M2812heraclea lyncestis

Page 1

HERACLEA LYNCESTIS (Bitola, Makedonya)


HERACLEA LYNCESTIS Derya KAÇKA

Heraclea Lyncestis, günümüz Makedonya Cumhuriyetinin, Bitola yani Manastır şehrinin güneyinde bulunan M.Ö. 4.yüzyılda Makedon II.Filip tarafından kurulan ve antik çağlarda bulunduğu topraklarda stratejik önemi olan bir şehirdir. Adı Yunan sağlık ve gençlik tanrısı Heracles'ten, Lyncestis eki ise Lynx'lerin yeri anlamina gelen Linkestidska'dan gelir. Lynxler Büyük Iskenderin, II.Filipin oğlunun, annesinin doğduğu Iliryan kabilesidir. Bu şehir I.Dünya savaşından önce konumu bilinen ama kazıları anca II.Dünya savaşından sonra ancak 1959 yılında başlaştır. Arkeolojik alanda bulunan kalıntılar bu şehrin geç Bronz çağından erken Bizans dönemine kadar faal olduğunu göstermektedir. Tarih boyunca burada hüküm sürmüş olan bütün imparatorluklar kendi mimari örneklerini inşa ettirmiştir veya var olan mimarileri dönüştürmüşlerdir. Şehrin coğrafik konumu : Adreatik Denizi ile Istanbul Boğazını bağlayan, Romalıların M.S. 2.yüzyılda inşa ettikleri ticari yol "Via Egnatia" üstünde önemli bir durak olması tarih boyunca buranın ekonomisini, kültürünü, günlük yaşantısını önemli ölçde etkilemiştir. Kazıda Makedon dönemine ait dinsel ikonlar, güneş sembolünü taşıyan çeşitli lamba ve taşlar,çanak çömlekler ve iki heykel dışında herhangi bir mimari kalıntı yoktur. Roma dönemine ait kalıntılar, şehrin tam merkezinde konumlanan Tiyatro, Forum, Hamam, Toskana-Dor sutunları, Revak,Şehrin içindeki yol, Trajedi Maskesi, tiyatronun yanında bulunan çeşme ve Şehir duvarlarıdır. Bizans dönemine ait kalıntılar ise bir Piskoposluk Sarayı, Büyük bazilika ve Küçük bazilikadır, ayrıca bu dönemde Heraclea çok önemli bir piskopozluk merkezi imiş. Burası bulunduğu toprakalrda müze olarak halen faal bir antik kenttir. Buradaki yaşantıyı ve tarihi özellikle lise çağlarindaki öğrencilere daha iyi anlatmak amaçlı bazen yazları arkeolojik kaplar düzenlenmaktedir. Bu kamplarda öğrenciler tarihi dokunarak, görerek, hissederek ve toprağı kazıyarak, onun içinden tarih çıkartarak öğrenmektedirler.


ANTIK MAKEDONYA Antik çağlarda özellikle Güney Avrupa'da, genelde Ege ve Akdeniz kıyılarında şehir devletler hüküm sürmüstür ve bu devletlere genellikle Atina ya da Sparta liderlik etmiştir. Yunanistan’ın kuzeyinde yer alan Makedonya Krallığı, II.Filip döneminde (M.o 359-336) yükselişe geçmiştir. M.O. 336'da Makedon II.Filip korumaları arasındaki biri tarafından suikasta uğratılıp öldürülünce Makedonya'nın birçok yerinde, özellikle Trakya ve Tesalya kavimlerinde isyan çıkmıştır. Isyan haberini alan Büyük Iskender, askerleri ile isyan çıkaran grupların üzerine yürümüs ve o topraklarda egemenliği sağlamıştır. Güney Avrupa'nin büyük bir kısmını fethettikten sonra doğuya yönelerek Asya topraklarında aşama aşama ilerleyerek Balkanlar'ı, Mısır'ı ve Surye'yi kapsayan büyük bir imparatorluk kurmuştur.

HERACLEA LYNCESTIS M.O.4.yy.’da II.Filip tarafından kurulmuş olan Heraclea Lyncestis Makedonya’nın Bitola şehrinin Bukova köyünde bulunmaktadir (Resim:1). Baba dağının yamcına ve Siva Voda(1) nehrinin kıyılarında konumlanmaktadır. Şehrin adı yunan sağlık, spor, gençlik, tanrısı Heracles’ten Lyncestis eki ise Lynkentlerin yeri anlamına gelmektedir. Lynkstia II.Filip tarafından fethedilen Iliriya toprağıdır. Iliryalılar Arnavutların atalarıdır, antik çağda bügünkü Arnavutluk, Karadağın güney kısmı, Makedonya'nın batı kısmı bu devlete aitti. Ilirler kabile duzeni olan bir toplumdu, Lynkestler Makedonyada Prespa gölüne yakın yaşayan Ilir kabilelerinden biri idi. Aynı zamanda Lynkxler, Büyük Iskenderin annesinin doğduğu kabiledir.

Resim:1

ARAŞTIRILMASI Heraclea I. dunya savaşından önce var olduğu bilinen bir antik sehirmiş, ancak kazıları 1935-1936 yılları arasında çok ciddi olmamakla beraber baslamış.Ama resmi olarak bu antik yerleşiminin arkeolojik kazıları 1959 yıllıda başlamış ve günümüzde halen devam etmektedir.

(1) Siva (Makedonca)- durgun, duragan, sakin Voda- su


Bütün bu süre boyunca bu arkeolojik alan sadece Makedonya'da bulunan bir alan olmuştur. Buradaki kazılar kuzey ve güney Avrupa ülkeleri, özellikle Ingiltere ve Italya tarafından ilerletilmiş ve buradan çikan birçok tarihi eser o ülkelere götürülmüştür, eserler halen British Museum’da sergilenmektedir. Son beş yıldır ise bu kazı alanı tamamen Makedonya Cumhuriyetine ait bir yer olarak kazılarına devam edilmektedir (Resim:2).

Resim:2

Bulunan anıtlar bu şehrin geç Bronz çaği, Helenistik dönem, Roma dönemi ve Bizans dönemi de inşa edildiğini ,yok edildiğini ve yenilendiğini göstermiştir. Bütün bu dönemler boyunca bu yerleşim her zaman uygarlığı gelişmiş bir yer olarak bilinmiştir.

COĞRAFIK KONUMU Coğrafik konumu bu şehrin kentsel strüktürünü, ekonomisini, kültürünü ve toplumsal ögrütlenmesini onemli ölçüçde etkilemiştir. Dirahion, Durres ve Bosphorus’u baglayan Romalıların çok önemli yolu olan "Via Egnatia" (Resim:3) üzerinde bulunması, askeri ve ekonomik gücünün çok iyi olmasına sebep olmuştur. Via Egnatia M.S. 2. yüzyılda Romalılar tarafından inşa edilen ve antik cağda Illyria, Makedonya ve Trakya boylgelerini bağlayan yoldur. Daha sonraki yillarda Bizans imparatorluğunda da önemli bir yol olmuştur. M.S. 6. yuzyılda imparator Justinyen tarafından canlandırılmış ve yağışlı hava dışında(2) bizansın Avrupa ile kara ticaretini gerçekleştirdiği en önemli yollardan biridir. Bu yol üzerinde makedon topraklarinda bulunan iki durak vardır bunlardan biri de Heraclea Lyncestistir.

(2) Onarilip canlandirilmasina rağmen yağışlı havalarda kullaıimı neredeyse imkansızlaşıiyormuş.


.

Resim:3

ANTIK ŞEHIR Heraclea Makedon II. Filip tarafından kurulan antik bir Makedon şehri olmasına rağmen kazılarda bulunan kalıntıların çoğu Roma ve erken Hrıstiyanlık dönemine aittir . Kazida Makedon Krallığına dair bulunanlar: birkaç küçük heykel, dinsel inanca dair ikonlar vb. Bu döneme ait en önemli kalıntı ise halen bugün Makedonya'nın sembolü olan ve bayrağında da yer alan güneşin işlendiği tabletler veya taşlardir (Resim:4). Bu dönemde Heraclea Lyncestis daha çok askeri yer olarak biliniyormuş.

Resim:4

Bu döneme ait bir diğer dinsel ikon ise bebek Heraclesin onu besiğinde rahatsız eden iki yılanı kafasından tutarak öldürmesini simgeleyen heykeldir (Resim:5).


Resim :5

HEYKELLER Kazıda bulunan iki heykelden biri, adaleti sağlamak için intikam almayı savunan merhametsiz, Yunan tanrıçası Nemesis'in diğeri ise Heraclea’nın onur vatandaşı Titus Flavius Orestes heykelleridir. Şu an kazıda bu heykellerin sadece gövde kısmı bulunmaktadır kafa kısımları ise British Musseum'da sergilenmektedirler (Resim:5).

Resim:5

ROMA DÖNEMI Roma dönemi mimarlığı antik Yunan ve Mısır mimarisine kıyasla bir kapalı iç mekan mimarisidir. Romalıların hem kapalı mekanlara hem de kamusal mekanlara önem vermelerinin bir nedeni de Roma uygarlığının temel oluşturucu öğesi olan kenttir. Romalılar tarihlerini önemli bir savaş ya da bir kralın saltanatıyla başlatmazlar, onların tarihleri M.Ö. 753'de Romulus ve Remus kardeşlerin Roma kentini kurmasıyla başlar. Romalılar egemenliğini Italyan yarım adasına yaydıkaça Roma hukuğunu ve cumhuriyet yönetiminin yaralarını tüm dünyaya yayma isteği duydular , yavaşça bütün Akdeniz kıyılarını ve Batı Avrupayı feth ederek o bölgelerde egemen oldular. Romalılar özellikle mimari çalışmalarıyla ünlüydü, bunun önemli sebeplerinden biri de Romalıların moloz taş, sıvı harç, kireç, kum ve volkanik külleri karıştırarak geliştirdikleri Roma betonu olarak bilinen malzemedir.


Kazıda Roma dönemine ait kalıntılar ise : adaklik anıtlar, Kemer, Sütünlu Giris, Yol, Tiyatro, Forum, Hamam, Çesme, Trajedi Maskesi, Toskana Dor düzenindeki sütünlar ve şehri saran duvarlar (Resim:6).

Resim:6

Portico Revak, sütünlu giriş, sırtı bulunduğu binaya dayalı, ön cephesi açık ve üst örtüsü sütünlarla taşınan mekana verilen addır. Antik Yunan ve Romada bu sütünlu girişler genellikle kamu yapılarında kullanılmşlardır burada ise revak şehrin girişini oluşturmaktadır. Revak, insanları sütünlu bir yola (Resim:7) ulastirarak diğer yerlere ulaşmalarını sağlamıştır.

Resim:7

Tiyatro Yoğun kentsel yaşama sahip olan Romalılar çesitli kamu yapılari geliştirmişlerdir, bunlarin en büyüğu olan tiyatrolar üsüu açık mekanlardı. Romalılar tiyatrolarını Yunan modellerinden esinlenerek türetmiş olsalar bile hiçbir zaman Antik Yunanistanda olduğu gibi dinsel bir işleve sahip olmamıştır. bu sepeble Romada tiyatrolar tapınakların yanına değil kentlerin ticari merkezlerinin yanina inşa edilmiştir.


Roma tiyatroları taş payeler üzerine yükselen eğik tonoz üstünde yukarıya doğru eğimlenen oturma sıralarına sahiptir. Roma imparatoru Hadriyan, Makedon topraklarını fethettikten sonra bu topraklarda bulunan tüm Roma anıtlarının tadilatını yaptırmıştır ve birçok yerde yeni bina inşa ettirmiştir. Bu esnada Heracleada da sadece bir kısmı dağin yamacına oturan bir tiyatro inşa ettirmiştir. 3000 kisilik kapasiteye sahip olan bu tiyatro şehrin tam merkezine kurulmuştur (Resim:8).

Resim:8

Tiyatroda çesitli gösteriler ve gladyator savaşları gerçekleştiriliyormuş. Burası Hadrianın evlat edindiği oğlu, Antonius Pius zamanına kadar faal bir tiyatro olmuştur. Tiyatro hem gladyator savaşlarına hem de diğer büyük ölçekli gösterilere uygun amfitiyatroyu oluşturacak şekilde tasarlanmıstır. Buradaki oturma yerleri 20 sıra olarak düzenlenmiştir (Resim:9).

Resim:9 1931 yılında yapılan kazılarda tiyatronun 14.cu sırasına ait bir taş bulunmuş ama ilk başta bunun tiyatronun bir parcasi oldugu anlaşilamamiştir. Ancak 1968 yilinda yapilan kazi calismalari sonucunda oranın tiyatro olduğu anlaşilmiş ve o önceden bulunan tasin tiyatronun otruma yeri oldugu görülmüşstuür. Boylece tiyatro açiğa çıkartılmıstır. Tiyatronun içinde gladyator savaşları sırasıda kullanılan hayvanlar


için uç kafas varmiş , ayrica tiyatronun batı kısmında oraya girisi sağlayan bir tunel varmiş. I.S.4oo’de tiyatro işlevini yitirmiş, bunun sebebi ise Romalılarin hristiyanliğa geçmesi ve gladyatör savaşlarının Roma krallığında yapılmamamya başlanması olarak gösterilmektedir. Günümüzde Makedonya için, bu antik tiyatro ve Heraclea çok önemli turistik yerlerinden biridir. Tiyatro sadece muze olarak kullaınlmakatadır, çok özel olsa bile herhangi bir gosteri yapilmasına izin verilmemektedir. Trajedi Maskesi Tiyatro için yapılmıs olan bu maske, asliında biri trajedi biri komedi olmak üzere bir çift gibi tasarlanmış. Fakat bugüne kadar yapılan kazı çalısmalarında komedi maskesi bulunamamış. Tarjedi maskesi ise bir insan yüzü ve kafasına saplanan hayvan dişlerinden oluşmaktadır. Heracleada bu maskenin kopyası bulunmaktadır orijinali ise Ingilteredeki British Musseum da sergilenmektedir (Resim:10).

Resim:10 Sütünlar Heracleada bulunan sütünlar Romalıların, Yunanlıların Dor duzenindeki sütünlarını iyice benimsedikten sonra üretiği Toskana Dor düzenindeki sütünlardır. Bu sütünlar daha ağır ve daha yalın Dorik düzenine bir kaide ve sıklıkla düz yivsiz bir gövde ekleyerek üretilmiştir (Resim:11).

Resim:11


Forum Bütün antik Roma kentlerinin Coğrafi olarak olmasa bile kültürel olarak kalbi Yunan agorasıyla aynı işlevi gören forum'du . Forumun ayırt edici özelliği açik mimari tanımı ve eksenli bir ucunda yer alan tapinakmiş. Fakat Heracleadaki forum şu an sadece kalıntı halinde olduğundan ve bu kısımdaki kazıların tamamlanmamış olması sebebi ile buradaki Roma dönemine ait tapinağin tam olarak nerede olduğu bilinmemektedir.(Resim:12)

Resim:12

Hamam Roma imparatorluğunun önemli bir yaratımı olan Hamamlar, Thermae, bu antik yerleşimde de bulunmaktadır. Sütünlu girişe bağlanan yolun sağ tarafında yer almaktadır. Diğer bütün Roma kentlerinde olduğu gibi Heracleadaki hamam da sadece yıkanılan bir yapı değilmiş, orası aynı zamanda dönemin modern sağlık külübünü ve küçük çaplı olsa dahi kütüphanesini de içinde barındıran ve toplumun büyük ölçude sosyal aktivitelerini gerçeklestirdiği alanmiş. Burasi kazi alanındaki rekonstruksyonuna yeni baslanmiş binalardan biridir. Sehir duvarları Stratejik coğrafi konumu nedeniyle dışaridan gelebilecek her türlü saldırıya karşı bir önlem olarak imparator tarfından inşa ettirilmiştir.

GEÇ ANTIKITE VE BIZANS Erken bizans döneminde (M.S. 400-600) Heraclea önemli bir piskoposzuk merkezi imiş. Bazı piskopozların adı tutanaklarda yazılı bulunmuş , mesela heraclea piskopozu Evargrius vb. Heracleada bu döneme ait : Küçük Bazilika, mezarlığın yanında bulunan Büyük Bazilika ve Piskopozluk Sarayıdır (Resim:13).


. Resim:13 Erken Hristiyanlik Dönemi Hrıstiyanlık ilk ortaya çıktığında onun için özel bir mimariye gerek duyulmamıştır. Hristiyan grupları uygun evlerde tapınıyorlarmiş, ilk zamanlarda klise bir bina değil insanların kendisi imiş, fakat toplumdaki siyasal durum ve tapınılan yapıların elverişsizliği kliseyi hali hazirda bulunan ve bu isleve uygun yapıları seçmek zorunda bırakmıştır. O dönemde Roma kentlerinde bu işleve en uygun yapılar Bazilikalardı. Bazilikalar kamusal toplantılar için tasarlanan yapılardır ve toplum için dunyevi adaleti sağlayan adil yönetimin simgesiydi, olumlu bir simgeydi. Bazilikalar sadece işlevi dönüştürülmüş dini yapılar değil sıfırdan da ayni yapi tipyle bir din yeri olarak inşa edilmiştir. Küçük Bazilika II. Dünya Savaşından önce yapılan hafriyat çalışmaları esnasında, 1936-1938’de bulunmuştur. Ilk bulunduğunda antik bir şato olduğu düşünülmüş olsa bile daha sonra 1960-1964 yılları arasında yapılan çalışmalarda Erken Hristiyanlik dönemine ait bir Bazilika olduğu anlaşılmısştır. Bazilika iki odadan oluşmaktadır ama odaların işlevi inşa edildikten sonra burada yaşayan insanların gereksinimine göre değiştirilmiştir. Bu bazilika Heracleanin vaftis bazilikasıymış, yani yaşamın, hayatın simgesi imiş bu sebepten dolayı şehirde yaşamın aktığı foruma yakın konumlandırılmıştır (Resim:14).

Resim:14


Bazilika'nın yer döşemesideki mozaikler Bizans sanatının önemli örneklerindendir. buradaki mozaiklerin “opus sectile” ve “opus tessellatum” teknikleriyle kaplandığı ortaya çıkmıştır. Bu mozaiklerdeki figürler bitkiler, hayvanlar ve yaşamı anlatan canlı renklerden oluşmaktadır (Resim:15). Kazıda bulunan mozaiklerin rekonstruksionu için elektronik yöntem kullanilmıştir.

Resim:15

Büyük Bazilika Büyük bazilika M.S. 400-600 yıllarında bir tepeye inşa edilmiştir; Heracleada bulunan nekropolisin, mezarlığın yanına ınşa edilmiştir. Üç kısımdan oluşmamktadır: sütünlu bir hol , egzonarteks ve narteks. Bu bazilika ölü rituellerinin gerçekleştirildiği yerdi. aynı zamanda Heracleanın ölüm ve yaşam arasindaki bağı topluma anlatan önemli bir simgeydi. Dosemelerdeki mozaikler de bu işleve uygun olarak daha fazla geometrik formların ve canlıların iç içe geçmiş halidir. Aslinda burada bize hayatı, dunyayı ve ölümü anlatan mozaiklerdir (Resim :16).

Resim:16


Piskopozluk Sarayı 1970-1975 yılları arasında yapılan kazılarda bölünmüs. Ilk olarak sarayın kuzey kısmı bulunmuş daha sonra ise şehrin duvarlarına yakın olan güney kısmı bulunmuş. Sarayin luks odalari doğuya bakan odalardır (Resim:17).

Resim:17


Kaynakça: www.google.com www.google.scholar.com www.wikipedia.org (Ingilizce; Turkce; Makedonca ve Arnavutca) www.historyofmacedonia.org www.ancientmacedonia.com www.whereismacedonia.com www.travel2macedonia.com www.virtualtravel.com www.panoramio.com www.scycrapecity.com Google books: Undying creativity a pictoral journey throught Macedonia, Macedonian Edition en anglais-Thamy Evans Leland ROTH "Mimarlığın Öyküsü", çev.Ergün Akça, Istanbul 2000 Oradaki arkeologla internetten mesajlaşmalarım.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.