"';.
.u ..ı..~.'
~
.~'.
~: .~. ~ .~
i;
,-.
»:
'.?,"
de
rgi .co
m
i
~r 6
«Irkçı - Turancı» Hırsızları
Koruyacak
Tur~ncılık Orkundan
. LÜTFİ
(Şiir) _ TRABZONLU
Sesler
Çiğrıenemez
midir?
.
.
.
.
.
Teşkilatlanmanın Bu Toprak
San'at
Dünya
.
s-
(Şiir).
Mehmedin
Koreden
Anasına
.
.
.
.
.
.
(Şiir) ~
ıKıare Kahramanlarina
~
.
.
.
Kahramanlarırnıza
.
.
.***
E. LÖKER
SOYUER
. ZEYBEKOGLU
Mektubu.
KURAL
P.
. MUSTAFA M. VEYSİ
(Şiir).
SAYı
A. DARCAN
. KAPLAN
(Şiir)
i
RUHi
. T. T. ATASEVER
Değişecek!
Mektup
Kore
.
HALİL Elbette
~
SAVAŞÇı
Manası.
(Şiir)..
Kore'den
Köyü.
.
OKKALIOGLU
Haritası
Mehmetciğe
.
ORDU
ÖNSOY
A.
ABDULLAH
MoskofDense
Gemiç
BIR
-S. ERTURK
HOCAOGLU
Olan Tasarı.
Bir Hayal
Türkçillerarası
-
Atatürk
Kore Arslanlarına
Milli
TtjRKLER
ken
BUTÜN
ww w.o tu
"'"
T.
AYHAN UGURGEL
U. H. H. ALİ ERDEM AHMET.
13 Temmuz -1951
ALİ
=~,~ YENER.
25
KURUŞ
.\!
KORE
KAHRAMANLARThIlZA
l.\1EHlUETCiGE Bir volkan idin Cengiz'in en mutlu gününde, Pek şanlı göründün yine Çin Seddi önünde. Ecdadımın onbin senelik hıncını aldın, Şarkın o zelii ırkını topraklara çaldin ..• Biz korkmayız asla uyuyan maskara Çinden, Rüyası değişmiş o kızıl kahpe plçinden l.. İnsanlığı tahkir eden alçaklarr vur, kır; «TUrküm, seni öldürrneğe geldim» diye haykır! Haykır, Kore toprakları duysun ve dövünsün, {TUrkler yeniden geldi, deyip Asya övünsün .., Hür insana düşmankesilenin düşmanıyım ben, HUrriyet, adalet iki ülkümdür ezelden •.• Her devirde ölüm, yaşadım ben bu uğurda, Kaç yüz yıl ıçiı-dım kopüren kanları yurda ..•
;[şık bildin, yol bildin ataların izini, Düşmanın yine yere sen getirdin dizini, Ataların da böyle yılmadı çarpışmadan IToprağı bile yaktı akıttığı kızıl kan, Kore'de şaha kalktı yine azmindeki din O «ateş çemberi» ni yarmasını sen blldln, Kör Moskoftın ayrıldı gövdesinden kellesi «Allah» diye yükseldi Mehrnetciğlrnin sesi. Bu ses ki gökyüzünde dalga dalga dolaştı .Ve yükselen yamaçte şahikaları aştı. Can verdin, şeref aldın göğsünü gere, gere Hız alarak ulaştın sen zaferden zafere. Gece gündüz durmadan nice destan yarattın
** *
Tarihe bugün de bir «Kore» zaferi kattın İlk zafer senin idi yine seııin son zafer, Tek kalsan da kaçmazaın bilirim şanlı asker.
- Ey şirndl uzaklarda kalan yurduna hasret Çekmekte olan şanh şehit, sevgili Mehmet:
m
;Ölmek biZe hak yeryüzünün her bucağında, -Sen Tanrıdağın Kürşadı oldun kucağında, Bir gün yine Altaydan aşan yel gibi -hızda Sırtında yeşil cübbe yer al saflarımızda! AHMET YENER
rgi .co
M. VEYSİ UGURGEL
*
*
KORE KAHRAMANLARINA
KORA'DA T-qRK yatan
de
«Kora'da
şehi tleı-Imizfrı ruhuna
Uzun Hüseyinoğlu HAC! ALİ ERDEM
ithaf»
Hey ... Seslenir acuna, mazide kalan o ses Dalgalar Okyaııusta.n aşırınca kıtalar; Kulaklarda bekleyiş,içe daları her nefes Kora'da Türk adıyla şaşır ırıca kıtalar.
ken
ww w.o tu
i
Ey uyuyan Tarihlm yeter gafletten uyan roprak yakıyor bugün Korede dökülen kan Ayağıyla çiğniyor Müslüman Türk erleri Paçavra gibi kokan kızılbaş Rus leşleri Semada Icütsfleşfı- Mehmedln nefesleri Kalbe Iymarı doldurur Allah 41lah sesleri Blr ecdat canlanıyor Koreııin dağlarında ıl\foskof!arı boğuyoı- göğsünün ağlarında Da.Iga.larnyor orda ne Mukaddes bir sancak Onu taşıyan ölmez TUrktür taşıyan ancak Ey Allahım, Allahını ateşlenlyor kanım Bin kızıl gebertmeden çıkaı-tma benim canım Bir vatan parçasıdır her TUrkoğlu Korede Görürse parçalar o -düşmanını nerede Ey bütün insanlığın kurtarıcısı şehit Buna yerler ve gökler albayrak bile şahit Bizim aslım ız Bozkurt kuduzların düşmanı Arslanlar yine bugün arttırıyor bu şarıı Dillere destan olan bir Tarihin adıyız Cihana pes dedirten Sultanların yadıyız Düştügün toprak sana Allah'tan namazgahtır Yok ettiğin acizler ebedi günahkardır Moskof denilen alçak ezilecektir elbet Moslcovayı yakmağa Türkler az kaldı sabret Unııttun mu ceddimin kor-kunç akınıarını Unuttun mu dünyaya haykıran Hunlar ını Seni çoktan tanırlar Ey Muzaffer Türk eri Köpek gibi uluyan beşertvet hiçlerı Kahraman! Vur dipçiğt, o herşeye kadır dır, Jyrnun dolu göğsünün boğduklar-ı kifirdir.
••••
Efsaneler taşırken diller, - Bahrikebirden Dehasından bihaher Mehmet kızıl pa rça lar, Dörtbin beş yüz ağızdan bırden çıkan tekbirden, Savrulur yere düşer, etten kızıl parçalar
*
Uyuşmuş şuurlarda dirilir bir hatıra. «Kahraman .kahr amam», hatırlatır Uyvar"ı :Teker teker dizilir yağı, kızıl satıra. Yine kor-ku geçirir -asİriık Çin duvarı ... i
*
Tanrılaşır dağına yaklaştıkçaTanrı'nın (1) Kanı ile yıkanır, toprak kefe n olunca Mehmet hoşuna gider- paldaştrkça, Tanrı'nın; Ruhu semada gezer şehit yüzü solunca
*
O ruh, çakar ve güler dehşet salar clhana, O, tarnuya gönderir komünist Ittertnt, O ruhtan selam gider Gök _ Türk Bumun Ka ğana,
\
Budun
alkış
koparır
görür
*
yiğitlerini.
Yakla~ır zaman zaman alnından öpmek ıçın Birer melek olmuştur, önce düşen şehitler Şad olsun ruhlarmiz .., Kevserden sular Içln Komünist alemine mezar eşerı şehitler. GÖKOGLU NURETTİN UYTUN (1) Tanrıdağı
i
":?Jq i
;
-
ORKUN
Başyazarı: ATSIZ Sahibi ve Neşrryat Müdürü lBMET TOMTüRK P. K. 1818 Galata, Istanbul
Haftalık
i.~
•
A Nr"'T 1 U l'\Al \..il"
""1'1n
41. Sayı
ATATÜRK
rirı ve soyunu inkar soysuzluğuna düşmiyenlerin alnına yapıştırılacak veya vurulacak bir damga olarak alındığı takdirde; milleti tarif ederken mühim bir unsur olarak kan birliğini de alan ve bu fikrini parti 'tüzüğüne (1) geçirdiği gibi mektep sıralarında okunacak kitapların yazarlarina da empoze eden Mus, tafa Kemal'in ırkçıhğı inkar edilebilir mi?' Meşhur 19 Mayıs hezeyannarnesinderı sonra bütün C. H. P. yardakçılarının ve dalkavuk matbuatın Türkçulere «ırkçı» diye bağırrnasından kısa bir zaman evvel, (2) «Şef» in direktifiyle Hatay'da A. Dilaçar tara, fından verilen ve C .H, P. konferanslar serisinin 19, kitabında basılan konferansta - me alen - «Türk' çülük ırkçı olmadığı için noksandır, Kemalizm ona ırkçılığı ilave etrniştfr.» denilmesi ve bu Iddianın C, H, P. tarafından benimsenmesi neyi tasdik ve neyi inkar eder? Nihayet, bol tahsisatlar ayırtarak yerin altında bile ırkçılık yapan ve yaptıran, kafa taslarını ölçtürerek ilmi değerini kaybetmiş şekliyle dahi ırkçılığı benimseyen Mustafa Kemal değil midir?
rgi .co
de
Son yıllarda - bilhassa 1944 ten bu tarafa - Mustafa Kemal'i tutar veya onun izinden gider görünerek; gerçek Türk miııiyetçiliği olan Türkçülüğe «Irkçılık _ Turancılıb isnadiyle saldırmak moda haline gelmiştir, Halbuki aynı zihniyetle hareket edilince, «Irk çı _ Turancı» töhmeti altında kalacak şahıslardan biri de Mustafa Kemal'dir. Bu iddianın rnüddeileri, aşağıdaki suallerimizi, vicdanlarının ses'ini dinleyerek ve tarihi zemine dayanarak, cevaplandıran okuyucularımrzın bizzat kendileri olacaktır, !rkçılık, içtimal hadiselerin sebeplerini antropclo, jik temele dayandırmak bakımından ele alındığı takdirde; «Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur.» diyen Mustafa Kemal'in çapraşık içtimal meseleleri halledecek ilkeyi kanda ara,mak suretiyle -ırkçılığını ilan ettiği sarih değil midir? Mustafa Kemal'in bu sözü' manasını anlamada sarfettiğini hiç, kimse iddia edemiyeceğine göre sualimize menfi cevap vermeye imkan var mıdır? Irkçılık, yabancı ırktan gelenlerin önemli mevkile; re geçirilmemesi bakımından ele 'alındığı takdirde; «Aranıza alacağınız arkadaşların mümkünse kanını tahlil edin» fetvasını veren ve (*) «Türk ırkından olmayan askeri mekteplere giremez» hükmünü yıllarca tatbik edenlerin iplerini elinde tutan ,Mustafa Kemal'in ırkçılığını görmemek Iiçn kör, anlamamak için aptalolmak gerekmez mi ? Irkçılık, kendi ırkmın üstünlüğünü iddia etmek bakımından ele alındığı takdirde; «Bir Türk cihanabe_ del» diyen Mustafa Kemal" ırkımızı üstün tutmak «suç» unu işlemiş olmuyor mu? Türk ırkının mede, niyet kurma kabiliyetinin üstünlüğünü yıllarca okul sıralarında Türk yavrularina telkin ettiren ve hatta bütün dünyadaki rnenşei meçhul veya münazaalı .insanları Türk ırkından çıkmış gösterecek kadarilmi de hiçe sayarak - ırkçılık yapan Mustafa Kemal değil midir? Irkçılık, milletin tarifinde ırka da yerini vererıle-
15lin,
ken
ı
Ymt4ıp: Yıllık :
10 ura 5 lira
S. ERTüRK
ww w.o tu
1
: :
m
HOCAOGLU
'f
Derıi
Yıllık 6 Aylık
Cuma Günleri Çıkar
13 Temmuz 1951
"lUKÇıT
Türkçü
ABONlS :
(*) Mustafa Kemal'in açıkça ırkçı mahiyet taşıyan sözlerinden ikisi daha: 1 - «Bu vesileyle muhterem milletime şunu tavsiye etmek isterim ki, başına geçireceği insanların kanındaki cevherci asiiyi tayin etmekten bir an fariğ olrnasm,» 2 «Kanını taşıyandan başkasına inanma!» (Eski Adliye Bakanı ve profesör Mahmut Esat Bozkurt'un «Atatürk ihtilali» kitabında menkul). ORKUN
Böylece, Türk ırkının üstünlüğüne inanmak ve başında Ttrk ırkından gelenleri görmek istediğini söylemek suçsa, suçun baş faili Mustafa KemaloLmuyor mu? Turancılık meselesine gelince: Yeni Türk devletinin kuruluş yıllarında, Türklük alemi üzerinde ha,kirniyet iddia eden Rusya ile dost geçinmek zarureti ve son' damlasını harcamakta olduğundan taşmak imkanlarından mahrum bulunan Türkiye Türklerinin içine düştüğü korkunç şartların doğurduğu zaruret, le «ayıya dayı» diyen pclitikacı Mustafa Kemal'in, askeri .siyasi manasiyle ele alarak 'I'urancıhğı red, deder (3) ve katta Komünizmi destekler göründüğü doğrudur. (4) Fakat bir siyaset adamının düşmanın gözünü boyamak kastiyle serdettiği bir mütalaayı alıp da ilmi hakikat gibi kullanmaya kalkışmak da doğru olabilir mi? Mustafa Kemal'in o zamanin siyasi zaruretlerine göre takındığı tavırlara bakarak onun Komünizme "taraftar olduğunu iddiaya kalkışmanın yanlış olduğunda müttefik isek, aynı ÖlÇÜYE
(1) 1944 ten sonra İnönü ve hempaları tarafından değiş tirilmiştir, (2) Kitap 1940 ta basılmıştır. ilk Konferans'a ba, ' kıla, . .
(3) Nutuk, Sayfa: 312, (4) Muhtelif Meclis zabıtları,
ORKUl'(
Mustafa Kemal'in Turancılık idealini gerçekleş, yolundaki (isabetli veya isabetsiz) icraatının inkarı, acaba, Kemalizm bayrağı altında toplandıkla; rını sanan gafillerce \ mümkün olabilir mi? Bir taraftan yanlış manasiYle' Turancılığı Rusya'ya karşı reddeder görünürken .diğer taraftan hakiki manasiyle Turancılığı adını söylemeden benimseyen ve bilfiil tatbik edebilme yolunda Tarih Kurumunu, Dil Kurumunu meydana getiren Mustafa Kemal değil midir? Başarı derecesi ve ilmi kıymeti bir tarafa bı rakılırsa, tarih birliği şuurunu. dolayısiyle Türk bir., liği şuurunu bütün yeni nesillere benimseten; son zamanlara kadar Tatar Hanları diye anılan Timur'u, Çingizi'I ve Mete'yi, Attila'yı milli kahramanlar olarak gençliğe telkin eden kimdir? Muhtelif Türk lehçelerini isliyer-ek dilde Turancılık yapmak is tiyen kimdir?'
ww w.o tu
ken
tirme
m
Turancılığı «Esir Türkleri kurtarmak için bugün Sovyet Rusya'ya harb açmak» gibi göstermenin bir komünist taktiği olduğuna; cahil, komünist veya namussuz olmadıkça hiçbir Türkün bu nevi bir telakki, ye bel bağlanmaması gerektiğine dikkat çektikten ve !Turancılığın mesela Gök Alp'ta: «Türkçülerin uzak mefküresi, Turan namı altında bir'leşen Oğuz, Tatar Kırgız, Özbek, Yakut'ları lisanda, edebiyatta, harsta birleştirrnektlr) (5) .şeklirıde ifadesini bulan son derece makül ve insani bir dava olduğu hakikatına işaret ettikten sonra Mustafa Kemal'deki Turancı ıcra, atı araştırmaya girişebiliriz,
harsta birlik» için hazırlık olmuyor mu? TurancıIık olmuyor mu? Aslında Türkiyemizde «Irkçılık Turancıhk» diye rnüstakil bir dava bulunmadığı; hücuma uğrayan Türkçülük idealinin de sadece Irk ve Turan me, selelerine inhisar etmediği, üstelik Türkçülük ülküsü içinde yer alan ırkçı ve Turancı fikirlerle, Türk; &ülük düşmanlarının «Irkçılık _ Turancılık» diya halka yutturmak istedikleri yalanların birbirinden çok farklı şeyler olduğu artık okur yazarlarca bilinen birha" .kikat haline gelmiştir, Gene erbabınca anlaşılmıştır ki: 1944 ten evvel rastlanrmyarı «Irkçılık _ Turancı., lık» klişesi Türkçülüğe ad olarak, Kemalizmi Kornü:nizme basamak yapmak ve Türkiyemizde Stalin a. rnucalariyle müşterek bir saltanat kurmak isteyen, lerce takılmıştır Komünizmin Türkiyeya girmesini önleyecek yegane idealolan Türkçülüğü baltahyabil rnek için başvurulan bu sinsi Komünist taktiğinin bugün artık aklı eren herkesçe anlaşılmış bulunma, sına rağmen, hala bu Moskof silahını Türklük idealinin bağrına çevirmek İstiyen cahillere veya hainle., re rastlanmaktadır, İşin daha feci olan tarafı bazı safdil va tandasların «Kemalizm» namına yapılmakta olan bu menfi propagandalara inanmakta olmasında ve hatta iştirak etmesindedir, Her şeye rağmen apaçık görünen bu, hakikati bir tarafa bırakarak ideolojilerin bütünlüğü içinden çe, kilip çıkarılmış bazı unsurları bütün ideale teşmil et_ rnek veya şahısları fikirlerinin bir kısmiyle ele. almak ve buna göre adlandırmak hatasını bir an için ,kabul edecek olursak; yani Türkçülere «Irkçı Tu, rancı» diyenleriri ölçüleriyle hareket edersek; mese, leIerimizi politika nutuklarından değil de asıllarından öğrenen ve bir nebze hakikat aşkı, namus gay; reti taşıyanların müşterek kanaat! olarak Mustafa Kemal'e de «Irk çı - Turancı» diyebiliriz, Şu halde Mustafa Kemal'i bayrak yapıp, Kemalizm bayrağı al, tına srğınıp «Irkçı - Turarıcı» isnadiyle Türk milli., yetçiliğine saldıranlar ellerindeki bayraklan bırak , malıdırlar. Zira aynı ölçüye göre Mustafa Kemal de Irkçı - Turancıdır ve C, H, P, nin de vaktiyle benim; sediği iddialara göre «Ziya Gökalp'ın noksan 'I'ürkçülüğünü ırkçılıkla tamamlıyan Kemalizm» de Irkçılık vardır, Bu hale göre bu bayraklar yakışsa yakış-ra «Irkçılık .- Turancıhk» cephesinin bir kenarına yakı, şır, Muhasımlar, ellerine orak çekiçli bir kızıl bayrak alabilirler,
rgi .co
göre' Turancılığa aleyhtar olduğunu iddia etmeye kalkışmanın da yanlış olduğu hususunda müttefik olmaıTIlZ gerekmez mi? Sonraları, Yeni Türkiye'Yi daha çok emniyette görünce «Komünizm her görüldüğü yerde ezilmelidir» diyen Mustafa Kemal, bir taraftan Komünizme karşı gerçek durumunu alırken; di, ğ~r taraftan kelime olarak reddeder göründüğü Turancılık idealini gücünün yettiği kadar tatbika çalışmak suretiyle hakiki hüviyetirıi ortaya koymamış mıdır?
de
4
«Cihangirane bir devlet çıkardık bir aslretten» mısraımn manasını reddederek Osmanlılardan önceki tarihimizin büyüklüğüne ve kökümüzün ta Orta Asya'ya bağlı olduğuna gençliği iman ettirmek için öğretmen camiasını seferber eden kimdir'? Hatta anayurt olarak bizlere Orta Asya'yı gösteren, bütün Türklerin oralardan çıkarak nasıl yayıldıklar'ım, na, sıl kardeş olduklarını anlatan; «Oğuz, Kırgız, Tatar, Özbek, Yaktrt yok, Türk vardır» diyen resmi propa, ganda faaliyetinin başında kim vardı? Dış Türklerin yaşadıkları toprakları biZe ikinci bir vatan olarak sevdirme kisteyenler arasında hem de icraatçı olarak .Mustafa Kemal yok mudur? Bizzat direktifler vere , rek umumi Türk tarihinden alınmış konuları işleten. göçler üzerine piyesler ve destanlar yazdır an, bu suretle de Turancılık edebiyatımızı zenginleştiren Mus, tafa Kemal değil midir? İlk fırsatta Turanın bir parçası olan Hatay'ı bilfiil işgal edivermek için hareke, te geçen Mustafa Kemal değil midir? Ve nihayet bütün bunlar, Ziya Gök Alp'ın uzak idealolarak tanıdı ğı bütün Türkler arasırıda «Lisanda, edebiyatta, (5) Türkçülüğün
Esasları,
sayfa:
23,
Şimdi hep birlikte, türlü hüviyetlere bürünerek ortalığa dökülüp yıllardanberi «Irkçı _ Turancı» diye tertemiz va tan çocuklarına söven ve boş kafalarm. dan çıkardıkları davul gümbürtüleriyle hakikatın se; sini bastıran yaygaracılara seslenebiliriz: Bugüne kadar peşinden koştuğurıuz insanların maskeleri düşmüş, hakiki hüviyetleri ellerine verdiğimiz kızıl bayraklar'la tesbit edilmiştir, Hatanızı arı, hyarak doğru yolu tercih ediniz .Her şeye rağmen hala yaygaranıza devam edecekseniz ve eğer fikirle_ rinizde samimi iseniz, ipi komünistlerin veya Mason, ların elinde olan kuklalar değilseniz, eğer memleket_ te ırkçı fikirlerin, Turancı fikirlerin vatana ihanet sayılacak kadar tehlike arzettiğine ipinizi tutan efendilerinizin değil de aklınızın ve vicdanınızni emriyle - kani iseniz, eğer hakikateri ırkçı, Turancı fi.,
s-:
s:
... -:: ....:
.'
-.:
ORKUM
i .kiTler taşıyanların düşrnanıysanız ve sizde bir nebze yürek varsa Atatürk'e de saldırımz Bunu yapamadı. ğınİz takdirde namusunuzun hiç olmazsa kalanını kurtarmak için - susunuz, HOCAOGLU S. ERTÜRK
dereceye kadar haklkatt kendı mfllettnden saklama., nın zaruri ve. meşru olacağı gibi Uıtilaflı bir sahaya tecavüz ettiği için bu notta meselellin o tarafını ele alrruyoruz, Ancak şuleadar-ını rahatça belirtebiliriz: Atatürk'ü yanılmaz ve zer'rece itiraz kabul etmez bır kaynak sayan, daha doğrusu ona taoınarı .ve bir vandan da Atatiirk'e ve «Hr-maltzrn» e dayanarak «Irk; Çı Iık» ve «Turarıcılılc» düşmanlığı yapan kimseler herhalde derin bir .tenalmz içinde bulunuyorlar. Ya biIgisizliğin, düşüncesizliğin mutlak karanlığı içindeler, ya en ufak bir mantıki tahlil ve mnkayese yapa. bllecelr kabiliyetten mahrumdurlar,' yahut ta (en kuvvetli ihtimal) samimiyetten hiç nasipleri yoktur.
Must-afa Kemal'in «ırkçı» ve «Turan Ci ı> mahiyet taşıyan başka sözleri ve hareketleri de pek çoktur. Yukarıdaki yazıda belirtilen kadarı yazıdaki tezi is. pata yeter, Ancak belld bir tek itirazda bulunulabiI.ir. O da Mustafa Kemal'in bu sözlerin bir kısmında veya tamamında gayrisamimi olduğu, siyasi icapla.ra göre öyle söylediğidir. Bu konu, bır yandan Mustafa Kemal'in bütün devrinin ve hayatının tahlilini gerektirdiği, bir yandan da siyasette ne gibi hallerde ne
HıRSıZLARı KORUYACAK OLAN TASARı bir üniversitesinden: zekalan. çalışkanlıkları ve bil gileri ile temayüz ederek mezun olan, öğretmenlik görevinin ilk yıllarını ciddiyet ve büyük bir dirayetle yapan hocaların birdenbire değiştiğini görürsünüz: Hoca hak ve adalete Tiayeti bırakmış, / toptancı ol. muştur; hoca bazı saatler, haftalar dersi asmıştır; hatta meslekinin yegane yıldızı olduğuna güvenerek muvakkaten bir iki vazifesini bırakmış, 'tekrar
de
Sosyalolayları tabii olaylar gibi formüle etmek 'p~k güçtür: Mesela: hangi fiil ve düşünceler ahlaki. dir, hangi fiil Ve düşünceler ahlaki değildir? Bu hu. susta bir çok düşünceler ileri sürülebilir, fakat ror, müle edilemez veya formüle. edilmesi pek gtiç olur. Bunun gibi, hangi sevler vatan ve millet Için hayır' lıdır, hangi şeyler feUlkettir? Bunu da formüle et. rnek pek güçtür. Fakat ben uzun arasttrmalardan sonra formüle ettim. Şöyle ki: Yahudioğlunun gaze , tesinin hayırdır dediği şeyde felaket, felakettir dediği şeyde de hayır vardır ... Geçen giin bu Yahudinin gazetesinde şöyle bir müjde okumuş arkadaş: «Dev. let mühendisleri serbest bir büro açabilecek, mesai haricinde tıpkı doktorlar gibi . çalışabilecek» Arka. daşın sevinçle .eMüjde l» diye uzattığı gazetedeki bu havadise hiç de memnun olmadım. Nası1 memnun olurum Bizim maruf formül yine (loirru' çıkmıştı. Felaket! Evet felaket! Çünkü:
ÖNSOY
rgi .co
LÜTFİ
m
r
ORKUN
ww w.o tu
ken
01
Devlet mühendislerinin büyük bir çoğunluğu devlet ihalelerini müteahhitlerle ortak' alrrlar Müteahhitlerin ufak tefek hesaplarını yapmakla, Aynares kadı sı hesabı, hırsızlıklarını meşru kılmağa çalışır. Iar, Bu vıcdani tevil kanuni yasaklarla alenileşmiyor. mücrimler hiç olmazsa, korku içerisinde deliğirıde müsait fırsat beldiyen yılana benziyordu. Mevzuubahs kanunun cıkmastyle yılanlar deliğinden çıkacak, insanlara, yani vatan i <"hla],;:sahibi, kanuna hürmetkar kimselere bir ejder gibi pervasız meydan okuyacak. Kanuni müeyyideleri çlğrıeyerı bu ahlaksızlara kal. kan vazifesi" görecek olan bu kanunun gelecekte değuracağı suiistimalleri inceliyelim:
Meseleye, bu serbesliye malik ufak bir zümre üze. rinde incelemeler yaparak başlıyalım: Profesör, do. çent ve öğretmen mühendisler; mesai dışında ser. besttirler, istediği işlerde istediği gibi çalışabüirler 'Resmi vazifesinden başka bir işle iştigal etmiyen, henüz piyasaya atılmış olan hocalar vazifesini iyi yapmakta, talebeye faydalı olmaktadır. Türk rnekteplerinden, Avrupanın veya Amerikanın her hangi
baslamıştrr, Devlet ve millet vazifesini üveyevlat mertebesine düşürerek öz evlat makamına kurulan bahrivar müsebbibi aradığınız zaman, şahsi menta, ati, bir· ejder gibi karşınızda görürsünüz. Hocaefendi bugün derse gelmiyecekmiş. Sebep ya hiç gösterfl., mez veyahutta klasik "Kendimde kırıklık hissediyorum .. mazereti ileri sürülür. Bu, artık hocanın kalan. torluğuna bağlıdır. Gelmemenin hakiki sebebi incel!'. nirse şunlardan biri olduğu görülür. Hoca efendinin
inşaatının demirleri döşenecek, betonu dökülecektir. tabii başında bulunması şarttır; yapmakta olduğu pro., jenin zamanı gelmiş, işleri sıkışmış, geceyi gündüze katıp bitirmek lazım: yapmış olduğu projenin tasdiki veya izahı için Ankaraya gitmiştir; o inşaattan bu inşaata koştuğu için yorulmuştur, istirahat etmesi lazımdır, bunun için en münasip zaman ders saatidir, çünkü gitse de gitmese de maaş elde birdir. Ders zili çalar; bazan 20 dakika, bazan birinci dersin sonunda, soluk soluğa, kan ter içinde, . kulağının tozu ile hoca sınıfa girer; dağdan tepeden atmağa başlar; ne söylüyor, ne anlatıyor, talebe bir türlü anlamaz. İnşaat mahallinde veya bürosunda' işe dalan hoca vakti geçirmiştir; epey müddet dersleri astrğı için bugün de gelmemeğe yüzü tutmaz; koşar geç de olsa, «İşte geldim ya» demek için derse girer. Dersi ha. zırlamamıştır; zihntni bir saatönceki dersinden .bir türlü ayıramaz ; rnaiyetinde çalıştırdığı elemanlardan birisi hocanın dilediği gibi çalışamamıştır, Burı, den dolayı hoca sinirlidir; ne söylüyor, ne anlatıyor, kendisi de farkında değil. Ah şu saatler bitse de işinin başına bir koşabilse.ı,
:.-·.r:A .•... ..,:
.,,-,-~-''''-'
--,-,----.:.'
.ı..::....:.ı._ •.:._.
_:•
.:...:-.~"----=.i...~~""""
..,.,"'.•..~_.~._. _._---'---"._..::.,..'
.~
...-..ı..--..._~.~__
._...
i
i
i i
! 1
.i
.-·ı
i
j
ORltUM' Hocaların hariçte çalışmaları yasak edilmelidir de, rneyi gör. Derhal feryatlar başlar: «Bir hoca, yalnız nazari kalmamalıdır. Bol bol tatbikat yapmalıdır ki, talebeve. tatbikatta şöyle aksaklıklar oluyor demelidir ...» A hoca efendi, etüd için bir inşaatın başına gi ttirı de veya devlet inşaatında etüd yapmak için hükümete müracaat ettin de geri mi çevrildin! Sen tatbikatı o kadar ilerlettin ki, değil nazariyati, dersi bile unuttun ... Her bakımdan diğer mühendislerden üstün olan veya üstün olması icap eden hocaları dahi bu serbesti ne kadar
insafsız
ve vicdansız
yapmıştır.
ww w.o tu
ken
de
rgi .co
m
: Yalnız şurasını da kaydedeIim ki. bütün bu fırsatlardan istifade etrniyen, meslekinin kutsiye tirıi ve ve mesuliyetini idrak etmiş az sayıda hocalar da vardır. Vermiş olduğu bilgilerle, bize «Ben mühendisim» dernek cesaretini veren. bizleri havata o cesaretle hı' ktınln sayın hccam Vakkas Avkur+'u örnek ,hir h~(''l. oiar;ık gö"termeden gecerniyeceğim. Bir vazife ;"e kOTakter ad::-, mı olarak örnek edindiğimiz savın hocartı. kendisini, valrnz, mukaddes mesleğine ver., miş; her gün mun+azarnan okuyan: maddiyatı hir gün bile ,düşünmiyen; iyi talebe yetiştirmekle sevinç ,vegurur duyan a.lim bir şahsiyettir İnsaat şubesi şef1iğini de deruhte etmiş olan hocam. mektebin tekamülürıde de büyük gayretler zösterrnis. herkes ,Pazarları cılzmca ei:tlenirken mektebin kalın duvar Iar ı arasına kapanmış. sevdiği talebelerine ve milletine faydalı faaliyetlerde bulunmuştur. Ufak bir adaletsizlik varımamak için zece .gündüz ctrpmarı hocam, seneler geçtiği halde, ayni temoo Ve büvük bir irade ile yolima devam etmektedir. Gürültüsüz. sessiz. gösterissiz' hayatı,' memleket işlerinde gördüğü aksakJıklard~n doifan üzüntülerle doludur. Asistanlık havatında adaletle vazife yarımama yardım eden. direktifler veren hocamdan, «Lütfi bir günüm yok ki üzüntüsüz zecsin ... » şikayetini bir çok kereler duv, mus, memleket işlerini uzun uzun der tlesmisizdir. Teknik bir Türkiye görmekten baska muhayvilesinde bir şey taşımıyan ve bunu gerçekleştirmek icin ça-. lışan hocarnın dev havatım ışu aciz satırlar icersine sığdıramıyacağımr şimdi daha iyi anlıyor, Allahtan uzun ömürler vermesini niyazla bu husustaki sözlerimi bağlıyorum.
rak okumaya başlar'dı Talebeler de, hocanın kürsüsüne, her imtihanda~ ö~~e muhtelif gazete ,fe dergiler koyarak hocaya yardım ederlerdi. Bu kanun tasarısı, hocamızın bu hareketine ne kadar da benziyor ... Bu tasarının değuracağı ikinci bir illet de: mühendislerin, dairede, devlet işlerini yüzüstü bırakıp hususi işleriyle meşgulolmasıdır. O vakit narnuslu mühendisler de «Ben enayi miyim, o dışardaki işlerini yapsın, para kazansın, ben de millet işi ile uğraşayım» diyecek, doğru yoldan çıkacaktır Gerçi idealist bir insan gavura kızarak oruç yemez. Fakat her fertten idealistlik beklenemez. Haydi bunların hiçbirisinin olmadığını farz edelim. Mühendis akşama kadar yorulmuştur, yarınki işini yapabilecek enerjiyi toplaması için istirahat etmesi lazım. Mühendis bir insandır, eş ve dostlara karşı sosyal vecibeleri vardır: ziyaretler yapmak hasta dostlara gitmek. tehrik zivaretleri yapmak vb gibi. Mühendis, medeni hir insandır, lık olmazsa haftada hir kere ya tiyatroya yahut ta slnernava gider. MiL hendis fen adamıdı-. okuması. yrrıi nes+iva tt takip ,.,frrıe~i lazım. Bütün bunları saat" ten 11 e kadar (ll;ın dar bir zamanda yapmak dahi ı'emen hemen imkiin_ sizdır Su halde .. mesai dısmda serbest calısar-ak oı'tn mühendis hangi .saa'tlerden istifade edecek? Zamarı ölçüsü bu calısrnava müsait midir? Hem devlet isle_ rini. hem husus! islerini bir arada vürütecek olan bir mühendisten (namuslu olsa bile) millet havrına tam verimli bir çalısma beklenebilir mi? Bu soruların ce~ vabırıı düsünmek dahi, en aptal bir' insanı. insafa ze, tirir. Su halde. bütün bunlara rağmen.ha~gi maksat ve mülahaznlar-Ia butasarınm haz'ırlandı,ğınr bir türlü, normal düşünce ile, izah edemedim. Sayın millet., .vekillerimtzdan, eski usul vari, muavven ıbir zümrenin revini ve sempatisini avlamak kastivle kanun cıkar, mamalarına. her sevin üstünde Türk ırkının bekasını ve refahını göz önünde tutmalarını rica ederiz • L'OTFt ÔNSOY
Bu kanun çıkınca, devlet mühendislerinden ve ser-. best müteahhitlerden müteşekkilortaklıklar şirketi alenileşecek, suiistimalleri ortaya çıkarmak güçleşe , cektir. Yarın müteahhit devlet mühendislerine. «Yap_ mış olduğu filan hesabın ücrett.i.» diyerek rüşvet! mü, fe tti şin g13zü önünde' vermiş olsa, müfettiş efendi ne yapabilecek? Hırsızları oldukça korkutan. mühim ip uçları verebilen, namuslu memurların hırsızlara kar, şı tehdid nlarak kullandığı serbest çalısma yasağını ortadan kaldırmak demek, suiistimalleri görmemek için göze perde germek, kalbinde hırsızlık tohumları olan korkaklara cesaret vererek hırsızlığa teşvik etmek demektir. Şu satrrlar, bir hocamızın şu hazin halini hatırlattı: Toptancı olan hoca, toptancıhğmı rasrrıi vesaikle meşru kılmak için yazılı imtihanlarda kopye edeni kat'iven görmezdi Talebelerin kopya etme cesaretini arttırmak için de, kürsüye oturur, gazeteyi kendi yüzünü iyice kapıyacak şekilde kaldıra,
.., ..
,~
KORE
.. ••............• ~
ARSLANLARINA
'Sustu eel+k namtrılar. sünzüler konusuver. Necib ':t'ür"kün. evlüdı, dai:!:dan da/{a koşuyor, Arsa. cıkb. Mehmeclin. Allah Allah sadasr, 'Ooşuvor- Tanrıdağın '8ozkurtları coşuyor,
** *
Barut dumanlarını. bir anda silen ima.n; Tarihineyazıyor işte yeni bir destan, Dağlar secde edince, halkalar parçalandı, Kore mahşere döndü, Nehirler doldu kandan.
** *
İnim, inim, inliyor, Uzakşark memleketi, Türklere etek öptü kızıl piçlerin seddi. Asırlardan sonra da, tarihin arslanları 'Asya topraklarını, zaferlere garketti.
** *
çarptı Tunç göğüsIere, kızıl Moskof ülküsü, Asra galebe çaldı, ecdadımın süngüsü. _ Tanrı dağa sesverdl, çoşturdu Altayları; , Kore meydanlarında, Mehınetciğin türküsü TRABZONLU
•••••••.•
to .~
..:0..
•
..
_~
__
ı;•.. :.ı;.·
AVARE
RUH!
••••••.••••••.•••
•
~""''-~'''''''''-
_~~
,o-
.
,. ...
.'
i
.....
~r_
,.
ORKUN
TURANCILIK BiR HAYAL MİDıR '
lan efeler nasıl Yunanlılarla kıyasıya mücadele 'ettilerse, aynı ruhun Türkistandaki sembolü olan Basma; cıl ar da Komünistlerh, aynı şekilde yurt için çarpış., tılar, kanlarını akıttılar. Azerbaycan Türklüğü 1918 de kurtuluş bayrağını açarak kısa bir zaman için de olsa hürriyetlerini kazandılar ve bütün içtimal müesseseleri Türkleştirmeğe koyuldular. bununla da kalmadılar, Ermenilerle çarpışan Kazım Karabekir ordu'larına bir tugay kuvvetle yardıma koştular ve Milli Mücadelenin' en büyük zaferlerinden birini ka, zanmamıza yardımcı oldular, İkinci Dünya Harbinde yurtlarırıı .kurtarmak amacıyla Almanlarla birleşerek harp eden Türkistanlı, Kırımlı, Azarbaycanlı. Kazanlı Türkler her şeye rağmen Türk ruhunun ölmezliğini isbat ettiler, Binbir türlü imkansızlıklar yüzünden başarılamayan bu savaşlarda ölenler hep Türklük uğruna kanını verenler' dil', Milliyetçi olan bir kimse bu hareketlere bigane nazarlarla bakamaz. ~ Komünist tethişine rağmen Türkistanlıların benliklerine sadık kaldıklarını 1938 de Türkistandan kaçan İbrahim Altay Beğ şu arılat tıklariyle ne güzel isbat ediyor. ! Annem ve babam bana, Türkiyeye gideceksiniz, subayolup tekrar Türkistana gelecek ve bizleri Rus\' esaretinden kurtaracaksın, dedi, Huduttan kaçarak küçük kız kardeşimle binbir maceralardan sonra ,Türkiye hududuna geldik. Sınırda dalgalanan ayyıl; dızlı bayrağımızı görünce kardeşlarıle birbirimize sarılarak hıçkıra hiçkıra ağladık, Tren camlarında gör, düğümüz ayyıldızlara yüzümüzü gözümüzü sürerek müstakil kardeşlerimizin bulunduğu Anadoluya geldik. '
ww w.o tu
,.
ken
de
r
SAVAŞÇı
m
ABDULLAH Geçen gün milliyetçi bir teşekkülde her fikri delil; leriyle çürütüldüğü halde gençleri teker teker çekerek Turanc-Iığm aleyhinde bulunmaktan -vazgeçrrıiyen bir şahıs, Turancılığın bir hayalolduğunu ileri sürüyordu, Turancılığın aleyhinde bulunanlar eğer aldıkları vazifeyi yerine getiren birer alet değilseler muhakkak ki Türk tarihi, Türk edebiyatı, Türk sanatlartyle zerre kadar alakası olmıyan kimselerdir Şimdiye kadar kurulan Türk devletlerinin üçte ikisinin bizim Tu, ran adıyla vadettiğimiz geniş Türk illerinde teşekkül ettiğini bugün ilkokul talebesi bile bilir, Metenin, Göktürklerin, Uygurlarm. Altınorduluların, Timur'un ve Babur'un kurdukları Türk devletlerini inkar etmek kimsenin haddi değildir, Anadoluya gelişirniz 1071 Malazgirt Meydan Muharebesiyle mümkün, olmuştur diye hiçbir mülahaza tarihimizi 1071 den başlatmağa salahivetll değildir ve zaten bu büyük bir hamakat olur, İşi edebi eserler bakımından mütalaa edelim İlk Türk edebi eseri olan Orkun Kitabelerinde Bilge Ha, kamn güzel üslübiyle ifade ettiği «üstte gök yıkıl , mazsa, aşağıda yer delinmezse Türk milleti, senin töreni kim bozabilfr» hakikatint lıilmemezlikten mi gelmek icap edecek? Daha sonraki asırlarda yazılan 've dünyanın hayran olduğu, Kutadku Billği, Aybatül, hakavık'ı, Yusuf ile Zeliha'yı, Ahmet Yesevirıin güzel siir'lerirıi, Ali Şir Nevai'nin Türkllik güruru duyarak 'yazdığı Mukaherrıetüllügateyrı'nini, ince ve zarif şiir; lerlesüslü divamnı Babur'un Baburnamesini ve buna henzer daha binlerce eseri Anadoluda yazılmadı diye milli edebiyatımızın dışında mı sayacağız ve ne hakla? Böyle düşünenler Türk milletini köksüz bir hale koy"duklarmm farkında mıdırlar? Bir milletin çok derin bir maziye malik olduğunu ispat eden destanlar Türk milletinde bir tane değildir; pek çoktur ve çoğunun vakaları Turanda geçer, Şu halde destanlarırmzı da mı milli edebiyatırnızm dışında sayacağız ? En eski müessesemizolan Türkçemiz Anadoluda :13 üncü yüzyıldanberi konuşuluvor, Turanda ise Türk; lerin yaratıldıkları günden bugüne kadar konuşulmakta devam ediyor, Yenişeyde bulunan kitabelerimizi, Turlan kazılarında çıkarılan sanat eserlerimizi, bugün Buhara, Serner., 'kant, Taşkent ve daha birçok yerlerde bulunan mimari abidelerimizi Türk sanatı içinde mütalaa ve tetkik etmiyecek miyiz?
rgi .co
'J
* * *
Elli milyon tutsak Türkün son asırdaki kurtuluş hareketlerinden ve Türkiyeye kaçıp gelen kardeşlerimizdeki milli şuurdan örnekler verınek suretiyle dış ,Türklerin milli benliklerini unuttuklarinı söyliyenleri cevaplandırmış olacağız, Biz Batı Türkleri Milli Mücadelernlzi ' yaparken, Türkistanlılar da kurdukları muvakkat hükümetin Reisicumhuru Osman 'Hocanın, Harbiye Nazl'rı Ali Rıza Beğ'in, Enver Paşanın önderliğinde Kurtuluş Savaşına atıldılar Anadoludan Bartınh Muhittin Beğ gibi bir çok idealist genç te Türkistana gönüllü olarak gittiler. Anadolunun kahramanlığımn sembolü o,
. ····0·'·
Gene birkaç yıl önce İtalya kamplarından İzrnire vapurla gelen ırkdaşlarımız Yaslı gittim şen deldlm Aç koynunu ben ıreldim Bana bir yudum su ver Çok uzak yerden geldim. marşını söyliye söyliye İzmirlilerin göz yaşları arasında rıhtıma çıktılar. Korede çarpışırken şehit düşen Kahraman Mehmetçiklerin mezarı başında göz yaşı döken Kazanlı Türk analarının, Poyrazoğluyla Türkiyeye selam gönderen Japonyadaki 500 Türk ailesinin şu içten alakalarını da bunlara eklersek Türklük ru.. hunun öldürülemediğini anlamış oluruz, Bulgaristandaki ırkdaşlarımızın tehcire tabi tutu-' luşları Türkçülük mefküreslne karşı gelenleri fikren bir defa daha rnağlüp etmiştir. Smrrlarırnız dışındaki kardeşlerimizi Türk kabul etmiyerılerin, 'Bulgarların bile bunların Türk olduklarını bilerek sürdüklerini düşündükçe ebediyerı konuşmamaları icap eder, Halkımızın kardeşlerimize gösterdiği yakın aıaka; dertlerini hafifletmek için giriştikleri maddi ve manevi fe dakarlık, Turancıhğı bir hayalolarak kabul edenlerin münevver geçinen mahdut bir korkaklar zümresi ol, duğunu, milletimizin ezici çoğunluğunun dış Türkler, le - iddia hilafma _ yakından Ilgilerıdiğini isbat etmiş. tir, ABlJULLA.H SA,V AŞÇI
DAN !bütün
teşekkür
Bayramını eder,
kutlayan
bilmukabele
ülküdaşlarımızın
Bayramını
rita
E
AA
ülküdaşORKUN kutlar,
---- ----------------------------------
rnüşterekiz, Siz daha yüksek bir düşünce seviyesinde iseniz,siz doğru yolda ve o kardeşleriniz yanlış yol. da iseler. onları aydırılatrnaya, kurtarmaya çalışımz, faka t sövmeyiniz, zulmetmeyiniz, hele milletinizin bir kısmına karşı bir çıfıtla birleşerek düşman safi kur. mayıruz, milletinizin bir kısmına karşı (isterse en hakir kısmı olsun) asla kin beslerneyiniz. Biliniz ki çıfıtın size aşılamaya çalıştığı kin onun murdar Ya. hudi ruhunda bütün Türk milletine karşı beslediği ve ancak parça parça ve maskeli olarak açıkhyabildiği ezeli kindir. Ve emin olunuz ki, sizi bugün kendi mil. iletinizi ve mukaddesatınızı parçalamak için' kularımak üzere, «İrıkılapçı Türk Gençliği» diye alkışlıyan adam, yarın sıkışınca, ve işine gelince, size' de söve, cektir, , PERDENİN 'ARKASIN ADA BAKALIM Bir okuyucumuz bize ateş gibi bir mektup yazmış, Atatürke karşı .clan bağlılığından bahsediyor, heykel kırmalar rıakkında ORKUN'da çıkan bazı fıkraların edasını bu hususta kayıtsız. ve hatta iğneleyicl bulu, yar, «Siz Heykelleri kıran yobazları kabahatli bulmu, yor musunuz, onları tel'in eden ve cezalandırılmasını istiyenlerin düşüncesine katılmıyor musunuz?» diyor, Daha önce de söylemiştik, Tekrar edelim,' ORKUN heykal kırmaların elbette ,aleyhindedir, Ancak bu münasebetle masonların, komünistlerin, dörımelerin Ve yeni bir istibdat çığı rı açmak istiyenlerin müfrit Kemalizm maskesi altında samirniyetsiz ve şirretçe yaygaralarla ortalığı toza dumana boğmalarına, mil. leti «inkılapçı» ve «mürted» diye ikiye ayırıp 'kin telkinlerinde bulunmalarına, ve fırsat düşkünlerinin rastgele zorbalık ve zulüm hareketlerine girişmelerine de aleyhtarrz, Kısaca, bu bahane ile bir anarşi ve te. rör havası yaratılmasının aleyhindeyiz, Biz bu işte ~anun yoluna, sükunet ve soğukkanlılıkla tahkikat yoluna, ve bilhassa tahkikatta dürüstlük ve -samimivet yoluna taraftarız, İyi bilelim ki sular bulandı mı, balığı .avhyacak o., lan Yahudi ve mason tahrikcileridir. Onlar bize şuu-' rumuzu kaybettir.mek için ne kadar gayret safeder. lerse, biz bundaki çıfıt oyununa karşı dikkatimizi cı kadar arttıralım ve soğukkanlılığımızı, inadına; o kadar 'muhafaza edelim, Onlar dikkatimizi hangi nede, fin üzerinde toplamak isterlerse biz onun tam tersi istikamete!:ıakalım: Mutlaka orada bir Yahudi oyunu dönüyordur BU GİDİŞLE 195 .. , yılı gazetelerinde bir haber: Ebedi Atamızin heykeline çamur sıçratan Mehmet Çdmezı'In teyzesinin komşusunun sütoğluna selam vermekten sanık Ali Boynubüyülc'ün . derhal tevkif edildiğini dünkü sayımızda lJiIdirmiştik, D!ğeı: tarllo!..
ww w.o tu
-,
ken
de
MOSTRAsı öNthuOZDE Nazım Hikmet'in propagandacı başısı Ahmet Emin Yalınan'ın en SOn marifeti, bütün cibflliye tini meydana vurmuştur, Bu zatın aylarca Nazım Hikmet'i göklere çıkardığı, azgmlıkta SOn hadde varmış bir komünist olduğunu herkesin yıllardanberi bildiği bu kimseyi ezeli «Eğri ye Doğru, Doğruya Eğri» prensibi gereğince gadre uğramış vatansever bir kahaman durumunda göstermek için yapmadık taşkınlığı bırakmadığı. Ahmet Emin'in ve Vatan gazetesinin aylarca Nazım Hikmet taraf. tarlarının çalışmaları için bir umumi karargah ve idare merkezi teşkil ettiği, herkesin bildiği şeylerdir, (Aradaki bağ ne idi? Çeşitli karanlık menfaat hesap. ları olabilir; sadece ikisinin de mason bulunması ola. bilir; yahut ta bunları birbirine çeken ve Ahmet Emin'in gayretini mahmuzluyarı amiIler arasında iki. sinin bir Türke yabancı ve düşman soydan gelmesin. den doğan, şuurartlarmda çöreklenmiş gizli Türk düş. manlığı bulunabllir) Her ne ise, bu iki «Büyük Vatansever» uzun müddet kuzu sarması dost ve mütte, .fik olarak çalıştılar, Sonra birdenbire Nazım Hikmet kaçıp maskesini tamamen atıyor, (Onun bunu yapa. cağından Ahmet Emin'in haberi var mıydı? Tahmin etmiyoruz, Zira o takdirde Ahmet Emin kaypak bir sinsilikle kalemini kaydınarak ona göre dönüşünü ha. zrrlardı.) Afallıyan Ahmet Emin ilk önce bazı gülünç teviIlere sapmak istedi, Umumi efkarırı bu kadarını yutmıyacağını görünce kendi postunu kurtarmak için eski yoldaşının birdenbire aleyhine döndü ve başladı herkesten Ziyade sövmeğe, Yahudiden esasen mertlik beklemediğimiz için biz bu manzaraya hiç şaşmadık Ancak bu marızaraya, bü, tün samimiyetimizle, Ahmet Emin'e kapılmak Istidadını gösteren bazı genç Kemalist kardeşlerimizin dik. katini çekmek isteriz, O sizi, Yahudi zekasının bütün irıceliğini kullanarak, kendi milletinizin bir kısmına karşı kin duymaya, düşman olmaya sevketmek is ti , yor, Belki milletimizin bu kısmı içinde dindarlığı faz; ' la ileri götürmüş, fazla cahil kalmış, ve hatta belki ruhu dar bir taassubun cenderesi içinde ezilerek hür düşünce kabiliyetini kaybetmiş olanlar vardır, Fakat her şeye rağmen onlar, sizler ve bizler bir soydaruz, aynı tarihin ve aynı mukadderatın evlatlarıyız Bahtsrzhklarımızda (ve bunun sorumluluğunda) elbette ki
••
m
ORKUN'un :ıara
Mıg
rgi .co
*"Wi&a#!hGt
.. :..........:.-~, .•. ~._-
9
ORKUN
m
Bir milletin fertleri arasında da tıpkı buna benzer bir kader başkalığı yok mu? Mesela, bir vatandas bütün ömrünü toprağın üstüne. eğilmekle geçirir: hayatı tarlada başlar ve biter: eli nasırlı, yüzü kavruk olarak yaşar; köy hayatınındışındaki hiçbir şeyi görmeden, fennin getirdiği rahatlık ve kolaylıkların hiçbirinin tadını almadan yaşar ve ölür; ilmin ve' modern san'atın getirdiği geniş ufukların, çeşitli zevkleriri ve heyecanların hiçbiri onun kısme tf n, de yoktur. Ve' mesela bir asker: Gençliğinin F!n başında kaderi' İnilletinin hayatı için kendi hayatına son vermek olabilir.
Kader bazılarına da, milyonlarca kişinin, yaşıyan ve ölmüş sayısız nesillerin fedakarlrğı ve malırumiyeti pahasına, cemiyetin 'huzuru "8 refahı Icirıde geniş ve rahat bir geliszne imkanı sağlar. Komiırıfst bunu daima kıskanır ve kin ·duyar. Milliyetçinin duygusu başkadır. O bunda, herşeyin 'üstünde, milletin dehasının jnevdarıa çıkması Ve meyve vermesi için bir ümit ve imkan sahası görür.
ww w.o tu
ken
de
BİR Ö<1RENSELER Müslüman olduğumuzdan bizi pakta alrnıyor., larmiş Bizim laik olduğumuzdan bu adamların haberi yok mu, Allah aşkırıa? -. Herhalde yok ya, .. Bizim laikliği bir öğrenseler, bizi hemen paktlarına alırlar ... ALLAH AK1LLAR VERSm İngiliz devlet adamı bizim malum matbuatın vazarlarına, «Siz ayrı din,ayrı kültürden olduğunuz için' biz sizi kendimizden ayrı tutuyoruz.» Yani «Si. zin için kendi başınızın çaresine bakmaktan başka kurtuluş yolu 'yoktur» demiş. Bizimkiler de, «Anlıya; madık! Bir daha tekrar edin!» demişler. - İngilizin dilini nafile yere yermuşlar. Biz 27 yıl aynı şeyi Türkçe söyledik te, yine anlryamadılar ...
baskalığı, vardir TODrsRm soğuk ve ıslak karanlığı Içinde doğup ölen' kök höcreleri, gövdenin tahta - canderesi içinde sıkışıp kalan gövde höcreleri, neba, tın başka bütün höcreleri çalışıyor, durmadan. 'aylarca, yıllarca, kendini bitirerek çalışıyor. Bu ca, lısrnaların hepsi gelip çiçekte bir sonuca varıvor Çiçekler binbir renk ve koku içinde nazlı nazlı 'aÇıyor, bütün nebat o çiçeği besliyor ve havada tutuyor. Nebatları çiçeğine göre kıymetlendiririz; ve msvva, nın nasılolacağını da çiçek tayin eder.
rgi .co
i"
tan, büyük bir teessürle ij~rendihrimize g-öre sanık Ali savcılığa getirildiği zaman savcı YUksel Yamala.k vsanığa yalnız ana avrat sövmekle yetinlp bir fiske dahi vurmamıştar, Savcının bu garip ve manldar Ihmali •• büvük bır hayret ve teessür uyandırrmştar. i Adalet Bakanı bu hususbaki düsünceslnt soran I!1L'. hablrimize, «Savcının bu ihmaIi bize ele şünhett ~ö. rünmüştür. Büyük teessür Içlndeyiz, Yıldırım telg-ra· fı ile vazifesine nihayet verdik. Hakkında tahkikat icra etmek üzere Bakanlık Teftiş Kurulu Başkanı ile ilç müfettiş hadise yerine hareket ~tmiştir. Ben de bizzat; alakadar olmaktay.un. 'İrılcıla.plrır ı korumakta en ufak bir'g-evşekIik g-österen savcının şiddetle ce. zalandırılacağı hususunda müsterih olabilirsiniz. Bu hususta gençliğin ve Türk basınının gösterdiği hassa, siyeti şükranla karşılıyoruz.» demiştir. Savcının bu ihmalini Inkrlflba Ihanet sayan Gençlik bUYÜkbir protesto ve terin toplantısı tertip etmiştir, Toplantıya iştirak etmek üzere Büyük Millet Meclisi Başkanı, Başbakan, Bakanlar, Genel Kurmay· Başkanı, Yargıtay ve Danıştay Başkan ve üyeleri uçakla An. karadan ayrrlmışlardir, Yüksek makamların mitinge hir manga yaver ve bir düzine çelenk göndereceği ha. ber alınmıştır.
TOY DELİKANLI ULUS'a yamanmak Istiven genç bir karikatürcü, .nün o gazetede neşredilen bir karlkatürünün aynen başka bir yerden çalındığı meydana çıkınca ULUS o zatı, «Pek toyrnuş!» diye paylıyor Hakkı var. Toy olmasaydi karikatür sahtekarlığına mı tenezzül ederdi. Yaptıktan sonra mazbata sahtekarlığı yapar, millet. vekili olur, bakan olur, «büyüklerimiz» sırasına ge· çer. ve ona hürmette kusur ettik mi asıl o vakit ULUS bizi «Nankör!» diye paylardı, PARİs JE T' AIME Truman Amerikan Kongresinde silahlarıma işleri hakkında verdiği raporda Türk askerinin «gayet ka. rakteristik olarak» süngüsünü kullanma usullerini öğrenmeye üniformasının şeklinden daha fazla önem verdiğini beyan etmiş. Yaa?! .. Demek ki bazı sayın müttefiklerimizin askeri de «gayet karakteristik olarak» üniformalarının şekline süngü kullanma usul. lerini öğrenmekten fazla önem .veriyorlarmış! Şu Atlantik Paktı da sakın «dışı .seni, içi beni ya; kar» cinsten bir nesne olmasın? ZEHİRLİ ÇİÇEK \ Bir nebatın höcreleri arasında ne garip bir kader
~'--_
••_--~._._ •. :_-...._---_ ı., _:..-
Bizim bugünkü cemiyetimizin refah vP.· kurlret vasıtalarının her taraftan aka aka toolanro biriktiği, en vüksek derecevi bııırtulru merkezlere doğru gidelim.' En büyük sehrimiz Istanbu1'un. en zengin vekibar semti Beyoğlu'na. oranın .da en büyük VP itih~rJı ınıa caddesine erkalım. ve bovdan boya yürüyerek bura, na hangi çiçeklerin actığına bakalım, Binalara b"'kalım: Bize yabancı bir ruh ve ölçünün abideleri. Sağdan soldan gelen seslere kulak kabar tahm : Co';:Tu Fransızca, Rumca. Ermerıice, v, b. İclerind=n Türkçe olanlarını ayıralım: çoğu bozuk yabancı sivevle, Kelimeleri seerneğe çalışalım: çoğu «Marıikür», «Permananb, «Truvakar,», «Apremidi», «Matine~ v, b. Yanınuzdan kavıp giden kalabalığa, sıralanan otomobillerde yaslananlara bakalım: Gözler, burunlar. yüzler, kafatasları yabancı soyların renk ve biçimlerinin adeta bir sergisi. Başka türlü olanlarını arıyalırn: Gözlerimize çarpan katmerli enseler, kat kat yağlı göbekler, donuk uykulu gözler, ve yanlarında da binbir koku ve boya sürünrnüş şişman kadınlar. Camekanlara (pardon, buradakiler vitrindir) bakalım: Paris modaları, Amerikan eşyaları. İngiliz kumaşları .. Sinemalara bakalım: Amerikan filimleri... Boğulma , dan kaçalım. Yutkunalım; ve kendi içimize kaparıa , llım, İşte bizim çiçek bu. Acaba bu nebatta bir hastalık, bizim görmedigimiz bir yerinde bir kurt yok mu? Muhakkak ki en talihsiz nebat, üstüne yabancı bir aşı yapılandır. Onun kökleri toprağın karanlığında durmadan çalışrnağa ve durmadan yukarıya hayat akıtmağa mahkum edilmiştir ki yabancı bir çiçek 'açsın ve yabancı meyveler versin.
~:-::: .. -
10 ----
-_ ,---------
ORKUN
..
-------- ----
Türkçülerarası Teskilatlanmarun ..;:;ı
rgi .co
m
ERHAN LÖHER Derneği Umumi Katibi Türk Milliyetçiler 3 Bundan başka, Türkçülüğün yayılmasında en Yavaş yavaş, sessiz sessiz, kendi kendi kendine gemühim vazife ifa edenler lise ve orta okul öğr-etmen; lişen, hergün bir adım daha ileri gitrneğe savaşan bir leri olmuştur, Husustyle Cumhuriyet devrinde ve he"Türkçü teşkilatımız var: Türk Milliyetçiler Derneği, le o devrin milliyetçilik aleyhinde ta tbika tlar1a dolu Kuruluşu daha üç ay olmadı, Ama köklerini yıllar ve zamanlarında bile tek başına, yılrnadan, çekinmeden, yıllar boyu gelişen bir ruhtan alan bu teşekkül, ku v., her türlü felaketi icabında göze alarak Türkçülüğün vetini de zaafını da yine bu ruhtan alıyor, Bir bakı:' yayılmasına çalışmışlardır, Fakat, bu faaliyet, ne ka vorsunuz kasasında parası yok, derhal icap eden mık dar devamlı ve kuvvetli olursa olsun, mevzii kalmaktar üyelerinin fedakard yardımlaı-ıyla bir 'anda toptan kendisini kurtaramamıştır. lanmıştır, Öte yanda otuz kırk kişiyi ancak alabile , Şimdi Türkçülüğürı teşkilatlanması tasavvurunu 'cek büyüklükte bir odası, her akşam genç ülküdaslarm yeniden hatrrhyahm, Bu teşkilatlarıma .eski Türkoheyecanla toplandıkları, millet dertlerini. kendilerini caklarının kapatılmasından sonra kesintiye uğrayan hiç düşünmeden konuştukları bir yer halinde, Her teşkilatlı faaliyet, bir ara _Ankarada Kitapsevenler akşam çehreler değişiyor,fakat mevzu bir, Ruhları Kurumu'nun kurulmasiyle yeniden mevzii bir canlantutuşturan kıvılcımlar, göğüslerde yanan ateşin ebedi ma göstermişse de asıl faaliyet imkanını 1945 te ce, nuru .o küçücük odayı sıra sıra dalgalariyle, yeşil ovamlyetler kanununun değiştirilmesinden sonra bulmuş; larryla koca bir vatan yapıyor, Siz orada Taskentli tur, Nitekim bu tarihten sonra başlıca Ankara ve Is bir Türk gibi hür riyet., susuyor, bir Şeyh Şamil gibi tanbulda olmak üzere yurdun muhtelif vilaylerinde mücahit oluvor, Korede savaşan Mehmetçilc1e beraber, hemen hemen aynı gaye ve mahiyette veya çalışma «Allah, Allah» diye süngüye davranıyorsunuz tarzları itibariyle birbirine benziyen bir çok cemiyetEvet, o küçücük odada", Ki. benzerlerini yurdun ler kurulmuştur, bir çok vilayetlerinde görebilirsiniz, Samsunda, Zon, O tarihtenberi halkın bünyesi içinde yavaş yavaş, zuldakta, Konyada .. , Her yerde .. , Yavas yaya:; zeli, fakat esaslı bir şekilde yer alan bu teşkflatlar, şimdi şen bir teşkilütlanma, kendi kendine yetişen bir var 1951 Nisan ayı başında Istanbulda yapılım bir kongre Iık olarak yakın zamanda bütün yurtta, en ücra kö, ile yerlerini Türk Milliyetçiler Derrıeğtne bırakmış selere kadar gidecektir, bulunuyorlar, Türk Milliyetçiler Derneğine, bu haya; Bu gidişin, bu vayılısin 'manası nedir? Yahut ne tın içinden geliş sıfatının verdiği kuvvet, onun süra tle olmalıdır? Bir Iahza düşünelim! inkişafının da arnlll olmaktadır, i Bundan böyh, bütün TürkçÜıer, Anadolunun en , Türkçülüğün hemen bütün rnazislnde, bugünkü kaücra köşelerine kadar teşkilatlanacaklar ve bu teşkL dar' salim ve mesuliyetli bir çalışmavı icap ettirirceIatlanma bir taraftan fikriyatım tamamlarken' bir tasine ve yine bugünkü kadar gayrımüsait şartlar al, raftan da sistemli ve bir hizada çalışmanın esaslarını tında bir teskflatlanma faaliyeti olmamıştır, Esas itL meydana getirecektir, bariyle. başlangıçtaAhmet Vefik ve' Süleyman Paşa ERHANLÖHER larla bir nevi tarihi şuurlaşma halinde' beliren Türk-
ww w.o tu
ken
de
"
çülük hareketi, zamanın Ve hayatın inkişaf'ı içinde tetkik edilecek' olursa bize, bazı' hayati mahiyetteki neticeler çıkarmarmzda yardımcı olabilir: " 1 - Esas itibariyle Türkçülük cereyanının Ve inkişafı, Osmanlı İmparatorluğunun artık devresini idrak ettiği bir sıraya rastlar.
doğuşu çöküntü
Bu sıradadır ki, Avrupada en az 50-80 senedenberi yerleşmekte olan modern 'milliyet cereyanının ilk temsilcileri Türkiyede de görüldü, Bu ilk başlangıç devresi, Osmanlılık fikri etrafında bir yanda ümme t, çilik, diğer yanda gayrımuslim unsurları toplayacak bir imparatorluk görüşüne karşı bu görüşün izrnihIalini seyrederken, kendi kendine dönmek ihtiyacını duyan Türk evlatlarının bir hareketi idi, 2 Vaktiyle tıbbi yeli talebeler tarafından kurulmasına ön ayak olunan ve zamanla fevkalade inkişaf eden eski Türkocakları istisna edilirse,Türkçülük ötedenberi daha çok neşr iyat sahasında gazete ve mecmuaların etrafında birleşen fikir adamları ve on, ların tesir sahaları ile mahdut tu, Bu sahada en rnühim tesiri Ondokuzuncu yüzyıl sonunda ve yirminci yüzyılın ilk çeyreği içinde Kırımda Gaspıralı İsmail Beğ, Ziya Gök Alp v.b. bu sahanın hala adları akıllarda kaları rnürşltleridır,
ÇWNENEMEZ BU TOPRAK Ezeli ebedldir, kinlmiz var bağırda ... 'Muhakkak ölmeIidir yan bakanlar bu yurda! 'Şaha kalkmış ulurken Altaylarm Bozkurdu. Kuzeytrı ayıları çiğneyemez bu yurdu!, .. Yedi iklim dolaşmış, bayrağunızda kan" var, İçimizde yurt aşlcı, bağrrmızda Iman var, Ey maddenin kölesi ve ey zülmün uşağı, .. 'Sen havvandan daha da aşa.ğıstrı aşağı !.. Ölüme susadınsa çıkmış kılıcım kından, İntikam hırsınuz varusanmayız akından, Hazırız bu imanla bekliyoruz yarını , Bu yurda yan bakanın kazrnışrz mezarını !... Bilenmiş ellerdeki kılıçlar bu uğurda Ö kirli parmakları bastırtmayız bu yurda! Eyasil Mehmedlrnl cihangir yapan bayrak, Ey ulvi şehitleri bağrında tutan topralt ... Uğrunuzda ölmeyi şeref bilen erleriz, Çünkü, Hakkı bağrında yaşatan neferleriz. Bu iman sönmedikçe «Çlğrıenemez bu toprak!» Bu TürkUik ölmedikçe «Yırtılamaz bu bayrak!» T. TURAN ATASEVER
... -
.- - ,.'--
"
---'-"-""'--'--:..-
.-~---~~-"":_'
__
.J
.,
...:.....-:._: ..•.
-~.._---.-::..._~~~~
.. ı'~
II
ORKUN
SAN'
Türk san'atkarı her şeyden bu milletin malıdır. Bu millete edebileceğimiz san'at eseri ve evsafta olmalıdır? Gayesi olan atkarı ne demektir?
önce bu memleket ve ve bu memlekete mal onun sarı'atkarı hangi Türk san'atı ve san'.
Sarı'a'tkarrmızı san'atının tezahürü ile tanıyabili., riz. Ne yazdığım, ne yaptığını bilen, estetik ve milli imanı sağlam, iradesini san'atma mihrak taşı yapa. bilen san'tkar, asıl ve gerçek manada, san'a tkardır
bir kendimizi buluş ve ıçımıze dönüş hareketi var, Buna rağmenaşk, vecd, iman ve irade dehası. içi nde gömülü bulunan bir iklimdeki zavallılık, kısırlık ve çoraklık, manevi kuvvet ve kıymetlerimizin kısırlaştınlmasından, şuursuz mukallitIik ve kendi kerı, dimizi inkar ve· terketmekten ileri geliyor, Sade san'at değil bütün içtimal ve siyasi müesse. selerimizdeki çoraklığın sebebi bundan ibarettir, Öyle bir ağaç olmak istemisiz ki kökümüz, gıda kaynaklanmız burada, bu topraklarda olduğu halde, bize lazım olan gıda, su ve hayat şar-tlarını uzak ve bambaşka bir topr-aktan alznağa çalışrruşız .. Ümitsiz bir cabalayış, zoraki yaşamağa çalışmak .. Gıdasızlık içinde kurumağa mahkum bir ağaçtan ol; gun meyva beklemek., Ne boşuna ve zavallı bir 'bek , Ieyiş, Hayır, artık yeter!" Fazla beklenemez!, Kendi kendimize, kendi ruhumuza, vecdimize, aşkımıza, Ir-ademize, estetiğimize dönelim!" Artık kendimizi al. datmaktarı, oyalamaktan vazgeçelim! .. Muazzam hir manevt hazine, diğ~r hazineler gibi daha fazla gömü, lü kalamaz l, Artık bu nadide milli hazinelerin işlen. mesi ve yeni san'at abidelerivle, bu millete yeni bir san 'at ve hayat vermek zamanı çoktan geldi"
i .j
Genç san'atkar l, Mazin ve halin san'at eserlerini, iyi anla, iyi" bil, iyi gör!" Ve daima milli, dini ve estetik iraden sana ve san'atına hakim bir kuvvet kaynağı olsun! .. Her şeye rağmen kendini ve ne yaptığını bill, Milli san'at seni bekliyor",
i
ken
de
Yaratılan eserde kararsızlık, iradesizlik ve imandan mahrum bir tesadüfilik vasfı olursa, o zaman ne bir san'attan ve ne de onu meydana getiren sarı'atkardan bahsedebiliriz. O halde ancak bir heveskardan ve bir fantaziden bahsederiz San'afkar tesadüfün 'esiri değil, ne yaptığının şuur, irade ve imanına malik bir şahsiyettir Hulasa san'atkar milli bir davanın irade, şuur, aşk ve imanım ruhunda birleştiren, on, dan kuvvet alan bir rehber ve mürşittir ..
DARCAN
m
San'atta millilik olmaz diyenlere «her şeyden önce milli olanın san'at olduğunu» söylemeği vazife bili; riz, San'atın yaratıcısı olan sarı'atkar dini, ırki, içti; mai v, b.) bir muhitin mahsülüdür, San'afkar bu mahalli vasıtaların içinde yetişen bir meyva ağacı, san'at eseri de o ağacın mevvasidır Şüphesiz bu mey va, bu toprağın yetiştirdiği ve onun besleyip büyüttüğü, olgurılaştırdığı bir ağaca aittir, Nihayet bir meyva olan san'at eseri de mahalli ve millidir
AHMET
rgi .co
OKKALIO<'iLU
A-T
ww w.o tu
Bir milletin asli hususiyetlerinden, ayırıcı vasfınden olan san'at müessesesi san'fkarlarrrıın o millete yaptığı en yüksek hizmet ve çalışma ile vücude ge, Iir. Bir milletin san'atı onun dili. dini, ırkı, vatanı kadar kendi malı ve diğer milletlerden ayırıcı vasfı, dır, Demek ki san'atkarın milli bünyedeki umumi değeri onun milli • dini - estetik intibakı nisbetinde tayin edilir, Buna umumiyetle san'at değeri denebilir, Milletin malı olanuyan san'atkar yabancının, veya dünyanın malı hiç sayılamaz, Ben evvela Türküm, rrıüs ~ümanım ve 'Türkiyeliyim, ondan sonra Asya veya )AvrupaIı, daha sonra arzda yaşaya-, bir ferdi.m, Bizim san'atımız her sahada Türklüğün, Müslümanlığın dehasım, vecd ·ve kahramanlığını ruhunda toplamalıdır. i Derin, içli ve köklü bir halk felsefemiz vardır, Her lzarr:ı.n derununda ıztıraplı aşk ve tasavvuf saklı bir 'mis tisizmimiz vardır,
i Kainatr
ve insanı, hayatı, en yüksek manasiyle anlıyan İslamiyet bizim dinimizdir. , Türk. mert, doğru, kahraman; vefakar. yüksek ka. rakterli bir ırktır i Her sahada zirveleşen san'at abideleri bizdedir, ız:engin kültür hazineleri, kütüphaneler bizdedir, Her şey bizdedir, her malzeme hazır" Fakat bugün gayesi ve iradesi ana hatlariyle izah ettiğimiz milli evsafa uygun bir sarı'at dehası yara, tamıyoruz! Bukadar münbit bir muhittte bu kısırlık nedir?, Bu san'at hazineleri içinde, busan'at fakirliği ne. dendir t, Fakat şıırası da muhakkak . ki az da olsa,
.....
~
, ~
MOSKOF
DENSE
l'tIoskof dense şaha kalkar hıncımız, Alınamaz vatan denen inclmiz, Sınırlarda nöbet bekler öncümüz, Gözler nlşangühta eller tetikte, Şehit diye kayıtIıyız kütükte, ·Moskof dense hasta kalkar döşekten, Biçilmede farkİ olmaz başalrtan, 'Ses geliyor kuzeydeki uşaktan. Yeniden donansın Karsm kalesi, Gelsin de burada dolsun çilesi, Moskof dense dağlar hırstan sallanır, Toprağımız şehit şehit güllenir, Cümle kurt kuş vur _vur diye dillenir, Soyumuzdan vur vur diye ses gelir, Al yaralar göğsümüze süs gelir, Bir Mehmede beş bin Moskof düşmez mi? .Türk olur da sınırlara koşmaz mı? Bir Mahrnede beş bin Moskof düşmez ml? Ne söylesek kopar gelir yiirekten, Ayyıldızı Indlr tmeytz direkten. Moskof dense kılıç kından sıyrılır, Yerlerimiz siper siper ayrılır. Namlular hedeften yana doğrulur, Kulaklar emirde gözler ufukta, Bir merrnl on Moskof bekler tüfekte, HALİL SOYUER •••••••••••••••• M ••••••••
.!i
-v:
.< j "," ,',::
1 ..j
',:,',' ,:
\
12
ORKUN
Dünya Haritası
Değişecek
,f
ZEYBEKOGLU
rgi .co
m
tarmak ıçın nihilist Rus komünizminin başı Stalin, vaktiyle milliyetçilik cereyarılarma karşı Avusturya. yı korumaya çalışan Meternihiri rolünü oynuyor. Me. ternihin monarşisine mukabil elinde komünizmi silah yapan Stalin, kaderin ezeli hükmüne ve tarihin mut, lak sevrine karşı geldiğinin farkında değildir. A VTUpanın nasıl kuvvetli bir Almanyaya ihtiyacı varsa Orta Doğunun da kuvvetli bir Türkiyeye ihtiyacı vardır. Dünya haritası elbette değişecek .Rusya par çalanacak ; genç kuvvetli ve büyük Türkiye rneyda, na gelerek muvazeneyi sağlıyacaktır Mukadder o. Ian budur. Dünyanın umumi gidişi böyle olduğu halde, biz, yüzlerce yıldır Türk birliğinin kurulmasına hayal gözüyle baktık ve kendimizi bu yüksek idealden mah Tum ettik .Anadoluda birlik için canla başla savaşan Os. manlılar, belki de Timur'un indirdiği darbenin deh, şetinden gözlerint daha fazla doğuya çevirmek cesa-
de
retinde bulunamadılar Batıda Viyana önlerinde dal. galanan aylı bayrak doğudaki kardeşlerini gölgesine 'alamadı, Anadolu Türkünü. Orta Asya Türküyle ku. :caklaştıracak ve bağrına bastıracak olan kanal aç. ma teşebbüsü de devşirme vezirlerin ihanetIeri yü. zünderı suya düşünce; gitzide Türklük duygusunu kavbeden Osmanlılardan daha fazla ne beklenebilir·di? İsveç ve Lehistanın hatırı için Ruslarla kaç kere sava'la girişen zihnlvet, Rus zulüm ve istilasına kar. sı kahramanca çarpışan Türkistanlı ve Kafkaslı kar • deslerimize arkasım çevirlvermisttr Köhnemiş ve ne İdü~ü belirsiz, hatalı bir İsıp..mi düsilrıce, mezhep rnü , cadeleleriyle, Türkü Türkten ayıran v» rnilliveti unut turan bir istikamet alınca kardeş kardeşin nazarınna de~erini kaybetti, Üstelik' kıymete binen ve kuYUCU Murat gibi hain ellerle neredeyse Anadolu Türkünün bile kökünü kazımak istiven dönme ve dev. sirmelerin de'vleti ellerinde +utmaları Türk milli siyasetinin uygulanmasına imkii.!! verir miydi?
ken
Orhan Gazi •. Bursayı Bizanslılardan alırken, Ka. resioğlu beyliğine son vermekte tereddüt etmedi. Germiyanoğlu, Saruhanoğlu, Aydınoğlu. Ahiler, Ka. ramanoğlu v , b, Anadolu beylikleri. Söğüt ve Dorna, niçteki Osmanlı sınırlarına bir bir katıldılar .. Oğlu Bayazıtı, Germiyan beğinin kızıyla evlendirip; Ger' rniyarı beyliğirıi çeyiz hadiyesi almak düşüncesinde o. lan Murat Hüdaverıdigar çok iyi biliyordu ki; kuvvet birlikten doğar, Türklükte birlik olmayınca kafire galebe güçtür. Almanlar,ayni ihtiyacı şiddetle hissederek, de. rebeylikleri birleştirmek ve milli Almanyayı meyda, na getirmek istediler. Milliyetçi fikirlere karşı çıkan Viyana kongresi hükümlerinin ve Mukaddes İttifakın ağır baskısına rağmen, Alman mücadelesi, Me terni., hin şeytani zekasını ve siyasi dehasını mağlüp etti. 1815 de hayalolan Almanya 1870 de, Avrupanın şanlı galibi ve dünya muvazenesinin en esaslı unsuru ol. . du, Bismarka nazire olarak; İtalyan birliğinin kuru. cusu Kavur, Fransa ile Avusturya arasında ezilen İtalyanın ancak birlik sayesinde kurtulabileceğini takdir etmekte milletine ne büyük hizmette bulun. muştur. Varlığını devam ettirmek kaygusu, bütün milletleri birlik kurmaya sevketmiş ve bünyesinde çeşitli milletler bulunan imparatorluklar parçalanmıştır. Yeryüzünde birliğini kuramıyan yalnız Türkler, parçalannuyan imparatorluk olarak da yalnız Rusya kal mıştır ... Rus Imparatorluğunu parçalarımaktan kur.
ww w.o tu
• •• •• •• •• •••• •• •• •• •• •• •• KORE'DEN ~ı:EKTUP Ana ana ana; hiçkırma ne var? Şerefli ölüme gülrnek gerektir. Viicudu bayraktan bir kefen sarar, Ve o bayrak için ölmek gerektir. Bir düşün etrafta kızıl köpekler, Hücumun gelecek anını bekler, Yiizlercesi bire karşı pinekler, Serseri kurşuna gelmek gerektir. Kalıpedir kızıllar kurarlar tuzak, Aslandan korkarlar insandan uzak, Ağlama ana sen bunları bırak, Yaşarsan ölmeyi bilmek gerektir. Hücuma süngüyle kalkmıştık anne, Allah Allah sesi çınladı yine, Büyük galeyanla dolmuştu sine, Kızılı siingüyle bölmek gerektir. Tarih sayfaları uçtu önümde, 'I'ürklüğün en biiyük şarıh gününde, Yaşamamız içİn öldiiğiim günde, Kızılı dünyadan silmek gerektir. Uzak değil ana vatan ve Kore, .Gotürür ecdadın gittiği yere, O yer ki cennettir bütün bizlere, Cennette atamı (1) bulmak gerektir.
KAPLAN
KURAL
(1) Burada manası ecdattır,
,
_
_
.
Dağıstanın dünyaya parmak ısırtan büyük milli kahramanı İmam Şamilin, Ruslara karşı 30 yıl süren çetin mücadelesine, Kırım harbinde fırsat düsmüşken, seyirci kalmak ne ile izah edilecektir? Şamil; esare, tinden sonra İstanbuldan geçerken kendisini Istikbal ederek bahadırlık ve kahramanlığını öven Sul: 'ın A. ziz'e, hiç olmazsa Kmrn harbi esnasında vardır ; elini ııza tmadığı için haklı olarak sitem etmiştir, Türkiyenin şimdiye değin yegane ciddi ve şuur lu adımı; Rus ve Ermeni oyunlarından genç Azerbaycan hükümetini korumak için gönderdiği (islam ordusu) dur . .Bu ordu, bugün bütün dış Türklerin is. 't iklal ümitlerini yaşatmakta. onlara manevi dayanak olmaktadır, Türkiye bağımsız bir cumhuriyet olduktan sonra memlekette Türk şuuru yer ettiği ve Türk sözü en çok bu devir'de geçer olduğu halde, Anadeluyu kurtaran rnisak.a milli, düzenbaz ellerde dış Türkler davasına en büyük engelolmuştur. Yıllarca Türk gençlerine kötü pir kanaatkarlık aşılamak ve Türk
i ...... _._.,"
~_,_ .•._...:.._.~·~c··
..:'·;·:--",··'~.J>ii.ik\:.
13
ORKtıN
Hür Türklerin kısaca sebeplerini açıkladığımız Il., gisizliğine mukabil, hürriyet aşıkı kardeşlerimiz, köleliğe ı<atlanamadıklarından, her fırsatta düşmana karşı büyük bir mücadeleye giriştiler, 16, ve 17, yüz yıllarda Ruslar, Kırım ve Kazan Hanlıklariyle başlıyan çatışmaları 1598 de entrika ve ihanetlerle Ka , zan'ın milli kadın kahramanı Süyüm Bige'rıin yenilgisi ve 1786 Kırım'ın ilhakı ile diğer Türk memleket; Ierirıe intikal etmiştir, Petro'nun ve Katerina'mn vasiyeti, çarlarca sadakatle ve sinsice uygulanmış ve mücadele Kuzey Kafkasya ile Türkıstana kaydırıl., mıştır, 19, yüzyıl Türk _ Rus mücadelesinin en hız , landığı devredir, Mürşit Gazi Muhammet ve Şeyh Şamil, Kafkasyayı. kat kat üstün Rus ordularına karşı 30 yıl Gazavat marşının ulvi heyecanı ile korudular: , «., Kalbimiz k~rku bilmiyor; ellerimiz kuvvetsiz düşüp bizi rezil etmiyor, Aç kurtlar gibi yurdumuzu
rgi .co
m
almak ıstiyen düşmanlarımızın üzerine merhametsizce saldirıyoruz.. Düşman ne kadar büyük olsa Onun (Allahın) yardımile ezeriz, Ulu Tanrı, senin ga., zavat yapan- kullarına zafer kapıların açılsın!" Dağ kurtları. gelin toplanın, hürriyetin sesi bizi çağırıyor. Va tarıırnıza karşı vazifemizi sonuna kadar yaparız. Aramızdan korkak ve alçak çıkmaz, ey Ulu I'anrıbCl ) Böylece hareket ,v€ dinamizm üzerine kurulan «mü;
"i
, ,I
••••••••••••••••••••••••••• MEHlHEDİN
KOREDEN ANASINA MEKTUBU Gahirlenme kele ana, Durma, sallanı sallam. Bir mücdem varbunda sana Edem, ballanı ballanı,
ken
de
sınırları dışında kaderin bir cilvesi olarak kalan kar deşlerirniz unutturulmak Istenilmiştir Ne tuhaftır ki; bir taraftan «Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur» denilerek ırkçılık yapılırken, diğer taraftan dış Türklerden bahis açılmca hemen konuyu değiştirmek, tehlikeli şeylerden bah, sedlllyorrnuş hissini verdirrnek adet oluyor, Hüküme, ti kimlerin idare ettikleri malümdur, Türk olmayan adamların Türke gönül vermiyecekleri gayet tabii, Abaza Falih Rıfkı ile, Rum Abdülhalik Rerıda, Arnavut Hüseyin Cahit bizim gibi düşünecekler değil ya! Komünistler ise, rüya Ve hülyalarında büyülte bü, yülte yolunda hayal hastası oldukları Rusyanın esa, reti altında 60 milyon Türkün bulunduğunu biliyor; lardı, Ve yine anlıyorlardı ki bir gün komünist yapmaya muvaffak olacakları (!) Türkiyenin genç dimağlarında Rusya ile çatışmaya en bÜYÜk sebep, dış Türklerdir Artık komünistin duracağım mı sanırsınız? BIz, kafalarırmzda bir idealden mahrum olarak, yolumuzu bulabilmek için çektiğimiz sıkıntıların elem verici havasını çok iyi biliriz, İçimizdeki enerjinin mutlaka harcanması gerekiyordu; 'gönüllerlmiai tutuşturan bir aşk lazım bize, Ruhunda duyduğu boşluktan ötürü Ziya Gökalp'ı çocukluğunda intihara sevkeden amil hepimizin tepesinde baykuş gibi tü ne, miş Ve can çırpıntılarrrnızın kökeni olmuştur, Genç," Iiği yıllarca idealsiz, başıboş. avare ve dağınık bir enerji haline getirenlerden bizim çok çekimiz vardır, Allahtan dileriz ki, tez zamanda belalarını bulsunlar, «Rusyadaki Türkler hakkında ne düşüncedesiniz» diye sorunca bize, «Siz ne büyük ve imkansız şeyler tasarhyorsunuz I Benim için Rus ile Türkün arasında fark yoktur, Yüzünüzü dağudan batıya çevirin; müsavat fikrine ve milliyetsiz insana' değer verin .. » de.. diler. BÖYle cevaplar'la karsılastik ve 'hala karşılaşıyoruz, Bu sahte insancılar en ufak bir samimiyetten nasibi olrmyanlardır, Çünkü bir insan kanının çektiği, doğduğu ve teneffüs ettiği havanın adamıdır. Oranın istek, ve 'temayüllertyle özellik kazanır, Köyünü. memleketini, ana, baba ve atasını sever, Türkse Türkü, Rus ise Rusu sever, Sevrniyerı zaten insan değildir, İnsancılıktan bahsedemez Milyonlarca ırkdaşının Sovyet zulmü altında irılediğirıi göre göre zalime hak "eren ve mazlumla ayni değerde tutan kimsede, ne insanlık, ne adalet, ne müsavat duygusu vardır, Büyük ve imkansız şeyler düşünüyorsunuz! Tek bir dünyadan bahsedenler, tek bir Türk devletinden bah; setmsmizej hür insanlardan dem vuranlar. hür Türklerden bahsetmemize tahammül ederniyor-lar; Onlarınki imkansız olmuyor da bizimkisi imkansız oluyor. Doğudaki bütün milletler ayni medeni seviyeye gelmedikçe, tek dünya fikri «hayal üstüne hayal kurmak» değil midir? Asyadaki hürriyet ve milliyet mü'cadelelerine, sömürgecilerin, ne büyük bir hırs ve menfaatle engelolmaya çalıştıkları görülüyor, Medeni Hollarıdahlar Endorıezyadan çekilmernek için ellerinden geleni yaptılar, İngilizler Henkong'daki iki paralık menfaatleri için dünyayı satıyorlar, Rusya zaten baş belasıdır Türkün hürriyetine nasıl yanaşabilir ? Menfaat birliğinden doğan siyasi kombinezonları Tek Dünya fikrinin zaferi sananlar Wilkie'» nin uykusuna dalmışlardır,
ww w.o tu ~. ,'c
; _. ~.---=._-_.-..- _-_._-.-_..'
i
Alay hücuma kalktı dün, Kuvveti denendi Türkün; Kele :ına ö;':'iin, öğiin Oyna, pullanı pullanı,
i
··f
Bilmiyom g:ıç mermi sıhtım, Moskof itlerini yıh tım, Siingümii alnına çahtım Baktım, dinleni dinleni, "
,
Kimisi kafasiz kaldı, Gövdesini gülle aldı; Güllem birin yereçaldı Öldü, Irılerıl irılerıl,
"
"
j !
\
Ana esirgeme duan, Türk yoluna adak bu can! Kore'de hücuma kalldı Dört bin beş yüz Türk, kahraman,
1 1
.ı
ii J
Hücum ettik sökün sökün Bilmiyom kaç idik yekün Ana, gerçekleşti ülkün Yaşa, ünlerıl ünleni, Babama selümım söyle, l\1illetlme mücde eyle, Türk tugayı gırdı Moskof, Bunda, şanlanı şanlanı, PÜSKOLLÜOGLU ,
-".
"
•
TURA.ı.'/"ALİ
.
i,
1.(
ORKUN
ridizm», Türk ve islam ruhunun zaferi iiçn -tltreyerı gönüllerin çarpışma sayhalarına karisarak tarihin en şanlı bir destanını yarattı. i Diğer taraftan Türkistan millli kahramanı Alim Kulu Han, Taşkenti savunurken, yüksek bir cesaretle çarpışarak şehit oldu. Türk ülkeleri daima çarpıştı ; hürriyet için birlik için çarpıştı, ~kat hazin bir tecellinin k~rbanı olarak daima yalnız kaldı. Biz onlara yardım etmedik ve gözgöre göre esarete düşmelerine seyirci kaldık, i Dış Türklerin her hereketlerinde birlik . idealini bulmak mümkündür. Münevveri, idarecısı. halkı,' köylüsü hep bunu düşünür, Azerbaycan milli şairi Hüseyin Cavit:
şir Rusya içlerine sürülmüşler ve hasret acısıyla kıvrandırrlmışlardı, (2) Bu şekilde Azerbaycan yıllarca Rus baskısı altında yaşadığı halde, 28 Mayıs 1918 de için için yaşıyan Türklük şuuru şahlanı, verdi. Fethali Han Hoylu Azerbaycan, Şeyh Ahmet Hıyabani Azadistan hükümetlerini kuruverdiler. Bol, şevik ve Acemlerin saldırışlariyle bu genç devletler tarihe karıştıktan sonra zalim ve planlı bir komü, nist baskısı Türk illerini inletti durdu. Tehcir politikaları, iktisadi zorluklar ve' her türlü şeytanlıklar uygulandı. Fakat Türk ruhu öldürülernedi, Çarlığm içinde kendini kaybetrniyen Türklük ruhu, nasıl ,1918 de kendini göstermişse komünist Rusya içinde de erimediğini Rus - Alman savaşında ispat etmiştir, Yıllarca komünistlikleri iddia edilen ırkdaşlarırmzın bu savaşı fırsat bilerek istiklal umudu ile nasıl çar. pıştıklarırıı biz : tarafsız bir kaynaktan alacağız (3): «Büyük kısmı Sovyetler birliğine karşı düşmanlık
,
«Seni kurtarsa kurtarır blrlik: Çünkü bırüktediıfakat dlrlik» demekle yalnız kendi kanaatini değil, bütün dış [I'ürklerirıin görüşünü açıklamaktadır. Esaseri 'l ürkçülüğün Türkiyede tutunabilmesinde 'I'ürkiyı, dışı ITürklerin çok' payı vardır. Gaspıralı İsmail, Yusuf Akçura, Ağaoğlu Ahmet v, b.: memleket hastalığına tutulan bu insanlar birlik için az mı çalıştılar? Birlik ihtiyacını daha 1474 de hisseden Merıgli Giray Han, Fatih Sultan Mehmede haber salarak Kırrmın ilhakını sağlarmştı Doğu Türkistanın büyük kurtarıcısı Atalık Gazi Mehmet Yakup Beğ, hayatınca birlik ruhunu yaşatmış ve arzulamıştır. 1877 de Çinlilerin saldırışları ve uğradığı ihanetler arasında vakitsiz ölen Yakup Beğ, evvela kendi nefsine hakim olarak hükümranlık arzularını Öldürmüş; bir tek bağımsız Tür~ devleti olan Osmanlılarla birleşrnek istemiştir. Kaşgarda, Osmanlı Sultanı adızia hutbe okutmak y-e para bastırmak her faninin yapanuyacağı bÜYÜk bir feragat örneğidir , Şamilin ise her vesile ile Kafkaslılara bir-leşme fikrini telkin ettiğini biliyoruz.
rgi .co
m
hesliyen müslüman halk... Hitler ordularına karşı sempati gös terdi» «Kafkasların kuzey yamaçlarmda yaşıyan (Karaçay) lar, 'Kafkas dağlarında Almanların Alp avcı birliklerine kılavuzluk ediyor ve onları (Elbruz) tepelerine ulaştırıyorlardı.»
de
«Kırım Tatarları ve Kuzey Kafkasyanın (Çeçen _ İrıguç) ları da Alman saflarında gönüllü olarak savaşıvorlardı, Alman kuvvetlerinin bu bölgelerden çe; kilmesinden sonra bu halk kitlelerinin kızılordunun gerilerinde çete savaşları yaptıkları da söylenmekte, dir,» .
ww w.o tu
ken
«Bunlar arasında hususiyle (Moğol) adiyle anılan .(Özbek) ler, (Tatar) lar büyük ve müthiş cesaret timsali birer muharip birlik teşkil edeceklerdi,» Türk, köleliğe razı olur mu? Zalime aman der mi? Nerede görülmüştür? 22 Mart 1944 Türkistan isyarıı Türk ruhunun ölmezliğinin bir başka delilidir Milliyetçi Çin gerilla kuvvetleri komutanı, Türkistanlı general Yolbaş Beğ, Türklük için dogup Türklük için yaşadığını ifade ederken; Pakistana iltica eden binlerce Türkistanlı, Türkiyeye gelerek mücadelelerine devam etmek isterlerken biz kış uy. kusuna yatmış; hala ilgi duymamak için ayak dire , tiyoruz, Helsirıki Dünya güreş birinciliklerinde; arslan yapılı yağız bir delikanlı gazetecimize elini uzatarak, «Türkem, men de 'I'ürkem» diyor. İran güreş takımının ağır -srkleti Vefadar'ın erkek sesi, bütün İran Türklerinin şuurlu milliyetçiliğini dile getirmiştir. , Netice olarak Türk, Türkü; Korede, Japonyada, Formozada, Pakistanda, Helsinkide, İran, Kıbrıs ve Bulgaristanda... arayıp bulmakta, üzerine ti tremektedir, 60 _ 70 milyonluk Türklük dünyası; kölelik boyunduruğundan kurtulmak için canını dişine takmış, Türkiyenin önderliği ile hürriyete ve birliğe kavuşmayı özlüyor. Türk rnllleti ; tarihine yakışmıyarı kölelikten, vaktiyle Kür Şadın, İlteriş Kutluk Kağanın ve Bilge Tonyuk'un mücadeleleriyle kurtularak istik, Ialirıi kazandığı gibi yine kurtulacaktır. Büyük ve kuvvetli Türkiye ergeç doğacak ve Türklüğün zafer kıvılcımları dünyayı tekrar saracaktır.
I, Cihan savaşına' Türkiyenin vakitsiz girmesine sebep olanların başında geldiği halde, Enver paşa, .Azerbavcan ve Türkistanda pek büyük hürmetle ,Türkiye Türklerinin temsilcisi sıfa tiyle karşılanmıştır. Enver paşa, Anadolu Yunan istilasından kurtulurken, Allah kısrnet etseydi belki de doğu 'I'ürkle , rinin kurtarıcısı olacaktı, Şehit düştüğü zaman, Istik , lül mücadelelerinin yeni bir kahramanını kaybettikleri için, naşını büyük bir elem ve inkisar ile gözyaşları arasında takip eden Türkistanlılar; bugün, bu mücadelenin aziz havasıyla yaşıyorlar. Bize diyorlar ki, «Siz Dış Türklerden ümit bekliyorsunuz. Halbuki onlar Ruslaşmıştır, komünist 01muş-tur; acernleşrniştir; Onlardan fayda değil, zarar gelir,» Yalan söylüyorlar. Bir şey bildikleri için de; ğil, işlerine böyle geldiği için söylüyorlar, Çarlar. komünistler kadar olmasa bile Türklük dünyası için büyük musibet idiler. Çar orduları eşine raslanmaz bir zulüm kasırgası halinde Türk yurdunun üzerine çöküyor; çoluk çocuk, ihtiyar, kadın demeyip h-er türlü eziyet ve kötülüğü yapıyorlardı. 19. asır başında yine böyle bir moskof akınında yalnız Gence'den 1800 kişi gadra uğramıştır Bütün Türk şair ve münevverleri: Ağa Mesih Şirvani, Neşa t Ştrvarıi, Cafer Kulu, Zebih, Arif, Salik, Mehmet Beğ Cevan,
Bu hayati davanın başarılmasında berliğine varmak için millet olarak, rak, hükümet olarak hepimiZe çok
•
0-
_~
••
: __
• __
•••
_::
.:..._:...._
••
bir
iman
beraolagörevler
.münevver önemli
(4)
J?ir' bütün olmaya doğru gitmek, Dilde, dinde, kültürde ve siyasette birlik, Bu haliyle Türklük, milli davalarımızm her alanına kol atan uzak ve büyük gayeleri olan bir ülkü dür, Hedefe ulaşabilmek için aradaki boşluğu, kademe kademe dolduracak, mer, hale merhale ilerliyecektir, Bu bakımdan her kadernede ayrı ayrı, günlük şartlara ve gerçeğe uygun, fakat asıl gayeyi gözden kaçırmayan planlama ve çalışma programları hazırlamak ve uygulamak zorundayız, Bu yazıda geniş görevleri sinesinde barındıran büyük ülkünün yalnız bir parçasını ele alımeselesinde
ne'
bardırnan etmek için, düşmana mükemmel bir üs ola., cağından, Türkiyen'in savunması için bÜYÜk öneini ha, izdir, Yüz bine yakınırkdaşımızın yaşadığı bu ada, esasen tarihi ve coğrafi bir zaruretle 'I'ürkiyeya bağlıdır, Yunanlılara gereken cevabı vermeli, ağızlarını kapamalıdır i 4 - İran olaylarana Ilgisiz kalmamız kat'iyen doğru değildir, Bizim İranda; özbeöz, su katılmadık 5 milyon kardeşimiz var, İran hükumeti, Farslaştır_ mak maksadiyle Türklere, Türkçe konuşma ve yaz., mayı yasak etmiş, köy ve kasaba adlarını değiştir., miştir, Böyle olduğu halde, biz, ağzımızı açıp bir kelime söylemiyoruz, Halbuki, İran işleriyle en çok Türkiyenin meşgulolması gerektir, Ruslar, bu durgurıluğurnuzdan faydalanarak, İran Türklerini kendi menfaatlerine kullanmak istiyorlar, Irkdaşlarırnızm, Rusların kucağına düşmelerinin önüne geçmek için, onlara ümit vermek Ve İran hükÜmetini Türklerin insanlık haklarını tanımaya icbar etmek lazım geli.;
de
1 - Türkiyede: Yukarıdanberi az çok açıklamaya çalıştığımız çeşitli sebeplerle, Anadolu 'I'ürkünün, diğer Türklerden (Bulgaristandakiler hariç) haberi dahi yoktur, Gözünün gördüğünden başka toprağı ve kandası olduğu bu millete anlatrlmamış tır Henüz Karadenizli, Aydınlıyı tanımazken; Uludağlının, 'I'arı, rtdağhyı tanımasına elbette imkan vardır denemez .Memleketimizin münevverleri bile, Anadolu dışındaıd Türkler hakkında, o kadar cahildirler ki, insan uta, nıyor Hatta genç 'I'ürkçü •.arkadaşlar da, enerji ve samirriiyetlerine rağmen, elde materyalolmadığı için bu boşluğu duymaktadırlar. «Dili bir, tarihi bir, ırkı bir olan Türk soyu dünyanın muhtelif taraflarına serpilmiş bir halde yekdiğerinden tamamen bihabcr olarak yaşamaktadır» Bu doğru söz yazılalı 19 yıl geçtiği halde bir arpa boyu yol gidilmemiştir, İşte ,Türkçülerin, her şeyden önce, bu' ilgisizlik ve bilgt., sizliğin önünü almaları gerektir, Türkçülük, Türkiye içinde muzaffer. olup temelini sağlamlaştırdıktan sonra 'dışarıda başarıya ulaşmak kolaydır, Milletimiz kendisine güzelce anlatıldığı takdirde kardeşinin ve hepimizin davası ile ilgilenmiyecek derecede benci değil.Iir, Özgeci bir ahlak sistemiyle yaşıyan Türk rnille ti asil ve civanmert.tir, Feragat ve fedakarlrğı sever, Kardeşi kan ağlarken hiç bir Türk seyirci kalamaz, Halkı bu hususta aydınlatmak kolay değildir, Esa, sen daha bir çok bakımlardan teşkilatlanması gereken Türkçülük; aydınlatma işini başarabilmek için de, teşkilatlanmak zorundadır, Öyle temenni etmekle işler yürümez, Bugün genç ve enerjik bir dernek olan «Milliyetçiler Derneği» etrafmda toplanmalı, Türkelinin her kasabasında Ve hatta köylerinde sube; lerini açarak sıkı bir surette çalışrnalıyız, Mükem; mel bir iş bölümü ile müsamereler vermeli, sergiler açmalı, toplantılar yapmalı ve irili ufaklı çıkan bü. tün Türkçtı dergileri muayyerı hedef ve istikarrıet; lere sevketmelidir ki, bir netice almabilsin, Yoksa
3 ~ Yunanlılar Kıbrısı gürültüya getirip Oniki Adanın akıbetine uğratrnak istiyorlar, Kıbrıs; Antalya ve Adarıaya çıkarma yapmak ve Türkiyeyi bom,
ken
.,
yol' ve «Türkiye bugün dış Türkler yapabilir?» sorusuna cevap arıyoruz
ww w.o tu
.
, 2 ~ Dış Türkler için doğrudan doğruya yapılacak Işlerin başında Türkiyenin bütün dış Türklere açık bir memleket olması ve göçmenlere her türlü kolay • lığın gösterilmesi gelir, Bulgaristan: göçmenleri pıese.· lesini, daha esaslı bir şekilde halletmek gerektiği söz götürmez, Ayrıca Pakıstanda bulunan Türkistanlı kardeşlerimizin en kısa zamanda getirflmesi imkan dahilindedir ki Aka Güngöz, bunu, B, M, M, Başkanına teklif etmişti, Bir netice çıkıp çıkmadığını bil. miyoruz,
m
. «Deme bana: Oğuz, Kayı, Osmanlı; TürkÜln, bu ad her unvandan üstündür .. : Yoktur Özbek, Nogay, Kırgız, Kazanlı; Türk milleti bir bölünmez «bütün» dür,»
biz de akıntıya kürek çekiyoruz demektir, Böyle g i; decek olursak, kimseye söz söyliyecek yüzümuz kal; rnaz, Bu teşkilatlarıma konusu, hayli yüklü ve ayrıntılı olduğu için şimdilik esasla yetirıelim, Bir başka vakit daha geniş surette ele alırız.
rgi .co
düşmektedir, Türkçülük, her memleket davasını oLduğu gibi dış Türklük davasını da gayet gerçekçi bir gözle inceliyor, Türkün kalbinden. imanından doğan ve başıboş bir enerji kaynağı halinden planlı ve sistemlı bir ideoloji haline gelmeye başlıyan Türkçülük, davaya parmağını çoktanberi basrnış ve işi ta can evinden yakalamıştır
.or, , 5 - Dış Türkler, bilhassa baskı altında olanları, !Türkiyeden haber alarnadıkları ıçın ne . durumda olduğumuzu bilmiyor ve belki de merıfr propaganda. larla ümitlerini kaybediyorlar. Vakit geçirmeden. özel bir propaganda servisinin idaresinde, radyoları. mızla Türkçenin bütün lehçe ve şivelerinde yayın yaparak ve özel' kitaplar hazırlıvarak devamlı bir şekilde Türklük şuurunu beslersek mukaddes ihtiHl.l hazırlanmış olur, .Van'da kısa zamanda bir radyo istasyonu açarak bu servisin emrine verilmelidir, 6 Demokrat dünyada, Rusyaya duyulan anti., patiden faydalanmayıhiç düşünmüyoruz, Dış Türklerin insan hak ve hürriyetlerinin tanınması iiçrı, dünya efkarmı, hazar zamanından hazırlamalı ki; hiç olmazsa savaştan sonra istediğimizi yapabilelim Birleşmiş Milletler, biraz da bizim işlerimizle meşgul olsun, Hak iddia etmeliyiz, borçlu çıkmamak için. 7 Türkiye ile Rusya arasında çıkacak bir savaşta Rusyadaki Türklerin isyan edecekleri şüphesizdir. Ancak bu isyandan faydalanabilmek için şim. diderı hazırlıklı bulunup esaslı bir planlama ile gö. nüllülerden ibaret kuvvetli bir ih tilal ve gerilla teş:kila tı kurmak gerektir: Amerika ikna edildiği takdirde bize bu hususta yardım edebilir, . ;
16,
ORKUN . Marahyam, hem yaralı Avcı vurmuş oy balam yarul ıyam,» Atalarımızın ruhu, günahırruzı artedecek mi? ZEYBEKOGLU
Biz hızımızı alamadan temennilerirnizi bir çırpıda yazıverdik. Hiçbirisi yapılarmyacak şeyler değildir, Fakat bilhassa hükümeti ilgilendiren kısımlar çok ihmal ediliyor, 'Türkçüler kendilerine düşeni yapmı, ya çalışınakla beraber teşkilatsızhk yüzünden başa, rarnıyorlar Şimdilik hiç birimiz Azerbaycan türklerini sevdiren ve tanıtan Perihan Altındağ ka, dar olamıyoruz,
K, Kaflı, Türk Amacı 7, sayı A. Caferoğlu, Azerbaycan Yurt Bilgisi 10. S, Kızılordu Nasıl Galip Geldi? Fransa eski Mos, kova ateşesi Gnl, A, Guillaume çev, Ethern Alkan, 77 _ 78 sayfalarda, (4) Ziya Gök Alp, Yeni Hayat, Millet şiiri, (5) Hüseyin Namık, Türk Dünyası, (1)
(2) (3)
i
«Aman avcı vurma beni Ben bu dağların balam marnhyam •••
Türkelinin
köy ve lmsabaları:
KÖYÜ
de
rgi .co
yirı edeceği bir gün tesbit edilir. Esvap düzülür, 3 gün düğün sürer; davul zurna ile gelin iner. Düğün bitmiştir. Düğünde oyunlar oynarur, yemekler yenir,' eğlenilir. Doğum: Doğumda komşular evvela -.çorba, 3 - 4 gün sonra da tatlı götürürler, doğumun haftasına kadar tatlı ve çorba götürenler şerbere davet olunurlar. Gece mevlüt okunur. Şerbet ik ram edilir. Öliim: Ölümde bütün köylüler gider ve ölü yakınlarına sabır ve metanet diler, «Başınız sağ olsun» derler, Kültür: 1937 de büyük masraflarla bir okul ya, pılmış ve bu havalide en güzelokul unvanını almıştır, Hemen herkes okuyup yazmak billt. İki doktor, bir subay, iki lise öğretmena yüksek ticaret okulunda iki, lisede bir, sanat enstitüsü ve orta okulda 4 taleb e vardır. Mahsul: Köyün başlıca mahsuıli zeytindir. Bundan başka buğday, arpa, yulaf, susam ekilir. Üzum, incir ve diğer meyvalardan köyün ihtiyacı nisbetinde vardır. Bütün sebzeler yetişir. Her türlü büyük ve kü-. çük baş hayvanlar; ipek böceği beslenir. l{öyiin kalkınması için gereken tedbirler: 1 Ovayı sulamak, zeytin mahsulüne zararlı şeylerle mücadele edilmesi için hükümetin yardım etmesi lazımdır. 2 Köy halkının daha aydın olabilmesi için bir köyokuma odası kurulmalıdır.
ww w.o tu
ken
Coğrafi durum: Bahsettiğimiz köy Bursa ilinin Orhangazi ilçesine bağlı temiz, şirin ve çalışkan insançayı geçer. Bursa -' Gemlik _ Yenişehir şosesinin bir lar diyarıdır Köyün iki kilometre altından Kayak kilometre güneyindedir İklim: Yaz pek sıcak, kış pek soğuk olmaz; yağmur ve yağış bahardadır Köyün durumu: Katırlı dağlarının en yüksek tepe, sinin yamacına kurulmuş ve tepeye kendi ismini vermiştir. Köyün her tarafı kaldırırndır. 1947 de kanaIizasyon tertibatı mükemmelleştirilmiştir. Suyunu bir çok kaynaklardan tedarik eder. Hepsi de pınar suyudur. Demir borularla köye getirilmlştir. Köyde her mahallede bir veya iki çeşme, ayrıca bir çok evlerde çeşmeler ve iki evde kuyu vardır. Fakat kuyunun SU)'U içmede kullanılmaz Evleri ker piç, tuğladır ve son zamanlarda beton kernet-Ii evI er yapılmaktadtır,
m
MUSTAFA AYHAN
Tarihi durüm: Köyü ikinci Osmanlı padişahı Orhan'ın kumandan, larından Lala Şahin Paşa kurmuştur. Köyün kurul, masıyle 'ayni yaşta köyün tamortasında bugün köy kahvelerinin bulunduğu yerde iki büyük ve tarihi çxıar mevcuttur. Arkada tarihi kıymeti haiz bir hamam verdır Nilfus: Köyün nüfusu 827 dir. 140 hanedir Köyün bugünkü nüfusu dört aileden meydana gelmiştir. Hepsi Türktür. Onun için köylüler diğer köylülerin yanında bu mevzu üzerine iftiharla konuşabilirler Köyün ünlüleri: Ölmüş olanlardanBüyük Hoca, Müderris Mustafa Fevzi Efendi, Hoca Raşi t eşraftandır. Sağ olanlardan: Dr. Doçent Cahit Ören ve Dr. Ali Riza Öden'dir. '
Halkın hususiyetleri: Şimdiye kadar köy kahv.elerinde oyun oynandığı vaki değildir., Akşamları işten sonra herkes köy kahvesinde yeni esvapları ile görünürler, Kadınlar dışarıda ferace giyerler. Son zamanlarda yanlarındaki şehirlerin modasım takip eder olmuşlardır. Köylüler çok mutaassıptırlar. Düğün: Kızı alınacak ailenin ağzı bir ahbap vası , tasile aranır, Kızı verecekleri anlaşıhrsa ailenin yaş; lılarından bir grup dünür gidip söz kesilir. Sonra nişan takılır, Düğün hazırlıkları için iki tarafın ta-
•
~~~:===~~ L
it
koyamadık. Özür dilerfz.
~
İDAREHANE: FEYZULLAH
CADDESİ A.'MALTEPE
IşIL
MATBAASI
-
9 Nu. ISTANBUL
ISTANBUL