Türk Halki Hikayelerindeki Beş Erkek Karakterin Karşılaştırılması

Page 1

TÜRK HALK HİKAYELERİNDEKİ BEŞ ERKEK KARAKTERİN KARŞILAŞTIRILMASI Defne Aksoy – Zeynep Aksoy – L10/8

http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/9/96/Thr_muze_art_islam_16.jpg/220pxThr_muze_art_islam_16.jpg


Önceki çalışmalarımızı buradan görebilirsiniz: https://docs.google.com/a/robcol.k12.tr/document/d/17EXxFtMFqXLq6bgWXM6pbCokADxM4vibB0EZfMdozM/edit ÖZETLER Ferhat ile Şirin Amasya Sultanı Mehmene Banu bir gün caınndan çok sevdiği yeğeni güzeller güzeli Şirin için görekemli bir saray yaptırmaya karar verir. Bu görkemli sarayı da işleyebilecek tek bir usta vardır, o da Ferhat’tır. Ferhat ile Şirin bir gün karşılaşırlar ve ilk görüşte birbirlerine aşık olurlar. Ferhat, Sarayı süslerken, fırçasından dökülen zarafetin Şirin'e olan duygularını yansıtmaya başlar. Ferhat öektiği çileyi bitirmek için Sultan’a duygularını söyler. Ancak Amasya Sultanı Mehmene Banu Şirin'i vermek istemediği için olmayacak bir iş ister delikanlıdan. " Şehir'e suyu getir, Şirin'i vereyim" der, demesine de su, çok uzak bir yerdedir.Ferhat'ın gönlündeki Şirin aşkı bu zorluğu dinler mi? Alır külüngü eline, vurur kayaların böğrüne böğrüne. Kayalar yarılır, yol verir suya ve Ferhat koca bir dağı deler aşkından.Ancak Mehmene Banu bir dadı yollar Ferhat'a. Ferhat'ın dağları delen külüngünün sesi dadıyı korkutsa da çekinmeden yalan söyler. "Ne vurursan kayalara böyle hırsla, Şirin'in öldü. Bak sana helvasını getirdim" der. Ferhat bu sözlerle beyninden vurulmuşa döner. "Şirin yoksa dünyada yaşamak bana haramdır" der. Elindeki külüngü fırlatır havaya, külüng gelir başının üzerine bütün ağırlığıyla oturur ve Ferhat ölür.Ferhat'ın öldüğünü duyan Şirin, kendisini Ferhatın yanı başında bıçaklar ve iki bahtsız aşık ahirette kavuşurlar. Her mevsim iki mezarda da birer gül bitermiş, sevenlerin anısına, ama iki mezar arasında bir de kara çalı çıkarmış. iki sevgiliyi, iki gülü ayırmak için.

Leyla ile MecnunLeyla ve Kays ilkokul yıllarında birbirlerine aşık olmuşlardır. Kısa zamanda heryere yayılan bu aşkı duyan annesi Leyla'yı okuldan alır ve Kays'la görüşmesini yasaklar. Leylâ’dan ayrı düşen Kays kendisini çöllere vurur ve artık evine gitmez olur. Artık Kays çevresinde delirmiş, cinlenmiş anlamına gelen “Mecnûn” adıyla anılmaya başlanır.Mecnun'a birçok kişi Leyla'yı unutmasını söyler; ancak onun için kainat artık Leyla'dan ibarettir ve hiçbir şekilde bu aşktan vazgeçmez. Hatta babası onu bu dertten kurtulmak üzere Allah'a yakarması için Kabe'ye götürür; ama o tam tersine derdinin artması için dua eder. Hem Leyla'nın hem Mecnun'un halleri gittikçe perişanlaşmaktadır.Mecnûn’un bu halini gören babası oğlunu eve gelmeye ikna eder ve Leylâ’yı Mecnûn’a istemeye karar verir. Leyla’nın ailesi kızlarını Mecnun’a vermezler ve Leyla’yı Mecnûn’un aşkından kırda, bayırda gezerken gören ve ona aşık olan İbn-i Selâm’la evlendirirler. Leylâ’nın evlendiğini duyan Mecnûn daha da kendinden geçer ve kendini yerden yere vurur. Mecnûn da çöllere düşerek vahşi hayvanlarla dost olup hayatını buralarda devam ettirir. Mecnûn, Leylâ’ya bir türlü kavuşamaz.Leyla İbn’i Selam’ın kendisine dokunmasına izin vermez. Evlilikleri asla tam olarak gerçekleşmez ve İbn’i Selam kahrından ölür.İbn-i Selâm’ın ölmesinden sonra bir gün Leylâ kervan ile yolculuk yaparken kervandan ayrılır ve Mecnûn’u aramaya çıkar. Mecnûn’u bulduğunda - Mecnûn, artık beşerî aşktan sıyrılmış İlahî aşka bürünmüştür. – kendisin o kadar tanıtmasına rağmen Mecnûn onu tanımaz. Leyla'nın vücudu da dahil olmak üzere bütün maddi varlıklarla ilişkisi bitmiştir. Birgün Leyla çölde onu bulur ama Mecnun onu tanımaz ve "Leyla benim içimdedir, sen kimsin?" der. Oradan ayrılan Leylâ ölür ve bir müddet sonra Leylâ’nın ölüm haberini alan Mecnûn; Leylâ’nın mezarına kapanarak çilesini tamamlar ve ebedi hayatında Leylâ’sına kavuşur.


Tahir ile Zühre Geçmiş zamanlarda, çok uzak diyarlarda şöhreti dillere destan bir Padişah yaşarmış. Bu padişahın huzurlu bir devleti, itaatkar askerleri ve onu seven bir milleti varmış. Ancak bir türlü çocuğu olmamaktaymış. Tüm dünyanın en iyi hekimlerinden yardım da dilese derdine çare bulamıyormuş. Gönlünü biraz ferahlatmak için kendisine o güne kadar kimsenin göremdiği bir bahçe yaptırmış ve günlerinin çoğunu o bahçede geçirmeye başlamış.Günün birgün Padişah, çok güvendiği Veziri ile çarşıda tebdil-I kıyafet, dolaşırken fakir bir Derviş’e rastalmış. Derviş, ona altın verirse Tanrı’nın da ona muradını vereceğini söylemiş. Çaresiz padişah, belki bir yardımı dokunur diye düşünerek dervişe bir kese altın vermiş. Derviş Padişaha Remil bakmayı bldiğini ve türlü marifetlerinin olduğunu söylemiş. Derviş, Bu dediklerini kanıtlamasını isteyen Padişah’ın çocuğunun olmadığını, gönlünden bir evlat sahibi olmanın geçtiğini bilmiş.Derviş kendisinden yardım dileyen Padişah’a cebinden bir elma çıkarmış ve ikiye bölüp bir yarısını Dervişe diğer yarısını da Padişaha vermiş. Bu elmalari yerlerse çocukları olacağını, Padişahın kızı Vezirin de oğlu olacağını söylemiş. Ancak onlari ayirmamalarini, evlendirmelerini söylemiş.Vezir de Padişah da denilenleri yapmışlar ve dokuz ay on gün sonra padişahın kızı vezirinde oğlu dünyaya gelmiş. Kızın adını Zühre, oğlanın adını Tahir koymuşlar.Tahir ile Zühre birlikte büyümüş ve evlenme çağına geldiklerinde birbirlerine aşık olduklarını farketmişler. Birbirlerine ilan-ı aşk etmiş ve geceler boyu karşılıklı saz çalıp şarkı söylemişler.Bunlari gören Arap Köle, padişahın karısına söylemiş. Ancak Padişahın karısı Dervişin söylemiş olduklarını dinlememiş ve kızını başkasıyla evlendirmek istemiş. Tahir saraydan Mardin’e sürgün edilmiş, orada tutulduğu hapishanede türlü işgencelere maruz kalmıştır. Ancak yapılan işkencelere ramen Zühre’den vazgeçmemiş, aşkı ile yanıp tutuşmaya devam etmiştir. Mardinde yedi yil kalan Tahir sürekli Allah’a dua eder, ve onu zindandan kurtarmasini ister. Tahir’in zühre’den vazgeçmediğini duyan Sultan, Tahir’in idam edilmesi için Padişahı ikna etmiş. Padişah daTahir’in boynunu vurdurmaya karar vermiş.Cellat Tahirin boyunu vurmadan önce, Tahir namaz kılıp, Allah ´a ruhunu almasi icin dua etmiş ve duası kabul olmuştur. Tahir acı çekmeden hemen ölmüştür.Bunu gören Zühre aklini karmıştır. Hekimler bile çaresiz kalmıştır. Zühre Saray’dan kaçıp Tahir’in mezarını ziyaret etmiş, ve mezarı üstünde Allah´a ruhunu almasi icin dua etmiş, hemencecik canını vermiştir.Padişah kızını Tahire vermediği için çok pişman olmuştur.Hala Zührenin mezarinda beyaz bir gül fidani, Tahir´in üzerinde ide bir kirmizi gül fidanı görürler. Bugün bile birbirlerine kavuşamayan iki gül fidanını tüm diyarlardan bağrı yanıklar ziyaretgahıdır.

Azer ile Yadigar Bir oba beyinin tek oğlu olan Azer'i günlerden bir gün gurbet tutar. Oba beyi ve çevresindekiler ne kadar engellemeye çalıştılarsa da Azer gitmeye kararlıdır. Sonunda oğlunun içindeki hevesin gurbete gitmeden geçmeyeceğini ve oğlunun mutsuz olacağını anlayan oba beyi Azer'in gitmesine izin verir. Azer de kendine en iyi yol arakdaşı olacak sazını alır ve yollara koyulur. Azer dura kalka, atıyla yollarda günler geçirir. Gittiği her yerde saz çalarak kendinden iz bırakır. Bir gün bir köy kahvesinde töreyi bilemez ve sazını en yukarıya asar. Köydeki diğer aşıklar da: “Madem sazına en üstte yer beğendin göster marifetini.” diyerek Azer'e meydan okurlar. Sonunda en iyi saz çalanın Azer olduğuna karar verilir. Azer ayrıca yardımsever ve cömert de olduğu için ona “hak aşığı” adı verilir. Daha sonra Azer tekrar yollara koyulur. Bir güvercini takip ederken zorda kalmış, ırmaktan karşıya geçemeyen bir obayla karşılaşır. Sazını çalarak ırmağı sakinleştirir ve obanın geçmesini sağlar. Bu durumdan çok etkilenen oba beyi Deli Türkmen, Azer'i obayla kalması için ikna eder. Ancak Azer'in gözü ve gönlü her zaman onu obaya getiren güvercinin konduğu çadırdadır. Çadırda, neredeyse hiç dışarı çıkmayan dilsiz, danışıksız beşiği kertildiği içın yüzünde hiç çıkmayan sihirli bir peçe olan, ve çok güzel kilimler dokuyan, oba beyinin kızı Yadigar yaşamaktadır. Nevruz günleri yaklaşınca evlenme yaşına gelen kızların Deliyar Uçurumu'nun yanına gidip sevdiklerinin adlarını bağırdıklarını gören Yadigar, kendi dilsiz olduğu için kalbi kırık bir şekilde bir gece çadırından çıkar ve ormana dalar. Omzuna bir güvercin konar. Yadigar'ın atı güvercini takip eder, Azer'i bulur,


Azer saz çalar, bakışırlar. Bu yeni doğan aşktan Yadigar'ın peçesi düşüverir, dili çözülür. Bu mucizenin ödülü olarak oba beyi Azer'e ne istediğini sorar. Azer Yadigar'ı isteyince, Yadigar'ın beşiği zaten kertili olduğu için Deli Türkmen çok sinirlenir. Yadigar Deliyar'a gider ve Azer'in adını bağırır. O da Azer'e aşık olmuştur. Sonunda Azer ile Yadigar kaçmaya karar verirler. Bir dervişe ve daha sonra Haydar Bey'e sığınırlar. Ancak Haydar Bey de Yadigar'a aşık olunca oradan da kaçmak zorunda kalırlar. Ayrıca peşlerinde atlılar olduğundan belayı Azer'in obasına taşımamak için Azer'in obasına da gidemezler. Bıçak üstünde göçebe yaşarlar. Ancak Yadigar'ın kilimleri ve Azer'in sazı her yerde iz bıraktığından Deli Türkmen'in peşlerine taktığı atlılar her seferinde onları bulur. bir süre bu yeteneklerini kullanmamaya çalışsalar da sonunda Azer çok mutsuz olduğu için tekrar sazını çalmaya başlar ve atlılar onları tekrar bulur. Sonunda kaçacak yerleri kalmadığını anlarlar. Yola kazınmış sevdaları kaçılabilecek tüm delikleri tüketmiştir artık. Azer ve Yadigar da birlikte, birbirlerinin adlarını bağırarak Deliyar Uçurmu'ndan aşağı atlayarak intihar ederler. Muradhan ile Selvihan Bu hikaye dağın başındaki bir Billur Köşk'ün kızı Selvihan'ın hikayesini anlatır. Selvihan çok güzel ve maharetli bir kızdır ancak babasının tek çocuğudur. Ayrıca yirmi yılda binbir zorlukla bir evlat edinen evin beyi kızını kimseye vermek istemez bu yüzden birçok görücüyü kapısından çevirmiştir ve de kızının aşık olmasından çok korkar. Selvihan bir gece bir semaha gider, semah eden Muradhan'ı ve onun hançer gibi vücudunu görünce adeta büyülenir. Muradhan'a ve bütün ormanı lale çeviren semahına aşık olur. Selvihan aşkından konuşamaz, hep susar. Bir gün gergefini yaparken parmağını kanatınca aşık olduğuna karar verir ve geceleyin Muradhan'ı aramak için semahı izlediği ovaya iner ama kimse yoktur. Gece kızının gittiğini öğrenen bey çok korkar. Bütün köşk sessizleşir. Selvihan hasta düşer ve semahların en iyisini izlemek istiyorum diye tutturur. Selvihan Muradhan'ın semah tuttuğu yere gider, Muradhan da onu görür ve ilk anda vurulmuşa döner. Birlikte semah tutarlar. Muradhan lal olmasına rağmen aşkları sayesinde Selvihan Muradhan'ın hissettiklerini duyar ve iletişebilirler. Ancak birlikteliklerine engel olan tek bir şey vardır: mevki farkı. Selvihan oba kızıdır, Muradhan ise bir uşak. Muradhan bu soruna bir çözüm bulur. Köşke raksçı olarak girer, her gün birbirlerini görürler, göz göze gelirler, bu da onlara yeter. Ta ki Selvihan bir başkasıyla evlendirilene kadar. Düğünün kırkıncı gecesinde Selvihan kendini zehirler ve Muradhan raksın en hareketli, en kıvrak yerinde kendini hançerler. Böylece hiç kavuşamayan aşıklar birlikte ve habersiz intihar etmiş olurlar.

http://www.referanshaberler.com/d/gallery/1465_1.jpg


Hikayedeki erkek karakterleri 4 ana başlık altında karşılaştıracağız:

 İktidar ve toplum  Sevda  Zulüm  Yaratıcılık

http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/8/80/Story_of_Mejnun_-_in_wilderness.jpg http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/0/0f/Layla_and_Majnun2.jpg


İKTİDAR VE TOPLUM (İktidarı ve gücü elinde tutan kişilerin hikayeye katkısı ne yönde olmuş? Toplum veya iktidarı elinde tutan kişiler hikayenin gidişatını ne yönde etkiliyor?) Ferhat ile Şirin

Leyla ile Mecnun

Mehmene Banu (Şirin'in teyzesi) biriktidar figürü. Ferhat'ı sadece bir süsleme ustası olduğu için yeğenine layık bulmuyor ve de aşklarına karşı çıkıyor. Ferhat'a zulüm edip, aşıkları ayırıyor.

Aralarında mevkii farkı en az olan çifttir.

Hürmüz Amasra hükümdarıdır. İlk başta Ferhat ve Şirin'e yardım eder, onlar için Mehmene Banu'ya savaş açar. Daha sonra oğlu Şirin'e aşık olunca, Ferhat'a bazı şartlar koşar. (ikinci dağı delme görevi) Dadılar iktidarın aracısı görevini oynar. Hüsrev (Hürmüz'ün oğlu) Şirin'e aşık olur bu yüzden Ferhat ile Şirin'in birlikteliğini istemez. Ferhat'ı oyuna getirip ölümüne sebep olan dadıyı görevlendirir. Mevkii olarak Ferhat'tan yukarıda olduğu için Şirin'i elde etmesi gerektiğini düşünmüştür.

Tahir ile Zühre

Mevkii farkı vardır, ama diğer hikayelerdeki kadar belirgin İktidar kavramını değildir. Zühre 'namusu lekelendi' padişahın kızı, diye Leyla'yı İbnTahir ise vezirin Selam'la evlendiren oğludur. ailede görüyoruz. Aşıkları ayırırlar. İktidar padişah ve karısıdır. Padişah İbn-Selam Leyla'nın ilk başta evliliğe kocası olduğu için razıdır. Ancak iktidar olarak aşıkları ayırma algılanabilirdi ancak isteği ilk olarak çok güçsüz bir karısından gelir. karakter. Leyla'nın Karısı padişahı ona tokat atmasına büyüleyince, izin veriyor. padişah da evliliğe karşı çıkmaya başlar. Aşıkları ayırırlar ve de Tahir'e zulüm ederler.

Azer ile Yadigar

Muradhan ile Selvihan

İktidar oba beyi Deli Türkmen'dir. Irmağı geçmelerine yardım ettiği ve kızının peçesini düşürdüğü için Azer'i çok sever. Ancak Azer Yadigar'ın dilini çözmesine karşılık Yadigar'ı isteyince, çok sinirlenir. Azer'i obadan sürer, Azer Yadigar'ı kaçırınca peşlerine atlılar takar ve ölüm emri verir.

Selvihan'ın babası genel olarak kızının aşık olmasından korkar ve aşka karşı çıkar. Muradhan'in yüreğine korku saldığı için Muradhan saraya açık olarak gelemez. Bu iktidar öğesi de dolaylı yoldan aşıkları ayırmış olur.

Haydar Bey hikayedeki başka bir iktidar öğesidir. Yadigar'a aşık olur. İki iktidar öğesi de aşıkları ayırmak ister.


 Klasik Türk hikayelerinde, aşıkları ayırma her zaman başarı ile sonuçlanmış ve de aşıklar ayrılmıştır. Ancak Azer ile Yadigar'da Azer Yadigar'ı kaçırmıştır. İktidar aşıkları ayırmayı başaramamıştır. Bu Murathan Mungan'ın hikayeleri modernize edişinden kaynaklanıyor olabilir.

 Leyla ile Mecnun Arap ve Türk kültürlerinde değişik yazılmıştır. Nasıl tanıştıkları ve akrabalık durumları farklı verilmiştir. Bu sözlü edebiyatın kültürlere ve zamana göre nasıl değiştiğine çok güzel bir örnektir.

http://www.offroadadventures-online.com/rr051a.jpg


SEVDA (Erkek karakterler aşkları için neler yaptılar?) Ferhat ile Şirin  İlk görüşte aşk daha sonra bakışmalar ile gelişir.  Bütün işkencelere rağmen asla aşkından vazgeçmeye n erkek modeli.  Aşkı için iki kere dağı delme  İktidara karşı gelme.  Kız kaçırma.  Sevdiği öldü diye ölme.

Leyla ile Mecnun  Delirme  Çöle düşme.  Fiziksel aşkın ilahi aşka dönüşmes i.  Sevdiği öldü diye ölme.

Tahir ile Zühre  Bütün işkencel ere rağmen asla aşkından vazgeçm eyen erkek modeli.  Birliktel ik sağlana mayacak asa, intihar etmeyi tercih etme.

Azer ile Yadigar  Birliktelik sağlanamay acakasa, intihar etmeyi tercih etme.  Aşkı için, sazından, en büyük tutkusunda n, vazgeçme.  İktidara karşı gelme.  Ölüm tehditi altında yaşama.

Muradhan ile Selvihan  Unutana kadar değil yaşayarak sevme isteği.  Küçük düşmeyi göze alma.  Birliktelik sağlanamaya cakasa, intihar etmeyi tercih etme.

Tahir'in intiharı aşkı için de olabilir, gururu için de olabilir. Hikayede kesin bir bilgi yok. Ancak Tahir ile Zühre en abartısız yaşanan aşktır.

http://www.ofad.org.tr/site/images/kilim-saz.jpg


YARATICILIK (Aşkı somut bir varlığa dökme isteği var mı? Varsa, karakterler tarafından hangi somut ögeler aşkı göstermek için kullanılmış?)  Ferhat ile Şirin  Ferhat zaten süslemeyle uğraşan bir sanatçıdır. Bu sayede Şirin ile tanışır.  Ayrıldıklar ında duvarlara Şirin'in resimlerini çizerek Şirin'i ölümsüzleş tirir.

Leyla ile Mecnun Tahir ile Zühre  Mecnun'da somut bir şeye dökme isteği yok.  Delirme, aşka aşık olm, ilahi aşk var.

Azer ile Yadigar

 Birbirlerine saz çalarlar, şarkı/türkü söylerler.

Aşkı somut bir varlığa dökme isteğinin nedeni kalıcı olma isteğidir.

 Azer saz çalıyor, aşık, şarkı söylüyor.

Muradhan ile Selvihan  Muradhan semah ediyor.  Selvihan'da n ayrılınca raksçı olarak saraya giriyor.


ZULÜM (Erkek karakterler aşkları için nasıl zulümler görmüşler?)  Ferhat, Şirin için dağları deler, dağa sürgün edilir ve zincire vurulur, dağlarda canavarlar yılanlar ve kaplanlarla yaşar, intihar eder.  Tahir, Zühre için Mardin’e sürgün edilir, orada işkence çeker, idam cezasına çarptırılır, Allah’a canını alması için dua eder ve ölür (bir çeşit intihar).  Kays, Leyla için “mecnun” olur, kendini çöllere atar, çöllerde aşk acısı çeker, Leyla’nın mezarı üzerinde Allah’a canını alması için dua eder ve ölür (bir çeşit intihar).  Azer, Yadigar’ın aşkı için obadan kovulur, sadece Yadigar’a yakın olmak için ormanda tek başına yaşar, Yadigar ile kaçar yıllarca ölüm tehdidi altında bıçak üstünde yaşar, başka beylere boyun eğmek zorunda kalır, kendi obasından ayrı düşer, Deliyar Uçurumu’ndan atlayarak intihar eder.  Muradhan, Selvihan için yasaklanmış bir aşkı göze alır, kendini küçük düşürmek pahasına sadece Selvihan’ı hergün görebilmek için saraya raksçı olarak girer, Selvihan’ın evlendirileceğini görünce kendini hançerleyerek intihar eder. Ortak özellikler (Benzerlikler):  Bütün hikayelerin sonunda intihar ediliyor, sevgi/aşk ölümle sonuçlanınca gerçeklik kazanıyormuşçasına bütün hikayeler ölümle bitiyor.  Erkek karakterler hep mevkice kendilerinden üstlerdeki adamların kızlarına aşık olduklarından (Leyla ve Mecnun hariç) sürgün edilirler.  Ne kadar zorlukla karşılaşırlarsa karşılaşsınlar asla aşklarından vazgeçmezler.  Bir doğaya (orman veya çöl) kaçış görülür. Doğa gizleri saklayan bir örtüymüş gibi tüm gizlilikler ağaçların arasında yaşanır, kaçış için hep doğa seçilir. Farklı özellikler (Farklılıklar):  Mecnun’un Leyla’ya olan aşkı zamanla ilahi aşka dönüşmüştür. Mecnun Allah’a olan aşkından ve “kafasında yaşayan Leyla’dan” dolayı gerçekten Leyla’nın neye benzediğini bile unutmuş sadece bir Leyla oluşa aşık olmuştur. Bu kadar maneviyat içeren ve ilahi bir aşka dönüşem tek aşk Mecnun’unkidir.  Ferhat ve Tahir sürgün edilerek işkenceye maruz bırakılmışlardır.  Azer sevdiği kızı kaçıran tek aşıktır.  Muradhan ve Selvihan’ın aşkı daha sessiz bir aşktır. Kimse bilmez kimse görmez.  Muradhan aşkı için fizikselden çok zihinsel bir zulüm görmüştür. Aşkı için kendini küçük düşürmeyi göze alan tek aşıktır.


KAYNAKÇA Fuzuli. Leyla ile Mecnun. İstanbul:Yeditepe, 1958. Fuzuli. Leyla ile Mecnun. İstanbul: Maarif, 1955. Fuzuli. Leyla ile Mecnun. Ankara: TDK, 1972 Türkmen, Fikret. Tahir ile Zühre. Ankara: AKM, 1998. Ran, Nâzım Hikmet. Ferhad ile Şirin. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2002. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi Cilt 27. Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayın Matbaacılık ve Ticaret İşletmesi, 2003. Sayfa:159, 160, 161, 162, 163. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi Cilt 12. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayın Matbaacılık ve Ticaret İşletmesi, 1995. Sayfa:388, 389. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi Cilt 39. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayın Matbaacılık ve Ticaret İşletmesi, 2010. Sayfa: 400, 401. Mungan, Murathan. Lal Masallar. İstanbul: Metis Yayınları, Mart 2011. Tahir ile Zühre Hikayesi. Edebiyat Ekibi. Web. 5 Kasım 2012. <http://www.edebiyatekibi.com/index.php?option=com_content&task=view&id=932&Itemid=28> Kaya, Doğan. Tahir ile Zühre Hikayesi. Web. 5 Kasım 2012. <http://dogankaya.com/fotograf/tahir_ile_zuhre_halk_hikayesi.pdf > Ferhat ile Şirin Efsanesi. Türkçeciler. Web. 5 Kasım 2012. <http://www.turkceciler.com/ferhat-ilesirin-efsanesi.html > T.C. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu. Sosyo-Kültürel Değişme Döneminde Türk Ailesi, Türk Halk Hikayelerinde Aile. Türkoloji. 1992. Web. 5 Kasım 2012. <http://turkoloji.cu.edu.tr/pdf/m_sabri_koz_turk_halk_hikayelerinde_aile.pdf> Leyla ile Mecnun. Vikipedi. 29 Ekim 2012. Web. 6 Kasım 2012. <http://tr.wikipedia.org/wiki/Leylâ_ile_Mecnun>


ARKA PLANDA NELER OLDU?


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.