6
Amazon Macerası Mary Pope Osborne
İllüstrasyonlar: Sal Murdocca Çeviri: Duygu Dalgakıran
Giriş
Bir yaz günü Dragos’taki Rüzgârlı Dere Ormanı’nda gizemli bir ağaç evi belirdi. Sekiz yaşındaki Tim ve yedi yaşındaki kız kardeşi Lea ağaç evine tırmandılar. Ev, kitaplarla doluydu. Tim ve Lea çok geçmeden ağaç evinin sihirli olduğunu fark ettiler. Ağaç evi onları kitaplardaki yerlere götürebiliyordu. Tek yapmaları gereken, kitaptaki bir resmi gösterip oraya gitmeyi dilemekti. Tim ve Lea bu sayede dinozorların, şövalyelerin, piramitlerin, korsanların ve ninjaların zamanına gittiler.
1
Yolculukları sırasında ağaç evinin Morgan le Fay’e ait olduğunu keşfettiler. Morgan, Kral Arthur’un zamanında yaşamış, sihirli güçleri olan bir kütüphaneciydi. Zaman ve mekânda yolculuk ederek kitaplar topluyordu. Son maceraları Ninjaların Gecesi’nde Tim ve Lea, Morgan’a sihir yapıldığını öğrendiler. Onu kurtarmak için dört parçaya ihtiyaçları vardı. Eski Japonya’da aradıkları ilk parçayı buldular: bir mercan taşı. Şimdiyse Tim ve Lea ikinci parçayı aramaya koyulmak üzereler. Hem de Amazon Macerası’nda…
2
1 Fıstık Nerede?
“Çabuk ol Tim!” diye bağırdı Lea. Lea, Dragos Ormanları’na doğru koştu. Tim de peşinden gitti. “Hâlâ burada!” diye seslendi Lea. Tim, Lea’ya yetişti. Lea meşe ağacının hemen yanında duruyordu. Tim başını kaldırıp baktı. Sihirli ağaç evi akşamüstü güneşi altında parlıyordu. “Geliyoruz Fıstık!” diye seslendi Lea. İp merdiveni yakaladı ve tırmanmaya başladı.
3
Tim de peşinden gitti. Tırmandılar, tırmandılar, sonunda ağaç evine çıktılar. “Fıstık?” diye seslendi Lea. Tim sırt çantasını çıkardı ve etrafa baktı. Güneş ışığı kitap yığınına vuruyordu; ninjalar, korsanlar, mumyalar, şövalyeler ve dinozorlar hakkındaki kitaplar yığınına. M harfi, ağaç evinin ahşap zemininde parlıyordu. Morgan le Fay’in M’si… “Fıstık’ın burada olduğunu sanmıyorum,” dedi Tim. “Peki nerede bu kız?” dedi Lea. “Dişi olduğunu nereden biliyorsun?” diye sordu Tim. “Biliyorum işte,” dedi Lea. Tim bir of çekti. Viyk! Lea güldü. “Bak, Tim!” Küçük pembe bir çorap yerde kıpırdıyordu.
4
Önceki gün Lea çorabını Fıstık’a yatak yapmıştı. Lea topak halindeki çorabı eline aldı. Viyk.
5
Kahverengi ve beyaz tüylü bir fare çorabın içinden başını uzattı. Kocaman gözleriyle önce Lea’ya sonra Tim’e baktı. Tim gülerek, “Merhaba Fıstık,” dedi. “Bugün bize yine yardım edecek misin?” diye sordu Lea. Eski Japonya’da kaybolduklarında Fıstık onlara yardım etmişti. “Morgan’a ulaşmak için üç parça daha bulmamız gerek,” dedi Lea. Tim gözlüklerini düzeltti. “Önce nereden başlayacağımızı gösteren bir ipucu bulmalıyız,” dedi. “Bil bakalım ne buldum,” dedi Lea. “Ne?” diye sordu Tim. “Fazla uzağa bakmamıza gerek yok,” diye yanıtladı Lea ağaç evinin köşesini göstererek. Açık bir kitap, orada, karanlık bir köşede duruyordu.
6
2 Büyük Böcekler
“Vay canına,” dedi Tim kitabı eline alırken. “Dün ninja kitabı açıktı. Bugünse bu. Peki kim açıyor bunları?” Tim kitabı kapatıp kapağına baktı. Kapakta yemyeşil bir orman resmi vardı. Ağaçlar upuzun ve sık sıktı. Sadece
iki
sözcük
yazılıydı:
Ormanları. “Vay canına,” dedi Tim. “Olamaz,” dedi Lea. “Sorun ne?” diye sordu Tim.
7
Yağmur
“Yağmur ormanlarını okulda işlemiştik,” dedi Lea. “Kocaman böceklerle ve örümceklerle dolu.” “Biliyorum,” dedi Tim. “Yarısının adı bile konmamış daha.” “Çok korkutucu,” dedi Lea. “Hiç de bile, harika,” dedi Tim. Yağmur ormanlarında bir sürü not almak istiyordu. Belki daha önce keşfedilmemiş birkaç böceğe isim bile verebilirdi. “Harika mı?” dedi Lea ürpererek. “Anlamıyorum,” dedi Tim. “Dinozorlardan korkmuyordun.” “Ne olmuş?” “Şatoların muhafızlarından ve mumya hayaletinden de korkmuyordun.” “Yani?” “Korsanlardan ve ninjalardan da korkmadın.” “Eee?”
8
“Yani gerçekten korkutucu olan şeylerin hiçbirinden korkmadın. Ama küçücük böceklerden ve örümceklerden korkuyorsun.” “Yani?” Tim derin bir iç geçirdi. “Dinle,” dedi, “Morgan’a yardım etmek için oraya gitmeliyiz. Kitap bu yüzden açıktı.” “Biliyorum,” dedi Lea kaşlarını çatarak. “Ayrıca yağmur ormanlarını yok ediyorlar. Çok geç olmadan görmek istemez misin?” Lea derin bir nefes aldı ve yavaşça evet anlamında başını salladı. “Tamam, öyleyse gidelim,” dedi Tim. Kitabı tekrar açtı. Masmavi gökyüzünün, yemyeşil yaprakların ve pırıl pırıl parlayan çiçeklerin olduğu resmi gösterdi. “Buraya gitmeyi diliyorum,” dedi. Rüzgâr esmeye başladı. Viyk.
9
“Burada kal Fıstık,” dedi Lea fareyi cebine koyarken. Rüzgâr esti ve ağaç evi dönmeye başladı. Tim gözlerini sıkıca kapadı. Rüzgâr uğulduyordu. Ağaç evi giderek daha hızlı dönüyordu. Sonra her şey durdu. Tamamen durdu. Doğanın sesi sessizliği bozdu. Vrak vrak! Vııızz! Cik! Cik!
11