Anneler İçin Kısa Kısa Bilgiler.........3
İÇİNDEKİLER
İnce Motor Beceriler............................................3 Çocuklarda Diş Sağlığı ve Bakımı..........................................4 Doğum Kilolarını Kaybetmenin Yolları................................................5 Çocuklar Nelerden, Neden Korkarlar...........................................7
2 Yaş Tehlikeleri............................8
Boğaza Kaçma................................10 Suda Boğulma.................................11 Düşme............................................12
Annelerden İtiraflar.....................13 Bebekler İçin Dönüm Noktaları....19
Gülmek...........................................20 Yuvarlanmak...................................21 Tutmak...........................................22 Sarılmak.........................................23 Ce-ee Oyunu...................................24 Dik Oturmak...................................25 Emeklemek....................................27 Ayağa Kalkmak...............................28 Yürümek.........................................29
Babalar ve Çocukları...................30 Gebelik ve Seyahat.....................36 Mama Tarifleri............................40
Anneler İçin
Kısa Kısa Bilgiler İNCE MOTOR BECERİLER Bebeğinizin ellerini kullanarak yaptığı becerilere bu ad verilir. Bu beceriler, yemek yeme, yazı yazma, ayakkabı bağlama, düğme ilikleme, anahtar çevirme becerileri gibi becerileri başarmasının yapı taşlarıdır.
Bloklar: Bez ya da tahta bloklar ile oynama Boş kutular, iç içe geçen bardaklar Oyuncak mutfak eşyaları: Kaşık, tabak Toplar: Çeşitli büyüklükte ve sertlikte Annelerimizden öğrendiğimiz el oyunları (Tel sarar, baş baş, öpücük, avucuna bir kuş konmuş, el çırpma oyunları) Bebekler Aktivite masaları Oyuncak telefon
Bebeklerinize her türlü nesneye (tehlikeli olanlar dışında) dokunma fırsatları verildiği ölçüde, bu konudaki tecrübeleri hızlı artacaktır.
Şunu unutmayın ki oyuncaklar anne ve babalarla oynanınca anlamlı ve öğreticidir. Bebeğinizin önüne her seferinde tek oyuncak koyun. Onunla oynayıp sıkılınca başka oyuncağı gösterin. Çok oyuncak dikkat dağınıklığına ve çabuk sıkılmasına yol açar.
Anneler İçin
Kısa Kısa Bilgiler
Çocuklarda Diş Sağlığı ve Bakımı
İlk süt dişi, 5-10 aylıkken
(ortalama 6 aylık)
çıkmasına rağmen, bu, bazen
14-15 aya kadar uzayabilir.
Dişlerin çıkış zamanları bireysel farklılıklar gösterir; kalıtsal faktörler bu farklılıkları yaratan etkenlerin başında gelir. Süt dişleri 6-7 yaşlarında sırayla düşerek, yerlerini kalıcı dişlere bırakır. Burada sanılanın aksine ilk çıkan kalıcı dişler, 1 No’lu büyük azılardır (5-7 yaş). Bu dişlerin süt dişi karşılığı olmadığından, hiçbir süt dişi düşmeden çıkar ve ebeveynler bu dişlerin kalıcı diş olmadığını düşünerek çürümelerine göz yumabilirler. Böylelikle, daha hayatın başında eksik, sağlıksız dişlerle baş başa kalınabilir. Devamı için http://sevgilibebek.com/cocuklarin-dis-sagligi-ve-bakimi/
Anneler İçin
Kısa Kısa Bilgiler Doğum Kilolarını Kaybetmenin Yolu
Yaz yaklaşırken; hamilelikten beri atamadığınız kilolardan kurtulun. Nasıl mı? Dengeli ara öğünler seçerek! Çok az annenin 3 farklı öğün yemek hazırlayıp, oturup yiyecek zamanı vardır. Ama herkesin bir avuç badem ve elmayı ya da 2 kaşık fıstık ezmesi ile muzu yiyecek vakti vardır. Öğünler arasında 2-3 saatten fazla beklemeden günde en az 6 kez ara öğünle atıştırabilirsiniz. Eğer 3 saatten fazla beklerseniz, kan şekeriniz düşer, karnınız fazlasıyla acıkır ve besin olarak kötü bir tercih yapabilirsiniz. Bu doğrultuda kendiniz için belirleyeceğiniz prensip, her emzirdiğinizde veya biberonla beslediğinizde sizin de atıştırmanız olmalıdır. Bu metabolizmanızı hızlandıracak ve maksimum düzeyde kalori yakmanızı sağlayacaktır. Daha fazlası için; http://sevgilibebek.com/dogum-kilolarinikaybetmek-icin-12-ipucu/
Anneler İçin
Kısa Kısa Bilgiler Çocuklar Nelerden, Neden Korkarlar?
Çocuklar, büyümeye başladıklarında, karanlıktan korkmaya başlarlar.
örneğin
Oysa 9 ay boyunca zaten annelerinin karnında ve karanlıkta oldukça huzurlu bir şekilde kalabilmişlerdir. Ne olur da korkarlar? Çünkü, anne-babalar / bakıcılar; farkında olmadan karanlığın kötü bir şey olduğunu çocuklarına aşılarlar. Yürümeye yeni yeni başlayan çocuklara; - ”oraya gitme, orası karanlık” - ”o oda karanlık, orada durma” gibi cümlelerle, aslında karanlığın tercih edilmeyen ve huzursuzluk verici bir ortam olduğunu düşündürürler. Canavarlardan da korkar çocuklar. Çünkü kimi zaman anne babalar, çaresiz kaldıklarında, yani çocukları uyumadıklarında; onları korkutacak, yemeklerini yemediklerinde; onların yemeklerini yiyecek, yanlarından ayrılırsa; onları kaçıracak soyut varlıklar yaratırlar. Çocuklarının bunlardan korkması zaman zaman işlerine gelir çünkü istediklerini daha rahat yaptırırlar. Fakat bir zaman sonra çocuk, ortada bir tehdit yokken bile canavarlardan bahseder, onlardan korkar, öyle ki yalnız yatmaya bile cesaret edemez. Devamı için; http://sevgilibebek.com/korkular/
2 Yaş Tehlikeleri • Boğaza Kaçma • Suda Boğulma • Düşme
2 Yaş Tehlikeleri
2 yaş çocukları küçük kaşiflerdir ve her şeyi deneyim etmek isterler. Çocuğunuz çok hareketli olabilir ve sizi peşinde koşturabilir; ancak bu onun yaramaz olduğu anlamına gelmez; o aslında sadece öğrendiği tüm yeni becerilerini denemektedir. Ne var ki çocuğunuzun edindiği her yeni beceri beraberinde yeni güvenlik endişelerini de getirir ve tüm tehlikelere karşı sızın gözünüzün küçük kaşifinizin üzerinde olması gerekir. Annelerin en çok dikkat etmesi gereken 3 güvenlik endişesi ise şöyle sıralanabilir; Boğaza bir şey kaçması, suda boğulma ve düşmek.
2 Yaş Tehlikeleri Boğaza Kaçma
Çocuğun ağzına bir şey götürüp nefessiz kalması çok risklidir ve 5 yas altı çocuk ölümlerinde en sık rastlanan sebeptir. Çocuğunuzun boğazına kaçabilecek ilk sıralardaki gıdalar ise üzüm, şekerlemeler, çerez, patlamış mısır ve sosistir. Çocuklara 5 yaşını tamamlamadan bütün üzüm verilmemelidir. Bunun yerine üzümü ufak parçalara kesip çocuğunuza servis etmelisiniz.
Şekerlemeler de tek başına yemesi için asla çocuğa verilmemelidir ve sakız da asla önerilmemektedir. Fındık, fıstık gibi çerezler ve patlamış mısır bütün olarak ancak 7 yaştan itibaren verilmelidir. Bunlarla birlikte uzmanlar çocuğunuza verdiğiniz bütün gıdaların 1-1,5 cm olacak şekilde kesilip servis edilmesini önermektedir.
2 Yaş Tehlikeleri Suda Boğulmak
Suda boğulmak sessiz bir tehlikedir ve ölümcüldür. Çocuklar suya düştüklerinizde çırpınıp su sıçratamazlar, sadece sessizce batarlar. Özellikle suyla daha haşır neşir olunan yaz aylarında çocuk daha dikkatli izlenmelidir çünkü herkes izliyor dahi olsa göz açıp kapayıncaya kadar çocuk boğulabilir. Boğulma havuzda, denizde, tuvalette, bir kova suda veya banyo küvetinde yaşanabilir.
Bu anlamda “bir çift göz” her zaman çocuğunuzun üzerinde olmalıdır. Bunu evde eşinizle birlikte çalışmanız önerilir; Eğer mutfağa gitmeniz gerekiyorsa eşinize “Ben mutfaktayım, çocuğu gözle” diye haber vermelisiniz ve ondan sesli bir onay gelene kadar çocuğu yalnız bırakmamalısınız. Boğulmaları önlemek için çocuğunuza erken yaşta yüzmeyi öğretin ve yüzme derslerini çocuğunuzun kendi çabalarıyla uzun bir mesafe yüzene dek sürdürün. Çocuğun boğulması ebeveynlerinin kötü veya ilgisiz olduğu anlamına gelmez. Boğulmalar daha çok bir başkasının çocuğunu izlediğini düşünen veya bir anlığına başka bir tarafa bakan iyi ebeveynlerin başına gelmektedir. Boğulma bir anda gerçekleşir ve çok trajik bir kazadır.
2 Yaş Tehlikeleri Düşmeler
Pencerelerden düşmeler her sene binlerce çocuğun yaralanmasına sebep olmaktadır. Bunu önlemek için pencerelere yakın olan mobilyaların yerlerini değiştirin, pencerelerin kolaylıkla açılmasını önleyecek koruma sistemleri kurun. Düşerek yaralanmaların çoğu da meraklı çocuğunuzun kendi karyolasından kaçmasıyla yaşanmaktadır. Eğer karyolasından kaçmaya teşebbüs ediyorsa onu çocuk yatağına geçirme vaktiniz gelmiş demektir. Her sene yaklaşık 10,000 çocuk karyolalar yüzünden yaralanmaktadır ve bunlar genellikle düşerek gerçekleşmektedir. Ev içinde alacağınız bir diğer önlem ise çocuğunuzun asılabileceği televizyon seti ve raflar gibi tırmanmaya çalıştığında üzerine düşebilecek ağır mobilyaları sağlamlaştırmak olmalıdır.
Annelerin Yaptığı 4 Büyük hata ve Onları Düzeltmenin Yolları “Çocuğumu öğle uykusundan alıkoyuyorum ve eşyalarını arkadaşlarıyla paylaşmasına engel oluyorum… Yaptığım hatalardan dolayı kendimi çok suçlu hissediyorum”
Suçluluk duymayı bir kenara bırakın!.. Mükemmel bir çocuk yetiştirmek için sızın mükemmel olmanız gerekmez…
ANNELERDEN İTİRAFLAR
Annelerden İtiraflar
2 ufak çocuk annesi Meral Hanım bir arkadaş toplantısında suçluluk duygusuna daha fazla dayanamayıp çocuklarına yaptığı davranış hatalarını itiraf etti.
O anlattıkça diğer anneler de kendi “kötü anne anlarını” itiraf etmeye başladılar ve çıkan ortak hataları uzmanlara danıştıklarında aslında herkesin böyle anları olduğu, suçluluk duygusuna kapılmak gerekmediği ve hataların düzeltilebilecek olduğu ortaya çıkınca tüm anneler rahat bir nefes aldı.
Meral Hanım’ın kaleminden bu ortak hataları, suçluluk duygusunun üstesinden nasıl geldiğini ve uzmanların bu hataları nasıl değelendirdiklerini okuyalım;
Annelerden İtiraflar
Kızımın Gün içinde uyumasına izin vermiyorum, Ne Olursa olsun!
Ne Yapılabilir? Çocuğunuz öğle uykusu düzeninden uzaklaşırken vücudunun dinlenmesi için günün belli saatlerinde beraber okumak veya resim yapmak gibi daha sakin aktiviteler tercih edin. Eğer çocuğunuz arabada veya bebek arabasında uykuya dalarsa onu nazikçe uyandırmanın bir sakıncası yoktur. Ancak öğle uykusunu atladığı zaman günlük ihtiyacı olan 11- 13 saatlik uykuyu almıyorsa akşam uyku saatini yarım saat ile 1 saat arası öne almanız önerilir.
Doğduğundan beri kızım Zeynep’i (3) öğle uykusuna yatırmak bir savaş şeklindeydi. Yıllar yılı gün içinde hiç olmazsa 1 saat uyutabilmek için ben canımı dişime takmış mücadele ederken kızım da direnebileceği her şekilde bana direniyordu; Bağırıyor, kafasını sağa sola vuruyor ve hatta karyolasından kendisini aşağı atıyordu. Günün birinde aklıma “öğlen uykusu olmazsa savaş da yaşanmaz” diyerek parlak bir fıkır geldi. Öğleden sonraların artık daha huysuz geçeceğinden emindim ama ne zaman uykuya dalacak gibi olsa onu gıdıklayarak veya yüksek sesli müzik çalarak uyumasına engel olmaya başladım. Öğle uykusunu atlamak Zeynep’in akşam 7 gibi yatağında bayılmasını sağlıyordu ve bana da yapmayı arzuladığım her şeyi yapabileceğim bir zaman dilimi kalıyordu.
Suçluluk Duygusunu Bırakın "3 yaşına geldikten sonra arada bir öğle uykusunu atlamanın bir sakıncası yoktur” diyen uzmanlar “Akşamları daha makul bir saatte uykuya dalmalarını sağlıyorsa daha ufak çocuklar için bile böyle bir yöntem takası denenebilir.” diyerek anneleri öğle uykusu yöntemi konusunda biraz daha rahatlatıyorlar.
Annelerden İtiraflar
Çocuğumu Hasta Hasta Okula Gönderdim
Ne Yapılabilir? Eğer çocuğunuzun ateşliyse, kusuyorsa veya bulaşıcı bir hastalık taşıyorsa kesinlikle evde kalmalıdır. Ancak antibiyotik tedavisinin üzerinden 24 saat geçmişse ve kendisi de istiyorsa, okula göndermenin sakıncası yoktur. Hala kimi hastalık belirtilerini gözlemliyorsanız bile, tedavi başladıktan sonra bulaşıcı etkisi kalmamıştır.
Evet, itiraf ediyorum… Çocuğunu tam iyileşmeden, hasta hasta okula gönderen ve ateşi tavana fırladığı için okuldan aranıp çocuğunu acilen okuldan alması söylenen anne benim! Mahcup bir vaziyette kızımı doktoruna götürdüğümde, hastalığı atlatmakta olan çocuğu, iyileşme belirtileri gösterdikten ancak 24 saat sonra yeniden dış dünyaya çıkarmak gerektiğini söyledi.
Suçluluk Duygusunu Bırakın Yüzleşelim ki küçük çocukların çoğu sık sık hastalanırlar. Dolayısıyla çocuk hastalanıyor mu yoksa iyileşiyor mu anlamak oldukça zordur. Her burnunu çektiğinde onu okula göndermezseniz, çocuğunuzun neredeyse her gün evde olduğunu fark edeceksiniz. Sadece elinizden gelenin en iyisini yapın.
Annelerden İtiraflar
Çocuklarıma Bağırıyorum
Ne Yapılabilir? Eğer sinir kontrolümnüzü yitirir ve çocuğunuza bağırırsanız, ondan özür dileyip neden o hale geldiğinizi kısaca anlatın. Siz ise böyle anları hissetiğinizde sinirinizin yükselmesini önlemek için, eğer mümkünse, gözlerinizi kapatıp 1 dakika boyunca yavaş ve derin nefesler alın. Kendinizi daha iyi hissetmekle kalmayacak, çocuğunuza da öfke kontrolü konusunda örnek alabileceği bir davranış sergilemiş olacaksınız ve o da sinirlendiğinde sizin tekniğinizi uygulamayı alışkanlık haline getirecek.
2 hafta önce kızım Zeynep’i oturma odasında resim yaparken bırakıp mutfağa kahve yapmaya gittim. Tam olarak 90 saniye sonra geri döndüğümde mürekkepli kalemin her yere akmış, kızımın bütün kollarının ve bacaklarının ve bej rengi kanepemizin boya içinde olduğu bir manzara ile karşılaştım!... Bir anda gözlerim döndü, bir sünger kaptığım gibi temizlemeye başlamadan önce ise Zeynep’i komşuların duyacağı kadar yüksek bir sesle azarladım… Kızımın suratı buruşup gözleri dolmaya başladığı an kendimi berbat hissettim. Kızım ömrünün sonuna dek korkabilir… Hele ki kollarındaki mürekkep çıkmazsa!”…Neyse ki çıktı…
Suçluluk Duygusunu Bırakın Hepimiz çocuklarımıza karşı zaman zaman sinirimizi kaybedebiliyoruz. Bunun iyi yanı nedir? Çocuğunuzu istemeden de sinir anınıza maruz bırakmak, sizin mükemmel olmadığınızı ona göstermesi açısından fayda sağlar.
Annelerden İtiraflar
Çocuğumun Eşyalarını Paylaşmasına Her Zaman İzin Vermiyorum
Ne Yapılabilir? Paylaşma konusunda beklentinizi çok yüksek tutarak ne çocuğunuzu ne de kendinizi yıpratmayın. Bir daha ki park ziyaretinde ona bu eğitimi verebilmek için bir “zamanlayıcı” ayarlayın. Her çocuğun ancak “bip” sesine kadar oyuncakla oynayabileceğini çocuklara anlatın. Bu turları 1-2 dakikadan uzun tutmayın ki her çocuk, kendisine gelen sırayı iyi değerlendirmeyi kendine yeni mesele olarak edinsin.
Gökkuşağı renklerinde bir topu parka götürmek çok sevimli ve iyi bir fikir gelmişti. Ancak 20 aylık oğlum bebek arabasının alt gözünden rengarenk topunu çıkarır çıkarmaz her yerden beliren bir sürü küçük çocuk, kirli elleriyle topu tutabilmek için birbiriyle mücadele ede ede oğluma doğru yaklaşmaya başladılar. Çocuklar topu oğlumdan almaya kalkışınca benim ki “Hayır! Hayır! Hayır!” diye engel olmaya çalışıp, perişan oldu. Böyle zamanlarda “sırayla oynamak” yöntemini uygulayıp, herkesin oynamasını sağlardım ancak bu sefer tam topu kapmak üzere olan bir 4 yaş çocuğunun elini iteleyecek kadar alçaldım. Davranışım etkili oldu mu? Evet ama 15 dakika sonra hadiseyi eşime anlattığım zaman kendimi çok gülünç buldum. Hangi anne 4 yaşındaki bir çocukla münakaşa eder ki?
Suçluluk Duygusunu Bırakın 20 aylık bir çocuk “paylaşma” kavramını daha yeni yeni anlamaya başlar. Ancak çocuklarınız kaç yaşında olursa olsun, parka ya da katıldığınız çok çocuklu etkinliklere tüm çocukların ilgisini çekecek cazibede oyuncaklar götürmeyin. Sıra beklemeyi bilen en sakin çocuklar bile, diğer çocukların oyuncağa atıldığını gördüklerinde deliye dönebilirler.
Bebekler İçin Dönüm Noktaları Bebekler için 9 dönüm noktası, gelişim geriliği belirtileri ve sizi bu süreçte bekleyenler
Bebeğin gülmesi, bir taraftan diğer tarafa yuvarlanması ve elleriyle kavraması gibi çocuk gelişiminde kilometre taşı olarak da adlandırılan önemli dönüm noktalarına tanık olmak ebeveynler için büyük heyecan kaynağıdır. Peki bu kilometre taşları nelerdir ve bebekler bunlara ne zaman erişirler? Ve çocuğunuzun geç açan bir çiçek mi yoksa gerçekten gerilik belirtileri gösteren bir çocuk mu olduğunu söylemenin yolları…
GÜLMEK (8. Hafta)
Bebeğinizin çok sevimli bir gülümsemesi olduğunu düşünüyorsunuz ama kocanız gülümsediğine inanmıyor ve “Sadece gazı vardır.” diyerek size takılıyor.
Kocanız doğru söylüyor olabilir mi? Bu ancak çocuğunuzun ne kadarlık olduğuyla alakalı bir konudur. Yeni doğan bir bebek “sosyal gülümseme” olarak adlandırılan gülümseme eylemini 8 haftaya kadar gerçekleştiremez. Çünkü bebeğinizin sinir sistemi ve görüş kabiliyetinin sizi görüp tepki olarak gülecek kadar gelişmesi 8 hafta alır. Gülmek, bebeğinizin ilk sosyal iletişim becerisi olduğu kadar – çünkü sosyal ilişkilerin nasıl yürüdüğüne dair fikir edinmeye başlar- duygusal gelişiminin de bir işaretidir. Bebeğiniz farklı duygu durumlarını ayırt edebildiğini böylelikle size gösterir; Onun yanındayken hissettiği mutluluk duygusunun, yanında olmadığınızda duyumsadığı üzüntü ile aynı duygu olmadığını fark eder.
(2-3 Aylık) YUVARLANMAK
Bebeklerde boyun kasları ve omurga gelişimi için çok faydalı olan “Karın Zamanı” (bebeğin karın üstü yatırılıp, etrafı izleyebilecek şekilde kafasını kaldırarak durması) sırasında bebeğiniz kolları ile kaldırıp, şınav çekme pozisyonu alıp kendini ileri-geri hareket ettirebilir.
Yeteri kadar güçlüyse bu hareketin devamında bebeğiniz kendini yuvarlamaya başlayabilir. (İlk yuvarlanmasında bebeğiniz ürküp ağlayabilir!) Önden arkaya doğru yaylanmak 5 ayı bulabilir çünkü daha fazla koordinasyon ve güce gereksinim vardır. Bebeğinizin sağdan sola veya soldan sağa yuvarlanması için sizin ona yardımcı olmanıza gerek yoktur, sadece denemesi için etrafın güvenli olduğundan emin olun.
TUTMAK
(3 - 4 Aylık)
İlk aylardan sonra bebekler eşyaların nerede durduklarını ölçebilir ve biberonu tutmak gibi bir eylemi planlayabilirler.
Bebeğiniz tuttuğu bir şeyi yere düşürüp, tekrar yerden alarak elleri ile kimi şeyleri yönetebildiğini ve oyuncaklarının nasıl çalıştığına dair daha fazla detayları öğrenir. Örnek vermek gerekirse, bebeğiniz çıngırağıyla ses çıkartır ve böylece etkiyi ve tepkiyi öğrenir. Tutmak ve kavrayabilmek bebeğinizin oyunlara daha fazla dahil olmasını sağlar, ister tek başına, ister sizinle...
SARILMAK
(5. Aylık)
Bebeğiniz size, babasına ve yanında güvende hissettiği diğer insanlarla birlikte en sevdiği ayıcıklara sarılmayı, başkalarını sarılırken gördüğü veya kendisine de sarınıldığı için, hemen öğrenecektir.
Yalnız her bebek sarılma ve kucak meraklısı değildir. Bazıları doğal olarak daha sevecen olurken, diğerleri etraflarını keşfetmeye olan ilgilerini bir kucak ile bölmezler. Dolayısıyla, eğer bebeğiniz sizi kolları arasına almıyorsa bunu kişisel algılamayın. Sadece sizinki uyku öncesi veya beraber kitap okurken fiziksel temasa daha açık bir bebek olabilir.
(6. Aylık) CE-EE OYUNU
Kaç kere oynarsanız oynayın, bu oyunun bebeğinizi her seferinde kahkahalara boğmasının sebebi nedir? Bebeğiniz nesnenin kalıcılığını öğrendiğinde, sizin yüzünüz, ellerinizin veya bir battaniyenin ardında gizli olduğundan sizi göremiyor olsa bile, sizin gülen suratınızın her an bir yerden çıkabilecek olması ona büyük heyecan verir.
Birkaç ay sonra kendisi saklayarak bu oyuna eşlik etmeye başlar. Oyunun eğlence dozunu artırmak için:
1.
Bebeğinizin sizin gözlerinizi görecek kadar yakınında oturun. Bu onun sizin yaptığınıza odaklanmasını sağlayacaktır.
2.
“Anne nerede?” diye sorun. Sesiniz hala orada olduğunuzu temin edecektir.
3.
Saklandığınız süreyi uzatın ve bu sürede her ses tonunuzu değiştirerek ona seslenin. Bu oyunu onun için daha heyecanlı kılacaktır
DİK OTURMAK (8. Aylık)
Bebeğiniz yeteri kadar denge, kol gücü, kafa-boyun ve beden kontrolü sağladığında dik oturmaya başlayacak ve yepyeni bir dünya ile tanışacaktır. Bu noktada, onun görüş alanı değişecek ve gördüğü diğer objelere ulaşmak için ayağa kalkmaya meyil edecektir.
İlk başlarda kendi başına oturması çok uzun sürmeyecek ve eliyle destek alması gerekecektir. Bebeğinizi doğru oturmasını motive etmek için onun en sevdiği oyuncağı önüne yerleştirin ve onun uzanmasını cesaretlendirmek için oyuncağı sağdan sola, soldan sağa hareket ettirin. Oyuncağa uzanırken üst bedeni ve bacaklarını dengelemek zorunda olduğundan kısa zamanda yardım almadan kendi başına oturmaya başlayacaktır.
(6.Aydan 10. Ay’a Kadar)
EMEKLEMEK
Bebeğiniz kendi başına dik oturmaya başladığından itibaren ufkunu genişletmeye başlaması çok gecikmeyecektir. Muhtemelen ilk başlarda dik oturmaktan, elleri ve ayakları üzerinde durmaya geçerek farklı duruşlar deneyecektir. Ardından kollarını deneyecektir : Kollarının kendine destek olduğunu fark ettiği anda resmen yerinden fırlayacaktır!
Bazı bebekler, tipik, ellerle ve dizlerle emeklemeyi yapmadan hareket etmeye başlayabilir. Sizinki poposunun üstünde sürtünerek, karnının üstüne kayarak veya yuvarlanarak ilerlemeye çalışıyor olabilir. Onu cesaretlendirmek için ona biraz alan açın. Sevdiği oyuncakları etrafa yerleştirin ve kendiniz de onun ulaşamayacağı bir yerde durun. Tek dikkat etmeniz gereken şey evdeki her şeyin çocuk-dostu hale getirilmiş olmasıdır. Bunun için evin içinde emekleyerek bir tur atın ve bebeğinizin ulaşmasını istemeyeceğiniz her şeyi ortadan kaldırın.
(8. Ay) AYAĞA KALKMAK
Bu zamana kadar bebeğiniz ayağa kalkabilmek için size güvendi. Ancak 8. ay civarında bedeni ve bacakları kendi başına ayakta durabilecek kadar güçlenecektir. Bu aynı zamanda bebeğinizin neler yapabildiğini gördüğü ve öz güveninin yükseldiği bir dönemdir: Artık kendi başına yuvarlanabiliyor, dik oturabiliyor, emekleyebiliyor ve ayağa kalkabiliyor!
İlk başlarda tutunup kendisini çekebileceği şeyler arayacaktır – Karyolasının kenarı, kanepenin kolu, sizin bacağınız – dolayısıyla etrafta güvenli olmayan, sallanan veya sivri köşeli mobilyaları ve objeleri kaldırın. Artık ayağa kalkmak için sizin parmaklarınıza tutunmaya ihtiyaç duymadığı gibi dizlerini büküp oturmayı ancak 10-12 aylık iken öğrenecektir.
(10. – 18. Ay) YÜRÜMEK
İlk adımlar bebeğin gelişimindeki büyük sıçrayışları temsil eder. Yürümek kas gücü, kooradinasyon, denge ve belli bir oranda duygusal olgunluk gerektirmektedir. Ne de olsa, emeklerken ağırlık merkezi yerden sadece birkaç santimetre yukarda iken yürümek için biraz biraz daha özgüvene ihtiyaç vardır. Bundan dolayı yürümeye yeni başlayan bebeklerden bazıları bir süre mobilya kenarlarında takılmayı tercih ederken bazıları da arkalarına bakmadan ilk adımlarını atarlar.
En temel düzeyde, yürümek bebeğinizin ellerini bir şeyler taşıyabilecek şekilde özgürleştirir. Diğer kilometre taşlarında öğrendiği diğer her şeyi -mesafe, nesneler ve insanlar- bir arada kullanarak artık size bir şeyler getirebilir. Bu, sadece fiziksel beceri olan bu eylemi bir oyuna hatta zengin bir sosyal interaktiviteye dönüştürür. Örnek vermek gerekirse; Çocuğunuz size elinde küçük ördek oyuncağıyla gelir ve siz “Teşekkür ederim” dersiniz. Onun hoşuna gitmesi için birkaç kez “Vak Vak” larsınız ve ördeği geri aldığında “ Hoşça kal Ördek!” diyebilirsiniz. =)
BABALAR ve ÇOCUKLARI
Babalar Gününüze Özel
Babalar Gününüze Özel; BABALAR ve ÇOCUKLARI
Çocuk ve aile kavramları söz konusu olduğunda babanın rolü çok az değinilen bir konudur. Genelde baba, otorite ve ailenin geçimini sağlayan bir role sığdırılmıştır. Bu role sığmaya çalışan baba, çocuğuyla etkileşim ve iletişim esnasında kendini sınırlandırarak birçok kayıba neden olmaktadır.
Tüm yaşantımızı şöyle bir baktığımızda doğumdan yetişkinliğe kadar birçok aşamalardan geçeriz. Özellikle yaşamın ilk 5 yılının aktif ve etkin kullanılması gelişimimizin olumlu ilerlemesi açısından önemlidir. Çağımızın koşulları, hızlı yaşam şekli, çalışan annelerin artması, boşanmaların normalleştiği günümüzde, aile değerleri ve aile içi rollere bakışımız da değişimlere uğramıştır. Aile bireylerinin görev dağılımları, rolleri ve tutumları tüm bu değişimlerden etkilenmiştir. Bu rollerden biri de baba rolüdür.
Oysa baba olmak yeni bir hayata yön vermek, gelişimi etkilemek, toplumda belli bir yeri edinerek o konumun korunmasını sağlamaktır. Aslında çocuk için babadan gelen bir öpücük ve sarılma o kadar önemlidir ki.. Ancak reklamlarda, filmlerde yada görsel basında bu o kadar az görülen bir tablodur ki.. Genelde çocuk = anne denklemi ile anne ve babanın eş değerde görülmeyen bir baba anlayışına sahibiz. Aslında iyi bir baba, iyi bir anneden farklı görülmemelidir. Baba demek, anlayışlı, ilgili ve güçlü kavramlarını barındıran bir rol olmalıdır.
Babalar Gününüze Özel; BABALAR ve ÇOCUKLARI
Yapılan birçok araştırma anne ve baba arasındaki farklılıkları ortaya koymaktadır. Sonuçlarına baktığımızda, 1. Aile içindeki görev dağılım şekli... Annenin ev işleriyle babanın ev dışındaki işlerle ilgilenen kişi olması.. Çocuk 3 yaş itibariyle cinsiyetler ve roller arasındaki farkı algılar. Anne ve babanın rolleri ve konumlarının farklılıklarını ayırt etmeye başlar. 2. Çocuğun bakım işleri açısından... Yapılan araştırmalar çocuğun bakım işlerinde %70 anne, %30 da babanın etkin olduğunu göstermektedir. Babalar üzerinde yapılan bir araştırmada babaların bir kısmı doğumdan sonra ilk 3 gün boyunca bebekleri ile 1 saat göz kontağı kurmaları istenmiş. Daha sonraki süreçte ilk 3 ay içerisinde bu babaların göz kontağı kurmayan babalara oranla çocuğun bakımında daha fazla rol aldığı görülmüştür. 3. İlişkiler açısından... Anne çocuğunu severken daha duygusal, daha fazla ten teması ve duygusallık katarken babalar daha çok sarılma, zıplatma yada fiziksel etkileşimde bulunmaktadırlar. 4. Roller... Toplumumuzda annenin korumacı ve anaç yanı yanında babanın korumacı ve güçlü olarak görülmesi anne ve baba arasındaki farklılıklara neden olmaktadır. 5. Değer farklılığı.. Anne ailenin duygusal, mutluluk ve sevgi boyutunu doldurmaya çalışırken baba ahlaki değerleri, evin güvenliği ve korunma boyutunda aktif rol alır.
Babalar Gününüze Özel; BABALAR ve ÇOCUKLARI
Yapılan araştırmalar babaların çocuk üzerinde dolaylı etkiler yarattığını göstermektedir. Bu araştırmalardan yola çıkarak önemli bir kaç başlığı şöyle sıralayabiliriz, • Eğer anne ve baba arasındaki ilişki sağlıklı değilse; anne içinde yaşadığı sevgi boşluğunu çocuğuna veriyor. Bu durumda da çocukta farklı davranış sorunlarının oluşmasına neden oluyor. • Babalar sanılan aksine çocuğun 3 yaşından itibaren etkili değil, doğumundan itibaren etkilidir. • Babaların bebeklik döneminde değil çocukluk ve ergenlik dönemlerinde daha aktif rol oynadıklarını göstermektedir. • Doğuma katılan babaların, katılmayan babalara göre bebeğin 636 haftaya kadar bakımlarında oldukça aktif rol aldığı görülmüştür. • Zeka gelişiminde etkilidir. Yapılan araştırmalarda babasız yada baba ilgisinden yoksun yetişen çocuklarla babasıyla beraber olan çocuklar arasında zeka puanı olarak farklılıklar gözlenmiştir. • Babanın anneye oranla çocuğun bağımsızlığını kazanmasında ve keşfetme yeteneğinde olumlu etkileri olduğu bulunmuştur. • Babanın iyi bir oyun arkadaşı olduğu sonucuna varılmıştır. • Çocuğun cinsel kimliklerini kazanmada aktif rol oynamaktadırlar. Erkek için erkeksi özelliklere model olurken, kızlar içinde erkeklerle olan iletişimlerinde etkili olmaktadırlar.
Babalar Gününüze Özel; BABALAR ve ÇOCUKLARI
Baba tutumlarının çocuğun kişilik gelişiminde de etkileri tartışılmazdır; Otoriter, baskıcı olan babaların çocukları, çekingen, utangaç ve içe kapanık olmakta, Baba rolünü yeterince veremeyen daha müsahamalı ve zayıf babaların çocuklarında, ciddi davranış sorunları ( özellikle hırsızlık ve evden kaçma) görülmekte, İlgili ve dengeleyici tutumda bulunan babaların çocuklarının, ise lider özellikler taşıdığı ve daha uyumlu oldukları bulunmuştur.
Yüksek benlik algısına sahip çocuk yetiştirmede babaların çok etkili oldukları sonucundan yola çıkarak babalar çocuklarıyla neler yapmalı. • Çocuğunuzla randevulaşın. Günün belli saatinde ortalama 30 dakikanızı çocuğunuzla birebir oyun için ayırın. Bunu ortalama haftada 2-3 gün yapın. • Çocuğunuzun eğitiminde aktif katılım gösterin. Derslerini yapmada ve çalışmada yol gösterici olun. • Aile içi etkinliklere vakit artırın. Anne ve çocuklarınızla beraber sosyal aktiviteler yaratın ve uygulayın. Bu bir piknik, kamp ya da doğada yürüyüş olabilir.
• Özellikle evin sorumluluğunu içeren bazı görevlerinizi çocuğunuzla yapın. Alışverişe gitmek, tamir yapmak ya da bir iş organize etmek... Ona da görev verin ve tadını çıkarın. • Ona iyi bir model olmaya çalışın.. Davranışlarınızla, konuşmalarınızla ve ilişkilerinizle… Sizi izleyecek ve sizin gibi yapmak isteyecektir. Bu nedenle sürekli izlendiğinizi unutmayın.
Gebelik ve Seyahat - Gebeler Yolculuk Yapabilir mi? - Gebelik ve Uçak - Gebelik ve Yüzme
Prof. Dr. Serpil BOZKURT
Gebeler Yolculuk Yapabilir mi? Özellikle yaz ayları veya uzun bayram tatilleri yaklaşırken, bize en çok sorulan sorulardan biridir bu.
Özellikle ödem ve varisleri olan gebelerin uzun yolculuklarda varis çorabı giymelerinde yarar vardır.
Genellikle otomobil, tren veya uçakla yapılan yolculuklar gebeliği olumsuz etkilemez.
Öte yandan kendisini her yönüyle tanıyan doğum hekiminden uzaklaşmak da sorun olabilir. Özellikle daha önce düşük veya erken doğum yapmış veya devam eden gebeliği sırasında kanamalar geçirmiş olan bir gebeye çok uzaklara gitmemesini, uzun kara yolculuğundan kaçınmasını ve en önemlisi, gittiği yerde acil bir durum söz konusu olduğunda uygun sağlık hizmeti alabileceğinden emin olmasını öneririz. Eğer uzun bir süre evinden uzak kalacaksa, tıbbi kayıtlarının bir kopyasını doktorundan istemeli ve yanında taşımalıdır.
Ancak gebenin kendisinin bir miktar rahatı kaçabilir. En hafifinden, uzun süre hareketsiz oturmaya bağlı ayakları şişebilir. Daha önemlisi, gebelerde artan pıhtılaşma eğilimi ve mekanik bası dolayısıyla bacaklardan kalbe dönen venöz kan akımının yavaşlaması sonucu tromboz (damar içi pıhtılaşma) riski artabilir. Bunu önlemek için 2 saat aralarla 10 dakika kadar yürümesi, bunu yapamadığında da bacak eklemlerini sık sık açıp kapaması önerilir. Bu yüzden otobüsten çok, uçak veya vapurla, ya da kendi özel araçlarıyla seyahat uygun olur.
Gebe kadınlar arabayla yolculuklarda, hele aracı kendileri kullanıyorsa daima emniyet kemerlerini bağlamalıdırlar.
Gebelikte Uçak Yolculuğu Tehlikeli midir? Kabin basıncı kontrollü olan ticari uçaklarda yolculuğun. sağlıklı gebeler için ek bir riski bulunmamaktadır. Ancak uçuş öncesi doktorunuzun görüşünü almanızda yarar vardır. Çünkü yüksek riskli gebeler ve erken doğum tehlikesi bulunanlar sorun yaşayabilirler. Genellikle uçuş için en ideal zaman gebeliğin ikinci 3 aylık dönemi, yani 14-28. haftalar arasıdır. Gebelerin kendilerini en rahat hissettikleri ve düşük veya erken doğum riski taşımadıkları dönem budur.
Uçuş öncesi, uçacağınız hava yolunun gebelerle ilgili kurallarını mutlaka öğrenmelisiniz. Her hava yolunun değişik uygulamaları olabilir. Örneğin Türk Hava Yolları 28. haftadan-36. haftaya kadar gebelerin kendi doktorundan aldığı “Uçakla seyahatinde herhangi bir sakınca yoktur” ibaresi yer alan raporu ile seyahatine izin vermekte, 36. haftadan sonra ise (ikizse 32 hafta) doktor raporu olsa dahi
seyahatine izin vermemektedir. Gebelerin uçakta koridor tarafını tercih etmeleri, hem daha rahat oturmalarına, hem de bacaklarını açmak ya da tuvalete gitmek için sık sık kalkıp dolaşmalarına olanak verecektir. Kemerlerini karnın alt tarafından bağlamalıdırlar. Bol su içmelidirler, çünkü kabindeki düşük nem vücut sıvı kaybına neden olabilir. Ülke dışına çıkan gebelere, özellikle az gelişmiş ülkelere gidiyorsa, açık içeceklerden, çiğ meyva ve sebzelerden uzak durmasını öneririz. Çok yüksek enfeksiyon riskinin (malarya, tifo gibi hastalıklar açısından) bulunduğu bölgelere ise mümkünse hiç gitmemek en iyisidir. Mutlaka gitmek gerekiyorsa, gitmeden önce uygun aşılar yapılmalı, bu arada da canlı virüs aşılarından kaçınmalıdır. Gebelikte ancak ölü virüs aşıları yapılabilir.
Gebelikte Yüzmek Sakıncalı mıdır?
Seyahat ve tatil söz konusu olduğunda, bize sorulan bir diğer soru da budur. Yüzme, aşırıya kaçmadıkça (haftada 2-3 kez, en fazla yarım saat) ve kuvvetli güneşten korunmak kaydıyla, gebeler için oldukça yararlı bir spordur. Ancak en iyi dezenfekte edilen havuzlar bile, özellikle kalabalık olduğunda, enfeksiyon riski taşıdığından, deniz tercih edilmelidir. Deniz seçerken de, kimsenin girmediği, kirli suların karıştığı kapalı sulardan uzak durulmalıdır.
Tarifler Erik P羹resi F覺r覺nda Parmak Tavuk Sebzeli Yaz Yahnisi Domates ve Peynirli Sebze P羹resi
ERİK PÜRESİ İkiye ayrılmış ve çekirdekleri çıkarılmış, toplam 1 kilogram ağırlığında 6 erik ile 2 bardak (500 ml) püre yapabilirsiniz.
• Geniş bir tencerenin içine 2,5 cm (yaklaşık 2 parmak yüksekliğinde) su koyun. Erikleri, buharda pişirme sepetinin içine koyun ve sepeti de tencerenin içine yerleştirin. Yüksek ateşte bir taşım kaynatın. Erikler, dağılmayacak şekilde yumuşayana kadar, 4 dakika boyunca pişmesini bekleyin. • Ocağın altını kapatın ve buharda pişirme sepetini tencereden kaldırın. Eriklerin soğumasını bekledikten sonra, kabuklarını soyun. Daha sonra, erikleri püre hâline getirmek üzere, blender veya mutfak robotuna aktarın. Daha sonra tüketilmek üzere yemeğin saklanması: Havası alınmış bir kabın içinde buzdolabına konularak, en fazla 3 gün ya da küçük parçalara ayrıldıktan sonra paketlenip dondurucuya koyularak, en fazla 3 ay muhafaza edilebilir.
FIRINDA PARMAK TAVUK Bir yemek kaşığı eritilmiş tereyağı ve yağlamak için tereyağı 500 gram kemiksiz ve derisi yüzülmüş tavuk göğsü 2 büyük yumurta Bir kap (155 gram) kadar ufalanmış ekmek Çeyrek çay kaşığı tuz Çeyrek çay kaşığı tatlı kırmızıbiber Bu ölçülerle 20 adet parmak tavuk hazırlayabilirsiniz.
Bu gevrek parça tavuk tarifi, evdeki yetişkinlerin de favori yemeklerinden biri olursa şaşırmayın. Tam yağlı yoğurt ve biraz hardal karıştırıp bandırmak için, bir sos yapabilirsiniz ya da Domatesli Sebzeli Sos kullanabilirsiniz. • Fırını, 220°C de ısıtın. Bir fırın tepsisini, alüminyum folyo ile kaplayın ve folyonun üzerine hafifçe tereyağı sürün. • Bir seferde yarım tavuk göğsü kullanın ve bu göğsü iki streç film arasına yerleştirin. Bir oklava kullanarak, kalınlığını 2 cm olacak şekilde ayarlayın. Aynı işlemi, tavuğun kalan kısmı için de tekrarlayın. Tavukları enine ve boyuna 12 mm’lik parçalara ayırın. • Bir kâsede, yumurtaları kırarak çırpın. Başka bir kâsede ekmek kırıntılarını, bir yemek kaşığı tereyağı, tuz ve biber ile karıştırın. Tavuk parçalarını, Önce yumurtaya daha sonra da ekmek kırıntılarına batırın ve çevirerek, karışımların tavukların üzerilerine eşit oranda dağılmalarını sağlayın. Daha sonra, tavukları, fırın tepsisine yerleştirin. • Ekmek kırıntıları altın sarısı olana kadar ve tavuk da iyice pişip, içi artık pembe rengini kaybedene kadar, 12 dakika boyunca fırında pişirin. Soğuttuktan sonra, servis edin. Yemeğin Muhafaza Edilmesi: Alüminyum folyoya sardığınız parça tavukları, 2 gün boyunca buzdolabında ya da dondurup, 1 ay boyunca buzlukta saklayabilirsiniz. Çıkardığınızda ise, düşük sıcaklıktaki bir ocakta ısıtın.
SEBZELİ YAZ YAHNİSİ Bir yemek kaşığı zeytinyağı İyice doğranmış bir soğanın yarısı Bir diş sarımsak, ezilmiş Orta boy bir sakız kabağı, iyice doğranmış Bir patlıcan, soyulmuş ve iyice doğranmış Bir kırmızıbiberin yarısı, tohumları alınmış ve iyice doğranmış Bir bardak (185 gram) taze konserve domates Bir bardak (250 ml) sebze suyu, düşük sodyumlu sebze suyu ya da tavuk suyu
Çeyrek çay kaşığı tuz Bir yemek kaşığı taze fesleğen Bu ölçülerle 3 kap (750 ml) yahni hazırlayabilirsiniz.
Taze sebzelerden oluşturulmuş bu leziz yahni, bebeğinizin, patlıcan gibi çiğneme gerektiren yeni tatlarla tanışmasını sağlayacaktır. Patlıcan oldukça lifli olmakla beraber, B6 ve C vitamini ayrıca diğer besleyiciler açısından oldukça zengindir. • Geniş bir tencereyi ısıtın ve zeytinyağını kızdırın. Soğan ve sarımsak ekledikten sonra, tahta bir kaşık yardımıyla karıştırarak, 3-5 dakika boyunca yumuşayıp kokusunu verene kadar pişirin. Kabak, patlıcan ve dolmalık biberleri, tencerenin içine ekleyin ve yumuşayana kadar, 2 dakika boyunca soteleyin. Son olarak domatesleri, et suyunu ve tuzu ekleyerekş tencerenin kapağı açık bir şekilde, hafif ateşte 10 dakika boyunca pişirin. • Ocağın altını kapattıktan sonra, yemeğinizin üzerine fesleğen serpiştirin. Kepçe yardımıyla kâselere aktardıktan sonra, biraz soğumasını bekleyin. Şimdi servis zamanı! Daha sonra tüketilmek üzere yemeğin saklanması: Havası alınmış bir kabın içinde buzdolabına konularak, en fazla 2 gün ya da dondurucuya koyularak, en fazla 1 ay muhafaza edilebilir. Alerji alarmı: Domates, patlıcan ve biberler alerjiye sebebiyet verebilir. Bu nedenle, bu besinleri yedikten sonra bebeğinizin ağız çevresinde döküntü oluştuysa, daha fazla onları yedirmeye devam etmeyin ve çocuk doktorunuzla bu durumu paylaşın.
DOMATES ve PEYNİRLİ SEBZE PÜRESİ 3 adet orta büyüklükte, soyulmuş ve doğranmış havuç 1 su bardağı doğranmış karnabahar çiçekçiği 1/3 su bardağı doğranmış kabak 1 çorba kaşığı tuzsuz tereyağı 2 adet orta büyüklükte, soyulmuş, çekirdekleri çıkartılmış ve doğranmış domates ½ su bardağı rendelenmiş Cheddar peyniri
Meyve, sebze, karbonhidrat ve protein kadar büyüme ve gelişme için olmazsa olmaz yağların da bebeklerin diyetlerine dahil edilmesinin önemi büyüktür. Bebeklerin ve küçük çocukların diyetlerinin yetişkinlerden oransal olarak daha fazla yağ içermesine ihtiyaçları vardır. Bu nedenle, peynir soslu sebzeler ya da meyveli yoğurt gibi mönüler bebeğiniz için idealdir. Havuçları buharlı bir tencerede 10 dakika kadar pişirin. Eğer çok katlı buharlı tencereniz varsa kabak ve karnabaharları, havuçların üzerindeki sepete yerleştirin (yoksa havuçlarla karıştırın) ve 7 ila 8 dakika daha pişirmeye devam edin. Eğer buharlı tencereniz yoksa havuçları üzerlerini örtecek kadar suyla beraber bir tencerede 12 dakika kaynatın. Kabak ve karnabaharı ekleyip 7 ila 8 dakika daha pişirmeye devam edin. Bu arada, tereyağını bir tencerede eritin, doğranmış domatesleri 2 dakika boyunca ya da kısmen pelte haline gelene kadar soteleyin. Tencereyi ocaktan alın ve rendelenmiş peyniri ekleyip peynir eriyene karıştırın. Havuç, kabak ve karnabaharları püre haline getirip peynir ve domates sosuyla karıştırın.