m rgi .co
TÜRKLER
BiR
ken
ww w.o tu
~f~~~~
~
Son Yüzyılı Örten Yalan Perdesi
İnkılap Nevrozu 1ürkçülük
....
ve Türk Birliği.
SOFUOGLU
M. ZEKİ
Dr. İZEDDİN
ŞADAN
.
A. KAZGANOGLU
. Mücadele İhanet
'
.
Zi a Gök Alp İçin Türk
Gençlerine
, .
:: Iehrnetçiktan
(Şiir)
İvanofa
mı Süküt
Geliyoruz
(Şiir)
(Şiir)
.~ cüdaşlarla
.
...
.
.
ATSIZ
HACIÖMEROGLU 3.
,
.
10 - Kasım -1950
**",
S. ERTÜRK BAYRAKTAR
ÖZDEMİROGLU
KAYA
OGUZ SADıK
F İ ATı
ATAY
Başbaşa
..,......
"":'*
ı((
KURUŞ
~~~
~....::...-_.
25
AHMET CEZAR ARVASİ
~~~~~~( ~
_______
TÜMTÜRK
FAZIL
,
Özleyiş (Şiir) .
tsxrer
. HOCAOGLU
.
SAYı
YILANLlOGLU
DüşündürücüLevhalar:
- Iillet ve Milliyetçilik
Hala
.***
Davası
Düşünceler
Dördüncü
~~
Ne Zaman Yırtılacak
.
1944 - 1945 Irkçılık Turancılık
Komünizmle
ORDU
de
BÜTÜN
__ ..:..":""._..:' ...•.....•.
...:....._:l:.J..
~_._-
__ .__ ...:... _._._"."
.~_.
_.
.. _.. ..,. __ .__ .
~
._ "-~ •... • __ ~
.•..• _. __
o-
ORKUN
2
)IEHMETÇİlRTEX
ka ı-şıma çık Moskof dermarnmız sarmış
ufkunru,
h iilcu m et.terı Iermammız Bayrak
olmuş
İdil
Iiaflms
Hamle Leşini
serecek
Çar-Icı devran Göklerde
bulut uzaktan
Şamil Bir
yok,
eyler
Taril!
bilir tarih
Yıkılm
katına
Türklük
ateşidir
Dilimize
gelmez
Etrafa.
bin bir
yanan, yalan. heyecan
Saça saça geliyoruz.
pare; var !..
zurrıa
bire
gök
Sendeki
namıısun Atilla,
gürler;
rıesepstz,
Han
söyletme
Aşılı: BAYRAKTAR'dan
Taşa,
taşa
Oğuz
kurban
içimizde.
hepimtzde,
geliyoruz.
Coşa
hrı.yrı ?
bu
üllcüye,
vermeyiz
Türkiiz,
var! ..
kal ır mı Cengiz
kaynar
düşünce
Aman
l{fıfirler
Imnrumız
Baltacı,
var !..
askerler,
sorıra
otmuş
Tek
askeri
zamanımız
kalbımizde,
'I'ür klült
ileri;
bu kahraman bizim
İnancımız
sesleri,
Tür-kü
elimle
kar-şundan
Söyle trne
gel !..
var !..
arslunımız
ç.akar,
nasib
Türkçüler
yel;
ne çare,
pare
davul
kalkarsa
Haldan
yer
yazacak
şımşek
ÖnCe
sen
Yüce
gel ,e;y biçare!
olur
Davet
Hticuma
yazmış
misali
gün
Bin
mı engel?
meydamrmz
böyle
Kabarm:. Şeyh
esen
mı, Ural ilk önce
geliyoruz.
Uça uça geliyoruz,
var! ..
Tanrıdağdan
kiLfirindir
altına
koşa
kötüye.
Türkçü~iiz
coşa
biz
diye
geliyoruz ...
ayrı;
OGUZ
gayrı,
ken
mi,
bayrak
Koşa
m
Gaza bayrakları Yüce
Açılan
oğlu! var. ..
rgi .co
sa.llryacak
GELİYORUZ
de
Erkekserı Pala
iVANOF'A
desta.nımız
SADIK
ATAY
var! ..
ww w.o tu
FAZ IL BAYRAKTAR
"*
"*
HALA
Susmak İnce
mı?
ince
Hamle
düşünüp
«Uyan
Biltün Onları
Hamle
kızıl
artık
Tiirl,eli!
..
ale .•..yanmalı; uyanmalı
Tepele
ulu
çatlamalı
alınan
... ruhu:
bu dava ... Alev
Ça,ğı g e çtr, davranıp
hep alev
birden; ..
yanrrıa.lı ;
KAYA
köpürmüş?
parhyan
Şimdi
Hazar
Kıbnsın Adalar
bütün
Asvayı,
teryadrmı
Türkeli?
Alcdenlzde.
derdIeri ayrıldı
*
Mavera
rıaru
yüzümuz
AHMET
niIıayet?
Buhara
büyük
titreten
bizde. mı
'I'aşkerıt,
ülkesi
Avrupayı
dinliyor, ilelebet?
*
yalnız
par çalurımon
inliyor?
oldu içimizde,
Icavbet.tik
varandan
Müsfüman-Ttrrk
nıçın
o akın cı cet ?
Kafkaslar
derd
sesini
yabarıcıda,
Nerde
Nerde
uzaktan
ayrılışı
Balkan
Kırım
kılıç?
mı bizlerden
Güzel
Vatan
uvanma.lı. ..
ÖZDEMİROGLV
nıçın
Levendlerin
BU gürulm!
bir tekbtrderı!
Tuna Nerde Ayrıldı
cephesi karsında duruyor, bak. için bir lühza ava.ğn kn.Ik !»
sarıl ıp duvrarımah
ister
sustuğumuz,
kın kustuğumuz!
Kür Şadın
gölderden
Topra,klar Uvuma.k
a.rt.ık yıllarca
g-eç.t.i , davranıp'
düşman yenmek
Stlüh lara
SÜKÜT?
bn dava ... Alev
çağı
Seslenmede -
Yeter
ister
Dyurnak
l\II
ÖZLEYİŞ
nerde? nerde?
nerde?
g ülmez
CEZAR
elbet!
ARVASİ
Başyazarı Sahibi
: ATSIZ
ve Neşriyat Müdürü
İSMET
TÜ1\ITÜRK
ORKUN Haftalık
Türkçü
ABONE :
Yıllık:
8 lira
6 aylık:
4 lira
P. K. 1818
,Dergi Galata,' Istanbul
10 Kasım 1950
6. Sayı
Cuma Günlerİ Çıkar
~~~t!IP"""~~~~~~~~
1
n:az~na~!~uo!~~t~a~!!
~
rgi .co
m
Tarihimizin son yüzyrh, rrıaa.le'sef, tahrtf, riya ve yalanlarla. altüst olmuş; bu süretre «hakikat», örtbas edilmeli: istenmiştir. Zamanımızm münevverleri, 18;6 birinci Meşrütfyetlrıden, rrıllletin bilfiil hakimiyeti eline aldığı 14 mayıs 1950'~'e kadar geçen tarihimizi gerçek yüzü ile bilmernekte; bu hal, bazı konuların tartışü, ması takdirinde Iüzumsuz Ihtflaf'lur-a sebebiyet vermektedir. Biz bu yazunızda, ay. dınlanmnsı zarurI olan bazı yakın tarih meselelerini suaI şeklinde okuyncularırmzın gözü önüne ser'ecek ; vatanlarını ve huldka.tı seven bilgi sahiplerinin bildiiderini cesaretle or-taya dökmelerini bekliyeceğiz.
j -:
.'
;..:
Umumi erkür-ca bilinmeyen ve pek Gok yaları-dolana boğulan devirlerin ve kişilerin başında İkinci Abdülhamid ve kencİisine izafe olunan «İstipdat Devri» gelmektedir. Otuz küsur yıl bu memleket! kazasız-befüsız idare eden bu Türk padtşalurıa reva gör-ülen hakaret ve isnatlarm yüzde kaçı, mazlüm vatanımızı yirmiyedi yıl bir zulüm ve istipdat makinesi altında ezrp in1etenler hakkında söylenebilmiştir? Birinci meşriıtiyet hangi şartlar altında ilan edildi? Osmo nlı ülkesine hürriyet ve meşrutiyet fildrleri hangi Icrınallurdan ve hangi maksatı'nr-la sokuldu'? Bu hareketlerde, Osmanlı Haka.nlrğrrn ve İslam Halifeliğini tasfiye etmek isteyen beynelmilel yahudiomason teşkilatının rolü nedir? Ülkernizdokt Tiirk olmayan UDsurlar hangi sebeplerle hürriyet ve meşrfıtiyet ha.reke'tleı-Ini köriiklemişler<1ir'? Abdüllıamid ne maksatla birin d meşı-üttyett bertaraf etmiştir? IKendİlerine«Jön Türk» gibi frerıkçe bir isim takan ve Pariste, Lorıdra da MısrrIı Mustafa F'azıl Paşa 'gıibi sefih bir muhterisin ve yahudiomason teşkllütmm verdiği paralaı-la Iaalrve.t gösteren Itimselerin - bu 'şartlar altındaki - söz ve yayınlarını vüzdevüz hakikat kabul etmek doğru mudur? Abdülharnid, TürkIiiğe ve Müslümnnlrğa ihanet teş'Icil eden ne gibi hareketlerde' bulnnmuşturv Hiyanet ve' istipdat arzusu ile mi meşrütiyeti 'ilga eylerniş,tir? Halukaten za.Ilrn ve şehvet düşkünü mü idi? SaItanatı sırasında ImQ h'işiyi öldürtmüştiir? liaç Türk kızının Ve aile hanımının iffetine saldrrrnrştrr ? Millet parasudan kesesine aktarmş mıdır? Mür-teklplert, r iişvetçiler-i, 131liistlmiiJcileri, namus düşmanlarını hlmüye etmiş midir? Saltanatı sırasında Alla.hsızlrk, imansızlık, iffetsizIik, namussuzluk, mültvetslzttk, Türk düşmnnliğı -Iriç değilse müteakip devirlerdeki kadar - r evaç bulmuş mu idi?
~ ~ ~ ~
~ I'
'i
~
, ~ ~ ~
ww w.o tu
~
ken
de
f~(
İltinci Meşı-ütiyet devrine gelelim: İttihat-Terakld hareketini kimler körükledi; kimler para verdi; kimler -evk ve idare etti? İyi niyet sahibi saf ve yiğit rub.lu 'I'ür-k zabit ve memurlar ı, nasılolup ta, .1ttihat-Teraldd Ihttlü.lcilert olııverdiler? Abdülhamide tahttan indirildiğini bildiren hey'ette yahudi Karasu efendinin ne işi vardı? Yahudiomason teşkllütr, memleketimizin iç işlerine burun sokmakta niçin devam etmiştir? 31 mart va.k'usmm ger-çekren tertipçileri kimlerdir; ne gibi entr-i, kalar çevrIlrnlşt.lr ? Abdülhamidlrı haI'i memlekete hangi faydaları sağlamıştır '.' İkinCi Meşrutiyet ne gibi ıytükler getirmiştir? BabıH1lide,İttihat-Terakki merke, zinde, Meb'usan Meclrstnde ne gibi entrikalar çevrilmiş; hangi gizli tertipler hazırlanrruşhr? Siyaset sahnesinde rol alan 'Idmselertn hakild mahiyetleri ne' idi'? İttihat-Terakld ne şeld lde bir zulüm maldnesi haline gelmiştir? İttihat-Terakki istipdatının memlekete yüklediği maddi ve manevi kuyıplarm bilançosu nedir'.' Hangi şartlar altında Birinci Cihan Harbine girdIk; girilmese olmaz mıydı'.' En\'er Paşarım rolü ne dereceye kadardır? Yahudi dönmesi olan n.laliye Nazırı Cavit, hükü,
J~~~-iiiI:fFl~~~~~i:ıE~~.JQ!!;:..~
/-
/r ".
.L:_/4..~.
--------------
'"
~
~
~
~, ~ ~ ~ ,
~
~
~ ,~
ORKUN
4 ~~~~~~~~~~~iLLP'"'"'~~ ~
met içinde nasıl bir rol inler Idrrılerrür ?
~1 ~
~
o vnuyor du ? Iştrı
içinde
bir h iya ne t var
mıdır
ye haklki
ha-
~
Harpten Müta ı-eke ye nasıl geçtil,': Mütareke \ e i'5g-a1 g'ünlerjml~ ne gfbi ıha , nctlere şahit olduk; klmler iç;yüzlerini açığ,\' vurdular'? «Ben, esas en Türk değilim l» diyerek ih tihnr-Ia Arap, Arnavut, Boşna.k, Çertcez olduklarını ilin eden nankörler
~
Mustafa Iiemalle olan yukrnl ık samimüfettişi sıfnt.iyl e Doğuya g-öndererek ye desteklediği doğru mudur ?
kimlerdir'? Vahdettin, gerçekten hain midir'? derecesi nedir? l\lustafa. Kemali, ordu eln.ltından Kuvavı mil livevt te5ldlii.tlandırdığl
mivet
Zaferden sonra hemen cumlmrtvetın Wi.nı, si'ı<1eee demokrasiye olan muhabbett-erı mi ileri gelmiştir'? Öyleyse, niçin 14 mayıs 1950'ye kadar halk hnldrnive tlrıe hasret brrnk ıldrk ? Mustafa, Kemalin Kazım Ka r abekh- Paşa, Riza Nur Beğ, ye arkadaşlar ı gibi şahsiyetleri bertaraf etmesinin g erçek sebepleri nelenlir; bunlarla. neden ba.ğda şamarruş tu-? İzmir suikastinin Içyüzü nedir? N'içln kuvavı rnil l iyeol vatanseverler da.ra ğcınn sevedilrnlşleıdir ? Yapılan Irı kı la plu r ın mühl ve t Ye hedefi ne idi? Mcmlekc tln hangi içt.irnn i ve bünyevi zarurett bu Irıkrlaplar ı ger ekt.irrnlştir? İrık ılüpla.r devam edecelcti <le yarıda mı krı ld ı? Hangi irik ılüplur , hang-i hayırlı
nettcelerr
m
hangi
<1ol;'Urmuştur?
Halk idme sirıin yani demokrasinin gerçekle~ınesj davas.ıwda Mustafa Kemal harekette bulunmuştur : bu ıı'hır<la cidrl en snrnlrni bir tpc;ehhi'sii vn.r m'!1'r'?
rgi .co
·Terakkiperyer Fırka neden dağ'\lmı~tır? Se rbesf Fırka rlarusüch döitiisiiniin iÇYllZU nedir? Mustafa IKemal zamanında. devlet maliyesi Ye memleket iktis,HHvat, rıasrl idare olunmuştur? Oeplertnı şiştr-enler k'imler dir ? Rüşve tl c, irtjkapla, sujist irna Il e yapılan mücadele nedir? İs Bankasının sermüvest nasıl temin edilmist;r? Mustnfrı Kemaltrı Allah, din, aile ye iffet hakkındaki noktainazarı ne idi; nasıl bir imana sahipti?
~1 ~ ~
~ ~
de
İsmet İrıörıü kimılir? Soyu-sopu nedir? Dlrıe, Allaha imanı var rmdvr ? Zeki derecesı rıe d ir? Haktka.ten vatansever rrıid ir ; l;:en<1ine' düskünlüğü kuvve tlt midir? Hasan Ali1eri, 'I'orıguç Babaları, Ri.istü Uzelleı-ı. Falilı Rıfkıları .., neden inatla hl-
~
~
ww w.o tu
ken
rnaye etmiştir ? Kendisi <11".sol temayiillü müdür ? Türkçillere rıiçirı kin beslivor? Neden «rrkcı-ü'urancr» sözüyle 'I'üı-kçülert lekelediğini sanıvor-: Icendi u-Iundan süp , hesi mi 'vardır? Rusya da.kl Türklerin jstiklaJe Icavuşrnasma rı ed erı muar ızdrr ? 'I'IırIciyerıf n, faraza Sovyet Ermenistanı gibi bir demirperde memletcett haline gelrnesl , ni ısttven bir komünis t, bir 'I'urancrda.n daha mı meşrü bir yolda.d ır ?
;
~ ~
İkinci Ci ha.n Hrı rb irıde nasıl bir dı) siyaset giidtilmüştiir? Sayasa katrlmamıza engelolan İsmet Inönü müdür ; rahmetli F'evzi Paşa mıdır; yolcsa sababtara kartar süren bir parti grubu toplarıtısmda memleket meb'uslarım «milli şcfliii;İnı) biittın 'Iusmına r ağrnerı, heyecan ye az imle ikaz eden bir-kaç vatansever meh'us rrrndrır ? 1945'ten so nr a.ki demokrasi hareketlerine kendı rizasiyle mj muvutaka.t e tmistfr ? Umurnlvet le son yirmiyedi yıl içinde milJiyetriliğilı, dini n, iffet ye aile müesse; sesirılrı, ahlak v e geleneği.n hor g ör-irlitp hırna.larırrıas ı ye «eberlt-mtltj sef'ler» in rl~ bu hali görmemezlili:ten gelrnest nedendir; bilmediğimiz sebep Ye sa.Ikl er var rnrdtr? Son ;)irmiy('<U ;)lı1 içinde, gf zIi ye açrk, f uhus yapan Icadm rn ih ta.r ırıdn bir a.r tma
olmuş mudur ; zina sebebiyle vuku bulan bcsanmalardatct artma. rrisne tt ne'lir'? Farıları veya kızları süvesinde mcvlcle ye refa.ha ulaşanların ml k tar mı tesnit etmek miimkün müdür? Son bir suat daha: Pad işah larm hayatlarının en maln-em taraflarını kurcalnmak ye teşhir etmekten miistesna bir zevk duyan «sayın bay trılcılüpçılar», acaba, husnsi hayatlarının hesabını ve rcbi ln-Ier mi? ..
l.\fuIıterem okuyuculurrm, işte göriiyorsunıız: bir yrğm öyle sual lci, biri diğ'erinden mühimdl r ye bugüne kadar, cesaretinden emin olabfl eceğ imiz rıamuslu b ir kalem tarafından, maalesef, cevapla.ndu ıl ıp aciklunmamışt.ır. Bu meseleler aydınIarımadn n, bunların hesabı verilip alınmadan sövlenccck her söz boştur. Şıı veyıı bu Idrnseyi raztnslyle sevebrl!r, ona, bütün yüreğimizle bağlanabiliriz, Fakat, bu sevgl ve bağlılığ:ımız ge~mişte olan va.k'ular ı vanl ge r çek ler! - aslü değjştiremez. EsaSl'n, haldkt bir münevver, fürıl şahıslara değ'il ebe<li halci ka tle rc bağlanır; Iıaldkati herşeyden ziyade sever. o bedbnh tlnrn ... Son olarak
~
kaçanlar
ilaye
çıkarsa.,
edelim:
bu bizi
~ ~
sukutu
sonu
bu yaz ırmz dolayısiyle
tebessüme
sevkerlccekt
hayal
sinirleri
ye
."'.
..
:..
_._~ _---"- -_
..
...
...
husrü.ndır
buzulanlar
; veyl
ve huzurları
ir: SOFUOGLC
~~~~~~~~~~~JP!~~
: •••..•• ...>-•••• : • .,J_""-'--:'-'~""'-
Fü.nf le rc bağlanmanın
1\1. ZEIU
~
~
J ı
5
ORKUN
İn k ıla p Nevrozu Yazan.: Dr. İZEDDİN
.
*
_fiili Mücadele yılları. Ankarad:a Karaoglan caddesinde öğle vakti. Kahvedeki herkes Hacıbayram camisine sevkediliyor.
*
*
Pariste Bulonya ormanına :;iden yolun adı Bulonya caddesidir. Şimdi adı Mareşal Foş caddesi olmuştur.
* *
Bağdatı zapteden Dördüncü Murad na bir sokak bile yok.
*
19 Mayıs 1944. Ankara Stadında bir toplantı. Talebe g-österi halinde. Kürsüden bir general nutuk veriyor: Turaneılık hiyaneti vataniyedir.
ww w.o tu
Hazreti Ali ... Dışarıda bir gürültü, Birden kapı açılıyor. «Siz ayin yapıyorsunuz! Buyurun ... »
*
Beyoğlunda «Nokta-i Hendesiyo» de içüma var. Üstad-ı Muhterem SÖze başlıyor: - Locayı, Sani-İ ·Azam-ı Kôinat namına açıyorum.
*
Habeş bir esir. Istanbuldan geçiyor. Kafkasyalı bir prens satın almış. Bunun tornnu Rus şairi Puskin, Bütün Rus yazarları gibi Türklerin diişmanı.
*
Türkiyenin maruf bir şehrinde bir Halkevi toplantısı var. 'I'oplantının adı: PUSKİN GÜNÜ.
* *
İzmirde bir bulvar var: adı V oroşilof van.
Bul-
*
Meşrutiyetin ilk Piinleri. İkinci Abdülhamit meb'uslara ziyafet vermekte, Padişah Ahmet Rıza'nın bardasına su koyuyor. Heyecanlı rıutuklar ve hürmetler. Meb'uslar padişahin sakalım öpüyorlar.
ken
*
Istanbulun hücra bir kö~esinde ahşap ve harap bir ev. Dört kişi oturmuş bir ilahi okuyerlar. Hazreti Ömer, Belinde kemer, Hüü deyup döner Efend.im aşk meydanında ...
adı-
Fatih meydanında büyük bir toplantı. Talebe gosteri halinde. Kılıncına dayanmış bir paşa onları teftiş ediyor. Kutlama: Turanı Ergenekongiinü.·
de
1930 yılı: Ayaspaşada şık bir gazirıo. Kokteyl zamanı, Caz çılgın bir neşe Içinde, Fakat birden susuyor. Diktatör soruyor: - Neden sustu? - Ezan okunuyor, efendinı. - Yıkın şu minareyi!
eden
m
*
İsviçrenin bir köyünde bir Iakir :oda. Tahra bir masa Beyaz bir karyola. Içinde bir hasta adam son dakikalarını yaşıyor. Yarı !"üya içinde mırıldaıuyor: «İşte bir kuş ... hayrr, bir tayyare... beni Türkiyeye götürecek. ..». Ölen insan Prens Sabahattin.
İzmiri zap te dip Türklere hediye Temür Beğ'in adına bir bulvar yok.
rgi .co
::.32-!'te Meşrutiyetin ilk günleri. Galata mm çökecek kadar dolmuş. Halk vapur:la gelen birisini bekliyor; ve h.aykrrryor: ıı:ıaşasın Büyük Mücahit! ..» Bu mücahit Prens Sabahattin.
ŞADAN
•
:X.
Bir yıl sonra. Bir Yahudi, bir Arnavut ve bir de Türkten ibaret bir meb'us heyeti İkinci Abdülhanıidi hal ediyor: Millet seni istemiyor.
*
1789. Fransız İnkılabmın ilk zünleri. Pa. ris Belediye dairesi önünde Belediye azalan iki keçe sıralamış 16. Lui'yi .bekliyor.lar. Kral geliyor. Belediye başkanı Bailly ona Paris halkııun yeni timsali oları kırmızı-beyaz-mavi rezeti rızatıyor Kral rozeti şapkasına hürınetle takıyor. Belediye azaları birden kılıçlarını çekerek Kralın başı üstünde Mason adetince çelik kubba merasimini yapıyorlar.
*
1793. Pariste millet meydanında halk top.lanmış idama gelen 16. Lui'yi bekliyorlar. Lui bir şeyler söylemek istiyor. Fakat ri. yotinin çelik bıçağı basını kestiğinden sözü yarıda kalıyor. Yazan: Dr. İzeddin Sadan Aldiye ve Asabiye Ha~talıklan lVIütehassısı
6
OREUN
Türkçülük ve Türk Birliği A.
KAZGANOGLU
Üzerinde iftiralarla, yalan ve yanlışlarla dolu münakaşalar yaparak, fikir yürütmek, bilhassa 1944 ve daha sonraki yıllarda kötü bir adet haline getirilmiş olan Türkçülük ve Türk Birliği ülküsü hakkında, bir inceleme yapmanın zamanı çoktan gelmiştir. 'I'urkçülüğün ve Türk Birliği ülküsünün, bir cürüm olarak kabul edilmesinden ve bu yolda büyük propagandalara girişilmesinden sonra, Türkiyede Türk olmak ve 'I'ürkçülükten bahsetmek bile korkulacak halolmuştu. Tanrıya şükürler olsurıki, 14 / Mayıs / 1950 de Türk miL letinin vermiş olduğu şanlı bir kararla, meş", um tek parti zihniyeti yıkılmış ve Türkçülüğün ufku yeniden aydınlanmıştn-,
şö-
rgi .co
Türkçülük ne demektir diye bir soru sorduğumuz zaman, hatırımıza gelmesi gerekli olan şeyler bugün herkese göre değişmektedir. Çok muhtemeldir ki böyle bir soru karşısında bazı kimseler koyu bir gafletin ve adi bir menfaat taassubunun tahrikleri ile yaratılan propagandaların tesiri altında Faşizmi düşünecek, diger bazı kimseler de bunun ifade ettiği manadan büsbütün habersiz görünecektir. Hele gençlerin çoğunun, ouna ait esaslı hiçbirşey bilmediği hakikatı önemle ele alınacak bir olaydır. Bununla ilgili acı bir misali burada söylemeden geçerniyece., ğim.1948 yılında Amerikada iken genç bir arkadaşım birgün okul kütüphanesinde «ENSİcLOPEDY BRİTANİCA-~ yı karrştırrrken . «Türk» kelimesinin karşısındaki izahatı okumuş ve orada «Tür kçülük denilen şövenizim ile Türklerin, yurtlarına eskidenberi yaşamakta olan Türk olmıyan unsurları gücendirerek kendilerine düşman ettiğini, bu yüzden bu yabancı unsurlarda da milli duyguların uyanarak gel iş tiğirıin» yazılı bulunduğunu görmüş. Bu hususa ait hiçbir bilgisi olmıyan bu genç Türk çocuğu yukarıda bahsi geçen ifadelere inanmaktan da kendini a larnaınıştı. «Nasılolun> diyordu «İli.m yetkisi, dün, yaca tanınmış bir ansiklopedinin yazdığı şeyler yanlış olur mu ?». Bu sebepten benimle bir hayli münakaşalara da gi riş ti. Fakat neticede, Türkçülüğün, hır ıs tiyan ve müslüman bütün yabancı unsurların Türklere karşı gösterdikleri sistemli ve nankörce bir düşmanlıktan ve hıyanetten dolayı, Türklerin kendi varlıklarını korumak kaygusundarı doğduğunu anhyaraj, kanaatini değiştirmiştir
dığı taktirde dahi görülürki, hiçbir zaman devletin siyasetinde ve Türk sosyal hayatında venizme varan bir milliyetçilik hakim olma, mıştır. Değil yalnız küçük rnemuriyetlere Sadrazamlık gibi en. yüksek makamlara bile her soydan insanlar getirilmiştir. Tanzimat'a kadar yurt içerisinde diğer dirilere ve milliyetIere karşı, o devirlerde hiçbir memlekette bulunmıyan ve aşırı sayılabilecek olan bir müsamaha ile malül koyu bir İslamcılık hakim olmuştur. Müslümanlığı benimsernekte o kadar ileri gidilmiştir-ki, bu yüzden, Suriye ve İrak'ta, hatta Filistin ve Mısırda sayısı milyonları aşan Türk halkı araplaşarak, yavaş yavaş eriyip kayboldu. Türkçe her tarafta ihmal edilerek arapça ve farsça kelimeler kullanmak mukaddes bir moda ve zevk haline geldi. 'I'anzırnattan sonra ise, İslamcılığın yanında ortaya resmen bir Osmanlı; cılık fikri çıktı. Bu fikir, çeşitlidin ve milliyet taşıyan unsurların halitasından ortaya bir Osmanlı milleti çıkarmak hayali idi.
m
Yazan:
ww w.o tu
ken
de
İşte bu hakikatlar karşısında, Türk milletinin şovenliğinden bahsetmek, llmin gerektirdiği tarafsızlığa sırt çevirerek, adi bir garazkaı-Iığın esiri olmaktan' başka bir şey sayılamaz.
İşte yukarıdaki sebeplerden ötürü Türkçülüğün ne gibi bir mana ifade ettiğini ve doğuş sebeplerini kısaca izaha çalışmak faydalı olacaktır sanıyorum. Osmanlı
tarihine
şöyle üstürıkörü
bil' göz atıL
Türkler ancak, gösterdikleri sonsuz müsama, halardan ve lutuflardan sonra gördükleri sistemli düşmanlık ve hıyanetlere karşı bir reaksiyon göstermek zorunda kalmışlardır. Türkçülük ve Türk milliyetçiliği, Yunan, Bulgar, Sırp, Ermeni, Arnavut, Arap ve diğer unsurların milliyetçilik ve ayrılık duygularının tesiri altında, bir nefis koruması gayesi ile meydana gelmiş ve hiç bir zamarı haksız ve tecavüzkar olmamıştır. TürkçUlük, Türk milletinin, ilim, sanat, ziraat, iktisat, kültür ve diğer her alanda, milli gelenek ve milli bünyeye uygun bir şekilde kalkındırılması içte ve dışta her çeşit saldırganlıklara karşı korunarak hür ve müstakil olarak yaşa, tılrnasını hedef tutan bir ülküdür. Böyle bir ülkü, her milletin kendisi için mukaddes b.r hak olduğu gibi Türk milleti için ve onu teşkil eden her fert için de en mukaddes ve en tabii bir haktır. Tüı-kçülüğü, her ne sebeple olursa olsun, şu veya bu şekilde iftira ve ithamlar altında bırakmağa kalkışmak ise, bunu yapanların en hafif bir tabirle iyi niyetinden ve Türk milletine olan sevğisinden şüphe etmeği gerektirir. Türkçülük hakkındaki düşüncclerirnlzt burada özet olarak belirttikten sonra şimdi bir kaç satu-la «Türk bir-liği» ülküsunden de bahsetmak gerektir.
7
'ORKUN
Şimdi bu düşüncelerde. Türk milleti için acaba ne gibi zararlar bulunabilir? Kanaatimizce hiçbir zarar bulunamaz. Aksine olarak çok büyük faydalar vardır. Böyle bir ülkü, halka ve bilhassa gençliğinğe heyecan ve hız kaynağı olur ve Türkiyenin kalkındınlması için dahaçok çalışmayı sağlar. Sonra, Ruslar ~Panslavizın» islav birliği, Almanlar «Pancermenizm> Cermerı birliği, Araplar; Arap birliği, Yahudiler; Yahudi birliği, Yunanhlar ; Enosis, Enos.s> diye Kıbrısı ist.yerek Yunan birliği peşinde koşarlarken, Bulgarlar, Bulgar birliği dive Makedonya ve [I'rakya üzerinde boş iddialarda bulunurken Türklerin 60 milyonluk kendi öz kardeşleri ara.sında bir birlik kurmak istemeleri neden günah sayılıyor? Her millet için, milli birlik kurmak mukaddes bir hak kabul edildiği halde, bu hak neden Türkler için tanınmasın? Hele bu mukaddes hak ve dilek neden Türk,yede, suç ve cürüm olarak karşrlanıyor ? ... Ve neden bu fikrrn sahipleri 1944 yılında en ağır h akaretlere ve iskencelere uğratıldı? İnsaniyetçilik ve insan haklarına hürmet te kendilerini ön safta gösterrneğe yeltenmiş olan o meşhur ... Türkçülük düşmanları için her çeşit ınsan haklarından mahTum yaşayan milyonlarca Türk'e insan gibi yaşamak hakkı sağlamağı dilernek. neden cürüm
de
rgi .co
Türk birliği de sistemli çalışmak, fırsat kollamak ve ·her şeyden önce 'Türkiyeyı korumak ve yükseltrneğe çalışmak suretiyle bir gün elbet hakikat olacaktır. Zaman zaman, hasis ve sinsi emellerin esiri bulunan bazı kimseler, bunu Türkiyeyi hemen Rusya'ya ve Türklerin yaşamakta oldukları diğer memleketlere taarruza ve harbe sürükli., yecek bir macera fikri olarak göstermeğe yeltendiler. Türk birliği fikrini güdenleri, Türkiyeyi kudreti dışında işlere sokarak felakete yuvarlamak ve «Memleketi yıkmak için bireb.r çareyi» bulmuş olmakla Itharn ~derek haklar ,n, da her çeşit .Ittira, hakaret, ve ışkenceyi reva gördüler. Halbuki Türk birliği ülküsünü taşıyan, iğman sahibi insanlar, Türk milletinin sahip olduğu kudret ve imkanları, gayet iyi hesaplayabiıerı kimselerdi. Sahip oldukları milli şuur, fikir ve ilim kabiliyetleri, Türk milletini her i;ürlü maceralardankorumak gerektiğini biL melerine imkan sağlayacak durumda idi. Bunların hiç birisi memleketin harbe sürüklenmesini ve bugünkü sınırlar dışında mevsimsiz olarak gayretler sarfedilmesini isternek şöyle dlii'sun, hatırından bile geçirrniyordu.
kültür birliği kurduktan sonra beraberce verecekleri bir kararla, büyük bir Türk birliği meydana getirmeleri dileği gelmekte idi.
m
Türk birliği ülküsü, yer yüzündeki bütün Türkerin bir millet ve bir devlet haLnde,_bir bayrak altında toplanması ülküsüdür. Bunun' tahakkuku, bazı kimselere ilk bakışta imkansız gibi görünebilir. Birçok kimseler bunu zararlı bir hayal (ütopi)- olarak da vasıflandırabil.r. Fakat unutmamak lazımdır ki, her hakikatönce bir hayal ile başlar. Yine hatırlamak gerektir ki, 1919 yılında, hür ve müstakil bir Türkiye kurmak için anadoluda dünyanın galiplerine karşı savaşa g.rişmek de çılgınlık ve hayal diye vasıflandırılmıştı. Fakatinanmış ve kendilerini bir ülküye vermiş olanlar, yurdu kurtarmaya ve müstakil bir Türkiye meydana getirmeye muvaffak oldular.
ww w.o tu
ken
sayılıyor? . Türklerin yaşadığı ve Türk bayrağının şerefLe dalgalandığı bu topraklarda kalpleri Türklük için çarpan kimseleri, birtakım bedbahtlar, türLü iftira ve hakaretler tert.pliyerek, Moskovaya jurnal eder mahiyette ve kendilerini buna muhalif göstererek Moskofların hayrını dileyen kimseler olarak belirten ithamlarla nasıl oluyor da fesa t tertip edebiliyorlar?
Türk birliği fikrini güderılerin ülküsü : 1 - Önce her türlü insanlık haklarından mahrum edilmiş bulunan ve işkence ile imhasına çalışılan esir Türklerin neşriyat ve propaganda yolu ile haklarını korumak. 2 Diplomasi yolları ile bunlara her çeşit yardımı sağlamağa çalışmak. 3 - Arada, imkan nisbetinde kültür birliği kurmağa çalışmak ve bunu kuvvetlendirmek. 4 - Esir bulunan Türk yurtlarının ayrı ayrı Istiklal kazanarak, hür milletler topluluğu içinde layık oldukları yerleri almalarını sağlamağa çalışmak. 5 Esir bulundukları ülkelerden, mülteci ve muhacir olarak gelenleri sıcak bir ilgi ile kar; şılayıp her çeşit yardımda bulunmak gibi günün realitesi ile telifi kabil olan yakın hedeflere ulaşrrıağa çalışmaktan ibaretti. Bundan başka uzak bir hedef olarak da bağımsızlıklarını alacak Türk ülkelerinin ilerde aralarında sağlam bir
Fakat bunların hepsi boşuna gayret oldu efendiler! boşuna gayret. Moskoflara yaranmak mümkün değildir. Ne Türkçüleri ezmeğe kalkmalda, ne yüzlerce Türk mültecisini insanlık duygularına ve devletler hukuku kaidelerine aykırı olarak, öldürüleceklerini bile bile Moskoflara geri vermekle yaranmak kabil olmadı. Biz Türk birliği ülküsünü yine _şanlı bir bayrak gibi göklere yükselterek taşıyoruz. Bu ülkü her zamandan ziyade, bugün Türk milleti tarafından dah önemle anlaşılmaktadır. Moskof'lar., la çarpışmarnız kaçınılmaz bir kaderdir. Onların doymak bilmez hırsları, kendi başlarını yiyecektir. Girişeceğimiz savaşta onları mutlaka yeneceğiz. Çünkü biz hakkı ve insanlığı müda, faa edeceğiz. Çünkü biz Türklüğün ezeli ve ebedi hakları için dÖğüşeceğiz. Çünkü biz «YA İSTİRLA.L YA ÖLÜM" parolası ile çarpışacağız ... A, KAZGANOOLU
8
ORKUN
1944 1945 IRKçıUK - TURANCILIK - DAVASı nn~~
=xz=ı:Lllll
'-
H'
Artık bundan sonra büyük vezirlik makamı daha çok Devşirmelerin elinde kalmaya başlamış, Türkler ancak pek uzun bir gelişmeden sonra yavaş yavaş üstünlüğu alabilmiş, fakat Osmanlı Devletinin ilk bir buçuk asrındaki
zaman
yeniden
m
1481-1498 yılları 1498-1499 yılları 1499-1518 yıllar 1518-1523 yılları 1523-1584 yılları 1584- 1585 yılları 1585-1595 yılları 1595-1595 yıllar 1595- 1614 yılları 1614-1616 yılları 1616-1619 yılları 1619-1621 yılları 1621-1622 yılları 1622-1622 yılları 1622-1623 yılları 1623-1624 yılları 1624-1637 yılları 1637 -1638 yılları 1638-1648 yılları 1648-1649 yılları 1649- 1656 yılları 1656-1656 yılları 1656-1656 yılları 1656-1656 yılları 1656- 1661 yılları 1661 -1685 yılları
ken
ww w.o tu
İkinci Muradın üç defa tahta çıkıp inmesinde 'Tüı-lc.Devşirme çarpışmasının bÜYÜk tesiri ve rolü vardır. Çandarlıoğlu Halil Paşa, İkinci Muradın tekrar tahta çıkmasından çal, büyük TCl oynadığından hem Fatihirı, hem de Devsirmelerin düşmanlığını kazanmış, fakat Fatih, İstanbulu alıncaya kadar ona dokunmamıştır. İstanbulun alınmasiyla kudreti pek ziyade çoğalan Fatih, şahsi hınçların da tesiriyle Çandarlıoğlunu öldürdükten sonra kısa bir müddet yine Türklerden diğer Halil Paşa büyük vez ir olmuş, ondan sonra Rum yahut Hırvat Devşir , mesi Mahmud Paşa büyük vezirliğe getirilerek Devşirmelerin bu makamda temellenmesi sağlanmıştır.
hiçbir
sağ-
Bilhassa Fatihin ölümü sırasında büyük vezir olan ve Osmanlı sadırazamları arasında bilgisi ve tedbiri ile ilk saflarda bulunan Karamanlı Nışancı Menmed Paşarun, Devşirme vezirlerin k ışk ır tığ ı Devşirme Yeniçeriler tarafından öldürülmesinden sonra kuvvet Devşirrne., lerin eline geçmiştir. Bu tarihten sonra büyük vezirlik şu şekilde paylaşılrruştir :
de
Nihayet 1438 başlangıcında Devşirmeler maksatlarına. erdiler: Büyük vezir Koca Mehmed Paşa azledilip yerine Sırp Devşir.mesi İshak Pa',şa getirildi. Bu, pek rnühim bir hadiseydi. Memlekette için için bir kaynaşma oldu. Başkent Edirnede Türklerle Devşirmeler arasında kavga ve dövüşler başladı. İkinci Muradın mevkii sarsıldı. Bu yüzden 1440 ta İshak Paşa azledilerek yerine Türk ırkından Çandarlıoğlu Halil Paşa getirildi ise de, İkinci Murad, Türk beğlerinin tuttuğu ikinci şehzadesi Alaaddini ve Alaaddinin küçük oğullarını Devşirmeler vasıtasıyla öldüı-tünce işler yine karıştı. Türk beğ., leri, İkinci Murada padişahlık tan çekilmesini söylediler. O da bu direnme karşısında 1444 te çekilip yerini Fatihe bıraktı. .
kesin üstünlüklerini Iiyarnamışlardn-,
arasında arasında arasında arasında arasında arasında arasında arasında arasında arasında arasında arasında arasında arasında arasında arasında arasında arasında arasında arasında arasında arasında arasında arasında arasında arasında
rgi .co
Devşirmeler beğlerbeğilik rütbesini aldıktan sonra gözlerini büyük vezirliğe diktiler. Durum Jehlerirıde idi. Çünkü Türk beğleri, Mustafa Çelebi ile Mehmed Çelebi (Birinci Mehmedl ara. sındaki sultanlık kavgasında büyük prens olan Mustafa Çelebiyi tutmuşlar, sonra da onu yiğeni İkinci Murada tercih etmişlerdi. Halbuki Kapıkulu olan Devşirmeler tahta oturmuş olan Çelebi Mehmede Ve ondan sonra da oğlu İkinci murada sadık kaldıkları için İkinci Muradın nazarında değerleri artmıştı. O sırada Devşirmelerin kuvveti azdı. SadakatIarı da buradan geliyordu.
1685- 1688 yılları arasında 1688-1691 yılları arasında 1691 -1692 1692- 1697 1697 -1703 1703- 1703 1703-1704 170'1-1711 1711~1713 1713-1716 1716-1717 1717 -1732
yılları yılları yılları yılları yılları yılları yılları yılları yılları yılları
Devşir.meler. Türkler. Devşirmeler. Türkler. Devşirmeler. Türkler. Devşirmeler. Türkler (9 gün). Devşirrneler. Türkler. Devşirmeler. Türkler. Devşirmeler. Ti.irkler. Devşirmeler. Türkler. Devşirmeler. Türkler. Devşirmeler. Türkler. Devşirmeler. Türkler (6 gün). Devşirmeler. Türkler. Devşirrneler. Türkler. Devşirmeler Türkler.
arasında Devşirmeler. arasında Türkler. arasında Devşirmeler. arasında Türkler. arasında Devşirmeler. arasında Türkler. arasında Devşirmeler. arasında Türkler. arasında Devşirmeler. arasında Türkl er.
ORKUN Devşirmeler. yı ları arasında Türkler. y.lları arasında Devşirrneler. :.. ..:.-:.~ vılları arasında Türkler. :..-::::-:-.;::; yılları arasında Devşirmeler. :..-==-:-~ y.Iları arasında Türkler. -- - -- ..~ :8' ları arasında Devşirmeler. :.-~: -.;, :.:,. arı arasında Türkler. : - -=--: yılları arasında Devşirmeler. :-::-: ;:;5 yılları arasında Türkler. =-~:;55 ~-ılları arasında Devşirrneler. : ~_::...J5 ~ılları arasında Türkler. : ~~::.. ;}ô yılları arasında Devşirrneler. :..-=:- ::..;65 yılları arasında Türkler. : -"'~ :"768 yılları arasında Devşirmeler. .;-2 ::";69 yılları arasında Türkler. :--'" 1770 yılları arasında Devşirrneler. ::ıo-r-ı yılları arasında Türkler. : "il 1-_775 yılları arasında Devşirrneler. :"iI5-1778 yılları arasında Türkler. ::..11 1779 yılları arasında Devşirrne ler. ::.. 19-1781 yılları arasında Türkler. :; _-1782 yıllarıarasında Devşirmeler . :7 -1785 yılları arasında Türkler. :785-17 9 yılları arasında Devşirmeler. ::..789-1791 yılları arasında 'I'ur'kler. ::"-9_-1794 yılları arasında Devşirmeler. ::"794-1798 yılları arasında Türkler. ::"79 1805 yılları arasında Devşirrneler. 1805-1808 yılları arasında Türkler. ::.. 8-1815 yılları arasında Devşirmeler. - _5-1821 yılları arasında Türkler. - ~1-1822 yılları arasında Devşirmeler. 2-1829 yılları arasında Türkler. - ?9-1833 yılları arasında Devşirrneler.
-~=
1833-1839 1839-1840 1840- 1853 1853-1854 1854-1857 1857 -1857 1857 -1871 1871-1872 1872-1875
yılları arasında Türkler. yılları arasında Devsirrne ler yılları arasında Türkler. yılları arasında Devşirrneler. yılları arasında Türkler. yılları arasında Devşirrne ler. yılları arasında Türkler. yılları arasında Devşirme ier. yılları arasında Türkler.
1875_1876 1876- 1877 1877- 1878 1878-1878 1878-1879 1879- 1903 1903-1908
yılları arasında yılları arasında yılları arasında yılları arasında yılları arasında yılları arasında yılları arasında
yılları arasında Türkler. yılları arasında Devşirrneler. yılları arasında Türkler. yılları arasında Devşirmeler. yılları arasında Türkler. yılları arasında Devşirmeler. yılları arasında Türkler. yılları arasında Devşinneler. yılları arasında Türkler.
rgi .co
1908-1913 1913-1917 1917-1918 1918-1918 1918-1919 1919-1919 1919- 1920 1920-1920 1920-1922
n'evşirmeler. Türkler. Devşirrne le r. Türkler. Devşirrnele r. Türkler. Devşirmeler.
m
, --:";30 y:l arı arasında
--:-z-::..:- :=--;.:- -: -,.....-
9
ww w.o tu
ken
de
Bu listede bir takım yanlışlar olduğu muhakkatır. Fakatbunlar asla, burada gsterilen nisbeti ve umumi marızarayı bozacak derecede değildir. Devşirme güruhu arasında Müslüman Gayrıtürkler de vardır. Bir de şunu dikkate almak gerektir ki 'I'ürk-Devşirme çarprşması zamanla şekil ve taktik değiştirrnis, f akat ruhi sebeplere dayanan ırk düşmanlığı, olduğu gibi kalmıştır.
D
Ü Ş
Ü N
~~
C· E
LER
Yazan; YlLANLIOGLU Türk milletini herhangi bir milletten aşağı ve kabiliyetsiz gorenlerin, 'I'iirk milletini yükseltmek için yegane ve en büyük idealolan milliyetçiliğe saldıranlar ve onun hakiki manasım tahrif edenlerin, Türk yurdunda komiinistliği sinsi sinsi, kahpece yaymağa çalışan satılmış Moskof uşaklarınm, Ağzına bir Iokma ekmek atıldığı zaman herkese kuyruk sallayan köpekler gibi menfaat gördüğü yerde her türlü rezalet ve dalaverayı yaparak tutunmağa çalışarı karaktersiz dalkavukların, Millet kesesinden
çalanların,
Dalavere, yalan ve riya ile milleti karıdıranların, Milletin en büyük dayanağı olan dini ve milh inançları haltalayanların, Yurdu yükselrnek için bütün mevcudiyetile çalışan hakiki yurtseverleri lekeliyenlerin, İffet ve namus, fazilet ve feragatten mahrum zavalhların, Kendi kötülüklerini ortrnek için temiz insanlara çirkef atarılarırı, Sokakta gördülderi her kadına ve kıza fena nazarIa bakıp, onları iğf.:ıle çalışan namus düşmanlarının, çoğalması ve hele böylelerinin 'leketin istikbalinin
tehlikede
~'AA~~~~~~~AA~~VVVV~~~~~~~~~~~~~~~
mühim mevkilerde
olduğunu
gösterir ...
bulunabilmesi, memYILANDOGLU
i i
i
f~
i i i
iı
i ı i
ı
ı
lÔ
ÔRKUN
Mücadele
Komünİzmle HI
İSMET TÜMTÜRK
(Geçen yazımızın son bendindeki bir cümle yanlış çıkmış. Doğrusu: «Nazari olarak verilecek cevap ne olursa olsun, şimdiye kadarki tatbika t gösteriyor ki, mücerret hürriyet fikri ile komün.zrn imha edilemernekte ve hatta durdurulamarnaktadır.») .
*
ken
de
rgi .co
Bir noktaya daha dokunayım. Bu memlekette birçok zenginler, milyonerler vardır. (Başkalarının sefaleti' pahasına olmadıkça, Tanrı servetlerini arttırsın.) Kornün.stıer muratlarına ererlerse, olacak şeylerden biri de bu zenginlerin memleketteki bütün maddi varlıklarının mahvolmasıdır. Bu netice bize göre (Memleketin başına çökecek felzketin büyüklüğü önünde) pek geri planda' bir ehernmiye t taşır. Fakat bütün ruhunu servetine bağlamış olanlar için (akla gelir ki) bu neticeyi düşünmek (zenginin siyasi inancı, dini ve rnilliyeti ne olursa olsun) komünizme karşı büyük gayretleri ve fedakarlıkları kamçılar. Hakikat ise bunun tam tersidir.
zenginin komünizme karşı mücadele mevzuun, da tek kuruşluk bile yardımı dokunmamiş olduğunu ibret verici bir hakikat olarak tesbit etmiş olmak için burada kaydediyorum. Istanbul ile teması olan arkadaşlar bilirler ki KOMÜNIZME KiillŞI MUCADELE Dergisini Üniversiteli milliyetçi gençter Istarıbuıda köprübaşmda. meydanlarda ve sokaklarda bizzat satmaktadırlar. Bu sebeple o der giyi en faz· la kimlerin sevdiğini ve okuduğunu arııarnak mümkün' oluyor. Gençler ellerinde dergılerle yol boyunca yerlerini alıp ta bağırmaya başlayınca görülen manzara şudur: gençler ve fakir ve ortahalli halk aıaka ve sevgi ouyuyor, (mesela bır lise talebesi. bir bahriyeli, bir gedikli çavuşu, fabrikadaki işinden çıktığı kıyafetlnden belli bır işçi, yüzlerinde sevinç Ve ilginin aydınlrğryle koşup gelip birer dergi alıyor), fakat zengin kıyafetli, müreffeh tavırlı kalantor zevat dergi satanları ya şöyle bir göz ucuy.a süzerek biraz istihfaflı bir gülümsemeyle yahut ta başını bile çeviraneye tenezzül etmeden geçip gidiyorlar. Ey.ce bilelim ki dün olduğu gibi bugün de yarın da komünizme karşı mücadelede biz Türkçüler yapayalrnzız. Ve Tarırrya bin şükür ki biz bize yetiyoruz ve yeteceğiz.
m
Yazan:
ww w.o tu
Bizde Türk ve milliyetçi olandan başka hiçkimse kornünizme karşı kılını kıpırdatrnamış tır. Komunizme karşı savaşın yalnız bütün tehlikesi, yorgunluğu ve çeşitli ızdu'apalrr değil, mali 'yükü de tamamen milliyetçilerin üzerinde kalmış tır. Mesela şimdiye kadar çıkan Türkçü der , gileri hepsi Türkçülerin azar azar ve binbir zahmetle biriktirdikleri paralarla çıkmıştır. Ve bunların büyük kısmı en fakir şekilde yaşıyanların (az maaşlı öğretmenlerin ve küçük memurların, hayata yeni atılmış gençlerin, bir yandan çalışarak tahsilini yürütebilen talebenin, v.b ...) yoksulluk içinde kıvranırken büyük bir feragatle arttırdıkları küçük paraların damla damla birikmesinden has ıl olmuştur. Parasızlık yüzünden neşriyatın sekteys uğradığını, mücadelede uzun duraklamalar olduğunu, çok gördük. Bu sıralarda bazan eksikliği yüzünden neşr'iya tın ve mücadelenin durduğu paralar bazı zenginlerin bir tek gecelik eğlenti parasından az meblağlar idi. İleride bu mücadele.lerirı bir hikayesi yazılırsa, belki bu hikayeyi yarının ülkü çağında okuyacak olanların en fazla şaşacaklar-ı nokta ne kadar büyük neticeli olabilecek işlerin nekadar ufacıcık maddi maniler yüzünden geri kalmış olduğudur. (ORKUN'un çıkmastyle açılan devir'de inşaallah artık para sıkıntısı yüzünden Türkçü neşriya tın durması gibi bir hal hiçbir zaman olrnıyacak tır.) Bu noktayı bir hatıra olarak, ve hiç bir büyük
*
B - Sebeb ve bahaneleri ortadan kaldırmak suretiyle dolayısıyle mücadele. Bu, çok ileri sürülmüştür Mesela, «Komürıizrni ortadan kaldırmak istiyorsanız, sefaleti (veya' işsizliği, istismarı, içtimal adaletsizliği, v.b.) ortadan kaldırınız, o vakıt komünizm kendiliğinden ortadan kalkar». Buna, kolaylık olsun deye, aşağıda hep «orta malı düşünce» diye atıfta bulunacağırn, Orta malı düşüncede bir dereceye kadar hakikat payı elbette vardır. Cemiyetin yurttaş izdırabına karşı duygusuz, kör ve sağır bir hale gelmesi, işsizlik ve iktisadi buhran, bir "takım insanların' şu veya bu suretle cemiyetin üzerine ahtapot e-ibi yapisıp bütün kaynakları ve hakları sömürmeleri ve en delice bir sefahat hayatı sürrneleri, ve bir yandan da birçok kimsenin hayatının başından sonuna kadar korkunç bir sefaletin ıztırabı ve ümitsizliği içinde geçmesi gibi haller hiç şüphe yok ki komünistin ekmeğine yağ sürer. Ve bunların geniş ölçüde kaldırılması komünistiri propagandasının tesirini keser, onun perde ~larak kullandığı baha-
OR:kuN
Orta malı düşüncenin sık sık inhisarcı bir ternayül gösterdiğini görüyoruz. Yani komiınizmi sırf iktisadi bozukluk, sefaleti, vesaireden doğrna, ve onun mümkün olan tek ve tamamen kafi çaresinin bu iktisadi sebepleri ortadan kaldırmak olduğu düşüncesi orta malı düşünceye tamamen hakim olmak ternayülünü gösteriyor. Tehlike de buradan doğuyor. Komünizm hakkında yanlış bir fikre doğru kayılıyer. Dikkatimiz onun ancak küçük bir cephesinin üzerinde toplanıyor, ve onun büyük kısmı, tıpkı bir aysbergin dokuzda sekizinin su altında gözden saklı kalması gibi, d.kkatimizderı kaçıyer. Bu kaçan kısım komünizmin manevi ve ruhi bozukluk Ve sapıklık kısmı, onun asıl mühirn olan zehi rleyici ve kemirici tarafıdır . (Devamı gelecek sayıda)
m
*
t
i
ken
de
Orta malı düşünceyi ileri süren ile aramızda . azan şu fark gözden kaçacaktır. Bizim için hak ve adalet meselesi; millettaşlarımıza karşı sıcak bir alaka meselesi; her türlü zulüm ve istismara karşı isyan meselesi; milletimizin bütün fertlerinin insan gibi yaşıyabilmesi, f ikri gelişme imkanlarına kavuşması, şahsiyet sahibi olması meselesi, sırf komünistliği durdu-, mak için tedbir olmak çerçevesi içinde kalmamak ta, bizim için başlı başına birer gaye ve ahlak borcu mahiyetini taşımaktadır. Cr ta ma .. lı düşünce bu mühirn davalara biraz samirniyetsizlik, biraz göz boyama ve taktik karışma~;. tehlikesi taşıyor. Bu çok ince ve hassas bir noktadır. «işçilere daha yüksek refah sağl ıya lırn, yoksa tehlike teşkil eder» düşüncesinde bazan biraz da, «Tehlike teşkil etmedikleri müddetçe düşük seviyeli bir hayat sürebilirler» düşünce. si saklıdır. Hatta bazan «gözü açılmamış» fazla muti ve kanaatkar insanın kornimizrne kar-
şı en rnahfuz bir tip olacağı düşüncesini de sez , rnek kabildir. Bizce her Türkün şahsiyet ve kabiliyetinin son haddine kadar gelişmesini sağlamak (bu onun en tabii bir insanlık hakkı olduktan başka) onun ve bizim millete karşı borcumuzdur. Önümüzdeki, fikri ve maddi, müthiş mücadelelere her Türk ün bilerek, herşeyi görerek, maddi ve manevi tam bil' şekilde hazırlanması hem hakkı hem de vazifesidir. Biz koyurı.Insana ve boynurıda ip taşıyan insana, her ne bahasına olursa olsun tahammül etmeme, liyiz. Ahlakındarı, hak duygusundan ve milli mefkCıresinden zerrece f'edakarhkta bulunmamış bir Türk cemiyeti Komünizmi açık ve cepheden bir savaşla daima söküp atabilir.
rgi .co
neler ortadan kalkınca iç yuzunun daha iyi eydana çıkmasına fırsat verir, ve en mühimi, in sanlara komünizmi yenecek iç kuvveti elde etmek yollarını açar. Şuhalde ko.münizmle tam ve tesirli mücadelenin unsurlarından biri elbette .şsizlik, sefalet ve içtimai adaletsizlik gibi şeyleri ortadan kaldırmaya çalışmaktır. Buraya kadar tereddüt edilecek bir. nokta ::0.-. Fakat buradan sonra dikkat edilecek bazı noktalar var.
11
t::~~x~~::.::::~::(~~~:::~x~~:€~~x~!::~ ~:~;]:~~!::+;~~;]:[(~~~"::~ZX(~!~.:::f:(~!:::+~::;J::~!:::.~::;]::(~~~.::{::(~!::+:;{::(:!:::+::<::(:!::+;:~~:)::~:~)]::~!::+::{:}:::+;{::~!~.::::~;::!:::+;:·t;:!:::+;;;i.:>:::.~{~r:~~~;{::(::::.;::;;;:(:{:+;{: TÜRK ı'ARİHİNDE
r.i.:
~--~~-~~.....,......
~ ~ .
~~ ~
i ~
------..~--~~~--~~-~~-~~-~~~---
DÖRDÜNCÜ
>o"
~
YABANCIKANLıLARİN
ww w.o tu
~.;
d
İHANET
~
~;1
SERİsİ:
~
t~
İHANET
,"
?ök. Türklerinı hakimiyeti çağında ve 580 yılında çang-sun-çing adına bır Çın kurnane anı Türk kağamna zevce olarak bir Çin prensesi getirmiş ve bir daha kendi memleketine donmemişti. Ertesi yıl kağan öldü. Yeni hükümelar Işbara Kağan, ok atmadaki ustalığından dolayı bu Çin kumandanr,
i t,~ ~
~
nı beğen erek nedimleri arasına soktu. Türk beğleri de kağanın buyruğu ile
a
~ ~~ ~ ~
onunla sıkıfıkı konuşuyorlar ve büyük avlara birlikte gidiyorlardı. Çangsun-çing herkese sorular sorarak Türk boylarının ayrı ayrı kuvvetleri ve devletin durumu hakkında bilgi ediniyordu, Gök Türk devletinin iç durumunu iyice öğrendikten sonra Çin imparatorurta bir rapor verdi. Bu rapor-
.~,~".~." .. ;.'.: . . ~ ~
rJ ~ ~;i
İ,i :v. ~ ~
m
'da Türklerin hepsini birden yok etmek imkansız olduğu için aralarına ayrılık sokarak yenmek gerektiği belirtiliyordu. Türklerden yılgın olan Çin
t,~
imparatoru
~ ~<
büyük
bir sevinçle
Çang-sun-çingi
çağırttı.
Onu iltifatlma boğ-
du. Çinli casus Türklere karşı neler yapılması gerektiği hakkında şeyler söylediği gibi imparatoru Türkelinin bir haritasını da verdi. Düşün
ve unutmal..
birçok
i
tI~
~
i
i
i
.t.. :.;.i.:
;;.; ;~
Atsız
~
~ ~ ı~J:~~~~+~t~(~~::.:::{~:~:+~~-:::~~~~~<;~:~~+}.:~·~~~~.:;{>~+:;~t::~~::~~:~'~~::~~tr.:{+~<·}~~~;~;t~~+>;j:t.:*~~~;:~(~ .•::~~::~(~~~~~t:~~~~~~):~{+:;~,n:~:' ~.~~;?:~~~:'~::(:~::"~~;;i:t~{.:::~~J.J~~ ~!:.~~;;J:~~~::~~:;;
12
OR.KtJN
~
.
Ziya Gök Dlp ıçın
[lJ
••
24. Olüm Yılı Dolayısiyle Saygı'
değer
arkadaştar.
sevgili
RAOIÖMEROGLU
öğreniciler:
Türk gençliğin! ve Türk milletini koşturan v bu gün bizi buraya topl ıyarı büyük sır buarada; evel rnesele Ziya Gök Alp'ın şu tarafında, bu tarann. da değil, mesele Ziya Gök Alp'ın milli mesele, sinde; onun meseleci yani davacı Türkçü bilidealist olmasındadır ve bu davaya bir ömür vermesindedir. Ziya Gök Alp'ın davası nedir? Ziya Gök Alp'ın ideali hangi ihtiyaç'tan doğdu. Ziya Gök Alp ta ideali doğuran, ana sebep her şeyderi önce onun soylu bir Türk ailesinden olup Türk oğlu Türk olarak doğmasındadır. Bundan sonra Gök Alp ta idealin temelini çerçeveliyen tarihi üç vasiyet! vardır. (1) Babasının vasiyeti : Ziya Gök Alp'ın babası oğlunun kendis!nden üstün yetişmesini, hayatını millete vermesini istiyen milli şuuru uyanık bir baba idi. Ziya Gök Alp nı babası Tevfik Efendi, Ziya GDk Alp'a şöyle vasiyet ediyor: «Sana çok kederli blr ıhaber vereceğim; çok ağlıyacak, çok matem tutacaksın; bu gün senin bütün arkadaşların için bir matem günüdür. Çünkü sizin pek büyük hocanız, milletin en büyük adamı Namık Kemal öldü. İşte sen de bu büyük adamın arkasından gideceksin onun gibi vatanperver, onun kadar hürriyetperver olacaksın» Gök Alp söylüyor; «Bu sözler ekadar 'tesir liydi ki ve te lk.nin zamanı ekadar iyi seçilrniştl ki ruhumda yeni bir me.. leke, mefküre yani milli ideal melekesini yarattı bu andan itibaren şuurluhürriyetperver 've uyanık bir vatanperver olarak düşünmeye başladım, va tan ve millet mefkürelerini her şeyin üstündegörmeye başladım: ruhum yaratıcı bir hamle ile birden bire değ.şt.i», GökAlp devam ediyor: «14 yaşına yeni giriyordum. Babam'bir ~n bir dostu ile konuşuyordu ; dostu ona beni Avrupaya göndermesini tavsiye e tti. Babam dedi ki: tahsil için Avrupaya giden gençler, yalnız Avrupa ilimlerini öğrenir, milli benliğimizden aciz kalırlar, medreseye gidenlerde ise. Avrupa ilimleri eksik kalır. Bence memleketimize en faydalı alimler bizim ıçın acele bilinmesi icap eden hakikatlan bilenler. dir; gençlerimiz hem doğunun, hem batının ilimlerine Iyice vakıf olmalı. Sonra bunları m .:)Qyese ederek milletimizin muhtaç olduğu büyük hakikatları meydana çıkarmalıdır. İşte örnı-üm yeterse ben' Ziyayı böyle ye tişt irrneye ~cağım:v. Gök Alp söylüyor; «Bu sözlerden hh' ·ırene 'sonra babam öldü. Fakat bu sözl-ir
ken
de
rgi .co
Şu anda, ölümünün 24. yılında Türklüğün sönmez güneşi. Türk milliyetçiliğinin büyük yol göstericisi ölmez Ziya Gök Alp'ın ulu ruhunu anıyoruz. Ziya Gök Alp, arnşırı büyük manası, Ziya Gök Alp'ı Ziya Gök Alp yapan, onu ölmezliğe ulaştıran büyük sırrın içindedir. Ziya Gök Alp'ı Ziya Gök Alp yapan, onu ölmezliğe ulaş; tıran, kısaca bizi buraya toplayan büyük sır nedir? Ziya Gök Alp, bugünkü milli Türk felsefe cereyanının temellerini atmış büyük bir milli filozoftur. Bizi buraya topuyarı sır buradan mı geliyor? Ziya Gök Alp Türk milletinin sosyolo, jisini incelemiş ve Türkiyede sosyolojinin temellerini atmış büyük bir Türk sosyoloğudur. ğinin sırrı buradan mı geliyor? Ziya Gök Alp Türk milletinin psikolojisini ve ahlakını ineelemiş, Türkiyede psikoloji ve ah lakın temellerirı' kurmuş büyük bir ahlakçıdır. Bizi buraya toph, yan onun ahlakçılığı .mı?
m
Yazan;
ww w.o tu
Ziya Gök Alp, Türk Dilini yabancı kaide ve kelimelerden kurtarmış, yeni Türk dilinin doğru yollarını göstermiş büyük bir dilcidir. Ölmezliğinin sırrı buradan mı geliyor? Ziya Gök Alp Türk tarihini boğan karanlıkları yrrtrnış milli tarihin engin ufuklarını göstermiş milli bir tarihçidir. Bizi buraya tophyan onun t.arihçiliğl mi ? Ziya Gök Alp türkoloji ilminin esaslarını kurmuş Türkiyede türkolojinin babasıdır; :)1mezliğinin sırrı burada mı? Ziya Gök Alp, her şeyin üstünde keskin bir milli şuur'la Türklüğünü bilrniş, Türklüğün geçmiş ve- geleceğini incelerrıiş, geçmisin hakkını vermiş geleceği kurtarmak için milli ideali Türk ruhlarında sonsuzluğu kucaklayacak sönmez bir meşale gibi yakrnış, Türkü sevmiş, Türk için yaşamış, Türkü düşünmüş, Türk için yazmış, Türk için gülrnüş, Türk için ağlamış, varlığını Türkçülük davasının potasında eriterek bir fikre bir ömür vermiş milli bir idealisttir; ölmezliğinin sırrı buradan mı geliyor? Evet! Ziya Gök Alp'i Ziya Gök Alp yapan, onu ölmezliğc ulaştıran, 24 yıl önce tabutunun arkasından mahşeri bir sel gibi Istanbul sokaklarında (1) 24 Ekim 1948 de Hasanoğlu tüsünde söylemiştir.
Köy Ensti-
i
m
ken
ww w.o tu
13
miş islam· osmanlı dünyasının içinde boğul.. makta olan Türk varlığın taptaze ezeli kudret ve ebedi gücile ortaya koymak için Türk Tarihinin şan Ve şeref dolu okyanuslar ına dalmış bu okyanusları besleyen destanları kana kana içmiş Türk .milli destanlarını tazelemiş Türk olmanın Türk oğlu Türk doğmanın sihirli tadını tadmış tarih boyunca Türkü Türklüğü yükselten ve çökerten milli ibretleri öğrenmiş Türklüğün milli kurtuluş çilesini çekmiş, nihayet kurtarıcı mefküreyi bulmuş, Türklüğün geleceğini omuzlarına yüklerıecek olan bu memleketin öz evlatları Türk oğlu Türklere emanet etmek üzere Türk milli kurtuluş davasının planlarını yapmış, ruhunu hazırlamış ve memle, kete yaymak üzere ortaya atma saatim, beklemiştir. Gök Alp'I dirıliyelim : «daha 15 yaşındayken Ahmet Vefik Paşanın lehçeyi osmaniyesiyle Süleyman Paşanın «Tarihi Alemi bende Türklük ve Türkçülük sevgisini doğurdu. IstaClbula gelince ilk önce Leorı Cahurı'ün tarihini alıp okudum. Hüseyinzade Ali Beğle temas ederek Türkçülük hakkındaı kanatlarını öğrendim. 17 - 18 senedenberi Türk Milletinin sosyolojisini Ve psikolojisini tetkik etmek için yaptığım çalışmaların mahsulleri kafamda sıralanmış duruyordu. Bunları meydana atmak için bir fırsat bekliyordum. Nihayet genç kalemlerde Türkçülüğü bütün programıyla atmak lazım geldiğini .düşündürn ve bütün fikirleri ihtiva eden «Turan» şiirini yazarak genç kalemlerde yaydım. Turan şiiri tam zamanında çıktı. OsmanIıcılık ve İslam birliği idealleri memleket için tehlikeli olduklarından genç ruhlar kur tarrcı bir mefküre arıyorlardı. Turan şiiri Türklüğürı aradığı mefkürenin bir kıvılcımı idi. Burada şimdi geçen sene Gök Alp'ın 23 üncü ölüm yılı dolayısıyla CUmhuriyet gazetesinde yazdığı ya, zıdan Prof. Fındıkoğlunu dinliyelim: «Bu sene kurban bayramı Ziya Gök Alp'ın 23 üncü ölüm gününe rastlıyor. Bu yüzden gazete haberlerine göre birkaç halkevi mütefekkir için yapılacak senelik toplantıları bayramdan evvel e veya sonraya almış. Belki hakları var, fakat bir bayram günü halkın evi olan halkevınd- büyük bir halk adamı için toplanma, aynı zamanda aile çevrelerini aşan bir bayramlaşmağa vesile olamaz mı idi? Kaldı ki her bayram Ziya Gök Alp'ın hüviyetine hakim olan sosyoloji doktr inine göre kollektif ruhu aşılama suretiyle «irıf'irat» veya sadece «ih'tila t» hayatı yaşıyan fertleri içtimaileştirecek, insanlaştıracak bir vası., tadır. Esasen bayramların doğuş Ve yaşa tılıs sebepleride bu noktada gizlidir. Bilhassa bu yıl dönümü Ziya Gök Alp'ta içtimai gelişmemizin adeta bir prensip adı olan «Turarı; kelimesinin ve Türkçtılük cereyanının hayli yanlış anlaşıldığı bir seneye rashyor, bir kısım vatandaşlar şu son senelerde kötü bir sıfat imiş gibi Turancı gi:ieterilc1tler, hakikatta bu sıfat: taşıyanlar onu
de
ruhumda mukaddes bir vasiyetname olarak derin izlerle kazıldı. O ana kadar okuduğum her kitaba te tkik etmeden inanırdım Bu sözler bit darbede doğunun ve batının kütüpanelerini nazarımda eritti. Aklım ve zekama sonsuz hürr+ yet ve is tiklal verdi, ayni zamanda bütün milJetini seven Türk gençleri gibi beni de uzun 'fe çetin bir vazifeye çağır-dı». (2) Tarihi tabü hocasının vastye ti : «Türk gençleri rneşruti bir idare kurmak bir inkılap yapmak istiyorlar. Bu hareket takdire değer. Fakat bir cihet var ki, inkılap taklitle olmaz. Türkiyenin inkılabı Türk milletin içtimal hayatına, .milli ruhuna uymalıdır. Yapılacak. anayasa Türk milletinin ruhundan kopmalı, içtimal bünyesine uymalı eğer böyle olmazsa yapılacak irıkılap memlekete zararlı olur, iyi bir anayasa yapabilmek için her şeyden önce Türk milletinin pskoloji ve sosyolojisini tetkik etmek Iazırn bu inkılapçılar bunu .. yapmışlar mıdır? Başladıkları mücadeleye ilmi surette hazırlanmışlar rnıdır ?» Gök Alp söylüyor: «Ben babamın vasiyet! gibi hocarnın vasiyetini de unutmadım. O günden itibaren Türk milletinin sosyolojisini ve psikolojisini tetkik edebilmek için bu ilimIerin genel esaslarını öğrenmeye başladım» 3)İhtiyıır vatanperver Nail Beğin zaptiye t.evlcıfhnrıestrıdekt vasiyeti: «Deli Petronun milletine karşı bir vasiyeti olduğu gibi benim de milletimden bütün Türk genele; rine ait umumi bir vasiyetim var: Ben vatanımda meşrutiyetin bir gün mutlaka ilan edileceğine kaniim; yalnız bilmelisiniz ki. bu meşrutiyet hakiki bir meşrutiyet olmıvacak. geçici olacaktır. Zira millet uykudadır ; meşrutiyetin kıymetini bilmiyecektir. İlk meşrutiyet çok sürmiyeccktir. Burada yani meşrutiyette en mühim iş matbuatın serbestisidir. Benim vasiyetim buraya aittir. Beklenen güne daha on yıl var. Bu zamanda siz gençler geeeli gündüzlli çalışarak bu milletin tehlike ve selarnet yolla; rmı tayin ve tesbit etmelisiniz. Bu millete her şeyden önce hangi fikri, hangi duygularr, hangi idealleri vermeli? Bu milleti uyandırıp yükseltmek için liizım gelen program hazır bulunmalıdır ki meşrutiyet ilan edilir edilmez, matbuat serbestisi başlayınca bundan azami surette faydalanmalı, mümkün olduğu kadar çok yazmağa çalışmalıdır. Elzem olan milli programın milli merkürenın ruhunu, esasını açıp yaymak ve matbu sayfalar haline getirmekti, sonrası kolaydu-». Gök Alp söylüyor: «Yaşlı vatanperver benden söz aldı. Ben de vatan yolunda nasıl çalışrnam lazım geldiğini bana açık bir şekilde anlatan ve bana yol gösteren arif insanı kendime pir yap tım» diyen Ziya Gök Alp sallanmaz bir karar, dönmez bir irade ve şaşmaz bir istikametle vasiye tlere sımsıkı sarılıp Nam.ık Kemal'in arkasından gitmiş Türk Milli davasının derin ırtırabı ile benliğini yoğurrnuş bıkrnadan usanmadan olmmuş Türkü VQ Türklliğü meele,
li U N
rgi .co
e .a
14 .
eRKUN
kasten ve kötü bir niyetle kullananların düşündüklerine asla cevap vermiyorlar. Gök Alp Tarihimizde bir devir açan meşhur manzumesiyle «Kızrlalrna» sında Türk kadrosu içindeki milli idealizmi gençliğe aşılarnak için kullanılmış «Turan» mefhurnu üzerinde şimdiye kadar hiçbir ciddi tahlil ve izah yapılmadı. Aramızdan ayrılmış büyük adamlara hasretimizi izhar ederken bıraktıkları mesele ve davaları yörütmeyi de unutmamalıyız». Gök Alp söylüyor: «Yeni Türkçülük artık dağınık fikirlere, vu., zuhsuz duygulara dayanan fikriheveskarlık değil, asrın .müsbet ilimlerine dayanan canlı bir felsefe cereyanıdır.» Bununla Gök Alp Türk Dünyasında bir Tarih Birliği ve şive ayrılıklarını söküp atan Istanbul şivesini esas tutan bir dil birliğini amaçlıyor, işte Gök Alp, Oğuz Hanı bilmiyerı, Atila, Cengiz, Temüre Sezar ve İskender kadar yer ver-miyerı o günün tarih kitaplarına isyan ediyor ve Turan şiirinde diyor ki:
yayıyor. Bu destanın yaptığı tarihi tesiri, yarattığı milli ruhu öğrenmek için Prof. M. Şekip Tunç'u dinliyelim: «Osmanlı İmparatorluğunun hasta değil, bitkin bir halde olduğunu Kosova-la bir müddet yaşadıktan sonra görme.mek kabil değildi. Eski «Sırpsındığı» sanki yerinden oyrıımış bir diş gibi sallanıyer. Rusya ve Avustur , yanın rriüternadi tahrikleri ile ikinci bir Karlofça hazırlanıyordu. Ziya Gök Alp'ın sesi bu sırada çıktı. Hatn-ımda kaldığına göre bu ses Selaniktengelen «Genç kalemler» dergisinde «Asyada dolaşanbir derviş» imzasıyla çıkan «Altın destan» la başlıyordu,
rgi .co
m
Sürüden koyunlar hep takım takım ..Ayrılmış, sürüde kalmamış bakım Asmanın üzümü dağılmış salkım Olmak ister, fakat bağbarı nerede? Gidevim, arayım çoban nerede?
Bundan sonra Ziya Gök Alp Türk ruhlarının destana susadıkları bu tarihi anda altın destanı
(Devamı gelecek sayıda)
de
ken
•... "'''-~'''&.."''''-"''...•... '''-"'''~,,~''', ~.
~ ~ ~ ~ ~ ~ ~
TÜRK
GENÇLERİNE
...••.. .''-''''''''''~'''''~''''''''''"'''''"'-''-~~~''''',
Türkiye Türkleri Rusya Türkleri İran Türkleri
...• ~
.
DÜŞÜNDÜRÜCÜ
ww w.o tu
~
*
Yüce Türk Tanrısı! Gönder bir yaJvaç! Sürüna baş olsun, yasana dilmaç. Türklüğe yeni bir Turan nur u saç, Anlasın Türk milli İrfan nerede. Gideyfm, arnyım Turfan .nerede?
Nabızlarımda evet, çünkü ilm için müphern Kalan, Oğuz Hanı kalbim tanır tamamile Damarlarımda yaşa.r ııanü Ihttşamlle
LEVHALAR:
3
~
~ En. az . 17.000.000 20.000.000:· 4.000.000
En çok
~
18.000.000 . 30.000.000 7.000.000
~ ~ ~
Çin Türkleri Afganistan Türkleri
4.000:000 1.500.,000
6.000.000 2.500.000
~ ~
~ ~ ~
Bulgaristan Türkleri İrak Türkleri Yunanistan Türkleri.
600.000 .100;.000 50.000
. 1.000.000 200.000 90.000
~ ~ ~
~ ~ ~
Kıbrıs Türkleri Yugoslavya Türkleri Suriye Türkleri
82,pOO 80.000 20.000
82.000 80.000 40.000
~ ~ .~
~ ~
Romanya Türkleri Mısır 'I'ürkleri
15.000 5.000·
25.000 10.000
~ ~
~
Bingari Türkleri
4.000
4.000
~
Toplam
~.
Topadak
47.456.000 ve ortalama hesap
...
.
65.120.000 55.000.000
Türk
i ~ ~
~"""""""",,-'-:'~""-""'''''-'''L,,-,'--.:ct...''Ifi:..'',,,"'''''''''''-'''''''''''''-'',,,,, .
15
ÖRKUN 3fİLLET
VE MİLLİYETÇİLİK
lVt
i i i i: t v e Milliyetçilik Yazan:
::T' erhaleler geçtikten sonra, nihayet, :-x"" cemiyetleri millet şeklinde istikrar bul. ~,:: '" arada Türk cemiyetinde de aynı netice etmiştir. Bununla birlikte millet hakkın-=" :=:;. bir tarifte bir'leşi lmerniş olduğu ve mil. =::.: ",::-";~:" izahında hala indi mütalaaların yer :'2"':5' görülmektedir. ideologlar, kendi milletler' nin teşekkül :;-2.:=:.: "e bünyesini temel tutarak bir millet :2"'''= ortaya koymaya kalkıştıklarından, bir-" . mayan fikirler meydana çıkmıştır. -===-= siyasi mülahazalarla vaz edilmiş olanların •değerlerinin ne kadar kifayetsiz olduğu =::::a:ıdadır. ~::-~LQ gibi tarihi bir ırk birliğinden mah.. ola.:ı milletler, ırkı; İSViçre gibi dil bir'li~-==::. mahrum olanlar, dili milletin tarifinden ç..~-'-"s'ardır. Öte yandan milleti; Marx'çı te=:-"'Le:e bağlı nazariyeler iktisadi faaliyetler ~ği::ıe, - memleketIerin iktisadi selametini -::-2::::.. erin tasviyesinde gören. Naziler ırki .' "~e Irca etmek suretiyle materyalist bir ::Z::: :arzında ittifak etmişlerdir. 3:=.. kendi tarihi gelişmemiz ve içtimal gerı :'-::::±n:zden çıkacak tarif dururken, her mil. -=~ ~:endi içtimal bünyesine ve siyasi men faz-',,-uygun düşürdüğf iddialara bağlanıp '. - ._ .. inkar etmek gafletinden uzak olarak - -..:.,. en geniş tarifini vermeğe ve buna göre --=:::-e:çLiğin mahiyetini açıklamağa çahşaca.,
ERTlJ'TIK
topu diye tarif edebiliriz. Irkı, insaniarın biyolojik bünyeleriyle dahil bulundukları, karak te , ristik ırsi vasıflara tayin edilmiş sınıf; vatanı, uğrunda ölenleri bulunan, altında ve üstünde bir milletin izlerini taşıyan, bir milletin barı' nağı olan toprak parçası; iktisadi faaliyetleri, cemiyet halinde yaşayan insanların maddi ihti , yaçlarını gidermeyl hedef tutan insanlar arası münesebetler ve nihayet devleti de dahilde ve harice karşı hakimiyetini dahilde: hürriyet, ada. let; harice karşı: istiklal meseleleri, yürütmek. te olan bir vatan sakinlerinin meydana getirdiği manevi birlik olarak açıklıyabilrriz .
m
==-~
rgi .co
~-7'
de
Şeniyetteki milli topluluklar, yukarda ortaya koyduğumuz ve mümkün olduğu kadar açıkladığımız tarife uygunlukları nisbetinde derecelene. rek millet telakki olunabilirler. Şeniyette millet olarak yaşadıkları halde saydığımız unsur. lardan herhangi birinden mahrum olan cemiyetlerin varlığı, tarifimizi çürütecek bir delil olarak ileri sürülernez : zira tarifimizde öne sürülen unsurlar tam olarak görebileceğimiz milletler çoktur. Şu halde tarifte fazlalık değil, kültür, ırk, vatan, iktisadi faaliyetler birliğini gerçekleştirmemiş milletlerde noksanlık aramak ve mil. Jetleri derecelendirmek gerekir.
ww w.o tu
ken
=
s,
HOCAOGLU
Sosyoloji ve tarih Ilimler inin ışığı altında ~2.:..:.riz ki: i\-Iillet aralarında kültür, ır k, va• Ikfisadi faa.llyet.ler birliğ'i bulunan; devlet insanların topluluğudur. Cümlede kul. ~ kavramları bir bir elden geçirirsek: _ ::~ca, dil, din, ahlak, tarih, sarı'at, ülkü un__ ı,,-:.::u ihtiva eden' kültürü, bir milleti ka. '""".-=--'7;' eden maziden tevarüs edilmiş yasa, ~~ -~~':nüş, dUYUŞ emaresi türlü neticelerin
Millet gerçeğini ortaya koyduktan sonra mil1ıyetçiliğin ne demek olduğunu belirtebiliriz. Milliyetçilik, milleti her bakımdan korumak, kuv:vetlendrmek ve yükseltrnek gayre tidir. Mil. let yerine tarifi konulacak olursa millivetçilik daha sarih olarak anlaşılacaktır. Şu halde milIiyetçlltk, dil, din, ahlak, sarı'nt ülkü, tarih, ırk; vatan ve iktisadiyatı, istiklii.l, hiırriye t; ye adaleti korumak kuvvetlendirmek Ye en üstün seviyeye ulaştırmak gayesini güden Ideolojidtr. ki Türk milleti için düşünüldüğü Ve yapıldığı za., man 'I'ürIcçülük adını alır.
TÜRKÇÜLÜGÜN Milli Cephenin fikir ve ideoloji alanında mütefekkir Ziya Gök Alpın bu eserini
HOCAOGLU S, ERTÜRoK
ESASLARI en mühim bir
kitabı, büyük
120 kuruşluk pul göndermekle
tedarik edebilirsiniz. Adres: P. K. 353 -
Ankara.
-
Ul
lARlA
Birçok mektuplarda. «Ben de yazı gönderirsem OıRKUN'da basrlır mı? >.' diye soruluyor. Hepsine cevap: Elbette. ORKUN bütün Türkçülüğün dergisidir. Konusu ve kuvveti bakımından elverişli olan bütün yazılar O~KUN'da çıkar. Türkçülüğürı ana şartlarından gayrı konularda fikir çeşitliliğini de urnumiye tle karşılarız, ve ORKUN'da milliyetçi konular üzerinde çeşitli. ince görüş farklarını belirten yazılar çıkabilir.
*
tur.
Aldığımız bazı mektuplarda arkadaşlarımız bulundukları yerdeki komünizme karşı mücadele hareketlerinden bahsetmekte, ne yaptıkla., rını anlatmakta ve ne yapmaları gerektiği hakkında fikir sormaktadır. Bu mevzuda çok konu, sacağız. Şimdilik bir noktaya dokunalım: Bazı arkadaşlar komünist gazetelerin okunmamasırıı sağlamak için, bulundukları yere gelen bütün sayıları para ile satın alıp imha ettiklerini yazıvorlar. Bunu yapmasınlar. Çünkü başa çıkıl; maz, Bir veya iki sayı bu şekilde··tükenince hemen tekrar gönderirler ve adedini arttırırlar. Hem istemiyerek onlara yardım etmiş, 'hem de gaye ye er'işernemiş oluruz. Doğru yol bayller üzerinde müessir olup sattırmamaktır. Bunun çeşitli yolları vardır. En rnühim nokta bayilere komünist gazeteyi satmanın beş on kuruş uJruna vatana ihanet demek olduğunu anlatmaktır, ve öyle bir hava yaratmaktır ki o muhitte komünist gazeteyi satmaya kalkisan kimse bembeyaz bir örtü üzerinde kapkar~ bir leke gibi sırıtsın ve bütün halkın lanetine uğrasın. Bu şartlar altında en duygusuz ve küstah bir kimse. bile komünist gazete -satmaya (bilhassa küçük yerlerde) pek cü~'et edemiyecektir. Bu yolda her türlü gayreti göstermek ve elden gelen herşeyi yapmak bir vatan borcudur. (Suç sayılan hareketlerden çekinileceği tabiidir). Yurdun her tarafından komünist gazeteleri sa ttırmamak hususunda başarılar elde edildiğine dairhaberler gelmektedir. Bilhassa Diyarbakır ve Aydın gençlerinin gayret ve basarılarını kut, larız. -
.
*
ken
de
rgi .co
Gelen yazılardan bazıları çok uzun oluyor. Bütün arkadaşlardan ricamız: Mümkün olduğu kadar kısa yazılar vazsrrılar. (Tabii her konunun mudaadesi ölçüsünde.j Yazıların herhalde iki sayfayı geçmemesine çalışalım. ORKUN'a gelen yazıların çokluğu sebebiyle birçok yazılar bir müddet bekliyecek. Göndeı-cn arkadaşlar sabırsızlanmasınlar. Ayrıca mühim bir nokta: Birçok yazıları zamanı gelince ileride neşretmek için saklıyoruz. Bu sebeple yazı gönderen arkadaşlar bir yazı gönderdikten sonra onun çıkmasını bekleyip başka yazı göndermemezlik et.mesinler, ORKHN'un dosyalarında dört beş yazıları bulunsun, dergi için faydalı olur ve her imzadan mevcut yazıların çeşitliliği dergiyi tertipleme işini .'kolaylaştıır.
Yalnız emin olsunlar ki acele etmesinler. inançlarımızın ve yaz ılarımızm üzerinde şahsi kirilerin ve düşmanlıkların zerrece tesiri yok-
m
.f
ww w.o tu
Karakülahlıoğlu Halil Baştanık B.: 1 Atsiz'ın ilk hecesi süvarinin bindiği at değil, isim manasına gelen ad'dır. Atsız adını taşımak eski bir Göktürk geleneğine dayanmaktadır. YazıIışta (t) harfinin kullanılması Atsız'ın kanaatine göre bu yazılaşin Türkçenin telaffuzuna daha uygun olmasındandır. 2 Yazdığımız mektuplar v.b, üzerindeki adların sonuna «B.:; koymamız tahmin ettiğiniz gibidir. Zamanı gelince bu konuyu esaslı surette ele alacağız.
Bazı
*
okurlarımız bizim Bay İsmet İnönü'ye eden bazı yazrlar ımıza itiraz ediyorlar. Bu arada bize partiler arasındaki çekişme de tarafsız kalmamızın daha faydalı olacağını tavsiye edenler de var. İleride bu konuya bir makale ile temas edeceğiz. Şimdilik yalnız şukadarını söyleyelim: ORKUK bu işte sadece Türklüğe karşı yapılan kötülüğün hesabını sormakta ve bir daha Türk milletinin ve Türk milli, yetçiliğinin aldatılması ve arkadan hançerlenmesine karşı uyanık bulunmayı vazife saymaktadır. Olaylarm ancak dış yüzlerini gören arkadaşlarla, bütün çıplaklrğı ve iğrençliği ile içyüzünü görmek fırsa tım bulmuş arkadaşların görüşleri ve düşünüşleri arasında bazı farklar olmasını tabii karşrhycruz. Bizi uzaktan tanıyan ve Türklük noktasında birleşik olduğumuz ye ancak İsmet İnönü konusunda bizden ayrı düşünen dostlarımız son hükümlerini vermekte
hücum
Yaz.ılaı-ımızm çokluğundan ötiirii bu ·sa;yımıza «ORKUN'DAN SESLER» sayfamızı
i
r~~~~~ ~ koyamadık.
,
Özür· dileriz.
K~~ıünizme Karşı MUCADELE
..
'..
..~
~ Her ayın birinde ve on beşinde çıkar. ~ Fiatı 10 kuruş. Yıllık abcnesi 240, altıaylık 120 kuruştur .•. ~, İdare: ~ ~
Beşiktaş,
Sokağı
Nu.
Yeı:imahal1e
3-
Deresi
ISTANBUL
~~~~~~ IŞIL
MATBAASI - İSTANBUL İdarehane: 9, Feyzullah Cad. A. Maltepe
~ ~