Yemek.Name 0912

Page 1

. Yemek Nâme AYLIK YEMEK KÜLTÜRÜ DERGİSİ

ARALIK 2009

İ L K K A H VA LT I


2

İÇİNDEKİLER

29.SAYI

EDİTÖRDEN

4

Yılın İlk Kahvaltısı

7

Likapalı Topkek

8

Simit

10

Tahinli Çörek

12

PATATESLİ BÖREK

14

Fransız Tostu

16

GELECEĞİ DEĞİŞTİREN ORGANİZMALAR

18

Domuz Gribi Günlerinde Eğitim

30

Kış Menemeni

38

Biberli Domates Püresi

39

Menemen

41

Bir yılbaşı tarihçesi

42


Yemek.Nâme

Işıklar, çiçekler, ziller ve bilumum süsler...

53

Profiterol dağı

54

Çikolatalı Mus Tart

60

New York Stili Cheesecake

64

Haşhaşlı Lamington Rulosu

66

Fırında tavuk ve pilav

72

Kırmızı biber sarması

74

Fırında kabak tatlısı

76

Yeni Yıl Kartları, Yeni Yıl Dilekleri

78

Kıymalı Pay (Meat Pie)

88

Lamington Kekleri

93

Tarçınlı Sıcak Çikolata

96

YENİ BİR ŞEYLER

98

3


4

EDİTÖRDEN

Merhabalar; Aralık ayı gelir gelmez aklıma yılbaşı düşüyor. İsterse düşmesin. Her yer süslenmeye başlıyor. Aslında beni etkileyen yeni bir yılın gelmesi değil de çevredeki bu güzel değişiklikler sanıyorum. Keşke daha sık böyle renkli değişiklikler olsa şehirlerimizde. 23 nisanlarda 19 mayıslarda da böyle ışıl ışıl olsa... Neyse hal böyle olunca üstelik bu yıl aralık içinde hem hicri hem miladi yılbaşı olacağı düşünülünce konumuz yılbaşı. Gül Fatma bu ay saraydaki yılbaşı alışkanlıklarını bize anlatıyor. Nilay nar gibi kızarmış tavuğu ile yılbaşı menünüze yardımcı olacak. Ayşem’in çikolatalı tatlıları yeme de yanında yat cinsinden. Funda yeni yıla ilk giren ülkeye, Avustralya’ya götürüyor bizi. Melike domuz gribi vesilesiyle eğitimden bahsederken, konuk yazarımız Defne Koryürek GDO’lu gıdalarla ilgili yazısını bizimle paylaşıyor. İpek yılbaşı kartları için bize güzel ipuçları veriyor. Bekar erkeğimiz Nusret Kılıç ise yeni yılın ilk kahvaltısını anlatıyor. Hicri yılbaşını takip eden 10 muharrem için aşure tarifimizi ocak 2009 sayımızda bulabilirsiniz. Sağlık, mutluluk ve huzur dolu bir yıl diliyoruz.


Yemek.Nâme

bilgi@yemek.name

yazılar

fotograflar

AYŞEM ÖZTAŞ pecetedennotlar.blogspot.com

AYŞEM ÖZTAŞ

DEFNE KORYÜREK fikirsahibidamaklar.blogspot.com DEVLETŞAH ÖZCAN devletsah.com

DEVLETŞAH ÖZCAN CEM VEDAT IŞIK isik.net İPEK TUNÇBİLEK

FUNDA IŞIK

NİLAY TULUM

İPEK TUNÇBİLEK ibeking.blogspot.com

NUSRET KILIÇ

MELİKE TÜRKAN BAĞLI gorunmezkentler.blogspot.com

BARIŞ ÖZCAN

NİLAY TULUM mutfaksirlari.com NUSRET KILIÇ GÜL FATMA KOZ saraydanalhaberi.blogspot.com

tasarım

5


hazırlayan DEVLETŞAH

YE Nİ SA YI YA YI NL AN DI .H AB ER İN İZ

Aliquam, volorer am dolorerosto dolorer s

OL SU N!

Ab on ele re Öz el

Yemek.Nâme

6

Quat, commy nullam num quam vendrer cidunt ut nulla feum dolor sum ad el iril ea con volute mod ercin henisi. Molor autem init prat. Ese tin ut iusci blaore dolortie mincin henim quipsuscilit adionsecte velenisl iure vullaor am, suscip eril il dolutat wisit, volenim diametue eugait dolum in verci eugiam, quisl dolorper ipit velit vullamet eugait acipit alit iuscip eugiam quipsusto eugait aliquam delit duis deliquis eu feugait praesto conulYemek.Nâme dergisine ücretsiz la acing exeriurerit aut volent ilit, vel eummy abone olun, yeni siz do ent nostrud ming ex eu sayıyı ilk faccum volorpercil nullaore vel er autpat, sequissecte do od tat voindirin! Sadece aşağıdaki duyuru lor illutüye olmanız yeterli. Üye niat, conum aliquat iriliquis alis eugait grubuna dolorpero er alit nos nisit nis exer si. olarak diğer sürprizlerden de

ilk siz haberdar olacaksınız!

Lore tat. Ut atem esequis nim zzrit nullute dolum veliquis num vel eum quam eriustrud eui ÜCRETSİZ ABONE OLMAK İÇİN HEMEN TIKLAYIN! blam, si. http://groups.google.com/group/yemek-name Em nisi. Magnis dio dignisc iliquam conummo doloborperos alit adit veliquisi. Feu faci blaor summy niat. Ut nit, sim nullaore feugue modignit, sum venim velent duis nul-


Yemek.Nâme

KAPAK

hazırlayan DEVLETŞAH

Yılın İlk Kahvaltısı Yeni yılın ilk kahvaltısı birçok günden keyiflidir. Eğlenceli geçen bir akşamın sabahında sofrada toplanılıp akşamki eğlenceler tartışılır. Aheste aheste hazırlanan bu kahvaltılara eşlik edecek, pişerken etrafa yayılan kokusu ile uyuyanları uyandıracak tarifler. Fırınlardan alabileceğiniz bu tarifleri kendi mutfağınızda da yapabileceksiniz. Kış mevsiminde mayalı hamur yaparken dikkat edilmesi gereken bir kaç konu var. İlki odanın sıcaklığı. Oda mutlaka sıcak ve esintisiz olmalı. Eğer odalarınız sıcak olmuyorsa fırınınız en düşük sıcaklıkta çlıştırıp hamurunuzu içinde mayalayabilirsiniz. Ben tepsiyi kalorifer peteğinin üstüne koyarak sıcaklık problemini çözüyorum. Diğer bir konu da hamurun üzerinin örtülmesidir. Kumaş bir bez ya da delikli bir kap ile örtülen hamur hem hava alabilir hem de kurumadan kabarabilir. Son olarak hamuru mayalarken kullandığınız malzemelerin oda sıcaklığından biraz daha sıcak olması gerektiğini hatırlatalım.

7


8

TARİF

Likapalı Topkek MALZEMELER 75 gram tereyağı 2 su bardağı un 1,5 tatlı kaşığı kabartma tozu 1/2 tatlı kaşığı tuz 2 su bardağı likapa 1 + 1/4 su bardağı şeker 2 adet yumurta 1/2 su bardağı süt


9

Hazırlanışı

01 Yumurta ve şeker iyice çırpılır. 02 Oda sıcaklığındaki

tereyağı ilave edilip, eriyene kadar karıştırılır.

03 Süt ilave eklenir. 04 Un, tuz, kabartma tozu karıştırılır.

05 Unlu karışım eklenip bir

kaşık yardımıyla yedirilir.

06 En son likapalar eklenip

topkek kalıplarına konulur.

07 Önceden 180 dereceye ısıtılan fırında 20 dakika pişirilir.

Not Likapa blueberry’nin Türkiye’deki bilinen adıdır. Karadeniz bölgesinde yetiştirilmektedir.


10

TARİF

Simit


MALZEMELER 1 kg un 10 gram yaş maya 15 gram tuz 2,5 su bardağı su

11

Üzeri için 1/2 su bardağı pekmez 1/2 su bardağı su Susam Hazırlanışı

01 Maya suyun içinde eritilip köpürünceye kadar 10 dakika kadar beklenir.

02 Un ve tuz karıştırılır. 03 Ortada açılan havuza mayalı su

dökülüp gluten açığa çıkana kadar yaklaşık 20 dakika yoğurulur.

04 Hamur 1 saat kadar mayalandıktan sonra simitlere şekil verilir.

05 Su ve pekmez karıştılır. 06 Şekil verilen simitler bu sosa

batırılı 2-3 dakika dinlendirilir.

07 Pekmezlenen simitler susama

bulanıp, önceden 220 dereceye ısıtılan fırında 7-8 dakika pişirilir.

Not Tarifi Evcini sitesinden denedim. Yaş maya yerine instant maya kullandım. 1 çay kaşığı instant maya yeterli.


12

TARİF

Tahinli Çörek MALZEMELER 2 su bardağı un 1/2 su bardağı şeker 1 tatlı kaşığı instant maya 50 gram tereyağı 1 adet yumurta 1/2 su bardağı su İçi için 1 çay bardağı tahin 1/2 su bardağı şeker Hazırlanışı

01 Bütün malzemeler iyice yoğurulur.. 02 Hamur açılıp içine tahin sürülüp üzerine toz şeker serpilir.

03 Hamur rulo haline getirilip inceltilip uzatılır.

04 Sipiral seklinde sarılarak tepsiye

yerleştirilen hamur 1 saat mayalanır.

05 Mayalanan çöreğin üzerine şeker serpilir. 06 Önceden 220 dereceye ısıtılan

fırında 25 dakika kadar pişirilir.


13


14

TARİF

PATATESLİ BÖREK


15

MALZEMELER 2 adet yufka 5 adet patates 1/2 demet maydanoz 1 adet yumurta Hazırlanışı

01 Patatesler

haşlanıp, ezilir.

02 İnce doğranan

maydanozlar, yumurta akı ve patatesler karıştırılır.

03 Patates püresi yufkaların üzerine serilir.

04 İnce rulolar halinde sarılıp tepsiye uzunlamasına yereştirilir.

05 Su ile karıştırılan

yumurta sarısı böreklerin üzerine sürülüp önceden 180 dereceye ısıtılmış fırında kızarana kadar pişirilir.


16

TARİF

Fransız Tostu Malzemeler 6 dilim tost ekmeği 2 adet yumurta 1/2 su bardağı krema 1,5 su bardağı süt 2 tatlı kaşığı pudra şekeri 1 tutam tuz Hazırlanışı

01 Krema, süt, pudra şekeri, tuz ve yumurta iyice çırpılır.

02 Ekmekler bu karışıma batırılıp her yanı kaplanır.

03 Isıtılan yapışmaz tava çok az tereyağ ile yağlanır.

04 Ekmeklerin iki yüzü de altın sarısı renk alana kadar kısık ateşte pişirilir.

Notlar İnce dilimlenmiş normal ekmekle de yapabilirsiniz. Ben tost ekmeklerini çapraz keserek yaptım. Orijinal sunumu da bu şekilde üçgendir. Bu aslında bizim bildiğimiz yumurtalı ekmeğin biraz şekerlisi. Şeker oranını damak tadınıza göre ayarlayabilirsiniz.Üzerine çok az tarçın serpildiğinde nefis oluyor.


17


18

KONUK YAZAR

DEFNE KORYÜREK

GELECEĞİ D ORGANİZ


DEĞİŞTİREN ZMALAR

Yemek.Nâme

19


20

26 Ekim’den bu yana yeterince bombardıman altındasınız, GDO konusunda. Açılımının ne olduğunu bilmeyen kalmadı ve geleceği değiştiren organizmalar desem, bilecek kadar hakimsiniz eminim, gıdanın genetiğiyle oynanmasının ciddi endişeler içerdiğine. Sizi yormak, daha fazla korkutmak istemiyorum. Zira sıradan şehirli tüketici halimle, yarışkan bir dünyanın, cep telefonları ve internet teknolojisiyle arttırılmış süratine uygun ve akıp giden zamanının, sadece çözüme odaklı kıldığını bizi biliyorum. Söz, size bir kaç çözüm önerim olacak, ama önce, izin verin, meselenin zihinlerinizden yok olmasına, ruhunuzda hafiflemesine ya da başınızı çevirip gitme ihtimalini bir kaç an daha öteleyecek kadar hatırlatayım, endişemizin nereden kaynaklandığını.. Endişeliyiz, çünkü, yaşamın yarışkan hızı, bizi plastik parayla süpermarketlerden satın alınan gıdaya hapsetti. Hemen hepimiz haftada bir kez otoparkına parkettiğimiz araba-

mızın bagajını süpermarketin plastik torbaları dolusu malzeme ile dolduruyor ve evimize, çocuklarımıza gıda niyetine bunları taşıyoruz. Gıda niyetine demem boşuna değil. Süpermarketlerin raf ardına raf ürün dizilmiş koridorlarında şirketlerin karlılığını garantileyecek, ar-ge çalışmaları sonucu yaratılan formüller çerçevesinde, ucuz malzemeler ile pahalı olanlarının “mış gibi yapan” türevlerinin katıldığı ve otomobil fabrikalarındakine benzer üretim bantları üzerinde yetiştirilen, karılan, işlenen ve paketlenen ürünler bulunuyor. O kadar. Detaylandırmama gerek yok, hepiniz biliyorsunuz gerçek yoğurdun, gerçek sütün tadını.. tattığınızda, hatırladığınızda süpermarketten aldığınızın “gerçek” olmadığını biliyorsunuz. Neden “gerçek” değiller diye sormaksa, makul bile değil! Yanılıyor muyum? Zira gerçek olması kabil olmayan bir şeye “neden gerçek değilsin” denilemez!


Yemek.Nâme

Bir 30 yıl kadar geriye gidelim. Günlük sütün şişelerde satıldığı zamana. İstanbulda Süt Endüstrisi Kurumu, Ankara’da Atatürk Orman Çifliği vardı. Bugün hem İstanbul’da hem Ankara’da, hem de tüm Türkiye’de satılan markalar var! 30 yıl önce süt, lokal üretilen, yani İstanbul’da üretilip İstanbul’da satılan ve lezzeti bugünün plastik şişelerinde ya da tetra pak ambalajlarında satılan sütle asla benzer olmayan bir gıda maddesiyken; bugün, tercihi “bebekken tadına alışılan markanın lezzeti”yle

devam eden bir tüketim nesnesi. A markası çocukları var, B markası içemeyen! Tümünün inek sütü olduğu yazıyor kutularında! Oysa A da B de 30 yıl öncenin lezzetine kenarından bile benzemeyen ve birbirinden de ayrı bir lezzete sahipler, her ne hikmetse! Çünkü A da B de lokal üretilen sütü lokal pazarlayamayacak kadar büyükler. Ne A ne de B Türkiye’ye yetecek sütü üretmiyor, zaten! 2 hayvanı olandan da topluyor, 202 hayvanı olandan da ve ultra pastörize edip kalitelerini as-

21


22

gari müşterek olan “hijyenik”e indiriyor! Bu süt, süt değilmiş artık, ne gam zira büyüklükleri beraberinde insanoğlunun en derin ve en yıkıcı zaafını da getiriyor gündeme: açgözlülük ve kar etmeye doyamamak! Sütün süt olmaması, satılan, önemli olmadığı gibi, şirketin karlılığının yanında, sütün Çin’den ithal süt tozundan, peynirinse Polonya’dan ithal proteinden imal ediliyor olmasını “kodeks”e uygunluğu ile aklayabiliyorlar vicdanlarında. Tabi, sizin haberiniz bile olmuyor bundan. Desemki size, son üç yılda 400binden fazla süt hayvanı kesildiği halde ne süt taban fiyatı artıyor ne de marketten satın aldığınız sütün fiyatı. Ya da desem ki Çin’in foyası çıktı artık, kimse süt tozu katmıyordur ama 1 kg peynir yapmak için 11 litre süt gerekiyor, bir şüphe duymaz mısınız markette satın aldığınız üründen? Düşünün ki paketi, üzerindeki grafik çalışması, televizyondaki reklamı, telefonlara cevap veren santral memuresi dahil bu fiyatın içindeyse, kardan geçtim, süpermarketin ra-

son üç yılda 400binden fazla süt hayvanı kesildiği halde ne süt taban fiyatı artıyor ne de marketten satın aldığınız sütün fiyatı. fına ödenen hava parasından da... siz söyleyin bana, nasıl oluyor da taze kaşarı 11 tl’na bulmak mümkün olabiliyor? Biliyorum. Hayatın hızı müsade etmeyecek.. Bu sorunun cevabını araştırmanız mümkün değil. Geçen Cumartesi iki araya sıkıştırdığınız o bir saatte, canınız burnunuzda yaptınız alışverişi ve üzerine düşünecek vaktiniz de


Yemek.Nâme

yok artık ve haklısınız. Sizi suç- rından Fikir Sahibi Damaklar’ı layamam. muhattap alıp, sormak zorunda kaldı “sahiden hükümetiniz Ama gelin görün ki, ötesi var. GDO’ya evet demiş olabilir mi, bu taraftakiler GDO yasaklandı 26 Ekim’de yürürlüğe giren yö- diye bağırıyorlar!” netmelik bizim tarafımızda “hükümet GDO’ya evet dedi” diye Evet GDO’lu yem ve gıdanın 26 kıyamete sebep verirken, Ame- Ekim 2009 itibarı ile ülkemize girikan Tahıl Üreticileri tarafından rişi yasal ama bu yasal durumu da “mallarımız gemilerde, Türki- tarif eden kurallar yoldaki yem ye kabul etmiyor” diye infiale se- ve gıda maddeleri için birer yabep oldu. O kadar ki, saygın bir sak. Çünkü, sayılarla anlatayım, örgüt olan GM Watch, benim de Türkiye’nin yağ yapmak ve haylideri olduğum, Slow Food’un van yemi için kullandığı soyanın İstanbul’daki konviviyumla- sadece 60-70bin tonu yerli kay-

23


24


Yemek.Nâme

naktan sağlanıyor. İhtiyaç ise 1,5milyon ton ve bu ihtiyacın %60’dan fazlası en çok GDO’lu soya üretimi yapılan ABD, Brezilya ve Arjantin’den sağlanıyor. Bu sayede, yani GDO’lu ürün olmaları sebebiyle, yani endüstriyel yöntemlerle verimleri garantilenmiş ürünler oldukları için, taa okyanusun ötesinden yola çıkıp buraya gemilerle getirildikleri halde, bizim soyamızdan çok, çok daha ucuza satılabiliyorlar. Elbette işin 1950’lerden bu yana uzanan “yanlış tarım politikaları” yönü de var, bugün hala devam ettirmekte ısrar ettiğimiz ama, okumuşsunuzdur, eminim, süt süt ürünleri ve et fiyatlarında %50 ve üzerinde artış bekleniyor. Yani, dostlarım, biz çok ama çok uzun zamandır GDO’lu ürün tüketiyor ve gerek et, gerek süt hayvanlarımızı GDO’lu yemle besliyoruz. Dolayısıyla raflarda duran o ekşimeyen, bozulmayan ultra pastörize ve temiz tetra pak kutudaki süt, gerçek mi değil mi sorusu bugün daha da manasızlaştı!

25

Meyve ve sebzeyi mevsiminde tüketin. Kış vakti patlıcan yenmez.

Diyeceğim o ki, vaktiniz olmayabilir. Ne pazar pazar dolaşabilir ne de tüketici hatlarını sorularınızla taciz edemeyebilirsiniz. Anlarım. Anlamamak kabil değil. Hayat “biz düşünemeyelim” ister gibi hızlandıkça hızlanırken, haklısınız, siz her hafta bir kez süpermarkete gidip yapacaksınız alışverişinizi ama bir kaç önerim olacak size, belki değerlendirirsiniz:


26

Etiket ok m覺s覺r y hi癟


Yemek.Nâme

kuyun. İçeriğinde ya da soya yazan çbir şeyi almayın.

- Organik ürüne güvenin. En mükemmel, en doğal ve en adil yöntem olmayabilir, her zaman. Ancak yediğiniz ve yedirdiğiniz gıdanın “gerçek” gıda olması adına önemli kurallar ihtiva ediyor organik sertifikasyonu. Dana eti ihtiyacınızı her hafta Feriköy’deki %100 Ekolojik Pazar’da tezgah açan Elte firmasından sağlayabilirsiniz. Elte, ürünleri süpermarketlerde de satılan bir organik süt ürünleriüreticisi. Ada marka tereyağı, yoğurdu ve peynirini de tavsiye ederim. Kuzu eti, nisbeten garantili. Kuzu fabrikasyon yeme çok da uyumlu bir hayvan değil. Danaya, tavuğa verilen soya küspesi ve mısır gibi yemleri sevmiyor. Tavuğa gelince, o iş kolay değil. Organikyumurta üretenler arttı ama tavuk hala bulunmaz bir lezzet. En pis üre-

tim de (hijyen manasında değil, her zaman) tavukta. Tavuktan uzak durarak kendi sağlığınızı ve çocuklarınızın sağlığını korumanız mümkün. - Etiket okuyun. İçeriğinde mısır ya da soya yazan hiçbir şeyi almayın. Buna gazlı içecekler, memleketimizde en çok satan bira markası ve üzerinde sağlıklı olduğu iması taşıyan müsli barlar da dahil. Diyet ürünlerden uzak durun. Zayıflamak uğruna zehir tüketmek zeki insanların seçeneği olamaz. - Şekerleme ve çikolata reyonları en kritik yerler. Size ar-ge ürünü, pek karlı bir bilgisayarı ve beraberinde telifi yüksek programları iki-üç yılda bir satabilen şirket mantığı, şekerleme ve abur cuburu günde sekizdokuz kez satmaya doyamıyor, unutmayın. İçeriklerini okuyun. En ucuz malzeme mısır şurubu, glikoz şurubu ve soya lesitininin yanı sıra pahalıca içeriklerin (örneğin, meyva) “mış gibi yapan” türevlerini göreceksiniz. Siz de, çocuğunuz da daha iyisini hak ediyorsunuz.

27


28

- Alışverişinizi yaptığınız süpermarketin yöneticisini ayda bir kez ziyaret edin ve organik ürünlere ağırlık verilmesi isteğinizi iletin. Her ay yapacağınız iki dakikalık görüşme inanın sandığınızdan daha etkili olacak. Unutmayın, cebinizdeki paranın peşindeler. Siz isteyeceksiniz de size organik satmayacaklar mı? - Meyve ve sebzeyi mevsiminde tüketin. Kış vakti patlıcan yenmez. - Günde iki fincan kahvenin yılda 10 kilogram tüketim anlamına geldiğini, unutmayın. Kahve bizim coğrafyamızda yetişmiyor. Hatta çok az coğrafya kahve yetiştirebiliyor. Buna rağmen en şık paketteki, menşei markalaşmış kahveyi satın alabiliyoruz, büyük şehirlerdeki biz tüketiciler. Üretim noktasında nasıl bir uslup içerdiğini üretimin bir düşünün. Kölelik sahiden bitti mi, bir araştırın akşamlardan birinde ve kahve içtiğinizde “adil bir ticaret”in ürünü kahveyi için, onu da kırk yılda bir kere. Ve kahve konu-

sunda uygulamanızı önerdiğim bu “üretene özen”i, becerebiliyorsanız, başka ürünlere, ürünlerin üretilme ve nakledilme yöntemlerine de uygulayın. Şili’den gelen üzüme (çavuş üzümü yemeyeli ne kadar oldu?), Çin’den gelen pirince (Çin GDO’lu pirinci onayladı), içinde su, un, tuz ve mayadan başka şeyler olan ekmeğe ve pembe renkli peynire... Hepsini, her zaman yapamayabilirsiniz. Ama arada bir bile denemek dünyayı değiştirir. GDO’ya hayır demeyecek vicdan ve zeka sahibi birey yok, elbette benim kanaatimce. Ama GDO’ya hayır demek yetmiyor, GDO’ların içine işlediği gıdayı reddetmek, GDO’suz olanını satın alarak üreticisine mesajı iletmek gerekiyor. GDO’ya hayır mesajı yollamak kaygısı ile yapacağımız her alış verişimizde 30 yıldır lokma lokma kaybettiğimiz “gerçek gıda”yı geri kazanmanın savaşını vereceğiz. Çocuklarımız için, geleceğimiz için. Zira, ne yersek, o’yuz!


Yemek.Nâme

GDO’ya hayır mesajı yollamak kaygısı ile yapacağımız her alış verişimizde 30 yıldır lokma lokma kaybettiğimiz “gerçek gıda”yı geri kazanmanın savaşını vereceğiz. Çocuklarımız için, geleceğimiz için. Zira, ne yersek, o’yuz!

29


30

DENEME

yazı MELİKE TÜRKAN BAĞLI

Domuz Gribi Günlerinde Eğitim


31

domuz gribi gĂźnlerinde

eÄ&#x;itim


32

İlkokul beşinci sınıftayım. 80’lerin başı… Ailece semt değiştirdiğimiz için, okul da değiştiriyorum. Yeni açılmış bir okula kaydoluyorum. Bina, yeni; tahtalar, sıralar yeni, her şey yeni… Bu yeni okulda, garip lükslerimiz var. Bunlardan biri, mevcûdun azlığı… Her sınıftan tek bir şube var. Çok azız. Yıl içinde çoğalıyoruz. Ama yıl sonunda okuldaki tüm öğrencilerin sayısı 83-84 oluyor. Eylül ayında, beşinci sınıf öğrencileri olarak 3 kişiyiz –zaten 6 kişi olarak da mezun oluyoruz. Dördüncü sınıfta, herhalde 17-18 kişi var. En kalabalık birinci sınıf: 24 öğrenci. İkinci sınıf da aşağı yukarı 15-16 kişi olsa gerek. Üçüncü sınıfta ise, tek bir öğrenci var. Ve bir gün, o öğrenci hasta olduğu için okula gelemiyor. Öğretmeninin şaşkınlığını ve isyânını hatırlıyorum.


Yemek.N창me

33


34

Öğrencinin öğretmene duyduğu ihtiyaç, hepimizce anlaşılabilir. Ama öğretmenin öğrenciye olan ihtiyacı çok derin, çok sırlı, çok başka…


Yemek.Nâme

Tek bir öğrencisi var ve o da okula gelmemiş. Öğrencisiz kalan öğretmen sendromuyla o gün tanışıyorum. *** Geçen ay… Ekim 2009… Birisi erkek, üç öğretmen… Stüdyoda ayaktalar… Karşılarındaki sunucunun sorduğu soruları cevaplıyorlar. Bu üç öğretmen, bu sabah televizyonda ders anlatmışlar; çünkü grip dolayısıyla okullar dünden beri tatil ve TRT, televizyonda ders yayını başlatmış durumda. Sunucu, şunu soruyor: “Televizyonda ders anlatmak, sınıfta ders anlatmaktan farklı mıydı? Nasıl?” Söz alan ilk öğretmen, öğrencilerin varlığı olmadan ders anlatmanın hiç heyecan verici olmadığından, öğretme zevkini, karşısında ancak “gerçek”

35


36

öğrenciler olduğunda daha çok duyduğundan söz ediyor. Okula döndüğünde, öğrencilerine sarılıp öpeceğini, onların sıcaklığını özlediğini anlatıyor. İkinci öğretmen de birincinin görüşlerine katılıyor. Ama aynı zamanda kameralar karşısında, canlı yayında ders vermiş olmanın coşkusu içinde öğrencilerinden “Hocam, çok güzel anlattınız” mesajları aldığını anlatıyor. Üçüncü öğretmen, -erkek olan-, ciddi ve ölçülü bir konuşma tonu içerisinde, etkileşimin veriminden bahsediyor. “Şimdi” diyor sunucuya, “şimdi heyecanımız yatıştı; az önce yayın için beklerken


Yemek.Nâme

tedirgindik. Derslere gelince… Haftaya bu konuları tekrar edeceğiz zaten; ama okula döndüğümüzde bu grip dolayısıyla eğitimin öneminden de konuşacağız. Okuldan ve öğrencilerimizden/ öğretmenlerimizden uzak kalmanın bize kendimizi nasıl sudan çıkmış balık gibi hissettirdiğinden…” Öğrencilerinden uzak kalmış bu üç öğretmene bakıyorum. Biz gelişmek ve özümüzle birleşmek için öğrenmeye ve öğretmene ihtiyaç duyarız. Öğretmen o özdedir; o özden seslenir… Biz büyümek için ona muhtâcız; o büyütmeye memur. Biz ister ve alırız, o verir. Öğrencinin öğretmene duyduğu ihtiyaç, hepimizce anlaşılabilir. Ama öğretmenin öğrenciye olan ihtiyacı çok derin, çok sırlı, çok başka… Ekrandaki üç öğretmene bakıyorum. Öğrencilerini şimdiden özlemiş; onlardan uzak kalmak içlerini acıtıyor. Domuz gribinden eğitime dair bir şeyler öğreniyorum.

37


38

BEKAR ERKEK OLMAK

yazı ve fotoğraf NUSRET KILIÇ

Kış Menemeni Uzun kahvaltılarımın baş yemeğidir menemen. Hele de sıcak yaz günlerinde domatesler lezzetli, biberler çıtır çıtırken. Domates mevsimi olmasa bile yılbaşı sabahlarımın en lezzetli anları menemene bandığım ekmeği ağzıma atmamdır. Yazdan annemin hazırladığı konserve biberli domates pürelerini raftan alıp, göz yaşları içinde kavurduğum soğanlarla ısıtırım. Üzerine de iki yumurtayı kırdığımda keyfime diyecek yok. Kışın ortasında, yılın ilk gününde mutluluk bu olsa gerek. Biliyorum domates mevsimi geçti ve bu kadar yerde GDO konuşulurken nasıl bu mevsimde menemen yapacaksınız? İşte size gelecek yıla hazırlık için annemin konserve tarifi.


Yemek.Nâme

Biberli Domates Püresi MALZEMELER 1 kg biber 1 kg domates Zeytinyağı Tuz hazırlanışı

01 Biberlerin çekirdekleri temizlenip ince ince doğranır.

02 Domatesler mutfak robotundan geçirilip püre haline getirilir.

03 Biber ve domatesler zeytinyağında kavrulur. 04 İçine bolca tuz katılıp altı kapatılır. 05 Daha önce sterilize edilen kavanozlara

sıcak sıcak doldurulup kapakları kapatılır.

06 Kapatılan kavanozlar ters çevrilip soğuyana kadar bekletilir.

39


40

Bazıları menemeni dişe gelir domates parçaları ile severken ben püre halindeki domatesten pişirilenini tercih ederim. Yine bazıları içine sucuk, salam katarken ben sadece peynir eklemeyi severim.


Yemek.Nâme

Menemen MALZEMELER 1 adet soğan 1 su bardağı biberli domates püresi 2 adet yumurta 1 dilim kaşar peynir Zeytinyağı Hazırlanışı

01 Soğanlar zeytinyağında kavrulur. 02 Üzerine biberli domates püresi ilave edilir.

03 Domtesli karışım ısınınc

yumurtalar kırılıp karıştırılır.

04 En son ufak parçalara bölünen

kaşar peyniri eklenip altı kapatılır.

Herkese lezzet dolu bir yıl diliyorum.

41


42

ARAŞTIRMA

yazı: GÜL FATMA KOZ

Bir yılbaşı tarihçesi Tarihte kayıtlı en eski yılbaşı festivali nerede kutlandı? Babil’de… Yılbaşı, tohumların ekilmesiyle ürünlerin hasadı arasındaki devrin bitişini temsil ederdi. Babil'deki müzikli, danslı, kostümlü kutlamalar mart sonu başlar ve 11 gün sürerdi. Tarım tanrısı şerefine bol bol yiyecek ve şarap tüketilirdi. Yılın ilk günü olmasının yanı sıra, yeni başlangıçları da sembolize etmesi ile de ayrı bir anlam taşımıştır yıllarca, yılbaşları… Osmanlı İmparatorluğu’nda ise “yılbaşı” olarak adlandırılan bir kavramdan söz etmek biraz zordur. Konuyu zorlaştıran esas mesele, İmparatorluğun sınırlarında kullanılan farklı takvim çeşitleridir. Osmanlı İmparatorluğu’nda biri hicrî takvim, diğeri ise rumî takvim olmak üzere düzenli olarak kullanılan iki çeşit takvim vardır.


43

Hicrî takvimle günümüzde kullandığımız takvim arasındaki fark, her yıl değişmekle birlikte bir yılın yaklaşık on gün kadar kısa olmasıdır. Bu sebeple bizim mevsimsel döngülerimiz, aylara adanan zaman aralıkları hicrî takvimde farklı ve değişkendir. Bunu açıklamanın sanırım en iyi yolu her sene değişen dini bayram tarihleridir… Hicrî takvimin yeni yılı Muharrem Ayı ile başlar. Ancak bizim anladığımız anlamda neşe ve kutlama ile ilgili değildir Hicrî takvimin yılbaşısı. Hatta bu tarihten kısa bir süre sonra gelen Kerbelâ olayının yıldönümü, sevinç değil acı çağrışımları taşırdı. Hz. Hüseyin'in Kerbelâ’daki acısı başta olmak üzere Oniki İmamların acılarını anmak ve anlamak için Muharrem Matemi tutulur. Amaç bu acıları tekrarlamak ya da öç duygularını tekrarlamamak ya da öç duygularını körüklemek değildir. Muharrem Matemi'nin amacı bu türlü acıların bir daha yaşanmaması için gerekli olan insanlık değerlerini özümsemektir.


44

Hicrî takvimle günümüzde kullandığımız takvim arasındaki fark, her yıl değişmekle birlikte bir yılın yaklaşık on gün kadar kısa olmasıdır. Bu sebeple bizim mevsimsel döngülerimiz, aylara adanan zaman aralıkları hicrî takvimde farklı ve değişkendir.

Faruk Nafiz Çamlıbel bunu şöyle anlatır1: “Hicrî yıla girdiğimizi biz esaslı olarak, Muharremin onuncu gününde anlardık. Aşure günü dediğimiz Muharremin onunda, bir hayli asır evvel Kerbelâ vakası olmuş ve son Peygamberin torunu Hz. Hüseyin şehit edilmişti. Böyle yürekler acısı bir vakanın yıldönümüne tesadüf eden bir günde, ağzımızın tadını yerine getirmek için, kazanlarda pişirilen ve kaselerle dağıtılan aşureler kâfi gelmezdi. Bu yüzden biz, hicrî yılın ilk ayına matem hazırlığı ve gözyaşlarıyla adım atardık.” Osmanlı İmparatorluğu’nda kullanılan ikinci takvim ise rumî, ya da bir başka deyişle malî takvimdi. Bu takvim, hicrî tarihin kullanılmasından sonra ortaya çıkan 10 günlük farkı yok etmek amacını taşıyordu. Rumî takvimin başlangıcı Mart ayıydı. Maaş ve ücretler rumî ay hesabıyla ödendiği için çalışanlar açısından bu takvimin

1

Salon, 1 Ocak 1950.


45

büyük önemi vardı. Bu yılbaşında yapılan tek tören ise Balıkhanede kurban kesilip, dualar okunmasından ibaretti. Ama her


46

iki yılbaşında da tatil yapılmazdı ve bu günlerin çalışanlar açısından pek özel bir önemi yoktu. O s m a n l ı İmparatorluğu’nda yaşayan Hıristiyanlar için ise, yılbaşı Noel dönemi anlamına gelirdi. Aralığın 15’inden sonra hareketlenen bu cemaat, 24 Aralık gecesini 25’e bağlayan gece İsa’nın doğuşunu kutlardı (Doğuş Yortusu ). Ortodoks Rumlar ise aynı geceye Hristuğenna adını verirlerdi. 24 Aralık gecesi çocuklar eden eve dolaşır ve -Kalanda- adlı Noel şarkıları söyleyerek İsa’nın doğuşunu kutlarlardı. Noel sabahı kilisedeki ayine gidilir, öğle saatlerinde de akrabalar, dostlar bir araya gelerek yemek yenirdi. Özellikle çocuklar için çam ağaçları süslenirdi. Yılbaşına doğru çiçek satıcılarının tezgahlarını dolduran -kokina-


47

(Rumca’da kırmızı) adlı, kırmızı taneli yeşil dallar evleri süslemede yaygın olarak kullanılırdı. Aslında dinsel açıdan pek anlam taşımayan 31 Aralık tarihi de kimi kesimlerde Hz. İsa’nın sünnet günü olarak anılırdı. Bu gecede Noel gününe benzer kutlamalar yapılırdı. Rumlar arasında geleneksel olarak yılbaşı gecesi hindi yenir, dans edilir ve eğlenilirdi. Ayrıca Sakız Adası’ndan getirilen sakızla (mastika) yapılan ve üzerinde yeni yıl yazan yuvarlak Yılbaşı Pidesi pişirmek de geleneksel bir olaydı. Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Ermeniler ise 1 Ocakta kutladıkları yılbaşına Gağant adını verirlerdi. Bütün aile 31 Aralık gecesi bir araya gelir ve gece yarısına kadar sofrada birlikte olunurdu. Zeytinyağlı yaprak ve midye dolması, hindi ve anuşabur (aşure) yılbaşı sofrasının vazgeçilmez yiyecekleriydi2.

2 Bu bilgiler çok sevdiğimiz aile dostumuz, dünya tatlısı Annik Hanım tarafından aktarılmıştır.


48

Osmanlının Hıristiyan yılbaşıya gösterdiği ilk ilgi, 1829 yılına tarihlenir. O yılbaşı, İstanbul’daki İngiliz büyükelçisi, Haliç’te bulunan bir gemide büyük bir balo verir. Baloya Osmanlı devlet adamları da çağrılır. Davetliler yatsı namazını Tersane Divanhanesi’nde kıldıktan sonra, sandallarla gemiye giderler ve sabaha kadar eğlenirler. Ertesi gün Kazasker Yahya Bey, Serasker Hüsrev Paşa’ya, katıldığı balonun ne menem bir şey olduğunu sorduğunda şu cevabı alır: “Az vakitte çok hazırlık yapmışlar. Biz baloda yapılanları bir ayda düzenleyemeyiz. Gerçi kâfir işi, fakat ne çare? Devletçe bir şey oldu, katılmak lüzum etti. Kaşık çatal gibi mekruh şeyler bile vardı.” Kazaskere böyle konuşan Paşa, İkinci Mahmut’a tersine, eğlenceleri ballandıra ballandıra anlatmış, hatta elmaslı bir çatal kaşık takımı yaptırarak armağan bile etmişti. 1856 yılında ise Sultan Abdülmecid, Fransız Elçisi tarafından düzenlenen büyük baloya gidip dans edenleri seyretmiş ve saraya memnun olarak dönmüştür.


49

Devlet katında yılbaşı gözlemleri böyleydi de, aşağı katlarda durum nasıldı? Ahmet Rasim, -evvelleri biz Türkler, yılbaşı günlerinde başımızı sokmadığımız yer kalmazdı- diye anlatmaya başlar. -Galata, Beyoğlu, kısacası Ortodoks takvimini tutan milletlerin cümlesine kendimizi davet eder, sabahlara kadar eğlenirdik.Osmanlı Döneminde üst düzey kutlamaları azdı ama şehirde durum farklıydı. Affınıza sığınarak bence konuyu en iyi anlatan paragrafı Ahmet Rasim’inden alıntılamak istiyorum3: “O ne hovardalık rezaleti, ne sefahat gecesi idi!.. Aşağıda, yukarıda ne kadar her gazino, her kahve, her koltuk [küçük meyhane] bir kumarhane. Her sokakta çalgı, saz eğlentisi, çengi, köçek… Her evin odasında bir ziyafet sofrası. Üstünde hindiler, yemişler, rakılar, biralar, etrafında türlü türlü erkekler… Evin birinden çık ötekine

3

Ahmet Rasim, Evvelki Yılbaşılar, (1926).


50

gir… Kumarhanenin birinde yutul, ötekinde kazan!.. Fuhşa sarhoşluğa ait hangi ve kaç türlü vasıta varsa hepsi ayakta; bildiğimiz karnavallar, yahut eski Roma’nın satürnalleri [Saturnus şenlikleri] buralarda akşamleyin dirilir sabahleyin can çekişirdi. Armonik, çığırtma, lâvtadan ibaret Yenişehir bandoları, zilsiz tefli lâternalar, kemençesi kucağında bir iki udla kabasaz, yanında fırt fırt sümüğünü çeker nakkarecisi, zurna, klârnet, keriz alayı, bunların önünde çiftetelli oynar kopuk takımı, sürt Allah kerimdir, sokak sokak gezilir. Kâh kapılardan coşan karı kümeleri yol keserler, tepsiler içinide susuz, mezesiz rakılar dağıtırlar; öyle anlar olurdu ki bütün sokağı dolduran kalabalık, bir evden içeri dolar; yine bir an olurdu ki, bir yükselme kuvvetiyle, evlerden birkaçı birdenbire boşalırdı.” 1926 yılı resmen rumî takvimi bırakıp miladî takvimi geçtiğimiz yıl olduğu için konumuz açısından özel bir önem taşımaktadır. (Aslında bu değişikliğin kökenleri Meşrutiyete kadar uzanmaktadır. Ama o tarihte Miladî takvi-

Ahmet Rasim, -evvelleri biz Türkler, yılbaşı günlerinde başımızı sokmadığımız yer kalmazdıdiye anlatmaya başlar. -Galata, Beyoğlu, kısacası Ortodoks takvimini tutan milletlerin cümlesine kendimizi davet eder, sabahlara kadar eğlenirdik.-


51

me geçiş, geleneklere uygun görülmediği için kabul edilmemişti. O dönemde daha yılbaşını izleyen gün, yani 1 Ocak tatil değildi. Ama 1926 yılını 1927’ye bağlayan gün bir tesadüf eseri olarak, hafta sonu tatiline, yani Cuma’ya denk gelmişti. Yapılan yılbaşı eğlenceleri büyük ilgi gördü ve sabaha kadar eğlenildi. Elektrik İdaresi de ilk kez o gece, saat tam 12’de kentin bütün ışıklarını bir dakika söndürme geleneğini başlattı. Ertesi yıl, İstanbul’un yılbaşı gecesi, özellikleri şanslarını kumarda denemek isteyenler için özel bir önem taşıyordu. Eğlence yerlerini dolup taşıyordu, ama o yıl Yıldız Sarayı da bir kumarhane olarak işletilmeye başlanmıştı. İşletmeci Senyör Maryosera bu özel gün için rulet masaları kurmuştu. İstanbul tarihinde bir gecede, hem de hiç bir yasal kısıtlama olmadan bu denli kumar oynandığı herhalde olmamıştı. 1935 yılında, Başvekil İnönü imzasıyla Millet Meclisi’ne sunulan Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun Tasarısında, bütün medeni milletlerce tatil günü olarak kabul edilen 31 Aralık öğleden sonrasıyla 1 Ocak günlerinin uygulanmakta olan tatil günlerine eklenmesi teklif edildi. Kanunun kabulüyle, hem ulusal bir eksiğimiz giderildi, hem de yılbaşı geceleri sabahlayanların resmen uyuyabilmeleri sağlandı! NOT: Bu sene 1 Muharrem, 18 Aralık 2009 tarihine denk gelmektedir. Bilginize.


52

PASTACI

yazı ve fotoğraf AYŞEM ÖZTAŞ


Yemek.Nâme

Işıklar, çiçekler, ziller ve bilumum süsler... Ne zaman yılbaşı gelse, içimdeki yaramaz çocuğun tavrı bir farklılaşıyor. Yılbaşı süslerini gördüğünde onları tatlıya çevirmek için planlar yaparken buluyorum onu. Işıklar, çiçekler, ziller ve bilumum süsler... Acaba diyorum; yumurta, un ve şeker ile buluştursam onları nasıl reçetelere ulaşırım? Cevaplar için buyrun Yemek. Name’nin sayfalarına…

53


54

PASTACI

Profiterol dağı Malzemeler 3 yumurta (oda sıcaklığında) 3/4 su bardağı su 1 su bardağı un 6 yemek kaşığı tereyağ veya margarin 1 çimdik tuz Krema için: 4 adet yumurta sarısı ¾ su bardağı toz şeker ¼ su bardağı un 1 çay kaşığı vanilya özü 1 + ½ su bardağı süt Sos için; 200gr Bitter Kuvertür Çikolata (eritilmiş) Profiterollerden hazırlanmış bir dağ desek…


12 kişilik Hazırlanma Süresi: 20 dk Pişme Süresi: 25 dk + 10 dk Servis Süresi: 3 saat

Yemek.Nâme

55


56

Hazırlanışı

01 Fırın 200 derece fanlı olarak ön ısıtma yapılır.

02 Ocak üzerinde ısıya

dayanıklı bir kabın içine su ve tereyağ veya margarine konur ve kaynamaya başlayıncaya kadar karıştırılır. Ocaktan alınır ve üzerine elenmiş un ilave edilerek karışıma yedirilir.

03 Unlu karışım tekrar ocak üzerinde alınır ve düşük ısıda 2 dakika kadar karıştırılır. Pişen hamur kabın yan yüzeylerine kalıntı bırakmadan toparlanıyorsa, kıvamı olmuş demektir. Ocak üzerinden alınarak yumurtalar eklenmek üzere tezgaha alınır.


57

04 Ayrı kapta çırpılmış

olan 3 adet yumurta azar azar bu karışıma ilave edilir. Yumurtalar eklendikten ve karıştırıldıktan sonar hamur parlak ve yoğun bir görüntüye sahip olacaktır. Bu karışım oda sıcaklığında soğumaya bırakılır.

05 Yağlı kağıt serilmiş

tepsi üzerine, soğumuş hamurdan birer tatlı kaşığı büyüklüğünde hamur topları yerleştirilir ve ön ısıtma yapılan fırında 25 dakika, üzeri kızarıncaya kadar pişirilir. Sure sonunda fırından çıkarılır ve dikkatlice üstlerinden ufak birer kapakçık kesilir ve bu şekilde fırına tekrar verilir. 10 dakika sonar fırından alınarak, soğuması için tel ızgaraya alınır.


58

06 Krema için yumurta

ve şeker bir kabın içinde mikser yardımı ile çırpılır. Un ve vanilya ilave edilir. Diğer tarafta ocak üzerinde ısıtılmış olan süt, bu karışıma azar azar ilave edilir. Tamamlandığında karışım ocak üzerine alınır ve koyulaşıncaya kadar pişirilir. Süre sonunda tezgaha alınır ve soğutulur.

07 Soğumuş

profiterollerin içine krema, özel bir uçla doldurulur ve kapaklar üzerine kapatılır. Servis tabağına alınır. Üzerine eritilmiş çikolata dökülür ve ikinci kat için profiteroller yerleştirilir. Tamamlandıktan sonar şeker hamurundan kesilmiş kar taneleri ile süslenir. Servise hazırdır.


59


60

PASTACI

Çikolatalı Mus Tart Malzemeler Tart hamuru için; 2 adet yumurta sarısı (oda sıcaklığında) 3/4 su bardağı toz şeker 1 + ½ su bardağı un 6 yemek kaşığı tereyağ veya margarin 1 çimdik tuz 2 yemek kaşığı soğuk su Çikolatalı Mus Kreması için; 400gr Bitter Kuvertür Çikolata (ufak doğranmış halde) 125 gr tereyağ veya margarin 5 adet yumurta (oda sıcaklığında, beyaz ve sarıları ayrılmış halde) 1 su bardağı toz şeker ¾ su bardağı süt kreması Hazırlanışı

01 Fırın 190 derecede fanlı olarak ön ısıtma yapılır. 02 Tart hamurunun bütün malzemesi

yoğurulur ve dinlenmesi için yaklaşık yarım saat buzdolabında dinlendirilir.


25cm’lik kalıp / 12 kişilik Hazırlanma Süresi: 20 dk Pişme Süresi: 15 dk + 15 dk + 20 dk Servis Süresi: 12 saat

Yemek.Nâme

61


62

PASTACI


63

03 Diğer tarafta ocak üzerinde tereyağ veya margarin ile çikolata bir kabın içinde eritilir ve soğuması için tezgaha alınır.

04 Dinlenen hamur, hafif unlanmış tezgahta

0,5cm’lik kalınlıkta olacak şekilde açılır ve kalıbın içine yerleştirirlir. Tabanı çatal ile delinir ve üzerine folyo serilir. Ağırlık olması amacıyla nohut veya fasulye ile birlikte fırında 15 dakika pişirilir. Süre sonunda fırından çıkarılan kalıbın içindeki folyo, kullanılan ağırlık malzemesi ile birlikte alınır ve fırın ısısı 180 dereceye düşürülür. Bu şekilde 10-15 dk daha pişirilir.

05 Tart hamurunun ikinci tur pişmesi sırasında

kreması hazırlanır. Yumurta sarıları ve to şeker mikser yardımı ile çırpılır. Rengi açıldığında içine krema ve çikolatalı karışım ilave edilir. Diğer tarafta yumurta beyazları kar haline getirilir ve bu karışım içine azar azar ilave edilir. Elde edilen mus kreması pişmiş olan tart hamurunun içine dökülür ve 180 derece sıcaklıkta olan fırında 25 dakika pişirilir. Süre sonunda fırından çıkarılır. Oda sıcaklığında soğutulduktan sonar buzdolabında 12 saat bekletilir. Servise hazırdır.


64

PASTACI

New York Stili Cheesecake Malzemeler 1 adet yumurta sarısı (oda sıcaklığında) 2 adet yumurta 800gr Labne Peynir 1 + ½ su bardağı toz şeker ¼ su bardağı süt kreması 1 adet limon kabuğu rendesi 1,5 yemek kaşığı un (slime) Taban için; ¾ su bardağı Yulaflı Kurabiye kırıntısı ¼ su bardağı eritilmiş tereyağ veya margarin

Hazırlanışı;

01 İlk once Cheesecake’in tabanı hazırlanacaktır. Ufalanmış

bisküvi ile eritilmiş yağ karıştırılarak kalıbın tabanına bastırılarak yerleştirilir. Buzdolabında donması için bekletilir.

02 Fırın 260 derecede ön ısıtma yapılır. 03 Peynir ile toz şeker birlikte çırpılır. Yumurtalar tek

tek ilave edilir. İyice karıştırıldıktan sonra un ve krema ile birlikte limon kabuğu rendesi ilave edilir. Kalıba dökülmeye hazır hale gelmiş olacaktır.

04 Buzdolabından çıkarılan kalıbın içine yerleştirilen hamur,

fırına yerleştirilir. 260 derecede 10 dakika pişirilir ve sure sonunda fırın sıcaklığı 100 dereceye düşürülür. Bu sıcaklıkta 1 saat pişirilir. Süre sonunda fırından çıkarılarak tel ızgaraya alınır ve soğuyana kadar bekletilir. Tam soğuma gerçekleştikten sonra buzdolabına kaldırılır ve ertesi gün servise hazır hale gelecektir.


21cm’lik kalıp / 10 kişilik Hazırlanma Süresi: 20 dk Pişme Süresi: 1 saat Servis Süresi: 12 saat

Yemek.Nâme

65


66

PASTACI

Haşhaşlı Lamington Rulosu Malzemeler 3 adet yumurta (oda sıcaklığında) 3/4 su bardağı toz şeker 1 su bardağı kendinden kabaran un***(self-raising flour) 2,5 yemek kaşığı sıcak süt 1 yemek kaşığı dolusu haşhaş (opsiyonel) Krema için: 200ml Süt Kreması 250 gr Bitter Kuvertür Çikolata ***Self-raising flour (kendinden kabaran un): Özellikle yabancı kitaplarda geçen bu un türü, kek undan farklıdır. Un, hamur kabartma tozu ve tuz içeren bu un türünü evde hazırlanabilen versiyonu için ölçü: 1 cup self-raising flour = 1cup / 150 gr un + 2 teaspoon / 5gr hamur kabartma tozu + 1/8 teaspoon / 1 çimdik tuz Hazırlanışı

01 Fırın 180 derecede fanlı olarak ön ısıtma yapılır. Yaklaşık 25cm*30cm’lik bir dikdörtgen kalıp, tek kat yağlı kalıp ile kaplanır. Yan yüzeylerinde yağlı kağıt ile kaplanmasında fayda var.

02 Yumurtalar mikserde renkleri dönünceye kadar ve hafif kremamsı hale gelinceye kadar çırpılır.


10 kişilik Hazırlanma Süresi: 30 dk Pişme Süresi: 12 dk + Soğutma süresi Servis Süresi: 6 saat - 24 saat

Yemek.Nâme

67


68

03

Azar azar şeker bu karışıma ilave edilir ve şeker taneleri kaybolana kadar çırpılmaya devam edilir.

04

Çırpma işlemi devam ederken diğer tarafta 3 defa (önemli hem de çok...) elenmiş un, hamur kabartma tozu hazırlanır ve süt ısıtılır. Bu aşamada yukarda belirtiğim gibi tarifteki unu kendim hazırladım. Un, formüldeki un oranından az olduğu için; 110gr una, bir çimdik hamur kabartma tozu ve tuzu ilave ettim.

05

Yumurta ve şeker ile hazırlanan kremaya elenmiş un ve kaynar haldeki süt ilave edilerek spatula ile havalandırarak karıştırılır. Bu noktada Ufuk’un tavsiyesi ile 1 yemek kaşığı haşhaş ilave ettim. Arzu edilirse bu haşhaş aşamasını atlayabilirsiniz.

06 Hazır olan kek hamuru yağlı kağıt kaplı kalıba alınır. Burdaki

bir diğer önemli nokta kek hamurunun mümkün olduğu kadar düzgün kalıba dökülmesi. Kek pişerken içinde yağ olmadığı için yayılmıyor. Sadece yukarı doğru kabarıyor. Yani engebeli yüzey, piştiğinde de gene engebeli oluyor. İşte en düzgün yüzeyi elde etmenin çözümü; sıkma torbasına kek hamurunu doldurup, kalıba birbirine paralel düz çizgiler halinde sıkmak. Hazırlanan kalıp ön ısıtma yapılmış fırında tamtamına 12 dakika pişirilir. Süre sonunda üstü kızarmış olarak yağlı kağıt serpilmiş tel ızgaraya ters yüz edilir.

07 Bu aşamada krema hazırlanacaktır. Süt kreması ocak üzerinde kaynamasına izin verilmeden ısıtılır ve


69

üzerine ufak şekilde doğranmış çikolata ilave edilir. Ocaktan alınır. Tezgah üzerinde çikolata parçaları eriyinceye kadar karıştırılır. Soğumaya bırakılır.

08 Soğuk kekin üzerine daha önceden hazırlanmış ve

soğutulmuş krema sürülür ve hafif sertleşmesiyle uzun tarafından sarılmaya başlanıyor. Kek yumuşaklığı sizi tereddütte bırakmasın. Herhangi bir yırtılma olmadan kolayca sarabilirsiniz. Bu sarma işleminden sonra bütün ruloyu streç filme sarıp, buzdolabında dinlenmeye aldım. Minimum 2 saat sonra servise alabilceğiniz kekin asıl lezzetine 24 saat sonra ulaşabilirsiniz.

2009 ile vedalaşmak lazım artık. Analizler, durum değerlendirmeleri, listeler, hepsini ama hepsini bu sene bir tarafa bırakın. Işıkların güzelliğine bırakın kendinizi, renklerin çoşkusu bulaşsın üzerinize. Ağzınızın tadı hep yerinde olsun dileği ile… Sevgiler ve saygılar... ALIŞVERİŞ: Kuvertür Çikolata, şeker hamuru, kalıplar: www.pastamalzemeleri.com


70

MUTFAK SIRLARI yazı-fotoğraf NİLAY TULUM

01

FIRINDA TAVUK VE PİLAV Nar gibi kızrmış tavuğun püf noktaları.


Yemek.Nâme

Yılbaşı gecesi sofranıza lezzet katacak tarifler.

02

KIRMIZI BİBER SARMASI Hızlıca hazırlanacak lezzetli bir meze..

03

FIRINDA KABAK TATLISI Yılbaşı denilince akla gelen ilk tatlı....

71


72

01

Fırında tavuk ve pilav MALZEMELER

Tavuk için: 1 adet fırın torbası 1 adet orta boy soğan Tuz Pilav için: 2 su bardağı pilavlık pirinç

3 su bardağı sıcak su yada et-tavuk suyu 4 yemek kaşığı tereyağı 1 su bardağı haşlanmış nohut 1 tablet et bulyon

HAZIRLANIŞI

01 Tavuğu güzelce yıkayın ve tuzlayarak fırın poşetinin içine alın.

02 Soğanı ikiye bölün ve tavuğun yanına koyarak

poşetin ağzını bağlayıp üzerine bir kaç delik açın.

03 180 derece fırında nar gibi olana kadar kızartın. 04 Bu arada pirinci ılık su ile süzgeç içinde 2-3 kez yıkayın. 05 Bir kaba ılık su doldurun ve pirinçleri içinde 10-15 dk dinlendirin.

06 Tereyağını pilav tenceresine alın ve kızdırın, içine iyice süzdüğünüz pirinçleri ekleyerek pirinçler tane tane olana kadar kavurun.

07 3 su bardağı sıcak suyu ve ezdiğiniz bulyonu ekleyerek karıştırın.

08 Son olarak haşlanmış nohutları ekleyerek tencerenin kapağını kapatın.

09 Önce harlı ateşte üzeri delik delik olana kadar

pişirin ve altını kısın, tamamne suyunu çekince altını kapatarak demlenmeye bırakın.

10 Servis tabağına pilavı koyup üzerine tavuğu yerleştirerek servis edin.


Yemek.N창me

73


74

02

Kırmızı biber sarması MALZEMELER 8 adet dolmalık kırmızı biber 1 su bardağı beyaz peynir 2 yemek kaşığı dövülmüş ceviz 4-5 sap maydanoz Nane Kırmızı pul biber Sarma sayısı kadar kürdan Hazırlanışı

01 Biberleri fırının ızgarasında közleyin. 02 Soğuyunca kabuklarını soyun, boyuna 2 parçaya ayırın ve çekirdeklerini çıkartın.

03 Peynir, ceviz ve diğer iç malzemesini bir tabakta çatalla ezerek iyice karıştırın.

04 Hazırladığınız biberleri aynı sigara

böreği üçgenleri gibi geniş tarafı size gelecek şekilde tezgaha yayın.

05 Biberin geniş tarafına 1 tatlı kaşığı

hazırladığınız içten koyun ve rulo yapın.

06 Rulolarınızın açılmaması için kürdan takın. 07 Servis tabağına alın, isteğe göre biraz

zeytinyağı ve sarımsaklı sirke ile servis yapın.


Yemek.N창me

75


76

03

Fırında kabak tatlısı MALZEMELER 1 kg. ayıklanmış bal kabağı 2,5 su bardağı toz şeker File çam fıstığı yada dövülmüş ceviz Hazırlanışı

01 Bal kabaklarını 3-4 cm

kalınlığında dilimleyin ve borcama aralık kalmayacak şekilde dizin.

02 Üzerine tüm şekeri yayın, 03 180 derece önceden ısıtılmış

fırında 25 dk. fırınlayın ve kabakların diğer yüzünü çevirerek 20 dakika daha fırınlayın.

04 Ilıkken servis tabağına alın.


Yemek.N창me

77


78

EL İŞİ

yazı ve fotoğraf İPEK TUNÇBİLEK

Yeni Yıl Kartları, Yeni Yıl Dilekleri A r al ı k ay ı n ı n ba şında k u r u l u r d u s ı r a sır a k a rt p o s ta l c ı lar şehrin m e r k e z i n e . Ü ç beş a r k a d a ş to pa rl anıp o k a rt p o s tal cıl arın t e l t e l ka rt l ıkl arının ö n ün e g i d e r dik e l l e r i m i z d e harçlıkl ar. E n s i m l i s i n d e n, en r e n k l i s i n d e n kartl arı s e ç e r d i k e l d i venli ellerimizle.


Yemek.N창me

79


80


Yemek.Nâme

Aralık ayının başında kurulurdu sıra sıra kartpostalcılar şehrin merkezine. Üç beş arkadaş toparlanıp o kartpostalcıların tel tel kartlıklarının önüne giderdik ellerimizde harçlıklar. En simlisinden, en renklisinden kartları seçerdik eldivenli ellerimizle. Adres defterlerimiz vardı o zaman, o defterdeki insan sayısınca alınırdı kartlar ve zarflar. Hatta pullar... Eve döner, en klişesinden yeni yıl dileklerimizi bir bir yazardık en güzel yazımızla. “Sevgili Anneanne ve Dedeciğim, Yeni yılınızı en içten dileklerimle kutlar, sağlık, mutluluk ve huzur dilerim. Sevgiler, Torununuz İpek” Şimdi anlıyorum ki o klişeleşmiş ardı ardına sıralanan kelimeler, şu hayattan beklediğim en önemli dilekler hakikaten. İşte bu sene geçmişimdem çıkarttığım bir alışkanlığı tekrar masa üstüne yatırdım. Tebrik kartı alışkanlığını. Önce insanlardan posta

81


82

adreslerini toparladım. Sonra Ali’yle beraber masanın başına oturdum. Kırpık kumaş parçaları ile simli pullardan kartlar yaptım, aslında ben kestim Ali yapıştırdı. Çok da eğlendik.

Neler mi kull andık ? Es k i kumaş par ç a l a r ı , hediye k ağ ı t artıkl arı, k eç e, simli pull a r , fistol ar... . Ne mi yaptı k ? Sadece kes t i k ve yapıştır d ı k . Siz de yapabilirsiniz. Hem çocuğunuzla hoş bir vakit geçirmiş olacacak hem de sevdiklerinize posta kutularında fatura dışında yüzlerini gülümsetecek bir hoşluk bırakmış olacaksınız.


Yemek.Nâme

Henüz arkalarına tebrik dileklerimizi yazmadım ama sanırım 12 yaşında ne yazıyorduysam aynılarını yazacağım.

Herkese sağlık, mutluluk ve huzurla dolu bir yıl dilerim.

83


84


Yemek.N창me

85


86

PÜF NOKTALARI

Misafirleriniz gelmeden önce mutfağınızdaki yemek kokusunu gidermek için ocakta defne yaprağı, limon kabuğu ya da kekik yakabilirsiniz.


Yemek.Nâme

Tavuk etinizin daha iyi kızarması için yarım saat kadar önce limon ile ovmanız gerekir.

87


4 kişilik

88

DÜNYA MUTFAKLARI

yazı FUNDA IŞIK fotoğraf CEM VEDAT IŞIK

AVUSTRALYA Dünya üzerindeki coğrafi konumu nedeniyle yeni yıla ilk giren ülke olan Avustralya’nın geleneksel yemeklerinden seçmeler var bu ay mönümüzde. Bu pratik tariflerle yeni yıl sofranızı kolaylıkla süsleyebilirsiniz. Hepinizin yeni yılı kutlu olsun, bu yıl tüm dilekleriniz gerçek olsun...

Kıymalı Pay (Meat Pie) MALZEMELER 2 yemek kaşığı zeytinyağı 1 soğan (minik minik doğranmış) 400 gram kıyma 1 yemek kaşığı mısır nişastası 1 su bardağı su 1 yemek kaşığı domates salçası 1 yemek kaşığı Worchestershire sosu 1 çay kaşığı tuz 1 çay kaşığı karabiber 8 yaprak milföy hamuru 1 adet yumurtanın sarısı hazırlanışı

01 Bir tavada zeytinyağını kızdırın. Üzerine

soğanı ekleyerek birkaç dakika, soğanın rengi saydamlaşıncaya kadar kavurun.

02 Kıymayı ekleyin, yaklaşık 10 dakika boyunca kavurmaya devam edin.

03 Üzerine salçayı ve Worchestershire sosunu ekleyin, karıştırın.

04 Bir bardakta nişastayı ve suyu iyice

karıştırın ve kıymanın üzerine ekleyin.


89


90

DÜNYA MUTFAKLARI

05 Tuzu ve karabiberi de ekledikten sonra, 5 dakika daha karıştırarak pişirin ve ateşten alın.

06 Milföy hamurlarının 4 tanesini, 4 adet porsiyonluk fırın kabına taban olarak yayın.

07 Üzerlerine hazırladığınız

kıymalı dolguyu ekleyin.


Yemek.Nâme

08 Kabın kenarlarından görünen hamurun üzerine,

kapatacağınız diğer hamurun yapışması için su sürün.

09 Üzerlerine birer adet milföy hamurunu yayın ve su

sürdüğünüz kenarlarından, çatalla bastırarak yapıştırın.

10 Üzerlerine yumurta sarısı sürün. 11 Payları önceden ısıttıınız 220ºC’lik fırında 20 – 25 dakika boyunca, üzerleri kızarana kadar pişirin.

12 Yanlarında ketçapla sıcak olarak servis edin.

91


92


10-12 KİŞİLİK

DÜNYA MUTFAKLARI

Lamington Kekleri MALZEMELER Kek için: 2 su bardağı un 80 gram tereyağı (eritilmiş) 1 su bardağı şeker 1 çimdik tuz ½ su bardağı süt 2 adet yumurta 1 paket kabartma tozu 1 paket vanilya Kaplama için: 1 su bardağı süt 2 yemek kaşığı tereyağı 3 yemek kaşığı toz kakao 1 su bardağı pudra şekeri Hindistan cevizi rendesi hazırlanışı

01 Kek için unu, tereyağını,

şekeri, tuzu, sütü, yumurtayı bir kap içinde karıştırın.

02 Üzerine vanilyayı ve kabartma

tozunu ekleyerek mikserle çırpın.

Yemek.Nâme

93


94


Yemek.Nâme

95

03 Karışımı, tereyağı ile yağladığınız kare ya da dikdörtgen şeklindeki düz bir kalıba boşaltarak, önceden ısıttığınız 180ºC’lik fırında 30 dakika boyunca, üzeri hafifçe çatlayıp kızarana kadar pişirin.

04 Pişirdiğiniz keki

soğumaya bırakın.

05 Kaplama için sütü, tereyağını,

toz kakaoyu ve pudra şekerini bir kapta kaynayıncaya kadar karıştırarak ısıtın.

06 Karışım kaynadıktan sonra ateşten alın.

07 Soğumuş olan keki, 3

cm’lik kenarlara sahip küpler şekinde kesin.

08 Ilık haldeki kakaolu karışıma

batırarak etrafını kaplayın, daha sonra da hindistan cevizi rendesine bulayarak servis edin.


96

DÜNYA MUTFAKLARI

4 kişilik

Tarçınlı Sıcak Çikolata MALZEMELER 4 çay fincanı süt 1 çay kaşığı vanilya 1 çay kaşığı tarçın 1 çay fincanı damla çikolata 4 çay kaşığı toz kakao hazırlanışı

01 Sütü, vanilyayı ve tarçını bir kapta kaynayıncaya kadar ısıtın.

02 Üzerine çikolatayı ekleyin ve eriyinceye kadar karıştırın.

03 Karışımı bardaklara boşaltın ve üzerlerine toz kakao ekleyerek servis edin.


97


98

YENİ BİR ŞEYLER

hisseli tatlar

Doritos, Hisseli Tatlar Kampanyası sloganıyla yeni lezzetleri ürün portföyüne katmaya çalışıyor. Doritos’un yeni tadını sen bul satışının %1’ine ortak ol!


Yemek.Nâme

99

Ayvalık ve Edremit bölgesinin en kaliteli “sızma” zeytinyağlarından seçilerek en gelişmiş teknolojiyle üretilen ve ambalajlanan Zeytin İskelesi en çok 0,8 asitli Naturel Sızma, Organik Naturel Sızma ve en çok 2,0 asitli Naturel Birinci olmak üzere 3 çeşidiyle tüketiciyle buluşuyor.

zeytin iskelesi geleneksel çorbalar Piyale, Türk mutfağının eskimeyen lezzetlerini tüketicilerle buluşturuyor. “Geleneksel Çorba” grubunun ilk ürünleri “Gendime” Çorbası ve “Erişteli” Çorba, sofrada doğal lezzet arayanların tercihi olacak.



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.