Orkun 60 sayı

Page 1

-"I:"

:( .

~~

ER

ORDU

m

TÜRKL

de

rgi .co

SAVI

i

25 KURUŞ

ww w.o tu

ken

i

/

*

ri/. r.;:.:

!/' F' =,

, \

..

.~.

"23

Kasnn 1g 5 1 ıP

:

+: lif' CÜCE C.ÜNE5 AVrıNDA

~~ ."

,:,:

.,.,.~r, . ,,o

'.

~~~bili~~~j.;~~::~4~8ıjA~0:;;;1~~~~~iii?S;~':: L-"'-"." •.,~~.~,.: .&'"

!~"

~


u

Or kurı a.ilesl -ad ma

İmtiyaz mes'ul

sahibi ve IvIüdürü:

İS:HE'l' Tti,HTÜRı{ P. E. 1818 Galata - İstanbul

23 Kasım

fl..DONE :

Türkçü

1951

Yıllık 6 Aylık Yurt<Ü!li:

10 lira S'lira

Yıllık

15 lira

Cuma Günleri Çıkar

60. Sayı

ALI

rgi .co

m

kaı'ışb, Yine bilyük sehiılerlrnizden başlamak üzere bir kısımadetlerimiz de deği!,meye başladı, Her biri bil' mezive timiz \'C' karakterimiz olan, maz iye doğru uzunarak bize h ava t vercu kc ndi milli hasle tlertmiz tamamen ortadan' kalkar, onlacil ycrin,' dı,;~rdan ge., len ne idiği belirsiz fikir ve f iiller kairn olursa, gelecekte nasıl bir duruma düşeceğimizi takdir adersinlz. Biz - bizlikten cıkaı-ız İs to asıl mesel e burada, Ti t iz bir milliyetçilik gösterip c'ı:,:ll'dan gelen tesirlere bil' is tikarnet vercbllmek tc. ve kendi milli bünyernlze uydurabilmektedir Türk mimarı milli rnima ıIyi feda .ederniyecek bir seviyeye yükseldiği, Türk kaelın ve erkeği Amerikan veya İngiliz döşemesi ni nakşuu bozup milli döşeme ve nakşina çevirebilecek JJiı' duruma geldiği, Türk alıcısı Türk malıalmayı ön planda düşüneuildiğt, Türk um umi efkar: milli kültür, hars Ve özelliğini kaybermemeyi en çok düşündüğü, dışarıdan gelen her türlü tesirlere Türk damga, sını vuı-abi ldiğl zaman bu meçhul ve esrarengtz tehlikeden kurtulacaktır, Bunun neticesinde malı Türk, kanı Tür-le, harsı Türk, kuvveti, kudreti, Türk, şuurlu 'IJil' va ı-hk doğacak rn: .

jstiL.:\Lı)"

ww w.o tu

ken

de

Mi llive tçilik ne bil' cüzam hast ahğıdı r, ne de bir sivasi suçtur. Genel manasıyla milliyetçilik milletin kültürünü. harsını YE: özel karakterini muhafazaya çalrsrnak t ır, Benim anladığım milliyetçilik, yalnız kan \"1;, soy milliye tçil iği değiı, ayağmın ucundan saçının ucuna kadar, kapısından evinin içine kadar, giyinisi. yaşayıs ı, e\' eşvaları, evinin şekli ve döşemesine kadar her şeyi ile Türke benziyen mi l liye tç ili k t ir Kanaa tımca asıl mi ll iye tçi lik te budu.', Kim ki sözlcriv, le mi lll ye tçi görünürken üzerindeki elbise Türk mahn, dan değjl de İngiliz ve Fransız kumasindansa. kim ki Türk sanat ve mimarisini müdaf aa ederken e vinirı stili Amerikan stili ise, 'I'ürk halılaruu müdaf aa ederken evindekiler acern halısı ise böylelerinin milliyetcilik bahsinde zayıf olduklarına, hiç değilse özlcri ik sözlerinin bir olmadığına hükmederim Devrimizde bu türlü bil' milliyetçiliğin muhafaza \'0 idamesirnn kolay bir şeyolmadığını da bilirim, Fakat ne yapalım ki haki k i mi lliye tçilik f ikri bizi buna zorluvor Aksi halde günün birinde ne kültürümüzden, ne harsrrrnzdan, ne l~C' üzel ka ı-ak tc ı-imizdcu, netice olarak da ile mi lliye t<,'iliğimizden ,IOL' de mılletirnlzden eser kal.ıcak tir \"( ğG(:lt:rle

CC)~l!.v(:i~~:T;n birb!rin~'1

~-:ö!.·l~ll:~~I.

kal'l;;:?~n cerniyetlc-rdfn birinin, za ma n lu ötekinin i(~in(1: ..~, 0'l';:'/p :,':;j.-. OL.iL::':"~U taı':hr::n :~:~:j:ttir. r>.~,f.i·iit'!:.... :.•in, l.i r gijn k ar., S1jl(!~l.kir:~i) nlL~s~}·:;:~!ri.~, (:~L:;;, t;ii:::':i, {~;~~~~-:. öbCn' gün de k ryaf'e r ini, yt.·L:,;~~Y)::?i!1!; üder , rı.~:;:..I.n:'.si!'1i. mima r isi ni vb t

!J"

P12c.:eneklcı'C' olduklar-ı

benirnsell1eld2 o!r1uf~lI da

bu~~~ın

h2~~cle.

i\l[t(';.:l'

l.i ı J!(~kiki:lt_

r(:.st;(1Y~1~:'\,h~.,.ı~::~nıız1l1,n~';.~cn 1\':.'1, \'0

17'L!1i~'ri

k0ndir;lizG(,~1

:~r-~~'-

mayısınuzın sebebi ıstc budur, Demek ki sadece kan ve soy mi lli ye t çil ik için kafi değildir İskeleti vücut yapan, e t, deri. damar-lar. si nir le r ve, daha nernli si , ruh olduğu gibi kan \'1.' soyu millet yapan da, adet, a n'a ne, sanal, din, kıyafe t, hulasa, l11üşterC'k kültü.', ha ıs "e ruhdur ?vii!\ete vücut veren hu ve buna benz er unsurları atınız: Geride sadec. iskelet .ka lir Dün olduğu gibi bugü» ele bizi kendi içinde e ıit ecek !wyritürk bir unsur yoktur, Fakat dişardan g el erek l.iz: nir k urt gibi teruelimizden sarsan bi r tesir vardu, Bu dış tesir bir kurt gibi hizi iç;,mizd,-,rı yiyip biti ı-me k tedlr. Bnslang~cını Tarızima ta k.ı da r göt ıcbi. leceğ irniz bu tesir gi ıiIkce h IZin! a rt nvnak ta ''c' lıiz i, I:i/. olmaktan .:ıkal'mi"d.;tadıl", M,~!;,,:la, milli, musi kimi": ô

ü

:;:::ıııııcb

ba t ı musi k isi

vrr

n lrnıs t ır

Büyü"

"iL'lıi,.leı-i-

ı"!li,:r1c-anık rni ill mimarı t a ız n nız a itibar eden ka lrua , d! Milli c\ii>;enK' d iva n Ye nak ıs lar ırn ız (oldun tarihe

_,~_::rn2t Vefil;: ;;il;'ı'İ:..: Dt;

Paşa

muh tcrc ın

(1823-18~1), za tı n

rncrhumu

hayn t ıru n pek

hepimiz (:oğ:'u ya-

!.'~ıncı 1:":2nıJekcilcı'de elt~ilik!(1 rrtl<.~Uği. !Jİl' çek da ya(~!1jei' bi:cl!~i hüi{:(~,r!Tl)li~;(;I~.~ unsurlardan h icbi r ~itl:.' j,:,:·~yL-ei.rJ;('n~i!)i.il', Evi ndcki ve üs tündck: cşy.ı la r ':C:ı,!, mal: oldul: ran basl;a yabancı kırnllar huzurunda c:<~Tüıkün .vne nf aa Uarını ne pahasına olursa olsun tok sözlerle müdaf'aa ermeklen çe kinms mlstir lvIilleti U,,.ki l eden f ertler!n ç::;ğunluğu, fikir ve f iili bir olan kimselerden olduğu gün mil liye t şuuru uyanmış demektir, Aksi halde milli hasletlerimizden azar azar kaybederek Türklüğümüz kayboluyer TAHSİN tiNAL ::;.'::1''::

Not: Bu yazı, Atsızın «Milli Kültürümüzü Koruma Kanunu" sayı: 55_ Nesredilmeden bir hafta önce vaz ılmıstn-, Ondan ilham alınarak vazrldiğ ı zannedll , memeüdir Binaenaleyh bu davada her milliyetçinin av nı cekilde düşündüğü a nlusı lrnak tad.r T.

KIT'A Haııu

ıaı'j'l. ediyor

~

ahlıaplaı'".

~ (

Njyt> Iıicvc'tnwnıi~iın l':i.zımı Iır-rı, HecC'u\ ın kütrl) hill' lnsa nn d ır r~()z.,nı;ırn

lı nvvu»

j<:in

:l!{'l.ınıı

$

hen!

x.

~ TARILıi\:

~


OH!<:UN

.._0_- _. __ .. II, (1)

KÇÜ:tÖ

Ti:Ri

Ili (Türkci;

Mütefekkirlere Yazan:

Açık Mektup)

dır, O halde, gayernize ancak, milletlerin hareket kayrıağ: olan iymana bir istikarnet vermekle kavuşabili riz Bu itibarladır ki; Türk milletinin şuuraltından anlaşılamaz bir kuvvet olarak beliren Türkçuliık ideali, artık sistemleşrnek ve programlaşmak zorunda. dır. Tiu'kçülük halil. bil' doktrin haline gelmemiştir ve bu sebepten de iddia. ve ideallerini gerçekleştirmekten henüz çok uzaktadır Türkçülerirı en büyük vazifesi yüksek bil' fikir hamlesi yaparak iyrnan €,\'Ieı-inden gelen e ner.iiye. sasrna« bir istikarnct verc, bilmek oluyor, Ziya Gök Alp, bil' hareket \'C tlok tıin udarnı olduğu içindir ki, mürşit sahsiyctiuin bağısbdığı yüksr-k telkin k abllive tiylc. «Türkçülüğün esasları: .. n:

MEK T'üRKEM

İkinci Dünya Harbinde sesini duyurarmyan, kamplarda ölen, inti , har eden soydaslarunızm Aziz Ruhlarma

de

ken

ww w.o tu

Böylece iyman, büyük bir aşkla haYilta \'C hayatın EC-:--e5i olan dokth-lnleşmis bir ideale sanlnıaktır. İy: areketler manzumesi doğurduğu zaman dcğcı - --~ Fakat dikkat etmcli ki hareket bir gaye-=- cezmivorsa: kendi içinde devinip önce yaptığını ra yıkryorsa yine bir değer kazanmış; sayılamaz ve _ manzuma olamaz. ( Küinat ı kül' bil" kuvvetin \'12 resadüfler!n idare ettiğini sananlar hataya düsüyor., zar. Williaİn Ceymis'in pragrna til: galye tçt görüşü, gerçeğe o kadar temas ediyor ki bu fikir, Leibniz'in kurulu düzeninden ve monad larından dahi üstündür. Hayatta mekanizmden ayrıca bir '-,energic: vi tal hayati enerji':' olduğu muhakkaktır j ,Sağa sola mittemadiyen isabetsiz vururuk sallayan acemi veya akılsız bir boksörlc, akıllı ve harcke tlerı ölçülü olan boksör arasında ne kuda r bÜYÜk I'ark var. Ger-çek Mııliyet~'illk 47 sayısında cücrrustu-,

Iıa~lıklı

ilk vaz ı üRKUN'un

:i

ZEYBEKOGLU

Bir fikir Ve iyrnan sistemi, çıplak ve çorak bir arazi veya yanık bir orman manzatası gösteremez, Henüz durulrnamış bir çocuk bünyesi gibi, çeşitli tczat ve tenakuz larla dolu olmak nasil YU5lı bir insan İ!:~:l biiyük bir kusursa ; mIlletleri harekete getiı-mck ve yüksek bir ideale sevketmek iddiasında bulunan herhangi bir fikir de; heııüz' o fikrin sahipleri ta. rafından açık bil' surette or tava konulmadığı takdır. de, aynı isnada haklı olara]; maruz kalır. :MilJı':lı,,·j gC'l'çek verimli bii' yoldan saade to ulastırabilmek kolay değ ildi r, Yalnız kuvvetli ve iç' en gel.:11 bir iş'iiyakiu, bütün bu güçlüğü. or-tad-m kaldırarak, nedero ulusabileceğimizi sarnı-sak ald .•.nu-ız. Cünku, 'ırzl.l \ c ist iyak, daha çok, ruhumuzdaki ezintinin ve :!;~;!ğıJı:( üuygusunun hadiselere karşı isyanı Ve gürLırıLişt,~ rniu., pet bi;' tezahürüdür, İymarı sahibi, zu nnedildiğ! i!. il.;i biı' fikre kuvvetle inanan kimse midir'! Pusculm DüşüncelerInde ortaya attığı «Inurırms olmak ıçın ınanmak» fikri, iyrnanin gerçek tarifi olamaz, Tasav. vuf ta bil' nevi «meguloman!sezenler: mutasavvırlar yanlız inanmış olmak için Inandılarsa ha k hdır-Iaı Ruhi buhran ve sarsıntılar, umumlyetle, ruhi yapıhsunızdaki tezatıardan doğuyorve bize, kör bir iç güdli ile benliğimiz aptalcasına bağlanarak, kai na t m mlhveri olduğumuz zannını tE:lkil~ ediyor Benliğe bağlı iyrnan, kuvvetini ruhumuzdaki tczn tlurdnn al. maletadir Bu hususa çok iyi dikkat eden Henry C. Link, «Dine DÖl1i'ı~» adlı eserinde, içe dönük ve dısa dönük insan tiplerini inceledikten sonra hayat müc.ıdelesinde basar: kazanmak iı.;in dısa dönükterin talı, Jıini üstün görüyor, Bizce mücadele ve hareket adam.: önce içine dönerek aciz Ve kudretini iyi ölçen, S~:EU da hayatın akışına varlığını bağhyarak cemiyetin kUL banı olan adamdı!". Bu ise, hem içi he-n dış: kapsıyor Ve iki yolun ortasını çiziyor.

(l)

..

m

.T

MİLLİYETÇiLİK

rgi .co

GERÇEK

_

~lf'll

'I'iu-kenı

hey!

Gi;l,

böl'iilU

TUrkmcnem.

Asıl oları ced di n inkü r eder ml? '.l'i'lrkm,'11 (Jğ'ııl! Bir ma rn lı 'I'ür-kmcue ıu, i:~iLI

<:ri

];j~İ

t;,ıstığ"ı dalı

Inıda r mı?

bn sım al t ürbevl gıymeılı. n:'~ıniı~.-;; bHp 1h~ni rrUı-l:tC'n sa·yınHd~

Bahi'sız

~!{'n fI'iir~~e-rn hf>Y! Kı;ynm

":ır

Gün

Altay'da,

(l"A°:..ı!u Tlll'knıpne:n, bi r denli

i

IUYOlm;

Ha ilrnizt 111' sen sor, rıo men di yern , Jrurı'dn cyle!itim; dediler: Accm, i'\-tı.'n Tür!mıen he.y! Gurı <loğulıı Türkme!lp-m,

)

SQn namuz.ı S\~c,c:\lles:':Lkılu'-ln men, 'Yurttan uzak, eli bağ'lı kaldım men Tiirklüğiimc doyamadan öldüm men. Men 'I'Iir kcrn oy! Ak t olg n.lı TiirlmH'nem. De vornez dcrrümi ik ı:-.ı.riıı lıe.ylt, De r errıez ömrümü bu k ısn ai;,'lt . Yolcs:ı da )[Qı;aıııla 'I'ürk diye kayıt;

i

]Hen

.

Ti',ı-!{('m

SOysuz

i

olan

lw!

Bir

bdülı

inı,:ı.r" (,;;",,~ e"dılini.

"If'n 'I'in-kem IH'Y! Soylıı Şan ettim rneıı kcndirnc

!\fen 'fürl,,'1ll

!

; İ

'fiirl{nH~lleııı!

be! Boylu

buslu

KAMllEıwOLU

~~<ı>--~-<ı-~~~-~,..cı

#

so plu Tiirl,me!lı·mı. Türk adını; 'fiirknıı'lI<.'ın ... CAHil'

AYDO(;,'~N fj"<$~

ı&~

'. ti!ıı


ORKUN

KİN Göster

semü-yi

ma ğribe

Dök Icalb.J saf-ı millete Al bayra.ğırıla

Ey maklıel'-İ ~

Hil:ıl_i

diyer.İ

Toplar

boğ'ar

hi tübun

i i

Dağ'lar Binlerce

Garbın

Ilsana gelse

de Eabrinde

Evlildının

ıw,iceyi,

bu

yijncle

a~-am"ila:'d'l',

KijJ",

umumiye tlo

Lcin 1(-1n k aynaysı ı l.uz..n: :-:!!-: sık. gelİ0i,,;C;Zl-l a t cslr-rnc-lerl.. ka yna t ıırna k is t cmr.ıc, boşuna C'tı,'ı'ji ~8rf(·dilir - Kitle, gıU'!emek ic)n zama-

d •.;l':;unclul',

nuu

Lel::ı:ı';

heı- zaman

\l'

d,i!cği,

1:i1!f~Yi

n lJ~~:?~{a,neye vaıar ki ';' Kazan: sarnan alevi olan h(lY~'C'an det;il l':i)c

cluruaktu ."t'11

heyecan

Iik ro

US~J:i_

!,:ön{}ür]"!1:(dr.n

fikiJ'

lı ,ı!,: iı ha re k ct ti r

}Ienirz l ıi r lise Ö~T( ncis: oları [~~enc..'ı'ri.'ıd,:ı;ü d.rgl leri n heyccanl: ifatle slnrle e nc ıjisi n! lwlianilbiljyol', ~"'2.',::,i' ,;,!lman geçip te, çok değil, lıiraz olı::unı2';il~C;l;

bil'

d:ığlarda,

de nakletse

zülhrıl,

kulbtmt

silah

müsterüı bugünlcü

sana ..,

ttrretcn

~!i..H';:f:;elınp

İslama

ye düşmarımı

!?ıırf'zar_ı

Pe!1~emde

zafer-nüma, kefen

'

g-ölg'eden!

h in-mr-t.

ot :

iikıbd,.,

de aula tsn hepalnı .. ,

e-an dirilSe

cebln.I

Tiirl,'iim

Bı,n

ecdi'tdı

yirı»

m

1

muuzzuırı.r

Rf:fiı-!

~

de a lrı ın ı,

fe~·z.i beyürıını

çık, yürü, sağken

Dü~n1::.n sa,dfr.sı ~ Sus,

ken

ww w.o tu

",,'

yükselt

Bir gün şeh id oliıııea da olsun

rgi .co

z arnarnna göre ciz ıvermiştir Ziya Gök Alp'tan bu yana, hayli büvük bil' tckamül gcçi,-en Türk mille ti, bu küçük kitaptaki yakın geleceği ilgi lendiron ideallerden bir çoğunu tahakkuk ettirmiş; buna karşılık, daima ortaya atılanlarla yetinrnek zihniyet iylc, 'I'ürkçülüğürı tekarnülüne engelolunarak, bu yüksek mefküre, yerinde saymaya rnahkum edilmiştir İnkı_ Iapçı ve kemalist geçinen gurubun, nasıl bu konuda esaslı bir dok tir inleri yoksa; biz Türkçulerin de onlardan farklı olarak sistemleşmiş bil' fikir manzumesine sahip olduğumuz pek iddia edilemez, Peyarni . Safa, «Türk inkılabına bakışlar» ında Atatürkçüler için bunun büyük bir eksiklik olduğunu söylüyordu, Biz de, ne yazık ki ayni acı itirafı, Ttrrkçüıer ıçın yapmak zorundayız, Yalnız, bizim bir üstün tarafımız var: İyrnarurruz ve samimiye tirniz Fak at bu da her kilic1i 'aç~r anahtar değildir. Bir yaz ımda, akıntıya kiuek çektiğimizi ve çevremizin gL-ırültülü havasına, boşuna ayak uydurduğumuzu yazrmst ım Kuru laf söylemek ve bağırıp çağırrna kla işlerin yiu-ürniyeceği meydandadır. Biraz kendimizi renktd edelim; doğruyu bulacağız Esasen Türkçülerın en eksik tarafı ve muarızlarımızın en çok itiraz ettikleri nokta: «Ca, nım siz ne yapmak istiyorsunuz. sizin devlet ve millet işleri hakkında bir fikrini? yok ki; yalnız heyecan ve pat ndı ile iş görrneğe kalk ıyorsunuz ve tabiariyle herşeyi berbat ediyorsunuz.. diyorlar, Bu iddianın biraz haklı 'bir tarafı da vardır Ziya Gök Alp'tan sonra, gayesi içerde kanı Türk olanları başa geçirmek olan ırkcüık'Ia: yeryüzündeki bütün Türklerin Is tiklalini ve birleşmesini istiyen T'uı-ancthktan başka (hatta kısmen bunlar da dahil) hangi fikrimiz ortaya atrlmış tır? 'I'ürkçülüğün din görüşü, ahlak, devlet, iktisat ve ticaret, askerlik \'e siyaset v b, göıl:lşIE;l'i nelerdü'? Kim yazmışve hangi Türkçüler bu konularda anlasrnaya varmış tır? Bazı arkadaşlar, fazla teferrüata dalmayalım. esaslarda bi rleşelirn ; gerisi yüıiu diyorlar Bu düşünce, milliyetçiler arasında ükü' ayrıl ığ ı çıkrnasm. arnarı parcalanmayahm korkusundan ileri geliyor, Halbuki, bu şekil daha zararlı. ÇC~n.L:üherkes kanaa tlcriru su khyor \'0 ortaya koymuyor; müpherniyej yar, I-IiCbi:ı:.'l!:1iz 0!1 yt'..l--:ınınuz ın bile şu konudaki fikrini açıkça bil,'-;-ı:iyoruz ve münakaşa etmekten çekiniyoruz: Beraberce iş görrnek için ise rnüphermye t H' ~l:ıph( büyük engeldir, Hel' faydalı hareket ye Iaaliycte ket olm, Fiktimiz i aç.kça ortaya koyarna yınca birlikte yapabilece(;inıiz tek bir şey kalıyor, O da bol bol hevecan, Jur.mız: kamçılamtık Zaten TLırkçül",' şi mdiye ka, (lar valn z heyecarıa hitap etmeyi tercih etrnislr i' ve ki 1~C' psikolo.ihiİ!;in :(.('t,Vif ye rlc ıindcn faydahıno.l'ak,

sana kalsam ktnimlo

ile ferrlayı

uyu

g'e~:nİşi;

a ff'etrnedjrrı sr-nt,

da bir ıd~l!

s irsleı-Im, dinlerim

",y nô.mdür

.. ,

atanı ...

adı s:lde intikam ..

SERDAROGLU

ElUİN

BÜLEND

~ "'..•. ~-O..,~~~~

artık, yekrıasak kamçılamalarda!} bıkıyor ve fikri te kamül istiyor, İdeali kuvve tlandiren, fikri ve fiili mücadeledir, Programsız, t'emelsiz bi;: sürü ipe saoa gelmez iddialada ortaya çıkmak; hayali savılacak tasavvur-lardan bahsetmek; aklı başında hiç bir kim. seyi, Tüı'kçCılLığe kazandn-amaz Re alis t olmak YC .mcmleko t, millet davalarrrıı : böyle bir gözle iiıet'le_ rnek zorundayız , Türkçülüğün yeni esaslarını planlaşt ırrnak, pro, gramla5tl!'nıak ve doktrin sahibi olmak için Ile yapmak gerekirse yapmalıyız, 'Tel'crrüa t deyip bil' kenara a ttıklaı-ımızm bir milletin 'ana davalan oldu.Q-unu unutrnavahm Kaldı ki ilmi metod, daima tcrerrüatta bil' hikmet aramış ve kanunlarrn, t eferrüa t r1ecli,'\"imiz olaylara daya tmışt ır Düşünceler ve f iki r. ll'!' ortaya konrnal ı ve o Z2,'11aıı yapılacak düzel tmcle rl.. 'bıı'Jiğe dOğru gii,rnclidi( Elbet ki, müt ecaui., olmavar. faydasu; ve g-eçici bi rlesrue lr-r yerine, l11L"ıt ecanis o la n la r, daha çok iş görm:::yc 'elvel'islidi_'_ Yı l laıca , Tiukcüloro fik irs iz LI tOPY8CI bı' '(hil1l' rncrhame t sizce vurulrnustu: BiL, daha fazla bu ,,;Clmg,ıyı tasrma l; is terniyor ve Türk çülüğür, henüz IJii' duk t ı-in o l mama k la bC1'8b01' bil' doku-in bünyesine "ahip olduğun» ve dok l ri nlcşrnek i~:in TCıı'k(;LI ıni'ıt,rE'k::il'lel'in ;C:il.}Tctini beklcdiğ ino ina nıvoruz Fuk a t , () Ti'ırlu;:ü mü (('f('kki der nr-redc o· g'ası


o

j{

5

K U N

-----

---------,--

HASAN ALİ AAAA--'>oA;~~.foA""F'~~

Bu ynz ı Sıfır'ın

devı-lnde Eüy Enstitüleri kız.ıl ~ olarııle lııılıı.'lan, bir üıı;:üda'i1-l vaz ılnuşt.u-, VHdinlin ha vrı için

öğrenci

miz tarafından a-dını <ıei~iştirerpk

,,,,,~_,,.,

yaymhvoruz,

'

kuruldular Şimdi perc1e yavaş

__ ••.~,~~~,,,,,~'V'<;~

so.a

açarak

güzel

.L~~y doğ:n' bedir,

En

sevrlu

yavaş

sesi

nedir,

nr;;\ch, bir kız ellerini

sağa

ile :

Al h"':h ! Alialı!

diye salıneyi dolastık tan sonra l!,oald,,~Jp gitti, Sıra ilc şiirler okundu, tüı-kuler söylendi. horalar tepildi, Zeylıe klere gelince, bu e:;;\2i1ceden rnest olan Sıfır j erinde dura madı , hiz lı lıızh sahneye geldi, başladı L;~ybek oynamaya. BL' alkış koca salonu aldı yurüdü, Oyunda yonılan ve hızını ındiremiycn k ızı l suratl. kuvruklarmı da alarak aıı,ışlar arasında öğrctmenler odasına gitmek üzere ayrildılar. Vaz iye t gösterdi ki bugün buradalar Akşam üzeri kr.mvorılarta ze bahçesine taşınıyor, Bağ

masalar evindeki

şandalyeler küplerden

sebsV,nt.'

,--------------------------,.

{~en1i geliyor

goeu1i

SUyu

ww w.o tu

Aceledir ace lc Bir mektup yazacağım Hasan Ali Yücel'e

ken

de

Bir yaz günü sabahın erken saatlerinde sanki bil' yangın söndürmeğs davet eder gibi kalk kampanasi hız lı hızlı şalmmava başladi, tam bu esnada Hasanoğlan Köy Enstitüsünün direği diye vasıflandll'llan meşhur öğretmen Ali Kılıç yatakhanenin kapısını birden açtı: "Çocukla!'! Paşarn: Günaydın' Çabuk kalkın! Bugün babanız geliyor! Temizlik yapacağız diye telasından ne yapacağını şasu-ıyordu Çocuklar ya taklarından kardırrlıp idare L; nasıru n vambaşinda topla tıldılar Şimdi vazife taksimi yap!lıyol': «Siz -meydanlardaki kağıtları, çöpleri topluyacaksmız Siz yolfat-ı süpiu'eceksi niz, siz de babanızı mernnunetmek için oyunlar ve türküler haz ır lryucnlcsrruz , ' Bütün çocuklar dağıldı; kendilerine verilen vazifeleri yapmak için ncealarmin nezareti altında çahsivo:, 'lar, Boş kalan toplantı meydanında seçkin 10 _ 15 kız, bir bu kadar erkek çocuk müzik başı Mehmet Öztekin'e teslim edildi, Bunlar (Baba) ya eğlence hazırhyacaklar. Bir kız bir erkek olmak üzere babanın babasının rumuzu olan (O) sıfır haline getirildi, Eskiden öğre, tilmiş bir-Karadeniz oyununa şu türküler söyle tilerek başlatıldı,

m

yuvasınüa

rgi .co

i ,

dik duruyor. Bir alkı~ tufanı arasıııda, kalın kash, iri göbckli koca ağ;ziı \'C k ızrl sura tlı birisi önde katası ilc selam vererek il:~i'liyoi\ onun arkasinda kaba vücutlu bir kızıl suratlı daha (H, Tonguç baba) ve kuyruk lar ı içeri girdiler, hususi ayrılan koltuk lara

koyverdlm

ar ga

Bula:ııl'sa bulansin Emir ver TOııgUÇ baba Seven se\'cni al snı Bu gibi sözler gayet tabiidir ki babuy: memnun edebilirdi Sıra geldi (dellocan) halayına Kızlar erkeklerin, erkekler de kraların belinden kollarnu dolayıp bu sarhoş oyununu da hoplayıp zıplayarak bitirdikten sonra birkaç tane de aşk ve sevda türlüileri söyle tildi, Bu~ ı-arım haz ırIığı tamam, Diğer hazırlıklar da istenilen şekilde olmuş, Saa t tam bir sıralarında 900 talebe, b:ışta kızlar olmak üzere mek tebin ana yolunda dizildl Baba bek lc , niyor Yarı.m saat sonra taksiler arka arkaya ge ldi., ler ve geçtiler, içinden ne ana ne baba bir şev çvkma , dı; meğerso talebc yavrularını yemekb a nede kabul etmek ıstiyen baba ve dede doğru idare binasına gitmiş. Tekrar bütün çocuklar geriye dönüp geniş yernekhane salonuna hıncalnnc doldular B~ı sırada Ziraat Başı Palomar sahneye çıktı; talebele re hitaben: «Büyük misafirinıiz sol taraftaki kapıdan gil'ecel" Hepiniz birden ayağa kalkıp o verine otur uncaya 1-::1dar alkıslarsrmz. dedi ve çıkıp gitti, Biı t ün çocuklar heyecan içinde kapıya doğru ha k ış nkc n ani olarak_ bir el aralarından' kalk i>;urcti \'C.'l'di, Herkes ayakta dim ,

~--

Ülküdabr! Yukarrdaki şekli sakın ha hi r akrep zannctmeyiniz! Hasan - Ali Yücel'in karikatürüdür.


6

ORKUN

ERZURUMlU MEHfliET Yazan: sert

.

.

FA İK GÖZÜBÜYÜK

aşı lmaz kayalan arasında yüz bir ivman ve kahramanlık kalesi 018.r8 k duran Erzurumun ve Erzurumlular;n c'çtişttrmis olduğu temiz Türk evlatlarmdan birisi de Mehrned Arifdir Mehrned Arif Beğ Hicri ] 260 yılında bir Cuma gecesi doğmu!) olup babası şehrin kale topçu miralayı Hac Ömer Eegdiı'. On sekiz yıl süren bir tahsileleıı sonra 1278 de dördüncü ordu merkezi olan Erzurumun Ordu Mcclisj Tahri ru t Odaxna n!i..ili"ı;~ım tayin edildi'. Buradaki vaz lf'csi kısa siu.miışttu: Bi ı: yıl sonra Erzin, cana uak ledi li:' Bundan sonraki 'resmı \'Cızifeleri sunlard ıı-: 1282 de «Erzu ıum ViJcıycti Meclis_! Te rnyiz-i Hukul: Easki tabeli :,' mcmurluğu, 1283 de aynı rnccli , sin .müstantikliğt, 1286 da «Divan.a Ternyiz-i Vi layc t Ba sk at ipl iğl. ve 1294 de ya 11 i Rus Savaşı esnasrnda ayrıca görülen lüzum üzerine tayin edildlği, ku, rnanda n iVIü'iir Ahmed .l\Iuhtar Pasanın Başkatipliği, dir Bu son vazif'ede ve Pasanın maiycttnde epey bir müddet kalrmştuHatta 1295 de harbin bitmesi üze, rtne-Muhtaı- Paşa ile beraber Çatalca, Çekmece mın, takalaı-ina da. seyahatl vakldir; Ayrıca Paşa. ile beraber Mısıra gidişini de hayat sayfalarının bir cüz'ü olarak söyliyebiliı-iz Bundan sonraki memuı-iye tlerl muhtelif adli müesseselerde vb işlerde geçmiştir Girit isyanı esnasında memleketten giden heyetin yazı işleri başkatipliğini de yapmış olması bu rnünasebet., le zikredilebi lir Ölümü 1315 de Istanbulda Heybeli. adada olup kabı-i Merkezefendi mezarhğmdadir AL lahdan rahmet dileriz Hayatı haldemda kısaca .malumat. verdiğimiz Meh\'C

med Arif Beğ bize asıl eseriyle kendini t anı t rmş t ır', Bashca iki matbu eseri vardır Bivincis; Bin Bir Hadis diğeri Başımıza Gelenler adını taşır. Adı geçen bu iki: eserin de ilk basımlar-ı Mısrrd adı r Sonradan görülen ilgi ve istek üzerine ikinci basımları merhurnun oğuL larından Dr. Ncemeddin Arifle, Celaleddin Arif Beğle ı-irı gayretleriyle meydana getirilmiştir. Birinciestrin dini ve içtimai, ikincisinin milli ve tarihi bil' kıyrne t i haiz olması dolayısıyla bunların üzerinde, bilhassa ikincisi üze ri ndo biraz durmak istiyoruz.

büyük

m

Bın Bir'Hadis bir şerh ve izahtan tbaretrır Didak ıik - öğretici 'mahiyeti haiz olan bu eser namaz, oruç vb gibi ibadet hakkında basit dini hi lgi ler verrnck , ten ziyade ruhi ve vicdanı rne sclcle rde n, ve bu iki unsurun insandaki tckamülünderı bahsetmek gayesine ma tuf tuı .

rgi .co

Anadolunun

B.u yapılırken de escı-de cemiyet rcantelerın., Vb durumuna fazlaca yer ayı-ılaı-ak hadislerin o zaman için halimize,' vaziyctirmze, ahla'lnmıza uygunluk de .. recelerine gör« seçime tabı tutulması keyfiyeti mü .. him denecek noktalardarıdır Bunu diğer hadis şerhlerinde pek göremeyiz.' Müellif eserint yazarken sadece hadislerin çerçevesi içine ve nazari prensipler-e saplanıp kalmamış, cernlyete, hayata da bakrmştır Nitekim eserin başında TanzimatdeVl'indeki umumi kültür v.b durumlarının kısaca tablosunun çizilmesi bunu gösterir zannındayız.

ww w.o tu

ken

de

yıllar-danber-i

ARiF VE ESERi

hilere -doldurulan şarapla!', e rzak ambanndan çıkart. ları üzümler incirler hep sebze balıçesine sevkediliyor Yemekhane nöbetçikri cllerlndc Pa larnarm imzasını ı.a şıyan kağıt!arla tavuklarm kümesine doğru mezelik getil'mek için koşuyorlar. Aşçılar bugün için Ali Kı:IÇ'!ll emr-inde yemekler haz ııhvoı'IaArnbar mcrnu , "u Öğ, Be:]çc~ Çiper Ali I(ıl:(m hcl' 'istediği erzakı. Hasan Alinin evinden allı' gibi bol bol gönderiyor, Velhasıl 'lıC"t'şe~ akşama karl",' hazu-Ia ndı Talcbelcri de mahrum etmemek için he r sınıftan teznsi lcn birer ikişer kız da ayrıldı. Artık burdan öte taraf ıru kızlardan dinl iyoruz Lüks lambaları yanmış, hcl' yer döşenmiş, masalar kurulmuş, sin-ahiler kırmızı saraptar!n dolu, yanında billur bardaklur, kızart.ılrrnş piliçler ... T'a m bir rneyhane Sıfırın ve Tonguç babanın ağzııvı rnezc \·c;'~n, bi, rrlak tu tan k ız ta lebe , Jel' ve kız öğretmenler Lrı l tınl dönüyorlar. Çeşit çe, :;i t çalgrlar çal ıruyor !.1 ;;Li;) gcı':"' varrsma kadar hiç bir Türlc'e yalnşmayan eğlenceler devarn edip bir kızıl düğünü canlandırıhvor. Sayın okuvucularım, bu vaz iye] bir defaya mahsus olmayıp hemen her haft ayı Hasa noğlanda geçiren Tonguç Babanın bir ade ti halini aldı ve kazdıklan çukura düşüneeye kadar devam edip gitti. QANlo0LU TÜRKSOY 'J.'ANlR: f

Şerh edilen hadisler içerisinde ahlakı,' aklı, mayı esas alanlar büyük bir yekün tutmaktadır.' da o zamanki umumi vaziye tin doğurduğu bir retten delavi olsa gerek.

çalışBu zaru.

1\1, Arif Beğin ikinci mühim eseri olan Başurıızu Gelenler bir harp tarihinden ziyade müellifin şahsi görüşlerinin tesbitinden ibarettir. Yazar eserinin başında tarih ve ıarih! şuur hakkında bazı fikirler ileri sürer ki bunlar üzerinde durmaya değer noktalardır Bu görüşleı-e nazaran Tarih bir milletin dürnenidir, ona istikamet verir. Mazi bilinmez, unutulursa istlk., balden bahsetmek -abes tir Milliyet aşkı ve ırk sevgisinin bir tezarıüründen ibaret tarihin en k adar yapıcı, yaratıcı olduğunu siyası hadiseler daima göstermiştir Yazar bunun için şöyle bir misal veriyor: Daha dört gün evvel Devret-t Osmanıvcyc mahkum olan chcınıniyct~iz Mora eyaletlnl Yunan şekline k ovan

Tarih

değil

midir

(1),

Arif Bcğ bu sekilde tarihin kıymetini belirttikten sonra, bu durum karşısında milli tarihimizin aydmla , tılrnast, bilinmesi zarure ti üzerinde ısrarla durmaktadır Osmanlı ricalinin ta ilk devredenberi milli tarimize karşı olan gaflctlertnin bir neticesi olarak özbeöz Türk vurdu olan Anadoluya sömürge muamelesi yapılmış, buna karsılık Rumeli ve Balkanlara kıyrne t verilerek yayılmak istenmiştir. Tarihimizin ta sekizinci yüzyılda Asyadan başlamış, milli kıymet ve kaynaklarirnızrn bir çoğunun oradan gelqiği unutulrnanus.,


---------

----,---t ır

Osmanlı devle ti bunun acısım daha sonrn nos:-a, Husek, Mo ra, Girit v b, isyanları nrt ice sinde duydu, , Buradil. karşısına bir t a ıih ç,].;;m~lı, Orıunl» müc ':ıkk etmek mecburiye tinde idi, O~manLcıiığın, ırk, dil, din itibari: .... -Io a:,-{: olan bı! ::~~nıf]0?·; b~::1c:)U]·:~lek g(ı~.·retleri

r~~~:~""""~V"""""""""~""'J"1 ~ ~

ÖZLE:H Değilsin

çok

saçırın. Ay-yıldıZ

Süslensin

ş

köylerin mekteplerine bile sirayet ettlresurette gayet parlak fikirleri· mualhmler yok ise kat eylesinler, Bize ye bizden evvel kfler e ait olan tarfhlcı-Irı mütalaalarrvla en;elkl ahvale iyice kesb-i vukuf etsinler, Bu tavsiyelerde de maziye ve tarihe verilen k ıyrne t açık ola rak gözüküyor

, yeı-lerdeld

15iz senin

uğTun.!

1:-e(1irın(~n1 e l lerr-

~ ~

Bir

"

Bez erıc lwzenl'

$'

ww w.o tu

Yazar bu hükümlerden sonra adı geçen T'iu-k.Rus harbini tatsilath olarak anlatmaya baslar Eserde panis lavizm blokunun teşekkülü, tecavüzkar durumu, bunun karşısında Osmarıl: dcvle ti ni n aldığı vaziyet ve daha sonra harbin cereyarı sebepleri teferruatıyla bütün safhaları gösterilerek anlatılmıştır, 'I'eferrun tı gösterrneğş bu yazının hacmi müsait değildir, Eserin bütünü itibar-ıvla şunu sövlivebiliriz ki: Kitabın rnih.. veri milliyet sevgisi, aşk: ve ızlırabıelıl', Bunu sonundal<ikıssadan hisse bahsinde gaye! güzel se k i Id o gös'tert n yaz.ar. şöyle söy liivor: olsun

ol g-öz ki:

n iigfı n olduğuıııı ki:

görür

Ber:it-ı

RayeLi

ilcba l-i

milletinin

ıle u ylcu yu yarı r ! Taş

neciLt_ı

kavrnlvc

olsun

SI'I'-

ol

ttnı n e cau ib l n ayak.

edildiğ'ini id ru lc ,-,der dı' k.ı.vminın ninıct-İ hiırrIvc t.i n r- muk ahil Bd kör "I{<:,ı' kııl"r ıleg'eri o lrnn.yn n diinya~'a tu m.ı r-de rek ka bu l-Iı e sa ret •..yle!' .. İnsan dinlnin izzl , mHldinin şereIl, va t.a n ın ın musürrılve t l, Illinlyet.i ~:Llısi,'f' \'1, lc a vn ıi vrs i n in Sf" Jan

altmda

lametiyll'

rizr-,

rlz!'

insn nd ır.

(4)

Bunun için de kendimizi hi lrnvn ıiz., rluvn ıa nuz 1:'ri hirniz i, k iyme t lcrimiz i a nl ayıp Tüık oJd,-,ğunıuzLl unutrnamarruz gerektir, Elhıısı!

lıir

n yr ı,

alından yar

boyrıum

öliiriiz

f'frri

g'ayri.

ba h n j~ıhrısını

. "

{;iğ' olup

lli!~~f'n1

S:\Ç'.ll1

>{

telinc,

~,

döııdi,in g eltrıe. Bırakmam val ir. 'ıl yaban elinI' Burcu burcu kokan yelln Kıbrısım,

~,','

Gell n bil'

~

<!,

~ -! ,-'

L

~

~

I

Düuva

hikmet

ülern

Gel

yar

seni

TdH (te puIlu

,

senin

işinde,

_ görtır <Iüşiındp,

~ ~,~',

hele

da duvn k başında

karşımda

salın

$

ICıhrısıın

1

Iialuı.r.ı pn.lavı ~al:ı bisınillah, ıle düşelim yola, bismilırılı,

~,

$

Hayılin

Dilimizde

tesbih

Ömeroğlu

senin

ola. blsmlllah,

kulun

Kıbrısım

""'1V''':'~~'''<;t'-~~,.1>~-.f'<A;i''#'

ken

cek

:::.€-

gorür üm

de

Tarih hocasını bil' EbuIhamaset hamaset babası olarak tavsif eden M, Arif Beğin tarih tedrisine ne kadar kıymet verdiği aşikardır, Bunu şöyle ifade ediyol": Ruh-u şehamett, sevda-I bekn...l müüye tm hücr-a

;p ')

oy,

D iişümde

m

rinden bahscdebrldikleı-I halde biz o a rıi ı ve asil tarihimizden ağız açarmvorduk Bu nedendi acaba? Ga , yet basit: Tam mükemmel bir raı-ihi mizin olmayışı, milli suurun teşekkü l edernevisi (3),

Ye,;,i1im düşmüs

takın,

rgi .co

Müs temle keci, ısttsmarci Avnıpo:ının çıı,arJ11ış olduduğu ve sonradan da tuhaf bil' tesadüf eseri olarak korkunç tehdidine ruaruz kaldığı Nasvona lizrn-rni lli'.-c,tçilik Osmanlı İrnpaı-atoı-luğunu da çöke:rtmeğe mu, vuff ak o labi lrnis t i L, Byrorı'Iar v.b Yunan bağımstz , lii';'l dii...nsmda 'Ttuklcrc Osrn anlı d cvlc t i ne a t es püski'ırı\d:en ellerinde yalnız rnilfive ı.çi lik bnvrağ ı va ıru :'illitemadiyen tarih terı, tarihi hak ve hukuktan bahs'cdip duruyortrrrd ı Osmanlı İnıpara torIuğu bu hazin durum karsrsmda boyun eğmek mccburive tincle kalmıştı, İmparatorluğun muhtelif yerlel'İ nde başgösteren isyanların hepsi ırkı, dini, dili ayrı olan bu devsirme ovlat larm nanköı-lüğünün bir eserinden ibaret değil miydi (2), Onlar kendi uydurma milli tarihle-

vürck

:>

yakrn ;

S Ver bana kur-barıarn elin .kıbrrsım

d" boşa crkrms tı

Kör

vak ınsrn,

ırak

~

!'ik!'.i l't'llliYt',t

\üı,\',mi,_,

hi,!,

'l.I,hıml'L

khis

fikri

ıııl,'d II,d;'-', yani lıi/. ,lı' umumu ,\'('rl(>;:nw(lij{~'('

d

lco ln ylrlcl a

bu

kabusun

a.!tındi"ill

}{nH\ıl~~n1~i.'l",:::SSI.:.~

liim .. , (5),

Arif

Beğ böylece

eserine

son vcrı r F."ÜIr

GÜzü.sÜ'ii'tm

Arif Başımıza Gelenler, İkinci tabı, Syf, 3, Nitekim İz mi ıe ilk çıkan Yunan ordusunu 0.1_ kışhvanlar \'fO Anadolunun içe"i::;;:';dc is:,a,ı12r çıhtı-anlar hep gayr-i Türk unsurlar o.mamıs mı idi? i

L) NI

(2)

121 Nam.k Kemallerin ,atih rorna ntizml sok maira '.:alışmaJal'l da Lu ilı tiyuç tan dolayı c1e~;il miydi? (4 i Başımız" 15 i Basmuza

Gc,!enler ,Syf, Gelenler' Syf,

5::l !, o

:53:;,

i (:i) Mue il ifi n burudak i millet ıoplulugunu sackc<,' müs ıeıek. siYf!sİ \'C iktisadi me nf a all ar L1f~rıınri;-ı b i ı. i '-".serel:, ict imrı i muk avele n:_·ticcsir ..J:' Ol'ı:ıy:ı (ll-:rn'0

j~nsan kit-lesi

Oli:ll'J.k

kabul

cd~n

.s(;;-i.'ışlerin

(ki

bu fi-

k i rlo ı )"elsrfe' ülemine- İrır:iltcl'::c1l' Hobncs Fransadn J, J, Rousscau gihi iiiL'ILfelddl'J'c'r tarafındmı SO)..: 1.1 1mus t ur) tarnamivl-: r-d\si !siikatııcUnde. cereva n etrnis1il' ]v[ Arif bu nul-:taclcı cb ,:.so~,;:, al ml1ka\'~lc', sistrvnl. 11(' hücurn eden E Buık o gibi siyasi ıeylesofların fikirlerinin tarafını tu ırnus tur ;'I[illel uzun lıi r rnaz ielen devam cdi p gelen (lj'ganik, bi ı: yapı arzetler :\UJ!i:;.:ti yapan kan, ırk, rtüsünce vb unsurlar, insanin dO!,,;,trken !ı,-j'cı\)el' gclil'cli!~i şeY'lC'relil', Bizim su vcva bu millete, n-ka, mensup o lusumuz e limizde- olan hir lze~'fiyeı cleQilc1iI', i (~('\'i ren) ,


R K U 1'1

JIEI";·r:\JI :2lj ~~i3.... G,ızei:~;leı·.::le yin,=ı bir L?~Jcj~: r2~~8. y~~iŞr:1cdiğind~n ij~ı':":::;:li-;cn~;=r~!l Ç.'OCiik zn!~-ı-;.! ~~r: VCl'i~ii!i::c·-:c:kj~};;! B'..1 gihi h::~b·':i'lcr'i Lc1.~ O~Ç"-!~:1_~~;t8. Zi~ih;~l!j:;:e 1.i;:;:t.c:ctk bil' S~ledin ÇCl1f-?li tak.lı.': :ı.?'-3.l'a ~"0i:i:3n~~:<\iği zamarılar neden _:::~P ö.;·:!·,:·:jT>:!·11::J.'ı1c-!1~2~2 n:c.~.:J: mcmurlardxn v.b, kesi, Ii r ? l':~6cn ~"~;:_<"'ij~ ..:12!.·Ü-ı-l.!:Z i~ ·;a!·ls~s<ıtl~rınc.J.i1 da b1kesrn0k

r8z~c:d-:

lt:'::~i!ıci'rc1(n Lal·:rtnllk

hj~

~':~;;;S0rı-;r~ akl ına

~;;?;!"i1~::? !.... CJ.b8.

h.::ıb~i·C .t;~·ıı'f~t) ::11 orada

gı:::!':!ı bil'

~·api..~n..·... ~· in·j:i:i

i .Aile-::)

U1:-~i.\·i:'.l!-

.~1.Ô!l1l

-Ba~_ hiçbjr

t~'~~~~a':::lg-! ;,~:n, Çör:~:ll bir ::~i)k~·t~a 01,;1'li:::, :J:::;tibd!"'ı.t şaksal.; cısı bir y.r~zar bunu .k<.llı;rnin~ (lo1.:ı=,:ij\ -::Ba k .. İl1[i11'~1'E:c1c' (:·:rj'1c)kr(-ı...~i va.: dn nıUhal"2f~·t 1.i~~~kürılnl!"ictc11tll 1';:2.1dı~ I';:!(..:~~': yel'df' yeniden bir sol-:ağö. onun adım veriyor .. l;..:.t: diyor .:-\tlj ~eçinı tutanaklarmda sahtekarlık ya-o paruk iktici"i'Oi g0çcn bil' kimse olmadiğ. cinetle bizdeki Iriönü efendiyi onunla kıvaslamanın imkan. yok a:118., biz şimdi oıasuu bn-akalrrn da sakşakçıva S01'::\]11i1: 6 yıl koca bil' trnpara torluzun mukaddeı-a tım elinde tutmuş .bir adarnın aduu t aş.yau ne bil' ka1'15

::,~;k~ı1~, F'jc-~·d:.ı.ı-:

ne

dı? bi;'

~::;i(:~~~:, o

~::-.J',)

i :'.; :.l~:' :..:(, i) :"',-

;: ~;:;~ rnc.!'iEıc1aI1 bir

j bret

l~O!·~';~a~~'l C:~~:. ~.:f:~ljrtın·2t.:, tı!zd;;:ki

duru,

ta:)

parçası

;:,!:.·'a~L:((:i.:i.~~.ı:·:fL·l1 J:i~:

~ :.~j.:d~:il

(~~dli1a ~:..::~·L

ww w.o tu

~.:i!~_~D.t:[~

ı:.~Q:j·o~~lı:.nd-:~ . S(,):.:SU:·:~:ll' C2iniY2

B.:ı.:)kanlı~i ndan

(~.=ı!:2jn!~2 Ci.~Elftı!:~~~I,:i::l!~l·:.:tul::~ıE:;:,::!~ ;::~l1E!~l!) .'"1:·E=~l n(·)l'2dlyo;.~LlZ:

;2':--

.-'\::;~ı~~·!dı~~·:i ~.,':~ ~:.11:1.un~! yİ (~~~ r ?:in:zİn

:.~':-.;~: "~:'.-nı s~·ly.r,~:;ni.(~~J., ynı

punt,)

~'t

n~:'YG~;·lt1~:~~r.! ı';J.~1 l--tc,z!'.:J')~)0Et ;):;."n:ıı r,rr:!'k ~Ül:~lit'l'~ n

g~~'!::?in-

i

L-~n:jy;:·t~~:;!;·f:

ba

!'r·~~:-lı:- ~~-;:.y,.n1a-

:-;')e!

Çi:\'~'21·:"l'l!,!dt:

~\:-~<\!!"!(~:'!. :!':Cx:.::,:l

n.}·-:,~l';:'i

~~::~ Ç~~·::le:ıl-: s:ty;-

;·:i.~r(n

3~1-

Y(~ ;';~:"Y!,~: gÖ;'i11C:,';;'-

:'-~:··:.l::)~·;E::~Zl

!"iL~::1et:t'

!-t'.:1ı.1t'~~e.ı·Y~' :~'-~1!:ın1:'~1·~z. ES~~~l"n .;;I~.'::lE h~i.~~jiü :-:'i~E):.,-et('i

olrua.nın

yolla.rrnı

Cemlyctt

Mlşorı

a rıya ...

Başkanı

Öztürk

ÖRNEE!

Birkaç· zaman önce selu-imizde acıldı bir hadise cereyan etti: Yaşlı bir adamcağız, bil' türlü geçrniyen hastalığından son derece muazzep olarak bii' me. zarlığa gidip tabancasını şuleağına dayayarak kendine kıydı idi. Halcikaten hazin ve vurekler parçalayıcı bir. ha , dise Ancak bu hazin hadiseden mille tçe bir kazane elele etmek de mümkün gibi görünüyor: Hani bazı ihtiyarlaraulu Tanrı bir örnek alma hassas: ihsan

buyursa ....

İ'I'İR."'kF

üstad (!) Falih Rıfkı, Nadir Nadi'nin gazetesinde yazdığı haftalık yazılarından birisinde «Yağma Hasanın Böreği» konusunu ele almış, Bu yazıda kendine has kıvrak (!) uslübu ile milletin parasmırı nasıl su gibi akıtıldığını anlatıyor. Şu satırlar o yazıdan: «Harıl şu paı-Iümeuto dnvetleı-L'vardn-, Birinde ben de

Inrl undurn,

rah

nisbetleri

sormak -

'.':

mllltyctçis!

Soysuzlar

de

~.,~}~: ak

":,1"

··..(.':;~i1n:ı·:3inl ie klif

2..dın:l;

bii'C'r' 'I'ürk

ken

~\Ui

idea-l

m

o

rgi .co

8

------- ----

a!,lmıü !-Inl'c.~ra.iı

g:ideeeldel'

Cevabını tşrtmestn»

Brezilyayfl·

nasıldır

Acaba

Daniın:ırlm

harcı,

dt'leg·esint1en

gel dl : LL!]?

Bizirn!d1f~J'

urasmdr,

ku ra

ver dı,

«Yerin

!liye

gittiyortluk.

diyt'

nerede

hendi

çe!-\:tilerJ kulağı ise

bana vardn-,

elimle

ağzun

k ese Ic ılrule n dUştü. aman

Hrısrın

Juıpayae:ı~{-

trm,»

batarı şef devrinde mille tin parası su gibi ve Icin nasıl akı tıldı ? Bunu aşağı yukarı hep bilivorduk Fakat, yağma Hasanın böreği diye millet paralarını bol bol yiyenler acaba içlerinde bir sızı filan duyuyorlar mıydı? İf;te onu 'da Cibali imarnımn oğlunun J. J. Russovari bu itirafı ile öğrenmiş bulunlıyoruz Yere

kimler

BAsıUN

ü1n12d~2.·1jl!~. !~11H2~'1hi~l~l2' ljal'~~~:::;l:'~Y3.l-~·:'-~!.i:~i~.·~,jy~n

sarheslar Bcvoğ Iuncla bir mağ aza nı n 3000 li ra l.ıvmerlndeki camını k ırnuşlar, polis sarhoşlan yaka .. larnak için harekete geçmiş. Sarhoşluk, (hele cam k ır mağa kadar varan şekli), şüphesiz kötü şeydir; r.rna. bizcc, polis önce carnekan sahibini yakalasa dahn :--··erinck olur Halk-nın büyük bir krsrnı yalın ayak ~;":cl'cek kadar f aki r olan bir memle ke tt e ibr mağa , z.ırun sadece canuna 30qO lira ,:arf ermek herhalde müıı;.J,,~·ı,;izlik bakunından bir gece sarhoş olmaktan lı:ısbndıl'. Da:::1

Cİ:'!,:.i~:::-:~ l' ~;l1yuruJrn~lstu~'~ SI:E ]~~i1i:·ti i:;.1:·:~t~~i:-; lj,::C:":,U;] uz. (!:'.

:1:'-{1,:l.)~.'. ?~L.'.i.s2J

('\~n~~1:,1.i'jY2tl

r,n-~r.

jitr

d:~

~;_!.il

~(i.).!"!.

I-Ia1b:ıı·:i ),:nı!. y:ı11Hh dil,

:.o,:n~H·lar!

(11D,

soy

r,;'~ln1~1!'=~-i:ZijJ.'!t'·i!r~.d~;{'

~~ılun:ti~

(i:~}l~~tı:·.~P

:.~c:~2t.r:rıe!·:~L-:jn ,-:'.r~!!'!~> ...

::;!~: .. ~! 1!: ..•. lı~::~L·.n::;:;ii.i:e

:-~:J(:L

~'''e ~':lf:t,tl'ı~1H::' da

el':ıdal~i

~!r~.1:!:;lL'.:~~:l'·,~:1J:', :~~nl"::11dr· d ~l' _ vr- bi1tüu. tU,:ıugda

a]t.ıfdla

G:·ı::.:..~tI'Jı·l'-

::sh

'22b:!'n;:~

1-:Hj:;;t'ül_'

:\~~~ı""~ ~~,'::)a

r~ıuse;-i,

JIll-1~;ti:y'iııı

!'.i;};aenl1n

tIJ!)Ii.l..i.)HT~I·I':':,

ve

vı-

oLıl1

Y~l'di.' doğ'-

bir

bnlur~(1J_l{~1l

"atarlı:1;\~llnız-

v.ı b.:.n,_!~ı51:1 rJf!11Z g·!I.)j '~T;l'l-:·tiir. ),;'1)(:1

bi!U.in

ın::ın ,]~i.'t.!.·I~h·I'lIoel nin

h11'

hl('-

l::;ıri:,:('sı

~;:·~."l;rOt·il:::.

~~~'. ~'-iE·~:'".;l:.1'r::.~, :-int:d:~·a. yH~1::{~U j.ç·lr,-:It· dU!~'ıl

esns~n:~ b:1:'J"-

:V~)l'lS atJuı"ın-

vo r,

(\'H!'~j:ı) 1\,Iüsl;:ı-

.l'-;I)t~l )jabanE1

~·tı~,lll.Yt'. 1·:::ld:ıl·

ol'lll.ı;ll:

resrni~lbi:!

TÜ!i~EÇü EONU~\IALARINJ)AN

:

.._- Falih Rıfk ı «Cumhur iye t.. teki yazılarında lin'in adını neden hep «İs talin.ı şeklinde yazıyor? .- tu, hccesini '!.İsmet,·e henzetrnek ir;in",

Sta-


ORKUN

9

----------------------------------------------------------------------------------ENSTİTüLERİ

KÖRDüODMV

HASANOGlAN

: 3

Yazan: Yüksck

ÖlEıUel VE YÜ~\SEK KısıM

ENTITÜSUNÜN

Kısım:

Hasanoğlan'da köy enstitüsündan başka bir de Yüksck Kısım vardı, Malesadı köy enstitülerine öğretmen ::..etiştirrncktir Du hususta Hasanoğlan'in tercih edilmesinin sebebi hem Hasanoğları'a yerleştirilmiş bulunan kuvvetli menfi elemanlardan istifade etmek, hem de Dil-Tarih Coğrafya Fakültesinin meşhur solcu Doçent ve Profesör leriyle de işbirliği yapabilmek tir Gaycsi :

lur, Hatta ,Bursa hapishanesindeki Moskof uşağı Nazım Hikmet'in de dolambaçlı yolla, eserleriyle ve rnek, tuplarıyla talebclerin üzerinde devamlı tesir ve telkini sağlanmıştır, Yüksek Kıs: 111 bu şartlar «ltında öylesine bir çalışmaya koyulmuştur ki, burada asil Türk köylüsünün ve asil Türk analarının va tan ve millet için doğurup büyüttükleri aslan gibi köy çocukları devlete emanet olarak Köy Ensti tülerine teslim Edildikten sonra orada, Türkçe, Türk tarihi, Türklük duygusu, Türkçülük ideali, Türkcülük tarihi, hulasa milliyet ve rnukaddesa t dünyasından habersiz, o dünyadan bir ısrk alacak en küçük bir penceresi bulunnuyan, yalnız \'C sadece yıkıcı, bOZUCll, zchirle yici sol pencereden sol dünyayı gösteren ve bundan başka bir ilim hulunmadığtrn ilan eden ha in ve yalancı bir programın zehirleyici tesirine 'tabi tutulmuştur, Nekadar hayret edilse yeridir ki, bütün bunlar 18 milyon Türk'ün gözü önünde, Türk bayrağ ı altında, Mehmet; çiğ in sürıgüsünün gölgesinde «Turkiye Büyük Millet Meclisi:" nin 34 kilometre ötesinde yıllarca sanki Mos, kovada imiş gibi tam bir cesaretle ve şaşılacak bir cüre tle yapılmıştır, Temiz vatan çocukları bu hain siste, min elinde kendi ana ve babasına, kendi soyuna ve rnilletirıe düşman olacak kadar bozulmuştur Yüksek

rgi .co

Röy Enstitüsü çarkından geçerek Tonguç te rbiyesi almış mezunları. tekrar kasaı-lanrnıs solcu hocaların yuvalandığı Yüksek Kısımda iyice pisir dik ten sorn-a Köy Ensti tüle ı-ine öğretmen olarak yet-leş tf ımek tir Böylece başlangıçta Tonguç'un isine yaramasına 1'2.;;me n mensel Köy Enstitüsü olmıyan öğretmenJeı'den Köy Enstitülerinin içyüzünü ifşa Edebilecek herhangi bir öğretmen çıkması ihtimali önlerımeye ç:alIŞlı.m15, Eöy Enstitüleı-inl, Köy Enstitüsünden çıkanlar-la idare etmek, dışarıya sır vermemek prensipi göz önemde

KADIOı,LU

m

KÖY

1utulmuştur

de

Çalışması:

;

•.. ~ •.

ww w.o tu

ken

Yüksek Kısma Eğitimbaşı olarak derslerinele kapalı bir şekilde solculuğucnetheden, Tonguç Baba'nın iltifatına mazhar olanöğretmenlerin aksine olarak sahsi Eıübalilik ve ahlaksızlık tezahüratı gösterrnlycn \'C fakat solcu öğretmenlerin faaliyetine de asla engeı olmıyan, makamı ve vazifesinin Iüzumlu kıldığı diplomatik mezrve tjer e fazlasıyla sahip bulunan Recep Gürel tayin edilmiş idi, İlı tiyath ve 'tedbirli bil' zat idi Derslerinde «komünizm» sözünü ağzına hiç almaz, hep «solculuk» tan bahsederdi Biz ele onun bu uslup \'c i tiyadırıa hürmet ediyor, yazımızın bu 'k ısminda aynı yolu takip ediyoruz, Yüksek Kısım kadroşuna Tcnguç Baba Recep Güre l'e yardımcı olarak İbrahim Yasa, Sabahattin Eyüpoğlu, Muallii Eyüpoğlu, Meh, me t Öztekin'i öğretmen olarak, ve Efecan ile Süleyman Adıyamanı asistan olarak vermişti Bunlar Recep Gürel'in yukarıda 'işaret _ettiğimiz yüksek diplo.. ma tik meziyetlerini paylaşmadıklar-ından Hasan, Ali düşüp Sirer geldikten sonra tasfiye edilmişlerdir, ancak Mehmet Öztekın'in tasfiye edilmesi 3 yıl daha ge_ cikmiştir Ayrıca, Dil - Tarih Coğrafya Fakültesinin solcu 110calarından Pertev Nail Boı:atav, Behice Boran, Niyazi Berkes, Mediha Berkes, gibilerin tesirinden istifade (!) etmeleri için Yüksek Kısım talelıeleri sık sık bu fakül teye derse getirilmişlerdir ve Yüksek Kısım ilmi (,) bakımdan bu fakültenin yüksek idaresi ve tesiri altına konulmuştur, Bu fakülte o zamanlar ŞC\'ket Aziz Kansu'nun idaresi altında idi, Bundan baska bu zamanlarda Sıfır'ın gözdesi Sabahattin Ali 'den de istifade etme hususlan ihmal ediL rnemiş, gayrımuayyen zamanlarda Yüksek Kısma ziyaret maksadıyla getirilcrek talebevle konusturulrnus-

<;io .~

00••

~$-H'

Yurt. Bu

koku

yeşil

veren

filizlenem

Bölük

bölük

Aşkın

ile

uştcrndan

$~

Senden

tazla.

sevsern

azrrı'rıl u r?

yüz siu-em bil' bir Türkiyem! ertdım pn-ıl

göl' gör

TilrldYfm!

g'üzeldir, ne güzel

başka

uçur,

pc tck

lı a ldi r,

aşk ı nidem

sevrevlrycm

Ka tu r katar.

Bu

sbzrrı'olur?

BınI sırıl güzeldir,

Seni

Tatlı tatlı

büyül;

hnzm'orur?

Dumn nlanrl ı dağ'lar

Pe tek

'I'üı-kryeru! Türkiyem!

büyük

pırıl

akar

,

bdlüneyım

özge

Taşına

Sular

olam

dilineyim

Aşıondan Yıldızların

giU olanı,

dal

daha

aşkrmda.n

Seni candan

i

>$.

Rarı,:! Imrı,:! topl'Oı,ğına kul olam Yeşil

!

.19>

söz

Bahçelerde

_

"'~ "$o

gidE'ın

götür

bi tmlyecek

Tiirldyeın'~ Ti'ırkiyem!

ynlum balım

hey! .. IH'~-!..

söyle söyle dilim hey! .• yolculuk

Ömr iım inan

böyle olsun

TüRKlHENOGLU

bitmez

'rüddycll1!

vctmez ALİ

THrıdyem! RıZA

ÖZEn

1$ıfP<


ORKUN

,

m

tulmustur,

HASANDGLANDAN

ATıLANLAR

ReBatŞemsettin Sirer devrinde Hasanoğlandaki yüksek kısım kaldırıldıktan sonra aşağıdaki ö~ret_ menler Hasanoğlandan atılmıştır: İbı-ahim Yasa, Lütfiye Yasa, Hürrem Arınan, -Sabaha t tirı Eyüpoğlu, Mualla Eyüpoğlu, Cernil Toygar, Rezzarı Taşçi, Aptullah Ön, Süleyman Adıyaman, Efecan, Bedir Ayg erı Sabahat Ataman, Şükrü Arse.. verı, Ali Yılmaz, Pakize Hıdıroğlu. İsmail Tıknaz, Ayşe 'Trk naz. ve (arada sırada tarım dersine gelen) Prof, Celal Tarıman

ww w.o tu

ken

öğ

tahakkümü altına götürmek olduğu maskelenmiştir Böyle yapılmayıp ta ilk ağ ızda Rusların mct hiyle işe başlansa Idi bir tek Türk çocuğu bile aldatılamazzn Yüksek kısım, eğer Türkiyede k api tülasyon imtiyaz , larından istifade eden, doğrudan doğruya Rusların idaresinde bir Sovyet okulu bulun sa idi ne k adar ileri g idehilecekse o kadar ileri gi trniş ve ha t ta daha.cür'ct kar hareket etmiştir, Ancak tesiri çok daha fazla olmuştur, zira Rus okuluna giden bir Türk çocuğu karşısındaki hocanın bir Rus olduğunu bilerek ona göre' hocasının telkinine karsı ıuhc n uvarnk bulunur ve sözlerini ihtiva t kaydı ile karşrlardı Fakat burada, karşısındaki öğretmeni Türk bi livor, mayasının '.'C' ruhunun bozuk olduğundan tamamen habersizce ve masum bir it ima tla dinliyordu, 'Ta lcbeyi görıde ı-on ailesi de, talebenin kendisi de o hocaları başta Mi lli ŞU olmak üzere devletin açıkça belirtilmiş itimadını ıasıyan kimseler olarak görüvur \'C onlara devlete' inandı,~ı gibi inanan bir rub i h',!ı,'!,le okula giriyorlardı Sirer zamanında yüksek k ısrm n konferanslar la VC' biı'takım nasihat me tod la rıylu ıslahına çal iş ılrnış ise de tam bir netice a lı numadığ ından bu k isrnı kaldırmaktan başka çare buluna manus ve yurt çocuklarını rnil, li rnukaddesa tın düşmanı yapan bu fesat ocağı nih ayef Sirer tarafından söndürülrnüstür ve o tarihte okumakta olan öğrenciler de muhtelif okullara da,ğıtılmak suretiyle mernleket e kazandırılmak yolu' tu.

rgi .co

Kisurı'dan çıkan talebede bozuk nisbe ti ve zehirlenme derecesi (diğerKöy Enstitülerinde bir azınlık olmasına karşıhk ) çok yüksektir, Bunun sebebi kısmen buraya orta kısımdan soıCu ölçülere göre daha elverişli sayılanların seçilip alınması, kısmen de buradaki telk(nin daha uzun sürmesi ve çok kuvvetli olacak Ş2kllde itina ve gayretle yapılması, kuvvetlerin talebe üzerine daha fazla teksif edilmiş olmasıdır, Buna rağmen, bilhassa Sirer zamanında buraya solcuların tesirine karşılık tesir yapmak üzere Hamdullah Suph: ve rahmetli Kazım Karabekir Paşa ve başka bazı kimseler davet edilip milliyetçilik konusunda, konferanslar verildikten sonra, taleb e aı:asında bozulrnamıs olan veya milli şuuru yeniden uyanan öğrenciler bu, lunmuş ve hunlarla aşırı derecede zehirlenm.iş öğrenciler arasında bıcakh kavgalara kadar giden münakasalar olmuştur, Bu günahsız, aldatılrms, gaflet içinde bulunarı rnernleke t evlatlarından Allaha küfür sanıran, bütün milli varlığı ve mukaddesatı inkar ederek farkında olmadarı Moskof için Moskoitan dahil. zorlu Türk ve Türklük düşmanlığı yapanlar çıkmıştır, Bu yöndendir ki bu Yüksek Kısım ve onunla beraber bulunan orta kısım faaliyetiyle Hasanoğlan Köy Enstitüsü memleketin dilinde calkanrrus ve menfi bir damga yemiştir, Umumi efkardaki bu merıf i damgavı silmek için, Sirer zamanında Hasanoğlan'da çalışan milliyetçi ı-etmenlerin yetiştirdiği ateşli genç talebeler Hasanoğlandaki bellibaşlı bir soleu öğretmeni sınıf ta veya meydarıda Jinçetmeğe karar verrnişlerse de bunu haber alan milliyetçi bir öğretmen böyle' bir hareketin doğuracağı akıbetlerden öğrencileri korumak gayesiyle müdahale ederek öğrencileri bu teşebbüsten vaz geçirrniştlr Solculuğa kapılan talebe arasında sonradan uyananlar olduğu gibi bu fikre büyük bir inat, israr ve fedakarlrkla saplanıp kalanlar da vardır, Bunların bu ısrarlannda ve inançlarındaki şiddette de, ne garip ve acık lı bir tecellidir ki, onların soyca Türk olmaları arnil olmaktadır, Ziı-a Türk inandı,ğına tam ve samimi olarakinanır, tazyik karsısında kolay kolay dönrnez Bu, aslında temiz, fakat zehh-lenmiş çocuklaı-ın ko: münistliği ile daha ziyade şehirlerde ve ',aydınlar:, arasında bulunan kozrnopoli t ve soyu kar-ısık kcmü. nis tleıink i arasında şu mühirn fark vartbr : Du çocuklar yaptıklarının ihanet olduğunu asla bi lrniye ıek, müsbc t bir iş yaptıklan iua ncıvla hareket e t mek tcdirle ı Halbuki öbi..'ırleri bilerek, Türklüğe karşı kincıuyarak ve arkadan ha nçe rlernck için yapmaktadırlar, Hatta sunu da belirtelim ki, zehirlenen köylü çocuklaı-ından bir k ısmırun saplandığı duygu ve düşünce tamamen korniınis tllk de değildir, daha ziyade bir ~ehir-köy ayrılı!:!;ı şuuru ve sehiılivc ve köy ağ ası "tahakkümüne kar-sı kin ve isyan duygularından ibarettir, Cünki) bu temiz k öv çocukları için tertiplenen telkinler bu yoldan başlanarak ve ilk önce bu maske altında yiıpılmış, çocuğa, ",Siz viızvı ll ard anbeı'i aç ve sefilolanıl;, ağaların ve deı-ebevlerin ve ~elıii'ljlerin tahakkümü altında sörnürüleı-ek yaşadınız ~ Daha ne zamana kadaı' buna tahammül edeceksiniz? İ!jte lıizim dava mı; sizleri (yani köylüyü) bu tahakkümden kurtn ımak davasıdır denmistir Murnlc iın olduğu kadar uzun müddet: maksadr n cocuklar: Sovy,otlcriıı rlcmil'[:ıcnk

de

10

HASAN

oo LANDA

İzzet Palarnar, Hidayet Balcıcğlu, Karni le Açıkalın, Öztekin, Sı t l: ı Şanoğlu, j\li Kılıc Nafıa Ak a hrı, Erkut, P,;ılımiye 'I'arıma n, Oral, Ahmet Ünal, Kemal

BIRAKlLANLAR

Gülen, Ziya Kaplan, Nazif Mustafa Günerr, Mehmet Şeref Tarlan, Rüştü Büke, DileJ.: Oğuzbay!ı', Mitce lla Peı:ilıal1 Çelikel, Ramazan, Sözel',

..... ~~~'-"-"~~"{h'''-''''&.~'-'-,,''-~'~'

~ Köy Enstitüleri' Iıakkmda bilgisi ve ve· ~ ~ sikası ola,n. ül~ü<1aşlar!mızııı bize acele gön- ~ ~ dermelerini nca edel'lz, . ~ ~

__

~

1~I),\'

(;E;LE~~EI{ Enstltıılr-rındr-

~A,Y:~HZ)),\."

hız_l'.r",.'1,

,

,,~

ı\lıııı"~,,l)<'tını

~

~,,-,-~,,'-'-'-~~'-'~'~~i1!.:...,~~~

~

Tahrik

ye 'l'c'j\'iJ;,

~

f.>--~~~

!

Hanı.za

Sudi

0:,1"Je1.; ülküdasınuz

ın

bir

kiz:

doğmuş, adı «Yoşlmcan konrnustur Tanrıdan uzun ömürler dileriz" Falıı'i Ersu"as DlkCtrlwiımızın bir kızı doğımış, , aclı «Mefküre, konrnustur 'I'anı-ıdan uzun ömürler dileriz, ,

i.

,~<1;- ~~

o!i'9

ı ı ,

~ '


II

ORKUN

Türkçülüğii

Ali Şir Nevai'nin FETHİ

H:UIİDOGLC

Ali ŞiI' Nevai, Türk çağatayedebiyatının 15 yüz', yılda yasamış ünlü şalı-IerInden biridir Ali ŞiI' Nevai, 1441 yılının 9 şubatında Herafta doğmuştur, Babası, Uygul' bahşIlilJ'ından - Kiçk inc Eahadur'dur, Banadur. Timur oğullar: sulalesine mensup bulunuyordu, Ali ŞiI' Nevai, Horasan hükümdar: Ebül.Kaasn» Babuı- tarafından himaye edilerek yetişmistir. Okul çağında sonradan sultan olan Hüseyin Baykanı ilc arkadaş olmuş ve bu arkadashğı haya rının sonuna kadar devam etmiştir ,

GÖZLER

~'e~itli

'iiil'l"!'

kn rş ı,

Sart:

.ıva.rruna nıemtsl

mrşlurrlu,

Tiirkçt' hile

na ru k

F'arsça

etraf'Iı

ve

z.erıgtnll

ktcr

yerinde Türk

düşünsı-

daha

daha

an]:t~'I'ihl

derin ve

me tl ndr-n r+nrl e listiili

v.u-dı r,

hal,

vevu Söz

ise

Fakat

vı- ibarf'

dahn

doğru, ilim,

her

no lcsu.rıl ık

fen

t"ıııiz Ye

hik-

ıı cl iIIe-

Ikisinl

balaınından

\':ız'ında

ı'e her

~:ıı't'taıı bır

deli li (k

vuştn

ya~aılıld:ı rı

da h a

kabiliyetli

~UcIıı/': Bu

n Insu n lurı

Tüı'k,

:ı~ırı

hu ldı-

o lduğunu

'I'ürtd er,

büyirlcler

/erine

n' Iıeylerinrlmı

![ölel('l'lll,' va r-ıncrya

(ııllni

öı::Ten)ltl~lenlIr,

Hattıi,

Türı,

ıı

her

~artları inde n

şa trIcrt

a~'ıl;;

vamandı,

Farlst

bu

ben

Ernek ler'irni

1ı1{ alanlannda TUl'I-;:

ı-isu lerle evn

koydum.

ye

hak dil

hn yı r

rlna

Hp

zorIııklarUa alerni n aydınkoş turdum,

ıl ili ni

tarafla-

Mul ıa.kcrrıetId

Türk

lcaz.uuhrd ırn

Kerı-

olduğunu

ö~ren(1iler,

lciiçiiınsiyen

herılm hıı [,'izli

~ait'lel'i

a nu cn k

gitkork-

g'er~el;:

Adını

üzün .

sözlt>g'pl'-

öğ-ı-eııirlcl'se

nma-

vr- rulıurnu

sn de .

)

gerçek Türk eğcmenliğ ini n ancal, gerek ve gerekse edebiyat dilinin Türkçe olusundan gerçekleşeceği ne inanmış bulunuvorüu Bunun

ici nd ir ki,

Türk yazarlarının me leri ni sağlamak

ik

Tür],

n.tıuı

kovrna ktu Ict gayretinıi

beni

deceldel'dir,

nu

(llhiii n üyerum

bir

ne ç,(>,[j_Itbır

ıçınF'a rs

Öyle

yüce

sö:vliyen]cl'iıı

ç'eğ'i ortaya

devlet sonra

niteliği vazd ım

kur-t nldnla r» Türk Içi

vazgeçmedlrn,

snlılall<ı1l

dillerinin

dedim

ve bırakıp

yendim,

toplayıp

şairlerine

<lHlcrinin

Aceınce

nın

Türkç,c}i

e"irgeıne(lim.

ılhnmrmm

Sart

\'1-'

bu

rinden

için

ne-

diken-

VE'

Im korkulu

ülemde n

bu

korkunç,

düşündüm

şairleri

hazi-

el değmedik

yılanları

görünce

Türk

dokuz

güneşter

Gülleri

;<,\ılmatlım, , Gii~iliildcıii

savuştrm,

<li öz

tılısımın

göğii,

pa rIaktı,

görmedik,

çekindiideri

Fakat

çalış-

yücelikler

daldrm,

göz

Bunları bizim

şeylerden

rnadım,

daha

bahçeleı-Ine

crns-

küçütc-

ı"l(!ar

enginleşen

vrldıztardau

Ama

a 1'-

düşlinrneğe koynldum ı Tül'l{gözlerime on sekiz bin bir lilem göründü Bu alemin

içerisinde

yanında

Demek

Nevai,

Sart'tan

i k i milletin

a.yrı r hayat

Her

vardı.

rını

yeti-

durur-ken

dalınca

yüksek

iHeınln

gibIydi:

mlşteı-,

delillerlı'

arasında

sÖj'lemE'nıelidil',)

incileri

Bu

bunca

dll lerf

nesillin

ül-Lugut

tc teklcürdc

Türkll'l'in

S:ıI'l'lann

olmu ktnd ır

-"'1',

f)iir

(lah"

,

bu halk

daha üstürıdü, Bu erdemler,

mlüc ttnın

bil'

;v ükse lclrğ t öz

sa-

insun

söyleınenin

anlar

gökten

z.e kü l ı, d:ıh,t

elele edilen

~iiı'

Uzerinde

bezeleler

yara<1ıJışlıılır,

ı.lıı1'liIll(hl ri Il',

Tiil'k'iin ten

Bu,

ntve tlnden, bel li

vt- parlak de

i nce , f'n z l , leemal

kusursuzluk

farld,,,-

guvr e t sarflyle

ve

görüniİyorlal',

d iu-üst

saf

bu

bu

dilde

Bir

ımılar g't'n.i~likler,

Türkç:ede

sahipleri,

(Ullel'le

daha

süsler,

tülü

01-

güzel

ozenlyor'lar,

sorıru,

rgi .co

bt', ilimıle

\'1' duha

san'at

dilim

de

S:ırt:lar

kes k in

daha

Sal-t'Ianlaıı

n nlu vıs l ı. iI,l-ha pıik

zu va ll ı g-(~n\,leri

olgunluğu,

derinliklerine

alemden

~

vt-

şairin, Türk dili üzerindeki ülkücü esası da şu sözlerden anlaşılıyor:

(Ana

leri

o~ıııı Sart

farsça şiir yazanzenginliğini arıla trnak t a-

olacağını

çıkarıldıktan

çenirı

ki:

öğ'-

biri Türli:çe

dururken \'C

Icoluv

dilinin

İdealist malarının

ler

öğreıll'-

kavr avum.ı ,

(krlı,\]

vazmava

dıırurken

şen şah-ler, t ık yahancı

ken

ww w.o tu

(Tiirkier,

lıel ki binde

bilg"isiz i"iiı-

ıvı

ve

meydana

Nevai, 15, yüzyıl çağatay edebiyat/nın ölmez değerlerinden biridir, NesrI de güzelolmakla beraber, asıl, çağatay nazmını en ileri kertesine ulaştırmakla ün kazanmıştır. Nevai, öldükten sonra uzun müddet çağa tay diyeleği, NEV At DİLİ olarak anılmış ve büyük Türk şairi, milletinin dilini kendi adı ile mühürleyerek sbedlleşfirmeyi sağhyabllmişti r

ko nuşnıuyı

ın:lnasını

ılinle~'('n]eJ'

.Bun.ı

alİmin(len

a nlar la r)

'l"ürkUn

murluklarda bulunmuş ve bilahare vazifeden ayrrla , rak kendini tarnarniyle ill1lc ve edebiyrı ta vermiş nü, fuzlu bir hayat yaşadıktan sont-a 2 aralık 1501 dı' Herana ölmüştür,

üst.ün

Tiirkç<'

Şu satırlar ise Türkçe la ra Türkçenin genişlik elır:

Baykara'run Hcra t'a sultan olarak ycrIesmesini müteakip O'nun yanına gitmiş ve As tarabüt EmirIiği, mühürdarhk, divan beyl iğ i gibi yüksek mc-

sö:>"kmi~ler<liı', :I.'jağısına,

~sc-_zle/'in

yüzde

Bımların

ko ııuşsa

dıığ-ıınu

.Ne vai,

Türk dili ve Türk medeniyet] üzerinde yıkıcı etkiler .yaparı yabancı dil ve medeniyetlere isyan ederek harekete geçen Türk milliyetçilerinden biri de Nc vai'dir Onun için O'nu herşeyden önce kuvvetli bil' Türk milliyetçisi saymak ve selarnlamak yerinde olur, Nevai, «Türk diliv üzerinde hassasiyetle durarak, onu tün meziyetlere sahip olduğunu göstermek ve iki dili rnukayese edebilmek amacıyla (Muhakemet.ıüldili mukayese edebilmek amacıyle r Muhakerne t.ül. Lugateyn) adlı ünlü eserini yazmıştır, Bu Eserde, Turk dilinin değerini belirttiği gibi Türk milletinin yeteneklerini de kuvvetli bir uslamlama, bitaraf bil' görüş ve gerçek bir ilmi gözlernle açıklamıştır, T'ürk , leri ve Türk dilini yabancrlar a karşı müdaf aa eden satırları a~ağıya alıyorum:

sözleı'

eşrafından

kuda r hiç. -birisi

er-dir'.

rel~iJl

g üz el

Ve

milleti

m

Yazan:

T'iı ı-k

dilini

kuvvetli

esaslara

d a yaya ı-ak

Farsçaya ih tiyaç duymadan yetlş , emel i üzel'inde tit.izliklL> durmus,

tu!' ,Ali ;;ir

Neviü

TCIl'k

ta ıihivlc

ık Uğl"l.il1Hştır,

zün.


- .._,....--_.-----

12

ORKUN

e.,

...

QO

K O T U NL.iRJ:

'1';\ IUiAN Türk vatandaşı diye - takdim etmek gitfletine düşüyoı-la ı-, Henüz şahsiye tini kazanmamış, olgunIaşmamış gençler üzerinde bu türlü yayınların çok zararlı ve yıkıcı tesu-ler yapacağ ıru hcsabetrnck gerektir, Biz, Amerika. İngiltere, Fransa, İtalya v, b, gibi batı devletleriyle aynı ölçüye vurulamavız O ülkelerde tabii karsılanan bil' olayın bizde - suasm; da - gayritabii karsrianmak zarurcti bulunduğunu baz ı yazarlarımızın hatırlamalan lazımdır, Milli menfaatlerimizi. va tarurnızm jeopolitik durumu ve milletimizin ahlak telakkisi, örfleri, gelenekleri ile, bir., likr e mütaJea etrnclivız. F'ak!r hir milieti:, NüfusumUZUn çoğunluğu - maa tteessüf : okuyup yazma bilmez, Yüksek tahsil yapmış n:,dınlanmız:n köylere (lağ'ılarak kalkınma işini. yurrlu çağdaş medeniyet ve kültür seviyesine yükselme vazifesini başarrnala.. n en elzem va tan hizmeti iken içlerinden bazı cibil., Jiye tsiz lerin - şüphesiz aşağılık maddi merıfaat saikasilc _ va lana dörımeylp 11,\ı-içte çalişınayı tercih etmeleri, üstelik de bu kötü hflrel:etlel'in bil' kısım Türk yazarları tarafından adetil tasvlble karşılanması, resimli röpoı-tajlar. mülaka tlar gençliği zehir; liyecek biçimdeamme efkarına sunulması gerçek milliyetçilik ve Tür-kçulük ülküsüne elbette çok zararlıdır, NUR! TARHAN I'U

de

Geı'çek milliye tçili~in ilk şartı. hiç şüphesiz \'U taıunı ve milletini sevrnektir Uzaktan, kuru laf la, ede, bivatla sevmek değil tabii", Va tan, millet için elden gelebilen her iyi ve faydalı şeyi tam bir feragat duygusile gönülden yapmakla bu sevgiyi gösterebiliriz, Ancak, vatan. millet menfaatlerini nasıl hesaphyacağiz ? İyi, doğru faydalı hareketleri hangi ölçLiye göre ayarhyacağiz? Gerçi ilk bakışta bu sorular manasız gorunur Bu da laf nu, sağ duyu sahibi her iyi nive tl! vatandas va tamrun, milletinin menfaatlerini idı-a k etmekle. iyi. faydalı. hayırlı işleri anlayıp yapmakta asla güclük cekrnez denir Ama kazın ayağı hiç de öyle de., ğil" Mademki insanız, mademki fikir" vicdan hürri:o'et"krine saygı hesliveri bir ict ima i rJl"ız2nde vasıvoruz İster istemez düşünce karıaat f arklarma. a y., rthklarma, t eza t Iarma pesinen razı olacağız, Aynı rnesele hakkında başka oask a fikirleı'imiz bulunacak; bunları tam bir tesarıüt zihniyetiyle tartışacağ ız. telif" çahşacağrz. Davalarımızı _ fikir yönünden karşılıklı ikna yoluyla halle uğ raşacağız Gerçek, şuurlu milliyetçilik de bunu arnirdir trrat ve taassup en faydalı bir teşebbüsü en zararlı bir hareket haline, getirebilir, Bununla beraber, bilhassa şu son yıllarda sık sık vukua gelen bil' takım olaylar var ki bunlar üzerinde ciddi fikir tartışmaları yapmak imkansrzdır İrnkansızdır : çünkU vatan. millet .menfaatleri ile tamamen tezathalinc1edir, Bu olayla!' .. Türk ahlak ve karakterine sığmaz şe~ lcrdu: Mesele su: Yabancı memleke tle ıc - bilhassa Amertlca~..a _ tuhsile giden gençlerden bazıla rı; tahsilleri ni rı sonunda memleketdönmüyor, o yabancı ülkelerde yerleşiyor, oralarda yaşamayı. çalışmayı tercih ediverlar Vakıa bu gibilerin sayısı azdır, Bunu bir ciddi mesela olara), de almak _ kanaatlmizco - lüzumsuz'n dur. Nihayet şair Tevfik F'lkret!n meşhur oğluna benzer bil' -kaç sovsuzun ana yurda dönmernesi dönmesinden bin kat hayırlıdır der,. geçei-iz .. Ge,:çi çoğu mesela Muzaffer Şerif, Naz vn Hikmet gibi namert va tansızlardan değildir. Fakat netice i tiba ri le Türk olmak vasf ını knybe trnişleıdir Bu sebeple o bedbaht . larla fazla uğraşnuya değmez, Maalesef bazı gazete ve dergilerimiz bu konuda hakiki milliye tçil ik, Türkcülük şi ar ına vakısrnaz bil' yol tekibediyorlar .. Bir takım iradesiz. secivesiz z avalhlarla mtılakat lar yapıp onları Türk amme erkarma. _ hem de örnek bi-

•••

ken

~ +

ad lı

eseri

bu

uğraşmanın

m,I\1-

suludür

Eserleri toplu olarak incelendiği vak it, kendi zamanına gelinceye kadar ki. ~)ark fikir Ve Iclsef esi ni, este tiğ ini (TÜRK RUHUNA EN UYGUN BİR TARZDA İFADE ETMEK) ereğini güttCığü de anlaşılır. ' Bu ulu Türk milliyetçisinin aziz ıtütırası önünde hu, su ile iğilir!,en her sene a r al ık a y ını n ik is ind., bu büvük TÜl'kc.:ı'I~;l'ı arımav: unu tmıyul ını, Rul111 ~iıc1 olsun!

*

,,*$>.~ TÜRK

.• t>

Koca Kendi

MİLLİDESTANI

Oğlu Eğrek Alınca Kendine Konuşuyor:

Zind:ınlaİ'l

dört.

!iollal'ııu(icı-

ağır

Dokunduğıı

Y<'!'~('!'

ı İ

,

sa ncır

söz t1i"'ie1i ..

Eaıııları

:u;,mal, yasak;

t~zak

I\:ale:,i Zirıda-

de1i ...

()ğı.ız!'ii

nil (1n"

uza lc uzulc ~..

i i

C~ö:~İ('.'.dn.iyola. bağ-l~ır, (E;ht'l{ oy ov ı) <liye ağlnr A. tn

m, n.nam,

~.:.~a('ıınvn.rdı r,

rı;y "I si'rrr.liiğ"iiın Yrılhırmız! Sizi,

sizi

Boneıık' Birbirini

ova ln.r ,

. övı-lcr : hep

dÜ;ılı\rinı,

honcul;

~'j)7.,nı']la.rıııı

kovn tu r,

I;ASRr GOCOL Not: ilkin (ORKUN) da c;ıkmaktadıl', Hel' ~ tür!U iktibas hakkı mal1fuzdul',

'I

z.irı cl ı,

KMirkn'

Dağ'laranh

"

~

!d)~e1i,

,)~i~;tlE~:!"Ü!"!l deli

~~

t,ıs dÖ5eli.

btit.ün

Altı

*1

<$(>--4.,

dan

nı'nda

4

o$@

oGr7,LAMADA'K

Uşıın

ww w.o tu

DET-ÜT-TEVARİH

~ ~

m

Yazan:

i

rgi .co

B ıR

$~~~

ii t

'-ı{j>


13

OEKUN

TÜRK ULULARI:

HÜSEY!N MİRZA BAYKARA 1. nEHçET

Ali .Şir'in arabuluculuğu sayesinde, önce Bedi-üz..Zeman'la sonra Cıa diğerleriyle barıstı, Fakat, bu sefer, başka bir oğlu Mehmed Hüseyin, Astar-abad'da isyan etmiş bulunuyordu (28 Temmuz 1500). Bu ayaklan, maları devleti çok sarsmıştı. Dahili ve haricl gai1eler Hüseyin Baykara'yı iyiden iyiye ihtiyarla'tıp bitkinleştirmişti: bir seferden dönerken, Baba-İlahi denilen mahalde, 4 Mayıs 1506 tarihinde gözlerini hayata 'kapadı. Naşmı, Herat'a geti. rip büyük bir merasim ve ayinlc kendi medresesine gömdüler, Bir müddet sonra memleket, Özbekler tarafından istilaya uğradı n' böylece, Türk tarihine mümtaz şahsiyetler hediye eden, medeniyet sahasında ölmez eserler bırakan Temürlüler hanedam çağı da sona ermiş oldu, Bavkara'rnn on dört oğlu ve bir kızı vardı. Kırk yıla yaklaşan saltana tı esnasında, Hüseyin Baykata. sık sık başgösteren karışıklıkları ,bertaraf ederek mernle ke ti kısa veya uzun bir sükürıa kavuşturduğu zamanlarda musiki, resim ve edebiyat sahasında, ilim ve bayındırlık alanında büyük faaliyetler göstermekten geri kalmadı, Herat, "onun zamanında, en parlak devrirıi yaşadı. Hükümdarlığının ilk yıllarıncla, gs niş bil' imar hareketine girişerek Herat'ta pek çok sayıda saray, cami, bahçe yap tumıştı Ayrıca okul, kütüphane, medrese,' köprü, kervansaray ve yol yapmakvsularna tesisleri kurmak gibi kültür \:e ulaştı rrna sahasındaki icraa tın ın yanında imaret. hasta" h arıe, eczahane açmak ve hamam inşa etmek gibi hayır ve sosyal yarrum işlerine ele önem vermiştir, Ay. lık verrnek suretiyle okut tuğu taleberıin sayısı da on bin le ri a~maktad!r, Bayka ra, o devı-in tamnmış şair, edip, alim \'C sana tkül'laı'ılll toplavarut: .Baykaı-a Medisi cli~'e anılan vo 0(1ebi-ilml münakasalaruı coreyan ettiği bir mechs, bir akademi vücuda getirmişti, Ali-Sir Nevai ve o zamanın «vücuduyla !';erefkı:.diği -. Molla Cami Lınci . 149:';) bu meclise devarn edenler arasındavdılar Bay. kara, ilmi.edebi konuşmalara bizzat iş!irak eder, himayesine aldığı bilgin, ve sanatkarlan teşvik Ve teşçi cylerdi ki, Ali.Şir, Baykaı-a 'dan bahsederken: «Yüce. lik aleminın g',5kIcl'İ vrrtan burcu, adület ~'öklerinin

ww w.o tu

ken

de

rgi .co

Saltanat sürdüğü Herat'ta muhteşem bir devir, bir «altın devri,' yaşatan. büyük gayretleri ve teşvikleri sayesinde klasik Çagatay edebiyatanın gelişmesinde ve çagataycanın «edebi dil» olarak inkişaf ında mü. him rol oyrııyan bir, hükümdardır Termürlüler hanedanına mensuptur; babası Mirza Mansur ve anası Firüze Beğim, Temürün torunlarındandn-, Hüseyin Baykara, 842 muharreminde (haziran \'e'7 ya temmuz 1438), Herat'ta dünyaya gelmiştir. Tahsi, lini Ali-Sir Nova i ilc birlikte yapmıştır. On iki yaşından itibaren siyasi hayata atılarak önce, Herat hükumdaı-ı Ebü'l.Kasım Babur'un,_ onun ölümünden sonnı da Merv hakimi Sancar Mirza'nın hizmetine git'di, İlki, onun tahsil ve ter-biyesiyle ilgilenmiş; sonuncusu ise, ona, kızı Bika Sultan Beg imi vererek, kendisine dama d yapmıştı. Sonraları, kevmoeoası ile araları bozularak bozkırlara çekilmek zorunda kalan \'e Ka. ' zaklık yapmağa başlayan Hüseyin Baykara. uzun ve çetin mücadeleler neticesinde Astar-abad, Cürcan, Sicistan, Horasan ve Herat Hükümdar: Ebü.Sa'id lVIiI'· za'rıın ölümünü müteakip de Hera t'ı ele geçirerek bir idare kurdu (23 Mart 1469), Hüseyin .Baykara, Heıa t hükümdan olunca, AliŞii' Nevai (1441-1501) de buraya gelmişti, Nevai ile Baykara arasında mektep sıralarmdayken başlıyan arkadaşlık, bir kaç kısa ayrılık müstesna, bütün ömürleri müddetince devam etmiştir, Baykara salta , natının ilk aylar ında, 'Temüı-lüler prenslerlndcn Ya. dig-ar Muhammed'in ısyanıyla karşılaştı; gE'l'ek bu ısvarım \'E' gerekse bu sefer esnasında He catta vuku buları ayaklanrnamn bastırılmasında Neva i'rıin büyük hizmetieri dokundu, Bil' ,/ıl SOI1l'a, Yil.c1igal', tekrar ayaklanarak He rat'ı .ole geçirip hükümdur olmussu da bir kaç getnU.H{ .sal ta nau müteakip k s tledil,'.niştil". Evvcla «mühr-ü has rnuhaf~:dJğ~.-:·na 'Uryln cdilerı.. sonra da «divan b"ğL olan A!i-Şir' :'~e\'iji ile ehükumct naipliği ne getirilen i'd2cc1.üc1_Din Mehrncdin merrıleketpek büyükhizmetleri dekundu F'ak a t, a ıa la rındc rekabet, va rrlı Ne\'ai'niıı ~eş\'ikiyl(' Mecd. üd-Din vazifesinden uzatclast ırılmrst ı; Jaki n, memleket işlerinin bozulması, hazinenin fakirIeşmes! sebebiyle tekrar eski vazifesine' getirildi ve AILŞir Nedj de Asraıvabad hakimliğine tayin olundu, Nevai, bu zamanı «bozugluğ', diye anal', Mecd.üd-Din dcvle t işlerini düz el tip buhranı örılcmiş ti 1489 da, Hüseyin Baykara. Ali-Sir"! Hera t'a getiı-tti Bu dönüş, MecCı-· üd.Din'In mevkiini sarstı ve onu 1494 tarihinde \'azi. Iesinderı çekilmek zorunda bıraktı, 1497 de, Baykara'nın en büyük oğlu ve Bellı cmiri Bedi.üz-Zarnan, ayaklarıdı Nevai, bu ih ti laf ı önlemek LIZCl'(' Belhe gi tmişti ; fa ka t, onun nasiha tlurma Im. la le asmayan şchzade Herat'a vürudi; ve hızguna uğradı (2 Mayıs 1497)" Hüseyin Baykara. son gürıleı-indo oğu ll arıy!» uğrusmak mecburivetinde kald ı; oğullarından Muharn.. nwd Kasım ile Ahcl-Cıl-Mıılısin ele ayak la nrrns ia rd ı

.,un:\'"

m

Yazan:

gevlıerIer

yağdırun

g'özbebeği,

olarak

şiir

Ye

bulutu,

ilim

vasıf lundn-makta

\'I' fazilet

derlik ettiğine ve yollar dir Babur Ş~ıh cıa Hüseyin

gösterdiğine

«Çr-kık

bcvlu

gözlii

:"iağ',s, elbbc

ince \'"

H.'

kuzu

yerdi ... Şalmeı

Baykara'yı

sur bl r nrla md

derisinden

ve h05 tabiatı,

bir

bülbütt;»

Ve yüce

işaret

önetmekte.

şöyle tarif

edeı':

:1<1:'111dl;Deliliden

krrmız ı ve ye~il ipek böı-k

ka bi-

yoleıılarIlla)~

veya

bir adamdı.

kalpal,

bil' g';_

Beci ve c{'-

Bir ~:oI{ defa kendisi bizzat kılın!., leurvn rd ı Dir <llv[ı,n da tertip etmı>;ti. Türl;te ;;öylPı·di. :\hlılü,;ı Büs/'yni idi» ı

Ja nm ıst ır ... Ş:ılrllğ-i 8iirlerini

arslan

idi, .. h o ş l'enkIi,

kara

şukrnl:

ve «bilg'ileriyle

şilI', sana t, ilim

liy(~tkriylC'

dürıya smm

ve fazilet

sana t balıçesln!n


14

ORKUN

GOCMENl~ER -»

SEPETÇtOOLU

NECATİ

m

raman ve asil evlatları olan iki yüz elli bin Türk .. , Yüzyılların toprağına içlrdiği Türk ruhunun son temsilcileri, ana memesine yapışmış bir yavrunun kopanlması gihi yerlerinden alınıp göçe mecbur edildiler, Bizimle ayni havayı teneffüs edip .. ayni iymandan kuvvet alan yağrz yüzlü levent lerin torunları, karanlı I, günlerin getirdiği bayağı harckc Uel' neticesinde, kendi tali h lel'iJ: le başbasa bıra k ılm i~ la l'd i, Yüzyılla., ı-ın bizden ayıramadığı toprak tn rm C'f('i,dilcl'i, canlı bir tapu gibi virıe or-ad: k a ld ılar ~L;,m:lI\ bir değeı'Inen misali, günleei aylaıa, avları günlLTC: kat arak , öğl'ı!ürkcl1, heıiıel! va n-busvnıztla lılJ'aUığınıız top" rağın çocukları, kendilerine 1-;;;1';;1 ccvrilmis kin dolu ' bak ışlarrn allında 1118n('\'1 bii' ezili!'; hisse ttiler. O ba kıs lar ki eskiden hir ma ngal ın altında ta th scak . lı2;ln yumuşaklığına kendini k a pt ı rıp e;::ı!lw\'ukla!şaıı kedinin bakışlanndan ıarksizc». O uakı;;I,\J' ki bugün kin ve nefretle baktıklan göz le rdcn, dün merhamet \'C şefkat' beldiyoria:'dı, Manevi bil' işkence altında ez ilen kardeşlerimiz sustular. Susuşlaı-ında bile eski ruh asa let i, şefkatle karısnn» bir acırna vardı Zulüm madıieleş t i İspanyolların .elirıde meydar-a çıkan e ngiz.isyon Bulgarlarda son şek li ni aldı sanki, Fakat karşılarında ayni ezici sessizlik avni k iıcürnseyici bakış Onlar bağ ırmada n, çağı'rm~c1an da efendilikleı'ini' gösterebiliyor : toprağın hakiki sahiplertrıin kim' olduğunu hatırla ta, biliyorlardı, Kısaca, ezmesini sanki bil' önscz işle reı-rniş gi biydi ler Biz onlara sadece bil' hiu-ı-ive t \'eJ'.'11ckle kalrnıvoıuz : Kalbirniz i, aziz vatan topraldarı bizden ayııldı lct.an sonra Losalan gönlıımüzü de veriyoruz, Dava, ~i!:;ün nak lu ıuu çiğ"rıi;,-cn insan d:~! Yil:':2hkla!'~l dcrs vermek, onlardan hesap sormak değil, bizden, ıese ll i hd:!iyen gözlerin yaslaıı m sl lrnek th, Dün Sirkccidel(j misafirhaneye giderken bunları c1üşlinl'lyordurn, Tumının kokusunu ve ren tunç vüzler., ele kurumuş ya>; damlalarını boş yere aradım Sadece karsundaki gencin gözbebeklerinde üzüntüyle karışrk . hafif bir özleyişin dolast ığ: sczilivordu. Şıı ihtiyar ak sakalıyla 1293 göçmenlerinden daha mes'ut gülümsüvor Karşıdaki Kızılay aşocağından sıcak yemek getire~ şu küçük .. Onun arkasındaki ihtiya,' nine, yanmda gene; hemşire,.. Dudaklarında ılık bi r t obossum, İst a nbulun tatlı havasında' hayata yeni doğrnus gibi ler Dc's yüz yıl önceki cana yakın gö;:ler .. , Beşyüz yıl önceki tunç ceb ro ve beşyüz yıl öncekioı asil l'Lıh.. , Ben bu ruh hali içinde ürpermıstim. Onlar-ı yurtlarından çıkaranlar rıe duydu .. , kirnbili!'" Göcrne n kill'deı; i Bu bulu ılar. a:%açlnl', çiçekler, h' bozk ır diye küciunsedlkle ıi bu ve rimli Anadolu topra k la rı sizin için, Si,:Jc.I' gi'llcmkC;C' onlar mesut olacn:;, [,ülı:ııı v.ı t a n aynı duyguyla kucak açmış Bütün kardasla ı-mız size koşuyer Kabul etmek lütfunda bu, lı mun da, biz de sizin vereceğiniz bu en büyük mük af a t ı ka lnirnizd c sakl ıyalım

ken

de

Göçmen deyince, göz pınarlarında toplanan yaşını', dudaklarında çektikleri eziyet ve acının kalıntıları olan hafif titreyişlerle boynu bükük bir sürü insan yığını gelirdi aklıma, Dedelerinin tatlı tebessümlerinin, ninelerinin gençlik kahkahalarinin aşı boyalarına sinmiş olduğu evlerini, ana ve babalarmin elele vererek düzelttikleri bahçelerini ve nihayet kendi çocuklannın dallarında asılı olduğu yenıyeşil ağaç-' larıyla yüzyıllar boyunca özrnallaı-ı olan topraklarını yadellerinde bırakarak yollara düşmüş bir sürü lnsa n yığını,.. Bazan tabi at yasalcırının değişmiycn cilyelerine kars: g elemiyerek, bazan başka ufuklardil yeı),\'eni bil' hayat bulacaklarun hayallivere k hava t ları , nın en içli, en gönül dolu saat larrnı yolla ra döke dökc bil' ümidin arkasında dağınık cümleler halinde sıralanmis akıyorIar Bazan da bil' yılan ıslığıyla ıst ırabin renkleştiği yüzlerine' çarpari yabancı f iku-ler!n altında vaı-hk larun ez dirme mek için, fikir sahibinin emirlerine uyrnuş görünerek, yaratrldık ları gündenberi kendilerinin olan topraldarı nı te rkctmek !11C'Cbuıiyettni duyuvoıla r Bazan bir dilim ek mcğin hayali, bazan - Buyük Sahrada olduğu gibi _ düşrncden buharlasa n bir damla suyun, kurumuş boğazlardaki hazin s<:;'inliğiylc sınır boylarının karanlıklarmda, zulmün duvaılaııru is şekline girerek kararttığı soğuk istasyon kö~e]erinde .. , Kırık dökiık trenlerin harabevc dönmüş kara vagonlarrnda kıvranan zavallılar arasında iki yüz elli bin Türk de var Yüzvıllar ın tunç vüz ıerinde bir çatlak .. bir' kınşık dahi bn-akarnadığı: sınır boylarının, ı'üzgada1'lyla gelisİp gıırbüzlcşen ir.s a nlur ın kah-

MUSTAFA

rgi .co

Yazan:

NC\'~1i

ww w.o tu

. Bayk arn,

derecesine

ele g(·;nj~ (:d[~!Jl kü~ .ure,

zed:e

s-ıhi p t i l\!illi

kileri

Turkce

randır

cri~cr.ıenıi:)ti

hassas !:at'cd-:t01'C

dile b,ığlıl:ğı

yazrnd,ğa

ki, bu as ırda

t csvik

suurIu

uı'ıyüktl'ı,

e tmek

ama,

yine

\"2 ince

bir

Et ıaf mda-

1:';-

hususundaki

bir 'T'iuk

mlllivetcüiğniı:

uyanruasıru, bu sahada Ali Sir gibi bir 'Tüı-kçünün ye.. tisrnes ıni, Çaga tay dilinin ,::edebi dil olarak gelişmesini ve k lasik Ça gatav edebiyatının ink işaf'mı sa ğlarnışt ı Bu edebiyatın en büyük temsilcisi bulunan Nevai, kendi ifadesin~ göre: «'" yer;\'iİziin<lc< Tiirk edebiyatı ba.vru tek rlu

ğ

ıru

ka.ld ırrnakla

bil' millet, ğuuu

..

,

Iıiçbir

tek

'I'ürkler

i (kültür

bil' topluluk

ordusu

olmamaıda

ba kmurıdnrı

durumuna ve

her

sokmuş tarafa

) 01-

yn

l-

g'öndcrmel.;:le Çin !iın,nntlan Teuriz'e i.;:a<lar, bütün Tiirk \'eTii,kml'Jl i!lprini" kazarı abı lrnesi d2, bu Iua liyc ti n en cbli2; ve ~n müsabhas bir ne t icesidir. Gulı:ı.~1 Şüdi, Muhammed Ebü-Sa'jCı, Be nna'I, ıvIiI' Azlı gibi bEstekarlar; Kul_Tviuhammed Url i, Seyhi, i'~üyi, Salı-Eulı Giceki, Hoca Auchıll,dı ]Vlerl'ü;'id adlı nıusikisinaslar: Sultan Ali Meshcdi ve Bihzad gihi h a t., tat ve ressamlar; Bavka ı:a \'C Nevai'rıin himaye \'2 tesviklerivle yeli5mişlerdi, Bu ele\'iı',<BaYk81'a-Nc\'fti elevri ", _ hcl' bakımdan - Tenılü'!ülei' çağının olduğu kadar, Türk mede nivcri tarihinin eıı pa rlak hi r dcvıi nız

Dtvü.u'rnı

(j!J11U"I'Ul',

öğ-

SEPf:'!'C!O(; ,

Ll'

l\f n:;TAFA

.

NI;;(':\'!'İ


OREUN TÜRK

İLİNİNKÖY

15

VE KASABALARI:

Yazan:

s.ıv.ıscr

ABD1:}LLAH

COğ-rafi Durumu: Kastamonunun ilçesi olan Araç, doğuda Kastamonu, kuzeyde Daday, güneyde Kurşun, lu ve Çerkes, batıda Safranbolu ile çevrili şirin bir kasabadır. Kasabanın güneyinden Araç: çayı geçer ve bu çayin vadisi boyunca elma, erik ağaçlarını ihtiva eden bahçeler. sebze ve mısır tarlalan uzamr.

ve habilinen arapça

Mezbur vakf'iyenin alsından ziyade ve noksansız olarak naklolunmuştu Bunu Araç kadıhğıda halife na ibi olup Allahi taalanın rahmetine muhtaç Hafız Ali Y37.mışt.ll', Alları onu mağfiret buyursun. İshu vakfiveyi sahihcvi serive ıahrir edildi, Beıi Al lahı t aalanın rahmetine muhtaç rnahrusei Araç Kaı bini onu affetsin Sahı Sürıbülün beneksi Dervis Ali Dedc ıs

Osman

Mehmet,

Al

lab

m

d

Emir Ağız Abdal Pasa (Kaddese sirrehül aziz) tasarrufa urun nafiz, tebeı-ruatmın sahih olduğu bil' hal, de iken temiz bir niyet ile Allahü taalanııı rızasını diIeyip cennet nimetlerini is tiycrek, insanlar arasında mahşerde hüküm oluncaya kadar kişirıln sadakalarının gölgesi altında olduğunu ha tırhyarak ceherınemin kötülüğünden \o:e alçak derekelerinden kacmara.k isbu vakıfnamenin kendisinden suduruna kadat: elinde ~1alı, mülkü ve tah tı tasarrufunda hakkı olanları vakretmiş tir ki o da şudur: , Allah muhafaza buyursun. mahruseı Kastarnonuva tabi Araç Nahiyes irıin Araç mevkiinde maruf arazj~in hepsi ki dokuz hududu vardır, Birinci hudu t edeve kadardır, İkinci hudut eski yola kadardı!' Ücüncü hu, dut Kahya tepesine kadarrur Dördüncü hudut beyaz toprağa kadardır, Beşinci hudut Kirenli dereve kadar. drı Altıncı hudut Derbent neh ri ne kadardır, Yediııci hudut büyük nchı-e "c ark altına kadardır Sekizinci hudut pazar yerine kadardır, Dokuzuncu hudut cdc 'l1w\'kiine kadardır, İşbu hudur lar dahilindeki yer, dahil ve hariç bütün hudut \'0 hukukiyle, yolla.ryla , umumi ve,husUSi me naf i "e 'tevabi iylc dağ ve oval aııyla, ltorulartyla. meyve veren "c verrnivcn ağaçlanyln, abi t "e zalıi t olan Şeyh Yahya ve Scyvidibali ve Mustafa ve Nurullah ve Salih efendilerin sağ oldukları müddetçe kendilerine, onlardan sonra batından batına, nesilden nesi e gitmek üzere evla tlaıına ve evlatlarının evlatlar-ina vakf'olup onlar munkarlz olup kimse kalmazsa o zaman Inkara ve mesakine vakfı sahihi ser'i ve hapsi sari hi meı'i ile vakıftır İşbu vakıf, şeraltini h avi "e sıhhatına mürıi sevlerden ve butlanda n hali bir vakıf olup sa rılnıaz. hibe edilmez, rehin ,:erilmez, miras bırakılmaz, varislerin en hayı rJısı olan Allahü ta ala arza ve an: üzerindekilen' varis oluncaya kadar hövlece devam eder , Kaldelcı-i bozulmaz, maddeleri cleğişiirilnıez, Kim ki bunu işittikten sonra, tepdil ederse vebali o t ebdil

ken

de

rgi .co

İI~el1ilı Durumu : İlçenin Meıgüze, Boyalı, ve Iğdır olmak üzere 3 bucağ ı vardir Mergüze bucağı diğeı-leı-ine nazaran oldukça, verimli olmakla beraber, dağlık kısımları coı-ak tır Iğc1ır bucağı sebze ve hububat yetiştinnekte önde gelir; son senelerde Araç-Safranbolu yolunun ikmali nakil imkanlarını kolaylaştırdığı ndan bucak halkı masullerini cleğerle'ndil'ebilmektedii', Boyalı Llgaz dağlarının en sarp veı-lerini teşkil eder; alınan mahsul kafi gelmediği için arkekler İstanbul ve Ankarada şekercilerde çalışarak ihtiyaçlarını sağlarlar İlçenin 149 köyü vardır ve köyleri ile beraber nüfusu 44371 dir,Ve nüfusun hepsini Türkler teşkil" eel"r Kasabanın ,nüfusu 1672 kişidir, çay mahallesi, Yeni mahalle, Yukarı Araç ve Mesudiye olmak üzere 4 ma, hallesi vardır, İçinde 3 cami, bir mescit, bir dispanser, halkevi ve büyük bii' ilkokul vardır, Aslen Araçlı olan meşhur şekerel Hacı Bekir'in Oğlu Ali Muhiddin Hacı Bekirin 40 bin Iuahk bağışı ile büyük bil' hasta, hane yaptırılmakta olup yakında bitecek tir

yiz. Abdal Paşa Yukarı Araca gelip yerleşmiş len Torunları orada bulunup bunlar kasabanın en eski sakinler idir. Abdal Paşanın bıraktığı vakfiyerıin ( L) tercümesi aynen şudur:

°

ww w.o tu

Belediye daha 1933 ele elektrik santıralı yaptirrnn::-;a muvaffak olmuştur, 1939 da Yeni Mahallenin bu kısmının kana liz asycnu yapıldığı gibi, vağmurlu \'e karlı mavsimlerde çamur olan sokaklara kaldnı m döset ıir-ilmis ve s ıh hi bir mezbaha insasma muvaf'I'ak olunmuş. bi la ha ıe mczban a nın ahşap ksrmlar: ya nrnıs lı r Halen belediye hallun sıhha ti ile ilgili bu mühim binayı tamir ettirmemektedir, 1949 yılında yüz hi n leri aşan bi ı: para sarf ı ile getirilen içme suyunun, eski suya nisbe tle daha fazla kireç ih t iva ettiği anlaşıldığından kullanılmamaktadır, Bu su ve lüzumsuz yere ana caddeniri asfalt yapılması yüzünden belediye altından kalkamıyacak borca gi ı-rniş tir Bu yüzden memurların maaşlarım zamanında veremernektedir .: Tarihi Durumu: İlçe merkezi çok eski zamanlara kadar uzanan tarihi aseı-lerle süslüdür çay kenarındaki büyük kayalarda müteaddi t mağaraların bulunusu Araç'ın çok eski bir yel' olduğunu anlatıyor, Gene bu arada Bizanslılardan kalma bi r kale varsa da ha k , k ırıda açık ve tefernıa tiı bilgiye sahip deği liz , Candar Oğullarından kötürüm Bavaz ıt'ı n çay mahallesimk 770 hicri yılında inşa edilen bil' camisi var dır, Birçok kere tamil' ve tadil yüz imden ilk cami zemin katta kalmıştır, 14, Cl! yüzyılm ba~lal'lnda muhtemelen Konya'clan göç eden Abdal Paşa hakkında edatlarında kalan ve»ik a la rdan ve Mehmet Be hçe tirı d{astn!llonu Asan I(:ı<liml';ıi» adlı kitabından oldukça bilgi alabilmektc-

.

.

-

-~'-"",:,--~~,~.~~,~,_ :

....•

.-:--.:

°

( 1) Va kf iye nin tercemesini yapan MLidiü'lCığü Mütercimlerinden Osman vada t esekkürü bir borç ıı(liriın

_ .....•.,,_

-

Vakıflar Genel Keskioğlul1Ll bu,


16

ORK:UN

edenin boynuna olsun, Allah her şeyi işi'tir ve Iayıkıy. la bilir, Vakıf ın ecri Allaha vaittir Gerçekten Allah iyilik yapanların ecı-ini zayi etmez, Hakim işbu meşru vakfiyenin sıhha tıvla hükmetti. Ve işbu hüküm ve subut üzerine şahadet dahi vaki oldu, Bütün bunlar 765 (1363), senei hicrisirıin sevvali rnükerrerninin başlarında cereyan etmiştir

* * * Vakfiyede adı geçen hudutlar aynı adları muhafaza ve bu arazi kasabanın dörtte üçüniı ihtiva etmektedir, Vakfıyede adı geçmediğine göre sonradan yapıldığı muhakkak olan vakfın imarethanesi zamanla tahrip olunarak şimdi tamamen kaybolmuştur Eski rüstiye binası 'yıkıldığı zaman imaretin kurnalar-ının meydana çıktığı malumdur.

rgi .co

m

Abdal paşanın türbesi Araç çayının kenarındayıiksek bi]' yerdedir. İçinde ya tarılardan birinin İsfendiyar Beğin zevcesi Tatlı Ha tun olduğu evla t arasında rivaYet edilmektedir, Bunun doğruluğu takdirinde Abdal Pasanın İsf'endlvaı-la ı-la yakından akraba olduğu anlaşılır '

Düğün kararlaştu-ıhnca ağırlıkla beraber kız bıaf ınm istediği eşyalar alınmak üzere manifatuı'acı; lara gidilerek geline, babasına, anasına, kardeşlerine ve dügıine örtayak olanlara da muhtelif hediyeler alınır Dügüne akraba ve taallüka tı da vet için ufak çörek pişir'i lir ve bu davetiye makamında her eve bırakihr Çarşamba günü kız evinde dügürı başlarAynı akşam kına yakılırken kızın başına davetliler müdeaddit hediyeler koyarlar, Perşembe günü oğlan tarafı ekserisi atlara binmiş delikanlılar ve kızlardan ibaret olarak büyük bir kalabalık halinde kız evine gelirler,Önde davul ve zurna olduğu halde vürüvc» ve hakcı tabir edilen bu gurubu kız tarafı l,;öy hududunda karşılar. Havaya iki taraf gençleri mütcınadi silüh ataı'ak ortalığı savaş yerine döndürürler. Misafirler türlü yemeklerle ağırlanır, çatal bil' c1!:'ğncğe ipj"e asılan bir yumurta hedef olarak dikilir ve' gençler iddialı nışan alırlar, Kazananlara hediyeler veıi lir Evde kadınlar kendi aralarında oynayar ak, ta kli Uel' çikararnk eğlenh-ler. Nihayet lkindiye doğru kız evinden çıkarılır, Gelinin ayağı yere değrnederı ata bindirilir, en önde gelin olmak üzere hakçılar yola koyulur Kız tarafı hakçıyı uğur.larkeri oğlan tarafı memnuniye tirıin ifadesini 'davulun sesiyle ve havaya attıkları kurşun.larla duyurur Gelin gene yere bastırılmadan oğ lari evine getirilir, Akşama kadar cğ lenildikten sonra yassı namazı kılan güveyi büyük lerin yanında ilahilerle eve geSirilir, Sabahleyin güveyi evden yalıruz çıkamaz, arkadaşlarından birisi gelerek güveyiyi çıkarrr ve mükatatan güvey önlüğü adı verilen börek ve bakiavadan ibaret yemeği yer, Cuma günü sernet denilen ve oğlan evinde kadınların yaptıkları eğlentiden sonra düğün biter, Kül tü ı-: İlçenin iktisadi durumu iyi olmadığından gençler hayatlarını okumak suretiyle kazanmak ister., ler, Bu yüzden Kastamonu Lisesinde ve Sanat enstitüsünde talebeninçoğunluğunu Araçluar teşkil' ederler, Köylerde okuma nisbe ti düşüktür ve ckulsuz kövlcrjn yekün u kabarık tu İlçpniıı kalkırıması Için alınması ge,I'ckl'l1 tedbu-Ier: Dadaydan başlamak üzere Araçtan geçip Kursunlüda 'trene ulaştırılacak yolun iktisadi faydala rr olacağı gibi kışın her tarafla muvasalası kesilen Boyalı rıahivesinin sılılıi ve di!';cr zaruri ili tivaçlaıı 'temin edilebilecektir, Kasabaya yakın bir yerde bulunan meımerlerinlıükümet yardımıyla kurulacak bil' şi rke t eliyle işle ti lrne s i, zaten mevcut olan el tezgahlarını teşvik ve ucuz iplik tedarik! suretiyle dokumacılarm hima, yesi, keresteci lik te sermayedar 5-6 kişinin zengin 01masıru doğuran ihale usullerind., daha doğru ve küçük sermayedarların kazanmasını sağlıyacak şekilde değiSiklik yapılması çok büyük faydalar sağlyacak, neticede işSiz sayısı hiç denecek kadar azalacaktır.

ken

de

Araçta Kayaboğaz ı mevkiinde ceıevan eden bil' savaş vardır ki nulasatan şudur: Mısır Valisi Mehmet Ali Paşanın oğltl İbrahim Paşanın kumandasındaki ordu Kirtahyaya kadar yaklastrğı sırada, Mehmet Ali Paşanın teşviki ile Tahmiscioğulları . vergi vermerncğc , başlamış ve j'ıeticede Tosya, Çankırı ve Kastarnonuda taraftarlar bulup ısyan tetmistu-, Bunun üzerine An,karalı E.min Ağa kumandasındaki Osmanlı kuvvetleriyle Kayaboğazında cereyaneden çarpışmada Tahrmscioğulları mağlüp edilmiştir,

ww w.o tu

Halkın Hususlve tlert : Halk'ta eski Türk gelenekle, ri görülmektedir, Halk umumiyetle fakirdir, Harp içinde kereste ticaretiyle zengin olan muavve n bir sınıf tüı-emişttr

8ıiıhi Dur ıım : İkinci dünya harbinden sonra sun-' diye: kadar lıiç görülrniyen verem has tehğı bir are ı halini nı !:;; tır, Tedavisi çok piı.;'aya ih tiyaç gös tererı bu hastahkla fertler yalnız başina ,mü,cadeı~edccek. durumda değildir, Devlet f ahriyyen kalsiyum ve ıst iıoptemisin ignesi vaptn-rnazsa ölüm art mak ta devarn edecektir:';',

al

çaıJ~.'ıııa: Kövlerd., kışın hemen hiç çalısılmaz Diğer mevsimlerde faaliyet çoktur, Kasabanın içinde ıs sahası dar olduğundan halkin büyük kısmı vakitlerini kahvede geçirirler, Halen 15 e yakın kahve faaliyet halinde bulunuyor, Ayrıca memurlanı aiı bir kulup varsa da üyeleri diğer şehiı-leı-imizdeki gibi binbir çe'iit kağıt oyunlarryla zamanlarını öldüı-üı-ler. Bu kulübün kapa tılması, yeni yetişen gençlere iyi örnek olmadığından zaruri bil' hal a lmış tn-. Bunun için çol: slkavct lor olmuşsa da şimdiye kadar örtbas edilmiştir, v

,<\BDULLAH SA\' AŞ(:1

Diiğ'ün: Evlenmeler eksertya geline iş gördürrnek amacıyla çocuk denilecek yaşlarda yapılır, Oğları tarafı kadınları alınacak kızı yakından görmek ve bil' hüküm vermek için kız evine gider, Hayırlı i'i için gelinlliğini hisseden kız tarafı büyük haz ırlılcla r yapar, Kız begenildiği taktirde erkeklerden ha t nı sayı lır biri giderek kızı babasından ister, Muvafakat halinde nısan yerine serbet içme rne rasiml yapihr

....:...•.. - ._~.&.-._~-"

İDAREHANE: FEYZULLAH CADDESİ 9 Nu A, MALTEPE ISTANBUL IŞIL

:,.

-,-_ .._._ ..••.";.~

MA TBAASI

-

IST p..NBUL

,

;

r-

".. j


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.