Orkun 63 sayı

Page 1

m rgi .co ken

de

! "

ı

\

,

..

~

i

madığı

ww w.o tu

~:J~ı' i gün cemaatime

elveda

ediniz,»

Haz.rotf >TUHA""V,D

-

i

i ""

~

REfvfALOGLU

i

Dr, FARUK

K. DEl\'IİRTAŞ

FAZXL BAYRAKTAR

D:i:ZDAROGLU ORHAN

ŞitİK

GÖKYAY

ZEKİ ÖMER DEFNE

14 Bnıhk 1951 25 KURUS

J

=---'~-<_ ..._-----

_ .._-

.

EMİN

BÜLEND

HAMiDOGLU RADIOGLU


Orkun ailesi adına İmtiyaz sahibi ve mes'ul Müdürü:

ABONE :

İs~rET TmITÜRK 1818

'fi~rkçi!

14 Aralık 1951

10 lin

Yıllık

15

s Yazan:

KEMALOGLll

Kim ne derse desin, üçüncü dünya harbi artık çok. tan bir zaman meselesi halin-e gelmiştir Üç veya en çokbeş sene içinde böyle bir kıyarnerin kopacağrm söylemek, dünya siyasetinin ananatlarırn yakından takip edenler için, bir kehanet sayılamıyacağı gibi .kô., tümser bir görünüşün vehimleri seklinde de tefsir edilemez. Tarih boyunca hiç bir zamarı bugünkü kadar harp sebebi mevcut olmamış veya, başka bir deyişle, hiç bir harbin Erifesinde dünya bugünkü kadar ateşlerımeğe hazır bir durumla karşı karşıya kalmazmş.

cek hale gelmiştir. Olduğu yel'de durmak veya. gerilemek onun için yıkılmak demektir: Sovye tlerin kızıl efendiler bunu' herkesten iyi bildikleri için bütün güçleri ile harbe hazn-lanmaktadırIar Harp etmeseler de yıkılacaklarına göre dünyayı son- bir defa daha kana boyayıp öyle teslim olmaktan başka bil' çare voküe, rnektir

O halde bugün karşı karşıya gelen hürriyet ve zulüm cepheleri yakında hesaplaşacaktrr, Bu hesabın hürriyet alemi lehineneticeleneceğini tahmin etmek güç değildir. - Önümüzdeki yıllar içinde Sovyetlerin yere serildiğini görmek mukadder gibi görülüyor,

de

tır.

i

m

T

um

63. Sayı

Cuma GünleriÇıkar ••••

5 Um

rgi .co

P. K,

Galata - İstanbul

Yıllık 6 Aylık yurt ıbşi :

Fakat sonra ne olacak? üçten yukarı çıkarmamak

ww w.o tu

ken

Bugün insanlığı böyle bir tehlike ile yüz yüze getiren Komünist cephesi, bütün iyimser kimselerin gayret vetemennilerine rağmen, harpsiz çözülerniyeceğirıi ısrarla ve inatla en büyüğünden en küçüğüne kadar bütün milletlerarası meselalerde isbat -etmek yolunda. dır. Sovyet Rusyanın bu yoldan dönmesi imkansızdır. Çünkü onu idare edenler için bu yolun sonu, ne olursa olsun, fazla mühim değildir. Ömürlerini doldurmuş olan bir avuç insan için, gerçekten, kavbedilecek bir şey yoktur. Onlar için rnühirn olan şey zutüm sistemlerinin ge rıislemes! ve gittikçe lcuvvet lerımesidir. Yeni bir harbinı idarc l ıri rdtındald mernle ke.. ti harap ve perişan, emirlerindeki - küt lclerl sefil bir hale gelirmesinin ne chcmmiyeti olabilir? Bel ancak vatan ve millet endişesi olan kimseler için bir marıa ifade edr;biliI". Kız ıl cellatlar. esascn harp olmasa da. hakim olduklar-ı mille tlerc bir cehennem hayat: yaşanvorIar Onun için çıkacak bir hurui kaybatrnek 011ların sadece efendilikler ine son verrnek bakımından mühim olabilir Eğer böyle olmaz da harp Iehler-ine neticelerıirse, işkence imparatorluklarının hudutlan. nı alabildiğine genişlemiş görrnek ömüı-lermin .scn zevki olur ve gözleri arkada kalmaz.

Sovyet Rusya bugün L)L\ iki şıktan biri ilc kar~L karşıyadır. Harbi l-::ıZ:_I'aca!~;iiıD. inandığı gün kimseyi ueklcmlvecekür. ŞiJ"w:ilil: t,JPYE,]{\ln ortaya atılmıyorsa henüz neticeden emin olmamasindandır Bu"ün için bütün davası müstakbel neticeyi kurtarmak için zamanı kendi hesabına çahştırmak tan ibaret'tir İşte

Zaman Sovyet aleminin aleyhinde çalışsa bile yine bil" harp mukadderdir. SOv;,'etic1areci!erinin gizli luga tinde, ne olursa olsun, harp kelimesi yazılıdır: Kaybedileceği asikar olsa bile harp. Çünkü kızıl sistem bugün ancak yürüyebildiği takdir-de ayakta durabile-

Dünya harplerinin sayısını için ne yapmak lazımdır?

Bizim bakımımızdarı bu soruları cevaplandırına çok mühimdir, Öyle zanrıediyoruz ki devamlı bir sulhtın istikbalde en büyük temel direklerinden biri Türklük alemi olacaktır. Şöyle ki :

Rusya iarih sahnesinde göründüğü gündenberi dür.yanın en -belli başlı huzursuzluk amili olmuştur Bu baş belasım bir defa daha yere serrnek rneseleyi hallct., rnez. Onu devamlı olarak kendi kabuğu içinde tutmak lazımdır, Ö;.--le ki sirna lin bu azgın kütlesi bil' daha kımıldayamasm ve Slav iş tihası bir daha cerıubun 51cak iklinı.lerinin, bol ham maddesinin, açık denizler-i , nin, petrolünlin vb rüyası nı görcmcsln. Bunun için tarihin ve dünyanın bu baş belasının önüne bir set çekmek lazımdır, Onun etrafını küçük devletlerle sarmak bir marıa ifade etmiyor. Büyük bir duvar dikmeden Slav taşmasını durdurmakmümkün değildir. İşte bu büyük seddi onun bütün cerıup - yollar-ınca uzanan 50-60 milyonluk büyük Türk kütlesi teşkil ede_ bilir. Çinden Balkanlara kadar kurulacak olan bu sed Rus davasını kökünden halledecektir Bunu bugünden idrak ederek hesaplarını buna göre- yapmak ve Türklüğün namzet olduğu müstakbel tarihi vazifeyi daha iyi düşünmek, dünyayı idare mesuliyetlrıi üzerine alan büyük devlet adamlarının hiç bir zaman gözden uzak tutmamaları lazım gelen belli başlı noktalardan biridir I{EM'ALOÖLU


ORKUN

iCTiM

ET

«Genç

ve

g·erç.ek

kl,ymetlt'l'imi.zden

olan

Dı',

FARTlK

Edebi~'a t

Dr. Faruk Kadri Demirtaş ülküduşrmızrn - ;\Iehnıed Aldi'in. içtiıııa.i Fikirleri adlı orjinal bir etüdünü o kur lar ınuza sunuvoruz. Dergimizin

ların!

Asistanlarındım

gelecek

sayılp-rında

yayınhYRc:ığ"nnızl

ülküdaşımızın

memnuniyetle

yeni

yaz ı-

blldlrtr!z.»

ORKtTN Mehmet Akifin en az _ hemen hemen hiç denecek kadar az - işlenmiş cephesi, .mütefekkirliğidir, Fikirleri, dini ve içtimal olmak üzere, iki ayrı hüviyet arzeder, Dini fikirlerinin tetkiki bu' makalenin mevzuu dışmdadır. Iç timal fikirlerinden de Izdivaç, aik ka. dın; cemlyetirnizdek i tedenni, bu tede nnirıin sebep ve amillcri, cemiyetimizin kalkınması ve felaketlerden kurtuluş çareleri gibi her biri kendi başına ayrı birer etüd mevzuu teşkil edecek kadar geni~ bahislcri bir tarafa, bırakıp milliyet Ve' dil sadeleşrnesi (Türkeecilik üzerindeki fikirleri) v,ii)i daha alakababs I';Le sımları inccliyeceğ iz. lYIİLLİ1::'E'.rçİLİH

DE;"IİR'ı\\Ş :'IfüsJ.iimanlıkta «unü sı ı-» III ı olurmuş ne geZM' ~ Fikr-I kavmlyvet.ı tel 'in ediyor Peygamber, En büyük düşmanıdrr rüh.t Nebl tcrrlkanın, (Saf ahat III, Hakkın Sesleri, 3, manzume) Vahdet.ten

eser

yok

bir

avuç

halkın

içlndc ~

HliH1 mı hoğuşmak? Bu ne gaflet, ne r ezalct t., Oem'Ivyette bir fırka dedik, terrlka ç.ıldı; Sapasağlam iken milletin erkanını yıkt.ı, Raç yurda veda' .etmedik artık bu uğur'da ': Elverdi gidenler acıynı eldeki yurda : Safahat

IV, Görgeler,

Hala

mı boğuşmak

)

Memick(;tin se lame tini rnüslim unsurların islam bağıyla gayri müslumlerin ele vatan bağıyla bir müttelıit kütle teşkil etmelerinde buluyordu, (1) Kavmi, ye t fikri bizi inhilale sürükler diyordu, Gerçek ten, o zamarı için, 1<:8.Vl111yet cereyanlarma Dırısaade etmek VC? cevaz vermek, imparatorluğun inhilal ve parcalanmasında bir ad-rn ileriye atmak demekt i, AkiI'in bu iikri, Namık Kemalinkini andiı-ıyor , Kemal de, Osmanherlık fikrini zar uri görüyor; irnpara torIuk döhi. Undeki bütün f ertlerin. bi la cins-lı mezhep bir bütün teşkil etmesi lazım geldiğini ileri sürüyordu Başka tür lü, hele bugünkü gibi, hiç düsünernezdi: buna vatanperverliği mani idi, Başka türlü düşünmek imparatorluğun çökmesini kolaylaştırmak olurdu

de

i -

K

m

Yazan:

i Fa.lrultcsi

FiKiRLERi

;;ı;

rgi .co

E

Aıdf;

ww w.o tu

ken

Mehmet Akif, esas itibariyle milliyetçi bir fikir adamıdır Fakat bu milliyetçilik, bugünkü anlayışımıza uygun değildir, Çünkü onun miltive t görüşü bas, kaydı. Bu, ümme tcilik de değildir. Daha ziyade va ta» ve din .esaslarına istinat eden ve imparatorluğun o zamanki vaztye tirıin.: icabettirdiği bir milliyetperverJiktir İslami idi; fakat bütün İslam camiasma sami] değil, imparatorluk dahilindeki müslüman unsurlara ait bır anlayıştı : «Ama biz ne yapacakttlt ? Bütün müslümamaı-ı tev. hid ile azirn, cesim bir müslüman hiikume t! teşkil mi? Hayır !» (Sebilcür-ı-esad. c, IX, sa. 230, s, 2751• sosyalizm, komünizm, kozmopolitlik ı:(ibi ccşitli milliyet düşmanı ideolojilere rtaima di:;;m3.nlık göstermiştir. Bununla beraber, o zaman hızlanan TürkçıilLiI~ ccreyarıına da muhalif kaldı. Kavmiyel cc. reyarn diye adlandırdığı Çerkez lik. Kürdlük, Arnavut , luk, TUrklük gibi cerevarılarm vahde ti boz acağma, ."nemlekeli tefrika içinde birakacağrna inanrmştı : «Felake t-i hazıranın narnü tenahi csbabı var ki birincisi kavmiye t" yüzünden meydan' [Ilan tefril;ac1lr Yalnız dört beş serıedir bu yiızden m:' lıid:; geldile k(i\'~ miye t gayretiyle ayaklanmalan ı~,;lah için'ord~muc:u vorduk İhtiliilden çıktık, ih ttlü lo girdik; ı~iüskilattan çıktık, müski lata düşdlik".(Yıl 1329, Balkan-felaketi' zamanın Sebil-ür-reşad, c, iXJsa. 230, s. 37,1.). Birbirinden mütcrerrtk -bu k a.da r ntcvüm ı. Aynı mBllyotin altında tutarı lSlüinı, 'I'eme linden yıkacak zelzek Im vmiyet.tır Bunu bir 'Iühzn unutmatc ebcdi havbott lr," Arnu vutlukla, Araplrklu. bu mlltet vürümez, (Safahat II, Süleymaniye Kürsüsünde i Fırlm,

milliyet,

l lsa n

nürniylc

dilim

(SafahiH

ayrılık;

V, Hütıralar)

Aldf, kavmiyet ceroya nlarımn siyasi mahiye t alıp tef rika doğurduğuna üzülüyordu. Yoksa Iisani ve kültürel milli:,:etçiliği her zaman t ecviz etmiştir;

«Ne olurdu kavmivet denilen c mel'un carevan deri-: al siyasi bil' şe kil almasaydı. yah tlt madem ki aldı, yurtlan ile, ocaklarryla, risalelcriylc, gnzetr.;Jeriyıe, konferanslarıyın nutuklarıvla <'.nasicı isl:"1.mi':';cvi bir. birine düsürürken avnı vcsai tle biraz (L~ l.·ı"'~I·ele''':nn saruna trramna hizmet eclcydi de, bugün o b:~\yük şerri n ~U kadarcık hir hayırını gördük divebileydik» Seb!l-ür-1'2şad, c. X'I V, sa. 382, s. 331, Köy Hocası makalesi) ••

~

~"""'"

_

_

J

~

,__

.,<-l

~

\ L.l

•••

.!

~

Tarihi n; içl irrıai zururet, imparatorluk dahilinde muhtelif kavimlerden insanlar: toplamıştı Bunlar-ın mernlcke tleriyle beraber impara torluk dışına a tılma, ian, menraatımiz icab: c1eği]di:\'E! akıllı bir hareket olmazdı, Bir bütünün mülcemmelive tı.. cuzülcr inin ayrı ayrı mükemmel olusuvla kauildir İmparatorluğun da, bir bütün olarak yüksel: ve ileri bir seviyede bulunması, ancak kendini teşkil eden unsuıIarin ayrı ayrı terakki etmesiyle mümkün olabilirdi, Bu muhtelif kavimleri nasıl ilerletecektik, Akif bunun için şu çareyi buluyor (2) Her kavmin lisan ve maarif sahasındaki kalkinmasmı o kavme .mensup alim ve akilIcro bnakahm Bunlar kendi kavimlcı-ini en ilcr: hülc .r;ctirmeğc çahşsmtar. Çalışmaların bir görüşe göre hazırlanması için, payi tah tta bir heyet teşkil etsinler ve aynı esaslardan hareket edilsin . .Akif bunda uldanıyordu Milliyetçilik bir leeı-o sahlanmıstı Teklifi. tabiativle kabul edilmedi


OP.K,UN

ŞI) ,

Bu hissiz toprağınüstünde mazlumine yer yokmuş l Adalet 5ö;yle dursun, bü;,'l" til" ~eydeıı haber yokmuş 1 BUtün boşlukmuş insanlık: Ne istersen meğer . yol..-mu§l

m

~Safe.hat 111, Halkın Sesleri) .~ed,-·ııse, duymadı Garbın o hlslt vicdanı, Huruş-ı stne-I a'sôrı inleten bu kanı ı Nedense, vahdet-l islAmı tarÜInar edeli, Büyük tarımdı, mukaddes billndi zulüm eli! Zemin-i şarkı mezültm kasıp kavurdukça; O kıpkızıl ytizü haldn fezayu vurdukçar Gurubuseyreden ava.re bir tema-ı;§,ger Kadar da olmadı dünya, nastbedar-r keder l, Iieder de söz mü yıl? Alkışlıyordu celladı, Utanmadan koca yirmincI ası-ın evIMı! (Safaha t V, Hatıralar.BerlinHatlralan i.

de

Mehmet .Akif'in milliyetçilik karşısındaki durumu. nu tahlil ve tenkit ederken, -sbir şahsi ve fikri kendi zamanı ve içtimal şartları dahilinde tetkik etme" nin tarih ve edebiyat tarihi te tkiklerinde en esaslı prensiplerden olduğunu hatırdan çıkarmıyoruz

lCı.mlara karşı bigane ve hissizdir; maskeli bir vicdanı vardır; . türlü alçaklıklar yapmakta' tereddüt ,.etmez; hakkımızdaki niyeti de iyi değildir," Zaten bize yönelenzulmü daima büyük ve mukaddes bllmiştir: . «Avrupahların 'ilimIeri, ırfanları inkar olunur şey değildir, Ancak insanivetlerlni, insanlara karşı olan muamelelerini kendilerinin maddiyattaki bu terakkileri ile ölçmek katiyen doğru değildir, Heriflerin Ilimlertni, fenIerini almalı, Fakat kendilerine asla irianmamalı. kapılmarnahdır,» (Sebll-ür-reşsd, c, XV"" sa, 464, s, 2::50, Nasrullah Kürsüsünde).

rgi .co

.Akif, milliyetçilik meselesinde, pek de ileri görüş. lülük gösteremedi,· Daha .ı ziyade «ameü» kaldı, Bu ileri görüşlülüğüZiya .GÖk Alp'ta buluyoruz, Gök Alp, İslam bağının artık bir rnüt tehit kütle teşkil ederni, yeceğini sezmişti İmparatorluğun inhilall ise mukad, derdi, Zaten kendilerini i.nıparatorluğa bağlamak istediğimiz unsurlar, milliyetçiliklerini adamakıllı arttırmişlar. Türk düşmanı kesilmişlerdi, Bir biz Türkler milliyetçilik yaprmyorduk, Gök Alp, bu ih tivacı keşfetti ve Türkçtılük hareketi alevlendi, Yalnız şu noktayı da açıklamak lazımdır ki, Gök Alp da ilk zamanlarda fikirlerini 9U veya bu endişe. den ayrı tutarak, tamamiyle müstakil ve sarih şekilde söyleyemerniş ti, Mesela; . «Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasirlaşmaks adlı eserinde (1918) devleti Türk ve Arapların teşkil ettiğini söylüyordu, (3) Fikirlerini her kayıttan azade olarak ancak cumhuriyeti müteakip, milli hudutlar dahilinde milli hükümet kurulduktan sonra söyliyebilmişt i (Türkçülüğün esasları _924), Nitekim Aldf de istiklal harbi sıralarında, yani imparatorluk irıhilal edip milli hükümet teessüs ettiktensonra yazdığı manzumelerde, ırk ve millet kelimeleriyle tereddütsüz ve mutlak olarale Türk ırkı ve Türk milletini kastetrnistir (Is tiklal Mar.

ken

«Medentyyet l» size çoktan beridir di~biley()r; T!)yvelii. parçalarnak, sonra da yatmak dlleyor, (Safahat III, Hakkın Sesleri, ın: manzume l , _

ww w.o tu

II - TÜRKOECİLİR : Eserleriyle en. temiz ve en tabil Türkçenin güzel ör. nek lerini veren ve Servetifünun edebiyatının sun'I, so-, ğuk, çetrefil ve bunaltıcı Türkçesinden yeni edebiyatımızin sıcak, hakiki, öz ve bizden olan 'I'İır kçesirıe geçiş işinde büyük mevkii olan AkifIn 'I'iu-kcecilik hakkındaki fikirlerini' gelince; 0, sadcleşme tarartartdır (·ii Fakat cilele yenilik yaparken başka rnillevlcrin tasar . ı-ura t ın: aynen c.l!"n.:.r.1!z?' ve d ilir: i·.:l~lli·:::-·knrin~·~1'i2.)'c1. edilmesini is tc,', (5) Yazı dilimizin b.ıtürı Türklerin ~!~hyabi1er.;;ği bir hde getirilmesifikrine de taraf tard .r Fakat tutulan yc iu bcıcn!!'.~:..:or.,.:İ~cdan1~ cı lar , (2.Ç(a taycadarı v.b, şi ve lerden ),;",l'.:-nc ı: Lyor la rdı A !df bunu iki bakırndan dojru bulmuyor Birincisi, hs lk bunları, mukabilleri olan Arapça kelimeler kadar bile anlamıyor, Sonra bu şivelerin kendi aralarında resmi bir yazı dilleri olmadığına ve birbirlerini anlamadıklarina göre, bizim onlara uyrnarrıız faydasızdır En çıkar yol, bizim mümkün olan sadeleşme ve ıslühı vapmarnız \'C onların ıla bize uyrnalarrdır (6)

Bazı kimseler A.kU'i medenivet düşrnaru zanneder-, Jet, Bunu ileri sürerken .dayandikla rı nokta: :\oledeniyet denilen telr dişi Irulrmş canavar mısr-aıdır. Fakat bu nüküm yanlıştır, Aldf, medenivet düsmanı değildir, İşin esası şudur: Al--jf, modeniyefi temsil eden garp alemlnin maddi ve teknik sahadaki ı.arulculüde 'terakkilerine rağmen, manevi sahadaki Ihmalldil'lığına, insanıara lWI'!jl olan lükayd muamelesi ne hayret ediyor, Na srl otrnes!n ki bu [ilenı, maz ,

Akifin garp medeniyeti hakkındaki hükmü, bu medeniyetin fazileti olrnadığı . ve hakiki insanlık vasfı; nı haizbulunmadığı merkeztndedir: . ,"AnLlpt1 medeniye ti, bir mederıiyye t-i fazile,· bir mederıiyye t-I haklkiyyc.I irısaniyye değildir," (Sebilür.reşad, c, ıx, sa, 231, s, 392, Mev'ize) ,

Dikkat edilirse, Akif'in düsrnanhğı, bu rncdeniye tln her ~c'~'ir!cd~g-il, ancak hak tarumamasma.. mazlum, lan 0:"mcsl!1e knr5:dıf, Yeni maneri pak ı" -yt'!ksck, namuslu, vakaı-lı bir medeniyet olmadığı içindir «Ben.;n bütün insanlar, bilhassa, dindaşlarırrı: nam i. na istediğim bir medeniyet varsa.. o da' her, rrıanasiy., le pak, yüksek, namuslu bil' mcccruycttir, bir: rnedenIyyct-i· razıladır.s (Sebll.ür-rcşad, se, 454; !;, 257, Nasrullah Kürsüsünde), Fakat .Aklf, bu adamlara karşı olan' buğzun; hiçbir yakit onların ilimlerine, fenlerine, sanatlarına sıçratü, masını istemez: «Benim bu klirsüde söyliyecek bir şeyim varsa o da garp mederıiye tl dediğimlz rezil alemln biran evvel hill, ile yeksarı olmasını temenniden ibarettir, Ey cemaat-i müslirnin: Sakın bu sözlerimden benim .ilim düşmanı, terakki düşmanı olduğuma zahlp olmavınızv (Sebil-ürvreşad, ayni vkorıuşrna) kıl abı nı tesldl eden Asım'da A.klf, Ilmlrıe dönsün yüzlintiz, () çocuklarla beraber, gece gündüz didlnln Olden üÇ'. vüz senelik Uml sık elden edinin, misralyle gençliği teşvilc e tmek te, ve bir an evvel Av., rupa'ya kOBUP orunın ilmını yurdumuza getirmelerid tuvsiyc etmektedir. Safahat'an

altıncı

Sade garbın,

yalrıiz

;-':


o misallerden

anlaşıldığı üzere, Akjf'" me , hatadır O garbın emperyalizmine "düşmandır, Zaten garp mederıiye ti - hakkında sarf ettiğis sözler ~de,.::~al'b1n bize '-teca\'üzleıin.. den ileri gelrnlstlr; O vatan ve mi lle tirıin bu f clüke ti karşısında, rnüstevlüer! sanatkar ruhunun en coşkun ve heyecanlı tavı-ıyıa tel'in e trneği mukaddes bir vazife bilmiştir -.Aklf'in medeniyet hakkındakisözleri bu kadar vazıhken ve sebebi de ortada bulunurken, ona medeniyet düşmanıdır demek; en hafif ifadesiyle Idrfı.ksizlik, anlayışsızlık ve hüsnünlyetsizük olur, Fikir 've 'anlayış sahibi gerçek münevverlerderı şüphesiz böyle bir hareket beklenernez Akif;Balkan Harbinde,Çanakkale ve İs tik iii. 1 savaşlarıridarbize saldıran -ernperyalist :garbı:

eteniyet düşmanı demek büyük

ehl.i saltbin o hayaaız yüzüne! onların aslii, güvenlımee sözüne!

Tti.kürtin Medenlyyet Ttlklirün

denilen nıaskelt

maskara

rnahlüku

vicdanına

asrm

(Safahatlll, Nerde

- gösterdiği

vahşetle

gödiıı;

tükürün

:

korkma! - Nasıl

mısralarıyla şey yapmış

böyle

bır

imanı

boğar,

denlı en tek dişi kalmış canavar? (İstlklal Marşı)

.tavslf .etmlşse, değildir,

her

halde

hiç te fena bit

Aslında yeniliksever olan Akli'in .bu hususta riayet _ettiği bazı prensipler vardı!', Mesela Avrupa'nın ilim, fen ve sanatlarını almaği şiddetle arzu ettiği halde, onların hel' -şeyini tuklid etmeği..hiç .de aklı almaz: Ne YaPsa Avrupa, blzterceıaslr. olan hareket: ({O halde

blz.dahl.Yl!-ptık!»._deyip

(5)

ken

ww w.o tu

Görenek neyse, onun hükmüne münkad olarak; Garbın efki1rıru, asarını, düşman tnnımak; Y(mlllk nümınıı vahy Inse kabili- e:ı:leı.nemek, Şöyle dursun o teceddtit ki dışardan gelecek, Kendi nillliyetlnin, kendi muhtttndcxloğan, Yerli, hem haklı teceddüttere hatta udvan,

hemen

taklid,

Bu ttlrlü bır ycnttlkten ne -Iı[t~T ederstu ıümld? (Safahe t IV, Fatih Kürslisünde, İlei arkadaş Fatih Yolunda .manzumest) 'Aklf'in yenilik meselesinde esas dusturu şudur: -ıYeniliği iylliğinden, hususiyle lüzümundan dolayı almak.veskiyi rdc Yenahğı sabit olduğuiçin atmak, . (Sebil-lir-reşad,"{; IX," sa, 209), -Aklf, mukadde~ata -hürmeteden ve arı'anesmi se.. venbi rtıdamdır Onun bu gelenekçlliği ile yenıliksever1iğlhiçbir zaman birbirine muarrz olrrıarruş tır Bu hu, susta şu fıkrayıanla trrmış : Bir 'lnglli2e sornıuşlar : Bu-kadar ari'aneel oldugunuz "halde -nasıl terakki ettinii? 'ilnglliz cevap vernıiş: (Bizdeen yenlan'ane altı :0l7:

diye mern

aldn-n-ım,

FARUK KADRİ

c, Ili, sa, '/8,

DE!\'irn,Ti\~

~, "W!):

Açı"

(2) nı., Sebll-ürvreşad, c, XIV,;ı!", 382, s, 332, Köy Hocasr, (3) Bk Tlil'ldeşınek, İslümlaşmnk, Muasu-luşmak ; s, 52; Millet ve Vatan başlıldı yazı, Bu fllcrtn tenktdi için bk, Rıza Nur, Nürrıık Kernal.v s, 524,

- Fatih

_-Akli'e mürteclllk isnad edenler de yanılmıslardır "Akif, hiçbir zaman -yenilik hareketlerine karşı düşmanlık göstermemlştir Bllakis .yenillğe düşman olan avamı şiddetle takbih ettiğini biliyoruz:

git

(I) Bk,Sıra.tnuhstukim, il'lektup.

(4)

KARşıSINDAK!

geç

çiğnenirim

Dr,

başlıklı

IV - YEN1LİK HAREKE'l'LERİ "DURmm:

da

hakkı tutar kaldırırım, Zallrnln hasrnıyım amma, severim muzlümu, İrtica'ın EjU sizin lehçeıle mürıas. bu mu? Bu yaz ınuzla, ona medeniyet düşmanı Ve; nıürtecicUrcUyenlerin, hiçbir esasa dayanmayan iddialarını vesikalara dayanarak cevaplandırmış oluyoruz,

Ble, Su-atımüstaklm,

de

Medenlyyet "

aldu-ma

Hakkın Sesleri) bu bl.r Avrupalı

Dedlrir • yırtrcı, his yoksutu, sırtlan künıesı. Varsa gelmlş açılıp mahbesl, yahut katesl : musun,

Adam

Çiğnerim,

m

Tti.kürtin

senelik tir, ve en eski teceddüd altı saatlrk) , (Mithat Cemal, . Mehrned Akif, s, 255), Kendisinem.ürtecidiyenlere en kuvvetli cevabı yine kendivermiştir: Zulmü a.lkrşhyanıam, zültml asla sevemcm, Gelenin keyfi için geçmlşe kalkıp sovomem Biri ecdadıma saldırdı nn hattfi boğur ım, Boğamazsam da hiç olmazsa yauımdan koğu r ım trç buçuk 80J'S:ıZUJl ar-dında zağarlık yapamam. Hele hak nümına huksrz.lığ» ölsem taparnam Earıayan bir :ı:~[L gördüm mü yanar ta ciğerim; Onu dtndtrmek ıçin kamçı yertm, çifte yerim,

rgi .co

Yukarıdaki

s

R K U N

c, IV, 92, s, 238, Rasbıhal

yazı,

Bk,

Safahat

yolunda

IV,

Fatih

kürsüsünde:

iki arkadaş

manzumesi,

(6) Bk, Sıra.tırnüstaktm, bıJıaI başlıklı ,.yazı,

c, IV, sa,

DOLU

92,

8,

238, Has-

DİZGİN

At, nyağm pekçe dursun! Nal eyledi gurbet beni, Yüce dağ'ların başmda Yel eyledi gurbet beni, .. Yüreğ1ın Saflarunız

pek, alnım akca, olur sıkca;

Pazaı-larda,

Pul eyledi :HendIlim

geçmez

j!'urhet

yndum, arıttım, Icururtuın:

Vuslat. 'yellnde Cümle orduyu

Gel eylem

akca,

beni .. ,

yürüttüm

ben!, ..

gurbef

:ell'em blrem Böylel' dlllm. De rva.laı-de "batarnş sahm,

Suvrulmaya Ki\] eyledl

yetmez gurbet

OOğnutıl;:

varsa

YIğIt

ımı

Isen

hütlm benı., .

özünde, sözünde:

A§u;: Fazrl'm sazuıda Tel eyledi ı;urhet beni .. , FAZIL

j,

nA YRAK'l'ıill

f

~"~~~~~~~~~~~~~.NV

. ~'-'-'-"""""~':"_"

,

;


ORKUN

6

._-_.-

Kitaplar

--

--------------

---------

ye Şahıslar:

ADAMıNıN ROMANI.

BiR FiKIR

Yazan: ?ıf. Emin Erhir:;i!'in marn»

a dl ı kitahı

şrrnız.ın

yaz dı ğt

sn.hsı

hnlckmda

mun

crmekstz!n,

«Bil' Fikir

hakkında :ı~ağıdaki" h içbf r

tetkiki, serbest

ülküda , Eri5Irg-ll'in

tazarn ,

kürst;

kafidir Fakat bu eserlerin hepsi de, kompozisyon yörıünden bil' fark göster emezler. Ziya Gök Alp'ın hayatını ve fikirlerini _, çok defa kuru bil' üslupla • belirtmeği ği yeter görürler, Çoğu, II prlo rI bir görüşle hareket ederek peşin bır kanaatla Ziya Gök Alp'ı veli mertebesine çıkanr; bir kıs-rn da, güya ideolojik bir inancınesiri olarak, onu yerrneğe çalışır Her iki hareket tarzı da Ziya Gök Alp': anlamak Ye anlatmaktan çok uzaktır elbet.'

usu ,

rgi .co

M, Emin Ertşugll, kompozisyon tarzıyla, öteki mLı. elliflerderı . ayrihyor Bizde ilim ve fikir eserlerinin. monoğrafilerin okuyucusu azdır itiraf edelim ki, çoğu da okunacak şekilde yazılmarrnşttr. Kuru olduğu. muz ölçüde Ilmi yazdığırmzr sanırız, Bu yüzdendir ki,

ilmi es eder, ihtisas erbabı arasmda bile, sevilerek ve istenerek okunrnaz. İşte' M, Emin Erişirgil, bu kötü geleneği kırmağa çalışmıştır. Tam manasıyla kir, mıştır, diyemeyiz, Zira, müelllfin üslübu, henüz bütün kusurlardan arınmış değildir. Hatta birçok serıtaks yanlışları bile vardı!', Ancak. tahklye'yi esas' tutması ve bir romancı gibi hareket etmesi, «Bir Fikir Adamının Romanı» na ilgi çekici bir mahiyet vermiştir,

konuda

müsbete

doğru

hiçbl r

1}('Jirti

c

ww w.o tu

maktadır, Bu de görülmüvor

ken

de

Dururnun en acınacak tarafı, fikir ve kalem adamlarırrnzın da, devlet makaniztnasında görev aldıkları andan itibaren, fikir ve yazı hayatına veda etmeleri, sarkın ezeli felsefesi olan süküta bürünrne , Ie ridir. Bu yüzdendir ki, fikir, sanat ve edebiyat kitaplığımız, kendisine çok şey kazandıracak değerli eserlerden mahrum kalmıştır ve ilave edelim. kal-

m

lürıce okuyucula ı-muza sunuvornz Bizde iş başında bulunan ve : olayların ıçvüaünü bilen devlet adamlarının eser vermeleri, bildikleri ''C gördüklerini arıla trn al arı, hatu-alarmı yaymalar ı n",dir görülen hallerdendir. Onlar, sanki, fildişi kulr'h." ı-ine çeki lmislerdir Etraflarını mutlak bil' süküt kap. Iar ve işin' tuhafı, bu mutlak süküt, havatlnrrrnn sonuna kadar devam cder i\re~guliyetleri mi cektur. yazacak zamanları mı yoktur, nedense, devlet ada mIarrrnız. eser ve rrne bakımından, kısu-hğa rn-ıhkürn.. durlar Esersiz olma, galiba yalnız bizde, devlet Rdam_ iarrmızrn ayrılmaz vasfı haline gelmiş ur,

HİKMET

fikir adarmrnızdrr; .Gerçekten, M, En-un Erişirgil'inki de dahil, Ziya Gök Alp hakkındaki eseı-lerm sayısı yirmi beşe yaklaşmaktadır: Bu, Ziya Gök Alp'ın fi. kir tarihimizde oynadığı rolün önemini belirtrneğe

no.

Adamının

Dizdaroğlu

kıvmct hükmünü

ORELTN'u!l

DİZDAROGLU

Eski fikir, felsefe ve devlet adamlarımızdan Emin Erişigil, nasılsa, bu ana kuralı bozdu Nasılsa, diyorum, Bu, tam yerinde kullanv'-n-s bir devirndir. Çünkü, uzun yıllar süküt ederek birden ortaya cıkmarnn tam karşılığı, bir tesadüf ihtimalini belirten bu ,,:;:.a· 311sa:' kelimesi olabilir Devamlı bir fikir haya 1:\111 n meyveleri olması icabeden VE' yakın zaman fas.lala., r ıyla birbirini takibetmesi gereken esedeı" fikir ve felsefe adarnlaruruzın pek iltifat ctmedikreri seyler , dir, Bu bakımdan, yukarıdaki hüküm, yalnız M, Emir: Erlşir'gtl için değil, diğerleri için de doğrudur Erişi rg il, Ziya Gök Alp'a tahsis ei.Liği ~Bil' Fikir Adamının Romanı» ile, kendisine düşen bir borcu ödemiş sayılır, Çünkü, Ziya Göl, :\:tP'i vakmdarı tanırmş tır Ona ait birçok hatıralan ve anekdotrar ı vardır, Eğer «Bir Fikir Adamınm Romn .. nıv nı yazmamış olsaydı, bunlardan haber'siz kalacaktık, hepsi de unututup C;'.'cc:ckti. Ziya Gök Alp gibi bir şahsivet hakkinda!': '.:1 ıı[/: hi lginin dahi nek adar önem tasrdıği, izaha 1~::zlJn1 gösternüyec~k kadar bellidir, Onu konu olarak ele alan her kitap, muhak. hak ki, derin bir ihtiyaca karşihk vermis sayılır, 1\1, Emin

"Bir F'iki r Adamının Rorna nı», bilhassa iki bakım; danen'teresandır: ı, Kompozisyon tarzı, 2, Ziya Gök Alp'ı görüş şeklindeki başkalık. önce işaret mal rnüstesna,

edelim ki, Ziya Gök Alp, Narnık hakkında en çok kitap yazılmış

Kebil'

Bir romancı gibi hareket etmiştir, derken sadece üslüp ve tahkive yönlerinden romaneıyı örnek almış. tır, demek istiyoruz. Yoksa, görüş ve davranışında bil' romaneıva benzemeği asla düşünmemls, bir fikir adamı gibi hareket etmeğe önem vermiştir, Ziya

Gök

çoğunda, gibi çe· şitli sıfa tlar verilmiş, yazarların anlayış ve görüş kudreti ölçüsünde bu vasıfların belirtnmesine gayret gösterılmtstır Erişirgil, onun bu vasıflarmı inkar etmemekle beraber: hiçbirisinin Gök Alp'ı bütünüyle ihata edeceğine kaani değildir, Ona göre Ziya Gök Alp, bunların hepsinden önce, «Şurfc üleminın pek iyi bildiği bir

Alp'a,

sana tküı-,

ülim,

pir,

hakkındaki

taı-Ihçl,

arif

şeyh,

eserlerin

sosyoloğ,

folkloreu...

nevtndekl

lnsanlarm

modern

t.lpidlr.»

Yazar,

bu görüşünü,

.açıklıyor-: nevl

«Ziya

şeyhlf k

ve

Gök

olarale

kinlerde

bulunmağa

balemaktan

iki

gördUğüm

mürşluüktlr

objelcttr

lerinin

kitabının Alp'ta

ztyade

ilk

vasıf

şöyle bır

meseleler-c Icarşrsmdalclnc tel-

Tavrı,

elıemmlyet

yerinde

hali,

ver lşl hep

şnr k şeyh-

mürşitlerinin volunu taldp etmekten h05turıdığmı göst.eriyor. Tıpın Sokrat gibi onda da po littkn ile ilim ye felsefe bIrbiri içine girmiBC bcnzer,» (S, lO, ııf. Kitabın başka bir yerinde yine bu konuya dönerek şöyle der: "ZIya sadece esk! Attrıu'rıın IMk Iyi tanıdığı Sokr at nevinden bir millet. mürebbtst .otrnağu çalı~t., ~ıı.l'k tı,lemiııln pel, ıyı bl)(H~l pir, ~e:vhı ve


7

ORKUN

----------------~-- --~---------------------------------------------------------:.ii..-if:neviııdeki insanların

modern

bir

tipi idt,»

(S, 262-

263), .Biz, . yazarın Ziya Gök Alp'ı görüş şeklindeki baş-kalık .derkerı, bunu anlatmak istemiştik, V~ sanırız •ki, ~ErişirgiJ,.2.iya Gök Alp'! teşhiste .en do;;rubir sonuca .ulaşmıştır.

tı Sonradan daha genişle tilerek lenerek, kitap haline getirilmiştir , «Bir Fikir Adamının ka adamının, daha saf adamını tahlilidir

ve yeni bahisler ..

Romarn», bil' fikir ve politikalmış bil' fikir ve politik" .

DİZDAROGLU

. Eri::;irgil, objektif olayım derken, zaman zaman, Ziya Gök Alp'ı iğnelemekten .çeklnmiyor, Bu suretle de, koyduğu teşhise zıd bir sonuca ulaşıyor ve tenakuza düşüyor, Onda hoşunagitmiyen taraf, «polrtı, ka Ile Ilim ve felsefeııin

birbiri

içine

gtrmlş» olması-

GÖKTE

KUŞ,

SUDA

'.

BİLİR

ANALIf>

NEDİR

Buda Hatun, yanından meliyerek kuzusuz geçen koyunu, kişniyerek kulunsuz (= Taysrz ) geçen krsra., ğı bozuyarak köşeksiz geçen deveyi dururndaşı sayar, Onlarla birlikte mclcmek, kişnemekı bozlamak Tstej-:

SÖYLEiHE

BIl' kuzusuz alcça koyun burdan Meltyordu,

ken

ww w.o tu

Bizim üzerine parmak basmak istediğimiz nokta . şudur: . 'I'arihin vereceği hükümden korkmak lazımdır, Zira Gök Alp'ta bir nakise ol;'l1'ak gördiFrü ve tenkicl etticti sevi, müe1lif, bir politika adamı sf atvyla, isbasında iken, yapmarrus mıdır? Daha acik sö\'livelvn: MlielJif, mesela İcisleri Bakanı iken. tam bir fikir ve felsefe adamı gibi mi hareket etmiştir? Hareketlerinin saiki yalnız ilim ve felsefe mi nırrıl1dl1r?

BALIIi

Alplarbaşı Kazan Beğ cğullu olarak, gittiği avlanmu yerinden oğulsuz olarak dönrnüs ve bu dönüşü e~i Boyu Uzun Buda Hatun avundurularnazcasına acılandırrmş trr

de

dır, Yani Ziya Gök Alp, sadece bır fikir adamı değildir; gayesi: «BUtUn aydınları İttihat ve TerakId et. rafında toplıyarak memleket meselelerinde yeni blr görUş~ sevkeylemek» tir, Bu, belki aslında böyledir, belki de müellifin yakiş tirrnasidır

1931, 263 Sayfa

Istanbul,

m

olur,

(ıı

Hl.Kl'ııET

rgi .co

.Kitapta göze çarpan .en 'büyük noksanlık, olayların ,kesin,bir, kronolojiyebağlanmamış olmasıdır, Yazar, olayları, adeta, zamanın dışında cereyan et tiriyor Verdiği tarihler, ya bir devri, yahut birkaç yılı içine alıyor, Bahsi geçen falan olay ne zaman vukua gelmiştir, kesin olarak bilinrniyor Bu özelliğe, rah; metli Halit Ziya Uşaklıgil'de de rasthyoruz Hatıralarını topladığı' Kırk Yı!'ı okuyunuz : hayatı. nın seyrini kronolojik olarak takipte güçlük çekersirriz. Aynı şeye «Bir Fikir Adamnun Ro, manı» nda rastlayınca, Erişigil'in Halit Ziya U_ şaklig'il'I fazlaca okuduğunu dü~ündük ama, böyle bir ihtimali gerçek sanmak, muhali mümkün farzetrnek

ek-

Melernesi

g'eçti,

bağ ır deştt,

KUZUCUğ1.1 .•• n atdıı-mışım: ·gam yesern ml'! Gnın yeseın

i

de beril beril meleseın

Bir kulurısuz kı-a kısrak IHşn1yol'du,

~ i.

ınşnemesi

Knlııncuğ11m

burdan

mi?

geçti;

bağıı- deştıl,

atd ırrnışım ; gnrn vescm

ml?

Gam yesem de lcırnkrr çimlcır Idşrıesem mi?

Kerırlisirıirı bu sorulara nasıl. cevap verebilecee-im bilmivoruz, Ancak. su bir gercektir ki, zaman.r vaka, letlerinde kabul ettirilmiş bir kanun, buzün, memleket aydınlarını ve bütün bir memur kitlesini en güç durumlarla yüzyüze getirmis'ir, Eı-isi rgi l'in Bakarılığı sırasında yürürlüğe giren bu kanun, memııra namütenahi sorumluluk yüklemiş. fakat ona en küçük bir yetki tanımamak' suretiyle, memur kitlesini şahsiyetsiz bir sürü menzelesine düşürmüştür Haysiye tli bir fikir ve felsefe adamı olarak, ErişirgiJ, bunu nasıl izah edebilir? Ziya Gök Alp'ta zaaf olarak gösterdiği şeyi neden _ hem de aşırı şekilde . kendisi

Bir koşe kstz k ız ıl deve burdan bağır

geçti,

Boz luyoıdu

Boz.laması

deştl.

Köşekciğim

aldu-ırnşım ; gnrn yesem

ml'?

Gam yesem de bozul bozul Inlcsern nu?

De, gerçelden Metlyevtm,

:ı-itınlş ise oğlum,

kişrıtyevtm,

beğim,

Irıltyeylm l,

yapmıştır? Politika hayatına atılmış olan fikir adamlarının, çok düşünerek hüküm vermeleri lazımdır, Aksi halde, yukarıki misalde 'o1duğu gibi, güç durumlarla kar-şrlaşmaları mukadderdir, .:Bir

Fikir Adamının Romarıı», bu sakat politik görüşün dışında, faydalı bir çalışma mahsulü diye okunabilir, Kitabın bazı bölümleri, yedi yıl önce, 1944 de Ülkü dergisinde, altı tetrika halinde yayınlannus,

.

~':.,u...''''';'''''''':-'~.~_"-,-,,,

__

. _. _._

.. _.

.

.~

•...••..• .>_.

.__

. ~

- ,,-~

-----:.

•••...~-'

-.---.--------.--.--.

i

Deve yavrusu

.

~~'~~-&.-~~~~~~~


8

o H l{ li N

ü:y l\lai'a~, sı luvu Açılmaz

nice

kapnlar

Arıunu

çalup

bu lruu dım

vur-ayun,

Of.h

U[!rU)lJl1,

GıUı göğslim

kimden

g-özlel'lııde

yaş,

ııtrl ır

ğ

örtlektil',

VUI'LU'

buşıuı

iiryımdır T'urıu

utaş !"

ba rru

Gazli,,!, göller!

:'Ilunl!1U1

tuştur-a

A-:;ıkı dlvüue ıvt; m ecnün-ü

rıa sıl ;Hfl.ra~.

}lHn,~ ;;h,ra~ ,Lt bu

lütra

'.ruuu 'I'unn

snrnyrm

Yarlıudan Uy

gibi. cüşün-ı humşandır gibi nal:'in.li ;nrivımdır

gönlüm

topuğuııa

ta.zılıı..rıııııı

Gerçi

Imzdır

çıkmaya

g-Ijzli.nı· dervü-vü-ummandu-

kilfi!'

TUıııi

'ı'o,ylası ka ı- lWjtı.r, ovası yazUı!', ıetletlll',

ıçImde

KJŞVL'cI'_İ )di.f1I'dı~1ı

ldlzdUl',

Kıbleye

Ben

bildıg'ım

vüc el, eğil

"'larıış

dag,

eğil,

de

,"!araş1 g ör ünce yandım yakıldım Kan yaş oldum, yüzden gözden dUkUldl'ım Ort'u düşen bil' saç gibi büküldüm,

I{onuşunca

Bu

DE:.\I1RİX

~~u11angaıar

tstf hkürrıla rdun

Yara

('ğulmizde'

Ko r kurşun Kırntı

Ha muru

d urma k

Heybe tlr

Dm' 5öyle kulak Dağlar

yirıe ses

Bak

dinle

Deryii

ö

duruan

-plzim

lıa'{.JI""nıı~, <:,ağrı!anlal'l.

arzu

karıdu-sa

.Be;\'

Lebbey

1iU Bozkm'tları

gibi

bir

sev,

boşluktakl

ebedlyet Blilcnd

gibi

hey

lıe~"

bir .scv...

SERDAROGLU

GELECEKSAYIlVUZDA

:ı.ltına

n testnen

civar inledi:

'güldlh'iir

,

ı",~,!

yalcar

yauru ı-ı ı-

Od'Iar ını ne su, ne sel söndürür J{andır6U.

ver .. Yine ..seslendtıDoğa.n verili,

ld iu-ür.

ayırrruş

~i bir

gibi. coşrnuş biiyük o rdu yedi koldan yürüyordu

Emin

Kore Kahramanı nın

8 Aralık

savaş

Icnrıd ır ır

ka vrulanln rı

General

.1951 Cumartesi

TAHStN günü

Spor -ve ı.Sergl . 8ara:;'1ndaTürk Derneği

«Defne»

denizler

Yetrniş yedi serdar

doldurur,

ş

ha.yrnlt

AŞUi ÇELEBİ

("ğTllcııİeri

Tarn-ı bır al, scvr a n a rz ula ın ı h cv ! Za.rb ımrz ı me vdarı ,1 ~·7.~.~:~~l'".·1l> hı')~! Bu

vruna

TürkUm .beıı .oğul, .sor beni sen. '.raun dağuıdan Bağr-ımda yanan .hangl ateş, hangi .,yavuz kan

ba rn t la ;yoğ-nıl:ınlal'l,

A~', yıldız

g'elür

BİR DESTAN'DAN

derler allahtan, etse bu suf't.an.

~:;).nını peryaz

A.k~ hosuud edeı'

akup

doğ-rulallları,»

doğrultur

vortnclc

Karkılın

~~öl(erte-ınezler

bır laz ıl kuf tnıı..

erkek Demir bir IHınclldık

Bize Hiza

TtlUH,t;SÜ

konuşuruz biz, namlu bağır~\lıbn;

böyle

Dinle namlu (Gökler

GÖKYAY

ww w.o tu

ERKEE

ken

Ben bildiğim Maraş bu Marilş mıdır? y!ara~ mıdır, ataş mıdn, taş mıdır? Şalk

ehllne

yüz.ltnü !;ılı' müselmandır

Hemdem olnıu~tuk yedi. ;yıl macera-yı. a,kta Bır yana ben. bil' ",-ana o ebrt giryandır 'I'una

bu l'tl:n.ra;ı üeğil",

Orhan

tutmuş

rgi .co

g'Ulüim,

Yücel

ıman

m

Çeme-z!d.:

tıdaki

Istanbul konuşması,

Şubesi'nlntertibeUiği Blitün.tafsilatıyla,

_YAZICI'Istarıbulda

Mi.lliye tçller toplan-


----~-

9

O]{KUN

~. e" k 'uyu " B

G ·un Zulmet.te

II _ 12 Aralık gecesi Pcygamberimlzjr, doğum günü olan (Mevlid.J Neoevi kandili) idi Bu' mübarek gün dolayısiyle ',OtkumMUslüman -Türk alemini ku tlarnayı, vazifelerin!n en asli ve tabiisi bilrnekte ,' di:', Alemlcı-e . ı-ahmet volan Peygamberimizin doğum. ların], rrıüstesna şiir ,abidelerimiiden biri olan Süleyman Çelebi Merhum'un Ilahi bir coşkurıluğun vecd ve istiğrak.ını taşıyan muhteşem rmsralarıyla sela ml ıyoruz: .s

Ey

leyl

kiln_ı

EZAN.l

:\,Ieİ'hI1b'a ey

derde

mifl

merhaba

İrfan

"merhaba

derman

e71' biılbül-t

bağ-i

Merhaba

ey a5ına-~i

Zülcelfı!

Merhaba

mah-ü hıırşld-I hüda ey Hakdan olmayan eüdu»

Cemal,

Sultan

ey

Merhaba

edeydin!.

i\n::ı-L\"-"IiHEDİ

bülendsln değil

gIdeydin.

kalb

ey

sadünu

ezan-ı

dhaıı-ı

iHuhamnl.e<1i! ~Iuhıınımedi!

Gök nüru gu rk o lur, nice yuzblrı mlnareden Şehbü l açınca rüh-I revan-ı Muhammedil

merhaba

Merhaba

edip

m

ey

devam

Fe rdüyı :du nürn

ey i\.l·i sul tu.ıı merhaba ey sırr-I Fürkan

Şur ku

sema

rgi .co

Merhaba ,i\'Ierhaba

zemin-i

yeniden

Emr-I «;\lerhfıba

kalan

sema nür Bir fe;yz-i azım yar ki sende Hayran' ona din subüh-ı rrnahmür Saçtın

Feth

liJeml

şl\.n.ı

etmeyip

eeel

ıHulıaınmed!!

Ervıllı cümleten görlir Allahli Ekber! Akseyleyince Arşa Usan-ı Muhammedt!

ww w.o tu

ken

de

İYi' günlerin, İslam _ TUrkalemi Içln nurlu, ışıklı, rnes'ut ve aydınlıkdoluhuzur ve sükürı günlerinin uzakta olmadığına inanıyor ve iman ediyoruz. Merhum .Akif'in içimizi nurlar1a yıkayan aşağıdaki rmsralarırıı gururla .tekrarlarnak dua ve dileklerimi. zin değişmez ifadesidir:

Selün-I evvell ram

etrneltydl

NA

IK KE ALıN FiKiR Yazan:

FAIK

Hayatı ve eseı-Icrl hakkında oldukça bilgi sahibi olduğumuz Kemal, yatan şairlerimizin başında yer almaya layık müstcsrıa bir vsimadır Biz bu yazırmzda bu büyük' adamın hayalına değU de sadece tıki ıcephesine biraz temas etmeğe cahşacağrz. Bals-İ l1ekva bize hüzncü unıumidir rHeruül Kendiderdi

gönlümliıı

bil Lih i gelmez

'yıktuna

diyen şa ir-imiz için cemiyet; vatan, millet ve mefhumları birer rnescle teskü vetrnlş bulunuyordu, 'Onun 'fikirleri bu -mefhurnla ı: 'et'rafında -t onlanrruş vaziye t, tedir Bizde vatan,hürriyet. devlet, kanun, 'medeniyet . gibi rkelimclcr .sosyolojikivc hahlki vnanalar ırn Tanzi , .mat edlplerfrıin raçtrğ ı iç.tlma1 romantizmcereyanı ile kazanabilmlşlerdl r Bu fikirler Namık Kemal' neslinin uslübunudeği1sc ele, mevzuıarmı tam manasiyle değiş tirrniştl r Kernallerirı gerek mensur gerek manzumc eseı-lcriyle kurmuş, oldukları bu Içtlrnai romantizm okulu, daha sonraları Nabızade Naz ımlarla sosyal realizrne doğru :b1r yol açar ki-bunun edebiyatırnız i<;in ha.yırlı I?iı; rıetic<;ı Qld\l~u\'lL\&Öyleyeblllriz\Pah",

,

,

------_ .._-,

üsküp'te kabr-I madere olsun bu nev gazel BIr tuhfe.ibedi.U beyi\.n-ılHuhammedi! Yahya Kerual BEYATLI

"

... ..:...,

- ----------.""'

..

;---.

~ ..-_ .•- -- -

CEPHESi

GÖZtJEÜYÜı\:

sonraki nesline

realist'leı-, çok şeyler

cemiyete dönüş borçludurlar,

hususunda

Kemal

Kemal'in fikirleri işte bu cemiyet meseleleri e tra. toplanabilir, .Onun fikir cephesinde ilk planda üzerinde duracağımıznokta vatan vmefhumuöuı-, Kemal'de vatan düşüncesi rnücerret olmayıp, insanın benliğine karışmış ve onunla yuğ rulmuş bil' hakikattir Bunu «Vatau» adlımakalesinde etraflı olarak görebiliriz, Orada Vatan mefhumunu inkar vetmcrıin, insanın kendi öz benliğini inkar etmesi derı1k~kolduğu ve vatan 'sevgisinin en büyük fazilet telakkl ,edilmesi hususu ısrarla ileri sürülrnektedir «Vatan bize kılıcımızın ekrncğtdtr, Daima kendimize mahsus, kendimize münhasu- biliriz. Daima 'nefsimizden fazla9()\'cı' -ve nef'slmlzt uğruna feda ederiz .., .İrısnrı Vatanınısever ~'iinkil hürrtvett, rahatı Iıakkr, menaf'n ti vatan .save. sinde kalmdir» demesiyle vatanı yine müşahhas, slyası ve hukuki ıblr bütün olarak .kabul etmiş 'olduğu. nu anlıyoruz , Kemal': .sarsan, maııevibenliğini dolduran ikinci ınühim mefhum dahürriyettlr, Onun hürrlvet Wı:l'i.ni.Q reel- hakik! cephesi, .rnlt, f ında

ı


ORKUN bunu gösterir, O saadet sur ay-r medenlyetıte gö , r-ülür der, Medeniyet! insan hayatının temeli olarak t elakki etmiştir, Hülüsa medeniyetsiz yaşamak ecelsiz ölmek kabilindendir sözüyle de medeniyete verdi. ği kıymeti anlamak tayız N, Kemal'in içtimai fikirleri bunlardan ibaret değildir, Daha bir çok maarife. maliyeye ait görüşleri havi makaleleri, denemeleri vardır, Biz bunlardan sarr.ı nazar ederek yazımızın küçük hacmi içerlsin, de esas noktaları göstermeğe çalıştık, Esaseri bir devre hakim olan bir devrin bir sistemin ve bir hareketin başlangıcı olan Kemal'i bu yazının içine sığdırmak imkansızdır, müteakip yazılar-rmada bu noktaları ayrı ayrı incelemeye gayret edeceğiz,

si

FAİK

GÖZÜBüYÜK

m

(1) Edmund Burke 19 uncu asıl' İngiliz siyasi feylezoflarındandır, Bir çok siyasi nutukları, Amerika is tiklali hakkında yazıları varsa da en ziyade kendi. sini Reflectioııs on 'the Revolution in France _ Fran , SiZ IhtiliU! hakkında mtüühazalar eseriyle' tarutmış tir

Bu kıymetli eser bir Fransız gencine mektup şeklinde kaleme alınmıştır, Eserin ilk kısımlarında o za , man İrıg il te rede, Fransız Inkılübım yaymak için kurulmuş olan RevolutIon Socletv adlı cemiye te hücum edllmekte ve daha sonra da Inkılabın belli başlı fikirleri üzerinde durulmaktadır Burke, Inkılübm iki cephesine hücum etznistir Birincisi as 11'\ , şiddetli hareketi diğeri ise dinslzltğidir O der ki: Ateizm _ dinsizlik yalnız mantığırmzadeğil, ayni zamanda Insivaklaı-ırruza da zı ttır. Bunun içindir ki uzun zaman 'hüküm sürernez

ww w.o tu

ken

de

lotinin istibdat altında inleyişinin onda uyandırdığı ız tıraptan mütevelli ttir Nazari cephesi ise J, J, Rousseau'dan gelir, Kemal IS nci asır Fransız edebiyatile, 19 uncu asır İngiliz edebiyatı ve siyasi tari. hini bizzat yerlerinde tetkik etmişti, Bu asır müe l. liflerinin onun üzerindeki tesirlerini görmek mümkündür, J, J, Rousseau'ya göre insanlar doğuştan hür ve masumdurlar. N, Kemal de ayni şekilde düşünmüş. tür, Ona göre hürriyet insanlara nilkat esnasında verilmiş bir mevhibe .i ilahiyedir. Hürriyet insanın en tabii ve asgari bir hakkıdir Ne efsunkür Imişsin alı ey dldar-ı hürriyet Esir_! aşkın olduk gerçi leur-tulduk esar e t.ten diyen Kemal hürrlyete karşı bağlılığını aşk derecesine kadar götürrnüştu. Hürriyete bu kadar bağlı olan Kemal, onun şuursuz ve hudutsuz olmasından da o derece kaçınmıştrr. Hukuk-u Umumlye makalesinde şöyle der: «İnsanlar cemiyet içinde ve birbirleriyle rrıbrtu halinde bulundukça herkesin hüı-rIvett sa ir ler-l nirı hür ı-lyettyle muh<.lut olmak tabüdır.» O hiç bir zaman mantrksız, hudutsuz ve fazilebiz bir hürriyet için haykirmamıştu-, Kemal hürr-iyeti rnüdaf'aa ederken mesela bir Byron, bir Shelley gibi, mUesses nizama da hücum etmez Hürriyet rnüdaf'aa. sında bu gibi şairlerden kat'i surette ayrılmıştır, Kemal müesses nizama hücum etmek, onu yıkmak değil, bilakis o nizarnı korumak istemiştir, J, J, Rousseou'dan ayrıldığı esaslınokta buradadır, Hürriyeti isterken onun hücumları sadece idareye, ıstıbdadadır Padişaha olan hücurnlarr, hükümdarlık müessesesine hücum olarak kabul edilmemelidir Zi. ra o, - İngiltere'de olduğu gibi _ Osmanlı hilafet; yanında bir parlarnanter idarenin tesisini istiyordu, Kemal düşünceler-indeki organik irisicarn ve rnuha, fazakar cihetiyle Burke'ü (1) hatırlatır, Mevcut nizamı müdaf'aa ederken en çok ona yaklaşmıştır, O müesses nizamın yıkılmasını değil ıslahını istiyordu, Kemal Içtimal görüşlerinde kanun ve devletmeselesine de yer ayırmıştır, Devlet görüşünde Namık Kemal Montesquie'nun tesiri altındadır, Mon tesq uie devlet doktrinlni kurarken İngiliz kanunu esasisine istinat etmiştir, Kemal de ayni şekilde İngiliz par-lemanteıizrnlrıe meyayl bulunuyor, Kanun anlayışında muhafazakardır Bir karıuna iyi veya kötü denilemez İdeal kanun yoktur, Sadeec tatbiki, cerniye te göre değeri vardır Karıunun tercüme edileceğine kani dğildir Bu kanun anlayışı İrıgilizlerin «Commorı.Luw» (2) larını hatırlatır, .Kernal iktisadi görüşünde liberalisttir, Tiirldstanııı Esbab.a Tedennlsi adlı makalesinde bu fikri rniıdaf aa etmiştir, Kemal aile müessesesi üzerinde de düsünmuş tür Aile makalesi bunu gösterir, Burada eski, baba otori tesirıe dayanan «pedcrşüul» aile tenkit edilmektedir, Ayrıca çocuk terbiyesine ait de modern görüşle. ri makalede yer yer mevcuttur, Medeniyet fikri: Bizde medeniyet kelimesi ilk defa şuurlu ve ilmi bir surette Z, Gök Alp ile vertesmis ve hakiki nüviyetirıi gösterebilmişti Ama bundan evvel tanzimat ricali de bu kelirneyi kullanrmşlurdır. İs te Kemaliri İbrette çıkan Medeıılş-er lsimli vmakale-,

rgi .co

10

- --

-----_.-.~---

Edrnun Burke Frans-z lnkvlaplar-na İngiliz mi1!eti narnma sövle hitap' ediyor: «Biz Voltaire'in t"leheıeri değiJiz, Helvetius'ı.ın aramızda yeri yok. (Helvetius materyalist bir Fra!1slzyazarıdır, Deı'r.snrit adlı eserinde insanların ruh cephesini inkar ederek sadece midesi icin yaşayan manlüklar oldusunu idrıla etmistir Dinsizler bizim vü izirniz. deliler. çıJı:>;ınlar bizim kanun yapicuruz olamaz, Biz insan r"l<ları v.b, gibi mücerret prensiplerle avunmuvoruz Biz bütün hislerimizi daima saf ve milli olarak muhafaza edeceğiz Cöğsümüz de etten ve kandan hakiki kalpler çarpıyor Biz Allahtan korkar-z .., Her şeyi yıkan, lar tabiidir ki bu arada baz ı fena şevleri de or+adan kaldu-acaklardı r Bununla övünmek bir şey if'ade et. rnez Fransanın terakkileri sathi, hat~ları esashdır» Görülüyor ki Burke İngilterenin muhafazakar ve dindar cephesini yıkmak isteverı ihtitalin dalgalarina karşı durmakta ve dini müdafaa etmektedir, Fransızlara olan cevapları şiddetlidir. Kemal de ayni şekilde Avrupalıların, Osmanlı devletinin geri kalmasında dinin tesiri 'olduğu hakkında fikirlerine gerek Hürriyetteki yaz ılar ıyla gerek Renan Mlidafaıısındn ayni şekilde cevap vermiştir, Aradaki münasebet budur (2) ıu, defa ikinci Henri zamanında temeli atıran bu kanunlar hakimler tarafından bildirilen milli adet ve an'anelerle resrrıi hükümlerden müatesekkil bulunmakta idi, Bu kanunlarda: maziden kalma an'aneler, örfler esasdır. Milli vicdanda yel' alan bu nn'a, nelere çok yel' verilmlştir

. _....•.~ .-- -_ ....--.-=-.-_._- ~,..---_._.~.'----_

..... "-----'.-.-


__

11

G>RKUN

iııiver

LK EDEBiYATıNDA UNSURLARı II --

H:ahrııınan

Yazan:

HAlHİDOGLli

Şairler

H, FETHİ

Halk edebiya tırmz uzun bir devre boyunca halkın edebi zevkini tatrninde büyük bir başarı göstermiş n bu arada kıymetli" sanatkarların yetişmesine de sebep olmuştur, Bizce Halk Edebiyatının asil kıymetini «Halk DHb nin devamını sağ larıuş olmasında aramaIıdır Her milletin tarihten öneeye kadar uzanan ve bütün halkın iştirakiyle yaratılmış, kelime hazine. siyle dil bilgisi kurallarından meydana gelen bir «Halk Dili» vardır, Bu dil, milletlerin tarihl zengin, liklerine ve medeni seviyelerine göre zengin veya

-

GÖZLER

karıştırdığımızda, annelerimizin anlattıkları menki , beler arasında Köroğlu'nun da sirnastrıı secebiliriz .. Carnhbe l'm sahibi, fakirlerin dostu, zorbaların amansiz düşmanı kahraman Köroğlu bize yabancı değildir, Köroğlu. ilk çocukluk devrenuzde bizlere kahramanlık duyguları aşılıyan bil' şahsiyettir,' Onun hakkında fazla bir bilgimiz yoktur, Menkibeleriyle meşhur Köroğlu ile aynı adla anılan bir halk şaiıi birbirine karrştn-ıhr Köroğlu adını taşıyan birçok ınanzumelerin bu halk şairine ait olduğu ihtimali kuvvetlidir Fakat bu mesele bizce önemli değildir, Asıl mesele, ı7, yüzyılların nabzını ellerinde tutan bu şahsiyetlerln şimdi bile seve seve okuduğumuz kahramanlık şiirlerini yaratmış olmalarmdadrr Köroğlu. yi ğI tleri şöyle öğmektedir:

ww w.o tu

ken

de

rgi .co

fakir olabilir, Her milletin «Halk Dili- o millet için milli bir servettir Halk dili fakir olan milletle~'in medeni seviyeleri" de on'! göre ayarlanmış bulunur Zira «Halk nuı- millet çatısının temellerini teskil~ yardım eder, Esasen milleti oluştuı-an en kuvvetli unsurlardan birinin dil olduğunu da bilmekteyiz Türk «Halk DilL, Asya'daki ahfadımızm tesbit etmiş oldukları' esaslar dahilinde buzüne kadar ulasrmstrr Zamanla her nekadar bir değismevs uğrarrns, sa da bu, üzerinde durulacak kadar önemli olmarnıstır, Değişmenin tesirini azaltan, halkın bağrından ko,pup genişliyen Halk Edebiyatının koruyucu etkisidir Halk Dili dejenere 'olmuş milletlerin esaslı bir ili~ dilleride teşekkül ermemlstn-, İlirn dili, halk diline istinaden 'tesekkül eder, Kendi dillerinde, ilim dili ya , ı-atacak kelime hazinesi bulunmıyan bir milletin ilim dili nasıl teşekkül edebilir? İşte Halk Edebiyatının asıl önemi ve değeri buradadır Millet yıllarca iki ayrı sınıf" gibi birbirini anlanu, yarak yaşadı. Arapça ve farsçanın. sozde fesaha tına kendini kaptıranlar. bilmeden yabancı bir dil icin "çalıştılar, Tüı-kçe adeta unutuırnuştu Milli benli-;'i. miz yabancı dil etkisiyle eriyordu, AŞ;k Paşa bu acik, lı durumu ne güzel anlatmıştır:

(8)

m

-

Türk

diline

Idrnesne

bakmuz

idi,

Türklere her 'giz göniil akmaz .Tüı-k dalıi bılmez Idi o dilleri

Yiğitler sflklrılp ata blnerse Derelerde boz kurtlara un olur Yiğit olan "döne döne - döğtiştir" Kötüler kavgadan kaçar hun olur,

Halbuki ta ORKUN yazrtlanndanberi düzerilenmis bir (Halk Dili) ne sahipt ik, Halk Dili, halk şair1erini~ eserlerinde yaşadı, Halk Edebiyatı da dili yabancı etkilerden korudu, Bugün bir ilim dili için malzeme bulabiliyorsak ve halkın ruhundaki fı tri kahramanlık ateşi körüklenmeden alevlenlvorsa bunları, Halk Edebiyatma medyun olduğumuzu unutmamalıyız, Bu edebiyatın gösterişsiz, vatanperver sanatkarlarını, her şeyden önce, birer milli kahraman olarak saymarnız yerinde olur, İşte bugün onlardan biriyle tarnsa , cağız: Köroğlu Haya.llerf mizin sisini' silip çocukluk hatu-alarırmz:

Serinıl

. _J " •...-- __ ;;.:ı:.=;,; -,

sayıda

çıkruıs tır

*

ctda sın almış

Bir;yii:;rit

koymuşuru

eline

yiğit

yoluna

Kalkan paralana Kanlı

zırhlar deline koç yiğide don .olur

gömlek

Köroğİu

çağınr

*

Iig arı ağrtlar

İman ehli birbirini öğütler Bo:yd[;n boya demir donlu yiğltlel' Vurur eıdasmı kahraman olur, yeri atmadan şafak sölcendo üstüne hörelenmeli Yerden ka.lkan alıp krlrnç çekende Yiğit on beş yerden varrı lanmaf

Tan

Düşmanın

Haber

*

ihvarundan

kulundan

Doyuk olduk akçasmdan Hey ağn.lar kızıl kamil

pulundan alrndan

aldım

Al trmızda

kır

Köroğlum

der

Ben

Isterim

nt k ına.lau ın alı ,

*

Mirzu

günde

gele Han ge le

yüz

turarı

Derelerden oluk oluk lmn gel" Sel

"şirinçi vazı (58,)

;ı-iğit

elleri

ldl,

İnce yolu o ulu ıuenzilleri,

(>\l)

*

e ıdasın alrruş atıyor kızıl kana batıyor Bir kötü kavgadan dönmüş kaçıvoıKa.çma. kötü kaçma şımdı dilli olur Koç

ilk

düşüp

g'önl"

kiu-clcnmclt

g'cle


ORKUN

K

......

K 'R

'" fO

LS -

B.<\ZI. KIZ ÖGRETl\iENLER!N

i

YAPIKlARI

(Devam)

rgi .co

m

nın önünden geçiyor (!) bulunacaklar ve pusuya ya· tıp bekliyecekler, Kız bu aralık birdenbire tertip ge· reğince üstünü başını yırtıp çamaşu'la riru yere atncak ve': «İmdat ı Yetişin! Öğretmen benim narnusu. ma saldır ıyor!x diye feryadı basacak Pusuda : bekıi. verı namus müdafii (!) tertipçiler o sırada derhal 0daya girerek bu öğr-etmeni rneşhut cürüm halinde yakalıyacaklardı 'Tabii bu suretle o milliyetçi öğretmen manen mahvolacak ve 'hemBakanlıkça işine son verilerekkomünistler ondan kesin olarak kurtulacakar, hem de milliyetçi taleberıin gözünderı vdüşe , cek, milliyetç! talebe büyük bir hayal ku'ıklığma uğ. ııyacak ve komünistler de bundan sonra talebeye milliyetçiliğin foya (!) sının nasıl meydana çıktığını dalmaanla tarakkendi propagandalarını vvürütecek, Ierdi, Fakat o tarihieki Hasanoğlan'ınne olduğunu bilen ve ona göre ihtiyatlı hareket eden miliiyetel öğretmenler düşmana ebu fırsa tı vermemişlerdlr ve tertipler haber alınmış ve boşa çıkmıştır. 'Bu hadise, yi binbir benzeri arasında tipik bir misalolarak zikrediyoruz PA1{A l.\!ESELESİ

de

14 -

Hasanoğlan Enstitüsünde göze çarpan bir durum da şu idi, Tonguç devrinde bazı Yüksek Kısım ve Orta Kısım talebelerinden fakir olan ve evinden hiç para gelmiyerı veya pekaz gelen ve başlangıçtaki durumu talebe arkadaşları tarafından iyice bilinen' birkaç kişinin komünist öğretmenler'le teması arttırdıktan ve Ankaraya da izinli olarak - sık sık gidip gelmeye başladıktan sonra, Enstitü içinde ve dışında para sarfedişinde ve hal ve tavrında arkadaşlarının -gözüne çarpan değişiklikler .meydana geliyor, 'Bu değişlklikJer eskiden hiç .parası olmıyan va revinden-de vkendrsine para gönderilmiyen talebenin 'birdenbire' bol

ww w.o tu

ken

Bu arada herşeye rağmen dürüst ve milliyetçi kalan öğretmenleri müşkül duruma sokmak ve Iekele. rnek için de solcu kodamanların teşkil ettikleri «kur. mayheyeti planlar yapmıştır, Bunların arasında Hasanoğlandaki cesur vemücadeleci milliyetçi bir bekar öğretmeni mahvetmek için şu tuzak kurulmuştur, Bazı solculuğu ve oynakhğı ile talebe ara. sırida, bilhassa milliyetçi talebe arasında, kötü ta , nınarı kız talebevi ve genç güzel kadın öğretmenleri bu hocayamusallat ·etmişlerdi. Bunlar sık rsık ve zamanlı zamansız öğretmeni» odasına gönderlrreı, içeri girerler ve sual sormak bahanesiyle mümkün olduğu kadar fazla kalmaya çalışırlar. Bu öğretrnerıin de hassas tarafı milliyetçlllk olduğundan bu zaman.. sızve yapışkanmisafirler ona milliyetçilikten dem vururlar, kendilerinin milliyetçiliğedönmek üzere olduklan tesirini uyandırtr lar. rnllhyetçl idaı-g! ve ki tap isterler, milliyetçi şiir okumasını ve millivet., çilik konularında kendilerini terıvir etmesini rica ederler, Bu taarruz ile bir arada tertiplenmiş olarak solcu öğretmenler erkek talebe arasında bir fısıltı taarruzuna da geçerler: «İşte sizin sevdiğiniz ve be. ğendiğinlz, kendisine bağlandığınız milliyetçi öğretmeni görüyor musunuz? Odasından sizin ne mal olduğunu bildiğiniz .'" ve ", (kız öğre tmenlerlrı ve oynaklıği talebeee ..bilinen kız öğrencilerin adlarını sıralıvarak) biri .girip öbürü çıkıyor» diye üstelik mübalağalandıraı-ak taleberıin şüphesini uyandırırlar' ve o öğretmene karşı duyduğu saygı ve itimadı sarsmağa çahşu-lar Bu zemin hazırlandıktan sorıra asıl tertip edilen tuzak 'şuydu: Bir kız yine akşam geç vakit bu öğretmenin odasına girecek ve orada ona yalt aklanaı-ak ve onu meşgul ederek bir müddet kalacak, Bu sırada tertipten haberi olan ve bizzat ter., tibi yapan elebaşı sol cu öğretmenler tesadüferi kapı , Mert dn yanır namer-t kaçar Meydan gümbür gümbürlenhŞahlar şahı divan açar DI v an

giimbi\l'

ı;üınhtirlenil',

pa.

:'Iu1ıanetW,

etmek

Teke Oklar

.•..

kendini öğende merıztl l dövende

Şeşber

kalkuna

Ka.lknn

ınımhfır

atılır

tek

*

hO!;i degjlwl' düşmana.

'fulıanClte Yarayı

sa ı-dırrnn.vız yuramrz sa rnrıl ardanız

Icendımlz

gtimbUrlenil',

Bineyidim

kır

a.turıın

Hak sakluaın beliısınaan Köroğlu'nun narasından Her yer gümblir gümbürIenj ise .savas

üstüne

Ala.yıdrm hançerimi destime Gafill varrnnyız düşman üstürıe Valcte

hazır

olun

'*

kalasından

Aşağıdaki dörtlüklerde lerini acıklamaktadu:

aruıruz

v armııl{tUrcmi\(

.değende

* Ok

kürumz

sözline uvanlardanız :\-Ieydana. gtrendo .yoıüur korkumuz '{azaya 11'lzndlyenlerdenJ:ı, Ödleklerle

Yiğit

değil

Şehriyın

Köroğlum çllG1lım da la.r salma At sürellnı beyrıarnaz ın malına

r hakkındak!

diyerılerdenlz.

Başım f ik ir,

Başı

koydum dost

yoluna

ğ

.arkadaşım

.yolunu

koyunlardauız,

UMıIDOOLU

LLL FE;THİ .GÖZLER


R .K

tan sonra bunlar Köy Okullarina sevk edilmek üzere mezunlara veriliyor, Köy Öğretmeninın kendisini yetiştirmek üzere kuruları ve kurulması ieap eden bu kitaplıklara tam manasiyle yıkıcı kızıl neşrivat el altından icap eden şekilde gönderilerek okuruluyor Bu iş için büyük kızıl kitap stokları hazırlanıyor, Nihayet 1947 yılında Türk vatarnnın, Türk milletinin, kısaca, topyekün Türklüğün uyumaz ve uvutulmaz bekçileri olan Türkçüler 1944-1945 baskı devrinden sonra Türkçü neşriya ta yeniden girişiyor, ve biraz, sonra da Öner - Yücel davası başlıyor, Türkçüler bu kitap işini öğreniyorlar, Bu sırada Köy Enstitülerine nereden geldiği meçhul bir ernirle, gece karanlığında kamyon. lar bu depo edilmiş kızıl neşriyatı büyük bir gizlilikle yüklüyor ve alıp götürüyorlar. Kitaplar böylece bütün köyenstitülerinde aynı zamanda birdenbire ortadan kayboluyor, ve bunların nereye gittiği ve ne olduğu hakkında ortada iz bırakmıyorlar, Hasarıoğlanda ve bir ele Gölköy Enstitüsünde bu kitapların bir gece kamyonla kacır ıldığım görenler vardır, Diğer ens titülerdo kitaplar. birdenbire sırt-a kadern basrmştır Hasarıoğlanda halen müdür bulunan Kemal Üstün geldikten sonra da Enstitünün bir· ambarında bu kitapların bakayası bulnmaktaydı Hel' nasılsa gözden kaçmış olan bu kitaplar o Enstitüye öğretmen olarak Sirer devrinde gelen milliyetçi öğretmenler tarafından görülmüştür, Bu kitaplar arasında «Vadirn .., (aşırı Türk ve İslam düşmanlığı telkin eden bir eser), «Funtomara» (İtalyan köylüsünü komünist isyanına teşvik eden, komünizm telkini yapan, mahut Sabahattin Ali tarafından Türkçeye çevrilen kitap), «Kuyucaklı YU9uf'" (Sabahattin Alinin sinsi sinsi komünizm telkin; yapanbir rornanı ) , Sabahattin Alinin diğer eser-leri, «Sosyalizm Netll r ?», «Zincirli .J:.nsanlar» gibi komünist ve kornüzan eserlerdir ' 16 ENSTİTtT.ERDE OrCCTUL:ıIA.Sr YASAE EDİLı:N DERGİLER Torıguç devrinde Köy Ensti tülerinde milliye tçi neşriva ta karşı bir demir perde çekilerek, bu n eşri ya i cnsti tülere sokulmarnıştır Bu arada bilhassa Altın Işık, Kızılelma, Ergenekon, Hareket, Bizirtı Türkiye, Doğu, Filiz gibi dergiler sokulrnamış, buna karşılık Yığın, Adımlar: Yurt ve Dünya, İnsan, Zinci rh Hürriyet, Ses, Dost, Başak, Pınar Yiirüyüş, GUn, Varhk, Edebiyat Dünyası gibi dergf ier ve ayrıca şehvet! tahrik edici bütün çıplak resimli magazinler serbest b!rakılarak, hatta tavsiye ve teşvik edilerek okututmuştur,

ww w.o tu

ken

de

rgi .co

ra J arearnaya başlaması, suc sık Ankaraya izinli o larak irierek (ki bunu yapmak için de para lazımdır ve Enstitü talebelerine resmen harçlık vermez) cra. da şüpheli çevrelerle temasa girişrnesi ve Enstitü içinde arkadaşlarına ve bilhassa milliyetçi talebeye karşı tavrının değişerek yukarıdan bakıcı ve meydan okuyucu, kendinden emin \'C cür'etkar bir tavır takınrrıasi, bu arada sınıfta arkadaşlarının önünde açıkça Nazım Hikmet'in şiirlerini okumaya başlaması, onu sevmlyeri milliyetçi öğrencilerle kavgalar çıkaracak kadar ileri gitmesi ve hatta milliyetçi, öğretmenlere karşı alayedici bir tavır takınması ve arkasından sövmesi gibi hallerdir. Öğrenciler arasında bilhassa bu meçhul kaynaktan gelen paralar üzerrn, de hayret ve dikkat uyarımakta idi, Bu para meselesinin bir yönü de şudur: Gelip ge. cici heves veya telkinlerle komünistlık yoluna sapanların bu sapıtkanlıkları pura almağa başladıkları andan -itlbaren bir kalıba giriyor, geri dönmek yolları kapanıyor, Artık, içinden zaman zaman pişmanlık duyguları.. geçse . de, onun için bir kurtulus çaresi görünmüyor ve o, gittrkçe daha fazla balçığa .görnüle. rek : bundan sonraki istikablini . ancak saptığr yolun sonunda arıyor, Irzırn kaybetrnek de, aşağı vukarı aynı geri dönemernek durumunu yaratıyor, Komünistıerin bunu bildikleri için' ele geçirdiklerini bu yollardan sağlam surette kendilerine bağlamaya büyük ohemmlyet verdiklerini görüyoruz, Bu. arada, alet olarak kullandıkları kimselerin muhtelif vesikalar : ve fotoğraflarla zayıf durumlarını tesbit edip bunu başlarının üzerinde dalani bir tehdit vasıtası olarak elde tutmak esaslı bir komünist usulüdür Bu usulü masonlarda da görüyoruz. Bu münasebe tlc üzerinde hayret ve ibre tle durulacak bir noktaya da işaret edelim: YıÜardanberi rnernlekete en geniş ölçüde Rus parası ak tığı muhak. 'kaktl!'; buna rağmen, memleketin biı tün ticari ve mali hareketleri, bütün banka muameleleri, bütün dövlz lıarekc tlcri binbir çeşit korrt ro la tabi Iken, ha i, :a bu kontrollar mesela hirkac kitap ısms rlavıp paı-asmı vabancı .ucnueke te gönderrnek ist iycn i n b-: Lin i elde eelineeve kadar aylarca uğ raşrnas.na ve kı rı.aslyeciüğirı aşn-ılığmde n ötürü bezip vazgcçrncsine sebep olacak kadar sıkıcı iken, herşeye ruğmcn ı\.'_;" parasının komünisüeri beslemek, üzere merrılekere akmakta en ufak blr gü·çHlk .çol:memesi \'C şimdiye kadar. bu paraların ne yoldan memlekete girdiğine dair en küçük bir ipucu bile elde edllmemesi üzer!n; de düşünülmeğe değer,

m

o

_ li.) -

MEZUNLARA HEDİYE EDİLEN NEŞRİYAT

ıaZIL

Tonguç devrinde 30/5/1946 gün ve 11580/6 sayılı emirle Köy Okulu kitaplıklarmm kurulması ve Köy Enstitlıleri mezunlarına bu maksatla kitap verflmesi hususunda elastlki, maskeli bir tamim gönderiliyor, Bunun üzerin~ harekete geçilerek Bakanlıkça husus! .maksa tla kamyonlar dolusu 'satırı alınan kızıl neşr i, " vat Köy Enstitülerinin merkezi olan Hasanoğlan Köy Enstitlisüne· geliyor, ve oradan bütün Köy Erısti tülerine dağıtılıyor, Kıpkızıl renkte, okuyanları k ız ıllas , uracak binlerce kitap, Türk köylüsünün gözyaşı mah:!LULUolan parasından on binlerce lira ile satın almdık..

17 -

SEYIl'İ KURTBEK'İN KONFERAı.'-iSI VE AK1SLERl

Sirer zamanında 1948 yılında Hasanoğlan Köy Ens titüsüne, o zaman Rize Milletvekili ve Türk KOL tür Derneği Başkanı olan Dr, Fahri Kurtuluş Ile Geııelkurmay 4, Şube şefi Kurmav albay (halen Ulaştırma Bakanı) Seyfi Kurtbek geldiler, Son dersten sonra Enstitüdeki Açıkhava Tiyatrosunda Seyit Kurtbek «TOPYEKUN SEFERBEPvLİK VE BEŞİNCİ KOL FAALİYETINİN MÜSTAKBEL HAfiPTEKİ ÖNEMİ, ÜÇÜNCÜ DÜNYA HARBİ VE TÜRKİYE, korrusund •• Ankara Ha lkevinde ver diğ! çok ırcnlş kon,


14

18 -

'l'ALEBE

TOPLAı\fA

MESELESİ

bunlara karşı şöyle bir oyun oynadığı da olmuştur: Ailenin erkek çocuğu «imühan, i kazana. mayınca, çocuk babası öğre truenlcrc başvurarak oğlLlnuve kızını beraberce Enstitüye verrnek istediğini söylüyor. Öğretmenler bu teklifi dErhal kabul ederek her iki çocuğu alıp Ens trtüyo getiı'iyorlar. 'I'cdrisa t başlayıp bir müddet geçtikten sonra gelip kızı Enstitüden alıyorlar ve erkek çocuk kalıyor. köylüsünun

19 -

HASAKODıLAN

ÖNCE

Tongüç devrinde taleb e toplama içinde takip edilen usul şuydu: Bu işle vazieflenc1irilen, idarece dı'ıygu ve düşünce hakimmdan uygun görülen, usta sayılan bazı öğretmenler köy köy dolaş tıvıh r ve imtihanla Köy Enstitülerine talebe alınırcl'. Fakat bt: cimt ihan.. daha zlyadc sözde kalırdı, bi r gösteriş ve şekilden ibaretti. Gerçekte ise bu öi;retnıenler kendi gayeleri için en ümit verici oulduk ıari, ileride 'iş!(:rine yarıyacağını gözlerine kes tirdiklerı kimseleri seerneğe çahşirrardı. Bilhassa dikkati ccke n bi,' husus bu öğretmenlerin Kız ılbaş köylerinden fazia nisbette talebe .aldıklarrdir. Bununla güdülen gayenin ne 01«bileceğini kesin olarak tayin edememelde beraber, ilerille bir kızılbaş - sünni ayrılığını körüklemck YE' bunun için şimdiden hazırlık vapmak gayesinin gl"ıdüldüğünü en yakın ihtimal olarak tahmin ediyoruz Bu talcbe toplama seferlerinde> karsıbs: lan bir gL"lçlük kız talelıe elde edebilmekti. T'alcbc t ophyan öğretmenler bilhassa kız talcbe toplamak istiyorlar, bunun üzerine çok düşüyorIaı-, fakat Türk köylüsü );;'z çocuklarını bunlara emanet o trnek t en çekindiği için öğretmenler kız talcbe toplama k ta büyük zorluk çt'kiyorIardi. Bu öğretmenler, bu durum.karşısında çaresiz kalarak şu yola sapıyoı-lar : İrntihanı ü:ô.zana_ rrnyan» ve fakatgeçimi için Ensti tüyc vcr ilmek zaruretinde bulunan erkek çocuk sahibi a ilelerle adeta pazarlığa giı lşiyoı-lar. ancak kız kardeşin de beraber verildiği takdi rde erkek <:;ocut:u alabileceklerini söylüyorlar Bunların bu zayıf noktasım sezen Türk

İŞİK

KÖYLÜLER!

İQYÜZÜNC

HER.KESTE~

ANLADJLAR

de

rgi .co

m

Mayalan halis katıksız Türk olon, Hasunoğları'h köylüler, Sıfır ve Torıguç zümresinin planlarının tatbikatını gözleriyle görerek herkesten önce anlamı şlardır. Bu yönden Hasanoğlan Köy Enstitüsüne kızlarını vermek şöyle dursun, erkek cocuklarinı bile vermez olmuşlardır, Hatta. Eöy Ens titüsünün taaliyc, tini gördükten sonra yaptığı bezucu faaliyetten nefıot ederek buna göz vurnan },Tilli Şefc \"2 adamlarına karşı da kuvvet li muhalif duruma geçmişlerdi. Bu yüzden Enstitü Hasurıoğlan köyü ile mücadeleye geçmiş, hatta 1946 seçimlerinde İsmet İnönü iktidarını .. kazandırmak için Enstitü idarecileri kendilerine uydurabildikleri talebevle bil' ordu halinde "eçim Randığının başına giderek köyliıyc baskı yapmışlar. hat ta sal8.hiyetleri olmadığı halde, nüfus kağıtlarını kontrol etmişler, fotoğraf bulunmamasını bahane ederek «bu nüfus kağıdı sizin değil» diye oyunu kullanmaktan mahrum etmişlerdir. Gariptir ki bütün bunlara rağmen İsmet İnönü Hasanoğlan köyünde seçimi yine: kaybetmiştir.

ken

feransm kısa, özlü bir tekı-arını yaparak komürıistlcrin beşinci kol faaliyetinin nasıl çalıştığını izah ederek pasifizmin milli savunma gücünü felee uğratan tehlikeli taraflarını açıkladı. Bu konferans Hasanoğlanda talebe ve öğretmenler üzerinde büyük akisle r yaptı. Bu akisler çoğunluğu teşkil eden milliyetçi talebede çok müspet ve buna karşılık bazı komünist öğretmenIerde menfi şekilde oldu. Konferans talebe tarafından sık sık alkışlarla kesildiği gibi Seyfi Kurtbek de Enstitüden ayrılırken etrafını talebeler sarmış ve coşkunca alkışlanrmştu-, Konferansm böyle bir tesir uyandıracağrm daha önceden hesaplıyan komünist öğretmenler konferansın sörıük geçmesi ve mümkün olduğu kadar az kimsenin dinlemesini sağlamak için korıferansın verileceği haberini öğretmen ve öğrencilerden saklamışlar ve konferans saatinde ta lebeyi dağrtacak işlere sürmek yolunu tutmuşlardir. Son anlarda bu durum ve kasdı farkeden ve kente. ransin yapılacağ ırn haber alan rnillivetçi öği'etmenler ve talebeler gayret sartederek kısa zama nda bu planı suya düşürmüş ve konteransı duyurup talebevi toplarnışlardır. Böylelikle neticeyi sağlarmslardir. Bu konferanstan sonra talebeler a skerlik ·öğretrnenlerinden (yani başka her yerde subayolmasına rağmen burada. sivil kimseler olan askerlik öğc'etmenlerinden) şikayet ederek Seyfi Kur tbek'in dediklerinin şimdiye kadar bu askerlik öğretmenleri tarafından tam aksinin söylenmelrte olduğunu açıklamışlar ve milliyetçi hocalara giderek dert yanmışlardır Bu şikayetler Genel Kurrnay'a akse t tir ilmiş ve bunun üzerine sivil as. kerlik öğretmenlerinden bu vazife alınaı-ak yerine bu iş için kurrnay subaylar gönderilmiştir.

20 -

HASANOULAN'LI

KöYLÜLERiN

ANLATTIELARI

ww w.o tu

o

ORKUN

Torıguç devrinde kız _ erkek münasebetlerinin natahrik edildiği ve Erısti tüdelci kızlara sahip olunmadiğ ı, bu kızların ahı rda, ağ ılda, sebze hahçesi ndc, Bağevinde. revirde, şurada burada enstitünün dağııılk kuruluşu içinde ba!j,boş' ln rak ıldtk lar ıru ve bunun ncticesinde olan bi t.enl cıi Hasanoğ lanh köylüler g;';zlcriyle görnıüşler, ve 'tax!rı]anıı kenarma gömülmüş cıü~:ürüJml"lş cocuk cerurueıinc bile rastlarmslardır. 'I'alehenin önünde şar-aplı i:(ıplantılam ve bu top , lantilarda kız talebelere sarap clağlUırıldığına, öğretmenlcı-ln vkadınh erkeldi sa ıap [ılemı""j yqıt,klar::ıa sahi t .olmuşlardır. Din düşmanlığı, ahlak düşmanlığı, namus ve aile düşmanlığı, milliyet düşmanlığı, köylü - şehirli a),1'1lığı plan ve tatbikatını gözleriyle görmüşler. kulakIarıyla duymuşlar. Hasarı Ali ve Tonguc'un enstitıiyü ve köylerini ziyaretleri su-asında bizzat so,'iluklcn sua lIerc aldıkları cevaptarla da öğrenmişlei-c1ir sıl

Bu arada, ("Siz Enstitüden mezun olacak öğre trneni ayda 20 lira ücre t , vererek cahs tuacak nussuuz Bu nasıj olur? Bu kadar parayla nasıl geçinilir?, S\.Ialine karsı Tonguç Baba, oj-rak verilmez, alınır, Onlar zaznam gelince haklarını vumruklarryla alacaklarelır.» diye cevap veriyor. Avnı Tonguç, başka bir sua le cevap olarak, «Ben 3.sılgay"me nahiye müdürleri ilekaymakamları da Enslitüelen ye tistirdiğlm gC,n vurrn.s olacağım. Beniin için bundan sonra en büyük gaye budur, derni st ir IL1.fnOOL"C


15

ORKUN Tt'TRliELİNlN KÖY VE KASABALAR!:-

CEVAT

'

sonra tezgah başlarında görünürler, Böylece aile reisinin kazancına kazanç katarlar. Halkın çoğu uyanık Ve aydın fikirli, çalışkan ve zekidir.

m

Düğün: Düğün, eski ve yeni usulde olmak üzere iki türlü yapılır, Eski usul düğün salı günü başlar, cuma günü biter, Yeni usul düğün cumartesi günü başlar, pazartesi günü biter. Düğün gecelerinde türlü türlü eğlenceler tertip edilir. Şimdi düğünlerin çoğu yeni usulle Halkevinde yapılıyor ve son günü bulgur yeniliyor,

ötüm : Birisi ölünce bir gece evde yatrnlır, Baş ucunda haf'ız sabaha kadar Kur'an okur. Ayrıca ölünün ruhu için helva yapılır, Akraba ve dostları ölü evine yemek taşırlar ve taziyeye gelirler.

Doğum: Doğum ve lohusa ziyaretine de akraba dostları boş gelrnclzer. Mutlaka hediye getirirler.

ve

SağWı: Durumu: Kasabanın suyu ve havası iyi _olduğundan sağlık durumu urnumiyetle iyirlr.

de

eogTa.ft Duruın: Konya ovasının doğu nihayetine kurulmuş, Orta Anadolunun Niğde ilinde bir ilçe merkezi olan bu şirin kasaba yeşillikler içerisine görnülmüştür, Güneyinde Toros'Iar, kuzeyinde Melendiz dağlarının kolları uzanır. Niğdeye 13, Aksaraya 95, Ulukişiava 45, Konya Ereğlisine 70 kilometrelik şoselerle bağlıdır, Bilhassa Aksaray ilçesinin ulaştırma merkezi halindedir, Kasabanın elektrik düzeni bozuktur Motörün kifayetsizliği yüzünden elektrikler mum gibi sönük yanar, Elektrik tesisatı 35 beygir kuvvetinde 22 h."W. mazotla çalışır dizel motörüdür. İller Bankasının delaletiyle sudan elde edilecek yeni bir santralın kurulmasına çalışılmaktadır. Bu tesisatın kanalları ve santral binası bitmiş, türbinleri Ingiltereye ısınarlanmıştır, beklenmektedir. İklım: Bor'un - denizderi yükseknğil150 metredir Yazları kuru sıcak, kışları çok defa soğuk ve fırtınalı geçer. ılçenin Durumu: Şehrin 26 mahallesi, ilçenin 2- bucağı ve 33 köyü vardır. Kasabada 3000 ev vardır. Ye. yapılan kiremitli evlerbir tarafa, çoğu evler ahşap. iki katlı ve adeta birbiri -üzerine yapılmışeasma sık-tır. Caddeler parkedir Ortasından dere akar. Suyu yazın azalır,

BİTtRGEN

rgi .co

Yazan:

İlçenın çoğu köylerinde okul vardır Halk ve kültürlüdür Kasabada bir orta okul, bir akşam kıl san-at okulu ve 4 tane ilkokul vardır 5000 cılt kitabı olan bir «Halil Nuri Kütüphanesi» ~ardır Bir de «Atatürk Müzesi» bulunmaktadır, Dışard~ yüksek öğrenimini yapan Bor'lu erkek ve kız öğrenciler vardır. Kasaba -«Gençlik Derneği» nin «Yeşil Bor» adlı haftalık edebi ve içtimal gazetesi çıkmak." tadır.

ww w.o tu

ken

Küıtür:

Tar:!htDurum: Hitit, Bizans, -Selçuk, Karaman ve Osmanlı eserleriyle _dolu olan Bor'un şimdilik yazılmış bir -tarihi yoktur, Bor ve köyleri Oğuz Türkleri tarafından kurulmuştur, ~üius: 1950 sayımına göre nüfus 11,500 kişidir, Nüfus daha kalabahksa da bil'haylis! dışarıya dağ ılmıştır, Bütün ilçenin nüfusu 40,000 kişidh·. Bor'un tYn1iiler:!: Kurtuluş Savaşında ~rduda büyük hizmetlergören Albay Halil Nuri Yurdakul, şirndi ki milletvekili ve Sıvas Kongresi -azasmdan Halit Merıgi. kasahaya Okçu suyunu getiren Cığızoğlu Osman Efendi, kültürde hizmeti dokunan Kaymakam Ali, Kurtuluş Savaşında yararlık gösteren bilgili şair Alımet Cığız, 19 uncu -yüzyılın en mühirn şairlerinden Ahmed Kuddüdi Bor'un bellibaşlı şahslyetler'idir TartiıI Eserler: Fatih Sultan Mehmet çağına ait "Paşa Camisi», kimin tarafından yapıldığı kesin olarak bilinmiyen «Yeni Harnarn», Ramazanoğullanna alt cEski Hamam», Selçuklulara ait «Sultan Alaeddin Camisi», Bizanslılar çağından kalma bir binada olan "Hacı Mehmed Carnisiv, «Harun Cesrnesi . Bor'un tarihi eserleridir. Halkın Husuaiyet.lert : Halkın çoğu yazın bağlarda. kışın kasabuda oturur, Ahali umurniye tle tarım, hayvancılık, dericilik, bağcılık ve meyveellikle geçinir, önde gelen meşgale lerderı birisi de hahcılıktır Hemen her evde kadınlar günllik işlerini bitirdikten

zeki

?>Iah:ml;

benzerleri gelir,

Buğday, arpa, yulaf, pancar, patates ve eki iir Yemişlerden elma 've üzüm basra

Ke lkrnması için - gereken tedbirler; Kasabanın deresinin suyundan faydatamlar-ak testsatnun bir a n önce fnaliyete geçirilme::;i,

İIQCnin

1 elektrik

2 Kış günlerinde saniyede 5, yaz günlerinde 2 ın. re sağlanan su, ihtiyaca yetmemektedir Kullanılmalı için kasahaya getirilmesine teşebbüs ~dilenBektaş suyunun bir an önce getirilmesi lazımdır.

3 Bir sayılı devlet kara yolunun Bor'dan geçmesiyle ilçenin Kemerhisar bucağında bulunan içmenin işletilebilecek bir şekle sokulrnası Buraya temiz bir o tel ve lokarıta yapmakla içmeye ve ilçeyc birçok turist gelebilir. Çünkü tarihte Fiyan adı verilen köyde Romalılar tarafından yapılmış su kemerleri <vardı!", 4 Hazır bulunan sinemanın işletilmesi lazımdır 5 - İşsiz liğirı önüne geçmek için kasabuda bir konserve fabrikası ile halı tezgahlarının kurulması za ru-

rlclli OEVA'!'

ntTİlwEN


16,

OP,KUN

r,

Doğu ve Batı kaynaklarının Tür'klüğünü rnüttefi, kan kabul ettikleri, İslami fikir hayatımızın en, büyük simalarından biri olan Uz luk Oğlu Farabi el Türki hakkında «1000", ölüm yıldönümü töreni için İstanbul .Üniversi tcsi Edebiyat Fakültesi Farabi hak. kındaki tetkiklerin I, cildini neşretmiştir Ha tirlarda. olduğu üzere Farabi'nin 1000,ölüm yıldönümü .törenine memleketimizin ilim otoritelerinden mürekkep bir heyet memur edilerek gerekli ehemmiye t verilmişti, Edebiyat Fakültesi yayınlarının Nu, 468 olarak- hazırlanan eserde Prof, Hilmi Ziya Ülken'in Fa. rabi Meselesi, Edebiyat Fakültesi Lektörlerinden Ncifiz Damşmarr'ın Fazıl Medine halkmin reylerlnc ait metin tercümelerı ye Farabi'nin şiirlerinde göze çarpan özelliklere oaır oahşmaları, Prof Atıdülhak Kemal Yörük'ün F'a ı-abi'nin siyasi felsefesine ait orijinal bir etüdü bulunmaktadır,

T, lU, D, HONGRESİ

r:

-s->

Ayrıca Kırıkhahda Türkcülük volunda birdergi çıkmak üzeredir: Adının SANCAK olacağı bildirilen bu yeni arkadaşimıza da uzunömütleı' dileriz, SANCAK Dergisi için her türlü mürucaatHamidoğ, lu H, Fethi Gözler Kırıkhan _ Or tn O\;ıliMü(lül'ü acıresine yapılrnnhdu-. Komunizme karşı '11ÜCAD8LE Dcrp isini n yeni yu" ymlanan 25, -savısı da kız ıl crnpervalizm \'C 'usak lar ry, la savaşa ilmi ve' f'ik ıi bir sekilde devarn e trnektcdiı. ORKUN okuvucular ırıu ehernmiyc t lc t a vsivo ederiz NİçİN

OLUYOHLAR? Yazan: Zonguldak Korrıünizrnlo MIL cadele Derneği vavırilaı-ırulan, 24 sayf alık brosür, İnsanları komünist: olmaya sevk eden ruhl ve içtirnai sebepler-in ince, ve esaslı bir tahlili küçük bir-brQSürün hacmi içine' t.:ıkıştırılmı5tır, Bütün ülküdaslar-a ehernmiye tle t avsiyc .cde r-iz Fiyatı: 25 kuruş, ORKUN'da, bulunur "

Çhicioğlu

ken

QANAKliALE

Memnuniyetle haber aldiğ ırruza göre ,,,Türk Milli., yetçiler Derneği Diyarbakır Şubesi» tarafından İçOGUZ adlı Milli _ ,İlmi. Edebi, bir gazete yayınları, mıştır, Arkadaşunıza uzun ömürler dileriz,

KOMÜNiST

HUmıet

'[:myu,

de

Eserde ayrıca Prof, Dr, Sühevl Ünverin F'arabi'vc ait nef'is bir minyatürü ve Doç, DI', Ahmet Ateş'in Farabi'nin eserlerinin bibliyoğrafvasr ilave edilmiştir İslam felsefesinin büyük Türk mütefekkiri hakkındaki bu kıymetli eseri okuyucularıımza sağlık ,\'el'İriz; Fiyatı 200 iken ORKUN okuyucularına 150 kuruşa P K: 1818_ Istanbuldan alınabilir,

1. S, L,

m

FARAB! TETKİKLERl

serve fabrikası tesisi yolunda fikri, ve mümkün olabildiği takdirde de fiili çalışmalar lerasıdır. ':; Toplantı çeşitli dilekJerin serdinden sonra ,i'zala!' ve misafirler arasında bir müddet devam eden samimi müsahabeleri müteakip son bulmuştur,

rgi .co

YENİ ESERLER :

, .L

ww w.o tu

Bir müddet önce Çanakkaleele kurulmuş olan 'I'ürk Milliyetçiler Derneği şubesi 25 Kasım 1951 'gürıü ilk umumi yıllık toplantısmı icra ctmi5tir,' Toplan t ı başkanlığına seçilen Çarnoğ lu Şep.1settln ~Jiğ bil' konuşma ile toplantın açmiş ve 'bu meyanda Türk ,::'I,nl.Iiye tçiliğ! Illcirlerinin ima bir tarihçesini' yaparak 127 yıllık DİKTATORYA) devrinde vuku bulan meddücezre işare tle arıcak 11 rı~ü:\':~tan sorıra doğan hlirrive t havasm-n fı.:yz: i~jnde i)~)""i f ik ir ve cc ıcyarun ve ni .blr hamle ve hız l-:R:'.un:ır:ık Ankaı-ada kurulan Tün.K l\rtLLİYET(~İLER Dı;:n.0ir:(;t e truf ırıda ~~ittikçe büyüyen bir Çiğ tc~k;! drtekli.' old;:t'Ü:I,t h2'j:,,mtştir. ''{urdun daha şimdiden 40 kusur me ı-kez \'C bucağında ışı!:, iyrnan, sevgi ve 2,!k vuvalaı-ımn lnırularak faaliyete geçtiğini bo lirtrulşler ve keza partiler üstünde haiz olduğu bi r leş t irici ma.na iızevindc bilhassa durarak toplantıya rnuvaff akiyet c1ilei':ilc sözlerini bi tlrrnişlerdir Mutcakiben >;u;o: aları arkadaşlar da TÜRKÇÜLüK _ MİLLİYETÇtLlK şuur \C' hareketi Iıezrinde durmuşlardır Mii li aşk \'C' a lak a.. nın mih rak 'teşkil e tt.iğ i sözleri a laka ilc dinlenil-, miştir, Resmi k ırtasiyerıin arız! olarak geclkt: rrniş bul Urlduğu faaliyete başlama tarihiyle aradan geçen pel, kısa zaman fasılasına rağmen güzide, bir topluluk teskil eden şube büyük ümi tlcr vadet mek tedir Toplantı esnasında muhi ti, ict imai ve iktisadi ,hizmet ve kalkınmavı hedef tutan pek önemli muhtelif mevzua da el atılmıştır ki bunlar: n) Folklor arast ırmaları, b) Milli kültür çuhşma lar ı, cl Mahalli hayat seviyesini ylıkseltmeve matuf tedbirlerIn aras. tınlmusı, rnuh al li hi r ba nku tesisi, borsa tesisi, kon-

••••••

cıı

ACı BİR KA YIB Bu sayı acı bir kaybı:n-,kedeı-i içindeYiz_, Türk Milliyetçiler Derneği 'Küt3hya Şubesi Baskanı öğı-etmen Cemil Tuğcuoğlu Beğ 3:) 1(25:111 1951 Cuma günü Tanr ının rahrnetirıe kavusmuştur. Morhum. cesur, S3.mimi, quurlu,' ateşli, fedakarVf: olgun örnek bir i.ilkü adamı idi, Kiltahyada yanmakt a olan ve Tanrının yarelımıy la hiçbir aman sönm iyecek oları Türkçülük ate~i-' nin parlamasında oradaki genelerin temiz soy ların m ve kabiliyetlerirıin yanında me;:humuıı gayretinin tesirmin de hissesi büyüktür, Merhurna Tanrının esirgenliğini ve Kütahyadaki iilküd aşlara da Türkçülük yolunda artan bir hızla ve tek yürekgibi bir arada calısarak rrıerh umun gönlünLi sadetmelerini dileriz, iN

=- - ~--~-~-İOAREHA1\'E

!

FEY7.UI LAH CADDESİ A. ;ı.tALTI<]PE

9 Nu -

ISTANSVI,

,~-_..•. __ .~~--'-~-rşn.

MATBAASI

--

ISTANBUL


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.