diyet rehberi

Page 1

Erecete; Kilo ve şişmanlık birçok insanın problemi. Bu problemi çok büyütüp bunalıma giren insanlar da var. Uygulanan diyetler genellikle başarısız ve irade zayıflığı diye birçok insanı da bunalıma sürüklüyor. Sağlıklı kilo vermek için kendimizi nasıl hazırlamalıyız, başlangıç için nasıl bir adım atabiliriz? Dyt. Bahattin Arslan; Acaba yapabilir miyimlerle dolu şu yaşamımızda gerçekten isteyerek şişmanlamış kişiler var mıdır hala tam olarak bilemiyorum ama insanın beslenmesi ile ruhsal durumu arasında çok yakın ilişkiler vardır. Yemek alışkanlıklarının hemen hemen hepsi çocukluktan gelen şartlanmalarla beynimize kazınmıştır. Dertli ve problemli insanlar genelde şişmanlama eğiliminde olan yemeyi bir savunma ve rahatlama sistemi olarak geliştiren kişilerdir. Ve bu kişilerin diyet yaparken çevrelerinin tepkilerine çok hassas ve tepkiseldirler. Yeme olayı insanın kendisinde olduğuna göre bu iş birazda isteyerek oluyor sanırım. Her geçen gün sinirlenen, strese giren bir bünye ve şişmanlamak için bekleyen vücutlar ve bir şeyleri yok etmek parçalamak isteyen bir sindirim sistemi kim dayanabilir buna kim yenebilir bu dürtüyü belki de ıssız bir adada yalnız başına sadece yeşilliklerle yaşamak hiçbir şey bulamamak ,o halde ne yapmalıyız?


Acaba! diyet yapıp birbirinden güzel yiyecekleri yemeyip bazı ‘şekersiz ,tuzsuz,yağsız ve tatsız’’ besinleri şu kısa hayatımız da yemeye çalışarak eski inceliğimize kavuşmak mı isteğimiz. Yoksa ben bu halimle zaten mutluyum beni böyle beğeniyorlar böyle şirin oluyorum gibi birtakım psikolojik kandırmalar ve çelişkilerle de yaşamak ,çevredeki çıtı pıtı ve çok yiyip şişmanlamayan insanlara sinir duymakla da geçmez sanırsam ömür,o halde yapılacak tek şey var işte beklediğiniz sihirli sözcükler ( gerektiği kadar,az yağlı,az tuzlu,az şekerli,bol kepekli,bol sıvılı ve bol yeşilli) bir beslenmeyi sosyal yaşantımıza ve alışkanlıklarımıza adapte edebilmek. İyi diyorsunuz da bunları zaten ben biliyorum peki biliyorsun da niye uygulayamıyorsun.Çünkü buna ne hazırsın nede nasıl başlayacağını biliyorsun . Çevrende duymuş olduğun birtakım diyet hikayeleri ve uygulamaları seni korkutuyor yapamayacağını başarısız olacağını sanıyorsun. Çünkü verilen kilolar tekrardan geri alınıyormuş efendim hele de hiç fazla şeyler yenilmeden, tabi ki bu gibi olumsuz duyumlar insanı yapacağı uygulamalardan soğutur. Olaya sadece bir estetik kaygı gibi yaklaşanlar ömür boyu diyet yapmaya mahkum kalacaklardır. Zayıflama yöntemleri Erecete; Sağlıklı bir zayıflama yöntemini nasıl tarif edebilirsiniz? Dyt. Bahattin Arslan; Diyetin günlük yaşantımızın bir parçası haline geldiği günümüzde sağlıklı, sağlıksız bir çok zayıflama yöntemi ve bunları uygulatan merkezlerin sayıları hızla artmış, mucize diyetlerin, formüllerin, gıdaların ve aletlerin her gün basında ve TV de yeni uygulamalarını görüp bunların cazibesine kapılarak sağlıklarını bilmeden bozan insanların hayatları boyunca devam edecek. Diyet maceraları ve aşağı yukarı sürekli hareket eden kilo problemlerine yakalanmaları kaçınılmaz oluyor. Bu uygulamaları mercek altına aldığımızda! Geçici zayıflamalara neden olan ve metabolizmayı bozup tekrardan çok kilo almanıza neden olabilecek birçok geçersiz yöntemin uygulandığını göreceğiz Erecete; Zararlı olan uygulamalar nelerdir? Dyt. Bahattin Arslan; Bu uygulamaları şu şekilde sıralayabiliriz;

1. 2. 3. 4.

5. 6. 7. 8.

Açlık diyetleri: Kişinin sadece belirli besinleri yediği diyet ( salata,yoğurt,soda ) 1000 kkal altında olması nedeniyle metabolizmayı yavaşlatır. Saç dökülmesi ,tırnak kırılması ve vitamin mineral eksikliğine neden olur. Vücuttan yağ yerine su kaybettirir. Tek tip besin uygulamaları: Vücudumuzun ihtiyacı olan protein.karbonhidrat,yağ ve vit-minerallerin eksik alınması sonucunda saç dökülmesi,hipoglisemi,ciltte bozulmalar,sinirlilik, gibi durumlara neden olabilir.( karbonhidrat diyeti,protein diyeti,İsveç diyeti,meyve diyeti,karpuz diyeti gibi uydurma diyetler) Naylon eşofman giyilerek yapılan egzersizler: Vücuttan ter yoluyla mineral ve su kaybına neden olur kas kramplarına ve halsizliğe neden olur. Zayıflama çayları: Üzerlerinde genelde yağ erittikleri ve zayıflattıkları yazan bu bitkisel çayların diüretik( idrar söktürücü) etkilerinden başka bir yararları yoktur vücuttan su kaybettirmelerinin yanı sıra laksatif etkileriyle kişiyi ishal yaparak ağırlığı azaltırlar fazla kullanımları vitamin –mineral emilimini bozup halsizlik,yorgunluk ve bağırsak bozulmalarına neden olurlar. Bitkisel zayıflama hapları: Yukarıdaki çayların hemen hemen aynı içeriğine sahip olan ve belirli bölgeleri incelttiği söylenen bu haplar vitamin-mineral içerikli laksatif ilaçlardan başka bir şey değildirler.uzman tavsiyesi olmadan kullanımlarında çeşitli sağlık problemlerine neden olurlar. Masajlar ve jeller, yosunlar, parafinler...: Cilt bakımı uygulamalarıdırlar, vücudun dış yüzeyini temizleyen ve rahatlatan bu uygulamaların kilo vermeye bir faydası yoktur sadece geçici süreli incelmelere neden olurlar. Akupunktur: Tıbbı bir zayıflama yöntemi değildir uzak doğuda fizik tedavi amaçlı kullanılan ve belirli sinirlerin uyarılması sonucu geçici baskı oluşturan ve uzman olmayan ellerde geçici felçlere neden olan bir rahatlama yöntemidir.diyet yapan kişilere uzman kontrolünde destek olabilir! Mezoterapi : Tıbbi bir yöntem olmakla birlikte genelde besleme alışkanlıkları değişmeden ve diyet yapmadan uygulanacak bir mezoterapi kişide sadece yüzeyel cilt problemlerini( selülit gibi...) tedavi edecektir. ( diyet + egzersiz + mezoterapi geçerli olabilir). Yukarıdaki yöntemlerin yanı sıra şişmanlık tedavisinde kullanılan geçerli tıbbi yöntemlerde vardır.

Dyt. Bahattin Arslan; Sağlıklı zayıflama olarak tanımlayacağımız yöntemleri dört(4) şekilde inceleyebiliriz ki bunlar;

• •

Diyet tedavisi: Kişinin gerekli kan tahlilleri,vücut yağ analizleri,bazal metabolizma analizi yapılıp fiziksel ve psikolojik özellikleri de göz önünde bulundurularak diyet uzmanı tarafından yazılan sağlıklı diyetler.( ayda 4-6 kilo verdiren) İlaç tedavisi: Diyetle birlikte etkileri artan ve doktor tarafından gerekli tahlilleri yapılarak önerilen reçeteli satılan tıbbi ilaçların mutlaka yan etkileri vardır ve doktor tavsiyesi olmadan kullanılamazlar.

Zayıflama ilaçları


Sık Sorulan Sorular | Kullanım Hakları | Hasta Hakları | Sağlık Yönetmelikleri | İletişim © 2005 Tüm Hakları Türkiye Hastanesi'ne aittir.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------Spor yaparken fazla su zararlı Yıllardır atletlere, koşarken su kaybını önlemek için içebildikleri kadar su içmelerini tavsiye eden doktorlar, şimdi yoğun spor faaliyetleri sırasında çok fazla su içmenin susuz kalmaktan daha ağır sağlık sorunlarına neden olabileceği uyarısı yapıyorlar. Doktorlar, giderek artan sayıda atletin, maratoncunun, hatta trekkingçinin aşırı su ya da çok fazla sporcu içeceği tüketerek kanlarını ciddi biçimde sulandırdıklarını, bunun sonucunda bazılarının ağır hastalandığını ve ölenler bile olduğunu söylüyorlar. Boston Maratonu koşucuları arasında yapılan ve The New England Journal of Medicine dergisinde yayınlanan araştırma, bu problemi doğruluyor ve ne kadar ciddi olduğunu gösteriyor. Sonuçlara göre 2002 maratonuna katılan 488 koşucu, yarıştan önce ve sonra kan örnekleri verdiler. Çoğunun durumu iyi görünürken yüzde 13’ü oluşturan 62 kişi o kadar çok su içmişlerdi ki ‘hipotermi’ oldular, yani kandaki sodyum seviyeleri anormal derecede düştü. Üç tanesinin sodyum seviyesi o kadar düşmüştü ki ölüm tehlikesi içindeydiler. Doktorlar, daha önce bazı yarışlarda fenalaşan atletlerin öldüklerini de hatırlatıyorlar.

Sporun ve hayatın dışında kalmayın Memorial Hastanesi'nden spor hekimi Dr. Mehmet Murat Beyaz sporun kadın sağlığı için önemi ve kadınlar için uygun spor dalları konusunda bilgi verdi. Kadınların spor yapması toplum içerisinde kadına biçilen rol ile yakından ilgilidir. Sağlık açısından kadınla erkek arasında herhangi bir farklılık bulunmamasına rağmen, yeryüzünde genel olarak erkeklerin spor yapma şansı daha fazladır. Kadınların spor aktivitelerinde kabul görmemesi eski Yunan olimpiyatlarına kadar dayanır. Modern spor tarihinde bile kadınlar erkeklerden ancak 20 yıl sonra 1924 yılında yarışmalara katılabilmiştir. Osteoporozdan korunmak için Kadınlar dünya genelinde, toplumda erkekler kadar aktif yer alamamakta, kendine biçilen rol olarak dış dünyadan çok evle ilgilenmektedir. Bu konu kadınların spor aktivitelerine katılımları hususunda da kendini göstermektedir. Kadınlara özel bazı fizyolojik gereksinimler ve hastalık riskleri açısındansa spor yapmanın kadın sağlığı üzerine faydaları sayılamayacak kadar çoktur. Kadınları etkileyen en önemli sağlık sorunları olan osteoporoz ve meme kanseri spor alışkanlığı ile yakından ilgilidir. Daha çok kadın hastalığı olarak bilinen bu iki hastalıktan korunmada da sporun rolü büyüktür. Spor, kemik erimesini önlemenin yanında, osteoporoz tedavisinin en önemli parçalarından biridir. Spor yapan kadınlarda kemik yoğunluğu, yapmayanlara oranla daha fazladır ve ileri yaşlarda kemik erimesine yakalanma riski azalmaktadır. Osteoporoz tedavisinde kadının yaşı ne olursa olsun, tedavinin parçası olarak egzersiz reçetesi verilmektedir. Kanserler yine kadın yaşamını tehdit eden önemli bir hastalık grubudur. Kadınlarda en çok korkulan kanser olan meme kanserinin önlenmesinde sporun önemi son yıllarda detaylı olarak araştırılmıştır. Yapılan araştırmalar sonunda egzersiz yapan kadınlarda, meme kanserine yakalanma şansının azaldığı ortaya konmuştur. Sebep sonuç ilişkisi olarak ileri sürülen görüş, egzersiz ile azalan yağ dokusunun östrojenin yağ dokusundaki aşırı dönüşümünü engelleyerek kanser oluşumunun önüne geçtiği şeklindedir. Sağlıklı bir yaşam için İdeal ve en ucuz tedavi hasta olmamaktır, dolayısıyla bu hedefe yönelik olarak genç, hatta çocuk yaşlardan itibaren spor yapılmalıdır. Spor, hastalıklardan korumanın yanında yağ dokusunu da azaltır. Spor kondisyonu geliştirmesi, hareketliliği ve üretkenliği artırması sayesinde kadının kendine güveninin ve benlik saygısının artmasını sağlar. Bu sayede kadının zinde, güzel, kaliteli ve mutlu bir yaşam sürmesine aracılık eder. Yaşamı tehdit eden en önemli sağlık sorunu kalp ve damar hastalıklarıdır. Bu konuda kadınların çok önemli bir şansı kadınlık hormonu olan östrojenin koruyucu etkisidir. Gerçekten östrojen sayesinde kadınlar erkeklere nazaran çok daha az oranda kalp-damar hastalıklarına yakalanmaktadır. Ancak son yıllarda kadınlar daha erken yaşlarda ve daha sık kalp hastalığına yakalanmaktadır. Hareketsiz yaşam ve şişmanlığın bir salgın halini almasının da etkisiyle kadınlarda da kalp hastalıklara eskiye oranla daha sık gözükmekte ve kadın sağlığını etkileyen en önemli hastalıklardan biri olmaktadır. Spor sayesinde en önemli kalp hastalığı risk faktörü olan egzersiz yoksunluğu ve fazla kilolardan kurtulabilir, kolesterolünüzü düşürebilir ve iyi huylu kolesterolünüzü yükselterek damarlarınızı yağ plaklarından temizleyebilirsiniz. Spor ile osteoporoz, bazı kanserler, kalp-damar hastalıkları, şeker, tansiyon gibi hastalıkların önüne geçilmesinin yanında fazla kilolardan arınmış ve atletik olarak yeniden şekillenmiş vücudumuzla daha kaliteli ve mutlu bir yaşam sürebiliriz. Sağlıkla spor yapmak için Ailesinde kalp hastalığı hikayesi olan, kaza dışında erken yaşlarda ölüm hikayesi bulunan, şeker veya tansiyon hastası, sigara bağımlısı, kolesterol, aşırı kilo sorunu olan kadınlar spora başlarken bir spor hekimi kontrolünden geçmelidir.


Spor hekiminizin uygulayacağı bazı test ve değerlendirmeler sonrası kademeli olarak efor yoğunluğunuzu artırmalı, sağlık açısından spor yapmanızın herhangi bir sakıncası olup olmadığı ortaya konmalıdır. Hangi spor dalını yapabilirsiniz Aklınıza gelen her sporu yapabilirsiniz. Hiçbir imkanınız yoksa en azından düzenli yürüyüş yapabilirsiniz. Düzenli yürüyüş yapabilmeniz için pahalı ekipmanlara veya bir kulüp üyeliğine ihtiyacınız yoktur ve sağlık için elde edeceğiniz tüm kazanımları sağlayabilirsiniz. Yürümeye uygun güzel bir spor ayakkabısı, rahat pamuklu bir egzersiz kıyafeti ve bir su şişesi sağlıkla spor yapmanız için yeterlidir. Hangi spor için olursa olsun temel kurallar aynıdır. Yapacağınız spor aktivitesi en azından 20-30 dakika, ideal olarak 45 dakika kesintisiz sürmelidir. Ritmik olarak geniş kas gruplarını çalıştırmaları egzersizden önce ve sonra bütün kaslarımızı germeliyiz. Spordan önce, spor esnasında ve sonrasında yeteri kadar su içmeliyiz. Kadınlar için uygun görülen sporlar genellikle bale, buz pateni, ritmik jimnastik, su balesi, dans gibi sanatla içiçe sporlar olmakla beraber artık hemen hemen her spor dalında kadınları görmek mümkündür. Estetik sporlarda kadınlar erkeklere oranla daha başarılı olmakta ve fizyolojik gereksinimlerini daha rahat sağlayabilmektedir. Diğer sporlarda da kadınlar sağlıkları için yeteri kadar kazanım sağlamakta ve profesyonel olmadığı sürece fiziksel kapasiteleri ile ilgili bir sorun yaşamamaktadırlar. Yüzme, tenis, paten, atletizm, bisiklet, voleybol, basketbol gibi topla oynanan sporlar gibi her spor türü bayanlar tarafından başarı ve sağlıkla uygulanmaktadır.

Zayıf bacaklara kavuşmanın 3 yolu Kadınların büyük bir kısmı bacaklarından yakınıyor. Hoş ve ince bacaklara sahip olmak için ameliyatlara boyun eğmeniz veya el yakan egzersiz aletleriyle uğraşmanız gerekmiyor. Daha düzgün bacaklara sahip olmanın yolu, iyi bir diyet ve klasik egzersizlerden geçiyor. Uzmanlara göre, alt butlarınızı inceltmek için o bölgeye yönelik egzersizler yapmak gerekiyor. Sadece yürüyüş yapmak, merdiven çıkmak ve aerobik yapmak bu sorunlu bölgeyi şekile sokmaya yetmiyor. Yağlı ve yumuşak bölgeyi sıkılaştırmak için bölgesel egzersiz sağlayan spesifik hareketler yapmak gerekiyor. Doğru noktaya doğru çeşitte ve yeterli miktarda egzersizle odaklanmak gerekiyor. Aynı hareketi fazla yapmak vücudunuzu şekle sokmak yerine zarar verir. Size önereceğimiz egzersizleri her bacak için 15 kez tekrarlayın ve dinlenmeden bütün egzersizleri tamamlayın. 3 egzersizi de yaptıktan sonra 15 dakika dinlenin ve bu kombinasyonu iki kez daha tekrarlayın. Bir ayak havada olacak şekilde yatarak iç butları sıkıştırmak: Omuzlarınız yere temas edecek şekilde sırt üstü yatın. Bacaklarınızı ileriye doğru iyice gerin ve dizlerinizi kırmadan düz tutmaya çalışın. Sağ topuğunuzu yerden 15 cm kadar yukarıya kaldırın ve sol bacağınız gergin haliyle dururken sağ topuğunuzu diğer ayağınızın soluna kilitleyin. Sağ topuğunuz sol topuğunuza kavuşturana kadar bu yönde bacaklarınızı gererek hareket ettirmeye devam edin. Hareket ettirdiğiniz bacak üzerindeki basıncı kaldırmadan başlangıç pozisyonuna dönün. Aynı hareketi sol bacağınızda tekrarlayın. Tek ayak üzerinde ayakta durmak: Sırtınız dik bir şekilde ayakta durun. Bacaklarınız arasında biraz mesafe olmasına dikkat edin. Dizleriniz gergin bir şekildeyken sağ bacağınızla 15 cm çapta bir daire çizmeye çalışın. Diziniz ve kaslarınız olabildiğince gergin bir şekildeyken sağ ayağınızı sol ayak parmaklarınızın üzerinden geçirin. Harekete sağ topuğunuz sol topuğunuza değişene kadar devam edin. Bacaklarınızın gerginliğini bozmadan başlangıç pozisyonuna geri dönün ve hareketi sol bacağınızda tekrarlayın. Makas şeklinde uzanarak: Sırt üstü yatın ve bacaklarınızı öne doğru gerin. Topuklarınız temas halindeyken ayak parmaklarınızı uzanabildiğiniz kadar uzak bir mesafeye gerin. Ayak parmaklarınızın ve bacak kaslarınızın gerginliğini bozmadan bacaklarınızı makas şeklinde açabildiğiniz kadar çok açın. Dinlenmeden başlangıç pozisyonuna dönün ve hareketi tekrarlayın.

Egzersiz ve diet yap, kolesterolun düşsün! Erkeklerde 45, kadınlarda ise 55 yaşın üzeri, kalp krizi ve yüksek tansiyon açısından risk olarak kabul ediliyor. Ailesinde kalp hastası olanların kalp krizi geçirme riski, diğerlerinden daha yüksek. Yaş, cinsiyet, kalıtım, kalp hastalıkları açısından değiştirilemeyen risk faktörleri. Ama bir de değiştirilebilen risk faktörleri var. Becel tarafından Ağva'da düzenlenen toplantıda konuşan diyetisyen Ebru Şenel Erim sigara, hareketsizlik, alkol, şişmanlık gibi risk faktörlerinden uzak durarak koroner kalp hastalıklarına karşı önlem almanın mümkün olduğunu söyledi. Erim, şeker hastalığı, metabolik sendrom, kan yağları ve kolesterol yüksekliğinin de bu gruba girdiğini belirtti. Erim'e göre, doğru beslenerek kalp sağlığımızı korumak mümkün. Kandaki kolesterolun dörtte üçü vücut tarafından üretilirken, dörtte biri beslenme yoluyla alınıyor. Tereyağı, kuyruk yağı, iç yağğı gibi hayvansal yağlar, yüksek miktarda kolesterol ve doymuş yağ içerdiğinden kalp salğını olumsuz etkiliyorlar. Yapılan araştırmalar, sıvı yağlar ile sıvı yağlardan üretilen margarinlerin kolesterol içermediğini gösteriyor. Vücut için faydalı yağlardan olan omega 3, yeşil yapraklı sebzeler, ton, somon ve sardalya gibi yağlı balıklarda bulunuyor. Ayçiçek, mısır ve soya ise omega 6 açısından zengin. Yüksek kolesterolun yanısıra, kalp ve damar sağlığımızı tehdit eden bir diğer sorun da. damarlarda biriken "homosistein"isimli protein. Erim'e göre, sigara içimi, yüksek miktarda alkol tüketimi, böbrek yetersizliği gibi nedenlerle yükselen bu proteini düşürmenin yolu ise, folik asit (B11), B6 ve B 12 vitaminleri almaktan geçiyor. Kalbi koruyan diyette sofradan eksik edilmemesi gereken yiyecekler beyaz et, sebze ve meyveler... Erim, yapılan araştırmalar doğrultusunda Akdeniz diyetiyle beslenenlerde kalp -damar hastalıklarının daha az görüldüğüne dikkat çekti. Ürün Müdürü Aymin Es ise, Becel'in Dünya Kalp Federasyonu ile ortak çalışmalar yürüttüğüne dikkat çekti. Ağva'da düzenlenen toplantıda Becel'in "ritmini koru" felsefesine uygun olarak katılımcılara outdoor sporları yaptırıldı. Toplantıda dengeli ve sağlıklı beslenmek kadar, egzersizin de kolesterolü düşürmedeki etkisine dikkat çekildi.

Sağlık ve mutluluk için spor Sporsuz ve hareketsiz bir yaşam tarzı kalp ve damar hastalıklarından diyabete kadar birçok hastalığa neden oluyor. Sporun ruhsal sağlığa da katkısı olduğunu belirten uzmanlar düzenli olarak spor yapan gençlerin şiddete daha az başvurduklarını söylüyor.


Memorial Hastanesi Spor Hekimi Uzm. Dr. Murat Beyaz sporsuz bir yaşam tarzının yol açtığı olumsuzluklar ile sporun ne zaman ve nasıl yapılması gerektiğini anlattı. Spor gençlerde şiddeti önlüyor Modern yaşamın getirdiği kolaylıklar ile artık egzersiz yapmak için yeterli fırsatın bulunamadığını belirten Uzm. Dr. Murat Beyaz egzersizin; aktif, üretken ve kaliteli bir yaşam sağlamanın yanında insanları hastalıklardan da koruduğunu söyledi. Uzm. Dr. Beyaz şöyle devam etti: “Özellikle 16-21 yaşları arasında yapılan spor büyük önem taşıyor. Bu sayede kişinin potansiyelinin en üst noktasına erişmesi mümkün oluyor. Unutulmaması gereken spordan maksimum verimi elde edebilmek için düzenli olarak spor yapmak gerektiğidir. Düzenli spor yaparak sadece fiziksel değil, ruhsal olarak da sağlığınıza büyük katkıda bulunabilirsiniz. Amerika Birleşik Devletleri’nde 14.221 lise öğrencisi üzerinde yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre spor yapan gençlerin spor yapmayanlara oranla daha iyi beslendikleri, şiddete daha az başvurdukları ve insani ilişkilerinin daha iyi olduğu tespit edilmiştir.” Sporsuz yaşam kronik hastalıklara neden oluyor Son yıllarda ABD’de geniş halk kitleleri taranarak yapılan araştırmalar, sporsuz bir yaşam tarzının insanları kronik hastalıklar vasıtasıyla sinsice ölüme götürdüğünü ortaya koyuyor. JAMA dergisinde yayınlanan bir araştırmanın sonuçlarına göre tüm ölüm nedenleri arasında, ölüme neden olan risk faktörlerinin başında düşük kondisyon geliyor. Sporsuz bir yaşam tarzının başta kalp damar hastalıkları olmak üzere diyabet ve bazı kanser türleri gibi ciddi rahatsızlıklara yol açtığını belirten Uzm. Dr. Murat Beyaz sözlerine şöyle devam etti: “Günümüzde tüm ölüm nedenleri arasında kalp damar hastalıkları birinci sırada gelmektedir ve diğer tüm hastalıkların toplamı nispetinde bir oranı oluşturmaktadır. Kalp damar hastalıklarının oluşumunda en sık gözlenen risk faktörü açık ara ile sporsuz yaşam tarzıdır. İngiltere’de 31.000 otobüs şoförü ile biletçisi üzerinde yapılan bir araştırmada, şoförlerin sürekli oturduklarından ve trafik stresine maruz kaldıklarından ötürü iki katlı otobüste sürekli dolaşan, merdiven inip çıkan biletçilerden daha yüksek oranda kalp hastalıklarına yakalandıkları saptanmıştır. Araştırmalar egzersiz yapmayanların, yapanlara oranla 2,5 - 4 kat daha fazla oranda kalp hastalığına yakalandığını göstermiştir. Ölüm nedenleri arasında 2. sırayı alan kanserler ile hareketsiz, sporsuz yaşam tarzı arasında da bir bağlantı tespit edilmiştir. Kolon kanseri oluşum nedenleri arasında hareketsiz yaşam alışkanlığı gösterilmektedir. Hareketsiz yaşamın doğal sonucu olan şişmanlık, hormonal dengeleri bozarak bir çok kanser türünün oluşumuna zemin hazırlamaktadır. Yaşamı diğer tehdit eden hastalıklardan şeker hastalığı da sporsuz yaşam tarzı ile yakından ilişkili. Bu yıl New England Journal of Medicine’da yayınlanan bir araştırmanın sonuçlarına göre sporsu, hareketsiz yaşam tarzı, şeker hastalığı oluşumuna neden olmaktadır.” Hangi egzersiz, ne sıklıkta, hangi yoğunlukta ve ne kadar? Uzmanlar, egzersizin hastalıklardan korunma, kondisyonun gelişimi ve kilo verilmesi gibi faydalarından yararlanılabilmesi için bilinçli yapılması gerektiğini belirtiyor. Büyük kas gruplarını kullanıldığı yürüyüş, bisiklet, jogging, koşu, yüzme, tenis gibi sportif aktivitelerin sağlık için daha faydalı bulunduğunu belirten Uzm. Dr. Murat Beyaz, ispatlamış herhangi bir sağlık problemi bulunmayan bireylerin bu sporları ideal olarak her gün, ama haftada en az 3-4 gün yapması gerektiğini söyledi. Uzm. Dr. Beyaz şöyle devam etti: “Egzersizin süresi en az yarım saat, ideal olarak 45 dakika sürmesi gereklidir ve efor süresince egzersiz herhangi bir kesintiye uğramamalıdır. Örneğin tempolu yürüyüşlerde 20 dakika kadar egzersize devam ettikten sonra bir 10 dakika soluklanma veya vitrin bakma gibi verilen aralar egzersizin etkinliğini sıfıra indirmektedir. Çünkü vücudumuz egzersize başladıktan ortalama 20 dakika sonra enerji kaynağı olarak yağlar yanmaya başlar ve eğer egzersiz 30-45 dakika kesintisiz sürerse, egzersizden sonra bile 1 ila 4 saat yağlar yanmaya devam eder. Egzersiz yapılırken dikkat edilmesi gereken en kritik nokta yapılan eforun şiddeti, yani yoğunluğudur. İdeal olarak spor hekiminizin size yaptığı ergospirometrik efor testi sonucu egzersiz nabzı belirlenebilmektedir. Her birey için bu egzersiz nabzı değişmektedir ve bu limitler aşılmamalıdır. Bir hekim tavsiyesi alma imkanı yok ise eforunuzun yoğunluğu; siz egzersiz yaparken ıslık çalmanızın veya yanınızdaki ile konuşmanızın mümkün olacağı bir egzersiz şiddetinde olması gereklidir. Tabii egzersiz yoğunluğu çok hafifte olmamalıdır ve egzersiz esnasında tatlı şekilde bir ter atmanız gerekmektedir.”

Sporsuz diyetin faydası yok! Egzersiz olmadan başlanan diyetin bir yarar sağlamadığı ve vücutta hoş olmayan görünümlere yol açabildiği bildirildi. Konya Selçuk Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksekokulu Araştırma Görevlisi ve Elit Sport Center Antrenörü Fatma Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaz ayları öncesinde, özellikle kilolu kadınların, diyete, spor salonlarına ve plastik cerrahlara yöneldiğini söyledi. Kış aylarında kalın giysilerle fazla kiloların kamufle edebildiğini ifade eden Arslan, şunları kaydetti: "Ama yazın aynı durum söz konusu değil. İnce elbiselerle fazla kilolar ortaya çıkıyor. Nisan ayının girmesiyle, kadınlar diyete ve spor aktivitelerine başlıyor. Ancak bilinçsizce yapılıyor. Diyet yapan sporu, spor yapan da diyeti hiç düşünmüyor." Arslan, spor salonuna sağlıklı yaşam için gelenlerin yok denecek kadar az olduğuna dikkati çekerek, tek düşüncelerinin, yaz boyunca fazla kilolardan kurtulmak olduğunu söyledi. Diyet yapan kişilerin mutlaka spor da yapmaları gerektiğini vurgulayan Arslan, "Sporsuz diyetin hiçbir anlamı olmaz. Form tutmada egzersiz şart. Sporsuz yapılan diyet, vücutta hoş olmayan görüntülere yol açan sarkmaları meydana getirir. Bunu da hiç kimse istemez. En azından yolda bir yürüyüş bile diyete destek olabilir" dedi. Kış dönemi boyunca haftanın belli günlerinde sınırlı sayıda gelenlere hizmet verdiklerini, ancak Nisan ayıyla birlikte yoğunluğun çok arttığını belirten Arslan, şu anda günde 2 seans yapmakla kalmadıklarını, bazı günlerde özel seanslar açtıklarını bildirdi.

Kolesterole sporla savaş açın!

Çaresi, dikkatli beslenmek ve haftada 5 kez spor yapmak. Kandaki kolesterol fazlası yıllar içinde damar duvarında birikir. Bu birikim sonucu o damarda daralma, tıkanma ortaya çıkar. Kolesterol hangi damarda birikmişse o damarla ilişkili sorunlar ortaya çıkar. Kalbi besleyen damarlarda kolesterol birikimi sonucu, oluşan daralma ve tıkanmalar, göğüs ağrısı, kalp krizi gibi sorunlara neden olur. Bunların sonucu hasta koroner by pass ameliyatı (cerrahi olarak darlığın ortadan kaldırılması) veya anjiyoplasti (balonla daralmış koroner arterin genişletilmesi) işlemine ihtiyaç duyabilir. Beyini besleyen boyun damarlarında kolesterol birikimi olması da felce, konuşma bozukluklarına, dengesiz yürümeye, bilinç kaybına zemin hazırlar. Böbrek damarlarında kolesterol birikimi ise, yüksek tansiyon ve böbrek yetmezliğine neden olur. Ana atardamarda (aort) kolesterol birikimi de tehlikelidir. Buradan kopan kolesterol birikintileri daha küçük damarları tıkayarak farklı sorunlara yol açabilir. Örneğin göz damarlarını tıkayarak körlüğe, bacak damarlarını tıkayarak kangrene neden olabilirler. Kolesterol nedir? Kolesterol, mum kıvamında yağımsı bir maddedir. Tüm vücutta bulunur. Vücut kolesterolü kullanarak hormon, D vitamini ve yağları sindiren safra asitlerini üretir. Bu işlemler için kanda az miktarda kolesterol bulunması yeterlidir. Kanda fazla kolesterol varsa, bu kan damarlarında birikir ve damarların sertleşmesine, daralmasına yol açar. Neden yükselir? Kalıtımsal faktörler, beslenme alışkanlıkları, şişmanlık ve stres gibi faktörler, kolesterolü yükseltebilir. Düzenli egzersiz, iyi huylu kolesterolü yükseltir, kötü


huylu kolesterolü düşürür. 60-65 yaş sınırına kadar yaşla birlikte kolesterol düzeyi artar. Kadınlarda menopozdan sonra da kolesterol düzeyi artış gösterir. Bazı hastalıklar da artışta etkili olur: Hipotiroidi: Tiroid bezinin yetersiz çalışması, Nefrit: Böbreğin mikrobik olmayan iltihabi hastalıkları, Karaciğer hastalıkları ve şeker hastalığı. TEDAVİ Sakatattan uzak durun Kolesterol tedavisinde en önemli konu ilaçsız tedavilerdir. Bu tedavilerin en önemlisi beslenme alışkanlığının değiştirilmesidir. Bunun için başlangıç olarak sıvı yağ, bol sebze, meyve ve hububat tüketin. Kızartmalardan kaçının. Kırmızı et yerine beyaz et tercih edin. Karaciğer, böbrek ve beyin gibi kolesterolden zengin etlerden uzak durun. Diyet süt ve peynir yiyin. Ama ölçüyü kaçırmayın. Egzersiz çok önemli Ayrıca sigara kesinlikle bırakılmalıdır. Düzenli egzersiz de HDL kolesterolü (iyi kolesterol) yükseltir, LDL kolesterolü (kötü kolesterol) düşürür. Haftada en az 3, tercihen 5 kez, 30 45 dakika süre ile yürüyüş, koşu, yüzme, bisiklete binme gibi sporlar yapılmalıdır. Bu arada alkol, HDL kolesterolü (iyi kolesterol) yükseltir, ancak alkolün insan sağlığı üzerinde çok sayıda olumsuz etkisi olduğu unutulmamalıdır. Bunu biliyor muydunuz? 14 yıl süren bir araştırmada, haftada en az 140 gram fındık yiyenlerde kalp ve damar hastalıklarının daha az görüldüğü saptandı. Başka çalışmalarda da fındığın iyi kolesterolü yükselttiği ve kötü kolesterolü düşürdüğü ortaya çıktı. Ancak aşırı fındık tüketiminin de size kilo aldıracağını unutmayın.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.