m rgi .co
rjjRKLER
BİR
ORDU
ww w.o tu
ken
de
BÜtÜN
İçİNDEKİLER~~l
~
Irkcılik-Turancılık Meselesi. . . . . OKÇUOGLU Mermerde Nakışlar (Şiir). . NUREDDİN ÖZDEMİR Bir Diktatör Yardakcısına . . SOFUOGLU M. ZEKİ Birleşelim (Şiir). MlSIRLlOGLU VEDAT KUTLAR Milliyetçilik
Konusunda
Gerçek
Öğretmenlere
Vazifeler. . . . Kıt'a . .... Orkurıdan Sesler.
Düşen
H. FETHİ GÖZLER . . N. TARHAN . . . . . ':,*,~
Mikrop Bahsi. . . . . . . . . NURi TARHAN Atsız'a Gelen Mektuplar. . . . . . . . . . . . Hürriyet, Hakikat ve Adalet Yolunda Adımlar. . . . 1944-1945 Irkçıhk-Tur
ancılık
Er Mektubu (Şiir). . Mehmetçiğin Ağzından (Şiir). Yeşil Kıbrıs'rm Cevap (Şiir).
t:küda,ıarla
(Şiir) . ..
.
.
Davası
.
çiViCiOGLU . . . . ':'**
SAYı
6 - Nisan -1951
FAZIL BAYRAKTAR . G. İ. YURTSEVER
. . HİKMET AKKAYA HAYRETTİN BA'şEGl\-mZ
Başbaşa. . . . .
~~i
25 KURUŞ
Ayırd ER
etmez
Hepsinin
inEKTUBU
Varsin Biz
-Dede Korkut'un
aziz ruhuna-
eznsı.
Görılümün
cefası,
Başımm
ta tlı
Düşümde
belası
Essnh
mıydı,
Şöyle
bivo l sarılım
«-Yeter
değil
<iEl o ğlurıa
Mehrnet.çikf
er geliyor,
Seni
vurusta.
de
clemen.,
ata
«Gel
de beni
al»
cefa Iım,
Başımın
hoğucağrz sözdür
Yıl
yıldan,
Ömür
kanımızla,
bizlerde
Ey
kısa
uzun, derler.
Serhad
serhad
Ağ'II ağıl
ya ylu k la rım, voğurdunan
dolu
g iivle kl er lm ; yoğum,
Benim
dpğ"il se ni n Anşum !
Vatan
neyse
yarın'
ww w.o tu
Petek
Şerefiın
sende
Ömriinılin
ezn sı.
Gönlümiin
cerasr,
Başım ın Hülüsa : Gözün
tatlı
Ştrrıoa Rimi Rimi
be last
kimi
Benden
Ana
Ansarn
;
;!"önlün
diyen
lcirni
kızan
süt-ü
ol su n,
rcnobr-r,
çu ruşuberı ğ
kızanların
koçalelama
örnlirleri
ulsun : uzun otsun ...
Örnriirn iirı
sefusı,
Gönliimiin
vefn.sr,
Baxım
ırı
tanı
başm hangt
Hazin
hıçkn-rğm
Yeter
dökme
bozkrr larrm kunuı-
Avnı Bir
adım
Böyle
'I'a.şkorrt, başların
*
kalmış
de dnğar
başında
Buhara, senin böyle
Ia.l,
bu Jı.ila.l,
haykır:
cıvrldaşsm
iSTİKLAL!
lcuşlurın
..
seniıı ...
HİRMET
AI\:RAYA
* CEVAP Yiireğ·iınde.
arzular
Silinsin
ufuklardan
SileJiın
liıgatlardan
Yürü
yı lrl n-ı mda.n , kanatlı ak ın etsin
de batıdan
Icruduşım Altayın
KiiheyHin
bekliyor kışını
Rus
*
h ıncmdun
atlı
karaltı;
denen
destanlar
sonunu
lHehmetçi;;'in
bin
denen
komünist
Uru.üa.ı-dan
Süngüsünde EI cevap
Moskof
'*
arslan
Geçelim
Anşa m :..
RAYRAKTAR
sahra.,
yara,
olsun
Tunam,
·GÖsterelim
FAZIL
senin.
geçilmez
Alta.y'rm,
gün sizlere
Her
suçlar-m
oldu sizdeki
biz d erı dertle
bize,
şu Akdeniz'e,
*
Eng'in
Yeter,
senin '?
Türkiye'mize,
Bende
Tibet'im,
yurdu,
senin?
el vurdu,
ulaştı
basın
DöndlireJim
lıelüsı
*
yaşın
e lle r orsürı
Bu sefer
yazan Siil'li
el oyrıat n- taşların
kimi se-'·e-rst ....
ozan olsun; deyi
bah tsız.lar
eğik
va rg il,
o na.
yeter: asker,
«TURAN»
se n ..
tu ta rsa,
geçip
namlı
o surı ;
numusum
sen,
YURTSEVER
KIBRIS'IM
Söyle,
Temiz
!
durrnazam
İLHAN
Hangi
Koy vetalı
verdın,
oğlu k larım,
Ka:ymağ1nan,
Ran_Büyük
mi yaşların
de
ya
dur ursun,
yürek
Engerek
«Büyük
lübns'un
dinmedi
ken
Ya
kavll
yeşil
Artık
yol yoldan
vaşmda
er li!"eliyol'.
*
uemen»
Askerlik bu, Ya dbn ülür, ya. dörıülmez ; Genç
ruhu.
deltyor
Dilek».
diyorı,
ömürden
Çiniiyi
Mehmet.çikl
GALİPOULU
gel» d ivorı ,
be ii'ıs i Anşa m :
tatlı
gürııhn
m
A
it
seni ...
vef'a lım,
a
'pusu
ordusu.
Kül-tiğin
rgi .co
emme
u
'*
YEŞİL İyi
rus
tunç bilek ve bu lcorkusuz koşar ız sava şla.ra severek
kn vşu rmn da n ;»
«Ana
çıkar
çift
bu ki
Meşhur
g ele ci yserı
g-a3Tl,
bir
Elbette
miydi
ne
Kür_Şad,
Süng ümüz
(k
kor-kusu
Tanrının
*
toplansın
Bizdeyken
g-()]'(liim seni;
biz
çarprşıyor
JIP
Tlirk
kulı pe ce kursun
sinsice askeri,
Karşımızda
!
Anşarn
ekrnişlz
dı~sman
Tanrının
Kore'de
Ömrlimün
nı' çi nl!
slmgilmü»
yüreğine
haltı.
bizi
g·aza.
yazn,
yaza ;
artık
yazrı,
denilen
sovsuza.,
ceh en nernl aj- sakmn
hin h ınç var srğrn ıvor nrtrlckma su.taşuna
Mehmetçiğin
şnh laruvor
Türk
ırkmn
girecek
HAYRETTİN
a.lcma ,
RAşEGım;:;z
-.
: ATSIZ
Başyazarı
ORKU
ve Neşriyııt
Sahibi
Müdürü
TlJMTtJRK
ıSMET
P. K. 1818 Galata,
.tı.no:-,-ıi; :
Haftalık
Yıllık Yurt
Dergi
Türkçii
10 lira
6 Aylık
5 lira
dışı :
Yıllık
15 lira
Istanbul
Cuma
6 Nisan 1951
Günlerİ
-------------------------------
ıRKÇıLıK
27. Sayı
Çıkar
TURANCILIKMESElESi -.:ı
..,
--,
OKÇUOGLU
-Meclisin milliyetçi rine ithaf ,
'I'ür lcim
g-ibİ Icafarı ,da,
Onun
ulu
olsaydın altında
ıniIletinin
yeri
koyun
ıı-kırı elmas
geri yas
güderı
Imlınlı, alırdı,
çobanı
t.açl ı hn.knrımdarı
uludur!
ww w.o tu
Başka
d imyu
her
de
doğmamış
üstündüı-!
ken
Elinitİnden
Gök Icubberıln
alnı
Rııbbe seeıle eder:
Pençen
Sen
rgi .co
İleriye! Yalnız
Kendi milletinin bir çobanını başka ırk ın hükümdarından üstün gören bir Türk olarak, Mehrned Emin Yurdakul, edebiyat ve fikir tarihimizde elbette ki bir Türk ırkçısıdır; S -, Müftüoğlu rinde büyüklüğüne
Ahmed Hikmet inandığı ırkının
te edebi nesil'leüstünlüğünü bir
çok defalar haykn-mıstir. Çağ layan lar, merhurnun, Türk üstünlüğünü güzel sözlerle tesbit eden satırları ve cümleleriyle süslüdür. Yalnız şu iki parçası Miıf tüoğlunun Türk ırkçıları arasında yer alması için ka, f idir
Türk
«Oğ ul ! Ey EtnıfınıL geni;:;
gu rur
clh an ın
ile
oğlu ! Alnını bal,!
hftldmi
y iılcs el t, göğ'sünii
Aya.ğı ru ıı u l t ındu
sensin,
senin
g'"r,
gÖl'üıwn
'311
o lu.cn k t ır,»
nr-s l irı
............................................................................ «Bir
ulu
mezsrn, döğiile
çıımrsın
döğ'iile
pa.ı-ça dn n bir kal',
naııı
İşte
ki
Sen şıu-kuı
tnvlnn ır. ın-ula kıvıtcım,
biı Icuvve tin,
bunlar
kırılır,
k ırı mn
e:;:'i1mezsin; gir erni ye n
ebedi
edebi ya t ve
o l ı: in lc , ü
bil'
uru la kıı-ılll'sın,
h e r k ıvılc ımdurı bir f'e yzin
bir \':11',
ıcüıcısrn Yine
5im5e.k
:
her ~'I-
ey Türk!"
iiki i' tari hi miz! n Tür-kü»
üstünlüğü fikrini terennüm eden sayfalarından bazılarıdır, Mllat tan önceki çağlardan başlayıp zamanını 1za kadar gelen bir f ikri n, Türkürı başka ırkıardan bir çok bakımlardan üstün olduğu fikl'inin, artık Alman ırkçılığının bir kopyasi, bir ta k l idi sayılmasına imkan
var
mıdır?
Türk ırkçılığının ikinci unsuru olan yabancı soylu kimselerin Türk devletinele mühirn yeıIsr işgal etrnemeleri prensibine gelince: Bu fikir Türkler arasına karışıp mevki sahibi olmuş yabancıların Türklüğe yaptıkları seri halindeki ihanetIerin tabii bir neticesidir. Tarihimizin bilhassa Osmanlılar çağı bu cins iharıe t , leı-le doludur, Bu ser: halindeki ihanc tleri tarihlerinden öğrenen milliyetçi 'I'ürk lerden bir kısmı bu iha, netlerin yeni örneklerle devarn edip gitmemesi icin yabancı soylu ve bunun neticesi yabancı milli dava lı kimselerin devle timizin mühim mevkilerine çıkmarna. Iarı icap ettiği fikrini ileri sürmüşlerdir İşte bugün Tür kçülük düşmanlarının en çok saldu-dıkları bu Ii., ki rdir. Türk ırkçılığının bu unsuruna E:i1çok yakın çağlar 'ta, rihimizde ras tlanmaktadır Bunun sebeui de Türklük şuurunun bu devirdeki inkisaf ıdu-, Bilhassa Türk ta-, ri hi il" uğraşan Tür-k ler bu -derdi görmüş ler, bu de r; din ttk çaresinin de yabancı kanlı ve f ikirli kimselerin kötülük yapacak mevkilerden uzak bulundurulması olduğunda bh-Ieşmişterdır Tanzi.mattan önceki tarihimizele bu fikir daha çok Türklerle devşirmelcr arasında asırlar boyu devam eden mevki mücadelesi şeklinde görülmektedir, Faka t bu mücade lenm dışında l.ahp ta yabancıların rnevkileıe getirilmemesi icap ettiğini yazan Türkler de yok değildir, Bunların en dikkate değer olanı ıS inci yüzyılda yaşamış Konyalı bil' Türk olan Uveysi'dir. Uveysi'nin Pariste Biblio theque Nationale'deki bir el yazmasında bulunan ve yüz 111lSra kadar tutan bil' manzumesi bu bakımdan çok mühimdir Uveysi, devletin kötü durumundan duyduğu üzüntüleri milli bil' heyecanla anlattığı bu rnanzurncde padişa ha bir takım güzel öğütler verdikten bnska devletin çökmesinin sebepleri ü':2rİiıdt. durmakta ve bu sebepleri n başında Yahudi, Arna vut, Boş' nak gibi müslüman olan ve olrnıyan yabancı unsurların devlatin baş mevkile rmde bulunmalarını gös te rrnek tedir Sanat bakımından bir değ eıi olmıyan bu dida k tik parçada, U; inci yüzyılın bu şuurlu Türk şai ri. bu fikirlerini şu mısralar ıyla belirtmektedir: f xalıil(li g'ilıi mr-l'urıln r g'e,;eı-leı- sad rr- biteldif -"'".
m
7 - Yakın çağlar tarihimizde edebiyat sahasında Türk üst ünlü ğ-lı fikrinin nazım şeklinde en güzel misallerini verenler arasında Mehrns d Emin Yurdakul, mühirn bir yer işgal eder, Merhurnun şiir bakımından fakir, lakin şuur bakımından pek zengin manzumeleri arasından seçilmiş SU bir kaç mısı-a Türk üstünlüğünü türlü cepheleriyle göstermektedir:
Mille tvekille-
Kaplıılan
basa
bil' m ir'rnin
p(krle'I' ı:nd"n
Acebdür
izz ii de vle td c cemlan
Istrkruh
Arn.ı vud , Bo~ııak!
4
o iki
asır
önce
büyük
şiirsiz
ve
yaşamış
tarihi
manzumesinde
Fakat Nur
rolü
Rıza
dir,
Dünyada sayan
şair,
bunu
bu
«Yabancı
etmiştir,
vatanı
tarihimizin
merhum
tarihini
çıkarmasını
bu
ve
yakın
Dr,
etmek
hadi-
meçhul,
ömrü
unsurlan
bunlardan
en
müJıiın
sahibi
olmuş
olan
letlerinin, en
mak
tarihini
görmüş
ve
kadar
ne
rrkçıhğı
Türk
milletine
Türk
gaye
yalnız
edilmiştir, başta
.ettiği olan inan ,
edflernez,»
tarihçiler
değil,
tarafından
Bunlar
takip mefkud
samimiyetlerine
tasavvur
milliyetçileri
tevdt
görülemlye,
veı rabrtası
göstermek,
hamakat
da
arasında
tarihçi
olmıyan
kuvvetle
Mahmut
müdafaa
EsatBozkurt
gelir,
Bozkurt
Çinliler
fesadın,
hizmetine
vesatr edlr, Zaten
belüyı
bu
"duldarını
gör-eceğfz , Zaten
hizmetine
so kulmuş
Yarı!
hemen
'I'tir ki yerı in
büyük
olduğu,
alakası
emniyet
ihanetine
hiç bir millette
.............................................................................
derdini
getirilen
Türklerin
bilhassa
resinin
Ne
m~mlekete
dest-l
aguş.:
geçirmek,
)
unsurdur
ecnebi
garatpterıdir,
başka
milletin
eserlerinde
meydana
unsuru
onların
bizden
adamlara
bazıları:
«Memleketre
milleti
gafIeti
türedilere
mevkilere
Tür-klerden., Türk yar-atılma,
verdiği
boyunca
yüksek
girmiş,
mevki
Tür;üen
gayrı
bütün
Türk
sek
Bilindiği
sülalest
dev-
rine
unsurdan
bul-
fından
mllletin
kara
belası
Bu
olarak
okutirıuştur
bir
vakitler
üniversite
merhum,
irıkılabı
dersleri
bu
derslerde
yıllarca
etti,
Sonradan
«Atatürk
İhtılalı-
dersi
elindedir,
notları
Şu
kalmamış,
Türk
fikirlerini
telkin
tarihi
»
yazmakla
ders
okutulan
dı.
ecrıebl unsurlardır.
sade
gençlerine gibi
lerine
yük ,
bu fikirleri
tahsil
de\"-
Osmanlı
yanaşma her
arıarşin irı
Istanbul adı
bugün
satırlar
Üniversitesi
ile
bu
da" genç-
hocalarmdan. Türk gençle..
basılan
binlerce
işte
rgi .co
te
bütün
sergüzeştcu
onları
mukadderat-ı
arı. larmaya çalışmıştır, Merhumun bilhassa meşhur «Türk Tarihi» bu husustaki fikirleriyle doludur. İş_ bunu
serserilere,
açarak
Rıza
nadir
olarak
gönlünü
«Yabancı
tarihimizin
bilen
övünç
en büyük merhum,
incelerken,
da
ve
cek
Türk
marıa
sını
ifade
şekline
Bunda
Konyalı
büyüktür,
Nur,
selerinden
bu
anlamış
yakıla
en. şuurlu
ulaşmıştır,
Beğin
Dr,
yana
bu fikir
yıllarında
olan
derdini
m
İşte, Türkün
R K U N
tara-
bu
irıkılap
Türk
Atatürk
gencinin
İhtilali
adlı
eserdendir
Çinlilere,
ne
bir
diyecek
ayrı
bir
kan,
yapar.
bir
Kabahat
Ianarı
devlet
de
bu
yanaşrna,
yoktur, terbiye
kendi
dönme
'I'iu-kün ve
gayrı
ga.y€dedir.
milletini
yabancı-
tınsur
elbet
Yapacağını
bırakıp
ta
oruarı
kul;
ve millettedir.»
«Bir
laka
ihtilıU
elinde
eniarın
bir
dahu yıkımlarını, yükselttikleri
felaket ecnebi
ça,re ki binlerce
ister
erl{ek
rnüsurt Bunlar
Türk
Türkler
Şemsettin
alınmış
«Şapolyo
emeller,
hafi
milletin
hayat
cı türedilere tihaz
etmel,
idare
etmiş
da
akide-
Rıza
serserilere
makamlara takdir
çok-
çıkarmak
maksatlar
arkasında
koşan,
yer
ver rnek,
muz ır ve telılil,eli
kadar
Yeni
bir
Türkten
ıyısinden ban tsız , başkasının
başkusma
başına
teh-
manmı-
öz Türkten
baş-
it-
Cumhuriyetinin
Misa.l
Erıdülüs,
işte
devlet
bulunacaktır.
iBte
yabancı
ve esasa
dayanmaktadır,
unsurları
de işte
görüldüğü yapmış
gördükten de
siyasi
çoğunluk,
başka kabul
bir
dir
ve
lar
içindir,
Her
cek
olan
Türklük
münasebe
ederler,
muha tab.rnız
sonra, Alman Esasen
zamanki ve
gibi
arasın;
siyasi
Bugünkü
dünkü
sahipleri
ırkçılığının ile
isim
haTürk
bu
düşünce
Türk
geç_
tarihinin
edenler,
işte
ve
E'kçılığı
bu berızer.,
ti olmadığını elbette takbizim sözlerjmiz ele orı., ulumalarma
mukaddesat
değildirler.
Türk
vardır,
İnsaf
mevki-
bÜYÜk bir
memleketin
şahsiyetler
devamcısıdırlar
misalleri
mütalaa
gibi,
büyük
milliyetçilerinden ırkçılığın
başında başkasına
büyük
böyle
Bu fikri,
en büYük· ders ·olarak
misallerde isim
işleri
'I'ür kten
»
mişe
ki
devlet
!
prensibi
bu
devletin o
kaybeder.
Abbast'Ier,
getirmernek
da
başına geçince
istildalini
lere
liğinden
yok-
İşte
ırkçılığının
halde
mahrem hareket
sunuz?
Ina.nrnıyaca.ğrz, Türk
Işlertrıln başkaları
millet
'I'ürkler
prensibinin
yaban-
Devlet
Yani
Türk
başka
her
olmıyan
onları
yer
srr lar ı,
Halbukl
ve is tikba li ile aHımdar devletçe
devle tçe ne
Türklerden
kavimden
bulur.
istiyor
verdlği
eserinden
hilldımetin
edemiyordu.
en
İrnparu tor luğurıun
devle ti işlerinin
olan
yatında
kuvvetini,
olnuvanın
Osmanlı
diyor!;:i:
mutlalca
Nur
tanınmış
adlı
Yaban_
y;ı.balli{~lıara
olrnasıdır.»
Osmanlılar
fay-
bakın:
devletin
ı,ütl:..:r
teş-
birisidir,
Tarihi
«Tarih
mi
koyanlar
bunlardan
Türkle_
ödenemez. Türk
<1eyleti işlerinde
kurucusu
neticeye
(hangi
parmak
öz
şartsız.
ihtilalller,
mut-
ve onun
geçmemelidir.»
Irıkı raz
değiidil'ler,
uğraşan
Icası
n.eııaıı,
Türk
mukadderatım
T'ürtc
öğütler,
kütle
Dr,
«T'iirk yalrrn,
Z2l11in
öğütlerinden
her-kes
Türk
Ha.rı .. , yabancı
olduğunu
bir
görecektir,
ha ki ka te
bu
kimseler
Tarihle
Gürıal tay
a.nlryabtlecek
likeli
bu
okuyan bunu
Mufassal
onları
büyük
tarihin
değildir,
şu satırlara
vermek,
ha-
daha,»
verdiği ta
Geçrntş te
eksertya,
borç
kötüsü,
yaprlmah
de kayıtsız
ba.şar ıidrı
Eu
en
yapı hrsa,
eliyle
sadık
gün
ders
kalırlar,
'I'ürlcün
Iığr,
kadın,
kadar
bir
bir
başka
bu
ne
okuyup
Bugün
olsun)
arasında
Günaltay'ın
nı
dikkatle
dikkatle
yalnız
millete
ister
MeseHi
yar-dımayla
ijoidir.
hesabına
ka.lmal ıdır-, Hem
Ne
çıkarıhrsu
halcılsrn,
milletimize
ırkçıları,
olursa
mevkı«
edeceklerine
tarihinin
tarihini yolda
alıp
da Türk
behernehal
milliyetçilerden
ye sahip
hangi
- devlete,
imkansızdır, Türk
defa
içlerine
sonra ,»
iyi ba.kıhrsa
Tarihimizi
eden
dalanan
tur.
- her
hıyanet
Türk
varmamak
bu
misallerden açrnarmşt.ır
olsun
derslerdır. kil
maddi
ve otacakla.rma,
olunca
bir
görüyorlardı.
gözünü
ne kadar
olduklarına
ve inkirazlarını
unsurlardan
unsurların
çıkarılsın,
sonra
ww w.o tu
Hi, bu hususta «Ecnebi
çok mısaller den
ken
tarihte
millet
öz evla.tla.rrnm
kalmalıdır
r irı elinde
boz-olu
«Türkler
.hangt
o milletin
de
«Ne lara
devam
düşmanları
ede-
elbette
OEÇUOGLU
bağrında
Yaşıyor
sır
ürperrne,
canlı
'IVı'ahiıı'n
'riiyaSlJ~lIa
Bu
taşlar-a
ıslak
Eski
sessiz
Na.kleder
Bu kapı Altın
o.vize.lerıln
En
bir
Beni
penceresinden,
Her
ve ışık hendesesrndr-n
ahenk dünya
Halii
canlanır,
bir
g ülumseyen
Bu muhteşem
lcapı,
Zamanın
çizdıg'j
Yılhı.ı-ın
mermere
Alienkle
bu
bir
Bu ne
zaferi
ulvi
hudut dili
Her
gece
ufuklar
Canlandi
bir
*
Düşünmek
f'eth e rabbtm
:..
bir
IHazi
bir
abide
«Eski
yazılar»
Gösterir
«işte
vestlc»
Sessiz En
mer mer
bilrniyen üstünde
ın
nağmelerle
Esrarlı Binlerce
senelik
Bakiyelerini Bu eşsiz
taşn-
kıvı-ım
ellere
sinen
Her
an alev
alev
gözlerimde
bana
dürıva
rüyasmı
Yii!,sek Yine
a le v alev
taşıyan
*
lmlbinde
yarın rılrna k ta ,
N
devri
D
İ
N
merrncr
sernüve r
en güzel
bize
Sonra
fısldyeler,
Sebll,
güvercinler,
Eski D
yaşıyan
gümüş
içinde
iö
Z
sır D
rengi
getiren
ikslr,
hülyal ı devlr yılerk şadırvan
dilinde
bir
esld
z arnarı
g ece le r, 'ışılü::ın
Iüle.le r.
mevsim
Bozulmuş
E
e
gösterişiyle
o bavra.lcl a r, şafu.lclrı r gibi
Hp!'
T;n.
*
rperfşivf
ü
KaSI'ler
Nedimler,
dalga.lanmakta,
havr-aklar
O ça.y;
Kuşların
şn n lı ba yr-a k la r
merıner
da.lg a la nrrıuk tn,
muh te şem
Bulutlardan
sal tanatların
mag rur
d üşüncesl, bir
müjdeler
ta.mamlarna.kta
kule lerde
böyle
nur gurur
uğur
mukaddes
Çına ı-Iaı- altında.
* kulelerde
yerdi ği huzur,
günleı-ı
Üstünde bir Aydın
bana,
krvr ım a.lmrnda
Zlimrlitten
Yülcsok
nefer
dalgala.rma
heyecan,
Be yaz ıt ;
maviliğ'incle
nefes
şa.nlı
gülüyor
yıltarmin
Doğacak
Ve
yükselişlerin
bekliyen kapıdan
bu
yer,
sefer,
nöbet.leşerıler
içinden
Hüznü,
an
ürper lşler ln
zevklnl
gecenin
eli
her
aydınlığından
hüzrıünü
büyük
ordu,
d evi r
heylre li
tıanl!
nukıs
geçtiğimiz
inceliği~']e
Sığdırnil Cu
akı~
bu ince
çıktığım
müjdeüven
Fetih
hatıra yıla
o Irısaf
verıiden
Kn.lbimde
İşte sana, senden kalan Ölümsüz hayatı yediyüz zekrının
çırpınan
sonsuz
benim
boylannda
Zafer
şahan«
Ist.erdtn.:
Zurnarı ın
ve
Bulutlar
bir
açıldı
hayal
sörıen,
bu
Eu yüksek buı-çlnr-a çekilen bayrak Gökte büklüm büklüm ışıklanara\;:
sonsuza
ı;'özlerimde
zaman
-da lla.ı-rla n
ahenk,
kahraman
Hudut
'*
Karanlık
oy!um
senin
Ak
Durgun
dökülen,
Bu
Bu
seli
bek livo ı- kalbtm
koşu
yeşil
çılg ırı fırtına,
Oylurn
ebcdtvyet.e
koşuyo r yeni
Yeni
eriyen
gibi
deniz,
bittij;;ri mekan
sularında
müsüd
Bu
bu çdg-ın süküt
çağ'lıyan
başlayıp,
Ruhlara
başlar
ta şlur
Işltven
sihrlııi
Atlılar
cskl
aı;ıılmaz
zeldi.nın
Taşıyor
de v ir
bu iz,
rgi .co
Bir
gibiyiz,
coşkun
bu
de
Renk,
Yağmur Bir
görür
a.lrp götüren
bahçeler.
şeyin
bizi
sevdiğimizi
içinden
eski
«yarım)
Ye
yılını'ın
sarmakta
ruya da
benden
Bu
*
«bugün» g eçrnlş
tcbessümü
güzel
Mermerler
mlisildsini
zaman
üstünde
turalarda
Aydın
güler
Içlrırle mermer
ha.trr-alur
Na kışla rm
II
renk
ve derin
dökülür
~
ahenk
koyulaşan
gibi,
S L
K i
m
düşünce,
Yılların
N
ken
6,
Merrnerde
ww w.o tu
="
M E R M E R D E
yeniden
anladım
E
J\!
İ
...... ~.~:_~
kadınlar
b~şlıya.n
bu
kulmnrnış
sular
zambak son
mesureterde, R
..• :_"---- .._-
bahar
sererde
...
R
6
ORKUN -----_._--------_._,---"._.,---
A,.ı!;: Mektuplar:
4
Bir Dikta tör Ya r da kcı s ın a
rgi .co
Devri sabıta komünistlerle çok sıkı f ıkı idin, aranızdan su sızrnazdı Aslen Suryani veya Ermeni olduğurı için, miliiyetçiliğin hcl' şekline, hele ırkçılığa pek düşrnandın Irktan, ırkçılıktan bahis açıldı mı, mahalli mahsusuna bezir yağı dokunmuş gibi nara atar; çifte, tek me-allah ne verdiyse.sallardın Sonra kendi kendinden cesar-etlenir, etrafındakileri de seninle birlikte bağır-ıp tepinmeye zorlardın, Değ .. rusu keyfine diyecek yoktu, Şimdi göğsünü gere gere rıara atamadığın, çifte atıp tepim:mediğin için pek hüzünlü olsan gerek, Vah, vah acıdım
rağmen adil Türk mahkemesinden beraat kararı alır; buna rağmen rezillerin iftirası bir gerçek imiş gibi ikide bir başa kakılmak istenir, Komünist mah , kurn olsa da rezillerin .münevver dili ya laya rak alnındaki kızıl lekeyi izaleye uğraşır, Milliyetçi beraat etse de makbul değildir; en sa rih, kanuni hakları teslim edilmez, Komünist davayı kaybetse de yine merguptur, itibar görür ve ayağına gön., derilen mükellef otomobillerle hususi köşklerdeki ziyafetlerde yer bulur, Sözün kısası : Ya muanni t bir hamakat. yahu t ta şuurlu bir hiyane ti vataniye karşısmdayız. İkisinden biri. Artık yeter olsun: Hamakatse de, hivanetse de bık tık, usandık! İnsanda biraz göz, kulak olmalı da burnunun dibmi görmeli! Politikada uzak görüşfi; olduğu söylenenlerin miyop olup yakınlarmı görmemeleri dikkate değer, Hiyanetse mesele yok! Bu millet ve bu sanlı tarih, bu gibilerin behemehal hakkından gelecektir,
m
Behey bunak adam! Vaktiyle sen de diktatör geçinirdin; acaba şimdi nasılsın, nicesin? Herhalde kalbur kulakların düşmüş olmalı, Senin zaman geçerek her şeyin düşecek: sukut otoritenden başladı; önümüzdeki günlerde i tibarını kaybedeceksin. arkasından söhretin hapı yutacak .. Ve en nihayet adam borsasında fiatın sıfıra gelip dayanacak, Senin bir zamanlar tilki kurnazlığın, deve kinin ve keçi inadın meşhurdu. Zannetmem ki bu huylarından bir değişiklik olsun, Asaletin var: hiç bu hususiyeflerini kaybeder misin?! Allah senin gibi hainlere fırsat vermesin; alimallah eline fırsat geçse, kin, menfaat, hırs ve inat uğruna koskoca memleketi bir pula sa tar mısın, satarsın! Tanrı yazdı ise bozsun ve senin gibi tilkilere kanmaktan bu memleket halkını hıfzevlesin Amin,
ken
de
Harnaka t ise .. , Bukadar ahmaklık da gör-ülmüş şey değildir, Her ne halt olursa olsun, ister hamakat. ister hiyane't bulunsun; bu düpedüz bir hayasrzhk tır! Ve biz sağ kaldikça. maalesef memleket hayatına çökmüş görünen bu hayasızlığa daima isyan edeceğiz! Kin duyacağız ve unutmıyacağız ! Bunu -böylcce bilsinler ! SOFUOGLU M, ZEKİ
ww w.o tu
Sana, eski bir yazımı takdım edeceğim, Vaktiyle Kızıl Elma dergisinde nesredilmiş ti Bittabii, Türkiyede solculuğun verreştirümesi gibi mühim rneşgaleler varken bizim naçiz yazıya sıra gelemezdi, Fakat, bugün vaziye t değişmiştir ve bu yazıyı okumak mec, buriyetindesin; hem de .. , Ha mn.k a.t mi, Hi ya nef mi'? Bu hayasızlığa daima isyan edeceğiz! Milliyetçi aleyh inde en rezf lane, en ralar uydurulur: makbuldür. Komünist hakkında deliller ortaya konur; Milliyetçi aleyhinde kine Iüzum yoktur,
a lcak ca
en kesin belgelere kabul edilmez, konuşulurken ihtiyat
,
e •••••••.•••••••
~ •••
Yeter
artık
çektiğimiz;
Uvana.hm,
b ir-Ieşellrn, Bozkurtlu bayrak altında Öz ya tana yerle~elim.
*
nvarımarun,
Za manıdır
da.yanmarun.
Tanrıdağa
ve tcm,
Komünist hakkında iso temkin, itidal ve teenni ilc idarei kclarn edilmeğe dikkat olunur, Millivetçiyc karşı dai.ma haşin ve kindar davramlmıst ır Kornünist daima güleryüz ve şef ka t görmüştür ve görüyor, JVlilliyetçiden daima tevahhuş edilmiş, çelcini l, miş, kacırulrnıştir. Komünist daima bağra basılmış ve okş arulrmşt ır. Mi lliye tçiye müsamaha etmemek, milliyetçiyi ezmek; buna mukabil komünis ti hoş görmek, h;.'11aye eylemek poli tıkada uzak görüşlülük icabmdandir Milliyetçi mahkemeye verilmeden vatan h airıi olarak ilan edilmiştir, Temyizde tasdik Komünist hakkındaki hüküm adilane olrmya cağ ı edilmedikçe aleyhinde konuşmanın iftira ve isna tla ra beyan ediliyor, Milliyetçi nütün
O&~
BİRLEŞELİM
if r i,
dayanCt!!
oeı .~
Eızıııan Bu
IHir
Bin"
ezmek
lmaulu
şad
i~in.
hi ı-leşe li m,
bizim
bedel
*
önderimiz,
herbirimiz.
'I'tu-kl ük
bizim
Tiirldiik
iç.in bl r l eşcf irrı ,
rehbe ı-irnlz :
*
Vedat bizi beleler ülkü, Kı nda rı ~,ıkacal{tır süneü. Durmak kadına yakışır Ülkii için bl rl eşeltrn, ıuISIRLIOGLU
VEDAT
KUTLAR
04
7
ORKUN
Konusunda Gerçek Öğretmenlere Düşen Vazifeler H, FETHİ
re küp merrncri, ressamın birkaç tüp boyası. mühendisin bir iki cuval çimentosuna karşılık öğre tmerıin, ruhu işlediği düşünülünce yukardaki hakiki mutluluğun hakika ten öğretmenden geleceğine inanmamak safdil lik olur Hel' öğretmen, okulunda Milliyetçilik ve Türlccülük meşalesini yakabitmek için türlü fırsatlarCıan istifade edebilir, Yönetmeliklerle saptanan eğitim kollarının yanında bil' de Milliyetçilik ve Türkcülük kolu kurulabilir, Esasen gençlere rnillive tçilik fikrinin, birer doğma olarak değil. olayları bizzat yaşamak suretiyle aşılanması daha verimli olur Bu işi ,kurulacak bir kol pek ala başarabilir Kolun yapabileceği işleri şöyle tesbit edebiliriz: A) Türk büyükleri, köşesi (galerisi ı meydana ge; tirrnck, (Biyoğrafiler öğrenciler tarafından hazırlanır, (Bunu için Cınaraltı dergisinin muh telif savıla. rına bak) Bı Türkcülük ve milliyetçilik sahasında birer k ıy, met olan Türk büyüklerinin doğum yıllarını kutlamak veya ölüm yıllarını anmak için törenler ter tiplemek (Öğrenci bu törenleri blzz at Tiaan-lamahdir ı CL Belli milli ve tarihi gTınlel'i anma törenleri hazırlamak çı Tarih derslerinde Türk Tarihi üzerinde fazla durulması için öğı'e1menleı-le işbirliği yapmak, Dı Birer Türkcü dergive abone olmayı sağ lamak El Kahramanlık günleri düzenlemek, Fl Türk Tarihinin muhtelif devirlerine ait kon [e_
i 1 1 i !
• , ,••* •t
ww w.o tu
ken
_:ı.._ "
de
rgi .co
ce
Bir milletin gençliği o gençliği yetiştiren öğretmenlerinin reali te olarak var oluşlar-ma bağlıdır, Buradaki rea liteyi, hakiki ve yetiştirici öğretmenlerin varlığı için alıyorum, Her meslekte olduğu gibi bazan ismen öğretmen fakat cisrnen başka bil' rnesleği n elemanı öğretmenler de vardır, Bu gibi şahıslar bu kudsi mesleğin elemanlan olmaktan tabii uz ak tn-lar Konumuzda sözünü edeceğimiz öğretmenlerin bu tip öğretmenlerden olmadığını açıklamayı da biı' borç biliyorum, Evet, kutsi olan öğretmenlik rneslcği maalesef, bugüne kadar türlü cereyanların tesiriyle büyük tehlikeler geçirdi, Büyük blr mabedin duvarlarında, herhangi bir etkiyle meydana gelen tehlikeli çatlaklar gibi derin ideoloji yanıdan meydana geldi, Ara S11'a bu yankları, temiz hislerle dotu ve bu mesleğin asil elemanları kapatmak istediı", '<'akat yara o kadar derindi ki, yaprları onarmala. fayda vermedi; eski vaziyet mazinin bütün dehşetini aksettirmekte devam ederek bugüne ulaştı, Bence hel' meslek, o mesleğin emektan için ku tsi; dir, Esasen meslek aşkı bulunmıvanlar arasında tesanüt de olamaz, Kuvvetli bağlar, her mesleğin bünyesini kurmaleta en başta gelen unsurlardan biri \"E~ belki birincisidir Öğretmenlerin bu bakımdan durumu kuvvetlidir denebilir, Fakatşunu da unutmamalıyız ki, bu kutsl birliğin bir zamanlar anormal denecek derecede rabıtaları gevsernis .ik il ik ruhu bu mesleğin gösterişten uzak sakinlerinin kalplerini dağlarms tı Veyl bunlara sebep olan o günlerin kahramanlar ma ~ Meslek sakinlerinin kanayan kalpleri halen onmuştur, Bugün bu mesleği yöneten kuruluşa verilen yeni düzen ve yapılan işler ruhi bir tatmine doğru gitmektedir, Meslek te ayı-ıl ığ ır, önünü almak, Iiyaka , te önem vermek V2 milli hislerin serbestçe izhanııı derpis eden esaslar, gözlerde at ini n çiçekli bahçelerini tahayyüle vesile oluyor, Mi lli temeller üzerine oturtulmamıs millet çat ılar-ı ergeç yık ılrrıağ a mahkumdur Bu temelleri kuracak fertleri yetiştiren şahıslar hiç şüphesiz yarının öğre trnerıle ridl r Ya ıınm öğretmenleri ise bug iınim öğrerıcilerdir Kuş yuvada gördüğünü işler, atasözü ifade etmek istediğimiz f iki r lerin adeta kornprimo haline gelmiş şeklidir, Milletin fert.leri miliyetçilik babında ne kadar kuvvetli otuı-larsa milli tesanüt de o kadar kuvvetli olur, Çeşitli muzır ideoloji telkinleri kü tledc makes bularmyacağ ı gibi gerçekleşmesi düşünülen işlerin de kolayca kuvveden fiile çıkacağı muhakkak, tır, Çünkü, bu halde, memleket! yokparo bir küt l; düsünür: kütleele çevirme hareketi, sızma veya panik çıkartma tescbbüsleri ne geçecek va tansiz lar buluna111az, Milli ruh, her ferdin sinesinde bi ı: mcsa ledi r Mes'aloyi ölenler doğanlara dr.vrcder, mesut devirler bir'birini takip eder, Yarının mutlu günleri gene öğre tmenin ısıklı çalışmasına bağlı oluyor, dernektir. Hcyketcinin birkaç rnct.,
GÖZLER
m
Milliyetçilik
ranslar
ter tiplernek
Bu çağda, rahat yaşamak ancak kuvvetli bir tcsanüdün eseri sayesinde olabilir, Kuvvetli tesanüd ele milli bidiğin Türkçülük şeklinde tez ahür etmesiyle sağlanabilecektir Bugün her öğre trneni n kalben müsterih olabilmesi .arıca k ye ancak Türkçülük mes'alc. sini hel' kalp te tutuşturmuş olmasına inanmış bulunmasiyle kaimdir Bu hareketler k öv okullarından en YÜksek kaderneye kadar tatbik edildiği takdirde, istenilen gayenin gerçekleşmesi hiç te muhal değildir, Yarınki Türkiye 'I'ürkcülerin kollarında yükselecek , tir H
FETHİ
GÖZLEI~
* DÜZELT!\'IE inci sayıda yayınlanan Dr, Şerif Korku tun va, çıkan hatalan düz eltir özü ı dileriz: al. Onun cu sayfa, birinci sütun ikinci ben! 7 inci satu-ın sonunda «dolmuş", b 1 II inci sayfa ikinci sütun son bent 16 ıncı sat ır sonundaki «is tihf af.: c) 12 inci savf'a birinci sütun :i Lındı bent onuucu satır sonunda «Bakanlıkla, çl 1::! inci sayfa ikinci sütun 25 inci sat ır basirıdaki ,;:Cıckarı olarak düze ltiriz, 25
zısmda
L·
D N KIT'A
Ey
Koya'lılara
ithaf -
nrısl ps lz., ey
fa.zilet voksu lu betlbn lıt adam ... et mutlaka hi r iz kalır). pek do r u ... Iü.kin bir dE" istisnası var;
(İftinı
et, iftira
Doğ'ru
SÖZ,
Dönmenin
ğ
Isnadı
bil ki Türk'e
tesirsiz
kalır.
m
N. TARHAN
'*
ww w.o tu
ş
ken
de
Bazı gazetelerde çıkan haberle re inanmak lazım gelirse yurdun her tarafında boyuna Ata türk heykeli kırılıyor, Atatürk resmi yu-tıhyor Her kırrlış ve yırtılıştan sonra bir telaş, bir yaygaı-adır gidiyor. Başka işi yokmuş gibi, vali, jandarma komutanı, vilayet savcısı hadise mahalline koşuvorlar. Tahkikat, demeçler, arkasından rnüfe ttişler, tamimler Tabii bu işi yapan mürteci (!) bulunmuyor, ama ir-ticaya karsi sert tedbirler almak Iüzumu her haclisede bir kere daha tezahür ediyor! Bir yandan da Halil Özyörük bu işler hakkında bir tamim neş re trrıi Bizce bu hadiselerin müsebbibini Halil Özyörük ve benzeı-Ierlnden başka bir yerde aradıkça (tıpkı gözlüğünü almnda unutup etrafında arıyan adam gibi) fail bulunamıyacakve hadiseler de çoğalarak sürüp gidecektir. Yanlış arılaşrlrnasın Heykclleri gizlice adam gönderip Halil Özyörük kırdı rıyor demiyoruz Fakat sebebiyet veriyor. 2L1. sayırmzda Kırşehir heykelinin sırf tahrike zemin hazırlamak için krrdır-ılmış .olmasını en kuvvetli ihtimal olarak ileri sürmüştük. Ondan sonraki hadisel er bu ihtimali gittikçe daha kuvvetlendiriyor. Mesela aylarca hadise olmazken son birkaç. gün içinde tam Adnan Menderesi düşürmek ve idareyi Halil Özyörük zihniyetinde olanlara teslim etmek için tahrik VE: tertiplerin azami haddini bulduğu günlerde düzlL neler ce hadisenin olması marıidar değil midir? Bu, sırf tesadüf olabilir mi? Kırşehir hadisesinden çok kısa bir zaman sonra bütün tahrik ve propaganda faaliyetinin, kurulmuş bir zembereğin boşarıması gibi harekete geçirilmesine karşılık Sökede çarnura atılan (ve sonra 'tahlci ka ta göre rasgele hırsızların yaptığı meydana çıkan) heyke l hadisesinde aradan günler geçtiği halde .ayru tahrıkcı ve ter tipçile ı-in bir türtü nürnayislerini derleyip toplayıp hazırlıyamamaları manidar değil midir? Ankarada bir köyde otomobillerle yapılan heykcl kırma nasıl cahil ve zavallı köy yobazlarma yüklerıebili r ? Bizde hangi köy imamının hususi otomobili vardır? Kütahyada boğazından iple asılan büsrün üzerine «Yaşasin din hamisi Adnan
rgi .co
_ Kahraman
Menderes ve Tevfik İleri!' diye beyanname asılması, biraz fazla kaçmıyor mu? Yapmalı ğı sırı tmıyor mu? Hakikateri Adnan Menderes'! seven birisi bunun ona iyilik değil kötülük olacağını akıl etmez miydi? Bunlar garip şeylerdir. Fakat en garibi HalilÖzyörük . gibilerinin gittikçe göze batarı bu ihtimali asla ağızlarına al.mamakta gösterdikleri acayip Inattır Bu inat, hadiseleri yapanlara .alabrldiğine cüret veriyor. Çünkü onlara, «Siz ne kadar ileri giderseniz gidiniz, fail başka tarata aranacak, ve kabahat başkalarına yükle tilecektir» gibi geliyor. Bir suçu alabildiğine çoğaltmak için birebir tedbir o suçu işleyenleri mükafatlandırmaktır Her heykcl kırıldıkça ve faili meçhul kaldıkça bir gurup ınsana muarızlarına alabildiğine sövmeğe ve tecavüz etmeğe fırsat verilir, müsamaha edilirse, onların tertiplediği propagandalara resmi şahsiyetler de alet olursa, bu başkalarını kırmızı murnla aynı yolda yürümeye davet etmek değildir de nedir? Bir hareketin etrafında şişi rme gürültüler koparmanın, reklamlar yajvnanın, ona hakiki chemmiye tin., den ka t katfazla kıyme t vermenin bir takım zayıf ve anormal ruhlu kimseleri 'tahrik edeceğini, o neviden bir suç salgını yaratacağını bilrrıiyerr bir cezacı, bir idareci var mıdır? İntihar haberlerinin neşri eski Matbuat Kanunununda niçin yasak edilmişti? Bütün valileri, müfettişleri tam tahrikçilerin işine gelen yolda harekete sevkeden Halil Özyörük hadiselerin kanuni değilse bile vicdanı mesuliye tini ta~ımıyor mu? Acayip tamiminden iki cümle: (Olayların taşıdığı mana, .mahiyet manzaraları itibariyle görüldüğünden çok daha önemli ve sümullüdür l Bu ne demek? Ne lastikli. üstü kapalı konuşma tarzıdır bu !.. Memleketin içinde büyük bir irticai tertip olduğunu ima etmek istiyorsa nasıl oluyor da dürüst ve açık bir )E'kilde «İrtica yoktur!- diyen Başbakarıla kabine arkadaşlığı edebiliyor? Bir koltuk bukadarrna değer mi? Yok eğer, bizim dediğimiz ihtimale işaret etmek istiyorsa, niçin bunu daha açık şekilde söylemiyor? Müp. hem ifadelerle ortalığı bulandırmaktan ne fayda umu, yor? Yoksa ilerisi için kendisine tevil kapısı mı hazırlıyor? (. .. yalnız adli takibat ile neticeye ulaşmanın mümkün olamıyacağı nı kabul etmek Iazımdır) Adli (yani kanuni) yollardan başka ne gibi yollardan yürünmesini acaba tavsiye veya tahayyül ediyor bu adam? Niçin bir türlü açık konuşmuyor ? IiRiSTOF
KOLOı\lBUN
YUMURTASI
Celal Bayar bütün antidemokratik kanunların bir ay içinde kaldırılacağını açıkça vadettiği halde Halil
9
ORKUN
gösteriyordu, Gösteriyordu ama, bu o kadar ehernrni., yetli bir şey değildi.v Matlüp olan dostluğun tezahürü idi EDEN BULUR Türk Tarih Kurumu adında parası bol bir kurum vardır, Bu kurum saltanat devrinde dünyada ne ka. dar eciş bücüş, soyu sopu belirsiz millet varsa kökünü Türk'e bağlayıp bütün ilim alemini bize güldürmuş ve hakiki Türklerin milli izzetinefsini incitrnişti. O zamanlar elden bir şey gelmezdi ama, tahmin ediyo.. ruz ki, aldığı bedduaların en hafifi, (Allah da bir gün onu maskara etsin ı:;, olmuştur, Şimdi gazetelerde oku, yoruz ki bu kurumun başkan yardımcılıklarına Afet İnan ile Hikmet Bayur seçilmişler
m
TUŞ Konya toplantılarında hazır bulunan güreşçi Yaşar Doğu'ya 'toplantı hakkında ne düşündüğünü sormuş. lar, Kısa konuşmasını seven yağız güreşçimiz. tek cümle ile: «Konyalılar Yalman'ı tuşa ge tirdiler.» de. miş. Çok doğru. Hatta bizce Konyalılar yalnız Yalman'ı değil Yalan'ı da tuşa' getirdiler.
rgi .co
ONUNKİ DE HEYKEL
HEr taraftan Atatürk heykellerinin kırıldığına dair haberler kelirken bir de ne görelim: Ulus'ta komik bir haber • İzmirde Bay İsmet İnönünun bir kolu havada bir noktayı gösterir şekilde yapılmış heykeli., nin bu kolunu kırıvermişler .• Bizce, yapmamalılardı, Malum a, ata sözüdür, «Köpeğe gem vurma, kendini at sanır.»,
de
Özyörük 9 ay Adalet Bakanlığında oturdu ve bu müddet içinde değiştirilecek antidemokratik kanun bulamadı. Anlaşılan erbabı bunları çok gizli yerlere saklamış! 29 Mart günlü Vatan'da Ahmet Emin'i okurken ak. lımıza antidemokratik kanunları meydana çıkarmak için pek kolay ve am eli bir çare geldi. Çıfıt başyazar. Ana.yasa profesörü Ali Fuat Başgil'in «İrtica Yayga. rası» adında ilmi ve düşündürücü bir yazısına karşı ateş püskürüyor ve profesörün bu yazıyı «kanuni eSas· lari hiçe sayarak» yazmağa cüret edişine şaşıyor. Şu halde kestirmesi bulundu: Ahmet Emine o yazının yazılmasınamani olan «kanuni esaslar» i sormalı 've hemen kaldırmalı. İNSANİYETÇİLİK ··Geçen hafta gazetelerde Nuri Demirağın çok mü, him ifşaatı çıktı, İsmet İnönünun siyasi mülteci Türk. lerinasıl parti parti Ruslara teslim ettiği ve onların da Türkleri işkence ile öldürdükleri ve bir partinin üzerine gaz döküp yaktıkları anlatılıyordu. Hadiseyi ULUS misali bir tefsir edelim, Bu tesli.mat bÜYÜkMilli Şefin ebedi Rus dostluğunu sağlıyan siyasi dehasinın bir eseri olduğu gibi, onun ne kadar geniş düşunceli. ince duygulu, mükrim ve insaniyetsever olduğunu da gösterir, Hudut boyundaki Rus askerlerinin tatsız tuzsuz, eğlencesiz bir hayat geçirmesine .müşfik ve insaniye tci kalbi razı olmamış, onların eğlenmeleri, keyiflerinin yerine gelmesi için zaman zaman mülteci Türkleri tutup teslim etmiş. Öyle ya, her milletin zevki başka türlüdür Dostlara Ik ram da o zevke uygun olmalı ki makbule geçsin Amerikan dostlanmız için kızlar ha. zırlatılır, Rus dostlanmız için de böylesi ... Bir de hala İnörıünün «yüksek insanlık idealine. bağlılığını takdir etmeyen nankörler var ha ... RUSSEVERLtn! Söz Rus sevgisi bahsında iken, okuyuculartmıza o menhus devirdeki bu ilahi(!) muhabbetin tezahürle , rinderı birini anlatıverelim: Bir vakitler şefler .ve şefçilerin şimal kiba rlariyla olan dostluklan sıpor sahasında da kendisini göster. mişti Sık sık bizden Moskof eline, Moskofistaridan da Türkiyeye kafileler gider gelirdi Bir tarihlerde Mos. kof futbol milli takımı da Türkiyey., gelmiş ve Anka. rada bizim milli takımla bir maç yapmıştı. Bu maça çıkarken sırtlarına ayyıldızlı formalar giydirilen gene," lere gayet nazik oynamalar-ı, aradaki dostluğu bozacak hareketler yapmamaları, hatta bu dostluğun icabı gol dabi atmamaları münasip şekilde ihtar edilmişti. Fakat bizimkiler bu kadar ihtara rağmen tarihi( i) Türk~RUB dostluğunu bozacak bir yol tuttular. Yani Rus kalesi. ne gol atmaya çalıştılar. Oyun Rusların 2.1 galibiyeti ile devam ederken bizim düşüncesiz oyunculardan biri mükemmel bir gol daha attı. Vaziye t 2.2 olmuştu. Ta. bii bu netice Ruslara karşı bir saygısızhktı Fakat hakemlik vazifesini yapmakta olan zat (bizden bıri.. siydi) , bizim mün~sebetsiz oyuncunun münasebetsız hareketini örıliyecek, yani Türk.Rus dostluğunu kur. taracak kararı bulmakta gecikmedi. Derhal ofsayd ilan ederek dostluğu kur tardı Ve oyun dostlarımızın 2.1 galibiye'ti ile sona erdi. Lakin bazı münasebetsiz fotoğrafçılar bu golün resmini çekmişler Dergilerde çıkan bu estantene, golün mükemmel bir gololduğunu
ww w.o tu
ken
AoıNIN AOıSı Gazetenin arka sayfalarından birinin köşesine rıasılsa sıkıştırılmış küçük bir haber: Ruslar (yeni elde ettikleri) Çin Türkistamnda .milliyetçi . hareketleri «temiz lerneks üzere 60 bin kişilik bir ordu ile har-e, kete geçmişler Bilmem Türkiyedeki 20 rnilyon kişi. nin içinden bu haber gözüne ilişince şöyle bir an içi burkulan, gözlerinin önüne Rus neferlerinin vahşi ce ~ süngüledkileri veya bağlayıp sürükliyerek gôtürdu k, leri bir Tür kürı hayali gelen, ruhunda bir isyan du. yan, «Acaba neden böyle oluyor, neden benim miIle. timin başına bunlar geliyor ? » diye bir lahza düşünmek zahmetine katlanan kaç kişi vardır? Daha acısı: Bugün, Türklüğün son müstakil kalesi olan Türkiyede, çeyrek yüzyıl meş'um bir istibda t baskısının altında milli benliği alabildiğine ezilmiş, haysiyeti ayaklar altında çiğnenmiş bir halkı daha he. nüz hür ve efendi olmanın tadını tatmadan tekrar hürriyetinden mahrum etmek, insanlık haklarını ona haram etmek, onu bir hayvan menzilesine indirmek is tiyerı bir tertip ve propaganda vardır «İnkılabı ko. rurnak için tedbir almalı! irticanın, ırkçılığın ağzını tıkamalı, elini kırmalı!» diyen bu propagandanın içyü, zünü, ter tipliyenleri n niyetlerini ve kim olduklarını anlıyarı, kavrıyabilen acaba 20 milyon Türk içinde Jcaç bin veya kaç yüz kişidir? Daha da acısı: Bugün 800 milyona karşı 20 milyon durumunda olan Türkiyedeki Türklerin içinde acaba yüzde kaçı, bu ızdırabı duyanlara, bir çıfıt gazeteci. nin veya soysuz politikacının telkinine kapilarak bLİ. gün «ırkçı» diye, «Turan en diye, «rnür teci» diye, bil, mem ne diye, sövüyor, düşmanlık ediyor?
10
ORKUN
Bahsi
Mikrop
NURİ TARHAN
pireyi deve yapar bir şekilde bahsederler, Ve yine istisnasız hepsi - ne hikmetse - müfrit inkılapçıdu-, devletçi di ı", C.H,P, nin hayıamdn-, Maksa Uan, he , defteri, ruh ka ti lliği, mukaddesat vıkıcılığı olan bir garıgster çetesinin şu ibretlere seza fikir( i) arkadaşlığım meşhur inkılap zümresi bilmeyiz nasıl tefsir buyururlar? zr ""~
m
Komünizm, insanı ve insanlığı soysuz laş tırrnak usu , Filhakika insana, insanlığa ait yapıcı k ıyrne t hükümlerinin, istisnasız hepsini komünizm inkar etmiş ve etmektedir, Din, aile, vatan, milliyet gibi insanlığın temeli olan müesseselere kudurrnuscasma saldıran bir mezhebi, cemiyet dışı saymaktan daha tabii bir şeyolamaz, Bugün ar tık rnücerret bir komünizm fikrinden bahsetmek, bu fikrir. güdücüle rini hürriyet maskesine bürünüp savunmaya kalkışmak çocukça bir harekettir, Yahut ta suretihaktan görünen bir boz gunculuk, bir vatan hainliğidir Daha dün korninformun bilmem ne komitesine ikinci başkan seçilen ve ceza evinden çıkar çıkmaz pasaport peşinde koşan bir bedbahtı. en temiz Türk milliyetçi diye göklere çıkaran zihniyetle vatan, millet düşüncesinin bağdaşabilrnesi ne imkan var mı? Ve sonra, solculuğun, komünizm olmadığını sosyalizmin cemiye tirniz için tek kalkınma vasrtası bulunduğunu söyliyerek köyenstitülerinde ve diğer mek , teplerde hatta bu sistemi propaganda etmek gerektiğini ve böylece inkılaplar ırmzm gayesine (!) daha kolayca ulaşacağımızı öne sürenlerin, bu tarih suu , ı-undan, millet, milliyet gerçeği nden mahrum za va ll ı nazariyeleriyle medeni demokratik bir içtimai idare kurmak mümkün müdür? Bugünkü milletlerarası korniınizrnirı - ki yüzde yüz korninform emrindedir - vatanımız, milletimiz için tehlikeli bir zehir olduğunu daha hala, anlamıyan yahut anlamak istemiyenlerle tar tışrnak boşunadır, Böv; le dünyadan habersiz gaflet veya hivane t içindeki kisilere elbette ciddi fikir adamı diyemeyiz, Her milletin kendine has bir içtimai nizarnı. hür, riveti, demokrasiyi tefsir ve tatbik ediş tarzı vardır, Evet hür ı-iyet esasları, hukuk kaideleri bütün medeni ülkelerde aynı gaye etrafında toplanmıştır, Ama hiç bir zaman tek tip bir içtimai idare olmamıştır, olamaz; çünkü bu, demokrasiye aykrrrdır Yalnız komünistlerdir ki adet, örf. arıane. din .tarrh şuuru, kültür birliği gibi milliyetçiliğin temel şa r t ları olan manevi bağları hiçe sayarak her hususta başka cemiyetler-le bir ve eşit olmamız gerektiğini iddia ederler. 14 )[ayıs demokrasi zaferinden sonra C H P nin rnanut inkı lapçıhğırun nasıl hazin bir duruma düştü-
. I·ol
Gerçi mezheplerinin pek geniş olduğu mallIm", Bizde de komünizm serbest olsun efendim; zaten bu milletlerarası ideolojiyi yasakla örıliyerneyiz diye - açıktan açığa olmasa bile - iyrna .yoliyle telkinlerde, propagandalarda bulunan sözde mütefekkirleri vardır, Her şeyden önce sefaleti önlemek, içtimai adaleti tesis etmek şarttır, falan gibi alimane tavsiyelerde bulunmayı da elhak hiç ihmal etmezler, Memleke timizde nice Harold Laskyler Prof. .Iolio t.Curie'Ier Şair Ara , gorı'Iaı- var, Fakat çok şükür milletimizin tar ıhi i'':c rübelerinden doğan eşsiz siyasi olgunluğu, o bedbahtların soysuz emellerini daima, husrarıa uğ ra tacak kadar kuvvetlidir
ww w.o tu
ken
de
Jüdür
Körükörürıe garpçılık, bir sahsın veya bir zümrenin keyfiyle yapılan uydurma, gülünç reform hareketleri elbette demokrasiyle bağdasamıyacak tı. Türk diline ve tarihina nasıl suikast edildiğini bilmeyiz söylemeye hacet var mı? Pek manalı bir noktayı da bilhassa kayde tmeliyiz Memleketimizdeki bütün solcuların, gizli - açık bütün kornümstlerin istisnasız hepsi irtica ve ırkçılıktan
rgi .co
Kaynağı yüzyılların ötesinden başlayan komünizm mezhebinin çeşitli yönlerden bir çok tarifleri vardır Ve bunlar zamana, mekana, telakkilers göre değişiklik gösterirler, Fakat devrimizin milletlerarası bir kanser illeti sayılmak gereken Moskof komünizmini en doğru ve kestirme şekilde şöyle tarif etmek pek mürıasip olur:
ğü malumdır
27 yıllık Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir başbakanın ink ılap konusunda. (Millete malolmak) tabirini kullandiğina YE' yine kendi tabiriyle rİnk ılap softalarından) siküyet ettiğine ibretle sahi t olduk
NURi
Muhterem
Atsız
TAI:tlf,\:--;
Beğ,
Milliyet ve mukaddesat tanımıyanların sahsrrnza. Milliyetçi Türk Gençliğine yaptıkları tarizleri nefret ve ibretle takip ediyoruz, Türkcülük davasına ve onun bayrak ta ı-larma saldıranların kimler olduklarını çok iyi biliyoruz, Her şeye rağmen kervanımız yürüyecek tir Sonsuz sevgi, saygı ve bağhlrklar-ırruz ı arzeder; başarılar dileriz, Tanrı Türk'ü korusun, Türk Gençlik Teşkilatı Kütahya Şubesi Çok Sayın NihaI Atsız Beğ, Her nasılsa elimize geçenlerde .Afyondan bi r arkadaşımız tarafından gönderilen «İrıkı lap ve Gençlik ',' adlı bir masorı dergisinin 4, sayısı geçti, Türklük ve mukaddesatımıza Orkun ve şahsmıza suursuzca çekinmeden dil uzatan bu gençlerin çirkin hareketlerini şiddetle protesto ederiz, Biz, gençler bu kağı t parçasını yırtarak yerlerde sürünrneğe mahkum ettik, Sayııı Atsız sizi tekrar, tekrar tebrik eder, davaruzda basarı tar dileriz, Allah bizimledir Bol'lu Türkçü Gençler
11
ORKUN -------
---------------
-------
HÜRRiYET~ HAKiKAT VE ADALET YOLU NDA ADIMLAR cıvtoıoöı,u de hür fikir mücadelesi adına pek tabii sayılabilir. Bilhassa gözleri ışıktan mahrum olarak yıllarca hürriyet, serbest tahlil ve tenkit faaliyetinden ahkorıuj, muş bir insanın, demokrasinin bu ilk günlerinde 'bu kadar vakur, ve edepli davranması takdire değer.
m
İnsan dimağlarının mezar sükünetinden kurtuluşu ve ağızların birer mezar taşı atale tirıds» sıynlışıyla, millet içerisinde çeşitli görüşler, düşünceler yayılma, ğa, tartışmalar cereyan etmeğe başlamış ve halk hür fikir ve terıkidin zevki ve gururuyla tam bir insan hüviyet ve şahsiyetine sahip olarak ilerlemek yoluna geçmiştir. Artık Türkiyede de şu bu fikrin taraftarı, şu bu fikrin düşmanı kimseler olacak ve bunlar fikirlerini terbiye ve nezaket dairesinde, lakin haki kate ihanet etmeksizin söyleyip korıuştukça, diğer şa , hıslar buna iriandıkça o fikir genişlik ve kuvvet arzedecektir Bizim gibi düşünmeyenıerin de bulun, ması, düşüncelerimizin hakikat değerini tekrar tekrar ölçme bakımından belki de faydalı olacaktır. Türkiyede de harici bir düşmana karşı tam bir beraberlik, tam bir birlik zihniyeti asla kudretinden hiç bir şey kaybetmemekle beraber, memleket dahilinde muhtelif fikirler ve ceryanlar bulunuyor. Zamanla hakikat değeri fazla olanlar, milletin ilerlemesi, yükselmesi için faydalı prensipler, adalet ve huzuru, ah; Iaki olgunluğu temin edici, refah ve saadetin vücuduna daha ziyade imkan verici düşünce ve ülküler halkın çoğunluğu tarafından . benimsenecek, yurt bütününde nisbeten mü tecanis bir dilek, fikir ve iş birliği doğacaktır.
ken
de
rgi .co
i - Hürriyet: Zekanın ve bilginin güneşi hürriyettır Hürriye tin bulunmadığı yerde zekalar ve gerçek bilgiler donar; adalet ve hakikat iztırap çeker. Hürriyetin olmadığı yerde yaşamak azaptır, hürr-iyetiri olmadığı ülkede hürriyet ve adalet için mücadele etmemek en büyük azaptır Hür düşünebilen, akıl, vicdan ve irisaf sahibi kimselerce 1924-1945 yılları bunun en acı de lilidir Riyakaı-lık ,dalkavukluk, yalan ye zulüm, hürr.iyetin bulunmadığı ,serbest tenkitlerin olmadığı zamanlarda gelişir. Sömürme ve baskı, rezalet ve sefahat, bütün milli, insani, ahlaki, ilmi değerleri çiğnlyerek yükselir. Şarlatanlar, hakikatın katilleri olurlar. İnsanların dışı başka, işlerin içyüzü bambaşkadır. Tarih bir reklamlar ve yalanlar kitabı haline getirilerek şuur'lara perçinlenmek, gönüllere kolalanmak istenilir. İnsan şeref ve haysiye tine sevgi, saygı tamamen kaybolur. Birbiriyle yakından ilgili bulunan istiklal ve hürriyetten birisinin yokluğu bile insanca yaşama imkanlarını ortadan siler. Hürriyetin yokedildiği bir ülke; ye vatan demek ve hürrlve te sahip olamıyan bir millete, millet adı vermek, inkılaptan bahsetmek iğrenç bir yalandan başka vasıf taşımaz.' Hakikatiri temeli, adaletin yolu, millet ve insanlık vasıfları hürriyet köprüsünden geçer. Hürriyet, adalet, hakikat, vatan, millet ve insanlık mefhumları birbiriyle çok candan .ilgilidir.
ww w.o tu
Türkiye, çok mühtaç olduğu hür seçimle, hakimiyetin kayıtsız ve şartsız millette bulunma saadetini görerek tarihin ileri ve yüksek hamlesini yapmış bulunuyor. Hür ve ge'rçek seçim iradesini devam ettirdiği, kötü ve iyi insanı ayırabildiği, iyiyi iş başına getirebildiği ve devlet mekanizmasında faaliyette bulunanları sözle, yazıyla, mitingle, fikir malzemesiyle derıetleyip f'aydalıyı desteklediği, ve yetişen nesli f er.. diyet ve şahsiyet sahibi kılacak, hürriyet, hakikat, ve adalet idrükin! asılıvacak. medeni bir terbiye, görgü ve bilgiyle teçhiz etrneğe muvaffak olduğu nisbette ilerleme ve yükselme de bulunabilecektir. Türki yemizde, parti mücadeleleri, şahsi menfaat dolapları halinde kullanılmaz ve millettaşlarımız tenkitlerini, tahlillerini küfür, asabiye t, düşmanlık hareketlerine sapmadan yaparlar ve kıncı, öldürücü VC' gurupları birbirine savaş cephesinin düşmanları gibi ayırıcı bir zihniyetin ve dalaletin kurbanı olmaz larsa, Allah inancı, dini, milli, insani, ilmi esaslarla şuur ve gönül ahengi kurabilirler, akıl ve duygu mantığında buhranlara sapmadan dostça ve saygıyla hareket ederlerse, fikiı~ ve iş çatışmalarını, tahlil ve tenki tle., rini iyi niyetler ve güzel dileklerle inkişaf ett irebi, lirlerse Türkiye için başarılı bir geleceğin ümidi kuv, vetlenebilir. Her ne kadar müptezel bazı nıakyevelist politikacı, menfaatçı kimselerin şiddetli ihtiraslarla mernleke tte iftira, dedikodu Ve bu gibi gayretleri eksik değilse de, halen ortada görülen fikir tahlil ve te nk it , leri, hatta çatışmalar tehlikeli, yıkıcı bir mahiyet arzetmemektediı:. Esasen şöyle veya böyle hareketler
II -
İrtica ve İrıkrlap :
Vatanımızda çeşitli cereyanla ': arasında musamaha, ya (toleransa), fikir hürriyetine ve hakika tin tecellisine karşı bazı fikir ve inanç baskılarının çılcmasına şahit oluyoruz. Zaten bu türlü hareketler inlcı lap, da., ha doğrusu hürriyet, hakikat ve adaletin ilk belirme çağlarında, bunların varlığına tahammül edemeyenler tarafından ortaya çıkan tiplerden olduğundan, ihti , laller, irık ılapla r, insanlık tarihi, ve sosyolojik, f'else., fi gelişmeler hakkında biraz bilgileri olanlarca, malüm taktiklerin, rnalüm kurrıazca oyunlanndan başka bir şey değildir. Memleketimizde, irticaa karşı ayaklanma, buna şiddet ve dehşet gösterilmesi, ağır kanunlar çıkarılmasını teklif ve tavsiyeler bu tip görüşlerin birincisidir. Böyleleri dünyaca makbul ve ~L;teber hürriyetçi edayı takınmakla beraber, faraza irtica mevcut olsa dahi, onlar insan şuur ve duygular-ının mahsulü bulunmasına rağmen, fikir ve inançların tahlil, tenkit, inceleme ve ikna usuliyle değil, yıldirt., cı. ezici, ceza yoluyla ha1lini istemekle aslında hürri , yet ve hür vicdanın zincire vurulmasını talep etrne , Jerine rağmen, böylr. bir damgalanışı katiyen arzu etmezler. İrtrcaın muhtelif sebepleri, onun gider:ln~esi için sağlam ve sabırlı bilgi ve uğraşmalarla ilmi ve insani bir gayret yerine doğmatik ve baskıcı bir tarzı kabul ediyorlar. İrticaa karşı girişilen bugünkü mü,
---
»<.~
'- .':
12
ORKUN
rgi .co
de
ken
Halbuki cehalet, bilgi fakirliği ve şuur hastalığı olduğundan, cehal etin giderilmesi bilgi tedavisiyle kabildir, Tahsille, derslerle, konferanslaı-Ia, bilgi kurslarryla bir kısım kimseler, zora, cebire sapmadan okutulup cehalet'ten kurtarılabilir Şu halde bu konu dimağ ve hakikat tanılan bilgiyle ilgili bir iş olduğundan ders verilmek suretiyle bu durumun düzeltilmesi mürnkünrlur İrtica meselesini ele ve dile dotayarak hÜCUD1 edenler eğer cehalet sebebiyle bunun belirdiğine inamyoı-larsa bundan gene en ziyade mesQI olan güya medhini yaptıkları 27 )1111k ink ılap sul tanlarrdir 27 yılda yepyeni hir nes, lin yetişmiş ve 30 yaşında kimseler 27 yılda bilgi, görgü ve duygu ca YÜkseltilmiş olmalıydı, Buna ma ni hiçbir şey yoktu, İstedikleri gibi çalışabilirler ve bu~ gün inkilap kahramanlığı rolü oynamak istiyenlere üzücü, heyecanlı bir gayretkeşlik yüklemezlerdi,
site mezunu kimseler olduğunu görürüz, Komunizme sert bir cephe alınması bugünkü şartlar içerisinde hem milli istlklal hem de milli hürriyet davası olarak 'tezahür ediyor, Komünizm halen ya Sovyetlerin emrinde çalışan idealizm cilalı bir casus teşkilatı veya Türkiyenin En büyük düşmanı ve ölüm kaynağı olan Bolşeviklerin işine yarayan, dostu ve aleti bir hareket olduğundan nihayet kanuni tedbirlere lüzum görülerek cezalandırılıyor, Onlara karşı sert davranışlar ancak bugünkü şartlar içerisinde meşruiyet kazanıyor, Bizce komünizm, bizatihi Mark., sizim prensiplerinde bile ha talar la, yanlışlarla dolu ilmi ve insani oephesiyle zayıf bir daktrin olmasına rağmen, .kornünist Rusya yıkıldığı ve böyle bir kızıl tehlike ortadan kalktığı ve oradaki mahkum ve bedbaht milletler layık oldukları hürrivete kavuştukları anda, Türkiyede yapılacak' bir diğer iş, artık komünizmi bir fikir hareketi olarak kabul etmek olacaktır, Bu mezhep bile böyle iken koyu dindar veya müslümanlık usul ve adetine riayet ediyor veya memleket için faydalı gördüğü mukaddesatı. muhafazakar bir kan aa ti açıklıyor diye ona en ağır şekilde saldırmak hangi ilmi, insani, ahlaki, milli prensibe sığa., bilir? Böyle hareket tarzını düstur edinmiş olanlar, önce vuzuha ermeğe çalışmalı ve açıkça irticaı tarif etmelidir ,ve ır tica mevzuurıu, neleri irtica saydıklarını madde madde ve bir liste halinde, edep ve terbiye, nezaket ve saygı dairesince. hulasa insanca bildirmeIidir-ler Aksi halde tarif edilmemiş, E'lastiki, mübhem bırakılmış .inkilap ve inkilapçıhk tabn-leri gerisinde nasıl bir zihniyet saklandığının ve perde arkası düşünce ve inançların ne olabileceğinin incelenmesi zaruret kesbeder Başbakan Adnan Menderes bu tipteki 'insanların zihniyetini belirtmek üzere « İnkılap Sof t a la rr» deyince de büsbütün asabileşip, heyecanlarup, tozyif ve tahkir gibi küçüklük eseri yollara sarmak ternayülünü gösteriyorlar, Bunların bazıları ink ılap softaları olsalar da çoğunluğu inkılap istismarcıları olarak ortaya nskmvor. Bunları daha ileriki sayfalarda açıklayıp bu hükrnün isbatını yapacağız, Bir takım kimseler inkılapçılık uğrunda mücadele ettiklerini, irıkı , labın marıa ve mahiyetini, bilmeden veya bilmez gö , rünerek ve üstelik bazı fikir ve inançlarını medeni lik, insanilik, ilerilik, üstünlük zan veya farz ederek, ayrıca, nasıl .ne şekilde bir irıkılabı müdaf aa ettiklerini söylemeden VEya hakiki maksatlarını, niyetlerini giz., lemeği tercih ettiIderinden, yalnız gürültülü akislerle inkılap avazeleri neşredlyorlar. Bir bakımdan çeşitli inkılapcıhk vardır İnkılapçıhğı bazı zevatın kendi kanaatlerine vaftiz yapmaları, ve diğer ileri, yeni fikir ve düşünceler karşısında sadece kendilerini ınkı, lapç: bilmeleri, ink ılap inhisarcılığından başka ne olabilir? Ayrıca bu i nk ılap inlıisarcılığının imtiyacını ne suretle kendilerinde görebılhler? Diplornayla mı, yaşla mı, Avrupa Ve Amerika seyahati yapmış olmakla mı, falan veya filan kitabı okumaıda mı, falan veya filan adamı önder tanımalda mı, falan ve filan partiye mensup olmakla mı? .. Sözde Cumhuriyet guya Halk Partisinin, bazı müfri t elemanlarının Ata-
m
cadeleyi tahlil etmek üzere dahabasit ve miısahhas misal verelim Türkiyede henüz okuma yazma ve bilgilenme imkimını muh telif sebeplerle bulamamış kimseler mevcuttur, Bunlara cahil adı verilir, Şimdi farzedelim kendilerini aydın, bilgin sayan kimseler böyle cahil insanlara karşı aynı mantık ve rnuhakerneyle şöyle bir mülahaz ada bulunsunlar: «Cahilleri baskı altında tutalım .orılarm hareketlerini kontrol edelim, iyi, doğru düşünüp hareket edc'miyecekleri için bizim dü, şüncenize göre kanunlar çıkartarak onları bu düşüncelerimize itaata ve ona göre hareket ve davranışa mecbur edelım Bunun için vıldn-ıcı ve sert kanunla!' çıkaralım, Oy hakkını da muvakkat bir zaman için kaldırabm '~
ww w.o tu
Yukarda cehalet halinin tahlili gibi irticaın di! mevki ini tesbit edelim, Fiili bir zorbalığa, silahlı harekete geçmemiş mürteciye gelince, durum mahiyetçe aynıdır, Yalnız arada derece farkı vardır, Şuur ye gönülle kaynaşmış bir imanın şu veya bu hareketleri benirrısemesi eger, ilmi, ahlaki, milli, insani esaslara uygun görülmüyorsa bunlar öğretim yoluyla ders ve telkinle. sakin, terbiyeli ve sabırlı uğraşmalarb, bo! neşriya tla tashihi kabil işlerdendir, Gazeteler, dergiler, radyo ,sinema .tiyatr o vesair bir çok neşr iya t ve kültür müesseselerinin vazifesi zaten, insanların iyi, doğru, güzel düşüncelere ve hareketlere sahip olmasını temin edebilecek ;terbiye ve öğretim vasıtaları değil midir? Hem de ellerinde bu kadar mali imkan, bu kadar teşkilat ve sıra sıra gazeteler varken baskı ye cebir yolunu tutmaları acaba neden ile'r i geliyor? Eğer her sıkışılan hareket karşısında ezici bir kanunu çıkarmak üzere terör tipli çalışmalara tevessül edilecek olunursa, hürriyetin, millet hak imiyeti ni n ve demokratik hareketin, medeniyet ve insaniyetin ne kıymeti kalır? Takriri sükün kanunlarının hor tlarna , sı bu milleti ancak yeni felaket ler-le ve yeni istismar. JarIa, yeni baskı ye perişanlıklar-a sürl'ıklemekten başka bir işe yar amaz Üstelik bugün rnürteci veya irıkılap düşmanı olarak saldir ılan kimseleri tarafsız durumumuzu muhafaza' ederek incelevecek . olursak, müslümanlığı VEya Türk ,milliyetçiliğinin anlamdaşı TürkçülüğU rnüdafaa eden, ve neşr iyat yapan münevvsr, üniversiteli veya üniver ,
türk ve inkılap paravanası arkasindaki oyunları, kaç temiz yürekli tecrübesiz. ve olayları etraflı
birkay-
13
ORKUN
m
ve Atatürkünemekliye sevkettiği İsmet İnönü gibi III - Atatürkün yakınlarına düşmanca muame. Le yapan C.H. Partisidir. Fevzi Çakmak, Celal Bayar, Hikmet Bayur, Vasfi Raşit Sevig'e vb. yapılanlar nedir? İşte bu hüviyet te kimseler,' masonlar, komünistler, siyonis tler, din düşmanları, milliyet aloyhtarları ve bu gibilerin iltihakiyle, önce yalnız ir ticaı ileri sürerek, i.yi niyetli gençlerin içerisinden bir kaçını elde ettik., ten sonra, diğerlerini de heyecan fırtınasi estirerek istedikleri hedefe sevkedip tahrip ettirrnek, sindirmek, yıldırmak istediler, bazı şahıslar ve dergiler üzerinde düşmanlığı teks if etmeğe çalıştılarsa da başarı. sağyarnad ılar Yalnız ve mücerret inkılap lafları ve ir ti , ca ile mücadele kafi derecede alaka tophyarrıadı, inkılabi koruma laflarırun ve zorbalığının fazla, tesiri gör-ülmeyirıce ve onları destekliyen yeter sayıda kimse toplayıp, yurt çapında galeyarı ve buhran yaratıl., mayırıca başka bir taktikle ayrı bir usule başvurdular. Atatürk adını kalkan yaparak aynı niyetlerini tatbik etmeğe, istedikleri şahıs, zümre ve eserleri şiddet yoluna saparak ezmeğe yeltendiler. Atatürk adını istismar ederek güya inkılabı korumak gayretiyle memlekette şiddet, dehşet, huzursuzluk yaratmak istiyenlerin kimler olduğunu nasıl bir mürettep metoda tevessül ederek ne gibi neticelere ulasılmak isterıi.l , diğini ve bunlardan kimlerin ne suretle Iaydalandık., larını ve bu maksatla niyetlerini ortaya dökerek neler yazdıklarını daha ilerdeki bahiste bellrteceğiz Bu harekete güzel niyetlerle karışıveren temiz kardeşlerimiz, belki kendilerinin nasıl bir oyuna alet edil , rnek istenildiğini sarih şekilde öğrendikleri zaman bu muhterisleri affe tmeyecekler, bir daha böyle oyunlara kurban gitmemek üzere lazımgelen tedbirleri alacaklardır Bunların da ne olabileceği hakkında düşünce, lerimizi açıklayacağız. (Devam edecek) çiViCiOGLU
ww w.o tu
ken
de
rgi .co
naklardan ve inceden ineeye tetkik etmeden pür telaş, pürasabiye t ve heyecanla ileri atılan gençlerin gözlerinden saklanacak kadar kurnazlıkla tertip edilse, vakaları istedikleri istikamete ustaca sevketmeğe çaIışsalar da onların hareket tarzını ve kullandıkları usuller bir vakitler memlekette felaket ve kabüs gibi çökmüş kimseleri tanıyanları aldatacak mahare t., ten uzaktırlar. Nihat Erim, Nurettin Artam ve Falih Rıfkı'nın makaleleri bir kısım maksatların içyüzünü apaçık ortaya sermiştir. Yazılarının özüne göre: «İnkılaplar Atatürkündür. Atatürk C. H. Partisini kurdu. C.H. Partisi ink ılapları korudu. Halbuki şimdi iktidardan C.H.P. uzaklaştn-ılmıştır Yeni iktidara ge., çen idareciler irticaı önlemek şÖYle dursun onları teşvik ve tahrik bile ediyorlar. Şu halde ink ılabın kurtarılması ve Atatürk inkılabının devamı için C H. Partisinin iktidarda bulunması ve inkılaplar ı koruması şarttır. Aksi halde Atatürk inkılapları yıkı, lacak ve memleket feliikete gömülecektir. Türkiyeyi ayakta tutan ve yaşatan esaslar ise ancak Atatürk irıkılabının umdeler idi r Atatürkü seven, bu tip inkı . lapçıliğı benimseyen, aziz inkıliiplara sadık kalanlar! Emsalsiz Atamızın parrnağiyle işaret ettiği istika. mete doğru yürümek maksadiyle toplanın, birleşin ve düşmanlarırnıza (zırnnen iktidar partisine, 'I'ürkçüle., re, Müslümanlara ... ) saldirın Protestolar, beyanname, ler yağdırm, Mür tecileri . yıkın, ellerini kesin, dillerini doğrayın! Zira Atatürk bu Ievkalade inkılaplarr rrıuh , teşern ve sadık Türk Gençliğine emanet e'tti.» Oysaki : i - İnkılaplara büsbütün ihanet eden C.H. Partisidir. Komünizm ne vakit inkişaf etti, her ok ne zaman kırılmıştır? II ---;-Atatürkün düşmanları na veya onunla bozuş., muş olanlara partide, devlet mekanizmasında, Türkiye -B. M. Meclisinde en ehemmiyetli yerleri veren C, H. Partisinin şeneridir. Karabekir, Hüseyin Cahi t
------------------------------------------------
1944 1945 ıRKÇılıK - TURANCILIK - DAVASı Atsız, Istanbuldan hareket ederken dostlarından ve talebelerinden bir haylısı ondan duruşma safhalarını bildiren mektuplar isternişlerdi Fakat Ankaradaki meşguliyetlerrn çokluğu teker teker herkese yazmaya .miini oluyordu: Çünkü Atsız gece geç vakitlere ka., dar ziyaretçilerle konuşuyor, uyumak için kendisine ancak 4-5 saat kalıyordu Buna rağmen sinirleri ger , miş olan milli heyecan onu çok diri tutuyor, uykusuz, luktan sarsılmıyordu. Ziyaretçilerin çoğu yüksek tahsil gençleriydi Harbiyeliler, liseliler de geliyordu. Hele bir hafta tatili günü birçok harbiyelinin toplu bir halde ve nöbe tleşe Seba t Oteline gelerek salonu doldurmaları dikka tten kaçacak gibi değildi. Ziyareteller arasmda t..ğmen ve yüzbaşılar ,erler, tükir.ıler, s srbcst meslek sahip.ert .de vardı. Bu kadar ziyaretçi yüzünden Atsız, mektup yazmayı vadde tt iği herkese yazamıyor, birbirini tanı.
yanların aynı mektubu okumalarını tavsiye ile iktifa ediyordu. Birinci oturumun tafsiliitım zevcesine ve Boğaziçi Lisesindeki talebelerinden ikisine yazmıştı. Gazetelere geçen tafsiliit çok yanlış, hatta kısmen Sabahattin Alinin lehinde olduğu için bu tafsi la tı ver., rneğe mecburdu. O günlerde Ankara Postahanesi de sıkı bir kontrol altında idi. Postahanede birçok sivil memurlar mektup atanları göze tliyor, şüphesiz Atsızm ve diğer Türkçülerin gelen ve giden bütün mektupları gizlice okunuyordu Buna rağmen kanuni bir suç unsuru bulunmayan mektuplar yüzünden kimsenin endişesi yoktu. Postaneyi kontrol eden sivil polisleri de Atsızın yarundakl Ankara gençleri zaten fanıyoı-du Hatta bunlardan bir tanesini Atsızla tanıştırmışlard i. Bundan başka kendisini milliyetçi bir genç diye tanıtan bir emniyet ajanı da Atsızı hemen hiç yalnız bırak-
14
_____
ORKUN
, ._,.,.,. __ "_._,
.
Bir gün Atsızla Reha Oğuz Türkkan. Sebat Ote, linden çıkadarken yanlarından geçen iki kişiyi Reha Oğuz: «İşte komünist baylar+ diye göstermiş, bu iki komünist, Reha Oğuza teessüflerini bildirirken bir asteğrnen onlardan birinin omuzunu yak alryarak : «Defol! Yoksa çeneni dağ ıtıı-ımdiye tehdit etmişti, Bununla beraber Atsız aleyhinde propagandalar da yapılmıyor değildi, Bunu bilhassa, bir Lise. de öğretrnenken .bir devre için Halk Partisi mebusu seçilen bil'İsi yapıyordu, A tsızın bil' Hıristiyan Arap olduğunu soyliyecek kadar maskaralık eden bu adamın propagandası şahsi bir kinden doğuyordu: Atsız, bu adamın tembeloğluna edebiyattan üç numara ver. Doğan
"
,
.. __c-""
m
rgi .co
Zl ya r et inden
,__
Hadise:
de
Dil F'a kültesiuı
.
Üç yıl birlikte geçen hayat, aralarında bir samimi. yet yaratmıştı, Bu üç yılda Atsız ve Pertev Naili bil' birlerini en ufak şekilde kıracak bir harekette bu. lunmarmşlardı. Hatta, Pertev Nailinin soyadı olan «Boratav» bile Atsızın bir şakasindan doğmuştu: Ta. lebe oldukları sırada Atsız, Dede Korkut hikayelerine nazire şeklinde bir masal yazmış, masal kahramanları olan arkadaşlarına ve kendisine ,kendi isimlerine ben. ziyen Türkçe uydurma adlar takmıştı. Böylece Ni. hal. adı «İnal>, «Şaik. (= Orhan Şaik) adı «Şaybak», «Per tev s adı da «Bora ta v " olmuştu, Hatta bu masal. da hocaları Köprülüz ade Fuad de «F'ulad adı ile ge. çiyordu Pertev, bu «Boratav.. adını o kadar benimse , mişti ki soyadı kanunu çıktığı zaman bunu almış, bütün ailesine de kabul ettirmişti:
mişti
Önceleri milliyetçi olan, hatta Atsız Mecmuanın başlangıcında Atsızla işbirliği yapan Pertevin sonradan sola kaymasının sebebi bir psikanaliz konusudur, Sessiz ve kendi halinde olan Pertevi bir takım genç kıztarla Sabahattin Ali gibi laübali kimseler milliyet. çilikten ayu-rmslardrr Böylelikle Atsız ve Pertev Naili Boratav iki ayrı ülkünun tesiriyle dostluklarını kaybe trnişlerdir
ww w.o tu
ken
Dil ve Tarih . Coğrafya Fakültesi doçentlerinden Osman Turan, bir zaman önce Atsızla Istanbulda tanısrmştı Atsız vaktiyle Istanbul Darulfünününün Ede , biyat Fakültesinde iki yıl kadar Türkiyat Enstitüsü asistanlığında bulunmuştu Güya ilim adamı olacak, Türk tarih ve edebiyatıyla uğr-aşacak tı Mukadderat onu bu yoldan eçvirdi, Böyle olduğu halde Tür ki ya ta karşı ilgisi ek si lmedi Osman Turan bu sahada bir ilim adamı olduğu için Atsızla aralarında bir nevi meslekdaslik samimiyeti vardı , Atsız, Ankaraya gelince Osman Turan da onu z i., yaret etmiş, Komünizm meseleleri üzerinde görüşmiıştü Yine Dil \'C T'arih.Coğı-afva Fakültesinde Fransız Dili Edebiyatı asistam olan Ellezoğlu Ahmet, Atsızı ziyaret ederek tamşrruş. müşterek komünizm düş-
~
gczdirmesindc bir Ievka ladel ik olamazdı, Fakat ta le. belerin A tsıza şiddetli' bir taraftarlık göstermeleri, Maarif Vekili Hasan Aliyle Atsız arasındaki düşmanl ık ve Şevket Azizle Per tev Naili Boratavın solcu oluş, ları bu ziyareti adeta bir mesele haline getirdi, Per tev Naili Bora tav, Atsızın mek tep arkadasrydı Atsız, Orhan Şaik Gökyay, Nihat Sami Banarlı, Ziya Karamuk. Per tev Naili Boratav. Tahsin Banguoğ , lu Edebiyat Fakültesinde aynı sınıfta idiler, 1930 da mezun olmuşlardı ve Tahsin Ba nguoğlu müstesna, diğer beşi aynı zamanda Yüksek Öğretmen Okulunda talebe idiler,
nuyor, onun bütün hareketlerini kon t ı ol cdivordu Atsız bunu da biliyor, fakat buna da aldırrmyordu Kendisini oldukça duyuran bir baskıya rağmen An. karada milliyetçi bil' ruh esiyordu, Komünizm aleyhindeki hareketinden dolayı Atsıza hemen her yerde sevgi gösteriliyo ı-, hemen her gün bil' lokarrta veya bil' gençlik gurubu onu ziyafe te cağrı-ıyordu.;
Atsızın
.
manlığı fikri bunları birbirine ısmdırrrust ı. Osman Turan ve Ellezoğlu Ahmet, Atsızı Dil ve Tar-ıh.Coğratva Fakültesine çağırdılar, Çok büyük masrafla yapılan ve büyük ümitleı-le açılan bu fa kültevi görmeyi Atsız da is t iyordu
2P, Nisan 1944 Cuma günü Osman Turanla Ellez , oğlu, sabahleyin Atsızı Sebat Otelinden aldılar, YÜrüyerek gitmek üzere Dil ve Tarih _ Coğrafya Fakültesine yöneldiler, Yolda bir motosiklet ve otomobil katariyle karşılaştılar: Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Atsızın Ankaraya geldiği gün 'tef t işe çıkıp Samsundan yeni dönen Maarif Vekili Hasan Ali ile birlikte aksi is tika , metten geliyordu, Hasan Ali, Atsızla yanındakileri gördü ve eliyle işaret ederek reisicumhura gösterdi, Ellezoğlu ile İsmet İnönü gözgöze geldiler, Asabi ve ateşli bir genç olan Ellezoğlu, inat ve ısı-arta sert sert baktı Dil ve Tarih . Coğrafya Fakültesine yaklaştıkları sırada Falklor Doçerıti Peı-tev Na ili Bor-atav uzaktan onları gördü ve telasla De k a n Şevket Aziz Kansu'rıun odasına doğru koştu Herhangi bir doçentin, herhangi bil' dostunu fakülteye ge tirrnesirıde, hatta f'akülteyi
Şevk e t Aziz Karısuya gelince onunla da Atsız arasında küçük bir hadise vardı, Şöyle ki: Edebiyat Fakül tesini 1930 da bitirdikten sonra Türkiyat Enstitü. süns asistan olan Atsız, dinleyic:i olarak bazı ders. lere girmekte devam ediyordu, O zaman milli tarih tezi diye ortaya atılan ilmi ke pazeli k alıp yürümüs, Istanbul DarülfCınununa profesör diye bir takım si. yaset adamları getirilmişti, Şevket Aziz de arıtropoloji prof'esörü idi ve Ankaradaki efendilerinden aldığı direktifle, aşağı yukarı bütün insanları Türk a sl ına çıkaracak şekilde antropoloji dersleri veriyordu, Bu derslerde. Türkler brakisefal oldukları için, bütün brakisefallere «Türk adamı', adını veriyor, neticede, Ermeniler de dahilolarak dünyadaki bütün brak isc , raller Türk oluyordu, Bir gün, derste Projeksiyon "hazırlığı yapıldığı bir sırada, talebe arasında bulunan Atsız müsaade ala. cak Şevket Azize bil' sual sordu, Bütün brakisefalleri Tu rk yapmanın ilmi bir görüş olmadığını, yalnız antropolojik ölçülerle ırkların tayin olunamıyacağını, Türklerin anayurtlarından biri olan Altay yöresindeki kazılarda birçok dolikosefal iskeletler bulunduğunu söyledi, Şevket Aziz birdenbire sinn-Iendi ve ade ti üzere kıpkır.mız ı olarale «Bu fikidel'in nereden geldiğini biliyorum, Bunlar Cezrni Beğin fik irIcı-idir.. dedi, Şevket Azizin bahsettiği Cezmi, 1950 seçimlerinde Ada-
15
onKUN
rgi .co
m
(şimdi Moskova. Büyükeleisi Ali Muzaffer Göker) c sikaye t etmiş, Ali Muzaffer, Atsızı çağırtarak gir-me, mesini rica et.mi Ş , A tsız o zamanki usule göre derse girmenin herkesin hakkı olduğu noktasında dayatrnış, nihayet Ali Muzaffer bir müdahalede bulunup bulun, mıyacağrnı Atsıza sorarak menfi cevap alınca Atsızla birlikte derse girmiş, Şevket Aziz 'de evvelki öfkesine rağmen sınıfa gelerek dersini kuzu gibi vermişti, İşte Atsız, 28 Nisan 1944 Cuma günü Dil ve TarihCoğrafya Fakültesine girerken Fakülte Başkanı olan Şevket Aziz, Atsızla böyle bir vukuatı geçmiş olan adamdı, Bundan başka eski bir solcu olmak dolayısıyla komünist düşmanı Atsızdan hoşlanrnıyacağı pek tabii olduğu gibi çerkesçe soyadı alacak kadar Çerkes. olduğu için de Türk ırkcısı Atsıza kin beslemesi şa, şılacak bir iş değildi, Osman Turan, Atsızı kendi odasına aldı ve bir iki genç asistanIa tanıştırdı, Kendi iL'TIiçalışmaları üze, rinde Atsıza Izahat verdi: Şevket Azizle Petev ~';ail telaş göstermeselerdi Atsızın oraya geldiğini kimse, duymıyacak tı Çıkardıkları patırdı yüzünden herkes işi Öğrendi, Osman Turanın kapısını aralıyan bir kız taleb e içeriye bakıpsöylentinin doğru olduğunu tevsik ettikten biraz sonra bir genç kız gurubu içeri girerek Atsıza hoş geldiniz dediler, Bunlar içerde iken başka bir gurup geldi ve biri girip biri çıkan guruplar birbiri ardınca 'bir müddet devam etti, Bu manzara Şevket Azizi az kalsın çıldır tacaktı Osman Turanın kapısına kadar geliyor, talebeyi menetmek istiyor, başaramıycr, odaya girmeğe de cesaret edemiyordu, , . Nihayet idare memurlarından birini yollıyarak giz». lice Osman Turanı çağırttı, Atsızı derhal çıkarmasını söyledi, Osman Turan sessiz ve yumuşak olmakla beraber bu yersiz teklifi kabul etmeden odaya döndü, İlkönce, bir şeyin farkında· olmıyan Atsız, Osman Turanı n üç dört defa gizlice çağrılmasından sonra bir şeyler sezinledi ve Osman Turanı güç durumda bırak, marnak için Fakülteden çıkmak teklifinde bulundu, Osman Turan, o zaman meselevi anlattı ve kendisini Atsizin yanından ayırmak için Şevket Azizin biraz sonra başlıyacak bir imtihana ani olarak mümeyyiz tayin ettiğini söyledi, Fakül teyi terketmek üzere odadan çıktılar, İdare memuru veya müdürü olan zat, Atsıza yol gösteriyor; du, Bu yol, Fakül teye girdikleri yoldan çıkmayı sağlıyan bir yol değildi, Onları yan kapıya zötürüvorôu. Şevket Azizin tensibi ile Atsızı bu yoldan götüren memur veya müdür büyük bir deha göstermiş, Atsızrn sınıflar' önünden geçmesini önliyerek belki bir talebe • nümayişine engelolmuştu, Atsız, Ellezcğluyla birlikte Sebat Oteline döndü, Fakülteye yapılan bu ziyaret sanki mühim bir şey., miş gibi Maarif Vekale tirıi allak bullak etti, Yüksek Tedıisat Umum Müdürü olan Necmettin Halil Fakül , teye gelerek incelemelerde bulundu, sorgular yapıldı, ifadeler alındı, Neticede Osman Turan, Atsızı Fakül , teye getirmek gibi büyük bir suçtan dolayı birkaç gün sonra vekalet emrine alındı, Ellezoğlu da bir müd, det sonra Fakül teyi rnüebbeden terke mecbur kaldığı gibi, adını söylemek istemediğimiz başka bir asistan da selameti askere gitmekte buldu ve bir daha eski yerine dönemedi
de
nadan Demokrat' Partisi adayı olarak seçilen Doktor Cezrni Türk tü ve vaktiyle Atsız Mecmuada, «Ahmet Rıza. imzası ile antropolo.ii üzerinde yazı yazarak bizdeki an tropolcji faaliyetinin pürüzlü taraflarını göstermişti, Hiçbir 'tenkide tahammülü olmıyan Şevket Aziz bunu hatırlıyarak Atsızın sorusunda Doktor Cezmirıin bir tahrikini arıyordu, Bu sırada projeksiyon başladığı için elektrikler sörırnüş, Atsız da cevap verememişti, Fakat Şevket Aziz, öfkesini yen emediği için söze devam etti: - Hem bu gibi konuşmaların yeri burası değildir, Bir meseleyi mürıakaşa etmek istiyorsanız başka bir zamanda gelirsiniz, konuşuruz, İlmi bir meselevi sınıfta konuşmaktan çekinen bu zihniyet Şevket Azizin bizzat güttüğü davaya inanmadığının delil i idi, Atsız şöyle cevap verdi: - Ben hakem önünde munakaşayı tercih ederim, - Talebe hakem olamaz, Talebe her uydurrnayı kabul eden cahil yığım değildir, Şevket Aziz kuruntulu ve çok sinirli bir adamdı, Kimbilir neler tevehhüm ediyordu, Dershane karanlık olduğu halde tartışmayı uz atıyordu : - Brakisefal Alpen ırkın Türk olduğuna lisani delillerden biri «alp:" kelimesidir (Şevket Aizz bu kelimeyi ince «L:" ile söylüyordu), O zaman Atsız ·istihza ile sordu: - Yaaa .. , Alp ne demekrniş ? ..:...-Alp beyaz demektir,
ken
- Bunu kim söylüyor? - Bunu Artin Efendi Kurultavda söyledi (1), - Artin Efendinin uydurmaları ilmi senet olamaz, Türkçede kalın «L,:· ile «alp» kahraman demektir, Bu
ww w.o tu
relime Orhun kitabelerinde vardır ve manasının beyazlıkla alakası olmadığı da bütün ilim erbabınca malumdır Şevket Aziz orada cevap veremevince öfkesini ye , nememiş ve Öğleden sonra Türkiyat Enstitüsüne geierek Atsıza: - «Ne salahiye tle bana derste sual soruycrsunuz ? Sizi sual sormaktan menederirn» demişti, Ats ız buna: - «Ben derslerde Zeki Velidi'ye ve Köprülüzadeye bile sual sorrnuşurndur, Siz kim oluyorsunuz" diye mukabele etmişti, O zaman Şevket Aziz büsbütün öfkelerımiş:
«Bundan sonra dersime girmekten sizi merıedi., yorum- diye bağırrmş, Atsız da: - «Dershane sizin hususi mülkünüz değildir, Derse girmekten beni kimse menedemez. diye. cevap vermişti, Şevket Aziz tekrar ısrarla: «Girmiyeceksiniz, Siz girerseniz ben girmem ,. diye direnmiş, Atsız buna da şu karşılığı vermişti: Ben gelecek dersinize mutlaka gireceğime söz veriyorum, Siz de isterseniz girmernek hususundaki sözünüzü tutunuz .., Hakikateri Atsız, o günden sonraki ilk arıtropoloji dersine girip beklemiş, Şevket Aziz ilk önce derse gir(l) Artin adında bir Ermeni Dil Kurultayında o deVI'in nabzına göre şerbet veren bir takım konuşmalar yapmış, herkesi güldürrnüstü mlyerek Fakülte Reisi (=Dekanı) Ali Muzaffere
.
~
m
Başka her şeyi bir tarafa bıraksak; kendi sefil rahatı bozulmasın diye yüzlerce Türk'ü her türlü kanun, şeref ve acıma duygusunu çiğrıiyerek Ruslara 'teslim ettiren, bunlar parti parti teslim edildikçe çoğu hemen hudutta işkence ile öldürüldükten (ve mesela 1944 teslimatından yüz kişiyi aşan bir gurup üzerlerine petrol dökülüp yakıldıktan) sonra da Ruslar her istedikçe bu teslimata devam eden bir rnahlüka «insan» derneğe bile insan olanın dili varır mı? Hakikatları kabul edelim, Bizler çok şeyleri hazmetrniş kimselerlz . Ve vazifemiz olan pek çok şeyi de ihmal etmiş bulunuyoruz, O zamanlar elini kaldıracak hiç kimsenin aramızdan çıkmamış olması bize millet çe biraz olsun üzüntü vermiyor mu, bizi bir an olsun düşündür müyol' mu? Başka hiç bir şey yapamıyorsak ve yapamı. yacaksak hiç olmazsa kandaşlarırmzın bu katilinin şimdi meddahlığını yapmaktan kendimizi alakoyacak kadar şuur ve ölenlerin hatırasına saygı da mı göste , remiyeceğiz ?
de
.
ww w.o tu
ve C,H,P, ye çatan yazılardan dolayı bunlara sevgi besliyerıler in kırıldığını yazıyorsunuz C,H,P, konusunda belki hakkınız var, Bu t eşekkül, bizde siyasi teşekküllerde çok görüldüğü gibi, alt kademelerinde çok kere masum ve fakat yüksek idareyi elinde tutanlara gelince hudutsuz derecede mal'un kimselerden ter-ekküp eder, Tabii partiyi bu yüksek idareciler İle tarafa çekmek isterlerse parti o tarafa gider ve yapılan hareketler partiye izafe olunur, Mesela, 1944 te parti Türkçülüğe sövmek için kullanılmıştı, Şimdi «İrıkı lap elden gidiyor l> maskesi altında demokrasiyi ve halkın hürriyetini elinden almak için çalışmak tadır Fakat partinin çoğunluğu belki ne yola gi , dildiğinin farkında değildir, Yalnız partiye yöneltilen hücumlardarı alınır, Hakkınız var Hel' seferinde' C, H,P, nin masum üyeleri ile bir kavgamiz olmadığını, ancak Türkçülük düşmanı şefiyle ve onun adamlarıyla karşı karşıya bulunduğumuzu anlatmak lazım, Fakat her sefer şaşmaz bir dikkat ve isabetle yazmak mümkün olmuyor, Bazı arkadasların yazılarında şefleriyle beraber toptan C,H,P, ye de hücurn oluyor, Ne yapalım, herkes gibi bizlerin de zaaflaı-ırmz ve hatalarımız bulunuyor, Hep beraber daha dikkatli olmaya çalışalım, ve bilmiyen herkese izah edelim ki C,H,P, üyesi bulunan ve fakat kalbinde Türklüğe sevgi taşıyan herkese bizim de kalbimiz açık ve dostluk elimiz uzatılmıştır, Yalnız aman, onlar da uyansinla r artık; çoktan sabah oldu, neredeyse yeniden akşam olacak Bir de şu noktayı onlara, ve herkese, izah e trneli: C,H,P, şefine düşmanlık. başka bir siyasi şahK. Poyraz
B, Inönüye
Istanbulda çıkan da ORKUN'u çıkaaslı olup olmadığını çıkaran arkadaşlar veya gazete çıkarbunun ORKUN'da
ken
*
Bir okuyucumuz mektubunda. «Volkan» dergisini çıkaranların ranlar olduğunu işittiğini, bunun soruyor . .Ash yoktur. ORKUN'u takımı şimdilik başka hiçbir dergi mıyor. İleride çıkarıldığı takdirde, açıkça ilan edileceği tabiidir.
sa veya partiye bağlılık manasını hiçbir zaman taşımaz; Türkçülük bir hareket olarak partiler üstü ve her partiden adama açık olmakta devam ediyor hmet İnönünun şahsına gelince iş değişir, Onu bu milletin düşmanı tanıyoruz ve biz de, kendisine düş ," maruz Onu hala sevenler ve ona hala inananlar .bu, lunduğunu işitmek bizlere birer yurtsever olarak acı geliyor, Başka her şeyi bir tarafa bıraksak. onun 1946 da medeni insanlık tarihinde eşigörülmemiş bir hayasız , lıkla ve zorbahkla yaptırdığı seçim sahtekaı-hklar-ı ona «namuslu adam" vasfını ebediyyen kaybettirrnek için kafidir, Başka hiçbir devlette böyle muazzam bir sahtekarlığm faili siyaset sahnesinde kalmakta devam edemez, Türk milletine dünyada her milletten daha düşük bir ahlak ölçüsünü ve .daha zayıf bir ahlak hassasiyetini reva görrneğe kimsenin hakkı olamaz, İsmet İnönüyü hala bir «Büyük Adam:", hala bir milli şef namzedi görmek, «Biz bu çeşit sahtekarhk, lardan alınmayız,. buna razıvız, ve Iayikız, demek manasını taşu,
rgi .co
Istanbul gazetelerinde ye Anadolunun muhtelif yerlerinde çıkanİnönü taraftarı gazetelerde ORKUN'a ve .Türkçlilüğe iftira eden, söven yazılara birçok ül, küdaşlarımız uzun cevaplar hazırlayıp bize gönderiyorlar, Bazı ülküdaslar da cevap verilmesi tavsiyesiy, le bu" gibi yazıların metinlerini göndermekle yetirıi , verlar Hepsi sağolsunlar! Yalnız özür dileyerek bildirelim ki, bu yazıları basarmyacağız Sebebi: ORKUN'da yerimiz çok dardır. Bu yeri arkadaşların sıra bekliyen pek çok kıymetli bilgi, ülkü ve sanat yazılan arasında tercihler yaparak, bazılarını istemiye istemiye feda ederek, ülküye en faydalı şekilde kullanmak zorundayız, Görüyorsunuz, «Ülküdaşlarla Başbaşa» sayfasını bile ancak birkaç sayıda bir koyabiliyoruz Esasen her iftiraya, her sövmeye cevap verrneğe kalkarsak yetişerneyiz çoğu cevaba değmi , yecek kadar sefil kimselerdir de, Tecavüzlere karşı en .müessir cevap ve bu tecavüzleri idare eden resat. çılara en büyük düşmanlık kendi. ülkümüzü, yani Türklük sevgisi ve Türklük şuurunu. yaymaktır Sonunda onları mağlCıp edecek olan da budur,
Başka her şeyi bir tarafa bıraksak. İsmet İnönünun 1944 teki nutku Türk milletini zerre ce seven, bu millete zerrece acıyan herkesi ona onulmaz düşman etrneğe yeter, Başka hiçbir millet yoktur ki başına geçirdiği adam tarafından milliyetine bu derecede me!'unca sövülmüş olsun,Şu nutku, nutuktan önceki ve sonraki bütün hadıseleı-In ışığında teker teker, kelime kelime okuyup ta bundaki Türk milletine ve 'I'ürklüğe karşı hakareti, düşmanlığı, çiviye geçirilmiş akrep gibi kıvıl kıvıl k ıvrarıan kini görmemek, sezmemek için sadece anlayışsız, kavrayıssız olmak, sadece dünyadan habersiz olmak, sadece kör ve aptalolmak yetmez, insanı insan yapan hassadarı büsbütün mahrum olmak, nebat gibi duygusuz olmak gerekir. İDAREHANE: FEYZVLLA.H
CADDESİ
9 Nu,
A. .l\1ALTEPE IŞIL
MA TBAASI
-
ISTANBUL
IST ANBT,JL
'"