AİDİYET,GÖÇ ve TARIMIN ŞEHRİ KULU SEMPOZYUMU BİLDİRİLERİ 19-21 Ekim 2012, Kulu Türkiye, Kulu Belediyesi – Selçuk Üniversitesi
İlkçağda Kulu ve Çevresi Prof.Dr.Hasan Bahar1 Bölgenin Tarihi Coğrafyası: Konya‟ya 150 km. kuzeyinde yer alan Kulu ilçesi Anakara-Konya karayolu üzerinde yer alır. İlçe toprakları, Tuz Gölü‟nün batısında Anadolu‟nun kuzey-güney, doğu ve batı yolları üzerinde önemli bir kavşak noktasındadır(Hrt 1). Tarihöncesinden itibaren birçok yerleşmeye sahne olan bu alan(Hrt 2) Hititler zamanında Zallara2 bölgesinde yer almış olmalıdır(Hrt 3). Roma döneminde Kinna olarak bilinen3 Yaraşlı ise Hititler zamanında Şalluşa olduğu kabul edilmektedir4. Kulu ve çevresi daha sonra Frigler Çağında Frigya; Hellenistik ve Roma döneminde ise bölgeye M.Ö.III. yüzyılda Avrupa‟dan gelen Galat göçlerinden dolayı Galatya adını almıştı (M.Ö.278/277)5. Orta Kızılırmak ve Sakarya Havzası arasında yerleşen Tektosaglar, Trokmeler ve Tolistoboiler‟den oluşmaktaydı. Güneyde Kulu çevresine kadar yayılan Tolistobaglar Ankara civarında, Trokmeler Kızılırmak doğusunda, Tolistoboglar ise Ankara‟nın batısında Eskişehir‟deki Pessinus(Ballıhisar)6 ve Gordion(Yassıhöyük) çevrelerine iskân olmuşlardı7. Bölge Tuz ve Tuz Gölünün Tarihi: Ancak bölgeye tarihöncesinden itibaren binlerce yıldır ekonomik bir değer ve güzellik kazandıran Tuz Gölü ile tarihi bir bütünlük içindedir(Resim1,26-28). Tuz insanlık tarihinin ilk dönemlerden itibaren sadece insan yiyeceklerini tuzlamak için kullanılmamış hayvanların iştahını artırmak ve daha çok süt ve et sağlamak için hayvanlara da yediriliyordu. Günümüzde çobanlar hala Tuzla denilen taşlar üzerine tuz dökerek hayvanlara tuz yalatırlar. Hititler hayvana yaz otlamasına, yaylak ya da yaylaya lapan(a) kullanırken tuzla ya da tuzlaklara, tuz yalatmaya da lapan(a) :lapan(a)- diyorlardı. 1
Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi, hbahar@selcuk.edu.tr, hasbahar@yahoo.com. Garstang-Gurney 1959, Ertem 1973, 161,del Monte –Tischler 1978, 488-489, 64,Gurney 1986,221, del Monte 1992, 190 3 Calder 1956. 4 Gurney 1992,220-222 5 ,Mitchell 1993a,13-15,map 2, Kaya 2005, 20. 6 Strabon XII,V.1-4,Pessinus: (Yunanca: Πεσσινούς veya Πισσινούς), Ankara-Eskişehir karayolu üzerinde Sivrihisar'ın 16 km güneyindeki Ballıhisar'da bulunmaktadır. 7 Mitchell 1993a,51; Kaya 2005,59. 2
Önemli bir tuzlak ya da tuz yalama yeri Šarmana idi(Harita 3). Burasının Cihanbeyli olduğunu düşünüyoruz8. Tuz yiyecek olarak kullanmanın yanında eski Mısırlılarda olduğu gibi
mumyalamada da kullanılır. Hititlerde tuzlamak anlamında kullanılan Mummia- günümüzde kullanılan mumyalamak sözüne oldukça yakındır. Doğumlarda da insanlar tuzlanırdı. Bu tuzlama ile insanların ileride başına gelebilecek yara ve berelerden korurdu. Turşu, peynir ve salamura benzeri yiyecekler tuzlama ile korunurken; deri ve kiriş gibi mamuller de tuzlanarak korunurdu. Tarih boyunca insanların vazgeçilmezi olan tuzun elde edildiği tuz gölü de kuşkusuz önemini bin yıllar boyu korumuştur. Tuz Gölü için Hititler šalli lapani :waniya:
9
diyorlardı, Romalılar Tatta olarak
adlandırmışlardır. Tuz Gölü‟nün batısındaki ağaçsız Roma dönemi yazarlarında çöl anlamında Axylon olarak adlandırılmaktadır10.(Hrt 4). Bölge ve Tuz Gölü hakkında Roma dönemi coğrafyacısı Amasyalı Strabon şu canlı tasviri yapmaktadır (XII.568.4): “Galatia’dan sonra güneye doğru Tatta gölü gelir. Bu göl Morimene yakınında Büyük Kappadokia boyunca uzanır fakat Büyük Phrygia’nın bir parçasıdır. Bundan sonra da büyük bir kısmı Amyntas’a ait olan ve Tauroslara kadar uzanan bölge gelir. Tatta gölü doğal bir tuzla havuzudur; içine sokulan şeyin etrafında su o kadar çabuk donar ki buradaki insanlar ipten yapılmış halkaları içine soktuktan kısa bir zaman sonra tuzdan çelenkler şeklinde çıkarırlar; ve tuzun çökmesinden dolayı kanatları suya dokunan kuşlar hemen oraya düşerler ve bu suretle yakalanırlar” Onun bu sözlerinden bölgenin Büyük Frigya‟nın bir parçası olduğu anlaşılmaktadır. M.Ö.1200 yıllarında Balkanlardan gelen Trak kökenli halklardan Frigler Sakarya ve çevresinde M.Ö.VIII. yüzyılda büyük bir devlet kurmuşlardı. M.Ö.V yüzyılda Herodot Halys‟in (Kızılırmak) batısındaki toprakları genel anlamda Frigya olarak adlandırmayı sürdürür(I 72). Kuşkusuz bu özelliğinin yanında ilçenin doğusunda bulunan Tuz Gölü‟nden istihsal edilen tuz, tarih öncesinden itibaren insanların değişik faaliyetlerinde yer etmiştir(Resim 1). Tuz Gölü çevresinde Neolitik Çağ‟dan itibaren görülen birçoğu höyük şeklinde görülen eski yerleşimlerin(Hrt 3) başlıca fonksiyonu tuz üretim ve dağıtımı ile ilgili olmalıdır11.(Resim 30).
8
Bahar vd. 1996,Harita 1; Bahar 2005.Moga 2009. Moga 2009.187 10 Strabon XII.568 9
11
Erdoğdu-Fazlıoğlu 2006, Erdoğdu –Özbaşaran 2008, 189-203;.Moga 2009,175-213.
Bölgedeki İlk Bilimsel Araştırmalar ve Yerleşimler: Bölge XIX. Yüzyıl sonlarında Ramsay12 ve Anderson‟un13 epigrafik çalışmaları dikkati çekmektedir. Daha sonra XX. yüzyıl başlarında Calder‟in14 çalışmaları görülür. Tuz Gölünün batısında Axylos olarak bilinen Haymana-Cihanbeyli-Amorion(Bolvadin-Bayat arası)-Laodikea Katakumene(Ladik-Sarayönü) Tabula Peutinger‟in Roma yol haritası paralelinde yapılan bu araştırmalarda bölgenin M.S. IV. yüzyıla kadar döneminde Frig Kültürü üzerine Gallik ve Greko-Romen bir kültür karışımı olduğu kendini göstermektedir. Özellikle bu dönemde bölgede Frig Men Tanrısı ve Kybele Ana Tanrıça kültünün yaygınlığı dikkat çekcidir. Bölgede IV. Yüzyıla kadar bir Hristiyanlaşma süreci görülürken bu Hristiyan kültürün montaist merkezden farklı herektik Novatianlar gibi düşüncelerin özellikle Ladik‟te olduğu gibi gelişmeler görülür15. Bölgede XX. Yüzyılın ilk yarısında görüle epigrafik çalışmaları jeolojik ve prehistorik çalışmalar izlemiştir. 1938 yılında Tuz Gölü‟nün doğusunda Şevket Aziz Kansu‟nun yaptığı çalışmalar ile başlamıştır. Onun yaptığı çalışmalar Tuzgölü‟nün
doğusunda gerçekleşmiştir. Belki de
doğuda Aksaray, Niğde ve Nevhşehir çevresindeki Hasandağı ve Acıgöl gibi zengin obsidyen yataklarının varlığı araştırmaları ve kazıları bu yöne yoğunlaştırmıştır. Daha sonra bölgede yapılan Acemhöyük, Aşıklı ve Güvercinkaya gibi kazılar bölgedeki araştırmaları yoğunlaştırmıştır. Bu nedenle bölgede Orta Paleolitik Çağdan itibaren yerleşmeler görülmüştür16. Tuzgölü‟nün batısında ise ilk araştırmalar 1939 yılında H. Kleinsorge‟un jeolojik araştırmaları ile başlamıştır. MTA adına yapılan çalışmalarda Tuz Gölü‟nün batsında tespit ettiği Cihanbeyli Bolluk köyü kenarındaki Ilıcapınar yerleşmesi17 daha sonraki 1950‟li yıllar sonrasında arkeolojik yüzey araştırması olarak J.Mellaart, K.Bittel, I.A.Todd, D.French ve 1998‟de de S.Omura18 çalışmalar yapmıştır. Çatalhöyük Neolitiği Tuz ihtiyacını Ilıcapınar aracılığıyla yapmış olmalıdır19. Çatalhöyük kazılarında dünyanın ilk tuzluğu denilebilecek kilden bir tuzluk bulunmuştur(Resim 30).
12
Ramsay 1960. Anderson 1899a-b 14 Calder 1956. 15 Mitchell 1993b. 16 Erdoğu-Başaran 2008. 17 H.N.Pamir çev.; MTA Raporları: http://www.mta.gov.tr/v2.0/dairebaskanliklari/bdt/kutuphane/mtadergi/20_7.pdf 18 http://www.tayproject.org/TAYages.fm$Retrieve?CagNo=1382&html=ages_detail_t.html&layout=web, Mellaart 1958,Omura 1999. 19 Mellaart 1958. 13
1990-98 yılları arasında ise Kaman Kalehöyük kazı başkanı S.Omuro bölgede yüzey araştırmaları çalışmalar yapmıştır. Onun araştırmaları ile Neolitik Celep Çatalhöyük 2 yerleşmesi tespit edilmiştir. S.Omura bölgede yaklaşık 10 araştırma sezonu çalışmaları sonucunda Tuz Gölü‟nün doğusunda yoğun olarak gördüğü Neolitik yerleşmenin bu bölgede birden bire kesilmesinden söz etmektedir20. Bu durum bölgedeki çalışmalarımızda bizim dikkatimizi çekmiştir. 1994 yılından itibaren bölgede 2000, 2005 ve 2012 yılları arasında kısa süreli yaptığımız araştırma gezilerinde daha önce bilinenlerin dışında Kalkolitik Çağ‟dan öncesine giden yerleşimler tespit edilememiştir. Bu durum belki de maden öncesi dönemde çok önemli obsidyen kaynaklarının Tuz Gölü‟nün doğu kesiminde yoğun olmasındandır. Batı kesimindeki yerleşimler sadece tuz ticareti ve ziraat ile izah edilebilir. İlk Yazılı Tarih Belgelerine Göre Bölgede Tuz: Akkadlar:Nitekim Anadolu ile ilgili ilk yazılı belgelerden biri de tuz alımı için gelen Akkadlı tüccarların Sargon‟a yazdıkları mektuptur. Mezopotamyalıların daha sonra Asur Ticaret Kolonileri Çağında(M.Ö.1950-M.Ö.1750)da bölgeye tuz ticareti için geldikleri Tuz Gölü çevresindeki yerleşmelerde görülen çanak çömlek kültürlerinden anlaşılmaktadır. Hititler:M.Ö.II. bin yılda bölgeye hakim olan Hititler de tuzla ilgili bölgede faaliyetleri olduğu höyüklerin bir kısmında onlara ait görülen çanak çömlek parçalarından anlaşılmaktadır. Hitit yazılı belgelerinde de Sumerce MUN ve Akkadça TABTU/TABATU isimleri kullanılırken tuzlamak anlamında ise Hititçe Mummia-
tabirini kullanmışlardır21. Akkadça
EQUEL TÃBİTİ olarak Tuzluk alanlar22 adlandırılırken Hititlerde Tuz Gölü‟nden šalli lapani :waniya: söz edilmektedir23. Bölgeye M.Ö.1560 yıllarında egemen olan Hititler tuz istihsalinin yanında Batı Anadolu‟daki Arzawa Konfedarasyonu ile ilişkilerinde bu bölgedeki yolları kullanmışlardır. Eski Hitit Krallığı döneminde kral Telepinuş kendinden önceki Hitit krallarının tahta geçişlerini anlatırken Hitit devletinin kuruluş aşamasında I. Labarnaş‟ın yönetimi ve ele geçirdiği kentlerden söz eder: “Bir zamanlar Labarna kraldı; ve o zaman oğulları, kardeşleri, kendi kanından olanlar, akrabaları ve askerleri birleştiler. Ve ülke küçüktü; fakat her nereye savaşmaya gittiyse, düşmanlarının topraklarına kudretiyle egemen oldu. Ülkeleri yerle bir etti, onları 20
Omura 1999, 25-30. Erkut. 1990,1. 22 Moga 2009 23 Moga 2009.187 21
güçsüz bıraktı ve denizi topraklarına sınır yaptı. Ve savaştan geri döndüğünde oğullarının her biri
ülkenin
bir
yerine,
Hupişna’ya(Ereğli),
Tuwanuwa’ya(Bor-Kemerhisar),
Nenaşşa’ya(Aksaray Çevresi), Landa’ya(Karaman), Zallara’ya(Tuz Gölü’nün Batısı;Kulu ve Cihanbeyli), Parşuhanda’ya(Konya Karahöyük ya da Aksaray Acemhöyük) ve Luşna’ya(antik Lystra-Hatunsaray) gittiler ve ülkeyi yönettiler ve büyük kentler zenginleşti(?)”24. Bilim adamları tarafından Hititler zamanında Zallara25. olarak bilinen Kulu ve Cihanbeyli çevresinin yanı sıra, Tuz istihsali yapılan Šarmana26 Cihanbeyli olabilir. Tuz Gölü‟nün doğusundaki Harziuna27(Şereflikoçhisar?), bölgenin batısında bulunan Eskişehir‟e ait Sivrihisar çevresinin Šallapa28 olduğu konusunda görüşleri bulunmaktadır29. Ancak henüz kesin yeri belli olmayan bu yerin Hititlerin başkenti ile Batı Anadolu arasında en uygun geçiş alanı olan Tuzgölü çevresinde dolayısıyla Kulu çevresinde aranabilir. Šallapa Hititlerin batı Anadolu‟daki Arzawa ülkelerine yapmış oldukları seferlerinde bir hareket üssü olarak kullanılmaktaydı30. Hitit krallarından II. Murşiliş, Masa ülkesi kralı Maşuiluwa Ayaklanmasında bölgedeki Akşehir-Ilgın çevresini içine alan Pitaşşa‟yı da ayaklandırmaya çalışması üzerine Šallapa’ya(Yaraşlı) gelmiştir.
Antlaşma için
Maşuiluwa‟yı buraya çağırmış ancak o gelmemiştir. Bunun üzerine yapılan savaşta Suriye‟den gelen kardeşinin orduları ile burada birleşerek batıya sefer yapmıştır. Daha sonraki dönemlerde de Güney Batı Anadolu‟ya yapılan seferlerde IV. Tuthalia‟nın Ilgın Yalburt hattını kullanıldığı düşünülürse Hattuşaş(Boğazköy)-Tuzgölü çevresinin bu dönemde etkin bir rol aldığı görülür31. 1986 yılında Boğazköy‟de bulunan Hitit Kralı IV. Tuthalia ve amcasının oğlu olan Tarhuntaşşa Kralı Kurunta arasındaki antlaşma metninde Šarmana kentinin tuz kayalığından söz edilir(StBoTB 1 II 8 ve II 14). Bu antlaşma metninde buradaki tuz hakları (:lapanaliyanza)32 daha önce IV.Tuthalia‟nın babası olan III. Hattuşiliş tarafından yeğeni 24
Garstang-Gurney 1959,63.;Gurney 1990,29;Kınal 1987,85. Garstang-Gurney 1959, Ertem 1973, 161,del Monte –Tischler 1978, 488-489, 64,Gurney 1986,221, del Monte 1992, 190,. 26 URU . Ša -a-ar-ma-na-an StBoTB 1 II 8, URU. Ša-a-ar-ma-na StBoTB 1 II 14; Del Monte 1992,142, 27 Del Monte Tischler 1978, 92-93, İç Anadolu‟da yer alan Harziuna Aşağı Ülke, Zallara ve Hulaya ile komşu idi.Gurney 1992, 219.Bu nedenle Tuz Gölü‟nün doğusunda Eskil-Şereflikoçhisar arasında bir yer olmalıdır. 28 Burasını Garstang, Kınal ve Garstang-Gurney Sivrihisar‟da gösterirken, E.Cavaignac Konya‟da, Goetze Konya yakınında F.Cornelius (=Šalpa=Selme,Akşehir‟de)göstermiştir.Bkz. Del Monte Tischler 1978. 333 Selme ise antik Selmea olup bugünkü Gözören‟dir.Bkz. Calder 1956,52-55. Ancak J.Mellaart önceleri Sivrihisar‟da gösterirken daha sonra burasını Kulu Yaraşlı‟da göstermiştir.Bkz. Gurney 1992, 220-222, J.Summers‟ın Demir Çağı yerleşmesi olarak belirttiği(Summers 1992) kalede daha sonraki araştırmacılar Hitit yerleşmesinden söz etmektedirler;Strober 2008. 29 Del Monte Tischler 1978, 92-93 30 Bryce 2005,102,150,194,212,291 31 Bahar vd.1996,39-64. 32 Moga 2009 25
Tarhuntaşşa Kralı Ulmi Teşub (Kurunta)‟a bırakıldığı gibi bu kez de IV. Tuthalia tarafından amcasının oğlu Tahuntaşşa Kralı Kurunta‟ya bırakıldığından söz edilir. Bu da gösterir ki merkezi Hitit İmaparatorluğu ile başkenti Konya Hatip olan Tarhuntaşşa Eyaletinin sınırları adından Šarmana’yı (Cihanbeyli Çevresi?) olarak söz edilen bölgeyi içine alıyordu. Bu nedenle en azından Arzawa‟ya karşı Muwattaliş tarafından tampon bir eyalet olarak kurulan ve III.Hattuşiliş ve Onun oğlu IV.Tuthalia zamanında varlığına göz yumulan Tarhuntaşşa Eyaleti Tuz Gölü‟nün güney ve batı kesimlerine sahip olmalıydı(Harita 3). Tuzgölü‟nün doğu kesimine göre batı kesiminde Hitit yerleşimlerinin sayısı az olmasına rağmen bölgedeki yüzey araştırmaları ile 10 civarında yerleşme tespit edilmiştir: Bunlar Karapınar H., Küçük Hüseyin T. I, Pazarözü Yaylası Mezarlıktepe, Şahanın H., Yunak Yaylası H., Bahadırlı H(Resim 7)., Bahçehisar H., Bozan H(Resim 5)., Celep H., Güzel yayla, Kırkkuyu H.(Resim 9),(Bkz. Tablo ) Hitit İmparatorluğu M.Ö.1200 yıllarında batıdan gelen Ege Göçleri ile yıkılıp tarih sahnesinden çekilince, bölgeye Trakya‟dan gelen Frigler yerleştiler. Anadolu‟nun bu bölgesinde dört yüz yıl kadar Hititlerden arta kalan boylar ve yeni gelen göçmenler hareket halinde göçüp durdular. Bu dönemle ilgili bölgede Zincirli Höyük‟te bulunmuş Geç Hititlere ait bir bazalt kabartma Konya Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir(Resim 25). Frigler: Ancak M.Ö. VIII. yüzyılın başlarında Frigler Gordios‟un oğlu Midas önderliğinde bir devlet kurdular.
Sakarya‟nın yukarı havzasındaki Gordion‟u kendilerine merkez yaptılar. Bu
tarihlerden itibaren, Kulu‟nun da içinde bulunduğu bu bölge, Bizans döneminin ortalarına kadar Galatlar gibi sonradan gelen yeni göçler olmasına rağmen Frig etkilerini sürdürdü33. Frig Dili Batı‟da Bandırma yakınlarında Daskyleion‟da, doğuda Yozgat yakınlarında Kerkenes Dağ‟da ve güneyde Antalya Elmalı Ovası‟ndaki Bayındır‟da konuşuluyordu 34. Hitit çanak çömlek kültürü de bu alanda yayılmıştı. Çanak çömlek kültürünün Sakarya ve Kızılırmak havzalarında yaygın olmasının yanında güneydoğuda Konya çevresinde de yaygınlık gösterdiği araştırmalarda ortaya konmuştur35. Kırkkuyu Mezarı: Kulu ilçesinin 25 km. kuzey doğusunda Kırkkuyu Köyü sınırları içinde, köyün 3 km. kuzey doğusunda Seydikulak mevkiinde Seydikulak Höyüğünün 600 m. doğusundaki eteğindedir(Resim 9-10,26).
33
Calder 1956,Mitchell 1993b. Devries 2012, 46. 35 Bahar 1999. 34
N 39˚03.491‟ E 033˚14.480 ‟ El 973 Bir çobanın koyununu düşmesi sonucu fark ettiği söylenilen yer altı mezar odası tarafımıza bölgedeki araştırmalarımız sırasında Kulu İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından ihbar edilmiştir. Mezar odasındaki incelememizde odanın kist bir zemin altına kazılarak yapılmış güney-kuzey yönünde uzunluk (955 cm.) ve genişlik 162 cm. mevcut yükseklik 1.50 cm.(üstü göçtüğü zemin toprak dolmuştu) güney cephede büyükçe olmak üzere bir sunu nişi, doğu yönde de daha küçük sunu nişleri bulunmaktadır, doğu yönde iki mezar odası vardır. Odalar arasında bir panoda başı hizasında sağda ve solda iki güneş simgesi ve sağ elinde hayat ağacı ve sol elinde bir yılan (?) ve sol üstte svastika, ve bir güneş ve alt kesimde zarf şeklinde bir simge vardır(Resim 11-19). Doğu yöndeki mezar odaları ise kuzeydeki 181 cm. uzunluk 171 cm genişlik, kapı girişi 105 cm. genişlik ve koridor uzunluğu 77 cm., güneyde olan ikinci oda ise 115 cm genişlikte bir kapıdan girilerek 73 cm. bir koridor uzunluğundan sonra 188 cm. X 188 cm.lik bir odaya giriliyor. Odanın doğu yönünde ölü sunuları için bir niş vardır.
dikdörtgen bir giriş
odası ve bu odanın doğu yönünde kemerli kapılar ile girilen iki adet mezar odası vardır(Resim 11-19). Bu odalar sert toprak zemin içine kazıldıktan sonra beyaz astar toprak sıva yapılmış ve bu zemin üzerine kırmızı aşı boyası ile resimler yapılmıştır. En dikkat çekici olanı dikdörtgen giriş odasının doğu kesiminde mezar odalarının girişleri arasındaki pano kesimdeki resimdir. Bu panonun merkezinde ayakta kollarını yana yukarı açmış bir erkek resmi cepheden resmedilmiş ve sol elinde yılan ya da bir yazı malzemesi kuş tüyü(?) sağ elinde de bir hayat ağacı tutmaktadır(Resim 12-13). Başının iki yanında iki adet güneş simgesi çizilmiştir. Sol üst köşede bir svastika (gamalı haç)(Resim 18) ve bunun alt kesiminde kapalı bir zarf(Resim 12,19) şeklinde simge bulunmaktadır. Kuşkusuz bu panoda işlenen güneş(resim 12,13,17), hayat ağacı(Resim 12-13), sivastika(Resim 18) ve yılan resimlerinin Paleolitik Çağ‟dan itibaren 15 bin yıllık geniş zaman diliminde değişik şekillerde olarak kullanılmıştır. Kuşkusuz bunlar içinde her birinin birbirine yakın ya da ayrı farklı yorumları bulunmaktadır. Ancak burada bir mezar olması nedeniyle ahret ve ölümsüzlük simgesi ortak bir payda görünmektedir. Yerel bir özellik göstermesinden dolayı bu resimleri tarihlemek oldukça güçtür. Mezarda yapılacak bir kazı ve içinde bulunacak sunuların tarihlemesi de bu alanın
tarihlemesine
yardımcı
olacaktır.
Ancak
yetkili
kurullarla
görüşülmesine
rağmen
henüz(10.11.20.12) kazılar başlamamıştır. Özellikle bu simgeler içinde svastika motifi(Resim 18) Geç Paleolitik Çağdan günümüze kadar değişik bölge ve kültürlerde kullanılmaktadır36. Ancak bizim buradaki sivastika simgesi yapım şekli bakımından Gordion‟da Büyük Tümülüs ve MM Tümülüsünde bulunan yemekle masaları ve yine Gordion P tümülüsünde bulunan ahşap paravan37 ve de Ankara –Eskişehir Yolu üzerindeki Feharet Çeşmesi içindeki İkiz Kybele kabartmasındaki svastika kabartmasındaki38 benzerlik gösterir. Ayrıca burada yerel basit çizimlere rağmen insan resmi, hayat ağacı ve güneş simgeleri Frig resim sanatının izlerini taşımaktadır39. Bu nedenle bu mezardaki sanatı Frig sanatı ile ilişkili görmekle birlikte mezar odasının yapısı daha geç dönemdeki bölgedeki mezar anıtları ile mukayese edilebileceğinden40 bu M.S. II. Yüzyıla ait olabilecek bu resimleri Geç Frig sanatı içinde ele almanın uygun olacaktır41(Resim 11-21). Burada, son günlerde mezarı ziyaret eden meraklılar tarafından karıştırılmış oldukları ve bir insana ait olduğu kuvvetle muhtemel olan
atıl mış kemik parçalarından
anlaşılmaktadır(Resim 20). Buradaki bir çömleğe ait dip parçası tam bir profil vermediği için tarihleme vermemiş olsa da hamur ve yapım tekniği Helenistik-Roma dönemini yansıtmaktadır(Resim 31). Bölgede yapılan epigrafik araştırmaların da gösterdiği bölgede Frig kültürü IV. Yzüyıla kadar yoğun bir şekilde süreklilik göstermektedir. Buradaki erkek figürü daha öce bölgedeki mezar taşlarında görülen Frig tanrısı Men kabartmalarına da benzerlik gösterir. Bu nedenle bu kabartma Men kültürü ile bağlantılı olmalıdır42.
36
“ Hristiyanlıktan en az 8-10 bin yıl önce ortaya çıkan haç ve çarkıfelek simgelerinin ana coğrafyasını bugün tespit etmek çok zordur(Багдасаров, 2001; Смирнова, 2006, s. 10). Bunlar yüzyıllar boyuncaçok sayıda kültür tarafından kullanılan ve tam anlamıyla evrensel niteliğesahip simge ve motifler olmuştur. Güneşin ve ateşin en erken işaretleriolan haç ve çarkıfelek motifinin bereket, ışık, uğur, mutluluk, yaşam,oluşum, hayat gücü gibi çok olumlu anlamlar taşıdığı, dünyanın vedevranın temel ilkesi ile sürekli dönüşümünü ve değişimini simgelediği bilinmektedir. Belli tarihlere kadar tüm kültürlerin ortak malı sayılabilenbu simgelerin çeşitli yorum ve uygulamaları çok farklı malzemelerüzerinde yapılmış, Antik Yunan ustaları ise bu zenginliğe kendine has yeni ve özgün bir ivme eklemişlerdir”.Avşar 2010,137 37 Uçankuş 2012,89,Işık 2012, 61, 38 Aydın 2012. 39 Uçankuş 2002, Haspels 1971. 4040 Frigya vadisi denilen Afyon ,Kütahya ve Eskişehir arasınadki Köhnüş vadisindeki geç Frig mezar odaları kayalara yapılmış olmakla birlikte benzerlik göstermektedir. Burada mezar odalarının şekli ve kayalara yapılmış süslemelerin Kırkkuyu‟daki kopyaları gibirdirHaspels 1971. 41 Kulu‟da 2012 yılı yaptığımız yüzey araştırmaları sırasında Kulu İlçesi Garnizon Komutanının ekibimize verdiği bir ihbar sonucu 22. Eylül 2012 yılında yaptığımız incelemeler sonucu tarafımızdan bu mezarların Roma dönemi Hristiyanlık öncesi pagan bir inancı yansıttığı ve daha çok Frig etkili bir kült olduğu kanaatine varılmıştır. Bkz. Resimler.. 42 Aderson 1899 no 221.
Ancak Frigler siyasal olarak Kimmer istilası ile yaklaşık olarak M.Ö.690 yılında bu bölgeden Afyon, Kütahya ve Eskişehir‟in dağlık bölgesine çekildiler. Lidyalılar: Manisa‟nın Salihli‟de bulunan Sardes‟i kendilerine başkent seçen Lidyalılar bölgedeki Kimmerleri çıkararak doğuda Kızılırmak‟a kadar bir devlet kurdular. Kızılırmak bir süre Lidyalılar ile Medler arasında sınır konumunu sürdürmüştür(M.Ö.585). Daha sonra İran‟da Med yönetimine son veren Persler M:Ö.547 yılında Lidya‟nın başkenti Sardes‟i ele geçirerek bölgeye egemen oldular. Persler ülke yönetiminde birçok satraplıklar kurmuşlardı. Anadolu‟da Büyük Frigya, Kappadokya ve Lidya Satraplıklarını kurdular. Herodot‟tan edindiğimiz bilgilere göre Kızılırmak çevresinin önce Lidyalılar ile Medlerin daha sonra da Lidyalılar ile Perslerin arasında bir sınır hattı, hatta bir savaş bölgesi olduğu anlaşılır. Kuşkusuz Lidyalılar ile Medler arasında yapılan savaşların en bilineni, aralarında beş yıl süren savaş sırasında güneş tutulması üzerine, taraflar bu savaşı tanrıların istemediği şeklinde yorumlayarak bir barış imzalamalarıdır(Herodot I 74). Bu antlaşmada Kızılırmak Medler ile Lidyalılar arasında sınır kabul edilmiştir(M.Ö.585). Bu antlaşma üzerine bir süre Lidyalılar ile Medler arasında bir savaş olmamış ancak İran‟daki taht mücadeleleri ve Medlerden Perslerin yönetimi gele geçirdiği dönemde Lidya kralı Kroisos Kızılırmak‟ı aşarak Pteria‟da43 bir kent kurmuştur(I 76). Ancak kısa bir süre sonra Pers kralı Kyros bölgeye gelmiş ve Lidya ve Pers orduları burada karşılaşmıştır. İlk günkü savaşta yenen yenilen belli olmamakla birlikte ordusunun azlığından bir sonraki günkü savaşı kaybedeceğinden endişe duyan Lidya kralı Kroisos Sardes‟e geri çekilerek Persleri burada karşılamayı ve savaşı daha savunmalı olan burada yapmayı planlamıştır. Bilindiği gibi Lidyalıları takip eden Persler Sardes‟te karşılaşmışlar önce ovadaki savaşı kazanan Persler daha sonra uzun kuşatmalar sonrası Sardes kalesini ele geçirerek Lidya devletine son vermişlerdir(M.Ö..546)44. Bu savaşlardan sonra Büyük İskender‟in bölgeyi ele geçirdiği M.Ö.333 tarihine kadar Kulu ve çevresi de 213 yıllık bir Pers(Akamenid) yönetiminde kalmıştır.
43
Pteria‟nın bugünkü yeri Yozgat Kerkenes Dağı olduğu düşünülmektedir.Bkz. G.Summers-F.Summers, http://www.kerkenes.metu.edu.tr/kerk2/17downlds/KNewsPdf/knews2011.pdf; http://v3.arkitera.com/h13691kayip-sehir-pteria-yozgatta.html, Arkeolojik kazılarla Kerkenes Dağı‟nın aslında Frigler Çağından itibaren önemli bir yerleşme olduğu ortaya çıkmıştır. 44 Herodot I 76-92.
Persler: Persler Orta Asya‟dan Makedonya‟ya, Mısır‟dan Kafkasya‟ya kadar uzanan geniş imparatorluklarını bir nevi eyalet olan satraplıklarla yönettiler. Kulu çevresi Kuzey Batı Anadolu‟da Manyas Gölü kenarında Daskyleion (Ergili) Eyaleti içinde yer aldı. Tarihçiler demokrasinin beşiği olarak gördükleri Yunanistan‟ın düşmanı saydıkları Perslerin tarihine mesafeli kaldılar. Onlara göre Persler Mezopotamya uygarlıkları olan Sumer, Akad, Asur ve Babil uygarlıklarının da yok edicileri görüldü. Bu nedenle Anadolu‟da yahlaşık 213 yıl hüküm süren bu
uygarlıkla ilgili araştırmalar da sınırlı kaldı. Ancak son
yıllarda Daskyleion(Ergili)45, Afyon Kleneai (Tatarlı) ve Gülnar Kirşu(Meydancıkkale)46‟de yapılan çalışmalar yeni Anadolu tarihi için yeni bilgiler ortaya çıkarmaktadır47. Kulu ve çevresinin Perslerin başlangıçta Lidyalılarla olan mücadelelerinde etkin bir rolü olduğu gibi daha sonra Perslerin Batı Anadolu, Yunanistan ve Makedonya bağlantılarında rolü büyük olmuştur. Tarihte “Kral Yolu” (Herodot V) olarak bilinen Pers Yolu bugünkü Salihli‟den başlayarak doğuya doğru Gordion(Polatlı), Anakara ve buradan Tuz Gölü‟nün doğusundan güneye yönelip Torosları aşarak Çukurova üzerinden Mezopotamya‟daki Susa‟ya kadar uzanıyordu48. Büyük İskender ve Hellenistik Çağ: Büyük İskender M.Ö.334 yılında Anadolu‟ya girdi ve Batı Anadolu‟da Granikos ve güneyde İssos‟ta (M.Ö.333) Persleri büyük yenilgilere uğrattı. İskender‟in Orta Anadolu‟daki yolculuğu Gordion‟dan Ankara ve Tuzgölü‟nün doğusundan Toros Geçitlerine ve oradan da Çukurova‟daki Tarsus‟a olmuştur
49
. Ancak kendisi Hindistan seferi sonrası dönüş yolunda
Babil‟de M.Ö.323 yılında ölünce Madedonya‟dan Hindistan‟a kurmuş olduğu imparatorluk generalleri(diadoklar) arasında paylaşıldı. Kapadokya ve Bergama krallığı içinde kalan bölgeye M.Ö.270 yıllarında Galatlar geldi. Antakya merkezli Helenistik krallıklardan Selevkoslar bölgeye M.Ö.239 yılından sonra hakim oldular. Ancak M.Ö.190 yılında Selevkoslar Bergama ve Roma müttefik güçlerine Syplos Magnesia(Manisa)‟nda yenildiler. M.Ö.188 yılında yapılan Apemeia Barışı sonuçlarına göre Selevkoslar Toroslara kadar çekilerek bölgeyi Bergama‟ya bıraktı. Bölgedeki Bergama ve Roma‟ya karşı savaşan Galat Boyları da M.Ö.189/8 yılında Magaba Savaşında(Elmadağ) Galatları yenilgiye uğrattılar. Galatlar bu yenilgiye boyun 45
Maffre 2012,248-253. Casabonne 2012b,225. 47 Casabonne 2012a,184-199. 48 Bahar 2010,317. 49 Bahar 2010,364-367. 46
eğince, Romalılar M.Ö.133 yılına kadar Anadolu‟ya 50 yıl boyunca girmemişlerdir, ancak müttefikleri Bergama‟nın komşuları ile olan bütün sorunlarında onların yanında yer aldılar. Bölge M.Ö.133 yılına kadar Bergama kontrolünde yaşadı. III.Attalos ölüm döşeğinde bir vasiyetle
topraklarını
Roma‟ya
bırakınca
Romalılar
M.Ö.129
yılında
Asya
Eyaletini(Provencia Asia) kurdular. Roma Dönemi: M.Ö.64-63
yılında Pompeius Galatya Krallığını kurarak bu toprakları Deitaros‟a
bıraktı. M.Ö.I.Yüzyılın ikinci yarısı Kappadokya‟nın batısındaki Orta Anadolu bütünüyle Galat yönetimine geçmişti50. M.Ö.25 yılında Galat krallarından Amyntas‟ın güneyde Bozkır-Seydişehir arasında Suğla Gölü kıyısında Homanadlar tarafından öldürülmesi üzerine Roma İmparatoru Agustus M.Ö.25 yılında Galatya‟yı bir eyalet haline getirerek ülkesine doğrudan bağladı. Bu sırada Galatya eyaletinin sınırları güneyde Attalia(Antalya) ve Side‟ye kadar uzanmaktaydı. Ankara‟nın Galatya‟nın krallığının ve daha sonra Eyaletinin başkenti olduğu dönemlerde ve özellikle Amyntas‟ın güneyde Lykaonia ve İsauria‟daki faaliyetlerinde bölgenin kuzey güney ulaşımında etkin bir rol oynadığı açıktır. Bölgede Roma dönemi ile ilgili oldukça fazla yerleşim yeri vardır. Roma yerleşimini gösteren antik mimari ve mezar steli gibi malzemeler Kulu merkezinde de görülmektedir. Bu malzemeler yakın yerleşmelerden kimi taşınma yoluyla getirilmelidir. Roma döneminde Karapınar Mahallesi en yakın yerleşim gören yerlerden biridir, diğer taraftan Düden Gölü flamingoları ile doğal güzelliğinin yanı sıra bu bildirinin sunulduğu sempozyum ekibi ile yaptığımız gezide çevresinde çok sayıda Roma ve Bizans dönemine ait çanak çömlek malzeme görülmektedir. Demek ki kısa süreli bu türden gezilerde bile beklenmedik yüzey malzemesinin olması bölgedeki kültürel zenginliğe dikkat etmektedir. Ancak bölgede daha sistematik çalışmalar yapılmalıdır. 2012 çalışmalarımızda Kırkkuyu H(Resim 9)., Fevziye H(Resim 6). Bahadırlı H(Resim 7). ve Kırklar(Resim 8,34) Höyüklerinde Roma dönemi çanak çömlek buluntuları tespit ettik(Resim 32-35).. Karacadağ Beldesinde de Belediye bahçesinde kalker(resim 22) ve bazalt(resim 23) taşlardan yapılma mezar stelleri ve yağmur çörtenleri tespit edilmiştir.(Resim 24). Resim 22‟deki kitabe T.Drew Bear‟ın katkıları ile şu şekilde okunmuştur:
50
Kaya 2005,321.
"Nes, kendi annesi Mouna'nın ve hayatta olan babasının anılarına" (bu mezarı yaptırdı) Roma döneminde Kulu‟nun önemli bir yol güzergâhı üzerinde bulunan Drya daha sonra Bizans döneminde Kudüs‟e giden önemli bir haç yolu üzerinde olduğu görülüyor51. Galatya ile Lykaonia arasındaki yol ağında Kinna(Yaraşlı), Drya daha sonra Dryinon(Kozanlı), Perta(Gimir), Pegalla(Azak) ve Congusso(Zıvarık-Altınekin) önemli geçiş noktaları olarak görülüyor52. Epigrafik araştırmalarda Laodikeia(Ladik), Perta(Azak), Savatra(Yağlıbayat) ve Kana‟(Gene)da Keltçe isimlere karşılaşılmıştır53. Ancak bu isimler genel içinde ancak % 1 oranındadır. Bölge bu dönemde Luvi ve Frig dil etkilerini sürdüren kozmopolitik bir yapıda olmalıdır54. Tarih Öncesinden Ortaçağ Dönemine Kadar Kültürler ve Yerleşimler: Hitit dönemi öncesi ve sonrasında bölgede yerleşme görülen bazı höyükler: Bölgede Neolitik Çağ yerleşmeleri daha çok Tuz Gölü‟nün doğusunda yoğunluk kazanmıştır. Tuz Gölü‟nün güneyinde Cihanbeyli Ilıcapınar55 öteden beri bilinen Neolitik bir yerleşmedir. Celep Çatalhöyük 2 (Neolitik) ve Celep Höyüklerde Neolitik Çağ yerleşmesi tespit edilmiştir(Omura 1999.25-30), Kırkkuyu Seydikulak Höyük: Kulu‟nun 25 km. kuzey doğusunda Kırkkuyu köyünün 3 km. kuzey doğusunda yer alır(Resim 9,31-33). N 39˚03.144‟ E 033˚14.194 ‟ El 973 İTÇ., II.Bin, Geç Demir Çağı, Geç Roma çanak çömlek buluntuları görülmektedir (Bahar 2012) Fevziye Höyük: Fevziye Köyü içinde Kulu‟nun 11 km. güney doğusunda ,1 km. çapında bir merkezi olmak üzere yak. 15 m., diğerleri 2-3 m. Arasında değişen dört höyükten 51
Belke 1984. Calder 1956. 53 Kaya 2005, 321. 54 Konya Sarayönü ve Obruk çevresinde Epigraf Prof.Dr.Thomas Drew-Bear ile yaptığımız epigrafik araştırmalarda şahıs isimlerinde Luvice etkilerin devam ettiği tespit edilmiştir. 55 http://www.mta.gov.tr/v2.0/daire-baskanliklari/bdt/kutuphane/mtadergi/20_7.pdf 52
meydana gelen geniş bir yerleşim alanıdır. İTÇ., M.Ö.II.Bin, Klasik, Helenistik, Roma-Bizans keramik buluntuları vermektedir(Resim 6). N 39˚00.640‟ E 033˚09.010 ‟ El 961 (5) Bahadırlı Höyük: Kulu ilçesi Bahadırlı köyü doğusunda yer alır(Resim 7). İTÇ., M.Ö.II.bin,Demir Çağı, Helenistik, Roma keramikleri tespit edilmiştir(Resim 35). N 39˚02.451‟ E 033˚07.676 ‟ El 1006 (5) Höyüğün boyutu 100X100X25 m Kırklar Höyük(Resim 8,): Konya Ankara karayolunun doğusunda yer alır. Höyüğün doğu ve batı kesiminden toprak alınmış ve bu nedenle büyük bir tahribat görmüştür. Ayrıca doğu kesimine yol bordür taşları atılarak çöplük haline getirilmiştir. Renkli Erken Demir Çağı ve Geç Demir Çağı, Klasik, Roma ve Bizans dönemi görülür(Resim 34). N 38˚54.069‟ E 032˚59.122 ‟ El 949 (5) Karacadağ Belediyesi: Kalker ve Bazalt taşlardan yapılmış mezar stelleri ve yağmur çörteni bulunmaktadır Karacadağ Beldesinde de Belediye bahçesinde kalker(resim 22) ve bazalt(resim 23) taşlardan yapılma mezar stelleri ve yağmur çörtenleri tespit edilmiştir.(Resim 24). Resim 22‟deki kitabe T.Drew Bear‟ın katkıları ile şu şekilde okunmuştur: "Nes, kendi annesi Mouna'nın ve hayatta olan babasının anılarına" (bu mezarı yaptırdı) Bozan Höyük: Kulu‟nun 25 km. doğusunda bir höyük, 2005,2012 yılında ziyaret ettiğimiz bu höyük Tuz Gölüne oldukça yakın olup tuz ticareti ile ilgili bir höyüktür(Resim 24). M.Ö.I.Bin ikinci yarısı, erken Türk Mezarlığı(Resim 5); Bozan mezarlığını Türk dönemi olarak düşünmemize karşın buradaki höyüğün erken dönemlerde yerleşim görmüş olmasından ve yaklaşık 5 m. olan bu mezar taşları(Resim 29), menhir mezar geleneğine benzemesinden daha erkene giden menhirler olabileceği üzerinde de durulmalıdır.
Kuruhöyük (Tuzyaka
Köyü) Kulu‟nun 15 km. güneybatısında Orta ve Geç Tunç Çağı, Demir Çağı, Söğütlü Höyük(Söğütlü Yaylası) Eski, Orta Tunç Çağı ve Demir Çağı; Fevziye Höyük(Resim 6), Eski, Orta Geç Tunç ve Demir Çağları; Gürücük Höyük; Karapınar Köyü sınırları içinde Eski, Orta Geç Tunç ve Demir Çağları, Bahadırlı H.,(Resim 7) Kulu‟nun 7 km. güney doğusunda Bahadırlı Köyü sınırları içinde M.Ö.I. bin yılın ikinci yarısı ve az miktarda Eski Tunç Çağı malzemesi çanak çömlek kültürleri vermektedirler. Bunların yanı sıra bölgede Bahçehisar, Kamışlı, Kelhasan, Çöpler, Altılar, Altılar Mezarlık, Köstengi, Söğütlü, Gökmere, Kozanlı Karacaören, Küçük Hüseyin Tepesi I,II(Yazıçayırı Köyü), Çifteoluk(Yazıçayırı K.), Karahamzalı Mezarlığı, Karahamzalı ve Yastıpınar56(Harita 6) Yaraşlı: XIX. Yüzyıldan itibaren araştırmacıların dikkatini çeken antik Kinna57 ya da Hitit dönemi Şallapa58 olabilecek bu yerleşmenin bulunduğu Karacadağ çevresi daha detaylı araştırmalıdır.
1992
yılında
J.Summers‟ın
jeofizik-arkeolojik
çalışmaları
bir
süre
bırakmasından sonra59 bölgede yeni çalışmalar dikkati çekmektedir60. Çevre Kale‟de başlatılan çalışmaların kapsamlı hale getirilip kazılar yapılırsa bölgenin arkeolojik ve kültürel değerleri daha da insanların gündemine gelecektir. Sonuç olarak Kulu ve çevresi tarihöncesinden itibaren doğu-batı, güney-kuzey yollarının siyasal ve dinsel yol kavşakları açısından önemli olduğu gibi tuz istihsali için de oldukça önemlidir. Bu önemli konumuna rağmen bölgede henüz sürekli sistematik çalışmalar yapılmış değildir. Bölgede yapılacak kapsamlı yüzey araştırmaları ve kazılar bölgenin önemini daha da ortaya çıkaracaktır. Kaldı ki turizm olarak Düden Gölündeki flamingolar ve Tuzgölü‟nün tuz kültürü insanların
dikkatini
çekecek
durumdadır
ve
onlarda
kalıcı
etkiler
bırakacak
güzelliktedir(Resim 28). Diğer taraftan bölgenin Ankara ile Konya gibi iki büyük kent arasında olması eğitim kampları ve hafta sonu tatilleri için değerlendirilebilir. Ancak son yıllarda Ankara-Konya arasında faaliyeti hızlı tren projesi Kulu ve çevresinin insan hareketliliği bakımından geri planda bırakabilir Bu türden olgular için alternatif ulaşım ve konaklama olanakları bölgede
56
Bu höyükler büyük oranda S.Omura‟nın 1992-1998 yılları çalışmaları ve Öğrencimiz D.Sönmez‟in 2000 yılındaki ilkçağ‟daki Kulu ve çevresi ile ilgili danışmanlığımda yapmış olduğu bitirme tezi vesilesiyle ve 1994‟ten itibaren bölgede yaptığımız araştırmalarla ziyaret edilmiştir.. 57 Calder 1956, http://mama.csad.ox.ac.uk/monuments/MAMA-XI-234.html 58 Gurney 1992. 59 Summers 1992. 60 Özgüner 2006.
genişletilmelidir. Yoksa bölgede yabancı işçiye bağlı döviz girdileri ve sulama imkânı kısıtlı kuru tarım olanakları ile sürdürülebilir bir kalkınma görünmemektedir. Yurt dışında bulunan üçüncü nesil göçmen çocuklarının eskisi gibi sıla hasreti çektiği de söylenemez, zira geçmişte memleket hasretinin temelinde akraba ziyareti ve doğulan topraklardaki geçmiş yaşamın nostaljik hatıraları çekici idi. Şimdi ise görünen Avrupa‟nın özellikle kuzey memleketlerinde uzunca kış günlerinde aranan güneştir. Bu güneşi gençler güneyin sahillerinde bulabilmektedir, bu nedenle son yıllarda Kulu‟ya gelen tatilciler de gelmez olmuşlardır. Terk edilen bir kent olamadan, geçmişin değerlerinin de ortaya konmasıyla yeni arayışlar ve çözümler bulmak gerekmektedir.
Yerleşimler
Neo
Kal.
İTÇ
OTÇ
GTÇ
DÇ
Kls
Hel
. 1-Altılar
+
+
2-Bahadırlı
4-
+
Bingöl
+
Bzs
. +
+
3- Bahçehisar
Rom
+
+ +
+
Yaylası 5- Bozan H. 6.Celep
+ +
+
+
Çatalhöyük 2. 7. Celep Höyük
+
+
+
7. Çevrikkale H.
+
(Yaraşlı Kale) 8. Çorak H.
+
9.Çöpler
+
10. Değirmenözü
+
+
+ +
13. Gökçe H. 14. Gürücük H.
+ +
11. Fatmakuyu 12. Fevziye H.
+
+
+
+
+
+
15. Güzelyayla
+
16. Gökmere H.
+
+
+ +
17.Kaletepe-
+
+
+
+
+
+
Kozanlı 18.Kamışlı H.
+
19. Karapınar
+
20. Kırkkuyu
+
+
+
+
+
+
+
+
21. Kırklar 22. Kiliseören I
+
+
24. Kozanlı
+
25. Köstengi 26. Küçük T.
+
+
23. Kiliseören II
Hüseyin
+
+
+
+
+
+
+
+
+ +
+
+
+
+
I
(Yazıçayır Köyü) 27.Küçük Hüseyin T. II 28. Mezarlıktepe (Pazarözü Yay.) 29.Samsam H.
+
+
30. Sarıyayla
+
+
+
+
32.Şahanın H.
+
+
33.Şerefli H.
+
İkiz Höyük 31.Söğütlü
+
Höyük
34.Tavşançalı
+
+ +
+
K.Höyük 35.Tuzyaka
+
+
36.Yaraşlı 37.Yassıpınar 38.YazıçayırÇifteoluk
+
+
+
+
+ +
+
39.Yunak
+
+
Yaylası 40..Zincirlikuyu
+
H. 41.Kül
Höyük,
Haşim
Hüseyin
+
Yeşilöz 42.Çifteoluk-
+
+
8
6
Yazıçayırı 43.Uso-Tuzyaka
+ +
44.GireGord
-
Zincirlikuyu Toplam
1
5
19
12
Tablo 1, Kulu’daki Yerleşmeler ve Dönemleri
16
21
10
5
Tablo 2, Kulu Yerleşim Yerlerinin Dönemlere Göre Grafiği Kaynakça:
Anderson 1899,J.G.C.,Exploration in Galatia cis Halym. II: http://www.jstor.org/stable/623855 Avşar 2010,L., Antik Yunan Seramiklerindeki Haç ve Çarkıelek Simgeleri ve Bunların Avrasya, Anadolu ve Mezopotamya Kültürlerindeki Muhtemel Kaynakları, Mukaddime 3,115-141. Aydın 2012,S., Ankara‟dakiPhrygler, , Son Tunç Çağı‟ndan Helenistik Döneme Anadolu‟nun Arkeoloji Atlası, Arkeo Atlas, Edt.N.Karul, 01:80-83. Aydın, E. and Türkoğlu, Ö. (2005), Küçük Asya’nın Bin Yüzü, Dost Yayınevi, Ankara Bahar vd.1996, H.Bahar, G.Karauğuz, Ö.Koçak, Eskiçağ Konya Araştırmaları 1, İstanbul . Bahar 1999, H., Demir Çağında Konya ve Çevresi, Sel Ün Vakfı Yayınları. Konya. Bahar,H.,2005; Bölgede yapılan Yüzey Araştırmaları. Bu araştırmada Prof. Dr. Özdemir Koçak, Dr.Hatice Gül Küçük Bezci ve Yüksek Lisansiyer Devrim Sönmez bulunmuştur. Belke 1984, K., Galatien und Lykaonien, Wien. Bryce 2005, T., The Kingdom of The Hittites, New Edition, Oxford, Oxord Press.
Calder 1956,W.M., Monumenta Asiae Minoris Antiqua,VII,Monuments from Eastern Phrygia, Manchester. Casabonne 2012a,O., “Akamenid İmparatorluğu Büyük Kral ve Persler”, Son Tunç Çağ’dan Helenistik Döneme, Anadolu’nun Arkeoloji Atlası, Arkeo Atlas,Anadolu’nun Arkeolji Atlası 2, edt.N.Karul, Citlt, 01: 184-199. Casabonne 2012b,”Medancıkkale-Kirşu”,
Son Tunç Çağ’dan Helenistik Döneme,
Anadolu’nun Arkeoloji Atlası, Arkeo Atlas,Anadolu’nun Arkeolji Atlası 2, edt.N.Karul, Citlt, 01: 225. Cunliffe, B. W. 1999, The Ancient Celts, Penguin Books International, London Del Monte –Tischler 1978, G..-J., Die Orts_und Gewässernamen der hethitischen Texte, Répertoire Géographique des Textes Cunéiformes, VI, Wiesbaden, Dr.Ludwing Reichert Verlag. Del Monte 1992, G.. Die Orts_und Gewässernamen der hethitischen Texte, Répertoire Géographique des Textes Cunéiformes, VI,2, Wiesbaden, Dr.Ludwing Reichert Verlag Devries 2012,K., Phryg Sanatı, “Geometrik Doruk”, , Son Tunç Çağı’ndan Helenistik Döneme Anadolu’nun Arkeoloji Atlası, Arkeo Atlas, Edt.N.Karul, 01:60-63. Erdoğdu-Fazlıoğlu 2006, B.,-I., « The Central Anatolian Salt Project : A preliminary report on the 2004 and 2005 Surveys »,Anatolia Antiqua, XIV: 189-203 Erdoğdu –Özbaşaran 2008, B.,-M., “Salt in Prehistoric Central Anatolia”, Collection "LES CAHIERS DE LA MSHE LEDOUX"dirigée par Jean-Claude Daumasn° 12, Sel, eau et Forëtd‟hier á Aujourd‟huı, Paris:164-173. Erkut 1990,S., “Hititlerde Tuz ve Kullanımı”, Belleten LIV/209,Ankara:1-7 Ertem 1973,H., Boğazköy Metinlerinde Geçen Coğrafya Adlar Dizini, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğraya Fakültesi Yayınları 230, Ankara. Erzen, A. (1946), Ilkçağda Ankara, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara. French, D. H. (1983), Roman Roads and Milestones in Anatolia 1982, Araştırma Sonuçları Toplantısı-I, Kültür ve Turizm Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Ankara, pp: 87-88. French, D. H. (1984), Roma Yolları ve Mil Taşları 1983, Araştırma Sonuçları Toplantısı-II, Kültür ve Turizm Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Ankara, pp: 123-129. French, D. H. (1998), Roman Phrygia, N. Tuna, Z. Aktüre and M. Lynch (eds.), Thracians and Phrygians: Problems of Parallelism, METU Faculty of Architecture Press, Ankara, pp: 107-109.
Gurney 1992,O.R., Hittite Geography:thirty years on”, Sedat Alp‟a Armağan, Hittite and other Anatolian and Near Eastern Studies in honour of Sedat Alp, edts. H.Otten, E.Akurgal, H.Ertem ve A.Süel, TTK Basımevi,Ankara:213-221. Haspels 1971, H.E., The Higlands of Phrygia Sites and Monuments, Volume II-Plates, Princeton University, New Jersey. Kaya 2005,M.A., Anadolu’daki Galatlar ve Galatya Tarihi, Mitoloji Dizisi, İlya, İzmir. Kınal 1987,F. Eski Anadolu Tarihi, Türk Tarih Kurumu Basımevi, 2.Baskı, Ankara Maffre 2012, F., “Kıyı Phrygiası ve Troas Zengin Topraklar Ülkesinde”, Son Tunç Çağ’dan Helenistik Döneme, Anadolu’nun Arkeoloji Atlası, Arkeo Atlas,Anadolu’nun Arkeolji Atlası 2, edt.N.Karul, 01,248-253. Mellaart 1958, J.,,« The Neolithic obsidian industry of Ilicapinarand its relations »,Istanbuler Mitteilungen 8: 82-92. Mellaart 1986, J., “Some Reflections on the History and Geography of Western Anatolia in the Late Fourteenth and Thirteenth Centuries B.C”.. Anadolu Araştırmaları X, Pro.Dr.U.Bahadır Alkım Hatıra Sayısı, İstanbul.215-230. Mitchell, S. 1974, The History and Archaeology of Galatia, vol: I, unpublished PhD Thesis, Oxford University, Oxford. Mitchell 1993a,S., Anatolia,Land, Men, and Gods in Asia Minor,I, The Celts and the Impact of Roman Rule, I, Clarendon Press, Oxford. Mitchell, 1993b, Anatolia, The Celts and the Impact of Roman Rule,II, the Rise of the Church, Clarendon Press, Oxford. Moga 2009,I., “Salt Extraction and Imagery in the Ancient Near East”, Journal for Interdisciplinary Research on Religion and Science, 4, January: 175-213. Omura 1993,S., “1991 yılı İç Anadolu‟da Yürütülen Yüzey Araştırmaları”, X.Araştırma Sonuçları Toplantısı, 25-29 Mayıs Ankara 1992,Ankara: 365-386 Omura 1994,S., “1992 yılı İç Anadolu‟da Yürütülen Yüzey Araştırmaları”, XI.Araştırma Sonuçları Toplantısı,Ankara: 311-336. Omura 1995, S., “1993 yılı İç Anadolu‟da Yürütülen Yüzey Araştırmaları”, XII.Araştırma Sonuçları Toplantısı, Ankara: 215-244. Omura 1999,S., “1998 yılı İç Anadolu Araştırmaları” XVII.Araştırma Sonuçları Toplantısı,2, Ankara:25-30. Otten 1988, H. Die Bronzetafel aus Boğazköy Ein Staatsvertrag Tuthalijas IV. Wiesbaden, Strabon, Coğrafya, Çev. A.Pekman, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul (StBoTB I)
.Özgüner 2006, N.P., Çevre Kale:Applications of Newly Developed Methods, Technology and data for understanding the Iron Age city in Yaraslı, A Thesis submitted to the graduate school of social sciences Middle East Technical University, Ankara. Sönmez,(Tarihsiz)D., Eski Çağlardan Günümüze Kulu, Coğrafyası-Tarihi, Tarihi EserleriHöyükleri, Gelenek ve Görenekleri-Turizmi, Konya StBoTB I: Otten 1988, H. Die Bronzetafel aus Boğazköy Ein Staatsvertrag Tuthalijas IV. Wiesbaden, Strabon, Coğrafya, Çev. A.Pekman, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul Uçankuş 2002,H.T., Ana Tanrıça Kybele’nin ve Kral Midas’ın Ülkesi Phrygia (Kültür Rehberi), T.C. Kültür Bakanlığı, Ankara. Strobel 2008,K., “A Hittite fortress on Çevre Kale, Yaraşlı? Some notes”, Muhibbe Darga Armağanı:Muhibbe Darga Armağanı, Sadberk Hanım Müzesi Yayınları: İstanbul, 451-456. Summers 1992, G. D., „An aerial Survey of Çevre Kale, Yaraşlı‟, Anatolian Studies 42: 179206. Yörükan 2009,Ç..Galatian .. https://etd.lib.metu.edu.tr/upload/3/12610539/index.pdf
Harita 1, Kulu ve Çevresi
Harita 2, Antik Kulu YerleĹ&#x;meleri
Harita 3, Hititler dönemi Kulu ve Çevresi
Resim 1, Tuz Gölü, Antik Tatta
Resim 2, Bozan Höyük
Resim 3, Bozan Höyük
Resim 4, Bozan Höyük‟ten Tuz Gölün Uzanan Yol
Resim 5, Bozan Höyük Antik Mezarlık (Dolmen ? )
Resim 6, Fevziye Höyük
Resim 7, Bahadırlı Höyük
Resim 8, Kırklar Höyük Konya-Ankara Yolundan
Resim 9, Kırkkuyu Höyük
Resim 10, Kırkuyu Oda Mezarı Girişi
Resim 11, Kırkkuyu Oda Mezarları Krokisi
Resim 12, Kırkkuyu Mezar Odaları Koridor Kuzey Cephesi
Resim 13, Kulu Kırkkuyu Mezar Odası Koridor Kuzey Panosu, Hayat Ağacı, Swastika ve Güneş bezemeleri
Resim 14, Oda Mezar覺 Detay
Resim 15, Oda Mezar覺 Tahribat覺 tespiti (Hasan Bahar 2012)
Resim 16, Oda Mezarı Girişi bezemeler tahrip edilmiş
Resim 17, Oda Mezar覺 bezemeleri
Resim 18, Mezar i癟i Sawastika
Resim 19, Mezar bezekleri
Resim 20, Mezar içindeki iskelete ait kemikler ve bir çömleğe ait dip parçası
Resim 21, Mezar koridorundan odalara giriş
Resim 22-23, Karacadağ Belediyesi Önündeki Roma Dönemi Mezar Stelleri
Resim, 24 Karacadağ Belediyesi Antik Kübele formunda Çörten
Resim 25, Zincirli Höyük Hitit Kabartması
Resim 26, Kırkkuyu Seydikulak Mezar Odası telefonumuz üzerine gelen Konya Müzeler Müdürü Yusuf Benli ile inceleme anı
Resim 27, Kıkkuyu Fevziye Höyük
28, Kırkkuyu Höyük kırılmış maden döküm kalıbı
29, Kulu Bozan Höyük Dolmenleri
30,Konya Çatal Höyük Müzesi Neolitik Tuzluklar
Resim 31 Mezar içi ve 32, Mezar dışındaki keramik parçaları
Resim 33, Kırkkuyu Seydikulak Höyük
Resim 34, Kırklar höyük
Resim 35, Bahadırlı Höyük