Xcvbnmöçqwertyuiopgüasdfghjklsizx cvbnmöçqwertyuiopgüasdfggüasdfg hjklsizxcvbnmöçqwertyuiopgüasdfgh jklsizxcvbnmöçqwertyuiopgüasdfghj KADAVRA’NI klsizxcvbnmöçqwertyuiopgüasdfghjk lsizxcvbnmöçqwertyuiopgüasdfghjkl N sizxcvbnmöçqwertyuiopgüasdfghjkls izxcvbnmöçqwertyuiopgüasdfghjklsi KONÇERTOS zxcvbnmöçqwertyuiopgüasdfghjklsiz xcvbnmöçqwertyuiopgüasdfghjklsizx U cvbnmöçqwertyuiopgüasdfghjklsizxc ‘’Şiir&Gezi Günlükleri’’ vbnmöçqwertyuiopgüasdfghjklsizxcv bnmöçqwertyuiopgüasdfghjklsizxcvb Cevher Alp Palabıyık nmöçqwertyuicvbnmöçqwertyuiopgü asdfghjklsizxcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçacımadıkiacıma dıkiwertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmö çqwertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöç qwerttrthy 1.Baskı
*Selen’e : Ay tanrıçası Arya &Kathryn’e… En çokta Anneme, Babama ,ve (Dedem) K A ZIM Bey’e , Mustafa’ya, İbrahim Metin&Hüseyin Hocama Ve Sevgili dostum Tuğba’ya…
Sevgiyle Kalın…
Cevher Alp Palabıyık
İÇİMDEKİLER
I.
Önsöz
II.
Dikkat Devlet Çıkabilir
III.
CEVHER
IV.
Kadavra’nın Konçertosu
V.
Teatoara
VI.
Bad-Dua
VII.
Düğüm
VIII.
Kırık Sandalye Baca ğının Anlattıkları
IX.
Crudelis Navis
X.
Lahana Sarması
XI.
Vals
XII.
Limon Kaabukları
XIII.
Don Quijote ile Etik Üstü Pilav
XIV.
Kentucky’li Süleyman
XV.
Adı Konamayan
XVI.
Sıkıştırılmış Bir Bayram Sabahı
XVII.
Sirkeli Su ve Islak Terlik
XVIII.
Cumhuriyet
XIX.
Artemis’in Hayali
XX.
Tebeşir
XXI.
5 Çayı
XXII.
Yaşlı Mohikan
XXIII.
Hepsi Bu
XXIV.
Keşiş
XXV.
Demre de Kalan Yanım
XXVI.
Bildiğini Sandığı Gerçeklerin Değişmesi Gerektiğini Kabullenmeyenin Hikayesi
XXVII.
Abi Bi Milyonluk Kurşunsuz
XXVIII.
Oysa
XXIX.
Bull Yon
XXX.
Avangard
XXXI.
Kafka
XXXII.
Kavanoz
XXXIII.
Klişe
XXXIV.
Uyu
XXXV.
İki Ters Bi Düz
XXXVI.
Deli Gömleği
XXXVII.
Rüşvet
XXXVIII.
Esrarengiz
XXXIX.
Pim
XL.
Kadavra’nın Hayali
XLI.
Kimse Yok Orada
XLII.
Fuhuş
XLIII.
Kalimera
XLIV.
Eşitlik Bozuldu Babuş
XLV.
……
XLVI.
Hayal Kahvesi Sendromu
XLVII.
O
XLVIII.
Kemoterapi
XLIX.
Boşluk Doldurmaca
L.
Rokfor Naciye Ağıt
LI.
Cihangir
LII.
Çok Boktan şiir
LIII.
Uçuk Çıkan Yerler
LIV.
Korku
LV.
Koltuk Değnek No
LVI.
Şehir
LVII.
Tarhana
LVIII.
Mavi Gözlü Çingene
LIX.
Vay Halime!
LX.
Hemoglobin
LXI.
Hemoglobin2
LXII.
İstavrit Tarifi
LXIII.
Ölmemek Üzere
LXIV.
Oyun-cak
LXV.
Senfoniden Geriye
LXVI.
Bir Apartman Boşluğunda Parasız Galaksi Turu
LXVII.
Kısaca
LXVIII.
YaNlızlığın Gizli Kalmış Anektodu
LXIX.
Hesap Lütfen
LXX.
Evcilik
LXXI.
Kronoloji
LXXII.
Patriyottu Ben Çocukken Ağızda Patlayan Şekerin Adı
LXXIII.
Motorcycle Diaries
LXXIV.
Yobaz Şarkı
LXXV.
Düş-ünce
LXXVI.
Ol
LXXVII.
Baloncuk
LXXVIII.
Şerefe
LXXIX.
Wishdom of Childeren
LXXX.
Ruhban Mezunu Ruhi’nin Karne Notu
LXXXI.
Gargara
LXXXII.
Sevgili Edith Piaf
LXXXIII.
Sıradan Bi Gün
LXXXIV.
Çocuk Payı
LXXXV.
Cros Check
LXXXVI.
Anestezi
LXXXVII.
Uyku
LXXXVIII.
Devrimden Sonra
GÜNLÜKLER
I.
Girizgah
II.
Ahir Zaman Hikayesi
III.
Gizlenmemi ş Şeyler
IV.
Rüyamdaki Zarathustra
V.
Hesaplaşma 1
VI.
Hesaplaşma 2
VII.
Hesaplaşma 3
VIII.
Hesaplaşma 4
IX.
Hesaplaşma 5
X.
Geziden Sonra
XI.
23:45
XII.
Yargılandığım Konu
XIII.
Düşündükçe
XIV.
Noviembre
XV.
İnsansı
XVI.
Aynadaki Hayaletin Operası
XVII.
Sabun Kokusu
XVIII.
Realitenin Kalpteki İz Düşümü
XIX.
Günün Özeti ve Cehalet İnsanı Faşist Yapar Önermesi
XX.
Tırlar Duyulmamıştı Daha
XXI.
Motor Yazıları
XXII.
Corrosive
XXIII.
Consume,Obey,Die
XXIV.
Çanlar Yeniden Çalıyor
XXV.
100.Yıl Marşı
XXVI.
Devrim
XXVII.
Sonu Böyle Moruk
XXVIII.
Ne Sin?
XXIX.
Kahveye Tuz Koyan Ruh Haline Boyun Eğmeyen Yazının Tortusu
XXX.
5 Mayıs
XXXI.
Feriştahın Gelse Nafile
XXXII.
İçim Acıdı
XXXIII.
1492 Öncesi Doğanların En Büyük Talihsizli ği Patates
XXXIV.
Tikimizde Değilsin
XXXV.
Kızıma Mektup
XXXVI.
Belki Hiç Olmayacak Olan Kızıma
XXXVII.
Akşam Baskısına Yetişmesi Muhtemel Yazılar
XXXVIII.
Beni Kabem İansandır
XXXIX.
Retro
XL.
Van Minüt’
XLI.
M.S. Biz
XLII.
Homo
XLIII.
Pabucu Yarım
XLIV.
Bir Delinin Veresiye Defteri
XLV.
Şahlarıda Vururlar
XLVI.
Tapirtoş ve Enigma Psikozu
XLVII.
Kordonsuz Ara Geçiş Neslinden Korunmanın Yöntemleri
XLVIII.
Ninni
XLIX.
Vicdani Red
L.
Sakat ve Varoluş
LI.
8 YY. Öncesinde Bir Arkadaşa Cevap
LII.
Önsöz(1)
LIII.
Klişeler
LIV.
Kısa Bir Ayrılık
LV.
Beste Beste Aheste
LVI.
Misyoner Makarnaya Şarkı Konulur Babalar
LVII.
Can Yücel
LVIII.
Magna Carta ve Cumhuriyet
LIX.
Tia
LX.
Nekrofilikler Mangası ve İnsanat Bahçesi
LXI.
Kafası Güzel Filler
LXII.
İkebana
LXIII.
Allah Allah Diyerek Öldürülenlerin Gölgesinde Red Kit’e Özenen Çocukluğum
LXIV.
Nirvana
LXV.
Kuvâyi Milliye
LXVI.
Masal
LXVII.
Kara Kitap
LXVIII.
Farsça
LXIX.
Nikarhos
LXX.
Schindler
LXXI.
Giritte Dondurma Yemiştik
LXXII.
Görüldü (Mektup)
LXXIII.
Kazım Bey
DİKKAT DEVLET ÇIKAB İLİR Kadavranın Konçertosu'nun macerası ba şlayalı 8 yıl olmuş.MSM'de eskiz olarak karalamaya ba şladığım satırlar bo ğazımı sıkmaya ba şladığında benide tıkacaklar bir gün içeri korkusu vardı içimde.Zaman geçtikçe alayına bi cevap verdim..Abi yazan adam yakı şıklı kalmıyomuş onu öğrendim zamanla,bide içince çok lirik oluyo böyle adamlar geride kalanlarla açık yerini örtüyolar kelinin,olay azınca kazıyolar kafayı ama içerden...Elimde toplum ahlakını rencide ettiği gerekçesiyle 600 sayfay a 34tl 60krş yayın kurul iade bedelini ödeyip şehrin bütün yayıncılarının kapısını çalıp,''içerik sert de ğiştirelim'' diyenlere siktir çekip,bütün tarihimi geride bırakıp,dönmemek üzere terkettiğim yıllardı komikti,makarna yemi ştik ..Çocuklu ğumun geçti ği sokaktan 'Memet Abla'yı yazdım sonra,'Lagün'ü kaleme aldım ardından,'Barnabas'ın Hikayesi','Medeniyete Yalın Ayak Yürüyenler',derken o kadar çok şey katmışım ki hayatıma kısacası hepsi sahnede çanhıra ş akılla cebelle şip sayfalar dolusu oynadığım bi oyun oldu...insanlar gelip geçmi ş sayamayacağım kadar çok insan avuç avuç insan..Dedemin olmak için do ğduğumu söylediği şeyi yapmaya karar verdim sonunda..Daha fazla ya şlanmayı beklemek saçmalık,bi bok olmuyo,hemoroit olucam diye zorlamanın anlamı yok..koruyun beni fena yardırdım yine bademgillere..uzun uzun sustum son dönem,uzun uzun dinledim herşeyi ve herkesi,bi yandan ya şamaya çalışıp kırıp döktüklerimi toparladım... Hepinize kucak dolusu segiyle.. (04 02 2014 te Kitabı yayınlamak için İstanbula gittiğimde kaleme almı ştım bu yazıyı.Şimdi elimde kalanlarla yetiniyorum.Yayıncıyla anla şamamışık yine.Şiirlerin bazılarının sert oldu ğunu söyleyip durdu.Bende dergiye gönderdim
hepsini.Sonra korkularım birer birer gerçek oldu.Sivil darbenin ba şladığını gördüğüm an tekrar yurtdı şı görevi için ba şvurdum şirkete.Demeye kalmadı tutuklandım.Memuriyet dönemini böylece kapatmı ş oldum.Adli çıkmazım,peşinde koştuğum Uğur Mumcu davasıyla ba şlamıştı aslında.Davanın 20. Yılında Savcılı ğa suç duyurusunda bulunduk İbda-c ile ilgili.Ardından tehtitler gelmeye ba şladı,derken çocuklar ile ilgili projelerimi bildikleri halde 23 nisan 2014te asılsız iddialarla tutuklandım..14 ay Nazım ile aynı ya şta ve aynı sebeplerden,tuhaf.Ne hikmetse İbda-c’nin ele başı Salih Mirzabeyo ğlu ben tutuklandıktan 1 hafta sonra serbest bırakıldı. İlk görüştüğü kişiyse ‘’dönemin Cumhurbaşkanı’’.Suriye, İç savaş,Tırlarca silah,Para kasaları,sistemler vs.U ğur Mumcu söylemi şti bütün bunların olaca ğını..ha bu arada Dave Lombardo Slayerden ayrılmı ş fenalardayım..:)
03 06 2015 Cevher Alp Palabıyık
CEVHER aslen İstanbullu olup 1984 yılında Ankarada do ğdu. Çocukluk yılları eski Cumhuriyet gazetesi yazarlarından dedesi Kazım Alp Palabıyık ile birlikte İstanbul Beyo ğlu'nda geçti.Küçük ya şta tiyatro eğitimine Genco Erkal'ın DOSTLAR Tiyatrosunda çocuk oyuncu olarak ba şladı.İlk öğretim yıllarını babasının ya şadığı Lüleburgazda tamaladıktan sonra Kabata ş lisesinde öğrenimini sürdürdü. Siyasi Propaganda sebebiyle okuldan ayrıldı ve öğrenimini Kırklareli Anadolu ve Turizm lisesinde tamamladıktan sonra Boğaziçi Üniversitesinde ö ğrenimine devam etti.Devam eden yıl Boğaziçi üniversitesinden ayrılarak Trakya Üniversitesi'nde Ö ğrenimine başladı.Yazar bu durumu şöyle açıklıyor, ''Hiç bir şeyin sonu gelsin istemiyor insan.Galiba hayattan en çok bunu istedim.Fakat kaybettiklerime bakılacak olursa,yarım bıraktı ğım her şey beni bütünle ştirdi.Kabak tadı vermeden yada o şey sizi ele geçirmeden bırakmak gerek,hayat dahil. İnsanlar buna ba şarısızlık diyor,bense oyun'' . Birçok sanat alanıyla ilgilendi ği üniversite yıllarında Tiyatro oyunculuğu,Tiyatro yönetmenli ği ve yazarlığı,Metin yazarlığının yanı sıra Pandomim alanındaki Ara ştırmaları ile isminden sıkça söz ettirdi.2002 yılında yazmış olduğu ''ŞEY''isimli oyunla İlk profesyonel deneyimini ya şadı ve Mitos Boyut Yayınevi nin açmı ş olduğu Yılın Genç Tiyatro yazarı ödülünü aldı.Londra St.Anners Theatre Collageda aldı ğı Tiyatro eğitimini yazarlık serüveninin en yaratıcı dönemi olarak tanımlıyor.2004 yılında yayına hazırlanan 'Kadavranın Konçertosu' adlı kitabı 2008 yılında tekrar düzenlenerek,Fransanın en prestijli edebiyat otoritelerinden biri kabul edilen
ve ünlü yazar Jean Paul Sartre adına aynı isimle düzenlenen Edebiyat ödüllerinin Gelecek vaat eden Yabancı Yazar dalındaki ödülünün sahibi oldu.2009 yılında ''Toplum ahlak yapısına uygun olmadı ğı'' gerekçesi ile yayından kaldırıldı.2012 yılında Colaradoda düzenlenen ''NAZIM H İKMET POETRY FEST''te KNOT isimli şiiri ile Prof.Mell KENNE Mansiyon ödülünün sahibi oldu. Çeşitli şiir seslendirme çalışmaları ve Underground dergilerde halen yazmaya devam etmektedir.Yazarın Yayınlanmamı ş 4 Roman ve 4 şiir kitabı bulunmaktadır. 2012 Radikal Kitap '''Okunamayan Yazılar'' PS: ‘’Lösev yararına birçok tiyatro ve sanatsal etkinli ğin organizasyonlarını üstlendi.Gezi olaylarında faal Direni şe katıldı.Sistem kar şıtı yazıları sebebi ile Adli soruşturmalar geçirdi.23 Nisan 2014 yılında Gezi olaylarında ölen Berkin Elvan’ın foto ğrafını çektiği gerekçesiyle Göz altına alındı. İntihar etmek üzere olan bir çocu ğa yardım ettiği gerekçesiyle tutuklandı.Asılsız iddialarla 14 ay tutuklu kaldı diyeceklerdi ‘’bu gün yazsalardı yada pırasa… 2015 (Gerçekten Okunmayan yazı…)
KADAVRANIN KONÇERTOSU yüzümde adi bir gülümsemeyle tanıklık ettim bütün orospuluklara.. yinede sustum canı yanmış bütün ıraklı çocuklar ırakken yüreğimdekilere.. kimsiniz nesiniz diye sormayacağım olmamın sebepleri bambaşka aslında.. yok olmaktan bahseden yok,, olsada rahmetli homerosa gülümsediğimi bil yeter dudağımdaki kırık cigarayla.. nasıl ve neden yazdın diye sorma biliyorsan tanı sadece .. eyy hayat de yeter birileri geberirken ve öldür suskunluğunu.. yaz sadece bakanlara değil görenlere söylenen sözleri.. sittirin gidin demiyorum olmanız gereken yere varın ve durdurun perspektiflerinizdeki siluyetsizleşmiş hallerinizi. dokunun güruh yerlerinizdeki o garip acıya ve verin gitsin bekaretinizde yatan aşşağılanmış kızarıklıkları.. yeniden öl ve doğduğunda annen olmasın yanında.. işte o zaman anlarsın ANARŞİST bir rahimde dünyayı tanımanın burukluğunu..
dünya annen olur zamanla ... ve biter söylemlerini yitirdiğimiz HAYAT.... İstanbul-Beyoğlu 2001 TEATORA akıl almaz bir sıçrayı şla uyanan tebessümlerim kan revan içinde, ellisekizinde yaşlanmaktan çok ayak kokusuyla uyanmak kadar nefret etmedim daha zihnime çullanan vızıltıdan. skor ;çift haneli bir adamın huzur aradı ğı evden kaçışı. kafam ütülense bu kadar tekdüze ya şamazdım aslında bunca kırı şıklıkta, ve camlarını bir türlü a ğız dolusu küfürle indiremedi ğim o koca memeli şişman komşuda kalan çocukluk hevesim, kağıt helvasından sırf çingene bir çocuk kıçını sildi ği için nefret etti ğim şehrin nam-ı değer ve faktörel filozof pastacısı, ne kadar sevsemde çiş kokusuna dayanamadı ğım sevgilimin çocuk bezi... kırık olmaya yetecek kadar ta şıdım kimliğimi ben, kimliksizim istifa ettim kendimden... oyuncaklar yapıyorum kelimelerden bazende gemiler dü şüncelerden ve yakıyorum ısıtabilmek için beynimde oluşabilecek potansiyeli olan fakat sırf fazla sulandırıldı diye boya gemiden başka her şeye dönen resimleri... şizoit falan değilim, şizolu olan her şeye ritüel bi gerilim sözkonusu olabiliyor hatlarımda şu sıralar. manyakıyım kendimin kedimin feriştahı... yanlış afaroz etmişler beni o kadar söylemi ş annem küçücük çocu ğa şarapmı verilir diye bende öyle dedim rakının nesi vardı... şimdi bu sayfanın neresindesin desem sana aramaya ba şlarsın kendinde kendini sayfa umurunda değil biliyorum sadece biraz kırık gerek bünyeye.. arıza olmaya yetecek benlik kayıpları birazda pratik ütopya... teatora adı şifre mifre hak getire akıl kayıplarının tam ortasında asılı kayıt falanda gerekmez kendin gel yeter biraz kutsal su al yanına biraz ruh birazda söylenecek kelime... perde,,, 20/05/2007 20 Kasım 2007
BAD-DUA açık bi kalp ameliyatıydı bu ya şanılan ve bitmesi mümkün olmayan kanamalara maruz kaldık. içimde kırılan ne şterle yaşamayı öğrendim ben ve hiç bir acı mutluluktan daha keskin olamaz dedim kendi kendime... gülümsedim çocuk gibi gülümser umuduyla insanlar annemden aldığım gözlerle... sana çok minnettarım sevgilim, hipokrat yeminleri ettirdi ğin için kalbime... galiba gecenin en açık seçik kelimeleriydi bu yazdıklarım ve uyu bence aklım daha keskin kelimeler türetmeden. lütfen bişeyler açıklama artık kapanmıyor açılan hiçbir aralık, rüzgar girer korkusuyla ya şamak istemiyorum ben... 06 08 2013 Antalya
DÜĞÜM 24 yaşında hiç büyümeyen, bir kardeşim var şimdi, yarına dair hikayeler anlattı ğım..
boynumdaki halkayla ya şamayı öğretti bana dedem. bide ip bağlamasını,... önce ayakkabılarımı ba ğladım yarım yamalak sonra samsuna yana şır umuduyla gemici düğümü ve öldüğünü söylediler ben do ğmadan... doğmadan güne ş ve mavi gözlü bir kızım bile olmadan 24ünde ölürsem diye bir dara ğacında doğduğu gün öğrendim çocuk boynuma geçirilecek ipi ba ğlamasını.. ve ağlamasın istedim sevdiklerim yaşadım her saniye şerefine gidenlerin devirdim 24 yılı acimasızca bir 6 mayıs sabahı anladım boğazımda sımsıkı bir dü ğüm dilimden dökülenler ondandır ondandır maviye a şık oluşum ve ne zaman açılsam soluk solu ğa denizin gözlerinde kaybolu şum... 6 Mayıs 2012 (Colarado Nazım Hikmet Poetry Fest Prf.Mell Kenne Mansiyon Ödülü) KIRIK SANDALYE BACAĞININ ANLATTIKLARI
papirüs sayfalarına yazılmı ş varlığından habersiz bir a şkmış hayatım yokluğuna kelimeler yetmezken varlığın intihar gibi kesiyor bileklerimi
bir aşk en çok ne kadar ya şanır? çok aşk yasadım hastalık oldu kadehler doldurdum yollar yürüdüm yazdım çok azdım kendime yazdım deli gibi olan biten ne varsa yetmedi ... 27 02 2007 South Essex
CRUDEL İS NAV İS hep sevdim karidesi giritte annem yapmı ştı ilk orda yedim. sonra öldü. kardeşim hala seksende kampüste kur şunlanan dedemi sorar durur bana ben ona doksanda dedemle pasajda ilk rakı içi şimizi anlatırım daha altı yaşında veletmi şim o aralar.. sonra büyümüşüm sosyalist olmuşum anarşist
ve izimdeyim kendimin kendimi bulmaktan aciz.. hep bir mavi vardı bende gözlerim yosun tutar güne ş açınca yüreğim huzur ve bozulur büyüsü ruhumun ufukta kaybolurken crudelis navis.. Bodrum-2009
LAHANA SARMASI Çamurlu üstüm ba şım Küsmüşüm yine birine ne garip Sevmeyi denedi ğim her kelimeden sonra Yaşama telaşında buluyorum kendimi Gün batarken susuz kalmı ş Manolya toplayan çocuklar gibi terli kalbim.. Her yağmur gelişinde ... Dua etmeyi unutmu ş. Bir ikindi ezan okunur Kaldığı yerden devam eder meyhane şarkıları.. Papatyayı seven kadınlar ço ğalır sonra, Kızarır yanakları şehrin Elişi bir yanlızlık olur solu ğunda Hiç tanımadığı yapış yapış adamların koynunda Papatyayı seven kadınlar ço ğalır Pembe vesikası yoksullu ğun.. Dedikodusu yükselir şehrin Çok pastel hikayeler anlatılır hakkımda Safa pezevenginin biri Sevmiştir belki der,kimbilir..
Sevmişim birini ne garip Pazardan dönen istiridye kokusu Sarar sonra birden soka ğı Ellerinde kokusu kalır çocuklu ğumun Susarım yazarken seni Hiç kimseye anlatamam. Ağlayarak yediğim, Lahana sarması gibi kalır içimde her şey. Unutulmaya yüz tutmu ş... ''Ahir Zamanın Hikayesi''- Fan-Zin Mecmua 2014
VALS Çok hayaleti ruhi bir girişle Sosyal haklar talep ediyorum Göbek bağımın kesildiği çukurdan Kolonya içtiğimi itiraf edeceğim fakat Bira gibi köpürsün diye Tuz ruhu koyduğum yalan.. Yedi çuval çekirdek kabuğu çıktı yatak altından.. Her intihardan sonra halam temizler odayı ben bozarım, Bi ara kediyi bile kafaya aldım ''gel senle çatıda takılalım ,'dedim Kendini hazerfen çelebi sandı. Zaten adıda öyle kaldı..
Seni öpüp ölmek istiyorum. Bu dansı bana lütuf edermisin? 27 Mart 2009 Bosna
LİMON KABUKLARI 62 tavşanıydı ilk sevgilim. rugan pabuçlarımı seven ve her fırsatta altına işeyen küçük kızlar vardı kokulu silgileri olan. üç bin liraya tek sigara satan simitçiyi televizyonda gördüm yıllar sonra aşırı dozdan gitmi ş garibim. dün gibi aklımda, kabuklarını yerdi yaralarımın Hazerfen Madam Hermine'i gördümü azardı haksızda değildi hani.. kilise çanından korkan insanları izlerdim balkondan hala gözlerimi kapadı ğım zaman yüzümde bir gülümseme 62den hiç tav şan olurmu demiştim anneme birde defter sayfalarına adanmı ş limon kabukları silinmesin diye kokusu yanlış yazdığımı sandı ğım her aşk hikayesinin.. 15 10 2011 Antalya
DON QU İJOTE İLE ET İK ÜSTÜ P İLAV El yordamıyla yürüyorum, Amuda kalkmış herkes,çok tuhaf.. Peynirde bitti,ne bok yiycez.. Kaçıyo sakallı amcalar evrene.. Nooldu hepiniz sıyırdınız i şte Olmayınca olmuyo Sınırsız kalmıyo hiçbi şey.. Aklımı yitirince mar şa basıyorum.. Bide sol şeriti boş kalan yollara yazıyorum artık herşeyi.. Don quijote rüzgara kar şı işemeseydi Gezegen daha çekilir olurdu.. Hem tırnak kemirmezdi Evin yolunu unutan kedi.. Hadi hepiniz şarja takılın, Yürüyo teokratik amcalar bedene.. Bende sağ taraf yan etki.. Hem hiç etik değil..
Antalya 2014
KENTUCKY’Lİ SÜLEYMAN sülfürik asitle içince bi mayhoş oluyor şarabın tadı, kerbelada kaynattığı çorbanın tasıyla çoraplarımı ıslak bırakan altı delik ayakkabılarını miras bıraktı bana ecdadım ve necla çok güzel kızdır aslında.. hiç verdi görmedim ama
verdi ilk seferde (aldıklarını) konçerto dinledim hep zıvanası çıkmış intiharlarımda.. artınca çoğalıyor eksilen kaybım ayıp size hep sağdan dönüyorsunuz şu şarap denen mereti.. şuurum sola yatkın bırakın eve gideyim rahmaninov bekler beni... Londra-2010
ADI KONAMAYAN kafa 1 buçuk hanıma 1 acılı lütfen ulan bi rakı içemedik seninle be kadın e hadi sarıl bu kadar cenabet muhabbetten sonra bi o masum kalsın.. canını cok yakarım'' dedi sonra benim canım nerde bi bulsam koyduğum yerde durmuyo hep bi yerlere gitme derdinde sonra fiş toplasam geçermi acısı parçaladı ğım kemanın, bir de telleriyle di şlerimi karıştırasım var çamaşır asılmayan yerlerine dü şüncelerimin kaç bullet kondu bilmmem amma kurşun kadar ağırdı son terkedenin kurdu ğu cümleler masada şiir kaldı ve 2 ölü bide rakı biz hala oturuyoruz kenarında altımızda masmavi gökyüzü
ha düştüm ha düşücek ya o beni alıcak yada ben gökyüzünü.. 22 01 2013 Lara SIKI ŞTIRILMI Ş B İR BAYRAM SABAHI Tatlı ve yorgun bi gülümseme vardı yüzümde Bide güneşin alelacele vurduğu uykulu aptallık. Hem hangi kalp atışı yavaşlamamış ki Şaşkınlığa yenik düşen cümleler karşısında. Şimdi hangi şiir yazılır ruhuma Gitmekle kalmak arasında.. Yüzüm hep ellerimin arasında düşünürdüm çocukken Kim beni daha çok sever diye.. Diye diye büyüdüm Kaybederek en çok sevdiğim anları Geriye içimde sıkışmış kelimeler kaldı Kalbime hükmeden Söyleyemediğim.. Papatya çayı kokan bir mutluluktu Söyleyemediğim her şey içimde Boğazıma sıkışmasınlar diye yedim bütün şekerleri.. Tam pes ettim yenildim dedim ve yenildim...
Çok sıkıldım saklanmaktan Ellerim havada güneşe çıkıyorum Silahım yok ama parmaklarıma dokunmayın ne olur Yaşadığımı hissedeyim bayram sabahı.. Bir masal okuyun yeter Ben inanırım yine eskisi gibi.. Demre-2014
S İRKEL İ SU VE ISLAK TERL İK Anlama sakın beni.. Ağla vaktin varsa Kimse görmesin... Belki bi damla şarap kalır geriye .. Yada yosun koyarsın cebine ıslak.. Biliyorum anlamsız..... Kırık sandalyede kalan aklım Lirik yazdı ğım her cümle Ve bir rakı masasında Annemde kalan yanımdan Her dem vurdu ğumda Zeytin yağlı sarma kokan hatıralarım, Denizde dalga gibi vururum kendime.
Kim geçse yolumdan Boğulur... Balık pişirsem şimdi Kendini martı sanan Arkadaşlar bulsam Balatta Yada ne bileyim Hiç okunmamış bir kitabın Kıvrılan yanı olsam Rutubete bulanır her nefes alı şım Dudak büküşümde kalırsın Kanar bakı şların. Ağla Söz bittiyse Kimse görmesin.. Belki elimden düşer kalbim Yorgun.. Yada yoldan geçen Bir arabacı alır hayallerimi Korkak.. biliyorum anlamsız... Büyük hayallerden bir ev yapsam Anlamı kalmaz gökyüzünün Söylediğim şarkıları koyup ba şucuma Yüzümü toprakta yıkarım Tanrıya bakarım ve bırakırım Bir gün aldığım her ne varsa .. Kutsal bir tek şey kalır geriye.. Hatıralarım... Unuturmuyum bende ? Kolonyalı mendil versem Silermi ellerimi şair ? Her neresinde kaldıysam anıların... Ve bir sigara daha içsem Geçermi gözyaşının tadı..? Biliyorum anlamsız.. Sirke ve su kalır geriye Alnıma yaslanan elleri Birde ıslak terlik Üşütmüşüm çok eskiden Anne hala toparlayamadım kendimi. Öksürüyorum çok fena
ve hala atletsiz sevi şiyorum rüzgarla, affet beni.. İstanbul-Beyoğlu-2009
CUMHUR İYET ibrahim amcanın meyhaneye gidip acı biberli yumurta yedikten sonra rakı ve tereyağlı pavuryalara saldırıcam. küfredicem yedi ceddine ağzım burnum salya sümük kaldırımdan toplıycak çingeneler kelimeleri para üstü niyetine zabıtalar zaptedemiycek devrime bulanmı ş ruh halimi cürmüm kadar yer yakıcam şehre bulaşıcak yangın her yerde bi tela ş rakı cumhuriyeti olucak tek kişilik masam yasaksız yasalar çıkarıcam
insan olabilmek adına... Şimdi hepiniz sevi şebilirsiniz.. 27 01 2013 Lara
ARTEMİS’İN HAYALİ Bembeyaz sayfalar karalıyor her sabah ressam. Yüzde perspektif çokta kafa yorulması gereken bir detay de ğil aslında ama saplantı işte insanoğlunun doğasında var... Gözlerini kapatan her dreamer gibi anlık bir eskizden öteye gidemez, Artemis'in Hayali.. Toprak kokusu ve rüzgar esintisiyle, Güneşin dokunduğu yerde çizilir onun yüzü.. Gölge düşer, Düşüyor, Düştü.. Gerçekten kaçan her hayal gibi Kurulması zor bir denklemdir aslında bir hayaletin yüzü.. Anlamsız,kurak birazda ku şkulu.. Kalem tam da saçlarının ucunda kırılır.. Ve kırıgan annesi seslenir Artemis'in bir dolunay vakti... ''Yine güne şte yıkadın saçlarını de ğilmi'' TermessosTapınaktan topladıklarım..27 12 2013
TEBE ŞİR
çok masumdu oysa bacaklarımı ayırarak sidikten kaçışım... paytak yürümenin marifet oldu ğu zamanlara erdim, her şeye çok alttan bakıp büyüttüler acele koştum soluksuz herkes nerede.. ayıp dediler çok aşina olduğum yerlere etek altından seyretti ğim benim gibi oynamayan insan üstü bir dünyaydı benimki.. küçük doktor ablalar ve en küçük arkada şımın bu tacizlere verdi ği sert cevaplar. çokomel tadında a şklarım oldu paylaşıldığı vakit sonlanan. ve hep utangaç bir bakı ş çıkmamış memelere sümük tadında a şklarım oldu gazoz kapakları u ğruna vazgeçti ğim. göğsüne koyduğu pamukla , kanımı sildi sevgilim hep öyle sandım diye terketti, kokulu silgiyle sildim ilk yazdı ğım şiiri, belki geçer diye kasıklarının ağrısı.. işeyerek adımı yazdı ğım zaman anladım kadınla armadaki tek fark buymu ş.
yukarıdan bakıyorum hala dünyaya.. Londra-28 Aralık 2010
5 ÇAYI nikotin bula şmış dudaklarında kaldı yanlızlık, bu kadar orospu çocu ğu olunmaz dedim kendi kendime.. viral bir enfeksiyon vardı gözya şında ben şehirden uzaklaşırken. Işıklar,yakalayamadı ğımız ağustos böceklerine verilmi ş en güzel hediyeydi, kaç kişyle yattın diye soramayacak kadar gurur, bir daha dokunamayacak kadar yara, ve söyleyemediğim binlerce küfür bıraktım arkamda... bana kalan annemin tek sevgilim oldu ğu gerçeğiydi.. aldığın koku ondan bana yadigar, dokunduğun ten acıttığın can, düşürdüğüm gözyaşı ve çıktığı yere geri dönmek için ısrarlı bir alışverişte insanoğlu.. ben hep altta..
biraz asaletti aradı ğım oysa annemden beni ayıracak olan kadının ruhunda, üstün kılabilmek için kalbimdeki varolma duygusunu. kekikli börek yeme vaktidir şimdi... İstanbul-Yolda-2011
YAŞLI MOHİKAN Büyükbabamın sava ş baltasını buldum sonunda... Çıkardım günyüzüne keskin ve paslı..
Toprak kokusu ve ya ğmur, Yas sona erdi, Güneşe çıkma vaktidir artık.. Çeliğe su verdiğin kadardır eme ğin.. Düşüncelerde böyledir derdi hep... Toprak ya alır verdi ğini, Yada verir aldı ğı her teri damla damla.. Ya çürüyeceksin elindeki canla, Ya da yükselip bir çınar gibi gökyüzüne, Bir sap olacaksın o baltaya. 12 03 2013
HEPS İ BU ayak parmağına dolanan bir saç teli, bir koku belki çok uzaklardan gelen sonbahar rüzgar hep hüzünlü
yüzün ağlarken kalır aynada kırılır nefesin bazen rakıda buz bile suzuz hep uykusuz sabah olur.. gözlerin bozulur zamanla, dizlerin ağırır ağarır şakaların hep ağır sandığın zaman alır gider vermez kaybettiklerini.. ruhun hep çocuk bir hayalde tansiyon haplarıyla oynar durur yağmur camın ardında kalır dedim ya alır zaman bütün biriktirdiklerini.. geriye sessizlik kalır..
Kalp Krizi-Antalya 2013 KEŞİŞ Bir şehrin tarih sayıldığı Yosun tutmuş surlarında, Yakamozla gelir unutulan acı… Yıllarca alkoliklerin Bol keseden amonyak dağıttığı rıhtımın Kedilere verebildiği tek şey özgürlük olsa gerek.., Vebalı çocuk Frengili kadının sahip olup olabileceği tek şey, Ve yüsük takmaz keşişler yanlızlıklarına… ölenin kaldığı kaldırımda dilenci varmıydı bilmem ama inanılan tek şey devulüasyon denilen şey tanrının laneti… patatesi kutsal kıldılar sonunda incir rakısı bulundu mertlik bozuldu… kalbimin atar damarında tıkanmış hayallerle geldim
çarmıha gerdim yazdıklarımı taptım ellerinin nasır tutmuş yanına beş yüz yıl önce tam burada söyledim o şarkıyı zaman durmaz….
Balat-2011
İSTAVRİT’İN AYAK OYUNLARI Sonsuzluk gibi çöküyor üstüme, İstavrit Mesutun bedbaht hali, Sen tamda sol majörün Detone olduğun yanından bahsederken, Ya da Asetonla temizlenen fikirlerinin ortasında, -''Bi şarap parası varmı be abi''... Çok burjuva dilencidir kendisi.. Üç şey lazım bize bu gece intihar etmek için Sigara dumanından saramı ş bir Amerikan bezi, Plastik çiçekli Diyalektik bir masa, Bide elektrikleri kesilmi ş bir şehirde,delilik... Ve ayaklarından fikirlerine kadar tutu şturmak kendini, Zeytin yağı olmadan üstelik, Üstelik herşey karaborsa, Yalın ayakla.. Bitecek birgün.. Güneşe gömülmek isteyeceksin.. Tırbişonu olan varmı beyler? Antalya 15 11 2013
DEMREDE KALAN YANIM
giritli bir balıkçı vardı bekleyen.. soysuzluğundan arınmış hikayeler ve yollar vardı gidilesi, yaşanılası hayat... kim diyebilir halikarnas hiç sevmedi kimi hayal etti dersin her masturbe edişinde yanlızlığını. unutulsam şimdi tam burada en çok senden yana olurdu derdim kim gider ekmek almaya pabucundaki çamuru kim siler.. kaç dikiş attın yırtılan kalbime sökülmüyor artık mısralar eskisi gibi. haykırasım var susuyorum denize karşı çocuklar işiyor yalın günahsız kalbimin tam orta yerine gidiyorum, ıssız bir rüyanın koynunda çırılçıplak hadi sende gel..
Bodrum-2009
B İLD İĞİN İ SANDI ĞI GERÇEKLER İN DE ĞİŞMES İ GEREKT İĞİN İ KABULLENMEYEN İN H İKAYES İ 6-45lik plaklarım oldu, terennümden çaldım.. ne olduğunu bilmediğim bir rüyanın karın ağrısıyla hesaplaşmak bu olsa gerek. yüzeysel atılımların hata için çağrıştırdığı ne varsa soludum hep soluk benizli hep üryan. bir kadın vardı hep acizliğimi tanımlayan, olmayan bir ruhun sonsuzluğuyla beslenirken susuzluğum fonda Grata Garbonun çaresizliği ve bitmek tükenmek bilmez kaplatışlarım. patates gibi kutsal, gözyaşı kadar sade, çokta sikimde deyişin
bir özdeyiş olsa gerek aklımın en hücra köşesinde asılı kalmış... ve ne zaman Kalamışa yolum düşse bir kaşalot balinası geçer umuduyla seyredicem ben hayatı, amber kokusu ve tütün sarısı özgürlüğünü ikinci el takas etmenin verdiği mutluluk bu olsa gerek hiç kimse yaşayamayacak bendeki kalp krizini birdaha söz bir daha karıncalarla konuşulmayacak ve bir yanı hep anarşist kalacak ruhunun... İstanbul-2015
ABİ BİR MİLYONLUK KURŞUNSUZ Hep muallakta kalan a şk hikayerinin, pantolunu dü şen çocukları vardı o kentte sakalı çıktığı gün örtmenine aşık olan sarışın çocuk, ve esmer olmayı tercih eden yüzüm.. arabasını çaldı ğım gün babamın ruhuma dolan huzuru hiç bir cümle tarif edemezken
kitaplar yazdım hiçte kutsal sayılmayan.. son cümlesi aklımdadır hala ''ilahi gothe ''... 01 01 2013 Antalya
OYSA acı bi sigara gibi sardım seni. tozu alınmamış sehpalar vardı annemden kalan evde bide bozuk bi radyo oje kokusu ve biraz hüzün getirdim sana çocuklu ğumdan sevdiğim bütün kadınların öldüğü bir rüyaydı gördü ğüm korktum... riyaydı beni adam eden sahte salkımsaçak... aldım hayatın verdiklerini anladım bo ş. gitmem gerekiyordu oysa kendime.... dedim ya acı bi sigara gibi sardım seni kendime..
bittirdim. sittiret iyimisin?
İstanbul-Beyoğlu 2007
BULL YON western filmlerden kalma bir 6 patlara 'bullet' ne yap ne et bul getir şunu stewe. farelerle arkada şlık etmenin en güzel yanı bizim rakı kültümüz olsa gerek ama çok corn olur ekran mısırda patlar hem kafama mısır sıkıcam bi gün... sevgili olunur sinemda sonra yanlızla şır sevgililer bazen yakınlaşır ekran döktüğüm gözyaşı gömleğime yakışır çok kırıştıran bir mahalle kızı ciklet yapı ştırırken dudaklarına insan olmanın verdi ği dürtüyle boğaz köprüsünden süzülen bir papatya, rüzgara yenik düşer ve düşer maskesi aldatılı şların suya çarpan bedenlerin yüzünde.. hadi stewe bi sigara al gel bide 2. dünya sava şından kalma nazi subay pistolü,
ve kemirme şu tırnaklarını.... 6 mayıs 2004 Emek Sineması
AVANGARD dünyayı değiştirir sandık bildiklerimiz... sonsuz bir çizgiydi gerçek doğru dedik durakladı ğımız her solukta sonra boy boy çocuklarımız oldu baktık ki geldi ğimiz yerdeyiz. dön dolaş bitmez bu hikaye yıllardır anlatır durur şehir ırzına geçilen bütün fikirleri
varolmak ölmektir aslında soyunu kurutmaktır bir dilenci vapurunun yada soyunmaktır anadan üryan boğaza nazır yalın özgürüm diyebilmen için... ütopya bir sohpet masada tokat gibi gerçeklerden bahsediyor şimdi ilvia.. piskopat bir pezevengi dostoyovskiyle adam etmenin verdi ği gurur ve 20 liralık şaraptan kaç kadeh çıkar... sanat bu... elbet bulur bir yer düzü şecek.. vapur da sallanan kızıl saçlı kadın öldü... Beyoğlu-2011
KAFKA
Duyulmasını istemedi ğin şeyler konuşunca zaman korkularıyla yüz yüze geliyor çocuklu ğun.. sonra biraz daha büyüyorsun..
Antalya-2014
KİBRİT çatlak ve nasırlı o kadına dokunmadan ölmü ş.. öldürmüş, kadınlar ölürmü ş o ülkede, insanlık hali der gibi, sanki bir kader gibi, yoksul ruhlar cenneti memleketim, her cinayetin faaline meçhul bir bahane arayan. mandolin dinler gibi cürmü sigara yakan manyak bir sokakta yanlızlık, sakatat kokusuyla 31 çeken ve bu hengamede neyi hayal etti ğini bilmeden ruhuna yer tayin etmi ş bilge bir sükunetti o kayıkçının çizgili alnı ve asırlık elleri.. çürümüş parka pekala miras olabilir iç cebinde muhtemel bi konyak şişesi ve yüzü yazın terini yemekten emprimi ş tahlil edilmesi mümkün olmayan bir foto ğraf.. ve 28 yıl sonra benim ne işim var bu hikayenin ortasında derken 90 lı yıllardan kalma bir replik duyuldu geri dönmekten korktu ğum şehrin dingin sularında
''kibritiniz varmıydı genç adam''.. 17 11 2011 KAVANOZ Kendimle konuştuğum en güzel şeydi Vatikan da ki keşişin öldüğü gün kızına miras bıraktığı kavanoz.. papatya koyup kapına ziline basıp kaçtım, bende istemezdim böyle olsun ve dolan kum saatinin yarısı alıp gidiyordu kaybettiklerimi.. benden reçel olmaz dedim anneme öpmedi bir daha çok sonraları anladım onu seninle aldattığımı kalbim çukurdur hala sevdiklerimi gömdüğüm külleri uçuşmasın diye hatıralarla söndürdüğüm bir yanardağ yüreğim ha patladı ha patlayacak çalkalanmış tekel birası gibiyim... İstanbul-2007
KL İŞE bu sabah yıkamadım yüzümü, kahvaltıda etmedim.. sigara içtim bol bol sonra işedim pisuvarın sinir olduğum yerlerine.., yoldaki adama küfrettim rakı içtim sabahın köründe okuduğum kitabı hiç merak etmedim anahtarlarımı kaybettim durdum bi ara çakıl taşlarına baktım
tuzlu beyaz peynir aldım bakkaldan balkondan girdim eve yine biber kestim bileğime gitti aklım bide domates yedim.. kibrit yaktım bol bol izledim yanı şımı gözlüklerimi taktım yazarım dedim olmadı eski bi film izledim duraktaki yaşlı kadın geldi aklıma, soyunmadım yatağa üstüme sinen hayatla girdim
suya üstüme sinen hayatla daldım üstüme sinen hayatla öldüm bu gün çok sevdim gitmeyi gidemedim.. tırnak makasını bulamadım radyoyuda dinlemedim sigara içtim bol bol bide rakı çok istedim olmadı geriye bi şey kalmadı almadı beni otobüs kimse almadı yürümedim de koştum korkak köpek gibi sadık soluğuma sarıldım uyudum.. Londra-2009
UYU
kehribar kokulu ayaklanmalar zamanı hiç ayık olunmayan zamanlarda necla diye bir kadına inat olsun diye atılmış tohumlarım dünyaya. kenedy yaşasaydı rakı içerdik beraber kısmet değilmiş kilisenin dibinde arya okuyan kadına a şıktım ben, ellerinde bir demet gül gülerdi görmeden baktı ğı yüzlere sırf bu yüzden tecavüz ettiler , o beni hiç görmedi bende onu birdaha galata köprüsünden atladı diye duydum ve ne zaman elimde şarap şişesiyle uyusam yosun kokusu ve dalgayla sesiyle gelir alır götürür... ölmek güzel şey... Datça 2009
İK İ TERS B İ DÜZ teneke tadında ucu bucağı olmayan imtiyzlı kelimeler çöplüğü aklım şehrin en işlek genel evi gibi giren çıkan belli değil kalbime.. ve o kadının annem olduğunu bilmeden gördüğüm rüyalar benim bitmek bilmez uyku haplarım avuçlarıma dolan su ve sel yüzüme çarpar gibi uyanıyorum dünyaya hükmünü yitirmiş tüm düşler yavan dolanıyor ağzında yeni yetme piçlerin sol la siktiret
bisikletin 3. tekerimi kaldı dayanacak bacak bacak üstüne atıp devirdim devrik kalan yanlarını düşüncelerin şimdi değişmek için direnen bütün amcalar yenildi geriye her an her yerde ölebilen cesetler kaldı masaldı bu yaşanılan farazi hayallerle boyanmış... çinde herkez maoya benzer ben anneme benzin koklayan çocuk gibi atıyor hala benzim tek canı kalmış dünyayı düşündükçe gepetto gibiyim iplerini kesmeye çalışan bütün pinokyoların ve hala iki düz bi tersim kendime... nerdesiniz? Londra-2009
DEL İ GÖMLE Ğİ bu günlerde biraz so ğuk buralar, suriyeli o kadını asmı şlar, sokakta yürüken gördüm resmini mahalledeki yav şak bakkalın camındaki gasteden. kedi kaçtı e tabi haklı oda napsın tek göz odada bu keşmekeşin içinde,bir başına.. bu günlerde biraz so ğuk buralar belki kansere çare bulunmu ştur diye uyanıyorum her sabah, yada ne bileyim amerika çökmüştür beyoğlunda bi cümbüş almış başını gitmiş taa ıraklara... bu günlerde biraz so ğuk buralar yağmur yağsa ah bi yağmur yağsa soyunucam hemde donsuz koşucam delice sokaklarda özgürce... bu günlerde biraz so ğuk buralar, yoksun.. sende üşüyormusun benim gibi... düşünüyormusun? Londra-2009
RÜŞVET tatlı rüyalar biriktirdim gel uyuyalım beraber ağlamaklı ve kirli. öldüğümde avuçlarımı öp olurmu tanrıya vereceğim rüşvet bu.... annem duymuyor artık söylediğim şarkı çok uzakta oysa nasılda isterdim kokunu soyunup üzerimden her sigaradan sonra tekrar giyinmeyi. çok cezalandırma beni tanrım kendi günahımı kendim yazıyorum son satır bu, üşüyorum göm beni.. 2010
ESRARENG İZ şahsıma münazır bir opera bu uykulu gülümseyi ş neşter koydum dişlerimin arasına yazmaktan ba şka yok bi bok bildi ğim, bir varsayım oldu ğumu varsayarsak sevme beni tecavüz et aklıma ama özür dile gücün yeterse, ölüm ilanımın verildi ği manşetten yapılsın içilmek üzre her ne icat edildiyse, henüz gelmedim dünyaya sancılıyım. kemirdim kendimi silerken sendeki delillerimi. sağırmısın ? ateş bulundumu..? Londra-2009
P İM tam ortasında savaşın, her bünye kendinden sorumlu sorumsuz... kabullenilmez bi üstünlük arayışında herkez, üst insan olmuşuz farklı farksız sevişmek bile makul gelmiyor altta kalan arta kalanlarla yetinecek tetiğe serçe parmağınla dokun olurmu bu daha çekici kılar varoluşu saklama o sipere kendini teşhis ederken ellerimi eninde sonunda göreceksin yüzük parmağımda bıraktığım pimi.. Konya-2010
KADAVRA’NIN HAYAL İ biri olmalı; her sabah lanet eder gibi uyandı ğında uyku kokan dudaklarını öptü ğün,
yüzüne hapşıran, çişini yaparken kahve sipari ş eden, biriktirdiğin bütün misketleri sokaktaki veletlere verip yerine lolipop bırakan, son sigaranı içip sigara soran, saçlarını kazıtıp cebinden peruk parası alan(çalan), sirkeli su yerine ba şına 12 yıllık viskili su yapan, yatağa masumca çırıl çıplak topuklu ayakkabıyla girip, parkasını bile çıkarmadan yıkanan, odanı yakıp itfaiye yerine sucuyu arayan, ayrılık davetiyesi da ğıtıp doğum gününde gelinlik giyen, her sabah kürek kemiklerine bakıp çıkarmı diye umutla öptüğün kanatlarıyla uçmayı deneyip, o imkansız sandı ğın sevgi için ölebilen biri olmalı... Londra-2008
K İMSE YOK ORADA kelimeler yazıyordum, suskun.. kendime verebildi ğim bütün sözlerin arkasındaydı yanlızlı ğım yağmurlar yağdı sen gittin ben hep gitti ğin yerde bekledim kimse gelmedi... işlediğim bütün günahları üstlendin sen biraz yağmur kokusuydu oysa bütün istedi ğim ellerim hala günahkar seni o yanlızlı ğa ben ittim sen gittin ben hep bekledi ğin yere gittim kimse gelmedi... sabah oldu uyandım annem ekmek kızartmı ş kirlenmiş sakalımı öptü uyandım ve gittim... öldüm sonra kimse gelmedi...
Londra-2008
FUHU Ş fahiş duygular la geldin yapış yapış kırmızı ruj ve et kokuyordu odam
temizledik beraber artıklarını ihanetimin.. bulaşık yıkamanı sevdim ben hepsi bu.. bide vasiyetimi şiir sanmıştı o salak kadın yıllar sonra cenazemde onu rujundan tanımıştın.. kendine iyi bak.. Londra-2008
καλημέρα (KAL İMERA) bi dakka akşamı toparlayalım, camdan biri çıktı sonra bi baktım terasta tütüyo bi şeyler ulan bu kadarı fazla, yüz verirsen hazerfen çelebiye bi gün yakıcak seni uyurken dedi madam bovary.. çokta sıkımde.! hoş uyuyo hala pencerede kafası hala bi milyon kurumuş balık hayal ediyodur baksana kuş sesi bile uyndırmıyo miskini.. neyse bi tek konyak çözer tımarhanelik aklımı.. bide adaya gidicem bugün semiramisi görmeye, dertleşiriz bakarsın.. rokfor peyniri kalmamı ş bakkalda,
pezevengin suratı hiç çekilmiyo sabah sabah. normal olan bu bende o cenabet karının yüzüne bakıp uyansam her gün... neyse καλημέρα (kalimera) Girit-2007 EŞİTLİK BOZULDU BABUŞ Şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim e şit olmaktan, Ve parkamın cebinden cüzdanımı çalan adam,, Yaz kızım adı Şehmus.. Çocuğun içler acısı halini görünce bir an ‘’kurtaramazsın o ğlum hepsini’’ dedim kendi kendime. Her ne kadar 'Ben Şikayetçi değilim ulan sayın lacivert üniforma’ desemde kar etmedi.. Umarım salarlar çünkü kızının foto ğrafını gördüm masada.. Affediyorum seni babu ş, bişeyler yapmak isterdim fakat nafile... Bu ay senin i şsizliğine çalıştık.. Ne kadar sinir krizi geçirsemde affettim.. Aldılar götürdüler hastaaaaneye upuzun bi adı var hastaaanenin.... Durum hiçte sanıldı ğı gibi değil hakikaten acil.... De babacım korkudan makatına soktu ğun parayı çıkaracak doktoru nereden bulucam ben. Bide hijyenik tartı şmasına giremiycem sayın karakol bey amcayla.. Şaka bi yana ne olursa olsun, küpeme takılıp görevini savsaklayan devletin kolluk gücü tayyoşa soktuğum onca lafa sinirlenip hıncını senden çıkarması cabası.. Kulağıma küpe olsun bundan böyle bulduğun hırsızıla koalisyonu kendin kur zira ''Gezi kadar olmasada'' Lacivert üniforma acımasız...
İnsan Hakları dersinin sonuna gelmi ş bulunmaktayız. Yazılı sözlü dershane olayına giremiycem kafam çok bozuk... Borç verin,buzdolabını satmak istemiyorum... Antalya 21 10 2013
......
Sebebi yok aslında, hiç bir kehanettede bulunmadım mevzuu bahis olan konunun üzerine. Farazi yaşanmış bir ihanetti düşüncede var etti ğim, koşullandırılmış lütufkar kalp atı şlarım. Elime aldı ğım her sözcük döküldü birer birer buzlu mevsim sonraları. Yarattım hep kelimelerimi gözlerini benden kaçıran insanların bütününden ve tümden gelip tüme varan bir a şk olsaydım bu kadar olurdum saf ve yalın. İyisimi idam edin beni a şık olmak için... Kontrolsüz ve bireysel bir ego sorunu bu klişe üreten sıtmalı çocuk furyasından ve dünyaya ayak basan aklı havada cenerasyondan sıyrılmı ş kızılcık şarabı gençliğim.. Evime gidiyorum,
But ı ‘ll never know where is my home.... 24 07 2013 Antalya HAYAL KAHVES İ SENDROMU la majörüydün ömrümün her bastığımda şarkının içine sıçan, sıçan sesiyle yaptığım besteler ve keresteler arasında unutulmuş sigara gibi bir kafiye manyağı oldu bu şiir neyse siktiret bende bi şey anlamadım geçip giden kartoncudan hesap lütfen... Beyoğlu-2006
O Terliklerimi ıslak giymem dı şında Bi şikayeti olmadı hayatımdaki büyük insanların benden yana... Biraz haylazdım herkes kadar, Komşunun kızını çocuk ya şta sinemada öpecek kadar i şte.. Pisiklet pedalına uzanmayan ayklarım vardı benimde,
Büyüdükçe ve yürüdükçe anladım acıkıyor insan... Somaliye gönderdi ğim ilk hediyemdi piknik sepetimdeki tuzluk.. Arsızlığı kedim hazerfen ö ğretti.. Ve Uçmayı kolsuz kanatsız.. Çok dayak yedi garibim dedemden... Ama öğrendi sevebilmeyi ko şulsuz.. Ben! Ben işte.. Hala o çocuk.. Biraz sevimsiz, Biraz akılsız.. Ve biraz haylaz.. Yaşıyorum umarsız.. Belki sende gelirsin Kimbilir..? 21 07 2013 ANTALYA
KEMOTERAP İ biraz daha zaman.. kaybolduğun yer burası başka bir hayal yok ruhumu ıslatıp köşe bucak kaçacağın. yağmuru saçlarında sevdim ben her ağladığında
o oyuncak kediyi döverdim. sırf bu yüzden piskopat oldu hazerfen çelebi. yürüyorum bak artık sokağa çıkıyorum konuşuyorum arasıra kedimle bile olsa bu da bir marifet. karaftan içiyorum hala rakıyı oda istiyo. sonra uçmaya kalkıyo dengesiz. ne yapıyım kıramıyorum. yaşlandı çok artık hiç çekilmiyo. soyundum artık rüyalarımdan, gözyaşın hala o küçük şişede saklı kimse bilmez.. ara sıra uçurtma yapasım var bide sandal alıcam param olursa. he bide mahalle pazarına şiir satmaya çıkıcam bakarsın tutar kimbilir.. uyuyorum artık tatlı rüylar.. Lara-2012
BOŞLUK DOLDURMACA Nedense dolu yanını hep biz bo şaltıyoruz bardağın, Ve taşmaması için ...sız bırakıyorlar. Antalya 30 06 3013
ROKFOR NACİYE AĞIT
kediler hep gezerdi.. Nasıl başlarsan şiire öyle saçmalarsın derdi hoca koca dünyayı yediler bi bok kalmadı geriye bende kendimle uğraşıyorum çok gülümsemez vesselam her yer radyasyon her yer sinema.. sevmek zorundaymı şım gibi gülerdi hiç anlamadan ağlasın demedim i şte götünden anladın benden geriye ne varsa... çek baba kürek çek kıçım dondu gece gece almışız başımızı bedeni boş mezarlara yatırdık salamura şiir olsun diye yazıyorum pergel olsaydı işe yararmıydı bilmem ama kalbimden zorum aklıma bi türlü laf dinletemiyorum.. çok lakayit yapış yapış insan her yer kanser gibi çok açık ara açık yamanma seansları bide kale arkası genelde sexomanyaklar.. tırnak kemiren insanlar ressamlar kaçak.. katır gibi kadınlar var artık yanlızlar... çok yanlızlar ve sevmeyi bıraktıkları tarihe denk gelir vejeteryan saatler.. Korkuyorum ulan bula şık yüzünüzden ya bende bir gün kendime yalan söylersem... Antalya-2014 SUBJEKTİF Bİ KILLIK
Şimdi herşey biraz rüyaymış gibi başımı yastığa koyup, Belki hayal etti ğim topraklarda uyanırım umuduyla kapıyorum gözlerimi. Hiç istemezmiydim sanıyorsunuz sizinle aynı şarkıyı söylemek, Aynı zaman diliminde dü şünmek, Aynı düşüncede düşlemek varolması muhtemel olan her şeyi... Tütün kolonyası ba ğışladım uykularıma,,, Sabah olmak üzere ve kendine yol tayin eden bir ke şiş gibi Aklım en sapa yollara vururken kendini, Bağışlayın beni, Size layık bir Hayvan olamadım hiçbir zaman, Evrim geçiriyordum siz uykudayken sayfalarca.. Pireler yegane dostummu ş şimdi anladım, Uçuşurken gözlerimde Greta Garbo’nun hayali, Yat zıbar dedim kendi kendime, Hiç bir zaman anlamayacaklar... 25 06 2013
C İHANG İR ev büyük dedem yaşında olup olmadık sesler geliyor bazen ben anılar biriktiriyorum kendi tarihime tanıklık edecek bişeyler işte dokunsam gözlerime 'yaşlanacak'içimde bi şeyler oysa.
her kapıyı açışımda bir cenaze mektubu, soyunup giriyorum tabuta gidiyorum bilmeden dönüyorum yoksun... her sabah küfrederek çıkarım alt kattaki orospuya.. bebek yüzlü demese hiç çekilmez... enfeksiyon kapmı ş beynim geçen bir dilenci yandı evde,, bitti derken cenaze yeniden ba şladı, bir kadın kalktı kırık parkelerin üzerinden gözleri kanrevan, saçları yokmu ş farketmedim. ellerim kalbimde a ğlamaya başladım.. kapı aralık kalmı ş ve cereyan etti bütün ya şadıklarım, evde ekmek kalmadı ğından olacak ucuz bi şarap şişesi yatağımda radyoda eski bir rembetiko ıslanmış çoraplar astım ba şucuma yağmur yağacakmı? sorma .. daha fazla yorma beni şehir çok kalabalık... Beyoğlu-2007
ÇOK BOKTAN ŞİİR seni asla affetmeyecegim İlvia, diş firçamı klozetin içinde buldu ğumdan beri, alaturka olan her şeyi sevdirdiğin için sana minnettarım fakat,
çok severek yedi ğim zeytin ya ğlı barbunya rüyama girdi, bir gece bani boğazlar diye korkuyorum... 07 08 2011 Beyoğlu UÇUK ÇIKAN YERLER Artık Uzaylılar ve Dünyalılar olarak ikiye ayrılabiliriz, Genetik olarak sevi şmiyoruz nitekim, Uysallığımızı gıdıklayan içgüdülere güdümlenmi ş, Eleavuca sığmaz bir hırs var le ğen kemiğinde, Bak Sokaklara kadar ta ştı, Ayak parmaklarını çıtlatman bundan.. Olof Palme Parkına bir sayfa bıraktım yıllar önce, Kimbilir hangi ütopyayı hayal edip, Pis pis sırıtıyodur şimdi o çocuk.. Ve artık kuram sayılamayacak kavramlara ait olarak kabul etmeliyim ki, Bir adım daha yakınız aklımıza bazılarımız... Rakam vermek tehlikeli bir yere tayin edebilir beni, Şu durumda çıkarımı koruyamaca ğım(kafamın dik tarafı bunu yapan) Belki % 20,nitekim bu bir varsayım... Eşekler tarafından öldürülen insan sayısının, Uçak kazalarında ölenlerin sayısından daha fazla olduğu bir dünyanın yabancısıyız buradan bakınca.. Nejat Yavaşoğulları da öyle diyordu, UÇTU UÇTU.... 24 06 2013 Antalya
KORKU
Korktukça gözlerinden adımlarım daha da seyrekle şti şu aralar. Kaçıyorum ellerime bulanmış yüzeysel bütün ikilemlerden.. Bi tek atsa karma şıklığım, bütünleşiyor ellerime sı ğmayan o hayalde yüzün. Kendime itiraf edemedi ğim bir çelişki bu yaşanmışmı bilemem. Her korku biraz yalnızlık koydu kefeme, konuştum sonunda koştuğum her yolun soluksuz biten duvarına haykırdım kaybettiğim kelimeleri.. Ellerin vursa kıyılarıma yada, yakamoz bulsam bir kıyıda tutu ştursam yanlızlığına.. Dokunurmusun... 20 07 2013 Antalya KOLTUK DEĞNEK NO Son okuduğum kitabın orta yerinde eksik bırakılmış bir sayfa ve sonunu bir türlü ba ğlayamadığım uykusuzluk.. Hiç bir Suçluluk duymadım oysa ölülerden bahsederken. Köy ekmeği tadında veraset ilanı vericem bi gün bayatlamasın diye yarım bıraktı ğım ne varsa.. ve bana kalsa ifade özgürlü ğümü ilk ben kısıtlardım ne zaman senden bahsetsem..
İnan o kadar de ğilsin satırdan taşan kelimeler dışında.. piyano piyano bacaksızdım motzartın bir halta yaramadı ğı anladığımda bıraktım aşık olmayı.. Alışık olmaya başladım aşka kalıtsal bi durummu ş bu bir deli dedi.. Ben Bi çay koyayım iyisimi... 29 07 2013 Antalya
ŞEH İR kedi maması yedim bugün, sonra balıklara dadandım, hiç oralı olmadı o kürt çocuğun oltasında sallanan sardalyanın.. galatyada galli bir esrarke ş yağmur sevinciyle devirdi köprünün demirlerini sardalya gibi ölü gözlerle bakıyordu ya ğmura.... çok kubar kılınmı ş bir kitabeden geliyorum, kibarıyım bu şehrin
kırılgan ve yorgun yosun misali her rakıya cacık olmayacak cümleler sarfettim, rüzgarında batırdım gemimi tarihi eser sayılır sözlerim. sen olmasan kimbilir varlı ğımı kime anlatırım senden habersiz ya şadığım yüzyıllarca süren bu hikayeyi.. sen olmasan, inandıramazdı beni hiç kimse bu hikayeyi bir şişe şarapla yazdı ğımı.. sen olmasan, evlenirdim çoktan mahalleli yaşım geçti diyor şimdi bana ne. sen olmasan giderdim... hiç dönmemek üzere... Beyoğlu-2007
TARHANA
ekşimik kokusuve maydonoz sapı bırakıp başucuma ekmek almaya gidiyorum dedin gittin 39 derece ateş ve ben hala sigaramı yakacak bi kibrit bulamadım.. kelimeler kırpıyorum soğuk dometes çorbasına ellerim vahşetine bulanmış yanlış yoldan saptığımı bilmeden pencere camından girerken kestim bileklerimi olay mahali gelirse kaldır durum izah edecek durumda de ğilim eteğine elma toplayan o saçı örgülü kız olmanı dilerdim hayattan birde güne ş batarken buğday tarlasına gömülmeyi... İstanbul-2005
MAV İ GÖZLÜ Ç İNGENE emirgan aşka inandığım şehrin mavi gözlü çingenesi bende adın. her yer panayırdı. baloncular gelirdi bazen malboraya simit sallardı büyükbabam senin yüzünden başladım ben sigaraya
sırf sana inat.. çocukluktan kalma bana yadigarın kimbilir hangi herifin koynunda iş tutmuş, tırnaklarını yiyorsundur hala utangaç, hoyrat. ve ben utanmadan sana yazıyorum yıllar sonra, affet beni kadın, çocukluğumun ırzına geçtiğinden beri düzelmedim bi daha, tütün kolonyası ararım her bayram deli gibi, aklıma gelir gözlerin ağlarım. abe sikeyim böyle ızdırabı.. İstanbul-2006
VAY HALİME Sessiz ve so ğuk yatağıma çekiliyor benimle beraber bütün kırgınlı ğım.
Hem hiç kimse bana bu kadar acımasız olaca ğını söylemedi sevginin. parka ve botlarla yata ğa girilmeyece ğini bende biliyorum affettim kendimi bu defa, böyle üstün körü kestirip atılaca ğındanda bahsetmedi, ne şaçmalıyorum ben diyorum ara sıra kendime kaç gündür içmiyorum üstelik, ne tesadüf. hem bu kadar umursamaz olup, nasıl oluyorda böyle gizli saklı kitabeler yazıyorum hepsi çok bilindik. sonra çıkıp gidiyor herke s o gölgelerin içinden, koşuyorum sanıyorum ki biri var ellerinden tutulmayı bekleyen, biri olmalı ellerime uzanan.. dedim ya var sayıyorum her şeyi kırık bir abaküs boncu ğu kalbimle beraber. aklıma geliyor birden. hem oyuncaklarım var yıllardır hiç dokunmadım kırılmasın diye çocuklu ğum, oysa hep akıllı bir çocuktum ama umursamaz ve sanırım bundan kırgınlı ğım bütün oyuncaklara. çay demleyen koskoca bi adam artık yanlızlı ğım, ve aniden oldu her ne olduysa dedim ki "bir bilsem kimsin,bir bilsen kimsin" kim olduğunu bilmedi ğimden değildi bu kelime, benim için kim olabilece ğini bilmek istedim bilinmeyenin.. bilmiyorum i şte ,o kadar büyük bi bo şluk varki yazamam, anlatamamda.. memleket meselesi gibi bi şey bu içimde, hoş o bile anla şılır dilden.. dedim ya bilmiyorum ve ben bile akıl sır erdiremiyorum bu bilinmez halime.. Halime diye kimseyide tanımıyorum böyle biri varsa pay çıkarmasın kendine.. Antalya-2012
HEMOGLOBİN Şimdi biraz daha senden bahsediyor aklımda kurumu ş zeytin çekirdeği gibi uçuşan kelimeler.. bir bilsen kimsin, bir bilsem kimsin... kış kıyamet bir yalnızlık soka ğımda çok yalnız.. gece yarısı devrime çıkmı ş bir devriyede aklımda cebelle şen kelimeler. yakalansam sana bi patlasa dudağım kan revan dökülecek ismin aklıma.. Kalbimle ya şadığım çok sofokles bir çeli şki bu sınırında tutulmuş kelime dağarcığımın. ve çok erken söylemek için ya şar kurttan henüz, bağıra çağıra şarap içeriz belki o gün. kimbilir... ellerimiz dokunmak için rüzgara isimsiz savrulurken, öperim seni hiç habersiz kendimden bile, Utanırım belki hiç kızarmadan... Kızmadan oku her ne halt yazdıysam buraya biliyorum orada bi yerdesin, ve ben kaybettim radyodaki sesimi. yazıyorum hiç alı şılmamış saflıkta Bir bilsem kimim... Antalya11 12 2013 (''Soktuğumun duygusallı ğı gelip buluyor benide,kı ş kıyamet üşüyor parmaklarım insanım aq hayavanlı ğın lüzumu yok titriyorum i şte,üstelik
içmedim not edin bunu bi yere.güzel güzel dertle şiyorum sıtmalı beynimle,ta şikardik vakalar silsilesi şu aralar..) HEMOGLOBİN 2 Hepsi bi yana , Bezen öyle bir ağa takılmı şım gibi geliyor, Yüzümdeki o gülümsemeyle bo ğuluyorum kendim. Bir bilsen kimsin, Bir bilsem kimsin.. Kendimdeyim uzun zamandır, Kar suyu kaçmış yanlızlığıma, Kıyıya vurmuş bir okyanus kızı rüyamdaki.. Pullarıma tutunmu ş, Kanımız donmuş, Çok üşüyoruz.. Susuyorum aslında, Bir bilsem kimim... Lara- 17 12 2013
İSTAVRİT TARİFİ hiç tanımadığım yüzlerden konuşuyorum kendime, balık pişirmeyi bile öğrendim, annem duysa ağlardı kadın.. rivayet o ki
yağmur yağıyormuş ben doğduğumda oradanmış derdi rahmetli gözlerimin rengi, sulu boya kuruyunca tükürürdüm ben içine, sonra çok mutlu çocuklar çıkardı resimlerden yarabbi şükür dermi ş gibi... 04 04 2004 Galata
ÖLMEMEK ÜZERE Hep gitmek isteyen biri vardı bende, Kadrajı donmayan zamanın birinde, Birde, Acele yazılmış mektuplar, Hiç varmamış Sanki hiç yazılmamı ş.. Hep bu olmamışlık Var eder umuduyla Kanayan kirpiklerimi.. Sevdim bak! Hiç ölmemek üzre....... Amasra 2007 OYUN-CAK
ZAATI MUHTEREM : nerdesin sen BA ĞYAN : ölsem ya ben artık yetti gibi. ZAATI MUHTEREM : sanki bak yine gelmedin sürttün biyerlerde BA ĞYAN : cok ıstıyorm ölmeyi korkuyorum ZAATI MUHTEREM : işte onun ecele faydası yok BA ĞYAN : anlamadım,nerdeymısım?
ZAATI MUHTEREM: ulan dedim siktiret be karde şim fenamı bu malların bilmedi ği bi ölüm var oda bana nasip olacak hahahah demedimde yazdım lan sımdı fena yani biraz daha degerlensin beklesin güzellesin kıvama gelince ölürüz boku bokuna ölme diyorum yani onun bile bi anlamı olsun BAĞYAN: canım ZAATIMUHTEREM: osururken ölme mesela portakal yerken öl ne bileyim kediye süt verirken bak bu fena akılda kalır dilenciye para bozdururken son model bi arabayı çizerken öl ama boktan yere de ğil seni tam içeri atıcaklarken öl suçunda başkana ana avrat küfüretmek olsun ben hala kendime yazıyorum de ğilmi güzel kız 30uma vamadan kalbin tekledi dedi doktor anılara sarıldım şimdi bi martı olsam yakalardım hepsıni bir bir memeni kestiklerinde aramı ştın sen beni BAĞYAN: yanımda olsan keske sımdı ZAATIMUHTEREM: sevisemezdimki seninle anlamsız olurdu içemezdimde ama saçını tarardım soz uyuturdum seni ve usulca giderdim BAĞYAN: masal ZAATI MUHTEREM: bazı insanlar o masalı dinlemek için ömür harcıyo ben bedava şiir satıyorum pazarda masal tadında BAĞYAN: denerım ZAATI MUHTEREM: ama yinede en çok can babanın dizelerini hatırlarım ‘’yanlızlı ğım benim sidikli kontesim
ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi’’ bu söz neyi anlatıyo biliyomusun? BAGYAN:basım cok dönüyo cevherr Neyi? ZAATI MUHTEREM: dünyanın en berbat kokuları arasında oldu ğunu hayal et bunu insanlar olarakta algılaya bilirsin o kokudan örülmüş bi duvar var etrafında eğer o kadar pis kukunun içine küçük bi çiçek koyarsan o kokuyu duyarsın o kadar kötü kokmalıyızki güzel olan ne kadar koku varsa duyalım diye işi komik tarafı yazdıklarıma baktım ve inan klavye hatası fakat can yücel olsaydı bu kadar olurdu kukuyu yazmişim yani diyorum ki siktiret senin pis kokan yanın bütün bir hegamonyanın pe şinden koştuğu şey varsın biz pis kokalım konu nerden buraya geldi hiç anlamadım ama a ğzımda dedemden kalma bi pipo CAN verdi bana gecenin tam üçünde ve sayın dinleyici sıradaki şarkımız bana geliyor!! FİKRET KIZILOK'''KALB İM... Londra-2008
SENFONİDEN GERİYE...
Bu toprak alacak hepimizden verdiklerini, ayaklarımızı sürüdü ğümüz bu toprak, öyle minnetkar, öyle umursamaz ve susuz, yol yordam bilmeden attı ğımız her adım hesap soracak bir gün riyakar kalbinizden..! bu toprak silecek bir gün bakı şlarınızdan yalanı., korkusuz bır çocuk gibi gülecek umutsuz korkularınıza.. (MEZAPOTAMYADAN Bana Kalan) Antalya-2013 Fazıl Say Konseri
BİR APARTMAN BOŞLUĞUNDA PARASIZ GALAKS İ TURU Çok naif çocuklar vardır sirkeci istasyon garında ''fırçalayalım mı abi '' konseptinden çok ''kipritin varmı abi '' derler, sen alakasızca var dersin ''o zaman sigarada vardır'' gibi bi zeka yapı şır suratınıza derken boya her nasıl olduysa bula şmıştır botlara... hay sokucam dümeninize.. Nasıl bir bay pastır bu param yok ulan. -Benimde yok be abi korkma bi şey olmuyo.. Kaçak binilip yasal inilen tramvayı ihpar edersen ölürsün... Yol devam eder.
Peranın demirlerinden sarkan bi gülümşeyiş vardı o günden kalan, yağmura yakalanan şair duygularla geçi ştirdiğim sabah kahvaltısıyla, hikayeler yükledi ğim çok filozof sokaktaki çöpçüler ve geceyi balkon altına sinmi ş zabıta korkusuyla geçiren sıtmalı sakallı J.J.Rousseau, o gece iki şişe şarapla gittik galaktik yerlere. Bi baktık çok kalabalık olmu şuz Neptün güneşe kafa tuttu durduk yere, en yalnız ay dedeydi malum ku şak farkı, birde ağzı kokuyodu ve hiç kimse ayakkabılarını çıkarmadan ya şıyordu o boşlukta.. İki şişe şaraptan sonra sallandı dünya, çoğu balkon altında kaldı o çocukların. Sanırım yaşamaya çalışan ve onlardan olmayan bir ay dede kaldı o balkon altından.. ‘’Cağaloğlundaki bi apartman bo şluğunun hikayesi...’’ İstanbul-2013
KISACA
Sonra yalınayak umutlanıyor aklıma duşen o anlamsız bakı ş. Aniden uykumu alıp kaçasım geliyor. Yağmurlar gelince başlıyorsun suskunlu ğunu bozmaya. Hayat adama hiç olmadık bir yerde çarpıyor, sakatlıyor kalbini en umulmadık zamanda,
her yanın delik de şik. Kaçıyorsun sessiz sedasız. Hep masallarda gezinen o isimsiz periyi bekler gibi suskun bir şarkı duda ğında, unuttuğun yolların ardından. O ilk nefestir hatırladı ğın.... Sonra ikaz etti beni "Eller yukarı". Nasil sevindim anlatamam ve bu anın tadını cıkarmalıyım fakat nasıl aşık olacagımı söyle bana ve ne kadar daha böyle asılı kalaca ğımı. Hatırlamak istemiyorum hiç bir şeyi, Ve hatirlanmak imkansiz dunya battiginda. Al hayatimi sonsuza kadar sende kalayım.. Ne olur sakın söyleme kim oldu ğunu uyandığımda, birak masal devam etsin nasıl olsa bu benim hikayem.. ne kadar çok saçmaladim bu gün bilemezsin.. ne kadar çok sustum, çaydanlıkla konu ştum birde uşüdüm yerli yersiz. Ve Ben hiç boyle yazmazdim. Hava soğuk ondandir.. yada sen bul sebebini, ben bulamadım.. bitti galiba sağlıklı düsünemiyorum yazacaklarım hakkında, zaten adam akıllı bi şeyde çıkmaz bu saatten sonra, galiba biraz uyumalıyım.. Olrıc kalk yerimden..
Londra-2009
YANLIZLIĞIN GİZLİ KALMIŞ ANEKTODU..
Bir tane daha, Bu son diyorsun, Eve gider Çorba yaparım, Bulaşıkları yıkarım Oğuz Atay dan Albayımı 384. kez okur Belki bu defa Anlaşılmayı beklemeden Anlatır kurtulursun Bırak o düşünsün… Bi tane daha? -evet lütfen.. John Mayer girer araya ‘’Ain’t No Sunshıne’’ SHUT… Ve shit.. Ve Anglosakson kalan yanım.. Bu dava klozete poz veren adamın hikayesiyle biter.. Anlaşılan o ki sağ kolumu kaybettim Taksiye kafasız bindim koltuğa ayaksız oturdum. Ve o bunu gayet normal kar şıladı Sağ dizime, yan masadaki çirkin şişman ve hiç ihtiyacı olmayaca ğını bildiği halde yüzü dudaktan ibaret olan ve çantasında ruj ta şıyan o kızdan aldığım morla taksiciyle konuşmaya yarayacak bir a ğız çizdim, hiç inandırıcı de ğil oysa, yanımızdan koşarak geçen sardalyanın yüzü tanıdık geldi.. ütünün fişini yanıma almış olmam çok garip, ve çay ka şığıyla köpüren kelimeler ayıkladı ğımı var sayarsak çorbanın tussuz olaca ğı kesin.. kalemtraşla sivrilttiğim sol işaret parma ğım sol la sol ve sen yazmaya çalıştığım bir eskizdi gitar telinde bulunmamı ş sesler rüzgar saçında belirdi ği vakit anlatılmamı ş itiraf gibi
hiç anlaşılmamış ben geldim… LARA-2012
HESAP LÜTFEN saçlarımıda kestim bak,çırılçıplak.. belki bir uzay gemisi gelir yana ştığım limana, hiç anlaşılmayı beklemeden, belki kuantum fizi ğini anlarız beraber, ne biliyim fakir ba şkanı olurum ülkenin belki.. jean darc ne kadar hayal ettiyse sevilme olasılı ğını bende o denli devrik duruyorum zamanda.. ellerimde kurumuş bi yağmur damlası içilmiş.. hiç hesapta yokken... 29 11 2013
EVCİL benimle konuşmayan fotoğraflar edindim, borcunu vermeyen arkada şlarla devrime yeltendim, hala atletsiz giyiyorum gömle ği, ama ütülü, fişte unutmıyım diye yanıma almışım geçenlerde.. tozlu kitaplarım var artık yaşlanıyoruz ondandır dedi biri nasıl bi beyin ittiyse beni yağmurda yürümeye eve boya alana kadar sürdü... mor takıntısı başladı şu aralar bide kitaplara yakı şır diye a ğaç yeşili.. cadı girmesin diye pencereden çiçekte ektim... hiç gerçekçi olmasada böyle.. allah sonumuzu hayretsin... LARA-2012
KRONOLOJİ bazen yanlızlığıda seversin, altı üstü çay bardakları kirlenir, çok sevdiğin kazağını unutursun giymeyi, su faturasının günü geçer, makarna tatsız olur ama yaparsın.. tek kişilik çoğalırsın kendince şişeler birikir kıyamazsın atmaya anahtarı unutursun misal göğsünde ağırır korkma ölmezsin ama düşündürür kimi zaman zaman aynı yolda ayrı yürüyen iki ki şidir ruhunda elini tutmadan yürürsün ne bir nefes eksik nede bir fazla.. Lara-10 10 2012
PATRİYOTTU BEN ÇOCUKKEN A ĞIZDA PATLAYAN ŞEKER ADI yorgun hissetmemin bir nedeni olmalı, yataktan çıkamadı ğım güneşli günlerden biri bugün neden ve kimden kaçtı ğımın tek önemli yanı,
hiçbir maçın sonunu görmek istemeyi şim olsa gerek, albay hüsamettine kalsa her ak şam rakı içicez. oda arada uğrar oldu, ya balık pişirince yada karnı acıkınca u ğruyo. tüy dökme mevsimi şu aralar... ha birde kitap stokluyorum ya savaş çıkarsa diye birde piyano almalıyım. şehrin haritasını en son ne zaman almı ştım elime bilmem ama evinin yolunu biliyor olmak yetiyo. patriyottu ben çocukken a ğızda patlayan şekerin adı.... Lara-2012
MOTORCYCLE DİARİES 71.. Güneşin doğuşuna sürüyorum son sürat, neyi arıyorum bilmiyorum.. Kaybolan bi şeyler var ismi cismi belli de ğil. Hiç bir şeyi eskisi kadar dü şünmüyorum aslında, insanlarıda eskisi kadar umursamıyorum ama bir tek çocuklar dü şündürüyor beni.. Fakir olanlar.. Olricle dertle şip duruyoruz ara sıra, rastladığım yalanları anlatıyorum ona boyanmış hayatları, sırıtan duyguları..
Eski sokakalar arıyorum durabilece ğim, görebileceğim bir yüz aniden kaybolan, koca şehirde deli gibi arayıp bulamadı ğım bir yüz.. Oysa memeleket yangın yeri biliyorum, bir balıkçının yanıda duruyorum belki anlatır bana olup biteni sus pus belkiyor oda, hayatı geçiriyor aklımdan, okuyorum hepsini bir bok anlamadan kaçıyorum.. Papyonlu bir aristokrasinin içine atıyorum sonra kendimi, memleket meselesini kendi şişirilmiş egolarıyla çözmeye çalı şan çok kalabalıklarda bo ğuyorum kendimi ''Hocam hatıralardan bahsediyor o sırada, herkes konuşurken ben ona yazıyorum, Şimdi burada her şeyi çok bilen, hep bilen, nah bilen usturuplu ama prostatlı babalar oturmu ş kalkmıyorlar. "hassittir"diyorum, yanlış anladı az önce büyük puntolu amca, sosyetik teyze terbiyeye davet etti derken sıra bana geldi ve yarısından ço ğu işitme ve işeme cihazı kullanan babalara fasulye tarifi yaptım. cemiyet çok huysuzdu masturbasyon tavsiye edecektim fakat birbirini çok elliyo bunlar hocam.. bunu senin 'kileri' okurken hatıra olarak saklamayı dü şünüyorum'' diyorum.. Tiner kokan biyerden geçiyorum yanıyor ci ğerim, durdurun dünyayı ba şım dönüyor diye haykırıyor çocuk, galiba biraz ona benzetiyorum artık herkesi.. Alkıma nedense Janis Joplin geliyor, ardından biri daha geliyor aklıma derken unutuyorum neden kaçtı ğımı hadi yeter dön diyorum kendime çok gittin bu gün bu kadar yeter.. Sonra yine birden aklıma geliyor bakı şlarımı kaçırı şım,
kaçışım, ne kadar çok kaçmı şım oysa bu güne kadar... Bir Kaçığın Yoldan Topladıkları... Bodrum 23 12 2013
YOBAZ ŞARKI Polen kadar kalbim kaldı ... kimi m ben ve bu aynalar neden hep bana bakıyor. oradaki olmadı ğımı bildiğim zaman cenin olma ihtimali yüksek çocuklar tarafından hunharca katlediliyor ebeveynsiz kadınlar. yirminci yüzyılı bana ba ğlayan bi hengamede gizli kalmış ne kadar zina varsa ya şadım, nesli tükendi filozofların.. çok şey beklemeyin hayattan, tekerleğin icadını beklemeyin misal... Konya-2009
DÜŞ_ÜNCE insanların sevmedikleri şeyi sevmek gibi bir huy edindim kendime, onları verecekleri zarardan uzak tutmanın en kolay yolun bu oldu ğunu biliyorum artık. sindirilebilecek fikir üretmek tarihte ya şanılanı kendince yorumlamak gibi bir aklın ürünü artık, önemli olan kar şındaki akılda olmayanla ona yön verebilmek. insanlar kendilerinde olmayan fikri ara ştırmak yerine doğruluk paylarıyla ayakta durmaya çalı şıyor. aklın yitirildiği tarih budur aslında. paylaşımsız ve tahammülsüz bir dünya bizimkisi, insan olmanın dı şında önemsenen bu kadar etmen ve kötü düşünce yaşarken, kendin olmak basit kalıyor her şeyin yanında... düşünce üretemeyen her şey bir kadın ojesi gibi silinip gidiyor aklımda şu aralar...
26 08 2011 Antalya
OL varla yok arası bi yerde ruhum... ''ben'' ne kadar bi ezik kelimedir dilden çıkmadan önce niyetim sende uyanan hücrenin kimli ğe yansıttıklarını anlatmak de ğildi oysa, sen istedin,..! sennnn buna ''ben'' diye bilirsin. aklından geçen manyakmısın sorusuyla cebelle ştim yıllar önce çürüdü ruhum.. bak bu hikayeyi hiç anlatmadım. sanıyorsunki sana yazılmı ş satırları okuyorsun oysa ''ben '' kendimle konu şuyorum ve
aklımla sidik yarı ştırıyorum.. yardırrrrrrr... şöyle başladı... ruhumda yanan her kelime dilime vurdu , yoruldum... söylemekten çekinirken tanrıyı, o oldum kendimde, kendime kul oldum... aklım adım attığım her yerde bir kurşun iziyle sürerken hayatı kalemlerim kırıldı tükendi içimdeki her varolu ş kurşundum kalem oldum , yoruldum. vuruldu gazoz şişelerim darbeler geldi postal sesiyle her hakim hikmettten yoksun cüssesiyle verdi elime urganı kendi tabutuma attı ğım imzalar durur ba şucunda sevgilimin kabir kıldım kâbemi ölüme vuruldum, kuldum; tavaf ettim a şkını 2 metre kare tabuttta soruldu adım bilmem dedi varlı ğım. öldüm sen oldum...
İstanbul-2007
BALONCUK İkimizde konuşmayı bekleyen tunç devri primatları gibiydik, önümüzde giden zamanı , ateşi bulmanın sevinciyle bekliyorduk sessiz. bir gün bitecek biliyorum. ilk icadımın suskun bir kadeh olması çok acıklı fakat yüzündeki soru i şaretinin hiç bir zaman silinmeyecek olması yaşanılası kılıyor yitirdi ğim dakikaları. Ve birgün saçı sakalı a ğarmış bir ihtiyarken ben, JULİET'in sen oldu ğunu söyleyemeyeceksem, bu suskunluğun bir dua olduğunu kabullenmek ateşi yeniden bulmaktan daha kolay olsa gerek. Duman bu hikayenin ana fikri. Yanarken ellerimde kelimeler , Söyleyemediğim milyonlarca kelimeden biriydi seni seviyorum diyebilmek.. 10 04 2012 Gizli Bahçe ŞEREFE
hiç aklıma gelmezdi ile şarkı gibi ba şlayan kelimeler kullanmam sanırdım.. olgun gençli ğimin yıpranmış yanına yaslanan dostluklar edindim yıllarca, kırdım,küstüm gittim terkettim en korktu ğum anda kaybetme korkusuyla değer verdiklerimi kırıldım sana... yanlız bıraktın bizi masada gittin tek kelime bile etmeden. söz verdin bira ve antibiyotik pazar ertesi yunan mezesi ve ibrahim amca herkez normal biz ayya ş ve felsefe ve dünya ve yoksul çocuklar cahiller alimler birde gepetto ve sevgi çok yakışırdı... bazen sıranı beklemek gerek biz yine bir yudum daha dökece ğiz toprağa yasemin çok akıllı saçmalıycak kısa film yarşmasında ödül alıcam cansunun elleriyle ve belki boğazdan bir balina geçer umuduyla yaşıycam bembeyaz o rüyayı... Dalaman 01 09 2012
WİSHDOM of CHİLDEREN
Nalları dikersem bir gün,
Kaldı ki mutlak nihayet bu, Delik kuruş koyun gözlerime Sanıyorum açık binicem azrailin kayı ğına Gök yüzünü görmek istiyorum giderken Ve son sevdiğim kadının bir saç telini Bırakın avuçlarıma Tek vasiyetim bu… Kalp Krizi-2013
RUHBAN MEZUNU RUH İ'NİN KARNE NOTU Çok şekerli işte.. Bakma salak salak 23 şekerli dedim.. Pencere pervazları var daha silinecek, Sonra matbaacı Cicero Hilmi çaya davet etti, O az şekerli.. Ciddiyet var suratında.. Birde Sayamayaca ğım hiç bir şeyin matemati ğini yapmama kararı aldım, Oy yokluğundan kabul edildi.. Demo-krasime sıçayım, Başka bi türevi olmalı bu tur şuların, La minörü bilenine hiç raslamadım
Ama salaklıkta taslamadım Rahmaninovun yanında.. Çiçekçilikten kodesi boylamı ş biri.. Orhan'a organ gibi ba ğlı kulaktan Normal tabi tabiatiyle yada natural .. Journal streete i şeyen bi çocuk pipisiyle çalsın, Son dinleyece ğim şarkıyı.. Geriliyorum akoru tutmayan akılları dinledikçe.. Kısmıyorum ulan kafamın sesini ve Daha fazla cacık üretmeden Bide sigara bitmeden Bitirmek en iyisi.. Allah amalı babalı büyütsün.. 29 12 2013
ÇOK *''KOŞMA'' ÜŞÜTÜRSÜN DEDİ ANNEM Ağzıyla osuran insan imana gelmez be anam.. Şarabı şerbet eyleyen güzellikte ahvalimiz.. Mekanımız kalptir bizim.. Bendemi şiir oldum be eşşoolu eşek.. Mir Sultan Cevher-ül abdal... *Patetik bi yazım biçimi.Anlamı ş gibi yap... Midyat 20 04 2008
GARGARA Her insan sanatın kar şısında biraz aptaldır... 25 12 2013
SEVGİLİ EDİTH PİAF Bombalar düşücek , Ağır çekimde kur şunlanan insanların, Düşüşüne tanık olacak hayatım belki... Benim yüzyılım acımasız Edith.. Çocuklar düşündürüyor en çokta.. Hava soğuk olmasın şehirler yanarken yeterki... Dudaklarımdan düşmeyen asi bi sigara Ve elime yapışmış şarap şişesi, Karşılıksız kalıyor insanlar için etti ğim her dua, Son bi şiir okuycam tanrıya.. Belki duyar umuduyla, Kurtarmak için ruhumuzu bu umutsuzluktan.. Ne olur aşk ver biraz.. Belki o zaman düzelir her şey... C.Alp Palabıyık - ''O'na'' Demre-24 04 2014
SIRADAN Bİ GÜN
Eline bulaşan grez yağdan tahrik oldu Rıfkı. Akşam matinesini kaçırmasak bari diye geçirirken içinden mahalle kedilerinden birinin cılkı çıkmı ş haline okkalı bir balgam atıp evin yolunu tuttu. Ganyan tutmuş nasılsa, alt sokaktaki manifaturacıdan Elif'e yeni don sütyen alıp Sıska Rüştü'ye parayı uzatırken, 'kimbilir neler geçiyodur ibnenin kafasından" diye düşündü.. -nükleer santral patladı sonra o gün Fukushimada, Kanser riskli yeni bir gelecek sipari ş edildi.. 04 11 2013
ÇOCUK PAYI Kalbimde kırık bi şarkı Gitme diyo çocuk Kalabalıktır şimdi oralar Sonra yavaş yavaş Siliniyor hafızam Koşuyorum düşsüz Düşüyorum ardına.. Herkes nerede... Düşüncesiz ruhum Vuruyor kendini bir martıya.. Bak,
Çocuk payı yaptım yine dü şlerimi Tükendi kalemim ardından Anladımki, Ekmek kadar kutsalmı ş ölüm Hergün yeniden öğreniyorum İnsanmış sebebi ölümün.. Gözlerinden öperim çocuk... Yüreğin büyük gelir Sığdıramam kalbimi.. İstanbul- 11 03 2014 ‘’Berkin’in anısına’’
CROS CHECK belki beynimle kalbimin yer de ğiştirdiği bigün bi hastane bahçesinde sigara içerken ve insanlara yitirdiklerini hatırlatıp kendi hesabıma üflerken zamanımı lösemili bi kıza a şık olurum belki fikrinin, üstünden yıllar geçti ği bigün belki birinin kana ihtiyacı olur koşarım apartopar.. hesapsız... perde olur arada FEAR AND LOATH İNG IN LASVEGAS oynar, kanar hayatım başka bi bedende belki çıkardığım acaip sesler hayat verir aniden ona.. belki birinin bana ihtiyacı olur yaşarım apartopar saçsız sakalsız..
perde kalkar aradan görürüm gerçeği aşık olurum belki hiç olmadığım kadar... 13 08 2012
ANESTEZİ Bıraksam akacağım damla damla.. Bu cümle çok tehlikeli, Çocukların ulaşamayacağı yerlere yazıyorum.. Kurak bi çay boşluğu semtimizde Genel evden yayılan kokular kadar sı ğ, Ve rahminde gezinene isim verme tela şı, Günah çıkarmak gibi.. Ağdettendir.. Doğuyoruz.. Hiç istemedende olsa İhtimal var kanımızda.. Yoksa kimin umrunda gece vakti Slogan yerine,acayip sesler çıkarmak.. Sonu yok bu ihtilalin.. Kendi göbek ba ğımla idam edin beni.. Asrın en derin karanlı ğında asılı kalayım, Dokunmayın kokmak istiyorum.. Ceninler gibi.. Uzlaşmak istemem hiç bir dava avukatıyla.. Her dava kendi piçini peydahlar, Sonra bir ömür aynı ismi sayıklatır insana.. Lokal bir anestezide kalbim Nereye dokunsam sarho ş..
Sevdiğini görerek, Ve hiç olmadık yerlerde ölerek Bir hayat bırakırsın çocu ğuna miras.. O yaşamak istemez.. Çocuklarını gömen babaların kerhanesi bu dünya, Annelerin kanaması bundandır... Cevher Alp Palabıyık -Pal Soka ğı 22 04 2014 -Hastahanenin Alt Katından Gelen Ses
UYKU
Zaptiyeden bakınca yelkeni görünürdü gemilerin Nisanda.. Peri çıkmazında alırdık solu ğu Oradan doğru denize. Bir ada so ğukluğunda geçsin isterdim çocukken baharlar. Rüzgar dalgaya dokundu ğu an aşık olurdum denize Sonra Gökçe adaya kadar yüzme teklif etti ğim balıkçılar. Kızlar çok nüktedandı,bende çok fena özgür..
Bekçilerle oldum olası bi alıp veremedi ğim oldu.. Üniformanın hayatı şekillendirmek için icad edilmi ş Bi tiyatro kostümü oldu ğunu varsaymam o yıllara dayanır. Hayat içinde insanın parçaladı ğı bi mutluluk olmalıydı Sorgusuz sualsiz payla şılan.. Bakkaldan eti puf çalan çocu ğu İspiyonlamadığım zaman anladım devrimci oldu ğumu.. Aşık olunca bıraktım.. Kaleme aldığım her hikaye Bir diğerine bağladı zamanı ruhumda, Sonra araya sıkı ştırılmış caf caflı kelimeler.. Böyle demiştin.. Çok aşık oldum Bir kere sevdim Ve aynı sevgiden nefret ettim Oysa her değişim başka bi şeydi içimde parmaklarımı teslim etti ğim.. Şimdi bi ilkokul ö ğretmenin Tahta cetveli gibi huzurlu bi cezasın ellerimi uzattı ğım. Hadi dokun.. Korkma parçalanırım en fazla Biraz daha şarap içerim Gitmek isterim yada kimbilir giderim belki Belkide vakti gelmi ştir gitmenin.. Yada uyurum.. ''sana yazan ilk insan de ğilim ama seni yazan ilk insan olmak istedim' Diyordum sana.. Anlamsız kalıyordu bütün kurdu ğum o büyük cümleler bunun yanında.. Başucu kitabımsın damarımda kanımsın da demiycem Oturup sigara izmaritlerinide saymıycam Bunu yapmam için hiç bi sebepte yok zaten.. Ama sabah uyandığında yüzündeki gülümseyi ş Çocukluğumu saklayan bi çukur bırakır yanaklarında umuduyla,
Seni yazana kadar uyumıycam.. Hem benim yazdıklarım ne ki ustanınkiler yanında.. 16 04 2014 -Pal Soka ğı-Fanzin
‘’24 EYLÜL 1945 En güzel deniz: Henüz gidilmemi ş olanıdır. En güzel çocuk: Henüz büyümedi. En güzel günlerimiz: Henüz yaşamadıklarımız. Ve sana söylemek istedi ğim en güzel söz: Henüz söylememiş olduğum sözdür... Nazım Hikmet Ran’’
DEVRİMDEN SONRA sonra herkes gitti birer birer... yapayalnız sokaklardan buruşturulup çöpe atılmı ş hayaller topladık fakir çocuklarla beraber... hepsi gülümseyi şimde saklı, anlayın ki küfrediyorumdur o zaman.. Antalya 2012
GİRİZGÂH Hiç kimse sevmeyecek belki bu yazdıklarımı.kimisi kafa sallayacak,bazısı hassittir diycek.anlamasını bekledi ğim kimsede yok aslında,ya ğmur yağana kadar susup,onunla bo şaltıyorum (heryere çekebilirsiniz) krizimi..günlük yumurta gibi sıcak yata ğından kalkıp hayatına hiç bir anlam kazandıramamı ş ve hatta tüccar samimiyetsizli ğinde yaşayan günümüz orta sınıf cahilleriyle derdim.kümülatif her de ğerde kendine pay çıkaran ve edinmesi gereken normları insanlarda arayan bir deneyim m anyaklığı bu..eleştirilmeyi kaybetmek olarak baz alan ve haksız edinimler edindi ğini düşündüğüm toplumun bütün statü zorbalarıyla.Ego dünyanın en tehlikeli organik uyu şturucusudur,bi bakın etrafınıza,sonra kendinize,sonra yanınızdan geçen elemanın kıçına...ve kasmayın aynı kalassınız demektir.Nefes alıyorum son zamanlar..hep bi yerde buluyorum o soluğu ve soludu ğum havayı paylaştığım insano ğlunun devinimi,korkularıyla yüzle şmemiş henüz.bir adam zorbaysa zorbadır,yalakaysa yakaladır,riyakarsa,düzenbazsa,politikse, her neyse odur o adam.bi bakın etrafınıza,kendinize,sonra cüzdanınıza...aynı lavuksunuz bunu yapmayı aklınıza getirdiyseniz..garson bi bira diyorum,çerez diyo..budur abi dahası yok..senden bi şey bekliyo dünya varmı sunabildi ğin başka elle tutulur bi şey..yok aq... Koskoca bomboş bi egosun yani götsün..dokunmasın bana üretimden yoksun varolamamı ş falan filan sittiret.... Demre-27 01 2014
Çocukluğummuş en iyi dostum... C.A.P
AHİR ZAMAN HİKAYESİ Uyudum sonra..İki küçük el gördüm rüyamda.Uzanıp tuttum..Meydanda tanışmak isterdim ben seninle..Orada dans edip şarkı söylemek isterdim şehir yanarken..Tramvayda hiç konu şmadan kitap oku isterdim yanımda ama elimi tut.Sonra kayboluyorum ben,zaman hiç geçmiyo bide ihsan amca hiç çekilmiyor artık.. Onlara solcu dediler,bize ne söyliceklerini şaşırdılar.Şarap içmeyi seven kafası güzel gençlerdik hala sokaklarda a şka dair bi şeyler arayan.Apolitik dedilkeri adamların onlardan çok şey bilmesini bir türlü sindiremeyen zümreye her kafa tutuşumuzda ş harfinden orak çekiçten çok dolar i şareti olabileceğini bile bile..Bişeyler ima etmiyorum gerçek bu benim için..Ele ştirmiyorumda belkide herşey olması gerekti ği gibi.. Hadi tiyatroya gidelim diyemedim aq.Bak bundan süper duvar yazısı olur,hem spreyde var desem terörist diye yargılanacak bi durum bu..A şk çok boktan bi durum galiba sevmek daha iyimser..Hem 2 saatir neden yazamadım bu yazıyı hala anlamı ş değilim..Bak Bodrum hiç fena bi fikir de ğil aslında,hem yel değirmenleride var..Hala bekliyosun biliyorum..Neyse Lorel ve Hardy yerine Shakespearele uyandım bu sabaha yine..Bide herkesin dinledi ği şarkılar dinledim,iyiym yani.Gülümsedin i şte itiraf et..Si ve sôl dinliycem bu gün bide bodrum şarkıları. Fikret Kızılokun söyledi ği''Hiç bir şey olmamı ş gibi.’’ Pal sokağı-12 04 2014
GİZLENMEMİŞ ŞEYLER Her satırın sonunu sana ba ğlamaya çalı şan saydam bi yanlızlık verdi avuçlarıma zaman.Gitmek istedim ben böyle durumlarda.Adı konulmamı ş bi roman gibiydi katlettiğim cümleler.Saçmalanmı ş,saçma sapan.Sevmek istiyordum oysa ve buna bir türlü izin vermiyordum.Korunaklı bir kö şe buldum kendime ve üşüdüm içimdeki kelimeleri. Yazdım sonra belki geçer diye.. Duyuyormusun.. Pasaport numaramı ezberledim,kediyle helalle ştim ve İhsan amcaya mektup bırakıp uyudum..Sabahattin Alinin yattı ğı koğuş geldi sonra aklıma.Rakı mevsimi bi yanlızlık ellerimde kalan.Oturup halime şükrettim sonra..Hiç bi sebep yokken sevdim seni,hiç bi sebep yokken teslim oldum..Her git deyi şinde gelmek istedim,her susu şunda kaçmak..Adımda yılların derin u ğultusu ve kırırk dökük fotoğraflarla geçi ştirdim adını geçmi şimden..Yağmur yağar zannettim.. Güneş doğdu yüzüme.. Galiba yine çok içtim.. Şarkı söyledim ... ''deniz üzerinde dönü ş yoluyum. bildiğim her şeye seninle dokundum. kendimce haklıyım... birlikte do ğruyum... yaşamın, sigaranın, yorganın altında... kocamış sakalımın çocuk kokusunda... mutluluğa hep yekün; ya mutsuzlukta? ben sende var mıyım? sende yok muyum?! "
Her kitap biraz daha hayallerle süslenmi ş sayfalardan aktı yüzüne.Okudum.Anlamsız sandı ğım herşeyin bir resmi var ellerimde yüzünü gizleyen..Kimse bilmeyecek kim oldu ğunu..Herkes aklıma kazınmı ş bi buğday tarlasında,rüzgarda sallanan gölge sanacak suretini.Ve ellerimle yazıp ruhumla yaşadığım her satır bir yerde kar şına çıkacak.. Bir değirmen var rüyalarımda ,sonra yoldayım,pirinç tarlaları,dipsiz bi vadi..Vadinin kenarında oturmu ş ay kedileri koyuyorum nehrin kenarına.Hayal gücüm bütün bunları çizebilirken,a şkın yazılamayaca ğını öğrenmem zaman aldı..Yaşadıklarımdı deyip geçemesemde,bir kelime bile söyleyemem bütün bu olanlar hakkında..Kalbim sakın bırakma diyor yazmayı,aklım çok boktan,ellerim allak bullak.. 3. dünya savaşı içimdeki boşluk.. Esmer bi kız çocuğu sadece elinden tuttu ğum. Gerisi hikaye... Şiir:Rehber Sinopsis-08 04 2014
RÜYADAKİ ZARATHUSTRA Higgs parçağı bile çare olamıyor insanın kafasında yarattı ğı o kümelenmiş sınırlara..Sorunun kimden ya da neden kaynaklandı ğının bir önemi yok.Varoluşunun nedeni sensin demi şti bir gün sakallı bi adam..Ne kadarda doğru söylemiş...Gök yüzünden gelecek bir vahiy beklemeyin bu saatten sonra..Ses kafanda ivme kazandı ğında olası devinim gerçekle şecektir.Geriye yapılması gereken tek eylem kalacak şehir yanarken.. Şarkı söylemek Bizi yok edecek olan tek şey BEN... Sen yok olmalı...
09 06 2013 Antalya
HESAPLAŞMA (1) Hep susucam böyle Olric.Hep birilerinin bi şeyler anlatmasını bekliycem.Dünya dönücek,ölücek yine yarın 29 bin insan açlıktan ve ben onu sevdiğimi bile söylemeden hiç bi şey olmamış gibi yaşamaya devam edicem..Kanser bir çocu ğun yardıma ihtiyacı olucak dönüp arkasını gidicek herkes,sonra otobüsteki adam takvim satıcak o çocuk için ve bir kuru ş vermemek için hayatının hesabını yapıcak orospu çocu ğunun biri..Ülkemin başına geçen deyyus para denilen kanlı hesapla şma için cennetin anahtarını bile satıcak ne oldu ğu belli olmayan klonlanmı ş akla..Ben yine suscam...Ama sevicem yinede Olric..Hep sana yazdı ğımı sanıcak insanlar..Bak ben söylemiyorum bunları hatta tutuklamasınlar diye rumuz kullanıyorum haşmetmahap falan filan..Ecdadım bile illahlah dedi..Tanrı olsa yakarır kafamdakilere..Dedim ya susuyorum ben Olric..Sevmek istiyorum artık az biraz.Çok horluyor dünya..Herkes ayrı telden çalıyo bazıları sadece çalıyo..Mahalle muhtarı bile bilim adamı yada sanatçı olsun çok şeymi
istiyorum..Ya insanlar Olric!Kirayı ödemeyince hangi vatanın mensubu olurlar..Aç bıraktım yine kendimi nasıl bi şey göreyim istedim..Ama az bıraktım Ölmedim korktum..Ya Ölenler Olric? Hala seviyorlarmı? Ya Sen Olric..? Peyniraltı Edebiyatı 2014 HESAPLAŞMA(2) Sonra yazıcam Olric.Hesabı kitabına uymayanları yazıcam.,kendine yabancı,kendine düşmanları yazıcam.Hayatı sikiyo böyleleri.Herkesin bi derdi var aslında.Unutmak istiyo bazısı herkes çok parası olsun istiyo çünkü çalıyo birileri herkesten ve para çok boktan bi durum misal susuz kalıyosun bakkalda kalaıyosun ama bakkal iyi,otobüste iyi,kötüsü hastanede kalıyosun sınıfta kalıyosun ayakta kalıyosun falan filan...Makarna hep sert oluyo sular gidince,elektrikte bokta n...Ulan fizik denilen bilim vergi tahsildarlarına çaışıyo..E devlet dedikleri şey ne işe yarıyo...Bak tanrıyı karı ştırmayalım diyorum ama olm bütün kiliseler her ayin sonrası para topluyo..Bide cami yaptırma dernekleri var oda olmadı sinegogun döviz hesabı var..Tanrı hepsini görüo ve bu kısmı irdelemiycem dokunuyo herkese..Siroz olalım biz Olric,akıl hastanesine düşelim bi boka yaramıyo mutlulu ğumuz ve kimse kendine parketmiyo herkesin derdi kendinden fazlası.. Ve hava durumu.. Güney amerikeya 60 dereceyle dü şen güneş ışını en çok kimi tırmalar.... Antalya 10 03 2014
HESAPLAŞMA 3 Yürüyorum Olric.Gecenin bi vakti gidiyorum..yolun ortasına yapı şmış bi cikletten acayip benzetmeler falan..çay çekiyor canım,hava sabaha kar şı,çok boktan ama dramatik..Nevrotik bi kadından sevildi ğini öğrenmek biraz daha soğutuyor havayı,hemen unutmak gerek böyle durumlarda..eskizler çiziyorum geceye sonra birden,yıldızlar arası..Galakside hiç bi bok yokmu ş gibi nükleer krizi tutan amcalar geliyor aklıma..Bide fırından çıkan sıcak ekmek buğusu...Esmer ekmek öle n bi çocuğun yüzünü hatırlatıyor,hemde hiç bir sebep yokken.. Ağır geliyor bazı şeyler artık Olric.Unutmak istiyorum bildiklerimi.. Antalya 15 04 2014
HESAPLAŞMA 4 Hep böyle oluyo Olric. Unutuyorum. Sabah kalktım,bi baktım yokmu ş.Lavuğun biri var,muhtemel o so ğuttu beni bu hikayeden.Böyle yapı ş yapış gülümsemeler saçınca insanlar kafamı çeviriyorum artık.Buğday tarlasında terlemi ş bir kızın gamzesi var yıllardır aklımda.Yüzünü unuttum.Belki bir gün kar şılaşırım derken sabah olmu ş,balık tutmuş Fikret amca,yarın akşam şarap iççez yine galiba,Necla teyze yine evlilik mevzusunu açacak,Ben Luis Aragondan bi şiir patlatıcam bunun üstüne..Fikret amca ''rahat bırak çocuğu,herşey vakti gelince olur'' deyip Ulus Bakerden ba şlıycaz dem vurmaya..İlk yudumu toprağa dökücem yine kaybettiklerim için..Herkes bilicek bunu fakat hiç kimse bi şey söylemeye cesaret edemiycek..Yazıcam, İçicem,içicem yine yazıcam.Denize gitçem,ba ğıra bağıra şarkı söyliycem,insan yüzleri çekicem utanmadan,okuycam her zamanki deli gibi,Tiyatroda kimsenin duymadıklarını söyliycem nasılsa tiyatro diycekler,içicem,heykel yapıcam kimseye benzemeyen,patenlerle dizlerimi parçalıycam,motosikletimle yarı yolda kalıcam,ama yolda olucam,çocuklarla uçurtma uçurucam.. Ben adam olmıycam.. Sevicem bi gün yine Olric. Hiç sevmediğim kadar.. Bak bu hikayede bitti... Antalya 20 04 2014
HESAPLAŞMA 5 Sabah bi boşluk hissettim yanımda Olric.Ama Temporary Peace'i dinledim eve adım atar atmaz..Artık birini seviyor olmanın pamuk şeker gibi yüzümde bıraktığı huzur var.Soka ğa attım kendimi sonra birden..Patlayan Çama şır makinesine hediye aldım ama takmadım kısmet seneye heralde..bide Banavarı doktora götürdüm,Ya şıyo şimdilik,son kalp krizimizden sonra dinlendi biraz..Hala öksürüyo..Hep onu dü şündüm bilmiyorum neden ve uyumam gerek nasıl bende bilmiyorum.. -Uyuyalım mı Olric.. -Bilmem efendimiz.. Antalya-Hz C.a.pulcu 28 04 2014 GEZİDEN SONRA Kitap,yol,motor,rock2n roll,bira,resimler geçiyor beynimde,ve yeniden sahnede buluyorum kendimi..Frank Sinatra...My way... Kararıyor sahne birden aniden ellerimden çekiyor beni Prag da izbe bir oda ve kar şımda Lorenz
katedrali,,Keman çalıyor kör kadın ben çocukkende vardı böyle biri,Öldürdüler..Papatya atmı ştım tabutuna,karanfil yoktu o mevsim... Şimdi asilik işlemiş ruhumdan bir gitar melodisi mırıldanıyor konçertonun notalarını..Annem hep derdi senden büyük adam olacak... Takunyadan gemi yapasım var şu aralar! Ben geldim balkondan anahtarları at Olric.. PRAG- 27 08 2013
Hep birilerinin yatıp kalktıktan sonra açı ğa çıkmış yanlızlığını üzerime sildi ği bir hayattı benimkisi... hep ıslak... C.A.P.
Herkes gittikten sonra,sadece ya ğmur kalacak... C.A.P.
23:45 İhsan amca bi şeyler ye bari dedi.. Şiirde okumadık,öyle so ğuktu işte masa..Bilincimi yitirdi ğim bir an,elimde kopmu ş bi uçurtma ipiyle batmak istiyorum.Çok şeymi istiyorum.Sonra yosun kokusu,ve mezarlıklar yanıltır insanı..Her yan kuzeydir biraz aslında. İhsan amca yine bi şeyler ye bari dedi. İlk kimdi hayal meyal hatırlıyorum,sonra zoraki bulundu ğum kalabalıklar.Sonra a ğlayan biri vardı onuda hatırlıyorum.Ellerimde çıplak ayaklı bir çocuk özgürlü ğü,koşuyorum.. Son söz yazıldığında hep devamını getirmek isteyen bi acemilik tela şında buluyorum kendimi,ko şuyorum rüzgar u ğulduyor kulaklarımda..Sapsarı saç şarı omuzlarında kıvırcık bi erkek çocu ğuymuşum,bencilsin dedi biri.Oldu ğum şeyi bende istemedim.Felsefenin adam öldürmedi ği aşikarken,aklıma sevgi dü ştü son bir aşk yazdım antik yunan kentlerinde.Kelimeler yetmezken hiç bir şeyi anlatmaya,yüzüme vuran suda buldum hayatı ve bir kadında kaybettim..Sana söyleyemediğim şayler bunlar İhsan amca..Plüton öldü ğünden beri anlatmaya korktuğum şeyler.. Yağmur yağana kadar sustu ğum bi an kağıt gemilerin yol kenarındaki sulardan
aktığı siyah beyaz bi açık hava sinemasında ka ğıt helvacıları çok orospu çocu ğu bi park hatırlarım..Hepsi sezen aksuyu severdi..Beynimi delik de şik eden her gökgürültüsü biraz daha Soldier Fortune'u anımsatırdı oysa. İhsan amca bi şeyler ye bari dedi..Delirdi ğimi düşündüler bi ara..Tansu Çiller dediğimde vazgeçtiler..Buradan bakıldı ğında daha vahim...Yaptı ğım ilk heykeli parçaladı ğımda farkettim vah şatimi..Hep böyle zamanlarda ya ğıyor yağmur.. Tuhaf.. Sonra o geldi. Olric henüz yani gitmi şti,babamı ısırmasını bile tembihledim sıkı sıkı..Tuttu sözünü yılların intikamı yatıyo o ısırıkta ama babamın boynumu ısırdı ğınıda hatırlarım,çok pis gıdıklanırdım..Kıskanç falanda de ğildim sadece daha de ğerli kılmak istedim yarattıklarımı.. Sonra birden geldi.. İhsan amca senin bi İmpala vardı o zamanlar..Bi tur versene diyen çocuklar dolanıyor şimdi peşimde hepsi halüsinasyon.Dünyanın bütün umutsuzlu ğunu unutup mutlu bir foto ğrafa sığdırmak istiyodum hayatı.. Sonra gitti.. Birde acil trombosit ihtiyac mesajları.. Sonra üstümde kaybolan koku.. Antik yunan tragedyaları.. Yosun korkusu.. Yağmur.. 07 04 2014 Solak-Pal soka ğı YARGILANDIĞIM KONU İşten çıkmışım,yorgun argın bi çay içer senaryonun son sahnesini bitirir,mesajlara bakar sonra uyurum diyordum kendi kendime. Üniversite yıllarında kusana kadar içip paramız bitince sahil boyundan 4-5 kilometre yürürdük eve gidebilmek için bazende komün halinde ya şayan fikirlerini çok tasvip etmedi ğimiz ama yinede e şitlik ve kardeşlikte ortak noktalar bulduğumuz kürt arkada şların evinde pineklerdik.Çok güzel insanlarda çıktı o çocukların arasından,çok sonra terör örgütüne kat ıldığını öğrendiğimiz beyni yıkanmı şlarda.Kayahanla birlikte ÇYDDnin Deniz Yıldızı projesine katılmı ştık.Şarap fabrikalarına gider,deli gibi kitap okur,haftada bir gün bir dershane salonunda kızlı erkekli toplanır tartı şırdık.Kendi tiyatromu kurma fikrini bana a şılayanda oydu,kurdumda.16 şehirde yazdığım 7 oyunu oynadık arkadaşlarla.En çokta evlerinin yada kafeteryalarının salonu büyük olan yerlere cep sahneleri kurardık.Sonra biçok şey gibi onuda yarım bıraktım.Onun oynadı ğı son oyunumda şöyle bir soru soruyordum izleyiciye,'' İŞTE YİNE KIYAMET KOPTU KALB İMİZDE.ELLERİMDE KAN KIRMIZI SOMAL İ GÜLLERİ.AMAÇTI ASLINDA İNSANLIK FAKAT ARAÇ OLDUK SAVA ŞLARA,SORUYORUM HEPİMİZE,NEYİZ BİZ!!!.''Değiştirmiyordu bir şeyi çünkü yapmaya çalı ştığım hiçbirşey,galiba yanlızca tiyatroda yanıldım.Geçti ğimiz yıl son oyunumu sahneye koyarken aradı beni,5 yıldır hiç görü şmemiştik.Siirtte Rehber Ö ğretmenliğe başlamış.Onun
adına çok sevindim.Oyunu izlemeye geldi ğini 1 hafta sonra bana gönderdi ği tebrik mesajını okuyunca anladım. Aradan 1 yıl geçti ve 2. bir mesaj daha vardı Kayahandan,okumadan önce bu yazdıklarım film şeridi gibi geçti aklımdan,gülümsedim. Mesajında 2 yıl önce bir 8 ya şında bir kız ö ğrencisinin defalarca tecavüze uğradığını,olayın zanlılarının hala serbest oldu ğunu,bazılarının iktidar partisi yanlısı oldukları ve nüfuzlu ailelere mensup oldukları için serbest bırakıldı ğını,Kızın ailesinin şehri terketmeye zorlandı ğını ve babasının polis tarafından gözaltına alınarak davadan vazgeçirildi ğini.Bölgede buna benzer bir çok vaka oldu ğunu ve genellikle ensest olayların ya şandığından bahsetmişti mesajında. Son 10 yıldır Ülkemde 400.000 taciz ve tecavüz vakası var ve en a ğır ceza 2006 yılında 7 yıl 3 ay olarak verildi ğini düşünecek olursak yakla şık 200.000 sapık ve psikopat sokaklarda dola şıyor.Bu olanları me şru kılacak bir e ğitim yapısına sahibiz.Aileler tecavüze ve tacize u ğrayan kız çocuklarını sahipleniyor sanıyorsanız yanılırsınız.Devletin durumu ortada.Fazla söze gerek yok.Bu ülkenin özellikle kız çocukları tehdit altında.Çocuk i şçileri,çocuk gelinleri,çocuk dilencileri,çocukları kısacası.Atatürkün gelece ğimiz dediği o çocukların her yolla ırzına geçen ve bunu me şru kılan bir anlayı ş yönetiyor bu ülkeyi.Çocuklarınızı yalnız bırakmayın.Motorları maviliklere sürmek umuduyla! Cevher Alp Palabıyık 23 10 2013
DÜŞÜNDÜKÇE (Zamanın a şımına uğradı bugün bu ülke..) Yıl 1993 , 8 yaşındayım daha..Dedemin a ğzını bıçak açmıyor.Onu ilk defa o kadar üzgün ve yılmı ş gördüm.Saat daha erkendi,hava so ğuk ve karlıydı yerler,rakı içiyordu balkonda.Bir kaç yıl sonra odama Bursa Nutkunun büyük bir posterini asarken sordum ona ‘’Dede dü şünenler neden ölüyor bu ülkede ?’’diye.Kısa bi cevap verdi ‘’Dü şünceleri sahipsiz kalsın diye’’ dedi ve hatırladı ğım kadarıyla buna benzer bir şeyler döküldü dudaklarından‘’Düşünceyi hapse atamazsın o ğlum,kurşun sıkamazsın,bo ğazlayamazsın ellerin yanar.Dü şünceler tehlikelidir.Ya şamayı öğretir insana ama insanca. İnsanlık onurunu korur dü şünceler,ba şı diktir düşüncelerin kul olmaz hiçbir insana.’’ve hepsini hatırlayamadı ğım bir konuşmaydı bu düşünce adına.O akşam elimde karanfil,kolumda dedem Gazete binasının önünde bir suskunluk vardı yıllarca sürüp gidecek olan. 20 yıl olmuş o günden bu yana.Dü şünce sustu yıllardır ülkemde hala susmaya devam ediyor.Koyunlarımız var artık,Lcd tvlerimiz,arabalarımız bir ço ğunuzun çocukları oldu.Sonra Şeyhler geldi ülkeme,sahte imamlar,Allahın verdi ği canı Allah için alanlar geldi götürdüler dü şüncelerimizi,unutturdular her şeyi,Atatürk’ü bile öldü ğü günde anamaz olduk.Her gün birilerini tutukluyorlar,bilimi copluyorlar,vatana hizmet edenleri yargılıyorlar.Kısacası Artık vicdan sustu! Korkuyorsunuz!
‘’Susma Sustukça Sıra Sana Gelecek’’ ‘’ı şıklar sönecek’’,yürünecek ve evlerine dağılacak herkes.Düşünceler girecek bir anlık hayatımıza,sonra korkup gidecekler. İticez hep onları,hep bizimde hayatımıza zarar verir korkusuyla Susup Sırasını bekleyecek herkes…Vurulacak yine birileri,evden dı şarı çıkıp bağırmak için bahane olacak herkese.Suskun bi şekilde dağılacak herkes sonra evlerine.. O gün bu gündür düşünüyorum,düşünceler biriktiriyorum,bir şeyler karalıyorum her fırsatta unutmamak için dü şünceleri.Ne kadar sahipsiz kalsada düşünceleri,ben düşünüyorum bu ülke için ölenleri unutmamak adına.. Nice yıllara Uğur amca,doğum günün öldüğün gündür benim için.. 23 01 2013 Antalya
NOVİEMBRE İlk seçmeler bitti,yazılı tek soru hazırladık sahneye çıkmaya meraklı kitleye.38 kişiden 2 si kabul edildi..(Önümüzdeki yıla kadar kadar müzikal kadro sunu tamamlamayı planlıyoruz. İlerleyen tarihlerde yeni seçmeler ve tarihleri sayfadan duyurulacaktır.) SORU:vilyım şekspirin ismini orijinal haliyle yazınız.. (3 doğru,açın Google hazretlerini) Pratikte bir tiyatro tiradı istedik çok orijinal şeyler çıktı ama en be ğendiğim Dario Fo'nun ''Bir Anar şistin kaza sonucu ölümü'' oyunundaki Deli karakteriydi..İyi tema..Müzikal yetenek için ritim kısmı çok iyiydi fakat buna şarkı söyleme mantı ğıyla yaklaşılması rahatsız edici..Müzikal kültürümüz hiçte fena değildir aslında (7 Kocalı Hürmüz tabiki Phantom of the Opera ile tabiki kıyaslanamaz fakat alt yapısı sa ğlam ve yeterli tanıtımla dünya müzikalleri arasında yerini alması kaçınılmaz bir Türk oyunudur.) Asıl bomba doğaçlamalarda patladı..O kadar traji komik bir ülke olduk ki, samimiyetsiz pişkin cahil ve yobaz insanların yönetti ği yada hiç laf salatası yapmıycam.Kelime sarfetmek istemiyorum herkesin konu şmaktan çok düşünmesi gereken bu konu üzerine..Tiyatro insanların dünya denilen sahneyle yüzleştikleri bir dev aynası aslında..Orada her şey mümkün.Olmaz denilen herşey imkanlar dahilinde mümkün.Fakat onu özel kılan şey hiç bir şeye bağlı kalmadan üretilen fikirlerin bu ülkede ya şayabildiği tek yer olması.. Düşünceyi işte bu yüzden öldüremiyorlar.Kitaplar yakılıyor hala bu yüzyılda çok acı.İnsanların öldürülmesini do ğal ve kabullenilebilir bir şey olduğunu duygusuzca aşılıyorlar hepimize.Barı ş şarkılarıyla masturbe ediyoruz
kendimizi.Ölen öldü ğüyle kalıyor(mu) galiba fakat Marmariste resim yapıp hiç bişrşey olmamı ş gibi yaşamına pişkince devam edebilen insanlar türetiyoruz gün be gün... Sinan isminde bir geç arkada şım vardı seçmelerde..(Deli) Tiradta canlandırdı ğı karakterden etkilendi ği aşikardı fakat doğaçlamalarda aynı tiradı İSMAİL KORKMAZ için uyarladı ğında,Tüylerimiz diken diken oldu o an.O an dedimki kendi kendime ''Yok oldu ğunu düşündüğümüz herkesi ve herşeyi yeniden yaratmak mümkün'' İşte bu yüzden ''Sanat içinde gelece ği barındıran bir silahtır''.Sahnelerden ba şlayın çocuklarınıza hayatı öğretmeye.Herşeyin mümkün olabilece ğinden çok her şeyin güzel olabilece ğini mümkün kılabilmek için... Ps:Abim 'sen çok kübik dü şünüyorsun sahnede,iyisimi yaz' demi şti bir gün bu müzikali hazırlamaya karar verdi ğimde.o gün ona hak verdim.Ardından örnekleriyle Madigliannin hayatını izletti ğinde artık ikimizde hayattaki karakterimin o oldu ğuna karar vermi ştik. Turgut Uyarın 'Palyaço' şiirini seslendirdiğimde yanıldığımızı farkettim bu gün ardından bu yazı geldi aklıma.Tesadüf bu ya bana hediye etti ği şarabı açmışım.Her defasında oldu ğu gibi İlk yudum Toprağa.. Antalya 11 Ocak 2014 İNSANSI Hayatım boyunca sallayaca ğım tek bayrak Türk bayra ğıdır!! Atatürkte beni ben yapan ADAM..Bu topra ğın bir ferdi olduğum içindir bu ve insanlığımla değil bağlı olduğum zümre ile alakalıdır aynı senin taraf olman gibi... Gerisini salla gitsin... Sırf bu nedenle bana hangi partiye oy verece ğimi sorma canım kardeşim,uyuşturucu manyakları bile daha sa ğlıklıdır bilim dı şı üretilmiş insansal olgulardan,götün yiyorsa ve aklın biraz olsun fikir üretiyorsa yeri geldiğinde kendine ve bağımlı olduğun fikirlere bile muhalefet olmayı dene,aydın olmak bunu gerektirir.Ko şullandırılıp biçimlendirilmi ş İnançlar ve ideolojiler insanın tarafsız olmasındaki en büyük engel de ğilmidir? İnanmazsan insanın tarihine bak! Ne kadar bilirsen bil,okursan oku,dü şünürsen düşün İNSANdır hayatında okuyaca ğın en baba kitap,gerisi anlamana yardımcı olur sadece.. Çok isterdim gülüp geçmeyi bana söylediklerine fakat teknolojik bir ortaça ğa sürüklenen ülkemde seni ayrı ştırmayı tercih ettim ve yazdım İNSAN olduğun için. Kendine iyi bak,bol bol şarap iç kanı sulandırır doctor dedi,he bide Boris Pestenak'ı dinle hatta Doctor Jivagoyu izle derim,iyi adamdır vesselam. Kal selametle... PS:(İnsanı kalıp halindeki olgularla ispat konusu haline getiren akıllı oldu ğunu düşündüğüm ve düşünceyi kabullenmemek için tartı şmaktan çok kavga eden bir
''arkadaşa'' cevap. Biliyorum okuyacaksın!) Antalya 04 10 2013
AYNADAKİ HAYALETİN OPERASI* Kapadı gözlerini ve siyah bir kalem çekti kirpiklerine..Hikayenin burada başlaması gerektiğine dünyaya farklı bakan gözlerinin de ğil,gözlerine farklı bakan birinin karar vermesi gerekti ğini düşünüp sildi gözlerini..Hangi nehirden geldiği belli olmayan bir avuç su vurdu yüzüne,a ğladığını belli etmedi aynaya..Saatine bakarken zamanın hayatından aldı ğı zamanı hesaplayıp biraz daha uyuması gerekti ğine inandırdı kendini... Kapadı gözlerini ve derin bir nefes çekti içine..Uykunun burada ba şlaması gerektiğine rüyaya dalan gözlerinin de ğil,gözlerine inanmayan uykunun karar vermesi gerekti ğini düşünüp açtı gözlerini.Kırık bardakta günlerce amaçsız duran yanlızlığı çarptı gözüne.Ağladığını kırık cam parçasına belli etmedi.Kendini hatırlamak için konu ştu kendiyle. Şarkı söylemesi gerektirdiğine inandırdı sessizli ğini... Kapadı gözlerini ve canı bir yudum şarap çekti.. Şarkını burada ba şlaması gerekmiyordu oysa aklının o şeyi bulduğunu bildiği yerde itiraf edecekti herşeyi.Eline geçirdi ği kırık bardakla parçaladı ğı bileklerini gösterdi aynaya,ayna şarkıya devam etti..Korku sese karı ştı bir an.Ağladığını korkuya belli etmedi.Mızıka ve suyun sesiyle aynadan ellerine uzanan dü şüncelere teslim etti bileklerini..Hiç bir fikrin ya şamaya engel olmayaca ğını düşünüp sevmek istedi.. Açtı gözlerini ve gülümsedi.Hikayenin burada bitmesi gerekti ğine kapanan gözlerinin değil gözlerinin içine gülümseyen bu hikayenin karar vermesi gerektiğini düşünüp açtı gözlerini... ''Küçük kurbağa küçük kurba ğa Kuyruğun nerede? Kuyruğum yok kuyru ğum yok Yüzerim derede..''
Tabut-Mag 01 01 2014 *Operadaki hayaleti gören Ayna..
SABUN KOKUSU Bu yazıyı yazmamamayı çok isterdim.Aslında yazmamayı dilerdim.Okumamayıda.Neden bilmiyorum tuhaf bir iç geçirmeyle ba şlıyor herşey.Duraksız düşüncelere dalıyor aklım,insanlar akıyor kafamda boyadı ğım resimlere sağır kör dilsiz olanlar ço ğunluk ve ellerinde çocukluk halleriyle bulanıyor gökyüzü,sı ğınaklar yapıyorum onlara,kitaptan can yelekleri.Bu sabah bir savaş daha patlak verdi içimde.57. Alayım var benimde,Çocuk ordularım.İçtima vakti ilk ben kalkarım,ilk i ş elimi yüzümü yıkamam mesela göğsüme yaslanan yarım kalmı ş kelimeleri tamamlarım.Sonra o çok sevdi ğim konçerto yankılanır duvarlarımda,anneme dair hatırladı ğım tek hatıra. Kadınlar hep barı ş elçisi oldu sava şlarımda,bir çoğu mesleği bıraktı ev hanımlığı yapıyor şimdi,anne olanlarıda var.Erkekler piyonlarıydı ömrümün,her düşünceye kurban edilen.O biçim dedikleri ki şilerde yer aldı savaşlarımda insana dair kıldım hepsini ne tuhaf.Hepsi bundan ibaret mutlu bi aile tablosuydu aslında insanlık.Sonra yava ş yavaş farklı şeylere inandık.Bir düşünceyi benimsemiyor ve tebaa etmiyorsa farklı arayı şlara sürükler insan kendini.Düşünceyle başlıyor insanın devinimi.Sonu ya sulh yada tümden iradesiz bırakılmaktır ki benimsenmeyen dü şüncenin tuzağıdır bu aslında ve er yada geç alır intikamını..Seni yok etmek için karanlıkta saklanacaktır... Bana Kürk Mantolu Madonnayı pembe bir simayla anımsatan çok eskilerden kalma biri gibi geldi yüzü.Dü şündüm yine bu sabah,yüzümü yıkayana kadar... 05 07 2013 Antalya
REALİTENİN KALPTEKİ İZDÜŞÜMÜ Kimsin nesin nerelisin sormıycam,unutucam yıkanmamı ş bulaşıklarımı,ter kokan t-shırtlerimi,paspasın altına gömdü ğüm kırıntıları..Çocuklu ğumdan kalma misketlerimi vericem sana,deli gibi kitap okuycam belki mutlu olursun,sevdiğim kadınlardan kalma mesajlarıda silicem,mektupları yakıcam, hatıraları vericem e şe dosta,ne bileyim pazara giderim unuturum bikaç bi şey eksikliğini tamamlasın ellerin ruhumuzda kaybolanları,belki çay demlersin oturup Tchaikovskyden sprigi dinleriz,soka ğa çıkarız küfrederiz doya doya sansürsüz,sonra deniz gökyüzü faturalar ve alınacak e şyalar,çocuk bezi okul elbisesi araba lasti ği saç boyası keman sesi..Gözlerin annemi hatırlatsın öyle karşılıksız çıkarsız ve sebepsiz.Kelimeler yetmesin anlatmaya,ya şamayı birlikte öğrenelim,elele şarap içelim hatta bu sebepten nezarete girelim,hikayeler biriktirelim vazgeçilmesi mümkün olmayan anılar ihtiyarlayan yüzümüzde bir tebessüm utanmayalım 70inde bankta öpü şmekten ve altımıza i şemekten.öyle bi gel ki yarım kalan ne kadar devrim varsa kızıma miras bırakayım, aklımı kaçırayım,kendi kendimi bulayım.. Öyle bi gelki dünyanın a.... koyayım ölmek mümkün olmasın..... -desem hayatımı mahvedecek bi ton ka şar var... Bir akşam üstü buğday tarlasında ete ğine elma toplayan Saçları örgülü o kız gibi kaldı aklımda A ŞK.. 29 09 2013 Antalya
GÜNÜN ÖZETİ VE CEHALET İNSANÍ FAŞİST YAPAR ÖNERMESİ Sigara bitmi ş,neden bittiki,içiyorum ondan.Seviyorum içmeyi galiba.konu şma biçimleri üzerine tez yazmaya kalksam heralde konu mankenim bakkalına gazete bile almaktan korkan ve mahalleyi haraca ba ğlamış yankesici kılıklı simsar heriften %de yüz bahsederdim. BİRPAKETÇESTÍRF İLDALABİLİRMİYİM kadar masum bir soru ve buna karşılık ÇEKSENEŞUİTİKAPÍNÍNÖNÜNDEN,,, İt ve kapının önünde oturan Mr.Olric.., AYNASÍZLAR da katıldı sohpete derken böbreğe yenen yumruk ve ta ş düşürme mevsimi.. İnmiş camlar,KELEPÇEYOK KELEPÇEYOK..Nitekim savunma avukatımı hep alırım evden çıkmadan..Hastahaneler hapisanelerden daha akıllı en azından Janis Joplin çalıyordu doktorun odasında da acı sado şist
bir ivme kazandı o arada.Beyne etki eden a ğrı kesici ve çek birası... Lösemi Berkine verilmi ş trombosit ve sersemleyen parmaklarım itiyor beni bunları anlatmaya..Evin duvarlarını boyadım geçen yıl renkleri bilen bilir şimdi herkes show bussınes..Yinede Hayatla kavga etmek daha iyimser yapıyor insan yanımı... Sevgiler... 04 09 2013
TIRLAR DUYULMAMIŞTI HENÜZ Türkiyedeki istikrarlı sarsıntıyı gören sava ş baronları pani ğe kapılarak sava ş borusunu çaldı.E ğer kendi halkına polisten kurdu ğu devleti ile sava ş ilan etmesine göz yumuyorlarsa bu onun bu sava şı başlatmasını istedikleri içindir..Hiçbir şey demirden daha de ğerli olmayacak insanlık dü şmanları için.Biri bu adamı durdurmalı,kimin oldu ğu umrumda bile de ğil...Orada olmasında hepimizin payı var..Irak sava şını hatırla. Trtden Naklen yayınlanan bir sava ş daha olmasın,çocuklarınızı ekrandan uzaklaştırmak bomba seslerini duymalarını engellemeyecek bu defa.... 29 08 2013 C.A.P.
MOTOR YAZILARI -Bujisi eskimiş insanlardan uzak durun... -Çıkma kalp yarı yolda bırakır.. -Kurşunsuz koyunca çalı şmıyor hiç bir kafa.. -Herkesi yazdım Sana Yer kalmadı Madonna.. -Dövmeli kırmalı,pagan yan şerit sürücüsü aranıyor.. -Yedek parçaya hayır,ya şasın çin malı tek e şlilik... -Dünyanın bütün kırıkları da ğılın ulan... -Bukovski 650 cclik bir afrodizyaktır.. -Kılsız tek buzlu bi Jack bide modern kadın şerrinden korunmak için kıllı bibidogilleri tekrar seçin..(seçinde görün ebenizinkini 3 boyutlu) Daha yüzlerce yazabilrilim lakin çok yaktı...Kabin amirinin uçak ankesörlü telefonunun jetonu bitmi ş vah vah...son anonsu küpeli sola çek sola çeeeeekkkkkk.
CAPTAİN:Gemi biraz solamı çekiyo ne.. eğüzübillahiminaşeytan icadı dediler kuru kafayla kuru fasulye yemeye gidilir pir-ü pak dönülür.... HADİ BRAW BRAWWW... 13 08 2013 CORROSİVE Eınsteını düşünüyorum,Bazen Hemıngway ne biliyim bazende Oğuz Atay..Çok kalabalık aklım kimi sığdırsam hep biri açıkta.Aynı havayı soluduğum Rıza pezevenginin yaşamaya hakkı var muhakkak,yada Tüccar Recebin,lakin bu hep böyle sürüp gidicek..Mülkiye olmaz bu yıl ama Güzel sanatlara yarım bırakmak için gidicem..Zaten neyin sonunu getirmeye çalışsam saçma sapan bir hal alıyor herşey..Bir kız severim evlenirim desemde yalan inanmayın sakın,kalbim köfte kıvamında ha durdu ha duracak..İyisimi rakı koyalım hiç bitmesin,aşık olalım deli gibi,devrim yapıp sızalım ortaköyde.Bırakalım sıkıştırıp sıkıştırıp o sevsın bızı...Biz yalnız kalalım... 13 08 2013 CONSUME ! OBEY ! D İE ! Aklının,düşündüklerinin,projelerinin,kendine ve insanlara faydalı olmasını umduğun hiçbirşeyin önemi yok.Seni sistemin belirledi ği çerçevede değerlendirmelerine izin verdi ğin için onların kriterleri ve senin için belirledikleri standartlarla ya şamaya mecbursun.Ya şamaya mecbursun ve bunun için sisteme bir şekilde tutunmak zorundasın şeklin ve biçmin önemi yok.Kira parası çıksın,faturalar ödensin,alkol yemek gerisini sittiret.Ailenin olmayı şı bir avantaj bu durumda.Devletin bile a şırı zekalar yeti ştirdiği gerekçesi ile kapanması için her yıl dava açtı ğı okulun bütün Avrupa ülkelerinde tanınırken kendi ülkende kâle bile alınmıyor.Yani kapital dünyada bi bok olamazsın reel konuşmak gerekirse. Hastalanmayacaksın,acıkmayacaksın,insani ihtiyaçlarını kar şılama isteğin hiçbir zaman sistemin çıkarlarını zedelemeyecek ve buna istinaden senden istenileni eksiksiz yerine getirmen beklenirken,insan faktörünün yeterli seviyede olduğunu gören sistem yava ş yavaş seni kendi istedi ği koşullarda yaşamaya itecek.Tükeneceksin...Buda yetmezmi ş gibi faşizmin dibine vurmu ş bir ülke vatandaşı olduğum için kendimi ne kadar suçlasam azdır. Bu ülkenin bu hale gelmesinde eminim benimde payım var ve bu suçluluk duygusunun umarım bir telafisi vardır. Hani medeniyet diyorduk? Dünya kapitallerine yenilmi ş ülkemde Medeniyet ATAM ölene kadarmı ş.''Atatürk gibi düşün'' diye deyim üreten dünya refah sıralamasında en üst sıraları zorlayan ülkenin adı TÜRK İYE değil.Biz İsveç Norveç vs olmayalım,olamayaca ğımız zaten aşikar,Hiç yoktan aklını kaybetmi ş ülkemin vicdanını kaybetmesine seyirci kalmayalım diyorum oda nafile...Kurtuluş savaşı öncesini düşünecek olursak yapılacak çok şey var fakat oda bu topraklarda artık mümkün gibi gözükmüyor.. Bu topraklarda do ğdum ve bu topraklarda ölmek arzusundayım.. Fakat Yaşamak Şakaya Gelmez... İlk ayrılışım değil bu fakat bu defa uzun olsun istiyorum ayrılı ğım..
Gidiyorum..En kısa zamanda....Bir yolu vardır elbet... Zamanı gelene kadar ve dönmemek üzere... (Hala gidemedim) 03 09 2013
ÇANLAR YENİDEN ÇALIYOR "Ada değildir insan, bütün hiç de ğildir bir ba şına; anakaranın bir parçasıdır, bir damladır okyanusta; bir toprak tanesini alıp götürse deniz, küçülür Avrupa, sanki yiten bir burunmu ş, dostlarının ya da senin bir yurtlu ğunmuş gibi, ölünce bir insan eksilirim ben, çünkü insano ğlunun bir parçasıyım; i şte bundandır ki sorup durma çanların kimin için çaldı ğını; senin için çalıyor." Diyor Ernest Hamıngway Ben Siyasiyabendten Bizonun çı ğlığını dinlerken… Dünyanın neresine giderseniz gidin,barbar derler ta rihimizdeki deneyimlerimizden dolayı bize.Fakat ne zaman Atatürkten bahsetseniz,i şte o an saygı duyarlar.Anlatması uzun sürer yada sıkılırsınız bu yazıyı okurken fakat Dünyanın en popüler halkçı lideri Ernesto Che Guevara De La Sernadır.Sosyalist oldu ğu için değil bence çünkü sosyalizmin ne anlama geldiğini bilmeyen ve ülkesinde kitap satın almanın lüks kabul edildi ği bir ülkede yaymıştır fikirlerini.Bence Halkları her şeyin üstünde görerek,onlar uğruna ölebildi ği için.Ne olur yanlı ş anlamayın beni,bir kıyaslama yapacak kadar ahmak değilim bu konuda. 20.yüzyılın başlarında şekil değiştiren dünya,yönetim ilkelerini hiçe sayarak milyonlarca insanın ölümüne neden olan bir kaos meydana getirmi ştir ve bu kaostan en karlı çıkanlar Amerikan borsalarında istifledikleri Hisselerini New Yorkun o muazzam kulelerinde yeni kaos düzenleri üzerine birbirleriyle bahse girerek kutlamışlardır ki,can çeki şenlerden biri olan Almanya son kozunu büyük oynayarak 2. dünya sava şı ile bu kaosu tescillemi ştir.Dünyayı yönetenlerin aldı ğı en acıklı kararı ise Japon halkı canıyla ödemi ştir. 68de bir rüyayı gerçekle ştirebilen Che'nin ilk icraatlarından biri o saygı duyduğu büyük önder ATATÜRK'ün heykelini Havanada diktirmi ştir. NEDEN? Gelelim bize, Dünya halklarını kölele ştirmiş bütün monarşiler birbir düşerken,bir halkın çığlığını duyabilen tek lider vardır 20.yy da.Bir bakın dünyaya derim ben,bütün köklü devletlerin sembolik oldu ğunu düşündüğünüz bir kralı yada kraliçesi mevcuttur.Küba dışında sosyalizmi benimsemi ş bütün ülkeler batmı ştır ve sebebi insanlarını farkı biçimde sömürdükleri içindir bence..Özgür bir halk yaratan tek Atatürktür.Bu yüzden dünya saygı duyar bize.Yeni dünya düzeninin merkezinde yer alan bir avuç insanın refahı için halkların adapte olmasını istedikleri her şey kanlı sonuçlanmı ş ve bir şekilde kabul ettirilmi ştir.Oysa o bize Cumhuriyet arma ğan etti..
Sadede gelecek olursak; Bir halk aya ğa kalktı,kendini dev aynasında gören çıplak bir krala boyun eğmemek için..Her fikirden,her sosyal sınıfatan ve her zümreden. Eminim herkesin aklında aynı soru var bu günlerde ''Ya şimdi ne olacak''.. Herkes bir direni şte.. Belki çıkar gelir diye... Gelirmi dersiniz....? 10 06 2013 Antalya
100.YIL MARŞI Belki birgün benide bu yazdıklarımdan dolayı yargılayıp yaftalayacaklar.Olsun! daha iyi bişeyler çıkar düşüncelerden o zamanda.. Everyone I come across, in cages they bought They think of me and my wandering, but I m never what they thought I've got my indignation, but I m pure in all my thoughts I'm alive... Yaşıyorum...diyor ya Eddie,i şte öyle.. Bu yazıyı hazırlamadan önce çok kavga ettim kafamdakilerle,Do ğru yada yanlış diye sorgulamıyorum hiç bir şeyi,önyargılarım olmadı ğı için herkesi anlamayı tercih ediyorum.Uyumu koyuyorum kalbimdeki bütün bo şluklara.Hayatımın merkezine sanatı yerle ştirmemin en büyük sebeplerinden biri buydu,daha yaşanılası kılmak için hayatı. İnsan olmaktan bahsediyorum,anlattıklarım beni bağlar desemde fikirlerimi yargılayacak ve kendinde beni hükmedecek 7 milyar insan yaşıyor hakkı olduğu için ve hakları var.Ayrı ştıran herşeye karşı olduğum bir dönem bu aslında ve anlık tepki ve kısırla ştırmayla küçük anektodlara hapsolmuş insanın kısırlı ğı bu yaşadığımız çağ.Önüne konulan şeyi işine gelenleri bir kenara ayırarak tahammül edemediklerini mahkum eden bir zaman. İstanbuldan Ankaraya hep trenle gittim ben.Do ğduğum topraklara her adım atışımda belki hiç tanmadı ğım o bebekle kar şılaşırım umudu vardı içimde ve ne zaman bozkırı içime çeksem kavga etme içgüdüm ayaklanmı ştır resmi olan herşeyle.Ulus beyle ilk tanı şmamız bir kompozyumda oldu ve hala dün gibi hatırladı ğım Potestas ve Spinoza analizleri kula ğıma küpedir ki bu yüzden benim için son yüzyılın en kült entelektüellerinden biridir benim için Ulus Baker. Yıllarca aklıma takılan şey 2 yıl üstüste Anaokuluna gitmem oldu,sebebin 4 yaşında okula başlamış olduğumu versiyonlarla anlatan halam dünyaya farklı bakan biri oldu ğumu hiçbir zaman kabullenemedi.Hâlâ beni evlendirmek derdinde.Onun için tek kurtulu şum bu ve sanıyorum, di ğer çocukların seviyesinde tutabilmek için beni iki defa aynı aptallık sendromunu ya şamaya zorladılar.. Yıllar sonra Üniversiteyi bitirmeden ö ğretim üyelerinin hepsine tezimi kabul ettirmem,benim kendime arma ğan ettiğim en anlamlı mezuniyet oldu..Ve bunu tiyatroyla taçlandırdı ğım için hala psi şik bi gurur duyuyorum içten içten...Hiç kimseyi aptal yerine koymak de ğil derdim,sadece hiç kimsenin
olmayı istemedi ği noktalardan analiz ediyorum her şeyi..Sanatı hayatımın merkezine koymamın yegane sebebi bu aslında. İnsan...Anlamın pe şinden koşmuyorum,oradayım varım... Örneğin bir yıldız öldü ğünde açığa çıkan şey Nitrojen,oksijen,hidrojen ve karbon..İnsanın DNAsını olu şturan şeylerde bunlar Tesadüfmü sizce? O kadar küçültülmüş ki sınırlarımız hep oldu ğumuz noktadan bakmayı öğretmişler bize...Neyi savunursak o oluyoruz ko şulsuz. Bilimsel gerçekler de ğil fikirlerimizi destekleyen,olgular genellikle bir kılıfa sokulmuş toplumsal yargılar biçimlendiriyor her şeyi.Örneğin Diyarbakırın bir köyünde fakir biri olarak dünyaya gelseydim bu anlattıklarımdan bi haber bir insan olaca ğımı gayet iyi biliyorum yada Rotshild sülalesine mensup olsaydım adı sanı bilinmeyen fakat dünyanın en çok para kazanan silah tüccarı olacağımı. Kendi bağımsızlığını ilan etmi ş kaç kişi var sizce dünyada.?Kaç ki şi bağımsızlığını insan düzeyinde de ğerlendirebiliyor.Derdim bu aslında etiketlenmiş bütün kimliklerimden kurtulmanın bir ütopya oldu ğunu bile bile bilgisizce olu şturulmuş bütün o ön yargılarınıza sava ş ilan ediyorum artık. Cumhuriyetin insanlık tarihine bırakılan sınıflar ve devletler üstü bir kazanım olduğunu anlamam,dedemden hakkım oldu ğu için aldığım 5000 lirayı bana hangi ihtiyaçlarımı kar şılamam gerektiğini anlatmasıyla oldu. İşin garip yanı Dinazor ansiklopedisi aldı ğım o para Trexin prototipi oldu ğum gerece ğini kompozisyon dersinde savunmam ve o çocukların alay konusu olmam Kapital dengelerimi yerle bir etti diyebilirim.Oysa bu güne bakacak olursak kabullenemediğim ve bana dayatılan bütün o olguları bir bir çürüttüm.Kendi varoluşumu gerçekleştirmek niyetindeyim artık.Yazarlık bölümü okudu ğumu birçok yakınım bilir fakat bu bölümü yazar olmak için okumadı ğımı bilmezler.Ya şamı kelimelere dökmem için gerekli olan bi süreçti sadece.Asıl serüven şimdi başlıyor.Son 2 yıldır okuyamadı ğım ve hala okumadı ğım binlerce eseri koşullar el verdiğince her fırsatta ara ştırıyorum. Günümüz teknolojisi bu konuda bir çok ki şiden bir adım önde oldu ğumu göstersede işin garip yanı anlamayı bekledi ğim birçok şey aslında hayatın içinde.Bu konuda foto ğraflar ve tiyatro yardımcı oluyor ruh dinginli ğime birde çocuklar.. Hepinize bir soru... Cumhuriyet NED İR? Bu sorunun cevabını hiç kimse bilmiyor! İçki içiş zamanınıza ayar çekildi ği için,kılık kıyafetinize şekil verildi ği için,inançlarınıza yön tayin edildi ği için ve dün bile sırf fikir ve ya şam biçimleriniz uyu şmayan bir takım yobazlar bayram kutlamadı ğı için içinizdeki muhalefet olma dürtüsüyle çıktı ğınız sokaklarda attı ğınız sloglanlardan ibaretmi fikirleriniz.?Bu kadar ba ğnaz olabiliyor ve megafonların sizi yönlendirmesiyle fikir sahibi olabiliyorsanız buyrun meydana.1 ay hiç bir şey yapmadan ayakta çekirdek çitleyerek geçirseniz bu adamların kurmu ş olduğu bütün o sistematik düzen yıkılır.Zaman sessizce ilerliyor ve bu yok olu ş hepimizin.Bir şeyler yapma taraftarıyım,daha öncede bahsettim ''öyle bir sava şa soyundum ki,beni isa bile kurtaramaz'' 100. yıl marşının sözlerini yazmaya karar verdim dün siz sokaktayken.Kabul edilir yada edilmez,sahiplenilir yada sahiplenilmez derdinde de ğilim.Güzel
şeylerin olduğunu biliyorum bayramda.Fakat orada amaçsızca aranızda olmak istemedim.Serüven böyle ba şladı,ne kadar dayanırım,yazdıklarım birilerinin kıl dökmesine ve beraberinde şiddet dozunu arttırmı ş tehditlere ne kadar gö ğüs gerer bilinmez.Aydınlanma döeminde oldu ğu gibi toprak kokusunu içime çekerek ba şladım bu makaleyi yazmaya,ellerim topra ğa değdi.1923te hissettim bu sabah kendimi.. Herşeye yeniden ba şladım,her sabah oldu ğu gibi... ALİ İSMAİL in yaşayamadukları 30 11 2013
DEVRİM (Ustaya saygı.Yıldönümü) Bu ülkede ilk de ğişmesi gereken şey eğitimdir.Bir bakın dünyanın geçmişine.Toplumları bağımlı olarak yönetmek ve yönlendirmek isteyen monarşi yanlıları din ve ekonomik baskılarla ilk saldırdıkları kurumlar e ğitim kurumları olmu ştur.Elimde okuyamadı ğım bir kitap ve yanımda köpe ğimle taşları sökülmü ş bir kaldırımda oturuyorum.Bir sokak ileride sis bombaları patlıyor,ta şralı gençler sinirli,durun yapmayın diyoruz,''abi durusak öldürürler'' diyor esmer bir çocuk daha 17 ya şında ya var ya yok.Nasıl bir hiddettir bu tanrım,ölmemek için sava ştığını düşünen gencecik çocuklar ve öldürebilecek seviyeye gelmi ş güven vaad etmeyen siyasetin güçleri var sokaklarda...Daha yeni polis olmuş bir gençle çay içtik.Ankara Üniversitesi Kamu Yönetimini bitirmiş geçen yıl.Ekmek parası abi dedi.Daha dün konu şuyorum arkadaşlarla.. Öldürmeye ba şlayacaklar dedim,hiç istemeden...Bir yanda hayatı sokakta savaşarak anladığını sanan eğitimsiz çocuklar,di ğer yanda dönemin parayla kendisine ba ğımlı kıldığı eğitimli kuvvetler var.Nereye sürüklendi ği belli olmayan bir süreçte ülkem... Ben kaybetmeye razıyım,ölmesin yeterki o çocuklar.. Elinde olsa milyonlarca insanı katledecek zihniyete sahip bir diktatör yetiştirdik hep birlikte..Hiç kimse bunun sorumlusu ben de ğilim diyemez.Yıllar önce yapılması gerekenleri kendi refahımız u ğruna görmezden geldik ve kuduz bir köpek gibi bu halkın etiyle besledik onları..Sustuk ço ğu zaman..Atamızın resimleri indirildi ğinde,remi bayramlarımız yasaklandığında,ona dil uzatıldı ğında bile bu kadar tepki vermedik veremedik korktuk başımıza bir şey gelir diye.Anladık ki gücümüzü yine ondan alıyoruz döküldük sokaklara.. Şimdi sağlıklı düşünme vaktidir,korktular yeterince hepsi evlerinde yarın ne olacak diye düşünüyor kara kara.Ve kazaçlarının derdine dü şmüş durumdalar.Atanın evlatları ülkeyi ele geçirdi..Askeriyle polisiyle öğrencisiyle,işçisiyle,işvereniyle,köylüsüyle şehirlisiyle kadınıyla erke ğiyle eşcinseliyle ya şlısıyla genciyle kedisiyle köpe ğiyle müslümanıyla
gayrimüslümüyle ve Türkiyelisiyle,yapılması en onurlu davranı ş kendini halkın üstünde gören ve şiarsızca hala meydan okuyan bu densize Egemenli ğin kimde olduğunu ve o hiç ağzından düşürmediği demokrasiyi Son kez sandıklarda hatırlatmaktır. Bir amacımız olmalı,gelin çok geç olmadan bunları demokratik olarak devirelim.Bu ülkenin yeti ştirdiği bağımsız bir çok sanatçı diplomat doktor öğretmen hakim vs var.Toplum önderlerini hiç bir siyasi baskı altında olmadan kendiliğinden belirliyor zaten,kim olduklarının bir önemi yok..Bize bu ülkeyi emanet eden benim bildi ğim en büyük DEVR İMCİ Ulu Önder MUSTAFA KEMAL ATATÜRKten daha iyi bir liderimiz olmayacak.Fakat en azından onun doktriniyle yeti şmiş birileri hala var bu ülkeyi yönetecek. Dedim ya bir amacımız olmalı,e ğitimleri sistemli olarak engellenmi ş bilinçsiz ve silahsız çocuklara kalacak sokaklar ve hükümetin parayla kiraladı ğı güvenlik güçleriyle kar şı karşıya kalacaklar.Her iki tarafta birbiriyle sava şacak. Hiç kimse ölsün istemiyorsanız ne olur gelin bir sonuca varalım en kısa zamanda... Ve ilk devrimimiz Köy Enstitülerini yeniden kurmak olsun.. Kaybedecek zaman yok... 3 Haziran 2013 Antalya ÇALLI SONU BÖYLE MORUK 1 Haziran hep bi şeyler anımsatacak artık herkese.. Sen bir kere kaçtın bu topraklardan o gece moruk.Korkudan neler yapabilece ğini gördük.Gidene kadar tamamlayacaksın takvimini biliyoruz.Yıkacaksın her şeyi eyvallah,ama Anka gibidir bu toprak unutma,birgün o hiç bilmedi ğin çocuklarla beraber küllerinden varolacak ve sen hiç bir zerresinde olmayacaksın.Bu ülkenin her yanı onu seven herkes için kutsal.Sen olmayacaksın çünkü senin yattı ğın yer hiçte kutsal olmayac ak.. Bak moruk sen inançtan aldı ğını her fırsatta dile getirdi ğin halkın sana verdi ği güçle küfürler ettin bu halka,biz dostluk şarkıları söyledik.Sen fakirle ştirdiğin halkın eğitimli eğitimsiz ve i şsiz gençlerini joplu biberli gazlı akrepli tomalı maaşa bağladın,biz her geçen gün daralttı ğın yaşamlarımızı hiç tanımadı ğımız insanlarla kar şılıksız paylaştık.insanları böldün,ülkenin kıt kanaat in şaa ettiği herşeyi sattın,seni destekledi ğini düşündüğün insanların bile inanmadı ğı düzmece mahkemeler kurdun,adaleti yıktın,kadınların üremesinden bile kendine politika ürettin,insan öldürenleri destekledin,yalanlarını inancınla örtbas etti ğini sandın,ülkeyi yönetti ğini düşündün ama hepimiz biliyordukki sen çok karlı ticaret yaptın,e ğitim sistemini sana hizmet eden kullar anlayı şına göre ayarladın,üniversiteleri kısırla ştırdın,ülkenin de ğil tebanın ekonomisini baz aldın,uluslararası arenada en yakınım dediklerine ihanet ettin,ölen insanlar tebadan değilse senin gözünde şehit bile olsa le ştiler,farklı olana kin duydun ve elindeki gücü onları yok etmek için kullandın,hapishaneler dü şünce suçlusu doldu,basın bütün bunları bildi ği halde ülkeye ihanet etti,ordular pasifize edildi,sanat yok edildi,insanların ya şam koşulları makarnaya muhtaç olacak duruma getirildi,tecavüz me şrulaştırıldı,senin ve sana uygulatılan bu politikalarla ülke parçalanacak kıvama geldi ve sabaha kadar sayabilirim yaptıklarınızı..
Aklı hür vicdanı hür bir dünya bıraktı o bize,biz o akıl ve vicdanla herkesi kucakladık.Sen yıktın... Anladık herşeyi yaparsın yoketmek için bizi..Aklımız ve dü şüncelerimizden başka silahımız yok kar şında küçülmeden duracak.Susturursun,gazlarsın,tutuklarsın,fi şlersin hatta öldürürsün anladık,Fakat şunu bilmen gerekir moruk bir gün yok olacaksın ve biticek hepsi.senin yıktıklarını daha sa ğlam temellere kuracak bu çocuklar ve biz o gün tekrar Anıtkabir'de toplanaca ğız.. Tebana gelince...Hepsine silba ştan öğreticez okuma yazmayı ve ilk okuyacakları şey "İNSAN"olacak.. Antalya 18 06 2013
NESİN? Hepimizin Bildi ği çoğumuzun anlayamadı ğı ve hala bazılarımızın okudu ğu adam... Türk toplumunun mizaha olan ilgisi sizce zekasından mı ileri geliyor? sorusu üzerine; “Ne zekası? Bu milletin yüzde doksan biri 82 anayasası’na evet demi ştir. Geriye kalıyor yüzde dokuz. Hadi biraz iyimser olalım, ama yüzde altmı şı aptal bir milletiz” demi ştir. Bu cevaptan sonra mahkemeye verilmi ştir “Yapmayın, etmeyin. Eğer mahkemeyi ben kazanırsam sizin aptallı ğınız mahkeme kararı ile tescillenmi ş olur” dediyse de alıngan insanlarımıza söz dinletememi ş, sonuçta mahkemeyi kazanmı ştır. Yolunuz düşerse vakıfa uğrayın,çok güzel bilim insanı oluyor sokak çocuklarından..E ğer rastlarsanız kitabını alın,her kuru şu bu ülkenin gelece ğine verilmiş olacak. Şimdi biraz daha dü şünmek gerek kendi yerimizi... 21 06 2013
KAHVEYE TUZ KOYAN RUH HAL İNE BOYUN EĞMEYEN YAZININ TORTUSU Gecenin bir yarısı yüksek bir yerde oturmu ş kafanda dolanan o saçma sapan olduğunu bildiğin ne kadar bo şluk varsa bırakıyorsun hepsini bir bir suya..Denizle gökyüzünün kesi ştiği o çizgi varya onu arıyosun bir yandan,aşşağıya düşen boşluğu çekiyosun içine.Sessizce yazıyosun..Aslında bir çok bahanesi vardır bunun herkes farklı bir şey söyler,fakat asıl sebep hiç kimsenin annenin yerini alamayı şı olduğudur ve bunu şimdi farkettiğin için değil ,şimdi yazdığın için böyledir.İtiraflar her zaman bir yalan payı ta şısada en gerçekçi savunmasızlı ğındır aslında.En mutlu oldu ğunu sandı ğın anda bulur, elle tutulamayan bütün anıların.Gece gökyüzüyle denizin birle ştiği yeri arar gibi bakarsın,gözlerin kararırcasına,deli gibi ko şarsın köşe bucak,kimse yok orada nereye gidiyorsun diye seslenen biri çıkar belki..Sabah uykuna dokunan küçük nefes hatırlarsın arasıra yada sana öyle gelir ne bileyim ama öyle her şeyi anlatmaya çalışan küçücük bi çocuk gibi kundakta ellerinin tutmak istedi ği şeyi tarif bile edemeyen ve her hıçkırdı ğında o cenine geri dönen bir yanlızlık olur dünya hep bi şeylerin yanlış gittiği..Kaybetti ğin hiç bir şeyin yerini hatırlayamamak tanrının insana verdi ği en büyük cezadır.Kaybedersin sanki yavaş yavaş..Hazırlarsın buna kendini.Zaman ilerledikçe hep yeti şmen gereken bir an vardır uzak bir yerden uzanan..Tek ki şilik bir hayat kiralarsın kendine,farkında olmadan.Vadesi geçmi ş ne kadar günah varsa yüklersin üstüne.Aldı ğın her nefes seni ayakta tutacak bir umuda dönü şür umuduyla yazılmamış romanlar keşfedersin baktı ğın her ufukta..Her gün biraz daha düşlersin,gülümsersin,ve daha derine dü şersin.. En derine, Gece,gözkyüzüyle denizin bitti ği yere... *(Kırmızı şarap tortusundan bakılan falın anlattıkları yada Tuzruhu) Lara-20 01 2014
TOHUMUNA PARA SAYMADIKLARIM Hep çamaşır suyundan oldu bu memleket böyle,Obsesif bir kadın yaratıldı 1950den sonra.Sonra hepsi aldı eline fırçayı bir tek ezanda ara verdiler fırçalamaya..Evin kokusuyla karı şık arabeske vuran erkekler familyası ve müzik furyası,dünya Elvis dinlerken Hakkı Bulutla uyanıyordu Marshall yardımlı devalüasyonlu günlere...Ha bide uzaylı günler geride kaldı onlar için biz hala Asmalımescitte Asmalımescidi soruyoruz. İleride solda dedi ğinde dayak atan vatankurtaran mallara ne oldu sahi..Kitap vermiyceksin insanın eline aga,ka ğıt kesiğinden canı yanar korkusu ruhuna i şlemiş netekim*..Mayamızda yok bikere,hem her şey kendi üretimimiz de ğilmi..Bak abi 20sinden sonra de ğişen çok az insan gördüm,onlarında ço ğu iyi yönde değil valhasıl.Çocuklar ise bambaşka,aldıklarıyla büyütüyorlar kendilerini.Yani ne ekersen onu biçersin diye bi söz varya o hesap i şte.Atanın tarlalarını biçiyor Şeyhin tohumları,bide tohum üretilmiycek dimi dı şarıdan alıcaz galiba artık..Kökünü kurutunca,ba şı bi halta yaramaz mı fikirlerin.Ba şını kesince,kökü kalmazmı? Ama astılar değilmi hepsini güne şe.. Boyayın Postalları çocuklar papaz eri ği çalmaya gidiyoruz,imamın bahçesinden,hahamın orda bulu şalım,sağlı sollu dalıcaz.... Çekirdeklerini topra ğa atın ama,yakalanırsak suç sayılır... EkşiGaste 24 11 2013
5 MAYIS Neden yazıyorsun,ya şa gitsin!~dedi biri.. Tesbih çeker gibi sayıyorum ölüm yıldönümlerini..En çok Denize özendim ben çocukken.Bide soka ğın karşısındaki kızın piyanosunu kıskandım.Neden bilmem susuyorum uzun zamandır,sanki konu şsam insanlığım kaybolur korkusu var içimde.Kimbilir anlatırım belki birgün,belki birgün bırakırım yazmayıda..ya şarım belki kimbilir..hiç ya şanmamış gibi.... Bakmayın siz böyle saçmaladı ğıma,kafam kıyak memleket meselesi i şte,bide Hüsnü Arkan s eslendi eve girince,~ah benim güzel Abi'm,uzun Abi'm,"Deniz abim" Ve birşeyi farkettim!"Ben bu ülkeyi,hayalimdeki o kadın gibi sevdim.." 29a 1 kala.... C.A.P.
FERİŞTAHIN GELSE NAFİLE... Türkiye Birleşik Devletleri olmayacak bu topraklar hiç bir zaman. Bu Ülkenin adı Türkiye Cumhuriyeti.. Kendini müdaafa etmesini Kurtulu ş savaşında öğrenmiş bir ulusun evlatlarıyız biz... Parsel parsel sattı ğın toprağın,peşkeş çektiğin vatanın ve 'iki ayya ş'' dediğin o
Yüce insanların çocukları... Bir gün bu hesabı kapataca ğız.. Vatan savunmasından yargılanıp,düzmece mahkeme ve iddialarla zindanlarda çürümeye mahkum etti ğin askerler, Düşünce suçlusu Öğrenci,gazeteci,sivil toplum kurulu şu liderleri vb.sıfatlarla Akp mahkemelerinde yargılanan insanlar, Çeşitli rantlarla yabancı sermeye devlerine devredilen kamu malları, Dini baskı altına alınmı ş eğitim kurumları ve kamu çalı şanları, Yargı organları ve mensupları, ve sayamadığım fakat bu ülkeyi parçalamak için üzerinde binlerce planlar yapıp,tutsak etti ğin herşey serbest bırakılsın... Eğer suçları varsa kamu vicdanı hepsini adil yargılayacaktır... Eğer biraz aklın varsa kork Adaletimizden,Kalkındık bir kere,feri ştahın gelse oturtamaz bu halkı yerine.... 05 06 2013 Bu yazının altına tarih yazdı ğımda bu sayı kadar insan vardı şehrin sokaklarında belkide ve bir o kadar umut.Hepsini çekip alabilirdik bu düzenbazların elinden.Yalan oldu ğunu bütün dünyanın bildi ği bir tiyatro oynanandı şimdilik kazandılar.Umutsuz olmak istemiyorum ben. Neredesiniz.? O insanlar çınar gibi dimdik durdukları için ülkenin karanlı ğına hapsedildiler bu gün..İmza kampanyaları,demokratik hak,sivil toplum,siyaset,kamu vicdanı.....ne kadar terim sayarsam sayıyım,ne kadar kli şe cümle varsa yazıyım gerçek şu;YENİLDİK bu gün... İnanın sinirimden a ğlıyorum ne kadar saçma oldu ğunu bilsemde gerçek bu..Biraz aklınız varsa bırakın evlerinizde miskince birbirinize sanal oyunlar oynamayı..Çıkın soka ğa, İÇERİYE GİRMEK İÇİN ÇIKIN SOKAĞA... 06 08 2013
İÇİM ACIDI En acıklı yanı ne biliyormusunuz,10 yıldır ülkeyi bütün birimleriyle ele geçirip bizim için değerli olduğuna inandı ğımız herşeye küfredip yoketmelerine rağmen,en çaresiz kaldı ğımız anda bütün tehditlerine boyun e ğmeden sokaklara yarım kalmı ş devrim bıraktık.Gencecik insanları öldürdüler göz göre göre düzenleri bozulmasın diye.Emin olun bu günün bütün çocukları soracak bunun hesabını bizden..Bakmayın siz böyle gülüp e ğlendiğime bazen ciddi anlamda çıldırıyorum bu ülkenin halin e,ve o cehalet kurbanı insanlardan çok aydın tarafımıza kızgınlı ğım..bütün bu olanlardan sonra sanki bu ülke yalnızca seçim sandı ğında bizimmiş gibi davranan yanımıza,hala seçilen insanların seçenlere rağmen olan anlayışına,kavramlarla örtbas edilen yozla şmaya,hala okumadan araştırmadan asparagas edilmi ş hayatlarımıza.1950den sonra yıkım
başladı bu ülkede biraz ara ştırın göreceksiniz neler olmu ş hatta bir çoğunuz haberdarsınız.bir bakın etrafınıza çözersiniz maskesini herkesin,kim bu adamlar neden bu kadar güç ve haksız varlık sahibi.Ne arıyorlar benim ülkemde diye bir sorun ve ö ğretin bildiklerinizi insanlara,inanın ö ğrenilecek birşeyler muhakkak vardır bir çobanda.okuyun,okutun okudu ğunuz güzel şeyleri,korkmayın tartı şmaktan,eleştirip eleştirilmekten.Saygı duyun benimsemeseniz bile.böyle aydınlanır tekrar bu karanlık.inancınız sizindir,hiç kimse yaratmadı inancınızı onun tek vicdanı sizdedir.insandır inancın temeli ve yaşamaktır en onurlu kavga.Dedelerimizin kanıyla suladı ğı bu topraklarda büyüyecek çocuklar var daha olmalı olacak.onlardan ödünç aldık her ne varsa,eğer daha güzel bir dünya bırakamayacaksak,hepimize tatlı uykular.. -yakın zamanda ortado ğu projesi kapsamında federal bir yapıya do ğru sürükleniyoruz, -1990larda kontrgerilla faaliyetlerini devralan Ortado ğu'nun İslami kanadı dönemin Cumhuriyetçi aydınlarını katledip günümüze kadar uzanan bir planı sistemli yıkım olarak uyguladılar(hepsi kravatlı silah tüccarı artık) -Ülke yöneten biri neden sava ş çığırtkanlığı yapar bir sorun?Hadi 2sini ben söyleyeyim..Günümüz dünyasında büyük para aklamanın 1. Yolu enerji yatırımları 2.si ise bu enerji için ya şanan savaşlarda kullanılan silah yatırımlarıdır...gerisini siz getirin. -günümüz dilinde Cemaat olarak bilinen şey Dünyayı yöneten 10-15 ki şinin içerisindeki İslami sermayedarlardır..varlıklarının 100de 1i dünyadaki açlık ve susuzluk sorununu çözebilecekken kendi varlıklarını korumak adına sürekli bir kaosa ihtiyaç duydukları için 2 milyar insan bu gün bildi ğiniz haldedir.. Hiç kimseye ders vermek de ğil niyetim,aklımın üretti ği ne varsa yazıyorum i şim bu..kendimde çözmeye çalı şıyorum gördü ğüm yanlışlıkları,paylaştıklarımız bizim olsun.. Atatürk hepinizi korusun. Zira Allah'ı pisliklerine alet ediyor 75 yıldır her kim varsa... *17-25 Aralık Antalya 1492 ÖNCESİ DOĞANLARIN EN BÜYÜK TAL İHSİZLİĞİ:PATETES.. ''Bilgisizlik bahane edilemez'' der Spinoza.. Sanırım Rönesans sonrası sanatsal devrimlerin ya şandığı,bilginin sınır tanımaz bir üremeyle insanlara nüfuz etti ği ve günümüz dünya sanatının ye şerdiği o dönemlerde yaşamış bütün düşünür,sanatçı ve felsefeciler,do ğunun özellikle 15.YY'dan sonra bütün kökenlerini yitirip karanlık bir döneme girdi ğini görmüşlerdi.Ve günümüz ileri toplumlarının sa ğlam yapı ta şları (bknz:kilit taşı)bu hatayı gören ortaça ğ aydınlarının sanatla dünya düzenini bir yörüngeye sokabilece ği fikri spiral ve düzenli bir üretimle günümüz Modernizmini in şaa etmiştir.Fakat Spinoza gibi bir dü şünürün böyle bir fikre sahip oldu ğu dönem ve coğrafyayı ele alacak olursak;bilginin insan ile orantılı olabilmesi için oluşması gereken bütün ko şullar,1. Dünya Sava şı öncesi ve özellikle sonrası Doğu halklarının elinden sistemli bir şekilde alınmıştır.Hatta biraz daha geriye gidecek ve ilginç bir örnek verecek olursak,300 yıl sonra Osmanlı topraklarına girdiğinden muzdarip oldu ğumuz matbaanın kurucusu İbrahim Müteferrika tamda burada anılması gereken bir isimdir.Ne mi olmu ş? Batmış adam daha ne
olsun.Bir toplumu cehalete yani bilgisizli ğe mahkum etmek çok tehlikeli bir süreçtir aslında.Netekim* bu sürecin beraberinde planlanan yada do ğal gelişebilecek olu şumları sa ğlıklı yönetemeyen bir ülke ki bu Türkiyedir,sömürge konumundan kurtulması ve kendini yok etmesi kaçınılamaz.Güdümlü cehalet ise 2.Dünya Sava şında oluğu gibi salt düşüncenin beyin yıkama metoduyla bilgisiz toplumun bilgiye ula ştığı inancını a şılayarak bir nevi duygusal bir ivme kazanması ve güdümlü bir harekete dönüşmesidir.Karşıt olarak olu şabilecek güç ise bunun çapraz yöntemidir.Sokaklara ve aynı dili konu şarak birbirini onaylayan kafalara hatta bilgiyi bilmedikleri için toplumsal bir kısırlı ğın döngüsünde kabullenen bireylerin olu şturduğu bir toplumda Cumhuriyet sı ğ ve iktidarların toplumdan çok kendi değer yargıları ve istekleri do ğrultusunda şekillendirebilece ği bir yönetim şekli olarak kalacaktır.Spinozaya dönecek olursak edilgen bilginin bireyler bazında sa ğlıklı değerlendirilebilece ği tek güç sistemlerden ve yönetim şekillerinden tamamen arındırılmı ş özgür bireylerin,sa ğlıklı bilgiyi topluma empoze etmesidir.Di ğer yandan düşünceler böyle bir toplumun yargısında değer bulacaktır.Özgürlük denilen olgu tamda bu noktada anlam kazanır.Evet bilgisizlik güdümsüz bilginin oldu ğu yerde bahane olarak edilemez.Güdümlü bilginin var etti ği toplumlar ise bilinmeyenler tarafından yönetilmek için hep o döngünün içinde kalacaklardır.Cumhuriyetin anlamından çok i şlevsel yanlarını kullanmak gerek,sanırım her fırsatta kitap okuyan bir adamın kurdu ğu bu ülkede ezbere ya şamak hepimize kolay geliyor.. Sadede gelecek olursak patates biraz sert olmu ş,ama açım babuş. Kuru mamayı denedim ama Olric pa şa hırrr dedi.... Antalya 25 12 2013
TİKİMİZDE DEĞİLSİN Ezberlesin herkes,bilmesin ama ezberlesin tur şu misali,o klasik ve kli şe söylemleri ezberleyin sarımsak gibi,patlıcanlı sloganlar ezberleyin,i şaretler ezberleyin ama papa ğan gibi tekrarlanan bu kadar saçmalık varken,''e ğitim sistemimiz çok yanlı ş,ezbere dayalı'' gibi ezberledi ğiniz kabaklarıda ittirin kafanıza,televizyon baba veriyo herkese istedi ğini nasıl olsa,bi kanaldan giriyor herkese kdvsiz.Tarçınlı şehvet vaad ediyorlar sonsuzlu ğunuzda, bilmediklerinizi ve bilemeyeceklerinizi ezberlemeniz için,yada bireysel üretilmiş hiç bir fikri tekil algılamamanız için kamula ştırılmış yanlızlığınız.Düşünün ama sakın söylemeyin,hissedin ama sakın tepki vermeyin or gösterin ama elletmeyin.Susun akil varsayılsın bilmedikleriniz,hiç bir reaksiyonda bulunmayın misal haklı tecavüze,dolaylı soyguna,zoraki rüşvete,kolay yalana,izanlı izansız zorbalı ğa,güdümlü cehalete,cahil eğitime,Dayıya,amcaya,e şe dosta etc... Evet sayın başvekil kıllarınız yüzünden androit ve skolastik bir dev şirme geçiren türevi bilinmez bir canlı türedi,hümanistim hala insan sınıfna koydum onlarıda..Vekaleten size devretti ğimiz Cumhuriyet 10 yıl sonraki programınızın
açılışında olmadığı için bu maç kansız bitsin çünkü sıkıldık,kafamız yarılınca molped reklamı hatırlamaktan... Bu fikri edinmeme sebep tamamen ezber bozan benim ku şak.. Apolitikiz biz ama tikimiz var örümcek a ğlarıyla örülen yerlere.. Süpürge tek silahımız,fırçalayalım mı abi .. Kısacası istediğin kadar gözda ğı ver korkut, TİKİMİZDE DEĞİLSİN moruk... Antalya 06 11 2013
KIZIMA MEKTUP (Belki hiç olmayacak olan kızıma) 1 Hazirandı bu mektubu yazdı ğımda.Çocukları öldüreceklerini bilmiyorduk henüz.Eğer biraz vicdanınız varsa,e ğer biraz insan sevginiz varsa,e ğer anne babaysanız ve eğer insansanız çıkın soka ğa.Ne kadar siyasi güdümlü parti kuruluş örgüt varsa bıraksın bayraklarını.Slogan falanda atmayın.Hiç tanımadığınız bi çocuğun ölümüyle yarına bıraktı ğı umut için çıkın sokağa.Bizden çaldıkları paranın hiç bir önemi yok,vurarak öldürerek tutuklayarak göz göre göre gelece ğimizi çalıyorlar.E ğer biraz aklınız varsa bu kirli tarihe susup seyirci kalmazsınız..O çocuk bahane falan de ğil sokağa çıkmak için,15 ya şında ne düşündüğü yada hangi ırka dine fraksiyona mensup olduğununda bi önemi yok.Evet yüzlercesi var # Berkin gibi benzer olmasada aynı sebeple ölüyorlar.Hepimiz sokaktaydık bu olaylar patlak verdi ğinde ve o artık son domino ta şı.Hergün yüzlerine bakıyorum onun gibi yüzlerce çocuğun.Onların çalınan gelece ği için çıkın bu gün soka ğa.. İstanbul-11 04 2014 BELKİ HİÇ OLMAYACAK OLAN KIZIMA.. Botlarımı bağladım.Bir kaç çift çorap ve iç çama şırı koydum çantama,tulumumu sardım sıkıca,Di ş fırçamı,mendilimi,okuma gözlüklerimi,Nazım ve di ğer 7 dostumun kitaplarını,son günlerde sık sık başvurduğum Nutuk'u,Norveçli ya şlı adama aldırdı ğım tütünü ve dedemden kalma ardıç pipoyu,dolma kalemimi ve bir kaç foto ğraf geçmişe dair...Birde i ş elbiselerimi.... Seni sadece özgür bir ülkenin mavi gözleriyle gülümseyen sarı şın bir kız
çocuğu olarak hayal etmekle yetindim bu güne kadar,fakat anladımki e ğer daha güzel bir dünya bırakamayacaksam sana hiç bir anlamı olmayacak bu ya şadığım zamanın.Ve eğer olurda bir gün o hayal etti ğim ülkede dünyaya gözlerini açarsan bilmeni isterimki hiç bir zaman vazgeçmedim insanlardan.. Küçük bir fikirdi önceleri sonra bir halkı sardı dü şünceler ve vatanın anlamını bir kez daha hatırladı ülkem...E ğer tanıklık etmeceksem ya şadığım çağın gerçekliğine,eğer bu ülkenin eski ça ğ karanlığında kalan yüzünü aydınlatmak için hiç bir fikir üretmeyecekse aklım,bana bu milletin özgür bir bireyi olma onurunu canları pahasına miras bırakan atalarımın kemiklerini sızlatacsa varlığım,ve seyirci kalacaksam bu onursuz,yozla şmış ve insanlık yoksunu ulus düşmanlarına...Susup evimde sıranın bana gelmesini bekleyeceksem,hiç bir anlamı olmayacak varlı ğımın.. İnan bir şey kazanmak değil niyetim,sadece kaybetmemek bu ülkeyi.. Eğer birgün gözlerini açarsan o hayal etti ğim dünyaya,özgürce ''YAŞASIN DÜNYA HALKLARININ KARDE ŞLİĞİ'' diyebilmen için.. Belki hiç olmayacak olan Baban... 1 Haziran 2013 AKŞAM BASKISINA YET İŞMESİ MUHTEMEL SATIRLAR: ''ADALET ÖLÜMDEN SONRA CEHALET İN ELİNDE TUTTUĞU EN BÜYÜK YALANDIR '' Son 10 gündür yazmadım politik hiç bir şeyi..Son 10 aydır verimli olabilece ğini düşündüğüm eski yeni yüzlerce yazıyı bir kenara not ettim..Ve son 10 yıldır beynimi patlattığım miras ve ülkemle dalga geçer buldum bu gün kendimi.. Bloğumu kapattım,telefonlarımı kapattım,Web sitemin eri şimini kapattım,interaktif bütün hesaplarımı kısıtladım,kom şularım,ailemden bir kaç kişi ve yakın arkada şlarım tarafından bilindi ğini düşündüğüm adresimi bile değiştiriyorum,neden?Ve yargıya intikal eden bu süreçten alaca ğım zararı en aza indirebilmek için ne yapmam gerekse onu yapıyorum bu günlerde açıkçası.Bu ülkede özgürce dü şünebilmek bir lüks,dü şündüklerini söylemek zenginlik fakat onları kaleme dökmek ve ardından ya şamaya çalışmak yel değirmenleriyle sava şmak gibi birşey artık.Kendimi bildim bileli bu ülkenin bir ferdi olduğum,her ne kadar yozla ştırıldığını düşündüğüm o soğuk Devlet Atatürkçülüğü kavramına kar şı gelsemde onu anlamak ve onun kurmak istedi ği o güzel ülkeyi anlatmak için çocuklara sarıldı ğım küçük bir yazın dünyasıydı önceleri.Büyüdü zamanla, şiirler makaleler,okunmayan yazılar,dü şünceler olup çıktı.Dedemin öğrettiği insan olabilmek dersinden fazlasıyla pay çıkardım diyebilirim bu güne kadar kendime.Elbette yanlı ş tespit ettiğim şeyler olmuştur yada günümüz globalizminin dayattı ğı yanlış değerlendirmelerim,fakat ne zaman bu ülke için dü şünecek olsam hep daha fazla ö ğrenmem gerektiğini bana yine o hatırlattı.Gençlik yıllarımın verdi ği heyecanla düşüncelerin dünyayı değiştirebilece ği inancını taşırken,halihazırda kendi ülkemdeki o büyük devrimi görmem son 10 yılımı aldı diyebilirim.DNA'mda Atatürk oldu ğu gerçeğiyle yüzleştim ben bu son 10 yıldır.Fakat slogan atarak ,parti yada örgüt bayrağı sallayarak yada kitleleri yönlendirenlerin çıkarlarını savunarak
değil,okuyarak anlayarak,kendimi ve dokundu ğum fikirleri değiştirerek olgunlaşıyorum zamanda.Benim için de ğiştirilmesi mümkün olmayan soyut düşüncelerden çok elle tutulur biçimde hala ayakta durmak için çabalayan bir ülkenin mirasçısıyım.Necati Zincirkıran hocamın sordu ğu bir soru vardı ''Acaba kaç Uğur Mumcu var?''.Olabilece ğim aklımın ucundan bile geçmedi bu güne kadar fakat Kuvayi Milliye bu ülkenin son gördü ğü Direnişti..Aklımla direniyorum bu cehalete.Her ne kadar sistemin ezebilece ği çok küçük bir yapı taşı olsamda,o tanelerin olu şturduğu bir dağın parçası olmak ve e ğer bir gün yıkılırsak hep beraber yıkılmak için terketmiyorum inatla... Son 2 yıldır yazdıklarım sebebiyle,zaman zaman yakınlarım uyarsada kâle almadığım tehditlerin boyutu de ğiştikçe korkmadım desem yalan.Ülkemi terketmedim bu süre zaafında.Memur gibi nefes alıp,devrimci bir sanatçı gibi hep birşeylerden mahrum ya şadım bu güne kadar.Yaftaladılar,hedef gösterdiler,hakaret ettiler hepsini ama hepsini de ğiştirebilece ğimi ve belki eksik bişeyler vardır diye dü şünerek biraz daha okudum. Karlı Kayın Ormanındayım artık farkettim bu gün bunu ve tahmin etti ğimi düşündüğüm o karanlıkla yüzle ştim bu gün.. Bu gün bana bırakılan o mirası ''Do ğmamış kızıma'' bırakmaya and içtim... 30 12 2013 Cumhuriyet Sava şı.. (Bknz:İBDA-C ile ilgili makalemden sonra gelen tehditlerle ba şvurduğum Savcılığın gereksiz bir bahane ile ''dava dosyalarının yo ğunluğundan dolayı'' 3. derecede araştırılması önem arzeden sınıfında kategorize etti ği dosyamı geri çektim bu sabah ve iktidar yanlısı olduklarından emin oldu ğum şahıslaradır bu not.Bu ülke din tüccarlı ğı yapıp halkı kandıran,soyan adaletin i şlemediği fikrini söyleyen insanlara ya şama hakkının tanınmadı ğı,halkın korkuyla, baskıyla,yalanla ve iftirayla susturuldu ğu bir çok dönemden geçti.Biz o dönemleri örnek alarak yarının yapı ta şlarını sizlerin elinden almaya çalı şan nesiliz.Siz her ne kadar engellesenizde,her ne kadar iktidarların kirli çıkar oyunlarına hizmet etsenizde,sizin hakkınızdaki gerçek oldu ğuna inandı ğım fikirlerimi ve ara ştırmalarımı elimden geldi ğince her alanda deklare etmekten çekinmiyorum.Hizmet etti ğiniz efendilerinizin elbet bir ucu dünyanın etrafında dönen yönetim krizleri ile do ğan o kaos ve genç insanların öldü ğü savaşlara dayanıyor ve teti ği size çektiriyorlar. İnteraktif alanda elinizdeki gücü nelere odaklanarak kullandı ğınız ortadadır.Benim ve gerçekte kim olduklarını sizin bile tahmin edemedi ğiniz Global ağalarınızın isekleriyle,burada ba şkaldıran milyonlarca insanın aklındaki gerçe ği istesenizde de ğiştiremeyeceksiniz.Daha öncede belirtti ğim bir gerçek var ve bu kaçınılmazdır, ''Bu halk bir gün bu hesabı kapatacak'' İstanbul-30 12 2013
BENİM KABEM İNSANDIR Öldürende doğruyu söyler kimi zaman.. Çocuklarının katili Kanuni söylemi ş bu lafı "Vicdanın senin kıblendir." Ya sen ülkemin masum insanlarının katili..A ğzından çıkan bir emrin Kanun oldu ğunu sanıp padişahlık oynayan ve izansızca hala haklı oldu ğunu ağzından oluk oluk kan ve kin tükürerek beyni,kalbi,inancı kör bir güruha haykırabiliyorsun hala..Ya senin kıblen neresi? BENİM KABEM İNSANDIR demiş Hacı Bektaş-i Veli..Nede güzel söylemiş.Aleviymiş çocuk,bir diğeri sünni,ötekisi şii,hristiyanda var,musevide,ateistte.Solcusu sa ğcısı kadını erke ği bak hepsi sokakta şimdi..Yaradanın yarattı ğını söyledi ğin canları alıyor kinin,a ğzın yalan söylüyor ya vicdanın.. Bizim kıblemiz insan,ya senin kaben neresi? Demre-13 04 2014 RETRO Ya babacım Prof .bi herifin tweeti dolanıyo 2 gündür ortalıkta.Adam ''karımı tayyoyla yakalasam,kıskanmam ''vs bi şeyler sıçmış..Abi benim merak etti ğim yanı tam tersi.Bunlar e şini biriyle yakalasa idamı geri getirip asılmadık kadın bırakmaz gibime geliyor..yada çok abartıyorum yada pırasa,her ne haltsa..Yarın bi deney daha yapçaz,sokakta tarih soruları''kayseri hayvanat bahçesine dinazor getirilsinmi sorusuna evet diye cevap veren ço ğunluk krizinden sonra bu farklı bi deneyim olacak bizim için... Patrona Halil'i gören olursa haber versin yaarın öbürgün lazım olcak. Martta makarna da ğıtmaya Lange Roverla giden muhtar ve belediye adaylarına Lale devri çocukları e şlik ediyor son soygunlardan sonra...bide basın ve medya krizi yaşadığımız şu huşuu günlerde aklıma gelen en salak slogan ''Fatihin retroya sakız yapı ştırdığı yaştasın''onuda patlattılar .haha... -Kanser ilacı varmı abi... -yok.. -Sıradaki... Tabut-Mag-2014
''VAN MİNÜT''! Bun dan yıllar önce şu an iktidarda olan ki şiler yani 80 darbesinde dokunulmayan hatta cemaat mensupları tarafından koruyup kollananlar yıllarca kümelenerek,80 yıllık intikamını kademe kademe Türkiye Cumhuriyeti ve Vatandaşlarından kesmişlerdir.Belediye i şçisi iken bütün ailesi ve yanda şları hatta onların aileleri dahil teba mensubu kim varsa şimdi hepsi sıcak ve konforlu hayatlarında.Cumhuriyet döneminde kurulmu ş bütün kamu malları çok komik rakamlarla yabanc ı sermayedarlara satılmı ş,buna engel olacak bütün birimler sistemli bir şekilde 10 yılda ortadan kaldırılmı ş,ülke parçalanmanın eşiğine gelmiş ve uluslararası arenada yıllardır reklamı yapılan yeni bir devlet bu ülke toprakları üzerinde yabancı haritalarda yerini almaya ba şlamıştır.Bu üklenin en doğusundan en batısına herhangi bir etnik unsur gözetmeksizin,din dil ırk ayrımı yapmadan bugün e ğer sen sahip çıkmazsan yarın ne oldu ğu belli olmayan bir ülkenin boyunduru ğunda kim olduğu belli olmayan ki şilerin kölesi olarak yaşamaya mahkumsun.Oğlunun 1 gemisi ile so ğukta yaşam mücadelesi veren insanların hayatlarını kurtarabilecekken üklenin her yerinde ne oldu ğu belli olmayan açılı şlar yapıp,devasa projelerine harcadı ğı payın binde biri ile o çocukların ve ailelerinin hayatlarını donmu ş sokaklardan kurtarabilecekken,hiç olmadı bu ülkenin en küçük şehrinin 1 aylık vergisi ile bütün o hayatlar tekrar hayat bulabilecekken,senin yerine bunları dü şünen insanları gazlayarak coplayarak hatta gözünüz kapalı öldürerek ve dalga geçer gibi mahkemelerinde uyuyan hakimler türeterek size ayrılmı ş vaktin yavaş yavaş sonuna geliyorsunuz farkındamısınız.Kuvaayi milliyeyi hatırlatmama gerek yok nasıl olsa bu ülkenin anlamadığı bir dilde yazıp okuyorsunuz hepiniz..Okuyun bildiklerinizi,bu halk siz ne kadar ayrı ştırsanızda aynı 90 yıl önce oldu ğu gibi bir birine kenetlenmi ş bir şekilde dikilecek bir gün kar şınıza.Bu halk bir gün bu hesabı kapatacak. Onlar ki toprakta karınca, suda balık, havada kuş kadar çokturlar; korkak, cesur, câhil, hakîm ve çocukturlar ve kahreden yaratan ki onlardır, destanımızda yalnız onların maceraları vardır. Tarih tekerrürden ibarettir.O deprem bir gün muhakkak tekrar olacak.E ğer onlara inat uzatırsan elini o gün bu ülkeyi kurtarmak için yeti şen çocukların koşup oynadığı bir mahalle daha ayakta kalacak. Van Minüt demenin tam zamanı... Antalya 13 12 2013 M.S. BİZ Yıl 2014..evet aslına bakılacak olursak reel zamanın bize söyledi ği bu.geriye sayıyoruz..
Elissium'u izledi ğimde geleceğin o yönde şekilleneceğine dair bir resim belirmişti kafamda. Şimdi yıl 1936 Atatürk bir Cumhuriyet köyü projesi hazırlatır.tahmin etti ğiniz üzere ölümüyle birlikte rafa kaldırılır.Kır şehirde bir köyde uygulanmak istwnsede,halkın inançları milletin vizyonunun önündedir.1950 li yıllarda sıcak para giri şi başlar ülkeye ve imtiyazlar ardı ardına sıralanır.Atatürk ve İsmet paşanın deste ğiyle batıda araştırmalar yapan bilim ve sanat insanlarımızın destekleri yavaş yavaş kesilir yada ara ştırmaları bir şekilde sonlandırolır..Ülkenin bilim ve teknoloji ile bütün ba ğlantısı bu dönemde koparılmaya ba şlanmıştır..1960larda uzay ile somut ba ğlantı kuran batı günümüze gelindi ğinde dünyanın ve insanların kaderini belirleyecek bulu şlara imza atmayı başardı..biz 2014 yılındaysak dünyanın di ğer ülkeleri zamanın neresinde? 10 yıl içerisinde Ay'a yolculuk etmek günümüzde 3 gün sürerken bu süre 4 saate,prototipi hazır olan ve ı şık hızı deneyleri yapılan bir füze ile Mars'a ise 30 günde ulaşılabilecek.1936 yılında Atatürk'ün çizirmi ş olduğu projenin birebir kopyası NASAda Venüs projesi adı altında uygulanmayı bekliyor ve üssü muhtemelen dünyaya belli bir mesafe uzaklıkta olacak.. İşin kafa karıştıran kısmı ise 3 boyutlu prınterlar ve Higs bozonu.Yakından takip etti ğim Atlas deneyleri ve bozon deneyinin ba şarıya ulaşması ise şu anlama geliyor ''yoktan var etmek''.Biz do ğruluğunu tartışaduralım onlar gece gündüz demeden bu deneyleri ve buluşları geli ştirmek için uğraşıyorlar..Printerların ise hem iyi hemde kötü yanları var.ÖlümsüLük kelimesini kullanan bilim adamları var bu buluş hakkında ve insan geninin kopyandı ğı gerçeği destekler nitelikte..Bahsetti ğim bilimsel verilerin dini ve inançları ba ğlar bir yanı yok zira bu tür tartışmalarda zarar gören hep bilim olmu ştur.O yüzden bu konular konuşulurken ve bilim kendisini gerçekle ştiriken bu platformdan uzak durma taraftarıyım.Ekonomisi pamuk ipli ğinde,tohumunu bile dı şa bağımlı olarak temin eden kısacası yiyece ğini bile kendi üretemeyen bir ülke benim ülkem..enerji sava şlarının başlamasına biraz daha var..hala köle mantı ğıyla yönetilen ve bireylerin kendi erkini olu şturmasına izin verilmedi ği bi garip ruhani kabileymişiz gibi geliyor bana..tmm karamsar de ğilim..nihayetinde bir gün tüm dünya Türk olucak..kaç yıl kaldı? Anladınız siz onu .. Lara-19 02 2014
HOMO
Kim demiş Homo idiotların nesli tükendi diye. ''Our prime minister and his ass hairs * are(a woman was screamed to be as) alive evidence of Homo idiots cos between our vision thousands year.By the way thats my simple measure to write unıversal language.ı thınk in 10 years they only learned to say ''one minute''... Bide ''purgation''un anlamı günahtan arınmayken ''expurgation''un kar şılığı ''sansür''dür ve ne gariptir ki geli şmiş olduğunu tahmin etti ğim anlayış,16.yy avrupasında engizisyonun boyunduru ğunda yaşamıştır bu sendromu.Ortaça ğ karanlığı diye buna derim ben ve bize acil bi ''Rebirth'' lazım.Sanatla tekrar hayat bulan topraklar olarak nitelendirir Farid Farjad batıyı ve kemanının sesi doğuya belki merhem olur umuduyla haykırır.Bu topraklarda Rönesans kelimesi inançlara edilmi ş bir küfür olarak kabul görür gerçek bu.Yıllardır takip etti ğim Winchester karde şlerden öğrendiğim diğer bir terim ise ''Purgatory''dir.Köken olarak aynıdır.Anlamı ''ARAF''..Nedense bu günlerde kendimi bulduğum ve her yeri benzetti ğim bi terim..Ülkemi benzetti ğim yer..Ne gariptir harita bile bu konuda beni destekler durumda..Sanırım son zamanlar aynı sıkıntıyı çekiyorum tarihteki babalarla.Toplumun saçmalamaya başladığı bi dönemde en az saçmalayan tarafa yaslanmaya çalı şan garip bir ruh halinde herkes ve insanlı ğın gelişim sürecine baktıkça ''Homo''nun tek tip olmadığını artık kabul edebilirim.Oysa 80 yıl önce 10.yıl şarkısını söylerken nasılda umutlu ve mutlu bi toplummu şuz..Şimdi önlenemez bir güruh var son model mağaralarında kadınları dövüp öldürüp di şil olan herşeyden ''erectus''bir vaziyette en az 3 ''Homo''üretmeye çalı şan ve çağın gerektirdiği insani değerlerin hemen hemen hepsini altüst eden bir hegemonya var artık..Ne yazıkki son 10 yıldır tüm bunlar olurken ilk 10 yılla kar şılaştırmak istemedi ğim bi satır bu.Bide kaç yılındayız bilen varmı? Başıma gelebilecek olası her şeyden ben sorumluyum.Nötronlarıma ayrılamkta buna dahil en kötü ihtimal a şık olarak ölmek niyetindeyim.Sansüre gelicek olursak,en babası kafalardaki eri şimsizlik ve bu çok sı ğ bir merkezde toplanmı ş bir şekilde büyüyerek herkesi içine dahil etme niyetinde.Kendime ula şmaya çalışıyorum uzun zamandır.Aklımın sınırı olmadı ğının farkına varmam,yazmam için bunun biraz zor olabilece ğini fakat imkansız olmadı ğını fısıldıyor kulaklarıma.Bu arada Kübalı doktorlar kanser a şısını buldu.Çocuklar için umut verici,hayat devam ediyor. Benim 68'imde bu galiba.. 11 02 2014 Fan-zin Mecmua
BİR GÜN O ÇİNGENEYİ BULUCAM
Bir gün bu ülkenin ba şucuna bir not yanağına da bir öpücük kondurup gideceğim. çok tatlı uyuyordun uyandırmaya kıyamadım diyece ğim... Aziz NESİN Bundan 12 yıl evvel,bir kitapçıda oturmu ş avazım çıktığınca şiir yazıyorum.Delinin biriyle olmadık diyarlarda sayfalarca hayallere dalıyoruz belki devrim olur bir gün yalın ayak soka ğa fırlarız umuduyla.Kabata ştan atılıp,dedem tarafından sürgün edildi ğimi sandı ğım bir kasabada,Münir ve Hüseyin abi ilk gençli ğimin son ya şlı dostlarıydı rüzgarın neresinden esece ği kestirilemeyen.Bol şevik isyanından fırlamı ş ucuz kahramanlar gibi ülkeyi akılla ele geçirme planlarımız bir bir suya dü ştü zamanla ve ilk darbeyi Metin hoca vurdu bana dün gibi hatırlarım.. Serdar Ateş dinliyordum o sabah,elimde yeni bulunmu ş papirüs nezaketiyle tuttuğum son şiir ve yüzyılın manifestosu sanarak kurdu ğum o büyük cümleler hala aklımdadır. ''Çamur bulanmış teninden akan aynı ter ve kan Bana benzeyen... Simsiyah gözlerle baktı ğın Masmavi dünyayı vermek isterdim, Gecenin bir vakti vebadan ölen, O çingenenin ellerine..'' O kaskatı kasketi ve uykusuzlu ğu bu ülke yüzünden yüzüne vurmu ş,nasır çatlağından sızan siyah mürekkepli elleriyle,Aziz Nesin'in Mektuplarının sayfalarını çeviriyordu. Tuttum elinden al oku dedim. Baktı yüzüme sanki tanıdık, Benim gibi tuttu sayfayı,a şina.. Kafasını ka şıdı aynı ben.. Sigarada yaktı eh yok artık.. Tam işte devrim başadı diyordum ki.. -''Bir gecenin karanlı ğında kaybolup,pencerenden içeri sinsice girip,evde ne var ne yok çalacak olan şeydir çingene'' dedi. 2 yıl sonra eve hırsız bi çingene girdi ... ''Abe sikeyim böyle edebiyatı'' dedim o gün Metin amca,, O gün bu gündür 2-4 lük yankılanıyor mısralar kulaklarımda, Ama hala umut var içimde, Bir gün o çingeneyi bulucam... 25 Nisan 2013
PAPUCU YARIM Eveeet çocuklaaarr..Bu günki konumuz ''Oyun''.Herkes Facebooklarının ana sayfasını açsın.. Kim okumak ister?
Hmm Spinoza ve Deleuze dı şında kimse poke atmadı ğına göre kimin okuyacağını onlar seçsin.. Spinoza:Deleuze okusun.. Deleuze :Haayıır,Spinoza okusun. Tamam tamam ben okuycam aq.Kesin tartı şmayı.. ''Özgür,kuvvetli ve akıllı insan tamamen kendi eylem gücüne sahip oluşuyla,kendine uygun fikirlerin ve etkin etkileni şlerin bulunuşuyla tanımlanır.Buna kar şılık Conatus'u belirleyen etkileni şe göre kölenin ve zayıf insanın uygun olmayan fikirlerden türeyen ve onları kendi eylem gücünden koparan tutkuları vardır''der baba.. Elbette hemen hemen herkes herhangi bir engeli olsa bile çocuklu ğunda bir oyunun içerisine dahil olmu ştur ve kişinin gelişimini etkileyen ilk adımlar burada atılır aslında.Toplum olarak çokta sı ğ olmayan yaratıcı ve kendine özgü bir oyun anlayışımız olduğu aşikar.İyide babacım uyuşturucu müptelaları gibi zihin boşaltmak adına ba şlığı adı altına sığındığınız bu oyun merakınızı hiçmi gidermediniz elbette yadırgamıyorum ama bunun bi sosyolojik kar şılığı olmalı.Mızıkçılık yaptı ğım falan yok,hala pokemon uçurtmamı alıp Olric paşayla sahilde deli gibi ko ştururum arasıra. Şu Valentine's day psikozunu bi atlatalım ergenlik geçirmemek için direnmeye devam edicek allahın izniyle..Bakın abi yalnızsanız çok şanslısınız çünkü üretebilece ğiniz çok ama çok farklı sevgi biçimleri var 8 ya şındaki sizle..Kafayı kırmakta mümkün ama melodram ve platoni durumları söz konusu ise durum vahim demektir.Çocuk manyağı olduğumu ve onların dünyasında kendimi buldu ğumu bilir bazı arkadaşlarım.İsmaille hacının bahçeden nar çalma maceralarımız son sürat devam ediyo ama okumuyo kerata bana okutturuyo ve bu durumda spinoza ve deleuze ikimiz oluyoruz.Michael Jackson ve illuminati muhabbetine hiç girmiycem sübyancı tartı şması yapmak niyetinde de ğilim hiç bir moronla ''We re the world''le büyümü ş bi moon walker olarak laf söyletmem lan maykıla..Yaptıysada günahı boynuna ibnenin... Moruklar bu kadar oyun oynanırken bu ülkede kafasını sanal sersemli ğe gömenleri gerçekten anlıyorum ama 7/24 tehlikeli be babacım..Aynı ya şta kalmak gibi bi durum bu misal Ajda ha bide Ajdar var favorim '' şah damarımsın''.Bana soracak olmasanızda söyliyim deveku şu kabare toplum şu aralar yani kafayı gömmü şüz bi yerimiz hep açıkta bekliyoruz.Her patlayan vukuattan sonra ba ş parmaklar çalı şmaya başlıyo ve trolleme yöntemi ile yayılıyo herkes birbirine.Tabi olan olmu ş oluyo o esnada... Gerçek şu ki her ne kadar Kopto teorisyen manya ğı bi ülke olsakta bu kadar oyundan en basitlerini seçen sanal oyun masterlarını artık ana sayfaya davet ediyorum.Zira marttan sonra ku şlar kafasını topraktan çıkarırsa olacakları düşünemiyorum bile.. Alayınıza mutlu Valentine'slar.Ben platonik takılıcam yine...Sanırım okuyodur
heralde gali,olabilir.. Gece baykuşuydum zıbarıyorum... Braw braw... Demre-13 02 2014
BİR DELİNİN VERESİYE DEFTERİ... Herkes için söylenecek bir şey vardır bu aforizmalar üzerine.Biliyordum diyeceksin günün birinde.Sadabad Paktı imzalanalı 77 sene olmu ş 7den 70e herkesin çocuğu öldü bu topraklarda.konuyu saptırmayalım,garip olan bi şey vardı bu gün.'satılık Akıllı Ev ilanı gördüm bugün, çok salak diyeceksin..Birde Patritot nereye düşer hesaplamaları yaptım bakıp görece ğiz. Menzilime takılan di ğer konu Hurmalı vergi dilimi ... Şimdi ilk 5 ay devletin benden tal ep ettiği vergiyi çatır çatır ödüyorum..Tam rahatladım bi rakı içsek ne iyi olurdu gibi müstesna bir fikre kapılıp vergisiz fiyatı 35 tl olan üzüm suyunu 100 tlye alıp eve gitti ğimde 65 tllik verginin acısı verem olana kadar içmeme sebep..Çamlıcada yapılacak olan cami benim rakıya ödemiş olduğum vergiyi caiz kılarmı..toplumun inancını rencide etmiyorum
ciddi bir soru(n) bu?Elektrik -su -ve yol olarak bana girecek kallavi dilimler acıtıyor canımı, Ama yinede seviyorum uleeen deyip sorumsuz davranacak de ğilim, Çalkalanmış tekel birası içelimmi? Bu defa benden... 14 12 2012
ŞAHLARIDA VURURLAR Daha 8-10 ya şlarında güneş gözlü bi kız çocuğu çıktı kapıdan..Biraz ürkek,başına bağladığı pembe eşarptan olacak terlemi ş.Nevroz bayramı ve nedeniyle Türkiyeye 2 haftalık özgürlük için gelen İranlı küçük kızı yazmak istedim bu gece.. Şafak Pavey'in ''Nereye Gitsem Gökyüzü Benimdir''de yazdıkları geldi aklıma.E şarbının ucunu çeki ştirdi önce.Sonra göz göze geldik,korkup düzellti ba şını.Kulağıma kaydı gözleri.Name tag'imdeki 'Hard Rock' yazısını okudu.Bir ba ğlantı kurmaya çalışıyordu kendi kimli ği ve yabancısı oldu ğu bu kültürle.Yüzüme baktı ve gülümsedi..Ardından annesinin eşarbını çıkararak kapıdan çıktı ğını görüp eli tekrar e şarbına gitti ve yine aynı tedirginlik..Tahminen Şah dönemini yaşamış Babası küçük bir tebessümle ve özgürlük kokan bir havayı teneffüs eder gibi onayladı kızını.. Şah Rıza Pevleviyi oynadığım oyunu hatırlayıp gülümsedim kendi kendime..Arkasından bakarken özgürlük bayrağını sallar gibi çıkardı ba şındaki pembe bezi..Sanırım o an Tanrının ona en güzel hediyesiydi kalbindeki mutluluk,ve özgürlük için dua eden bir ülkeye adım attı ğını bilmiyordu henüz..Bizim neslimiz bi isyana karıştı,çoğumuz,fişlendik sanıyorum..Elimizden gelse tüm o güzel insanlarla birlikte değiştirebilirmiydik bu ortaça ğ zihniyetini bilmiyorum ama hala bi umut taşımak istiyorum içimde.1 Haziranda bi korkak gibi kendi ülkesinden kaçtığını hatırlayıp,devlet eliyle ölüm emrimizi verdi ğinde kaybetti bir kere.Ona karşı olan herkesi isyancı ilan etti hatırlayın.Yarın sabah uyandığınızda İran devrim muhafızları gibi kolluk kuvvetlerinin baskısıyla yasklara yalanlara iftiralara hırsızlı ğa talana hatta ölümlere gözlerimizi açtığımızda bizden sonra gelecek neslin korkusu var bu gece
kalbimde..Anlatamıyorum ço ğu zaman,hala bir umut var içimde yarına taşıyabileceğim.Bu ülke bizim her ne kadar bavulum hazır olsada direniyorum gün be gün yitirdi ğim umutla.Tarih bir gün bütün bu olanları hatırlayacak ve o tarihin nasıl yazılmasını istiyorsak öyle bakın gözlerine çocuklarınızın.Ya korkarak,Yada dimdik ayakta durarak.. Umarım yanılırım yarın için... Ve umarım bir gün bi kızım olur bana bu günleri anlatan.. Demre- 21 03 2014
TAPİRTOŞ ve ENİGMA PSİKOZU Pırasalar... %87 bence..Tapirto şlar cabası onlar ara geçi ş formu..Can baba demi ş ya abi 'insanlığa dair herşey kabulüm,şu hümanistler hariç' heh i şte tamda o hesap.. 2.dünya savaşı öncesi Hitler ordusunun Enigma şifrelerini 1960 sonrası do ğan ve bilmeyen sayısı kaçtır memlekette?.Hala uyuyamadım bu soru yüzünden aq.Banane diyen ibnedir,büyük beddua ettim..Bilmiyorum ama bu iyi bi şey olabilir zira ataerkil saçmalıklarımız son sürat devam ederken,Y kr omozomu taşıyan bi erkek olarak Tansu nasıl olduda kadın oldu diye için için saçmaladım gene..İsmail abinin genleri,neyse ee Enigma diyorduk abi..Bir bakıma dünyanın kaderini belirledi diyebiliriz aslında.Sebebi ilginç..Computer kullanan hemen hemen herkesin klasik düzeyde bildi ği bilgi bütün komut yazılım işletim vs nin 1 ve 0'lar öbe ğinden oluştuğu bilir fakat bu matematik teorisini yazan Alan Turing,Enigma kriptolarını çözmek için ilk bilgisayarı tasarladığında,Şüphesiz olayların bu boyuta gelece ğinden habersizdi..Bir bakıma sava şın yıkımı 2ye katlanmadıysa bunun sebebi Alandır..Bi soru daha sorayım hadi..1haziran 2013,özgür irade sahibi herkes bir diktatöre ba ş kaldırdı bu ülkede.Bi dü şünün,elimizdeki ileti şim gücü olmasaydı ne olabilirdi karanlık sokaklarda.?Söyliyim 'Dünyaya bir diktatörün suçlarını kanıtlayamadığımız isimsiz cesetler koleksiyonu '..Konumuza geri dönelim..İngilterenin kriptoları çözmesiyle de ğişen savaşın seyri,aslında yeni bir çağıda beraberinde getirdi.Tabi 1950 sonrası Marshall yardımlı yamyamlı ğa dönen ülkemin milli iradesi sebebiyle,Computer karde şi tam 43 yıl sonra tanıyabildik..Fakat her co ğrafyada oldu ğu gibi yobazlı ğına yenik dü şen İngilterenin sava ş sonrası çıkardı ğı yasalarla,Alan ve onun gibi bir çok eşcinselin toplum ve devlet baskısıyla intihara zorlandı ğı dönem Elmasına sürdüğü zehirle intihar eden Alan'ı yazarken,'Mehmet Abla' dü şündüm
birden.Umarım huzurludur her ikiside.Telefonumun arkasındaki bir kenarı ısırılmış elmaya her baktı ğımda Alan geliyor aklıma.. Tesadüf işte.. ruhani uyku modu... Demre-2014
KORDONSUZ ARA GEÇİŞ NESLİNDEN KORUNMANIN BAŞLICA YÖNTEMLERİ Abi sağlam bi solarlı teleskop bide FX1 alıp uzay ortamı yaratıcam arasıra kafamda,sıkıldım bu moron dünyadan çok fena.Güzel yanlarına tanıklık edecek fırsatım ve bir ömürden fazla vaktim olsa hiç durmam geberene kadar hayal ettiğim ne varsa sonuçlandırırdım.Günün interaktif kısmı 3 saati a şmamasına rağmen doğru analiz etti ğimi düşündüğüm bi sonuca vardım bu gün.Develer var geviş getiren,neresi do ğru olduğunu bilmeye n ve susturucu takasım var biyerlerine de, gecenin en sessiz oldu ğu zamanda yazmam gereken bu boku neden şimdi karalıyorum bilmi ş değilim ve bu bir tepki artık sanırım,sanıyorum,sandım i şte her ne haltsa..Bi güruh var abi her allahın dakikası like trolü pe şinde,kişiselliğin tavan yaptı ğı egomanyak bi ''ben'' var 3 kişiden 1inde (tabi bu en masum matematik ve matematik hiçte masum de ğildir aslında)ve inanın bi boka yaramıyo bu adamlar yani yok o adamlar aslında..Kendimi farklı kılamaya çalı şmıyorum huyum bu. İnteraktif serüvenim günde 3 saati geçmez,ve o esnada çivi çakıp tek elle yumurta kırabilir bi konum aldı online zamanlarım.O derece yani,Neyse abartmadım bu defa..Hiçkimse nasıl sevi şmeyi işkence olarak deneyimlemek istemez ve uygun bir anlam kazandırmak amacı güderse,ya şamanında sonuca varan bi anlamı olduğunu düşünüyorum.Yani günlük yumurtadan daha fazla i şe yaramalı insan tabi bu benim dü şüncem.Sabah bi arkada şla konuşuyoruz mevzuu eğitim,başarı vs klişeler yani.Sistem o kadar güzel i şlemiş ki abi her ne konuda olursa olsun insanlara bir şeyin nasıl kullanılaca ğı,hangi amaçla yapılaca ğı yada hangi yöntemler kullanılaca ğı (bazı sektörleri ve ülkeleri bu söylediklerimin dı şında tutuyorum) öğretilmeden,zaten günlük küçük serüven hayatlarda okumaktan ziyade görsel olan her metaya boyun e ğen ve herşeyin kullanım kılavuzu oldu ğu halde yada kendi kullanım kılavuzu olan beyinlerini bile kullanmaktan yoksun bi kitle bu ve dünyadaki nüfusu her yıl ölüme oranla 30 kat ço ğalan insanoğlunun 30 kat daha fazla moron üretti ği bi dünyada tutunmaya çalı şan azınlıkta hissediyorum kendimi bugün neden bilmem...Biço ğunuza olmuştur bu kısa sendrom,bende ma ğdurum hacılar..
Dün sabah Olric beyle parkta bi çocuk bulduk yine,annesi izin verdi aramıza katıldı İlke Hanım,Elimdeki İki kitabın 1ini onunla payla ştım,oda 1 elmanın yarısını Olric beyle.Sonra akıllı akıllı okudu Turgut Uyarın şiirlerini,soluksuz kalışı,nefes alırken kelimeleri bitirme tela şı anlatılmaz bi şey demiycem anlattım işte ..Güzel bişey bi çocukla kitap okumak alı şkanlık edinicem vermicem çocuklara kitap bundan böyle oturup onlarla okuycam artık ... Robinsonu gören oldumu,Cuma sordu tersledim ibneyi... Demre 15 01 2014
NİNNİ Uykuya dalmadan önceki tedirginli ği rüyalarıma bıraktım.. Şimdi kimbilir ne yapıyodur diye düşünmenin saçma güzelli ği bir kez daha tren garlarına taşınıyor..Gitsekmiki buradan soluk solu ğa..Yıllardan sonra ilk defa bi sahil kasabası canlanıyor gözümde..Terlemi ş bedenlerimizi temizleyen güne şi vermek isterdim şimdi avuçlarına..üşümeyi sevmezsin sen ve bir film karesinde
yüzüne vuran toprak kokusuyla uyanmak şimdi sabaha..o replik tamda şiirin burasında söylenmeli "Bütün dünya sava şırken bu kadar güzel olmak doğrumu" ... Demre-30 04 2014 Fotoğraf:*Selene:Ay Tanrıçası
‘’Herkes sa ğımda şimdi Olric,Soluma yağmur yağıyor’’
VİCDANİ RED Çok Şükür,çok şükür bu günleride gördük artık ölsemde gam yemem gayrinin resmi...Galiba az kaldı,tendonla yırttık bu defa,bide Nietzsche'nin dizelerini sayıklıyorum artık ''Seni öldürmeyen şey güçlendirir''..Hiç inanadırıcı de ğilim galiba bunu söylerken şimdi farkettim.İlk kaza yaptı ğımda çenemin altından silecek girdiğini hatırlayıp rapor tutmaya gelen yedek subayın bana bunu söylediğini anımsadım sonra bir an...Bak bu daha kritik.. Motorcycle Diaries'e ara ver menin zamanı geldi sanırım.Bana hep özgürlü ğümü hatırlatan rüzgarın yüzüme vuru şu,ölmeye giden birinin mırıldandı ğı seramoni gibi geliyor artık..James Dean falan hikaye abi seviyor insan ya şamayı kim nederse desin.Bu göt korkusu denilen şey ondan..bak bunu anlarım ama çarpıp kaçan bayan bu kadarmı korkar insan hayatından.Oysa hep onların bize hayat verdiğini düşünmüşümdür kendimi bildim bileli..Neyse bu kadar serzeni ş yeter yaşıyoruuum ulaaannn.ama 3 kaburgası kırık bi arkada şım daha oldu..Pis pis sırıtıyo telefonda 3- 5 gün daha çıkarmazlarsa şarapla hastahane basıcam,çünkü bunu yapmazsam bu vicdani red beni yer bitirir...Hem gitmesin abi çocuklar askere,kendileri gibi ba şka dille başka kültürle ba şka coğrafyalardaki insanları öldürmesin kimse...E ğer vatan mevzubahis de ğilse,Vicdani red ve anti militarizm iyi bi şeydir korkmayın bundan...Ki suçsuz bir şekilde düzmece yalanlarla mahkum edilen askerlerinde objektif bakıldı ğında vatansever insanlar olduklarını görmedikmi.Asıl sava şılması gereken karanlık içimizde...Öyle çok iyimser falan de ğilim aslında ama birine kendini teslim etmiş olmak ve o sevginin verdi ği mutluluk biraz daha ya şanılır kılıyo trajedileri..Bide i şin garip yanı haziranda sokakta yemedi ğim darbeyi yemi ş olmam,ve şu an sava ş çıksa tek ula şım aracım patenlerim...bu daha fena... Hazır sırası gelmi şken dün yazdığım bi makaleyi neden sildi ğimi şimdi daha iyi anlıyorum..Çünkü istismara yönelik bi durum söz konusuydu ve yanlı ş anlaşılmaktan tüyü kadar çekinmeyen ben Psi şik bi aklın fantezi ürünü bi şeyler yazmak istemedim.Ama Kenanla ilgili yazdıklarımın sonuna kadar
arkasındayım(evren olan kenan).Cengiz Han 40 milyon ki şiyi katletti ya şadı gitti ibne.. İyide dünya nüfusu ben çocukken 4 milyar falandı..2 ye katlamı şız ama o 40 milyon ya şasaydı 10 milyar falan olurduk heralde...Bu acımasızlık çok canımı acıtıyor fakat tüketiyoruz hayatı..Toprak eninde sonunda alıyor verdiklerini ve bir gün alaca ğı yer kalmayacak.. Tamam fazla uzatmıycam bu geyi ği.. Seçimde bitti ne güzel her yer güllük gülistanlık dimi..Ne o budamı olmadı..Hala sorularmı var 8 milyar insanı uluslararası ortamda temsil eden 193 kişimi yönetiyomu ş,vah vah..Dünyanın ortak aklı olmayacak bunu ki şisel aklına sokmalı bence herkes..Ya iyisindir yada kötü ve iyiler bir gün geçte olsa kazanıyor. Çok moron bi söylem oldu ğunu bilsemde böyle babacım..Silah sevkiyatı ne alemde...? Tapire pırasa verin hala çok konu şuyo... Lara-02 04 2014 SAKAT ve VAROLU Ş (entelektüel sanıyla dü şünü tecavüz komplolarına maruz kalan bireyin zamana düşen karşılığı)* Ketum bir yanlızlı ğa düşer üretim ağrıları çeken bireyin varlı ğı.Varoluşu savunan ve varlı ğını kanıtlayan kaç ki şi kaldı 7 milyarlık dünyada tartı şılır ancak yaratım sürecini gerçekle ştiren birey bir sona inanmaz hiç bir zaman. Hatırlıyorum Bodrumun ıssız bir yerinde bir gün nefesimi denedim tanrının sesini duyabilmek için,ve Egzistansiyalist ne kadar akım varsa o rüzgarda ciğerlerime işledi.Eşkıyayı izlediyseniz bu yüzyılın en şanslı adamlarından birisiniz diyebilirim.E ğer şanslıysanız arı olma ihtimaliniz var Hayatı çiçek,kovan ve bal üçgeninde geçirebilmek cazip bir durum sözkonusu. İşin garip yanı ise dünyada hiç bir varlı ğın üretemeyece ği bir şaheser yaratmak.Varolanı yıkmaktan ba şka bir işe yaramayız aslında ve alı şıla gelmi ş klişe deyimle Değişimi savunur dururuz. İşte tam burada sorulacak soru şudur aslında.Özünde do ğallığıyla varolarak daha sonra insanlar tarafından değiştirilen birçok şey yapay olarak kalıtsalla şıyor hayatımızda.Yapayla şıyoruz..Gelenekçi yanım bana hep aynı kokuyu kullanmamı söylerken kimli ğime işlemiş birçok şey değer biçtiğim ögeleri köşebucak saklıyor hala... Ruhu kaybolan milyarlarca ruhsuz var ülkemde ve inatla hatırlatmaya çalışıyorum başım dik gülümseyerek.'' İnsansınız ara sıra hatırlayın bunu ve bir çocuğa sorun ya şamayı o size anlatır dünyayı''... Patera Mou isminde bir arkada şım oldu bir zamanlar.Ruhumla beni barı ştıran insan diyebilirdim kendisine ve nefesimde varolan anlamı örselemeden kısaca özetledi hayatı o zaman bana..Yıllar sonra farkettimki aklıma takılan herkes kılıç kalkan kadar amnezik ,kalbime dokunanlar ise bir nefes kadar yakın olmuşlar aklıma...Yıllar sonra beyin lobumun geleneksel yanı bana bu güzel insanları hatırlatırken onların bende hala varoldu ğunu görmek zamanı anlamlı kılıyor biraz daha.. ''Dinle,kendini bulana kadar.''demi şti o gün.Hala nefes varmı diye yokluyorum kendimi ara sıra Süleyman amca...
''Her şey kötüye gidiyorken yapılacak tek şey anlamsız oyunlar oynamaktır. Her birimiz yalnızız! Kuruyan tenlerin altında donup kalan damarlarıyla, giderek yıpranan ci ğerleri, böbrekleri ve çekilen kanıyla; içinde ta şıdığı, sinsi sinsi hazırlanarak onu ba şkalarından ayıran ölümüyle, her insan yalnızdır.'' der Simone de Beauvoir.Varolu şa inanmış saygın ve şahsına münasır bi hanımefendidir kendisi ki İhsan Devrim dede her sabah küfürle karı şık evlilik teklif etmiştir kendisine fersahlarca uzaklardan...(Arnavut Kaldırımından) Çok fazla uzatmaya gerek yok aslında,çok sakat bi zamana denk geldik artık.Sarılın kendinize, su almaya ba şlar yakında dü şünceler..... 30 04 2013
8 YY ÖNCESİNDEN BİR ARKADAŞA CEVAP NİTELİĞİNDE BİR MAKALE... Birde İ.Ö.4.yyda Savaş Sanatını yazan Sun-tzu var.toplumlar birbirleri üzerinde güç ve yönetim hega monyası kurup üretim a şamasında bundan faydalabilmek için nufusları yönlendirmek ve kendi himayesinde barındırmak ister ve bunun için kullanılan araca sava ş der,der sun tzu.bu adamların fikirleri sava ş çirkinleşmeden ve bütün bir dünya olu şturmak için verilen sava şlarda doğmuş yani kapitalizm demiri insan vucuduna i şlemeden önce.her ne sebeple olursa olsun insan hayatı hala büyük bir bilinmezken ihtiyaç fazlasından do ğan ihtiras insanı makine makineyi beyin ve beyinleri ya şam aracı düzeyinde tekrar insandan çıkan fikirlere köle etmi ş durumda.Daha öncede söyledi ğim gibi ''Hiç bir savaşta Altın para etmez demirden fazla ve demir kan ile dövüldü ğünde kendini tanrı kılar kılıcı elinde tutan...'' Silah baronları kıvrak zekalı borsa tacirlerine ABD de kaybetti ği rantlarını bugün cemaat liderleri aracılı ğıyla bütün kuzey afrika ve ortado ğuya yaymı ş vaziyetteler ve e ğer bölgede bir sava ş çıkarsa bu savaşta toplanacak cephane silah ve mühimmat bölgedeki örgütün eline geçecek.Daha süt emen kundaktaki bir çocuk muhakkak ölecek ve kanı kurumadan Türkiye Cumhuriyetinin Tasviye edilmi ş ordusuyla karşı karşıya kalacak.Butoprakta kan bitmeyecek diye geçer Tevratın bir bölümünde.Bahsetti ği Yer MEZAPOTAMYAdır.Evet eğer bizim bilinçlendiremedi ğimiz toplumun seçti ği insanlar silah baronlarının %100 kâr vaat etti ği bu kanlı oyundan vazgeçmezse bu toprakta çocuklarımızın kanı bitmeyecek..Onlar kurdukları saltanatlarını sava şlarda sağlanacak rantlar ve fırsatlar için bu ülkenin enkazı üzerine kurarken bunları size allah için yaptıklarını söyleyecekler ve bilinçlendiremedi ğimiz bu toprağın insanları seçtikleri bu modern katillere inanacaklar.Karde ş kanı dediler,sava ş diye
haykırıyorlar.. Kısacası sevgili arkada şım;Kim barı şı arzuluyorsa sava şa silahla karşı çıksın.. silahı icad eden şey akıl nihayetinde.. Sevgiyle herkese BARI Ş...
Londra-12 07 2011 *Suriye savaşı öncesi.
ÖNSÖZ *(1) Bu yazıyı yayımlamadan önce çok dü şündüm,fanzin olarak basmak isteyen arkadaşlarım sürekli destek verdiler,isimleri bende saklı fakat kendi araştırmalarım ve dü şüncelerim yüzünden bir ba şkasının zarar görme tehlikesiyle kar şı karşıya kalmasına kalbim razı gelmedi.Kısa bir gazetecilik maceram olduğu doğrudur.UM-AG da aldı ğım eğitimler sırasında Beyo ğlu gazetesinde yayınlanan makalelerim hiç bu kadar etkili olmadı.Yazarlık serüvenim ise yayınlatmak istedi ğim ilk kitabın sansüre u ğramasıyla sekteye uğradı.Aslında bir yandan hak vermiyor de ğilim Statükonun kar şısında duranlara.Cevat Çapanın ele ştirdiği ilk şiirlerim bana ne kadar güç versede,daha o genç ya şlarda kapısını a şındırdığım Gazetede nedense 60 ya şın altında bir yazar göremedim bu güne kadar.Fikirlerini tartı şmak bile ayıptı o zamanlar.Bayrağı düşenlerin bir anlamda devamı olmak isterdim.Yetermiyim bilmiyorum ama olmaya çalı şmak bile bir onurdur benim için... Karanlığa ışık tutmuş bütün Aydınlar ve U ğur Mumcu'nun anısına.. Cevher Alp Palabıyık 07 A ğustos 2013 KLİŞELER-1 ''Hakkın dile getirilmesi gereken yerde susan, dilsiz şeytandır.'' Hz.Muhammed. Öğretmendir aslında peygamberin Türkçedeki anlamlarından biri.Toplumun yozlaşan yanını bir düzene sokmak için ilahi güç tarafından gönderildi ğine inanılan Özel insandır. İnançları tartışmak ortaça ğda ölüm cezası iken günümüz dünyasının modernizmi ve yasaları bu ve benzeri cezaları engelleyerek yasal bir zemine oturtmuştur.2000 yıl sonra günümüz dünyasının bireysele indirgemek
istemediği inanç sistemi neden bu kadar popüler bir olgudur ve yönetimsel bir araç olarak kullanılır diye sormak geldi bir gün içimden.Peki 90'lı yılların o karanlığında sessiz bırakılmı ş onca soruyu sormanın zamanı gelmedimi? Komünizm ve Şeriat arasında ince bir çizgi oldu ğu söylemi 90'lı yıllarda bu ülkenin aklına sokulmu ş bir terminolojidir.12 eylül darbesini hatırlayanlarınız varsa ordu genarellerinin tasviyesinden sonra ülke genelinde ba şlatılan avda en çok yara alan solcu ve milliyetçi kesimin radikal taraftarları yeni dönemde ülkenin idareci kadrolarını olu şturmuşlardır.Aslına bakılacak olursa uluslararası güçlerin ''yumu şatma'' terimini kullandı ğı bu dönem Atatürk Türkiyesinin kapılarını global sistemlere teslim etmesi olarakta adlandırılabilir. 1950 sonrası avrupanın do ğu kavramına uzak bakmasının tekbir sebebi vardı aslında SSCB!...Do ğu Bloğu yıkıldığında Batının refahı için yeni sömürge yolları arayan giri şimciler bunu fırsat bilerek dünyanın enerji kaynaklarını kullanma yolunda büyük adımlar attılar.Ve beraberinde getirdikleri yıkım 1950 sonrası yaşanmış bütün sava şların altına imzasını bırakmı ştır aslında.. Tamda bu dönemde ortaya çıkan yerel inançların kullanılması gerekti ği politikası işe yaramışmıdır bilinmez fakat yeni kurulmu ş Türkiye Cumhuriyetinin kapılarını açmasının vakti gelmi ştir.Eğer bu ülkeyi seviyorsanız hangi inanç yada görü şten olursanız olun dünya haritasına bir kez daha bakın derim.Dünyanın kalbidir bu topraklar... Ve bu kadar entrika dönüyorsa e ğer bu topraklarda,sı ğınabileceğiniz yegane kapı kalmı ştır aslında.Hepiniz biliyorsunuz cevabı.Adı ''Türkiye Cumhuriyeti''dir.Mavi gözlü bir adamın dünyaya kafa tuttu ğu yer. Dünyanın kalbi... Duygu sömürüsünü bir kenara bırakıp,1990'a geri dönelim derim.Dönemin korku ve baskıyla sindirdi ği bağımsız düşünce yerini siyaset sahnesinde hep pasif kaldı ğı sanılmış bir harekete bırakmasıyla yeni düzeni olu şturuyordu aslında.Türkiye Cumhuriyetinin kurulu ş dönemini araştıranlarınız varsa konuya biraz daha aşina olcaklardır.1922de ba şlayan Ulusal Kurtulu ş hareketinde farklı bir yol izlenmesi gerekti ğini savunanlar,dönemin dini önderleridir fakat işgalcilerle savaş sözkonusu oldu ğunda hep tarafsız kalmı ş hatta Hilafeti desteklediklerine inandıkları Emperyalist güçlerle i şbirliği içinde olmuşlardır.Eğer buradan yola çıkacak olursak ülkenin atlattı ğı bunca badireden sonra batılı güçlerin ulusal yapıyı yıkmak için kullanabilecekleri en zayıf halkanın inanç oldu ğunu söylemem sanırım yersiz olmaz.Bu politika yüzyıllardır denenmi ş ve başarılı olunmu ştur aslında.Neden şimdi olmasın.? Köklü devletlerin güç aldı ğı en yegane olgu güçlü e ğitim yapılarıdır.E ğer bir devletin yapı taşlarını yerinden oynatmak istiyorsanız o ülkenin e ğitimini ele geçirmeniz yeterlidir.Gerisi gelir.Bu ülkede Atatürkün kurdu ğu ordunun 1970lere kadar sa ğlam temeller üzerinde durmasının tek bir sebebi vardır,Ulusal e ğitim.Demokrasi özünde ne kadar do ğru bir yönetim biçimi olsada bu yüzyılın en büyük yalanıdır aslında çünkü bir yapının di ğer bir yapıya üstünlük sa ğladığı takdirde kendile ştirme politikasını içinde barındırır ve bu sebepledir ki bu açı ğı en iyi kullanan gücü eline geçirecektir.Aynı bu gün bunun bir yöntem olarak kullanıldı ğı gibi.Kendi silahınla vurulmak buna denir.... Yazı dizisi haline getimek istemezdim fakat zaman ve ko şullar el vermiyor diyelim.Biraz daha meraklandırmak ve ara ştırmaya sürüklemek aslında sizi
niyetim.. Sevgiyle kalın. Bkz.İBDA-C 12 11 2013
KISA BİR AYRILIK Sabah Olric beyle oturup kahvaltı ettik.Tam ne şemiz yerindeydi belki kumsala gideriz koşarız biraz kitap okuyup döneriz diyordum ki telefonum çaldı,arayan babam.Onunla aramızdaki ili şkiyi açıklayacak olsam çok a ğır kelimeler kullanmam gerekir aslında fakat insan olgunla ştıkça başka bir kılıf arıyor ve ister istemez yumu şuyor aile bireylerine kar şı ve ben onun en çok yakı ştığını bildiğim kılıfla yaad ediyorum kendisini;çapkın..Ho ş beş sohbetten sonra konu bir an yazdıklarıma geldi ve ne zaman biri bu konuya de ğinse kayıtsız şartsız bana ait olan fikirlerimin arkasında durmu şumdur velhasıl yine aynen öyle oldu.Herzaman olduğu gibi saygı çerçevesi içerisinde arkama dedeme ait olan bir orduyuda alarak tartı şmaya başladık ve tartışmanın sonunda hiç beklemediğim telaşlı bir ağlama sesi duyuldu telefonda.Hayatım boyunca bana çok yabancı gelen hiç bilmedi ğim babamın ağlama sesi.Ağzımda tanımlayamadığım bişeyler geveledikten sonra;E ğer böyle devam edersem sonumun kötü olaca ğını,ve annemin yanında banada bi çukur kazmasını söylemiş babamın bile ciddiye alaca ğı birileri.. Sustum.. Ne kadar öfkelensemde,her ne kadar buna benzer kale almadı ğım 3-5 tane tehdite gülüp geçsemde,Her ne kadar o yıkılmaz gibi görünen siluyetimi gö ğe çevirsemde,sustum. Babasının yalvaran sesini duyunca susarmı ş insan. Yazın hayatıma ilk ba şladığım dergi Günce dergisiydi yıllar önce Ay şen abla ve Fuat abinin reklam ajansında kısıtlı imkanlarla bastı ğımız Nazımın şiirlerinin yanında yayınlanırdı şiirlerim.Sonra sonra Yükseksesti kitap ekleriydi,bloklardı derken birde baktım basılmayan,devletin sansür iade parasını bile bana ödetti ği kitaplarım olmuş. Kabataştan atıldığım yıl ve devamında Kütüphane serüveniyle
başlayan o yaz hayatımın en güzel yazıydı.Kimsenin tanımadı ğı yabancı genç tiyatrocu bir çocuktum,deliler gibi kitap okur sigara içer şiir yazardım.Pazarda şiir satma fikrinin patenti bendedir.Yıllar sonra dedemin izinden gitmek için Yazarlık sınavlarına girdi ğimde Müjdat Hoca 'yaz çocuk' dedi,'Sınırların olmadan yaz''.Hiç durmadan soluksuz yazdım.Sava ş Oyunu oynamıştık o yıl sahne yıkıldı sonra İlyas Salmanla rakıda içtik ,nasılda Prusya patetesi çekmi şti canım.Uğur amcayı anmıştık İlhan Selçukta vardı me şalelerle yürüdüğümüz kortejde.Dedeme benzemi şim öyle demişti.Daha öncede yazmı ştım bunu''Sonra onlar geldiler,Allahın vedi ği canı Allah için alıp gittiler''. Biz ne kadar Pazartesi sabahları istiklal mar şına geç kalsakta ''Bursa Nutkunu ezbere edebiyat dersinde okuyup sevgili bulan çocuklardık'',Can Yüceli onun gibi asice rakıyla okuyup,ninni yerine Satrianiyle uyurduk.. Ellerinde satırlala ve uyu şmuş kaflarıyla beyin avı ba şlatan ve bunu allah nidalarıyla yapan insanlı ğını simsarlara satmı ş kefaletini Cumhuriyete ödeten bir nesil var ülkemde,Ba şım hep dik diyorlar ve bilmiyorlar neden yazdığımı..Tarihte bir yerim olsun istiyorum,ülkem tarihe gömülmeden.İnsanların acı çekmedi ği,savaşların olmadığı,kadınların öldürülüp,hayvanlarına tecavüz edilmeyen,çocukların satılmadı ğı,ırk ayrımlarının olmadı ğı ve bu sebeple 20 ya şında çocukların ölmedi ği,devlet iradesinin 20 ya şında çocukları sokakta yada silah altında göz göre göre öldürmediği,din tacirlerinin ülke yönetmedi ği ve insanların inançları ile sömürülmediği,Cumhuriyetin gerçekten Halkın kendini Yönetmesi gerekti ği ilkesinin kanun oldu ğu,Hak denilen hürriyet iradesinin insana ait olduğu,Korku yerine insanlarının hangi gruba mensup olursa olsun birbirlerine gülümseyebilecekleri bir ülke için yazdım yıllarca.Yanlı şıda kendimce gördüm,doğruyuda,kaçınılmaz olanın GERÇEK oldu ğunu bilerek.Bunların dışında çok hikaye var anlataca ğım aslında fakat biraz daha zaman.. Belki biraz uzaktan bakıcam ülkeme bir müddet,öylece seyredicem hepininzi Nazım gibi..Daha umutlu şayler yazmak için gidicem belki korktu ğum için değil daha yarım kalan yüzlerce şey var yapamadı ğım.... Bazen; Susup öylece ayakta durmak gerek korkusuzca,''Sarı saçlı bir adamın mavi gözlerinin içine bakarak''.. Sevgiyle Kalın... 20 Eylül 2013
BESTE BESTE AHESTE
Pisikletimle mutlu mesut ya şıyoduk bi ara,dünyayı vapur yardımıyla dola şırım sandım o aralar..Kadıköyde bi biraneye girdik re şit olmadan.. İçerde Rashit çalıyo borumu..De biz metalciyiz böyle kedi seven tipten ama hazarfen en a ğır abim o aralar..Sayko bi kedi var i şyerinde ne zaman görsem onu anarım.Sosyal kültür manyağı.Bi kitap okumuyodu o kadar kedi yani.. %60 aptal tezini %90ı aptal doğrulamasıyla hangi yüzdenin kim oldu ğunu bilmeden Tv 'denen hipno Toplumdaki zeki ama ço k ibne Müslüman karde şlerlere sanatsal yıkımlarla cevap verme tela şıydı bizimki..Ülkedeki ilk Punk grubu kim desem kimin aklına gelirki o güzel abiler..BKNZ:Grup Çı ğrışım-Karpuz kestim yiyen yok..en azından benim favorim buydu..Ülkenin hiç bir alanında söz sahibi olamadığımız için belkide akıl gerektiren ve bademgillerde olmayan bi alanda veriyoduk sava şımızı..Zaten hep böyle de ğilmiydi,tahakkum altına alınamayan bütün özgür ruhlar bir ülkenin despot iktidar boyunduru ğunda,sanat denilen pandoranın kutusuna tıkılmı şlardı..Sanat..Heeey haat yada halt hepsi hepsi,üretti ğimiz varolma kaygısı kalıyodu geriye...Pisikletten inip kaykaya bindik bi ara,sınıf atladık sandık taaki görmeyen insanların yürüyemedi ği
kaldırımları nereye gitti ği belli olmayan insanlar doldurana kadar..Kafamı toparlamam 25 yılımı aldı ve25 yıl sonra bu yazdıklarımı savunmayaca ğımı bile bile kayda geçiyorum ve çok içiyorum yine bu aralar üretim hataları bana ait nasıl olsa sittiret..Tek ki şilik örgütüm demi şim bi ara eski defterlere baktım gece gece..Hepsi kayıt altında kayıtlı ''Darbe planı''..Az lümpenmi şim hah gülüyorum şimdi çok sesli koro..Lümpenine sokayım götün yiyosa gir bi çingene mahallesine elinde foto ğraf makinasıyla..Bukovski bile götüyle güler hatta ahali Godot geldi sanır neyse konuyu saptıralım biraz..Bu dombıra ne menem bi şey hafız..Daha donda kurumayan badem pıyıklı son damlaydınız biz tüysüz aklımızla ''Rashit'' ve tayfasından çok ibne hareketler dinlerken..Örgütümün çıkı ş parçasını çalıyorum bu sabah..A ğzına sağlık Punkçu entelijans karde şlerim.. Dipnot:Di şleri fırçalamak en özgür harekettir...
Antalya 11 Mart 2014
Herşeyden biraz aldım i şte.. Benden sonrakilere kalsın diye... C.A.P.
MİS-YONER MAKARNAYA ŞARKI KONULUR BABALAR '''Bir gün kapından içeri birileri girecek,sakin ol ve gülümse.Paniklemeni isteyecekler senden,kısa ama net cevaplar ver ve sakın tahrik etme,Elinden geldiğince araştırma amaçlı bile olsa 1980 ve öncesi yayınları evinden uzaklaştır.Özellikle müslüman de ğilsen inancını misyonerlik ile bağdaştıramayacakları basit objeler bırak. İnançsızsan durum hiçte kolay olmayacak.Ailen ile ya şıyorsan onlara buna hazır olmaları gerekti ğini ara sıra hatırlat.Komşuların ve çevren ile dikkatli ve açık ili şkiler kur.o güne kadar içerisinde bulunduğun bütün sosyal çevre ve hayatın didik didik edilecek,e ğer sert bir mizaca ve görü şe sahipsen 10 yılda inan bana fi şlenmişsindir çoktan ve o gün geldiğinde en az yarayla atlatmaya bak aksi halde ailende zarar görebilir.Onları bir kez daha dü şün elinden geldi ğince sana yöneltilen suçlamalara kanıtlar ile cevap vermeye yada e ğer varsa seni savunacak ki şilere bu alanda yönlendirmede bulun.Tanımadı ğın kişi ve içeri ğini bilmediğin kurumların seninle ba ğlantı kurmasına izin verme.Siyasi görü şün yada inancın
üzerinden, hiç anlamadı ğın fakat tuzaklarla dolu bir sorularla seni bir suçla bağlantılamaya çalı şacaklar.Psikolojik baskıyı had safhada hissedeceksin,sakın umutsuzluğa kapılma çünkü umutsuzluk her şeyi kabullenmeni sağlayabilir.Fiziki ve psikolojik olarak güçlü olmalısın.Elinden geldi ğince haber ver ve yalnız olmadı ğının bilinmesini sa ğla,haber verebilece ğin sağlam dostların olsun.Eğer bu süre uzayacaksa ki böyle bir durum ile kar şı karşıya kalırsan uzayacaktır,seni ayakta tutacak tek ki şinin kendin oldu ğunu unutma..Dik dur ve gülümse,bırak neden gülümsedi ğini merak etsinler...'' -Galiba bu ülkede halihazırda bir çok insanın kar şılaşacağı bir durum bu..Buna benzer bir dönemi atlattık yıllar önce,ben ya şamadım.Farklı yada buna benzer biçimde yaşayan çok insan tanıdım. İranda böyle ba şladı.Kimseye gaz veremeye çalı şmıyorum ama böyleydi işte...Şimdi nasıl olduğuna bir bakın isterseniz sadece idamlar vinç yardımıyla yapılıyor artık..Sapık bir zihniyet var ülkemde ve bu zihniyetin yapabileceklerini bir ba şka yazıda örnekleriyle yazarım fakat dü şünün ve üretin bir şeyler artık ''park park gezmekten sıkıldık'.'Hiç yoktansa atacağınız,yakacağınız yada saklayaca ğınız kitapları gönderin birilerine,öğrensinler bunlar olana kadar... Ve son olarak cehaletin dibine vurup şahsımı açık hedef gösteren malum insan(lar).dinleyin bakalım ne anlatacak bu melodiler..Çok misyoner makarnada yaparım haberiniz olsun,de ayranla gitmiyor be moruklar sırf bu yüzden şaraba vuruyoruz.. Hepimize afiyet olsun... Gözaltından 6 ay önce..22 10 2013 Antalya
68 ve Beat ku şağı Allen Gingsbergle açar edebi ruhunu dünyaya.Oysa hiç tanımadığı bu topraklarda endemik bir şaire hayrandır Allen. İstanbulun darbe sonrası suskunluğunda basbas bağıran bir o kalmı ştır çünkü postallar onuda fazlasıyla yaralamı ştır ve bir sabah kapıda yaprakları dökülmü ş bir çiçek görür Allen ve solu ğu Boğaz'da alır.Artık kar şısında deniz aşırı o hayranlık oturmaktadır.. Sevgili Metin hocam,a ğzı küfür dolu bi boka yaramaz rahatına dü şkün ve alabildiğine egoist bir zaman benimki.Senin habersiz ö ğrettiklerinle ele alıyorum bu kıçı kırık dünyayı.Sen bir devi omuzladın son yolculu ğunda, ben karnı yaralı bir devri ya şıyorum.Biliyorum yeti şemem sana on parmak belki ama parmaklarım bütün fa şistleri ve gidersen birgün habersiz,yalın ayak omzumda taşıyacağım sol elini,ve o zaman ilk de ğil son yudumu dökece ğim senin için toprağa... Erkenden yazdıklarım.... Antalya-2013
Abi bana kimse çok asosyalsin,interaktif dünyaya çok fazla kaptırmı şsın kendini falan diye zırvalamasın çünkü bi bok bilmiyorlar günü kaça patçaladı ğım hakkında.2 küsür milyonluk bir şehirde uluslarası üniversite dahil hiç bir kütüphanede,dünyanın yazılı ilk özgürlük bildirgesi ile ilgili bir kaynak bulunmuyorsa o çok aydın geçinen şehirlerimizin neden götünü yaya yaya olan bitene seyirci kaldıkla rını anlamamak ahmaklık olur do ğrusu...Tayyoda burdaymış,hayret kimse görmedi.. İBDA-C ile ilgili bi şeyler daha bulunmu ş,iş üstündeyim ve nasıl zevk alıyorum bu sefaletten anlatamam..Dizgi bitti bu arada sıra kapakta,kapak önemli moruk,kapak ruhiyenizi dizginleyen ve medeniyete yelken açmı ş bir dimağın en fasafiso kafa ## #me aracıdır.....Ya şasın Bohrmian Rhapsody... Antalya 2013
MAGNA CARTA VE CUMHUR İYET
Rodrigonun gitar konçertosu ile uyandım sabaha. İsteksiz ve asi.Son zamanlarda hatıralarımı çok fazla önemsedi ğmi farkettim,geçenlerde bir arkada şım ‘’seni rüyamda gördüm’’ dedi,refleks olarak bende ‘’ölmüyorumdur in şallah’’diye serzenişte bulundum ve kulaklarımda çınladı birden gitar sesi.Aklımaspontene yazılmış ve aslında benim için edebi nitelik ta şıyan ‘’tehditler geldi..Allahım sana misafir geliyorum… Şaka ulan şaka,failim meçhul olsun diye bir dua yazdım İngilizce inşallah kabul olur malum arapça çok komplike dil birde bana göre değil,amaöldürücekseniz yüzüme dokunmayın fa şist kardeşlerim,hatta saçlarımı tarayıp bırakırsanız le şimi çok minnettar olurum.. Buradan sonrası sizi biraz sıkabilir babalar,keyfinize kalmı ş anlayıp anlamamak.. -Somut bir şeyi sevmesi yada ilgi duyması için taraf olmalıdır birey ve Bütün savaşlar cehalet ve asaletin uyumsuzlu ğundan kaynaklanır! C.Alp Palabıyık. Bilgi;benli ğin zaman içinde olu şan birikimleri ile yeni olarak algıladı ğı her olguyu kendine ifade etme biçimidir aslında.Mutlak gerçek ise bilgiyi kullanarak olguyu yaratan bireylerin vardı ğı yada aldığı son kanıdır.Bu sebepledir ki do ğrunun değişken bütün yapısı,bilgininnegatif yada pozitif yönde gelişmesinden kaynaklanır.Bilgiyi düz bir çizgi olarak ele alalım ve bu çizginin sonsuza kadar uzadı ğını göz önünde bulundurarak zaman kavramı ile do ğru orantı kuralım. İnsanoğlunun zaman içerisinde varoldu ğu süreyle birlikte,gelişimini elde ettiği doğrular ve gerçekler olarak nitelendirirsek,kuramı açıklamak daha geni ş bir anlam kazanacak. Zamanın herhangi bir kesidinde dünyaya gelmi ş bir insanı ele alacak olursak,kişi varoluş sürecinde edindi ği bilgiyi hayatına yükleyerek varolu şunu zaman içerisinde tamamlar.Bu süreçte bireyin de ğerlendiği önemli iki olgu vardır. Birincisi,zaman ve ko şullar doğrultusunda değişkenlik gösterebilen bilgi;Doğru.. İkincisi,zamanın ve ko şulların etki edemedi ği mutlak bilgi;Gerçek.. İşte bu bağlamda bilimin ikiye ayrıldı ğını görebiliyoruz. İnsan Özgür iradesi ile bilgiyi elde edemedi ği gibi Gerçek kavramınıda bu irade dı şında kabullenir. Zamanı sonsuzluk olarak nitelendirdi ğimizde,bu sonsuzluğun herhangi bir kesidindevarolmuş insan gelişen bilgiyi edinir ve e ğer ‘’Gerçek’’ kavramını sorguluyorsa bilginin o sonsuzlukla birlikte geli ştiğini görebilir,fakat işlevselliğini yitirmemesi için bilginin akı şını kesiyor ve onu sonsuzluk çizgisinden saptırıyorsa ‘’Do ğru’’kavramını olu şturur. Örnek verecek olursak;üzerinde çalı şılan bir deneyin geli şimi hakkında bilgi edinmeye ba şladığımızı varsayalım.Geli şmeleri an be an takip ederken
ulaşılması gereken sonuca varıldı ğında deneyin sonlandırılması bizim o deney hakkında edinebilece ğimiz sonucun göstergesidir,Bilginin ‘’do ğru’’ olduğunun kanıtını arayan bir deneyin ba şlangıcından ibarettir ve varılan sonuç zaman kesidinde yer almı ş bilgidir.Gerçekle şecek diğer olasılıklar yada olasılık bilinç dahilinde sonlandırılmı ştır.Alınmak istenen sonuç ‘’Do ğru’’olduğuiçin,bilginin gerçekleşmesi ve sürdürülebilir olmasının bir niteli ği yoktur.
Kafanızı çok fazla hırpalamaya niyetim yok ,bu tezi mezun olmadı ğım okuldaki Prof’a kabul ettirmem çokta vaktimi almadı aslında.Saçma gelen ne kadar şey varsa o şeyi bir ba şkasının önemsedi ğini düşünmek kendimi engellemem için geçerli bir sebepken,arsız olmak özgürlü ğümün sınırlarını zorlamam için tamda biçilmiş kaftandı doğrusu.. 1215 yılında Pagan bir kökenden gelen Keltler Monar şiye öyle bir darbe vurdularki,günümüzde bile Bütün dünya tarihi boyunca insano ğlunun kendi adına dinler ve ırklar üstü bir kazanımıdır aslında. İnsanoğlunun hükmetme ve yönetilme dürtüleri tarih boyunca ya şanan gelişimin sektesel boyuttaki en önemli engeli oldu ğunu söylemem yersiz kaçmaz sanırım.658 yıl sonra yani 1 ocak 1863 tarihli Özgürlük Bildirgesi ise Yöneten ki şilerinde toplumsal boyutta özgür bir bilinç olu şturmak için düşündüğünün kanıtıdır.Yıllar 1923’ü gösterdiğinde Anadolu topraklarına Mustafa Kemal ismiyle u ğrar bu bilinç ve kendi etnik yapısı ile bilginin neleri de ğiştirebilece ğini gösterir dünyaya.Tezimin başındada bahsetti ğim ‘’Doğrunun değişken bütün yapısı,bilginin negatif yada pozitif yönde geli şmesinden kaynaklanır.’’.O kadar çok kulaktan dolma do ğrumuz var,ve o kadar çok bize yüklenen ve ara ştırmaya gerek duymadığımız gerçekle dünyaya geliyoruz ki,kendi varolu şumuzu tamamlayamadan anlamsızca zamanın süre ğenliğinde yokoluyor varlı ğımız.. Yada iyisimi kasmayın babalar,götümüze pamuk tıkadıklarında hissetmiyoruz nasıl olsa diyorsanızda sizin bilece ğiniz iş ama Pıyıklının biri gelip parmak attığında hoşunuza gitmediğinden eminim.. Yaşasın salata tur şusu sevmeyen hamburger ekme ği, Kahrolsun buzsuz rakıda sallanan pullar…. Amin…
Lara
15 12 2013
Bknz:
http://tr.wikisource.org/wiki/Magna_Carta_Libertatum
http://tr.wikipedia.org/wiki/Dosya:EmancipationProclamation.jpg
TİA Yağmur yağarmı? Arthur Nunez ile uyandım sabaha.. Eli silahlı 8 ya şındaki (terörist) çocukları anımsattı çayın rengi,bir diki şte içtim derken rakı bula ştı gözüme,daha erken derken ve beraberinde roka yerken buldum kendimi.Silah sesleri ve kur şun vızıltısı doluyordu beynime,susuz Angola sıca ğında en son düşüneceğin şeydir aslında sıtmadan ölmek.Kuru dudaklarının kenarında yer tutmu ş salyana saldıran sineklerden ziyade yol kenarında ölmeni 4 gözle bekleyen çakallar ve Birleşmiş Milletlerin insani sandı ğımız yanı..Çok kli şe değilmi.?Orada olmak gerek bunları hissetmek için.Buradan yola çıkıp o klasik foto ğrafta başında akbaba bekleyen çocu ğun yerinde çocu ğunuzun olduğunu düşünün demeyece ğim çünkü hiç bir insan bunu gerçekten hissedemez,bo şuna kandırmayalım kendimizi... ''Batılılar geldiklerinde ellerinde İncil, bizim elimizde topraklarımız vardı. Bize, gözlerimizi kapayarak dua etmeyi ö ğretiler. Gözümüzü açtı ğımızda, bizim elimizde İncil onların elinde topraklarımız vardı.'' demi şti Kenyalı lider KENU KENYATTU.. Çocukları düşünüyorum teri beyaz teni siyah olanları..Kanı yıllardır ellerinde olan siyasetçilerin,dindarların,reklam için onları kullanan sanatçı müsvettelerinin,silah baronlarının,rant ve para u ğruna afrikanın kaynakları için çocukların eline silah veren zihniyet yönetiyor bu dünyayı.Aborjinleri katlettiler,Kızılderililerin soyunu kuruttular,eski dünya toplumlarını bir bir asimile ettiler..Ya sonra...? Sonrası şu;türü yıllardır yeni dünyada hatta bizim topraklarımızda bile köle kabul edilen siyahların dünya nüfusunda azınlık kalabilmeleri için batının ''modern'' silah tüccarlarınca göz göre göre ya şları 8 hatta 7 olan çocukların ellerine silah vermeye devam ediyor.Buradan yola çıkarak elde edilen ticareti ve bunun batı ekonomisine katkısını siz tahmin edin.Kısaca özetlemek gerekirse,Silah baronlarının sa ğladığı istikrarsızlık ba şta elmas ve diğer yeraltı madenlerinin sömürülmesi ve olmayan ekonomilerinden maksimum istifade eden batı manüpülatörleri ileride ihtiyaç duyulacak olan açı ğa çıkmamı ş enerjiyi ellerinde barındırmak için bu istikrarsızlı ğın devamından yana.. Sürekli hale gelen Yeni dünya düzenleri her yüzyılda geli şmemiş olarak nitelendirdiği toplumları bir bir yok ediyor. Peki ama çocuklar? TİA diye haykırıyorum artık dünya çocuklarına.. En çokta Siyah olanlara... Angolayı bilen varmı diye sormu ştum birgün,kimseden cevap alamadım.. Ben söyleyeyim 8 ya şında çocukların ailelerini öldürmesi için ellerine silah
verilen yerdir ANGOLA.. Şaka değil... Arthur Nunes söylüyor TiA.... 01 Nisan 2013 Antalya
NEKROFİLİKLER MANGASI ve İNSANAT BAHÇES İ Televizyonu açtım (aylar sonra)ve ekranda Ümit Kıvanç hocam vardı.Onu en son gördüğümde bi ayakkabı boyacısına makro politik dengelerden bahsediyordu:) leman tayfası tanırdı onu,80lerin a ğır darbe mağdurları...Empati denilen insanların kalplerini takas edip beyinlerini aciz kıldıkları o dünyanın bilinen en etkili eylemini o ö ğretmişti bize..NEKROF İLİye varacak boyutta ölüm manya ğı olmuş bu toplumda,ölen ve öldürülen her canlıya saygı d uyup çözümlenememi ş her ne varsa bunun sorumlusu oldu ğumuzu hatırlatırdı her anektodunda... Yıllardır ekranı her açtı ğımda karşılaştığım asker,kadın,çocuk,trafik,patlama,suikast,komplo vs..gibi ölüm haberlerinin halen devam etmekte oldu ğu,yıllardır toplumu yönetenlerin,insanlardan çok insanların üretimdeki payları ve ekonomik de ğerler üzerinden politikalarını belirleyip kurdukları düzeni medya ve yan kurulu şlarıyla destekleyip yetmedi ği yerde sarıldıkları en önemli silah olan din ve milli manevi de ğerleri bir can kurtaran gibi koltuk altlarında ta şıdığı,ve her sektede toplumun sorgusuzca inanacağını bildikleri bu silah,bu milletin komaya girme sebebi oldu ğunun farkına vardım onu dinlerken.. Neden denilen sorunun saçma oldu ğu kanısına varan bir milletiz NEDENSE? Fakat NEDEN bir filozofumuz yok ve olması için hiç bir çaba yok,ba şkanın ulusal kanalda bir plaket verebilece ği bir filozofumuz olsun isterdim(böyle bir
başkanımız olmayacak kandırmayalım kendimizi)böyle bi ba şkanımız olmayacağı için böyle bir filozofumuzda olmayacak.sayemizde... NEDEN Einstein kadar olmasada dünyayı daha ya şanabilir kılabilecek buluşlara imza atan hiç yoksa onu anlamamız için u ğraşan bilim adamlarımız bu ülkede değil, NEDEN dünyanın kabul etti ği bütün sanatçı,yazar,ressam ve müzisyenlerimiz kendi vatanlarında yargılanır,öldürülür,kovulur küfredilir ve hatta vatandaşlıktan çıkartılır...Yapılan onurlu onlarca eseri bütün dünya kabul edebilmek için hazır beklerken,bu ülkenin Türklü ğümü benden alabilecek güce sahip olması nasıldır...Bilirmisiniz..? Kimse ölsün istemiyoruz artık,insanlık sanatının hiç bir şeye ihtiyacı yok,tiyatro izlesin insanlar,konserlere gidip e ğlensin,dünyaca ünlü heykeller yapılsın ülkemde onu gururla dünyaya tanıtan bi ba şkanım olsun (en azından ben bu işe soyunana kadar:)yollar yapılsın yolsuz okula giden çocuklara bisikletler verilsin beyinlerini yıkamak yerine,a ğaçlar dikilsin bizden sonra gelecekler nefes alır belki diye,insanat bahçesi yapmak ütopya de ğil bu ülkeyi istemek gerek,BIRAKIN B İRAZ HAYVANLAR SEVS İN BİZİ en azından onlar buna alışana kadar... C.A.P. 27 kasım 2012
Maymuna insan spermi enjekte eden zındıklar,ta ş olacaasınız aq.Ama en babası keçilerle bakışan adamın karısı,kıskanmı ş lan herifi...kadınlar hep aynı abi bunu kitabın yazarıda itiraf ediyor.. şaka bi yanada her ne kadar hassittir ulan bu kadarda olmaz desenizde,ortaça ğ ve 18-19.YY'da gerçekle şmiş bu deneylerin çoğu modern bilimin yapı ta şlarını oluşturmuş aslında,taaaki 1960larda CIA'nın destekledi ği LSD ara ştırılmalarını okuyana kadar bende böyle düşündüm bir süre..Geeçenlerde İndependent'ın manşetine taşımışlardı korumaya alınması gereken Filleri,oysa LSD ile kafası kıyak olan filleri yıllarca kobay olarak kullanan o modern bilimin babalarıydı hemde CIAnın fonlarıyla...Aslında mecbur kalmadıkça ilaç kullanan bi tip de ğilim,fakat bu sayfalarda kayboldukça bu kı ş hastalanmaya hiç niyetim yok diyebilirim... Haydi baş baş....
Çanakkale 2013
Ulan yıllardan beri aynı terane..ibnenin birini ba şınıza tebelle ş ettiniz,sıçarken bile aklınıza geliyodur muhakkak..abi merak ediyorum Angola'da ya şasanız hangi partiyi tutucaksınız..Özgürlük pahalı bi şeydir babalar.Cumhuriyet eyvallah halkın kendi kendini yönetmesi onada tamamda e ğer cumhuriyet bünyesinde böyle bir yobazlık barındırabiliyorsa onuda geçtim bu cehalete ülke yönetimi teslim edebili yosa onuda sorgulamak lazım..gidin bi bilim adamı yada bi ressamla konuşun yada oturun çekirdek çitleyin..yada pırasa..dü şünceler yönetmeli insanları,parası yada çevresi yada rakı masası veya arkasında mevkiler barındıran ticaret erbapları de ğil..Yerel seçimler için harcadıkları para bir yanda bu kı ş naylon camın kenarında ölen bebek bu kadar çabuk unutulabiliyorsa hiç salata yapmayın alayının aklı iktidar masturbasyonu çekiyor bu ibnelerin..Senin özgürlü ğün boyunduruğuna girdi ğin fikir yada ki şi kadarsa işte o zaman benim özgürlü ğüm biter..Hiç kimsenin bir ba şkasının güdümüne maruz kalmadı ğı ütopya bir dünya dile ğiyle babuşlar.. POLiTİKA=çok puşt bir idare bilimi olup"Çoklu Yalan"anlamı ta şımaktadır.. Başka bi ibne seçilsin,o gitsin sonra ba şkası falan filan..Sonu yok bu ibnelerin..içinde onurlu olanlarıda var fakat onlarda da bir anda çekilebilecek kadar yürek yok..Durdurun olm meclisi bu herifler naapıyo hala orda..sen vergi veriyosun babu şlar seçimde harcadı ğı parayı katlıyo bide emeklili ği var.işin literatürüne girsem kimse bi bok anlamıycak...Bi ton adam çok güzel müzik yapıyo,Bi sürü bilim adamı yardırıyo her gün,Tiyatro oynuyo,sokakları boyuyo,şenlik yapıyo insanlar..Bi o kadarı aç..e ğer siyasetçi onlarıda
katabiliyosa bu tabloya eyvallah yoksa tur şu babacım...sıkıldım bi ton gerizekalı herifin suratını otobüslerde görmekten...Akıllı oldu ğunu bilemedi ğiniz bi ton adam var ama sahtekar olanlar belli oluyo...Bunlar aperatif,genel seçime kadar bi iç savaş kapıda ve bu devleti yöneten Tapir öldürmekten çekinmiyor... Hade baş baş... 20 03 2014
ALLAH ALLAH DİYEREK ÖLDÜRENLER İN GÖLGESİNDE RED KİT'E ÖZENEN ÇOCUKLU ĞUM Uyanıp yüzümü yıkamadan oturdum masanın ba şına.Akşam panele yeti şecektim ve henüz hiç bir bok yazmamı ştım.Arkada şlarla akşam evde bulu şup lafladık biraz,son adli çıkmazımdan sonra kafamı da ğıtmaktı niyetim iyi oldu,en çok akşamdan ben kaldım yine o sabah.Ercüment Amca aradı ğında başım hala dönüyordu ve sanırım son ana kadar bu adrenalini muhafaza edebilirdim.Kafamda bir u ğultu ve kurguladı ğım hiç bir satırın sonu gelmiyordu bir türlü.Son zamanlarda ara ştırdığım 90'lı yılların terör olayları çocuk kafamın basmadı ğı o günlerden bu günlere kadar ya şanan sürece yava ş yavaş ışık tutmaya ba şladı aslında.Abim beni almak için kapıya dayanıp evdeki alkol kokusunu duyar duymaz ilk lafı soktu ''Ulan ölüye saygın olsun biraz''da direkten döndü. ''Her şişede ilk yudumu topra ğa döken bi adamdan ne beklersin''.Eski gazete ar şivlerinden topladı ğım bir kaç haber,notlarım ve henüz hazırlanmamı ş açılış konuşmasının notlarını alarak çıktık yola.Üniversite Tiyatro amfisinin kulisinde Ercüment Hoca bizi bekliyordu,çingene yuları gibi bağlanılmış bir kravat,hiç alakasız oduncu gömle ği,kot pantolon ve tahmini en
az 50 yıllık oldu ğunu bildiğim hala dedemin kokusunu yitirmemi ş ceketim.Saçım sakalım hak getire.Ulus Baker ya şasaydıda görseydi bu günleri deyip anlamsız ve salak bir gururlanma hissetim fakat dalga geçiyordum aslında kendimle.Ercüment amca hazırladı ğım konuşmaya bir göz atmak istedi,açılı şa yarım saaten az kalmı ştı ve ben hala çok yazıp konu şamadığımı söylememiştim onlara.Amfi tıklım tıklım a ğzına kadar akıllı oldu ğunu bildiğim insan kaynıyordu ve heyecanın doru ğundaydım artık.Elimdeki notları gösterip geçiştirdim o süreci.Aile dostu Ercüment Amcanın 80li yıllarda tanıma fırsatı bulduğu Onat Kutları anacaktı topluluk.Edebiyat klübünün Fanzin bastı ğı dergideki arkada şlarım Gerçekçi Akım Şairlerinin Antolojisini hazırlarken unutmuşlardı onu.Ve sırf bu yüzden yazı göndermeyi bırakmı ştım.Yılda bir defa mutlaka bir araya gelirdik Ercüment amcayla.Yıllar önce sahilde balık tutan bir adam olarak tanımı ştım onu,yıllar geçtikçe aile dostumuz oldu.Alanyalı olduğunu çok sonra öğreneceğim 1995 yılında The Marmara Hotelinde patlayan bir bombayla yitirdi ğimiz Onat Kutları ve şiirini sık sık konuşurduk.İbda-C dosyasını hazırlamaya ba şladığımda beni en çok yaralayan ona ayırdığım sayfalar oldu. Şairdi.Geçtiğimiz hafta bir anma töreni düzenlemeye karar veren klüp Ercüment amcayı araya sokarak açılı ş konuşmasını yapmamı istemi şti,sarhoştum ve kabul etmedim.Anlam veremediğim saçma bir gurur yapmı ştım.UM-AG panel açılı ş videosunu hazırlamama yardımcı olan Onuru hatırladım sonra.Vanda kar kıyamet çocuklar üşümesin diye yardırırken ben belki çok sonra yapmam gereken aktiviteleri kovalıyordum.Uzun lafın kısası yine alkolün dibine vurmu şken karar verdim katılmaya.Konu ştum alkışladılar,pohpohladılar,ve ben daha ayılmadan Ercüment amcayla rakı masasında şiir okurken buldum yine kendimi.. SOKAK Durmadan değişen bir kentte selvilerin anılarıyla uğuldayan bir sokaktı Yüksek ve külrengi yapıların tepesinde ikindi sarı bir ışıkla vururdu pencerelerin donuk ve sessiz krater gölcüklerine Orada yaşlılar otururdu tozlu i ğne yastıkları ve güz sararmış martıların eğri yağmurlarıyla gelir tarardı yüzlerinde unutulmu ş sepya bo şluğu Karınlarına ölümün tohumlarını ekerdi a şağılarda hafif bir lağım kokusuyla karı şık kahve ve anason çiçekleri satılan küf rengi ırmakların soka ğında ehliyetli kurba ğalar safa pezevenkleri ve geçmi ş kaçakçıları Arada inatçı arnavutların durmadan yeniledi ği kaldırımlardan gülleri örselenmi ş kadınlar geçerdi farkedilmeyi bekleyen erken kararmı ş lidya gümüşleri genç kızlar Kanlı bayrakların yelkeniyle arada tersane i şçilerinin kadırgaları geçerdi ilkyardıma do ğru Siren sesleri sivaslı kapıcıların granit belle ğine bulanık izler bırakırdı
Günlük işlerin bitti ği saatlerde yani geceleri sokak bir kerhane gibi i şlerdi bahriye gediklileri denizi ve orospuları aynı anda gören evlerin duvarına arabesk bir sava şın tarihini yazarlardı: A şk Binliklerin mor jileti çalı şırdı kapılarda titreyerek ve derin bir yarıkla açarak feodal zamanın surlarını sabahın eteklerine ula şırdı Oradan başıboş çocuklar çıkardı ya şamın çöpçüleri doğulu çocuklar plastik ayakkapları ve kendi gövdelerindeki ölü ana sıcaklı ğına sarılan kollarıyla süpürürlerdi gecenin artıklarını Solgun iğneleriyle ilk ışıkların dikerdi a ğırbaşlı halk kentin zarını yeniden ve gün başlardı Orada sevdim seni Sokağı denize bağlayan geçitte orada geceyi gökku şağına bağlayan günlerin saçını hızla örerdi zaman Sevecen sorgulu uysal yüre ğin bir çimen türküsüyle açardı soya ğacının gizli bahçelerini çılgın bir büyücüye, orada kan ırma ğından geleceğin şarabını çıkardım ve yanan günlerden altın bir şiir çıkardım güzelli ğinin kapalı yapraklarından bozkır ortasında ırmak kuyu dibinde gökyüzü bir özgürlük esintisi zindanlarin avlularindan Unutma ben yok olunca de ğişince kent ve bir yoksulun o günlerden sana bağışladığı söz ülkesi yitip gidince sonsuz ve isimsiz bir deniz kalacak bir de çam agacı benim sularımla öpüşen. Onat Kutlar ''Mutlumuydum.? Bu sabah bu soruyu sordum kendime.Çocuklu ğumun Gerçekçilik Akımı olan ve 12 yıl sonra interaktifli ğimin el yordamıyla buldu ğu Siirtte ö ğretmenlik yapan birine.O zamanlar melankolik oldu ğumu yazıyordu,seviyordum ben o yanımı diyordum ona sanki onu benden aldıklarında bir daha yazamayacakmı ş gibi bir hisse kapılırdım.Yazmak sevmekten daha mı önemliydi.? Kendime çevirdiğim kalemin ucu tehlikeli bir hal almı ştı sanırım son yıllarda.Durduk yere dünyanın kıçında pireler uçu şurken prize kalem soktu ğum gün geldi birden aklıma ama ''Binlerce insana sahneden bi şeyler deklare edip yalnız kaldığım her sahne sonrası o duyguyu ya şadım son 8 yıldır o yüzden geçmi şten gelen ve bana özel oldu ğunu bildiğim herşeyi kabullendim ben ama 12 yıl önceki o çocuktan eser yok diyebilirim ke şke olsaydı'' diyordum ona kendim bile inanmayarak.'' PERALI B İR AŞK İÇİN DİVAN'ı okudum yine bu sabah.Sittir et oğlum dedim.O kadar çok şey gömdünki çocuklu ğuna,faili sensin bütün hatıraların daha fazla kıvranma.Geriye kalan o çocu ğun sahip olduğu çok güçlü bi kaç şeyi ve herşeye rağmen mutlu olmam gerekti ğini hatırlatan ve yanlızca kendine iyi bak diyebildi ğim, mutsuz oldu ğunu bildiğim arkadaşıma..
Galiba en çok bu kelimeyi kullandım yazdıklarımda.. Kendine iyi bak.. C.Alp Palabıyık Alanya 04 01 2014
Yeni parti kuruyorum hacılar,tüzükte hazır..Çilingir Rıfkıyla anla ştık indirim yapçak herkeşe yeniden doğmak için gerekli bilimum hizmet garantisi..Yoga bakanlığı kuracam,inek yemek yassah..ampul biraz zor oldu ama bu lamba daha analitik,suya sabuna dokunmadan çevir çevir....neyse daha fazla detaya girmeyelim "AK Tao"nun balon patlatma merasimini izleyelim bi süre daha..
Lara-2013
Sabahın köründe vuruyorum yola kendimi gün daha a ğarmadan.Ağzı sabah mahmurluğu kokan bir şehirde buluyorum kendimi üstelik ak şamdan kalma buruşmuş yatak çarşafına benziyor.Yol beni a ğaç kokan sayfalar dolu bi yere atıyor,aslında sık sık u ğrarım buraya,gidilecek bir yer olmadı ğında değil,gidilecek bütün heryer buradan geçti ği için.laf salatası yapmanın alemi yok deyip yalıyor yıkanmamı ş suratımı Olric bey.Sohpetteyken manya ğın biri bi şey attı ortaya onu bulmak için çıktım bu sabah erkenden.Güzel bi arkada ş kahvesi içtim birazda geyik..bide bunu buldum bu kadarıda pes.. Kuvayi Milliye Destanı:Nazım Hikmet Ran 1.Basım 1968 Bilgi Yayın Evi Antalya-Kitap Kurdu-2014
MASAL Aznavur pasajında masalcı abla diye bilirdik biz Rukiye Ablayı..2000li yılların başında uzun saçlı küpeli diye satanist ilan edilip Beyo ğlu sokaklarından toplananlardan biriydim bende.Yıllar sonra ayaküstü u ğradım yanına,saçlarım kısa,pis bir sakal ve istesemde beni bırakmayan vefalı bi tebessüm..Eliyle yaptığı tasarımları alıcıyı be ğenmezse satmayan ve hiçbiri di ğerinin aynı olmayan takılarını verdi ği herkese özel bir masal anlatan güzel bi kadındı.Hani şarkıda diyo ya Barı ş baba"yıllar ikimizdende çok şey götürmüş"beni görür görmez o şarkıyı mırıldandı..gülümsedim..ıssız adama benzetti sustum..parmaklarıma baktı,hiç bi şey söylemeden kasanın içinden küçük bi kese çıkardı ve yıllar sonra hiç masal anlatmadan bu yüzü ğü taktı parmağıma...yarım kalmı ş devrim dedim..aynadaki hayalet hikayemi okuduğunda tasarladı ğını söyledi ve ekledi ,el bombası piminden parmakta kalan yüzüğün şiirini yazdı ğımda vitrinindeki bütün evlilik ve ni şan yüzüklerini kaldırmış.belki ticari belki ba şka bişey ama insanların hayatına dokunan objelere yöneldi ğini söyledi..Masal dedim..Yazıcak olan sensin dedi.. Aznavur Pasajına yolunuz düşerse size ait bi masalınız olsun..Benimkileri çoktan unuttum.. İstanbul 2012
"Kara Kitap"ı nasıl yazdı ğını araştırıyorum Orhan Pamuk’un..Cevdet Bey ve Oğullarının ilk baskısını 2 yıl u ğraştıktan sonra binbir çabayla kütüphaneme koyduğumda,belkide iktidarların boyunduru ğundan bağımsız olduğunu sandığım bazı yayıncıların neden Kara Kitap'ı basmak istemediklerini "Barnabas'nın Hikayesi"ni tekrar düzenlerken daha iyi anlıyorum..60 dile çevrilip,100den fazla ülkede basılan,her ne kadar pulitzerden biraz daha az önemli bulsamda Nobel sahibi tek Türktür Orhan Pamuk.Ne gariptirki otobüsteyim şu an ve Farkettimki benim arabeskimde bu galiba..Elimdeki kitaba kin ile bakan bayan ben bu sayfanın foto ğrafını çekerken,ba şörtüsünü düzeltti az önce ve bu bana çok ironik geldi nedense..Burada yanlı ş anlaşılmak istemem,çünkü yaşadığım toplumun kitabıdır Kara kitap ve karanlı ğın kara basan gibi üzerimize çöktü ğü bu yüzyılda sorunun ba şörtüsü olmadığını artık çoğumuz biliyoruz..Yasaklanan her dü şüncenin ve idenin benden çalınmı ş bir ışık olduğu bildiğim halde ülkemin ba şını karanlıkla bağlamadığı günlerin gelmesi umuduyla... İstanbul-2012
Hologramı gören % fifty cente kur şun sıkan dallamalar,peygamber ilan edersiniz artık bu koduum bademini..Ulan çar şaflı biri vahiy geldi diye tweet atıyo herkes esselamın aleyküm..20 günlük duygusal ara yeter,son adli ve tıbbi vukuatımdan sonra tek elle yazıcam ve ne gariptirki bu sol elim...meyhanede kitap okuyan 2 manya ğın mantarsız gelen şarapla dünyayı kurtarma merasimine hoş bulduk..padam padam
Balat 2012
Bu şiirin bu kadar,anlamlı ve ince bir mizaha sahip olmasının sebebi yazarı Nikarhos saniyorsanız yanılırsınız.Bir şiirin başka dillere çevrildi ğinde anlam kayması,imge bozulması yada dilden kaynaklanan di ğer edilgen sorunlarla özlüğünü yitirebilece ği gibi osuruktan savları savunan babalara en baba cevabı verir bu çeviri.Benim bildi ğim 35 dünyaca ünlü şairin çevirilerini yapmı ştır bizimki,bizimki diyorum çünkü o herkestendir,hatta Che'nin çevirilerini yaptı ğı için hapis yatacak kadar okkalıdır onun deyimiyle elleri.. Can Yücel'dir kendisi,nam-ı de ğer Can Baba.. Destur deyin ulen...
Beyoğlu 2012
"The Schindler's List"i sanırım bir ço ğunuz izlemi şsinizdir.yada izlememi şsinizdir, banane..Sonuçta beni ba ğlayan bi durum yok ortada ama izlemediyseniz izleyin..Zira günümüz dünyasını analiz etmek için faydalı bir başyapıt.Aslında bahsedece ğim konu kesin bilgiler içermemekle birlikte,2. Dünya sava şı Nazi Almanyası dönemine denk gelmektedir.1874te İsviçrede kurulan firma 1940lı yıllara girildi ğinde üretimini durdurup Demir Çelik sanayiinin farklı kollarında üretim yapmı ş.Filmdede mevzu bahis Yahudilerin bu fabrikalarda Schindler tarafından i şçi olarak çalıştırılarak bir ço ğunun hayatını kurtardı ğı konu edilmiştir.Peki savaş sona erdiğinde Almanya'nın elindeki onca askeri araçtan arta kalan demir çeli ğe ne oldu dersiniz? Antalya Hava Limanında güzel bir sonbahar sabahı.Yolcular uça ğa binerken,tekerlekli sandalyedeki yolcunun yüzünde bir tebessüm belirdi asansörün kapısında bu yazıyı görünce,sanki o en insani yanımızı hatırlatırcasına gülümsedi.. Gelelim Marmaray projesine.. Sizce malum şahsı nasıl hatırlar dersiniz bu ülke....? Hepinize günaydın.... Antalya-2013
GİRİTTE DONDURMA YEM İŞTİK Dedemle Fikret Muallanın sergisine gitmi şler birgün,daha yeni gelin.Dönü şte Balatta bir afiş görmüş tutturmuş bunada gidelim diye.Dedem kıramamı ş gelinini,babamdan habersiz girmi şler gazinoya.Neden bilmem bana hep itici gelmişti o kültür,y...aşadığım zamandan kaynaklanıyor olsa gerek fakat bugün insanlara yeni diye lanse edilen birçok şeyden uzak duruşumun eskiye olan saygımdan kaynaklandı ğını bir kez daha farkettim. 1980 Aşiyan gazinosu,assolist Gönül Yazar altsolist Sezen Aksu.Program biter bitmez plakçıda almı şlar soluğu,2 plak alıp evin yolunu tutmu ş ikiside.Rahmetli ilk ve tek kavgalarının evde yegane plak çaların dedemin odasında olmasından kaynaklandığından hep üzülerek bahsederdi.Benim hatırladı ğım ilk kan,Hoperlöründen acayip sesler çıkarmaktan ho şlandığım plak iğnesinin parmağıma batmasıydı.Halama ölü numarası bile yaptım o hadiseden sonra.Pek kırılgan oldu ğum söylenemezdi fakat kırıp düktü ğüm şeylerin çetelesini tutan dedem her geçen yıl biraz daha kabarmı ş kabahat defterime son ekledi ği Gönül Yazar plağından sonra 1 hafta konu şmadı benimle..Ve ben Kara şimşekten esinlendiğim frizbi macerama alüminyum tencere kapa ğıyla devam etme kararı aldım... Asi diye yaftandı ğım ilk zamanlarda sakinle şebildiğimi farkettikleri tek koz pavuryalar olmuştu hep ne garip.Okuldan atıldı ğım gün evde halamın dedem için pavurya pişirdiğini düşünmem gayet normaldi fakat hiç tanımadı ğım Sezen kılıklı kadının evde olu şu iyiye işaret değildi doğrusu.Ağır adımlarla pardesüsünü yava şça çıkararak içeri girdi ğinde Alp Pachınoyu taklit ediyor sandım ve gülümsedim nedense.Ben hala i şin gırgırındaydım.Nasıl olsa ba şka
bir okul bulunur bende Noyan ve Memetle beraber aynı okula kaydolurum diye planlar yapıyordum.Devrime kaldı ğımız yerden devam ederiz sanıyordum.Devrildim o gün hiç hesapta yokken.. Tanıştınızmı diye sorar sormaz halamın mutfaktan fırlayarak ''herkes sarımsaklı kekikli yo ğurt istermi?'' diye hiç alı şık olmadı ğım biçimde soruşu ve dedemin buna hiç aldırış etmeyişi (sarımsak yemezdi) Sezen kılıklı kadının ise acayip bir aksanla 'teşekkur' edişi ortada bir şeyler döndü ğünün kanıtıydı aslında fakat benim özgürlük mücadelemin en a ğır darbe alaca ğını düşündüğüm bir senaryoyu kabul dahi edemezdim.Yeme ğe başlayana dek kimsenin a ğzını bıçak açmıyor fakat halamın yeni okulumun neresi olması gerekti ği ve benim artık kendime bir çeki düzen vermem,Üniversiteyi kazandı ğımda her türlü fikri özgürce tartışabileceğim,daha çok genç oldu ğum vs hakkındaki söylevinden sonra çatal bıça ğını masaya ağır bir şekilde bırakan dedemin hali hiç ho şuma gitmemişti.Bir an halamla göz göze geldim ve gözünden damlayacak damlayı tetikleyen sözcük dedemin a ğzından dökülü verdi. ''Annen seni almaya geldi'' 16 yıllık aklımda yankılanan bütün hayal bir anda peri tozu gibi uçup gitmişti.Hiç görmemi ştim onu,babam bütün foto ğraflarını yakmış gidince.Dedem ve halamın sakladı ğı birer fotoğraf hariç.Hep öyleydi bende ve ilk yaftaladığım Sezen kılıklı yakı ştırması neden oldu ğunu o gün anlayamadı ğım bir mahcubiyete dönü ştü yüzümde.Avazım çıkana kadar ba ğırdım masadaki halamın çok sevdi ği takımın bana ait olan kısmını kırarken dedemin deftere yazmadığından emindim artık ve bu gün bile ne söyledi ğimi hatırlayamadı ğım asabi onlarca kelime döküldü dilimden onu suçlayan.Ve bu gün anlıyorum ki annemmiş benim en asi yanım.O hiç dinlemedi ğim 45lik plağı o gün kırdım... Dokunamadığım,bahsedemediğim,hiç kimsenin görmesine izin vermedi ğim ve anlamasını beklemedi ğim bir roman bu yazdıklarım,sonu yerini bile bilmediğim mezar taşlarıyla döşenmiş.. Kalbimde nasılsa hep öyle kalacak olan.. 3 gün önce kutladım hep neden bilmem,farklı olsun diyedir herhalde yada ne bileyim tek bencilli ğim o olduğu içindir bu gün belkide... Sezen bugünde bana söyle... Anne Günün kutlu olsun anne.. 03 mayıs 2010
Baba; Umarım duyarsın sesimi bu mektupta.Çocuklu ğum geliyor bazen aklıma,Kendi kendime gülümsüyorum.Arasıra film şeridi gibi geçiyor hayatım gözlerimin önünden.Bir gün yenilecek bu karanlık deyip bi sigara daha yakıyorum umarsız.Hatırlarsan karpostallar yapı ştırırdım odamın duvarlarına eskiden.Bir tanesi Ataol (Behramo ğlu) amcanın şiiriydi... ''Çocuğumla bir uçurum konuldu aramıza Sevinci nefretten kesin çizgilerle ayıran uçurum Ve ben –aptal gibi- hala “Bu denli kötü olunamaz” diye dü şünüyorum....'' -hepiniz biliyordunuz bir gün kendi ba şımın belası olaca ğımı.Devlete kafa tutup başıma olup olmadık i şler açacağımı yada fareli köyün kavalcısı gibi dokuz köyden kovulaca ğımı.Fakat ben bile bilmiyordum bu kadar onursuz olacaklarını.Tarih geçte olsa bir gün bizden bahsedecek biliyorum.O tarih yazıldığında sayfalar şerefli bir babanın o ğlu için nasıl çırpındı ğından bahsedecek.Sana telefonda Nietszche'nin bir sözünü söylemi ştim hatırlarsan..''Seni öldürmeyen şey güçlendirir'' diyordu.....Aynen öyle baba,Biliyorum çok yoruldun bütün bu saçmalıktan fakat benim sava şım daha yeni başlıyor.Meselenin bu kadar saçma ve küçük olmadı ğını gayet iyi biliyorsunuz.Daha fazla bunları dü şünüp kalbini yormanı istemiyorum.Sana
birşey olursa hayatım boyunca kendimi affetmem.Kolum kanadım kırılır ve bunca yıl sonra bunu kaldıramam.Bunları dü şünmeyelim iyisimi,hem beyrutta güneşin batışını izleyece ğiz daha.Arap kahvesi içip Ortado ğu bataklı ğındaki silah tröstlerinin sava ş sanaayiisindeki dengeleri üzerine kafa patlatacağız..Anlayaca ğın lazımsın bana,sallanan bir sandalyede torunlarına kitap okumak için bile olsa herzaman ihtiyacı olacak bu ailenin sana..Kitaplarımın listesini çıkarırsan sevinirim vakit buldukça.Birde Ufuk ile görüşmeni istiyorum oradaki kitaplarımıda bir kamyonet ile göndersin sana.Hülya ablaya selam söyle,o anlar. Şiirler için mizanpaja ihtiyacım olacak birde makaleleri gönderebilece ğim bir adres lazım.Eski basın kartım evrak çantamdaydı,yenisi için lazım olacak.Ferhat en son tarafta yazıyordu,ona ula şmam gerek.Kamuoyunun bu duruma kayıtsız kalmayaca ğını düşünüyorum.Her şey bir yana beni dü şünüp daha fazla üzülmeni istemiyorum.Hala bildi ğin gibi dik başlı uslanmaz asinin tekiyim işte.Unutmadan Aria'yı öp benim için,odasına Atanın Bursa Nutkunu asarsanız sevinirim.Bir gün beni o satırlarla hatırlamasını istiyorum.Hiç kimseye kızgın de ğilim inan.Sadece kırgınım biraz fakat herkesi anlıyorum.Korkuları günden güne büyüyerek ço ğalan herkesi burada daha iyi anlıyorum.İnatla korkmuyorum Baba,ben korkuyu öldürdüm..Dü şünceye kurşun işlemediğini anladığım gün öldü bütün korkularım,ve insanların korkularına saldırıyorum uzun zamandır.Bunu daha çokukken bana siz öğrettiniz ve üretti ğim her fikir zamanı geldi ğinde o korkuların kar şısına dikilip hesap soracak sonunu bile bile..Bu topraklar bana Selanikli bir adamdan yadigar ve e ğer daha güzel bir ülke bırakamayacaksam benden sonraki çocuklara,yıllar önce kurtulu ş için Mavi gözlü o Adamla yola çıkan dedemin kemikleri sızlayacaktır biliyorum.Biz o mavi gözlü devin torunlarıyız.Sadece bu yüzden bile bu ülkede yanlı ş olan herşeye başkaldırmak benim görevim.''Aklım daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede'' diyor ya şair,öyle işte bendeki...Senin gibi bende kırgının bu vurdum duymazlı ğa,üstelik yaşadıklarım hiçte hafife alınacak şeyler değil fakat hayatı dibine kadar yaşamak dedikleri bu olsa gerek.Bir gün hepsi geçecek baba kalbini ferah tut.Ben iyiyim sa ğlığım yerinde üzme kendini..En çok balık tutmayı özledim seninle,söz çıkınca oltaları kapıp demrede alıcaz solu ğu.Arayan soran herkese tavşan kulaklı selamlar.. İlaçlarını almayı bide kontrolleri aksatma.Seni o aslan gibi kalbine emanet ediyorum.. Kendine iyi bak... Oğlun... Cevher Alp Palabıyık
KAZIM BEY... Yorgun ve hırpalanmı ş bir ülkenin gelece ğinden umutlu ve maalesef eli kolu bağlı bir ferdi olarak,bi Temmuz gecesi Ankarada açtım gözlerimi dünyaya.O zamanlar küçüktü,''Biz büyüdükçe Kirlendi''her ne varsa.Orta okulda Kabata ş
Erkek Lisesi Din Hocasına '' İnsanların anne rahminde kulaklarının arkasında solungaçları varmıdır? sorusunu sordum diye çekilen kulaklarım tam 15 yıl sonra Konya Mevlana Türbesinde Ney sesinde duydu alemi,yinede şarapla uğurladım ailemden he r gideni.Çok insan tanıdım akıllı akılsız güzel çirkin zengin fakir.Dinledim yerli yersiz,anlamlı anlamsız olan biteni.Ölenleri gördüm amaçsız,ölümleri gördüm ruhsuz.Ya şlı bir adamın gölgesinde sava şmayı öğrendim kalemle.Kalkan etti bana kitaplarını şimdi bütün varlı ğım ondan yadigar,aklımdan dü şmeden saygıyla anarım her fırsatta.Bab-ı Alinin müdavimiydi kendisi.''E ğer daha güzel bi dünya bırakamayacaksam sana,al senden ödünç aldı ğım bu aklı derdi'',nitekim hala anla şılmaz olduğumuzu düşünüyorum göbek ba ğımın isim sahibi Kazım Bey.. Dedemdi kendisi.. Baba annem Asalet hanımın vefatından sonra bir daha hiç evlenmemi ş,benim gibi arızalı bir adamla u ğraştı durdu yıllarca.Benim din ö ğretmenine soru sorduğum yaşta,CENTO aleyhinde konu ştu diye atmışlar Kuleliden,oda silah yerine kaleme sarılmı ş.ALBAY diye takılırdı pasajdaki rakı masası arkada şları.. Yıllar sonra birini sevdim ve yine aldım elime bana ilk hediye etti ği kitabı.. Haklıymışsın dede bu ülkede sevmek,olup bitene gözlerini yummak demek.Ben galiba bu yüzden duyarsız kalamıyorum olan bitene. Şimdi birer birer ayrılıyor AK İL olan kim varsa yada hapis kendi kö şesinde.Bir sonu gelsin artık demek istiyorum olmuyor,dü şüncem belki bir şeyleri değiştirir umuduyla senin bana sarıldı ğın gibi sarılıyorum çocuklara.Belki bir gün sonu gelir bu çarpıklığın ve bende severim umuduyla yumuyorum gözlerimi,ve ba şucumda hep aynı kitap... 04 04 2013 Antalya ''Tehlikeli Oyunlar'' ''Fakat Allah kahretsin, insan anlatmak istiyor albayım; böyle budalaca bir özleme kapılıyor. Bir yandan da hiç konu şmak istemiyor. Tıpkı oyunlardaki gibi çelişik duyguların altında eziliyor. Fakat benim de sevmeye hakkım yok mu albayım? -Yok. Peki albayım. Ben de susarım o zaman. Gecekondumda oturur, anla şılmayı beklerim. Fakat albayım, adresimi bilmeden beni nasıl bulup anlayacaklar? Sorarım size: nasıl? Kim bilecek benim insanlardan kaçtı ğımı? Ben ölmek istiyorum sayın albayım, ölmek. Bir yandan da göz ucuyla ölümümün nasıl karşılanacağını seyretmek istiyorum. Tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan; bir yandan da kılına zarar gelsin istemiyor. Küçük oyunlar istemiyorum albayım. Kelimeler, kelimeler albayım bazı anlamlara gelmiyor." Oğuz Atay
SOL,LA,Si,LA KONÇERTO’NUN SONU
Nükleer sızıntı tadında edebi atıştırmalıklar. Başa bela ama hep müptela bir aktivistin zırvaladıkları yada Sartre’ın konulamamış tanıları..Kitap okuyosan eyvallah,entelektüel görünücem diye taşıyosan tuvalet kağıdı yap bu yazdıklarımı aman dikkat ağır tahriş söz konusu…
C.A.P.ulcu