m rgi .co de
('0.0; .1 ;"
.~f{:~'.
ken
~ 'i . ~o;;-.
·;·V· .\
)L
ww w.o tu
,
r:
~~~
BU SAYıDA:
.
~.
üzde yüz Türk olduğun gtin cihan se-
·nindir.
.
Atn2i
~~~~~
ATSIZ HOCAOGLU AYHANİNA,L . KADIOGLU NEJDET SANÇAR
NURAN Kİ1'APçr
18 Ocak 1952
Y. NİYAZİ GENÇAYDIN KAPLAN
KURAL.
İSMET TÜMTÜRK
*
so s
K U RU Ş .
ZİYA GÖK ALP
KAMBEROGLU M. EMİN BUGRA TÜRKMENOGLU
L~~~~
J
Orkun allesl adına. İmtiyaz - sahibi ve rnes'ul Müdürü:
Bu son sayı 50 Kuruş Bütün eski sayılar mevcuttur ve 25 kurusa P. K. 1818, Istanbul adresinden elde edilebilir.
İSMET TüMTÜRK -p. K. 1818 Galata - İstanbul
18 Ocak 1952
68. Sayı
Cuma Günleri Çıkar
VEDA başında
serseriler. hem de yabancı ve hainserseriler hüküm sürdü, Milletin sağlığını, servetini ve ahlakihı o serseriler mahvetti, .Bir gece içinde bizi Moskof sömürgesi hali he ge tirs cek planları o serseriler hazırladı, Fakat onlar 'bugün, tarihin hiçbir devrinde görülmemiş bir hayasızlıkla milletten, vatandan, hürriyet ve demokrasiden bahsediyorlar,
m
* *
Türkçülük, bütün Türklerin tek devlet halinde birleşerek her bakımdan bütün milletlerden ileri ve üstün olması ülküsüdür, Bunun değişmez iki ana unsuru vardır: ırkçılık, Turancılık • ırkçılık ilk 'önce bir milli savunma vasıtasıdır: Türkelindeki azınlıkların kendi aralarında gizlice yü, rütiLikleri ırk şuuruna karşıbir k~runma 'tedbiridir, Türkiyedeki Selanik Dönmeleri Türkleşmemek için asırlardır gizli tedbirler alırken, hiçbir kültürü ve mazisi olmıyan bir takım küçük millet ve cemaatlar soyadı kanununun sarahatine rağmen, kendi soyadlarına kadar sa.klayıp ırkçılık yaparken, Yahudiler İsrailin hakiki vatanları olduğunu türlü şekillerde ispat ederken Türkler de hiç şüphesiz devletin hakiki sahibi olarak bazı tedbirler almakta haklıdır Irkçı lık aynı zamanda bir hıfzıssıhha meselesidir Kat-ışmak daima 'üstün tarafın aleyhine olduğundan üstün 'bir ırk olan Türk ırkı aşağı ır klarla kar'ıştiğı zaman ortaya çıkan melezlerde Türk'ün bazı üstün vasıfları kayboımakta, aşağı ırkın iptidai v:asıfların-· dan bazıları onun yerini tutmaktadır, Birer müspet ilim olan arıtropoloji ve rasvolojinin ortaya koyduğu bu hakikatlardan siyasi düşüncelerlevazgeçemeyiz, İlirn ve hakikat, siyasetin oyuncağı olamaz, ırkçılık en nihayet bir tarihi şuur meselesidir. En eski Türk devletlerinden başlıyarak kısa ömürlü cum, huriyet devrinin sonuna kadar gördüğümüz - binlerce örnek, devlette mühim mevkileregeçirilen yabancı kanlıların ihanetlerini göstermektedir, Bütün. bunlara bakarak 'I'ürkçüler, ırkçılığı değişmez bir prensip olarak kabul etmişlerdir, Fakat bu ırkçılık, ırkçılığın ne olduğunu hilmiyen veya bil,-:nemezlikten gelenlerin ileriye sürdüğü gibiinsanları ölçüden ve laboratuvar muayerılerlnderı geçirerek hangi milliye te mensup olduklarını tayin manasma gelmez, Hemen hemen her ırk başka ırklarIa karışmıştır, Bundan bir şey çıkmaz, Çünkü tabiat bir müddet sonra melezliği tasfiye' eder, Fakat bir ırk mütemadiyerı başka ırklarla karışmalda devam ederse bir zaman sonra, bir daha düzelmemek üzere bozulur,
ken
de
'Birçok 'I'ürkçünün maddi, manevi yardımıyla çıkmakta olan Orkun, onu idare - . edenlerin yorgunluğu yüzünden kapanıyor. Bu kararı' verenlerin ızdırabı büyüktür, Uzun konuşma, tartışma 've danışmalar-dan sonra, yapılacak başka bir şeyolmadığı için bu ne ti, ceye varılmıştır, Yurdun her tarafındaki genç 'Türkçüler-in, bu sonuç karşısında duyacakları acıyı düşünmek bizi elem için, de bırakmakta ve bahta lanet etmeğe sevketmektedir, Türkçülüğürı bayrağını, ilerde yerıiden açmak üzere şimdilik kapatıyoruz Bu bayrağın yeniden açılması, şahıs olarak mutlaka yine bizim idare edeceğimiz bir derginin çıkması manasında anlaşilmarnalıdır. Türkçülük bayrağını yükseltenler yoruldukça, yıprandıkça, düştükçe o bayrak, bir adım geriden gelenler tarafından kavranacak ve Türkçülükordusu, bir cığ gibi büyüyerek hep ileriye,büyük ülküye, Kızıl Elma'ya doğru yürüyecektir
ATSİz
rgi .co
Yazan:
ww w.o tu
Ülküler, milletlerin şuurudur. Üiküsüz millet, şuursuz insan gibidir, Bu meml~ket yıllarca, hain bir maksatıa şuursuz yaşamaya mahkum edildi ve Türk ırkının. şuurlu çocuklar-ı olan Türkçüler zindanlara tıkıl., dı, Hatta onlarınvatan ve millet haini olduğu ilan edildi, ' Türkçüler dünyadaki bütün Türklerin mazide olduğu gibi bil' devlet halinde bir leşmelcrlnf ve Devşirme . döküntüle rirı!n. yukar-ı mevkilere geçmemesini istedik'leri için bu damgayı yernislerdi. Bü tün insanları Moskova huyı-uğu .ve amele diktatörlüğü altına almak gibi hayvanı ve ahmakça bir maksat ardında koşanlarve onların yardakçılar ı mazide birkaç kere gerçekleşmiş olan Türk birliğinin yeniden kurulmasına «hayal» demek lhanetini de gösteriyorlardı, Gazete ve radyolar'la bizim' va tan haini olduğumuzu ilan eden soysuz soytarilarm iç yüzü, Tanrı adaletinin dünyada tecellisIyle pek çabuk anlaşıldı, Hemen hepsi Devşirme döküntüsü olan bu hakiki vatan hainlerinin «vatan» dedikleri şey kendi kôşkleriyle rahat ve huzurlarından ibare tti, Vatan hainlerinin darbelerine maruz kalan 'I'ürkçü., lük geriledi veya zayıfladı mı? Asla! '. Tırpan yiyen otlar gibi daha gür, daha sık gelişti ve yurdurı dört bucağına yayılarak bir tarlaya atılan tohumlar gibi filizlenmeğe başladı, ün iki asır önce yaşamış olan büyük Türk siyasi. ve Kumandanı Bilge Torıyukuk, ilk Türk tarihi demek olan yaz ıtı nda bir milletin başında seyserilerin bulunmasını en büyük felaket diye anlatmakta ne kadar Lakhdir! 1950 den önce uzun yıllar bu memleketin
ÖRKut~
i
.piyoruz ..
ww w.o tu
m
ken
de
ve
arkasında koşmasırı ? Yaratılıştan devl e: .-ı.:.:-.:.:-.: ::~ Türkler için bu kadar büyük bir devleti ku:-u_ yc..şE..:mak hayal değildir. Tiren, otomobil, uçak, ıe:~"':, telefon ve radyonun olmadığı zamanlarda bile T':-;';ler büyük devletler kurup asırlarca yaşatmışlardır Dünyanın bütün"' Türkleri Türkiyeye Kabe gibi bakıyor. Türkiyenin kendilerini bir gün kurtaracağı efsanesi; aralarında yaşıyor, Yalnız anayurtta ve zulüm altında yaşıyan Türkler değil, medeni ülkelerde yaşıyan Türkler de buraya hasret çekiyor. Geçen yıl Finlandiya Türklerinden bir genç kızla tanışrnıştırn, Bermutat gümrük vesairede gördüğü güçlüklere rağmen 'I'ürkiyeyi çok sevmişti, Finlandlyada 1000 kadar Türk yaşadığını, hepsi zengin ve miıreffeh olan bu Türklerin kendilerine çok iyj muamele eden dürüst ve asil Fin milletini sevmelerine rağmen buraya gelmek Istediklerini, Finlerle katiyen svlenme, diklerini. en büyük korkularının Türkçeyi unutmak olduğunu, Fin.Rus savaşında şehit olanaltı yedi Türk'ün Finlandiya Türklerinin en seçme ve kültür. ILi gençleri olduğunu söylemişti Bütün Türkleri kurtarmak -rnilli hakkımızdır Mili! hakkımız olmasa bile . bize karşı duyulan bu büyük sevgiden 'sonra insani." vazifemiz haline gelmiştir. Milletleri büyülten şeyler milli ve insani asil hareketleridir. -Zulüm altında iriliyan tutsak Turkleri kurtarmak için yapılacak fedakarlıktaki ih tişam o kadar parlaktır ki bu par laklik, Türklüğün ölmealiğinin senedIerinden biri olacaktır. Hiçbir ülkünun ardırıda olrnıyarak, yalnız yiyip .içrneyi düşünmek ve yaLnız bugün' için yaşamak insanlara hiçbir şeref vermez. Bu kadarını hayvanlar da yapar. İnsanlık, ülkü için ve .yarm Için yaşamak, bu uğurda fedakarlık etmek ve- ölmektedir Ölümden hay\"anla~ kaçar. İnsan,' şeref için ve muhtesorn saydığı bir gaye için ölmesini bilen yaratıktır" Turancılık, bizimle akraba olan mi lle tleri yani Moğol, Marıçu ve Kora hlarr, hatta Finlerte Macaılar ı da birleştirmek ülküsü "değildir. Turan kcl im esl ilim dilinde bazan Ura l.Al tay manasında da kullanıldığı için Turancılığın - Ural-Artaycıhk olduğu zannı da bazan hasıl olmuştur. Fakat hiçbir. Türkçü böyle bir gaye gütrnerniş tir Bizim Turancılığımız Türk'ün tarihi vatanı' olan ve çoğu 11aıa Türklerle meskün bulunan ülkeleri' istiklale ve Türkiye ile. birliğe kavuşturmak-
rgi .co
:!!tkçılık tehlikedir diyebağıranlar dünyadan haberi olmıyan pir takım zavallılardır Dünyanın her yerinde, hatta ırkçılık düşmanlığını .kısmerı bizim gafillere aşılıyan İngiltere ve Amerikada bile mükemmel birer ırkçılık vardır. Amerikahlarla İngilizlerin ırkçılık düşmanı gözükmeleri İkinci Cihan Harbinde AImanların yaptığı ırkçılık dolayısıyladır. Almanlar kendi ırklarının üstün olduğunu iddia edip bazı haklı neşriya tla Amerikan ve İngilizlerin karışma yüzünden düştükleri zaafı gösterince Arıglosaksonlar siyasi rekabet ve kıskançlık sebebinden ırkçılığa düşman . kesilmişlerdir. Fakat onların düşman olduğu ırkçılık resmi ve aleni Alman ırkçılığı olup gizli ve örfi Anglosakson ı~kçılğ; değildir. Kunlar ve Gök Türkler çağında sarayıarımıza ' giren Çin prenseslerinin Ihanetleri artık bugün popüler bilgi haline gelmiştir. Osmanlılar devrinde Kanuni Sultan Süleyman gibi büyük bir padişahı küçük düşüren hareketler İslav asıllı' Hurrem Sultan yüzündendir . .Osmanlı tarihinde büyük gözüken bir takım sadrazamların hainliği artık gün gibi aşikar olmuştur. Gedik Ahmed' Paşa, Maktul İbrahim Paşa, Sokullu gibi büyük sayılan. Devşirmelerin iç yüzü Devşirmeler , den mürekkep Yeniçeri ordusunun haince rolleri gizli kapaklı bir şey değildir. Bütün bu hususları tafsi.. latiyle öğrenmeleri için Türkçülere, İsmail Hami Danişmend'in «İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojlsi s adlı . büyük eserlrıi mutlaka okumayı tavsiye ederim. Bal'kan, Cihan ve İstiklal Harblerinin büyük IhanetIeri ise herkesin bildiği şeylerdir. Bütün bunlardan sonra «ırkçılık .mille'ti parçalamaktrr» demek ancak İsmet İnönü ve yardakcılar-ı gibi münafık ahrnaklarin ağzına yakışır. . Irkçılığ ın aleyhinde bulunanlar-a şunu sorrnah : Kendinizi Çingene ile blr tutar mısınız? Bir Çingene ile evlenir' misiniz? Çingene bir gelin veya damat kabul eder misiniz? Evet derlerse nıescle yok. Hayır derlerse ırk lefriki yapıyorlar demektir. Onların yalnız Çingenelere karşı yaptğı bu ayı rmayı biz başkalarına karşı da yaIrkçılık, Anadolu Türklerinin içinde örf olarak yaşamaktır. Köy ve kasabalarda kaç yıl hatta asır önce oraya gelmiş' olan bir yabancının bugünkü ailesi hala yabancı sayılmaktadır Tamamiyle Türkleşen, Türkçeden başka dil bilmiyen ve kendisini başka bir' millete mensup savınıyan bu türlü insanlara yabancı gözüyle bakmak Anadolu Türklerindeki kuvvetli ırk şuurunu gösterir. Demokrasinin -bir «çoğunluk arzularının tahakkuku .sis terrıi» olduğu unutulmarnal.dır . Türkçülüğün ·ikinci unsuru olan Turancılık bütün Türklerin birleşmesi .," düşüncesidir Bugün dünyada belki 40, belki 50, belki 60 milyon Türk var. Geniş bir vatana yayılmış olan bu Türkler mazide muhteşem roloynamış, hareketli, kabi liye tli bir mill etti r. Sebebi her ne olursa olsun başka milletierin hakimiyeti altına düşmüş olan bu Türkleri bir tek devlet halinde toparlamak düşüncesi kadar haklı ve makul ne olabilir? Dünyadaki bütün milletler: yaban-cı bakirniyeti altında kalmış olan millettaşlarını kurtar., mak gayesini güderkerı Türkler neden aynı dileğin
tır.
'. . . Bu birliğin nasılolacağı meselesi bizi ilgilendirmez. Çünkü siyasi bir iştir. Bizim Turancılığımız ve ırkçılığımız . yani. Türkcülüğümüz . ise siyasetin üstünde bir ülkü meselesidir
°
:;:.
:j:
Dernek ki Türkçtılük bütün Türklerin birleşmesini ve Türklüğün yabancı ırk tesirlerinden korunmasını istiyor. Burada Türkçülüğün millet 've vatan tariflerinin ne olduğu meselesiyle karşılaşırız. Diğer bir tabirle Türk kimdir ve Türklerin vatanı neresidir? Türk, Türk soyundan gelen insandır. Türk soyundan gelince de, pek nadir ve arizi bazı istisnalardan sarfı nazar, o insanın Türkçe konuşması ve Türk kültürünü taşıması lazımdır. Türk olduğu halde anadilini kaybetmiş ,olan Polorıya.Litvanya Türklerini, Türkçe bilmiyorlar diye Türklük kadrosundan çıkaramayız,
~
ÔRKUN
rgi .co
m
yoktur, Çünkü bugünkü Türkler arasında birkaç yüz bin Şamani, birkaç yüz bin Hıristiyan ve .hatta birkaç bin Musevi Türk. (Karayımlar) de vardır. Din ayrılığı yüzünden bunları' 'I'ürklükten çıkarmaya hakkırmz yoktur. Zaten, Hıris tiyan Türkler olan Gagavuzların Türkiyede yerleşenleri ekseriyetle Müslüman olmuş. lardıı-, Onlar bunu Türklüğün bir lazımesi saydıkları için yapm.şlardir , Öyle gözüküyor ki bir Türk birliği gerçekleştiği takdirde bütün bu Şamani ve Hıristiyan Türkler Müs, lüman olacaklardır. Onun için şimdiden onları zorlamaya. bir mecburiyatyoktur Vaktiyle Türklerarasında birayrılık unsuru olan Siınnilik-Ştilik meselesi de artık bahis konusu sayılamaz, Bunların hepsi Müslüman Türktür ve Müslümanlığı arılayıştaki içtihatfarkları artık Türkler arasında ikilik doğuramaz Bu Türkle~in oturd~ğu yerler Türk vatanıdır Türklerin devamlı devlet' ve medeniyet kurduğu, Türk hatıralaı-ıyla dolu ülkeler yurdumuzdur ve bize aittir, Bu ülkelerin herhangi birinden Türklerin zorla sökülüp atılması bu hakkımızı' götürmez, Mesela Kırım Türklerinin yok ed!lmesi veya Doğu Rumeli Vilayet! Türklerinin sürülanesi hiçbir marıa ifade etmez', Yahudiler tam bir Arap ülkesi -haline gelen Filistinden nasıl Arapları sürerek orada bir Yahudi çoğunluğu yaptııarsa biz de aynı şeyi yaparak bize ait olan toprakları mutlaka Türkjeştireceğiz.
de
Bunlar kan bakımından da, duygu bakımından da Türk 'oldukları için günün birinde kendi istekleriyle Türk dili kadrosurıa gireceklerdir,Bazan, yabancı ülkede doğup anasını babasınıkaybettiği için Türk. çeyi unutanlar da vardır. Türk olduğunu bildikçe bu gibileri Türk't\tr, Bir felaket yüzünden Türkçeyi kay' bedenleri' Türklükten çıkarmak, başka bir felaket yüzünden istiklallerini kaybedenleri Türklükten "Çıkarmakla eşittir ki buna kimsenin hakkı yoktur, Türklerin bir millet olmak için mazide rnukadderat birliğine, tarih birliğine ihtiyaçlarıyoh.-tur, Türkiye Türkleriyle Türkistan Türkleri uzun zaman ayrı mukadderata . malik olmuşlardır, Bundan onların ayrı milletler "olduğu manası çıkmaz, Onlar günün birinde yine aynı mukaddera'ta malik tek arıillet olacaklardır, Anadolu ve Azerbaycan Türkleri de 'uzun zaman ayrı .yaşamışiardır. Fazla olarak Anadolu ile Azerbaycan, Azerbaycarıla Türkistan, Türkistanla Anadolu, Türkistanla İdil.Ural, 'İdil-Uralla Türkiye (yani İlhanlı, larla ilJtınQrdu) bazan şiddetle .çarpışrnışlardır Hele mezhep kavgaları yüzünden Anadolu ve Azerbaycan Türklerinin vuruşmaları pek feci 'olmuştur, Fakat bütün bunlar Türklerin tek millet olmasına mani de' ğildir, Bugün' tek millet olduğunda kimsenin şüphesi olmıyan Anadolu Türklerinin vaktiyle Osmanlı-Karaman, Osmanlı-Akkoyunlu halinde asırlarca boğuşmaları, nasılonların nihayet tek millet halinde birleşmelerine engelolmamışsa, yarın da öteki Türklerle Türkiyenin birleşmesi Ve kaynaşması, önüne kimsenin geçemiyeceği tarihi bir zarure ttir Türkler aynıtarihi mukaddera'ta maiik değiller gibi görürıüyorsa da bir bakımdan aynı tarihi mukadde, rata sahip olduklar ı da. söylenebilir, Çünkü ayrı siyasi parçalar: halindeki Türklerden hel'hangi birinin başına gelen faciadan biraz sonra ötekiler de- müteessir olmuştur, Mesela Kazan Hanlığının yıkılışı. Türkistanın yıkılrsma yol açmış,' Kırım'ın çöküşü Türk iyeye ağır kavıplara malolmuştur,
* *
'cleğişmiyen tarafı ırkçılığı ile Turancılığı ve bunun neticesinde Türk Milleti ve Vatanı hususundald düşünceleridir, Bu iki temelde bütün Türkçüler bn-leşrnlştir. Bunun dışında 'kalan meseleler; mesela iktisadi, sosyal' ve hukuki görüşler Türkçülerin ileride hallcde cekleri meselelerdir Bu meseleler üzerindeki Tlirkç·ü. düşünceler değişebil ir Çünkü zamarıla herhangi bil" iktisadi veya· Içtirna i düşünce curutülebihr Fakat ırkçılık \"2' Turancılık asla de. ğişmiyece kt.ir Çü n kit bunlar Türklüğün Türklük olması için elzem sart lardır Tıpkı bir insanın havaya ve yiyeceğe olan mutlak ihtiyacı gibi .... Bir insanın elbiseihtiyacı yaza, kısa, geceye gündüze göre deği. sebılirEğlence si de sinemaya,' ava gitmek veya içki iç. rnek şeklinde olabilir, Fakat havaya ve yiyeceğe ihtiyacı hiçbir zarnan değişmez. Irkçılıkla Turancıhk, Türkçülüğün hava ve gıdasıdır,.
ww w.o tu
ken
-Türkcülüğtm
ol
Bununla heraber Türklerde tarihi mukaddcrat meselesinin şuurlu bir şek ilde mCıtaıaa olunduğunu gösteren hadiseler 'de vardır, Mesela 'T'ürkive, Kı r.zrıın kur, tar-ılması için 1786-1791 savaşını yapmış, Sultan Aziz de aynı denemeyi tekrarlamak üz"ere kuvvetli bir donanma haaırlamıştı Doğu Türkistandan .. Çmltler i kovan Atalık Gazi Yakub Beg, Türkiyeyl metbu tanımıştı Velhasıl bugün Türklerin mukaddera tı birdir ve geçen her. yıl bu rnukadder at birliğini' biraz daha kuvvetlendirmektedir, Bundan başka bizim de imza koyduğumuz Birleşmiş' Milletler İnsan, Hakları Beyannamesindeki «milletlerin hür Ve mitsatkil yaşamak hakkı» na Türkler; znaz iler-i, kabiliyetleri, coğrafi ehemmiyetleri ve nüfuslan bakımından, başka mille·tle~den daha çok layıktır, Başka milletler koydukları imzanın şerefi için bizim bu hakkımızı kabule' mecburdur. Milleti yapan unsurlardan birisi de din olduğuna göre Türklerin dini üzerinde de durmaya ~mecburuz Hiç şüphe yok ki Türklerin dini Musliımanlıktn-y Eslri dinimiz olan şamanlıktan da bazı unsurlar alarak bir Türk müslümanlığı haline gelen bu din on asrrdan beri. bizim milli dinimiz olmuştur. Bununla beraber Türk olrnak için mutlaka Müslüman olmaya lüzum
* :;.:
kendisine has bir dünya görüşü v a r , dır, Realist olan Türkçülük «Yaşamak için kavga:' kanununun, sonuna kadar devam edeceğine inandığın'dan askerliğe .karsı saygı duymakta ve ırkırnızm askeri millet olmak geleneğini geliştirme amacını gütrnek'tedir «Artık savaş olmıyacak» gibi' uyuşturucu telkinlerin, milli savunmamızı gevşetrnesi bakımından aleyhinrlcyiz Dünyada savaşı kaldırmak düşüncesi asırlarclanberi denenmiş, fakat tutmarrnştır «Roma Bar-ısı> denen sözde barış sis teminin büyük kırgınlarla, askeri hazırlıklarla, zorbalıkla sağlanmış, fakat hiçbir z~man ömürlü olmamış bir sistem olduğu unutulmamalıdır, Hakiki askeri faziletlcrin diriltilmesi ve ruhlarda kö klcşmesi taraftarıyız, Askerlik kalıp işi değil, ruh Türkçülüğün
o
R K II N
işidir. Fakat kahbin da ruha uygun olması şarttır. Bize fenalığ ı dokunmıyarı milletlerin, fikir-lerin ve fertlerin dostuyuz Fakat hayatin yalnız sevgiyle ,yürüyece ğin! sanmanın büyük bir gafle t olduğuna inanı, YO~·llZ. Dünyada her şey z ıddı ile birlikte vardır. Bun-· dan dolayı sevgiyle birlikte kin ele bulunacak ıır 'I'ürkçülük bir bakıma göre de «Türklük düşmanları düşmanlığ ı» dır. Irkımza, devle tirnize, yurdumuza, mukaddesatımıza, şerefimize fenalık etmiş olan her millete, her dine, ' her rejime, f ik re, cemiyete, f'erde düşmaruz. «Kirıimiz dirıimizdirx .
DÖRTLUK benim müztrn, bu hal benim hô.llmmiş ; Kalblmde hançer gibi duydum gerçeklertrrıi! Milleti sevmek, meğer sevrncmekterı el immiş ; Çektiğim bana 1-:al s ın, yolun çiçeklerimi !... Şu tarih
HOOADGLU S. ERTÜRK
Varlığımız! korumak, h aklarımızr almak için' her zaman çarpışrnaya rnecburuz Çarpışmaya mecburuz demek asker olmaya mı.cburuz demelrtir Askerlik çarpışmak bilimidir Yaşamaya hak kazanmak bili. midir, Bu bakımdan tel.;: gerçek bilim odur. Başka bel' ilim ve fen onun yardımcısıdır
m
tabi at kanunlarina aykırı bi r eksantrikliktir. Kadınların her türlü öğrenimi yapmalarına ve, bazı durumlar müstesna, her mesleğe girmesine taraf'tariz Fakat aile 'yapısının korunması bakımından kadının her şeyden önce analık ve zevcelik vazifesini yapmasını isteriz Türkçülük, memlekette sosyal bir adalet olmasına taraftardır ve hakiki adaletin sosyalolduğU kanaatırı, dadır. Millet fertlerini sağlık, geçim ve istikbal ba, kımmdan tatmin etmenin ,milliyetçilik şartlarından olduğu a-:;ikardır. 'I'ürkcülüğe -göre Moskof bizim barışmaz düşmanımizdir Bu düsmanlığı tarih, mukadderat ve [eopoli tik yaratmıştır, Siyasetle ve yalarıla bu düşmanlık kaldıı-ılamaz Onuniçin Türk ırkının hayatında yürütücü arnillerden biri olarak, zaten saklı bir. haLı,e yaşıyan Moskof düşmanlığmm millet te beslenmesine taraf tarız, Sevgiler gibi düşmanlıklar da milletleri (liri ve ayakta tutar Türk dışişleri bakanları arasn-a Moskof'laı-la dostluk edebilirler, Tfırk milleti için böyle bir şey düşünmek milli menfaatIar aleyhinde düşünmek, tir. ,'.. Moskof bizim ırk düşmanvnız olduğuna göre Moskof emperyalizmi olan komünizm de en tehlikeli düşmanırnrzdır Komünizm, Moskofiuğu mal olmuş bulunduğundan ona tarartartık vatan ihanetidir. Türkçülülc bakımından' en alçak va tan hainleri olan komünistlerirı yok edilmesi şarttır, Masorıluğu da düşman sayiyoruz Masorıluk, kökü dışarda olan gizli bir cemiyettir ve milliyetcilikle tat· min olurumyanlarm başvurduğu T'iu-kçul iik düşmanı bir tesekküldür Başlangıçta Yahudilerin milli menfa, a tlarırıı gizli olai-ale korumak için kurulmuş, zamanla beynelmilel bir hale gelmis tir Savaş halinde, bulunan iki millete mensup Masonların, leendi devletleri aleyhine olsa bile birbirlerine yardım etmek mecburiyetinde olmalan bu zümrenın butun mil1iyetçilil'-·. lere ve bu araca Türk milliyetçiliğine de düşman 01luğunu göstermektedir, Onlar gizlice hel' yere el atıp oravı ele geçirmeğe çalışmakta Ve muvaffak olmakta ...
de
, Disiplinli millet "tipinde istipdat ve zorbalık olmadığı gibi hürriyet sarhoşluğu da yoktur. Disiplinli milletle milletin ahlak, gelenek, şeref ve arzularına aykırı hiçbir şey yapılamaz. Disiplinli millet hayat telakkisi, mukaddesatı, zevki, bayramı, kederi ve hatta kılığı ve takvimi belli millet demektir -.
rgi .co
Türkçülük «disiplinli millet» taraftarıdır. Disiplinli millet demek fertlerin devlete, devletin de fertlere zarar vermiyeceği karşılıklı hak ve vazifeler sistemini kabul etmiş millet demektir.
raf'tarıdır Devlet \'2 millet ncvat.nda, Iantezilerm millet aleyhinde olduğuna -inanmıştn-, Türkçülük, Türk ırkının tarihi ananesine dayanarak kadın hususunda hür düşuncelidir ve kadına saygı bes, lemektedir. Ancak kadının .koke t der-ekesine düşmesine de' f.iddetle aleyhtardır. Kadına saygı beslemek onu erkekle kay.tsız-şartsız . eşit tutmak manasma gelmez, Tanrının ayrı yarattığı iki cinsi bir tutma},
ken
Türkçülük, Türkelinin her bakımdan "I'ürkleşmesi taraftadıdır. Bu sınırlar içinde yabancı bir şey kalrnıyacaktır Kayıtsiz şartsız Türk kültürü hakim olacaktır. Bu bakımdan Türkçülüğün kendisine mahsus bir dil, tarih ve alf'abe talakkis! vardır.
ww w.o tu
Arınmış ve geliştirilmiş bir Türkçe ist.voruz Dil Kurultayı maskaı-alilkarımn yadi garları temizlenecek, fakat bu arada elde edilmiş bazı müspet sonuçlar saklanacaktır. Bu alfabe Türkceyi yazmaya ve geliştirmeye, elverişli d~ğilc1ir, Buna, Ti.'ırli:çeyi yazmak için gerekli . dört beş bari. eklenecek, böylelikle Türkçe, bir zenci dili durumunu düşrnek talihsizliğinden kurtulacaktır.
Tur-kçüluğün tarih tezi eski milletleri ve hele Anadoluda yaştyanlarr Türk saymak komedisinden tama, men uzak, ilim çerçevesi içinde milli. bir görüştür Türk 'tar ihi Orta Asva'da Milatt an önce ı~ nci asıı-da <.Şu.' veya "'Cu·,larla başlıyan bir tarihtir. Bu tarih Marıçuryadan Kınına kadar uzanan bir anayurtta ıı inci Asra kadar sürmüş, 11 inci Asırda Tüt-kiye dediği.miz Anadolu, Suriye, İrak, Azerbaycan ve Horasandan mürekkep ikinci bir anavatan teselekül etmiştir, Türkçülük bakımından Alesak Temir-Yıldırım Bayaz ıd kavgası bir kardeş kavgasidır Türkçülük bakımından Türkiye tarihi Selçuklu, İllıanlı ve Osmanlı . hakimiyetlerinin, şimdi de cumhuriyetin devam ettirdiği tarihtir, Tarihimizin Osmanlı çağı diğer iç ve dış gelişmelerle birlikte Türk. n-kının Devşirmelerle iç savaşı şeklinde de mütalaa olunacaktır
Türl.:çülük Tanzimattan sonraki tarihimizin yeniden tedvirı olunarak hakikatlarm ortaya çtk.masım ve yalancı kahramanların hakiki mevkilerini .almasını ister, Türkçtılük 'bütün fantezilerden .uzak. bir ciddiyet ta-
.. ":~''-
:.
_
- --"-,-.-
ORKON
6
fik Paşa, Ziya Gök Alp, Dr. Rıza Nur, Dr. Mustafa Hakkı Akansel gibi kalem sahibi Türkçüleri yetiştiren Türkçülük 3 Mayıs 1944 hareketiyle belki de memleketi komünizm 'tehlikesinden kurtarmıştır 1944-1945 Irkçıhk.Turancıhk Davası, Türkçülüğün geçirdiği ilk ve oldukça çetin bir imtihandır Bütün bu çekilen sıkıntılar verimsiz kalmış değildir. Bugün _mcmleke tte yer yer görülen Türkçtı kıpırdamşları ve davranışlar o çetin imtihanın sonuçlar-ıdır. Türkçüler blrleşrnek lüzumunu duyarak ayrı ayrı kurdukları dernekleri kaldırmışlar ve «Türk Milliyetçiler Derneği» adı altınd-a tek teşkilat haline gel-
dır. Bugünkü «Türk Ocağı» nın umumi idaresi ihtiyar Masanların elindedir ve bu yüzden, vaktiyle milliyetçiliğe okadar hizmet -etmiş bulunan bu müessese artık hizmet edememektedir. Siyonizm, Yahudi ırkının huzurunu dünya milletlerinin huzursuzluğımda arıyan teşkilatlı bir insanlık düşmanı fikirdir. Kendisini bir devletin milli ülküsü göstermek - yolundaki gayreti emperyalist arzularını gizlemek içindir. Birinci Cihan Savaşında, her _türlü kılığa girerek Filistin- Cep-hesindeki ordurnuzu arkadan vuran ve düşmana casusluk eden Siyonistlerin ortaya koyduğu korkunç hakikat, 'I'ürkçüleri bu cereyana karşı da hel' zaman uyanık ve tedbirli bulunmaya sevketmektedir. Komünizm, siyonizrn ve maseriluk Türkiye'de bir sacayak halinde Türk düşmanhğı vyaprnaktadır
mişlerdir. Bugün memlekette 40 kadar Şubesi bulunan bu dernek daha çok gençleri toplamakta ve 'I'üı-kiyeye şamil yeni bir Türkçü . kaynaşmaya sebep olmaktadır. Bu teşkilatın yayılması ve kuvvetlenmesinde Orkun'un epey hizmeti Vardır. Türkçülük şimdi gayri siyasidir ve daha bir müddet öyle kal.ması hayırlıdır Şimdi bütün genç 'I'ürkçülere düşen vazife her ~ehir, k~saba ve .kabilse köyde derneğin şubesini kurarak faaliyete geçrnek ve Ankaradaki Genel Merkeze sı, kı bir şekilde bağlanmaktır. El ve gönül birliğiyle çaIışılırsa çok şeyler yapılabilir. -
$~
~ 0$ ••
$ ••
"
~~
••
4
rgi .co
;. ••• $$ $$ ~ •••.
m
* *
'I'ürkçülük ağır, fakat sağlam bir şekilde ıleı-liyor 0, mesela Almanya'daki Nasyorıal .Sosyalizm gibi kısa -bir zamanda birdenbire büyüyerek iktidara geçen cereyarılarla ölçülemezTedrici şekilde büvümesl sağ; lam ve gürbüz olacağının teminatıdır. Türkiyede All Suavl, Süleyman Paşa, Ahmed Ve-
,
j
Mer-t
ar ıyan
bize
ken
i
Gürül gürül ça-ğlayışım Bu sevgili VATAN Için, Gtilüşlim ve ağlayıŞJIll Bu sevgfll VATAN için. gelsin
ww w.o tu
i
ıors
de
VATAN
Orkun 68 sayılık neşriya tı ile şimdiye kadar çıkmış plan Türkçü dergiler arasında rekor kırmiş ve birkaç -genç TUrkçU imzanın 'tanınmasına hizmet etmiştir. İstediğimiz kadar kuvvetli değildi .. Fakat yine de bir şeydi. Orkun'da yarım kalan 1944-1945 Irkçılık - Turancılık Davası tefrlkası ilerde kitap halinde basılacaktır. 'I'ürkçülük fikir halinden teşkilat haline girerken, teşkilatr idare edenler sıkı durmaya ve uyanık bulunmaya mecburdur. Türkçülüğün soysuzlasmaması için teşkilata girecek olanlar üzerinde ti tiz davranmak,_ aksıyanları merhametsizce atmak vazifeleridir.' Türk; çülüğt) gösteriş vasıtası diye kullanan, fakat er meydanında kahpeleşenleri biz 1944 - 1945 Davasında bizzat gördük. Bil' iman ve irade işi olan Türkçülüğün içinde imanı zayıf, bırakteri çürük olanların işi yoktur. Türkçülük kemiyet değil, keyfiyet işidir. Az fakat öz kimselerden mürekkep bir Tlırkçü teşkilat sıkı bir disiplin altında çalışmak şartıyla rrkırmzt terakkinin doruğuna ulaştrrabilir.
Dert
ar ıyan
bize gelsin; Ne yar, ne 'ser göze gelsin Bu sevatlt VATAN için. Kara
toprakl~\rıı.
girsem,
Seve seve
canım 'versem, Oluk oluk kanım versem Bn sevgf)! VATAN için.
,
dize g'elsem. Er meydanlarına dalsam. yüz bin kere .şehrt olsam; Bu sevgili VATAN için, Ha.k
önünde
Yıldız
olup
Bu sevgili Bu
Sular Eti
balesam
VATAN lçin.yurda
Pay istiyen. alev
lrlrn yan
borçlu
bakar?
çıkar ..
alevakar
//cvgil\. VATAN
lçtn. 'AYHAN
:~
Bir veda yazısı olan bu makaleyi bitirirken genç Türkçülerc bazı tavsiyelerde bulunmak isterim: . Bugünkü şartlar içinde Türkçülerin yapacağı hare, ketlerin başında hepsinin, kendi meslek alanında çaIışarak yükselmesi gelir. Her Türkçü kendi mesleğinin en yüksek derecesine veya rütbesine erişebümek için ciddi ve sistemli şekilde çalışmalıdır. Başarı gösteremiyerıler bezgirıliğ., kapılmamalı, gerekirse meslek değiştirmeli, kendilerinden ümit kesenler arkadaşları , nın yükselmesine yardım etmelidir. Yükselrneğe ça_ hşmakta 'takip olunacak yol, Masanların başvurduğu gibi birbirlerini haklı haksız destekliyerel): layık olmadığı yere yükselrnek gibi şerefsizce bir yol değil. dir. .Ehliye t göstererek yükselmenin şerefli yoludur. Her mesleğin f(i:ydası V<;o ehemmiyeti qlnw,l;<;lı,ı. be-
olup çaksam, ça-kSRID, bağt-ım yaksam
Şimşek - Ateşiyle
Hey!
gökten
:i>
f
INAL
,'
',_, '~(':"'.
"_'~~_:;'~""';
__J:>"':O':".~~.;.~:.~"~~~,;,,,~!~~~-~
....~.~~
'-' ~ ,'o
_"':'~~;':':"~~~_
R K U N
raber Türkçüler bilhassa Harb Okuluna. Mülkiyeye ve Öğretmen Okullarina girm~lidir, öğretmenlerin öğrencilere' yapacaklarımilliyetçilik telkim ile memle., ketiri geleceğine nasıl hakim olduklarını söylerneğe lüzum yoktur, Subaylar da kısmen öğretmendir Bundan başka bizim yurdumuzda milli mukadderata ha_O kim olan en mühim zümre subay sinıfıdır. Mülkiyeden çıkarak kazaların, vilaye tlerin başına geçmek Türkçi.iJer için mühim bir hizmet nrsatıdır
Türkçüler teşkilatlarımalı, bunun Için de daima Milliyetçiler Derneğin! takviy., etmelidir, Bu teşkilatta geçimsilzik gösterrnemeli, benlik davası gütmemeli. dir,
Zevk ve sefa içinde yaşamak, içkiyle dünyayı hoşgörerek zevk 'kadınlarıyla rnest olmak, şehvet içinde kendinden geçmek de vardır; Turanı kurtarmak için yapılacak kutlu savaşta yığın yığın topraklara seril, rnek de vardır,' İstiyen onu, ıstiyen berikilli tercih eder, Hayat ve ölüm", Bunların ikisi de güzeldir, Fakat e~2.S ve ebr.di olan ölümdür, Öteki b.r r irya kadar geçici ve aldatıcıdır i;Uylik' _,'" esrzrh kainatm sinesinde ~'aımak"" İşte "t);zim nasib.miz budur. Bu rıasibimizi alınadan önceki kısa rüva a.eırıinde kendimizi öıüm kadar ebcdi bir fikre vermek ve o fikir uğrunda harcamak gibi yüksek bir LUküye kaptırmaktan şerefli ne olabilir ? Bu ölüm bizi gayernize, Tanı-ı Dağmda beko liyen ecdrıt ruhlarına ve bizzat Tanrıya kavustrıracak şanlı ve güzel bir ölümdür, Bu ölümün güzelliği ile
rgi .co
Türkçi.iJerin düşüneceği ikinci mesel e bir aile kurarak mernleke te gürbuz ve TUrkçü çocuklar yetiştirrnek olmahdır,Bunuanlıyarak genç yaşında evlenen ve çok çocuk yetiştiren Türkçüler in Epey fazla oluşu ümit verecek, iç açacak bir vakıadır Daima çok çocuk ve gürbuz çocuk yetiştirmek prensibinin ehem. mlyeti üzerinde uzun uzun ,lwnu5maya lüzurn yoktu!', Türkçüler evlenecekleri kızın sağlık ve ırk durumuna ve bu hususta aşka esir olmamaya dikkat etmelidir, Bu türlü ihmalJerin kısa örnürlü evlenmelere yol açtığı örnekleriyle sabittir,
Fakat ümitlerimiz kırık değildir, Uğrunda çahşar.lar, ıztırap çekenler. ölenler bulundukça Türkçülük mutlaka muzaffer olacaktır, Yabancı hakimrye tler altında kırılan, sürülen milyonlarca ırkdaş-rnızın bulunması bize vazifemizin büyüklüğürıü ve şerefini hatırlatsın, "
m
o
çirkinliğini edecektir,
düşünmek
ÜlkU yolunda ölenlerin, ebedi karanlık içinde kaybolurken hafızalardabir işık gi,bi parlamaları güzel, fakat hafızalardan ve gönüllerden de uzakta bulunarak karanlıkla bir olmaları ondan daha güzeldir,
de
Her' Türkçü kendi çevresini ikaz ve irşad etmeğe çalışmalıdır, Bulunduğu şartlar içinde nasılbir Türkçülük yapacağını kestirrnek o' Türkçünün zekasına ıve 'kabiliyetine aittir, Lüzum olursa Türk Milliyetçiler Derneğinin merkezlerin'den sormalı. soramazsa vicdanına: danısarak hareket etmelidir
içki ve şehvet içindeki hayatın hakikatı anlamaya' da yardım
)
"
ken
itiraf
olunmalı,
bir daha yap-
ww w.o tu
Yanlışlar samirniyetle mamaya çalışrlrnahdır
Genç 'I'ürkçülerm çoğunda bir milli 'zültür eksikliği bulunduğu gözden kaçacak gibi değildir, İrnla yanlış' iarı ''le ifade bozuklukları bunu açıkça gösteriyor, Bu eksikler'in giderilmesine uğraşmak laTmdır, Milli kültürü zenginleştirecek eserleri okumak, hatta kabil, se eski harfleri öğrenmek zaruridir, Eski harflerle yazılmış eserler hala büyük bir hazine halinde kapalı ola'rak durrna ktadır En mühirn bir cihet de Türkçülerin kendi aralarında bir veya birkaç sandılc Jcurmalaridır Gayet az paraların birikmesiyle başlıyacak oları bu sandıkların ilerde akla, hayale gelmez faydalar sağlaması muhtemeldir, Damlaya damlaya gölolduğu unutulmamalıdır, Bu sandıklar Türkçülerr ' mali güclüklerden koruyacağı gibi "I'ürkçü yayınlara da yol açar, Bu tavsiyeler-irnin hepsi Fakat zamanla bunlardan beklenebilir,
ehernmiye tsiz şeylerdir, mühim sonuçlar doğması
* * Orkun kapanırken onun cıkmasım ve yaşamasını sağlayan ülküdaşlarnmza teşekkür ederiz, Genç su' baYl~rdan liseli ve ortaokullu ülküdasıara kadar bü, "iün Türkçülerin gönülleri ve fikirleri aşağı yukarı bir buçuk yıl Orkun üzerinde birleşti,OrInIn kuvvetli veya zayıf, her ne olursa olsun, biz, yani 'I'ürkçüle r dernek ki bu, kadarmışız
A
--~t~.
.-.,-,.,:--"
Yaşamak sadece, kısa bir an yaşamaktır ölüm ise kainatın ebediliğinde, hatıralarda ve gönüllerde asırlarca yaşamak, yahut hatıralardan ve gönüllerden de silindikten sonra sonsuzlukta sonuna kadar yaşamakta devam etmektir
,
.;:.
Yaşamak hakkından vazgeçmek nekadar güzel,' hatırlanmadan, gönül ls rden silinerek, unutular ak yaşamak ondan da ne kadar güzeldir, Her fedakarlık muhteşemdir Fakat eserine 'imza koymamak, ülkü uğrunda ad bırakmadim silinmek her şeyden daha muhteşemrür Birleşmiş Milletler ideali uğrunda Koru'da şehitler vermek güzel bir şey, fakat Türkleri birleşmiş görmek için Kafkasyada. Azerbaycanda, Türkistanda, "Altaylarda can harcamak şaheser bir şeydir, Türkçülük din gibi derin, tasavvuf gibi mistik bir sisterndir Ondaki lh tişarm ve bu uğurela ölmekteki ululuğu ancak ruhunda istida t ola~lar duvabilir Tür-kcüler ! Sık! saflar halinde birleşerek ve başka hel' düşünceyi geride bırakarak, ateş yağmuru altında dökille döküle. fakatbir an durmadan Moskof'a karşı Köprüköy taarruzurıu yapan Türk alayı gibi ülküye doğru i leı'leyiniz Bu ilerleme sırasında düşenlere bakmak için bile bir arı kaybe trneyirıiz Onları mukadderata, tarihin şeref yaprağırıa ve Tanrrya bırakarak yürümekte d~vam ediniz ve en büyük kah, ramanlığı yapsanız bile en' lcüçük karşil ığ ım beklemeyiniz
Tanrı
Türkü
korusun! ATSIZ
8
ORKUN
KÖY ENSTİTÜLERİ
KÖRDÜ(;Ürv.ı:Ü
Olarak Dijşü~cfler
Köy Enstitüleri HakkrndaUmumi Yazan: ~~~',AA'''"AlV'V''''/V'Af;''';V'<'V~
kapanması
köyenstitü.)
aşn ıda hillasa
edilmi"
ğ
şelrilde
at hya-
veriyoruz,
G-
~ ~~~.~~~~~~~~~~~~~~AA
ki taplık
ve ambarlarındaki
bozgun-
7 _. Her
biye
yönden koyu milliyetçi sisteminin kuvvetle tatbikine
bir öğretim ve ter., geçilmelidir,
8. Yine bütün bu icraatın devamını maksadıyla bunun kontrolunu sütü temiz kadrosuna vererek desteklemelidir
sağlamak 'bir teftiş
9 - Dokuz karpuzu bir koltuğa sığdırmağa çalışan bugünkü enstitü öğretim ve eğitim sistemi yer'Ine bii köy öğretmeni için lüzumlu pratik ana bilgiler veren normal bir eğitim ve öğretim sistemi kurulmalı Mesela, tarım derslerindentamamen bir tarrmcıyı ilgilerıdireri genel Ve özel teferrüat kısmı ye~inepratik kısa ana tarımbilgiler} ver-ilmeli, keza marangozluk. inşaat, demireilik gibi san'at dersler'inde de yorucu arneli tat. bikatlar azaltılarak yerine sadece bir köy öğretmenine elzem olan kısa pratik bilgiyi kazandıracak tatbikatlar konmalıdir Bu suretle-kazanılan saatlere, Türkçe. tarih, bilhassa Türk tarihi, gibi umumi kültür bilgileriyle pedagoji, çocuk ruhiyatı gibi mesleki bilgilere daha. fazla yer verilmelidir.
ww w.o tu
ken
de
1 -: Köy ensti tüleı-indş halen okumakta olan temiz, milliyetçi köy çocuklarına .asla sözümüz yoktur, Onları bağrımıza her zaman bastık ve hasiyoruz Ve onların müdafaasıni yapıyoruz. Onları Jeleelernek istlyen, lerden hesap soruyoruz. 2 - Köyenstitülerinde çalışmış ve çalışmakta olan samimi milliyetçi öğretmenlere de sözümüz yok. Onları destekliyor ve' onların başarısını yükseltmeğe çalışıyoruz, 3 - Köyenstitülerinin milli şuurun emrinde en ve, r.rnli çalışmaların - yapabflrnesi için Sıfır - Tonguç devrinden kalma idareci, öğretmen ve müstahdemlerin hepsi temizlenmeli. Sıfır - Torıguç devrinde enstitülerde çalışanlar arasında (pasif olmak şartıyla) milli. yetçi veya renksiz olarılar da vardı,Fakat bu devir mensuplarının enstitürerden takımı ile. çıkarılması ye. ni bir ruh, ve hamle yaratmak bakımından zaruridir, 4 - Hatta bu ternizlik yapıldıktan sonra ayrıca bütün enstitü binalarının da dezenfeksiyonu ve yeniden boyarup badana edilmesi Iazımdır.t BununIoymetı mikrojrtan temizlern., azminin şiddetini ve ycniYuna dö. nüşün mutlak ve derin samimiyetini canlandırmak bakımındandır
Enstitüler-in
cu kitaplar ve dergiler tamamen imha edilmeli. Yerine Türk tarihi, Türkçülük tarihi, topyekun milli kültür veren milliyetçi eserler ve dergiler: konularak yapıcı zemin hazırlanmalıdır .
m
varak
sebebiyle
yazrlnr ın en son kısmına
serisindeki
5 - Enstitüler Öğretmen Okulu haline getirilmeli ve bunlara Türk çocuğu na ve Türk köylüsüne layık sütü temiz, koyu milliyetçi, idealist müdür Ve öğretmenler tayin olunmalı,
rgi .co
ORKUN'un leri
RADIOGLU
Hİ.KMET
yülcs ek tcn
E;y bana
gar
esince
çerçöp
kalrr.
Ay,
yıldızları
tahammül
Tecrübesiz
aısları
yavrusunun
mdarı .habe rln var
* :;.:
acizlerin
mahrurni
bir ağaçtır; o kadar
adam,
dinle:
lcülçest
fal{u t güneşin
sever:
pi ı-ed erı vaptrklu
Ruh,
bakarı
yülcse lir : altın
Rüz-
yerde
doğmasına
edemez,
parça.ladrğ
Talih,
DAMLALARI
üci7.:erini rr d"Ye
yet
boşluk
g el lşecek
t.ecrübeli
gcyiği
mı?
g'izliyehiJmek
i~~in
olmasın!
boş luğ una
doğru
ne lcadn r büyük
büyüyen
olursa,
ağaç
ve ~'içehknecel{til', HOCAOGLU
S
ERTtiRK
10 - Bunlar yapılmadığı takdirde, köyenstitülerini Iağveder-ek öğrerıciler-ini rnemle ke tteki diğer okullara taksim etmekten baska çare yoktur. Bu takdirde, «BL. naları ne yapmalı? Binalara yazık olmaz mı? Ci) denilirse, bunun cevabı şudur: «Maddi zarar nekadar fazla olursa olsun, bir milletin geleceğini ornuzlarinn alacak oları nesillerinin manevi kayıp ve kazancı ile hiçbir zaman mukavess olunamaz» Kaldı ki, bu binalar askeri tesisler ve birliklere verilebilir ve sair faydalı şekillerde de devletçe kullanılabilir 11 -;- Yukarıda belirttiğimiz kökten tedbirler alınma dığı ve lağvedilme yoluna da gldilmediği takdirde, sadece öğretmen okulu diye bir ad ve yafta değişikliğiyle veya kaşarlanrnış, kafası değişmemiş birtakım elemanların oradan oraya nakli gibi yarım tedbirlerle yetinildiği takdirde, bugün ve yarın, her. zaman, köy enstitülerinde fırsat kollıyan yıkıcı elemanların yuva, Ianması ve köy çocuklarının haklı veya haksız .ıekelenmesi ·önlenemiyecektir .. Kısaca, köyenstitüleri düğüm olarak kalacaktır,
yine
çözülememiş
bir
kör-
. ":
"-;?: ~.
~::..
.::"'::
ORKUN
si
Türk
NEJDET
fikir
tarihi hakkırıda biraz bilgisi olan, milli ve aklı başında her Türk kabul eder ki TürkçUlük, milletimizin ülküsüdür. Türkü sevmek, Türkün büyüklüğüne inanmak, Türkün yiıkselrnesi yollarını düşünmek gibi hep «Türk» fikri etrafında toplanan düşüncelerin, duyguların muhassalası diyebileceğimiz Türkçülüğün başlangıcını çok eski çağlara kadar götürmek, bu iyrnanın ilk izlerini pek eski devirlerde bile bulmak mümkündür. Fakat en az bir asırlık bir zamandanberi bu fikir Türkü seven, Türlü! düşünen Türklerin kafalarında ve gönüllerinde, aralıksız bir zaman zinciri içinde, işlene işlena günlımüze kadar gelmiş bulunmaktadır. Onun içindir ki Türkçülük şahısların değil, milletin rnahdır Ve bundan dolayıdır ki hiç kimse bu büyük fikri aklına estiği, hoşuna gittiği şekilde değiştirmek hakkına malik de-
şuura sahip
Kim ne derse desin, ırkçılık ve Turancılık. Türkçülük ana fikrinin iki büyük unsuru olmakta devam eedecektir. Zira bu iki unsur reddolurıduğu takdirde Türkçülük, tarihi manasında Türkçülük olmaktan çıkacaktır. Türkçülüğü tarihi seyri dışında böyle aca. ip bir hale sokmak ise kimsenin haddi değildir. Düşmanlar ne kadar sinsice saldırırsa gafiller gaflette ne mertebe ileri giderlerse böyledir ve böyle olacaktır.
saldırsın, gitsin, bu
Bu tarihi gerçeği şimdiye kadar diışmanlara karşı çok kereler haykırdık Burada bir kere de gaflet içinde bulunanlara tekrarhyoruz: Bir tek Türkçiılük vardır. O da tarihi manasıyla Türkçülüktür Bu gerçek Türkçülüğün şu veya bu cephesini 'inkar edenlErle, aynı safta olarnayız , Cünkü nasıl su, hidrojen ve oksijen unsurlarının bir'leşmesile meydana geliyorsa Türkçülük de kendisini meydana getiren unsurlardan mürckı~,or bir ulu fikirdir NEJDET
SANÇAR
de
ğildir. Türkçülük bir ana fikirdir. Ve her ana fikir gibi bir takım unsurlara maliktir. Bu unsurlar arasında Türkçtılük düşmanlarma ötedenberi hedef teşkil eden ikisi ırkçılık ve Turaneılıktır.
SANÇAR
m
Yazan:
rgi .co
ÇÖL
Türk ırkçılığını Alman rasizrni gibi korkunç bir fi'. kir. haline sokanlar baştakızıllar olmak üzere bütün Türklük düşmanlar ıdır Yüzlerce defa söylendiği ve yazıldığı gibi Türk ırkçıhğ ının Hitler rasiznıi ilc isim benzerliğinden başka hiç bil' ilgisi yoktur. Şu kadar
saymak, laboratuvarlarda kan tahlil etmek gibi şeyler düşmanların 'uydu ıduk laı-ı masallard.r Türk ırkçılığı, Türk soyunun büyük vasıüarırn yaşatmak ve Türkleşrnek istemiyen sinsi Türk düşmanlarının milletirnize ihanet etmemelerini sağlamak düsüncesmden başka bir şey değildir. Bir Türk kadar Türkleşmiş kimseleri Türklük kadrosundan çıkarmak igibi bir düşünce Türk ırkçılığında yoktur. Babası Türk olmayan Akif'in, Tür kçüler tarafından bu derece tutulması bunu yeter derecede göstermiyor mu? göbek
Turancılık da, Tanrının Türk yarattığı insanları 'I'ürk saymak ve onların hepsinin saadetini isternek fikridir Esir Türkleri kurtarmak için sağa sola savaş açmak, yani sonu belirsiz maceralar ardında koşmak Turancılık değil, sadece bir masaldır Turancılık, 'I'ürkiyeyi ihmal fikri de değildir. Turklüğürı te meli elbetteki Türkiyedir .. Türkiyeyi ihmal en az bir cinayettir. Fakat Türk iyeyi yılolmaz ve asılmaz bir kale haline getirmek için çahşrrken, Tanrının Türk yarattığı, bizden uzaklarda kalmış, yabancı çizmcsi altında inleyen insanları, kardeşleri düşünme]" onların :;yaslarryla yaslanmak. sevinçleriyle (eğer oıursai) se"..' .:.' vinmek de bir cinayet midir?
...~~;~J;~.:.:~ .. ~".'
MEGER
KADEŞ
NE
İ?>rtŞ?
..
f iki r leri birer
ww w.o tu
çok kafalarda ırkçılık ve Turancılık uruacı gibi yer etmiş bulunmaktadır.'
ken
Türk milletinin düşmanları, TUrkçülliğün bu iki büyük unsurunu asıllarından tamamen başka inançlarmış gibi göstermek için yıllardanbeli o kadar sinsi ve fakat neticeli bir gayret gösterrntslerdir ki, bugün bir
ORKUN'un 50 inci sayısında GR~(UNDAN SESLER sayfasmm llk iıkrasında bazı acayip vapur adlarının nece olduğu sorulmuştu, Okuyucularmuzdan birinden aldığımız bir mektupta «Kadeş» adının nereden geldi_ ği bildiriliyor. Meğer bu ad halis muhlis Yahudice değil mi irniş ? ! Buyurun Tevrat'tan par ca.arr: Tesniye
Faslı.
9. Bab. 22. ayet.
«Ve 'I'ebnar a'da hi Rabbi djyarı
gazaba
sizi Ii:ıdeş, Barnin'dan gön. emrine asi olup ona iman ve lcelümmı dinlemediniz ... » Faslı. 32. Bab. 51. ayet,
zapt.edirılz
) diyerek
All alunrz
derdilde
ve Kabr-ıt Hitabe'de daRab, (Çıkrrnz, size verdiğim
ve lHere'de
getirdinIz,
etmediniz
Tesniye
Rabbın
«Zira Ben! Isratl arasında, Sin berriyesinde, Kade-· sularında bana Isyan edip, Beni İsrail arasında beni talcdls etmediniz.» Mezamir, 29. Bab. 8. Mezrnur «Rabbın sadası berrİyc'yl tttre tır Rab Kadeş ber ri , yesin! tttr-ettr,» B'in Mertbe
Hazkiyal
47. Bab. 19. ayet.
«Ve Cerıup H.adeş'te derl'Ye
vakı
tarafında Mer'Iba
ol arı, Ccrıup ciheti Sarnar'dan suyuna "c Büyük Denize Iilen
kadar olacaktır.»
Yalnız birkaç vapurun adında değil, günlük haya tımızın ve çevremizin daha binbir yerinde Yahudiliğin vurduğu damgaları taşıyarak yaşadığımızın ah ne zaman farkına varticağız ne Zaman uyanacak?
ve milli şuur ve izzeti nefsimiz
.~
••
,.
__
•
o ••
__
o
. .,
••
_
.•
~
Röport.aj:
L
T Yazan:
NURAN
Her zaman iftihar ettiğim müslümanlğırnın icaplarından olarak «kader» e iman edenlerdenim. Kainatta vukua gelen herşeyin, Allahın ezelde çizdiği plana . uygun bulunduğuna inandığım içindir ki, asla üzüntü duymuyor ve bedbahtvolrnuyorum, Böyle olmasaydı,' meslek olarak askerliği seçmediğimden dolayı, hayatırnın sonuna kadar kendimi azaptan kur taramıyacaktırn. 'I'asavvuı- olunamaz ki, bir fert; halis ve katıksız Türk kanını taşısin Ve imanına sımsıkı bağlı bulunsun da, askerliğe aşık ve meclüp olmasın! Bu aşk, kalbimizde," ruhumuzda, kanımızda, tek kelime ile ifadelendirmek daha yerinde olacak: Bütün varlığımızdadır. Bu aşk, kendini her an belirtmekten rnüstağrıi, sıcaklığını her an aynı kararda saklıyan bir «kor» gibidir. Askerlik hizmeti de; bu korun, üzerindeki külü eşerek tezahür planına aksetmesine imkan veren bir
rgi .co
m
Her ferdin, hayatını severek bağlıyabileceği bir meslek temayülü vardır. Fakat, her birinde girift hikmetlerin saklı bulunduğu çeşitli sebep ve hadiseler; bizleri, bazan istediğimiz mesleğe intisaptan alı' koyar. Hayat şartları, bazarı insanı hayalinden bile geçirmediği, asla tasar lamadığı istikametlere sürükleyebi lir İşte böyle hallerde insan; meçhul bir kuv, ve tin sevkettiği, irade ve ihtiyarının dışında girmiş bulunduğu bu yolda, bir müddet sendeliyebilir, kerı, disini talihsiz ve bedbaht sayabilir
iiİTAPÇI
ww w.o tu
ken
de
maşa,.. , Askerlik hizmeti. mUddetince, bu harfkulade hava içerisinde, ruhi bünyesinde, temayUllerinde, kısa ifadesiyle ferdi hayatında insan muazzam bir' inkılabın gerçekleştiğini, yepyeni bir hüviyete bürünmeyn baş' ladığını görür. Şuna asla şüphern yok ki; şuurlu, zevk ve tad alarak görülen bu vatan hizmetinin rıurlu yolu, bizleri, Allaha yükselten yolların en kestirmelerindendir. Varanın bekçisi bulunmak şuuru, bilgi sahibi olmak, . öğre;';ek için didinmelc ve maddi planda nefsi ezen çeşitli hizmetler, katlanılan -nahrumıvetter, göğüs gerilen acılar, derin itaat, sonsuz sadakat. hudutsuz
oör.tı
BAYKAL'
uğurtusu,
E'U' rth;~. Doldu
kulaklarıma.
~ayluı.l'dan
bir
damla
Deg-dl ya.naklıırımu DGğ-nn
aydarı
Seferber r~\liı]a Atq
göz
Pembeleştt Bublr
akşamla ;
Dtrıledlm Anarnın
başrvdı •.. /
bestesIni,
nınnısınde ..
çiçek
destesini
Bag-lıyorken
Yıldırım
{'.sktı
doldu solmuş
Dile
geldi
* *
sesınde.
Dwnanla Tüyleri
damla,
yaşıydı,
şehit
yili:
YTI..Dmrn
III. Top. Tb, Nöbetçi Subayıyım ... Gece yarısını geçmiştir ... Saat 3 ile 4 arası ... Ortalığa Karadenizin, vücuda ürperti veren serinliği ha-
gö'kOO. yollar" «bör'lrte» yıllar .•, NİYAZİ
tesümivct.. , Bütün bunlar, ruhu derecesiz yüksel ten arniller değil mi? Bence, cemiyetin gerçek timsal ve rernzi ; ilahi rütbelerin en yükseği olan şehi tliğe bir numaralı namzet olan MEHMETtir. O; icabında, gecenin en dondurucu bir demindE yorgun vücudunu dinlendiren tath uykusunu. hiç bir manevi aksülarnel göstermeden . bırakarak, insanın, dış hayatta, hayalinin bil~ ürperti verdiği bir. nokt~da, Allah ile başbaşa nöbet bekler. Ya Allah, diyerek, nöbet için kalk tığ ı andan itibaren, uyku ih tiyactyla kavruları gözleri birer tutanı köze dönmüş; hamuru, cesaret ve yiği tli kle yuğ ru lmuş bir· heykel heybeti kazanmıştır. Mehmedin ne olduğunu, gece nöbetlerinde gör.vıel! ..
hisler
pusrıda .., uçan
değil
Bir
suda;
birleşti
Rih::gil.rda Su
akisler
oldu
olda
5U
...
GENÇJA'UDW
kim ... Alay dahilinde nöbet yerlerini kontrol ediyorum, Öteye beriye serpilmiş kayalar gibi, dehşet veren bir sessizlik içinde nöbet beldiyen Mehmetler ...
-
.--------~
ii
-------'---'-~....:;...:"---'-....:;...--'--- ----
.i.-- ..... -
Yavaş yavaş ilerlivorum ... Yandan, beni olduğum yere· rnıhlayan bir arslan kükrüyor : - Dur! Kimdir o! Sevinç, gurur ve heyecanımdan kendimi tutamadım: -r- Allah sizlerden razı olsun! Dedim, siz böyle tetikte bekçilik vazifenizi tam olarak 'yaptıkça, düşmanın yurt kapılarına yaklaşmasına bile imkan yok!
* * Mchmedin, her türlü vasıflandırmanın üstünde bulunan çalışkanlığını, yorgurıluğa karşı tahammülünü, komutanlarina olan yürekten bağlılığını kaleme SÖyletmek... Bu, benim kudretimin üstünde, hem' de çok üstünde bir iş, ...
rak, işlerin en kısa yoldan neticelendirilmesi tip düşündük. Çocuklaı-ımız ı muhtelif işlere
için ter ayırdık
m
Mehmed'i askerde, Ahmet tarlada, Fadlme nlnenln torunlarıdır Kışın ortalıkta yokken ses sada, , Bahar: kuzu sesi l,öyü sarrnada, Yazın hatırası başak sarıdır; Eri mektubunda Zeynep sorrnada .•.
de
Şu noktayı belirtmeliyim ki, mensup bulunduğumuz koşulu topçu sınıfı, çok şümullü bir çalışma icabettiren hususiyetler taşır. '
Akşam serinliği, tabiat sakın: Çeşmeden testiyi doldurur AY~, Ağıldan sürüyle çıkıyor çoban; Pınarı tatlıdır, ormnnı ımeşe ; Bu köyün bu köyün, benim köyümün, Köyümde yapılır, ~enI1kle di1ğün..:
rgi .co
Yeni intikal etmiş, mükemmel bir şekilde yerleşmiş bulunan Alayırruzın, Kolordu Komutanı tarafından teftiş olunacağı. binaerıaleyh, lüzumlu hazırlık.Iarda bulunrnamızı amir yazı aldık. Bölüğü toplaya-
mi;:::~e
görülmeye
Çavuşlarrmı
değer ... Saat
23 rı geçiyor ...
ww w.o tu
~V
ken
Gece, 300 mumluk lüks ışığı altında" arada bir nükte yaparak,. neş'e içerisinde harıl harıl çalışmaktalar.,; Kimi eğer dürüyor, kimi demir aksarnı parlatmakta, kimi I<ayış ve aleli tlak deri kısımlarını te-
çağırdım:
- Hepiniz çok yoruldunuz, saat gece yarısına geliyor. Ar-tık yatalım da, biraz vücutlarımızı dinlendi, relim. Yarın sabah, biraz daha erken kalkar, salim kafa ile işleri tamamlariz İşleri paydos edin ve yatın, ben de yatmağa gidiyorum, dedim. Ayrıldım, F'ilhakika yattım ve hemen uyudum, Daimi ikame tgahım, bölük ilerisindeki mahruti çadır ...
koğuşunun
iki
~'
-:- Ferit, dedim, saat kaçta kalktinız oğlum? Ferit çavuş, ağır ağır Ve gayet tabii bir eda ile: Asteğmenim, dedi, biz bu gece hiç yatmadık!! :- Oğlum, dedim, ben size gece ne söylemiştim. Böyle yorgun argın halde teftiş verilir mi? Paşa, bu halinizi farkederse, bana ne der? Her şeyden önce sıhhat gelir. '--:r Siz, hiç merak etmeyin .Asteğmenlm, hepimiz , tunç gibiyiz, evvelallaht ,.k;':~;,L, Birinci planda tuttuğum istirahat ve sıhhatlermi hiç kale almaksızın, sırf bölüğün tek mümessili bu~·i>::.;/~ lunan,şu satırların sahibinin, yüksek komutanlar
r'~tii~:>\;
Jl ıt~1M",,,mda· utanç • ..': s.: ;,.
duyrriarnası
Pllüvı
eksflmez
sofralarmderi:
Bug'iırı Ç:ı.l1511'1,en yılmaz yarından; Uaipleri temızdlr, kanı andır Ah, benim köymmlin, benim köyümün ... KAPLAN
metre
Sabahleyin çok erken kalktığı mı sanarak sevinmiştim. Fakat, benim, kendilerinden erken uyarıdığımı sandığım sevgili' çocuklarınun işe dört elle sarıldıkla, rmı görünce şaşırdım, naş'em kaçtı. Çavuşuma seslendim:
..
Hele küçükler] Anadolumun Köytimde yeşerrrılş f1danları<llr, Kışın yufka yerler, yazın da sornun.
hşmalarmm, yorulmaların:n gibi değildir.
küçümsenecek
Her türlü tavsifin üstünde bulunan bu sadakat ve bağlılık; üstün düşman karşısında kazandiğmuz yüksek başarılarımızm sırlarından hiç değilse birazmın perdesini kaldırabilir
Beş aylık mukaddes hizmetim zarfında, bir defa 'olsun, Mehmetlerime, çalışmaları, vakit öldürmemeleri için ihtar lüzumunu duyduğurnu, hatırlamıyorum, Mehmetlerimi. bütün kalbirn ve ruhumla, en derin sevgi duygularıyla selamlarırn! Allaha; vücutlarına sıhhat, çelikten kuvvet vermesi için yalvarırım .
ve küçülm'm,,; için ça-
NURAN ııJTAPÇI
----~~.~~:.
----,.:j:>!::..1:,"=-:',··"F;:;~~~;'3;:S~::;';~.:ji:E~,';'·,';:;~:~:bi~,:.:_::ij'i'::;': __.
manası,
KURAL
.. ·r--......
12
ORKüN
BIR BEYANNAME MUt~ASEBETIYlE İSı\IET
i
Bi! yazıdakt
ORKUN'da maktadrr,
flk.irler serbest
yazar-ın
kürsü
Bahsi görüşler!oiup
esasına
~
göre yayınlan-
~~~
Beyanname, başka her şeyden önce, röpor taj dü, rUstlüğünden mahrumdur Bunu yazan zat toplantıda beliren ternavülü ve düsünceleri sadakatle nakledecek yerde, daha ziyade kendi görüş ve duyuşlar'ım ifade etmiş, fakat bunları toplantıya mal etmiştir, Bu, iyice anlaşılmaktadır, Bu hususta', ellerinde Mefkür e dergisi bulunan okuyucular 4 üncü sayıdaki beyanname ile 12 inci sayıdaki tamimi de dikkatle kaı-şılastırsınlar, İbret vericidır Beyannamedeki, bazı' siyaset adamlarının hiç lüzumu yokken (ve tabii toplantıda da konuşulmaznışken ) Türkçüler arasındaki gönül birliğini incitici bir şekilde işe karıştırılması, Masortluk ve Siyonizm gibi milliyetçiliğin en .menrur iki düşmanının adeta okşayı cı bir şekilde bahis konusu edilmesi gibi ta tsızlıklar ve münasebetsizlikler üzerinde ayrıca durrnuyorum Baştan aşağı hayret verici çapraşıkhklar, kaypak ibareler ve sakathklarla dolu olan bu beyanname bilhassa iki noktada çok dikkati çekici bir şekil alıyor: Turancılik ve .n-kçıhk hakkında .va rdrğı hükümlerde Turancıl-k hakkında dediği şudur:
ww w.o tu
ken
de
Ankarada Milliyetçiler Derneği'nin teşebbüsüyle yapılan eHazrrlayıcı Toplantı» nın sonundayayınlanmış bulunan bir beyanname Türkçtılük için o kadar zararlı ve tehlikeli olabilecek bir rnahiye t taşımakta' dır ki, bunu, ORKUN kapanırken, tamamen karşılıksız bırakmaya bir türlü içim razı olmadı, Durumun iyi anlaşılması için evvela, beyannamenin yayınlanmasmı hazn-hyan hadiselerdekibazı talihaizl1klere işaret etmek gerekir, Milliyetçiliğin meselelerini görüşmek üzere hazırlayıcı veya danışma toplantısı kanaatirnce biraz erken yapılmıştır, Bu işe biraz daha sonra, Türkçüler arasında Ve bilhassa bu-sahada yeni fa'al olmaya bashyan arkadaşlar arasında tanışmalar ve görüşmeler ilerledikten ve daha yaygın bir anlaşma zemini kurulduktan sonra girişmek daha iyi olurdu, Ayrıca mevsimin uygunsuzluğu ve davetiyelerin toplantı zamanından çok az önce ele geçmesi gibi sebeplerle davet edilenlerin birçoğu toplantıya gelememişlerdir, Üstelik, davet listesi hangi kıstasa göre haz ırIanmış olursa olsun, listede rnühim eksikler göze çarpmaktadır, , Bunun ancak toplantı sırf bir hazırlayıcı toplantı çerçevesi içinde kalmak şartıyla belki mahzuru az olabilirdi, Bir haz ıı-lay.c toplantı gündem hazn-lamak ve beliren ve karşılaşan fikirleri objektif bir şekilde formüle eL rnekten ileri giderncz Giderse, hazırlayıcı toplantı 01maktan çık ar Halbuki bu toplantın-n sonunci.a yayınlarian beyanname ele ald ,ğı her konu hakkında, toplantı c.dır:a, kestirip utcı kararlar veriyor, ve bu arada bazı milliyetçilik anlayıslar.m kötüleyecek ve hatta sövccek kadar ile ri gidiyor,
etmesi! l> şeklinde bir kaydın da konulmamiş olması, maalesef, beyannamedeki fikirlerin dernek idare he. vetince benimsendiğini tesirini uyandırmiş ve teessürü ve beyannamenin yaptığı tahribatı ar ttırmrştır Vazıh olmanın lüzumu hakkında güzel bir ders, yanlış kanaatlar uyandırıcı bir nokta da aynı dergide toplantıya davet edilenlerin bir listesinin yayınlanmış ol. ması ve fakat bunlar-rı iç:!nce kimlerin gelip gelmediğine dair bir kaydın' "bulunmayışıdır, Uzaktakilerde, listede adı geçenlerin beyannamedeki düşünceleri benimsemiş olduğu şeklinde çok yanlış bir kanaat uyandırabilirdi, Gelelim beyannamenin kendisine.
m
~~.ifv~:o?V,\;~~~~~
TÜ1YcrÜRK
rgi .co
Yazan:
Ayrıca edinilen bilgiye göre toplantıda konuşulan mevzuiar hakkında oya başvurulmak suretiyle resmi Ve belirli karaı-lar almrnarrnş, ancak konuşmalarda beliren temayülleı-i ve fikirkümelepnelerini toplayıp ifa., de etmek vazifesini toplantıya başkanlık eden zat kendi üzerine almıştır, Konuşma rnevzularından önce vaki t tükendiğinden Ankaradan acele ayrrunrms ve bir beyanname yayınlarnak vazifesi başkana bırakılmışt.ır Bununla daha ziyade toplantının mahiyeti ni kısaca umumi efkar a bildiren bir tebliğin düşürıüldüğü ve fakat her şeyin, hududu çiziJmeden başkana bıraluldığ ı an la şrl ıyor İşin vardığ ı netice, bizim namımıza konuşmak saJ8.hiyetini başk a.lar ıria vermenin tehIike s! hakkında mükemmel bir ibre t teşkil etmektedir Toplan tl başkanlığına seçilen ve beyanname yayınlıyan zat Remzi Oğuz Ar-ık't ır Bu zat uzun bir beyanname nesrcdlyor Bu beyannamenin Derneğin organı olan Mefküre adlı dergide yayınlanması, ve bu arada «Beyanname der-neği ilzam
(Tiir!tiye'nin
g~rç.eJ:..lerine
göz
kapıynı-ak
":."
bütün
Vi'al-Altay lcavirnlertnl slyast bir çerçeve içinde birIeşt.lr-mek manasında kullamlun ~urancılıJda Türk milIlyetçilerinln alüka.sı olmadığı tesbit edilmiştir). Bu rada evvela bir kelime hilekarlrğı, bir hakikat tahrifi ile karşılaşıyoruz, «Turancılık» sözü eskiden çeşitli değişik manalar-da kullanılmıştı, fakat artık manası iyice belirmiş sayılabilir, Bugün «Turancılık» sözünü bütün Ural-Altay kavimler'ini. yani Türklerle birlikte Finleri ve Macarları da, birleştirici bir manada kullanan kalmamıştır, ve esaseri böyle bir düşünce, niyet ve teşebbüs te ortada yoktur, Buna karşılık «Turancılık» herkes tarafından dünyadaki bütün Türkleri içi. ne alıcı ve birleş tirici bir manada kullanılmaktadır, Beyannarnede Turancılık .reddedilirken kelimeye acayip bir mana verilmekte, bu acayip marıa veriş icabında bir tevil ve haklı görünme kapısı olarak elde tutulmakta, ve fakat Turancılık ve Ural-Altay kavimleri tabirterindeki bu yanar dönerliğin perdesi arkasına sığınılarak Turancılık'ın milliyetçilik dışı? bir nesne olduğu ilan edilmektedir, Bilhassa gençlerin ve Türkoloji ile inceden inceye uğraşmarrus olanların «Ural-Altay kavimleri» denince aklına ilk önce bu dağları içine alan çevrede yaşıyan Türkler geleceği
_~~,:\i;::~.J'~~~if~::·~Jt;;~~;.>~··_-
JRKUN
-;-
•••.
-.0
_
Uyu vavrum, yine şimşek çakıyor, Şehld baban gelmiş bize bakıyor, Yarasmdan kızı! kanlar akıyor, Bu yarayı. dur, bağlayım, nlnrıl! Sen ağlama, ben a.ğIayım, nınnı:
m
Uyu yavrum, uğur değil, YM tutma,. Beğ babanın üğüdünü unutma, Şimdi uyu, yar'ın hasmı uyutma Uyudukça gücün artar, rılnnl l Çabuk büyü, yurdu kurtar, nlnnı ; Uyu yavrum, Sen büyürsen Baban şehit, Bu ok vatan Borcun evIM
ken
ww w.o tu
Bu ikinci düşüncenin dayandığı sebebler şunlardır. Kelimeler, haddı zatında. zavallı ve masum şeylerdir. Onlara ne boyayı vurursak c rengi alırlar. Biz bizim . ülkümüzün bir unsurunu veya cephesini teşkil eden bir kelimeye sürülmek istenen lekeden derhal ürker .ve o kelimeyi düşmanın taktiğine terk edersek, hiç yoktan düşmanın eline daima kullanabileceği bir silah vermiş.ülkümüzün propaganda cephesinde bir zaaf nolstası yaratmış ve kendimiz de manerı ric'at etmis bulunuruz Ulkümüzün bir köşesine bir uma cı oturtulmuş olur ve biz o umacının tesiri altında eziler ek .. çalışır ız. Manevi teşebbüs düşmana geçmiş olur, Bu-
li4...."\.EMl
_ Beşik Sallarken Uyu yavrtrra, uyanacak giinler ver; Yıır!Iiları gözetliyen dünler var; Baban şehtd, İLlerinde ürıler vur; O izierde sen de dolaş, nl.nn1! Öç gününe tezce ulaş ninnl!
de
·1
1944 te Hasan Aıı . Fa1!h Rıfkı - İsmet İnönü gurubunun girttüğü gaye. ve kullandığı taktik malumdur. Türkçülüğün içine bozucu ve dağıtıcı, zihinleri bulandırıcı şöyle bir rnıh sokmak istediler: - «Türkiyede iki ayrı şey vardır. Biri milliyetçilik, öbürü ırk. çılık, Bunlardan milliyetçilik iyi olabilir, fakat ırkçı. lık kötü bir şeydir.» Bunun bir hayli tesiri oldu. Sebebi takfiğin inceliği değil, devrin şartları icabı propagandanın uzun zaman ve geniş ölçüde tek taraflı olarak yapılabilmiş olmasıdır. Türkçülerin çalışmaları' sayesinde ortadaki sisler geniş ölçüde dağılmış bulunuyor. Fakat köşede bucakta yine aynı sisten izler var. Bu taktik ve durum karşısmda milliyetçiliğin yolu ne olmalı? Düşüncelerin iki ayrı kutba doğru kaydığını görüyoruz. Birinci düşünce şudur: O hücuma maruz kalan tabiri kullanmaktan şiddetle çekinelim, hatta sıkışırsak inkar edelim. Bu suretle düşmanın el irıe hücum bahanesi vermemiş oluruz. Gerektiği takdirde biz de o hücum 'konusu kelimeye veya mefhurrıa : hücürn et. mekle kendimizi bir kat daha emniyet altına alabillriz .. Buna karşı ikinci düşünce şudur: Hayır, bilfıkis, o hücuma uğrayan tabiri açıkça ve cesaretle ele al al L.'Tl , izah edelim, o tabiI'in etrafında yara tilmak istenen vehimli ve sisli havayı dağrtalım
ŞEHİD
rgi .co
ve Turarıcıhk denince de akla bildiğimiz Turancılık geleceği bu kadar itina ile bu cümleyi kıvırrnış olanin hiç hatırına gelmemiş olabilir mi? Hele, farazi bile denemiyecek kadar Türkçülüğürı bugünkü çalışma yolundan uzak rnünada bir Turancılığın uzun uzadıya reddine lüzum görülürken bugün bir vakıa olarak mevcut muazzam Turancılık hareketi hakkında tek keliır . .:! br.2 söylemeleten kaçırulrruş olması iyi bir niyete yor ulabilir mi'? Aşikar olan şE;j'!erin üzerinde .durmya hm, lrkçılık hakkındaki kısım aynı taktiğidaha da ileri giderek kullanmaktadır. Diyor ki, «Rasizm şeklinde. imtiharıını vermiş oları rrkçılıktan bugünkü milliyetçilerimizin veba mikrobundan kaçar gibi çektnmeler l !üzumu kesin olarak karaı-laşmıştır» .(Şuracıkta hemen belirtelim ki toplantıda böyle bir şeyin kararlaşmadığı . anlaşılıyor. Irkçıhk tarı vebadan kaçar gibi" kaçınayı be, yannameci kendiliğinden eklerniştir) Bunun da tevili, sonradan söylendiğine göre, şuyrnuş: Her türlü ırkçılık ve bu arada Türk ırkçılığı değil de «rasizm» şeklinde bir imtihan verdiği söylenen (zümrütü anka kuşu cinsinden!) hususi bir çeşit ırkçılık kastedilmişmiş Bu çeşit ucuz kurnazhklarla uzun boylu vaktimizl kaybe tmeğo değmez.. İşin esasına gelelim.
13
gözlerinde uyku var, düşmanlaı-s korku var, yüreğinde olm var, kaygısıdır, nlnni! savgısıdır, nlnn1!
UYU vavrum, tepesinde hac yatan Camller var. Bu mu Beni 8ğlatan? Dayanarnaz çlğnenmeğe bu vatan! Camllere götür ı-mAl, rılnnl l Hem yurdl1, hem öcünü al, nlnn1! ZiYA GÖR
lUJ!'
na karşı esaslı hiçbir karrrmz da olamaz Çünkü düşmanın bizi o kelimeyle itham etmesi karşısında biz ezilerek büzülerek kaçtıkça düşman elbette bizi kovalar, o kelime ve itham bizim hiç bir zaman peşirnizi bırakrnaz Ve bu işin sonu da gelmez. Zira o ilk ekötülenrnişr kelimeden tamamen sryrrlabildiğtmlzi farz. edelim. Düşman bu sefer aynı taktikle bizim ülkümü, zün bir cephesini veya unsurunu ifade eden bir başka kelimeyi de ele alır ve «leke ler», Bu sefer bu kelimemeden de çekinmek ve biraz sonra onu da yere ba trr , . makta düşmanla işbirliği durumuna düşmek zarureti . karsismda kalme cak t ır Üstelik, her ric'atta, bizim f ikir ve hareket saharmzrn her daralışmda, aramızda ayrılıklar ve etraf ırmzda ağırlığını arttıran bir yılgınlık havası meydana gelecektir. Her sözümüzde ve her isimizde azçok tesirini gösteren bir samimiyetsizlik mikrobu içimize düşmüş olacaktır. Bu yolda yürüyerek düşmana. yaranmış veya büyük bir başanya erişmiş hiç bir ülkü gösterilemez .. Halbuki düşmanlarının husumet ve hatta istihza ifade ederek takdıkları adları bile meydan okurcasina benimsiverek zafere ulaşanlar ve Q adiara da şerefli bir mana verdirenler
14
ORKtıN
ww w.o tu
m
ken
de
ğ
vaz 'geçernezler, Türk ırkçılığının esasında korkulacak bir şey olmadığını, ve bunu zorla bir umacı haline getirmenin de akıl karı olmadığını gördük. «Alman ır kçıhğt» nın da biz Türkçüler için korkulacak hiçbir tarafı yoktur. Irkçılığın Almanyada aldığı tatbik şekilleri Alman milletinin, A'rnan gelenek ve cemiyet yapismin. Alman yaratılışının bir mahsulüdür. Türkiyede ise Almanlar yok Türkler vardır. 'I'ürkün kendi şuur ve geleneğinin mahsulü olan Türk ır-kçihğımn vasıflarmı Ve alacağı tarihi seyri de, hiçbir kimsenin fuzuli müdahalesini beklemeden, kendiliğinden, Türk cemiyetinin temel yapısı, kökleşmiş Türk gelenekleri, Türk rnilletinin karşılaştığı meselelerin ve hayat şartlarının mahiyeti Ve Türk ırkırun yaratılışı tayin edecektir.' «Aman bizim ırkçılığımız Alman ırkçılığına . benzernesin!» diye endişe duymak, «Aman Erzurumda muz ağacı bitmesin!» demek kadar boş ve gülünçtür. Sırası gelmişken şunu da belirtelim ki, Almanvadaki ırkçılık müfrrt bir- ırkçılık değildi. Belki f'enrıi manasıyla «ırkçılık" bile denemiyecek kadar eksik bir şeydi. Tasavvur ediniz: Alman devletine hizmetlerde bulunmuş bazı safkan Yahudilere (fahri ArI) sıfatı v-eriliyor Ve bunlar tamamen Almanmuamelesine ta, bi tutuluyordu Devle tin bir idari muamele ile bir kimseyi bir cemaattan başka bir milli ve «.rkl» cemaate geçirebilmesinin .kabul olurıduğu bir yerde "bil.mern müfrit bir «ırkçılık» tan bahsedebilir mi? Buna rağmen Almanyadaki idarenin. «mu tedil» bir ida, redeğil, sert ve haşin bir idare olduğu znuhakkaktı Fakat bu, o idarenin ırkçı olduğundan değil diktatörlük olmak vasfrndan ve üstelik Alman milletinin, elinde firensiz Ve .hudutsuz kudret bulununca, sert, haşin ve hatta zalim olma temayülünderı geliyordu. Irkçı,
rgi .co
çok vardır. Anglo-Saksonlar'daki (Quaker) mezhebi bunun hoş bir misalidir. Biz de umacı haline getirilmek istenen kelimelerin ve ithamların üzerine cesaretle yürüyelim. Onlar eriyip biteceklerdir Biz de ülkümüzün hiçbir köşesinde, hiçbir şekilde, kötü, lekeli ve zararlı bir şey olmadıırıı hem hep beraber göreim, hem de herkese daima gösterelim. Bu şekilde pürüzsüz bir fikir berraklığı, tam bir samirniyet ve hamleli bir hareket kudreti ülküye sağlanmış olur. Bir ülkü için bu, mutlak bir zarurettir. Hasan Ali ve F'alih Rıfkı'nın «umacı kelirneler» haline getirmek istedikleri «ırkçılık" ve «Turancılık» ın etrafındaki yılgınlık havasını ne kadar zorlukla dağıttık. Şimdi Rcmzi Oğuz Arık'ın bu tımacı yaratmak işine yeniden başlamasına müsaade edemeyiz. «Iı-kçılık» deyince aklımıza gelen şey Türk'ün yabancı kanlada karışıp bozulmasını önlemek; yabancı, ların Türk'e ihanet etmesini, zulüm ve tahakküm etmesini önlemek, gibi milliyetçiliğin tabii icaplarıdır. Irk (veya kan, veya soy, hangi tabiri kullanırsak kullanalım) unsurunun Türk'ü Türk yapan unsurlarm arasında yeri olduğunu bir ke re kabul ettik mi, Türk ırkını koruyacak ve kıyrne tlendirecek bir takım düşüncelerin de olmasını tabii görmek gerekir. Bu düşüncelerin toplamını, konuyu iyi anlatıcı ve tarihi kıyrne t ve hatıraları da olan eırkçılık» sözü ile ifade etmekte devam etmemek için sebep yoktur. Kendimizi bu hususta, ihtiyatlı oluyoruz vehmi ile, bazı çeki nmelere kaptırmanın ise' yukarıda anlattığım mahzurları vardır. Yalnız, «Lrkçılrk» derken başlı başına bir fikir sistemi olmadığını, ancak Türçülüğün bir unsuru olduğunu unutrnamahyız «Irkçılık» deyince mllliyeti yalnız ırka bağlıyan bir telakkı de hatırımıza gelmemelidir. Her «ırkçı» milletinin yapısında aynı zamanda hars 've yardımcı unsurların varlığını kabul eder, fakat ırk ortadan kalkınca bunların geri kalanının da ayakta duramıyacağını ve milletin çökeceğini bilir. Milletin teşekkülünde ırk'ın oynadığı rolü Tahsin Ünal Beğ'in bir yazısında (ORKUN 60/2) kullandığı et-iskelet benzetişi ile canlandırabiliriz. Irk iskelet gibidir. Tesiri ilk bakışta göze çarprnaz O kadar cazip, göz alıcı.: alaka çekici bir konu da değildir. Esa, sen milliyetçiliğin daha ön plandaki işleri kadar onunla uğraşmak için çok kere bir sebep de bulunmaz. O işini kendi kendine görür. Bizi ırk yönünden vuran tehlikeler neticelerini hemen şimdi değil ekseriya çok sonra, bazan nesiller sonra, gösterir; fakat diğerlerinden daha derin ve vahimdir; ve eğer bir milletin ırk yapısı çökerse, o millet, iskeleti alınmış bir bedeniri şekilsiz bir et yığını haline gelmesi gibi, bir millet olmaktan çıkar, her türlü şahsiyetten mahrum bir halk sürüsü haline gelir. Bunun içindir ki, milletini ciddi ve samimi surette sevenler «ırkçılık» tan asla DÜZELTME:
65 inci sayımızdaki «Anadoluda Kan Gütme Cinayetleri» yazısında ilk sütun 40 ıncı satırda karakter yerine kra.ter Ve ikinci sütun 4 üncü satırda çlngeneaın yerine çiğnenen olacaktır. Düzeltir, özür dileriz, l.'.
.5
Ji .••.•
lığın adı bile .hilirımezkerı aynı zalimane muameleler katelik - protestan mezhep kavgaları münasebetiyle yapılmıştı. Rusyada bugün ırkçılığın adını ağıza almak suçtur. fakat bu Rusyada. «ırkçn Almanyadakine bin' kere rahmet okutacak kadar zulüm ve işkence hüküm sürmektedir. Türk ise, elinde büyük kudret olduğu zaman, derhal gevşe r y:e yumuşar, azami derecede musamanakar olur, başına yabancı soylu dalkavuklar ve asalaklar kurulan kud, retin temellerini. ergeç çökertecek bir fesadın ve boz-' gunculuğun mikroplan ürerneğe başlar. Keşki bu zayıf taratımız olmasaydı. «Rasizrn» diye de bir umacı yaratmaya çalışmanın manası yoktur. Kelimenin kendisinde anlam bak ımın., dan bir kötülük yok, ancak Türkçe dururken yabancı bir söz kullanmakta bir münasebetsizlik vardır. Yabancı dillerde bu sözün manası sadece ve umumi surette ırkçılık'tır. 'I'ürkçede ise bu, kullanılagelen bir tabir olmadığından şimdilik hiç bir manası yoktur. Yeniden Türk diline böyle bir yabancı 'söz sokmağa gayret eder ve bu gayre timizde muvaffak olursak, o takdirde bu söz Türkçede biz ona nasıl bir çeşni verir, ne gibi bir duygu ve düşünce ile kullanırsak manası da ona göre renklenlr, Bence, evvela, dilimize dudurup dururken bir yabancı söz daha sokrnağa lüzüm yoktur. Sonra, ilmen de «ırkçılık); ve «raslzm» diye bir ikiye .bölüş temelsiz olur. Türk ırkçılığının yabancı-milletlerın ırkçılığından farklı Qlduğu ml),hal>; •. üşüşür,
(~f~~" .._._,: ..:;._ ...:.", - -
o
15
R K U N
kaktır, fakat buna göre «irkçıhk» sözünü Türk ırkçılığına tahsis edip yabancılarınkine «rasizm» diyemeyiz, Çünkü muhtelif yabancı milletleriri ırkçılıkları da aynı şey değildir, Mesela, Alman ırkçılığı ile İngiliz ırkçılrğı ar, sindaki fark belki Türk ırkçıhğ ı ile A 'rnan ırkçılığının farkı kadar açrktr Ve mesela Amerikan rrkçıl.ğ: da her ik.islnrlen yine büyük bir farkla rark1ıdır, Bu sebeple bunları ırkçuığn bir nevi olara], huSUS! bir adla adlandıramayız. Her milletin ırkçılığı için Türkçede ayrı ayrı ed bulmağa da hiçbir rnecb.ıriyetimiz yoktur, Bizi yakndan ilgi'endiren arıcak kendi işlerimiz ve bu, arada kendi n-kçıhğ.rnz dır Bu, na da düpedüz «ırkçılık» adı yeter de artar bile,
tecrübelerinin
umulmadıkzararlarının
lanndan
olduğunu
"Liiboratuvar ırkçıhğı » diye bir nesneden çekinmek de yersizdir Evvela, bildiğimiz kadar, halen ırk tayini için kan tahlili konusu ile uğraşan bir tek Türkçü bile yoktur, Olsa ne Iazırn gelir? Bu sanınun cevabını tayin etmek için içtimal konular ile fenni konular arasındaki mühim bir farkı göz önünde tutmak gerekir: İçtimai konulara biraz da iradelerimizle şekil ve , rebiliriz, bu bakımdan o hususlarda ternavül ve kana, atlcrimizin yap:cı bir değeri olabilir, mesela, Cumhuriyet idaresini kırallık idaresine üstün görürüz ve bu görüşümüz memleketimizin idaresini kirallık tan cum., huriyc te çevirmek gibi müsbet bir neticeye varabilir, Fakat tabii ilimIerde zekalarımız ın rolü yalnız müşahede edicidir; bizim kanaatlerimiz tabii kanun ve hadiselere tesir edemez; mesela, eğer ışığın sürat! saniyede 186,000 kilometre ise, biz «bu kadarını şahsan fazla buluyorum, yarısı kafidir» demekle hiç bir şeyi değiştiremeyiz, Irk'ın kriterleri de böyle bir mevzudur, FennI bir iştir, Kanaatlerimizin tesiri altında de-' :;ildir, Biz bir insanın veya milletin ırkina kıymet verebilir veya vermiyebiliriz, bunda hürüz Fakatbir adamın veya bir rnille tin kanını tahlil ederek ırkmı tayin etmek usulünü benimseyip benimsememektc aynı şekilde hür değiliz, Bu fen meselesidır Adamın biri çıkar cla«Ben bir insari kanına falan kimyevi mad, dcyi atınca aldığı renge göre o adamın 'Türk mü, Yahudi mi olduğunu tesbit edebiliyorum» derse, biz bunu benimseyip benimsemcrnektc hür değiliz, Fenni kontrol sartları altında yaptığı tecrübeler müsbet netice verirse kabul etmeğe, aksi halde reddetmeğe mecburuz. Bu sebr ple falan şahsın veya heyetin «Ben laboratuvar me todlarıyla ırk tayinini berıirrıserniyorum» demesi, tıpkı «Ben falan üçgerıin filan üçgene eşit olduğu nazariyesine pek iltifat etmiyorum demcsine benzer, biraz gülünçtür Hemen ilave edeyim ki, halen bir şahsın kanını tahlil ederek onun kat'iyet-' le hangi ırka mensup olduğunu anlamanın fennen tesbit edilebilmiş bir usulü yoktur, Fakat bunun olup olmaması bizim duygu ve temennilerimize bağlı 01'madığından, bu hususta heyecanlanmaya ve hele şu veya bu fikre «mikrop» diyerek ağzımızı bozmaya da hiç lüzum yoktur,
1:i1 ve derecesinde
aşkın
de çok gördük,
Gerek
ğuz la tanışıklığım rübelerimizin lütfen
>'
«taktik»
rnek
Aslında sakat olan ve inanmadığımız bazı şeyleri, sırf ülkünun menfaatı icabı, «taktik" mülahazasıyla söylernek doğru olabilir .mi ? İtiraf edeyim ki, bu soruya eskiden vereceğim cevap, «Eve b idi, Şimdi «Ha., yın dır, Bilhassa Tilrkçühareketlerin blrllği, iç huzuru ve 'hamle kudreti bakımından, «taktiks li ı:;idiş
yet tabii
böyledir,
unsurundan
görmiyecektir
,
«ırkçılık"
ne kalıba
Yalnız
,
güler
rek
yüz
bilmiyerek,
reketin mak
kendisine
Düşmanın
muz
oyalama
unsurundan
aynı
de derhal kaynağı
0
kudret,
ölçülerini
oğlunuri
başlıca
dağıtmamak mücadeleyi
tutmaktır.
inançlardır
Bütün
takdirde
bu
ve taktiğini
büsbütün
karşiladığı
tatbik en büyük
Kişiyi
yerine
yü-
Poli tika.,
ülkülere
oluruz,
baskalarnun
sami-
yolda
politikadanayrılır,
ez eli zaaflarından, hoş
gelmesi
tutacağımız
ele düşmanla sahada
bartaramış
kendini
bizi LU-
sıçramamahyız
kalkışt ırmz gün ülkünün
da bu zaaftan
duygulannın
önünda
Ve kudretli
kaynağını
bi düşünmek,
Bizi dü-
daima
acı acı hırpalaması,
neticesine
ikincisi
Etmeğe
Bizim yeni yogösterir,
iç kuvvetleı-imizl
Bu bakımdan
nın oportünist edemeyiz
fazla
bizim için bir zaaf ve
bağlanmadığımız
rüyemeyiz
bizl çok
Düşmanın
noktanın
için en elverişli derin
için, tuttuğu-
saymak
düşmanın dolayı
göz
zayıflatmamak,
Ülküler
san-
münasebetiyle
biri kendi
miyetimizla
ha-
o nokta
olduğu
hususunda
kendimiz
milli
bize karşı
kendirniz
olduğunu
sebeple
darbelerin
Taktik
n
ile de
gevşernesi
işaretidir:
faydalı
kumüzün
iki noktanın
Yahudi-Masa
göstermesini,
da bir tehlike Aynı
felaket
bile-
sürükliyebilir
sürıdürmelıdir-
sebebiyle
edici
bu yollara, hayırhahlığı
yolu için, bir başarı
ODa daha
bize bütün
ve zayıflateşvik
hiç bir zaman
azaltrrıasını,
hataya
bazan
lumuzun
merhamet
ettiği
düşmanlığın
bize güleryuz
bir
yumu-
düşmemeliyiz
şiddetini
tehlikeli iltifatı
karşı
ülkümü-
Aldatıcıdır.
şahsan
fakatbunu
gafletine
baskının
aşılarlar
ve samimi
ga-
takdirde
inkar
edenler
devamlı
kaı-şılaşabilirler,
zaman,
Türkcülüğü
sevk
kuvvetlerinin
şe~
ve mil,
bakımlarından
bu cereyanları
görebilir,
her
şuura
girse onlardan
kendini
müddetçe
irıandır.,
a değil,
Bize zaman hissini
Bas düş-
bize
milli
vazgeçtiğimiz
rgi .co
dığı, bölündüğü
Bunlar,
Kendi
göreceğimiz
rnilliyetçiliği
Evvcı a, düşmana
m
Türk
azdır,
milliyetçiliğe,
düşmandır-lar;
sak muamele
cılar
tee-
faydalar
~:cs:-~h:kgerekir.
gibi, yalnız
olarak
falan
insan
0-
arkadaşlarım
in bize getirebileceği
ve Masonelur
istedikleri sevgisine
ve
bu husustaki
olduğuna
(:;, ,:,1a daha
m2n','TIIZ Yahudi
ken n
Reha
itima t buyursunlar
de
lı,
ww w.o tu
'([.~
miktarda
da ille ümitlerden
bır
fayda-
geçmişin-
Re mzi Oğuz la gerek
~evi~:;,~j Ec~C~nmekte~ ümic.,
zün
yakın
eski olduğundan,
yeter
Bu manada
let
umulan
Türkçülüğürı
kendi
gi-
koyamamak
Anlaşılan
politika-
kur tula-nıvot-lar. bir şeyi başkalarının
Kendi da
ORKur..;
16 karşı lıyabilcceğin!
Hemen
lartm
[~ldi,
arkGsı:ıc1an,
Onlaı-ın
düş.mcc sizliğine
rum,
İsterim
neşredilecek dikleri tikanın
mert
iğrenç
tuluş
ma hep kacak?
aynı
ka çare uyanmasin
zerrece
Bu yazıyı
İkinci
nokta,
bazı
her
düşüncesi bizim
dm, Çünkü
bu şekil
en kuvvetli
Bunu ların
saha,
kaidedir,
ve açık bir şekil-
müdaf aa e,tmek,
taktiksizliğin
yoktur,
bunu
(!)
öne alıyor, en ziyade
oyunla rıyla
Halbuki ustası
-savas,
uzaklaştu-ıyor
kavdırarak.
ve bizim
bazı
kalkıyor,
ve Mason, de en zayıf
tasavvur
Türkçü
gözetyle· bu
içinden
ancak
(TürkçülLigü bu
ahlakindan
bir
beyannamenin
yok ur tabiri
darmadağın
beyannamenin
Fazla
en
benimsivebilecczor-lanu-sak
nihayet
a labi lirrr , ve diyebiliriz ve perişan zihniyetinden.
«veba mikrobundan
kaçar
etmek
ki,
istemiyor-
taktiğinden gibi»
YCl' yarılıp, gök dellnse Aygır ınınden salınsa Yeryüzünde tek Iralrnsa çıkar yol gösterir TanJ'I Tlirli'ü. bol gösterir
Bozknrt
Oğ-lll
Yeter
yok mn tztmizde? btmcak azrmız da
Durmaz
Isek
sözlimtizde
Ay çift doğsun, Gömgök girsin,
şimşek
kızıl
ç'Jılu;ın
çıksın
doğru
olunabilecek
şekli!
miz hiç bir noktas:
i
Uğrulara in etrneyiz Kendlmjzi kınatmayız
tarafı
Mücadeleyi bu sahaya
taktiğin
Düşte gördük ak kımızı Almak gerek hakkımızı Bu dünyada köşkfunüzü
bizim
en zayıf
işi yurütmeğe
oldukları
yol-
Çünkü
bu, Yahudilerin
sahadır işte
cesaretlerin,
sahadır
manalarmı
tar-
en uygun
bizi Luralardan
Puslu durur gün doğusu Sevinir Türk'ün yağtsı
yapan-
bu hareket
ve Yahudinin
eğip bükerek, zeka
Fakat
Iymanlarrn,
Başta sancak, elde süngü Gönülde bir garip yangı ' Hangi uruk Türk'ün dengi?
en acınacak
de belki hattıyla,
en uygun
Beyanname
kaydırmak
sak
sebebi
en uygun
ve cepheden
tarafımız
bulunduğumuz kötü
yüz med
için, ana
Bizimiçin
(l)
olanlar
baş
temel
,Şaşkınları ustamalı Alı alla süslemell
olur-
ww w.o tu
lar'da taktik
burasıdır,
duymamın
Hakikaten
zı, tesadlifen,
Kelimeleri
bildiği yoldan,
kendimize
k.znselerce
sayılır,
BUtUn Tfu'klük kara bunda Durur mu hlO kılıç kında.? Bayrak mı yol, ötüken'de?
olsun,
ne pahasına
mücadelede
yüzde
bir derecesi
masıdır
.ülkü
bulunrnıyacak
ihtiyacını
benimsernek
Bu belki,
ta
mücadeleyi Bu,
Yüzde yüz samimi, de ülküyü
baş-
belirtmektir,
tutmaktır.
Durmak değil, koşmak gerek UZuIı yola düşmek gerek
çı,
mı
olacaktır,
yazmak
bunu mutlaka
karşı-
ki, ne olursa
yolundan
fedakarlık
ve daima
poli-
bir an için bile içlerinde
bize nc-gös terf rse göster-sin,
da vardır,
putlar
Ş
Başırnızda TürkIük tacı İçimizde Türklük öcü ' Kim bu derde has utacı?
hiç kur-
benim
ve aynı
D E Yİ
bi-
rıza göstermekten
bilsinler
Türkçlilük
«Acaba
her yerde
eda
duygusu
:f'
yerlerden birdenbire
vakit,
için bu kadere
Ulküdaşlarrrn
sa olsun
ince
karsısında en güven-
sesi yerine
aynı
ediyo-
ve ileride
ülküdaşlarım,
işittikleri
sözler,
tarn ve hakiki
da
ve temiz
yok mu,
karşısında
beyannamelerin
Er geç, daima,
Benim
Ve poliJkacive lanet
gönül bağladıkalrı
sesini
yok mu?
bir eza ve ha-
hayret
genç
ve inandıkları,
le ülkürıün
kader
diğer
bilhassa
ülküdas-
ve içim burkul-
düşünüvorum
beyanname
bu gibi
ülküdaşlarım,
sar-
genç
ne derin
ycı;'den
bu
ki
Ma-
nefretle
bazı
nı düşündüm,
de yine onları
lar'n
ediyorlar,
zaman
aklıma
kimbilir
:v':.; kır;kl ğı duyacalc.ar du, Şimdi
farz
okuduğum
de
sıldım
ilk
m
beyannameyi
ken
hut
rgi .co
aynı şekilde'
ve
kaçmalı,
yız,) ~srUET Tfm.'fT'üRK
Deli gönül ala yarsır Esrik olan Icula yarsır PUL canhsı pula yarsır Bizde mal mülk değmez göze' tnuu lazım, ülkü bize Kamberoğlu, sussnrı kopuz otuz Tatar, Dokuz Oğuz Bugün tam alümış mllvonuz, Bir gün elbet gün ışıcak Bozkurt gene dolaşacak ...
YA:;IARIS
YAliARIŞ
n
i
Bir gün olur, elbette eski beğIer dirilir; Yine kılrç kuşanır tarihteld paşalar,
Anlamayız hayatı felsefeyle, ilimle; Hayat çelik ellerle atılan zar olmalı, Rahat yatakta ölmek acap olmaz mı çile? n:anlı sınır boyları. bize mezar olmalı,
Yine şanlar alınıp nice canlar verilir, Yiğit akınımizdan yine dünya şaşa.lar, «Türk 'l?arihb) denilen kahramanlıl, şl'rini . Yenit1.en yazmak için harcıyacağm kandır Mısralarr içinde en güzel ve deriııi Batıda «Niğebolu», doğuda «Çaldırun» dır,
Aşıl{ nasıl bulursa iç açan bir serin su Sevdiği bir güzelin som yalaz dudağında, Sönecektir bizim de gönlümüzün tamusu Tanrıların gezdiği Yüce Tanrı Dağında,
Yine Batılıların Üçüncü Kosova'da Topraldara sereriz bir değil, birkaçını, Çekilince kılıçlar yenıden 'Haçova/da Paramparça ederiz Oermenliğın ha.çını,
rgi .co
Yine ufka açılır şanlı kcrsanlarrmız, Bir Türl{ gölü yaparlar Akdeniz'in Içini, Acı acı gülerek bugün susanlarımız Yarın rezll ederler Romalt'nın piçlnl,
ken
de
Ulu Tanrı! .. KUr Şad'ın venllmlven ruhunu Yüce Tanrı Dağında daha bIrazbarındır! Geleceğiz yakında! Yarın bUtUn cralar Demir bileklerdekl çelik kılıçlarındır! Tasıı. mıdır yakarsa bir. kurşun kalhlmlzt? Ne çıkar süngülerle delinirse bağrımız? Bu kurşunlar, süngüler öldüremezIer bizi, Belld diner oniarla ezeli kalb ağrımız,
m
Tanrı Dağ ı ! Tanrılar, Tanrılaşanlar da(;;'l! Orda on iiç asırdır bizi bir gözliyen var, Savaş türküleriyle aylı kızıl bayra.ğı, Kefensiz öliilerin ruhunu özliyen var,
ww w.o tu
Gözümüzde bir hasret paı-lıvarak, düşfuıce 'I'opra.k ana elbette bize açar kolunu. Onun kadar düşünmez bızt hlçhlr düşünce, Kendi kuyrıurıda saklar can veren her oğlunu, Yurt ve şeref uğrunda Vararn hiç.blr dudalcta Kan sızarak göğsünden ızdırabı dinecek belki
sen Beril de toprağa anılmasın er adın! huzuruna varınca o gün KUr Şad'ın,
Gam mı ceylan gözlüİer bizlere yar olmasa? Yeter ki lcılrçlar-la süngüler yar olmalı, Ruha ır yatakta ölmek sanki değil mi tasa '? Savaş ve er meydanı bize mezar olmalr, 1956 ATSIZ AHMET EMİN'İN
ADI
ORKUN'un 31 inci sayısında «Büyük Müsabaka,· başlıklı bir fıkra yayınlamış, A.hmet Emin Yalmarı'm bü tün dönmelerde adet olduğu vechile taşıdığı gizli Yahudi adının ne olduğunu müsabaka konusu ilan etmiş tik Bir Iatife olarak yazılan o fıkra çok ilgi uyandırdı ve birçok cevaplar geldi. Bu arada biz .de bu zatın hakiki Yahudi adını öğrenmiş bulunuyoruz. Okuyucular merak ettikleri için ORKUN kapanırken bu konuyu da açıklıyahm: Adı Salamon'dur (Tesadüfen, gelen cevaplardan hiçbiri Salarnon çıkmamıştı l)
..;,_.-._._-----~-_.-------~-
Genç Fatih'in ordusu yine tekbir almca Söndürürüz. kafil'in Meryem Ana mumunu, Haritadan sileriz 'I'urıa'ya at salınca ·Ulahmı, Sırbmı, Bulgarmı, .Bumunu.ı,
. Göv4esini elbette döndürürüz Bir geçerSe Moskofıııı elimize Çanalckale önünde yine kopar Süngümüzle bozulur tngillzin
kalbura yakası, bır bora, cakası
Yiğit Harbtyeltler l Öğrellin derslntzt: Kahnıman, g-öz kn-pmadan düşmana
saldı1'11ndl1'.
Vazifeniz: I{aıı!je, SiIlstire, Pilevne, Niğebolu, Kosova, Malazg'lı-t, Çaldıranılır, Yarın Yavuz dirllip bize buvı-uk verince Rızgm kum çöllerini venl baştan aşarız, Kanlar-ımız sebfldir ; alertarak hepsınl Belirsiz mezarlarda arnlmadan yaşarız.. , 1936 ATSIZ
e ~·".."..;v.""""VV""""w'V'~......,..".,..;.r..AA~I'>AN
i
ONLAR TURKLERDİ Yazan: RANA ... Rusya mahkümu Türklerin acıklı durum ve macerasını arıla tan bu emsalsiz eseri ):ıü.tün Türkçülere tavsiye ederiz, . Milyonlarca Türkün esaret hayatlan. Sibirya ~ileleri ve ırk şuurlarınin üstünlüğü sayesinde Almanlar tarafına geçerek ebedi düşmanmuz Moskanara karşı nasıl çarpıştrkları Bu eseri mutlak okuyunuz, Fiatı 200 kuruş, Sehat Mat-
baası, Ankara,
m rgi .co de ken ww w.o tu i
ı
i
k ı-
Doğu
Türkistanlı
kandaşlarınuzdan
bir gurup.
Kısa süren
hürriyet
çağında
çekilmiştir.
Anadolunun
ruhu ve havayı taşımıyor
her
harigi bir kasabasında
çekilen bir rcsimle
mu?
çciJ
~ ~ 'b,ı
'-"
H'
,~
"~\,. "'l!i
aynı
ORKUN ____________________
__
_____
O
19
....i.._~_
ken
de
rgi .co
m
••
ww w.o tu
Doğu 'I'üı-kis tanmmubtarlyet çağında bir hatıra Or-tada Umumi Vali Sabr! Mesut Bey (şi!11lliRuslarm elinde Urumçt'dc rnahpustur Yaşayıp yaşamadığı hakk-nda bir haber yoktur). sağ ırıda isa Yusuf Alptekin. solunda Mehmet Emin Buğ ra Arkadaki genç subaylar Çin ordusunun ünıf'ormasıru mecburi olarak taşıyan Türk Oğlu 'I'üı-klcrdir
HoS Geldiniz . ülkü Kardeşlerimiz !
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
(Doğu Türkistan:n kurtuluşu davasının yıl- .~ maz kahramanları Isa Yusuf Alptekin ve Meh- ~ rne t Emin Buğra Beğler Türkiyeye gelmişlerdir. Son Rus is tilasından önce Doğu 'I'ürkis tarıda . kuvvetli ve şuurlu bir milliyetçilik ve hürriyet hareketi vardı, ve Çin devletinden Doğu Türkis_ tan için Istik lale yakın geniş muhtariyet hakları koparılrmş'tı Doğu Türkistanın milli kahramanı Osman Batur Beğ'in şehit edilme sinden sonra onun en yakın arkadaşları İsa Yusuf Alptekin ve Mehmet Emin Buğra Beğler, yurt içinde ve yurt dışında Doğu Türkistanın hürriyet ve Türklük mücadelesinde önderlik etmektedirler. Kardeşlerimizin bÜYÜk acılarına ve ümitlerine gönülden katılarak onlara «Hoş Geldiniz !» deriz. ORKUN'un 52. sayısının başyazısını bir daha okuyunuz Aşağıdaki röportaj Mehmet Emin Buğra Be'ğile yapılmıştır.
I·
I
1 -
seviyesi
Doğu Türkistandaki hakkında
malümat
Türklerin verir
milli
Ve
medeni
misiniz?
Doğu Türkistan Ttirl{leri Ll.;:i asn-a yakın bir müddettenberi Çinin askeri va!i!erinin her çeşit basınıarı altında kaldıklarından delayı çok geri kalmış btr durumdadn-laı-, Mmi ruhları çok sağlam olmakla bera., ber kültür seviyeleri bu ruha Ii1Y:!i: derecede olmadığından Işlenmemiş bir halde Icalrruşt.ı, bundan dolayıdır ki çok fednkürhklarrnu rağmen Çin 'baskısını başlarından atamanuşlardı, Maamafllı son yirmi yıllıl{ hürriyet mücadelesi esnasında milli seviyeleri çol{ yükselmiş bulunmaktadır, Eğer kızıl Rus' hücumuna arımdan uğr amamış olsalardı bugüne kadar dünyanın lıür milietleri arasında yer almışolurlardı. Medeni seviyeye. gelince an'anevt Tiirk medenlyetinin çok örnelderin! vaşatmaktadırtaı-, Ecnebi baskısı asrt medenıvettn ışıklar ının Doğu Türkistana layıldle !Illiuz; etmesine münı olmuş ve olmaktadır, Meool.-ı.;
20
ORKUN Türkistana gelmişlerdi, Bunlardan birkaçı Tiİrh;yeJ'e döumüşlerso de bir kaçı Doğu 'I'ür ksta.nda kalarak maarır hızmetlerınde bnlunmuşlardı, 1931 • 34 inkı!'c,bı devrlnde 'I'ürklyeden doktor McstMa All Kentli (Millet Partisi başkanı), Mahmut Nedim Ka:ı--tmaz ve doktor Meedittln Ka5ğar:ı, gele• . rek colt rnühirn hızmet.ler Ie bulunmuşlardı :uahmut Nedim E[çt'~laz .Hotene gelerek benim yanımda ns~ kc <erime taltm hizmetini görmüştü, ben H!ndhıtan3 1984 te hlcrct ettiğim zaman benimle beraberdi,
istlklal
ile nettcelenip
1877 ye kadar
devam etmiştir. 1931 Inkılübr ile lstiklal elde edltmlş , se ·de 1934 teki Rus müdahalesI neticesinde akamete uğradı. Silahlı Irılcılap olmayan zamanlarda Doğu 'I'ürktstan TUrkleri Çınlilere 'karşı daima nefret göstermek. te bulunmuşlaı-dır
5 - Doğu ve Batı ·Türkistan Türklerinde Türklük duygusu ne derecedir? Komünizm terbiyesile yetişmiş olan gençlerde Türklük duygusunu uyandırtnarun imkanı var mı?
ken
2 - Doğu Türkistan Türklerinin 'I'ürkiyeys bakışları nasıldır ? Çok eski devirlerdenberi TUrklyeye büyük hürmet ve sempati He bakmak bir adet idI, son zamanlarda mill!. duygu arttıkçaTürk ırkından yegane bağımsız Tiirkiye:\i bır ağabey malılyctlndo tanımaktadrrlar. Bundan dolayıdır Id komünistler Doğu Türkistan mllliyetçllerine Pantürldst adını vermekte ve bu ith amla ölüm ve ebedl hapis cezasuıa çarptır ılmış olan Türklerin sayısı onbinleri, bulmaktadır ,
1862 mkılabı
m
nkolmHarın yüzde seksem. halk tarafından inşa edilmekte ve hükümetin bu yolda ciddi bir. alaımsı görülmemektedir. Bundan dolayı .ilkokul yaşlarındaki çocukların yarısından fazlası okul dışı kalmaktadırlar. Bütün memlekette ancak 14 ortaokul ve Iki lise. var. dır. Yüksek tahsil müesseseleri hiç yoktur .. Makinalaşmış sanat müesseseleri yok gibidir. Demiryol ve yeni usuldaki otomobıl yolları yoktur. Doğrusu müs, tevIUerln ehemmlyet verdikleri nokta halkın cahil kalması ve yoksulluğr, düşmesinden Ibarettir.
rgi .co
Yusuf Alptekin Beğ (kalpaklızat) ve Mehmet' Emin Buğra Beğ (en solda) Yeşilköyde karsılavıcılar arasında
de
İsa
4 - İki asra yakın devam Eden Çin istilasına karşı Doğu Türkistan Türkleri nasıl' bir duru.m almışlardı? Bu istilaya karşı Doğu Türkistan Türkleri ellerinden gelen bütün fedalillrlıklal'la çarpışmışlardır. Bu müddet zarflllda36 defa' silahlı . ayaıdanma olmuş, yalnız birinci avalclanma (1759 -'63) yi Çin askerlert bir milyon 'iki yüz bin Türk ve Moğulu öldürmekle bast.ırmışlardn-, Sonrakt ayaklanmalar da daima kat. liam ile bastırılmıştır .
ww w.o tu
Doğu ve Batı 'I'ürklstnndakl Ttirklerin vüeutIerlne ana sütü ile girmiş bulunan Türklül{ duygusu düşman bnakısı ile daha kuvvetlenmiş bulunmnlctadır. Batı Türldstanda, komünizm terbiyesinden başka hiç bir terbtyeye rastgelrrıerniş olan bir çok gençlere Doğu TUrkistanda rastladım ve onlarda Tl.irkltik duygusunun l{ÖJd.inliııderili olduğunu gön1Um, benim kanaatımce onlarda Türldük duygusunu uvandırırıuk bir giuıürı işi olacaktır, Vrümçldekl Rus Başkonsofoslu , ğunda. büyük mevkidr, bulunan blr Türkün Kırım ve Kafkas TUrIderinin imha edlldlklertm bana anlatırken gözlerinden ya:ı1ar aktığını hiç unutamıyorum.
3 Türkiyeden Doğu Türkıstana gidenler var mıydi? Giden varsa onların iyi hizmetleri dokunmuş muydu? Eyet muhtelıf zamanlarda gidenler ve tarihimizde miüıim Iz bu-akmış zatlar vardı, mesela: 1870 te Sultan Abdülüztztn emrile Binbaşı F.1l.z:ımBeyin başkanlığ ırıda bir askeri heyet Doğu Türklstana, giderek o zrunanrtnkı ba ımaız devletin askerlerin! vettşttrmekte biryük faaliyet göstermJşlerdi, . 1913 te Ahmet Kemal Beyin başka.nlrğuıda bil' kaç ınillet fedalGi Doğu Türkistana giderek oradald mtlllvctperverler le blrltkte Eaşğar, Hoten ve ba.şka şehLrlerde Ve köylerde mek tepler açarale gençler lrnlz! yeni öğretiıne hnzu-Iarna.yn çıı,lı!!mışlardı, Ama Hcl yıl geçmeden Çin hükümotl Ahmet Kom:,:ı Bey! Iıupse attı ve Birinci Dünya. Savaşı sonlarında Çin yoluyla ihraç etti, Ha.lclkatl söylersem Doğu Türldsbınd:ı, milll intibalı toh umuııu ekenler o za.tlardı Sevinç ile şunu da arzetrncllvlm kl İstanbuldn Sayın Ahmet Kemal İlkulıın ztvaret! ile şer-efferıdim, BirInci Dünya Harbinde Ruslara esir düşen Türkiye subaylarından Emrullah Bey ve Sami Beyl erin malveulertrıde bir çoklaı-ı essretten \{ıu:,ar",k Doğ;q
6 Komünistlerin Doğu Türkistan yarat.tıkları tesir ne derecededir?
gençliğinde
ğ
Bu tesir yalnrz korkudan ibarettir, bu korkunun haskrsı alt.ındn az bir kısım gençler kcndllertnl komUnist göstermel, mecburiyetindedirler, Bu Icorlrn zall olduğrı zamnrı o gençlerin bizim malmuz olacakIa.rında BÜphe ctrrılver lım, Ş'J.nu da. Hf,ve edeyim ki ElimdilcIkcmürıısttere lcaı-şı gerillfi. teşldli',tl:!n ve sabutaj teBldlıltlal'l1l.]leuranlar hep gençlerdir , 7 - Türk kabileleri arasında Rusların yarattıkları ayrılıklardan onları kurtarmak mümkün müdür? Mümkündür, çünkü ştrndltcl ayrılıl{ kızıl tetIıiı;l.ı:ı. yarattığlbir gösterişten başka bır şey değildir, Türk kabileleri eski ka.rdeşlfltler-in! unutmuş değillerdir. Milli varlıklarının trurtaı-ılmasuıın ancak birlik sayesinde mümkün olabllcceğırıl düşünmüş kimselere .ço!{ rastlamış .bufunuvorum,
LO
ORKUN 8 Komünistlerin ne kadardır'? Türkistandan
dar
müddet
ğimiz.
içinde umumi
~:arJsından
fazlası
42
altında
100,000 den
iki
yıllık
Rus
kızıl
kızıl
poltslerI
Türktür.
elinde
türlü
öldürülmüş
almaktayız
. Birtaraftan
türlü
v~ mecburi
ve.
ile: yoketmek ve
münist
Çin. yüz
yakında.RreriıJ.lnden kü Doğu
fiilen
.emrtnl
Çın
çoğunluğu
ama
alrmşlardır,
bu
çün-
Rus
yaratmak
etmek
dolayıdır
ki
komünist;
siyasetin
siyasetini
edtlrnesinden
hakkında
aeiz
Doğu 'I'ürkis tarıda
bır
durum-
leketttr.
petrol,
maddeler Bu
ya:izmlnin
ağzından
fevIunde
altın,
Çarlık
coğrafi
durumu
en
derecede
her
durmakta
fırsatta
Rus
Türklstanı
rnerı.,
bir
Doğu idiler,
peyld
haline
ellerine
mern-
ernper-
olduğu
Doğu
ümi-
meydana
Türkistanm
mer-kez
dolayıdır
olmak
ki Rus-
ele geçirmeye
Çin
kızıllarm
geldilden
almak
bir
Rus
stratejik
Türlristanı
yolunda
ordusunu
kayna.klur-ı
Rus
Ruslar
diı;;>ini görünce
biri
kolordusunu
yaşlardan
yenilmeye
B -
C ŞimdI
Stratejik
mevkileri
Rus
dü-
ile
aldıkları
13 -
komünist
mek fırsa.tını
endüstri son
Her
bir
yaşamak
Çinin
atarak
sözde
14 sıldır? Biz
Iıür
şimdi
mektuplaşmak
altına
askeri
i~gali
altına
Içinde
millet
Milliyetçi
atmış
bu
kurmak,
üzeson vee-
memleket
eğcmenüğ'lrıe
beklemclrtedlrter;
12 Doğu Türkistanda teşkilat var mı? Varsa siz tesis ettiniz mi?
Rahamanoğlu düştü,
Şiındi
haber
almıyoruz,
bü-
sık su, habe r .gel-
mlllt hareketler
sa.buta.i,
saşırtmaktadır
alüka
tesis
münl
,
etmemize
ko-
olmaktadır,
komünistlere karsi milli onlar ile bir münasebet
..-.
gibi
Çin hükumeti
Çin
Iıükümet işi carrdır,
milliyetçi
yorlar,
ama
fiili
müsait
değildir,
bir
ile
taşımak.ta.yız,
ile aramızda 'I'ürkrstanın
Çın hükUmeti
na-
dostça
hürrlyete
ile dostluk havası
Istryoruz
Türklerinin
hürriyet bir
ve bunun
btrbirtmlzt
Çin müslümanları
davamıza
yardun
münasebetlmiz savrlu-
istildal
ile münasebetiniz
pasapor-tu Doğu
16 - Doğu Türkistan münasebetleri var mı? . Çok Iyi
manasıyla
adamları
15 - Doğu Türkistan ile münasebeti nasıldır?
davası
tam
gayeleri nedir?
olmaktır,
mflltye tçl
Çin
halletmek
lelerimizde
'-'..:/'~,
Türklerinin
haklarınasahip
üç adımı
tahakkümü
müesseseleri
adımı
bizim tedbirler
sa.-
kuvvetler
kahramanlardan
dair
düşmanı
Doğu Türkistan
Çok dostanedir,
Ruslar
olup
üzere
Çetin
m1Ili
çarpışmalardan en mühim
teşekküller
miinistlerin
soktular.
geçen
yenil-
olmak
Orazbay,
olduğuna.
eden
komünıstr
ordusunun
13,000 kişi şehit
çaptakl
Milliyetçi
_. Stratejik
Adları
üzere
iJtibak
ve biri piyade
Türkistana
çarpışma
küçük
komünist
Oanımhan,
moktedtr, Şimdiki cılrk mn.hlvctlrıde Bu
Bu
Çin kozrıüniat
40,000 e yakın
ve
zırhlı
başladılar
silahlı
ve onlara
1951 in başlarında
Batur, olmak
Ama
başlamışt.ı.
kahramanları
Çin
Doğu
sonra
Doğu
almak,
almak
liderler
millet
yıldırmışlardı
kavuşmasını
İktisadi
başka
fazla
Ruslar
sonra
şu
çalı-
ellerine
. bulunuyorlar: A -
ve
den
Osman
komiinlsblere
savaşlar
Son yrlla.r dn ora-
çok
Bundan
l{oea
ve baş-
madenferinin
devrinde
göstermektedir,
şıp
idi,
Pıla.tin
ve
emin
demir
çok zengin
su alcmalctn
Volfram
denilecek
lar
tükleri
devrindenberi
Buna iHi,ye bu Atom
kabiIlyetini
kömür,
bakımından
sebeple
da Uranvum,
güt
ww w.o tu
Tür kistarı
Ipüidat
rindeki
Niyaz
öldfumüş1erdl, iki
ıtıbaren
mıııtaknlarda
başlarmda bulunan Osman· Ba.tur, YOlbarsbey, Orazbay Rahamanoğlu, Meh-
Canınıhan,
met
yük
Doğu
şerek
cephelerln
başta
11 - Rusların faat nedir?
din
Bundan
Im memleket
Çin
ilan
leendi mem-
güdiiyorlar,
dadır,
çıktı,
mlll!
de
Doğu Türkistanı
Ruslar
ilhak
ka
muhtelif
ken
Hayır ! Çünkü Ielcetlue bir
karşı
20,000
10-. Komünist Çin Doğu Türkistana Rusyada olduğu gibi bir cumhuriyet yahut muhtariyet derecesi verdi mi?
açık
1949 un sonlarından
Evet,
ayku-ıdıı-,
planına
İsa Yusuf Alptekin Rif Is tiklal Abdülkerim ile bir arada,
.lndir-
yıl ko-
getirmişti,
kahramanı
kahramanı
yürütmektedlr-.
olur kigeç~n
göçmen
Türkistan
mllyonlarca
derecesine
«Dur»
Türkistanda
hapse
ve ıhestalık
Çinden
yerfade
binlerce
ebedi
vaçlık
azınlık·
sıvasetını
Şunu da :beHrtmek
ler.
Son
Türkün
Doğu Türkistan. merkezdedir ?
öldürmek,
.taraftan
Türkleri
Çinleştirmek
Idi,
•
karrıplarrnda
bir
göçmen" getirerek rnek
yollarla. iş
ise
işkenceler
72,000 den fazla
9 - Rus ve Çin komünistlerinin Türklerini imha etmek siyasetlerine atmak
bu-
Türkistanda
her
Türk
devrinde
haber
ve' bildi-
öldürülmüş
Doğu
devrinde
fazla
terör
malumata
1947 Ye' ka-
31,393,000 kişi olup bu raka-
nüfuzn
öldürüldüğünü
esld
hareketlerinde
sayısı
1934._
biraz
kurulduğundan
Rus
kızıl. temizleme
lunanların mın
aldığun
komünizm
sayısı
m
Rusyada
Türklerin
rgi .co
Batı göre
katlettikleri
21
yapmaları
Türklerinin
vardı,
sempati
Moğullar
i1d milletın
Için daima
dcstehüyorduk,
gösteri-
için durumları
ile
deı-dı ve
siyasi mücade-
m rgi .co Ve Rusa
karşı
savaşta
şehit
düş
de
ErkekleriÇine
f:1ÜŞ
Doğu Türkistanlı
bacılarımızdan
bir görünüş.
ken
Saf ,TUrkçe Kosuüörneki
Her koz bizrıl bir dep körür Anık bır biz 'I'ürl; oğlı biz
irin tek yabancı köklü söz kullanmadığına da dikkati cekerrz Anadoluva en uzak bir lehçeyi bil€, azıcık bir gayret ve ahskanlıkla kolnyca anlıyabilir iz Hem de bütün ruhumuzla duyarak
Rarasaç.1ık kurn kozluk Obra boyluk süçttl: sözlük Bir tüı'elg(m Tiirk 'oğlı biz
ww w.o tu
Mehmed Emin Buğra Bağ'i n Doğu Tiukis tan lehçesiyle 1947 de yazdığı bir şiiri aşağrda aynen veriyoruz. Türkiye Türkçesinden ayrılan tabirlerin manası notlarda bildu-ilmcktedir Şi-
Bil' at~nıng- on oğ'jı biz On
yüz 0;;-11 biz öz o ğl ı biz
oğhmng
Atarnıznmg 'Türk
oğ'lı
hlz Tfırk
Biz A..[uıığa
ra ralsnkrnu
'I'u ı-mustar da Kay
Ean
özgerSelmıll
bölüasekmu
çağ'larda üz.ülsekınu til bir durTür!;: oğ"lı biz (2)
bir t.üreldük Ötkiinçlerde bille keldük Bille yığlap bllle lüildijk Avrılına.ğrırı Til.rl{ oğ'lı hiz (;I,)
Başlunguçda
Ajun lıizrıl bir dep hllür bir dep taııur
Bilil;: bıznt
Bir ulus Tüzde
ş
bnğdn.;y öngliil{
biz her bolsak
&lld:!;, bolsak
(6)
bir çrtğ-da
ya
kı tağda
ya
Id s:ı.g.ua
Ö:ıgeriş yol{ Türk
oğlı biz (7)
nğ lı biz
nep.g i!lergf' vayılsnkmu Ayma lt avmn k n tatsanmu Yine barra Türk oğ"lı biz (2)
İlkutlerge
:ı;'-uım:ılak ba
(5)
(1) Koşuğ - şiir, (2) Ajurı _ dünya, Taralmak - mUnteşir, olmak IVIu - da, ta, de, te, Keng - geniş, 11' _ memleket, Aymak _ oymak, Barça - hep, (3) Turmuş - hayat şekli. Özgerrnek _ değişmek. İlJmt - ds vlet Kay - bazı, Uzülmek - Kopmak. cüda olmak (4) Başlarıguç - iptida Türelmek - vücuda gelmek, Ötkünç _ tarih. Bille _ beraber, Kelmek - gelmek. Yığlamak _ ağlamak. Ayı-ilmağan - ayrrlmıyan (5) Dep - diye Bililc _ İlim. Anık - kafi, yakin. (6) Yumulak _' yuvarlak. Öng _ çehre renki. beşere. SUçU)';: - tatlı (eski 'çağatayçe). Türelgen vucuda gelmiş, (7) Özgeriş _ değişiklik. Bolsak - olsak
~'.:'
",
:~;:::i±~~it:~itf:\;:d]i:&~:i.,>~·{·;7·~~:~~~~~·~~
Blr Biri
ölkede
altı
yağdur
aymak
biri
kaymak
Bar ça bir süt birdur ayak Neg iz birdur 'I'ür-k oğ!l biz (8) Uygur,
I{azak,
Özbek,
'I'atar
bolğaç
biz
Ayrılmayı!
Birlikni
büri Türk
Birleşmekte
yaşaydur yeydur oğlı biz
(10)
utuk
hel' bir
Bölüıimelmıng 'I'üzüleyll
öyi bozuk
Tiirk
oğl1 biz
sarıg a ynı-ttıng
Ulus sanga çingit
Bilmek
(9)
kop kuyg'uluk
Ayrılışdur
işle
biz
çorıg küç ataydur
Blr'Ieşeyll
'Buğra
tlrik
oğlı
köp
Ayrııgamu
...•
kaldık
Türk
Bir-leşlcenler
Tüclk
birlik
(11)
kerek
BU YURT BENİM
uluğ direk birliImi
kerek
m
Bir
Kırgız, büyük
bek
«Türk
oğlı biz»
Bayra.ğ ım var
(12)
Bu' yurt
rgi .co
(8) Ayak _ zarf, Negiz - esas, asıl. (9) Bolğaç - olduğu için. Tirik _ diri, zinde maylı . _ ayrrlmıyalrin
benim!
Oeddlrn
Ayrıl-
ww w.o tu
ken
de
(10) Birleşkenlor _ bifleşenler. Köp - çok. Ayrılgannı - ayı-ilanı, Büri - kurd Çorıg _ büyük kocaman. Brrleşeyli _ birleşelim (LL) Utuk - muvaffakiy~t. KaYfilıluk' - Kaygılı, endişeli. Öy _ ev. Tüzüleyli _ islah olalım (12) Sanga - sana tnuğ - ulu. Çinı.;it:nek - müstahkemlestirmek. Bek • pek
Bu
yatar
yurt
benim!
Hem ekerim, Hem
biçerim,
Kan saçarım.
Bu yurt
benim!
Kimdedir Tarihe
hak bak ;
Bakmak
yasale
Bu yurt benim! Dağ'larda Sular
kar,
aka'r ..
Neler! .•. ·ar? Bıı yurt benim! Acı
g ı-d üm, ö
Derdi,
d e.rdtrn .•
Dimdik
oldum
Bu
yurt
benim!
Ternlz ır kım, Öz öz 'I'ürküm,
.;r
Yoktur Bu
yurt
lcorkum, benim!
"
Yaylam,
evam,
KÖ;YÜln,
yuvarn,
İşte Bu
da.vam : yurt
benim!
Tü rlcmenoğtu, Yurdun
kulu
Riikrer diIl Bu
mahalli k.vafcti erkek.
'.':
,',
$"•.
••
ile bir
benim!
~'ÜRltl\IENOGLU
kadın
::-\.:'
Jti\~L,~= __~
yurt
-~c,.~<$iııııi:X="" __s:
ve
ALİ RıZA ÖZER
24
ÔRKVN
ENSTİTÜLERDE OI(UTULfi1ASI YASAI( EDİLEN DERGİLER erkekti (60) çocuk bu öğretmene teslim edilmişti, Sınıfın bütün işlerinden o mesuldü, Kümebaşı olarak verilen bu öğretmenlerin çoğu Romanyada doğmuş ve oralı olan öğretmenlerdi, Onun için ders yapmak bahanesiyle sınıflara girdiklerinde hep kendi memleketlerini anlatır'lar. Ve oranın güzel. liğinden bahsederlerdi .. Ders kitabı olarak verilen kitapların hemen hemen hepsi Romanyayı. Bulgaryayı ve Rusyayı anlatırdı, O zamanlar öğrencilere ayda (50) kuruş bir para verilirdi, Bu elli kuruş üç aylık olunca kümebaşı tara, fından idareden almı- ve bize dağıtılırdı, Fakat bu dağılma birkaç aya mahsus olup, geri kalan para soysuz öğretmeni n tavsiy., edeceği kitap ve dergiye harcanırdı Mesela sınıf kütüphanesine maledilmek baha, nesiyle Sıfırın, Yabamn, Fatayın, Hikmetofun eserleri alımı-dı ve hergün saat (G) (an (7) ye kadar devam (den okuma saatlerinde hep bu kitaplar okutulurdu ve okumıyan öğrenciye binbir çeşit işkenceler yapılır' ve okul dışı edilirdi '
rgi .co
de
Dergilere gelince, (zaten esas konumuz da budur) sınıf adına enstitüye gelen dergiler içerisinde milli duyguları yüksel tecek dergi yoktu, Ençcl: okunan dergi (Köy Enstitüleri Dergisi) Idi. Bu dergiler öğrencilere parasız dağıtılmış; Tüı-lcçe dersi yerine bu dergi okutulmuştu, Bundan başka Sabahaddin Ali'nin çeşitli isimlerle çıkardığı gazete en çok okunan gazeteydi. Ayrıca' sıfırın, Yabanın ve kuyruklarının çıkardiğı ansiklopediler de bol bolokunur ve yazıları iyice hazmettirl llrdi.
mişt.lr,
ww w.o tu
ken
gösterrneğe devam etmelerini t.avslye ederIz, Hiç kimseye, yüzüne karşı: «Sen Türkçılisün!» diyerek, bir kötülük' yapamazlar, fakat mlmlc rIej- ve fırsat düştüğünde bambaşka bır bahane ile kö. tillWc ederler, ItIaarjtteıci komürriat nüruzunun tamamen ortadan kalktığını sarımak g aflet lne b!r an ıçın bile kapılrınyalrm, E!3kl devı-in en sinsi ve tehlikeli elemerılarmdan çoğu bugün de Işbnşındudn-Iar, Ancak pusuya yatmışlurdrr, EsIds! gibi propagenda vepmamakta, fakit kendi adamlarını kayırmak ve subaele.r ına vertestırrnek, fıı,ıı.! millIyetçilerin eyıı.ğını kaydırarak a·, yıklamak yo lurıda çalı~malttadll'lar', Gayretleri bllhassa Bakarılık inerkez te;;kilfi.tı ve teftiş kurulu üzerinde' toplanıyor, ORKUN şimdiye kadar rnll llyetçf o lar ak göze butrnarmş yeni adları da acikhvure.lc onların işini Iroluvla.st.ır-mrvk i~teme-
m
Bu vazının sahlbl de Köy Enstitülerinde öğrenci olarak bulunmuştur, halen öğretmendir. Köy Enstitüleri konusunda ORKUN'a gönderilen pek çok yazıdan ancak ufak bir kısmını yayın. lamakla yetinmiş bulunuyoruz, Birçok kaynaktan iyice teyit edilmiyen ve iyice tevsik edemediğimiz hususları yayırılarnadık, Yazıların hiç birinde yazanın hüviyetini açıklamamak yolunu tuttuk, Sebebi: Öğretmen olan milliyetçi arkadaşlar'ın üzerıne Mill! Eğitim cihazının yükseli mevkilerindeki veya subaşlar ındakl komünist te· mayüllü kimselerin dikkatini çekmernekttr, Ayni I.htiY<ı-tıbütün genç maarttçl arkadaşların daima
Yurdun kırk bin köyünden akın akın Köy Enstitülerine akan temiz ahlaklı, gürbuz köy' çocukları, sözde dört başı mamur bir köy öğretmeni vetistirileceklerdi Fakat enstitülere girdikleri andan itibaren bambaşka bir eğitim ve öğretlma sokuldular ; senenin ancak üç ayında ders gördüler, Diğer günlerde hep sebze bahçelerinde, bağ evlerinde, bina inşaatında, enstitünün çöplerini ve pisliğini tenuzlsrnede çalış tılar
Bilhassa Hasan Ali ve Tongüç Yaban zamanlarında enstı tülcrin başı Hasanoğlan Köy Enstitüsünde, Allah sevgisinden, vatan sevgisinden, bayrak sevgisinden ve Türklük sevgisinden başka herşey yaptırılıyordu ve yapılıyordu .. Şöyle ki; bu enstitünün müdüründen Hi .... işçisine kadar güdülen gaye Moskofiarın yolunda gitrnek ti Öğrencilere verilen konferanslarda. kız ve erkekleri enstitünün çeşitli i:=;alanlarına çift çift göndermede, sınıf konuşmalarında ve okutulan ders kitapları ile dergilerde hep bu amaç güdülürdü İlk örıc., birinci s.nıfa kayıt edilen köy çocuklarından (60) ar kişilik birer sınıf teşkil edilir, başlar ına da dişi bir öğretmen ver ilirdi Bu öğretmen hem sınıfın kümebaşısı ve hem, de ders öğretmeni idi Yani kız11_
Sıfır devri ba tıp Reşa t Şemsettin Sir er devri doğunca Hasanoğlan Köy Enstitüsünün bazı solcu hocaları yavaş yavaş Dnsti tüyiı terkctmeğe başlamışlardı, Atalar «bir iş baştamayınca uçlarımaz» derler, Köyenstitülerinin içini kentiren bu aç kurtlar .karaduma nı n ortadan kaybolrnasiyla 'artıks!cakyemeğe soğuk su katılarmvacağırn arılamışlar ; pıhsını pır tısını toplayarak oradan uzaklaşrnışlardı, Bu suretle kızıl, rezil soyu-scpu belirsizhoeaların sns tltülerden ayıklanmasına doğru ilk adım atılmıştı,
Tabii her ayrılan kızıl öğretmeniri yerine ateşli, tam 'I'ürklük duygulartyla dolu hocalar tayin 'ediliyordu Fakat bu hocalar az 'oldukları içinkoca bir kızıl öğretmen ordusunun .içirıde devede kulak gibi bir, şeydi, Ama geeeli gündüzlü çalışmalarıyla öğrencileri çabuk uyandırdılar ve gittikleri yolunönündeki uçurumadüşmektenkurtardılar, Enstitüde .ilk uyanansınıf bizim sımttı Mustafa Hacıömeroğlu ateşli konuşmalarryla gönülleri 'ateşlemiş ve şaha kaldırrnıştı, Kızıl çemberin içerisinde iyi. ce boğulmuş olan kafalar biraz .rahatlık bulmuştu, Gayrı istecliğimiz dergileri alabiliyor ve getirtebiliyorduk, Müdür Fevzi Ertemdi.Bizim dergi ge tir-ttiğirnize önceleri seslenmiyordu, Aşağıdaanlatacağım gibi kızıl baskısına' oda dayananıadı ve dergileri topIa ttrrdı, yaktırdı .., Kooperatıf öğret.meni Gençosman öğretmen vası ta. sıyla kooperatıf adına Bizim Türkiye ve Davran 'getir-
----------~--------------~~~
!:
':"~!:...,'",~~~",
i.',
L~~;,.'~;,:_-::::::;c::."~'C;~"-="""----:"",:!:"=,,-,=,,-.,,.,,,,.,:~L:~!
ORKUN
Kızılelma dergisini gizlice Enstitüye soktuk Sırnflarda bu derginin birer takırmnı gizli gizli dağıttık . Okumak için 'gizli yerler aradık. Gizli yerler seçtik, geceleri mum yakıp okudukvVe dergiyi de okudukça okuduk Türkçü Ziya Gök Alpın şu sözleri hala hılağımda: Demez taş, Imya Yürürüz yaya Tiirk'iiz gideriz Kızılelmaya .. ,.
Şükür
di. Bu sırada heyecandan mar'ın
kavga',
ağlıyanın
ya ttığı
haddi
düşürüp
mak
yüksek
en kesin kaı-arırnızdı
zın bizi teskin kokan
Fakat
zatı başka
iç yüzünü
~=
geb-ı:ş:::
İzzet ~ a.r-
davet edi. -;';'. balkonundan
at-
bir Türkçü h
&..-:".>
son ver 'ik
'c:ı:;
bu karara
yolla enstitÜ tıısi ettirdik.
anlıyan
sınıflara
sirufa ieBunlar
öpöz Tfırktür
dır
'I'ürkiyeyi
bunlar
sık
sık
eğlenen
c::":~:'
isle:'
yoktu,
veya sınıfa
kısım binasının
etmesiyle "
İşin
hesabı
yeri basmak
suya
şarap
dövüş olmadan
bizim sınıf öyle bir galeyarıa
ve bilhassa
, Turancıdır.
kalkındu-acaklar
hocaların
isimlerini
biz.rr;
Kızrlelmac., !s diye bizimle
saymadan
geçe ,
miyeceğim: Kümebaşımız Perihan Çelikel, Müzikbaşt Mehmet Öztekin, Sporbaşı Sı tki Şanoğlu (bilhassa spor dersine geç geldin veya koşarnadın mı hemen «seni Turancı senl I. sözünü .savurur ve tokat! yapış tırır.) Resim öğretmeni Hidayet Gülen, lafını alaya getirir ayni söz. leri yüzümüze açıktan açığa yapıştırırdı. Türkçe öğretmeni olduğu halde her sözünun başı «eşek» olan Nazif Baleıoğlu, kendisine öğrencilerin «Yerli Kara» dediği Kemal Sözel'. Tarih. ve Coğrafya Öğretmeni Karnile Açıkalın, (Büyük Türk zaferlerini yenilgiyle bi trniş olarak gösterrnlştir.), (4-A) Kümebaşı RahmiYe Tarıman, Demireilik .bazı Mazhar. İnal: Bu öğretmen Mustafa Günerinin yardımıyla kendisine Enstitü malzemesi verdirerekçalıştırmak için öğrerici ala, rak veresiye Enstitü . sınırı dışında Hasarıoğlan Köyü istasyon yolu' üzerinde bir muntazam bina yaptırmıştır: Sori olarak 'Ramazan Oral ki; kendisi' eğitir!) başıdır kendisine saygı ve sevgi gösteren talebevi kısaca hoşaf soğutan talebevi çok a21a çok seveı:di. Bizim sınıfın dergi meselesi araya girdiği zaman bizimle bir. konuşma yapmıştı Konuşmanın mahiyeti umumiyetle. Türkcü kitap ve dergilerin Enstitüye sokul, maması iili. Konuşmanın sonunda bizim arkadaşlardan birinin «Efendim! Her vardı ğımız, her gittiğimiz yerlerde ve bilhassa . yakın ist asyonumuzda bize «Hasan Alinin torunlar ı! Komünistler!" diye açıktan açığa bağrıyorlar. Biz buna nasıl tahammül. odelirns demesine Ramazan Bey 'şu karşılığı vermişf i «Bunda ta-. hammül etmiyecek ne wir. Varsın desinlerı Bize komünist demekle biz komünist olrnayız» Başka söz SÖy_ lemeğe hacet yok sanırım.. .
rgi .co
ken
de
7-
Zehirle zehirlenmiş kafalar yavaş yavaş zehirlendiğini anladılar ve ona göre ise sarıldılar. Sınıflara derse giren hocaların ağzından çıkan sözleri tesbit etrneğe başladılar. Kızıl hocalar sınıfların bir hafta içinde nasıl uyandığmı araştırmaya başlamışlar ... Enstitüye Türkçü, milliyetçi dergi girdiğini ve bizim. sınıf olan .(4-B) nin önderlik. edip küçük sımflara sattığırıı müdüre müjdelemişler.Müdür Fevzi Ertem ' meselevi önceden bildiği halde bunlara .bilmiyor gibi -gösterrniş . ve sınıfların. bilhassa .bizim sınıfın derhal aranmasını söylemiş ...
miz geldik,
m
'tiycrduk Sayısı az miktarda gelen bu dergiler hiç satılmadığı için, bizim sınıftan birkaç arkadaş bu dergileri sınıf sınıf dolaştırıp satıyordu Kürşad dergisinin sayısı az olduğundan okuyup Hacıömeroğlu hoca' mıza geri teslim sdiyorduk. Kızılelma adını hiç duyrnarnıştik Duyamazdık: Çünkü bize duyurmamışlardı Milliyetçi hiçbir dergi yüzü görmemiştik. Elimize ge; çen bir milliyetçi dergiyi okuyamıyorduk Mlliyetçi dergi okumak kafi surette yasak edilmişti.
ww w.o tu
Ertesi gün 25 kızıl hoca bizim sınıfa doldu ... Biz neYe üğradığımızı bilernedik. Birden Ramaazn Oralın sesi yükseldi: «Oğlum Halil sen kal! Rüştü, Me.miş sen de kal! Ali sen de kal! Geri yani dışarı haydin bakalım» diye bizi dışarı çıkardılar. Kitap gözleri arandı; kitaphk arandı, bavullar arandı. Yatakhaneler arandı. Ele geçen bütün. milliyetçi dergi, kitap toplanarak Idaı-eyeıgötürüldü 42 kişilik bir sınıfın (35) inde bu dergiler çıkınca bir şey ~'apamadılar. Yalnız derse giren bayan ve erkek kızıl hoca «Size laf sövlenmez! Siz Türksünüz, siz Kıztlcelrnacısırnz l» demek_ le yetindiler. Önceleri her' türlü sözleri bol bol savuran hocalar şimdi konuşmaz hale geldiler. Dilleıi boğazlarına tıkandı, kaldı... Dergilerin toplandığı gece Mudürle Hacıömeroğlu hocamız arasında şiddetli münkaşalar olmuş, hatta kızıl hocalar Hacıömeroğlunu «dövelirn» sözünde bulunmuşlardır (l) Öğretmenler odasında tında bulundurduk İdare
..•....
olan bu münkaşayı göz al, binasına birimiz gittik, biri.
Enstitüden Allaha aldık, Yarının
ufkunu
birimizin
rette
••• -"k,).iZf''''
__
o
Mektupları
dan kurtulup
:-:;;LlE/,;:.:.t$,~:~~.~t~:i:;.Wc?·t: '. »i.. ... _J.;..:.. . .: ...•
gizli.
gizli isimlerle at tık
?ünü
taş değmeden
milliyetçi
yasakrmş.
Gece gündüz Dergileri.
gözledik ..
Şüküj-
hiç
Enst itüyü bitirip bah ,
karıştık .
arkadaşlardan yine
eğdik
haber
aldığvna
dergilerin
Öğrenciler
gizli
göre Hasan-
okunması
ışıklı sabahlara'
ka t'i "u-
oklıyorlari)lış
mem ki' ne zaman şu köy -çocukları karanlık
.. ~~
ayağına
sabre ttik
boyun
pariatacak
arasına
Yakın oğlanda
kadar
kader-e
gizli getir ttik
tlyarla(1) Talebe arasına böyle aksetmiş. hatta dövüsüldüğüne dair de heyecanlı rivayetler çıkrruşt ır. Hakikatte hocalar arasında dövme tehdidi ve. dövüş olmamış, ancak milliyetçi ve solcu hocalar ve müdür ara' sında bazı münakaşalar cereyan etmiştir. 9RKU~
çıkana
yalvarıp
kavuşacaklar,
i
Bil-
aksamlar-
26
.,0 R KU
N
------ -----~-~---
"'" Bunun ülküdaşlarırnı nekadar üzeceğini biliyorum, Aynı acıyı haftalardır içimde taşıyorum, Fakat bu çaresizdir, arkadaşlar, ORKUN kapanacak, Ancak, ORKUN'un kapanması rasgele bir derginin kapanması gibi olmasın, Son sayılara doğru biraz intizamsızlaşma, biraz' sönükleşme, sonra çıkmayıveriş. işte o kadar .. , olmasın, Çünkü ORKUN rasgele bir dergi değildir, Bir ülkünun ifadesi, hesaplı bir kararın, sonuna kadar gitmeyi göze almış bir azmin mahsulü olarak ortaya atilmıştır Bu sebeple, sadece üzülrnek, veya sadece, «kapanrrias-na ben razı değilim, ne yapıp yapıp devam ettirin! :i' gibi umumi bir duygu belirtmek ve işi bu kadarla bırakmak ORKUN'a karşı haksızlık olur, ORKUN'un ülküsüne karşı son 'saygı vazifemi en son sayıya kadar Intizarm aksamadan ve mümkün olduğu kadar kalitece düşüklük göstermeden ~.•kmasına
rin bir gaflet ve dağınıklık içinde, bır şuur ve irade felci halinde bulunmaları ve tarihin daima alevhimize akmas-dır. Bugün Türk yalnız .Rus'a değil yer yer Çin, liye, Efganlıya, .Aceme ve Araba da esirdir. Bunlar, duvabilerı için, acı şeylerdir, Daha acısı, Türklüğün son kalesindeki durumdur, Kendimizi aldatm.yalrm: çevremizdeki hava, nereye baksak. bir uyuşukluk, ahlak bozukluğu, dağmıklık, vurdum duvmazlık, yilgınlık havasrdır. Çeyrek yüz yıl önCe hürr iyetimiz! ve 'insanlık haklarırmzı kaptrrnış ve. hilla geri alamarmş bulunuyoruz Bugün asıl yapıcı telmik üstünlüğü de dahil olmak üzere milletlerin hayatiyat kaynaklarını teşkil eden temd unsurlar bak-m-ndan, çeyrek yüzyıl öncekinden daha ger iyiz: karakter bakımından, içtimai dayanışma bakımından, medeni' cesaret bakımından, insanlık haysiyeti bakımından, hür düşünce kabiliyeti bakımından, milli şuur bakımından çeyrek yüzyılda ileri gitrncdik, geri gittik, Vatandaşların karakollarda hayvan gibi döğüldükleı-l ve bizim de bunu yaptıran rejimin mes'ulleri, geçerken yolların kenarına dizflip «Yaşa!» diye bağırdığımız ve alkışladığımız bir manevi seviyeye ka, dar düştük, H§Ja o seviyeden esaslı bir yükseliş yapamadık, . Daha da acısı, Türk'ün mukadderatına bükmedecek subaşlarmın geniş, ölçüde Türke soyca yabancı olan, Türk'ün kaderine karşı duygusuz veya dtısman xınsur., ların. elindebu:unmasıdır, Mesela, Universiteler.mizin geniş bölümleri gayrltürk - mason - komünist ittifab zümresine mensup profesörlerin elindedir ve gittikçe bu hakimiyet koyulasmakta ve yayılmaktadır, Çevremizdeki büyük çoğunluk kayıtsız; şahsi işi yolunda jse dünyasindan memnun Bunlarınhepsinin kök sebebi olan zehir durmadan daha fazla içimize akıtıhyor Kendini böyle bir gidişe J,~ptırmış ve vaktinde silkinip' uyanamamiş milletler yer yüzünden silinmiştir, arkadaslar T'aı-ihirı- bize bir iHimas yapmasını, bir da. ire· müdürünün becerikslz bir memuru sııf akrabası olduğu için kayn-ması gibi bizi hareketlerimizin akıbe., tirıdcn korkrnas.nı ist cmeğe ve belelerneğe hakkımız yok tur, arkadaslar , Biz' Türkcüler tarthin Ve k aderin akışını tersine döndürecek t ılısirmn Türkçlillıkte, ve yalnız Türkcülükte, olduğuna inanıyoruz, Bu inanç bize bazı vazifeler ele yükluyor Bu vazirclerm en mühimlerinden biri lnancim.z ı yayn~ak, başkalarını da uyandırmaktır, «Bunun yolu ve vasıtası nedir "> dcrdemez karşımıza yirminci yüzyılın muazzam realitesi oları MATBDAT çıkıyor, Bu öyle bir kuvvet, öyle bir develir ki, fikirleri, kitleleri, müesseseleri, cevleti hamur gibi yoğurur ve onsuz işini' görmeğe kalkışarı bir içtimai narelcet sa" vaşı daha başlamadan kaybetmiş sayılır, Bizde bu kuvvetin ehemmiye tini pek az kimse kavnyabilmiş ve bir çok i çti.mai .hareketlerin basar ıya ulaşamamasında bu ka vrayarnayış amil olmuştur, Bu kuvveti doğuran iki ana' unsuru, a ) Durmadan tekrarlanan telkinlerirr insan ruhu üzerinde yer etme
de
gayret etmek ve kananırken de açıkca Joes?)) verrnek suretiyle yerine getirmeye çalıştım, ORKU;:~ Işlememiş bütün abone. paralarını da kuruşu kurusunu geri vermek suretiyle kapanan diğer dergilerin hareket tarzından ayrılıyor, Fakat bunlar nihayet teferrüa ttır Mühlrn olannokta geleceğe bakış, ve bundan sonra 1':" yapa ca çrımızı düsünüstür
TÜl\ITÜRI-i
m
İSMET
rgi .co
Yazan:
ww w.o tu
ken
ORKUN tecrübesinin bize "Öğrettiği şeylerin kıymeti büyüktür Tecrübelerden ders almak, asla ümidimizi kaybetmemek, fakat tecrübe" edilmişi tekrar tecrübe etmekten de kaçınmak ilerisi için vazifemizdir Burada ancak, birkaç ana noktaya dokunabiloceğim ORKUN mevcut veya ilerisi için mel1lliz bir hükümet müdahalesi yüzünderi kaparırmyor ORIZUN para .sıkıntısı yüzünden ••de kapanm'yor.. Para bakımından kendi yağıyla kavrulmaktaydı, hatta son sayılan biraz kar da bn-akrnağa haşlamıştı," ORKUN'un kapanması sebebi haftalık bir derginin çıkması için 9;e1'ekli zaman "ve çalışmayı harcıyacak arkudaşlartn bulunmayısıdır Bellibaşlı ülkudaşlaı-ımızı vazifelerinin Istanbul dışı yerlere bağlaması ve bilhassa Atsız'in uzun 'zamandır teşhis olunarnıvan muzmin hastalığı sebebiyledergide çalışamaması ORKUN içinacı talihsizlikler olmuştur. Evvela, lım
ORKUN'un
varlığının '
sebebini
iyice k avrrya ,
Milletçe çok kötü bir durumda olduğumuz apaçık görünüyor, Son birkaç yüz yıldır durmadan Qşağı doğru kayiyoruz Bunun elle tutulur bir neticesi olarak bugün Türk yurdunun % 80 irideri fazlası bilfiil yabancıların olmuştur, Türklük her tarafta durmadan yok edilmekte Birkaç yüzyıl önce Anadolunun göbeği ka. dar Türk olan yerler bugün mesela Amerikanın öbür ucu kadar Türklüğe uzak ve yabancı bil' çehre almış, bizim düşmanlarımızın beşiği haline gelmiştil', Bu, dur. madan devam ediyor. Rus bizden. maddeten kat kat kuvve tlidi r, valisidir. gaddardır. gibi hükümler bunu izah etmeye yetmez, Rus bizden kat kat küçük olarak işe başladı Teke tel, döğüş te Türk Rus'tan daima üstündür Öyle olduğu halde şimdiYe kadarki manzara bizimkilerin daima ele-
i
ORKUN bir
adım
atılmıştır,
BU.11U::
..:;.:.:-_:
gerekir
lo
ilk önce işin maddi yönünü ele alalım, ~=.-:=-.:bir derginin 3000 adet basmak üzere tek sa~~ö::-.::-. :-..:varlak hesap) dizgisi 100 lira, baskısı 50 l'~. 100 lira, klişe, posta' ve sarmalama (ambalaj) =-.as::-~ları 50 liradır. Tutarı 300 lira. Satılıp' pa-as: -",'-~<""
~-=:
edilme nisbeti 2/3 Ve beherinin safi fiatı 2 . k ırı.ş :~ 400 lira eder, Netice: 100 lira kar. Baskı), ... ·ar:.'c.. direlim ve aynı esaslara göre hesap yapalım, . :as~: 10'0 'lira dizgi. 35 lira baskı, 50 lira kağıt. 35 lira ;.,...:..:~~ v.b, Tutarı 220 lira. Yukarıdaki nispet ve fiye-: rinden sa tısvgeliri: 200 lira Netice: 20 lira zara r .::>.; rakamtar fazla basit ve nazaridir. Tatbikatta o:::-c:::O: incelikterIe karsılaşu-ız .. Fakat umumi prensipi be":-:rneğe yeter. Baskı sayısı arttıkça sayı basma ,_cc:":::2tin düsrnesi bazı çesit masrafların sabit ,ı,a1mas ::-:.~ veya baskı sayısına nispetle daha "ğır yükse mesin:'=:: geliyor, Bu. pek aşikar ve Iptidai pir hakikattir. bU:'2.2 tekrarladığırn i,Çin özür dilerim. Fakat bu gibi çe:':açık hakikatlerin hepimiz tarafından bütün berra~"'2 ile ka'lra~ması ve hatırda tutulması lazımdır ki, r."=ceve varırkeri dağılmıyalım.
=-
:==-
rgi .co
çeşitli yönlerden. değişik çesnilerle okuyucuya tesir edip hep aynı noktaya getirebilir. Bu müthis marıivela kuvvetinin önünde, elimizde aynı cinsten birkU\.'\'et olmadıkça durmaya imkan yoktur Bugün Türkiyenin büyük matbuatı Yahudilerin ye onların uşağı masonların elindedir. Bu. günün en mü, him gerçeğldlr, Tam Ve mutlak. korkunç bir tekel halinde büyük matbuatımız Türk milletinin can düşmanı gizli ve karanlık kuvvetlerin emrindedir. Her güzel, temiz ve yüksek hedefli. hareketin, milleti kurtarıp kalkındırma vadini taşıyan her hamlenin. yayılınca kuvvetini ve lstikametini kaybetmesinde, bozulup gitme sinde bu arnil!n 'tesid sandığvmzdan çok fazladır. Bu boğucu ve zehirlevlct havayı elimizde matbuat olmadan dağıtarak yerine temiz bir' ülkü havasını ge: tirebileceğimizi sanmak ufka doğru uçan dört motörlü bir uçağa yetişmek için kan ter içinde yerde koşan bir atletin halinden farksızdır, Gerekirse daha eşit olmıyan şartlar altında bile mücadeleden yılmıyacağız. Fakat bizim gayemiz sadece kendimiz icin kahraman-. lıkhazzını ve şerefini kazarımak değiL. savaşta.' ne yapıp yapıp,' son zaferi de kazanmak tır
çöküşe" doğru
iyice izah etmek
m
hassası, b) Bir manivelanın mekanik kuvvetleri arttırma kabiliyetine benzer bir şekilde matbuatın sözü kat kat arttırmakabi1iyeti, diye tesbit edebiliriz. Dün.· yanın en zayıf adamı bir kerpeteni kollarından kavra .. yıp sıkarken dünyanın' en kuvvetli adamı o kerpe tenln ağzına parmaklarını geçirip açmağa çalışsa muvaffak olabilir mi? Halbuki bir kerpetenin kolunun uzunluğu ağız kısmının uzunluğundan belki ancak 5 misli fazla' dır, yani kerpeten kuvveti ancak 5 misli arttırır, Ama matbuat, sözü bin ipis1i, onbin misli; yüzbin misli arttırıyor.Konuşan adam bir sohbette beş on kişiye veya bir konferansırida birkaç yüz kişiye hitap etmek için zamanını ve sinir kuvvetini harcıyor, nefesini t~iketiyor, kendisini yoruyor ve o işe bağlıyor. Gaz eteve bi:' ~ makale yazıp veren adam ise kılmı kıpırdatmadan, o eğlenirken veya uyurken, gazete o yazıyı binlerce kişiye tekrar ediyor. Matbuat üstelik durmadan, bir damlanın hep aynı yere düşmesi gibi, tekrar edebilir ve
ww w.o tu
ken
de
Derginin baskı sayısı arttıkça maddi imkanlar te hususta. hem de sür'atle. genişler. Para. işin anca.' ==-::cephesidir. Sarfeô'Ien emeklere. göre alınan ,e 'ce::i:: artması, yani gayretleı-In veriminin yükselmesi -~:2 her cepheden de kendini gösterir. Mesela. bir der gi E.=cak muayyen baskı .sayısını geçtikten sonra rest:.:..: cıkabilir Misalleri alabi ldlğine çoiYaltmak mümke.r:r.=Ve bunların hepsi bir çember halinde biribirini. bes.er; Yani her maddi ilerleyjş ve genişleyişderginin ·~S mükemmel çıkmasını mümkün kılar. hı satışı ar:::...-: satış'ın artması dp. maddi kavnakları daha genis:,,::::-. ve böylece gider:
Kendi ma tbua trrnızı kuracağız. Başka çıkar yol yok. Muhteşem ve kudretli bir Türkçü matbuata giden yolun aşağı yukarı ilk adımı ORKUN gibi bir deı-gidir. ilerdeki he.r merhale bunu başarmarmza bağlıdır. . TüRKÇÜ
MATBUAT
KURULMASININ
ANAŞARTLARI
Aşağıdaki şartlar TUrkçü bir matbuatın doğabilmesi ve vasıvabilmesi için mutlak bir zarure t ifade eden şartlardır. Yani, bunlar olmadığı takdirde Türkçü bir matbuat ne doğabilir ne yaşıyabilir 1 -.., Tek Dergi Şartı: Bu, başlangıçta, yalnız .tek Türkçü dergi çıkması, bunun dışında, derginin gelişmesi her bakımdan tamamlanıncaya kadar, hiçbir Türkçü dergi çıkmamasıdır Bu en rnühim şarttır. şimdiye kadar başarı gösterernemenin temel sebebidir. Yukarıda ifade ettiğim prensibi çoğumuz ilk bakışta yadırgarız. Yeni bir Türkçü .dergt çıkmaya başlayınca bunu tereddütsüz birsevinçle karşılar, mücadele' cephesine yeni birkuvvetinkatılması sayarız, Halbuki' işin ha,kilca,t,i tanı tersinedir, "Mukadder bir dağı lış ve
Ve
. .':
~-....
.
.'~'.:.': :. ;-: " .~,!,.
-, '~'~~.-
r'fJi:"'~_""::2 .,~"L:
"
ve
«Falan dergi zarar etmiyor ya, daha ne is i.'ort:.::-· demek kısa görüştür Bir bakıma bütim Türkcü de::-z_ ler, içlerinde en kuvve tl is! olan ORKUN da dahil. zc...:-c:,:ediyor. Zira yazanların ve cahsan ülküdaslann bu uf'..::da harcanan zamanları hesaha katrlrmyor Bunlar.. e: ı;nütevazı rakarnlar-la .bile, hesaba kattığımız <'.=::C' bilanco eearar gösterecektir, Halbuki bizını m~tb s=mız ne doğrudan doğruya' ne de dolayısıyla b'ze :il:c: değil, bil'akis büyük bir. yardım . kaynağı olma::_=Türkçülüğün matbuatı durmadan bizim hayat nusg.ımuzyemen bir kaynak değil, damı altında bir çok a2'!:~ Türkçüyü besliyen ve yetiştiren bir ocak olmalıdır >
Şimdi bizlerin durumu sırtında bil' yük taşryarax ter leye terleye yokuş yukarı çıkmak gibidir, Halb;,;.:O:: düşmamn altında koca koca kamyonlar var, Karnycr; hem yükü taşıyor hem de-şöförünü Küçük amatör dergilerin tam manasıyla matbua ; olmadığını, küçük amatör dergiler'le yerinmek de·.-:-:nin geçtigini anlamamız zamanı gelmiştir, arkadaşlar Zamanımızı ve enerjilerimizi küçük küçük derg:~==arasında harcayıp tükettikçe sesimiz cılız, çalışmala. nmız verimsiz kalınağa mahkumdur. Yukarda anlattığım kendi kendine kuvveti ar tan, Edeta bir ağaç gibi büyüyen, büyük matbuat safi asına bir ,;ın· önce erişmek zorundayız, Bu safhaya gider.
:::.
~:.:.:.'.~.
...
c. ·d·,,,4;~~fi>Ü'S~:~.>k "-~~-
:...
-~
~~
~-'
.
..,-',
28
ORKUN
------------------~------------------------------------------------------------------------
tlenmeğo
götürecek
tir;
Maddi yönden dalıp mühi.m olarak, işin bir de kıymet ve seviye yönü vardır, Sadece milliyetçi olduğumuzu ve Turanı fethetrnek istediğimizi alelade bir dil
ww w.o tu
ken
de
ile tekrarlıyan yazıları yazıp bol bol basar-sak, bu tabii iyi bir şeyolur, fakat faydası mahduttur Biz' biraz daha da iyisini yapınağa çalrşmahyız Bu «daha ivisi. valımz bildiklerimizi tekrar eden degil, belki bizlere bilmedigimiz noktalarda da bilgi veren ilmi yazılar, sadece inandıklarırmzi tekrar, ederek mahzuziye timizi mucip olan fikir yazıları degil, bizi uyandıran ve düşündürerı, yeni ufuklar açan -yazrlar, ve sadece rnevzuu ruhumuzu oksadığı için memnun olduğumuz manzurneler vesan'at yazıları degil, taşıdığı fikre düşman olanı bile ister istemez hayran edecek bir sarı'at kudreti ta.. şıyan şiirler ve yazılar yazmak ve basmaktır Kısacası, yazıların san 'at ve fikir sevivesirıi yükseltmektir Yine kısacası, derRİnin fikirler ve ruhlar üzerinde tesir, kabiliyetini ar tn-rnaktrr Yazıların kalitesinde uf'a): bir yükselıs bile derginin t~sir kabilivetinde biıyül: bir fark yapar, Yalınız tesir kabi liye tind o c1egi1, satısmda _ da biiyük bil' fark yapar.
'!J'
m
sür'atle
kütle üzerinde tesir yr.parak yeni t araf tar lar ve bunların arasında yarrnkı ülküdasları kazanmak gelir, Düşmanlar-a verilen cevaplnr ve yapılan hücumlar onları mantık yoluvla ikna etmek veva kendi öfkemizi .teskin etmek iç'n değiL, zayıf ve "mütereddit taraftarları rmzı ve bitaraf büyük kitleyi o düşman sahısveva düşüncenin aleyhine çevirmek onun tahribatının tesirini azaltmak iolndir Bu bakımdan ülkü çerçevesine giren faydalı bir iş'ir, Ancak bu hücumlar iyi ter tiplenmedi., ği. bilhassa yazı kudreti bakim-ndan zavf 01r1Uğu zaman gayesine varrnaz Hatta çok kere aksi tesir yapar, «Sahsiva tla uğrE',')'yorsıınuz1," tenkidi i<;te bundan doğar. Teşhis hatalı. fakat t':]1ı~it hakl.d-r, Gerektia,inde vuıvnatı. faı',ıt vurunca .ötdüresive bir kudretle vıırmalrvız : bı ını vanarnivoı-sak ric cafrnamal-viz Bi' araf ve düsmarı s=hava tesir etmek yöni'ıılr1en de durum buna benzer Kuzzunun vavrusu misali, dergiP1iz bize daima sevimli ,Q'Plir,F;:ı.1-::atelo~lL1nun gözü bizim gibi 'gcrnıez, Der,gi Türkc;['ıl,\igiin sıcak ve dost çevresm-n dısna, kavı tsz ve yabancı cevrelere ç'ktı mı, cetin bir rnukavernntl e karsüasacaktır. o hertürlü kötü niyetle cevrili s00:1.1k,sert ve yabancı ıkhm, de sadece der(!i otarak kendi kuvveti, dcrtri tekni1i;i baktrmndan üstünlüğü, icindeki yazı ve resimlerin güzelliği, uslün kuvveti, ceki cl ve zevk verici o1,'118.sısayesinde tutunabilir. kendini sevdirebilir, ve r akrolert'~i iterek kendi sahasını geni~letebi1ir. Bu, bir bakıma, tabiatta yabani uzvivetler arasında her an cerevan et_ mekte olan hayat mücadelesine benzer, Üstün nevi ağır ağır sahasını genisletir ve cliğer nevileri dısarryr- doğru 'iter, Bunda mücadele adetler arasında değil, i:-i rakip uzvive tin en yüksek canlı1.ıJ, gösteren fert'e;:i, 8.1'8sındad.r, Vf; her 'S'2:,'den önce kalite mücadelesidir, Bir deı':::i lcendisl n-; f iki r bıkın:ınchn yabancı bir sahaya' sokulabilrnck ve o' sahada tutunabilmek için eskiden yer etmiş f ik ı-in de,'gilel'inc1en hissedilir derecede üstün olmalıdır, çünkü üstelik bil' yadırgarnayı yenecektir Bizıer rnil lcIrnlzin '.'r [ilküpıüzün mukaddcıatma 'kar'-;1 bil' \'[;:,:ife c1.ı'ygUSU ta-umak zorundayız . Kerıdimiz YCl,zlpkendimiz okumakla vet ir-rnek, avunmak hakkını
rgi .co
yolun dönüm noktası şu anda gelir : Sıkıntilarla: ve mütevazı irnkanlarla bir dergiye başlarız, o dergi yavaş yavaş tutunur, bir fikir ve hareket çevresi meydana getirrneğe ve buçevrs ağır ağır genişlerneğe başlar, işte dönüm noktası burasıdır. Ya gerıişliyen çevrenin artan alakası muhtelif dergilerin ortaya çıkması ve enerjilerin, mgsrafların .dağılıp ziyan olması netice, sini doğuracaktır. Yahut ta bu artan enerji ve kaynaklar bir kazandan fışkıran buharın bir demir yatağın içinde hapsolunup buhar makinesinin pistonunu harekete getirmesi f;ibi tek derginin çerçevesi içine alınacak ve orada biriken maddi kuvvet ve imkanlar bizi' Icuvve doğru Tabii olan, işlerikendi haline bırakırsak olacak olan, dağılrnaktrr Toplu ve hamleli hareket ise ancak hesaplı bir şuur ve irade işidir,
"e
Türkçülerin der-gisinin yapacağı (~eşitli hizmet ler vardır, Bu dergi bizim, kendi, aramızda haber]eşme~~, taruşmayı, gönül birliğ ini kuvve tlendlrmevasağlar, ülkünun prensipleri üzer-inde görll,5lc'rin berr ak laşması , , DI, duyguların dermleşmesini, irade ve ümitlerin, cesaret ve heyecanların canlı kalmasını sağlar, kendi aramızda fildrlerin ve ülküye götürecek en iyi yolların münakaşa edileceği bir serbest kürsü, yeni ve genç ülküdaslarm Türkçul üğün ge rck ti rdi ği bilgi leri, öi;':renmeleri için bir mek tep, hepimizin çalısrnalar ım ahenkleştiren bir umumi işaret kaynağı vazifelerini görebilir. Bütün btınlan dergi yazı bakımından yüksek seviyede ise elbette daha iyi yapabilir: fakat orta sevlyali bir der; gi 'debiraz faydalı olabilir Lakin, dcrgiınizingöreceği hayati ehemmiyette başk~ vazifeler ele vardır ki bu vazifeleri dergi ancak kalite bakımından belirli bir seviyenin üstünde bulunmak şartıyla görebilir; tıpkı madeni bir telin soğuk iken veya az sıcakken hiç ışık neşretmemesi, ve ancak belirli bir dereceden öteye ısm., dıktan sonra ışı]{ verrneğe başlaması gibi. Bu vazifelerin başında 'I'iırkçiılügün mücadele organı olarak düşman düşünce ve şahıslarla savaşmak, ve .taratsız
1:8.1.Z (l.eg·iJiz.
Kıymet ölcümiızu iyi tayin edelim: oda seviyede 10 dergi, bunlardan bir parma küstun bir tel, derginin yerini tutamaz Dergide bı li te- rı~.I'l'!l1lüğümeydana getirmek için yapılacak 5ey10rin başı en kuvvetli vazıla-ı tek derginin içinde toplamak tır En kuvvetli yazı vazanlar-ımiz sa, vılırur. bunların yazıya ayır abilecekle ri zaman kı ttır. bir kimsenin muhtelif yazıları da kuvve tçe birbirinden farklı çıkabilir. Birçok dergi çıkar ve hepsine yazı yetis tirmeğ« kalkarsak kalite, az veya çok düşer Yüksel,' ka li te gclenegi tasıyan tek yere daha bol zaman sarredilEre),: yazılacak yazı elbette daha kuvvetli olmak şansım taşrr. Tür-kçuler yazılarını önce 'I'ürkçülüğün dergisine gönderrrIer Dergi gelen yazıların içerisinden en kuvvetli ve gayeye uygun olanlarını seçip alır, Kalan yazılar yine mahalli gazetelerde ve mesleki dergilerde neşrolunur TürkçLiHiğün dergisinde neşrolunan , .yazıları da diger gazete ve dergiler iktibas 'edebilirler,
* * '.'1·,",
".".0"
---
-,',"
...
_ .....
.-,--....: ...
-~.:.
29
ORKUN
ve zamamrnızın ne kadar büyük bir kısmını 'ayırsak, ülkümüzün dergisine vereceğimiz emek ve zaman yine hakkından az olacaktır, Gönlümüz daima daha fazlasım verebilmek imkanlarını sağlamak için çırpınmalı, Büyük Amerikan haftalık dergilerinin yazı işleri idare heyetinin adları derginin .çok kere yarım sütununu aşar, Bir işibaşarabilmek için i~k önce o işe hürmet eL me ği öğrenmeliyiz, "
En mühimi işin manevi cephesidir, Dergi durmadan genişlemek, yükselrnek. bir an önce büyük bir kudret haline gelebilmek için gönüllerde ve şuurlarda ülkünun bir parça si olarak yer etmeğe muhtaçtır, Ayrı ayrı dergiler oldu mu, herkes kendi çıkardığı dergiye daha fazla hağlanıyor Bunu inkar etmek 60ştur, Bizim ez eli zaafımız bölünrneğe ve dağılmağa istidatlı oluşumuzdur Her işte ilk düşüncemiz buna en az im, kan verecek şekli seçmek, her şeyden önce bun~ karşı tedbir almak olmalı,
«Falan, filan kimselerden de istifade etmek» fikri, Düşüncelerindeki hususiyetler ve bazı aşırı taassupları sebebiyle Türkçülüğün tek umumi dergisi içine siğdırrlamıyacak bazı kuvvetli kalem sahiplerinden' de istifa. de edilebilmesi için onların fiikrlerine daha mülayim yollar takip eden birkaç dergi bulunması fikri, Tek taraflı ve ölçüsüz bir görüştür. Türkçülüğürı ana prensip.
Türkçülüğün 'der'gi sini kötülemek, ona karşı bir soğukluk uyandırmak için düşman durmadan çalışacaktır, Milliyetçiliğe tcmayül 'duyan ve fakat gafletten ta, mamen sıyrılamamış kimseler üzerinde sinsice tertipleri; miş' telkinlerin az veya çok iz bırakması tabiidir Bunu ancak o derginin yıllar boyunca bütün Türkçülüğün tek mümessili olarak ihtişam ve zaferle, gittikçe artan kudretle 'yoluna devam etmesi silip süpürür
m
"I,'
kendimiz parçalara bölünür Ve tek gÖfPeli kuvvetli bir basın kurmak imkanlarını baltalarsak çok yersiz bir iş yapmış oluruz, Kaldı ki, Tüı-kçülüğün tek dergi prensipi iyice yer eder ve .or tada ayrı dergiler' kalmazsa, hususi düşünüş yolu sahiplerinin içinde en samimi ve kıymetli olanları da-ergeç derginin yazı' heyetine katı,lacaklardır,
rgi .co
Çalışma usullerimiz gelişi güzel, Çok .ihmalkar-ız. Bunları yenmek ve iş başarmak için derginin bütün ,'gözler önünde mahiyetinin iyice belirmesi şarttır, Derginin işinin mutlaka yapılması gerektiği, ondan mühirn iş olamıyacağı idrak edilmelidir, Binbir dergi ye bölün, dü mü, 'bu ruh yara'tılamaz
lerinin içinde hergörüşe yer verecek Türkçülüğün malı dergiye katılmaktan çekinecek derecede aşırı ve aykırı düşüneeli tek tük kimseyi de içimize alabilelim diye'
',l\I.0,ni o"ı,'naz, çünkü sahası ayrıdır iti razt Asıls.zdır. Bizde °şi!nc1jye karlar çıkan. mil liye t çi dergi.lei']!"!, sayfa savısı ve t e r i ibi gibi s~rt!'li hususlardaki fari:::;nT müstesna, heı;ısi aynı mahiyette olmuştur, Esaseri başka türlü olmasına da irnkan ryoktur .Çünkü köşebaşı balekah gibi herşeyi içine, alan umumi tipte dergi daima ilk adımdır ve en kolay olaru, amatör çalışmalara en uygun gelenidir Bundan konu veya şekil bakunın. ~lan esaslı surette değişik bir dergiyi, mesela bol resimli ve eğlenceli magazin tipi bir dergiyi veya bir çocuk, dergisini, çıkarabilmek için daha' ziyade teksit edilmiş , bir çal ır.ma ve daha pişkirı bil' ihtisasa lüzum .vardır. Yani bunlar ancak tek dergi esası sağlandıktan sorıra mümkün olabilecek şeylerdir, Şimdiye kadar, çıkan bütün dergiler, ve eldeki imkanlar ve şimdiye kadarki çalışma tarzı ile çıkarabileceğimlz vbü tün dergiler, aşa, ğı, yukarı birbirinin yerini tutabilir, Bunun dışındaki iddialar kendimizi alda trnak tır
«Çeşitli ve geriiş sahalara' tesir etmek» isteği, Yukarıdaki endişenin okuyucu cephesine çevrilmiş şekli sayılabilir, Yani, bazı aşırı düşünce ve taassup sahibi okuyucuları da milliyetçi yayınların tesir sahası içine alabilmek için neşriyat yolları birbirinden biraz ayrılan birkaç dergi çıkarmak düşüncesi, Fazla hayali ve sırasizdır. Yapabileceğimizden fazlasına teşebbüs etmek hepsinin birden eksik' yapilmasıme ticesini verir, Bir okuyucu, fikirierine biraz uygun yüksek kaliteli dergiyi, fikirlerinebiraz daha, uygun Iakaj düşük kaliteli dergiye daima tercih edeı', Esasen biz şimdi alabildiğine ;-enişlemek safhasında değiliz, Daha ziyade TürkçÜıü-, ğün hel' bakımdan temellerini atmak safhasmdayız Bu sanıada za ıure tler fantazilerden öncegelmeli, "Yeni yazar kazanmak ve vetiştirrnek.. Tek dergi prensipine karşı yöne] tilecek 'en kuvvetli i tiraz bence bu noktadadır Bir tek derginin alabileceği yazı miktarı, 'derginin sayfaları çoğaltılsa da, mahduttur Yeni yetişmek tj, olan genç yaza rlara, bilhassa lise talebelerine biraz da teşvik mahiyetinde yer ayırmak pek ~ümkün olmıyacaktır Halbuki yeni istidatları ülkiıya çekmek, ve daha mühimi, '\Vetiştirmek için bu gibi yazı-' lan basmanın Iüzumu aşikardır, Tek dergi belki bü~ tün yıl süresince ancak elli tane bu gibi yazı veya şiir basacaktrr, halbuki 10 dergi olsaydı 500 tan~, basıIırdı, Bu, hakiki bir mahzurdur, fakat tek derginin zarureti daha ağır basmaktadır Bu mahzuru biraz olsun hafifletmek için mahalli gazetelerin, mektep c1ergilerinin, ve meslek neşriyatının idaresinde Türkçüler yer almalı ve bu gibi yayınlarda yeni imzalar ortaya çıkarıp ye tiştirmelidirler
«Ben ona da, ona da yetişirtrn, iddiası Gülünçtür. Her iş gibi yazı yazmak ve dergi çıkarmak işleri de en ::~P 'aç 've baştansavma bir şekilde şişirj lehili r Diğer taraftan bu işe verilebilecek emek, zaman, gayret ve dikkat te sınırsızdır Ne kadarçok ülküdası 'tcplasak
Şuna iyman etmiş bulunuyorum ki, Türkçü bir mat, buatın kurulması için temel şart tek dergi zaruretinin bütün ülküdaşlarca anlaşılmasıdır, Daha da iı~ri giderek diyebiliriz ki, bir ülküdas yalnız bu zarureti arı,
"Tek dergi. lun du terkık
ww w.o tu
ken
de
Bir derginin idaresinde çeşitli zorluklar ve tatsızlıklar ile karşılaşmak mukadderdir, Bu işlerdeçalışan arkadaşlar bunları yenmekten ve bu işi beraberce yürütmekten başka t,jr yol bılunmıyan kesin surette zorlayıcı bir dururnda bırakıln1alıdır" İspanyayı fetnetrnek üzere karaya çıkan kumarıdanın ilkjiş olarak gemi ie:!.'l yak tırması boşuna değildi,'
prensipine edelim,
karştIleri
sürülerı
bazı itiraz-
,
,
* *
,
30
ORKUN
Mahalli gazeteler, Türkçiı adını ve sifatını açıkça taşımıyan her türlü mesleki ve ilmi dergiler, ve gençlik ve okul dergileri bu şartın dışında kahr lar Türk·çüler bunların neşr.ine ôrıayak olmalı, bunları hem rnilliye tçiliğe fa1Galı bir istikamete sevk etmeli, hem ·de kendi tecrübelerinibunlarda arttırmalıdırlar. 2 Tüıkçüliiğiin Malı Olmak Şartı: Tek dergi deyince ortaya şu mesele çıkar: O halde hangi dergi, kimin dergisi? Kesin ve en güzel hal çaresi: Türkçülüğün orta malı dergi.
3 - İş Bölümü Şartı: Bir dergi, arkadaşlar, seyyare .gibi bir nesne d~ğildir. Seyyar-eler, ay, güneş göklerde kendi kendilerine dolaşrr dururlar Biz canımız iste. diği zaman onların hareketleri ile alakadar oluruz, takip ederiz. Bıkt ığnrmz zaman' bırakırız, unuturuz, Sonra tekrar aklırn.za esince dürbün veya teleskcpu elimize alırız, ve onları biz bakrnıyorken de minrakları üzerinde beklenen seyrini yapmış ve gökyüzünün hesaplı noktasında yerini almış buluruz. çoğumuz de rgiyi de böyle görüyoruz. Dergi bir yandan çıkadursun, biz elirniz değdikçe ona yardım edecek, fırsat düşdükçe onu alkışhyacak, arada da onu bırakıp . başka' işlerimizle meşgulolacağız, ve döndüğümüz zaman da dergiyi yerli yerinde. bulacağız Böyle şey olamaz, arkadaşlar.
ww w.o tu
ken
de
Bunun boy boy faydaları ve' tek büyük mahzuru vardır. Boy boy faydaları: Herkesin kendini tereddütsüz hizmetine vakfedebilmesi, idare edenlerin dergi adına çekinmeden fedakarlik talep edebilmeleri, bir «sahip» tarafından günün birinde ihanete .uğraml; rmyacağ ırnn, kimsenin kimseyi istismar edemiyeceğiin mutlak bir eniniyetle bilinmesi, vb .. Tek büyük mahzuru : Kendi öz' isi olarak benimsiyeni· olmaması. Fakat bun~ ne- panasma olursa olsun mutlaka yenmek, ortadan kaldırmak 'zorundayız
Türkçülüğün dergisi zayıf veya hatalı çıktığı zaman hakiki ülküdaşın tepkisi bunda kendisini vazifeye çağıran bir' mana görmektir,
m
mıştır)
beple desteklemiyeceğimi> derneğe hakkı yoktur. O dergi bizim çahşrnalarırnızm muhassalasıdır Hayat imtihanının, bize verdiği nottur. O hamleye biz, zama. nımızdan, gayret ve zahmetimizden, sevgi ve ilgimizden, maddi ve manevi varlığımızdan İle kadarını verebilmişsek aldığımız netice tam o ·kadardır. Hak ettiğimiz de tam o kadardır. Meçhul bir kaynağın hesap dışı cömertliğinden bir şeyler beklemeğe hakkımız yoktur. Yürürken ağzını .açmakla yetinen bir adamın ağzına armutlar dalmaz; sadece ağzı açık <yürüyen bir adam' olmakla kalır. Şu halde, der giyi elimize al. dığımız zaman ona karşı tepkimiz manifatura dük, kanında bir tezgahtarrn. önümüze serdiği bir kumaşı beğenip beğenmemsk, beğenirsek almak, beğenmezsek elimizi sürmemek şeklinde bir tepki olmamalıdır.
rgi .co
Iayıp kendisi başka dergi çıkarmarnakla kal mı yacak, aynı zamanda Türkçülüğün ana dergisinin yanında başka dergi çıkarmaya teşebbüs edeni önlemeği de kendisine vazife sayacaktir. Bu örıleyiş sert, kindar değil, fakat mutlak surette kafi ve musamahasız bir hareket olmalıdır. Tıpkı :uçurumdan aşağı sarkrnak ıstiyen bir küçük çocuğu tuttuğumuz gibi . (Burada hemen ilave edeyim '"ki, bu satırlarda TÜRKELİ, ARAS, SANCAK gibi yeni çıkınağa başlıyan dergi. lere karşı hiç bir tariz yoktur. Zira bunlar çıkınağa başladıkları sırada ORKUN'un kapatılması esasen belirmişti ve bu sebeple bu dergileri çıkaracak ülküdaşlara çıkarmamaları için hiç bir ikazda bulunulma.
«Turkcülüğ ün malı" olma vasf ımn sözde bu-akılmıvacağ ı, en kuvvc tli teminata bağlanacağı t abildlr. Bunun üzerinde bütün dikkatimizle ti trernek hepimizin vazitesldrr. Mümkün olan resmi şekillerin mtmakaşası ayri bir bahis tutar. Burada de rg iyi idare soruniluluğurıu taşıyacak olanların iki vazifesine işaret edeyim: 1 -'- Derginin Türkçülüğe vakf edi lrniş ·bir varlık olduğunu, vazife başında olan bizlerin 'sadece bir emaneti bek liye n bekçiler durumunda olduğumuzu bir an için bile unutmamak ve dergi~in yolunu şahsi düşünce ve duygularrmiza göre değil de «emane te sadakatdüşüncesine göze çizrnek. 2 - Derginin bu durumunu .erı açık bir şekilde herkese izah ve ispat etmek ve bu noktayı bütün berrakhğ ıvla daima Türkçü umumi eL karın gözü. önünde tutmak. ORKUN'da bu vazifelerin birincisine itina edilrnis, fakat ikincisi ihmal edilmiştil'.
* * Türkçülüğün malı olarak çıkmakta olan derg iyi beğenip beğenmemek .diye bir mesele . ülküdaslar için bahis konusu olamaz. Bir uiı.u adamının bir an için bile gaflete kapılmaya. Türkçülüğün dergisi için, «Fa., lan dergi zayıf'tır. ben ondan hoşlanrnıyorum, bu se-
.~.
Her derginin bir suru, belki tatsiz tuzsuz, fakat z a rur i işleri vardır. Bu işler kendi kendine yapılmaz. Birisi veya birileri yapacaktır. Hareket noktamız şu olmalıdır: O "birisi: nin kendirniz değil de bir baş~ kas! olacağını farzetmeğc hiçbirimizin hakkı yoktur. Bu nokta ülküdaşlarm içinde hiç olmazsabir gurup tarafından açıkça anlaşılrnadıkça, dergiyı, iki şeyden biri olur: Ya işler ortada kalır ve "dergi birkaç sayı sonra, ilk hevesler geçince, kapanır; yahut ta iş:' ler gittikçe bir tek kişinin üzerine yığıla yığıla dergi bir müddet daha devam .eder, Bu müddet bir hayli uzun olabilir Faka:t kesilmele ihtimali daima önümüz. ' dedir Ve çalışmalar kısır kalmaya mahkumdur Zira Işi yapan 'adam zamansızlık vedağınıklik içinde devamlı surette buna.arak çalışacaktır. Her işe el. attı-· ğından hiçbir işe hakkı olan zaman, enerji ve Ihtimamı veremiyecektir Son derece gayrıtabii bir çalışma ve yaşama tarzına doğru sürüklenecektir Ve günün birinde, ergeç, duracaktır Ya sıhhatı bozulacaktir. ya asabı bozulacak tır, ya mesleki ve şahsi durumu daha fazla devama leesin surette mani olacak, yahut ta başka bir halolacak, bu muhayyel adam duracaktı!'. Yapılan işler bu kadar ağır .mi'? Hayır -arkadaşlar.. hiç te ağır değildir. Ashnda kolay ve basit şeylerdir. Ağırlığı sadece bunların aralıksız ve sonu gelıniyen· şekilde devammdadır ·K~lumuzu dümdüz ileriye doğ"~,,... ;."
"\';.:(. '.~;:!'
....;:
- .~.:-r:·
..~_~:~f~~~it;:2t{;:~~·;L;~fii~2::~;~
-=.'~-~_.~------------------------=~_--.J
ORKUN
r
ru uzatmas ." - ::=.::-_:c. [Urmak işten "bir saat o:::"-::cc .:.ş 2.f:c oir yorgunluk tutabilrniş !"-=-~=:.-: o:~:-:ıiyorum.
bile
olur;
sayılmaz; bir .gün
ISTANBULDAKİ
, . Eskiden çıkmış olm Türkcü dergilerin, :ATSIZ MECMUA, ORHUN: BOZKURT, TANRIDAG'ın (merhum Dr. Rıza Nur'un ' çıkardığı ilmi dergi), bugün bir koleksiyenunu elde etmek imkansız denecek kada~ zorlaşmış, ancak fevkalade bir tesadüfe bağlı bulunmaktadır. Tabii daha eski milliyetçi · dergiler için durum fazlasıyla aynı şekilde" dir, Halbuki bugün o dergilerin bir koleksi.yonunu ele geeirineyi ıstiyen ne kadar çok Türkçü-vardır! Ve o dergiler bugün bir Türkçii aydının kütüphanesi için ne kadar büyük bir değer taşır! O dergilerde, tatlı ve acı çeşitli safhalarıyla, mağlübiyetleri ve sarılı manevi zaferleriyle Türkçülüğün dün,i kü tarihi, geçmişten alınacak ibretler, dersler, ve ilhamlar, bugün ve yarın için de by-met taşıyan yazılar ve fikirler (yazık kibunlardan ançak pek azını ORKUN;·urrı DÜNDEN SESLER sayfasında verebildikj vve o günlerin Türkçülük mücadelelerine katı1:: ., mış olanlar için }ııUaZZez hatıralar vardır,'
Kurtartcı çare iş bölümüdür, Hiç kimseye ağır gelmlyecek şekilde işi parçalara bölmek ve herkesin kerıdi .parçası nı üzerinde rahat' rahat ve ihtimamla çalışmasını sağlamak, vazifeleri bir sıraya koyup zaman zaman arkadaşlar arasında «nöbet» değiştirmek, serbest kalıp dinlenmek ve tazelenen heveslerle ve değişen şahısların yenileşen zevkleri ve yeni buluşlariyla dergiyi hamlelendirmek,elbette güzel şeydir, Hem de kolaydır. Yalnız, bunun temel şartları yoksa yürürnez, Mesela, üz~rimize aldığımız işi mutlaka,. her ne pahasına olursa olsun, yapacağız. Az iş alacağız fakat onu behemehal ve tam vaktinde ve tam hakkını
ı
i ıL
vererek- yapacağız. Uzun tecrübelerde bize verilen iş hiç aksamamiş olacak, Ta ki, diğer arkadaşlarbize bel bağlıyabilsin, 'bize verilen işi artık olmuş sayıp unutabilsin, Böyle olursa üzeri~ize aldığımız en. ufak bir işin bile dergiye yardımı büyüktür. Diğer taraftan üzerimize aldığımız işi bazan yapar bazan yanlış yapar, bazan da «Falan işim çıktıydı l» diye zamanı geçer yapmazsak. çalışmamızın kıymeti sıfırdır. Ve mesela, çahşmalarırrnzda disiplin lazımdır " Disinlin .•. olmadan hiçbir toplu. iş yapılanuyacağı gibi dergi de çıkarılamaz, Bir. şefin şahsına bağlanıp itaat etmek yerine kendi şuur ve iradeletimiile koyduğu muz kaIdelere Ve çalışma programına riayet etmek banis konusu olunca disiplin ih tiyacı azalmaz. artar Teferruata girmiyorum. Yalnız b~Zl sıkıntılara iş~ret ediyorum ki, realist olalım ve taşıyabiIeceğimizden fazla' yükü yüklanrneğe kalkışmıyalım. .
'
•
ORI.(UN için de gel~cekte böyle olacazırır düşünerek, ORKUr,ru çıkarırken her s;yıdan az miktarda arttırrp bir köşeye koymak yolunu tuttuk. Şimdi ı. sayıdan son sayıya kadar, elimizde 2'00-300 kadar takım var, ..ORKUN'un kaparımasıyla bunları saklıyacak yer ve bakacak memur d;a kalmıyaca- ) ğından, bundan sonrası için tutulacak yol bu . ~ takımları ev durumları müsait olan ülki.idaş-I ~ L ların kendi evlerine: alıp saklamalarrdır. B~ı gelecekteki 'I'ürkcülerin büyük minnettar~ lığını kazanacak ve ülkü için de esaslı kıymet taşıyacak bil' vazifedir. Evi müsait olmak demek, şüphesiz, ilkönce', bir yerde de , · vamlrolarak yerleşmiş 01m3k, yani kira evi olmıyan kendi evinde oturmak. veya de","amlı olarak aynı ~erde oturacağı kararlaş., mış bulunmak,· evınde boş yer bulunmak (dergi 'koleksr-onlan .ilk tahminlerden çok c1a~a fazla yer tutar), derginin konulacağı yerın mahfuz ve emniyetli, bilhassa rutubete k.arşı niuhafazalı bulunması demektir, -El~ dek: dergi takımlaranı bu gibi yeri elverişli ve, Istekli ülkü~3şlara bölüştürmek istiyo~z. ~u emane~ı alan ülküdaş1ar dergileri ~tına ı,le, sa,klıyacak, ve zamamgeldikçe ve ıs~~ndıkçe ıade edeceklerdir. Dergiler Türkçülüğürı malı kalacaktır.
de
.
rgi .co
'1
j
m
n
J
ÜLKÜDAŞLARA
ww w.o tu
ken
t
Kanaa-tirnce srkmtılarrnuzm başlıc-ı iki sebebi var. dır: 1 - Dergi, çıkarmanın ülkü çapındaki ehernmiyeti ve bizim vapacağımız ufak hizmetlsrm derginin ç;k,masmdaki· chcmmiye tı bütün açıklığıyla kavran, rnamıştrr. 2. Çoğurnuzda muntqzam çalışvna ıtryatlar: ve sahsiyc.tmiz!n diğer cepheleri dereec sinde kuvvetli bir vaz if'e disiplini i1cnüz teessüs edememiştir. Yukarıdaki noktaların meydana gs tirdiğ! durtım enerjilerin ,büyük .bir kısmını daima asıl 'is sahas:ndan alıp bunlar'la uğı-aşmakta harcanuştır Bunların hepsi, derginin, sırtına vurulmuş yüklerdir. Fakat bütün bu yükler e rağmen, tecrübe ile sabittir ki, dergi yürür,' 'Ancal, üstelik başka bir dergi de çıkarrlrnaya başlayınca, «bu terazi bu kadar, sikleti çekrnez»,
*
J..
>i<
'ORKUN çok' tohum atmıştır,' Bizden sonraki nesil.. lerini..ilküdaşları 'hakkında ümit, ye hatta emniyet duygusu taşiyerum Ancak Türkçtılük için zamanın . kıymeti . çok büyüktür Matbuat sahasında vazife ve ·sorumluluk sırası şimdi diğer ülküdaşlarmdır. Tanrı Türkü Korusun . .
İstekli üllcüdaşların önümüzdeki hafta içinde Sirkeci, Yen~ Postahane caddesi 8 numa:-adCl Avukat Ismet Tümtürk'ü yazı. hanesinde germelerini rica ederiz,
'EAYİLERIlVÜZE: SonsayımızIa birlikte faturaian., \~A~~öndermiş bulunuyoruz Lütfen, son 'sayımız "olan' ..,~. 68irici sayıyı aldıktan en geç bir hafta sorıra o sayı-.. mn 'veeli~izde kalmış diğer sayıların iadelerini P. 'E. 1818> İstanbul adresine postalayımz ve iadeler düşül., dükten sonrakalan borcunuzuda lütfen derhal haval~ ile görideriniz Gecikmeye Ve hatırlatmaya lütfen mahal .bırakmayınız, Bayilerlmlzin ORKUN'a 'karşı gösterdiği' yakınlık, dürüstlük vve gayretlers' teşekkür ederiz. 'Bu bayilerirnizirı .listelerini ileriki Türkçtı neşriyat için de kullanılmak üzere 'hazırlıyoruz,
./f','
,/ederiz, ruş, Nu"
* ** YURDA SESLENİş, Yazan: Şiil{rü G. Sünnetçloğlu, 23 sayfalık şiir kitabı, İçinde milli rrıevzularda 10 şiir var. Baskı ve kağıt biraz düşük, fakat şiirlerdeki duygu ve kuvvet dikkati çekecek derecede yüksektir. ÜI. küdaşlara ve şiir S'evenlere tavsiye ederiz. Fiyatı 40 kuruş, Şükrü G, Sünnetçioğlu, Erkek Sanat Enstitüsünde öğrenci, Kastamonu, .
***
.ı,·
=:
ABONELERİMİZE: 'mtKUN'tin' 68 inci savıda ıka, . panması .'ne ORKUN;dan alacağı kalan aboneleriri pa. raları geri verilecektir; Ancak çeşitli acele işlerin tas, fiyesive hesapların çilcarrlmasından sonra bu işe başlanabileceğinden 10 ; 15 günlükbir gecikme, olacağtnı tahı'nln ·edr.Yci~.uz.İst~~bllldaki .abonel~~imiz bize 'şah-' san başvurup alacaklarını isterlerse esasençok yorul: muş olaıiüÜ{üdaşlai'ınıpostaile:"haval~ etmek rnua, mele~emasra'fiarındahkuri:arrruş olurlar 15 günlük müddet .sonuna' k~dar "geltı1ir:/:istenn~edi'ği takdird" J{ostaiİe haval., e-deceğiz, ":',',' -;' . .: ' •. .j''"'." ". . ..<. ,,~.. 'l!, .'
m
ENİs BEHİç KORYÜREK: HAYATI VE ESERLE. Rİ,'Y'azan: Dr, Tevetoğlıı Fethi, Başka adları da i'çine alacak bir «Milli Kalemler Serisi" nin ilki olmak üzere yayınlanmıştır; 98.- . sayfa Şairden çeşitliseç.meparça~ . .-. : : .. • . . -; ~.: ,;.;j ları ve .:muhtelifyönlerden_tetkikleı:i, bibliyoğrafya ve indeksiihtiva e'diYoi:. ,Tavsiye . ederiz, 'Fiyatıİ. Üra; ",; .'t;<. ., " '. . ." ."' .. -," '", "~'o ,P. K. 455, Ankara, .'.~.;
; * * * ..
i.';.,
SANCAK Milliyetçi rder'gi, İlksayısı çıktı. ~iyatı 30 kuruş. Abonesi: Yıllık 720 kuruş, altı aylık 360,üç aylık 180, P. ·I{. 6, Kırıkhan. Başanlardiler, ülküdaslaratavsiye ederiZ,'
* "
.
:~
:~ . .;<-
de
. ÜLI{ÜDAşLARIlViıZA: Ellerinizdeki . dağınık OR-o KUN'la:rın' :,yıp~arimaması .ve'ka'ybolmaması. için hC~ ~1~ncj.itlettil'menhi J:avsiYe. ederiz', Bi.itürıe~lö .sayılar ' P. K. i8i8,'Js't~rihıilac1fesinden, ORKUN kapandiktarı sonra d~,eıde-'edilebili~: 68 inci sayı relh kuruş, bli'ti.in diğer sayıi~1~'25·ku:ruştui·,i. -'-52 .. sayılara kadar bir' yıllık takıgıı'toptan alacaklar için biraz"tenzpatli' ola; rak 9 Iiradır .... ,'"
.. ';"
***
rgi .co
.-- -+::~-- ."
Abone: Bir yıllık 250 kuruş, altıaylık 1:30 kuAdresi: Öztürk mahallesi, Gaziantep sokağı 10 Ankara .
ken
. :rÜRKELI:15 günde. bir çıkar milliyetçi dergi. Tal:ısin BurdurIu'nun-sahıpllğinde çıkmağa devam edi, " yor,. Fiyafi;10' kuruş, abonesi yıllık 250, .altı aylık 125,
ww w.o tu
'. 'P.·K,'
1
_,
•
~
YAZı GÖC'iDER"Iiş OLANLARA: ORKUN'ün' kapanması sebebiylE: kullanamadiğurnz ~;azılardan uzun makale ler sahipleı-ine .iadi! oluııacal~tır, Şiirleri iade et.mivoruz Çünküülki.:ıclaşlaı-iı'n'ızın yazdıkları şiirlerin metinlerini ellerinde bulundurduldarını ve bunların. yen; suretlcri~i çıkarmak nisbeten kısabir iş olduğundan buriı.dakii.ilküdas]anna yeni bir': i:3dahayükleme)~ istemiyeceklerini .faı'; ·ediyoruz: ORKUN . 'kil.pan·d;g; an'da:ıieşr~iıi'nmak üzere' sıraya konmuş şiirlerin sayısı. 60 i geçmiş bulunuyordu, Başkakısa yazıları da aynı sebeple iade etmiyoruz.
.
ZZ,Afyon:' .
.","
. '.*
:1~ ';';'..
QRKUN'da ilan edilmiş kitap ve broşürlerden aşa' ıdakilertn halen mevcudu .vardır, . Bunlar ORKUN kapandıktan sonra da 1', H, 1818, İstanbul adresinden elde edilebilir: 1 ~ MÜSLÜMAN TÜRK ÇOCUKLARİNA ARMA, '., GAN, İlkokUlçağındaki çocuklar için Yılanlıoğ-lu'nun yazdığı terbiyevl VE' milli dini' duygu verecek şiirler . v b, Çocuğunuza VEi~'a tanıdıklarınızın çocuğuna hediye etmek üzere al ınız, 60 kuruş: -'., .'. . . 2GÖÇMEN/Yazan: A:hmet Er .. MilIi);:önUlup.iSies,'· :". ğ
Okullarda ve.sai·r sahnelerde temsil edilebilir .. 50 kuruş: 3 '- 20,000,000 TÜRK HAYKIRlYQR,;Ta:hsill~ur~ durlu'nun Rusı~d.' karşı kin duyguları açıklıyan ".şiir kitabı, 75 'kuruş, . 4 - KOMÜNİZMİN YÜZÜ, 4 makale bir bro- '" şür halinde,:otoıılanmı5, .':.zongÜıda~ .:{Korrılinj~rp.J.eMü- . ; cadele Derneği ,ya~11rilarından.i·3Ö "kuruş, ::~;..; ! 5 ~KIZILCENNET MASAÜ,'Y~z'aiı ':..:Nejdet Sançar, 'De;mrrerde gerisinde işlenen' cinayetler ve '-. oradaki hay.ıt .hakkinda, 50 kuruş, . " . . 6 - Nİct:.;- ;~OMÜNİST 'OÜJYORLAR?; çl\oicioğlıi' . .2"1 saYfalıkb~l'i))'os>ürde [nsanlarj' komünist olmaya I:, sevkeden 'ii.inj]]~ı:in';J~uvvetli bir, ;tahÜlini' yapıyor, 25". . '. . . . .
.ıc
ORKUN'da çalışan arkadaşların en büyiık bir ÜiÜntüsü 'gelen yazıların içinde kıymetli fikir ve sarı'at cevherrrtaşıyan ve fakat ufak bazı mahzurIar sebebiyleneşrolunaı~iyanları . feda etmek zarureti . olmu,Ştur , Bunların mahzurlu noktasını yazarlara izah=etmek Ve -. değişiklikler teklif etmek gerekirdi. Yapılamadı: • . Yine en büyük bir üzüntü, gelen ülkiıdaş mektuplanin cevapsız birakmak oldu, Bunların JıE.psiiıinmazeretizaman bakımından mutlak imkansızhk. 've OR, KUN'u aksa tmadan çıkarmak için başka herşeyi feda .'. etmek dlişQncesidir,
YENİ ESEııLEıı: '"',"-'j'< ..:'''''''''' ". .t\RAS~ -Aylık edebi, siyasi Türkçü dergi: ',Fi~.atı 25 .. ' 'kJ;{ıs İiı;" sayıs~ 'çıkmıştır : Başar;lar diler;.,,~1aVsi~re'
..... '..'"",..:',~:.,~tf?t~4~~!~;~!~~~t··)
.Ô: