r~ r~
:.-
.,
BUTON
TÜRKLER
BıR
ORDU
..; .
~,
".
'rO
,- •
. -.,
m
- , : :. ~~~;
.
.
.-i
ken
,.'
de
:;'..
-~
•
~
.
"1 ..••
~
,
-Ô, '
•
ww w.o tu
,
di
rgi .co
:-'0"
Y~ ÖZAliPINAR .~
,
,
i
,'~:.: .J:'::. . ,;
S
..
4). .... ~...•. ,
25
.
(-
~.
__ ._0_0 ..
·
._...
__ ._.
'EI
i
~U~U~
Orkun aiielOl adına .İrntiyaz sahibi ve mes'ul Müdürü:
rsxııer
TÜMTÜRK
Yurt ~
P. H:. 1818 Galata - İstanbul
ı
Yıllık
D
Cuma
Günleri
v Yazan:
15 Ilra
'65. Sayı
Çıkar
ADAMı (Narnık Kemal'in HAl\IİDOCtLU
Her şeyimiz çok. Fakat (Dava adarrurmz) az Bu yokluk memleket meselelerine sıkı sıkı sarılmay; 'aksattı ğı gibi gelecek.eki çahsmalarım-zı da engelle, yici bir roloynamak istidad:nı göstermektedir. Aca, ba (Dava adamı) yetişmemesinin sebebi nedir? Bu soruya cevap verrneden önce (Dava adamının) özelliklerini bilmemiz 'gerektir. Şunu' peşinen arzetmek isterim ki, ,.,(Dava adamı). derken buradaki (Dava) kelimesiyle her türlü siyasi partilerin görüşleri haricinde memleket meselelerini kendine umde edirimiş şa, hısların güttükleri fikirleri kastediyorum,
aziz ruhuna l) "
GÖZLER
rm (Viran olası hanede evladü-iyal var l) felsefesinin cemiyet içinde hakim ,olması «Dava adamı» yetişmesine engelolan sebepleri n başında gelir. Unutulmamalıdır ki, gençler muayyen bir yaşa gelinceye kadar daha atak ve «,Dava adamının» stkin, liği içinde o karaktere daha yakın bir hususiyet gösterirler. Fakat bu muayyen müddet geçince bir bocalama ve hareketlerde durgunlaşma başgösterrneğe ba~a~ ,
Bu halle birlikte ~~emelazımcılık~ da rnuvazt olarak gelişir. Halbuki «Dava adamları» nın hayatlarını 'incelediğimizde, etkinİik ve nikbinlik felsefesinin ruha inşirah veren kuvveti, şahıslan büyülemekten gert kalmaz. Onlar, hiçbir zaman (Viran olası hanede evladü.iyal var!) sözünün dar çemberi içine hapsol. mamışlardır, Davalarının gerçekleşmesi için ne hane. lerini ve ne de ailelerini düşunmÔ,şlerdir. Onların tek düşündükleri, gayelerine ulaşabilmek, dolayısıyla davalarını kuvvetli esaslara bağlayablimek olmuştur. Namık Kemal, her türlü cefa ve eziyete, sırf idealini gerçekleştirmek için dayanrmştı. -ı:Evladli-iyalinh ve çok sevdiği vatamrıı terkederek yadellerine giderken, fizik ve ruh yapısının sarsılmaması için göz, yaşlarını belki içine akıtrmş fakat ülkü ateşinden hiçbir şey <I'-<' kaybetmemiştir. Şu beyit, O'nun gerçek' «Dava ada. mı» olduğunu ne güzel gösteriyor: Felel, her türlü esbab-ı cefasm toplasırı gelalu Dönergem knhpeylm millet yolunda bil' azımetten
ww w.o tu
ken
de
Her sahada kendini bir fikrineaiibesine kaptırrnış , ve büsbütün fikrin umdelerini kendilerine dava edinmiş şahsiyetlerin memleket refahını yükseltici rol, leri önemlidir; Arıcak tesirinde kaldığı fikir, memleket zararına olan iğrenç ideolojilerin kokusunu taşımamalıdır. Her dava adamı memleketin refahı için çalışır. Dava adamı her zaman uyanıktır, memleket meselelerinde her zaman titizlik gösterir. Yalnız takip ettiği fikir çerçevesinde değil, bu çerçeve haricindeki her türlü fikir ve dava ile de uğraşır Yani sosyal alakasızhk ve enemelazrmcrlık» tan daima uzak kalır. Esasen memleket meselelerini ihatalı bir görüşle tetkik ve dolayısiyle bu meseleler üzerinde hassasiyetle' duruş ancak ve ancak enernelazuncıhkx tan uzaklaşrnakla mümkündür, İçtimai vicdanı incittiği için suç sayılması lazım gelen öyle meseleler var. dır ki, bunlara kulağımızı kapar, meşgulolmayı bir vazife olarak telakld etmeyiz, Olayların muhakkak kendi sahamızı ilgilendirmesini ister, diğer hususların tetkiki ni, «bana ne cariım? Ben kaı-ışrrıam, Bu işle uğraşanlar kar-ışsm,» gibi sö~l'~r1e' i'~-::'erimizdeıı atariz Daha doğru bir tabirle Ilg ilenmek ten çekiniriz. Milli gelişmeyi sağlıyacak, mernleke ti refaha götürecek meselelerde de maalesef çoğunluk aynı şekilde hareket eder, İşte asıl değiştirilecek, kökünden kazınıp atılacak fikir bu olmalıdır.
LE. FETHİ
m
1~5 ı
ııre
5 lira
rgi .co
28 Aralık
10
Yıllık
G Aylık
Yalnız çı kar ırruzla ilgili meselelerde değil, hasbi meselelerde de birinciye ,gösterilen titizlik kadar diğerine de titizlik göstermemiz, Iaz-rndır Dava adamında aranılacak biiinci vas:f, memleket meselelerine enemetazımcıhk>: zihniyetinin bulunmayısı olacaktır. Dava adamı nefs kayg'sından uzak olarak hasbi idrak kavravısm;n sağlam' temellertyle kurulmuş bir ah}~k arılayış-mn bünyesine malik olması lazımdır. Dava adamı tek kelime ile mefküreci bir ahlaka sahip olmalıdır. Dava adamının rıefis kayg:smdan sıyrılması ve bencil duygula.."lIJ eliiri olmaması sar ttn-, Geçen aB-
Dava adamı, idealleri yıkan, manevi tismar eden ideolojilertn tesirinden her dini korumasını bilir. Zaten, bu koruma va adamının:" önemli vasıflarından biri malıdır, Tesir altında kalan, fiku-Iertnt tiren şahısların «Dava adamı» olmalarma
kuvvetleri is. zaman ken~, özelliği «Daolarak sayı 1her an değişimkan yok-
tur. Namık Kemal, Ziya Gök Alp gibi <ı:Dava adamlarının" azlığını bugüne kadarki eğitim sisteminin topyekun bir milliyetçilikle telif edilmeyişinde aramalıdr. Gençlerimize milli davalar üzerinde hassasiyetle durmayı, milli konularla Ilgtlenmeyi ve gerçek «Da· va adamlarmıa» hayal larmdan neticeler çıkarmayı gaye edinirsek bizde de yavaş yavaş ~Dava adamı> yetişmeğe başlar. Fakat her şeyden evvel enemela, zrmcılık» kanseriyle (Viran : olası hanede evladü-iyal var) satsatasnun telkin ettiği fikirlerikökünden ka, zımak gerektir. Memleketin refah ve selameti için icabedecek her türlü' tehlikeye atılacak, gelecek her türlü srkıntıya katlanmavı şeref bilecek nesitler ye-
i ÜLE i K R ÜGÜ Yazan:
25 -
KÖY ÇOCUGUNUN KÖYDEN YURTTAN SOGUTULMASI.
KADIOGLU
VE
Köy Enstitülerini kuran ve bugüne kadar getiren. ler Türk köylüsünun çocuklarını öyle okuttular ki, bu çocuklara"içinde doğup büyüdüğü köye karşı .sı:.'.:gi ve onlar.rı içine 'karışıp onları okutmak ve yükseltmek isteği aşılamak şöyle dursun, onlardan nefret ederek onların arasında yaşıyamayacak bir ruhi hA. let aşılamağa çal.ştılar, Hasanoğlan Köy Enstitüsünde bir re .mene yetiştirdiği bir talebesi yazdığı rnektupta (Bu köy ve buradaki kaba ve pis insanıarm içinde ben nasıl yaşayıp' öğretmenlik yapacağım?') di. yerek aci acı kendi öz köyünden şikayet etmiştir. Köy Enstitülerini kuranların verrneğe çalıştığı ruh ve terbiye. işte budur. .. öğ
..
Halbuki bu memleket köyenstitülerinden bunu değil, bunun tam zıddını, yani yetiştiği kendi köyü olmasa bile en geri, en fakir, en mahrumiyei li Türk köyünde d~ o köyü bir vatan parçası olarak ve köylü, sünü de miİletimizin büyük kısmından birparça olarak bağrına basıp seve seve çalışacak öğretmeni, FinIandiyayı «beyaz zambaklar memleketi» haline getiren idealist Fin öğretmeni gibi ömrünü köye ve köylüye harcıyacak ve hayat.ndan asla en küçük bir şikayet göstermiyecek milliyetçi karakterde öğretmeni '. bekliyordu ..·..Köy enstitülerinden,' hatta Sıfır ve Tonguç devrinde, böylesi de ye dşmiştir , Fakat .eostitülerin idare ve telkiril sayesinde değil, bu idare-ve tel, kine rağmen. Halbuki eski öğretmen Okulları me, zunların:n büyükçoğunluğu (içlerindeki şehir çocukları dahi) hiçbir şikayet yapmadan köyü ve köylüyü bağrına basarak çalışmışlardır.
de
,
Hasanoğlan, Köy Enstitülerinin merkezi, hükümet merkezinde bulunan örnek bir enstitü oldugu ıçın, 17 Nisan bayramı burada muhteşem bir törenle kutlanır. Bu gün Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, TI'Iilletvekilleri, Bakanlar, bilhassa Milli Eğitim Bakanı ve Bakanlık erkanı, gazeteciler (bilhassa Ulus ailesi) davet 'edilir. Ankaradan özel tiren [ahsis edilir. Bu tirerı Hasarıoğlana ı7 Nisan Bayramına. gelenleri getirir ve götürürdü, Diğer Enstitülerden Iar kh olarak Hasanoğlanda kadro geniş ve tahsisat bol olduğundan yemekli ziyafet çekiÜr. Kuzulu pilav ve helvasiridan kekine, pastas.ndan ayranına kadar ziyaretçilere bol bol ikram edilir, Bu bayramlarda Hasanoğlana SıLr'm arkasından körükörürıe yürümekle maru; bulunan adı milli şef, İnönü mutlaka gelir. Sıf ırın ve Torıguç'un baştanaşağı yalan ve düzme olan Köy Ens; titüleri edebiyatı plağını olduğu gibi benimser ve yapmacık bir iftiharla tekrar tekrar çalar gibi tekrarlar, Milli Şer nasıl bütün gayrımilli hareketlerine rağmen daima «mil.li» tabirini kullanırsa, Köy Enstitüleri de her türIü gayrimilli hareketlere ve telkirilere yuva olduğu halde kuruluş bayramlar.nda «milli oyunlar» ve etüı-küler» le göz boyayarak kendisini sevdirmeğe ve tatlı gösterrneğe çalışırdı .
ken
-,
26 -
ww w.o tu
.. t.•
lüye kendisini gösterir. Fakat bu, bir iki aylık hazırhktan sonra oynanan bir göz boyama oyunundan • başka bir şey değildir,
m
s
rgi .co
E
K
e
e
17 :NISAN KURULUŞ
BAYRAl\ILARI
Köy Enstitülerinin kuruluş günü olan 17 Nisanda bütün Köy Enstitülerinde an'anevi bir şekil almış olan Kuruluş-Bayr-amı yapılır. Bu gün Köy Enstitülerinin bayramıdır. Ne şekilde çalışt:kları, nasıl çocuk ye tiştirdlkleri bütün memleketçe merak edilen köy ensti iuleri bir yıl kapalı bir kutu halinde çalışır, yılda bir defa bu bayramlar ôotevısıy)« esrar perdesini aralıyarak çevresindeki vilayet erkanı, halk ve köytiştirmenin yoluna girmiş bulunuyoruz. Her Türk, mernleke: ini seven hermilliyetçi, memleket mesel elerini bir bütün olarak kabul ederse milliyetçiliği topyekün milliyetçilik çerçevesinden görürse va ta riın yarını, ileriyi gören 4:Dava adamlarmıns ellerine tevdi edilmiş olur ki, bu ise başlıbaşına bir vatan demekDinimizinesasında da yukardaki safsaralarm hiç birisi yoktur. Dinde, dava uğruna her şeyi feda etmek mubahtır, sevaptır .. Mademki dinimiz ernrediyor', milllye timiz destekliyor; 4:Dfıva adamı» yetiştirmenin ~ ödev olduğunu bilelim ve kendimizi bu konuya :.:t:> ayar edelim.
27 -
MEZUNLARA
GÖS'J'EIÜLEN
KUT.•SLAR
VE NETİCES:!: Köy Enstitülerini Tongüç devrind~ bitirenler maalesef Sibirya kürek mahkumları gibi ~mele olarak çalıstırümıs, ehliyet siz, kötü niyetli kısır öğretmen; lerin elinde ders yerine oyun, türkü 've yıkıcı telkinlerle yetiştirilerek mezun edilmiştir. Sirer devrinde bunlara iyi niyetle ve temiz düşüncelerle tekarnül kursu gösterilmeğe girişi'2niş ise de bu iş için Türk oğlu Türk, milli şuur sahibi, ahlaklı, ve bilgili ret; öğ
menler tahsis edilmediğindenyaz
tatilini,
isini güciL
nü, köyünü ve ailesini b.rakarak kursa iştirak eden öğretmenler köy enstr.ülerirıde maalesef gene kendilerini iyi yetiştirmemekten sorumlu olan rnahu t Tonguç öğretmenlerine bırakılmış, ve bu kurslarelan istenilen netice elde edilememiştir. Bu kurs öırre tmen, liği için paraya ihtiyacı olan Eski Enstitücü~er kayı, rılarak fazla ücret almaları ve keselerinin doldurul, ması sağlanmışt:r. O kadar ki kurs sonunda imtihan e~iJe.n bu öğre znerılere, adeta onlarla alayeder gibi, bır üçkenin sahasın:n ne olduğu ve nasıl bulunacağı veya bir üçgeniri üç açısının toplamı 18:) derece olduğunun ispatı gibi çocukça sorular sormuşlardır Böylece hem kurstan beklenen netice bal talanmış, hem de kursa gelen vöğretmcnlerin Sirer'e karşı sevrri ve itimadını kırarak bütün kabahat! ona yükler ;ah1yette nefret uyandırmışlardır .
GÖZÜBmLrK görülüyor,
hürriyetini şaharıe, şahane izhar etmeğe eğer pek şiddetle üzerine varılırsa .kendin. de olan ulvt mahiyeti birdenbire idrak eder) yani hürrryeti şuurtandıran cebir, zor istibdatdır demek istiyor, Kemal cebre karşı, is tipdada karşı hürriyet! müda, ederken bir hareket felsefesi ortaya koymaktadır, Bu, nu bütün eserlerine, bilhassa romanlannda görürüz, Kemal'in hürriyet için çırpırıdığı en mühirn eserlerinden birisi ve hatta başl.cası «Ruya» dır, Orada Ke. mal HUrriyet perisim şöyle konuşturuyor: • , , , • prestişlnlz adet veya menfaat na.mı ile 'boynunuza takılan zincir-i esarettır, ,," Başınıza pen. çe vuran murdarayakları yalamak kerıdlrılzce rnela-' kat-ı rasthadarı olmuş, Çeldniz, çeldrıiz, tak i boynunuzdaki bar-ı giran si. zlrıle mezara gitsin, zira. evlüdınız o kayıtlara tahammül edemez, Nedir bu peresttş.I esaret l Bir kere şu parça parça ça zincirlere bakın, onlar saçlar ımdan ziyade hat ır rüba mıdır, Acaib değil mi ki bana nigah etmeğe tahammül edemiyorsunuz da bn kadar ·okka demiri boynunuzda, elinizde ayağrnızda taşımağa : tahammül edebtlıvorsunuz, Acaba zincirin rengi benim çeh remden g izzel midir, Yoksa' acı acı sedası kadar benim sesimde letafet yok mudur ? Beni rulıunuza Allah ver. miş, zinciri cisminize insan bağlıyor, Bilmem ki kulun zülmünü Halekın Irıayetıine nasıİ tercih ediyorsunuz?) Hürriyet perisi bu hitabeden sonra kaybolur, O zaman Kemal gür sesiyle: N e ,,~fsunkar imişsin ah ey dlrlarvı hürriyet Esi~:'i aşkın olduk gerçi kurtulduk esaretten diye hayk.rvnaktadır Burada görüldüğü gibi hürriyete bu kadar bağlı olan ve ona karşı sevgisini bil' aşk derecesine kadar gö.ürerı Kemalonun şuursuz, nizamsız ve hudutsuz olmasından da o derece kaçınmıştır Erkar-ı uınumiye makalesinde şöyle der: (Her fer , din hürriyetl gayri ile mahdudıvett bibedaha sabittir,) O hiç bir zaman mantıksız: nizamsız ve faziletsiz bir hürriyet ıçin haykırmamıştrr Kemal hürriveti müda, faa ederken, mesela bir Byrorı, bir Shelly gibi mües, ses nizama da hücüm etznez, Hürriyet müdafaasında bu gibi şairlerilen kat'i suretteayrrlmıştır, Kemal müesses nizama hücum etmek, onu yıkmak değil bilakis bilakis o nizamı korumak Tstemiştir. Onda ne İngiliz cemiyetini yıkmak isteyen Byrorı'un, ne de kiliseye hücurn eden Volter'in Iht.ilalciliğt vardır, Onun Ihtilal, ciliği sadece konformist olmamasında görülür, Onun ihtilalciliği içtimal değil siyasidir Kemal· hürriyet hususunda nazari prensipler; mü. cerr et düşünceler peşinde de koşrnamıştır, O hürriveti eserlerinde kahrumanlarmm sözleri ve hareketleriyle tece1li ettirir-: ruhlara akıtır ve duyurur, Hasılı -Kemal bizde hürriyetin başlangıcıdır denebilir. Çok şeyler-imizi ona 'borçluyuz, Bu sebeptendolayıdır . ki memleketini. hürriyetini, vatanını sevenler onu daima ha trrlıyacaklar ve unutmıyacaklardir. Allahtan rahmet dileriz,
başlayınca
m
FA1E
yor:
ww w.o tu
ken
de
rgi .co
Yazan:
Hakkında «Madem ki sen varsın, bu milletin ıstikbali v~rdıp denilen büyük şa ir irniz Nam.k Kemal, Türk edebiyatın:n daima hürmetle yadedilmeğe layık müstesna şahsiyetlerindendir. Kemal bir devrin, bir sistemin, bir 'hareketin ön. cüsüdür, Bu öncülüğü o fikirleriyle ve hareketleriyle' yapmıştır, Bu bakımdan Kemal -hem hareket adamı hem de fikir adamı olarak karşımıza çıkmaktadır, Onun hayatını incelediğimiz zaman birinci cephesini ; eserlerini, makalelerini incelediğimiz zaman da ikinci cephesini ortaya ç.karabi lirrz. Kemal'in fikir cephesinde en 'Ziyade üzerinde durulmaya değer nokta «Hürriyet» merhumudur Kernaı'i saran, manevi benliğini dolduran en mühim unsur Vatan fikrinden sonra hürriyettir denilebilir, Onun hürriyet fikrinin reel _ hakiki cephesi, milletinin istibdat altında inleyişinin onda uyandırdığı ıztrraptarı doğmadır. Nazari cephesi ise, J, J, Rousseau', dan gelir, Eemal IS nci yüzyıl Fransız edebiyatı ile, 19 uncu yüzyıl İngiliz edebiyatı ve siyasi tarihini -biz. zat yerlerinde tetkik etmişti, Bu iki yüzyıl müelliflerinin onun üzerindeki tesirlerini yapmış olduğu tercümelerden anlamaktaviz Mesela o, J, J. Rousseau'nun Sosyal Mukavele sini «Şeriat-i İçtirni'i,iye» adıyla, Condor oetrıirı «Vesprit humain» adlı eserini «Ef'kü.rvı Beş er i ye» adıyla, 1\Iontesquleu'nin «Esprit des Lois» sını «Rulıuşşer.ayi» adıyla (Bu eser dahasonra Kanunlarm Ruhu diye dilimize tekrar çevirrniştir l) dilimize çevirmiştir N, Kemal bir taraftan bu müelliflerin eserlerini okurken diğer taraftan da onların fikirlerini Türk cemiyetine tatbik e.rneğe çalışıyordu. J, J, Rousseau'ya göre insanlar doğuştan hür ve masumdurlar. Nam.k Kemal de ayni şekilde düşün. müştür, Ona göre 'hürriyet insanlarahilleat esnasın, da verilmiş bir rnevhibeci ilahıvedir. Hürriyet insanların doğuştan beraber ge tir-dikieri bir vvasıf tır Bunu Efidir-ı Umumiye makalesinde şu şekilde ifade edi-
Maltım olduğu üzere errad-ı heşer şu ıl.lem dedi. ğimiz taayyüşgi'i,h-ı umumiye sıfat-ı !lUrriyetl hô.mil geldiğinden daima her türlü i'i,mal ve Iıevesa.tunrı lerusına mall bulunur, Hürriyet makalesinde de Hürrrye tln insanların en tabii ve asgari bir hakkı olduğu tezi sürülmüstür: Hürriyet o derece tabii bir şeydir Id değişmesi de yine tabii bir hali icabettirir, Bir adarnın velev taş. ıarta beyni ezllsin, f'ikr-ince kanaat ettiği tasdikatı tağyir etmek kabil midir? Velev hançer le yüreği parçalarısm, vicdanınca tasdik ettiğ;i rnutclcld at.ı göpliinden çı!rarm:ık mümkün olabilir mi? Dernek Id nalclt, a.kll, hlkemt, siyası, ilmi zcvkl cfkfi.r zaten serbest, zaten ta.biidir, Değisse kimsenin Icbar lyle değil tabla t ının icabıyla değiBir, Zülın Ile bidat ile ne mümkün [mh a-I hürriyet Çalış idril,ld kaldır mulctedlrserı f1demiyett·en diyen Kemalde hürr-iyet bir .di-işüpcc:, bir f ikir. .serbes.. tisi'nden ibarettir. Bunun üzerinde cebrin, kuvvetin rolü yoktu!'. O der ki cebir, kuvvet fikirler üzerinde hiçbir tesir yapmaz: (F'ilcr-l Insa rıide bir garip Iıassa
,ı
5
0RKUN
SiKiSi
RK
-
KANBEROGLU
İslav kederinden I\:emal BEY AT Ll
KİzAMETTİN sayilmiyacak mıdır? Aslolan sanat mektcplerim kurmaktan ziyade, rneydn na eser getirmek olduğu cihet.. le biz, as-ı-larm bu milletin musikisi için döktüğü alın teri ve göz nurunun Türklüğiınden nasıl süph e edebiliriz ' .. Bugün dost veya düşmen bütün gözlerin karşıs.nc'a dev gibi bir Türk musikisi durmaktadır. Buna rağmen bir Bizans rnusikisinden bahseden görü'rnü, yor, Bunun gibi menşeleri ve kırlland-kları yol aynı olduğu halde bir İspanyol müziğine bir Alman müziği, bir Fransız müziğine bir Slav müziğ! nazariyle bakabiliyor muyuz? .. Ve şayet Amerikalılar kızıl derili zencilerin «tam tam» ını ele alıp işlemeselerdi zamanın bu harikülade t D caz müziği vücud bulabilir miydi, sorarız! .. Dede'nin veya Rahmi Beğin bir eseri karsismda «hala o köhne, biçimsiz Bizans musikisi»' di.yenlerin güvendikleri mantık ve mabaadı, uzun zamandır t an-dığmuz, modası geçmiş ve artık kimsenin kanmadığı o saklambaç hikayesinden başka bir şey değildir, Bir kısım zevatın da armonize halk mliziği 'mevzuuna s~rıldı,ğını görüvoruz, Bu noktadan istihrac olu_ nan fikir halk müziğ!ni yükseltrnek mi veva musiki; yi halkın zevkine ve seviyesine göre te nzirn etmek midir, bilmiyoruz. Fakat her iki halde de meydana konulacak eserlerin sanattan Uzak ve' cok ve van sevler clacağ-ru sövllvehith-iz Anız vezninin kal,'n'ar'na dökütmüa kosrna +asavvur erlilPMi"ecei;ti gibi f.pr).-psln duvar duymaz anl','lor",1h !Oiirlerin!!) sanat do;;'pri ve YR°;;ı,ma$?T'sı (1a Mrı,liımıırııızcl1r. Buzün su fikr+n tek şebesı,d p.ihi 1!östl'rilen Yunus F."'1re or atorvonu ise, bu fikirI", hiç alakası olmıyan, nevi şahsına münhasır bir esorr1ir ŞirndiTLıl'k musiklsi ~rprine batı müzl-tini ikame etmek isti"pnlp1'in rl8."an"')zl;ın ro1.;'a1:>r8. gelivnrıız. BnT"Ar'n Pki süni-esiz J.,j' rnnstkirntzin (1i'ın"a ""n-nfla tanrr-i-s olmav,,,'r'lır', lT7erin"p 11711n brıvtu tetl<:il~lel'
ken
.
ww w.o tu
.:
de
rgi .co
«Bir serbest kürsü yazısı» Son zamanlar-n pek moda olan bir tabir-iyle söyli-' yeceğiz ki bugün sosyal ve artistik bütün rnüesseselerimizde olduğu gibi musikirnizde de bir «huzursuzluk» havası hüküm sürmektedir, Şiirden yana, edebiyaUan yana, tarihten, ahlaktan yana mukaddesatı eğlence mevzuu olan millet, İstanbuldan en ücra köy kahvelerine varıncaya değin birbirine soruyor: Tar-ihimiz gibi musikimizi de beş parahk edenler ne istiyorlar t Niçin' garp müziği de Türk rnusikisi değil?!, Bir zamanlar musikimizi Türk radvolar ından süpüren Zihniyetin acıldı sonuçlarını içimiz eziJerek sev, ı-ediyoruz. Gençlik dedelerinin vadigür-ı musikivl en az vatanı kadar sevdiği halde, bu sevgisinin Ittrann. dan kaç-rnyor Buna mukabil kat Tven yabancısı 01duldert batı müziğine Ilarıı vask edenler mevcut, Yüzyıllardanberi bu milletin baür.nda do"tup büyüyen makamlar rnuslkis+nt topyekün inkar edenler, vesilei iftiharlarını bu inkarda bulanlar aramızda dolaşıp duruyor, , Büyük karanlıklar diyarında kendisine bir ist.inad noktası ar-van bu nesil cocuktartnın kııh!'):'na «Senin bir musikln de yoktur» dive .havk-r+ie ktan gave ne olabilir ki?! Mazi yok. Allqh vnk, Siir ~T()1<" Miraiki yok .. İster istemez bu voktar ı::,'!Oil"ı::inet?',hii bir S0nur v=r+voruz Pek vakın bir istikbalde mi,llpt, te vok l t~IAmi"etle berar-er Türk siir 've mıısq,is,i~i~ de mahv=» haz-rt-van pllpri biz v"knr'i'n t"n'voı:ıı~, 133zan iftira. bazarı şüphe n'?l'resi ark::ı,s'T'q !''',l~'an''n .bn !"c;1:emli ""ı.!OTnql?r 1:'"070"" J.,."~?"",,,."hi değil. Ancak 1->11 ('i', i '''rrı,,' ar' kı,.,,'er, 0,"de',1"'1'Y\"'r1i 1<-0 i A~"n'n "R~'7~"'C:: ('Iırln~l1:rnı hırıı~ F.-lin Ö~ Tj;r~-:- '/'"""'Iııciki... sini terneiinrten sökün atm"l, idivonler. ;>':1'Y\l)ni~':>: 0\_ d"~"nrıl'n. s;>r'l"'re ı;p['pri ic;,,,,,ı;,,,:,.,--'nn,rn},l"rı !H'l hı; rHl{t'~""'r~~rı ı::-!\ı...ı:::A~in. r2tı rıın71:=:'1111n ",...,~. r.Pt' r·.~l--.'!"""!l_
da 'zevk almadım Yahya
m
Yazan:
Duydurnsa
dan p~tr'nıü.ğnnn
~0~,li"pnl~t:'
cıl"-b.
Y;:ı,..~,....,
~i"'ı:-l..,rr1on,
c1i"""'I"1'rl"n. k"""'rı,';>rr1:>n dem vurun 7i",in'pri ı-,»'''n_ d'r"""1', 'Tpc"r1iHlpr 1'1° r"" onıara v,,~r""'1 er1i"fwr'lıı Anar1011l1U bak+r muhavvltele r. cpmi"etiMi:c"'ı son istihaletert J.::ar"'s'nr'ta, he r sevr'pn ö"r.e kpnrlilprini birkaç caz MPI()-1isini E'7f.l'rlemek'l' snrıırn'" f."'rl,,'"'' ve bat, mi'ı7ii<inin hu ol(\ııa;u zl'h?b'nq CFı,"·P'pr, n'~er y;:ı.nrl~n mi' 7ik tif"nret vı::ı n;Vasa~'7 (18. n.urM::'I~'='n ;:ıl..,V_ himize r-ahst.ı Pek t"ı-,ij k i «Fer"",,, f'''rnh''r.''1"n şcı.r'l-:'lqr--'''nsa «Sten del Rio» veya «Kisas mb gurubu tutulacaktı 1
Bu makalenin asıl gayesi Dede'nin bir eseri çalın. dığı yerde: «Yandald Icahvede haIn. o köhne, O çirkin, o biçimsiz Bizans, mustldst» diye mırıldanan zihniyete cevap vermektir. Yabancı bir kaynaktan gelen musiki, edebiyat, felsefe, mimari vb, Jerin milletinin sanatkarları ve ilim adamtar-ı tarafından işlerıip çok daha mükemmel, çok daha güzel bir seviyeye ulaştırıldıktan sonra .berıim malım olmuş
ve
t?'1
tpl'l."lf{'er
,,;:ı..T)"rıııc:;
).ir
}'Ylııc:;l\'''p.
C'R,.ı-..ln
n1~~.":::ıyy"\~.1(_
jtir"?l",ı' h"klı o'oh;Jir, Hv r S<>h","'I'7d8. oL dl1~1\gibi mnsiki bab-nd-ı da bizde aklı basında mürıekkid vetismem's+tr Musik+rntz i icten ice kavravp terennüm eden sairter+mtz van-rı-ta b er 7".'11an a"'7'n/\ ve j->dT'na g~lpni sövllven sÖ7re üstor1ıqr gö"rıiisiiz_ dür, öt,e vrın,ı"n l-a tı ml'ı7j7,in'n a~T'rırr1a'1b(Ori bi7rlen çok daha kalaha"k hiı: 7i'ım,re t""af'nrh'1 Rle atvn-p her=ün yeni verı' l"cmle1er kaz:>n-1ın-'n' hilM"ı" onun cazibcsi ve parlakhh haklorıc'a bize kafi bir fikir verebilir. Fakat yek n ezarda daha parlak olana doğru gitmek, hiçbir teemmUl eseri göstermeden hayranlık içgüdülerini ön plana a'rnaı: dcmelctlr ki biz bu vasfı mürrevver geçinen insanlara vak-strramıvoruz. İkinci nokta Türk musikisinin armonize edilmiş oL mavısı otacak tır Burada pesinen kabul edivoruz ki' rnrrternatik yani armoni batı müz iö ine eskrd snheri çok hizmetlpr etrnis ve 011Cl ölmez vasıflar kazandirmıştır, Türk muşikisinde matematiğin öyle uzun boy-o (10"''''1
6 bır Brahrns, bir Chopin, bir Debussy, bir Liszt, bir Tchaikowki çıkmadığı _sua1i çok zaman varIt olmuştur, Bizimkiler, !tri, Dede Efendi v.b, çoğumuz tammıvoruz, Fakat artık madalyonun arka yüzünü çevL relim dostlar, Yaratıcı bestekar rollinde «Dede» deyip te geçtiğimiz şu adamın birkaç Beethoven'i cebinderı çıkardığ-rıdan şüphe etmeyiniz. -Hacı Arif Beğin musL kisindeki ses urnmanına Chopirı, Wagner, Tchaikowski müziğinde rastlayacağını umanların haline acırım, Bu; gün -maveradan getirdiği seslerle bir Sadullah Ağa, bir Tanburi Mustafa Çavuş Bachdan, Debussy'ye kadar gelen serinin üstüne çıkarılrnamışsa; edebi raks, Iarıyla Benli Ağarr n adı Strauss'un önünde anılmiyorsa, bu muhterem büyükleri n talihlerinin acayibliğine ve bu nesIin kabahatlerinin büyüklüğüne dikkat buyurunuz .. , KANBEROGLU N!ZAMETTİN
rgi .co
m
~~~~~
de
lu olmayışı ise, milletimizin içinde yaşadığı tasavvufi alemin tesirleri altında olmuştur, Fezadaki müstakil ses frekansları mevcut bulunurken armonlze sesler aramak, gerek bestekarlarımızm ve gerek musiki sevenlerimiz . için mübrem bir ihIyaç haline gelmemiştir. Şöyle de diyebi lirdik : Türk bestekarlan arrrıonize sesler modasına kendilerini kaptirmcznışlardır. o ka, dar, Üçüncü ve belki de en kuvvetli noktanın, musikimL zin muhtelif duyguları ifade sahalarından mahrumiyeti. olacağmı düşünüyoruz, Nitekim batı müziği taraftarları (ki bunlara' kısaca alafrarıgacılar deniyor) duyguı'ar için batı müziğinde muhtelif branşların mevcudiyetinden; lid'Ierden, pre1ud'lerden, serenad'[arrlan.rornans'Iardan, sorıa t'Iar. .senforıi'Ier ve ,nihayet konçerto'lardan bahsetmektedirler. Türk musikisin; de ise bunların karşılığı yok diyorlar, Alaturka onla, ra bir sazlar safsa-tası gibi geliyor, Fakat bu çok yarı, lıs bir telakki, sevgili okuyucular Onlar alaturkada kaç türlü makarn olduğunu bilmiyen, bunu öğrenmek ihtlyacını duvmayarı kimseler, Yağma yok demenin sırası gelmiştir. Alafrangacı bayların artık ö~renmesi lazım: Bizim bir «uşsak» makam-mız vardır ki onunla en ince aşk ve, bağlilik duygular'nı ifade imkan da. hiline' girmiştir. Ses aralıkları o şekilde tanzim edilmiş bir «Rast» makarnvmz vardır ki. ondan bir şarkı dinlediğimIz zamarı asaletin dile geldiğini sanarsınız, «Mahur. Acem Aşıran, Beyati Arananı beşeri haykrrvsn ta kendisidir, Hasret dakikalar-nın - azabirn «Kürdili Hicazkars içliliği dile getirir, Zanrıe , dlvoruz ki Jid'Ier. fug'Ier, prelud'ler, serenad'lar romans'lar da as-r'lardanberl aynı şeyleri söyliyebilmek için çırpmmaktadrrlar. İnsan tabis t kar~.rsında durumu ve bu arada sonatlarımız, senfonilerimiz, .koncertolar-m-z diyecek olurlarsa cevabımız basittir: Bizim de fasıllarımız var, Osman Be ğirı peşreviyle başlavan. Dede'den, Mahmud Celalettin Paşadan, Rahmi Beğ'den birer şarkıyı mütealup İzzettin Ökte'nin bir tanbur taksimiyle, Şevki Beğden ve Selahattin Prnardan birer şarkı daha ge., çildik en sonra yine 'Osman Beğin Saz Semaisiyle kapanan bir Hüzzam faslı, Bilmem kaçıncı senforriyle aralar' nda muhakkak bir tercih yapılacaksa, muhtelif renkleri tabiaten beraberinde taşıdığı cihetle fasurm-: zın ağr basacağı kanaatirıdeyiz. 'Türk rnusikisme sadece melali işlediği noktasından çatanları da' 'tanıYOruz. Alaturka insan' hayatına hesapsz hüzün çökertir diyorlar, Halbuki aslında alaturka, duygular' için müstesna bir tezy:it tezgahıdır O, beraberimizde getirdiklerimizi, evsafını değiştirmeden, çoğal trnak iktidarındedır, Neşeli olarılar:rı zevleL ni şevk mertebesine yüceltir, ıstırap çekenlerin de ıstıTabın~ bir renk ve şek il verir. Bununla beraber günlük hadisa tın bedenimizde - bıraktığı kırgmlık ve teessürlerin musi kiyle izale edilC'miyeceği tabii olsa gerektir, Muayyen müessirler tahtında husule gelmiş bir tees; sürün giderilmesi şansı muhakkak ki mezkCır müessirlere aittir; herhalde musikiye değil! .. Burada musikiderı ancak muvalcka t bir narkotik tesir beklenebilir; o da şahıs narkoza müsaitse, Ve nihayet Türk musikismi yaratan dehiiların miL letlerarası mcvl<ilerine geliyoruz; bizde de neden cihan şürrıul bir BccLhoven, bir Mcndelssohn, bir Haydn,
TfmınmN KIZi Ayırt etti biz! büvük fırtına Yarın saçı kırhaç olmns sırtına. Gii) yüzlinden ta lçvüzün g-örUnUr Hava llrıle saf bır aska bürünür Seni seven gürıahmdan armır TUrkmen kızı kurbarı olam ben sana Gönllim ıçı aşkın lle çalkana.
ww w.o tu
ken
ı
Her koç yiğit bır İıazlıya vurg-undur Durgun ise onun ıçın durgundur, SUrgün ise onun için sürgündür. Yemenisi Icrrmrzrhm • beyaz1ım, Ben de Bana vurulmuşum ey nazlrm, Adın geçse bır hoş olur lçerim Senin ıçın neyim varsa geçerlm Bu aşkıını her mecliste uçar ım, Mümkün mü hIç ben, sensiz de yaşayım? Sen varul kı ben cansız dayaşayıın. Dudağına değen zehir ballanır Ak duvağırı yanağında allanır, Pırrl pırıl göz yaşmla pultanrr, Her güzellik sana Hak'tan vergidir. Bu yücelik atalardan görgüdür. Değrne yiğit gIbi ata binlşln' ŞimşeIr düşer gibi yere Inlşm Şahin misal meydanlarda dÖnUşllu. Hlç sevrneden durmadım Türlunen'lm Benzerını görmedim TürItmen'im Milletimi bır tek dllber sanmışrm Her sözümde yalnız O'nu anmışrm TüRIil\IEN DİYE BEN TÜRKLüGE YAN1\UŞIM.. Yanmrşrm hey yanmışrm oy yanmışun Ne hallere dönmüşüm oy dönmüşüm, AVH,\N gNAL
İcilerıler
Z e lı İr Old
LG
Sıfır" ve 'I'orıguç devrl"~de köyenstitülerinde bizzat öğrenci olarak bulunmuş ülküdaşlar-ımız dan birinin aşağrdaki yazısını aynen neşr ediyoruz, Ancak bahis konusu olan kadının adını ,çılmrdık; çünkü bizim bu yazılarımızdakl gaye bir sistemin nasıl Işledlğine dalr örnekler ver. mektlr, Bu milletin her avuç toprağına damla damla kan döktüğü, çocuğundan alcsaçlısma kadar şehit verdiği, göğüs kafesl aras'nda çarpan kalbinden daha üstün tuttuğu vatanırun üzerinde yaşıyan kızıl mikroplar, para hırsına kapılarak namusunu satanlar, hayvani , hislere uyarak hayvanlaşanlar iyi bilsinler ki «Türk ekmek yedirmesIn! bıldiğ"! gibi tokmak yedlrmesini ıle pel,alft bülr,» Sıfırın devrinde salahiyet sahiplerine bir tempo verilmiştir, «Türkün malı denız, yemiyen domuz.» İş. te bu tempoile vanlmak Ist eyen yolda yürümek için kendi adamlar'nı bir ihtiyaca beş olmak üzere ilk nr, satta avlıyabüeceği yerlere yuvalandırrruşlardı Bu sebepledir ki Eskişehir Çifteleı" köy enstltüsüne .... adında görünüşte ..... öğretmeni oı~'rak bir bayan ta. yin ettilC'r," Du bavan i Ik varısta çi:" .ıklarr ne şekilde eldo <,cleLJilE're{:ini plfınıa;,tırmaya calıstı Arasıra ço. cukIartn mütalea zamanını'ını da i!)gal eder-ek -.:i!ls;yct oksavcı kitaplar okuyup onlara peri masalı anlata' gıbi içini çek e çeke anlatmaya başladı, Bilinrniyon kaynaklardan almış olduğu tavsiyeli komünist kitap. larını birer berer iradesi zayıf olanlara vererek avlamak azmi ile gayretler sarfetti İşin en feci tarafı şu ki. bu dişi engerek vılaru ,ço. cuklara kendisini teslim etmeyi de ihmal etmedi. Ve bundandır ki çocukların şehirşehir taraf tutup kavga çkarmasına da yol aç'ığından arkadaşlık duygu. larını da sarsınava en büyük funil olmuştur. Çifteler köyenstitüsünün binaları ikikıs·mdır. Bir kısmı Mahmudiye, bir kısmı da "Hamidiye tarafında, , .. , hocalarını ar'yan bir çocuk onu bulmak için hiç zorluk çekmezdi, Dışarı çıkp ta bir baktı mı, hangi binanın önünde daha fazla kalabalık olursa yüzde yüz
TAN IR
da serbestlikten istifade eden yıldızlar, bedrum oda, larında kızların sesini ak ort edip müzik öğreten gözdeler birden parlamaya başladı. Bu artistleri yetiştirmek için Hasanoğlan Stüdvo, sunun rejisörlerl yetmiyormuş gibi Dil-Tarih Coğraf. ya fakültesindeki Mediha Berkeslerden, Behice Boran ve Pertev Nail Boratavlardan da istifadeetmeyi u. nutrnadılar, Yüksek kısm:n ilk mezunlye tlerindeki diploma töreninde hazır bulunması için, sonunda Türkün sille, sinden kaçanuyarak dünyasını değiştiren Sabaha: tin Aliyi de Rauf İnan hususi elerak davet etmişti, Akşamdan epeyce sonra karanlıklar arasında Enstitü meydanınadoğru süzülen bir taksi sessiz sadasız alışık olduğu öğretmenler odasın-n önüne gelip durdu. Etraflara nöbetçiler dikilerek orta kıs-mdan hiç, bir kimseyi öğretmenler binasına yanaştırmamaya çalış, tılar, Yalnız idare binasının temizlik işlerine bakan çocuklar bu işte pek dikkate alınmadı. Bin i' ina ile hazt-lanrnıs olan öğretmenkr" odasındaki masaların üzerınde meyveci dükkanı gibi her türlü meyveler sıralanmış; klloluk şişeler kışın evlerin saçakını'ından süzülcn buz billürları gibi dizümis: meyhaneciler beko Ionlvor Biraz sorıra iccrl giren Sabahattin Alinin et:':ı.fi1l1, mezun 01:1"::'l~ krz ve er1;el,: çocuklar, meşhur hocaları çevirdi Bardaldar şerefiere dolup dolup bo. [alıyor, kalkıp kalkp iniyor; Şiirler arka arkaya ek. lerıırken Müdürleri Rauf İnan ayağa kalkıp: «Çocuklar! Kiymetli misafirimiz Sabahattin beyden bir şiir okumasını rica ediyoruz>, dedi. Zaten vazifeli olan" Sabahattin Ali sık sk atkiştanan, hatırımda bir m:sraını tutabi'diğim şu şiiri okumuştu: SenI yalnız bn-akrrınzlar dön değirmen dön ve bundan sonra da ülküleri yolunda hayalta başarılı işler yapabilmeleri için çocuklara biraz da tavsiyeıer-,; de bulunduktan sonra eğlencelerine saatlerce devam ettiler, Ve sonra cı:Sabahattin" bey» leri karanlıklar arasında kaybolup gitti. Amma onun şiiri de karşılık. sız bırakilmadı. Döne dursun doluplar Dolu dursun şaraplar TUrId\n büyük slIlcsl Bır gün tepende patlar
...
ww w.o tu
ken
de
ı
TÜRKSOY
m
GANİOGLU
rgi .co
Yazan:
II
" oradadır. Bu durum bir gün mü? Hayır! 10 gün mü? Hayır! Haftalarca sürdü, Ve en nihayet milli duyguları bir volkan gibI fışkıran gençlerin birleşip Eskişehir emniyetine haber vermeleri ile emniyet memurlan tarafından rnektep bas-Iarak vaziyete son verilmek iste. nl ldl ... Gene o sene Çifteler köv enstl tüsünde istenilen prensipleri kavrrvan öğrenciler bütün derslerden üstün tutularak Hasanoğlan köy enstitlisü yüksek los. ma namzet olarak ayrılıp kazandırıldılar. Bu çocuk. lar Hasanoğlan köy enstitüsüne gittikleri zaman tavsiyeli olduklarından hiçbir zaman ve hiçbir şeyden :ırorluk çekmediler," Rauf İnan hocalarmın da Hasan. oğlana nakledilmesiyle işler bir kat daha kolaylaşrmş oldu. Bundan sonradır ki durıvnu gayr:muntazam olan yüksek kısım bir filim stüdvosu halini aldı ve ço. cuklar da en yüksek yıldızlar haline çıl{arılmaya ça. Iısıldı. HnS'1.r.oğl1l11haah,rı).''': vosil ağaçhklar ı arasın~
Kuradurun masalart Açadurun Icasalar ı Kırılacak listlinüzde Tlirldin çelık asaları Evet, dönen değirmenlerin suyu kesildi, çarkı kırrl-: dı, dolan bardaklar onlara zehir oldu, Türkün sillesI tepelerinde patladı. Kimisi vatanda tu'unamadı, ced, dinin yanına kaçtı. Kimisi dünyasını, klınisi tahtim değiştirdi. TemlzlendI böylece Türkün annvatam, Uyuyacak rahatça Bu toprakta yu.tam, GANlOGLU TÜRKSOY TANıR
.ı
Kor~ÜNisı TAKTIGiNiN ZAFERi Mi?
rgi .co
m
Astı mllletimlze has vekarta Moskof emperyalist. lerine ve onların satılmış öncülerIolan komünlsttere yeri geldikçe gereken cevabı veren Sayın Menderes. ten ve hükümetinden İnönü ve hempalarının yaygaralarinın tesirlnden sıyrrlar-ak bu niemlekette ırkçılık harekettnı önüne geçilmez cereyan halinde var farzetmekten vazgeçmelerini rica edjyorum. Vasfil\ıent~ş (İzmir) - İnÖnU ve hempaları den-mez ayıptır. (Soldan, devam devam sesleri), Sait Bilgiç (devamla) - Bu memleketin dünyanın bugünkü şartları içinde ... HamduIlah Suphi Tanrıöver (Manisa) - Bets bey, blr teklifim var; zevkle, istifade Ile,alaka ile -dinle. dlğimlz bu nutkuli içinde .. Başkan - Lütfen müsaade buyurun efendim stse de usul hakkında söz veririm. Devam edin efendim. Sait Bllglç (devamla) Bu memİeketlndUnyıı. um ibugünkü şartla-ii ıçerısınde acilen halH Iiizun ge· len mevzuu komünistler mevzuudıır Türkmllletini düşündüı-sn bu ehemmiyette başka bır mevzu yok; tur. Eil"er ırkçılık, irticai hareket ve faaliyet mevzuuııncelenecekse bu hususlar ceza kanunununbU. tünü ele alındığı zaman tetkik edilmelidir. Tasarının diğer noktalarını bütün gönliimle ve ruhumla tasvip ediyorum: Arkadaşlar, burada şu noktayı btlhassa tebarUz ettirmek isterim. Ben raslzmln müdaraasını yapmak için huzurunuzu çİkmadım,Bu memiekette r'astst mevcut değildir. Bu vatanda bütün Tllrk çocuktan; bu memleketin havasmı vteneffüs ediyor ve memleketin ekmeğini yiverlar. Bu memlelcettn ntmetlvle ·perve:rde oları bazı, ekalllvetrer de vardır. Arkadaşlar, günün birinde şunu müşahede edersek, mesela, anayasaya göre, rnevzu kanunlara göre,· Türk sayılması lazım gelen bir insan ben Arnavudum. -ben Errnentvlm, ben Yahudiyim diye karşıımza çıkarsa (ki bu kabil hareketler çok vakidir) bizde bunlara evet 'I'ürl; devllstnız dlyebtlmelfylz, İşte arkadaşlar yıkrlrnası lüzım gelen şuur bu şuurdu!'. Ekalliyet şuurudur. Maruzatım bundan ibarettir (Bravo sesleri ve alkışlur) ,
ww w.o tu
ken
de
İsparta Milletvekili Sait Bilgiç'in Sağcılık ve Solcu luk mevzuunda T. B. M Meclisinde yaptığı konuşmayı aynen neşrediyoruz: l\!uhterem arkadaşlar! Arif Nihat bey arkadaşimız gibi, Halk Partililerin manasız bir reaksıyonuna maruz kalmamak ka.sdiyle evvela şu hususu tebarüz ettlrmek istiyorum: Şahısları Itharn hissinden daima uzağız, Fakat bazan ko. uuşmalar esnasında bazı tarihi hiidiselere temas et. rnek mecburiyetinde kalan insanların tarihi isimler Uzerinde durmak mecburiyetinde olduklarını herhal , de yüksek heyetiniz kab~l ve teslim eder, Şimdi ko. nuşrnama geçiyorum. Muhterem arkadaşlar; Solculara tavizde bulunmuş olmak gIbi mentur bır hissin sevklyle C.H. Partililer Iktidarda bulunduk. ları sırada solcu derken derhal sağcı kellmestnt vde teliiftuz etmişlerdir. Bu onların içerisindeki menrt unsurların komünistlerin tecziyesini temine .matur müsbet cereyanı sabo, te Için srk sık tatbik ettilderl bir siyast tabyadır, manevradır. Milliyetçilere İrkçı • Aşırı Sağcı damgasını vurabı, Hyor lar, Fakat Tlcanllerle de siyasi Kaderlerini bir. Ieşttrmekten çekınmlyorlardı, İçertslnde Hasan Ali'nin dostlarının da. bulunduğu iim! heyet tarafından tanzIm edilerek hilldımete Irıtıkal eden ve- oradan da Adalet komisyonuna ve yük"ek huzurunuzu sunulan bu tasarı sözümtın başında arzettiğ-im hazin zihniyetin aklslertnt üzerinde taşı. maktadır. Bu tasa.ı-ıda da solcu kelimes1nln hemen arkasından sağcı kelimesinin telaffuz edlIdiğlni esefle .g ör üvoruz. Sanırım ki; yüksek meclisin hükümetten bekiediğl tasarı münhasıran komünist faaliyet, anlayış ve propagandasına ait bir tasarı ldl. Lakin tetldk buyurul. makt.a olan tasarı u-kçıhktun ve Irttcadan bahsetmek. tedtr Tasarı bilhassa ırkçılık mevzuunda anaaıt-ı cürmıvevı tesbıt bakımından Iradesındekı seyyaltye t Itibariyle bir takım yarıl ış untavışto.ra sebebiyet verecek mahı. yettedir. Böyle bir metne malik olmadıkları halde ırkçı damgasını vur-ar-ak mlflfyetçlle re akla, hayale gelrnedlk mezalimi reva gören insanlar günün btrln-> de tekrar iktidara gelirlerse bu metinle Milliyetçilere neler yapmazlar? Halk Partisi iktidarının hassaten son yıllarda Moskoflara karşı takip ettiği polrtlka tam bir ziIlet poIltikasıdır. 1944 senesinde Ankar a nniversitesi gençleri bır nü, mayiş - tertip ederek (kahı-olsun Türk tübltve tll L{Qmünlstler) diye bağ ıı-mışlar-dı, Bu nümavişt tertip edenler TUrk ceza kanununun 161 inci maddesine gö. re mahkemeye sevkedtküler. Aylarca mevkuf rutuldular
Bu Türk sızca tinIn Buna
hareket n-kçılarm harelreti olarak ili'tn ediidi. milliyetçileri aleyhine o zaman açılan bu hava, hampanyanın propaganda ve nesrtvat faaliye'I'ürk vazn kanununun tesirlnde kalmrvacalctrr. kaf'Iyyerı Inanıvorum,
~O·
q,., •••••.•
Hictv
8
.\11' .• 40 <Ili••••••••
.-
.• ~
<Mo-
Köşesi:Sayın
N. Tarhan'tt
KIT'A O'nu havyana
teşbih,
şüphesiz
hayvanı -tanIclrdrr,
O rütbe çür.kü ztruh alemin menturudur Nazım; TenezzÜl saydm amma hlcvl sen ey ateşin Heccav, Uyuz bir It kapundu lurlayorsa Hüşş't ; demek lazım! •.
E,,".i Z,,=n ~~ ~t-~~ ~~
i
T -
Tepeden
nedir'?
Nerde
mi ki dünyada
sarılmış
_ gösterdiği
dördü
eşi 'f
beşi,
g-eçmek için Marmura'ya
yol bularak
donarımayla
Kaç
Var
yültlerıiyo r ufacık
vahşetle
bir
karaya,
bir
Avrupal»
«bu:
kümesı. mah nesl, yahut kafesi! Eski dünya, yeni dünya, bütün akvarn-ı beşer, K3:vnı~'or kum gibI .. , mahser mi, hakikatmahşer Yedi Ikllrnl cihan-rı duruvor karşında; Avustralvavla beraber balcıyorsun, Kanada! Çehreler baska, Ilsanlar. derller r~ng§,renk, Sade bır hadise var ortada: Vahsetler denk, Klmi Hlndu, klml vamyam, kimi bilmem ne belü .. g-elmiş,
Hani
tanna'
his
yoksulu,
açılm
da züldür
Alı o vtrmtnct
asır
bu rezH
yok
mu,
"Ne Icadar "gözde'limevcııt Knstu
j\Iehrnet"i"in
eRl'an
Sonra
kar-sısına.;
Öyle müthtş
tahribe
Id:
o :dh.,.
;'iJ"tf,\
eder
:ci\?'I;;z
miivel,kelesbap,
hel'
btr vmülkü
biri
harap.
Öteden sa.lka.la.r parcatwo ı- ilfik,; Beriden
ze!ze!eJer
Brnnha'
şlm<ıe1,lerl
Sönüyor
göğsiiniln
Yeri.ıı
altında
At-Ian
ka '(l-rıvol'
~,!"!akt;
h"vnln,len
inl:ı:ıher
üstünde
o ara'an
cehennem
gibi
l1J.inmın :ı:a!üııh:
her
Ölüm
Indfrmede
O ne
müthts
binlerce
adam,
püskürtnede
savı-nlur
Kafa, göz," gövde, bacak,
li'("am;
yüzler-ce
ı:>:ökler. ölii tipidir:
stnertn ;
neferin,
yer;
erılcazr
b eşer •..
kol, çene, parmak,
srrülara,
Saçıyor
zrrha
vadllere, de
yaylrmı
tufarılar,
Veriyor
yangını,
durmuş
Sürü Top
halinde
gezerken
ttitekten
Ralıraman Ne çelık
daha
Alınır
lcal'a kuvvet
Çünkü
tesls-I
mı
güIle
haşa,
iialı i o metin
eIler,
slnelere,
kat edecek
.. ,
güler,
hasnundan kat
İstiilIdım
seni
ancak
eberJiyeVer
«Bu,
tasmd.r»
Rnhumnn Sorıra Ranavan
lahdine
bu
desem,
sığmazsın. oldtap
RARE'yi
dll{sem
başına;
c1a g-p~trsem
a'sam
da.
çel,gem
rlda
bütün
t'lşına;
namlvle,
ecramiyle;
altında.
bürünmüş
gece
melıtahı
g etlr-sem
Tiirheoarın
g-ihl
ta
Gi\n,ıüzün
fecrlle
'I'lrllerıen
mağrlbi
Yine
şey
bir
..,
110'k tErbene catsarn da tavan, Sürevvavt uzatsam oradan;
avlzenin
Uz anu-kerı,
ldl,
kazsın:
da "yetmez
duvsam
gök kubbeyl
şan'lı
Idrnler
edpr tsttao,
diyerek
vatwlrıl
Ebrvl nısanYedi Jmndilli
bu kadar
tarihe»
Seni
){<\(far bekretsem:
hasr-e
§,vlzeni
Iebrlz
etsem:
sarsa-rı
al{<;amları.
yapabüdlrn
kanına, yan-na,
dlyemem
varana ...
hat.ırnna,
Sen kı, 80n ehli salibin kırarak savlettnt, Şarlnn en sevgili sult.am : SALAHADDİN'!, ARSLAN çemberi
kı, ruhunla
Sen
Id,
Sa.rıa Sana
oğlu
ağuşunu
IcHi.line ettin
göJstinıIe beraber
a'sara
gelmez
şehlf
gibi
hayran ...
kuşa.tm ış, boğuvoı-Iren
Id, isliimı
Sen
Ey
iman?
lcalı rrna
gel
değer,
-rmvntnt..
makberl
ett!x.-ın edvara
O demir
mermller
tehdide
ancak,
gelrntvecek
«GömeIlm
dU;,mUş asker!
o pa.k alnı
kuı-tarıvoı-
Herciimerç
Sen
tavvare
Id bu
karım
arstanlm-ı
KILıÇ
seller.
yağan
ne siner
göğsündeld onu,
açık
sayısız
sevret Ister,
o namert
alevden da
sık,
orduyu tabyalar
Hangi
sağ"ıuı,k sa.ğnak
bürünmüş
Yıldırım
toprağa
ecda.t Inerele öose
dar
Sen
batıvor! "
el ayak;'
Boşum r
ıçın
topraldar
büvüksürı
Sana
sefiı,
durun
I~""n~, Pfl'dır~t.
(lenile..,
mel'undalrı
bu
Gökten
EEDR'in
a stl,
hakkiyle
J.a,va'lWl'as1nu
hı11fi. hize
ıvffl,<;ke y'rtılmacııı "l\Iedenlvet
o mah'('ı!m
'Ise
a:v~arca
ka rrımdakt
Ey, Ne
iştl1i'l,!
ww w.o tu
Döktü
sırtları
mevkl-I müstahlcemler, tevkif ed~mez sun'vt beşer , Bu göğiislerse Hudarım ebedt serhaddi; «O Benim surı-I bedilm, onu çlğ"netme»oedl, AS!1\!'ın neslt •.. dlyordum :ya.., Nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedl namusnrıu, çlğrıetrnlvecek Şüheda gövdesi, bir baksana. dağlar, ta;ılar ... O, rükü olmasa, dünyada eğilmez başlar, Vurulun tertemiz alnından uzanmış vatıvor, Bır HİL..liL uğruna, Yareb, ne GüNEŞLER
de
Varsa
yırtıcı,
Indlrtltr
azrnlrıl
ken
Dedlrıi-" -
S;ı;ılır;
Beşerin
m
harbı
ordnların
keslf
rgi .co
Şu Boğaz En
gömülsen bu
ufuklar,
şehit, açmış
lnrıp
gezer
ecramı
taşacaksm senI
Isteme duruyor
hüsran;
parçala.dırı:
almaz
benden
adın;
.. , Heyhat, bu
clhıı.t..,
rnakber,
PEYGAMBER,
ram! MEHMET
ARİF
-,._/,,/:."
'l'"ÜRKELİ'NDEN
RÖPORTAJLAR:
VI.
A AD lUD KA GDI E Ci AYETLERI Dr, CVNIALIOGLU FEH1'il:İ
m
havvanlara azap ve işkence vermekten çekirıirIer, ürpe, ı-irler, ..' Yalnız şu var ki zulüm ve [skence, katil ve gas-plar yalan ve iki yüzlültıkle ört bas edilemez, Çinge , nenin ferdi ve znaşeri haklar üzerine unutuluş ve bağışlanış süngeri çekilsmez. İşlenen kötülükler cemiyetin Yasa ve geleneklerine göre layık' olduğu cezayı görmelidir, Umumi efkar önünde hesabı görülmelidir, Ve bu suretle de vicdanlar tatmin edilmelidir. Bu yapılmadığı takdirde, adaletin zayıfladığı,. cerniye., tin kötülüğü hoş gördüğü, bir zümrenin fert veya bir toplutuea ait hakların küçümsendiği yerde kin ve intikam hislerl evvela Ierdde sonra kitleds ayaklarr r, şahlamr Hatır ve gönüle hakılarak adaletin aksadğt, yalnız zora ve kuvve te dayanılarak meşru hakların gas.hedildiği anlarda kin ve intikrvn hislerişuurlaşmağa ve ruhların idrak çemberlerini doldurmağa bastnr-lar,
.' içindir ki bir milletin tarihi düsrnarilar-ı, na kars: nııyrllı<Tll VE' hf'<;ıf'niiTi kin ve .inttkarn hlstor! şuur-Iu nıl\'Ç?ıılcırrlır, Kit lolor!n Toplıı haktar-n-rı de:. l1E'nrli€!i. ccdat hiit'ras'na ve rnı,l,;ır1-1ps;ıt.a s::.'rl'rıınığı, sevunun kanına ve can-na kıvııcıığı, bir milletin aziz vcırl'fYma kastedüdi-ti anlarda kin ve inikam hisleri milli ve kutsal bir heyecan n'lıP'flSl ha lin+e hlifiin rııtı_ ları k2)11ar, Ess sen hi r milleti hür ve mi'ıs1-al<:iJ olcırak avrv<t a tut>n ve !?erefl~ vasatan rnô nevi kudret kQynaklpr'n'n h'<;'l1na milli B;in ve milli tn+ikarn Hsleri gel!r. Bir milletin savaş gücü sunr-lu bir milli kin, şuur-lu ve Idrake s'ğan mill! bir intik~.'"Yl hisslvle ynkselir ve gelişir, Bir milletin tarihi dlismanlarının kBtli1rıklerini ımutrnaması, rı-k-nı yoketme"'e çal'şanlara zamanı geıınce l-esap sorması karı"r tabii ve meşru bir J-ıak olamaz, Bıı ise bflr'~ta milli kin, ve savaşta miııi irrtikam hislerivle ~a<!;lan~r,· Ferdi, maseri. milli k in ve intikam hislerini kısa; ca inceledikten sonra: Anadoluda ka n gü' me davası adı artmda işlenen cina;.'etler konusuna gelelim: Batı Anadoludan doğu s!nırımıza, güneyden kuze,
İşte bunun
de
Kin ve intikam, insan ruhunun karanlığmı dolduran, şuur altınıkaplıyan, çok zaman irade ve Idrakl boğan birer korkunç ihtiras yığın-dir Kin ve intikam hisleri fertlerin iptidailiği nisbe ' inde bayağIaşrr, canava rlasır, korkunç, ürpertici bir karakter taşır, Kişi ne kadar basit ise kin ve intikam duygusu o kadar vahşi bir kılığa bürünür Ve bu çılgmlığm kamu vicdanında açt-ğı yaralar sükün bulmaz acılar halinde gönülleri kanat-r, Kişi olgunlast-kça kin ve intikam hisleri şuurlaşmağa başlar, Ferdin gelişen iradesi kin ve intikam duygularını sürekli ve rnaksatlı bir baskı altında tutabilir, Vakitli vaki ' siz olaylar karşısında iç güdürnünü bir yangın gibi saran bu ruh kasırga larına aklı selimi, mantığı, ve isteği ile gem vurabilir, Adaletin takdir edeceği ceza onun yüreğindeld ateşe tatmin edici bir 'serinlik serpebllir. GasbediJmi"" çiç;_ ne nmiş haklar'nın memleket kanunlar-n-u htmayes!n, de savnnuiacaümı düsünerek süküne t bulmalta çalışır, Karvısmdakinde pismanlk. nr-darnet duvmüarmn helirniğ'ini gördükçe icindeki yırtıcı acı hislerin yerlerini ya\'R<; Y?\'U, af ve mlis:11"'lal il. oııvf!ııı"fl clolrlıırm'l.'5;a başlar, ZRnianla kar-asmdakinin rrünab ım ve hava tı_ nı hRi't'slar, Ferdin kin ve intikam his1er;yle yan' ığı lskenceter, ges'plar, ve katiller: örf ve aO.etlere lsvan, kımunlara savgistzvık. insan l-aldar'n3 bir tecavüz z-ıa; hivet ve karakterini ta,?'dığı için dairna kitlelerin nef-
rgi .co
Yazan;
reti
ile karsilanmış
ww w.o tu
ken
1
ve karşüanma
ktadır,
Kin, ruhu zehirliyen, ruhun isyanını alevliyen, intikam hislerini körükliyen vahşi muhteşem bir his kompleksidir Acı ve ıs tı rap ile yoğurulan, dünya ve Ukba adaletini yeter bulmayan kavruk bir ruhun t.ah., rip kaynağı olan kin; intikam almak şekliyle tezahür eden işkence, isyan, insan öldürmek gibi kanlı, tüyler ürpertici tablolarda, kindar kişiye aşk kadar, şehvet kadar derin bir haz, vahşi bir lezzet vermektedir, Kin ve Intikamın şahlandığı yerde s,evgi, şef. kat, merhamet, insanlık hisleri söner. Ruhun. boşluğunu karma karışık acılar, salvo halinde heyecanlar, karanlık duygular, vahşi hazlar. görünmez kahkahalar doldurur. Karakterinden taşan, engel tarxrnıyan bir lav yığını gibi kişinin bütün benliğini kin ve intikam alevleri kaplam.ştir. İşte akıl ve mantığın, ahlak ve insanlığın, din ve faziletin tecviz etmediği işkence ve cinayetler ruhun kin ve intikam sarhoşluğu ve çılgınIığı içinde işlenir Kin ve intikam kişinin şuur altında cöreklenmiş bir yılan gibi yatar, Sinsi ·ve aç bir kaplan gibi tırsat gözetler, Sönmez ve tükenmez bir ateş yığınıdır o, Küfür ve hiddet onun yalazasına biraz su serper Ruhun yang.nıru yelpazeler, Kin ve in., tikam uyumaz, pusu da yatar, Kin in tikarnı ih tiras beşiğinden kaldırıp sükün ve huzur yatağına yatıracak olan kudret ahlak ve fazilettir, Zulüm ve işkence küçükliığün sembolüdür, Üstün ahlak ve faziletle, iyilik şerefiyle- ruhlarını gelistirenler insan ve
.....•....•.. -~~_.
__
._-_.
-&e-
~$o'.'" ""!lı
.«
.$o
.~
CH> ••
~@;
~ •••
şİİR cevab
Kremlln canavarlarına Yurduma giremezsIn, Irkımı yenemezsin, Mehmetçık !lınırdaylten; ZaferI göreınezsln, Yurduna dalacağım, Lntücam alacağım, Tarihi olmdulcçll; Düşmanın ka.lncuğ ım... MUSTAFA 11r~-<tı~~~
~~
•• ~
~~o(!j>Ei>
-
KAYABElI ~t<
~
••• ~ <$>~
GRKUN
m
ka atil ve akrabalarının o anda veremiyeecği .kadar olur da on veya on beş yıl sonra bir tarla veya muay, yen bir para, verileceği ne söz verilir ve o şekilde an. 'laşma yapılırsa o müddet gelince kaatil veya miras. çıları o ikinci tazminatı da aynen ödemek zorundad.r; lar. Aksi halde karşı taraf kan kütrne hakkına yeni, den kavuşmuş olur. Ruhun derinliklerinde, sönmüş bir avuç kül yığuu gibi sıcaklığını kaybetmiş görünen kin ve intikam duyguları k-vılcım'anıp alevlerırneğe, yılların eri! emediği bir volkan lavı gibi bütün bu aile topluluğunun ruhiarını kasıp kavurma ğa baş-' lar, Kin ve intikam hisleri eskisinden daha korkunç, daha dehşetli, daha desisekar. daha .hilekar ve daha zalirn bir kılığa girmiştir, Kana susarn-s bir ruhun vahşi bir haz yığın: olmusur İşte bu şekilde kan sağlama şartlar:nın ihlal! yüzünden on, on yedi, ve hatta otuz yıl sonra işlenen bir çok cinavetler gördüm ve işittim, Suruçda on yedi yaşında bir delikanlı on yedi y'l sonra kan sa fl ama sart'nı hiçe savarı. baba, sin-n kaatil! köy muhtarım kalabalık pazar yerinde ta, bancavla ö1nürmek sure ttvta yıllarca uvkuda ve pusuda kalan aile kininin intikamını alıyordu.
rgi .co
ye kadar uzanan Anadolunun her bölgesinde yaşayan halkımız arasında kan gütrne yüzünden işlenen cinayetlere sık sık rastlanır , Yalnız Anadoluda değil, Trakyada da ara sıra bu yüzden adam öldürmeler görlilmektedir. Güney-Doğu, Orta..:Doğı.İve Doğu Anadoluda kan gütme davası altında insan ömrüne kı, vislar aklı' selimi durduracak kadar çok, ,vicdanları ti tretecek kadar boldur Bu katillerde karıunlarırmzın cezai müeyyidelerini yeter bulmayan, takdir edilen ceza ile tatmin edilmiyen. vırtıcı haris ruhlar-n kin ve intikam -hisleri roloynamaktadır, B"ir kaatile verilen on sekiz yıllık ağır hapis cezasını ölenin yakınları azımsamakta, acırı-n kararttığı ruhlarını kin ve intikam hisleriyle par'latarak ancak teselli bulmak, tadırlar. Bundan sonra fırsat kollamak, pusu kurmak, kin ve Intikam yangını içinde öcünü almak, kaatilin kanından bir cana kıymak amacı bütün ailenin ruhlarını hırs ve h-rıç ateşiyle tutuşturan bir ç-ra oluyor, Ailenin inanış ve görgüsüne, çevresinin geleneklerine göre' ölenin oğullarından biri, çoğunlukla en yetişkini, baba~'nın intikamını er geç mutlak almak zorundadır. Kan akrtacak, çılgın, vahşi bir zevk içinde o da bir cana kıyeceıctır, Kaatil de, bebeeuııtı öldürüldüğü şe: kil ve şartlar Içinde aynen misillerne öldürülecekIr Mesela,' intikamı alınacak cinayet hangi gün ve saatlerde yapılmış ise o vgürı ve o saatler seçilecek, ilk kurşun veya bıçak yarası babanın neresine rastlamış ise kaatil de 'aynı cinsten bir aletle aynı yerden ilk yarayı almak' suretiyle yokodilccckt ir Ölenin oğlu yoksa bu intikamı babası, kardeşi, ' amcası, dayısı veya kardeş oğulları mutlaka alacaktır. Kaatil fırsat düşüp de bu şekilde öldürülmeden eceli ile ölmüş ise intikam yine yerini bulacakrr Varsa kaatilin oğlu, yoksa en 'yakın kan' hısımı, mesela erkek kardeşi, babası, amcası, amca veya kardeş oğlu öldürülecek ve bu suretle ruhların vahşi ihtirası tatmin edilecektir. Görülüyor ıki kan gütme davası yüzünden bu cinayetler bir Hisıt daire gibi karşılıklı olarak sürüp gitmekte, sayısız ocaklar söndürmektedlr, .Tebevvür. kıskanç, lık, nefis müdafaası, alacak, mal veya can hırsıyla hangişekilde olursa olsun adam öldüren bir fert, yaL n.z kendini değil, bütün bir aile topluluğunu da can kaygusu içine atmış oluyor. Artık o kanı taşıyan aile fer:leri sürekli bir heyecan ve ölüm korkusu içindeelirler. Ne işlerinde sükün, ne de evlerinde huzur var. dır. Evlerinin damı üstüne bir baykuş gibi ölümün kabusu çökmüştür. Uykuda, ve gaflette yakalanarak öldürülmek endişesi hayatı o aileye zindan eder.
ww w.o tu
ken
de
Geçen hafta Blncölds tam otuz yıl önce işlenen ve kan ~a~ıama sartları (verilen tartarun l!eti ahnrnası surr+ivle) sonradan k;ınfil tnrnf'md s n ihıfıl ed Ilr-n es, kI hir cinavcrtn aile torılıllu~ıınd3' dor:ıırdu<!ıı kin ve ın, til'R'"'1 l'i~lf'r;n;n cavz Vf' rf'h~('t kinnp, terf'IJi!':ine sa, hi.t nınıık, nahııs'nm mrımnncıp kundnktn hnı1.lnflrı bu dC'lik?nll otuz yıl sonra h'1ı,"~'nı b+r r-uma zünrı en; sesindr-n fRhnnra skaratc öldüren ka.a ti ll yine bir cuma p'i;nü ak,,".'"'1 li70ri c?~ilp üstünd= jl];: kursunu ensesinden sıkarak öldürmüstü Yakalan-rak cezaevi, ne konan hu delikanlı kaatil avt= r ve ~,,'tli ~nl1arr1an. beri ilk defa rab a t. kendi tabiriyle deliksiz bir uyku uyuduğunu söylemiştir. '
Güney-Doğu, Orta-Doğu ve Doğu AnadolUdaöldü. rülerı mirasçılarına (kan sağlama) adı altında maddi tazminat verilerek bu ölürri çemberinin halkası kıs, men dağrtılabilmektedir. Öldürülenin kan hısımları bir miktar para, tarla, bağ, bahçe, davar, at ve mücevher gibi maddi bir tazrninat alarak kan gütme haklarından feragat etmektedirler, Bu tazminat öle, nin içtimai, oldürenin ve o ailenin maddi kudretiyle müterıasip olarak pazarlıkla, ve anlaşmak suretiyle değerlendirilmektedir. Tazminatı kabul eden rnaktu. lün kan hısırnları artık karşı aileden bir adam öldürmek hakkını kaybetrnişlerdlr. Yalnız bu kan sağlaması anlasmasmın şartlarına her iki taraf aynen riayet etmekle mükellef tir, Faraza istenen tazminat
Görülüyor ki bu kan zütms davası bir milletin fertlerini. aynı sevdan iki ailevi bir-ib'rins düşman etmektedir. Bu kötü görenek ve adet bütün dehşet ve fecaatiyle devam etmektedir. Cehalet. ve Türk aydın. Iarının kayrtsızlrğı bu kötü huyu körük1emektedir. Devlet otoritesi, kanunlarrm-zm cezai müeyyideleri, din ve ahlak umdeleri bu faoralara man] olarnamak; tadrr Yurdumuzun kültür seviyesi biraz daha düsük oları 'GüneY-Dogu, Orta-Do+u ve Doğu Anadolu hailn_ mız arasında hele köylülerde kan gütme davas-na sarı, ki milli bir ülkü imiş gibi önem verenler. ve bu saçma davanın yarattığı düşmanca kin ve intikam his, leriyle biribirinin ocağına tüy dikenler çoktur. Bu kan gütme davasının doymak bilmiyen kin ve intikam duyguları yüzünden bir köy halkının toptan kıl-çtan geçirildiği, kırk elli hanelik bir topluluğun imha edildiği bile vaktdir, gerçektir, Ferdin ve topluluğun iptidaiüğt nisbetinde bu kan davası 'kin ve gay, zm-n intikam şekilleri, pek korkunç ve tiiyler- ürpertici şekillerde tecelli etmek' edir, Kulak, burun, kol, bacak kesilrnek: gözler' oyulrnak: deri yüzü'mek gibi türlü işkencelerle insan ömrürıe son verilmektedir. Yurdumuzun tenevvür etmiş bÖlgelerinde kan gütme yüzünden işlenen cinayetler ava lmtş ise de Orta Ana, doludan dcğuva doğru kan züt-neden ötürü adam öL dürmelerin sayısı yüreklerimizi ya ka cak kadar : çok,
·.12
Memlel,et
Davular ı
:
m
de
üçü
veya büyük çapta bir tepki karşılar, İsyan eder, Eğer ruh içini yakan bu acıyı dışarı taşıramazsa onun derinliklerine gömer Kin ve gayz böyle başlar Intikam hissini böylece kırbaçlar Adaletin hemen te~el1isi' kin ve iritilcam hissiyle yanıp tutuşan ruhları derhal sü, küne te eriştirir. Onun içindir ki suçlular aylar ve yll-· lar geçmeden en kısa zamanda, ·('n Adil sar tlar içinde cezalandu-ilmalrdır Bir ferdi n veya topluluğun hakları bir şahsınveya zümrenin kayu-rlması için ört bas edilmemelidir. Nefislerimize ait haklardan feragat et, rnek suretiyle af ye müsamaha göstermek bir fazilettir. Faks t başkasmin hakkını onun muvafak a tı 2.lmmadan bağışlanıada bulunmak insan haklarına tecavüzdür. Bu .glbi hareketler ruhlarda isyan, kin intikam hislerini uvandmr, O halde çıkarılacak af kanunları da bir fert vev« kitlenin mesru haklar'nı inci tmernelidir Adalet yerinde ve vaktinde dağrtılırsa kin ve intikam hisleri yavaş yavaş söner. Makbulolan milli kin ve milli Intikamdır Bu .sön; memelidir Bir millet tarihini iyi öğrerımeli, düşmanlarırn 'iyi bellerrrshdir Mille'tlerin münasebet ler inde adalet değil kuvvet hakim oluyor. O halde nesillerde bu manevi savaş kudretirıl söndürrnemelidır. Dr, CUMALIOGLU FEHl\fİ
rgi .co
tur, Aydın Türk gençlerine bu halkı aydınlatmak, aziz bir varlık olan insan ömrüne kıyman-a af edilmez .en büyük bir günah olduğunu anlatmak, din ve kamu vicdanının ferdi n bu cins fiil ve hareketlerini daima suçlu tamd-ğrm. Allahın kaatilleri af ve mağfiret etmiyeceğini geri kalmış kafalara öğretmek gibi çetin görevler düşüyor. İslam dini adam öldürmeyi en büyük günahlardan saydığı, affedilemiyecek suçlar gurubuna koyduğu halde, bu kan davası kinini güden halk-m:z Müslüman oldukları, ve Müslürnanlıkla övündükleri halde İslami akideye aykırı hareket etmektedirler. Sebep? Cehalet. Bu şekilde adam öldürmüş kaa tile ve yakınlarına, iı:Müslümanlıkta katil haramdır, siz bu işinasıl caiz görüyorsunuz?" diye sorduğumda aldığım cevaplar, aşağı yukarı şu manada idi: «Bu bir katil·değildir. O bizden bir can öldürdü Biz de onlardan fidye olarak bir adam temizledik. Abrette de bunun soru ve süali yoktur.» Görülüyor ki bu halkımızm din bilgisi de acınacak kadar kıttır. Zaten bu cinayetleri terviç edenler arasında istatistik yaparsanız okur yazar nisbe ti yüzde bulmaz. O halde kültür davası başta geliyor. İnsan ruhunun haksızlığa tahammülü yoktur. Açık bir adaletsizliği, olayın şürnulüne göre küçük
ken
Kô yl iim iiz d e
ww w.o tu
Bil' çok mürrevver geçinenlerimizin ağzında şu na, karat bazı. bazı do'asu: «Kövlümüz cahil; bi rsey bilmez. Kendi kabucuna cek ilmis. dünyadan baberi yok. Bir de kalkar baştrnızdan büyük işlere girişiriz. v.s v.s .. :.> Aklı başında bil' insan bu ları duyar duymaz, köyIlimüzün mü yoksa bu gafı yapanın mı daha cahil olduğunu elbette kavrar.
Şu dünyanın nazik durumunu p:özönüne getirirsek ve bu arada manoviyat meselesinin millet varlığında oynıyacağı rolü düşünürsek, bu s~zü. öne atanlar:n ne maksat gljt'ljğCınü anlamaıda güclük çekrneyiz Hele Allaha şükür ki, bu korkunç kastın arkasin. da gizlenen fecae ti, köylümüzün 58.9; duyusu bir çok. larından daha iyi kavradığı içindir ki bu ve buna benzer bütün yıkıcı hiıcurnlar serner esiz kalmaktadır. Biliyoruz ki nüfusı-muzun % 80 gibi büyük bir çoğunluğu köylüdür Ekseriyeti köylü olmak üzere umum nüfusun 'tc 60-65 gibi bir nisbeti henüz okuma yazma bilmiyor. Lakin bunda kabahat köylumüzün değil, maalesef sandalya düşkünü ve laf ebssl aydınIarırmzrndır. Hem şunu da iyi bilsinler ki; bu okuyup yazma bilmiyerı vatandaşlar, sözde aydınla ı-ırmz , dan yerine göre, bilgi .gör-gü tecrübe ve anlama üzerinde durulması ayrıca mesele olan daima birçok bakımlardan daha tleridedirler İnannuyanlar varsa lütfen zahmet edip gitsin; genç - ihtiyar bir çok köylülerle millet ve memleket davaları üzerinde görüş; sün Vf; ondan sonra bir kanaate varsm, Böyle edilin-
Şuur
ce görülür' ki; o, karacahi dive ğımız adam gorcekte bir imB11Cı. ve büyük bir havat kültürüne sahintü-, Nasrettin Hocs nın en güzc! f'kralaı-i, Karacao~Jan'l1, Yunus Emr snln en nefis şii r; leri onun dilönde, bu milletin en dürüst politikası yine onun zihn+nde en gl\7el şeklini atrnıstır. Siz onun. yan'na vard-rez mı .... gurnru bir vans bıra kıp hiç yliksi"nme(len çeslfl! m2sele'eri vavas yava') ar-rnava bak-rı: serr-a SUSıı!!, o dilediği pihi lWIl\IŞsun. siz dikkatle söylec]il.:)eriııi dinleyir.. - Hele o konuşurken: sözlerinin t?tlI1ığln1, gözlerinin ısl.1 ı<;ıl yamsına. bakmavı arnarı unu-mayın nihayette de kaFaY"ZI elinize davayıp uzun uzun düşünün Ei5:el' o bulustaı-ın güzelriüin; sezehillrsenlz _ (ki azmsdtnce şüphesiz basarrle caktır ı _ Siz bu hallere hayret edecek, gercekten sevinceeksiniz Ey sanatkaı-! Rornarr m, hi kayenl, tiyatro eserini, siirini... velhasıl yazacaklar-nı ve yapacaklar-m sırf kitap çerceveleri ir-inde arama, masa başı yaşarnayı bırak: köye git, köylüyle başba sa kal1111Y1\bak. Böyle edersen, emin ol, coşkun ve bol Ilh=rn k8·:!!ıal.::'arını bir an . önce tam yerinde bulacaks'n. Bu büyük 'TInk milleti sizlerin kendimizi anlatan milli eserlerini bekliyor. Böyle eserlerlc yetişecek nesli bel' bakımdan bir ülküele bir-leştirrnek zorundayız. Bütün idealimiz Tür-klüğü yaşa trnak, Iler-lemek ve yükseltmek tir. Tü rk köylüsü, her zaman, hel' yerde bu asil idealirıi türlü vesilelerle ispat etmiş. ediyor ve edecektir l
_
bo?
vasıf
ıandırdı.,
F.n
I{ARADAVUDOÖL1T
MAHıı,:rtT1.' GÜç
i·
--~~~---~,---~'---~ --~
',.
TÜRKiYEBÜYÜK
MIttEY
MECLISINDEKi TARiHi CELSE
ŞEVKET THOCAN VE ARİF Rİ R
İH A N E T
NİHAT ASYA
S İ S T E !'VI İ OLA N K O i\I ÜN İ Z ıvı E KAR TEDBİR ALINMASINI İSTEDİLER
«;:-",<:,mi~ o lsurı :» di ve btlmek için bu lrn nuuun biran evvel c ık mn sı "artI ı, (;p('jl~n1('sj mil lrt i üz.cr, komünlstmaddcletinin clc:::i~til'ijnKsi l;a);]:.;I1· J\.!)rl~t1rn 1)11 vüz dı-n .. c:aki l nsn r n:İ1 ıiıi\?a:':('i'c:ı:r:nc. lJrı·.;~ leri S~\·iııdirjrt1i. (~~ ~r:::'l:l:1,;::\r nı, ve ı-t e n ı-c.la n blr la ndrğ ı Z".'1ı::n iii;' sözü a 'an Şel,I,,'t ;:tZ tlah~ı .~·p(·d. l':ld:ıı<iul3CE-r bir se .. Mocarı kürsuye gelerek, kornuuis ler.n ırl'ıı·ki.\·eı~("l~l· lral~y..:-~ti \'2 l.u. t~~- l'[ız:~!t ;\',lZ 11~lh:t ~'p('irı:li'f'r ve g"p('cn .. lt'rıi,~ tr.':,lif sn h l hl al'ıc:ul,ı~!al'lmız. 11:8.51 J-:tıı·arla·~ ur: i an l.':J11 1L':ı: 1:; t l-'al'd.ın biriıli: ıııl'~'ı1:ın ULıııLı;,,!'. LU t is. pi·tL~(::l.!I1: lı~l.k:~'n~:a ;~:a.~:.tt V'.:' mr-vı ln n o lo ımn ~.;alıs;)· d['.:~il~ henimizt':!!r: ·JlıiJlı·t;'dir. ğ;n: v.: ii:. s::,,··ly'(!.·e r)(.'!·\:~;·:.;~ca (ç·:.~ını O dl':ıo .••·{·in ,Iiipı:ıye :S;.:-,b·rıı;n:n art'';') c-d:~~'n 1';J;:1:::1-(~1 raa~i.\·c !c ...ini ·fJ{:~~~·I.I:;r,~! ::::~.\:". i: "~. 1'.,';:1. l::·~::\. lı-./·; ~.:~I'.. 1'1, '·.e!.!· .\·:~~;:d~1;1, s:ı~·il.ı ı!ü\t'y.':i~" ..":ı'~:jUjı:.!.t ·Clli]'.·/,;
lı:!::;r.ı:ı.
i·.,tj~~:.,·_~~ i!1:~Y.
,~::,r'-\'.ll~:l r.i~~~j:\·f'i.in ı)ıen~~e::ct:jl i!1~~i'dve
!-;tj!.;:J):li;~li
t!'~·~!;·~)C
~'.;-
1!':·:'·~~4
Ic'J'ı:~(~I~;.ipi'i.·;;;~;.·"ıi:tij':'!::~·..f~1 (.;ll!ILiaı'l .. H~'t l~ill.r
.:\;·Iau r.ı:·;
a:;"unr'ıL'i'
c~:.·,]li (l.:·~··:i:~-':~·.
i....fjr~;~li: rd c ı: L:ı';n:D,
:·::ıly.:~qt:::l;\.
hi/.e
~·:i{Uıı
J·:!ı:'.···d::.n. (1!~ll .•
J
da
li1:::ii
Ji·lı.'.o1 t t'
:l!~ıııj2 \'i('(!~tn!n.J.\
.
Böyle bulunan
bil' mücadelenln. aramızda n t ılca n yp iieri elenı:ınının, \)"'::1'1 ~·:1nII, bir Knra ıl e niz co c uüunun. ha-,b mi llr-t vic.lnru olmak üzere', parti ]>ro~r:ınıııl(1:ın, hükümet p ıo-rrumnrln n, kabine ye meclis arl::l,h~':\I'\ıi(laıı kuvvet Inkiir l(;~bu! (~tnıc::.
aldıi!;ı
Lfı k l n un ntmıvahm Id bu arlca das ım ıza !,;ııı,ı:ıiz cesaret verirken Id. n1irniz (:e «srn np vnnıvorsun ! i{o1':1';11: ci:' r ,. I' :'.':!; 'll.:!:! JiH"\'zıı:ıtlııı ızda cs.ı s l ı vi:' ,c''; F;\~ __Dil;::,:ıtli ol. ilıti. y,11·:1 ol !:) ıli::e tuvslve.ie nle bu lun-
rgi .co
l't'
z uu tdu;" ti:l:~lnl t!.::~vg,: ccle r.» di~.·E:i1 ~.e\·l~:..·t ~\ı(';L:l~1:
D E T~L İ
m
Türkiye Büyük Millet Meclisinde Türk Ceza Kanununun Hl H' JA2 nci
s İD
Ş i
,\';;1':.1
:~(-
)llli~7\17t11
11"0
'Li'->'··" 1::ı1,1',-,(1:, \'fl7.i~'et böyleydi. ':,.{.h:.l' ~:~1h~): v ji~ l~:lı~ıl. h avrr
1'·': ":.::::~: !:~~~:!~!.~·.1!~""11pk('t
m e se le .. Ö~:·lc·h!~' {~:"·".:.i.' i:.i. 1.:."';"')~·11~~7r,yi F: 1 1":' .. :·:'·.~·,~1!: ,~~.. ;~·1. }'.i:ı~!t:\~ (ıe.~·i1. ]~~l(Lı~'~.;(;h"lıı..!·! •..ıs ı. bir ~ll~;,,:I·;·ll.i.:.:~' !:'.~;t';.::~ .. ~':·l-:j::!. l";;·;;l~!:L·:{ 1J z , I·,l i <.i11.; -, ' 1;~;<··'e (:'.- ! '::J.::; ::~1~' \L;~i ltlt·;(·:1:.1ı.'·C', l.u n urı .. L'"lt' ~1i !'~:'l iı i."::;lJ~:t l;il~H:ın C~·! ;:tJ· ~n(~,' n ..... ·:~::ı:;··,d· ."1:1 ~··d: ...;·· 'rd ıı.. i ;: ;;'1 LL;! .• c::t !;:,>,'. ~'ı {:'.l ılır;!:L1ri ::(,:1. 1"::'01':11)11.1.C':ıi~;~ : . ıh-:;!~";t ('.,:f~d d;,.:·i:!li ". ~··.ıi;l :1' jıi ';.j :,,·,,:~· ••.•eJt·J'iJ):;f'rı. 1)11 jj; ..ri .~·:t:\·-~'. ',... "., :. ~ li L~: ':'-: ı : tı: ;.>-, .t . !';·lı:~;r. i-~':llira~ L~~{:.ı H:ı':i1iır ('(iillıÜ:~ I:.. 1..ira~::1i.i.;: ;,,;· •.1~~ nı.ın L~ı::·.ıı·;.;,:~i ~~:_;.:::' :~:>;L tLı". ~ "~::.':. !!~. ~"-:'~;'.'~i~: '::: C'l' ..:'~ 8,c·:.:..'; ~~(~:L ~ tı: ıi:·:·hi·! 1'. i,.··' ..• ·· :...~:.!.':-.:~.. ~ ~.. ~{~)1;).ı':':::I.'~:i;_ r:ı:':;!:('.' ~;':(':-:::~: ...'{" ... :oL ::,:.;' .. bıı I\':1nIıIı1ı C\S::dl'Ct~ vaz l ve tl l.ı-r 1':1, rn- 3 ~~ i~.'t n Li'-:···ıi:l..!~_·:'-~:! U1;:~·;\:.·: •..t:~·,..ı,--:,fı ')('LLLL Iıa , !: ';;~'.-.:' i··.~ c.:·:~.~!.1·_~ ve iL:~~~~3.r lı~.-:;:· i.·~:_~.. ;''!. .... .:::l. ~-.-!.;::.;.t ;·.:-;,_.;:-~e t:.~.. .l:.i:.i "-t.' ~!""j~_~;:~! l':li·~.11r':,~~iJıi lınr.ı u s O.. ;; .•.',., .:.~~'. ;~:·::.C:l"~ll:i.~.~·ttt'~:i. t!.·~a!l~at·.:.!.i;'l~1 i"'aLlı l!i.'i>;::.ı~ l·~iI·~-ı"lt· .• L: :.~·;l:.~: :;'. .ı;..~i i.ı:~ı:irJ:-.! ıucsrıe tslz I::"-: r .'::·l).i~Ll!~;.t~!.·. r..;:n!:'l-lı~H I.ıi.!,!""j!1e 1~a;:1(-~I~.::Lı·. 1~:l:.~;~~l:: ;:~-,,~l! lle·,lt:~ ;':1 :';1 ',,~~··ie f~ıı'3(o'~r;:·::·.:[~:··~,\'v-.~~:!:·}~.·.~': (l~ır:.e::~·.·ri't'1:c~'!i"'1i~ett!l'.l!di.:.:l. ;::i:}i !'::'j. :r~Pd·:a:. r1't'!··i. I·:rn.-ı-;is'-on i.-.!,Ufln-. ıucn l!a~;:di :--;Ül't'lını :..Lı i; l~~liı~~ıh!11.:·U, hi'dhn h"t. (1€-.(1" .. ;:~',>[:..~~(j' t::.:J~·:.s:n\1a (1:1. ~·e.. \"üi~.ldil'. , . O clevıIn !)i~' rJ.1:.nl'if :ı..'.1an11 r:ı.;.!'~C1i1cı..:.:.; :.~~i~i.:::~· ..ı.. ".: ~..·:'.;.~ıhı ~<;:i';~{1i'lnıer..-:el b,:!' l~Ç··~!~il~'::::nı 1~Ul":ı!.1a~:1 ~::riJl ha1:.~:f<JıTL· b~.':'.~~:..":':·!. ('~ı:'~!':~l} ;·\1~Lrıı;".'. :Jladl'\~.I·:.ct etn1İ:::,i':'ı·. :ı ~;:~ı:,!".,:\n:)a":,,ü:,!:i (~i...Jl::'':l e:.;~~; ::«::i.ı~Jc t)J(~ü~:ı(:.:1;";1 L.:i,"*:"=.i.'::'l.!.' J:,i .:d.HI ~l(l:ı.~n.~efh:ln da .. ~~.i ',!~ı' 'r,lL'\ zH!;tı',n si"ı. ~·:·i_;tEl'..ii1::,~j ;:Ü ... };n iiit·~::·.ıı.;.~~-Li·~ı]·:i:~rili(tıl1 do layı h l t:·;;:, ~'!~ı ;'{ ı~-(.:ı:tl.e·li~·el'~;{.Y('l.::l~i.\·!o:ı zi.·;f!\.len L0,:1~ii.!;.;..:.i'!·~: La.:::·:;, t~~:.:·:t\.::tl,: da 'tebl'lk cnu d:ıh; ~lJH.t~I':)l:: bi! i~i ~:~l!~:'tbiidL'~,.h~;:~~\l'i1:.:tl cl!;ı lı::)nüs:\-onn t~~:oi~'lcrln '..~t t~·~ti:Je1! SGll::~\Y;1 1(:\1Ct·~e!}1~2·-(:I'L'·~·Il:12 E3Pf ('(!İ::ü.i'UlJ.1, /~_··.:l~ı:.~:_ .. Ş~'J'jj! !ı:'.H·!~~l7.İl~.::1:nı:ı:.Ü111 11l:;'.=;~>i.ll.ı~t.\l'i-:tıı;:;·uni b_:~:1n:i ~.:t.,;l;jl. <:1~onı !·I.n~7:n1:) l,:e lh11esi,ni telaffuz. ye nıf..':;;!l!.::~!Ur .. Bn ~.~f: o 1~1:!~ll'iI ~~I.Lı. T~l:~ ..~~:i.;::::u·~·:~:.t1.: ..~. I~l."8.~(;t Diy.:ııılP1H'.n. :,-·~ı;~~n:l..~~ js{'ro dJ.'::'l.l).i :l:1~~li~!~U1115 ce2~ll'[·tllü Ş~\'l~tt l~IJcan ye ftl'l\:atlaş .. n'n llil.:J;:ıt;n~ ı:el;:meseycll.J;: Ul! i:; c:t. la:~::.:.:.-ntc':i;f J'lı~tlli. f':;'··,·~tel'eb.ilnıiş. Olal!Llz. ~'1td\.(·J;11uel l.J.iliyol'dn. L~LL :ef. lı:l c~t i~::tt.:il~c{;cl:U .. ı-crni.1:!('1'~l1i teb!'i1\. eılerinı. o a(!:iıu:ıı s:d:el'f:. suç orta;:;·! lle;;;i]' S'c\'Let -=-·.1,:·(~:11l ~1'~~~.r1:! ~ıın:2:1;ı di .. 1.'1,1 ''-C 1·1.2 inci maddelerin tadı. suç :iıııil'iycU. f.::~r~&.lr;,:~ül:ı:)~:"ıı·a ait ı·1..1 inc1 Ye ı·ıı li~'le neleri !;i:ııJel'i isti]ırhf ettı. Bu s~.ı:a't;aC,II.P. li1cr STa l;:apakiııe1 }'11~h:dc\ei't i1;.!·i~e!HU.1'~11 tt.::li:ı:nn ~İnıiz hepİnıizIn ın~t~tt1nl1 i1~en ({ı~o.. la.r~nı \'uı·srai-\. ve tcp;~ı':l'el~ g(;l'ü.:.ti..L t.ttilden öııce ıle ıı~un ılıüıL~et. lıir ,'e <:],omünlsh I~eliıııelerı~.'2 ba:';lad:~l:1l"' I-Iatibiı: sust!.il'ı_~~ıy~·~Sl mı:ııizr:,.' (2ı-:nıeeedt: ı..i!ltli 1.:rLl1l1!.':\ oli.lıı.:~·ı!nl1 D1 L::tenicJeri üze:rli1c ..'\.l"if r'Tiba~ nı m:ı(ldclude dile almanı:ı!. nedır? dUyÜtllU. Bii haoer yanlli ü~':'::'i~s~ As'.a: clhüı s(i:delmeı1iniz 1:·u1ı~~;~ı l~orl(ll.\·Ol' 111U\'UZ'? blı~ıiJl de .. yanlış l/!J:ıl:lSllll tenıcııııl ctlel'~nt .. Zlt;rr:ı,ilmer,ıesi sebı'p]erI al':ısında s~.vJe tn:ılyecelı: 111it·U11z':;) (~e:·\j. ıst~l';IH Li 1·l:'!...n\eCt~:;'İ l\.i~it1(:.':lp !ln:ıh!;omı;ııizl;ıill, si.ı':ısi ye felsefi E.;r k!:::n1! T.) P nıiLc '.:~:.::~.~C'~';:~:.!1 tan Cl'bi ne I~()y:ıral, ;:·;d~1t a;';,;ad:ı'~ tt:'...J~,:'_n= ra:ıu1~:'~2.r':·'a :·'"i;:':l)f··ı C II fpriın !ıitiiıı" ~:·ı,'iıii. Haksızlıl; esasına s:'HLecl' büylt· ıılj'I;lili1 Lıil' t·::.:!;li 1:'1 P':'L::riJi:el'ln J':c-l.:ı~i :;::._I);1.:~·.n c:_~~':j~I~:: .. ıi:ıya Illl1obın:ı l'a;;ıneıı lıukuk terimi 111ull:11:L:.: (1:(1: ' •.:1' :.1.' \-~ bir L:l!:~'iıın_ de s,ıyılahilir _ ;Lı il!i:!: L:''li, L,t! (\,'nle de\'a lJlıLılmı Cl! ilıUIi~;inıi.\·f('!hareket ('11)li~ o!sıın, di::e ;':·t-tirtH ... Sizi de. Tullaf tesadlif: «Orman» ın tarH Aı·k\lı;ı~!a·,·ıın, ~i':ııl:e yol, J;j bL! niz dC\'ayı ~~(;il~tii·c1i!;:. D:ıh:ı çal\: eelileıneıııesi de orman kanununun meınlclı:et bir l.~onıi·tııjl..n)i hiii1:lye (1 •• ~:ecil;til'il'sel; millet ı;al')ur lıizl .. On. g'ecll;me sebeplerinden bIri olmuştur, denler, l,:onüüı;.Zl,ıC' ~·i'ıı:YCl·'~IlI?i', 1:0. ları ('arııti:;! giIJi. O halde megelti ben de bır kanunun münizını ş:m:ıı-f~ın;:ıl' Ye en lufif t:ı. Eye t aziz arlwda~ı::ı rıl11, o deylr ~ecıımı'esinl Istersem orta~'a bir tauidyle I~onıi'iııizme ~ii2: yıım:ıııhr öyleydi, Gelelim Ull dene: rif nıesele5! ç:!,arırıll1; ArIstocular UCYl'l g-ecirnıit:;tlr. I~onıLlllli:rne 1:ı1::",·. EL: ~inı(!i~q~ ı"lCLır l:omiil1izmı~ IıaILa aladıırsuıı. ml·:car1eleYi şalısi te;;ebiıli"lerı', şahsi itllsr, milliyelçiye m:ılıl;erile!er denl, Bıınunla ueraber «komlinizım> kc. Falcat lJiı'uü'imİ;[e bıll' ınanasi;l'le cesaretlere UIl'ulÜılr. Hme6iIlin tarife Bı~mamaBı, madden1·~ı. (,~H>rı·;~at'J:!l~z.:·n
irf:ııı
0'~"~'
:i
lo;::1
o.
:::~
l:
>"ıi'
i'.l:"ı;!:,,ii
de
••
1!:1"'~ !':.:1 .• !'-"\
ken
(.
ww w.o tu
gr:;~~\.~:~;.~i' ~;:;~~ ~::'i~~2y a~i~~~:l}I~;;~Sii::~~
~);!:~'i;~::;ı~;:~~ ı,::;:~~~~:~;1~~~,
~';:;;l)
~::L~:~ ;~'1:~;~:~~;,~:;;; 'c;:;~;~~'ct:ı,~ı;,:~ ~.~~;
::;iL~:';:::l,:;j',l1 ı:;~~~,;
0
ye
bıı~ün,
14
lıyoruz?
..
Idam I!ömleın. maddedeld rtı-ler için biçilmiş kartandır
müker.
1\1111 etln rnnlcuddr-ra.t-ru :tlilkadar Isle rde bu ceslt adli oörncrtttkyeri volctur. Adalet telalddsı,
eden lerin ölüm
cezasına
deı:;-ıı, buna mürıldır. bır maddeyle «İwmUnlstlerin canına Icıvmak memnudur» demediğ"! lcalrnıs. Bar! onu da devlverseydl.
Kanunun
iltica
etsin-
Koreds oğlunu komünist kurşunile şehit vermiş bir adamın vicdanını bir yerli komünis te verilen hapis ce. zası tatmin etmez. Zaten komünistler bizim her Zı1fımızı istismar ederler, prensipleri budur, Ölüm cezası hususunda da merhametimizi istismar ederek lcen, dilerini ölümden kurtarmış oluyorlar, Kalemlzl içerden fethetmek Istivenlertn suçu, dısardan fethetmek istiyenlerinkinden küçük olarak mütülea buyururuyor.
Mulı tcr ern Ada-
husust
Yalnız dış ecmivett deiW. hapishanenin Iç cemiyetini de bu adarrılnr ın şerr-inden Imrtarmanın bır tek çaresi vardır: Sehpa,., Yahut Iki çaresi vardır: Sehpa ve kurşun, Gençlik ve halk, mtttng lerde «Komürüstler-o ölüm» levhalirı tas.dı. Onları yalancı cıkarmaya kimsenin hakkı voktur, Gen(;lik bunun böyle olaca.ğtnı bilsevdl «komUnlstlere nerhlz, Icomü, nistlere dlye t, komünlsttere göz hapsl» derdi, Onlarm -hükmünü bır g-ençlik romantizm! saymav a hakkımız yoktur. Ko rede komünlstiere ölüm, mernIeket te Icomünlst.lere haDIS,., ne illa memleket l Ba.slca yerlerde tnklbe t!ğrıyan komünıstıer, <ıaıtl.ıınm kur-
Komünistler nasıl adarnlaı-dıj-, bildiğim kadar anlatayım: Ben onların köylere eldpler ~öndererek adlar ına «avcı ekipleri» de. dilderini bilirim. Neyi, kimi avlıyacaklardı? Türk köylüsünü ! Ben onların bir vilayet merkezinde en güzel binanın önUnden /{eçerken «işte bizim müstakbel merkez binası» dedilderini bilirim, Ben onların Stalin'in öldiiğii şayiası cılüıı:;rı günlerde adeta matem tuttuklarını. ağularını breaklar açmadığuu bt.Irtm, , Ben onların Bulgurtatan demir perde ar kas.na girdii?,i, ~'iinl Rusya. nın batı Iıudutlarımıza da dayandığı zaman bayram yatrtrklar mı, ağ'ızlarının kulaklarına var-durını bilirim. Ben onların, Ukrayna'da Isyan çıhtığ'ı haberi karşısında slnlrlendtk; lerini, bu haberi «olamaz» sözlvle ve şlddet le reddetttklertnl bilirim .•. Ni. hayet münakaşanm mukabil delille. riyle gu;<,'a Irısafa gelerek, olabilmesi ihtimalini lütfen kabul etmişler ve «olabilir, bizde de Şeyh Said isyanı olmadı mı?» diyerek neleri nelerle mulcavese etmişlerdIr, Ben onların, kerıdllertvle meşgul olan .blrtne haber gönderip:
m
let Konıisyonunun çok merhametli bir saatine rastlamış olacak., Hükümetin de öyle, Zaten Imkarı olsa da şimdiye kadar bırkaç kızıl sa.llund ırrlsuvdı kızıllar bu kadar sımarmazdr, Milletin, hiç değilse sembolik olarak. iki kom ün isti asılmış görmeı" hukloydı. Bu biçarelerden birini olsun asılmış görmeden gidersem benim de gözüm arkada kalrr. Onlar-ın neler ettiii·ini, neler' etmek Istedi~aı bilen bilir. Ld am, yalnız bir devletin devlet. liği değil, aynı zamanda bir milletin milletıij{inl devirmek ma.lcsudivle pusuda beldiyenler için dei1;ilse idmin Içindir? Hapis cezası vereceğlz.. Hapiste lcus besltveceöfz •. Ne /{iizel! Demir perde memleketlerinde yal. nız milliyetçinin cezası değ"il, «ben komlntorrrıun. ben Rusyanın düşün. dü~ünden başka, türıu ve müsta.kll bır komünizm düsünüvorum.s diyebilerıln de cezası ötümôür. Şayet bu, nu diyebilecek biri ·çılmrsa, .. Biz Ise burada komüntsulere. an. calc, disiplin cezası veriyoruz, «dokunmayın kızılcıklarıma» diyoruz, Komiinistler hükümete de, adalet komisyonuna da teşekkür etseler yer ldir. Hukukçu arımdaşlarm ve Adalet - Ronlisyonunun buna vel'ece~i cevabı biliyorum: «Bu ceza farlu o merrılelcet.Ie bu memleket aı-nsındakl hukule unlavısı f'ar kmdan do{:·:u» diyeceklerdir. «Orada Iıukuk olmama., smdan, burda hulculc b ul unrnasnrnlnrı gelirıı dıvecelde.rdtr Evet .. , do:;rudıır, l"aiwt mülctlnln millet olmak vnsrflur ına kasdcden, hudut kapılarını kimlere ve nasıl uçmnk istedikleri safdlllenlen başka herkestrı malumu olan bıı suç snhlp, Iertntnldnderı daha büyük bil' suç v~rsa lütfen ~österip 1 Anarşizm bunun -·~'1ll1da romantile ka.lır. feerik kahr. Nlhlizm bunun yanında Iel sef i lca.lrr Kornünlzm ise tehlikelerden en pratiğ"I ve en ak tüe!idir .. Lp Ister ip,., RastamoIlu kerıdi rl ister.
ww w.o tu
Teklif ve tasarı o ı;ıeld:de g-ellyor kl lcomünlzm suçunun cezası _ az da olsa. cok da olsa _ hapisten Ibaret: KomUnizme 'ölüm 'eezasrnı hlcbır htLlü kardıı vermemelde, bunu ancak baska suolrı rl a. bilhassa aslcer'i suclarla ihti1ilt haline b'ral,mış oluvoı-uz, Komlinistin komünizmtIen ibaret kalacalc sucunda hlu-rlvet teminabnı kısıvor. havat teminatını Ise cömertçe vermis olnvoruz.
Türkiyeye
rgi .co
*** Mocan'm da işaret ettiği gibi ge. rek tasarının, gerek komisyon tekllfinln metninde «ölüm» ve «Idam» keltmeler lnln telaffuz edilmemesine de azami Itina gösterilmiş" «Hapis» denmis. Bu kadar beklemelr bunun ıçın miydi? Daü, doğ'ura doi5;ura fare mı doi5;uracaktı? Su memlekette Idam cezası madem id ·vard'r, sorarım: İdamı kime sa.k-
için
de
ler,
tarmak ler (!)
ken
lerde kelime halinde zikredtlmeme sine değtl, zlkredllrneslna sebep ola. blür, Zikredilmemesinin Iklnci sebebi, gerekçede de sdylerıdlğt gibi, cezaların anarstst lere, nihllistlere ve her ~eşlt nlzam kasrt.larma şamil olması düşüncesidl r. Bunu kabul ederim, Fakat uzak ih timaller ' ister nlhilizm, ister anarşizm olsun: kornünlzm buzünün had meselesldir, Acil bir neşter müdahalesi Ister, liomünizm kelimesini telaffuzdan çekinmiş olma zehabı uyaudırmaktan da maddeler! tenzih etmek isterim, «Irk» kelimesiyle ırkçılık ztkredllmiş de onun yanında komünlzm z ikredllmemıs. Buna, adeta, haksızlık derler." Belki de daha eok şey der-
. BenIm en bii:;iilc sucn en büyük . ceza Yı valo strrmarnı. kimsenin gayrı tabi! gÖl'ece~lni zann e tmem Tekrar ederim: ölüm cezaama Iht.ivue va.rdır,
- Bizimle çok ui:'Taşma .. Rus ~el. diğ! zaman Ipinl Ilk cekeceğlmız sensin, Dedlklertiıl bilirim, Onlar bize böyle muamele yaparlar, onlar düşmanı ve ·Istilil.yı böyle beklerler de biz onlara. ölüm cezasını çok görürüz .. Ne kadar yufka yürelrli Insantarmısız l I\dalet Homlsyonurıu da, hükümetL de onlara ölürnU cok görmekten tenzih etmek isterim... Öiüm tedbtrtnı kabul buyurmaları sar-tlyle
*** Maddelerde de dildcate ntmmamış, u"Iki aklaA"elmemiş bazı eksttcler giJrdüm. Yanılıyorsam mosele yok, tur, Fakat alcsi takdirde mesel e var. dır Bunları da söylemeye mecburum. ~lal{'ım maksat.Iarla cemiyet kuranlar ve Idare edenlerle bu cemiyet e girenler icin hülcüm var. Oemlye te Imydedilmelcsizln fakat bilerek devam e(Jen~er Için ayrı hüküm vok, Bu, colc hile /{ötüriir. «(Giren» keli. mesi de «kavdedilen» m:1nas:nadır; bilerck devam edenler, ancak. nronagandaları görüldÜltü zaman, hüldim p-1vebllecelcler, akst takdirde kurt.uıncaldar .. , Bu da dlltka te alrnrnnl tdrr, Suc. hükümetle ilglll müesseselerde, okulturda. lsc! ve /{ençlik tesekIcüllertnde şiddet sebebi oluyor; fakat bunların haricinde kanununa g-öre lcurulmus baska dernek. cemiyet ve benzerlerine hulül ederek bunları gaye:erinc iUet etmeleri dlldcate almmarms Bu, propaganda bendlne ı.,rjrdiiU için şiddet sebebi olmuyor • Mühlmdf r ve şiddet sebebi olmalıdır. Ayrıca «vaz.lfestrıl veya. mesleldn! komiinizmtelldn KlJ:opı>gan<İaIıUlU
ve
ORKUN
decektır Onlar mevcut bır futbol klübünü, bır hayır cerniyet.lnl. bir Krztlnvı ı:-ayelerine tevclh etmek volunu tut. maya tesebbüs ederler. etmişlerdir, edebileceklerdtr, Bu. neden şıddet sebebl-nayumıyorda. sadece, umumi propaganda nükümlertne giriyor? Bence büvük bir elestk .... Hatta büyük bir hata.
***
KomUnizme çıkan,nizam vıkmaya. nizarn değiştirmeye çıkan fikirleri övmek suç ... Fakat milli fikirle~ ri tukbih etmek, cürütmeye matuf sözler sö~'lemek suc değil,.. Mukaddesat LLeIstlhza etmek suç değil. - Hukukçu arkadaşlar. bunların. ce~ za kanununun başka maddelerinde yeri olduğunu söyllyecelder ... Fakat bunların komünizm kasdlvte yapıla. cak olanları buraya ayrıca ~irmeli. dir .. Ve komünizmin yollarından bi-risl, büyük binayı buraln.rından yık-
maya koyulmaktrr.
***
Telkin bahsini açmışken bir mühim sahaya gece;yim: Melrteplerde komünizm nasıl ya-pılır? Talebeye nasıl tesir yapılır? Bunu anlatmaya çalışayım. Birçok !'jeldlle:rden biri de şudur arl{adaşla. rım: - Mesela dört beş komünlst birbiri. nı bulmuştur, Bır gizli teSiiliatın adamı oldukları tesbit edilmemiştir. Veyahuf haktka ten bir teşldlat mensubu değillerdIr. Sadece birbirlerinI
bulmuşlar ve elbet tunrrnrşlardrr,
ww w.o tu
Nlzarrıa, sınıftura vesnlreye ilişrnek suçla.rr., , Kanun bunu dedikten sonra komUnistler bu mevzutara do~l"udan doğrp~", ill<ımiyeeeklerdlr; hatta cemiyet kurmıyacaklar.dır. Nizama Illsrnlyecelcler amma me••elü, Kore'ye asker göndermemiz ale;y'hindebulunacaldardır. Bir fikir olarııli bunu söylemek, müdaran etmek suç değildir. Bunu ıvı niyetle söylemek mümkün olduğu gibi iyi niyet perdesi altında söylemek de vardır. Böyle bir filil'in işlenmesi, memlekete yayılması, .kadınlara ,,;liW rularmızı Kore've kurban görıderlyor la'r» denmesi nereye çıkar? Koınünlzmi yaymp''lcaklar.. Fakat komünizmln çok Işlrıe gelen bir prona=anda vapmıs olacalclard ır. Böyle sevler yapılmıştır, ar kadaştarrm, ve yapılacaktar, Nizarnı değiştirmeye teşebbüs et. miyecelrler, tesebuüs etmez görünecekler .. Fakat, mesela, Artanttk paktına e-irmemiz aleyhinde bulurıacakIar., Yahut daha basttl, Atlantlk palctr aleyhinde lcorıusacakla.r •. Öyie bır aleylıte bulurıuş ki fikir hür , rlyet! olan bir yerde bu. bır fikrin müdafuasıdrr,', olabilir.. fakat bu fikrin yayıldurmı düşünün. Bu da .komünizm propagandası değ"lldir. Fa. kut komünlstm arayıp da bulamadı. ğı seydir. Nizama dokurımıyacakhrr ama. faırazil,. «bizim ıçın en valcırı ve en tabH müttefik AmerIIm değıı, Rusyadır) dlvecekler, Bu da bır fikirdir ve kornünlzrn değ"lldlr. Fakat ijylesine bır flldr Id «Icomünlzrn» demeden knmünlzmln ekmeğine yağ; sürer ve
Kanunda kornünlzrnlrı en hafU şelcli propaganda ve övmedir .. Propaganda ve övmeye bile sığmıyan bu yolu ihtiyar edecekleri tabltdir, Ve bunlar propagandadan hiç te aşağı. Imlmaz, OIlU çok geçer.
ıUJ.wr.
lu
O kadar kurnazca hareket bu uareıcet.erin hiç birille
ederle!'
<üwmÜa nlzuı» ueıueye uıniuuz vurnıaz, FaIcat bunları yekün ettiniz mi ii.Ol..ııü~ rıizrnin ta kendlsl olur .. e~er yeıcün
m
Cernlyet.l»
termiş gibi hareket eder. lıakat dI~ ni vurur. Dordüneiısü de, beşincisi de sahalarında bu minval üzere hareket eder. O kadar ki bunların herblrtnl aYrı ayrı ele alırsanız hiçbirine «komünlst» ve hiçbirinin hareketine «komunlzrn» diyebltmemlze ımkan yoktur. Mesela allede laübalillk havasr es. tireni olan .. mümkündür, bu adam ın aile Iıukk.nda sizinkinden başka tür; lü ve daha g-eni;; tetükkllert olabilir, Bu iyi niyete de verüebldr ı.:örÜJıür. ilini e.e uıulım: bu adamın ilin anIayış; sızuıkuıueu tarh!! oıauı.ır .. l:SuDUı! ıeıu ona «l,uıııw.ıisl» dı.yeuıczsi. uız, i.• atta her ilinsiz komi!nist (le-
etmek Imkanını bulursanız •.. Ayrı karakter, ayrı tesır.er: müşterek muııutapıarı üzerinde mükernnıelen uLrıe1iır•• e sız ihlllUll ıat"lÜua varuıcaya hatlar Iş işten geçmiş bulunur. Isu yapılan, propaganda mıdır. ben. ce propaganda. demek mumıcun olma; dığı için Kanundaki maddeye girmez. Bu Iıareketıertn adına «Komuııizm pr opag'andusı» derıeruez, faimt «KO· münizme çıkan telkinler» denebilir, Bu sebepledir ki Iranunu «l.omunizm telkini» veya daha doğrusu «komünızme giden telkin» gibi bir tabirin, mut.aka konması ıüzımdır ..
rgi .co
Mücadeıe
idare heyetine, Icnr-nazoa tertipIerıe, bir komünistin de girdipni gör. düm. Malesadı neydi; ne işi vardı orda; !wmünistlerle mücadele mi e'
de
«Hornünizrnle nin
nizarn bozmaya, nlzarn değiştirıne3-'e toşebbüs mahlyet.i yok .. Fakat ondan da beter. Buna benzer fikirleri yekün ederek bunlar memleket Iein mülkiyete, sınıfla.ra vesatreye Illsmekten eok daha büyük çapıyla komluforma yar. dım etmek olur. Bunlar ihtil:1t ifade eden şeylerdir amma, kanunun gözünden kuctığı da aslkard.r. Bunla r «komünizm propagundası» tubir-lvle ifade edilemez; ancak «komünizm! sevindirecek tel. kinler) yahut da «düşmuna yarıyacak telaliidier vefetklnıer» selelinde ifade edilebilir. İşte «yaş kuru» meselesi burada vardır. Bunları suç saymakta kurunun yanında yaş ta yunabf llr , Fakat vası ~ial{mıyalım diye kuruyu da kOa rumuş gibi oluyoruz. Komünistlerin bu yollardan azami istifade edeceğine emlnlm,
ken
Alet etmek» gibi şümullü bir şiddet sebebi de konmalrdır • Bir vidlyet merkeztnde kuruları
Birbirleriı:ı.i bulma, cemiyet demek değildir. Hüknmetin tasarısında «bir. leşmes kelimesi. bence, bu hali «ce. miyet» Iceltmeslnden daha iyi ifade eder .. Ama bu, tam manastvte birleşme de değildir. Ancak bunlar, hlr müessesede tesadiifen butuşmak fır. satını kaçırmazlar. Bu dört beş kişi. kimsenin Iwla;<>' kolay farkına varamıvacagı "ekilde, Iş böll1mü yaparlar .. Id buna lcuuunen «blr-Iesme» demek bile zordur, Evet ... düsünür ler : kornünlzın neleri çürütmek, neler! söküp atmak Ister: mültcıvctl, geleneği, milli duyguvu, dini aileyi v.s, yi. Bunlardan
bid
çocuk!arda
vevo
muhitte vovahut; her ildsinde mültd , vet duygusunu za vıfta.trnavı lızerlrıe alır. lHülldyet mefhumuıııla -ceza maddelerine tekabül etrnlyecek şeIdlde bir nevi ıai.ibalili!c havası estlrlr .. Ve bu zor bir 1'1 dl)ğ-IlÔlr. İkincisi aile telükkistnde bir balfllk estirir, öteldnin sahaama
mül{a.
rrşmaz, Vçlincüsti aynı şevl dlzıdo yapar._ O kadar güzel yapar ki adeta - cocuklanı laylldık ruhunu aşılamak perdesirılrı altında saklamr. Dlrıl de. ğU, ıwftilhitt. yobal'.lığı eürütmek is-
Maa r lfl bu kadar yakından ilgilendiren bu tasarının ve tekllf.er'In miHi ei{itim komisyonundan geçiril. memlş olmasına hayret ederim. Bunu «Icast» keıımesl.e ifade etmed.igl. me şüaretstmer, Bilmem ıd, kouuşu lduğu komisyonlar hiç değuse ItHili Bg-ıtimin bir mümessitlrıl OLsun dinlediler mi? Bununla beraber tasarıııın lVUlU Eğitim komisyonuna sevki şeklinde bir teldlf yapmıyorum., İşi geclktirtrsem geclktirenlerln BUÇUıııL. ben de iştirak etm.!ş olurum. Meselevi şu. racıkta, celseler arasında hallctme; yi tercih ederim. «Telkin» kelimes! maddelere mutIaka girmelidir. Aksi takdirde maarif alanında komüntzmt önlemek Imkünlar-ı ımüevvidestz Icalu-, Ve her bakan aynı derecede cesaretll çıkmaz. «Telldn» kellmestnj arkadaşlar h nIcuk terImi değ"lIdlr diye - reddedebllirler. Eğer öyleyse «Telkin» kellme , sini hukuk terImi yapmak serert de bize alt olsun ve bunda şu ikiz arkadaşrmzrn da hissesi bulunsun Gerek maarlfte. gerek matb~atta çok mühim bir nokta daha var- Bu millete hizmet edenleri çürüt~ek, Şinasl'nIn bütün bir şa.hslvetlnl bırakıp bir tek mıaraını bu1ıu'til&"
16 :
rnek.
Komiinizme kesin malumu evvelki
karşı
olan
açtığ'ı herbirinci yirmi ~'IJ gaza
mcktubivle
Iı ükümle
r ek c:iiriitmel': .. Ye böylece çüi'i'ıtme~'oii~'le ko munlz.ıne edecek neşr lya t yapmak ..
nd ire-
şahsiyet lı Izm et,
Şu kanunu teklif eden a ılcadn şa «bu iş için liaç dula r aıdnı' » demek Kauuntla bu gizii hare ice t ic ıe, li:ır. ŞI duracak bir tedbir görmed im.
Zaten
komünlstlerm
«Aıt ın
Zin;
Kıymet le ı-l «Altm Zincir» kitabı. nın metoularıvla ele almayı onüvecek matbunt ve maarif t crlblrlerhljr, Aksl t akdir de kanunuuumug el,sil; lcalacal.tır Söz iunü blttrmeden kanunda e!,s!l; g örduğiim noktalar: hulüsa edeyim, Belki hulcukcu arl;::ıdaşlardaıı fikrime Iltlhak ,eden "bulunur da bunları matldeler arasına srluştumaktu bana vardım eder: 1- Maddele rde komünizm açıkça ztkredtlsln, 2 - Cemiyete ka ydedl lme diğt hal. de cemi:- ct nı udu vimi olanla rayl'ı bir ben t t eşlcll etsin. :3 - Tena ıiıaksutla cemiyet kur. marl ığ ı Jıaldei~antlna göre lcur ulmuş buşku ,ceıni~'etjeri kendi muz ır fikri. ne alet etmek t e şebuüs veyn fiili, fiillere alet etmek aleli tlak, şiddet sebebi olsun . ,',
YENİ ESERLER: OL G';O?.L\T:?
'L2z~,n: ç h',icı o;;;'! u Hlkmc t !1H!!YPil. ZO~lg'_:'L~a:\: I":G:,:'lL!~;z~-iı,e :'.1u. .cade ıe Lıerrıeğ i yHYjj~~a~'~i1:,:iı.j:,. 21 ·s':::.:ıa~~:( ,b.'oj'ul', LL~' santarı " ı\GJ~ı'!..."ü~..)·t Ol!;-.-.s.::'~ı' "s~,,'j,: €.c1~:iı r;.;;'~i \'0 :,';)';.:';'ı;:::.} sebepleı-in ir.ce 've tS2.siı tır t2~~~:ii k,~:t2~':kc.r b: (;,,:i.',~ rün hacmi iç.ne csı}::ştırıiı;;;:L~·.E~,ıl.ll tr!::i.ic1~~:ıı1'3 eh~mm;.\'E;tle tavsive edeı-iz F;Y2,tı: 23 kuruş, ORKUN'da bulunur. ':":'"
«Müsuade
ederseniz ben anladrüım c(leyinı.» demiş vatısurıcı k cnusmasuıa devamla sözlerini «Halk l-;ıI'lı,ik1'iıı l\ll'cliste si,ya~i vuzifelertni serdi c gö rmeterlıü temennı ederim:» Giyerek söz.crirıi bi ti rrrus dr , giiıi
ihtle
l"VRD vCrrL"~A: 40 sayfalık ,şiir kitabı: ORE:~;~} ca da Şıtı1(:l'~ni f.~~'J;";~LJl1üz. ülküdaşım.z Mustafa i'ı.i;L Aıık ıAr:l:_02anrın ülkü ve kahramanlık kCı;'I~;,~:.!.-_l!ı!~l 24 ~~:.i. ini 1(;p~uyor. Şinlerin birçoğu şim'C:' ~,l;:,~"al' La~l:a bir YCi'ı1eçıJ.:mamış olanlar, Bir 'hu. su_< et ı (;e 'lOl"ıl'kçcr;:n p:i: geniş 'şekilde bilinmiyerı ba, zı 2;c:z21si.izk:r:i1:n !?:irlerd2 kullan.lması ve bunlarin anls m.arın.n notlarla belirtilmesi, Fiyatı 75 .kurus. "G~'i':en :C~~sııne\'i, Ceyh an.
de
E.U?lh': 1';ıSİ
Bu esaslı konuşmadan sonra mü, zakerelere devarn edilmiş ve, sonun. da Başbakan söz alarak «Biraz evvel arkaüaşmuz Arif Nihat Asyanın söz. leri C.H.P, lüertn .darrlmalarrna se- , lıep oldu. Sonrallan Arif Nihat Asya sözlerini g'f'ri ıiıiiig-ını ifade ettlIer,» dedi. Arif Nihat Asya «Sözle. rimi geri almadım Şahıs söyleme. dim, dedlm,» diye müdahale etti. Bunun üzerine Adnan MEnderes gözlerini süzerek Arif Nihat Asyaya bak,', miş ve:
1IEI-li\lLT.
Ei\ Iİ i"':
ww w.o tu
ken
N iÇİN
T'eıt lpli ye.n : (. ııts:iv;;'lu
YUr:ı:'AEl.;L ~~ı:jt.~et
\'J:": E;,.i:1ELEP.l:
~~1l~~';1!·.
Z0:-:.?;:"i~ .,:1.k
.~,J ;sa::f'ahk b;,'ü;;ür. ~"~E~'ınıst,Lm;n ·~·:":l'~~al':d~ un Ll~;.~:':2sa genç' nesil tarar.ndan tan n:u ya.n LL(o~~, (ir':el'i i:e Ş~-tjj:~ı; hayatı ve şahsiyeti hal~k:n,:a dl'ğ::!i']i bh~'i:lÔr ','2~'(;li bir önsöz Üiı,üda:;ls.l"utuvsiye (,ııeriz, Fivatı : 3ı) kuruş. ORKUi\"'da bulunur, Komi.n.z.n.e
l'j~~(a..ieje D'::l'ı:;:.~i y:.y_;;:21':;~ı.:.L=!:1:
ORKIJK'ua tjim(U1;:lhalde bulunan (lig'er ese ı-Ier : 1i\IÜSLÜi\IAN TÜr::.K ÇOCUKLARıNA Am\Ll,.CAN. İlkokul ça~mdaki çocuklar i:;in Yıl:1ıılıoğ'lıı'r.un yazdığı terbiyevl ve milli elini duygu verecek şiirler vb Çocuğunuza veya tanidıklann,z;n çocuğunu hediye etmek. üzere alınız, 60 kuruş. ..
2 - GÖÇMEN. Yazan: Ahmet Er. Mil li konulu piyes, Okullardave sair sahnelerde temsil edilebilir. 50 kuruş, a -:- 20,000,000 TÜRK HAYIGIUYOH. Talısin Bur , durlu'nun Ruslara karşı kin duyguları açıkl.yan şiir kitabı, 75 kuruş, ' 4 KOMüNİzMİN İç vuzu. 4 makale bil' bro., şür halinde toplanmış. Zonguldak Kornünlzrnle Mücadele Derneği yayınlarmdan 30 kuruş, 5 - KIZIL CENNET MASAL!. Yazan: Nejllet Sançar Demirperde gerisinde işlenen cinayetler ve oradaki hayat hakkında. 50 kuruş. ~ıjı$
'
rgi .co
cin> de dik leı'I bir lcl tap va rd ır, O j,:itaı~ta' lıi.tun (l:':n~ r:. ::.jl~~·(;:·~c.ri höy4 \ ~~: ..:.al'Yl, .~'.ul~arJda s0z~i ~:;eçcn ıece c.c a ınnn.s. :)c~~.-:.\!iı·lıı u e , L~ıy· , scbi..'lJi ı>;; .•'d:~. rouuu 'da, lı.h:.-:,'\]H:..ıll \'.:1 l""H~i. •.I.li.-;~~·,t:l:rj - l~,V.i.;':~';!:t s:l\lf:- haJ'~J ejJal açan. ce Icon ıcuı is t ~ıui bV!':":~Cı..:t;ı~ t.ı ..·.. j:~\'.;.'i h'i.l) '<.;lü'\dıııe h~,ır(:heri d~ s u c slL~'dw seçileı;('l~' b iıt un lın !,0illT'1I''l' "'-L' (!:ıi~;1 , sin, niceleri koruiuı is t kuuul ('(liii'rİ"til'.
6 KomUnlzm: suçları arasında, «telkin» kelimesine mutlaka )'er verilsin. e . '7J{oınünizmin azrlılarını ölüm temizler bu hakikat kabul edilsin id: kız ıl Don Kişot'ların, arasuıafnl eu. şürıe ı-ek erıselert seğ'irsin; ~'ahut kur. sunu düşünerek kuln klar ı cınlasm.
m
mısrala Şinast'yi ; Fikret'In bütün Fikretliğini bir tarafa bırakıp birkaç beytinl veya harelietini ele nlarnk onlarla F'lkr et 'I komunist göstermeli; güya Tiirk Icnmünlzminin mübcşştrı sa:yınal;:,.. Hulüsn «velü tntcrebüsseIate ... » frlcru smda olduğu şelcil de hareket ederek millt kıymetleri cürür-
~(**
~"'~~!·.:~' ..l'~.:L_-,l~iLilar!1ar:n
'.'8
brcşürIeı-in
hepsini
,1313_, ~:,Ll!i:~:;d':~c.~ı2~~!-:d'=·n pos: a pulu
ksi
~:':;""<'l';::~k suı; li:';2
C'':~''~ ıl<
**
veya ,posta' E'debiliı'sini?-,
P,
n::.
hava-
,.
,j
T0r:.E:CLi: Türk
J.\liı!!:,!e-tçilerDerneği Afyon Şube's,i b.ı ad iie 15 güride biı: ç.kan bir dergi yayınlamağa h:;,;;lam:~;tır. İik sayısı 5 Aralık 1051 de Çıktı. 8 say.f'a, 10 kuruş tur. 6 aylık abcnesi 125 kuruş, bir yrll ık ·250. Adresi: P. K 22, AFYON. Tebrill: eder. başarılar
:-
.~.
.
'.
dileriz.,
l\iEVLAI~A GÜNÜ Türk Milliyetçiler Derneği Konya Şubesi 17 Aralık Pazartesi akşezriı Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin 678 inci ölüm yıl dönümünde hatirasini ar.ma l: üzere bil' tol)2:ı:-dı tert.p etmiş ve IS Ara, lık 21:5amıc1a yatsı namazından sonra rrıevlit
okunmuştur.
~~-~--,-~,----~---~---İDAREHANE: FEYZULLAH CADDES1 9 Nu, A. MALTEPE ISTANBUL
IşIk MATBA.ASr
-
ISTANBUl"