ya nıt Fazladan Bir Telefon. Aslına bakarsanız, burada “doğru” yanıt diye bir şey yok. Ama dürüstseniz ve böyle bir şey de gerçekten olsa eminim ona ikinci, yani bedavaya gelen telefonu verirsiniz, değil mi? Eğer öyleyse zahmet gerekçelendirmesi etkisinin bir örneğini sergiliyorsunuz demektir. Buna göre, uğruna çaba sarf ettiğimiz bir şeye (onun aynısı olan!) ucuz ya da bedava şeylere verdiğimiz değerden çok daha fazlasını veririz. Ama örneğimizdekine benzer durumlarda bu, mantıksal bir yanılgıdır: Hangi telefonu kendinize ayırdığınız ve hangisini verdiğiniz arasında kesinlikle fark yoktur. Aynı hatayı güvercinler de yapar. Güvercinler öyle eğitiliyor ki hem kırmızı hem de yeşil bir düğmenin, yeme iki saniyelik erişimi mümkün kıldığını öğrenebiliyorlar. Ama asıl püf noktası şu: Kırmızı düğmeye erişebilmek için beyaz düğmeyi bir kez, yeşil düğmeye erişebilmek için de yirmi kez gagalamaları gerekiyor. Sonunda güvercinlere, beyaz düğmeyi gagalama zorunluluğu olmadan kırmızı ve yeşil düğmeler arasında özgürce seçim yapma şansı tanınıyor. Hangisini seçiyorlar dersiniz? Evet, elde etmek için genellikle uğruna büyük çaba harcamaları gereken düğmeyi. Her ikisi de (tıpkı telefon örneğinde olduğu gibi) tümüyle aynı işi gördüğü halde. Hangi Konser? Bu sefer doğru bir yanıt var: En sevdiğiniz grubun konserine gideceksiniz, o kadar. Diğer grubun konserine gitmeye karar verirseniz batık maliyet etkisi altındasınız demektir. 150 sterlinlik biletle epeyce bir para “batırdığınız” için, onu çöpe atmaya gönlünüz elvermiyor. Ve bu da bir yanılgı. Geçmişin konuyla ilgisi yok; ne yaparsanız yapın, o 150 sterlin geri gelmeyecek. Tercih ettiğiniz konsere gönül rahatlığıyla gidebilirsiniz. Ve yine güvercinler (ayrıca sığırcıklar) de aynı yanılgıya düşüyor. Bir güvercinin yeşil düğmeyi önceden on kez gagalamış olduğunu düşünün. Yiyecek ödülünü kazanmak için şimdi de yeşil düğmeyi yirmi kez daha gagalaması ya da kırmızı düğmeyi “sıfırdan” on kez gagalaması gerekiyor. Kırmızı düğmeye yönelerek kendisini on gagalamalık bir zahmetten kurtarabileceği halde, yeşil düğme 38 · b i r ödü l u ğ r u n a
için “batırdığı” on gagalamayı heba etmemek adına, güvercin yeşil düğmeye davranıyor. Zor Karar. Birinci satıcı, gerçekte on beş sağlam kupa, ikincisi de aynı fiyata on iki kupa sunmuş size. Sırf eve hepsini birden taşıyıp üçünü sonradan atmak gibi önemsiz bir zahmetten kurtulmak adına ikinci satıcıyı yeğlemek için deli olmanız gerek. Tercihiniz buysa, daha az, daha çoktur ilkesi etkisindesiniz demektir (yani, daha az sayıda sağlam kupa alarak daha çok değer kazandığınızı düşünmektesiniz). Bu da bir yanılgıdır. Daha az, daha çok değildir. Daha çok ancak daha çoktur. Yanılgının nedeni, insanların yargıya varırken, ortalamaya bütün üzerinden varmalarıdır. Örneğin, bir çalışmada katılımcılar bir hamburgerde 734 kalori ama hamburger artı üç kereviz sapında (olabilecek en acıklı hamburger menüsü) 619 kalori olduğu tahmininde bulunmuşlardı (ve hayır, bir kereviz sapı yemekle 38,3 kalori yaktıklarını düşünmüyorlardı!). Doğru tahmin ettiniz: Güvercinler de aynı yanılgıya düşer. Tek başına bezelye ile bezelye artı süpürge darısı (görece tatsız bir tahıl) arasında seçme şansı tanınan güvercinler, seçimlerini bezelyeden yana kullanır (önceden aç bırakılmamış olmaları koşuluyla; aç bırakıldıklarında menü seçeneğini tercih ederler). Köpekler de benzer şekilde bir peynir parçasını, peynir artı havuç ödülüne, makak maymunları ise üzümü, üzüm artı yeşil fasulyeye yeğler. Bunun nedeni bezelye, havuç ya da yeşil fasulyeden nefret etmeleri değildir; hepsi birlikte sunulduğunda onları da yerler. Mesele güvercinlerin, köpeklerin ve maymunların tıpkı insan gibi, azın daha çok olduğunu düşünmeleridir. Hangisi Suçlu? Eğer yüzde 80 dediyseniz, temel oran ihmali adı verilen durumun etkisi altındasınız ve belirli bir anda yoldaki kızıl taksi/turkuaz taksi temel oranını (yüzde 85’e karşılık yüzde 15) ihmal ediyorsunuz demektir. Tanık ortaya çıkmadan önce, kızıl taksinin suçlu olma olasılığı yüzde 50 değil, yüzde 85 idi. Doğru yanıt yüzde 41’dir. Dört olasılığın hepsi için bir olasılık hesabı yapalım (gerçi bizi asıl ilgilendiren, yalnızca son ikisi): •• Tanık, arabayı doğru bir biçimde kızıl olarak betimliyor (yüzde 80 doğruluk oranı × yüzde 85 kızıl araba oranı = yüzde 68). bi r ö dü l u ğ r u n a · 3 9