart dol ayıs iylr- yeni bii' vav.,

Faruk

Nafiz

?

ken

ww w.o tu

Irkçılık veya Turancılığa gelince: Bunlar «T'ürk.. çülük» dediğimiz Türk miJJiyetçiliğinin iki esaslı U!1surudur. Yani Türkçulerm gayesi içerde ırkçılık, dı, şarda T'urancıhktır. Irkçılık, vatandaslar arasından yalnız 'I'tu-klerrn başa geçmesi, memleketi idare et , mesi: Turancılık da bugünkü siyasi sınırlar dışında kalan Türk ıertn bizimle bnlesmesi ar'zusudur.

komü,

Komünistlerrn, Masonlar ın, Yahudilerin, Gayr ıtürk , ler'in elinde olan basın, Müslürnanlıkla birlikte Türk. çülüğe de şiddetle taarruz ediyor. Bu taarruzlann bazılarını tabii karşılamak gerekt' ğirıi biliyoruz, IVIe. sela Yahudi Dönmesi Ahmet Emin'in. hani rnütare,

de

Muhtcrem olmıyan, kanunun himayesinde bulun, rnıyan tek fikir veya prensip komünizmdir. Çünkü gayesi milli istiklali kaldırıp Moskovaya bağlanmak, mill! varlığı yıkmak tır. Bu f ıkr i gütrnek tam bir V2.·tan hai~liği olduğu için komünistler her yerde vatan' hainidir ve komünıstler, gözleri açılan Batı dünyasında gitgide artan bir ş.dde tle takibata uğıamak , tadır.

lım ateşe şahit oluyoruz, Fakat yaylım ateş n.zrnden çok elin ve milliyete vöneltilmştir.

m

saldırmak, onu kötüle., «faşist> veya «gardlst» diyorlardı. «ırkçı,:·" «Turancı» dernek moda oldu. Tüı-kcülüğün faşistlik ve gardistlikle ilgisi olmadığı aşikardır. Kaldı ki asl.rıda ne faşist veya gardist, ne de ırkçı veya Turancı olmak bir suç değildir. Hele fikir ye vicdan hürriyetinin kabul olunduğu bir zamanda memleket kanunlar'ına aykırı olmamak, dev, let düzenini bozmamak sar tiyle her fikir ve karıaat muht ercmd!r. Türkçülüğe

rgi .co

Bir zamanlar rnek ıstiyenler 1944 ten sonra

Evet, Faruk -Nafiz, yani Hürriyet gazetesinin dE,· ne ile Kuyu Kazarı- muharriri 16 ve 24 Ocak 1951 tarihli fıkralarında Ahmet Eminler ve Falih Rıf kı., ların safında olarak ırkçılığa ve Turancılığa saldırıYOr. Bakın, 16 Ocak tarihli fıkrasında ne diyor: Sel cu,

sn ğcı,

mü(1d~tt;'p sundu cu,

ve

göriili'lp

aşı rr olunca

Iii,

zaten

suba

ınuhafazakfir...

h oş

Zu r.u-srz

geç'!J(>biJi1';

elt1e b.r ; muhnfuznlcür,

:\Iiisliimanlığı

bakıvorsunuz

ş

geç'tüderi Aşırılık nunlin ç'ıl,ar

gibi, din gibi mukaddes fılet. edenlerin hangi malum. geçitierini,

Ye cezanın yol

tuas ,

işin iç'.in_ Turaneılığa ki fikri f it,

Id

de bir f'esn t var ; sağcı, mılüvet düvusmı ve ırkç'ılığ'a cevir ir çevlrmez, a nln ıl ıvor nı-den salim değ'il!

"r;ııi~'ct ye fcsadrı

gu ı-abe t

bir ku p ıyu. ~·.IJ;.I;ı-·or: 801-

lıepst

ir t ica n. çıkarınca,

oldulchuı

fal,at,

mefhumları f'rtn e maksa.tla harekete

mahtccrnenin ve zabrtanın, };::1k on trolunn nlrna kt.arı başka

şiddetli

g-österebilir

misiniz?.

Acaba sağcı, milliyet davasını Turancılığa ve ırk., çılığa çevirir çevirrnez anlaşılan fitneli fikir nedir? Biz söyliyelim: Faruk Nafizin Hürriyet gazetesinden aldığı ücret .. , Üstad, aynı ücreti Kudret gazetesinden "eya Biiyük Doğu dergisinden alsaydı o zaman nkçıhk veya Turancılık değil bambaşka bazı şeyler suç olurdu, Yine Faruk

Naf'iz. 24 Ocak

tarihli

fıkrasına

söyle

haşl ıyor ;

«Bizrle k! solcu te~kiHıtın denberi

vr-ri le n

lükıhı

bir

<1ny<lllJlllz

numaralı mu?,.

azasına Tumnc

ete, ı:..


4

ORKUN

m

*

~~~~~~~~~~~~~~~~~"

BİRER KESE ASl\1ALI

Ciha.t icap

edince

Vatan

biz verdik

ıçın

ataldık

de

Bugün rrlcçıhğ a ve Turanc:lığa yapılan bütün sal; dmş.ar, vur abahya kabilinden namerdane bir zihni., yetin mevlüdudur. 1944 teki bütün aramalara ve rezilane zor-lamalara rağmen ırkçı ve Turancıların hiçbr suçunu bulmak kabil olmamıştir. Onlar «Türk devletinin başında Türkler bulunmalı» dedikleri 'çin Türk o.rmy.ırılar ın gayzma uğramış, «Bütün tutsak Türkler kuı-tulmalu fikrini ileri sürdükleı-i için moskorçular.n iftira yağmuruna tutulmuştur. İşte hepsi bu kadar ... Irkçı , Turancılarda pek çok kusur bulunabilir. Ardından gittikleri ülkü de Faruk Nafize göre bir hayal olab lir. Fakat hayal ard.ndaki irısz nlara fitneci, fesatçı denmez. Ask er liğ ini yapmarnş olan ve bugün alay ettiği Turancılık ve ırkçıl ığ ı müdaf aa eder rnahiye tteki «Akın" piyesirıi, kendi i lmi ı i) kanaatları dış nda, ernirle veısmar,ama olarak yazan Faruk Nafizin ülkü vadisinde kalem oyna tması gülünç oluyor. Azizim Faruk Nafiz! Ser! ırk ın ve ırkçılığın ne olduğunu, Turandan ne kasdedildiğini bilmediğ n halde sırf parasını aldığın gazereye yaranmak için bana ye arkadaşlar ma (çünkü ırkçı ve Turancı yalnız biziz) fitne ve fesat isnad etrneğc utarr ..nıyor musun? Sen n gibi bir alaylı edebi ya t öğretmeni bu konularda kalem oyrıa tabilir mi? Vak tiyle, moda o.duğu veçhile sola meylettiğin, solcul::ırla münasebe tts bulunduğurı ve hatta: Bir rıesli uykusundan uvandırır bu haller. Doğar aç midelerden nur topu ihtilaller beyti g bi komünist edah bir manzurneyi o zaman yazdığ ,n söyleniyor. Bu söylerıtiye inanaL.m mı? Irkçılığın aleyhinde bulunanlar yüzde doksan dokuz ırkı bozuk olanlardan çıktığı gibi Turancıl.ğ:n aleyhirıdck ile r de moskofçulardan, eski komünistlerden, Gayrıtürklerden, Halk Partisi mensuplarmdan çıkıyor. Sen bunların hangisisin? Aş rı f kirlilerin şldde tle cezalandırılmasını tavsiye ettiğine göre acaba senin ne şekilde yere vurulman lazım? Bilmeden kalem oyrıa ttığına, fisebililfüls ırkçılık-Turancılık düşmanlığı yap tığ.na göre sen de aşırı bir «demokrast. yobazından başka nesin? Sen ve senin gibi l er yalnız ve ancak «Ebna.y Zaman, ve «cyyamgüder.s siniz. Şimdi her yerde demokrasi teranesi var ya ... Tut o taraf-, gitsin ... Memleke tt e şef denilen müs tebit gasıplarrn zul , mü yurürken senin hiçbir itiraz sesinin çıktığını duy, mad.k. Sen ozaman, bugünkü bütün kahramanlar g bi her şeyi kabul etmiş, boynu bükük ve alk.şçı bir şef taraftarı idin.

Komünist lerIe el birliği eden o hain ıdareve karyalnız biz itiraz ettik Biz, yani senin bugün haya etmeden «fitne» ve efesat» la vasrf'landırdığın ırkçıTurancılar .. , M lletveklli oldum diye bir şey oldum sarıma. IVIillet senin şahsına değil, demokrat parti listesine rAY verdi. Halk Partisi ndcn tiks.ncn .millc t, Salamon Adato'ya hangi düşüneevle oy verdiyse serı'rı ad-nı da o düşünce ile sand ğa attı. Şiiı'de kazandığ.n iyi adı f kir ve siyaset alanında berbat etmek istemiyorsan sus. Bütün ömrünce kadın ve havaiyattan başka bir şey konuşmamiş oları Fal'lık Nafizin ağz ırıda ciddi şeyler gülünç oluyor. Siyaset. ülkü, ciddi işler senin ney ne gerek? Emin ol ki: Duyrrıadım kimsede asla e tin.n lezzetini, Dişler-im geçti de kaç yüz kadımrı kalças:na gibi müstehcerı rrusralar-ın bile irkçı_Turancılara, yani bir fikir uğrunda çok şeyler ni kaybetmiş olan Türkçülere yaptığın iftira kadar çirkin değildil'." Sen ırkı ve Turanı erbab.na bırak da yin s kendı ihtisasına dön ve eğer takrna diş.erln n ağzına t11L külmiyeceğinden eminsen yine kad.n kalçalarını dişlemekte devam et... Ats ı z ŞI

rgi .co

Biz böyle bir şey duymadık. Böyle bir şeyolamaz da. Bu şahane safsatayı Hürriyet gazetesi yazdıysa onun da zerre ce değeri yok. Çünkü 1950 Haz irarun, dak: uydurma yarnyamuk hadisesini yazan da yine aynı Hürriyet gazetesiydi, Çok garip bir tesadüf'le dinin ve milliyetçiliğ.n aleyhinde bulunanlar hep ssr.klı ailelerden çıkıyor: Falih Rıf'kı, C bali imamının ferzendi olduğu gibi Faruk Nafiz de baba cihetinden Molla Muradzade, ana cihetinden de Halidi Tarikatı şeyhlerinden Fey; zullah Efendizadedir.

Ne

iş yaptık:ar:ııı

ken

put.laşto ; işte

ile kalmadı

ww w.o tu

IHilli denen

buymuş

In kılübın

ktrnscnln

ne varsa,

beş

sarubme

meflı umunu

Şahsiyet

yıl durrnadan

getirdik;

Btzdek lni çok !3iil;:i.irt~mizleıı Pa.şam

1;:, bitirdile.

lcaz ıd ıln.r hiç bu-inrı

elestk olmadı

ı

sor-murla n.

batrdan ne ktilmeler

diye

irılcılô.p.

beşiği

Ei~iğ"i.

yrmt

Ka.ldı rd ıla.r canücr, İyi

hiç;

vatana binlerce p~!: .. ne de mevcut bir kitap

Ga.rdenpar ti, balolar

Raya"

ileri,

crı.ar ın sorillayın

Ancak lraz andırd.Iar Ne kanun '"tanıdılar, Diktatörler

hep

en ağır vergileri.

i;;ökı"nden sözünden.

Yataklar relror kırıp al;: dedi:er karaya; Bu suretle kondular mtlyonlarcn paraya. RÜ5vetle iltimas da. r e.lto r Icırtl ı yarı}ta, Ml lyo ula.r açık verdik ko lay değ"1 bar:gta.. Vatan,

millet,

memleket

Vatansever:er DOğru

I ~

oldu

söyliyenIeri

Şa.kşakçılar

dokuz

zamanmda

Dediler

bu millete

(~ Şal Birer

türedi

çekilmez kese

l;:öyüen

mızr-ak

g"rdi

bitti

oldular.

Çu;'lt'a, budala.

korıuşt.ulur

yerden

pura

Icovdular ;

bakun

dii5üncesiz,

sust.uı-ulduk,

Şefzadeler

on.arca mnskaru,

meb'us,

yıllarca

Onların Yıllarca

oldu

ellerin:le

s:fır~ar.

Izus n-Iar.

lıi,~b"rin in üstüne.

burı.arırı asmal ı bu

bayhum

büstürıe.

bav.ar: ne.er. neler yapmışlar Yargıçlar hesap etsin Imf} derece sapmışlar. Bir dolmn bin ah ışt, bu cefaltür millete;

Gördünüz

Şifa bulsun Devri sabık

iktidar

Adil

adil

olalım

formülü yol,

onulmaz illete. suka.tt.ır bastanbaşa.

bu

ar't ık pnşa, HAYRETTİN

maşa, BAŞEGMEZ

ı


5

ORKUN

Siyaset

Memur, ve Partİcilik SOFUOGLU

hs bulunduğu aşikar bir surette görülen «siyaset» işlerinde, memur vatandaştan tam bir kay.tsizuk .beklemek ve istemek, ayni zamanda büyük bir hak, sızlık da teşkil eder.

rgi .co

m

Binaenaleyh karıaatirniz şudur ki, vazn kanunun maksadi, memuru memleket dertleriyle, millet Işleriv, le ilg lenmekten men değil; siyasi çekişmelerden uzak ve huzur içinde, kendine mevdü işlerle meşgul olmasım arzu ettiği memuru günlük tart:şmalardan, particilikten ve dış politika meseleler-Indan a.alcoy, maktır. Bu maksadında vaz.ı kanunu yerden gö';e kada!' haklı bulrnarrıak imkanı var mı? Cerçokten. devlet işlerini tedvir eden memur vatancaslarm partller n üstünde kalmaları hem memleketin selameti ve millet işlerinin iyi görülmesi, hem ele kendi mcnfaafları ik tizasındandn-. Zira par tlcil k yapan b.r memur, kendi çevr es.ncle bir: kargaşalık ve karıunsuzluk arnili olacağı gibi, dert ve rnese.elerini hal liıf asl eylemekIe mükellef bulunduğu iş sahipler. karş sirıda da bitarafane. birıaenaleyh kanuni hareket cclcmivecek tir. Keza, muhalefet partisi iktidara ge1c1i~i takdirde de «Parti ci memur» un durumu pek sarsılacak ve belki de menfaatlerinden ed lecek ti r. Bu sebepler.e memurların parti mücadelelerine karrsmamalari, günlük pcılitika oyunlar-ına iştirak etmemeleri, bir kelime ile «Particllik» yapmama.arr h r.rn arzuya ~ayan, hem de kanuneri zaruridir.

ww w.o tu

ken

de

Şura sı muhakkaktır ki, .memleke timiz gün geçtikçe daha demokrat bir anlayışa doğru Ileı-livor. Tek part li devirde kendi rev ve düsüncssin!n memleketin umumi gidiş ne hiç bir tesiri olamıyacağını ve olmadığını bildiği ve gördüğü iç.n mil.et işlerine tamamen kayıts z bir hale gelen vatandaş, demokr-a tlaş., maya yüz tutan bir rejimde - bittabi yavaş yavaş bu ilgisizliği, bu «ncmelaz.mcıliğı. terk edecektir. Mensup bulunduğumuz cernivet!n dertlsrini dert edinmek, topluluk için kendi ferdi :l1:mfaatlerimizi tepmek ve millet işlerine dört elle sar-ılmak manalarını da içine alan milliyetcil.k anlayısirmzla demokratik b l' rejimin icaplar: ta:» bir ba jdajma halinde olduğundan vatanırmzda, tek par-tili totaliterlikten sıyrılma yolunda vaki hamleler! b aşlang.çtan b sri alkışlamak tayız. Zira karıriz ki, köle c'rnak tan marazi bir zevk duymayan her r.orrnal \-·::_t~n:~aJı ({SÜrü» de koyun o'znak değil, kendi re~'ine, düşünces ne kıyrne't verilen ve saygı gösterilen bir cerniye t te bir insan olarak yaşamak cmclin.lcdr. B1l'i~assa bu bakımdan, totaliter bir rejimin nsan havsiyetiv.e telif götürmez bh' rnahiye t taşıd.ğım kabul etmeliyiz. Biz bu yazım:zda bilhassa 111 emıu-lar ım-zm duru, mu hakkında konuşmak istiyoruz. Mornur derken, asker likle, emniyet ve adalet mensuplar ın- hariçte tuttuğumuzu tasrih et.mel yiz. Malumdur ki, mevcut kanun. arda düstür haline gelmiş ve tekraı-Ianm.s bir kaide vardır: «Memur siyasetle uğraşamaz ve siyasi neşr iyat yaparnaz.» Buna mukabil memurlar-ı, mızın fikri faaliyet ve neşrlvatta bulunmaları kabul edilmiştir. Memur fikri faal vet.te bulurıabil eceği ne ve fakat siyasi faaliyette bulunamıyacağına göre, fikir ve siyaset denen şeylerin ayrı ayrı tarif edilme; leri ve her birin.rı sm.rta r.n.n çiz lmesi icap eder. Kanaatimizce ise, bunu yapmağa ve fikir ile siyaseti birbirinden ay.rd etmeğe i:ı1kan yoktur. Fı lhakika fikir ve siyaset, aslında ayru oları ve ayni kalan beşeri cehdin nazari ve ta tbiki safha.arrmn ternadi , sinden başka bir şey değildir, Fik r ve nazarlyerıin nerede duı-akladığı, siyaset ve tatbikatın nerede başladığı kestirilemez. Saniyen. memur da bir va , tandastır ve bu milletin, bu memleketin gidiş. yle ilgilidir ve bittabii alakadar olacaktır. Ona «sen yal., nız fikirle, nazariyatla meşgulol; bu Ilkir-ler-in tatb., katına karışma !,. diyemeyiz. Reşid bil' ferdi n kendi ailesinin gid şiyle ilgllenmsnresini ıstemek ne kadar gayrımantıki ise bu keyl iyet te o kadar tuhaf olur. Atılan her adımda, verilen bel' kararda vatanının ve milletinin mukadderatm;n. şahsi inanç ve kanaatlerinin ve en nihayet ferdi merıraatlerinın anevzuu ba,

M. ZEKİ

-- -.'-"-'.-.

_.

-.-

_.-.:...

~ .. ..

,~

~-

..._-. __

....

Fakat, vazn kanunun maksadını alab ldiğine genişle tip, bilfarz memleketin ziraat meseleleri hakkırı., da yazjan bir makaleyi, hatta bu yazımızı siyasi addedip memur vatandaşa memleketin umumi gidi5i ve millet işler; üzerinde hakkı kclarn tantmamak - herhalde - demokratik değil, fakat totaliter bir zih , niyet ifade eder. Binaenaleyh, kanunlarımızda geçen ve «memurun siyasetle uğraşanuvacağım, tesbit eden hükrnün, vaz n kanun tarafından kat'i bir Iisan , la tefsiri ve böyleıik le bugünkü kesmekese son verl , lerek idari tasarruflara fazlaca meydan bıraldmaması elzemdir. Netice olarak diyebiliriz ki; artık fikir ve siyasetle particiliği ve günlük politika çekismelermi birbirlerinden ayırt edelim; aynı faaliyette bulundukları halde rnuvaf akati tutan bir yazıya «gayri siyasi) muamelesi yapıp .muhalefeti eksiyan bir yazıya da derhal «siyasi.s damgasını yapiş t.ran indi hükümler., den vazgeçelim. Zira, özlediğimiz demokrasi, ancak bu gibi yollarla gerçekleşebilir. SOFUOGLU

xı.

ZEirİ


6

ORKUN

Türk II kçılığının

Düşmanları

OKÇUOGLU

ww w.o tu

ken

de

rgi .co

m

Türk ırkçılığının Alman ıı-kçılığ ı ile isim benzer, lardır. Kendi hesaplarına göre onlara da hak vermek liğinden başka bir münasebeti olmadığını kaç kere yerinde olur. yazdık, kaç kere söyledik. Fakat bir takım iz'an ve Türk ırkçılığına düşman üçüncü bir zümre, dün. idrak f'ukaraları hala 1944 yılının teranelerini tekyarlan habersiz bir takım akıl fukaralar ı ve gaf iller.. rarlamaktan vazgeçmedikleri ıçın, bu hakika tları dir. Bunların Türkiyede hangi fikir cereyanlan bulun, daha bm bilir ne zamana kadar tekrarlamak zorun, duğundan, bu fikirlerin nasıl çarpıştıkla~'ından, bu da kalacağız. çarp.smalarda kullanılan taktiklerden filanhiç haBir defa daha açıkhyalırn ki Türk ırkçılığı, Türkberleri yoktur. Bunlar koyun sürüsünden farksız bir çülük ana fikrinin şümulüne dahil ve yüzde yüz zümredir. Ancak bir çobanın sopası ile hareket edeTürk bir fikirdir. Türk ırkçıhğ ınm Alman ırkçihğ: bilecek vaıatihşlardir. Bu zavallı sürünün karasında ile isim benzerı ğinden başka hiç bir rnünaseb eti yokhala bir vakitler bir takım iymansızların savurduktur. Tıpkı İngiliz demokrasisi ile Rus demokrasisi (!) ları herzeler hakim vaziyettedir. Ir kçı.lık denince, arasıdaki benzerlik gibi.. Türk ırkçılığı, Türkiyede bir zamanlar davudi seslerle Türk umumi efkannın yaşıyan ve Türklük davasından başka bir dava güyüzüne kusulan tekerlemeleri ha tırlarlar. İrıkılabı den, Türk ırkından gayrı ırkıarın milliyetç liğini korumak, irticaı ezmek filan gibi yüksek ( !) gaye; yapmak istiyen bir takım Türklük düşmanların EI lerle, Don Kişo t'un yeldeğirmenler.ne saldırışı cinkarşı bii- müdafaa silahıdır. AsırIardanberi içimizde sinden hücumlara geçerler. yaşadıkları halde bir türlü Türk leşemiyen, Türkleşrnek istemiyerı. bu yetmiyormuş gibi bir de kendi milli. Biz, Türk ırkçıl.ğım Tüı-kçülüğün bir unsuru sayetlerinin davalarını güden Türkiyeli bazı vatandaşların yan Türk milliyetçileri olarak bu üç esaslı düşmandan ilk ikisine hak vebüyük mevkilere çıkıp da r'iyöruz. Çünkü düşman bu düşmanca fikirlerini daha esaslı bir şekilde tatb.k düşmana rahmet okurnaz. etmelerine imkan vermeBiz nasıl ko.münistn düşIHT'A mek düşüncesidir. manı isek, nasılonun habis vücudunu dünya üzeBu kadar tabii ve makul Lnkrlü.p maskesi takmış sekiz-on «Dönme Dolap», rinden kaldırmak" için ,bir fikir olan Türk ırkçıl'\Iürteci, ırIcçı diye Türkçiilere sövmededir. uğraşıyorsak ; elbette o lığı, bir fikir olarak elbetAlıverrnlş basını şimdi de i;;-renç eline, da bize düşman olacak, teki dostlarla ve düşmano da bizim "Türl,çCı]üğülara mal.k olacaktır. Türk müzü yaşatan fikirleriınizi rrkçıhğ ırun dostları bugün vurmaya çalışacaktır. AyTürk milliyetçilerinin sanı şeyazınlık irkcısı için dece bir kısmıdır. Fakat de vari ttir. Biz Türklük bu vatanda Türklük şuuru davasının başka dava güt; ku vve t lerıdikçe elbette bu mek te olan bu habisi nasıl yere serrnek için Düşmanları ise ir il! ufakdos tlar daha da artacaktır. uğraşıyorsak. şüphesiz o da aynı şeyi bize yapacak, lı türlü türlü gruplardır. biz Türklük davamiz için nasılonun davasını çiğ ne , T'ürk ırkçılığının dLişmanlarının başında kızıllar rnek istiyorsak, o da kendi milli davası uğrunda bizi, vardır. Milli ruhu yaşatacak her fikre düşman olan, ekmeğini yediği vatanı çiğnemekten elbette çekin. düşmanlık eden kızılıann Türk ırkçı!ığına düşmanlık miyecektir. etmelerinden daha tabii bir şey düşünülemez. ZOra Fakat kızıl iblis ve ayrı ırki dava güden azmlık Türk rrkçıhğr, Türkçülük ana fikrinin bit- unsuru ırkçısı olmadığı halde Türk ırkçılığı düşmanlığı yaolarak Türklük ruhunu yaşatan bir fikirdir. Bu ıu. pan zavallı koyun sürüsüne ne dyelim? Tanrının barla kızıllar böyle bir fikrc düsrna nlrk etmekte kuş beyinli yaratıklar olarak dünyaya saldığı bu kendi hesaplarına haklıdırlar. akıl fukaraları ve gafillerin akılsızlıklarınm ve gafletlerinin ceremesini niçin Türkçülük çeksirı ? Türk ırkçılığının düşmanlarından büyük b.r züm, Türk milliyetçi si önce komünisti, sonra Türk düşre de içimizde ayrı ır ki dava gü derek yaşıyan azınlık manı azmlık ırkçısını yere serrnek vazfesindedir. ırkçılarıdır. Bunların Türk ır kçılaı-ına düşman olmaŞimdilik dileğimiz bu müddet içinde Tanrının bu Iarı da gayet tabiidir. Çünkü Türk ırkçılığının t ek akılsız sürüyü hidayete erdirmesidir. Zira bu akıl gayesi, Türkiyede ayrı ırki davalar güden T'ürk leş , fukaralan o zamana kadar gafletten kuı-tulamaz; mernis unsurların Türklük için arz ettikleri tehlike, larsa Türkçülüğün yumruğu sonunda onların da kayi önlemek üzere Türk milletini uyanık tutmaktir. falarma inmek zorunda kalacaktır. Azınlık ırkçılan Tür klüğe ihanet edebilmelerine enOKÇUOOLU gelolacak böyle bir fikre elbette ki düşman olacak-


7

ORKUN O~

MUNA

K ASA .!t

Mürıakaşada. titizlikle korunması icap eden tek şey, karşısındakinin izzeti nef'si ve gururudur. İnsanlar munakaşayı kaybe tmeyi, arkadaşim kavmstrneğe terc.h -etmelidir. Sayın okuyucularrm, belki bu savdiklaı-ımm hepsi; . ni veya daha fazla'iınıbiliyorsunuz. Fakat, hiç birimizin tatbik etmediği de muhakkaktır. Onun için b.r kere daha tekrar etmeyi faydalı buldum. Fikirler tatbik edildiği takdirde b.r kryme t kez ann-lar. Aksi halde kuru bir vaaz olmaktan ileriye gidernez ler. LÜTl;>İ ••

~$

•••

<>00

•• ~

~~

nn

TELİ:\IDE

TANRI

TELİ

ırma ğı d osfln r

aşkrn

Gönül Ibrıde t sn m tln n m Yn krı r Tanrı ya Turı rıyu , Ar ısayna'ndrr

ba llur ın

Dili duad» da lla rrn Sonu bu meçhul yolların Çıkar Ta nrrva Tnrn-ryn.

de

Kubb e kubbe

sabır

saran

Sonsuzluk aşkrndun içen İlk dünyaya göziin açan

Bakar

'I'anr ıya

Va.ktrdtr Yelsiz

'I'arır ıya.

i i

i

varrnuıun

halclca

savur-ur

Herkes

Ö::~SOY

~~~~~

m

Hel'

ken

ww w.o tu

\

Bazı şeyler vardır, insanlar hel' gün tekrarladığı halde, mahiye tirıi bilmezler veya bildikleri halde ger; çeklernezler. Bunlardan biris: de münakasadir. Dairede, kahvede, sokakta, mekt eplertle - her yerde münakaşa, Bazan; bu münkasalar. dünyayı saran bir yol kadar uzar, yıldızlar kada r scnsuzlaşrr ; bazan, iki. taraftan bn-isin'n kalbinin veva !':2,'as'nın kı-ılmasly. le biter. Pek ender olarak da hayırlı bir şekilde netice; Ierıir İşin garibi, bu anormal münakasa. halktan ziyade münevver ler arasında bol bol gözükür. Bunun sebebi: Halk, münevverlere nazaran haddini, hududurıu bilir. Aklının ermediğini müteve kl.i lane ve dikkatle dinler, ikna olmuşsa kabul eder. Ona, elini ve ananesi, ilmi Çinde olsa gidip aramasını, bir söyleyip bin dinlemesini, bilginlere kıyrne t vermesini telkin etmştir. O bu telkinlere büyük bi,' muhafazakarlıkla bağl:dır. Onun yolunu atalarm miras bn-akt ığı milli kültür aydırıla tır. Münevverlere gelince: Her birisi bi,' Sokr at. En doğruyu, en güzeli o bilir (i). Her şeyden o anlar (!.). Milli kültürü, pozitif ilmin (P) sini bilmediği halde, müsbe t değildir diye reddcder ; halk arasında yaşıyor diye mek tepli kafası ile beğsrurıaz. Münakaşada, daha la., fın bitmed.ği, hüküm verilmediği bir anda sözü kesip, itirazını yapıstu-n-, Laf ın sonuna kadar dinlenmesi icap ettiğini bilmez. Hele bunlar içerisinde öy., Ieler! vardır ki: iddiasunn aksi ispatedildiği, o cemiyet te herkes kendislnirı yanıldığını söylediği halde; o, sanki bir düşman arasmda kalmış bir Donkişot; sonuna kadar kahramanca (!) ça rpışu-. Halbuki, bu mücadele onu küçültür; eş H' dostu arasmda sözler inrı değerini düşürür; bundan sonra kimse onun karşısına çıkıp mürrakasa et.mek lüzurnunu hissetrnez ; kimse ona makul bir adam demez. Fakat bunlara rağmen belki o, yine de e t raf ını yı ld ırdrğ ım sanarak gururlanacaktrr. İnsanları bu hataya sürükliyen sebep: Münaka, şayı, kazanılması gereken bir zarer le takki etmektir. Halbuki rnünkaşanın gayesi bu değildir. Müna, kasanın gaye s : Fikirlcrin elele yererek hakikati arayıp bulmasıdır. Mürıakaşada, herkes konunun bir nok., tasını ayd.nlatı r: ortaya bir f iki r atmadan önce kendi kendine «niçin', veya «neden -,soruların' sorar, cevap ve , rebiliyorsa ortaya atar: di nl iyerı bu fiki'İ beğenmi, yorsa «saçmadır l> deyip arkadaşının 'zzet! nefsini kırrnaz : o da fikir sahibine «nedenveya «ruçinsorusunu sorar, makul cevap alırsa kabul eder, alrnazsa deliller ertava a tarak reüdcder. Makul fikir., lerin reddi z Ilet, kabulü olgunluktur. Hiç bir fikir, delilsiz ortaya a tılarmyncağ ı gibi, deliller zikretrneden red de edilemez. Fi krin reddi, sahbi için bi,' üzüntü olamıyacağı gibi, kabulü de üstünlük sağuyamaz. Bu fikirlerin çarprşmasmdan, hem ],a[3.1a1' işler, hem de ortaya herkesin lıissesi olan bi;' hakikat ·doğar. Hiç b.r kimse, her şeyin en mükemmelini düşündi:ığünü kabul edemez. Dünyada en büvük ve hakiki filozofun efkan urnurniye olduğunu kabul etmek Iazırndır. Bugünün dernokrusis! d e bu kabulden doğmustur.

ÖNSOY

rgi .co

LÜTFİ

hru-ma nm

derrltrı ye dermanın 'I'a nrı yn

Dök er Tn nrıya

Erıe lhrı k srr r mı

duvun

OL, inkar etmesin yayın Her d oğuşta güneş boyun Bül,('J' 'I'n nrıva 'I'anr ıy.ı. 'I'oprn k

a çtn kef erı dl kr r o zor çeker Hesap ver eccğ iz tekel' Tı>kel' Tu nrıvu 'I'a n r ıya, Suçumuzu

Niye

büvülclenl

r iz biz

Da ğrı knrrncn ucftiJiz Yedi iklim dört !,ö5e diz Çökel' Tunrıvn Turu-ıva. Gönül Bitmez

sevdurun

Bizi vicdan Çe.ke r liIrllınıla

haneısı

tükenmez

sunoısı

ke rva ncıs

'I'arırıvn. arama,

ı

'I'a nrıyn. pe-rscnk

Bnbarıa

çevirrnc dirsek Biz b.r bl ı-Imlzt scversck Bu kir Tanr ıvn. 'I'anrıvu -, l\lElL\!ET ZEEİ

.

'.


m

*

ww w.o tu

ken

de

MASONLUK Gazetelerde ve dergilerde bugünlerde Masanlara ve Masonluğa ait tektük haberler ve tefsirler çıkıyor. Şimdilik bu konunun derinliğine girrneğe hazır değiliz. Ancak şukadarrnı hatırdan çıkarmıyalım ki sisf Kuzey denizlerinden inen aysberglerin nasıl ancak 1/9 un su üzerinde görülür, ve kalan 8/9 u kutup denizinin bulanık sularına' gömülü ve gözden saklı bulunursa Mascrılukta da öyledir, ancak nispe t belki 1/9 ve 8/9 yerine 1/100 ve 99/100 dür. Masonluğun prensiplerinin bir tanesi: «Sözün gayesi maksadi giz , Iemek tir.». «Mason» ve «Masorıluk» denince milliyetçinin bütün dikkati bir anda silkinip uyanrnah, ve bir mlli., yetçi (başka her şeyi unutsa bile) şu hakikati ömrü boyunca, bir an için bile unutmamalıdır: Masonluk b.zirn yüzde yüz düşmanımızdır.

lara, ve fırak g+yrniş büyük adamlarımızın resimlerine sayfalarca yer ayrilırdi, bunlar tükerımez övünç kaynaklarırmzdı. Gelen Avrupalı ve Amerikalı fikir ve san 'at adamlarının bizim övündüklerimize şöyle bir göz ucuyla' bak-p (Aferin) dedikten sonra şaşIacak bir aksilik. le hep o geri şeylere, bizim arka plana attığımız şeylere s dip saplanmalan ve hayranlıklarının her seferinde hedefini şaşırrnası bizimkilerden yabancılar-la teması olanlar-ı az mı sinirlendirmiş, üzrnüştü ? Doğ. rusu kendimizi tanıtmak ve sevdirrnek için gayretler h'ç esirgenmemistir. Fakat, her ne sebepterise. acı hakikat şudur ki Batı alemi bizi tanvnarnakta ve anlamamakta inat etmiş, ve Batılı milletler camıa, sırıda itibarımız da (keyfiyetin milletten saklanmas-na rağmen) düşdükço düşmüş, ve (doğrusu lüzımsa) sıfıra pek yaklaşmıştı. Sonra birdenbire bir şeyler oldu. Koreye br takım fıraksız kimseler gitti. Bir kaç yüz Türk öldü ve sa. katlandı. Ve sonra hayre tle gördük j.;:i 27 yıllık inkı , Iaplarrn ve propaganda gayretlerinin sonunda haiz Olduğumuz itibar bir iki hafta içinde bir iki misli yükseliverrniş.

rgi .co

DVZELTME : Geçen sayımızın «ORKUNDAN SESLER» sayfasm , daki APTAL başlıklı fıkrada bir tertip hatası olmuş, (Ebedi Şef'in na'rı.ü nimetiyle perverde olmuş, şak , şakçılıkla karnı doymuş, dalkavuklarla hernhal olmuş bir zümre vardır ki, bunlar şefler.ni Türk milletinden kıymetli görürler ... ) denecek yerde yanlışlıkla ( ... şe_ reflerini Türk milletinden kıymetli görürler) şeklinde çıkmıştır. Özür diler 've düzeltiriz. Bu gibilerin şe. reflerinin değ], ancak şeflerinin bahis konusu olabileceği aşikardır,

*

ClVITMIY ALIM

Koredeki kahramanlık bize milletlerarası büyük bir itibar değişikliği sağlamış veya sağlamak yolunu açmıştır. Daha önce itibarımız (bu c.het milletten daima saklanmakla beraber) çok düşüktü. Garip bi' tecellidir: Bizim gerçekte kıymetli, bize itibar sağ l ı; yacak neyimiz varsa bu bir ayıp saklar gibi yabancıların gözünden saklanmış. buna karşilık yabancı. ların dudaklarında bir is tihza gülümseyişinin bellr. mesine (veya nezaketen zabtedilmesine) yol açacak neyimiz varsa israr ile önlerine sürülmüş tür. Mesela Ma tbuat Umum Müdürlüğünün yıllarca çıkartadur, duğu parlak lüks kağıda basılmış resimli dergi ve albümlerde tarihi mimari eserlerimize, müzelerrruz , deki san 'at eserlerine pek az yer verilir, veya hiç veril. mezdi, çünkü bunlar «alaturka» şeylerdi, gerilik ala, mo tler-iydi, onlardan braz da mahçubiyet duyulurdu; halbuki «İn kıl ap Tür-kiyesi» nin başarılarını ve ileriliğini gösteren izci resimlerine, ciznnastik don, lu mektepli kız resimlerine, Ankaradaki kübik bina.

Bize bu itibarı birdenbire sağlıyan Mehme t'Ieri 1945 e kadar yeni Ankaranın caddelerinden geçirt.. mezlerdi; polsler onları ite kaka, döve döve arka sokaklardan ve şehir dışndan dclaşmağa sevk sde rdi ; yüksek makamlardan verilen emir böyle idi. Çünkü onları sokaklarda yabancılar görürse ayıp olurdu; «İrıkılap Türkiyesi» nin itibar'nı bozardı. Korede olan bitenlerin Avrupa ve Amerika umumi efkarmda uyandırdığı tesirler üzerine heveslenImiş Şimdi de Koreye «Atatürk kızı» Sabiha Gökçen gön., derilecekmiş. Yazıktır. Günahtır. Yeter artık. Yüzlerce Türkün ölümü babas-na elde edilen (diğer mille tlernkine nazaran yine ufak.) bir itibar var. Onunla oynamak hususunda bu kadar hafifl.k göstermiyelim. Biraz acıyalım artık bu millete.

TESELLİ Başka her tesellinin iflas ettiği haller karşis-nda SOn teselli, «Daha beteri de vardır,' şükür Allaha ki başımıza o ge lrnedi» olur. Kcmünizm tehlikesi karşısında bizimkilerin körlüğü önünde acı duyarılar-a aşağıdaki. teseliiyi sunuyoruz: Bir İngiliz riyazlye alimi (!), Ruslar İngtltcrevt istila ederse bundan b'r netice çıkmıyacağını, zira tn, gilizlerirı onların emirlerine değil de dah a ziyade Avam Kamarasının çıkaracağı kanunlara uyacakları.


ORKUN

*

HİLE.İ ŞER'IYE Meclisten çıkmak üzere olan bir kanuna göre yaşıyan adamların bütün heykeller! kaldırılacak, C,RP, Iiler kanunu önlemek için bütün gayretlerini sarf ettiler ama nafile, Şimdi şefleri İnönü'nün heykelle. rini kurtarmak için tek çare kalıyor: Onun bir siyasi mevta olduğunu ve bu sebeple kanunun hükümleri dahiline girmiyeceğini iddia etmek, Bakalım tuttu. rabilirler mi?

*:

rgi .co

*

de

i

ken

(

IvIİDE BABINDA Komünistler tarafından cennetleştirImts mern.. leketlerdeki ahlak çökün tüsünü: zulmü ve köleliği nekadar anlatsak bizi-n sollara belki tesir etmez, Çünkü onlarca bütün bunlar ikinci derecede şeyler. dir; asıl mühim olan mideleriri dolmasıdir. Şu halde onlara yalnız o che tren haber vermekle ye tine li m. Amerikalı br muhabir Doğu Almanyada yaptığı se. yahat dönüşünde oradaki ,işçilerin hayatını anlatıyor, En yüksek ücret bizim pararnızla ayda 28 lira, Bununla alınabilen gıda: Yalnız kara ekmek, patates, ve lahana" Ah şu bizimkileri oraya göndersek te bol bol doy, salar!

ww w.o tu

(

TEMİZE HAVALE Komünizm mikrobunun F'rarısaya derin bir şekil, de işlediği ve hükümetin bunu önliyecek gayret \'2 kuvvetten mahrum göründüğü herkesçe malumdur. Birçok kimseler bir harp çıktığı zaman Fransanm, iç bünyesindeki bu hastalık sebebiyle kendini gerek. tiğ! gibi koruyanryacağı inanemdadır lar. Fransanın sosyalist Cumhurbaşkanı ise verd ği bi,' nutulcta, böyle düşünenlerin aldandiğrn. vatan hücuma uğradığı takdirde bütün va tandaşların canla başla müda, faaya kosacaklarını, ve bunların içinde düşman ordu. larına karşı döğ'üşmiyeceklerini ilün e trniş olan bazı «rnüfri t muha lif lers in (anlaşılan Cumhuı-başkan.run «Komünist» demeğe dili varrmyor) en önde kahramanlık göstereceklerine güvendiğini söylemiş, Eb, artık Fransanın akibeti hakkında taşıdığımız uf ak tefek şüpheler de .. :

Bizdeki dönme ve dönrneci ma tbautta mczbu hano hir gayret var: Komünizm ile "İrtica' yı aynı sa I ta göstermek gayreti, drtica, yı komünizm körlikLıyormu:;;, komünizm destekleniyorrnuş, komünizm ile iıtica müttefikmiş. (:, kadar tekrar ediliyor ki, bazı insanın inanacağı geliver. Sonra b.r de bakıyoruz c'tl'a[IJ111_ za, bütün komünistler harekete geçmis. hepsi kalem; eline almış o veya ağzını açmış, durmadan sövüyor. Kime? Mürt eciyc \"C İrticaya! Hepsi yaygz;'.:ı.nın son haddinde İnkılap elden gidiyor' Hepsinde bir heyecan: Ata türkün yolundan dörımiyec ekler: Hepsinde bir h cldet ve sidde t : Ata'ya dil uzatanların dili kopanlmalıdır! Komünistin hiç bir sözünde samimiyet olrnam ssı asrld.r. Merıfi veva müspet hıc bir ne tice çık arrnağa girişmeden, sırf bir hakikati tesb.t etmek için kabul etmek zorundayız ki bugün kornünis tler bütün gayretleri, bütün propaganda vasrt alar ı ile «İnk i iap, ın ve «Ataturks ün saf ındadn-lar. Ve bu hususta herkesten daha ilıi gidiyorlar. Hatta dışarıdaki komü, n.s tleri de bu konuda imdada çağrrnuşlard.r. Önümde peyk memleketlerden birinde çıkan bir makale var: Cüreti iç işlerimize karrşmağa 'kadar vaı-dırarak bize Atatürk İukılnplarmdan asla ayrılmamay ı israr . le. tavsiye ediyor, sonra küstahl ığı bil' perele daha artt.rarak üstü kapalı bir tehdide geçiyor: Atatürk'; ün yolundan avrrldiğumz anda net ce bizim için çok vahim oluvermek ihtimali varrn.ş. Anlaşılan bundan sonra Kızılordunun tankları da «İrık ılab. a bekçi lik edecek'

m

nı, ve Rusların da bu halden müteessir olup sonun. da Ingilterevi terk edeceklerini beyan evlemis

9

Nasıloluyor da dönme vatandaş( ıllanmiz bu kadar açık Lir dururnun aksini telkin eder yolda kalem ytu-utebiliyoı-lar ? Bunlarda insaf tan, utanmadan, mantıktan, insanlıklan hiç mi eser yok? Neye .stinat ederek böyle yazabiliyorlaı-? Anlaşılıyor ki onlaı-ın bu hassalardan hiç birin e ih t iyaçlart yok, Bunların hepsinin eksikliğin" sadece shret liğ in \'2 hayasızh; ğ.n hudu ts uz derecede fazialığı telafi etr;ıeğe onlarda bol bol -ye tiycr. ~~~~~-r

i

!

i

.

1944-1945

PROFESÖR ZET{İ VELİD! TOGAN Hem doğu hem de batı ilim alemine yaptığı büyük hizmetlerden ötürü Profesör Zeki Velidi Togan'a Alman Doğu İlimleri Cemiyet i fahri üyelik payesini tevcih etmstir. Bu, milletlerarası ilim çevrelerinde en büyük değer taşıyan payelerden biridir,

ırkçılık Turaneılık Düvas; İ Bu tefrikam;zı lunan danberi

Geçenlerde İran'ın da sayın Profesörümüz e Birinci Sınıf Fe rhenk Nişa mrıı tevcih ettiği hatırlardadır, Memleket ilmi bakımından iftihar duyar ve Ilmi kudretini Doğuya ve Batıya ka. bul ettiren büyük al imimizi tebrik ederiz,

yıdarı

Atsız'ın kesilmş

haztrhyan hastalığı

hey'e t arasında

sebebiyle

bulunan

itibaren

tekrar

yıda konunun

esasına

neşrclunmaya

başlanacaktır.

bir kaç sayı;

bu yazıya

baslryacağız. girişilecek

- ..'--- •.... _ ..---_.~

bu-

gelece k 'saGelecek

ve

sa-

vesi kalar

~_.-"''--.- --._-----'

! ı

-'._ ..

_•....


10

ORKUN

Ahmet Hamdi Haşar'ı" Tiirkçülilk Düşmanlığı -2ÇiFTÇiOGLU

KE.JDET SANÇAR (

m

ww w.o tu

ken

«Yeni bir ga.rp, yeni bir medeniyet doğ;uyor ... Yeni b:r medeniyet, bil' gn rp dOğ"arl,en ancak 011\1 Icavr ıvubrlen Ye o g a rba vnl.rt ka ybe trnederı krı.trlrırı mltlet , ler yaşıyabilir, Osmanlı imparu tor luğu bundan bir I,aç asır evvel do ğan garbı kavr ıvu mad ığı için şark k11:n[1k çöıüii. Şimdi de ve nı f.!emi anlamıyan ve ona muka veme t e vcva körü körline mutava at a mecbur katacak memleketler çükece kt ir (Barış Dünyası, Sayı: 3, Sayfa: S),»

i

rgi .co

«Şimdi dünya yeniderı değ'şiyar. Tarihin büyül: Ink ılüplar ıntlun biri Içrıdeviz. BlI inkrl ap sayesinde yeni diin:,'a doğacaktır. Bu dünyavı sevmez, anlamaz ve tam ya],tinue içine kavuşrnaz sak büyük bir m 'L lete ait tarihin ebetltveu kapanmak tehlikesi vardır (Barış Dünyası, Sayı: 1, Sayfa: 6).»

cevabını; «el imiz den geldiği kadar onu bülürtaşt ıra. rak vaymak istiyoruz (Barış Dünyası, Sayı: 1, Say. fa: S) .» demesine rağmen açıkça vermiyor. O uzun ve sayfalar dolusu yaz ılarrnda sadece bir takım müp. !1C"Tl sözler, tefsire ve manalandn-ılmaya muhtaç la. kırdılar söylemekle vetiniyer. Fakat bu mü ph em la. kırdılar dikkatle incelenecek olursa onlardan bazı manalar çıkarmak pek de güç olmamaktadır, Yeni dünya nedir? Rr yazıda bu, şu şekilde anla, trhyor : "Eski medeniyet l,emlili;;\'inden olan bir alemin topar lanmasi, büvümest idi. Yeni medeniyet ise kon , diliğinden olmuş ve to parInnm ış bu alem üzerrıe in. srinın ce mlye t ve insan hesabına t.ah a k k itrn etmesi de. mektir (Brır ış Dünyası, Sayı: 3, Sayfa: S).» Bu sa tırlar, dünvann ikiye ayrılarak yaptığı bü, yük boğuşrnamn sonlarına doğru, 1944 te, yazılmak. tadır. O büyük bcğuşmarun ikiye ayırdığı dünyada sadece ordular değil, fikiı-Ier ve ideolojiler de çarpı. ş-yordu. Ahmet Harndi Başar «Avrupa ve Asya yı, iki düşman :llemini, çarpışan üç büyük Ideolojiyi btltyo , r uz (Barış Dünyasr, Sayı :1, Sayfa: 3).» sözleriyle bunu bilhassa kaydetmektedir. O satırların yazıldığı sıralarda dünya üzeı-Inde birbiriyle savaş halinde bu. lunarı üç ideoloj demokrasi, faşizm ve kornünizrrıdir. Buna göre yeni dünyayı ya bu ideolojilerden birisi. nin, yahut bunlardan başka diğer bir fikrin yar at, ması icap Etmektedir! Bu üç sistemin dşmda dünya savaşına katılmış dünya çapında bir başka fikir yoktu, Buna göre yeni dünya fikrini bunların dışında aramak boş olur. Şu halde Ahmet Harndi Başarm kalemine doladığı yeni dünyayı, acaba, bunlardan hangisi yaratacaktır?

de

Ahmet Hamdi Başar'ın Barış Dünyası sayfalarm. da gösterdiği .marrtet sadece sistcrnl: bir şekilde ya, pilan Türkçülük düşmanlığı değildir. Bir de ısrarla tekrarlayıp durduğu bir cyeni dürıva fikri" vardır ki biraz da bunun üzerinde durmak faydasiz olmaz, Ahmet Harndi Başara göre; ins s nlrk yeni bir hayatın eşiğindedir. Eski medeniyet çökmekte ve yeni bir dünya doğmaktadır. Bu yeni dünyaya katılmak lazımdır, Osmanlı imparatorluğu vaktiyle değişen dünyayı fark edemediği, ona katılamadığı içrı bat. mıştır, Şimdi biz de doğan yeni dünyayı anlamaz, ona katılmazsak aynı netice bizim için de vari ttrr. Barış Dünyası dergisirıin vsayfa lart, işte bu doğmak üzere bulunan yeni durıvadan bahseden makaleler H satırtarla doludur. Şu satırlar işte bu yeni dünyayı anlatmaktadır:

(,Biz şlmd l tarihin bii~;il, dörıum notcta smdnvız. Tarih bir rota değ'iştiriyor, Buyük nrt ınnln r gl'çiren medeniyet gemisi yeni r ota smda yenl utuklara dağ· nı yelken açru-ak gitı~c<,l,tir (Ba r rş Dünyrısı, Sayı: -l, Sayfa: 3).»

«Yeni b.r d iırıva duğuvor : bu harpler ye boğuşma , lar bu dOğumun sancıla rrô ır. Yt'ni ılo:;;:1('al, d iirryn.nın ne olacağını arılamava çalışalım ye ona yanlım erle , Iim. Uymak teslim olmak değilllir; Anlamale Ye mil. leti bu yerıl [dem içinde vrır olarak ~'a~:ıtmak demek. tir. Asıl teslim olmak yeni doğacak dünyuvı a.nla , marna k Ye ona mukavemet ct mt-k!e olur (Barıs Dün, yası, Sayı: ıı, Sayfa: 4).ı> ................................

«Brr millet içİn en biiyük f'elüke t, tarihin bu dö , n iırn yerlerinde drğ'İ5en dimyavı kavr ıva mnma.k, do, ğ'an venl fikri kuvruvamama k H' bunlara mukavemet ~östcrnH'l,tir (Bar-ış Dürıya s ı, Sayı: 1, Sayfa: 6).» Bu satırlarla gayet açık bir şE:,:ilde anlatılmakta bulunan ve içine kat ılmadğmuz takdu-de ba trnarnı, zın mukadder olduğu kaydedilen bu yeni dünya aca. ba nedir? Ahmet Hamıli Başar, nedense, bu sualin

Arvnct Hamdi .Başarm yen' dünyas'nı vararacak yeni fikri n demokrasi olması imkansızdır. Çünkü bir kere demokrasi yeni bir fikir değildir. Halbuki Başar'a göre «yeni dünyas fikri doğrnak ta olan bir fikirdir, Sorıra demokraside insanın cemiyet ve insan hesabına aleme tahakküm etmesi diye bir şev de yoktur, Halbuki yeni dünya fikrinde böyle bir tahale. küm olacağı bIdi ı-ilmek tedir. O halde yeni dünyayı dii?;er iki ideolojiden birisinin yaratması kap etmek. , 'tedir. Ahmet Harndi Başar'ın «Barış Dünyası'> davulu ile «yeni dünya» f ikri n' gümbürdet tiği sıralarda fa. şizm, bu fikir uğruna çaı-pışmak ta olan ordulaı-ın garilemesiyle irıhilale doğru gider haldedir. İnhilaJe doğru gitmekte olan bir ideolojinin yeni bir dünya yaratması elbette ki bahis konusu olamaz, Buna gö. re geri kala kala bir, tek komünizm kalmaktadır, Acaba doğmak ta olan yeni dünyayı yaratacak fikir komünizm mi olacaktır? Komünizm (işin palavıalığı bir tarafa), insanlığa yeni bir hayat vadeden bir fikirdir. KomCınizmde (Yine işin palavrauğı bir taraf a ) aleme, cemiyet ve insan hesabına (!) tahakküm etmek te vardır. B'-

)

~


ORKUN

naenaleyh dünya

Ahmet

ile

Harndi

komünizm,

pek

uymak

fikir

olan

ta,

devri

ları. olur.

Bu

cleni;yet

yeni

«Bir

tnkılabı

medenivet

d ışmda

ana

dünya

fikir

teselekül

Ahmet

büyük

etmeye

uğraştığı

olması

icap

Esasen

Başar

me.

bir zarure görüşünün

günkü

ve

da,

medeniyet

halkası

o gerilikler

alemi

olan

olan

batı

ce

ileri

memleketlerinde geri

rüyoruz siyle

(Barış açıkça

tatbik

Dünyasr,

Sayı:

dışın-

lardır yazmak

4,

bulduğunu

Sayfa:

gö-

cümle.

4).»

ortaya

bu

harp

kendi (Bar ış

iş başına

cemiyet

geçirmek

için

düzene

çiltk 'dünyası

Dünyası, de

olduğu

ilan Başar

Dünyası, bu

«yeni

olacağı

yeni

dünyayı

dünya

(Barış

Dünyası,

yeni

Sayı:

enterrıns.

1, Sayfa:

kendi

kendine sonu

bir

bugünkü

Bu

koyan,

küm

edecek

yaya Aksi

olan

bu yeni

recek

dünya

olan

cerniyeti

larda

dünyadır,

bulundu.

ve

bizi

ve

Kendi

g'a.rp,

yük

relüket

dovitşü

ye

bunu ilmin

görmeye göriiş

ve

garbm fa:

13).)} İşte

lunan

bir

batıığrru,

olduğunu

bu

yerine

alemin

kör

ilim

yeni

kör

dünkü

garbın

halde

Böyle

olduğu

(Bar ış Dünvasi,

devr s ,

toplu

gibi

doğmak Sayı:

bir bil' üze.

7, Say.

çoğu de

makaleler

müphem bu

sözler,

karışmca,

serp.şürümis

arasına gözükmekle hele artık

işin

beraber içine

doğmak

bubirbiri-

Marks üzere

ve olan

kadar

daha

araya

bir

koyarak

yeni

«Yurt'

ve

tamamen

Onlar

eserler

dergilerde şah

iyice

ciddi

(Adımlar)

imzalar

kaf'a

köyün

temel

şi i,

büyük

ştmıliye

(İnsan),

kadar

(Yurt

bir Istikbal

g.bi satn-Iarta

görü;ıroruz.)}

yeni adde,

de bize

rrıe cmua.lur ı etrafında göstererek

«... olmuş

bulunduğu

sahası

beraber

say-

kıpkızrl

gibi

v e rmed ilerse

bil'

malz e,

Yine bu

moskotçular

içinde

çocuğu,

gtiçler-Irıl

muvaffak

... Fikir

olmakla

faaliyetler

çok

ve

bulunan

köy

«Adımlar:',

beri

öğ-rettiler

vermemiş

binlerce

yazan

Tanzimattan

sefaleti

malum

ve

bu

de eksl: ai-tık

herkesçe

övulmek tedir.

diye

Dünya".

düvasmıla

debiliriz.

sü,

kalemteker-

marifetler

ve Irık ılüpçı

nesIi rimizin

öne

ağız ve

sayfasında,

kol

de rg iler-le şLr

etmektedir?

tekrar

birinci «on

köşesinde

hazu-Iıvo ı-lar»

mesini

arz

«insaniyet»

başka

derginin

köyenstitüleri

dört

savaş

barrş;

benziyor?

kuruldukları

fikirle

daha

milletlerin

tekrar

meşhur

tasık

içinde durmadan

moskofçu

olmıyan

bir

Dünyası'nın

benzerlik

de

daha

düşürmedikler-i

yine

fikri

Mesela

yurdun

ve

toplarıarı

ve

vadeden

bil'

takdir

edil-

mektedir.

bun , denilen

ve bu ve

liizımdır.

bir

bir

için

ne

kadar

meşhur

Dünya),

görii;d,inii,

va.ki

şu

durdu,

sayfalarında

Barış

için dillerinden

Dünyası'nda

hangi

Bu.

döğUşiinii

çalışmak

Barış

aydınla.tt.ı.

bü,

ufaklı

derginin

Mesela

eksik

ne

3) .» diye

Sayfa: tekrarlayıp

ı-ın

bu

Dünyası'nda

hiç

değildir.

eser

Marksrzm

l iyice

defalar

lerden

ver.

kortrunç

ismine

h'.-

(yani

alemin

Barış

falarda bir

17,

hat-

,arpışacak_

olacağını

değildir.

«insancıhk»

haber

bir

dünya

fikirler

azaltmak

lemesine

Bir var

makalesinde

mıdır,

(Barış pek

yok

«Türkiyede mudur,

Dünyası,

suretiyle

Sayı:

dünyadan

habersiz

16, ve

gibi

bir

komünist

buraları

bence

Sayfa:

3) .»

Türkiyedeki

gözüken

Ahmet

cereyanı meçhuldür

diye

yazmak

rnelane tlerdcn Hameli

Türkçülüğe karşı haçlı seferinin açıldığı 1944 yılında, işte, bu fikir-leı-in yayılması

Başar,

o mcş'urn için

didin,

di durdu. Bu

tamamlayan

Marleslzm

çok

büyük

kavramak

g örüşler

g-öl'peeldil'

muhtelif

ve

bu ye

kavramaya

tarihte

re

ve

götü-

yaparak, şô.yarı buluş.

dahi

çnhşun

doğuu

edebileceği.

gittiğ'ini

devirlerini Garbı

kavramaya

fikirleri

olan

doğru

dün,

satırlardır:

oluş .halinde

ıstırap

temellerini,

do ğan

dü-

tahak-

yeni

tarihinde

yolunu

yaşıyor.

tetklldnden

yeni

gel-

hükme

müşahe.deyl hayretIere

lcerıd ine

Ice nd ll iğlrıderı

içinde

oluşu, ların

dünya,

mecburuz.

kesin

şu

ilim

felakete

kurtulrnn.k

Bu

hulasa

şeklinde

hakkında

fikr

bir

bundan

gün

dün-

için

katılmaya

Dünyası'ndaki

garp

aleminin)

di

yeni

namina

bir

de

rülerı

Artık

bir

cemiyet

devletçi

Biz

Sonra

me-

meydana

cemiyet

yer tutmuş olan Mar-ks, bu diselerle her gün doğrularıan batı

Bu

ve

dünya

Barış

«Nitekim

«eski

yeni

dışında

insan

zarurtdır. batarız.»

takdirde

miz

Şimdi

doğmaktadır.

yeni

göre

bir medeniyettir.

olmuş

sahasının

aleme

uymak

güçlerini

3).)) nı

ww w.o tu

mektedir.

misallere

gelm ştir.

medeniyet

medeniyet

zene

kadar

almıştır.

de

verdiğimiz

medeniyetin

ya.yeni

yer

ta

içinde

insanlar,

birbirleriyle

Sayı

ol-

devrini açacaktu-,

ı

adında karşımıza dikilen ve sayfaları tekrarlanan barrşçıhk, moskofçuların,

Ahmet

bir

bu

düşmanca

sık

8) ... »

3, Sayfa: anlatırken

fikrinin

kım

devlet.

cılık ter-anesiyle

kadar

deniyet bu

ni

Sayı

lk,

kaydetmektedir. Buraya

de

cemlye.tçll

ken

da

edilen

bir

kentli

kından

doğacağını

bir

müh.m

hepsi

adamı

cekinmernek

da

belirtmektedir. sayfalarındaki Türkçülük düşmanlı, ve sistemli sekli iste bunlardır. F'a ,

nasıl

dünyası

en

kat

bir plan içinde cernlye tl

koyan

(Barış

Harndi yonal

suretiyle

ğının

eleman-

aynı

m

ları

ve temiz

sını,

ta r.hlrı

inancın

ça rpcşmn lar

rgi .co

ii

iradeli

hangi bir

mii letler-in

kurarak

suretiyle·

Barış

mutahassıs,

dünya

kurulması

hangi

sonrası

saflar

dünyanın

kaydetmektedir,

... Btlg ln, seçkin,

nizam

aralarında,

kardeşler

ğu

hangi

anlaşılmaktadır.

koymaktan

ve carıavarca

Milletler

sahası

fikrinin, şekilde

bir

Dün,

ttdir. Bu bn k ımdn n tarihin metl errlye t çi d oğr nluğuna Jnanıvo ruz (Barış Dünyası,

«fakat

ta.

oldu.

cemiyetinetelkin

ka vg.ı smn ve her göre

açıkça

A vr npan ın sarıavl ; fakat Rusya gibi su ,

bu

Sa.yfn : 3) .» sözleriyle

umarısız

bu

medeniyet

Türk

dünya

işte

«sınıf

i'

J

J.,

da

değil,

memlekette

Sayı ıI duğunu

teşekkül etm'ş. hususu «bu.

Rusyada

Esaseri Ahmet Harndi Başar günkü komüntst cemivet fj:'Tin:n tir,

nayice

dünyasının

yeni

ettiği

ve

vermektedir. 1944 yılında Barış

sayfalarından

üstünlüğüne

vaşrvan şartları yp ff kir le rt değ'i5tireceli:, yen; ve fikirler ortaya Icovacalctır (Barış Dünya. sı, Sayı: 4, Sayfa: 4).)} Sözleri de bu hususu takviye etmektedir, Zira komünizm denilen iptidai fikir, bufikir

garp

bilgi

Başar'ın

dergisinin

fın

bu

k~fi

Hamdi

ink ılap. Çünkü

hangi

bize

yası

şartlar

,

mederıiyetirı

hakkında

bir

eksertya,

e d er.

ğu

fikrini

halkası

büyük

hesliyen

ha lka suurı

yeni

yaratılacağı

sonra

garbın,

yeni

blrbirIerine

dünyanın

tarafından

g'eç,irdil;:ten

bahsettiği

unsurtar-iyle

dış

benz eyiş

bu

komünizm

kuvvetlendirrrıektedir. buh rarı

Başar'ın

bu

II

milletin

göstermiş aynı 'tın

mille t.n garip

dostu

bulunan bil'

olmadığını 1944 teki yaz ılarıyla Harndi Basar'ın, bugün olarak Mecliste bulunması haya; Ahmet

vekili tecellisi

değil

ÇtFTçioGLr

midir? r-m,JDET

gANÇAR


12

ORKUN

KÜÇtm: TİYATIWXUl'; litlÇtiı.;

ESERLERİ:

Sakacı Piyesinin Gayesi ve Bir Teklif Hİ'XMET TANYU

4 - Aşk '13 şahsi menfaa ı, sermaye ve servetler peşinde koşanların yalanından baska bir "ey de;iielir. Hor şey basit ve kaba manada merıfaa ta göre. 5 - Herkes ego zrnivle, iştah \'C' sehve tlyle kendi refahını Kurmaya çahşrr. (":13. engelolanın kim olursa mesi, ölmesi bile meşrudur.

ne olursa

olsun

eziL

Piyeste hizmetçi kızın, evde hemen herkes tara, fından sert, haşin ve aşağı bir muameleye tabi tutulması, hırçın ve sinirli acayip bir a le reisi olan «Baba-mn erinde esir gibi kullanılması, müternadiyen çalıştırılması da safdil hizmetçinin istismarı için bir numune teşkil edince ayrıca dikkate değer oluyor. Eserin cidden hayali ve garip tipi «Baba» dır. Di; ğerlerin n hayat arılayışı ve dünya görüşleri kötü veya yanlış ta olsa bellidir. Fakat ~:Baba;, h am onların rryakarhklarma, suhtekarhklarma, sapıklıklarına yavarı ve soğuk sözlerle mukabeleye yeltenir, alayeder, hem de zavallı hizmetçi kıza asabi, hırçın jestlerle iş buyurur.

ww w.o tu

ken

de

Hüsnüniye ti rıe inar-mak istediğimiz «Şakacreserinin sahib. şu tasvirlerle ne yapmak istiyor? Böyle bir haya tı göstererek, aym hayatı yaxadığ. farz olu, nan veya yaşamak hirsuu güden birkaç insan düzi , nesi ne ders rni verrnek arzusundadır ? Bunu ib.. ret tablosu yapacak unsurları haiz midir? Oysaki azame tli ve yüksekten konuşmasına r3.ğm2'1. silik ve sönük «Baba » insani vazifesini yaprnam.ş ve buahare terk ettiği a ileyi is.aha dahi uğrajrnıyaı-ak o muhit ıen uz aklaşmayı tercih o rmlş tlr. Yalrı.z mes; net ve kuvvet ten mahrum bil' sec1a damgası istimal etmiş ve demiştir: «Karamzm içi bozuk l:«. Çocuklarına bövle söyleyen, küitıır1ü olması gereben bir sahsin, karanın bozulrna sır.a ncle ıin sebep olduğum e nlaması beklenireli «Kaf arnn bozulmas> nın, sözde bilgi V2 inançlar, va rılış gÖl'g~: Ve' kötü tes rle.'Ie 0:[(Iacağmu: \'e bilhassa, aile, sokak. cevr e, okul terh;~.;esine sıkı sıkıya bağlı bulunduğunun, matuuat, türtu neşriyat, film, tiyatro, şarkılar, musiki ve benzeri tes ı-lere tabi olması gerektiğinin kavrarulması zaru. ri idi. İnsan kafasina, insan ruh ve duygu sahasına nasıl tohum ekilirse, nasıl görgü ve alışkanlıklar o \'ar.ığı ıst.kamencndır.rse. ona uygun ma n tık ; hüküm ve hareket heklcnmesi , mahsul alinmasi pek tabiidir. «Kaıun.zm içı bozuk· gibi bir hukümde bulu, nan baba vazifesini yapmadığı veya bu kadar yıl dünya sathında canlı olarak ikamet etmesine rağmen daha vazifesinin ne olduğunu bilmemesine göre ilk kafası bozuk olan mahlük sapı t.mış çocukları ve kaıisı : damadından önce kendisidir. Bir müellifin, psiko , lojik, sosyolojik tamarneri ilmi tahliller yapması istenmese bile. onlara aykırı, sözler, fikirler de bulunması, olgunluk ve vukutu na kzcdici hazin bir manzara teşkil eder.

zaten lüzum yoktur Ve zaten doğruyu gösterici bir yol da vazıh surette aydınla tı'mamıştrr. Şu halde seyirc.lere insanlığı ve dünyayı kötülernck mi yoksa burjuva hayatı sürenlerin, kapitalist ekonomi sistemin, ce ayarlanarak azami menfaatleri için ne kadar iğrenç hale düstüklcrtnın gösterilmesi mi istcniliyor ? Yoksa bütün manevi, dini, ahlaki cepheleri yalar. ve sahte, karlık olarak mı ortaya serrnek arzusu takip ediliyor? İstismarcı kapitalizmi biz de kötü ve zararlı buluyoruz. Beşeriyete astarı yüzünden pahalı ç kan, zulmun ve vahşe tirı kanlı giyot ni halinde işleyen Marksist ve materyalist cereyanlarda ise ayrıca manevi, insani, ahlaki değerler ezilmek isteniiir

m

ı - Piyese göre yas, matem manasız. Zaten sağ kalanların yası, acıya ıst.rak! de riyakarhktan ibaret. 2 -- l\Ienfaat, en yakının (baba dahi olsa) ölümünü is te tir. 3 - Babalık, analık, kardeşlik. hulasa aile boş ve menfaatları çarpışan, ictirnai, kof bir müessese halindedir.

rgi .co

çjYİCİOGLr

Tasvir edilen aile tipine Türkiyede kaç kişi uygundur, veya bu t p cemiye ti sar.cı bir gelişme kabiliyetinde midir? Bu gerçeğin bir tipi midir, belirtilmesi ve bunca masraflarla gözler önüne serilmesine Iüzum ve fayda va;' mıdır? Herhangi bir vak.t geçirici, eğlendirici, güldürücü, heyecan ve mer alcla insanı oyalayıcı bir değer de ihtiva etmediğine göre acaba eser bilirımiyen sez.Irniyen müstesna bir za., man dışı büyüklük mü taşıyor? Buna dair de ümitlerırnek kabil olrnıyor. Şu yalnız aşk meselesindeki hüküm de müstesna saçmalrklardan başka ne olabilir? Sahtekar'hk, rryakarhk, gösterişçilik, menfaatperestlik tarafından katledilen «Aşk» ta hang, ge:'çeklik mevcuttur? Halen, tekniğin insana refah, kolaylıklar, rahatlıklar ve insana bir hayat dekoru temin otznesinden fazla, öldürme ve' sörnürmedeki emsalsiz kötüye kullanma hamleleri karşısında, insanların ifrat çarklarından tefrit çarklarma doğru dönüp durduğunu görüyoruz. Romantik, rn.stik çağların özlemliğine şahit oluyoruz. Matemaltik dehanın, insan zekiisının mahsulü makinenin insan yığınlannı kukla gibi kullanır ve en aşağılık cinsten öldürüşmeler alabildiğine genişler; kerı «Din» ve «Aşk", ın da yeniden dinçl.k, kurtarıcılık ve yükseklik kazandığı görülüyor. Bir muhar'rir «... makinenin ilerlemesi aşkı öldürmemiştir ve makinelerin en ineesi yine insan kalbidir.» derken aca,

Şu açıkla-nalarn göre böyle sapkın bir lıayatı yasayarılarm tiyatro koltuklar.nda ders alması beklenemez. Zira aksi fikirler, yani ah lu k! ve ideal dü, şürıceler, tasvir ve telkin edilmemiştir ki! Böyle 01rruyarılarrn ise bu hal karşısında ders almalarına

.._..__

- -----0.-

.. _.

..

.

.._-

.. •


13

ORKUN

Bu piyeste dikil" olarak makul, seçkin, olgun ne görebiliyoruz? sorusunu tekrarhvahm. İnsanın vic, dan, duygu ve gönül alemine nüfuz edici ona yeni bir şeyler katıcı veya hiç olmazsa onun oluş ve i ler; Ieyişine yardım edici ne var? Belki de hiç. Dram ve komedi tekniği dahi anlaşılmad ına göre başkaca bır sanat ve telmik olgunluk ve üstünlüğü mü haiz? Buna cıa tesadüf edememek diğer bir bahtsızlığı te~. kil ediyor. .ğ

m

Şu halde bu eser nedir, niçin oynanıyor, nıçın se. cilmiş, üzerinde emek veri lerak bunca masraf H' za, man sarfı yapılmıştır? Acaba sahrıen.n boş kalma. ması, küçük Tiyatroda da bi;' şeyler oynanıyor den. mesi için mi? Biz «Küçük Tiyatro da küçük eser. ler görmeğe ah şt ık. Temenni ederiz ki Ki.\çClkTiyatro bu ve benzeri küçüklüklerden kurtulmaya muvaffak olsun, ve küçük eserlerin küçüklüğüne alısmasın.

de

Müellif emek vererek tarafsız ve sabırlı çalışma. larla, tiyatroya da.r bilgi ve görgüsünü artıraı-ak iyi eser-leı-le hakiki sana tın ve Türkiyemizin hiz me , tine alışacak ve ümitlenecek bil' ham kabiliyeti haiz. dir. Eser sah.birıe teklifimiz, Şakacı'nın uzerı nt'e yeniden durması, yeni ilave tiplerle, kötü ve iyi, sa. mi mi ve ikiyüzlünun mücadelesini millet ve gerçe ktik çap.nda yürütülmesi, hatta isterse, zaman ve mekan. s yasi, ideolojik tezlerden eseri sıyırarak onu iyi ıik.. ler, hakikat, kötülükle;', ve türlü ruh hallerini insan aslında nasılsa, öylece muhafaza ederek tarafsız, uy, gurı dozlar-la sahneye sürmesidir.

ken

ww w.o tu

\_1 ·1

Muhtelif tiyatro eserlerinde olduğu gibi «Şakacı, piyesindeki gençlerin tip ve sahsye tleı-inin yazar tarafından iyice kavranmadığ ırn tekrar tekrar ha tn, latmak isteriz. Her muharririn şahsiyet meselesine vakıf olması şarttır. Yoksa rasgele tipler ortaya nr.. latmak, sonra bunlardan müteessir O',ilUŞ boyrıu eğIc bir babayı hacaklari üzerinde sahneye kondurmak. vuzuhsuzluk ifade ettiği kadar vukufsuzluk ta ifade eder. Genç erkek, genç kız, genç damat tahsillerini yapmışlar, okuılaı-ı aşmışlardır. Faka t şahsiyetleri ne yolda teşekkül etmiştir? İnsanın içinden ve' ln, sanın dışından gelen muhtelif tesirlerle insan varlı., ğının bir şahsiyete yöneldiği ve hir dünya görüşüne sahip olduğu bilinmeli sanırız. Gündel k çeşitli fiz io , Ioji k, sosyal, sprituel.ı , tesirlerle gelişen tenbinler insan şuurunda yerIeşrneğe devam eder. Dımağda gi ttikçe kuvvetlenen muhtelif irsi, .içtrnai, fiziki te. sirlar mecmuuyle herhangi bir istikamete ilerleni~-. Bir takım, denemelerle, görgülerle, ahskanlık laı-la ahlaki .mefhumlar, hayat ve dünya görüşü şekillenir. Fazilet, ülkü .dıaki şu bu tipte gelişir. Bu gelişmeyi makbul ve muteber olgunlaşma istikametinde ilcılet.. rnek için öğretim ve terbiye işi ehemmiyetli bir rol oynar. İnsan varhgında baz arı şuuratlı takışmaları olabilir. Bazı itilrniş, önlenmiş, hisler, duygular, di. lekler canlanmak ve insan benliğine hakim olmak için parlıyabilirler. Bunlar, biolojik, sosyal, ruhi ... maksat ve m~malarda. tecelli ederek bazı su-pı-iz.le r bazı buhrarılar doğurabilir. F'ak a t bunlar t erb ye, ve hakiki bilgi derecesine, göre muhtelif şahslarda fark. Iıl k gösterIr. Şakacı piyesindeki gençler de sapıtrms, lardır. Neden, nlç.n, hangi sebepler ve şartlarla böy; le bir tip vücuda gelmştir ? Bunun sorumlularından birisi olan baba acayip, müphem bir sahsiye te sahip. tir. İnsanlar niçin yalrnş veya kötü hareket ederler? Yanlışın veya kötünun miyarı nedir? Bunların se. beplerirıe nüfuz etmeğe ve açıklamaya bir miıellif her zaman mecbur olmayabilir. Lakin bir içtimai vakıa olarak gösterilmek istenilen noktalarda bun, dan rnes'ul bir adamı «mağduı:» bir a(13111olarak tas. vir etmek ve olayların akışına sakatbir ist k8.11e' vermemek için yukardaki soruların tarafsız tahli lin: yaparak bir neticeye varmak zaruridir.

tablosu, vatan toprağı ve onun insanları mevcu ı... Tiya tro müelliflerine • eğer realistlik vasfını da kendi. lerine maletmek niyetinde iseler . 'Türkiyenin, turlü davalarının cereyarı ettiği faal manzarasından da mülhem olmalarını sabırla dileriz.

rgi .co

ba yanlış, fena, zararlı bir düşünce ve duyguyu mu ıra, de etmiş oluyor? Kemiyet ve keyfiyer ölçüsüyle ger. çek insani aşklarm tablosunu gösteren aşk istatis; tilderi elde bulunmamasna rağmen, şahsi menfaat, ikbal ve rütbelerl terkettiren; hudutsuz fedakarlık. lar ve engin insani duygu ve incelikleı-le, dünvamzm sayılı güzel hareketlerinden birisi olarak kalma.n layık sevgi olaylarının derinliğine dair örnekler 2Z mı. dır? İnsan aşkı insanın diğer cinsten varlığıyle beraber manevi ve insani bir yükselişe iyilik ve sevgiden iba , ret bir kehkeşan kuruyorsa, huzur ve saad etin, kar. şılıkh duygu, bilgi, anlayış, fedakarlık \'12 bağlıl-k V2.S flariyle olgun b l' safh a arzedebiüyorsu, bilmeyiz bu istek ve dilekleri yıkıp atmanın insanlığa ne faydası olacaktır?

Heralditos'un ilhamına ihtiyaç olab.lir Lakin önümüzde hemen hayat, düşünce ve davranışları iyi, kö, tü, güzel ve çirkin her cephesiyle canlı, .bir Anadolu

ÇİVİCiOGLe HİH.liIET

TAN1'l'


14

ORKUN

TÜRKELİ:-;İK

KÖY

YE

liASABALARI:

11

H A C iL

rgi .co

m

giyilir. Onun üzerine de erkekvari İngiliz kumaşın, dan caket giyillr. Yazın basmadan, kışın pazeriden zevke göre seçilmiş .entariler, caketin göğsünden göze çarpar. Eskiden başa pullu, boneuldu yazmalar bağlanırken; s.mdi eşarp moda olmuş ve yaygın hale gelmiştir. Ev islerinde gayet sade giyinirler. b) Ça lışrna.: Ailenin delikanlısı varsa, çift, çubuğu ve her türlü ameli işi o çevirir. Ailerın reisi, direk, tif ler verir ve işi kontrol eder; istediği şekilde rahatına bakar. Yahut işçi tutarlar, ailenn hiç biri ça., lışmaz. Senenin az bir kısmı çalışmaıda geçer, diğer zamanlarda erkekler boştur. Akşama kadar ve gece geç vak te kadar kahveda dornino ve iskarnbil oynanır. Kumar, yaygın ve muzır bir cereyarı halindedir. Bütün yıllık gelirini kumara veren aile re.sleri görülmektedir. Kadınlar _ ekseriya ik tisaden geri olanlar _ tarlada çalışmakla beraber, kadının dışarda çahşmasımn uygun olmadığı fikri, adet haline gelmektedir. Diiğtin: Delikanlı ki m.n kızına göz koyduğunu ebeveynine çı tla tır, yahut ebeveyn! beğcndiği kız, delikanlıya teklif eder. Muvaf akat üzerine kızı, ebe .. veynirıden «Allahın ·emri, pcygamberIn Imdi ile:'.. isterler. Kız tarafı bir iki kere reddedilebilir. Her iki tarafın muvafakatından sonra ni şan merasimi yapılır, Altından mamul nişan vüzükleri, kızla oğlan ara; sında mübadele edilir. Kıza, beşibiverdc. altın küpc ve «tokalı ,. tabir edilen yine altın gei'danlık takılır. Kız ebeveynine d ..calı n 'tabir edilen hayli par-a ve .. rilir. Bununla kız noksanlar ı tarnamlanır. Böylece kızın «başı bağlanmış' olur. Söz kesilerek düğün gi"ı_ nü kararlaştırılır. Nik ah edilip düğün elbisesi y aprl .. dıktan sonra düğün hazırlığı yapılır. «Ok un tu > tabir edilen hediyeler le köylüler ve tanıdıklar davet edilir. Pazartesi günü oğlan .evine bayrak dikilir, davul çalmaya başlar. Davetliler, okuntu hediyesinin kat kat karşılığı yanlarında olduğu halde davete icabet cder.. ler. Düğün evine yak laşn-ken silahları üçer, dörder el boşal tn-lar. Silah sesler mi duyan kıptiler, '«adam geliyor-, diye «gel gel}, havasiyle tesrifata başlar'lar. Davetliler hususi yer lerne otururlar; bir kaç nağme dinletilir ve sonra kıpti bahs işi demek olan ·:'şabe:y yi sökülür-ler : oyunlar baslar. İki gün yenip icilip eğ len . dikten sorıra çarşamba günü oğlan evindeki kalabalık, s.lah ve türkü uğultular: arasinda kız evine duhul eder: O gün, k ına gecesinin baslamasiyle biter. Perşembe günü gelin bindirilir; silah ve türkü sesle, riyle oğlan evine a \"(1el edilir. Bayrağın üstündeki soğ ana silahlar ateş ederken k aymvalide gel'ninin başına bereket timsali. f ıst ık , üzürnü hal bel serper : çocuklar, çığlıklarla kapısn. Duma t, koltuğa gi~'erek odalarına kapamrlar. Bil' kaç saniye sonra güvey dışarı çıkar, hususi su ret te ,gü\'ey traşı olur, Güveyin e~, dost ve akrarüarı traşta meclis halinde bulunun cl Ieıinden ne kopursa h'~l'herr' ·1"1, I':'Ü ederler.

ww w.o tu

ken

de

Coğ-rafya Durumu: Hacilar. Kozarı ilçesinin bir köyü dür. Kazan'ın 25 km. güneyinde, Ceyhan ve Kadir , li hudutları arasındadır. Bu yüzden köy, alım satım işlerini _ tüccar ve ticaret şehri olan _ Ceyharıda, hük u, : met le ilgili işler in! Kozarı'da görür. Kuzey kenarından Deliçay. daimi olarak akar. İlkbahar yağmurIariyle fazla kabarıp köyün ve ovanın miıhirn kısmını su altında bırakır. (1) Denizden yüksekllğt 250 m. kadardır. İklimi: l\Jutedildir. Kışın ve ilkbaharda fazla yağış olur. I{öyün Dıırumu: Köy, dört kısımdan müteşekkild r (Hacilar. J'aşlıhöyük, Karahoroz ve Kocakışla) Dört kısmın da aralarını birer çizgi ile birleştiri~'se_ niz bir yamuk meydana gelir. Arazisi geniz ve doğudan Sumbast ırrnağ: ile Kadir li toprağından ayrılır. Kocakışla _ Hacılar arası 5, diğeıler.nin arası ise 1-1,5 km. kadardır. Bütün köy 125 haneden ibaret ti;': eder tek katlı, üstü sazla ör tülü: duvarIaı-ı. çamur sıvalı kamış çitinden ibarettir. Hayatın ıstırabı - e!,seriyetle _ bu evlerde yaşamaya mecbur olmaktan ileri gelir. İçme suyu, nadiren tulumbalarla, kısmen de kuyulardan temin edi lir. B'r kaç tulumbadan kendiliğinden su akması, ar-tezyen bölgesmde olduğumuzu müjdeler gibidir. Ceyhan ilçes.rıin de içme suyu. yU;1l1 sondajlar vası tasi yle buradan temin edeceği söv lcn mek tedir. );"üfusu: 1950 nüfus sayımına göre bütün köyde 450 nüfus yasamak tadn-. Tu rlh i Dumm: Hacılar, Türklerin Anadolu'yu is; ti lası sırasmda ·teşC'k].:L"lletmeğe başlamıştır. O zamandan gelip yerleşen «Hacı namlarında ve Horasan Tüı-k lermdcn L"IÇ aşiret beyinin adına izafeten köye «Hacılar. dendiği rivayet edilmektedir. Bizim araziy' ele içine alan rnuazzn.m Anava rza ve havalist haraberert. taşlarındaki yazılara göre Büyük İsken, der devrini ha t ır la lmaktadır. Tarihi Eser le r : Bir devlet merkezi olması pek rnuh, mel Arıavarza harabelerinden baska ta:',hi eser yok.. tur. Geçen kış, iki İngiliz jeoloğ u burada araştırmalar yapmıştır. Hall,ın

Hı ıs u s iyet lcr l :

a) Jüyaf<'t: Erkeklerde yaygın ve tipik kıo af'er : iska rpirı üzeı-ine iplik kumastan salvar giyllir. Orıun üzerine de frenk gömleği \"E' veleksiz caket giyilir. Önü sipcr'l i kasket baş tan düşmez Başı açık gezrnek mü, nascbe tstz lik addedilir. de imrendirdi. Karlmla ıın k ıyafe ti. bazen şf-hdi~'i Yüksek ökçel i ğine şahit olduğum orjinal lik tedir. parlak iskarpi n üzerine parla k , siyah bezden salvar (ı) Köyün, su basrnıyan bir yere nakledilmesi için Ankara'ya. bi!' kaç yıl önce müracaat edilmişi'aHınızda uylaşın, bir yere na';lolun.· dive kıymetli hi r nasihat (1\ :ılmı51;ırrlı

R

• i

--


15

ORKUN

Öıüm: Birisi ölünce bütün köylünün ve eş dostun _ hatta hasmın dahi _ baş sağlığına gelmesi adettir. Kadınlar ve kızlar, ölü sahibi kadının etrafna toplanırlar. Ölünün _ «sovka. tabir edilen _ elbiseleri ortaya yığılır. Kabiliyetli br kadın bu elbiseleri ilham kaynağı olarak ellerine alır, hüzünltı sesle ai!:< söyler, hep birden hüngür hüngür ağlarlar. Kadın, ağıtı kusursuz ve hazin söylerse, dışar-ıda dinleyen erkekler de ağlar. Bir yabancı sıfa öyle siz de orada bulunsanız, gayrühtiyari ağlarsınız. Kur'an okunan k ölü bir gece bekler. Ertesi gün dini merasimle def , ned.Iir.

. •I

~

ww w.o tu

,f.

-,

...

Dag·iara,

sordum Ce.vhun'um:

~

~

~

«Şi;-,1di arn nız du el var» cledil~r", ' üitgic1e ertverı, sönen bir mumurn, «Bir a ca yip esen ~ yan) dediler ;..

ı:;,;

Ruhum

bir ibriş+m, te! tel bükülür, Gözüm dr:.ı:.1!r! damla yola dökülür; Dedim: «Bu hasr-etük nasıl çekilir'?» «K~lplerden ka lplere yol yanı dediler...

~

~ .~

~ ~ ~ ~

~

~~

sus!a ...

iL5Ik!,.

~

Susma

ıı:;

Kiruderı emir

~

Kurtlar

~

~Gehin',,'"iyeee";'.' me ",,,.,,,...

alır?

diyarına

yG~lT~P yb~r i aşlıkım . YOllkartl~\ kaı~ı~; ar :.. ar ... uuvagını cızuınr armış.v.

~

Dedim:

:;d ~ ~

«Bekfeyin,

yiğitler coşacak

nerde? sel

~ Devir-e lim

I{ültiir: Bir tane ilkokul vardır. Yücel tipnde, bir., Iesik sınıf ve zamanın. muhtarrn-n evine yakın (Karahoroza) inşa edildiğinden, köy kısımların' n okula olan uzaklığının nisbetsiz oluşundan. öğretmeni n tek ve öğrencilerin çok oluşundarı. her s.mf ın günde ancak bir ders görebilmesnden öğretim gayet verimsiz olmaktadır,

~

Döğ"i.i,c;elim Turan

~

Benim

~

Vatan

~

Diriltelim

~

Düğ·ü,;,('lim

Mahsul : Fazla pamuk, buğday, arpa, yulaf, fasulye, susam, nadiren de keten, mısır ekilir. Verim fazla, kazanç boldur. Her yıl bir kaç bin dekar çeltik ekilir, dekar başına vasatı 100 lira verim olur. Çel tik , lerden başka köyün kodamanları ist fade eder. Kavun, karpuz, kabak, salatalık. domatesten başka ye , miş ve sebze yetiştirilmez.

~

Tanrılıağda

lcallrmrnası

i0in alınınası

emeli...

~ ~ ~

~ ~ ~ ~

~ ~

~ ~ .

~

r.;

Oğuz

~

iç:in!

~

kanı

~ ~

Han'!

Turan

~ ~

bu ya tanı,

~

için!

~

içtik k ırnrz, Ba!;'eğme bilmez ırkımız; Yol göster!n - Ayla yıldız

~

Döğ"i.i:;;clim Turan

~

~

~ ~ -

için!

p! ~

Dünya

~

iyi tanır bizi, ettik nice denizi... Ateş a lmış lmlbinıizi

~

Göl

~ ~

~

DÖğ'ii5elim

~

~

'I'uru.n

olmasın

Yür

1 - Kuman önlemek, iş sevgisini aşilayıp gevşek , l.kterı kurtarmak. 2 Çeltiği mümkünse men 'etmek, değilse bütün geliri köy menfaatine mürıhasır kılmak. 3 Sondajlar vasıtaslyle köyu sıhhi suya kavuş,

~

Durmaz,

~

Herbirimiz

birer

~

Döğ"iiselim

TIlı;n

IT•

ıcıx

atalarımın

~

g-erel·:en

var » dediler...

her engeli,

t edb ir-Ier :

I{öyiin'

~

~

Türk'ün

etmiş

~ ~

~

~

~

olmuş?»

*

~

Güzellik

ve "tavuk beslenmektedlr,

Ne

SEPETÇiOGLF

~

sığır

sdylivecekler

Iümden ne bekler" girmiş köpekler

~ ~

«0

~ ~

~

gönül bırak ağ lasm» deılim, «O yeşil yur t kara bn ğlasm: dedim, «Acıyı acıyla da ğlasu» dedim «Domnr dornur olmuş giil var» dediler, «Bırak ...

~~ı~'~ı~~,~ı:::rı:l:::~,

Halen faka t ehem.miyetsizdir.

~

~ ~

~

ta şlar-a

SÖYLEDİLER

~

Hayvancılık:

...,;..'

SORDlnı

~

ken

~.~

Sağlık Durumu: Hastalıklardan s.tma çok yaygıngındır. Zira, her sene çeltik ekilir. Yazın slvı-isinek . ten durulmaz olur. Her nev'i Ienni t edbir-ler b as s çıkamamıştır. En çok çocuklar hastalanır. Bir sene? çeltik ekimi yasak edilmişti. Fazla telaslanan muh; tar: «burası köy değil (dağınık d am) dır.» diye ]·:'.tnUna uydurmuş ; mühür basmıştı. Bittabi çel tikniler kendisini memnun etmişlerdi. Parayı en çok dağı tau, muhtar seçli rse bu gibi suiis tirna'ller de maznr "-Ö_ rülür. Çünkü oy burada para ile _ bazen bir oy .lGO lira ile _ satılır. lVIuhtar seçilen de pek tabii olarak köy gelirinden - gozunun açıklığı der-scesinde kiı:a1->·na uydurup para sızd:rır; çık ana kadar yükünü Tutmaya çalışır. Son seçim kusursuz olmakla beraber yeni hükümetin kulakları çınlasın! ..

AH}IET

.iı:.."",'-",-",~'-~A~"&.~~'-'"'&.",""lh'~ ~

de

,

IiÜTÜI-5:HAYTAOÜLU

rgi .co

Doğum: Kadınlar, Johusaya şıra _ bilhassa pekrnez ; ve giyecek eşya götürürler. Lohusa ayağa kalkinen. ya kadar işleri görülür. Doğan çocuk oğlan ise babs . nın sevincine payarı olmaz. Köyün çocukları evi tas, lıyarak bahşişlerini isterler. Erkekler: «gözün aydın, Allah bağışlasın !;, diyerek sevncine ortak 01duldarını babaya hissett'rirler. Doğum, ölümden çoktur.

turmak. civardaki çay ve ırrnakla araziyi sulamak. 4 Evleri sıhhi vaziye te sokmak, yolları çarnur ve tozdan kur tarrnak, bataklıklari kururmak.

m

Her 'teberrüde bir şişe kolonya serpilır. Düğün bitm'ştir.GÜveye akşam? kadar arkadaşları nezaret eder. Cuma akşamı bir mevlüt okutulur.

için!

varsin

kaynar

zaman,

damarda

~ kın.

arslan...

;~~~N

}{TASE VER

~ ~ ~

fi;..''-'-''-:~~'-~ ... ~~~"",,-,-,~,,,<


,ı·.:

1'11kü:,"L.:.~lal' ne yaprnak

bii herkesin 02.rt~al'a

leceğ:

~'2pabilecı'ği

g?jl'e

bazı

r.cf;i.:;ü',

soyler

gC~'ekti~;n~

~e~'

Fakar

~\I.Ji·t!.:"(',·}:~ir.

'Ta-

';::\'1'2,'-0

','e

bllllir.cl'J~U

h0!11C';J

~:2rl,es~n Yô!'iahi-

va rdn-,

Diizeltmı-: L~ inci saymuzdaki Lütfi Örısoy irnza lı :Ord. Prof. Vasfi Raşi t Seviğe.. başlrkh yazıda manayı zedeleyen bazı tertip ha tulaıı olmuştur, Özür di .. ler ve düzcltir.z. Sayfa

Sa tır

1" i.:"

5 44

1.)

46

Doğrusu

Yanlı:;;ı

hoslanrnadtğım beklemistim görü:;]erinİZi:'

hoşlandığ

ken

de

i\1<::5e1[·.. bu yazıyı okuyunca oLin:j1 btu üı: va k ın tan.dıklru-m: \·c dostlarını gözden gpçirmek \'[' ici n. (10 pa]'? C;lI.'·lI'llll e lvcrşli olan ve rr!:.11i~·e~çiji';(' dos ı veya :.·a~·ı-dost duyguda bulunan, Ia k ı t ~h?j"ta!''2i cL du;;u için veya haberi olmadı;;ı için vcva iüzumunu ve ehcrnmivct ini :"'aşL1p.G:1Ç"ta pek k2.'·.T! ...·2t!iac!!gı ici ı: (JRI~l)2'~'u okurmya n l.u-m bi ı ESt0S:C! YCl~.rY~:1.].:, (Bö\'_ lo b.r tc:·: l:j.~i biie bUILonsa e11,'nFn:;-c',i \-·:ı1'dı!·.) So~_ ra bunln ıa ıeker teker g idi» OREC!\\I anlarmak. 0111a1'1abone ~·apmak. Abone vapa ı-kon en iyi yol CJnlardan 2.11ı avlık a ocne parası olan ;) lir;,~"ı al ıp k e n , dirıiz postaiıan,:,d(''l bir post" k-ı·:2.L':;i t rnzirn edip abonenin adını \'2 adresini VL:' hal'!?!l S::t.'- Jdcıı; L:.ıŞJ,l:.,:(}_ ca~ını J.:en:;ll'ıı:a yazarak bize gö~(!erclt.?kt'l', 3u suretle hem o nborıe nin son rada n ur.u t nxıs: ';(;.'2.:2. cav, ması iiı timali önlf2~':irJ Jjern de bjrçr);, j·:iınsej~'r 5 li rn vc-i"n-:(~kt!'::!l ~:'('kinn1ektt:n zi~'~cl~ o~~ın n::i:ınıel('sinc1~.n Lı)eiıci'klcT~ icuı abone olmaalar. Mck rr.p k.l'il.ı·ıpL-l8.n('!1'2i OFn<-l~:\~'a :.d:o?!.e eır:ıeQ:::, ırnkan müsaitse, çalışınız, Bulundljğü!;E~ ve ıirı bavli , ne ha tnmız ı:eçİyo:·s(!. onu C·ı;.l'\:j....!~·~·Ll.l·1(güneş vrY2.~nıura maruz b.r'a k ms rnak ~i:!Tt~:,~~,:'i ctÜ!d,)1l11nd:1 daha i:;i ;:ckild2 asmava daha gÖZE.:' ~~2.~·ptı~TnayCl sevk.

m

ZL

dütsüz rıza gösterdiler. (Hatta bazıları ülkünun geii;mesinin hızlanması için şimdiki gidişi çok yavaş buldular ve çek daha esaslı f'edakarhklar istcnmes.ni tavsiye ettiler). Abone fiatı artışını ülküdaslarm umurniyet le iyi karşrhyacakla rr anlaşıldığından daha fazla vakit geçirmeden abone Latmı art tırdık. Eski abone f ia tına göre bir sayı 15 küsur kuruş tutulu. YOI'du, şimdi 19 küsur kuruş tutuyor, Eski f.at üzerinden abone olmuş bulunanların her tür-lu hakkı mahfuztlur. Yani. onlardan ilave olarak hiç bir para is tenrneden abone muddetteı-inm sonuna kadar dergileri gönderüecektt r. İleride (I,ağı t La tlarım n dur., marlan artması karşısında) yapılmak zorunda kalma, bi leccl: yeni f ıa t arttu-malarmda da bu, değişmez prensip! iI'.

rgi .co

17. sayırmzcla yayın!arl!ğımız. ülk itdas l.u-: ORKU>;'u!1 ve olcunus çevresint gonislc ımck için fc:ıE'.liye_ te gCÇ'1l10k dave trıe pek çok yerden alc11:';ln'!lz kaışı, lıklardan ötürü ülk üduslarr, ",Sağ olunu.: ~. c12:·iz. B:ı:5::tıl:ı

BIJlu:1c111~U!lUZ

~~~~

*,

ww w.o tu

ediniz,

yere

()F~ı--.:{r\.-

gcl(lıi~I·O~'S3.

"t:

yeter c12rCCi.:"'d2 ilgi uyand!rabiLr~eni2, bulunduğunuz yercL:ki ~'~ızct(~ bayiln! oıze ı:.l~I!.'ac:-~8.! e tth-inlz vr sa;~ll::abi~ı~i~iniz' kadar okuyucu sav.sinca O?I(lil'~ iste t.nız. BJy~i ce bize ravsiyc eclirıi~. vai.u t ta b~:. i bi=~c bil' dept..'):i to göndersin E:;cı' bulunduğunuz yer.: evvelcs Cı~I~L:l'~ geli.\.'o:~dıı "C" s.9nr2:~<J.n kesi.di ise, bunıın i k i seeebi olabilir: ya bay; p3l'ClSını gönderme. mlşt L' \·C Q sebepten kes.iirniş ıiı, y2.!''1[ ta yeter mik. tarrlu S.:ıı::) olrna mıst n- \'12 o Z~1!112.!1 b3.yi~ gCn:;'21·ln:=.+:,f::.·;"· ten \':'t2';2ç'ilr!lişl onun :';el'jnr~ i11C\-CiJr (1;\.U~"1J2u!a.' a bc . ne ol ruuş la rd.r. B::'~'r'i ile ~;;.)lIUşıınUL,. "e seocoi 112 isı:e sciJ2bi' erradan knidrrrnava ç·2.~~)~n!L. Bü tün bun. lar ufak şev.cr gibi görünür ama. bir 'L·"··!a gelinCt ve scbar ia ı·I~'.'rind(~ (':11I~11111:aLıı::;ü~·~net ıceler dOğcıi'.

ırn

bek lcmişlrn görüşlerinizele

P;t'YÜK

!

DAVA

A

Kayseride mitlive tç. geneler tarannelan cıka, ~ rı lan mi lli ye tci dergi. RCT ayın 10 unda ve 2':; inde çıkar. Sayısı (Iü) kuruş. Aborıes.: 6 aylık '" Il:ZCl) kuruş, yı ll: k (2-10) kuruş. Adresi: P.K 16,

! .1)

! .ı

EAYSERt İlk sayısı 2.5 Ocak'ta çıktı. Ülküdaşlara ta vsiye ederiz.

i

r-$~,~~~~~~~~~~$-~~~~~~~~~

ınüSLüiVlAN

TÜRK

ÇOCUKLARINA

ARlHAGANIM (Şiirler

- Dialoğ - 1 perdelik

manzuın

piyes)

Yazan

t,

IXi·:k:,t:

B'.1 s"yır::~n it ibarcn OEEUJ\"un aylı!, \'(, bir yı lhk a.ıonosi lıl Jiıaya cıka , ıı luu.jt ıı-. CIE1-\:C='\~'Ll ycr.i tC';:..:.'b;':~·::-;!0}·0 dOğTU hız lan , duıual: ~L·:·...~,:t!~i IJİi' and a iY:'?(ldi in~:,~.}!·ıl~·l:!·l r1;:~ miırn. kün o.un sura tlo kuvvc r lcndirr.ıej: t':~;,:i'ınL'i:l bir mü, cade}ı: ....:! b:t.~~U·l ~:...trtı \'C zarure t i (}~':li'ak u:örünüyor~

abonesi

;) li ıava

du . .?ı,[i..'ı~:~'.:ı ~ara~L'! bu h ız ainıa

:':L~1'Ll:

e ti

bulunurker.

ı,i!~ıt il:1U~lLnın bin.l0nL<r~ ve ı:ı~üı;m l1:.,bı:ı'I.: artması ;.bi i.;c.i·;:·,~niı bil' durumla l~ar::ı 1.:::~"':3::":1~','lz. Ü;küc1~ı.)l~l~j[jıL: Li!'':-i...-;~n(}~ı temas cdc. hildik ler imlz in h('p~j !ııı uf.:ıl-: firii ı1r71Str.~ f(·~··p(~.

)jin

Iı:cr!fi Ltl'aLn<..L:1

dJ.

YILANLIOGLU Yakında

çıkıyor.

İDA~,EHANE: FEYZULLAH CADDESİ 9 Nu. A. 1'.IALTEP,E .J .ç

ISTAKBUL

~.!

ısr- >: ~~UL .'

........_

.'(\

_ _iL, _:~,~,_.~._": .~. . .

'.'"

i


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.