MODERN SANAT AKIMLARININ GRAFİK TASARIMA ETKİLERİ
1
2020 Bahar dönemi Gra 104 Grafik Tasarım Tarihi Section 2 dersi - Final Ödevi Çiğdem Akifoğlu - 20180704079 Mimarlık bölümü - Grafik Tasarım Yan dal
2
1.Bölüm: Fütürizm (Sayfa No: 4) 2.Bölüm: Dadaizm (Sayfa No: 9) 3.Bölüm: Konstrüktivizm (Sayfa No: 14) 4.Bölüm: De Stijl (Sayfa No: 19) 5.Bölüm: Bauhaus Okulu ve Getirdiği Yenilikler (Sayfa No: 23)
6.Bölüm: Yeni Tipografi Hareketi (Sayfa No: 28) 7.Bölüm: İsviçre Tipografisi / Uluslarası Tipografik Stil (Sayfa No: 32) (Sayfa No: 36)
KAYNAKÇA
IÇINDEKILER
8.Bölüm: Modernizm Sonrası Gelişmeler
3
4
FÜTÜRİZM Fütürizm, 20.yüzyılda çağdaş grafik tasarımının gelişmesine katkıda bulunan sanat hareketlerinden biri olan Kübizme karşıt bir hareket olarak doğmuştur. Toplumun geleneklerine ve ahlakına tutunduğu bir dönemde, insanları sosyal yaşantının hızına, heyecana, modern hayata ve devrime yönlendiren, gelenekselliği ve ahlakçılığı yıkmayı hedefleyen bir akım olarak meydana gelmiştir. Fütürizm temel olarak tipografinin gelişmesinde etkili olan bir akım olmuştur. Tipografi alanında da gelenekselliğe karşı durmuş, geleneğe, doğru dilbilgisi ve yazım kurallarına karşı gelmiş, yazıdaki belirli düzene ve harmoniye karşı durmuş, daha özgür ve dışa dönük tipografik bir devrimi savunmuştur. Bu dönemde tipografi alanında fütürizmi savunan isimler çalışmalarında geleneklerin tersine farklı buluşlar yaparak, biçimler ile oynayarak çalışmalarında biçimin içerik içerisindeki etkisini nitelikli şekilde kullanmaya başlamışlardır.
“Fütürizmle birlikte ‘serbest tipografi’ ve ‘özgürlüğüne kavuşan sözcükler’ adları altında basılı sayfada yeni ve resimsel nitelikli tipografik bir tasarım doğmuştu.”. (Dilek Bektaş, 1992;44) Fütürizmi tipografi alanında geliştiren ve uygulan birçok önemli isim ve çalışmalara baktığımızda, birçoğunun deneysellik üzerine kurulu olduğu, içeriğinin biçime yansıdığı ve dışavurumcu birçok çalışmanın bulunduğu görülmektedir. Fütüristlerin büyük bir çoğunluğu dinamizmi, mekanik formlara hareket ve hız duygusu katarak yeni endüstri çağının ideal bir aracı olarak betimlemeye çalışmışlardır.
5
Bu akımın öncülerinden sayılan ve bu akımın tipografi alanında bu amaçlar doğrultusunda uygulanmasına en çok katkısı olan isimlerden bir tanesi ‘Fütürist Marinetti’dir. Marinetti’nin teorileri ve deneysel çalışmaları bu süreçte herkes için bir başlangıç olarak kabul edilmiştir. Marinetti çalışmalarında özgür sözcükler ve fütürist duyarlılıktan bahsederken geleneksel sayfa yapısını yıkarak sözcükleri, konuları betimleyecek nesne ve eylemler ile birleştirmenin yanı sıra, plastik unsurların ve yazı karakterlerinin bold, italik, farklı açı ve yönlerden sunumunu kullanmıştır. Bu sayede geleneksel dil bilgisi ve kuralların dışına çıkarak içeriğin biçimlendirilmesi ile ortaya çıkan tasarımlar oluşturmuştur. Anlatılmak ve vurgulanmak istenilen imgeleri ve düşünceleri kalıpların dışına çıkarak görsel bir tipografi ile sunmuştur.
“Tehlike, enerji ve korkusuzluğun şarkısını söylemek istiyoruz. Cesaret, küstahlık ve isyan şiirimizin temel unsurlarıdır. Dünya yeni bir güzellikle zenginleşecektir: Hızın güzelliği” Savunduğu bu düşünceler doğrultusunda Marinetti’nin ortaya koyduğu en etkili çalışmalardan bir tanesi 1914 yılında ortaya çıkmış “Zang Tumb Tumb” isimli kitabında kullandığı tipografik tasarımdır. Marinetti’nin bu çalışmasındaki çıkış noktası Bulgarların bombardımanı altında kalan bir şehirdir, savaştır. Bu yüzden kitabın içeriğini kullandığı tipografik anlatımla kapağa da yansıtmış, savaşın seslerini, gürültüsünü, silah ve bomba patlamalarını farklı boyuttaki, farklı yazı karakterleri ile ifade etmiştir. Çoğu fütürist ve sanat yorumcusu Marinetti’nin bu çalışmasını ‘Sözsel bir resim’ olarak nitelendirmiştir.
Bu yönde yaptığı çalışmalardan en başta, en ses getireni ve toplumu doğrudan etkileyen çalışması 20 Şubat 1909 tarihinde Paris’te, La Figaro gazetesinde yayınladığı ‘ Fütürist Manifesto’dur. Bu manifesto temelinde, fütüristtik tipografinin temel amacını belirten, endüstri toplumunun gerçeklerini devrimci bir ruh ile ele alırken tüm ahlak değerlerine, feminizme, savaş ve makina çağının hızlı yaşam tutkusuna karşı bir saldırı başlatan tipografik bir devrim çağrısını barındırmaktadır. Filippo Marinetti, ‘Zang Tumb Tumb’ kapak tasarımı, 1914
6
Filippo Marinetti, ‘Poem by Marinetti’1919
7
Fütürist tipografi de etkisi olan diğer önemli öncü isimlerden bir tanesi de ‘Stephane Mallarme’dir. Bu alanda yaptığı en ünlü çalışması ise 1897 yılında yayınladığı ‘Un Coup De Des’ (Bir Zar atışı) adlı şiir kitabıdır. Mallarme yayınladığı bu şiir kitabında sözcükleri arka arkaya belirli bir sıra içinde dizmek yerine onları bambaşka yerlere yerleştirerek, sayfa düzeninde bir dalgalanma oluşturarak okuyucunun kafasında bir soru işareti oluşturmayı ve okuyucuyu düşündürmeyi hedeflemiştir. Yaptığı bu sansasyonel hareket döneminde okuyucunun büyük ölçüde dikkatini çekmiştir.
Stephane Mallarme, ‘Un Coup De Des’, 1897
Bu akımın diğer önemli isimlerinden biri ise yayınladığı ‘Calligrammes’ isimli kitabıyla ses getiren Guillaume Apollinare’dir. Ortaya çıkardığı bu kitaptaki temel amacı şiirin ve resmin kaynaşmasını sağlamaktır. Bu sayede birbirinden ayrı olarak düşünülen iki önemli alanı birbiriyle kaynaştırmayı hedeflemiş, bunu yaparken ise tipografik unsurlardan yararlanmıştır. Kitabın içinde bulunan şiirler, pigtogramlar, figür ya da bir görsel tasarı olarak düzenlenmişler, bu sayede şiirler resimsel bir nitelik kazanmıştır.
Guillaume Apollinare, ‘Calligrammes’, 1918
8
Sonuç olarak Fütürizm’in grafik tasarım alanında ve tipografi alanındaki etkilerine baktığımızda şunu görüyoruz ki Fütürist sanatçılar gelenekselliği yıkarak deneysel çalışmaların oluşmasına öncülük etmişlerdir. Tek düzeliği ve kurallı dizimleri provoke ederek tipografinin sözsel olduğu kadar dışavurumcu bir dil olmasını sağlamışlardır. Klasik metin oluşumları ve şiirsel sunumların dışına çıkarak içeriği biçimselleştirerek tipografik bir devrime öncülük etmişlerdir.
9
DADAİZM Dadaizm hareketi, estetik ve sosyal değerlere meydan okuyan ilk sanat hareketlerinden bir tanesidir. 20. yüzyılın sanat hareketleri ve akımlarında büyük etkisi olan I. Dünya savaşı Dadaizm akımında da etkisini göstermiştir. I. Dünya Savaşının zalimliğine ve korkunçluğuna karşı duran, Avrupa toplumunun yozlaşmasına ve teknoloji ile birlikte tek tipleşmesini, gelenek, din ve toplum alanındaki tüm yerleşik değerleri protesto eden ve alaycı bir üsluba sahip bir akım olarak doğmuştur. İlk olarak yazınsal bir hareket olarak ortaya çıkmış olsa da zaman geçtikçe evrensel bir harekete dönüşmüş, resim, tiyatro, müzik, kolaj sanatı ve grafik tasarım alanlarını da etkisi altına almıştır.
Tam da bu yüzden, sanatçıların temel amacı estetik kaygı taşımadan, göze güzel gözüken nesneler üretme zorunluluğu olmadan, toplumdaki duyarlılığı arttıracak ve toplumdaki bireyleri yapılan işi eleştirmeye yönelten kavramsal bir sanat hareketi ortaya koymak olmuştur. Bu amaçlar uğruna ortaya atılan çalışmalardan ilki Dadaizm akımının öncülerinden olan şair Tristan Tzara’nın önderliğinde çıkartılmaya başlanan ‘Dada Dergisi’dir. Derginin tasarımı Dadaizm akımının gelişimi ile paralellik göstermiştir. Bu dergide Dadaizm’in öncülerinden olan önemli şairler de yeni şiir biçimleri ile dergide yer almışlardır.
Dada hareketi ilk tohumlarını, bağımsız şair Hugo Ball’ın Zürich’te açmış olduğu Kabare Voltaire’ de bir grup sanatçının bir araya gelerek ortaya attıkları yazılı metinler ve şiirler ile vermiştir. Burada çalışmalarını sürdürmeye devam eden sanatçılar kendilerini ve sanatlarını temsil etmek amacıyla ortaya attıkları düşünür ‘Voltaire’ ismini ‘Dada’ olarak değiştirme kararı almışlardır. Dadaizm sanatçılarının temel amaçları, sanattaki geleneksel değerleri yıkmak ve eskinin yerini alacak yeni bir sanat yaratmaktır.
10
Tristin Tzara editörlüğündeki Dada dergisi, Sayı 2
Tristin Tzara editörlüğündeki Dada dergisi, Sayı 4-5
Bu dönemde ‘Dada’ akımı etkisi altında çıkan dergilerde, farklı açılarda uçuşan tipografiler, büyük-küçük harf kullanımları, üst üste gelen ve/ veya çakışan tipografik ögeler kullanılmıştır. Tüm bu dergi çalışmalarında da gördüğümüz gibi, Dadaistler her ne kadar geleneksel sanata karşı olduklarını ve toplumun yozlaşmış yönlerini alaycı bir tavırla kaygısızca ele aldıklarını öne sürseler de ortaya koydukları çalışmalarla fütürizmin başlattığı tipografik dili geliştirmiş ve zenginleştirmişlerdir. Harf biçimlerini sadece fonetik birer kavram olarak değil, aynı zamanda görsel biçimler olarak kullanmışlardır.
Dada akımı etkisindeki poster tasarımı
11
Tipografik yeniliklerin yanında, Dadaizm akımının görsel sanata olan en büyük katkılarından bir tanesi de sanatta ve ifade tarzında hazır-nesne kullanımı (readymade object) olmuştur. Bu kullanımın öncü ve geliştirici ismi ‘Marcel Duchamp’tır. Duchamp’ a göre sanatta önemli olan şey ortaya çıkan ürün değil, o ürünün oluşumu sırasında tesadüfi ya da kasti olarak yapılan seçimlerdir.
Marcel Duchamp, Fountain, 1917
Duchamp’ın bu düşünce tarzı ona olağanda var olan, hazır nesneler üzerine yaptığı eklemeler ve değişiklikler ile yeni bir görsel dil oluşturma olanağı tanımıştır. Yaptığı çalışmalardan bazıları, bir tesisatçıdan aldığı pisuara ‘ R.Mutt 1917’ yazısını eklediği çalışması ve bir klasik olan Mona Lisa tablosuna eklediği bıyık çalışmasıdır.
Marcel Duchamp, L.H.O.O.Q, 1919
12
Dadaizm akımının grafik tasarıma ve görsel iletişim dünyasına kattığı diğer önemli çalışmalar ise ‘kolaj’ ve ‘fotomontaj’ tekniklerinin kullanılmaya başlanması olmuştur. Sanatçılar bu dönemde, eski ilanlardan, mektuplardan, dergi kapaklarından parçalar keserek bir araya getirmiş, aralarında yeni bağlantılar kurarak eski parçalardan kes-yapıştır yöntemi kullanarak genellikle alaycı ve kışkırtıcı üsluplar benimseyen yeni bütünler meydana getirmişlerdir. Bu teknikleri kullanan ve geliştiren öncü sanatçılar Hannah Hoch ve Raoul Hausmann olmuştur. Toplumsal gelenekleri, tekdüzeliği, sanattaki geleneksel yaklaşımları alaycı üslup ve tavırlarıyla ele alan Dadaizm sanatçıları ortaya çıktıkları dönemde ortaya koydukları tepkisel yaklaşımla büyük bir ilgi toplamışladır. Günümüzde hala Dada sanatının çıkardığı yöntem ve teknikler kullanılmaya devam edilmektedir. Dadaizm’in doğurduğu yaklaşımlar ve teknikler reklam panolarından, albüm kapaklarına her yerde önümüze çıkmaktadır. Bu durum göstermektedir ki, aradan ne kadar zaman geçerse geçsin Dada hareketinin sanata olan yaklaşıma, edebiyata, resme, sanatın birçok dalına ve grafik tasarıma bıraktığı miras önemini asla yitirmeyecektir.
Hannah Hoch, Hoch-Cut With the Kitchen Knife, 1919
Raoul Hausmann, Sanat Eleştirmeni,1919-20, Kolaj çalışması
13
14
KONSTRÜKTİVİZM Birinci dünya savaşı sürecinde Sovyetler birliği tasarım ve sanat alanında parlak bir dönem yaşamıştır. Bu dönem daha sonrasında tasarım ve sanat tarihinde Konstrüktivizm (Yapısalcılık) olarak adlandırılmıştır. 20. Yüzyılın başlarında ortaya çıkan bu akımın temel hedefi makine ve insan bilincini sentezlemek olmuştur. Bu doğrultuda aktif bir biçimde ilerlemiş, geçmişle tüm bağlarını koparmış, endüstriyel malzeme ve teknikleri yücelten ve biçimlendiren bir tutum sergilemiştir. Sanatta bilimselliği ve materyalist tavrı savunan konstrüktivizm akımı ve bu akımı savunan sanatçılar, bir çağa damga vurmuşlardır.
Konstrüktivizm akımının ilk izleri, mimar ve heykeltıraş Vladimir Tatlin’in üç boyutlu çalışmaları ve kabartmalarında gözlemlenmiştir. Sonrasında birçok avant-garde sanatçının da desteğini alan bu akım, onların da eserlerinde izlerini göstermeye başlamıştır. Konstrüktivizm terimi ise ilk kez ressam Kazimir Malevich tarafından, avant-garde ürünlerini konstrüktivizm akımının etkisinde ortaya koymaya başlayan, daha sonrasında bu akımın önemli isimlerinden olacak Rodchenko’nun eserlerinden ilham alınarak ortaya atılmıştır. Gelişim aşamalarına paralel olarak bu akım yavaş yavaş grafik tasarım alanında da etkisini göstermeye başlamış, etkileri tipografik karakterlerden, logolara, posterlere, kitap kapaklarına ve reklamlara kadar uzanmıştır. Başta Vladimir Tatlin ve Alexander Rodchenko olmak üzere bu akımın etkisinde olan çoğu sanatçı ‘Sanat için sanat’ anlayışına karşı çıkmış, endüstriyel tasarım, grafik tasarım, görsel iletişim ve uygulamalı sanat alanlarının birçoğunda topluma hizmet edecek bir sanat anlayışı olan konstrüktivizm akımını benimsemişlerdir. ‘Sanat için sanat’ anlayışı yerine ‘Üretim için sanat’ anlayışını savunmuşlardır.
ALEXANDER RODCHENKO, afiş tasarım örneği
15
Estetik ve güzellik unsurları yerine, nesne ve malzemeyi ön planda tuttukları, toplumu merkez alan sanat anlayışları doğrultusunda, düşüncelerini aktarış tarzları, kitap kapaklarında ve poster tasarımlarında kullandıkları tipografik unsurlar ve renkler yeniden şekillenmiştir. Bu dönemin önemli sanatçılarından ve grafik tasarım tarihine adını yazdıran El Lissitzky, bu akım doğrultusundan eserler veren sanatçılardan bir tanesidir. Güçlü politik ifadeler ve sloganlar yaratmak için temel renkleri kullanan sanatçı, kariyerini sosyal ve politik değişimler üzerine kurmuştur. Grafik tasarımları, afişleri ve kitapları birer araç olarak görmüş, bu araçlar sayesinde topluma ve kitlelere ulaşmayı kendisine amaç edinmiş ve bu doğrultuda eserler üretmiştir. Tasarımlarında renklerde karmaşanın önüne geçmeye çalışmış, bu yüzden aktarmak istediği fikirler için belirli kontrast renkleri kullanmış, ve anlatım tarzına uygun tipografik karakterlere yer vermiştir. Bu akımın diğer önemli isimlerinden bir tanesi de Alexander Rodchenko’dur. Konstrüktivizm sanat akımının öncülerinden ve dünyada en çok tanınan isimlerinden birisi olmuştur. Rodchenko’nun eserleri, sanatın farklı alanlarında konstrüktivizmi yansıttığı için Gesamtkunstwerk (bütünlüklü sanat eseri) şeklinde ifade edilmiştir. Tasarımlarında tipografiyi etkili bir biçimde kullanmış, tipografik unsurları anlatmak istediği fikirlerle özdeşleştirmiş ve buna bağlı olarak perspektifsel, büyüklü, küçüklü harf kullanımları gibi tipografik oyunlara çalışmalarında yer vermiştir.
16
EL LISSITZKY, ‘Sieg über die Sonne’ adlı sayfa tasarımı, 1923
ALEXANDER RODCHENKO, kapak tasarım örneği, 1925
Vladimir Mayakovsky, Kazimir Malevich, El Lissitzky, Vladimir Tatlin ve Alexander Rodchenko gibi bu dönemin ve akımın önemli temsilcileri ve sanatçıları, ortaya koydukları kitap ve dergi tasarımları, kapak tasarımları ve çeşitli poster çalışmaları ile konstrüktivizm akımının gelişimine büyük ölçüde katkıda bulunmuşlardır. Yaptıkları deneysel tasarımlarla grafik tasarımının ve tipografik birçok unsurun gelişim ve modernleşme sürecini hızlandırmışlardır. Tasarımlarında, sayfa süslemelerine ve anlamsız estetik ögelere yer vermemiş, bunların yerine geometrik formlar, fotomontaj ürünleri, zarif yazılar ve illüstrasyonlar kullanmışlardır.
Grafik tasarımsal ögeler olarak çalışmalarında asimetrik blok düzenlemelerine, tırnaksız siyah ve kırmızı yazı kullanımlarına yer vermişlerdir. Tüm bunlar doğrultusunda konstrüktivizm akımını değerlendirdiğimizde şunu görmekteyiz ki, konstrüktivizm akımı estetik kaygı taşımayan, işlevselliği öne çıkaran, soyut ve geometrik formlara bünyesinde yer veren, bölgesel olarak doğmuş olsa da kısa sürede küreselleşen bir akım olmuştur. Ve hem sanatın gelişimine hem de grafik tasarımın gelişim ve modernleşme sürecine olan etkileri büyük olmuştur.
ALEXANDER RODCHENKO ,afiş tasarımı
17
EL LISSITZKY, ‘Diya Galosa’ adlı şiir kitabından sayfa tasarımı, 1923
18
19
DE STİJL De Stijl hareketi 1917 yılında Hollanda da Theo Van Doesburg, Piet Mondrian, Vilmos Huszar, Mimar J.J.Oud ve Bart Van der Leck’in de aralarında bulunduğu bir grubun bir araya gelmesi ile ortaya çıkmıştır. Teknolojinin hızla geliştiği, kitle iletişim araçlarının hızla önem kazandığı, toplumun ihtiyaçlarının ve isteklerinin değiştiği 20.yüzyılda ortaya çıkan De Stijl akımı, sanat kavramını ve sanata olan bakış açısını farklı bir boyuta taşımıştır. İnsana ve doğaya değer veren bu sanat akımı, mimari, resim, iç tasarım, plastik sanatlar, grafik tasarım, dergi ve gazete kapak tasarımı gibi alanları büyük ölçüde etkileyen, biçimsel ve tasarımsal birçok yeni gelişmeyi beraberinde getirmiştir. De Stijl akımı ve temsilcileri öznellik fikrine karşı çıkmış, duygusal ögelere ve bireylere hitap eden sübjektif özelliklerden uzaklaşmıştır. Tasarımlarında yuvarlak şekiller, diyagonaller, kesişen ve dik açılı çizgiler kullanarak basite indirgenmiş geometrik formda çalışmalara yer vermişlerdir. Sarı, kırmızı, mavi, siyah, beyaz ve gri başta olmak üzere belirli temel renkleri çalışmalarında yoğun biçimde kullanmışlardır. Çalışmaları ve araştırmaları ile bu akımın altyapısını oluşturan sanatçılar, Theo Van Doesburg ve Piet Mondrian olmuştur.
20
Piet Mondrian küçük yaşta ressamlığa başlamış, Hollandalı bir ressamdır. Yaptığı çalışmalar doğrultusunda, De Stijl akımının resim alanındaki kuramcısı olmuştur. Mondrian, kübist akımın ortaya çıkması ile akımdan etkilenmiş ve klasik formdaki manzara resimlerinden, realist çalışmalardan, natüralist eserlerden uzaklaşmış, sembolik bir stile yönelmiştir. Kübizmin başlatmaya çalıştığı soyutlama sanatını daha da ileri götürmüş, çalışmalarında geometrik soyutlamalardan oluşan bir sadeliğe yönelmiştir. Bu çalışmalar doğrultusundaki düşüncelerini “Resim Sanatında Yeni Biçimlendirmeler” adlı yazısında insanlara sunmuştur. Fikirleri ve çalışmaları ile soyutluğa yönelen Mondrian eserlerinde, temel renkleri kullanmış, kare, dikdörtgen ve düz çizgiler haricinde hiçbir resimsel ögeye yer vermemiştir. Bu tutumu De Stijl’in tasarımsal dilinin temelini oluşturmuştur.
Piet Mondrian, Sarı,Kırmızı,Mavi ve Siyah Kompozisyonu, 1921
Bu akımın kuramcılarından diğer bir tanesi de Hollandalı mimar ve kuramcı Theo Van Doesburg olmuştur. Doesburg, akımın ortaya çıkışından kısa bir süre sonra yayımlanmaya başlayan “De Stijl Dergisi”’nin kurucusu ve yöneticisidir. De Stijl dergisini, akımın felsefesini ve savunduklarını halka aktarmak amacı taşıyan bir kitle iletişim aracı olarak görmüştür. Bu yüzden yayımlanan bu dergi kapak tasarımdan, tipografi karakterlerine, sayfa düzenlemelerinden, logo tasarımına kadar De Stijl akımının önemli bir temsilcisi olmuştur. Bunun yanında yaptığı kuramsal araştırmalar ve mimari alanında De Stijl akımı doğrultusunda yaptığı çalışmalar ile Doesburg akımın önemli isimlerinden biri olmuştur. De stijl sanatçıları, sanatın ve yapıtların basite indirilmesi gerektiğini ve sanatın uygulamalı bir biçimde mimari, ürün ve grafik tasarım ürünleri sayesinde topluma aktarılması gerektiğini savunmuşlardır. Bu fikirleri doğrultusunda yeni bir mimari ve grafik dili oluşturma çabası içine girmişlerdir.
Vilmos Huszar, afiş tasarım örneği, 1929
Savunduğu felsefe doğrultusunda De Stijl akımı, grafik tasarım alanında yalın bir görsel dil oluşturma amacıyla yeni düzenlemelerin ortaya çıkmasına sebebiyet vermiştir. Dergi ve kitap kapak tasarımlarında, basılı sayfa düzenlemelerinde geometrik ilkelerin esas alındığı tasarımlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Sayfa düzenlemeleri yapılırken hayali bir kanvas üzerinde asimetrik biçimler ve kompozisyonlar kullanılmıştır. Tipografi de ise yuvarlak ve kavisli karakterlerin kullanımı azalmış, dar dikdörtgenlerin bir araya getirilmesi ile oluşan harf düzenlemeleri kullanılmaya başlanmıştır. De Stijl akımının Grafik tasarım alanında yaptığı yeni biçimsel değişimlerin ve tipografik unsurların gözlenebileceği diğer bir basılı yayın çalışması, akımın ilerleyen yıllarında Arthur Lehning tarafından çıkartılmaya başlanan i10 dergisi olmuştur. İlerleyen yıllarda akımın kurucu ve kuramcılarından olan Doesburg’ın zamansız ölümü ile paralel olarak De Stijl akımı da sanat dünyasındaki etkisini yitirmiştir. Fakat 20.yüzyılda ortaya çıkan tamamen soyutlama ilkesini benimseyen bu akımın, görsel sanatların bütün alanlarında özellikle de mimari ve grafik tasarım alanındaki etkileri günümüzde mobilya tasarımdan kitap kapaklarına kadar hala etkisini korumakta ve korumaya da devam etmektedir.
21
“De Stijl” dergisi, 1919-1928
Akımın son yılları, “i10” dergisi
22
23
BAUHAUS OKULU Bauhaus okulu, 20.Yüzyılın başlarında bir endüstri toplumu olan Almanya’daki tasarımın niteliğini yükseltmek amacıyla 1907 yılında kurulan “Der Deutsche Werkburnd” hareketinin bir sonucu olarak Mimar “ Walter Gropious” tarafından 12 Nisan 1919 yılında kurulmuştur. Açıldığı bu dönemde büyük bir yenilgiye uğrayarak savaştan çıkan Almanya devleti politik, kültürel ve ekonomi gibi birçok alanda problem çekmekteyken toplum ve devlet yeni bir sosyal düzen arayışına girmiştir. Bauhaus okulu Almanya’nın bu zorlu ve karışık döneminde sanata ve tasarım toplumuna getirdiği yeni bakış açılarıyla ses getirmeyi başarmıştır.
Kurucu Mimar Gropious okulun açılış yıllarında itibaren sanat ile zanaatı birleştirmeye çalışmış, güzel sanatlar ve endüstriyel sanatların ortak köklerini göstermeye çalışmış, sanatsal ve fonksiyonel ürünler üretmeyi hedef almıştır.
Bauhaus okulunun kuruluşundan itibaren geçirdiği parlak dönemlerden bir tanesi “Weimar Dönemi” olmuştur. Bauhaus aktif olarak hem güzel sanatlar hem de uygulamalı sanatlar alanında eğitim veren bir okul olmuş, birçok fikir ve tasarı uygulamaya geçmeye başlamıştır. Bu açıdan Bauhaus eğitim ve öğretime de yeni bakış açıları getirmiştir. Bauhaus’taki eğitim sisteminin temel amacı öğrencilerin Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra kutasarım ve el becerilerini geliştirmek, rulmaya çalışılan yenidünya düzenine öğrendiklerini uygulamalı olarak pratik yeni bir bakış açısı sunan Bauhaus yaparak benimsemelerini sağlamak Sanat Okulunun savunduğu temel olmuştur. Öğrencilere tek bir doğru prensipler, mimariden grafik tasarıma bilgiyi kabul ettirmek yerine kendi birçok alanı etkilemiştir. Okulun kuruluş becerileri ve fikirleri ile bilgiyi analiz amacı ve temel ideolojisi endüstri, etme olanağı sağlamıştır. Bu yüzden mimari, sanat ve zanaat gibi birçok bünyesinde çalışma ve pratik atölyeleri alanı birbiriyle ilişkilendirmeyi hedef barındırmış, öğrencilere pratik yapabialmış, başarılı ve zengin tasarımların lecekleri alanlar sunmuştur. zanaatkarların ve sanatkarların yan yana çalışması sonucu elde edileceğini savunmuştur.
24
Bauhaus’un temel eğitim ideolojisinde güzel sanatlar ve uygulamalı sanatlar arasından bir ayrım gözetilmediği için hem zanaatkar hem sanaatkar eğitim görevlilerini bünyesinde barındırmıştır. 1920’li yıllarda eğitim kadrosuna ressam Paul Klee ve Wassily Kandinsky’nin katılması ile biçim, renk ve mekan algıları konusunda yeni çalışmalar ortaya konulmaya başlamıştır. Ressam Klee, temelde soyutlama prensibini konu alarak ortaya çıkardığı görsel ögeleri, ilkel biçimler, basit semboller, bir nevi çocuk resmi benzeri çalışmalar ile ortaya koymuştur. Temelde soyutlama fikrini ele alsa da, diğer soyutlama sanatçılarının aksine nesneler dünyasını yok saymamış kendisini ve çalışmalarını bu nesnel dünyanın bir parçası olarak görmüş ve sanat görüşünü bu yönde ilerletmiştir. Bauhaus okulunda öğrencilere verdiği eğitimlerde de bu fikirlerini temel almıştır. Geleneksel atölye çalışmalarından uzaklaşmış, öğrencilere kendilerini ve kendi tarzlarını keşfedebilecekleri serbest düşünce ortamları yaratmaya çalışmıştır. Bu bağlamda geleneksel model ve nesne çalışmalarını bir kenara bırakmış, öğrencilere belirli bir biçimi ve modeli kağıda aktarmaktansa yeni bir biçim oluşturmayı öğretmeyi amaçlamıştır. Klee öğrencilere kendi tarzlarını ve üsluplarını bulma yolunda kullanabilecekleri yöntemleri öğretmeyi temel almıştır ama sanat oluşturmanın bu yöntemlerden ibaret olmadığını, sezgi ve öznellik gerektirdiğini, kendisinin bir öğrenciye sadece yol gösterici olabileceğini her seferinde dile getirmiştir. Paul Klee’nin Bauhaus’ta çalıştığı bu dönem ve ortaya çıkardığı ürünler görsel sanatın ve grafik tasarımın gelişimi açısından önemli bir dönem olmuştur. Klee’nin çalışmalarında kullandığı kaligrafik çizgiler, çizgilerden ortaya koyduğu iki boyutlu biçim ve hacimler görsel sanatın ve grafiksel dilin gelişimine katkıda bulunmuştur.
Paul Klee’nin defterinden sayfalar
25
Bu dönemde Bauhaus’un bünyesine katılan diğer ressam Wassily Kandinsky olmuştur. Wassily içe dönük ve renk patlamalarını temel alan bir sanat anlayışını benimsemiş, çalışmalarını temsili ögelerden ve biçimlerden arındırmıştır. Fakat bu kadar içe dönük bir sanatın Almanya’nın toplumsal değerlere ve somutluğa önem verdiği bir dönemde gerekli etkiyi bırakamaması doğrultusunda çalışmalarında kullandığı renk patlamalarının ve çizgisel anlatımların üstüne geometrik-biçimsel formlar kullanmaya başlamıştır. Çizgisel anlatımları ve renk kullanımları ile Kandinsky grafik tasarım ve sanata birçok yeni bakış açısı kazandırmıştır. Bunun yanında Bauhaus’ta eğitimci olarak verdiği kompozisyon kuramına dair dersler de kompozisyon kuramının ve bağımsız biçimsel ögelerin gelişmesine sebep olmuştur.
Small Worlds,Wassily Kandinsky, 1922
26
Dönemin diğer önemli bir ismi tipografiye yaptığı katkılar ile grafik tasarım tarihine iz bırakan Herbert Bayer olmuştur. Herbert Bayer, geleneksel el yazısı alışkanlığı dışında, döneminin gelişen teknoloji ihtiyaçlarına bir cevap olarak geliştirdiği tipografilerle modernizmi harflere yansıtmayı başarmıştır. Ortaya attığı bu yeni yazı stili Bauhaus’un birçok sunum ve afiş formlarında etkin bir biçimde kullanılmıştır. Bauhaus’un güzel sanatlara ve mimariye kattığı diğer önemli bir yenilikte eğitim sürecine eklediği ‘Temel Tasarım dersleri’ olmuştur. Bu dersin yürürlüğe konmasındaki temel amaç, öğrencilerin kendi düşünce ve tasarılarını geliştirmek, yeni malzemeler keşfederek malzemelerin fiziksel özelliklerini benimsetmek ve görsel sanatların oluşmasındaki temel ilkeleri öğrencilere uygulamalı bir biçimde öğretmek olmuştur.
In The Beginning, Paul Klee, 1916
Bauhaus’un güzel sanatlara ve mimariye kattığı diğer önemli bir yenilikte eğitim sürecine eklediği ‘Temel Tasarım dersleri’ olmuştur. Bu dersin yürürlüğe konmasındaki temel amaç, öğrencilerin kendi düşünce ve tasarılarını geliştirmek, yeni malzemeler keşfederek malzemelerin fiziksel özelliklerini benimsetmek ve görsel sanatların oluşmasındaki temel ilkeleri öğrencilere uygulamalı bir biçimde öğretmek olmuştur. Bauhaus okulu ve akımı ilerleyen yıllarında De Stijl akımı ile tanışmış ve bu akım etkisinde gelişimini devam ettirmiştir.Bauhaus akımının De Stijl ile kaynaşması sonucu, Bauhaus ilkeleri tipografik unsurlar, afiş sunumları ve mobilya tasarımları konusunda De Stijl akımından etkilenmiştir.
Bauhaus Exhibition, Paul Klee, 1932
Weimar Exhbition Posteri,Wassily Kandinsky, 1923
Bauhaus kendi tasarım prensipleri doğrultusunda ortaya koyduğu ürünlerini ilk defa 1923 yılında Weimar’da açılan sergi ile topluma sunmuş ve eleştirmenlerden beğeni toplamıştır. Bauhaus açıldığı tarihten itibaren mimariden grafik tasarıma birçok alanda tasarım tarihinin gelişmesine ve ilerlemesine katkıda bulunmuştur. Bunun yanında eğitimde yaptığı devrimsel çalışmalar sonucu eğitim sisteminde de yeni bir bakış açısının oluşmasını sağlamıştır. Yaptığı her çalışmada sadeliği, yalınlığı ve işlevselliği vurgulamış, sanat ve zanaatın sentezini sağlayarak insanların sanata ulaşmasının gittikçe kolaylaştığı, kitle iletişim araçlarının çoğaldığı bu yüzyılda büyük bir başarıya ulaşmıştır.
27
28
YENİ T İPOGRAFİ Grafik tasarım alanında 20.yy’da farklı başlıklar altına ayrılmış yaratıcı gelişmelerin büyük bir kısmı Modern Sanat Hareketlerinin uzantıları olarak nitelendirilmiştir. Bu dönemde bu hareketlerden bağımsız olarak çalışan birçok sanatçı ve tasarımcı da “Yeni Tipografi” başlığı altında önemli çalışmalar yapmıştır. Ve “Yeni Tipografi” hareketini oluşmasını sağlamışlardır. “Yeni Tipografi” hareketinin temelinde işlevsel ve dolaysız bir görsel anlatım dili bulunmaktadır. Bu akımın savunucuları ve tasarımcılarının yaptığı çalışmalardaki odak noktası ‘netlik ve sadelik’ fikri olmuştur. Modernist kuramları baskı sistemlerine uyarlayan, kuramlara işlevsellik kazandıran ve bu bağlamda yeni tipografi akımını topluma ve görsel tasarım dünyasına tanıtan isim “Jan Tschichold” olmuştur. 1928’de yazdığı “Die Neue Typographie” adlı kitabında yeni tipografi akımının savunduğu düşüncelere yer vermiştir. Yeni tipografinin süslemeden kaçınarak, yalnız iletişim işlevine cevap verecek bir biçimde planlanacak olan akılcı bir tasarıma dayanması gerektiğini savunmuştur. Tipografi kullanımının temel amacının ‘iletişim’ olduğunu öne sürmüştür.
Bu bağlamda Jan Tschichold ve Yeni Tipografinin temelde savunduğu düşünceler doğrultusunda, bu dönemde tipografisel açıdan her türlü kalınlık ve boyutlardaki şerifsiz yazı tipleri, modern harf karakteri olarak kabul edilmiştir. Yapılan tasarımlar da ise sanatçılar, geometrik gridal formlar üzerine vurgu için kullanılan şeritler ve çizgilerden yararlanmışlardır. Kullanılan görüntü ve fotoğraflarda ise netliğe, ayrıntılara ve nesnelliğe önem vermişlerdir. Bunların yanında Tschichold’un tasarım anlayışı içerisinde ayrıca şunlar yer almaktadır; başlıklar için kullanılan yazı karakterleri kalın ve geniş olmalıdır, metinler için kullanılan yazı karakterleri ise basit, anlaşılır ve temiz olmalıdır.
29
Tasarımın içinde var olan boşluklar bilgilerin gruplandırılmasını sağlamalıdır. Tasarım içindeki grafik elemanları ise kesinlikle asimetrik olarak planlanmalıdır. İlk bakışta yeni ve çarpıcı olarak görünen bu söylemler, zaman içerisinde tasarım ve tipografi alanında bütüne yayılmış ve herkes tarafından kabul görmüştür. Dönemin önemli tasarımcılarından bir tanesi Hollandalı Piet Zwart olmuştur. Zwart tasarımlarını oluştururken Dada ve De Stijl akımlarının temel özelliklerini bir araya getirmiş, görünüşte birbiri ile zıt olan bu iki akımı sentezlemiştir. Bu bağlamda grafik tasarımın görsel diline ve işlevsel tipografi anlayışına yeni bir bakış açısı kazandırmıştır. Yazı karakterlerinin, metnin içeriğine ters düşmemesi aksine onu görsel olarak da desteklemesi gerektiğini savunan Zwart, bu düşüncesini, geleneksel tipografinin statik uyuma dayanan yapısını kırıp, ritmik ve dinamik bir kompozisyon anlayışı geliştirerek tasarımlarına uyarlamıştır. Kullandığı bu hareketli tipografi tasarımları ile tasarımlarını ilgi çekici hale getirmeyi başarmıştır. Hendrik N. Werkman ise çalışmalarında kullandığı mürekkep ve dizgi malzemeleri ile “Yeni Tipografi” akımında önemli bir yer edinmiştir. Çalışmalarında Konstrüktivizm akımının temsilcilerinden biri olan Lissitzky gibi harf karakterlerini yazının bir temsilcisi olması dışında kendi başına somut görsel bir biçim olarak ele almış ve tasarımlarında kullanmıştır.
30
Werkman, 23 Şubat 1926, Magazin Kapak tasarımı, ‘The Next Call’, print
Jan Tschichold, Film Afişi, 1927
Bu dönemin ünlü Hollandalı grafik tasarımcılarından biri de Paul Schuitema olmuştur.Schuitema, Yeni Tipografi’nin ustalarından biri olarak, Konstrüktivizm ve De Stijl’in ilkelerini reklamcılığa ve sinemaya uyarlamıştır. Sonuç olarak “Yeni Tipografi Hareketi” tüm sanat akımlarının gelişim aşamalarında bağımsız olarak dışardan bir izleyici olmuş, Jan Tschichold ile birlikte ise kendi ürünlerini vermeye başlamıştır. Yeni Tipografi hareketi, netliği, sadeliği ve işlevselliği temel alan kuramları ile grafik tasarıma ve tipografiye yeni bir bakış açısı getirmiştir.
Paul Schuitema
31
32
İSVİÇRE TİPOGRAFİSİ İsviçre tipografisi başlangıçta De Stijl, Konstrüktivizm, Bauhaus ve Yeni Tipografi akımlarından etkilenmiştir. Temelinde Grid mantığına, belirli biçim ve formlara dayalı bir görsel dil oluşturma fikri bulunmaktadır.
Çağın geri kalmış yazı stillerinin aksine Adrian yazı karakterini tasarlarken görsel etkiyi ve odağı arttıran bir tasarım yapmıştır. Helvetica yazı stilinin tasarımcısı ise Max Miedinger olmuştur. Bu yazı karakteri eski sans-serif yazı karakterlerinin modernize olarak yeniden Bu bağlamda İsviçre tasarımının ve tipo- dirilişi olarak adlandırılmıştır. 20.yy’ın grafisinin gelişmesinde, ideolojilerinin ikinci yarısından itibaren grafik tasarım uygulamaya geçirilmesinde ve topluma çalışmalarında popüler olarak kullanıltanıtılmasında iki önemli okul bulunmuş- maya başlamıştır. tur. Bu okullardan biri Armin Hofmann ve Emil Ruder’in öncülüğünde Basel’de, Bu akımın önemli temsilcilerinden bir diğeri ise Joseph Müller-Brockmann’ın tanesi Zurihli grafik tasarım sanatçısı öncülüğünde Zürih’te kurulmuştur. Bu iki “Armin Hoffman” olmuştur. okulda kendi kuramlarına bağlı olarak, tasarım dillerini kuşaktan kuşağa aktarmayı amaçlayan ve İsviçre tasarımının “Uluslararası Tipografik Stil” olarak küresel çapta tüm dünyaya yayılmasını sağlayan eğitim kurumları olmuştur. İsviçre tipografi sanatçıları, tipografi unsurlarını genellikle siyah-beyaz fotoğraflar ile kullanmış, ön plana tipografi unsurlarını çıkarmayı hedeflemişlerdir. Tipografinin görsel tasarımın en önemli ögelerinden biri olarak kabul edildiği bu dönemde ortaya çıkan yazı karakterleri Helvetica ve Univers olmuştur. Univers yazı stilinin tasarımcısı İsviçreli yazı tasarımcısı Adrian Frutiger’dir.
Armin Hoffman
33
Basel tasarım okulunda tipografi dersleri vermiş, grafik tasarıma ilişkin mutlak ve evrensel bir tarza inancı vurgulayan İsviçre Uluslararası Tarzı çevresinde eserler ve teoriler ortaya koymuştur. Bu fikirler doğrultusunda ortaya attığı grafik tasarım tarzı öncelikli olarak iletişimi hedeflemiştir. Bu bağlamda tasarımlarında foto-montaj, foto-dizgi ve deneysel kompozisyon çalışmaları uygulamış ve büyük ölçüde tırnaksız tipografi ögelerine yer vermiştir. Bu akımın diğer önemli tasarımcılarından biri de “Josef Müller” olmuştur. 1936 yılında kendisine ait grafik tasarım, sergi tasarımı ve fotoğrafçılık alanlarında çalışmalar yapan stüdyosunu kurmuş, 1951’den itibaren de Zürih’te çeşitli konser posterlerinde ve benzeri çalışmalarında kendisini göstermeyi başarmıştır. Bu yeni akımın dünyaya tanıtılmasında önemli roller oynamış, bu akım ile ilgili 1961 yılında “ Grafik Sanatçısı ve Tasarım Problemleri” ve “Grafik Tasarımda Izgara Sistemleri” adlı çalışmalarını, 1971 yılında da “ Posterin Tarihi” ve” Görsel İletişimin Tarihi” adlı çalışmalarını yayınlamıştır. İsviçre Uluslararası Tarzı içerisinde sınıflandırılabilecek çoğu grafik tasarımcı gibi Josef Müller de Konstrüktivizm, De Stijl, Suprematizm ve Bauhaus gibi çeşitli tasarım ve sanat akımlarının fikirlerinden etkilenmiştir.
Josef Müller
Josef Müller
34
İsviçre’de ortaya çıkan ve sonrasından Uluslararası bir tipografi stili haline gelen bu akımın temelinde düzenli ve bütünlüklü bir yapı sağlamak için matematiksel bir ızgara kullanımı, tırnaksız yazı tipleri ve sola yaslı yazı formatları, çizili illüstrasyonun yerine siyah ve beyaz fotoğraf kullanımı yer almıştır. Bu tasarım hareketi dünya çapında büyük ses getirmiş, grafik tasarımın görsel dilinin ve tipografisel ögelerinin gelişimine büyük bir katkıda bulunmuştur.
Univers
Helvetica
35
MODERNİZM Sonrası Gelişmeler Modernizm sonrası Grafik tasarım Dan Friedman ve Willi Kunz gibi bu gelişmelerinde teknolojinin etkisi oldukça dönemin diğer önemli sanatçıları büyük olmuştur. 20.yy’a kadar üretilen da güncel grafik tasarımın sözlük grafik ürünleri, 1990’lı yıllarda teknolodağarcığını yeniden tanımlama çabasıjideki gelişmeler ve dijitalleşme çalışma- na girmiş, yeni tipografik yaklaşımlara ları sayesinde yeni bir görsel dil geliştirm- öncülük etmişlerdir. Tasarımlarında eye başlamıştır. Daktilonun, bilgisayarın, Fütüristlerin ve Dadaistlerin kullandığı sayısal harf devriminin ortaya çıkması ile deneysel yaklaşımlar ağır basmıştır. grafik tasarım ürünleri de yeni gelişmelerle Tipografi alanında ise kuralları yıkan tanışmak zorunda kalmıştır. yaklaşımları, sözdizimsel yapıyı bozarak yaptıkları tasarımları bu dönemDijitalleşme çağında teknoloji ile deki diğer sanatçılar tarafından da karşılaşan grafik tasarım sanatçıları, beğenilmiş ve sıkça kullanılan bir biçim bireysel bilgisayarların da çoğalması ile haline gelmiştir. ürünlerini dijital ortamda ortaya koymaya, depolamaya ve çoğaltmaya başlamıştır. Bu dönemde modernizm sonrası grafik tasarım gelişmelerinin öncüsü olan ve aynı zamanda bilgisayar teknolojisini grafik tasarım aracı olarak kullanan ilk tasarımcılardan biri April Greiman olmuştur. Greiman deneysel çalışmalara imza atmış, deneysel tasarım anlayışını dijital tabanlı tasarımlara adapte etmiş, teknoloji ve grafik tasarım arasındaki bağın kuvvetlenmesine öncülük etmiştir. Greiman aynı zamanda grafik tasarımda iki boyutlu bir özellik taşıyan yüzeye, derinlik hissi kazandırmıştır. Üst üste binen formlar, boşluktaki çizgiler tasarımlarını hareketlendirmiştir
36
April Greiman, Afiş Tasarımı,1987
Modernizm sonrası dijitalleşme çağının diğer önemli tasarımcısı ise David Carson olmuştur. 1990’lı yılların en örnek alınan sanatçılarından biri olan Carson, alışılmışın dışında olan tipografi ve mizanpaj düzenlemeleriyle, kendine has bir tarz yaratmıştır. Kullandığı yazı karakterleri, fotoğraflar ve mizanpajlarla yaptığı deneysel çalışmaları, sadece çağının tasarımcılarını etkilememiş, aynı zamanda günümüz grafik tasarımına geçişi de sağlamıştır. Carson’u bu alanda işler üreten tasarımcılardan farklı kılan unsur, deneysel tasarım anlayışını dergi gibi geniş kitlelere ulaşan iletişim araçlarında kullanması ve post modern grafik tasarım anlayışının gündelik hayatta karşılık bulmasını sağlaması olmuştur. Fotoğraf, doku ve renk gibi tasarım öğelerini heyecan dolu ve ham kullanması, tasarımlarında kontrast ögelere yer vermesi tasarımlarını karmaşıklaştırmadan ve göz yormadan ilgi çekici bir hale getirmiştir. Ve grafik tasarımın görsel diline yeni bir bakış açısı kazandırmıştır. Bu dönemin sonucu olarak teknoloji ve dijitalleşme çağı grafik tasarıma sayısız yeni imkanlar, tasarım ve yaratıcılık alanları sunmuştur. Tipografi alanında yapılan yapı bozucu çalışmalar, afiş ve sayfa tasarımlarında kullanılan dijital ögeler ve benzeri birçok yenilik ile modernizm sonrası dijitalleşme dönemi günümüz grafik tasarım anlayışının temellerini atmıştır.
Willi Kunz, Dergi Sayfa Tasarımları, 1975
David Carson, Surfer dergi kapağı, 1991
37
K A Y N A K Ç A: http://dijitalkulturgra331.blogspot.com/2012/12/ilgili-makalenin-sunumuna-burdan.html https://candanseckin.wordpress.com/2018/05/15/gorsel-iletisim-tasarimi-tarihi-7-kisim-i%CC%87svic%CC%A7re-tarzi-swiss-style/ http://hiranurmesekabugu.blogspot.com/2014/05/uluslararas-tipografik-stil-ve-isvicre.html https://prezi.com/rxeym6pofi89/isvicre-tipografisi/ http://ahmetatangrafiktasarim.blogspot.com/2010/03/paul-kleenin-bauhausicindeki-yeri-ve.html https://www.tasarimakademi.org/bauhaus-sanat-akimi.html https://www.archdaily.com/917977/paul-klees-bauhaus-notebook-is-now-online Dilek Bektaş – Çağdaş Grafik Tasarımın Gelişimi https://docplayer.biz.tr/110012163-Dadaizm-ogr-gor-elif-dastarli.html https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/902986 https://manifold.press/de-stijl-i-nasil-bilirsiniz https://prezi.com/k9zh2ymrgup2/modern-sanat-akimlarinin-tipografik-tasarimlara-etkisi/ file:///C:/Users/cigdem/Downloads/186295.pdf https://www.metmuseum.org/art/collection/search/345670 https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/70570 https://www.e-skop.com/skopdergi/konstruktivizm-fotograf-ve-sinematografi/3508https://www.nef.com.tr/blog/konstruktivizm-akimi-ve-tarihcesi-cagdas-dunya-sanati https://prezi.com/k9zh2ymrgup2/modern-sanat-akimlarinin-tipografik-tasarimlara-etkisi/https://bilimveutopya.com.tr/ rus-sanatcilarin-duslerindeki-gelecek https://www.researchgate.net/publication/322303532_MODERNIZM_SURECINDE_YENI_TIPOGRAFI’NIN_DOGUSU_VE_JAN_TSCHICHOLD_BIRD_OF_ THE_NEW_TYPOGRAPHY_DURING_MODERNISM_AND_JAN_TSCHICHOLD https://www.researchgate.net/publication/333139558_JAN_TSCHICHOLD’DAN_BUGUNE_YENI_TIPOGRAFI
38
39